türk eğitim rehberi 38 · 2019-04-05 · ler, veliler, öğretmenler ve konu ile ilgili bütün...

Yıllardır öğrencilerle hedef belirleme üzerine çalışıyorum. Buradaki en büyük problemin doğru hedef belirleyeme-mekle ilgili olduğunu görüyorum. Hayat ve insan doğası gibi karışık şeyleri anla-mak için modellere ihtiyacımız var.

Küresel dünyanın sadece yaban-cı dil bilenlere vize veren bir plat-form olduğunun altını çizen İs-tanbul Medipol Üniversitesi Dil Okulu Müdürü Murat Culduz, Ro-yal Language Training Schools ile imzaladıkları protokol ile İstanbul Medipol Üniversitesi öğrencileri-ne ABD’nin prestijli üniversitele-rin kampüslerinde dil eğitimi şan-sı sunduklarını söyledi.

DEĞİŞİM günümüzde önemli bir kavram. Tek-nolojide değişim, trend-lerde değişim, değerler-de değişim derken as-lında dünya topyekün ve hızlı bir değişim sü-recinde

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi, ABD’nin en saygın üniversitelerinden Johns Hopkins Üniversitesi ile işbirliği çerçevesinde hayata geçirdiği Bilimsel-lik Komitesi ile bilimselliğe katkı sağlamaya de-vam ediyor.

Her yıl üniversite sınavları yaklaşırken öğrenci-ler, veliler, öğretmenler ve konu ile ilgili bütün paydaşlar gençlerin kariyer planlarını yapar-ken en fazla nelere dik-kat etmeleri gerektiği üzerine görüşler paylaş-maktadır. Hiç kuşku yok ki doğru ve yerinde ve-rilen kararlar, bir bireyin ömür boyu mutlu veya mutsuz olmasına neden olmaktadır.

Eskiçağdan bu yana her zaman gündem-de kalan bir konu Genel Eğitim konusu. Sokrates’ten günümüze, genel eğitimin ne olduğu ve/veya na-sıl olması gerektiği konusunda çağla-rın kanaat önderle-ri olarak çoğunluk-la filozofl ar görüş-lerini toplumla, ka-muyla paylaşmışlar-dır. Bu paylaşım hâlâ sürüyor.

LYS’lerin YGS’den farkı, yapılan çalışmala-rın karşılığının daha kısa sürede alınması-dır. LYS’ler bilgi ağırlıklı olması dolayısıy-la çalışan öğrenci-lerin daha başarılı olacağı sınavlar ola-rak nitelendirilebilir. Bu yüzden de son dönemlerde yapı-lan tekrarlar başarı-yı önemli ölçüde ar-tıracaktır.

Dünyanın farklı ülkelerindeki eğitim sistemleri-ni incelendiğinde, lise öğrencilerine üniversite-ye geçişte büyük oranda sınav uygulandığı gö-rülmektedir. Bu neden-le, öncelikle ülkemizde-ki öğrencilerin sınav sis-temine hazırlıklı/alışkın olması beklenmektedir. Üniversite yerleştirme sı-navlarına hazırlık yolcu-luğunda lise öğrencileri için şu tavsiyeleri sırala-yabiliriz:

Türk Eğitim RehberiE Ğ İ T İ M H A B E R L E R İ G A Z E T E S İ MART / NİSAN 2017 38

www.türkegitimgazetesi

.com

GÜNCEL HABERKAYNAGINIZ

Devamı Sayfa 8’de... Devamı Sayfa 2’de... Devamı Sayfa 4’de...Devamı Sayfa 8’de...

Dr. Sevgi Kesim

Boğaziçi Üniversitesi SosyologDavranış Bilimleri Uzmanı

Prof. Dr. Betül ÇOTUKSÖKEN

Maltepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı

Cihan Yeşilyurt

Fen Bilimleri Eğitim KurumlarıRehberlik Koordinatörü

Kariyer planında cinsiyete göre

bölüm tercihi

Eğitimde felsefenin gör dediğiGünümüzde genel eğitim

LYS’ye girecek gençlere

öneriler

Üniversite yerleştirme sınavlarına

hazırlık yolculuğunda tavsiyeler

LYS’ye ve Üniversite Tercih Fuarlarına sayılı günler kaldı

LYS, 10-18 Haziran 2017 tarihleri arasında gerçekleşecek. Üniversite Tercih Fuarları ise 4 büyük ilde 13-23 Temmuz tarihleri arasın-da yapılacak.

Devamı Sayfa 4’de...

Devamı Sayfa 6’da...

Devamı Sayfa 3’de...Devamı Sayfa 5’de...


Öğrencilere Doğru

Hedefi Nasıl Anlatırız?

Medipol, küresel dünyanın

kapılarını aralıyor

Geleceğin Mesleği mi?

Mesleklerin Geleceği mi?

İstanbul Aydın Üniver-sitesi (İAÜ), yeni akade-mik yılda 7 yeni bölüm açmasının yanında, tıp eğitimi alanında başlat-tığı atılımları da sürdü-recek.


İstanbul Aydın Üniversitesinden

Yeni Akademik Yılda Yeni Bölümler!

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü

Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu: Amacımız

araştırma yapabilen hekimler yetiştirmek

Göksel GÖKÇE

Uzman Eğitimci

Dilek M. Görgüç

İTÜ Tanıtım Koordinatörü, Eğitmen ve Kariyer Danışmanı

Nisan ayında Bodrum, Muğ-la, Adana, Mer-sin, Konya ve Bolu’da Üni-versite Tercih Günleri etkin-

liklerini gerçekleştiren EKET Fuarcılık; Mayıs ayında Diyarbakır, Mardin ve Kırklareli’nde öğ-rencilerle buluştu.

Devamı Sayfa 10’da...

EKET Fuarcılık’ın Bahar

etkinlikleri yoğun ilgi

gördü

Murat Culduz

Medipol Üniversitesi Dil Okulu Müdürü

2016 Ekim ayı itibariy-le Malatya ile başladığı-mız EKET Üniversite Tercih Fuarları seyahatlerimize 2017 Mayıs ayının 8’inde Kırklareli rotasıyla tamam-ladık. Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik..


Eğitim Turizmi …

Hatice Karataş

Nişantaşı ÜniversitesiFuarlar KoordinatörüÖzge Alyu

İstanbul Bilgi ÜniversitesiTanıtım Müdürü

Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu


Türk Eğitim Rehberi Gazetesi 2 Türk Eğitim Rehberi Gazetesi 2

Aylık Ticari GazeteTÜRK EĞİTİM REHBERİ GAZETESİ

İmtiyaz Sahibi: Ünal ÇELİKTAŞGenel Müdür: M. Uğur TOKS. Yazı İşleri Müdürü: Cengiz ORCANGenel Koordinatör: Nilgün TOK

Yönetim Adresi:

İsmet İnönü Cad. Bulut İş Hanı, No: 10 / 406 Çeliktepe / İstanbulTel: 0 212 280 60 25 Fax: 0 212 280 60 [email protected]

Basım Yeri:

Bilnet Matbaacılık ve Ambalaj San. A.Ş.

Dudullu Organize Sanayi Sitesi 1.CaddeNo:16 Ümraniye-İstanbulTel.: 0 216 444 44 03

Gazetemiz Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahüt eder. www.turkegitimrehberi.com

TİRAJ: 20.000 Adet

Dağıtım: Tüm Türkiye’deki Resmi ve Özel Ortaöğretim Kurumları ile Üniversitelere ücretsiz dağıtılmaktadır.

EĞİTİMDE FELSEFENİN GÖR DEDİĞİGÜNÜMÜZDE GENEL EĞİTİM

Sosyalleşmenin en büyük düşmanı sosyal medya!

Prof. Dr. Betül ÇOTUKSÖKEN

Maltepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı

Eskiçağdan bu yana her zaman gündem-de kalan bir konu Genel Eğitim konusu. Sokrates’ten günümüze, genel eğitimin ne olduğu ve/veya nasıl olması gerekti-ği konusunda çağların kanaat önderle-ri olarak çoğunlukla filozofl ar görüşleri-ni toplumla, kamuyla paylaşmışlardır. Bu paylaşım hâlâ sürüyor.

İlk adı “Studium Generale” olan; sonrasın-da bir tür özgürleşme yolu olarak “Yedi Özgür/Serbest Sanat” adını alan bu bil-gi öbeği, günümüzde varlığını hem “Li-beral Arts” (Özgür/Serbest Sanatlar) ola-rak hem de biraz daha genişletilmiş biçi-miyle, yine “Genel Eğitim” (General Edu-cation) olarak sürdürüyor.

Genel Eğitimde ağırlık noktasını ya da noktalarını temel doğa bilimleri, mate-matik ve insan bilimleri oluşturuyor kla-sik kavrayışa göre. Yine günümüzde özel-likle üniversiteler, ilk yıllarda öğrencile-rin, “zamanlar arasında”, “düşünmeyle dil arasında” yaşayan insanlar olduğunu he-saba katarak, onların sahip olmaları ge-

reken bilgileri eğitim konusu kılmak su-retiyle, gündemlerine alıyorlar. Öğrenci-leri felsefe, bilgi felsefesi, bilim felsefesi, mantık, edebiyat, tarih, uygarlık tarihi, bi-lim tarihi, sanat tarihi, antropoloji, sosyo-loji, matematik, fizik, biyoloji, astronomi, istatistik gibi bilgilerle tanıştırıyorlar.

Genel Eğitim konularının bir yandan sö-zel olanı içerirken, öte yandan sayısal ola-nı da gündeminde hep canlı tuttuğu-na tanık oluyoruz. Kimi öğrenciler hatta doğrudan bir biçimde bu dallarda öğre-nim görmeyi öncelikli hedefl eri arasına da alabiliyorlar. Burada sıralanan bu bil-gilere içinde bulunulan çağın durumu-na, eğilimine, özelliklerine göre başkaları da eklenebiliyor ve Genel Eğitim konula-rı günümüzde olduğu gibi, STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) adı altında bir bakıma çeşitlenebiliyor. Özel-likle günümüzde felsefe, matematik ve teknoloji eşliğindeki bilim düşüncesinin, eğitimde ağırlık noktasını oluşturduğu-nu görüyoruz.

21. yüzyıl, hepimizin deneyimlediği gibi, eğitim bağlamındaki gereksinimlerin iyi-ce arttığı ve çeşitlendiği, eğitimin her-kesin talebi olduğu ve yaşam boyu sür-düğü bir yüzyıl olarak kendini gösteri-yor. Eğitim ortamlarının, araçlarının çe-şitlendiği bir yüzyıl olarak 21. yüzyıl, öğ-rencileri hem yüz yüze öğretim olanak-larıyla hem de sanal gerçeklikte konum-lanan yeni seçeneklerle, neredeyse sı-

nırsız öğrenme çerçeveleriyle buluştu-ruyor. Eğitim teknolojileri insan-insan, insan-dünya, insan-bilgi ilişkilerini yeni-den biçimlendiriyor; dijitalleşme insanı ağdaş (netizen) olarak yeniden konum-landırıyor. Genel Eğitim konuları da yeni-likçiliği sürekli olarak ivmelenen bu yeni dünyada yerini, her zamankinden daha çok koruyor.

