bursapost sayı 31

16
Yıl : 1 Sayı : 31 / 30 Haziran - 06 Temmuz 2014 Haftalık Yerel Gazete 5.00 ¨ 10’da 15’de 11’de 12’de Prof. Dr. Nihat SAPAN Suat SAPAN Osman GÜRÇAY 2’de Türkyılmaz’ın yaşadığı olaya çok sevindim! Siz bir sıra sandalye-masa ile uğraşırken, elbette ki sizden önce açılmasına göz yumulan işgallere “pansumanyaparak adil olamazsınız.Bu olay Başkan’a saldıran işgalcilerin sıradan vatandaşlara neler yapabileceğini dü- şündürmesi bakımından çok önemlidir. Bunu iyi okumazsanız, çok vahim olayların taksiren sanığı olacaksınız. Bekleyeceğiz ve göreceğiz… Bursaspor’dan ‘İkinci Aerobiyoloji ve Hava Kirliliği Sempozyumu’ Zonguldak’ta yapıldı Ali Eşref UZUNDERE Kurşunlu mezrasından görüntüler Vicdan Kayır Dualarınız kabul, Ramazan ayınız mübarek olsun Yettı artık! 8-9’da .

Upload: bursapost

Post on 04-Apr-2016

238 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

BURSAPOST ONLINE

TRANSCRIPT

Page 1: Bursapost sayı 31

Yıl : 1 Sayı : 31 / 30 Haziran - 06 Temmuz 2014 Haftalık Yerel Gazete 5.00 ¨

10’da 15’de 11’de 12’deProf. Dr. Nihat SAPAN Suat SAPAN

Osman GÜRÇAY 2’de

Türkyılmaz’ın yaşadığı olaya çok sevindim!Siz bir sıra sandalye-masa ile uğraşırken, elbette ki sizden önce açılmasına göz yumulan işgallere “pansuman”yaparak adil olamazsınız.Bu olay Başkan’a saldıran işgalcilerin sıradan vatandaşlara neler yapabileceğini dü-şündürmesi bakımından çok önemlidir. Bunu iyi okumazsanız, çok vahim olayların taksiren sanığı olacaksınız.Bekleyeceğiz ve göreceğiz…

Bursaspor’dan‘İkinci Aerobiyoloji ve HavaKirliliği Sempozyumu’Zonguldak’ta yapıldı

Ali Eşref UZUNDERE

Kurşunlu mezrasındangörüntüler

Vicdan Kayır

Dualarınız kabul, Ramazanayınız mübarek olsun

Yettı artık!8-9’da

.

Page 2: Bursapost sayı 31

2 Temmuz / 1 Sayı : 31

Osman GÜRÇAY [email protected]

Arnavutköy Limanı batı kıyısında yaşanan “İşgalci-Başkan” atışmasında ilk servis edilen bilgilerin aksinedarp, vurma, kırma olmadığını, haddini aşan boyut-larda bir tartışma yaşandığını ve tehditlerin savrul-duğunu olayın canlı tanıklarından öğrendim.Başkanın tehdit olayında ilk tepkilerden sonra köşe-leri okuduğumda şaşırdım. “Demokrat, Halkçı Baş-kan’a uzanan eller kırılsın!” nidaları yükseliyordu.Darp, küfür, tehdit ve hatta makama saygısızlık aslaonaylayacağım bir şey değildir. Makam da diyaloğaaçık ve kollektif akıl ile hareket etmesini bilmelidir.Başkanların, törenlerde bulunmaktan, protokoluağırlamaktan, açılışlara katılmaktan, kutlamaların evsahipliğini yapmaktan rutin işlere vakti olmadığınıbiliyorum ama başkanlık bundan ibarettir diye deasla demiyorum.Başkan dediğin koyduğu hedefleri ile, vizyonu ile,göreve seçtiği adamları ile, demokrat söylemleri ile,demokratik görev ve yetki paylaşımı ile konuşur.Bütün kararlarında kamuoyu algısını önde tutar vealgı yönetiminin belki de Türkiye’deki en güzel ör-neğini Nilüfer’de Mustafa Bozbey uygulamaktadır.Bursa gibi muhafazakâr bir kentte rekor oylarla se-çilmesini tesadüflere ya da Nilüfer’in seçmen profi-line bağlamak cehalettir. Nilüfer sakini,düşünülenlerin aksine hiç de “sakin” değil, en zorseçmendir. Ak Parti’nin atladığı taraf da ‘bu’dur. Halböyle iken ve önünde Türkiye’nin konuştuğu “aynıtakımdan” bir örnek varken;“Ben en iyisini bilirim.”“Sen ne dersen de ben bildiğimi okurum.”“Sana bunları söylemeni kim söyledi.”“Mudanya’yı en çok ben seviyorum derseniz.”Bu lafların bazısı hamaset, bazısı megalomani, bazısıise tek adamlık öykünmesi tezahürleridir. Bendenizbunları söyleyerek hariçten gazelci değil, en az baş-kan kadar Mudanyalı olarak söylüyorum.

Başkan’ın doksan günüBen doksan günlük süre içerisinde Başkan HayriTürkyılmaz’ın bir üslup sorunu olduğuna inanıyo-rum. Bu düşüncelerimi de zaman içerisinde başka-nın en yakınları ile paylaştım. Adaylık BasınToplantısında, “Ben aday olarak konuşmuyorum,Belediye Başkanı olarak konuşuyorum” sözlerindekiözgüven doğrusu beni etkilemişti ama benim ak-lımda kalan “tek doğru” konuşma ve üslup buydu.Başkan icraatlarına makamındaki kapıyı kaldırarakbaşlamıştı. Bunu çok gereksiz, hatta anlamsız bulan-

lardanım. Yıldırım’da Edebali de aynı şeyi yaptı amaben eylemi popülist buluyorum. Bence her mekânınkişiye özel bir alanının olması gerekir. Ben başkanakimsenin duymasını istemediğim bir sırrımı söyle-yemeyecek miyim? Belki de bir çalışanını şikâyetedeceğim. Makam odaları mahrem yerler olmalıdırama tercihtir, katılmasam da saygı duydum. Kiralıkmakam aracını iade etmesini ne kadar doğru görü-yorsam, onunla mezarlık işçisine servis yapılmasınıve basına servis edilmesini müptezel görüyorum.Hakça dediğin düzen yaşlı bir insanı konu mankeniyaparak, hatta kullanarak lüks araç ile bir “seferlik”beylik yaptırmak mıdır?

Ölüm ve cenaze anonslarıBu olayı başkanın belediye anonsundan yaptığıseçim konuşmasında “Beni bu hoparlörden son kezdinliyorsunuz. Göreve geldiğimde bu anonslara vereklamlara son vereceğim” sözü üzerine anonslarınkapatıldığını öğrendim. Reklam, belediye duyurularıve ilanların ses kirliliği yarattığını düşünebilirizancak, “Burası turistik bir yer, ses kirliliği oluyor” di-yerek bir geleneği ortadan kaldıramazsınız. Bunu dabaşkanın adamı ile konuştum. Bana müftü ile görü-şüldüğünü, camilerde merkezi sistemden anons ya-pılacağını ve camilere led panolar koyarak halkaduyuracaklarını ifade etti ve ‘SMS de göndereceğiz’dedi. Sen önce altyapını kurarsın ve olayı başlatırsın,ardından da “Ey Halkım, ben böyle bir sistem kur-dum ve çalışıyor. Bundan böyle belediye anonslarıyapılmayacak” dersin.‘Ben kaldırdım, istim arkadan gelsin’ dersen, ‘Başkanezanları ne zaman Türkçe okutacak’ diye makarayaparlar. Elli yaşını devirmiş insanlara gönderilen‘SMS ölüm mesajları saçmalığı’ dışında hepsi man-tıklı ve doğru olabilir ama algı yönetmek ciddi biriştir.

Başkanlık makamı kavga değil diyalogyeridirBaşkan seçildiğinde daha çay ocağının yerini öğ-renmeden, BUDO iskelesini kaldıracağım dersen,BŞB’den ‘Benden izinsiz çivi de çakılmaz, çivi de sö-külmez’ cevabını alır oturursun. İlk demeçte ilk golüyemek için “her şeyi sadece ben bilirim” demek ye-terli oluyor.Mudanya halkı ve esnafı ile otuz yıl sonra verdikleriemanet için helalleşmek varken ilk günden Deve-kuşu Kabare’nin “Yasaklar”ını oynamak hangi aklınürünüdür? Önce bir ziyaret edersin ve kafandakileripaylaşırsın. Sana dert anlatmaya gelenlerle tartış-man, ileri geri konuşman ve hatta suçlaman nekadar yakışıklıdır?Hacı Arif Bey’i kıyasıya eleştiririm. BESOB’a siyasetsoktuğuna inanıyorum ve hatta Bursa gibi bir kentinBESOB’u için yetersiz olduğunu düşünüyorum amayine onu seçtilerse makama saygımı bozmam. Mu-danya’ya, yani size “konuk” olarak bir konuşma yap-maya geliyor. Kürsüyü Salı pazarına çeviriyorsunuz.Sen ev sahibisin, sabırla dinlersin ve ardından kendikonuşmanı yaparsın. Katılmadığın konuları başbaşakonuşarak çözüm yolları ararsın.Kordon Esnafı ile diyalog yerine “Bıraksam Ar-mutlu’ya kadar masa kurarlar” lafı sinyalciliktir veayıptır. Kimi kime şikâyet ediyorsun? Sokak arala-rında sandalye serbest, Güzelyalı kordonunda işgal-ler diz boyu, Mudanya kordonda yasak, bu hangikanunda yazıyor? Sandalye-masa ya yasaktır, ya de-ğildir. Bunun sana göresi, bana göresi olmaz.Bir komedi de çay bahçelerinde yaşanıyor. Denizesıfır masalar başkanlık marifetiyle kaldırılmış, yanioturduğunuz yer ile deniz arasında koridor oluşacakve siz gelen geçeni göreceksiniz.Yahu Başkan güneye ya da Ege’ye hiç mi inmedin?

Tek adam… Tek fikir... Tek temsil..Sen CHP’den Belediye Başkanı seçildin. Ama sadeceBelediye Başkanı seçildin. Mudanya’nın ve CHP’ninmülkünü üzerine yapmadılar. Ben kendi adıma Mu-danya’yı senden daha fazla seviyorum çünkü üstemaaş almıyorum. Mudanya sevdasına tek başınasahip çıkmak seni aşar.CHP’nin İl Başkanı veya İlçe Başkanlarının yeterliliği

konusundan ciddi kuşkularım var ama madem se-çilmişler, madem Genel Başkanı temsil ediyorlar…Sen Belediye dışında İlçe Başkanı ile papaz olursan,yeni geleni ben tayin ederim dersen, ardından daseçimde golü yersen özgül ağırlık falan kalmaz, tüygibi hafiflersin.Büyükşehir’e resmi ziyarete seninle birlikte seçilenBelediye Meclis üyeleri ile değil, kendi başına nedengidersin? Bunun yol arkadaşlarını incitebileceğininhesabını nasıl yapmazsın? Biz bir takımız demeyeneden korkarsın? Seçilmişleri, atadığının altındagörmeye başlarsan, olursa bir gün seçilmişlerin tep-kisine kızmayacaksın. Senin okumaya vaktin olma-yabilir ama sekreteryan bütün basını okumak vetepkileri sana bildirmek zorundadır. Ben okumadı-ğım gazeteye para vermem lafı da laf değil, on nu-mara gaftır. Böyle düşünüyorsan bile bütçe dar gibiyuvarlak laflar edersin olur biter.

O menfur olaya neden sevindim!Öncelikle, sosyal medyada ilk dillenen yumruk yada darp olayının olmadığına sevindim. Ardındanbaşkanın böyle bir sorunu şoförü, varsa koruması yada beraberindekiler ile yaşamasından büyük mutlu-luk duydum.

Neden mi?Anlatayım! BŞB’nin sahilde düşünülen projeler ile il-gili olarak Başkan Altepe’nin olduğu gün anlatılansorunları gözlemlemek için Mudanya’daydım. Al-tepe Başkanla selamlaştık. Ardından, yukarıda banaanlatılanları konuşmak üzere Bursa’dan da tanıştı-ğım Mehmet Kartal’ın yanına gittim. Anlattıklarımüzerinde sohbet ederken, bana Mudanya Beledi-yesi’nden bir mail geldi. Mail’in başlığı“Mudanya sa-hilleri yaza hazır” idi. İlk bakışta güzel bir mesajveren metnin içeriğinde büyük bir tehlike vardı.Mehmet Kartal, bana Mudanya ve Güzelyalı sahille-rinde türeyen çakma “BEACH”lerin kaldırılacağını,bunların kira sözleşmelerinin, ihalelerinin, kontratla-rının olmadığını ve bunların yasa dışı sahil işgali ol-duğunu söylediğinde ona ‘sizin basın metninizdeöyle yazmıyor’ dedim.Mudanya Belediyesi’nin basın metninin ilgili kısmıaynen aşağıdaki gibiydi. “Belediye başkanı Türkyılmaz Mudanya ilçemizde veGüzelyalı sahillerimizde bulunan bazı plajların bu-güne kadar bakımlarını ve temizliklerini yapan plajçalıştırıcıları plaja gelen vatandaşlardan kesinlikleücret talep etmeyecekler ve vatandaşlar isterlersehavlularını kumsala serip güneşlenecekler, bundanda kimse ücret istemeyecek. Ancak vatandaşlarınşezlong ve şemsiye talepleri olduğunda belirlenecekücreti alacaklar. Şezlonglar plajlarda toplu olarak birkenarda bulundurulacak.”‘Böyle metin olmaz, siz vatandaş ile işgalciyi karşıkarşıya getiriyorsunuz’ dediğimde, bana ‘Haklısınama böyle bir bildirimiz olamaz’ dedi. O andaodada bulundan genç bir belediye basın görevlisi“Efendim var, hatta az önce Facebook’ta da yayınla-dık” deyince Kartal’ın isyanının tanığıyım.

Başkan!Siz bir sıra sandalye masa ile uğraşırken, elbette kisizden önce açılmasına göz yumulan işgallere“pansuman” yaparak adil olamazsınız. İstediği bah-şişi alamadığı için tanımadığı gelin arabasını taşla-yan çocukların olduğu, yasal olmayan yerlerde parkparası isteyip vermedin mi lastik indiren değnekçile-rin bulunduğu toplumda işgalcinin temizleyerek,şemsiye ve şezlong ile çevirdiği alanda para alma-dan insan oturtacağına inanıyorsanız; ki basın bildi-risinde öyle yazmışsınız, çok safsınız demektir.Yapacağınız en iyi iş akıllı insanların düşüncelerinialarak icraat yapmanızdır.Bu nedenlerle Başkan’a yapılan bu saldırı çok hayırlıolmuştur.Bu olay Başkan’a saldıran işgalcilerin sıradan vatan-daşlara neler yapabileceğini düşündürmesi bakı-mından çok önemlidir. Bunu iyi okumazsanız, çokvahim olayların taksiren sanığı olacaksınız.Bekleyeceğiz ve göreceğiz…

Türkyılmaz’ın yaşadığı olaya çok sevindim!

