yıl: 3 sayı: 30 aylık somuncu baba Çocuk dergisi - haziran...
TRANSCRIPT
Som
uncu
Bab
a D
ergi
si’ni
n Ü
cret
siz E
ki’d
ir.
“Hazret-i Peygamber (s.a.v) efendimiz, muhtaç, zayıf ve fukaraya yardımı sever, nerede yardıma muhtaç kimse olursa onun yardımına ko ar, ashabına bu hususta emirler verirdi. yiliksever ve cömert idi. Her türlü tehlike kar ısında; fevkalâde cesarete sahip, do ru sözlü, insanlar arasında adaletle muamele etmeyi sever, hiç kimseyi incitmezdi. Kimse hakkında kötü söylemez ve kötü zanda bulunmazdı. Kazara olu an kusurlardan dolayıkimsenin hatasını yüzüne vurmaz, ancak bir daha böyle kötü
i ler yapılmamasını isim belirtmeksizin emir buyururdu.
Yalan söylemezdi, Müslümanların birbiriyle üç günden fazla dargın durmamalarını emrederdi. Kom uları
kendisinden emin olmayan kimsenin olgun mümin sayılamayaca ını söylerdi.
Hastaları ziyareti sever, davetlere katılırdı.Fakat salgın ve bula ıcı hastalıklardan son
derece sakınır, böyle tehlikeli yerlere gidilmemesini emrederdi.”
Es-Seyyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s)
Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - Haziran 2009
Yıl: 3 Sayı: 30
Musa Tekta
Editör’den Merhaba
Sevgili Arkada lar!
Yaz tatili geldi. Tatilimiz boyunca e elenelim, gezelim ve kitap okuyalım… Kitap, bilgi hazinelerinin anahtarı, bizleri kötü alı kanlıklardankoruyan bir kalkan ve insan ruhunun gıdasıdır. Yüce dinimiz slam, ki-tap okumaya, e itim ve ö retime büyük de er vermi tir.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim bize cahillerden ve cahil olmaktan kaçınmamızı emretmi tir. Di er yandan da “Oku” emriyle e itimin yol-unu göstermi tir. Yine bir ayet-i kerimede bilenlerle bilmeyenlerin e itolmayaca ı belirtilmi , Peygamber Efendimiz de ilim tahsil etmenin her Müslüman üzerine farz oldu unu söylemi tir.
Kıymetli Arkada lar!
Bu gün hep beraber, ailemizle birlikte bir kitap alalım elimize, belki bize yol gösteren bir kitap, belki ülkemizi ilgilendiren gerçekler ya da bir Kur’an-ı Kerim ve onun yüce mealini, ya da sevgili Peygamberi-mizin hayatını anlatan bir kitap okuyup, üzerinde fikir üretmek, bize kaçınılmaz yeni bakı açıları verecektir. Yapmamız gerekenleri görecek,
kötü gidenleri de i tirmemiz gerekti ini fark edecek, iyi ve güzel olanları daha fazla destekleme ihtiyacı duyaca ız.
Kitap okumaya, ekme e ve suya ihtiyaç duydu umuzkadar muhtacız. Çünkü insan, ö renmek üzere yaratılmı bir varlıktır. Unutmayalım ki kitabınokundu u yerde gürültü, dedikodu, iddet, kavga ve kırıcı davranı lar olmaz. Çünkü kita-plar, okuyucularına daha çok okuma, dü ünme,de erlendirme ve aydınlanma fırsatı verir. Kita-pla dost olan, hayatla dost olur. Kitaplar gerçek arkada lardır. Onları okursak sayfaları bilgi pınarı
gibi, ruhumuzun susuzlu unu giderir.
Yaz tatili boyunca kitaplarla olan yakınlı ımızı ve me-safemizi gözden geçirelim. Arkada larımızla ve çevre-
mizle okuma alı kanlı ımızı artırmaya çalı alım.
“Yüce kitabımızKur’an-ı
Kerim bize cahillerden ve cahil olmaktan
kaçınmamızıemretmi tir.
Di er yandan da “Oku” emriyle
e itimin yolunu göstermi tir”
3Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
12
19
çindekilerSomuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Ekidir.
mtiyaz Sahibi veGenel Yayın Yönetmeni
Sebahaddin ATE
Basım Tarihi: Haziran 2009
Yazı leri MüdürüHulûsi YAYLA
Yayın EditörüMusa TEKTA
Grafik Tasarım ve Uygulamaenol GÜRSOY
Korhan ENOL
Kapak ÇizimHamit YÜKSEK
Da ıtımK.D.D
CTP - Kalıp ÇıkıBizim Repro: 0 (312) 341 10 20
Baskı & ÜretimKorza Yayıncılık
Büyük Sanayi 1. Cadde 95/1 stikler / ANKARATel: 0 (312) 342 22 08
Basım-Yayım-Da ıtım-PazarlamaV SAN ktisadi letmesi
Zaviye Mah. Hacı Hulûsi Efendi Cad.No: 71 (44700) Darende / MALATYA
Tel:(422) 615 15 00 Faks:(422) 615 28 79www.somuncubaba.net - [email protected]
Somuncu Baba Çocuk Dergisi Haziran 2009 Yıl: 3 Sayı: 30
Dergimizde yayınlanan yazı ve çizimlerden, yazarları ve çizerleri mesuldür. Kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.
Cam Kırıkları .........................................4
Sırrı ER
Mevlana’dan Hikayeler .......................6
Ahmet EFE
Seyyid Hasan Gazi Hazretleri ............8
Ya ar ÖZKAN
Tatili yi De erlendirelim ..................10
Hidayet BEYZA
Te ekkür Çiçe i ....................................12
Bestami YAZGAN
Camgöz le Sarı Köyde................13
Raziye SA LAM
Yasin Suresi ............................................................14
Ali BÜYÜKÇAPAR
Somuncu Baba ve Gül Çocuk ...........16
Musa TEKTA
iirler.......................................................18
Bilgi Hazinesi ........................................20
Abdullah Do an
Sa ır Duymaz Yakı tırır .....................22
Sadık YALSIZUÇANLAR
Sevginin Simgesi Gül ...........................24
Erdal KARASU
Siz Bilirsiniz ............................................26
Zeki GÜREL
Güvercin Postası ...................................28
Bunları Biliyor musunuz? ...................29
Çocukca Bulmaca ...............................30
Çengel Bulmaca ...................................32
22
4
24
4Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
5Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
Sırrı ER CAM KIRIKLARIlkö retimi bitirdi im yılın yaz tatiliydi. Gündüzleri hava sıcak oldu u için dı arıda oynamama izin
vermiyordu annem. Ak ama kadar evde durmak da epeyce sıkıcı oluyordu. Bir gün babam i ten gelince, annem benim gündüzleri evde sıkıldı ımı söyledi. Babam gülümsey-
erek: – Annenle köye gitmek ister misin? dedi. Babamın sorusu beni heyecanlandırmı tı: – sterim babacı ım, peki sen bizimle gelmeyecek misin? – Ben yıllık iznimi alınca gelirim. Siz burada beni beklemeyin. Köyde amcanın o ullarıyla iyi vakit
geçirirsin. Amcamın iki o lu vardı: Süleyman ve smail. Süleyman karde inden iki ya büyüktü. Onlar önceki
yıl yaz tatilinde Ankara’ya geldiklerinde babamla onları gezdirmi tik. Ankara’yı çok sevmi ler, “ke kebiz de burada otursak, köyde ya amak zor” demi lerdi.
