turuz · 2018. 7. 14. · görmek jose saramago can yayınları (2008)...

340

Upload: others

Post on 14-Feb-2021

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • GörmekJose Saramago

    Can Yayınları (2008)

    Derecelendirme: ★★★★★Etiketler: Eleştiri, Politik, Nobel

    Adı belirsiz bir ülkenin başkentinde seçim günü bardaktanboşanırcasına yağmur yağmaya başlayınca kimse oy atmaya gitmez.Öğleden sonra yağmur durunca, saat tam dörtte, seçmenler sanki emiralmışçasına sandıkların başına koşarlar. Ama sandıklar açıldığında,kullanılan oyların yüzde 83'ünün boş olduğu ortaya çıkar. Bununbozguncu bir grubun, dahası uluslararası bir anarşist örgütün işiolduğunu düşünen hükümet olağanüstü hal ilan eder. Yıllar önce kentisaran "körlük salgını"ndan kurtulan tek kişinin bu olayla bağlantılıolduğundan kuşkulanılır. "Beyaz veba"nın öteki kentlere de yayılmasınıönlemek için başkent abluka altına alınır, bir polis komiseri "suçlular"ıbulmakla görevlendirilir. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi JoséSaramago'nun Körlük'ten sonra kaleme aldığı Görmek, demokrasininkırılganlığı ve hükümetlerce saptırılması üstüne şaşırtıcı bir taşlama.Günümüz edebiyatının üslup ustasından derin bir çağ eleştirisi.

    Görmek Jose Saramago

    2

  • Ensaio sobre a lucidez, José Saramago

    © 2004, José Saramago & Editorial Caminho, SA

    © 2008, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti.

    Bu eserin Türkçe yayın hakları Dr. Ray-Güde Mertin, LiterarischeAgentur, Bad Homburg, FRG ve Akcalı Telif Hakları Ajansı

    aracılığı ile alınmıştır.

    Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışındayayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

    1. basım: 2008

    9. basım: Eylül 2013, İstanbul

    E-kitap 1. Sürüm Şubat 2014, İstanbul

    2013 tarihli 9. Basım esas alınarak hazırlanmıştır.

    Kapak tasarımı: Ayşe Çelem Design

    Kapak resmi: © iStockphoto.com / Yougen

    ISBN 9789750720758

    Görmek Jose Saramago

    3

  • CAN SANAT YAYINLARI

    YAPIM, DAĞITIM, TİCARET VE SANAYİ LTD. ŞTİ.

    Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul

    Telefon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89 Faks: (0212)252 72 33

    Sertifika No: 10758

    Görmek Jose Saramago

    4

  • JOSÉ SARAMAGO

    GÖRMEK

    ROMAN

    1998 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ

    Çeviri

    Aykut Derman

    Görmek Jose Saramago

    5

  • José Saramago Yayınları’ndaki diğer kitapları:

    Körlük, 1999

    Umut Tarlaları, 1999

    Ressamın Elkitabı, 2001

    Ricardo Reis’in Öldüğü Yıl, 2003

    Küçük Anılar, 2008

    Görmek Jose Saramago

    6

  • JOSÉ SARAMAGO, 16 Ekim 1922’de doğdu. Henüz üçyaşındayken, ailesi Lizbon’a taşındı. 1947’de ilk romanı olanGünah Ülkesi’ni yazdı. On iki yıl boyunca bir yayınevinde yayınyönetmenliği ve Yeni Seara dergisinde edebiyat eleştirmenliğiyaptı. Saramago’nun tanınmasını sağlayan yapıtı, 1983’teyayımlanan Memorial do Convento’dur. Ricardo Reis’in Öldüğü Yıl1984’te yayımlandı. Saramago’nun en ironik yapıtı sayılanHistoria de Cerco de Lisboa da (1988) tarih üzerine kurulu birdenemedir. 1995 yılına ait Körlük insan varoluşunun özü, Tanrıve Şeytan hakkında bir romandır. 1997’de ise Todos os nomesyayımlandı. Saramago’nun yapıtlarının arasında iki şiir kitabı,birçok deneme, oyun ve roman vardır. Saramago’nun edebiyatyaşamının asıl meyvesi, 1998’de aldığı Nobel EdebiyatÖdülü’dür. Saramago 2010 yılında ölmüştür.

    AYKUT DERMAN, 1942’de İstanbul’da doğdu. İÜ Fransız Dili veEdebiyatı bölümünü bitirdi. Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeokutmanlık yaptı. 1970’ten bu yana çeviriler yapmaktadır.Gaston Bachelard, Fernand Braudel, Alberto Giacometti, BéatriceLenoir, Françoise Balibar, Milan Kundera, Pascal Quignard, PauloCoelho, Michel del Castillo, José Saramago, İsmail Kadare, AlinaReyes, José Frèches gibi pek çok yazarın eserlerini Türkçeyekazandırmıştır.

    Görmek Jose Saramago

    7

  • Pilar’a, her gün

    Manuel Vazquez Montalban’a, yaşayan

    Görmek Jose Saramago

    8

  • Uluyalım, diyor köpek.

    SESLER KİTABI

    Görmek Jose Saramago

    9

  • Ne berbat hava, diye yakındı on dört numaralı oy vermebürosunun, kalbi dışarı uğrayacakmış gibi atan sandık kurulubaşkanı, üzerinden zırıl zırıl sular akan şemsiyesini sertçekapatıp arabasını bıraktığı yerden adımını içeri attığı kapıyakadar kırk metre soluk almadan koşmasına karşılık pek işeyaramamış olan gabardin yağmurluğunu sırtından çıkarırken.Umarım en son gelen ben değilim, dedi, rüzgârın üfürdüğü, heryanı sele boğan yağmur sağanağından korunmak için onu birazkuytuda bekleyen sekretere. Yardımcınız henüz gelmedi amadaha vakit var, dedi sekreter, onu rahatlatmak için, Böyle birtufanda herkesin buraya gelmiş olması kahramanlık sayılır, dedibaşkan oy verme bürosuna girerken. Önce, oy sayımını yapacakmasa arkadaşlarına, sonra parti temsilcilerine ve yardımcılarınaselam verdi. Herkese aynı sözcükleri kullanmaya özen gösterdi,yüz ifadesinde ve ses tonunda siyasal eğilimlerini ele verecek enküçük belirti yoktu. Bu kadar sıradan bir seçim ekibinin başındabile olsa, bir başkanın her türlü koşulda en katı tarafsızlıklahareket etmesi ya da başka deyimle, zevahiri kurtarması gerekir.

    Salonda yalnızca loş bir avluya bakan iki dar pencerebulunduğundan, güneşli havalarda bile havayı daha boğucukılan nemin dışında, yerel bir deyimle söyleyecek olursak,bıçakla kesilebilecek bir devinimsizlik (huzursuzluk) vardı.Seçimler ertelenseydi daha iyi olurdu, dedi mep, yani merkezparti temsilcisi, yağmur dünden beri sürekli yağıyor ve (her yerisular seller götürüyor) sellerden, su baskınlarından geçilmiyor;sandık başına gitmeyenlerin sayısı bu kez tavana vuracak. Sap,yani sağ parti temsilcisi başıyla onayladı ama yapacağı katkının

    Görmek Jose Saramago

    10

  • bir yorum değeri kazanması gerektiğini düşündü, Bu riskiazımsamıyorum elbette, bununla birlikte yurttaşlarımızın dahabaşka birçok durumda sergilediği kayda değer yurttaşlıkbilincinin bu kez de kendini göstereceğini umut etmemizgerektiğini düşünüyorum, çünkü onlar bu bilince, oh evet, bubelediye seçimlerinin başkentin geleceği için ne büyük önemtaşıdığının bilincine kesinlikle varmış durumda. Bundan sonra,ikisi de, yani mep temsilcisi ile sap temsilcisi, yarı kuşkulu, yarıalaycı bir hava içinde, ne gibi bir düşünce ileri sürebileceğinianlamak için merakla sop, yani sol parti temsilcisine döndü. Tamo anda, başkan vekili üzerindeki su damlalarını silkeleyereksalona girdi, böylelikle sandık kurulu tamamlanmış oldu vebeklendiği gibi, sıradan bir resmilikle değil, ateşli biçimdekarşılandı. Dolayısıyla sop temsilcisinin konu hakkındakidüşüncelerini öğrenemedik ama önceki bazı davranışları dikkatealınacak olursa, kamunun da çok iyi bildiği gibi kendini tarihseliyimserlik doğrultusunda ifade edeceğini, örneğin şöyle birtümce kullanmaktan geri durmayacağını düşünebiliriz: Benimpartimin seçmenleri böyle önemsiz şeylere pabuç bırakmaz,önemsiz birkaç su damlası yüzünden evlerinde çakılıp kalacakinsanlar değildirler. Aslında söz konusu olan önemsiz birkaçdamla değil, kovalarca su, sağanaklar, nil, iguaçu ve yang-tsekiang ırmaklarının akıttığı suydu ama inanç –tanrı onu herzaman kutsasın–, gücüne başvuranların yolundaki dağlarıortadan kaldırması bir yana, onları tufanı andıran sağanaklarıniçine sokup hiç ıslanmadan çıkarabilirdi.

    Kurul oluşturuldu, herkes kendi yerine geçip kuruldu, başkangerekli belgeyi imzaladı ve sekretere, yasa gereği, belgeyi binanınkapısına asmasını buyurdu; ne var ki adam aceleyle, temel bir iyiniyet gösterisinde bulunarak o kâğıdın duvarda bir dakika biledurmayacağını, üzerindeki mürekkebin iki saniye sonra

    Görmek Jose Saramago

    11

  • silineceğini, üçüncü saniyede de rüzgârın onu uçuracağınıanımsattı. Öyleyse onu içeri, rüzgârın erişemeyeceği bir yereasın, yasa bu konuda bir şey söylemiyor, önemli olan belgeninherkesin görebileceği bir yere asılmış olması. Büro üyelerinekendisiyle aynı düşüncede olup olmadıklarını sordu, herkes“olur” dedi ama sap temsilcisi, her türlü itirazın önünegeçilebilmesi için durumun bir tutanakla saptanmasında diretti.Sekreter kendisine verilen ıslak görevi yerine getirip geridöndüğünde, başkan ona dışarıda havanın nasıl olduğunu sordu.Aynen devam ediyor, yalnızca kurbağaların hoşuna gidecek birhava, Orada, dışarıda seçmenler var mı, Değil seçmen, gölgesibile yok. Başkan ayağa kalktı, büro üyeleriyle parti temsilcilerini,seçmenlerin gün boyunca, içinde siyasal seçimlerini yapacaklarıoy kabininin bu seçime hiçbir şekilde gölge düşürmeyeceknitelikte olduğundan emin olmak için kendisiyle birliktedenetlemeye çağırdı. Bu formalite yerine getirildikten sonra geridönüp seçmen listelerini incelediler ve onlarda da kuşkuuyandıracak hiçbir düzensizlik, kusur ve başka eksiklikbulunmadığını keşfettiler. Başkanın seçim sandığınıseçmenlerin gözü önünde açıp içinin boş olduğundan eminolacakları, böylelikle, ertesi gün, bir gece önce suç sayılabilecekhiçbir girişimde bulunulmadığı ve bunun sonucu olarakyurttaşların özgür ve bağımsız siyasal iradelerine saldırı niteliğitaşıyacak sahte oy pusulaları konulmadığı, pitoresk bir deyimleseçim hilesi adı verilen tarihsel sahtekârlığın –bunun, o işiyapacak olanların becerisine ve suç ortaklıklarının derecesinebağlı olarak seçimden önce, seçim sırasında ve sonrasındayapılabileceğini de unutmayalım– o sandıkta bir kez dahayinelenmediği konusunda tanıklık etmelerini sağlayacaktörensel an gelmişti. Sandık boş, temiz ve lekesizdi ama salondatek bir seçmen, oy atmaya gelmiş, o toplantı yerini kendisinesergileyebilecekleri, onlara tanıklık edebilecek tek bir âdem baba

    Görmek Jose Saramago

    12

  • yoktu. Yolunu kaybetmiş biri tufanla boğuşarak ve deli gibi esenrüzgâra kafa tutarak, oy verme hakkına sahip bir yurttaşolduğunu gösteren belgeyi göğsünün üzerine bastırmış dışarıdadolaşıyordu belki, ama onun da oy bürosuna ulaşabilmek içinçekeceği müthiş zorluğu görüp evine dönmeye kararvermeyeceğini; böylelikle kentin yazgısını, kendisini oybürosuna bırakıp görevini yerine getirdikten sonra yine okapıdan alacak siyah bir otomobilin arka koltuğuna kurulacakbirine bırakmayacağını kim bilebilirdi.

