türkiye’de pkk ile yaş Çatışmaların İnsani maliyeti: sur Örneği · 2016. 8. 3. ·...

21
Türkiye’de PKK ile Yaşanan Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği Kriz Grubu Avrupa Raporu N°80 Diyarbakır/İstanbul/Brüksel, 17 Mart 2016 I. Genel Bakış Türkiye devleti ile uluslararası alanda terör örgütü kabul edilen Kürdistan İşçi Parti- si (PKK) arasındaki çözüm sürecinin çökmesi, Temmuz 2015’te çatışmaların yeniden başlaması ve akabinde girilen şiddet sarmalı, yeni bir çözüm sürecinin inşasını hiç olmadığı kadar gerekli kılıyor. Aralık ayından bu yana güvenlik güçleri ile PKK ara- sındaki çatışmaların şiddeti daha önce görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Devlet, “kamu düzenini yeniden sağlama” amacıyla, PKK tarafından desteklenen gençlerden oluşan milis güçlerinin barikat ve hendekler vasıtasıyla hakimiyet kurmaya çabaladıkları ilçe ve mahallelerde sokağa çıkma yasağı uygulamaya başladı. Günler hatta haftalar sü- ren sokağa çıkma yasaklarının devam ettigi mahalleler aylar süren çatışmalara sahne oldu. Devletin hakimiyet sağlama gayreti ve PKK’nın asimetrik savaş yoluyla bunu engelleme girişimleri neticesinde, yerinden edilen insan sayısının 350,000’i aştığı tahmin ediliyor. Yaşamını yitiren sivillerin sayısı ise en az 250. Son haftalarda, sokağa çıkma yasağı bazı yerlerde kaldırıldı ancak çatışmaların insani maliyeti hızla büyümeye devam ediyor: Kriz Grubu’nun kayıplara dair açık kaynaklara dayandırdığı veritabanına göre sekiz aydır süren çatışmalarda yaşamını yitiren 350 polis ve askerin 140’ı, 2016’nın ilk iki ayında hayatını kaybetti. Şiddet Ankara’yı da iki ay zarfında iki kere vurdu: 17 Şubat’ta parlamento binası yakınla- rında patlayan bomba yüklü bir araç 25 askeri personelin ve dört sivilin canına mal olurken, 13 Mart’ta da bir intihar bombacısı, otobüs duraklarının bulunduğu yerde, yoğunluk yaşanan bir saatte, kendisini havaya uçurarak 36 sivilin ölümüne neden oldu. İki saldırıyı da PKK’dan ayrılan bazı örgüt üyelerinin kurduğu Kürdistan Özgür- lük Şahinleri (TAK) üstlendi. Halkların Demokratik Partisi (HDP), ilk saldırıyı par- lamento olarak kınayan metni – hem Irak Şam İslam Devlet (IŞİD) tarafından düzen- lenen Suruç, Ankara ve Sultanahmet saldırılarının hem de sokağa çıkma yasağı altında sivillerin hayatlarını kaybetmelerinin aynı metinde kınanmamasını gerekçe göstererek – imzalamayınca ülkede milliyetçi öfke arttı. Üç gün sonra ise bir HDP milletvekili bombayı patlatan kişi için düzenlenen taziye törenine iştirak etti. HDP ikinci saldırıyı kınamakla beraber yine parlamentodaki diğer partilerin ortak bildiri- sine imza atmadı. Bütün bu gelişmeler, HDP’nin kendisini PKK’dan yeteri kadar

Upload: others

Post on 23-Jan-2021

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Yaşanan Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği Kriz Grubu Avrupa Raporu N°80 Diyarbakır/İstanbul/Brüksel, 17 Mart 2016

I. Genel Bakış

Türkiye devleti ile uluslararası alanda terör örgütü kabul edilen Kürdistan İşçi Parti-si (PKK) arasındaki çözüm sürecinin çökmesi, Temmuz 2015’te çatışmaların yeniden başlaması ve akabinde girilen şiddet sarmalı, yeni bir çözüm sürecinin inşasını hiç olmadığı kadar gerekli kılıyor. Aralık ayından bu yana güvenlik güçleri ile PKK ara-sındaki çatışmaların şiddeti daha önce görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Devlet, “kamu düzenini yeniden sağlama” amacıyla, PKK tarafından desteklenen gençlerden oluşan milis güçlerinin barikat ve hendekler vasıtasıyla hakimiyet kurmaya çabaladıkları ilçe ve mahallelerde sokağa çıkma yasağı uygulamaya başladı. Günler hatta haftalar sü-ren sokağa çıkma yasaklarının devam ettigi mahalleler aylar süren çatışmalara sahne oldu. Devletin hakimiyet sağlama gayreti ve PKK’nın asimetrik savaş yoluyla bunu engelleme girişimleri neticesinde, yerinden edilen insan sayısının 350,000’i aştığı tahmin ediliyor. Yaşamını yitiren sivillerin sayısı ise en az 250.

Son haftalarda, sokağa çıkma yasağı bazı yerlerde kaldırıldı ancak çatışmaların insani maliyeti hızla büyümeye devam ediyor: Kriz Grubu’nun kayıplara dair açık kaynaklara dayandırdığı veritabanına göre sekiz aydır süren çatışmalarda yaşamını yitiren 350 polis ve askerin 140’ı, 2016’nın ilk iki ayında hayatını kaybetti. Şiddet Ankara’yı da iki ay zarfında iki kere vurdu: 17 Şubat’ta parlamento binası yakınla-rında patlayan bomba yüklü bir araç 25 askeri personelin ve dört sivilin canına mal olurken, 13 Mart’ta da bir intihar bombacısı, otobüs duraklarının bulunduğu yerde, yoğunluk yaşanan bir saatte, kendisini havaya uçurarak 36 sivilin ölümüne neden oldu.

İki saldırıyı da PKK’dan ayrılan bazı örgüt üyelerinin kurduğu Kürdistan Özgür-lük Şahinleri (TAK) üstlendi. Halkların Demokratik Partisi (HDP), ilk saldırıyı par-lamento olarak kınayan metni – hem Irak Şam İslam Devlet (IŞİD) tarafından düzen-lenen Suruç, Ankara ve Sultanahmet saldırılarının hem de sokağa çıkma yasağı altında sivillerin hayatlarını kaybetmelerinin aynı metinde kınanmamasını gerekçe göstererek – imzalamayınca ülkede milliyetçi öfke arttı. Üç gün sonra ise bir HDP milletvekili bombayı patlatan kişi için düzenlenen taziye törenine iştirak etti. HDP ikinci saldırıyı kınamakla beraber yine parlamentodaki diğer partilerin ortak bildiri-sine imza atmadı. Bütün bu gelişmeler, HDP’nin kendisini PKK’dan yeteri kadar

Page 2: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 2

ayrıştıramadığına yönelik halk nezdindeki algının ve hükümet nezdindeki değiş-meyen inancın pekişmesine yol açtı.

Ankara’nın giderek daha fazla savunma refleksi ile söylem ve uygulamalarını ka-tılaştırması Kürt sorunu, demokratikleşme gibi tartışmaya muhtaç konularda fark-lı görüşler dile getirme imkanını azaltıyor ve siyasi kutuplaşmayı arttırıyor. Teröre destek verdikleri gerekçesi ile, HDP’nin iki eş başkanı da dahil beş milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından yapılan girişimler, çoğu Kürt, milyonlarca seçmenin desteklediği yasal bir oluşumun dağılma ihtimalini gündeme getiriyor. PKK’nın cezaevindeki lideri Ab-dullah Öcalan ile görüşmelerin kesilmesi ve HDP’li bazı yerel temsilcilerin tutuk-lanması yüzünden siyasi çözüm seçeneklerinin kapanmasına yol açan bu girişimler, PKK’nın “meşru müdafa” savını da güçlendiriyor.

Çatışmalar son haftalarda azalma eğilimi gösterse de Güneydoğu’da nüfusun yoğun yaşadığı şehir ve ilçe merkezlerinin bazılarında sürüyor. Kışın sona ermesi ve Suriye’de kendisine bağlı Kürt unsurların oynadığı rolün de teşviği ile PKK hüküme-te karşı daha yoğun bir mücadeleye hazırlanıyor. Öte yandan, TAK gibi oluşumların Türkiye’nin doğusunda yeni saldırılar düzenleme ihtimali de büyüyor. Türkiye’deki Kürtler tarafından Mart ekinoksu sırasında kutlanan geleneksel Nevruz bayramı vesilesi ile ülke içinde huzursuzluğun artması olası.

Ankara hem yıkılan şehir ve ilçeleri yeniden inşa etmeyi, hem de gerginliğin yüksek olduğu yerlere daha büyük polis merkezleri ve kontrol noktaları kurarak güvenlik güç-lerine takviye yapmayı vaat ediyor. Bu yaklaşımın PKK ve sempatizanları tarafından karşılıksız bırakılacağını düşünmek zor. Ayrıca, HDP’yi dışlama planı ile hükümetin girişimlerinin bölgedeki önemli HDP seçmen kitlesi tarafından benimsenmesi de güç-leşiyor. Kürt hareketinin temsilcileri şiddeti reddederek, silahlı direnişi devlete karşı koymanın meşru bir yöntemi olarak görmediklerini açıklayıncaya kadar Ankara’nın Kürt hareketi ile işbriliği konusundaki manevra alanı sınırlı kalmaya mahkum.

