erciyes ¼niversitesi hastaneleri'nde §al±an sal±k personeli annelerin emzirme durumu ve
Post on 11-Sep-2021
10 Views
Preview:
TRANSCRIPT
i
T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Halk Sağlığı Anabilim Dalı
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ’NDE
ÇALIŞAN SAĞLIK PERSONELİ ANNELERİN EMZİRME DURUMU VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Hazırlayan
Meltem GÜNEŞ
Danışman
Prof. Dr. Mualla AYKUT
Yüksek Lisans Tezi
Ocak 2015 KAYSERİ
ii
T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Halk Sağlığı Anabilim Dalı
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ’NDE
ÇALIŞAN SAĞLIK PERSONELİ ANNELERİN EMZİRME DURUMU VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER
(Yüksek Lisans Tezi)
Hazırlayan
Meltem GÜNEŞ
Danışman
Prof. Dr. Mualla AYKUT
Ocak 2015 KAYSERİ
i
BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK
Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde
edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranışların gerektirdiği gibi, bu
çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve
referans gösterdiğimi belirtirim.
Meltem GÜNEŞ
İmza:
iv
TEŞEKKÜR
Bu araştırmanın her aşamasında bilgi, öneri ve yardımlarını esirgemeyerek akademik
ortamda olduğu kadar insani ilişkilerde de sonsuz desteğiyle gelişmeme katkıda bulunan
danışman hocam Sayın Prof. Dr. Mualla AYKUT’a, desteğini ve emeğini esirgemeyen
Anabilim Dalı Başkanımız Sayın Prof. Dr. Osman GÜNAY’a ve tüm bölüm
hocalarıma, çalışmalarım süresince özveriyle beni destekleyerek her an yanımda olan
eşim ve oğluma, yaşamımın her döneminde bana duydukları güven için aileme,
anketlerin uygulanması sırasındaki yardımlarından dolayı arkadaşım Azime AKBAŞ’a
ve araştırmaya katılan Erciyes Üniversitesi personeline sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
v
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ’NDE ÇALIŞAN SAĞLIK PERSONELİ ANNELERİN EMZİRME DURUMU VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Meltem GÜNEŞ
Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ocak 2015
Danışman: Prof. Dr. Mualla AYKUT
ÖZET
Araştırma, Erciyes Üniversitesi Hastaneleri’nde çalışan 1-5 yaş çocuk sahibi sağlık personeli
annelerin emzirme durumu ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak
yapılmıştır. Nisan 2011 itibari ile Erciyes Üniversitesi Hastaneleri’nde çalışmakta olan 1-5 yaş
çocuk sahibi kadın personel sayısı 217 olarak belirlenmiştir. Evrenin tümü araştırma kapsamına
alınmış olup, 09.08.2011- 06.08.2012 tarihleri arasında 175 kişiye (%80.6) ulaşılmıştır. Veriler;
konuya ilişkin 51 soru içeren anket formunun araştırmacı gözetiminde katılımcılara görev
yerlerinde doldurtulması yoluyla toplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde Ki kare, Mann-
Whitney U, t testi ve “tekli ve çoklu logistik regresyon” analizi kullanılmıştır. Araştırma
kapsamına alınan annelerin yaş ortalaması 32.4±3.7 yıl (min-max 22-42) olup tamamı üniversite
mezunudur. Araştırma grubundaki annelerin tamamının bebeklerini emzirdikleri, %61.7’ sinin
doğumdan sonra ilk bir saat içinde emzirmeye başladığı ve tamamının kolostrumu, %71.9’unun
çocuğuna ilk besin olarak anne sütü verdiği bulunmuştur. Annelerin sezaryenle doğum oranı
(%77.7) yüksek bulunmuştur. Doğum şekli normal doğum olan annelerin, doğumdan sonra ilk 1
saatte emzirme oranı (%79.5), sezaryenle doğum yapan annelerinkinden (%56.6) yüksek
bulunmuştur (p<0.05). İlk altı ay sadece anne sütü ile besleme ve 24 ay ve daha uzun süre
emzirme oranları sırasıyla %33.1 ve %11.3’tür. Araştırma grubundaki annelerin %50.3’ünün
ücretsiz izin kullandığı ve ücretsiz izin kullanmayan annelerin çoğunluğunun (%82.8) ekonomik
nedenlerden dolayı kullanamadığı saptanmıştır. Sağlık personeli annelerin %80’i süt iznini
kullanmıştır. Süt iznini kullanan annelerin %85.7’si bu dönemde çocuğunu emzirmiştir.
Sağlık personeli annelerin emzirmeye ilişkin davranışlarda eksikleri ve hataları mevcuttur.
Sezaryenle doğum oranı yüksek, ücretsiz izin kullanma oranı düşüktür. Bu sonuçlar
doğrultusunda; sağlık personeli annelerin emzirme eğitimine daha çok önem verilmesi, doğum
şekli tercihinde doğru yönlendirilmesi, sezaryenle doğumda annelere doğum sonu ek destek
verilmesi ve doğum sonu ücretli izin süresinin uzatılması önerilir.
Anahtar Kelimeler: Sağlık personeli anne, emzirme, süt izni, ücretsiz izin
vi
BREASTFEEDING STATUS AND EFFECTING FACTORS OF HEALTH CARE
STAFF MOTHERS WORKING AT ERCIYES UNIVERSITY HOSPITALS
Meltem GÜNEŞ
Erciyes University, Institute of Health Sciences Department of Public Health
Master of Science Dissertation, January 2015 Supervisor: Prof. Dr. Mualla AYKUT
ABSTRACT
The present study was descriptively conducted to determine the breastfeeding status and
effecting factors of health care staff mothers working at Erciyes University Hospitals who had
1-to-5year old children. All female health care staff (n=217) working at Erciyes University
Hospitals by April 2011 and having 1- to 5-year old children were recruited and 175 of them
were reached (80.64%). These data were collected under researcher’s supervision of a 51-
question survey which is applied to the participants at their place of duty. Chi-square, Mann-
Whitney U, t tests and “univariate and multiple logistic regression” analysis were used for
statistical analysis. The mean age of mothers was 32.4±3.7 years (min-max: 22-42 years) and all
were university graduates. It was found that all mothers breastfed their babies, 61.7% started to
breastfeed within the first hour after delivery, all gave colostrum and 71.9% gave breastmilk as
the first food. Caesarean delivery rate of mothers was 77.7% and rate of breastfeeding within
the first hour after delivery of mothers with normal delivery (79.5%) was higher than of mothers
with caesarean delivery (56.6%) (p<0.05). Exclusive breastfeeding for the first 6 months and
breastfeeding for 24 months and longer were 33.1% and 11.3%, respectively. It has been
determined that 50.3% of the mothers in the research group use unpaid time off and most of the
mothers who don’t use unpaid time off cannot use it because of financial reasons. Of mothers,
50.3% received unpaid permission while 80.0% received breastfeeding permission. Among
mothers who received breastfeeding permission, 85.7% breastfed their babies.
There are deficiencies and mistakes of health care staff mothers about breastfeeding practices
Ratio of caesarean delivery is high and ratio of received unpaid permission is low. In line with
these results, it is recommended to give more importance to the education of health care staff
mothers about breastfeeding, to direct correctly towards mode of delivery, to give additional
postpartum support to mothers with caesarean delivery and to extend postpartum paid
permission.
Key words: Health care staff mother, breastfeeding, breastfeeding permission, unpaid
permission.
vii
İÇİNDEKİLER
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ’NDE ÇALIŞAN SAĞLIK PERSONELİ ANNELERİN EMZİRME DURUMU VE ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK .................................................................................. i
YÖNERGEYE UYGUNLUK ONAYI .......................................................................... ii
KABUL ONAY ............................................................................................................... iii
TEŞEKKÜR ................................................................................................................... iv
ÖZET ................................................................................................................................ v
ABSTRACT .................................................................................................................... vi
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................. vii
TABLOLAR ve ŞEKİLLER LİSTESİ ........................................................................ ix
KISALTMALAR ........................................................................................................... xi
1. GİRİŞ VE AMAÇ ....................................................................................................... 1
2. GENEL BİLGİLER .................................................................................................... 3
2.1. ANNE SÜTÜ VE EMZİRME ............................................................................... 3
2.1.1. Memenin Anatomik Yapısı .............................................................................. 3
2.1.2. Laktogenez ....................................................................................................... 4
2.1.3. Anne Sütünün İçeriği ....................................................................................... 5
2.1.4. Anne Sütü İle Beslemede Önemli Noktalar ..................................................... 9
2.1.5. Anne Sütü İle Beslemenin Yararları .............................................................. 11
2.1.6. Memeden Kesme ........................................................................................... 13
2.2. EMZİRMEDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR ................................................. 13
2.2.1. Memelerde Süt Birikmesi ............................................................................... 13
2.2.2. Meme Başı Çatlağı......................................................................................... 14
2.2.3. Süt Kanalında Tıkanıklık ............................................................................... 14
2.2.4. Mastit ............................................................................................................. 14
2.2.5. Meme Apsesi ................................................................................................. 15
viii
2.2.6. Düz ve İçe Çökük Meme Başı ....................................................................... 15
2.3. ÇALIŞMA YAŞAMI VE EMZİRME ................................................................. 16
2.3.1. Anne Sütünün Sağılması ................................................................................ 17
2.3.2. Anne Sütünün Saklanması ............................................................................. 18
2.4. ÇALIŞAN KADINLARA YÖNELİK ULUSLARARASI VE ULUSAL YASAL
DÜZENLEMELER ..................................................................................................... 19
2.5. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE EMZİRME DURUMU .................................... 21
2.5.1. Dünyada Emzirme Durumu ........................................................................... 21
2.5.2. Türkiye’de Emzirme Durumu ........................................................................ 23
3. GEREÇ VE YÖNTEM ............................................................................................. 25
4. BULGULAR .............................................................................................................. 27
5. TARTIŞMA VE SONUÇ .......................................................................................... 54
KAYNAKLAR .............................................................................................................. 72
EKLER ........................................................................................................................... 83
ÖZ GEÇMİŞ .................................................................................................................. 87
ix
TABLOLAR ve ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 2.1. Memenin anatomisi (DSÖ-UNICEF) (10) .................................................. 4
Tablo 2.1. Türkiye’de Yıllara Göre Emzirmeye İlişkin Durumlar ............................. 23
Tablo 4.1. Sağlık personeli annelerin sosyo-demografik özelliklerine göre dağılımı 27
Tablo 4.2. Çocukların bazı özelliklerine göre dağılımı ............................................... 29
Tablo 4.3. Sağlık personeli annelerin emzirmeye ilişkin davranışları ........................ 31
Tablo 4.4. Sağlık personeli annelerin emzirme döneminde yaşadıkları sorunlar ve
sorunlara ilişkin davranışları ...................................................................... 32
Tablo 4.5. Emzirme sürecinde anneye destek olma durumuna ilişkin davranışlar ..... 33
Tablo 4.6. Sağlık personeli annelerin çocuğu memeden kesme durumuna ilişkin
davranışları ................................................................................................. 34
Tablo 4.7. Sağlık personeli annelerin çalışmaya başladığı dönemde çocuğun
bakım ve beslenmesine ait özellikler ......................................................... 34
Tablo 4.8. Sağlık personeli annelerin anne sütünü sağmaya ilişkin özellikleri .......... 35
Tablo 4.9. Sağlık personeli annelerin doğum öncesi ve doğum sonrası izin
kullanma durumu ve bu dönemlere ilişkin emzirme özellikleri ................ 37
Tablo 4.10. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Doğumdan Sonra İlk
Emzirme Zamanı ........................................................................................ 39
Tablo 4.11. Sağlık Personeli Annelerin Çocuklarının Bazı Özelliklerine Göre
Doğumdan Sonra İlk Emzirme Zamanı ..................................................... 40
Tablo 4.12. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Sadece Anne Sütü İle
Besleme Süresi ........................................................................................... 41
Tablo 4.13. Sağlık Personeli Annelerin 6 Aydan Az Süre Sadece Anne Sütü İle
Besleme Durumuna Etki Eden Anneye İlişkin Risk Analizi ..................... 42
Tablo 4.14. Sağlık Personeli Annelerin Çocuklarının Bazı Özelliklerine Göre Sadece
Anne Sütü İle Besleme Süresi.................................................................... 43
x
Tablo 4.15. Sağlık Personeli Annelerin 6 Aydan Az Süre Sadece Anne Sütü ile
Besleme Durumuna Etki Eden Çocuğa İlişkin Risk Analizi ..................... 44
Tablo 4.16. Sağlık Personeli Annelerin 12 Aydan Daha Az Toplam Emzirme
Süresine Etki Eden Anneye İlişkin Risk Analizi ....................................... 45
Tablo 4.17. Sağlık Personeli Annelerin 12 Aydan Daha Az Toplam Emzirme
Süresine Etki Eden Çocuğa İlişkin Risk Analizi ....................................... 46
Tablo 4.18. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Ortanca Sadece
Anne Sütü İle Besleme ve Toplam Emzirme Süreleri ............................... 47
Tablo 4.19. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Günlük Emzirme
Sayısı .......................................................................................................... 48
Tablo 4.20. Sağlık Personeli Annelerin Çocuklarının Bazı Özelliklerine Göre
Günlük Emzirme Sayısı ............................................................................. 49
Tablo 4.21. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Bir Seferde
Emzirme Süresi .......................................................................................... 50
Tablo 4.22. Sağlık Personeli Annelerin Çocuklarının Bazı Özelliklerine Göre
Bir Seferde Emzirme Süresi ...................................................................... 51
Tablo 4.23. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Anne Sütünü
Sağma Durumu .......................................................................................... 52
Tablo 4. 24. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Ücretsiz İzin
Kullanma Durumu ..................................................................................... 53
xi
KISALTMALAR
DDA : Düşük Doğum Ağırlıklı
DSÖ : Dünya Sağlık Örgütü
GnRH : Gonadotropin Salgılatıcı Hormon
IgAs : Salgısal İmmünglobulin A
ILO : International Labour Organization
Na : Sodyum
PNL : Polimorf Nükleuslu Lenfositler
RSV : Respiratuar Sinsitiyal Virüs
TBSA : Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması
TNSA : Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması
TRH : Tirotropin Salgılatıcı Hormon
TSH : Tiroid Uyarıcı Hormon
TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu
UNICEF : Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu
Zn : Çinko
1
1. GİRİŞ VE AMAÇ
Anne sütü ile beslenmenin önemi çok eski çağlardan bu yana bilinmektedir. Özellikle
1950’li yıllardan sonra sağlık kuruluşları anne sütü ile beslenmenin önemini
vurgulamaya yönelik bildiriler yayınlamışlardır (1).
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu
(UNICEF)’nun 1990 yılında yayınladığı “Innocenti Bildirgesi”nde de; kadınların
yaygın bir şekilde emzirme uygulamalarına olanak sağlayacak bir ortamın
oluşturulması, yaşamın ilk 4-6 ayına kadar sadece anne sütü ile, bunu izleyen dönemde
de yeterli ek gıda desteği ile anne sütüne devam edilmesi önerilmektedir. Innocenti
Bildirgesi içindeki bilgiler bugün için de güncel ve en doğru bilgilerdir. Bu bildirgeyi
uygulayan hastanelere de “ Bebek Dostu Hastane” ünvanı verilmektedir (2).
Amerikan Pediatri Akademisi ve Amerikan Aile Hekimleri Akademisi de ilk 6 ay
sadece anne sütü ile beslenmeyi, 6 ay civarında ek gıdalara geçilmesini ve anne sütü ile
beslenmenin en az 1 yaşına kadar devamını önermektedir. Bir yaş sonrasında da
bebeğin sağlıklı bir beslenme programına tam uyumu ile anne ve bebek istedikçe anne
sütüne devam edilebileceği bildirilmektedir. Anne sütü ile beslenen bebeklerin mortalite
ve morbidite oranları anne sütü almayan bebeklere göre düşüktür (1).
Emzirmenin yıllık olarak 5-6 milyon çocuğu sık görülen enfeksiyon hastalıklarından
koruduğu tahmin edilmektedir. Lancet Çocuk Sağkalım serilerine göre eğer anne ilk 6
ay sadece anne sütüyle besler ve sonrasında ek gıdalarla birlikte emzirmeye devam
ederse ek olarak 1.3 milyon yaşamın daha korunacağı tahmin edilmektedir. Isı
regülasyonu için erken dönemde emzirme ve tamamlayıcı beslemeyle birlikte emzirme,
ilave olarak 800.000 yaşamı daha koruyacaktır. Sadece anne sütüyle beslenme
sağlanmadığı için her gün 3500 çocuk gereksiz yere ölmekte ve optimal düzeyde yeni
doğan ve küçük çocuk beslenmesi olmadığında her gün toplam 5750 çocuk ölümü
2
gerçekleşmektedir (3). Ülkemizde çocukların %41.6’sı 6 aya kadar sadece anne sütü,
%67. 5’i 6-9. aylarda anne sütü ve ek gıdalar almıştır (4).
Kadınların çalışma hayatında yer alması annelik görevleri ile ilgili sıkıntılar
yaşamalarına yol açmaktadır. Bebek gelişimi ve sağlığı açısından yararları tartışılmaz
olan anne sütü ile bebeğini beslemek de bu sıkıntılar içinde en önemlilerinden biri
olmaktadır (2). Çalışan anneler gerek bilgi eksikliği, gerekse çalışma koşulları
nedeniyle, emzirme sorunları yaşamakta ve erken dönemde anne sütü vermeyi
bırakmaktadır (5). Annenin işte olduğu süreler içinde anne sütünün sağlanabilmesi ise
anne sütünün saklanması konusunu gündeme getirmektedir (6).
Her yenidoğan, büyümesini sağlayacak doğru beslenme hakkına sahiptir. Annenin
emzirmesi teşvik edilmeli ve destek olunmalıdır, her çalışan anne çalışma saatleri
içinde emzirme hakkına sahiptir (7).
Çalışan kadınlar toplumdaki konumlarına bağlı olarak; öncül, bilgiyi yayıcı, paylaşımcı
ve örnek olabilmektedirler. Ayrıca, kadınlar arasında bilgi ve hizmetlere daha kolay
ulaşabilen kesimi oluşturmaktadır. Çalışan annelerin emzirmesinin desteklenmesi,
emzirmenin olumlu etkilerinin topluma yayılmasını kolaylaştıracaktır (5).
Çalışan annelerin bebeklerini kendi sütleriyle beslemeye devam edebilmeleri için işyeri
koşullarının uygunluğu, kreş, sosyal destek ve annelik hakları ile ilgili uygulamaların
yeterliliği temel gereksinimlerdir (5).
Bu çalışmanın amacı; Erciyes Üniversitesi Hastaneleri’nde çalışan sağlık personeli
annelerin emzirme durumu ve etkileyen faktörleri belirlemektir.
3
2. GENEL BİLGİLER
2.1. ANNE SÜTÜ VE EMZİRME
2.1.1. Memenin Anatomik Yapısı
Erişkin bir kadında meme glandı, genellikle ön göğüs duvarının yüzeyel pektoral
fasyasının yüzeyel ve derin tabakaları arasında bulunur. Memeler 2. ile 7. kaburgalar
arasında yer alırlar (8). Meme bezleri vücut ön yüzünde aksilladan kasıklara uzanan iki
süt çizgisinden doğar. Her bir meme “glandulae mammaria” adıyla anılan süt bezlerini
içerir. Her bir süt bezinde yaklaşık 15-25 adet meme lobu vardır. Her bir lob “ductuli
lactiferi” denilen kanalcıklara akar ve bunlar birleşerek en sonunda meme başına
açılırlar (9).
Her lob içerisinde de alveol ve süt üreten hücreler olan laktositleri içeren lobüller
bulunmaktadır. Alveollerden süt, duktuslardan meme ucuna kadar akmaktadır. Her
alveolün çevresinde arka hipofizden salınan oksitosin hormonuna cevap olarak kasılan
miyoepiteliyal hücreler bulunmaktadır. Meme ucunun çevresindeki koyu bölge olan
areola içerisinde de kayganlığı sağlamak ve cilt enfeksiyonunu önlemek üzere yağ
salgılayan montgomery bezleri bulunmaktadır (1).
4
Şekil 2.1. Memenin anatomisi (DSÖ-UNICEF) (10)
Meme derisi kendisine komşuluk eden gövde ön yüz derisinden yapısal olarak
farklılıklar içermezken, meme başı ve areola oldukça belirgin farklar göstermektedir.
Meme başı memenin en büyük çıkıntısıdır ve etrafı areola denilen halka şeklinde
pigmentli bir alan tarafından çevrelenmiştir. Bu pigmentasyonun dolaşımdaki östrojenin
bu bölgedeki melanositleri uyarmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ergenlik
çağındaki kız çocukta meme bezleri yavaş yavaş büyüyerek over kaynaklı hormonların
etkisiyle yarım küre biçimini alır. Over kaynaklı hormonlar; kortikosteroidler,
somatotropin, prolaktin ve progesteron hamilelik sırasında lobuloalveolar sistemin
büyümesinde rol oynarlar. Hamilelik sırasında memeler büyür ve venler belirginleşir.
Areola büyür ve koyulaşır. Doğumdan sonra bu pigmentasyon azalsa da tam olarak eski
rengine dönmez. Mestrüel siklustaki hormonal değişimler memenin siklik değişimine
neden olur. Bu değişiklikler menopoza kadar devam eder, menopozda meme dokusu
atrofiye uğrar (9).
2.1.2.Laktogenez
Anne sütü üretimi 2 aşamada olur. Birinci aşama gebelik sırasında gelişir (11).
Gebeliğin ilk yarısı, duktal sistemin büyümesi ve çoğalması, lobüllerin oluşumu ve
alveolar yapının dallanması ile karakterizedir (12). Gebeliğin ikinci üç ayında meme
5
bezlerinde hücresel değişiklikler sonucu süt yapımı başlar. Ancak gebelik sırasında
kanda yüksek düzeyde bulunan progesteron ve östrojen etkisiyle süt salgılanması
baskılanır (11).
İkinci aşama doğum ile başlar. Doğumdan sonra plasentanın ayrılması ile süt yapımı
üzerindeki baskı ortadan kalkar. Maternal östrojen, progesteron ve plasental laktojen
düzeylerindeki ani düşüşle birlikte süt salgılanması başlar. Bebek memeyi emdiğinde,
meme ucundan beyne giden duyusal ileti ile hipofiz bezinin ön lobundan prolaktin
hormonu salgılanır. Prolaktin süt salgılanmasını uyarır. Alveoler hücreler süt sentez
ederek süt kanallarına verirler. Aynı duyusal ileti hipofiz bezinin arka lobundan
oksitosin salgılanmasını sağlar. Oksitosin, memede alveol çevresindeki kas hücrelerinin
kasılmasını sağlayarak, sütün alveollerden kanallara ve laktifer kanallara akmasını ve
meme ucuna ulaşmasını sağlar. Bu durum oksitosin ya da boşalma refleksi olarak
tanımlanır. Bebeğin emmesi ile meme bezlerinin boşaltılması süt yapımını uyarır ve
devamını sağlar (11).
Doğumdan sonraki 3-4. günlerde süt salgılanmasında artış olur, 4 ile 6 haftalar arasında
800 ml/gün gibi maksimum düzeylere ulaşır ve en azından 6. ayın sonuna kadar bu
yüksek düzeyler korunur. Bebeğin istedikçe beslenmesi, süt yapımından sorumlu
prolaktin düzeylerinin devamlı şekilde yüksek kalması için önemlidir (13).
Süt yapımını belirleyen en önemli iki faktör, bebeğin sık emmesi ve memelerin
boşaltılmasıdır. Aşırı gergin ve boşaltılmayan memelerde süt yapımı durmaktadır. Bu
nedenle, bebeğin emmediği durumlarda göğüslerin sağılarak boşaltılması süt yapımının
devamı için gereklidir (11).
2.1.3. Anne Sütünün İçeriği
Doğumdan sonra süt bileşimindeki değişim üç evre gösterir.
Kolostrum: Gebeliğin 12. haftasından itibaren memenin alveolar hücrelerinde
yapılmaya başlar ve bu haftadan itibaren memelerde çok az miktarda salgılanabilir (14).
Doğumdan sonra ilk 5 günde salgılanan koyu sarı renkli süttür. Protein, mineral ve
vitaminlerden zengindir. Sarımsı renk yüksek beta karoten düzeyinden
kaynaklanmaktadır. Anti-enfektif etmenlerden zengindir. Enfeksiyondan ve alerjiden
6
koruyan antikorlar ve akyuvarlar, laktoferrin 3.54 mg/ml (olgun sütte 1.7 mg/ml),
polimorf nükleuslu lenfositler (PNL), makrofajlar, T ve B lenfositler olgun sütte
kolostrumdakinin %2’si kadardır. A, D ve B12 vitaminleri, sodyum ve çinko düzeyi
olgun süte göre daha fazladır. Kolostrumun özgül ağırlığı 1040-1060 gr/cm³ arasında
değişir. Bir öğünde üretilen miktar 2-20 ml arasında değişmektedir. Enerji içeriği 67
kcal/dl’dir. Doğar doğmaz ilk anne sütü alan bebeklerin ağızdan itibaren tüm
gastrointestinal sistemi özellikle salgısal immünglobulin A (IgAs) ile kaplanarak
patojen mikroorganizmalara karşı bir bariyer oluşturulur. Olgun süte göre daha fazla
protein içerir, arjinin ve triptofandan zengindir. Buna karşılık yağ ve laktoz içeriği olgun
süte oranla daha azdır. Mekonyumu temizleyerek sarılığın önlenmesine yardımcı olur
(15, 16, 17).
Geçiş sütü: Postpartum 6-15. günler arasında üretilen süttür. Laktoz, yağ ve toplam
kalori içeriği kolostrumdan daha zengindir (5).
Olgun (matür) süt: Postpartum 15. günden itibaren salgılanmaya başlar. Olgun sütün
bileşimi her bir beslenme süresince ve tüm laktasyon süresince değişir. Bebek emdikçe
anne sütünün yağ içeriği artar. Başlangıçta laktifer sinüslerde depolanan, mavi beyaz,
yağsız ön süt salınır. Ön süt, suda çözünen vitaminler, protein ve laktoz içerir. Son süt,
emzirmeye başladıktan 7-10 dk sonra gelir ve emmeye başladıktan sonra yeni yapılan
süttür. Son süt yağdan zengindir, kalori içeriği fazladır ve optimal büyüme sağlar.