Üniversiteye adım atanları insanlığın or-tak kültür mirasıyla buluşturmanın öteki adı olan Genel Eğitimin yukarıda da kısa-ca belirtildiği gibi, genellikle iki ana bo-yutu olduğunu ileri sürebiliriz: Düşünme-yi destekleyen, özenli ve yaratıcı düşün-meyi keskinleştiren boyutla; dil kullanı-mını güçlendiren boyut. Her ikisi de insa-nın yetkinleşmesini, başta kendisi olmak üzere, başka insanları ve her türlü var ola-nı anlamasını sağlayan ögeler olarak or-taya çıkıyor. Anlam vermenin ve verilen anlamları gerçekleştirmenin yolu düşün-me ve dil edimlerinin, faaliyetlerinin or-taklığında kendini gösteriyor; bu neden-le Genel Eğitim günümüzde de düşün-me ve dil bağlamlarını önceliyor. Her bil-ginin bir tür dil olduğu hesaba katılırsa, bu sav haklı çıkıyor.

Bir yükseköğretim kurumunda Genel Eğitimi kurgularken nelere dikkat etmek gerektiği üzerinde düşünebiliriz. Burada ilkelere ilişkin olanı öne çıkarmak önem-li görünüyor. Genel Eğitim konularını o denli çeşitlendirebiliriz ki, bir bilgi dalı,

başka bir bilgi dalının yaslandığı bir te-mel olarak ortaya çıkabilir. Ustaların eşli-ğinde, belli bir alanda eğitim almaya, öğ-renim görmeye çalışan öğrenci, başka bir alanın bilgisinin kendisi için ne denli ya-rarlı olduğunu fark edebilir ya da fark et-mesine yardımcı olunabilir. Örneğin, hu-kuk eğitimi alan biri, bilgisayar teknolo-jilerinin hem kendi öğrenme faaliyetini hızlandıracağını, güçlendireceğini, hem de daha sonra meslek yaşamında bu tür-den teknolojilerin kendisine ne denli yar-dımcı olacağını kavrayabilir. Örneğin; bir mimar, mühendis, tasarımcı, analitik dü-şünmenin gereklerini kendisine kazan-dıran felsefe ve mantık eğitiminin, yara-tıcılığını ne denli ileri boyutlara taşıyabi-leceğini zaman içinde kestirebilir. Örne-ğin; bir hemşire adayı sosyal ya da kültü-rel antropoloji bilgilerinin insanı tanıma-sında kendisine ne çok yarar sağlayaca-ğını, bu tür bilgileri ustasından öğrendi-ği zaman daha iyi anlayabilir. Bir psikolog adayı, mitoloji, felsefe, edebiyat bilgileri-nin bireyi, bireysel ilişkileri daha iyi kav-ramasında, anlamasında kendisine yar-dımcı olabileceğini bir süre sonra göre-bilir ve hatta bu türden bir donanımı ol-madığı zaman ileride mesleğini gerekti-ği gibi icra edemeyeceğini anlayabilir. Bir felsefeci adayı insan-dünya-bilgi ya da dış dünya-düşünme-dil ilişkileri üzerin-de düşünürken, yerine göre insan bilim-lerinden ve/veya doğa bilimlerinden ya-rarlanmasının ne denli gerekli olduğunu kavrayabilir.

Bu durumda sormak gerekiyor: Genel Eğitim konuları günümüzde artık sadece birkaç başlıkla sınırlandırılabilir mi? Bu-nun mümkün olmadığını görüyoruz. Bu-rada verilmeye çalışılan ipucu bütün bil-gi dallarının birbirine gereksinimi oldu-ğu, aralarındaki ilişkilerin yaşamın bü-tünlüğünü yansıttığı ve bu nedenle de her bir bilgi dalının kendisini, kendisi ol-mayan üzerinden daha iyi tanıyabilece-ğidir; nasıl ki her birimiz de insan olarak kendimizi, başka insanlarla olan ilişkileri-miz üzerinden ve onlar aracılığıyla daha iyi tanıyorsak…

Bu ileri sürüşü yukarıda sıraladığımız ör-neklerle bir ölçüde de olsa göstermeye çalıştık; elbette örnekleri daha da çoğal-tabiliriz. Genel Eğitimi önceleyen yükse-köğretim ortamı, öğrencilerin, insanın ve yaşama dünyasının bütünlüğünü kav-ramasında kolaylaştırıcı olacaktır. Böyle bir akademik ortam öğrencilere her şe-yin her şeyle bağlantılı olduğunu, gös-terecek, onlarda farklı ilgilerin uyanma-sını sağlayacaktır. Bu türden bir eğitim sadece sınırları belli sınıf ve laboratuvar-larda hayat bulmayacak; tam tersine her yeri bir öğrenme ortamı haline getirecek; dünyaya, hatta bir sınırsızlık içinde açıla-cak; özgürleştirici niteliğiyle, şimdiki ku-şakları ve gelecek kuşakları da özgür kıla-caktır. Bu eğitim artık eğitim alma hakkı-nı yalnızca koruyan değil, aynı zamanda geliştiren bir eğitim olacaktır.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan günümüzde sosyalli-ğin en büyük düşmanının sosyal medya olduğunu söyledi. Yalnızlaşma ve mutsuzluğa karşı en etkili tedavinin de sosyal tedavi olduğunu vurguladı.

Yazar Simon Dowling’ in yeni kitabı “İnsanları Hayalinize Dahil Etmenin Sırları” rafl arda yerini aldı.

İstanbul Kongre Merkezi’nde düzen-lenen 3. Mutlu İnsan Zihin, Beden ve Ruh Festivali’ne katılan Üsküdar Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tar-han, “Mutluluktan Huzura Başlıklı” su-numunda sosyalleşmenin en büyük düşmanının sosyal medya olduğunu söyledi.

İyi niyet sihirli kelime

İyi niyetin insan ilişkilerinde sihir-li bir kelime olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “İnsan iyi niyetliyse dav-ranışlarının kötüye gitmesi mümkün değil. Eğer iyi niyetliyseniz ve doğru-ları yapmaya çabalıyorsanız çatışma-lar yaşanabilir. İyi niyetiniz varsa ha-talı olsanız bile yaşanan güç çatışma-sını sağlıkla aşabilirsiniz.İyi niyet yok-sa farklı bir yöne gider” dedi.

İnternet yalanı doğallaştıryor!

Modern iletişim araçlarının insan iliş-

kilerinde işbirliği kurmaya engel olan bir araç olduğunu da vurgulayan “Bu modern araç akıllı telefonlar ve internet. Sosyalliğin şu anda en büyük düşmanı sosyal medya. Sosyal terapilerin en bü-yük düşmanı sosyal medya çünkü inter-netin şu özellikleri bağımlılık yapıyor, 24 saat boyunca ulaşım imkânı var. Onay-layıcı ve ödüllendirici, internete kolay-ca ulaşabiliyorsunuz, gece uyanıp da telefonunu kontrol etmeyen çok az kişi var. Aynı evin içinde insanlar birbirlerine mesaj atıyor. Çocuk internette dolaşıyor, annesi babasının içi çok rahat evde gö-zümün önünde diye oysa çocuk güven-siz mecralarda dolaşıyor. Orada her şey sahte, internet yalancılığı doğallaştırı-yor. Bu özellikle bağımlılık yapan mad-delerde de var” dedi.

B“Kişisel ilişkilerde güven esas kuşku is-tisnadır” diyen Prof.Dr. Nevzat Tarhan, yalnızlaşma ve mutsuzluğa karşı en etki-li tedavinin sosyal tedavi olduğunu be-lirterek “Sosyal tedavinin üç ayağı vardır. Duygusal pozitifl ik, zihinsel esneklik ve davranışsal kucaklayıcılıktır. İletişimde ve kişilik çatışmalarında en önemli se-bep işbirliğinden kaynaklanan sorunlar-dır. Birbirini seven kişiler aşık oluyorlar, evleniyorlar ancak iyi işbirliği kurmuyor-lar. Güç ve kişilik çatışmaları sadece iş-

Hayallerinizin ve girişimlerinizin etra-fında samimi bir şekilde nasıl tutkulu insanlar bulabileceğinizi ve bu yolda nasıl birlikte yürüyebileceğinizi, eğ-lenceli bir o kadar da baştan çıkarı-cı şekilde anlatan Simon Dowling, in-sanları hayallerinize dahil etme sana-tının inceliklerini anlatıyor.

İnsanları hayalinize ortak etmeye, so-rumluluk almaya ve kendi hayatını-zı değiştirmeye doğru ilerleyebilecek

birliği ile aşılır. İş ilişkilerinde de işbir-liği önemlidir” dedi.

Nöropsikoloji bakışı ile zekâ türleri-nin beşe ayrıldığını belirten Prof. Dr. Tarhan bunları şöyle sıraladı: Mantık-sal zekâ, duygusal zekâ, sosyal zekâ, bedensel zekâ ve vicdani zekâ. Bu beşzekâ türünün değerlerinin fark-lı olduğunu kaydeden Tarhan, “İnsanı harekete geçiren fikirler değil duygu-lardır. Duygulara düşünce kattığınız-da bu inanış oluyor, inanış olduğunda bilgisayarın enter tuşuna bakmak gibi oluyor. Kişi bunu o zaman içselleştiri-yor, o yetmiyor bunu devam ettiriyor. Devam ettiği zaman alışkanlık oluyor. Bunu 6 ay süreyle yaparsanız kişilik haline geliyor” dedi.

21’inci yüzyılın bilgelik çağı olması ge-rektiğini belirten Tarhan, “İnsanlık şu anda daha çok bilgi sahibi. Dünya çok hızla gelişiyor ve değişiyor. İnsanlar böyle bir ortamda varlıklı güçlü fakat mutlu değil. Bu çağ sekülerizm çağı, dünyevilik çağı. Değerler hiyerarşisi piramidinin en tepesine insan dünya konuyor. Oysa insan değerler pirami-dinin en üstüne iyi insan olmayı koya-cak. İyi insan olmak varoluşumuz için ödediğimiz kiradır” dedi.

tek insanın yine siz olduğunu anlama-ya gerçekten hazır mısınız?” diyen ya-zar Simon Dowling, “Her büyük fikir bir tek şeye bağlıdır. O da insanların hayallerinize ortak olmasıdır” diyor, ve “İnsanları Hayalinize Dahil Etmenin Sırları” adlı kitabında sırları veriyor.

Kitapta her şeyin ötesinde;

• Pozisyonunuzdan bağımsız bir şekil-de fikirleriniz için nasıl destek alacağı-nız,• Maksimum işbirliğini artıran ve in-

sanların kalplerini kazanan bir mo-deli nasıl oluşturacağınız,

• Direncin ve isteksizliğin nasıl üste-sinden geleceğiniz,

• Sürdürülebilir sonuçlara doğru na-sıl ilerleyeceğiniz,

• Çevrenizde hayallerinizin peşinde sizinle birlikte var olan insanlara nasıl liderlik yapacağınız, hakkında muhteşem ipuçları sunuyor.

Yazar Hakkında;Yazar Simon Dowling, işbirliği kültü-rü ve kazanan takımlar yaratma konu-sunda dünyanın en önemli düşünür-lerinden biridir. Bir hukuk uzmanı ve lider bir konuşmacı olan Simon, bu-gün dünyanın en önemli şirketlerinin üst düzey yöneticileri ile danışman, mentor ve koç olarak çalışmaktadır.