Köye gidece imden dolayı sevinçliydim. Orada geçirece im günlerin hayali bile içimi kıpır kıpırhareketlendiriyordu. Cumartesi günü babam bizi köyün otobüsüne bindirdi.
Köyde otobüsten inince do ruca amcamın evine gittik. Zeliha yenge evde yalnızdı. Amcam bahçedeymi , Süleyman’la smail koyun güdüyorlarmı . Ak am bizi gördüklerinde nasıl sevindiklerini görmeliydiniz.
Sonraki günlerde ben de onlarla koyun gütmeye gidiyordum. Onların sapanı vardı. Ceplerine fındık büyüklü ünde ta ları dolduruyorlar, oraya buraya atıp duruyorlardı. Benim ho landı ımıgörünce bana da bir sapan yaptılar. Gezerken, otururken bol bol atı yapıyorduk. A açlara, ta larani an alıyor, kendi aramızda yarı ıyorduk. Atmadı ımız zamanlarda sapanı kolye gibi boynumuza asıyorduk.
Bir gün smail’i koyunların yanında bırakarak etrafı gezmeye ba ladık. Uzakta, yolun öbür tarafındabir bina görünüyordu. Süleyman’a oranın ne oldu unu sordum. Eskiden benzin istasyonuymu . lerkötü gidince kapatmı lar:
– imdi binada kimse yok mu? – Bir bekçisi var da her zaman durmuyor. Hadi gidip bakalım. Binaya iyice yakla tık. Aramızda yirmi–otuz metre mesafe kalmı tı. Ortalıkta kimseler görünmüy-
ordu. Camların bazısı kırıktı. Süleyman, “bir cam da biz kıralım mı?” dedi. – Durup dururken elin camını niçin kıralım ki? – Biraz e leniriz. Korkma etrafta kimse yok. – Ben atmak istemiyorum. Sen de atma. – Sen atmazsan atma. Bak gör camı nasıl kıraca ım! Süleyman’ı engelleyemedim. kinci atı ında cama isabet ettirdi. Kocaman cam büyük bir
angırtıyla yere dü üp parçalandı. Öyle ürperdim ki içim “cız” etti. Süleyman sanki iyi bir i yapmı
gibi yumru unu havaya kaldırmı , zafer nârâları atıyordu. O anda beklemedi imiz bir ey oldu. Binanın camından dı arı bakan bir adam bize ba ırmaya ba ladı. Birden ne yapaca ımızı bilemedik. Süleyman panikledi:
– Eyvah, bekçi içerdeymi ! Hemen kaçalım! Bütün gücümüzle ko uyorduk. Bekçi arkamızdan bas bas ba ırıyordu. Epeyce ko tuktan sonra
bir a acın altına oturduk. Nefes nefese kalmı tık. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki sanki gö üs kafesime sı mıyordu.
Süleyman beni sıkı sıkı tembihledi, “sakın babama bir ey söyleme!” diye. Ben hâlâ olayın etkisin-den kurtulamadı ım için bekçinin bizi yakalaması durumunda ba ımıza gelecekleri dü ünüyordum.Köye geldi imizde güne batmak üzereydi. Koyunlar evin önündeki avludaydı. Demek ki smailbizden önce gelmi ti.
Ak am daha sofradan kalkmamı tık ki kapı vuruldu. smail açtı kapıyı.– Babanı ça ırır mısın evladım, dedi gelen ahıs. Amcam hemen dı arı çıktı. Gelen adamla kapının önünde bir eyler konu uyorlardı. “Kim acaba?”
diye camdan baktı ımızda bir de ne görelim! Arkamızdan ba ırıp ça ıran bekçi!.. Süleyman’la ben kızardık, bozardık, olacakları beklemeye ba ladık. Bekçi olan biten her eyi amcama anlatmı . Am-cam bekçiden özür dilemi , kırılan camın parasını verip adamı u urlamı . çeri girer girmez sordu:
– Camı kim kırdı? Süleyman, korku dolu bir sesle konu tu: – Ben kırdım. brahim’in suçu yok. – Nasıl kırdın o koca camı? – Sapanla... – Getir o sapanı! Süleyman elleri titreyerek sapanı babasına uzattı. Amcam sapanı kırdı ve a a ıya fırlattı. Sinirli bir
ses tonuyla konu tu: – Ben sana ba ka bir ceza verirdim ya, neyse dua et evde misafir var. Bundan sonra koyun güt-
mek yok artık. Ak ama kadar bahçede benimle birlikte çalı acaksın. Gerçekten de o günden sonra hiç koyun gütmedik. Amcam koyunları ba ka bir sürüye kattı... Aradan geçen bunca zamana ra men o olayı unutamadım. Ne zaman bir cam kırılma sesi duysam
veya yerde cam kırıkları görsem o olayı hatırlarım ve içim bir tuhaf olur.
7Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
6Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
7Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
endini be enmi bir gramer (nahiv) bilgini, bo azdan kar ıya geçmek için bir kayık kiraladı ve kurumla oturdu yerine.
Kayıkçı, olgun ve alçak gönüllü bir insandı. Hiç ses çıkarmadan küreklere asılıyor, yolcusunu sa salim kar ıya geçirmek ve üç be kuru kazanmak istiyordu.
Denizin orta yerine geldikleri sırada Bilgin küçümser bir eda içinde sordu:
—Sen hiç gramer okudun mu, dil biliminden anlar mısın?
Kayıkçı:
—Hayır efendim dedi, “ben cahil bir kayıkçıyım, dedi iniz eylerden hiç anlamam.”
—Vah vah! dedi Bilgin, “ömrünün yarısı bo a geçmi !..”
Böyle bir süre ilerledikten sonra rüzgâr iddetini artırmaya, dalgalar büyümeye ba ladı. Denizde fırtına çıkmı , Bilgin korkmaya ba lamı tı.
Kayıkçı ola anüstü bir güçle kurtulmaya, sa salim kar ı kıyıya geçmeye çalı ıyordu.Gördü ki artık kurtulu ümidi yok, Bilgine dönüp sordu:
—Efendim, yüzme bilir misiniz?
Bilgin:
—Ne yazık ki bilmiyorum! diye inledi.
O zaman kayıkçı:
—Vah vah dedi, “ imdi ömrünün hepsi bo a gidecek! Ke ke bu kadar gramer ö renece inize benim gibi yüzme ö renip de kendinizi kurtarsaydınız…”
Bilgin ve Kayıkçı
Yazan ve Çizen: Ahmet EFE
K
9Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
eyh Hamid-i Veli Hazretleri artıkRabbi ve O’nun Re-sulü tarafındança rılıyordu. nsanlarıir ad etme emane-tini Hacı Bayram-ıVeli Hazretleri’ne tes-lim etti. Ertesi gün her zamanki gibi Kur’an-ı Kerim okuy-
Yazan ve Çizen: Ya ar ÖZKAN
SEYY D HASAN GAZ HAZRETLER
Zengibar’ın Ku atılması
8Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
9Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
slâm ordusu sefer hazırlıklarına hemen ba ladı. Silah yapım ustalarınca süratle kılıçlar,
zırhlar imal ediliyordu. Erzak için küçükba hayvan, a ır mühimmat için büyükba hayvan,
sefere gitmek ve sava için atlar satın alınıyordu.
slâm askerleri talimlerine aralıksız devam ediyor, ok, mızrak ve kılıç talimleri gerçek bir sava ı aratmıyordu. Evlerde kadınlar toplanıyor, cenge katılacakolan e leri, evlatları ve babaları için Kur’an okuyup, hatimler indiriyorlardı.Her evde durmaksızın Fetih suresi okunuyor, slâm askerinin zaferi için dualar ediliyordu.