Page 3: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 31 3

Herkesin ve her kesimin Cumhurbaşkanı kim olma-lıdır tartışmasına biz, kim olmamalıdır üzerine dü-şüncelerimiz ile katılmıştık.Tartışmayı ilkeler üzerinden yapmayıp kişiler üze-rinden yaparsanız, kiminki büyük ise onun Cumhur-başkanı olması kaçınılmaz sondur. Eski yasaya göreCumhurbaşkanı seçiminin sonucu başından belliydi.Parlamentoda büyük farkla en çok sandalyeye sahipolan Ak Parti grubu kimi isterse onu Çankaya’yagönderecekti. Son seçimde bunu nitelikli çoğunluk367 ucubesine rağmen görmüştük ve Çankaya,Gül’lenmişti.Ak Parti bence, Putin modeline benzer bir model ileaslında çok yetkileri olan ama Parlemento’dan aldığı

vizeyi sadece temsilde kullanan bir Cumhurbaş-kanı’ndan; halkın aslının seçtiği, yürütmeye yön ve-recek bir Cumhurbaşkanını seçmek için budüzenlemeyi yapmıştır.Bunu düşünürken, 30 Mart seçimlerinin ortaya koy-duğu tablo da olumlu değerlendirildiğinde, Cum-hurbaşkanı adayının Ak Partili ve dahi Recep TayyipErdoğan olması sonucu ortaya çıkıyordu.Sürecin başında muhalefet kanadı, aday çıkarmakyerine, Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olmaması ge-rektiği gibi anlamsız bir tutum sergiliyordu. Budurum da Tayyip Erdoğan’ın işine geliyordu. Bütünkonuşmalarında bunu ezberletiyordu. Herşey olmuşbitmiş, Çankaya’ya çıkılmış, ardından Ak Parti’ninyeni yönetimi üzerinde hesaplar yapılmaya başlan-mıştı.Bu durum bendeniz cahil kulunuz dahil toplumdayüzde doksan oranında tanınmayan Ekmelettin İsla-moğlu’nun adının ortaya atılması ile renk değiştirdi.Muhalefetin çatısıyla dalga geçenler bir anda‘Acaba?’ sorusunun muhatabının birinci tekil şahsıoluverdiler. Bu isime ilk ciddi tepki CHP’nin kendiiçinden geldi. Patronun açıkladığı ismi beğenme-yenler, isyan edenler, kılıçlarını çektiler. MHP dahabir genel başkanın iradesine karşı olmama öğretisialdığından alenen tepkiler çıkmadı.İlginç olan halkın “ilerici” kesimi ‘Bana kısaca Ekmelderler’ diyen adamı içine sindiremiyordu ama “mu-hafazakâr” kesim de Ekmel Bey’e saygılı bir endişeile bakıyordu.Bugün itibariyle CHP ve MHP içinden genel başkan-ları dahil kim aday olursa olsun, Tayyip Erdoğan’ınrakiplerini katlayarak seçileceği herkesin kabul ettiği

bir gerçek iken, bir anda öyle bir isim ortaya atıldı ki;yüzde beş tanınırlığı olan adam ilk yoklamadayüzde 35’in üzerine sıçradı. Türkiye bu halleri çokyaşadığından kimseye de anormal gelmedi. O kadargelmedi ki; Tayyip Erdoğan bile tırmandırdığı sürecidondurup, yeni bir strateji üretmek için soluklanmagereği duydu.Türk halkı, Cumhurbaşkanını seçecek ve bu yarış bi-linen ile bilinmeyen iki aday arasında geçecek. Bili-neni Tayyip Erdoğan olan yarışın, bilinmeyeni‘Bana Ekmel derler’ diyen kişidir.Sandıktan bilinen mi yoksa bilinmeyen mi çıkacakhep beraber göreceğiz…

Bilinen mi, bilinmeyen mi Cumbaba olacak?

Page 4: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 314

YEREL SÜRELİ YAYINYıl : 1 Sayı : 31 İMTİYAZ SAHİBİ

BURSAPOSTMedya,İletişim ve Görsel Sanatlar

HizmetleriGökçe Gürçay

Genel Yayın YönetmeniOsman Gürçay

Sorumlu Yazı İşleriMüdürü

Erhan Kural

Grafik Tasarım & ITCan Ginyol

Haber DirektörüCanan Ekinci Yılmaz

Grafik Tasarım &İstihbaratSercan Erol

Bursapost GazetesiAltıparmak Caddesi, Yahşibey Mahallesi 9. Kısa

sok. Çağın Apt. No: 3 Daire: 4 Osmangazi / BURSA

Tel: 0 224 223 21 25 Fax: 0 224 223 21 [email protected]

BURSAPOST, basın meslekilkelerine uymaya söz vermiştir.

Yeni Yüz MatbaacılıkReklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Sakarya Mah.

Sezen Sok. No:25/A Osmangazi / BURSATel: 0224 250 21 81

30 Haziran - 06 Temmuz 2014

BursaPost’ta yayınlanan köşeyazılarından yazarları sorumludur

Dağıtım : SEÇ Kurye

Gazetemiz resmi üyesidir.

Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi (BTM),‘Başımıza icat çıkarın’ sloganıyla hemçocukları bilimle buluşturuyor hem dedüzenlediği yaz kamplarıyla bilimle içiçe eğlenceli programlar sunuyor. Bu

yaz BTM’de 4-8 Ağustos tarihleri ara-sında ‘Doğa Bilimleri Yaz Kampı’, 19-23Ağustos tarihleri arasında ‘Robotik Elek-tronik Yaz Kampı’, 10-16 Ağustos tarih-leri arasında ‘TÜBİTAK Üstün Zekâlılar veYetenekliler Akademisi’ ve lise öğrenci-leri için de 26-31 Ağustos tarihleri ara-sında ‘Geleceğin MühendisleriAkademisi’ programları gerçekleştirile-cek. Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezimeraklıları, aynı zamanda 19 Tem-muz’da Uludağ’da düzenlenecek olan‘Bilimsel Geceleme’ programında dagökyüzünü mercek altına alacak. Yapıla-cak kamplarla ilgili bilgi veren BTMGenel Koordinatörü Rıfat Bakan,yaz kamplarında çocukları heye-canlı ve güzel bir serüvenin bekle-diğini söyledi. Geleceğin bilimadamlarının yetişeceği kamplarınTÜBİTAK ile ortaklaşa düzenlenenkamp haricindekilerin cüzi ücretiolacağını belirten Bakan, BTM’dekikamplara katılacak olan gençlerin,yoğun bir bilim eğitimi programın-dan faydalanacaklarını bilimselbilgi, yetenek ve tecrübelerini arttı-

racaklarına dikkat çekti.

BİLİMSEL GECELEME KAMPI İLE UNU-TULMAZ ANLARAilelerin de bilimsel geceleme kampıylaunutulmaz bir gece yaşayacağını söyle-yen Bakan, “Gece yarısı Uludağ’ın SarıAlan mevkiinde Türkiye’nin el yapımı enbüyük teleskopu ile yıldızlar, Satürn,Mars ve Venüs gözlenecek. Konusundauzman bilim adamları tüm soruları ce-vaplayacak. Gerçekten ‘hayatımda unu-tulmaz bir gece yaşayayım’ diyenherkesi bilimsel geceleme faaliyetimizebekliyoruz” dedi.

Bursa’da dolu ve bahar yağmurlarından 1 milyon840 bin ton tarım ürünü zarar gördü.Gecikmeli bahar yağmurları ve dolu yağışının Bursatarımına verdiği zararı anlatan Bursa Ziraat Odaları İlKoordinasyon Kurulu Başkanı Ali Çelik, “Kasım, Ara-lık, Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında mevsimselyağışlar olmadı. Mayıs ayında ise aşırı yağış ve sı-caklık farklarının olması, arkasından dolu yağmasıbölgemizin zirai mahsullerinde büyük zarara sebepolmuştur. Tarla bitkilerinde bölgemizde yoğunlukbuğday, arpa, şeker pancarı ve ayçiçeği olarak or-taya çıkmaktadır. Buğday ve arpa ekiminden sonrayağışların olmaması nedeniyle çimlenen köklerdeboğaz ve pas hastalıkları, mayıs ayında aşırı yağışlarsebebiyle yatmalar meydana geldiğinden yüzde40’ların üzerinde ürün kaybı olmuştur. Sebzelerdeyağış sebebiyle domates, kavun, karpuz ve sebzeekimleri yapılamamıştır. Yapılabilen yerlerde ise kökve mantar hastalıklarının başında da mildiyö hasta-lığı sebebiyle tarlalar yeniden sürülmüştür. Ekimi ya-pabilenler haziran ayı başında ekilmiş, ekilemeyensahalara silajlık mısır ekmiş, bezelye ve fasulye gibisebzeler dolu sebebiyle tamamen yok olmuştur”dedi.Aşırı yağışlar ve dolu sebebiyle armut, kiraz, şeftali,elma, çilek ve vişnede bölgenin yüzde 40 ile 75 ora-nında zarar gördüğünü ifade eden Çelik, “TARSİMüreticimizin problemlerine çözüm olmamıştır. Özel-

likle armut ve şeftali dolu nedeniyle yüzde 50’ninüzerinde hasar görmüştür. Dolu vuran armut ve şef-talinin sağlam kalanlarının pazara sürülebilmesi içinayıklanması gerekmekte ancak TARSİM ürün kaybı-nın tespit edilebilmesi için bu konuya yanaşmamak-tadır. Üretici bu ayıklamayı yapmadığı takdirdesağlam mahsul de yüzde 90 elden çıkmış olacaktır.Armutta dolu nedeniyle kırılan dallarda ateş yarığıhastalığı belirmiştir. Bu hastalıkla mücadele edilme-diği takdirde gelecek sene de verim alınamayacaktır.Ayrıca armut ağaçlarının kuruma tehlikesi vardır”şeklinde konuştu.

BURSADA 1 MİLYON 840 BİN TON ÜRÜN ZARARGÖRDÜZeytinde arazilerin aşırı yağış sebebiyle çamur ol-ması ve çiçekte döllenme olmadığı için etkin ziraimücadelenin yapılamadığını ifade eden Çelik, “Buğ-day 231 ton, arpa 25 bin ton, sebze, domates, be-zelye ve fasulye 1 milyon 230 bin ton armut 101 binton, kiraz 26 bin ton, şeftali 103 bin ton, çilek 28 binton ve zeytin 96 bin ton zarar görmüştür. Anlaşıla-cağı gibi bölgemizdeki çiçeklenme döneminde aşırıyağışlar meyve çiçek döllenmesine mani olmuş,sonraki dolu nedeniyle tonaj ve parasal değer olaraküreticimizi zor durumda bırakmıştır. Üreticilerimizinüretimini sürdürebilmesi için mevcut Ziraat Bankasıve Tarım Kredi Kooperatiflerine borçları 5 yıldan az

olmak kaydıyla ve faizleri silinerek ertelenmelidir.Hükümetimizin bölgemizi afet bölgesi ilan etmesi,bu konuda kanun çıkarılması uzun zaman alacağın-dan Bakanlar Kurulu kararı alıp mağduriyetimizinortadan kaldırılması gerekmektedir. Bir daha böylebir sorun yaşamadan hükumetimizin katkılarıylaüretimimizi sürdürebilmeyi amaçlamaktayız. Aksitakdirde üretici üretimden düşecek, üretici zarar et-tiği gibi ülke ekonomisi de zarar görecektir” açıkla-masını yaptı.

Bursa’nın daha sağlıklı ve yaşanı-labilir bir kent olması amacıyla budönem yenilenebilir enerji kay-naklara yönelen Büyükşehir Bele-diyesi, Çekirge Devlet Hastanesiyakınlarındaki D13 su deposununhidrolik su gücünden yararlanarakyıllık 6,5 milyon kilovat saat elek-trik enerjisi üretecek. BUSKİ GenelMüdürlüğü ile Türkiye Elektrome-kanik Sanayi Genel Müdürlüğü(TEMSAN) arasında imzala-nan anlaşma gereği, tesisin2015 yılı sonunda hizmetegirmesi hedefleniyor.

Yılda 1,5 milyon TL’lik tasarrufÇekirge Devlet Hastanesi ya-kınlarındaki D13 Deposu’nunyaklaşık 1200 kW’lık hidrolikgüce sahip olduğunu vurgu-layan BUSKİ Genel Müdürü

İsmail Hakkı Çetinavcı, tesisin yıl-lık yaklaşık 6.500.000 kWh enerjiüretme kapasitesine sahip olaca-ğını belirtti. Tesisten üretilecekenerjinin BUSKİ’ye bağlı birim-lerde kullanılacağını hatırlatanÇetinavcı, sadece bu tesisten eldeedilen enerji ile yılda 1,5 milyonTL’lik tasarruf sağlayacaklarını dasözlerine ekledi..

Geçen hafta tekrar faaliyete geçen yeniteleferik, Uludağ’ı ziyaret etmek isteyen-lerin yanı sıra bisikletseverlerin akınınauğruyor. Yeni teleferik, vatandaşların yanı sıra bi-siklet gruplarının da tercihi olu-yor. Hafta sonunu spor yaparakdeğerlendirmek isteyen gruplarsoluğu Teferrüç’te alıyor. Telefe-rikle Uludağ’a çıkan bisikletçiler,artık eski sıkıntılarının kalmadı-ğını belirterek belediyeye teşek-kür etti. Bisiklet için 10 TL ilaveücret alınırken, bisikletli gruplar,“Eski teleferik 40 kişi alıyordu, do-lunca diğer teleferiği yarım saatbeklemek zorunda kalıyorduk.Şimdi bir kabine bir kişi bisikle-tiyle binerek hiç beklemeden Sa-rıalan bölgesine kadar

çıkabiliyoruz” diyerek, memnuniyetlerinidile getirdiler.Teleferikle Çobankaya ve Bakacak’a çıkanbisikletçiler, yaklaşık 40 kilometre yol katederek Bursa’ya inmenin zevkini yaşıyor.