HAYALLERİNİZE ULAŞMANIN EN

DOĞRU YOLU BU KİTAPTA!

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi3

Medipol, küresel dünyanın kapılarını aralıyorKüresel dünyanın sadece yabancı dil bilenlere vize veren bir platform olduğunun altını çizen İstanbul Medipol Üniver-sitesi Dil Okulu Müdürü Murat Culduz, Royal Language Training Schools ile imzaladıkları protokol ile İstanbul Medipol Üniversitesi öğrencilerine ABD’nin prestijli üniversitelerin kampüslerinde dil eğitimi şansı sunduklarını söyledi.

Bugünün dünyasında yabancı dil bil-

menin önemi nedir?

Geçmişten günümüze küresel anlamda dünyada yaşanan gelişmeler, ülkeler ara-sındaki etkileşimi, sosyokültürel ve eko-nomik bağlamda güçlendirdi ve her ge-çen gün farklı kimlikler arasında iletişimi tartışmasız olarak zaruri kıldı. Bu noktada İngilizce “Lingua Franca” ve ortak bir ileti-şim pasaportu olarak en güçlü araç ola-rak karşımıza çıkıyor. Küresel dünya, bu pasaporta sahip olmayanların vize ala-bilecekleri bir platform değil. Diğer taraf-tan bu güce sahip olanların da gerek sos-yokültürel anlamda, gerekse de ekonomi ve finans anlamında dünyanın farklı böl-gelerinde yaşayabilecekleri pozitif etkile-şim tartışılmaz bir gerçek.

İngilizce eğitim hakkında neler düşü-

nüyorsunuz?

İngilizce eğitim günümüzde bizleri iki farklı kavrama yönlendiriyor. Bunlardan birincisi ‘İngilizce dil eğitimi’ (ESL, Eng-lish as a Second Language) yani İngiliz-ceyi globalleşen dünyada hem profes-yonel hem de sosyal alanlarda yeterli bir düzeyde kullanmayı hedef alan, tüm ye-tilerin eşit oranda pratik edildiği bir ya-bancı dil eğitimi. Bu türden dil eğitimin-de öğrenciler hazırlık sınıfı eğitimi ile baş-layıp bölüm derslerine ek olarak ya da bölüm derslerinin içeriğinde belli oran-larda planlanmış ileri dönem (Professio-nal English) İngilizce dersleri görürler. Bö-lüm derslerinde ana dil kullanımının yanı sıra hedef dil olan İngilizcede Avrupa Dil-leri Ortak Çerçeve programının esasları-na dayanarak uluslararası düzeyde ken-dilerini geliştirirler. İkinci bir İngilizce eği-tim süreci ise İngilizcenin eğitim dili ola-rak kabul edildiği (EMI, English as a Me-dium of Instruction) program. Bu prog-ramın uygulamasında öğrenciler hazır-lık eğitiminin ardından devam ettikleri akademik birimlerde tüm alan dersleri-ni %100 İngilizce olarak alır. Her iki uygu-lamanın da örnekleri Medipol Üniversite-si bünyesinde bulunuyor. Bizler donanı-mımız ve kadromuz ile her iki türdeki İn-

gilizce eğitimine gerekli desteği sağlıyo-ruz. Fakat deneyimimize dayanarak terci-himiz; İngilizce eğitimin pratiğe dayalı bi-çimde bölüm derslerine destek olduğu, böylelikle öğrencilerin özellikle ileri dü-zeydeki eğitimlerinde iki yönden de ye-terli kılındığı birinci modelden yana. Aka-demik eğitimin tamamıyla yabancı dilde verilmesi öğrencilerin alanlarındaki bel-li konularda daha derine inememelerine ve global düzeyde kurdukları alan haki-miyetini yurt içi kavram ve konularda de-rinleştirememelerine neden olduğunu düşünüyorum.

Medipol Dil Okulu’ndan bahseder mi-

siniz?

İstanbul Medipol Üniversitesi Dil Oku-lu bünyesinde her biri akademik düzey-de yeterliliğini ispatlamış olan çok dina-mik bir kadro ile çalışıyoruz. Dil okulumu-zun yanı sıra alana yönelik ileri düzey İn-gilizce eğitimi sağlayan Bölümler İngiliz-cesi ve Sürekli Eğitim Merkezimiz altında

eğitim veren özel amaçlı ve sınava hazır-lık gruplarımızın eğitim gördüğü birim-lerimiz de tam kapasite hizmet veriyor. Medipol Dil Okulu’nda tüm bu birimle-rin kendi içlerinde ihtiyaçlara göre plan-lanmış işleyiş sistemleri var. Temel İngi-lizce eğitiminin ardından her bir birimde öğrenci ihtiyaçları göz önüne alınarak et-kin İngilizce kullanımını sağlamaya yöne-lik programlar planlanıyor. Bu sebeple Dil Okulu ve Bölümler İngilizcesi programla-rının ayrımının yanı sıra Dil Okulu bünye-sinde 4 ayrı birim tasarlanarak dil eğitimi dâhilinde öğrencilerimizin akademik he-defl erine yönelik öznel dokunuşlar içe-ren çeşitli İngilizce eğitim programları uygulanıyor.

Hazırlık eğitimini ve İngilizce eğitimi

Medipol’de tamamlamanın ne gibi ar-

tıları var? Medipol’ün farkı ne?

Eğitim serüvenine uzman bir eğitim kad-rosuyla atılan Medipol Dil Okulu, açıl-dığından bugüne kadarki süreçte, fark-

lı eğitim modellerini karşılaştırıp kendi ihtiyaçlarına göre adapte etti ve ortaya özgün bir dil eğitimi modeli çıktı. Medi-pol Üniversitesinde İngilizce eğitimi kü-resel platformda kullanılan İngilizce eği-timini “CEFR” kendi vizyonunda topladı-ğı değerlerle aynı potada eritti. Öğren-cilerimize basmakalıp bir anlayışla değil ihtiyaç odaklı eğitim vermekteyiz. Medi-pol Dil Okulu öğrencileri, bu ihtiyaç ana-lizi paralelinde, 1 yıl boyunca uyguladığı-mız üretime dayalı uygulamalarla kendi-lerini daha fazla geliştirme şansına sahip.

ABD’de protokol imzalanan dil oku-

lundan bahsedebilir misiniz? Bunun

Medipol öğrencileri için ne gibi avan-

tajları olacak?

Üniversitemizin Dil Okulu ile Royal Lan-guage Training arasında 22.02.2017 ta-rihinde bir işbirliği protokolü imzalandı. Royal Language Training Schools, Medi-pol öğrencilerine ABD’nin prestijli üniver-sitelerin kampüslerinde dil eğitimi şan-sı sunuyor. Öğrencilerimiz, İngilizcenin anadil olarak kullanıldığı bir ortamda dil ile birlikte kültürü de deneyimleyebile-cekleri gibi uluslararası geçerliliği olan bir sertifika de elde etmiş oluyor. Program kapsamında ABD’ye gidecek olan öğ-rencilerimiz, Royal Language Training’in okullarında 8 hafta boyunca haftalık 31 saat İngilizce ders alacak. Derslerin sona ermesinin ardından YÖK Dil Eşdeğerli-liği Tablosunda YDS eşdeğerliliği olan PTE (Pearson Test of English) sınavına gi-rip bu sınavdan en az 71 (Yetmiş bir ) al-mak zorundalar. Bu puanı veya daha yük-sek bir puan alan öğrencilerimiz sınav so-nuç belgeleriyle bize başvurarak hazır-lık eğitiminden muaf olabilecek. Aldıkla-rı bu puanlar öğrencilerimizin Hazırlık Ba-şarı Notu olacak.

Murat Culduz

Medipol Üniversitesi Dil Okulu Müdürü

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi 4

LYS’YE GİRECEK GENÇLERE ÖNERİLER

LYS’lerin YGS’den farkı, yapılan çalış-maların karşılığının daha kısa süre-de alınmasıdır. LYS’ler bilgi ağırlıklı olması dolayısıyla çalışan öğrencile-rin daha başarılı olacağı sınavlar ola-

rak nitelendirilebilir. Bu yüzden de son dönemlerde yapılan tekrarlar başarıyı önemli ölçüde artıracaktır. Bütün sene boyunca sınava hazırlanan öğrenciler, sınava az bir süre kala kendilerini yor-gun ve bitkin hissedebilir, çalışmalarının yetersiz olduğu ve konuları tamamlaya-mayacağı hissine kapılıp yüksek düzey-de kaygı yaşamaya başlayabilirler. Öğ-rencilerin öncelikle yapması gereken hiçbir zaman tam olarak her şeyi hal-lettiği hissini yaşayamayacağı gerçeğini kabullenmektir.

LYS’ye az bir süre kala, üniversite aday-larının artık tüm eksiklerini halletmiş ol-maları ve son tekrarlarını yaparak hazır-lık sürecini tamamlamaları gerekmek-tedir. Son hafta içinde öğrenilecek yeni konuları pekiştiremeyecekleri ve kafa karışıklıklılarına yol açabileceği düşü-nülerek, daha önce öğrendikleri konula-

rın tekrarlarını yapmaları gereklidir. Aka-demik çalışmaların yanı sıra, öğrencinin psikolojik olarak da kendini sınava ha-zırlaması gerekir.

Adayların kendilerini psikolojik ola-

rak daha iyi hazırlamaları için de;

• Pozitif düşünmeleri ve olumsuz kaygılardan uzak kalmaları,

• Yakın çevreleriyle moral bozucu tar-tışmalardan uzak durmaları,

• Sınavı ölüm kalım meselesi veya ciddi bir varoluş meselesi olarak görmemeleri,

‘Ben bunu yapamam’, ‘Sınavlarda hiçbir zaman başarılı olamadım’ gibi düşünce-leri bir kenara bırakmaları,

LYS’nin belirleyici bir sınav olduğunu

unutmamaları, gerekmektedir.Adayların LYS’de en çok yapılan hatala-rını sıraladıktan sonra sınava girecekle-

re bazı önerilerde bulunmak istiyorum.

LYS’DE EN ÇOK YAPILAN HATALAR

1. Soruyu küçümsemek. Dikkat edil-mediğinde en basit konunun en basit sorusunda da hata yapılabilir.

2. Aday; çabuk olmalıyım hızlı çözme-liyim dediğinde hata yapma oranı artmakta.

3. İşlem hatası sıklıkla yapılıyor. Çö-zemediği soruya geri döndüğünde eski yaptığı işlem üzerinden soruyu çözüp, yaptığı hatayı göremiyor.

4. Sorunun tamamını değil de yarısı-na kadar okumak yapılan hatalar-dan bir diğeri.

5. Soruyu doğru okumamaktan kay-naklanan hatalar çoğunlukta.

6. Grafik yorumlama sorularında sık-lıkla hata yapılabiliyor.

7. Birden fazla konuya ait bilgi içeren sorularda adaylar zorlanıyorlar.

Bu hataları en aza indirebilmek

için;

• Son yılların çıkmış sorularını mutlaka çözün! Böylece LYS so-rularına aşinalığınız artacaktır.

• Sık sık denemeler çözmeye çalı-şın. Bu denemelerde ÖSYM ku-rallarını uygulayın.

