zoom mart 2014

[ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm, haber, magazin, aktüalite dergisi ][ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm, haber, magazin, aktüalite dergisi ]

11 Günde, 7 Ülke, 20 Şehir

Nasıl gezilir?

Onur ve Tügen Çelik

Gönyeli'de MeyhanelerinAmirali; Tekerlek Ömer'in yeri

9 694851 900049

YIL:7 SAYI:73 MART 2014

10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL

9

YIL:7 SAYI:73


LEFKOSA OTTOMAN ILANLAR.fh11 2/28/14 5:20 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

yıl:3 sayı:30

www.cypruszoom.com

yıl:3 sayı:30yıl:3

sayı:30yıl:3

Mart sayısı bayiilerdeGurme

Cosmetica Önder AVM Lefkoşa - Cosmetica Lemar Lefkoşa - Cosmetica Lemar Fuar Lefkoşa - Cosmetica Erülkü Demirhan Cosmetica Önder AVM Mağusa - Cosmetica Lemar AVM Mağusa - Cosmetica Lemar Girne/Karaoğlanoğlu - Cosmetica Lemar Girne/Karakum - Cosmetica Ziya Rızkı Caddesi

www.pilottrading.com

Eşsiz deniz manzarasında, taze balık çeşitleri, zengin balık mezeleri ile yemeğin keyfi ni çıkarmak size kalmış...

R E S T A U R A NT

[email protected] www.shayna-beach.com

Çatalköy / Girne

Profi

l R

ekla

m 2

27 7

595

Rezervasyon;

0533 885 0004

Eşsiz deniz manzarasında, taze balık çeşitleri, zengin Eşsiz deniz manzarasında, taze balık çeşitleri, zengin balık mezeleri ile yemeğin keyfi ni çıkarmak size kalmış...

BalıkShayna'da yenir

Desteklerinden dolayı teşekkür ederiz.

TRAKTÖRZAHİROĞULLARI

HAYDAROĞLU MH. HASAN ŞAŞ BLV. KARATAŞ YOLU ÜZERİNO:74/A YÜREĞİR/ADANATel: 0 (322) 322 04 45 Fax: 0 (322) 322 04 43

[email protected]

[email protected]

(Sahibi) Genel Yayın Yönetmeni Birol Bebek

(Sahibi) Genel Yayın Koordinatörü Gülsüm Gözenler

Reklam Pazarlama Profi l Reklam

KATKI KOYANLARReha Arar / Derya Beyatlı

Tuğberk Emirzade / Sanem Koç Aygen Ersalıcı / Zehra Bilgen

Rauf Ersenal / Ali Özçil

Grafi k-Tasarım Profi l Reklam

Yayın KuruluMesut Günsev

Yayın Danışmanları Banu Bebek - Ersin Gözenler

Stil DanışmanıNurhan Günsev

Reklam Rezervasyonofi s: (0392) 22 77 595

(0533) 825 70 00 (0542) 875 96 66 (0533) 868 95 81 (0542) 875 55 04

Yayın TürüAylık Süreli Turizm-Haber-Magazin

Sanat - Aktüalite DergisiBaskı Pelin Ofset

www.pelinofset.com.tr

ZOOM YAYIN GRUBU, Profil Reklam ve Danışmanlık Limited Şirketi’ne aittir.

Köşklüçiftlik / Lefkoşa - Posta Kutusu 888

11 Günde, 7 Ülke, 20 Şehir

Nasıl gezilir?

Onur ve Tügen Çelik

MeyhaneninYeni tarzı;KARAFAKİMEYHANE

9 694851 900049

YIL:6 SAYI:72 ŞUBAT 2014


ZOOM DERGİ GRUBUTüm yayınlarında çevre örgütlerine, çevre bilinciyle destek vermektedir.

ZOOM

[ Dış Basın Birliği tarafından verilen 'EN İYİ DERGİ GRUBU' ödülü ]

www.cypruszoom.com

8 ZOOM

27

30

36

38

16

16

30

21

3838

16

24

694851 900049

YIL:6 SAYI:72 ŞUBAT 2014

10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL9

YIL:6 SAYI:72


ZOOM DERGİ GRUBUTüm yayınlarında çevre örgütlerine, çevre bilinciyle destek vermektedir. 36 47

www.cypruszoom.com 9

Neresinden başlayacağımı bilemiyorum. İyisinden mi, kötüsünden mi.

Yoksa; yanlışından mı, doğrusundan mı?

İyi haber, uzun bir aradan sonra içimizde yeniden fi lizlenen umut kırıntıları ile yeniden hayata döner gibi olduk.

Kötü haber ise halkın bilinçli olarak bu iyi haber-den dolayı yeşeren umutlarını oradan buradan ge-rekçelerlerle yeniden hayal kırıklığına döndürme-ye çalışılıyor olması.

Görünen o ki, “bitti” denilene kadar, sadece izle-meye devam edeceğiz.

Yoksa Güney ve Kuzey arasında sınır kapılarının açılması gibi; bir sabah kalkıp “bu gün bu iş bitti” haberi ile sıcak kumlardan serin sulara mı girece-ğiz.

Ne olursa olsun, bu kez iki tarafın da hiç olmadığı kadar yakınız çözüme.

Ne onların istediğinden, ne de bizim isterik tavrı-mızdan gelecek çözüm.

Bu kez ortada, dünyanın en geçerli nedeni; yani “para” var.

Güneyin doğal gazı nasıl pazarlayacağı hesapla-rı, Türkiye’den gelecek su. Bu ayrıntılar geleceğin; daha doğrusu Ada’nın geleceğini belirleyen iki önemli detayı oluşturuyor. Güney’de doğal gazı çı-karan şirketin ismi de ön planda tabii.

“İsrail ortaklı Amerikan şirketi” olarak bilinen

Genel Yayın Yönetmeni

[email protected]

Birol Bebek

Bu kez olsunNoble Enerji şirketi, doğalgaz çalışmalarını sür-dürürken diğer yandan, “çıkan gazın pazarlan-ması için en mantıklı adres olan Türkiye ile Güney arasındaki sorunları ortadan kaldırmak için kulis yapıyor.

Bu ölçekli şirketlerin dünyadaki poletik strateji-leri de yönlendirdiğini herkes biliyor.

Şirketin İsrail bağlantısını da düşünürsek, bunu yapabilecek güçte olduklarını düşünmek yanlış olmaz. Bir başka detay ise İsraif fi rmalarının Kar-paz bölgesine yaptığı yatırımlar. Bugün yaşanan gelişmeler gösteriyor ki, çözüm çok önceden plan-lanıyordu. O nedenle konumu itibarıyle Ada’nın en önemli noktası haline gelecek Karpaz çoktan İs-railli fi rmalar tarafından parsellenmişti. Bölgedeki değişim herkes tarafından biliniyor zaten.

Anlayacağınız, öyle ya da böyle çözüm bu kez çok uzak değil.

Birlikte görüp yaşayacağız. Şimdiden herkese hayırlısı olsun.

Bu ay yine çok özel bir dergi hazırladık, bol renkli içeriği, büyük bir ç.oğunluğunu başka yerde gör-meyeceğiniz haberleri ile severek okuyacağınızı umuyoruz.

Eminim şimdilerde herkesin aklı fi kri görüşme-lerde, gözü Tükiye'deki gelişmelerdedir. O yüzden biraz olsun kafa dağıtmak istiyorsanız dergiye konsantre olun, anın keyfi ni yaşayın.

Gelecek ay görüşmek üzere, mutlu kalın.

10 ZOOM

haber

Mobil mesajlaşmada rekabet kızışıyor; TicToc mesajlaşmaya hazır!

Mobil mesajlaşma uygulamalarına çok yeni ve iddialı bir alternatif geldi. Tic-Toc, ücretsiz mobil mesajlaşma servisi

ön çalışmalar sonucunda Türk tüketicisi tarafın-dan çok beğenildi.Tictoc, hızla uygulama dük-kanlarında üst sıralarda yer almaya ve sosyal medyada kendinden bahsettirmeye başladı.

Kore’nin önde gelen internet şirketlerinden SK Planet’in servislerinden biri olan TicToc, dünya çapında 15 milyon’un üzerinde kullanıcıya sahip. Mobil mesajlaşma uygulamalarına pek çok ye-niliği de beraberinde getiren TicToc’un kullanıcı sayısı, Türkiye pazarına girmesiyle hızla artıyor. Uygulama Türkiye’de açıldığı günden bugüne kadar yaklaşık 1 milyon kullanıcıya ulaştı, gün-lük ortalama 30 bin kullanıcı TicToc’a katılıyor.

Mobilden Bilgisayara Kesintisiz GeçişTicToc, ücretsiz mesajlaşma ve konuşma imka-

nı sağlamasının yanı sıra, dünyanın her yerin-deki kişilerle sesli arama seçeneğini görüntü ve ses kalitesiyle daha keyifl i hale getiriyor. Kulla-nıcılar isterlerse mesajlarda kullanılan resimle-ri, videoları ve diğer tüm dosyaları TicTocbox’a kaydederek bilgisayardan veya mobil cihazdan istedikleri dosyaya kolay ulaşım sağlıyor. Kul-lanıcının bilgisayarda başlattığı sohbete, istediği anda mobil cihazı üzerinden kaldığı yerden de-vam edebilmesi özelliğine sahip TicToc, bilgisa-

yarda hiçbir sohbet geçmişi de tutmayarak kişi-sel veri gizliliğini en üst düzeyde sağlıyor.

TicTocID özelliği ile telefon rehberinde bulun-mayan kişiler ile de mesajlaşma imkanı sunan uygulama, sohbete başlamak için cep telefonu numarası verme zorunluluğunu da ortadan kal-dırıyor.

En güvenli mobil mesajlaşma uygulamaların-dan biri olarak öne çıkan TicToc, izlediği gizlilik politikası gereği kullanıcıların arasında geçen mesajlaşmaları sunucularında saklamıyor. Bu nedenle kullanıcılar yeni bir cihaza kurulum yaptığında TicToc, “Sohbet geçmişiniz yeni ci-hazınıza transfer edilsin mi?” sorusunu sormu-yor. Gönderilen mesaj alıcı uygulamaya iletildiği anda TicToc sunucularından siliniyor ve ulaşıla-maz hale geliyor.

Ekran Kamera Moduna GiriyorSohbet esnasında metin ve fotoğrafın öte-

sinde; ses kaydı, kontak bilgisi, lokasyon bilgi-si, Facebook fotoğraf albümünden fotoğraf ve TicTocbox’a daha önce yüklenmiş olan dosyaları kolaylıkla paylaşabilen kullanıcılar, Walk&Talk özelliği ile de yürürken bile sohbet edilebiliyor. Bu özellik ile ekranın arkaplanına mobil cihazın kamerası o anki görüntüsünü alabiliyor.

TicToc kullanıcıları kendi stickerlarını yaratabi-liyor, Youtube ve Alkışlarlayaşıyorum gibi mec-ralardaki içerikler ise kullanıcıları paylaşıma ha-zır şekilde bekliyor.


haber

THE FAMOUS GROUSE ULTIMATE'İN GELECEĞİNİANKETLER BELİRLEYECEK

ŞEREFİNE FRANK!GOOGLE BİLİM FUARI 2014'E BAŞVURULAR BAŞLADI

118 yıllık tecrübesiyle mükemmellik peşinde koşan Famous Grouse, yılların birikimini ödün vermeden hazırlanmış bu yeni markaya adadı.Henüz içeriği ve üretim detayları firma tarafından çok gizli tutulan, The Famous Grouse Ultimate, ülkemizde Şubat ayı boyunca ada genelinde 8 noktada test yapılması için satışa sunuldu. Bunun yanında ürün ile ilgili tüketici ve müşteri yorumlarını ölçmek için 150 kişi’ye anket ve kör tadım yapılıyor.Tüm dünyada sadece Kuzey Kıbrıs ve Rusya’da test edilen The Famous Grouse Ultimate, anketler sonucunda dünya pazarına satılıp satılmayacağına karar verilecek.

Dünyanın dört bir yanındaki parlak beyinleri dünyayı değiştirecek fikirlerini paylaşmaya davet eden Google Bilim Fuarı 2014 (Google Science Fair 2014) için başvurular başlıyor. Yaşları 13-18 arasında değişen öğrenciler, dünyanın en büyük online bilim fuarı olan organizasyona projeleriyle 12 Mayıs 2014 tarihine kadar başvurabilecek. Google Bilim Fuarı’nda kazananlar, 22 Eylül’de Google’ın Mountainview Kaliforniya’daki merkezinde düzenlenecek gala etkinliğinde açıklanacak.Virgin Galactic, Scientific American, LEGO Education ve National Geographic işbirliğiyle düzenlenen bu yıl ki Google Bilim Fuarı’nda büyük ödülü kazanan kişi New Mexico’da bulunan Spaceport America’da uzay uçuşu için hazırlık yapan Virgin Galactic ekibine katılıp, astronotları Dünya’ya dönüşte ilk karşılayanlar arasında olma şansı yakalayacak. Ayrıca National Geographic’in Endeavour gemisiyle Galapagos Adaları’na 10 günlük yolculuk yapma olanağına kavuşurken, okulu da derginin dijital edisyonuna 1 yıl süreyle ücretsiz abone olabilecek. Yaş kategorilerine göre kazanan katılımcılar ise Danimarka Billund’daki LEGO fabrikası, Google veya National Geographic ofislerinden birini ziyaret edecek.

İki Yeni KategoriBu yılki yarışmaya iki yeni kategori daha eklendi. “Bilgisayar Bilimleri Ödülü”, bu alanda yenilikçi bir projeye verilirken, Ülke Ödülleri de dünyanın belli bölgelerinde yaşadıkları toplumun sorunlarını çözmeye yönelik proje sahibi öğrencilere verilecek.Scientific American Science In Action ödülü bu yıl da sağlık, kaynaklar ve çevresel zorluklarla ilgili sorunlara yönelik bir projeye verilecek. Kazanan proje bir yıl süreyle Scientific American’dan mentorluk ve proje için kullanılacak 50 bin dolarla desteklenecek.Geçtiğimiz yıl düzenlenen Google Bilim Fuarı’nda, Türkiye’den lise öğrencisi Elif Bilgin’in “Muz kabuklarının biyoplastik üretiminde kullanılması” projesi binlerce proje arasından sıyrılarak küresel finale kalmıştı. Aynı zamanda Scientific American Science In Action ödülü kazanan Elif Bilgin, online olarak gerçekleşen Halk Oylamasında Ödülü’nün de sahibi olmuştu. Ayrıntılı bilgi için: www.googlesciencefair.com/tr

Jack Daniel’s, Frank Sinatra onuruna üretilen özel viskisini Ülkemizde de sa-tışa çıkardı. “Jack Daniels Sinatra Select özel şişesi, yüzde 45 alkol oranı ve özel Sinatra fıçılarında yıllandırılmış içeriğiyle dikkat çekiyor.Daniel’s, Frank Sinatra’nın adını verdiği özel viskisini piyasaya sundu. Marka, sıkı bir Jack Daniel’s tutkunu olan Sinatra için meşenin etkisini yoğunlaştırarak, yeni bir viski yarattı.Siyah renkli ve turuncu detaylı kutusun-daki Sinatra Select; Frank Sinatra ve Jack Daniel’s dostluğunu ve özel hika-yeleri içeren bir kitapçıkla sunuluyor. En kaliteli mısır, çavdar, arpa maltından ve saf, demir içermeyen kaynak suyundan özenle üretilen Tennessee viskisi Jack Daniel’s’a göre daha yüksek olan yüzde 45 alkol oranı ve özel yapılmış Sinatra fıçılarında yıllandırılmış bir viskisi olma-sıyla da dikkat çekiyor. Bu özel Sinatra fıçıları, içlerine açılmış oluklarla viskinin meşeyle daha fazla temas etmesini sağ-layarak daha zengin bir vanilya aroması ve kehribar rengi sağlamak üzerine tasarlandı. Frank Sinatra ve Jack Daniel’s arasında yarım yüzyıldan uzun devam eden efsa-ne dostluk 1940’lara uzanıyor. Sinatra ilk kez Jack Daniel’s viskisi ile yakın arkadaşı Jackie Gleason ile beraber gittiği New York, Manhattan’daki bir kokteyl barda tanışıyor. Sonraki 50 yıl boyunca Jack Daniel’s (nam-i diğer: Old No 7) ve Frank Sinatra (nam-i diğer: Old Blue Eyes) ayrılmaz bir ikili oluyor. Kulisinde ve özel uçağında her zaman Jack Daniel’s şişeleri bulunduran Sinatra viskisini her zaman viski bardağında 3-4 adet buz, iki parmak Jack Daniel’s ve su ile içer, bunu “bir beyefendi içkisi” olarak tanımlardı.

12 ZOOM

haber

BAHÇELERDE KEYİF ZAMANI!

FERRARİ ARTIK KOLDA

NEXT SD21 PRO AKSİYON KAMERASI İLE KESİNTİSİZ ADRENALİN

Baharın yaklaşmasıyla beraber bahçelere geçiş başlıyor. Doğayla iç içe olan bahçesinde şık ve rahat bir ortam yaratmak isteyenler için Sertex yepyeni koleksiyonunu gözler önüne seriyor. Sertex döşemelik ürünler modern görünümünün yanı sıra kolay temizlenebilir özelliğiyle de kolaylık sunuyor. Bahar aylarının keyfini bahçelerinde çıkarmak başkadır. Özellikle de güzel bir doğa manzarasına karşı. Baharın gelmesiyle birlikte yavaş yavaş hareketlenen bahçelerde oturma gruplarında küçük dokunuşlar yaparak büyük değişimler yaratmak mümkün. Sertex’in çok özel döşemelik ürünleri ile oturma gruplarında fark yaratabilirsiniz.Sertex’in sezonun trendi kareli kumaşları, düz ya da birbirinden farklı desenleri bahçelere hareketlilik getiriyor. Canlı renklerin yanı sıra krem ve kahve tonlarının ağırlıklı olarak kullanıldığı kumaşlar ister tek renk olarak, ister değişik renk kombinleri yaparak tercih edilebiliyor. Üstelik kolay temizlenebilir özelliği ile pratik çözümler sunuyor. www.sertex.com.tr

Adrenalin tutkunları için geliştirdiği Next SD21 PRO Aksiyon Kamerası hareketli alanlarda çekim yapmanızı kolaylaştırıyor. Yüksek adrenalinli spor tutkunları havada, karada hatta su altında bile kaliteli çekim yapabilen Next SD21 PRO Aksiyon Kamerası ile saniyede 120 kareye kadar görüntü alarak en heyecanlı anlarını ölümsüzleştiriyor.Sahip olduğu yüksek çekim özelliğiyle en hareketli ve aksiyon dolu anlarınızı dahi fotoğrafl ayan aksiyon Kamerası 1080p Full HD çözünürlüğü, geniş, orta, dar görüş açısı, açısal döndürmede düz kayıt modu ve üç farklı pozlama modu ile yüksek hızda kayıt imkanı sunuyor.170 derece açılı F3.0 cam lensi ve 3, 5 ve 8 MP çözünürlük seçenekleriyle su altında bile yüksek kaliteli fotoğrafl ar sunan kamera, otomatik sürekli çekim moduyla da hareketli alanlarda kesintisiz çekim yapmanızı sağlıyor. 64 GB’a kadar yükseltilebilen hafıza kartı da uzun soluklu aksiyon sporları sırasında kesintisiz bir heyecan yaşatıyor.Havada, Karada Ya Da Suda; Aksiyon Kameranız Hep Yanınızdaİster yüksek ve zorlu bir dağ tırmanışı, ister çamur ve bataklıklarla dolu zorlu bir yarış parkuru, isterseniz de mavi suların derinliklerinde olun, kameranın üstün özellikleri ve aksesuarlarıyla bu özel anlarınızı ölümsüzleştirebiliyorsunuz.Hayatına heyecan katmayı sevenlerin tercihi olan Next Aksiyon Kamerası; su geçirmez kılıfı, uzaktan kumandası, lcd ekranı, ekstra bataryası, yan kask ve bisiklet için bağlantı aparatları, kask kullanımları için kavisli aksesuarı, düz zeminler için kullanım aksesuarı, araç vantuzu, montaj aksesuarları, USB ve AV kablolarıyla aksiyon filmlerini aratmayacak kayıtlar için adrenalin tutkunlarını bekliyor.

Ferrari’nin 1960 tasarımından esinlenen “Heritage” koleksiyonu çağdaş doku-nuşlu vintage saat modelleri ile öne çıktı. Tamamen fonksiyonel kronograf makineye sahip olan saatin kadranında yer alan ikinci ibrenin hareketi Scuderia Ferrari’nin yumuşak hızını taklit ediyor. 44 mm çapındaki paslanmaz çelik ka-sası, kadranı ve deri kayışı tam bir uyum içinde tasarlanmış. Orijinal tasarımıyla göz kamaştıran ‘’Heritage’’ de saat 5 yö-nünde bir saat sayacı, saat 6 yönünde 30 dakikalık bir gösterge ve saat 7 yönünde 60 saniyelik bir gösterge bulunuyor. Saat 12 yönünde ise Scuderia Ferrari logosu yer alıyor. 5 ATM’ye kadar suya dayanıklı olan ma-kinenin kronograf modülü bulunuyor. Kronograf fonksiyonunu başlatmak ve durdurmak için saat 2 yönündeki butonun, sıfırlama fonksiyonu için ise saat 4 yönündeki butonun ayarlanması gerekiyor. Çift kanatlı emniyet sistemli katlanabilir klipsi sayesinde rahat ve güvenli bir kullanım özelliği taşıyan Scuderia Ferrari ‘’Heritage’’ Saatin Fiyatı ise 1.470 TL


Çay zamanı: Tea Leaf

El yapımı 100’den fazla harita ve obje

YDÜ'de görücüye çıkıyor

Hafif bir şeyler atıştırıp, çay, kahve yu-

dumlayarak günün tadını çıkarmak isti-yorsanız Tea Leaf tam size göre! İngiltere’den adamıza gelmiş olan Jane, tamamıyla kendi dizayn ederek çok elit bir mekan yaratmış. Beş çayına bekliyorsu-nuz haberiniz olsun.

haber

Yakın Doğu Üniversitesi, geçmişi 17. yüzyıla kadar uzanan, Kıbrıs tarihine mercek tutacak bir sergi-

ye ev sahipliği yapıyor! Prof. Heath Lowry’nin harita koleksiyo-

nundan oluşan 17. ve 19. yüzyıla ait par-çaların yer aldığı “Uuslararası Eski Kıbrıs

Haritaları” sergisinde; Kuzey Kıbrıs Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi’nin zengin ko-leksiyonu, Kıbrıs Vakıflar İdaresi’nin arşivi-nin çoğu tek nüsha ve el yapımı haritaları, YDÜ Kütüphanesi’nin CMC Cyprus Mines Corporation - Kıbrıs Maden Şirketi’nin tarihçesine ışık tutan haritaları, Nazif Bo-zatlı koleksiyonu ve Admiralty - İngiltere Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından hazırlanan Kıbrıs Limanları ve Kıbrıs Adası çevresi için seyir haritaları bulunuyor.

Birçoğu dünyada tek olan, el yapımı 100’den fazla harita ve objeden oluşan “Uuslararası Eski Kıbrıs Haritaları” sergisi, 10 - 30 Mart 2014 tarihleri arasında YDÜ Hastanesi fuayesinde görülebilir.

14 ZOOM

haber

Facebook'ta her gün büyümekte olan ve hayvanseverlerin oluşturduğu yeni bir grup var. Adı ise Hope 4 Pets North Cyprus (Kuzey Kıbrıs'ta Evcil Hayvanlara Umut). Ülkemizde yaşayan İngilizler'in öncülük yaptığı grupta, sokakta kalan kediler ve köpekler için bir ev bulma çabası dikkat çekiyor. Gurupta, resimlerle beraber birçok sevimli hayvan bulunuyor. Acilen yeni aileye ihtiyaç duyululan hayvanların resimleri ile duyurusuna yer veren gurup, sokak hayvanlarına ev bulmayı hedefliyor. Özellikle hayvanseverlerin büyük ilgi gösterdiği grup sayesinde, çok sayıda sahipsiz hayvana kalacak yer bulunuyor..

