· web viewmetal gravÜr sanatina yenİ yaklaŞim sÜreÇlerİ Özet metal gravür sanatına yeni...
TRANSCRIPT
METAL GRAVÜR SANATINA YENİ YAKLAŞIM SÜREÇLERİ
ÖZET
Metal Gravür Sanatına Yeni Yaklaşım süreçleri, Konulu bildirinin yazılma amacı,
Metal Gravür Sanatı’nda çalışmak isteyen sanatçılara Non-Toxıc Metal gravür hakkında
bilgi vererek bir ışık tutmaktır. Geleneksel metal gravür yüzyıllardır, çoğaltılabilirlik
gibi özelliklerinin dışında, kendisine yeni mecralar aramaya başlaması, günümüzde
sınırlarını epeyce genişletmesine neden olmuştur. 20. yüzyılın ilk yarısından itibaren,
Metal Gravür bir anlatım biçimi olarak, teknik farklılıklarıyla özgünlük açısından tercih
edilmiş. Günümüze kadar oldukça gelişim göstermiştir. Şüphesiz ki çok fazla tekniğin
olması hem sanatçılar tarafından tercih edilme sebebi olmuş, hem de nesilden nesil e
aktarımı kolaylaşmıştır.
1970 ‘den sonra geleneksel metal gravür tekniklerinde yeni arayışları görmekteyiz. İşte
bu bağlamda Non –Toxic metal gravürün ortaya çıkış nedenleri ve sonuçları
anlatılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Metal Gravür, Baskı, Non-Toxıc, Toxıc
NEW APPROACHES TO THE ART OF METAL ENGRAVING
ABSTRACT
The New Approach to Metal Engraving Processes, the purpose of writing the Theme is to
give a glimpse of the artist's Non-Toxic Metal engraving that wants to work in Metal Engraving
Art. Traditional metal engraving has for centuries begun to search for new circles, apart from
features such as reproducibility, has caused its boundaries to expand considerably nowadays. As of
the first half of the 20th century, Metal Gravure was preferred as a narrative form, with originality
in terms of technical differences. It has developed quite as much as the sun. Undoubtedly, the fact
that you have a lot of technique has been the reason for being preferred by the artists, and it has
become easy to transfer it from generation to generation.
After 1970, we are seeing new quests in traditional metal engraving techniques. In this
context, the reasons of non-toxic metal gravure emergence and its results are explained.
Keywords: Intaglio, non-toxıc, metal engraving
1900’dan 1970’e
20.yy.’ın başlarında Ambroise Vollard, Daniel-Henry Kahnweiler ve Albert
Skira gibi hevesli ve girişimci baskı yayıncıları usta oymacılar; Paul haesen, Georges
Leblanc, Auguste Delatre, Roger Lacouriere ve Jacques Villon’la ( Marcel Duchamp ın
üvey kardeşi ve Kubist grubunun kurucu üyesi) birlikte Fransa’da en iyi ressam ve
heykeltraşları gravür yapma konusunda yüreklendirip desteklediler. Baskı projelerinin
ve kitaplarının çoğu finansal açıdan başarısızdı. Bıraktıkları eserler şuanda tarihi değer
taşımakta.
Resim. 1
(Rebecca Mayo (Avusturalya), Dreaming across the Atlantic (Atlantik boyunca hayal kurmak), mavi baskı ve su bazlı
baskı, 66 x 72.5 cm ( 26 x 28½),
Bonnard, Marc Chagall, Degas, Raoul Dufy, Pablo Picasso ve George Rouault
gibi sanatçılar Vollard ile ilişkililerdi. Vollard, Rouault’u oyma yapmaya ikna etmiştir,
‘Miserere et Guerre’ ( Acı ve Savaş). Bu güçlü ve cesur tasvirleri yapmak 9 yıl aldı.
1927’de tamamlandı. Fotorezist kaplı bir plakaya guaj boya yaparak başlamıştır. (Bir
pozitifle yapılmıştır, muhtemelen kağıdı yağlayarak). Otografik resim oyulduktan sonra,
Rouault çalışmasına sokma, leke baskı, kuru uçlu çizgiler, rulet ve kazıma ile devam
etmiştir.
Kahnweiler bir galeri açmış, Picasso dahil genç sanatçıların eserlerini
sergilemiştir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bile şair ve baskı resimcileri bir araya
getirmeye devam etmiştir. Bunlara Fernand Leger, Juan Gris, Georges Braque, Maurice
de Vlaminck, Andre Derain ve Andre Masson da dahildir.
Henri Matisse, Skira ile birlikte gravür yapmıştır. Diğer stüdyolar ise Joan
Miro’nın ilk eserini 1933 ve Salvador Dali’nin ilk eserini 1934’te yayınlamıştır.
Almanya’da ekspresyonist grup Die Brücke, the Bauhaus ve diğer gravür stüdyoları,
Corinth, Franz Marc, Ernst Ludwig Kirchner, Erich Heckel, Kleei, Max Beckmann,
Emil Nolde, Oskar Kokoschka, Kathe Kollwitz, George Grosz ve Kurt Schwitters’ın
eserlerini yayınlamıştır. Bu cesur baskıların bir çoğu kuru uçtu.
Norveç, 1925’de, Kirchner’in altında çalışmış olan, heykeltraş ve baskı resimci
Rolf Nesch, ilk defa ‘metal baskılar’ ( metal prints)ını yaptı. Dokulu bir plakanın
üstünde tel örgüler, metalden kaynaklı parçalar ve diğer elementlerden yapılmış,
plakaya tel örügyle diktiği çeşitli obje ve şekilleri topladı. Görüntü yaratma aracı olarak
plakalara delikler açarak bunu moda haline getiren ilk baskı resimciydi. Çizgi ve doku
elde etmek için plakayı oyar ve çekiçlerdi. Kendine ait renkli mürekkep yapmış ve
çeşitli seserlerinde kullanmıştır. Rolf Nesch’in yöntemleri şimdilerde kolografinin
öncüleri olarak kabul edilir.
Boris Margo, 1931’de ‘cellocut’ı icat etmiştir. Plakanın dayanıklılığını
güçlendirerek yöntemini geliştirmeye devam etmiştir. Metal, sıkıştırılmış tahta veya
karton üzerine dökülebilecek bir sıvı elde etmek için aseton ayrıştırmıştır. Böylelikle,
plakayı prese koymadan önce plaka; kumaş, iplik, diğer materyaller ve düz objelerle
yumuşak bir şekilde kaplanabilir. O zamana kadar selüloid sertleşir ve plaka; baskı,
mürekkepli intaglio, renkli ağda baskı veya kabartma için kullanılabilir hale gelir.
