din egitiminde motivasyon verimlilikisamveri.org/pdfdrg/d256439/2017/2017_asikn.pdf · din...

12
. DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON ve VERIMLILIK SEMPOZYUMU . 14-15 MAYIS 2016

Upload: others

Post on 25-Aug-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

• . DIN

EGiTiMiNDE •

MOTIVASYON ve • • •

VERIMLILIK SEMPOZYUMU

. 14-15 MAYIS 2016

Page 2: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

DiN EGiTiMi NDE MOTiVASYON VE VERiMLiLiK SEMPOZYUMU

ISBN 97 8-605-82626-0-7

Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik Sempozyumu kitabı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi adına

imtiyaz Sahibi Ahmet Edip Uğur

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Başkanı

Editörler Doç. Dr. Mehmet Bahçekapılı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özkan

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ali Çanakcı Yrd. Doç. Dr. Safinaz Asri

Hazırlayan

Şaban Akkol & irfan Sarıgül & Derya Solak

Yayına Hazırlayan

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi

Dizgi ve Mizanpaj Mehmet Bahçekapı lı & Safinaz Asri

Kapak Tasarım Rukiye Yasemin Eroğlu

Baskı

Petek Ofset

Haberleşme

Tel: O (26S) 244 76 76 1 ı~ 36 1 Fa.ks: O (i6~) 239 13 70

Adres Eski Kuyumcular Mah. Mekik Sokak No:25, BALIKESiR

Basım

Ba l ıkesir 2017

Bu kitap, 14-15 Mayıs 2016 tarihinde Balıkesir'de gerçekıe~tlrllen Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik Sempoıyumunda sunulan bildiri ve konuşmaların, gözden geçirilmiş ve geni~letilmiş verslyonudur. Bu eserde yeralan çalışmaların ve konuşmalarda ileri s~rOien gönO~Ierin dil ve bilimsel sorumluluğu sahiplerine aittir.

~ BA~~KESi.R r:E!!r'1 BUYUKSEHIR ~ B E L E-0 (y E S 1

© 2016 Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınlan/Eğitim-1. Bu kitabın tüm yayın haklan Balıkesir

Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.'ye aittir. Yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir şekilde kısmen veya tamamen çoğaltılamaz.

ll

Page 3: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

HZ. PEYGAMBERiN EGiTiM MODEliNDE MOTiVASYON

Bismillahirrahmanirrahim.

Sayın dinleyenlerim, Sevgili kardeşlerim.

Prof. Dr. Nevzat AŞlK E-mail: [email protected]. tr

Dokuz Eylül Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

Ben sözlerime Allah'a hamd, sevgili peygamberimize salat ve selam ederek,

hepinizi sevgi ve saygı ile selamiayarak başlamak istiyorum.

Efendim, beni bu sempozyuma sekreterya, konuşma yapmak üzere telefonla

davet etti. Ben de kendilerine sempozyumun adını sordum. işte gördüğünüz

hususlardan bahsettiler. Hangi konu ile katılacağım deyince Ahmet Ali Çanakçı

kardeşimiz bana, hadis anabilim dalı öğretim üyesi olmam hasebiyle, "Hz

Peygamberin eğitim modelinde motivasyon" gibi bir konunun olabileceğini söyledi.

Bunun üzerine ben de tamam dedim. Konu üzerinde bir süre düşündükten sonra

motivasyon kelimesinden hareketle kaynak taraması yaptım, bu motivasyon nedir, ne

demektir diye ilgili kitaplara baktım. Motivasyon, en genel anlamda insanları eğitim

ve öğretimde amacına ulaştırmak için güdülemektir. Bu çerçeveden bakılınca Hz.

Peygamberin hayatının insanları, sahabe dediğimiz arkadaşlarını motive etmekle

geçtiğini görürüz. Bir bakıma onun işi ashabını motive etmekti.

Değerli kardeşlerim!

Beni burada davet ettikleri için sempozyum düzenleme komitesine teşekkür

ediyorum. Ancak bu sempozyumun benim için en güzel karşımda bulunan arkadaşlar,

aynı mesleği yaptığımız din görevlileri, Kuran Kursu öğreticileri, din kültürü ve ahlak

bilgisi öğretmenleri, meslek dersleri öğretmenleri ile bir arada bulunmaktır. Biz tüm

arkadaşlarla birlikte çalışmaktan mutluyum ve bunun için duyduğum memnuniyetim i

ayrıca ifade ediyorum. Peygamberimizin iki hadis-i şerifinde kendisini şöyle tanımlar:

Ben öğretmenim, ben bir imamım. imam burada aynı zamanda idarecilik görevini

üstlenen kişi demektir. Ama unutmayalım ki ömür boyu Peygamber Efendimiz namazı

kendisi kıldırmıştır yani mescitteki imamlığı kendisi yapmıştır. Bayram ve Cuma

namazlarını da· mescidin dışında kendisi kıldırmıştır ve hutbelerini bizzat kendisi

okumuştur. ikinci bir nokta değerli arkadaşlar, Peygamberimiz bu "ene imamün ve

Page 4: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik

ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır. Mesela bir gün Mescid-i

Nebevi'de bir tanesi zikir yapan bir tanesi de ilim yapan iki gurupla karşılaşır, her

ikisine de Şöyle bir bakar ve her iki grup için de hayır üzereler der. Zikir edenler için

bunlar dua ediyorlar, Allah dilerse verir dilemezse vermez, buyurur. Ama ilim

yapanlara dönerek bunlar, neticede mutlaka bir şey öğrenecekler, der. "~ .-.~.~Wl"

Ben öğretmen olarak gönderildim diyerek, onların yanına oturuyor, yani arkadaşlar,

Hz. Peygamber ilim yapanların yanına oturmayı tercih ediyor.

Efendim! Bakınız, P~ygamber Efendimiz (s.a.v.} "ilim" kelimesini birçok yerde

kullanmaktadır. Örneğin, "•~<I...J....~.fi!J 1.l.W...Jil..b.b....~~ Y..iı1 t:.ı"' Yani, "Allah

beni problem çıkaran ve zorlayan problemli bir kimse olarak göndermedi lakin beni

kolaylaştıran bir öğretmen olarak gönderdi" diyor. Yine "Muallim" kelimesini burada

hangi amaçla kullanıyor. Gerçekten de Peygamberimiz (s.a.v.) kendileri cemaatine

Mescid-i Nebevi'de namaz kıldınrken aynen şu durumdaydı. Peygamberimiz Muallim,

yani o bir öğretmen, cemaati onun öğrencileri; Peygamberimiz bir baba, cemaati

onun çocukları, evlatları gibiydi. Peygamberimiz bir doktor, onlar da onun hastaları

gibiydi. Yani Peygamberimiz ile sahabeleri arasında büyük bir iletişim vardı.

Peygamber Efendimizin ağzından çıkan sözleri ve fiilieri dinliyor, aynen

uyguluyorlardı.

Sevgili kardeşlerim!

Siz öğretmensin iz ve din görevlisisin iz, Biz imam Hatip'te öğrenciyken o zaman

bir kitap vardı. Beyaz Zambaklar. Ülkesi Finlandiya. Bu kitap birkaç defa Milli Eğitim

Bakanlığı aracılığı ile basıldı. Eğer bu kitaba bir göz atacak olursanız şunu görürsünüz.

Finlandiya'da Finlandiya'yı kurtaranlar rahipler ve öğretmenlerdir. Onların verdiği bu

mücadelenin konuşmalarını kitapta dinler ve görürsünüz. Din görevlileri ile rahipler

ve öğretmenierin işbirliklerine tanık olursunuz. Bugün bizim iki önemli zamanımız var

biliyorsunuz. Biri ilkokul öğretmenliğinden üniversite hocalığına olan kademe, diğeri

de cami imam hatipliğinden Diyanet işleri Başkanlığına kadar olan kademedir. Yani

Bizler imam Hatip'te okurken bizim ilkokul öğretmeni olma şansımız bile yoktu. Yüzde

bir ihtimal dahi böyle bir şey yoktu yani. O dönemki zihniyet bizim öğretmen

olmamıza imkan tanımıyor sadece imamlık yapmamıza izin veriyordu. Allaha hamd

olsun bugün imam hatipten mezun olanlara her kapı açıldı.

Unutmayın ki ilim rütbesi, bilgi rütbesi rütbelerin en büyüğüdür. Cenab-ı Hak

bize bu ilim rütbesini nasip eyledi. Ve Kuranı Kerim'de şöyle bir ayet var hepiniz

biliyorsunuz: "Rabbim ilmimi artır ... " Bunu Peygamberimize söylüyor Allah. "De ki: Ey

396

Page 5: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

Aşık, Hz. Peygamber'in E~itim Modelinde Motivasyon

peygamber ilmimi artır de." Arkadaşlar Kuranı Kerim'de malımı artır, mülkümü artır,

çocuklarımı artır, evim i artır diye bir ifade yok. ilmimi artır kelimesi var.

