ekav edergi

100

Upload: gulsen

Post on 08-Apr-2016

235 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

Page 1: Ekav edergi
Page 2: Ekav edergi
Page 3: Ekav edergi

3

Page 4: Ekav edergi

4

Page 5: Ekav edergi

5

Köknar Uluslararası Taşımacılık,Farklı pek çok kültür, pek çok milliyet ve dünyanın her tarafında

sınırsız hizmet anlayışı. Sınırlar, diller, milliyetler ,Hiçbiri evet hiçbiri bizim için engel değildir.

Köknar Uluslararası Taşımacılık olarak biz hepsini aştık.

Direct : 444 8 047 Tel : +90 324 231 27 10(Pbx) Fax : +90 324 237 92 59 E - mail: [email protected], [email protected]

Köknar Uluslararası Taşımacılık İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti. Adres : Yeni Mah. İsmet İnönü Bulv. Umat Plaza No: 54 Kat: 3/11 Akdeniz/MERSİN/TÜRKİYE

“Big Or Small We Carry Them All”“Ortak bir dünya yarattık”

group

Page 6: Ekav edergi

6

Page 7: Ekav edergi

7

Page 8: Ekav edergi

8

Page 9: Ekav edergi

9

Page 10: Ekav edergi

10

Page 11: Ekav edergi

11

Page 12: Ekav edergi

12

İÇİNDEKİLERİÇİNDEKİLER

Yapım

Ajans Başkanı

Yayın KoordinatörüBegüm Acımış

Haber MerkeziElvan Konuk

Proje DirektörüF. Ahmet Eroğlu

Reklam DirektörüEmel Yılmaz

Ahmet Kurtul

TasarımÖzlem Kaya

H. Taylan Özdemir

Adres: Gazi Mah. 1301 Sk.Aksu 1 Apt. No:10/A Zemin Kat

Yenişehir-Mersin0324 327 81 82 pbx

BaskıTeknik Basım Tanıtım Matbaacılık San. Tic. A.Ş.

Keyap Tic. Mrk. Bostancı Yolu Cad. F1 Blok No: 93 Y.Dudullu - Ümraniye / İstanbul

Tel: 0216 - 508 20 20 - Fax: 0216 - 508 20 45www.teknikbasim.com

Sertifika No: 24871

daraba.com.tr

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Eğitim ve Kalkınma Vakfı

Adına İmtiyaz Sahibi

Yönetim Kurulu Başkanıİbrahim Kiper

Yazı İşleri MüdürüSadık Çağatay Güneş

Yayın Kuruluİbrahim Bilir Fuat Akbaş

Y. Vedat Yücesoy İsmet Sökün

Nihat Tan Habip Demirci

Murat Yüksekbaş

MTSO EKAV İletişim:Atatürk Cad. MTSO Hizmet Binası

Kat:4 MERSİN TLF: 0324 231 25 25

Mail: [email protected]

MTSO-EKAV Ekonomi ve

Yaşam dergisi 10 bin adet

basıldı

MTSO Tedarik Akredite Zinciri Testi ve Ar-Ge Merkezi 81 ile hizmet veriyor

Köşe yazarlarının görüşleri dergimizin genel görüşü değildir.

10.000 adet basılmıştır. Bu dergi tamamen reklam gelirleriyle finanse edilmektedir.

MTSO Üyelerine ücretsiz olarak dağıtılmaktadır.

4616

MTSO EKAV FAALİYETLERİ

Rektör Çamsarı’ya hayırlı olsun ziyareti................................17

MTSO 29. Meslek Komite Üyeleri Basın Çalışanları Günü Kutlamalarına Katıldı................................................................17

Benim Okulum Benim Mesleğim Projesi 750 öğrenciye ulaşacak.....................................................................................18

Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri Gebze’de..................................................................18

Page 13: Ekav edergi

İÇİNDEKİLERİÇİNDEKİLERİÇİNDEKİLER

20MTSO

129 Yaşında

26

Silifke

90MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut

74Meslek Komitelerimiz Odamızın omurgasıdır

Tarihi zenginliği ile

Mersin doğal güzellikleri kadar tarihi dokusu ile de çok zengin bir yer. Kentin her ilçesinde, her köşesinde tarihin izlerine rastlamak mümkün. Bu ilçelerden biri de Silifke.

RÖPORTAJLAR MTSO GÜNDEMİLider markalar tek çatı altında Elektro Grup.....32

Ortadoğu’nun en büyük hali sorunlarına çözüm bekliyor....................................................................38

Her yaşa her zevke uygun mobilyalarla Türkiye’de tek markayız........................................48

Bölge illerde de markamızı temsil etmek istiyoruz...................................................................50

Medya üzerindeki baskılardan biz de etkileniyoruz...........................................................58

Mersin’den Türkiye’ye açılan peyzaj markası Uzunoğlu Sera Peyzaj Mimarlığı İnş Ltd Şti.......66

Mersin iş dünyasının yeni merkezi Profit...........72

8. Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Şair Metin Cengiz’e verildi........................................................40

2014 yılı eğitimleri dolu dolu geçti......................62 Lojistik ve Hukuk Paneli düzenlendi....................64

Mersin Alzheimer gerçeğine

hazırlanıyor

Prof. Dr. Aynur Özge

Page 14: Ekav edergi

14

Sevgili Dostlar, Değerli Üyeler,

İki ay aradan sonra yine karşınızdayız. Birinci sayımızı çok büyük bir heyecanla hazırlayıp sizlerin beğenisine sunmuştuk. Bu ikinci sayımızda da aynı heyecanımız devam ediyor. Gerçekten sizlerden çok güzel geri dönüşümler aldık. Dergimizi çok beğendiğinizi, içeriğinin hoşunuza gittiğini ve kaliteli bir dergi olarak gör-düğünüzü bizlere duyurdunuz. Tabi ki bu söylemlerinizden çok mutluyuz.

Bu sayımızda içeriği daha zenginleşti-rerek, kaliteyi daha yükselterek devam ediyoruz. Tirajımızı 10 bin olarak belir-lemiştik. Gelecek sayılarımızda 10 bini aşacağımızı planlıyoruz. Dergimiz iki aylık periyotlarda sizlere ulaşmaya devam edecek. İçerik olarak da prensibimiz üye-lerimizin sesinin ve başarı hikayelerinin daha çok duyurulması yanında yüksek ti-rajlı bir dergiye de reklam vermeye özen-direrek firmalarımızın kurtlar sofrası de-diğimiz ticari hayatta kendi başarılarını yakalamalarıdır.

Dergimizi Huzurkent’ten Davultepe’ye kadar dükkan dükkan fabrika fabrika tek tek dağıttırdık. Ulaşamadıklarımıza bizzat elden götürdük. Dergimiz ulaştığı her işletmede ilgiyle okundu ve incelen-di. Kendisine bir yer buldu. Bu şekilde Mersin’de reklam vermeyi seven reklam verenlere çok yüksek tirajlı bir yayın or-ganı sunmuş olduk. Tanıtım bir kerelik bir olay değildir. Dergimize reklam ver-meyi sürdürenler belli periyotta bunların meyvesini görecek ve reklam vermenin tadını alan firmaların başarısı diğer fir-malarımızı da özendirecektir. Öte yandan Mersin’de reklam pastası büyümüş olacak ve diğer yayın organları da bu büyüyen pastadan kendilerine düşen payı almakta gecikmeyecektir. Gayemiz bütün basının ve medyanın birlikte pastanın büyümesi-ne katkıda bulunmasıdır.

Dergimizi üyelerimizin dışında Mersin protokolünün ve Ankara devlet ricalinin beğenilerine sunduk. Sayın Cumhurbaş-kanı dahil, Sayın Başbakanımıza, bakan-larımıza ve milletvekillerimize de gön-derdik. Böylece Mersin’in farklı ve daha güzel bir yönünü de ilgililere tanıtmış oluyoruz.

MTSO EKAV olarak Mersin’e, Mersin Ti-caret ve Sanayi Odası’na ve üyelerimize mal olacak bu dergiyi hazırlamış olduk. Sizlerden dergimizle ilgili fikirlerinizi, kendinizi tanıtmak için bize başvurunu-zu ve ilan desteğinizi bekliyoruz. Bu dergi kendi kendini ilanlarla finanse ederek yü-rümeye devam edecektir. Ve bu dergi ya-şadıkça reklam verenlerimiz kendilerini tanıtıp işlerini geliştireceklerdir.

Dergimizin kapağında mesleğinde başa-rılı ve sosyal projelerde Mersin’i destek-leyen kişileri tanıtıyoruz. Bu sayımızda da Sayın Profesör Doktor Aynur Özge ko-nuğumuz oldu. Değerli hocamız Mersin’e Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şu-besi olarak Yaşlı Yaşam Merkezi’nin ka-zandırılması için dernek başkanı olarak çok büyük çaba sarf etmektedir. MTSO EKAV ve Mersin STK’lar olarak projesini destekliyoruz ve Yaşlı Yaşam Merkezi bi-tinceye kadar desteğimiz sürecektir.

Geçen sayıda da belirttiğim gibi bu dergi si-zin derginizdir. Sizin için hazırlanmaktadır.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası dergisidir.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Eğitim ve Kalkınma Vakfı dergisidir.

Mersin iş ve ekonomi dünyası dergisidir.

Hep birlikte firmalarımızı tanıtmaya ve bü-yütmeye devam edeceğiz. Başarı hepimizin olacaktır. Mersin ekonomisi büyüyecektir.

Hepinizi saygıyla selamlıyor, iyi günler diliyorum.

Dergimiz kent ekonomisinin büyümesine katkı sağlıyor

İbrahim KiperMTSO EKAV Yönetim Kurulu Başkanı

Page 15: Ekav edergi

15

Page 16: Ekav edergi

16

İlk sayısı 2 ay önce yayınlanan MTSO-EKAV Ekonomi ve Yaşam Dergisi, yayın hayatına “merhaba” dedi. Ekonomiden sanata, üye tanıtımlarından MTSO Üyelerine yönelik düzenlenen eğitimlere kadar zengin bir içeriğe sahip olan dergi, farklı konulardaki köşe yazılarıyla da büyük ilgi topladı.MTSO Üyelerinin ihtiyaç duydukları her bilginin yer aldığı dergide her sayı kendi sektöründe başarılara imza atmış, istihda-mı, ihracatı, üretimi ile kent ve ülke eko-nomisine katkı sunan, sosyal sorumluluk projelerini destekleyen bir isim kapağa

konuk olacak. 2 ayda bir 10 bin adet baskıyla okuyucuyla buluşacak olan MTSO-EKAV Ekonomi ve Yaşam Dergisi, Mersin’de evrensel anlam-da bir iş yapma ve sanayi kültürü oluşumu-na da önemli katkılar sağlamayı hedefliyor.İlk sayısıyla MTSO-EKAV Ekonomi ve Yaşam Dergisi; ilgili Bakanlar, Milletvekil-leri, TOBB’a bağlı tüm oda ve MTSO üye-lerine dağıtıldı. MTSO-EKAV Ekonomi ve Yaşam Dergisi, bundan sonraki dönemlerde de aynı çizgi-de yayın hayatına devam edecek.

MTSO - EKAV Ekonomi ve Yaşam Dergisi

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Eğitim ve Kalkınma Vakfı (EKAV) Ekonomi ve Yaşam Dergisi 10 bin tirajı ile yayın hayatına başladı.

10 bin adet basıldı

Page 17: Ekav edergi

17

Basın Çalışanları Günü, basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasında ilişki-lerin düzenlenmesine ilişkin, 212 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 10 Ocak 1961 tarihinden itibaren kutlanıyor.

Her yıl olduğu gibi Mersin Gazeteciler Ce-miyeti öncülüğünde bu yıl da Cumhuriyet Alanı’nda gerçekleşen Basın Çalışanları Günü kutlama törenine MTSO 29. Meslek

Komitesi de katılarak destek verdi. Fa-aliyet alanlarına göre sektörlerin temsil bulduğu komitelerden birisi olan MTSO 29. Meslek Komitesi de bağlı bulunduğu meslek gruplarından bir ve büyük kısmını oluşturduğu basın kuruluşlarının önemli gününde kutlamalara katılarak, basının yanında yer aldı. Basın Çalışanları Gü-nü’ne MTSO Meclis Üyesi İbrahim Bilir, MTSO 29. Meslek Komitesi Başkanı Gör-

kem Arsoy ve Komite Başkan Yardımcısı Nebahat Demir katıldı. Bazı İlçe belediye başkanları, STK, STÖ temsilcilerinin de katıldığı Basın Çalışanları Günü kutla-maları ise saygı duruşunda bulunulması ile başladı. Günün anlam ve önemini belir-ten konuşmaların yapılması ile sona erdi. Basın Çalışanları Günün de basının çalış-ma şartları, basın üzerindeki baskılar ve siyasi müdahalelere vurguda bulunuldu.

Ziyarete Mersin Ticaret ve Sanayi Oda-sı Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcı-ları Nuh Yükselgüngör, Kasım Tanrıöver, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ali Fuad

Budur, Yönetim Kurulu Üyeleri Ekrem Sağlam, Alper Gürsoy, Fatih Kısa, Genel Sekreter Abdulkadir Dölek ile Başkan Danışmanları Orhan Çapan, Ercan Akın ve Esra Cortancıoğlu katıldı.

Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ah-met Çamsarı’ya yeni görevinde başarılar dileyen Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Sizlerle birlikte birçok projede beraber çalışacağımıza inanıyorum. 2005-2006 yılında üniversite, Oda ve kent bütünü ile gerçekleştirdiğimiz RIS projesi ile yol haritamızı belirledik. İkinci bir RIS pro-jesini de sizlerle ortak çalışarak hayata geçirmek istiyoruz. Üniversitemizden daha çok faydalanmalıyız. Oda olarak, kent adına yapılacak her projede bize ne düşüyorsa her zaman sizlere destek için hazırız” dedi.

Hayırlı olsun dileklerini kabul eden Mer-sin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, “Sizler bizim için çok önemlisi-niz. Şehrin yaşam kaynağısınız. Sizlerle olan diyalogumuza güveniyorum ve bir-likte birçok proje gerçekleştireceğimize inanıyorum” diye konuştu.

MTSO 29. Meslek Komite Üyeleri Basın Çalışanları Günü Kutlamalarına Katıldı

Rektör Çamsarı’ya hayırlı olsun ziyaretiMersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetimi, yeni atanan Mersin Üniversitesi Rektörü

Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’ya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 29. Meslek Komite Üyeleri, Basın Çalışanları Günü kapsamında Cumhuriyet Alanı’nda düzenlenen törene katılarak bir ilki gerçekleştirdi.

Page 18: Ekav edergi

18

Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri Gebze’de

Benim Okulum Benim Mesleğim Projesi 750 öğrenciye ulaşacak

Kadri Şaman MTSO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi T12 A sınıfı veri tabanı dalı öğrencileri, öğretmenleri Volkan Aktaş ile birlikte Gebze Ticaret ve Sanayi

Odası’nın davetlisi olarak 15-18 Aralık’ta Gebze’ye eğitim gezisi düzenledi. Gezi süresince öğrenciler, Gebze Organize Sanayi Teknopark, Tübitak, Marmara

Teknokent ve buradaki Logo Yazılım, Artesis, Ardıç Yazılım, Pak Arge, Mikro-Dev firmalarını gezerek incelemelerde bulundular.

Sosyo-ekonomik düzeyi düşük Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencilerinin kendilerini tanımalarını sağlayarak çeşitli meslekler arasından en iyi yapabileceği ve kendisine en uygun mesleğe yönelmesine katkıda bulunmak, yetenekleri ile nitelikli ve mesleki olarak geleceğe hazırlanmalarını sağlamak projenin temel amacını oluşturuyor.

Benim Okulum Benim Mesleğim Projesi Toplantısı’na katılan MTSO EKAV Başkanı İbrahim Kiper de, öğrencilerin ilerde sevecekleri meslekleri yapmalarının başarılı olmalarında büyük rol oynayacağını belirterek, MTSO EKAV olarak buna katkı sağladıkları için mutlu olduklarını söyledi.

MTSO EKAV, Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Toroslar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İş-Kur İl Müdürlüğü ortaklığında Kasım 2014 – Haziran 2015 döneminde gerçekleşecek olan Benim Okulum Benim

Mesleğim Projesi ile 750 öğrenciye ulaşmak hedefleniyor.

Page 19: Ekav edergi

19

Page 20: Ekav edergi

20

MTSO 129 YAŞINDA

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 129. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri kapsamında, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre Merkezi’nde Kuruluş Yıldönümü Resepsiyonu gerçekleştirildi.

Page 21: Ekav edergi

21

Resepsiyona Mersin Valisi Özdemir Ça-kacak, Mersin Milletvekili Vahap Seçer, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Üniver-sitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çetin Bedestenci, Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tayyar Şen, Baro Başkanı Alpay Antmen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Mersin Konsolosu Ayşen Volkan İnanıroğ-lu, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Mahmut Arslan, Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu, Meclis, Komite Üyeleri ile çok sayıda da-vetli katıldı.

“Tüm Mersin ile el ele çalışıyoruz”

Resepsiyonun açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Ticaret Odası’nın 129 yıl önce; Birkaç Mersin’li tüccarın girişimi ile kurulduğunu anımsa-tarak “O gün dikilen küçük fidan, bugün devasa bir çınar haline gelmiştir. Bu an-lamda Mersin; genç bir kent olmasına rağ-men, Türkiye’nin en eski Ticaret Odaların-

dan birine sahiptir. Arkamızda 129 yıllık bir deneyim vardır. Bu küçümsenecek bir tecrübe değildir. 129 yılın geleneği, ahlakı, terbiyesi ve kültürü vardır. 129 yıl; Bir ku-rumun kesintisiz devam eden varlığı, kent ekonomisine kesintisiz hizmet vermesi ve kentine, ülkesine katkı verme çabasıdır. Bir kurum ki; siyasetin üstü davranabilen; ayrımcılık yaratacak hiçbir ideolojiye yüz vermeyen; Aksine kenti ve toplumu bir bü-tün olarak kucaklayacak olan demokrasi, Cumhuriyet ve evrensel insan haklarına gönül vermiş ve bu anlamda örnek olmuş bir kurum. Öyle bir oluşum ki; Öncelikle kentine ve ülkesine, içinden geldiği toplu-mun her katmanına karşı sorumluluk du-yan; İlk amacı üyelerine hizmet vermek ve kent ekonomisini geliştirmek gibi görünse de; bu sorumluluk bilinciyle; Mersin’in eğitiminden sağlığına, kültür yaşamından işsizliğine her alanında bulunan bir kurum. Böyle bir kurumun parçası olmaktan onur duyuyorum. Mersin, ekonomik potansiye-li ile birçok alanda Türkiye’nin öncü ilidir. Tarım-gıda, lojistik, turizm ve sanayide Mersin sadece ulusal değil, uluslararası alanda söz sahibi bir kent olmaya, kendi-sini göstermeye başlamıştır. Mersin’in son yıllarda Odamızın çabasıyla ortaya koy-duğu uluslararası alandaki entegrasyon ve aldığı görevler olağanüstüdür. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak, tüm kurum ve kuruluşlarımızla, Sivil Toplum Kuruluş-larımızla, Valiliğimizle, Belediyelerimizle, Yerel medyamızla; Kısacası tüm Mersin ile el ele çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Bu ortak aklın yakalanmasında, ortaya koyduğu viz-yonla, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın büyük katkısı olduğunu düşünüyorum” dedi.

“129 yıllık bir çınara layık olma so-rumluluğu ile çalışmaya devam edeceğiz”

Mersin’in bugüne kadar fiziksel eksikleri-nin, alt yapı eksiklerinin üstünde durdu-ğuna dikkat çeken Aşut, “Yapılanlar oldu, yapılamayanlar oldu. Eksik kalan yatırım-ların yapılması anlamında temel görevimiz olan lobi çalışmalarına devam edeceğiz. Baskı gurubu oluşturmaya ve Mersin’in derdini icra makamlarına doğru anlatmaya devam edeceğiz. Ancak, Mersin iş dünyası olarak artık yeni hedefimiz; bilgi ve bilimle elde edeceğimiz katma değerler olacaktır. Hedefimiz; her sektörde izleyeceğimiz ya-ratıcı ekonomi fikri olacaktır. Hedefimiz; Bilim, bilgi ve sosyal sermayemizi kent ekonomisine entegre etmek olacaktır. İnovasyonda öncü kent olan Mersin’i; ye-nilikçiliğin, Ar-Ge’nin, yüksek teknoloji-nin merkezi yapmak olacaktır. Sadece bu günümüz için değil, gelecek nesillere olan sorumluluk hissi ve Mersin sevgimizle; Yorulmadan, küsmeden, şikayet etmeden oturduğumuz makamların hakkını ver-meye devam edeceğiz. Bizler, 129 yıllık bir çınara layık olma duygusu ve sorumluluğu

ile çalışmaya devam edeceğiz. Bu anlamda; Kentimizin bu köklü kurumunu, dünden bugüne taşıyan herkese teşekkür ediyoruz. Odamıza kurulduğu günden bugüne kadar hizmet eden tüm Başkanlara, meclis üyele-rimize, yönetim kurulu üyelerimize, komi-te üyelerimize, tüm üye ve çalışanlarımıza teşekkür ediyoruz. Hayatta olanlara sağlık ve esenlik, ebediyete intikal edenlere Al-lah’tan rahmet diliyoruz. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası kentin birliğine, dirliğine, hu-zur ve zenginliğine katkı koymaya devam edecektir. Çünkü, Mersin ve Mersinliler bunlara layıktır. 129’uncu yılımız kutlu ol-sun” diye konuştu.

“MTSO, Türkiye’nin en köklü kurum-larından biridir”

Mersin’in 150 yıllık geçmişine rağmen yeni bir şehir olduğunu belirten Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Mahmut Arslan, “129. yılını kutladığımız Mersin Ti-caret ve Sanayi Odası, Türkiye’nin en köklü kurumlarından birisidir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, ilk kez 1886 yılında 5 kişilik yönetim kurulu önderliğinde meclis üyele-riyle beraber, gelişen ticaretin ihtiyaçlarını

Page 22: Ekav edergi

22

karşılamak amacıyla kurulmuş bir Oda-dır. Biz, Mersin’de ticaret ve sanayi odası olarak en büyük ve en köklü kurumlardan biriyiz, bizler Mersin’in daha da gelişmesi için elimizden geleni yapmaya çaba göste-riyoruz ve göstermeye de devam edeceğiz. 2015 yılı Mersin için önemli bir yıl. Mer-sin’in 2015 yılını çok iyi değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. 129 yılda emeği geçen, Mersin ekonomisine katkısı olan, Odamızın bugünlere gelmesinde büyük emek harcayan geçmiş yöneticilerimize ve üyelerimize şükranlarımı sunuyor, Oda-mızın 129. kuruluş yıl dönümünün hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi.

“Nice başarılı yıllar diliyorum”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın ku-ruluşunun 129. yılını tebrik eden Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanet-tin Kocamaz şunları söyledi; “Türkiye’nin önemli kurumlarından biri olan Ticaret Odamız, neredeyse Mersin’in şehir olma-sıyla yaşıt durumda. Mersin, tüm dina-mikleriyle birlikte belki beklenen seviyeye gelmedi ama bugün adından söz ettiren, sadece yurt içinde değil yurtdışında da bir-çok insanın gözünde parlayan bir yıldız. Mersin’in geldiği noktaya bakacak olursak, daha çok birliktelik oluşturmamız, Mer-sin’e daha çok yatırımcı çekmemiz gerek-tiğini ve kendi öz değerlerimizin farkına vararak bunlara sahip çıkmamız gerekti-ğini bizlere işaret ediyor. Bu nedenle Mer-sin’de yaşayan herkesin kaygısı, Mersin’in geleceği olmalı. Bu konuda sivil toplum örgütlerine büyük görevler düşüyor. Mer-sin’i harekete geçirecek olan Mersin’in dinamiklerine odalarımızın öncü olma-sı, yerel ve mülki idarenin de Mersin’in problemlerini çözme konusunda her türlü

desteği vermesi gerekiyor. Ben bu düşün-celerle 129. yılını kutlayan Mersin Ticaret ve Sanayi Odamızı tebrik ediyor, daha nice başarılı yıllar diliyorum.”

“MTSO, ticaretin gelişmesinde öncü rol üstlenmekte”

Mersin’in 1840’lı yıllarda küçücük bir yerleşim yeri olduğunu, limanın faaliye-te geçmesiyle birlikte Mersin’in zamanla önemli bir ticaret merkezi haline geldiğini belirten Mersin Valisi Özdemir Çakacak, “129 yıl önce belki de çoğu kentte ticaret odası olmadığı halde Mersin’de ticaret ve sanayi odası kurulmuş. Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurulmasından bugüne kadarki sürece baktığımızda; Mersin sahip oldu-ğu kapasitesiyle Türkiye’nin 2’nci büyük limanına, iş hacmi ve istihdamıyla Türki-ye’nin 2’nci büyük serbest bölgesine sahip

olmuş, önemli bir ticaret sanayi ve lojis-tik merkezi, tarımsal açıdan da ülkemizin 2’nci büyük konumuna gelmiştir. Kamu ve özel sektörün bir bütündür ve bir bütün halinde gelişme göstermekte. Bizler Mer-sin’in gelişip kalkınması için bir ve beraber olduğumuz sürece bu kalkınmanın daha da hızlı olacağı kanaatindeyiz. Birlik ve beraberlik güç demektir. Bu tür etkinlikler de büyük birleşmeleri beraberinde getir-mektedir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin’de ticaretin gelişmesinde kurum-sal olarak öncü rol üstlenmekte. Mersin’in ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasında sanayicilere ve iş adamlarına her zaman ih-tiyacı vardır. Vermiş oldukları katkıdan do-layı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ailesine teşekkür ediyorum” ifadesinde bulundu.Resepsiyon açılış konuşmalarının ardın-dan, Keman Sanatçısı İbrahim Çamlı’nın keman resitali ve canlı müzik dinletisi ile devam etti.