Dünyada kentlerde artan nüfus trafik sorunu ilk sıralara taşıdı. Öyle olunca tasarımcılar, trafik sorununu çözecek alternatif projeler üzerinde çalışmaya başladılar.RYNO Motor enteresan bir tasarımı basın ile paylaştı. Trafikte özgür bir hareket imkanı sunan tasarım, trafiğe sıradışı bir çözüm getiriyor. Ancak tek kişilik çözüm olan motorsiklet görünümlü araç, yürümek zorunda kaldığınız durumlarda, sıkışan trafiğin arasından kolayca yol almanıza imkan veriyor. Trafiğe mikro bir çözü olarak nitelenen araç, standart bir motorsiklet özelliklerine sahip. Tek farkı bir tekerleğe sahip olması. Sahibine kolay bir kullanım imkanı sunan tasarım, gelecekte seri olarak üretilir mi bilinmez, ama sıkışan trafik için şimdilik aklımızda bulunsun...

KENT IÇI TRAFIK SORUNU BITERECEK TASARIM

BU GURUBUN HEDEFIHAYVANLARA EV BULMAK

H1N3 VIRÜSÜ’NEEN IYI SAVUNMA BALSoğuk havalarla birlikte kış hastalıkları da zirve yapıyor. Antibiyotiklerin çare olmadığı hastalıkların imdadına doğal ve sağlıklı ürünler yetişiyor. Uzmanlara göre bal, bu ürünlerden biri. Bağışıklık sistemini güçlendiren bal, hastalıklara karşı vücutta koruma kalkanı oluşturuyor. Günümüzün en bulaşıcı hastalığı H1N3 virüsü özellikle bağışıklık sistemi zayıf ya da hasta olanlarda daha sık ve tehlikeli şekilde görülüyor. Antibiyotikle tedavi edilemeyen virüs için uzmanların sıklıkla söylediği yöntem ise dengeli ve doğal beslenmek. Hastalık sürecinde bağışıklık sistemimizin zayıflaması nedeniyle doğal bal tüketimi önem kazanıyor.

Antibiyotik Yerine Bal TakviyesiGünümüzde antibiyotiklerin sıklıkla kullanımı önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Gereksiz ve uygunsuz antibiyotik kullanımı vücutta antibiyotik direncine sebep oluyor. Bu da Antibiyotiğin belli bir bakteriyi öldürme ve üremesini durdurma özelliğini kaybetmesi anlamına geliyor. Hayatımızda antibiyotik kullanımı minimum olması gerektiğinin altını çizen uzmanlar, Antibiyotik yerine doğal besinlerden faydalanmamızın en doğrusu olduğuna dikkat çekiyor.

Ortan Arıcılık (Hülya Ortan)Bolu Sok. Sosyal Konutlar 10 blok No 2

K.Kaymaklı Lefkosa KKTCTel: 0392 229 1675 - 0533 8752826

[email protected]

Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin yanı sıra orijinal parfüm markalarının da yer aldığı Cozmetica'lar artık herkesin ulaşa-

bileceği noktalarda. Lemar'lar, Önder, Erülkü Süpermarket gibi tüm

büyük markatlerin içindeki satış noklarında hiz-met veren Cozmetica'lar, Free Shop'lardan bile ucuza orijinal parfümler alabileceğiniz, onlarca alternatif bakım ürünleri ile dikkat çekiyor.

Adını duysanız bile, eminiz birçoğunuzun yolu, Lapta Sahil Yürüyüş Yolu'na düş-memiştir. Ülkemizde şimdiye kadar yapılmış en güzel icraatlardan biri olarak dikkat çeken proje, sahil boyunca, muhteşem bir manzara eşliğinde yürüyüş

yapma imkanı sunuyor. Tüm detayları ile müemmel bir yürüyüş için, çok özel bir seçe-nek sunan Lapta Sahil Yolu, hala görmediyseniz sizi bekliyor...

haber

Dünyaca ünlü top model Miran-da Kerr’in Roberto Bravo defi-lesinde taktığı 3 milyon dolarlık

mücevher seti Roberto Bravo mağazala-rında mücevher meraklılarının beğenisi-ne sunuldu.

Antalya’da özel bir organizasyonda gerçekleşen Roberto Bravo defilesinde podyuma çıkan Miranda Kerr, Roberto Bravo tarafından özel olarak üretilen 3 milyon dolarlık set ile adından çokça söz ettirmişti. Miranda Kerr için özel üretilen set, İstanbul Aqua Florya Roberto Bravo mağazasında mücevher meraklılarının beğenisine de sunuldu.

Üzerinde mükemmel kesim 2014 adet pırlanta bulunan 3 milyon dolarlık set Roberto Bravo Aqua Florya mağazasın-da sergilendi.

16 ZOOM

Miranda’nın 3 milyon dolarlık mücevher seti görücüye çıktı

Aradığınız tüm markalarCozmetica'larda

Roberto Bravo Aqua Florya mağazasın-da sergilendi.

En güzel Proje Lapta Sahil Yürüyüş Yolu

®

Follow us on Facebook / bartonguestierwww.barton-guestier.com

ENJO

Y O

UR

QU

ALI

TY R

ESPO

NSI

BLY

0392 228 57470392 228 57470392 228 5747

Wine & Dine, it’s B&G time!

Paris

Tokyo Moskov

New York

ÖZOK'tan bir ilk

18 ZOOM

haber

Sanata ve sanatçıya verdiği destek-le bilinen Özok Group, bir ilki daha gerçekleştirdi. Geçtiğimiz ay için-

de Haspolat'taki Renault Plaza'da müzik dinletisi programı balatan şirket, renkli görüntülere ev sahipliği yapıyor. Her gün 12.00-14.00 saatleri arasında, Piyanist Umut Karacaoğlu’nun, ünlü sanat eserlerini icra

ettiği piyano dinletisi, Renault Plaza’ya ge-len müşterilerimiz tarafından ilgi ile dinleni-yor. Plazaya ayrı bir hava katan bu etkinlik, sanata özel bir önem veren, ilklerin firması Özok‘un Ada'mıza kattığı yeni bir bakış açı-sı. Herkese açık olan dinletiyi izlemek iste-yenler, hergün 12.00-14.00 saatleri arasında Özok Renault Plaza'ya gidebilir.

4 milyar dolarlık aktif büyüklüğü aşan Altınbaş Holding’den aldığı güç ile büyümeye devam eden

Alpet, 2014 yatırımlarını sürdürüyor. Gönyeli kavşağındaki Alpet istasyonu görkemli bir törenle işbaşı yaptı!

Geçtiğimiz ay içinde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ahmet Kaşif ve Altınbaş Holding üst düzey yetkilileri tarafından açılışı yapılan istasyonda 24 saat kesintisiz hizmet sunuluyor.

Altınbaş Grubu tarafından işletilen is-tasyon, araç trafiğinin yoğun olduğu böl-gede zengin ürün çeşitliliği ve modern altyapısı ile hizmet veriyor. Alpet Club Card’a üye olan bu istasyonda, kablosuz internet sunulan kafe ve oturma alanının yanısıra, market ve oto yıkama hizmet-leri de veriliyor.

Alpet’ten Bir istasyon daha

1997 yılında hizmet vermeye başlayan Alpet iş ortakları da dahil olmak üzere 300 kişilik dinamik bir ekiple hizmetleri-ni geliştirmeye devam ediyor. Ayrıca 2014 yılı içerisinde hizmet ağını genişleterek birden fazla noktada yeni istas-yonlarla hizmet vermeye devam edecek olan kurum, 35 adet ticari, 50 adet kurumsal kimlikli bayisi ve yüzde 100’ü işbirlikli havayolu şirket portfoyü ile de ülke genelinde kaliteli hizmet sunmaya devam ediyor.


haber

Altınbaş Holding'in Ukrayna'daki bankası Creditwest Bank Ukray-na, ülke bankacılık sisteminde

aktif kârlılığında 3'üncü sıraya yükseldi. 1 Ocak 2014 itibariyle Creditwest Bank Ukrayna'nın aktif kârlılık oranı yüzde 3.14 olarak gerçekleşti. Creditwest Bank Ukrayna, sermaye kârlılığında da yüzde 18.19 ile 7'nci oldu.

Bankanın Ukrayna'daki başarısını değer-lendiren Creditwest Bank Ukrayna Genel Müdürü Adnan Anaçali: “Siyasi ve eko-nomik dalgalanmaya rağmen Creditwest Bank Ukrayna, 2013 yılında da bankacılık sistemi içerisindeki güvenilirliğini ve is-tikrarlı büyümesini sürdürmüştür. 2012 yıl sonundaki aktif kârlılığını 6'ncı sıradan 2013 yılında 3'üncü sıraya, sermaye kârlılığını 11'inci sıradan 7'ncı sıraya, yerel uzun vadeli kredi notunu A-‘dan AA+ yükseltmiştir.” dedi.

Ukrayna’da 2007 yılında açılan ve ülke-deki ilk Türk sermayeli banka olan Credit-west Bank Ukrayna, kısa süre içerisinde her türlü bireysel ve kurumsal bankacılık hizmetini verebilen ve servislerini yerel standartların üzerinde kalite ile sunan bir banka haline geldi.

UKRAYNA'DA İLK 3'E GİRDİ!

Creditwest Bank Ukrayna Genel Müdürü Adnan Anaçali

www.www.www.www.

datumcenter

www.gigabyteltd.com

Adres: No:2 Fener Sokak Kızılbaş, Lefkoşa - KıbrısTel: (0090 392) 444 22 98 - Fax: (0090 392) 225 84 25

13149-12498

www.datumcenter.comPr

ofi l

Adv

ert 2

27 7

595

Rakiplerinden bir adım önde ol, güvende ol.

Web / e-mail barındırma ve alan adı kaydı

Efsane Lotus motorsiklet

üretecek

Efsane model Lotus motorsiklet üretme kararı aldı. İşte düşünülen modeller. Gören herkesi hayran bırakan tasarım, ismine yakı-şan bir çıkışla sektöre giriş yapacak, devamını bizde merak ediyoruz..


röportaj

Efsane marka Lotus motorsiklete el attı. Yaratıcısından, modellerine, ya-rış dünyasındaki başarılarından

tutun da, imajına kadar da çok sağlam bir isim Lotus.

nlü marka arabadan sonra, şimdi de motosiklet üretmeye karar verdi. Marka Lotus olunca Tabiidir ki şanına yakışacak bir model orataya çıktı. V şekilli iki silin-dir bir motor ile 200 beygir civarında bir güce sahip olacağı söylenen motosikle-tin, bir süredir sürüş testlerine başlandığı ve denge ile viraj kabiliyetinin şimdiden üst düzeyde olduğu basına sızdırılan ayrıntılardan biri.

Diğer bilgi de, denemesi yapılan iki motosiklet olduğu ve birisinin karbon-

fi ber gövdeyle test edildiği yönün-de. Yani C01 karbon fi ber gövde

ile de gelebilir.Görseller bizzat Lotus tarafından hazırlanmışlar. Her ne kadar gerçek fo-toğraf değillerse de, Lo-tus modelin bire bir aynı olduğunu ifade ediyor. Yalnız şu da var, motosiklete

hala bir kaç estetik dokunuş ve değişiklik yapılacak, fakat

bunlar çok ufak değişiklikler olacak diye konuşuluyor.

Efsane Lotus

Efsane model Lotus motorsiklet üretme kararı aldı. İşte düşünülen modeller. Gören herkesi hayran bırakan tasarım, ismine yakı-şan bir çıkışla sektöre giriş yapacak, devamını bizde merak ediyoruz..

röportajröportaj

Lotus olunca Tabiidir ki şanına yakışacak bir model orataya çıktı. V şekilli iki silin-dir bir motor ile 200 beygir civarında bir güce sahip olacağı söylenen motosikle-tin, bir süredir sürüş testlerine başlandığı ve denge ile viraj kabiliyetinin şimdiden üst düzeyde olduğu basına sızdırılan ayrıntılardan biri.

Diğer bilgi de, denemesi yapılan iki motosiklet olduğu ve birisinin karbon-

fi ber gövdeyle test edildiği yönün-de. Yani C01 karbon fi ber gövde

ile de gelebilir.Görseller bizzat Lotus tarafından hazırlanmışlar. Her ne kadar gerçek fo-toğraf değillerse de, Lo-tus modelin bire bir aynı olduğunu ifade ediyor. Yalnız şu da var, motosiklete

hala bir kaç estetik dokunuş ve değişiklik yapılacak, fakat

bunlar çok ufak değişiklikler olacak diye konuşuluyor.

22 ZOOM

haber

DALİN’LE BEBEKLER HEP MUTLUAnne sütünün süt pompalarıyla sağıl-ması sonrasında fazla anne sütü ileriye yönelik yatırım amacıyla saklanmalıdır.Bebeklerin uzun sürelerde anne sütü ile beslenmesi gelişimlerine destek olacak-tır. Bu nedenle fazla sütün depolanması ve annenin sütünün azaldığı durumlarda yada annenin çalışmak zorunda kalıp bebeğinden ayrı kaldığı durumlarda besin değerini kaybetmeden saklayabil-mesi amacıyla üretilen Dalin Anne Sütü Saklama Poşetleri steril edilmiş, hijyenik haldedir.Sütün besin değerini kaybetmesini ve bakterilerin oluşmasını önlemek için anne sütü kullanılmadığı zaman derhal buzdolabına konmalı, eğer 24 saatten fazla kullanılmayacaksa dondurulmalıdır. Bu nedenle anne sütünün saklanması için Dalin anne sütü saklama poşeti idealdir.Poşet klipsleri sayesinde hava ve nem geçirmeyen ve anne sütünün kalitesini muhafaza eden özel materyalden yapıl-mıştır. Isı izolasyonlu dikişleri poşetin yır-tılmasını ve patlamasını önler. Anne sü-tünü koyduktan sonra poşetin üzerinde tarih atabileceği bölüm vardır. Bu şekilde anne sütünün tazeliğini koruyabilir.Anne sütü Dalin anne sütü saklama poşeti ile buzdolabının dondurucu böl-mesinde yaklaşık olarak 2-3 hafta, derin dondurucuda (-20, -40 Cde) yaklaşık olarak 3 aydan 6 aya kadar saklanabilir.olarak 3 aydan 6 aya kadar saklanabilir.

Girne'de işten geç çıkıyorsunuz, biraz eğlenmek istiyorsunuz ve bakı-yorsunuz ki her yer kapalı. Yanlış! Bir yer açık: Orası Groggy Lounge. Müzik dinleyip, içkinizi içmek ve biraz da muhabbet etmek istiyor-

sanız Groggy Lounge gece saat 3’e kadar hizmet veren hoş bir mekan.

Eğlenmeye Devam :Groggy Lounge

Backwood Girne’nin tam merkezine

kurulmuş, hareketli bir mekan. Hafta sonları canlı müzik dinlemek için gelebileceğiniz gibi, gün boyunca da güne-şim tadını çıkarıp Girne çarşısının renkliliğini izlemek için uğrayabi-lirsiniz.

Her daim renkli:Backwood

www.cypruszoom.com 23www.cypruszoom.com 23

haber

Alternatif mekanla-rın çokluğu kaliteyi artırıyor.

Seçeneklerin son gözdesi, herkesin fırıncı olarak bildi-ği Çıralı Fırın'ın yeni yatırımı olan kafeden.

Girne, Çatalköy yolu üzeri-ne açılan Çıralı Fırın’ın geniş bahçesinde oturup, çayınızı yudumlarken leziz unlu mamullerden yiyebilirsiniz. Tatlısından tuzlusuna her çeşidi bulabileceğiniz Çıralı Fırın’ın kalitesine zaten aşi-nayız, şimdi de yemyeşil bahçesinde bir mola ver-mek fena olmaz değil mi?

Fırından Taze Taze: Çıralı Bakery Kafe

24 ZOOM

haber

↘

BURÇLARA GÖRE

MAKYAJ TÜYOLARIBURÇLAR; MEĞER SADECE KARAKTERISTIK ÖZELLIKLERI ILE DEĞIL, MAKYAJ STILLERI ILE DE AYRILIYORMUŞ. ALIX AVIEN MAKYAJ UZMANLARI KADINLARA, ASTROLOJIDE YER ALAN TOP-RAK, HAVA, ATEŞ VE SU GRUPLARININ BURÇLARINDAN YOLA ÇIKARAK, BURCUNUZA UYGUN RENKLERI VE MAKYAJ TÜYOLARININ DETAYLARINI VERDI...

Kimi burçlar sade, kimileri çarpıcı, kimi-leri ise çocuksu görünmeyi sever. Her burcun stili farklı olduğu için her burcun

uygun renkleri ve makyaj çeşitleri de farklıdır... Siz de burcunuzun renkleri ile nasıl bir makyaj

yapmanız gerektiğini öğrenmek ister misiniz?

O halde Alix Avien makyaj uzmanlarının öneri-lerine kulak verin ve astro güzelliğinizi keşfedin… Astrolojide yer alan toprak, hava, ateş ve su grup-larının burçlarından yola çıkarak kendi burcunu-za uygun renkleri ve makyaj tüyolarını öğrenin, makyajınızla fark yaratın!

KOÇ:Hayattan zevk almayı seven, sosyal,

idealist Koç kadını makyajda sade ama çarpıcı olmayı sever. Göz ve dudaklarına dikkat çekmeyi seven Koç kadını makyajda da dikkat çekici renkleri kullanmalıdır. Gözlerde siyah far ve kalem kullanmaları önerilirken, rujda uğurlu rengi ateş kırmızısı tonla-rındaki iddialı bir kırmızı tonunu tercih etmelidir. Alix Avien’in çarpıcı farklı tonlardaki kırmızı rujları Koç kadınının cazibesine cazibe katacaktır. Alışveriş Listesi Alix Avien ikili Far 521 veya Palet Far 1, Ruj 50 veya 310, Lipgloss 711, Göz Kalemi 401

İKİZLER: Neşeli olan, bağımsızlık ve değişiklik-ten hoşlanan İkizler kadını, makyajda yeni şeyleri denemeyi sever. İkizler kadınının enerjisini ortaya çıkaracak olan ve uğurlu renkleri olan beyaz ve mavi tonlarındaki bir göz makyaj stili bu burç kadını için idealdir. Zıtlık yaratması açısından öncelikle göz ka-paklarının üst kısmına beyaz far, orta kısımdan dış kısma doğru ise mavi kalem ya da far kullanılması öneril-mektedir. Alix Avien makyaj uzman-ları, mavi göz makyajı yapan İkizler kadınının mavi maskara ile çok daha büyüleyici bakışlara sahip olacağını belirtiyor. Alix Avien’in yeni çıkan hacim veren saks mavisi maskarası “Volumatic Mavi Mascara” İkizler kadının vazge-çilmezi olacak gibi görünüyor. Alışveriş Listesi Alix Avien Volumatıc Mavi Mascara, Palet Far 7, Göz Kalemi 303, Glitter Eyelıner 1

BOĞA:Güzel ve kadınsı olan, aynı za-

manda bunun da bilincinde olan Boğa burcu kadını makyaj yapmayı, güzel kokmayı, bakımlı olmayı ve alımlı görünmeyi sever. Uğurlu taşı zümrüt renginde bir kalem ya da far ile göz makyajı yapabileceği gibi, mavi tonlarındaki göz makyajının da yakışacağı Boğa kadını, dudak-larında ise pastel tonlardaki rujları tercih etmelidir. Alix Avien’in yeşil ve mavi tonla-rındaki Palet far, kalem far ve göz kalemleri Boğa kadınına aradığı çekiliciliğe ulaşmada yardımcı olacaktır. Alışveriş Listesi Alix Avien Üçlü Far 709 veya 710, Palet Far 3, Göz Kalemi 301 veya 405, Ruj 320 veya 341


haber

ASLAN:Aslan kadını güzelliği, kendine gü-

veni, asil ve güçlü tavırları ile hemen fark edilir. Çok parlak bir gülüşe ve hoş sohbete sahip olan Aslan kadını aynı zamanda lüksü ve ihtişamı da sever. Girdiği her ortamda kendini fark ettirmeyi seven Aslan kadınına, uğurlu rengi ve ihtişamın sembolü altın ve sarı tonlarındaki makyaj öneriliyor. Al-tın rengindeki bir far ile göz makyajını yapabileceği gibi, altın simli makyaj ürünleri ile de makyajında çarpıcı vuruşlar yapabilir.

Alix Avien’in sarı, bakır ve altın rengi farlarının yanı sıra, göze ışıltı veren Glitter Eyeliner ve dekoltede sim ola-rak kullanılan Magic Brush iddialı ve kendine hayran bırakmayı seven Aslan kadınının vazgeçilmezi olacaktır...

Alışveriş ListesiAlix Avien Glitter Eyeliner 5, Dörtlü Far 309, Palet Far 9, Ruj 367 veya 371

YENGEÇ:Gülmeyi seven, sempatik ve çoğu

zaman çocuksu ve melankolik bir havası olan Yengeç kadını, aynı zamanda çok duygusal ve roman-tiktir. Alix Avien makyaj uzmanları, romantik Yengeç kadınlarının göz makyajında beyaz ve gümüş rengi farları kullanmasını öneriyor. Ayın etkisindeki Yengeç kadınının Ay’ın ışığını ve romantizmini bakışlarına yansıtması için bu renkler özellikle önerilmektedir. Çocuksu tenlerine şeftali rengi allık kullanarak çok daha masum bir görüntüye kavu-şabilecekleri de belirtilirken, ruj tercihlerini ise pembe tonlarında yapmaları gerektiğinin altı çizili-yor...

Alix Avien’in doğal renkteki ve nemlendirici özellikteki lipglossları tam Yengeç kadınlarına göre.

Alışveriş ListesiAlix Avien Ruj 322 veya 399, Lipg-loss 720, İkili Far 520, Göz Kalemi 367

BAŞAK:Sadeliği seven, abartıyı sevmeyen

detaycı Başak kadınının, makyaj-da da sade renkleri uygulaması öneriliyor. Toprak ve koyu yeşil tonlarındaki göz makyajının öne-rildiği bu burç kadını, yanaklarda doğal tonlarda allık, dudaklarda da yine doğal tonlarda ruj ve lipgloss kullanmalıdır.

Yanaklarda adeta koşmuşçası-na doğal bir görünüm veren Alix Avien’in açık pembe ve şeftali tonundaki allıkları Başak kadınının çantasından hiç eksik olmayacak gibi...

Alışveriş ListesiAlix Avien Palet Far 5, İkili Far 563, Kalem Far Dark Green Veya Brown, Allık 130 Veya Top Allık 125

haber

26 ZOOM

YAY:Hayatı seven, serüvenci, güler yüzlü

Yay kadını, kendinden emin tavırlarıyla hem zarif ve şık hem de çekicidir. Si-yah veya koyu kahverengi göz kalemi ile gözlerinizin çevresini belirlemesi önerilen Yay kadınına, Alix Avien makyaj uzmanları, dudaklarda bakır ve kahve tonlarındaki rujları önermekte-dir. Bakır ve kahve tonlarında açıktan koyuya birçok renk seçeneği bulunan Alix Avien’de Yay kadınının beğenece-ği bir ton muhakkak bulunmaktadır...

Bakışlarının etkisini kirpiklerinin kusursuzluğu ile pekiştirecek olan Yay kadınına, Alix Avien’in plastik fırçalı özel tasarım yeni maskarası “Magic Mascara” önerilmektedir.

Alışveriş ListesiAlix Avien Magic Mascara, Ruj 344 Veya 366, Lipgloss 721, Göz Kalemi 404

Alix Avien Magic Mascara, Ruj 344 Veya 366, Lipgloss 721, Göz Kalemi

TERAZİ:Alix Avien makyaj uzmanları, yaşam

dolu, uyumlu, hassas, tavır ve hareket-leri ile zarif olan Terazi kadınına gri ve şampanya tonlarını yakıştırıyor. Aşk dolu, davetkar bakışlarıyla ilgi çekmeyi iyi bilen Terazi kadını için Eyeliner göz makyajının vazgeçilmezidir. Eyeliner ile iyice keskinlik kazanacak gözler ile bakışlar daha da etkili oluyor. Keratin içeren ve kirpik köklerini besleyen Alix Avien Eyeliner tam Terazi kadınına göre! Terazi kadınına, gece makya-jında ise siyah ve füme renklerini kullanması öneriliyor.

Buğulu bakışlar için ideal olan Alix Avien 204 No’lu siyah tekli far, istenilen etkiyi sağlamada mükemmel bir yardımcı oluyor. Göz makyajını ön planda tutan Terazi kadınına, dudak-larında pastel tonları tercih ederek dengeyi sağlaması öneriliyor.