Dolu ve bahar yağmurlarının acı bilançosu

Bisikletçiler yeni teleferikten memnun

Bilimsel Yolculuk Yaz Kamplarıyla başlıyor

HES ile yılda 1,5 milyon TL’lik tasarruf

Page 5: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 31 5

Bursa’da Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden KültürA.Ş. tarafından organize edilen Temaşa-i Ramazanprogramında ünlü sanatçılar Bursa’ya geliyorRamazan ayında vereceği konserler için Türkiye´yegelen Lübnan kökenli İsveçli Müslüman şarkıcı, sözyazarı ve müzik yapımcısı olan Maher Zain, albüm-lerindeki Türkçe, Arapça ve İngilizce şarkılarını Bur-sa’da seslendirecek. Türk asıllı müzisyen MesutKurtiş sufi müziğin en güzel örnekleriyle Bursa’daolacak. Mustafa Ceceli, Nev, Uğur Işılak, Ayna, SinanÖzen, Murat Göğebakan, Şükriye Tutkun, OrhanÖlmez, Fatih Kısaparmak, Orhan Hakalmaz, HüsnüŞenlendirici, Mithat Körler ve Özgür Eren gibi Türki-ye’nin severek dinlediği sanatçılar bir ay boyuncaBursalılarla buluşacak.Uğur Aslan’dan şiirler dinleyeceğiz. İlahi ve ezgilerinvazgeçilmez isimleri Sedat Uçan, Grup Dergâh,Ubeydullah Sezikli Bursa’da olacak. Hoş sohbetiyleekranların sevilen yüzü İkbal Gürpınar, Yavuz Baha-dıroğlu ve Erkan Şamcı gibi konuklarıyla çarşambaakşamları sevenleriyle birlikte olacak.Yerel tasavvuf müziği sanatçılarından Sinan Topçu,Veysel Bilen ve Mesut Yavaş’ın tasavvuf müziğininen güzel örneklerini sunacak. Aynı zamanda Rama-zan ayı boyunca gazeller, kasideler, naatlar ve ilahi-lerin seslendirileceği, sema töreni eşliğindeicralarının yapılacağı konserlerin de sahnelenecek.Kadir Gecesi özel programında da Kuran-ı Kerim ti-

laveti ve tasavvuf müziğinin nadide örneklerindenhazırlanmış repertuarın yanı sıra hanendeler ve sa-zendeler eşliğinde meydan zikri ve semazenler eşli-ğinde mevlevi ayininin gerçekleştirilecek.Her perşembe değerli hafızlardan Kuran-ı Kerim zi-yafetinin yaşanacağı programda ayrıca Yunus Balcı-oğlu ile Ramazan Sohbetleri’nde Mustafa Akgül,Mim Kemal Öke ve Ali Rıza Demircan konuk olacak.Her cuma ‘Ramazanda Sağlık’ programlarıyla konu-sunda uzman doktorlar halkı aydınlatacak, Prof. Dr.Ahmet Maranki sağlıklı yaşam ve şifalı bitkiler konu-sunda bir program gerçekleştirecek.Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestrası, Devlet KlasikTürk Müziği Korosu ve Bursa İl Müftülüğü Türk Ta-savvuf Musikisi koroları da konserleriyle Ramazanayında sanatseverlerle buluşacak.

Goncagül, İstanbul’dan Bursa’ya geldiİstanbul’daki Ramazan programının usta ismi Hüse-yin Goncagül bu yıl Bursa’da Temaşa-i Ramazansahnesinde olacak. Goncagül, neşeli sunumları,farklı tiplemeleri, birbirinden eğlenceli yarışmaları,fıkra ve hikâyeleri şaşırtıcı gösterileriyle 7’den 77’yeherkese renkli bir ay yaşatacak. Aynı zamanda ortaoyunu, meddah, sihirbaz gösterileri de vatandaşlaraeğlenceli anlar yaşatacak. Osmangazi, Yıldırım veNilüfer haricindeki 14 ilçede de Büyükşehir Beledi-yesi’nin Temaşa-i Ramazan etkinlikleri kapsamındakonserler, Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun

gösterileri ve çeşitli programlar gerçekleştirilecek.

Aşevlerinde 6 bin kişiye iftarEmirsultan Meydanı ile Fevzi Çakmak katlı otoparkı-nın yanı sıra diğer ilçelerde de aşevleri kurulacak.Her gün toplam 6 bin kişiye günlük yemek hizmetiverilecek. Öte yandan bu yıl yaklaşık 30 bin aileyede erzak yardımı yapılacak.Temaşa-i Ramazan 2014 programına www.bursa-kultur.com adresinden ulaşılabilir.

Nilüfer Belediyesi Ramazan Ayı etkinlikleri içinhazırlıklara başladı. Bu yıl etkinliklerde stantaçacak ve sahne alacak hemşeri dernekleriAnadolu Arastası’nda çekilen kura ile belirlendi.Kura çekimine 45 hemşeri derneğinin başkan-ları katıldı.Geçtiğimiz yıl Ataevler Mahallesi’nde AnadoluArastası projesinde yer alan derneklerle birliktekurduğu Ramazan Sokağında stantlar hazırla-yan, çeşitli gösteri ve eğlenceler düzenleyenNilüfer Belediyesi bu yılki Ramazan Ayı etkinlik-lerinin adresini belirledi. İzmir Yolu, NilüferMetro İstasyonu Beşevler Mahallesi çıkışındaoluşturulacak Ramazan Sokağı’nda, Nilüfer Be-lediyesi Anadolu Arastası’nda yer alan dernek-lerden 45’i yöresel stantlarını kuracak, 22dernek ise sahne programında gösteri sunacak. Derneklerin yanı sıra Ramazan Sokağı’nda Ka-ragöz-Hacivat, ateşbaz, ateşdansı, jonglör, si-hirbaz, meddah, sema programı ile ZekaiTunca, Mercan Dede, Sami Savni Özer, AhmetÖzhan, Mehmet Esen ve Kubilay Tunçer birbi-rinden keyifli konser ve gösterilerle Ramazangecelerine renk katacak.Ramazan etkinlikleri kapsamında ayrıca geziciprogram da hazırlandı. Arzu Yanardağ, UmutOğuz, Hilmi Erdem, Müfit Kayacan, Sezer Soy-kök ve Ferda Çakırel’den oluşan Ritüel SanatYapım’a bağlı İyifikir Tiyatro ekibi “Kanlı Nigar”oyununu Nilüfer’in farklı mahallelerinde kuru-lacak olan sahnelerde Nilüferliler’in beğenisinesunacak.

Osmangazi Belediyesi, her yılgerçekleştirdiği Ramazaneğlenceleri ile ilgili hazırlıklarınıtamamladı. Bu yıl düzenleneceketkinliklerde genç, yaşlı,çoluk çocuk herkesimden vatandaşınkeyifli bir Ramazanakşamı geçirmesihedeflenirken, özellikleçocuklarıunutamayacakları bireğlence programıbekliyor.Ramazan ayı boyunca,aş evlerinde yaklaşık 75bin kişiye dağıtılacakiftar yemeğinin yanısıra, Ramazan ayıboyunca Elmasbahçeler Aşevi,Eskici Mehmed Dede Aşevi veSakarya Mahallesi Kimsesizlerevinde her gün yaklaşık 2 bin500 kişiye iftar yemeği

dağıtılacak. Ayrıcagerçekleştirilecek etkinliklerleilçenin dört bir yanında şenlikhavası esecek. 30 Haziran

Pazartesi akşamı iftar yemeğininardından başlayacak olanRamazan Eğlence Programıboyunca, Pazar ve Perşembegünleri hariç hafta için her gün

etkinlikler düzenlenecek.Ramazan eğlencelerikapsamında Fasıl programı,Karagöz-Hacivat orta oyunu,

çocuklarla oynanacakçeşitli yarışmalar, düetve orta oyunu,leblebici şov veillizyon gösterilerigerçekleştirilecek. Gösteriler; Hamitler,Gündoğdu,Yenikaraman,Mehmetakif,ZaferPlaza, Kocanaip,Hüdavendigar,Yunuseli, Zafer,Hamitler, İsmetiye,

Başaran, Akpınar,Ovaakça, Çekirge, Selamet vePınarbaşı mahallelerinde saat21:45’te başlayacak ve 2 saat 15dakika sürecek.

Bu yıl Kaplıkaya Cazibe Merkezi,Emirsultan Meydanı, BayrakAlanı ve her akşam çeşitli ma-hallelerde gerçekleşecek olanRamazan eğlencelerinde Yıldı-rımlılar, hem eski ramazanları

yaşayacak hem de bol bol eğle-necek. Yıldırım Belediyesi tarafındandüzenlenen etkinliklerde temaşakumpanyası, tasavvuf konseri ileçeşitli eğlenceler yapılacak. 30

gün boyunca 4 ayrı noktada dü-zenlenecek etkinliklere tüm Yıl-dırımlılar’ı davet eden BelediyeBaşkanı İsmail Hakkı Edebali,Ramazan şenlikleri için doludolu programların hazırlandığınısöyledi. Sosyal belediyecilik an-layışı gereği 11 ayın sultanı Ra-mazan Ayı’nda da Yıldırım’dakiihtiyaç sahibi vatandaşlarınınyanında olacak olan Yıldırım Be-lediyesi, 30 gün boyunca top-lam 2500 kişiye sıcak aş ile 15bin kişiye de erzak dağıtımındabulunacak. Otosansit ile BayrakAlanı’nda kurulacak iftar çadı-rında bin kişiye sıcak aş dağıtımıgerçekleştirecek belediye, Ra-mazan Bayramı öncesinde de 4bin ihtiyaç sahibi çocuğa bay-ramlık kıyafet hediye edecek.

Büyükşehir’de Ramazan

Nilüfer’de Ramazan Yıldırım’da Ramazan

Osmangazi’de Ramazan

Page 6: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 316

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Cumalıkızık, HanlarBölgesi ve Sultan Külliyelerinin UNESCO dünya mi-rası Listesi’ne alınması için verdiği mücadeleolumlu sonuçlandı ve Bursa artık Dünya Mirası Lis-tesi’ne girdi. Katar´ın başkenti Doha´da yapılan 38.Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda Türkiye’denİzmir Bergama ve Bursa’nın Cumalıkızık, hanlarbölgesi ve Sultan Külliyeleri ile listede yer almasınakarar verildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Al-tepe, Tarihi ve Kültürel Mirasın ayağa kaldırılmasıyönünde verdikleri mücadelenin UNESCO tarafın-dan da tescillenmiş olduğunu belirterek, Bursa’nıntarih ve kültür turizminden hak ettiği payı almasıiçin önemli bir fırsat doğduğunu söyledi.Cumalıkızık Erken Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerle-şimleri’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmaamacıyla 2000 yılında başlatılan çalışmalardasomut bir gelişme yaşanmayınca konuyu Büyükşe-hir Belediyesi ele aldı. Cumalıkızık’ın yanı sıra TarihÇarşı ve Hanlar Bölgesi ile Sultan Külliyelerini deadaylık kapsamına alan Büyükşehir Belediyesi,2009 yılında çalışmalara yeniden başladı.

Titiz çalışma dönemiSöz konusu alanlarda yetki ve sorumluluk sahibikurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütlerini, mes-

lek odalarını, hak sahiplerini, uzmanları, alanlarınyönetilmesi ile ilgili hedef ve stratejileri belirleme,ortak kararlar alma ve uygulamalar yapmak üzereProf.Dr. Neslihan Dostoğlu Başkanlığı’nda “BursaAlan Başkanlığı” kuruldu. 26 kişilik Danışma Kuruluile 9 kişilik Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu’nu oluş-turan Alan Başkanlığı, gerek hak sahipleri gereksealan üzerinde etkili kurum, kuruluş ve sivil toplumörgütlerinin temsilcileriyle bugüne kadar önemliçalışmalar yaptı. Büyük bir titizlikle hazırlanan Bur-sa’nın adaylık dosyası Eylül ayında Kültür ve TurizmBakanlığı’na, oradan da UNESCO’ya iletildi. Geçtiği-miz aylarda UNESCO’dan gelen heyet, Bursa dos-yasında yer alan tüm bölgelerde incelemelerdebulunup, hazırladıkları raporu UNESCO merkezinesundu.

Bursa artık dünya mirasıKatar’ın başkenti Doha’da Katar Ulusal Kongre Mer-kezinde yapılan “38. Dünya Miras Komitesi Toplan-tısı”nda, Türkiye’den Bursa ve İzmir Bergamadosyaları ele alındı. Bursa’da 14 yıl önce başlayanDünya Mirası Listesi’ne girme hayali, Komite’nin ka-rarıyla gerçek oldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi ko-ordinasyonunda her aşaması titizlikle yürütülençalışmalarla hazırlanan Tarihi Çarşı ve Hanlar Böl-gesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık’ın UNESCODünya Mirası Listesi’ne alınmasına karar verildi.UNESCO´nun 1972 yılında kabul ettiği ve 186 ülke-nin taraf olduğu “Doğal ve Kültürel Mirasın Korun-ması Sözleşmesi”nce Türkiye´den Dünya MirasıListesi´ne bugüne kadar İstanbul´un Tarihi Alanları,Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Hattuşaş, NemrutDağı, Xanthos-Letoon, Safranbolu şehri, Truva AntikKenti, Edirne Selimiye Cami ve Külliyesi, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya,Pamukkale Hierapolis ve Çatalhöyük Neolitik Kentigirmişti. Türkiye’den 11 bölgenin yer aldığı listeyebu tarihi kararla Bursa da eklenmiş oldu.

Keşfedilmeyi bekleyen cennetUNESCO’nun kararını değerlendiren BüyükşehirBelediye Başkanı Recep Altepe, Bursa’nın dünya ça-pında keşfedilmeyi bekleyen cennet bir köşe oldu-ğunu söyledi. Bursa’nın öncelikle turizm alanındagelişmesi amacıyla bu değerleri en iyi şekilde tanıt-makta kararlı olduklarını dile getiren Başkan Altepe,“UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne bu nedenlebüyük önem verdik. Dünya’da 936 yerin bulunduğulistede Türkiye’den sadece 11 yer vardı. Bursa olarakbu listeye girerek, değerlerimizi dünyaya tanıtmakve turizmle gündemde olmak istiyorduk. Bu ko-nuda gerekli çalışmalarımızı göreve gelir gelmezbaşlattık ve önemli bir mesafe kat ettik Alan Baş-kanlığı görevine getirdiğimiz konunun uzmanı olanhocamız Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu ve ekibi de öz-veriyle çalıştı. 2000 yılında başlayan ama sonuç alı-namayan çalışmalarda mutlu sona ulaştığımız içinemeği geçen herkesi kutluyorum. Bu kararla Bursaartık dünyanın tanıdığı bir yer olacak. Böylelikleözellikle tarih ve kültür turizminden daha fazla payalacağımıza inanıyorum” diye konuştu.

Mimarlar Odası Bursa Şubesi tarafındanBabalar Günü etkinlikleri kapsamındauçurtma şenliği düzenlendi.İzole Kiremit sponsorluğunda GölyazıZambaktepe’de gerçekleştirilen etkinliğeMimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı CanŞimşek, İzole Kiremit A.Ş. Güney MarmaraBölge sorumlusu Mustafa Kalkan, Mimar-lar Odası Bursa Şubesi Üyeleri, MimarlarOdası Bursa Şubesi Sosyal Etkinlikler Ko-mitesi, Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fa-kültesi öğrencileri ve davetli ailelerikatıldı.

ÇOCUKLAR GÖNÜLLERİNCE EĞLENDİ...Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı CanŞimşek, “Mimarlar Odası Bursa ŞubesiSosyal Etkinlikler Komitemiz, ‘BabalarGünü’ olması nedeniyle babalar ve mes-lektaşlarımızın aileleriyle şenlik orta-mında eğlenmesini sağlayacak biretkinlik planladı. Amacımız, güzel ve eğ-lenceli bir ortamda, üyelerimizin gerekkişisel bağlarının kuvvetlenmesi, gerekseson dönemde daha bir yoğun yaşananyorucu iş hayatından bir an olsun uzak-laşması. Bu programa katılan tüm üyelereve ailelerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum”dedi.