Şimdi değerli kardeşlerimi

·Hz. Peygamber yaşadığı toplumu ~asıl motive etmiş ki ashabı dindar kimseler

~lmuşlar, Kuranı Kerim onları övmüş, Peygamber Efendimiz ·anları övmüş Aslında bu

ge~çekleşmesi çok kolay olan bir durum değil. Çünkü sabahleyin de hocalarımızdan

birisi söyledi. Ortadoğu uzmanı yabancı bir tarihçinin de ifade ettiği üzere dünya,

hiçbir zaman Hz. Peygamberin geldiği zaman ki kadar kötü ve problemli olmamıştır.

insanlık daha Herisi olmayan bir vahşet çizgisini yaşamıştır. Ama bu insanlar,

Peygamberimizin ashabı olduktan, onu yakından tanıdıktan sonra bir bakıyorsunuz ki

bir derece daha ötesi olmayan medeniyet çizgisine, ilim çizgisine ulaşmışlar.

Malumunuz Hz. Peygamber öldürtülmek istenince en akıllısı Ömer, ben öldürürüm

demiştir. Ama daha sonra Hz. Ömer'in ne olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Bu,

Peygamberimizin motivasyon konusundaki başarısıdır. O dönemde toplum tamamen

kabile merkezli olup ve aynen şöyle çalışmaktadır: Bizim kabileden olanın zalimi adil,

karşı kabileden olanın adili zalimdir. Bizim kabileden olanın yalanı doğru, bizim

kabileden olmayanın karşı kabileden olanın doğrusu yalandır. Bizim kabileden olanın

çirkini güzel, karşı kabilenin güzeli çirkindir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) geldikten

ve nebevi irşadı yaptıktan sonra herşey mescid merkezli olacak, eğitim-öğretim,

diplomasi, mescit merkezli yapılacaktır. Hz. Peygamber döneminde tüm işler mescit

merkezli yapılmaya baş l adığı andan itibaren toplum Kur'an merkezli, peygamber

merkezli toplum haline gelecektir. O toplumda artık inen ayetler, öncekinin aksine

adaletten, kendinizin ana babanızın aleyhine bile olsa doğru şahitlikten, yalancı

olmamaktan, bahsedecektir. Kur'an-ı Kerim bu bağlamda "doğruluktan ayrılmayın"

uyarısında bulunacaktır

Peygamber Efendimizin döneminde tüm toplum onun etrafında oluşmuş,

değişim ve dönüşün buradan onun bize örnekliliğinde gerçekleşmiştir. Toplumu

oluşturan kesimler içerisinde köleler ve cariyeler ile kadınların dikkate alınmadığı

hatta adının olmadığı bir anlayışa karşı Hz. Peygamber, köle de kadın da cariye de bir

insandır, dediği zaman yer yerinden oynuyor. Bu durumu yakından ve ayrıntılı bir

şeki lde ile aldığımızda insan hayretler içinde ka l ıyor, esas inkılabın orada o topluma

yapıldığını söylemekten kendini alamıyor. Mesela Rasulullah bahsedilen köle ve

cariyeler için, sakın diyor onlara kölem, cariyem demeyin, kızım deyin, oğlum deyin,

yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, fazla yük yüklemeyin, eğer yükleyecek

olursanız yardım edin, buyuruyor. Şimdi insan yerine konulmayan bu kişilere Hz

Peygamberin bu tavrını inkılap dışında nasıl değerlendirebiliriz? Rasulullah bu tavrını

397

Page 6: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik

sadece sözle ifade etmiyor, bizzat uygulamalarında da gösteriyor. Nitekim bir gün Ebu

Zer ile birlikte pazara giderken ikisinin de üzerinde aynı elbise olduğunu görenler

yolda niye sizin ikinizin özerinde de aynı elbise var? diye soruyorlar. Bu sorunun

üzerine orada bulunan birisi: ben demedim mi size bu adam bir gün bizi köleler ile

aynı sofraya oturtacak diye diyor. Sabahleyin burada bir arkadaşımız bahsetti. Ebu

Cehil ile Hz. Peygamber arasında söyle bir diyalog geçiyor. Ebu Cehil, müslüman

olduğum zaman bir ayrıcalığım olacak mı? diye soruyor. Hayır diyor peygamber. Yani

ben diyor bunlarla aynı safta mı namaz kılacağım? Evet. Aynı sofraya mı oturacağım?

Evet. Niye Müslüman olayım ki o zaman. Bunun üzerine Rasulullah sen bilirsin diyor.