Olgun sütün yaklaşık %90’ı sudur. Bu nedenle bebek ilave su almaya gereksinim
duymaz (14).
Protein İçeriği
Toplam protein içeriği inek sütüne oranla düşük (1. 1 g/dl ve 3. 2 g/dl), ancak biyolojik
değeri yüksektir ve yaşamın ilk altı ayında tek başına bebeğin protein gereksinimini
karşılar. Protein içeriğinin %60’ını sindirimi kolay ve biyolojik değeri yüksek olan
whey proteini oluşturur. İnek sütünde ise bu değer %18 civarındadır. Whey
proteinlerinin önemli bir kısmını alfa lakta albümin oluşturur ve meme alveollerinde
laktoz sentezinde görev alır. Laktoferrin, lizozim, salgısal IgA ve diğer
immünoglobülinler, nükleotitler ve büyüme etkenleri bağışıklıkta önemli rol oynar.
Sindirimi daha güç olan kazein bölümü anne sütünde inek sütüne oranla düşüktür (%40
7
ve %82). Kazein miçellerinin çapı küçük olup, anne sütünde beta kazein parçası
hakimdir (18).
Lipit İçeriği
Anne sütü kalorisinin %50’sini sağlayan lipidler, anne sütünde inek sütüne oranla daha
yüksektir (4. 5 g/dl ve 3. 8 g/dl) ve küçük çaplı yağ globülleri halinde bulunur. Anne
sütünde bulunan lipaz düşük safra düzeyinde bile yağ sindirimine yardımcı olur. Ayrıca
anne sütü, sinir ve retina hücrelerinin yapısına giren ve sinir sistemi ve görme
işlevlerinin gelişiminde rol oynayan araşidonik asit, linoleik asit ve alfa linolenik asit
gibi uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerinden zengindir. Özellikle erken doğmuş
bebeklerin annelerinin sütlerindeki uzun zincirli, çoklu doymamış yağ asitleri
diğerlerine oranla daha yüksektir (18).
Anne sütü içeriğindeki yağ oranı emzirme süresince değişiklik gösterir. Emzirmenin
başlangıcında düşük olan yağ oranı, emzirmenin sonuna doğru artış göstermektedir. Bu
durum bebekte doygunluk hissi yaratmakta ve şişmanlığın gelişimini önlemektedir.
Anne sütünde erken laktasyon döneminde fosfolipit ve kolesterol içeriği yüksektir. Bu
durumun lipit enzim sisteminin erken etkinleşmesi ve ileride gelişebilecek hiperlipidemi
ve aterosklerozun önlenmesinde etkili olabileceği öne sürülmektedir (18).
Karbonhidrat İçeriği
Laktoz anne sütü karbonhidratlarının en önemli bileşenidir. Anne sütünde inek sütüne
oranla yüksek düzeydedir (7. 1 g/dl ve 4. 1 g/dl). Laktozun galaktoz bileşeninin
lipitlerle yaptığı bileşikler beyin gelişiminde önemli rol oynar. Ayrıca kalsiyum
emilimini kolaylaştırır ve kemik mineralizasyonunu olumlu yönde etkiler. Laktozun
sindirilemeyen bölümü fermente olarak bağırsaklarda asidofilik bakteriyel floranın
(laktobasillus bifidus) gelişiminde rol oynar ve patojen mikroorganizmaların üremesini
engeller (18).
Vitamin İçeriği
Anne sütünde K ve D vitaminleri dışında yağda ve suda eriyen vitaminler süt çocuğu
için yeterli düzeydedir. Yeni doğanda bağırsak florasının henüz tam gelişmemiş olması
nedeniyle yeni doğan hemorajik hastalığının önlenmesi için K vitamini paranteral veya
8
ağız yoluyla uygulanmaktadır. D vitamini ihtiyacının karşılanması için 15 günlükten
başlanarak günde 400 IU D vitamini ilavesi birinci yaşın sonuna kadar gereklidir (18).
Mineral İçeriği
Anne sütünün mineral içeriği inek sütüne oranla düşüktür ve yeni doğanın
olgunlaşmamış böbrek işlevleri ile uyum gösterir. Anne sütünün kalsiyum içeriği, inek
sütüne oranla düşük olmasına (34mg/dl ve 120 mg/dl) rağmen, kalsiyumun fosfora
oranı 2/1 olup emilimi daha yüksektir (%55; %38). Bu özelliği ile anne sütü kemik
mineralizasyonu için uygundur. Anne sütünde bulunan demirin emilimi de inek sütüne
göre daha yüksektir (%50; %5-10). Bu nedenle anne sütü, bebeği ilk altı ayda demir
eksikliğinden korur (18).
Büyüme Faktörleri
Anne sütünde başta sindirim sistemi, merkezi sinir sistemi, solunum sistemi olmak
üzere pek çok sistemin gelişimini sağlayan büyüme faktörleri vardır. Epidermal büyüme
faktörü, transforming büyüme faktörleri, sinir büyüme faktörü, insüline benzer büyüme
faktörü, meme kaynaklı büyüme faktörü, eritropoietin, taurin, etanolamin,
fosfoetanolamin, interferon başlıcalarıdır. Beynin bilişsel işlevlerinin anne sütü ile
beslenen çocuklarda daha yüksek olduğu bildirilmektedir (18).
Enzim ve Hormonlar
Anne sütünde çok sayıda etkin enzim varlığı bilinmektedir. Yağ sindirimi için gereken
lipaz, meme bezlerinde süt lipitleri sentezi için gerekli olan lipoprotein lipaz, laktoz
sentezinde rol oynayan galaktozil transferaz, antibakteriyel etkiye sahip
laktoperoksidaz, tiyosiyanat, hidrojen peroksit başlıcalarıdır. Ayrıca, anne sütü lipazının
lipitleri hidrolize etmesi sonucu ortaya çıkan ürünler; Giardia lamblia, Entamoeba
histolitica, Trichomonas vaginalis enfeksiyonlarını önlemektedir. Enzimlerin yanı sıra,
anne sütünde çok sayıda hormon (GnRH, TRH, TSH, LNRH, T3, T4, parathormon,
kalsitonin, prolaktin, östrojen, progesteron, kortikosteroidler vs.) bulunmaktadır (18).
9
Antimikrobiyal ve Antienflamatuar faktörler, İmmünomodülatörler
Laktoferrin, lizozim, fibronektin, IgAs, musin, oligosakkaritler, lipitler anne sütündeki
antimikrobiyal faktörlerdendir. Vitamin A, C, E, katalaz, glütatyon peroksidaz, alfa-1
antitripsin, alfa-1 antikemotripsin, prostoglandin E 1-2, antienflamatuar faktörlerdir.
Ayrıca, anne sütünde intertökinler, interferon gama ve TNF α gibi immünomodülatörler
bulunmaktadır. Monosit, makrofaj, PNL, T ve B lenfositleri ise hücresel bileşenleri
oluşturmaktadır. Başta salgısal IgA olmak üzere diğer immünoglobulinler; salmonella,
şigella, kolera, poliyovirüs, rotavirüs, RSV ve diğer mikroorganizmalarla gelişen
enfeksiyonları önler. Anne sütü bu özellikleri ile bebeği sepsis, bakteriyemi, menenjit,
solunum yolları enfeksiyonları, gastroenteritler, üriner sistem enfeksiyonları, akut otitis
mediyadan korur. Bunun yanı sıra Tip 1 diabetes mellitus, lenfoma, crohn hastalığı,
çölyak hastalığı ve atopik hastalıkların gelişim riskini azaltır (18).
2.1.4. Anne Sütü İle Beslemede Önemli Noktalar
Normal bir doğumdan sonra bebeğin emme refleksi oldukça güçlüdür. Anne de
bebeğini görmeye ve dokunmaya isteklidir. Doğumdan hemen sonra anne ile bebek
arasında ten temasının sağlanması ve emzirmenin başlatılması, psikolojik bağın
kurulmasına ve güçlenmesine yardım ettiği gibi, sütün salgılanmasını ve memeden
boşalmasını sağlayan prolaktin ve oksitosin hormonlarının salgılanmasını da sağlar.
Oksitosin uterusun kasılmasını sağlayarak plasentanın atılmasına ve doğum sonu
kanamalarının kontrol altına alınmasına da yardım eder. Bebek doğumdan hemen sonra
ilk yarım - bir saat içerisinde emzirilmeye başlanmalıdır. Emzirmeye erken başlama;
daha uzun süre tek başına anne sütü ile besleme ve daha uzun süre emzirme olasılığını
arttırmaktadır. Doğumdan sonra bebeğe ilk olarak anne sütü verilmelidir. Kolostrum,
olgun süte göre daha fazla antikor ve antienfektif protein içerdiğinden, bebeğin
doğumdan sonra karşılaşacağı hastalıklara karşı ilk bağışıklığı sağlar. Ayrıca, kolostrum
bebeğin barsak villuslarının olgunlaşmasını uyaran Epidermal Büyüme Faktörü içerir.
Barsağın erken olgunlaşması bebekte allerji gelişimini önler. Su, şekerli su, mama vb.
şeyler verildiğinde (prelaktal besleme), bu özellik yok olmaktadır. Gambiya’da prelaktal
besin verilen çocukların ölme ihtimali, ilk olarak anne sütü alan bebeklerden 3.38 kat
daha fazla bulunmuştur. Kolostrum bebeğin ilk aşısıdır, bebeğe mutlaka verilmelidir
(11).
10
Bebek her istediğinde emzirilmelidir. Bebek ağzını açarak, aranarak, sonunda da
ağlayarak açlığını belli eder. İlk aylarda bebek uyandığında genellikle açtır ve
emzirilmek ister (19, 20). İlk haftalarda emzirme aralıkları 1-2 saat gibi çok kısa
olabilir. Her emzirme sonrası memede yapılan süt miktarı biraz daha artacağından,
zamanla beslenme aralıkları uzayacaktır (20).
Bebek 24 saatte en az 10 kez, doyuncaya kadar emzirilmelidir. On defadan az emiyorsa
yeterli süt almayabilir. Doğumdan sonraki ilk haftalarda beslenme aralıkları 3-4 saati
geçtiğinde, emme isteğinde bulunmayan bebekler emmeye zorlanmalı, uyandırılıp
emzirilmelidir. Uygun şekilde başlatılan emzirme anne ve bebeğin aynı odada kalması
yoluyla kolaylaştırılır. Bebeğin görüntüsü, sesi, ona duyulan sevgi oksitosin
salgılanmasını artırır. Bir öğünde bebek her memede 10-15 dakika olmak üzere en az
15-20 dakika emzirilmelidir. Emzirmenin ilk 5 dakikasında bebek sütün büyük bir
kısmını boşaltır. Ancak, emme hızı bebekten bebeğe değişiklik gösterdiği, anne ve
bebek arasındaki psikolojik bağ emzirme sırasında güçlendiği için, emzirmeye daha
uzun süre devam edilmelidir. Ayrıca bir sonraki öğünün süt yapımını sağlamak için,
emmeyle artan prolaktin konsantrasyonu 15-20 dakikada maksimum düzeye
ulaşacağından, emzirmeye yeterli süre devam edilmelidir (11).
Bebeklerin çoğu bir öğünde her iki memeden de emmek isterler. Bu durumda bir meme
iyice boşaldıktan sonra diğer meme verilmelidir. Bir sonraki emzirmede, son verilen
memeden emzirmeye başlanmalı, böylece her emzirmede bir memenin iyice boşalması
sağlanmalıdır. Bebek tek memeden emmeyi bıraktıysa, sonraki emzirmede diğer
memeden başlanmalıdır. Anne sütü, doğumdan sonraki ilk 6 ayda bebeğin optimal
büyüme ve gelişimini sağlar. Bebek ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir (11).
DSÖ ve UNICEF; ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslemeyi, 6 aydan sonra yeterli ek
besinler verilerek emzirmenin 24 ay ve daha uzun süre devam ettirilmesini
önermektedir (21). Sadece anne sütü ile besleme; bebeğe anne sütü haricinde su dahil
hiçbir sıvı ve katı besin verilmemesidir (11).
11
2.1.5.Anne Sütü İle Beslemenin Yararları
Anne sütü ve emzirme; sağlığın korunması ve geliştirilmesi, yeterli ve dengeli
beslenmenin, sağlıklı büyüme ve gelişmenin sağlanması, bağışıklık sisteminin
korunması ve geliştirilmesi, sosyal-psikolojik gelişimin sağlanması açısından, ayrıca
ekonomik boyutu yönünden önemlidir. Emzirme; sadece bebeğin süt ile beslenmesi
olmayıp, ruhsal ve sosyal yönleri de olan kültürel bir olgudur. Anne sütü, çocuğun
ihtiyaç duyduğu besin maddelerini uygun miktar ve kalitede içeren, bileşenleri bebeğin
içinde bulunduğu dönemdeki ihtiyaçlarına göre değişiklik gösteren ve enfeksiyonlara
karşı koruyucu özellikleri olan tek fizyolojik bebek besinidir. Her canlının sütünün
kendisine ve bebeğine özel olması anne sütünü yavrusu için benzersiz bir besin maddesi
yapan bir özelliktir. Bebeğin ihtiyaç duyduğu tüm maddeler yalnızca kendi annesinin
sütünde bulunmaktadır (22).
Son yıllarda yapılan kapsamlı çalışmalar; emzirmenin ve anne sütünün bebek
beslenmesinde kullanılması için bebekleri, anneleri, aileleri ve toplumu değişime
zorlayan çeşitli yararlara belge olmuştur. Bunlar; sağlık, beslenme, immünolojik,
gelişimsel ve çevre ile ilgili yararlardır. Anne sütü bebek beslenmesinde türüne özel tek
besindir. Anne sütü, yerine konan tüm beslenme seçeneklerinden önemli ölçüde
farklıdır. Anne sütü ile beslenen bebekler; büyüme, sağlık, gelişme ve diğer kısa ve
uzun vadedeki avantajları açısından alternatif beslenme yöntemleri ile
karşılaştırıldığında referans modeldir (11).
Yapılan bilimsel çalışmalar anne sütünün kısa dönem ve uzun dönemdeki sayısız
yararını ortaya koymaktadır. Çalışmalarda anne sütünün kısa dönem yararlarından
bazıları; diyare, pnömoni, orta kulak, üst solunum yolu ve idrar yolu enfeksiyonları ile
menenjit görülme oranlarını azaltma, ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirerek egzama,
astım gibi alerjik reaksiyonları azaltma olarak belirtilmektedir (23-25). Uzun dönem
yararları ise, obezite, diyabetus mellitus, çölyak hastalığı, ülseratif kolit ve Crohn
hastalıkları ve çocukluk çağı lenfoması (19) gibi bazı kanserlerin insidansını azaltma
olarak belirtilmektedir (26-28). Özellikle gastrointestinal ve immünolojik problemi olan
bebekler ile prematüre bebekler için anne sütü hayat kurtarıcı özellik taşımaktadır (29).
Bunların yanı sıra anne sütünün içeriğinde bulunan uzun zincirli yağ asitleri sayesinde
en üst düzeyde nörolojik gelişim sağladığı belirtilmektedir. Yirmi çalışmanın meta-
12
analizinin yapıldığı bir araştırmada anne sütü alanların ortalama zeka puanlarının
almayanlardan 3.2 puan daha yüksek olduğu belirlenmiştir (30). Başka çalışmalarda ise
emzirme süresi arttıkça çocuklukta ve yetişkin dönemdeki bilişsel gelişimin arttığı ve
daha uzun süre anne sütü alanların daha sosyal oldukları belirlenmiştir (31, 32).
Anne sütünün bebeğe sağladığı yararlar sadece aktif beslenme süreci ile sınırlı
kalmayıp, yetişkin dönemdeki sağlığı üzerinde de olumlu etkileri bulunmaktadır. Anne
sütünün yetişkin dönemdeki kardiyovasküler hastalıklarda (hiperkolesterolemi,
arterioskleroz, hipertansiyon gibi), şişmanlıkta, metabolik sendromda, alerjik
hastalıklarda, kanserde, otoimmün hastalıklarda ve bilişsel gelişimde olumlu etkilerinin
olduğu belirtilmektedir (33, 34).
Erken anne –çocuk ilişkisinin artan oranda emzirme, enfeksiyonlarda azalma ve
büyümede ilerleme ile birlikte gittiği gösterilmiştir. Bu tür ilişkinin çocuk ihmali, terki,
kazaları ve başarısızlık oranını da azalttığı saptanmıştır. Anne sütü, havyan sütü ya da
mama kullanmaktan daha ekonomiktir. Bombay’da yapılan bir araştırmada; emzirirken
anneye ek olarak verilecek yiyeceklerin maliyetinin, bebeklere anne sütü yerine verilen
mamanın maliyetinden 4-8 kez daha az olduğu bulunmuştur. Anne sütünün hazırlanma
ve saklanma sorunu yoktur. Her zaman hazır ve temizdir (11).
Emzirme doğum sonu dönemde kanamayı önlemekte, ileri dönemde ise over ve meme
kanseri görülme sıklığını azaltmaktadır (35). Emzirme yoluyla anne sütünün bebeğe her
an verilebilme kolaylığının olması annenin rahat etmesini sağlamaktadır. Pospartum
dönemde kemiklerde mineralizasyonu geliştirmekte dolayısı ile postmenopozal
dönemde kalça kırıklarını azaltmaktadır. Ayrıca emzirilen her yıl için, annelerin tip 2
diyabete yakalanma riskinin %15 azaldığı belirtilmektedir. Emzirme sürecinde harcanan
enerji doğum sonu dönemde annenin fazla kilolarını vermesine katkıda bulunmaktadır.
Ayrıca emzirme aile planlaması yöntemi olarak da kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalar
çocuğun anne sütü isteğinin tam karşılanması (gece ve gündüz her ağladığında ve hiçbir
ek besin verilmeksizin en az 10 kez emzirme) ile ilk altı aylık dönemde %98 oranında
kontrasepsiyon sağlandığını göstermiştir (36). Bunların yanı sıra anne sütü hazır ve
ücretsiz olduğu için aile bütçesine ek yük getirmemekte, ilaç kullanma ve hastaneye
yatma insidansını azaltarak sağlık harcama maliyetini düşürmektedir (37).
13
2.1.6 Memeden Kesme
Daha önce de ifade edildiği gibi, anne sütü ile beslenmenin en az 2 yaşına kadar
sürdürülmesi önerilmektedir (11). Çocuğun sütten kesilmesi yavaş yavaş yapılmalı,
çocuk birden anneden ayrılmamalıdır. Bu dönemde korkutmadan, sevdiği şeylere ilgi
uyandırarak çocuğa meme unutturulmalı, en severek yediği besinlere öncelik
verilmelidir. Bazı anneler çocuk memeyi unutsun diye büyük annenin yanına
göndermeyi, ya da meme ucuna tadı iyi olmayan şeyleri sürmeyi memeden ayırma
yöntemi olarak düşünseler de; birden bire anneden ayrılmak, ya da zevk alarak emdiği
memenin birden tadının değişmesi çocukta olumsuz psikolojik etki yapmaktadır (38).
Memeden ayırma; önce gündüz emzirmeleri, arkasından gece beslenmeleri kaldırılarak
sonlandırılması uygun olur. Anne sütünden kesme, çocuğun hasta olduğu bir dönemde
yapılmamalıdır. Anne memeden ayırdığı çocuğundan ilgiyi eksik etmemeli, çocuğun
meme ayrılığı ile anne ayrılığını aynı anda yaşamaması için, memeden kesilirken anne
ile çocuk ayrılmamalıdır (11).
2.2. EMZİRMEDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Anne sütü ile beslenmenin devamı için emzirme sorunu olan her anne ve bebeğe acil
olarak yardım gereklidir. Emzirme sorunu olan annenin öncelikle özgüvene ihtiyacı
vardır. Bu nedenle bu konuda anneye yardımcı olunmalı ve annenin emzirme
konusundaki çabaları övülerek desteklenmelidir. Anne emzirme sürecinde bazı
sorunlarla karşılaşabilir(15). Bunlar:
2.2.1. Memelerde Süt Birikmesi
Doğumdan sonra emzirmeye geç başlanması, bebeğin memeyi iyi boşaltmaması,
emzirme aralıklarının uzun olması, öğün atlama gibi durumlarda göğüslerde süt birikir.
Bu durum süt salgısının arttığı ilk günlerde sık görülür. Göğüsler aşırı gergin ve
ağrılıdır. Hafif ateş olabilir. Göğüslerde süt birikmesinin önlenmesi için; doğumdan
hemen sonra, ilk yarım saat içinde emzirmeye başlanmalı, bebeğin memeye doğru
yerleşmesi ve tutması için anneye yardımcı olunmalı, bebek her istedikçe
emzirilmelidir. Göğüslerde süt birikmesi durumunda; emzirme tekniği kontrol edilmeli,
bebek sık sık emzirilmeli, bebek gergin memeden emmekte zorlanıyorsa, memeyi
yumuşatmak için bir miktar süt sağılmalı, bebek hiç ememiyorsa sağılan sütle
14
beslenmeli, süt akışını kolaylaştırmak için emzirmeden önce memenin üzerine sıcak,
ağrıyı ve şişmeyi önlemek için emzirmeden sonra soğuk kompres uygulanmalı, annenin
dinlenmesi sağlanmalıdır (11).
2.2.2. Meme Başı Çatlağı
Bebek memenin aerolasını tam kavrayamadan, yalnızca meme başından emmeye
çalışırsa meme başı zedelenir, kırmızı ve ağrılı meme başı ortaya çıkar. Bu durum
düzeltilmezse meme başında ya da çevresinde meme başı çatlağı gelişir. Meme başı
çatlağının önlenmesi için; bebeğin memeye doğru yerleşmesi ve tutması için anneye
yardımcı olunmalı, meme başı sabunla silinmemeli, bebek emmeyi sonlandırırken
meme başı bebeğin ağzından çekilmemeli, kendi bırakması sağlanmalıdır. Meme başı
çatlağının tedavisinde; bebeğin memeye doğru yerleştirilmesi ve tutması sağlanmalı,
emzirmeler kısa süreli, ancak sık aralıklarla olmalı, farklı pozisyonlarda emzirilmeli, az
ağrıyan memeden başlayarak emzirme sürdürülmeli, ağrı nedeniyle emzirme
sağlanamıyorsa süt sağılarak fincanla veya kaşıkla bebeğe verilmeli, her emzirmeden
sonra az miktarda süt sıkılarak meme başına sürülmeli ve hava temasında kurutulmalı,
sütyenin pamuklu kumaştan olmasına dikkat edilmeli, Candida enfeksiyonu varsa tedavi
edilmelidir (11).
2.2.3. Süt Kanalında Tıkanıklık
Tıkalı kanal göğüste şişlik olarak ele gelir. Bazen kırmızı ve ağrılı olabilir. Süt
kanallarının tam boşalmaması, annenin çok dar ya da bol sütyen giymesi, yüzükoyun
yatması gibi durumlarda ortaya çıkar. Emzirmeye daima şişliğin olduğu taraftan
başlanmalı, emzirme sırasında koltuk altından meme başına doğru masaj yapılmalı, her
emzirme sonunda göğüsler iyice boşaltılmalı, şişliğin olduğu bölgeye sıcak kompresler
uygulanmalıdır (11,15).
2.2.4. Mastit
Meme başı çatlağı veya süt kanalı tıkanıklığı sonrası gelişebilir. Göğüsler şiş, kızarık ve
ağrılıdır. Halsizlik, üşüme, titreme ve ateş görülebilir. Tekrarlayan mastit durumlarında
kanal tıkanıklığına yol açan tümör gibi durumlar düşünülmelidir. Tedavisinde;
emzirmeye ara verilmemeli, sık emzirilmeli ve mastitli meme önce emzirilmelidir.
15
Memeye yaş sıcak pansuman uygulanmalı, anneye 24 saat kesin istirahat verilmeli, sıvı
alımı arttırılmalı ve gerekirse antibiyotik tedavisi başlanmalıdır (15). Mastite en çok yol
açan bakteriyel etken stafilokoklardır. Ardından E.coli gelir. Her iki memenin şiş ve
ağrılı olduğu durumlarda Streptokok enfeksiyonu düşünülür. Mastit sırasında bebeğin
emzirilmesinde bir sakınca yoktur. Mastit durumunda göğüslerin boşaltılması, meme
apsesinin gelişimini önlemek açısından önemlidir (11).
2.2.5. Meme Apsesi
Genellikle iyi tedavi edilmemiş mastite bağlı ortaya çıkar. Acil tedavi edilmesi gereken
ağrılı bir durumdur. Antibiyotik tedavisine ek olarak cerrahi drenaj yapılmalıdır.
Emzirmeye her iki göğüsle de devam etmenin sakıncası yoktur ve mastitin
tekrarlamaması ve emzirmenin başarıyla devamı açısından önemlidir. Ağrı nedeniyle
anne emziremiyorsa göğüsler üç saatte bir sağılarak boşaltılmalıdır (11,15).
Candida albicans enfeksiyonu: Sıcak ve nemli iklimlerde sık görülür. Areolada beyaz
lekeler, kızarıklık ve parlama olabilir. Emzirme sırasında ve aralarda kaşıntı, keskin
iğne batar tarzda sürekli ağrı olur. Medikal tedavi gerektirir. Anne ve bebekte pamukçuk
varsa tedavi edilmelidir. Önlem için meme başı güneş ve havaya maruz bırakılarak kuru
tutulmalıdır (11).
2.2.6. Düz ve İçe Çökük Meme Başı
Düz ve içe çökük memelerde, emme işlemi meme başından gerçekleşmediği için
emzirme güçlüğü yaşanabilmektedir. Meme başının zedelenerek çatlaması ve yara
olması emzirmenin ilk dönemlerinde görülen emzirme yöntemi ile ilgili bir sorundur.
Bebeğin areolayı kavramak yerine yalnız meme başını tutması sonucu meme başı
zedelenerek çatlaklar oluşur. Bebeğin emebilmesi için mutlaka meme başına ihtiyacı
yoktur, önemli olan bebeğin memeyi iyice kavramasıdır. Bazen emzirme sırasında
yapay meme başlarını kullanmak gerekebilir. Çökük meme başını çıkartmak için
anatomik meme başı kalıplarının (nipple formers) sütyenin içine yerleştirilerek
kullanılması önerilmektedir. Meme başını çıkarmak için yapılan meme başı masajı
erken doğum riskine neden olabileceği için son yıllarda önerilmemektedir. Meme başı
çökük olan memeler sıkıldıklarında dışarı çıkmaz tersine memenin içine çekilir. Bu
yapısal bir bozukluktur. Emzirmeden önce her iki başparmak meme başının her iki
16
yanına konur ve memeye bastırılırken yana doğru çekilerek meme başının çıkması
sağlanabilir (39).