Page 23: Ekav edergi

23

Page 24: Ekav edergi

24

Ekonominin durumuna ışık tutan önemli çalışmalardan biri olan ve yılda iki defa çıkan Merkez Bankası Finansal İstikrar Rapo-ru’nun ikincisi yayımlandı. Raporda değini-len konular özetle şu şekilde ortaya çıkıyor:2014 yılı mayıs ayından bu yana küresel ik-tisadi faaliyette ivme kaybı yaşanıyor. Petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki hızlı düşüşün de katkısıyla enflasyon oranları düşük seviyelerini koruyor. Sancak ABD ve diğer ülkeler arasındaki büyüme eğiliminin artan oranda farklılaştığı gözleniyor.Çin dahil olmak üzere gelişmekte olan ülke-lerde büyüme ivme kaybederken, Euro Bölge-si ve Japonya’da ekonomik büyümenin olduk-ça kırılgan ve zayıf bir görünüme sahip olduğu görülüyor. ABD ekonomisi ise güçlü bir topar-lanma eğilimi sergiliyor. Son dönemde em-tia fiyatlarındaki aşağı yönlü hareket, emtia ihracatçısı gelişmekte olan ülkelerin büyüme dinamiklerini olumsuz etkileyecek. Küresel ekonomiler arasında bu farklılaşma, ülkelerin uyguladıkları para politikalarına da yansıyor. Varlık alım programını Ekim ayında sonlandıran ABD Merkez Bankası FED’in 2015 yılında faiz artırımlarına başlaması bek-leniyor. Buna karşın çeşitli araçlar kullanarak para politikalarını gevşeten Avrupa Merkez Bankası, Japonya Merkez Bankası ve Çin Merkez Bankası’nın büyümeyi desteklemeye dönük adımlar atmasının muhtemel olduğu belirtiliyor. Ancak küresel ekonomik aktivi-tenin güç kaybetmeye devam etmesi halinde FED’in de para politikasındaki normalleşme-yi geciktirme ihtimali bulunuyor.Genişletici para politikaları nedeniyle olu-şan düşük faiz ortamı küresel ölçekte bazı fi-nansal risklere yol açıyor. Gelişmiş ülkelerde bankacılık sektörün ekonomik toparlanmaya yeterli desteği veremiyor. FED’in olası faiz artırımına ilişkin beklentiler ve jeopolitik risklerle, küresel risk iştahı ve gelişmekte olan ülkelere sermaye akımları dalgalı seyrediyor. Önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ül-kelere yönelik sermaye akımlarının ülkelere özgü unsurlara olan duyarlılığının devam etmesi bekleniyor. Bu çerçevede gelişmekte

olan ülkelerin büyüme görünümleri, enflas-yon oranları ve dış dengeleri ön plana çıkacak. Son dönemde iktisadi faaliyetin zayıf seyri küresel para politikalarındaki normalleşme sürecinin ötelenme olasılığını güçlendiriyor. Gelişmiş ülke para politikalarındaki normal-leşmenin gecikmesi halinde aşırı borçlanma riski söz konusu olabilecek. Bu durumda, finansal sistemin şoklara karşı dayanıklılı-ğını arttırma ve basiretli borçlanmaya teşvik amaçlı tedbirler önem arz edecek.Türkiye’ye baktığımızdaysa 2014 yılı ikinci çeyreğinde yavaşlayan Türkiye ekonomisi, yılın ikinci yarısında daha iyi bir performans sergiliyor. Öncü göstergeler özel tüketim ve yatırım talebinde ılımlı bir toparlanmanın başladığına ve iç talebin büyümeye daha faz-la katkı verdiğine işaret ediyor. Öte yandan küresel ekonomideki yavaşla-manın da etkisiyle ihracatın yıllık büyüme-ye katkısı göreli olarak azalıyor. Büyüme kompozisyonundaki bu değişime rağmen, tüketici kredilerinin ılımlı seyri ve dış tica-ret hadlerindeki olumlu gelişmeler cari den-gedeki iyileşmeyi destekliyor. Cari işlemler açığındaki iyileşmenin yavaşlamakla birlik-te devam edeceği tahmin ediliyor. Bununla birlikte, küresel para politikalarına ilişkin belirsizlikler, jeopolitik gelişmeler ve dış ta-lepteki kırılgan seyir, ekonominin toparlan-ma süreci üzerinde riskler oluşturuyor.Hanehalkı finansal varlık/yükümlülük den-gesindeki kademeli iyileşme devam ediyor. Hanehalkı varlıkları tasarruf oranındaki yükseliş ve özellikle yatırım fonlarındaki artışla büyümesini sürdürüyor. yükümlülük tarafında ise konut kredilerinin bireysel kre-diler içindeki ağırlığı kademeli olarak artma-ya devam ediyor. makro ihtiyadi tedbirlerin de katkısıyla bireysel kredi kartı ve taşıt kre-dilerinin yıllık büyümesi kontrol altında. Bu durum hanehalkı borçluluğunun aşırı hızda artışını sınırlıyor. Reel sektörün finansal yükümlülüklerinin GSYH’ye oranı yurtiçi kaynaklı olarak art-maya devam ediyor. yurtiçi yükümlülükler-

deki artış, Türk parsı kredilerden kaynak-lanıyor. Yabancı para kredi kullanımları ise görece zayıf seyrini sürdürüyor. reel sektö-rün yurtdışı yükümlülükleri ise GSYH’ye oranla istikrarlı bir seyir izliyor. Bankacılık sistemi güçlü ve sağlıklı yapısını koruyor. Küresel finansal piyasalardaki dal-galanmalara rağmen bankalar yurtdışı borç-larını yenilemekte herhangi bir sorun yaşa-mıyor. Diğer taraftan bankacılık sisteminin son yıllarda artan oranda mevduat dışı fon-lama kaynaklarına yöneldiği görülüyor. Ban-kacılık sektöründeki tahsili gecikmiş alacak tutarıysa yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde yatay seyir izlemiştir. Enerji ve gıda fiyatlarının küresel seviyede düşmesine rağmen Türkiye’deki gıda fiyat-larının olumsuz hava koşullarına bağlı ola-rak artması, elektrik ile doğalgaz zamları ve Türk Lirası’ndaki değer kayıpları enflasyonu olumsuz yönde etkiliyor.Kamu borç stoku göstergeleri 2014 yılının ilk yarısında olumlu seyrini koruyor. Finansal pi-yasalardaki dalgalanmalara rağmen borçlan-ma yapısında önemli bir değişim gözlenmiyor. Makro ihtiyati önlemlerin yardımıyla reel faizler küresel kriz öncesi seviyelerin altın-da. Hem nominal hem de reel faiz oranları yakından tarihimizdeki en düşük değerler civarında seyrediyor. Uzun vadeli faizler ise beklenen enflasyon, vade primi ve risk primi tarafından belirleni-yor. Düşük faiz ortamında basiretli borçlan-ma, dengeli büyüme, gelir dağılımı ve istih-dam için faydalı olacaktır.Aşırı borçlanma eğiliminin uzun süre devam etmesi ise risk primini artırmak suretiyle bü-yümeye, gelir dağılımına ve istihdama zarar verebilecektir.Bu süreçte büyümeyi destekleyecek en öneli unsur ise yapısal reformlara devam edilmesi olacaktır.Hedefimiz uluslararası değer zinciri hiyerar-şisinde üst basamaklara çıkmış, yüksek gelir grubu ülkelerin arasında girmiş bir ülke ko-numuna gelmektedir.

Türkiye ekonomisi yılın ikinci yarısında daha iyi bir performans sergiliyor

2014 ikinci çeyreğinde yavaşlayan Türkiye ekonomisi, yılın ikinci yarısında daha iyi bir performans sergiliyor. Öncü göstergeler özel tüketim ve yatırım talebinde ılımlı bir toparlanmanın başladığına ve iç talebin büyümeye daha fazla katkı verdiğine

işaret ediyor. öte yandan, küresel ekonomideki yavaşlamanın da etkisiyle ihracatın yıllık büyümeye katkısı göreli olarak azalıyor.

M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU TOBB Başkanı

Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği

(Eurohambres) Başkan Yardımcısı İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım

Odası (ICCIA) Başkan Yardımcısı ve Milletlerarası Ticaret Odası

(ICC) Yönetim Kurulu Üyesi [email protected]

Ekon

omik

For

um D

ergi

si’n

in 2

46. s

ayıs

ında

n al

ıntıd

ır.

Page 25: Ekav edergi

25

Page 26: Ekav edergi

26

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Nöroloji, Algoloji ve Klinik Nörofizyoloji Yandal Uzmanıyım. 1998 yılında Mersin Üniversitesi’ne (MEÜ) kurucu öğretim üyesi olarak atandım ve hâlihazırda MEÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğ-retim Üyesiyim. Burada ağırlıklı olarak unutkanlık hastalıkları ve her türlü ağrı olmak üzere pek çok konuda hem araştır-ma yapıyorum hem de klinikte hasta gö-rüyorum. Aynı zamanda Dünya Baş Ağrısı Cemiyeti’nde aktif yönetim üyesiyim ve çocuk baş ağrısı alımında da bir alt komi-tenin başkanıyım.

Alzheimer konusundaki çalışma-larınız ne zaman başladı? Derneğe geçiş süreciniz nasıl oldu?

Nöroloji Uzmanı olarak birçok kişi görü-yorum ve bunların içerisinde her geçen yıl sayısı artan Alzheimer hastalarını görme-ye başladım. Doktor olarak bu hastalara ilaçlar vermeye, onların sorunlarına tıbbi çözümler üretmeye çalışıyordum. İstan-bul’da 1997 yılında Türkiye Alzheimer Derneği kurulmuştu. Onun Mersin şube-sini açma fikri ve benim de orada bir he-kim olarak sosyal sorumluluk kapsamında çalışma fikrim ortaya çıktı. Başvurduk ve

Prof

. Dr.

Ayn

ur Ö

zge

Kuruluş çalışmaları Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi’nin öncülüğünde yürütülen Yaşlı Yaşam Merkezi inşaatı yoğun bir şekilde devam ediyor. Yenişehir

Belediyesi’nce tahsis edilen yaklaşık 3 bin 500 metrekare arsa üzerine kurulan Yaşlı Yaşam Merkezi’nin yeterli bağışın sağlanması ile faaliyetlerine başlaması hedefleniyor.

Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şube Başkanı Prof. Dr.

Aynur Özge, yeterince uzun yaşayan herkesin bir gün

Alzheimer hastası olacağını belirterek, Mersin’de en az

10 bin hasta olduğunu, bu sayının 10 yılda 4’e

katlanacağını söyledi. Özge, herkesi Yaşlı Yaşam Merkezi

projesinin bir parçası olmaya davet etti.

Mersin Alzheimer gerçeğine hazırlanıyor

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

Page 27: Ekav edergi

27

çok büyük bir kolaylıkla kabul edildi. Bu şekilde ben, hasta yakını olarak Selami Ge-dik, Mersin Barosu ve bunu temsilen Avu-kat Sevgi Yanpar üç ana kurucu üye olarak başladık. Daha sonra Zuhal Karamehmet, Suphi Öner, Uğur Oral ve o dönem Tıp Fakültesi Dekanı Esat Yılgör de eklendi derneğimize. Bizler bu şekilde derneğin şubesini Mersin’e açtık. 2006 yılında kur-duk Mersin şubesini. O günden beri yöne-timdeyim ve 2011 yılından itibaren de Yö-netim Kurulu Başkanı olarak çalışıyorum. Şuanda 300’ün üzerinde aktif üyesi bin 800’ün üzerinde de katılımcı üyesi olan bir dernek şubesi durumundayız.

Hasta ve hasta yakınları Alzheimer sürecinde neler yaşıyorlar?

Alzheimer hastaları bir mıknatıs gibidir. Ortamındaki negatif elektriği anında çe-kerler ve daha hırçın olurlar. Alzheimer ile yaşamış hasta yakınlarımız var bizim. Çoğu zaman ailede bakım görevi evlenme-miş bir kıza veya bir geline düşüyor. Çoğu zaman da insanlar bunu gönüllü oldukları için değil başka bir seçenekleri olmadığı için yapıyorlar. Ayrıca daha önce hiçbiri-nin hasta bakımı konusunda bir eğitimi yok. Çoğunun okuma yazması bile yok. O nedenle hasta bakımı gibi son derece tek-nik son derece bilgi ve donanım gerektiren bir konuda hata yapmaya başlıyorlar.

Alzheimer süreciyle ilgili onlarca dramatik olay anlatabilirim sizlere. Tabi ki bunların bedelini hasta yakını dolayısıyla hasta ödü-yor. Bir hasta olarak başlıyoruz Alzheimer hastalık sürecine. Hikâye bittiğinde eli-mizde 2, 3 ve bazen 4 hasta kalıyor.

Alzheimer hastaları dışarıdan baktığı-nız zaman gayet normal görünüyorlar. O nedenle hasta yakınları bazen hastaların yaptığı normalden farklı davranışlar kar-şısında öfkeleniyorlar. Farkındalık çok zor ancak kabullenmek gerekiyor. Benim bir hasta yakınım vardı ve bu durumu kabul-lenmesinin 5 yılını aldığını söyledi.

Tüm bu hikâyeler mi yaşam mer-kezini başlattı?

Bize gelen sorunlara bireysel çözümler bulmaya çalışıyorduk. Ama bir noktada ba-kıyorsunuz ki bireysel çözümler ile bu iş ol-mayacak. “40 Işık 40 Hayat” diye bir proje yapmıştık. 40 üniversite öğrencisini eğitip 40 ailenin evine göndermiştik. 3 ay boyunca haftada 2 gün o ailenin bir bireyi gibi yaşadı-lar. Hastaya baktılar, hasta yakınının yükü-nü hafiflettiler ve onlara çözümler ürettiler. Sonra hasta yakınları dedi ki: “Biz bu çocuk-ları bırakmak istemiyoruz. Biz hayatımıza giren bize destek olan ve hasta bakımı konu-sunda bize destek olan bir yabancıdan bu ka-dar faydalanacağımızı düşünmemiştik.” Her gün gelen bakıcılarla ilgili yaşanan sorun ve hikâyeler birikti bizde. Bunun üzerine dedik ki bir kompleks oluşturalım. Bu komplekste herkesin ihtiyacına bir cevap bulalım.

Şehirdeki belediye başkanları ve çeşitli ku-rum ve kuruluşlarla görüştük. Arsa araştır-ması yaptık. Yenişehir Belediyesi bize ışık yaktı. Bir yer göstererek oraya Yaşlı Yaşam Merkezini kurabileceğimizi söylediler. Biz de İçişleri Bakanlığı’ndan bu arsanın tahsisat işlemlerini gerçekleştirdik. Daha sonra bele-diyeye bir proje sunduk. O projeyi de Mimar Aşkın Hizman hediye olarak çizdi bizlere ve başladık.

Yaşlı Yaşam Merkezi’nde hangi hizmetleri vereceksiniz?

Yaşlı Yaşam Merkezi 4 bin metrekare ka-palı alanı olan 3 bin metrekare bahçesi olan ve içerisinde 8 tane çok amaçlı salo-nu olan, 30 tane hasta odası yeteri sayıda fuaye alanları, dinlenme alanları ve temel ihtiyaçların karşılanacağı alanları olan son derece büyük bir tesis.

4 aşamalı bir proje bu. Birincisi Aktif Yaş-lanma Birimi. Henüz Alzheimer olmamış ama bir gün olursam diye endişe eden ve bir şeyler yapmak isteyen insanlar için şuan dernek çatısı altında yaptığımız bir-çok etkinlik var. Bunları daha da geliştire-rek orada yapacağız.

İkincisi Gündüz Bakımevi olacak. 100-150 arası büyüğümüze hizmet verebileceğimiz adeta bir yaşlı kreşi gibi sabah gelip tüm gün orada vakit geçirecekleri veya yarım gün ya da birkaç saat oradaki birçok aktivi-teye katılıp keyifli vakit geçirebilecekleri, yemeklerini yiyecekleri, ilaçlarını alacak-ları bir tesis düşünüyoruz.

Üçüncü ünitemiz 30 odada 60 hastaya hiz-met verecek Sürekli Bakım Merkezimiz. 24 saat bakım ile hasta yakınından hasta-lığa yönelik baş etme sorumluluğunu ala-cağız. Hasta yakını hastasıyla sadece sevgi ilişkisini paylaşacak. Amacımız hastaları-mızın ailelerinden kopmaları değil. Sade-ce ailelerin bakım yükünü paylaşmak. Biz hasta yakınlarına kurumsal destek vererek onlara yakınları ile olan ilişkilerinin daha kaliteli olmasını vadediyoruz.

Dördüncü ünitemiz evde bakım birimi. Nitelikli bir hemşireyi bu hizmetin koor-

Page 28: Ekav edergi

28

dinasyonunda görevlendireceğiz. O hem-şirenin gözetiminde yaşlı bakım sertifikası alan veya yaşlı bakımı konusunda Yükse-kokuldan mezun olan eğitilmiş bireyleri hem kurumsal bakımda hem de evlere gön-dererek görevlendireceğiz. Aileler bizden ne talep ediyorsa biz onlara onu vereceğiz. Gönderdiğimiz personeller kurumsal bir çerçevede işe alındığı ve denetlendiği için aileler karşılarında bir kişi değil kurum bu-lacaklar. Gelen kişinin hasta bakımından memnun kalmadıkları veya bir sorunla karşılaştıklarında kurum onlara alternatif bir çözüm üretme fırsatı verecek.

Şöyle diyebilir miyiz? Bu yaşam merkezi büyüklerin her evresin-deki sorunlarına ve ihtiyaçlarına hizmet edecek…

Evet, ama diyeceksiniz ki Mersin’de 10 binin üzerinde hasta var. Siz burada 10’lu, 100’lü ve 60’lı rakamlardan bahsediyorsu-nuz. Burası çok az gelir, yeterli olmaz, çok büyük bir sıralar olur. Bence de, bizim bu-rada ciddi bekleme listelerimiz olacak.

Hastalarınızı neye göre seçecek-siniz?

Öncelikle başvuruları esas alacağız ve merkezin sorumlu doktoru, sorumlu hem-şiresi, sorumlu psikoloğu, sorumlu sosyal hizmet uzmanı ve yaşlı bakım teknisyeni bir komisyon oluşturacaklar. Kişiler baş-vurduğu zaman o kişilerin hangi üniteden yararlanmasının doğru olduğuna ve bu ko-nuda devlet desteği alabilip alamayacak-larına, bunun hangi kategoride olacağına

karar verecekler. Bununla birlikte eğer bir sırada kalma veya kapasite dolma ola-yı olursa internet ortamında ulaşılabilir bekleme listeleri oluşturacağız. Bu şekilde kurumsal anlamda demokratik işleyişi ve kişilerin güvenini pekiştireceğiz.

Mersinlilerden destek anlamında beklentileriniz neler?

Yaşlı Yaşam Merkezi dediğimiz zaman hastane kapasitesinde donanımlar olduğu için çok büyük bir maliyet gerekiyor. Bu maliyeti ayni yardımlarla ve gönüllü çalı-şan destekleri ile mimarlarımız, mühen-dislerimiz ve yönetim kurulu üyelerimiz başta olmak üzere hep düşürmeye çalıştık. Şuanda geldiğimiz noktada binamızı reel maliyetin 3’te birine mal ettik. Kaba inşaa-tı bitirdik, tuğlalarımızı ördük. Çok kaliteli ve çok kapsamlı bir tesisat çalışması yaptık ve bitirdik. Şuanda kaba sıva ve ince sıva-mızı ihale ettik. 40 gün içerisinde sıvayı bitireceğiz ama kaynak sıkıntısı çekiyoruz. MESİAD’la işbirliği içerisinde yürüttü-ğümüz “Bir Tuğla da Sen Koy” projesi ile tuğla duvarına isim hakkı alarak, ünitele-rin isim haklarını satarak ve birçok yolla bu noktaya geldik ama biran önce bitirmek istiyoruz. Bunun için de elimizde kalan 19 odayı isim haklarını verecek gönüllülerle buluşturmamız gerekiyor.

Destek olmak için neler yapılması gerekiyor?

Bugün itibariyle sıvadan sonra merkezi-mizin kapısı, penceresi, camı, elektronik eşyası, mobilyası, iç dekorasyonu, her tür-

lü teknik teçhizatı dahil olmak üzere çok fazla ihtiyacı var. Bireyler arzu ederlerse bu tür ihtiyaçlarımızı ayni yardım şeklinde bağışlayabilirler. Onların da isim haklarını aynı şekilde nakdi yardım gibi reel bazda değerlendirip kayda alıyoruz ve yansıta-cağız. Ya da isterlerse bireysel olarak veya aileleri adına, şirketler kendi adına bahset-tiğim 19 oda için isim hakkını satın alabilir. Ya da tuğla duvarından bir isim hakkı ala-bilirler. Mersin halkı bu projeyi ne kadar sahiplenirse bu proje o kadar uzun süreli ve ebedi olur. Çünkü Alzheimer Derne-ği’nin Yaşlı Yaşam Merkezi değil burası. Burası Mersinlinin yaşam merkezi.

Son olarak söylemek istedikleriniz neler?

Bu proje içerisinde bize destek olan Yenişe-hir Belediyesi, Ticaret Borsası, Mersin De-niz Ticaret Odası, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ve MTSO EKAV Yönetim Kurulu’na ve bugüne dek destek olan tüm kişi ve kuruluşlara çok teşekkür ediyoruz. Şuanda Büyükşehir Belediyesi bizim için anlamlı ve önemli bir bağış için söz verdi. Benzer yardımların diğer belediyelerden de gelmesini ve biran önce Yaşlı Yaşam Merkezi’nin tamamlanmasını istiyoruz.

Yeterince uzun yaşayan herkes bu hastalığı tadacak. O zaman unutabiliriz ama unu-tulmamamız lazım. Yaşlanabilir, Alzhei-mer da olabiliriz. Ama insanca yaşamamız lazım. O nedenle herkesi bu projenin bir parçası olmaya çağırıyoruz. Hastaların yü-künü hasta yakınlarıyla paylaşıp onların da hasta olarak sonuçlanmasını engelleyebili-riz. Bu şekilde de aslında şehrin geleceğini kurtarmış oluruz. Çünkü bugün 10 bin olan hasta sayısı 10 yıl sonra 4 ile çarpılacak. 2050 yılında dünyada en fazla hasta bekle-nen 4 ülkeden biriyiz. Türkiye’de de en faz-la hasta beklenen 9 şehirden biri Mersin. Eğer bugünden biz bu çalışmayı başarıp bitirebilirsek Mersin’in geleceğine de ha-zırlık yapmış oluruz. Ön hazırlığımız olur ve gelecekte bu sorunla karşılaştığımızda insanlara gösterecek adreslerimiz olur.

Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi

TarafındanYapımına Başlanan ‘Yaşlı Yaşam Merkezi’

İçin ‘Bir Tuğla Da Sen Koy’ Kampanyası Başlatıldı

Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Bşk.Alzheimer Derneği Mersin Şubesi

Yaşlı Yaşam Merkezi Yardım Hesabı Türkiye İş Bankası Uray Şubesi

TR42 0006 4000 0016 6071 0532 44

Proje hakkında daha kapsamlı bilgi almak veya yardım etmek için 0 324 336 46 41 veya 0 538 516 69 99 nolu telefonlardan sekreteryaya ulaşabilirsiniz.

Page 29: Ekav edergi

29

Page 30: Ekav edergi

30 Mersin Üniversitesi de bu anlayışla hem öğrencilerine hem de şehre katkı sunma amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Üniversiteler, hem bilgi üretimi ve payla-şımı konusunda sınırları aşması gereken, hem de bulundukları bölgeye, şehre katkı sunması gereken kurumlardır. 1992 yı-lında kurulan Mersin Üniversitesi bugün, geniş akademik ve idari kadrosu ile kırk-bine yaklaşan öğrenciyse sahip çok büyük bir kurumdur. Göreve geldiğim günden bu yana ifade ettiğim gibi, Üniversitemizin sahip olduğu potansiyeli Mersin’le paylaş-mak, şehir-üniversite işbirliğini geliştir-mek başlıca önceliklerimiz arasındadır. Mersin’in sahip olduğu turizm, sanayi ve ticaret potansiyeli ile üniversitenin sahip olduğu bilgi ve birikimin birleşmesinden doğacak sinerji hem Mersin’e hem üni-versitemize büyük katkılar sağlayacaktır. Mersin Üniversitesi bütün birimleri ve personeli ile bu işbirliğine hazırdır. Üni-versitemiz herkesin bildiği gibi öncelikle Tıp Fakültesi’nde verilen sağlık hizmet-leriyle şehrimize katkı sağlamaktadır. Bu katkı ve hizmetler, bölgemizde eksikliği hissedilen Onkoloji Hastanesi’nin açılma-sı ile artarak devam edecektir. Tıp Fakül-tesi’nin batı tarafına yapılması planlanan Aysel Sabuncu Onkoloji Hastanesi’nin, Hayırsever Sayın Aysel Sabuncu’nun bü-yük desteği ile 2016 yılında hizmete gir-mesi planlanmış, bu konuda bir protokol imzalanmıştır.