    O ülkenin yasası, oy bürosunun düzenini denetlendikten hemensonra başkanın, oy sayıcılarının ve parti temsilcileriylevekillerinin oy kullanmalarını öngörüyordu; elbette seçmenlistelerinde yer almış olmaları kaydıyla, ki öyleydiler. Aceleetmeseler bile sandığa, on bir adet oy pusulasının atılması içindört dakika yeterliydi. Başka bir çare bulamadıkları içinbeklemeye başladılar. Aradan yarım saat geçmemişti kikaygılanan başkan, oy sayıcılardan birini ufukta bir seçmenininbelirip belirmediğine bakması için gönderdi, belki de seçmenlergelmişti ama rüzgâr kapattığı için kapıdan içeri giremeyipküfürler savurarak geri dönmüş gidiyorlardı; seçimlerertelenmiş olsaydı, hiç olmazsa onları radyo ya da televizyonlauyarma nezaketi gösterilebilirdi, ki bu kurumlar bu türbilgilendirmeler için hâlâ işe yarıyordu. Sekreter, Rüzgârınçarptığı bir kapının ne büyük bir gümbürtü çıkardığını herkesbilir, oysa biz öyle bir ses duymadık, dedi. Oy sayıcı duraksadı,gideyim mi, gitmeyeyim mi, ama başkan üsteledi, Gidip bakınlütfen ve dikkatli olun, ıslanmayın. Kapı açıktı ve suyagömülmüştü. Oy sayıcı başını dışarı uzattı, bir o yana bir bu yanabaktı ve hemen geri çekti, saçlarından zırıl zırıl sular akıyordu;başını duşun altına uzatmıştı sanki. İyi bir oy sayıcı gibidavranmak, başkanını hoşnut etmek istiyordu ve bu görevi

    Görmek Jose Saramago

    13

  • yapmaya ilk kez çağrıldığı için, kendisinden istenenleri yerinegetirirken gösterdiği çabukluğun ve kusursuzluğun takdiredilmesine önem veriyordu, kim bilir, zamanla ve kazandığıdeneyimle günün birinde o da bir seçim sandığına başkanlıkedebilirdi, böyle baş döndürücü yükselişlere şimdiye kadarrastlanmıştı ve bu artık kimseyi şaşırtmıyordu. Salona geridöndüğünde, üzüntüyle hınzırlık arasında kalan başkan bağırdı,Zavallı dostum, kendinizi sosa batırılmış sosise döndürmenizegerek yoktu, Hiç önemli değil sayın başkan, dedi oy sayıcıçenesindeki suları kolunun yeniyle silerek, Dışarıda kalmış birinifark ettiniz mi, Ufka kadar kimse görünmüyordu, sokağın bir suçölünden farkı yok. Başkan yerinden kalktı, masanın önündekararsız birkaç adım attı, oy kabinine kadar gitti, içeri bir göz atıpgeri döndü. Mep temsilcisi söz alarak seçime katılmayanlarınoranının tavana vuracağı kestirimini anımsattı, sap temsilcisisazının yatıştırıcı telini yeniden titretti, seçmenlerin önünde oykullanmak için tam bir gün vardı ve kötü havanın dinmesinibekliyorlardı kuşkusuz. Sop temsilcisine gelince, susmayıyeğledi, başkan vekili içeri girdiğinde söylemeye hazırlandığısözleri söylemeye kalkacak olursa, yani, Benim seçmenlerimbirkaç zavallı su damlasına pabuç bırakmaz, diyecek olursa,düşeceği gülünç durumu düşündü. Herkesin beklenti içindekendisine baktığı sekreter, pratik bir çözüm önermeyi seçti:Bakanlığa telefon edip seçimlerin başkentte ve ülke genelindenasıl gittiğini sormanın kötü bir fikir olmadığını düşünüyorum,böylelikle bu uygar enerji kesintisinin genel mi, yoksa oylarıylabizi aydınlatmayan yalnızca bizim seçmenlerimiz mi öğrenmişolurduk. Sap temsilcisi kızgın biçimde ayağa kalktı, Saptemsilcisi olarak, bay sekreterin biraz önce seçmenlere karşıkullandığı kabul edilemez, saygısızca sözlere ve alaycı ses tonunaşiddetle itiraz ettiğimin tutanağa geçirilmesini istiyorum; onlardemokrasinin en yüce koruyucularıdır, onlar olmasa

    Görmek Jose Saramago

    14

  • diktatörlük, dünya üzerinde var olan diktatörlük türlerindenherhangi biri –ve bunların sayısı bir hayli yüksektir– bize yaşamvermiş olan bu vatanın yakasına çoktan yapışmış olurdu.Sekreter omuz silkerek sordu, Bay başkan, sap temsilcisininisteğini dikkate almam gerekiyor mu, Sanırım buna gerek yok,hepimiz sinirli, şaşkın ve sabırsız durumdayız, böyle durumlardainsanın ağzından söylemek istemediği şeylerin çıktığını biliriz,ben bay sekreterin kimseye hakaret etmek istemediğindeneminim, sorumluluklarının bütünüyle bilincinde olan birseçmendir o, bunun en iyi kanıtı da hepimiz gibi onun da butufana meydan okuyarak görevin kendisini çağırdığı yere gelmişolmasıdır. Bununla birlikte, bu içtenlikli minnet duygusu, benimbay sekreterden, yalnızca kendi üzerine düşen görevleri titizlikleyerine getirmekle yetinmesini, burada bulunan kişilerin kişiselve siyasal duyarlılığını incitecek yorumlara girmektenkaçınmasını rica etmemi engellemeyecektir. Sap temsilcisi hızlıbir hareket yaptı, başkan bunu bir kabullenme olarak yorumladıve tartışma o noktada kaldı; mep temsilcisi ise sekreterinönerisini ateşli biçimde onaylayarak duruma katkıda bulundu,Aslında, diye ekledi, bizim burada okyanusun ortasındayelkensiz ve pusulasız, direksiz ve yelkensiz ve de deposumazotsuz kalmış kazazedelerden farkımız yok, Çok haklısınız,dedi başkan, bakanlığı arayacağım. Kenardaki bir masanınüzerinde bir telefon duruyordu, günler öncesinden hazırladığı,üzerinde yararlı bilgilerin yanı sıra, içişleri bakanlığının telefonnumaraları da bulunan bir bilgi notunu cebinden çıkararaktelefona uzandı.

    Kısa bir konuşma oldu: Ben on dört numaralı seçim bürosununbaşkanıyım ve çok kaygılıyım, burada kesinlikle tuhaf bir durumyaşanmakta, şu ana kadar tek bir seçmen bile oy kullanmayagelmedi, oy bürosu açılalı bir saatten fazla oldu ama bir tek kişi

    Görmek Jose Saramago

    15

  • bile boy göstermedi, evet efendim, elbette, kötü hava koşullarını,yağmuru, rüzgârı, su baskınlarını durdurmaya olanak yok; evetefendim, sabırlı olmayı ve beklemeyi sürdüreceğiz, elbette,burada bunun için bulunuyoruz, bunu bize anımsatmanızagerek yok. Başkan bundan sonra telefon konuşmasına yalnızcabaş işaretleriyle, söylenenleri onaylayarak, birkaç boğuk ünlemleve başlayıp bitiremediği birkaç tümceyle katıldı. Telefonukapattığında masa arkadaşlarına baktı ama aslında onlarıgörmüyordu, gözünün önünde, bütünüyle boş salonlardan,doldurulmamış seçmen listelerinden, bekleyen başkanlardan vesekreterlerden, birbirine kuşkuyla bakan, durumun kime kâr,kime zarar getireceğini tartmaya çalışan parti temsilcilerindenve uzaktaki giriş kapısından kendisine doğru gelmekte olansırsıklam, görev aşkıyla yanıp tutuşan ve ona hiç kimseningelmediğini söyleyen oy sayıcısından oluşan bir manzara vardısanki. Bakanlık ne yanıt verdi, diye sordu mep temsilcisi. Nedüşüneceklerini bilemiyorlar, kötü havanın birçok insanı evinekapatması doğal ama aşağı yukarı tüm kentte burada olupbitenin aynısının meydana gelmesine hiçbir açıklamagetiremiyorlar, Neden aşağı yukarı diyorsunuz, diye sordu saptemsilcisi, Bazı seçim bürolarında –ki bunların sayısı oldukça az–bazı seçmenler oy kullanmaya gelmiş, bu doğru amaanlaşıldığına göre katılma oranı son derece düşük, Peki, ülkeningeriye kalan bölümünde nasıl, diye sordu sop temsilcisi, çünküyalnızca başkentte yağmur yağmıyor, İşin şaşırtıcı tarafı da buzaten, yağmurun buradaki kadar şiddetli yağdığı yerler var amabu durum insanların oralarda oy kullanmasını engellemiyor,mantıksal olarak havanın güneşli olduğu yerlerde oykullananların sayısı daha yüksek ve bu konuda meteorolojibirimlerinin havanın öğleye doğru düzeleceğini öngördüğüanlaşılıyor, Daha da kötüye gidebilir, öğleyin işler ya daha kötüolur ya daha iyi, diyen halk deyişini unutmayın, diye anımsattı o

    Görmek Jose Saramago

    16

  • zamana kadar hiç ağzını açmamış olan ikinci oy sayıcı. Sessizlikoldu. Sekreter bunun üzerine elini ceketinin dış ceplerindenbirine soktu, cep telefonunu çıkarıp numaraları tuşladı. Karşıdanyanıt beklerken, şu açıklamayı yaptı: Bu biraz muhammed iledağ hakkında anlatılan öyküyü andırıyor, çünkü tanımadığımızseçmenlere neden gelip oy kullanmadıklarını soramayız, öyleyseo soruyu kendi ailemize soralım, ailemizi tanıyoruz, alo, o kadarda erken değil, benim, evet, sen hâlâ evde misin, neden oyvermeye gelmedin, yağmur yağdığını elbette biliyorum,pantolonumun bacakları hâlâ sırsıklam, evet, doğru, özürdilerim, oy vermeye öğlen yemeğinden sonra geleceğinisöylediğini unuttum, elbette, sana telefon ettim çünkü buradadurum biraz tuhaf, tahmin bile edemezsin, düşün ki şimdiyekadar oy vermeye kimse gelmedi, inanamıyorsun, anlıyorum,tamam, öyleyse seni bekliyorum, öpücükler. Cep telefonunukapattı ve alaycı bir tonla: En azından bir oy garanti, karımöğleden sonra gelecek, dedi. Başkan ve büronun öteki üyeleribakıştılar, bu örneği sürdürmek gerektiği açıktı ama içlerindenbirini o işi ilk olarak yapmaya itecek kadar değil; çünkü bu, oseçmen bürosunun sekreterinin açıkgözlük ve beceriklilikkonusunda orada toplanan herkesten üstün olduğunu kabuletmek anlamına gelirdi. Yağmurun yağıp yağmadığını öğrenmekiçin kapıya giden oy sayıcı, o bürodaki sekreterin düzeyinegelebilmek, yani cep telefonundan, şapkanın içinden göz açıpkapayıncaya kadar tavşan çıkarırcasına oy çıkarabilecek halegelebilmek için daha bir fırın ekmek yemesi gerektiğinianlamakta hiç zorluk çekmedi. Bir köşeye çekilip ailesiyle ceptelefonuyla görüşen başkan ile aynı şeyi gizlice, fısıltıyla yapanöteki üyeleri gördüğünde, kapıya gönderilen oy sayıcı, bürodabulunan ve ilke olarak resmi görüşmelerde kullanılması gerekensabit telefondan yararlanmayıp, devletin parasını soylu birdavranışla ölçülü kullanan meslektaşlarının dürüstlüğüne

    Görmek Jose Saramago

    17

  • hayranlık duydu. Orada bulunanlar arasında, cep telefonuolmadığı için başkalarından haber beklemek durumunda olantek kişi sop temsilcisiydi. Bu arada, ailesini taşrada bırakıpbaşkente gelen ve burada tek başına yaşayan adamcağızın kenttetelefon edecek kimsesi olmadığını açıklarsak dürüst davranmışoluruz. Konuşmalar tek tek tamamlandı, en uzun sürenkonuşma da başkanınki oldu, görünüşe bakılırsa konuştuğukişiyi hemen oraya gelmeye zorluyordu; bu işin sonu neyevaracaktı, öyle ya da böyle, ilk telefon eden kendisi olmalıydı,sekreter, ayağının dibindeki otları biçmeye karar vermekle onabüyük bir iyilik etmiş olsa da o adamın anasının gözü biriolduğunu görmüştük, bizim yaptığımız gibi, hiyerarşiye saygıgösterseydi, düşüncesini üstü olan kişiye aktarmakla yetinirdi.Başkan, göğsünün bir köşesini sıkıştıran baskıdan iç geçirerekkurtuldu, telefonunu cebine koydu ve sordu: Ee, bir şeyöğrenebildiniz mi. Soru, gereksiz olması dışında, nasıl demeli,kötü niyetliydi, çünkü her şeyden önce, öğrenmek denen şey sözkonusuysa, herkes her zaman bir şey öğrenirdi, öğrendiği şeyhiçbir işe yaramasa da... sonra, çünkü soru soranın taşıdığıunvanın içerdiği otoriteden, kendine düşen, kendi sesiyle bizzatbaşlatması gereken iletişim görevine yan çizmek içinyararlandığı açık seçik ortadaydı. O iç geçirmeyi, konuşmanınbir yerinde sözlerinin taşıdığı, bize öyleymiş gibi gelen buyurucuateşliliği henüz unutmamış olsak da, diyalog, onun vatandaşlıkve başkanlık sıfatının gerektirdiği kadar yumuşak, eğitici değildi,ayrıca konuştuğu kişinin aileden biri olduğu varsayılabilirdi ve obaşkan şimdi aklına geleni söyleyebilecek kadar huzurluolmadığından, ast durumunda olanları konuşmaya davet ederekzor durumdan kurtulmaya çalışıyordu ki bu, hepimizin bildiğigibi, şeflik taslamanın bir başka, daha modern biçimiydi. Büroüyelerinin ve vereceği bilgi olmadığı için başkalarınıdinlemekten başka bir şey yapamayan sop temsilcisinin dışında,

