ali püsküllüoğlu

145

Upload: bilal-emrah

Post on 15-Feb-2017

312 views

Category:

Data & Analytics


0 download

TRANSCRIPT

İ l i l d i Y A Y I N L A I U 253 Şİ İK Dİ Zİ Sİ 29

Birinci Basını Temmuz 1976

ALt PÜSKÜLLÜOĞLU

Unutma Onları

BtLGİ Y A Y IN E V İ

kapak düzeni fahri karagözoğlu

ALİ PÜSKÜLLUOĞLU'nun KİTAPLARI ('işaretliler tükenmiştir.)

Ş i i r :

Pembe Beyaz (İstanbul 1955)*Aydınlık İçinde (İstanbul 1956)'Karanfilli Saksı (İstanbul 1958)*Uzun A tlar Denizi (Ankara 1962)'Sırtımızda Kızgın Güneş (Ankara 1965)*U nutm a Onları (A nkara 1976)

A n l a t ı :

Efsaneler (Ankara 1971)*

Dil ü z e r i n e :

ö z Dilimiz (Ankara 1966)K onuşm alar (Ankara 1966)ö z Türkçe Sözlük (A nkara 1966; 4. b as ım : 1975) Yaşar Kemal Sözlüğü (İstanbul 1974)

Sey kiler:

Sevgi Şiirleri Antolojisi (İstanbul 1955)*Şiirimizin D ört Ahmedi (İstanbul 1959)*Yeni T ürk Tiyatrosu (Ankara 1969)*Tiirk H alk Şiiri Antolojisi (A nkara 1975)

UİLGİ BA SIM EVİ - A N K A R A

İ Ç İ N D E K İ L E R

BİLDtRI

Bildiri i 1D ünden Bugüne Türk Şiiri MŞiir 17

D AĞLAR

Dağlar 23Dağ Başı 24Koşm a ........................................................................... 26Sevda Türküleri 28Sevda Türküleri 31Ay, A nadolu Dağları 34A bdal 36İlgaz'dan 38öğretm ensiz öğrenen Çocuk 39Yüreğim 41A nadolu İnsanı 43Güneş 44

Ağaç 45

ÖLÜLER

K ürdo 49Çin Hindi 52Çölde ö len ...................................... , .............................. 55ö lü , O rm an d a. 58K anayan Y aranın Şiiri 61

5

Çarmıh ............................................................... 63öldüren ler de ö lü r 64

SORULAR

U nutma Onları 69Ey İnsan 71Hey, Kardeş 73Ve Sabah O lur İnsanlar G ider İşe 76Sokak 78

Aşkla ..................................., ........................................... 79T ürkü Söylüyor Bir İşçi 80G önül Çelen 82Sorular 84Gökyüzü 86Güneyde 88K arınca ........................................................................... 90Su Birikintisi ile Serçe 92

AŞKLAR

K ar K ar 95A şktır Geride Knhı ı 98Geçen .............................................................................. 100A laturka Bir Şarkı İçin Güfte 101

YAZLAR

Y az 105Yazla 107İlkyazla 108T ürkü 110Su ............................................................. 112Elm adağ Yolunda Bir Çingene Kızıyla Söyleşi 115

V E ÖTEKİ ŞİİRLER

Bitmeyen 119Türkü 120Veysel’e 121Ateş 122M asal 123Faşizm 124

6

Kitap 125Bursa'daki 126Bun 127Sabah 128Sevgi 129G ün 130H alk 131Tarih 132Değişim 133A raf 134Belki 135Yaz 136Çöl 137Sen 138D ağ 139Sincap 140G öl 141İz 142İnsan 143Acı 144Güz 145Gibi 146Kül 147Kış 148Beklenen 149Tepeler 150Midilli 151Papalina 152ö ren 153Ozan 154Tüfek 155Kurşun 156A t 157Hikâye 158

7

BİLDİRİ1

BİLDİRİ

Acısı dile gelmiyorsa halkımın sevinci anlatılmıyorsaneyleyim o m ısrağlan, vazoda gül gibi olsa-

[lar da.

Biraz sert biraz kabaama yine de içten m ısrağlar olmalı şiirde.

Ve önce kendimden başlayarak işe «bunlar şiir mi?» diyorum artık içinde insan bulunmayan şiirlerin yakıyorum hepsini ve düşüyorum yola kurtarm ak için burjuva şairlerin elinde oyuncak olan Türk şiirini!

i l

Çünkü onlarkendi kişisel dünyalarınıiçi boş yüreklerini söylediler boyunaşiir diye....ve girdiler dergilerin baş sayfalarına, okul kitaplarına ve antolojüere.

Bana yanlış öğrettiler her şeyi beynimi yıkadılar,inkâr ettirdiler kendimi ve geldiğim yeri.U nutturdularkavgayı, hayatla.

Oysa güzelim hayatakar giderdi yambaşımda bir ırm ak gibi, kimi kez bulanık, kimi kez pınl pırıl.Bir ana sevgiyle okşardı çocuğunun başmı,bir kız. gülerdi, favorili b ir oğlana,bir yaprak düşerdi,bir kuş kanat çırpardı usulca...

12

Sokak gösterilerinde gencecik öğrenciler araba yakarlardı, yuh çekerlerdi...Dolar satılırdı on üç liraya...,

Bütün bunlarıve daha birçok şeyleri...örneğin türkü dinlemeyi Âşık Veysel’denköylülük saydılar.