2.3. ÇALIŞMA YAŞAMI VE EMZİRME
Tüm dünyada yaşanan hızlı toplumsal değişim sonucu olarak kadın; giderek cinsiyet
ayrımı engelini aşmakta, aktif işgücü olarak ekonomik yaşamda yerini almaktadır.
Türkiye’de ise Cumhuriyet tarihi boyunca kadının ekonomik, kültürel ve sosyal
gelişimini artırmak amacıyla yapılan eğitim reformları ve buna bağlı olarak toplumsal
değişmeler kadının statüsünü ve işgücüne katılımını artırmıştır (40). Türkiye’deki
kadınların, işgücüne katılım oranı % 27.6’dır (41).
Türkiye’de; çalışmayla ilgili yasal mevzuattaki eksiklikler, küçük çocukların bakımı
için kreş ve yuvaların yok denecek kadar azlığı, olanların belirli kurumlarla bağlantılı
olması veya çok pahalı özel kurumlar olmaları, eğitim düzeyinin düşük olması
kadınların çalışma yaşamına girmesinde önemli engellerdir. Birçok kadına sunulan
ücretin çocuk bakım maliyetini karşılamaya yetmeyişi kadınların zorunlu olarak ev
kadınlığı statüsünde kalmalarına sebep olmaktadır. Çalışma yaşamında yer alanlarda
ise; annelik rollerinden biri olan emzirme olumsuz etkilenmektedir (42). Çalışan anneler
gerek bilgi eksikliği, gerekse çalışma koşulları nedeniyle, emzirme sorunları yaşamakta
ve erken dönemde anne sütü vermeyi bırakmaktadır. Anne erken işe başladığında ve
değişen beslenme düzeni nedeniyle bebekler emmeyi reddedebilmektedir. Çalışan
annelerin bebeklerini kendi sütleriyle beslemeye devam edebilmeleri için işyeri
koşullarının uygun olması, kreş, sosyal destek ve annelik hakları ile ilgili uygulamaların
yeterliliği temel gereksinimlerdir (5). Emzirme ile ilgili işyeri koşullarının uygunluğu
yanında annelerin emzirme konusunda bilgi sahibi olması da önemlidir. Dünya Sağlık
Örgütü’nün önerdiği protokolde antenatal bakım vizitlerinde gebelikle ilgili bakım
hizmetlerinin yanında emzirme ile ilgili eğitim verilmesinin gereği vurgulanmaktadır
(43). Özellikle çalışan annelerde emzirmenin sürdürülmesi gibi zor durumlarda
yardımcı olunmalıdır. Çalışan ve emziren tüm annelere işteyken emzirmeyi nasıl
sürdüreceği konusunda eğitim ve rehberlik yapılmalıdır. Çalışan tüm annelere, sütün
sağılması ve saklanması öğretilmelidir (44).
17
2.3.1. Anne Sütünün Sağılması
Zamanının büyük bir bölümünü bebekten ayrı geçiren anneler laktasyonu devam
ettirmek ve ya bebekten ayrı oldukları zamanlarda bebeğe süt sağlamak için memelerini
el ile ya da pompa ile sağabilirler. Anne bebeğinden ayrı kaldığı zamanlarda en az 2-3
saatte bir sütünü sağmalıdır (44).
Memeleri elle sağmak için; (44)
Öncelikle eller yıkanmalıdır.
Süt inme refleksini başlatmak ve meme içindeki sütün meme başına doğru
hareketini sağlamak için meme masajı ve sıcak uygulama yapılır. Elle masajda
avuç içleri kullanılarak yuvarlak hareketlerle nazikçe memeler sıvazlanır.
Elle memeleri sağmak için başparmak memenin üst kısmına ve diğer
parmaklarda memenin alt kısmına areolanın 2.5 cm gerisine yerleştirilerek
meme duvarından meme başına doğru kibarca sıkılarak sağılmalıdır. Memenin
her bölümüne ulaşmak için el döndürülmelidir. Süt akmaya başlayıncaya kadar
bu hareketler ritmik olarak tekrarlanmalıdır.
Önceleri az miktarda süt gelse de let-down refleksi başladığı zaman sağılan
sütün miktarı artar.
İkinci memeden de süt sağıldıktan sonra tekrar birinci memeye dönülür ve
memeler boşalıncaya kadar süt sağılır.
Bazen sütle dolu memeler sert ve ağrılı olduğu için memelerin elle sağılması zor
olabilir. Böyle durumda ılık suyla duş alma, memeleri ılık su dolu bir kap içine
koyma ya da memeler üzerine ıslak sıcak havlu uygulaması yapıldıktan sonra
meme masajı ve sağma işlemi yapılır.
Elle sağmayı bazı kadınlar gerçekleştirebilse de sütün yağ içeriği elektrikli pompa ile
sağma veya bebeğin emmesi kadar başarılı olamamaktadır (45).
El pompası ile sağma (44)
Memeye yerleştirilecek kısım düz olarak ve meme ucu tam ortaya gelecek şekilde
yerleştirilmelidir.
18
Piston ritmik ve yumuşak hareketlerle çekilmeli ve bırakılmalıdır.
Elektrikli pompa ile sağma
İdeal toplama yöntemi emme işlemindeki gibi ritmik negatif basınç sağlayan elektrikli
pompalarla olmaktadır. Eğer anne haftada 20 saatten fazla ev dışında çalışıyor ise süt
üretiminde etkili bir yöntemdir. Aletin parçalarının sterilize edilmesi bakteriyel
kontaminasyonu önlemek için gereklidir (45).
Memeye yerleştirilecek kısım areola üzerine ve meme ucu tam ortaya gelecek şekilde
yerleştirilmelidir. Makinenin sağış gücü en düşükten başlayıp ağrı olmayana kadar
dereceli olarak yükseltilmelidir. Elektrikli pompa ile iki meme aynı anda 15 dakika
sürede sağılmalıdır. Tekli pompa ya da elle sağmada her iki meme de 15’er dakika
olmak üzere toplam 30 dakika sağılmalıdır (44).
2.3.2. Anne Sütünün Saklanması
Araştırmalar uygun koşullar altında saklanan anne sütünün bebek ve çocuklar için
tehlikeli olmadığını göstermiştir. Buzdolabında 72 saate kadar saklanan sütün
bakteriyolojik muayenesinde tüketimin güvenliği kanıtlanmıştır. Bu bilgiler sadece anne
sütü ile beslenme süresinin uzamasında cesaret verici olmaktadır (6).
Toplanan kabın yapısı önem taşımaktadır. Sütün hücresel içeriği cam toplayıcılara
yapışmaktadır fakat polietilen veya polipropilen toplayıcılarda bu sorun yoktur. Cam
toplayıcılar ısıtmaya, dondurmaya ve bebeği beslemeye uygundur. Suda çözünen
içerikler ve IgA hem cam hem de polipropilen şişelerde değişmeden kalmaktadır.
Kolostrumun cam, polipropilen ve polietilen torbalarda hemen hemen hiç değişmeden
sabit kaldığı görülmüştür. Hücre sayıları ise 4 ve 24 saat depolamadan sonra
artmaktadır. Bu artışın yüzeye yapışmanın sonlanmasıyla ilişkili olduğu
düşünülmektedir. Hücre fonksiyonları ise zamanla azalma göstermektedir. Süt
proteinlerinin (laktoferrin, lizozim, sIgA) bir miktar azalma ile birlikte genel olarak
değişmeden kaldığı gözlenmiştir. Yağda eriyen vitaminlerde değişiklik
gözlenmemektedir (6).
19
Saklandığı yer ısı ve süresi: Anne sütü oda ısısında 8 saat, buzdolabında 24-48 saat ve
buzlukta 3 ay süreyle saklanabilmektedir (21).
Süt transport sırasında buz paketleri içinde tutulmalıdır. Sağılan sütün saklanmasında
sert plastik veya cam şişeler kullanılabilir. Ilıtılan süt tekrar kullanılmadığı için süt 60-
120 ml’lik kaplarda saklanmalıdır. Dondurulan sütün üstüne mutlaka sağılan tarih ve
saat yazılmalıdır. Çalışan anneler çalışmaya başladıklarında bu sütleri en eski tarihli
olandan başlayarak kullanmalıdır. Dondurulan sütler buzdolabında veya (benmari
usulü) ılık su içinde çözülmelidir. Çözmek için ısıtılmamalı veya mikrodalga fırın
kullanılmamalıdır. Bu işlemler sütün içeriğindeki immünolojik faktörlerin ve proteinin
kaybolmasına neden olmaktadır. Ilıtılan sütler hemen kullanılmalı artanlar atılmalıdır.
Tekrar dondurulmamalı veya ılıtılmamalıdır (46,47,48).
2.4. ÇALIŞAN KADINLARA YÖNELİK ULUSLARARASI VE ULUSAL YASAL
DÜZENLEMELER
Kadın çalışanlarla ilgili pek çok uluslararası ve ulusal düzenlemeler mevcuttur.
Özellikle Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labour Organization -ILO)
sözleşmeleri kadınların çalışma yaşamlarında korunması açısından önemlidirler.
ILO’nun kadınlarla ilgili norm oluşturma işinde önem verdiği iki konu vardır. Koruma
ve eşitlik. Normlar kadınları doğurganlıklarını ve anne olma özelliklerini işin
tehlikelerinden, çalışma ortamının tehditlerinden ve risklerden korumak ve istihdamda
kadın ve erkeklere eşit fırsat tanımayı ve eşit davranışı özendirmek amacındadır (49).
ILO; doğumdan sonra en az 14 hafta ücretli iznin zorunlu olması gerektiğini belirtmiştir
(50).
Türkiye, ILO'nun "temel insan hakları sözleşmeleri" olarak bilinen 8 sözleşmesinin
tamamını onaylamış bir ülkedir (51). Kadınların analık hallerinin korunması noktasında
yasal düzenlemeler mevcuttur, ancak yine de doğum sonrası çocuk, yaşlı, hasta bakım
hizmetlerinde destek mekanizmaları yaygınlaşmamıştır ve bu hizmetler pahalıdır.
Doğum ya da çocuk bakımı sorunu karşısında işten ayrılan kadınlar, bu sorunun ortadan
kalkması karşısında yeniden iş bulmakta zorlanmakta ya da aynı nitelikteki işlere
girememektedirler. Ayrıca işten kısa süreli ayrılmış olmak, kadınların mesleki kariyer
elde etme noktasında da fırsat eşitliğinden yararlanması önünde engel oluşturmaktadır
(52). Kadınlar; Almanya'da 14-18, Avusturya’da 18, Fransa’da 16 hafta (26 haftaya
20
kadar uzatabilir), İtalya’da 5 ay (2 ay doğum öncesi), Belçika’da 15, Kanada’da 17,
Danimarka’da 18 (28 haftaya kadar uzatabilir), İsveç’te 16 ve İngiltere’de 26 hafta
ücretli doğum izni hakkına sahiptirler. Ayrıca bu ülkelerde babalar da 2 hafta ile 3 ay
arasında değişen tam ödenekli ve yarı ödenekli babalık izin hakkına sahiptirler (53).
Çalışan kadınların yasal haklarına ilişkin olarak 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanan 14.07.2004 tarihli ve 5223 sayılı Kanun ile 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun 104. maddesinin (A) bendi; "Memura doğum
yapmasından önce 8 hafta ve doğum yaptığı tarihten itibaren 8 hafta olmak üzere
toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin verilir. Çoğul gebelik halinde, doğumdan önceki 8
haftalık süreye 2 hafta süre eklenir. Ancak sağlık durumu uygun olduğu takdirde,
tabibin onayı ile memur isterse doğumdan önceki 3 haftaya kadar işyerinde çalışabilir.
Bu durumda, memurun çalıştığı süreler, doğum sonrası sürelere eklenir. Yukarıda
öngörülen süreler memurun sağlık durumuna göre tabip raporunda belirlenecek
miktarda uzatılabilir. Memurlara, 1 yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde
toplam 1,5 saat süt izni verilir. Süt izninin kullanımında annenin saat seçimi hakkı
vardır" şeklinde ve 108. maddesinin üçüncü paragrafı "Doğum yapan memurlara
istekleri halinde 104. maddenin (A) bendinde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren 12
aya kadar aylıksız izin verilir" şeklinde değiştirilmiştir (54).
6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigorta Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun” 25.02.2011 tarihinde 27857 mükerrer sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 6111 sayılı yasa ile Devlet Memurları Kanununda
yapılan düzenlemeler şunlardır (55):
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 101’inci maddesine, “Ancak, kadın memurlara;
tabip raporunda belirtilmesi halinde hamileliğin yirmidördüncü haftasından önce ve her
halde hamileliğin yirmi dördüncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl
süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez” hükmü 2’nci fıkra olarak
eklenmiştir (55).
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 104’üncü maddesi şu şekilde değiştirilmiştir:
21
Doğumdan önce ve doğumdan sonra 8’er hafta olmak üzere 16 haftalık “aylıklı izin”
kavramı değiştirilerek “analık izni” olarak adlandırılmıştır. Türk Medeni Kanununda
erken doğum ile ilgili bir hüküm bulunmaz iken; “Doğumun erken gerçekleşmesi
sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık
izni süresine ilave edilir. Doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken
annenin ölümü halinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre
kadar izin verilir.” hükmü eklenerek bu hususta yeni bir düzenleme yapılmıştır. Süt izni
süreleri yeniden düzenlenmiştir. Eski düzenlemede “Bir yaşından küçük çocuğunu
emzirmek için günde 1,5 saat izin verilir.” hükmü değiştirilerek “Kadın memura,
çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren
ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir buçuk saat süt izni verilir. Süt
izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususunda, kadın
memurun tercihi esastır.” ifadesi getirilmiştir (55).
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 108’inci maddesine;
“Doğum yapan memura, 104’üncü madde uyarınca verilen doğum sonrası analık izni
süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri
üzerine yirmi dört aya kadar aylıksız izin verilir.” hükmü getirilmiştir (55).
6495 sayılı Torba kanunla getirilen yeni hak şu şekildedir:
657'nin 101. Maddesi;
"Kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi halinde hamileliğin yirmi dördüncü
haftasından önce ve her halde hamileliğin yirmi dördüncü haftasından itibaren ve
doğumdan sonraki iki yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez ve
gebe veya emziren çalışan günde 7.5 saatten fazla çalıştırılamaz” hükmü getirilmiştir
(56).
2.5. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE EMZİRME DURUMU
2.5.1. Dünyada Emzirme Durumu
DSÖ ve UNICEF bebeklerin doğumdan itibaren ilk altı ay su dahil hiçbir ek gıda
almadan sadece anne sütü ile beslenmelerini önermektedir. DSÖ’nün 2011 yılı sağlık
22
istatistiklerinde ilk altı ayda sadece anne sütü ile beslenme oranı dünyada %36 olarak
belirtilmektedir. Aynı raporda bu oran Afrika Bölgesi için %31, Amerika Bölgesinde
%30, Güney Doğu Asya Bölgesinde %44, Avrupa Bölgesinde %23 ve Doğu Akdeniz
Bölgesinde %35 olarak belirtilmektedir. Ülkelerin gelir düzeylerine göre ise bu oranlar;
düşük gelir düzeyindeki ülkelerde %41, orta gelir düzeyi ve altındaki ülkelerde %36,
orta gelir düzeyi ve üzerindeki ülkelerde %33 ve yüksek gelir düzeyindeki ülkelerde
%17 olarak değişmektedir (57).
Dünyanın farklı ülkelerindeki sadece anne sütü ile beslenme oranlarına bakıldığında
Avustralya’da yapılan iki ayrı çalışmada altıncı ayda tek başına anne sütüyle beslenme
oranının %50’lerde olduğu görülmektedir (58). Norveç’te altıncı ayda tek başına anne
sütü verme oranı %7 (59); İtalya’da ise %42.3 bulunmuştur (60). Gonzales-Cossia ve
arkadaşlarının 2003 yılında Meksika’da yaptıkları çalışmada altı ay sadece anne sütü
alanların oranının %20.3 olduğu belirtilmiştir (61). Amerika Birleşik Devletleri’nde bu
oran %14 olarak bildirilmiştir (62). İsviçre’de %42, İngiltere’de %21 ve Almanya’da
%10 gibi farklılıklar göstermektedir. İngiltere’de 6. ayda halen emzirenlerin oranı, en
düşük sosyo ekonomik düzeyde %22 iken, en yüksek sınıfta %48’dir (11).
Endüstrileşmiş ülkelerde emzirme oranı 1920’lerde hızla düşmeye başlamıştır.
1970’lerde, yaşamın ilk haftasında bebeklerin sadece %10-25’i emzirilmekteydi.
Emzirmedeki bu azalma bebek mamalarının üretim ve pazarlamasındaki hızlı artışla
ilişkilendirilmiştir. 1970’lerden bu yana emzirme hızının arttırılmasına yönelik birçok
program yapılmıştır. Emzirmedeki azalmada, eğitim düzeyi yüksek anneler öncülük
etmişlerdir. Fakat daha sonra bu kadınlar emzirme eğiliminin artışına da öncülük
etmişlerdir. Eğitimli olmayan kadınlarda emzirmedeki artış daha yavaş olmuştur.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, emzirme olasılığı en az olan anneler; üniversite
eğitimi almamış, kırsal bölgede yaşayan, düşük doğum ağırlıklı bebeğe sahip olan
Afrika kökenli Amerikalılardır. İngiltere’de, şehir merkezinde oturan, eğitim süresi 18
yıldan daha az olan ve hastanede doğum yapan kadınlarda 1979 ve 1988 yılları arasında
emzirme hızla azalmıştır. Filipinlerde emzirme oranındaki azalma hastanede doğum
yapma ile ilişkilendirilmiştir. Birçok gelişmiş ülkede emzirme oranı artarken,
gelişmekte olan ülkelerde özellikle şehirleşmiş bölgelerde azalmaktadır (11).
23
2.5.2. Türkiye’de Emzirme Durumu (11)
Türkiye’de bebek beslenmesi ve emzirmeye ilişkin ülkeyi temsil eden veriler, Türkiye
Nüfus Sağlık Araştırmalarından (TNSA) elde edilmektedir. Tablo 2.1’de Türkiye’de
yıllara göre emzirmeye ilişkin durumlar verilmiştir.
Tablo 2.1. Türkiye’de Yıllara Göre Emzirmeye İlişkin Durumlar (11)
Emzirmeye İlişkin Durumlar Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması TBSA
1993 1998 2003 2008 2013 2010
Bir süre anne sütü alma % 95.2 95.2 96.8 96.7 96.4 97.5
Doğumdan sonra ilk 1 saat içinde
emzirme %
19.9 51.8 53.9 39.0 49.9 59.1
Anne sütünden önce başka besin
verme %
Veri yok Veri yok 39.4 23.2 25.7 29.4
Sadece anne sütü ile besleme %
2 aydan küçük bebekler
2-3 aylık bebekler
4-5 aylık bebekler
6 aydan küçük bebekler
18.9
10.3
9.8
Veri yok
14.2
5.9
2.0
Veri yok
43.5
15.7
10.6
20.8
68.9
42.0
23.6
41.6
57.9
35.4
9.5
30.1
4.8
17.5
62.5
Biberon kullananlar %
2 aydan küçük bebekler
2-3 aylık bebekler
0-3 aylık bebekler
4-6 aylık bebekler
6 aydan küçük bebekler
17.7
30.4
Veri yok
Veri yok
Veri yok
Veri yok
Veri yok
36.9
46.4
Veri yok
16.4
39.1
Veri yok
47.5
36.6
21.8
36.1
Veri yok
57.0
41.0
31.4
36.6
Veri yok
47.3
39.7
Veri yok
24 ay ve daha uzun süre emzirme
(%)
Veri yok Veri yok 7.1 10.4 Veri yok 24.5
Ortanca emzirme süresi (ay) 11.9 12.0 14.0 16.0 16.7 -
Ortalama emzirme süresi (ay) 13.3 13.7 14.9 16.5 - 14.5
Tablo 2.1’de görüldüğü gibi; Türkiye’de emzirme oldukça yaygındır. TNSA 2008’e
göre tüm bebeklerin %96.7’si (4), Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA)
2010 sonuçlarına göre %97.5’i (63), TNSA 2013’e göre de bebeklerin %96.4’ü
emzirilmekte olup (64), emzirme sorunu olmadığı görülmektedir. Ancak, doğumdan
sonra ilk emzirme zamanı, ilk verilen besin, ilk 6 ay sadece anne sütü ile besleme ve 24
ay ve üzeri süre emzirmede sorunlar mevcuttur. Doğumdan sonra ilk 1 saatte emzirilen
bebekler 1993 TNSA’da %19.9 gibi düşük düzeyde iken, 2003’te %53.9 olmuştur,
24
ancak bu oran 2008’de %39’a gerilemiştir. TBSA 2010 sonuçlarına göre doğumdan
sonra ilk 1 saatte emzirilen bebeklerin oranı %59.1’e yükselmiş, TNSA 2013’de ise
%49.9 ‘lara gerilemiştir.
Bebeklere doğumdan sonra anne sütünden önce başka besin verilme oranında azalma;
sadece anne sütü ile beslenme ve 24 ay ve daha uzun süre emzirme oranlarında artış ve
ortalama emzirme süresinde artış olduğu görülmektedir ancak bu gelişme yetersizdir
(11).
25
3. GEREÇ VE YÖNTEM
Çalışmaya Erciyes Üniversitesi Hastaneleri’nde çalışan, 1-5 yaş çocuk sahibi, sağlık
personeli anneler alınmıştır. İnsan kaynakları biriminden alınan verilere göre Nisan
2011 itibari ile Erciyes Üniversitesi Hastaneleri’nde çalışmakta olan kadın personel
sayısı 362, kadın personeller arasında 1-5 yaş çocuk sahibi olan anne sayısı 217 olarak
belirlenmiştir. Evrenin tümünün araştırma örneğine alınması planlanmıştır. Sağlık
personeli anneler birimlerinde ziyaret edilerek 175 anneye ulaşılmıştır. Örneğe ulaşma
oranı %80.64’tür. Sağlık personeli annelerden altısı halen doğum izninde, sekizi
ücretsiz izinde olduğu için ve bir anne ikiz bebeklere sahip olduğu için araştırma
kapsamına alınamamıştır. Annelerden 26 kişi, araştırmaya katılmayı kabul etmemiştir
ve bir çocukta yarık damak olduğu için emzirilemediğinden dolayı araştırmaya dahil
edilmemiştir.
Araştırma kapsamına alınan sağlık personeli annelere araştırmanın amacı açıklanmış,
araştırma hakkında sözlü bilgi verilmiştir. Veriler 9 Ağustos 2011- 6 Haziran 2012
tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırma verileri; annelerin tanımlayıcı özellikleri,
çocuklara ilişkin özellikler, annelerin emzirme özellikleri (doğumdan sonra ilk emzirme
zamanı, ilk 6 ay sadece anne sütü ve toplam anne sütü verme süresi, günlük emzirme
sayısı ve bir seferde emzirme süresi, gece emzirme durumu, annelerin emzirme
döneminde yaşadıkları sorunlar ve sorunlara ilişkin davranışları, emzirme sürecinde
anneye destek olma durumu, memeden kesme ve anne sütünü sağmaya ilişkin
özellikleri), doğum öncesi ve doğum sonrası izin kullanma durumları ve çalışmaya
başladıkları dönemde anne sütünü verebilme durumlarına yönelik hazırlanan 51 sorudan
oluşan anket formunun (Ek 1) araştırmacı gözetiminde katılımcılara görev yerlerinde
doldurtulması yoluyla toplanmıştır. İlk ziyarette yerinde bulunamayan annelere ikinci
kez gidilerek anket formu doldurtulmuştur.
26
Araştırmanın başlangıcında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurul’undan
03.05.2011 tarih ve 2011/277 sayı ile onay alınmıştır.
Çalışmadaki verilerin değerlendirilmesi bilgisayar ortamında ve istatistik paket
programı (SPSS) kullanılarak yapılmıştır. Sayısal değişkenlerin normal dağılımına
Shapiro-Wilk testi ile bakılmıştır. Normal dağılım gösteren değişkenlere bağımsız örnek
t testi, normal dağılmayanlara Mann-Whitney U testi uygulanmıştır. Nitel değişkenlerin
karşılaştırılmasında Ki-Kare testinin Exact yönteminden yararlanılmıştır. Emzirme
durumunu etkilediği düşünülen risk faktörlerinin incelenmesi İkili Lojistik Regresyon
aracılığı ile yapılmış ve bağımsız değişkenler tekli ve çoklu olarak ayrı ayrı
değerlendirilmiştir. p< 0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
27
4. BULGULAR
Tablo başlıklarında “Araştırmaya Dahil Edilen Erciyes Üniversitesi Hastaneleri’nde
Çalışan Sağlık Personeli Anneler” ifadesi “ Sağlık Personeli Anneler” olarak ifade
edilecektir.
Tablo 4.1. Sağlık personeli annelerin sosyo-demografik özelliklerine göre dağılımı
Sosyo-demografik Özellikler Sayı %
Yaş Grupları
30 yaş ve altı
31–35 yaş
36 yaş ve üstü
58
82
35
33.1
46.9
20.0
Öğrenim Düzeyi
Önlisans
Lisans
Yüksek Lisans
Doktora
43
115
13
4
24.6
65.7
7.4
2.3
Meslek
Doktor
Hemşire–Ebe
Biyolog–psikolog–fizyoterapist–diyetisyen
Sağlık teknisyeni ve teknikerleri
6
123
13
33
3.4
70.3
7.4
18.9
Doğum Sonrası çalışma saati (1 yıl)
08–17 mesaisi
Vardiyalı
36 saat mesaisi
Ücretsiz izin
111
45
6
13
63.4
25.7
3.4
7.5
29
Tablo 4.1. Sağlık personeli annelerin sosyo-demografik özelliklerine göre dağılımı
(devamı)
Aile Tipi Sayı %
Çekirdek aile
Geniş aile
161
14
92.0
8.0
Çocuk sayısı
1 çocuk
2 çocuk
3 çocuk
81
82
12
46.3
46.8
6.9
Toplam 175 100.0
Tablo 4.1’de görüldüğü gibi araştırma kapsamına alınan sağlık personeli annelerin
yaklaşık yarısı (%46.9) 31-35 yaş arasında olup, yaş ortalaması 32.4±3.7 yıl (min-max
22-42) dır. Annelerin %24.6’sı ön lisans mezunu, %65.7’si lisans mezunu olup
çoğunluğu (%70.3) hemşire-ebe’lerden oluşmakta ve doğumdan sonraki bir yıllık
sürede çalışma saatleri %63.4’ünde 08-17 mesaisi iken %25.7’si vardiyalı çalışma
şeklindedir. Annelerin %92’si çekirdek aileye , %93.1’i bir ya da iki çocuğa sahipken,
% 6.9’u üç çocuğa sahiptir.