• Hatırlamakta güçlük çektiğiniz ve denemelerde çözemediğiniz konulara göz atın!

• Gün içerisinde düzenli olarak 10-15 dakika bedensel egzersiz-lere yer verin.

• Uyku düzeninizi oturtmaya ça-lışın, uyku ve beslenme düzeni-nizde önemli değişiklikler yap-mamaya özen gösterin.

BÜTÜN ÜNİVERSİTE ADAYLARINA

BAŞARILAR DİLİYORUM.

Cihan Yeşilyurt

Fen Bilimleri Eğitim KurumlarıRehberlik Koordinatörü

LYS’ye ve Üniversite Tercih Fuarlarına sayılı günler kaldıLYS, 10-18 Haziran 2017 tarihleri arasında gerçekleşecek. Üniversite Tercih Fuarları ise 4 büyük ilde 13-23 Temmuz tarihleri arasında yapılacak.

LYS 10 Haziran’da ki ilk oturumu LYS 4 (Sosyal Bilimler) 10:00’da başlayacak ve 135 dakika sürecek. 11 Haziran’da LYS 1 (Matematik) 10:00’da başlayacak ve 135 dakika sürecek. 17 Haziranda LYS 2 (Fen Bilimleri) 10:00 da 135 dakika ve LYS 5 (Yabancı Dil) sınavı 14:30’da 120 dakika olarak gerçekleşecek. 18 Haziran’da LYS 3 (Edebiyat-Coğrafya) oturumu 10:00’da 125 dakika sürecek ve son bulacak. LYS sonuçları 11 Temmuzda açıklanacak.

LYS Sonuçlarının 11 Temmuzda açıklan-masının ardından bir tercih süreci baş-layacak. Üniversite adayları; Puan tipine göre Üniversite, Şehir, Program (Fakülte / Yüksekokul), başarı sırası, taban puan, kontenjan ve özel koşullar gibi birçok

faktörü göz önünde tutarak gelecekle-ri hakkında doğru bir karar verebilmeye çalışacak. Üniversite adaylarına Tercih platformu kurarak doğru tercih yapabil-melerine olanak tanıyan ve bilgilendiri-ci seminerlerle yoğun ilgi gören Üniver-site Tercih Fuarları 2017 tercih dönemin-de 4 büyük ilde gerçekleşecek. EKET fu-arcılık tarafından organize edilen fuarlar İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’da da düzenlenecek. Türkiye genelindeki Dev-let ve Vakıf üniversitelerinin katılım gös-terdiği fuarlarda Uluslararası Üniversite-ler de yer alıyor

2016-2017 Eğitim- Öğretim döneminde Ankara’da 13-14 Temmuz 2017’de Anfa-Altınpark’da başlayacak olan Üniversite

Tercih Fuarı, 16-17-18 Temmuz 2017’de İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’ nde; 20-21 Temmuz 2017’de İzmir’de Te-pekule Kongre Merkezi’nde yapılacak. Üniversite Tercih Fuarları 23 Temmuz 2017 tarihinde Antalya’da Mimar Sinan Kongre Merkezinde son bulacak.

Milyonlarca öğrencinin heyecanla bek-lediği LYS ‘ye sayılı günler kaldı. LYS 10-18 Haziran 2017 tarihleri arasında ger-çekleşecek. Adayların 10:00’da baslaya-cak oturuma 09:45’ten sonra, 14:30’da

baslayacak olan oturuma ise 14:15’ten sonra alınmayacagını duyuran ÖSYM, adayları sınav saatlerinden en az yarım saat öncesinden sınav binasında olma-ları konusunda uyardı.


Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu: Amacımız araştırma yapabilen hekimler yetiştirmek

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi, ABD’nin en saygın üniversitelerinden Johns Hopkins Üniversitesi ile işbirliği çerçe-vesinde hayata geçirdiği Bilimsellik Ko-mitesi ile bilimselliğe katkı sağlamaya devam ediyor.

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi bilimselli-ğe katkı sağlamak ve araştırma yapabi-len hekimler yetiştirmek için ABD’nin en saygın üniversitelerinden Johns Hop-kins Üniversitesi ile müfredat geliştirme programı çerçevesinde hayata geçirdiği Bilimsellik Komitesi, bilimsel çalışmaları-

na devam ediyor. 2015-2016 eğitim öğ-retim yılında ilk kez uygulamaya başla-dığımız Bilimsellik Komitesi’nin ilk mey-velerini almanın gururunu yaşıyoruz. Programın geliştirilmesinde Johns Hop-kins Üniversitesi’nde bu programı yöne-ten hocaların ve Bezmiâlem Vakıf Üni-versitesi yöneticilerinin büyük katkı-sı oldu. Johns Hopkins Üniversitesi’ne gidilip yöneticilerle tek tek görüşüldü, orada eğitim alan öğrencilerin projele-ri birlikte değerlendirildi. Bu aşamada Johns Hopkins Üniversitesi, komitenin tüm özelliklerini ve değerlendirme sü-reçlerini bizlerle paylaştı. İlk başta Bilim-sellik Komitesi yürütücülüğünü üstle-nirken daha sonraki aşamalarda ise idari pozisyonum nedeniyle genç arkadaşla-rımız bu görevi devraldı. Bilimsellik Ko-mitesini yürüten ekip, dinamik ve bu iş-lere ilgi duyan arkadaşlarımızı aramıza katarak büyüdü ve bugüne geldi.

Program’ın, Johns Hopkins Üniversitesi’ nde 5 yıldır uygulanmakta olduğunu bi-liyoruz. Süreç, tüm Tıp Fakültesi öğren-

cilerimiz tarafından akla gelen bir so-runun bilimsel olarak sorulması, proje-ye dönüştürülmesi, etik kurulunun onay ve desteklerinin alınması, projenin ger-çekleştirilmesi, ardından elde edilen so-nuçların bilimsel ortamda sunulabilir hale getirilmesi ve en sonunda bir ma-kale veya bildiriye dönüştürülmesi şek-linde ilerlemektedir. Bilimsellik Komite-si bir süreç olup 6 modülden oluşmak-tadır. Öğrencilerimiz herhangi bir konu-yu seçebilirler, temel bilimlerde, klinik bilimlerde, halk sağlığında, tıp tarihi ve tıp etiği ile ilgili olabilir.

ABD’de sunumlar Şubat ayının başında yapılmaktadır. Biz 14 Mart Tıp Bayramı’nı bir bilimsellik gününe dönüştürmek, bi-limselliğe vurgu yapmak, ayrıca öğren-cilerimiz ile duyduğumuz gururu bu ve-sile ile ifade etmek istedik.

Bu yüzden 14 Mart Tıp Bayramı’nı Bilim-sellik Komitesi’nin sonlanma noktası, araştırma günü aktivitesi olarak tanım-ladık. Anlaşmamız çerçevesinde Johns Hopkins Üniversitesi’nden aldığımız değerlendirme kriterlerini kullandık. ABD’den Prof. Dr. Steve Sozio ile Prof. Dr. Hunter Young da katılarak bizlere büyük desteklerini sundular.

Bilimsellik Komitesi, bilimselliğe katkı sağlamak, öğrencilerimizin bilimsel ça-lışmalarını desteklemek ve Bezmiâlem’in uluslararası camiada tanınırlığını arttır-mak açısından büyük önem taşımakta-dır. Bilimsellik Komitesi tarafından seçi-len en başarılı dört öğrencimizi dünya-nın sayılı üniversitelerinden Johns Hop-kins Üniversitesi’ne eğitim için gönde-receğiz. Ayrıca öğrencilerimiz daha me-zun olmadan bir makale sahibi olmaları yolunda ilerliyorlar.

Bilimsellik Komitesi’nin öğrencilerimizin bilimsel çalışmalarda izlenmesi gereken metotlar konusunda da çok büyük kat-kısı oldu. Öğrencilerimiz modülleri daha nasıl efektif kullanabileceklerini gördü-ler, ilgi ve beklentilerini daha yakından tanıdılar, bilgisayar ortamında verileri-ni paylaşabilir veya programlarını daha sağlıklı takip edilebilir bir noktaya eriş-tiler. Johns Hopkins Üniversitesi akade-misyenlerinin değerlendirmelerinden yola çıkarak Bezmiâlem’in de onlara çok şey kattığı sonucuna varabiliyoruz. Ön-celikle öğrencilerimizin sunumlarını hız-lı yorumlayıp derecelendirme yapma-mızı, sonuçları hemen açıklayabilmemi-zi ve başarılı öğrencilerimize ödül ver-memizi taktir ettiler. Johns Hopkins Üni-versitesi, bu programı ABD’nin dışın-da ilk kez başka bir ülkede uyguladı, bu yüzden ilgi ve heyecanla takip ediyorlar. Bilimsellik Komitesi ilk meyvelerini verir-ken bu sene ikinci grup da eklendi. Ge-

çen yıl programa ilk kez başladık ve bu süreçte bir takım değişiklikler yaptık, tecrübeler edindik, neyi hedefl ediğimi-zi anlatmaya çalıştık. İlk öğrencilerimizin örnek alacakları bir sınıf yoktu. Şu an öğ-rencilerimizin danışabilecekleri üst sınıf arkadaşları var.

Ayrıca Deney Hayvanları Kursu’na 4. sı-nıfa giden öğrencilerimizi de dahil et-meye başladık. Çünkü hayvan dene-yi yapmak isteyenler oldu. Sertifikala-rı olmadan bu programı uygulayamaz-dılar. Bilimsellik Komitesi’nin çalışmala-rında uzaktan eğitimi yapabileceğimizi de gördük.

Öğrencilerimin hepsiyle gurur duydum. İnanın bizlerden çok daha iyi olacaklar. Hedefimiz bizlerden akademik ve bilim-sel olarak daha iyi ve ileride olan, bilim-selliği öğrenmiş ve araştırma yapabilen hekimler yetiştirmektir.

Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu



Öğrencilere Doğru Hedefi Nasıl Anlatırız?

Yıllardır öğrencilerle hedef belirleme üzerine çalışıyorum. Buradaki en bü-yük problemin doğru hedef belirleye-memekle ilgili olduğunu görüyorum. Hayat ve insan doğası gibi karışık şey-leri anlamak için modellere ihtiyacımız var. Modeller, teori ve pratik arasındaki boşlukları doldurmamızı sağlıyorlar. Ta-mer Dövücü’ nün sistem düşüncesi ile Erikson’un psikoterapisini modelleyerek

geliştirdiği “Optimum Denge Modeli” in-sanı ve hayatı anlama konusunda en bü-yük rehberim oldu. Bu eğitimi özellikle kariyer, meslek danışmanlığı yapan tüm meslektaşlarıma öneriyorum.

Optimum denge sürdürülebilir bir şey-dir. Gerçekçi, donanımlı, esnek ve hedef-li olmaktır.

Bir sistemin var olabilmesi için hedefi ol-ması gerekir. Her sistemin bir hedefi var-dır. Bir otomobilin bir hedefi vardır, tele-vizyonun bir hedefi vardır. İnsan doğası-nın bir hedefi vardır.

Hedef, motivasyon sağlar. Hedefi çıka-rın, o sistem dağılır. Bireyin hedefini çı-karın, birey dağılır. Toplumun hedefini çıkarın, toplum dağılır. Şirketin hedefini çıkarın, şirket dağılır. Hedef sizi bir arada tutan şeydir. Eyleme geçmeniz için size enerji veren şeydir.