    Görmek Jose Saramago

    18

  • parti temsilcilerinin söylediklerinden anlaşıldığına göreailelerinin kemiklerine kadar ıslanmaya hiç niyeti yoktu vehalkoylamasını desteklemek için havanın açmasınıbekliyorlardı, ya da sekreterin karısı gibi, oy kullanmaya öğledensonra gelmeyi düşünüyorlardı. Kapıya gönderilen oy sayıcıdurumdan hoşnut gibi görünen tek kişiydi; yüzünde, sahipolduğu değerlerle gurur duymak için kendinde hak gören birinsanın ifadesi vardı ki bunu sözcüklerle ifade etmemiz gerekse,şöyle derdik: Bizim evde telefonu kimse açmadı, bu da onların oykullanmak için yola koyulmuş olmalarından başka bir anlamagelemez. Başkan, yeniden yerine oturdu ve bekleyiş yenidenbaşladı.

    İlk seçmen, yaklaşık bir saat sonra kapıdan içeri adımını attı.Herkesin beklentisinin tersine kimsenin yakını değildi ve budurum, kapıya gönderilen oy sayıcının büyük düş kırıklığınauğramasına yol açtı. Seçmen, üzerinden sular akan şemsiyesinigirişe bıraktı ve üzerindeki suların pırıl pırıl parlattığı plastikyağmurluğu ve plastik çizmeleriyle masaya doğru ilerledi.Başkan ayağa kalkmıştı, dudaklarında bir gülümseme vardı;ilerlemiş bir yaşta olan ama diri görünen bu seçmen, durumunnormale döndüğünü, iyi yurttaşların ağır ağır, acele etmeden,sap temsilcisinin söylediği gibi, bu belediye seçimlerinin çokama çok önemli olduğunun bilinciyle seçim bürosuna akın akıngelmekte olduğunun habercisiydi. Adam, kimliğini ve seçmenkartını başkana uzattı, başkan titreyen bir sesle ve neredeyseetekleri zil çalarak kart numarasını ve kart sahibinin adınıokudu; kayıt görevlileri seçmen listelerini karıştırdı, kaydı buldu,adı ve numarayı yineledi, yanına bir çarpı işareti koydu; sonra,üzerinden hâlâ sular süzülen adam, elinde oy pusulasıyla oyverme kabinine doğru seğirtti ve kısa süre sonra dışarı çıkıpdörde katladığı oy pusulasını başkana uzattı, başkan da pusulayı

    Görmek Jose Saramago

    19

  • törensel bir hava içinde oy sandığına attı; seçmen, bu iş bitincebelgelerini geri aldı, şemsiyesini alarak çıkıp gitti. İkinci seçmenon dakika sonra boy gösterdi ama ondan sonra, oy pusulalarıazar azar, telaşsız damlalar gibi, dalından yavaşça kopansonbahar yaprakları gibi oy sandığına düşmeye başladı. Başkanve görevliler kimlik denetlemelerini istedikleri kadargeciktirsinler, bir türlü kuyruk oluşmuyordu, sırada en çok üçdört kişi vardı, böyle giderse adına kuyruk denilebilecek bir sıraasla oluşmayacaktı. Ben haklıydım, diye uyardı sop temsilcisi,katılım korkunç düşük olacak, maskaralık bu, tek çözümseçimleri yenilemek, Fırtına diniyor olabilir, dedi başkan vesarkaçlı saate bakıp dua eder gibi mırıldandı, Neredeyse öğleoldu. Kapıya gönderilen ve oy sayıcı olarak adlandırdığımız kişikararlılıkla yerinden kalktı. İzin verirseniz, bay başkan, kimseninoy kullanmadığı şu anda, havanın nasıl olduğuna gidip birbakayım. Yokluğu çok kısa sürdü, yüzü asık gitti, gülümseyerekdöndü, güzel bir haber getirdiği için keyfi yerine gelmişti. Çokdaha az yağıyor, neredeyse yağmıyor denebilir, hava açıyor. Büroüyeleri ve parti temsilcileri neredeyse birbirine sarılıpkoklaşacaktı ama sevinç kısa sürdü. Seçmenlerin damla damlagelmesinde bir değişiklik olmadı, bir seçmen geliyor, ardındanbir başkası beliriyordu; kapıya gönderilen oy sayıcının karısı,anası ve teyzelerinden biri kapıda belirdi, sap temsilcisininağabeyi, ardından da başkanın, seçim olgusunun gerektirdiğiresmiyete uyarak damadını, kızının akşama doğru geleceğikonusunda uyaran kaynanası geldi, Sinemaya gitmeyidüşündüğünü söyledi, diye ekledi kadın hınzırca, daha sonra,başkan vekilinin ailesi ve büro üyelerinin ailesinden olmayanbazı kişiler geldi, umursamaz bir havayla içeri giriyor, aynıhavayla dışarı çıkıyorlardı, ancak sap üyesi iki siyasetçigeldiğinde içerideki hava biraz canlandı, onları birkaç dakikasonra mep üyesi bir siyasetçi izledi, bir televizyon kamerası

    Görmek Jose Saramago

    20

  • yerden bitmiş gibi ortalıkta beliriverdi, bazı görüntüler aldı veyine hiçliğe döndü, bir gazeteci soru sormak için izin istedi,Seçim nasıl gidiyor, bu soruya başkan şu yanıtı verdi: Pek parlaksayılmaz ama şimdi hava açılmaya başladığına göre, oy vermeyegelen seçmen sayısının artacağından eminiz, Kentteki öteki oybürolarından aldığımız izlenim, bu kez katılımın oldukça düşükolacağı yönünde, dedi gazeteci, Ben olaya olumlu yöndenbakmayı yeğliyor, havanın iyileşmesinin oy verenlerin sayısınıartıracağı izlenimini alıyorum, sabahki kayıplarımızı telafietmek için öğleden sonra yağmur yağmaması yeterli olacak.Gazeteci, bürodan memnun ayrıldı, tümce güzeldi, hiç olmazsayazacağı röportajda kullanabilirdi. Tıkınma saati geldiği için,büro üyeleri ve parti temsilcileri organize oldular; bir gözüseçmen listelerinde, bir gözü sandviçlerinde, oturdukları yerdesırayla karınlarını doyurdular.

    Yağmur kesilmişti ama oy pusulalarının sandığın yalnızcatabanını örttüğüne bakılacak olursa, başkanın yurttaşlarla ilgiliümitlerinin doyurucu biçimde gerçekleşeceği konusunda hiçbirişaret yoktu. Orada bulunanların hepsi aynı düşüncedeydi:Seçimler çarpıcı bir siyasal başarısızlık olmuştu. Zamangeçiyordu. Saat kulesinin çanı saat üç buçuğu vurmuştu kisekreterin karısı oy kullanmaya geldi. Karıkoca birbirine gizlicegülümsedi ama bu gülümsemede aynı zamanda tarif edilemezbir suç ortaklığının izi vardı, buysa başkanın içinde hoş olmayan,belki de kıskançlığın verdiği acıdan kaynaklanan bir kasılmayaneden oldu, çünkü karısıyla arasında bu tür bir gülümsemealışverişinin asla olmayacağını biliyordu. İçinin ta derinlerindebir yerde etinin burulduğu düşüncesi zihninde yer etmişti ki,otuz dakika sonra sarkaçlı saate bakıp karısının gerçektensinemaya gidip gitmediğini sordu kendine. Burada boy göstersebile bunu son anda, son saniyede yapacaktır, diye düşündü.

    Görmek Jose Saramago

    21

  • Yazgıyı döndürmenin çok çeşitli yolları vardır ve neredeysehepsi boş çıkar ve burada söz konusu olan, kendini en kötüyüdüşünürken en iyiyi beklemeye zorlamaktan ibaret olan veyaygın olarak başvurulan, az da olsa dikkate alınmaya değer olanama bu durumda hiçbir sonuç vermeyecek türdendi; çünkügüvenilir bir kaynaktan aldığımız bilgiye göre, başkanınkarısının gerçekten de sinemaya gittiğini biliyoruz, ama şu anakadar oy kullanmaya karar verip vermediği konusunda bilgimizyok. Ne mutlu ki daha önce sözünü ettiğimiz, evreni rayında,gezegenleri de yörüngesinde tutmaya yönelik bir denge, birtaraftan bir şey eksiltildiğinde, öte tarafa onun öyle ya da böyleeşdeğeri olan, olabilirse aynı değerde ve miktarda, onu iyi kötüdengeleyebilecek bir ekleme gerektirmekte, böylelikle davranışfarklılığından doğan yakınmaların çoğalmasının önüne geçilmişolmaktadır. Öyle olmasa, öğleden sonra saat dörtte, ne erken nede geç olan bir zamanda, kararsız, o saate kadar evlerine kapanıpkalmış, seçimi hiç umursamaz gibi görünen seçmenlerin, çoğukendi olanaklarıyla, geriye kalanların da itfaiyecilerlegönüllülerin övgüye değer yardımlarıyla –çünkü oturduklarısemtler hâlâ sular altında, yollar da kullanılamaz haldeydi–neden dışarı çıktığını, hatta sağlıklı sağlıksız, kimi yaya, kimitekerlekli iskemlelerle, kimi sedyeyle ya da cankurtaranlahepsinin, evet hepsinin neden dışarı çıkıp denize akan ırmaklargibi oy bürolarına seğirttiğini anlayamazdık. Yalnızca kendiişlerine yarayacak mucizelere inanan kuşkucuların ya da basitçe,güven duygusu taşımayanların bu durumda, yukarıda sözüedilen dengeleme gereğinin utanılacak biçimde yalanlandığınıve başkanın karısının oy vermeye gelip gelmeyeceğikonusundaki aldatıcı kuşkunun, evrensel açıdan bakıldığında,dünya üzerindeki onca kentten biri olan bu kentte, her yaştan veher toplum kesiminden binlerce ve binlerce insanın siyasal veideolojik farklılıkları konusunda aralarında önceden anlaşmaya

    Görmek Jose Saramago

    22

  • varmaksızın, sonunda evlerinden çıkıp oy kullanmaya kararvermiş olmasının, söz konusu dengeleme konusunda herbakımdan değersiz olduğunu düşüneceklerine kuşku yok. Bu türgerekçe ileri süren biri, evrenin, insanların düşlerine ve çelişikisteklerine çok yabancı yasalara sahip olmakla kalmadığını vebizim bunların formüllendirilmesine yalnızca çivi ve kıtık olarakkatkıda bulunduğumuzu, evrenin bu yasaları her zaman bizimanlayışımızı aşan ve aşacak olan amaçlarla kullandığını,çevremizdeki her şeyin bunu bize kanıtladığını ve bu koşullardaortaya çıkabilecek bir durumun şu anda yalnızca bir sanıolduğunu, oy sandığında ortadan kalkacağını, örneğin başkanınsevimsiz olduğu anlaşılan karısının kullanacağı oyun, erkeklerinve kadınların harekete geçmesinin en basit dağıtıcı adaletışığında bile kabul edilmesinin zor olduğunu unutmaktadır.Tedbirli olma düşüncesi bizi şimdilik her türlü kesin yargıyıaskıya almaya ve gelişmeye henüz başlayan olayları güvenli birdikkatle gözlemlemeye zorluyor. Bu zaten, basın, radyo vetelevizyon gazetecilerinin profesyonel, karşı konulamaz birhaber alma açlığı içinde tam olarak yapmaya ve daha şimdidenher yana koşturarak alıcılarını ve mikrofonlarını insanlarınburnuna sokmaya başladıkları, onlara, Oy kullanmaya gitmekiçin sizi saat on altıda evden dışarı çıkaran ne, herkesin aynıanda sokağa çıkmış olmasının inanılmaz olduğunu düşünmüyormusunuz, diye sordukları ve Çünkü o saatte sokağa çıkmayakarar vermiştim, Bizler özgür yurttaşlarız ve eve canımız istediğisaatte girip çıkarız, davranışlarımızı kimseye açıklamak zorundadeğiliz, Bu kadar saçma sorular sormanız için size kaç para maaşveriyorlar, Benim eve hangi saatte girip hangi saatte çıktığımkimi ilgilendirir, Size yanıt vermek zorunda olduğumu hangiyasa yazıyor, Ben yalnızca avukatımın yanında konuşurum, gibikuru ve saldırgan yanıtlar aldıkları bir durum. Örneklerinisaydığımız bu yanıtlar dışında, itici tersliğe başvurmaksızın