Tablo 4.2. Çocukların bazı özelliklerine göre dağılımı
Özellikler Sayı %
Yaş Grubu (ay)
12
13–24
25–36
37–48
49–60
20
42
47
35
31
11.4
24.0
26.9
20.0
17.7
30
Tablo 4.2. Çocukların bazı özelliklerine göre dağılımı (devamı)
Cinsiyet Sayı %
Erkek
Kız
92
83
52.6
47.4
Kaçıncı Çocuk
İlk Çocuk
İkinci Çocuk
Üçüncü Çocuk
87
77
11
49.7
44.0
6.3
Doğum Şekli
Normal
Sezaryen
39
136
22.3
77.7
Doğum Zamanına göre durumu
Matür
Prematür
Sürmatür
159
11
5
90.9
6.3
2.8
Doğum ağırlığı (gr)
<2500 (düşük doğum ağırlıklı)
2500-3999 (normal ağırlık)
≥4000 (iri bebek)
20
140
15
11.4
80.0
8.6
Doğuştan hastalık
Var
Yok
13
162
7.4
92.6
Toplam 175 100.0
Tablo 4.2’de görüldüğü gibi araştırma kapsamına alınan sağlık personeli annelerin
çocuklarının %70.9’u 13-48 ay arasında olup yaş ortalamaları 32.6±15.1 ay (min-max
12-60) dır. Çocukların %52.6’sı erkek ve %77.7’si sezaryen doğum ile dünyaya
gelmiştir. Çocukların %49.7’si ailenin ilk çocuğu, %6.3’ü prematüre ve %11.4’ü DDA (
düşük doğum ağırlıklı) olarak doğmuştur. Doğuştan hastalığı olan çocukların oranı
%7.4 iken bunlar çocukların emmesini etkileyen hastalıklar olmayıp metabolik ve
kalıtsal (kalça çıkığı, alogille sendromu, immün yetmezlik, tek böbrek, VSD
(ventriküler septal defekt), optik sinir atrofisi, Poland sendromu) hastalıklardır.
31
Tablo 4.3. Sağlık personeli annelerin emzirmeye ilişkin davranışları
Emzirmeye İlişkin Davranışlar Sayı % Emzirme durumu (n=175) Bir süre emzirdi Halen emziriyor
150 25
85.7 14.3
Doğumdan sonra ilk emzirme zamanı (n=175) İlk 1 saat içinde İlk 1 saatten sonra
108 67
61.7 38.3
Çocuğa Verilen ilk besin (n=175) Anne sütü Formül mama Şekerli su Zemzem Soda Hurma
126 31 11 5 1 1
71.9 17.7 6.3 2.9 0.6 0.6
Sadece anne sütü ile besleme süresi (ay) (n=175) 6 aydan az 6 ay
117 58
66.9 33.1
Anne sütü ile besleme süresi (ay) (n=150)* <6 6-11 12-17 18-23 24 ay ve üzeri
34 42 28 29 17
22.7 28.0 18.7 19.3 11.3
Günlük emzirme sayısı (n=175) 10 kez ve üzeri 10 kez den daha az
136 39
77.7 22.3
Bir seferde emzirme süresi (n=175) 15’dk dan daha az 15-20 dk 20 dk’ dan daha uzun
65 69 41
37.2 39.4 23.4
Gece emzirme durumu (n=175) Evet Hayır
171 4
97.7 2.3
Emzirme döneminde sütünün miktarı ile ilgili düşünce (n=175) Yetersiz Normal / yeterli Bol / fazla
40 110 25
22.9 62.8 14.3
*150 anne emzirmeyi sonlandırmış, 25 anne halen emzirmekteydi.
32
Tablo 4.3’de görüldüğü gibi araştırma grubundaki annelerin tamamı bebeğini bir süre
emzirmiş olup %14.3’ü ise halen emzirmekte olduğunu ifade etmiştir.
Annelerin %61.7’si doğumdan sonra ilk bir saat içinde emzirmeye başlamış ve tamamı
kolostrumu, %71.9’u da bebeğe ilk besin olarak anne sütünü vermiştir. Annelerin
%33.1’i bebeğini ilk altı ay sadece anne sütü ile beslemiştir. Emzirmeyi sonlandırmış
olan annelerin %22.7’si altı aydan daha kısa süre anne sütü ile beslerken %11.3’ü 24 ay
ve daha fazla süreyle anne sütü ile beslemiştir. Annelerin %77.7’si günde 10 kez ve
üzeri, %37.2’si bir seferde 15 dakikadan daha kısa süre emzirirken, %62.8’i 15-20
dakika ve daha uzun süre emzirmiştir. Annelerin %2.3’ü gece emzirmemiş ve %77.1’i
emzirme döneminde sütünün yeterli ve bol miktarda olduğunu düşünürken %22.9’u
yetersiz olduğunu düşünmektedir.
Tablo 4.4. Sağlık personeli annelerin emzirme döneminde yaşadıkları sorunlar ve
sorunlara ilişkin davranışları
Sorun ve Davranışlar Sayı %
Meme ile ilgili sorun yaşama durumu (n=175)
Evet
Hayır
31
144
17.7
82.3
Meme ile ilgili yaşanan sorun ve sorunlara yönelik çözümler
Mastit (n=10)
Antibiyotik kullanılması
Uygun kremler kullanılması
9
1
90.0
10.0
Çatlak-ağrılı meme başı (n=18)
Uygun kremler kullanılması 18 100.0
Düz-çökük meme başı (n=3)
Silikon meme başı kullanılması
Süt pompası ile meme başı çıkarma
1
2
33.3
66.7
Meme ile ilgili sorunlar yaşandığında çocuğun beslenme durumu (n= 31)
Emzirmeye devam etti
Sütünü sağarak verdi
24
7
77.4
22.6
33
Tablo 4.4’te görüldüğü gibi annelerin %17.7’si (31 anne) emzirme döneminde meme ile
ilgili sorun yaşarken, en çok yaşanan sorun çatlak-ağrılı meme başı olup (18 anne),
bunu mastit (10 anne) ve düz-çökük meme başı (3 anne) izlemektedir. Çatlak-ağrılı
meme başı problemi yaşayan annelerin tamamı bu soruna yönelik kremler
kullandıklarını ifade etmişlerdir. Meme ile ilgili sorunların yaşandığı dönemde
annelerin %77.4’ü emzirmeye devam ederken %22.6’sı sütünü sağarak vermiştir.
Tablo 4.5. Emzirme sürecinde anneye destek olma durumuna ilişkin davranışlar
Destek Olma Durumuna İlişkin Davranışlar Sayı %
Destek olma durumu (n=175)
Evet
Hayır
91
84
52.0
48.0
Destek olanlar * (n=91)
Anne
Eş
Kayınvalide
Yakın akraba
Sağlık personeli
59
47
19
11
3
64.8
51.6
20.9
12.1
3.3
Destek olma biçimi * (n=91)
Bebeğin bakımına yardım
Bebeğin emzirilmesine yardım
Psikolojik destek
Annenin beslenmesi konusunda destek
Ev işlerine yardım
69
63
40
29
21
75.8
69.2
44.0
31.9
23.1
*Birden fazla seçenek ifade edilmiştir.
Tablo 4.5’te görüldüğü gibi annelerin %52’sine emzirme sürecinde destek olunurken,
destek verilen annelere en yüksek oranla kendi anneleri (%64.8), ardından eşleri
(%51.6) ve onu takiben kayınvalideleri (%20.9) destek olmuştur.
Emzirme sürecinde destek olunan annelerin çoğunluğuna (%75.8) bebeğin bakımında
yardım edilmiş olup %69.2’sine bebeğin emzirilmesinde yardım edilmiştir.
34
Tablo 4.6. Sağlık personeli annelerin çocuğu memeden kesme durumuna ilişkin
davranışları
Memeden Kesme Biçimi(*) Sayı %
Emzirmeyi birden kesme
Önce gündüz emzirmelerini sonra gece emzirmelerini kesme
Memeye bazı şeyler sürerek-koyarak kesme
Çocuğu anneannesi-babaannesine bırakıp uzaklaştırarak kesme
Çocuk kendisi bıraktı
21
27
30
5
87
14.0
18.0
20.0
3.3
58.0
*Birden fazla seçenek ifade edilmiştir.
Emzirmeyi sonlandırmış olan annelerin %18’i önce gündüz emzirmelerini ardından
gece emzirmelerini bırakarak memeden keserken, %20’si memeye bazı şeyler (acı
biber, oje, salça, sakız üzerine saç kılı yapıştırarak, vs…) sürerek-koyarak çocuğu
memeden uzaklaştırmaya çalışırken, %58’inde çocuk kendisi bırakmıştır (Tablo 4.6).
Tablo 4.7. Sağlık personeli annelerin çalışmaya başladığı dönemde çocuğun bakım ve
beslenmesine ait özellikler
Çocuğun Bakım ve Beslenmesine Ait Özellikler Sayı %
Çocuğun bakımını üstlenen kişiler
Anne
Kayınvalide
Bakıcı
Eş
Akraba
Kreş eğiticisi
52
56
47
5
10
5
29.7
32.0
26.8
2.9
5.7
2.9
Çocuğun bakıldığı yer
Anne ya da kayınvalide evi
Bakıcının evi
Kendi evi
Akrabaların evi
Kreş
39
22
105
4
5
22.3
12.6
60.0
2.3
2.8
35
Tablo 4.7. Sağlık personeli annelerin çalışmaya başladığı dönemde çocuğun bakım ve
beslenmesine ait özellikler (devamı)
Anne sütünün miktarı Sayı %
Azaldı
Aynı kaldı
Kesildi
118
33
24
67.4
18.9
13.7
Emzirme durumu
Devam etti
Bıraktı
142
33
81.1
18.9
Toplam 175 100.0
Tablo 4.7’ den anlaşılacağı üzere annelerin çalışmaya başladığı dönemde çocuğun
bakımını en yüksek oranla (%62) anne ve kayınvalidesi üstlenirken, çocukların %60’
ına kendi evinde bakılmıştır. Annelerin %67.4’ü çalışmaya başladığı dönemde sütünün
miktarının azaldığını ifade ederken, %81.1’i emzirmeye devam etmiştir.
Tablo 4.8. Sağlık personeli annelerin anne sütünü sağmaya ilişkin özellikleri
Anne Sütünü Sağmaya İlişkin Özellikler Sayı %
Anne sütünü sağma durumu (n=175)
Evet
Hayır
97
78
55.4
44.6
Sağma şekli (n=97)
El
El pompası
Elektrikli pompa
10
32
55
10.3
33.0
56.7
Sağılmış anne sütünün; bebeğe verilme şekli (n=97)
Bardakla
Kaşıkla
Biberonla
73
21
3
75.3
21.6
3.1
36
Tablo 4.8. Sağlık personeli annelerin anne sütünü sağmaya ilişkin özellikleri (devamı)
Saklanma şekli (n=97) Sayı %
Oda ısısında
Buzdolabında
Derin dondurucuda
1
77
19
1.0
79.4
19.6
Isıtma şekli (n=97)
Ocakta
Oda ısısında bekletme
Benmari usulü
2
21
74
2.1
21.6
76.3
Çalışma ortamında süt sağma durumu (n=97)
Evet
Hayır
80
17
82.5
17.5
Çalışma ortamında süt sağmak için uygun ortam (n=97)
Var
Yok
62
35
63.9
36.1
Çalışma ortamında sağılan sütü saklamak için buzdolabı (n=97)
Var
Yok
90
7
92.8
7.2
Çalışma arkadaşları ve amirlerinin süt sağma konusunda esneklik gösterme
durumu (n=97)
Evet
Hayır
88
9
90.7
9.3
Çalışma ortamında süt sağmak için uygun zaman (n=97)
Var
Yok
49
48
50.5
49.5
Tablo 4.8’de görüldüğü gibi annelerin %55.4’ü kendisi çalışırken bebeğine verilmek
üzere sütünü sağmıştır. Sütünü sağanların sağma şekli en yüksek oranla elektrikli
pompa (%56.7) ile, sağılmış anne sütünün saklanma şekli en yüksek oranla (%79.4)
buzdolabında ve ısıtma şekli en yüksek oranla benmari (%76.3) olarak bulunmuştur.
37
Anneler sağılmış anne sütünün en fazla oranla bardakla (%75.3), bunu takiben kaşıkla
(%21.6) verildiğini ifade etmiştir. Sütünü sağan annelerin %82.5’i çalışma ortamında
sütünü sağdığını, %63.9’u sütünü sağmak için uygun bir ortamı olduğunu ve %92.8’i de
sağılan sütü saklamak için çalışma ortamında buzdolabı bulunduğunu belirtmiştir. Yine
sütünü sağan annelerin %90.7’si amirleri ve arkadaşlarının süt sağma konusunda
esneklik gösterdiğini, %50.5’i de çalışma ortamında süt sağmak için uygun zamanının
olduğunu ifade etmiştir.
Tablo 4.9. Sağlık personeli annelerin doğum öncesi ve doğum sonrası izin kullanma
durumu ve bu dönemlere ilişkin emzirme özellikleri
Özellikler Sayı %
Doğum öncesi izin (n=175)
Tamamını kullandım
Bir kısmını kullandım
80
95
45.7
54.3
Ücretsiz izin (n=175)
Evet
Hayır
88
87
50.3
49.7
Ücretsiz izin kullanmama nedeni (n=87)
Maddi nedenler
İzin hakkı yok
İzin verilmedi
Gerek görmedi
72
4
5
6
82.8
4.6
5.7
6.9
Doğum sonrası yıllık izin (n=175)
Kullandı
Kullanmadı
131
44
74.9
25.1
Süt izni (n=175)
Kullandı
Kullanmadı *
140
35
80.0
20.0
38
Tablo 4.9. Sağlık personeli annelerin doğum öncesi ve doğum sonrası izin kullanma
durumu ve bu dönemlere ilişkin emzirme özellikleri (devamı)
Süt izni kullanma durumu (n=140) Sayı %
Mesaiye geç başlayarak
Öğlen yemek tatiline ekleyerek
Mesaiden erken ayrılarak
Toplu olarak
8
8
24
100
5.7
5.7
17.2
71.4
Süt izni kullanılan dönemde çocuğun emzirilme durumu (n= 140)
Evet
Hayır
120
20
85.7
14.3
Ücretsiz izin kullanılan dönemde çocuğun emzirilme durumu (n=88)
Evet
Hayır
76
12
86.4
13.6
*35 anne ücretsiz izin kullandığı için süt izni kullanmamıştır.
Tablo 4.9’da görüldüğü gibi annelerin %45.7’ si doğum öncesi izninin tamamını
kullanırken %54.3’ü doğum öncesi iznin bir kısmını doğum sonuna aktarmıştır.
%50.3’ü ücretsiz izin kullanmış olup ücretsiz izin kullanmayanları %82.8’i maddi
nedenlerden dolayı kullanamadığını ifade etmiştir. Annelerin %74.9‘ u doğum
sonrasında yıllık izin, %80’i süt izni kullanmıştır. Süt iznini kullanan annelerin %71.4’
ü iznini toplu olarak kullanırken, %85.7’si izin süresince çocuğunu emzirmiştir.
Ücretsiz izin kullanan annelerin de %86.4’ ü izin döneminde çocuğunu emzirmiştir.
“Emzirme konusundaki bilgilerinizi yeterli buluyor musunuz” sorusuna, annelerin
%80.6’sı yeterli, %16.6’sı kısmen yeterli ve %2.8’i yetersiz olarak yanıt vermiştir.
39
Tablo 4.10. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Doğumdan Sonra İlk
Emzirme Zamanı
Özellikler
Doğumdan Sonra İlk
Emzirme Zamanı Toplam X²
P İlk 1 saat
içinde
1 saatten
sonra
Sayı % Sayı % Sayı %
Öğrenim Düzeyi
Ön lisans 26 60.5 17 39.5 43 100.0 0.734
p>0.05 Lisans 73 63.5 42 36.5 115 100.0
Lisansüstü 9 52.9 8 47.1 17 100.0
Meslek
Doktor/Hemşire/Ebe 78 60.5 51 39.5 129 100.0
1.375
p>0.05
Biyolog/Psikolog
Fizyoterapist/Diyetisyen 10 76.9 3 23.1 13 100.0
Sağlık Teknisyeni ve
Teknikerleri 20 60.6 13 39.4 33 100.0
Aile Tipi
Çekirdek aile 99 61.5 62 38.5 161 100.0 0.43
p>0.05 Geniş aile 9 64.3 5 35.7 14 100.0
Toplam 108 61.7 67 38.3 175 100.0
Tablo 4.10’ da görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin doğumdan sonra ilk emzirme
zamanında öğrenim düzeylerine, mesleklerine ve aile tiplerine göre gruplar arasında
istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır.
40
Tablo 4.11. Sağlık Personeli Annelerin Çocuklarının Bazı Özelliklerine Göre
Doğumdan Sonra İlk Emzirme Zamanı
Özellikler
Doğumdan Sonra İlk
Emzirme Zamanı Toplam X²
P İlk 1 saat
içinde
1 saatten
sonra
Sayı % Sayı % Sayı %
Cinsiyet
Erkek 59 64.1 33 35.9 92 100.0 0.479
p> 0.05 Kız 49 59.0 34 41.0 83 100.0
Doğum Sırası
İlk çocuk 64 73.6 23 26.4 87 100.0 10.390
p > 0.05 İkinci çocuk 38 49.4 39 50.6 77 100.0
Üçüncü çocuk 6 54.5 5 45.5 11 100.0
Doğum Şekli
Normal doğum 31 79.5 8 20.5 39 100.0 6.709
p< 0.05 Sezaryen 77 56.6 59 43.4 136 100.0
Doğum Zamanı
Prematüre olmayan 101 61.6 63 38.4 164 100.0 0.018
p> 0.05 Prematüre olan 7 63.6 4 36.4 11 100.0
Doğum Ağırlığı
Düşük doğum ağırlıklı 12 60.0 8 40.0 20 100.0
0.185
p> 0.05
Normal doğum ağırlıklı 86 61.4 54 38.6 140 100.0
İri bebek 10 66.7 5 33.3 15 100.0
Toplam 108 61.7 67 38.3 175 100.0
Tablo 4.11’de görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin çocuklarının cinsiyeti, doğum sırası,
doğum zamanı ve doğum ağırlığına göre doğumdan sonra ilk emzirme zamanında gruplar
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Doğum şekli normal
41
doğum olan annelerin doğumdan sonra ilk 1 saatte emzirme oranı (%79.5), sezaryenle
doğum yapan annelerinkinden (%56.6) istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek
bulunmuştur (p<0.05).
Tablo 4.12. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Sadece Anne Sütü İle
Besleme Süresi
Özellikler
Sadece Anne Sütü Toplam X²
P 6 aydan az 6 ay
Sayı % Sayı % Sayı %
Öğrenim Düzeyi
Ön lisans 28 65.1 15 34.9 43 100.0 0.143
p> 0.05 Lisans 78 67.8 37 32.2 115 100.0
Lisansüstü 11 64.7 6 35.3 17 100.0
Meslek
Doktor/Hemşire/Ebe 92 71.3 37 28.7 129 100.0
4.830
p> 0.05
Biyolog/Psikolog
Fizyoterapist/Diyetisyen
8 61.5 5 38.5 13 100.0
Sağlık Teknisyeni ve Teknikerleri 17 51.5 16 48.5 33 100.0
Aile Tipi
Çekirdek aile 107 66.5 54 33.5 161 100.0 0.144
p> 0. 05 Geniş aile 10 71.4 4 28.6 15 100.0
Ücretsiz İzin Kullanma Durumu
Evet 62 70.5 26 29.5 88 100.0 1.034
p> 0.05 Hayır 55 63.2 32 36.8 87 100.0
Süt Sağma Durumu
Evet 57 58.8 40 41.2 97 100.0 6.435
p<0.05 Hayır 60 76.9 18 23.1 78 100.0
Toplam 117 66.9 58 33.1 175 100.0
Tablo 4.12’de görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin öğrenim düzeyi, mesleği, aile tipi ve
ücretsiz izin kullanma durumu göre sadece anne sütü ile besleme sürelerinde gruplar
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Sütünü sağan annelerin
42
6 ay sadece anne sütüyle besleme oranı (%41.2), sütünü sağmayanlardan (%23.1) anlamlı
olarak yüksek bulunmuştur (p<0.05).
Tablo 4.13. Sağlık Personeli Annelerin 6 Aydan Az Süre Sadece Anne Sütü İle
Besleme Durumuna Etki Eden Anneye İlişkin Risk Analizi
Değişkenler n Sadece anne sütü OR
(%95GA)
Annenin yaşı
(n=175)
30 yaş altı 58 1
31-35 yaş 82 1.854 (0.914- 3.760)
36 yaş ve üstü 35 1.838 (0.750- 4.507)
Öğrenim Düzeyi
(n=175)
Ön lisans 43 1
Lisans 115 1.129 (0.539- 2.365)
Lisansüstü 17 0.982 (0.303- 3.183)
Meslek
(n=175)
Doktor/ Hemşire/ Ebe 129 1
Biyolog/ Psikolog/ Fizyoterapist/
Diyetisyen
13 0.643 (0.198- 2.096)
Sağlık Teknisyeni ve Teknikerleri 33 0.427 (0.195- 0.934) *
Aile tipi
(n=175)
Çekirdek aile 161 1
Geniş aile 14 1.262 (0.378- 4.209)
Emzirmeye başlama
zamanı (n=175)
İlk bir saat içinde 108 1
Bir saatten sonra 67 1.601 (0.822- 3.119)
Ortalama günlük
emzirme sayısı(n=175)
10 kez ve üzeri 136 1
10 kezden daha az 39 1.344 (0.615- 2.938)
Süt sağma durumu
(n=175)
Evet 97 1
Hayır 78 2.339 (1.204- 4.544) *
Ücretsiz izin kullanma
durumu (n=175)
Evet 88 1
Hayır 87 0.721 (0.383- 1.356)
*p<0.05
Tablo 4.13’te görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin 6 aydan az süre anne sütü ile
besleme durumunu etkilediği düşünülen değişkenlerden annenin yaşı, öğrenim düzeyi,
aile tipi, emzirmeye başlama zamanı, ortalama günlük emzirme sayısı ve ücretsiz izin
kullanma durumu değişkenlerinin etkisi logistik regresyon analizi sonucu anlamlı
bulunmadı.
43
Logistik regresyon analizine göre annenin mesleği ve süt sağma durumu değişkenleri 6
aydan az süre sadece anne sütü ile besleme üzerinde etkili değişkenler olarak bulundu.
Sağlık teknisyeni ve teknikerlerin 6 aydan az sadece anne sütü ile besleme riski doktor,
hemşire ve ebelere göre 2.34 kat daha az, sütünü sağmayan sağlık personeli annelerinde
6 aydan az sadece anne sütü ile besleme riski sağanlara göre 2.33 kat anlamlı olarak
daha yüksek olarak bulunmuştur.
Tablo 4.14. Sağlık Personeli Annelerin Çocuklarının Bazı Özelliklerine Göre Sadece
Anne Sütü İle Besleme Süresi
Özellikler
Sadece Anne Sütü ile
Besleme Süresi Toplam X²
P 6 aydan az 6 ay
Sayı % Sayı % Sayı %
Cinsiyet
Erkek 63 68.5 29 31.5 92 100.0 0.230
p> 0.05 Kız 54 65.1 29 34.9 83 100.0
Doğum Sırası
İlk çocuk 57 65.5 30 34.5 87 100.0 5.884
p> 0.05 İkinci çocuk 56 72.7 21 27.3 77 100.0
Üçüncü çocuk 4 36.4 7 63.6 11 100.0
Doğum Şekli
Normal doğum 22 56.4 17 43.6 39 100.0 2.472
p> 0.05 Sezaryen 95 69.9 41 30.1 136 100.0
Doğum Zamanı
Prematüre olmayan 111 67.7 53 32.3 164 100.0 0.803
p> 0.05 Prematüre olan 6 54.5 5 45.5 11 100.0
Doğum Ağırlığı
Düşük doğum ağırlıklı 12 60.0 8 40.0 20 100.0
0.928
p> 0.05
Normal doğum ağırlıklı 96 68.6 44 31.4 140 100.0
İri bebek 9 60.0 6 40.0 15 100.0
Toplam 117 66.9 58 33.1 175 100.0
44
Tablo 4.14’te görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin çocuklarının cinsiyeti, doğum sırası,
doğum şekli, doğum zamanı ve doğum ağırlığına göre sadece anne sütü ile besleme
süresinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05)
Tablo 4.15. Sağlık Personeli Annelerin 6 Aydan Az Süre Sadece Anne Sütü ile
Besleme Durumuna Etki Eden Çocuğa İlişkin Risk Analizi
Değişkenler n Sadece anne sütü OR
(%95GA)
Çocuğun Cinsiyeti (n=175) Erkek 92 1
Kız 83 0.857 (0.456- 1.610)
Doğum Şekli (n=175) Normal doğum 39 1
Sezaryen 136 1.790 (0.862- 3.720)
Doğum Haftası (n=175) Prematüre olmayan 164 1
Prematüre olan 11 0.573 (0.167- 1.962)
Doğum Ağırlığı (n=175)
Düşük doğum ağırlıklı 20 1
Normal doğum ağırlıklı 140 1.455 (0.555- 3.811)
İri bebek 15 1.000 (0.255- 3.922)
Doğum Sırası (n=175)
İlk çocuk 87 1
İkinci çocuk 77 1.404 (0.719- 2.739)
Üçüncü çocuk 11 0.301 (0.82- 1.110)
Tablo 4.15’te görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin çocuklarının 6 aydan az süre
sadece anne sütü ile beslenme süresini etkilediği düşünülen değişkenlerden çocuğun
cinsiyeti, doğum şekli, doğum haftası, doğum ağırlığı ve doğum sırası değişkenlerinin
etkisi logistik regresyon analizi sonucu anlamlı bulunmadı.