Yine evlerde sava a gidecek kahramanlar için giysiler dikiliyor, esva-plar hazırlanıyordu. Kadınlar cihada gidecek olan yi itlerin bir kısmınındönmeyece ini hissediyordu. Analar evlatlarına, hanımlar e lerine, çocuklar babalarına sarılıyorlardı… Hepsinde görülen ortak özellik, Allah(c.c)’ın rızasınıkazanmak için kadere tam teslimiyetti…
Zengibar’ın dü man elinde olu u
Malatya Serdarı Hüseyin Gazi Hazretleri’ni
de ziyadesiyle üzüyordu. ki karde
Malatya’da bir araya gelerek bu konuyu
de erlendirdiler. Di er komutanları da
ça ırarak bir toplantı yaptılar. Toplantı iki
saatten fazla sürmü , cihad kararı alınmı tı.
En kısa zamanda ordu sefere hazırlanacak,
askerlere Hasan Gazi komuta edecekti.
11Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
Hidayet BEYZA
10Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
11Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
TAT L Y DE ERLEND REL M Okullar açılıp, dersler ba ladı ında hiç bitmeyecekmi gibi dü ündü ümüz bütün
sıkıntılar, yazılılar, projeler, zorluklar, engeller, stresler sona erdi. Ve birço umuzun“oh be” dedi i tatil geldi.
Yıl içerisinde do ru dü ünüp, do ru çalı malar yapan, üzerine dü ensorumlulukları yerine getiren arkada larımız kar ılıklarını aileleri ile birlikte aldılar.
Evet, çok yoruldular, gecelerini gündüzlerine kattılar, büyük fedakârlıklarda bu-lundular. Çünkü bugün ya adıklarımız dün yaptıklarımızın bir sonucudur. Yeteri kadar ter dökülmeden istenilen ba arı elde edilemez…
Karnesindeki notlardan ailesi ve kendisi memnun olmayan arkada larımız,oturup sakin bir kafayla özele tiri yapsınlar. “Ba kaları yapabiliyorsa ben de ya-pabilirim.” diye bir dü ünün. Ayrıca, kendinizin aldı ınız karneden daha de erlioldu unu ve sizin de ba arabilece inizi bilin. Sadece yapılması gerekenleri, yeter-ince yapmanız ba arılı olmanızı sa layacaktır.
Tatil denince aklımıza; gezmek, e lenmek, diledi imiz kadar televizyon sey-redip bilgisayarla oynamak gelmemeli. yi bir tatil planı hem yo un geçen bir yılın yorgunlu unu giderir hem de yeni e itim-ö retim dönemine iyi bir ba langıçyapmamıza vesile olabilir. Ayrıca tatil döneminde yapılan küçük hazırlıklar büyük sonuçların alınmasını ve rakiplere fark atılmasını sa layabilir.
Öncelikle bir plan çizmeliyiz. Neler olmalı bu planlamamızda;
A. Dinlenme; belki de en çok SBS ve ÖSS ye giren ö rencilerimiz hak etti dinlen-meyi. Dinlenme ö le vakitlerine kadar yatmakla, televizyon ba ında, oyun pe inde va-kit geçirmek de ildir. Seyahat dü ünülebilir. Gitmi oldu umuz ehrin tarihi eserlerini, hanlarını, camilerini, müzelerini ziyaret etmek olabilir. Akraba ziyaretleri olabilir. Sılayırahim ( akraba, e , dost ziyareti) Allah ( c.c)’ın emretti i bir ibadettir.
B. Dini e itim; camilerde açılan Kur’an Kursları’na ya da yatılı Kur’an Kursları’na de-vam etmek mutlaka planınız içinde olmalı. Hem Kur’an-ı Kerim okumayı ö renir, hem de dini bilgileri ö renirsiniz. Dini e itimini alamayan çocuk tek kanatlı ku gibidir. Tek kanatlı ku nasıl uçmayı ba aramazsa, dini e itimini almayan çocuk da hayatta ba arılıve mutlu olmaz.
C. Okul dersleri; Temmuz ayında tatil kitapları ve benzeri yardımcı kaynaklardan her gün en azından yarım saat çalı ılmalısınız. A ustos ayında çalı malara biraz daha hız verilmeli, öncelikle, geçti imiz yıl i lenen konular tekrar edilmeli. Daha sonra da örnek soru ve test çözümleri yapmalısınız.
D. Kitap okuma; kitap okuma yorucu bir faaliyet de ildir. Yaz tatilinde en önem-li çalı manız kitap okuma alı kanlı ını kazanmak olmalı ve bunun için bol bol ki-tap okumalısınız. Bu sayede hem hayata kendinizi daha iyi hazırlamı , hem de sınavlarda sınırlı sürede soruları okuma-anlama yetene inizi geli tirmiolursunuz. Kitap okumanın önemini Einstein: ‘Bana bir soru sorulsa ve bunu çözmem için bir saat süre tanınsa; bu bir saatin kırk bedakikasını soruyu anlamaya, on dakikasını çözüm yolu geli tirmeyeve kalan be dakikayı da soruyu çözmeye ayırırım.’ diyerek dile getirmi tir.
Tatil; hem dinlenme hem de okul zamanlarına oranla daha hafifçalı ma programlarının uygulandı ı bir zamandır.
Tüm ö rencilerimizi ba arılarında dolayı kutluyor; sa lıklı, sıhhatlive mutlu bir ekilde, iyi bir tatil geçirmelerini temenni ediyorum…
13Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
Bestami YAZGAN
12Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
TEŞEKKÜR ÇİÇEĞİ
13Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
CAMGÖZ LE SARI KÖYDE
Kedi Camgöz’ün GünlügüRaziye SA LAM
Hanım Kızım, Canım Kızım,
Sen Mevlâ’mızın bize layık gördü ü en güzel hediyesin. Yana ın solmasın, gönlün hüzün dolmasın diye çırpınıp duruyoruz.
Ben sabahtan ak ama kadar senin için çalı ıyorum. Annen 24 saat evde senin için u ra ıyor. yi beslenmen, temiz giyinmen ve güzel ahlâklı olman için elimizden geleni yapıyoruz.
Canım kızım, sakın aklına bir ey gelmesin. Bütün bunları seni övmeye giri yapmak için anlattım. Yorgun argın eve gelince kapıyı açıyorsun. “Ho geldin canım babacı ım!” deyip yana ımdan öpüyorsun. O zaman bütün yorgunluklarım bir ku olup uçuyor.
Güzel yavrum, her zaman “Yemekler çok güzel olmu . Eline sa lık anneci im!”, “Giysilerim ne kadar temiz. Te ekkür ederim anneci im!” dedi inde dünyalar bizim oluyor. Annen “Ne tatlı kızımız var bey! Dilinde daima te ekkür çiçekleri açıyor.” diyerek mutlulu unu ifade ediyor.