Yani. sevgili kardeşlerim cahiliye toplumu dediğimiz bu insanların kurtuluşu Peygamberimizin elinde oluyor. Hz Ömer daha sonra kadınlar ile ilgili olarak şu

cümleyi söylüyor. Biz kadınları cahiliye döneminde dikkate almazdık. Ama ayeti

kerimeler inmeye başladı. Bir de baktık ki kadınların erkekler üzerinde hakları varmış

diyor.

Yukarıda anlatılanlara rağmen Peygamber Efendimizi toplumun algılaması çok

sıkıntılı oluyor. Aslında burada ana problemin onların peygamber algılarında

olduğunu görüyoruz. Yani Peygamberimiz geldiğinde Allah ResOiü (s.a.v.) bu ne biçim

peygamber, yemek yiyor, sokaklarda yürüyor, bunun ayaklarından yere değmemesi,

uçması, hazinelerinin yanında olması, Rüzgar estirmesi gerekmiyor mu, deniliyor.

Kuranı Kerim bu ifadeler karşısında Hazreti Peygambere: Ey peygamber kendini

tanıtırken doğru tanıt, rüzgar estiremeyeceğini, yağmur yağdıramayacağını,

hazinelerin yanında olmadığını, sadece onların mürşidi ve peygamberi olarak

gönderildiğini söyle buyuruyor. Hz Peygamber de doğru tanınmasının kolay

olmadığını biliyor, yanlış anlayışların önüne geçmek için; sakın ola Hristiyanların isa'ya

Yahudilerin Musa'ya yaptıkları gibi bana uluhiyet atfetmeyin, tanrı kategorisine

sokmayın, bu tür şeyler hissederek ayağa ka lkmayın, beni üzerinde bulunduğum

çizginin üzerine çıkarmayın uyarısında bulunuyordu. En şereflimizsin, en

onurlumuzsun şeklinde ifadeler kullandıklarında sözünüzü söyleyin ama bana böyle

aşırı saygı göstermeyin, aşırı ifadeler kullanarak şeytana alet olmayın ya da şeytan sizi

kendisine alet etmesin ifadelerini kullanıyordu

Değerli kardeşlerim!

Ashab bulundukları dini inanç noktasından öteye geçmek için bazı şeyler

başlatmaya başladılar ama peygamberimiz onaylamadı. Çok affedersiniz, dini daha

fazla yaşayabilmek için biz kendimizi kısırlaştıracağız, dediler. Peygamber Efendimiz

(s.a.v.) onlara; siz beni örnek almıyor musunuz, ben size örnek değil miyim? ifadesini

kullandı. Bu kişileri daha normal ve yaşanabilir bir düşüneeye getirmek yani aileleri

398

Page 7: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

Aşık, Hz. Peygamber'in· Egitim Modelinde Motivasyon

imar etmek için evlerine uğramayan, kendilerini kısırlaştırmak isteyen bu kimselere

çok büyük gayretler sarf etmiştir. Onları motive etmeye çalışmış ama bir defa bu çok

zor olmuştur. Şunu da öncelikle ifade etmek istiyorum. Hepimiz mutlaka

Peygamberimizin hayatında bulunan hikmet ve n ebilik amacını öğrenmek için kitaplar

okumal.ıyız. Peygamberimize ve onun hayatına bakmadan kendimizi, ailemizi,

çevremizi ve ülkemizi hatta insanlığı bile algılamamız çok mümkün değildir. Hz.

Peygamberin hayatı, satır satır, nokta nokta peygamber olarak, öğretmen olarak,

imam olarak öğretim görevlisi olarak ele alınmalıdır. Çünkü bu tanıma, herbirimizin

boynunun borcudur, diye düşünüyorum. Okul ve hac için Medine'ye gidenler bazen

bana hocam biz gidiyoruz bir isteğiniz var mı, selam söyleyelim mi diye soruyorlar.

Ben de onlara bir siyer kitabı alın elinize, bir bakın, okuyun, oraya bazı şeyleri

öğrenmiş olarak gidin, orayı öğrendiklerinizden hareketle değerlendirin diyorum. Son

zamanlarda umreye çok gidenleriniz var, bir tanesi bana öğrendiği muhacir

kelimesinden hareketle mücahit olmaya gidiyorum, dedi. Oysa Peygamberimize

muhacir olmak Medine'ye gitmek, ensar olmak da Medine'de oturmak değildir. Şunu

önemle söylüyorum; Hz Peygamber'e komşu olmak onun ahlakına komşu olmak

demektir. Komşuluk ilişkilerine, ana-baba ilişkilerine, akraba ilişkilerine, birlikte

yaşama ilişkilerine, kültürüne ve özelliklerine, öğrenci-öğretmen ilişkilerine, cemaat

imam ilişkilerine, aynı mahallede, aynı aidiyet duygusu içerisinde bulunduğu

kimselerle olan ilişkilerine dikkat etmektir. Bu fevkalade önemlidir. Bir hadiste Hz.