Şimdi ben diyorum ki onlara yoksul bir kasabada doğan yalnayak büyüyen şair nerden bulacak yumşak kelimeleri?O, dağ yeli gibidir sarsar.Hani, poyraza karşı bir pınar nasılsa öyledir onun şiiri.Bir ağ ıttırbir türküdürbir nasırlı eldir, tarlada;bir kınalı parm aktırcehizi sandıkta kalan...

A rtık onun şiiri ezberlenecek bir şiirdir.

13

D Ü N D E N BU G Ü N E TÜRK ŞÎİRÎ

Saııa mı kaldı ölmekşu üç günlük dünyadasabrım, ey çelikten kılıcı yüreğimin!Sabah çiyinde ıslanansarı anızları çocukluğumunsana mı kaldı düşlerime girmek ?Ya sen turaçsonsuz bir ötüş olarakbitmez bir kavga gibi?

14

ölü o, bilmez nedenini sınırlara yığılmış karanlıkların, kurşunun;kâkülü alnına dökülmüş yatar, sınırsızlıklarda.Bunu bil öfkem, iğrenme dokunduğun elden, kuşanma silâhını hemen binme hıncın yaman atma, denizi ve güneşi yüreğinde duy!

15

Küsmebile şiirini keskinleşsin.Ona mı kaldı güneşsiz etmek insan elinin çiçeğini?Ölürken birlikte ölürüz yolda birlikte yürüdüğümüz gibi; sabrım, güzel kinim benim sana yazdım bu şiiri!

16

ŞİİR

Böylesi görülmemiştir:Gelmiş kartallar gibi dağdan Sabahın erken saatlerinde Bağdaş kurm uştur korku.

Sular akmamıştır, ağaçlar yeşermemiştir Daha bir kararm ıştır gece,Ozan susm uştur çünkü.

17

Kaniyle yazar şiirini ozan Ta ilk mısrağdan beri Kim bilir kimin söylediği!Bir çeşmedir kalbi onun, Dünya kadar geniştir.

Şiirindedir hayatın ipuçları İnsan coğrafyası, tarih.

Kim suçlu?Kulak verin, şiirdir açıklayan.

Kimdir aydınlıkları önleyen? Şiir söyler bunu.

18

Kim yönetecek ülkeyi?Şiir söyler bunu.Dilidir halkın çünkü ozan.

Ömür üç günlüktür biter Şiirde sürer hayatın filizi, Sürekli bir aşk tır çünkü şiir.

19

D A Ğ L A R2

DAG BAŞI

Şimdi orda silâhlar atılır(bir kurşun da benden ey dünya!) sabaha kadar.

tshak sesibaykuş sesi ve de yusufçuk, «Heey» der bir dağdan bir dağa yeniyetme bir çocuk.

24

Buğdaylar biçilmiştir çoktaaan, mısır toplanmıştır, cevizler firiktir dağda sincaplar kışa hazırlanmıştır.

Sular daha da soğumuş daha gür, daha sağlıklı;(hey yayla!)dağ başım duman almıştır!

25

KOŞMA

Ben çoktaan söyledim bunu, anlamadınız Bir gün olur dedim, büyür bu dalga Toprakta, ıssız dağ yollarında, güneşli kırlarda Gaz lambasıyla aydınlanan m ağaralarda Yağmurda eriyen kerpiç, o t evlerde Sevginin olduğu her yerde konuşulur bu dedim.

O çiyli sabahlan düşünün, işte puslu dağlar Aşağlardan bir şeyler... b ir ırm ak ağır akar (ama durmadan, ama açar kendine yol, dur­

madan)Çok var daha böyle ırm aklar yurdumda Güneşin altın ışıklanyla aydınlanan Gölgesi kendinden büyük çınar ağaçları çok var.

26

Ben koşarken yorulan atları sevmem (Bu topraklarda öyle atlar yoktur çoktaaan

söyledim)Ürken kuşları sevmem, tavşanları...Gün ışırken yola düşen göçleri severim daha

[Çok.Çünkü göçmek yeniyedir, çünkü bir yerlere... Çünkü «ağır ağır giden eller bizimdir.»

27

SEV DA TÜRKÜLERİ

Bir sudur akar ölüm Aşkımıza ve sana ey yâr O artık bir cum huriyettir Dizginlenmez sevdalar

Kim demiş kim söylemiştir Ağacın çürüğü özünden olur Hey anamEzelden de k u rt eniği ku rt olur

28

Şu kumruyu vurmalı Öter çünkü garipçe

Şu dağın ardı dere Şu yolun sonu düz Kim öle kim kala Söylenip gide türküm üz

29

Bütün bunlar halk sözleridir Toplanıp kitaplara geçmiştir Ki senin söylediğin söz Aklımdan çıkmaz

Şu kumruyu vurmalı Ö ter çünkü garipçe

30

SEV DA TÜRKÜLERİ

Ey sen ki yüzün nilüferlere benzerdi A bant’ta göl içinde yüzen Gün vuranda gülen yel esende sallanan Dokunsan bozulan küçük b ir dalgayla eğilen

Ey sen ki eriye eriye tükenen Ne söyler o şürler şimdi Zamanın sesi uzaktan ve ağırdan Ürkekliğin sesi çılgınca ve koşarcasına

31

Ey sen ki neden saçların düşerdi alnına Bir perçem bir güzel töre Ağacın gölgesine düşen serinlik Taşa geçen hayınlık