“Benim çiçek yavrum, her zaman böyle ol. Çünkü ‘Te ekkür nimet artırır.’ Yalnız bütün bu güzellikler için önemli bir te ekkür borcun daha var.” dedi imde okudu un iiri hiç unutmayaca ım:
Sevgiyi gönlüme serene ükür,
Yuvada mutluluk derene ükür,
Hem anne hem baba verene ükür.
Ben de bize senin gibi bir evlat verdi i için Allah’a hamd ediyorum. ükrün ve mutlulu un daim olsun canımyavrum...
Seni çok seven baban...
Sevgili Çocuk Dostlarım
Geçen sayıda size artık Hafize Teyze’nin köyünden haberler verece imi yazmı tım. Bu sabah erkenden yola çıktık. Gün a arırken stanbul çok gerilerde kalmı tı. lk defa bu kadar uzun bir yolculu a çıktı ımız için Sarı ile çok heyecanlıydık. Araba yolculu u çok zevkliydi. Yol boyunca Hafize Teyzenin yolluk olarak aldı ı yiyeceklerden yedik.
Köye yakla ınca, büyük bir koyun sürüsü gördük. Kıvırcık tüylü koyunlar, yemye il çimen-lerde mutlu mutlu otlanırken büyük bir çoban köpe i de uzakla ıp kaybolmasınlar diye çevrede geziniyordu. Biz yakınlarından geçerken Ömer heyecanla “Selmaaaan!” diye ba ırdı. Üzerinde çok geni bir aba bulunan boncuk gibi bir çocuk bize döndü ve o da aynı heyecanla el sallayarak
“Ömeeeer! Köye mi geliyonuz?”diye ba ırdı. Selman o sürünün çobanıymı . Ömer annesine “Baba n’olur burada ineyim, Selman’la dönerim.” diye yalvardı ama annesi saçlarını ok ayarak, “Önce köye bir varalım, anneannenlerle amcanları gör, yarın çıkarsın Selman’la.”dedi. Hafize Teyze de
“Hem Camgöz ile Sarı da gelir seninle.”deyince ikimiz de çok sevindik. Sarı’ya “Bu köyde çok e lenece iz.”dedim.
Biraz sonra anneannelere vardık. Dede ile anneanne, Ömer’in dayısı, yengesi ve kuzenleri bizi kapıda kar ıladılar. Geli imizden çok memnun oldukları yüzlerinden belliydi. Bizi görünce an-neanne “Amanın, iki dene de kedi misafirimiz mi var? Ne güzel !”diye tüylerimizi ok ayınca Sarıile çok sevindik. Biz gelmeden bahçeye masa hazırlanmı yemekler konmu tu. Bize de ayrıca çok güzel yemekler verdiler. Buradan da Ömer’in amcasına gidecekmi iz.
Etrafta kocaman a açlar, yemye il çimenler, renk renk çiçekler, gezinen civciv ve tavuklar ve özellikle güler yüzlü insanlar… Her ey çok güzel görünüyordu. Buraya bizi de getirdi i için Hafize Teyze’ye bir kez daha te ekkür etmek geldi içimizden. Yarın da sürü ile otla a çıkaca ız.Bir dahaki görü memizde de otlak maceramızı anlataca ım. imdilik ho ça kalın.
15Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
Ali BÜYÜKÇAPAR
14Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
15Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
YAS N SURESSevgili Yavrularım!
Yâsin Suresi Kur’an-ı Kerim’in otuz altıncı suresidir. Mekke’de vahyolunmu tur ve seksen üç ayettir. Surenin adı hemen ba ta bulunan iki harften gelmektedir.
sim olarak Yâsin çok güzel adlardandır. Çevremize baktı ımızda birçok ki inin bu ismi ta ıdı ını görürüz. Kur’an-ı Kerim i te böyle bizim hayatımızın özüne nüfus etmiondaki her ey ya antımızın parçası haline gelmi tir.
Evlerimizde Yâsin toplantıları yapılır. Kur’an okuyalım denildi inde akla ilk önce Yâsin gelir. A ır hastaların ba ucunda, cenazelerde ve kabirlerde yine hep Yâsin okunur.
Niye acaba?
“Her eyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kalbi Yâsin’dir” sözünü Peygamberimiz söylemi tir. Kalbi fethetmek onun sırlarına yakın olmak ve bu inançla atan bir kalple hayatı devam ettirmek çok önemlidir.
Yâsin suresinde slâm dininin üç temel özelli i özlü bir ekilde verilir. Bunlar: Allah’ınbirli i, peygamberlik, ahirettir.
Allah’ın varlı ı ve birli i dü ünen her insanın ilgisini çeken konuların ba ında ge-lir. Allah’ın mahiyetini bilmemiz mümkün de il ama âleme bakarak O’nun izlerini, i aretlerini anlamamız mümkündür. Güne ve ayın hareketleri, yıldızlar, galaksiler niye var? Çok uzaklara gitmeye gerek yok aslında, kendimize de bakıp yüce Mevla’mızıtanıyabiliriz.
Peygamberlik Allah’ın insano luna bir lütfudur. Akıl, tecrübe, ve bilgilerle bu yola gidilebilir ama bir rehber olmaksızın hedefe varmak zordur.
Ahirete gelince; i te insano lunu derinden sarsan, ölünce yitip gidecek miyim kaygısınıortadan kaldıran en önemli hakikat budur. A ır hastalara Yâsin okunması onlara teselli vermek yakınlarına ise kaygıdan uzak olmalarını sa lamak içindir.
Yâsin suresi, Fatiha ve hlâs surelerinde özet olarak verilen bilgilerin geni letilmi eklidir. Sıkça okunmasının sebebi de içinde bulunan bilgilerin doyurucu olmasındandır.
17Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
16Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
17Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
SOMUNCU BABA ve GÜL ÇOCUK
Yazan: Musa TEKTAÇizen: Ça rı CEBEC
MÜslümanlarkazançlarına dikkat etmeli de il mi?
Di er insanlar
ili kilerinde ba ka ne gibi
davranı lar sergilemeli?
Gıybetten de uzak
durur de il mi?
Öfkeyi kontrol
etmek de çok
önemli!
Tabi insan sinirlendi i
zaman öfkesini kontrol
etmeyi bilmeli, sonradan pi man olaca ı
bir eyi yapmamaya çalı malıdır.
Büyük küçük ayrımı yapmadan
herkese saygılı davranmalıdır.
Yardım
isteyene nasıl
davranmak
gerekir?
Kendisinden
yardım istiyen ki iye
“isteyeni sakın azarlama.”
ayeti gere ince hiçbir ekilde
kötü davranmaz. Vermekle ken-
disinden bir eyin eksilmeyece ini
bilir, sahip olduklarının payla tıkça
bereketlenece ine
inanır.
Ba kalarına
yardım ederken
nasıl davranmalı?
Zekat, fitre gibi maddi yükümlülüklerini
yerine getirmekle kalmaz gülümsemenin bile
bir yardımlayma ve payla ma bilinci ta ır.
Gerçek yardımla manın sadece iyi i lerde
yardımlaymak oldu unu bilir. Yanlı i ler
yapanlara ise onları kötülükten alıkoymaya
çalı arak yardım eder.
xxxxx
Evet, kimsenin arkasından konu maz.Kötü zanda bulunmaz. Ba kalarıyla
alay etmez. Kar ısındakinin de kendisi gibi oldu unun bilinciyle
hareket eder.