Mersin Üniversitesi’nin şehrimize katkı-sı elbette sadece sağlık alanında değildir. Üniversitemize bağlı çeşitli Fakülte, Yük-sekokul ve Meslek Yüksekokullarımız

kentimize değişik alanlarda katkı sun-maktadırlar. Ancak burada bu birimler-den özellikle ikisinin üzerinde durmak is-terim; Mersin Üniversitesi İleri Teknoloji Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi MEİTAM ve Teknopark.

Mersin Üniversitesi İleri Teknoloji Eği-tim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (MEİTAM), ileri düzeyde araştırma ve analiz hizmetleri verilmesi ve üniversi-teler ile diğer kamu ve özel kuruluşlarda çalışanların eğitimini kapsayacak çalış-malar yapılması amacıyla kurulmuştur. Merkeze bağlı Gıda Araştırma ve Uygula-ma Merkezi (MUGAM), Kilikia Arkeolo-jisini Araştırma Merkezi(KAAM), Zemin Mekaniği Uygulama ve Araştırma Merke-zi, Dil Bilim Araştırma Merkezi ve uydu laboratuvarları mevcuttur.

Bu merkez, başta Mersin ve Akdeniz böl-gesi olmak üzere tüm Türkiye’ye hizmet verebilecek şekilde, katma değeri yüksek, üretim ve tasarım aşamalarında yüksek teknoloji gerektiren yeni ürün, süreç veya malzemeleri geliştirmek; malzeme bilim-leri, savunma teknolojileri, biyoteknolo-ji, biyomedikal ürün-teçhizat geliştirme teknolojileri, tıp bilimleri, biyoloji, kimya bilimi ve mühendisliği, fizik, nanotekno-loji, elektronik mühendisliği, jeoloji mü-hendisliği, makine mühendisliği, arkeoloji, gıda ve çevre mühendisliği gibi alanlarda, birbiriyle bağlantılı ve de disiplinler arası çalışmaya olanak tanıyan bilim dalların-da çalışmalar yapmak, yörenin sanayici ve girişimcilerinin ileri teknolojilere dayalı her türlü ürün, süreç ve malzeme bilgisi gereksinimlerine cevap verebilmek, mer-

kez olanaklarını kullanarak yüksek lisans/doktora öğrencilerinin bilimsel-teknolojik çalışmalar yapmasını sağlamak ve bu öğ-rencileri eğitmek, yönlendirmek ve yetiş-tirmek amacıyla kurulmuştur. Bu nedenle MEİTAM Mersin’de ve çevre illerde sanayi ve teknoloji alanında üretim ve araştırma yapan şirket ve kurumlara çok önemli kat-kılar sağlayacaktır.

2005 yılında kurulan Teknopark ise Mer-sin’de üniversite, sanayi ve diğer kuruluş-larca yürütülmekte olan araştırma-geliş-tirme (AR-GE) çalışmalarını desteklemek, Mersin’in ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücüne katkı yapacak yeni tek-nolojileri üretmek ve endüstriyel üretime aktarmak amacıyla kurulmuştur. Yazılım ve yüksek/ileri teknoloji alanında çalışan ulusal firmalarla birlikte uluslararası Ya-zılım ve teknoloji devlerini bölgeye çek-meyi hedefleyen Technoscope, bünyesinde teknoloji üretme potansiyeli yüksek olan firmaların oluşturulması ve geliştirilme-sine de olanak sağlayacak biçimde yapılan-dırılmıştır. Teknopark akademik bilginin endüstriyel ürüne dönüşebilmesi için ge-rekli her türlü faaliyeti ile Mersin’e hizmet etmeye devam edecektir.

Mersin Üniversitesi, Mersin’in turizm, ticaret, sanayi alanlarında Türkiye’nin sayılı illerinden olması için elinden ge-leni yapmaya, her türlü imkân, bilgi ve çabayı sunmaya hazırdır. Bu amaçla baş-ta MTSO olmak üzere tüm kurumlarla bundan sonra da işbirliği içinde çalışmaya devam edeceğimizi belirtmek isterim. Bu işbirliği ile gelecekte Mersin’imizin daha da ilerleyeceğine inancım tamdır.

GÜÇLÜ ÜNİVERSİTE GÜÇLÜ ŞEHİR

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Eğitim ve Kalkınma Vakfı’nın bir yayını olan Ekonomi ve Yaşam Dergisi (EKAV) aracılığıyla sizlere merhaba demekten mutluluk duyuyorum.

Mersin, bulunduğu coğrafyada tarih, kültür, turizm, ticaret ve tarım alanlarında değişen, gelişen, dinamik yapısıyla önder konumda bir kenttir. Mersin’de yaşayanlar, bu şehrin ortak

paydaşları, ilimizin büyümesinden, gelişmesinden pay alarak daha ileriye taşıma noktasında sorumlulukla hareket etmekte, bu yönde çaba göstermektedir.

Prof. Dr. Ahmet Çamsarı Mersin Üniversitesi Rektörü

Page 31: Ekav edergi

31

Page 32: Ekav edergi

32

Elektro Grup’un vizyon ve misyonunuzdan bahseder misiniz?

Vizyonumuz; insanların herhangi bir yer-de herhangi bir vakitte anında iletişim kurabilme isteğini en üst düzeyde karşıla-yabilmek, kullanıcıların daha hızlı ve gü-venilir bir iletişim ağından yaralanmasını sağlamak, kurmuş olduğumuz sistemlerle müşterilerimizin güvenliğine katkıda bu-lunarak en uygun kaliteli hizmeti sunmak-tır. Misyonumuz ise sektöründe Türkiye de lider, dünyada sayılı firmalar arasında yer alan firmaların temsilciliğini yaparak uluslararası kalite standartları çerçevesin-

de müşterilerine insan kaynaklarıyla güçlü hizmet sunmaktır.

Kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?

Grup şirketlerimizde yaklaşık 200 kişi-ye istihdam sağlıyoruz. Şirketlerimizdeki çalışan memnuniyeti ve bağımlılığı son derece yüksek olduğu için çalışanlarımız-la uzun yıllardan beri birlikteyiz. Bu bir-liktelik kendilerinde sahiplenme duygusu yaratmaktadır. Eskiden mağazalarımızda bizzat beni görmek isteyen müşterilerim hatta çok yakın dostlarım artık beni ara-mıyorlar çünkü yıllardan beri kendilerine hizmet veren çalışanlarımızdan son dere-

Mur

at Y

ükse

kbaş

1993 yılında Elektro Mekanik İş Limited Şirketi adı altında sektörde yerini alan Elektro Grup birçok güçlü markayı çatısı altında toplayarak büyümeye devam ediyor.

Turkcell, Samsung, Digiturk, Hummel, Kale Güvenlik

Sistemleri, Türkkep Elektronik İmza ve ayrıca Nokia cep

telefonlarına üst düzey teknik servis hizmetleri veren

Elektro Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Murat

Yüksekbaş ile Elektro Grup’un sektördeki yerini ve verdikleri

hizmetleri konuştuk.

Lider markalar tek çatı altındaElektro Grup

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

Page 33: Ekav edergi

33

ce iyi hizmet aldıklarını her defasında bize bildirmekteler.

Hizmet verdiğiniz markalar neler?

5 adet Turkcell İletişim Merkezi, Mari-na’da 1 adet Samsung Mobile mağazası, Fo-rum AVM içerisinde 1 adet Hummel mağa-zası, 1adet Turkcell Superonline Mağazası, 1 adet Digiturk mağazası, 1 adet Nokia Care &Yetkili Servis mağazası ve 1 adet Canım Ciğerim Restaurant ile birlikte mağazalar zincirine dönüşüp Elektro Grup adıyla bir-likte büyümektedir.

Elektro Grup’un Mersin ve Türkiye’ye katkıları nelerdir?

Elektro Grup olarak öncelikle Mersin’e en büyük katkısı yeni nesil gençlerimize iş imkânı sağlamasıdır. Şirket sahibi olarak bu işe vesile olmaktan büyük haz duymak-tayım. Bu güne kadar temel prensibimiz olan koşulsuz şartsız müşteri memnuni-yetimizi ön planda tutmamız, ihtiyaçlara göre hizmet vermemiz firmamıza olan gü-veni her geçen gün arttırmaktadır. Tüm bu hizmetlerimiz karşılığında ekonomiye ve ödediğimiz vergilerle de Türkiye ekonomi-sine fayda sağladığımızı düşünüyorum.

Farklı markalar ile çalışmak size ne gibi avantajlar sağlıyor?

Her şeyden önce değişik iş imkânları aç-mış oluyor ve o profile uygun kişilerin iş imkânı bulmalarını sağlıyoruz. Açmış olduğumuz farklı markalar arasında kar-şılıklı kampanyalar düzenleyerek müşte-rilerimizin karşılıklı avantaj sağlamasını fırsat yaratıyoruz. Mesela Turkcell Supe-ronline abonesi olan bir müşterimize yine grup şirketimize ait Hummel mağazamız-dan indirim çeki gibi kampanyalar yaparak

sektörümüzü canlı tutmaya çalışmaktayız.

Ekonomik değerlerin ne göstereceğini bi-lemeyiz dolayısıyla sepetteki yumurtaları ayrı sepetlere koymak da önemli. Herhangi bir sektörde daralma olduğunda bir diğeri destek olacaktır. Bu da ekonomik dengede kaldıraç etkisi göstereceğinden bizim için çok önemli.

2014 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?

2014 yılı bizim açımızdan son derece ve-rimli bir yıl geçti diyebilirim, tüm birim-lerimiz hedeflerini yakaladılar. Ağırlıklı olarak hizmet sektöründe olduğumuz için bizim işimizin olmazsa olmazı hedef tut-turmak, tutturamazsanız kayıplarınız çok olur. Daha önce de bahsettiğim gibi takım arkadaşlarımızın eski ve tecrübeli olması ve işi sahiplenmeleri bizi başarılı kılıyor. 2014 yılında farklı bir sektör olan Hummel ve Turkkep dijital imza gurubumuza dahil oldu. Türkkep kapsamında Kayıtlı Elekt-ronik Posta (KEP) sistemi ile; her türlü ticari, hukuki yazışma ve belge paylaşım-larınızı gönderdiğiniz biçimde koruyan, alıcının kim olduğunu kesin olarak tespit eden, içeriğin kesinlikle değişmemesini ve içeriği yasal geçerli ve güvenli, kesin delil

haline getiren bir hizmet veriyoruz.

Gelecek dönem için hedefleriniz neler?

2015 yılına maalesef çok olumlu bakmı-yorum. Rusya krizi bölgemiz için çok kötü oldu. İhracatımızın büyük bir bölümünü yapmakta olduğumuz bir ülkedeki eko-nomik sorunların bize yansıması büyük olacaktır. Dolayısıyla 2015 yılında mevcu-dumuzu koruyarak, daha çok çalışarak ve müşteri memnuniyetini daha da arttırarak yolumuza devam etmek istiyoruz. 2015 yı-lında yine faaliyetini sürdürdüğümüz tüm işletmelerimizin yanı sıra, ailemize yeni katılan, Kale Güvenlik Sistemlerinde ba-şarılı olmak en büyük hedefimiz olacaktır. Hummel markası olarak 2015 yılında fark-lı illerde en az 2 adet mağaza açmayı plan-lıyoruz.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Ben Mersin’de doğdum. İş hayatımın dı-şında birçok sivil toplum kuruluşunda yö-neticiliğim, üyeliğim var. Bulunduğum her ortamda Mersin kentine, yaşayanlarına, ihtiyaç sahiplerine gerek maddi gerekse manevi katkı sağlayabilecek her platform-da zamanımız ve imkânlarımız elverdiğin-ce olduk ve olmaya devam edeceğiz.

Page 34: Ekav edergi

34

4. komite hangi sektörün temsilcisi?Hayvancılık, balıkçılık, aynı zamanda kü-mes hayvancılığı. Benim bölümüm aslında balıkçılık. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan-ların üretimi, geliştirilmesi, ithalat ve ih-racatı, gibi faaliyetler bizim komitemizin alanına giriyor.

Deniz ürünlerinde ihracat ve ithalat akışı nedir?Akdeniz Bölgesi’nde çıkan karides, yumu-şakçalar, kabuklu hayvanlar yeterli miktar-da çıkmıyor. Örneğin karideste iç pazarda yeteri kadar ürün bulunmadığı için bu açık ithalatla kapatılıyor. İthal olduğu için fiyat-ları da oldukça yüksek oluyor. Bunun dışın-da yumuşakçalarda kalamar gibi ürünlerde geçen sene ile bu sene arasında fiyatlarda fazla bir fark yok. Yüzde 10, yüzde 15 gibi bir artış var. Bunun yeterli miktarda ürün çıkmasıyla dengeyle bir ilişkisi var.

Karidesi 3-4 yıl önce yurtdışına ihraç ederken şimdi ithal ediyoruz. Yumuşakça-lardan mürekkep balığını ihraç edebilecek noktadayız.

Türkiye’de şuanda balıkçılık alanında ih-racatın en büyük kolunu da İzmir ve Bolu oluşturmakta. Akdeniz Bölgesi’nden canlı

taze olarak yurtdışına Beyrut’a Lübnan’a Suriye’ye belli miktarda ihracatımız var ama yeterli değil. Suriye’deki iç karışıklıktan do-layı ihracat oranımız oldukça düştü. Akde-niz Bölgesi olarak Suriye’ye haftada 350 ton ihracatımız varken şimdi yalnızca haftada bir gün 50 ton ihracat yapabiliyoruz.

İthal ürünlerin ulaşımı konusunda zorluklar yaşıyor musunuz?İthal edeceğimiz bir ürünün tazeliğini ku-ruması için yalnızca hava ulaşımını kullan-mak zorundayız.

Donmuş olarak getirdiğimizde bir prob-lem yok. Tır, konteyner, soğutucularla getirdiğimiz için problem yaşamıyoruz. Ama canlı olarak getireceğimizde ulaşım problemimiz var. Yeterli uçak bulamıyo-ruz. Kargo uçağı yok, sıkıntı yaşıyoruz. Ba-lığın tutulduğu veya balığın geldiği Libya, Tunus, Mısır’da anlaşmamız olduğu halde kargo uçağı bulmakta zorluk yaşıyoruz.

Ulaşımın yanı sıra sektörünüzün başlıca diğer sorunları neler?Çiftlik balığı yani başka bir deyişle üretim balığı dediğimiz çupra ve levrek üretim çiftliklerinin çoğalması lazım. Ama devle-timizin bize gösterebileceği veya uygulama yapabileceğimiz, üretebileceğimiz, yetişti-

rebileceğimiz alanlar Mersin’de çok sınırlı. Bununla ilgili bugüne kadar bir müracaatı-mız olmadı ama çalışmamız var. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’ndan ruhsat işleme-leri kısıtlı. Ruhsat alabilmek için çalışma-larımız var. Bu bölgede üretim balığı yani çupra ve levrek üzerine bu işi en güzel Ege Bölgesi yapıyor.

Balıkçılık sektörünün en büyük sorunu ulaşım

MTSO 4. Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Komitesi Başkanı Aykut Yeniçıkan

MTSO 4. Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Komitesi Başkanı Aykut Yeniçıkan, balıkçılık sektöründe ithal ürünlerin ulaşımı noktasında sıkıntı yaşadıklarını belirterek,

canlı ithal edilen deniz ürünlerinin transferinde kargo uçağı bulamadıklarını söyledi.

Abbay Polat Meclis Üyesi

Ufuk Pekel Meslek Komite Üyesi

Aykut Yeniçıkan Komite Başkanı

Mehmet Yeter Meclis Üyesi

Yusuf CanseyMeslek Komite Başkan Yard.

Page 35: Ekav edergi

35

Sektörünüzü anlatır mısınız?Sektörümüz sebze ve meyvelerin veya tahılların ekiminden yetişmesine kadar yani soframıza kadar ulaşmasında öncü-lük eden, yetişmesine yardımcı olan bir sektörtür. İlaçlaması, gübrelemesi dahil, pazara sunulana kadar geçen süreç bizimle ilgili bir süreç. İşimiz bu yani tarımı des-tekleyici faaliyetler içerisindeyiz.

Sektörünüzün ülke ve Mersin ekonomisine katkısı nedir?Sektörümüzün ülkemiz ekonomisine ciddi katkıları var. Bugün Türkiye’de yetiştirilen narenciyenin yüzde 70-80’i bizim bölge-mizde, Mersin’de üretiliyor. Tabi bunun sağlıklı, kaliteli, hastalıksız, hastalıklardan arınmış bir şekilde yetiştirip pazara su-nulması da biz ziraat mühendislerinin işi. Dolayısıyla bizim mesleğimiz yani tarımı destekleyici faaliyetler adı altında bizim tarafımızdan gerçekleştiriliyor. Üretimin arttırılması, kaliteli ürün yetiştirilmesi, yeni çeşitlerin pazara sunulması, dün-yayla rekabet etme açısından bizim sek-törümüz çok önemli. Yaklaşık 6-7 milyon ton narenciye üretimimiz var. Bunun da 3 milyon tonunu kendimiz tüketiyoruz ülke olarak. Geriye kalanını satmak durumun-dayız. İtalya, Almanya, İspanya, Amerika, Çin gibi ülkelerle rekabet ediyoruz. Dünya

pazarlarında öne çıkmak, satabilmek için kaliteli ürün yetiştirmek zorundayız. Do-layısıyla da bunun için büyük bir çaba ve gayret sarf ediyoruz.

Mersin ekonomisine de şöyle bir katkısı var. Bizim sektörümüzde bir insan gücüne ihtiyaç var. Bölgemizde narenciye üretilir-ken ilaçlamasından, gübrelemesinden, ha-sadından tamamen işçiyle yapıyoruz. Ayrı-ca insanlarımızın da yüzde 60, 70’i bundan geçiniyor.

Dolayısıyla girdileri Mersin’e artı olarak dönüyor, yani pazarın hareketlenmesi, canlanması, diğer sektörlere lokomotif bir sektör durumunda yani turizmdi tarımdı lojistikti derken şuan en lokomotif olan sektör tarım sektörü. Tarım sektöründe için artıları çok fazla olan bir bölgedeyiz.

Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?En çok ihracat yaptığımız ülke Rusya ve Rusya’dan dağılan ülkeler. Tabi bunun yanı sıra Almanya, Bulgaristan, Romanya, Orta Avrupa ülkeleri, Avrupa ülkeleri. Ancak ağırlıklı olarak mallarımız Rusya’ya gidiyor.

Sektörün sorunları neler? Bu sorunlar sizce nelerden kaynaklanıyor?En büyük sıkıntımız çok kaliteli mal yetiştir-memize rağmen ihracatla ilgili sıkıntımızın var. Yani dış pazarda maalesef çifte standart var. Bugün Avrupa’nın yetiştirdiği ürünler veya diğer ülkelerin yetiştirdiği ürünler diğer pazarlara ulaşırken bizde daha sıkıntılı. On-lara gösterilen inisiyatif bizlere gösterilmi-yor. Bakanlık düzeyinde diğer ülkelerle önü-nün açılması ve etken hale getirilmesi. Bu da hem ihracatçılarımızla, hem bakanlarımızla hem bununla ilgilenen diğer kuruluşlar var-sa bunlarla iyi geçinmemiz ve bu durumu hep birlikte aşmamız gerekiyor. Önümüz-de bizim başka engelimiz yok. Ürettiğimiz malların kalıntıları ile ilgili çok büyük bir ilerleme kaydetti. Kendi ürettiğimiz sebze veya meyveler olsun narenciye olsun bun-larla ilgili kalıntılarla ilgili en büyük desteği Mersin’den aldık. Şuanda kalite anlamında ürünlerimizle ilgili bir sıkıntımız yok.

Dış pazarda çifte standarda maruz kalıyoruz

MTSO 5. Tarım Destek Faaliyetleri Komite Üyesi ve MTSO Meclis Üyesi İsmail Yavuz Özgüven

MTSO 5. Tarım Destek Faaliyetleri Komite Üyesi ve MTSO Meclis Üyesi İsmail Yavuz Özgüven, komitelerinin temsil ettiği sektörde en büyük sıkıntılarının ihracat noktasında

yaşandığını belirterek, kaliteli mal üretmelerine rağmen dış pazarda çifte standarda maruz kaldıklarını kaydetti.

Mehmet Okan Kurtuluş Meslek Komite Üyesi

İsmail Yavuz Özgüven Meclis Üyesi

Burhanettin Kılıç Meslek Komite Başkanı

G. Enis Hekimoğlu MTSO Ynt. Kurulu Üyesi

Murat OkşarMeslek Komite Başkan Yard.

Page 36: Ekav edergi

36

Komitenizi tanıtır mısınız?6. grup toptan gıda ve muhtelif ticaretle faaliyet gösteren 516 kayıtlı üyemiz bu-lunmaktadır. 6. grupta faaliyet gösteren üyelerimiz irili ufaklı çeşitli gıda ürünleri üretimi ve pazarlamasını gerçekleştirmek-tedirler. Sektör konusu gıda olunca küçü-len dünyada gerek rekabet gerekse çok ani değişen ticari şartlar içerisinde faaliyet-lerini sürdürüp ayakta kalma mücadelesi vermektedir.

Sektörünüzün ülke ve Mersin ekonomisine katkısı nedir? Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gıda sektörünün çok önemli bir yeri vardır.

Mersin bir liman kenti olduğu ve dışarıya açılan kapılarının olması özelliği ile bütün sektörlerde olduğu gibi gıda sektöründe de çok büyük bir önem taşımaktadır. Dolayı-sıyla 6. grup üyeleri içerisinde Mersin’de gıda işi yapmanın ehemmiyetini ve değe-rini bilerek çalışan gerek Mersin’de gerek Türkiye de çok önemli noktalara gelmiş firmalarımız vardır. İthalat ve ihracatta Türkiye sıralamasında üst seviyelerde olan firmaları bulunmaktadır. MTSO 6. grup faaliyet gösteren firmalarımız bütün dün-ya ülkelerine ithalat ve ihracat gerçekleş-tirdikleri gibi ülkemize ve Mersin’e yakın olan başta Irak, Suriye, Mısır gibi Arap ül-kelerine çok yüksek seviyede ihracat ger-çekleştirilmişlerdir. Bu tür firmalarımızın

iç piyasada çok verimli işler yaptıkları gibi, dışarıda gerek ithalat gerek ihracat olsun. Ülkemize ve mersine çok üst seviyede ti-cari ve ekonomik alanda itibar ve maddi kazanç kazandırmışlardır. MTSO 6. Grup üyeleri iş faaliyetlerini sürdürdüğü bu ken-tin bütün bu özelliğini ve ehemmiyetine bi-lerek işlerini ona göre yapar ve geliştirirler.

Sektörün sorunları neler? Bu sorunlar neyden kaynaklanıyor?Gıda sektörünün birçok sorunu vardır. En çok öne çıkan sorunlar global dünya karşısında masraf girdilerinin çok yük-sek olmasıdır. Gerek iç piyasada gerekse dış piyasalarda elektrik, mazot, enerji gibi masraf girdilerinin yüksek olmasından dolayı rekabet yapma gücü kısıtlanmıştır. Bu nedenle şirketlerin karlılık oranları çok alt seviyelere düştüğünden dünya çapın-daki diğer rakipleriyle rekabet yapamaz hale gelmişlerdir. Bu sorunların yanında pahalı işçilik kalifiye eleman eksikliği pa-halı enerji ara eleman eksikliği ve bu gibi olumsuzluklardan dolayı şirketler küçülen ve değişen dünya düzeni içerisinde Pazar bulmakta zorluk çekmektedirler.

Dünyadaki rakiplerimizle rekabet yapamaz hale geldik

MTSO 6. Grup Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret Komitesi Başkanı Mustafa Demirdöğmez

MTSO 6. Grup Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret Komitesi Başkanı, MTSO Meclis Üyesi Mustafa Demirdöğmez, gıda sektöründe masraf

girdilerinin çok yüksek olduğunu belirterek, rekabet yapma güçlerinin kısıtlandığını, dünya çapındaki rakipleriyle rekabet edemez hale

geldiklerini söyledi.

Nihat Tan Meclis Üyesi

Seyit Ahmet DadakMeslek Komite Üyesi

Mustafa DemirdöğmezMeclis Üyesi/Msl. Komite Bşk.

Cahit KaplanerMeslek Komite Üyesi

Hatem Dülek Meclis Üyesi

Yusuf ÖztürkMeslek Komite Başkan Yard.

Page 37: Ekav edergi

37

Sektörünüzü anlatır mısınız?Bizim sektörümüz gıda olsa da perakende olan her şeyi kaplıyor. Ama bunun yanın-da çeşitli ev aletleri ve basit usulde tekstil grupları da var. Gıda herkesin bir yönüyle tuttuğu bir sektör, hiçbir şey yapmasa da bunu kullanıyor veya yiyor. Dolayısıyla herkesin bir konuda bilgi sahibi olduğu bir sektörün temsilcileriyiz. Bizim sektör ön-ceden işsiz işi sayılırken, şuanda tam bir profesyonel işi. Önceleri köylü, üretici ve tüketici vardı. Her köylü aynı zamanda kü-çük de olsa bir üreticiydi. Fakat şuan köylü nüfusun kentli nüfusa oranı epeyce azaldı-ğı için herkes tüketici konumuna geldi. Bu aşamada da perakende sektörünün önemi her geçen gün arttı.

