türk sanayisini kalkındıracak - ekovitrin.com · İkincisi; sosyal sorumluluk anla-yışı. İyi...

82 EKOVİTRİN ARALIK 2015 83EKOVİTRİN ARALIK 2015

SÖYLEŞİ / PROF. DR. TAMER YILMAZ

Türk sanayisini kalkındıracak projeler geliştiriyoruz

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz:

Üniversitelerin sanayinin gelişiminde aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini belirten Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Gaziantep rekabetçi bir kent. Sanayi-üniversite işbirliğiyle Gaziantep’i daha avantajlı hale getirmek için projeler üretiyoruz” diyor.

YILIN MARKA ÜNİVERSİTESİ ÖDÜLÜ HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ’NİNHasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz: “Üniversitemiz adına

çok gururluyum. Yılın Marka Üniversitesi Ödülünü alırken Gaziantep’in ruhunu üniversitemize yansıttığımızı düşünüyorum. Hasan Kalyoncu Üniversitesi’ni tarif

ederken yenilikçi, girişimci, üçüncü nesil üniversiteyiz diyorum.”

Ortadoğu’nun sanayi başkenti olarak da bilinen Gaziantep, son yıllardaki hızlı gelişimle birlikte marka kentler arasında dikkat çekiyor. Altyapı ve kentleşme adına başarılı projelerin hayat bulduğu

Gaziantep, eğitimde de atağa kalkarak bölgenin parlayan yıl-dızı olmayı başarıyor. 2008 yılında kurulan Hasan Kalyoncu Üniversitesi, kentin markalaşmasını sağlayan eğitim kurumla-rından biri. 22 lisans bölümüne sahip olan, yerli ve yabancı 4 bin 500 öğrenciye eğitim veren üniversite özellikle sanayi ala-nındaki projeleriyle kent ve ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyor. Üniversite kısa zamanda yakaladığı başarı ve kente kattığı değerden ötürü Gaziantep Medya Platformu Derneği (GAMEP) tarafından Marka Üniversite ödülüne layık görül-dü. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, markalaşma sürecinde üniversite olarak yaptıkları ça-lışmalar ve öğrencilerine verdikleri eğitim hizmetleri hakkında Ekovitrin Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şeref Özata’ya önemli açıklamalarda bulundu.

n Hasan Kalyoncu Üniversitesi GAMEP Ödülleri’nde Marka Üniversite ödülüne layık görüldü. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Gaziantep Medya Platformu Derneği’ne (GAMEP) çok teşek-kür ediyorum. Gerçekten büyük bir organizasyon yaptı. Bizi bu ödüle layık gördüler. Emeği geçen herke-se çok teşekkür ediyorum. Gazian-tep çok önemli bir ekonomik güce sahip. Lokomotif görevi görüyor, rekabetçi bir şehir. Bu rekabetçili-ği, girişimciliği devam ettirebilmek istiyorsanız, markalara ihtiyacınız var. Daha fazla marka üretmeniz ge-rekiyor. Gaziantep de her sektörde bu markayı üreten bir şehir. Üniver-site alanında 4 marka üniversitemiz var. Hasan Kalyoncu Üniversitesi bu senenin Marka Üniversite ödü-lünü aldı. Üniversitemiz adına çok gururluyum. Ama bunu alırken Ga-ziantep’in ruhunu üniversitemize yansıttığımızı düşünüyorum. Ha-san Kalyoncu Üniversitesi’ni tarif ederken yenilikçi, girişimci, üçüncü nesil üniversiteyiz diyorum, aynen Gaziantep’in ruhunda olduğu gibi. O nedenle bu ödülü hak ettiğimizi düşünüyoruz. Tekrar emeği geçen-lere teşekkür ediyorum ve bu ödülü öğrencilerimize ve personelimize armağan ediyorum. İyi bir şey ya-pıyorsanız dışarıdan görülmesini istiyorsunuz. Bu ödül de bunun gö-rüldüğünün en güzel kanıtı. Demek ki biz Hasan Kalyoncu Üniversitesi olarak çok iyi bir şey yapıyoruz. Bü-yük bir medya platformu bizi görü-yor ve bizi ödüllendiriyor: Bu da bizi motive ediyor. Artık insanlar bölge-sel ödülleri aldıktan sonra ulusal ve uluslararası alanlarda yer almak isti-yorlar. Medyayla nasıl iletişim kura-cağını öğreniyor. Bu çok önemli. O kadar topluluğun içerisinde kendisi-ni görünce o gruba aidiyet hissediyor