Alışveriş ListesiAlix Avien Üçlü Far 712, Eyeliner, Göz Kalemi 303, Kalem Far Silver veya Bronz, Ruj 386.

AKREP:Cazibeli, gururlu ve ateşli Ak-

rep kadınına en çok kendi uğurlu renkleri de olan siyah ve kırmızı yakışmaktadır. Özellikle bakışları-nı konuşturmasını iyi bilen Akrep kadını, kullanacağı siyah far ve kalem ile gözlerini daha da belirgin-leştirecek ve bakışlarının ifadesini güçlendirecektir. Bu burç kadınına aynı zamanda yeşil ve mavi gibi su tonları da yakışmaktadır. Yeşilin her tonunu kullanabilen Akrep kadını, Nil yeşili rengi ile bakışlarıyla daha gizemli mesajlar verebilir. Alix Avien’in 210 No’lu mavi-yeşil tekli farı Akrep kadınına çok yakışacak...

Akrep kadını, maskara tercihinde de kirpiklerini hacimli, kıvrık ve uzun gösterecek ve üç maskaranın etkisinin bir maskarada buluştuğu Alix Avien’in “3 in 1 Mascara” sını vazgeçilmezler listesinin en başına taşıyacak...

Alışveriş ListesiAlix Avien 3ın 1 Mascara, Palet Far 1, Tekli Far 109 Veya 203, Ruj 311, Lipgloss 796


KOVA:Özgürlüğüne düşkün, zeki ve

yaratıcı Kova Kadını Uranüs’ün etkisindedir ve bu etki nedeniyle de herkesten farklı görünmek ve bunun da başkaları tarafından fark edilmesini ister. Gözlerde maviden laciverte kadar olan mavi tonlarını kullanması önerilen Kova kadını, yanaklarda ise pembe allık ile cildine hafif bir ışıltı katmalıdır. Alix Avien makyaj uzmanlarına göre ise ruj seçiminde de yine pembe tonlarına ağırlık vermesi en doğrusudur...

Alix Avien›in 710 numaralı mavi ton-larındaki üçlü farının yanı sıra 7 No›lu Palet Far da, Kova kadınının aradığı ve yanından ayırmayacağı asistanı olacaktır.

Alışveriş ListesiAlix Avien Üçlü Far 710, Palet Far 6 Veya 7, Lipgloss 740, Ruj 353 Veya 107, Göz Kalemi 307

OĞLAK:Hırslı, neşeli ve çekici Oğlak kadı-

nına, Alix Avien makyaj uzmanları, kahverengi veya mor renkteki farları öneriyor. Alix Avien 5’li Palet Far serisinde kahve ve morun farklı tonlarının birleştirildiği seçenekler Oğlak kadınının tercihi olacaktır. Far kullanmayı sevmeyen Oğlak kadınları yine bu tonlardaki göz ka-lemlerinden biri ile de makyajlarını belirgin hale getirebilirler.

Bu durumda Alix Avien’in yeni çı-kan hem kalem hem far gibi de kul-lanılabilen Kahve ve Mor Kalem farı Oğlak kadınının yardımına koşuyor. Özel yapısı ile kolay sürülen ve ak-mayan bu kalem farlar sosyal Oğlak kadınının vazgeçilmezi olacak.

Alışveriş ListesiAlix Avien Palet Far 4 , Dörtlü Far 307, Kalem Far Purple, Ruj 61 Veya 119

BALIK:Hassas ve hayalperest Balık burcu

kadını, oval, narin ve elmacık ke-mikleri belirgin bir yüze sahiptir. Bu burcun kadınına yumuşak tarzda bir makyaj tavsiye edilmektedir. Alix Avien makyaj uzmanları, duy-gusal Balık kadınının bakışlarındaki melankoliyi kahve tonlarındaki far ve kalem ile yumuşak bir şekilde belirginleştirmesini önermektedir-ler. Açık ve sıcak bir kahve tonun-daki allığın da bu burç kadınına uygun olacağını belirten uzmanlar, dudaklarda şeftali tonlarındaki ruj ve lipgloss ile sade bir görüntü yakalamalarını önermekteler...

Alix Avien’in kahve tonlarındaki 306 No’lu dörtlü farı ve 5 No’lu Palet Farı Balık burcu kadınının favorisi olacak...

Alışveriş ListesiAlix Avien Üçlü Far 710, Palet Far 6 Veya 7, Lipgloss 740, Ruj 107, Göz Kalemi 307

OĞLAK:

28 ZOOM

haber

Başkent Lefkoşa’nın mührü:

[email protected]

Mesut Günsev

Muhteşem Yüzyıl dizisinde Kanuni Sultan Süleyman’ın öz oğlu Şehzade Mustafa‘yı gözünün önünde ipek ke-

mentle boğdurtarak öldürmesini de içeren bö-lümü izlenme rekorları kırdı. Sosyal, görsel, yazılı medyada günlerce tartışıldı. Hala da tartışılmaya devam ediyor. Osmanlı tarihinde hünkar emriyle boğdurtulan binlerce değerli kişi var. Buyruğu alan cellat atına atlar, katledilecek kişinin bulun-duğu yere gider, hükmü yerine getirir, keskin bıçağı ile maktulun başını gövdesinden ayırır, yanında getirdiği süzme bal dolu kıl heybeye koyar, dörtnala payitahta döner ve fermanın ic-rasının delili kesik baş, bir tepsi içinde Padişaha arz edilirdi. Yanlış hatırlamıyorsam ünlü tarihçi Reşad Ekrem Koçu’ya göre celladın katil sıra-sında kurbanının gözlerine doğrudan bakması da işin raconundandı.. Önemli mesleklerden biriydi cellatlık..

Ama İstanbul halkı bir tek bu meslek erbabını kendi yakınlarının mezarlıklarına kabul etmemiş.Ölen cellatlar ayrı bir bölgede tesis edilen "cel-latlar mezarlığına" gömülmüşlerdir.

Yazının başlığı ile bu girişin ne ilgisi var diye-ceksiniz. Lefkoşa’nın tam göbeğinde yer alan

ve bir Türk mührü gibi duran Büyük Han’ın hi-kayesini o müthiş kalemi ile gazetesinde yazan araştırmacı yazar Ahmet Tolgay, bir süre önce ”Muzaffer Paşa ve Büyük Han“ ile ilgili ayrıntı-ları bizle paylaşmasaydı bu girişi yapmayacak-tım. Ama Muzaffer Paşa’ nın kaderi de Şehzade

Mustafa ile örtüşünce, bu kısa notlardan sonra sözü erbab-ı kalem Ahmet Tolgay'a bırakıp hu-zurdan çekilmek şart oldu:

“Sizce Lefkoşa’nın simgesi neresidir?” Kısa süre önce sosyal medyada yapılan bir anketin sorusuydu bu. Bu soruya verilen yanıtlarda, Bü-yük Han Lefkoşa’nın simgesi olarak belirlendi. Gerçekten de tarihi ve nostaljik ortamda yerli-lerin ve yabancıların sosyal buluşma mekânına dönüşen Büyük Han, zaman akıp geçtikçe, başkentimizin paha biçilmez anıtı olarak değe-rini ve anlamını daha bir yükseltmektedir. Soru fantastik de olsa, acaba hiç düşündünüz mü, Bü-yük Han’ı tarihi başkentimizin bağrından söküp alsalar, Lefkoşa’nın hali nice olur!..

* * *Büyük Han 400 yıldan fazla bir süredir

Lefkoşa'nın orta yerinde, zamana karşı yiğitçe direnmekte ve sinesine gelenlere efsaneleşen öykülerini fısıldamaktadır. Kaç kulağın yeterince algılayabildiği meçhul olan bu öykülerin en hazi-ni, hiç kuşkusuz Muzaffer Paşa'nınkidir. Bir za-manlar adına şarkılar, türküler ve ağıtlar yakılan fethin ünlü paşasıdır o... Büyük Han onun ese-ridir. Avlonya Sancak Beyi Muzaffer Paşa'nın,

tecrübe

dedi ki!1920’lerde Nobel ödüllü kısa hikaye ustası Ernest Hemingway’e demişler ki; “Sen 6 kelimelik bir hikaye yazıp o hikayeyle birkaç insanı ağlatmayı başaramazsın.” Bahisler açılmış, insanlar ortaya para dökmüş. Sonra Hemingway yazmış;"Satılık ilanı: Bebek ayakkabısı. Hiç giyilmemiş."

“Gülüşlerim, acılarımı örtmeye çalışan

ağır işçilerdir.”

Charlie Chaplin


Ellerini sevdim Ellerini

Kalem tutanKömür tutan

Kor tutan…

Ellerini sevdimEllerini

Ekmek tutanMendil tutan

Gül tutan…

Ellerini sevdimEllerini

… Ellerimi tutan

Abdurrahman Yiğit

ŞAİR DEDİKİ!..ELLERİN

genç, yiğit, dürüst bir komutan olduğu söylenir.Muzaffer Paşa, Lefkoşa'nın Venedikliler'den

alınmasında, en büyük özveriyi gösterendir. Paşa'nın Rumeli, Şam ve Trablusşam eyalet

askerlerinden oluşan birlikleri, 1570 Kıbrıs sefe-rinde, Lefkoşa'nın güneyindeki Kostanza Burcu önünde konuşlanmıştı. 9 Eylül sabahı Muzaf-fer Paşa'nın alnından öpüp cenge gönderdiği öncü askerlerden biri, o cehennemi vuruşma-da burca tırmanarak ilk kez Osmanlı bayrağını Kostanza'ya diker. İstanbul’un fethinde Ulubatlı Hasan ne anlama geliyorsa, adsız bayraktar da Lefkoşa’nın fethinde aynen o anlamı taşır.

Burca Osmanlı bayrağının dikilmesi, başken-tin fethedildiği anlamına geliyordu. Daha sonra adına o burç üstünde bir türbe yapılacak olan adsız "Bayraktar", diktiği bayrağın altında şehit düşerken, Muzaffer Paşa'nın cengâverleri de, Bayraktar'ın cesedinin yanından akın akın ge-çerek direniş gücünü yitiren kentin sokaklarına yalın kılıç dalarlar. Sokaklarda Venedikliler'le göğüs göğse savaşa girişirler. Muzaffer Paşa, burçlardan Lefkoşa'ya atlayan ve sokaklarda askerlerinin başında savaşa girişen ilk Osmanlı komutanlarındandır.

* * *Lefkoşa fethedildiğinde Baş komutan Lala

Mustafa Paşa, hiç tereddütsüz fethin komutanı Muzaffer Paşa'yı "genel vali" anlamına gelen Beylerbeyliğine atar. Başkentin derhal onarım-dan geçirilmesi Muzaffer Paşa'ya verilen ilk buy-ruklardandı. Bu buyruk uyarınca başlatılan işler arasında, Büyük Han'ın temellerinin atılması da vardı. O zamanın anlayışıyla, Kıbrıs'ın gözde ti-caret, konaklama ve toplum merkezini yaratma sevdasındadır genç paşa.

Ne var ki, kentin imarı için vergilendirilen Gayri-müslimler, durumdan memnun değildir. Bunlar, Venedikli'nin ağır vergilerinden kurtulduklarını düşünürken, bu kez Osmanlı'dan gelen vergi-lerle yüzleşmekten tedirgindirler. Beylerbeyi'ni önce rüşvetle etkileyip yönetimini yozlaştırmaya çalışırlar. Bundan sonuç alınamayınca, Muzaf-fer Paşa aleyhine fesat başlatılır. İstanbul'daki saraya gizlice elçiler ve jurnaller gider. Kıbrıs

Beylerbeyi, içinde sefa sürülecek lüks bir yapı inşa etmekle suçlanır. Bu yüzden de zevk ve sefa uğruna halk ağır vergiler altında inletil-mekteymiş!..

Fitne etkisini gös-terir. Osmanlı Sa-rayı, iftiralara kanar. Dürüst ama otoriter idaresinden dolayı düşmanları çoğalan Muzaffer Paşa'ya ken-dini savunma hakkı bile tanınmaz. İdam fermanıyla birlikte İstanbul'dan gönde-rilen cellat ekibi, yiğit komutanın kellesini fethettiği kentte alıp İstanbul’a, Osmanlı Sarayı’na götürür.

Sevenleri uzun süre yasını tutar genç paşanın. Ama ölse de, eseri Büyük Han iki yıl gibi kısa bir sürede tamam-lanıp, tam da onun düşlediği gibi bu Osmanlı başkentinin yaşamına hareket, anlam, renk ve güzellik katmaya başlar. Kıbrıslı Türklerin belle-ğinde ve yüreğinde uzun yıllar sevgisini koruyan paşanın adı, kız ya da erkek ayırımı yapılmaksı-zın, yeni doğan yüzlerce bebeğe verilir... Yakın geçmişe kadar Kıbrıs'ta "Muzaffer" adlı bay ve bayanların sayısı dikkati çekecek denli çoktu.

* * *Muzaffer Paşa'nın iki katlı, sarı taştan görkemli

binasının 40'a yakın odası, alt ve üst koridorları ve bir de minik mescidi barındıran taş döşemeli geniş avlusu vardır. Büyük Han, 400 küsur yıldır nice toplumsal ve kişisel öyküye tanık olmasının yanı sıra, o vakur duruşuyla ülkenin tarihini ya-ratan olaylara da mekân oluşturdu. Zaman oldu hapishaneye dönüştürüldü.

Kimi zaman da kalabalık başkentte konut sı-kıntısı çeken yoksul ailelere sıcak ve toplu bir

barınak oluşturdu. Ön cephesindeki zemin kat dükkânlarda kentin de renkli tipleri olan kah-veciler, aşçılar, bakkallar ve kunduracılar toplu-luğu, ticarete ve gezmeye gelen halkın çekim merkezi oldu. Hatta 50'li yıllarda bir zamanlar toplumun en yüksek tirajlı gazetesi olan, mer-hum Cemal Togan'ın ünlü gazetesi “Bozkurt”un tesisleri, Han'ın kuzey köşesindeki birkaç dükkânın içindeydi. Bu özelliğiyle Büyük Han, toplumun yayın, kültür ve iletişim etkinliklerine de mekân oluşturdu.

Büyük Han'ın yenilenmesinden sonra 33 oda-sı özel amaçlarla kiralandı. Bu görkemli kültür mirasının yeni kiracıları, binanın antik yapısına ve temsil ettiği kültürel geleneğe uygun, otantik ve folklorik işler yapıyor, etkinliklerde bulunuyor. Ön cephedeki ve arkadaki iki kapının hangisin-den girilirse girilsin, ziyaretçiler zengin bir tari-hin eşsiz büyüsüyle yüzleşirler. O büyüyle haşır neşir olanlar, Lefkoşa'nın bu görkemli Osmanlı anıtının neden gittikçe artan sayıda ziyaretçi çekmekte olduğunun gizlerini de çözerler.”

Muhteşem Yüzyıl dizisinde izlenme rekoru kıran Şehzade Mustafa ‘nın ölümü

sosyal medyada geniş yer buldu. Bunlardan en ilginçler arasında bir ölüm ilanı ve bir kişinin Kanuni hakkında savcılığa suç duyurusunda bulanması yer aldı..

30 ZOOM

Şubat- Hotel, Restoran, Kafe ve Gastronomi Fuarı

- Orkide Yürüyüşü

- Türk Film Günleri (Şubat-Nisan)- Lefkoşa Müzik Festivali (Şubat-Nisan)

Mart- DAU Uluslararası Sualtı fotoğrafçılığı ve Film Festivali

- 10. Tepebaşı Lale Festivali (3. Hafta)- 10. Avtepe Kıbrıs Lalesi Festivali

- Geçitkale Geleneksel 10 Mayıs Kutlamaları- 4. Beşparmak Tiyatro Festivali- DAU Uluslararası Futsal Turnuvası- HASDER Çocuk ve Hikâyeler Festivali- Eğitim ve Kitap Fuarı- İskele Belediyesi Kültür ve Sanat Festivali- 7. Uluslararası Şiir Toplantıları- 3. Bağlıköy Ekogün- 7. Lapta Turizm Festivali (Mart-Nisan-Mayıs-Haziran)

- Eşek Günü (Büyükkonuk Ekoköy)


2014Nisan

- Bellapais İlkbahar Müzik Festivali (Nisan-Mayıs)- 6. Mormenekşe Enginar Festivali- 23. Nisan Kurtuluş ve Çocuk Bayramı- 5. Yiğitler Köyü Global Enginar Festivali- 8. ODTÜ Tiyatro Festivali- 2. Hisarköy Bahar Festivali- 2. Gönendere Kültür ve Sanat Festivali- Müzik Express Rock’n DAU- Güzelyurt GÜSAD Festivali- 6. Mağusa Çocuk Festivali-Değirmenlik Geleneksel Çocuk Festivali

-2. Akdeniz Ayrelli Festivali-3. Kıbrıs Kültür ve Sanat Festivali (Kanavaç)

Mayıs- GÜSAD Güzelyurt Kültür ve Sanat Festivali- Güzelyurt Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali- Bellapais İlkbahar Müzik Festivali (Nisan-Mayıs)- 3. Mehmetçik Eko gün- 5. Hisarköy Orkide Festivali- LAU İlkbahar Şenlikleri- 2. Luricina Köy Festivali- GAU İlkbahar Şenlikleri- 6. Kıbrıs Tango Festivali-ODTÜ Bahar Şenlikleri-DAU Kum Heykel Festivali-DAU Bahar Şenlikleri-16. UKÜ ‘Yaza Merhaba’ Şenlikleri-YDÜ Bahar Şenlikleri-6. Esentepe Kayısı Festivali (Nisan-Haziran)

-HASDER Çocuk Festivali-9. Kıbrıs İpek Festivali (Bellapais Manastırı)-14. Büyükkonuk Geleneksel Ekogün-18. Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali-4. Mağusa Gençlik Günleri

Haziran- 4. Yıldırım Karpuz Festival- 4. Folklor ve Çocuk Festivali- 17. Türksoy Opera Günleri- 19. İskele Folklor Festivali (CIOFF)

- 37. Güzelyurt Portakal Festivali (Haziran-Temmuz)- 46. İskele Festivali- 11. HASDER Çocuk Cümbüşü

- 6. Hamitköy Kültür ve Dayanışma Şöleni- 3. Alaniçi Hasat Festivali- 5. Dikmen 11 Meşale Festivali- 18. Uluslararsı Mağusa Kültür ve Sanat Festivali (Haziran- Temmuz)- 4. Çınarlı-İncirli Mağara Kültürü ve Sanatı Festivali- 5. Lefke Ceviz Festivali- 9. Yeşilırmak Çilek Festivali- 4. Vadili Çocuk Festivali - 8. Gönyeli Çocuk Festivali

haber

Kıbrıs Festivalleri

haber

Temmuz- Beyarmudu Patates Kültür ve Sanat Festivali- Geleneksel Kısa Film ve Belgesel Festivali (Temmuz-Ağustos)- 19. Gönyeli Uluslararası Folklor ve Kültür Festivali- 7. Geleneksel Karpaz Sahil Cümbüşleri- 7. Esentepe Yabani Kayısı Festivali

Eylül- 7. Geçitkake Hellim Festivali- 12. Kıbrıs Tiyatro Festivali (Lefkoşa)- 7. Tatlısu Harnup Festivali- Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali (Eylül-Ekim)

- Fençlik Merkezi Cümbüşleri- Kıbrıs Türk Sanatçıları Müzik Festivali- Avrupa’nın İncisi Güzellik Yarışması- UKÜ Uluslararası Gece- 3. Kalkanlı Çakısdes Festivali (Son Hafta)- 8. Vadilili Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali- 8. Yıllık Latin Dansları ve Müzik Festivali- 2. Geleneksel Mutfak Festivali- 2. Lefkoşa Klasik Caz ve Dünya Müziği Festivali- Efes Blues Festival

Ağustos- 3. Alayköy Tahıl Festivali- 3. Taşkent Kültür Festivali- 11. Lefkoşa Belediyesi Uluslararası Folklor Festivali

- 6. Ozanköy Harnup Pekmezi Festivali- Serdarlı Belediyesi Babutsa Festivali- 7. Yeniboğaziçi Siyah Kupa Festivali- 8. HASDER Lefkoşa Gençlik Günleri- Mağusa Kültür-Sanat Festivali (Ağustos-Eylül)- 3. Çamlıbel Köy Şenlikleri- 26. Kitap Festivali (Ağustos-Eylül)- 54. Uluslararası Mehmetçik Üzüm Festivali

2014 Kıbrıs Festivalleri

32 ZOOM


Ekim- 13. Zeytin Festivali (Girne)

- 5. Çatalköy Kültür ve Sanat Günleri- GAU Geleneksel Cumhuriyet Koşusu

- 15. Büyükkonuk Geleneksel Ekogün- Devlet Folklor Federasyonu Folklor Cümbüşleri

Kasım- 7. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali- Kuzey Kıbrıs Lefke - Uluslararası Sanat Festivali- 6. Kitap Festivali- 6. Cumhuriyet Folklor Festivali- Güzelyurt Tiyatro Günleri- 5. Lefke Hurma Festivali- 4. Klasik Ralli- 11. YDU Uluslararası Fotoğraf

Günleri- 3. Doğanköy Alıç Festivali

Aralık- DAU Şarkı Günleri- UKÜ Yeni Yıla Merhaba Şenlikleri- GAU Yeni yıl Kutlamaları

Girne Belediyesine bağlı Hiking Club Restoran geçtiğimiz haf-talarda açılan, sıcak atmosferi ve hoş ambiyansıyla dikkat çeken mutlaka uğramanız gereken bir yer. İki kadeh içip

yorgunluğunuzu atabileceğiniz gibi, her türlü organizasyonunuzu da burada yapabilirsiniz.

Birçok yerde olduğu gibi artık Çatalköy’de de bir Yogholate var. Peki nedir bu Yoghalate? Yogholate yani

frozen yoğurt tamamen doğal ve Kıbrıs'ta üretilen yerli yoğurttan yapılan, düşük şeker, yağ ve kalori oranları ile çağımızın beslenme beklentilerine uygun doğal bir besin madde-sidir. Yağ oranı %3, şeker oranı %7’dir. Gerçek frozen yogurt yogholate günlük ihtiyaçlarınızı karşılayacak oranda kalsiyum, vitamin B ve protein içeriyor. Yogholate'in içinde aynı mik-tarda bir dondurma öğününe göre 7 kat daha az yağ ve karbonhidrat var.

34 ZOOM

haber

Girne Ayaklarınız Altında:Hiking Club Restoran

Sağlıklı Tercih: Çatalköy Yoghalate

Rahat, sıcak or-tamı ve Kaşgar Court’da yer

alan denizin karşısındaki harika lokasyonuyla Baragadi akşamı keyifle geçirebileceğini bir me-kan. Ayrıca bilardo oyna-mayı seviyorsanız eğer burası tam size göre!


Sports Bar: Baragadi

36 ZOOM

Son dönemin en popüler sporu vücut geliştirme. Her erkek fit bir vücuda sahip olmak ister, ancak ne kadarı

buna zaman ayırıyor bilinmez. Bildiğimiz bir-şey varsa, vücut geliştirmede spordan fazlasını gerektiren detaylar var. Bunların ne olduğunu ülkemizin bu konuda "en iyisi" olarak gösteri-len; aynı zamanda kendi işyerini açarak bildik-lerini öğreten Fit Zone sahibi Sami Hamidi'ye sorduk.

Fit Zone nasıl bir yer?Spor yapmak isteyen sağlıklı yaşamak iste-

yen, aktivite yapmak isteyen herkesin istek-lerine cevap verebilecek bir yer. Burada spor kıyafetlerinden spor malzemelerine mutfakta kullanacakları organik gıdaları bulabileceği, bunun dışında ek gıdaları temin edebilecek-leri ve çeşitli fitnes ekipmanlarını bulabile-cekleri bir yer yapmaya çalıştım.

Vücut geliştirme merakı nasıl başladı?Vücut merakım yaklaşık 6 yıldan bu güne

gelen bir süreç. Basketbol oynadığım süre içerisinde de vücut geliştirme merağım var-dı. Üniversiteye başladığım yıldan bu yana bu sporla ilgileniyorum.

Bu spora başlamak için seni tetikleyen ne oldu?