Sektörünüzün ülke ve Mersin ekonomisine katkısı nedir?

Gerek Mersin ekonomisine gerekse ülke ekonomisine çok büyük katkıları var. Kent ve ülke ekonomisine katkıları genellikle bi-zim gibi orta ölçekli KOBİ dediğimiz firma-lar sağlıyor. En büyük istihdamı da bunlar sağlıyor. Dolayısıyla gıda sektörü Mersin’de perakendenin ve istihdamın baş aktörü. Önceden bu iş çok ciddiye alınmıyordu ama şuan çok ciddi bir yere geldi ve her anlam-

da hızla büyüyen bir sektör oldu. Tabi ki büyüdükçe de sorunları büyüyen bir sektör oldu. Yıllar geçtikçe hem sektörün içeriği ve yapısı değişiyor, hem de sorunları değişken-lik arz edebiliyor. Böyle olunca da her geçen gün kendimizi yenilemek ve geleceğe hazır-lamak durumda kalıyoruz.

Sektörün sorunları neler? Bu sorunlar neyden kaynaklanıyor?Sorunlarımız aslında memleket sorunu oldu. Bizim de sorunumuz insan ve insan eğitimi. Kalifiye personel ve bu işi mes-lek olarak görmeyen bir insan yapısı. Biz bu işi meslek haline getirir insanlara daha sağlıklı, daha sosyal imkânlar verirsek sek-törü ancak o şekilde geliştirebiliriz. Bizim sektörde de gerçekten eğitimsiz insanlarla yürüyoruz. Hem sektörde eğitim verilmeli hem de bunu meslek haline getirirsek biz-ler daha başarılı oluruz. Mersin’de işsizliğin yüzde 18 gibi olduğu bir yerde her bakkalın, her marketin, her alışveriş merkezinin ka-pısında ve camında veya buna bağlı yerlerde “tecrübeli eleman aranıyor” yazısını görü-şüyoruz. Genellikle şarküteri, kasap ve yö-netici vasfında kişiler aranıyor. Bir yandan da hem üniversiteli yani kendini eğitimli diye lanse eden hem de eğitimi lise ve ilko-

kul düzeyinde çok fazla işsizimiz var.

Biz MTSO olarak UMEM Projesi kapsa-mında 2 yıldır eğitimler veriyoruz. İnsanla-rımız kurslara giderek kursun günlük olarak kendilerine verdiği parayı alıyor, eğitimden sonra bize döndüklerinde 1 ay çalışıp terke-diyorlar. Nedenlerini araştırdığımızda buna geçici olarak baktıklarını, o an için boşlukta ve işsiz olduklarını ama hiç değilse bu işsiz-lik durumunda para almak için bu yola baş-vurduklarını söylüyorlar.

Sorunlarımızdan bir diğeri yerel marketçi-lerin bir araya gelememesi ve ortak bir ça-lışma kültürü oluşturamaması. Bu da sek-töre çok ciddi anlamda zarar veriyor. Biz yerel marketçiler olarak bir araya gelsek daha güçlü bir sektör haline geliriz.

Sektör temsilcileri bu işi meslek olarak görmüyor

MTSO 7. Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Komite Üyesi ve MTSO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Zeper

MTSO 7. Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Komite Üyesi ve MTSO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Zeper, insanların bu işi meslek olarak

kabul etmediklerini belirterek, kent ve ülke ekonomisine katkısı büyük olan sektörün meslek haline getirilerek, eğitimli insanlar tarafından

yapılması gerektiğini söyledi.

Hayrettin AktunçMeslek Komite Üyesi

Şemsettin Bayar MTSO Meclis Üyesi

Faysal TatMTSO Meclis Üyesi

Ahmet Dülek Meslek Komite Başkanı

İbrahim Zeper MTSO Ynt. Kurulu Üyesi

Ali ŞimşekMeslek Komite Başkan Yard.

Page 38: Ekav edergi

38

Ortadoğu’nun en büyük hali sorunlarına çözüm bekliyor

Yılmaz Sebze Meyve Komisyonu sahibi Suphi Yılmaz, Mersin Hali’nin 2007 yılında düzenlenen yaş sebze ve meyve ticareti ile ilgili Kanun Hükmünde Kararname ile hal

içerisinde bulunan birçok dükkânın kapanma noktasına geldiğini söyleyerek bu konuda bir çözüm beklediklerini ifade etti.

Suph

i Yıl

maz

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

Mersin hali ne zaman kuruldu?

Mersin Hali ilk olarak şimdiki balık pa-zarının olduğu yerde 1960 öncesi ku-ruldu. 1992 yılında da faaliyetimizi sür-dürdüğümüz Yeni Hal Kompleksi’ne taşındık. Mevcut 414 dükkanın 313’ü Sebze ve Meyve komisyoncusu, diğerleri ise karpuz, kavun, soğan ve patates ko-misyoncuları.

Ne gibi hizmetler veriyorsunuz?

Sebze ve meyve komisyoncuları olarak çiftçimizin ilaç, gübre, naylon, tohum,

sandık gibi ihtiyaçlarını yıl içerisinde karşılamak suretiyle hem ürünlerini ye-tiştirmelerine katkıda bulunuyor, hem de ürünlerini pazarlama imkanı sağlıyoruz. Toptancı Haller üretici ve tüccar malla-rının değerlendirildiği yerlerdir. Türki-ye’nin sebze ve meyve borsasıdır. Hale ge-len günlük ürünler; üretici, komisyoncu, ziraat odası temsilcisi ve tüccar tarafın-dan oluşturulan komite arz ve talebe göre değerlendirilip fiyatlandırılır.

Biz, üreticinin kötü hava koşullarından doğan zararlarını bir sonraki mahsule

Yılmaz ile Yaş Sebze ve Meyve Yasası’nın 414 dükkanı ile Ortadoğu’nun en büyük hali olan Mersin Hali’ne olan etkilerini ve yaşadıkları sorunlar üzerine konuştuk.

Page 39: Ekav edergi

39

erteleyerek mağdur olmamalarını sağ-lıyoruz. Ürünlerinin bozulmadan çürü-meden en kısa zamanda satışını gerçek-leştiriyoruz. Tüccardan üretici hesabına sattığımız malın bedelini henüz tahsil et-meden, üreticimize yedi iş günü içerisin-de ürünlerinin satış bedelini ödüyoruz.

Ayrıca Bağ-Kur primlerini, Ziraii stopaj-larını, hal rusumunu, işçi sigorta bedelle-rini, maaşlarını, komisyon KDV’lerimizi her ay muntazaman gerekli kurumlara ödüyoruz.

Yaşadığınız sorunlar neler?

Ne yazık ki bizler tüccara sattığımız ürün bedellerini oldukça uzun vadede tahsil edebiliyoruz. Kimi zaman da aldığımız uzun vadeli çeklerin karşılıksız çıkma

riskiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu da bankalardan faizle kredi almamıza sebep oluyor. Bu riskleri taşıyamayan bazı mes-lektaşlarımız, maalesef işyerlerini satıp mesleği terk etmek zorunda kalıyorlar.

2007 yılında düzenlenen Yaş Sebze ve Meyve Yasası’nın ne gibi etkileri oldu?

Bu yasa bir devrim niteliğindedir. Ürü-nün ve üreticinin kimliğini belgelemek ve bunu dünya tüketicisine kadar taşı-mak büyük bir başarıdır.

Elbette ki bazı olumsuz etkileri de oldu. Hale giren ürün çeşidi ve tonajında azal-ma görüldüğü gibi kalitesinde de düşüş oldu. 414 komisyoncu, 600’den fazla çok amaçlı işyerleri bulunan bir kompleksi

dünya standartlarına taşımak ve daha işler hale getirmek için öncelikle üreti-ciyi modernize etmek, daha kaliteli ürün yetiştirmeye teşvik etmek ilgili kurum ve kuruluşların öncelikli hedefi olmalıdır.

Bugün yüzde 10’u bile bulmayan yaş seb-ze ve meyve ihracatımız dünya standart-larında yetişen ürün çeşitleriyle yüzde 30-40’lara ulaşmalıdır.

Bir tarım kenti olan Mersin’imizin bu ih-racat rakamlarına ulaşması için hepimi-zin duyarlılığı ve gayreti gerekmektedir. Kaliteli ürün demek, kaliteli bol pazar demektir.

Mersin Hali’nin yaşadığı sorunlar neler?

Hal kompleksimize giren ürünlerin ye-terli düzeyde ve kalitede olmaması, mal-ların işlenmeden gelmesinden dolayı pa-zarlamada sorunlar yaşıyoruz.

Biz komisyoncular yasa gereği üreticinin getirdiği mal bedelini yedi iş günü içeri-sinde ödememiz gerekmektedir.

Çok uluslu şirketlerin ve diğer alıcıların aldıkları mala karşılık ödemeleri uzun vadeye yaydıklarından dolayı, üreticiye ödeme güçlüğü çekiyoruz. Biz komisyon-cular mecburen bankalardan kredi alıyo-ruz. Bu yükü kaldıramayan meslektaşla-rımız iş yerini satıp hali terk ediyorlar.

Ortadoğu’nun en büyük hal kompleksi-nin daha faal ve üretken çalışabilmesi için tüm kurum ve kuruluşlarının hassa-siyet göstermelerini istiyoruz.

Page 40: Ekav edergi

40

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda dü-zenlenen törene Mersin Milletvekili Va-hap Seçer, Mersin Valisi Özdemir Çaka-cak, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ile çok sayıda sanatsever katıldı. Mersin Kenti Edebiyat Ödülü,

2007 yılında Nezihe Meriç, 2008 yılında Tahsin Yücel, 2009 yılında Osman Şahin, 2010 yılında Latife Tekin, 2011 yılında Leyla Erbil, 2012 yılında Ahmet Oktay ve 2013 yılında Demir Özlü’ye verildi. Ödül Değerlendirme Kurulu’nda yer alan Yazar Özdemir İnce, bu yıl kendi isteğiyle, genç-lerin önünü açmak ve yeni edebiyatçıların

seçici kurula girmesini ve ödül seçici ku-rulunun bu davranışı bir gelenek haline getirmesini sağlamak için istifa etti.

Ödül törenin açılış konuşmasını yapan Celal Soycan, “Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nde sekizinci yılımıza girdik. Bu süre içinde hem kurumsal hem de kişisel anlamda ciddi mesafeler aldık. Mersin

Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün 8. si bu yıl, İpek Ongun, Ahmet Ada, Celal Soycan, Sina Akyol ve Ogün Kaymak’ın yer aldığı Ödül Değerlendirme Kurulu

tarafından, kuşağının öncü ve usta şairlerinden Metin Cengiz’e verildi.

8. Mersin Kenti Edebiyat Ödülü

Şair Metin Cengiz’e verildi

Page 41: Ekav edergi

41

kenti artık bir edebiyat kenti olma yolun-da ilerliyor. Bir kent bu tür etkinliklerle, her düzeydeki üretimle kentleşir. Ödülü bugünlere taşıyan Mersin Ticaret ve Sa-nayi Odası’nın her düzeyindeki isimlere şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Metin Cengiz’in bir şiirsel eylemci oldu-ğunu belirten Şair Haydar Ergülen, “Me-tin Cengiz’i farklı kılan özelliği şiiri bir eylem olarak görmesidir. Kendisi şiirin gelişmesi için çok çabalayan bir şairdir. Aynı zamanda da bir şiir düşünürüdür. Şiirleri geniştir ve şiirlerinin arasında bir devamlılık vardır” diye konuştu.

Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün, Mer-sin’in kültürel anlamda tanıtımının yanı sıra; Hayatını edebiyata adayanların emeklerine saygı amacıyla başlatılan bir etkinlik olduğunu söyleyen Mersin Ti-caret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Amacımız sem-bolik bir ödül vermek değil; Aksine bu değerli ustalara; ‘Sizi izliyoruz, okuyoruz ve söylediklerinize kulak veriyoruz’ me-sajını vermektir. Sanırım ustalarımıza verdiğimiz bu mesaj, ödülün çok çok üze-rinde bir anlam ifade edecektir. Biliyoruz ki, yaşadığı toprağı, yaşadığı toplumu bir sanatçıdan daha iyi kimse anlatamaz. As-lında onlara kulak vermekle bir anlamda kendimizi ödüllendiriyoruz… Bu ödülün verilme gerekçelerinde çok önemli mad-deler var. Ancak, bize göre bu ödülün en önemli gerekçeleri; Kendi topraklarımı-zın değerlerini bize anlatması ve hatırlat-masıdır; Evrensel değerleri bizlerle buluş-turması ve dünya insanı olma kültürünü oluşturmasıdır. Ve belki de en önemlisi; Varlık sebebimiz olan Türkçemize yaptığı katkıdır. İşte bu ödüllerin verildiği değerli edebiyatçılarımızın hepsinin ortak yanı, Türk diline ve dolayısıyla düşünce üret-me gücümüze yaptıkları katkılarıdır. Ma-demki dilimiz her şeyimiz; O halde bu dile katkı sunan herkesi, her ustayı, her edebi-yatçıyı yüceltmeli ve değer vermeliyiz.

Bazen bana sorarlar; Hangi şairleri se-versin, hangi yazarları seversin? diye. Ben her zaman şunu söylerim; Ben şair sevmem, şiir severim. Ben yazar sevmem, roman severim, hikaye severim… Dediğim gibi Türkçe yazan her ustadan alacağımız bir şey vardı.

Sonuçta kabullenmek için değil, sorgula-mak için okuyoruz. Sorgulamadan doğru-lar bulunur mu? İşte bundan dolayı, bizi bu hayatı sorgulatan; Eserleriyle, Türkçe-

mize kattığı değerle düşünce üretme ye-timizi bize kazandıran Sayın Metin Cen-giz’e teşekkürlerimizi sunuyorum.

Sayın Cengiz; Yaşarken kendi kuşağının temsilcisi olmak kolay değil. Varlık se-bebimiz güzel Türkçemizi yücelttiğiniz; Toplumumuza ve insanlığa karşı sorum-luluklarımızı bizlere hatırlattığınız için size teşekkür ederiz. Ödülümüzü kabul ettiğiniz için Mersinliler adına duydu-ğumuz onuru bir kez daha ifade etmek istiyorum. Seçici kurulumuzun değerli üyelerine, özellikle bu Ödülün kurum-sallaşmasında büyük emeği olan; Tür-kiye’nin ve dünyanın büyük edebiyatçısı ama bizim Ağabeyimiz Sayın Özdemir İnce’ye ayrı bir teşekkürü borç bilirim” dedi.

Şair Metin Cengiz’e ödülünü veren Mer-sin Valisi Özdemir Çakacak, “Edebiyat, herkesin yapabileceği bir şey değildir. Edebiyat; düşüncelerin, yaşananların ke-limelere döküldüğü bir sanattır. Bu itibar-la bu ödülün son derece anlamlı olduğunu düşünüyorum ve gönül insanlarını gönül-den kutluyorum” diye konuştu.

Ödülü aldıktan sonra kısa bir konuşma yapan Şair Metin Cengiz ise şunları kay-detti;

“Edebiyat bir milletin vicdanıdır. Şiir ise vicdan olmaktan çok daha başka birşey-dir. Benim hakkımda arkadaşlarım o ka-dar güzel şeyler söylediler ki yazacak çok şeyim olmasına rağmen söyleyecek söz bulamıyorum. Beni bu ödüle layık gören herkese çok teşekkür ediyorum.”

Sizi izliyor ve söylediklerinize kulak veriyoruz

Page 42: Ekav edergi

42

Prof. Dr Ahmet Özer Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı

[email protected] Bilindiği üzere, çağımız kalkınma çağıdır.Kalkınmanın ise iki değerli kaynağı var: bunlardan biri insandır öbürü is bilgidir. İnsanı dönüştürmenin en etkili yolu eğitimdir. (Örgün) eğitimin en üst seviyesi ise üniversite eğitimidir. Çünkü üniversiteliler ülkenin hem yönetim hem de üretim kapasitesi için nitelikli insan yetiştirirler. Bilgiye gelince, (bu konuda sadece şu kadarını söyleyeyim) çağımızda bilgiyi üretenler yönetecek onu sadece tüketenler ise yönetilmeye mahkum olacaktır.Bu iki unsurun yaratılmasında üniversitenin misyonu nedir?1) Bilgiyi üreten de, nitelikli insan yetiştiren de üniversitedir.2) Üniversitenin bilgi üretmek ve nitelikli insan yetiştirmek yanında üçüncü bir görevi daha var. O da toplumsal katkı yaratmaktır.Bunun için üniversitelerin 3 maymunu oynamaktan vazgeçmesi ve fildişi kulelerden inmesi lazım. Yani, üniversite, sanayi, üniversite ticaret, üniversite kent iş birliğini kurmaktır bu görev. Üretilen bilginin hayata geçmesine öncülük etmektir. İşte biz Toros Üniversitesi olarak bu çaba içindeyiz. Bilimsel araştırmalar yapmak yoluyla bilgi üretmek, nitelikli öğrenci yetiştirmek yanında kentle birlikte toplantılar, sempozyumlar, paneller, konferanslar yapmamızın ana amaçlarından biri budur.Değerli okurlar,Bunları neden diyorum?Çünkü sizlerin de bildiği gibi ülkemiz bir çok yüzyılı ıskaladı.18. yüzyılın aydınlanmasını ıskaladık; matbaa bu ülkeye zamanında giremedi. 19. yüzyılın sanayi devrimini ıskaladık; fabrika, girişimcilik bu ülkeye zamanında giremedi.20. yüzyılın elektronik devrimini ıskaladık; teknoloji bu ülkeye zamanında giremedi.Şimdi 21. yüzyıl bilgi ve iletişim teknolojilerinin yarattığı 3. Sanayi devriminin eşiğindeyiz, bari bunu ıskalamayalım.Türkiye’nin 21. Yüzyılı ıskalamamak amacıyla, 2023 için birbirleriyle bağlantılı iki büyük hedefi var. Bunlar;

1. Demokrasisini tekamül ederek AB’ye tam üye olmak2. Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içine girmektir.Bu iki büyük hedefi gerçekleştirmenin önünde birbiriyle bağlantılı iki engel var:1. Siyasi istikrarı sağlamak2. Bölgelerarası dengesizliği gidermektir.Bunları aşarak kalkınmamızı gerçekleştirmek için ekonomik olarak cazibe merkezleri yaratmalıyız. İşte bu merkezlerden biri Mersin’dir.Mersinimize gelince;On yıllardır kalkınmanın stratejisini çizme konusunda tartışıyor Mersin, neden bir Antalya, bir Konya, bir Antep, bir Kayseri’nin Denizli’nin yaptığını yapamadık diye? Üstelik bizde olan birçok nadide özellik onlarda yok. Şimdi artık zamanıdır ve zamanın ruhu bizi çağırıyor. Şimdi bu cevabı bulma aşamasındayız. Tarıma dayalı sanayi ürünlerinin ihraç edildiği bir üs; inanç, tarih, kültür ve kongre turizminin odak noktası; liman ve lojistiğin başkenti bir ticaret merkezi; üç üniversitesiyle araştırma geliştirme ve demosrasyonların yapıldığı bir teknoloji merkezi olmak için Mersin bizim çabalarımızı bekliyor, girişimcileriyle, yetişmiş insan gücüyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, yerel yönetimleriyle ve üniversiteleriyle bizleri çağırıyor. Buna kalkış aşaması diyoruz. Yani uçağın havalanmadan önce tekerlerinin pistten kesildiği ve en zorlandığı an. İşte Mersinimiz de şimdi bu take off (kalkış) aşamasında bir değişim yaşıyor.Burada bize düşen, diğer bir deyişle yapmamız gereken şey; zamanın ruhunu ıskalamadan bu değişimin hızına, yönüne ve niteliğine hep birlikte müdahale etmek, katkıda bulunmaktır. Sayın valimizin, Belediye Başkanlarımızın, iş ve üniversite aleminin öncülüğünde, hep birlikte el ele verirsek başaracağımıza inanıyorum.Bunu başarabilirsek (ki başaracağımıza inanıyorum) kısa sürede Mersin’i Akdeniz’in ve Türkiye’nin güneyde parlayan yıldızı haline getirebiliriz. Ben bu potansiyelimizin ziyadesi ile olduğunu düşünüyorum. Bu amacı gerçekleştirmeye katkı sunacak olan herkese şimdiden selam olsun.

KALKINMA SÜRECİNDE BİLİMİN-BİLGİNİN ROLÜ VE MERSİN

Kal

kınm

a S

ürec

inde

B

ilimin

-Bilg

inin

Rol

ü ve

M

ersi

n

Page 43: Ekav edergi

43

Page 44: Ekav edergi

44

Mersin’de bulunan tesislerinde Arbella markası ile üretilen 30 çeşit makarnayı 80’e yakın ülkeye ihraç ettiklerini kay-deden Arslan, bir yılda 200 milyon paket makarna satarak kendi rekorlarını kır-dıklarını dile getirdi.

“Üretim ve ihracat potansiyeli açısından dünyanın on büyük şirketi arasındayız”

Üretime 2008 yılında başladıklarını ve Arbella markası olarak kısa sürede Türki-ye’nin en fazla ihracat yapan şirketlerinin başında yer alma başarısını gösterdikleri-ni belirten Mahmut Arslan, üretim ve ih-racat potansiyeli açısından dünyadaki ilk on büyük şirket içinde olduklarını söyledi.

Tüketici ile buluştukları 2008 yılında 15 ülkeye 17 bin ton makarna ihraç ederken bugün seksene yakın ülkeye 55 bin ton makarna ihraç ettiklerinin altını çizen Arslan şunları söyledi:

“2011’deki yatırımla yıllık 120 bin ton olan irmik üretim kapasitesini 180 bin tona, 84 bin ton olan makarna üretim kapasitesini 160 bin tona çıkardık. Üretim kapasitemiz, teknolojimiz ve kalitemiz, pazarlarımızı yakından tanımamız, ekonomik ve sosyal gelişmeleri yakından takip etmemiz bize büyük alıcılara ulaşma, bağlantı yapma im-kânı sağlamaktadır.”

Yeni seçenekler üretiyoruzDünyada ekonomik krizler yaşandığında ayakta kalanlar ve krizi en az zararla atla-tanların marka olmayı becermiş şirket ve ürünler olduğunu ifade eden Arslan şun-ları söyledi;

Markalaşmak için farklılaşmak, üretimin ve pazarlamanın her alanında inovasyon yapmanız gerekir. Dünya tüketicisi tara-fından bilinen ve tüketilen bir marka olma hedefiyle çıktığımız yolda ürün kalite-

Çeşitli araştırma ve fizibilite çalışmaları sonrasında makarna sektörüne yatırım kararı alan Arbel Grubu, 2006 yılında Mersin’de tesis yatırımı yaptı. Durum Gıda adıyla üretim yapan şirket, 2008 yılında ‘Arbella Makarna’ markası ile raflarda yerini aldı. Durum Gıda adına tescilli 24 markası

bulunan şirket ‘Arbella’ markasını dünya ülkelerinin tamamına yakınında tescil ettirdi.

Arbella Makarna’da hedef, önümüzdeki 10 yılda dünyada makarna sektöründe en çok bilinen markalar arasında yer almak. Arbella Makarna’nın gerek ürün gerek se ihraç edildiği ülke çeşitliliği ile her geçen yıl büyüdüğünü kaydeden Arbella Makarna Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan hedeflerine kısa sürede ulaşacaklarına inandığını söyledi.

Arbella’da hedef dünyada en çok bilinen marka olmak

Mah

mut

Ars

lan

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

Page 45: Ekav edergi

45

mizden marka adımıza, ambalajımızdan ürün çeşitlerimize kadar her aşama bü-yük bir titizlikle geliştirilmiştir. Bilinirli-ği yüksek bir marka olma yolunda yapmış olduğumuz reklam ve diğer tutundurma çalışmalarının yanı sıra tüketicinin haya-tını kolaylaştıracak çözümler üreterek ve onlarla interaktif bir şekilde paylaşımda bulunarak her geçen yıl büyümeye devam etmekteyiz. Arbella tüketicisi ile buluştu-ğu ilk günden itibaren sadece ürün çeşit-liliği değil, ambalaj teknolojileri ve tüke-tici taleplerini de yakından takip eden bir marka olmuştur. Türkiye’nin ilk aç-kapa spagetti paketlerini ve ölçülü beslenmek isteyenlere yönelik porsiyonluk ambalaj-lanmış spagetti paketlerini biz ürettik. Arbella Makarna, Türk tüketicisinin dün-yadaki yeni ürün çeşitlemelerini takip edip bulabileceği, alternatifi bol, sağlıklı ürünler sunan, Türkiye’nin sürekli geli-şen markasıdır.