    Görmek Jose Saramago

    23

  • yanıt veren iyi yetişmiş insanlar da vardı ama onların verdiğiyanıtlar gazetecilerin müthiş açlığını doyuracak cinsten değildi;onlar omuz silkip: İşinize çok büyük saygı duyuyorum ve siziniyi bir haber yayınlamanız beni çok memnun eder ama ne yazıkki söyleyebileceğim tek şey, saatime baktım, on altı olduğunugördüm ve bizimkilere, Haydi, gidiyoruz, ya şimdi ya asla dedim,demekle yetiniyorlardı, İyi ama neden ya şimdi ya asla, İşintuhaf yanı da zaten bu, ağzımdan öyle çıktı, Düşünün biraz,belleğinizi yoklayın, Gerek yok, siz bunu bir başkasına sorun,nedenini belki o bilir, Bu soruyu şimdiye kadar elli kişiyesordum, Ne oldu peki, Kimse bana bir yanıt veremedi,Görüyorsunuz işte, Ama binlerce kişinin oy vermeye aynı saattegitmesi size tuhaf bir rastlantı gibi gelmiyor mu, Bir rastlantıkuşkusuz ama belki tuhaf değildir, Neden, Bakın, bunubilemiyorum işte. Farklı televizyon kanallarının seçimleriizleyen ve sağlam dayanak bulamadıkları için varsayımlarüreten, işin içine kuşların uçuşunu, ötmesini, tanrıların iradesinifalan karıştıran, yasaların artık büyücülük amacıyla hayvankurban edilmesini yasaklamasına, hayvanların henüz canlı içorganlarına bakarak zamanın ve yazgının gizlerinin aranmasınaizin vermemesine esef eden, oy verme konusunda ortaya çıkankaranlık, hatta karanlıktan da öte durum ve kuşkusuz, budurumun, rastlantıları düşünerek zaman yitirmenin, halkıeğitmek misyonları bakımından hiç de uygun düşmemesidolayısıyla, içine düştükleri sersemlikten bir anda uyanantelevizyon yorumcuları, bu kez, başkent halkının demokrasitarihimizde şimdiye kadar görülmemiş bir ilgisizlik örneğigösterdikten sonra, o anda aç kurtlar gibi, kitle halinde oysandıklarına hücum eden, böylelikle siyasi düzeni, hatta sistemibütünüyle tehdit eden –ki bu çok daha tehlikeli bir durumdu– buhareketi yapmakla herkese vermekte olduğu olağanüstü dersinüzerine atladılar. İçişleri bakanlığından gelen notta kaygılar bu

    Görmek Jose Saramago

    24

  • kadar ileri götürülmüyordu ama hükümetin rahatlamış olduğuher satırda belli oluyordu. Mücadele eden üç partiye, yani sağda,merkezde ve solda yer alan partilere gelince, onlar yurttaşlarınoy sandıklarına gösterdiği bu beklenmedik ilgiden doğacak artıve eksileri kısa sürede değerlendirdikten sonra, yayınladıklarıkutlama bildirilerinde, aynı zihniyetten kaynaklanan üslupoyunlarına ek olarak, demokrasiyi kutlamak gerektiğiniaçıklıyorlardı. Devlet başkanı büyük sarayından, başbakan daküçük sarayından, ulusal bayrağın önünde yaptıklarıaçıklamalarda, neredeyse noktasından virgülüne aynı ifadeyikullandılar. Seçmenlerin seçim bürolarının kapılarında üç sırahalinde oluşturdukları kuyruklar, ev kümelerini dolanarakalabildiğine uzuyordu.

    Kentteki öteki seçim bürolarındaki başkanlar gibi, on dördüncüseçim bürosunun başkanı da eşi görülmemiş tarihsel bir anınyaşanmakta olduğunun bilincindeydi. Akşamın geç saatlerinde,içişleri bakanlığı oy bürolarının kapanmasını iki saat uzattıktansonra –ki binaların içinde telaş eden seçmenlerin oy kullanmahaklarını yerine getirebilmeleri için bu süreye yarım saat dahaeklemek gerekecekti– ve bitkin düşmüş, karınları acıkmış büroüyeleri ile parti temsilcileri kendilerini iki oy sandığından çıkan –bakanlıktan ivedi olarak ikinci bir sandık istenmişti– dağ gibi oypusulası yığınının karşısında bulup da onları bekleyen görevinbüyüklüğünü gördüklerinde, heyecanla titrediler; ki biz buheyecanı, onların atalarının kutsal ruhlarının mezarlarındançıkarak bu kâğıt parçalarında yeniden ete kemiğe bürünmüşolduğu duygusuna kapılmalarına vermekten çekinmeyeceğiz. Bukâğıt parçalarından biri de başkanın karısı tarafından sandığaatılmıştı. Büroya, onu sinemadan çıkmaya zorlayan bir itkiylegelmiş, kaplumbağa hızıyla ilerleyen bir kuyrukta saatlercebeklemiş, sonunda kendisini kocasının önünde bulup adının

    Görmek Jose Saramago

    25

  • onun tarafından okunduğunu duyduğunda, yüreğinde eski birmutluluğunun gölgesini ama yalnızca gölgesini andıran birşeyin kıpırdadığını duymuş ancak yine de oraya gelmekle doğruhareket ettiğini düşünmüştü. Geçerli oy pusulalarının oranıyüzde yirmi beşe ulaşmadı, sap bu oyların yüzde on üçünü, mepyüzde dokuzunu, sop da yüzde iki buçuğunu almıştı. Çok azsayıda pusula geçersiz çıkmış, katılmayanların sayısı çok düşükolmuştu. Geriye kalan oy pusulalarının hepsi, yani toplam olarakyüzde yetmişin üzerinde bir bölümü boş, yani beyaz çıkmıştı.

    Görmek Jose Saramago

    26

  • Tüm ülkede insanları bir duralama, şaşkınlık, aynı zamanda daalaycılık kapladı, sarakaya almaya başladılar. Bazı taşrabelediyelerinde, kötü havadan doğan küçük gecikmeler dışındaseçim olaysız geçmişti, alınan sonuçlar da her zamankindenfarklı değildi; kendinden emin bazı seçmenler, oy kullanmamayıâdet haline getirmiş bazı inatçılar, hiçbir özel anlamı olmayanbeyaz ve geçersiz oy pusulaları, hiçbir ani sıçrama görülmemişti;tüm ülkenin önünde şişinen başkentin şaşaası karşısındabaşlangıçta utanç duyan bu belediyeler, yedikleri şamarı şimdiona iade edebilir ve yalnızca rastlantı sonucu başkentteyaşadıkları için kralı avuçlarının içine aldıklarını düşünerekaptalca kasılan bazı beylere gülebilirlerdi. Her harfinden olmasada her hecesinden horgörü dökülen ve dudak bükerek söylenenbu “beyler” sözcüğü, öğleden sonra saat dörde kadar evlerindekalan ve birden, bir yerlerden karşı çıkılamaz bir buyruk almışgibi oy vermeye koşan kişilere değil, vaktinden önce zaferşarkıları söyleyen iktidara, geçersiz ya da beyaz oy1pusulalarıyla, kendileri bağcı, oy pusulaları da sıkılacak üzümsalkımıymış gibi hokkabazlık yapan partilere, meydana gelenfelaketlerde hiç payları yokmuş gibi, capitole’ün görkemine alkıştutarken, tarpeia tepesinin çöküşünü anlatmaya aynı kolaylıklakayıveren gazetelere ve öteki medya araçlarına sesleniyordu.

    Taşralılar alay etmekte biraz haklıydılar ama düşündükleri kadardeğil. Tüm başkentte bombasını arayan barut tozu gibi dolaşansiyasal hareketlilikte, insanların kendi eşitleri, özel kişilerinkendi yakınları, partinin kendi yöneticileri, hükümetin kendibakanları arasında bulunduğu durumlar dışında, kendini yüksek

    Görmek Jose Saramago

    27

  • sesle ifade etmekten kaçınan bir kaygı seziliyordu, Seçmenleryeniden oy kullandığında durum ne olacak, işte, uyuyan yılanıuyandırmamak için herkesin alçak sesle, bastırarak, fısıldayarakbirbirine sorduğu soru buydu. Kimileri, hayvanın karnınıüvendire ile kaşımamanın, her şeyi olduğu gibi bırakmanın, yanisağ partiyi hükümette ve belediyenin başında bırakmanın, hiçbirşey değişmemiş gibi davranmanın, örneğin, başkentteolağanüstü hal ilan edilmiş olduğunu, dolayısıyla da anayasalgüvencelerin askıya alındığını varsaymanın ve belirli bir süresonra ortalığı saran toz duman dağıldığında, yani bu uğursuzdurum unutulup olaylar rafa kalktığında yeni bir seçimdüşünmenin ve bunu özenle hazırlanmış, bol lafazanlıkla vevaatlerle bezenmiş bir kampanya ile başlatmanın, bu aradaeldeki her türlü olanaktan yararlanarak küçük ya da orta ölçekliyasadışı davranışlar karşısında geri çekilmeksizin, konunun çokünlü bir uzmanı tarafından, “siyasal ve toplumsal bir hilkatgaribesi” olarak çok ağır bir deyişle nitelenmiş olan bu olayınyinelenmesini engellemeye çalışmanın daha iyi olacağını ilerisürüyordu. Farklı düşünceler ileri sürenler de vardı; bunlar,yasaların kutsal olduğunu, orada yazılı olan şeye neye mal olursaolsun uymak gerektiğini ve sahtecilik yoluna sapıp samanaltından su yürütmeye kalkışılırsa, işin sonunun dosdoğru kaosave bilinç bulanmasına varacağını, kısacası, yasa, doğal afetdurumunda seçimlerin sekiz gün sonra yenilenmesini şartkoşuyorsa, sekiz gün içinde, yani önümüzdeki pazar günüyenilenmesinin gerektiğini ve ortaya çıkacak durumun tanrınıniradesine kaldığını, tanrının da zaten bunun için var olduğunusöylüyorlardı. Bu arada, partilerin görüşlerini açıklarkenkendilerini çok fazla bağlamayı yeğlemediklerini, hem nalınahem mıhına vurduklarını, “evet” derken aynı zamanda “fakat”dediklerini not etmekte yarar var. İktidarda bulunan vebelediyeye çöreklenen sap yöneticileri, ellerine geçirdikleri bu

    Görmek Jose Saramago

    28

  • tartışılmaz kozun iktidarı kendilerine gümüş tepsi içindesunacağından emin olduklarını ileri sürüyorlardı, dolayısıyladiplomatik beceriye dayanan bir taktik benimsemişlerdi vehalkın yasalara uymasını sağlamanın iktidar partisinedüştüğünü savunuyor, Bizimki gibi oturmuş, sağlam birdemokraside bunun böyle olması mantıklı ve doğaldır, diyerekdurumdan sonuç çıkarıyorlardı. Mep yöneticileri de yasayauyulmasını ama bu arada hükümetten, gerçekleşmesininbütünüyle olanaksız olduğunu önceden bildikleri bir şeyi, yanisert önlemler alıp bunları uygulayarak seçimin, özelliklesonuçlar bakımından –düşünün bir kere!– mutlak olağanlıkiçinde gerçekleştirilmesini istiyor, Öyle ki, partiye ve dünyayakarşı ortaya çıkan utandırıcı manzara bu kentte bir dahayinelenmesin, diyorlardı. Sol partiye gelince, partinin en üstdüzey yöneticileri toplandı, yapılan uzun tartışmalar sonundahazırlanıp kamuoyuna sunulan bildiride, yakında yapılacak olanyeni seçimin, ülkenin gelişimini yeni bir aşamaya geçirecek vegeniş ölçekli toplumsal ilerlemeler gerçekleştirecek zorunlusiyasal koşulları tam zamanında sağlaması konusunda beslenensarsılmaz umut ifade ediliyordu. Seçimlerin kazanılacağı vebelediye yönetiminin kendilerine geçeceği açıkça belirtilmiyorsada, bu umut satır aralarına gizlenmişti. Akşam, başbakantelevizyonda boy göstererek belediye seçimlerinin yürürlüktekiyasalara uygun olarak gelecek pazar günü yeniden yapılacağını,o günün gece yarısından başlayarak dört günlük yeni bir seçimkampanyasının başlayacağını ve bu sürenin cuma günü geceyarısı biteceğini halka bildirdi. Hükümet, diye ekledi yüzüneciddi bir ifade vererek ve vurgulu hecelerin üzerine daha dabastırarak, yeniden oy kullanmaya çağrılan başkent halkının buyurttaşlık görevini, geçmişte her zaman örneğini verdiği gibi,onurla ve kuralına uygun olarak yerine getireceğinden,böylelikle, yaşanmış olan, henüz tam olarak aydınlanmamış ama

    Görmek Jose Saramago

    29

  • soruşturulmasında ileri bir aşamaya gelinmiş bulunan üzücüolayı, yani seçmenlerin o güne kadar şaşmaz biçimde gösterdiğisağduyunun bir an için gölgelenip onları yanılgıya düşürmesinihiç yaşanmamış kabul edip, yok sayacağından emindir. Devletbaşkanının cuma akşamı yaptığı konuşmayla seçim kampanyasısona ermiş oldu ama son tümce önceden düşünülmüştü: Pazargünü, sevgili vatandaşlarım, görkemli bir gün olacak.