Bu sorunu kalıcı olarak çözmenin tek yolu, bir yandan PKK ile barış görüşmeleri-ne yeniden başlamak, diğer yandan ise anadilde eğitim, daha fazla adem-i merke-ziyetçilik, seçim barajının düşürülmesi ve etnik atıflardan arındırılmış yeni bir ana-yasa gibi demokratik hak taleplerini karşılamak. Ancak öncelik, derhal, ölümlerin ve yerinden edilmelerin sona erdirilmesine verilmeli. Kısa vadede Ankara sokağa çıkma yasaklarını sağlam bir hukuki temele dayandırarak sivilllerin çatışmalardan daha az etkilenmesini sağlamalı ve insan hakları ihlallerini önlemeye yönelik uygu-lamalara odaklanarak, suçların cezasız kalmasını engellemelidir. Hükümet, insan hakları ihlallerinin usulüne uygun biçimde ele alınmasını temin etmeli; yeniden in-şa aşamasında, çatışmalar yüzünden yerinden edilen mülk sahiplerinin ve kiracıların haklarını korumalı ve dönmek isteyenlerin evlerine kavuşmalarını sağlamalı.

Ankara ve PKK çatışmanın hem psikolojik fay hatlarının hem de çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Güneydoğu nüfusunda genel hissiyatın büyük ölçüde kendi lehlerine döndüğünü iddia ediyor. Ankara, PKK’nın şehir savaşına yönelmesinin bölgedeki sempatizanlarını PKK’dan uzaklaştırdığını savunuyor. PKK ise şehir ve ilçe merkezlerinde ağır silahların kullanılmasının tüm bölgede devlete karşı bir tep-kiye yol açtığını ileri sürüyor. Diyarbakır’da Kriz Grubu’nun yaptığı araştırma, otuz yıllık çatışmanın neticesinde sivillerin hissiyatında önemli bir kayma olmadığını ortaya koyuyor.

Elinizdeki rapor Diyarbakır’daki saha araştırmasında elde edilen bulgulardan bir kesit sunuyor. Çoğu kimliğinin gizli kalmasını talep eden, resmi yetkililer, STKlar, belediye temsilcileri, avukatlar ve yerinden edilenlerin bakış açılarını yansıtan bu

Page 3: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 3

çalışma, Sur ilçesinde yakın zamanda yaşanan çatışmaların dinamiklerini inceleye-rek, sürekli artan insani maliyete dikkat çekmeyi amaçlıyor.

II. Sokağa Çıkma Yasağı Nedir? Sivil Kimdir?

Mart 2013-Haziran 2015 catışmasızlık süresince Güneydoğu şehirlerinde varlığını güçlendiren PKK militanları ve PKK’ya bağlı genç milisler ile, aylar süren sokağa çıkma yasaskları sırasında ağır silahlar kullanan devletin güvenlik güçleri arasındaki şehir savaşı bölgede bazı şehir ve ilçe merkezlerini yerle bir etti. Güneydoğu’da, 2015 Ağustos ayından 2016 Mart ayının ilk yarısına kadar geçen sürede, Kürt siya-setçilerin özerklik ilan ettiği ve Kürt militanların yoğunlaştığı 18 şehir ve ilçe merke-zinde 59 sokağa çıkma yasağı uygulamaya kondu.1 Çoğu yasak kısa sürdü ve sınırlı çarpışmalar yaşandı. Ancak bazı yerlerde, çatışmanın Güneydoğu’nun şehir ve ilçe merkezlerini de bir nevi muharebe alanına dönüştürdüğü gözlemlendi.

Mart ayının ortalarına doğru, Silopi, Cizre, İdil ilçeleri ve Diyarbakır’ın şehir merkezindeki tarihi Sur ilçesinde askeri operasyonlar sona erdi. Sur’un bazı yerle-rinde güvenlik güçlerinin tarama faaliyetleri sürdüğü için hala sokağa çıkma yasağı var. Sur’un komşusu Bağlar ilçesinde de yine sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş bulu-nuyor. İdil’deki yasak tüm gün, Silopi ve Cizre’de ise ortalık karardıktan sonra uygu-lanıyor. Hakkari ilinin Yüksekova ilçesinde, Şırnak şehir merkezinde ve Suriye sını-rındaki Nusaybin ilçesinde ise askeri operasyonlar devam ediyor.

İlçeden ilçeye değişmekle birlikte çatışmaların insani maliyeti yüksek. Hükümet kaynaklarına göre artan şiddet nedeni ile 355,000 kişi evlerini terk etti.2 Kriz Gru-bu’nun açık kaynaklara dayandırdığı bilgiye göre en az 254 sivil hayatını kaybetti. İlaveten, basında yer alan haberler ve sosyal medyadaki paylaşımlara bakılacak olur-sa, yaşları 16 ile 35 arası olan 163 erkek ve kadının henüz militan mı sivil mi olduğu netlik kazanmış değil.

Diyarbakır’ın tarihi ilçesi Sur’da 2 Aralık’ta başlayan askeri operasyonlarda iki sivilin hayatını kaybettiği kesinleşmiş bulunuyor. Kriz Grubu’nun verileri aynı dö-nemde tüm Diyarbakır’da sokağa çıkma yasaklarına karşı düzenlenen protestolarda yedi sivilin daha hayatını kaybettiğini gösteriyor. HDP yetkilileri, Türkiye’nin, Irak ve Suriye ile sınırı bulunan 120,000 nüfuslu Cizre ilçesinde üç ay süren sokağa çık-ma yasağı zarfında öldürüldüğü ve çoğunu sivillerin oluşturduğu iddia edilen 169 Cizrelinin ismini açıkladı.3 Ankara sivil kayıplara dair sayı vermekten kaçınarak, yasak boyunca 660’tan fazla militanın öldürüldüğünü duyurdu.4

Hayatını kaybedenlerin kimliklerinin sivil veya militan olarak şüpheye mahal bırakmayacak biçimde tespit edilememesi de kendi başına siyasi bir sorun. Bu du-rum, hem Ankara’nın hem de Kürt hareketinin birbiriyle çelişen söylemlerini besler nitelikte. Merkez ve merkez tarafından atananlar ile seçilmiş yerel temsilciler ara-

1 Ağustos 2015 ile 15 Mart 2016 arasında Diyarbakır şehir merkezindeki Sur ve Yenişehir ilçelerinin yanısıra Diyarbakır ilinin Lice, Silvan, Hazro, Hani, Dicle ve Bismil ilçelerinde sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Yasaklar Şırnak ilinin Cizre, Silopi ve İdil ilçeleri, Mardin ilinin Nusaybin, Dargeçit ve Derik ilçeleri, Hakkari’nın Yüksekova ilçesi, Elazığı’ın Arıcak ilçesi, Batman’ın Sason ilçesi ve Muş’un Varto ilçesinde de uygulandı (Ek A’daki haritaya bakınız). 2 “Müezzinoğlu: Terör yüzünden 355 bin kişi göç etti”, Doğan Haber Ajansı, 27 Şubat 2016. 3 HDP Bilgi Notu, 13 Mart 2016. 4 “Güvenlik güçlerinin operasyonlarında 1220 terörist öldürüldü”, Anadolu Ajansı, 10 Mart 2016.

Page 4: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 4

sındaki karşılıklı güven ve iletişim eksikliği, sokağa çıkma yasağı uygulanan yerlerde bulunan ve buraları terk etmek zorunda kalan insanları özelllikle savunmasız kılıyor.

Sokağa çıkma yasağının uygulandığı Güneydoğu’daki yerleşim yerlerinde, güven-lik güçlerinin sebep olduğu iddia edilen hak ihlalleri çatışmaların psikolojik maliye-tini artırma riskini beraberinde getiriyor. Kürt hareketi sokakta ve cezaevlerinde sivillere yönelik polis şiddetinin büyük ölçüde çoğaldığını savunuyor.5 Sosyal med-yada bolca paylaşılan ve yasak uygulanan yerlerde çekildiği söylenen fotoğraflarda öldürülmüş veya yakalanıp çırılçıplak soyulmuş militanlar görülüyor. Güvenlik güç-lerinin geçtiği mahallelerde tehdit içeren ve aşırı milliyetçi duvar yazılarının fazla-laşması oralarda yaşayanların tepkisini çekiyor. Savunma Bakanlığı tarafından ha-zırlanan, işkence veya kötü muamele ile suçlanan askeri personelin soruşturulması için hem savunma bakanının hem de başbakanın iznini şart koşan tasarının kanun-laşması halinde ihlallerin ortaya çıkarılmasının daha da zorlaşması söz konusu.6

Medya organlarının sokağa çıkma yasağı uygulanan yerlere ulaşmaları ciddi şe-kilde kısıtlandığı için sivil ölümler ve yaşam şartlarına dair bağımsız haber alma im-kanı ortadan kaldırılmış vaziyette. Sosyal medyada yer alan cenaze fotoğrafları ölü sayısının belirlenmesinde yararlanılan araçlardan biri, ancak, kimin sivil kimin mili-tan olduğunu bu yolla teşhis etmek güç. Kaldı ki, resmen PKK ile bağı bulunmayan, silahlı çatışmaya katılanların geleneksel olarak giydiği haki renkli bol uniformaları giymeyen, ancak, PKK yanlısı olan gençlerden müteşekkil Yurtsever Devrimci Genç-lik Hareketi (YDG-H) adlı bir milis gücünün ortaya çıkması ile sivil-militan ayırımı daha da zorlaştı. Bu oluşum 27 Aralık 2015 itibarıyla, kırsalda faal olan tecrübeli ve önceki çatışma süreçlerinden ötürü güvenlik güçlerinin de bildiği PKK militanlarının katılımıyla vücut bulan Sivil Savunma Birlikleri (YPS) olarak yeniden yapılandırıldı. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu yerlerde keskin nişancılar ve el yapımı bombalar nedeni ile, güvenlik güçlerinin kayıpları belirgin biçimde arttı. Bahar aylarında hava koşullarının PKK’lıların Kandil Dağları’ndan Türkiye’ye geçişlerini kolaylaştırması ile, söz konusu artışın devam etmesi bekleniyor.