Ey sen ki şimdi soluk bir gökyüzü Gider durur bir ak bulut Çıkarır burnunu yerden bir köstebek A tlar bir daldan bir dala sincap

Ey sen ki durmadan işleyen yara İlkyazda sıcak temmuzda güzde ve kışta Giden derinden derine Soluyan terli bir a t gibi

32

Ey sen ki bir atsın işte kan te r içinde Sırtına zalımların bindiği Nasıl da korkunç sesi kırbacın Nasıl da yatarsın boylu boyunca

Ey sen ki sevgili ölüAh evet unuttum yüzyıllar süren kavgam Bir ozan çıkıp anlatmalı bunu Bir ağıt değil bu bir halk türküsü

Ey sen ki türkülerin çıkağı güzel Şiirler ne der tü rkü ler varken Kentler ne der dağlar varken Ve ovalar ırm aklar ey benim can Türkiyem

33

AY, ANADOLU DAĞLARI

Ay, o her zaman gülümseyenHiç acıkmayanHiç yakınmayanHiç yenilmeyenAnadolu dağlarının üstünde.

Anadolu dağları ki Bir yam uçurum Bir yanında sis boran Hüzünlü bir ağ ıttır orda gece.

34

Dolanır gider aşağdan Bir su: Seyhan’dır, F ıra t’tır.Bir ova, sarıdan doğru yeşile.Bir insan, yağız.Bir türkü, söylenmedik:

«Dolanı ay dolanıBıldırcın derler bir kuş var, güzel değil Ama kuşkusu deli eder insanı.»

Atıyorum kurşunumu karanlığın içine!

35

ABDAL

N urhak’ta bir adam bıçağı gümüşten Sapı kara ama incecik bir ışık düşer üstüne

Bütün vurulmuşları bir bayrak yapan Ele avuca sığmayan çılgınlığıdır

36

Çünkü o çok eski bir kavgadır gecede Uzak çağlan bugüne bağlayan

Sakallı adam lar gibi dağlardaÇok güzel silâhlandırdığı yalnızlıktır

37

İLGAZ’DAN

«Ey sen bire bir bile vermeyen toprak Gözümüz sende.Çifte koşulu öküz, sana derim Gözümüz sende.»

Böyle söyler İlgaz’da Tohumu toprağa atan Ahmet,Erken sabah, geç akşam Gün ne, ay ne, yıl ne Tozlu yollar boyu, kağnıyla.

Sen İlgaz’dan geçtin mi ağustosta?

38

ÖĞRETMENSİZ ÖĞRENEN ÇOCUK

Belki de şimdiAlfebeyi bile bilmeyen b ir çocuk Kuş avlıyordur kuş gibi Ayakları yalm elleri çatlaik

Yaz bir şey demez ona Kışın söylediği ise kar türküsüdür Onun tırmandığı ağaca Kimse tirmanam az düşmeden

Bütün bitküeri büir Orman hayvanlanan evcilleri Gün doğmadan işe gidilir O da gider

39

Büyüyünce önüne çıkan Sarp kayalarda geyiklerdir Döner akşam a avdan Sevindirir çocuklarım

Şunca yıla karşı Çok yaşasın cumhuriyet Bir avuç göz yaşı Avutsun isteyeni

40

YÜREĞİM

— Bülent Ecevit’e —

Benim yüreğim Dayanmıştır nice acıya Buna da dayanır Yiğit yüreğim, sevecen yüreğim Umudu hiç bitmeyen

Çizer yere bir gölge En dönülmez korkuyu Ona da dayam r Aydınlığı hiç yitmeyen Yiğit yüreğim

Dostu dost düşmanı düşman Canı can bilen Boşuna değil gönül verdiği Güzel günlere Can kuşum

41

İnce bir su gibidir o Sızmıştır nice toprağa Yine de sızarGücü dağ yeli yüreğim, dağlım Yiğidim

Eller ki sıktığın K arartm asın içini Gelecektir çünkü insanın kendi Göğsümüzün sol yanında

42

ANADO LU İN SA N I

Nice acılardan, yıkımlardan EzinçlerdenBir yanı yasta, karyağdı Bir yanı sevinçte, güneşlik Bir başka yanı savaşta

Nice kıtlıklardan Sıkıntılardan Didinmelerden sonra Yine de gülenYine de şaşkıyla bakan dünyaya

Askere giden Vergi veren Oy verenVe bir karış toprak için can veren

43

GÜNEŞ

Sabahı istekle bekliyorum,Çünkü çıkıp gelecek güneş dostum. Aydınlatacak yeryüzünü;Sevgiyle okşayacak, biliyorum O sıcak elleriyleÇimenler, kumlar üzerinde beni. Söylerken türküsünü Kendi lıalince börtü böcek Yerdeki karınca,İncitmeyecek onu bile.

44

AĞAÇ

Dün bir ağaç vardı bu bahçede Bugün yok.

Kesmişler güzelim ağacı Kazmışlar bahçeyi Kocaman bir yapı dikmek için.

Nasıl güzelleştirdiğini yeryüzünü Ağaç bu, dili yok ki söylesin!

45

Ö LÜ LER3

KÜRDO

Gün dönerakşamın kara serçeleri gelir konar birazdan, ağaçlara. Gecenin kan , yağmuru yağar üstüne.