Peygamber: Bir insan çocukları ve akrabaları ile dargın olan kişi 100 defa da umreye

gitse bundan bir sevap beklemesin, diyor. Çünkü yukarıda belirttiği m hususlar bizlere

tarzdır. Bunu kesin bir dille ifade etmiş olalım.

Hz. Peygamber mescitte sohbet halkaları yapıyor. Yani namaz kıldırdıktan

sonra, özellikle sabah namazlarında, bir şey söyleyecekse hemen çıkmıyor, cemaate

doğru dönüyor ve orada cemaat hemen halka söylemek istediklerini söylüyor,

sorularını alıyor, onları ve rüyalarını dinliyor. Sonra herkesin problemleri için çözüm

önerileri getiriyor. Fakat burada Peygamberimizin problem çözme noktasında farklı

bir konumu olduğu ve fevkalade hassas olduğu unutulmamalıdır. Bu problemlerden

bir tanesi şöyledir: Bir kişi geliyor ve Ya Resulallah benim bir bebeği m oldu ama bana

benzemiyor, diyor. Peygamberimiz onu alıyor, kenara çekiyor ve sen ne iş yapıyorsun?

diye soruyor. O da ben çobanım, diye cevap veriyor. Develerin mi var, diye soruyor.

Evet, diye cevap veriyor. Yavruları var mı develerin? diye soruyor. Var diye cevap

veriyor. Hangi renktedir? diye soruyor. Şu renktedir, şeklinde cevap veriyor. Onların

anne babaları hangi renktir? diye soruyor. Renklerini söylüyor. Onlar birbirlerine

benziyor mu? diye soruyor. Ben deve uzmanıyım, yavrular atalarından birinin

damarını çekmiş olabilir diye cevap veriyor. Peki, senin çocuğun anne-babalarından

399

Page 8: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik

atalarının birinin damarına çekmiş olamaz mı, diye karşılık veriyor. Problemi karı -koca

iki taraf için de problem olmayacak şekilde peygamberane bir yaklaşımla çözüyor.

Buradaki Rasulullahın mesajı motivasyon değil midir? Yine bir kişi geliyor, iki rekat

namaz kılıyor, ilk defa mescide gelmiş bir bedevi bu. Sonra ellerini açıyor ve Allah' ı m

bana, Muhammed'erahmet et, başkasına etme diyor. Peygamberimiz ona dönüyor

ve diyor ki sen Allah'ın geniş rahmetini daralttın, bu şekilde dua etme ikazında

bulunuyor. Bedevi, peki ya nasıl dua edeyim? diye soruyor. Hz. Peygamber, bana,

Muhammed' e ve herkese şeklinde yap diye cevap veriyor. Sonra bedevi kalkıyor ve

çok özür diliyor. Çok bildiğimiz bir hadiste malumunuz yine bir başka bedevi mescidin

içerisine küçük abdestini bozmaya başlıyor, ashap üzerine çullanıyor, dövecekler.

Rasulullah onları uyarıyor, bırakın işini bitirsin diyor ve dokunmuyor. işini bitirdikten

sonra peygamberimiz onu kenara çekiyor, mescit ile ilgili bilgi veriyor. O da üzülüyor,

bilmiyordum, bir daha yapmam diyor. Rasulullah bu davranış karşısında önce bu kişi

köyden gelen birisi, çadırda yaşıyor, böyle bir ihtiyacı olduğu zaman ihtiyacını çadırın

içerisinde gidilebiliyor, şeklinde düşünerek anlayışla yaklaşıyor. Yani onu kazanmayı

temel ilke olarak benimsiyor. Eğer ashabı Hz. Peygamber durdurmasa idi bir daha o

kimsenin mescide gelmesi mümkün olmazdı. Şimdi zaman zaman bizlerin yaptığı gibi,

1997 senesinde Hristiyan, Müslüman karışık bir guruba gençler arka tarafa geçsin diye

bağırdı. Bunun üzerine camide ne kadar genç varsa teravih namazında çıktı ve gitti.

Ertesi gün yan tarafta, cemaatten ayrı bir yerde, teravih namazını kılmaya başladı l ar.