    Gerçekten de görkemli bir gün oldu. Dünyamızı sarıp bizikoruyan gökyüzü sabahın erken saatlerinde tüm görkemiylebelirmişti, bir televizyon habercisinin esin yüklü ifadesiylesöyleyecek olursak, altın rengi güneş kristal mavi bir fonüzerinde tüm görkemiyle ışıldıyordu, seçmenler, oykullanacakları seçim bürolarına gitmek üzere evlerindençıkmaya başladılar ama bir hafta önce ifade edildiği gibi kör birkitle halinde değil; her biri kendi adına olmakla birlikte, öylesineözenli ve içtenlikli davrandı ki, henüz kapıları açılmamış oybürolarının önünde sırasını bekleyen uzun yurttaş kuyruklarıoluştu. Bununla birlikte, bu sakin kalabalıkların içinde ne yazıkki her şey dürüst ve saydam olarak cereyan etmiyordu. Kentinher yanına dağılmış kırk küsur kuyruk arasında bir teki yoktu ki,polis otoriteleri, doktor muayenehanelerinde olduğu gibi, uzunsüren bekleyişler sırasında sıra oluşturan kişilerin, önündesonunda dilleri çözülüp imalarla da olsa gizli siyasal eğilimleriniortaya koyacak yorumlar yapmaktan geri duramayacaklarındanemin oldukları için, bunları dinleyip kaydetmek üzere insanlarınarasına bir ya da daha çok muhbir karışmamış olsun.Muhbirlerin büyük çoğunluğu profesyonel, gizli serviselemanları ama aralarında gönüllüler de var, ispiyonculuğagönül vermiş, hizmet aşkıyla otoritelere başvuran vatanseverler,bunlar ücret karşılığı çalışmıyor –imzaladıkları yeminlibelgelerde bu kelimeler aynen geçiyor– ya da o işi, sahip

    Görmek Jose Saramago

    30

  • oldukları marazi zevki, insanları ispiyonlama zevkini doyurmakiçin yapıyorlar. Üzerinde fazla düşünmeden insan doğası olarakadlandırmakla yetindiğimiz genetik kod, desoksiribonükleik asitya da dna sarmalı ile sınırlı kalmıyor; bize söyleyeceği veanlatacağı daha bir sürü şey var ama mecazi anlamda açıklamakistersek, her okuldan ve her kalibreden sayısız ruhbilimcinin veruhçözümcünün, paslanmış menteşelerini açabilmek içintırnaklarını kırarcasına gösterdiği çabalara karşılık, onu henüzçocuk bahçesinden dışarı çıkaramadığımızı söyleyebiliriz. Bubilimsel düşüncelerin daha şimdiden değerli ve gelecek için ufukaçıcı görüşlerle dolu olmasına karşılık, günümüzün kaygı vericigerçekliklerini, örneğin tam da şu sırada fark ettiğimiz birgerçeği; yani ortalıkta yalnızca söylenenleri dinleyip hiççaktırmadan gizlice kayda alan muhbirlerin olmadığını, bunlaraek olarak seçmen kuyrukları boyunca park edecek bir yerarıyormuş gibi ağır ağır ilerleyen ama aslında içine yüksekçözünürlü video kameraların ve bir kalabalık içindekifısıldaşmaların altında yatan heyecanların grafik olarak ekranayansıtılabilmesini sağlayan çok duyarlı, son kuşakmikrofonların gizlice yerleştirilmiş olduğu arabaların dabulunduğunu bize unutturmaması gerekiyor. Söz kaydedildi,heyecan da resimlendi. Bundan sonra artık hiç kimse güvendedeğil. Seçim büroları açılıp da kuyruklar hareketlenene kadar, sesalıcıları yalnızca önemsiz tümceleri, örneğin sabahın güzelliği,havanın hoşluğu ya da alelacele yapılan kahvaltı, anneleri oyvermeye gittiğinde çocukları hangi emin ellere bırakmalı gibican alıcı konuları kaydedebildi; Onlarla babaları ilgileniyor, tekçözüm oy vermeye sıra ile gitmekti, şu anda sıra bende, o oyunubenden sonra kullanacak, birlikte oy kullanmayı yeğlerdikelbette ama başka türlü yapmaya olanak yoktu, bilindiği üzereçaresi yokmuş gibi görünen durumlarda insan her zaman birçare üretebilir, Bizim en küçük çocuğumuz, daha oy verme

    Görmek Jose Saramago

    31

  • yaşına gelmemiş olan ablasıyla kaldı, evet, bu benim kocam,Tanıştığımıza memnun oldum efendim, Ben de, Ne kadar güzelbir sabah, Tanrı bugünün özellikle güzel olmasını istedi sanki,Bir gün elbet bu da olacaktı... Bir aşağı bir yukarı geçen beyazarabalardaki, mavi arabalardaki, yeşil arabalardaki, kırmızıarabalardaki, siyah arabalardaki mikrofonların aşırı duyarlıolmalarına, antenlerinin sabahın hafif esintisinde sallanmasınakarşın, yukarıda örneğini verdiğimiz kadar saf ve sıradanifadelerin ardına gizlenmiş, kaygı uyandırıcı en küçük bir ipucubile yoktu, en azından görünüşte öyleydi. Bununla birlikte soniki tümcenin, tanrının o günün özellikle güzel olmasını istediğiniifade eden ilk tümce ile özellikle ikincisinin, yani, Bir gün elbetbu da olacaktı, tümcesinin özel bir şeyler içerdiğini anlamak için,ne kuşkuculuk üzerine doktora yapmış, ne de güvensizlikkonusunda diploma almış olmaya gerek vardı; belki istemedenortaya çıkmış ikianlamlılıktı bu, belki de bilinçsizce söylenmiştiama sırf bu yüzden daha tehlikeli olma özelliği taşıyordu ve dilegetirildikleri tonla, özellikle de uyandırdıkları titreşim gamıyla,yani gamın alt tonlarıyla demek istiyoruz, karşıtlık kurularakbelirgin kılınması gerekiyordu ki, ortaya atılmış olan sonkuramlara inanacak olursak, söz konusu alt tonlarincelenmeksizin tüm sözel söylemler her zaman yetersiz, eksik,sınırlı kalırdı. Geçici görevle görevlendirilmiş muhbir de tümöteki profesyonel meslektaşları gibi, bu tür durumlar karşısındanasıl davranacağı konusunda son derece kesin ve ayrıntılı önbilgilerle donatılmıştı. Şüpheli kişiyle arasını fazla açmaması,seçmen kuyruğunda onun üç ya da dört kişi gerisindebulunması, üzerindeki gizli mikrofon her ne kadar çokduyarlıysa da çifte garanti olsun diye, seçim bürosu başkanıseçmenin adını ve numarasını yüksek sesle okuduğunda bunlarıbelleğine kazıması, sonra, bir şey unutmuş gibi yapıp kuyruktançaktırmadan ayrılması, sokağa çıkması, olup biteni bilgi toplama

    Görmek Jose Saramago

    32

  • merkezine telefonla aktarması, sonra avlanma alanına geridönüp kuyruktaki yerini yeniden alması gerekiyordu. Budavranış biçimi, deyimin tam anlamıyla bir atış taliminde hedefeyapılan atışla karşılaştırılamaz; ondan beklenen, rastlantının,yazgının, talihin ya da nasıl adlandırılırsa adlandırılsın o şeyin,silahın namlusunun önüne çıkardığı hedefe ateş etmesidir.

    Zaman ilerledikçe, merkeze yağmur gibi bilgi yağıyordu amabunların hiçbiri, hiçbir şeyi açık seçik ortaya çıkarmıyor, buyüzden de muhbirin avladığı seçmenin oy verme konusundakiniyeti tartışılmaz biçimde anlaşılamıyordu; listede yer alan ensomut tümceler yukarıda adı geçen türde olanlardı, hatta enfazla kuşku uyandıran, Bir gün elbet bu da olacaktı, tümcesi bilekendi bağlamı içinde yerine oturtulsa tehlikeli olmadurumundan çok şey yitirirdi, çünkü bu tümce iki erkekarasında, erkeklerden birinin kısa süre önce karısındanboşanmasıyla ilgili, çevredekilerin ilgisini çekmemek için üzerikapalı olarak yaptığı konuşmanın kin ve razı olma duygularıarasında kalmış olarak biten tümceydi yalnızca, ama duyarlılıkmuhbirlik mesleğinin en güçlü özelliği olsaydı, karısındanboşanan erkeğin sinesinden titreyerek yükselen iç çekiş,göstergenin ibresini razı olma duygusuna doğru kaydırırdı.Muhbirin o iç çekişi dikkate değer bulmaması ve ses alıcısınınonu kaydetmemiş olması, insana özgü kusurlar ve teknolojikyetersizliklerdir, ne var ki bu olasılığı, insan denen yaratığın neolduğunu bilen, makinelerin de ne tür aygıtlar olduğundanhaberi olan dürüst bir yargıcın dikkate almış olması gerekirdi vebunu yapmakla son derece doğru davranmış olurdu, çünkü ilkbakışta insana çok şaşırtıcı gibi gelse de dava konusu olarak elealındığında, suçlanan kişinin suçsuzluğunu gösterecek en küçükbir kanıt bile yoktu. Yarın sorgulamadan geçirilecek olsa, bumasum insanın başına neler gelebileceğini yalnızca düşünmek

    Görmek Jose Saramago

    33

  • bile bizi tir tir titretiyor, Sizinle birlikte olan kişiye, bir gün elbetbu da olacaktı, dediğinizi kabul ediyor musunuz, Kabulediyorum, Yanıt vermeden önce iyi düşünün, neyi imaediyordunuz, Karımdan ayrılmamdan söz ediyorduk,Ayrılmanızdan mı, boşanmanızdan mı, Boşanmamdan, Peki, buboşanma hakkında ne düşünüyordunuz ya da nedüşünmektesiniz, Biraz öfke, biraz da kabullenme, sanırım,Hangisi daha ağır basıyor, öfke mi, kabullenme mi, Kabullenmeolduğunu düşünüyorum, Öyleyse, bunu söyledikten sonra, doğalolarak iç geçirmeniz gerekmez miydi, özellikle bir dost ilekonuşuyorsanız, İç geçirmemiş olduğuma yemin edemem,anımsamıyorum, Oysa biz, sizin iç geçirmediğinizden eminiz, Sizorada değildiniz, bunu nasıl bilebilirsiniz ki, Peki, bizim oradaolmadığımızı kim söyledi size, Dostum belki benim içgeçirdiğimi anımsar, bunu ona sormak gerek, Öyle görünüyor kiona karşı büyük bir dostluk beslemiyorsunuz, Ne demekistiyorsunuz, Dostunuzu buraya çağırmanın başına dertaçacağını, Oh, hayır, çağırmayın, Çok güzel, Artık gidebilirmiyim, Durun bakalım, acele etmeyin, önce size sorduğumuzsoruya yanıt vermeniz gerekiyor, Hangi soruya, Dostunuza otümceyi söylediğinizde gerçekte ne düşünüyordunuz, Bunu sizeaçıkladım, Bize başka bir yanıt verin, o söylediğiniz işimizegelmiyor, Size verebileceğim tek yanıt bu, çünkü gerçek, Sizböyle düşünüyorsunuz, En azından kafamdan uydurmuyorum,Öyle yapın, vereceğiniz yanıtları kafanızdan uydurmanız bizi hiçrahatsız etmez, zamanla ve sabırla, bunlara ek olarak bazı doğruteknikleri uygulayarak sizden beklediğimiz yanıtı bizeverebilirsiniz, Ne duymak istediğinizi söyleyin de bu konukapansın, Oh hayır, o zaman işin hiçbir cazibesi kalmaz, siz bizine sanıyorsunuz bayım, saygı göstermemiz gereken bilimsel bironurumuz, savunacak bir meslek bilincimiz var bizim, ödedikleriparayı, yediğimiz ekmeği hak ettiğimizi üstlerimize kanıtlamak

    Görmek Jose Saramago

    34

  • bizim için çok önemli, Öyleyse yandık demektir, O kadar aceleciolmayın.