Şeref Ö[email protected]



ve oradan beslenmeye başlıyor. O markalar da birbiriyle konuşmaya başlıyor sizin sayenizde. Bu çok önemli. Siz orada markaları bir araya getiriyorsunuz ve o marka-ları tanıştırıyorsunuz bir yerde. Bu şekilde de Gaziantep ruhu, markalar ruhu oluşmaya başlıyor. Yurt dışına karşı daha rekabetçi ortak oluşuyor. Sinerji oluşuyor. O bakımdan bu tür faaliyetlerin devam etmesini diliyorum.

n Sizi yakından tanıyabilir miyiz?

Gemi mühendisiyim. Uçak mühendisliğinde doktoram var. Otomotiv üzerine de yüksek li-sans yaptım. Bazen söylüyorum; havada, karada, denizde ihtisası olan birisiyim. Yıldız Teknik Üni-versitesi Kökenliyim. İstanbul Teknik Üniversitesi doktoram var. Kendimi çözümcü bir insan olarak tarif ediyorum. İki buçuk senedir Hasan Kalyoncu Üniver-sitesi rektörüyüm. Daha önce yıl-dız Teknik Üniversitesi’nde rektör yardımcısıydım. Orada teknopar-kın kurulması, üniversite-sanayi işbirliğinde birtakım görevlerim oldu. O görevlerimi Hasan Kal-yoncu Üniversitesi’ne taşımak için buraya geldim. Gaziantep çok bü-yük bir organize sanayi bölgesine sahip. Burada önemli bir işgücü potansiyeli, üniversite-sanayi iş-birliği potansiyeli var.

n Üniversiteniz hakkında bilgi verir misiniz?

Hasan Kalyoncu Üniversite-si 2008 yılında kuruldu. Genç bir üniversiteyiz ama çok önemli bir misyonu var. Bölgesinin ilk ku-rulan vakıf üniversitesi. Genç bir üniversite olmasına rağmen 22 li-sans bölümüne ve 4 bin 500 lisans öğrencisine ulaştık. Yüksek puan-lı öğrenci alan bölümlerimiz oldu.

ortak olduğumuz bir şirket. As-lında üniversiteyi sanayicinin aya-ğına götürmek yolunu seçiyoruz. Gaziantep sanayisi çok rekabetçi bir sanayi, siz bu rekabeti üniver-site işbirliğiyle desteklemezseniz, daha çok patent üretmezseniz, rekabet etme avantajınızı kaybe-diyorsunuz. Hemen başka bir şe-hir, başka bir ülke sizin o rekabet avantajınızı eline geçirme şansı var. O nedenle biz bu derinliği oluşturmak istiyoruz. Hasan Kal-yoncu Üniversitesi olarak tek-noparkta bunu yapabileceğimize inanıyoruz.

n Eğitime son 10 yılda büyük önem verildi. Üniversite sayısı arttı, ancak mezun olan öğrencilerin iş bulma sorunu

Aslında bu bölgedeki önemli bir boşluğu dolduruyoruz. Lisansüstü programları eklemeye başladık. Üniversite-sanayi işbirliği için birtakım platformlar oluşturduk. Teknoloji transfer ofisi gibi. Böl-gede yükseköğretime katkı sağ-layan önemli bir kurum haline geldik.

n Gaziantep üretim yönüyle öne çıkmayı başaran bir şehir. Üniversite-sanayi işbirliği için neler yapıyorsunuz?