1930’lar da İngliz oymacı ve gravürcü Stanley William Hayter, Paris’te Atölye
17’yi kurdu ve oymacılığa dışavurumcu bir sanat olarak tekrar ilgiyi arttırdı. Yeni baskı
yöntemleri icat edildi, Krishna Reddy’ nin bulduğu renkli ağdalı baskı ve sıva içine
baskı bunlara örnektir. İkinci Dünya Savaşı’nda atölye New York’a taşındı. Fakat pek
bir başarı elde edemedi ve 1950’de Paris’e geri döndü.
Amerikan Grafik Sanatçıları Derneği (Society of American Graphic Artists)’nin
kökeni 1915’e dayanır. Ortak basım projeleri fikri Birleşik Devletlerde olan Avrupa
modeline dayanır. John Sloan, Hopper, Georgia O’Keeffe ve dışavurumcu John Marin
tarafından önemli oymalar yapılmıştır. 1930’ların buhranı sırasında hükümet, birçok
şehirde ortak basımevleri kuran WPA (Works Progress Administration)’ yı finanse
etmiştir. Baskı resim bölümleri, Amerikan üniversiteleri ve sanat okullarında yer
almıştır. Basımevleri yayıncılar, Philip Guston, Milton Avery, Willem De Kooning,
Jackson Pollock, Claes Oldenburg, Josef Albers, Jim Dine, Sol LeWitt, Jasper Johns,
Chuck Close, Louise Bourgeois, Robert Rauschenberg, John Cage gibi birçok sanatçı ile
zengin ve yenilikçi bir çok işe imza atmıştır.
Hayter’dan etkilenen iki oymacı, önemli üniversite atölye ugulamalarına dahil
olmuştur. Bunlardan ilki: Mauricio Lasansky, 1945’te Iowa Üniversitesi’nde intaglio
stüdyosu kurmuştur. Diğeri: Gabor Peterdi, 1952’de Yale Üniversitesi’nin grafik
atölyesinin başına geçmiştir. Sonraki yıl Peterdi intaglio çalışmalarında; sentetik kauçuk
dökümler, renk dengeleyicileri ve kesilmiş plakalar kullanmaya başladı. Aynı zamanda
tek bir plaka üzerinde, biri eksiltici diğeri çoğaltıcı olmak üzere, iki karşıt çalışma
konsepti ile çalışmaya ilgi duydu. Peterdi’nin çoğaltıcı yöntemleri, oyulmuş metal ve
karton plakalara çeşitli platikler ve yapıştırıcılar (kolagrafik maddeler) ekleyerek
olmaktadır.
Aynı dönemlerde Rolan Ginzel, vernikle yapıp işaret bırakmak için kestiği
karton plakaları yaptı. Islak cila üzerine zımpara tozu serpti. Bu kurumaya bırakılırdı ve
plaka mürekkeplendiğinde pigment zımbara parçaları arasında durarak leke baskıdakine
yakın bir ton elde edilirdi.
Washington Üniversitesi’nde bir öğretmen olan Glen Alps, cilaladığı sunta
parçalarından plakalar yaptı. Plakanın üzerine üzerine kömürle ilk taslağı yapıp
sonrasında resimi temiz bir şekilde çıkarmak için vernik, Liquitex, akrilik, tutkallı alçı,
macun, plastik tahta, modelleme macunu, araba dolgusu ve Elmer’ın tutkalını kullandı.
Bu maddeleri; odun keseri, açacak, ceviz kabuğu, talaş, sicim, fırça kılları, kumaş ve
dokulu kağıtları koruması için kullanır. Maddeleri kumlayarak ve katmanları yaparak
dayanıklı hale getirdiği plaka üzerinde çalışmaya devam ederdi. Kabartılmış plaka alınır,
ve plaka mürekkeplenirdi. Farklı materyaller mürekkebi farklı miktarlarda tutar bu da
ton çeşitliliğini sağlardı. 1956’da Alps bu plaka yapım tekniğine ‘collography’ ismini
veridi. 1957’de Collagraph No.12 yi Brooklyn Ulusal Baskı Sergisi’nde sergilerdi.
1960’larda John Rose ve Clare Romano, akrilik tutkallı alçı, kumaş ve kum
eklediği kesilmiş kartonlardan plaka yapmıştır. On yıl sonra, Tim Ross ile birlikte The
Complete Printmaker adlı kitapta nasıl kolograf yapılacağını anlattılar. Bu ilham verici
çalışma kolografi hakkında tüm dünyaya bilgi yaymıştır.
Ton yaratmak için kum veya korindon yapıştırılan kolografik yöntem, bazen Dox
Trash ve Henri Goetz tarafından icat edilen farklı korindon yöntemleriyle
karıştırılabiliyordu. Thrash yönteminde dokulu, mürekkep tutan bir bölge yaratmak için
yönteminde bakır plakayı aşındıran korindonu kullanıyordu. Bakır klişede olduğu gibi,
beyaz veya soluk tonlar yaklamak için cila kullanılıyordu. Bu çalışma yöntemi,
Thrash’in Charlot adlı portresinde açıkça görülebilir.
1968’de Goetz, Maeght’te Miro’nun önsözüyle yayınlanan ‘La Gravure au
Carborundum’ (Korindon Gravürü) isimli makalede kendi korindon yöntemini
anlatmıştır. Duralimin kaplı plaka üzerine resimin nasıl yağ veya arkilikle boyandığını
anlatıyor. Bu maddelere korindum ekleniyor veya resim üzerine serpiliyordu. Arta
kalan korindum plakadan silkeleniyordu. Plaka sonrasında paslanmaz çelikle birlikte
presten geçiyordu. Korindon parçaları, duralimin kaplamanın içinden geçerek metali
açıkta bırakmak zorunda kalıyordu. Katmanda çizgiler çizmek için oyma malzemeleri
kullanılabilirdi. Plaka hidroklorik asidin içinde oyuluyordu. (duralimin katmanı, direnç
görevi görüyordu). Ortaya çıkan baskılar zengin özelliklere shaip oluyordu. Goetz
birçok kişinin yanı sıra, Miro, Max Papart, Antoni Clave ve James Coignard’a bu
yöntemi öğretmiştir.
