archive.org · 2017. 8. 18. · Çndekler ÖnsÖz/i- xvi vesiletÜn- necat (eski ve asl metin)/l-83...
TRANSCRIPT
CATVLLVS
MEB YAYINLARI
TÜRK KLASKLER
MLLÎETM BAKANLII YAYINLARI: 2139BLM VE KÜLTÜR ESERLER DZS : 450
Türk Klasikleri : 30
Kitabn adMEVLb -VESLET - ÜN NECAT
Yayn kodu90.34.Y.0002.825
ISBN 975.11.0456.4
Bask yl1990
Bask adedi20.000
Dizgi, bask, cilt
MLLÎ ETM BASIMEV
Yaymlar Dairesi Bakanh'nm13.7.1990 tarih ve 5711 sayl yazlar ile
üçüncü defa 20.000 adet baslmtr.
CATVLLVS
Türk Klasikleri
MEVLD(VESÎLET-ÜN-NECÂT)
Süleyman Çelebi
HazrlayanFARUK K. TMURTA
stanbul, 1990
ÇNDEKLER
ÖNSÖZ/I - XVI
VESILET ÜN - NECAT (Eski ve asl metin)/l-83
1.
Dua/3-4
Münâcût/ib
2.
Eseri nazm eden çin dua isteme ve
kitaptan dolay özür dilemo/9-10
3.
Alemin yaratlmas sebebinin beyân/3-20
Muhammed Rûhunun yaratlmasnn beyân/12-1G
Âdem’in yaratlmasnn ve Muhammed Nûrununsoyundan intikalinin açklanmas/ 16-18
Fasl/18-20
4.
Peygamberin velâdeti/21-36
Peygamberin övülmesi/28-25
Mustafâ'nn doumu srasnda meydanaçkan eylerin beyân/25-27
Kaside-i Meliha/21-82
F081/S1-S2
Fasl/88-85
Peygamberi Övme/85-86
5.
Peygamberin mucizelerinin beyân/37-42
6.
Peygamberin Mi'râe hakknda/43-49
Peygamberin hicreti/J/9
7.
Muhammed Mustafa’nn ba’z vasflan/50-60
Fasl/58-55
Nedâmet/56-57Nasihat/58
Fasi/59-60
8. Peygamberin vefât hakkmda/61-78
Muhammed Mustafâ'nn hastalnn beyûn/62-64
Peygamberin emri/6^-68
Peygamberi övme/68-71
Peygamberin vefatnn anlatilmas/71-78
Peygamberin amcasnn üri/73-74
Fasl/71r78
9. Kitabn sonu hakknda /79-85
MEVLD (Yeni ve deik metin)/81-Ut1
1. Münâcât/89-90
2. Yazana dua/91
Hereyden önce Peygamber Nûrununyaratlmas/92-95
Peygamber Nûrunun ntikali teselsülü/9^-95
3.
Peygamberin doumu/96-104Merhaba/99-101
• Fasl/102-101t
Fasl/lOU
4
.
Peygamberlerin mucizeleri/105-107
5.
Mi’râc/108-120
Refref’in belirmesi/115-119
Dua/119-120
7. Peygamberin ahlâk/121-122
8. Peygamberin vefât/123-138
Fal/181-188
9.
Kitabn sonu/139-141
SÖZLÜK/143-170BiBLîYOGRAFYA/111-178
ÖN SÖZ
Süleyman Çelebi tarafndan yazlan ve asl ad Vesilet-ün-
t Necat (Kurtulup yolu vesilesi) olan Mevlid, Türk ‘-edebiyatnn
dînî konuda en beenilen, en sevilen ve en çok okunan ese-
* ridir. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e karg duyulan derin
•evgi ve saygnn çok samimî, çok temiz ve çok güzel ifadesi
olan 'bu müstesna eser, asrlar boyunca hes mümin Türküngönlünde engin heyecan meydana getirmi, daima vecidle ve
zevkle dinlenmi ve okunmutur. Edebiyatmzda hiç bir eser
Süleyman Çelebi'nin bu aheseri kadar millete mal olmu de-
ildir. Bugün de bu esiz ve ölmez esere kar rabet ve alâka
hiç eksilmeden devam etmektedir. Bunun sebebi Mevlid’in
Türk ruhunu da en iyi ekilde aks ettiren, her türlü müba-
lâadan ve sunîlikten uzak sade, saf ve samimî bir duyguyla
ve dille yazlm olmasdr. Türk halk bunda, Hz. Peygam-bere duyduu balln ve sevginin tam bir ifadesini bul-
mutur.Mevlid bu derece sevilip beenildii hâlde, onun yazan
hakknda etrafl bilgiye sahip olmadmz gibi, kendisinin do
tam ve doru bir metni henüz ele geçmi deildir.
SÜLEYMAN ÇELEB
Süleyman Çelebi'nin hayat hakknda fazla bir bilgiden
mahrum bulunuyoruz. Eski kaynaklarn bu hususta verdikleri
malûmat az ve umumiyetle kark ve yanltr. Tezkire sahibi.
Latîfî, onu vaz Paa'nn olu ve âir Atâî’nin büyük kar-
dei olarak göstermektedir ki, arada zaman fark bulunduuiçin doru deildir. Esasen bu husus, baka kaynaklarla teyidi
edilmemektedir. Gelibolulu Ali Künh-ül-Ahbâr’da, Süleyman
Çelebi'nin ana tarafndan eyh Mahmud’un torunu olduunukaydetmektedir. Sultan Osman'n kayn babas eyh Ede-Bâlî*~
II ÖNSÖZ
nin olu olduu ve- Orhaa Gazi ile silâh arkadal yaptTvayet - edilen eyh Mahmud, ilim sahasnda da kudretli bir
kimse olduu için znik medresesinde müderrislik vazifesinde
bulunmutur. Divan sahibi olmamakla beraber, iirle de u-raan Mahmud Paa, Orhan Gazi'nin olu Süleyman Paa'nnRumeli'ye geçiini tebrik etmek için yazd duâ-nâmede su
beyti söylemitir:
Velayet gösterüp halka suya seccade salmsnYakasn Rumeli'nin dest-i takva ile almsn.
Baz kaynaklarn kaydettiine göre, Mahmud Paa'nnolu vezir Ahmed Paa, Süleyman Çelebi'nin babasdr* Fakat,
bu husus kesin deildir, Süleyman Çelebi'nin babasnn kim
olduu sarih olarak bilinmemektedir.
Süleyman Çelebi'nin ne zaman doduu belli deildir.
Mevlid'i 1409 - 1410 (h. 812) ylnda yazd vakit, altmaltm be ya civarnda olduu düünülürse 1346 - 1351
(h. 747 - 752) yllar arasnda doduu tahmin edilebilir. Buyllar Orhan Gazi'nin hükümdarlk devresine rastlamaktadr.
<1326 - 1359).
Düzenli bir tahsil gördüü ve zamann ilimlerini iyice
örendii anlalan Süleyman Çelebi, Gelibolu'lu Ali ve ÂkÇelebi’nin eserlerindeki kayda göre. Yldrm Bâyezid Hân’ndivan imamlnda bulunmutur. Latifi, Buharal eyh EmirSultan'a intisap ettiini ve onun halifelerinden olduunu bil-
dirmektedir. Âk Çelebi ayrca, Süleyman Çelebi'nin Yld-rm Bâyezid zamannda tamamlanan (h. 802 - m. 1399- 1400)
Ulu Camie imam tayin edildiini kaydediyor.
Süleyman Çelebi'nin adndaki “Çelebi" kelimesi, kendi-
sinin bilgin bir zat olmas dolaysyla kullanlmtr. O devirde
"Çelebi" lakab ehzâdelere, mevlevî tarikat büyüklerine ve
bilgin, kâmil, fâzl kimselere veriliyordu. Süleyman Çelebi
için yakn zamanlarda Süleyman Dede de denmitir. Bazaratrclar onun mevlevî olduunu söylüyor iseler de, bu
hususta herhangi bir delil ve vesika mevcut deildir.
Süleyman Çelebi'nin ne zaman vefat ettii de kesin ola-
rak bilinmemektedir. Bursal M. Tahir bunu, "râhat- ervâh'
tamlamasnn ebced hesabyla karl olan h. 825/m. 1422
ÖNSÖZ 111
olarak göstermektedir. Eski kaynaklarca teyid edilmemekle
beraber» bu tarih doru olarak kabul edilebilir.
Süleyman Çelebi’nin mezar Bursa da Çekirge yolu üze-
rinde Eski Kaplca yaknnda Yourtlu Baba zaviyesi önün-
deki srt üzerindedir. Eski mezar yerinde son zamanlarda
abide eklinde güzel bir türbe yaplmtr.
Evliya Çelebi Seyâhatnâmesi’nde Bursa’da Yldrm HanCamii yaknnda büyük bir maara içerisinde cesedi gömül-
meyp yüzlerce yldanberi ter ü taze kalan ve ayrca Eski Kap-
lca civarnda mezar bulunan Sarmsakç - zade Süleyman
Efendi nin Mevlid manzumesini yazan Süleyman Çelebi olduuyazlmakta ise de, doru deildir. Evliya Çelebi Süleyman
adn tayan bu iki ahsiyeti biribirine kartrmtr.
MEVLD
Süleyman Çelebi’nin Vesilet-ün-Necât’ Türkçede kendi
nev’inde yazlan ilk eserdir. Daha sonra bu yolda bir hayli
eser meydana getirilmi ise de, hiç biri onunki kadar beeni*
lip sevilmemi» öhret kazanmamtr.
Mevlid'in Arapçada mimli masdar, zaman ismi ve yer
ismi olarak üç mânâs vardr. Bu üç mânâ, yani domak”"‘doum zaman” ve “doum yeri” Türkçede de kullanlmtr.Fakat, dilimizde mevlid denince umumiyetle Peygamberimiz
Hz. Muhammed’in doumu ve bunu anlatan eser anlalr.
Baz kimselerin mevlid kelimesini ”mevlût” veya ”mevlûd”
eklinde telâffuz etmeleri doru deildir; çünkü mevlûd “yeni
doan” demektir.
Hazreti Peygamber’in hayat, ahlâk ve gazalar hakkn-da bata lbnü Hiâm (ölm. m. 834) olmak üzere bir çok Arapmüelliflerinin “Sîret” yahut “Siyer” ad verilen eseri bulun-
makla beraber, mevlid’ler biraz deiik mahiyette kitaplardr.
Mevlid tarzndaki eserlerde Nûr-u Muhammedi’nin yaratl,öbür peygamberlerden geçerek Hz. Muhammed’e gelii, Hz-
Peygamber’in doumu, doumundan önceki ve sonraki ola-
anüstü haller anlatlmaktadr. Adnda Mevlid olan ilk eser
hadis ve fkh bilgini, tarihçi Ebu’l-Cevz (ölm. m. 1200) tara-
fndan yazlmtr. (Mevlid-ün-NebS veya El-Arûs).
IV ÖNSÖZ
Mevlidler Hz. Peygamberin doum günü dolaysyla ya-
plan enlik ve merasimlerde okunmak maksadyle yazlmtr.Tarih içinde slâm âleminde ilk defa Msr'da Fâtmîler dev-
rinde (m. 9 1 0 - 1171) Hz. Peygamberin doum gününü kut-
lamak için tören yapld tesbit edilmektedir. Hz. Peygamberçendi zamannda böyle bir enlik yaptrmad gibi, ondan
sonra Dört Halife, Emevler ve Abbasler zamannda da bu
ekilde merasimler yaplmamtr. Fâtmîler devrinden günü-
müze mevlid konusunda herhangi bir eser gelmemitir.
slam dünyasnda çok parlak ve ihtiaml enliklerle
resmî “mevlid törenleri" Erbil Atabeklerinden Muzafferüddin
Gökbörü (ölm. m. 1232 devrinde yaplmtr. Salâhüddin-i
Eyyûbî’nin enitesi olan ve son derece dindar, hayrsever iyi bir
•devlet adam olan Muzafferüddin Gökbörü’nün çok büyük
masraflarla tertip ettirdii bu mevlid enlikleri, derin akisler
meydana getirmi ve bir çok müelliflerce bütün müslüman ül-
keler için bir balangç kabul edilmitir. Bu devirde hadis bil-
gini lbnü Dihye (ölm. m. 1235) geni öhret kazanan Mevlid’
-
ini yazmtr. Kitab-üt-Tenvr fi mevlid-is-Sirâc-il-münir (Par-
lak mealenin doumu hakknda aydnlatma kitab) veya
Et-Tenvr fi mevlid-il-Beîr ve’n-Nezîr (Korkutucu ve müjdele-
yicinin doumu hakknda aydnlatma) adn tayan ve ancak
bir iki parças bugüne gelen bu kitap, öhreti dolaysyle son
zamanlara kadar mevlid konusunda ilk eser saylmtr.
Süleyman Çelebi'ye kadar daha bir çok arapça Mevlid
yazlmtr. Bunlar arasnda Muhyiddîn-i Arabî (ölm. m. 1240).
EI-Bekrî (ölm. m. 1295) ve bn-üI-Cezerî (ölm. m. 1350 -
1429) nin eserleri zikredilebilir. ran edebiyatnda mevlid
yazlmamtr.
Mevlid9in yazl sebebi:
Süleyman Çelebi Vesîlet-ün-Necât9 Hz. Peygamberin di-
er peygamberlerden üstün olduunu isbat etmek üzere yaz-
mtr. Müellifin buna lüzum görmesine Bursa’da bir vaizin
Peygamberimizin öbür peygamberlerden fark olmadn ilen
aüren cahilce sözleri sebep olmutur. Latifi Tezkiresi’nde ge-
ni ekilde anlatlan hâdise udur:
ONSöZ V
Bursa'da bir vâiz camide va'z ettii srada “Diz or.ua
(Allahn) peygamberlerinden hiç birini öbürlerinin aratmdan0
ayrmayz hepsine inanrz./* (Lâ nüferriku beyne ahadin mirv
rüsülihi. Bakara Sûresi» 285) âyetini tefsir ederken, peygamber-
ler arasnda hiçbir fark olmadn kendisinin bu âyet gere-
ince Hazreti Muhammed i sa Peygamberden üstün görmediin»
söyler. Cemaat arasnda bulunan Allahn Resulünün* gerçek
âk ve sadklarndan, bilgili ve dinî gayret sahibi bir Arapbuna itiraz eder. Kuvvetli ve kesin deliller ortaya koyarak bu
âyete verilen mânânn yanl olduunu söyler ve der kir
“Hey nadan ve cahil, sen tefsir ilminde yayasn. Peygamberler
arasnda fark yoktur demekten murad, resullük ve nebilik
bakmndandr. Yoksa mertebe ve fazilet bakmndan deil-
Eer her bakmdan olsayd. “O peygamberlerin kimmi kimine
üstün ettik*9
(Tilke’r - rüsülü faddalnâ ba’dehüm alâ ba'din.
Bakara, 253) âyetinin mânas nasl uygun düerdi)**
Fakat, ehir halk vâiz tarafn tutar. Bunun üzerine bu
zat Arap vilâyetlerine, Halep ve Msr*a giderek kendi görü-
ünün lehinde alt kere fetva getirirse de, vâiz sözünde srar
eder. Ancak yedincisinde vaizi yenmek mümkün olur.
te Süleyman Çelebi, Mevlid'i bu hadise dolaysyle yaz-
mtr. Vaizin sözlerinden müteessir olarak
Ölmeyüp lsâ göe bulduu yol
Ümmetinden olmak içün idi ol
beytini ~bedâhaten** söylemi, buna Hz. Peygamberin öteki
peygamberlere üstünlüünü göstermek için hemen u beyit-
leri eklemitir:
Dahi hem Mûsâ elindeki asâ
Old anun izzetine ejdehâ
Çok temenni kldlar Hak*dan bular
Kim Muhammed ümmetinden olalar
Gerçi kim bunlar dahi mürsel - durur
Lâkin Ahmed efdal ü ekmel - durur
Zira efdalla ol elyak - durur
Am eyle bilmeyen ahmak - durur
VI ÖNSÖZ
Büyük küçük herkes bu beyitleri pek çok beendii için Sü-
leyman Çelebi, zevklenmi ve tam bir Mevlid meydana getir-
mitir.
Latifi Tezkiresi'nde kaydedilen bu rivayetin gerçek olup
olmad belli deildir. Hadise gerçek olmasa bile» SüleymanÇelebi'nin eserini. Hz. Peygamberin öbi’r peygamberlerden
üstün olduunu göstermek maksadyle yazd muhakkaktr.
Bütün eserde bu husus açk ekilde görülmektedir.
Süleyman Çelebi'nin Mevld’i yazmasndaki ikinci gaye,
-ehl-i sünnet akidesini ykmak isteyenlerin ve batindik propa-
gandas yapanlarn tesirini azaltmak, hatta ortadan kaldrmak-
tr. Osmanl imparatorluunun zayf saylabilecek bir devrin-
de (Fetret’ten yeni çkt bir srada) siyasi, fikri, dinî her
türlü cereyanlarn kaynat ve etraf kartrd bir zaman-
da Süleyman Çelebi, ehl-i sünnet tarafn tutmu ve devletin
yklmasn önlemekte yardmc olmutur.
Süleyman Çelebi, itikad meselelerinde ve dier husus-
larda hep ehl-i sünnet görüünü ortaya koymu ve eserinde
batan sona ehl-i sünnet akidesinin müdafaasn yapmtr.
Mevlid’in ad, yazl tarihi:
Eskiden beri ve bugün Mevlid olarak tannan ve öhret
bulan eserin asl ad Vesilet-ün-Necat (Kurtulu yolu, sebebi)
dir. Müellif bunu kitabn sonunda u beyitle açklamaktadr.
bu kân- ehd ki îrindür dadBil Veslet-ün-Necât old ad.
Vesîlet-ün-Necat h. 812 /m. 1409-1410 ylnda yazl-
mtr. Bu hususta herhangi bir tereddüt yoktur. Eserin son
bölümünde u beyit bulunmaktadr:
Hem sekiz yüz on ikide târihi
Bursa'da old tamam bu iy ahi
Mevlid yazld vakit, Süleyman Çelebi muhtemelen Uluca-
mi’de imamlk yapyordu.
ÖNSÖZ VII
Mevlid’in çekli, vezni:
Arcpça mensur bir dua ile balayan Mevlid, mesnevi
eklinde yazlmtr. Yalnz doum bölümünün ikinci faslnn
son ksm ve üçüncü fasl kaside eklindedir. Ayrca doumbölümünün sonuna 1 0 beyittik bir medhiye eklenmitir.
Mevlid'in vezni remel bahrinden “Fâilâtün fâtlâtün fâi-
lün*’ dür. Medhiyenin vezni “MeFûlü fâilâtü mefâilü fâilün dür.
Süleyman Çelebi aruz veznini devrine göre oldukça baarlkullanmtr. Bununla beraber türkçe kelimelerde ksa vokalleri
uzatmay (imâle'yi) ve arapça, farça kelimelerde uzun vo-
kalleri ksa okuma (zihaf) önleyememitir.
Dili, Üslûbu:
Mevlid XV. asr Eski Anadolu Türkçesiyle yazlmtr.Devrinin telaffuz ve gramer hususiyetlerini tamaktadr. Bu
gün gerek Mevlid okunurken» gerek eserin basma nüshala-
rnda bu hususiyetlere çok defa uyulmamakta» ya deitiril*
mekte veya yanl söylenmektedir.
Süleyman Çelebi açk» sade bir dil kullanmtr. Çada-larnn eserlerine göre» arapça» farsça kelimelere ve hususiyle
tamlamalara daha az yer vermitir. Bu, eserin halk için, genikütle için yazlmasndan ileri gelmitir.
Süleyman Çelebi’nin üslûbu da sade ve külfetsizdir. Sü-
se, yapmaca kaplmadan, mübalâaya dümeden samimiyetle
duygu» heyecan ve düüncelerini anlatmtr. Mevlid'in yüz
yllar boyunca bu kadar beenilip sevilmesi, dil ve anlatm-daki bu açklk» samimilik ve sadelikten ileri gelmitir.
Mevlid’in bölümleri:
Vesîlet-ün-Necât dokuz bölümden meydana gelmitir.
“Bahir” de denilen bu bölümler unlardr: Münâcât» yazar
için dua ve kitaptan dolay özür dileme. Âlemin yaratlmas
sebebi — Muhammed Ruhunun yaratlmas— Muhammednurunun intikali. Velâdet, Peygamberin mucizeleri, Mi*rac,
Peygamberin vasflar. Peygamberin vefat. Kitabn sonu. Herbölüm kendi arasnda ayrca fasllara ayrlmtr.
VIII ÖNSÖZ
Elimizdeki mevlid nüshalarnda bu bölümlerin hepsi mev-cut deildir. Münâcât ve dua d§nda sadece velâdeti ihtiva
eden nüshalar bulunduu gibi, velâdet ile beraber mi rac da
içine alan nüshalar vardr. Basma nüshalarda ise, umumiyetle
vefat bölümü bulunmamaktadr. Bu, Mevlid merasimlerinde
vefat bahrinin okunmamasndan ileri gelmi olmaldr.
Eserin baz bölümlerinin çkartlmas suretiyle ksaltl-
mas yannda, bir de baz fasllarn okunmamas veya bölüm
ve fasllardan baz beyitlerin darda braklmas eklinde ya-
plm seçme mahiyetinde ihtisarlar da görülmektedir. Bununaksi de vâki olmutur, yani bölüm ve fasllara beyit!*! de ek-
lenmitir. Bu meseleye mevlid metinlerinin durumunu belir-
tirken tekrar dokunacaz.
Baz Mevlid nüshalarnda ise, eserin sonuna vefât- veysfc
ahvâl-i Fâtma, Hikâyet-i Cemel (Deve Hikâyesi), tJkâe hi-
kâyesi, Geyik Hikâyesi gibi çeitli hikâyeler eklenmitir. Ba-
zan “kitabn sonu** bölümünden de önceye alnmasna ramenbu hikâyelerin Süleyman Çelebi'nin eseri ile bir ilgisi yoktur.
Mevlid merasimlerinde bölümler arasnda Kur an, lâhi»
naat veya dua okunduu mâlumdur. Baz basma Mevlid nüs-
halarna bu dua ve medhiyeler de konmutur.Ksaltma ve ilâveler dolaysyle Mevlid’in çeitli hacim-
lerde metinleri tesbit edilebilmektedir. Bunlar arasnda 10-15*
sayfadan 100 sayfaya kadar olanlar dikkati çekmektedir.
Böylece 100 - 125 beyitlik Mevlid nüshas yannda 1000 be-
yittik nüshalar da yer almaktadr. Basmalarda da metin
150 - 400 beyit arasnda deimektedir. Asl Mevlid metni
bunlarn hiç birisinin hacminde deildir. 730 beyit kadardr.
Mevlid*in müellif elinden çkm veya müellif zamannayakn bir yazma nüshas elde bulunmad için, eserin hac-
minde böyle bir deiiklik olmu ve bu durum ortaya çkm-tr.
Mevlid*e ilâve edilen beyit ve fasllar içerisinde onunla
kaynam ve halkn benimsemi olduu parçalar da vardr.
Velâdet bölümündeki “Merhabâ** fasl böyle bir parçadr. Sonzamanlarda yaplan aratrmalar “Merhabâ” faslnn SüleymanÇelebi’ye ait olmadn ve esere sonradan ilâve edildiini mey-dana koymutur»
“Merhaba” Fasl:
Mevlid üzerinde krk yla yaklaan bir zamandan beri
yaplan ilmi aratrmalar, eserin bugün söylenene göre bir
layli deiik eski bir ekli olduunu ve bunun içinde Velâdet
bahrinde “Kaside-i Meliha** balkl bir (asl bulunduunu ve
orada “Merhabâ** ksmnn yer almadn göstermitir. lkzamanlarda bunun kime ait olduu noktas üzerinde durulma-
mtr. Ahmet Aymutlu, 1946 ylnda hazrlad mezuniyet
tezinde. Merhaba ksmnn baka bir aire ait bir Mevlid içinde
bulunduunu ilk defa iaret etmitir. Daha sonraki aratrc-lar bu airin adnn Ahned olduunu tesbit etmilerdir.
Gerçekten de Süleyman Çelebi*den 6 1 yl sanra eserini
yazm olan ve bugün dört yazma nüshas elimizde bulunan
Ahmed'in Mevlid’inde bir **Merhabâ** fasl bulunmaktadr.
IMüshasna göre 8-11 beyit olan bu fasl, Süleyman Çelebi*-
ninkinin tamamiyle ayn deildir. 9-10 beyit kadar olan Sü-
leyman Çelebi’nin Mevlidindeki “Merhaba** faslnn u be-
yitleri Ahmed'in eserinde yoktur:
Merhaba iy âli sultân merhaba
Merhabâ iy kân- irfân merhaba
Merhaba iy srr- Türkân merhabâ
Merhabâ iy derde dermân merhabâ
Merhabâ iy kurret-ül-ayn-i Halil
Merhabâ iy Hâs- mahbûb-1 Celîl
Ayrca Mevlidin sahih ve asl nüshalar kabul edilen
yazmalarn ikisinde (biri h. 993 te istinsah edilmitir)^ “Ka~
«îde-i Meliha"’ içinde de 6 beyitlik bir “Merhabâ** ksmnnbulunmas, Süleyman Çelebi’nin de böyle bir “Merhabâ’* be-
yitleri yazdn, bunun sonradan Ahmed tarafndan genile-
tildiini ve daha sonra Mevlidin yeni ekline bunlarn aynen
alndn akla getirmektedir. Ahmed’in Süleyman Çelebi*den
çok sonra Mevlidini yazmas ve eserde yer yer Süleyman
Çelebi*den alnm beyitlerin görülmesi, bu ihtimali kuvvet-
lendiren delillerdir. Bu görüümüz, Merhabâ fasln çok seven
X ÖNSÖZ
ve bunun baka bir aire ait olmasna gönlü raz olmayan
halkmzn temayülüne de uygun düecektir sanyorum.
Meviîd’in kaynaklan:
Süleyman Çelebi, eserini yazarken belli bal siyer ki-
taplarn, bu arada lbnü Hiâm ile Ebu’I-Hasan Bekri nin eser-
lerim ve bunlardan biribirini tamamlar ekilde seçmeler ya-
parak Türkçeye çeviren Erzurum'lu Mustafa Darîr’in mensur
Siyer’ini (1378 - 1388 arasnda yazlmtr) mutlaka görmüolmaldr.
Süleyman Çelebi üzerinde Darîr’in kuvvetli tesiri olmu-tur. Süleyman Çelebi konu bakmndan ondan çok faydalan-d gibi, Siyer’de bulunan ve velâdeti anlatan kaside eklin-
deki manzumeye “Kasîde- Melihâ ,f adyla bir nazire yazmtr.Süleyman Çelebi'nin üzerinde Âk Paa’nm da tesirleri
görülür. Aratrclar, Mevlid’deki baz beyitlerin Garîbnâme’-
deki baz beyitlere çok benzediini ortaya koymulardr. Fa-
kat bunlarn says fazla deildir.
Süleyman Çelebi'nin baz eserlerden faydalanmas, ÂKPaa'nn beyitlerine benzer beyitler söylemesi ve hususiyle
Darîr’in bir kasidesine nazire meydana getirmi olmas, onun
eserinin deerini azaltmaz. Baka milletlerin edebiyatnda oldu-
u gibi, bizim eski edebiyatmzda da benzer eserler yazmakâdet idi. Ayn konu, hatta ayn vezin ve ekillerle muhtelif
kimseler tarafndan ilenebiliyordu. Mühim olan ifade edi»
yani söyleyi ve anlattaki, duygulardaki orijinallik idi.
Süleyman Çelebi faydaland ve tesirinde kald kimse-
lerin çok üstüne çkm bir sanatkârdr. Öbürlerinin eserleri
çoktan unutulduu, daha sonra yazlanlar da bugün yaama-d halde, Mevlid’in hâlâ ellerden ve dillerden dümeyiionun bir aheser olduunu isbat etmektedir.
Süleyman Çelebi’nin tesiri ve öhreti:
Süleyman Çelebi'nin kendisinden sonra mevlid yazan a-irler üzerinde büyük ölçüde tesirleri olmutur. Mevlid yazan
her air, mutlaka onun tesirinde kalm, eserini onunkinden
ilham alarak, onunkine benzeterek vücuda getirmitir. Bu eser-
ÖNSÖZ XI
lerin hiç biri Vesîlet-ün-Necât’a bir nazire olmaktan ileri gi-
dememitir.
Türk airleri içerisinde pek çok kimse mevlid yazmtr.Latifi Tezkiresi'nde daha XVI. asrda bunun yüz kadar oldu-
u kaydedilmitir. Daha sonra da mevlid yazlm olmakla
beraber, bugün elde bulunan mevlidlerin says otuz civarn-
dadr. (Bu konuda deerli bir doktora tezi hazrlam olan
Necla Pckolcay, mevlidlerin saysn! yirmi dokuz olarak gös-
termitir. Daha sonra bulunan bir kaç eser de ilâve edilince
say otuzun üstüne çkmaktadr).Mevlid yazan airler arasnda, XV. asrn ikinci yarsnda
yaam Hamdi (Akemsüddin olu Hamdullah) istisna edilir-
se, birinci dereceye yakn ve öhretli bir kimse bulunmamak-
tadr. Büyük airler, Süleyman Çelebi*nin eserine duyduklar
sayg ve takdir duygularndan olsa gerek, bu vadide eser ver-
memilerdir.
Süleyman Çelebi ve Mevlid’i, bütün Türk illerine yaylanve yüzyllar boyunca hiç eksilmeyen bir üne kavumutur.Bugün de bu öhret ve bu itibar devam etmektedir.
Süleyman Çelebi'nin Mevlid’i baka dillere de çevrilmitir.