Teknoloji transfer ofisimiz var. Bu önemli. Üniversite-sanayi işbirliği yapmak istiyorsanız mut-laka bir ara yüze ihtiyacınız var. Yoksa sanayiciyle anlaşamıyorsu-nuz. Bir tarafa profesörleri otur-tuyorsunuz, bir tarafa sanayicileri

var. Sanayici istediği niteliklerde kalifiye eleman bulamıyor. Üniversite olarak bu konuda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Türkiye’de 200’e yakın üniver-site bulunuyor. Aslında bu durum eğitimde eşitliği sağlayan bir mo-del. Vakıf üniversiteleri de buna dahil oldu. Rekabet arttı. Yıldız Teknik’te rektör yardımcılığı yap-tığım zamanları hatırlıyorum; devlet üniversitelerini yönetmek aslında çok kolay. Büyük bir re-kabetin içerisinde değilsiniz, ama vakıf üniversitelerinin arasında rekabet var. Bunu niçin söylüyo-rum? Rekabet varsa aslında kali-te için de bir umut var demektir. Üniversiteleşme oranı artmakla birlikte üniversite mezunlarının sektörle adaptasyon sorunu oldu.

oturtuyorsunuz. Konuşuyorlar ama anlaştıklarını zannederek masadan kalkıyorlar. Aslında anlaşamıyorlar. Biz köprü göre-vi gören bir oluşum oluşturduk. Buna da teknoloji transfer ofisi diyoruz. Teknolojinin üniversite-den sektöre, sektörden üniversi-teye transferini sağlayan bir birim. Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgelerinden biri Gazian-tep’te. Üretimde ve ihracatta çok başarılı bir kent Gaziantep. Yalnız teknolojinin yerinde üretilmesi gibi bir modele ihtiyacı var. Bu da dünyanın her tarafında var olan teknoparklardan geçiyor. Biz Ha-san Kalyoncu Üniversitesi olarak Gaziantep OSB içerisinde bir tek-nopark kuruluşunu tamamladık. Ticari şirketimiz kuruldu, OSB ile

Hasan Kalyoncu Üniversitesi çok güzel bir model uyguluyor. Ame-rika 50 yıldır bu modeli uyguluyor. Sektörlere eleman yetiştiriyoruz. Sektöre diyoruz ki, “Gelin birlikte yetiştirelim.” Elinizi taşın altına sokun. Yani sektörle birlikte eği-tim yapıyoruz. 8 yarıyıllık eğitimi 7 yarıyılda bitiriyoruz. Öğrenciler yarıyılı full-time sektörün içeri-sinde eğitim görüyor. Böylece sektörle erkenden tanışıyorlar. İnşaat münendisisiniz ama “kara-yolları sektöründe mi yoksa altya-pı sektöründe mi çalışayım” bunu bilemeyebilirsiniz. İkinci modeli-miz ile sektörün duayenlerinden öğrencilerimize mentor atıyoruz. 20 yıldır sektörde çalışan insan-lar var. Aslında sektörün ne talep ettiğini biliyor. Bunları öğrenciye aktarıyorlar. Bu iki modeli iyi bir şekilde uygularsanız ben bunun sektörün ihtiyaçlarına cevap ver-meyen üniversiteler sorununa çözüm getireceğini düşünüyorum. Bunun için öncelikle sektörün he-vesli olması lazım. Bir de öğrenci sayılarınızı belli sayılarda tutma-nız gerekiyor. Çok büyük öğrenci sayılarıyla bunu uygulamak prob-lem. Hasan Kalyoncu Üniversitesi bu dengeyi sağlamaya çalışıyor. Kitle üniversitesi olmadan bütün öğrencilerine eşit fırsatlar vererek mezun etmeye çalışıyoruz.

n Mezun olan öğrencileriniz için hedefleri nasıl belirliyorsunuz?

Bütün öğrencilerimle görüş-tüm ve analizler yaptım. Öğren-cilerime şunu söylüyorum; istis-nasız okulumuzun güçlü yanları nedir, zayıf yönleri nedir, her şeyi sordum. Az öğrenci olunca bunu yapmak kolay oldu fakat bu sene 4 bin 500 öğrencimiz var. Bu yıl da bunu yapacağım. Hepsine şunu söyledim; Hasan Kalyoncu Üni-versitesi’nin vizyonunu bilmek

Öğrencilerime her zaman şunu söylerim: Burası yenilikçi ve girişimci bir üniversite. Çok iyi bir

mühendis, avukat olabilirsiniz ama yenilikçi ve girişimci ruhunuzu törpülemeyin.