İlk başlarda kendimi geliştirmek daha güzel daha fit bir vücuda sahip olmaktı hedefim. Bu düşünceyle başladım. sonra devam ettim.

Başlangıç nasıl oldu?İlk başta tabii ki bir spor salonuna gittim.

Basketbol oynarken amaç kuvvet artışımızı sağlamaktı. Daha sonra görsellik boyutuna geçtim.

Çalışma programında önemli olan alet-ler midir, yoksa uygulanan çalışma prog-ramı mı?

Öncelikle kuvvet mi, dayanıklılık mı yoksa vücut geliştirmek için mi antreman yapacak-sınız. Karar verdiğinizde amacımıza doğru ilerlememiz mümkün olur.

Nasıl besleniyorsun?Benim uyguladığım diyette daha çok komp-

leks karbonhidratlar var. Bunlar içinde çavdar, kepek ekmeği. Esmer pirinç, esmer makarna, kepekli makarnalar oluyor. Proteinlerden ise gün içinde çeşitli hayvansal ürünlerden pro-tein almaya çalışıyorum. Yumurta, süt, balık, tavuk, kırmızı et olmak üzere çeşitli prote-in kaynaklarını vücuduma almak istiyorum. Bunların sebebi de içerisinde bulundurduk-ları aminoasitler ve protein değerlerindeki farklılıkları.

Şu an için günlük ne tüketiyorsun?Sabah öğününde 1 ölçek whey proteinim

(ek besin) var ve 1 muz. Daha sonraki öğü-nümde tam çavdar ekmeği ile hazırlanmış 120gr jambon ve peynir içeren sandviç ha-zırlıyorum. Bu ikinci kahvaltım. İki saat sonra bulgur pilavı, salata, kırmızı et yiyorum. Ondan

sonra bir öğün daha pirinç türü veya sandviç, salata veya kırmızı eti tercih ediyorum. Ant-remana gidiyorum yaklaşık 1-1,5 saat. Ant-remandan sonra eve gittiğimde 8 yumurta beyazından oluşan bir omlet ve 1 dilim tam çavdar ekmeği yiyorum. Gece yatmadan da 1 ölçek kazein proteinimi içip yatıyorum. Her gün 8 öğün ve 1 saatlik çalışma programı ya-pıyorum.

Amacı vücut geliştirmek olan biri bun-ları yapmak zorunda mı?

Amacı vücut geliştirmek olan biri öncellikle beslenmenin bu işin yüzde 70'ini oluşturdu-ğunu bilmelidir. Kalanı antreman programı.

İnsanlar vücut geliştirme sporunu ne için yaparlar. Sağlık için mi, güzel görün-mek için mi?

Vücut geliştirme sporu bir sağlık sporu de-ğildir. Bu spor bir görsellik sporudur. Fakat bu sporu da sağlık şekline dönüştürmek mümkündür. Koşu ve kardiyo programlarını antremanlarınıza dahil ederek sağlıklı bir bi-rey olmak için de, bu sporu tercih edebilirsi-niz.

Bilinçsiz bir şekilde bu spor yapılırsa sonuçları ne olur?

Öncelikle herhangi bir sonuç elde edemez-siniz. Bu spor için yapılan antremanlarda bir hareketin bir anatomisi vardır. Hareket yapıl-dığında hangi kası çalıştırdığını bilmeden o hareketi yapamazsınız.

"Önemli olan daha iri olmak değil FİT OLMAK"

SAMİ HAMİDİ;


röportaj

Türkiye'de ve Avrupa'da dereceleri olan şampi-yonumuzu Vücutçumuz Sami Hamidi, öğrendik-lerini başkaları ile pay-laşıyor. Açtı ğı Fit Zone mağazası ile bu sporu yapmak isteyenlere ara-dıkları ürünleri tüm araç-gereç ek gıdaları satı yor.


yapmak isteyenlere ara-dıkları ürünleri tüm araç-gereç ek gıdaları satı yor.

Beslenmeyle ilgili herkesin kulaktan duyma bir fikri vardır. Fakat herkesin beslenme stili kullandığı programa da bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bunları bilmeden bir sonuç elde ede-mezsiniz ve kendinize zarar verebilirsiniz. Yanlış beslenmeden vücudunuzun enzim dengesini bozabilirsiniz.

Vücut geliştirmek için alınan ek gıdalar yanlış kullanıldığında sıkıntılar yaşanabilir.

Sizin sattığınız ürünlerin kullanım amacı nedir?

Sporcunun kaybettiği enzimlerin besinlerin düzgün bir beslenme programının içinde ola-cak şekilde alınması için. Sporcunun kullandığı besinleri hesaplarız yeterli değilse takviye ürün olarak alırlar.

İnsanlar neden vücut geliştirmeye ihtiyaç duyar?

Ego tatmin etmek için. Sosyal ortama uyum sağlayabilmek için. Genelde vücut geliştiren kişiler, ya çok kendini beğenen, ya da çok far-kedilmeyenler olabiliyor. Fakat bunun boyutu önemli. Vücut geliştirme bir insana özgüven ve-rir. Çünkü günün sonunda kendini beğenir. İllaki bu amaçlar için olacak diye bir şey yok. Belki daha sağlıklı olmak için yapıyordur. Belki giydiği t-shirt daha güzel görünsün diye yapıyordur.

Spora başlayıp yarıda kesenler bu işten zarar görür mü?

Her sporu bıraktığınızda vücudun bir değişikli-ğe uğrar. Metabolizma alıştığı şeyin dışına çıkar çünkü.

Siz bu işi profesyonel yapıyorsunuz. Bu sporu yapma isteyen kişi ortalama kaç yıl-da yarışmalara katılabilecek düzeye gelir? Ya da bu işin başlama yaşı var mı?

Bu işe başlama yaşı olarak 18. Ağırlıklarla ça-lışmaya başlanmalı. Daha öncesinde kendi vü-cut ağırlığı ile yapacağı egzersizleri tavsiye ede-rim. Ben daha çok fit bir vücudu temsil etmek isterim.

Yapmak istediğim insanların hayatlarını sağlıklı

yaşama adapte etmek. Sporu sevdirmek. İnsan-ların sosyal yaşam kalitesini yükseltmek.

Mağazamda da yapmakta olduğum danış-manlıklarda genel amaç budur. İnsanları sağlıklı yaşama ve spora teşvik etmek istiyorum, bu ko-nuda da projelerim vardır.

Girdiğin yarışmalar var mı?Ankara şampiyonluğum var. Türkiye şampi-

yonluğum var. Avrupa’da ikinciliğim var. Fakat bu işin yarışma boyutunu daha fazla düşünmü-yorum.

Ben şuan Fitnes modellik, Fitnes ve beslenme danışmanlığı yapıyorum. Ayrıca Türkiye'de bir dergide hem model, hem editörlük yapıyorum.

Bu spor pahalı mıdır?Evet pahalı bir spordur denilebilir.

Bu sporu kadınlar tercih ediyor mu?Dünyada örnekleri var, ama Kıbrıs'ta yok de-

nebilir. Kadınları vücut geliştirme gibi uç şey-lere değil daha çok spor yapmaya sağlıklı bes-lenmeye yönlendirmek istiyorum. Bahsettiğim projemde kadınlar ve çocuklarda var. Sağlıklı yaşam projemde onlara da yer vereceğim.

Vücut geliştirmek mi, fit olmak mı?Fit olmak. Fitness de oradan gelir.

Sağlıklı vücut ve sağlıklı olmak. Bir insan aynaya baktığında kendini beğeniyorsa bu bence yeter-lidir. Büyük olmak tamam, tatmin edici bir duygusu var-dır, fakat sosyal ortamdaki insanlar aslında böyle birşeyi beğenmiyor. Bir bayan bir erkeğe bak-tığında büyük olmak çok da birşey ifade etmiyor onlara.

www.cypruszoom.com 37www.cypruszoom.com 37

YURTDIŞINDAKİ BAŞARILARI İLE ÜLKEMİZİN GURURU OLAN SAMİ HAMİDİ, ZOOM'UN SORULARINI

YANITLADI. SPORA İLGİ DUYANLARA BİLDİKLERİNİ ANLATAN BAŞARILI

SPORCU, ARTIK KENDİ İŞİNİ KURDU. HAMİDİ, ŞİMDİLERDE FITNES MODELLİĞİ VE BESLENME DANIŞMANLIĞI YAPARAK

TECRÜBELERİNİ AKTARIYOR...

38 ZOOM

Meyhaneler bizi şaşırtmaya devam edi-yor. Her yeni mekanın ardından "daha iyisi, daha farklısı yok" desek te; anlaşı-

lan o ki, bundan sonra göreceklerimiz de bizi şa-şırtmaya devam edecek.

Her gördüğümüz, bir öncekinden güzel, bir diğe-rinden faklı. Değişmeyen bu mekanlara ruh, ye-diğimize lezzet katıp, içtikte içimizi açan Johnnie Walker Black Label olsa gerek.

Bu yazı dizisine ilk başladığımızda bahsi geçen ilk mekan olsa da, ancak geçen ay gidebildik Öme-rin yerine. Herkesin bildiği lakabıyla "Tekerlek Ömer'in meyhanesine"

Birkaç kez telefonda sözleştikten sonra akşam güneşin batışının ilk saatlerinde oradaydık. Hava

soğuk; başımızda yanan soba mekanı ısıtsa da, asıl sıcaklık ortamın kendinde. Bizim alışkın ol-duğumuz, bir anlamda olmazsa olmazımız çıplak gözle görülebiliyor. Temiz, salaş bir görüntü var. Meyhane dediğinde böyle olmalı zaten.

İçeri girerken işletmenin sahibi ile tanıtışıyoruz, kısa bir aradan sonra masamızdayız. Muhabbet-ten önce masa düzenimizi alıp, gelen mezeleri, gelecekleri, diğer detayları konuşup, gecenin ol-mazsa olmazı Johnnie Walker Black Label'imızı sipariş ediyoruz. Gelince de, içkimizden bir yudum alıp, mezelerden tırtıkladıktan sonra, mekanın sa-hibi ve ustası Ömer Özboran'ın yanıdayız. Bize söz başlamadan "şimdi neden tekerlek Ömer diye so-racan, hemen söyleyim diyor.


"JOHNNIE WALKER BLACK LABEL İLE YENİ YERLER"İN BU AYKİ ROTASI GÖNYELİ, GİDECEĞİMİZ YER BÖLGEDEKİ MEYHANELERİN AMİRALİ, YANİ HERKESİN BİLDİĞİ LAKABIYLA TEKERLEK ÖMERİN MEYHANESİ.

Meyhanelerin Amirali;

TEKERLEK ÖMER'İN MEYHANESİ

Mekan sahibi, meyhane işleti yor ancak, saygı duyulacak bir eğiti me sahip. Otelcilik Turizm Eğiti m Merkezi (OTEM) mezunu olan Ömer Özboran'ın bilgi dağarcığında dünya mutf ağının seçkin yemeklerinden, yerel tatlara, geniş bir menü var. Ama o meyhane işletmeyi tercih etmiş. Gerekçesi ise kısa, "bu işi seviyorum, sevdiğim işi yapıyorum"

40 ZOOM

mekan

Neyse, zaten soracaktık ama öğrenip öyle girelim detaylara. "11 kilo verdim" desede, Ömer Özboran'ın daha önceki hali çok daha kilolu imiş. Arkadaşları-nın "Tekerler" benzetmesi daha sonra lakabı olarak kalmış.

Kıbrıs'ta lakap önemlidir. Ak-deniz insanın sıcak, alaycı ha-yat tarzı düşünülürse kimse kendine takılan lakaptan rahat-sız olmaz. Ömer Özboran'da da bunu görüyoruz.

Aynı zamanda ocakbaşını da ara sıcakları pişirmeye çalışan Özboran'ın işine engel olmadan, kısa süreliğine masamıza gidip, mezelerden atıştırıyoruz. wis-ki bardağımızı alıp ocak başına gidiyoruz.

Bizi şaşırtan bir geçmişe sa-hip olan Ömer Özboran, Otelcilik Turizm Eğitim Merkezi (OTEM) mezunu. Ciddi bir bilgi dağarcı-ğına sahip Özboran, Gönyeli'de-ki meyhanelerin de öncülerin-den. Bir başka deyişle Tekerlek Ömer'in meyhanesi, bölgenin de amirali. 15 yılı aşkın bir sü-redir meyhane işleten Özboran, mekanların farkının, servis et-tiği, mezeler ve etlerden kay-naklandığını belirtiyor.

"Eti marine ederim""Masada 18 çeşit meze olur, ara

sıcaklar ve kebaplar sırayla ge-lir" diyen Özboran, eti pişmeden önce marine ediyor. Masaya gelen birbirinden lezzetli meze-ler ve pişen etlerin sırrı bu olsa gerek.

Keyif veren bu detayları öğ-renmeye devam ediyoruz; Soh-bet ederken aralarda masamıza kaçıp otlandıktan sonra, John-nie Walker Black Label'ımızdan yudumlar alıp, işin ustasından mekanın hikayesini dinliyoruz.

Ömer Özboran'a göre meka-nı, diğerlerinden farklı. Bıldırcın ve bıldırcın yumurtası turşusu, mevsimine göre onlarca doğa-da yetişen yeşilliklerden yap-tığı mezeler için "başka yerde bulamazsınız" diyor.


Hasır sandalyeler, basit masalar ile salaş bir görüntüye sahip meyhane, Gönyeli'nin en aranılan mekanları arasında..

42 ZOOM

18 çeşit meze, ara sıcaklar ve kebap çeşitleri ve dört kişiye bir şişe içki mekanda fix fiyata dahil. Tabii fiyat içki markasına göre değişebiliyor.


mekan

Bizce de en önemli detay, ot kültürü. Şimdilerde tam zamanı olan doğanın bize sunduğu lezzetli zenginlikler, me-kanın da farkını ortaya koyuyor. Bunun için mutlaka tecrübe; seçeneklerin fazla olması için ise engin bir bilgi birikimi ge-rekiyor.

Şefimizin modern mutfak ve geleneksel mutfak konusundaki bilgilerini de dikka-te alırsak işletmenin neden diğerlerinden farklı olduğunu anlayabiliriz.

Son dönemde Gönyeli'deki meyhane-lerin popüler olduğu ile başlayan cümle-mizi de, düzelten Ömer Özboran, "Gönyeli eskiden de öyleydi. Bu bölge hep meyha-neleri ile bilinirdi" diyor. Bölgedeki mey-hanelerin sayısı, bu bilginin doğruluğu-nun da kanıtı olsa gerek.

Sonrasına masamızda devam ediyo-ruz, tabiki ustamız ocak başında. Motorlu mangalı ile işini biraz olsun kolaylaştır-mış. Aslına bakarsanız, sürekli mangal üzerinde dönen etlerin her yanı eşit pişi-yor, böylelikle daha lezzetli oluyor.

Tipik bir Kıbrıs meyhanesi olan, mekan da mezelerindeki lezzeti, ara sıcaklarda-ki zeginlik, meyhanelerin olmazsa olma-

zı şeftali kebabı ve diğerleri ile öncüğünü yaptığı sektörün hakkını veriyor.

Ama öyle bir şey varki, şimdilik "en iyisini yedik" desek doğru olur. Gırbaç aslında birçok meyhanede tatlı seçe-nekleri arasında masaya geliyor. Teker-lek Ömer'in Meyhanesi'nde yiyeceğiniz Gırbaç'ın farklı bir tadı var. Bu nedenle "mutlaka deneyin" listemizde ilk sırada.

Denemediyseniz bir de Johnnie Walker Black Label'dan tavsiye ediyoruz. Aslın-da son döndemde Kıbrıs Meyhanelerin-deki içilme oranına bakılırsa, deneme-yen de yok.

Kıbrıs meyhanelerini gezmeye gelecek ay da devam edeceğiz. Gittiğiniz yerlerde masamıza neler geleceğinin kestirmek zor oluyor, herkesin bir tarzı var öğren-dik. O yüzden biz Johnnie Walker Black Label'ımızı sipariş edip gelen sürprizleri bekleyeceğiz...

Lezzetli mezeler, başka yerde bu-lamayacağınız çeşitleri ile Tekerlek Ömer'in yeri özel bir seçenek ola-rak dikkat çekiyor...

Gırbaç mekanın favori tatlılarından. Bu lezzetli seçenek mutlaka denenmesi gerek bir tatlı aklınızda bulunsun.

haberhaber

Saç dökülmesiyle karşılaşan kişi-ler genellikle kendisini fiziksel ve ruhsal olarak zayıf görmeye baş-

lıyor ve bu durumdan kurtulabilmek için değişik yöntemlere başvuruyor. Her saçın kendisine ait bir yaşam döngüsü olduğunu anlatan Anadolu Sağlık Merkezi Derma-toloji Uzmanı Dr.Mehmet Coşkun Acay'a göre, bu evreler büyüme, geçiş ve dinlen-me.

Dinlenme döneminin sonunda saçların döküldüğünü ve yeni bir büyüme döne-mi başladığını söyleyen Dr. Acay, "Günlük ortalama 50-100 tel saç dökülür. Bundan daha fazla olan miktarlarda aşırı saç dö-külmesidir" diyor ev ekliyor "hastanın elini saçına her götürdüğünde elinde saç-ların kalması ve sabahları yastığında saç

bulması saç dökülmesi hastalığının belirtisidir."

Erkek tipi dökülme kadınlarda da so-run yaratıyorSaç dökülmesinin

nedenleri-ni uygun

olmayan saç kozmetiği kul-lanmak, mantar

hastalıkları, egze-ma, radyasyon tedavisi, frengi ve saçın gergin

topuz yapılma-sı. Ayrıca dö-külmenin çeşitli nedenlerle de

olabiliyor. Gü-nümüzde en sık

karşılaşılan saç dökülmesi, yüksek ateş,

çocuk doğurmak, enfek-siyon hastalıkları, stres,

büyük ameliyatlar, tiroid has-talıkları, protein yetersizliği, çe-

şitli ilaçlar, demir-çinko eksikliği ve mevsimsel nedenlerle oluşan tolejen saç dökülmesi. Tolejen saç dökülme-

si 6-8 ay sürebiliyor. Saçın yuvarlak alanlar halinde bölgesel olarak dökül-

mesi, sık görülen ve saç kıran (Alopesi Areata) olarak adlandırılıyor.

Dr. Acay, "tedaviye dirençli bu dökülme tipinin uzun yıllar tekrarlayabilme olasılı-ğı vardır" diyor.

Erkeklik hormonlarının neden olduğu erkek tipi saç dökülmesinin kadınlarda da sıklıkla görüldüğünü anlatan Dr. Acay, bu tip dökülmenin erkeklerde 20 yaşından sonra kadınlarda ise daha erken yaşlarda başlayabilir. Bu tip saç dökülmesi şikayeti olan kadınlarda hormonal durumun mut-laka sorgulanması ve araştırılması gere-kiyor.

Doğru teşhis tedaviyi kolaylaştırıyorSaç dökülmesinin asıl nedeni anlaşıl-

madan doğru bir tedavi uygulanamaya-cağını belirten Dr. Acay, saç dökülmesi şikayeti olan hastanın beslenme alışkan-lıkları, kullandığı ilaçlar, ailesel saç dö-külme hikayesi, geçirdiği hastalıklar, saç bakım alışkanlıkları ve hormonal durumu hakkında bilgi edinilmesi gerektiğini ifa-de ediyor. Doğru tanı konmasının birçok hastada tedaviyi kolaylaştırıyor, gerçek nedenin belirlenmesi için, saçlı derinin ve saçın muayenesinin yapılması, saçların mikroskopik incelenmesi, çeşitli kan ana-lizleri ve saçlı deri biyopsileri gerekebilir.

Saçın tekrar geri çıkma olasılığının ol-madığı ve saç köklerinin tamamen hasar gördüğü durumlarda hastalığın tedavisi olmadığını, bazı hastalıklarda durumun korunabiliyor..

Kozmetik ürünler çözüm değilİlaçlar, özellikle erkek tipi saç dökülme-sinde 6 ay ile 1 yıl arası kullanıldığında saç dökülmesini durduruyor. Hatta, ince saç-ları kalınlaştırabiliyor. Ancak, dışarıdan uygulanan kozmetik ürünlerin saçı par-laklaştırdığını ancak yeni saç çıkışını des-teklemediği bir gerçek.

Biotin, çinko, sistein, E vitamini, bitkisel kombinasyonlar ve su bazlı organik bi-yolojik silikon gibi saç hücrelerini uyarıcı destek ürünlerinin de saç dökülmesi teda-visine yardımcı olarak kullanılabilir.

Lokal ya da sistemik tedavilerin yetersiz kaldığı şartlarda ise saç nakli gibi cerrahi işlemler artık tercih edilen yöntemler ara-sında.

Saç dökülmesi Nasıl önlenir

BESLENME ALIŞKANLIKLA-RI, KULLANILAN ILAÇLAR, GENETIK YAPI, GEÇIRILEN

HASTALIKLAR, SAÇ BAKIM ALIŞKANLIKLARI VE HORMO-

NAL DURUMU GIBI FARKLI NEDENLERE BAĞLI OLARAK ORTAYA ÇIKABILEN SAÇ DÖ-KÜLMESI HEM KADINLARDA HEM DE ERKEKLERDE CIDDI

PSIKO-SOSYAL PROBLEMLERI BERABERINDE GETIRIYOR.

DOĞRU TEŞHIS EDILDIĞINDE SAÇ DÖKÜLMESINI ÖNLEMEK

MÜMKÜN.

?

44 ZOOM

Ofi ste, televizyon karşısın-da, bilgisayar başında ya da arabada uzun süre oturu-

yorsanız büyük bir risk altındasınız demektir. Bu haberi okuduktan son-ra hemen ayağa kalkın ve harekete geçin.

Dr. Fizyoterapist Gamze Şenbur-sa, uzun süre oturmanın ölüme ka-dar uzanan zararlarını çıkardı. Kalp hastalığından, kolon kanserine, kan dolaşımı bozukluğundan beyin bu-lanıklığına kadar işte uzun süre otur-manın zararları:

Kalp hastalığına neden olur: Uzun oturma sırasında kaslar daha az yağ yakar ve kan akışı daha yavaşlar. Bu da yağ asitlerinin kalbi daha kolay bir şekilde tıkamasına yol açar. Uzun süreli oturma, yüksek kan basıncı ve yüksek kolesterol ile bağlantılıdır. Sedanter (hareketsiz) zamanlar ge-çiren insanların kardiovasküler has-talığa sahip olma olasılığı normalin 2 katıdır.

Pankreas aşırı çalışır: Pankreas insülini (hücrelere enerji için glikoz taşıyan hormon) üretir. Fakat çalış-mayan kaslar insüline kolayca ya-nıt vermez bundan dolayı pankreas daha fazla üretim yapar bu da diabet ve diğer hastalıklara sebep olabilir.

Kolon kanseri yapar: Çalışmalar göstermiştir ki oturmak kolon, meme ve endometrium kanserleri için bü-yük risk oluşturur. Nedeni tam olarak belli olmamakla beraber bir teoriye göre aşırı insülin hücre büyümesini teşvik eder. Düzenli hareket ise do-ğal antioksidanları arttırarak serbest radikalleri, hücrelere zarar veren ve potansiyel kanser sebebi olan hücre-leri öldürür.

Gevşek karın kasları: Ayakta du-ruşta, oturduğunuzda veya hareket ettiğinizde karın kaslarınız sizin dik durmanızı sağlar. Fakat eğer bir san-dalyeye, koltuğa yığılırsanız, kasları kullanmazsınız. Gergin bel kasları ve yetersiz karın kasları belinizin çu-kurluğunun artması, başınızın öne doğru çıkması, kalçanızın geriye doğru hareketi, kürek kemiklerinizin kanatlaşması, kamburluğun artması

gibi tamamen bozuk bir duruşa se-bep olur.

Gergin kalçalar: Esnek kalçalar dengenizi sağlamaya yardım eder fakat sürekli olarak oturan insanlar çok nadir olarak kalçanın ön kısmın-daki (fl eksör) kasları gerer bu se-bepten kaslar kısalır ve gerginleşir, eklem hareketini limitler ve adım uzunluğunu azaltır. Azalan kalça ha-reketi yaşlı insanların düşmeye eği-limli olmasının temel sebebidir.