O, aldırmaz; ölü çünkü. Davranmadan silâhına vurulm uştur

49

Sigara yakamaz artık, çamakla; kaçak tü tün sarıp.Kurşun sıkamaz Sürmene yapısı silâhıyla.Bir ayağı Suriye dağlarında biri N em rut’taydı,ama ikisi de yan yana uzanmış şimdi sessizce.

— Adı?— Bümezem!— Tanır mısın?— Görmemişem!— Yalan söyleme lan!— Yallah beg!

Gün olurtürküsü dillerde dolaşır, incedenyüreğe bir kurşun gibi işleyen çaresizlikle:— Ley aman ley aman ley aman!

51

ÇIN HİNDİ

Anlatırdı dedem:— «Çete» derdik,göğüsleri çapraz fişekli adam larve çocuklardaha bıyığı terlememiş,ve çiftçi ve çoban demirci ve eşraf ve kağnı-

[lanylaİnegöl yapısı arabalarıylaüstüne yürürken cümle halkyurda girmişlerin. Kurtuluş Savaşı’nda.

52

— Şimdi «gerilla» diyorlar onlara derdim, dedeme; gerilla.Vietnam’da, Bolivya’da, Filistin’de.— Demek anası ağlıyor oralarda da halkın?

[derdi dedem.— Hem de nasıl!— Biz de çok çektik, bilirim.

— Çin Hindi çok ıızak, dede; ay kadar uzak.Birleşik Amerika ordusu uçağı, tankı, korkunç silâhları cinsel hastalıklarıyla ta canevinde Çin Hindi’nin.

Sözün burasm da dedem alırdı lâfı:— Biz de gördük nice zulüm, ama sonu aydınlığa çıktı.— Öyle mi dersin, dede?

Dedem susardı burada.

53

Çin Hindi uzaktır, uzaktır, uzak ay kadar;ama kollan uzun emperyalizmin. Vietnam’ın, Kamboçya’nın, Kore’nin çekik gözlü çocukları ne yapsın? Yanarken Çin Hindi ne yapsın Asyalılarölümü bir yâr gibi sineye çekmesin de?

P.S. Dedem mi? Yok benim dedem.

54

ÇÖLDE ÖLEN

Kan(inceden, ılık, gül rengi)

sızıyor ağzından ve gözleri gülüyor sanki.

Kumlar(zalim bir rüzgârla) savruluyor yerden ve örtüyor üstünü yavaşça.

55

Ölünün üstünde yok bir çiçek (yok bir çiçek) ne de bir ağaç başucunda.

— Ağıt?— Yok!— Gözyaşı?— Yok!

56

Bir başka bomba (az ötesinde ölünün) bir çukur daha açıyor derin, korkunç.

Alfabeden aşktan önce öğretilen savaş sürüp gidiyor çölde.

57

ÖLÜ, ORMANDA

Bu adam ölm üştür ama yaşıyor tabancası. Çalımlı bir a t gibi ayakkabıları hâlâ giyilmeyi bekliyor. Saati işliyor durmadan güneş vurmuş camına.

58

Ha bismillah şurasında bir kurşun, ha bismillah şurasında bir kama.

Atı eğerli ve güçlü soluyor, eşiyor yeri.Ve bir yankı gibi ötelerden geliyor anasının çığlığı.

Kim bu adam, ki ölmüş?Kim bu adam, iki büen yok vuranı?

59

Yeşil bir sinek dolanıyor üstünde ölünün.Koca bir kartal süzülüp gidiyor gökyüzünde. Orman, o ağaç denizi uğulduyor rüzgârla.Ve yatıyor ölü, uzanmış ormanda bir başına.

O ki bilmez düşmanını o ki bilmez dostunu ona kalk denümeyecektir.

60

K A N A Y A N Y A R A N IN ŞİİRİ

Öldürülen gencecik ölüsüne çiçek bırakılmayan

Girer gibi sabaha Çıkar gibi günden geceye

Taştır, yansır soluğu Gelmemiştir beklenen

Ağıdı kim ağlayacak Kim gidecek benimle

Çocuk, sen ışkın gibisin Bahar bile anlamaz seni

Eğilen bir dalınYalınayak ak sakallı dedemin

61

Yazılmadı daha 1971’in tarihi

Ki ayırır bizden gülü Mayıs, o sıcak yaz

Yazılmadı daha Kanayan yaranın şiiri

Ki söyler bizeGeceden geceye uçan yarasa

6 2

ÇARMIH

Kollarım kalın çivilerle delik deşik Bu akan kan benden, sıcak sımsıcak Benim başım bu, bulutlar arasında Bu halk beni alkışlıyor çılgınca; Kahramanlıkla ilgili ne varsa Şimdilerden geçmişlerden geleceklerden... Şafağın kızları gibi hülyamda Beni emziriyor en cömert analar Ve beni doğuruyor her gün yeniden Yeni dünyaların en gizli ânmda.