Güneydoğu’da yaşayanlar, sokağa çıkma yasağının hiçbir ayırım gözetilmeden uygulanmasından, son derece az ön uyarı yapılmasından ve ne zaman geri dönebile-ceklerini bilemeden insanların acele ile evlerini terk etmeye zorlanmasından şikayet ediyor. Sur ilçesinde evini terk etmek zorunda kalan orta yaşlı bir erkeğin Kriz Gru-bu’na anlattığı gibi “Ne zaman sona ereceğini bilmiyorsunuz. Bittiğinde ve o bölge-den çıktığınızda da nereden yardım alacağınızı bilmiyorsunuz”.7

Kürt siyasi hareketinin temsilcileri sokağa çıkma yasaklarının hukuki dayanağı olmadığını söylüyorlar. 2015 yazına kadar – olağanüstü hal (OHAL) ilanı hariç – bu yasak hiç uygulanmadı.8 Ancak geçtiğimiz aylarda, valiler sıklıkla İl İdaresi Kanu-nu’nun 11. maddesine atıfta bulunmaya başladılar. Maddeye göre valiler “...il sınırla-rı içinde... kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır”.9 Aynı yetki ilçelerde de kaymakamlara tanınıyor. Maddede sokağa çıkma yasağının tanımı veya

5 “Erzurum H Tipi Cezaevinde İhlaller Artıyor”, Dicle Haber Ajansı, 15 Mart 2016. 6 “Askere terör zırhı”, Hürriyet, 28 Şubat 2016. 7 Yerinden edilen orta yaşlı Sur sakini ile Kriz Grubu söyleşisi Diyarbakır, Ocak 2016. 8 OHAL olarak bilinen olağanüstü hal Güneydoğu’da 1987-2002 arasında askeri yönetimi mümkün

kılmak için kullanılan bir uygulamaydı. Her ne kadar OHAL parlamento onayı ve denetimine tabi olsa da, Güneydoğu’da bu uygulama birçok kişiye devlet eliyle düzenlenen suikast ve zorla kaybetmeleri hatırlatıyor. 9 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11-c ve 32-ç maddeleri, vali ve kaymakamları bu tür önlemler alma hususunda yetkilendiriyor.

Page 5: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 5

uygulama süresine dair herhangi bir bilgi yok. İldeki mülki amir, güvenlik güçleri ile eşgüdüm içerisinde, tamamen kendi takdir yetkisni kullanarak bu yasakları ilan edi-yor. Bu durum, söz konusu tedbirin hukuki açıdan keyfi olarak nitelendirilmesine ve de muğlak bir uygulama şeklinde değerlendirilmesine yol açıyor. Örneğin, sokağa çıkma yasağı öncesinde, süresince ve sonrasında hangi kurumların harekete geçiril-mesi veya sivillerin daha iyi şekilde korunması amacıyla hangi tedbirlerin alınması gerektiği hukuki olarak tanımlanmış değil.

Sivillerin güvenini kazanmak için hükümet, sokağa çıkma yasaklarının keyfi ve başı sonu bilinmeyen uygulamalar olduğu algısını değiştirecek adımlar atmalı. Şayet yasağı meşru bir nedenle ilan etmesi gerektiğine kanaat getirmiş ise, bu güvenlik tedbirinin tanımını varolan hukuki çerçeve dahilinde daha iyi yapmalı ve sivillere yönelik insani koruma ve her türlü tedarik imkanını sağlamalı. Bunun için şart olan-lar: jandarma, polis ve askeri birlikler arasındaki görev dağılımınının netleştirilmesi, bakanlıkların il müdürlükleri tarafından üstlenilen sağlık, eğitim hizmetleri ile diğer sosyal hizmetlerin sokağa cıkma yasağı uygulanan mahalleler ve çevrelerinde daha etkin şekilde sunulması.

III. Sur Örneğine Yakından Bakış

Nüfusunun büyük çoğunluğu Kürt olan Diyarbakır şehrinin, parke taşlı sokaklar, zanaatkar/esnaf dükkanları ve kalabalık çarşılarla bezenmiş tarihi Sur ilçesine Tem-muz 2015’te UNESCO tarafından “Dünya Mirası” statüsü tanındı. Dicle nehri ile şehir arasında yer alan eski bahçeleri çevreleyen, bazalttan burçlarla süslü, Selçuk döneminden kalan 6 kilometrelik surların çevrelediği Ortaçağ’ın en iyi korunmuş suriçi yerleşimleri arasında sayılan Sur’a bu payenin verilmesi yıllar süren restoras-yon ve tanıtım çabalarının sonucu. İlçenin ana turistik caddelerinde devlet ile PKK arasındaki müzakereler devam ederken duyulan iyiyimserliğin bir göstergesi olarak son on yılda açılan lüks hotel sayısı oldukça fazla. Geçmişte yaşanan ciddi insan hak-ları ihlalleriyle nam yapmış eski bir cezaevi kompleksi olan ve bazalttan inşa edilmiş suriçi yerleşiminde bulunan Osmanlı dönemi konakları 2015 yılının başından beri arkeoloji müzesi olarak hizmet veriyor. Bütün ihtişamı ile 2011’de restore edilen ve Ortadoğu’nun en büyük kiliseleri arasında adı zikredilen, XIII. yüzyıldan kalma Surp Giragos, Diyarbakır’da refah içinde yaşamış olan Ermeni toplumunun hatırasını yüzyıllık bir sessizlikten sonra yeniden canlandırıyor.

Ancak, Sur, devlete karşı hissedilen kızgınlığın ve yoksulluğun de hep merkezinde. Burada, çoğunlukla çatışmaların en yoğun yaşandığı 1990’lı yıllarda, ordu tarafından köyleri tamamen yıkılan ve atadan kalma topraklarını terk ederek Sur’un dar arka sokaklarına yerleşen insanlar yaşıyor. Turizm patlamasına rağmen Sur’da genç işsiz-liği ülke ortalamasının iki katı seviyesinde seyrederken daha önce hazırlanan kentsel dönüşüm planları yoksul aileleri yerinden etme riskini beraberinde getirmişti.10

Belediyenin kaynaklarını PKK’ya aktarmak ile suçlanan, Ağustos 2015’te tutukla-narak görevden alınan ve oğlu yedi sene önce örgüte katılan, Sur Belediyesi eski Eş Başkanı Abdullah Demirbaş, genç militanların hangi güdülerle hareket ettiğini şöyle açıklıyor:

10 “Diyarbakır’ın kalbi tekliyor”, Deutsche Welle Türkçe, 29 Şubat 2016.

Page 6: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 6

“Devlet bizi kandırdı” diyorlar. Öcalan ile müzakereler boyunca devletin aslında Kürtleri oyaladığını, zaman kazanmaya çalıştığını düşünüyorlar. Erdoğan’ın as-lında başkanlık sistemini getirip başkan olmak istediğine, ve bunun için devletin Kürtleri kullanmayı denediğine inanıyorlar. İşte, gençler bu yüzden ayaklandı... Demokratik siyasete olan inançlarını yitirdiklerini söylediler... Cezaevinde iken bir tanesini bu yolun doğru olmadığına ikna etmeyi denedim. Cevap şöyleydi: “Türkiye’de demokratik siyasete inanmıyoruz. Bizi aptal yerine koymayın”.... Bu gençler, demokratik siyaset yapmamızdan ötürü bizi suçluyorlar. Siyasi arenada-ki mücadelenin nafile olduğunu söylüyorlar. 2009 yılında örgüte katılmasından önce benimle konuşan oğlum da benzer görüşleri dile getiriyordu. Bu gençler, ancak silahlı güce başvururlarsa devletin adım atacağına inanıyorlar.11

Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Eş Başkanı ve Kürt siyasi hareketinin tanı-nan isimlerinden Hatip Dicle de gençlerin radikalleşmeye başlamasının çözüm süre-ci zamanında yaşananlara dayandığı konusunda hemfikir:

Aslında, hendek kazma ve barikat kurmaya dayalı strateji ilk kez, 2014’te genç-lerden oluşan gruplar Lice ile Bingöl arasına hendek kazdıkları zaman uygulan-maya başlandı. Görüşmeler sürerken bunu yapan gençler devletin icraatlerinden ve askeri karakolların inşasından memnun olmadıklarını belirtiyorlardı. Hendek kazmalarının sebebini devletin ilçe merkezlerine girerek onları tutuklamasına engel olmak şeklinde açıklıyorlardı.12

Ankara bu tür faaliyetleri devletin bölgeyi kontrolüne karşı bir meydan okuma şek-linde değerlendiriyor.2015 yılının yaz aylarında YDG-H mensuplarının Sur’da hen-dek kazıp, sokaklara barikat kurup, gece devriyesine çıkmaya başlamaları Anka-ra’nın kaygılarını ciddi anlamda artırdı. Ağustos ayında, HDP’ye bağlı yerel bir parti olan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) birçok yetkilisi on beş şehir ve ilçe mer-kezinde “öz yönetim” ilan etti.

Buna karşılık, Diyarbakır’da çatışmasızlık döneminin sona ermesinden bu yana, aralarında on belediye eş başkanı ve üç yerel meclis üyesinin de bulunduğu on yedi belediye yetkilisi PKK üyeliği ve özerklik ilanları dolayısıyla gözaltına alındı. 2015’in Ağustos ve Kasım ayları arasında Sur ilçesinde dört sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Güvenlik güçleri ile YDG-H mensupları arasında onlarca ölümcül çarpışma yaşandı. 28 Kasım’da kimliği belirlenemeyen silahlı saldırganlar, insan hakları savunucusu ve Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’yi Sur’un merkezinde çıkan silahlı çatışmada öldürdü.13

2 Aralık’ta, ilçenin en doğusundaki mahallelerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu yasak aralıklarla 100 gün kadar sürdü. 60’tan fazla güvenlik görevlisi çatışma-larda hayatını kaybetti. Yüzlerce bina yıkıldı veya tahrip oldu. XVI. yüzyıldan kalma Fatih Paşa Camii kurşunlara hedef oldu. Yüzyıllık Ermeni Katolik Kilisesi’nin çan kulesi ve bir duvarı yıkıldı.