Eserin Arapça, Arnavutça. Bonakça. Rumca, Çerkesçe, ve
ngilizce (manzum, F. Lyman MacCallum tarafndan) ter-
cümeleri bulunmaktadr. Aynca Süleyman Çelebi'nin tesiriyle
bir Kürtçe Mevlid de yazlmtr.Süleyman Çelebi'nin Mevlid’i kitaptan kraat edilmek
suretiyle deil, güzel sesli hafzlarn makamla okumalaryla
halk ruhunda yer tutmu ve geni kütleler arasna yaylm-tr.
Mevlid Merasimleri:
Aslnda Hz. Peygamberin doum yldönümünü kutlamak
için yazlan Mevlid, çeitli vesilelerle okutulmutur. Bata Hz.
Peygamberin doum yldönümü. Kadir, Mi’râc, Regaib, ve
Berat geceleri olmak üzere ehitlerin ve din büyüklerinin ruh-
larn taziz, ölüm, doum, evlenme, hac farizasn eda etme,
ev sahibi olma, bir memuriyete tayin, adaklar mevlid okutul-
mas için sebeb tekil etmektedir. Baz müesseselerin kuruluu
veya açl dolaysyla da mevlid okutulmaktadr.
ÖNSÖZ
"Kandil gecesi" denilen mübarek geceler dolaysyla
okutulan mevlidler kendi tarihlerinde (belli zamanlarda),
ölüm vesileleriyle okutulan mevlidler ise yl dönümlerine veya
cuma günlerine rastlatlr. Vefat sebebiyle okutulacak mevlid
için, ya ölünün topraa verildii gece veya krknc yahut elli
ikinci gece seçilir. Doumlarda umumiyetle doumun haftas
tercih edilir.
Mevlid (Hz. Peygamberin doumu). Regaib, Mi'rac, Be-
rat, ve Kadir geceleri sebebiyle ve baz büyüklerin ruhunu taziz
maksadyla yaplan mevlid merasimleri umumîdir, bütün halka
âmildir. Bunun dndakiler hususî mahiyettedir; fertlere,
ailelere ve küçük bir çevreye mahsustur.
Hz. Peygamberin doum yl dönümü dolaysyla mevlid
okutulmas ve enlikler tertip edilmesi bir ara baz ülkelerde
resmî bir hüviyet kazanmt. Bugün de Msr'da ve Maripmemleketlerinde Hz. Peygamberdin doum günü resmî bir
bayram olarak kutlanmaktadr. Bizde de 1910 yllarnda Hz.
Muhammed’in doum günü, dinî ve millî bir gün olarak resmi
bir bayram haline gelmiti. Daha önce Sultan II. Mahmudzamannda Mekke'de resmen mevlid töreni tertib ediliyordu»
Bugün Mevlid gecesi ve öbür mübarek gecelerde memleket
ölçüsünde mevlid merasimleri olmakla beraber, resmî mahi-
yette herhangi bir tören yaplmamaktadr.
Mevlid 9in Okunuu:
Mevlid hususî ekilde ve baz âdetlere uyularak okun-
maktadr. Mevlid toplantlarnda (cemiyetlerinde) önce Kur*-
an- Kerîm kraat edilir. Sonra Mevlid bahirleri sra ile ve
muayyen musiki makamlarna uygun ekilde okunur. Herbahirden sonra Kur’an- Kerîm tilâvet edilir. Baz bahirler
arasnda lâhî ve kasidelere de yer verilir. Mevlid'in vefat bö-
lümü okunmaz.
Mevlid toplantsnda erbet veya eker datlmas ve
gül suyu serpilmesi âdettir. Anadolu'nun baz yerlerinde hel-
va, kuru üzüm ve çörek cinsinden baz eyler de datlmak-tadr.
Mevlid okunurken "Velâdet" bahrinde Peygamberimizin
doduunu bildiren beyit okunurken ayaa kalklr ve ara
Önsöz XU1
duas yaplr. Mevlid'in sonunda da asl dua yaplarak Cenûb-Hakk'n mafiretine snlr, fatiha okunarak merasim sona
erdirilir.
Mevlid'in deeri:
Dini edebiyatmzn en tannm, en sevilen ve öhreti
hiç bir zaman eksilmeyen eseri Mevlidedir. Onun kadar bee-nilmi ve okunmu baka bir eser yoktur. Yukarda da belirt-
tiimiz gibi, dilinin açk, sade, külfetsiz oluu, bu hususta bü-
yük rol oynamtr. Üslubundaki ve anlatndaki samimilik,
yapmacktan uzak olu eserin tesirini ve baarsn arttrmtr.Mevlid dil ve üslûp bakmndan olduu kadar edebi yön-
den de yüksek deer tamaktadr. Eserin mükemmel bir ya-
ps ve kuruluu vardr. Her bölüm konuya uygun bir girile
balamakta ve güzel bir ekilde ilenmektedir. Bölümler ara
smda tam bir insicam mevcuttur. Mübalâadan kaçmld gi-
bi, söz de lüzumsuz yere uzatlmamtr. Edebi sanatlardan
Türk halk edebiyatnda çok kullanlan "cinas” a fazla yer
verilmitir.
Mevlid yalnz halk tabakalar arasnda deil, aydn züm-
relerde de hayranlk uyandrmtr. Bütün milletin takdirini,
sayg ve itibarn kazanan nâdir eserlerdendir.
Tezkire sahibi Lâtifi, Mevlid için unlar söylemektedir:
"Bu fakr ü hakir dahi yüz aded efdali mevlid kitab gör-
düm. Ve fakat iltifatla her birini gözden geçürdüm. Her bi-
rinde bu sûz u hâleti ve bu evk ü harâreti görmedüm. Veiem bu mertebede birisi makbul ve mehur olmad vs
beyn-en-nâs biri itibar ü itihar bulmad.*9
Gelibolulu Ali ise Künh-ül-Ahbâr'da öyle demektedir:
“"Nice mevlid-ün-Nebiyy-i manzum dahi var iken birisi ne ele
«lnur ve ne kimsenün gözine dokunur. Gûyâ ki. ta’lim-i Rûh-i
jKudsî ile söylenmidür.99
Ziya Paa ise. hayranln öyle ifade etmektedir:
Dört yüz seneden beri efâzl
Bir söz demedi ana mümâsil
Bilmem ne sühandr ol sühanlar
Aüfte olur hep iitenler
XIV ÖNSÖZ
Mehmed Akif'in bu konudaki gömüü udur:
Yetiilmez ki: Süleyman Dede yükseklerde.
Mevlid Metinleri:
Mevlid’in, ilim çevresince “asl metin** olarak kabul edi-
len eski ekli ile, bugün okunan ekli arasnda bir hayli fark
vardr. Bugün okunan Mevlid, öbürünün yars kadar, hatta
daha ksadr. Her bölümde giri mahiyetinde olan ksm ç-
karld gibi, umumiyetle bölümler ihtisar edilmitir. Bunakarlk, baka müelliflere ait mevlidlerden bugün okunanmetne yer yer baz beyitler alnm bulunmaktadr. Bu ek-liyle bugünkü Mevlid, ksaltlm ve karma bir metin duru-
mundadr.Mevlid metinleri arasnda fark bulunmas bugünün me-
selesi deildir. En eski nüshalar arasnda da fark vardr. Da-ha açk ve kesin olarak söylemek gerekirse Mevlid'in eskiden
beri iki ayr “version”u bulunmaktadr. Mevlid’in bu iki de-
iik metni arasndaki ayrlk ve deiiklik “Velâdet” bölü-
münden itibaren balamaktadr, daha önceki bölümlerde bifark yoktur. “Velâdet” bölümünün ikinci faslnn sonund*
aol metinde bir kaside bulunmakta, deiik metinde ise, do-
um yine mesnevi eklindeki bir faslla anlatlmakta ve bu
arada “Merhabâ” fasl yer almaktadr. Daha sonra gelen.
“Mucizeler”, ”Mi*râc”, “Peygamberin baz vasflan” ve “Ve-
fat-* bölümlerinde asl metin ile öteki metin, arada baz beyit-
ler ayn olmakla beraber, tamamiyle baka denecek ekilde
deiiktir. “Türkçe Mevlid Metinleri” üzerinde doktora yap-m olan Neclâ Pekolcay, Mevlid’in deiik metninde bulunan
baz beyitlerin Sinanolu, Ebü’I-hayr, âhidî, Muhibbi ve e-hidi gibi ahslarn yazdklar mevlidlerde de mevcut oldu-
unu göstermitir. Mamafih, bu eserlerde Mevlid’in asl met-
ninden alnm beyitler de görülmektedir. Bu durum Süley-
man Çelebi’nin eserinden öbür mevlidlere aktarmalar yapl-
dn ortaya koyduu gibi, Mevlid’in deiik metnine bakamüelliflerin yeni mevlidlerinden beenilen beyitler alndm,da meydana çkarmaktadr. Bugün okunulan Mevlid. Süley-
man Çelebi’nin eserinin asl metni deil, deiik metnin k-
ÖNSÖZ XV
sahilmi eklidir. Bu metin
defa baslmtr.ve yeni harflerle müteaddit:
Mevlid neirleri:
Mevlid'in asl metni lmî esaslara uygun olarak srasyla
Ahmet Aymutlu, Necla Pekolcay ve Ahmet Ate tarafndan
hazrlanm ve birincisi ile üçüncüsü kitap halinde yaymlan-
mtr. Bu neirler himmet ve gayret mahsulü olmakla beraber»,
eserin tam ve mükemmel bir metni ortaya çkarlm deildir.
Nüsha farklarnn tenkidi yaplrken yanlla düüldüü gibi,
baz beyitlerin metne alnp alnmamasnda da isabetli hare-
ket edilmemitir. Bu neirlerde eserin bölümleri de kesin ve*
açk olarak belirtilememitir. Bazsnda her balk ayr bir
bölüm gibi telâkki edilip numaralanmtr. Bu metinlerde» Eski-.
Anadolu Türkçesi hususiyetlerine dc tam olarak uyulamam».yer yer kelimeler yanl telâffuzla tesbit edilmitir. Bazen ke-
limelerin mânay bozacak ekilde yanl okunduu da görül-
mektedir. Meselâ ‘"Gaflet uykusuna talup uy’mad*’ msral-
ndaki talup kelimesi “tâlib olmad*' eklinde tesbit edil-
mitir. “Çünkü tekbir itdi vü el balad. / Döymedi çözdi elini'
alad" beytindeki “dayanamad» tahammül edemedi** mâna-sna gelen “döymedi" kelimesi “duymad", “tuymad*' ve “dut-
mad” ekillerinde okunmutur. “Hâtrum imdi igen ho oldu
ho" msranda “pek, çok, ziyade*’ demek olan “igen** keli-
mesi “iken” eklinde yazlmtr. Yanl okumaa baka bir
örnek de “budur hâli cihânun bilünüz. / Ger sizün var ise
aki u bilünüz** beytindeki ikinci bilünüz kelimesidir» bu “bil-
günüz" olarak okunmutur. “bu hân- ehd ki »îrindür
dad / Bil Veslet-ün-Necât old ad** beytindeki “tad" demekolan “dad" mânay alt üst edecek ekilde “didi" olarak okun-
mutur. Çarma edat **iy" bu neirlerin bazsnda “ey” ba-
zsnda “î" olarak tesbit edilmitir. Halbuki ekin vezne göre
“iy" ve “i" olmak üzere iki ekli bulunmaktadr. Bu mahi-
yetteki yanllarn says az deildir- Bu neirlerde ayrca bu-
günkü metin ile bir ilgi de kurulmamtr.Bütün bunlar Mevlid metninin yeni bir nerinin hazr-
lanmasn gerektirmekteydi. Daha önce yaplan neirlerde!*
de faydalanmak ve tekrar birçok yazmalar görmek suretiyle*.
XVI ÖNSÖZ
•eskiden beri üzerinde çaltmz Mevlidin “Bin Teme! Eser**
yaynlarnda aranlan art ve vasflara uygun yeni bit metnini
hazrladk. Böylece en sahih bir nüsha meydana getirdiimizi
«anyoruz. Önce Mevlidin asl metnini verdik. Sonra deiikolan ikinci metnini de vermei uygun gördük. Yalnz* “Ve-
lâdet** bölümüne kadar iki metin ayn olduu için* ikinci me-
tinin bugün okunan muhtasar eklini aldk **Mi*râc** bölü-
münde de buna uyduk. Daha sonraki bölümleri deiik meti-
nin en eski yazma nüshasndan nakl ettik. Bu suretle Mevlid*in
•eski ve asl metni ile bugün yaayan ikinci ve yeni ekli ara-
snda bir irtibat ve münasebet kurulmu oldu.
Bizim hazrladmz metin* ilmi bir neir deil* fakat il-
me dayanan bir neirdir. Nüsha farklarn ve tenkidleri gös-
termei gerekli bulmadk. Eserde geçen âyet ve hadisler ile
tamlamalar sayfa altlarna* açklamal sözlük kitabn sonuna
kondu.
Bu neirle Mevlidin imdilik mümkün olan en sahih bir
metnini vermi bulunuyoruz. Süleyman Çelebi eseri için
Dahi her kime k*irie bu kitâb
Klmaya bize hatâsyçün itâb
•âiri gibi bunun eksüi çok
Olmaya bir beyti kim eksüi yok
demiti. Biz de büyük airin tevazu ile söyledii bu sözleri,
kendi çalmamz için bir gerçek olarak tekrarlyoruz. Mev-
lidin yazlnn 560. yldönümünde, müellifinin aziz hatra-
sn* .bütün milletin duygularna tercüman olduumuza inana-
rak* sayg ve minnetle anarz..
Fatih* Mays 1970
Prof. Dr. Faruk K. Timurta
VESILET - ÜN -NECAT
(Eski ve asl metin)
tj «• ••• •• t • 1 *ttlYevla m eski ve asl metni
hazrlanmtr
:
u nüshalara dayanlarak
Yazmalar:
1. Ayasofya Kütüphanesi, 3485, istinsah tarihi h. 916.
2. Fatih Ktp., 5430/1. ist. tar. h. 967.
3. Nuruosmaniye Ktp., >902. ist. tar. h. 981.
4. Topkap Saray Müzesi Ktp. - Emanet Hâzinesi 1611»
ist. tar. h. 993.
5. Millet Ktp.. manzum 1357, fera kayd h. 1000.
<6. Süleymaniye Ktp.. bala? I I I (Selimaa Ktp.. yeniler
1632). st. tar. h. 1131.
Tenkidli Metinler:
1 • Ahmed Aymutlu. Süleyman Çelebi ve Mevlid-i erif, s-
tanbul 1958 (Daha önce mezuniyet tezi olarak 1946).
2. Necla Pekolcay, Türkçe Mevlid Metinleri II: Süleyman
Çelebi Mevlidi metni, doktora tezi. st. 1950.
3. Ahmet Ate, Süleyman Çelebi - Ves3etü’n-necât, Ankara1954.
Not:
Metin verilirken u esaslara uyulmutur:
1. Balklar arapça olduu hâlde, tarafmzdan Türk-
çeye çevrilmitir; arapçalar gösterilmemitir.
2. Beyitler arasnda geçen âyet ve hadisler türkçeye
çevrilerek alnm, arapça asllar sayfa altna not olarak
konmutur.3. Aruz vezni gereince ses dümesini göstermek ve
iki kelimenin bir arada olunacan belirtmek üzere araya
kavis iareti konmutur.4. Birleik isim ve sfatlarda, kelimeler arasna çizgi
konmutur.5. Arapça tamlamalarda harfi tarif, kelimeler daha
açk olarak görünsün diye, iki çizgi arasna alnmtr.
BU, PEYGAMBERN - ONA SELÂMOLSUN - MEVLD KTABIDIR
DUA*
Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahim
Muhammed’i bütün varln sebebi, bütür*
yaratlmlarn en ereflisi, bütün domu olanla-
rn en azizi yapan, en büyük efaatle ve efaat ha-
vuzu ile onu peygamberlerden üstün klan, veanm yükseltmek ve hasetçi eytann burnunuyere sürtmek için adn kendi ad ile yanyanagetiren Allah’a hamdlar olsun. Muhammed. Al-
lah katnda sevilir, istenilir ve öülür. Rahman,olan Allah’n melekleri onun için ensâr yardm-c ve askerlerdir. Aaç, toprak ve kayalar onasöz söylemitir. Onu sevenler dünyada ve âhi-
rette makbuldür ve sevilir, ona düman olan Al-
lah kapsndan kovulur ve geri çevrilir. Bizi, ant-
larn yerine getiren Muhammed’in ümmeti yap-t için Allah’a hamd ederiz.
Tek, ortaksz ve benzersiz olup, zat uza-
tlm olan zamandan ve hudutlandrlm müh-letten mukaddes ve münezzeh olan Allah’tan
baka bir ilâh bulunmadna ehadet ederim. O,bir ve herkesin kendisine muhtaç olduu, tappyöneldii Allah’tr. O, deerli, balayc ve kul-
larn sevicidir.
1 Bu metin aslnda Arapça'dr» Türkçe'ye çevrilmitir-
4 M E V L 1 D
iyi ahlâk ve cömertlik meziyetlerini ortaya
çkaran, vâd edilmi kyamet gününde, her taraf-
ta efaati kabul edilir bir efaatçi olan Muham-med’in Allah’n kulu, elçisi, sevgilisi ve dostu
olduuna ehadet ederim. Allah ona ve bitünmes’utlardan daha saadetli olan ailesi ve ashab-
na, hair ve ebediyyet makamlarnn belli olmasgününe kadar, devaml olarak çok çok selât veselâm etsin.
münâcAt
Allah adn zikr idelüm evvelâ
Vâcib oldur cümle ide her kula
Allah adn her kim ol evvel anaHer ii âsân ide Allah ana
Allah ad olsa her iün öni
Hergiz ebter olmaya anun som
Peygamber a. s. buyurdu: “Allah ad ile
balamam olan her ehemmiyetli i güdük ve netice-
siz kalr9.9*
Her nefesde Allah adn di müdamAllah adyla olur her i tamâm
1 Kale’n-Nebiyyü aleyhr«-aeGm: **Küllü
lem yübde* bi'smillahi fehüve ebter/* (üpheli
emrin z-b&lin
M E V L 1 D
5 Bir gez Allah die k ile lisân
Dökülür cümle güneh misl-i hazân8
Ism-i pâkin
4
pâk olur zikr eyleyen
Her murâda iriür Allah diyen
Ik ile gel imdi Allah eydelümDerd ile göz ya’la âh idelüm
Ola kim rahmet kla ol pâdiâhOl Kerîm ü ol Rahîm ü ol lâh
Âlim ü Al’âm ü Gaffâr-üz-zünûbB
Sâni u Tevvâb ü Settâr-ül-uyûb6
1 0 Dâim ü Deyyân ü Muhsî vü ekûrVâhib-ül-ihsân
7
Ganî Fettâh- nûr8
Sâdk-ul-kavl9 ü Azîm ü Zü'l-celâl
Kâsim-ür-nzk10 u Mukîm ü Lâyezâl
3 Mîsl-i hazân: sonbahar (yapra) gibi
4 Ism-i pâk: temiz ad
fi Gaffâr-üz-zünûb: günahlar batlayan, aff eden
(Allah)
6 Settâr-ül-uyûb: ayplan» kusurlan örten» gizleyen
(Allah)
7 Vâhib-ül-ihsân: ihsan veren, batlayan (Allah)
8 Fettâh- nûr: nur veren» kullarnn kapal itlerini nûr
ile açan, nurlandran.
• Sâdk-ul-kavl: doru sözlü
1# Kâsim-ür-rzk: nzk datan, rzklan bölen.
M E V L 1 D<S
Kadir ü Kahhâr u Kayyûm u Kadir
Fâtir ü Hallâk u Rezzâk u Habîr
Bârr ü Bari’ ü Berr ü hem Bedî’
Dârr ü Nâfi’ ü Basîr ü hem Semi’
Hayy ü Hannân ü Hakem Hakk u HakimHafz u Hâzr Habîb ü hem Halim
9 5 Mü’min ü Muhsin Muin ü MüsteânMâlik ü Mennân ü Sultân-i cihân 11
Câmi ü Cebbâr ü Mübdi’ ü Mu’îdVâris ü Vehhâb ü Rezzâk u Mecîd
Hâdi vü Sübhân ü Rahmân-ür-Rahîm12
Mâni’ u Mu’tî Kaviyy ü hem Kadîm
Hâfid ü Râfi’ Çelil ü hem Cemi 7
Kâbiz u Bâsit Vekil ü hem Kefil
Evvel ü Âhir Aliyy ü hem AlîmZâhir u Bâtn Metin ü hem Mukîm
20 Vâhid ü Vâcid Vedûd u hem GafurVâlî vü Mâcid Veliyy ü hem ekûr
11 Sultân- cihan: cihann, varlklarn hükümdar, padi-
ah.
12 Rahmân-ür-Rahîm: merhamet eden, acyan, esirge-
men, koruyan, yarlgayan (Allah)
M E V t I D 7
Halik u Rezzâk Musavvir hem HamîdVâsi’ u Burhan Reîd ü hem ehîd
Bâis ü Muhyî Mümît ü Nair ol
Mun’im u Munî vü Nazr Nasr ol
Hem JVlu’izz ü hem Müzill ü hem RaufÂdil ü Muksit Mukît u hem Atûf
Ol-durur Allâhü Kuddus-üs-selâms
Rabb-i Bakî14 lâ-yemûtü lâ-yenâm
25 Ol-durur hem pâdiâh-i bî-zevâl16
Bî-ebîh ü bî-nazîr ü bî-misâl
Birdür ol birliine ek yok-durur
Gerçi yanl söyleyenler çok-durur
Van yok yogi var iden ol-durur
Dünyada her olan ol oldurur
Cümle âlem yo iken ol var idi
Yaradlmdan ganî cebbar idi
13 Kuddus-üs-selâm: gelip geçici (fâni) olmayan, pek
vnukaddea ve mübarek (Allah)
14 Rabb-i Bakî: yok olmayan, daimî, ebedî olan; kâina*
tn sahibi, efendisi; mahlûklar besleyen, terbiye eden (Allah)
13 Pâdiâh- bî-zevâl: sona ermesi, yok olmas, mahvolmas bulunmayan; fâni ve geçici olmayan sultan, hüküm*dar (Allah)
8 M E V L 1 D
Var iken ol yo idi ins ü melekAr u fer ü ay güne hem nüh felek
30 Sun’ ile bunlan ol var eyledi
Birliine cümle ikrar eyledi
Kudretin izhâr idüp hem ol Celîl
Birliine bunlan kld delil
Bari ne hacet klavuz sözi çok
Birdür ol kim andan artuk Tann yok
Hare dek ger dinilürse bu kelâmNice har ola bu olmaya tamam
Ger dilersiz bulasz oddan necât
Ik ile derd ile eydün es-salât
ESER NAZM EDEN ÇN DUA STEME VE KTAPTANDOLAYI ÖZÜR DLEME
35 ly azizler üde balaruz söze
Bir vasiyyet kluruz illâ size
Ol vasiyyet kim direm her kim tuta
Misk gibi kokus canlarda tüte
Hak Teâlâ rahmet eyleye anaKim beni ol bir dua ile ana
Her ki diler bu duada bulmaFatiha ihsan ide ben kulma
Allah ana dâima lutf ileyeKim sevâbn okyup balaya
*40 Ol kii dünyadan îmânla göçe
Kim bana bundan duâ klup geçe
Dahi her kime ki ire bu Kitâb
Klmaya bize hatâsiyçün itâb
Lûtf ide ma*zûr tuta eksükliin
Dimeye hiç kimseye eksükliin
10 M E V L t O
âiri gibi bunun eksüi çokOlmaya bir beyti kim eksüi yok
Ger nazar klsalar eksük sözine
Uramayalar bir eksüksüzine
45 Gerçi tâmm u naks kâmil bilür
Kâmil jlan cümleyi kâmil bilür
Anlarun kim eksüi çok iinünEksüin gözler olur her kiinün
Her kii kim ola ol eksüksüz er
Klmaz ol hiç kimse aybna nazar
Lûtf idüp aybn setr idün bununHem bu olur ii her lûtf ssnun
Eksüüme kldum u ben’itirâf
Her kim ehl-i lutf16
ola kla muâf
50 Lîk her yerde ki ola ihtilâl
Lûtf idüp islâh ide ehl-i kemâl 17
Ger dilersiz bulasz oddan necât
lk ile derd ile eydün es-salât
16 Ehl-i lûtf: lûtf sahibi, iyi ve güzellikle muameledebulunan.
17 Ehl-i kemâl: noksanszlk, olgunluk, bilgi ve fazi-
let sahibi; tam, eksiksiz.
ÂLEMN YARATILMASI SEBEBNN BEYÂNI
Evvel anduk an kim evveldür ol
Evveline bulmad hiç akl yol
Evvelün ol evvelidür bî-gümânÂhirin hem âhiridür câvidân
Her tasavvurdan münezzeh Hakdur ol
Âlem üzre hâkim-i mutlakdur” ol
55 Gerçi müstani - durur bunlardan ol
Ana hiç ass ziyan yok az u bol
Gerçi yokdan bunlar var eyledi
Kudretin bunlarda izhâr eyledi
Bu cihan olmasa hiç noksan yokOlsa dahi nesnesi w artmaz az u çok
Bir kez “ol” dimek ile old cihan
Olma dirse girü yok olur hemân
Yir ü gök içre dahi her ne ki var
Old Hak emri ile tutd karar
® Hâkim-i mutlak: her *eye mutlak suretle hükm eden»
fAllah).
M E V L 1 D
Cümle mahlûkât anun emrindedürCümle zerrât anun ile zindedür
Her ne kim var aikâre vü nihân
Yir ü gök ü ar u fer ü ins ü can
Çünk* bunlar bir iaretle olur
Bunlar olmaz ise nesi eksilür
Bunlar olmasa yine ol ol idi
Her neye kim “ol” didi ol old
Pes bu varlkdan aceb maksûd neIk ile dinle iri maksûdma
MUHAMMET)- ona selâm olsun - RÜHUNUNYARATILMASININ BEYÂNI
65 Çünki Hak evvelliin bildün ayanDinle imdi klayn sun’n beyân
Hak Teâlâ ne yaratd evvelâ
Cümle mahlukdan kim ol evvel ola
Hem sebeb olmu ola bu varlaIk ile dinleyeniw iy Hak yarla
Mustafâ ruhini evvel kld var
Sevdi an ol Kerîm ü Kirdgâr
Peygamber - ona salât ve selâm olsun- didi
:
“Ulu Allah'n ilk yaratt ey rûhumdur.”19
19 Kale*n-Nebiyyü aleyh/s-selâm: **EweIü mi halaka'lla-
hü teâlâ ruhi/* (Sahih olmayan hadislerdendir.)
Al fi V L 1 D
Nice bin yl terbiyet kld anaAnla ibu sözleri batgl tana
70 Mustafa’y kendüye kld habîb
Cümle derdlülere ol old tabîb
Her ne dürlü kim saadet var-durur
Yahi huy u görklü âdet var-durur
Hak ana virdi mükemmel eyledi
Yaradlmdan mufaddal eyledi
Ger Muhammed olmaya idi ayanOlmaysard zemin ü âsmân
Andan old her nihân ü aikâr
Arda ferde yirde gökde ne ki var
75 Ger Muhammed olmasa idi i yâr
Olmaz idi ay u gün leyi ü nehâr
Ger Muhammed gelmeseydi âleme
Tâc- izzet20 inmez idi Âdem’e
Hem vesile olduy’çün ol Resûl
Âdem’in Hak tevbesin kld kabûl
Nûh anun’çün garkdan buld necât
Dahi domadan göründi mu’cizât
Tâc- izzet: deerlilik, yücelik, eref tac
14 M E V L t D
ölmeyüp Isa göe buldu yol
Ümmetinden olma içün idi ol
80 Dahi hem Mûsâ elindeki asâ
Old anun izzetine ejdehâ
Ceddi olduy’çün anun ol Halil
Nân cennet kld ana ol Çelil
Cümle anun dostluna adnaBunca izzet old ol ecdadna
Çok temenni kldlar Hak’dan bular
Kim Muhammed ümmetinden olalar
Ta bularun arta izz ü hürmeti
Dahi yirek ola Hakk’a kurbeti
85 Pes bilün kim gelmedi hem gelmeyeMustafâ gibi kimesne dünyeye
Ulu Allah dedi: “Doanlarn en güzeli Mus-
tafa'dr21.”
Enbiyânun eksüz ol sultândur
Cümlesinün can içre cândur
Gerçi kim anlar dahi mürsel-dnrur
Likin Ahmed efdal ü ekmel-durur
31 Kâle’llahü teâlâ: "Ahaenü mevlûdin Mustafâ
hih olmayan hadis-i kudsi)
(Sa-
M E V L 1 D 15
Zîra efdalla ol elyak-durur
An öyle bilmeyen ahmak-durur
Hep anun ile iridi devlete
Anun ile batd âlem rahmete
90 Anun içün old bu varlk kamuAy u yldz yir ü gök uçmak tamu
Ulu ve mübarek Allah dedi: “Se/ olmasay-
dn, felekleri yaratmazdm ”22
Anun ile irdi brahim Hak’aAnun ile geldi âlem revnaka
Hem anunla told âlem cümle nûrAnun içün old cennât içre hûr
Anun içün indi Kur’ân- mübîn28
Anun içün geldi Cibrîl-i emin-4
Anun ile vardlar ton yolHalk- âlem25 ger nebi vü ger velî
95 Kimse ansuz ton yol varmadKimse ansuz Hak yoln baarmad
21 Kcmâ kale’llahü tebâreke ve teâlâ: “Lev lake lc mkhalaktü’l-eflâk" (Hadîs-i kudsi, sahih deildir.)
23 Kur*ân- mübîn: iyi ile kötüyü, doru ile yanly*,
hayr ile erri bildiren Kur’ân.24 Cibrîl-i emin: kendisine güvenilen, emniyet edilen»
üphelenilmeyen Cebrail25 Halk- âlem: cihan halk, insanlar
16 M E V L 1 D
Her kim ana irdi irdi Tanr yaTanr dîdânn gördi bî-riyâ
Ol-durur maksûd- cümle cüz’ ü kül26
Muktedâ-y âlem27ü âh- rüsül
28
Pes Muhammed’dür bu varla sebeb
Cehd idüp anun rzâsn kl taleb
er’ini tut ümmeti ol ümmetiTa nasîb ola sana Hak rahmeti
100 Her kim ana gerçek ümmet olmadLâcerem Hak rahmetini bulmad
Ol ne kim emr itdi ise an tut
Kim anun buyruu - durur câna kut
Hare dek ger dinilürse bu kelâm
Nice har ola bu olmaya temâm
Ger dilersiz bulasz oddan necât
Ik ile derd ile eydün es-salât
ADEM’N - ona telam okun - YARATILMASININ VEMUHAMMED - ona »elam olsun - NURUNUN SOYUN-
DAN NTKALNN AÇIKLANMASI
Hak Teâlâ çünki kendi diledi
Pâdiahhn bu âlem biledi
26 Maksûd- cümle cüz’ü kül : cümle parça ve bütü-
nün istedii, gayesi.