Gevşek kalça kasları: Otururken kalça kaslarınız neredeyse hiçbirşey yapmaz bu da buna alışması-na sebep olur. Yumuşak kalça kasları sizin den-genizi ve itme kuvve-tinizi bozar böylelikle güçlü ve büyük adım-la yürüme konusun-daki yeteneğinizi sür-düremezsiniz.

Bacaklarda zayıf kan dolaşımı: Uzun süre oturmak ba-caklardaki kan dolaşımını yavaş-latır bu da kanın bacaklarda göllen-mesine sebep olur. Problem şişmiş ayak bileği ve varisten, derin ve trombozuna kadar ilerleyebilir.

Yumuşak kemikler: Yürüme ve koşma gibi vücutta ağırlık aktarma-yı gerektiren aktiviteler kalça ve alt gövde kemiklerinin kalın, yoğun ve güçlü olmasını sağlar. Bilim adamları osteoporozun sebebini kısmen akti-vite eksikliğine bağlıyor.

Bulanık beyin: Kasların çalış-ması beyine temiz kan ve oksijen pompalanmasını ve genel ruh hali üzerinde etkili kimyasalların salgı-lanmasını tetikler. Biz uzun süre hareketsiz kaldığımızda beyin fonksiyonları dahil her şey yavaşlar.

Gergin boyun: Eğer oturdu-ğunuz zamanların çoğunu işteki ofi sinizde geçiriyorsanız, başınızı aşırı derecede geriye atarak bir şey takip etmek, klavye kullanmak için sürekli başınızı öne eğmek veya telefonu omzunuz ile sabitleyip bir şey ile uğ-

raşmak boynunuzdaki gerginliği art-tırır.

Esnek olmayan bir omurga: Biz hareket ettiğimizde omurgalar ara-sındaki yumuşak madde kan ve be-sinleri tıpkı sünger gibi emer. Fakat biz uzun süre oturunca diskler sıkışır. Tendon ve bağları destekleyen kollo-jen sertleşir.

Disk hasarı: Çok oturan insanlarda bel fıtığı oluşma riski daha yüksektir. Psoas adı verilen kas abdominal boş-luğu geçerek bacağa yapışır. Eğer bu kas kısalırsa bel bölgesindeki omur-gaları öne doğru çeker. Üst gövdenin

ağırlığı bütün vücuda dağıtılacak-ken tüber iskiadikum (oturma

kemiği) üzerine biner.OTURMADA ÖLÜM YÜZDESİ

8,5 yıl süren bir çalışma göstermiştir ki çok fazla TV

izleyen kişilerin günde 1 saatten az izleyen

kişilere göre ölüm riski yüzde 61

daha fazla.

Çünkü,Uzun süre oturmayın

uzunluğunu azaltır. Azalan kalça ha-reketi yaşlı insanların düşmeye eği-limli olmasının temel sebebidir.

Gevşek kalça kasları: Otururken kalça kaslarınız neredeyse hiçbirşey yapmaz bu da buna alışması-na sebep olur. Yumuşak kalça kasları sizin den-genizi ve itme kuvve-tinizi bozar böylelikle güçlü ve büyük adım-la yürüme konusun-daki yeteneğinizi sür-düremezsiniz.

Bacaklarda zayıf kan dolaşımı: Uzun süre oturmak ba-caklardaki kan dolaşımını yavaş-latır bu da kanın bacaklarda göllen-mesine sebep olur. Problem şişmiş ayak bileği ve varisten, derin ve trombozuna kadar ilerleyebilir.

Yumuşak kemikler: Yürüme ve koşma gibi vücutta ağırlık aktarma-yı gerektiren aktiviteler kalça ve alt gövde kemiklerinin kalın, yoğun ve güçlü olmasını sağlar. Bilim adamları osteoporozun sebebini kısmen akti-vite eksikliğine bağlıyor.

Bulanık beyin: Kasların çalış-ması beyine temiz kan ve oksijen pompalanmasını ve genel ruh hali üzerinde etkili kimyasalların salgı-lanmasını tetikler. Biz uzun süre hareketsiz kaldığımızda beyin fonksiyonları dahil her şey yavaşlar.

Gergin boyun: Eğer oturdu-ğunuz zamanların çoğunu işteki ofi sinizde geçiriyorsanız, başınızı aşırı derecede geriye atarak bir şey takip etmek, klavye kullanmak için sürekli başınızı öne eğmek veya telefonu omzunuz ile sabitleyip bir şey ile uğ-

Disk hasarı: Çok oturan insanlarda bel fıtığı oluşma riski daha yüksektir. Psoas adı verilen kas abdominal boş-luğu geçerek bacağa yapışır. Eğer bu kas kısalırsa bel bölgesindeki omur-gaları öne doğru çeker. Üst gövdenin

ağırlığı bütün vücuda dağıtılacak-ken tüber iskiadikum (oturma

kemiği) üzerine biner.OTURMADA ÖLÜM YÜZDESİ

8,5 yıl süren bir çalışma göstermiştir ki çok fazla TV

izleyen kişilerin günde 1 saatten az izleyen

kişilere göre ölüm riski yüzde 61

daha fazla.

- Eğer çok fazla oturmak zorunda iseniz bunu düzgün yapmaya çalışın. - Annenizin dediği gibi ‘Dik oturun’. - Öne doğru eğil-meyin,- Omuzlar rahat,- Kollar yanlarda kapalı,Dirsekler 90 derece bükülü,- Bel desteklenmiş durumda, - Ayaklar yere tam temasta olmalı.

Çünkü,DÜZGÜN OTURMA REHBERİ

haber

46 ZOOM


tarih

Kıbrıs'a ayak basan ilk Kıbrıs-lılar nereden ve nasıl gelmiş-lerdi? 11 Bin yıl önce su üze-

rinde sazdan sallar ve şişirilen hayvan postlarıyla hareket eden, henüz daha yelken kullanmayı bilmeyen insanlar nasıl ulaşmıştı bu topraklara?

Nem oranının sıfır olduğu havalarda Kıbrıs'tan Anadolu'ya bakıldığı zaman Toros Dağları'nı bilmeyen, henüz keş-fetmeyen insanlar üzerinde nasıl bir merak uyandırırdı? Veya Anadolu kıyı-larından Kıbrıs'a bakıldığı zaman...

Meraklarını gidermek için mi gelmişti bu keşfedil-memiş Ada'ya insanlar, o ilkel deniz araçlarıyla?

Neyle karşılaşacaklarını bilmeden, geri dönüşün çok zor olacağını bile bile, denizde boğulma tehlike-sini yaşama pahasına...

Neydi onları bu adaya getiren neden?Savaş mı, açlık mı, yoksa orkinosların

peşine takıldıklarında geri dönüşe im-kan vermeyen akıntı mıydı?

Sebep ne olursa olsun bu güzel adayı keşfeden ilk Kıbrıslılar'dı onlar. Nasıl bir dünyayla karşılaşmışlardı acaba?

Bu Adayı sevmiş olmalılar ki, yerle-şip çoğaldılar ve yok olurlarken çok az şeyler bıraktılar geriye...

Önce küçük sallarla geldi insanlar azar azar aradan binlerce yıl geçse de yavaş yavaş yayıldılar adanın dört bir

yanına. Sonra daha büyük gemilerle gelmeye baş-ladılar. Ada'daki ilk insanların Levant (günümüzde Suriye, Lübnan, Filistin ve İsrail’i içeren büyük bir alandır) halkı – Samiler’le aynı etnik grubunda ol-dukları kanıtlandığı, M.Ö. 7000 yıllarda Sami kabi-

Rauf Ersenal

KIBRIS'IN KAYIP GEMİLERİ..

www.cypruszoom.com

48 ZOOM

tarih

lelerinden olan Hamitler Levant’tan batıya göç ettiği, o göç yolunda Kıbrıs Adası'nın da olduğu, Hamitler’in göçü-nün M.Ö. 4500 yıllarına kadar devam ettiği iddia edilse de özellikle Akathu/Tatlısu Çiftlikdüzü'nde yapılan kazı-larda bugüne kadar öne sürülen iddi-aları çürütecek nitelikteydi. Özellikle Anadolu kaynaklı obsidyenlerin en fazla bulunduğu yer olması, adaya ilk gelen insanların Anadolu'dan olduğu-nu kanıtlar nitelikteydi.

M.Ö 8200 yılına tarihlenen bu yerle-şim yerini kuranların İlk Kıbrıslılar ol-duğunu söyleyebiliriz.

İnsanlar şüphesiz ağaç parçalarının su üzerinde yüzebildiğini görüyorlar, kazayla suya düşerlerse bir ağaç da-lına tutunabildiklerinde paçayı kur-taracaklarını biliyorlardı. Muhtemelen bundan yola çıkarak ağaçtan, sazdan, samandan ilk salları yapmayı akıl et-tiler ve bu işi zamanla geliştirerek ilk tekneleri yapmayı başardılar. Bildiği-miz anlamda ilk tekneleri Mısırlılar Nil nehrinde ulaşım için kullanmışlar ve daha sonra bu teknelere kare biçimin-de basit yelkenleri de ilk onlar takma-yı akıl etmişlerdi.

Ancak, profesyonel anlamda deniz-ciliği başlatanlar Fenikeliler'di.

Yerden ayağını kesen ilk halk Feni-keliler değildi belki ama , uzak yol de-nizciliğini, deniz ticaretini ve keşifleri-ni ilk onlar başlattılar.

Gemilerini Lübnan’da bol bulunan sedir ağacından yapıyorlardı. Gemi ustaları keskin baltalarla ağaç göv-delerini oyuyor, uzunca bir kiriş geri-len ipe göre tesviye edildikten sonra bunun üzerine kaburga tahtaları dizi-liyor, en üste de kaburgayı birleştir-mek için güverte döşeniyordu, yani


↘ KIBRIS'IN BINLERCE YILLIK TARIHINDE YAŞANAN BU TRAJIK OLAYLAR SADECE YAZILI KAYNAKLARLA SINIRLI OLMASA GEREK. BILINENLERIN YANINDA BILINMEYEN BIRÇOK KAHRAMANLAR ÇIKARAN BU TOPRAKLARIN HAZIN HIKAYESI SANKI HIÇ BITMEYECEKMIŞ GIBI YAZILMAYA DEVAM EDIYOR...

Binlerce yılda sadece bir gemi mi battı? Kıbrıs sularında bulunan ve sergilenen tek gemi dışında başka gemiler yok mudur? Elbette hayır. Oldukça fazla gemi batmıştır Kıbrıs çevresinde. Ama bu günkü tek-noloji ile onlara ulaşmak mümkün değil henüz daha. Kıbrıs etrafında çok deniz savaşları olmuştur. Mısırlılarla-Hititler, Perslerle-Kıbrıslılar, Cenevizlilerle-Venedikliler, Osmanlılarla-Venedikliler ve daha bilmedik-lerimiz...

50 ZOOM

yöntem bugünkü ahşap teknelerin yapımından pek farklı değildi. Gemi-nin arka tarafı balık, burun kısmı kuş şeklinde yapılırdı, ayrıca arkaya Tanrı Puam’ın figürü yerleştirilirdi.

Biliyorsunuz bu insana pek benze-yen tanrılardan o devirde her halkta bol miktarda vardı, yani elinizi salla-sanız tanrıya çarpıyordu,ve de hepsi birbirinden ehemmiyetli bu tanrıla-rın her birinin uzman olduğu iş vardı, Puam’ın işi gücü de Fenikeliler'e ma-den ocaklarından filiz çıkarırken yar-dım etmek, gemi yapmayı öğretmek ve yapım aşamasında teknik destek vermekti, yani anlayacağınız ilk gemi mühendisi Puam’dı diyebiliriz.

Kıbrıs'a ilk gelen insanların deniz kıyısında yaşamlarını sürdürmeleri, Ada'nın kıyı şeridinin yaban hayvan-ları çeşitliliği bakımından zengin oldu-

ğunu ve bu insanların aynı zamanda iyi balıkçılar olduklarını akla getir-mektedir. Bir diğer önemli konu ise, özellikle Eylül- Ekim aylarında Kıb-rıs üzerinden geçen göçmen kuşların kıyılarda dinlenmeleri, ki bu durum bugün dahi hiç değişmeden devam et-mektedir, avlanmalarına olanak sağ-lamaktaydı.

Yıllar önce Akathu / Tatlusu Çiftlikdüzü'yle ilgili yazdığım bir yazı-mı gelecek sayıda sizlerle paylaşaca-ğım için bu konuya burada ara vererek esas konumuzu değerlendirmeye ça-lışacağım.

Keşfedildiği zaman Arkeoloji dünya-sında büyük heyecan yaratmıştı son-radan adı “ Girne Batığı” olarak anılan gemi kalıntısı. O güne kadar deniz al-tından çıkarılan en eski batık ünvanı-nı da almıştı ta ki yine Kıbrıs'a ait olan

“Uluburun Batığı” keşfedilene kadar.Ortaya çıkarıldığı zamanlarda su altı

arkeolojisi ve teknolojisi bu günkü kadar gelişmemişti. Tüm bunlara rağ-men başarıyla ve büyük bir özveriyle profesyonelce çıkarılmıştı “Girne Ba-tığı”. Bu batık ki, ülkemize her gelen turistin mutlaka ziyaret ettiği bir zen-ginliğimizdir.

Batık Gemi, 1965 yılında bir sünger avcısı tarafından , bugün Ozanköy (Kazafana) kıyısında bulunan eski Zeyko yağ fabrikası'nın tam karşısı-na denk gelen 1.5 kilometre uzaklıkta keşfedildi.

1968-1969 yılları arasında Penns-ylvania Üniversitesi araştırmacı uz-man ekibi tarafından yapılan çalışma-lar sonucu su üstüne çıkarılmış ve bu günkü yerinde sergilenmeye başlan-mıştır. 15 metre boyundaki teknenin 4


tarih

mürettebatlı bir ticaret gemisi olduğu bilinmektedir. Yapılan karbon testleri sonucu M.Ö. 288 yılına tarihlenen geminin yaklaşık 80 yaşında olduğu sap-tanmıştır.

Kıbrıs sularında bulunan ve sergilenen tek gemi dışında başka gemiler yok mudur?

Binlerce yılda sadece bir gemi mi battı? Elbette hayır. Oldukça fazla gemi batmıştır Kıbrıs çevresinde. Ama bu gün-

kü teknoloji ile onlara ulaşmak mümkün değil henüz daha. Kıbrıs etrafında çok deniz savaşları olmuştur. Mısırlılarla-Hititler, Perslerle-Kıbrıslılar, Ce-nevizlilerle-Venedikliler, Osmanlılarla-Venedikliler ve daha bilmedikleri-miz...

M.Ö.499 yılında Salamis Kralı Onesilos'a bağlı savaş gemileri ile Fenikeliler arasında, Salamis açıklarında meydana gelen savaşı Onesilos taraftarları kazanırken Fenikeliler bozguna uğratılmış ve birçok gemi bu savaşta batı-rılmıştı. Onlardan geriye kalan ağır yükleri belki de bugün hala daha kumla-rın altında keşfedilmeyi beklemektedir.

52 ZOOM

haber

ZOOM

Savaşlarla yakılan, batırılan o ka-dar çok gemi varken bu güne kadar sadece bir tanesine ulaşılması, ileride diğerlerinin bulunmayacağı anlamını taşımaz.

Örneğin kayıtlara geçmiş olan ama halen denizin altından çıkarılmayı bekleyen Mağusa savaş batığı vardır. Osmanlı-Venedik savaşında battığı tahmin edilen bu geminin çıkarılarak Mağusa'da sergilenmesi bu günkü ta-rihi Mağusa'ya bir o kadar daha anlam katıp turizmin gelişimine katkı sağla-yacaktır.

Uluslararası fi nansman ve uzman ekip isteyen bu tür büyük organizas-yonlar Kıbrıs'ta çözüme ulaşmakla mümkün olabilecektir. Bir batıkla ilgil yapılacak çalışmaların dünyaca ünlü belgesel kanallarında yayımlanması sonucu hem ülke tanıtımını hem de ülkemizin turist akınına uğramasını sağlayacaktır. Çünkü bu güzel adamız başka hiçbir adaya benzemez. Lüzin-yanlar devrinde dünyanın en zengin ülkesi olmayı başaran ülkemizin ye-niden o ünvanını kazanması çok sür-meyecektir diye düşünüyor ve umut ediyorum.

“Girne Batı ğı”, 1965 yılında bir sünger avcısı tarafı ndan, bugün Ozanköy (Kazafana) kıyısında bulunan eski Zeyko yağ fabrikası'nın tam karşısına denk gelen 1.5 kilometre uzaklıkta keşfedildi. 1968-1969 yılları arasında Pennsylvania Üniversitesi araştı rmacı uzman ekibi tara-fı ndan yapılan çalışmalar sonucu su üstüne çıkarılmış ve bu günkü yerinde sergilenmeye başlanmıştı r.


spontan

Ustanın objektifi bu kez Selimiye Camii'ndeydi. Işık ve gölgeyi muhteşem bir karede buluşturan üstadımız, içinde insan figürünü de ekleyerek keyifle bakılacak bir fotoğrafa imza attı..fotoğğraf: ümit esinler

USTADAN

54 ZOOM

haber

Klinik Psikolog ve Kognitif Terapist Selen Üstüner ve Deniz Erkal, dünyanın birçok ülkesinde hizmet-

te olan anne baba okullarını ülkemizde uy-gulamaya koydular. İlk aşamada seminerler şeklinde ailelere bilgi vermeyi amaçlayan Üstüner ile Erkal, bu amaçla ilk seminerlerini Kıbrıs Genç TV binasında gerçekleştirdiler.

12 yıldır kendi kliniklerinde danışanlarıyla çalıştığını ve bu on iki yıl içerisinde pek çok kez, özellikle Kıbrıs Türk toplumunda çok rastlanılan bir takım yanlış aile tutumlarının gözlemlediklerini kaydeden Selen Üstüner ve Deniz Erkal, gerek çocukluk çağında ge-rek ergenlikte, gerekse yetişkinlik çağında ciddi bir takım sıkıntılar, davranış bozukluk-ları ve psikolojik bozukluğa yol açtığını fark ettiklerini belirtiyor.

Dünyanın pek çok ülkesinde ve Türkiye’de, anne baba okullarının bu gibi sıkıntıları çöz-mek için uzun yıllardır hizmet verdiğine dik-kat çeken doktorlarımız “Bizim ülkemizde de, bu işin öncülüğünü yapmaya karar ver-memiz, 12 yıllık gözlemimizin sonucunda ortaya çıktı” diyor.

“İçeriğimizi, 0-21yaş arası çocuk ve ergen gelişimi konusunda oldukça geniş tuttuk ve tek seminerle sınırlandırmak istemedik. Be-beği henüz anne karnındayken ele aldık ve yuvadan uçacağı yaşlara kadar beraberce getirmek üzere bir kapsamlı program ha-zırladık” diyerek bu hazırlık sırasında, Kıbrıs Türk toplumunun özel aile tutumlarını da dikkate aldıklarını da belirttiler.

İlk hedeflerinin gelişim dönemlerinin her

birini anne ve babalara tanıtmak olarak be-lirlediklerini anlatan Üstüner, ardından da, çocukların hangi dönemde, hangi dilden anladığını, onlara nasıl davranırsak, ne gibi sonuçlar alacağımızı detaylı incelediklerini kaydederek toplam 4 haftaya yaydıkları se-minerlerin içeriklerinin kısaca aşağıdaki gibi olduğunu kaydettiler.

5 Mart 2014: "7-12 yaş gelişim özellikleri, okul ve ders çalışma, çocuklara sınır koyma" Uz. Psk.Selen Üstüner ve Uz. Psk. Deniz Erkal, Op. Göz Dr. Ogün Olay (Çocuklarda Göz Sağlığı)

12 Mart 2014: " 12-21 yaş, Ergenlik dö-nemi gelişim özellikleri ve iletişim becerileri" Uz. Psk. Selen Üstüner ve Uz. Psk. Deniz Erkal, Uz. Dr. Hasan Sav (Çocuklarda Hor-monal Gelişim)

Yer : Genç Tv binası, Lefkosa Başlama Sa-ati : 18.30

Anne babalar için Okul vakti geldi

Selen Üstüner ve Deniz Erka


haber

Elektrik Mühendisle-ri Odası’nın (EMO) her yıl geleneksel olarak düzenle-

diği balo, bu yıl önceki Vuni Palace Hotel’de gerçekleşti.

Aynı zamanda oda üyeleri olan 2’nci Cumhurbaşkanı

Mehmet Ali Talat ile Lefkoşa Türk Bele-diyesi Başkanı Kadri Fellahoğlu EMO Ge-leneksel Balosu’nun konukları oldular. Konuklar arasında Türkiye EMO Baş-kanı Cengiz Göltaş,

KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Başkanı Zihni Turkan ve birçok oda başkanı da gecenin konukları ara-sında yer aldılar.

EMO üyeleri Geleneği bozmadı

56 ZOOM

“0” Grubu “Sıcak”Olumlu yönleri: Özgüven sahibi, güçlü karar

mekanizmasına sahip, sadık, kendi kararını kendi veren, eleştirici.

Olumsuz yönleri: İşkolik, duygusal, inatçı, soğuk, bencil, geçimsiz, endişeli

Gerçekler: Dünyadaki insanların yüzde 38’i 0 negatif, yüzde 6’sı ise 0 pozitiftir.

Özellikleri: Sosyal, enerji dolu, çok hareket-li, gerçekçi, arkadaş canlısı, gösterişli, uçuk. Önüne çıkan şansları anında kullanır. Yeni bir projeye hemen atılabilir, yeni fi kirler üretme-ye yatkındır. Dikkati çabuk dağılır, kuvvetli duygulara sahiptir ve kendini iyi ifade edebilir.

Her an muhalefet olabilir ama bu duruşun-dan hemen vazgeçebilir. Diğer kan grupların-dan olan kişilere çabuk kapılabilir. Hırslı ve detaycı olan bu kişilik ortama kolay adapte olabilir. Hissettiklerini kolayca ortaya çı-kartabilir, doğuştan zariftir.

Özet: Olumlu, aktif, bağımsız, risk al-mayı seven, dramatik bir yaşama sa-hip, zaman zaman bencil, romantik, arkadaşlarından etkilenen, organi-zasyon yeteneği gelişmiş, gururlu, birilerine dokunmayı ve birilerinin ona dokunmasını seven, hedefe kitlenen, boyun eğmeyi sevmeyen, açık sözlü.

“A” grubu “Serin..”Olumlu yönleri: Dikkatli, sempatik,

özverili, kibar, dürüst, sadık, uyumlu, empati kurabilen.

Olumsuz yönleri: Çok kuruntulu, duygusal, sinirli, kararsız, içine ka-palı, sulu.

Gerçekler: Dünyadaki insanların yüz-de 34’ü A negatif, yüzde 6’sı ise A pozi-tiftir.

Özellikleri: Sinirlense bile sakin kalma-yı başarır. İçe dönük, kamuoyuna duyarlı, so-rumluluk sahibi. Sinirliyken bile güvenilir ve etrafındakilerin kafası karıştığında her şeyin sorumluluğunu üzerine alabilir. Utangaç oldu-ğu zamanlar vardır. İnsanların yanında bazen sinirli olabilir. Etrafına karşı duyarlı olmasına rağmen başkaları tarafından yanlış anlaşıla-bilir.

Bir doğa düşkünüdür ve kalabalık ortam-ları pek sevmez. Değişime çok açık değildir, kendine ait bir dünyaya ihtiyaç duyar hatta karamsar bile sayılabilir. Değişikliğe açık ol-madığı için duygusal tarafından dolayı bu kan grubundan olan kişiler genelde yaratıcı güce

sahip sanatçılardır.Özet: Temkinlidir, yardımseverdir, sorumlu-

luk sahibi, iç huzura ve güçlü bir hafızaya sa-hiptir, grup çalışmasında başarılıdır, resmiyeti sever, sakindir, kurallara uyar, insanlarla olan ilişkilerine değer verir, çok hassastır, başkala-rının ona dokunmasından hoşlanmaz.

”B” Grubu “Aktif”Olumlu yönleri: Neşeli, dışarı çıkmayı seven,

olumlu, maceracı, aktif, duygusal, kibar.

Olumsuz yönleri: Unutkan, kararsız, dağınık, gürültücü, abartmaya yatkın, spontane.

Gerçekler: Dünyadaki insanların yüzde 9’u “B” negatif yüzde 2’si ise “B” pozitiftir.