Yetkililer, vatandaşların kamu hizmetlerine erişim haklarının PKK tarafından engellediğine dikkat çekmekte. Diyarbakır Valisi, gündelik yaşamın normal akışına dönebilmesi için sıkı güvenlik önlemlerine başvurulduğunu, vatandaşların okul, iş yeri, hastane ve ibadethanelere erişiminin, militanlar tarafından kurulan barikatlar

11 Kriz Grubu söyleşisi, İstanbul, Şubat 2016. 12 Kriz Grubu söyleşisi, Hatip Dicle, DTK Eş Başkanı, Diyarbakır, Ocak 2016. 13 “Binlerce kişi Tahir Elçi’yi uğurlarken sorular cevap bekliyor”, Daily Sabah, 29 Kasım 2015.

Page 7: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 7

ve kazılan hendeklerden dolayı engellenmiş olduğunu belirtiyor. Valiye göre, “askeri yöntemlere başvurmadan, patlayıcılar ile doldurulmuş bu hendek ve barikatları te-mizlenemezdi. Askeri operasyonlara ara verip sokağa çıkma yasağını kaldırdığımız anda, PKK içeri sızıyor ve bu mahallelelerdeki varlığını yeniden güçlendiriyordu”.14

Ancak Diyarbakır’daki insan hakları savunucuları, devletin uyguladığı güvenlik startejisine son derece eleştirel yaklaşıyor. Konuştuğumuz bir aktiviste göre, “ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının hukuki dayanağı olup olmadığı bile tartışma konu-su. Hatta, devletin OHAL ilan etmesi bile daha iyi, çünkü en azından bu uygulama-nın bir kanuni temeli var ve yaşanan insan hakları ihlallerine karşı yargı yolu açık. Bu sokağa çıkma yasakları ilçede yaşayan herkese uygulanan toplu bir cezalandırma yöntemi.”15

A. Sokağa Çıkma Yasağı Altında Yaşam

Resmi kaynaklara göre, uzun sokağa çıkma yasağı boyunca, Sur’da olayların en yo-ğun olduğu altı mahallede yaşayan 25,000 kişinin 23,000’i evlerini terk etti. Diğer sokağa çıkma yasağı olan yerlerde ise askeri operasyonlara rağmen, evini terk eden-lerin sayısı daha az. Çünkü Cizre, Silopi ve Nusaybin gibi ilçeler coğrafi açıdan nis-peten izole konumda. Devlet görevlileri yasak uygulanan yerlere gıda yardımı yapıl-dığını belirtiyor.16 Sağlık hizmetlerine erişimde ise, büyük ölçüde PKK’nın engelle-meleri yüzünden ambulansların yasaklı bölgelere giremediği söyleniyor. Buralarda okullar kapalı kaldığı için eğitim hizmetinde büyük aksama yaşanıyor.

İnsanlar evlerini terk ederken yanlarına hiçbir eşya almamışlar. Ya akrabalarının yanına sığınmışlar17 ya da komşularıyla bir araya gelerek daha güvenli mahallelerde daire kiralamışlar. Sur’da ev sahibi olan 56 yaşındaki bir erkek sokağa çıkma yasağı öncesi duyuru yapılmaması nedeni ile yaşadığı öfkeyi şöyle anlatıyor: “Operasyon başladığı anda sizin için hiçbir çıkış yolu kalmıyor. Yasağın ne zaman kalkacağını bilmiyorsunuz. Bir gün de sürebilir, üç ay da. Bu yüzden insanlar ilk fırsatta evlerini terk ediyorlar”.18 Valilik tarafından sorularımıza verilen yazılı cevapta açıklandığı üzere Sur’da sokağa çıkma yasağı insanların evlerini terk etmelerine izin vermek amacıyla tam dört kez kaldırıldı. Verilen bu dört aranın yanı sıra, kalan mahalle sa-kinleri 155 hattını arayarak acil müdahale/kurtarma ekipleri vasıtasıyla evlerinden ayrılabildi ya da yiyecek-içecek temin etmek icin yardım aldı. Ocak ayı itibarıyla ka-lanların sayısı 2,000 kişi olarak tahmin ediliyordu. Bunların – kendi rızalarıyla veya silah zoruyla – militanlara yardım ettikleri, yemek yaptıkları veya kalkan oldukları varsayılıyordu. Yetkililer sokağa çıkma yasağı uygulanan yerlerde 8 Mart itibariyle hiçbir sivilin kalmadığı bilgisini Kriz Grubu ile paylaştı.19

Kriz Grubu araştırmasından çıkan sonuç, operasyonların son bulması ve sokağa çıkma yasağının kaldırılmasıyla birlikte evlerini terk eden ailelerin Sur’a geri dön-meyi umdukları yönünde. 2 Aralık’ta ilan edilen yasağın 10 Aralık’ta 17 saatliğine kaldırılması sırasında Sur’u ailesiyle birlikte terk eden bir baba şunları ifade ediyor:

14 Kriz Grubu söyleşisi, Ocak 2016. 15 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 16 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır Valisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 17 Kriz Grubu’nun büyükşehir belediye başkanları ile yaptığı söyleşide edindiği bilgilere göre Ocak 2016 itibarıyla yerinden edilenlerin yarısı, çevre mahallelerde yaşayan akrabalarının yanına yer-leşmiş bulunuyordu. 18 Sur’da yerinden edilmiş bir kişi ile Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 19 Valilik’ten Kriz Grubu’na e-posta ile verilen bilgiler, 9 Mart 2016.

Page 8: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 8

Sur’daki sokağa çıkma yasağı korkunçtu. Dışarı çıkmamız yasaktı. Yiyeceğimiz de suyumuz da tükeniyordu. Yasak kısa bir süreliğine kaldırılınca, evi, hiçbir eşya almadan, öylece terk ettik. Yasakların sona ereceğini ve geri dönebileceğimizi düşündük. Ancak yasak hala devam ediyor. Sonra dört kardeşim ve aileleriyle be-raber bir ev tutmaya karar verdik. Onlar da çok kötü durumdaydı. Şimdi yirmisi çocuk 39 kişi bu üç odalı evde yaşıyoruz. Eski komşularımızdan öğrendiğimize göre evlerimiz tüm eşyamızla birlikte yanmış.20

B. Çelişen Anlatımlar

Onlarca yıldır, çatışmalara dair devlet ve PKK nezdinde karşılıklı anlatımlar aynı söylemler ile sürüp gidiyor. PKK yaşananları, Kürt halkının kaderini tayin etme hak-kının engellenmesi ve devlet baskısı şeklinde tanımlarken devlet, PKK’nın eylemleri-ni terörizm yoluyla egemenlik elde etme niyeti olarak algılıyor. Çatışma ortamı ve yaşanan yıkım ile ilgili karşılıklı suçlamalar AKP ile HDP arasındaki kutuplaşmayı giderek derinleştirdi. Yasal bir siyasi parti olan, HDP’nin 550 sandalyeli mecliste 59 temsilcisi var. Ancak hükümet ve bir kısım muhalefet, partinin PKK ile bağlantılı olduğunu iddia ediyor. HDP ise bu iddiayı reddediyor fakat bazı partililer iki oluşu-mun tabanlarının örtüştüğünü ara sıra dile getirmekten çekinmiyor.

Hem Ankara hem de Kürt hareketi, şehir savaşından kaynaklanan mahrumiyetle-rin buralarda yaşayanları kendi saflarına yönelttiğini söylüyor. Ankara’ya göre sivil-ler çatışmaları şehir merkezlerine çeken PKK’yı suçluyor. HDP’ye göre de bölgedeki insanların büyük çoğunluğu, güvenlik operasyonlarını toplu bir cezalandırma ve demokratik siyaseti baltalama çabası olarak görüyor. Kürt hareketinin temsilcileri sık sık, devlete karşı artan öfkeden dem vuruyorlar. Hatip Dicle’ye göre:

Derin bir öfke var… Zaman geçtikçe ve tünelin ucunda ışık belirmedikçe, bu öfke kabarıyor. Evet, insanlar başlangıçta [hendek kazma ve barikat kurma aşamasın-da] PKK’ya kızmış olabilirler, fakat zaman devletin aleyhine işliyor. Operasyonlar uzadıkça, devlete karşı tepkiler de sertleşiyor.21

Sur Kaymakamı Memduh Tura devletin bakış açısını şöyle özetliyor: “Bu insanları PKK mağdur etti. Dolayısıyla biz bu krizi iyi yöneterek onları bu mağduriyetten kur-tarmaya çalışıyoruz”.22 Hükümete yakın STKlar ilk defa bölgede yaşayanların PKK’ya tavır almaya başladıklarını ve devletin militanları temizlemek için operasyon düzen-lemesini istediklerini ileri sürüyorlar. Yerinden edilenlere yardım götüren İslami bir insan hakları kuruluşu üyesine göre:

Tüm çalışma hayatım boyunca Kürt sorunu ile ilgilendim ve ilk kez PKK’yı suçlu-yorum. Eskiden hep devleti suçlardım. Bugün insanlar PKK’ya karşı dönüyorlar ve devletten, PKK militanlarının kontrol altına almaya çalıştığı ilçelere operasyon düzenlemesini istiyorlar. … Mahsur kaldıkları evlerinden kurtarılan insanların polislere sarıldığını bile gördük. ... Halk PKK ile devlet arasına sıkışmış vaziyette. Devlet vatandaşlarına varlığını kanıtlamalı ve yardıma hazır olduğunu göster-

20 Sur’da yerinden edilmiş siviller ile Kriz Grubu söyleşileri, Diyarbakır, Ocak 2016. 21 DTK Eş Başkanı ile Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 22 Kriz Grubu söyleşisi, Ocak 2016.