Mimar babalar gökyüzünüuçurtmalarla donattı

UNESCO Bursa’ya Osmanlı Kenti dedi

Nilüfer Kent Meydanı’nınönemli bir tamamlayıcısı olanve Bursa’da çarşı kültürünügelecek nesillere aktaracakNilüfer Agora Kapalı PazarAlanı’nın açılışı düzenlenengörkemli bir törenle yapıldı. Açılışta yaptığı konuşmadaAgora’da Türk geleneğindeönemli bir yere sahip olançarşı ve esnaf-müşteri kültü-rünü yaşatmak ve geleceğetaşımak istediklerini ifadeeden Bozbey, “AVM kültürü-nün ağır bastığı günümüzde,bizler eski günlerdeki bakkalamcaların, mahalle manavı-nın, kasabının halkla olanyakın ve samimi ilişkisini öz-

ledik. AVM’lerde insanlar ara-sında sıcak ilişki yok. BizAVM’lere karşı Agora diyoruz.Burada karşılıklı alışverişintadı çıkarılacak. Biz istiyoruzki esnaf ve halkın arasındaeski günlerde olduğu gibisıcak bağlar kurulsun, güve-nilir ve samimi ilişkiler yaşan-sın.”

Linet coşturduAçılışın ardından sevilen sa-natçı Linet sahne aldı. Söyle-diği şarkılarla izleyenlericoşturan Linet, seslendirdiğislow parçalarla da romantikanlar yaşattı.

“AVM’lere karşı Agora”

Page 7: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 31 7

Çağdaş Eğitim Kooperatifi (ÇEK), ku-rumlarında görev alan yönetici, öğ-retmen ve çalışanlarına kooperatifçilikkonusunda eğitim verdi. Seminerinaçılış konuşmasını ÇEK Yönetim Ku-rulu Başkanı Ali Arabacı yaptı. Ara-bacı, ülkemizdeki eğitim sorunlarınadeğindi. PISA (Uluslararası ÖğrenciDeğerlendirme Programı) sonuçlarınagöre ülkemizin sıralamada sonlardayer aldığını, bu durumun üzüntü ver-diğini belirtti. Başkanın konuşmasınınardından seminere geçildi.“Girişimci Kooperatifçilik ve StratejikPlanlama” başlıklı seminer, AlmanKooperatifleri Konfederasyonu Tür-kiye Temsilciliği Eğitim Ekibi (DGRV)tarafından verildi. Seminerin ilk oturu-munda Prof.Dr. Selahattin Kumlu sözaldı. “Girişimci Kooperatifçiliğin Esas-ları; Türkiye’de ve Dünyada Koopera-

tifçilik” konusunu işledi.Kooperatifin tanımı, ilke-leri ve değerlerini anla-tan Kumlu, dünyadakooperatifçiliğin güçlüolduğu ülkelerden ör-nekler verdi. Soru-yanıtbiçiminde geçen bu bö-lümde kooperatif ortağıolmanın öneminden vegerekliliğinden söz etti.Oturumun ikinci bölü-münde “Kooperatif-lerin İşleyişi,

Kurulların görev ve sorumlu-lukları, Ortakların Hakları veGörevleri” konusu işlendi. Prof.Dr. Selahattin Kumlu’nun su-numu, yoğun ilgi gördü. İzleyi-cilerin de katıldığı bu bölümdeortakların hakları ve görevlerikonusunda ilgi çekici görüş veöneriler sunuldu.Öğle yemeğinin ardından se-minerin üçüncü oturumunageçildi. “Stratejik PlanlamanınTanımı, Önemi ve Gerekliliği”konusunu Alman KooperatifleriKonfederasyonu Türkiye Tem-silciliği Eğitim Ekibi(DGRV) stra-teji uzmanı Ufuk Peker anlattı.Kurumların geleceğe ilişkin he-deflerinin, misyon ve vizyonu-nun, kurumu bekleyenrisklerin, tehditlerin öngörülme-

sini, planlanmasının önemini vurgu-ladı. Karşılıklı konuşma ve değerlen-dirme ve bir söyleşi ortamında geçenbu bölümde Peker önemli saptama-larda bulundu. Bir kurumun sürdürü-lebilirliği, içinde bulunduğu ortam vekoşulların doğru algılanmasına bağlıolduğunu belirtti. Her kurumun birSTRATEJİ PLANI’nın olmasının gerek-liğini ve önemini anlattı.Seminerin son bölümünde stratejistUfuk Peker, “Stratejik Planlamanın

Aşamaları”nı anlattı. Kurumların pay-daşlarıyla “Ortak Akıl” toplantıları yap-manın önemine değindi. Paydaşlarınkurum için düşüncelerinin, görüş veönerilerinin kuruma yol gösterici ola-cağını belirtti ve konulacak hedeflerinölçülebilir olmasının altını çizdi.

Yeni Büyükşehir yasası ile BŞB’nin Ni-lüfer ilçesinin bir mahallesi olan Bur-sa’nın batısındaki İnegazi’nin arsalarısanayiye tahsis edildi. İnegazi Mahal-lesi nerede diyenler olabilir. İnegaziMahallesi cehennemin dibinde değil,Bursa’nın burnunun dibinde. Çalı or-manlarının ardında ve yeni keşfedilencennet olarak bilinen Atlas Köy’ünyanıbaşındaki komşudur. Şimdi bucennet, Bursa kamuoyunca çok iyibilinen ÇED’in Bursalı siyasi iş takipçi-leri tarafından cehennemin dibinedönüştürülmek istenmektedir. Bursa Çimento Fabrikası’nda son dö-nemde yaşananlar kapasite artırıl-ması konusunu ve hatta mümkünsetesisin kaldırılmasını gündeme taşır-ken, kömüre ve toprağa dayalı tame-

men kirliliğe çanak tutan bir tesisinİnegazi’ye yapılmasının önünün açıl-ması ne yaman çelişkidir.Orada yaşayan toprak emanetçileri-nin torunlarına bırakacağı cehennemiçin suskun kalmasının karşılığı eğerbir avuç rant ise, parsellerin büyü-ğünü toplayanlar zaten işi bitirdiğin-den, onlar bir parça tarla sat, birdüğün yap hesabı ile torunlarını sağ-lıksız bir tesisin asgari ücretli çalışanıolmaya mahkum edeceklerdir.Biz Bursa yaşayanlarına düşen rantise beton ve kömür kokulu tozları ci-ğerlemize çekmektir. Son tahlilde as-kıya çıkan bu planlar itiraz edilmeyipgerçek olursa, bize her türlü melane-tin yakıştığını düşüneceğim.

Yaşasın(!), İnegazi cehennem oluyor!

ÇEK çalışanlarına kooperatif eğitimi

Bursa Büyükşehir Belediyesi şir-ketlerinden BESAŞ, her yıl ol-duğu gibi bu Ramazan ayında dapide üretimine başladı. Ramazanayı boyunca BESAŞ bayileri ara-cığıyla vatandaşlara ulaştırılacak450 gramlık Ramazan Pidesi 1.25TL’den satılacak.Geçtiğimiz yıl günlük 18 bin olanramazan pidesi üretim kapasi-tesi, yapılan iyileştirme çalışma-larının ardından bu yıl günlük 20

bine çıkarıldı. Fiyat politikasıylaher zaman vatandaşın yanındayer alan Türkiye’nin üçüncü,Bursa’nın ise en büyük fabrikasıBESAŞ, 450 gramlık Ramazan pi-desini 1.25 TL’den satışa sunu-yor. Vatandaşlar, Ramazan ayınınilk günü olan Cumartesi günükent genelindeki 450’ye yakınsatış noktasından Ramazan pi-delerini alabilecek.

Ramazan pideleriBESAŞ’tan

Page 8: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 318

Canan Ekinci YILMAZ [email protected]

En güzel gün kâbusa dönüşürse...Pazar günü girdikleri LYS sınavının ardından stresatmak için kiraladıkları arabayla geziye çıkan ve yü-reğimize ateş düşüren o kaza maalesef ki ne ilk, nede son olacak...Bu sistem içinde hayır diyemediğimiz her talep kar-şımıza böyle acı faturalar çıkartacak.İhtimal ki güle oynaya gidiyorlardı gençler arabada.Müzik yüksek perdeden, belki biraz da gaza basıyor-lardı. Bir bariyer ya da bir uyarı levhası olsa uçmaz-lardı belki aşağıya. Ya da o hızla girdikleri virajdançıkamayacaklar ve bariyerleri aşacaklardı yine de.Belki ne olduğunu dahi anlamadılar. Uçurumdandüşercesine karanlığın boşluğuna düştüler. Düştük-leri o sitenin bahçesinde son buldu tüm hayalleri. Dünyaya gelişleri, bebeklikleri, ilk gençlikleri ve bu-güne kadar ilmek ilmek dokunarak gelen kısacıkömürleri acı birer anı haline geldi. Gözyaşları ve çaresiz haykırışlar arasında verildilertoprağa. Keşkeler, acabalar, pişmanlıklar bıraktılar ar-kalarında.Gitme deseydim. Olmaz deseydim. Ben götürsey-dim....Ah, dinlemezler ki....Koskoca LYS’yi atlatmışlar. Gezmek, eğlenmek endoğal hakları. Öyle değil mi?Kazada yaşamını yitiren Özel Tan Anadolu Lise-si’nde bu yıl 12’inci sınıfa geçen 18 yaşındaki İdilBayar LYS sınavına giren kuzeni Aytuğ Bayar ile,yine kazada yaşamını yitiren 18 yaşındaki BeyzaVarol da 17 yaşındaki kardeşi Beril Varol ile birlik-teydi arabada. Aytuğ Bayar ve Beril Varol ile birliktekazada ağır yaralanan Berfu Çakır (20), Basri Yılmaz(17) ve Tolga Şahin ile birlikte yedi kişiydiler... Nekadar mutluydular kimbilir...Sonra olan oldu....Kazadan yaralı kurtulanlar ömürlerince unutamaya-cakları hem bedensel hem de ruhsal izlerle yaşaya-caklar artık. Gençliklerinin kâbusa dönüşen bu ‘en güzel günden’sonra hayatları asla eskisi gibi olmayacak.

Bir acı haber de İznik’tenMezuniyetler ardı ardına devam ederken kazalar damezuniyetlerle at başı gidiyor. Bu kez de İznik Ana-dolu Lisesi’nin mezuniyet balosundan dönen liseöğrencileri arabayla kaza yaptı. Kazada, 17 yaşındakiHamit Dönmez yapılan tüm müdahalelere rağmenhayatını yitirdi. Aşırı hızla yoldan çıkarak zeytinliğesavrulan, önce bir zeytin ağacına oradan da yol bo-yundaki bir direğe çarpan araçtaki 4 öğrenci de ya-ralandı.

Evlatlarının eve dönmesini beklerken acı haberi alanailelerin halini varın siz tasavvur edin…

Çocuklarımızı ağlatmamak için her şey...Hepimiz çocuklarımızı kıramadık. Arzularına ayakdiredik, direndik, lakin onları diğerlerinden ayırama-dık. 90’lı yıllarda liseyi bitiren oğlumun ‘bitirmelerin kla-siği Mudanya Yıldıztepe ziyareti’, tarafımdan kirala-narak oğlumun ve arkadaşlarının emrine verilen birarabayla yapıldı. Yaptığım yanlıştı. Bu pazar yaşananvakanın benzeri o gün yaşanabilirdi ve bu ateşbenim evime düşebilirdi.O gün sadece şans eseri kazasız belasız nihayet-lendi...Fakat hayat şansa bırakılacak kadar basit değildi.Bazı kararların bedeli acımasızca ödenebilirdi...

Her şey çocuklar gülsün diye...Daha 1 ay önce eski Fenerbahçe Kulübü Başkanı AliŞen’in henüz 17 yaşındaki torunu Alp Ali Şen, Şileİmrendere köyünde kendi kullandığı UTV aracı ilekarşıdan gelen bir kamyonla çarpıştı. O kazada AlpAli Şen tüm ailesini yasa boğarak olay yerinde vefatetti. Arkada çaresizlik içinde birbirine sarılarak tesellibulmaya çalışan anne-baba, adını kendisinden al-dığı dede, tüm aile efradı ve sevenleri ile pek çok anıbıraktı. Çocuk mutlu olsun diye eline verilen bir oyuncakonun azraili olmuştu.

Hayata Ferrarisiyle veda etti...10 Aralık 2012 gecesi olayın oluşundan tahminiyarım saat sonra olay yerinden geçtiğim ve itfaiye-nin söndürdüğü metal yığınını şaşkınlıkla izlediğim,daha sonra yol boyunda durmuş araçlardan çıkaninsanların feryat figan konuşmalarından olayın ve-hametini fark ettiğim o acı kaza.Ferarrisiyle Mudanya’dan Bursa istikametine git-mekte olan 29 yaşındaki Şükrü Mancu İDO İskele-sine ayrılan yolun üzerinden geçen köprüdedireksiyon hakimiyetini kaybetmiş ve taklalar atarak

yaklaşık 6 metrelik yüksekten alt geçitteki yolunüzerine düşmüştü. Araçtan fırlayan genç kendi ara-cının altında kalmış, araç da alev almıştı. Bir vatan-daşın kamerası tarafından saniye saniye kaydedilengörüntüler yürek kaldıracak gibi değildi. Alev topunadönen araç köpük sıkılarak söndürülmüş, ardındanaracının altından Mancu’nun cansız bedeni çıkartıl-mıştı. Hız tutkunu olan Mancu ölümünden üç gün önceTwitter’da bir arkadaşına ‘’0-320’de sıkıntı yok da340’a doğru bir titreme oluyor direksiyonda, sen bi-lirsin. Neden sebep oluyor bu’’ yazmıştı.Ah be çocuk! Araban iyi güzel de, yollar yarış pistideğil ki...Üstelik bu memlekette Renç Koçibey bile trafik ka-zasında yaşamını yitirmişken...

Kontrolsüz güç, güç değil...Hız demişken, Koçibey demişken 29 Aralık 2013’dekayak yaparken kafasını kayaya çarpan ve o gündenberi hayata tutunma mücadelesi veren F1’in yaşa-yan efsanesi Michael Schumacher’i atlamayalım. Oki pist dışında bir UNESCO elçisi ve sürücü güvenliğiiçin sözcülük yapmakta idi. Hayat onu yine hızlı birsürüş ile test etti. Rallilerdeki usta sürücülüğüne vedikkat ettiği sürücü güvenliğine nazire yapar gibigeldi onu dağ başında buldu. Kader mi denir buna,yoksa kontrolsüz gücün yarattığı felaket mi, bileme-dim...

Ah Zeki Müren...Bilenler bilir, Zeki Müren radyo programına ‘Gözü-nüz yolda, kulağınız bende olsun’ diyerek başlardı.Bir de şimdi görse. Gözler yolda ama görmüyor,çünkü akıl hep telefonda. En ufak bir bildirim se-sinde o telefona bakılacak, arayan her kim olursaolsun cevaplanacak, araç, telefonda sohbet edileedile kullanılacak.Dikkat sıfır, refleks sıfır, direksiyon sıfır...Ve çok zaman kaçınılmaz son...