Peygamberimiz sadece camiye bevl eden kişiyi değil ona öfke ile yönelen kişileri de

· eğitmeye çalıştı ve onlara şu cümleyi söyledi: Sizler kolaylaştıncılar olarak

gönderdiğiniz, zorlaştırıcı olarak gönderilmediniz.

Değerli arkadaşlarım!

Mescid-i Nebevi de o dönemde eğitim için açılan ehl-i suffe vardı. Bunlar

biliyorsunuz sayıları 90 ile 400 arasında değişen Peygamber Efendimizin talebeleri idi.

Peygamberimiz bunlarla yakından ilgileniyordu. Bu kişilere Kur'an eğitimi yanında

farklı alanlarda da eğitim veriyordu Mesela onlara birlikte olunan ortamlarda nasıl

davranmaları gerektiğini öğretirken bağırmamaları ve uyuyanları uyandırmamaları

konusunda uyarılarda bulunuyordu. Bir hadiste sahabe bu durumu söyle anlatıyor:

Peygamberimiz sabah namazından sonra geldi, Uyanık olanın duyacağı uyuyanın

uyanmayacağı bir ses tonu ile selam verdi. Bugün bizim için ne kadar ibretlik bir

durum. Suffa'da öğrenciler bir müddet kalıyor, islam'la ilgili temel esasların öğreniyor,

sonra görevli olarak dışarıya gönderiliyor. Ama dışarı gönderilirken onlara şu cümle

söyleniyor: Burada öğrendiklerinizi ailelerinize öğretin, kabilenize öğretin ama

kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin ürkütmeyin nefret ettirmeyin. Ürkütmeyin

kelimesi bana göre çok önemli. Çünkü camiye bir imam geliyor ya da sınıfın birine bir

400

Page 9: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

Aşık, Hz. Peygamber'in Eğitim Modelinde Motivasyon

öğretmen geliyor. Önce hoca, öğretmen hitap ettiği kitle ile tanışılacak ilk kez iletişime

geçilecek. Bakınız arkadaşlar, Hiç unutmuyorum 1 dönem bize bir hoca geldi, ilk ders

sonrası sınıftan çıktı, özür dileyerek söylüyorum, Nevzat Bey, hep molozlar bu sınıfa

toplanmış, dedi. Bunun üzerine, hoca m bu çocuklar moloz olamaz, onlar 4 sene 5 sene

burada oturacaklar, seni beni, kılığımı;!ı kıyafetimizi, konuşmamızı, insanlığımızı,

çömertliğimizi görecekler zamanı geldiğinde tornadan çıkmış gibi buradan çıkacaklar,

deçlim. Bana sen çok hüsnüniyet sahibisin, dedi. Şimdi size soruyorum: Hitap ettiğimiz

kitle bizim için bulundukları yerlere gelmiş iken bizim hüsnüniyet sahibi olmaktan

başka bir şansımız var mı? Aynen hazreti peygamber ile cemaati gibi onlar da bizim

talebelerimiz değil mi? Bakın arkadaşlar peygamberimiz Muaz b. Cebel'i Yemen'e

gönderirken şöyle söylüyor: Kolaylaştırın, zorlaştırmayın, müjdeleyin ürkütmeyin,

uyumlu olun, ihtilaf çıkarmayın. Arkadaşlar bu bizim için fevkalade önemlidir. Çünkü

söylediği dışında davranarak çıkaran sahabileri Peygamberimiz azarlamıştır. Mesela

Muaz b. Cebel Peygamberimizin en önemli müçtehitleri arasındadır. Sevdeoğullarında

baskın duruma gelen Muaz geç vakit gelir, uzun uzun okur, yan taraftakilerden bir

tanesi de dayanamaz namazı bırakır gider. Bunun üzerine bazıları Muaz b. Cebel'e

gider ve namaz kıldınrken bir gencin kenara çekilip ayrıca namaz kıldığını haber verir.

Muaz b. Cebel kızarak, o münafıktır, der. Bunun üzerine ismi hadiste Selim olarak

bahsedilen bu kişi Hz. Peygambere gider ve şöyle der: YaRasulallah benim hakkımda

Muaz münafık demiş. Geç vakit, uzun kıldırıyor, Fakirim. deveyle su çekip satarak

çocuklarımın geçimini sağlıyorum, onun namaz kıldırışına dayanamadım kenarda

namaz kıldım, der. Muaz daha karşıdan gelirken Hz. Peygamber, Muaz sen fitneci

misin? Ne yapmak istiyorsun? diye kızar. Hadis şerh kitaplarında bu olayı anlattıktan

sonra fitnetü'l-imam, öğretmenin ve imarnın fıtnesi diye başlık atmışlar. Eğer baştaki

bir kimseden fitne çıkarsa bu bütün toplumu sarar. Yani anneden, babadan,

öğretmenden, hele hele camiden çıkarsa fitne, bunun telafisi mümkün değildir.