Page 9: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 9

meli. Müdahale etmeli ve ediyor da. Allah’a şükür o korkunç 90’ları bir daha yaşamıyoruz.23

İki taraf arasında süren propaganda savaşı, Sur’daki ölü sayısı gibi temel verilere bile yansıyor. Bu durum, insanların güvenliğini ilgilendiren konuların bile siyasete nasıl alet edildiğinin bir göstergesi. Resmi makamlar sokağa çıkma yasağı altında yüzlerce PKK militanının öldüğünü ve sadece bir sivilin hayatını kaybettiğini açıklarken, HDP üyeleri 2 Aralık’ta ilan edilen yasak sonrası en az 26 sivilin öldüğünü iddia ediyor.24 Kriz Grubu’nun açık kaynaklardan edindiği bilgilere göre söz konusu dönemde do-kuz sivilin yaşamını yitirdiği doğrulanabiliyor.

Başka bir İslami STK mensubu, sivil kayıplara dair farklı sayıların sebebinin Gü-neydoğu’da önemli bir propaganda değeri taşıyan cenaze törenlerine bağlıyor: “PKK sürekli bir cenaze krizi çıkartmaya çalışıyor. Her gün siviller öldürülüyor ve bunlar üzerinden bir propaganda savaşı sürdürülüyor. PKK, devletin cenazeleri vermeye yanaşmadığını dillendiriyor ve her fırsatta devlet karşıtı duyguları besleyecek insani bir kriz yaratmaya çabalıyor”.25 Madalyonun öbür yüzünde ise, bambaşka bir resim var. Güvenlik güçlerinin kayıpları ulusal çapta yayın yapan kanallarda uzun süren cenaze töreni görüntüleriyle veriliyor. Bunlar ülke çapında PKK’ya karşı öfkeyi daha da artırıyor. Yetkililer sokağa çıkma yasağı uygulanan yerlerdeki sivil ölümleri konu-sunda konuşmaktan imtina etse de HDP bu kayıpların son aylarda hızla arttığını, örneğin Cizre’de Aralık başından beri uygulanan yasak altında 169 sivilin hayatını kaybettiğini söylüyor.26

Devlet hem HDP’yi hem de HDP’li belediyeleri PKK’nın şehir savaşı stratejisini desteklemekle suçluyor. AKP Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Akar konuyla ilgili şunları söylüyor: “Ben hep daha fazla oy toplamak amacıyla belediyenin hükümet ile işbirliğine istekli olmadığını düşündüm. Ancak şimdi anlaşılıyor ki Kandil’den aldık-ları emirler doğrultusunda şehir savaşına hazırlanıyorlarmış”.27 Buldozerlerle hen-dek kazan gençlere yardım edildiği, hükümet yetkililerince belediyelere isnat edilen suçlamalar arasında.28 Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin HDP’li Başkanı Gültan Kışanak suçlamalara şöyle karşılık veriyor:

Belediyemizde, her daim merkezi hükümet tarafından gönderilen, faaliyet ve he-saplarımız denetleyen insanlar var. Sizce, biz PKK’ya herhangi bir şekilde destek sağlamış olsaydık hala makamımızda oturabilir miydik? … Şu anda Ankara’da bize devlet bütçesinden ayrılan ödeneği bile kısmaya çalışıyorlar. Bu kabul edilemez. Eğer PKK’ya 1 TL bile aktarıldığını tespit etmiş olsalardı bugün hepimiz hapiste olurduk.29

Kriz Grubu’nun yerinden edilen kişiler ve aileleri ile yaptığı görüşmeler, iki tarafın da iddialarının gerçek resmi yansıtmadığını ortaya koyuyor. Konuştuğumuz kişiler PKK’nın şehir savaşı stratejisini, hendek kazmasını, barikat kurmasını eleştiriyor,

23 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 24 HDP Bilgi Notu, 13 Mart 2016. 25 Kriz Grubu söyleşisi, İslamî STK temsilcisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 26 HDP Bilgi Notu, 13 Mart 2016. 27 Kriz Grubu söyleşisi, Ocak 2016. 28 9 Ocak’ta bu iddialar ile ilgili altı Diyarbakır ilçesinde, Dicle, Silvan, Sur, Kulp, Bismil ve Lice HDP’li belediyelere yönelik bir soruşturma başlatıldı. Altı çalışan tutuklandı. “Diyarbakır’da ‘PKK’ya yardım’ gerekçesiyle 6 belediyenin iş makinelerine el konuldu”, T24, 9 January 2016. 29 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016.

Page 10: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 10

fakat yine de PKK bölgedeki Kürtler arasında meşruiyetini önemli ölçüde koruyor. Yerinden edilmiş orta yaşlı bir Sur sakinin sözleri dikkat çekici: “Tabii ki kapımızın önüne hendek kazılmaısnı istemezdik ama örgüte [PKK] nasıl kızalım? Örgüt halk... örgüt biziz. Örgüt, bizim çocuklarımız, kardeşlerimiz, bacılarımız”. 30Hiç kimse gü-venlik operasyonlarından memnun olduğunu söylemiyor. Ancak yerinden edilenlere yönelik desteğinden ve 1990’lara kıyasla daha olumlu tavrından dolayı halk genel ola-rak devletten memnun görünüyor.31 Tüm bunların ışığında hissiyatın tamamen bir tarafın lehine veya aleyhine değiştiğine dair çıkarımların temelsiz olduğu anlaşılıyor.

C. Barınma, Kamu Hizmetleri ve İş: Kayıpları Gidermek İçin Ne Yapılıyor?

1 Ocak 2016’dan bu yana, devlet yerinden edilenlere yardım amacıyla kira desteği gibi bir takım telafi önlemleri uygulamaya başladı.32 Kriz Grubu’nun bölgeye yaptığı araştırma ziyaretinde konuştuğu Diyarbakır Valisi’ne göre: “[Ocak sonu itibarıyla] harcadığımız nakit para miktarı 3,857 milyon TL. Her aile Kasım’dan beri ayda 1,000 TL alıyor. Yardıma kaymakamlıklar vasıtasıyla başvuruyorlar. … Terörle Mü-cadele Kanunu çerçevesinde kullanılan bir Başbakanlık Acil Yardım Fonu bulunu-yor”.33 Sur’un yerinden edilmiş sakinlerinden bazıları devlet yardımlarının kendile-rine ulaştığını teyid etmiş olsalar da, Ocak sonu itibarıyla çoğunun yardım miktarı-nın 300 TL’den 1,000 TL’ye çıkartıldığından haberi yoktu.

Kocası YDG-H üyesi olduğu gerekçesi ile tutuklanan, akabinde Sur’dan kaçıp ba-ba evine dönen, iki yaşında bir erkek çocuk sahibi yirmi yaşındaki bir kadın kendi tecrübesini şöyle aktarıyor: “Sur Kaymakamlığı’ndan sadece bir defa nakit 300 TL aldım. Ayrıca çocuğuma bedava aşı yapılması için sağlık yardımı sağlandı. Ancak ne belediye ne de başka bir kurum bana yardım etti”.34 Bir İslami yardım kuruluşu tem-silcisine göre: “Devlet ihtiyacı olana yardım ediyor ama Sur’u terk etmek zorunda ka-lanların bilgiye erişiminde sorun var. Yardım için nasıl ve nereye başvuracaklarını bilmiyorlar”.35

Valillik, çoğu Sur’dan kaçan ailelerden oluşan 400 kişilik bir grubu Ocak sonu iti-barıyla otel ve devlet kurumlarının yatakhanelerine yerleştirmişti.36 Yerinden edilen-lere verilmesi gereken eğitim ve sağlık hizmetlerinde aksama olmaması için devlet, söz konusu hizmetlerin kişilerin geçici olarak yerleştikleri mahallelerde verilmesini mümkün kılan bir düzenleme yaptı. Kriz Grubu’nun yerinden edilenlerle yaptığı gö-rüşmeler, bazı kişilerin devletin başka ilçelerde telafi dersleri imkanı sunduğundan haberdar olmadığını ve çocuklarını kaydettirmek için nereye başvurmaları gereketi-ğini bilmediklerini gösterdi. Diyarbakır’da tanınan bir insan hakları avukatı durumu şöyle izah ediyor:

Yetkililer, çocuklarını başka ilçelerdeki okullarda verilen telafi derslerine kaydetti-rebilmek için yeni düzenleme uyarınca ikametlerini taşımaları gerektiğini ailelere ilettiler. Ancak birçok aile ikamet taşımaları halinde Sur’da kalan ve çatışmalarda

30 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 31 Sur’da yerinden edilen siviller ile Kriz Grubu söyleşileri, Diyarbakır, Ocak 2016. 32 “Sur’da göç edenlere valilikten yardım”, TIMETURK, 2 Ocak 2016. 33 Diyarbakır Valisi Hü seyin Aksoy ile Kriz Grubu söyleşisi, Ocak 2016. 34 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 35 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 36 Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak ile Kriz Grubu söyleşileri, Diyarbakır, Ocak 2016.