Olayı ilk duyduğumda kendi evladımmışcasına yandım her birine.Hepsi birbirinden genç, hepsi birbirinden kıymetli, hepsi ailelerinin gözbebeği, hepsi ülkenin ihtiyacı olan eğitimli ve pırıl pırıl gençler...Biten okullarının ardından onlar için yepyeni bir hayat olan üniversite hayatına adım atacaklar, büyüyüp olgunlaşacaklar, konularındauzmanlaşacaklar, kendi ayaklarının üzerinde durup vatana millete faydalı insanlar olacaklar... Dı...OLMADI....

Keşke ağlasaydın da gitmeseydin be çocuk!

Page 9: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 31 9Çocuktan şoför olmaz...Araç sürücüsü anne-babalara da iki lâfımız olsun.Özellikle de erkek sürücülerin kucaklarına oturttuk-ları çocuklarıyla yaptıkları eğlenceli(!) sürüşlere şahitoluruz yollarda. Güvenli bir yerde dahi olsa çocukiçin direksiyon sevdasını ziyadesiyle erken başlatanbu davranış akan trafiğin ortasında umursamazcasergileniyor. Şaşkınlıktan küçük dilinizi yutacağınızbu görüntüye karşınızdakini uyarmanın kifayetsizliğive korkusu ekleniyor. Biliyorsunuz ki ‘Çocuk benimdeğil mi, sanane!’ bakışıyla, hatta sözleriyle karşılaş-manız kuvvetle muhtemel. Babasının kucağında oturan çocuk babanın araçkullanmasını zorlaştırıyor, ondan sonra olabilecek-leri akıl hafsala almıyor.Ön koltukta özel koltuklarıyla dahi oturması sakın-calı çocuklar, kemersiz, annesinin kolları arasında yada ayakta dikilerek yapıyorlar yolculuklarını. En ufakbir çarpışmada araç içinde darbe alabilir ya da araç-tan fırlayabilirler.Ondan sonra dövünsen ne fayda.Giden gitmiş...

Önce tedbir, sonra kader...Sporun her türlüsü iyidir, aileler tarafından destekle-nir. Bir de yürekleri ağıza getiren sıradışı sporlar var-dır ki işte onlar sizi ölümle burun buruna veailelerinizle karşı karşıya getirir.Belinize bağlanan elastik bir iple metrelerce yüksek-ten atlanan bungee jumping mesela. Yamaçtan çı-kışı başardıktan sonra doyumsuz manzaralaratanıklık edilen yamaç paraşütü mesela. Yüksek dağ-ların zirvelerine ulaşıp bayrağı dikmek için sarp ka-yalara tırmanılan dağcılık mesela. Azgın sulardaküreklerle yol almaya çalışan şişme bir bottan suyadüşüp de başını bir kayaya çarpma ihtimali olanrafting mesela.Hepsinin adrenalin seviyesi yüksek, hepsi doğayameydan okuyan, hepsi insan vücudunun neler ya-pabileceğinin göstergesi.Hepsi bilinçli bir eğitimle ve tüm tedbirleriyle yapıl-dığı takdirde eğlenceli, hepsi en ufak bir ihmale izinvermeyecek derecede riskli...

Bilgi ve bilinçle harmanlanmış cesaretBöyle bir cesarete örnek vermek gerekirse; 2007 ya-zında Kaliforniya’dan güneybatıya doğru devriâlemyolculuğuna başlayan, 2012’nin Temmuz ayında, 5yıl 11 günlük bir süreden sonra tekrar başladığı nok-taya geri dönüp yolculuğunu noktalayarak tarihtekendi gücüyle devriâlemi başaran ilk kişi olan ErdenEruç en iyi örneklerden birisi olur. O bu uzun yolcu-luğu bir başına ve sadece kas gücüyle gerçekleş-tirdi... Korkmadı, yılmadı ve başardı...

Ben ağlayacağıma sen ağla...Bizi böyle diye diye büyüttüler hep. Gün geldi, o günlerin üzerinden geçen yıllar sonra

keşke daha çok ağlatsalarmış dediğim günler oldu.Ya da keşke biraz daha serbest bıraksalarmış...Ailelerin titizliği yüzünden zaman zaman okulla gi-dilen toplu gezilerden mahrum kaldık. Bisikletiyle yada motosikletiyle önümüzden geçenlere hayranhayran baktık. Zaman zaman da büyüklerimizi atla-tıp yapacağımızdan geri kalmadık...Lâkin büyüyüp de ihtimallerin farkına varınca bü-yüklerin niçin bu kadar endişelendiklerini çok amaçok iyi anladık.Anladık ve kendi yaşayamadıklarımızdan mahrumetmek istemediğimiz çocuklarımız için elimizdengeleni ardımıza koymadık. Gak demeden suyu, gukdemeden eti önlerine dayadık.Okullar, dersler, dershaneler, kamplar, tatiller, hobi-ler, türlü çeşit aktiviteler...İstenilen; full donanımlı, derslerinde başarılı, sınav-ları ardı ardına deviren bir çocuk yetiştirmek. Yeter ki bütün S’leri geç, dile benden ne dilersen...Böyle bir dünyaya gözlerini açan çocuğun istediğiolmadığında krizlere girmesi an meselesi. Sıkıysa dediğini yapma...

İnsan hayatı yoldayken öğreniyor...Yola ise her şey bilinerek çıkılmıyor. Her şeyi bilerekçıkmak için bekleyenler hayatı ıskalıyor.Bilmediklerini yolda öğrenmek için dört göz, dörtkulak çıkmalı demek. Aceleye getirmeden sağlamadımlarla ağır ağır yol almalı. Gençliğin verdiği deli kanlılıkla baş edebilmeli. Zıva-nadan çıkmış hormonların yarattığı enerji doğruyönlendirilmeli ve o günler olabildiğince hasarsızgeçirilmeli.Yasaklar yerine ihtimaller en sert haliyle ortaya sü-rülmeli.

Yaşlı düşünür, genç yaparmış...Tüm heyecanlar gençlerin cahil cesaretli kara göz-lülüğü sayesinde yaşansa da, tehlikeli her adımdaadrenalin tavan yapsa da, gençler her uyarı karşı-sında “Bana bişey olmaz” diye haykırsa da;Unutmamalı ki mezarlıklarBANA BİR ŞEY OLMAZ diyenlerle dolu....Yaşanmışlıkların arkadan gelenlere ibret olması veyeniden aynı acıların yaşanmaması için eğitim vedoğru algılar yaratan bilinçli rol modeller şart...

Erden Eruç

Page 10: Bursapost sayı 31

Kurşunlu mezrasından görüntülerTemmuz / 1 Sayı : 3110

Oruç ibadeti, İslam Dininin namaz,zekât ve hac gibi Cenab-ı Hakk’ın yap-makla mükellef tuttuğu ibadetlerdenbiridir. O, Allah-u Teâlâ’nın mükâfatınıkendi üzerine aldığı, kalemlerin vedefterlerin hesabını tutamayacağı,müminin içten içe Rabbiyle münase-betinin alametidir.Oruç, Ramazan ayında, Tanrı’ya kullukve ibadet amacıyla, niyetlenerek, tanyerinin ağarmağa başlamasından,güneş batmasına kadar, hiç bir şeyyiyip içmeden ve orucu bozan başkaşeylerden nefsi korumak suretiyle tu-tulurOrucun Arap dilindekikarşılığı “savm” kelimesi olup, an-lamı; “bir şeyden uzak durmak, kişininkendini tutması ve engellemesi” ma-nasına gelmektedir.Oruç; sadece yeme, içme ve cinsel ar-zuları yerine getirmekten uzak dur-maktan ibaret değildir. Kur’an-ıKerim’de takva’ya erme aracı olarakanılması, orucun esas amacını ortayakoymaktadır. Bu amaç, kişinin, enbaşta kendi şahsına karşı olmak üzere,yakın ve uzak çevresine, doğal ve sos-yal çevre ile birlikte Yüce Allah’a karşısorumluluğunun bilincine ermesidir.Oruç, bu bilincin kazanılmasında birvasıta olmak üzere emredilmiştir.Bu amaç doğrultusunda tutulan oru-cun; kişiyi söz konusu hedefe ulaştıra-cağı göz önüne alındığı takdirde oruçibadetinin önemi çok daha iyi anlaşılır.Oruç tutan kimse; sabretme, sıkıntılaragöğüs germe, açlığa susuzluğa da-yanma ve nefse hâkim olma melekesikazanır. Fakirlik ve yoksulluğun nedemek olduğunu kavrar; bunun so-nucu olarak şefkat, merhamet, başka-larına yardım etme ve insanlara faydalıolma gibi yüce duygular kazanır. Elin-deki nimetin kıymetini bilir, israftansakınır.Dünya var oldukça insan ve insanlığahükmedebilecek üstünlüğe sahip Ku-ran’ı Kerim’in Bakara süresi 183’üncüayetinde mealen şöyle denilmektedir:“Ey iman sahipleri! Oruç, sizden önce-kiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzeri-nize de yazılmıştır. Bu sayedekorunmanız umulmaktadır.”Ayetten anlaşıldığı gibi Oruç ibadeti;

yalnız Müslümanlara değil kâinatın varolduğundan beri gelmiş geçmiş bütünmillet ve halklara zaman ve sayı hesa-bıyla farklı şekillerde dinî ibadetlerdenbiri olarak farz kılınmıştır.İslam dininin varlığı olan ve asırlar bo-yunca değişmemiş, değiştirilmemişolan Kuran-ı Kerim, “Ey iman edenleroruç sizlere farz kılındı” diyorsa bunuilahî bir emir ve ibadet telakki etmekve amel etmek, her Müslüman kadınve erkeğin imanı gereğidir.Bakara Suresi 184’de: “Sayılı günlerdir.Sizden kim hasta olur veya yolculukhalinde bulunursa, tutmadığı gün sa-yısınca başka günlerde tutar. Orucazorlukla dayananlar üzerine düşen,fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır.Kim bir mecburiyet olmaksızın için-den gelerek iyilik yaparsa bu onun içindaha hayırlı olur. Ve Oruç tutmanızeğer bilirseniz, sizin için daha hayırlı-dır.”Din, insanların dünya ve ahret, nizamve saadetini sağlamakla yükümlü ol-duğu için emir ve yasakları ona göre-dir. İnananlar bu emir ve yasaklarasaygı duyup amel etmekle yükümlü-dürler.Oruç insanlar arasındaki eşitlik ve kar-deşlik bağını çok çabuk geliştiren vepekiştiren bir ibadettir. Zira her türlüimkân olduğu halde; açların açlığını,susuzların susuzluğunu fiilen yaşıyor-sun. Dünyadaki olumsuzlukları yal-nızca radyo- televizyondan duyarak,gazetelerden okuyarak değil, bizzatyaşayarak öğreniyor ve asi olan nefsiniterbiye ediyorsun.İmam Caferi Sadık, “Allah Orucu niçinfarz kıldı?” şeklinde kendisine yönelti-len bir soruya karşılık: “Zenginlerle fa-kirler eşit olsunlar” diye cevaplamıştır.****Tıp dünyası bilim adamları, belli gün-lerde “Perhiz” yapmanın insan sağlığane kadar faydalı olduğunu, yazmış vetavsiye etmişlerdir. Zira birçok hasta-lıklara vakitli vakitsiz yenilen yemekle-rin sebep olduğu bilinen gerçeklerarasındadır.Yüce dinimiz İslam, Müslüman’ın se-vabını günahını değerlendirdiği gibisağlığına hepsinden daha çok değervermiştir. Sevgili Peygamberimiz,

meşhur bir hadisinde; “Sıhhatli olabil-meniz için oruç tutunuz.” Bir başkahadisinde de, “Mide bütün hastalıkla-rın yuvasıdır, tedavisi ise (oruç) perhiz-dir” diye buyurmuşlardır.Orucun insana bir diğer büyük fay-dası; ruhu terbiye, iradeyi güçlen-dirme ve insanlık içgüdü heves veisteklerini ayarlamaktır. Oruç ibadeti-nin yeme içmedeki sınırlamaları geçiciolarak insanı sıksa da, sonuçta insanruhu ve cismine güç, kudret ve zor-luklara karşı olağan üstü mukavemetgücü kazandırdığı gerçeğidir.****Bakara Suresi 185. Ayetinde mea-len: “Ramazan o aydır ki; insanlara kı-lavuz olan, iyi-kötü ayrımıylahidayetten kanıtlar getiren Kur’an,onda indirilmiştir. O halde bu aya ula-şanınız onu oruçlu geçirsin. Hastaolan veya yolculuk halinde bulunan,tutamadığı gün sayısınca başka gün-lerde tutsun. Allah sizin için kolaylıkister; o sizin için zorluk istemez. Tutu-lamamış olan günleri tamamlamanızı,sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah’ıyüceltmenizi ister. Ve sizin şükretme-niz umulmaktadır.” buyrulmaktadır. Ayetten açıkça anlaşıldığı gibi Rama-zan ayı bütün aylardan daha faziletlive daha mukaddestir. Bu ayda yalnızİslam dininin yüce kitabı Kur’an-ıKerim değil, diğer bütün kutsal kitaplarda bu ayda nazil olmuşlardır.İmam Cafer-i Sadık’ın bildirdiğinegöre, Ramazan ayının6’sında Tevrat, 12’sinde İncil, 18’indeZebur ve Kur’an-ı Kerim, Kadir Ge-cesi’nde nazil olmuştur.Sevgili Peygamberimiz, Şaban ayınınson Cuma’sında ümmete; Şaban veRamazan ayının ehemmiyet ve önemikonusunda şöyle buyurmuşlardır:“Ey insanlar!Allah’ın ayı rahmet ve bereketle sizlereyönelmiştir. Bu ay Allah indinde ayla-rın en iyisidir. Ve saatleri en iyi saatler-dir. Bu ayda sizler Allah’ın ziyaretinedavetlisiniz. Bu ayda Allah’ın kerametehli kılınmışsınız; nefesleriniz tesbihsevabındadır. Bu ayda uykularınız iba-det sevabı taşır. Amelleriniz makbul,dualarınız kabul edilir. İyi niyet vetemiz yürekle Allahtan dilekte bulu-

nun, sizi kötü huylardan arındırıp gü-nahlarınızı bağışlamasını dileyin.Bu ayı oruç tutup Kur’an okumanızınasip etmesini talep edin. Gerçektende bu büyük ayda Allah’ın rahmet vemağfiretinden mahrum olan kimseler-den olur. Bu ayda yaşadığınız açlık vesusuzlukla Kıyamet Günü açlık ve su-suzluğunu hatırlayın. Yoksullarınıza vedüşkünlerinize sadaka veriniz. Yaşlılarasaygı gösterin, çocuklarınıza sevgigösterip akrabalarınıza şefkatle yakla-şın.Dillerinizi söylenilmemesi gerekensözleri söylemekten men ediniz. Göz-lerinizi helal olmayan şeylere kapatın.Kulaklarınızı duyulması haram olanşeyleri duymaması için tıkayın.Başkalarının yetimlerine sevgi ve şef-kat gösterin ki; sizden sonra sizin ye-timlerinize sevgi gösterilsin.Günahlarınızdan tövbe ederek Allah’ayönelin. Namaz kılarken dua etmekiçin ellerinizi havaya kaldırın, çünkünamaz vakitleri dua etmek izin en iyizamanlardır. Bu vakitlerde Hak Teâlârahmetle kullarına bakan ve kendisinemüracaat eden kullarına icabet eder.Bağışlanmak isteyenleri bağışlar, di-lekte bulunanların dileklerini yerinegetirir.