Doğru hedef ise, sizi mutlu eden şeydir. Mutluluk; başarı ve huzurun dengesin-dendir. İş hayatı ya da okul hayatı başa-rıya yöneliktir. Özel yaşam huzura yöne-liktir. Başarı kendi içinde akıl ve emek-ten oluşur. Huzur da yürekten oluşur. Akıl, emek, yürek bir araya geldiğinde optimum denge sağlanır. Birinden vaz-

geçerseniz optimum dengeden kopar-sınız.

Bir hedefi nasıl koyarız?

İki tane şeyi bilmek gerekiyor: Etki alanı, öncelik alanı.

Öncelik alanı şudur: Bizim psikolojik ola-rak kendi etrafımızda anlamlarımızı yer-leştirdiğimiz bir alan vardır. Bu, ben diye tarif ettiğimiz şeydir. Bu alanın içinde duygularımız, kimliklerimiz, hedefl eri-miz, yaşama ait değerlerimiz vardır. İn-sanlık da bu alanın içindedir. Biz dedi-ğimiz insanlar bu alanın içindedir. Hat-ta bazı insanlar, bazı duygular, bazı yer-ler daha da içindedir. Hepimizin bu alanı var. Bu alanımızın içine aldığımız şeylere karşı savunmasızızdır. Ama bu alanın içi-ne aldığınız şeyler sizi tanımlar.

Tamer Dövücü 31 Mart İstanbul Eğitim ve Kariyer Fuarı’nda “Doğru Hedef Nasıl Konur?” adlı sunumda şöyle der; Üniver-site sınavına çalışan bir öğrenciye şunu sorarım: Hedefin nerede gösterir mi-sin? Hedef orada (uzakta bir nokta) der. Bu bilinçaltı onu hedef kategorisine al-mamış demektir. Peki, onu biraz yaklaş-tır bakalım, ne oldu? Der ki daha gerçek-çi görünmeye başladı. Onu alanının içi-ne al. Der ki alamıyorum, girmiyor. Ona

Dilek M. Görgüç

İTÜ Tanıtım Koordinatörü, Eğitmen ve Kariyer Danışmanı

itiraz eden nokta neresi içinde? Der ki göğsünü gösterir, içime sinmiyor. O kıs-ma sorarız, niye içine sinmiyor. Der ki o babamın hedefi, benim değil.

Alanınızın içine almadığınız hiçbir şey si-zin değildir. Buna hedefl eriniz de dahil. İlk kontrol etmemiz gereken yer burası-dır: Bu hedef benim alanımın içinde mi, dışında mı? Eğer alanınızın dışındaysa o bilinciniz için hedeftir, bilinçaltınız için hedef değildir. Yüreğiniz için o hedef de-ğildir.Bazılarınız hedefi göğsünde hisseder-ler. O hedef sizinle bütünleşmiştir. Ora-dan kimse söküp alamaz, sizi kimse on-dan ayıramaz.

İşte mesele bu: bir şey ne kadar içeri nü-fuz ediyorsa, o kadar sizindir.

Ben doktor olacağım. Nerede doktor-luk? On metre ileride. Bilinçaltı diyor ki bunu istemiyorum. Her yaklaştırdığınız-da size direnç çıkarıyor. Onu alanınızın içine aldığınız gün siz o doktorluk için uğraşmaya başlarsınız, kimse onu siz-den alamaz.

Bu bizim öncelik alanımızdır.

Etki alanı, neyi yapabileceğinize inandı-ğınızla ilgilidir. Öncelik alanı, neyi istedi-ğinizle ilgilidir. Bazı insanlar kendi etki

alanını çizerler ve bu etki alanının içi-ne hedefl erini koyarlar ama etki alanı-nın içindeki fazla koyduğunuz hedefl er cazibesini yitirir. Çünkü ona ulaşmak ko-laydır, onda bir heyecan yoktur, onda bir meydan okuma yoktur.

Etki alanınızın çok uzağındaki hedefl er çok fazla istediğiniz şeylerdir ama bir ta-raftan gerçek olduğuna inanmadığınız şeylerdir.

Hedefl e ilgili ikinci önemli kriter, o he-defi nereye (alanın neresine) koyduğu-nuzdur.

Etki alanınızın hafif dışı uygundur çün-kü onun için mücadele edeceksiniz ama fazla uzağı uygun değildir çünkü ger-çekçi bulmazsınız. Ve bu ikisinin arasın-da dengelemeye çalışırsınız. Yani hem gerçekçi olacak hem de bir parça çaba harcamanız gerekecek.

Hedefiniz varsa enerjiniz var demektir. Hedefiniz varsa eylem var demektir. O eylem size bir şey öğretiyorsa o döngü-nün içine girip başarılı olabilirsiniz. Hare-kete geçiren şey hedeftir.

Nihai hedefse mutlu olmaktır. Mutlu ol-mak için akıl gerekir, emek gerekir, yürek gerekir ve bu üçünü dengelemek gerekir.

Sistemik ilaçlar en fazla ağız ve diş sağlığını etkiliyor

İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekim-liği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Somtürk, astım, andidepres-yon, kalp, kanser, epilepsi gibi tedavi-lerde kullanılan sistemik ilaç kullanımı-

nın en fazla ağız ve diş sağlığını etkiledi-ğine dikkat çekiyor.

Toplumumuzda yaşlı nüfus sayısı art-tıkça, kronik bir sistemik hastalığa sa-hip hasta sayısı ve kullanılan ilaç miktarı da artış gösteriyor. Kullanılan bazı ilaçlar ağız içi dokular üzerinde de etki yaratı-yor. İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Somtürk, sistemik ilaç kul-lanımının en fazla dişeti sağlığını etkile-diğine dikkat çekiyor.

Yrd. Doç. Dr. Somtürk, sistemik olarak kullanıldığında, antihipertansifl er, im-münsüpresanlar, antikonvülzanlar, non-steroid anti-infl amatuar ilaçlar, antibi-yotikler, kortikosteroidler, bifosfonatlar, oral kontraseptifl er ve hormonların ağız içi dokuları da etkileyen başlıca ilaçlar arasında olduğunu söylüyor. Sistemik olarak kullanılan bu tür ilaçların ağız hij-yenini, dişeti ve ağız mukozasını ve alve-ol kemiğini etkilediğine vurgu yapıyor.

Çeşitli sistemik hastalıkların tedavisin-de kullanılan bazı ilaçların dişetinde bü-

Yrd. Doç. Dr. Esra Somtürk

İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi

yümelere ve diğer dişeti rahatsızlıkları-na yol açtığını belirten Yrd. Doç. Dr. Esra Somtürk, ilaca bağlı yaşanan dişeti bü-yümelerinin çok yaygın olarak yaşanan bir problem olduğunu söylüyor.

Dişeti büyümesine yol açan ilaçlar

Ağız yoluyla alınan doğum kontrol ilaç-larının hormonal değişikliklere paralel olarak periodontal duyarlılığı artırdığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Somtürk, “Araş-tırmalar, cinsiyet hormonlarının seviye-lerindeki değişikliklerin dişeti iltihabını artırdığını ortaya koymuştur.

Gebelik esnasında kadınlarda dişeti ilti-habı vakalarının daha çok görülmesinin sebebi de budur.

Doğum kontrol ilaçları da hormon sevi-yelerinde değişikliklere neden olduğun-dan plağa bağlı gingivitise benzer şekil-de dişeti değişimlerine yol açar” diyor.

Kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaç-ların da kemik ve yara iyileşmesi üzerine de etkileri olduğundan, kullanımı süre-since ve bırakıldıktan en az bir sene son-

raya kadar ağız içi cerrahi işlemlerin ya-pılmasının uygun olmadığını söylüyor.

Organ-doku nakli sonrasında ve hemo-litik anemi tedavisinde kullanılan vücu-dun savunma sistemini baskılayan im-munosupresif ilaçların da diş ve dişe-ti üzerinde etki yaptığını belirten Yrd. Doç. Dr. Somtürk, organ nakillerinde sa-vunma sistemi olan immun sistemi bas-kılamak için kullanılan ilaçların da dişe-ti iltihabı, dişeti büyümesi, gingivit, diş eti hiperplazisi, diş etlerinde şişlik veya hassasiyet gibi ağız içi etkiler içerdiğine işaret ediyor.

Yrd. Doç. Dr. Somtürk, yine vücuttaki is-tem dışı kasılmaları önleyen ve epilepsi tedavisinde kullanılan antiepileptik ilaç-ları kullanan hastaların da yüzde 40 ile yüzde 90’ında değişen oranlarda dişe-ti büyümesi ve buna bağlı olarak este-tik problemler, dişlerde yer değiştirme ve gömülü diş vakalarının görüldüğü-nün bilimsel makalelerde ortaya kondu-ğunu vurguluyor. ANTİDEPRESANLAR AĞIZ VE DİŞ SAĞ-

LIĞI İÇİN ZARARLI MI?

Yrd. Doç. Dr. Somtürk, antidepresanlar ve psikiyatrik ilaçların da bruksizm (diş sıkma), diş çürükleri, periodontal has-talıklar ve ağız kuruluğuna neden ol-duğunun altını çiziyor ve “Hastanede yatan psikiyatrik hastalarda, koruyucu diş hekimliği programlarının yanı sıra psikiyatrik rehabilitasyon programları ile ağız-diş sağlığı eğitimi köprüsünün önemi büyüktür” diyor.

Kalp hastalıklarında ve antihipertan-sif (hipertansiyon düzenleyici) olarak kullanılan ilaçların da Fenitoin’e bağ-lı oluşan dişeti problemlerine benzer sorunlara neden olduğunu belirtiyor ve dişeti dokularının büyümesini ve yemek yemeyi zorlaştırdığını kaydedi-yor. Yrd. Doç. Dr. Somtürk, yapılan ça-lışmaların astımlı hastalarda kullanı-lan ilaçlara bağlı olarak da diş çürükle-ri, diş erozyonu, gingivit, oral candida enfeksiyonu, tükürük içeriği ve akış hı-zında değişikliklere neden olduğu ve dental problemlerde artış olduğunu gösterdiğinin altını çiziyor.

Genç Bilim İnsanı Ödülleri 5. kez sahiplerini buluyorBilim Kahramanları Derneği tarafından düzenlenen ve farklı üniversitelerin rektörlerinin ev sahipliğinde yapılan Genç Bilim İnsanı Ödülleri, beşinci kez sahiple-rini buluyor. Ülkemizdeki genç bilim insanlarına kamuoyu önünde teşekkür ederek onları yüreklendirmek, geleceğin genç bilim insanlarına ilham vermek üze-re verilen ödüllere, bu yıl farklı il ve üniversitelerden 6 genç bilim insanı değer bulundu. 2016 Genç Bilim İnsanı Ödülleri, 17 Mayıs 2017 tarihinde Pera Müzesi Oditoryumu’nda düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. Bu yıl ödül alanlar arasında Arizona Üniversitesi’nden bir Türk Bilim İnsanı da var.