27 Muktedâ-y âlem: âlemin kendisine uyduu.28 âh- rüsül: peygamberlerin ah, sultam.
M E V L I D 1?
105 Zât- pâki29 gizlü gene idi nihân
Diledi kim kla ol genci ayan
Ulu ve mübarek Allah dedi: “Gizli bir ha -
zine idim, bilinmek istedim de yaratlmlar ya-
rattm”*0
Gizlü gencin halka izhâr eyledi
Nice dürlü nesneyi var eyledi
Geldi sûret âlemine Mustafâ
Anun ile buld âlem ho safâ
Bildünüz mi ol Muhammed ne imiDahi bunda gelmedin kanda imi
Sûretâ gerçi Muhammed son idi
lle ma’nâda kamudan ön idi
1 1 0 Ma’nada çünki mukaddemdür Resul
Hem hakîkatda odur asl- usûl 31
Bunca varla sebeb hem ol imiÂlem ol oldu içün olm
Sûretâ dahi iit iy pâk-din
Eydeyin önden sona nicey’düin
29 Zât- pak: temiz varlk30 Kâle’llahü tebâreke ve teâlâ: “Küntü kenzen mahfiy-
yen fe-ahbebtü en u’refe fe-halaktü'l-halka" (Hadis- i kuds«,
sahih deildir.
)
31 Asl- usûl : asllarn asl
F. 2
18 M E V L I D
Eydeyin ki nice tod ol erif
Ol erif ü ol latif ü ol zarif
Asln cümle beyân eyleyeyin
Âdem’e dein ayan eyleyeyin
1 1 5 Hem bilesiz tâ irince Ahmed’eKimler ata old vü kimler dede
Dcib ol nur nice nakl itdüüniKimlere gelüp kime gitdüüni
Tâ bilesiz mevlidi asl ile
Hem dahi Peygamber’ün asln bile
Tutun imdi can kulan bu söze
Tâ beyân idem bu sözi ho size
FASL
Hak Teâlâ çün yaratd Âdem'i
Kld Âdem’le müzeyyen âlemi
120 Âdem’e kld feritehler sücûd
Hem ana çok kld ol lûtf ss cûd
Mustafâ nûnn alnna kodBil Habîb’üm nûndr bu nur didi
Kld ol nûr anun alnnda karâr
Kald anun ile nice rüzgâr
M E V L 1 D
Sonra Havva alnna nakl itdi bil
Turd anda dahi nice ay u yl
ît tod ana nakl itdi buurAnun alnnda tecellî kld nûr
125 Anas rahmine düdi çün AnûNûr ana nakl itdi anda turd ho
Çün Anû’un ol Kaynan tod yâr
Nûr- Ahmed32 anda old aikâr
Vard Mehlâyil’e ol nûr- Resul33
Sonra Yârid alnna kld nüzul
Çünki Uhnûh’a iridi nûr yine
Geçdi andan Mütevelah alnna
Lemk ü Nûh u Sâm hem Erfahed’eVard Âbir Fâli’a hem iy dede
130 Er u Sârû u Nahûr’a geldi çünVard Târah alnna todu gün
rdi brahim’e smail’e hemSöz uzanur ger kalann dir isem
Bunlara irince u kldum beyânBâksin anlayasm bundan hemân
Her ki âkldür sözümi anlar ol
Akl ol dahi sözümi anlar ol
82 Nûr- Ahmed: Ahmed’in (Hz. Peygamberdin)88 Nur- Resûl: Hz. Peygamberdin nuru.
nuru.
20 MEVLD
Söz uzun maksûd klalum beyânTâ bu ma’nâlar size ola ayân
135 Cümle-i aslâb u erhâmdan34 o nûrCilve vü cevlân ile kld ubûr
bu resm ile müselsel muttaslTâ olnca Mustafâ’ya müntekl
öyle vard irdi ol nûr aslnariince tâ Muhammed alnna
Geldi cün ol Rahmeten li’l-âlemîn36
Vard nûr anda karâr itdi hemîn
Andan artuk kimseye nakl itmedi
Çünki yirin buld ayruk gitmedi
140 Hare dek ger dinilürse bu kelâm
Nice har ola bu olmaya temâm
Ger dilersiz bulasz oddan necât
Din3G mütahhar ravzasna es-salât
34 Cümle-i aslâb ü erhâmdan: bütün ana ve baba tara-
fndan akrabalar, akrabalklar
S5 Rahmeten li’I-âlemîn: âlemlere rahmet olan, âlemler
için rahmet olan; âlemlere rahmet için, âlemlere rahmet ola-
rak (Hz. Peygamber hakknda bir lakap ve sfat olan bu söz
“Enbiyâ Sûresi“nin 107. âyetinden alnmtr. Ve mâ erseinâ-
ke illâ rahmeten li’l-âlemin “Biz seni âlemler için ancak rah-
met olarak gönderdik") •
30 Din: deyiniz
PEYGAMBERN VELÂDET
Âmine Hatun Mahammmed anesi
K’ol sadefden old ol dür dânesi
Çünki Abdullah’dan old hâmile
Vakt iridi hafta vü eyyam ile
Hem Muhammed gelmesi old yaknÇok alâmetler belürdi gelmedin
145 ol kitablar içre söylenen haber
Zâhir old vü göründi serteser
Halk- âlem37 gözleriyle gördiler
Görmeyenlere haberler virdiler
Amine Hâtûn göziyle gördüinOl gicede nice lutfa irdüin
Râviler virdi haberler hem bize
Biz dahi yazduk u eydürüz size
Dinlenüz kim binde birin diyelümTûtiler gibi ekerler yiyelüm
37 Halk- âlem: cihan halk, insanlar
M E V L I D22
150 Dînümüz mülkini âbâd idelüm
idenler cann âd idelüm
Ik ile her kim ki dinlerse bunAçla gönünde rahmet güleni
Hem hidâyet bülbüli anda öte
Hem saadet servi cannda bite
Mustafâ'mn cânibinden bî-gümân
rie bûy- efâat38 her zamân
Kim ki dinlerse bu sözi k-laLâcerem Tanr ana rahmet kla
155 Mustafâ’nun Mevlidi’dür bu kelâmSanmanuz bun kelâm- her avâm39
zzetini key saknun bu sözünDevletünüze sebebdür bu sizün
Mevlid’ine her k’anun izzet klaMustafâ’dan ol dahi izzet bula
Hem efî’ ola ana ol MustafâOla derdine efâat ifâ
Ger dilersiz bulasz oddan necât
lk ile derd ile eydün es-salât
88 Bûy- efaat: efaat kokusu89 Kelâm- her avâm: halktan birinin sözü»
•özü» her hangi bir kimsenin sözü
herkesin
PEYGAMBERN - ona selâm olsun - ÖVÜLMES
160 Girü gönül msnna kldum sefer
Baladum anda nice teng-i eker40
Açalum ol ekkerün tengini uYimedin cânun safalar bula ho
öyle lezzetlü ekerdür bu ekerKim bunun katnda ekker bir hacer
Bu meânî ekkerin ger yiyesiz
Dünyada ekker bu imi diyesiz
Tûtiye ekker yimek öredeynBülbüle bu sözi ta’lîm ideyin
165 Ol unutsun ekkerini bu sözin
kisi de bu sözi klsun güzîn
Mustafâ’nun Mevlidi’ni oksunDâima sermest oluban aksun
Âk isen key kulak tut dinlegil
Ne dir isem ma’nasn anlagl
Zira kim dîn direi Muhammed’ünMevlididür bilünüz ol Ahmed’ün
Âr ola her kim bun dinlemeyeMa’nasm düünüp anlamaya
*0 Tcng-i eker: eker dengi, yükü
24 M E V L 1 D
170 iit imdi nice tod ol resûl
Ol özi cümle usullerden usûl
Ol sözi îrîn ü ol cismi an
Enbiyâ vü evliyânun serveri
Ol sirâc ü ol beîr ü ol nezîr/''Vl «A •• 1 1 •• A •• I •• A(Jl imam u ol humam u ol munr
Ol kerîm ü ol kelîm ü ol halîm
Ol efi’ ü ol muti’ ü ol selîm
Ol melîh-ül-vech 41 ü ol kalbi safa
Murtazâ vü Müctebâ vü Mustafâ
1 75 Âmir ü nâhî karîb ü hem mücîb
Hâfz u vâiz ekûr u hem rakîb
Hâdi vü mehdî vü muhtâr ü halîl
Oldur ol kim sevdi yaratd Celîl
Ol habîb ü ol hasîb ü ol nesîb
Ol münîb ü ol tabîb ü ol hatîb
Oldur ol Tâhâ vü Yâsin ü EmînOldur ol hem rahmeten li’l-âlemîn
Hem Muhammed dahi Mahmûd oldur ol
Cümle mahlûk içre maksûd oldur ol
«1 Melîh-ül-vech: güzel Yüzlü
M E v L I D
180 Oldur ol halk içre Hakk’un sevdüü• A 1/ »A »1
Daima Kur an da anup ogdug
Bu SÜLEYMAN nice medh itsün anÇünki meddâhdur anun ol Ganî
Ol ki meddah anun Allah ola
Var kyâs eyle ki ol ne âh ola
Hare dek ger dinilirse bu kelâmNice har ola bu olmaya temâm
Ger dilersiz bulasz oddan necât
ile ile derd ile eydün es-salât
MUSTAFA’NIN - Ona selâm okun - DOUMUSIRASINDA MEYDANA ÇIKAN EYLERN
BEYÂNI
185 Ol gice kim tod ol hayr-ül-beer42
Anas anda neler gördi neler
Her ne kim göründi ise gözine
Hem dahi vâki’ olan Özine
Ol rebî’-ül-evvel ay nicesi
On ikinci gice isneyn gicesi
Todun bildürdi ol halka temâmNe didüin iid imdi iy hümâm
42 Hayr-ül-beçer: insanlarn (en) hayrls, iyisi
M E V L 1 D
Didi gördüm ol habîbün anesi
Bir aceb nur kim güne pervanesi
190 Berk urup çkd evümden nâgehânGöklere irdi vü nûr old cihan
indi göklerden melekler saff u saf
Ka be gibi kldlar evüm tavaf
Hem hava üzre döendi bir döekAd Sündüs döeyen an melek
Üç alem dahi dikildi üç yire
Her birisi eydeyim nire nire
Marib ü mankda ikisi anunBiri damnda dikildi Kâ’be’nün
195 Bildüm anlardan ki ol halkun yeiKim yakn oldu cihâna gelmei
Çünki bu iler bana oldu yaknBen evümde otururken yalnuzn
Yarlup dîvâr çkd nâgehânUç bile huri bana old ayân
Çevre yanuma gelüp oturdlar
Mustafâ’y birbirine mutlar
rdi huriler bölük bölük buurYüzleri nûnndan evüm told nûr
M E V L 1 D
200 Didiler olun gibi hiçbir oulYaradlal cihan gelmi deül
Bu senün olun gibi kadri cemîl4*
Bir anaya virmemidür ol Celîl
Ulu devlet buldun iy dildâr sen
Tosardur senden ol hulk hasen
Bu gelen ilm-i ledün44 sultândur
Bu gelen tevhîd ü irfan kândur
Bu gelen kna devr ider felek
Yüzine mütâkdur ins ü melek
205 Bu gice ol gicedür kim ol erifNûn ile âlemi eyler latif
Bu gice dünyây ol cennet klurBu gice eyâya Hak rahmet klur
KASÎDE- MELHA
idün dahi acâib kudreti
Kudret-i Hak’dan45 tutun hem ibreti
48 Bu alt beyit, Mevlid’in aslî saylan nüshalarnda bu-
lunmamaktadr. Fakat, “Kasîde-i Meliha” ile olan aradaki
mânâca boluu ve kesintiyi doldurmak üzere, h. 912/m.1514 ylnda istinsah edilen en eski bir yazmadan ve dier
yazmalardan alnarak buraya eklendi.44 llm-i ledün: Allah’n srlarna ait ilim, gayb ilmi
45 Kudret-i Hak: Allah’n kudreti, gücü
28 M E V L I D
Hak Teâlâ emr kld ol gice
Hep yaradlm klalar zîneti
Didiler Rdvan’a tiz turma dur
Ho bezen hûr u kusûr- cenneti46
210 Kim bu gice ol Habîb-i Hak 47 gelür
Hem yaar halk üzre Hakk’un rahmeti
Ehl-i cennet48 huri vü glmân kamuSaçularla klsun ana rabeti
Tann’dan Cibril’e emr old ki yapTamu kapusn götür heybeti
Hem vuhû ile tuyûra kl haber
Bu gice gözden götürsün gafleti
Âmine eydür çü vakt irdi tamâmKim vücûda gele ol Hak vehbeti
215 Susadum su diledüm içmeklieVirdiler bir kf ki tolu erbeti
Kardan a idi vü hem souk idi
Dahi irindi ekerden lezzeti
Sonra gark old vücûdum nûr ile
Bürüdi beni o nûrun ismeti
46 Kusûr- cennet: cennet kasrlar, kökleri47 Habîb-î Hak: Allah'n sevgilisi, dostu (Hz. Mu-
hammed)48 Ehl-i cennet: cennettekiler, cennette olanlar
M E V L 1 D 29
Geldi bir ak ku kanadyla benimArkam sad kuvvetle kat
Tod o: sâatde ol âh- rüsül49
Kim anunla buld âlem izzeti90
49 âh- rüsul: peygamberlerin ah, sultam50 Bu beyitten sonra bâz yazmalarda "Merhaba” ksm
gelmektedir. Meselâ h. 993/m. 1585 tarihinde yazlm bir
nüshada (Topkap Saray Müzesi. Emanet Hâzinesi Ktp. 1611)
u beyitler bulunmaktadr:
Cümle huri vü melek idüp sadâ
Zemzemeyle didiler kim merhabâ
Merhaba iy bülbül-i bâ- cemâl
Merhabâ iy ânâ-y Zü’l-celâl
Merhabâ iy âsi ümmet melcei
Merhabâ iy çâresüzler mencei
Merhabâ iy âh- hurd-i HudâMerhabâ iy Hakdan olmayan cüdâ
Merhabâ iy cân- bâk merhabâMerhabâ uâka sâki merhabâ
Merhabâ iy andelb-i bâ- elest
evkun ile old âlem cümle mest
Merhabâ iy rahmeten li'l-âlemin
Merhabâ olan efî’-ül-müznibin
Baka bir yazmada (Selimaa Ktp., Cedid 1632, bugünSüleymaniye Ktp. Yazma balar 111) bu “Merhabâ" beyit-
leri deiiktir ve öylece balamaktadr:
Cümle zerrât- cihân itdi sadâ
Zemzemeyle didiler kim merhabâ
30 M E V L 1 D
220 Görmedi ar vü kan su anasÇekmedi bir zerre andan zahmeti
Yir ü gök gulgule told serteser
Geldi ol nur gitdi âlem zulmeti
Söze geldi vah ü tayr ü ta aaçSözleri cümle Muhammed midhati
Didiler birbirine kim budur ol
Makdemi meymûn mübarek tal’ati
Budur ol sultân ki âlemde müdâmGünde be gez urulsar nevbeti
225 Budur ol kim geliser Hak’dan bunaTâc-i izzet
51birle levlâk hil’ati
Budur ol kim buna kim olsa karîb
Bî-gümân ol Hakk’a bulur kurbeti
Budur ol kim bu Nebiyy-i Hakk52 iken
Dahi olmamd Âdem hilkati
Budur ol kim enbiyâ Hak’dan kamuDilediler kim olalar ümmeti
Budur ol dürr-i yetim53 kim dünyadaBulmad hiç kimse buna kymeti
61 Tâc- izzet: deerlilik, yücelik, eref tac62 Nebiyy-i Hakk: Allah'n peygamberi03 Dürr-i yetîm: sedeften tek olarak çkan, büyük isi
inci (Hz- Muhammed)
M E V L 1 D 3H
230 Bun seven bulsar anda yannRahmeti vü rif’ati vü re’ feti
FASL
Xün kadem basd cihâna ol Beîrlemün artd beâet behceti
Mekke ehri nûr ile told kamuNûra gark old eri vü avreti
Âmine çün gördi bu heybetleri
Gitdi kendüden tükendi kuvveti
Çünki ol kendüzine geldi girü
Gördi gitmi hûriler cem’iyyeti
235 Mustafâ’y görmedi evinde hemAn hayrân kld ol hasreti
Eyle sand ald gitdi hûriler
Anasnn dahi artd hayreti
Nâgehân bakd vü gördi ÂmineEv bucanda o nîgû-sîreti
öyle Beytullah’a karu Mustafâ
Yüz yire urm u klm secdeti
Secdede ba götürmi barmanSöylenür hem Hakk’a bulm vusletî
32 M £ V L 1 D
240 Kundayla sürmelemiler gözin
Göbei kesilmi olm sünneti
Tozn saçmlar u bir ak sufa
Tolamlar ol vücûd rahmeti
Diledi ala eline anasGöre kim n’old o sâhib-devleti
Saklanuz diyü havadan bir nida
Geldi kim tutd cihan heybeti
Tann emr itdi virildi hem anaEnbiyânun cümle hûy u hasleti
245 Hem dinildi üç gün an gizlenüz
Virmesün hîç âdem ana zahmeti
Bir bölük dahi kavim geldi vü tîz
Aluban gitdiler ol meh-sûreti
llten ol demde getürdi hem girü
Bilmedi hiç kimse neydi hikmeti
Hürmetini bun sanman siz hemînBunca dahi yüz bin ola hürmeti
Hare dek ger dinilürse bu kelâmNice har ola bu olmaya temâm
250 Ger dilersiz bulasz oddan necât
Ik ile derd ile eydün es-salât
M E V L 1 D 33
FASL
Yidi kat gök ehli cümle geldiler
Ahmed’i görüp ziyaret kldlar
Yirde vü gökde feriteh kalmadKim Muhammed yüzini ol görmedi
Hem sekiz uçmak içinde hûr- în64
Görmee geldi o âhun manzarn
Her biri elinde bir nurdan tabak
Kim yaratm sun’ birle an Hak
255 çleri tolu cevahir anlarun
Bana saçu içün Peygamber’ün
Gelüben cümle saçu saçd ana
Ay yüzin görüp bular kald tana
Saçu saçup çün ziyaret itdiler
Hûri vü Rdvan melekler gitdiler
Yaradlmdan kime k*old nasîb
Anlara dahi göründi ol Habîb
Hem bular dahi ziyaret kldlar
Ol Resûl-i Hak66 bu-durur bildiler
ö* Hur -1 în: iri ve güzel gözlü huriler
55 Resûl-i Hak: Allah'n peygamberi, elçisi
F. 5
260 Çün cihâna geldi ol ah- cihan66
Zahir old anda çok dürlü nian
Ol gice hep putlar old se-nigûnCanna eytân’n uruld düün
Told küffârun içi vü ta gamUrd her biri bana ta hem
Hem kilîsâlar dahi ykld çokKald altnda keiler old yok
Tâk- Kisrâ57 öyle çatlad katK’iidenün gitdi akl u takati
265 Sâve bahri yire geçdi serteser
Kimse anda bulmad sudan eser
Ol mecûsîler od kim var idi
Nice yllar idi kim yanar idi
Ana taparlar idi ol kavm-i ûmBR
Hîç olup ol od söyündi sanki mûm
Bunclayn dahi nice dürlü var
Anlan ger dirsevüz key söz uzar
66 âh- cihan: cihann padiah, hükümdar67 Tâk-i Kisrâ: ran Sâsânî hükümdarlarnn Medâyin'de
bulunan saray68 Kavm-i : uursuz kavim
M E VL : D
Bildi âlem halk tod MustafâCümle âlem told nûr ile safâ
270 Ulalu balad ol sâhib-kemâl
Ay vü gün buld cemâlinden cemâl
Çünki ol âh irdi ondört yamaKamu halk and içer old bana
Ulu kiçi hep kamu ehl-i Arab59
Cümle andan buldlar ilm ü edeb
Görmediler ana benzer âdemiHulk ile tutd cemî-i âlemi00
Mu'cizât zâhir olu baladCümle dilde söylenür old ad
275 Mevlidinden çün biraz klduk beyânMu’cizâtndan dahi iit i cân
Tâ kyâmet ger dinilse bu kelâmBin kyâmet ola bu olmaz temâm
Ger dilersiz bulasz oddan necat
Ik ile derd ile eydün es-salât
PEYGAMBER’! - Allah ona salât ve selâm etsin - ÖVME
Tutd cihân serteser envâr- Mustafâ61
Çün kim belürdi dünyada âsâr- Mustafâ
50
«0
«1
nurlar
Ehl-i Arab: Araplar
Cemî-i âlem : âlemin tamam, bütün âlem
Envâr- Mustafâ: Mustafa’nn (Hz. Peygamber’in)
36 M E V L I D
Uruld canda nevbet-i er’-i Muhammedi*"Told cenan cinânna ezhâr- Mustafâ
280 Tevhîd servi ravza-i îmânda bitdi hoAkdi çü ayn-i hikmet-i esrâr- Mustafâ*' 4
Hak güleninde ötdi girü vahy bülbüli
Rahmet güliyle told bu gülzâr- Mustafâ
Old meâm- akl u dil ü cân04 mu’attar uAçld çünki nâfe-i güftâr-i Mustafâ05
Kalmad kadr u kymeti dürr ü cevâhirün
Dürler çü saçd la*l-i dürer-bâr- Mustafâ00
Bâzâr- küfr ü kibr ü dalâlet harâb olup
Hem ho bezendi er’ ile bâzâr- Mustafâ
285 Dînün çerâ yand vü yand kamu odaKüffâr- ehl-i irk67 ü hep ayâr- Mustafâ
Gerçi ki yok-durur bu SÜLEYMÂN’da hoamel
Lîkin anun ümidi dahi vâr Mustafâ
Sen Mustafâ’y cân ile tekrâr eyle kimNûr arturur gönüllere tekrâr- Mustafâ
62 Nevbet-i er’-i Muhammedi: Hz. Muhammed'in eri-
atnn davul borusu ( bando - muzikas)63 Ayn-i hikmet-i esrâr- Mustafâ: Mustafa'nn srlar-
nn hikmet pnar64 Meâm- ak! u dil ü cân: can, gönül ve akln koku
alma yeri (burnu)65 Nâfe-i güftâr- Mustafâ: Mustafa’nn sözlerinin miski69 La’l-i dürer-bâr- Mustafâ: Mustafa'nn inciler saçan
(la'l gibi) duda67 Küffâr- ehl-i irk: Allah'a ortak koan kâfirler
PEYGAMBERDN - Allah ona salât ve selâm etsin»
MUCZELERNN BEYÂNI
Bu gönül deryas girü kld cûCevheri cû ile tara sald u
Çün nesîm-i k08irdi urd mevc
Ol meânî dürri çkd fevc fevc
290 Ger buna gönül göziyle bakasnCan kulana bu dürri takasn
Ya’ni dürr-i mu’cizât- Mustafâ"
Kim virür can ü dile zevk u safa
Eydeyim ger k ile dinler isen
Ik ile dinleyesin key er isen
Mu’cizâtn dinlenüz evk ile hoTâ ki akl u cân kla cû u hurû
Gerçi cümle nûr idi ol pak zât
ille her uzvnda vard mu cizât
68 Nesm-i k: ak rüzgâr
C9 Dürr-i mu’cizât- Mustafâ: Mustafa’nn mu’cizelerînio
M E V L 1 D38
295 Hak an ayruk nebiye virmedi
Hiç biri ol irdüine irmedi
Evvelâ ol kim mübarek cisminünGölgesi dümezdi yire resminün
Nûr idi badan ayaa gödesiBu ayândur nurun olmaz gölgesi
Gölge zulmetden düer hod her yire
Nurdan gölgeyi göz kanda göre
eksüz ol hod bir musavver nûr idi
An görmezdi ular kim kûr idi
300 Hem mübarek ba üzre her zamanBir para bulut olurd sâyebân
Her nire varsa bile varurd ol
Ba üzre dâima tururd ol
An kullukç komd ana HakAhmed’i Hak nice saklar yahi bak
Ol mübârek gözlerinde mu’cize
Nicedür ol dahi eydelüm size
Nice kim öninde görürdi ayânEyle ardndan görürdi ol hemân
305 idün hem ol mübârek bumnunMu’cize nicedür anda hem görün
M E V L i D
Vahy içün indükde Cibrîl-i emînGökden ayrlduu sâatde hemîn
Cebrail’ün kokusn alurd ol
Vahy içün indüini bilürdi ol
Bil mübarek sem’inün dahi nedür
it anda mu cize hem nicedür
Ho iidürdi rakdan öyle kimlidür idi yakndan ol hakim
310 Uyanuk iken nice iitse ol
Eyle iidürdi uyurken Resul
Depredicek tudan ol mâhveDeprenürdi gökde hem kurs- güne70
Incü dileri uamdan gice
ne düse bulmurd iy hoca
Dilinün bu kim kelere sord ol
Didi ben kimem didi sensin Resul
Sadr nûnndan karanu giceler
Yolda yürürdi yiitler kocalar
315 Hem nübüvvet mühri wanun zahrndad,
Halk ol mühr ile Hakk’a ündedi
T0 Kurs- güne: güne yuvarla, dairesi
40 M F V L I D
Tokncak saçna bâd- sabâ71
Mük ü anberden tolar idi hava
Derlese güller olurd her deri
Ho dererlerdi derinden gülleri
Dümana saçd eliyle topraKûr old cümle ol kâfir ya
On iki bin kâfir old münhezimKimi kûr old kimisi mün’adim
320 Çün iâret kld ol mahbûb- Hak72
Barma ile ay old iki ak
Dima olurd hem dürr-i sernîn™
Cem’ iderdi an Ümm-ül-mü’minîn74
Çün Hirâ tana basd ol kadem
Ta deprendi kadem basdu dem
Didi ol taa ki iy ta sâkin ol
Sâkin old tutd anun emrin ol
Beiin üridi gökden indi ay
Gözleriyle gördiler yoksul u bây
71 Bâd- sabâ: hafif ve lâtif rüzgâr
72 Mahbûb- Hak: Alîâhin sevgilisi
73 Dürr-i semin: kymetli inci
74 Ümm-ül-mü'minîn: iman edenlerin annesi (Hz. Pey-
gamberin zevceleri ve kz Fâtma)
r E V L D 41
325 Barnandan çemeler aktd hemIçdi andan cümle-i hayl ü haem75
Aulu bimi kuz_ana söyledi
Yime benden yâ Resul-Allah76didi
Auluyam bana au katdlar
Ol münafklar sana mekr itdiler
Dikdi hurmay hem ol âh- cihan
Dikdüi saat yimi virdi hemân
Söyledi avcnda taa geldi taTa deülsen ka gel sen dahi ta
330 Hem aaçlar krldlar ana sücûd
Oldlar haklna cümle ühûd
Çün ikâyet kld ssndan deve
Mustafâ’dan old derdine deva
Nice gözsüzleri gözlü kld ol
Nice sözsüzleri sözlü kld ol
Kurd u ku ta aaç ana söyledi
Hâk resulsin yâ Nebiyy-Allah77 didi
70 Cümle-i hayl ü haçem: bütün ordu ve atllar, ma-
iyetindekiler ve atllarn hepsi
76 Yâ Resul-Allah: Ey Allah’n elçisi, peygamberi, ha-
bercisi
77 Yâ Nebiyy-Allah: ey Allah'n peygamberi
M E V L 1 D42
Mu’cizâtna anun yok hiç hadHadd ü addin bilmez anun hîç ahad
335 Mu’cizâtndan didük birkaç kelâmMi’râcmdan dahi dinle iy hümâm
Ol Muhammed mu’cizât hakk'çünKamumuza rahmet it yarnki gün
Hare dek ger dinilürse bu kelâmNice har ola bu olmaya temâm
Ger dilersiz bulasz oddan necât
Ik ile derd ile eydün es-salât
6
PEYGAMBER'N - Ona selâm olsun - Ml’RÂCIHAKKINDA
Akl tâvûs^ açd girü perr ü bâl
Tâ ki cevlân ile göstere cemâl
340 Fikr sahrâs içine girdi uCan 8emen-zânnda cilve urd ho
Urd manâ perrini birbirine
Tâ ki nak u reng-i fikret78 görine
Tald dil bahrine hem gavvâs-vâr
Buld anda nice dürr-i âhvâr7C
Ald k bâzârna geldi anAna âk müteri gelsün kan
mdi ol dür dürclerini açalumSize mi’râc dürlerinden saçalum
345 Cân kulan ger tutar isen banaMustafâ mi*râcn eydem sana
18 Reng- fikret î düünce rengi
T9 Dürr-i âhvâr: padiahlara lâyk (büyük ve iyi cins)• •
inci
M E V L 1 D
iit imdi Mustafâ mi’râcmNice urund saadet tacn
Göklere hem nice seyrân kld ol
Hak Teâlâ hazretine buld yol
Hem ana Allah nice lutf eyledi
Yâ nice rahmet homyla toylad
Ol saâdetler kim anda buld ol
Dünyada hiç bir kii bulm deül
350 Anda ol gördüün âdem görmedi
Kimse hem ol irdüine irmedi
•• •• • • 1* « • aLorup dup ddugnden can
Ba’zsn u size klalum beyân
Bir gice isneyn gicesinde Resûl
Ümmü Hân evine kld nüzul
Anda-y-iken nâgehân ol yüzi ak
Cebrail cennetden irgürdi Burak
Tur berü gel yâ Muhammed tiz didi
Kim seni Hak hazretine ündedi
355 Turd fi’l-hâl Mustafâ-y mâh-rû80
Cebrail katna vard ilerü
80 Mustafâ-y mâh-rû s ay yüzlü Mustafa
M E V L I D
Cebrail tutd Burak bindi anaHo yöneldi yüridi Hak’dan yana
Ald gitdi Mustafâ’y Cebrail
önine düdi ana old delil
Yolda çok dürlü acâib gördi hemGeldi Kuds’e irdi vü urd kadem
Enbiyâ ervâh hâzr geldiler
Mustafâ’ya cümle ikrâm kldlar
360 Enbiyâ ervâhna irdi nidâ
Kim klalar Mustafâ’ya iktidâ
Anda Ahmed bunlara old imâmEnbiyâ ervâh uyd ho temâm
ki rik’at kld Aksâ’da namâzEyle emr itmi idi ol bî-niyâz
Çün namâz kluban döndi Resul
Geldi Sahre üzre ho kld hulûl
Gördiler nurdan örülmi nerdübânNerdübândan oldlar göe revân
365 rdi evvelki göe bunlar temâmKap açld vü girdi ol hümâm
Ol gök ehli cümle karu geldiler
Mustafâ’ya hayli ikrâm kldlar
46 M E V L 1 D
Merhaben bik81 yâ Muhammed didiler
ly efaat ss Ahmed didiler
Her göe kim irdi ol Hayr-ül-enâm0*
Ol gök ehli kldlar i’zâz- tâm88
Her biri kutlulad mi’racnDidi urundun saadet tacn
370 Her ne denlü kim melekler var idi
Kutlu olsun bu kerametler didi
Bu kerametler ki Hak virdi sanaVirmedi hiç kimseye önden sona
Gördi gök ehli ibâdetde kamuHer biri bir türlü tâatde kamu
Kim kyam içre kimi klm rükû’
Kimi Hakk’a secde klm bâ-huû’
Kim tahiyyâtda oturmd müdâmOl idi tâatleri her subh u âm
375 Kimi takdis ü kimi temcîd okurKimi tehlîl ü kimi tahmîd okur
Kimisini k- Hak84 alm-dururVâlih ü hayran u mest kalm-durur
82 Merhaben bik: «en ho geldin, merhaba82 Hayr-ül-enâm: insanlarn (en) hayrls, iyisi
83 I'zaz- tâm: eksiksiz ekilde arlama, ikram84 lk- Hak: Allah’n ak, Allah’a duyulan ak
M E V L 1 D 4?