45
Tablo 4.16. Sağlık Personeli Annelerin 12 Aydan Daha Az Toplam Emzirme Süresine
Etki Eden Anneye İlişkin Risk Analizi Değişkenler n Toplam emzirme OR
(%95 GA)
Annenin yaşı
(n=175)
30 yaş altı 58 1
31-35 yaş 82 1.074 (0.435- 2.650)
36 yaş ve üstü 35 1.361 (0.583- 3.182)
Öğrenim Düzeyi
(n=175)
Ön lisans 43 1
Lisans 115 0.744 (0.223- 2.477)
Lisansüstü 17 0.875 (0.295- 2.600)
Meslek
(n=175)
Doktor/ Hemşire/ Ebe 129 1
Biyolog/ Psikolog/ Fizyoterapist/
Dİyetisyen
13 0.872 (0.371- 2.051)
Sağlık Teknisyeni ve Teknikerleri 33 0.321 (0.069- 1.491)
Aile tipi
(n=175)
Çekirdek aile 161 1
Geniş aile 14 2.351 (0.691- 7.998)
Emzirmeye başlama
zamanı (n=175)
İlk bir saat içinde 108 1
Bir saatten sonra 67 1.195 (0.621- 2.298)
Ortalama günlük
emzirme sayısı
(n=175)
10 kez ve üzeri 136 1
10 kezden daha az 39 3.756 (1.617- 8.725) *
Süt sağma durumu
(n=175)
Evet 97 1
Hayır 78 0.727 (0.380- 1.389)
Ücretsiz izin
kullanma durumu
(n=175)
Evet 88 1
Hayır 87 2.382 (1.234-4.597) *
*p<0.05
Tablo 4.16’da görüldüğü gibi logistik regresyon analizi sonucunda; toplam emzirme
süresini etkilediği düşünülen değişkenlerden; annenin ortalama gündüz emzirme sayısı
ve ücretsiz izin kullanma durumu değişkenlerinin etkisi anlamlı bulundu.
46
Ancak; annenin yaşı, öğrenim düzeyi, mesleği, aile tipi, emzirmeye başlama zamanı ve
süt sağma durumu değişkenlerinin etkisi anlamlı bulunmadı. Sağlık personeli
annelerden günde 10 kezden daha az emzirenler emzirmeyenlere göre 3.756 kat,
ücretsiz izin kullanmayanlar kullananlara göre 2.382 kat daha fazla 12 aydan az
emzirme riskine sahiptir.
Tablo 4.17. Sağlık Personeli Annelerin 12 Aydan Daha Az Toplam Emzirme Süresine
Etki Eden Çocuğa İlişkin Risk Analizi
Değişkenler n Toplam emzirme OR
(% 95 GA)
Çocuğun Cinsiyeti
(n=175)
Erkek 92 1
Kız 83 0.854 (0.450- 1.621)
Doğum Şekli
(n=175)
Normal doğum 39 1
Sezaryen 136 2.050 (0.942- 4.463)
Doğum Haftası
(n=175)
Prematüre olmayan 164 1
Prematüre olan 11 1.775 (0.497- 6.339)
Doğum Ağırlığı
(n=175)
Düşük doğum ağırlıklı 20 1
Normal doğum ağırlıklı 140 0.417 (0.095- 1.828)
İri bebek 15 1.088 (0.359- 3.293)
Doğum Sırası
(n=175)
İlk çocuk 87 1
İkinci çocuk 77 0.213 (0.042- 1.072)
Üçüncü çocuk 11 0.235 (0.046- 1.193)
Tablo 4.17’de görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin çocuklarının 12 aydan daha az
toplam emzirilme süresini etkilediği düşünülen değişkenlerden çocuğun cinsiyeti,
doğum şekli, doğum haftası, doğum ağırlığı ve doğum sırası değişkenlerinin etkisi
logistik regresyon analizi sonucu anlamlı bulunmadı.
47
Tablo 4.18. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Ortanca Sadece Anne
Sütü İle Besleme ve Toplam Emzirme Süreleri
Özellikler Sadece Anne Sütü (n=175) Toplam Emzirme (n=150) *
Ortanca (%25- %75) Ortanca (%25-%75)
Yaş Grupları p p
30 yaş ve altı 5 (4-6)
0.554
11 (6-19)
0.679 31-35 yaş 4 (4-6) 12 (7-18)
36 yaş ve üstü 4 (3-6) 11 (9-21)
Öğrenim Düzeyi
Ön lisans 4 (3-6)
0.763
10 (6-18)
0.704 Lisans 5 (4-6) 11.5 (8-18)
Lisansüstü 4 (4-6) 13 (6-19)
Meslek
Doktor/Hemşire/Ebe 4 (4-6)
0.239
12 (8-18)
0.303 Biyolog/Psikolog
Fizyoterapist/Diyetisyen 5 (4-6) 8 (5-13)
Sağlık Teknisyeni ve Teknikerleri 5 (4-6) 12.5 (6-18)
Aile Tipi
Çekirdek aile 5 (4-6) 0.109
12 (7-19) 0.149
Geniş aile 4 (3-6) 8 (7-13)
Çocuk Sayısı
1 Çocuk 4 (4-6)
0.070
10 (6-18)
0.141 2 Çocuk 4 (3-6) 12 (8-18)
3 Çocuk 6 (4-6) 16 (11-21)
* Halen emziren 25 anne toplam emzirme süresine dahil edilmemiştir.
Araştırma kapsamına alınan sağlık personeli annelerin sadece anne sütü ile besleme
süresi ortalama 4.48± 1.37 (min-max 1-6) ay, toplam emzirme süresi ortalama 13.02±
7.53 (min-max 2-36) aydır. Sağlık personeli annelerin bazı özelliklerine göre sadece
anne sütü ile besleme ve toplam emzirme süresinde gruplar arasında istatistiksel olarak
anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05). (Tablo 4.20)
48
Tablo 4.19. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Günlük Emzirme
Sayısı
Özellikler
Günlük emzirme Sayısı
Toplam X²
P
10 kez ve
üzeri
10 kez’ den
daha az
Sayı % Sayı % Sayı %
Öğrenim Düzeyi
Ön lisans 32 74.4 11 25.6 43 100.0 3.005
p> 0.05 Lisans 88 76.5 27 23.5 115 100.0
Lisansüstü 16 94.1 1 5.9 17 100.0
Meslek
Doktor/Hemşire/Ebe 103 79.8 26 20.2 129 100.0
1.568
p> 0.05
Biyolog/Psikolog
Fizyoterapist/Diyetisyen 10 76.9 3 23.1 13 100.0
Sağlık Teknisyeni ve Teknikerleri 23 69.7 10 30.3 33 100.0
Aile Tipi
Çekirdek aile 124 77.0 37 23.0 161 100.0 0.562
p> 0.05 Geniş aile 12 85.7 2 14.3 14 100.0
Ücretsiz İzin Kullanma Durumu
Evet 71 80.7 17 19.3 88 100.0 0.900
p> 0.05 Hayır 65 74.7 22 25.3 87 100.0
Süt Sağma Durumu
Evet 76 78.4 21 21.6 97 100.0 0.51
p> 0.05 Hayır 60 76.9 18 23.1 78 100.0
Toplam 136 77.7 39 22.3 175 100.0
Tablo 4.19’da görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin öğrenim düzeyi, meslek, aile
tipi, ücretsiz izin kullanma ve süt sağma durumlarına göre çocuklarını günlük emzirme
sayısında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05).
49
Tablo 4.20. Sağlık Personeli Annelerin Çocuklarının Bazı Özelliklerine Göre Günlük
Emzirme Sayısı
Özellikler
Günlük Emzirme Sayısı
Toplam X²
P
10 kez ve
üzeri
10 kez ’den
daha az
Sayı % Sayı % Sayı %
Cinsiyet
Erkek 73 79.3 19 20.7 92 100.0 0.299
p> 0.05 Kız 63 75.9 20 24.1 83 100.0
Doğum Sırası
İlk çocuk 65 74.7 22 25.3 87 100.0 1.659
p> 0.05 İkinci çocuk 61 79.2 16 20.8 77 100.0
Üçüncü çocuk 10 90.9 1 9.1 11 100.0
Doğum Şekli
Normal doğum 28 71.8 11 28.2 39 100.0 1.015
p> 0.05 Sezaryen 108 79.4 28 20.6 136 100.0
Doğum Zamanı
Prematüre olmayan 129 78.7 35 21.3 164 100.0 1.343
p> 0.05 Prematüre olan 7 63.6 4 36.4 11 100.0
Doğum Ağırlığı
Düşük doğum ağırlıklı 12 60.0 8 40.0 20 100.0
4.091
p> 0.05
Normal doğum ağırlıklı 112 80.0 28 20.0 140 100.0
İri bebek 12 80.0 3 20.0 15 100.0
Toplam 136 77.7 39 22.3 175 100.0
Tablo 4.20’de görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin çocuklarının cinsiyeti, doğum
sırası, doğum şekli, doğum zamanı ve doğum ağırlıklarına göre günlük emzirme
sayısında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05).
50
Tablo 4.21. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Bir Seferde Emzirme
Süresi
Özellikler
Bir Seferde Emzirme Süresi
Toplam X²
P
15 dk’dan
daha az 15-20 dk
20 dk’dan
daha uzun
Sayı % Sayı % sayı % Sayı %
Öğrenim Düzeyi
Ön lisans 18 41.9 16 37.2 9 20.9 43 100.0 1.095
p> 0.05 Lisans 40 34.8 46 40.0 29 25.2 115 100.0
Lisansüstü 7 41.2 7 41.2 3 17.6 17 100.0
Meslek
Doktor/Hemşire/Ebe 46 35.7 52 40.3 31 24.0 129 100.0
0.527
p> 0.05
Biyolog/Psikolog
Fizyoterapist/Diyetisyen 5 38.5 5 38.5 3 23.0 13 100.0
Sağlık Teknisyeni ve Teknikerleri 14 42.4 12 36.4 7 21.2 33 100.0
Aile Tipi
Çekirdek aile 60 37.3 63 39.1 38 23.6 161 100.0 0.08
p> 0.05 Geniş aile 5 35.7 6 42.9 3 21.4 14 100.0
Ücretsiz İzin Kullanma Durumu
Evet 33 37.5 35 39.8 20 22.7 88 100.0 0.049
p> 0.05 Hayır 32 36.8 34 39.1 21 24.1 87 100.0
Süt Sağma Durumu
Evet 37 38.1 35 36.1 25 25.8 97 100.0 1.187
p> 0.05 Hayır 28 35.9 34 43.6 16 20.5 78 100.0
Toplam 65 37.1 69 39.4 41 23.5 175 100.0
Tablo 4.21’de görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin öğrenim düzeyi, meslek, aile
tipi, ücretsiz izin kullanma ve süt sağma durumlarına göre çocuklarını bir seferde
emzirme süresinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır
(p>0.05).
51
Tablo 4.22. Sağlık Personeli Annelerin Çocuklarının Bazı Özelliklerine Göre Bir
Seferde Emzirme Süresi
Tablo 4.22’de görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin çocuklarının cinsiyeti, doğum
sırası, doğum şekli, doğum zamanı ve doğum ağırlığına göre çocuklarını bir seferde
emzirme süresinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır
(p>0.05)
Özellikler
Bir Seferde Emzirme Süresi
Toplam X²
P
15 dk’
dan daha
az
15-20 dk
20 dk’ dan
daha uzun
Sayı % Sayı % Sayı % Sayı %
Cinsiyet
Erkek 33 35.9 41 44.5 18 19.6 92 100.0 2.618
p> 0.05 Kız 32 38.6 28 33.7 23 27.7 83 100.0
Doğum Sırası
İlk çocuk 31 35.6 36 41.4 20 23.0 87 100.0 0.372
p> 0.05 İkinci çocuk 30 39.0 29 37.7 18 23.4 77 100.0
Üçüncü çocuk 4 36.4 4 36.4 3 27.2 11 100.0
Doğum Şekli
Normal doğum 13 33.3 13 33.3 13 33.3 39 100.0 2.770
p> 0.05 Sezaryen 52 38.2 56 41.2 28 20.6 136 100.0
Doğum Zamanı
Prematüre olmayan 60 36.6 64 39.0 40 24.4 164 100.0 1.356
p> 0.05 Prematüre olan 5 45.5 5 45.5 1 9.0 11 100.0
Doğum Ağırlığı
Düşük doğum ağırlıklı 10 50.0 8 40.0 2 10.0 20 100.0
3.568
p> 0.05
Normal doğum ağırlıklı 51 36.4 55 39.3 34 24.3 140 100.0
İri bebek 4 26.7 6 40.0 5 33.3 15 100.0
Toplam 65 37.1 69 39.4 41 23.4 175 100.0
52
Tablo 4.23. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Anne Sütünü Sağma
Durumu
Özellikler
Süt Sağma Durumu Toplam X²
P Evet Hayır
Sayı % Sayı % Sayı %
Öğrenim Düzeyi
Ön lisans 23 53.5 20 46.5 43 100.0 3.377
p> 0.05 Lisans 61 53.0 54 47.0 115 100.0
Lisansüstü 13 76.5 4 23.5 17 100.0
Meslek
Doktor/Hemşire/Ebe 64 49.6 65 50.4 129 100.0
6.766(*)
p< 0.05
Biyolog/Psikolog
Fizyoterapist/Diyetisyen 9 69.2 4 30.8 13 100.0
Sağlık Teknisyeni ve Teknikerleri 24 72.7 9 27.3 33 100.0
Aile Tipi
Çekirdek aile 86 53.4 75 46.6 161 100.0 3.299
p> 0.05 Geniş aile 11 78.6 3 21.4 14 100.0
Ücretsiz İzin
Evet 28 31.8 60 68.2 88 100.0 39.941
p< 0.05 Hayır 69 79.3 18 20.7 87 100.0
Toplam 97 55.4 78 44.6 175 100.0
(*) Fark birinci satırdan (doktor/hemşire/ebe) kaynaklanmaktadır.
Tablo 4.23’te görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin öğrenim düzeyi ve aile tipine
göre anne sütünü sağma durumunda gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmamıştır (p>0.05). Sağlık teknisyeni ve teknikerlerin anne sütünü sağma oranı
(%72.7), doktor-hemşire-ebe (%49.6) ve biyolog-psikolog-fizyoterapist ve
diyetisyenlere (%69.2) göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur
(p<0.05). Ücretsiz izin kullanmayanların anne sütünü sağma oranı (%79.3), ücretsiz izin
kullananlara göre (%31.8) istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur
(p<0.05).
53
Tablo 4. 24. Sağlık Personeli Annelerin Bazı Özelliklerine Göre Ücretsiz İzin
Kullanma Durumu
Özellikler
Ücretsiz İzin Toplam X²
P Kullanan Kullanmayan
Sayı % Sayı % Sayı %
Öğrenim Düzeyi
Ön lisans 19 44.2 24 55.8 43 100.0 4.928
p> 0.05 Lisans 64 55.7 51 44.3 115 100.0
Lisansüstü 5 29.4 12 70.6 17 100.0
Meslek
Doktor/Hemşire/Ebe 76 58.9 53 41.1 12.9 100.0
14.683 (*)
p< 0.05
Biyolog/PsikologFizyoterapist/
Diyetisyen
3 23.1 10 76.9 13 100.0
Sağlık Teknisyeni ve
Teknikerleri
9 27.3 24 72.7 33 100.0
Aile Tipi
Çekirdek aile 83 51.6 78 48.4 161 100.0 1.292
p>0.05 Geniş aile 5 35.7 9 64.3 14 100.0
Toplam 88 50.3 87 49.7 175 100.0
(*)Fark birinci satırdan (doktor/hemşire/ebe) kaynaklanmaktadır.
Tablo 4.24’te görüldüğü gibi sağlık personeli annelerin öğrenim düzeyi ve aile tipine
göre ücretsiz izin kullanma durumunda gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
fark bulunmamıştır (p>0.05). Doktor, hemşire ve ebelerin ücretsiz izin kullanma
durumu (%58.9) diğer meslek gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek
bulunmuştur (p<0.05).
54
5. TARTIŞMA VE SONUÇ
Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin yaş gruplarına göre dağılımında en
yüksek oranı (%46.9) 31-35 yaş grubu oluşturmakta olup yaş ortalaması 32.4±3.7 yıl
(min 22, max 42) ve tamamı üniversite mezunudur (Tablo 4.1). Çeçe ve arkadaşlarının
(65) çalışan annelerin emzirme özelliklerini inceledikleri çalışmada annelerin yaş
ortalamasının 31,5±3,92 yıl ve %90.9’unun üniversite mezunu olduğu bulunmuştur.
Yine Karancı ve arkadaşlarının (13) çalışan gebelerin emzirmeyi sürdürmeye yönelik
bilgilerini etkileyen etmenlere yönelik yaptıkları çalışmada annelerin yaş ortalamasının
31,3±4,50 yıl ve %75’inin üniversite mezunu olduğu saptanmıştır. Çalışma
grubumuzdaki annelerin yaş ortalaması ve eğitim düzeyleri bu çalışmalarla benzerlik
göstermektedir. TNSA 2008 (4) verilerine göre hiç eğitimi olmayan kadınlarla en az lise
mezunu kadınlar arasında ilk evlenme yaşında yaklaşık beş yıllık bir fark bulunmakta
olup lise ve üzeri eğitim almış kadınlar için ilk evlilik yaşı ortancası 24.1 yıldır. Bu
çalışmada sağlık personeli annelerin 31-35 yaş grubunda yoğunlaşmasının nedeni,
grubumuzdaki kadınların eğitim düzeylerinin ve evlenme yaşının yüksek olmasından
kaynaklanabilir.
Bu araştırmada sağlık personeli annelerin aile tipi %92 oranla çekirdek aile ve %8’i
geniş aile olup parçalanmış aile yoktur (Tablo 4.1). Türkiye’de 1960’ların sonundan
günümüze değin geçen süreç incelendiğinde; çekirdek aile ve dağılmış ailenin
yaygınlığının arttığı, geniş aile kompozisyonlarının yaygınlığının ise azaldığı
görülmektedir. Türkiye’deki çekirdek aile oranı %70.3, geçici geniş aile %7.4, ataerkil
geniş aile %8 ve dağılmış aile oranı %14.3 ‘tür. Türkiye’de çekirdek aile oranının
zaman içinde artıyor olmasının, ülkenin yaşamakta olduğu kentleşme ve modernleşme
süreciyle yakından bağlantısı vardır (66). Çalışmamızda da çekirdek aile oranının
Türkiye genelinin üzerinde bulunmasını aynı etkenlere bağlayabiliriz. Araştırma
grubumuzun çalışan kadınlardan oluşmasının da etkili olabileceğini söyleyebiliriz.
55
Çalışmamızda sağlık personeli annelerin %46.3’ünün 1, %46.8’inin 2 ve %6.9’unun 3
çocuğa sahip olduğu belirlenmiştir (Tablo 4.1). Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
tarafından hazırlanan doğum istatistiklerine göre Türkiye’deki toplam doğurganlık hızı,
2010 yılında 2.05 çocuk iken 2011 yılında 2.02 çocuktur. Yani, bir kadının doğurgan
olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2’dir (67). TNSA 2008 (4)
verilerine göre de 15-49 yaş grubu çalışan kadınların %31.2’sinin hiç çocuğu yokken,
%32.5’i 1-2 çocuğa, %27.9’u 3-4 çocuğa ve %27.7’si de 5 ve daha fazla çocuğa
sahiptir. Toplam doğurganlık hızı eğitim düzeyiyle ters orantılıdır. Eğitim düzeyinin
artmasıyla toplam doğurganlık hızı hızla düşmektedir. Eğitimi olmayan kadınlarda
toplam doğurganlık hızı 2.65 iken lise veya üzeri eğitimi olan kadınlarda 1.53
düzeyindedir. Bolat ve arkadaşlarının (68) 2009 yılında Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Kadın Doğum Servisi ve Yenidoğan Kliniğine bağlı Sağlam Çocuk ve Aşı
Merkezinde yaptığı, ilk altı ayda anne sütü ile beslenmeye etki eden faktörlere yönelik
çalışmalarında; annelerin %45’ inin 1 çocuğa, %42.1’inin 2 çocuğa ve %12.9’ unun da
3 çocuğa sahip olduğu bulunmuştur. Bu araştırmada 1-2 çocuğa sahip olanlar Türkiye
genelinden yüksek, 3 çocuğa sahip olanlar da Türkiye genelinden düşük bulunmuş ve
Bolat’ın çalışmasıyla da benzerdir. Araştırma grubumuzun çalışan kadınlardan oluşması
ve tamamının üniversite mezunu olmasından dolayı sahip oldukları çocuk sayısının 1 ve
2 çocukta yoğunlaştığını söyleyebiliriz.
Doğum süreci kadını gerek gebelik, gerekse doğum ve doğum sonu dönemde pek çok
riskle karşı karşıya bırakabilir. Tüm dünyada sezaryen ile doğuma yönelik giderek artan
bir eğilim vardır. DSÖ tarafından en yüksek sezaryen hızı olarak %15 önerilmekte ve bu
seviyenin altına inildiğinde veya üzerine çıkıldığında maternal ve perinatal mortalite ve
morbiditenin yükseleceği belirtilmektedir (69). TNSA 2008 verilerine göre Türkiye’de
sezaryen ile doğum oldukça yaygındır. Son beş yılda meydana gelen tüm doğumların
%37’si sezaryen ile yapılmıştır. Sezaryen ile doğum hızı, TNSA 2003’e göre (%21)
büyük ölçüde yükselmiştir (4). Çalışma grubumuzda annelerin %77.7’sinin sezaryen ile
doğum yaptığı (Tablo 4.2) ve bu oranın hem DSÖ’ nün önerisinin hem de Türkiye
oranının çok üzerinde olduğu görülmektedir. Duman ve arkadaşlarının (70) Afyon
Kocatepe Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde
sağlık çalışanlarının normal doğum ve sezaryen ile ilgili düşünceleri’ ne yönelik
yaptıkları çalışmada %53.1’inin sezaryen doğumu tercih ettiği belirlenmiştir.
56
Çalışmamıza benzer düzeyde Canbaz ve arkadaşlarının (71) kadın sağlık çalışanlarının
doğurganlık özellikleri, gebelik ve doğum sonu dönemdeki çalışma koşullarına yönelik
yaptıkları çalışmada sağlık personeli annelerin %70.7’sinin sezaryen ve %29.3’ ünün de
normal vajinal doğum ile bebeklerini dünyaya getirdikleri bulunmuştur. Ünsal ve
arkadaşlarının (72) toplumda anne sütü verme eğilimi ve buna etki eden faktörlere
yönelik yaptıkları çalışmada annelerin %54.4’ünün normal doğum ve %40.1’inin de
sezaryen doğum ile doğum eylemini gerçekleştirdiği belirlenmiştir. Yapılan çalışmalar
annenin eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik yapısı ve kentsel bölgede yaşıyor olmasının
sezaryen doğum oranını artırdığını göstermiştir (68). Çalışmamızda da aynı etkenlerden
dolayı sezaryen doğum oranının fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2012’de yayınlanan ve 184 ülkenin yer aldığı “Born
Too Soon”-Erken Doğum Hakkında Küresel Eylem Raporu’nda, bu ülkelerin preterm
doğum oranlarının %5-18 arasında değişmekte olduğu ifade edilirken, Türkiye’nin 2010
yılı prematüre doğum oranının %11.97 olduğu belirtilmiştir (73). Canbaz ve
arkadaşlarının (71) kadın sağlık çalışanlarının doğurganlık özellikleri, gebelik ve doğum
sonu dönemdeki çalışma koşullarına yönelik yaptıkları çalışmada prematüre doğum
oranı %11.4 olarak bulunmuştur. İş yükü artışının ve vardiyalı çalışmanın üreme sistemi
üzerindeki olumsuz etkileri bilinmektedir. Yapılan bir çalışmada hemşirelerin fiziksel
olarak iş yükü arttıkça daha erken gebelik haftasında doğum yaptığı bulunmuştur (74).
Amerika’da hemşireler arasında yapılan çalışmada günlük ve haftalık çalışma saatinin
artması ve uzun süre ayakta çalışmanın preterm doğum eylemlerini artırdığı
belirtilmiştir (75). Araştırma grubumuzda prematüre doğum oranı %6.3’ tür (Tablo 4.2).
Çalışma grubumuzdaki prematüre doğum oranı Türkiye genelinden düşük bulunmuştur.
Bu durum annelerin tamamının üniversite mezunu sağlık personeli olması ve üçüncü
basamak sağlık kuruluşunda çalışıyor olmalarından kaynaklanabilir.
Bu araştırmada DDA bebeklerin oranı %11.4’tür (Tablo 4.2). Türkiye’de 2011 yılında
gerçekleşen doğumlarda doğan bebeklerin %5.52’sinin de düşük doğum ağırlıklı olarak
doğduğu belirtilmiştir (76). Croteau ve arkadaşlarının (77) yapmış olduğu çalışmada
düzensiz ve vardiyalı çalışan gebelerin bebeklerinde düşük doğum ağırlığı ile doğum
riskinin arttığını bulmuştur. Araştırma grubumuzun çalışan annelerden oluşuyor olması,
meslekleri gereği vardiyalı ve uzun çalışma saatlerinde bulunuyor olmalarının, DDA
57
bebek oranının yüksek olmasında etken olduğunu düşünebiliriz. Çalışmamız Croteau ve
arkadaşlarının bulgularını doğrulamaktadır.
Dünya’da, Türkiye’nin de içinde bulunduğu pek çok ülke tarafından imzalanan ve
uygulamaya konulan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde, çocukların en temel haklarından
birisi olarak “beslenme hakkı” gösterilmekte, “anne sütü ile beslenme hakkı” üzerinde
önemle durulmaktadır (78). Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin tamamı
bebeğini bir süre emzirmiş ve bir kısmı da (%14.3) halen emzirmektedir (Tablo 4.3).