Page 11: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 11

zarar gören mülkleri/eşyaları ile ilgili herhangi bir hak talep edemeyecekleri korku-suyla bunu yapmadı ve çocuklarını telafi dersleri verilen okullara gönderemedi.37

Sur’da son kalan 2,000 sakine, insani yardıma erişiminde zorluklar yaşandığı belirti-liyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri, bunların sıradan sivil mi yoksa militan-larla işbirliği yapan kişiler mi olduğu hususundaki belirsizlik. Vali, güvenlik güçleri-nin söz konusu 2,000 Sur sakinine düzenli olarak ekmek ve su verdiğini , ilk iki ay zarfında 7,000 somun ekmek ve 1,900 kutu kumanyanın mahalle muhtarları aracılı-ğı ile dağıtıldığını söylüyor.

Sur’da yaşanalardan dolayı birçok kuruluş ve STK yerinden edilenlere destek ta-ahhüdünde bulundu. Bunların arasında Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası, işadam-ları, HDP idaresindeki belediyeler, Rojova Derneği de dahil HDP’ye yakın STKlar ve Diyanet-Sen, Memur-Sen, Ay-Der, Özgür-Der, İHH gibi İslami yardım kuruluşları var. Kriz Grubu’yla konuşanların çoğunluğu, battaniye ve yemek yardımı yapıldığını açıkladı.

Siyasi ve ideolojik farklılıklarından ötürü, bu kurumlar kendi veritabanlarını kul-lanarak yerinden edilen ailelere ulaşmayı tercih ediyorlar. Topladıkları parça parça bilgileri birleştirmiyorlar. HDP’li Büyükşehir Belediye Eş Başkanları siyasi boşluk nedeni ile operasyonların insani maliyetinin arttığını savunuyor. “Vali ile görüşme imkanlarımız azaldı” diyen eş başkan, “Görevden alınan, tutuklanan veya görev yer-lerine gidemeyen HDP temsilcileri etkin olamıyor. Bu boşluk başkaları tarafından doldurulmaya musait” diyerek PKK’yı ima ediyor.38

Taraflar, sivillere yardım ve her türlü desteği sağlamak için beraber çalışmalılar. HDP’li belediyeler, sahada bulunan çalışanları vasıtasıyla çatışmalar yüzünden yerinden edilen herkese ulaşabildiklerini iddia ediyor.39 Maddi destek alan kişiler de Sur Kaymakanlığı’nın veritabanına kaydediliyor. Ancak ikisi arasındaki siyasi ve ida-ri temassızlık eldeki bilgileri birleştirmeyi mümkün kılmıyor. Aslında, merkezin ata-dığı idareciler hükümetten daha fazla kaynak talebi için uygun konumdalar. Beledi-yeler ise ihtiyacı olanlara daha kolay ulaşıyorlar. İki tarafın da yer alacağı ortak bir acil destek masasının oluşturulması ve yerel STK’ların da katılımı ile yardım hizmet-leri daha sistematik ve hedef odaklı hale getirilebilir.

İş kaybı da ayrı bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Diyarbakır’ın Sur ilçesi gelenek-sel olarak kuyumcular, manifaturacılar, ayakkabıcılar ve benzeri küçük işletmeleri-nin bulunduğu bir yer. Bir insan hakları savunucusu şu hususa dikkat çekiyor: “Barış zamanında, iş ve alışveriş amacıyla Sur ilçesinde günde 400-500 bin kişi gelmektey-di. Burası Diyarbakır ekonomisinin kalbi”.40 Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Sur ilçesinde 3,000 kayıtlı 6,000 de kayıtsız küçük işletme ve esnafın çatışmalardan etkilendiğini belirtiyor.41

Sokağa çıkma yasağının uygulandığı yerlerde nispeten daha az işyeri olsa da insan-ların genel olarak Sur’dan uzak durmasından mütevellit komşu mahallelerin de du-rumdan zarar gördüğü muhakkak. İşini kaybedenler ile ilgili telaffuz edilen tahmini rakam 10,000. Oda Başkanı’nın verdiği bilgiler şöyle:

37 Kriz Grubu telefon söyleşisi, 11 Mart 2016. 38 Kriz Grubu söyleşisi, Fırat Anlı, Diyarbakır, Ocak 2016. 39 Kriz Grubu söyleşileri, Diyarbakır, Ocak 2016. 40 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 41 Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı İşadamı Ahmet Sayar ile Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016.

Page 12: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 12

Sokağa çıkma yasaklarının aralıklara uygulandığı son altı ay zarfında Sur’daki ci-ro kaybının yaklaşık bir milyar TL olduğu tahmin ediliyor. Bir yıl içinde ihracat miktarı yüzde 20 azalmış bulunuyor. ... Diyarbakır’daki istihdamın dörtte biri in-şaat sektöründe. Bu sektördeki iş hacmi de giderek daralıyor. Dolayısıyla çatış-malar hem Diyarbakır ilinde hem de komşu illerde geniş bir kitleyi etkiliyor. İflas başvurularında önemli bir artış var.42

Durumun küçük işletmeler üzerindeki tesirini hafifletmek için, devlet, esnafın zo-runlu sosyal sigorta ödemelerini üç ay süreyle erteledi. Ayrıca yıllık cirosu 120,000 TL’yi aşmayan kayıtlı küçük işletmelere 3,000 TL nakit destek verildi.43 İnsan Hak-ları Derneği (İHD) Başkanı Raci Bilici yine de hükümetin dükkan sahiplerine deste-ğini şöyle eleştiriyor: “Her dükkan sahibinin günlük net cirosu 10,000-15,000 TL civarındayken devletin verdiği bir sefere mahsus 3,000 TL’lik bir ödeme. Bunun yetmeyeceği aşikar”.44

IV. Tanıdık Sorunlara Yeni Çözümler?

5 Şubat’ta Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan on maddelik Terörle Mücadele Eylem Planı, alevlenen çatışmaların insani maliyetine dair çözümler geti-rilmesini ve kapsamlı demokratik reformlar yapılmasını hedefliyor.45 Planın mad-deleri arasında, bir Aile Sosyal Destek Programı başlatılması, ekonomik ve maddi kayıpların giderilmesi, yıkılan Güneydoğu ilçelerinin yeniden imar ve inşası, etkin bir halkla iletişim sisteminin hayata geçirilmesi ile STK ve düşünce önderlerinin ka-tılacağı istişare kurullarının oluşturulması yer alıyor. Ayrıca metinde halk ile devlet arasında köprülerin kurulması, yeni bir anayasa hazırlanması ve yerel yönetimlerin yetki alanlarının genişletilmesi gibi daha genel hedefler de bulunuyor. Davutoğlu önlemleri sunarken şu açıklamayı yapıyor:

Terör saldırıları nedeniyle oluşan bütün yaraları saracağız. Biz ki diğer mazlum milletleri [Suriyeli sığınmacıları kastederek] mağdur etmemişiz, Sur'dan, Cizre’ den çıkan vatandaşlarımızı bunların eline bırakır mıyız? … Her türlü ihtiyaçlarını karşılayacağız. Bütün kardeşlerimize düzenli kira yardımı yapılacak. Öğrencile-rimize en iyi şartlarda eğitim yaptıracağız. Telafi eğitimi vereceğiz.46

Başbakan yeniden imar ve inşadan bahsederken ilçenin tarihi yapısı sebebiyle özel-likle Sur’a vurgu yaptı.47 Hükümet, Şırnak’ın Silopi ilçesindeki operasyonların 5 Mart’ta sona ermesini takiben, burada izleyeceği yöntemi açıkladı. Çevre Bakanlı-ğı’nın hazırladığı değerlendirme raporuna göre, sekiz aylık süre zarfında 6,694 bina

42 a.y. 43 Diyarbakır Valiliği’nin Kriz Grubu’na verdiği bilgiye göre 8 Mart itibarıyla, 1,160 kayıtlı işletmeye toplam 3,222,500 TL (yaklaşık 1.12 milyon ABD doları) nakit destek sağlanmış bulunuyor. Söz konusu destek tek seferlik bir ödeme şeklinde düzenlenmiş. Bunun yanı sıra 395 adet kayıtlı olmayan işletme de 395,000 TL (yaklaşık 137,000ABD doları) yardım almış durumda. Kriz Grubu’nun Diyarbakır Valiliği’nden e-posta ile aldığı bilgiler, 9 Mart 2016. 44 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 45 “Başbakan Davutoğlu terörle mücadele için kapsamlı bir plan açıkladı”, Daily Sabah, 5 Şubat 2016. 46 “Başbakan Davutoğlu ‘Terörle Mücaele Eylem Planı’nı Açıkladı”, Hürriyet, 5 Şubat 2016. 47 a.y.

Page 13: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 13

tahrip oldu, 27 bina yıkıldı.48 Hükümet, evleri zarar gören ailelere maddi destek sözü verdi. Ayrıca bu yerlerdeki altyapının yeniden düzenlenmesi, yolların yapılması ve işletmelerin kayıplarının karşılanması da dahil geniş çaplı bir şehir planlaması ve yeniden imar süreci başlatıldı. Ankara, Silopi’de çatışmalardan doğrudan etkilenen 5,000 aile ve çocuğa ise psikolojik destek sağlamayı taahhüt etti.49

Açıklanan bu adımlar devletin çatışmaların insani maliyet bilançosunu kısmen de olsa telafi etme niyetinde olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, sorunun nihai çözümü ile yeniden inşa denk tutulursa, uzun süren şehir çatışmaları sonucu oluşan daha derin travmalar gözden kaçabilir. Dolayısıyla daha fazla aktörün katılımıyla, kalıcı çözümü hedefleyen bir siyasi stratejiye ihtiyaç var.