1950’ler ve 1960’larda Andy Warhol, James Rosenquist, Rauschenberg, Johns
and Edward Ruscha gibi sanatçılar fotoğrafik elementleri ortak biçimde eserlerinde
kullanma kararı aldılar. Foto pozitifleri yaratmak için aşama kamerası ile birlikte lith
film ( ışığa duyarlı, saydam bir alt katman) kullanılabilirdi. Litograf ve serigraftaki foto
yöntemleri bunları yapmalarını sağladı. KPR (Kodak Foto Direnci, ticari amaçlı
tasarlanmıştır) 1953’te piyasaya sürüldü. Kısa sürede sanatçılar tarafından foto
oymalarda kullanılmaya başlandı.Bu yeni direnç, foto gravür aşamalarını
kolaylaştırdı.Ürün başlangıçta, reçineli film ile yapılan sinnamikteki fotodimerizasyona
ve türevlerine dayanmaktaydı. Sıvı direnç, inceltici, boya, geliştirici ve güçlü bir
çıkarıcıya ihtiyaç duyuyordu, hepsi de zehirli maddelerdi.(Robert ,A. and Carol, R 2010 sf 32-51)
Metal Gravür Sanatı ve Daha Güvenli Çalışma Yöntemlerine Geçiş
1970’de KPR sıvı dirençinin yerini, güvenli ve daha düzgün devre kartı üretimi
için tasarlanmış DuPont’un kuru film kuru direncine bırakmıştır. Ancak, 1990’lara kadar
sanatçılar, Riston, Photec, Imag On ve Puretch gibi kuru fotodirençlerini, foto-gravür ve
kolografileri için kullanmaya başlamamıştı.
1972’de , Kuzey Amerika’da Dan Welden, Toyobo gibi firmalar tarafında ticari
amaçla yapılan ışığa hassas fleksografik baskı plakalarıyla başarılı ve dayanıklı baskılar
yapabileceğini keşfetti. Plakalar su ile geliştirildi. Welden koyduğu ‘Solar Plate’
ismiyle satışa sunudu. Danimarka’da Eli Ponsaing benzer keşifler yaptı, bunları
1989’da yayınladı. Yöntemi ‘photopolymer gravure’ ( fotopolimer gravür) ismiyle
anlattı . Avrupalı sanatcıları etkiledi.
Fleksografik plakalar ve oyulmamış kuru foto dirençlerle yapılan baskılar
fotopolimer gravürler, fleksograflar, fotogravürler, solar baskılar, oyulmamış baskılar,
ve intaglionun çeşitleri olarak kategorize edildiler. Tüm bu çalışma şekillerinde olan
ışığa duyarlı film katmanı yapıştırılmış plaka kullanımı, fotokolografi olarak tanımlanır
ve kolograf yöntemi ailesinden sayılır.
Resim. 2
Rossana Martinez (ABD), Temple of the Sun ( Güneş Tapınağı), kolograf, el yapımı kağıt ve iplik, 180 x 231 cm ( 71x
91 in.), 1996,
Zengin dokusu olan plakalar yaratmak için çeşitli kolograf teknikleri kullanıldı.
Martinez çeşitli mürekkepleme teknikleri kullandı. Renklendirilmiş el yapımı kağıt
üzerine baskı yaptı. Sonrasın da baskı kırpıldı. Bir kısmı guaj ile boyandı.
Resim. 3
Mark Zaffron (ABD), 2 Neighbors ( 2 Komşu), fotokolograf, 40.7 x 25.4 cm ( 16 x 10 in.), 2000.
Bu tip önceden hazırlanmış ışığa duyarlı, film kaplı plaka bir pozitif ile yakın
temas halinde konulur. Böylece güneş ışığına veya ultraviyole ışınlara maruz kalır. Su
içinde geliştirilirdi. Bir yarı ton görüntü ton gerekli ise plakaya maruz kalır. Kuru
geliştirilmiş plaka sonrasında dayanıklı veya intaglio şekilde mürekkeplenip basılabilir.
Bazı sanatçılar, kuru uç, kesim veya kumlama gibi alt katman yöntemleri veya
mürekkep tutan bölümü boyama çoğaltıcı yöntemleri kullanarak film kaplı plakalar
üzerinde çalışdı.
1970’lerin sonlarında baskı resimciler, fotokopi makinası kullanarak
fotopozitifler yapabileceklerinin farkına vardılar. İnce yapraklı saydam asetat ve PVC
fotografik pozitifler yapmak için ve fotografik maddeler veya kolajlar yapmak için de
kullandılar. Sonraki on yılda, Adobe Photoshop gibi resim üzerinde oynamalar
yabılabilecek programlar, ev bilgisayarları geniş bir kitlede oluşturdu. Dijital olarak
yapılan resimler saydam film üzerine çıkardılar. Foto pozitifi alarak kullanabildiler. Bu
yeni yaklaşımın en erken örneği Joseph Albers’in 1969’da Gemini Graphics Editions
Ltd. ‘de yaptığı ‘Embossed Linear Constructions’ ( Kabartılı Doğrusal Yapılar)
projesidir. Albers ve usta baskıcı Kenneth Tyler, Albers’in mürekkep çizimlerini dijital
kasetlere çevirmesi için bir mühendislik yazılımcısını işe almıştır. Bu dijital öğretiler,
otomatik oyma öğütücülerinin metal plakaları kesmesini yönetmek için kullanılmıştır.
Kabartma baskılar bu şekillendirilmiş plakalardan, hidrolik şekillendirici makinası ile
yapıldı.
Resim.4
Joseph Albers
‘Embossed Linear Constructions’
1980’lerde, geleneksel intaglio materyallerine çalışma yöntemlerine bağlı olan
sağlık ve güvenlik sorunları hakkında bilgilere ulaşabilirlik oldukça artmıştı. Kullanılan
çoğu madde kullanıcılara ve çevreye zehirli olarak gösterilmiştir. Bu kişisel çalışan
sanatçılar, eğitim kurumları, güzel sanatlar baskı stüdyoları için kötü sonuçlar
doğurmuştu. Bu olay büyük değişime neden olmuştu.
1991’de, Kanada’da çalışan, Nik Semenoff, sanatçıları, intaglio plakalar yapmak
için daha güvenli bir yöntem olan elektro oyma yöntemini kullanmaya çağırmıştır. Aynı
zamanda, tuz ( sodyum klorid) ve sodyum bisülfat eklenmiş, bakır sülfat tabanlı, çeşitli
miktarlarda bir çok renk sabitleyecinin kullanımını anlatmıştır. Tarifte, tuzun miktarının
artırılması sonucu oymanın daha aktif ve aşındırıcı olacağına dikkat çekmiştir.
Semenoff’un asıl ilgi alanı, alüminyumu , öğrenciler ve sanatçıların kullanması için ucuz
bir metalmiş gibi, başarılı bir şekilde oymaktı.
1993-1994’de, Kuzey Amerika’da bir baskıcı ve öğretmen olan Mark Zaffron ilk
defa, DuPont’un kuru filmi, foto direnci Riston’u güzel sanat foto oyması yapmak için
kullanmıştır. Zaffron, filmi Keith Howard ve diğer baskıcılara asit direnci olarak
tanıtmıştır. Birkaç üretici şimdilerde, lamine ve geliştirme makineleri gibi çeşitli kuru
foto direnci üretiyorlar.