Orucun sevabına işaretle, Peygambe-rimizden şu hadisler nakledilmiştir:-“Allah katında oruç kadar sevaplı biribadet yoktur.”-“Oruç, nefsinin çektiği yiyecek ve içe-ceklerden kimi alıkoyarsa, Cenab-ıHak onu cennet meyvelerinden yedi-rip, cennet ırmaklarından içirir.”;-“Cennette Reyyan denilen bir kapıvardır ki oradan sadece oruç tutanlargirebilir.”-“Oruç tutan helâlinden rızkını teminettiği zaman ahrette hesaba çekil-mez.”“Oruç tutanın uykusu ibadet, susmasıise tesbih sayılır. İyilik ve ibadetlerinekat kat ecir verilir. Duası Allah tarafın-dan kabul edilip günahları affedilir.”

Ramazan ayı bütün müminlerin kalp-lere teselli, ruhlara ilaç, sofralarına be-reket, olsun. Dualarınız kabulRamazan ayınız mübarek olsun...

Dualarınız kabul,Ramazan ayınız mübarek olsun...

Ali Eşref UZUNDERE

Page 11: Bursapost sayı 31

Kurşunlu mezrasından görüntülerTemmuz / 1 Sayı : 31 11

Vicdan KayırÖzel Haber

BBŞB Başkanı Recep Altepe’nin, Kur-şunlu’yu Dubai yapacak çok mühimbir planı var. Marmara Bölgesi’nin enuzun sahil şeridine sahip olan Kur-şunlu bilindiği üzere son dönemdeBursa ağabey Belediyesi’ne bağ-landı. Gemlik’in ise mahallesi olu-verdi. İşte bu mahallenin sahil şeridiGemlik Belediyesi’nin her türlü te-mizlik-bakım ve çöplerin düzenli vetemiz olarak toplanmasından nasi-bini alıyor. İyi de köy ne halde?

Köylü değil midir bu sahilin sahibide…“Kovboy Köyü Kurşunlu, başlıklı yo-rumumuzun ardından köyde yaşa-yan ömrü bu köyde geçen BakiDalkılıç, (GBB) Gemlik Belediye Baş-kanı Refik Yılmaz ile BBŞBB RecepAltepe’nin kollarından nasibini alma-yan köy-mahallenin içler acısı fo-toğraflarını çekti. Hani olur dafotoğraflar dikkatlerini çeker. Ağa-bey-kardeş belediyesi parmak uçla-rıyla olsa da çöp işlerine vetemizliğine dair sosyal hayatta do-kunuverirler.Ey Başkanlar, önce sahilden köyedoğru yol alınız... Köy’ün mezra hal-lerindeki meydanı çöplük ve mikrop

saçıyor. Köy meydanı yok! O mezraalandan döndüğünüz andan itibarenbir zamanlar tüm köylünün sosyalalanı olan 3 kahveli ve bakkalı da yokartık! Eğer ki, buraya gelmeye üşeni-yorsanız çöp-mezra köy hallerindekifotoğraflarına da iyi bakınız iyi Baş-kanlar! Bir tane kahve, bakkal yok...Pazar alışverişi içinde artık yaşlanannüfusundaki yaşlılar sahile gitmekiçin bir tanıdık arıyorlar, pazarlıklarınıtaşımak için…Köyün en meşhur denize nazır sahilile köylüyü buluşturan kahvesi isetersane işini yapıyor. Tamir edilecekkayıklar bu alanı kapatıyor!.. bu alantamamen çöp-kayık mezrasıdır. Si-nekler çöp özgürlüğünde, yılanlarfutbol oynayacak denli rahatlar!Köy sahiline doğru yol alırsanız çöpkutularının kapaksız ve pisliklerin sa-hile doğru akan leş görüntüsü var;fotoğraflara iyi bakınız.

Sayın Recep Altepe Başkanımız, Kur-şunlu Dubai konumuna hazır ve na-zırdır! Arapların hiç yabancılıkçekmeyeceği bir köy-mahalle var…Çöplük köy Arap Turizm keyfinenazır haldedir!

Öte yandan İstanbul’daki yatlar Kur-şunlu sahiline gelecekmiş… Yat tu-rizmi gelirse köyün çöplerinden,pisliklerinden arınması için boy-ab-desti alması gerekecek. Köy merke-zinin kahveli-meydanlı-bakkallıhallerine dönüşmesi belki yat adam-ların dikkatini çeker…

Deniz-Doğa adam/kadınlar bahartemizliği yaparlar! Belki de köylü ile

sahil komşuları arasında kahve-ter-sanesi yerine yat-kahvesinde soh-betler yaşanır!Kurşunlu’nun levhasından daha çokTahtalı Köy levhası dikkat çekiyor,oralar pırıl pırıl… Otobüsün şoförüne“Tahtalı Köy’de ineceğiz” diyen köy-lüler arasında koyu muhabbetler devar. Köylümün de insanca yaşamahakkını toprağında yaşamadan Tah-talı köyü boylamak da var!“Dubai-Kovboy Köyü’ne hoş geldi-niz” levhası yer alırsa sakın şaşırma-yın, burası Kurşunlu Köyü’dür.

Şimdinin talihsiz deniz mahallesi!Çok fazla söze hacet yoktur!.Biz size zahmet olmasın diye fotoğ-rafları sunuyoruz! Bu arada GemlikBelediye Başkanı Refik Yılmaz, köykadınlarına dair kooperatif kurulmaprojesi toplantıya deniz mahalle-sinde katılmış. Hazır gelmişken ma-hallesinde şöyle bir tur atsaydı, bupisliğin bu sorumsuzluğun çöpa-damların kaygısızlığını da göre-cekti… Ve sidikli suyla kahve içtiğinide fark edecekti!Kovboy-Dubai Kurşunlu köprüsündeneler yaşanacak, göreceğiz…

Page 12: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 3112

Prof. Dr. Nihat SAPAN [email protected]

U.Ü. Tıp FakültesiÇocuk Sağlığı veHastalıklarıAnabilim Dalı Öğretim Üyesi

Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği alerjik hasta-lıklar konusunda çalışmalar yapan ve bu hastalıkların top-lumda farkındalığını arttırmayı amaçlayan bir dernektir.Merkezi Ankara’da bulunan derneğin üyeleri genellikleçocuk alerji ve erişkin alerji uzmanlarıdır. Derneğin alerjive immünoloji ile ilgili konularda çalışan çeşitli alt ça-lışma grupları var. Ben bu gruplardan “Aerobiyoloji vehava kirliliği çalışma grubu” nun başkanlığını yürütmek-teyim. Çalışma grubumuz havada bulunan alerjenler vediğer hava kirleticiler ile ilgili çalışmalar yapmaktadırlar. Geçen yıl yine Haziran ayında Kars’ta aynı konuda birsempozyum yapmıştık. Bu yıl 19-21 Haziran’da Zongul-dak’ta “Bülent Ecevit Üniversitesi” nin ev sahipliğinde “II.Aerobiyoloji ve Hava Kirliliği Sempozyumu” nu gerçekleş-tirdik. Ben sempozyumda “Polenlerin Allerjik Hastalıklar-daki Önemi” konulu bir konuşma yaptım.Sempozyumun en önemli konuşmalarından birinin ko-nusu hava kirliliği ile ilgiliydi. Hava kirliliği önümüzdekidönemde giderek artan sağlık problemlerine neden ola-bilecek en önemli konulardan biri olacaktır. Özellikle dizelemisyon partiküllerinin kanserojen olma ihtimali giderekdaha kuvvetli bulgularla desteklenmektedir. Önümüzdekiyıllarda dizel emisyon partiküllerini daha çok duyacağız.Kentlerimizde hava kirliliğini azaltmak için neler yapılabi-lir. Trafikteki araç sayısını azaltmak kolay değil, o haldetoplu taşımaya önem vermek, bisiklet yolları yapmak, tra-fiğin akışını asgari koşulda da olsa sağlamak çeşitli çö-zümler olarak önerilebilir. Fosil yakıtların kullanımınıazaltmak amacıyla rüzgar ve güneş enerjisinden dahaçok yararlanmak için bu alandaki yatırımlar desteklenme-lidir. Almanya’da güneş enerjisi kullanılarak elde edilenenerji miktarı ülkemizden fazladır. Oysa bunun tersi ol-malıydı. Ülkemiz güneş enerjisi açısından oldukça şanslıbir konumda bulunmaktadır. Yine rüzgardan elde edilenenerjide yeni gelişmeler olmaktadır. Rüzgar enerjisi deülkemizde çeşitli bölgeler için çok cazip ve temiz birenerji kaynağıdır.Aerobiyolojinin bir diğer konusu da atmosferde bulunanpolenlerin analizini yapmaktır. Bu amaçla çeşitli bölgelereyerleştirilen polen tuzaklarıyla bölgenin polen haritası çı-karılmaktadır. Polen haritalar ülkemizin birçok şehri içintamamlanmıştır. Örneğin Bursa ilimizde en önemli aler-jenler olarak çimen polenleri ve zeytin ağacı polenlerinigörmekteyiz. Bu bilgilerin sürekli izlenerek değerlendiril-mesi ve topluma ulaştırılması alerjik astımlı ve alerjik ri-nitli kişiler için çok önemlidir.Zonguldak seyahati sırasında ilk durağımız İznik oldu. İz-nik’te yollarda sanırım doğal gaz kazıları var, yollar delikdeşikti. Oradan Mekece üzerinde Adapazarı’na yöneldik.Daha sonra Akçakoca, Ereğli ve Zonguldak. Bölge çokyeşil ve dağlık bir yapı gösteriyor. Sempozyumun yapıl-dığı gün aralıklı olarak sağanak yağışlar oldu. Ertesi günÇaycuma, Bartın üzerinden Amasra’ya gezi yapıldı. Herüç merkez de çok güzel doğal yapıları ile dikkat çeki-yordu. Amasra deniz kenarı bir kasaba olarak ayrı bir şi-rinliğe sahip. Karadeniz kıyıları Bursa’ya ortalama 5 saatkadar uzaklıkları ile değişik bir atmosfer sunuyorlar. Buarada İznik için turistik merkez olma iddiamız var ancakpek bir çaba göstermiyoruz, gerekli yatırımlar yapılmazise turizmde hedefe ulaşmak kolay değil. Önce yatırımyapılacak, tesisler tamamlanacak ve ulaşım kolay halegetirilecek sonra başarı beklenecek. Oysa biz YenişehirHavaalanı’nı bile henüz doğru dürüst çalıştıramıyoruz.

‘İkinci Aerobiyoloji veHava Kirliliği Sempozyumu’Zonguldak’ta yapıldı

Ağız ve diş hastalıklarının vücudumuzdaki bir-çok rahatsızlığın habercisi olduğunu söyleyenHospitadent Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Özbölükdiş sağlığında doğru bilinen 10 yanlışı açıkladı.Birçok hastalığın ağız ve diş sağlığına gerekenözenin gösterilmemesinden kaynaklandığını vehalk arasında diş sağlığı ile ilgili pek çok yanlışuygulama ve tedbirin doğru sanıldığını belirtenHospitadent Hastanesi‘nden Doktor Selçuk Öz-bölük, yalnızca “diş ağrısı” olarak adlandırılan be-lirtilerin bile temelde bazı önemli tıbbi vepsikolojik sorunların habercisi olabileceğini söy-ledi.Ülkemizde ağız ve diş sağlığı konusunda yete-rince bilinç oluşmadığına dikkat çeken Özbölük,“Ağız ve diş hastalıklarında meydana gelen bo-zukluklar; beslenme, çiğneme problemleri, tatalma, gülme, kahkaha atma, uyku ve konuşmagibi fonksiyonel işlevleri negatif yönde etkileye-bilmekte. Bunlara bağlı olarak da sosyal ilişki-lerde zayıflama, utangaçlık, özgüven kaybı,anksiyete ve depresyon gibi psikososyal sonuç-lar ortaya çıkabilmekte” dedi. Özbölük, Ağız vediş sağlığı ile ilgili doğru sanılan 10 yanlışı an-lattı:1- Sert diş fırçası kullanmak dişleri bembeyazyapar Yanlış! Çünkü önemli olan fırçanın sertliği değil,fırçalama tekniğidir. Diş fırçası, sentetik kıldanyapılma olmalıdır.2- Hamilikte diş kaybı olması çok normaldir,anne adayları diş kaybı yaşayabilir Yanlış! Ağız bakımlarını doğru ve düzenli yapanbir anne adayı için böyle bir durum söz konusudeğildir.3- Hamilelikte diş tedavisi yaptırmak bebek içinsakıncalıdır Yanlış! Hamileliğin her döneminde aciliyet ge-rektiren diş tedavileri yapılabilir.4- Çoçuk dişleri iğne ile çekilirse bir daha çık-maz Yanlış! Burada önemli olan hangi dişin çekildiği-dir, dişin iğne ya da başka bir şey ile çekilmesi-nin önemi yoktur.

5- Süt dişlerinin yerine daha sonra kalıcı dişlergeleceğinden süt dişlerinin önemi yoktur Yanlış! Süt dişleri kapladıkları alanla kendilerininyerine gelecek olan kalıcı dişler için yer tutmak-tadır. Bu nedenlerle süt dişleri çok önemlidir.

6- Bir kez diş taşı temizliği yaptırdıktan sonra herzaman yaptırmak gerekir Yanlış! Diş taşı temizliğinde diş yüzeyine ait ol-mayan maddeler (plak, diş taşı) temizlenir. Yanidiş taşı temizliği yapılmış ya da yapılmamışolsun ağız ve diş bakımı yapılmadığı sürece diştaşlarının oluşumu kaçınılmaz.7- Çapraşık dişler ancak küçük yaşlarda düzele-bilir Yanlış! Çapraşık dişler her yaşta düzgün hale ge-tirilebilir. Tel tedavisi her yaştan kişiye uygulanır.8- Dişleri fırçalarken diş etlerinin kanaması nor-maldir Yanlış! Diş eti iltihabının en önemli belirtisidir.Vakit kaybetmeden diş hekimine başvurulmasıgerekmektedir.9- Ağrıyan dişe aspirin koymak gerekir Yanlış! Dişin üzerine konulan aspirin ağrınızıdindirmediği gibi, ıstırabınızı da arttırır. Çünküdiş etinizde yara açar.10- Ağız kokusu herkeste olur Yanlış! Diş çürükleri, diş eti hastalıkları, sindirimsistemi ile ilgili rahatsızlıklar, bademcik iltihap-lanmaları sonucu meydana gelebilir.

Ağız ve Diş Sağlığı ile ilgili 10 yanlış bilgi

İşte sinirlenmemizin nedeniBeslenme Danışmanı Doktor Gönül Ateşsaçan,yorgunluk, bitkinlik, kendini iyi hissetmeme, aşırıuyku ya da uykusuzluk, sinirlilik gibi ruhsal veyafiziksel sağlık sorunlarının atılamayan toksinler-den kaynaklandığını ifade etti.