Her birinün yitdüince takati
Har olnca u bulardur tâati
Anlarun her tâatin ol bî-niyâz
Cem* idüp bir yire ad urd namaz
Mustafâ’ya virdi didi ol GanîÜmmetüne armaan ilet bun
380 Her kaçan kim bu namaz klalar
Cümle gök ehli sevabn bulalar
Gör Resûl’e Hak ne ikram eyledi
K’ümmetine böyle in’âm eyledi
Her göe kim vard hem ol bahtiyar
Ümmetin dile didiler zînhâr
Her ne hacet dilesen makbûldürCümle maksûdun senün mahsûldür
Göklerün her kangsna k’irdi ol
Her birinde çok acâib gördi ol
385 Ar u Kürsi’yi görüben ol hocaGeçdi yitmi bin hicab ol gice
Bunlarun içre dahi her ne ki varAnda gördi bunda didi aikâr
Çünki kamusn görüp geçdi öte
Vard iridi ol ulu hazrete
M E V L I D
Hak Teâlâ hazretine irdi ol
Hak ne kim gösterdi ise gördi ol
Bî-hurûf u lafz u savt ol pâdiâhMustafâ’ya söyledi bî-itibâh
390 Hakk’ gördi Mustafâ bî-keyf ü kemHak-durur bu sözleri ben kim direm
Anda gördüince ol hiç akl u fehmrmedi irmeyiserdür cümle vehm
Bâri her maksûdn bulup temâmMenziline döndi girü ol hümâm
Ol gice ne devlete irdüüniKT • • * 1 •• 1** •
INe dup ya neler gordugun
Her ne vâki’ old ise serteser
Cümlesin ashâbma virdi haber
395 Bunlar iitdi vü buld ho ferah
Hem safâlar artd eksildi terah
Hakk’a çok ükr ü Habîb’ine selâm
Kasr idüp mi’râcn u klduk temâm
Çünki mi’râcn klduk ihtisâr
Ba’z evsâfn dahi iit i yâr
Hare dek ger dinilürse bu kelâmNice har ola bu olmaya temâm
M E V L 1 D 49
Ger dilersiz bulasz oddan necat
Ik ile derd ile eydün es-salât
PEYGAMBERN . ona selâm olsun - HCRETHAKKINDA
400 Dahi bundan sonra ol Hayr-ül-beer
Mekke’den Hak emrile kld sefer
Mekke’den hicret idüp gitdi Resul
Ol Medine ehrine yitdi Resûl
Her neyi kim kullara Hak kld farz
Hem salâtdan gayr anda old arz
Emr-i Hakk’ halka bildürdi temamDîn-i slâm buld eksüksüz nizâm
Turd anda an idindi makamAnda old âhir-i ömri85 temâm
405 Dinle imdi bir nice vasfn anunKim iidüp safâlar bula cânun
80 Ahir- ömr: ömrünün sonu
F. 4
7
MUHAMMED MUSTAFÂ’NIN - ona salâl ve selâm olsun -
BA’Zl VASIFLARI HAKKINDA
Old fikret atma u§ dil süvâr
Buld her yirdeki manâdan süvâr
Çünki açld maânî pususGeldi iridi bölük bölük sus
Hem hisâr- dil80 açlup çkd ho
Asker-i evsâf- Ahmed87irdi u§
it imdi nice virmi ol Çelil
Mustafâ’ya hulk- evsâf- cemil88
410 Hulk anun cümle Kur’ân hulk’dAna ol hulkun kamus hlkî’di
Hem dahi Kur’an’da ödi ol KerîmDidi kim sensin ala hulkin azîm
M Hisâr- dil: gönül hisân.87 Asker-i evsâf- Ahmed: Ahmed’in (Hz. Peygamber*
in) vasflarnn askeri.
88 ’Hulk- evsâf- cemîl: güzel vasflarn iyi ahlâk, huyu.
M E V L I D 51
Ulu ve mübarek Allah’n dedii gibi: “Ger-
çekten sen büyük ahlâklsn.”99
Hulk idi dâim ii bu halk ile
Halk hod kul klm idi hulk ile
Muzhir-i Hak90 mazhar- envâr91idi
Cümle Lûtf- Hak92 özinde var idi
Bahr-i ilm98 ü hilm ü kân- cûd94idi
Her saadet anda hem mevcûd idi
415 Tal’at meymûn idi vü meh-cebînHrmen-i hüsninde96 Yûsuf hûe-çîn
Gice gündüz âdeti tâat idi
Anun içün seyyid-i sâdât96 idi
Hil’at Hak’dan anun levlâk idi
Gll u gdan kalbi gayet pâk idi
Gayr- Hak97 kalbine bulmaz idi yol
öyle kim Hak k’la tolmd ol
89 Kcmâ kâle’llahü tebâreke ve teâlâ: "Inneke le-alâ
hulkin azîm** (Nûn ve’l-Kalem Sûresi, 4. âyet)90 Muzhir-i Hak: Hakk* meydana çkaran91 Mazhar- envâr: nurlara nâil olan, erien92 Lûtf- Hak: Allah'n lûtfu
93 Bahr-i ilm: ilim denizi94 Kân- cûd: cömertlik, maden oca95 Hrmen-i hüsn: güzellik harman96 Seyyid-i sâdât: efendilerin efendisi
97 Gayr- Hak: Cenâb- Haktan bakas
M E V L 1 D
Gerçi kim iki cihanda âh idi
lle miskinler ile hemrâh idi
420 Dâima el-fakrü fahrî88 ’ di sözi
Kibr ü isyandan müberrâ’d özi
Gönli alçad vü kadri çelil
Sözleri îrîn cemâli key cemîl
Hiç riyâsuz her ii ihlâs idi
Anun içün Hak katnda hâs idi
Bir nefes nefs arzusna uymadGaflet uykusma talup uy’mad
Hükm içinde hayfa meyli yo idi
Lutf gibi adli hadsüz ço idi
425 Halk- âlemden09ol iken müctebâ
Meskenetten ol geyer idi abâ
Hem tevâzu’la kanâatdi ii
Arpadand etmei vü hem aHilm ile her sözi halka dir idi
Yirmez idi her taâm yir idi
Tann'nun adn zâkirdi müdâmHer ne Hak’dan gelse âkirdi müdâm
98 El-fakrü fahrî: yoksulluk övüncümdür (Sahih olma-
yan hadislerdendir)" Halk- âlem: dünya halk, cihan halk, insanlar
M E V L 1 D
Canm hrs odna yakmad ol
Hak haram klduna bakmad ol
430 Dünyay terk eyleyüp mel’ûn didi
Her ki sevse dünyay mabûn didi
Ömri içre hiç yalan söylemedi
Söylemee dahi kasd eylemedi
¥^••1 •• •• •! 1 • • • •. 1 »
r 1 1 u soz ilek incitmedi
Hak buyurmadu ii itmedi
Her kemâlât ile kâmil âh idi
Anun içün ol habib-ullâh100idi
FASL
ly ana ümmetlie da’vâ klanDâima da’vâ-y bî-ma’nâ 101 klan
433 Adun ümmet ümmet ii sende yoklerün vardur muhâlif ana çok
Ümmet oldur kim anun yoln vara
Hak yolma cümle-i varn102vire
mdi insafa gelelüm cümlemüzÜmmet iinde nemüz vardur nemüz
100 Habîb-ullâh: Allah'n sevgilisi, dostu101 Da’vâ-y' bî-ma'nâ: mânâsz da vâ, iddia
102 Cümle-i var: bütün var, varlk; varln hepsi, ta-
M E V L 1 D54
Ümmet isen anun ahlâkn tut
Tâ ki ümmetlik bula sende sübût
Mustafâ ilemedüin ilemeleyüp sonra peimânlar yime
440 Hayr u tââti özüne pie klÂhiret ahvâlini endîe kl
Anda ne ilteceün fikr eylegil
Gussasn bunda iken anun yigil
Bulm iken imdi vakt u kuvveti
Cidd ü cehd it zâyi klma fursat
Hulk u lutf ile gönüller al ele
Âdem oldur hulk ile gönül ala
Gönlüne yol bulmasun kibr ü hased
Kim hased birle helâk olur cesed
445 Kibr hem-reng-i gebirdir103 yazda
Gebr olup kibr ehli kald yazda
Ehl-i kibr104 ü hem dahi ehl-i riyâ 106
kisi dahi yaramaz Tann’ya
103 Hem-reng-i gebir: âtee tapann (kâfirin) ayn Ku-
yunda olan» benzeri (Eski yazda kibr ile gebr’in imlâs ay-
ndr.)
Ehl-i kibr: kibirli
105 EHl-i ryâ: riyakâr» iki yüzlü
M E V L 1 D 55
Gaybet ü kibr u riyadan key saknTâ olasn hazret-i Hakk’a yakn
Cümle ide bî-riyâ ho sâdk ol
Tann vü Peygamberine lâyk ol
Hak bilür çün her ne ilerse kiiHakk’a lâyk ilemek yedür ii
450 Klmagl hiç kimse aybna nazarSana ayruk kii aybndan ne zar
Aybn ayruun ko sen aybum gör
Cennet olmak diler isen sana gör
Aybunun görmez gözün her pilcesin
Görür ayruk aybnun bir klcasn
Kimse hakknda dime hiç ayb söz
Çün deülsin sen dahi hiç aybsuz
Sen eer ayrua dirsen sana hemDiyeler içün ü taun tola gam
455 Bir dir isen girü on iidesin
Dimesen Hakk’a yarar i idesin
Mustafâ kavlini tut ho ton ol
Torlukdur Hakk’a varan ton yol
Mustafâ kavlini her kim iidür
Mustafâ’nun ümmeti vü eidür
56 M E V L 1 D
NEDÂMET
Ah n’ideyin ben ki emrin tutmadumBir gün ol didüi yola gitmedüm
Nâzenîn ömri kamu virdüm yile
Nefsüm arzûlanna yile yile
460 ömrümün kadrini hergiz bilmedümimdi bildüm ille ömri bulmadum
Saç sakal aard gönlüm kapkara
Klmadum bir i ki karam aara
Benven ol yüzi kara vü âsi kul
Bencileyin âsi kul gelmi deül
Hiç nefes olmaya isyân itmedümHem dahi bir ton yola gitmedüm
Her nefesde iledüm ben bir günâhBir günâh içün dimedim bir gün âh
465 Hem yazuklaruma sa yok-durur
Cümle ilerümde sa i yok-durur
Zerk u tezvir ü riyâdur her iümGice vü gündüz mesâvidür eüm
Bir kadem Hak’dan yana varmamamNefs yolma yilüben irmemiem
Hakk’a lâyk ilemedüm bir amellerüm cümle deâ ile deal
M E V L 1 D
Hîç bir gün ölümümi sanmadumFsk u isyan ileyüp usanmadum
470 Âhiret ahvâlini zikr itmedümN’olsar hâlüm diyü fikr itmedüm
Üde irdi yolum ald ecel
Dahi fikrüm dâima tûl-i emel 100
Hâlimün ba’zsn u§ kldum ayânBundan artuk yavuz iüm çok nihân
Tauma bakup beni sanman kii
Ben bilürem iledüüm her ii
Kimse bilmez nice hâlüm var-durur
Ol bilür kim âlim-i esrâr-durur107
475 Her amel kim klmam mastûrdur
lle Hak lûtf ile mesturdur
Gizlü hâlümün biri w olsa âikâr
Talar ile eyleyeler seng-sâr
Ol ki bilür gizlü hâlümi ayânGirü rahmet andan umaram hemân
Hâa lûtfndan ki mahrum eyleye
Afv ide cürmümi merhum eyleye
im Tul-i emel: emel uzunluu, hrs, tamah107 Âlim-i esrar: srlan bilen
58 M E V L 1 D
NASHAT
Siz ben iledüüm ii ilemenBencileyin çok peîmanlar yimen
480 Hiç benüm ahvâlüme klman nazar
Siz an ilen ki ol Hakk a yarar
Mustafâ ahlâkn terk itmenüz
Ton yol koyup eri gitmenüz
Tâ ki ana gerçek ümmet olasz
Hak Teâlâ’nun rzâsn bulasz
Gerçek ümmet klgl iy Hak bizi _ ana
Tâ kim ümmet diyü ol bizi ana
Rahmetünden sen bizi ayrmaglMustafâ ümmetliinden rmagl
485 Ude iitdün anun evsâfn
Hem dahi ahlâkn eltâfm
Her ne kim ol kldsa sen an it
Yüzi ak Hak hazretine ton git
Hare dek ger dinilürse bu kelâm
Nice har ola bu olmaya temam
Ger dilersiz bulasz oddan necât
Ik ile derd ile eydün es-salât
M E V L I D 59
FASL
lidün hem dahi n’itdi ol hümâmömri Hak emrinde nic’ old temam
490 Ol eh u sultân- cümle enbiyâ108
Nûr- çem-i evliya vü asfiyâ109
Ümmetinün devleti vü varlÇünki Allah’dan getürdi yarl
Okd vü halka bildürdi temamer’i âlem içre ho tutd nizâm
Kld da'vet Tann’ya hem kullar
er’ ile gösterdi ton yollan
Tâ urur old bu er’ün bahri mevcDîne girür old bu halk fevc fevc
495 Âlemi er* ile pür-nûr eyledi
Cân u dil mülkini mamur eyledi
Ho bitürdi ümmetinün ilerin
Hem götürdi yirden ol dümilerin
Halka teblî-i risâlet110 kld hem
An iitdi vü bildi hem ümem
108 Sultân*! cümle enbiyâ: bütün peygamberlerin sul-
tanoo Nûr- çem-i evliya vü asfiyâ: temiz kimselerin ve
cvliyânn gözünün nuru110 Teblî-i risâlet: peygamberliin (Allah elçiliinin)
bildirilmesi
M E V L 1 D60
Kld âlemde cihâd- bî-kyâs111
Ümmet olnca ana her cinn ü nâs
Cümle kâfirlerden ald intikam
Tâ ki tutd dîn-i slâm ho nizâm
500 ömrini Hak buyruna kld sarf
Emr-i Hak’dan112 klmad kem hiç harf
Tann emrini getürdi yirine
Her kim an tutmaz ise yirine
Ol kim ana vâcib idi iledi
Ümmet isen ol didüin ile di
Geçdi Hak emrinde ömrinin öni
Dahi vard mevte ulad som
Bu kemâlât ile ol pâkize-zât
Bulmad mevtden bu âlemde necât
111 Cihâd bî-kyâs: din uranda yaplan ölçüsüz, say-
sz sava112 Emr-i Hak: Allah'n buyruu, emri
PEYGAMBERN - ona selâm olsun - VEFÂTIHAKKINDA
505 Balayalum girü bir sûz söz ile
K*od saçlsun ol sözümden sûz ile
Ta ilen taun yürein dalasunTen n’olur anun içün can alasun
Odlara yaksun odun için tanTalara dösün anun’çün ta ban
Sularn gözünden akup kanlu yaBan pûlâdun delinüp ola ba
Ger bu söz ire bihârun sem’ine
Bu sözün od tütüninden yana
510 Mustafâ mevti sözidür bu ayanidicek âh ile eylen figân
Gözünüz derd ile giryân eylenüz
Cânunuz kna kurbân eylenüz
Her ki bun iidüp alamayaBu firak ile yürek dalamaya
62 M E V L 1 D
Ta u aaçdan dahi kemter ola
Er dimeye ana her kim er ola
Bunda ma'lûm olur anun âkAna âk olmayandur hâ ak
MUHAMMED MUSTAFÂ’NIN - AJlâh ona salât ve•elam etsin . HASTALIININ BEYÂNI
515 it imdi kim o fahr-i kâinat113
Nice haste old vü buld vefât
Altm üç yaa çü irdi ol eminDosta ulamakl old yakn
Vakt iridi dünyadan kla sefer
Ol güne yüzlü vü ol alm kamer
Dünyadan ukbâya ho sâz eyleye
Cân hümâs Hakk’a pervâz eyleye
Hem ire ol pâdiâh dergâhnaidün nice irer Allâh’na
520 Günler içre bir çeharenbih güni
Ol saâdet ay vü devlet güni
Vard Meymûne evine nâgehânAnda iken hastalk tutd hemân
113 Fahr-i kâinat: kâinatn iftihar, övüncü (Hz. Pey-
gamber).
M E V L I D 63
Ol maraz vardukça arta baladCussa vü gam halk örte balad
Ol marazdan Mustafâ old za’îf
Gayet ss old ol cism-i lâtif114
Za’f artuk oldumca ol ahaükr ü zikrin artururd Allah’a
525 Vardunca ol maraz old kat
Tâat içün kalmad hiç tâkat
Çün namaz vakti iridi nâgehân
Okd cümle müezzinler ezân
Ol ezân iidüp ol mâh-rû
Turd vü ald namâz içün vuzû
Kasd kld Mustafâ turmaklaMescide varup namaz klmakla
Turmaa cisminde kuvvet bulmadOl müezzin olana eydün didi
530 Ben vanmazam ikâmet eylesün
Yirime Bû Bekr imâmet eylesün
Çün iitdiler sahâbî bu sözi
Her birinün ya ile told gözi
114 Csm-i latîf s güzel vücut.
M E V L 1 D64
çlerinden kopd feryâd ile âhGökde ol ahdan tutuld ems ü mâh
PEYGAMBERN - Ona salât ve selâm okun - EMR
Böyle çün emr itdi Bû Bekr’e ResulMustafâ emrini ol kld kabûl
Geçdi mihrâba Ebû Bekr-i hümâm 116
ktidâ kld sahâbî-i kiram 110
535 Çünki tekbîr itdi vü el baladDöymedi edi elini alad
Cümle-i ashab117bile aladlar
Mescid’e göz yalarn saçdlar
Görmediler anda çün Peygamber*i
Canlarndan her biri old berî
Mustafâ’dan çün bular ayru idi
Sayru ol sanman bular sayru idi
Gözi yan yenemeyüp ol hümâmOhmad wanda sahâbîye imâm
540 Bû Bekir didi imâm ol yâ ÖmerKim özümden olmam ben bî-haber
116 Ebû Bekr-i hümâm: yüksek hmmetli Ebu Bekir.
116 Sahâbî-i kirâmr ulu sahâbeler (Hz. Peygamber*» gö-
ren ve kendilerinin sohbetinde bulunan mü’minler).117 Cümle-i ashâb: bütün sahabeler, ashabn hepsi.
M E V L 1 D
Sord bildi an ol Hayr-ül-enâm
K’olmad Bû Beler ashaba imâm
Didi elbette imamet eylesün
Bû Beler emrüme riâyet eylesün
Vard vü itdi namaza ibtidâ
Kld Bû Beler’e sahâbî iletidâ
An gördi Mustafâ sabr itmedi
Hem eser kld ol ayrulk od
545 Mustafâ didi ki tutun turaymOl yaranlarum katna varaym
Göreyim bir dahi ol yâranlar
Kim dahi görmeyiserem anlar
Hem beni anlar dahi görmeyiser
Sohbetüme dünyada irmeyiser
Gelünüz kim mescidüme varalumBirbirümüzi toynca görelüm
Kim ölüm aynsar sizden bizi
Didi dahi ya ile told gözi
550 Bu söz ile oda yakd bunlarKldlar çok zâri vü efgânlar
Koltuna girdiler götürdiîer
Tuta tuta mescid'e yitürdiler
F. 5
M EV L 1 D
Gayret ile geldi saffa ol safa
ktidâ Bu Bekr’e kld Mustafâ
Çün sahâbî ho temam itdi namazKldlar ol bî-niyâza çok niyaz
Mustafâ’y görd ol hâlde bular
Her birisi âh idüp aladlar
555 Girü ashâb girüben koltumaMustafâ’y iltdi bunlar evine
Anda kim Bû Bekr imâmet eyledi
Onyedi vaktda niyâbet eyledi
Hem on üç gün haste old ol HabîbOl iken bu cümle dertlere tabîb
Bunclaym derdi buld MustafâVasl- Hak118 olasdur ancak ifâ
bu hâl içreyken irdi Cebrail
Didi kim sana selâm itdi Çelil
560 Sord hâlüni dahi hem ol ÇalapSor Habîbüm ne klur didi taleb
Ümmetümi dilerem Hak’dan didi
Dileüm Hak’dan budur çokdan didi
Ümmetümdür kaygum u gussam hemînYimezem ümmetden ayruun gamn
118 Vasl- Hak: Allah’a kavuma
MEVLlD 67
Gice gündüz bu-durur hem himmetümKim balaya bana Hak ümmetüm
Girü Hakk’a vard geldi Cebrail
Didi kim girü selâm itdi Çelil
565 Hak Teâlâ sana çok lûtf iledi
Ol yazuklu ümmetün balad
Didi maksûdum bu idi Hak’dan uHâtrum imdi igen ho old ho
Oldunca ömrinün hem müddetiÜmmeti vü ümmeti dirdiwümmeti
Girü son vaktnda görün himmetinÜmmetin Hak’dan dilerdi ümmetin
Hem kyâmetde cemî’-i enbiyâ118
Çaruban nefsi vâ nefsi diye
570 lle yüz urup Muhammed hazrete
Eyde kim vâ ümmetâ vâ ümmetâ120
Hem diye iy rahmeti çok rahmeti
Bana ümmetsüz gerekmez cenneti
Gerçi bunlarda yazuksuz yok deüllle iy Hak rahmetünden çok deül
il® Cemî’-i enbiyâ: bütün peygamberler, nebilerin hepsi
120 Vâ ümmetâ vâ ümmetâ: ah ümmetim, ah ümmetimi
68 MEVLD
Ol yazuklu ümmetüm balaglDahi bana ne dilersen ilegil
Ger dilersiz bulasz oddan necat
Ik ile derd ile eydün es-salât
FASL
575 Zî saadet zî bearet zî safa
Kim bize kla efaat Mustafâ
Din kimün vardur bunun gibi efi*
Devlet anun kim ola ana muti*
Nâgehân ol peyk-i hazret Cebrail 121
irdi vü didi selâm itdi Çelil
Kara gussa donlann geymidi ol
An öyle gördi vü sord Resûl
Didi Cebrail'e iy karda niçün
Kara gussa donlann geydün bugün
580 Gördüüm yokdur bu sûretde seni
Böyle niçün kldunuz dinüz bun
Didi kim geydüm senün’çün yâ EminSon iniümdür yire dahi hemîn
121 Peyk-i hazret Cebrail: Hazret-i Peygamberin ha-
M EV L 1 D 69
Vahy içün iner deülem bir dahi
Vahy kat* old bugün Tanr haki
Cümle gök ehli senün*çün tutd yas
Kara donlar geydi cümle cinn ü nâs
Cebrail geldükde sonra emr ile
Anda gelmi idi Azrail bile
585 Vard virdi Mustafâ’ya ol selâm
Ho selâmn ald anun ol hümâm
Sord kabz içün mi geldün yâ melekYâ ziyâret mi-durur ancak dilek
Didi gelmiem ziyâret itmeeDahi kabz- rûh122 idüben gitmee
Hak buyurd ben sana olam mutî*
Her ne dirsen onu tutam yâ efi’
Ger icâzet olsa kabz- rûh idemOlmaz ise hod girü dönem gidem
590 Ol melek bu sözü klurken beyânAn hem dinler iken âh- cihân
Didi tâvus- melek 1
ol Cebrail
Yâ Muhammed sana mütakdur Çelil
122 Kabz- rûh: ruhu (can) aima123 Tâvûs- melek: Melein tavusu, tavus çekimde
lek (Tâvûs- Sidre de denir. Cebrail'in vasf, lakab).
me-
M E V L I D
Cebrail çün bunu didi ol ahaOl dahi azm itdi vara Allah’a
Çün bu sözleri iitdi ol Resûl
Can ile Hak emrini kld kabul
Didi Azrail’e kim gel yâ melekIlegil her ne ise Hak’dan dilek
595 Geldüün ii bitür didi anaDöndi söyledi sahâbîden yana
Çok vasiyyet itdi bunlara Resûl
Tâ ola âsân cemî’-i tor yol124
Ümmetini Tanr’ya smarladHer nasihat kim gerekdi hep didi
Hem didi ashaba ol Hayr-ül-enâmÜmmetüme klasz benden selâm
Eydesiz kim er’ümi komayalarNefse uyup dünyay kovmayalar
600 Ol beni cân ile seven ümmetümHem seve câm gibi her sünnetüm
Cehd ide bir sünnetüm terk itmeye
Tor yol koyup eri gitmeye
124 Cemî'-i tor yol: bütün doru yollar* doru yol-
larn hepsi* tamam
M E V L t D 71
Tann emrin klmayalar hîç fevt
Tâ iriince bulara vakt- mevt12*
Bencileyin olalar Hakk’a muti’
Tâ bulara yann olam ben efi’
Ben nice dirildüm ise dünyedeÖrenüp bunlar dahi öyle ide
605 Her ii bunlara ta’lîm itdi hoDahi canun Hakk’a teslim itdi ho
Ger dilersiz bulasz oddan necât
Ik ile derd ile eydün es-salât
PEYGAMBERN - ona selâm olsun - VEFATININ
ANLATILMASI
Bilünüz iy âkân- Mustafa126
Hakk’a irdi anda cân- Mustafâ127
Ol hümâ ku çü pervâz eyledi
Cümle halk feryâda ââz eyledi
Sabr yakasn yrtup açdlar
Balarna hâk-i hasret128saçdlar
610 Told âlem hep grîv ile hurûOl grîv ile cihâna düdi cû
125 Vakt- mevt: ölüm vakti, ölmek zaman126 Âkân- Mustafa: Mustafa'nn âklar127 Cân- Mustafâ: Mustafa'nn cam128 Hak- hasret: hasret topra
M E V L 1 D
Her melek her vah u tayr u cinn ü nâs
Mustafâ içün kamus tutd yas
Âh u feryad göe adurdlarGözlerinden yire ya yadurdlar
Yir ü gök ehli kamu aladlarBu od ile canlarn taladlar
Na*ra vü feryâd u zârî hay u hâyTold yirler gökler âh u vây vây
615 Çünki bu zârîleri çarh dinledi
Beli bükildi vü fi*l-hâl129
inledi
Ay ü gün tonukt döndi rengi hemHalk- âlem içine düdi bu gam
Âh idüp eydürdi Bû Bekr-i nzâ130
Kan ya ol Mustafâ vü Mürtezâ
Zâri ile çarup dirdi ÖmerN’idevüz sensüz biz iy Hayr-ül-beer
Derd ile Osmân- ummân- hayâ131
Dirdi kam âh- cümle enbiyâ132
129 Fi*l-hâl: o anda, hemen, derhal130 Bû Bekr-i nzâ: rza sahibi Ebu Bekir (I. Halife)
131 Oamân- ummân- hayâ: utanma denizi Osman (5
Halife Hz. Osman'n sfat)132 âh- cümle enbiyâ: bütün peygamberlerin fah
M EV L 1 D 73
620 Hem Ali eydür idi yâ MustafâGitdi âlemden cemâlünsüz safâ
Hasret ile dir Hüseyn ile HasenN’idevüz biz iy dede gitdün çü sen
Gitdünüz siz bizi kim okaysarKurret-ül-aynî188 bize kim diyiser
ly dede sizsüz biz u kalduk yetimFirkatün od bizi yakd azîm
Fâtme’yle Âie klup figân
Dirler idi el-emân ü el-emân
625 Ammisi kim Mustafâ’nun var idi
bu i’ri eydüben alar idi
PEYGAMBERN AMCASININR13*
Ey Allah’n Resulü! Sen bizim ümidimiz-
riin, bize kar iyi hareket ederdin, cefâ etmezdin.