TNSA 2008 (4) verilerine göre bebeklerin bir süre anne sütü alma oranı %96.7, TBSA
2010 (63) sonuçlarına göre de %97.5 olarak bulunmuştur. Eker ve arkadaşının (79)
2005 yılında Mersin Devlet Hastanesi ve Toros Devlet Hastanesi Doğum Servislerinde
yapmış oldukları, annelerin bebek beslenmesi ve emzirmeye ilişkin bilgi ve
uygulamalarına yönelik çalışmada emzirme oranı %95.7 bulunmuştur. Ulusal
araştırmalarda Kanada’da emzirme oranı %79, Amerika Birleşik Devletleri’nde ise %64
olarak saptanmıştır (80, 81). Çalışmamızda bulunan emzirme oranının yüksek olması
araştırma grubumuzun sağlık personeli annelerden oluşuyor olması ve aldıkları
eğitimden dolayı emzirme konusunda dikkatli davranmalarından kaynaklanabilir.
Doğum sonrası dönemde bebeğin emme refleksinin uyarılması, laktasyon ve involüsyon
sürecinin başlaması için bebeğin ilk 30 dakika- 1 saat içinde emzirilmesi gerekmektedir.
Emzirmeye erken başlanması hem anne, hem de bebek için yararlıdır (82). Eker ve
arkadaşlarının (79) yapmış olduğu çalışmada annelerin %69’u, Akyüz’ün (83)
çalışmasında %79.2’sinin ve Yıldız’ın (84) çalışmasında da %92.4’ünün bebeklerini
ilk bir saat içinde emzirdiği bulunmuştur. Japonya’da yapılan bir çalışmada
kolosturumun geldiği dönemde emzirmeye başlama sıklığının %98.3 civarında olduğu
belirtilmektedir (85). İlk bir saat içerisinde emzirmeye başlama oranı Nepal’de %3,4,
Madagascar’da %78 olarak bildirilmiştir(86-87). TNSA 2008 (4) verilerine göre
emzirilen çocukların %39’u, TBSA 2010 (63) sonuçlarına göre de %59.1’i doğumdan
sonraki ilk bir saat içinde emzirilmeye başlanmıştır. Araştırma grubumuzdaki sağlık
personeli annelerin %61.7’ si (Tablo 4.3) ilk bir saat içinde çocuklarını emzirmeye
başlamış olup bu oran Türkiye geneline göre yüksektir. Bu sonuç araştırma grubumuzun
sağlık personeli olmasından ve Bebek Dostu Hastane’de çalışıyor olmalarından
kaynaklanabilir. Dünya Sağlık Örgütü ilk bir saat içerisinde anne sütü ile beslenme
oranlarını % 0-29 arası kötü, % 30-49 arası orta, % 50-89 arası iyi, % 90-100 arası
58
çok iyi olarak sınıflandırmıştır (88). Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre grubumuzun
emzirmeye erken başlama konusunda iyi düzeyde olduğunu söyleyebiliriz.
Çalışmamızda annelerin doğumdan sonra ilk emzirme zamanında annenin öğrenim
düzeyi, meslek ve aile tipine göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 4.10). Bunun nedenini araştırma grubumuzdaki
annelerin tamamının liseden sonra sağlıkla ilgili alanlarda eğitim almış olmalarına ve
emzirme konusunda bilinçli olmalarına bağlayabiliriz.
Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin bebeklerinin %52.6’sı erkek,
%47.4’ü kız olup erkeklerin %64.1’i ve kızların %59.0’ı doğumdan sonra ilk bir saat
içinde emzirilmiştir (Tablo 4.11). Çalışmamızda bebeklerin cinsiyetlerine göre
doğumdan sonra ilk emzirme zamanında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
fark bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 4.11). Eker ve arkadaşlarının (79) yaptığı
çalışmada bebeklerin %58.7'si erkek, %41.3'ü kız olup erkeklerin %64.8'i, kızların ise
%76.3'ünün doğumdan sonra ilk bir saat içinde emzirildiği belirlenmiştir. Bebeklerin
cinsiyetine göre emzirilme zamanları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0.05).
Bu bulgu araştırma sonuçlarımızı desteklemektedir. Araştırma grubumuzdaki annelerin
tamamının sağlık konusunda eğitim almış ve üniversite mezunu olmalarından dolayı
,ayrıca anne sütü ile beslenmenin her bebeğin doğal hakkı olduğundan, annelerin
emzirmeye başlarken bebeklerinde cinsiyet ayrımı yapmadığını söyleyebiliriz.
Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerden doğum şekli normal doğum olan
annelerin doğumdan sonra ilk bir saatte emzirme oranı (%79.5), sezaryenle doğum
yapan annelerinkinden (%56.6) istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur.
(p<0.05) (Tablo 4.11). İnce ve arkadaşlarının (89) annelerin emzirme danışmanlığı alma
durumlarına yönelik yaptığı çalışmada normal doğum yapan annelerin %76.6’sı,
sezaryen doğum yapan annelerin ise %48.5’inin doğumdan sonraki ilk bir saat içinde
emzirdiği bulunmuştur. Çetin ve arkadaşlarının (90) yaptığı çalışmada normal doğum
yapanların %82.9’u ilk bir saatte emzirirken, sezaryenle doğum yapanların %37.9’u ilk
bir saatte emzirmiştir. Akyüz ve arkadaşlarının (81) yaptığı çalışmada normal doğum
yapan annelerin %48.9’u ilk saatte, sezaryenle doğum yapan annelerin %56.3’ü ise ilk
2-4 saat içinde bebeklerini emzirdiklerini ifade etmişlerdir. Annelerin doğum yapma
şekli ile ilk emzirme süreleri karşılaştırıldığında anlamlı fark bulunmuştur. Tunçel ve
59
arkadaşlarının (91) yaptığı çalışmada doğumları spontan vajinal yol ile olanların
%85.3’ü, sezaryen ile olanların %63.2’si doğum sonrası ilk bir saat içinde emzirmeye
başlamış olup, gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ünsal ve
arkadaşlarının (72) çalışmasında da normal doğum yapanların sezaryenle doğum
yapanlara oranla istatistiksel olarak anlamlı derecede erken emzirmeye başladıkları
görülmüştür. Araştırma bulgularımız bu çalışmaların sonuçları ile benzerlik
göstermektedir. Sezaryen ve müdahaleli doğumlarda anne sütüne başlamadaki
gecikmenin nedeni anneye uygulanan anestezinin etkisi, annenin ağrıya bağlı olarak
hareket etme isteksizliğidir (68). Doğal olarak normal doğum yapan anneler, sezaryen
ile doğum yapanlara göre bebeklerini ilk saatlerde daha yüksek oranda emzirmişlerdir.
Sezaryen ile doğum yapan annelerin bebekleri emzirmeden önce beslenmektedir.
Çocuğa anne sütünden önce başka gıda verilmesi, doğumdan hemen sonra ve anne
sütünün düzenli salgılanması başlamadan önce bebeğe diğer sıvı gıdaların verilmesi
yanlıştır. Ancak bu tür besleme Türkiye’de yaygındır (4). Gökduman’ın (91) 0-6 aylık
bebeği olan annelerin anne sütünü arttırmaya ilişkin geleneksel uygulamalarına yönelik
yaptığı çalışmada annelerin %67.1’inin bebeklerine doğum sonrası anne sütü dışında
besinler vermiş olduğu bulunmuştur. Akyüz ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada
annelerin %20.8’i emzirmeden önce mama, su verdiklerini ve sezaryen ile doğum yapan
annelerin de %43.8’inin anne sütünden önce başka besinler verdiği bulunmuştur (83).
Açık ve arkadaşlarının Elazığ ilinde yaşayan 2 yaş grubu çocuğu olan kadınların bebek
beslenmesi ve anne sütü konusundaki bilgi, tutum ve uygulamalarına yönelik yaptığı
çalışmada kadınların %30.8’i doğumdan sonra bebek daha anne sütü almadan önce
bebeğe başka besinler verdiklerini ifade etmiştir (93). TNSA 2008 (4) verilerine göre
çocukların %23.2’si anne sütünden önce başka bir gıda almıştır. Bu araştırmadaki sağlık
personeli annelerin %28.1’i (Tablo 4.3) doğumdan sonra ilk olarak bebeklerine anne
sütü dışında besinler vermiştir. Türkiye geneline göre bu oranın yüksek olması
çalışmamızdaki annelerin büyük bir çoğunluğunun sezaryen doğum ile bebeklerini
dünyaya getirmiş olmalarından kaynaklanabilir.
DSÖ ve UNICEF her bebeğin doğumu izleyen ilk 6 ayda sadece anne sütü almasını
önermektedir (21, 94). DSÖ 0-6 aylık bebeklerin yaklaşık %36’inin sadece anne sütü
aldığını bildirmiştir (95). Tunçel ve arkadaşlarının (91) yaptığı ebelerin anne sütü ile
ilgili bilgi ve uygulamalarının değerlendirilmesine yönelik çalışmada bebeklerin
60
%51.4’ünün 4 ay ve daha fazla süre sadece anne sütü ile beslendiği belirlenmiştir. Gün
ve arkadaşlarının (82) Kayseri Melikgazi Eğitim ve Araştırma Bölgesi’nde 0-36 aylık
çocuklarda anne sütü alma durumuna yönelik yaptığı çalışmada annelerin %35.7’sinin
ilk 6 ay sadece anne sütü verdiği bulunmuştur. Çatak ve arkadaşlarının (96) Burdur
ilinde bebeklerin emzirilme durumu ve beslenme ve örüntüsüne yönelik yaptıkları
çalışmada toplamda altı aydan küçük bebeklerin %52.9’u sadece anne sütü almıştır.
Bebeğin yaşına göre değerlendirildiğinde ise iki aydan küçük bebeklerin %96.3’ü, 2-3
aylık bebeklerin %67.9’u, 4-5 aylık bebeklerin ise %26.1’i sadece anne sütü ile
beslenmiştir. Bebeklerin %2’si 6 ay ve daha fazla süreyle sadece anne sütü ile
beslenirken %52.9’u 6 aydan daha az süre sadece anne sütü ile beslenmiştir. Kondolot
ve arkadaşlarının (97) sadece anne sütü alım durumuna etki eden faktörlere yönelik
yaptığı çalışmada bebeklerin sadece anne sütü alma yüzdesi %61.9 iken, 0-1 aylık
bebeklerde %79.4, 4-6 ayda %45.1 olarak bulunmuştur. Ünsal ve arkadaşlarının (72)
toplumda anne sütü verme eğilimi ve buna etki eden faktörlere yönelik çalışmasında
bebeklerini emziren annelerin tek başına anne sütü verme durumlarına bakıldığında;
doğumda %97’si sadece anne sütü verirken ikinci ayda %85.1’i, dördüncü ayda %46.2
ve altıncı ayda ise %8.7’sinin sadece anne sütü ile beslemeye devam ettiği
belirlenmiştir. Bülbül ve arkadaşlarının (98) yaptığı Sağlam Çocuk Polikliniği’nde
izlenen iki yaş üzerindeki çocuklarda anne sütü ile beslenmeye etki eden faktörlere
yönelik araştırmada bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü alma oranı %37.5’dir. Şahin ve
arkadaşlarının (99) Kayseri’de iki toplum sağlığı merkezine başvuran annelerde
emzirme sorunları ve risk faktörlerine yönelik yapmış oldukları çalışmada bebeklerin ilk
altı ay sadece anne sütü alma oranı %60.8’dir. TNSA 2008 (4) verilerine göre 6 ay
sadece anne sütü alma oranı %41.6’dır. Anne sütüne başlama oranı % 98 iken, 2. ayda
bebeklerin % 69’u sadece anne sütü ile beslenmekte, 3. ayda % 42’si, 5 aylık iken %
23’ü sadece anne sütü almaktadır. TBSA 2010 (63) verilerine göre de Türkiye genelinde
4-6 ay süre tek başına anne sütü ile besleme oranı %62.5’dir. Dünyada sadece anne sütü
ile beslenme oranlarına baktığımızda Avustralya’da yapılan bir çalışmada altıncı ayda
tek başına anne sütüyle beslenme sıklığının %50’lerde olduğu bildirilmiştir (100).
Norveç’te 6. ayda tek başına anne sütü verme oranı %7 ; İtalya’da ise %42,3
bulunmuştur (101, 102). Amerika Birleşik Devletleri’nde bu oran %14 olarak
bildirilmiştir (62). Araştırmamızdaki sağlık personeli annelerin %33.1’i bebeklerine 6
ay sadece anne sütü vermiştir (Tablo 4.3). Sadece anne sütü ile beslenmedeki
61
başarısızlığın en önemli nedeni, toplum inançları nedeniyle, doğumdan hemen sonra
anne sütünün verilmesinin gecikmesi, emzirme sorunu yaşayan annelerde bu sorunun
çözümünde aile desteğinin ve sağlık sistemi desteğinin verilmesi yerine daha kolay bir
seçenek gibi görüldüğünden hemen mamaya geçilmesidir (102). TNSA raporunda
emzirmenin ülkemizde yaygın olmasına rağmen, sadece anne sütü ile besleme
alışkanlığının arzu edilen seviyelerde olmadığı, ilk altı ayda yaklaşık her beş çocuktan
ikisinin sadece anne sütü ile beslendiği bildirilmektedir (4). Doğumdan itibaren 6.aya
kadar olan sürede sadece anne sütü verme oranının azaldığı görülmektedir.
Çalışmamızdaki İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslemedeki oranın DSÖ değerlerine
yakın, Türkiye geneline göre de düşük olduğunu söyleyebiliriz. Bu oranın annelerin
bilgi düzeylerinden dolayı yüksek olmasını beklerken araştırma grubumuzun sağlık
personeli çalışan anneler ve vardiyalı çalışan grup olmalarından dolayı Türkiye geneline
göre düşük olduğunu söyleyebiliriz.
Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin öğrenim düzeyine, mesleğine, aile
tipine ve ücretsiz izin kullanma durumuna göre ilk altı ay sadece anne sütü verme
durumunda gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05)
(Tablo 4.12). Ünsal ve arkadaşlarının (72) çalışmasında, ilk altı ay sadece anne sütü ile
beslemede anne eğitim düzeyi ve aile tipine göre gruplar arasında anlamlı bir ilişki
olmadığı bulunmuştur. Çeçe ve arkadaşlarının (65) çalışan annelerin emzirme sürelerini
etkileyen faktörlere yönelik yaptıkları çalışmada annelerin eğitim durumuna göre ilk altı
ay sadece anne sütü verme süresinde gruplar arasında fark olmadığı bulunmuştur.
Bülbül ve arkadaşlarının (98) çalışmasında da annenin eğitim durumu ile ilk altı ay
sadece anne sütü verme süresi arasında bir ilişki saptanmamıştır. Alikaşifoğlu ve
arkadaşlarının (104) yaptıkları çalışmada eğitim düzeyi düşük olan annelerin ilk altı ay
sadece anne sütü verme oranının daha uzun olduğu belirtilmiştir. Nijerya’da yapılan bir
araştırmada annenin yaşı ve eğitim düzeyi arttıkça bebeğe ilk aylarda sadece anne sütü
verme oranında artış olduğu bulunmuştur (105). Araştırma grubumuzdaki sağlık
personeli annelerin öğrenim düzeyine göre sadece anne sütü ile beslemede gruplar
arasında fark olmadığını, bu durumunda annelerin tamamının üniversite mezunu
olmasından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Araştırmamızda sütünü sağmayan annelerin
altı aydan az süre sadece anne sütü ile besleme oranı, sütünü sağan annelerinkinden
istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p<0.05) (Tablo 4.12).
62
Çalışan annelerde süt sağma laktasyonun devamlılığı için önemlidir. Ünsal ve
arkadaşlarının (72) yapmış olduğu çalışmada normal vajinal yolla doğmuş, doğum
ağırlığı 2500 gr ve üstü bebeklerin ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenme oranları
yüksek bulunmuştur. Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin çocuklarının
cinsiyeti, doğum sırası, doğum şekli, doğum zamanı ve doğum ağırlığına göre sadece
anne sütü ile besleme süresinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 4.14). Çalışmamızda bu konuda gruplar arasında fark
bulunmaması, annelerin sağlıkla ilgili dallarda yüksek öğrenim görmesi nedeni ile
sadece anne sütü ile beslemede bilinçli ve ısrarlı davranmalarından kaynaklanabilir.
Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin sadece anne sütü ile besleme süresi
ortalama 4.48±1.37 aydır. Tunçel ve arkadaşlarının (91) çalışmasında sadece anne sütü
alma süresi ortalama 3.4±1.8 ay, Bülbül ve arkadaşlarının (98) çalışmasında 4.3±2.0 ay
olarak bulunmuştur. TNSA 2008 (4) verilerine göre sadece anne sütü ile besleme süresi
ortalama 3.2±1.8 ay, TBSA 2010 (63) verilerine göre de 5.3 aydır. Çalışmamızdaki
sadece anne sütü ile besleme süresinin diğer çalışmalar ile benzerlik gösterdiğini, TBSA
değerine yakın ve TNSA 2008 verilerinden de yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
DSÖ ve UNICEF, ilk altı ayda sadece anne sütü ile beslemeyi, altı aydan sonra yeterli
ek besinler verilerek emzirmenin 24 ay ve daha uzun süre devam ettirilmesini
önermektedir (21). Araştırma grubumuzdaki 24 ay ve üzeri çocukların %11.3’ü 24 ay
ve daha uzun süre emzirilmiştir (Tablo 4.3). Gün ve arkadaşlarının (82) Kayseri
Melikgazi İlçe Merkezinde yaptıkları çalışmasında 24 aylık ve üzeri çocuklardan
%19.6’sı 24 ay ve daha uzun süre emzirilmiştir. Akpınar’ın (106) Kayseri Yıldırım
Beyazıt Mahallesinde yaptığı çalışmasında toplam anne sütü alma süresi 24 ay ve üstü
olanların oranı %18.2’dir. Çocukların 24 ay ve daha uzun süre emzirilme oranı TNSA
2008 (4)’de %10.4, TBSA 2010 (63)’da %24.5’dir. Araştırma grubumuzun tamamının
çalışan annelerden oluşması, 24 ay ve üzeri emzirme oranının düşük olmasının nedeni
olabilir.
Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin toplam emzirme süresi ortalama
13,02±7,53 aydır. Bülbül ve arkadaşlarının (98) Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi’nde yaptığı çalışmasında 16,4±7,7 ay, Ünsal ve arkadaşlarının (72)
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde
63
yaptığı çalışmasında da 8,5±5,9 ay olarak bulunmuştur. Ülkemizde toplam emzirme
süresi TNSA 2008 (4) verilerine göre ortanca emzirme süresi 16 ay, TBSA 2010 (63)
verilerine göre 14,5 ay olarak bildirilmiştir. Annelerin çalışma hayatına erken
dönmelerinin annenin emzirmesine engel olan faktörler arasında olduğunu gösteren
yayınlar vardır (107,108). Çalışmamızdaki toplam emzirme süresi Türkiye genelinden
düşük bulunmuştur. Düşük olmasını araştırma grubumuzun çalışan annelerden
oluşmasına ve bu durumu işe erken dönmeleri sonucu yeterince emziremediklerine
bağlayabiliriz.
Bebek 24 saatte en az 10 kez, doyuncaya kadar emzirilmelidir. On defadan az emiyorsa
yeterli süt alamayabilir (11). İnanç ve arkadaşlarının (109) 2005 yılında Kayseri İl
Merkezi’nde 0-36 aylık çocuklarda malnütrisyon durumu ve etkileyen bazı faktörleri
belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada annelerin %61’inin çocuğunu 10 kez ve daha
fazla emzirdiği belirlenmiştir. Bağların (110) yapmış olduğu çalışmada annelerin
%51.3’ü bebeğini istedikçe-ağladıkça, %43.8’inin de 3 saate bir emzirdiği saptanmıştır.
Çiçek’in (111) Kahramanmaraş il merkezindeki gebe kadınların anne sütü ve bebek
beslenmesine ilişkin bilgi, tutum ve davranışlarına yönelik yaptığı çalışmada gebe
kadınların %4.1’inin 10 kez den fazla emzirilmesi gerektiğini düşündükleri
saptanmıştır. Çalışmamızdaki sağlık personeli annelerin %77.7’sinin bebeklerini günde
10 kez ve üzeri emzirdiği bulunmuştur (Tablo 4.3). Araştırma grubumuzdaki annelerin
çoğunluğunun günde 10 kez ve üzeri emziriyor olmasını sağlık personeli olmaları
nedeniyle emzirme konusunda bilgili olmalarından kaynaklanabilir.
Bir öğünde bebek her memede 10-15 dakika olmak üzere en az 15-20 dakika
emzirilmelidir. Emzirmenin ilk 5 dakikasında bebek sütün büyük bir kısmını boşaltır.
Ancak, emme hızı bebekten bebeğe değişiklik gösterdiği, anne ve bebek arasındaki
psikolojik bağ emzirme sırasında güçlendiği için, emzirmeye daha uzun süre devam
edilmelidir. Ayrıca bir sonraki öğünün süt yapımını sağlamak için, emmeyle artan
prolaktin konsantrasyonu 15-20 dakikada maksimum düzeye ulaşacağından, emzirmeye
yeterli süre devam edilmelidir (11). Çalışmamızda sağlık personeli annelerin
%39.4’ünün de bir seferde 15-20 dakika emzirdiği saptanmıştır (Tablo 4.3).
Ayazoğlu’nun (112) çalışmasında bebeklerini emziren annelerin %6.1’inin bir
memelerini 5 dakikadan az, %41.8’nin 6-10 dakika, %31.7’sinin 11-15 dakika emzirdiği
saptanmıştır. Eskibozkurt’un (113) çalışmasında annelerin %88.3’ünün bırakıncaya
64
kadar ve %6.3’ünün bebeklerini 10 dakika emzirdikleri saptanmıştır. Tezergel’in (114)
çalışmasında annelerin %95.1’nin bebeklerini 15 dakika ve daha fazla emzirdikleri
belirlenmiştir.
Her bebeğin acıkma süresi değişik olmakla birlikte anne sütü kolay sindirilebilen
fizyolojik bir besindir. Bu nedenle her bebeğin gece gündüz sık aralıklarla emzirilmesi
gerekmektedir (11). Bebek anne sütüyle beslendiği dönemlerde anneyle aynı odada
kalmalıdır (rooming in). Bebekler geceleri çok sık uyanır ve emmek isterler. Gece
emziren anne uykusuz kalmaz. Geceleri emziren annenin sütü daha da artar. Kanda süt
yapan prolaktin anneye uyku verir (115). İnanç ve arkadaşlarının (109) çalışmasında
annelerin %94.6’sının, Ayazoğlu’nun (112) çalışmasında ise %99’unun çocuklarını
geceleri emzirdiği saptanmıştır. Çalışmamızda sağlık personeli annelerin %97.7’si
bebeklerini gece de emzirmiştir (Tablo 4.3). Annelerin gece emzirme konusunda uygun
davrandıklarını söyleyebiliriz.
Dünyada yürütülen emzirme programları ile emzirmeye başlama oranlarında artış
sağlanırken, sadece anne sütü verme oranlarında küçük artışlar saptanmıştır. Emzirme
döneminde; anneden ve bebekten kaynaklanan bazı sorunlar nedeniyle sadece anne
sütüyle besleme ve toplam emzirme süresi olumsuz etkilenmektedir. Emzirmeye ilişkin
anneden kaynaklanan sorunların başında, meme ile ilgili sorunlar gelmektedir. Her üç
anneden biri veya daha fazlasının emzirmeyle ilgili sorun yaşadıkları bildirilmiştir.
Ağrılı ve çatlak meme başı en sık karşılaşılan sorunlardandır (99). Emzirme döneminde
meme ile ilgili yaşanan sorunları en aza indirmek için, annelere yeterli yardım ve destek
sağlanarak, annenin emzirme konusundaki çabaları desteklenmelidir. Şahin ve
arkadaşlarının (99) yaptığı çalışmada annelerin %46’sının çatlak-ağrılı meme başı
sorunu yaşadığı bildirilmiştir. Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin
%17.7’si emzirme döneminde meme ile ilgili sorun yaşamıştır. Emzirme döneminde
sorun yaşayan annelerin %58.1’inde çatlak-ağrılı meme başı problemi gelişmiştir (Tablo
4.4). Genellikle emzirmenin başlangıcında ortaya çıkan meme başı ağrıları geçici bir
durumdur, fakat emzirmenin erken sonlanmasında önemli bir etkendir (99). Çalışma
grubumuzun sağlık personeli annelerden oluşmasına rağmen çatlak-ağrılı meme başı
problemi Şahin ve arkadaşlarının yaptığı çalışmadaki orandan daha yüksek
bulunmuştur. Araştırmamızda; annelerin en sık karşılaştıkları sorunlardan mastit
(%32.2) ikinci sırada yer alırken ardından düz-çökük meme başı problemi (%9.7)
65
gelmektedir (Tablo 4.4). Şahin ve arkadaşlarının çalışmasında annelerin %9.2’sinde
mastit, %11.6’sında da düz-çökük meme başı problemlerinin geliştiği bulunmuştur (99).
Emzirme süresine etki eden en önemli faktörlerin annenin emzirme kararlılığı, babanın
bu konudaki desteği ve annenin kendine olan güveni gibi psikososyal faktörler olduğu
bildirilmektedir. Şahin’in (99) yapmış olduğu çalışmada, emzirme döneminde annelere
%26.3’ünde eşler, %22.1’inde aileler ve %4.7’sinde akrabaların destek olduğu
belirtilmiştir. Pınar ve ark. (115) yaptığı çalışmada annelerin en fazla yardım/destek
aldığı kişiler öncelikle eşleri (%44.2) sonrasında aile-yakın akraba (%29.3) gelmektedir.