Önemine binaen Hz Peygamber (s.a.v.} bu konuda bizi sert bir dille uyarmıştır.

Hanımlar ve kendileri ile çok yakından ilgilenen Peygamberimize gelip özel ders

istemişler, Peygamber Efendimiz onlara vakit ayırmış, Mescid-i Nebevi'de dersler

vermiştir. Bu kadınlar Rasulullah'a o kadar mahrem sorular sormuşlardır ki Hz Ayşe

ensar hanımlarının utanma duyguları her şeyi sormalarına engel olmuyor, ifadesini

kullanmıştır.

Sabah namazı ile ilgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.); ben 60 küsur ayet birinci

rekatta okurum, ikinci rekatta ona yakın okumak isterim ama bir çocuğun ağlama

sesini duyarım, annesine meşakkat vermemesi okumamı kısa tutarak selam veririm,

buyurur. Hz. Peygamber, çocuklara özellikle bir kız çocuklarına verdiği önemle ilgili o

kadar çok örnek verebilirim ki şu an vaktimiz yok. Ama kız çocukları ile ilgili su hadisi

401

Page 10: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik

aktarmak isterim. Peygamberimize ashaptan biri oğlan çocuğu ile geliyor otururken

oğlunu öpüp kucağına alıyor. Bunun üzerine Rasulullah: Bu senin oğlun bu da senin

kızın ise neden onu da alıp yanına oturmadın? diye uyarıda bulunur.

Sahabe döneminde imamlardan ve öğreticilerden cemaat ile geçinemeyen,

onlara problem çıkaran kimseler vardır. Peygamberirı:ıiz onlar için; sizin içinizde

cemaati camiden kovanlar var, sizin içinizde insanları ibadetten nefret ettirenler var,

ifadesini kul l anıyor. ·

Değerli kardeşlerim!

Mescidi Nebevi'de o dönem eğlenceler, öğretim yapılıyor, sorular

cevaplandırılıyor. Çok enteresandır Hamidullah'ın bir şiirinde şöyle bir tespitti var. Hz.

Peygamber Hıristiyanlara Siz ibadet ederseniz değil mi? Diye sormuş. Onlar evet

cevabı verince şuraya bir kilise yapın da gelip gittikçe ibadet edersiniz, buyurmuştur.

Şimdi Hz. Peygamberdeki motivasyon ile bizdeki karşılaştırıldığında birbirleri ile çok

ilişkili olmadıkları görülmektedir.

Sevgili Peygamberimiz ashab-ı suffedeki talebeler mescitte otururken geliyor ·

ve şöyle diyor: Mescitte bulunan herkes Allah'ın misafiri, mescid Allah'ın evi, ben de

Allah adına buraya gelen misafirlere karşı görevli Peygamberim. Bu nedenle her imam

~ardeşimiz Beytullah'ta Allah'ın evinde olduğu gibi dünyanın her yerindeki camile(de

de güleryüz ile karşılayıp uğurlama k durumundadır. Peygamberimiz de baskı yok yani

sahabeyi karşı baskı yok ama korku yok

Kardeşlerim!

Din baştan aşağıya kolaylıktır. Dini zorlaştıran kitaplardır. Dini zorlaştıran

hocalardır. Almanya'da bir hanım Müslüman olmuş. Lütfen dikkat edin. Bu Hanım ·

namaz kılacak, imama gelmiş, ben de namaz kılacağım, secde ve rükGu kastederek

aynen sizin gibi yatıyorum kalkıyorum, demiş. Bun~n üzerine imam, bir dakika bu

olmaz bakıyorum ilmihale namazın sünneti 33, demiş. Kadın, o zaman ben bununla

başa çıkamam hadi Allahaısmarladık diyerek oradan ayrılmış. Yukarıda çok uzatmak

istemedim Muaz b. Cebel ile sorun yaşayan Selim, savaşta şehit olmuş.

Peygamberimiz Muaz'a karşılaştığı zamanlarda; Sen yalancı çıktın ama o doğrucu çıktı

diyormuş. Selim'e Muaz'ı şikayet ettiği zaman diyor ki sen namazda ne okuyorsun?

diye soruyor. Selim: Ben bir Fatiha Suresini bilirim yarım yamalak, onu okuyorum, diye

cevap veriyor. Rasulullah yeter, kafidir, diyor. Arkadaşlar, daha sonraki yıllarda Fatiha

Suresi ile namaz kılınır mı diye fıkıh kitapları o kadar uzun yazmış ki.