Kanada’da çalışan Howard, plakanın üzerindeki gelişmiş filmin
mürekkeplenebileceğini ve hiçbir oyma işlemine gerek kalmayacağını keşfetmişti. Bu
yönteme ‘non-etch intaglio-type’ ( oyma olmaya intaglio tipi) ismini vermişti. Bu
yöntem ( laminasyon dışında), Dan Welden’in solar plaka tekniğine benzemektedir.
Aynı dönemlerde sanatçılar, asit direnci olarak kullanılabilecek zehirli ve yanıcı
olmayan ve leke baskı ve eritici maddeleri yerine geçebilecek materyaller arıyorlardı.
Evdeki arkilik zemin cilalarının plakalarda kurutularak kullanılabileceğini
keşfetmişlerdi. Graphic Chemical & Ink Company suda eriyen blok baskı mürekkebi
bakır plakalar üzerinde yumuşak zemin veya sert zemin yerine kullanılıyordu. Howard,
Speedball serigraf dolgusunun, bakırı durdurabilecek bir asit direnci olarak
kullanılabileceğini aynı zamanda güçlü bir sprey makinesi ile leke baskı yapmak için
püskürtülebileceğini keşfetti. Plaka üzerindeki su katılmış dolgu kurutulabilir ve sulu
boya veya litograf efektlerini anımsatan alışılmamış boya izleri bırakabildi.
Zaffron ve Howard, ferric kloridin, nitrik asit, hidrolik asit ve Dutch renk
sabitleyicileri yerine kullanılmasını önerdi. Birçok stüdyo bu öneriyi takip etti. Aynı
zamanda renk sabitleyiciyi tutması için dikey depo kullanılmasını savundular. Bu oyma
yötemi tortunun plakanın yüzeyine düşmesini sağlar ve devrem kartı yapımında
kullanılan oyma sistemine benzerdi. İlk başta, baskıcılar, yeni dirençleri; potasyum
hidroksit, yakıcı soda veya suyun içinde %50 amonyak karışımıyla çıkarmayı önererek
bu teknikleri kullanmaya başlamışlardı. Sonrasında bu tehlikeli kimyasalların yerine
daha güvenli alternatif suda çözücü haline gelen sodyum karbonat ( hafif alkalik)
kullanıldı. Sebze yağları (ispirto ve terebentin yerine) geleneksel intaglio mürekkeplerini
çıkarmak için kullanıldı.
1995’te Zaffron, daha güvenli intaglio baskıları yapmak için tüm metaller
üzerinde kullanılabilen Z*Arkilik ürünlerini tanıttı. Bu uyumlu asite dayanıklı
materyaller sistemi güvenli olarak tanıtılmıştı. Dirençler, suda çözelti haline gelen
sodyum karbonat ile duman çıkmadan plakadan sökülebilinir. Aynı zamanda Zaffron
dikey oyma depoları, tescilli cihazlar ve diğer intaglio ekipmanları geliştirmiştir.
Howard, DuPont, Golden Paints ve Badger Airbrush Company gibi üretim şirketleriyle
ortaklıklar kurmuştu. Aynı zamanda, taşınabilir UV unitesi, oyma presi, koruyucu ve
leke baskı nokta ekranları gibi ürünlerin üretiminde yer almıştır.
1996’da Hollanda’da Ad Stijnman, bitki özlü temizleme maddesi (VCA)
kullanımı fikrini yayınladı, bu yöntemle oyma stüdyolarında yaşanan zehirli gaz
sorununun çoğu çözülebilirdi. VCA, sebze yağından ve alkolden oluşan kimyasal
maddeler – yağlı asit esterleri- içerir. VCA ler nerdeyse uçuçu olmayan maddelerdir.
Yine de deri temasına önlem olarak eldiven takılır. Endüstriyel temizleyici olarak VCA
beyaz ispirtonun yerine geçiyordu. Avisol VCA, Bio-solv, Rapid Wash E-404 Vegeol
gibi markalar ortaya çıktı. Bazı sanatçılar, oyma atölyelerinde geleneksel zeminleri, leke
baskıları temizlemek için VCA kullanmaya başladı. Ancak, VCA kullanımı asit
dirençlerinde yanıcı ve zehirli içeren kullanma sorununu çözemedi. Geleneksel direnç
ekleme yöntemleri zehirli gaz salıyor ve dumanın tahliyesini yapmak zorunda
bırakıyordu. (Robert ,A. and Carol, R 2010 sf 12-22)
1997’de Friedhard Kiekeben, İskoçya’daki Edinburgh Basım Evinde geliştirdiği
renk sabitleyici, Edinburgh Renk Sabitleyicisi hakkında bir makale yayınlamıştır. Bu
Renk sabitleyicisi azıcık sitrik asit ilavesiyle birlikte ferrik klorid içeriyordu.
Karışımdaki ferrik kloride eklenen sitrik, geleneksel olarak eklenen hidrolik asit gibi
tepkime gösterir, tortu oluşumunu engelleyerek bakır plakaların dikey banyolarda yüz
üstü oyulmalarını sağlar, ama sitrik asit hidrolik asitten daha güvenli bir seçimdir.
2003’te Kiekeben, çinko ve çelik plakalr için hazırladığı iki yeni renk sabitleyici
hakkında bilgi yayınlamıştı. Çelik renk sabitleyicisi olan tuzlu ferrik sabitleyicisi, azıcık
tuz (sodyum klorid) eklenmiş ferrik kloridle yapılmaktadır. Çinko renk sabitleyicisi olan
tuzlu sülfat sabitleyicisi, bir litre suda eritmek şartıyla neredeyse eşit derecede bakır
sülfat ve tuz ( 75 grm bakır sülfat + 50 – 75 gram sodyum klorid) içermektedir.
Alüminyum için 70 gr bakır sülfat + 140 gr sodyum klorid içeren tuzlu sülfat
sabitleyicisi önermiştir.
1998’de Fransa’da olan Cedric Green, Galv-Oyma ( eloktrolitik oyma metodu)
yöntemlerini yayınlamıştır. Sonrasın, çinko, çelik ve alüminyumda kullanılabilecek
kendi renk sabitleyicisi Bordeaux Sabitleyicisini geliştirmiştir. Çinkoyu, konsantre
bakır sülfat (1 litre suya 250 gr) ta oymayı önermiştir. Çelik ve alüminyumu, tuzla
karıştırılmış ve eşit miktarda koyulmuş bakır sülfatta ( bir litre suya 250 gr bakır sülfat +
250 gr tuz).
Green aynı zamanda VCA ile birlikte kullanılabilecek bir direnç sistemi
geliştirdi. Leke baskı yerine keten tohumu yağı bazlı mürekkebi sert veya yumuşak
zemin olarak ve tonal efekt yaratmak ( ‘fraktallar’ halinde) için kullanırdı. Bu
dirençlerin VCA veya etanol (%95 etil alkol) ile temizlenmesini öneriyordu. Baskı
sanatcılarının bu materyallerle temizlenmesini önerirdi.