Özellikleri: Mantıklı, organizasyon yeteneği gelişmiş, akla duygudan çok önem veren, ya-ratıcı. Her şeyin yolunda gittiğini gördüğünde kendini harika hisseder. Yaptığı işe konsant-re olarak başka şeyleri görmezden gelebilir.

Enerjik ve amaca yönelik hareket eder, her-hangi bir konunun fanatiği olabilir ve o konu-da sonuna kadar uğraşır.

Girişimciliğe açık olmasına rağmen takım oyunlarında ise pek başarılı değildir, çünkü o takım yapısına karşıt bağımsız bir kişiliktir. Olumsuz şeyleri dışa vurmak yerine içe atar, sorunları çözmek için gerçekleri göz önünde bulundurur, çok fazla soğuk ya da resmi olarak görülebilir, arkadaşlarına kendini pek açmaz.

Özet: Neşeli, bencil, kaprisli, gelenek ve gö-reneklere karşıdır, sosyal, eğlenceli, duygu-sal, özünde yalnız, kolay neşelenebilen, kibar, bağımsızlığına çok düşkün, güçlü bir kişiliğe sahip, işlerini kendi yöntemine göre yapan,

geçinmesi kolay, maceracı, dokunmayı ve bi-rinin ona dokunmasından hoşlanır.

“AB” Grubu “Rahat”Olumlu yönleri: Hassas, gururlu, diplo-matik, sempatik, çabuk öğrenen, zevk sahibi, herkesle kolay anlaşabilen.

Olumsuz yönleri: Devamlı şikayet eder, farklı ve değişken ruha haline sahiptir, çok düşünür.

Gerçekler: Dünyadaki insanların yüzde 4’ü AB negatif, yüzde 1’i AB po-zitiftir.

Özellikleri: Zıtlıkların bir arada ol-duğu bir karakterdir: Örneğin sos-yaldir aynı zamanda utangaçtır. Ne yapacağı önceden kestirilemez. Arkadaşlarına bağımlıdır fakat eğer çok üzerine gelinirse isyan edebilir, sosyal ortamlarda zaman zaman utangaç zaman zamansa cesurdur.Yaratıcı/sanatçı bir yönü vardır.

Zorlayıcıdır. Psikoloji, astroloji ve falla ilgilenir, iyi bir politikacı ya da diplomat

olabilir. Çok geniş tavırlar sergileyebilir, problemleri sezmek ve engellemek konu-

sunda çok başarılıdır.Şehir atmosferini sever ama bazen kapalı

alanlarda kalmaktan hoşlanmaz. Yaşadığı ev onu düşünmeye ve hareket etmeye motive etmeli, yaptığı her şeyde başarıya ulaşır.

Özet: Gizemlidir, mantıklıdır, ekonomiktir, etkilidir, genelde eleştiricidir, analitik bir dü-şünce yapısına sahiptir, duygusuzdur, ori-jinaldir, yalnız kalmayı sever, çabuk sıkılır, çevresine kolay uyum sağlar, içgüdüsel duy-gulardan nefret eder, insanlara faydalı olmaya çalışır, başkalarının ona dokunmasından hoş-lanmaz.

Kan grubunuzu söyleyinSize kim olduğunuzu söyleyim

Önüne çıkan şansları anında kullanır. Yeni bir projeye hemen atılabilir, yeni fi kirler üretme-ye yatkındır. Dikkati çabuk dağılır, kuvvetli duygulara sahiptir ve kendini iyi ifade edebilir.

Her an muhalefet olabilir ama bu duruşun-dan hemen vazgeçebilir. Diğer kan grupların-dan olan kişilere çabuk kapılabilir. Hırslı ve detaycı olan bu kişilik ortama kolay adapte olabilir. Hissettiklerini kolayca ortaya çı-

Olumlu, aktif, bağımsız, risk al-mayı seven, dramatik bir yaşama sa-hip, zaman zaman bencil, romantik, arkadaşlarından etkilenen, organi-zasyon yeteneği gelişmiş, gururlu, birilerine dokunmayı ve birilerinin ona dokunmasını seven, hedefe kitlenen, boyun eğmeyi sevmeyen,

Dikkatli, sempatik, özverili, kibar, dürüst, sadık, uyumlu,

Çok kuruntulu, duygusal, sinirli, kararsız, içine ka-

Dünyadaki insanların yüz-de 34’ü A negatif, yüzde 6’sı ise A pozi-

Sinirlense bile sakin kalma-yı başarır. İçe dönük, kamuoyuna duyarlı, so-rumluluk sahibi. Sinirliyken bile güvenilir ve etrafındakilerin kafası karıştığında her şeyin sorumluluğunu üzerine alabilir. Utangaç oldu-ğu zamanlar vardır. İnsanların yanında bazen sinirli olabilir. Etrafına karşı duyarlı olmasına

olumlu, maceracı, aktif, duygusal, kibar.

Olumsuz yönleri: Unutkan, kararsız, dağınık,

Özet: Neşeli, bencil, kaprisli, gelenek ve gö-reneklere karşıdır, sosyal, eğlenceli, duygu-sal, özünde yalnız, kolay neşelenebilen, kibar, bağımsızlığına çok düşkün, güçlü bir kişiliğe sahip, işlerini kendi yöntemine göre yapan,

geçinmesi kolay, maceracı, dokunmayı ve bi-rinin ona dokunmasından hoşlanır.

“AB” Grubu “Rahat”Olumlu yönleri: matik, sempatik, çabuk öğrenen, zevk sahibi, herkesle kolay anlaşabilen.

Olumsuz yönleri: eder, farklı ve değişken ruha haline sahiptir, çok düşünür.

Gerçekler:yüzde 4’ü AB negatif, yüzde 1’i AB po-zitiftir.

Özellikleri: duğu bir karakterdir: Örneğin sos-yaldir aynı zamanda utangaçtır. Ne yapacağı önceden kestirilemez. Arkadaşlarına bağımlıdır fakat eğer çok üzerine gelinirse isyan edebilir, sosyal ortamlarda zaman zaman utangaç zaman zamansa cesurdur.Yaratıcı/sanatçı bir yönü vardır.

Zorlayıcıdır. Psikoloji, astroloji ve falla ilgilenir, iyi bir politikacı ya da diplomat

olabilir. Çok geniş tavırlar sergileyebilir, problemleri sezmek ve engellemek konu-

sunda çok başarılıdır.Şehir atmosferini sever ama bazen kapalı

alanlarda kalmaktan hoşlanmaz. Yaşadığı ev onu düşünmeye ve hareket etmeye motive etmeli, yaptığı her şeyde başarıya ulaşır.

Özet: Gizemlidir, mantıklıdır, ekonomiktir,

MEĞER KAN GURUPLARIMIZ KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİMİZİ BELİRLİYORMUŞ. EĞER KAN GRUBUNUZU BİLİYORSANIZ İŞTE SİZİN ÖZELLİKLERİNİZ. OKUYUN BAKALIM, GERÇEKTEN ÖYLEMİ..


haber

Yapılan araştırmalar kadın-ların estetik ameliyatlara erkeklerden daha hevesli

olduklarını ve çok fazla araştırma-dan ameliyata karar verdiklerini gösteriyor. Bu nedenle estetik ka-zaları doğal olarak en çok kadınların başına geliyor. Estetik Plastik ve Re-konstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Dinar, “Erkekler estetik ko-nusunda hemen karar vermiyorlar önce düşünüyorlar sonra ameliyat olmaya karar veriyorlar. Kadınlar ise hevesle geliyorlar ve hemen ame-liyat olmak istiyorlar. Aynı zamanda kadınların ağrı eşiği erkeklere oran-la daha yüksek. Herkes erkeklerin bu konuda daha dayanıklı olduğunu düşünse de estetik işlemlerde er-kekler daha nazlı oluyor. Özellikle enjeksiyonlu durumlarda daha çe-kingen oluyorlar” diyor.

Burun hatalarıBurun estetiğinde yapılan hatalar

estetik kazaları arasında ilk sırada yer alıyor. Özellikle de kadınların başına çok fazla geliyor. Hatanın en önemli sebebi ise hastaların çoğunlukla doktora tam olarak ne istediklerini anlatmamaları oluyor. Bazı doktorlar ise hastayı dinlemi-yor çünkü en iyisi benim yaptığım burundur diye düşünebiliyor. Es-tetik Plastik ve Rekonstrüktif Cer-rahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Dinar, “Standart bir burun yapılıyor fakat bu burun her-kese yakışmıyor. Bazen de örneğin burun eğriliği için ameliyata giren hasta ameliyattan çıktığında burun estetiği olmuş olabiliyor. Bunu önlemek için ayrıntılı olarak doktor ve hastanın konuşması ge-rekiyor. İyice düşünülmeli ve sonra karar verilmeli. “Ameliyat olayım mı?” diye doktora gitmek kötü bir fikir. Ameliyata karar vererek gidilmeli. Doktorun fikri alınmalı fakat sonrasında düşünülmeli” diyor. Hastaların bazıları ise beğendikleri bir ünlünün fotoğrafıyla doktora başvuruyor fakat bu durum da çok doğru olmuyor. Çünkü her burun herkese yakışmıyor. Serkan Dinar, “Mesela burnumun üst çıkıntısından rahatsızım, burnumun ucu büyük gibi neden rahatsız olduğunuzu söylemeniz gerekiyor. Bazen de çok uzun bir yüze çok küçük bir burun da istenebiliyor. O zaman doktorun devreye girip burnun yakışmayacağını söylemeli” diyor.

Göğüs ameliyatı hatalarıGöğüs ameliyatına girecek bir kadın genelde

söylediğinden bir numara büyük göğüs istiyor. Ameliyat sonrası doktorlarıyla görüştüklerinde “Bu göğüs küçük oldu” diyorlar. Op. Dr. Serkan Dinar, “Göğüs güzelliği aslında ülkeden ülkeye de-ğişiyor. Amerika’da büyük göğüs istenirken şu an Avrupa’da küçük göğüs moda. Hatta mankenlerin çoğu protezlerini çıkardı. Türkiye’de ise büyük gö-ğüs isteniyor. Göğüsün eğer küçük olduğu düşü-nülürse daha büyük protezle değiştirebilir” diyor.

Kaş dövmeleriŞu sıralar yapılan en büyük hatalardan biri de

kaş dövmeleri oluyor. Dövmeler lazerle silinebi-liyor. Fakat kaşlar doğal kontüründe yapılmıyor ve tamamen alındığı için o bölgede kaş çıkmıyor. Bu sorun için de o bölgeye kaş ekimi yapılabiliyor.

Kaş ekimi saç ekiminde olduğu gibi enseden kıl kökleri alınarak ekilebi-liyor.

LiposuctionOp. Dr. Serkan Dinar, “Liposuc-

tion ameliyatlarında görülen en önemli hataların başında dalga-lanma, sinir sorunları ve kalıcı uyu-şukluklar geliyor. Sinir sorunları ve uyuşmanın sebebi bölgenin ana-tomisine zarar verilmesi oluyor ve bu konuda cerrahın dikkat etmesi gerekiyor. Dalgalanmanın sebebi ise o bölgedeki yağ alındığında o bölge boşalıyor ve sarkarak gevşi-yor. Bu sorunun yaşanmaması için lazer ya da radyofrekans destekli li-posuction tercih edilmeli. Ayrıca bir bölgeden çok bir bölgeden az yağ alınması problemleri de olabiliyor. Böyle bir durumda o bölgeye yağ eklemek gerekebiliyor” diyor.

Botoks hataları Botoks nedeniyle de bazen kötü

görüntüler ortaya çıkabiliyor. Kı-rışıklıklar üzerinde son yılların en önemli uygulaması olan botoks yaptırırken de dikkat edilmesi ge-rekiyor. Serkan Dinar, “Botoks ye-meğe konulan tuz gibi. Çok fazla koyarsanız yararlanamıyorsunuz o yüzden doktorun dikkat etmesi ge-reken botoksu aşama aşama yap-mak. Bir seansta tüm kasları dur-durmamak gerekiyor. Ben genelde

botoksu iki seansta uyguluyorum. Belirli kasları durdurup, belirli mimik kaslarını korumanız gere-kiyor. Dikkat etmezseniz ve bütün kasları durdu-rursanız şaşkın bir bakış ortaya çıkıyor. Kaşlara çok yaklaşırsanız o zaman da göz kapağında düşme problemi yaşıyabilirsiniz. Bu hataların olmaması için hasta bildiği iyi bir doktoru seçmeli. Ayrıca uy-gulayanın plastik cerrah ya da dermatolog olması çok önemli” diyor.

DolgularBazen dolgular da kötü görünebiliyor. Dudak

dolgusunda eriyen dolgu kullanıldıysa eritilebiliyor ve hasta eski haline geri dönebiliyor. Fakat silikon yapıldıysa ya da kalıcı dolguysa ameliyata varan yöntemler gerekebiliyor. Bazen de alerjik durum-lar olabiliyor.

BURNUNUZU BEĞENMIYOR OLABILIRSINIZ. GÖĞÜSLERINIZIN ÇOK KÜÇÜK OLDUĞUNU DÜŞÜNEBILIRSINIZ. BÖLGESEL FAZLALIKLARINIZDAN KURTULMAK ISTEYEBILIRSINIZ.

BU DURUMDA TEK YAPMANIZ GEREKEN IYI BIR PLASTIK CERRAH BULMAK VE GÜVENLI ELLERLE AMELIYAT OLMAK OLSA DA BAZEN YAPILAN HATALAR NEDENIYLE HAYALLERINIZ

YIKILABILIYOR. ESTETIK PLASTIK VE REKONSTRÜKTIF CERRAHI UZMANI OP. DR. SERKAN DINAR, “ESTETIK HATALARI BAZEN DOKTORDAN BAZEN HASTADAN KAYNAKLANIYOR. FAKAT NE

OLURSA OLSUN BU HATALARA DIKKAT ETMEK GEREKIYOR” DIYOR.

Estetik kazalarıGüzelleşeyim derken kazaya uğramayın!

58 ZOOM

Efsane marka Volkswagen, öyle bir model yaptı ki, hem klasik, hem de modern tarzı aynı tasarımda

buluşturdu. 50 yıldır süren The Bettle efsa-nesinin son modeli Beetle Dune Concept, Amerika'da Detriot Auto Show’da tanıtıldı. The Beetle Dune, Volkswagen’in bugüne ka-dar ürettiği en spor model oldu. Fotoğrafı çe-kilen renkli metalik sarı-turuncu arası katalog rengi ile siyah detaylar araca daha ilk bakışta agresif bir hava veriyor. Standart Beetle’lara göre daha geniş olan 5 kollu 18 inch Twister aluminum jantların her birinin tam ortasında VW logosu bulunuyor. Logonun etrafı aracın rengi ile uyumlu olarak teslim ediliyor. Bu Volkswagen’de pek görmeye alışık olmadığı-mız kadar ince bir tasarım öğesi ve oldukça etikleyici.

Ön kısmında kullanılan Bi-Xenon farlar yine alışıkolduğumuz Beetle karakterini yansıtan

yuvarlak bir tasrıma sahip. Bir arı kovanını andıran siyah ızgarasını çevreleyen krom çerçeve de ızgarayı ön plana çıkarıyor.

210 beygir, turbo beslemeli 2.0 TSI motora sahip. 4 silindirli motorda DSG çift kavramalı şanzıman kullanılmış. İç mekanda ise Volk-swagen Sideways uygulaması ile donatıl-mış 7.7 inchlik dokunmatik ekran, yakındaki restoranları size gösterirken dilerseniz arka-daşlarınızın orada olup olmadığı bilgisini de paylaşabiliyor. Aynı zamanda hava durumu hakkında da her zaman canlı bilgiler ile ça-lışan sistem, havanın soğuk olduğu günlerde bir havuza gitmek istediğinizde size açık ha-vuzları göstermiyor. Koltukları da her detayı kadar iyi tasarlanmış Beetle Dune üretilip üretilmeyeceği konusunda henüz kesin bir bilgi ise şimdilik belli değil. Ancak, görünen o ki, daha şimdiden büyük ilgi gören konsept tasarım, seri üretime de geçecek gibi.

Volkswagen Beetle Dune Concept; HEM CLASIK, HEM MODERN


haber

60 ZOOM

Ben BARIŞIM dedi mum, ancak kim-se benim sürekli yanık kalıp etra-fıma ışık saçabilmeme yardımcı

olmuyor, artık sönmek üzereyim.

Ve sessizce karanlığa gömüldü...

Onun ardından İNANÇ ve SEVGİ mumları da söndü, yavaşça.

UMUT yandı bir köşede, can çekişerek. Solgun günleri çok oldu, pes etmeye yel-tendiği saatleri de. Zümrütü Anka’yı düşle-di böyle anlardı, canlandı, kendine geldi.

Yılmadı, sönmedi, on yıllar geçti, direndi.

Yine canlandığı günler bunlar, birdenbire. En karanlık saatlerin ardından apansız ge-len gün ışığını yaşıyor UMUT.

Alevlendi iyice, güneşle yarışmaya kalktı hatta. Afacan, hiç büyümüyordu.

İNANCI tutuşturdu önce. Ortak dedi, uyan, işimiz çok. Sevgi ve Barış söneli çok oldu bu Ada'da. Canlandırmak kolay olmayacak, elele versek yaparız biz, yine de. Batı Rüz-garı tam arkamızda, Poyraz desen püfür püfür. Tutuşturucumuz da var denizlerde, hem doğalından, hem siyahından.

İNANÇ iç geçirdi. Yorgunum dedi, çok. 10 yıl oldu biliyorum, atmalıyım belki bu ölü toprağını üzerimden, kendime gelmeliyim. Zor ama, çok hırpalandım ben, hırpalan-maya da devam ediyorum. Kanıma yine sen girmiştin o zamanlar...

Ne mumlar yakmıştık senle birlikte, ne sloganlar atmış, ne şarkılar bestelemiştik.

Çözmeye çalıştılar, inandık. Planlar gör-dük arka arkaya, sayfalar binler, okuduk okuduk anlamadık, yine inandık.

Dinlemedik, güvenmedik, yan yana du-runca olur sandık. Sağımızı solumuzu çe-kiştirdik, aynada düzelttik kendimizi de, ortaklık kuracaklarımız ne istiyormuş sor-

madık. Biz evet dedik, onlar hayır diye bas bas bağırdık tek, nedenini duyamadık, gö-remedik.

Ne değişti ki? 6 ayda, 7 maddede uzlaş-mış liderler. Barış’ın parametreleri bunlar, diyenler var. Barış parametrelere mi en-deksli? Çağırınca gelir mi? Bu parametreler gökten yeni mi indi, hiç sormuyor musun bunları kendine? Sen bile bu kadar naif ola-mazsın!

Yapma, biliyorum kötü bir hayal kırıklı-ğıydı yaşadığımız, ama bu kadar karamsar olma ne olur, diye yalvardı UMUT. Dene-meden bilemeyiz ki, belki bu kez olur. Yine deneyelim, yine yenilsek de, daha güzel yeniliriz.

Ya başarırsak, ya dilimize doladığımız ül-keyi sonunda yaratırsak?

Değmez mi ha, bu hayal uğruna son nefe-sini harcamaya, değmez mi?

Bir kez daha tutun bana, söz bu son, bir daha dayanmam kapına.

Fazla düşünmedi İNANÇ. Şeytan tüyü vardı bu ifl ah olmaz romantiğin. Bunun son falan olmadığını biliyordu, her seferin-de aklını çelmeyi başaracağını bildiği gibi. Yine de UMUDA o kadar ihtiyacı vardı ki, sırtını dönemedi, atamadı başından.

Çok soru işaretlerim var dedi. Yanındayım yine de, ama bir şartla. Aynı hatayı yapma-yalım bu kez. Tepeden yakılmıyor BARIŞ mumu, öğrendik.

Dinleyen olduysa arada tek tük karşı ta-rafı, katalizatörü biliyorlar artık. Öyle me-tinlere koymakla değil, tek yolu gerçek anlamda inşa etmek GÜVENi. Başka türlü yanmaz, yanmayacak BARIŞ mumu.

Anlaşmak veya anlaştırılmak bir şekil-de, önemli elbet. Onaylaması da önemli iki toplumun varılacak anlaşmayı. Referan-dumlar, ayrı ayrı...

Anlaşmayla BARIŞ olmuyor ama. Ayrı hayaller kurarak yan yana, ortak yaşama varılmıyor.

Aynı hayale sahip olmalı ortaklar, aynı düşleri görmeli, aynı yarın için çalışmalı. Kendileri inşaa etmeli ortak geleceklerini.

Tanımalı birbirlerini, güvenmeli, sevmeli. Yoksa katolik evlilik demekle olmuyor bu işler. Ev cehenneme döner sonra, bir daha sen bile çıkamazsın işin içinden.

GÜVEN için çalışırım diyorsan, varım! Dört değil, Beş Mum yanmalıyız yan yana,

güveni de katmalıyız aramıza, yoksa nafi le bu çabalar...

UMUT da biliyordu bunları, tüm gece dü-şünüp durmuştu. Güven artırıcı önlemler önemliydi, ayrımına varmıştı. Son yirmi yıldır konuşuluyordu hep, farkındaydı, sa-dece konuşuluyordu.

Haksızlık dedi sonra kendi kendine, bir arpa boyu ilerledik oysa biz...

Hem belki öğrenmişizdir sonunda kazan-kazanı. Birlikte kazanırız bu kez. 2030 yılı akşam dokuz haberlerini izlemişti bir kez daha ne de olsa, gözleri nemlenmişti yine, özlemle dolmuştu yüreği.

Bana çok ihtiyaçları olacak diye düşündü, çok çalışmayalım ve başarmayalım.

Hazırım!

Şu karşı karşıya değil de yan yana müza-kere etme hikayesi doğru olsa bari. Bir de yedinci maddeyi uygulasa tarafl ar...

Kavuşsak artık GÜVENE, SEVGİYE ve BA-RIŞA.

BEŞİNCİ MUM

14 Şubat 2014Lefkoşa

Bu makale anonim Dört Mum Hikayesi’nden esinlenerek kaleme alınmıştır.

DeryaBeyatlı

62 ZOOM

spontan


Ustayı tanıyanlar onun ışık ve yansımaya karşı hassasiyetini bilir. Evinin bahçesindeki havuza düşen kuru yaprak ile gökyüzü ve ağacın gölgesi ile muhteşem bir fotoğrafın ortaya çıkmasına neden olmuş. Tabii ki bunu görene...

fotoğğraf: ümit esinler

USTADAN

64 ZOOM

Bir kadın, siyasi bir kişilikle beraber olduğu za-man tehlikeli sularda yüzüyor demektir ve bu sular onu her an boğabilir. Bir metresinin oluşu

politikacıların kariyerini sonlandırabilirken, metreslerini de halkın gözünde bayağı kadın sınıfına sokar. Tabii hal-kın politikacılar ve metreslerine verdiği tepki ülkeden ül-keye değişir. Örneğin İngiltere bu tarz skandallara bayı-lırken, Fransa’daki politikacılar özel yaşamları yüzünden kolaylıkla itibar kaybetmezler. Fransızlar aşkın hayatın bir parçası olduğunu düşünür ve etrafında kadınlar olan politikacıları severler.

İngiltere’deyse gazeteler ‘Sex sells’ prensibiyle hare-ket eder ve politikacılar özel yaşamları yüzünden hazin sona uğrarlar. Şunun altını çizmek gerekir ki; toplumlar metreslere nadiren saygı duyar ve bir siyasinin metresi olmak demek genellikle hayatını mahvetmek demektir. Tarihe geçmiş yasak aşklardan, ünlü politikacılarından metreslerinden bahsettik ve onların ilginç hikâyelerini sayfalarımıza taşıdık.