63

Ö LDÜRENLER D E ÖLÜR

Dün gece seyrim içinde Öldürenler de ölür Şu dünyada kötülüklerden gayn Ne kalır

Böyle demiş ozanlarÖldürenler de ölürK urtlar kuşlar düşman değil insanaArılardan dost olur

64

Sokak başları tutulm uş Öldürenler de ölür A nkara’nın ortasında Bu ne m artin sesidir

Kar yağar kan üstüne Öldürenler de ölür Gencecik gider canlar Ahları yerde mi kalır

S O R U L A R4

UNUTMA ONLARI

K ara bakırVe demirin ve kömürün ve ateşin içinden Bir gün çıkacaktırErimesi geç olan, yanması alev alev olan

Ağzım kim bağlayacak ey yârSesini yankıya ayarla ki bümesin çmlamaGöğü yakanlarSenin rengine bürünsün gelsin

Kaşıkla ve çapayla ey sürgün Narın kızarmışlığı üzümün sararmışlığı İzmir’e doğru gördüğün O omça, o denize akan ırm ak

69

İçinde bunca kökü saklayan Bir avuç topraktır, onu al yanına İnce ince yağan Bir yağmurdur, onu al yamna

Geç çatlak, kıraçÖrtüsü sararm ış tarlalardanSoluk soluğa, açBitkin, yorgun, bunca sıkıntıyla didinen

Unutma onları ey unutkan Bağlıysa da yazgıları kendilerine

70

EY İN SA N

Dağ yakın Kent uzak Bilme, düşünme Çok var dahaYağmurun inceden yağmasına

Üzünçle başlanır mı güne

Bu mapusane A çar kapılarım bir gün Geceden sonra sabalı Yağmurdan sonra güneş Ölümden sonra düğün

Korkuyla çıkılır mı yola

71

Şenindir kırlar Kapanıp kalma Yakındır çokÇiğdemin burnu çıkar topraktan Yeniler kendini doğa

Yılgıyla girilir mi işe

Sevgidir her iş in b a ş ı Özsu yürüyen gizlice Gelen gün giden gün şimdi Bir sü t çocuğunun ağzı Durmadan yaratır onu

Ezinçle arkadaş olma!

72

HEY, KARDEŞ

Bir ıslık çal artıkhey gençliğimin arkadaşı,saati damarlarımın;yasla üşüyen gövdeme çılgınlığıkurşun sıcaklığıyla.

Dişetlerimde acıöteden, çook uzak bir yerlerden uçan tu rna sürüsüdür, yağışlı bir yoldur, kaygan.

Sen ki o yolda durmadan yürüyen birisin,«Ne zaman?» diye soranlara «Şimdi!» diyerek.

73

Oysa çok geç,inadına ve korkakça, çok geç.

Bıçak keserken ekmeği, ağaçtan düşerken yaprak, ve bir kavga vakti silâhsız kalmış gibisin sen.

Rüzgâr ve gök sonsuz bir koşuda ve yağarken ilk kar kente sensin yalnız kalan.

74

Kırbaçla atları yiğidim, doru atları varalım gidelim artık hey canım,hey yolcum, çal ıslığım!

Bir demir var dövülecek harlı ateşte, bizim bu çektiğimizi çekmesinler diye!

75

V E SABAH OLUR İN SA N LA R GİDER İŞE

Ve sabah bir su gibi insanlar yollarda, bir ırmakakan ve taşan kimi zaman; bir dağinleyen ama fare doğurmayan; hepsi güneşe çıkar gerinir doğausuldan inceden, bir bıçak saplanırsenin benim onun onların öteküerin yeryüzüne yaşam aya gelenlerin yani!

76

Üstünde yazılar bulunmayanbir taşınbir evinbir köyünbir kentin!Uzayda yer kaplayançekilen bir çizgininaya gidiş dönüşün ya dageçmişin içinden çıkıp gelen şimdinin,karmcanasıl çalışkan bilinirse öyle,ağustosböceğinasıl tembel bilinirse öyle:Yeni bir bileşime doğrubir masal gerçeği yaratm ak içinkolkalkarhavaya.

77

SOKAK

çarpmadan açık kapılan rüzgârakmadan çeşmelerin suyukurumadanyapraktaki damlagün vurmadan pencerenin camınasatıcılarişe gidenler düşmeden yollarauyanuyangör sokaklara çöken hüznü

78

AŞKLA

Dün bir kuş uçtuysa bugün b ir yaprak düşebilir yani ölebilir kuş.

Dursun dersen şu kavga aşkla karışacaksın sen de aşkla vuracaksın yumruğu.

Ölüm daima vardır ama çıkarma akimdan kişi ölür aşk ölmez.

79

TÜRK Ü SÖYLÜYOR BİR İŞÇİ

Bir işçituğla çekiyor sırtında;biri harç karıyor,biri örüyor duvarı,sıva yapıyor biri, düzlüyor malayla.

Türkü söylüyor biriusuldan, Anadolu ağzıyla;bazı beyitler sevdalıbazısı ¡zehir zıkkım,bazısı da fiyakalı bir kurşun gibidirsöyleyenin ağzında...işte öyle bir türkü bu.

«Ruhi Su duymalıbu işçiyi» diyorum, «beğenirdi m utlaka; belki de alırdı türküyü başlardı kendi söylemeye ve anlatırdı işçiye, sese öfke katmayı.»

Çok usuldan söylüyor işçi, çok usuldan.

«Duyulur duyulmaz bir ses ne işe yaram ıştır şimdiye kadar?» diyorum içimden, «bağır be!»

Bir sigara yakıyor işçi,çekiyor ciğerlerineve düşünüyor, ne düşünüyorsa artık.