Bize kar merhametli ve cömerd idin. Bu-£Ün alayanlar sana alasn.
ömrüm üzerine yemin ederim ki. Taybe(Medine) de topraa verilen bakan için aralk-
sz bir alama ile alyorum.
188 Kurret-ül-aynî: gözümün nuru184 Asl Arapça olan bu at, muhtemelen Peygamberdin
Amcas Abbâs azndan yazlm ve sonradan kendisine isnad
«dilmi olan bir manzumedir.
74 M E V L I D
Ey Allah’n Resulü! Annem, babam,,
ailem, nefsim, amcam ve daym sana feda olsun.
Sabr gösterip, peygamberliini sadakatle
tebli ettin ve yerine getirdin. Din de saf olarak
parlad.
Yüce Allah'dan sana selâmlar olsun. Tanrseni memnun olarak kudsî cennetlere soksun.
FASL
Cümle er ü avret u bây u fakrHer biri bir derde olmd esir
Kimisinün gözleri giryân idi
Kimisinün cieri biryân idi
Kimisi bu derd ile hayran u zar
Kimi topraklarda gaitan bî-karâr
Kiminün akl gidüp dümi idi
Cümlesi bu oda dutum idi
630 Nice vasf ide kimesne ol güni
Göklere çkm idi feryâd üni
Eyle göz ya revân olm idi
Sanadun seyl-i revân135 olm idi
Halk gark klm idi göz yalanÂh od yakmd ta u talan
135 Seyl-i revân: akan sel
M E V L 1 D 75
Hak yaradaldan beri seb’-i tibak136
Görmedi bundan kat kimse firak
Böyle odlu derd kii görmi deülGöreni dahi haber virmi deül
635 Bu firak od kime kim uradUradunun yürein torad
Ol zamandan berü ol od yanadurimdi canlarda pes ol od yâ nedür
Didiler budur çü hâl n’itmek gerek
Tann emrince yara itmek gerek
Ho yara idüp yuyup götürdiler
Mustafâ’y kabrine yitürdiler
Üç gün anda kodlar Peygamber’i
Tâ namâzn kld her ins ü peri
640 Enbiyâ ervâh hâzr geldiler
Yirler ü gökler melekler toldlar
Saff u saf cümle gelen turd temâmKim’ cemâat old vü kimi imâm
Muttasl üç gün namâzn kldlar
Çün namâzn kluban taldlar
sa Seb'-i tibak : yedi kat (gökler)
76 M E V L 1 D
Ol sahâbî cem* olup geldi yine
Mustafâ’y kod bunlar kabrine
Nice kim vâcibdi öyle kldlarTann takdirine hayran kaldlar
645 Döndiler cümle sahâbî câzi’ûn
Didiler innâ ileyhi râci’ûn137
Alau alau cümle kaygulu
Cânlan hasret od ile dolu
Girü dönüp çün eve geldi bular
Hep sahâbî bir yire cem’ oldlar
Mustafâ’y bulmadlar ortada
Cân bunlarun girü yand oda
Girü feryâd u figân eylediler
Girü göz yan revân eylediler
650 Girü odlar saçd âhmdan bular
Eyle ah kim âhene irse deler
Dödiler hasret tayla balarn
Dökdiler hem kanlu gözler yalarn
Didiler kan bizim sultânumuz
Kancaru vard dinüz ol cânumuz
137 nnâ ileyhi râci'ûn:
kara Sûres^ 156, âyetj
Biz ancak ona giz (Ca-
M E V L 1 D
N’idelüm n*eyleyelüm biz iy aceb
âhumuz kanda klalum taleb
Ger anun ay yüzüni görmezsevüzSohbetine bir nefes irmezsevüz
655 Hâlümüz nice olsar bilmezüz
ibu derdün hiç devasn bulmazuz
Yâ lâhî bilmezüz ne klavuzNiceyedek bu oda yaklavuz
Çünki ortamuzdan uçd ol hümâBizi iy Hak dünyada ansuz koma
Çün sefer eyledi ol Hayr-ül-enâm
Bize ansuz old bu dirlik haram
Ah idüp bir birine bakar idi
Birinin od birin yakar idi
650 Kalm idi cümle öyle çâresüz\/ W • 1 • !• •• w. A ••
Yog d hiç bir yureg yaresuz
Gördiler böyle ile olur deülBildiler anda varan gelür deül
Didiler bir birine kim n’idelüm
Çünki Hak emri-durur sabr idelüm
Çün sefer kld cihândan MustafâDünyadan hiç kimse ummasn vefâ
78 M E V L 1 D
Her kî geldi dünyaya gitmek gerek
Biz dahi yol yaran itmek gerek
665 Vard ol hod Hazret’e kavud holle hasretde biz ansuz kalduk u
Ol idi can içre bizüm cânumuzOl idi her derde hem dermânumuz
Bize ansuz dahi dirlik ne gerek
Ba*d-ez-înafi bize ölümdür yiirek
Gelünüz kim Mustafâ’ya gidelüm
Mustafâ’suz bu cihan n’idelüm
Hare dek ger dinilürse bu kelâmNice har ola bu olmaya temâm
670 Ger dilersiz bularsz oddan necât
Ik ile derd ile eydün es-salât
138 Ba*d-ez-în: Bundan sonra
KTABIN SONU HAKKINDA
ibudur hâli cihânun bilünüz
Ger sizün var ise akl u bilünüz
Dünyada baki kalavuz anmanuzKomasn yabanda sizi sanunuz
Mustafâ’dan ibret alun siz dahi
Birünüz kalmaysar Tann haki
Her ne denlü çok yaarsa bir kii
Akbet ölmek-durur anun ii
675 imdi ölmedin gelün eylen yarak
Tâ ki Hazret’de yüzünüz ola ak
Tann kulluna megul olunuz
Nefse kul olman Hak’a kul olunuz
Mustafâ didüi yola varunuz
Virünüz Hak yolma hep varunuz
Tâkatunuz yitdüince tâati
Klunuz klman fevit bir sâati
80 ME VLI D
Tâ peîmân olmayasz son ucKalmaya hem cânunuzda key ac
680 Bu nesâyih kim direm klun kabul
Olasz Hazret’de tâ makbul kul
Her kim ola âkil ü devletlü er
Vâiz u nâsih ana ölüm yiter
Bilür iken kim ölürüz âkbetÇüriyüp toprak oluruz âkbet
Gör ki Hakk’a dönmiümüz var mdurFiskdan artuk hiç iimüz var mdur
Bir yaramaz fi’li tayir itmedükAhiret babnda tedbîr itmedük
685 Dirlii dünyâda sa eylemedükölümümüz’ çün yara eylemedük
Hakk’a lâyk klmaduk a’mâlümüzBilmezüz kim n'olsar ahvâlümuz
mdi gel isyânumuz yâd idelüm
Nâle vü zârî vü feryâd idelüm
ölümümüz gussasm yiyelümDâimâ estafiru’llah
18® diyelüm
139 Estafiru’llah: Allah’tan mafiret (balama, gü-
nahlar aff etme) dilerim.
M E V L 1 D 81
Anda alaacaumuz analumBunda anun’çün biraz alaalum
690 Bunda alamaklun asss çokAnda bin yl alaan asss yok
Hakk’a eksüklüümüz arz idelüm
Alamaa göz yan karz idelüm
Akdalum gözümüzden kanlu yaKim bizüm’çün alaa ta ile ta
Eyle âh eyleyelüm kim ger taarse od kaynaya ol ta taa
Sad hezâran hasret ü derd ile âhömrümüz isyân ile old tebâh
695 Yüz karalarn kazanduk dünyedeOl hacâletler aceb nice gide
Bize iy Hak eyle tevfîkun refik
Tâ ki vanbilevüz ton tarîk
Nefsümüz elinde olmuz esir
Bu esirlikten bizi kurtarvir
Nefse uyup iledük bî-had günâhBiLmezüz kim ne klavuz iy ilâh
Bu hacâlet içre hayran kalmuzKim günah bahrine böyle talmuz
F. 6
M E V L 1 D82
700 Ger inayet irmeye senden bize
Yir ü gök ehli kamu bizden beze
Umanz senden inayetler ola
Rahmet irie saadetler ola
Bir bölük bîçâre miskin âsiyüz
Kulluundan kâsir u hem kâsiyüz
Sana lâyk bir amel hiç bizde yok
ille isyân ile noksân var çok
Cümlemüz isyânumuz bilmiüz
Hazretüne rahmet uma gelmiüz
705 Kapuna eksüklik ile geldük uYüzümüz kara elümüz dahi bo
Ger senün kapunda olur ise red
Bize ayruk kimden olsar meded
Gerçi kim isyânumuz key çok-durur
Varacak ayruk yirümüz yok-durur
Bize ger rahmet kl u ger oda yak
Gitmeyiserüz kapundan bir ayak
liünden yüzümüz kaldurmazuz
Bin para klurlar ise turmazuz
M E V L I D 83
710 Her n*olursavuz kapmda oluruz
Ger dirilürüz ü gerçi ölürüi.
Dâima kullar ii isyan olu;
Pâdiahdan afv ile ihsan olur
Ol ki bize yaraur klduk anSen ana yaraunn kl yâ Ganî
Rahmetlinden ger bize ihsân ola
Pâdiahkuna ne noksân ola
Cümlemüz ger hmun odma yana
Milketünden nesne hiç artmaz yine
715 Bize kldun çünki her in’âm-i âm140
Rahmetlinle olur ol in’âm tâm
Hem SÜLEYMÂN-» fakîre141 rahmet it
Yoldaun îmân yirini cennet it
Hazretüne an ilet yüzi ak
Mustafâ konulnda vir turak
Ana dîdârun görmek kl nasîb
Cümle-i mü’minler142ile yâ Mücîb
140 ln*âm-i âm: herkese ait, umum! ihsan141 Süleymân- fakr: fakir, bîçare Süleymans* Cümle-i mü’minler: müzminlerin hepsi, bütün inan-
miflar
M E V L 1 D84
Ol Muhammed hürmetiy’çün kim adunAnun adiyle bile koa kodun
720 Halk- âlemden an itdün güzîn
Kldun an rahmeten Ifl-âlemîn143
Bize anun izzetine izzet it
Fazlun ile cümlemüze rahmet it
Rahmetlinden bizi mahrûm eylemeHem azâbun odna mûm eyleme
Bizi hâs dostlanna sen eyle hâsCümle-i havf u hatardan144
vir halâs
Kamu hâcâtumuz eyle kabul
Ol saâdet hakk kim buld Resûl
725 bu kân- ehd145ki îrindür dad
Bil Vesîlet-ün-Necât1AG old ad
Hem sekiz yüz onikide târihi
Bursa*da old tamâm bu iy ahi
Hakk'a hamd ile senâlar bî-hisâb
K’old Hak ayniyle kâmil bu kitâb
143 Rahmeten li*l-âlemîn: Âlemlere rahmet o!ant âlemler
için rahmet olarak144 Cümle-i havf u hatar: bütün tehlike ve korkular,
tahlike ve korkularn hepsi145 Kân- ?ehd: bal madeni146 Veaîlet-ün-necât: Kurtulu vesilesi, yolu, sebebi
M E V L 1 D
Tann’dan yüz bin dürûd ile selâm
Mustafâ’nun rûhna her subh u âm
Olsun Âl’ine dahi ashabnaTabiîn ensâr u hem ahbabna
Mu’în730 Ümmetinden raz olsun ol
Rahmetü ’lâhi aleyhim ecma’în147
Hâk Teâlâ rahmet eyleye anaOkudan kim dua ile ana
Hak Teâlâ rahmet eylesün anaKim yazan dahi hayr ile ana
147 Rahmetü’llâhi aleyhim ecma’în: Allah’n rahmeti
onlarn hepsinin üzerine olsun, Allah onlarn hepsine rahmet
etsin.
M E V L I D
(Yeni ve deiik metin)
M E V L 1 D
Mevlid*in "yeni ve deiik metni** 9u nüshalardan fay-
dalanlarak hazrlanmtr:
Yasmalar:
1. Topkap Saray Müzesi Ktp. - Yeniler 172 (önceki nr.
1477), ist. tar. h. 920.
2. Nuruosmaniye Ktp., 3903. ist. tar. h. 999.
3. üniversite Ktp.. T* Y. 136 (mecmua), ist. tar, h. 1044.
4. Millet Ktp., manzum 1346, ist. tar. 1098.
5. Selimaa Ktp. - Kemanke, 408, ist. tar. h. II 39.
6 . nklap Ktp. - Muallim Cevdet. 425, ist. tar. yok. eski.
7. Yahya Efendi Dergâh Ktp.. 4441, ist. tar. 1139.
8 . Süieymaniye Ktp.. balar 1 1 5 (Selimaa Ktp., yeniler
1655), ist. tar. yok, yeni.
Basmalar:
1. Rza (Bursal), Musahhah Mevlid-i erif, st. 1327.
2. Gazali Saltk, Süleyman Çelebi ve Mevlid’i, îat. 194 7.
3. Murad Uraz. Mevlid ve zah. st. 1955-
4. Yahya Benekay, Süleyman Çelebi - Yaayan Mevlidi e-rif, st. 1964. (Doan Karde yayn).
Not:
Mevlidin eski ve yeni metinleri "Velâdet” bölümüne
kadar ayn olduundan, bu ksm bugünkü ekliyle yâni k-saltlm olarak verildi. “Mi’râc” bölümünün sonuna kadar
Rza Ef. neri, ondan sonraki bölümler (Peygamberin vasf-
lan, Peygamberin vefat ve kitabn sonu) için I . numaralyazma (Topkap, yeniler 172) esas alnd.
MÜNACÂT
Allah adn zikr idelüm evvelâ
Vâcib oldur cümle ide her kula
Allah adn her kim ol evvel anaHer ii âsân ide Allah ana
Allah ad olsa her iin öni
Hergiz ebter olmaya anun som
Her nefesde Allah adn di müdâmAllah adyla olur her i temam
5 Bir kez Allah die ak ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
Ism-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda iriür Allah diyen
Ak ile gel imdi Allah diyelümDerd ile göz yaile âh idelüm
Ola kim rahmet kla ol pâdiâhOl Kerîm ü ol Rahim ü ol ilâh
M E V L 1 D
Birdür ol birliine ek yokdururGerçi yanl söyleyenler çokdurur
10 Cümle âlem yo iken ol var idi
Yaradlmdan ganî cebbar idi
Var iken ol yo idi ins ü melekAr ü fer ü ay ü gün hem nüh felek
Sun’ ile bunlan ol var eyledi
Birliine cümle ikrar eyledi
Kudretin izhâr idüp hem ol celîl
Birliine bunlan lald delîl
Ol didi bir kerre var old cihân
Olma dirse mahv olur ol dem hemâni
15 Bâri ne hâcet klavuz sözi cokmM
Birdür Allâh andan artuk Tann yok
Hare dek ger dinilürse bu kelâmNice har ola bu olmaya temâm
Ger dilersiz bulasz oddan necât
Ak ile derd ile idün es-salât
YAZANA DUA
Ey azizler üde balaruz söze
Bir vasiyyet klaruz illâ size
20 Ol vasiyyet kim direm her kim tuta
Misk gibi kokus canlarda tüte
Hak Teâlâ rahmet eyleye anaKim beni ol bir dua ile ana
Her ki diler bu duada bulmaFatiha ihsan ide ben kulna
HER §EYDEN ÖNCE PEYGAMBERN NÛRUNUNYARADILMASI
Evvel anduk an kim evveldür ol
Evveline bulmad hiç akl yol
Evvelün ol evvelidür bî-gümânÂhirün hem âliridür câvidân
25 Çünkü Hak evvelliin bildün ayanDinle imdi klaym sun’m beyân
Hak Teâlâ ne yaratd evvelâ
Cümle mahlûkdan kim ol evvel ola
Mustafâ nûnn evvel kld var
Sevdi an ol Kerîm ü Kirdgâr
Her ne dürlü kim saâdet vardurur
Yahi huy u görklü âdet vardurur
Hak ana virdi mükemmel eyledi
Yaradlmdan mufaddal eyledi
30 Andan old her nihân ü âikârAr ü fer ü yirde gökde ne ki var
M E V L I D
Ger Muhammed olmaya idi ayanOlmaysard zemin ü âsrnân
Hem vesile olduyçün ol Resul
Âdemün Hak tevbesin kld kabûl
Ger Muhammed gelmeyeydi âleme
Tâc-i izzet irmez idi âdeme
Nûh anunçün garkdan buld necat
Dahi domadn gÖründi mu’cizât
35 Cümle anun dosluna adnaBunca izzet kld Hakk ecdâdna
Ceddi olduyçün ânun hem Halil
Nâr cennet kld ana ol Çelil
Hem dahi Mûsâ elindeki asâ
Old anun hürmetine ejdehâ
ölmeyüp Isâ göe buldu yol
Ümmetinden olmak için idi ol
Çok temenni kldlar Hak’dan bular
Kim Muhammed ümmetinden olalar
40 Enbiyânun eksüz ol sultândur
Cümlesinün câm içre cândur
Gerçi kim bunlar dahi mürsel-durur
L:k Ahmed ekmel ü efdal-öurur
M E V L 1 D
Zîra efdalla ol elyak-durur
An öyle bilmeyen ahmak-durur;
Pes Muhammed’dür bu varla sebebCehd idüp anun nzâsn kl taleb
er’ini tut ümmeti ol ümmetiTâ nasîb ola sana Hak rahmeti
PEYGAMBER NÛRUNUN NTKAL TESELSÜLÜ
Hak Teâlâ çün yaratd âdemiKld âdemle müzeyyen âlemi
45 Âdeme kld feritehler sücûdHem ana çok kld ol lûtf ss cûd
Mustafâ nûnn alnnda kodBil Habîbüm nündür bu nûr didi
Kld ol nûr anun alnnda karâr
Kald anun ile nice rüzgâr
Sonra Havvâ alnna nakl itdi bil
Turd anda dahi nice ay u yl
ît dodu ana nakl etti buurAnun alnnda tecellî kld nûr
50 rdi brâhim ü smail’e hemSöz uzanur ger kalann dir isem
M E V L 1 D
ibu resm ile miselsel muttasl
Tâ olunca Mustafâ’ya müntekl
Geldi çün ol Rahmeten li’l-âlemîn
Vard nûr anda karâr itdi hemîn
Ger dilersiz bulasz oddan necat
Ak ile evk ile idün es-salât
PEYGAMBERN DOCUMU
Âmine Hatun Muhammed anesi
Ol sadefden tod ol dür dânesi
55 Çinki Abdullah’dan old hâmile
Vakt iridi hefte vü eyyam ile
Hem Muhammed gelmesi old yak
Çok alâmetler belürdi gelmedin
Ol Rebî-ül-evvel ay nicesi
On ikinci gice isneyn gicesi
Ol gice kim tod ol Hayr-ül-beer
Anas anda neler gördi neler
Didi gördüm ol Habîbün anesi
Bir aceb nur kim güne pervânesi
60 Berk urup çkd evümden nâgehânGöklere dek nûr ile told cihân
Gökler açld vü feth old zulem
Üç melek gördüm elinde üç alem
M E V L 1 D 97
Biri menk biri maribde anunBiri tamnda dikildi Ka’be’nün
indiler gökden melekler saff u saf
Kâ’be gibi kldlar evüm tavaf
Geldi hûrîler bölük bölük buurYüzleri nûnndan evüm told nûr
65 Hem hava üzre döendi bir döekAd Sündüs döeyen an melek
Çün göründi bana bu iler ayanHayret içre kalm idüm ben hemân
Yanlup dîvâr çkd nâgehân
Üç bile hûrî bana old ayan
Bazlar dirler ki ol üç dilberün
Âsiye’ydi biri ol meh-peykerün1
Biri Meryem Hatun idi aikârBirisi hem hurilerden bir nigâr
70 Geldiler lûtf ile ol üç meh-cebînVirdiler bana selâm ol dem hemîn
*
Çevre yanuma gelüp oturdlar
Mustafâ’y birbirine mutlar
1 Bu beyit ve bundan aonra gelen ilrî beyit eski yaz-
malarda yoktur.
- F. 7
M E V L 1 D
Didiler olun gibi hiç bir oulYaradlal cihan gelmi deül
t
Bu senün olun gibi kadri cemîl
Bir anaya virmemidür ol Celîl
Ulu devlet buldun ey dildâr sen
Tosardur senden ol hulk hasen
75 Bu gelen ilm-i ledün sultândur
Bu gelen tevhîd ü irfan kândur
Bu gelen akna devr eyler felek
Yüzine mütâkdur ins ü melek
Bu gice ol gicedür kim ol erif
Nur ile âlemleri eyler lâtif
Bu gice dünyây ol cennet klurBu gice eyâyâ Hak rahmet klur
Bu gice âdân olur erbâb- dil
2
Bu giceye can virür ashâb- dil8
30 Rahmeten li’l-âlemîndür MustafâHem efî’-ül-müznibîndür4 Mustafâ
Vasfn bu resme tertîb itdiler
Ol mübârek nura terîb itdiler
2 Erbâb- dil: gönül adamlar3 Aahab- dil: gönül sahipleri
efî*-ü]-mü2nibn: günah inleyenlerin efaat edicisi4
MHVLU
Âmine eyder çü vakt old temamKim vücûde gele ol Hayr-ül-enâm
Susadum gayet harâretden katSundlar bir cam tolus erbeti
Kardan ak idi vü hem souk idi
Lezzeti dahi ekerde yok idi
85 çdüm an old cismüm nura gark
demezdüm nurdan kendümi fark
Geldi bir ak ku kanadyle revânArkam sad kuvvetle hemân
Tod ol sâatde ol sultân- dîn5
Nura gark old semâvât ü zemîn
Yaradlm cümle old âdmânGam gidüp âlem yeniden buld cân
Cümle zerrât- cihân6 idüp nida
Çanuban didiler kim merhabâ
90 Merhabâ ey âli sultân merhabâMerhabâ ey kân-i irfân7 merhabâ
Merhabâ ey srr- fürkân8 merhabâMerhabâ ey derde dermân merhabâ
• Sultân- dîn: dinin sultân, hükümdar• Zerrât- cihân: cihann zerreleri, en ufak parçalan1 Kân- irfân: irfan oca, kayna• Srr- fürkân: (iyi ile kötü ve doru ile yanl? ara-
sndaki fark gösteren) Kur’an'm srr.
100 M E V L 1 D
Merhaba ey bülbül—i bâ- CemâlM
Merhaba ey âinâ-yi Zü’l-celâl 10
Merhaba ey mâh ü hurîd-i hüdâ11
Merhaba ey Hakdan olmayan cüda
Merhaba ey âsi ümmet melcei
Merhaba ey çâresüzler mencei 12
Merhaba ey cân- bakî 13 merhabaMerhaba uâka sâkî merhaba
Merhaba ey kurret-ül-ayn-i Halîl14
Merhaba ey hâs- mahbûb-i Celîl15
Merhaba ey rahmeten li’l-âlemîn
Merhaba sensin efî- ül-müznibîn
Merhaba ey pâdiâh- dü cihan 1*
Senün için old kevn ile mekân
0 Bülbül-i bâ-l Cemâl: (lâhî) güzellik bahçecinin
bülbülü10 Ainâ-y» Zü"l-celâl: Ululuk sâhibi olan Allah' bilen,
tanyan11 Mâh u hurîd-i hüdâ: hidâyetin, doru yolu göster-
menin (doru yolu gösteren Kur'an’n) güne ve ay12 Bâz yazmalardaki mence' "kurtulu yeri, kurtulma"
kelimesi basmalarda ve bugün okunan metinlerde efa* "en
fazla efaat eden" eklindedir.13 Cân- bâkî: geçici olmayan, dâimî olan can.
14 Kurret-ül-ayn-i Halîh brahim Peygamberin görü-
nün nuru15 Hâs- mahbûb-i Celîl: Ulu Tanr'nn hâs sevgilisi
16 Pâdiâh- dü cihân: iki cihânn sultan, hükümdar
M E V L 1 D 101
r* Ai» •• •• a itJLy cemali gun yuz bedr- munrEy kamu dümilere sen destgîr
100 Ey gönüller derdinün derman sen
Ey yaradlmlarun sultân sen
ensin ol sultân- cümle enbiyâ18
Nûr- çem-i evliyâ vü asfiyâ19
Ey risâlet tahtnun sen hâtemi
Ey nübüvvet mührinün sen hâtemi
Çünki nûrun rûen itdi âlemi
Gül cemâlün gülen itdi âlemi
Old zâil zulmet-i cehl ü dalâl20
Buld bâ- ma’rifet21 ayn-i kemâl22
105 Yâ Habîballah bize imdâd kl
Son nefes dîdârun ile âd kl
Ger dilersiz bulasz oddan necât
Ak ile derd ile idün es-salât
17 Bedr-i münr: nur veren, parlak dolunay* 8 Sultân- cümle enbiyâ: bütün peygamberlerin sultan»
19 Nur- çem-i evliyâ vü asfiyâ: içi temiz kimselerin
ve velilerin gözünün nuru.20 Zulmet-i cehl ü dalâl: doru yoldan sapma ve bil-
gisizlik karanl21 Bâ- ma’rifet: irfan, bilgi bahçesi22 Ayn-i kemâl: olgunluk, noksanszlk pnan
102 M E V L I D
FASL
Çünki ol mahbûb-i Rahman ü Rahim8*
Kld dünyây cemâlinden naîm
Birbirine mutulay her melekRaksa girdi evk ü âdîden felek
bu heybetden Amîne hûb-rû
Bir zaman akl gidüp geldi gerü
1 1 0 Gördi gitmi hûriler hiç kimse yokGörmedi olm tezarru’ kld çok
Hûriler ald tasavvur kld ol
Hayret içre çok tefekkür kld ol
Çevre yann isteyü kld nazar
Gördi kim bir köede Hayr-ül-beer
öyle Beytullâh’a kar ol Resul
Yüz yire urmu u secde klm ol
Secdede ba dili tahmîd ider
Hem getürmü parman tevhîd ider
1 1 5 Dir ki ey Mevlâ yüzüm tutdum sana
Ya lâhî ümmetüm virgil bana
28 Mahbub-i Rahman ü Rahim: ahirette mümin kulla-
rm esirgeyen ve dünyada bütün insanlara ayrt etmeks2nmerhamet eden Allah'n sevgilisi (Hz. Muhammed).
M E V L 1 D
Çünki ben bu ileri gördüm ayanKalmad sabrum hemân düdüm revân
Geldi aklum gördüm ol sâhib-vefâ
Gözlerüm nûn vü olum Mustafâ
Sürmelenmi gözleri gör hikmeti
Göbei kesilmi olm sünneti
Yüzi nûn gün gibi ho berk urur
Çünki gördüm gönlüme geldi sürür
1 20 Kaynadup nâr- mahabbet24 kanumAluban baruma basdum cânum
Debrenür dudaktan söyler kelâmAnlayamadum ne dirdi ol hümâm
Kulaum azna virdüm dinledüm
Söyledüi sözi ol dem anladum
Hakka balayup gönülden himmeti
Dir idi kim ümmeti vâ ümmeti
Tfl iken ol diler idi ümmetin
Sen kocaldn terk idersin sünnetin
125 Ümmetüm didi sana çün Mustafâ
Ver salâvat sen de ana bul safâ
,4 Nâr- mahabbet: sevgi ate$i
M E V L 1 D
Ger dilersiz bulasz oddan necat
Ak ile evk ile idün es-salât
FASL
Mekke kavmi ululan bî-hilâf
Kâ’be’yi ol gice klarken tavaf
Secde kld Kâ’be gördi hâs ü âmDümedi bir ta ho kld kyam
Rükni rükne Kâ’be’nün virdi selâm
Didiler kim tod ol Hayr-ül-enâm
130 Kâ’be bir savt itdi ol dem nâgehânDidi tod bu gice ems-i cihân 25
Pâk idüp küfr ile bütlerden ResulKurtansar beni müriklerden ol
Yaln ayak ba açuban saff u saf
Eyleyiser ümmeti beni tavâf
Ol gice tabl- nübüvvet26 urdlarOl gice eytân gökden sürdiler
Nice büthâne nice deyr ü sanemYklup küfr ehline irdi elem
ema-i cihân: cihann günei,fS Tabl- nübüvvet: peygamberlik davulu
PEYGAMBER’N MU’ClZELER
135 Fahr-i âlem irdi çün krk yamaKond pes tâc- risâlet
27 bana
Dembedem âvâz gelürdi yâ EminSeni kldum rahmeten li’l-âlemîn
ndi Kur’ân âyet âyet beyyinât
Zâhir old nice dürlü mu’cizât
Gerçi cümle nûr idi ol pâk zât
lle her uzvnda vard mu’cizât
Evvelâ ol kim mübârek cisminün
Gölgesi dümezdi yire resminün
140 Nûr idi badan ayaa gövdesi
Bu ayândur nûnn olmaz gölgesi
Hem mübârek ba üzre her zamanBir bölük bulut olurd sâyebân
Her nire varsa bile varurd ol
Ba üzre dâimâ tururd ol
: peygamberlik, resûllük tac
M E V L 1 D
Ol mübarek gözlerinde mu’cize
Ncedür ol dahi eydeyim size
Nice kim öninde görürdi ayan
öyle ardnda görürdi ol hemân
145 lidün hem ol mübarek bumnunMu’cize nicedür anda bir görün
Vahy için indükde Cibrîl-i EminGökden ayrldu sâatde hemîn
Cebrail’ün kokusm alurd ol
Vahy için indüini bilürdi ol
Debredicek dudan ol mâh-veDebrenürdi gökde hem kurs- güne
Tokncak saçma bâd- sabâ
Misk ü anberden dolar idi hava
150 nci dileri uamdan gice
ne düse bulunurd ey hoca
Sadn nûnnda karanu giceler
Yolda yürürdi yiitler kocalar
Çün iaret kld ol mahbûb- HakParmayle aya old iki ak
M E V L I D 107
Terlese güller olurd her teri
Ho dererlerdi terinden gülleri
|
Dikdi hurmay hem ol âh- cihan
Dikdüi saat yemi virdi hemân
155 Mu’cizât hare dek dinse müdâmNice har olsa buna gelmez hitâm
Ger dilersiz bulasz oddan necat
Ak ile derd ile idün es-salât
6
M’RÂC
Gel berü ey ak odma yancKendüyi ma’ûka âk sanc
Dinle gel mi’râcn ol âhun ayanÂk isen ak odma turma yan
Bir düenbih gicesi tahkik haber
Leyle-i Kadr28idi ol gice meer
Ol hümâyûn-baht u ol kadri yüceÜmmü Hâni hânesindeydi gice
.160 Anda iken nâgehân ol yüzi akCennete var didi Cebrail’e Hak
Bir murassa’ tâc al hülle kemerHem dahi al bir burâk- mu’teber28
Ol habîbüme ilet binsün anArum seyreylesün görsün beni
Cebrail çün cennete vard revân
Gördi kim bîhad burâk otlar hemân
Lcylc-i Kadr: Kadir gecesi.