Arbella yüzde 30 büyüme hedefinde

Marka olmanın bir sorumluluğunun da tüketiciyi içinde bulunulan sektörle ve ürünlerle alakalı bilgilendirme, gelişme-lerden, olabilecek risklerden ve imkân-lardan haberdar etme, sektörünü ulusal ve uluslararası ölçekte temsil etme, yeni pazarlar oluşturma, mevcut pazarlarda pay arttırmak için sektörü etkin kılma ve teşvik etme, uluslararası pazarda etkin ve sürdürülebilir kalitede ürün ve hizmet sunmak olduğunu söyleyen Arslan ‘Tüke-tici tercihlerinin sürekli değiştiği bir dün-yada bunları takip etmek ve ürününüzü buna göre geliştirmek, yeni ürünlerle bu tercihlere cevap verebilmek var olmanızı, sürekliliğinizi sağlar. Durum Gıda gerek yurtiçi gerekse yurtdışında bulunan pa-zarlama ekibiyle bu çalışmaları koordine-li bir şekilde yürütmektedir.’ dedi.

Her sektörün ticarete yönelik geliştirdi-ği stratejileri, göz önünde bulundurduğu kriterleri olduğunu söyleyen Mahmut Arslan, gıda sektöründe satışı kalitenin, markanın, tüketici profiline uygun ürün ve paketleme yatırım imkanlarının ve fiyatın belirlediği bilgisini veren Arslan şunları söyledi;

Türk gıda ürünleri kalitesi, fiyatı ve da-makta bıraktığı tat ve kokusu, şekli gibi ürün özellikleri nedeniyle dünya tüketici-sinden talep görmektedir. Hedef pazarın hangi kriteri göz önünde bulundurduğu tespit edilerek yapılan ticari görüşme-ler satışı gerçekleştirmeyi kolaylaştırır. Gelişmiş teknolojiyle üretim yapılması önemseniyorsa üretim hattı ve kontrolle-rin bu kritere uygun olduğunu gösterme-niz gerekir. Ürünün kalitesi kadar üretim teknolojisine de önem veren Japonya’ya mal satabilmek için defalarca alıcıyı bu-rada ağırlamanız, bu kriterlere bunlara sahip olduğunuzu göstermeniz gerekir. Hindistan ve Pakistan gibi nüfusu yoğun, alım gücü düşük tüketicisi olan bir ülkeye

mal satabilmeniz için ürününüzün kalite-si kadar fiyatı da önem arz eder. Görüşme-lerin satışla sonuçlanabilmesi en önemli unsur karşınızdakinin ne istediğini bil-mektir

Arbella Makarna’nın kısa sürede istikrar-lı bir şekilde büyüyerek ihracat ve yurtiçi pazar payı anlamında Türkiye’nin üçün-cü büyük markası olmayı başardığını söyleyen Arslan çocuk ürünleri segmen-tindeki markası Arbella Family ile lider konumunda olduğunun altını çizdi. Gerek yurtiçi gerekse yurtdışında bilinirliği ve talep edilirliği arttırmaya yönelik pa-zarlama ve reklam çalışmalarına devam ettiklerini anlatan Mahmut Arslan, yıl-sonunda hedeflerinin yüzde 30 büyümek olduğunu ifade etti.

Toplumsal Yaşama Hizmet Etmek Görevimiz

Büyüme hedefini sağlarken üzerin-de yaşadıkları toprakları, beraber soluk aldıkları insanları unutma-dıklarını söyleyen Arslan, “Mer-sin’de bulunan yedi tesisi ile şehrin ekonomisine katkı sunan grubu-muz, şirketlerin başarısının sadece ticari kriterlerle değil, topluma kar amacı gütmeden katkı sağlamakla ölçülebileceği bilinciyle şehrin in-sanına, doğasına, eğitimine, bilim ve sanatına, kültürüne, toplumsal

yaşamına hizmet etmeyi görev bilmekte-dir” dedi.

Arslan, sosyal sorumluluk projesi kapsa-mında, sağlık alanında Mezitli Toros Dev-let Hastanesi Semt Polikliniği ile başlat-tıkları ‘Sürdürülebilir Sosyal Sorumluluk Projesi’nin ardından, Hasan Arslan Top-lum Sağlığı Merkezi Projesi’ni hayata ge-çirdiklerini, Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi’ne ek bina yaptırdıklarını belirtti. 32 derslikli Mahmut Arslan Ana-dolu Lisesi ve ardından spor salonunu yaptırdıklarını anlatan Arslan, kurumsal kimliklerini sosyal sorumluluk ve sanat-sal projelerle de pekiştirmek üzere ulus-lararası fotoğraf yarışması düzenledikleri bilgisini verdi.

Page 46: Ekav edergi

46

MTSO Tedarik Zinciri Testi ve Ar-Ge Merkezi ne zaman faaliyetlerine başladı?2010 yılında Çukurova Kalkınma Ajan-sı’na (ÇKA) verdiğimiz bir projeden hibe alarak 2013 yılında hizmet vermeye baş-ladık. Türk Akreditasyon Kurumu tara-fından 2013 yılının Mart ayında ilan edil-miş ve dünyada geçerli olan akredite bir laboratuvarız.

Bu laboratuvarı oluşturma ihtiyacı nasıl gelişti?Bu bölgede sanayileşme var. Sanayinin desteklenmesi adına MTSO olarak, her üretilen ürünün kalite, güvenirliğinin ve maliyetini test edilmesini istedik. Önce-likle Mersin ve bölgesinde; Ar-Ge, kalite güvencesi, kaliteli üretimin mantığını

oluşturmayı amaçladık. Bunlar firmala-rın ekonomik sürdürülebildiğinde önemli faktörlerdir. Rekabet ortamında bu nokta öne çıkıyor. Bu laboratuvarda da kalite-nizin analizini çıkarıp onaylatıyorsunuz. Mersin ve bölgesine hizmet etmekle çık-tığımız yolda bugün Türkiye’nin 81 iline hizmet veriyoruz. Bu da alanda bir açık olduğunu ve bizim doğru adım attığı-mızı göstermiş olduk. Mersin’de yerelde kalmayıp ulusala çıkmış başarı hikayesi ortaya çıktı. Mersin’de bütünleşik altya-pısıyla metale dayalı herhangi bir ürün geldiği zaman bu laboratuvar dışında eks-tra laboratuvarı gezmesine gerek yok.

Laboratuvarda gerçekleştirilen işlemler hakkında bilgi verir misiniz?Toplamda 4 kişilik alanında uzman eki-

ÇKA’nın en beğenilen projeleri arasında gösterilerek hibe alan MTSO Tedarik Zinciri Akredite Test ve Ar-Ge Merkezi, Türk Akreditasyon Kurumu tarafından tanımlanmış, kabul

görmüş 17 bin 25 akreditasyona sahip uluslararası normlara uyan laboratuvar olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

MTSO Tedarik Zinciri Akredite Test ve

Ar-Ge Merkezi 81 ile hizmet veriyor

2013 yılında Mersin ve bölgesine hizmet etmek için çıkılan yolda bugün Türkiye’nin 81 ilindeki üreticilerin daha kaliteli ve güvenilir ürünler üretmeleri için gelişmeye ve büyümeye devam ediyor. MTSO Projeler Müdürü İdari Amiri ve MTSO Tedarik Zinciri Akredite Test ve Ar-Ge Merkezi Projeler Müdürü Fevzi Filik ile merkez ve hizmetleri üzerine konuştuk.

Page 47: Ekav edergi

47bimizle malzemesi metal ya da plastiğe dayalı tüm ürünlerin kalite, güvenirlik, dayanım ve çekme güçlerini analiz ediyo-ruz. İhracat ya da ithalata dayalı ülkeler bunları yapmakla yükümlüdür. Örneğin; Irak pazarı için Irak’la yapılan bir anlaş-ma var. O devlet üçüncü göz bir laboratu-vardan ürünün bu testin yapılmadığı tak-dirde almıyor. Ham madde ya da ürünün uygun standartlarda üretilip üretilmedi-ğinin analizini yapıp, raporunu veriyoruz. Herhangi bir ürünün 3D tarama ve 3D yazıcı hizmetini veriyoruz. Ürün geliştir-mek isteyen firmaların seri üretime geç-meden önce somut olarak görmek istedik-lerinde ürünün modellemesini yapıyoruz. Çekme, eğme, vurma, darbe, kimyasal, sertlik, titretişim testi, tersine mühendis-lik gibi hizmeti veriyoruz.

Ürünlerin üretime geçmeden önce test edilmesinin avantajları neler?Ürünlerin önceden denetleniyor olması firmaların yaptıkları işlerin daha kaliteli olmasını sağlıyor. Sürdürülebilir olması için her üretimden önce hammaddenin kontörlünün yapılması gerekiyor, Oto-kontrolü sağlayan bir mekanizma var. Firmalara ekonomik ve sosyal bir güven sağlıyoruz.

Gelecek dönem planlarınız neler?İlerleyen dönemlerde ÇKA’nın sağladığı hibelerle yeni hizmet birimlerimiz oluşa-cak. Bu da yeni hizmet verdiğimiz portföy alanını genişletip daha fazla firmanın daha kaliteli ürünler üretmesi demek oluyor.

Page 48: Ekav edergi

48

Kendinizi ve sektöre başlama hikayenizi anlatır mısınız?Bu mesleğe 1971 yılında başladım. 44 yıl-dır sektörde faaliyet gösteriyoruz. Dede-den kalma bir mesleği devam ettiriyoruz. Zaman geçtikçe işlerimizi büyütme kara-rı aldık ve Saray Mobilya’yı üç şubede hiz-mete başlattık. Üst segmentte bir mobilya tarzı olan Kupka Mağazamıza Mersin’de ihtiyaç olduğunu keşfettik. Sonrasında da Kupka Mobilya mağazasını açtık. En son olarak da Stella mağazamızla müşterileri-mize hizmet veriyoruz.

Mobilyalarınızın tarzı nedir?Kupka klasiğe hitap ediyor. Bugün ömür boyu kullanacağınız bir mobilya satın

almak istiyorsanız tabi ki Kupka’ya gel-meniz gerekiyor. Kupka’nın mobilyaları gayet şık, güzel, klasik ağırlıklı Osmanlı tarzı bir mobilya. Genellikle orta yaşlılara hitap ediyor. Biz mobilyayı modern, kla-sik, avangarde olarak üretiyoruz. Genç-lere genellikle modern mobilya satıyoruz.

Göçmen’de bir, Eğriçam’da bir ve Çakmak Caddesi’nde 2 adet olmak üzere toplamda 4 mağazamız 4 mağazamızın bir tanesi avangarde, bir tanesi klasik bir tanesi de modern.

İşin özeti bizde A’dan Z’ye mobilyaya dair her şey var. Herkese her zevke hitap ediyo-ruz. Mersin’de tek olduğumuz gibi Türki-ye’de de tek markayız.

Saray Mobilyanın kurucusu Ahmet Duran; Saray, Kupka ve Stella Mağazalarında klasik, elit, avangarde, modern ve genç olmak üzere her yaşa her zevke ürünün satışını

gerçekleştirdiklerini söyledi.

Her yaşa her zevke uygun mobilyalarla Türkiye’de tek markayız

Ahm

et D

uran

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

Duran, Mersin’deki 4 mağazanın yanı sıra 2016 yılında şehir dışında da yatırım yapmayı hedeflediklerini kaydetti.

Page 49: Ekav edergi

49

Mobilyalarınız tamamen sizin üretiminiz mi?Mobilyalarımız kendi tasarımımız ve üretimimiz. Birçok atölyemiz var. Sipa-riş üzerine de çok işler yapıyoruz. Bizim çalışma prensiplerimiz arasında yok yok diye hiçbir şey yok. Her şeyi yapabiliyo-ruz.

Ürünlerinizi yalnızca Mersinliler mi kullanıyor? Mersin dışında şubemiz yok ama Mersin dışında Gaziantep, Adana, Şanlıurfa, Di-yarbakır, Mardin gibi birçok ilde üst se-viyede üst segmentte müşterilerimiz var.

Bu yerlerden çok fazla müşterimiz gel-mekte. Ayrıca Irak’a çok ürün satıyoruz, genellikle Erbil’e gönderiyoruz. Orada da bayağı bir aile müşterimiz oldu, çok mem-nun kaldılar. Zaten bir gelen bir daha ge-liyor, arkadaşını ve yakınlarını getiriyor. Müşterilerimizi hep böyle arttırıyoruz.

Mersin’de yapılan elit binalar da satışları-mızı etkiliyor. Şöyle ki; yeni yapılan bina-ların örnek dairelerini döşüyoruz. Örnek daireleri döşememiz hem bu dairenin satı-şını kolaylaştırıyor hem de bizim işimizi de kolaylaştırmış oluyor. Müşteri, o evi satın aldığında nasıl mobilyalar alması gerekti-ğini de örnek daireden görmüş oluyor.

Firmanızın sektördeki yeri nedir?Türkiye’de mobilya iyi bir yere geldi yani. Başka bir ülkeden mobilya almamıza ge-rek kalmıyor, çünkü her şeyin en güzelini yapıyor Türkiye ve biz de yapıyoruz. Mo-bilyalarımız gerçekten de dünya markası. İtalya’yı bile sollamış durumdayız. Öyle ki; Almanya, Fransa, Belçika, İran gibi ül-kelere ihracatlarımız oluyor.

Başka bir şube açma planınız var mı?Evet, düşünüyoruz ve zaman içinde Ada-na’ya bir şube açacağız. Muhtemelen 2016 yılını bulur.

Biz dört segment müşteriye hitap eden bir firmayız.

2015’in mobilya trendleri?2015’in trend mobilyaları genellikle avan-garde ve klasik. Ben 44 yıldır bu mesleği yapıyorum ve hiçbir zaman mobilya mo-dası değişmiyor. Klasik mobilyanın değeri hiçbir zaman bozulmaz ve en güzel şekil-de de devam ediyor.

Gelecek planlarınız neler?Önümüzdeki dönemlerde İstanbul’daki mobilya fuarına katılacağız. Fuara katıl-dığımız zaman kendimizi daha çok tanı-tacağız. Kupka’nın bir eşini 2016-2017 yıllarında Gaziantep, Adana ve Şanlıur-fa’ya açmayı düşünüyoruz. Irak Erbil’e de şube açmayı hedefliyoruz.

Mersin gittikçe büyüyor. Toroslar stad-yum civarına da bir mağaza açmayı isti-yoruz. Orası çok gelişti 2016’da oraya bir mağaza açma fikrimiz var.

Page 50: Ekav edergi

50

Kılıçlar Otomotiv’in kuruluş hikayesini anlatır mısınız?1978 yılında Kırşehir’den Mersin’e geldim ve Otomotiv sektöründe faaliyet göster-meye başladık. Kardeşim yeğenim ve ben çok küçük bir tamirhane atölyesinde bu işe başladık. 1 sene kadar öyle faaliyet gös-terdikten sonra işyerimizi daha geniş bir yere taşıdık, ekibimiz de büyüdü. Hedefi-miz otomotiv sektöründe belli bir konuma sahip olmaktı. O zamana kadar Fiat üze-rinden faaliyet göstermiştik ama artık bir markayı temsil etmemiz gerekiyordu. Bu sebeple 1993 yılında Kılıçlar Otomotiv’i kurduk. Bu sektöre girdiğimizde en bü-yük hedefimiz bir markayı temsil ederek bayisi ve bölge servisi olmaktı. Bu hedef doğrultusunda 1993 yılında dünya devi

olan Iveco’nun Mersin’de tam yetkili ser-visi olduk.

Hemen sonrasında yedek parça bayiliği geldi. İtalyanlar çalışmalarımızı genel an-lamda değerlendirdiklerinde “Bölgenin yedek parça toptan bayiliğini de size vere-lim.” dediler, biz de memnuniyetle kabul ettik ve son derece keyif aldık.

1999 yıllında tam yetkili servis ve yedek parça bayiliğini yürütürken Kılıçlar Oto-motiv’e araç satış bayiliğini de aldık.

Tamir atölyesinden bugünkü yatırımlarınızı gerçekleştirme yolculuğunuzu anlatır mısınız?Mersin’de çok güzel şeyler yaptık. Ive-co’nun Koç kuruluşu ile Türkiye’deki

Dünya devi Iveco’nun Adana ve Mersin’deki tam yetkili bayisi olan Kılıçlar Otomotiv, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Kılıçlar Otomotiv Yönetim Kurulu

Başkanı Vahdettin Kılıç, büyümelerinin sırrını “Özverili çalışmak ve başarı yolunda emin adımlarla ilerlemem” olarak tanımlıyor.

Bölge illerde de markamızı temsil etmek istiyoruz

Vahd

etti

n Kı

lıç

115 kişiye de istihdam sağladıklarını ifade eden Kılıç, ilerleyen dönemlerde bölge illerde de Iveco markasını temsil etmeyi istediklerini söyledi.

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

Iveco Kılıçlar Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Vahdettin Kılıç

Page 51: Ekav edergi

51

ortaklığı sona erdi. Biz o dönemde şirket çalışanlarımızdan güç alarak, birbirimize destek olarak Türkiye’de üretimi sona er-miş bir markanın araç satışını gerçekleş-tirdik. Satış başarılarımızla ödüller aldık.

Çalışmalarımızın sonucunda 12 bin met-rekare içerisinde bir yer alıp tesisimizi Akdeniz Caddesi’nden buraya taşıdık. 12 bin metrekare alanın içerisindeki tesisi-mizde hizmetlerimizi; satış, servis, yedek parça ve sigorta olarak genişlettik. Çün-

kü bu işlerin hepsi birbirini tamamlıyor. Araç satıyorsunuz, sigortasını da yapmak zorundasınız.

Iveco bu çalışmalarımızı görünce bize Adana’yı önerdi. 2010 yılında da Adana’da yapılandık. Orası da 5 bin 600 metrekare civarında. Orada da satış, servis ve yedek parça olarak hizmet veriyoruz. Doğru bir karar verdiğimize inanıyoruz ve üretim-lerimiz orada da çok iyi.

Yeni yatırımlarınız var mı?İkinci çevre yolu üzeri otomotive yönelik yeni yeni yapılanan bir yer olduğu için bu-rada da bir Kılıçlar Otomotiv şubesi açtık. 2 bin 600 metrekareye yakın bir alan içe-risinde satış noktası kurduk. Doğru yerle-re doğru işyerlerini açtığımızdan bir kere daha emin olduk. Orada da işlerimiz güzel gidiyor. İlerleyen zamanlarda Iveco Tür-kiye ile görüşmeler sonrasında Mersin’e yakın illerde de yapılanmayı düşünüyoruz.

Kılıçlar Otomotiv’in öne çıkan özellikleri neler? Başarıyı yaka-lamanızdaki etkenler neler?Öncelikle benim işin çekirdeğinden gel-miş olmam. İnsan bir işin çekirdeğin ge-lince konuma ve duruma hakim oluyor.

İleriyi görebilme yeteneğine sahibim. Müşteri memnuniyetini sağlayınca diğer kısımlar da kendiliğinden geliyor. “Araç satışındaki başarının altında ne var?” di-yecek olursanız birinci aracı satıcı ondan sonraki araçları servis satarmış. Ben de servis kökenliyim zaten. Servis bölümün-deki başarılarımız oldukça yüksek. Bu ne-denle satış sonrasında da müşterilerimizi yalnız bırakmıyoruz ve her zaman onlara destek oluyoruz.

Bölgede otomotiv sektörünün ge-lişmesi için çalışmalarınız var mı?Mersin Yetkili Otomotiv Satıcıları Der-neği’nde (MODER), Organize Sanayi Böl-gesi’ne motor fabrikası açma konusunu gündeme getirdik. Bu konunun üzerine giderek bu çalışmaları hayata geçirmeyi planlıyoruz.

Yine MODER olarak burada elaman bul-mada sıkıntı yaşıyorduk. MEÜ Teknik Bilimler Merslek Yüksekokulu Otomotiv Teknolojisi Bölümü öğrencilerine yetkili servislerimizde staj imkanı sağladık, aynı zamanda sektöre hazırladık. Bizim yeni dinamik gençlere ihtiyacımız var. Üniver-site veya meslek lisesi mezunu kişilere de kesinlikle sonuna kadar kapımız açık.

Page 52: Ekav edergi

52Bilgi çağı toplumsal ve ekonomik deği-şimin itici gücü olmuş, gelişmiş ülkeler ekonomik yönden daha da zenginleşmiş, küreselleşmenin yan etkileri gelişmekte olan ülkelerde yoksullaşmaya sebep ol-muştur.

Bir devletin sürekliliğini devam ettire-bilmesi için ekonomik kalkınmasının başarılı olması gerektiği düşünülecek olursa, vergilerin yaşama kaynağı olarak en önemli unsur olduğu net bir şekilde anlaşılacaktır.

Vergi sözlük anlamı itibariyle, kamu hiz-metlerine harcanmak için hükümetin, ye-rel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para olarak açıklanmıştır.

Vatandaş olmanın temel unsurlarından biriside anayasal sorumluluk ve ödev-lerini yerine getirmektir. Vergi ödevi Anayasamızın 73. Maddesinde: “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlü-dür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. …” şeklinde açıklanarak yasal çerçevesi belirlenmiştir.

Devletimizin, vatandaşlardan sağlamak zorunda olduğu vergilerle; eğitim, sağlık, adalet, güvenlik gibi temel kamu hizmet-lerinin ana kaynağını oluşturmasının yanında; toplumumuzun da bu konuda gönüllü ve uyumlu olması, Ülkemizin ekonomik kalkınmasını ve toplumsal re-

fahının yükselmesini sağlayacaktır.

Türkiye’nin vergi gelirlerini toplayan en önemli kurumu niteliğindeki Gelir İda-resi Başkanlığı, taşrada 29 ilde 30 Vergi Dairesi Başkanlığı, diğer illerde Defter-darlıklar ile faaliyet göstermektedir.

Hizmet anlamında teknolojinin tüm imkanlarından yararlanan ve kurmuş olduğu alt yapı ile yasaların ön gördüğü ölçüde, mükelleflerin tüm mükellefiyet-lerini gelir idaresinin ilgili birimlerine bu anlamda özellikle Vergi Dairelerine gelmeden çözebilecekleri, istedikleri bilgi ve belgeleri elektronik ortamlarda verip alabilecekleri bir yapı oluşturmuş-tur. Kısaca, mükelleflerin vergiye gönül-lü olarak uyumunu sağlamak için bilişim teknolojisinden en üst noktada faydala-nılmıştır.

Kurumumuz, merkez birimlerden taşra teşkilatlarına kadar tüm bu faaliyetlerini mükellef odaklı hizmet anlayışı ile yap-maktadır. Mükelleflere daha kaliteli hiz-met sunan, mükellefini daha yakından tanıyan, mükellef psikolojisini iyi bilen bir gelir idaresi oluşturulması yönünde önemli mesafeler kat edilmiştir.

Yine vergi ödemenin sadece bir yükümlü-lük değil vatandaş olma ve sorgulama hakkı olduğunun bilinciyle kendisinden hizmet alan herkesi memnun etmeye ve sorunla-rı çözmeye yönelik atılımlarla, Kurumsal olarak kendini sürekli güncelleyerek, daha iyi hizmet sunma arayışı içindedir.

Vergiye gönüllü uyumun sağlanması

çabaları bunlarla sınırlı olmayıp, geniş kapsamda bazı alacakların yapılandırıl-masına ilişkin fırsat niteliğinde kanun-lar yayımlanarak yürürlüğe girmektedir.

Bilgi teknolojilerinde yaşanan hızlı iler-lemeler ve rekabet koşulları yalnız Teşki-latımızda değil, diğer kamu idarelerinde de sürekli değişimi ve stratejik yönetim anlayışını kaçınılmaz hale getirmiştir. Teknolojik alt yapısını tamamlayan Teş-kilatımız, kurumlar arası koordinasyon ve veri paylaşımının artırılması sayesin-de, mükelleflerini yakından tanıyan ve takip edebilen bir kuruluş haline gelmiş-tir.

Bu kapsamda Mersin halkı sunulan hiz-metlerden faydalandığı kadar, vatandaş-lık görevlerinin bilincinde olan ve bunu uygun durumlarda destekleyecek, uygu-layacak kapasitede duyarlı, nitelikli bir yapıya sahiptir.

Bütçe fazlası vererek her bakımdan Tür-kiye ekonomisine katkısı olan gelişmiş İllerimizden bir tanesi olan Mersin, de-ğerlendirilmeyi bekleyen yüksek potan-siyelde kaynakları, uluslararası limanı ve serbest bölgesi ile Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı durumundadır.

Bu durum, kozmopolit yapısıyla canlı-lığını yitirmeyen ve bu sayede her türlü yenilikçi fikre açık olan İlimizin doğru strateji ile tüm kurum ve kuruluşlarıy-la işbirliği içinde, geleceğe emin adım-larla yürümeye devam etmesini sağla-yacaktır.

YENİLEŞİM VE VERGİ

Gelişimin insanlık tarihinde toplumsal, ekonomik ve bilimsel değişimin yönünü yeniden belirlediği ve giderek küreselleşen çağımızda, bilişim

teknolojisinden tüm dünya ülkeleri gibi Ülkemiz de payını almaktadır.