    Seçmenlerin sokaklarda ve seçim bürolarında sergilediğietkileyici dinginlik, bakanlıklara ve parti merkezlerine aynıbiçimde yansımıyordu. Bakanların ve partililerin en fazla kafayordukları şey, seçmenlerin bu kez seçime ne orandakatılacağıydı; ülkeyi, bir haftadan beri içinde bulunduğutoplumsal ve siyasal bakımdan zor durumdan kurtarabilecek tekanahtar buydu sanki. Düşük bir katılım oranı, hatta öncekiseçimlerde gözlemlenen orandan daha düşük bir oran, fazlaabartılı olmamak koşuluyla durumun normale döndüğü,seçimin yararına oldum olası inanmamış, sandık başına inatlagitmeyen, öte yandan havanın güzel olmasından yararlanarakgünü ailesiyle birlikte kumsalda ya da kırlarda geçirmeyiyeğleyen ya da yenemedikleri bir tembellikten başka gerekçeleriolmadığı için evlerine çakılıp kalan seçmenlerin alışılmış, herzamanki davranışlarına geri döndüğü anlamına gelecekti.Seçmenlerin, bir önceki seçimde yaptıkları gibi kitleler halindeseçim bürolarına koşmuş olması, katılmayanların oranının hiçkuşkusuz çok düşük, hatta somut olarak sıfır olacağını şimdidenbelli etmişse de, resmi makamların keyfini en çok bozan, onlarıkeçileri kaçıracak hale getiren şey, seçmenlerin çok enderdurumlar dışında, seçim araştırması yapan kişilerekullanacakları oy konusunda ser verip sır vermemesiydi.Yalnızca istatistik amaçlarla soruyoruz, kimliğinizi ya da adınızıvermeniz gerekmiyor, diye üsteliyorlardı ama kuşkucuseçmenleri ikna etmeyi başaramıyorlardı. Sekiz gün önce,gazeteciler seçmenlerden bir kez daha yanıt koparabilmeyibaşarmışlardı, elbette o yanıtlar sabırsız, alaycı ya da horlayıcıbir edayla verilmişti; bu da aslında susmanın başka biçimiydiama hiç olmazsa aralarında bir sözcük alışverişi olmuştu, biri

    Görmek Jose Saramago

    35

  • soru soruyor, öteki de –herkesin saklamaya yemin ettiği bir sırvardı sanki– yanıt verirmiş gibi yapıyordu ve bu yeni tutum,suskunluğun oluşturduğu o kalın duvara hiç benzemiyordu.Birbirini tanımayan, aynı şeyi düşünmeyen, farklı toplumsalsınıflardan ve katmanlardan gelen binlerce ve on binlerce kişininaynı tepkiyi vermesini, özetle söyleyecek olursak, siyasal olaraksağ, merkez ya da sol düşünceye sahip olan ya da hiçbir siyasalgörüşü benimsememiş olan bu insanların her birinin, içininderinliğinden gelen sese uyarak verdiği kararla, kullandıklarıoyun rengini oylar sayılıncaya kadar söylemekten kaçınmasınayol açan bu rastlantıyı çoğu insan olanaksız demesek bile, çokşaşırtıcı bulacaktır. İçişleri bakanının doğru bilgi verdiğini ümitederek başbakana söylemek istediği, başbakanın hiç vakityitirmeden gidip devlet başkanına yetiştirdiği, daha yaşlı, dahadeneyimli, daha kaşarlanmış, feleğin çemberinden geçmiş,kamburu biraz daha çıkmış olan devlet başkanının da soğuk birifadeyle, Şimdi konuşmuyorlarsa, bunu daha sonrayapacaklarına inanmam için bana tek bir doğru gerekçe gösterin,diyerek karşılık verdiği şey işte buydu. Devletin en yüksekmakamını işgal eden kişinin başlarından aşağı döktüğü bir kovasoğuk su, başbakanın da, içişleri bakanının da cesaretiniyitirmesine, umutsuzluğun pençesine düşmesine neden olmadı,çünkü doğrusunu söylemek gerekirse, çok kısa bir süre içingeçerli olsa da, bu konuda tutunabilecekleri başka bir dal yoktu.İçişleri bakanı, seçim sırasında meydana gelebilecek olasıdüzensizliklerden –ki gerçeklik bu öngörüyü kendiliğindenyalanlamaya hazırlanıyordu– korktuğu için, seçim bürolarınınhepsine farklı birimlerden seçilmiş, seçim işlemlerinigözetlemekle görevli ama aynı zamanda, içinde onurlu birmilitanın suç ortaklığını gizlemediğinden ya da o iğrenç ihanetkavgasında para karşılığı yer almadığından emin olmak için,kendi meslektaşını, yani ötekini de göz ucuyla izlemeyi

    Görmek Jose Saramago

    36

  • üstlenmiş iki gizli ajan yerleştirdiğini söylemekten kaçınmıştı.Böylece, muhbirlerle aynasızlar arasında, ses alıcılarla videokameralar arasında her şey kesin olarak denetim altındaymış,seçme eyleminin saflığına gölge düşürebilecek kötügirişimlerden uzakmış gibi görünüyordu ve zarlar artık atılmışolduğuna göre, kolları kavuşturup sandıklardan çıkacak sonkararı beklemekten başka yapacak bir şey kalmıyordu. Oradaçalışan özverili yurttaşlara saygımızı ifade etmek için işleyişinianlatmaya çok büyük bir zevkle tam bir bölüm ayırdığımız, hattakimilerinin özel yaşamındaki bazı sorunlardan da söz etmektengeri durmadığımız on dört numaralı oy bürosunda, ayrıca birnumaradan on üç numaraya kadar ve on beş numaradan kırkdört numaraya kadar tüm öteki oy bürolarında, bu bürolarınbaşkanları oy pusulalarını masa olarak kullanılan uzun tahtalevhaların üzerine boca ettiğinde, çığ gibi büyüyen bir söylentikenti baştan başa kat etti. Bu, kısa süre sonra meydana geleceksiyasal depremin öncüsüydü. Suskunlukta birbiriyle yarış edenbaşkent sakinleri, evlerde, kahvelerde, lokantalarda ve barlarda,televizyonu ve radyosu olan tüm kamu alanlarında oylamanınsonucunu bekliyordu. Kimse, yanındakine kime oy verdiğiniitiraf etmiyor, en yakın dostlar birbirine karşı suskunluğunukoruyordu; en lafazan kişiler bile sanki dilini yutmuştu.Başbakan saat gecenin onunda nihayet televizyonda boygösterdi. Bütünüyle uykusuz geçen bir hafta yüzünden yüzüçökmüş, gözlerinin altı çukurlaşmıştı, sağlık fışkırıyormuşizlenimi verecek bir makyaj yapılmış olmasına karşılık tenioldukça solgundu. Elinde, okumaktan neredeyse kaçındığı birkâğıt tutuyor, sözünü şaşırmamak için kâğıda ara sıra gözatıyordu, Sevgili yurttaşlarım, dedi, bugün ülkemizinbaşkentinde yapılan seçimlerin sonucunu sizlere bildiriyorum:sap yüzde sekiz, mep yüzde sekiz, sop yüzde bir, seçimekatılmayanlar sıfır, geçersiz oy pusulası sıfır, boş pusulası yüzde

    Görmek Jose Saramago

    37

  • seksen üç. Yanına konmuş olan su bardağını dudaklarınııslatmak üzere ağzına götürmek için konuşmasına ara verdi,sonra sözünü sürdürdü, Bugün yapılan seçimlerin, geçtiğimizpazar günü ortaya çıkan eğilimi daha ciddi hale getirdiğini kabuleden ve böylesine tatsız bir sonuca yol açan ilk ve son nedenlerinsoruşturulması gerektiğinde oybirliğiyle hemfikir olanhükümetimiz, ekselansları devlet başkanına da danıştıktansonra, bu durumun kendisinin görevlerini yerine getirmekonusundaki yasallığın sorgulanması anlamına gelmediğini,buna, yapılanın yerel bir seçim olmasının dışında, yalnızcaşaşkınlığa düşmüş tanığı olmakla kalmayıp aynı zamanda,geçtiğimiz hafta boyunca pervasız oyuncuları olduğumuzanormal olayların –ki bu sözleri, kişisel ve toplumsal yaşamımızasert bir darbe vuran boş oy pusulalarının gökten zembilleinmemiş ya da yerin dibinden yukarı çıkmış olmayıp, oykullananların yüzde seksen üçünün cebinden çıkması ve bunlarıpek de vatansever olmayan ellerin sandıklara atmış olmasıyüzünden, derin bir üzüntüyle söylüyorum– neden olduğunudüşünmektedir. Bir yudum daha su içti, bu kez zorunlu olarak,çünkü bakanın boğazı birden kurumuştu, Bu yanlışlığıdüzeltmek için vakit henüz geç değil; bu, yeni bir seçimegidilerek yapılmayacak elbette, böyle bir şey, bugün içindebulunduğumuz koşullarda hem zararlı, hem yararsız olur; bukentin sakinlerini, kendilerine seslendiğim bu yüce halkkürsüsünden, bu düzeltmeyi ciddi bir vicdan muhasebesiyleyapmaya davet ediyorum ve bu daveti herkese yapıyorum; bunukimilerinin, başlarının üzerinde dolaşan bu korkunç tehdidekarşı kendilerini daha iyi korumaları için; ister kasıtlı, isterkasıtsız davranmış olsun, kimilerinin de kim bilir kimlerinetkisiyle kendilerini bu kötülükten alıkoyamayıp, yasadaolağanüstü hal durumunda öngörülen yaptırımların hedefihaline geldikleri ve hükümetin hemen yarın, ekselansları devlet

    Görmek Jose Saramago

    38

  • başkanına danıştıktan sonra, parlamentoyu bu amaçlaolağanüstü toplantıya çağırıp, ümit ettiğimiz gibi, oybirliğiylealacağı karar uyarınca uygulanacak bu yaptırımlar karşısındakendilerini bağışlatabilmeleri için yapıyorum. Ses tonu değişti,kollarını biraz yana açtı, ellerini omuz hizasına kaldırdı, Halkınhükümeti, ülkenin geri kalanıyla kardeşçe birlik oluşturmairadesini göstermeye kararlıdır ve başkent halkının doğruyoldan ayrılan kesimine, Müsrif Oğul meselinde2 olduğu gibi,karşısındaki içtenlikle vicdan azabı çekip bütünüyle pişmanlıkduyduğunda, insan kalbinin bağışlayamayacağı bir hataolmadığını anımsatmak için, içi sevgi dolu bir baba gibi burayagelmiş, övgüye layık bir yurttaşlık bilinciyle seçimle ilgiligörevini kurallara uygun olarak yerine getirmiştir. Başbakanınoturaklı son tümcesi olan ve vatanseverlik edebiyatının en tozluambarlarından, davul gümbürtüleriyle ve borazanların cırlaksesleriyle birlikte çekilip çıkarılmış: Vatanın yüz akı olun, çünkügözler sizin üzerinizde, sözleri, o tümcenin hemen ardındangelen içtenliksiz İyi akşamlar, sözüyle bozuldu. Yalın sözcüklerinsevimli yanı budur işte, insanları kandırma konusunda bir işeyaramaz.