Resim.5
Robert Adam, Thames, gravür, 56 x 76 cm ( 22 x 30 in), 1986.
Şekerli resimi tutan plaka bir asist direnci ile kaplıydı. Sonrasında görüntü çözüp
kaldırmak için su kullanıldı. Açıkta kalan metale leke baskı yapıldı. sonrasında Plaka
oyuldu.
Resim.6
Werner Schmidt ( Almanya/ İsviçre), Rosy, 41.5 x 24 cm ( 16/8 x 9½ in.),
1987’deki yazarlar, Robert Adam ve Carol Robertson, zehirli KPR dan kaçmanın
yollarını arıyorlardı. Oyma plakası üzerine, pozitif bir görüntüyü serigraflayarak yapılan
bir foto gravür yöntemi geliştirdiler. Baskılanan şeker katmanlı resim sonrasında
dirençle kaplandı. Sonrasında ‘kaldırıldı’. Aynı zamanda oldukça bilinen, oyma plakası (
Bu görüntü negatif haldedir) üzerine çözücü bazlı direnç eklenerek yapılan serigraf
tekniğini kullanmışlardır. 1990’da, su bazlı arkilik serigraf karışımlarının oyma plakaları
üzerine basılabileceğini ve etkili asit direnci olarak kullanabileceklerini farkettiler.
Adam’ın yönetici olduğu ve Robertson’ın atölyesinde çalıştığı Edinburgh Printmakers
Workshop’ta ne zaman foto gravür e ihtiyaç duyulsa bu arkilik serigraflanmış direnç
kullanılırdı. 1994’te Adam ve Robertson, çalışanları Alfons Bytautas ve Rebecca Mayo
gibi atölye sanatçılarıyla birlikte oyma departmanındaki Howard’ın ‘zehirsiz’ sisteminin
değişimden sorumluydu. Atölyeyi, bu teknikleri kullanan ilk büyük halka açık ve yayım
stüdyosu haline getirmişlerdir.
‘Zehirsiz baskılama’ terimi yerini ‘ akrilik-dirençli gravür’ (ARE: Acrylic-Resist
Etching) e bırakmıştı .Çünkü ferrik klorid gibi maddeleri zehirsiz olarak tanıtması
yanıltıcı olarak düşünüldü. Ortaya çıkan ana yeniliklerde artık çözücü bazlı asit dirençli
maddeler yerine akrilik veya fotopolimer asit dirençli maddeler kullanılması
düşünülüyordu. Üstelik asit dirençli maddelerin adlandırılması yüzyıllar boyunca evrim
geçirmişti ve bazı maddeler ( e.g. asfaltum, hasır şapka cilası), bitmiş bir baskının
görünüşü ( leke baskı) ıslak, sulu boya için bir zemin hazırlığı (zemin) veya yöntemin
pratik kullanımı ( e.g. stop- out cila, oyma cilası) gibi birkaç farklı kökeni vardı.
‘Direnç’ teriminin kullanımı ( basılmış devre kartı endüstrisinde dünya çapında
1970’den beri kullanılan standart bir terimdir.) açıkça bu maddelerin niteliklerini
tanımlar, birbirleriyle olan ilişkilerini gösterir. http://www.nontoxicprint.com/etchzincsteelaluminum.htm
Mart 1996’da (EPW Economic Political Weekly )’da, Adam, Bytautas,
Robertson, Karen Guthrie ve Kiekeben tarafından düzenlenen çeşitli ARE kursları
verilmiştir. Bu kurslar, Kopenhag’da Grasfisk Eksperimentarium u kuran Henrik Boegh
ve bu teknikleri Maine Üniversitesi’nde kendi bölümüne tanıtan Susan Groce dahil
birçok baskı resim uzmanı tarafından ilgi gördü.
1998’de Adam ve Robertson Graal Press’i kurdu. Arkilik dirençli gravür, diğer
intaglio yöntemleri ve su bazlı serigraf alanlarında konsantre olan araştırma programları
başlattı. İsviçreli şirket Lascaux ile ortaklık kurdular. Bu ortaklık, tüm çeşitlerde arkilik
dirençleri ve ışığa hassas baskı yöntemleri için pozitiflere işaretler bırakmaya yarayan
bir grup maddenin üretimiyle sonuçlanmıştır.
1990’larda, Kuzey Amerika’da Susan Rostow ve William Jung ilk ticarete açık
su bazlı intaglio mürekkeplerini formule etmişlerdir. Bu mürekkepler şirketleri Rostow
& Jung Water-based Printshop and Inks Inc. Tarafından üretilmiştir. Bu ürünler, Akuva-
intaglio olarak satılmıştır. Sabunlu suyla temizlenebiliyordu. 2003’te, Birleşik Krallık’ta
Caligo Safe Wash oyma mürekkepleri piyasaya sürülmüştü. Bu ürünler durutucu
içermeyen yağ bazlı intaglio mürekkeplerdi. Her çeşit baskı plakasına uygunlardı.
Sabunlu suyla temizlenebiliyordu.
Intaglio yöntemleri her çeşidiyle dünya çapındaki sanatçılar tarafından kullanıldı.
Çerçeve işleri, resimler, kitap kapakları, exlibris plakaları, resim veya heykel alanındaki
maddeler, metin parçaları, seramikler, performanslar, tertibatlarda, duvar yazıları ve
bölgeye özel eserler. Birçok baskı stüdyosu, eğitim kurumu, koleksiyonlar, dernekler,
baskı galerileri ve uzman intaglio yarışmaları vardır. Bunların birkaçı bu işe kendine
adamış durumdadır. Bazı sanatçılar, gravür, bakır klişe ve kolografi gibi uzmanlıklar
seçmiştir. Diğeleri ise intaglio eserlerini genel sanat çalışmalarının bir parçası olarak ve
fikirlerini daha geniş bir kitleye yaymak için yapmışlardır. Plakalar, dirençler ve renk
sabitleyicileri için geleneksel ve yeni maddeler kullanılmaktadır; oyma kağıdı ve folyo,
kumaş ve alçı gibi diğer alt katmanların oyulmasında antik ve modern mürekkep tarifleri
kullanılmaktadır. Yaratıcı olanaklar sınırsızdır. Her bir etki şimdilerde daha sağlıklı,
çevreci ve güvenli bir şekilde yakalanmaktadır.
1990'lardan sonra küresel olgularla birlikte çağdaş sanatın daha çok tartışılmaya
başlandığı süreçtir. Geleneksel metal garvürün değişim yarattığı gözden kaçmamaktadır.