81

GÖNÜL ÇELEN

Ne zaman düşünsemÖlümsüz bir mısrağ gibi aklımda«Devr-i dil-ârâ-yı cumhuriyet»

Ahmet Muhip’ten bir şiir adı elbet

Ah elbet kendiliğinden çalar saat Kurulmuşsa geceden vakte O rtalıkta sis duman fakat

Ah fakat ilkyazdır yazdır güz gelir

8 2

Ah güz gelir kış yok işte yağan kardır Yer duymaz gök sağır ey Ben çekerim yüzyıllardır

Söyleyin anam a ağlamasın

83

SORULAR

Durmuş bir adam saati sorar Saat kaç?Neden sorarsm be adam işin ne saatle?

Günü sorar biri Bugün ne günlerden?Neden sorarsın be adam İşin ne günle?

84

Biri de yolu sorar durmuş Nereye gider?Neden sorarsın be adam İşin ne yolla?

Bak, karınca soruyor mu saati? Bak, güvercin soruyor mu günü? Bak, kaplumbağa soruyor mu yolu? Sen neden soruyorsun peki?

85

GÖKYÜZÜ

Bozkıra doğru akıp giderken bulutlar. Neden çoban Hızlandırır sürüyü?

Şaşarım hep Neden her sabah Mavi olmaz gökyüzü?

Kuşlar süzülürkenYağmur yüklü bulutlarla birlikte,Neden bir telâş alır göğü?

86

Neden kaçar tavşan inine, İnsan evine,Bulandı mı gökyüzü?

Derim, hep mavi ol gök! Derim, hep aydınlık ol bozkır! Derim, hep güzel ol doğa!

87

G ÜNEY DE

Ben güneyde büyüdüm O san sıcaklardaSarışın buğdaylardı o zaman kızlar O boz tarlalarda O deli rüzgârlarda

DüşlerimdeGüney gecelerinin yıldızlı aydınlığı var şimdi Biraz muz Biraz portakal Biraz limon çiçeği

88

Orada derenin kıyısında Yaban çiçekleri ve menekşeler olur Derenin bu yamacında Kara kapkara bir yılan Görünmez bir deliğe akıp gitmişti

SularKendine çektikçe güzellikleri Ve parm aklar Kenetlendikçe birbirineYasanımın ve ölümün karşısm da her şey susar

89

K ARINCA

Bir karıncaTutm uş sürüklüyor bir buğdayı.

—Nereye götüreceksin karınca?

Karşılık vermiyor Çabalıyor boyuna.Yuvarlıyor buğdayı Otlar, kumlar arasında.

Duruyor, dinleniyor arada bir, Başlıyor yeniden işine.

90

Terler mi acaba Biz insanlar gibi o da Böyle didinirken?

Ya nasıl uyur kim bilir Bunca çalışmadan sonra!

s u b i r i k i n t i s i i l e s e r ç e

Yerde bir avuç su,AğaçtaBir serçe.

indi ağaçtan, Gagasını soktu suya Bir serçe.

Kaldırdı başınıSonraBir serçe.

Uçtu gitti B ir ağaca Bir serçe.

92

A ŞK L A R5

KAR KAR

Yağar karAyak izlerimize ve geceye.(En güzel beyazlıktır o, akşam lan) Kar yağarUzun, ince, çıplak b ir kavağa Ve ayak izlerine ikimizin.

95

K ar yağarŞimdi soğuk hem yine soğuk Yağar kar Düşer ardımıza Onun ölgün sessizliği.

Yağar kar Kar yağar Yağar karKar yağar hiç durmadan Taaa kalbimize!

96

Dünyanın bütün garlarına Yağar kar şimdi!

Keskin bir çığlık gibi yağar kar K ar yağar Yağar k a r Kar yağar!

97

AŞKTIR GERİDE KALAN

inkâr etmem aşkıAğzı bir elma tadı ağzımda

Sevdiği oyuncaklar En güzeli mızıka

Derken geçer gider birdenbire Güzelim yaz

Eylülle hüzün Türkülerde yağm ur

Uykusuz geceler ki Çoktaaan unutulm uştur

98

Severdi her şeyi Yollar uzun yürüse

Küçiik çakıl taşları, birkaç sümüklüböcek Bir serçe

99

GEÇEN

Bak yine geçti yazDalından koparılmış bir elma, bir kiraz ile

Unut derdin yaNice unutm alar nice bilmezlikler girdi araya

Saati ömriinişleyip durdu yine de, yürek vurdu sayısız

¡0 0

ALATURKA BÎR ŞARKI İÇİN GÜFTE

Güzel kızAğlamana dayanamam, Pencereni açık bırak Ve ya t uyu...Söziim söz, bu gece Düşüne gireceğim.

101

Y A Z L A R6

YAZ

Bu kuş, orda öten,yellerin kavaklarda estiği saatte.Bu güneş.Bu salkımsöğüt, suda.

Su sapanca.Göl ve balık, yosun, batak.

Yolgidilmez, gelinmez, uzak.Ay doğar akşam (belki de b ir tren vakti) bodur tepelerden.

105

Ve adam elini sokar suya bir taş alır.Bir taş atar, göle.Bir taş atar, ağaca.

Şimdi oşu bilinen yazlardan birinde.

106

YAZLA

Belki diyorumSevinçlerle mutluluklarla öyle Günün alaca karanlığı Çimenin yeşiliyle

Bak ayak izime Görürsün hemen orda Bir el yazar bahan toprağa Kuş biçimiyle

Belki diyorum Yazla

Bir yoldurGider bir yerlere öyle Ve gelir durur kapm a Her sabah yağan çiyle

107

İLKYAZLA

Bir kuş uçtu, duydum. Bir çiçek açtı, duydum. Bir yel esti, duydum, İlkyazla.