Ankara, ayrıca, güvenlik güçlerinin hak ihlali yaptığına dair iddiaları ciddi bir şe-kilde soruşturmak zorunda. Güneydoğu’da gerginliğin yüksek olduğu ilçe ve şehir merkezlerinde, daimi güvenlik güçlerinin varlığını kuvvetlendirmeye niyetlenildiği bir dönemde, kolluk kuvvetlerinin ihlallerinin cezasız kaldığı algısı, bölgede güven tesisine yönelik çabalara köstek olur. Öte yandan, yeniden imar çalışmalarının hukuki dayanağı olan 5233 sayılı kanun, sadece maddi zararların giderilmesini öngörmekte, manevi zararları kapsamamakta. Diyarbakır’ın önde gelen insan hakları avukatla-rından biri şu hususun altını çiziyor:

Bu kanunda çatışmaların sebep olduğu manevi zararların giderilmesine yönelik hüküm yok. Bu tür zararlar için idari mahkemelere ayrıca başvurmak gerekiyor. Süreç genellikle AİHM’de (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) sonlanıyor ve yıllar alıyor. ... Manevi boyut da sürece dahil edilmeli; neticede sadece maddi zarara odaklanarak her şeyi düzeltmezsiniz.50

Başbakan’ın açıkladığı plana Kürt siyasi hareketinin tepkisi olumsuz oldu. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın konuya ilişkin ifadesi şöyle:

Anlaşılıyor ki Kürtleri rehabilite edilmesi gereken bir halk olarak görüyorlar. ... Rehabilite edilmesi gereken AKP zihniyetidir. ... Seçimle ele geçiremedikleri için, darbeyle, kayyum yöntemiyle valilik ve kaymakamlık üzerinden belediyeleri ele

geçirmek istiyorlar.51

Dört gün sonraki beyanında, Demirtaş, daha önce de benzer planların başka hükü-metler tarafından denendiğini ancak hiçbirinin Türkiye’nin Kürt sorununa kalıcı çözüm getiremediğini dile getirdi.52

Devlet ile Kürt hareketi, Sur’un çatışma sonrası geleceği noktasında da keskin bir biçimde ayrışıyorlar. HDP yöneticileri, Davutoğlu’nun Sur’u “İspanya’nın Toledo’su gibi” yapma taahhüdüne karşı çıkıyor.53 Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başka-nı tepkisini şöyle açıklıyor:

48 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayınladığı Silopi’de meydan gelen hasara dair rapor, 6 Mart 2016. 49 “Terör saldırılarının Silopi’ye maliyeti belli oldu”, Hürriyet, 6 Mart 2016. 50 Kriz Grubu telefon söyleşisi, 1 Mart 2016. 51 “Demirtaş Mardin’de konuştu”, Doğan Haber Ajansı, 5 Şubat 2016; “Demirtaş’tan master plana yanıt: Seçimle alamadıklarını kayyumla almaya çalışıyorlar, zavallılık”, T24, 5 Şubat 2016; “Anka-ra’dan Terörle Mücadele Atağı”, Deutsche Welle, 5 Şubat 2016. 52 “Demirtaş: O belgede barış yok, insanlık yok”, Milliyet, 9 Şubat 2016. 53 “Başbakan: Diyarbakır’ın yıkılıan Sur ilçesi ‘İspanya’nın Toledo’su’ benzeri inşa edilecek”, Hürriyet Daily News, 1 Şubat 2016.

Page 14: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 14

O bölge UNESCO’nun koruması altında. Tarihi koruma altında olan resmi onaylı bina sayısı 550. Dünya Kültür Mirası olan bir yeri TOKİ vasıtası ile yeniden inşa edemezsiniz. … Böyle bir yere ağır silahlar, toplar tanklar ile giremezsiniz. … Ay-rıca merkeze yeni polis ve asker karakolları yaparak buraları yüksek güvenlikli bölge haline dönüştürmek istiyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil.54

Devlet yetkilileri, çatışmasızlığın sona ermesinden önce Ankara ve yerel siyasetçiler arasında yeniden imar ve kalkınmaya yönelik geniş çaplı planlar üzerinde anlaşıldı-ğını belirtiyorlar. Diyarbakır Valisi’ne göre:

2012 yılında, belediye, TOKİ ve valiliğin katılımıyla bir kentsel dönüşüm planı hazırlandı. Bu plan belediyenin masasındaydı ve ilçedeki bazı yapıları yıkmaları gerekiyordu. Çalışmalara başladılar ancak bir noktada durdular. ... Şimdi bu kentsel dönüşüm planları hızlanacak. TOKİ’nin oraya koca koca binalar yapaca-ğını iddia ederek dönüşüme karşı geliyorlar. Bu iddia doğru değil. Çevre Bakanlı-ğı tarihi Sur ilçesinde devasa binaların yapılmasına asla izin vermez.55

HDP temsilcileri ayrıca, AKP bağlantılı yatırımcıları Sur’un yeniden imarı ve geliş-mesinden pay alarak çıkar elde etmeye çalışmakla suçluyor.56

Sokağa çıkma yasağının uygulandığı yerler neredeyse tamamen tahrip olduğu için evlerini terk edenlerin geriye dönmeleri uzak bir ihtimal. Vali açısından, yeniden imar planı oldukça net: “İnsanların uğradıkları zararı karşılamak yerine ve kentsel dönü-şümü sağlamak için, onlara Sur’da kaybettikleri evlerinin yerine TOKİ tarafından başka yerlerde inşa edilen evlerden vereceğiz”.57 Ancak yerinden edilen birçok kişi açısından Sur kolay terk edebilecekleri bir ikamet yerinden fazlasını ifade ediyor. Orayı bir ticaret merkezine çevirme planıyla hükümet, Sur sakinlerinin isteklerini görmezden geliyor. Diyarbakır’a yakın bir köyde doğup büyüyen ve 1990’lı yıllarda köyünü terke zorlanan ve ailesi ile Sur’a yerleşen 72 yaşındaki bir erkek “uzun yıllar-dır bu çatışma ortamının kurbanıyız. … Evime dönmek istiyorum. ... Orayla duygusal bağım var; benim evim orası, tüm eşyamız hatıralarımız orada. ... Sur’da bir çadırda yaşamayı Diyarbakır’ın kenar mahallelerinden birinde yaşamaya tercih ederim” diyor.58

Kürt siyasi hareketi, mülkleri yıkılan ailelerin Terörle Mücadele Kanunu uyarınca “uzlaşma” adı verilen bir yöntem ile tazmin edileceğini, böylece devlete karşı AİHM’de hukuk yoluna başvurarak tazminat talep etmelerinin önünün kesileceğini iddia edi-yor. Diyarbakır Büyüşehir Belediyesi Eş Başkanı durumu şöyle izah ediyor:

AİHM’nin uzlaşma yöntemi ile devletin teklif edeceği tazminattan daha yüksek bir miktara hükmedeceğini biliyorlar. Ancak bu insanlar yokluk içinde yaşıyorlar ve paraya hemen ihtiyaçları var. Bir AİHM kararının çıkması yıllar alıyor. Bu yüzden herkes bir ikilem içinde. [Devletin teklifini] kabul etsinler mi, beklesinler mi bilmiyorlar.59

54 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 55 Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy ile Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 56 HDP temsilcisi ile Kriz Grubu söyleşisi, İstanbul, Ocak 2016. 57 Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy ile Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 58 Sur’da yerinden edilmiş bir kişi ile Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016. 59 Kriz Grubu söyleşisi, Diyarbakır, Ocak 2016.

Page 15: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 15

Devletin 1990’lardaki baskıcı tavrını terk ettiğini göstermek ve Güneydoğu’nun çoğu Kürt olan nüfusu ile güven tazelenmesini sağlamak için atılması gereken ilk önemli adım, tamamen güvenlik odaklı, tepeden inme bir süreç yerine, halkın ihtiyaç, talep ve tercihlerini dikkate alan tabandan yukarıya doğru işleyen bir sürecin başlatılması. HDP’li seçilmişlerin idaresindeki belediyelerle işbirliği, bu sürecin sürdürülebilirliği için şart.

Hükümetin sunduğu plan doğru yönde atılmış bir adım olsa da çatışmalara yol açan sorunun temelindeki sebeplere inmiyor. Yıllar içinde birikmiş olan öfke, PKK’nın varolan geniş sosyolojik tabanı, onlarca yıldır süregelen güvensizlik gibi etkenler ışı-ğında kalıcı bir çözümün uzun soluklu ve büyük kitlelerce kabul edilecek bir mutaba-kat gerektirdiği bir gerçek. Böylesi bir mutabakatı sağlamak da Kürt hareketi destek-çi ve seçmenlerine ulaşmadan mümkün olmayacak. Bir görüşmecinin belirttiği gibi Güneydoğu’da algılar değişkenlik gösteriyor. Birinin terörist kabul ettiğini bir diğeri özgürlük savaşçısı addedilebiliyor. Hatta bu kişi bir de “komşunun oğlu” olabiliyor.

V. Sonuç

Barikatlar ve hendekler, devletin kamu düzenini tekrar tesis için yeni bir strateji ge-liştirmesini kaçınılmaz kıldı. Ankara’da yakın zamanda yaşanan bombalı eylemler hükümetin güvenlik odaklı yaklaşımını kuvvetlendirdi. Ancak, daha geniş, kapsayıcı bir siyasi süreç başlamadığı takdirde, bu stratejinin ve hassas bölgelerde daha fazla polis varlığının, Diyarbakır, Şırnak, Mardin ve Hakkari illerinde yaşayan önemli bir kitlede – haklı veya haksız yere – var olan “abluka” algısını pekiştirmesi olası.

Hem PKK hem de hükümetin, kendi destekçilerinin endişelerini körükleyerek lehlerine kullanma çabası yüzünden, kutuplaşmayı giderme ihtimali giderek azalı-yor. Hükümet ile Kürt hareketi arasında – özellikle de meşru ve yasal bir siyasi göre-ve haiz olan HDP ile – diyalog kanalları açılmalı. Sur operasyonlarının da gösterdiği gibi HDP ve AKP’nın yerel temsilcileri ve onlara bağlı STK’lar yalnızca insani mese-lelerde eşgüdüm sağlamak için bile olsa, işbirliği yapmazlarsa çatışmaların insani maliyeti gün geçtikçe daha da artacaktır. Devlet sivillerin kayıplarını tazmin ediyor ancak iki taraf da zıtlaşan anlatımlardan uzaklaşıp birbirleri ile konuşursa, bu çaba-lar daha etkin bir şekilde amacına ulaşabilir.