10-05-2017 İSTANBUL - Bilim Kahraman-ları Derneği tarafından, her yıl farklı üni-versitelerle gerçekleştirilen işbirliği ile ve-rilen Genç Bilim İnsanı Ödülleri 5 yaşın-da. 2016 Genç Bilim İnsanı Ödülleri için ödül alan Genç Bilim İnsanları seçici ku-rul tarafından yapılan değerlendirmeyle belirlendi. Temel Bilimler ve Mühendis-lik alanlarına katkıda bulunan, ülkemizde bu alanların görünürlüğünün artmasına ve gelişmesine öncülük eden 38 yaşın al-tındaki, bilim insanlarına verilen ödüller-de bu yıl 33 ilden 122 başvuru arasından 6 Genç Bilim İnsanı, ödül almaya değer bulundu.

Genç bilim insanlarına kamuoyu önünde teşekkür ederek onları yüreklendirmek, geleceğin genç bilim insanlarına ilham

vermek üzere verilen ödüllerin bu yılki ev sahipleri: Dokuz Eylül Üniversitesi Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kasman, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın oldu.

Altı Genç Bilim İnsanı Ödül Alacak

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)’den Doç. Dr. Behçet Uğur Töreyin, Doç. Dr. Hazım Kemal Ekenel, Bilkent Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Emine Ülkü Sarıtaş, Atatürk Üniversitesi’nden Doç. Dr. Önder Metin, Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gökhan Demirel ve bu yıl ilk olarak yurt dışından başvuran bir Türk Bilim insanı olan Ari-zona Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sefahat-tin Tongay 2016 Yılının Genç Bilim İnsa-nı Ödülleri’ni kazanan isimler oldu. Baş-vuruları titizlikle değerlendiren ve bu yı-

lın başarılı Genç Bilim İnsanları’nı be-lirleyen Seçici Kurul’da ise; Bahçeşe-hir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ercan Er-türk, Doç. Dr. Gülay Bulut, Dokuz Ey-lül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kazım Önel, Prof. Dr. Mehmet Kadir Yurda-koç, Işık Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ha-cer Ansal, Doç. Dr. Onur Kaya ve Saban-cı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Cemil Arı-kan yer aldı.

6 bilim insanına ödülleri 17 Mayıs 2017 tarihinde Pera Müzesi Oditoryumu’nda düzenlenecek olan törenle verilecek.

Sunuculuğunu ünlü oyuncu ve yönet-men Yosi Mizrahi’nin üstleneceği ge-ceye bilim, iş ve sivil toplum alanından çok sayıda davetli katılacak.

Prof. Dr. Senay Yalçın

Bahçesehir Üniversitesi RektörüProf. Dr. Adnan Kasman

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü


KARİYER PLANINDA CİNSİYETE

GÖRE BÖLÜM TERCİHİİnovatif projeler Yıldız

Kuluçka’da büyüyor

Üniversite yerleştirme sınavlarına

hazırlık yolculuğunda tavsiyelerGeleceğin Mesleği mi?

Mesleklerin Geleceği mi?

Her yıl üniversite sınavları yaklaşır-ken öğrenciler, veliler, öğretmenler ve konu ile ilgili bütün paydaşlar gençlerin kariyer planlarını yapar-ken en fazla nelere dikkat etmele-ri gerektiği üzerine görüşler pay-laşmaktadır.

Hiç kuşku yok ki doğru ve yerinde verilen kararlar, bir bireyin ömür boyu mutlu veya mutsuz olmasına neden olmaktadır.

Bu nedenle bireyin seçimi, tercih yaparken hangi faktörleri dikkate alması gerektiğinin tespiti oldukça önemlidir.

Konu ile ilgili olarak yapılan ça-lışmalar genel olarak öğrencile-rin tercihlerinde etkili olan faktör-ler üniversite saygınlığı, burs ola-nakları, üniversite içi ve dışı iş ola-nakları ve bağlantıları, üniversite-nin akademik kadrosu, ders prog-ramı, yayın ve bilimsel çıktıları, üni-versitenin içinde bulunduğu şehir-deki hayat koşulları, yurt imkanla-rı, kampüs yaşamı olarak ifade edil-mektedir.

Ülkemizde her geçen yıl üniversite yer-leştirme sınavlarına giren aday sayısı artış göstermekte, lise öğrencilerinin sınavlara hazırlık süreçlerinde akademik, sosyal ve rehberlik desteğine özellikle günümüz-de daha fazla ihtiyaçları bulunmaktadır. Dünyanın farklı ülkelerindeki eğitim sis-temlerini incelendiğinde, lise öğrencile-rine üniversiteye geçişte büyük oranda sınav uygulandığı görülmektedir. Bu ne-denle, öncelikle ülkemizdeki öğrencile-rin sınav sistemine hazırlıklı/alışkın olma-sı beklenmektedir. Üniversite yerleştirme sınavlarına hazırlık yolculuğunda lise öğ-rencileri için aşağıdaki tavsiyeleri sırala-yabiliriz: *Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın (YGS) başlangıç ve Lisans Yerleştirme Sınavı’nın (LYS) sonuç olduğunu unutmadan ka-lan süreyi ETKİLİ-VERİMLİ-SONUÇ ODAK-LI emek harcayarak geçirmelisiniz. Geç-

DEĞİŞİM günümüzde önemli bir kav-ram. Teknolojide değişim, trendlerde değişim, değerlerde değişim derken aslında dünya topyekün ve hızlı bir de-ğişim sürecinde… Yeni teknolojilerin hayatımıza girmesiyle, insanoğlu bir yandan bu teknolojiye ayak uydurma-ya çalışırken bir yandan da daha yeni teknolojiler için kafa yoruyor. Tarım uy-garlığından içinde bulunduğumuz diji-tal çağa gelinen süreçte; doğduğunda evinde telefon olmayan, şimdi ise elin-deki telefonla facebook hesabı açan annem, değişime ayak uydurabilme açısından en saygı duyduğum insan.

Dijital hayatımızın mimarı teknolojik gelişmeler; çalışma şeklimizden, ilişki kurma biçimimize kadar her şeyi de-ğiştirdi. Mesleklerin nasıl bir değişim sürecinde olacağının düşünülmesi de bu zamanın önemli ve haklı konuların-dan biri.

Neredeyse her gün yeni bir teknolo-ji ile tanıştığımız göz önüne alındığın-da , yeni mesleklerin de ortaya çıkaca-ğı söylenir. Kendimden basit bir örnek vermek gerekirse, 90’ların sonunda

Bu faktörlerin önem derecesi, öğren-cinin hangi alanda eğitim gördüğüne akademik başarısına, sosyal ve ekono-mi sınıfına göre değişiklik göstermek-tedir.

Kısacası bireysel faktörler tercih se-beplerinin hangisinin daha üstte ya da altta olduğunu belirler. Üstünde hiç konuşmadığımız ise cinsiyete göre öğrencilerin meslek tercihlerinin nasıl şekillendiği konusudur.

Meslek grupları kadın ve erkek olarak ayrıldığı için öğrenciler cinsiyetlerine göre tercih yapma eğilimde buluna-bilmektedir.

Genel tercih dağılımlarına baktığımız-da Fen ve Mühendislik alanları erkek öğrenciler tarafından, eğitim, sağlık ve sosyal alanlar kadın öğrenciler tara-fından ağırlıklı olarak tercih edilmek-tedir.

Örneğin “Mühendislik” alanlarının çok az bir kısmı (Kimya,Tekstil,Gıda En-düstri gibi) dışındaki alanları çoğun-lukla erkek öğrenciler tarafından ter-cih edilmektedir.

Kadın öğrenciler bu alanların dışında-ki bölümleri tercih etmeyi düşündük-leri zaman sordukları ilk soru “bölüm-de kaç kadın okuyor?” şeklindedir.

Bunun tam tersini “Eğitim Fakültesi” tercih etmeyi düşünen erkek öğrenci için de söyleyebiliriz.

Meslek tercihi yaparken cinsiyete yö-nelik bu kısıtlılık hem erkek öğrenci-ler hem de kadın öğrenciler için tercih baskısı oluşturmaktadır.

Konunun tüm paydaşları tarafından unutulmaması gereken önemli bir konu bu tercih sebebindeki “doğal” olarak kabul etme durumunun aslın-

da üstünde çok kafa patlatılan yan-lış tercih sebeplerinden birisi oldu-ğudur. Meslek seçiminde cinsiye-tin önemli bir faktör olarak varlığını hissettirmesi konusu maalesef ön-celikli olarak konuştuğumuz konu-lar arasına girememiştir.

Oysaki bu konu genel olarak eği-tim alanında istediğimiz bütün iyi-leştirmelerin sağlanmasında önem-li bir basamaktır. Cinsiyete göre be-lirlenen her tercih sistemi gençlerin gerçekten istedikleri bölümü keş-fetmeleri konusunda kendilerini sı-nırlayıcı davranmalarına sebep ol-maktadır.

Üstelik bu kısıtlılık, öğrencilerin me-zun olduktan sonraki çalışma alan-larının tercihine kadar uzanmakta-dır.

Bu noktada aslında gençlerin kari-yer planlarında çok da tartışılma-dan kabul edilen cinsiyet olgusu-nun ne kadar önemli ve kısıtlayı-cı bir etkiye sahip olduğunu tekrar hatırlamak yararlı olacaktır.

Ailelerin, eğitimcilerin ve öğrencile-rin unutmaması gereken en önem-li konu şudur: Nasıl ki iş alanları çe-şitlenip, içerikleri farklılaşıyor ve uy-gulama alanları değişiyorsa, hangi cinsiyetin hangi alanda başarılı ola-bileceği konusundaki yaklaşımlar da değişmek zorundadır.

Bütün ebeveynler çocuklarının ba-şarılı, yaratıcı ve kendisine güvenli olmasını istemektedir.

Gençleri yetiştirmek istiyorsak, on-ların önlerine kurduğumuz bu cin-siyet bariyerinin etkilerini uzun va-deli olarak düşünmemiz gerekmek-tedir.

Türkiye’nin öncü teknoloji geliştirme merkezlerinden biri olan, Yıldız Tekno-park içinde 90 firmayla faaliyet gösteren, 4 bin metrekarelik alanıyla Türkiye’nin en büyük kuluçka merkezi Yıldız Kuluç-ka, hayata geçirdiği inovatif projelerle Türkiye’nin teknolojideki gururu oluyor. Ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek olan Ar-Ge tabanlı, inovatif ve ticarileşe-bilme potansiyeli olan projelerin başvu-ru yaptığı Yıldız Kuluçka’da faaliyet gös-teren firmaların yaklaşık yüzde 35’i yazı-lım, yüzde 65’i medikal, makine imalatı, elektronik, enerji, gıda, sanayi ve kimya gibi sektörlerde çalışmalar gerçekleşti-riyor.