Mü’minler kazançlarını helal yoldan elde etmeleri gerekti ini bilirler,
Peygamber Efendimizin “Ticarette do ruluktan ayrılmayan kimse kıyamet
gününde peygamberle beraber olacaktır.” Sözünü akıllarından
çıkarmazlar.
v
xxxx
Zengin-fakir,güçlü-zayıf gözetmeden herkese e it davranırlar.
Güçlünün haklı de il, haklınıngüçlü oldu u gerçe ine inanırlar.
Sahip oldu u eylerinAllah’ın kendisine verdi i emanetler oldu unu
bilirler.
Çevresine ve bütün insanlara kar ı görevlerinin farkında olan bir
Müslüman... Sadece kendisi için ya amadı ını bilir, dünyadaki tüm
insanlar için elinden geleni yapar. Dostlu a ve arkada lı a önem verir.
Arkada larına vefalıdır. Kendisine bir sır verildi inde bunu
saklar. Ba kaalarının özel hayatına saygı duyar.
Di er insanlarili kilerindeba ka ne gibi davranı larsergilemeli.
Gül Çocuk, Somuncu Baba’dan helal kazanmanın
yollarını ö reniyordu.
MüslümanlıktaKazanç
MüslümanlıktaKazanç
v
19Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
19Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
18Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
ANLAT Ö RETMEN MBana bir masal anlat ö retmenimçinde bütün sevdiklerim Geçmi imle gelece im olsun.
Bana bir ülke anlat ö retmenimçinde sadece iyi kalpliler olsun. nsanlar kavgayı bıraksın.
Bana barı ı anlat ö retmenimçinde sava da olmasın, silâh da, asker de.Bana bir devlet anlat ö retmenimHer eyi para için de il, huzur için yapsın.
Bana bir lider anlat ö retmenimOnda cesaret, azim ve sabır olsun. Bütün insanlar onu örnek alsın.
Bana bir insanı anlat ö retmenimçten, sıcak, anlayı lı saygıde er olsun. nsanlar ona baktı ında
Yaptıklarını tekrar de erlendirsin.
Bana öyle bir yeri anlat ki ö retmenimAdı cennet olsun.çinde de insanlık için canını verecekler bulunsun!
OKUMAK GEREKDaha çok ey bilmek için,leriyi görmek için,Gerçekleri görmek içinDaha çok okumak gerek.
Daha güçlü devlet için,Huzur için, servet için,Daha mutlu millet içinDaha çok okumak gerek.
Tembellikten vazgeçelim,Okumayı yol seçelim,Okumak, bilmektir derim,Daha çok okumak gerek...
Bülent ÖZCAN
evket GÜR
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
Abdullah DO AN
20Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
21Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
Bah iNasrettin Hoca bir gün hamama gider. Hamam görevlileri
Hoca’yla hiç ilgilenmezler, eski bir pe tamal, yırtık bir hav-lu verirler. Nasrettin Hoca hiç sesini çıkartmaz. Hamam-dan çıkarken yüklüce bir bah i bırakır.
Bir hafta sonra Hoca aynı hamama geldi inde, bu kez büyük ikramlar görür, fakat çıkarken hiç bah ibırakmaz.
—Hocam der hamam görevlileri, gösterdi imiz o kadar ilgiye neden bah i bırakmıyorsun?
— Bugün vermememin nedeni geçen haftaki hizmetin-izden der Hoca, geçen hafta verdi im de bugünkü hizmeti-nizin kar ılı ıydı. Böylece öde tik!
B LG HAZ NES
KISSADAN H SSE
Ak emseddin : (1389 – 1459) Pasteur’den önce mikrobu bulan ilk bilim adamıdır.
Ali Bin Abbas : (? — 994) 1000 sene önce ilk kanser ameliyatını yapan, kılcal damar sitemini ilk defa ortaya atan bilim adamıdır. O aynı zaman-da eski ça ın en büyük hekimlerinden olan Hipokratesin (Hipokrat) do um olayı görü ünü kökünden yıkmı tır.
Battani : (858 – 929) Dünyanın en me hur 20 astronomundan biridir. Trigonometrinin mucidi, sinus ve kosinüs tabirlerini kullan-an ilk bilgindir.
Cabir Bin Eflah : (12. yüzyıl) Ortaça ın büyük matematik ve as-tronom bilginidir. Çubuklu güne saatini bulan ilk bilim adamıdır.
Ebu Ma er : ( 785 – 886 ) Med-cezir olayını (gel-git) ilk ke fedenbilgindir.
Müslüman MucitlerB RAZ TEBESSÜM
Harun Re it ile htiyarHarun Re it Veziri ile birlikte tebdili kıyafet dola ırken bahçesinde hur-
ma fidanları diken bir ihtiyar görür. Selam verir ve aralarında u konu mageçer:
— Kolay gelsin, ne yapıyorsun böyle? — Hurma fidanları dikiyorum.
— Peki, bu dikti in hurma fidanları ne zamana kadar büyür ve meyve vermeye ba lar?
— Kim bilir belki on, belki yirmi sene sonra yeti ir ve meyve vermeye ba lar.
— Peki, onların meyvelerini görebilecek misin?— Bu ya lı halimle belki göremem. Ama bizden öncekilerin dik-
tikleri a açların meyvelerini biz yedik. Biz de bizden sonrakilerin istifadeleri için bu hurma fidanlarını dikiyoruz.
Bu cevap Harun Re it’in ho una gider ve bir kese altın verir. htiyar, Allah’a hamdeder ve: — Dikti im a açlar hemen meyve verdi, der.
Zehra ATE
Kitap en iyi arkada tır.
Atasözü
23Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
Sa ır Duymaz Yakı ktırır MasalıTemiz yürekli sa ır bir adam, kom usunun hastalandı ını duyunca, ziyaretine
gitmeyi dü ündü. Öyle ya, kom uluk hakkı bunu gerektiriyordu, ‘gidip hal
hatırını sormalıyım’ dedi kendi kendine. Ama bir sorun var.
‘Ben duymuyorum. Onun da hasta oldu u için sesi çıkmaz. Ne
yapaca ım?’
Sadık YALSIZUÇANLAR
Çizim
: Ham
it YÜ
KSEK
22Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
23Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
Biraz dü ündükten sonra, ‘tabi ya!’ dedi, ‘hasta ziyaretinde genellikle aynı eyler
konu ulur. Ona nasılsınız derim, iyiyim te ekkür ederim der.
Bir eyler yiyip içebiliyor musunuz diye sorarım, o da birkaç yemek adı söyler ben
de afiyet eker olsun derim.
Doktorunuz kim diye sorarsam o da bir isim söyler. Ya tabi tabi o çok iyi bir doktor-
dur derim olur biter.’