Göğe ağan bulut, Yüzüfaü gösteren güneş, Ya sen sarı çiğdem, İlkyazla.

Bir uçurtm adır uçar Yüreğim iplerde, Koşanm, kırlara İlkyazla.

108

Şimdi bir yerlerde Ağlayan çocuklar vardır, Üşürler de belki.Ben ısınırım ilkyazla.

Günaydımm var,Esen yele, uçan kuşa, Bulutsuz göğe İlkyazla.

109

TÜRKÜ

Şölen olacaktır açınca katırtırnakları kırda ve bir ağız bağıracaktır adımı orda.

Bir dağ yeli, incedir.(Kavakların üstünden doğarken ay) Gece.Bir su başı, bir kervansaray.

Bir kuş, adını unuttum ;Bir dağ.Bir köy. Akan bir ırmak.Bir mağra.

110

Atımı getirin, der adam. Yoruldum, der kadm.Binerler yine deGeçip giderler içinden bir masalın.

— Ölüm?— Var!Masal bile olsanız ey insanlar!

/ / /

s u

Koşarken aşağlara mavi dalgalanır su ki orman denizidir Bolu dağında çam kokulu:

Bir ağaç dibinden bir dereden bir çaydan

akar kavlince.

112

A'kar kavlince ince oluklardan, sızar o tlar arasından ya da. Kaldırır yüzünü güneşe bir kuş, bir geyik içerken su:

Bir gölgelikte bir kuytuda.

¡13

Neden görmezşu ağaç yıkılmıştır, şu dal kırılmıştır, şu çalı yanmış.Dolanır gelir yukarlardan su, sormaz hiç:

Kim kesmiş kim yakmış?

Akar, akar gider dağlardan, aşağlara.

¡14

ELMADAĞ YOLUNDA BİR ÇİNGENE KIZIYLE SÖYLEŞİ

— Ne yedin de böyle güzel oldun şekerim?

— Ah oğlan ne sorarsın, kör olası anamdanbol bol kötek yedim.

VE ÖTEKİ ŞİİRLER7

BİTMEYEN

— Fakir B aykurt’a —

Doğrusu ya kardeşler Şaşıyorum şu ozanlara yazarlara Ne bitmez tükenmez türküleri varmış Söyleyip duruyorlar hâlâ

119

TÜRKÜ

Dün bugün yarın E y kendini saklayan hürmüz Tanzimat m eşrutiyet cumhuriyet Nasü bitsin türküm üz

120

VEYSEL’E

İncedir acısı gelmez dile Ne düşman ne dost bilir ne sevgi Düştük yola erişmek’çin menzile Gideriz gideriz görünmez sıla

121

ATEŞ

Yakar kavurur ne varsa Şu canım yeryüzünde Ama umudu ve düşünceyi Yakamaz yine de

122

MASAL

Yürünür mü yol bunca uzak Kaçar bizden o kuş Ağladı güldü sevdi sevmedi öldü Bir varmış b ir yokmuş

123

FAŞİZM

Kimse söz etmiyor aşktan sevdadan Yok şiirlerde bülbül gül ve karanfil Solmuş çiçekler bozulmuş bahçe A rtık yazmak bir tüfek bile değil

124

KİTAP

Alfabeyi de kaldırmak kalemleri de Yakmalı yasaklamak Sözlükleri sözcükleri Kim kitap okursa tutuklam ak

125

BURSA’DAKÎ

O söyler size güneşi bulutu sevinci H er bir yaprağı can otu sevgi ocağı Ona sorun şu dünyanın işlerini Ey kardeşler ey canlar söyle ey ağaç

¡26

BUN

Göğe ağan bulut ağaca değen rüzgâr Bilir ne kadar kısadır aydınlığı yüreğin Akşam dönerken eve ağzında bahar Yorgun uzaklardan leylek

127

SABAH

Göründü dağın ardıBir top 'karanfildir şimdi yolun çimeniSabahla başlanan şarkıGün boyunca duyulan bir aşk artık

128

SEVGİ

Bir saksıya bakmak sulamak çiçekleri Değince b ir yaprağa uzayan b ir dala Sevginin sokulgan güvercini A rar kendini bizde

129

GÜN

Bil ki senin büyüdüğünBir nice umudu da taşır kendindeE y gelen günEy sabrı bir kozada saklayan

¡30

HALK

Sürgündür kendine büir bunu Bilmez saatin tik tak ian ne der Eski çamların bardak olduğu Kendisine çok söylenmiştir

131

TARİH

Kim sürü kim çoban Günün önü yolun sonu işin başı Ey gözlerini benden kaçıran Tarih noktalar sözünü

132

DEĞİŞİM

Çam gürgen ve tah ta tğneyapraklılar kınkanatlılar solucanlar Çağınr kendini karınca Bir tepeyi koşar koşar deve

133

A R A F

Seni görünce oluyor ey kaçan suları Bir boruya alan kaçkın Bir yanı Kızıldeniz ötesi Kafdağı Kaldık a ra yerde duy ki

l U

BELKİ

Gün dala biner şavkır özü denizin Ağıl açar kapışım sürüye to ağarır tan Uzun kanatlı sevgimizin U çar kuşlan havaya