‘Bu değişim daha çok yapıtın kavramsal boyutunu önemseyen, iki boyutlu yüzeyin ve imgenin/ imgelerin kullanım ve
ilişkilendirmelerinden doğan yeni kurgusal yapıların mekanı da dışlamayan bir sunum şekliyle kendisini göstermektedir. Bu
çalışmalarda sıklıkla sanatın önceki birikimlerinden yararlanan ve onu kullanmaktan çekinmeyen; yapıtın düşünsel ve estetik
boyutunu kesinlikle önemseyen; mekanla kurulan ilişkilendirmelerde alışkın olmadığımız yeni deneyimlere tanık olmaktayız. Bu
çalışmalarda belirgin şekilde dikkat çeken şeylerin başında da eski ustalarla rekabet edecek düzeyde bir becerinin ve estetik kaygının
da sergilenmiş olduğudur. Dolayısıyla bu durum, izleyiciyle farklı bir düşünce düzleminde yeni bir ilişki şeklinde kendisini
göstermektedir. Bu anlamda günümüzde baskı resim algısının genişlediğini, farklı malzemelerle diyaloğa açık, resimsel değerlerin ve
becerinin ısrarla korunduğu, yeni bir ilişkisel bağlam üzerinden imgelerin kurgulandığı görülmekte; gerektiğinde alışılmış bir baskı
resmin sınırlarında dolaşmaktansa yeni bir kavramsallık ve görsellik uğruna risk alınabileceğinin ipuçlarını da görmekteyiz.’
(Esmer, H. 2010)
Daha Güvenli Çalişma Yöntemlerine Geçiş
Çelik, bakır, pirinç ve çinko intaglio plakalarında kullanılan geleneksel
metallerdir ve hala kullanılmaktadırlar. Özellikleri ve kesme, doldurma, temizleme,
deokside etme, taneleme veya cilalama gibi ön aşamalar, ilgili risklerle birlikte çok
değişmemiştir. (Robert ,A. and Carol, R sf. 66-80).
Geleneksel olarak, amonyak, hidroklorik asit, mavi ispirto veya esetik asit gibi zehirli
maddeler asit direnci konulmadan önce plakaların yağını almakta kullanılır. Oyma
işleminden önce yapılır. Amonyak suda çözülür ( amonyum hidroksit veya akuva
amonyak), az miktarlarda bile cilde, göze ve ciğerlere eritici hasar verir. İleri derecede
yanıklara sebep olabilir. Dumanı da zehirlidir. Yağ temizleme işlemi yapılırken
havanlandırma sistemi kullanılmalıdır: düzenli olarak maruz kalınırsa kronik hasarlara
yol açar. Eğer amonyak ve deterjan birleşirse ortaya tehlikeli bir kloramin gazı çıkar.
Bakır çok suyu sevmeyen bir metaldir. Amonyak ve üzerinde kireçle yağ alma
işlemi yapmak çok zordur. Geleneksel olarak, hidroklorik asit tuzla ( sodyum klorid)
karıştırılır. Bakır plakalarda yağ çözücü olarak kullanılır. Hidroklorik asit oldukça
tehlikeli ve aşındırıcı bir maddedir. (Robert ,A. and Carol, R. sf. 90-95)
Mavi ispirto zehirli ve oldukça yanıcı bir çözücüdür. Bölgesel tahliye gerektirir. Yerel
kanunlara göre atığından kurtulunmalıdır. Etil alkol ( %95), metil alkol ( %5) ve boya
karışımından oluşur. Narkotik etkisi vardır, baş ağrılarına yol açar, tahriş edicidir. Deri
içine girmesi kolaydır. Metil alkol ( metanol veya odun ispirto) yıkıcı bir şekilde odunun
damıtılmasından elde edilir. Karbon monoksiti hidrojen gazın tepkimesiyle yapılan
sentetik bir yolla elde edilir. Zehirlidir ve ucuz bir alkol olarak mavi ispirtoyla sarhoş
olmaktan uzak durulması sağlanmalıdır. Metil alkol içmek körlük, akıl hastalığı ve
muhtemel ölüme sebep olur. Aynı zamanda oyma öncesinde çizilen mumsu dirençli
bölgedeki çizilen çizgiler üzerinde oluşan yağ geleneksel olarak, asetik asit içeren
%30luk sulu karışımla çıkarılır. Etanoik asit, arı asetik asit ve ‘sirke’, asetik asitin diğer
adlarıdır. Saf asetik asit oldukça aşındırıcıdır. Ciddi yanıklara yol açar. Bununla işlem
yapılırken tam korumalı kıyafet, göz koruması ve düzgün bir nefes filtresi
kullanılmalıdır. The Material Safety Data Sheet, asetik asitin nitrik asit gibi güçlü
oksitleyicilerle bir araya gelmemesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca ev sirkesi de
geleneksel olarak yağ çıkarma ve oksitleme işlemlerinde plaka üzerinde kullanılmıştır.
Daha güvenli bir alternatiftir. Asetik asitin çözülmesi, şarap veya tahıldaki
fermantasyondan üretilmektedir. (Robert ,A. and Carol, R sf. 100).
Non-Toxic Baskı
Geleneksel gravür basma tekniklerinde cıva olduğu, 19. yüzyılın başında,
keşfedildi. Daha güvenli yöntemler geleneksel gravür yapım süreçlerini değiştirmek
için geliştirilmiştir. Gravür yüzyıllardır yapıldığı biçimini değiştirme düşüncesi
Geleneksel çalışan sanatçılar gravür tekniklerinin yok olacağı endişeli ve büyük bir
gelenek kayıbı olacağını düşünüyorlardı. Bu sanatçılar, gravür sektörünü değiştirmenin
olumlu etkisini göz önüne almadan değişiklik hakkında daha fazla endişelendiler. Bugün
hala geleneksel çalışan sanatçılar ve geleneksel teknikler, toksik geleneği ,gravür
tarihinin bir parçası olarak görmektedir. Non-Toxıc teknikler ise, güvenli bir şekilde
çalışması için gerekliliği ile beslenen teknik bir eğitimdir.
Toksik olmayan baskıresim, geleneksel tekniklere göre üstün teknik alternatifleri
sunar. Bu, Macintosh bilgisayar ile eski mekanik daktilonun niteliklerini karşılaştırmaya
benzer. Geleneksel baskı teknikleri muzdarip olumsuz sağlık sonuçları vardır. Güvenli
teknikler, kullanılılırken ,çoğu durumda, daha düşük maliyetler kullanılır. Toksik
olmayan baskıresim malzeme ve sağlık açısından para tasarrufu yaparken sanatçılar,
daha üretken , çok daha kullanıcı dostu olmuştur. Eğitim kurumları, baskıresim içinde
meydana gelen engin değişikliklere kör ve cahil bir şekilde 'değişim' ve ilerlemeyi,
reddetmiştir. Bilgisiz, ihmalkar baskıresim , fakültelerde öğrenciler tarafından uğradığı
olumsuz sağlık etkileri milyonlarca dolar dava edilmiştir.