Bir arma an alarak kapısını çaldı hastanın. E i buyur etti. Selam sabah, ba ladı sor-
maya,
‘Efendim nasılsınız iyi misiniz?’ Adam,
‘Ölüyorum sormayın ölüyorum’ dedi. Sa ır Adam,
‘Oh çok ükür, efendim çok sevindim’ dedi. Hasta a ırmı tı,
‘Neler söylüyor bu adam, ölümüme seviniyor’ diye çıkı tı. Sa ır tekrar
sordu,
‘Efendim neler yiyorsunuz?’ Hasta,
‘Zehir’ deyince de,
‘Aman efendim ne güzel, afiyet eker olsun’ diye kar ılık verdi. Hasta
çileden çıkmı tı. Sa ır devam etti,
‘Doktorunuz kim efendim?’ Hasta,
‘Yeter be, defol git buradan, Azrail geliyor’ dedi. Sa ır Adam,
‘Biliyorum efendim tanıyorum kendisini gerçekten deneyimli bir hek-
imdir o, in allah sizi kurtarır’ deyince hasta,
‘Allah senin belanı versin’ diye ba ırdı. Sa ır Adam,
‘Efendim bana müsaade, malum ziyaretin en makbulü kısa olanıdır’
diyerek gitti.
Erdal KARASU
SEVGININ SIMGESI GUL. . ....
24Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
25Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
Kırtasiyecide yüzlercesi arasından kartpostallar be eniriz pek çok; hasır bir sepet içerisinde rengârenk güller yahut gonca gonca açmı beyaz renkte bir gülfidanı veya içine çi dü mü tek bir sarı gül gibi resimlerdir… Kartın arka tarafına yazarak bayramınıkutlar, güzel dileklerde bulunur, akrabalarımıza, yakınlarımıza, arkada larımıza gönder-mek üzere postaya veririz… Onlardan da bize böyle rengârenk çiçekli kartlar gelir arkasıözlem dolu… Gül; özlemin, dostlu un, sevginin simgesidir…
Babanız yahut bir yakınınız dükkân veya ma aza mı açtı? Hayırlı olsun, anlamındaçevrenizdeki insanlardan gelen gül, yaprak ve çiçekle süslenmi pek çok çelenkle donanıro i yeri…
Pek çok aile, gülle türetilen adlar koymu lardır kız çocuklarına: Gül en, Gülderen, Gülten, Gülfidan, Gülveren, Gül ah, Gülseren, Gülay… gibi.
Gül, vitraylarda en çok resmedilen bir konudur… Kuyumculukta yüzük, küpe gibi altın ve gümü madenine gül figürleri i lenmi tir…
Malatya’nın irin bir ilçesi olan Darende’nin di er bir adının da “ Otuz yapraklı gül” anlamına gelen Tiryandafil oldu unu biliyor musunuz?
Güllerin açılıp, bülbüllerin ötmeye ba ladı ı bahar ayları gül ve bülbül arasında yakınbir ba kurulmasına yol açmı tır. Gül, edebiyatçıların, ressamların özellikle airlerin es-in kayna ıdır… Sevda iirlerinin unutulmaz airi Ümit Ya ar O uzcan bir iirinin dizeler-inde, “Ben ölüyorum sen görmüyorsun/ Kurumu bir gül halinde dü üyorum eline…” diyor. Ünlü ozanımız  ık Veysel de, “Kükredi çimenler açıldı güller / Al ala bürünür bahçeler ba lar” diyor. Serenad adlı iirinde, “ Ye il pencereden bir gül at bana / I ıklarla dolsun kalbimin içi “ der Türk edebiyatının ünlü airi Ahmet Muhip Dranas.
Pek çok bestekâr gül güfteli, dillerden dü meyen arkılar bestelemi lerdir. “Gül a acı de ilem, her gelene e ilem…” veya “Elden ele gezen güle dönmü sün…” gibi.
Lütfen dü ünün… Rengârenk bir gül bahçesine daha adımınızı attı ınızda bir duygu sa ana ı ya amaz mısınız? nsan bir ho olur bakınca, içine huzur dolar… Bazen bir anısı gelir gözüne, yıllar öncesindeki bir kokuyu duyar… Gülün insan ya amındaki yeri o kadar çok ki… Anlatmakla bitmez. Gülsüz bir dünya dü ünebilir misiniz?
Sevgili arkada larım; anneannenize, dedenize, babanıza ve annenize okul çıkı ı bir gül uzatarak elini öpüp, sarılın. Gönüllerini ho nut edin. Hayır dualarını alın. Hepin-ize bir ya am boyu ba arılar; ayrıca tüm i ve u ra ılarınızın gül gibi güzel ve verimli geçmesini diliyorum…
27Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
26Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
27Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
Babam Sultan brahim’dir. Annem ise Hatice Turhan Sultandır. 2 Ocak 1642’de dünyaya geldi imde çok sevinilmi olmalı ki, stanbul’da donanma enlikleri yapılmı .
8 A ustos 1648’de tahta oturdu umda henüz yedi ya ında idim. Padi ahlı ımın ilk dönemleri büyükannem Mahpayker Kösem Sultan’ın ve adamlarının inisiyatifi altındageçti.
Zaman zaman annem de devlet i lerinde etkili oluyordu. Askerler arasında çıkanhuzursuzluk son haddine varmı tı. Yeniçerilerle sipahiler arasında çıkan çarpı malardayeniçeriler üstünlük sa ladılar. 1648’de Sultanahmet olayı oldu. 1651’de ise Kösem Sultan öldürüldü. Kösem Sultan bir entrikayla beni tahttan indirmek istiyordu. An-nemin yanında yer alan devlet adamları ve askerler, büyükannem Mahpayker Kösem Sultan’a engel oldular. Onu bo durarak öldürdüler. Böylece ilk defa bir valide sultan bo durulmu oluyordu.
Padi ahlı ımın ilk yıllarında pek çok sadrazam denedikten sonra Köprülü Mehmed Pa a’nın sadrazam olmasıyla ben de devlet de millet de rahat bir nefes aldı.
Köprülü Mehmed Pa a, 80 ya ında ihtiyar ama tecrübeli biriydi. Geni yetkilerle vezir-i azamlı a getirilmi ti. Memleketin her tarafı IV. Murad’ın ilk yıllarında oldu ugibi isyan ve anar i içinde idi. Köprülüler pe pe e sadrazamlık yaptılar. Bu dönemde esaslı ıslahatlar/yenilikler yapıldı. stanbul’da ve ülkede asayi sa landı. Ordu ve do-
nanma kuvvetlendirildi. Bozcaada, Limni dü man i galinden tekrar kurtarıldı. Asi Erdel Prensi üzerine sefere çıkıldı, Erdel harp tazminatı vermeyi kabul etti. KırımHan’ı Mehmed Giray, Rusları 12 Temmuz 1659’da Konotop’ta ma lup etti.
1663’te Avusturya Seferi, 1666’da Girit seferi, 1672’de Lehistan seferi, 1677’de Rusya seferi, 1682’de Macaristan seferine çıkıldı ve hepsinden zaferle dönüldü.
Benim padi ahlı ım zamanındaOsmanlı Devleti en geni hudutlara kavu mu tu. 1683’te vezir-i azam Kara Mustafa Pa a’yı ikinci Viyana Ku atmasıiçin görevlendirmi tim. Ancak bu ku atmabüyük bir bozgunla sona erdi.
Bu bozgunla birlikte Osmanlı devleti gerileme devrine girdi. Bazı harplerin hâlâ kazanılıyor olmasına ra men, bin-lerce ehidin kanı pahasına kazanılan kale ve ehirler birer birer elden çıkıyordu.Osmanlılar Bosna, Dalmaçya, Yunani-stan, Mora ve Venediklilerle aynı anda çarpı mak zorunda kalmı tı. Bu dönemde Tuna nehrinin kuzeyindeki topraklarınço u elden çıktı. 1683’te Budin dü maneline geçti inde Müslüman-Türk insanıbunun için türkü bile yakmı tı.