Türkiye’nin birçok şehirden öğrencimiz var. Öğrencilerimizin yüzde 60’ı Gaziantep, yüzde 40’ı da 61 farklı şehirden geliyor. Batı şehirlerinden

gelen öğrenci sayısı her geçen yıl artıyor.



zorundasınız. Burası yenilikçi ve girişimci bir üniversite. Çok iyi bir mühendis, avukat olabilirsiniz ama mutlaka yenilikçi ve girişimci ruhunuzu törpülemeyeceksiniz. Eğitim sistemimizde bunu yapma-maya çalışıyoruz. Burada kuluç-ka sistemimiz var. Öğrencilerimiz şirket kurduruyor. Mesela hukuk-çu bir öğrencimiz çok iyi bir fikir oluşturdu ve şirket kurdu. Geçen sene 7 öğrencimiz şirket kurdu. Bu sene 10 öğrencimiz şirket kur-mayı bekliyor. Kendi şirketinizi kurmak zorundasınız. Yanınızda insanlar çalıştıracaksınız. Dünya markaları doğacak. Hasan Kal-yoncu Üniversitesi’nden mezun olan bir öğrencinin bu yönü mut-laka göze çarpacak ve sektör de bunu fark edecek. Biz bunu isti-yoruz. Bu hedeflerimizden birisi. İkincisi; sosyal sorumluluk anla-yışı. İyi eğitim aldınız, girişimcisi-niz ama mutlaka toplum duyarlı-lığınız olmalı. Sosyal sorumluluk projeleri içerisinde yer almak zo-

iletişim ve tasarım bölümü var, teveccüh gördü. Orta vadede Tıp Fakültesi ile ilgili bir düşüncemiz var. Ona tam karar vermedik ama bir Tıp Fakültesi ve İletişim Fa-kültesi ile yelpazeyi tamamlamış olacağız. Çok geniş bir yelpazede eğitim veriyoruz.

n Öğrenciler Hasan Kalyoncu Üniversitesi’ni neden tercih etmeli?

İstatistikçi bir adamım. Geçen sene Hasan Kalyoncu Üniversi-tesi’ne 49 farklı şehirden öğrenci gelmişti. Bu sene 61 farklı şehir-den öğrencimiz var. Öğrencileri-mizin yüzde 60’ı Gaziantep, diğer yüzde 40’ı da 61 farklı şehirden geliyor. Bu oran içerisinde batının oranı her geçen yıl artıyor. Adana, İstanbul, Ankara, Mersin ve Ay-dın’a kadar öğrenci kitlemiz var. Ben şuna inanıyorum; mutlaka öğrenciler üniversiteye şehir için geliyor. O nedenle şehirle birlikte markalaşma önemli. Biz burada marka sayısını arttırdıkça Hasan Kalyoncu Üniversitesi de o şehrin içerisinde bir değer olmaya devam edecek. Ama bir üniversite için in-sanlar nerede olursa olsun iyi bir eğitim almak için geliyor. Mesela bizim çok iyi bir hemşirelik bölü-mümüz, çok iyi bir hukuk fakülte-

rundasınız. Toplumsal duyarlılık diye bir dersimiz var. Zorunlu bir ders ve mutlaka bu dersi her öğ-renci görür ve mutlaka bir sosyal sorumluluk projesi içerisinde yer alırlar. Yurt dışında, Amerika’da artık üniversitelere sınavla girilmi-yor. Projelerinizle bu üniversitele-re dahil oluyorsunuz. Harvard’da okumak istiyorsanız Afrika’da bir yerde bir sosyal sorumluluk pro-jesi içerisinde yer almış olmanız gerekiyor. Bunu mecbur tutuyor-lar. Biz de sosyal sorumluluğu desteklemek için böyle bir model oluşturduk. Hedefimiz dünya üni-versiteleri arasında yer almak.

n Eğitimde öğrencilerinize neler sunuyorsunuz?

Eğitim öğretimde temel kay-nak insan kaynağıdır. Çok iyi fi-ziki imkanlarınız olabilir ama iyi bir insan kaynağı sağlamazsanız iyi bir eğitim veremezsiniz. Bizim birinci hedeflerimizden birisi do-nanımlı öğretim üyeleri. Birçok

miz var. Türkiye’nin ve dünyanın birçok ülkesinden öğrencimiz var. Öğrenciler eğitim için Gazian-tep’e gelmekten çekinmiyor.

n Yabancı öğrenci sayınızı öğrenebilir miyiz?