Adem Güngör Mersin Vergi Daire Başkanı

Page 53: Ekav edergi

53

Keresteciler Sitesi 6234 Sk. No:12 MERSİN0 324 235 58 200 324 235 58 300532 734 01 [email protected]@hotmail.com

SEÇKİN NOKTALARDA BAYİLİKLER VERİLECEKTİR

Page 54: Ekav edergi

54

Onur Mobilya’nın öne çıkan özellikleri neler?Her işte olduğu gibi bizim sektörümüzde de satış sonrası hizmet çok önemli. İnsan-larımız çok kısıtlı imkanlarıyla bir otur-ma grubu alıyor. Öne çıkan özelliğimiz sattığımız ürünlerin arkasında olmamız. Gerek teslimatlarda teslim sürelerini kısa tutmaya çalışmamız gerekse ürünün daha uzun yıllar kullanılabilir olması, bir arı-zası varsa onu en kısa sürede çözebilme-miz bizi öne çıkaran, diğer markalardan ayıran özelliklerimizdir.

Model ve isimler neye göre belirleniyor?Modelleri piyasanın, alıcının nabzını tu-tarak belirliyoruz. Kullanışlı olmasına özen gösteriyoruz. Sloganımızda da bah-sedildiği gibi rahat olmasına özen göste-riyoruz. Fiyat da önemli tabi. Fiyatın çok pahalı olmamasına dikkat ediyoruz. Tür-kiye geneline ya da dünyadaki trende ba-karak geri kalmamaya, onları takip etme-ye çalışıyoruz. İhraç olsun diye yabancı isimler koyduğumuz oturma gruplarımız da var. Türkçe isimler koyduğumuz za-

27 yıl önce küçük bir atölyede başlayan Onur Mobilya’nın sektör yolculuğu bugün 3 bin metrekare alanda 130 kişilik istihdamı ile devam ediyor. Koltuk

takımları, yatak odası, genç odası, yemek odası, oturma grupları, baza, kanepe çeşitleri ile Onur Mobilya, rahat mobilyalar üretiyor.

Eviniz için en rahat mobilyaOnur Mobilya’da

Onur Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sarıabacı, yeğenleri Yönetim Kurulu Üyeleri Halil ve Harun Ayneci, kendilerine özgü modelleri tasarlayarak müşterilerinin beğenisine sunuyor. Sarıabacı ile Onur Mobilya’nın öne çıkan özellikleri, elde ettikleri başarı ve gelecek planları üzerine konuştuk.

Soldan Sağa; Onur Mobilya Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Ayneci, Onur Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sarıabacı, Onur Mobilya Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Harun Ayneci, Onur Mobilya Pazarlama Müdürü Tuncay Sarıabacı

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

Page 55: Ekav edergi

55

man turistik bölgelerin isimleri olmasına özen gösteriyoruz. Türkiye’nin turistik bölgeleri tanınsın, kulağa hoş gelsin diye.

Buradaki zengin çeşitler 3 bin metreka-re üzerindeki showroomumuzda sergi-leniyor. 2015 modellerimizi çıkarmaya başladık ve 2015 modellerinin yüzde 90’ı şuan mağazamızda mevcut. Alıcıların be-ğenisine sunuldu, gelip görebilirler. Hiç görmedikleri modeller bilhassa kanepe ve koltuklarda çok beğenilecek kumaşlar kullandık.

Müşterileriniz sizi neden tercih ediyor?Her işte olduğu gibi mobilya işinde de ürünleri seçerken kişi işini empati kura-rak yapmalı. Bizde bu şekilde yapıyoruz. Hem empati kuruyoruz hem müşterinin yerine kendimizi koyuyoruz. Ben olsam bu üründe neler isterim, benim beklenti-lerim neler? Öncelikle yaptığımız iş bizim beklentilerimizi karşılıyorsa nihai tüketi-cilerin de beklentilerini karşılıyor. Birçok fuarı, yenilikleri yerinde ve zamanında takip edip topladığımız bilgiler doğrultu-sunda bu ürünleri Onur Mobilya’ya özgü tasarlayıp müşterilerin beğenisine sunu-yoruz.

Mersin’de ilk ve tek kanepe ve yatak yay-larının üretimi yapan firmayız. Küçük üreticiler de bizden rahatlıkla mal alabili-yor. Perakende de mağaza showroomunun yanı sıra toptanda da üreticileri destekle-yen bir yapımız var. Bizler bunu seve seve yapıyoruz ve üretici arttıkça da memnun oluyoruz.

Oturma gruplarının yanı sıra yatak üre-timlerimiz de çok çok iyidir. Onur Mo-bilya, yumuşak gruplarda yani kanepe koltuk gruplarında ne kadar iddialıysa yatak kalitesinde de o kadar iddialı. Çün-kü oturma gruplarının yaylarını Onur Mobilya ürettiği gibi yatağın yaylarını da Onur Mobilya üretiyor. Yani onun kalite-sini ayarlamak Onur Mobilya’nın elinde.

Kampanyalarınız hangi dönem-lerde yoğunlaşıyor?Bizde kar marjı yüksek olmadığı için fi-yatlarımız hep kampanyalı fiyatlarımız. Üretici yerimiz de burası olduğu için fi-yatlarımız daima kampanyalı.

Onur Mobilya için ilerleyen dönemlerdeki hedefleriniz neler?Onur Mobilya’nın şuan ki yerini Toroslar Belediyesi’nin teşvikiyle oluşturduk. Bu-rası o yılların Organize Sanayi Bölgesi gi-biydi. Şimdiki hedefimiz imalatı Organize Sanayi Bölgesi’ne taşımak. Daha geniş bir alanda daha fazla kişiyi istihdam edecek fabrikayı kurmak ve yönetmek.

Page 56: Ekav edergi

56Yapılarda ve tesisatlar da ısı kayıp ve ka-zançlarının sınırlandırılması için yapılan işleme “ısı yalıtımı” denir.

Yalıtım sistemlerinin esas amacı; yapı bileşenleri ve binaların taşıyıcı sistemini yangın, gürültü, su, iklim koşulları (yaz-kış, gece-gündüz), kar, yağmur gibi yağış-lar ve benzeri iç ve dış etkenlerden koru-yarak, kullanım amacına uygun sağlık ve konfor şartlarının yapı içerisinde hüküm sürmesini sağlamaktır.

ISI YALITIMININ FAYDALARIYönetmeliklere uygun olarak yapılacak ısı yalıtımı:

• Isınma veya serinleme amacıyla yapılan harcamalardan en az %60 tasarruf ede-rek, kışın daha iyi ısınmaya, yazın ise serin kalmaya imkân sağlar.

• Yakıt tüketimini ve dolayısıyla atık gaz salınımlarını azaltarak çevre

• kirliliği ve küresel ısınmanın önlenme-sine katkıda bulunur.

• Sağlayacağı verimlilikle, ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltır.

• Evlerde küflenme, siyah leke ve mantar oluşmasına neden olan

• terlemeyi (yoğuşma) önler.• Betonun içindeki demirlerin paslanma-

sını engeller, binanızın depreme karşı dayanıklılığını korur.

• Yaşam alanları içeresinde dengeli oda sıcaklıkları yaratarak konforlu ve sağ-lıklı mekânlar oluşturur.

• sağlıklı yaşam alanları oluşur, sağlık gi-derleriniz azalır.

• çevrenizdeki görüntü kirliliği azalır, yapıların bakım maliyeti düşer, bakım süreleri uzar.

• gelecek nesillere temiz, sağlıklı, güvenli binalar bırakırsınız.

• yapılarınızda istenmeyen, gerilmeler-den oluşan kılcal çatlakların olmasını önler.

Yeni yapılacak binalarda ve 2017 yılına kadar tüm mevcut bina stoğunda; bina-ların görünür yerlerinde, tüketilen enerji miktarını ve küresel ısınma ve iklim deği-şikliğine neden olan sera gazı salımı mik-tarını gösteren Enerji Kimlik Belgesi asıl-ması zorunludur. Bu belge sayesinde satın alacağınız veya kiralayacağınız binaların enerji verimliliğine bağlı olarak yakıt ve elektrik faturaları ile çevreye olan etkile-rini görebilirsiniz.

Ülkemiz, belirli enerji kaynakları açısın-dan önemli bir potansiyele sahip olmakla birlikte, enerji üretimi açısından yeterli seviyede değildir. Türkiye, bugün ihtiyacı olan enerjinin yaklaşık %75’ini ithal et-mektedir. Hesaplamalar, tüm konutların standart ve yönetmeliklere uygun olarak yalıtılması durumunda, ülkemizin yılda yaklaşık 10 milyar TL tasarruf yapılabile-ceğini göstermiştir.

Bu çerçevede, enerjide dışa bağımlılığı-mızın azalması, ekonominin canlanması, istihdamın artması, üretim ve uygulama ile birlikte artacak vergi gelirleri önemli faydaları arasındadır.

Isı yalıtım malzemeleri nelerdir?Isı yalıtım malzemeleri, ısı kayıp ve ka-zançlarının azaltılmasında kullanılan,

hafif ve ısı geçişine karşı yüksek direnç gösteren özel malzemelerdir. Ülkemizde yaygın olarak;

•Duvar, döşeme ve çatılarda; camyü-nü, taşyünü, ekspande polistiren köpüğü (EPS), ekstrüde polistiren köpüğü (XPS), poliüretan köpüğü ve ahşapyünü, ve benzeri

•Pencerelerde; Low-E kaplamalı cam içeren ısı yalıtım performansı yüksek ya-lıtım camları veya Solar Low-E kaplamalı cam içeren ısı ve güneş kontrol perfor-mansı yüksek yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar,

•Hava kanalları, borular, vanalar gibi tesisat elemanlarında; camyünü, taşyü-nü, polietilen köpüğü, elastomerik kauçuk köpüğü, poliolefin köpüğü ve poliüretan köpüğü gibi ısı yalıtım malzemeleri kul-lanılır.

Yapının, Duvarlarında kullanılan Gaz beton, her türden tuğla ve bimsblok, birer yapı malzemesi olup ısı yalıtım malzemesi değildir. Bina hangi malzemeden yapılmış olursa olsun, kolon ve kirişler dahil olmak üzere tüm cepheler, çatı ve döşemeler TS 825’deki koşulları sağlamalıdır. Genelde en ekonomik ve uygulanabilir çözümler; ısı yalıtım malzemeleri ile sağlanır.

Yaşadığımız konutlarda, çalıştığımız iş-yerinde, sanayi tesislerinde yaptığımız yalıtım, gelecek kuşaklara karşı sorum-luluklarımızdır. Bizlere, çevremize, şe-hirlere, mahalle köy kasaba ve ülkemize, dünya geneline yapacağımız katkıları düşünelim. Ekonomik olmanın yanı sıra zaman ve sağlık açısından kazançlarımızı da unutmayalım.

Isı yalıtımı üzerine

İnsanların konforlu bir yaşam sürebilmeleri; 20-22°C sıcaklık ve yüzde 50 bağıl nem değerine sahip olan ortamlarda mümkün olabilir. Kış aylarında dış ortam sıcaklıkları 20°C’nin oldukça

altında seyreder. Yaz aylarında ise hava sıcaklıkları 20°C’nin oldukça üstündedir. Isıl enerji; yüksek sıcaklıklıklı ortamdan düşük sıcaklıklı ortama transfer olur. Bu nedenle yapılarda; kışın

enerji kayıpları, yazın ise istenmeyen enerji kazançları meydana gelir.

Ramis Dalkılıç Çatıcılar Çatı İzolasyon ve Yapı

Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkanı

Page 57: Ekav edergi

57

MASAJ SAUNA DİNLENME TÜRK HAMAMI

Mersindeki yeni eviniz...GMK. Blv. No: 689 Mezitli - MERSİNTel : +(90) 324 357 62 00 Fax : +(90) 324357 62 01 Gsm : +(90) 532 755 54 82

www.livahotel.com.trfacebook.com / livahotel

ÖZEL GÜNLERİNİZ İÇİN SİZLERLEYİZ

Page 58: Ekav edergi

58

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?Ortaokul ve liseyi Tarsus Amerika Ko-leji’nde okudum. Daha sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü’n-den mezun oldum. Askerlikten sonra da serbest ticarete başladım. Serbest ticaret devam ederken 1994 yılında özel radyo ve televizyonlar yeni yeni yayına başladı.

Biz de o dönemler de Kanal 2000 televiz-yonunu kurduk. O zamanlar 5 ortak ola-rak kurduk ve o zamandan bugüne kadar geçen 20 yıllık sürede Kanal 2000 tele-vizyonunu idare ediyorum.

Yayıncılık politikanızdan bahse-der misiniz?Bizim tematik bir yayınımız yok. Biz kar-ma yayın yapıyoruz. Tabi büyük bölümü bunun belgesel ve filmlerden oluşuyoruz. Onun dışında siyasi konular, kentin so-runları veya bilimsel konularla ilgili açık oturum tarzında karşılıklı tartışma prog-ramları koyuyoruz. Eğitimle, dinle ilgili programlar koyuyoruz. Ayrıca çocuklar

için çizgi film saatimiz var. Yani RTÜK’ün öngördüğü şekilde karma yayın yapmaya gayret ediyoruz.

Kaç kişiye istihdam sağlıyorsu-nuz?Bizim sektörümüzde bilgisayar kullanı-mı yoğunlaştığı için gitgide eleman sayısı azalıyor. İlk açıldığı yıllarda 30 kişiye ka-dar çıkmıştı çalışanımız. Çünkü o zaman 24 saat yayın yaptığımızda en az 4 veya 6 kişiyi yayında çalıştırıyorduk. Dönüşüm-lü olarak çalışmak söz konusuydu. Her işte ikişer kişi vardiya esasına göre çalışı-yordu. Dolayısıyla stüdyoda kameraman-lık yapan kişiler dahi 3-5 kişiydi. Ayrıca muhabirlerimiz, yazım editörleri, haber editörleri gibi departmanlardaki çalışma arkadaşlarımızla birlikte 30 kişiye çık-mıştı sayımız. Ancak şimdi bilgisayar kul-lanımı yaygınlaştığı ve gereklileştiği için yayını şuan bilgisayar yapıyor. Bizim çalı-şanlarımızdan sadece bir kişi izliyor, onu da gündüz mesaisinde izliyor. Onun dışın-da gece otomasyon sistemiyle belirlenen

Yaklaşık 20 yıldır Mersin’in gündemini belirleyerek, objektif, tarafsız ve ilkeli yayıncılık yapan Kanal 2000 televizyonu, uydu yayıncılığıyla da Mersin’deki gelişmeleri dünyaya duyuruyor.

Medya üzerindeki baskılardan

biz de etkileniyoruz

İsm

ail S

ağla

r

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

Kanal 2000 televizyonu kurucusu İsmail Sağlar, başarıyı aşama aşama yakaladıklarını belirterek, bugünlerde ise halkın medyaya güveninin kalmadığını belirterek, “Medya üzerindeki türlü baskılardan biz de etkileniyoruz” dedi.

Page 59: Ekav edergi

59

yayın akışı ile birlikte yayın devam ediyor. Dolayısıyla personel azaltımına gidildi.

Ama asıl değişiklik haber boyutunda oldu. Eskiden haberleri muhabirlerimizle ken-dimiz derlerdik kendi imkânlarımızla. Ha-ber toplardık yöreden. Bölgesel ve ulusal haberleri de gazetelerden takip edip onları yerele uyarlardık. Diyelim ki ‘antibiyotik kullanımında Türkiye’de patlama oldu’ haberi çıktığı zaman biz bunu Sağlık Mü-dürlüğü’ne ya da hastanelere veya Eczacı-lar Birliği’ne gider sorardık ve uyarlardık. Ancak şimdi ajanslar hem yerel hem bölge-sel hem de ulusal haberleri abone olduğu-nuzda internet aracılığıyla günlük olarak geçiyorlar. Hem görüntüleri, hem metni hem de açıklamaları indirebiliyorsunuz. Dolayısıyla muhabir sayısı ve muhabir ara-cılığı ile takip edilen haberlerin sayısı da azalıyor. Bu nedenle çok fazla personele ih-tiyaç olmuyor. Dolayısıyla şuan için 10-12 civarında personelimiz var.

Uydu üzerinden yayın yapmayı tercih etmenizin nedenleri neler?Televizyonlar dediğimiz gibi 20 yıllık bir süre içerisinde Türkiye’de kuruldu ama özel televizyonların geçmişi az bir süre gibi görünse bile televizyon ve yayıncılık olağanüstü, belki hesapta olmayan, belki hayal bile edemediğimiz bir teknolojik ge-lişimle yol katetti. Dolayısıyla bu gelişime uyabilmeniz, izlenme açısından gerekli oldu. Eskiden biz karasal yayınla yani verici kurarak, o vericinin yayın alanı kapsamında yayınını ulaşıyorduk. Onları da insanlar tek tek kurdukları televizyon antenleri ile alıyorlardı. Ancak teknolo-jinin yaygınlaşması, seçeneklerin çoğal-ması çanak anteni getirdi. Ondan önce-sinde kablolu yayın vardı ama onun ömrü çok kısa sürdü. Arkasından çanak antene dönüştü ve uydu alıcısına gelen sinyaller alıcı vasıtasıyla televizyonlara görüntü olarak naklediliyordu. Çanak antenlerin yaygınlaşması ile birlikte karasal yayın izlenme oranı aynı oranda düştü. Uydu alıcısı ile birlikte izleyiciler, yaklaşık 2 bin 500 kanala ulaşabilme imkânı buldular. Dolayısıyla karasal yayının izlenme oranı

Türkiye’de yüzde 10’lara düştü. Bu şekil-de yayın yapmaya direnirseniz izlenme-yeceksiniz, o belli. O zaman ya uyduda yer alacaksınız ya da herhangi bir platformda yer alacaksınız. Uydu dendiğinde Türki-ye’ye yayın yapan 6-7 tane uydu var. Tür-kiye’de birçok çanak Türksat uydusuna yönelik olduğu için Türksat uydusundan yayın yapmak gerekiyor. Aynı zamanda uy-duya ödenen çok büyük miktarda bir para var. Tabi yerel kanalların bu parayı ödeye-bilmesi bugünkü şartlarda çok zor. Yayını-mızı sürdürebilmek, izletebilmek açısın-dan uyduda yer almaya devam ediyoruz.

Yerel basının sorunları neler?Aslında yerel basın en şanslı basın. Geçmi-şi 20 yıl gibi kısa bir dönem olsa bile, hayal edilemeyecek bir teknolojinin baskısıyla basın bugünlere geldi. Uydu yayınları var, sosyal medyadan gelen bireysel yayıncılık var. Onun dışında internet gazeteciliği var. Tüm bunları bir araya getirdiğinizde habere ulaşmak için seçenekleriniz çok fazla. Tek seçenekli olmadığınız gibi fark-lı bakış açılarını elinizdeki cihazlarla ula-şabilecek donanımdasınız. Dikkat eder-seniz yayıncılık ulusal televizyonlara, Avrupa ve Amerika televizyonlarına bak-tığınızda tek düze bir hale geldi. Realite şovlar, açık oturumlar, haber bültenleri, filmler, belgeseller… Bunun dışında yeni şeyler üretilmiyor. Ajanslar aracılığıyla haberlerin eriştirilmesi durumunda da aynı haberleri değişik isimlerde yayın ya-pan medya kurumlarından izleyebiliyor. Bu nedenle izlenebilirlik oranı düşüyor. Burada yerel basın çok şanssız görünse de bence en şanslı konumda. Yerel bası-nın verdiği haberleri ya da yaptığı yayını almaya hazır bir kitle var. Bu kitle yerellik kelimesinde gizli. Diyelim ki Mersin’de yaptığımız yayını almaya hazır, Mer-sin’de yaşayanlar var. Mersin’de yaşayan insanlar, sokağındaki kanalizasyon pat-lağından tutun da toprak yola kadar ya da herhangi bir etkinliğe, sergiye kadar bunu almaya, duymaya hazır. Yerelliğin şansı buradan geliyor. Eğer yereller bu şansla-rını kullanabilirlerse, gerçekten interak-tif yayıncılık yapıp halkla bütünleşerek,

halkla karşılıklı alışveriş içerisinde bulu-nurlarsa. Yerel basının ölme şansı yok.

Son olarak söylemek istedikleriniz neler?Yayıncılık önceleri çok daha zevkliydi. O hareketli tempoda yaptığınız her yayının izlenmesi ve size geri dönmesi, halkın ko-ruyucu kalkanı olmak hem zevk veriyordu hem de hareketli bir meslekti. Şimdi ya çağa uyduk ya da çağ bize uyuyor, anlamı-yorum. Kullandığımız teknolojiden dolayı işimiz daha durgunlaştı, daha basitleşti. Çeşitli nedenlerden dolayı halkın genel anlamda medyaya güveni kalmadı. Bun-dan biz de etkileniyoruz ve nasibimizi alıyoruz. Medya üzerindeki türlü baskı-lardan biz de etkileniyoruz. O baskıları aşabilecek yöntemler geliştirmeye çalışı-yoruz. Türkiye’de yayıncıların sorunları neyse belki daha az ama en acımasız şekil-de bizler de yaşıyoruz.

Page 60: Ekav edergi

60

Page 61: Ekav edergi

61

Page 62: Ekav edergi

62

Page 63: Ekav edergi

63

Page 64: Ekav edergi

64

Sektör temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdi-ği toplantıda konuşan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya, “Lojistik operasyonları özü itiba-riyle risk yönetimleridir. Dolayısıyla her risk yönetiminde olduğu gibi hukuki so-runları ve sorumlulukları içerir. Bundan dolayı lojistik ve hukuk günümüz ekonomi dünyasının ayrılmaz parçalarıdır. Hızla küreselleşen ticaret hayatında lojistik faa-liyetlerin önemi giderek artmakta. Dünya-da ülkelerin ve ürünlerin rekabetçiliğinde tedarik zincirleri ve bunların içinde malla-rın hızlı ve düşük maliyetle hareket etmesi hayati önem taşımaktadır. Lojistik elbette sadece taşımacılıktan ibaret değildir. Ama taşımacılık lojistiğin en önemli bileşenidir. Dolayısıyla hukuki sorunlara en açık olan kısmıdır. Dünya genelinde toplam lojistik maliyet içerisinde taşımacılık yüzde 50’ler civarında pay alırken, bu oran Türkiye’de yüzde 85’lere kadar yükselmiştir. Bundan dolayı taşımada yaşanan hukuki sorunlar sektörün yumuşak karnıdır. En basiti, en temel konu olan sigorta bilinci bile tam oturmamış olan sektörümüzde diğer hu-kuki sorunların durumunu siz düşünün” dedi.

Lojistikte insan kaynağının doğru kullanılması gerekiyor Lojistiğin, çok dinamik bir sektör olduğu-nu belirten Avukat Sedat Tatar da, “Lojis-tik sektörü, her zaman sorunları olan ve hızlı çözüm isteyen bir sektördür. Sektö-rün birden çok bacağı var. Bunlardan bi-risi de insan kaynağı. İnsan kaynaklarının yönetimi, doğru bir şekilde kullanılması lojistik sektöründe olmazsa olmazlardan-dır. Kanun, iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan tüm işçilerin ve bunların çalış-ma şartlarını, ortamlarına ilişkin hüküm koyan bir kanundur. İş sözleşmelerinin en

temel üç unsuru iş, ücret ve bağımlılıktır. İş sözleşmeleri belirli ve belirsiz süreli olarak akdedilebilir. Çağrı üzerine çalışmalar söz konusu olabilir. Deneme süreli kontrat-lar olabilir. Denemesi süresi en fazla 2 ay olarak belirlenir. İş sözleşmeleri imzala-nırken bir yıldan fazla olması durumunda yazılı olması zorunludur. Yazılı olmayan durumlarda işveren işçisine çalışma bel-gesi düzenlemek zorundadır. İşveren ça-lıştırdığı her işçi için özlük dosyası tutmak zorundadır. Bu dosyalarda işçinin kimlik, sağlık, eğitim bilgileri gibi kişisel bilgiler yer alır. İşveren, herhangi bir teftiş sırasın-da bu dosyayı ilgili kuruma sunar” ifadele-rini kullandı.

Taşıma Hukukundan Kaynaklanan Yargı-tay Kararları konusunda bilgi veren Avu-kat Aygül Güler ise uygulamada en çok karşılaşılan sorunların başında harcırah, fazla çalışma, yıllık izin, kıdem-ihbar taz-minatı gibi konuların geldiğini belirterek, “Özellikle harcırah konusunda çok fazla sıkıntı yaşanıyor. Genel anlamda ücret; bir işçiye bir iş karşılığında işveren tara-fından sağlanan tutardır. Prim ise işçiyi motive etme için ödenen bir ödemedir. Harcırah ise bunlardan tamamen farklıdır. İş kanununda düzenlemesi olmayan, bizi ilgilendirmeyen ama uygulamada harcırah dendiği için bizim de buna tabi olmamız-dan dolayı sektör bunda sıkıntı yaşıyor. Harcırah kamu kurum ve teşekküllerinde çalışan personel ve memurlara ödenmesi gereken yol masrafı, gündelik aile masra-fı ve yer değiştirme masraflarının birini, birkaçını ya da tamamını ifade etmektedir. Harcırah sürekli yapılan bir ödeme değil-dir. Şoförlere ödenen harcırah işin niteliği gereği sürekli yapılır. Ama bunu normal harcırahla aynı tutamayız. Sadece bir kul-lanım uyumu var. Ama hukuki olarak bir-birlerinden farklıdır” dedi.

Lojistik ve Hukuk Paneli düzenlendi

Ufuk Maya, “Lojistik ve hukuk günümüz ekonomi

dünyasının ayrılmaz parçalarıdır”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Mersin Lojistik

Platformu işbirliğinde “Lojistik ve Hukuk Paneli”

gerçekleştirildi. Toplantıya Mersin Ticaret ve Sanayi

Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya, Meclis

Başkan Yardımcısı Bedirhan Orak ile çok sayıda davetli katıldı.