Gerçekten kapsayıcı ve şeffaf olmadıkları takdirde, Ankara’nın yeniden inşa plan-ları kutuplaşmayı arttırabilir. Öte yandan, Kürt hareketine bağlı yerel aktörler ve partiler de, Ankara’nın bölgedeki egemenliğine zarar verecek girişimlerin, merkezi hükümetin yerel siyasi temsilciler ile çalışmasını imkansız kıldığını anlamalılar. Kürt siyaset sahnesindekiler, silahlı direnişi meşru bir direniş yöntemi olarak addetmek-ten vazgeçmeliler. Selahattin Demirtaş bunu çeşitli fırsatlarda dile getirmekte ancak HDP daha tutarlı bir şekilde, özerklik elde etmek için güç kullanımına açıkça karşı çıkmalı. Son kertede, sorunun nihai çözümü Ankara ve Kandil’in elinde; çatışmala-rın yaşandığı ilçelerdeki resmi yerel yetkililerin ve siyasi temsilcilerin yapabilecekleri sınırlı.

Siyasetçileri sadece beyanları nedeniyle tutuklamak demokratik kural ve ilkelere aykırı bir uygulama. Bu, hem uluslararası hem de ulusal alanda siyaseten ters tepi-yor. Dokunulmazlıklarının kaldırılması hususunda seçici davranılarak teröre destek verdikleri gerekçesi ile bazı HDP milletvekillerinin hedef alınması da PKK’nın soy-leminin tabanında daha çok karşılık bulmasına vesile olabilir..

Page 16: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 16

Aynı yorum, kamusal alanda görülen başka bazı uygulamalar için de geçerli. Ocak 2016’da bazı akademisyenler, devleti “katliam” yapmakla suçlayan, derhal yasaklara ve baskıya sona verilmesini talep eden, barış sürecine dönülmesi dileğini içeren bir bildiri imzaladıkları için, hükümet yetkilileri ve hükümet yanlısı medya tarafından vatan haini ilan edildiler. Şu ana kadar imzacılardan yaklaşık 30 kişi işinden oldu; 33 tanesi gözaltına alındı. 16 Mart’ta ise dört tanesi tutuklandı ve bir Birleşik Krallık vatandaşı sınırdışı edildi. Çoğu hakkında “terör propagandası yapmak” ve “devlete hakaret” suçlamalarından dolayı açılan soruşturmalar devam ediyor.60 Ülkede barış sağlanması için geniş bir mutabakata ihtiyaç duyulan şu günlerde, ifade hürriyetinin kısıtlanması, hükümeti eleştiren birçok kişinin devlet düşmanı ilan edilmesi ve şid-det içermeyen şekilde faaliyette bulunan vatandaşların soruşturmalara konu olması siyasi ve toplumsal kutuplaşmayı arttıracak yaklaşımlar.

Uzun süredir dile getirilen – anadilde eğitimden adem-i merkeziyetçiliğe – Kürt hareketinin hak taleplerini karşılamaya yönelik net bir yol haritası olmadan ve PKK ile barış anlaşması imzalanmadan, bugün “temizlenen” ilçelerin, ileride yine çatış-malara ev sahipliği yapmayacağının veya, yeni bazı ilçelerin, Sur’da gözlemlenen bu olumsuz sarmala kapılmayacağının garantisi yok. PKK ise şunu idrak etmeli: Çoğun-lukla Kürtçe konuşlan bölgelerde kontrolü silahlı yöntemlerle sağlamaya çalışmak hem gerçekçi değil, hem de bölgede yaşayan kişilerin haklarına ve refahına ciddi şekilde zarar veriyor.

Diyarbakır/İstanbul/Brüksel, 17 Mart 2016

60 “Bildirinin Ardından Bir Hafta: 109 soruşturma, 33 gözaltı, 2 bin 200 imza” [“One week after the declaration: 109 investigations, 33 detentions and 2.200 signatures”], Bianet, 18 January 2016.

Page 17: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 17

Ek A: Güneydoğu Haritası

Page 18: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 18

Ek B: Diyarbakır Şehri Haritası

Page 19: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 19

EK C: Diyarbakır’ın Sur İlçesinin Uydu Görüntüsü

Page 20: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 20

Ek D: Sur’daki Sokağa Çıkma Yasakları

Tarih ve Süre Mahalle Ölü ve Yaralı Sayısı – Yerinden Edilenlerin Sayısı

6-7 Eylül 2015 (iki gün)

Sur genelinde 15 mahalle.

2 polis hayatını kaybetti, Sekiz polis ve üç sivil yaralandı.

13-14 Eylül 2015 (iki gün )

Sur’un doğu ve batısında toplam15 mahalle.

Çatışmalar başlamadan 6,000 kişi Sur’dan kaçtı. Sokak çarpışmalarında on üç polis ve dört sivil yaralandı.

9-13 Ekim 2015 (beş gün)

Sur’un doğusunda yedi mahalle, komşu Yenişehir ilçesinde ise iki mahalle

Çatışmalar sırasında bir polis ve 12 yaşında bir kız çocuğu hayatını kaybetti. Altı sivil yaralandı

28-30 Kasım 2015 (üç gün)

Sur’un doğusunda altı mahalle

Kürt hakları savunucusu ve Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi kimliği tespit edilemeyen biri tarafından öldürüldü. İki polis hayatını kaybetti.

2 Aralık 2015 (halen devam ediyor)

Sur’un doğusunda altı mahalle ve 27 Ocak itibarıyla, ilaveten, ilçenin batısında beş mahalle. 3 Şubat’tan bu yana yasak sadece, Sur’un doğusundaki dört mahallede uygulanıyor.

60 Türk güvenlik görevlisi PKK ile çarpışmalarda hayatını kaybetti. Kürt siyasetçilere göre 26 sivil; Türk makamlarına göre ise bir sivil ve 240 militan öldü. Yasağın ilanından kısa süre sonra 20,000 Sur sakinin evlerini terk ettiği tahmin ediliyor. 27 Ocak’ta yasağın ilçenin batısındaki mahallelere genişletilmesi ile geçici olarak yerinden edilenlerin sayısı 23,000’e ulaştı.

Page 21: Türkiye’de PKK ile Yaş Çatışmaların İnsani Maliyeti: Sur Örneği · 2016. 8. 3. · Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği Kriz grubu Avrupa

Türkiye’de PKK ile Çatışmaların İnsanî Maliyeti: Sur Örneği

Kriz grubu Avrupa Raporu N°80, 17 Mart 2016 Sayfa 21

Ek E: Terimler Sözlüğü

AİHM Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.

AKP Adalet ve Kalkınma Partisi: Başbakan Ahmet Davutoğlu liderliğindeki iktidar partisi.

CHP Cumhuriyet Halk Partisi: Ana muhalefet partisi

DBP Demokratik Bölgeler Partisi: Kürt siyasi hareketinin parçası olan ve yerel yönetim seviyesinde faal yasal siyasi parti.

DTK Demokratik Toplum Kongresi: Başlıca Kürt siyasi partileri, sivil toplum kuruluşları, dernekleri ve hareketin önde gelen şahsiyetlerinin dahil olduğu yasal bir platform.

HDP Halkların Demokratik Partisi: Türkiye’de Kürt hareketini temsilcisi ana siyasi parti.

IŞİD Irak Şam İslam Devleti: Suriye ve Irak’ta savaşan ve en fazla tanınan çihatçı militan muhalif grup. Otoriter yöntemleri, toplum önünde gerçekleştirdiği infazları, ideolojik aşırıcılığı ve keskin mezhepçiliği nedeni ile eleştiriliyor.

OHAL Olağanüstü hal.

PKK Partiya Karkerên Kurdistanê (Kürdistan İşçi Partisi): 1978 yılında Abdullah Öcalan’ın ve beraberindekiler tarafından kurulan, 1984’te Türkiye’de silahlı ayaklanma başlatan PKK, terörist ve uyuşturucu ticareti yapan bir örgüt olarak Türkiye, AB, ABD ve birçok başka ülke tarafından yasaklanmış bulunuyor.

PYD Partiya Yekitiya Demokrat (Demokratik Birlik Partisi): PKK/KCK’nın 2003’te Suriye’de kurulan kolu.

TAK Teyrêbazên Azadiya Kurdistan (Kürdistan Özgürlük Şahinleri): Ağustos 2014’te PKK’dan ayrılanlar tarafından kurulan, Türkiye Devleti tarafından PKK’ya bağlı bir terörist örgüt olarak nitelendirilen TAK, ABD tarafından 2008 yılımndan beri ayrı bir terör örgütü olarak değerlendiriliyor.

TOKİ Toplu Konut İdaresi.

YDG-H Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi: PKK’ya yakın gençler tarafından şehir merkezlerinde faaliyet göstrmek üzere 2013 Şubat’ında kurulan grup. Türkiye’nin Güneydoğusundaki şehirlerde 2013-2014 arsında yapılandı.

YPS Yekineyên Parastina Sivil (Sivil Savunma Birlikler): Türkiye’nin Güneydoğusunda, ağırlıklı olarak Kürtçe konuşulan şehirlerde, güvenlik güçleriyle çarpışan ve PKK’nın gençlik milisleri ile kırsaldaki militanlarının oluşturduğu 2015 Aralık ayının sonuna doğru PKK tarafından YDG-H’nın daha iyi organize olması amacıyla kurulan şehir milis grubu.