22 ülkeden 200’e yakın yaban-cı öğrencimiz var. Ağırlıklı olarak Suriye ve Irak’tan gelen öğrenci-ler. Ama Afrika ülkeleri de var. Burada önemli bir avantaja sahi-biz. Erbil’den, Süleymaniye’den öğrencilerimiz var.

fakültede en iyi öğretim üyelerini üniversitemize çekiyoruz. Hukuk, psikoloji, inşaat mühendisliği çok iyi, mimarlık da öyle. Çok güçlü bir kadro oluşturduk. Temel ama-cımız insan kaynağı. İkinci olarak da laboratuvar ve fiziki imkanlarla desteklemek. Sağlık bilimleri yük-sekokulumuz var ve iddialıyız. İyi bir laboratuvarımız olduğu için iddialıyız. Türkiye standartlarının çok üzerinde hukuk anfilerimiz var. Teknolojik sınıflar kurmaya çalışıyoruz.

Eğitim öğretimi bu şekilde desteklemek üzere devam ediyo-ruz. Yeni fakülteler açmakla ilgi-li yayılmacı bir politikamız yok. Daha çok derinleşmeyi amaçlıyo-ruz, ama 1-2 fakülte girişimimiz var. İletişim Fakültesi kurmak istiyoruz. Çünkü güçlü bir yayın organıyla bir bağımız var. Deste-ğimiz olmak zorunda. Bu konu-da oradan destek alıyoruz. Tür-kiye’nin buna büyük bir ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Görsel

n Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin uluslararası üniversitelerle bağlantıları var mı?

Bu işbirliğinin en önemlisi Erasmus programı. 52 üniversite ile anlaşmamız var. 35 Avrupa ül-kesi ile anlaşmamız var. Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenle-nen ve dünyanın en büyük eğitim fuarlarından birisi olarak gösteri-len fuara katıldık. Orada çok ciddi anlaşmalar yaptık. Dünyanın her yerinden ikili anlaşmalarımız bu-lunuyor. Öğrencilerimiz Gazian-tep’te okuyor aslında ama dünya-nın her yerine ulaşma şansları var.

İngilizce eğitimde çok önemli bir model geliştirdik. Öğrencile-rimiz bir dönem burada eğitimle-rini tamamlıyor, ikinci dönemini ise Amerika’da anlaşmalı olduğu-muz 10 üniversitenin kampüsün-de tamamlayabiliyor. Bunun için ek bir bedel ödemiyorlar. Zaten bize ödedikleri ikinci dönem üc-reti oradaki eğitim ücretine denk geliyor. Uygulamamız bu sene başladı. Yabancı dil öğrenme fır-satına sahipler. Bu öğrencilerimiz için çok önemli bir fırsat. Bunun yanında sadece yabancı dili değil, bilimi de öğrenmek gerekiyor. Bu üniversitelerde yüksek lisans ve çift diploma anlaşmaları yapmak için temaslarımız sürüyor.

Geçen sene 7 öğrencimiz şirket kurdu. Bu sene 10 öğrencimiz şirket kurmayı bekliyor. Kendi şirketinizi kurmak zorundasınız. Ancak bu şekilde dünya markaları çıkartabilirsiniz.

22 ülkeden 200’e yakın yabancı öğrenci

üniversitemizde öğrenim görüyor.

Yabancı öğrencilerimizin çoğu Suriye ve Irak’tan geliyor.

88 EKOVİTRİN ARALIK 2015


T ürkiye’de genç işsizlik oranı çok yüksek. Bu konudaki görüşleriniz

nelerdir, neler yapılabilir?Öğrencilerimize şunu tavsiye

ediyorum Öncelikle üniversite eğitimlerini çok iyi tamamlamaları gerekiyor. Üniversitelerde akade-mik kariyer imkanı var. Bunu çok iyi yapmalılar. Mutlaka iletişim yönlerini geliştirmeleri gerekiyor. Mutlaka bir kulübün içerisinde bulunsunlar. O kulüp faaliyetle-ri öğrencilerimize o kadar güzel şeyler kazandırıyor ki. Bazen aka-demik faaliyetlerden geri kalıyor ama o kulüple ilişki yönetimini öğreniyor. Bu öğrencilerimiz çok başarılı oluyor. Ben iletişimi iyi ve güçlü olan hiçbir öğrencinin işsiz kalacağını düşünmüyorum. Ken-dini iyi ifade eden hiçbir öğrenci işsiz kalmaz. Çünkü aldığı eğitim dünyanın neredeyse her yerinde benzer eğitimlerden oluşuyor. Üniversitemizde okutulan kitap-lar aslında Amerika’daki üniver-sitelerde okutulan kitaplarla aynı. Hocalar da aynı. Temel bilgilere sahip. Sadece bizim o öz güveni ve ekosistemi oluşturmamız la-zım. Şimdi Amerika’daki öğrenci