Tarrant’ın (116) 2010 yılında yaptığı çalışmasında emziren annelerin eşlerinin, emzirme
konusunda annelere destek olduğu görülmüştür. Çalışmamızda sağlık personeli
annelerin doğum sonu desteğe ihtiyaç duyma-destek alma durumu değerlendirildiğinde,
annelerin %52’sinin destek aldığı bulunmuştur. Annelerin en fazla yardım/destek aldığı
kişiler anneleri (%64.8) ve ardından eşleri (%51.6) gelmektedir (Tablo 4.5). Doğum
sonu dönemde anneye ister annesi ister eşi tarafından olsun her konuda destek olmanın
önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Çocuğun sütten kesilmesi yavaş yavaş yapılmalı, çocuk birden memeden
ayrılmamalıdır. Bu dönemde korkutmadan, sevdiği şeylere ilgi uyandırarak çocuğa
meme unutturulmalı, en severek yediği besinlere öncelik verilmelidir (38). Memeden
ayırmanın; önce gündüz, arkasından gece emzirmeleri kaldırılarak yapılması uygundur
(11). Araştırma grubumuzdaki annelerin sadece %18’inin doğru yöntemle memeden
kestiğini ve sağlık personeli anneler için bu oranın çok düşük olduğunu söyleyebiliriz
(Tablo 4.6). Bazı anneler çocuk memeyi unutsun diye büyük annenin yanına
göndermeyi ya da meme ucuna tadı iyi olmayan şeyleri sürmeyi memeden ayırma
yöntemi olarak düşünseler de; birdenbire anneden ayrılmak ya da zevk olarak emdiği
memenin birden tadının değişmesi çocukta olumsuz psikolojik etki yapmaktadır (38).
Çalışmamızda annelerin %20’si memeye bazı şeyler (oje, acı biber, salça, sakız üzerine
saç kılı yapıştırarak, vs…) sürerek-koyarak çocuğu memeden uzaklaştırmaya çalıştığı
bulunmuştur ( Tablo 4.6). Sağlık personeli annelerin bu şekilde memeden kesmesi,
memeden kesme konusunda verilen eğitimin yeterli olmadığını düşündürmektedir.
Grubumuzdaki anneleri %58’inde çocuk memeyi kendisi bırakmıştır ( Tablo 4.6). Bu
durumu çalışan annelerin işe başladığı dönemde anne sütünün azalması sonucu bebeğin
emmek istememesine bağlayabiliriz. Tuncel ve arkadaşlarının (2) bir üniversite
66
hastanesine başvuran 0-24 aylık çocukların anne sütü ile beslenme durumlarının
saptanmasına yönelik yapmış oldukları çalışmada %34.2’sinde bebeğin emmek
istememesi nedeni ile %32.9’unda ise sütün yetmemesinden dolayı çocukların
emzirmeyi bıraktığı bulunmuştur.
Kadının küçük bir çocuğa bakarken aynı anda işgücü piyasasında yer alması neredeyse
imkânsızdır. Dolayısıyla anne çalışıyorsa, o işteyken çocuğuna bir başkasının bakması
gerekir. Gelişmiş toplumlarda çocuk bakımı ve eğitimi ile ilgili kurumların yaygın oluşu
annenin bu sorununu önemli ölçüde azaltmaktadır. Ancak ülkemizde özel ya da kamuya
ait bu kurumlar yetersiz olduğu için çalışan anneler doğumdan sonra ya çalışma
hayatına son vermekte ya da çocuk bakımlarını genelde diğer aile fertleri, komşu,
akraba gibi üçüncü şahıslar aracılığı ile sağlamaktadır. Kakıcı ve arkadaşlarının (117)
Türkiye’de çalışan kadınların çocuk bakım tercihlerine yönelik yaptığı çalışmada 5 yaş
ve altı çocuk sahibi olan çalışan kadınların %13’ünün çocuklarına diğer aile fertleri,
yaklaşık %41’inin çocuklarına komşu-akrabalarının baktığı ve %10’unun da çocuğuna
ücretli bakım (kreş, anaokulu, bakıcı) sağladığı saptanmıştır. Araştırma grubumuzdaki
sağlık personeli annelerin %61.7’sine çocuk bakımında diğer aile fertleri (%32’sine
kayınvalidesi, %29.7’sine annesi) destek olurken, %29.7’si de çocuğuna ücretli bakım
(%26.8 bakıcı, %2.9 kreş) sağlamıştır (Tablo 4.7). Çalışmamızda aile fertleri tarafından
bakım ve ücretli bakım oranları Kakıcı ve arkadaşlarının çalışmasına göre daha yüksek
bulunmuştur. Grubumuzun sağlık personeli annelerden oluşması ve gelirlerinin bazı
çalışan gruplara göre daha yüksek olmasından dolayı ücretli bakımın daha yüksek
oranda olduğunu söyleyebiliriz. Çalışan anneler çocukları ile yeteri kadar
ilgilenememekte ve çoğunlukla yakın çevreden destek almaktadırlar. Böyle bir ihtiyacın
doğuyor olmasını, çalışan annelere yönelik yasal hakların sınırlı olmasından
kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Ülkemizde, çalışan kadın oranı yıllara paralel olarak artmaktadır (118). Ancak birçok
işyerinin koşulları bebeklerin emzirilmesi için uygun şekilde düzenlenmemiştir. Bu
yüzden annelerin sütlerini uygun şekilde sağması ve saklaması önemlidir. Yapılan
çalışmalar uygun koşullarda ve önerilen sürelerde saklanan anne sütünün yenidoğan ve
bebekler için tehlikeli bir duruma sebep olmadan beslenmelerini sağlayacağını
göstermiştir (65,119). Çeçe ve arkadaşlarının (65) 2011 yılında Dokuz Eylül
Üniversitesi’nde yaptığı çalışmada annelerin %60.8’inin iş yerinde emzirme/sağma
67
olanaklarının olduğu, %49.2’sinin iş yerinde sütünü sağdığı, %42.5’inin iş yerinde süt
sağmak için mola olanağının olduğu, %26.7’sinin süt sağmak için uygun odasının
olduğu ve %32.5’inin de sağdığı sütü saklamak için buzdolabının olduğu belirlenmiştir.
Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin %55.4’ü sütünü sağmıştır. Sütünü
sağan annelerin %82.5’inin iş yerinde sütünü sağdığı, %63.9’unun süt sağmak için
uygun bir ortamının olduğunu, %50.5’inin uygun zamanının olduğunu ve %92.8’inin
sağdığı sütü saklamak için uygun bir buzdolabının olduğu bulunmuştur (Tablo 4.8).
Çeçe ve arkadaşlarının çalışması da bebek dostu bir hastanede ve sağlık personeli
annelere yönelik yapılmıştır. Her iki çalışma da üniversite hastanesi ve bebek dostu
hastanede yapılmış olup imkanlarının bu yönde iyi olduğunu söyleyebiliriz. Arthur’un
(120) 2003 yılındaki çalışmasında, çalışan annelerde emzirmeyi arttırmak için; iş
yerlerinde özel emzirme odalarının olması ve annelere emzirme için yeterli zamanın
verilmesinin etkin olacağı sonucuna varılmıştır. Esnek çalışma şartları ve çalışma
ortamında annelere emzirme imkanı sağlanması, annelerin bebekleri ile daha uzun süre
beraber olmasına ve başarılı bir emzirmeye yardımcı olabilir. Araştırma grubumuzdaki
sağlık personeli annelerin %90. 7’sine amirleri ve arkadaşları süt sağma konusunda
esneklik göstermiştir (Tablo 4.8). Dabritz ve arkadaşlarının (121) 2009 yılında yapmış
oldukları çalışmasında da işyerinde emzirmeye destek verecek iş arkadaşının olmasının
anne sütü verme süresini olumlu yönde etkilediği bulunmuştur. Bu durum işyerinde
uygun sağma ve saklama koşullarının olmasının yanında çalışanların da desteğinin
önemini göstermektedir.
Araştırma grubumuzdaki sağlık personeli annelerin doğum yaptıkları tarihte yürürlükte
olan yasaya göre, "Memura doğum yapmasından önce 8 hafta ve doğum yaptığı tarihten
itibaren 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin verilir. Çoğul gebelik
halinde, doğumdan önceki 8 haftalık süreye 2 hafta süre eklenir. Ancak sağlık durumu
uygun olduğu takdirde, tabibin onayı ile memur isterse doğumdan önceki 3 haftaya
kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, memurun çalıştığı süreler, doğum sonrası
sürelere eklenir. Yukarıda öngörülen süreler memurun sağlık durumuna göre tabip
raporunda belirlenecek miktarda uzatılabilir. Memurlara, 1 yaşından küçük çocuklarını
emzirmeleri için günde toplam 1,5 saat süt izni verilir. Süt izninin kullanımında annenin
saat seçimi hakkı vardır" şeklinde ve yasanın 108. maddesinin üçüncü paragrafı
"Doğum yapan memurlara istekleri halinde 104. maddenin (A) bendinde belirtilen
68
sürelerin bitiminden itibaren 12 aya kadar aylıksız izin verilir" şeklinde değiştirilmiştir
(54). Çalışmamızda sağlık personeli annelerin %45.7’si doğum öncesi iznin tamamını
kullanırken, %54.7’si bir kısmını kullanarak, kalan izinlerini doğum sonuna aktarmıştır
(Tablo 4.9). Annelerin yarıdan çoğunun doğum öncesi izinlerini doğum sonuna
aktarmalarını, doğum sonu ücretli izinlerin yetersiz olmasına bağlayabiliriz. Araştırma
grubumuzdaki annelerin %80’i süt iznini kullanmıştır. İzin kullananlarında %71.4’ü süt
iznini toplu olarak kullanmış ve iznin kullanıldığı dönemde annelerin %85.7’si bebeğini
emzirmiştir (Tablo 4.9). Annelerin süt iznini toplu olarak kullanmaları, eve gidip
bebeğini emzirip tekrar işe dönmelerinin yorucu ve verimsiz olmasından
kaynaklanabilir. Eker’in (122) devlet memuru olan kadınların doğum sonu süt izni ve
ücretsiz izin kullanma durumlarının bebek beslenmesine etkisinin değerlendirilmesine
yönelik yapmış olduğu çalışmasında, kadınların %78.9’u doğumdan sonra ücretsiz izin
isteminde bulunmadığını belirtmiştir. Ücretsiz izin istemeyen kadınların %80.3’ü gibi
büyük çoğunluğu maaş alamama nedeni ile ücretsiz izin istemediklerini belirtmiştir.
Araştırma grubumuzdaki annelerin %49.7’si ücretsiz izin kullanmamıştır (Tablo 4.9).
Eker’in çalışmasına benzer olarak çalışma grubumuzdaki annelerin de ücretsiz izin
kullanmama (%82.8) nedenlerinde ekonomik nedenler ilk sırada yer almaktadır.
Ücretsiz izin kullanmayanların anne sütünü sağma oranı (%79.3), ücretsiz izin
kullananlara göre (%31.8) istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur
(p<0.05). Ücretsiz izin kullanmayan annelerin bebeklerine verilmek üzere sütlerini
sağdıklarını ve bu şekilde laktasyonel dönemin devamlılığını sağladıklarını
söyleyebiliriz.
Sağlık personeli annelerin emzirme durumu ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla
yapılan araştırma sonuçları aşağıda verilmiştir;
Araştırma kapsamına alınan sağlık personeli annelerin yaklaşık yarısı 31-35 yaş
grubunda ve yaş ortalaması 32.4±3.7 yıldır.
Sağlık personeli annelerin tamamı üniversite mezunudur.
Annelerin sezaryen doğum oranı %77.7 olup Türkiye genelinden yüksektir.
Bebeklerin prematüre oranı (%6.3) Türkiye genelinden yüksek, düşük doğum
ağırlıklı bebek oranı (%11.4) ise Türkiye geneline benzer bulunmuştur.
69
Annelerin tamamı bebeklerini bir süre emzirmiş olup hiç anne sütü almayan bebek
yoktur.
Annelerin ilk bir saat içinde emzirme oranı (%61.7) Türkiye geneline göre yüksek
olsa da istenilen düzeyde değildir.
Doğum şekli normal doğum olan annelerin doğumdan sonra ilk 1 saatte emzirme
oranı (%79.5), sezaryenle doğum yapan annelerinkinden (%56.6) istatistiksel olarak
anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur.
Annelerin bebeğine ilk besin olarak anne sütünü verme oranı (%71.9) Türkiye
geneline göre ( %76.8) düşük bulunmuştur.
Annelerin ilk altı ay sadece anne sütü verme oranı (%33.1) düşüktür.
Emzirmeyi sonlandıran annelerden 24 ay ve üzeri emzirenlerin oranı (%11.3)
düşüktür.
Araştırma kapsamına alınan sağlık personeli annelerin sadece anne sütü ile besleme
ortalaması 4.48± 1.37 (min-max 1-6) ay, toplam emzirme süresi ortalaması 13.02±
7.53 (min-max 2-36) aydır.
Annelerden gün içerisinde yeterli sıklıkta (10 kez ve üzeri) emzirenlerin oranı
%77.7 ve tek seferde uygun süre (15-20 dakika ve 20 dakikadan daha uzun)
emzirenlerin oranı %62.8’dir.
Annelerden emzirmeyi uygun şekilde sonlandırma (önce gündüz emzirmelerini
sonra gece emzirmelerini) oranı (%18) düşüktür.
Annelerin yarıdan fazlası (%55.4) bebeğine sütünü vermek üzere sağmıştır. Sütünü
sağan annelerin %82.5’i çalışma ortamında sütünü sağmıştır.
Sağlık teknisyeni ve teknikerlerin anne sütünü sağma oranı (%72.7), doktor-
hemşire-ebe (%49.6) ve biyolog-psikolog-fizyoterapist ve diyetisyenlere (%69.2)
göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur.
Annelerin %79.4’ü sağılmış anne sütünü uygun koşullarda (buzdolabında)
saklamış, %76.3’ü bebeğe vermeden önce uygun şekilde (benmari) ısıtmış ve
büyük bir çoğunluğu da (%96.9) doğru şekilde (bardakla, fincanla veya kaşıkla)
vermiştir.
Sütünü sağmayan annelerin 6 aydan az sadece anne sütü verme oranı(%76.9),
sütünü sağan annelerinkinden (%58.8) istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek
bulunmuştur.
70
Logistik regresyon analizine göre annenin mesleği ve süt sağma durumu
değişkenleri 6 aydan az süre sadece anne sütü ile besleme üzerinde en etkili
değişkenler olarak bulundu. Sağlık teknisyeni ve teknikerlerin 6 aydan az sadece
anne sütü ile besleme riski; doktor, hemşire ve ebelere göre 2.34 kat daha az,
sütünü sağmayan sağlık personeli annelerin de 6 aydan az sadece anne sütü ile
besleme riski sağanlara göre 2.33 kat daha fazla bulunmuştur.
Annelerin %45.7’si doğum öncesi iznin tamamını kullanırken, %54.3’ü doğum
öncesi iznin bir kısmını doğum sonuna aktarmıştır.
Annelerin %50.3’ü ücretsiz izin kullanmış, ücretsiz izin kullanan annelerin %86.4’ü
izin döneminde bebeğini emzirmiştir.
Doktor, hemşire ve ebelerin ücretsiz izin kullanma durumu (%58.9) diğer meslek
gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur.
Annelerin ücretsiz izin kullanmamasında maddi nedenler (%82.8) ilk sırada yer
almaktadır.
Ücretsiz izin kullanmayanların anne sütünü sağma oranı (%79.3), ücretsiz izin
kullananlara göre (%31.8) istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur.
Logistik regresyon analizine göre annenin ortalama günlük emzirme sayısı ve
ücretsiz izin kullanma durumu değişkenleri 12 aydan az toplam emzirme süresi
üzerinde en etkili değişkenler olarak bulundu. Sağlık personeli annelerden günde 10
kezden daha az emzirenler emzirmeyenlere göre 3.756 kat, ücretsiz izin
kullanmayanlar kullananlara göre 2.382 kat daha fazla 12 aydan az emzirme riskine
sahiptir.
Annelerin süt izni kullanma oranı %80’dir. İzin kullanan annelerin %85.7’si izin
süresince bebeğini emzirmiştir.
Sonuç olarak;
Sağlık personeli annelerin emzirmeye ilişkin davranışlarda (doğumdan sonra emzirmeye
başlama zamanı, ilk olarak anne sütüyle ve ilk altı ay sadece anne sütüyle besleme,
toplam emzirme süresi ) eksikleri ve hataları mevcuttur. Sezaryenle doğum oranı
yüksek, ücretsiz izin kullanma oranı düşüktür.
71
Bu sonuçlar doğrultusunda;
Sağlık personeli annelerin emzirme eğitimine daha çok önem verilmesi,
Doğum şekli tercihinde doğru yönlendirilmesi,
Sezaryenle doğumda annelere doğum sonu ek destek verilmesi
Doğum sonu ücretli izin süresinin uzatılması önerilir.
72
KAYNAKLAR
1. Ezgü F. Anne Sütü ile Beslenme, İçinde: Temel Pediatri, Hasanoğlu E, Düşünsel
R, Bideci A(ed), Güneş Tıp Kitapevleri, Ankara, 2010: ss 44-48.
2. Tuncel E, Dündar C, Canbaz S, Peksen Y. Bir Üniversite Hastanesine Başvuran 0-
24 Aylık Çocukların Anne Sütü ile Beslenme Durumlarının Saptanması.
Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2006; 10: 1-6.
3. Şahan H. 0-24 Aylık Bebeği Olan Annelerin Anne Sütü ve Emzirme Konusunda
Bilgi, Tutum ve Davranışları, Tıpta Uzmanlık Tezi, Erciyes Üniversitesi Tıp
Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı, Kayseri 2008.
4. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2008. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri
Enstitüsü Ankara, Ekim 2009.
5. Gökdemirel S, Bozkurt G, Gökçay G, Bulut A. Çalışan Annelerin Emzirme
Sürecinde Yaşadıkları: Niteliksel Bir Çalışma. Çocuk Dergisi 2008; 8: 221-234.
6. Çan G, Topbaş M. Anne Sütünün Saklanması, TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni
2007; 6: 375-379.
7. Anne Hakları Bildirgesi 24 Eylül 2001, Barselona, İspanya.
htpp://www.hayad.org.tr/compenent/view/143/27/(son erişim tarihi:10.05.2012).
8. Çalıkapan M. Meme Kanserinde Prognostik Faktörlerin Hastanemiz Olgu
Serisindeki Sağkalıma Etkisi, Uzmanlık Tezi, Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve
Araştırma Hastanesi 1.Genel Cerrahi Kliniği, İstanbul 2004.
9. Nuralina L, Boztepe G, Atakan N. Meme ve Meme Başının İnflamatuar
Hastalıkları. Türkiye Klinikleri J Dermatol 2006; 16: 14-22.
10. WHO, UNICEF Anne Sütüyle Beslenmede Danışmanlık, Eğitim Kursu Katılımcı
Rehberi, İstanbul 2004.
11. Aykut M. Bebek Beslenmesi ve Anne Sütü, İçinde: Halk Sağlığı Genel Bilgiler,
Öztürk Y, Günay O (ed), Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri, 2011: ss 1319-
1348.
73
12. Leung A, Sauve R. Breast is Best for Babies. Journal of the National Medical
Association 2005; 97: 1010-1019.
13. Karancı G. Çalışan Gebelerin Emzirmeyi Sürdürmeye Yönelik Bilgilerini
Etkileyen Etmenler, Yükseklisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, İzmir 2011.
14. Eryılmaz G. Doğum Sonu Dönem, İçinde: Kadın Sağlığı (1. Baskı) Şirin A,
Kavlak O, (ed) Bedray Basın Yayıncılık, İstanbul, 2008: ss 759-789.
15. Neyzi O. Pediatri (3. Baskı), Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, 2002: 60-70.
16. Köksal G, Gökmen H. Anne Sütü ve Emzirme, İçinde: Çocuk Hastalıklarında
Beslenme Tedavisi, Hatipoğlu Yayınevi, Ankara, 2000: ss 31-67.
17. WHO CDD programme, UNICEF; Breastfeeding Counselling, A Training
Course; Trainer’s Guide, Part I, Session 1-9 (available from:
http://www.who.int/child_adolescent_health/documents/pdfs/bc_trainers_guide.p
df)
18. Gür E. Anne Sütü ile Beslenme. Türk Pediatri Arşivi 2007; 42: 11-15.
19. Kwan ML, Buffler PA, Abrams B, Kiley VA. Breastfeeding and the risk of
childhood leukaemia: A meta-analysis. Public Health Reports 2004; 119: 521–
535.
20. Condon M. Breast is best, but it could be better: what is in breast milk that should
not be?. Pediatric Nurs 2005; 31: 333-338.
21. WHO.Infant and Young Child Feeding. Model Chapter for Textbooks for Medical
Students and Allied Health Professionals. Geneva: WHO, 2009.
22. Samur G. Anne Sütü. T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel
Müdürlüğü Beslenme Ve Fiziksel Aktiviteler Daire Başkanlığı. Sağlık Bakanlığı
Yayın No: 726. (1.Basım) ,2008.
.http//:www.beslenme.gov.tr/content/files/yayınlar/kitaplar/beslenme_bilgi_serisi_
1/a7.pdf (10.04.2012)
23. Ramsay DT, Kent JC, Owens RA, Hartmann, PE. Ultrasound imaging of milk
ejection in the breast of lactating women. Pediatrics 2004; 113: 361-367.
24. Kent JC, Mitoulas LR, Cregan MD, et al. Volume and frequency of breastfeedings
and fat content of breast milk throughout the day. Pediatrics 2006; 117 : 387–395.
74
25. Oddy WH, Sherriff JL, Klerk NH, Kendall GE, Sly PD, Beilin LJ et al. The
Relation of Breastfeeding and Body Mass Index to Asthma and Atopy in children:
a prospective cohort study to age 6 years. Am J Public Health 2004; 94: 1531–
1537.
26. Harder T, Bergmann R, Kallischnigg G, Plagemann A . Duration of breastfeeding
and risk of overweight: a meta-analysis. Am 3 Epidemiol 2005; 162: 397-403.
27. Sadauskaite – Kuehne V, Ludvigsson J, Padaiga Z, Jasinskiene E, Samuelsson V.
Longer breastfeeding is an independent protective factor against development of
type 1 diabetes mellitus in childhood. Diabetes Metab Res Rev 2004; 20: 150-157.
28. Klement E, Cohen RV, Boxman J, Joseph A, Reif S. Breastfeeding and risk of
inflammatory bowel disease: a systematic review with meta – analysis. Am J Clin
Nutr 2004;80: 1342-1352.
29. Westdahl C, Goertz S. Promotion of Breastfeeding – Beyond the Benefits.
International Journal of Childbirth Education 2006; 21: 16-19.
30. Anderson JW, Johnstone BM, Remley DT. Breastfeeding and cognitive
development: a meta – analysis. Am J Clin Nutr 1999; 70: 525-535.
31. Daniels MC, Adair LS. Breastfeeding influences Cognitive development in
Filipino children. Am Society for Nutritional Sciences 2005; 135: 2589-2595.
32. Mortensen EL, Michaelsen KF, Sanders SA, Reinisch JM. The association
between duration of breast–feeding and adult intelligence. Journal of the
American Medical Association 2002; 287: 2365-2371.
33. Martin RN, Gunnel D, Smith GD. Breastfeeding in infancy and blood pressure in
later life: systematic review and meta-analysis. Am J Epidemiol 2005;16: 15-26.
34. WHO. Evidence on the long-term effects of breastfeeding. Systematic Reviews
and Meta-Analyses. Geneva: WHO, 2007.
35. Collaborative Group on Hormonal Factors in Breast Cancer. Breast cancer and
breastfeeding: collaborative reanalysis of individual data from 47 epidemiological
studies in 30 countries, including 50302 women with breast cancer and 96973
women without the disease. Lancet 2002; 360: 187-195.
36. WHO, The World Health Organization multinational study of breast-feeding and
lactational amenorrhea III. Pregnancy during breast-feeding. Fertililty and
Sterility 1999; 72: 431-440.
75
37. Thompson J. Breastfeeding: benefits and implications Part two. Community Pract
2005; 78: 218-219.
38. Tanrıkulu PÇ. 6-24 Ay Arası Bebeği Olan Annelerin Emzirmeye İlişkin Bilgi
Düzeylerinin, Emzirme Sürelerinin ve Bunları Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi,
Yükseklisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara
2011.
39. Gürel ES. Annelerin Emzirme Yeterlilik Durumları İle Meme Başı Ağrısı /
Travması Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi, Yükseklisans Tezi, Ege Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İzmir 2011.
40. Ereş F. Türkiye’de Kadının Statüsü ve Yansımaları. Gazi Üniversitesi Endüstriyel
Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi 2006; 19: 40-52.
41. T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu Hanehalkı İşgücü Araştırması 2012
Ocak Dönemi Sonuçları (http://www.tuik.gov.tr/Pre Haber Bültenleri.do?id=
2011) Erişim Tarihi (03.05.2012).
42. Çelikoğlu İ, Çapar S. Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Eğilimler,
Belirleyici Faktörler ve Politika Çerçevesi, Dünya Bankası 48508-TR,
Washington, 2009; 1-29.
43. WHO / UNICEF. Global Strategy for infant and young child feeding. Geneva:
WHO, 2002.
44. Moh Nursing Clinical Practice Guidelines. Management of Breast-feeding for Pre
term infants. Singapore Ministry of Health 2006.
45. Lawrence RA. Storage of human milk and the influence of procedures on
immunological components of human milk. Acta Paediatr 1999:14-18.
46. Academy of Breastfeeding Medicine Protocol Committee. ABM clinical protocol
: human milk storage information for home use for full-term infants. Breastfeed
Med 2010; 5: 127-130.
47. Palda VA, Guise JM, wathen CN. Interventions to promote breast-feeding:
applying the evidence in clinical practice. CMAJ 2004; 170: 976-978.
48. Virani T, Mc Connell H. Breastfeeding best practice guidelines for nurses RNAO
2003; 1-120.
49. Demirhan F. Ekonomi M. Türkiye’de Kadın İşçilerle İlgili Koruyucu Yasal
Düzenlemeler ve 4857 Sayılı Yeni İş Kanunu ile Getirilen Yenilikler. İTÜ Dergisi
2005; 4: 55-67.
76
50. ILO. World Labour Report 2000, Geneva (http:www.ilo.org/public/english/
standards/relm/gb/docs/gb279/pdf/esp-7.pdf) (12.05.2012)
51. Dinç M. (2002, Mart) Kamu-İş Dergisi, 6: 10-20.
52. Türk-İş Raporu, Türkiye’de Emek Piyasasında Kadınların Durumu, 2005; 1-23.
53. http://www.emplaw.co.uk/free/4frame/data/20033221.htm (Erişim tarihi: 06
Eylül 2012)
54. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, T.C Resmi Gazete, 21 Temmuz 2004, Sayı:
5253.
55. Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü,
Türkiye’de Kadının Durumu, Ankara, 2012:43. http://www.kadininstatusu.gov.tr./
upbad/mce/2012/trde_kadinin_durumu_2012_nisan.pdf.
56. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, T.C Resmi Gazete, 16 Ağustos 2013, sayı:
6495.
57. WHO/World Health Statistics 2011. (Erişim Tarihi: 06.09.2012)
http://www.who.int/gho/publications/world_health_statistics/EN_WHS2011_full.
pdf.
58. Stamp GF, Casanova HT. A breastfeeding study in a rural population in South
Australia. Rural Remote Health 2006; 6: 495.
59. Lande B, Andersen LF, Baerug A, Trygg KU, Lund-Larsen K, et al. Infant
feeding practices and associated factors in the first six months of life: the
Norwegian infant nutrition survey. Acta Paediatr 2003; 92: 152-161.
60. Betrini G, Perugi S, Dani C, Pezzati M, Tranchin M, Rubaltelli FF. Maternal
education and the incidence and duration of breast feeding: a prospective study. 3
Pediatr Gastroenterol Nutr 2003; 37: 447-452.
61. Gonzalez-Cassio T, Moreno-Macias H, Rivera JA, Villalpando S, Shamah-Levy T
et al. Breast-feeding practices in Mexico: results from the second National
Nutrition Survey 1999. Salud Publica Mex 2003; 45: 477-489.
77
62. Li R, Darling N, Maurice E, Barker L, Grummer LM. Breastfeeding rates in the
United States by characteristics of the child, mother, or family: the 2002 National
Immunization Survey. Pediatrics 2005; 115: 31-37.
63. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010. Hacettepe Üniversitesi, Ankara,
Ekim 2009.
64. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri
Enstitüsü Ankara, Kasım 2014.
65. Çeçe Ö, Yenal K. Çalışan Annelerin Emzirme Sürelerini Etkileyen Faktörler.
Cumhuriyet Hemşirelik Dergisi 2012;1: 10-17.
66. Yavuz S, Yüceşahin N. Türkiye’de Hanehalkı Kompozisyonlarında Değişimler ve
Bölgesel Farklılaşmalar. Sosyoloji Araştırmaları Dergisi 2012; 15: 76-118.
67. T.C Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı, Sayı:10923, 19/10/2012,
68. Bolat F, Uslu S, Bolat G, Bülbül A, Arslan S ve ark. İlk Altı Ayda Anne Sütü İle
Beslenmeye Etki Eden Faktörler. Çocuk Dergisi 2011; 11: 5-13.
69. Gözükara F, Eroğlu K. İlk Doğumunu Yapmış Kadınların (Primipar) Doğum
Şekline Yönelik Tercihlerini Etkileyen Faktörler. Sağlık Bilimleri Fakültesi
Hemşirelik Dergisi 2008; 32-46.
70. Duman Z, Köken GN. Sağlık Çalışanlarının Normal Doğum ve Sezaryen İle İlgili
Düşünceleri. Perinatoloji Dergisi 2007; 15: 7-11.
71. Canbaz S, Sünter A, Süren C, Pekşen Y. Kadın Sağlık Çalışanlarının Doğurganlık
Özellikleri, Gebelik ve Doğum Sonu Dönemdeki Çalışma Koşulları. Kocatepe Tıp
Dergisi 2005; 6: 39-44.
72. Ünsal H, Atlıhan F, Özkan H, Targan Ş, Hassoy H. Toplumda Anne Sütü Verme
Eğilimi Ve Buna Etki Eden Faktörler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2005;
48: 226-233.
73. WHO. Born too soon. The Global Action Report on Preterm Birth. Geneva:
WHO, 2012.
74. Koemeester AP, Broersen JPJ, Treffer PE. Physical workload and gestastionalage
at delivery Occupational and Environmental Medicine. 1995; 52:313-315.
78
75. Luke B, Mamelle N, Keth L, Munoz F, Minoque J et al. The association between
occupational factors and preterm birth: A United States nurses’ study. Am J
Obstet Gynecol 1995; 173:849-862.
76. Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2012.
77. Croteau A, Marcoux S, Brisson C. Work activity in pregnancy, preventive
measures, and the risk of delivering a small-for-gestational-age infant. Am J
Public Health 2006; 96:846-855.
78. Giray H. Anne Sütüyle Beslenme. STED 2004; 13: 12-15.
79. Eker A, Yurdakul M. Annelerin Bebek Beslenmesi ve Emzirmeye İlişkin Bilgi ve
Uygulamaları. STED 2006; 15: 158-163.
80. Rioux FM, Savoie N, Allard J. Is there a link between postportum anemia and
discountinuation of breastfeeding? Canadian Journal of Dietetic Practice and
Reseuarch Summer 2006; 67:72.
81. Ryan A. The resurgance of breastfeeding in the United States. Pediatrics
1997;99:E12.
82. Gün İ, Yılmaz M, Şahin H, İnanç M, Aykut M, Günay O ve ark. Kayseri
Melikgazi Eğitim ve Araştırma Bölgesi’nde 0-36 Aylık Çocuklarda Anne Sütü
Alma Durumu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2009; 52: 176-182.
83. Akyüz A, Kaya T, Şenel N. Annenin Emzirme Davranışının ve Emzirmeyi
Etkileyen Durumların Belirlenmesi. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni 2007;
6: 331-335.
84. Yıldız A, Baran E, Akdur R, Ocaktan R, Kanyılmaz O. Bir Sağlık Ocağı
Bölgesinde 0-11 Aylık Bebekleri Olan Annelerin Emzirme Durumları Ve
Etkileyen Faktörler. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2008; 61:
61-67.
85. Kaneko A, Kaneita Y, Yokoyama E, Miyake T, Harano S, Kanyılmaz O. Factors
associated with exclusive breast feeding in Japan: for activities to support child-
rearing with breast-feeding. J Epidemiol 2006; 16: 57-63.
79
86. Baker EJ, Sanei LC, Franklin N. Early initiation of and exclusive breastfeeding in
large-scale community-based programmes in Bolivia and Madagascar. J Health
Popul Nutr 2006; 24: 530-539.
87. Mullany LC, Katz J, Li YM , Khatry S, Leclerq SC et al. Breast-feeding patterns,
time to initiation, and mortality risk among newborns in Southern Nepal. J Nutr
2008; 138: 599-603.
88. http://whplibdoc.who.int/publications/2003/9241562544.pdf: (Erişim Tarihi
10.04.2014)
89. İnce T, Kondolot M, Yalçın S, Yurdakök K. Annelerin Emzirme Danışmanlığı
Alma Durumları. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2010; 53: 189-197.
90. Çetin F, Güneş G, Karaoğlu L, Üstün Y. Turgut Özal Tıp Merkezi’nde Doğum
Yapan Annelerin Doğum Öncesi Bakım Alma ve Emzirmeye Başlama Durumları
ve Etkileyen Faktörler. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2005; 12:247-
252.
91. Tunçel EK, Dündar C, Pekşen Y. Ebelerin Anne Sütü İle İlgili Bilgi ve
Uygulamalarının Değerlendirilmesi. Kocatepe Dergisi 2005; 6:1.
92. Gökduman M. 0-6 Aylık Bebeği Olan Annelerin Anne Sütü Arttırmaya Yönelik
Geleneksel Uygulamaları, Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Aydın 2009.
93. Açık Y, Dinç E, Benli S, Tokdemir M. Elazığ İlinde Yaşayan 2 Yaş grubu
Çocuğu Olan Kadınların Bebek Beslenmesi ve Anne Sütü Konusundaki Bilgi,
Tutum ve Uygulamaları. Türkiye Klinikleri J Pediatr 1999; 8:53-62.
94. http://www.unicef.org/programme/breastfeeding/innocenti.htm. (Erişim tarihi
13.03.2013)
95. Infant and young child feeding. http://www.who.int./mediacentre/factsheets/
fs342/en/index.html, (10.02.2013)
96. Çatak B, Sütlü S, Kılınç AS, Bağ D. Burdur İlinde Bebeklerin Emzirilme Durumu
ve Beslenme Örüntüsü. Pamukkale Tıp Dergisi 2012; 5: 115-122.
97. Kondolot M, Yalçın SS, Yurdakök K. Sadece Anne Sütü Alım Durumuna Etki
Eden Faktörler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2009; 52: 122-127.
80
98. Bülbül LG, Özcan AG, Hatipoğlu SS. Sağlam Çocuk Polikliniği’nden İzlenen İki
Yaş Üzerindeki Çocuklarda Anne sütü İle Beslenmeye Etki Eden Faktörler. Şişli
Etfal Hastanesi Tıp Bülteni 2012; 46:3.
99. Şahin H, Yılmaz M, Aykut M, Balcı E, Sağıroğlu M, Öztürk A. Kayseri’de İki
Toplum Sağlığı Merkezine Başvuran Annelerde Emzirme Sorunları Ve Risk
Etmenleri. Türk Ped Arş 2013; 145-151.
100. Donath SM, Amir LH. Breastfeeding and the introduction of solids in Australian
infants: data from the 2001 National Health Survey. Aust N ZJ Public Health
2005; 29: 171-175.
101. Lande B, Andersen LF, Baerug A, Tryqq Ku, Lund_Larsen K et al. Infant feeding
practices and associated factors in first six months of life: the Norvegian infant
nutrition survey. Acta Paediatr 2003; 92: 152-161.
102. Betrini G, Perugi S, Pezzati C, Tranchin M, Rubaltelli M et al. Maternal education
and the incidence and duration of breastfeeding: A prospective study. J Pediatr
Gastroent Nutr 2003; 37: 447-452
103. Bhandari N, Kabir AK, Salam MA. Mainstreaming nutrition into maternal and
child health programmes: scaling up of exclusive breastfeeding. Matern Child
Nutr 2008; 4: 5-23.
104. Alikaşifoğlu M, Erginöz E, Gür ET, Baltas Z, Beker B et al. Factors influencing
the duration of exclusive breastfeeding in a group of Turkish women. J Hum Lact
2001; 17: 220-226.
105. Ogbonna C, Daboer JC. Current knowledge and practice of exclusive
breastfeeding among mothers in Jos, Nigeria. Niger J Med 2007; 16: 256-260.
106. Akpınar F. Yıldırım Beyazıt Aile Sağlığı Merkezine Başvuran Annelerin 1-5 Yaş
Arası Çocuklarında Beslenme Durumu ve Etkileyen Faktörler, Tıpta Uzmanlık
Tezi, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Kayseri
2011.
107. Weimer JP. The Economic Benefits of Breastfeeding: A Review and Analysis.
Economic Benefits of Breastfeeding 2001; 14.
81
108. Scott JA, Binns CW, Oddy WH, Graham KI. Predictors of Breastfeeding
Duration: Evidence from a Cohort Study. Pediatrics 2006; 117: 646-655.
109. İnanç N, Aykut M, Çiçek B, Şahin H, Yılmaz M ve ark. Kayseri İl Merkezinde 0-
36 Aylık Çocuklarda Malnütrisyon Durumu ve Etkileyen Bazı Faktörler. Türk
Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi 2005; 62: 41-48.
110. Bağlar D. Doğumdan Sonra Latch Emzirme Puanı İle İlk 6 Aydaki Emzirme
Durumu Arasındaki İlişkisi, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, İstanbul 2008.
111. Çiçek GM. Kahramanmaraş İl Merkezindeki Gebe Kadınların Anne Sütü ve
Bebek Beslenmesine İlişkin Bilgi,Tutum ve Davranışları, Yüksek Lisans Tezi,
Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Kayseri 2009.
112. Ayazoğlu S. 0-6 Ay Arası Bebeği Olan Annelerin Kontrasepsiyon Yöntemi
Olarak Laktasyonel Amenore Metodu’na İlişkin Bilgi Düzeyinin
Değerlendirilmesi, Uzmanlık Tezi, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Aile Hekimliği Koordinatörlüğü, İstanbul 2006.
113. Eskibozkurt F. Yetişkin Eğitimi Açısından Yeni Doğum Yapmış Annelerin Anne
sütü ve Emzirme ile İlgili Bilgi Düzeyinin Tespiti, Marmara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, İstanbul 2008.
114. Tezergil B. Doğum Sonu Dönem Annelerin Emzirmeye İlişkin Düşünceleri ve
Uygulamaları, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, İstanbul 2007.
115. Pınar G, Doğa N, Algier L, Kaya N, Çakmak F. Annelerin Doğum Sonu
Konforunu Etkileyen Faktörler. Dicle Tıp Dergisi 2009; 36: 184-190.
116. Tarrant M, Fong DY, Wu KM, Lee IL, Wong Em et al. Breastfeeding and weaning
practices among Hong Kong mothers: a prospective study. BMC Pregnancy
Childbirth 2010: 10-27.
117. Kakıcı H, Emeç H, Üçdoruk Ş. Türkiye’de Çalışan Kadınların Çocuk Bakım
Tercihleri. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonometri Ve İstatistik Dergisi
2007; 5: 21-40.
82
118. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu, Nüfus ve Kalkınma
Göstergeleri;
http:/nkgtuik.gov.tr/son5.asp?gosterge=14&submit=G%F6r%FCnt%FCle ( Erişim
Tarihi: 15.05.2014)
119. http://cdc.gov.tr/breastfeeding/reccomendations/handling-breastmilk.htm. ( Erişim
Tarihi 15.05.2014)
120. Arthur CR, Saenz RB, Replogle WH. The employment – Related Breastfeeding
Decisions of Physician Mothers. J Miss State Med Assoc 2003; 44: 383-387.
121. Dabritz HA, Hinton BG, Babb J. Evaluation of lactation support in the workplace
or school environment on 6-month breastfeeding out comes in Yolo County,
California. J Hum Lact 2009; 25: 182-193
122. Eker M. Devlet Memuru Olan Kadınların Doğum Sonu Süt İzni ve Ücretsiz İzin
Kullanma Durumlarının Bebek Beslenmesine Etkisinin Değerlendirilmesi,
Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim
Dalı, Kayseri 1999.
83
EKLER
Ek 1
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ’NDE ÇALIŞAN SAĞLIK
PERSONELİ ANNELERİN EMZİRME DURUMU VE ETKİLEYEN
FAKTÖRLER NOT: BU ANKET 12-60 AYLIK ÇOCUĞU OLAN ANNELERE UYGULANACAKTIR
Anket no: Tarih:
Adı Soyadı:
1. Yaş: ……..
2. Öğrenim düzeyi: 1)Ortaöğretim 2) Ön lisans 3) Lisans 4)Yüksek lisans 5) Doktora
3. Meslek:…………………………………………
4. Doğumdan sonraki 1 yılda görev yeri:.…………….
5. Doğumdan sonraki 1 yıl içerisinde görev saatleriniz:
1) 0800-1700 mesaisi 2) Vardiyalı 4) Diğer……………..
6. Aile tipi: 1) Çekirdek aile 2) Geniş Aile
7. Sosyal güvence: 1) Emekli Sandığı 2) SSK 3) Diğer
8. Kaç çocuğunuz var?.................................
9. sorudan itibaren emzirme deneyimini yaşadığınız 12-60 ay arasındaki en küçük
çocuğunuza ait bilgilere göre cevaplayınız.
9. Bu çocuğunuz kaç aylık?......................ay, Bu çocuk kaçıncı çocuğunuz? …………
10. Bu çocuğunuzun cinsiyeti: 1) Erkek 2) Kız
11. Çocuğunuzun doğuştan herhangi bir hastalığı var mı? 1) Evet, ise
nedir………………………….2) Hayır
12. Bu çocuğunuzla, varsa sonraki çocuğunuz arasındaki yaş farkı ne
kadar?.................ay
13. Çocuğunuzun doğum şekli: 1) Normal doğum 2) Sezaryen
14. Çocuğunuzun doğum zamanına göre durumu: 1) Matür 2) Prematür 3)Sürmatür
15. Çocuğunuzun doğum ağırlığı:………………. gr
16. Çocuğunuzun beslenme şekli aşağıdakilerden hangisine uyar?
1) Hiç emzirmedim (Neden?
açıklayınız…………………………………………………………………)
2) Bir süre emzirdim 3) Halen emziriyorum
84
17. Doğumdan sonra çocuğunuzu kaçıncı saatte emzirmeye başladınız.?....................saat
18. Çocuğunuza kolostrum yani ilk sütü verdiniz mi? 1) Evet 2) Hayır, ise
nedeni……………………….
19. Çocuğunuz doğduğunda ilk olarak ağızdan ne verdiniz?
1)Anne sütü 2) İnek sütü 3) Formül mama 4) Şekerli su 5) Diğer……….
20. Çocuğunuzu kaç ay sadece anne sütü (su dahil hiçbir şey vermeden) ile
beslediniz?………………ay
21. Çocuğunuz kaç aylıkken anne sütünden kesildi?………………ay
22. Çocuğunuzu ilk aylarda günde kaç kez emzirirdiniz?…………….kez
23. İlk aylarda çocuğunuzu bir seferde ne kadar süre emzirirdiniz?..................dakika
24. Çocuğunuzu gece emzirir miydiniz? 1) Evet 2) Hayır
25. Çocuğunuzu emzirdiğiniz dönemde sütünüzün miktarı ile ilgili düşünceniz nasıldı?
1) Yetersiz 2) Normal, yeterli 3) Bol, fazla
26. Çocuğunuzu emzirmeniz ile ilgili bir sorununuz oldu mu? 1) Evet 2) Hayır (29.
Soruya geçiniz)
27. Oldu ise ne oldu…………………………………………..,…… Ne
yaptınız?……………………………
28. Meme ile ilgili sorunlar yaşadığınızda çocuğunuzu nasıl beslediniz?
1) Emzirmeye devam ettim 2) Sütümü sağarak verdim
3) Mama ile besledim 4) Diğer…………………….
29. Çocuğunuzu emzirdiğiniz sürede size destek-yardımcı olan oldu mu?
1) Evet, ise kim/kimler ………………………………………….Nasıl destek
oldular?……………………
2) Hayır
30. Çocuğunuzu memeden nasıl kestiniz, uygun seçeneği işaretleyiniz?
Emzirmeyi birden kestim. 1) Evet 2) Hayır
Önce gündüz emzirmelerini, sonra gece emzirmelerini kestim. 1) Evet 2) Hayır
Memeye bazı şeyler sürerek- koyarak kestim. 1) Evet, ise ne
yaptınız……………………....……… 2) Hayır
Çocuğu anneannesi-babaannesine bırakıp uzaklaştırarak kestim. 1) Evet 2) Hayır
Çocuk kendisi bıraktı. 1) Evet 2) Hayır
Diğer………………………….
85
31. Çocuğunuz kaç aylıkken çalışmaya başladınız?......................
32. Göreve başladığınızda çocuğunuza kim baktı? …………………….Nerede
bakıldı?………………..
33. Çalışmaya başladığınızda sütünüz nasıl etkilendi? 1) Azaldı 2) Aynı kaldı 3) Arttı 4)
Kesildi
34. Çalışmaya başladığınız dönemde çocuğunuza anne sütü veriyor muydunuz? 1) Evet
2) Hayır
35. Çalışmaya başladıktan sonra kaç ay emzirmeye devam ettiniz?..................ay
36. Çalışmaya başladığınızda siz yanında olmadığınız zamanlar çocuğunuz ne ile
beslendi?.........................
37. Çocuğunuza vermek üzere sütünüzü sağdınız mı? 1) Evet 2) Hayır (46.soruya
geçiniz)
38. Evet ise, ne kadar süre sütünüzü sağarak verdiniz?....................gün / ay
39. Ne ile sağdınız? 1.Elle 2. El Pompası 3.Elektrikli pompa 4.Diğer………………..
40. Sağdığınız süt bebeğe ne ile verildi: 1) Kaşık 2) Biberon 3) Bardak 4)
Diğer………………
41. Sağdığınız sütü genellikle nerede sakladınız? 1.Oda ısısında 2)Buzdolabında
3)Derin dondurucuda
42. Sağıp sakladığınız sütü çocuğa vermeden önce nasıl ısıttınız?
1) Ocakta ısıtma 2) Oda ısısında bekletme 3) Mikrodalga fırında ısıtma 4) Benmari
(sıcak su içinde bekleterek) usulü ile
43. Çalışma ortamınızda sütünüzü sağabiliyor muydunuz? 1) Evet 2) Hayır
44. Çalışma ortamınızda;
-Sütünüzü sağmanız için uygun bir oda var mıydı? 1) Evet 2) Hayır
- Sağdığınız sütü saklamanız için buzdolabı var mıydı? 1)Evet 2) Hayır
- Sütünüzü sağmanız için yeterince zamanınız oluyor muydu? 1) Evet 2) Hayır
45. Çalışma arkadaşlarınız ve amirleriniz süt sağma konusunda size esneklik gösteriyor
muydu? 1) Evet 2) Hayır
46. Doğum öncesi ve doğum yaptıktan sonra sırayla ve kaç gün hangi izninizi
kullandınız?
-Doğum öncesi izin 1. Kullandım(süresi…………..) 2.
Kullanamadım(neden…………....................)
86
-Doğum sonrası izin 1. Kullandım (süresi………....) 2. Kullanamadım (neden
………........................)
-Ücretsiz izin 1. Kullandım (süresi………....) 2. Kullanamadım (neden
………........................)
-Yıllık(senelik) izin 1. Kullandım (süresi………….) 2. Kullanamadım (neden
………........................)
47. Süt izninizi kullandınız mı? 1) Evet 2) Hayır (50.soruya geçiniz)
48. Evet ise nasıl kullandınız? 1- İşe geç başlayarak 2- Öğlen yemek tatiline ekleyerek
3- Mesaiden erken ayrılarak 4-Toplu olarak, açıklayınız……………………
49. Süt izni kullandığınız sürece çocuğunuzu emzirdiniz mi? 1) Evet 2) Hayır
50. Ücretsiz izin süresince bebeğinizi emzirdiniz mi ? 1) Evet 2) Hayır
51. Emzirme konusundaki bilgilerinizi yeterli buluyor musunuz? 1) Yeterli 2) Kısmen
yeterli 3)Yetersiz
Anketimize katıldığınız için teşekkür ederiz.
87
ÖZ GEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
Adı, Soyadı: Meltem GÜNEŞ
Uyruğu: Türkiye (TC)
Doğum Tarihi ve Yeri: 11 Haziran 1985, Nevşehir
Medeni Durumu: Evli
Tel: 0530 363 57 62
Fax: 0352 4375235
E–mail: meltemcolak@erciyes.edu.tr
Yazışma Adresi : Erciyes Üniversitesi Fevzi Mercan ve Mustafa Eraslan Çocuk
Hastanesi Yenidoğan Prematür Yoğun Bakım Servisi Talas Yolu
5.km 38039/ KAYSERİ
EĞİTİM
Derece Kurum Mezuniyet Tarihi
Lisans Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu 2008
Lise Aydınlık Evler Lisesi (Y.D.A), Kayseri 2003
İŞ DENEYİMLERİ
Yıl Kurum Görev
2009- Halen Erciyes Üniversitesi Fevzi Mercan ve Mustafa Eraslan Hemşire
Çocuk Hastanesi
2008-2009 Kızılay Hastanesi, Kayseri Hemşire
YABANCI DİL
İngilizce
88
YAYINLAR
1 ) Özenç Ö, Çolak M. Hastanede Yatan Hasta Yakınlarının Gereksinimleri, 6. Ulusal
Hemşirelik Öğrencileri Kongresi ‘Uluslararası Katılımlı’ Bildiri Kitabı, s 325, 26-29
Haziran 2007, İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu,
İstanbul.
2) Türker S, Akyüz İ, Çolak M. Gökçeyazı Sağlık Ocağı Bölgesinde Yaşayan Erişkin
Erkeklerin Aids Hakkındaki Bilgi Düzeylerini ve Aids ile İlgili Korkularının
Belirlenmesi, 12. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Bildiri Kitabı, s 404, 21-25 Ekim 2008,
Ankara Üniversitesi, Ankara.
3) Özenç Ö, Çolak M, Özenç Ö, Akyüz İ. Balıkesir Sanayi Sitesindeki Çırakların
Sosyodemografik ve Çalışma Yaşamı Özelliklerinin Belirlenmesi, 12. Ulusal Halk
Sağlığı Kongresi Bildiri Kitabı ,s 488, 21-25 Ekim 2008, Ankara Üniversitesi, Ankara.
4) Türker S, Çolak M, Akyüz İ. Balıkesir Üniversitesinde Okuyan Kız Öğrencilerin Aile
Planlaması Yöntemleri Hakkında Bilgi Düzeyleri ve Eğitim İhtiyaçlarının Belirlenmesi,
12. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Bildiri Kitabı, s 501, 21-25 Ekim 2008, Ankara
Üniversitesi, Ankara.
5) Türker S, Akyüz İ, Çolak M. Üreme Çağındaki Evli Kadınların Doğum Yöntemleri
Hakkındaki Bilgi Düzeyleri ve Doğum Tercihlerinin Belirlenmesi, 12. Ulusal Halk
Sağlığı Kongresi Bildiri Kitabı, s 502, 21-25 Ekim 2008, Ankara Üniversitesi, Ankara .
6) Tekir Ö, Akyüz İ, Çolak M. 15-49 Yaş Evli Kadınların Hijyen Alışkanlıklarının
Belirlenmesi, 12. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Bildiri Kitabı, s 503, 21-25 Ekim 2008,
Ankara Üniversitesi, Ankara.
7) Tekir Ö, Çolak M, Akyüz İ. 15-49 Yaş Evli Kadınların Meme Kanseri Konusunda
Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi, 12. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Bildiri Kitabı, s 504,
21-25 Ekim 2008, Ankara Üniversitesi, Ankara.
8) Türker S, Çolak M, Akyüz İ. Balıkesir Üniversitesinde Okuyan Kız Öğrencilerin
Doğum Yöntemleri Hakkındaki Düşünceleri ve Eğitim İhtiyaçlarının Belirlenmesi, 12.
Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Bildiri Kitabı, s 509, 21-25 Ekim 2008, Ankara
Üniversitesi, Ankara.
89
9) Türker S, Çolak M, Akyüz İ. Üniversitede Okuyan Kız Öğrencilerin Aile Planlaması
Yöntemler Hakkındaki Bilgi Düzeyleri ve Eğitim İhtiyaçlarının Belirlenmesi, 12. Ulusal
Halk Sağlığı Kongresi Bildiri Kitabı, s 541, 21-25 Ekim 2008, Ankara Üniversitesi,
Ankara.
top related