Teknolojide çığır açan fikirleri dünya-

ya açıyor

Yıldız Kuluçka’da doğup gelişen fark-lı projeler pek çok alanda teknolojik ko-laylık ve yenilikler sağlıyor. ‘Dokunma

hissine sahip yapay deri’ projesi, TÜBİTAK desteğinin yanı sıra, NASA’nın da içinde bulunduğu büyük ölçekli yatırım firma-larının ilgisini çekti. Proje, yapay insan uzuvlarında yani protezlerde, insandaki eş nitelik ve nicelikte algılayıcılar uygu-lanmasına imkan veriyor. Türkiye’de ol-duğu gibi dünyada da bir ilk olan ’Da-mar görüntüleme spreyi’ projesi, iğney-le damar aramayı sonlandırarak hasta-ları olası acı ve ağrılardan kurtarıyor. ‘Ta-şınabilir ölçüm cihazı’, güvenilir medikal testlerin mekandan bağımsız bir şekil-de yapılmasını mümkün kılıyor. Bir mo-bil altyapı projesi olan ve görme engel-liler için geliştirilen ‘moBraille’ sistemiyle, görme engelliler, herhangi bir mobil ci-hazı, refakatçi yardımı olmadan kullana-biliyor. ‘Güneş perdesi’ projesi, ev veya iş-yerlerindeki perdelerden güneş enerjisi ile elektrik üretmeyi sağlayarak enerji ta-sarrufu elde ediyor.

Yıldız Teknopark Genel Müdürü Mesut Güner, Yıldız Kuluçka’daki firmaların iş-leyiş süreçlerine ilişkin bilgiler verirken, “Girişimcileri eğitim ve mentörlük prog-ramıyla hızlandırarak, onlara fikri hak-lar, proje ve yatırımcı ilişkileri konusun-da ücretsiz destekler veriyoruz. Özellikle donanım üreten girişimciler için ilk ürün-lerini üretebilecekleri prototip atölyesini kullanma olanağı sunuyoruz. Diğer yan-dan, ürünlerini globale taşımak isteyen girişimciler için Silikon Vadisinde bulu-nan Starcamp kuluçka merkezimiz ile en donanımlı kuluçka merkezi olma özelli-ğine sahibiz” açıklamasını yaptı.

miş yıllarda üniversite yerleştirme sonuç-larına bakıldığında, YGS’deki başarı sırala-malarının LYS’de çok iyi oranda değiştiri-lebileceği görülmektedir.

*Üniversiteye yerleşmek için YGS NETLERİ+LYS NETLERİ+DİPLOMA NOTU birlikte hesaplanacaktır. Başarı sıranız ile tercih yapacağınızı, en önemli etkenin LYS NETLERİ olduğunu unutmayınız. YGS başarı sıralamalarında bütün puan tür-lerinden adaylar yer alırken, LYS’de aynı puan türünden adaylar sıralanmaktadır. Bu yüzden, LYS performansı çok daha belirleyicidir. LYS CANDIR ve emeğinizin karşılığını alacağınız bir sınavdır.

*Düzenli ders çalışmanın ve deneme çöz-menin yanında 2013-2014-2015-2016 LYS sorularını çözerek 2017 LYS için tüm hazırlıklarınızı tamamlayabilirsiniz. Geç-miş sınav soruları, “Bir kez daha” sorulma-yacak ve sınav zorluğu yıldan yıla deği-şiklik göstermektedir fakat sınavlar geç-miş yılların ortalama zorluğunda ve orta-lama soru tarzında beklenmektedir. Bun-ların yanında, doğru kaynak seçimi ile ve-rimli ders çalışma yöntemi örtüştüğü tak-dirde, başarı istenen düzeyde olacaktır.

*Branş denemeleri ile sonrasında tutma-nız gereken HATA DEFTERİ eksiklerinizi gidermek için en doğru yöntemdir. Hata defterinde, denemelerde yanlış yaptığı-nız ve boş bıraktığınız soruların konuları-nı yazabilirsiniz. Belirli konulardaki yanlış ve boşlarınızı fark edip bu konularda ça-lışma yapmanız, sınavlardaki net perfor-mansınızı arttıracaktır.

iletişim fakültesi öğrencisiyken, sosyal medya uzmanı olmak ya da dijital pazar-lama işini yönetmek gibi işler bizler için çok akla gelmeyen alanlardı. Oysa ki son on yıl bu iş kollarının vazgeçilmezimiz olduğu yıllar oldu.

Burada temel soru, bu mesleklerin ta-

mamen yeni mi olduğu yoksa varolan

mesleklerin mi bir değişim için de ol-

duğu?

Tıp eğitimi ve mesleği alanında nano teknolojinin daha fazla kullanılmaya başlaması, mühendislerin tıp alanında da becerilerini ortaya koyan multidisip-liner alanlar, robotik çalışmaların daha geniş yer kapladığı mühendislik alanları, teknolojinin süreçlerini değiştirdiği ileti-şim meslekleri, bilişim suçları gibi yeni kavramlarla tanışan hukuk disiplini biz-lere gösteriyor ki değişen, mesleklerin içeriği ve uygulamaları.

İlk örneğimde bahsi geçen sosyal med-ya uzmanı olmak ya da dijital pazarlama alanında çalışmak da aslında halkla iliş-kiler, işletme gibi mesleklerin teknoloji ile bütünleşmiş yeni alanları.

Buradan yola çıkarak, mesleklerin gele-ceğini göz önüne alan kariyer seçimleri/planlamaları yapmak çok daha mantık-lı. Teknolojinin her mesleğe etki edece-ği kolayca tahmin edilebilir. Bu neden-le öğrencilerin meslek olarak ne seçer-lerse seçsinler teknolojiyi göz ardı et-memeleri gerekir. Teknoloji kullanımın-da iyi olmak zaten gereklilik, bunun ya-nında önemli olan yeni teknoloji gelişti-rebilmek.

İnsan ve yapay zekanın birlikte düşü-nüldüğü geleceğin iş dünyasında; farklı ve faydalı olan, teknolojik algısı yüksek, nano teknolojiyi iyi kavramış ve multidi-sipliner düşünebilen,çalışabilen adayla-rın daha başarılı olacağı ortada…

Dr. Sevgi Kesim

Boğaziçi Üniversitesi SosyologDavranış Bilimleri Uzmanı

*Piyasa şartları-şirket beklentileri

Üniversite süresince kazanacağınız yet-kinlikler ile iş bulacağınız için GELECEĞİN MESLEKLERİ yerine MESLEKLERİN GELE-CEĞİNE yoğunlaşmanız daha doğru ola-caktır. Ülkemizde ve dünyada geleceğin meslekleri tartışılmakta fakat mesleklerin geleceğini ele almak daha doğru bir yak-laşımdır. Günümüzdeki lise son sınıf öğ-rencisi 5-10 yıl içinde iş hayatına girmiş olacaktır.

*Üniversite diplomasının son kullanma tarihi olduğunu aklınızdan çıkarmadan İŞ ve PARA GARANTİLİ MESLEKLER rüya-sından uyanarak KARİYER PLANLAMASI YOLCULUĞU için uzmanlardan destek al-malısınız. Sağlık durumumuz için dokto-ra, ruhsal durumumuz için psikoloğa da-nıştığımız gibi kariyer planlamamız için de danışmanlardan destek alabilirsiniz.

*Hedefl eriniz ve hayallerinizdeki POPÜ-LER BÖLÜMLER içerisine; Yönetim Bilişim Sistemleri, İç Mimarlık ve Çevre Yönetimi, Bilgi ve Belge Yönetimi, Yeni Medya, İle-tişim Tasarımı, Havacılık Yönetimi, Mate-matik ve Bilgisayar, Adli Bilişim Sistemle-ri Mühendisliği, Tıp Mühendisliği, Yazılım Mühendisliği, Bankacılık ve Finans, İlk ve Acil Yardım, Sosyal Hizmet bölümlerine yer verebilirsiniz.

GÖNLÜNÜZDEKİ BEŞ BÖLÜMDEN BİRİ-NE YERLEŞMENİZ DİLEĞİYLE BÜTÜN ÖĞ-RENCİLERE ÜNİVERSİTE YERLEŞTİRME SI-NAVLARINA HAZIRLIK YOLCULUĞUNDA BAŞARILAR DİLİYORUM.

Göksel GÖKÇE

Uzman Eğitimci Özge Alyu

İstanbul Bilgi ÜniversitesiTanıtım Müdürü

İnovatif projelere, fikir aşamasından itibaren destek vererek bu fikirlerin şirketleşmeye doğru yol almasını sağlayan Yıldız Kuluç-ka Merkezi, çeşitli alanlarda 90 firmanın gerçekleştirdiği başarılı projelerle ülke ekonomisine katma değer sağlıyor.

Mesut Güner

Yıldız Teknopark Genel Müdürü


Üniversite Tercih Günleri Adana’da yoğun ilgi gördü

Üniversite Tercih Günleri

8 Mayıs’ta Kırklareli de yapıldı

Konya’da seminerler de çok ilgi gördü

Üniversite Tercih Günleri,

Diyarbakır’da Dicle

Üniversitesinde gerçekleşti

Üniversite Tercih Günleri

28 Nisan’da Bolu’daydı

Bodrum’da öğrenciler

üniversitelerle buluştu

Adana Üniversite Tercih ve Tanıtım Günleri 18-19 Nisan 2017 tarihlerinde Adana Sheraton Hotel’de düzenlendi. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Adana İl Milli Eğitim Müdürlü-ğü ve Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından destekle-nen etkinlik

EKET Fuarcılık tarafından gerçekleştirildi.

Öğrencilerin yoğun ilgisi ile karşılanan Adana Üniversite Tercih Günleri, seminerleri ile de dikkati çekti. CNN Türk Eğitim Programı yapımcısı, Sabah Gazetesi Eğitim Yaza-rı ve EKET Fuarcılık Eğitim Danışmanı Sait Gürsoy, Esen-yurt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cuma Bayat, Kariyer Da-nışmanı Nur Erdem Özeren Profesyonel Eğitim Koçu Meh-met Ekinci ve daha birçok akademisyen seminer geçek-leştirdi.

Diyarbakır Üniversite Tercih Günleri T.C. Milli Eğitim Bakan-lığı onayı ile EKET Fuarcılık ta-rafından 03 Mayıs 2017’de Dic-le Üniversitesi’nde yapıldı. Vakıf ve Devlet üniversitelerinin katı-lımı ile sağlanan etkinlik semi-nerleri ile de etkili oldu. LYS’de başarının anahtarı, başarıya il-ham veren öyküler, Meslek Yük-sekokulları gibi konularda öğ-rencilere bilgi verildi.

Kırklareli Üniversite Tercih Günleri T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Kırklareli Mil-li Eğitim Müdürlüğü onayı ile EKET Fuarcılık tarafından 8 Mayıs 2017’de Kırk-lareli Spor salonunda yapıldı.

LYS’ye hazırlık süreci, Doğru tercih kuralları, kariyer olanakları, geleceğin meslekleri gibi pek çok konuda seminerler gerçekleştirildi.

Konya Üniversite Tercih ve Tanıtım Günleri 24/25 Nisan 2017 tarihlerinde Konya Dedeman Hotel’de düzenlendi. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Konya İl Mil-li Eğitim Müdürlüğü ve Konya Büyükşe-hir Belediyesi tarafından desteklenen et-kinlik EKET Fuarcılık tarafından gerçek-leştirildi.

Türkiye genelinden 30’a yakın devlet ve vakıf üniversitesinin stant açtığı etkinlik-te ziyaretçiler üniversitelerin yetkilileriyle yüz yüze görüşmeler yaptı. Ayrıca etkin-lik CNN Türk Eğitim Programı yapımcısı, Sabah Gazetesi Eğitim Yazarı ve EKET Fu-arcılık Eğitim Danışmanı Sait Gürsoy Ka-riyer Danışmanı Nur Erdem Özeren, Uz-man Psikolog Ece Tözeniş, Eğitim Uzma-nı Mehmet Ekinci ve daha pek çok aka-demisyen seminerler verdi.