Mussolini ve Margarita SarfattiMussolini’nin yasak aşkı, İtalya’nın taçsız kraliçesi un-

vanı verilen Margarita, sevgilisiyle tanıştığında dergide sanat eleştirisi yazan ve dönemin zengin ve güçlü bir adamlarından biriyle evli güzel bir kadındı. O sıralarda 29 yaşında olan Mussolini bu kadından çok etkilendi, yazılarından giyim kuşamına kadar birçok konuda on-dan destek aldı. En tepe noktaya ulaştığındaysa artık Mussoli’nin yeni bir arkadaşı olmuştu ve metresine ihti-yacı kalmamıştı. Bu adam Hitler’di. Hitler ve onun Yahudi karşıtı politikası Mussolini’yi bir kadından, üstüne üstük Yahudi bir kadından yardım alışını gizlemeye itti. Basın-dan elini çekmek zorunda kalan, bir anda tüm gücünü kaybeden Margarita şaşkına dönmüştü ve İtalya’dan bir an önce ayrılmak istiyordu. Eski sevgilisini, elindeki tek koz olan Mussolini tarafından yazılan mektupları yayın-lamakla tehdit ederek Arjantin’e kaçmayı başarabildi. Yıllar sonra İtalya’ya döndü ve yaşama kendi ülkesinde gözlerini yumdu.

SIYASILER ve METRESLERI

Mussolini ve Margarita SarfattiAdnan Menderes ve Ayhan Aydan

John F. Kennedy ve Judith Exner

EGE ÖZADAM


haber


HALKIN POLITIKACILAR VE METRESLERINE VERDIĞI TEPKI ÜLKEDEN ÜLKEYE DEĞIŞIR. ÖRNEĞIN INGILTERE SKANDALLARA BAYILIR, FRANSA’DA POLITIKACILAR ÖZEL YAŞAMLARI YÜZÜNDEN KOLAYLIKLA ITIBAR KAYBETMEZLER, INGILTERE’DEYSE GAZETELER ‘SEX SELLS’ PRENSIBIYLE HAREKET EDER VE POLITIKACILAR ÖZEL YAŞAMLARI YÜZÜNDEN HAZIN SONA UĞRARLAR..

Dünyaca ünlü isimlerin, kariyerlerinin zirvesinde yaşadıkları yasak aşk hikayeleri, farklı ülkelerde farklı tepkilerle karşılanıyor. Bu olaylar ve sonlarını sizin için derledik..

Adnan Menderes ve Ayhan Aydan Opera sanatçısı Ayhan Aydan ve Adnan Mende-

res 1951 yılında tanıştılar. Menderes mahkemeye çıkarıldığında, Ayhan Hanımdan olan çocuğunun doğum sonrasında öldürülmesinin emrini vermek-le suçlanmış fakat tarihe ‘bebek davası’ olarak ge-çen bu davadan beraat etmiştir. İşin ilginç yanıysa ‘Örtülü Ödenek Davası’ sonucunda Menderes’in Ayhan Hanımın eşi Ferit Alner’e düzenli aralıkla para verdiğinin ortaya çıkmasıdır…

John F. Kennedy ve Judith Exner 1970’li yıllarda her ne kadar Amerikan toplumu

J.F Kennedy’nin yasak ilişki yaşadığı kabul etmek istemese de, onun başkan olmadan önce başlayan ve sonrasında da devam eden bir ilişkisi olmuş-tur. Metresinin adı Judith Exner’dır. J. F. Kennedy Judith’e o kadar güveniyordu ki; işiyle ilgili ayrıntıları bile onunla paylaşıyor, hatta destekçilerinden para alırken onu kullanıyordu. Judith, mafya lideri Gi-

ancana ve Kennedy arasındaki bağlantıydı. 1975 yılında Kennedy’nin beyaz saray yönetimine soruş-turma açılıp, mafya ile bağlantısı bulununca gözler ona çevrildi. Önceleri ‘Kesinlikle ifade ederim ki J.F Kennedy ile olan ilişkim sadece iki kişiyi ilgilendi-ren bir ilişkiydi’ gibi sözler içeren basın açıklamaları yapsa da, 1988 yılında kanser hastalığına yakalan-dığında söylemini değiştirdi. İki lider arasındaki bağlantıyı kuran kişi olduğunu anlatıp, Kennedy’nin Fidel Castro’yu öldürme amaçlı planlar yaptığını açıkladı.

Cecil Parkinson ve Sera KeaysSera Keays, İngiltere’nin demir leydisi Margaret

Thatcher’ın kabinesindeki gözdesi Cecil Parkinson ile tanıştığında 23 yaşındaydı. Yakışıklı, enerjik, bir hayli de hırslı olan Parkinson gelecek vadeden bir siyasetçiydi. Ta ki Sera Keays büyüyen karnıyla or-taya çıkıncaya kadar...

Basın açıklaması yaparak bebeğin kendisinin ol-

duğunu kabul etti, finansal destek sağlayacağını ve karısıyla kalacağını söyledi. Yasak ilişkilerde er-kekten çok kadının zarar gördüğü aşikar demiştik. Adının lekelenmesinden korkan Sera Keays The Times gazetesine giderek açıklamada bulundu ve Parkinson’un kendisine iki kere evlenme teklif et-tiğini, evlilik düşüncesiyle bu ilişkiye başladığını ve sonunda da kandırıldığını söyledi. İşte Parkinson’un kariyerini bitiren bu açıklama oldu. Halkın gözünde yalancı durumuna düşen Parkinson, Thatcher’ın tüm desteğine rağmen aynı gün istifasını verdi.

David Meller ve Antonia1992 yılında muhafazakar partinin Kabine Baka-

nı David Meller’ın metresi Antonia ortaya çıkarak sansasyon yaratır. Meller’la olan ilişkisini gazetelere satarak zengin olan Antonia, dairesine gizli kaset yerleştirmiş ve tüm konuşmaları da kayda almıştır aynı zamanda. Tahmin edileceği gibi bu skandal David Meller’in kariyerinin sonu olur.

Cecil Parkinson ve Sera Keays

David Meller ve Antonia

haber

Her sezon düzenlediği yeni koleksiyon defileleri ile dikkatleri üzerine çeken MANGO’nun Çırağan Palace Kempinski’ de gerçekleşen 2014 İlkba-

har – Yaz Koleksiyonu büyük beğeni topladı. Her sezon için düzenlenen defilelerde olduğu gibi bu yıl

da sürprizlerle dolu bir gece hazırlayan ünlü İspanyol moda markası Mango’nun bu sezon için onur konuğu, Amerikalı model Ashley Smith oldu.

Koreografisini Öner Evez’in üstlendiği defilede Didem Soydan, Anja Cihoric gibi podyum dünyasının ünlü man-kenleri MANGO podyumunda 2014 ilkbahar – yaz kolek-siyonunu tanıttılar.

MANGO Ortaklarından Yönetici Genel Müdür Sezai

Eren, Ticari Genel Müdür Arif Zurnacı ve Mango Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Neşe Kohen’in evsahipliğinde gerçekleşen MANGO’nun yeni sezon defilesini İstanbul Cemiyet hayatından Aslı Şen, Begüm Şen, Didem Antebi, Eda Kosif, Ayşegül Toplusoy, Zafer- Akın Kozanoğlu, Murat Cevahir, Burak Hatipoğlu – Melis Postoğlu, Ahu Yağtu, Ya-semin Masis gibi birbirinden ünlü isimler izledi.

Yves Rocher kozmetik markasinin sezon renklerine uy-gun makyajlari ile podyumda yürüyen mankenlerin saçları No.21 İbrahim Zengin, makyajları ise Hakan Kültür tarafin-dan koleksiyonlar ile son derece uyumlu olarak sergilendi.

Defile sonrasında Dana Leese’in müzikleri ile coşan mi-safirler eğlenceli anlar yaşadılar.

90'lara göz kırptı

66 ZOOM 66 ZOOM


GÜNDELIK TARZ MANGO’NUN 2014 ILKBAHAR-YAZ KOLEKSIYONUNDAKI TEMEL ILKEYI OLUŞTURACAK. DOLAYISIYLA, OLDUKÇA AERODINAMIK VE EKSTRA ÖZEL DETAYLARLA

ZENGINLEŞTIRILMIŞ OLAN MINIMALIST TASARIMLAR KOLEKSIYONDA BÜYÜK ORANDA YER ALACAK.

Mango'nu yeni sezon modeleri açık bir şekilde 90’lara dönüşe işaret ediyor. Bu tasarımlar söz konusu dönemin bireyselliği ile basitlik ve rahatlık anlayışını ortaya koyuyor. Çok renkliliğin yanı sıra, siyah ve beyaz ikilisi ile baştan aşağı tek renk koleksiyonun başlıca unsurlarını meydana getiriyor. 90’ların etkisi aynı zamanda tamamen beyaz ve nötr renklerle zıtlık oluşturan son derece vurucu tasarımlarda da görülüyor. Bu tasarımlardaki şekiller de yeni açılı kesimlere dönüşüyorlar. Beli açık bluzlar, yüksek bel pantolonlar ve küçük kazaklar, müzikal etkilerle belirlenmiş bir çağa verilmiş birer selam gibi. 90’lara gösterilen bu saygı aynı zamanda poplin, sentetik, kauçuk, pli ve çeşitli kumaş karışımlarında da kendini gösteriyor.

68 ZOOM

haber

Hafta sonu, Ata binin

"Hafta sonları farklı neler yapabilirim" sorusuna yeni bir yanı-tımız var. Girne Alsancak'ta yıllardır hizmet veren ülkemizin ilk binicilik okulu, Tunaç Riding Club, alternatif sosyal aktivi-

teler için keyifli bir seçenek olarak dikkat çekiyor. Ailelerin çocuk-ları ile birlikte harika bir gün geçirmesi adına, özel bir yer olarak beğeni toplayan çiftlik, gün boyu ata binip, çiftlik hayvanları ile sıcak temas kurabileceğiniz seçeneklere sahip. Özellikle içinde bu-lunduğumuz mevsimde yoğunluk kazanan at yürüyüşleri ile alışık olmadığınız bir deneyime imkan veren çiftlikte, hem spor, hem de sosyal bir buluşma sizi bekliyor olacak. Büyük bir çocuğunluğu ül-kemizin elit insanlarından oluşan at tutkunları, her fırsatta biraraya geldiği çiftlikte, iş stresinde uzaklaşıp stres atıyorlar. Binicilik ders-lerinden, guruplar halinde at yürüyüşlerine, farklı seçeneklerin yer aldığı programlara, hayvanları besleyerek başlamak ta mümkün. Özellikle çocuklu aileler için çok özel bir sosyal aktivite olan çiftlikte, keyifli bir gün geçirmek size kalmış.

KIBRIS'IN ILK BINICILIK OKULU

TUNAÇ RIDING CLUB, HAFTA

SONUNU FARKLI YAŞAMAK

ISTEYENLERE ALTERNATIF

SEÇENEKLER SUNUYOR.


↘

Girne Alsancak'ta hizmet veren ülkemizin ilk binicilik okulu Tunaç Riding Club, özellikle hafta sonları çok sayıda at severi ağırlıyor. Çiftliğe gelenler, ata biniyor, isterlerse hayvaları besleme, bakım yapma şansı buluyor-lar. Ziyaretçiler güzel bir gün geçirmek için gün boyu çiftlik hayvanları arasında stres atıyorlar...

70 ZOOM

haber

70 ZOOM

Öğle saatlerinden itibaren başlayan zi-yaretlerde, atları ye-dirmek, tımar etmek, saçlarını taramak gibi işleri yapabilirsiniz. At binme tecrübenize göre, belirlenen atlar-la, çevrili alan içinde yürüyüş yapmaktan eminim keyif alacak-sınız. Ama "artık at binmeyi öğrendim" diyorsanız, çiftlik dışına yapılan gezi programlarına ka-tılabilir siniz. Ama en güzeli atlarla kurulan bu özel

bağın, kalıcı olması. Ziyaretiniz sıra-sında mutlaka kısa bir ziyaretle başlayıp, yıllardır at binen insanlarla karşılaşa-caksınız. En özeli ise, küçük çocukların at tutkusu. Bir sosyal terapi gibi düşü-neceğiniz bu binicilik dersleri, sizde ve özellikle de çocukları, kalıcı olarak bir at tutkunu haline getirebilir. Her şekilde mutlu bir gün geçirmek için bir planınız yoksa, mutlaka at binmeyi deneyin. Bizden sözylemesi...


DETAYTUNAÇ RIDING CLUB Kıbrıs'ın ilk binicilik okulu olma özelliğini taşıyan Tunaç Ri-ding CLUB 1972 Yılından beri Limasol'dan baş-layarak bu spora gönül verenlere binicilik sporunu yaşatıyor. Hafta sonlarıKaraoğlanoğlun' da gerçekleşen binicilik ders-lerine tüm yaş gurupları katıla-biliyor...

Telefon0533 851 38 13

Sağlık nedeniyle aylar sonra ata binen Tunaç Riding Club sahibi Erdoğan Tunaç, uzun bir aradan sonra ilk kez at üstünde fotoğ-raf çekildi..

Ülkemizin sevilen sanatçılarından Fahriye Özay da, at tutkunlarından biri. Sık sık çiftliğe giden Özay, düzenli olarak binicilik eğitimi alıyor...

72 ZOOM

Bilim adamları, düşünürler, hatta sıradan insanlar bile mutluluğun sırrını arıyorlar halen daha. Bir

de kilo vermenin yollarını. Tabii, şimdi, alakasız gibi görünen bu iki konu başlı-ğını aynı cümlede görünce akıl karıştırıcı gibi gelebilir insanailk başta.

Ama, son okuduğum yazılar-dan ve kendi deneyimlerim-den çıkardığım sonuca göre bu iki konu pekala da birbirleriyle bağdaşlaştırılabilir.

Nasıl mı? Az sonra...Biliyorusunuz, vizyonda bir

çok komedi fi lmi gösterimde, hatta içlerinden bir tanesi reko-ra koşuyor. Hal böyle olunca, in-san düşünüyor doğrusu, neden bazı fi lmler diğerlerinden daha çok izleniyor diye.

Şimdi, en çok izlenenler liste-sinde başı çeken komedi fi lmini ele alalım.

Filmi incelediğinizde, ne öyle devasa bi bütçe, ne de insanın aklını çelen özel efekleri göre-biliyoruz. Hatta aklımda kaldığı kadarıyla, başrol oyuncuları üc-ret olarak, gişe hasılatının yüz-de onbeşine anlaşmışlar. Yani, fi lm tutarsa para kazanacaklar.

Peki, biz bu ve benzeri fi lmleri neden tercih ediyoruz?

Çünkü güldürüyor, mutlu edi-yor, 2-3 saatliğine başka bir dünyaya götürüyor. Durum böyle olunca, fi lm izleniyor. Tabi, fi lmin izlenme nedenlerini, iki, üç kelimeyle açıklayınca, göze çok basitmiş gibi geliyor. Halbuki, şu monoton ve sorun dolu hayatta, gül-dürebilmek büyük bir meziyet kanımca.

Bu durumda, gülmenin fay-dalarına, üzerimizdeki etkisine

bakmadan geçemeyeceğim. Hemen go-ogle arkadaştan yardım alarak, bu konu-daki bilgi dağarcığımızı genişletiyoruz. Ve, ilk paragraftaki, iki konuyu birleşti-riyoruz. Hatta, dolaylı yoldan, neden ko-

medi fi lmlerini daha çok tercih ettiğimizi bile anlayabiliyoruz.

Gelelim gülmenin faydalarına...Fazla güneş görmeyen ülkelerde, in-

sanların psikolojisinin bozulmaya daha meyilli olduğunu duymuşsu-nuzdur.

Nedenide, güneşin üzerimizde yarattığı serotonin yani daha bilinen anlamıyla mutluluk hormonunun eksikliği. Ken-dimizi daha iyi hissetmemizi sağlayan serotonin, biz gülünce de bol tarafından ortaya çıkıyor. Ve, biz güldükçe daha mutlu bir insan oluyoruz.

Bununla beraber, yeni araş-tırmalara göre, grip, nezle gibi hastalıklara karşı bile koruma gücümüz artıyor. Çağımızın gizli düşmanı, her vücuda sinsice sı-zan stresi azaltıyor, bağışıklık sistemini ve kalbi güçlendiriyor. Ve, karşımıza hem ruhen hem de fi ziken güçlü ve sağlıklı bir insan çıkıyor.

Gelelim, çağımızın günah-larından sayılan fazla yeme konusuna. İnsanoğlu yedikçe şişmanlıyor, sonrada soluğu di-yetisyenlerin kapısında alıyor. Ve, zorlu bir süreç başlıyor, çün-kü vücutta depolanmış yağ-ları eritmek, gerçekten çok zor. Ama, doktorların dediğine göre, diyet yapmaya hiç gerek yok. 10 dakika güldüğünde, insan 10 dakika kürek çekmiş kadar enerji sarfediyor.

Demek ki, gülmek, kilo ver-meyi de sağlıyor. Bu durumda,

söylenebilecek tek şey kalıyor...“Sağlıklı ve mutlu olmak için, bir gülüş

yeter ey insan”

Sanem Koç[email protected]

GÜLME GİREN EVE DOKTOR GİRMEZMİŞ


gezi

↘ TASMANIA, POPÜLASYONU YOĞUN OLMAYAN, MAHKÛMLARIN SÜR-GÜN EDILDIĞI YER OLARAK ÖNE ÇIKAN VE DÜNYANIN EN MUHTE-ŞEM DOĞAL REZERVLERINDEN BAZILARINI BARINDAN, BÜYÜKLÜĞÜ IRLANDA’YA EŞIT GÜZEL BIR ADA. BAŞKENTI HOBART, MAHKÛMLARA SÜRGÜN YERI OLARAK 19 YÜZYILDA KURULMUŞ VE O DÖNEMDEN BERI ÇOK YOL KAT ETMIŞ. YAZI VE FOTOĞRAFLAR

EGE ÖZADAM

Efsane Canavarın Adası

TASMANIA

74 ZOOM 74 ZOOM

Avustralya’nın güneydoğusunda yer alan Tasmania, po-pülasyonu yoğun olmayan, mahkûmların sürgün edildi-ği yer olarak öne çıkan ve dünyanın en muhteşem do-

ğal rezervlerinden bazılarını barından, büyüklüğü hemen hemen İrlanda’ya eşit güzel bir Ada.

Başkenti Hobart, mahkûmlara sürgün yeri olarak 19 yüzyılda kurulmuş ve o dönemden beri çok yol kat etmiş. Hobart’daki kısa gezim Port Artur’dan Ada'ya getirilen mahkûmların kaldığı, Richmond adındaki otantik bir kasabayı gezerek başladı. 1800'lü yılların başında inşa edilen Avusturalya’nın en eski köprüsü de burada yer alıyor, aynı zamanda Richmond cezaevi Avustural-ya’daki el değmemiş en eski cezaevi olma özelliğini taşıyor.

Charles Dickens’in tarafından yazılan Oliver Twist romanındaki Fagin karakterini yaratırken burada kalmış olan Ikey Solomon adındaki bir mahkûmdan etkilendiği söyleniyor.

Richmond Hapishanesinin hücreleri arasında dolaşırken insan ister istemez o dönemde bu korkunç şartlarda yaşayan insanlara acımadan edemiyor. Richmond’da birbirinden güzel kafeler ve restoranlar var, ayrıca Hobart’a geri dönerken uğradığımız üzüm bağlarının da şarap meraklıları için ilgi çekici olduğunu söyle-yebilirim. Şarap evinde denediğim Pinot noir ve Chardonnay’ın Avrupa şaraplarını aratmıyor, aldığı tüm övgüleri hak ediyordu.

Hobart’ta ziyaret ettiğim bir başka yer de ‘Bonorong Vahşi ya-şam Bakımevi’ oldu.

Bon-a-rong olarak teleffuz edilen bu isim Aborjinlerin dilinde ‘yerli yoldaş’ anlamına geliyor. Gönüllüler tarafından işletilen bu bakımevinde, ailesi olmayan hasta, yaralı hayvanlarla ilgileniliyor.

Bonorong’un geçim kaynağı buraya gelen ziyaretçiler. Walla-bie, kanguru, koala gibi hayvanları görebileceğiniz ve besleye-bileceğiniz bu yer aynı zamanda tasmana canavarlarıyla da ünlü.

Dünyadaki en büyük etobur keselisi olan bu hayvan, sadece Tasmanya Adası'nda yaşıyor. Ada'ya gelen Avrupalı kâşifler, sal-dırgan davranışlarından ve çıkardığı seslerden dolayı onu ‘cana-var’ olarak nitelendirmişler.

Tasmanya’da MONA güzel sanatlar müzesi, mahkûmların bir diğer sürgün yeri Port Arthur gibi ziyaret edilecek birçok yer var, aynı zamanda da Mt. Wellington tepesine çıkıp Hobart’a bir ba-kın derim.

Mt. Wellington tepesi


gezi

Dünyadaki en büyük etobur keselisi olan bu hayvan, sadece Tasmanya Adası'nda yaşıyor. Ada'ya gelen Avrupalı kâşifler, saldırgan davranışlarından ve çıkardığı seslerden dolayı onu ‘canavar’ olarak nitelendirmişler.

76 ZOOM

Hayatımızın her şeye karşın bir akış içerisinde olduğunu anladığımız gün çoğu şeylere bakış açımız da

değişir...Ne dersiniz Sevgili okurlar?Bunu farkına vardığın zaman, düşünüyorum

da eskisi gibi çoğu detaya insan takılmıyor.Hayat bize bunlarla geçirecek kadar uzun bir

zaman olmadığını gösterdi.O yüzden ne kendimizi, ne de biz dışında her

ne varsa didik didik etmiyoruz."Hoş gelmiş sefa gitmiş"... diyebildiğimizdir,

hayatımıza giren ve çıkan herşey için...Biliyorum geçmişte hepimizin de çuvalladığı

şeyler olmuştur. Zaman zaman aklımıza gelse bile üzmüyor

bizi eskisi gibi...Şu an sadece geriye kalan koca bir gülümse-

me var, onlara dönüp baktığımızda...İnsanları dinlemeden peşin hüküm verme-

meyi öğreniyoruz.Doğrusunu isterseniz çokta umursamıyorum

neyin nasıl olduğunu...Kendimizi olduğumuz gibi kabullendiğimiz

gün hayatımızın en güzel anı olmuştur.Onu da farkındayız.Dünya zaten yeterince karışık, kendi düze-

nimizde daha fazla karışıklık istemeyişimizin nedeni de bu olsa gerek....

Zamanın peşinden koşmuyoruz. An’ı ve içinde bulunduğumuz ortamın kıymetini anla-maya çalışıyoruz her ne kadar zaman zaman bunu yapamasak da...

İnsanlara merhametle yaklaşmayı öğreniyo-

ruz. Şefkatin sevdiklerimizin üzerinde iyileştiri-ci etkisi olduğunu keşfediyoruz.

Başarısı olan arkadaşlarımızın mutluluklarına ortak olmayı onlarla beraber gülmeyi öğreni-yoruz.

Hiç bir art niyet taşımadan sevdiklerimin çalışma veya aile hayatındaki başarılarına seviniyorum.

Hakkımda olumsuz ve kötü düşünen insanla-rı ise umursamamayı öğreniyorum.

Onları yokmuş gibi sayıyorum. Ne yaptıkları-na ne de söylediklerine bakıyorum.

Kötülerden uzak durmayı korktuğumdan değil işi gücü fesatlık ve kötülük olanların seviyelerine inmeyi, onlar gibi olmayı reddetti-ğimdendir bu tavrım...

Bizi gönülden seven ve yüreğinden kabul edip sevgiyle sarmalayan dostlarımız sağol-sunlar.

Bazen keskin virajlara girmişizdir, bazen arabayı bile devirmişizdir, bazen de yaralan-mışızdır.

Girdiğimiz bu keskin virajların bedellerini de paşalar gibi ödedik, bundan sonra da yine

ödeyeceğiz...Hayatımızı günahlarıyle sevaplarıyla kabul-

lendik.Uzun zamandır sadece An ve ilerisi için

önüme bakıyorum. Zaman zaman her şeyi bırakıp bir yerlere git-

mek arzusu gelir içimden, böyle zamanlarda hemen uçağa atlar kaçarım bir yerlere...

Bunu yaparken de duygularımı dizginlemi-yorum.

Tek başımıza kendi iç sesimizi dinlemek ve onunla dertleşmek bize kendimizi iyi hissetti-riyor.

Her zaman olumlu düşünemiyorum bazen içimi karartan düşünce ve duygular da beni ziyaret ediyor.

Onların ziyaretleri genelde hüzünlü oluyor ama seviyorum onları da...

Ağlıyoruz ve rahatlıyoruz. Sevdiklerim konusunda ise artık cömert

değilim. Eskiden harcadığım sıcaklığımı ve anlayışımı bunu ihtiyacı olanlara veriyorum.