Burâk- mu’teber: itibarl cennet binei, merkebi*
çlerinde bir burak alar katYimez içmez kalmam hiç takati
165 Gözlerinden ya Ceyhûn eylemiCierini derd ile hûn eylemi
Didi Cebrail nedür aladumHüzn ile can ü cier daladun
Baki yoldan yiyüp içüp gezer
Sen imlersin di cânun ne sezer
Didi krk bin yldurur kim yâ EminAkdr bana yimek içmek hemîn
Nâgehân bir ün iitdi kulaumGitdi aklum bilmezem solum saum
170 Yâ Muhammed diyüben çardlarBir sadâ birle ki yürekler deler
Ol zamandan bilmezem kim n’olmamOl adun ssna âk olmam
Yüreüm içinde eridi yaumAk old görmedin bu kulaum
Cenneti bama ak dar ider
Gice gündüz iimi w âh ü zâr eder
Gerçi zâhir cennet içre tururamMa’nada hasret azâbn görürem
M E V L 1 Dno
175 Ger iremezsem visaline anunldiserim terkini can ü tenün
Cebrail didi burâka ey burâkVirdi Hak maksûdum klma firak
Kimde kim akun nian vardurur
Akbet ma’ûka an irgürür
Gel berü ma’ûkuna irgüreyim
Yüreün zahmna merhem uraym
Ald Cebrail burâk ol zaman
Tâ cenâb- Ahmed’e30 geldi hemân
160 Hak selâm itdi sana yâ Mustafâ
Kim mübârek hâtrun bulsun safâ
Didi kim gelsün konuklaram anArum seyreylesün görsün beni
Dâim ister hazretümden her melek
Ar ü Kürsî Sidre çarh-i nüh felek31
Cümlesi anun yüzin görmek diler
Ayana yüzlerin sürmek diler
•• Cenâb- Ahmed: Hazreti Ahmed (Hz. Peygamber)11 Çarh-i nüh felek: dokuz felek göü
MBVLlD 111
ibu gice bir gicedür ey EmînOlsar ayn-el-yakîn32 hakk-el-yakîn33
185 Bu gice zahir olur esrâr- Hak34
Gösteriserdür sana dîdâr Hak
Zemzemeyle told kevn ile mekânAra vard didiler Fahr- cihan
Hem sekiz cennet kapusm açdlar
Yolun üstine cevahir saçdlar
Gel gidelüm hazrete yâ Mustafâ
Muntazrdur anda ashâb- safâ35
Sana cennetden getürdüm bir burâk
Da*vet-i Rahmândur36 ey nûr- Hak
190 idüp an Resul old ferah
âdlk geldi kamu gitd tercih
Turd yerinden hemân-dem Mustafâ
Koyd tâc bana ol pür-safâ
32 Ayn-el-yakîn: bir eyi kendi gözleriyle görüp mâ-hiyetini bilme
33 Hakk-el-yakîn: bir eyi gerçekliine hiç üphe ol-
mayacak ekilde bütün duyularyla bilme, anlama34 Esrâr- Hak: Allah’n srlan.33 Ashâb- safâ: gönlü sâf t hâlis, temiz olanlar
se Da’vet-i Rahmân: Ralmân olan Allah’n çans.
M E V L 1 D
195
200
37
«eçen88
Çekdi ol demde burak Cebrail
Onine düdi ana old delîl
Ho süvâr old ana âh- cihan
Açd perrini burâk uçd hemân
Tarfet-ül-ayn37 içre sultân- ümem38
Geldi Kuds’e irdi vü basd kadem
Enbiyâ ervah karu geldiler
Mustafâ’ya cümle ikrâm kldlar
rdi ol dem Hak’dan ervâha nidâ
Kim klalar Mustafâ’ya iktidâ
Pes geçüp mihrâba ol Hayr-ül-enâmEnbiyâ ervahna old imâm
ki rek’at kld Aksâ’da namâzöyle emr itmi idi ol bî-niyâz
Gördiler nurdan kurulm nerdübânNerdübândan oldlar göe revân
rdiler evvel göe bi’l-ihtirâm
Kapu açld vü girdi ol hümâm
Gördi gök ehli ibâdetde kamuHer biri bir dürlü tâatde kamu
Tarfet-ül-ayn: bir kere göz açp kapayncaya kadar
manSultan- ümem: ümmetlerin sultan
M E V L t D
Kimi tebih ü kimi tahmîd okurKimi tehlîl ü kimi temcîd okur
Kim kyam içre kimi klm rükû*
Kimi Hakka secde itmi bâ-huû’
Kimisini ak- Hak alm-dururVâlih ü hayran ü mest kalm-durur
205 Hep gök ehli cümle karu geldiler
Mustafâ’ya izzet ikram kldlar
Merhaben bik yâ Muhammed30didiler
Ey efaat kân Ahmed didiler
Her biri kutlulad mi’râcnDidiler geydün saâdet tâcn
Bu kerâmetler ki Hak virdi sana
Virmedi hiç kimseye önden sona
Yürü kim meydân senündür bu gice
Top hem çevgân senündür bu gice
rmedi evvel gelen bu devlete
Kimse lâyk olmad bu riFate
210 Her ne hâcet dilesen makbûldürCümle maksûdun senün mahsûldür
39 Merhaben bik yâ Muhammedi "‘Ey Muhammet? sana
merhabal Hoç geldin 1”
- F. 6
M EV L t D
Ol gice turmad cevlâl eyledi
öyle kim eflâki seyrân eyledi
Her birinde türlü hikmet gördi ol
Tâ ki vard Sidre’ye iridi yol
Cebraîlün turadur ol makamNüh felek tâ kim tutaldan nizâm
Kald Cebrâil makamnda hemînDidi ana Rahmeten li l-âlemîn
215 Bilmezem bu yollan ben n’ideyim
Kim garibem bunda kanda gideyim
Cebrail didi Resûl’e ey habîb
Sanmagl bu yirde sen seni garîb
Senün için yaradld nüh felek
ns ü cinn ü hûr ü cennet hem melek
Bunda hatm old benüm cevîân-gehim
Mâverâsndan dahi yok âgehim
Bana böyle emr idüpdür Zü’l-celâl
Açmayam ben bundan öte perr ü bâl
220 Ger geçen bir zerre denlü ilerü
Yanaram badan ayaa ey ulu
Didi Cebrâîle ol Fahr- cihân
Pes makamnda tur imdi sen hemân
M E V L 1 D
Çün ezelden bana ak old delil
Yanar isem yanaym ben ey Halil
Li maVllah40 vakti benümdür hemânTâ ki kurbân eyleyem ba ile cân
Râh- akda41 kim saknur cânmOl kaçan görse gerek cânânn
225 Râh- ak sanma gafil serseri
Belki kemter nesnedür virmek serî
REFREF'N BELRMES
Söylenürken Cebrail ile kelâm
Geldi Refref önüne virdi selâm
Ald ol âh- cihan ol zamânSidre’den götürdi vü gitdi hemân42
Bir fezâ old o demde rû-nümâ
Ne mekân var anda ne arz ü semâ
40 Li ma’a’llahi vaktun: Allah ile öyle bir vaktim olur ki
(Lî ma'allahi vaktun lâ yese’üm fhi melekün mukarrebün velâ
nebiyyün mürselün ‘‘Allah ile öyle vaktim olur ki, ne bir
mürsel peygamber, ne bir mukarreb melek aramza girer"
hadisine iaret)41 Râh- ak: ak yolu42 Bu beyitten sonra 260. beyte kadar olan ksm yaz-
malarda (msl. bk. Topkap Ktp. Yeniler 172) tamamiyle de-
iik ekildedir.
M EV L 1 D116
Kim ne hâlîdür ne mâlî ol mahalAkl ü fikr etmez o hâli fehm ü hal
230 Ref* olup ol âha yetmi bin hicâb
Nûr- tevhîd açd vechinden nikâb
Her birisinden geçerken ilerü
Emr olurd Yâ Muhammed gel berü
Çün kamusm görüp geçdi öte
Vard iridi ol ulu Hazrete
e cihetden ol münezzeh Zü’l-celâl
Bî-kem ü keyf ana göterdi cemâl
Zâten ol sultân- Mâ zaa * 1-basar48
Eylemidi Hakka tahsîs-i nazar44
235 Aikâre gördi Rabb-ül-izzeti46
Âhiretde öyle görür ümmeti
Bî-hurûf ü lafz ü savt ol pâdiâhMustafâ’ya söyledi bî-itibâh
Didi kim matlûb ü maksûdun benemSevdüin cân ile ma’bûdun benem
43 Sultân- “Mâ zâa’l-basar’*: “Gözü gördüünden a-mayan" sultan, Hz. Peygamber (mâ zâa'I-basar ve mâ taâ:Peygamberin gözü gördüünden amad ve onu amad. NecmSûresi, 17. âyet)
44 Tahsîs-i nazar: bak ayrma, bakma45 Rabb-ül-izzet: yücelik, ululuk sahibi Allah
M E V L 1 D
Gice gündüz turmayup istedüünN’ola kim görsem cemâlin didüün
Gel habîbüm sana âk olmamCümle halk sana bende klmam
240 Ne murâdun var ise idem revâ
Eyleyem bir derde bin dürlü devâ
Mustafâ didi eyâ Rabb-i rahim46
Ey hatâ-pû ü atâs çok kerîm
Ol zâif ümmetlerüm hâli n’ola
Hazretüne nice anlar yol bula
Gice gündüz ileri isyân kamuKorkaram ki yirleri ola tamu
Yâ lâhî hazretünden hâcetüm
Budurur kim ola makbûl ümmetüm
245 Hak Teâlâdan iridi bir nida
Yâ Muhammed ben sana kldum atâ
Ümmetüni sana virdüm ey habîb
Cennetümi anlara kldum nasîb
Yâ habîbüm nedür ol kim diledün
Bir avuç topraa minnet eyledün
46 Rabb-i rahim: esirgeyici, yarlgayc olan Allah»
118 M E V L 1 D
Ben sana âk olnca ey erîf
Senün olmaz m dü âlem ey latîf
Zâtuma mir’at idindüm zâtumBile yazdum adum ile adum
250 Hem didi kim Yâ Muhammed ben seni
Bilürem görmee toymazsn beni
Lîk dîn emri tamâm olmak içün
Ümmetün de bana yol bulmak içün
Avdet idüp da’vet it kullarumTâ gelüben göreler dîdârum
Sen ki mi’râc eyleyüp itdün niyâz
Ümmetün mi’râcn kldum namâz
Her kaçan kim,,bu namâz klalar
Cümle gök ehli sevâbm bulalar
255 Çünki her türlü ibâdet bundadurHakka kurbiyetle vuslat bundadur
Sdk ile be vakt olundukça edâ
Elli vaktin ecrin eyler Hak atâ
Mâhasal ol anda doksan bin kelâmSebk idüp buldukda encâm ü hitâm
Tarfet-ül-ayn içre ol Fahr-i cihân
Ümmü Hânî evine geldi hemân
M E V L î D
Her ne vâki* old ise serteser
Cümlesin ashabna virdi haber
260 Didiler ey kble-i slâm ü dîn
Kutlu olsun sana mi’râc- güzîn47
Biz kamumuz kullaruz sen âhsnGönlümüz içinde rûen mâhsn
Ümmetün olduumuz devlet yeter
Hizmetün klduumuz izzet yeter
DUA
Yâ lâhî ol Muhammed hakkçünOl efâat kân Ahmed hakkçün
Sidre vü Ar- muallâ48 hakkçün
Ol sülük ü seyr-i â’lâ04 hakkçün
265 Ol gice söyleilen söz hakkçün
Ol gice Hakk gören göz hakkçün
Srr- fürkan nûr-i a’zam50 hakkçünKuds ü Kâ’be Merve Zemzem hakkçün
47
44
yüksek40
Mi*râc- güzin: seçkin miraç (göe çkma)Ar- muallâ: Yüksek ar (göün en yÜKsek yeri,
dokuzuncu gök)
Sülûk-ü seyr-i a’Iâ: en yüksek yürüyü ve yola gidi*
Nûr- a’zam: en büyük nur
M E V L I D
Gözi ya hakkçün âklarmBan ba hakkçün sâdklarm
Ak odndan cieri biryân içün
Derd ile kan alayan giryân içün
Sdk ile yolunda kâim kul içün
Hazretüne toru varan yol içün
270 ol zaman kim müddet-i ömr ü hayât81
Âhir ola ire hengâm-i memât82
Biz günahkâr âsi mücrim kullan
Yarlgayup kl günahlardan beri
Afv idüp isyânumuz kl rahmeti
Ol habîbün yüzi suy hürmeti
Sana lâyk kullar ile hemdem et
Ehl-i derdün53 sohbetine mahrem et
61 Müddst-i ömr il hayât: hayat ve ömrün belirli za-
man» süresi
62 Hengâm-i memât: ölüm zaman63 Ehl-i derd: dert sahibi, dertli
7
PEYGAMBER’N AHLÂKI
lid imdi nice virmi ol Çelil
Mustafâ’ya hulk- evsâf- cemîl54
275 Hulk idi dâim ii bu halk ile
Halk hod kul klm idi hulk ile
Tann'nun adm zâkirdi müdâmHer ne Hak’dan gelse âkirdi müdâm
Her kaçan yatsayd ol Fahr-i cihân
Bir hasr üzre yatard ol hemân
Hak didi talan altun eyleyemDürlü ni’ metlerle seni toylayam
Ol Habîb-ullah didi yâ zi’n-niam
Ümmetüm-çün ben bu hâle râzyam
280 Katlanuram anlarun-çün zahmeteÜmmetümi eyle lâyk rahmete
Her kemâlât ile kâmil âh idi
Anun içün ol habîb-ullah idi
4 Hulk- evsâf- cemîl: güzel vasflar tabiat, ahlâk
122 M E V L I D
Ey dirîâ dilümüzde da’vâ çokAra yirde hergizin bir manâ yok
Halk içinde adumuz hâs eyledük
Lîk halvetde gönül pas eyledük
Ümmet oldur sünnetin terk itmeyeDimedüi yire hergiz gitmeye
285 Bu gün anun sünnetin terk idevüz
Yann anda vancaaz n’idevüz
Yâ lahî saklagl îmânumuzVirevüz îmân ile tâ cânumuz
Kabrümüz îmân ile pür-nûr klMûnis-i glmân55
ile hem hûr kl
Hem dahi mîzânumuz eyle sakîl
Cennete girmee lütfün kl delîl
Mustafâ’ya hem-civâr it yâ KerîmCennet-i Firdevs içinde yâ Rahîm
290 Lûtf ile göster bize dîdârunNi metinle toylagl kullanm
Nûr- Ahmed izzetine ey HudâEyleme bizi Muhammed’den cüdâ
Bu kemâîât ile gör ol pak zât
Bulmad mevtden bu âlemde necât
Âk isen sen eer ey nîg-nâmAk ile di es-salâtü ve’s-selâm
arkadaMûnia-i glmân: glmana (cennetteki hizmetkârlara)
PEYGAMBER’N VEFÂTI
Gel berü ashâb u ihvân- safa55
Gel berü erbâb- irfan u vefa07
295 bu göynüklü sözi gû idelüm
Derd ile âh idüben cû idelüm
Akdalum gözümüzden yalanTâzelensün barumuzun balar
Her ki ol Sultân içün ya indüre
Ya anun tamuy söyündüre
Gel berü sen dahi akun kl beyân
Vaktidür ger var ise göster niân
Pes bu nakl ile rivâyetdür haber
Kim bu fâni mülkde ol Hayr-ül-beer
300 Bir zaman kld nübüvvet pâk zât
Küfr mahv oîd vü dîn buld hayât
56 Ashâb u ihvân- safa: safa kardeleri ve sahipleri
* 7 Erbâb- irfan u vefa: vefa ve irfan sahip.^ri
M E V L I D
Altm üç yana irdi çün HabîbOl erif ü ol Hasîb ü ol Nesîb
Vakt iridi dünyadan kla sefer
Ol güne yüzlü vü ol aln kamer
Mescid içre bir gün ol âh- cihan
Oturup olmd ho gevher-fiân
Feth idüp srr- maânî58sözlerin
Bahr- tevhîdün58 saçard dürlerin
305 Geldi Cebrail Hakdan emr ile
Söyledi anda Resûle ûtf ile
Didi sana Zü’l-celâl itdi selâm
Dir ki öyle bilsün ol Hayr-ül-enâro
Kim ana ben kat mütak olmamCümle halk ana bende klmam
Bu sözi çün kim iitdi ol EminKalbi mahzun old ol âhun hemîn
Ol mükâhhal gözlerinden dökdi yaCû idüp alad yir gök ta u ta
310 Cebrail gitdi vü ol sâhib-vefâ
Eyledi eve azimet Mustafâ
68 Srr- maânî: mânâlarn srr.69 Bahr- tevhîd: birlik (Allah'n birliine inanma) denizk.
M E V L 1 D
Hüzn ile girdi içerü evine
Fâtma andayd geldi yanna
Didi iy cânum baba hâlün nedürHasta m oldun vücûdun nicedir
Didi kim yâ Fâtma yanar tenümDosta ulamak diler cânum benüm
Ol Habîbün gün gün artd zahmetiDüdi ashâba gam u gussa kat
315 Hastalkdan sold ol bâ- cemâl60
Ol kemâlde bedr iken old hilâl
Hücreyi ashâb iderlerdi tavâf
Alarlard turuban saff u saf
Çün namâz vakti iridi nâgehân
Okud cümle müezzinler ezân
Ol ezân iidüp ol mâh-rû
Turd vü ald namâz içün vuzû*%
Katma geldi anun ol dem Bilâl
Didi kim fermân nedür yâ zü’l-cemâl
320 Ol Habîb didi Bilâl’a ey lâtîf
Bil ki oldum ben bugün gayet zaîf
Bâ- cemâl: güzellik bahçesi
M E V L I D
Ben vanmazam ikamet eylesün
Yirüme Bû Bekr imamet eylesün
Alayu alayu ol derdlü Bilâl
Vard ashâb katna hem çün hilâl
Didi ey yârân bilün bedr-i tamâm0 *
Cümlenüze eyledi çok çok selâm
Hem dahi Bû Bekr imâm olsun didi
Tâbi* olsun ana ashâbum didi
325 Çün iitdiler Bilâl*ün bu sözin
Her birisi topraa urd yüzin
Zâr u efgân idüben aladlar
Kan ya ol serverümüz didiler
Böyle çün emr itdi Bû Bekr’e Resûl
Mustafâ emrini ol kld kabûl
Vard mihrâba yirini yirini
Hâli gördi ol Habîbün yirini
Çünki tekbîr itdi vü el baladDöymedi çözdi elini alad
330 Bû Bekir didi imâm ol yâ ÖmerKim özümden olmam ben bî-haber
Bedr-i tamâm: ayn on dördü, dolunay
M £ V L I D
Sord bildi an ol Hayr-ül-enâmK’olmad Bû Bekr ashaba imâm
An gördi Mustafâ sabr itmedi
Hem ese»* kld ol ayrulk od
Mustafâ didi ki tutun turaymOl yaranlarum katna varaym
Göreyim bir dahi ol yârânlan
Kim dahi görmeyiserem anlan
335 Hem beni anlar dahi görmeyiserSohbetlime dünyada irmeyiser
Gelünüz kim mescidüme varalumBirbirümüzi toynca görelüm
Kim ölüm ayrsar sizden bizi
Didi dahi ya ile told gözi
Bu söz ile oda yakd bunlanKldlar çok zâri vü efgânlar
Ol Habîbün sa elin tutd Ali
Sol elini bn-i Abbâs ol velî
340 Mescide geldi vü buld ho safa
ktidâ Bû Bekre kld Mustafâ
Çün sahâbe ho tamâm itdi namâzKldlar ol Bî-niyâza çok niyâz
128 M E V L I D
Ho namaz kld ol Hayr-ül-enâmDöndi ashaba yönin virdi selâm
Halik zikr itdi evvel ol efi*
Didi oldur pâdiâh olun muti’
Hem bilün kim mâsivâ fânî-durur
Dâim Allah’dur kim ol bâkî-durur
345 Ol gidenler bize yeter i’tibâr
Kim bu yirde idemediler karâr
Kank dil bu evde biryân olmadKank göz bu derde giryân olmad
Bu sözi çün-kim sahâbî dinledi
Her biri efgân idüben inledi
Ol efâat ss ol sâhib-vefâ
Âhret âh Muhammed Mustafâ
Anda ashâba nasihat eyledi
Hulk lûtfiyle olan toylad
350 Elvedâ olsun size didi dahi
Eyledi eve azimet ol sahi
Tutuban girü Alî Abbâs ile
Geldi eve cümle ashâb bile
Eve girdi gördi ol âh- cihân
Tolmu evün içi âh ile figân
r: e v l i d
Fâtma âh eyleyüben aladBabasnun boynna el balad
Didi derdlü yüreümün çâresi
Gitdi onulmaz bu barum yâresi
355 Alayuban didi ey cânum babaGönlümün âdîsi cânânum baba
ölme sen senün içün ben öleyim
Sen sa ol ben sana kurbân olaym
Bir onulmaz derde uratdun beni
Viriserem yoluna cân u teni
Didi kim yâ Fâtma dinle sözümKokula boynum bir dem ey kzum
Dünyây terk itmei kayrmazamBilürem kim bunda bâkî kalmazam
360 Lîk seni n’ideyim kaldun garîb
Âkun hâli n’olur gitse habîb
Bu yetimlik kutlu olsun baunaDahi hasret eüne yoldauna
Böyle diyüp ya ile told gözi
Didi kan ol iki körpe kuz
Yanuma gelsün Hüseyn ile HasenKim bu gönlüm gamn anlardur kesen
• F. 9
MEVID
Ol iki mâh varup getürdiler
Mustafâ’nn yanna yettirdiler
365 Didiler kim ey dede n’oldun bugünYüreümüze bizüm urdun düün
Ey n'olayd böyle göricek sizi
Anamz tourmam olsa bizi
bu hâl içreyken irdi Cebrail
Didi kim sana selâm itdi Çelil •
Sord hâlüni dahi hem ol ÇalabSor Habîbüm ne klur didi taleb
Ümmetümi dilerem HakMan didi
Dileüm Hak’dan budur çokdan didi
370 Gice gündüz bu-durur hem himmetümKim balaya bana Hak ümmettim
Gerü Hakk’a vard geldi Cebrail
Didi kim gerü selâm itdi Çelil
Hak Teâlâ sana çok lûtf iledi
Ol yazuklu ümmetün balad
Didi maksûdum bu idi Hak’dan uHâtrum imdi igen ho old ho
Oldumca ömrinün hem müddetiDir idi kim ümmeti vâ ümmeti
M E V L I D 131
375 Hem kyâmetde cemî’-i enbiyâ68
Çanup nefsi vü vâ nefsi diye
ille yüz urup Muhammed Hazrete
Eyde kim vâ ümmetâ vâ ümmetâ
Hem diye ey rahmeti çok rahmeti
Bana ümmetsüz gerekmez cenneti
Ümmet isen hizmeti eyle temamAk ile di es-salâtü ve’s-selâm
Ger dilersiz bulasz oddan necat
Ak ile derd ile idün es-salât
FASL
380 Zî saadet zî bearet zî safa
Kim bize kla efaat Mustafâ
Nâgehân ol peyk-i Hazret Cebrail
irdi vü didi selâm itdi Çelil
Kara gussa tonlarn geymidi ol
An öyle gördi vü sord Resul
Didi Cebrail’e ey karde niçün
Kara gussa tonlann geydün bugün
•2 Cemî*i enbiyâ: bütün peygamberler, peygamberlerin
M E V L 1 D132
Gördüüm yokd bu sûretde seni
Böyle niçün kldunuz dinüz bun
385 Didi kim geydük senünçün yâ EminSon iniümdür yire dahi hemîn
Vahy içün iner deülem bir dahi
Vahy kat* old bugün Tann haki
Cümle gök ehli senünçün tutd yas
Kara tonlar geydi cümle cinn ü nâs
Cebrail geldükde sonra emr ile
Anda gelmi idi Azrail bile
Taradan içerüye kld nida
Didi kim yâ ehl-i beyt-i Mustafâ03
390 lznümüz var m içeri girmeeOl mübârek hub cemâli görmee
Fâtma didi ki kimsin ey acebDidi bir a’râbiyem ey ho-edeb
Alayu alayu didi ey arab
Kat hastadur Resul çeker taab
Var iüne ey kanndaum arab
Bunda biz alauruz her rûz u eb
63 Ehl-i beyt-i Mustafâ: Hz. Peygamberin ev halk,
ailesi
M E V L I D 133
Bir dahi didi selâm olsun size
Vir içerü girmee destur bize
395 Ol Habîbün hâli nedür göreyimGer icâzet olur ise gireyim
Çün Muhammed sem’ine irdi nidâ
Didi kimdür taradan iden sadâ
Fatma didi bir arabdur çarurYâ Muhammed diyübeni ün urur
Didi Ahmed ey gözüm nûn benümOl arabdur kabz iden ruhum benüm
Ol gelendür hânümân iden harâb
Ol gelendür mülk ü mâl iden yebâb
400 Ol gelendür halka itdüren figân
Ol gelendür göz yan klcn revân
Gideren nûnn ehlâ gözlerün
Hem sarartan rengini gül yüzlerün
La*i-ve dudaklarun rengin bozanNice benven diyenün ömrin kesen
Ayrulk odna yakan cânlarBrakan topraa nâzük tenleri
Yüzleri gül dilleri bülbülleri
Tûti gibi ol latif oullan
M E V L i D134
405 Atalardan analardan ayranOl durur ol tara kapuda turan
Ol durur ol seni benden ayranYüreine dürlü hançerler uran
Ad Azrâil-durur gelsün berü
Tur var aç kapuy girsün içerü
Kimseden ol hîç destur istemez
Benden artuk kimseye böyle dirrez
Fâtma ana kap açd revân
Ol melek girdi içerü ol zaman
410 Meskenetle hücreye girdi hemîn
Lutf ile virdi selâm öpdi zemin
Didi ol vaktin ana ol müctebâ
Ho geldün ey emin gel merhaba
Sord kabz içün mi geldün yâ melek
Yâ ziyâret midurur ancak dilek
Didi gelmiem ziyâret itmeeDahi kabz- rûh64 idüben gitmee
Hak buyurd ben sana olam muti'
Sen ne dirsen an tutam yâ efi’
** Kabz- rûh: ruhu, can alma
M E V L 1 D
415 Ger icazet olsa kabz- ruh idemOlmaz ise hod gerü dönem gidem
Ol melek bu sözi klurken beyânAn hem dinlerken ol âh- cihan
Didi tâvûs- melek ol Cebrail
Yâ Muhammed sana mütakdur Çelil
Çün bu sözleri iiteli Mustafâtmee azm eyledi ahde vefâ
Didi Azrail'e kim gel yâ meleklegil her neyise Hak’dan dilek
420 Geldüün ii bitür didi anaDöndi söyledi sahâbndan yana
Çok nasihat kld bunlara Resul
Tâ ola âsân cemî’-i toru yol
Ümmetin te’kîd ile smarladHer nasihat kim gerekeli hep didi
Hem didi ashâba ol Hayr-ül-enâmUmmetüme klasz benden selâm
Eydesiz kim erümi komayalarNefse uyup dünyay kovmayalar
425 Bilünüz ey âkân- Mustafâ60
Hakka irdi anda cân- Mustafâ
Aikân- Mustafâ: Hz. Peygamberdin asklan
M E V L 1 D
Mürg- kuds66 uçd kafesden âhvârGülsitân- kudsde07 eyledi karâr
Cebrail üstinde turup dirdi âhBu cihânt terk idüp gitdün e âh
Âh idüp eydürdi Bû Bekr-i rzâKan ya ol Mustafâ vü Murtazâ
Zâri ile çarup dirdi ÖmerN’idevüz sensüz biz ey Hayr-ül-beer
430 Derd ile Osmân- ummân- hayâ68
Dirdi kan âh- cümle enbiyâ
Hem Ali eydürdi kim yâ MustafâCitdi âlemden cemâlünsüz safâ
Hasret ile dir Hüseyn ile HasenN’idevüz biz ey dede gitdün çü sen
Gitdünüz siz bizi kim ohaysarKurret-ül-aynî70 bize kim diyiser
Fâtma’yla Âie klup figân %
Dirler idi el-amân ü el-amân
66 Mürg- kuds: temizlik, mukaddeslik ku?u (can)67 Gülsitân- kuds: mübareklik gül bahçesi (cennet
bahçesi)68 Osmân- ummân- hayâ: utanma, Allah korkusuyla
günahtan kaçnma denizi olan Hz. Osman60 âh- cümle enbiyâ: bütün peygamberlerin sultan70 Kurret-ül-aynî: gözümün nuru
M E V L 1 D 137
435 Cümle er avret dahi bay ü fakrHer biri bir derde olmd esir
«>*
MKimisinün gözleri giryân idi
Kimisinün cieri biryân idi
Bu firak odna her kim uradUradunun yürein torad
Didiler budur çü hâl n*itmek gerek
Tann emrine yara itmek gerek
Ho yara idüp yuyup götürdiler
Mustafâ’y kabrine yetürdiler
440 Üç gün anda kodlar peygamberiTâ namâzn kla her ins ü peri
Enbiyâ ervâh hâzr geldiler
Yirler ü gökler melekler toldlar
Muttasl üç gün namâzn kldlarÇün namâzn kluban taldlar
Nice kim vâcibdi eyle kldlarTann takdirine hayrân kaldlar
Döndiler cümle sahâbî câzi’ûn
Didiler inâ ileyhi râci’ûn71
71 lnnâ ileyhi râci’ûn: Biz ancak ona döneceiz (Ba-
kara Sûresi, 156, âyet)
M E V L 1 D138
445 Gerü dönüp çün eve geldi bular
Hep sahâbî bir yire cem’ oldlar
Mustafâ’y bulmadlar ortada
Can bunlarun gerü yand oda
Gerü gözyan revân eylediler
Gerü feryâd u figân eylediler
Didiler birbirine kim n’delümÇünki Hak emri-durur sabr idelüm
Ger dlersiz bulasz oddan necât
Ak ile derd ile idün es-salât
KTABIN SONU
450 Her beden kim yaradlur can bulur
Gayetine iricek noksan bulur
Her ki câme geydi yâhud pîrehen
Âhir-ül-emr72 ana sardlar kefen
Âh mevt senün elünden âh âhNe gedâ kurtulur elünden ne âh
Fürkatinden âh peygamberlerimHasretinden âh ol serverlerün
Âh ol âlimlerün mevtinden âhAh ol âriflerün fevtinden âh
455 Fürkatinden ah yetim olanlarun
Giryesinden kimsesüz kalanlarun
Çün sefer kld cihândan MustafâDünyadan hiç kimse ummasun vefa
Her ki geldi dünyaya gitmek gerek
Biz dahi yol yaran itmek gerek
72 Ahir-ül-emr: sonunda, için nihayetinde
M EV L I D
Mustafâ’dan ibret alun siz dahi
Birünüz kalmaysar Tanr haki
Her ne denlü çok yaarsa bir kiiAkbet ölmek-durur anun ii
460 Ijdi gelün ölmedin eylen yarak
Tâ ki hazretde yüzünüz ola ak
Her kim ola âkil ü devletlü er
Vâiz u nâsih ana ölüm yeter
Bilürüz çünkim ölürüz âkbetÇürüyüp toprak oluruz âkbet
Bir yaramaz fi’li tayir itmedükÂhiret bâbnda tedbîr itmedük
mdi gel isyânumuz arz idelüm
Alamaa göz yan karz idelüm
465 Akdalum gözümüzden yalarTâzelensün barumuzun balan
Sad hezârân hasret ü hayf ile âhömrümüz isyân ile old tebâh
Nefse uyup iledük bî-had günâhBilmezüz kim ne klavuz yâ lâh
Cümlemüz isyânumuz bilmiüzHazretüne rahmet uma gelmiüz
Kapuna eksüklik ile geldük uYüzümüz kara elümüz dahi bo
M E V L 1 D 141
470 Bize ger rahmet kl u ger oda yakGitmeyiserüz kapmdan bir ayak
Ol Muhammed hürmetiyçün kim adunAnun adyla bile koa kodun
Halk- âlemden an itdün güzîn
Kldun an rahmeten li’l-âlemn
Bize anun izzetine izzet it
Fazlun ile cümlemüze rahmet it
Dâima kullar ii isyân olur
Pâdiahdan afv ile ihsân olur
475 Ol ki bizden yaraur klduk anSen sana yaraurn kl yâ Ganî
Rahmetünden ger bize ihsân ola
Pâdiahluna ne noksan ola
Hem SÜLEYMÂN- fakire rahmet it
Yoldan imân u yirin cennet it
Tanr’dan yüz bin durûd ile selâm
Mustafâ’nun rûhna her subh u âmOlsun âline dahi ashâbnaTabiîn ensâr u hem ahbâbna
480 Ümmetinden râz olsun ol mu*înRahmetü’Uâhi aleyhim ecma'în73
78 Rahmetü’llâhi aleyhim ecma'n: Allah'n rahmeti
onlarn hepsinin üzerine olsun, Allah onlarn hepsine rahmet
«tsin.