“Aldı Nemce bizim nazlı Budin’i”
1687 yılında Kasım ayında ulema ve devlet erkânın oybirli iyle tahttan indi-rildim. Bundan sonraki ömrüm saraydaki bir odada yanıma konan iki cariye ile tam bir hapis eklinde geçti. 1693’te Edirne’de vefat ettim. Cenazemi stanbul’a getirip Yenicami yanında annem Hatice Turhan’ıntürbesine defnetmi ler.
Saltanat sürem 39 sene 3 ay 1 gündür.
Saltanatım Sultan Süleyman’dan sonra, Osmanlı tahtındaki en uzun saltanattır.
Biraz da ahsiyetimden bahsedeyim. Annem benim çok iyi bir e itim almamıistiyordu. Devrin en iyi hocalarındandersler alıyordum. mam-ı âmi Yusuf Efendi ve âmi Hüseyin Efendi bu hocalarımdan sadece ikisidir. E itimim 7 ya ında padi ah olduktan sonra da de-vam etti. Yaradılı ım icabı mutedil, kadir inas, vefakâr olup, verdi im söze sadık
bir ahsiyete sahiptim. Edebiyata, tarihe meraklıydım. Sohbet etmeyi, özellikle de sohbette dinlemeyi çok severdim. Dindar bir insandım. Be vakit namazımı özel-likle cemaatle kılmaya gayret ederdim. slâm dinine sonradan karı tırılan bütün hususların (bid’adetlerin) kaldırılması için çok u ra tım. çkiyi yasak edip, içki imal-athanelerini kapattırdım. Kahvehaneleri kapattırıp oyuncu ve çalgıcıları da stanbuldı ına çıkarttırdım. Ava olan merakımda çok ünlüdür. Hatta bu yüzden “Avcı”lakabıyla da anılıyordum. Sadrazamlı ıKöprülü ailesine verip, idareden mem-nun olunca, sava lardan zaman kaldıkçao çok sevdi im avlarıma devam ediyor-dum. Gerçi daha sonra ava çıkmamak için tevbe ettim.
Devrimde kıymetli ilim adamları ve sanatkârlar yeti ti. Her türlü sahada kıymetli eserler yapılıp yazıldı. Silsile-i Saadet-ı Nak ibendiyye’den eyh Mu-hammed Masum (k.s.) hazretleri, airCevri brahim Efendi, Sarı Abdullah Efendi ve Vani Mehmed Efendi benim devrimin ba lıca simalarındandı.
Beni tanıdınız de il mi?
(SULTAN DÖRDÜNCÜ MEHMED)
BilirsinizS Z
29Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
BunlarıBiliyor musunuz ?
ÖNEML GÜN VE HAFTALAR
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EK M 2008Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EK M 200829
Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZ RAN 2009
14 - Haziran24 - Haziran
Üç Ayların Ba langıcı
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi 1914–1990 yılları arasında Darende’de ya amıbir gönül sultanıdır. Soy bakımından 12. batından Somuncu Baba’ya oradan da Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimize ula an nesebiyle 36. ku aktan Peygamberim-izin torunudur.
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi aynı zamanda mutasavvıf ve airdir. Divan iirinin 20. yüzyıldaki örnek temsilcisi bu zâtın gazel, ilahi, kaside türünden
meydana gelen, Divân-ı Hulûsi-î Darendevî adlı eseri ile yakınlarından ba lamaküzere ahbaplarına yazdı ı mektuplarının toplandı ı Mektûbat-ı Hulûsi-î Dar-endevî ve Hutbeler adlı eserleri vardır. Bu eserler kendisinin kuruculu unuyaptı ı Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı tarafından ne redilmi tir. Her zaman halkın yanında Hak’la beraber olma yüceli ini ahsında ve eserlerinde görmek mümkündür.
Hulûsi Efendi hayatı boyunca kendini insanlı a hizmete vakfetmi , gerçek manada tasavvufun insanlı a hizmet oldu unu örnek ahlâkıyla
sergilemi tir. Ya adı ı beldenin e itim, kültür, ticaret ve sanayi alanlarında geli mesi yönünde birçok hizmetler gerçekle tirmi tir.
ES-SEYY D OSMAN HULÛS EFEND (K.S)
Haziran ayının 3. Pazar GünüBabalar Günü
Konu ma Adabı-Söyledi i sözün nereye varaca ını, dü ünmek-Dünya ve ahiret için faydası olmayan sözleri söylememek-Sözleriyle kimsenin gönlünü kırmamak-Musibet ve felaket getirece inden korktu u eyleri söylememek-Konu urken ba kasının sözünü kesmemek-Bir insanı över veya yererken a ırı gitmemek-Büyüklerin yanında yüksek sesle konu mamak-Bo bo azlık, gevezelik etmemek-Söylerken a zını e ip büzmemek, ustalık, bilgiçlik satmamak-Konu urken kar ısındakini hiçe sayarak ukalalık yapmamak,onun sözlerinde ayıp ve kusur aramamak-Dilini lanete, küfre ve kaba konu maya alı tırmamak-Kendisine verilmi bir sırrı ba kasına söylememek-Yalan yere bir söz vermemek, yapamayaca ı bir eyi söylememek-Yalan söylemekten, yeminden, gıybet etmekten, ko uculuktan sakınmak-Ba kalarıyla alay etmemek, kimseye kötü bir ad takmamak
Annesinden Temel’e Mektup“Sevgili o lum Temel...
Senin hızlı okuyamadı ını bildi im için mektubu yava yava yazıyorum...
Artık senin büyük ehre gitti in sırada ya adı ımız evde ya amıyoruz. Baban bir
gazetede, ‘ nsanların ba ına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde
kaza geldi ini’ okumu ; o yüzden ta ındık...
Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan
hem erilerimiz, ta ınınca adresleri de i mesin diye kapı numarasını söküp
götürmü ler...
Bu evde garip bir çama ır makinesi var. Geçen gün içine dört gömlek koydum,
çalı tırmak için duvardaki zinciri çekti imden beri bir daha gömlekleri göremedim.
Geçen hafta sadece iki kez ya mur ya dı. lki üç gün, ikincisi ise dört gün
sürdü...
Benden istedi in yele i postaya verdim. Ancak halan, ‘O koca dü melerle paket çok
a ır olur’ deyince dü meleri kopartıp yele in cebine koyduk. Orada bulabilirsin...
Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapı tırmı bulundum...