    Sap, mep, hatta sop taraftarı seçmenlerin bulunduğu alanlarda,evlerde, barlarda, içkili kahvelerde, sıradan kahvelerde,lokantalarda, derneklerde ya da siyasi lokallerde başbakanınsöylevi uzun uzun yorumlandı ama bu yorumlar doğal olarakbirbirinden çok farklı, çok ince ayrımlar içeriyordu. Söylevinbaşarısına en çok sevinenler sap yandaşları oldu ki barbar terimibu öyküyü size aktaran kişiye değil, onlara daha çok yakışıyordu;bu insanlar, kasıntılı bir havayla birbirlerine göz kırparakbaşkanlarının kullandığı tekniğin, yani eski zamanlarda genelolarak eşeklere ve katırlara reva görülen ama modern zamanlaragelindiğinde insanlara da uyarlanarak daha etkin sonuçlar veren

    Görmek Jose Saramago

    39

  • uygulamalara konu olan havuç ve sopa tekniğinin kusursuzluğukonusunda birbirlerini kutluyorlardı. Bu arada palavracı veyalancı pehlivan kılıklı kimi insanlar da başbakanın söylevini,yakında olağanüstü hal ilan edileceğini açıkladığı anda bitirmişolması gerektiğini düşünüyor, ardından gelen sözlerinbütünüyle gereksiz olduğunu, aşağılık insanların yalnızcasopadan anladığını, özellikle iki arada bir derede kalmamakgerektiğini, yoksa insanın ensesinde boza pişirileceğini,düşmana bir yudum su bile verilmemesi gerektiğini ve aynıkapıya çıkan başka düşünceler ileri sürüyorlardı. Arkadaşları budüşünceleri biraz abartılı bulduklarını, başkanlarının mutlakabir bildiği olduğunu ama o saftiriklerin, uyumsuzların aşırıtepkisinin taktik bir manevra olduğunu, buna, militanlarınsavaşım gücünü artırmak için başvurduklarını her zamanolduğu gibi hesaba katmadıklarını söylüyorlardı. Belirsizliğinkarşısında, parola buydu. Muhalefet rolünü üstlenen mepüyeleri, genelde sorumluların ortaya çıkarılıp suçluların, yanikışkırtıcıların cezalandırılması gerektiği konusunda hemfikirolmakla birlikte, ne kadar süreceği belirsiz bir olağanüstü halilan edilmesini, böylelikle yalnızca söz konusu suçlardan biriniişlemiş kişilerin cezalandırılarak sonuçta siyasi haklarındanyoksun bırakılmasını aşırı buluyorlardı. Yurttaşlardan birianayasa mahkemesine başvurmaya karar verirse, bu işin sonunereye varır, diye kendilerine soruyorlardı. Bütün siyasalpartilerin içinde yer aldığı bir milli mutabakat hükümetinin hiçvakit geçirmeden kurulması daha akılcı ve daha vatanseverce birdavranış olur, çünkü gerçekten kolektif bir ivedilik durumuvarsa, buna karşı durmanın yolu sıkıyönetim ilan etmekdeğildir; sap partisinin boşa pedal çevirdiği açıkça görülüyor,yakında bisikletten düşecek, diye ekleyenler de vardı.Partilerinin kurulacak bir koalisyon hükümetine katılabilmedüşüncesini sop militanları da gülümseyerek karşılıyordu ama

    Görmek Jose Saramago

    40

  • onları en fazla telaşa düşüren durum, seçimin ortaya çıkardığısonucun yorumu olmuştu: buna göre, kendi partilerine verilenoy sayısında müthiş bir düşme olmuştu, çünkü öncekiseçimlerde yüzde beş olan oy oranı bu seçimin ilk turunda yüzdeiki buçuğa düşmüş, bununla da kalmayıp şimdi yüzde biregerilemişti ve gelecek çok karanlık görünüyordu. Bu incelemeninsonucu olarak hazırlanan bildiride, boş oyların amacınındevletin güvenliğini ya da sistemin istikrarını bozmaya yönelikbir komplo olduğunu düşündürtecek nedenler bulunmadığınagöre, bunun, kendini bu şekilde ifade eden bir değişiklik isteği ilesop programında yer alan ilerleme önerilerinin çakıştığıdüşüncesini öne çıkarmanın doğru olacağı sezdiriliyordu. Nefazla, ne eksik.

    Başbakan konuşmasını bitirdikten sonra televizyonlarını kapatıpyatmaya gitmeden önce yağmurdan ve havanın güzelliğindensöz edenler de oldu; kimileri de gecenin geriye kalan bölümünübazı belgeleri yırtıp yakmakla geçirdi. Bunlar kışkırtıcılıkyapanlar değil, yalnızca durumdan korkanlardı.

    1. “Beyaz oy” oy pusulasında hiçbir adayın ya da partinin adının işaretlenmediği“boş oy” pusulasına verilen addır. (Y.N.)2. Yeni Ahit’in ilk dört bölümünü oluşturan Luka İncili’nde yer alan ve Kayıp Oğulolarak da bilinen mesel. (Y.N.)

    Görmek Jose Saramago

    41

  • Askerlik hizmetini yapmamış bir sivil yurttaş olan savunmabakanı, olağanüstü hal ilanını içine hiç sindirememişti, Veba vekangren toplumun sağlıklı kesimlerini sarmadan gerçek, özgünbir sıkıyönetim, yani olağanüstü halin tam anlamıyla sert, geçitvermez, başkaldırıyı etkisiz kılabilecek, ardından ona karşıyıldırım gibi saldırıya geçebilecek hareketli bir duvar gibi olanbir sıkıyönetimin ilan edilmesi gerekiyor, diye uyarıda bulundu.Başbakan, durumun son derece ciddi olduğunu, vatanın iğrençbir saldırıyla karşı karşıya kaldığını, hatta bunun temsilidemokrasinin temellerine karşı yapılmış bir saldırı olduğunukabul etti, Ben bunu daha çok, sisteme karşı yapılmış geniş çaplıbir saldırı olarak nitelendiriyorum, dedi, duruma başka açıdanbakmaya kendinde hak gören savunma bakanı, Evet öyle amadevlet başkanının, içinde bulunduğumuz durumun içerdiğitehlikeleri gözardı etmeksizin, durum elverişli hale gelir gelmezeylemin araçlarını ve amaçlarını saptırmak gerektiği konusundabenimle aynı düşüncede olduğunu düşünüyorum, bununsağlanması için başlangıçta açık, göze fazla batmayan, bunakarşılık sokakları işgal etmek, havaalanını kapatmak ve kentçıkışlarına engeller koymak için orduyu görevlendirmekten dahaetkili yöntemlerin yeğlenmesi gerekir, Peki, nedir bu yöntemler,diye sordu savunma bakanı, bu düşünceye karşı olduğunusaklamaksızın, Sizin zaten bildiğiniz yöntemler, silahlıkuvvetlerin de casusluk birimleri olduğunu size anımsatayım,Bizimkilerin adı karşı casusluk birimidir, Aynı kapıya çıkar, Evet,sözü nereye getirmek istediğinizi anlıyorum, Anlayacağınızıbiliyordum, dedi başbakan içişleri bakanına göz kırparken. Sözüiçişleri bakanı aldı, Kolayca anlaşılacağı gibi, gizlilik isteyen,

    Görmek Jose Saramago

    42

  • hatta büyük gizlilik gerektiren bu operasyonun bazı ayrıntılarınagirmeden açıklayayım ki bakanlığımın hazırladığı planıntemelinde kaba çizgileriyle, bu iş için yetiştirilmiş ajanların halkiçine geniş ölçekte ve sistemli olarak sızdırılması yer alıyor; busayede olayları örten örtüyü belki kaldırabilir ve kötülüğükaynağında kurutmak için gerekli önlemleri alabiliriz, Benolsam, kaynağında demezdim, çünkü olayın ne olduğu açık seçikortada, diye altını çizdi adalet bakanı, Bu bir ifade biçimidir, diyekarşılık verdi hafifçe sinirlenen içişleri bakanı ve sözünüsürdürdü, Meclise bilgi verme vakti geldi, bu bilgi kesinlikle vebütünüyle gizlidir, bazı tekrarlar olursa bunların bağışlanmasınıdilerim; buyruğum altındaki karşı casusluk servisleri, dahadoğrusu sorumluluğum altındaki bakanlığa bağlı servisleri,olayların gerçek köklerinin dışarıda olduğu, göze görünenlerinuluslararası dev bir istikrarsızlaştırma komplosununoluşturduğu buzdağının yalnızca görünen kısmı olduğu, bununolasılıkla anarşizmden esinlendiği ve ülkemizin, henüzbilemediğimiz nedenlerle kobay olarak seçilmiş olduğuvarsayımını dışlamıyorlar, Tuhaf bir düşünce, dedi kültürbakanı, bildiğim kadarıyla anarşistler şimdiye kadar, buözellikleri taşıyan, bu kadar yaygın eylemleri kuramsal olarakbile üretememişlerdir, Sevgili meslektaşım, diye ekledi savunmabakanı alaycı bir tonla, bu belki de sizin bilgi dağarınızın, kaynakolarak dedelerinizin çağındaki temiz dünyayı temel almasındankaynaklanıyordur, oysa, size tuhaf gelebilir ama o zamandan buyana köprülerin altından çok sular aktı, az ya da çok coşkulu, azya da çok kanlı çeşitli nihilizm türlerini içeren bir dönemyaşandı, ne var ki bugün tanık olduğumuz şey, kendini bizefarklı yüzleriyle ve birçok belirtisiyle gösteren ama özündebirbirinden farkı olmayan katıksız ve acımasız bir terörizmdir,Abartılara ve kolay genellemelere dikkat, diye geveleyerek sözekarıştı adalet bakanı, sandıklardan birkaç boş oy pusulasının

    Görmek Jose Saramago

    43

  • çıkmış olmasını katıksız ve acımasız bir terörizmle nitelemek,bana, yanlış demesek bile tehlikeli bir değerlendirme gibi geliyor,Sandıklardan çıkan birkaç, yalnızca birkaç boş oy pusulası ha,her yüz pusuladan seksen üçünün beyaz çıkması nasıl olur da“birkaç” sözcüğüyle geçiştirilebilir, söyler misiniz bana, oysa bupusulaların her birinin geminin su kesiminin altına gönderilmiştorpilden farkı olmadığının farkına varmamız, bunun bilincindeolmamız gerekiyor, Benim anarşizm hakkındaki bilgileriminmodası geçmiş olabilir, bunu yadsımıyorum, dedi kültür bakanı,ama bildiğim kadarıyla ve deniz savaşları konusunda kendimiasla uzman kabul etmemekle birlikte, torpiller her zaman sukesiminin altına yollanır, bu konuda başka seçenek yoktursanırım, çünkü bu amaçla üretilmişlerdir. İçişleri bakanı birden,gerilmiş yay gibi ayağa fırladı, bu alaycı tümceden sonra,meslektaşını savunmaya, belki de o tümcenin içerdiği siyasalbirlik eksikliğini gözler önüne sermeye hazırlanıyordu kihükümet başkanı, konuşmacıları susturmak için elinin ayasınımasanın üzerine şiddetle vurdu ve şöyle dedi: Sayın kültürbakanı ve sayın savunma bakanı, kendinizi fazlasıyla kaptırmışgöründüğünüz bu akademik tartışmayı dışarıdasürdürebilirsiniz, bu arada size, içinde toplanmış bulunduğumuzve parlamentodan çok demokratik gücün kalbini temsil eden busalonda, ülkeyi tarihi boyunca hiç karşı karşıya kalmadığı ölçüdeciddi bir krizden kurtaracak kararları almak üzere toplandığımızıanımsatmama izin verin, çünkü karşı durmamız gereken tehlikebu; dolayısıyla böylesine devasa bir tehdit karşısında, karşılıklıatışmaların ve hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan yorumların biryana bırakılması gerektiğini düşünüyorum, çünkü bunlar bizibekleyen görevin ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Biraz soluklandı –busırada kimse söze karışmaya cesaret edemedi– sonrakonuşmasını sürdürdü, Bununla birlikte, bay savunmabakanına, hükümet başkanının kriz yönetiminin bu ilk

    Görmek Jose Saramago

    44

  • aşamasında, içişleri bakanlığının uzman servislerinin hazırladığıplanın uygulanmasının, sıkıyönetim ilanına başvurulmasınıkesin olarak dışladığı ve dışlayacağı anlamına da aslagelmediğini açıkça belirtmek istiyorum; her şey olaylarıngelişmesine, başkent halkının tepkilerine, ülkenin geri kalanınınnabzına, muhalefetin her zaman net olarak öngörülemeyendavranışına, bundan böyle yitirecek fazla bir şeyi kalmadığı içinelinde kalan son kozları büyük riske girerek oynamayakalkmakta duraksamayacak sol partinin davranışına bağlıolacak, Sonuçta oyların yalnızca yüzde birini almış bir partiylefazla ilgilenilmesi gerekmediğini düşünüyorum, dedi içişleribakanı, horgörü ifade eder tarzda omuz silkerek, Yayınladıklarıbildiriyi gördünüz mü, diye sordu başbakan, Elbette, bildirileriokumak benim asli görevlerimden birini oluşturur, bu yerinegetirdiğim zorunluluklardan biridir, kimilerinin, tabaklarınıniçine çiğnenmekten hamur olmuş bilgilerin konması içindanışmanlara para ödedikleri doğru ama ben klasik okula bağlıbir insanım, yalnızca kendi aklıma güvenirim, yanılmakpahasına da olsa, Bakanların son çözümlemede hükümetbaşkanının danışmanları olduğunu unutuyorsunuz, Bu birşereftir başbakanım, aradaki fark, aradaki muazzam fark, bizimsizin önünüze sindirilmiş yiyecekler koymamız, Tamam, mutfaksanatını ve besinlerin hazım sürecine ilişkin kimyayı bir yanabırakıp sol partinin yayınladığı bildiriye dönelim, bana okonudaki düşüncenizi söyleyin siz, O bildiri, düşmanınızıyenmeyi başaramadığınızda onun yanında yer almayı öngörençok eski bir kuralın safça ve acemice kaleme alınmış birversiyonundan başka bir şey değil, Ve o kuralın, içindebulunduğumuz duruma uygulanmış biçimi, Evet, içindebulunduğumuz duruma uyarlanmış biçimi, başbakanım,sandıktan sana oy çıkmazsa, o oyların sana atılmış olduğuizlenimini vermek için elinden geleni ardına koyma, Buysa bizim

    Görmek Jose Saramago

    45

  • kulağımızın kirişte olmasını engellemez, bu kurnazlık, halkın ensol kesimini oluşturanları belirli ölçüde etkileyebilir, Şu anda okesimi kimlerin oluşturduğunu tam olarak kestirmeye olanakyok, dedi adalet bakanı, benim gözlemime göre, biz o ünlü “yüzdedoksan üç”ün bizim partimiz ile merkez partinin seçmenleriolduğunu yüksek sesle ve anlaşılır biçimde ve birbirimizingözünün içine bakarak kabullenmek istemiyoruz, kendimizesormamız gereken: bu insanların neden boş oy verdikleri,durumun ciddiyeti bundan kaynaklanıyor, yoksa, sop partisininkurnaz ya da saf gerekçeleri değil, Aslında, iyi düşünüldüğünde,diye yanıt verdi başbakan, bizim uyguladığımız taktik de soppartisininkinden pek farklı değil, yani oyların çoğu sanaatılmamışsa, rakiplerine de atılmadığı izlenimini yaratmak,Başka deyişle, dedi masanın köşesinde oturan ulaştırma vehaberleşme bakanı, hepimiz aynı çirkefin içinde debeleniyoruz,Bu, içinde bulunduğumuz durumu biraz kabaca ifade eden birtanımlama olabilir, olaya salt siyasal açıdan baktığıma ama bubakışın anlamdan bütünüyle yoksun olmadığına dikkatiniziçekerim, dedi başbakan, tartışmaya son noktayı koymak için.