SÖZLÜKBu rözlüe Mevlid'de geçen bütün kelimeler deil, bugün
kullanlmayan veya herkesçe iyice bilinmeyen kelimelerle,
açklanmas gereken özel adlar (ahs ve yer isimleri) ve baz
ekler alnmtr. Kelimelerin sadece metinde geçen mânâlarverilmi, öbür mânâlar gösterilmemitir.
Ksaltmalarda (a) kelimenin Arapça, (f) Farsça asll
olduunu bildirmektedir.
A
âbâd (f) etmek: mâmur etmek, en ve bayndr hale getirmek
Abbâs (a): Hz. Peygamberin Mekke fethi srasnda müslü~
man olan amcasabd (a): kul, köle
açuban: açarak
add (a): sayadem (a): yokluk, yok olma
âdemi ( a ) : insan,adamad urmak: adlandrmak, ad vermek, isim koymakââz (f) eylemek: balamakadurmak: çk«armak,yükseltmek
alayuban: alayarakau: z<^ir
ayâr (a) bakalar, yabanclar
ahad (a) bir, bir kimse
âhen (f): demir
ahi (a): kardeAhmed (a): çok hamd eden; çok fcamd edilen ve öüten,
hamd ve öülmee çok lâyk olan (Hz. Peygamber)
Aie (Aye) (a): Hz. Ebu Bekir’in kz ve Hz. Peygamberin
zevcesi.
144 MEVLD
âkil (a): akll
Aksâ (a): en son» en uzak (lügat mânâs). Mescid-i Aksa:
Kudüs’te brahim Peygamber tarafndan Kâ’be’den 40 yl
önce ina edilen znâbed. Hz. Peygamber Mi’râc’ta buradan
göe yükselmitir.
âl (a): aile» sülâle; evlâd, oullar
alem (a): bayrak
âli (a): yüksek, yüce
Ali (a): Hz. Peygamberin amcas (Ebu - Tâlib’in) olu ve
damad, 4. Halife
Alim (a): çok bilen, bilgisi ezelî ve ebedi olan (Allah)
Aliyy (a): yüksek, büyük, ulu
aluban: alarak
âm (a): umumî, herkese ait. umuma mahsus
a’mâl (a) s ameller, iler
ammi (a): amcaanda: orada
andan: oradan
a rab (a): çölde yaayan (bedevi) arap
ar (a): dokuzuncu gök, bütün âlemi çevreleyen ve âlem
tasavvurunun sonu ve en yüksek noktas kabul edilen yer
artuk: baka, sonra
âsân (f ) s kolay
âsân etmek: kolaylatrmak
âsân olmak: kolaylamakasfiyâ (a): sâf, gönlü temiz, tuttuu yol doru olan kimseler
ashâb (a) : Hz. Peygamberi gören, onun sohbetinde bulunan-
lar, peygamberin arkadalar (müfredi, sâhib, sahâbi)
Asiye (a): Hz. Musa’y Nil’den çkarp büyüten katfn. Fir’-
avun kans ve Müzahim’in kzdr.
ass: fayda, menfaat, kazanç
âsrnân (f ) : gökaikâr (f): açk, belli, ^meydanda
Atûf (a)
:
efkat ve merhamet edici, acyan (Allah)
avn (a): yardm
avret (a): kadn, ztvce
ayan (a)
:
açk» belli, meydanda
M E V L i D 145
ayrsar: ayracak
ayruk: bakaazîm (a)
:
büyük, ulu; çok
aziz (a): deerli, sevgili (kimse); eren, ermi
Bbâb (a)
:
kapbabnda: için, hususunda
bâd: için, hususunda
bâd (f): rüzgâr
bâ'd - ezin (f): bundan sonra
bahr (a) : deniz
bâ - huu (f-a): alçak gönüllülük ile tevazu ile; kendinden
geçmi bir hâlde
Bâis (a): Peygamber gönderen, öldükten sonra dirilten
(Allah)
Bâkî (a) : yok olmayan, daimî ve ebedî olan (Allah)
bâl (f) : kanat
bâri (f): hâsl, hulâsa
Bâri* (a): yaratan yaratc (Allah)
Bârr (a): iyi, doru (Allah)
Basîr (a) : her eyi görüp bilen, anlayan (Allah)
Basit (a): yayan, dilediinin rzkn genileten (Allah)
batgl: bat (emir teklik 2. ahs)Bâtn (a): görünmeyen, görülmekten münezzeh olan (Allah)
bay (f) : zengin
Bedî (a): benzeri olmayan, mükemmel bir ey yaratan
(Allah)
behcet (a) : sevinç, güleryüzlülük
bencileyin: benim gibi
berk (a): imekberk urmak: imek gibi çakmak, parldamak, ldamakberî (a): ayr, hiç bir eyle ilgili olmayan, kurtulmu, sâlim.
temiz
Berr (a): iyi, doru (Allah)
beâret (a): müjdebeâet (a): güleryüzlülük
Beîr (a): müjdeci (Hz. Peygamber)Beytullah (a): Allah'n evi, Kâ’be
F. 10
146 M E V L t D
feeyyinât (a): beyyineîer* bir eyin doruluunu isbat eden
kuvvetli deliller, ahitler
(ucan (f): cansz
bigi: gibi
bî - gümân (f ) : üphesiz
bî - had (f-a): hadsiz, snrsz, pek fazla
bihâr (a): denizler
bî - hilaf (f - a): hilâfsz, yalansz
bî • hurûf (f-a): harfler (sözler) olmakszn, harfsiz
bî - lurûf u lafz u savt: harfler, kelime ve ses olmaksznbî - itibâh (I - a) : üphcclz
bî - kem ü keyf (f-a): kemiyetsiz ve keyfiyetsz
bî - keyf ü kem (f-a): keyfiyetsiz ve kemiyetsiz, keyfiyet ve
kemiyeti izah edilmez bir ekilde
bî - kyâs (f-a): ölçüsüz
bilâd ( a) : beldeler, ehirler
Bilâl: Bilâl-i Habei. lk müezzin, Hz. Peygamberin ölümündensonra, Hz. Ömer’in Kudüs’ü fethettii gün hâriç, ezan
okumad* amda vefat etti.
bile: ile, beraber; bir arada, birlikte
bi'l - ihtirâm (a) : sayg ile, hürmet ile
bî - nazir (f-a) 2 esiz, benzersiz
bî - nîyâz (f-a): niyazsz, niyaza ihtiyac olmayan (Allah)
biryân ( f ) 2 kebap; kzarm, yanmbirle: ile
bî - ebîh (f-a) 2 benzersiz
Lî - zeval (f-a): zevalsiz, fâni ve geçici olmayan, sona ermesi
bulunmayan (Allah)
buur: bu zaman, bu srada; bu defa, bundan sonra
bunclaym: bunun gibi
Burak (a): Cennet bineklerinden bir merkebin ad. Kousür’ati berka (imee) benzetildii için böyle adland-
rlmtr. Hz. Peygamber Mi’râc’ta buna binmitir
Bû beki (a)
:
Hz. Ebu Bekr ( 1 . Halife)
burhân (a) 2 delil, senet, hüccet
bûy (f): kokubüt (f): put
büthâne: puthâne
M E V L 1 D 147
câme (f) s elbice
Cami* (a): cem'eden, derleyen, toplayan (Allah)
cânib (a): taraf, cihet, yan
câvidan (f): ebedî, sonsuz
cazi‘ûn (a)
:
muztarip, hüzünlü; feryâd eden, sabrsz
Cebbar (a): Halk iradesine mecbur eden, dilediini zorla
yaptrmaa muktedir olan, hüküm ve nüfuzuna kar gel-
nemeyen, kudret ve ceberut (ululuk) sahibi Allah.
cebîu (a): aln, meh - cebin (f - a) : ay alnl, aln ay gibi olan
cehd (a): çok çalma.çabalamaCelîl (a)
:
büyük.ulu (Allah)
cem* (a) etmek: toplamak, derlemek, bir araya getirmek
cem* (a) olmak: toplanmak
cemi* (a): bütün, hep, cümle
cemâl (a): yüz güzellii
cemâl göstermek: yüz göstermek, görünmekceml (a): güzel
cem’iyyet ( a ) : topluluk
cenât (a)
:
kalp, gönül
cevlân (a)
:
gezinme,dolaçma,dolanma
cevlân - geh (a - f ) : dolama yeri, dolalan yer
Cibril (a): Cebrâil
cilve (a): görünme, tecelli
cinân (a): cennetler
cûd (a): cömertlik
cû (f): kaynama, kabarma, comacüdâ (f): ayr, ayrlm, ayr dümücümle (a): bütün, hep
cüz* (a)
:
ksm, parça
ç
Çalap: Allah, Tanrçarh (f): felek, göl*
çeharenbih (f) : çarambaçerâ (f )
:
fitil, mum, kandil, çra
M EV L 1 D148
çem (f): göz
çevgân (f)
:
cirit oyununda atllarn biribirine attklar ucu
eri denekçü ( f ) ; mademki^ün (f): ne vakit ki, vaktâ ki, - nça; mademkiçünki (f): ne vakit ki, mademki
D
dalâl, dalâlet (a) : doru yoldan sapma, uzaklama; sapklkdâllin (a)
:
doru yoldan sapm, hak yolundan ayrlm, sa-
ptm olanlar
dârr (a)
:
zarar veren
dea (a): hile, hilekârlk, kalp olma; habaset, kötülük
deal (a): fesad, kötülük, hile, içi d bir olmama, kalp olma
deül: deil
dembedem (f): zaman zaman, daima, sk sk, muttasl
denlü: türlü, o eki'de; kadar
depredicek: kmldatnca, oynatnca, harekete getirince
deprenmek: kmldamak, harekete gelmek, sarslmak
der: ter
dergâh (f): büyük zatlarn kaps, eii (lügat mânâs ka-
p yeri)
derlemek: terlemek
destgîr ( f)
:
elinden tutan, yariim eden, yardmcdestur (f ) : izin, ruhsat, müsaadedevr (a): etmek: dönmekdeyr (a): kilise,manastr
Deyyân (a): hakkyle mükâfatlandran veya cezalandran
(Allah)
dîdâr (f ) : yüz, çehre
<!ildâr (f): sevgili
dinüz: deyiniz, söyleyiniz
dir?~vüz: dersek
dirîâ: (f): yazk, eyvah
don: elbise
donukmak: donuklamakdöymek: tahammül etmek, dayanmak
M E V L 1 D
durur: bildirme eki: - dr, - dir, - dur, - dür
4ü (f): iki
düün: düümdür, dürr (a) : inci
dürc (a) : hokka, kutu
dürer - bâz (a - f) : inciler yadran, saçan
dürüd (f ) : dua, mcdih, sena, hamddüenbih (f)
:
pazartesi
E
ebter (a) : eksik, kesik, güdük
ecr (a): mükâfat, sevap
efdal (a) : daha, en pek faziletli; en üstün
efgân (f)
:
figan, feryad, üzüntü ile barp çarmaeflâk (a)
:
felekler, gökle
Ehl-i beyt (a) : Hz. Peygamberin ailesi, hane halk
ekmel (a): daha, en mükemmel; en noksansz, kusursuz,
eksiksiz. *
el-emân (a): "Eyvah, aman, meded!"eltâf (a)
:
lutuflar. iyilikler, iyi muameleler
elyak (a)
:
daha, en lâyk, liyakatli, yakmzemin (a): emniyetli, emniyet sâhibi, kendisine emniyet edilen.
güvenilen. Hz. Peygamberin lakab
enâm (a): halk, insanlar
enbiyâ (a)
:
nebiler, peygamberler
engüt (f): parmakensâr (a)
:
yardmclar, Hz. Muhammed'e Medine'de yardmeden, müslümanln yaylmasnda hizmeti görülen Hazrec
ve Evs kabilesinden Medineii kimseler
envâ (a): nurlar, klar, aydnlklar
erhâm (a): (rahimler), ana tarafndan akrabalar, hsmlarervâh (a): ruhlar
esrâr (a): srlar, gizli, bilinmeyen, akln ermeyecei eyler
es-salât (a): dua, Hz. Peygambere edilen dua (salâvâtullahi
aleyh, aleyhi's-salâti ve's-selâm, sallâllahü aleyhi -vesellem
gibi).
estafruilah (a) : Allah'tan afv ve mafiret dilerim
M E V L I D150
e*fe’ (a) : daha, ptk, en efaat eden
etmek: ekmekeyâ (a): ey
cyîtmek: söylemek, demek; eydür: söyler
eyyam (a): günler
ezhâr (a): çiçekler
F
fnhr (a)
:
iftihar, öünme, öünçfahr-i âlem: âlemin öüncü, iftihar, Hz. Muhammedfahr-ül-enâm: halkn, mahluklarn iftihar, Hz. MuhammedFâtma (a):
fHz. Muhammedin Hatice’den doma kz, Hz*
Ali’nin zevcesi. Haan ve Hüseyn’in annesi
Fâtr (a): yaratc, yaratan (Allah)
fazl (a): fazilet, üstünlük, iyilik
fehm (a): anlama, anla3'i
feriteh, ferite (f): melek
fer (a): yeryüzü, dünyaFettâh (a): Kullarn kapal ilerini açan (Allah)
fevc (a): bölük, cemâat
fevt, fevit (a): bir daha ele geçmemek üzere kaybetme, elden
kaçrma
fisk (a): Hak yolundan çkma. Allaha isyan etme
fikret (a): fikir, diünceffl-hâl: o halde, o anda, derhal, hemenfirâk (a): ayrlk, ayrlmafirdeva (a): cennet
Fürkân: iyi ile kötü, hak ile bâtl, helâl ile haram arasndaki
fark gösteren (Kur*ân- Kerîm)
G
Gaffâr (a): günahlar affeden. balayan, çok acyc(Allah)
Gafur (a): günahtan aff eden, mafiret eden, acyan (Allah)
galtân (f) : yuvarlanan
M E V L I D 151
Ganî (a): hiçbir ihtiyac olmayan, hereyden müstani» tammânâsyle zengin (Allah)
gark (a): suya batma, boulmagavvâö (a)
:
dalgç
gavvâs - var: dalgç gibi
gebr, gebir (()
:
atee tapan» mecûsî» Zerdüt dininden, kâfir
gene (f): hazine
ger (f): eergevher - feân (f): inci saçan
- gl» - gil: emir teklik 2. ahs eki (bugün kullanlmaz: batgl.
sanma 1, dinlegil gibi)
gll (a)
:
kin» gizli dümanlk» gönül safvetszlii, hainlik
glmân (a)
:
cennette hizmet eden genç uaklargrîv (f): fejryâd» inilti, barma, çlkg (a): hile, bozukluk, karklk, saf olmama» hainlik; gll
u g: kin ve hile, dümanlkgirü: tekrar, yine, sonra
giryân ( f) : alayan, alaycgörklü: güzel
göynüklü: yakc» yank, ackl, tesirli
gulgule (a): gürültü, amata, velvele» barp çarmagür (f): mezar, kabir
gussa (a): keder, kayg, tasa.üzüntü
gû (f) etmek: iitmek, dinlemek
güftâr (f): söz
gülen (f) gül bahçesi
gümân (f) zan, üphegüzîn (f): seçilmi, seçkin» seçme» beenilmi
H
habîb (a)
:
sevgili, sevilen, dost (Allah’n da i&imlerndendir)
habîb-ullâh: Allah’n sevgilisi (H. Muhammed)Habîr (a): hereyden haberdâr olan, her eyi bilen (Allah)
hacâlet (a): utanma, utanç’
hacer (a) :ta
had, hadd (a): snr, derece, nihayet, son
Hadi (a)
:
hidâyet eden, doru yolu gösteren (Allah ve Hz,
152 MEVLD
Muhammed için kullanlr)
Hafz (a): saklayan, koruyan (Allah)
Hâfid (a): alçaltan (Allah)
Hakem (a): hüküm veren, hâkim (Allah)
Hakim (a): hikmet sahibi, her eyi çok iyi bilen (Allah).
Hz. Peygamberin de vasflarndandr.
Hakk (a): Hak. Allah
halâs (a): kurtulma, kurtulu
hâli (a): boHalik (a)
:
halk eden, yaratan, yararc (Allah)
Halil (a): sadk ve samimi dost. (Esmâ-i hüsnâdandr. Hz.
Peygamber için de kullanlr.) brahim aleyhisselâm.
Halil-ullâh (a): Hz. brahim peygamberHalim (a): yumuak huylu (esmâ-i hüsnâdandr. Hz. Pey-
gamber için de kullanlr).
Hallâk (a): yaratan, yaratc (Allah)
Hamid (a): kendisine hamd ve ükr edilen, öülmee deer,öülen (Allah)
Hannân (a): çok acyan, çok merhamet eden (Allah)
hânümân (f )
:
ev bark
hasen (a): güzel
Hasîb (a): deerli, itibarl, soyu temiz, muhterem (Hz.
Muhammed)haslet (a): iyi ve güzel huy, tabiat, mizaç
haem (a): bir kimsenin yannda bulunanlar, maiyet, hiz-
metkârla!
har (a): maher, kyamethatâ - pû (a - f) : hata örten, kusurlar görmezlikten gelen,
affeden
hâtem (a): en son, sonuncu; mühür, üstü mühürlü yüzük,
hatm (a) olmak: bitmek, hitama ermek, sona ermekhavf (a)
:
korku, kork-na
hây (f): vây, eyvâhl
hayf (a): hakszlk, zulüm
hayl (a): atllar, atllar sürüsü, atl askerler, süvariler
Hayr-ül-beer (a): beerin en hayrls (Hz. Muhammed)Hayr-ül-enâm (a): mahluklarn, halkn en hayrls (Hz.
Muhammed)
M E V L 1 D
Hayy (a)
:
daima diri olan, ölmek ihtimâlinden uzak bulunan
(Allah)
Hâzr (a): her yetde görünen, mevcut olan (Allah)
hemân (f): ayni ekilde, öylece
hem-civâr (f - a) : komulemdem (f): yakn arkadahemîn (f) : ancak
femrâh (f): yolda, yol arkadahergiz (f): asla, hiçbir zaman, hiçbir suretle
hezârân (f)
:
binlerce
ticâb (a): örtü. psrde, hâil
hidâyet ( a)
:
hak yoluna, doru yola gitme
hil’at (a): eskiden büyüklerin ihsan ettikleri süslü elbise,
kaftan
hilkî (a): hilkatle ilgili, yaratltan olan
hîlm (a): yumuak, yava huyluluk
Hirâ ( a)
:
Mekke’ye üç mil mesafede Arafât dalarna yaknbir dan addr. Hz. Muhammedc peygamberlik bir
ramazan aynda bu dada verilmitir.
hod (f}: kendi, bizzat
hon ( f) : sofra
hûb-rû (f )
:
güzel yüzlü, yüzü güzel
hulk (a): iyi ahlâk, huy, tabiat
hülle (a): cennet elbisesi, belden aa ve belden yukanolmak üzere iki ksmdan meydana gelen elbise
hulul (a): inme, konma
hün (f): kan
hur, hûrî (a): cennet kzlan
hurû (f)
:
coma, tama; gürültü, amata
hûe-çîn (f ) : baak toplayan
hüda (a): doru yol gösterme, doru yola gönderme, hidâyet
hümâ ( f)
:
yükseklerde yaayan, gölgesi yere dümeyen, dev-
let ve saadet veren efsanevî kutümâm (a): yüksek himmetli, büyük kimse
hümâyûn - baht (f): mübarek bahtl
154 M E V L 1 D
I
- calc. - icek: zarf - fiil eki ( - nca, ince: depredicek “depre-«• •• — • 1 4« •• •• 44\dince , gorcek görünce )
-nca, -ince: zarf-fiil (-inceye kadar: bunlara irince u kl-
dum beyan "bunlara erinceye kadarM)
rmak: ayrmak, uzaklatrmak, (rmagl: uzaklatrma, ayr-
ma)- srar, - ier: gelecek zaman eki (- acak, - ecek: togsar, ayr-
sar, geliser, gösteriserdün gibi)
s: sahip (ss: sahibi)
smarlamak: emanet etmek
ss: scak, hararetli
k (a) : ak
i: ey (iy'in ysiz js'kli)
icazet (a): izin.ruhsat, müsaade
igen: pek, çok, fazla, ziyade
ihlâs ( a) : kalp temizlii, doruluk, riyaszhk, halislik
ihtilâl (a)
:
bozukluk, karklk, düzensizlik
ihvan (a): kardeler, sadk, samimi, candan dostlar
ikâmet (a): cemaatle namaza balamadan önce müezzinin
kamet getirmesi (kad kâmetiVsalât kelimelerinin eklen-
mesiyle ezan cümlelerinin okunmas)iktidâ (a): tâbi olma, uymalâh (a)
:
ma'but. Tanrillâ, ille (a)
:
ancak, u var ki
iletmek, iltmek: götürmek
în ( a)
:
iri ve güzel gözlüler
in'am (a): ni#met verme, lütuf ve ihsanda bulunma
inayet (a): lütuf, ihsan, iyilik
ins (a)
:
insan
irgürmek: eritirmek, ulatrmak
ismet (a): günahszlk, temizlik, masumluk
isneyn (a): pazartesi
M E V L I D 155
istemek: aramak» izini arayp sormak
iy: ey
izz» izzet (a): deer, kymet; yücelik» ululuk; hürmet
K
Kâbiz (a): (ruhlar) alan» Allah
kabz (a): alma» ruhu alma
kaçan, ne zamankadem (a): ayak
Kadîm (a): öncesi» balangc olmayan, eski (Allah)
Kadîr (a): kudret sahibi (Allah)
Kadir (a): kudret sahibi» kudretli (Allah)
Kahhâr (a)
:
pek kahredici, eden; yok eden (Allah)
kamu: bütün
kân (f): maden ocakancaru: nereye
kanda: nerede
kang, kank: hangi
kan: hani, nerede
karanu: karanlk
karîb (a): yakn, Allah'a yakn (Hz. Muhammed)karz (a): ödünç verme, borç verme
kasr (a): kusurlu
kâsi (a): skntl, sknt içinde, kalbi duygusuz, dar ve katgönüllü
kasr (a) etmek: ksaltmak
kat; pek, çok, ziyade
Kaviyy (a)
:
kuvvetli, güçlü (Allah)
Kayyum (a): ezelden ebede kadar duran, daimî olan, baki ve
kâim olan (Allah)
Kefîl (a): kullarnn ilerini üzerine alan, onlara kefalet eden
(Allah)
kelâm (a): söz
keler: küçük kertenkele
Kelim (a)
:
(Allah ile) konuan
kem (f )
:
noksan, eksik
156 M t V L I D
kem v kemm (a): mikdar, say ( bî-kem: kemiyeti, nicelii
izah edilmez ekilde)
kemâlât (a): (bilgi ve ahlâk bakmndan) olgunluklar
kemter(f): daha aa, deersiz, itibarsz; eksik, noksan
kendüzi: kendisi, kendi
Kerîm (a): kerem sahibi, cömert, ulu, büyük (Allah)
kevn (a): olma, var olma, meydana gelme; varlk
key: iyi, iyice, hakkyla, çok iyi ekilde
kf: kap, kadeh
klavuz: klalm .