135

YAZ

Açınca yolumda bir çiçek Derim ki yazık öldü yine b ir can Söylerim geçmiş yazdaki türiküyü. Gelecek Ve şimdiyle ilgili ne varsa ondadır çünkü

¡36

ÇÖL

Çöldür o uzar kum savrulur bir rüzgâr Diner sızı düşününce aldanışları Kim ki yüreğini bir gönle adar Bilsin artık um ut yok ondan

137

SEN

Sen şu karanlığı görünce durursun Acıyı büince sevinci duyunca Çatıyı döğen yağm urun Niçin yağdığım anla artık

138

DAG

Dağın ardından doğar gün o dağda Ağaçlar söyler bize: A şktır aşk Ölümün yenildiği çağda Bir koşu şimdi yaşamak

j$9

SİNCAP

Çekilir kuytusuna ormanın Sabah sincabı, ki yüreğidir çiyli dal Kim bilir yarınNereye gidecektir atlayarak ağaçtan ağaca

140

GÖL

Üstündeyim tam, bakıyorum aşağıya Uzayıp kıvrıldıkça mavi Çarpıyor da dağa Ki sesim işte dönmüyor geri

141

ÎZ

Hadi, gel artık. Böyle diyor deniz Güneş ve kum, m artı ve çığlık Islak ayaklarımızdan, kalan iz Uysun bu çağrıya, hadi gel

142

İN SA N

Ben sana neyledim ki doğa Vurdun yerden yere Böyle korkulacak bir şey değildi oysa İnsan olmak evvel zaman içinde

143

ACI

Süzülüyor gülüşüDağdan inen sabahlaAcı bir avunmadır çünküKış, yaz ve bütün mevsimlerinde dünyanın

¡44

GÜZ

Güz geliyor yine Duyuyorum ayak sesini Günün batışı iyice A ğlatan b ir türküdür artık

145

GİBİ

Sorarsa söyleme, kimdir bilmesin Terli bir yüz kalsın akimda sade Sevecen bir geyiğin Kayadan kayaya atlayışı gibi

i 46

KÜL

Ateş yanmak ister Kül savrulmak yağm ur yağmak Sevgi sınanmak ister Günün içinde ve tarih te

147

KIŞ

Kış ortaya çıkıyor usuldan esen rüzgârla Kayıyor bulutlar ve gökKedinin gözleri çamın kozalağı doluyor yine

[karlaVe duvan geçince boz bir yol bir ev bir ağaç

1 48

BEKLENEN

Yitirme umudunu, bir m uştudur toprağaÇiğdem de bekler onu senin kadarNerde kalmıştır hangi bulutta eğlenmiştir sor-

[maBakarsın çıkıp gelmiştir

149

TEPELER

Gördüm Afyon dolaylarında onları ay ışığında Tepeler... tepeler... tepeler...Kim bilir 'kaçında Tavşanlar koşar durur şimdi

150

MİDİLLİ

İlhan Berk’e bıraktım balık adlarım ve midye­le r in şiirini

Karşımda Midilli. Çok şey öğrendim tarih ten Gün batarken Şeytan Sofrası’nda akşam vakti Gemiler geçmeyen deniz ve uzayıp giden kum­

ralda

151

PAPALİNA

Tatlı ve lezzetli ve çok güzel Cunda’da kıyı aşçılan pişirir, yenir şarapla Adresi belli değil. Buralarda yaşardı evvel Şimdi bulunmuyor pek. Öyle diyorlar

152

ÖREN

Kim getirmiş bu denizi bu kum u buraya Alabildiğine geçmiş kendinden Dağlar uymuş suya su uymuş göğe ve doğa Yaratm ış kendini deniz köpüğünden

¡53

OZAN

Ölürsem mezarımda Çimenler bitecekmiş... Ama benîm asla Mezanm olmayacak

J54

TÜFEK

Tüfeğimi alıp çıkmadım ava Yok ki tüfeğimAv avlardım kuş kuşlardım oysa Dağlar dağlar viran dağlar

J55

KURŞUN

Şu dünyanın ortasında bir çeşme A kar durur bizim için Geçer gider günler, y a n yoldur işte Ve kalbimizin ortasında bir kurşun

¡56

AT

Bir a t yapmak isterdim ince bir dalı Çocukluğumdan kalan bir düş Ve ezbere bildiğim o masalı Bir daha bir daha dinlemek isterdim

157

HİKÂYE

Ki böyledir ol hikâye Zalim avcı vurur en güzel geyiği Yâd avcı vurdu diye Hâlâ ağlar durur o geyik

158

Ali Püskiillüoğlu ’nun şiiri, Türk şiirinin geçirdiği aşamaları, ozanın kişisel merceğinden geçirdikten sonra mısra mısra yoğunlaştıran bir şiirdir. 'K aranfilli S aksı* adlı eserinden sonra, yeni bir ses ve imge düzenine yönelen ozan, ‘Unutma O nları’ ile imgede açıklık, dilde duruluk, içerikte içtenlik yolunu geliştiriyor.

Ali Püskiillüoğlu, ‘Unutma on ları’ ile bir yandan şiirini olgunluk aşamasına vardırıyor, bir yandan da memleketinden ve yaşantısından unutulmayacak olanlara okurlarını da ortak ediyor. İlgiyle okuyacaksınız.

e B İ L G İ B A S I M E V İ A N K A R A 15 LİRA