80'li yılların sonlarında, geleneksel baskı stüdyolarına talepler hızla artmaktaydı.
Keith Howard duman ve solvent buharlarının insan vücutdu üzerinde olumsuz etkileri
varken, bir grafiker ve öğretmen olarak onun yaptığı işi sorgulamasına neden oldu.
Mesleğine yaklaşık on yıl adamıştı. Sağlık açısından baktığında sadece iki alternatifi
vardı; ya geleneksel baskıresim toksinlerine ve korkunç sonuçlarına katlanmak veya
meslekden vazgeçmek.
Bu noktada stüdyo sanat bölümünden, New York Üniversitesi'nde Master
derecesi yapılması kararı alıdı. Geleneksel baskıresim toksik sonuçlarından kaçmak için,
heykel, çizim, fotoğraf ve resim alanlarında Keith lisansüstü çalışmalarını
yoğunlaştırmıştır.
Geleneksel baskıresim den kaçarken Kanada'da bir çizim ve baskı resim
öğretmeni olarak atandı. Keith Howard normal bir geleneksel stüdyoda toksik baskı
tekniklerini öğreten olarak, bir kez daha olumsuz sağlık sonuçları ile karşı karşıya geldi.
Eski baskı teknikleri kullanmak zorunda kaldı.
Bu dönemde tarihsel tifdruck teknikleri araştırmak, ve öğretmek, Keith’nin
işiydi. Kuru iklime sahip olan Kuzey Batı Kanada iklim açısından uygulama yapmak
neredeyse imkansızdı. Keith Howard bu sürecin bir plaka üzerinde gravür tifdruk ve
fotoğraf özelliklerini görüntüleyen ,(1989 yılında) "Howard Süreci" tabanlı jelatin
geliştirilen tifdruk ilk incelemesi başlattı.
"Howard Süreci" Dünyadaki ilk defa böyle kapsamlı bir araştırma süreci oldu.
Keith 1991 yayında sonuçlandırdığı uzun ve karmaşık araştırmayı"Fotoğrafçılar ve
Sanatçılar için Güvenli Photo Etching." Adlı kitabı ile taçlandırdı. Bu sadece daha
güvenli değil aynı zamanda oyma teknikleri yayınlanacak ilk kitap oldu.
1994 yılında bir jelatin esaslı ", Howard işlem" modifiye edilmiş ve bir akrilik
polimer ile baskı plakasının üzerindeki gelişmiş jelatin görseli emdirerek yeni bir yol
keşfetti. Bu "non-etch" aşındırma ilk konsepti doğurdu."Non-aşındırma" bir bord plakası
gravür olmadan görüntülenmiş ve akrilik ile muamele edilmiş daha sonra basılmış bir
duyarlı jelatin emülsiyon ile kaplandı. Plaka basıldıktan sonra, tekrar tekrar tekrar
kullanılabilirdi. Düşük malzeme maliyetleri ile maliyet etkinliği önemli bir sorunu da bu
güvenli oyma teknikleri gelişimi ile ele ediliyordu.
Kısa bir süre jelatin "non-etch" geliştirdikten sonra 1994 yılında gravür, baskılı
devre kartları yapmak için elektronik endüstrisi tarafından kullanılan bir fotopolimer
filmi tanıtıldı. Bu "non-etch" aşındırma 1998 ‘de "Non-Toksik oyma Baskıresim." kitabı
yayınlandı.
Yaklaşık 12 yıldır ve Elizabeth Dove, Friedhard Kiekeben, George Roberts, Phil
Shaw, Susan Rostow ve Cedric Green dahil olmak üzere birçok seçkin sanatçılar bu
araştırma hareketine katıldı. Bu süre içinde toksik olmayan baskı resim teknolojisi sağlık
ve güvenlik kaygıları olmadan büyük ölçüde gelişti.
Prof. Elizabeth Dove şu anda Montana Üniversitesi Baskıresim Başkanıdır. O
geleneksel tifdruk-tipi yöntemlere karşı bir sanatçıdır. Keith Howard 1998 de yazmış
olduğu kitapta akrilik gelişiminin etkililerini bulan Elizabeth Dove anlatmıştır.
Friedhard Kiekeben gravür metal kaplama için tamamen yeni bir boya
sabitleştiricisi (mordan) icat etmişrir. Bilimsel ve baskıresim dünyasının eşsiz bir şey
icat etmiştir.
Susan Rostow toksik olmayan su bazlı monoprint mürekkepleri bulmuştur. New
York'ta bağımsız bir sanatçı / grafiker ve "Akua Renk" direktörüdür. O da şu anda kuru
kağıt tifdruk baskı tekniği kullanılabilir su bazlı intagliyo mürekkepleri araştırmasında
yer almaktadır. Onun araştırmasına 1994 yılında oğlunun beklenen doğumu neden
olmuştur. Geleneksel toksik baskı resim stüdyosuna sahip olan Rostow özellikle New
York’da dairesinde stüdyosunun yanında olmasından dolayı ailesinin ciddi bir sağlık
tehdidi teşkil ettiği için bu araştırmayı başlatmıştır. (Rostow, S.2015)
Cedric Green metal gravür kaplama benzersiz metotları elektrolitik aşındırma
teknolojisi içine 1994 yılında araştırmaya başladı. Galvanography üretmiştir.
"Galvetch." Bay Green, aynı zamanda seyreltik bir bakır sülfat solüsyonu, çinko
levhaları, oyma için daha güvenli bir renk sabitleştiricisi (mordan) geliştirilmesinde
etkili olmuştur, Bordo Etch diye adlandırılır. (Cedric, G. 2013 sf.9-11
'Non-toksik Baskıresim' böylece Polimer Intaglio veya Derin-Type, akrilik gibi
terimleri Resist Dağlama, Phytochromgraphy, Polyester Plaka Litografi, Galvetch ve
Fractint kapsayan yeni bir terminoloji geliştirdi. Ne olursa olsun artık baskıresimin
geleneksel formları mümkün olduğunca daha güvenli bir alternatifi ispatlandı. En
geleneksel formlarından daha yaratıcı çeşitlilik ve esneklik olduğu Sanatsal Baskı
Yapanlar tarafından non-toksik baskı tekniklerinin, yeni bir baskıresim disiplini olarak
kabul edilmiştir.