kyam (a): namazda ayakta durma (iftitâh tekbîri ile rüku1*
arasndaki ksm)kiçi: küçük
kimesne: kimse
Kirdgâr (f): mutlak fa'âl olan (Allah)
kovmak: ardndan gitmek
Kuds (a): Kudüs (Filistin'in merkezi olan ehir)
kullukç: bekçi, nöbetçi
kür (f): kör
kurbet (a): yaknlk, yakn olmak
kurbiyet (a): yaknlk
kura (a): yuvarlak, tekerlek, küre; yldzlarn (ay ve güne*
in) uzaktan düz ve daire eklinde görünen yüzü
kusur (a): kasrlar, köklerkut (a): azk, gda, yiyecek
kül, küll (a): bütün
Kürsi (a): Gök yüzünde Ar'n altnda olan ve levh-i mah-fuzun (Allah tarafndan kader olarak tayin edilen eylerini
yazl olduu manevî levhann) bulunduu yer
L
lâcerem (a): üphesiz
lafz (a): söz, kelime
la*l (a): krmz ve deerli bir ta (la'l-ve: la'l gibi))
lâ - yemût ( a) : ölmez
la - yenam (a): uyumazLâ-yezâl (a)
:
zeval bulmaz, yok olmaz, bitmez (Allah)>
M E V L 1 D 157
ledün (a): bir eyin iç yüzü, gayb, sr, gizli olan ey. (ilm-i
ledün: gizli olan eyleri açarak gösteren, Allahn srlarnöreten ilim)
devlâk (a): sen olmasaydn ("sen olmasaydn felekleri yarat-
mazdm' kudsi hadisine iaret)
ieyl (a) s gece •
<îk (f): lâkin, fakat
lâkin (f): lâkin, takat
M
iMâcid (a) : an ve eref sahibi olan (Allah)
mabûn (a) - aldanm, aknmarib ( a )
: garp, bat
mâh (f ) : av
mâhasal (a), hâsl olan, meydana gelen, ey, netice
Vlahmûd (a): namd edilmi, öütmü (Hz. Peygamber)
mâh-rû (t) • ay yüzlü
mâh-ve (f); ay gib ; (güzel olan)
cnakdem ( a) : gelme, geli
mâli (a) : dolu
Mâlik ( a) : her eye sahip olan (Allah)
Mâni’ (a): meneden, engel olan, alkoyan (Allah)
manzar (a) : görünü, yüz, çehre
mâsivâ (a): Allah’tan baka bütün varlklar, dünya ile ilgili
olan eyler
cnastûr (a): yazl, yazlmmark (a) : ark, doucneâni (a): mânâlar
Mecîd (a) : an ve eref sahibi, büyük, ulu (Allah)
mecûsi ( a) : Zerdüt dininden olan, atee tapan
meddâh (a): çok medh eden
meded (a): yardm, imdat
- medin: zarf - fiil (meden) : gelmedin
meh - cebin (a) : ay alnlsnehdî (a): kendisine doru yol gösterilmi . olan, hidayete
eren (Hz. Muhammed)meh - peyker (f): ay yüzlü, yüzü ay gibi parlak ve nurlu olan
158 M E V L 1 D
meh - suret (f-a): ay görünülü, ay yüzlü
mekr (a): hile
melce* (a): snlacak yer
melih, meliha (a): güzel
memat (a): ölüm
inence* (a) : necat bulma, kurtulma yeri
Mennân (a) : çok Jutuf ve ihsan eden (Allah)
merhum (a) eylemek: merhamet etmek, acmakMerve (a): Mekke'de bir da (Merve ile Safa arasnda hac-
lar yedi kere gidip gelirler, sa'y ederler)
mesâvi (a): fenalklar, kötülükler
meskenet (a): fakirlik, yoksulluk
mestur ( a) : örtülü, örtülmü, gizli
meâm (a)
:
burun, koku alma yeri
Metin (a) : salam (Allah)
mevc (a): dalga (mevc urmak: dalgalanmak)
Meymûne (a): Hz. Peygamberin zevcelerinden biri
msr (a): ülke, memleket
midhat (a): öme, öü, medihmilket (a): ülke, memleket
mfrâc (a)
:
yükselme, çkma; Hz. Muhammed’in göe, Al-
lah'n huzuruna çkmasmir*ât (a)
:
ayna
miskin (a): âciz, zavall, yoksul
mizan (a)
:
terazi, ölçü
muaf ( a) : öff olunm \ balanmmuallâ (a): yüce, yüksek
mu'attar (a): güzel kokulu
mu'cizât (a): mucizeler, peygamberlerin yaptklar halk âciz
brakan ve hayrete düüren harikulade iler, hareketler»
hallet
mufaddal (a): üstün klnm, bakalarna üstün tutulmu
Munî (a)
:
zenginlik veren, zengin eden, doyuran, gönlü
tok klan (Allah)
Muhsî (a): sayan, zabt eden, bilen (Allah)
Muhsin (a): ihsan ve lutufta bulunan (Allah)
Muhtar (a): seçilmi, seçkin (Hz. Muhammed)Muhyî (a): hayat veren, dirilten, canlandran (Allah)
M E V L I D 159
Muîd (a): iade eden, avdet ettiren, eski hâline getiren (Allah)
Muîn (a): yardm eden, yardmc (Allah)
Muizz (a): izzette bulunan, izaz ve ikram eden, arlayan, de-
er kazandran (Allah)
mukaddem (a) : önde olan, önden giden, önce gelen
Mukîm (a): daimi olarak duran, kalan (Allah)
Mukît (a): koruyan, azk veren kuvvetli» kudretli (Allah)
Muksit (a): adalet ve insafla hareket eden, dorulukla iç
gören (Allah)
muktedâ (a): kendisine uyulan, örnek tutulan, önde bulunan
muntazr (a): gözleyen, bekleyen
murassa (a) : kymetli talarla süslenmi
Murtazâ (a): kendinden ruemnun olunan, beenilen; beenil-
mi (Hz. Muhammed)musavver (a)
:
tecessüm etmi, cisimlenmi, ekil almMusavvir (a) s suret ve ekil veren (Allah)
Mustafâ (a): seçilmi, seçkin (Hz. Muhammed)mutiamak: müjdelemekmutahhar (a) : temiz, mübarekMu'ti (a): atada bulunan, veren (Allah)
muti* (a): itaat eden, boyun een, itaatli; balmuttasl (a): durmadan, aralksz, bitteviye; ard ardna, bi-
tiik, aras kesilmeyen
Mübdi' (a): ei ve benzeri olmayan eyler yaratan, yaratc(Allah)
mübîn (a): iyiyi, kötüyü, hayr, erri doru ile yanl ayranbildiren (Kur'an)
moberrâ (a): beri, iliii olmayan
Mücîb (a): istekleri kabul eden, dilekleri yerine getiren, ya-
pan (Allah) Hz. Peygamberin vasf olarak da kullanlr
Müctebâ (a) : seçilmi, seçkin (Hz. Muhammed)müdâm (a): dâima devaml surette, aras kesilmeksizin,
sürekli
mükâhhal (â) : sürmeli, sürme çekilmi
Mümît (a)
:
öldüren, öldürücü (Allah)
mün 4
adim (a): yok olan
münezzeh (a): temiz, ar, noksanlardan beri; uzak, iliii
olmayan
M E V L I D
münhezim (a): hezimete uram, malup, yenilmi
münîb (a): asilii brakarak Allah'a yönelen, balanan (Hz*
Muhammed’in vasflarndandr)
Mün’im (a): nimet veren (AHah)rnunîr (a): nurlandran, k veren, parlak (Hz. Muhammed’in
vasflarndandr )
müntekl (a): intikal eden,geçen
mürsel (a): gönderilmi, peygambermüselsel ( a)
:
ard ardna, aralar kesilmeden, zincirleme, bir-
birine bal, sras ile, silsileli
müstani (a): doygun, ihtiyaç duymayanMüstcân (a): kendilinden yardm istenen (Allah)
mük (f): misk
mürik (a): Allah'a ortak koan, Allah'n birliine inanma-
yan, kâfir
mütak (a): özleyen, özleyic, görecei gelen, görmee can
atan
müzeyyen ( a) : süslenmi, süslü
Müzill (a): zelil klan, alçaktan (Allah)
müznib (a): günah ileyen, günahkâr
Nâfi* (a) s fayda veren (Allah)
nâgehân (f): ansznnâhi (a): kötülükten, fena eyleri yasak eden (Hz. Mu-
hammednaîm (a) : Cennetin bir tabakas, ksmnâle (f): inleme, inilti, feryat!
nâr (a): atenâs (a): insanlar, halk
Nâsr (a): yardmc, yardm eden (Allah)
nâsih (a)
:
nasihat veren
Nâir (a) s datan, açan, yayan (Allah)
nâzenin (f): narin, nazl, ince
Nâzr (a)
:
gözeten, gözetleyen (Allah)
nebi (a): peygambenecat (a)
:
kurtulu, kurtulma
M E V L 1 D 161
nefsi (a)
:
nefsim
nehâr (a): gündüz
nerdüban (f) s merdiven
nesâyih (a): öütler, nasihatler
Nesb (a): nesebi temiz, soylu (Hz. Muhammed)neybet (a)
:
bando, müzika (padiah saraylarnda günde be*-
lirli zamanlarda çalnan davul ve borazan)
nezir (a): birini hidâyete erdirmek, doru yola sokmak için
korkutan, göz da veren (Hz. Muhammed)nice: nasl; ne kadar, kaç
nida (a) : ünleme, seslenme ®
ngâr (f): (resim gibi, nak gibi) güzel
nig - nâm (f): iyi adl
nîgû - siret (f - a) : iyi. huylu
nilân (f): gizli
nikâb (a)
:
yüz örtüsü, peçe, örtü
niyâbet (a): vekillik, birinin yerine vekil olarak i görme- nuz, - nüz: emir çokluk 2. ahs eki (bugün -iniz, -iniz
eklinde: gizlenuz, dinüz “gizleyiniz, deyiniz gibi*’)
nübüvvet (a): peygamberlik
nüh (f ) : dokuz
nüzul (a): konma, konaklama
O
od: ateoldurmak: vücuda getirmek, var etmek, yaratmak
olmaysard: olmayackt
oluban: olarak
pak - din (f-a): temiz dinli
pâkize - zât. (f - a) : temiz, sâf, hâlis kimse
para, pare (f): parça
penâh (f): snacak yer
perr (f)
:
kanat
pervâz (f) etmek: uçmak- F. 11
pes (f): o halde, öyle ise; sonra
peyk (f) : haberci
pil (f): fil (p ilçesin: fil kadarn)prehen(f): gömlek
pie (f): sanat
pûlâd ( f) : çelik
pür (f )
:
dolu, çok fazla (kelimelerin önüne gelerek birleik
sfat yapar, pür-nur: çok nurlu)
. R
Kâfi* (a)
:
yükselten, yükseltici (Allah)
Kahîm (a): acyan, merhamet eden, esirgeyen, koruyan,
âhirette mü’mîn kullarna rahmet eden (Allah)
Kahmân (a): çok acyan, esirgeyen, herkese merhamet
eden (Allah)
Tah (f): sür'atli (yürük) ve güzel at
Rauf (a): çok esirgeyen, acyan, merhamet eden (Allah)
râvi (a): rivayet eden, nakl eden
Tavza (a): bahçe, Hz. Peygamberin mezarnn bulunduu yer
(Ravza-i Mutahhara)
Tef’ (a): olmak: Kalkmak, yukar kalkmak
Te’fet (a): merhamet, lutf, acma, esirgeme
refik (a): arkadaRefref (a): yeil döek, ince ipek kumatan yaplm örtü,
sergi
remîm (a): çürümüresm (a): tarz, ekil, suret
Resul (a)
:
elçi, peygamber (Kitap sahibi peygamber: öbü-lerine nebi denir) Hz. Muhammed
Reîd (a): doru yolu gösteren, mürid (Allah)
revân (f): olmak: gitmek, yürümekrevnak (a): parlaklk, güzellik
Rezzâk (a): çok rzk veren, bütün mahlûklarn rzkn veren
(Allah)
Rdvân (a)
:
Cennetin bekçisi, kapcs olan melek
riPat (a): yükseklik, yücelik
risâlet (a): elçilik, peygamberlik, resulluk
M E V L 1 D
rû-nümâ (f): yüz gösteren, meydana çkanrûcn (f): aydn,, parlak
rûz ( f) : gündüz
rüzgar (f): zaman, vakit
rükn (a): bir eyin esas, temel direi; nüfuzlu, muteber»
kuvvetli kimse
rükû* (a)
:
.namazda elleri dize dayayarak eilmerüsül (a): resuller, peygamberler
S
sabâ (a): hafif ve latif rüzgâr
saçu: saçlan ey (düünlerde, yenliklerde saçlan para v.s.)
sad (f): yüz (say)
sâdât (a): seyyidler, efendiler
sadr (a): göüssaf, saff (a): dizi, sra
Ba: say, hesap, miktar
sahâbi (a) : Hz. Peygamberi görmü ve onun sohbetinde bu-
lunmu olan mümin kimse
sahî < a) : eli açk, cömert
sâhib - kemâl (a - f) : kemal sahibi, olgun
Sahre (a): (lügat mânâs kaya) Kudüs’te Harem-i erif
içinde bulunan, Kubbet-üs-Sahre veya Sahret-ullah deni-
len yer. brahim Peygamberin olunu kurban etmek üzere
götürdüü bu kayann sa tarafnda, Mi’râc gecesi Hz. Pey-
gamber namaz klm ve Burak’a binip buradan göklere
yükselmitir,
sakil (a): arsanem (a): put
Sâni* (a): meydana getiren, yaratan (Allah)
sanmak: düünmek, tasavvur etmek; zannetmek
savt (a): ses
- savuz, - sevüz: art çokluk 1 . ahs eki (dirsevüz: dersek)
sâyebân (f): gölgelik, koruyan
sayru: hasta
sâz (f) eylemek: hazrlk yapmakseb', seb’a (a): yedi
164 M E V L 1 D
«eb* t%âk (a): yedi kat gökler
sebk (a): ileri geçme, ilcrileme
secdet (a): secde
•elim (a): ayp ve kusuru olmayan, salam, doru (Hz. Fey-
gamberin vasflarmdandr)
•em* ( a)
:
kulak
semâvât (a): semalar, gökler
«emen-zâr (f): yaseminlik, yasemin bahçesi
* Semi* (a): iiten, duyan (Allah)
sena (a) : övme, övüseng - sar (f) : talk, ta bol yer; taa tutma
•er - nigû* (f): baaa çevrilmi, ters dönmüserteser (f ) : batanbaa, hep, bütün
•erver (f): ba, bakan, reis, babusetr (a) : örtme gizleme kapamaSettâr (a): günahlar örten, gizleyen (Allah)
seyyid (a): etendi
seyrân (a): gezinme, gitme
*dk (a): dotuluk, yürek temizlii, halislik
Sidre (a): Ar’m sa tarafnda altnc veya yedinci gökte
bulunan bir aaç. Yannda cennet vardr ve cennetin ne-
hirleri onun altndan akar Bu aaca Tuba diyenler de
olmutur. Muttaklerin ve ehidlerin ruhunun mekândr.Bu aacn ötesine hiçbir mahluk geçemez, ötesi Allah’n
zât âlemidir. Beer bilgisinin ve amellerinin, yldzlarn ve
eb*âdn son hududu burasdr. (Sidre'nin lügat manâs**Arabistan kiraz**)
Sirâc (a): me’ale, çera, kandil, mum, k (Hz. Muham-med)
•ivâ (a): gayr, baka maada (mâ-svâ: Allah'tan gayri bü-
tün varlklar, mahlûkat ve mükevvenât; dünya ile alâkal
olan eyler)
söyünmek: sönmeksubh (a)vsabah
sûf (a): yünlü dokuma, sof
aun‘ (a)
:
yapma, meydana getirme: san’at, i, mârifet, ma-
haret
sûretâ (a:) görünüte, zâhiren
M E V L I D 165
bûz (f):’ yanma, yan, yanp yaklma; yakc, yakan
8Ü (su): asker
Sübhân (a): her türlü kusur, ayp ve eksiklikten münezzeh,
uzak (Allah)
sücûd (a): secde etme, namazda aln, el ayasn, dizi ve
ayak parmaklarn yere getirmek suretiyle yaplan hareket
Sündüs (a): Hz. IVJuhammed'in doduu zaman meleklerin
döedii döek (lügat mânâs “altn ilemeli nakl, par-
lak renkli ipek kuma, ince atlas")
sünnet (a)
:
Hz. Peygamberin i, hareket, âdet ve sözleri, er-
kek çocuklara çaplan dinen mecburi tbbi ameliye
sürür (a)
:
sevinç, ne*e
süvâr (*f) : ata binmi, binici, binen (süvar olmak: binmek}
5
âd (f ) : sevinçli
âdân (f): sevinçli, ne*eli
âdi (f )
:
sevinçlilik. memnunluk, ferahllk
âdmân (f): sevinçli, ne eli, memnunâhvâr (f): padiahlara lâyk
ak (a)
:
parça; parçalama, yarma, ayrmaâkir (a): ükr eden, karlat durumlar ükür ile kar-
layan
âm (f): akameb (f): gece
efâat (a): günahlarn balanmas, suçun affedilmesi veya
bir dilein yerine getirilmesi için araclk yapma, ricada
bulunmaefâat havuzu: maherde Hz. Muhammed'in ümmetinden önce
oraya gidip müminler için efaatte bulunaca yer. Bâz»
tefsircilere göre. Kevser bu havuzdur.
efi* (a): efaat eden, efaat edici
ehd (a): bal
ehd (a): gören, müahade eden, tank olan, bilen (Allah}
ek (a): üpheekûr (a): ükürleri kabul eden (Allah), çok ükr eder»
(Hz. Muhammed’in vasflarndandr)
166 M E V L 1 D
ems (a) s güneer* (a): din yolu, din kaideleri* eriat
erîf (a): erefli, mübarek; soylu, asil (Hz. Muhammed'invasflarndandr)
e (f): alt
emek: çözmek
irk (a): Allah'a erik koma* müriktik* Allah'n birliine
inanmamaua* (a): k, nühûd (a)
:
âhidler, tanklar
taab (a): yorgunluk, halsizlik
tâat (a): Allah'n emirleini yerine getirme* ibadet
Tâbi'în (a): Hz. Peygamberin ashabndan sonraki nesil. Bun-
lar Hz. Muhammed'i görmü olanlarn meclisinde buluna-
rak hadis nakl etmilerdir,
tabi (a): davul
Tâhâ (a): Kur’ân- Kerîm'in 20. suresinin ad ve ilk kelimesi.
Hz. Muhammcd’in adlarndan biri (Bâz müfessirce t ”ta-
hir: temiz” he ”hâdi: doru yolu gösteren” mânâsna gel-
mektedir).
tahiyyât (a): namazda otururken okunan* dua (et-tahiyâtü)*
namazda oturup dua okuma, (lügat mânâs ”AlIah ömürversin” eklinde selâm vermek* hayr dua etmektir),
tâhir ((a): temiz, pâk, artahmîd (a): hamd etme, ükr etne, "elhamdü li’llâh: Allah'a
hamd olsun** demetakdis (a) s Allah'a sükr etme; mukaddes bilme, kutsal tutma;
büyük sayg gösterme
Tâk- Kisrâ: Susânî hükümdarlarnn (imdiki Badad civarn-
daki merkezleri) Medâyin ehrinde bulunan saraylarndaki
büyük ve yüksek tak, kemertal* at (a): yüz. çehre
tamu: cehennemtan: hayret, taaccüp, arma (tana batmak: aknla dü-
mek, armak)
M E V L I D
tana kalmak: armak, hayrete dürmek, çaça kalmak
tarîk (a): yol
ta: dtavaf (a): etrafn dolama, Ka'be’nin etrafn belirli zamanda
ve usûlüne uygun olarak dolamatayr (a): kutebâh (f ) : mahv olma, yok olma, yklma, harab olma, bo-
zulma, berbat olma
tecellî (a) : görünme, belirme, Allah'n sr ve kudretinin, ese-
rinin ahslarda ve eyada görünmesi
tehll (a): "lâ-ilâhe illâ'llâh: Allah'tan baka ilâh yoktur"
demek. slâm dininin esasn tekil eden Allah'n birliini
ifade eden "Kelime-i ehâdet" i tekrarlamak
tekbîr (a): "Allahü ekber: Allah en büyüktür, ulularn ulu-
sudur" demek
te'kîd (a): kuvvetletirme, salamlatrma, üstünde durmatemcîd (a) : Allah'n büyüklüünü, ululuunu anma, tazim,
ululama
temenni (a): dilek, istek, dileme (temenni klmak: dilemek,
istemek)
ten (f): vücut
teng (f): yük dengi, denkterah (a): keder, gam, tasa, üzüntü
terîb (a): rabetlendirme, deerlendirme, itibarlandrma
tevfîk (a): yardm, muvaffakiyet verme
tevhîd (a): Allah'n birliine inanma
Tevvâb (a): Kullarnn tövbesini kabul eden (Allah)
tezarru' (a): yalvarma, yakarnatezvir (a): yalan süsleyip püsleyip söyleme; hile yapmatbak (a) : tabakalar, katlar
tfl ( a) : çocuk
tiz, tîz (f): tez, çabuk
tonukmak: donuklamak, parlakln n kaybetmektoylamak: ziyafet vermek, arlamaktûtî (f): papaan, dudu kuutuyûr ( a) : kulartütün: duman, kvlcml duman
M E V L 1 D
u (f): ve
- uban, * üben: zarf - fiil eki (- up’tan genilemi, bugün kul-
lanlmaz: açuban. aluban. diyüben, görüben gibi)
ubûr (a) : geçmeuçmak: c<unet
ukbâ (a) : âhiret, öbür dünya
ulalmak: büyümek, yetimekurmak: vurmak (yardmc fiil olarak ta kullanlmtr )
urûc (a)
:
yukar çkma, ama, yükselme
urunmak: giymek, giyinmek
usûl (a) : asllar
u: ite
uak (a:) âklaruyûb(a): ayplar
ü (f): ve
ürimek: sallamak
üftâde (f): dükün, dümüümem (a): ümmetler
ümmet (a): bir peygambere inanp balanan cemaat, halk
Ummü Hâni (a): Ebu Tâlib*in kz ve Hibeyre’nin zevcesidir.
Hâni adl çocuundan dolay Ümmü Hâni denmitir, asl
ad Fâhte#
dir
ün: ses, sadâ
ündemek: çarmak, dâvet etmek
üde (uda): ite
vâ (a): ah, yazkl
vâcib (a) : gerekli, yaplmas din bakmndan lüzumlu olan
Vâcid (a): vücuda getiren, var eden; varlk, bulu, zenginlik
kudret ve ilim sahibi (Allah)
Vâhid (a): bir, tek (Allah)
M E V L 1 D J69
vah (a) : hayvan, 3aban hayvan
vahy (a): bir hususun veya bir emrin Allah tarafndan bir
melek vastasyla bir peygambere bildirilmesi, bildirilen söz
ve emir (Allah'n Cebrail vastasyle Hz. Muhammede bil-
dirdikleri)
Vâl (a): mâlik, sahip, efendi, iyilik yapan (Allah)
vâlih.(a): arm, akn, hayrete dümüvarbilevüz: varabilelim, gidebilelim
Vâris (a): her ey yok olduktan sonra kalacak olan (Allah)
Vâsi* (a): geni, her eyi kuatan (Allah)
vech (a): yüz
Vedûd (a) : çok seven, çok muhabbetli (Allah)
vehbet (a) : verme, balama, ba, lütuf, ihsan
Vehhâfc (a): çok veren, çok balayan (Allah)
Velî, veliyy (a): seven, dost, sahip (Allah); ermivilâdet (a): doma, douvisal (a): ulama, kavuumavuhû (a): vahi hayvanlar
%
vuslat (a): ulama, sevgiliye kavumavuzû’ (a): abdeat alma, abdest
vü (f ) : ve
yâ (a): ey
yaban: kr, ehir dya: dümanyahi: güzel, iyi
yapmak: kapamak (kapy)yarak, yara: hazrlk, yol hazrl; hazrlama, teçhiz (ölü-
nün ykanmas, • hazrlanmas)
yarlgamak: acmak, rahmet etmek» günahn balamakyarlk: emir, ferman
Yâsin (a): Kur’ân- Kerîm'in 36- sûresi ve ilk kelimesi. Tef-
sirciler buna çeitli mânâlar vermilerdir, ya’ nn “yâ: ey*#
sin’in “seyyid: efendi’* mânâs ifade ettiini söyleyenler
vardr. (Hz. Muhammed’in açlarndandr)
yavuz: kötü, fena
170 M E V L 1 D
yazuk: günah*, suç
yebâb (a): ykk, harap
ye, yi: daha iyi ve üstün, en iyi ve üstün
yigil: ye (emir)
yiit: genç, delikanl
yirek, yiirek: daha iyi, müreccah
yilmek: komak, bir eye deer verip ardndan gitmek
yirinmek: üzülmek, esef etmek
yirmek: kötülemek, beenmemekyitürmek: ulatrmak, eritirmek
Yûsuf (a): srail oullarndan Ya’kub peygamberin olu. Gü-zellii ile mehur ve güzelliin timsâlidir. Yûsuf ve Zelihâ
hikâyesi Kur*ân- Kerîm'de de anlatlmtr,yumak: ykamak
z
Zahir (a): görünen açk, belli, meydanda (Allah'n adlarn-
dandr)zahm (f) : yara
zahr (a): arka, srt
zâkir(a): zikr eden, anan
zar (a): zarar
zar (f) : alama,yüksek sesle alayp szlama
zârî ( f) : alama szlama, alayp inleme
zârr (a): zarar veren
zemzeme (a) : ses, namezerk (a) : hile, riyâ, ikiyüzlülük
zerzât (a) : zerreler
zî (0: ne iyi. ne güzel
zînet (a) : süs
znhâr (f): sakn, aman; muhakkakzi*n-ni‘am (a): nimetler sâhibi
*ulem (a) : karanlklar
Zü’l-celâl (a): celâl, ululuk sâhibi (Allah)
zünûb (a)
:
günahlar
BBLYOGRAFYA
Al! (Gelibolulu ), Künh-ül-ahbâr, Üniversite Ktp., T. Y. 5959
ve matbu, V» st. 1277.
Ali Emirî, Fuad Bey’in Süleyman Fakih ve Mevlid-i erif ma-kalesine cevap: Osmanl Tarih ve Edebiyat mec., sa. 11.
st. 1335.
Ate, Ahmet, Süleyman Çelebi - Vesîletü’n-necât - Mevlid,
Ankara 1954.
Ate, Mustafa, Ahmed’in Mevlid’i - Bir ksmnn KarlatrmalMetni ve Süleyman Çelebi’nin Eseri ile Ksa Bir Mukayese:
Mezuniyet tezi, st. 1952.
Aymutlu, Ahmet, Süleyman Çelebi’mn Hayat ve Eserinin
Edisyon Kritik’i, mezuniyet tezi, st. 1946; Süleyman Çe-
lebi ve Mevlid-i erif, st. 1958.
Banarl, Nihad Sami, Resimli Türk Edebiyat Tarihi, st. 1948;
Büyük Nazireler - Mevlid ve Mevlid’de Millî Çizgiler, lrt.
1962.
Beli (Bursa’l), Güldeste-i Riyâz- rfan, Bursa 1302.
Jiursal M. Tahir, Terceme-i Hâl-i Nazm- Mevlid-i Nebevi
Ef~feyh Süleyman Çelebi, st. 1323; Osmanl Müellifleri.
II, st. 1328.
Cevdet Paa, Ksas- Enbiyâ, st. 1331 ve st. 1966.
Çaatay, Neet, Mevlid Okutma Gelenei Hakknda: Din Yolu
dergisi, 28, Ankara 1957.
Çantay, Haan Basri, Kur’ân- Hakim ve Meâl-i Kerîm, 1 - 111,
Dördüncü bask, st. 1962.
Danimend, smail Hami, zahl Osmanl Tarihi Kronolojisi,
I, st. 1947.
Engelke, Irmgard, Sulajman Tschelebi’s Lobgedicht aut die
Geburt des Propheteen (Mevlid-i erif), Halle 1926.
172 M E V L 1 D
Evliya Çelebi, Seyahatname, II, st. 1324.
Faik Read, Tarh-i Edebiyyât- Osmâniyye, st. 1329.
Fuchs, H. v Mavlid: Encyclopedie de l’Islâm, 11, Leiden 1 926.
Gibb, E. J. W., A History of Ottoman Poetry, I, London 1900.
Hammer, Purgstall, Geschichte der Osmanischen Dichtkunst»
I. Pesth, 1836.
Hammer (Mütercim: Atâ), Devlet-i Osmâniyye Tarihi, I - 11.
st 1329.
Hatice, Süleyman Çelebi ve Mevlüdü: Mezuniyet tezi, st. 1931»
Hüseyin Vassâf, Vesîlet-ün-necât, st, 1329.
brahim Necmi. Tarih-i Edebiyyât Dersleri, 1, st. 1338.a
Karaçak, Zafer, Süleyman Çelebinin Mevlid’i, mezuniyet tezi,
st. 1944.
Köprülü M. Fuad, Süleyman Fakih - Mevüd-i erif: kdamgazetesi, sa. 6095, st. 28 Kânunusâni 1329: Eski airle-
rimiz -Divan Edebiyat Antalojîsi, st. 1934.
Köprülü M. Fuad - ehabedden Süleyman, Yeni Osmanl Ta-
rih-i Edebiyyât, st. 1332
Latifi, Tezkiret-ü-üarâ, st. 1313.
Mac Callum, F. Lyman, The Mevlidi Shrnf by Süleyman
Chelebi, London 1943.
Mias, Kâmil, Hazreti Muhammed’in Doum Günü ve Mevlid
htifali: Tasvir gazetesi, sa. 1244, st. 12 Ocak 1949.
Pekolcay, Necla, Türkçe Mevlid Metinleri, 1 - II, doktora tezi,
st. 1950; Süleyman Çelebi rnin Mevlidi Metni ve MeneiMeselesi: Türk Dili ve Edebiyat Dergisi, VI. st. 1954, s.
39 - 64; IsIâm Türk Edebiyat Tarihi, I, st. 1967.
Rza (Bursa’l), Musahhah Mevlid-i erif, st. 1327.
Saman, Ali Rza, Mevlid Nasl Okunur ve Mevidhânlar, st.
1951.
Süreyya M., Sicill-i Osmâni, st. 1311.
Saltk, Gazali, Süleyman Çelebi ve Mevlidi Hakknda Bir Ted-
kik, st. 1947.
Uraz, Murad, Mevlid ve zah, st. 1956.
Uzunçarl, Israai Hakk, Osmanl Tarihi, I, Ankara 1949.
M E VLÎD 173
Veled Çelebi» Süleyman Çelebi MevlcTi ve Me*hazlan: Hayatmec., sa. 45, Ankara 6 Terinievvel 1927» s. 14-16.
Yazr» ElmaVl M. Hamd, Kur’ân Dil v I -9» st. 1936- 1938.
Yelkenci, Raif, slâm Âleminde En Çok Okunan Türkçe Eser-
Süleyman Çelebi’nin Mevlid Manzumesi: En Son Dakika
gazetesi, 12 Ocak- 14 ubat 1949.
Zeki Megamiz, Medeniyyet-i lslâmiyye Tarihi, V, st. 1328.
Ziya Paa, Harabat, Mukaddime ve 111, st. 1291 ve 1292.
i
Türk Klasikleri
No. 8996
TOPTAN SATIstanbul Devlet Kitaplar Müdürlüü
Ankara, zmir, Adana, Samsun, Elaz ve Erzurum
Bölge eflikleri *
PERAKENDE SATIMillî Eitim Yaynevleri
ve Bakanlk Yaynlan satcs kitapçlar
% 6 KDV DAHL FYATI : 2500 LKA(2358 Lira+142 Lira)