Page 65: Ekav edergi

65

Page 66: Ekav edergi

66

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?90’lı yıllarda pek bilinmeyen peyzaj mi-marlığını tek tercih olarak yazan bir peyzaj mimarıyım. Bunun nedeni, araş-tırmalarım sonucunda hayatta başarılı olabileceğim ve severek çalışabileceğim bir bölüm olarak gördüğüm için bu mes-leği tercih ettim. 1994 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bö-lümünden mezun oldum ve kısa süre son-ra ailemin desteğiyle Uzunoğlu Sera Pey-zaj Mimarlığı Limited Şirketi’ni kurduk.

Uzunoğlu Sera Peyzaj’ın kuruluş hikâyesinden bahseder misiniz?Şirketimiz 1994 yılında, “Mersin’den Türkiye’ye Açılan Peyzaj Markası ”sloga-nıyla sektörde çalışmalarına başlamıştır. İlk yıllarda peyzaj proje ve uygulaması, danışmanlık hizmetleri veren firmamız, zamanla kendini yenileyerek ve sektör-

deki gelişmelere ayak uydurarak, bugün 60.000 m2lik kapalı ve açık alanlardaki bitki üretimiyle, ülkenin dört bir yanına hizmet vermeye devam etmektedir.

Bitki üretimi, peyzaj proje, bitki satış, uygulama ve danışmanlık hizmetlerini bir arada yürüttüğümüzden dolayı, ça-lışmalarımız en iyi sonucu vermektedir. Firmamız 2010 yılından itibaren inşaat sektöründe de faaliyetlerine başlamıştır. DSİ kurumunun yaptırdığı gölet ve altya-pı işlerinin yapımına başlamıştır. Ayrıca şu an Mersin’de yapsat olarak 1+1 evler yapmaktadır.

Şirket ortaklarımız ağabeyim İnşaat Mü-hendisi Abdullah İnanç Uzun ve eşim Bil-gisayar Yüksek Mühendisi Okan Mehmet Takan ile birlikte inşaat ve peyzaj sektö-ründe firmamızın bir marka haline gel-mesi için özverili bir şekilde çalışmaları-mıza devam etmekteyiz.

Mersin’den Türkiye’ye açılan peyzaj markasıUZUNOĞLU SERA PEYZAJ MİMARLIĞI İNŞ LTD ŞTİ

Şule

Uzu

n T

akan

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

1994’ten bu yana bitki üretimi, peyzaj proje, bitki satış, uygulama ve danışmanlık alanlarında Mersin’de hizmet veren Uzunoğlu Sera Peyzaj yapmış olduğu peyzaj proje tasarım ve uygulamaları ile insanların kendini rahatlatacağı, dinlenebilecekleri, huzurlu ortamlar oluşmasına katkı sağlıyor.

Ülkenin dört bir yanına hizmet veren Uzunoğlu Sera Peyzaj Mimarlığı İnş Ltd Şti’nin Sahibi Peyzaj Mimarı Şule Uzun Takan ile sektör ve çalışmaları hakkında konuştuk.

Page 67: Ekav edergi

67

Şirketinizi Mersin piyasasına göre değerlendirecek olsaydınız neler söylerdiniz?Kentimizde peyzaja verilen önem daha is-tenilen seviyede değildir. Bunu, öncelikli olarak yerel yönetimlerin peyzaja verece-ği değer ilerletecektir. Özel firmalar son beş yıldır peyzaj proje ve uygulamalarına önem vermeye başlamıştır. Kurumlara ait yerlerde yapılan kaliteli uygulamalar özel sektöre ışık tutacaktır. Halkımızın bek-lenti seviyesini yukarılara taşıyacaktır. Peyzaj için en önemli malzeme bitkidir. Türkiye’de bu konuda belli cazibe bölgele-ri vardır. İzmir, Bursa, Yalova ve Sakarya bunların başında geliyor. Bitki üreticileri-nin ve üretiminin arttırılarak bölgemizin de bu cazibe bölgeleri arasına girmesi sağ-lanmalıdır.

Firmamız son 10 yıldır daha çok şehir dışı ve uygulama ağırlıklı projelerle çalıştığı için peyzaj sektörüne hitap edebilecek ge-rekli altyapı tamamlamıştır. Makine par-kı, tesis altyapısı, deneyimli personel kad-rosu, uygulanabilir proje tasarımları ile kaliteli bir peyzaj beklentisi olan firma ve kurumlarımız için hizmet vermektedir.

Verdiğiniz hizmetler neler? Bun-lardan bahseder misiniz?Peyzaj sektörüne farklı alanlarda hizmet vermekteyiz. Mezitli’de bulunan tesi-simizde perakende müşterilerimiz için kurulmuştur. Müşterilerimiz sezonuna uygun bitkileri burada bulabilmektedir.

Yenişehir ilçesinde perakende müşterile-rimiz, uygulama müşterilerimiz ve ihaleli iş olarak kurumlarımız için bitki üretim-leri yapılmaktadır. 2012 yılında bölgede eksikliğini gördüğümüz mevsimlik fide üretim tesisimizi kurduk. Kamu ve özel kuruluşlara siparişle uygun fiyatlara fide üretimi de yapmaktayız

Özel sektör ve kamu kurumları için peyzaj proje tasarım ekibimizle tasarım hizmeti ve tasarımların uygulanması hizmeti ve-rilmektedir. Şirket bünyesinde inşaat eki-binin bulunmasının avantajıyla anahtar teslimi projelere imza atmaktayız.

Şuan yürüttüğünüz projeler var mı?

Şu an Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Alanya Belediyesi, Payas Belediyesi ve değişik şehirlerde peyzaj sektöründe fa-aliyet gösteren firmalarımız için çiçekli bitki üretimimiz devam etmektedir. Fir-mamızın ilkbahar sezonunda yapacağı uygulamalar için bölgeye uygun bitkilerin üretimi devam etmektedir.

Uzunoğlu Sera Peyzaj yaptığı projelerle Mersin’in görüntüsüne nasıl bir katkı sağlıyor?Kentimizde hem kamu, hem de özel sek-tör için yapmış olduğumuz peyzaj proje tasarım ve uygulamaları ile insanlarımı-zın kendini rahatlatacağı, dinlenebilecek-leri, huzurlu ortamlar oluşmasına katkı sağlamıştır. Bir kentin yaşanabilirliği oluşturabildiği yeşil alan kadardır. Kişi

başına düşen yeşil alan ne kadar fazlaysa o kent yaşamak için idealdir denebilir. Ken-timizde yeşil alan oranı hala düşük sevi-yelerdedir. Hem bunun artırılması hem de mevcut olan yeşil alanların kentimiz insanlarının yararlanabileceği kalitede olması için katkı sağlamaktayız.

Gelecek dönemdeki hedefleriniz neler?Hedefi olmayan firmalar yok olmaya mahkûmdur. Bunun için önümüze yeni hedefler koyarak şirketimizin ilerleme-sine önem veriyoruz. Önümüzdeki yıllar içinde İzmir şubemizin oluşturulması ve Mersin’de komple olarak üretim tesisi, fide tesisi ve doku kültürü laboratuvarı-nın kurulumunu hedefliyoruz. Bu konu-larla ilgili ARGE çalışmalarımız devam etmektedir.

Son olarak söylemek istedikleriniz neler?Kentimizi bir dünya kenti yapma hedefi olan yerel yönetimlerimiz ve inşaat sektö-ründe faaliyet gösteren özel sektör firma-larımız için; kentin ve yapılmış olan inşa-atların güzelliği peyzaj tasarımı ile belli olur. Projelerin deneyimli peyzaj mimarla-rı tarafından tasarlanması, uygulamaları-nın peyzaj mimarları denetiminde kaliteli bitkilerle ve malzemelerle yapılması için hassasiyet gösterilmesi önemlidir. Firma-mız 21 yıllık deneyimiyle hem kamu hem de özel sektörün hizmetindedir.

Page 68: Ekav edergi

68

TEMA Vakfı Türkiye’de 80 ilde İl Tem-silciliği, 344 ilçe de gönüllü sorumluğu ve 120 üniversitede Genç TEMA Topluluğu ile ülke genelinde gönüllülerinin desteği ile çalışmalarını sürdürmektedir. Ana okullarında Minik TEMA, ilkokullarda Yavru TEMA, ortaokullarda Ortaokul TEMA ve liselerde Genç TEMA Lise adı altında eğitim programlarını yine gönül-lü öğretmenlerinin desteği ile hayata ge-çirmektedir.

Temsilcilik olarak Mersin genelinde Ka-sım 2014 itibariyle 23.313 gönüllü aile-mizle Mersin’imizin, ülkemizin ve dünya-mızın yaşanabilir, sürdürülebilir olması adına doğal varlıkların ve biyolojik çeşit-liliğin korunması, erozyonla mücadele edilmesi, toprak-su düzeninin sürekliliği ve ekolojik dengeye müdahalelerin ön-lenmesi, tarım arazilerinin korunması, ağaçlandırmanın önemi konularında ka-muoyunun eğitimi ve bilgilendirilmesi, kırsal kalkınmaya öncülük edip yardımcı olunması ve bu alanda ulusal politikaların oluşturulmasına katkıda bulunmak ve bu esaslardan ödün verilmemesi için çeşitli alanlarda çalışmalar yürütülmektedir.

Temsilciliğimiz Mersin merkezde ve 5 il-çede örgütlenmesini tamamlamış, merkez ilçeler içinde örgütlenme çalışmalarına devam ettirmekte olup kısa zamanda ta-mamlanması planlanmaktadır. Hali ha-zırda il genelinde uyguladığımız eğitim programları kapsamında Minik TEMA, Yavru TEMA, Ortaokul TEMA, Lise TEMA Kulübü ve Mersin Üniversitesi Genç TEMA Topluluğu ile etkinlik bazlı çalışmalarını sürdürmektedir. Ayrıca eği-tim-öğretim dönemi boyunca Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet ve özel eğitim kurumlarında TEMA Vakfı - Milli Eği-tim Bakanlığı arasında yapılan protokol kapsamında anasınıfından-liseye kadar öğrencilerimizin düzeylerine göre eğitim ve bilgilendirme çalışmalarımız aralıksız devam etmektedir. Son 1 yıl içinde ağır-lıklı okullar olmak üzere çeşitli kurum ve

kuruluşların bünyesinde ya da yerel proje-lerde 2500 aşkın kişiye eğitim ve bilgilen-dirme faaliyeti gerçekleştirilmiştir.

TEMA Vakfı Mersin Temsilciliği olarak yürüttüğümüz çalışmalarda yerel yöne-ticilerimizden, iş adamlarımıza, üniver-sitelerimizdeki, okullarımızdaki öğret-menlerimize ve öğrencilerimize, çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmalara ve çalışanlarına kısacası toplumun her kesi-minden gönüllü desteğinize ihtiyacımız var. Gelecek nesillerin doğayla iç içe, yeşil bir Mersin’de, Türkiye’de, dünyada yaşa-ma arzusunu ve özlemini taşıyan herke-si, Hayatı Geleceğe Taşımak isteyen tüm kurum ve 7 - 70’e her vatandaşımızı gö-nüllümüz olmaya davet ediyoruz. Topra-ğı bereketli, havası temiz, dereleri özgür yarınlar için desteğinize ihtiyacımız var.

TEMA Vakfı’nın çalışmalarını daha ya-kından takip etmek, çalışmalara destek olmak için www.tema.org.tr internet ad-resini ziyaret edebilirsiniz.

Türkiye Erozyonla Mücadele , Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA Vakfı)TEMA Vakfı Mersin İl Temsilcisi Perihan Saydan PAZARBAŞITel./Faks: 0324 325 91 92 - E-Posta: [email protected]

Toprağı bereketli, havası temiz dereleri özgür yarınlar için TEMA’ya destek verin

TEMA Vakfı 11 Eylül 1992 yılından bugüne

22 yıldır kurucularımız Hayrettin Karaca

(Toprak Dede) ve A. Nihat Gökyiğit (Yaprak

Dede)’in ve Yönetim Kurulu Başkanımız

Deniz Ataç’ın öncülüğünde 500.000’i

aşkın gönüllümüzle ülkemizde en büyük, en yaygın ve en saygın sivil

toplum örgütlerinden birisidir.

Page 69: Ekav edergi

69

Page 70: Ekav edergi

70

MESİAD Yılın İş İnsanı Ödül Töreni Yeni-şehir Belediyesi Kültür Merkezi’nde Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Mersin milletve-killeri Mehmet Şandır, Aytuğ Atıcı ve Va-hap Seçer, Akdeniz Bölge ve Garnizon Ko-mutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, TURKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, ÇUKUROVA SİFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, MESİAD Yönetim Kurulu Başka-nı Mehmet Deniz, il protokolü, sivil toplum örgütü temsilcileri ile çok sayıda sanayici ve iş adamının katılımı ile gerçekleştirildi.

MESİAD Yılın İş İnsanı Büyük Ödülü Senan İdin’in oldu

Yılın

İş İn

sanı

Büy

ük Ö

dülü

Yılın

İş İn

sanı

Büy

ük Ö

dülü

Yılın

İş İn

sanı

Büy

ük Ö

dülü

So

syal

Ala

n Ö

dülle

ri

Sosy

al A

lan

Ödü

lleri

Sosy

al A

lan

Ödü

lleri

Yılın

İş İn

sanı

Büy

ük Ö

dülü

Yılın

İş İn

sanı

Büy

ük Ö

dülü

Yılın

İş İn

sanı

Büy

ük Ö

dülü

So

syal

Ala

n Ö

dülle

ri

Sosy

al A

lan

Ödü

lleri

Sosy

al A

lan

Ödü

lleri

Yılın

İş İn

sanı

Büy

ük Ö

dülü

Yılın

İş İn

sanı

Büy

ük Ö

dülü

Yılın

İş İn

sanı

Büy

ük Ö

dülü

So

syal

Ala

n Ö

dülle

riSo

syal

Ala

n Ö

dülle

ri

Sosy

al A

lan

Ödü

lleri

Sosy

al A

lan

Ödü

lleri

Sosy

al A

lan

Ödü

lleri

Sosy

al A

lan

Ödü

lleri

Mersin Sanayici ve İş Adamları Derneği (MESİAD) tarafından bu yıl 10’uncusu düzenlenen ‘Yılın İş İnsanları ve Girişimcileri Ödül Töreni’nde Büyük Ödül Senan İdin’in oldu.

Yılın İş İnsanları ve Girişimcileri Ödül Töreni’nde ödül alan isimler şöyle;

MESİAD Yılın İş İnsanı Büyük Ödülü:MESİAD Yılın İş İnsanı Ödülü: MESİAD Yılın İş İnsanı Girişimci Ödülü: MESİAD Yılın İş İnsanı Girişimci Teşvik Ödülü:MESİAD yılın İş İnsanı Yenilikçi Yatırım Ödülü: MESİAD Yılın İlçe Eğitim Yatırım Ödülü:MESİAD Teşekkür Plaketi:

Aves A.Ş. Senan İdinBerdan Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı Hasan ŞemsiArmada Duvar Kağıtları Yönetim Kurulu Başkanı Seyfetullah İşık OBJE FTD Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet DağFiberton Prekast A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Güler Tarsus Amerikan Koleji-SEV Sağlık Eğitim VakfıYenişehir Belediye Başkanı İbrahim Genç

Yılın İş İnsanları Ödülleri

Sosyal Alan Ödülleri

MESİAD Proje Pazarı Ödülü:MESİAD Sanat ve Sanata Katkı Ödülü: MESİAD Mersin Kent Tarihine Katkı Ödülü:MESİAD Yılın Çevreci ve Doğa Dostu Ödülü: MESİAD Sosyal Sorumluluk Ödülü: MESİAD Yılın Eğitime Katkı ve Kent Tanıtım Ödülü:

MEÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Müdürü Bahadır K. Körbahti Heykeltraş Hasan Canel Hat Sanatçısı Etem Çalışkan Radyo Program Yapımcısı Mirza TurgutMEÜ Deniz Kaplumbağaları Uyg. ve Araşt. Mrz. Mdr. Prof. Dr. Serap ErgeneTürkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Başkanı Prof. Dr. Aynur ÖzgeToros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer

Page 71: Ekav edergi

71

Altın Kale Ödülleri Sahiplerini BulduTürkiye ve Mersin’e değer katanların ödüllendirildiği 2. Altın Kale Töreni, Hil-tonSA Otel’de düzenlendi. Mersin GİAD Başkanı Alper Gürsoy ve yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliğinde gerçekleşen tö-rene Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AK Parti Mersin Milletvekilleri, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, İl Emniyet Müdürü Ha-

san Hüseyin Bahar, İl Jandarma Alay Ko-mutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin Ti-caret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Mersin Organize Sanayi Odası Başkanı Sabri Tekli, Mezitli Belediye Başkanı Ne-şet Tarhan, Akdeniz Belediye Eşbaşkanı Fazıl Türk, TÜGİK Genel Başkanı Erkan

Güral, ödül almaya layık görülen kişi ve kurum temsilcileri katıldı. Gürsoy tarafın-dan Başbakan Yardımcısı Babacan’a onur ödülü takdim edilirken, Babacan da ‘Altın Kale Ödülleri’nde ödül almaya layık gö-rülen ekonomiden markaya, tarihten usta kalemlere ve spora kadar 8 isme ödüllerini verdi.

2015 Altın Kale Ödülleri’ni alan isimler şöyle:Onur Ödülü

Büyük Ödül

Marka Ödülü

Hızlı Büyüme Ödülü

Girişimcilik Ödülü

Tarihe Saygı Ödülü

Usta Kalem Ödülü

İyi Fikir Ödülü

Spor Ödülü

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan

Hayat Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Avni Kiğılı

Atako Yönetim Kurulu Başkanı Filip Tahinci

Akyürek Technology Yönetim Kurulu Başkanı Sabahattin Akyürek

Gedizler Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı M. Reşit Gediz

Kurtuluş Savaşı Şeref Madalyası sahibi Süleyman Fikri Mutlu

Gazeteci Selçuk Ölçer ve Gazeteci Tankut Tufan

Borajet Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Akyol

Mersin İdman Yurdu Onursal Menajeri Hacı Bayram Birinci

Page 72: Ekav edergi

72

Ne-cer Yapı hakkında bilgi alabi-lir miyiz?Ne-cer yapı bir aile şirketi ve yaklaşık olarak inşaat sektöründe 40 yılı geride bırakmış bir kurum. Kuruluşumuzdan bu güne yüzlerce konut ve onlarca iş merkezi projesine imza attık. Şirket olarak trend yaratan, öncü ve yenilikçi projeler oluş-turan ve kalite ile uygulamaya geçirmeyi kendimize ilke edindik.

Profit’in ortaya çıkış hikayesini anlatır mısınız?Aslında Profit projemize bir iş merkezi de-mek biraz haksızlık olur. Profit içerisinde bulunan özellikleri ile bir iş merkezinden daha öte bir kavramı ve konsepti ifade

ediyor. Mersin’de nitelikli ofis ihtiyacını karşılayacak aynı zamanda iş yaşamının gereksinimlerine tam manası ile cevap verebilecek bir proje yapmak istedik. Bu yüzden de Profit’in her bir detayı üzerin-de çok yoğun bir şekilde çalışma yaptık. Sonunda da, içerisinde insanların yaşam-larını kolaylaştıran ve çalışma saatlerine konfor katan bir proje meydana getirdik.

Profit projesi genel özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?Profit, 2 katı bodrum olmak üzere toplam 22 katlı bir proje. Bodrum kattan sonra 2 katını dükkan ve işyerleri için ayarladığı-mız 4800 metrekarelik bir alanımız bu-lunuyor. 4600 metrekare kapalı otoparkı bulunan projemizde dükkan katından

Mersin iş dünyasının yeni merkezi Profit

Zive

r E

rdoğ

an

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

Profit İş Merkezi’nin rezidans konforunda donanımlara ve özelliklere sahip bir proje olduğunu kaydeden Ne-Cer Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziver Erdoğan ile standartları yukarıya çeken projenin detaylarını konuştuk.

1974 yılından buyana inşaat sektöründe proje üreten Ne-cer Yapı, nitelikli ve konsept projeler ile Mersin’in modern kent dokusuna katkı sağlıyor. Şirketin

yapımını sürdürdüğü Profit İş Merkezi Projesi modern mimarisi ve rezidanslarda bulunan konfor özellikleri ile sadece Mersin’de değil çevre iller içinde örnek bir proje.

Page 73: Ekav edergi

73

sonraki kalan 18 katta ise 164 ofis alanı oluşturduk. Biz Profit içerisinde insanla-rın mesai gün ve saatleri içerisinde ihtiyaç duyacağı her bir detaya önem verdik. Pro-jenin 3. katında 1100 metrekarelik alanda restoran, yeme içme alanı meydana getir-dik. Yemek saatlerinde çok rahat bir şe-kilde, dışarıya çıkmak zorunda kalmadan buradan ihtiyaçlarını karşılayabilecekler. Mersin’ de insanların büyük toplantılar yapabilecekleri toplantı odaları veya yer-leri yoktu. Biz bu ihtiyacı da Profit’te kar-şılamak istedik. Binamızın doğu köşesine 50 kişinin çok rahat bir şekilde toplantı yapabileceği 160 metrekare büyüklüğün-de iki toplantı salonu kurduk.

Sosyal olarak nasıl imkanlar su-nulacak?Profit’te insanların mesai saatleri ara-sında rahatça nefes alabilecekleri kat bahçeleri oluşturduk. Binamızın batı cep-

hesinde 140 metrekarelik 6 metre yüksek-liğinde 2 kat bahçesi var. Doğu cephemiz-de ise 180 metrekarelik iki tane daha kat bahçemiz var. Toplamda 600 metrekare kat bahçesi ile insanlar yorulduklarında, strese girdiklerinde bu alanlara gidip din-lenebilecekler.

1200 metrekarelik alanda ise, fitnıss ve spa merkezi kurduk. Kişi dilerse sabah er-ken saatte gelip, önce sporunu yapıp, spa da dinlendikten sonra dinç bir şekilde iş yerine geçebilecek. Profit’te ayrıca çocuk kreşi de kurduk. Çalışan bayanların rahat bir şekilde çocuklarını bırakabilecekleri ve dilediği anda hemen görebilecekleri bir yapıyı oluşturduk. Projemizde sadece içe-risindeki insanlara hizmet verecek olan bay ve bayan kuaför de yer alacak. Vale ve güvenlik hizmetleri gibi rezidanslarda görmeye alışık olduğumuz birçok hizmeti Profit’te insanlar alacak. Projemizin 8. ve 9. katlarını butik bir otel hizmet verecek. 28 odalı 58 yataklı tam donanımlı bir otel

olarak hizmet vereceğimiz bu alanda, in-sanlar burada misafirlerini rahatça ağır-layabilecek.

Page 74: Ekav edergi

74

Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Mersin ekonomisi adına, Mersin adına, Mersin’in ekonomisinden eğitimine; sosyal yaşam kalitesinden kültür sanat hayatına kadar, birçok konu ile yakından ilgileniyoruz; Sorunları birlikte tespit ediyoruz, çözüm-ler üretiyoruz. Bu çalışmaları gerçekten kutsal bir değere dönüştüren şey ise; tüm bunları gönüllülük esası ile yapmamızdır. Evet, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın meclisinden yönetimine, tüm komite üye-lerimize kadar hepimiz birer Mersin ve Türkiye gönüllüsüyüz. İşimizden, aile-mizden, çoluk çocuğumuzdan çaldığımız zamanları Mersin için harcıyoruz. Helal olsun… Sonuçta bu kentin ekmeğini yiyor, suyunu içiyoruz. Hayallerimizi ve gelece-ğimizi bu kent üzerine kuruyoruz. İşte bu nedenle Mersin bizim için önemli ve de-ğerlidir. Meslek Komitelerimiz Odamızın tam anlamıyla omurgasıdır. Sorunlar bu-rada tespit edilir; çözümler burada ortaya çıkar; projeler burada ilk kez dillendirilir. Çünkü komiteler tabanın sesidir. Ekono-minin kılcal damarlarını ancak komiteler bilir. Doğal olarak komite üyelerimizin olaya bakışı; yani vizyonu çok önemlidir.” dedi.