Sevgiler... Annen” H. Avni UZUNLU/ stanbul
xxxx
Büyük mutasavvıf ve Gönül nsanı Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi’nin
ahirete irtihali
25 - HaziranRegaip Kandili
30Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM2008
31Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM 2008
Kendinden ba kasını dü ünmeyen, çıkarcı, çıkarına dü kün
Bir müslümanın ayıbını veya onu kötülemek için arkasından konu mak
Büyüklenmek, kendini ba kasından üstün görme
Gösteri , ba kasının be enisi için i ve ibadet yapma
nsanına göre farklı davranma, birine bir türlü, di erine bir türlü davranma
nsanlara kötü davranma, haksızlık etmek
Mal ve mülkünden kimseye vermeme, kimseye iyilik yapmama, pin
Yapmadı ı hâlde kötü bir i i birisine yükleme, yalan yere birisini suçlu gösterme
Öç alma, kendisine yapılan kötülü ü unutmama
Saçıp savurma, ih yacından fazla harcama yapma
Ba kasının e yasını haberi olmadan alma, çalma
nsanları kandırma
Ba kasının elindekine göz dikme, ba kasının mal sahibi olmamasını isteme
Hiç çalı mama, bo bo yatma
Bilgisiz, bir ey bilmeyen
2
1
5
3
7
9
2
6
4
8
10
8
6
10
13
15
11
13
12
14
15
11
1
9
14
43 5
7
12
Bir ba laçTemizlenmesi gerekenBa kas na ait binada oturma, icarBir yaz meyvesipucu: Her sözcük bir önceki sözcü e bir harf eklenerek bulunur.
Namazda en çok okudu umuz surelerin yer ald bulmacam zda çizgileri takip ederek ayn renk çizgilerle birle en kutucuklara ayn har eri yazarak kutucuklar doldurunuz.
K
K A F R U N
PRAMiT BULMACA
Yusuf HALICI
32Somuncu Baba Çocuk Dergisi - KASIM2008
Hazırlayan: Hamidullah HalıcıÇengel Bulmaca Haziran
Bulmacayı çözdükten sonra, rakamların bulundu u karelerdeki harfleri a a ıdaki kutucuklara yazarak ifreyi bulun
9
3
2
4
5
6
7
8
1
4
9
25
5
61 2 132 1
4 6
6
5
7
1
6
4
8
6
2
5
6
7
5
Hacda say yapılan iki
tepenin isimi
Rengârenk olup uçan küçük bir
hayvan
Oruç ayı
(Tersi) Beyaz
Arnavutluk’un ba ken
Ku sesi
Vurmalı bir çalgıale
Masal da ı, ula ıl-ması imkânsız da
(Tersi) nanma,dini kabul etme
(Tersi) Taze olmayan
(Tersi) Kan yolu
Bir kı meyvesi
Peygamberimizin ismini duyunca
ona selatü selam ge rme
Nane’nin ilk hecesi
Türkiye’nin ku-zeyinde bulunan ve aynı zamanda o bölgenin ismi
olan deniz
Adale
Yır k veya delik bir yeri kapamak için
kullanılan parça
(Tersi) Edirne’nin bir ilçesi
Mekke’de bulunan
Allah’ın evi
Kı ın ya ar
Kivi’ni ünsüzleri
Uzaklık i are
s klal sava ıkomutanlarından
Kazım ……...… (Soyadı)
(Tersi) Bir geyik cinsi
Namazınfarzlarından
ayakta durma
Binaların duvarlarınıdüzgünle rmekiçin kum, kireç,
çimento karı ımınınsürülmesi
Yüze vurulan tokat
Çiçek konulan kap
Do uda bir ilimiz
A acın kolları
Yaylı bir çalgı ale
Dizi’nin ilk hecesi
Vücudumuzda dola an sıvı
Nane’nin ilk hecesi
Mu la’nın bir ilçesi
Merkezi bir kazandan gelen
sıcak su ile binaları ısıtma
sistemi
Üst di lerimizinbulundu u yer
Hacda Safa ile Merve tepeleri arasında gidip
gelme
Bisikle n oturu-lacak yeri
Bir eyi parlat-mak için kullanı-
lan madde
Bir nota
N
NN
HN B
RM
N
TM
ZS
KML
SS
K
T11 S10
A9
B3
D2
N4
5
Y6
M7
R8
I12
E1
S A L A T A L I KZ A R A AE A L O U
EK S A KME E A AAR K S E B LV A K AEY R A R H A M
A V A T UA U N A F K
M U A F I K U N
Salata yapmada kullanılır
Bir Peygamber
ç Anadolu’da bir ilimiz
(Tersi ) Beyaz
Kömür ve elektrikle çalı an
çay ale
Kı ın bulutlarınyere kadar
inmesi
(Tersi) Gerçekle -rilmesi zamana
ba lı istek ve arzu
Küçük, önemsiz kazalar yapan
Kur’an-ı Kerim’in 63. Süresi
çi ve dı ı bir olmayan insan
Murat’ın ilk hecesi
Kâbe’yi yedi kez dönme
Tenis oyununda topa vurmak için
kullanılan alet
Hayır için da ı -lan içme suyu
Hz. sa’nındo du u gün
Bir renk
Oy
Bol olmayan
ne in yavrusu
Arapçada bir harf
Ray’ın ünsüzleri
Kütahya’nın bir ilçesi
Dörtkenarı e itolan ekil
Olmamı , olgun-la mamı
Dereceleri yüksel-ci, rızkı yüksel-ci anlamındakiEsma-i Hüsna
(Tersi) Ekmek yapımındakullanılır
Kura’nın ilk hecesi
Taban kar ı
(Tersi) Az, yetersiz olan, bol olmayan
Kederin meydana gelmesi
Yumurta, un ve ekerle yapılıp
çayla yenilen bir ikram
Atların aya ınaçakılır
Huzur’un ilk hecesi
Günün ilk saatleri
Rengini de i rebilen
hayvan
Yazı mevsiminin ilk ayı
(Tersi) Adale
Anı’nın ikinci hecesi
Kendini kaybede-rek yere dü meeklinde olan sinir
hastalı ı
Arıların yap ıbesin
Arapçada bir harf
Çi olmayan
çine hava doldurulan çocuk
oyunca ı
Mayıs Ayı Çengel Bulmacanın Çözümü
FRE: EDEB EN Y M RASTIR
Tezhip: Betül OKKA
Albümü
Arkada lar sizler de Çocuk Albümümüzde vesikalık foto raflarınızın yayınlanmasını istiyorsanız [email protected] adresimize gönderiniz.
(Bir Ayet)
“ Hiçbir ey için ‘Bunu yarın yapaca ım’ deme.
Ancak ‘Allah dilerse( n aallah) yapaca ım’
de. Unuttu un zaman Allah’ı an ve ‘Umarım
Rabbim beni, do ruya daha yakın olana
eri tirir.’ de.”
(18/Kehf Suresi, 23–24)
(Bir Hadis)
“Ben, haklı bile olsa münaka ayı terk eden
kimseye cennetin kenarında bir kö kü garanti
ediyorum. aka bile olsa yalanı terk edene
de cennetin ortasında bir kö kü, ahlakı güzel
olana da cennetin en üstünde bir kö kü garanti
ediyorum.”
(Ebu Davud, Edeb 7)
Fatmanur ERDO AN
Kemal AKGÜL
Ahmet TA ÇI
Ayla KURTULAN
Elif A Recep Hamit SÖ ÜT Yusuf Berke T MUR Hesna GÜRDAMuhammed Eymen SÖ ÜT
Zehra SA DO LU Zeynep Nida ÜNAL Hamidettin EKER Yunus Emre ALPER
Mehmet BO A Yusuf Emin ÖZCAN Mehmet Ali ÖZCANNur Y T
Kamil AKGÜL Bekir AKGÜL Hasan AKGÜL remgül ÖZSOY
brahim Etem UYKUNZeynep ATE Gizem UYKUN Velican AKBA