Bolu Üniversite Tercih ve Tanıtım Günleri 28 Nisan 2017 tarihinde Solmaz - Ahmet Baysal Öğretmenevinde gerçekleştirildi. Üniversitelerin yetkili-leriyle bire bir görüşmelerin yapıldığı etkinlikte ayrıca NTV Doğru Tercih Programı Yapımcısı ve Vatan Gazetesi Eğitim Yazarı Sadık Gültekin, Eğitim Uzmanı Serdar Mısır ve Uğur Kaya ayrıca Profesyonel Eğitim Koçu Meh-met Ekinci birer seminer verdi.

Bodrum Üniversite Tercih ve Tanıtım Günleri 10 Nisan 2017 tarihinde Bodrum Konacık Herodot Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Etkinlik süre-since eğitim uzmanları tarafından Sınav Stresi ve Motivasyon, LYS’ye Ha-zırlık Süreci, Etkili Ders Çalışma, Kariyer Planlama, Geleceğin Meslekle-ri ve Meslek Seçimi konularında 12. sınıf öğrencilerine yönelik bilgilen-dirici seminerler verildi.

Üniversite

Tercih Günleri

Mardin’deydi

Mardin Üniversite Tercih Günleri 05 Mayıs’ta 3. kez Hilton Garden Inn Hotel de gerçekleşti. LYS’de başarının anahtarı, ba-şarıya ilham veren öyküler, Meslek Yükse-kokulları gibi konularda seminerler verildi. Ayrıca NTV Doğru Tercih Programı Yapım-cısı ve Vatan Gazetesi Eğitim Yazarı Sadık Gültekin Doğru Tercih ve Sınav Motivasyo-nu konularında seminer gerçekleştirdi.

Mersin Tercih Günleri

20-21 Nisan da

gerçekleşti

Türkiye’nin üniversiteleri

3. kez Muğla’da

Mersin Üniversite Tercih ve Tanıtım Günleri 20/21 Nisan’da 2017 tarihlerinde Yenişehir Belediyesi Ata-türk Kültür Merkezi’nde düzenlendi. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen etkin-lik EKET Fuarcılık tarafından gerçekleştirildi. Seminer-ler yine yoğun ilgi gördü.

Muğla Üniversite Tercih Günleri T.C. Milli Eğitim Bakanlığı onayı ile EKET Fuarcılık tarafından 12 Nisan 2017’de Muğla Gazi Mustafa Kemal Ata-türk Kültür Merkezi’nde yapıldı. Vakıf ve Devlet üniversitelerinin katılımı ile gerçekleşen etkinlik Muğla’da üniversite adaylarına 3. kez kapılarını açtı. Eğitim Koordinatörü Ali Galip Ayvat Profesyonel Eğitim Koçu Meh-met Ekinci, Kariyer Danışmanı Nur Erdem Özeren, Yrd. Doç. Dr. Nizar Ars-lan, Eğitim Uzmanı Serdar Mısır ve Uğur Kaya gibi pek çok isim adaylara bilgilendirici seminerler gerçekleştirdi.


ETKİNLİK T A K V İ M İ

ÜNİVERSİTE TERCİH FUARI

“EĞİTİM FUARLARINDA YENİLİKÇİ YAKLAŞIM”

DESTEKLEYENLERfacebook.com/unitercih @unitercih

TEMMUZ

2017

16-17-18

İSTANBUL ÜNİVERSİTE TERCİH FUARI

İSTANBUL LÜTFİ KIRDAR KONGRE MERKEZİ

TEMMUZ

2017

13-14

ANKARA ÜNİVERSİTE TERCİH FUARI

ANFA-ALTINPARK

TEMMUZ

2017

20-21

İZMİR ÜNİVERSİTE TERCİH FUARI

İZMİR TEPEKULE KONGRE MERKEZİ

TEMMUZ

2017

23

ANTALYAÜNİVERSİTE TERCİH FUARI

MİMAR SİNAN KONGRE MERKEZİ

Eğitim Turizmi …

2016 Ekim ayı itibariyle Malatya ile baş-ladığımız EKET Üniversite Tercih Fuar-ları seyahatlerimize 2017 Mayıs ayının 8’inde Kırklareli rotasıyla tamamladık. Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik.. 2017 yılı bahar fuarları Kocaeli ile baş-ladı. Yoğun bir ziyaretçi sayısıyla sana-yi şehri bizi büyüledi. Üniversite öğren-ci adaylarının fazla olması ve İstanbul’u tercih etmek istemeleri hem şaşırttı, hem de sevindirdi. Profil muhafazakar aile yapısı olarak düşünülünce, İstanbul fikrine sıcak bakılmaz diye düşünmüş-tük. Kocaeli öğrenci profili bizi ters köşe yaptı.

Sercan, Okan, zaman zaman Nilgün ile fuar yollarında aday öğrenci avına çık-mışçasına kendimizi kaybettik. İstanbul Kariyer ve Eğitim Fuarında öğrencilerin ilgisiyle buharlaştık diyebilirim. Tercih fuarlarından alışık olduğumuz bu yo-ğunluk, bizi erken final oynayan takım gibi yordu. İlginin on numara beş yıldız olmasından dolayı, fuar sonrası okka-

lı bir Türk kahvesi yorgunluğumuzu sil-di aldı. Türküz biz işte! Ölecek gibi çalı-şır, ölecek kadar yer, ölecek kadar söyle-nir, ama her zaman Allah vergisi bir za-manlama ustalığıyla işlerimizi dört dört-lük hal ederiz. Erken finaller, kondisyo-nu arttırır.

Ege Yollarında

Bodrum’da geçen yılki 12’leri karşıladık.. Bazı tanıdık yüzler hatırladılar, hatırla-dık. Okan, Sercan ve ben Bodrum’un yü-zümüzü yalayan bahar rüzgarıyla hız-lı bir fuar yoğunluğu geçirdik. Ege böl-gesinin İstanbul’a ilgili bir öğrenci kit-lesi var. Bunu geçen yıldan bu yana art-mış gördük. Muğla’ya sakladığımız ka-lan enerjimizi ilgili öğrencilerle verimli şekilde harcadık. Pablo Cafe’de geçen yıl denediğimiz ve çok sevdiğimiz Anado-lu çorbasını içtik ve yeterli enerjiye ka-vuştuk.

Kıbrıs’a kaçamak

EKET Fuarlarından arta kalan kısa zaman dilimimizde, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bi-limleri Üniversitesi (KSTU) ile olan kar-deş üniversite bağlantımız nedeniyle kampüs ziyareti için Güzelyurt’a uçtuk. Yavru Vatan’da sıcak Akdeniz rüzgarı sa-bah erken uçuşumuzun bitiminde kar-şıladı bizi. İdari Sorumlu Oğuzhan Yıl-maz bizi kampüse götürdüğünde, por-takal ve limon kokuları içimize işlemişti. Üniversitemizden tanıdığımız Sağlık Bö-lümleri Direktörü Gökçe Ünal ile özlem dolu kavuşma sahnemiz kayda değer-di. Kurumsal İletişim Daire Başkanı Em-

kezinde Selçuk, Sema ve Fatma Hoca-larımızı ziyaret ettik. Adana’nın sıcaklı-ğı ve misafirperverliği her zamanki kıva-mındaydı. Mersin fuarı da aynı yoğunluk ve verimlilikte geçti.

Mevlana ve Şems

İç Anadolu’ya uzanan yollarımız bizi Konya’ya götürdü. Ege ve Akdeniz der-ken serin bir bahar havasıyla Konyalı öğ-rencilerle buluşturdu. Sait Hoca’nın se-minerine yoğun ilginin ardından ha-valimanına doğru yol alırken Şems ve Mevlana’yı ziyaret etmeden olmazdı. İn-sanlık tarihinin en büyük eğitimcileri-ni ziyaret ettik. Öğretmen ve öğrenciyi bize en iyi anlatan ruhani rehberler biz-leri yüzyıllar ardından yansıttıkları ener-jiyle selamladılar. Mor Gabriel…

Kısa bir Batı Karadeniz turunun (Bolu) ardından Diyarbakır ve Mardin’e yolcu-luk yaptık. Her zamanki Güneydoğu ilgi-si ve sıcaklığı ile geçen yolculuklarımız, ilgili öğrenci kitlesiyle perçinlendi. Mor Gabriel Manastırı’na yaptığımız kısa zi-yaret bizleri Midyat’ın büyüsüyle yüz-leştirdi. Mor Gabriel’in 500’lü yıllarda in-sanlar için yaptığı iyilikler, yüzyıllar son-ra hala anlatılıyor olmasını mucizevi kı-lıyor. Manastır’ın Süryani çocukları için

rah Adaklı ile keşfe çıktığımız kampüste, harika sağlık laboratuvarlarla karşılaştık. Sağlık okumak isteyenler bu kampüste kesinlikle şanslı olacaklar. EKET Üniver-site Tercih Fuarlarında KSTU’nın bu özel-liklerini tüm öğrencilerle paylaşıyoruz. Akdeniz rüzgarı Adana ve Mersin ile de-vam etti. Sheraton Adana’nın görkemin-de öğrencilerle kavuştuk. Sait Gürsoy Hocamızın muhteşem semineri Adanalı öğrenci ve rehber öğretmenleri büyüle-di. Seyhan Rehberlik ve Araştırma Mer-

eğitim destekleyici olması ayrıca bizle-ri mutlu etti.

Bütün bu hareketliliğe eğitim turizmi desek yeridir adeta. İki sezondur, fuar-lar, seminerler ve tercih fuarları dahil 100 bin kilometre üzerinde yolculuk ya-pıyoruz. Karış karış Türkiye’yi eğitim adı-na geziyoruz. Üniversite adayı öğrenci-lerle kurumlarımızın bölümlerini, bilgi-lerini ve özelliklerini paylaşıyoruz. Ya-rattığımız sinerji ile yükseköğrenim se-ferberliği yapıyoruz. EKET Fuarcılığın or-ganizasyonları sayesinde 100 bin öğren-ciyle yüz yüze tanışma fırsatımız oluyor. Fuarlarda özel stand olarak katılım sağ-layan Üniversitemizin dışında KSTU, Ay-dın Üniversitesi, Arel Üniversitesi, Bez-mialem Üniversitesi, İstinye Üniversite-si gibi kurumların tasarım ve lojistik des-teğini sağlayan ve aynı zamanda ge-nel fuar kurulumlarını gerçekleştiren YZC Organizasyon Marketi sahibi Sinan Yazıcılar’ın da destekleri yadsınamaz. Tüm vakıf üniversiteleri olarak ailemiz-den çok birbirimizi görüyoruz ve ortak bir payda da buluşuyoruz. Hepimize ye-tecek kadar öğrenci profiliyle karşılaşı-yoruz. Önemli olan doğru tercih ve doğ-ru meslek seçen bireylerin olması. Eği-tim turizmine devam diyelim…

Hatice Karataş

Nişantaşı ÜniversitesiFuarlar Koordinatörü[email protected]

türk eğitim rehberi 38 · 2019-04-05 · ler, veliler, öğretmenler ve konu ile ilgili bütün...

Documents