biraz daha girişimci kendine gü-veniyor şirket kurmak için yola çıkıyor, kendini daha farklı ifade etme özgürlüğünü bulabiliyor. Bi-zim de o atmosferi oluşturmamız gerekiyor. Biraz da iş adamlarının üniversiteye doğru gelmesi gere-kiyor. Bunu sağladığımız zaman işsizlik oranı da düşecek.

n Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgelerinden birisi Gaziantep’te. Sanayiciler sizden destek ve yardım istiyorlar mı? En çok hangi alanlarda taleplerde bulunuyorlar?

İki buçuk yıl önce buraya geldiğim zaman onların destek istemelerine fırsat vermedim, Organize Sanayi Bölgesi Başkan-lığı’na ve Gaziantep Sanayi Odası Başkanı’na gittim. Proje üretmek için yola çıktım. Aslında bu tür konularda talep sanayiciden ge-lebildiği gibi üniversitelerimizden de gelebilir. Üniversiteler bu ko-nuda biraz daha aktif olabilir. Biz de aktif olalım dedik ve sanayiciyi beklemedik. Çünkü bu bir zaman kaybı. Sanayicilerimiz aslında tam olarak ne yapacağını bilemeyebi-lir. Biz bunun için birtakım proje-

ler ürettik. Mesela sanayi içerisin-de bir teknoparkımız oluştu. Bize yakınlık gösterdiler. Biz sanayi üniversitesi diye bir şey kurduk. Gaziantep sanayisi çok girişimci ama içerisinde hiç üniversite öğ-rencisi olmayan, bugüne kadar hiçbir üniversiteye girmemiş in-sanlar var. Çünkü bu sanayicilerin çoğu çekirdekten yetişiyor, çok güçlü sanayiciler. Üniversite viz-yonu onlara bir şey katabilir diye düşündük. Bütün sanayicilerimizi aldık ve onları eğitmek üzere bir proje hazırladık. Ondan sonra bir mezuniyet töreni ve kep giyme töreni yaptık. Burada üniversi-temizde profesörlerimizden, ho-calarımızdan dersler aldılar. Bu onlara daha bir özgüven verdi. Benzer şekilde esnaf üniversitesi geliştirdik. Şimdi orada da aynı şeyi yapmaya başladık. Bu o kadar yaygın hale geldi ki üniversitemiz toplumla bütünleşsin diye şimdi muhtar üniversitesi hazırlıyoruz. Muhtarlarımızı da burada eğitme-ye başlayacağız. Toplum bileşenle-rini göz ardı etme lüksümüz yok. Bu insanlar bir mahalleyi, köyü yönetiyor. Orada o mahallenin ve o köyün insanlarına dokunuyor-lar. Bir yerde onlar vasıtasıyla o insanlara dokunma şansımız var. Anne ve çocuk üniversitemiz za-ten marka oldu. Onun tescillerini de aldık. Çocuk Üniversitesi’ni 4 defa yaptık. Çocuklarımızı buraya getirdik, onları mezun ettik. An-nelerini getirdik eğittik. Elimiz-den geleni yapıyoruz. Sağ olsunlar Gaziantep halkı ve sanayicisi bize destek oluyor. Çok iyi bir sinerji yakaladık. Bu sinerjinin artarak devam etmesini istiyoruz.

Türkiye’deki sanayicilerin çoğu çekirdekten yetişiyor, çok güçlü sanayiciler. Üniversite vizyonu onlara bir şey katabilir diye düşündük. Bütün sanayicilerimizi aldık ve onları eğitmek amacıyla bir proje hazırladık.

Üniversite-sanayi işbirliği atılımı

türk sanayisini kalkındıracak - ekovitrin.com · İkincisi; sosyal sorumluluk anla-yışı. İyi...

Documents