2001 yılında, Erin Maurelli ve Phil Sanders, daha çağdaş sorunları ve baskı resim
için gelecekte yön anlamak için bir girişim anket uyulması yaptılar. Bu anket okulların%
89 non-toksik baskı resim süreçlerini benimsediklerini gösterdi. Yani "Ankete katılan
okulların% 33 sağlık sorunları nedeniyle son 5 yıl içinde bir veya daha fazla dersten
ortadan kaldırmıştır." Bu araştırma ayrıca " öğrencileri ve öğretim için sağlıklı bir
çalışma ortamı sağlamak için alındığını" belirtti.
Geçtiğimiz on yıl da, genel olarak özgün baskı ,belirgin bir Rönesans’a
uğramıştır. Bu daha güvenli yöntemler ve daha güvenilir teknolojiler ile üretilen yeni
bir ivme ile 21. yüzyılda öne geçmiştir. http://www.keithhoward.org/
Sonuç
1980 sonrasında Metal Gravür hızlı bir gelişme ve genişleme göstermiştir.
Gelişimin yapısını inceleyecek ve onun arka planını güçlendirecek incelemeler,
araştırmalar kısaca kuramsal çalışmalar yapılamamıştır.. Işte gerek ülkemizdeki çağdaş
metal gravür geleneğimize, gerekse dünyadaki çağdaş metal gravür uygulamalarına
yönelik araştırıcı, irdeleyici ciddi kuramsal metinlerin olmayışı, bugüne dek oluşan en
büyük problemlerdendi. Metal gravür çağdaş sanata sanatçılara, önemli sorumluluklar
üstlenmiştir. Günümüzde geleneksel baskıresim algısının değişerek, disiplinler arası ve
deneysel uygulamaların da yaygınlıkla yapıldığı varsayıldığında sanatı bir bilgi sorunu
olarak gören akademik eğitimin önemi daha da belirginleşmektedir.
1980 sonrasının yaratmış olduğu değişim, metal gravürde önemli bir artış
yaratmış; 60'lı ve 70'li yılların büyük hedefi olan metal gravür yurda tanıtmak, yaymak
düşü bugün gereğinden fazla gerçekleşmiştir. Günümüzde artık güzel sanatlar eğitimi
veren tüm kurumlar, altyapısını güçlendirmiştir. Örneğin 1960'ta birkaç olan atölye
sayısı bugün sanat eğitimi veren kurum sayısını neredeyse ikiye katlamıştır. Sanatçılar,
özel atölyelerde, son derece profesyonel bir ortamda baskıresim yapabilmektedir. Kendi
özel atölyesini kurabileceği ortam oluşmuştur.
Metal gravür, kağıt malzemesiyle bütünleşmiştir. Numaralandırılan, kalıp ile
çoğaltılabilen, çoğu zaman çerçeve içinde sunulan ve sınırlı bir büyüklük gibi kurallarla
özdeşleşmiştir. 20. yüzyılda artık vazgeçilmez sayılan bir anlayışa dönüşmüştür. Bu
nedenle metal gravür teknikleri, üslup ve anlayış farklarını gözardı ettiğimizde metal
gravür teknikleri kurallarla çevrili bir karaktere sahip olduğu gözden kaçmaz.
Geleneksel metal gravür yüzyıllardır bağlı olduğu kağıt zemin ve çerçeve
geleneği, çoğaltılabilirlik gibi özelliklerinin dışında da kendisine yeni mecralar aramaya
başlamış ve günümüzde sınırlarını epeyce genişletmiş görülmektedir.
21.YY ‘da Geleneksel metal gravür tekniklerinde yapılmış eserlerde yeni arayışları
görmekteyiz. Disiplinler arası sanatlardan beslenen; yeni malzemeler, kalıp oluşturma ve
onların kullanımıyla ilgili seçenekleri dışlamayan; mekanı daha fazla önemseyen; boyut
kaygısı taşımayan ve aynı zamanda günümüz gerçeklikleri ile de örtüşen güçlü yapıtları
görmekteyiz.
Son dönem baskıresimlerinde bu tür deneysel uğraşlarla karşılaşmamak
neredeyse imkansızdır. Bunun nedenleri de bir taraftan baskıresim geleneğimizde, onun
eğitiminde ve daha birçok başka nedenlerle bağlantılı olarak oldukça ayrıntılı
irdelenmesi ve üzerinde önemle durulması zorunlu, bir bakış sorunu olarak görülmesidir.
KAYNAKLAR
CEDRIC Green Frsa ,2013 Green Prints A Handbook On Some New Methods For Non- Toxic
Intaglio Etching And Metal Plate Printmaking s.9-11
ESMER Hayri 2011 yılında Anadolu Üniverstesi Güzel Sanatlar Fakültesi Baskı Sanatları Bölümü
tarafından üzenlenen "Türkiye'de Baskı Resme Bakmak" İsimli sergi kataloğundan alınmıştır.
Robert Adam and Carol Robertson ,( 2010),İntaglio The Complete Safety-Firs System For Creative
Prıntmakıng.
ROSTOW Susan ve JUNG William. 2016 Published in Watercolor, An American Artist Publication (
Establishing a Baby-Safe Studio.
İnternet Kaynakları
Keith Howard Ve Non-Toxic Baskiya Giriş.
www.nontoxicprint.com/thecontemporaryprintmaker.htm Erş Tarihi: 18.05.2015
www.nontoxicprint.com/thecontemporaryprintmaker.htm Erş Tarihi: 11.04.2016
http://www.keithhoward.org/ Erş Tarihi: 16.05.2015
www.akuainks.com/made-by-printmakers-for-printmakers.02.02.2017
http://www.nontoxicprint.com/etchzincsteelaluminum.htm
Görüntü Kaynakçası
Resim: 1. Robert Adam and Carol Robertson ,( 2010),İntaglio The Complete Safety-Firs System For
Creative Prıntmakıng , Sayfa 9 Resim: 4. Robert Adam and Carol Robertson ,( 2010),İntaglio The
Complete Safety-Firs System For Creative Prıntmakıng ,Sayfa 12
Resim: 2 .Robert Adam and Carol Robertson ,( 2010),İntaglio The Complete Safety-Firs System For
Creative Prıntmakıng ,Sayfa 13
Resim: 3 Robert Adam and Carol Robertson ,( 2010),İntaglio The Complete Safety-Firs System For
Creative Prıntmakıng , Sayfa 15
Resim: 4. Robert Adam and Carol Robertson ,( 2010),İntaglio The Complete Safety-Firs System For
Creative Prıntmakıng ,Sayfa 17
Resim: 5. Robert Adam and Carol Robertson ,( 2010),İntaglio The Complete Safety-Firs System For
Creative Prıntmakıng, Sayfa 18
Resim: 6. Robert Adam and Carol Robertson ,( 2010),İntaglio The Complete Safety-Firs System For
Creative Prıntmakıng, Sayfa 19