Hastalıklardan kurtulmak ve sağlıklı bir yaşamiçin tam bir arınmanın gerektiğini ifade edenAteşsaçan, “Detoks zehirlerden arınmaktır. Vü-cuttaki toksinleri böbrekler, karaciğer, akciğer,bağırsaklar, deri ve soluk alıp verme ile atarız.Toksinler en çok kan damarlarında birikiyor ise;damar sertliği ve kalp damar tıkanıklıklarına, lenfbezlerinde birikiyor ise; devamlı hastalık hali, sıkenfeksiyon ve sık grip geçirmeye, lenf damarla-rında birikiyor ise; fibromyalji, yaygın kas ağrılarıve devamlı yorgunluk hissine, bağ dokuda biriki-yor ise; kronik hastalıklar, romatizma, eklem ra-hatsızlıkları, selülit sorunlarına yolaçabilmektedir. Toksinler arttığında; atılım yapı-lamaz, hücrelerde, hücre aralarında, dokularda,damarlarda, bağırsaklarda, eklemlerde depolanır.Sonuç olarak hastalıklar ve yağlanma vücudu-muzu ele geçirmiş olur” dedi.Vücuda zarar veren birçok toksinin bulunduğunu

ifade eden Ateşsaçan şu ifadelere yer verdi:“Beden detoksu için; alkali su bağırsak detoksusağlar, bağırsaklar için detoks yemeği, karaciğeriçin özel detoks çayı ve yemeği kullanılmalıdır.Fazla kahve-çay içmek, katkılı gıdalar, genetiğiyleoynanmış gıdalar, baharatlar, beyaz şeker, yağlıgıdalar, kilonun yüksek olması, fazlaca sigara-alkol tüketimi, klorlu su, kurşun, civa, özellikleboyası dökülmüş binalar, amalgam diş dolguları,düşük kalitede makyaj malzemeleri gibi ağır me-taller hepsi vücuttan atılmadığı takdirde birikmeyapar” şeklinde konuştu.

Her şeye ‘SİNİR’ oluyorsanız

Page 13: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 31 13

Üstün zekâlı ve dahi çocukların zamanında fark edi-lememesi ve en uygun eğitimin sağlanamaması ne-deniyle bu yeteneklerin toplum için kayıp olacağıbildirildi.Çukurova Üstün Zekâlılar Derneği (ÇÜZDER) EğitimKoordinatörü Berna Ünsal, çocuğunu üstün zekâlıolduğunu keşfeden ailelerin, çocuklarına neler yap-tırabileceklerini anlatarak yol gösterdi. Ünsal, üstünzekâlı çocukların arada kaybolmaması, potansiyelinitam olarak kullanabilen ve toplum hayatına uyumgösteren bireyler olması için mutlaka üstün zekâlılareğitimi merkezine müracaat etmeleri gerektiğinisöyledi.

“BU ÇOCUKLAR KEŞFEDİLMELİ”Üstün zekalı çocuklara oyun atölyelerinde birbirin-den kreatif eğitimler hazırladıklarını belirten Ünsal,aileleri uyararak zeki çocukları şöyle tarif etti: “Üstünzekâlı çocuk, çoğunlukla yüksek özgüvene sahiptir.Merak duyduğu şeyleri öğrenmeden rahat edemez,sürekli sorgular. Mükemmeliyetçidir, güçlü bir hafı-zası vardır, karmaşık kavramları anlayabilecek mu-hakeme yeteneğine ve sözel bilgiye sahiptir.

Tekrarlardan sıkılır ve ödev yapmaktan hoşlanmaz.Bağımsız çalışmayı sever. Çoğu üstün zekâlı çocuk,yeteneklerini geliştiremeden okullardan mezun olurve gerçekte olabileceğin altında başarı gösterir.Bazen de yaramaz, ukala, sabırsız gibi tanımların al-tında kalıp olumlu yönleriyle öne çıkamaz. Yaşıtla-rıyla ilişki kurmakta zorlanan bu çocukları kendi‘zihinsel yaşıtları’ ile bir araya getirmek, iletişim be-cerilerini geliştirmenin yanı sıra başka bir yoldur.”

“KALKINMADA BU ÇOCUKLAR ŞART”ÇÜZDER Yönetim Kurulu Başkanı Murat Acar ise,üstün zekâlı ve dahi çocukların zamanında fark edi-lememesi ve en uygun eğitimin sağlanamaması gibisorunlar nedeniyle bu yeteneklerin toplum içinkayıp olacağını söyledi.

Acar, şöyle devam etti: “Bu olumsuz ihtimali önle-mek için de bu durumdaki çocukları en güveniliryollardan küçük yaşlarda teşhis etmek ve durumla-rına en uygun olan eğitim ortamı içinde yetiştirmekbugün toplumumuzun en önemli sorunlarından bi-risidir. Ülkemizin kalkınması, geleceğin dünyasında

söz sahibi olması da bu özel bireylerin bilgi ve bece-rileri doğrultusunda toplumun yararına yöneltilme-sine, üretken kılınmasına, sağlıklı yetiştirilerek iyieğitilmesine bağlıdır.”

Çocuğunuz üstün zekâlı olabilir

Yaşlandığımızın sinyallerinieller veriyor

Yüzme kalp krizi riskini azaltır, ömrüuzatırİster yavaş ister yarışma şeklindeolsun yüzmenin vücuda etkisi say-makla bitmez. Sadece kardiovaskü-ler sisteminizi geliştirmez, aynızamanda yaş ile beraber vücudunzayıflaması sebebi ile ortaya çıkanhastalıkların (kalp gibi) riskini azaltır. Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, havasıcaklıklarının mevsim normallerininüzerinde seyrettiği şu günlerde, eneğlenceli egzersiz çeşidi olan yüz-menin sıradışı faydalarını sizler içinyazdı:

Düşük Etki:Kardio antrenmanları, koşma,yüzme gibi, kalori yakmanın ve vü-cudunuzun biçimli kalmasının enetkili yoludur. Tek bir kusur vardırçok sert yüzeylerde koşmak belkiayak bileği, eklem ve kemiklerinizezarar verebilir. Yüzme kardio egzer-sizi yaprak kalori yakmanın ve vücu-dunuza daha nazik davranmanın birbaşka biçimidir. Çark çevirip, çoksert tekme bile atsanız suyun kal-dırma kuvveti eklem, kemik ve bi-leklerinizin kötü bir şekildeyaralanmasını önler. Hatta yara-lanma olduğunda bile, yüzme aynızamanda yaralanma riskini azalttığıiçin rehabilitasyonda da rahatlıklatercih edilmektedir.

Fiziksel:Yüzme bütün vücudu çalıştıran biregzersizdir, vücudun her bölgesininkalori harcamasına sebep olur.

Yüzme vuruşları ister serbest stilister kurbağalama olsun, vücudu-nuzdaki tüm ana kas gruplarını ça-lıştırır. Yüzme aynı zamanda boyun,omuz, kol ve bacak esnekliğini sağ-lar. Ek olarak koordinasyon, esneklikve enduransı da geliştirir.

Mental:Eğer mutsuz bir şekilde havuza gi-rerseniz bile yüzme moralinizi yük-seltir. Aynı zamanda fibromiyaljidenşikayetçi olan kadınlarda sinirlilik vedepresyonu azaltmaya yardım ettiğive hamile kadınlarda mental sağlığıgeliştirdiği tespit edilmiştir.

Sağlık:Yüzme kalp hastalıkları ve kalp kriziriskini azaltarak kardiovasküler sağ-lığı geliştirir. Araştırmalar göstermiş-tir ki yüzmek daha uzunyaşamanıza yardımcı olur. GüneyCaroline Üniversitesinde Dr. StevenBlair tarafından 32 yaşında 40.000erkek üzerinde yapılan çalışma; yü-rüyenler ve sedanter yaşayanlar ilekıyaslandığında yüzücülerin ölümyüzdesinin daha düşük olduğunugöstermiştir. Yüzme akciğer fonksi-yonlarını geliştirir, ilerleyen yaşlardagelişen kemik ve eklemden kaynaklıhastalıkların riskini azaltır, kolestrolseviyesini düşürür ve kan basıncınıazaltır. Eklem problemlerinden şika-yet eden kişilerin su içinde yapacağıegzersizler, eklemdeki ağrı ve rahat-sızlık hissinden kurtulmalarına yar-dımcı olur.

Yüzenler yürüyenlerden daha uzun yaşıyor

ABD Fayetteville Eya-let Üniversitesi öğre-tim üyesi Prof. Dr.Daryush Ila, İzmirÜniversitesi Mühen-dislik Fakültesinde Ter-moelektrik üzerineseminer verdi. Seminerde,termoelektrik uygulamalarsayesinde insan vücudu-nun pil olarak kullanılabi-leceğini belirten Prof.Ila, Matrix fil-mindeki hüc-releri hatırlattı ve termoelektriğinönyargıların aksine bilim kurgu yada korkutucu bir öge olmadığını,hayatı kolaylaştırabilecek tekno-lojiler ile birlikte kullanılabilece-ğini söyledi.İki yüzey arasındaki ısı farkı saye-sinde 1 nanometre kalınlığında si-likon ve altın levhaların özelişlemlere tabi tutularak sonsuz veçevreci enerji kaynağına dönüş-tüğünü aktaran Prof. Dr. DaryushIla, cep telefonlarının arkasınayerleştirilecek küçük levhalarla

cep telefonlarının, el ısısı ve dışalan ısı farkı ile kolaylıkla şarj edi-lebileceğini ve bu sistemle sadece cep telefonu şarjı değil ısı farkıolan her alanda enerji üretebile-ceğini belirtti. Araçların, binalarınya da güneş panellerinin de eküreteç olarak kullanılabileceğinisöyleyen Prof. Dr. Ila, tıp alanındada insan vücudu içindeki 3 dere-celik farkı kullanıp kalp pili gibialetlerin sınırsız olarak çalışması-nın mümkün olduğunu kaydetti.

İnsan vücudu pil olarak kullanılabilecek

Yaşlanmanın ilk görüldüğü yerler-den biri de ellerdir. Hatta bazen yüz-deki belirtilerden bile daha çokdikkat çekicidir. Çünkü el sırtındakideri yüz derinizden çok daha ince-dir. Ayrıca el sırtında çok az mik-tarda yağ olduğundan yaşlanmanındoğal bir sonucu olan kollajen veelastik lif yıkımı el üstünde çok dik-kat çekici bir yaşlanma etkisi mey-dana getirir. Sonuç, kırışık, buruşuk,damarların belirgin olduğu parşö-men kağıdı kalitesinde bir cilt olarakkarşımıza çıkar. Peki bu sorunlarınasıl çözebiliriz? Superplast EstetikMerkezi‘nden Estetik Plastik ve Re-konstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr.Hüseyin Güner yaşlanma bulguları-nın ortadan kaldırılması için uygula-nabilecek birkaç yöntemin bir aradaolduğu tedavi ile mükemmel sonuçalınabileceğini söylüyor.

Page 14: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 3114

ABD’nin en kalabalık kentlerinden New York,fare istilasına uğradı. Şehir belediyesi fareproblemini çözmek için ekstra önlemler ala-cak.İnsan sağlığına büyük zararı olan farelere karşıNew York belediyesi 600 bin dolar bütçe ayı-rarak haşerelerle mücadele için özel önlemleralmaya başladı. Gelecek aydan itibaren top-lam 45 kişilik bir ekip 9 farklı gruba bölünerek,şehir genelinde sadece fare istilasına karşımücadele edecek. Ekip, farelerin yoğunluklayaşadığı park, kanalizasyon ve çöplük gibialanlarda zehirleme yapacak. Ayrıca gruplar,bu bölgelerdeki fare deliklerini kapayarak ha-şere nüfusunu azaltmayı planlıyor. Amatörkameralara yansıyan görüntülerde, içerisiyolcu dolu metro vagonlarında dolaşan fare-ler insanların kaçışmasına, koltuklara çıkma-sına ve çığlık atmasına sebep oluyor. Mahalle

ve sokaklarda rahatça gezen farelerin, istas-yonlardaki gıda otomatlarının bile içerisindedolaştıkları gözleniyor. Hiçbir engel tanıma-yan fareler, istasyonlarda uyuyan insanlarınüzerine çıkıyorlar ve insanlara saldırıyorlar.Uzmanların yaptığı açıklamaya göre şu andaNew York’taki fare nüfusu şehirde yaşayaninsan nüfusunun iki katına çıkmış durumda.

Bu şehirde fareler insanları katladı

İleri teknolojiyle elde edilen, ana maddesi su ve bit-kisel protein olan lifli bitkisel madde, sofralarda ya-kında vejetaryen biftek olarak yerini almayahazırlanıyor.

Bitkisel etSayısız sığır, hektarlarca mera ve artan dünya nü-fusu. Özellikle kalkınmakta olan ülkelerde et tüke-timi hızla artıyor. Bu durum çevre açısından büyükrisk. Sera etkisi oluşumunda hayvancılığın payıbüyük. Peki, hayvancılık olmadan şnitzel pişirilebilirmi? Almanya’daki Fraunhofer Enstitüsü’den FlorianWild de bu sorunun cevabını ararken ekibiyle bitki-sel şnitzel üretti.

Buğday, nohut ya da soya kullanılıyorWild önce buğday, nohut ya da soyayı mikserde suile karıştırıyor. Önemli olan protein elde etmek ol-duğu için, bilim adamının kabuklara ihtiyacı yok.“Arıtılıp kurutulduktan sonra et yerine ortaya çıkanmalzemenin ana maddesi bu.”Wild, karışımı enstitünün tesisindeki filtreleme bölü-müne götürüyor. Makine bir günde yaklaşık bin litre

karışımı işleyebiliyor. Bu işlem sonucunda iki yüzkilo et yerine kullanılabilecek bitkisel malzeme eldeediliyor.“Tesisin kalbi filtreleme bölümünde atıyor. Düzenekçok küçük gözenekli borulardan oluşuyor. Gözenek-lerle beraber şeker ayrıştırılırken, protein elde edile-biliyor.”Sırada bir sonraki adım var. Yoğunlaştırılmış bitkitozu, laboratuvarda soğutma mekanizmasına bağlıileri teknoloji düdüklü tencereye aktarılıyor.Toz tekrar su ile karıştırılıyor, aynı zamanda yüksek

basınçta 150 dereceye kadar ısıtılıyor.

Tavuk etini andırıyorDaha sonra aletin içindeki karışım yavaşça soğutu-luyor. Sonuçta ete çok benzeyen lifli, sakız kıva-mında bir madde elde ediliyor. Bu vejetaryen et,protein ve lif açısından oldukça zengin ve yağsız.Dokunun tavuk etine benzemesi hedeflenirken çiğ-nerken de bu hissi vermesi lazım.Florian Wild, etseverleri özellikle tat açısından iknaetmesi gerektiğini iyi biliyor. Bu yüzden beş sene-den beri farklı baharat aromaları üzerinde deneyleryapıyor. Hedef, etin yerini alabilecek bu maddeyibüyük miktarda üretmek.“Vejetaryen şnitzel çok daha az alan kaplıyor. Ham-maddeyi tarladan yetiştiği gibi doğrudan kullanıyo-ruz. Vejetaryen şnitzel ile aynı tarladan çok dahafazla insan beslenebilir.”Florian Wild’in amacı dünyadaki açlığa bir çözümgetirmek ve değerli kaynakları korumak. Nohut,buğday ve soyadan elde edilen et daha az enerji vesu tüketiminin yanında daha az mera olarak kullanı-lan alan demek.