402

Page 11: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

Aşı k, Hz. Peygamber'in Eğitim Modelinde Motivasyon

Kolaylık başlı başına bir konudur. Peygamberimizde katiyen zorlaştırmak

yoktur. Yani ben bu konuya burada ayrıca girmek istemiyorum ama arkadaşlarımızın

bunu açıkça bilmiş olmaları önemlidir. Peygamberimiz cahiliye döneminden gelen o

insanlara o kadar ilgi gösteriyor ki onları rahatlatmak için: Ben güneşin altında

kurumu·ş et parçası yiyen bir kadının çocuğuyum, ben aranızdan birisiyim, çekinmeyin

b~nden, ben kral değilim, buyuruyor. Çevresindekiler ona iltifat etmeye çalışıyor, O

ben el etek öptürmüyorum, diyor Kızına ziyarete gittiğinde kızı elini öpermiş

babasının, peygamber (babası) onun ayaklarını öpermiş.

Peygamberimiz putperestlikten kurtarıp tevhit inancının yerleştirmeye çalıştığı

bu insanların insana tapmasından korkuyor. Peygamberi kullanarak, Kuran'ı

kullanarak insanların köle l eştirilmesi nden korkuyor. Kabe'yi tavaf ediyor ediyor sonra

Ka be' ye dönüyor ve diyor ki: Ey Ka be ne kadar güzelsin, ne kadar hoşsun, Peygamberi

yaşatan Allah'a Yeminle söylüyorum bir müminin kutsallığı, bir müminin değeri senin

değerinden daha fazladır. Yani bir insanın değeri Kabe'nin diğerinden daha fazladır.

Katir, putperest bile olsa insan kutsal bir kutsal varl ıktır diyor, Hz. Ömer. Yani

arkadaşımız önce insan, komşumuz önce insan. köylümüz önce insan, kim olursa olsun

önce insan. Siz Allah'a yardım ederseniz Allah'ta size yardım edecektir. insana yardım

ederseniz, insana hizmet ederseniz Allah da size yardım eder. Peygamberimiz bunu

açıklarken; siz birbirinize yardım ettiğiniz sürece Allah sizden yardımını

kesmeyecektir, buyuruyor. Biz bugün birbirimize yardım etmiş olsak müslümanların

hali böyle mi olur? Ortadoğu'nun hali böyle mi olur? Annemiz ile babamız ile

akrabamız ile çoluk çocuğumuz ile ilişkimizi devam ettirirsek, yani bu bencillikten,

enaniyetten kurtulsak her şey daha farklı olacaktır.

Ben yıllar önce Hasan Basri Çantay hocanın 40 hadis eserinde bir hadis gördüm.

Orada; sadakanın en faziletiisi sana karşı içinde düşmanlık hissi besleyen akrabaya

verilen sadakadır, deniliyor. Peygamber Efendimiz sana kötülük besleyen akrabana

sadaka ver, hediye ver, onunla iletişim kur, diyerek motivasyona vurgu yapıyor. Çünkü

insanın içindeki kıskançlık duygusunu yangın bacayı sarmadan söndürüyor.

Günümüzde aynı kurumdaki hatta aynı ailedeki insanların birbiriyle göz göze

gelemediklerini düşününce konunun ne kadar önemli olduğu kendiliğinden

anlaşılmaktadır. Peygamberimiz konuşurken daima insanın gözüne bakarmış. Çünkü

söz göze söylenir kulağa ya da arkaya söylenmez. Peygamberimiz yine birisi ile

konuşurken omuzunun üstünden bakmamış, arkası dönük dinlememiş, göğsü ile

muhatabına dönmüş, konuşması bitineeye kadar ondan gözünü çekmemiş, musafaha

ederken elini çekene kadar elini ondan çekmemiştir.

403

Page 12: DIN EGiTiMiNDE MOTIVASYON VERIMLILIKisamveri.org/pdfdrg/D256439/2017/2017_ASIKN.pdf · Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik ene muallimün" kelimelerini birkaç defa kullanmıştır.Mesela

Din Eğitiminde Motivasyon ve Verimlilik

Kısacası kıymetli arkadaşlarım, alçak gönüllülük ve takdirden zarar gelmez.

Unutmayalım islam'a öz. itibari ile hüsnü zan, yani iyi z.an esastır. Bunlarla konuşmamı

bitiriyorum~ Hepinize çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun, sağ olun.

404