    Hazreti süleymanın halkına duyurduğu tanrı buyruğu örneği,alelacele ilan edilen olağanüstü hal, medyanın, özellikle degazetelerin, ilk tur oylamada ortaya çıkan sevimsiz, ikinci turoylamada karşı karşıya kalınan daha da dramatik sonuçlardanhemen sonra, az ya da çok ustalıkla, az ya da çok incelikle veniyetlerinin fazla açığa çıkmaması için hep büyük bir özenlesavuşturmak istediği gordion düğümünü, yani kördüğümüçözdü. Bunların bir yandan, hem kendi başyazılarında, hemısmarlama yazdırdıkları fikir yazılarında, seçmenlerin ulusunyüce çıkarlarını beklenmedik ve sorumsuzca kullandıklarıyöntemlerle, tuhaf ve üzücü bir sapkınlık içinde hiçe sayarakülkedeki siyasal yaşamı görülmemiş bir biçimde altüst edip onu

    Görmek Jose Saramago

    46

  • en akil adamların bile çözemediği bir çıkmazın içine sokmuşolmasını kamusal horgörüyle karışık bir şiddetle kınamayıkendilerine görev edinmişlerdi. Öte yandan, yazılan her sözcüğüölçüp biçmek, olasılıkları tartmak, dolayısıyla, bir gazeteninokurlarıyla arasında yıllar boyu sürmüş kusursuz uyumu veoluşmuş bağlılığı bozup, birden hain ve kaçık muamelesiyaparak onları sinirlendirmeyi önleyebilmek için, deyimyerindeyse iki adım ileri bir adım geri atması uygun düşüyordu.Olağanüstü hal ilanı, içerdiği yetkileri hükümetin kullanmasınısağlayıp anayasal garantileri bir kalemde askıya alarak şefleri veyöneticileri bu sevimsiz yükten ve tehdit edici belirsizliktenkurtardı. İfade ve iletişim özgürlüğünün kısıtlanmasıyla vesansürün redaktörlerin tepesine binmesiyle mazeretlerin engüzeli, açıklamaların en haklısı bulunmuş oluyordu, Sevgiliokurlarımıza bir habere ulaşabilme, bozguncu düşüncelerden vekabul edilemez kısıtlamalardan bağışık, sağlıklı bir görüşeerişebilme olanağını, özellikle içinde yaşadığımız bu nazikkoşullarda, –ki bu onlar için aynı zamanda bir haktır– onlara buolanağı sağlamayı çok isterdik, diyeceklerdi, ne var ki durumortada, pratik olarak yirmi dört saat sürekli gözetim altındatutulmanın ne demek olduğunu, gazetecilik mesleğini yalnızcaonuruyla yapmış olanlar bilebilir, üstüne üstlük, bütünüylearamızda kalması kaydıyla söyleyelim ki işlerin bu halegelmesinin en büyük sorumlusu ne yazık ki başkenttekiseçmenlerdir, başkası değil, yani taşra seçmenleri değil, böyleolmakla birlikte, tüm ricalarımıza karşılık hükümet bize, biribaşkent için sansürlü, öteki taşra için sansürsüz olmak üzere ikiayrı baskı yapma iznini vermiyor; daha dün içişleribakanlığından üst düzey bir memur bize, sansür doğruanlaşıldığında güneş gibidir, açtığında herkes için açar, diyordu,bu açıklama bizim için bir yenilik değil, dünya böyle, biz bunuzaten biliyorduk, ne var ki günahkârların günahının bedelini her

    Görmek Jose Saramago

    47

  • zaman masumlar öder. Biçimle ve özle ilgili tüm bu önlemlerekarşılık, okurların gazetelere ilgisinin çok azaldığı kısa süredekesin olarak ortaya çıktı. Bazı gazeteler, bu durumu ortadankaldırıp okurların ilgisini yeniden kazanmak gibi anlaşılır birgerekçeyle sayfalarına, yeni cennet bahçeleri içinde poz verençıplak kadın ve erkek bedenleri serpiştirerek düşen gazetesatışlarını canlandırabileceklerini düşündüler; bunlar, o kişileribirlikte, ayrı ayrı, tek başına ya da toplu halde, hareketsiz ya datam etkinlik içinde gösteren fotoğraflardı, ne var ki renk vedesen farklılıklarının çok az olduğu, uyarıcı etkisini fazlasıylayitirmiş, libidonun sömürülmesi konusunda çok uzunzamandan beri çok sıradan olduğu kabul edilegelmiş şipşakfotoğraf tarzı bu imgeler karşısında sabrı tükenmiş okurlar,yabancılaşma, ilgisizlik, hatta iğrenme duyguları içinde tirajlarıve satışları altüst etmeyi sürdürdü. Üstelik, temizliği kuşkuluözel yaşamların, rezaletlerin ve her türlü iğrençliğin sergilenerekkamunun sahip olduğu erdemin kişisel kusurları örtmesininsağlanmasının, özel kusurların “bayram dönmedolabı”nın dakamunun erdemi gibi yutturulmasının –ki bu davranışlar yakınzamanlara kadar kendilerine seyirci bulduğu gibi, odönmedolaba binip birkaç tur atmaya hevesli olanları dakendine çekiyordu– kaçınılmaz olarak tepe taklak olan günlükekonomik etkinlikler bilançosu üzerinde hiçbir olumlu etkisiolamazdı. Başkent halkının çoğu, yaşamını, zevklerini ve yaşamtarzını değiştirmeye gerçekten karar vermiş gibi görünüyordu.En büyük yanılgıları, bundan böyle daha iyi farkına varacağımızgibi, sandığa boş oy atmış olmalarıydı. Büyük bir temizlikistemişlerdi ya, işte şimdi temizlik nedir göreceklerdi.Hükümetin, özellikle de içişleri bakanının kesin kararı buydu.Devlet servislerinde, kimi gizli, kimi de kitlelerin içinesezdirmeden sızmakla görevli kuruluşlarda çalışan ajanlarınseçimi hızlı ve etkili biçimde gerçekleştirilmişti. Seçilmiş bu

    Görmek Jose Saramago

    48

  • kadın ve erkek ajanların örnek vatandaş olduklarınıkanıtlayacaklarına ve iktidardaki partiye oy verdiklerine yeminettikten, ayrıca önlerine konan bir belgeye, halkın önemli birkesimine bulaşmış olan bu manevi vebaya karşı tüm güçleriylesavaşacakları konusunda yemin ederek imza attıktan sonragerçekleştirdikleri ilk etkinlik, seçimin ikinci turundamuhbirlerin oy kuyruklarının arasına sızıp onları dinlemek içinvideo kameralar ve mikrofonlarla, donanımlı arabalarlakuyruklar boyunca volta atarak topladığı dağ gibi malzemeninincelenmesi oldu; bu arada, bu bilgiyi âdet olduğu üzere, kötüolan her şey, yalnızca okul öğrencileri gibi kırk kişilik bir grupoluşturan ve geliştirilmiş elektronik aygıtların saptadığı,tanımladığı ve yorumladığı verilerle yönlendirilen insanlarınbaşının altından çıktı denmesini engellemek için verdiğimizi denot edelim. Bilginin derinliklerini hedef alan bu araştırmaeylemiyle işe başlamakla, ajanlara, heyecanla ve koku almışçoban köpeği gibi doğrudan eyleme ve alan çalışmasınageçmeden önce, kapalı kapılar ardında doğrudan araştırmayapma olanağını veren bir üs sağlanmış oluyordu ki, biz okurasayfalar önce bunun kısa ve aydınlatıcı bir örneğini vermeolanağını bulmuştuk. Bunlar aşağıda örneklerini sıralayacağımızbasit, sıradan tümcelerdi: Ben genellikle oy kullanmam amabugün içimden bir ses gelmemi söyledi, Bir işe yarar umarım, Sutestisi su yolunda kırılır, Ben önceki oylamaya da katıldım amasaat akşamın dördüne kadar evden çıkamadım, Oy pusulasınınpiyangodan farkı yok, genellikle amorti bile kazanamazsınız amayine de ısrar etmek gerekir, Umut tuz gibidir, insanı doyurmazama ekmeğe tat verir. Bu tümceler ve bunlara benzer, bunlarkadar sıradan, bunlar kadar yansız, bunlar kadar masum, hiçbirsuç öğesi taşımayan binlerce tümce saatler boyunca son hecesinevarıncaya kadar mıncıklandı, didiklendi, tersyüz edildi,soruların tokmağıyla havanda dövüldü, Hangi testi söz konusu,

    Görmek Jose Saramago

    49

  • açıklayın bana, Testi neden ev yolunda kırılmıyor da su yolundakırılıyor, Madem oy kullanma alışkanlığınız yoktu, bu kez nedenkullandınız, Umut tuz gibiyse, tuzun da umut gibi olması için neyapmak gerektiğini düşünürsünüz, Umut yeşil renkle temsiledilirken tuzun beyaz olmasını, yani aradaki bu renk farkınınasıl açıklarsınız, Bir oy pusulasının bir piyango biletiyle aynışey olduğuna gerçekten inanıyor musunuz –ve yeni baştan–,Hangi testiden bahsediyorsunuz, Su yoluna, susadığınız için mi,yoksa orada biriyle buluşmak için mi gittiniz, Testi tam olarakneyi simgeliyor, Yemeğinize tuz ektiğinizde ona umut dakattığınızı düşünüyor musunuz, Sırtınızda neden beyaz birgömlek var, Peki söz konusu olan hangi testiydi, gerçek bir testimi yoksa sanal bir testi mi, Ne renkti, siyah mı, kırmızı mı,Yüzeyi düz müydü, yoksa üzerinde kabartma desenler mi vardı,Çamuruna kuvars taneleri karışmış mıydı, Kuvarsın neolduğunu biliyor musunuz, Piyangodan hiç para kazandınız mı,İlk oylamada, yağmur iki saat önce kesilmiş olduğu halde, oykullanmak için neden saat dörde kadar beklediniz, Bu resimdeyanınızda görülen kadın kim, Sizi böyle kahkahayla güldüren şeyne, Oy verme gibi önemli bir işlemin biraz daha ağırbaşlılık,ciddiyet, kısacası sorumluluğunun bilincinde olan tümseçmenlerin daha durmuş oturmuş bir hava içindedavranmasını gerektiren bir eylem olduğunu düşünmüyormusunuz, yoksa demokrasinin insanda gülme isteği uyandıranbir şey olduğunu mu düşünüyorsunuz, Ya da belki demokrasinininsanda ağlama isteği uyandırdığını düşünüyorsunuz, Gülmeisteği mi, ağlama isteği mi, ne dersiniz, Bana yine testiden sözedin, kırılan testiyi yapıştırmayı neden düşünmediniz, söyleyinbana, bu işler için üretilmiş özel yapışkanlar var, Yanıt vermektegösterdiğiniz bu duraksama sizin de kırık bir testi olduğunuzanlamına mı geliyor, Öyle mi, değil mi, İçinde yaşadığınız çağıseviyor musunuz yoksa başka bir çağda yaşamayı mı yeğlerdiniz,

    Görmek Jose Saramago

    50

  • Tuza ve umuda geri dönelim, insan yemeyi düşündüğü şeyiyenmez hale getirmemek için ne miktarda tuz kullanmalı,Kendinizi yorgun mu hissediyorsunuz, Evinize mi dönmekistiyorsunuz, Bu kadar aceleci olmayın, acelecilik çok kötü birkılavuzdur, insan ne yanıt vermesi gerektiğini düşünemez vebunun sonucunda ortaya çıkacak durumlar be