Bitkisel et yakında sofralarda

Yazın sıcak günlerinde sokakhayvanlarının susuz kalmasınıönlemek isteyen Hayvan Hak-ları Federasyonu çağrıda bulu-nuyor. Yapılan çağrıda, yılın enyüksek sıcaklıklarının yaşan-dığı bugünlerde sokak hay-vanlarının su bulamadıklarıiçin ölüm tehlikesiyle karşıkarşıya olduklarına dikkat çe-kiyor ve ekliyor:“Yaz aylarında sokak hayvan-larının susuz kalmalarını önle-mek hayvan barınaklarınıziyaret edip su kontrolü yapın,sokakta yaşayan canlar içinkapınızın önünde bir kap subulundurun.”

Lütfen bir kap su…

Yaz nihayet geldi!

Yaz mevsimi başladığından beridevam eden yağmurlardan fırsatbulup da gelemeyen yaz nihayetgeldi...Meteoroloji Genel Müdürlüğü,hava sıcaklıklarının hafta boyuncaartarak mevsim normalleri üze-rinde seyredeceğini duyurdu.Meteoroloji Genel Müdürlüğü,hava sıcaklığının Adana, Antalya,Aydın, Balıkesir, Manisa, Şanlıurfave Diyarbakır’da 40 derece ve üze-rine çıkacağını tahmin ediyor.Hava sıcaklığının artış göstererekbu hafta ortasından itibaren mev-

sim normallerinin üzerine çıkacağıbekleniyor. Ani sıcaklık artışınınneden olabileceği olumsuzluklarakarşı vatandaşları uyaran Meteoro-loji Genel Müdürlüğü, sıcaklardandolayı güneş çarpmasına dikkatedilmesini bildirdi. En yüksek sı-caklık bu hafta İstanbul’da 33, An-kara’da 35, İzmir, Sakarya veBursa’da 38, Aydın, Manisa, Balıke-sir, Antalya, Adana, Şanlıurfa ve Di-yarbakır’da 40, Samsun, Trabzon veErzurum’da 29 derece olması bek-leniyor.

Dünyanın en büyük seyahat sitesi TripAdvisor’daki gezgin değerlendirmelerisonucunda, Panorama 1453 Tarih Mü-zesi ‘Mükemmellik Sertifikası’nı aldı.İstanbul’un fethini 561 yıl sonra yenidenyaşatan, dünyadaki benzerlerinden tampanoramik özelliği ile ayrılan ‘Panorama1453 Tarih Müzesi’, Trip Advisor’dakigezgin değerlendirmeleri sonucunda‘Mükemmellik Sertifikası’nı almaya hakkazandı. Dünya genelinde yapılan misa-fir değerlendirmeleri sonucu belirlenenve 5 üzerinden minimum 4 puan alanotel ve işletmelere verilen Trip Advisorsayesinde Panorama 1453 Tarih Müzesimükemmelliğini belgeledi.PANORAMA 1453 TARİH MÜZESİ ÖZEL-LİKLERİPanorama 1453 Tarih Müzesi, 3 bin met-

rekarelik alan içerisinde kuruldu. Sınırlarıolmayan 360 derecelik bir resim gibigörünen müze, bakıldığında üç boyutetkisi uyandırıyor. İzleyici, üç boyut etki-sinin sağlanması için resme ancak 14metre uzaklıktaki bir platformdan bakı-yor. Resmin 650 metrekarelik alanı ger-çekten üç boyutlu ve alanda kuşatmadakullanılan topların, top arabalarının,barut fıçılarının imitasyonları bulunuyor.2 bin 350 metrekarelik iki boyutlu resimalanı ise üç boyutlu bölgenin hemen ar-kasından başlıyor. Çalışma öylesine de-taylı ki birebir insan büyüklüğündenbaşlayıp bütün detaylarıyla ince ince iş-lenerek ufka doğru küçülüyor. Eserdebin 304 resim ve 10 bin civarında figüryer alıyor.

Panorama 1453’e ‘mükemmellik’ sertifikası

Page 15: Bursapost sayı 31

Temmuz / 1 Sayı : 31 15

Suat SAPAN [email protected]

Sivasspor ve Eskişehirspor’unUEFA tarafından 1 yıl süreyle Av-rupa Kupalarından men cezası

alması nedeniyle Bursaspor’un busezon da Avrupa kupalarına katılmaolasılığı doğdu. Ancak her iki takım daCAS’a başvurarak, kararın iptal edilme-sini istedi. Kararını 7 Temmuz’da açık-laması beklenen CAS, kulüplerincezasını onarsa Bursaspor’a Avrupayolu üst üste beşinci kez açılmış ola-cak. Bugüne kadar topladığımız15.840 puan nedeniyle üçüncü tur veplay off söz konusu olursa kura çe-kimlerinde takımımız seri başı olacak.Bu arada kura çekimleri de gerçekleş-tirildi. Bursaspor’un olası rakipleri bellioldu.1. ön eleme turunda karşı karşıya ge-lecek olan Gürcistan’ın FC ChickhuraSackhere ile Makedonya’nın FK Tur-novo takımlarının mücadelesinden çı-kacak takımla eşleşecek Bursaspor.İlk maç 17 Temmuz’da Bursa’da, rö-vanş 24 Temmuz’da deplasmanda ya-pılacak.Eğer katılabilirsek program şu şekilde;1. ön eleme turu:3 ve 10 Temmuz2. ön eleme turu: 17 ve 24 Temmuz3. ön eleme turu : 31 Temmuz - 7 AğustosPlay offlar: 21 ve 28 Ağustos Tarihlere bakıldığında önümüzde 1aydan daha az bir sürenin kaldığınıgörüyoruz. Ama Bursaspor’da belirsiz-likler hala sürüyor.Yabancı futbolcular konusu büyük birsorun oluşturuyor. Frey, Taiwo ve Ci-velli ile yapılan uzun süreli sözleşme-

ler elimizi kolumuzu bağlıyor. SayınRecep Bölükbaşı bu ay sonu her 3 fut-bolcu ile doğrudan görüşmeler yapa-cağını söyledi. Ancak inanılmazrakamları garanti olan bu futbolcularındaha çekici teklifler gelmeden bura-dan ayrılmalarının pek te mümkün ol-mayacağını düşünüyorum.Başkanımızın ola-ğanüstü yetenek-leri varsa onubilemem tabi!Öte yandan kampprogramının belir-lenmesi, hedeftekitransferlerin ger-çekleştirilmesi, gi-decek olanfutbolcuların du-rumlarının açıklığakavuşturulmasıgibi konuların biran önce çözümekavuşturulmasınıngerektiği ortada! Şenol Güneş hoca-mızın da bu anlamda beklenti içindeolduğunu tahmin etmek hiç de güçdeğil.****

Bursaspor Divan Kurulu 25 Haziran’daolağan genel kurulunu gerçekleştirdi.Bu toplantıdan önce 1994-2004 yıllarıarasında tam 10 yıl Bursaspor formasıgiyen Ömer Kılıç’ın Divan Kurulu Üye-liği’ne davet edileceği açıklanmıştı.Ancak toplantının ardından böyle biraçıklama gelmedi. Yine eleştiriler vekarşılıklı sert açıklamaların olduğunuöğrendik. Başkan Kadri Şankaya görev

süreleri bittikten sonra ayrılacaklarını,bir daha da bu işe soyunmayacağınıbelirtti.

Bursaspor’da yeni sezon öncesi kom-bine bilet fiyatlarına zam geliyorYeni rakamların şu şekilde olacağı be-lirtiliyor;

VİP Tribün 1. Sıra-3bin’den 4 bin tl’ye VİP Tribün 2.-6. Sıra-2 bin’den 3bin tl’ye Kapalı Tribün 600tl’den 1250 tl’yeMaraton - 300tl’den 550 tl’yeKapalı kale arkası -50 tl’den 250 tl’yeAçık kale arkası -100 tl’den 150 tl’yeZam oranlarının yük-sek olduğu düşünü-lebilir belki amageçtiğimiz sezonun

bilet fiyatlarının çok düşük düzeydetutulduğu da bir gerçek. Bursaspor’uizlemek çok da ucuz olmamalı. Üstelikyeni stada hazırlık yapıyoruz ve ra-kamlar oraya geçildiğinde çok dahafarklı olacak. Geçtiğimiz sezonunbüyük bir bölümünde sahamız kapa-lıydı. Bu sezon federasyonun çok dahakatı bir tutum içinde olacağı açıklandı.Kombine bilet sahibi olanların bununkıymetini daha çok bileceklerini ve sa-hamızın kapanmaması adına azamidikkat göstereceklerini düşünüyorum.****Transferde şu ana kadar Emre, Aydın

ve Traore’yi renklerimize kattık. ŞenolGüneş’in iki isimle daha ciddi bir şe-kilde ilgilendiği bildiriliyor. Bunlardanbiri geçtiğimiz sezon Beşiktaş’ta kiralıkolarak oynayan Amerikalı Jones, di-ğeri ise Trabzonspor’un genç forvetiEmre.Enes gibi bir değerimiz varken Em-re’nin gereksiz olduğunu düşünüyo-rum. Jones tamam da, hangiyabancıyı gönderip onu alacaksınız?Mantıklı ve kulüp yararını ön plandatutan sözleşmeler yapabilmeyi nezaman öğreneceğiz bakalım?

Bursa O’nu unutmayacakBursaspor’da 1976-1977, 1977-1978,1982-1983, 1983-1984 ve 1986-1987yıllarında teknik direktörlük görevindebulunan Kemal Ömeragiç, geçtiğimizhafta Sırbistan’da 83 yaşındayken ya-şamını yitirdi.Ömeragiç tüm Bursa’nın tebessümlehatırlayacağı bir isim olarak tarihtekiyerini aldı.Bursaspor’un en istikrarsız olduğu dö-nemlerde ‘gel’ dedik geldi, ‘git’ dedikgitti.Kendisine özgü çok sevimli bir ko-nuşma şekli vardı. Gençlere özel biryaklaşımı vardı. Onlardan ‘piliçlerim’diye söz ederdi. Birçok genç futbolcu, onun sayesindekendisini geliştirme ve üst düzey ta-kımlarda oynama fırsatı yakaladı.Bu güleryüzlü futbol adamına Tanrı-dan rahmet diliyorum. Huzur içindeolsun. Bursa onu unutmayacak.

Bursaspor’dan

2014 Dünya Kupası Brezilya’da tüm heyecanıylasürerken, Türkiye çok farklı il-

ginçliklerle uğraşıyor. Güçler ayrılığı ilkesinin

yok edildiği, hukuksisteminin kuşa

çevrildiği, yetkinintek elde toplan-dığı süreç, yüz-lerce insanın

suçsuz yere yıl-larca hapis yatma-

sına yol açtı. Dahasonra Anayasa Mah-kemesi’nin verdiği

kararla masum insan-ların büyük bir bölümü

özgürlüklerine kavuştu.Anayasa Mahkemesi daha önce yok muydu? Pekisuçu sadece yazmak olan Ergün Poyraz gibi içerideunutulanlar ne olacak? Her türlü musibetin nedeniparaleller mi sorumlu bu işten de?3 Temmuz 2011’de Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldı-rım’ın içeriye alınmasıyla şike bombası patlatılmıştı.Birçok kulüple ilgili suçlamalar yapılırken, futbolcu-lar ve yöneticilerden de tutuklananlar oldu.Bu konulara hiç hoş bakmayan UEFA, Futbol Fede-rasyonunu sert bir şekilde uyardı ve gereken tümcezaların verilmesini, kimsenin gözünün yaşına ba-kılmamasını istedi.Bizim bir türlü özerk olamayan, ya İsa’ya ya Musa’yayaranmaya çalışan Federasyonumuz elini yüzünebulaştırırken, UEFA kendi alanında cezaları kesti.Aziz Yıldırım tam 1 yıl sonra salıverildi. Futbolcularve yöneticiler de.

Bundan sonra her kafadan bir ses çıkmaya başladı.Delillerin sahte olduğu, üretildiği, aslında böyle

bir sürecin kesinlikle yaşanmadığı söylendi.Fenerbahçe camiası, seyircileriyle ve yöne-

ticileriyle tam bir güç gösterisi sergileye-rek, aslında sürecin kendilerine yönelik birkomplo olduğunu savundular.Trabzonspor ve Galatasaray kulübü baş-kanlarıysa kendi camialarına hoş gö-rünme adına ortamı germek içinellerinden geleni yaptılar.

Ülkemizde hukukun içine etmiştik zaten,şimdi sırada CAS var. Bakalım onun başına

neler gelecek.Bu arada Beko Basketbol Ligi Finalinde izlediği-

miz rezillikler sonrası iyice gerilen Fenerbahçe veGalatasaray ilişkileri yeni futbol sezonunun hiç deiyi geçmeyeceğini net bir şekilde gösteriyor bize.Üstelik Fenerbahçe, Trabzon gerilimi de cabası.Bu iki camianın yöneticilerinin içinde hiç mi aklı ba-şında kimse yok ya! Sonucun nerelere gideceğinihala mı görmüyorlar?Bu kulüplere sponsor olan, gelir kaynaklarınınönemli bir bölümünü sağlayan firmalar da mı köroldu?Eğer bu gidiş böyle sürerse hep birlikte düz duvarabindireceğimiz ve darmadağın olacağımız kesin!Dünya Kupası’nda olamayışımızın nedenlerini tartış-mamız da son derece anlamsız tabi ki!Büyük bir ekonomik kriz içinde bocalayan komşu-muz Yunanistan, Basketbol ve Futbolda Avrupa’nındevleriyle boğuşurken, Dünya Kupası’nda ikinci turageçmeyi de başardı.Daha dünkü çocuk Bosna-Hersek direkten döndü.Ufacık Kostarika büyüklerin canına okudu.Futbolun üvey evlat muamelesi gördüğü ABD, Por-tekiz’i salladı ama yıkamadı.Her türlü güzelliğin içiçe olduğu bir organizasyonizliyoruz. Burada bizden yalnızca hakem olarak Cü-neyt Çakır, Bahattin Duran ve Tarık Ongun var.Doğan Babacan’dan bu yana tam 40 yıl geçmiş.Gelişmeler beni oldukça kaygılandırıyor. Ülke olarakhiç de güzel şeyler yaşamıyoruz. Anlamsız çekişme-lerin bizi giderek daha aşağıya düşürdüğü kesin.Bundan sonrasında Ulusal Takımımızın bu tür orga-nizasyonlara katılabilmesini bırakın bir yana, hakembile göndermemizin mümkün olamayacağını düşü-nüyorum.

Her yanımız kaos!

Page 16: Bursapost sayı 31