Her şey dört dörtlük değil ve olmayacak bunu da biliyoruz.

Kabullenmek ve vazgeçmek bir irade duruşudur. Çok zor olsa bile vazgeçmeyi öğrendim, öğreniyoruz. Ve şunu da biliyoruz, vazgeçmek pes etmek değildir, kendimizle olan dayanışma ve özgürlüğümüzdür...

Şu cümleyi söyleyelim mi hep beraber?“Hoş geldin hayatımın bugünden itibaren

olan ilkbaharım,Uzun zamandır seni bekliyormuşum”...

Yaşamın İlkbaharı...

Hale [email protected]


Kozmetik, parfüm ve ba-kım ürünleri konusunda ülkemizin en önemli

şirketlerinden biri olan Pilot Tra-ding, iki yeni ürünü daha bünye-sine kattı. Tırnak bakımı ürünleri konusunda dünyaca ünlü Malava markası ile takma kirpik konu-sunda lider Amerikan markası Ardell bundan sonra pilot Trading tarafından Kıbrıs pazarına dağı-tılacak.

Şimdiden satışına başlanan iki ürünün, için ay içinde tanıtımı vardı. Colony Hotel seminer salo-nunda Eczacıları ağırlayan şirket, pazara giren iki ürün hakkında detaylı bilgi verdi. Uygulamalı olarak ta anlatılan ürünler, sade-ce eczaneler ve Güzellik salonları yanında Cozmetica'larda olacak.

Mavala ve Ardel Kıbrıs'ta;Ama önce uygulamalı eğitim semineri

haber

78 ZOOM

yazı tügen çelikfotoğrafl ar: onur çelik

STRASBOURG - COLMAR (ALSACE WINE ROUTE)

↘ SABAH PARİS’TEN BAŞLAYAN YOLCULUĞUMUZA YAKLAŞIK 4 SAAT SONRA STRASBOURG’DA MOLA VERDİK. AVRUPA’NIN MERKEZİ SAYILABİLECEK BU DİPLOMASİ ŞEHRİ, EN ÇOK DÜZENİ İLE GÖZE ÇARPIYOR.


gezi

Sabah Paris’e ve bitmek bilmeyen yağmurlarına veda ederek artık dö-nüş yoluna geçiyoruz. Bugünkü he-

defimiz Strasbourg ve Colmar. Yarın da artık uçağa binmek üzere Milano’da olacağız. Ta-tilin son günlerine yaklaştıkça içimizde hem planladığımız gezinin sorunsuz geçmesin-den kaynaklanan mutluluk, hem de tatilin bitecek olmasından dolayı hafif bir hüzün var.

Bugün Alsace bölgesinde olacağımız için çok heyecanlıydım, çünkü evleri ve Şarap Yoluyla ünlü bu bölge, en çok merak ettiğim yerlerin başında geliyordu.

Sabah Paris’ten başlayan yolculuğumuza yaklaşık 4 saat sonra Strasbourg’da mola verdik. Avrupa’nın merkezi sayılabilecek bu diplomasi şehri, en çok düzeni ile göze çarpı-yor.

80 ZOOM

Temiz, sessiz, sakin ve oldukça kalite-li bir Avrupa şehri.. Ortasından nehir geçen bu şehrin evleri de görülmeye değer. Bisik-let kullanımı en üst seviyede.. Hayat burada kesinlikle çok yavaş, insanlar burada sessiz, sakin ve saygılı bir hayat sürüyorlar. Yolda yürürken nerdeyse parmak uçlarımda yürü-yecektim, bu sessizliği bozmamak için..

Strasbourg’un görülmesi gereken en şirin bölgesi olan Le Petit Paris – yani Küçük Pa-ris- sokaklarına dalıyoruz. Nehrin ara sokak-larında, harika görünümlü evler insanı bir masaldaymış gibi hissettiriyor.

Bu güzel şehri geride bırakırken, daha güze-lini görmek üzere Colmar’a doğru direksiyo-nu kırdık. Otelimizi Colmar’dan ayırtmıştım ve bu kasaba beni çok heyecanlandırıyordu.

Kasabanın girişindeki ABD’deki Özgür-lük Heykeli’nin bir küçüğü dikkatimizi çekti. Daha sonra anlıyoruz ki, ABD’deki Özgürlük Heykeli’nin yapan Bartholdi, Colmar doğum-luymuş ve onun hatırasına o küçük heykeli dikmişler.

Otelimize yerleştikten sonra sevimli ev-lerin arasında bu masalsı kasabayı gezme-ye başladık. Cinque Terre’deki Riomaggiore kasabasında hissettiğim duygunun aynısını burada da hissediyordum: “Şu an kesinlikle olmak istediğim yerdeyim!”

Etraf o kadar sessiz, yollar o kadar tenha ki, birilerinin gelip bütün insanları toplayıp gitti-ğini falan düşündük. Sevimli evlerin arasında

Strasbourg’un görülmesi gereken en şirin bölgesi olan Le Petit Paris – yani Küçük Paris- sokak-larına dalıyoruz. Nehrin ara sokaklarında, harika görünümlü evler insanı bir masaldaymış gibi hissettiriyor.


gezi

yürürken iç açıcı akordeon sesleri duyma-ya başladık. Sesin kaynağına doğru gittik-çe, kasabanın meydanında bir eğlence, bir kutlama yapıldığını gördük. Yerel kıyafetler ve yerel oyunlar eşliğinde herkes birbiriyle dans ediyor, gülüyordu. Çok hoş bir otama denk gelmiştik. Ve ondan sonra anlıyoruz

ki, bugün o bölgeye ait milli bir günmüş.Kutlamaya ortak olup biz de şarkılar eş-

liğinde gösteriyi izledikten sonra otele gitmek üzere yürümeye başlıyoruz. Biraz ilerledikten sonra süper sevimli bir Irish Pub buluyoruz ve biralar eşliğinde günü uğurluyoruz.

ABD’deki Özgürlük Heykeli’nin yapan Bartholdi, Colmar doğumluymuş ve onun hatırasına kasabanın girişine heykelin küçük bir kopyasını dikmişler.

82 ZOOM

»ZÜRİH »LUGANO »COMO »MILANO


gezi

Ve gezimizin son günü de gelip çatıyor. Hem mutluluğu hem de hüznü bir arada yaşıyoruz.

Bugün İsviçre’yi gezerek akşama doğ-ru Milano’ya varmayı hedefliyoruz.

Sabah sabah yola çıkıyoruz. Alsace Wine Route, yani Şarap Yolu boyun-ca, Colmar’a benzeyen bir çok sevimli kasaba daha var. Biz Alsace’ın başken-tinde kaldığımız için diğer kasabalara gitme gereği duymadık. Ama eğer sa-dece bu bölgede uzun soluklu bir tatil yapmayı planlarsanız, Mullhouse ve Eugisiem de Alsace’a özgü evlerin bu-lunduğu, görülmeye değer yerler.

Şarap Yolu boyunca ilerleyip üç ülke-nin birleştiği noktaya, Basel civarına geldik. Kuzeyinde Almanya, batısında ise Fransa’ya komşu olan bu İsviçre şehri, kavşak kent olması nedeniyle çok kalabalık bir trafikle bizi karşılıyor.

Bir de bölgenin en çok kullanılan ha-vaalanının da bu şehirde olması, trafiği daha da çilekeş bir hale getiriyor. Basel şehrinden çıkana kadar en az 1 saati-mizi yedik. Trafik rahatlayınca gaza basıyor ve Zürih’e varıyoruz.

Zürih.. Çok kaliteli, çok şık, çok hu-zurlu bir şehir.. Strasbourg’u da çok beğenmiştim ama Zürih biraz daha modern, biraz daha güzel sanki. Hayat sessizce ilerliyor burada. Soğuk hava-ya rağmen insanların yüzündeki hu-zur her şeyi anlatıyor. Refah seviyesi çok yüksek bir şehir. Şehirde tramvay da olmasına rağmen biz yürümeyi ter-cih ettik ve yürüye yürüye o güzel göl ve nehir kenarına vardık.

İnanılmaz güzel bir manzara.. İnsan soğuk şehirlerde yaşayabilir mi? Evet, böyle güzel ve huzurluysa yaşayabi-lirmiş demek ki.

84 ZOOM

gezi

Saat kulelerini, göllerini ve köprülerini gezip fotoğrafladıktan sonra, İsviçre’nin en önemli sembollerinden biri olan İs-viçre çakısı almak üzere orijinal ürün satan bir mağazaya giriyoruz.

Yolumuz uzun, saat öğlene geliyor ve biz daha Lugano ve Como göllerini de gezip Milano’ya varmalıyız.

Lugano yolunda o meşhur “17 km’lik” Gotthard tünelindenden de geçiyoruz.

Zürih – Lugano yolu, Alplerin muhte-şem karlı manzaraları konusunda bize çok cömert davranıyor. Her virajda yeni bir göl, yeni bir Alp manzarası bizi kar-şılıyor. Andorra – Toulouse yolundan sonra en çok beğendiğim gezi yolu bu yol oluyor.

Ve adını hep duyduğum, hayalimde hep küçücük, kampçıların uğrak yeri sandığım Lugano Gölü’ne varıyoruz.

Meğer burada üniversite bile barındı-ran koskocaman bir şehir varmış. Göl kenarında kocaman ve yemyeşil park-ların içinden geçiyoruz.

86 ZOOM

gezi


- İster Avrupa, ister başka bir bölge olsun, kendi imkânlarınızla gezmeyi düşünürseniz, önce-den mutlaka bol bol blog ve gezi yazısı okuyun. Bol bol harita ka-rıştırın ve gidilecek yerlerin liste-sini çıkarın. ÖZETLE: Dersinize çok iyi çalışın!

- Avrupa’da benzin fiyatları çok ucuz değil. (2013 senesinde 95’lik benzinin litresi 1600 Euro civarıydı)

- Avrupa’da her yerde otoban-lar var, şehirlerarası yolculuklar çok rahat yapılıyor. Araç kirala-mak istemeyenler, interrail sis-temiyle de çok rahat gezebilir. Yalnız hatırlatmakta fayda var: Otobanların ücretleri biraz yük-sek. Gerçi biz her gün en az 500 km yol yaptığımız için verdiği-miz paralar sonuna kadar helal olsun. (500 km yol yaptığımız 1 günde ortalama 30 Euro otoban ücreti ödüyorduk)

- Avrupa’daki şehirlerde ara-balarınızı yol üzerindeki park yerlerine park etmeye çalışın. Üstü açık park yerleri daha ucuzdur. Kapalı otoparklar daha pahalıdır.

- Rotanızı belirleyin, her gün ne kadar mesafe yapabilece-ğinizi hesaplayın, ve otellerinizi öncede mutlaka ayırtın. Ben “booking.com” sitesi üzerinden ayırdım ve çok memnun kaldım. 2 gün kalaya kadar ücretsiz iptal seçeneği sunuyor ve misafir-lerin değerlendirmeleri, otelin güvenirliği hakkında kesin bilgi veriyor.

- Avrupa’da birçok şehirde ray-lı sistem çok gelişmiş düzeyde. Çok gezmeyip belli şehirlerde tatil yapacaksanız, şehir içi ulaşı-mı konusunda içiniz rahat olsun.

- Restaurantlardaki yemekler Türkiye ve Kıbrıs’a nazaran biraz pahalı. O yüzden yemek seçer-ken paranızın hesabını iyi yapın.

AVRUPA’YA

TATİLE GİDECEKLERE UYARILAR

Çoğunluğu gençlerden oluşan bir çok insan, çimlere uzanıp göle karşı kitap okuyor, sohbet ediyor. Alsace ve İsviçre şehirlerinde fark ettiğim en belirgin özellik burada da hakim: Sükunet!

İnsanlar hiç ses çıkarmıyorlar, bağırmıyorlar, çağırmıyorlar. Sanki parmaklarının ucunda yü-rüyorlar. Kuş seslerinden başka ses duymanız mümkün değil. O kadar yorucu yolculuğun ar-dından bu sakin şehirler ruhumuzu ve bedeni-mizi çok rahatlatıyor. Göl çevresi boyunca hep yürüyüş yerleri var, insanlar çocuklarını ve ev-cil hayvanlarını alıp bu güzel manzara eşliğinde spor yapıyorlar. Biz de uzun bir yürüyüşün ar-dından bir restoranda bu güzel göle karşı yemek yiyoruz.

Yemeğimizin ardından bu güzel göle de veda ediyoruz ve biraz daha ilerledikten sonra İtal-ya sınırına varıyoruz. "Vay be, ne büyük bir tur atmışız" diyorum! Milano Malpensa Havaala-nı öncesi son görmemiz gereken yol olan Como Gölü’nü de ziyaret ediyoruz. Çok az zamanımız kaldığı için ve göl merkezine giden yol trafiğinin kitlenmiş olmasından dolayı göl manzarasında birkaç fotoğraf alıp Havaalanına doğru direksi-yonu kırıyoruz.

Akşama doğru havaalanına kiralık aracımızı sorunsuz bir şekilde teslim ediyoruz ve bu tati-limizi kazasız belasız atlattığımız için mutlu bir şekilde İtalya’dan ayırlıyoruz.

88 ZOOM

Merit Lefkoşa Hotel&Casino geçtiğimiz ay fasıl ve rembetiko müziğinin Türkiye’deki popüler

ismi Cafe Aman İstanbul grubunu ağırladı. Cafe Aman İstanbul hem Rumca hem Türkçe repertuarı ile konuklara keyifli dakikalar yaşattı. Dinleyicileri rembetiko ile coşturan Cafe Aman İstanbul, Osmanlı fasıl geleneğini de unutmayarak şarkılarını misafirlerle birlikte

hep bir ağızdan seslendirdi. Hotel eğlencenin tadı dansla çıkar diyenler çoğunluktaydı.Türk-çe ve Rumca şarkıların söylendiği gece, usta dansçıların muhteşem gösterileri ile renk-lendi. Pisti dolduran Türk ve Rum misafirler gece boyunca yerlerinde oturmadılar. Merit Lefkoşa Hotel&Casino misafirlerini eğlence, dans ve müzikle buluşturmanın mutluluğunu yaşadı.

Merit Lefkoşa Hotel&Casino’da yıldızlar geçidi devam ediyor. Türkiye’nin en ünlü sanat-

çılarını sahnesinde ağırlayarak Kıbrıs’ın eğlence kültürüne yeni bir soluk getiren Merit Lefkoşa Hotel&Casino bu kez Sela-mi Şahin’i ağırladı.

Muhteşem performansı ile dikkat çeken sanatçı, sahnesiyle izleyenlere müzik ziya-feti verdi. Sanatçının güçlü sesi ile bol bol alkış topladı. Şarkılarının büyük bölümünü hayranları ile birlikte söyleyen sanatçı kendi yazdığı şarkıları ile muhteşem bir performansıyla, tecrübesini ortaya koydu .

Usta Dansçılardan Sirtaki Show

haber

Tecrübe sahneyi doldurdu

Merit Lefkoşa Hotel’in her yıl düzenlediği geleneksel Yeni Yıl Personel Gecesi bu senede

eğlence ve coşkuyla kutlandı. Tüm perso-nelin ailesi ve sevdikleri ile katıldığı unu-tulmaz gecede otelde konaklama yapan misafirlerde personeli yalnız bırakmadı. Otel yöneticilerinin garson önlüğü giyerek misafirlere içecek servisi yaptığı ve sipariş

aldığı kutlamada, Müzisyen Adil Gür coşku-lu şarkıları ile herkesi eğlendirirken, çiftler için dans şarkılarını seslendirmeyi de ihmal etmedi. Masaların boşaldığı, pistin ise dolu olduğu bu özel günde herkes yılın yorgun-luğunu eğlenerek attı. Düzenlenen hediye çekilişinde ise heryıl olduğu gibi bu yılda tüm personele değerli hediyeler verildi.

Merit Lefkoşa Hotel Yeni Yıl Personel Gecesi


Güleryüzyeni albümünün

ilk şarkısını, Merit Park Hotel'de söyledi

90 ZOOM

haber

Merit Park Hotel’de sahne alan Erkan Güleryüz, repertuarındaki parçalar

kadar sempatik tavırlarıyla da dikkat çekti. Smokinle sahneye çıkan Erkan Güleryüz, gecenin ilerleyen saatlerin-de ise rahat kıyafetleri ile konukların karşısındaydı. Sevilen Türkçe parçaları kendine özgü yorumu ile seslendiren

sanatçı, birçok parçayı konuklarının arasında ve hep bir ağızdan seslen-dirdi. Erkan Güleryüz, davullu, zurnalı, horonlu ve halaylı bir konserle tam anlamıyla geceyi coşturan detaylardan biriydi. Konserinin son bölümünde akustik performans sergileyen Güler-yüz, geçtiğimiz ay piyasaya çıkan, yeni albümünün çıkış parçasını da ilk kez

Merit Park Hotel misafirleri için söyle-di. “Yol Benim Kaderim” adlı çıkış par-çasının sözlerini Sezen Aksu ile birlikte yazdıklarını belirten sanatçı, bestesini de kendisinin yaptığını söyledi. Erkan Güleryüz’ü izlemeye gelenler arasında yer alan bir çift, 24. evlilik yıldönümleri-ni kestikleri pasta ile kutladı.

Merit Park Hotel’in vazgeçilmez seslerinden Soner Olgun, kendisini dinlemeye gelenleri

eğlendirmeye devam ediyor. Konserine bir klasik haline getirdiği şiiri ile başlangıç yapan sanatçı, sahne performansı ile alkışı hak eden isimlerden.

Hayat tarzını sahneye yansıtan Olgun, "Fabrika Kızı", "Batsın Bu Dünya", "Fesupa-nallah" gibi şarkılarla konuklarını geçmişe götürdü. Soner Olgun’u dinlemeye gelenler arasında Nil Burak da vardı. Olgun’un dave-tini kırmayan Nil Burak, “Boşvere Boşvere" isimli şarkıyı birlikte seslendirdi. Bu düet konuklardan büyük alkış aldı.

Ustanın havası başka


Girne Merit Park Hotel’de 14 Şubat’ta sahne alan Emre Altuğ, hay-ranlarına romantik bir gece yaşattı. Sevgililer gününe özel seçtiği şarkılarının neredeye tamamını konuklarıyla birlikte seslendiren Al-

tuğ, “Programın anormal bölümü” diyerek başladığı ikinci bölümde, hem ha-reketli hem de Türk sanat müziğinden eserler seslendirdi. Söylediği hareketli parçalarla kendisini dinlemeye gelen konuklarını dans ettirdi.

Sahnede evlenme teklifiEmre Altuğ, konseri sırasında sahneye çıkmak istediklerini belirtken bir çifti

kırmadı. Sahnede yapılan evlenme teklifine olumlu yanıt verilmesinden sonra çiftin istek parçasını da seslendiren Altuğ, bu kez eşi Çağla Şikel ile birlikte genç çiftin nikah şahidi olmaları konusunda teklif aldı.

Emre Altuğ Aşka geldi

Genel Yayın Yönetmenimiz ve sevgili patronumuz Birol Bebek'in kızı geçtiğimiz ay

7. yaşına girdi. Onun yedi yaşına girmesi ZOOM dergisi için de özel bir anlam taşıyor. Ufaklığın doğum günüyle start alan dergimiz de gelecek ay yedinci yaşına girecek. Girne Barış Parkı'nda düzenlediğimiz doğum günü partisiyle yedinci yaşını kutlayan Bilge'yi, yakın arkadaşları da yanlız bırakmadı. Barby'li pastasının üzerindeki mumları arkadaşları ile birlikte söndüren Bilge, bu özel gü-nün kahramanı olarak partinin tadını çıkardı.

92 ZOOM

haber

92 ZOOM

Bilge'miz artık 7 yaşında

Barby'den pastasının mumlarını arka-daşları, Dilaysu ve Sude ve sınıf arka-daşları ile söndürdü. Günün finalinde ise birlikte çekilen yukarıdaki hatıra fotoğ-rafı vardı...


haber

Tunaç Riding

Club

Kıbrıs'ın ilk Binicilik Okulu

• Binicilik dersleri• Dağ gezisi + Piknik turları• Engel atlama dersleri• Çocuklar için Midilli ve

Pony'lerle eğitim

Karaoğlanoğlu/GİRNE0533 851 38 13

Ankara'da Ustaları andılar

Ankara Büyükşehir Belediye-si Kent Orkestrası’nın, geç-tiğimiz ay efsane sanatçılar

Barış Manço ve Cem Karaca’yı andı-ğı konserde, Girne Belediyesi Kent Orkestrası solisti Serdar Tuksal’da konuk sanatçı olarak sahne aldı.

Yıllar önce hayatını kaybeden efsane sanatçılar Barış Manço ve Cem Karaca için özel bir konser dü-zenlendi. Ahmet Güvenç’in de konuk sanatçı olarak sahne aldığı konser büyük ilgi gördü.

Büyükşehir Belediyesi Gençlik Parkı Kültür Merkezi’nde gerçekle-şen konserde, Girne Belediyesi Kent Orkestrası solisti Serdar Tuksal da konuk sanatçı olarak yerini aldı. Gir-ne Belediye Başkanı Sümer Aygın da, konseri için Ankara’daydı.

1999 yılında hayatını kaybeden Barış Manço ile 2004 yılında aramız-dan ayrılan Cem Karaca’nın şarkıları, Kent Orkestrası ve solistler Turgay Bengü ile Serdar Tuksal tarafından seslendirildi. Konserde, Barış Manço ve Cem Karaca ile beraber müzik yapmış Ahmet Güvenç de misafir sanatçı olarak sahneye çıktı.

İki doğum günü bir kutlama

haber


Uzun süre ZOOM dergimiz içinde yemek tarifleri

yazan, Gurme'nin yayına girmesiyle yer değişik-liği yaptığımız sevgili ekip arkadaşımız Aygen Ersalı'cı ve mesai arkadaşı Nurcan Güreşçioğlu geçtiğimiz ay yeni yaşına girenler arasındaydı. Öğretmen arkadaşları ile birlikte Merit Park Hotel'in balık restoranı Fora'ya giden grup, bu özel güne 5 yıldızlı bir kutlama yaptı.

AGAMAOUTDOOR

Equipment & Expedition

AGAMAOUTDOOR


Adres: GirneGep: (+90 533) 869 [email protected]

AGAMAOUTDOOR


Adres: Bellapais, GirneTel: +90 392 815 3721Gep: +90 533 869 0530E-mail: [email protected]

USBKIBRIS’IN İLK ONLINE TEKNOLOJİ DERGİSİ YIL: 1 SAYI: 1 AĞUSTOS’12

Bilgisayarımda

casus mu var?

sahnesırası

iphone 5’te

Geleceğin uçakları

nasıl olacak

Mac’in yeni işletim sistemi

ESET koruması altında

Geleceğin Geleceğin uçakları uçakları

nasıl nasıl olacakolacak

4G teknolojisi

neler getiriyor

Samsungartık

daha net

KIBRIS'IN ARTIK BİR BİLİŞİM DERGİSİ VARÜlkemizden ve dünyadan bilişim ve teknolojideki gelişmeleri takip edebileceğiniz "USB" Dergisi sanal alemdeki yerini aldı. İnternet üzerinden dünyanın her yerinden ulaşılabilecek dergi, konsept, içerik ve yayın şekliyle ülkemizin ilk ve tek bilişim yayını...

www.usbdergi.com

Bilgisayarımda

casus mu var?

Mac’in yeni işletim sistemi

ESET koruması altında

teknolojisi

getiriyor

USBUSBUSBKIBRIS’IN İLK ONLINE TEKNOLOJİ DERGİSİ

YIL: 1 SAYI: 2 KASIM’12 Yazılımda son hamle: Windows 8 geliyor

HTC ve Sharp’tanYeni nesil ekranlı cihazlar

IOSANDROIDsavaşıkızıştıDijital Dünyada Özel misiniz, Yoksa sıradan mı?

YIL: 1 SAYI:

Apple’ınbazı patentleri iptal edildi

Kulaklıkta Tarzınız değişecek

KIBRIS'IN

ANDROIDsavaşıkızıştıANDROIDkızıştıANDROID

Dijital Dünyada Özel misiniz,

Dijital Dünyada Özel misiniz,

Dijital DünyadaYoksa sıradan mı?

KIBRISKIBRISKIBRISTimeTimeHaberde Özgür - Yorumda Kalite

www.kibristime.com

zoom mart 2014

Documents