“Komite-Üye ilişkisi kurmak istiyo-ruz”

Başkan Aşut, “Dünya gerçekten değişiyor. Artık yönetim piramitleri; yani tepede karar alanlar, tabanda bunlardan haberi olmayan kitleler önemini ve değerini yitirmiştir. Ar-tık yönetmek değil; Yönetişim felsefesi dün-ya ekonomisine hakim olmakta; veya Yöne-tişime değer verenler dünya ekonomisinde yükselmektedirler. Bizler gibi Sivil Toplum

Kuruluşlarında da durum böyle olmalıdır. Yönetişim; Tepeden değil, tabandan gelen sese kulak vermek ve tabanla birlikte çalış-maktır. Yönetişim; Ortak akılla, her üyenin tecrübesini kullanmaktır. Demokrasinin omurgası olan Odamızın artık Yönetimden Yönetişime geçme zamanı gelmiştir. Oda-mız yapı gereği aslında Komiteleri ile bunu yapma kültürüne sahiptir. Ama, bunu artık daha planlı ve etkin hale getirmek zorunda-yız. Komitelerimiz; üyelerimizle doğrudan temas halinde olan stratejik oluşumlardır. Deyim yerindeyse, Odamızın mutfağıdır. Mersin Ticaret ve Sanayi Odamızın tüm ça-lışmalarını, projelerini yönlendiren bilgi ve veri komitelerden gelir. Komiteler ne kadar verimli çalışırsa, Odamız o kadar verimli projeler üretir. Bu anlamda komitelerin ve-rimliliği anlamında sizlerden de gelen istek ve destekle bir Çalıştay yapmayı planlıyo-ruz. Komitelerimizin daha bilimsel, daha verimli, daha etkin bir ‘KOMİTE-ÜYE’ ilişkisi kurabilmesinin yollarını arayacağız. Diğer kurumlara örnek bir çalışma olacağı-na inanıyoruz. Komitelerimizle her zaman öncü ve örnek çalışmalar yaptık. Mersin’i ilgilendiren her kritik konuda; İlk topla-nan, ilk düşünen, ilk hareket eden ve ken-tin diğer dinamiklerini tetikleyen oluşum MTSO Komiteleri olmuştur” diye konuştu.

Dünyanın en önemli sorunu büyüme

Dünya ve Türkiye ekonomisindeki genel trendler konulu bir sunum gerçekleştiren Ekonomist Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, “Dün-yada farklı bir değişim var. Çin 8-9 büyü-düğünde bunu dert etmezdik. Türkiye eko-nomisi yüzde 8-9 büyüdüğünde ne güzel derdik. Artık hiçbir ekonomi bu rakamlara çıkmıyor, çıkamayacak gibi de görünüyor. Türkiye açısından baktığımızda büyüme sıkıntısı var. Büyümeyen ekonomi gelir

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, sorunların tespit edilerek çözüme kavuşturulduğu, projeler üretildiği meslek komitelerinin odanın omurgası olduğunu söyledi.

Meslek Komitelerimiz Odamızın omurgasıdır

Page 75: Ekav edergi

75

yaratamaz, gelir yaratamayan ekonomi bi-rikim yapamaz, birikim yapamazsa işsizi-ne iş bulamaz. Bu döngü böyle devam eder. Dünyanın şu an bir numaralı problemi bü-yümedir. Bizim rakamlarımıza baktığımız zaman yıllık yüzde 5’lik bir büyüme gere-kiyor. Fakat baktığımız zaman büyümemi-ze özellikle 2011 yılından itibaren yüzde 3’lerde ortalama. Bu büyümeyi bilinçli tercih ettik. Artık büyüme taraftarı değiliz çünkü yüksek büyümeyi gerçekleştiremi-yoruz. Bunun üç tane kaynağı var. Birincisi tüketim harcamalarıdır. İkincisi devletin harcamalarıdır. Üçüncüsü de dış ticaretin etkisidir. Özel kesimin harcamalarında za-ten düşüş var. Geriye devlet harcaması ve dış ticaret kalıyor. Devletin harcamaları da bir yere kadar etki yapıyor. Dış ticarette artık ihracatta kur etkisini yukarı doğru ta-şımamız kolay görünmüyor. Suriye pazarı ciddi sorunlu, Irak pazarı sorunlu ki Irak pazarı bizim önemli pazarlarımızdan bir tanesi. İran ile özel anlaşma yapmamıza rağmen şu an çok canlı değil. Rusya sorun-lu. Peki büyüme nasıl gerçekleşecek? Biraz zor görünüyor açıkçası. Yani 2015 yılı teh-dit altında görünüyor” ifadesinde bulundu.Enflasyon konusunda da bilgi veren Uzu-noğlu şunları kaydetti; “Türkiye ekonomi-sinin sağlıklı büyüyebilmesi tasarrufların artırılmasına bağlı. Tüketici kredileri gide-rek kısılıyor, işsizlik yüksek. Böyle bir du-rumda enflasyon hala yüzde 9’ların üzerin-de. Bizim enflasyonda asıl hedefimiz yüzde 5’tir. TÜİK ve Merkez Bankası yüksek enf-lasyonun üç nedeni olduğunu söyledi. Enf-

lasyonun yarısı kur artışından geliyor. Tü-ketici endeksini oluşturan 432 tane mal ve hizmet sepetimiz var. Bunun yüzde 35’i it-halata bağlı. Dolayısıyla kur arttığı zaman otomatik olarak yine fiyatlara yansıyor. İthalata bağlı ekonomilerde kur artışı enf-lasyonu etkiliyor. İkinci neden ise gıdadan kaynaklanıyor. Üçüncü neden ise arz ve talep dengesizlikleri. Enflasyonda çok bir düşüş beklemeyelim.”

Kurumsal kimlik işe almayla başlar

İşçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıklara değinen Dünya Gazetesi Yazarı ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Dr. Resul Kurt, “İşçi ve işveren kendi tarafından taviz vermek istemediği için ciddi sıkıntılar yaşanıyor. İşçi ve işveren anlaşmazlığı olduğunda; işe iade davası olabilir. Kıdem ve ihbar tazminatı gündeme gelebilir. Fazla mesai, hafta tatili ve bayram çalışması, yıllık izin ücreti ve prim-ikramiye gibi sorunlar ya-şanabilir. Bütün işletmelerde bu sorunlar az veya çok mutlaka yaşanıyor. Eskiden işçi dava açmaya çekinirdi ama bugün da-valar açılıyor. Onun için herkes haklarını bilerek hazırlıklı olacak. Dolayısıyla işlet-melerimiz kurumsal bir kimliğe ulaşmak zorunda. Kurumsal kimlik işe almayla başlar. Bizim kaç kişiye ihtiyacımız var, hangi bölümlerde hangi vasıfta elemana ihtiyacımız var. Bunları belirleyip buna göre insanları işe alacağız. Doğru insanı doğru pozisyona alarak biz doğru bir iş yapmış oluruz” dedi.

Page 76: Ekav edergi

76

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?Çağrı Akbaş: 1984 Elbistan doğumlu-yum. Yaklaşık 25 senedir Mersin’de ya-şıyoruz. İçel Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitim ve iş sebebiyle 12 yıldır bu güzel şehirden uzaktım. Sakar-ya Üniversitesi’nde Metalurji ve Malzeme Mühendisliğinden mezun olduktan sonra California’nın San Diego şehrinde 2 sene yaşadım ve burada MBA eğitimimi ta-mamladım. Daha sonra 3 yıl İstanbul’da bir çelik firmasında Satın Alma Müdürlü-ğü yaptıktan sonra Mersin’e döndüm.

Başar Uğur: Ben de 1984 Mersin doğum-luyum. İlköğretimimi Toros Koleji’nde, lise öğrenimimi İçel Anadolu Lisesi’nde ta-mamladım. Çukurova Üniversitesi Maliye bölümünü okuduktan sonra vizyonumu ge-liştirmek adına İstanbul’a taşındım. Burada hayalim olan Beykent Üniversitesi Sahne Sa-natları Bölümü’nde okumaya başladım aynı zamanda İstanbul Boğaz hattında gayrimen-kul sektörüne adım attım. 5 yılın sonunda İstanbul Avrupa Yakası, Ortaköy – Tarabya arasında yalı, köşk ve manzaralı daire konu-sunda uzmanlaştım. Sonrasında vazgeçilme-zim olan Mersin’e geri dönüş yaptım.

1973 yılında kurulan RE/MAX, bugün dünyada en çok gayrimenkul satışı gerçekleştiren kurumların başında geliyor. RE/MAX’in Mersin’deki yeni yüzü Loca ofisi genç ve eğitimli

ekibiyle profesyonel gayrimenkul danışmanlığı hizmeti veriyor. RE/MAX Loca şehrimizde gayrimenkul sektöründe yer almak isteyenlere muhteşem fırsatlar sunuyor.

95 ülkede, yaklaşık 6 bin 500 franchise ofisi ve 90 bine yakın Gayrimenkul Danışmanı

Çağr

ı Akb

Baş

ar U

ğur

MER

SİN

’İN M

ARKA

LARI

RE/MAX Loca Brokerları Çağrı Akbaş ve Başar Uğur ile gayrimenkul danışmanlığı ve Mersin emlak piyasası ile ilgili konuştuk.

Loca

Page 77: Ekav edergi

77

Remax’ın kuruluşundan ve iş yaşamınızdan bahseder misiniz?RE/MAX ile Amerika’daki yıllarımdan tanışıklığım vardı. Fakat tekrar çalışmaya başlamamız ve kuruluşunda, ortağım Ba-şar Bey’in payı büyük. Kendisi İstanbul’da 5 yıl boyunca gayrimenkul sektöründe çok iyi işlere imza attı. Daha sonra Mer-sin’e dönme ve RE/MAX ile gayrimenkul sektöründe faaliyet gösterme fikri de on-dan çıktı. Hatta RE/MAX Ofisi açmaya ve Mersin’e dönmeye de bir akşam yemeği sonrasında arabamıza binerken yarım sa-atlik konuşmada karar verdik.

Şirketiniz kaç kişiye istihdam sağlıyor?Şuan için 9 kişilik bir ekibiz ofiste. Fakat hedefimiz 20 kişiye kadar yükselmek. Danışmanlarımız yüksek prim sistemiyle çalışırlar ve bir anlamda kendi işlerinin patronu sayılırlar. Gayrimenkul danış-manlarımız çoğunlukla başka sektörlerde geçmişi olan insanlar; mühendis, avukat, sigortacı, bankacı, turizmci gibi.

Verdiğiniz hizmetler neler?Gayrimenkul yatırım danışmanlığı, ko-nut proje satış ve danışmanlık hizmeti, ekspertiz ve müşterilerimize ücretsiz sağladığımız değerleme çalışmaları, gay-rimenkul alım-satım ve kiralamalarda aracılık hizmeti kısacası geniş kapsamlı gayrimenkul danışmanlık hizmetleri di-yebiliriz.

Şirket olarak çalışma prensiple-rinizden ve hedeflerinizden bah-seder misiniz?Şirketimizde öncelikli iki prensibimiz var bunlar profesyonellik ve müşteri memnu-niyeti. Profesyonelliği her sene aldığımız RE/MAX’in sunduğu dünya çapındaki eğitimlerini işimizde uygulayarak sağlı-yoruz. Müşteri memnuniyetinde ise ticari kaygılarımızın önüne müşterilerimizin isteklerini koyarak dürüstlük ve güven ilkeleriyle sağlıyoruz. Öncelikli hedefi-miz Mersin’deki gayrimenkul piyasasının daha güvenilir ve kaliteli bir duruma gel-mesini sağlamak ve insanların gözünde kötü “emlakçı” algısını değiştirebilmek. İlerleyen zamanlarda gayrimenkul danış-manlığı ve inşaat sektörüyle ilgili büyük projelerimiz var ama şimdilik bizde kal-masını tercih ediyoruz.

Kurum içi eğitim programlarınız var mı? Bunlardan bahseder misiniz?Elbette, zaten RE/MAX’ı birçok gayri-menkul şirketinden ayıran özellik eğitime önem vermesi. Bizim için Gayrimenkul Danışman adayının gayrimenkul tecrü-besinin olmasına gerek yok hatta olma-masına özen gösteriyoruz. Çünkü burada danışman adayına öncelikle kendi bün-yemizde ücretsiz eğitimler vererek RE/MAX sistemini ve işi öğretiyoruz. Sonra-sında RE/MAX’ın mecburi kıldığı eğitim-lere gönderiyoruz.

Son olarak Mersin’deki emlak piyasasını değerlendirir misiniz?Mersin inşaat sektöründeki büyümede Türkiye’de ilk 5’in içerisinde. Fakat gay-rimenkul danışmanlığındaki kalite ma-alesef aynı sıralamalarda değil. Özellikle son 10 yıl içerisinde özellikle arsa fiyat-larında ciddi artış olmuş ve gayrimenkul en popüler yatırım aracı haline gelmiş. İyi etüt edildikten sonra alınan ya da satılan gayrimenkuller hiçbir zaman müşteriye zarar getirmez. Bu nedenle de gayrimen-kul her zaman karlı bir yatırım aracı ola-rak kalacaktır.

Page 78: Ekav edergi

78

Tedavi hastalığın evresi ve şiddetine göre uygun şekilde planlanır. Eklem kireçle-mesi ileri dönemde ise bozulan eklemi protez ile değiştirmek etkin bir tedavi yöntemidir. Protez ameliyatla yerleştiri-len ve bir organın işlevini üstlenen mal-zemeye verilen addır. Yeni geliştirilen malzemelerin de yardımı ile protez ame-liyatlarında başarı oranı yükselmiştir. Protezlerin seviyesinde ağrı, hareket kı-sıtlılığı ve eklemlerde şekil bozuklukları düzelmekte, hastaların baston ve benzeri yardımcı malzemelere gerek duymadan yürümeleri mümkün olmaktadır.

Eklem kireçlenmesi (Osteoartrit) nedir?Eklem kireçlenmesi, eklemlerde kıkırdak kaybına bağlı olarak oluşan iltihabi has-talığın adıdır. İnsanda en sık karşılaşılan eklem rahatsızlığıdır.

Nedenleri nelerdir?Yaşla eklemlere binen stresin oluştur-duğu deformasyonlar, eklem içi kırıklar, yaralanmalar ve geçirilen iltihaplar bu hastalığa yol açan etmenlerdir. Bu sebep-le de “yaşlılık romatizması” olarak da bi-linmektedir. Kalça çıkığı da ilerleyen dö-nemde kireçlenme nedenidir. Zorlamanın hastalığı arttırdığı kesin olduğu kadar eg-zersiz ve sporun azalttığı da o kadar kesin bir bilgidir.

Eklem kireçlenmesi neden yaşla ilgilidir?Yaşlanan bedenimizde ömrünü tamam-layan veya yaralanma neticesinde ölen hücreler çoğunlukla yerini yenilerine bı-rakırlar. Fakat eklem kıkırdağı (yenilen-me-rejenerasyon) potansiyeli olmayan bir dokudur. Hastalığın seyri buna paralel olarak daralan eklem mesafesi, eklemi oluşturan kemiklerin birbirine yakınlaş-ması ve yakın temasına neden olur.

Kireçlenmenin sebep olduğu şika-yetler nelerdir?Eklemi oluşturan kemiklerin yakın temas ve sürtünmesi ağrı ile belirti verir. Dökü-len kıkırdak dokusunu ortamdan uzak-laştırılmak için oluşan iltihap ve şişlikle karşılaşılır. Bu dönemi eklemden gelen kıtırtı (sürtünme sesleri), şişlik, çarpılma ve şekil bozukluğunun oluştuğu dönem takip eder. Topallama ve ağrı sebebiyle değişik yürüyüş şekilleri oluşur.

Kireçlenmenin en sık görüldüğü yerler nereleridir?Sıklıkla bel, diz, ayak bileği, kalça eklemi gibi yük altında çalışan eklemlerde olsa da omuz, dirsek, el bileği, el eklemleri hatta çene eklemi de tutulabilir.

Tedavi YöntemleriTedavi, hastalığın evresi ve şiddetine göre uygun şekilde planlanır. Erken dönem hastalarda eklemlerin içini temizleme (debridman) amaçlı artroskopik işlemler uygulanır. Eklemlerde çarpılma, şekil bo-zukluğu olanlar, basit kemik ameliyatları ile düzeltilir.

Tedavi yöntemleri içinde protezin yeri...

Protez ile tedavi ne zaman gerekli olur?Eklem kireçlemesi ileri dönemde ise bo-zulan eklemi protez ile değiştirmek etkin bir tedavi yöntemidir. Protez, ameliyatla yerleştirilen ve bir organın işlevini üstle-nen malzemeye verilen addır. Yeni gelişti-rilen malzemelerin de yardımı ile protez ameliyatlarında başarı oranı yükselmiş-tir. Protezlerin seviyesinde ağrı, hareket kısıtlılığı ve eklemlerde şekil bozuklukla-rı düzelmekte, hastanın baston ve benzeri yardımcı malzemelere gerek kalmadan yürümeleri mümkün olmaktadır.

Yaşla birlikte eklemlere binen stres

Kireçlenme

Kireçlenme, ileri yaşlarda, eklemlerde tekrarlayan mekanik

zorlanmalarla meydana gelir. Kireçlenmenin en önemli özelliği, eklem

yüzeyinde kalsiyum tuzlarının birikmesidir. Bu değişiklikler, ağırlık yüklenen eklemlerde daha sık görülürler. Genellikle 40 yaş,

insan organizmasında kemik sistemi için bir dönüm noktasıdır. Bu

sebeple, yaşlılarda bu dönemden sonra,

bütün eklemlerde bir dereceye kadar

kireçlenme mevcuttur.

Doğ

uş H

asta

nesi

Dok

torl

arı U

yarı

yor

Page 79: Ekav edergi

79

Çukurova Mh. Akbelen Blv. 85264 Sk. No: 3/AToroslar / MERSİNTel: 0324 359 15 [email protected]

Modes mutfak pvc mobilya İnş. Nak.Tem. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Page 80: Ekav edergi

80

Mersinİstanbul’a

çıkarma yaptıFeshane’de ilk kez tanıtım günleri etkinliği düzenleyen Mersin, İstanbul’da Akdeniz rüzgarı

estirdi. Mersin’in yöresel ürünlerinin tanıtım ve satışının yapıldığı 150’ye yakın stantın açıldığı etkinliği 3 günde 400 bin kişi gezdi.

Page 81: Ekav edergi

81

Mersin Valiliği himayesinde Mersin Bü-yükşehir Belediyesi’nin katkıları ile Mer-sin İşadamları, Yöneticileri, Sanatçıları ve Akademisyenleri Derneği (MİYSAD) tarafından bu yıl Feshane’de ilk kez 27-30 Kasım tarihleri arasında düzenlenen, “Mersin Tanıtım Günleri” büyük ilgi gör-dü. Etkinliğin açılış törenine Mersin Mil-letvekili Çiğdem Münevver Ökten, Mersin Valisi Özdemir Çakaçak, Büyükşehir Bele-diye Başkanı Burhanetin Kocamaz, MİY-SAD Başkanı Mehmet Mazak ve çok sayıda davetli katıldı. Mersin’in yöresel ürünlerinin tanıtıldığı 150’ye yakın standın açıldığı etkinlikte; ce-zeryeden Silifke’nin yoğurdu ve bu yoğurt-tan üretilen lokuma, Çamlıyayla’nın iğne oyasından Bozyazı’nın muzundan üreti-len liflere kadar çeşitli ürünlerin satışı ve tanıtımı gerçekleştirildi. Etkinlikte ayrıca sahneye kurulan sinevizyon aracılığıyla Mersin kültürü ile ilgili de bilgilendirme yapılırken, ilçe belediyleri kültürel ve sa-natsal etkinliklere imza attı.

“MERSİN İÇİN KARŞILIKSIZ ÇALIŞACAK GÖNÜLLÜLERİZ”Törende ilk olarak konuşan MİYSAD Başkanı Mehmet Mazak, dernek olarak amaçlarının şehir düşüncesine bütünlüklü bakabilmek, mekânları benimsemek/be-nimsetmek, bulunduğu her yerde Mersin ile heyecan duymak/duyurmak, mutlu ol-mak, mutlu kılmak ve bu mutluluğu şehre katmak için burada olduklarını söyledi.

AMAÇ MERSİN’İ ANLATMAKDaha sonra konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz da, “Tari-hi, Yörüklerin samimiyetini, Toroslar’ın havasını, suyunu, Akdeniz’in dalgalarını, meltemini, Mersin’in güzel enerjisini ge-tirdik. Mersin, Türkiye’nin tarihin derin-liklerinden günümüze tarihin cazibe mer-kezi olan en önemli ketlerinden biridir. Türkiye’nin sebze-meyve deposu, tarım başkenti, liman ve ticaret kentidir. Uzun sahili, kumsalları, 4 mevsim batmayan gü-neşi ile turizmin merkezi olmaya aday bir kenttir. Hepinizi Mersin’e bekliyoruz” diye konuştu.

“MERSİN İÇİN EMEK VERENLERE MÜTEŞEKKİRİM”AK Parti Mersin Milletvekili Çiğdem Mü-nevver Ökten de, “Sizler yalnız Mersin’de değil Türkiye’nin her yerinde Mersinli olma ve Cumhuriyete sahip çıkma şuuru ile her yerde belli oluyorsunuz. Türki-ye’nin incisi olması ötesinde dünyanın kül-türel mirasına şahitlik eden bir kent olan Mersin için emek verenlere müteşekkirim. Kız Kalesi’nin; UNESCO’nun geçici dünya kültür mirası listesine girmiş olması da ay-rıca gurur vericidir” dedi,

“TANITIM EKSİĞİMİZ VAR” Mersin Valisi Özdemir Çakacak ise Mer-sin’in Feshane’de ilk kez yer aldığını vur-

gulayarak, “Öncelikle ilk defa oldukça için konuşmamın başında organizasyonun ha-zırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Valiliğin himayesinde yapıldı ki ilin tüm dinamiklerini bir araya getir-sin diye. MİYSAD organize etti. Büyükşe-hir büyük destekte bulundu. Arbelle ana sponsor oldu. Odalarımız, STK’lar destek verdi. İlimizin tüm dinamikleri bu ilk orga-nizasyonun gerçekleşmesinde tüm desteği verdiler. Bu kardeşliğin, birliğini en güzel örneği. İstanbul Türkiye’dir. Mersin Tür-kiye’nin küçük bir örneğidir. Bizler Mer-sin’i İstanbul’da tanıtırsak, Mersinimizi Türkiye’ye tanıtmış oluruz. Bu nedenle İstanbul’da yaşayan Mersinlilere ve güzel İstanbullulara Mersin havasını teneffüs ettirmeyi amaçlıyoruz. Yayları, binlerce yıllık medeniyetlere beşiklik etmiş ve bu medeniyetlerin miras bıraktığı insanlık mirası eserleri, yüzlerce çeşit tarım ürün-leri, organize sanayi bölgeleri, 15 milyar dolar ticaret yapan limanı, serbest bölgesi ile ülkemizin küçük bir örneği, cennetten bir köşesi. Ama biz istiyoruz ki daha fazla tanınsın. Turizmden neredeyse hiç pay al-mayan Mersin’de daha yapacak çok iş var diyor ve Mersin’i tanıtmak için ne gereki-yorsa yapmak istiyoruz” dedi.

Konuşmaların ardından protokol açılış kurdelesini hep birlikte keserken, daha sonra stantları ziyaret etti. Feshane’de 3 gün süren Mersin Tanıtım Günleri etkinliğini yaklaşık 400 bin kişi ziyaret etti.

Page 82: Ekav edergi

82

Görüşmeye nefes nefese kalacak şekilde son dakikada gidersek beden dilimiz hiç hoş şeyler söylemez. Dolayısıyla görüşme saatinden 15 dakika önce orada olmamız en sağlıklı zamanlamadır. Ne çok erken ne de çok geç. Genellikle işe alım uzmanlarının iş görüşmesini gerçekleştirdiği odaları vardır. Odaya alınıp insan kaynakları persone-lini bekliyorsak, yani bizden sonra odaya girecekse ayağa kalkıp nezaket göster-memiz gerekmektedir. Diğer bir alternatif odaya ikinci sırada girmemizdir. Bu defa karşımızdakiyle tokalaşıp oturmaya davet etmesini beklemeliyiz. Bu esnada genellikle oturacağınız sandalyeyi/koltuğu kendiniz şeçmeniz beklenir. Bu bir gözlemdir. Ne çok

uzak ne de çok yakın bir oturma pozisyonu seçmeliyiz. İlk andan itibaren tebessüm sahibi ol-malıyız. Hafif bir gülümseme ortamı rahat-latır. Aynı zamanda pozitif enerji verir.Dizlerinizi kırıp ayaklarınızı sandalyenin altına doğru çekmeniz heran kalkabilece-kmişsiniz gibi bir mesaj verir. Bu durum rahatsız edicidir. İletişimi engeller. Bu yüzden ayaklar hafif öne doğru (iletişim ku-rulan kişiyi işaret etmelidir. Sürekli hareket eden bacaklar stres yaratır ve tedirginliği işaret eder. Bu yüzden bacaklarınızın ne yaptığından haberdar olun.Kendinizi ifade etmenizin temeli göğüs böl-genizin açık, omuzlarınızın dik duruşundan geçer. Kollarınızı göğüs bölgesinde

bağdaştırmanız iletişime kapalı olduğunuz mesajını verir. Dolayısıyla kol bağlamak ye-rine avuç içlerinizi karşınızdakine göstere-bilecek şekilde jestler kullanarak sözlerin-izi destekleyin. Elleriniz sürekli masanın altında veya sürekli masanın üzerinde sa-bit kalmamalıdır. El ve kol hareketlerinde karşımızdakine avuç içi göstermek samim-iyet ve güven duygusu besler.Görüşme sizin için olumlu ya da olumsuz geçmiş olabilir. O an düşünceniz sadece tahmindir. Görüşme bitiminde aynı nezaket ve kibarlıkla karşı tarafın elini sıkmayı, te-bessüm etmeyi ve göz teması kurmayı unut-mayın. Salondan çıkarken diğer çalışanları, 15 dakika beklerken tanıştığınız sekreter/danışmanı selamlamayı da unutmayın.

İş görüşmelerinde karşınızdakini ikna etme noktasında; sözcükler yüzde 10, vurgu ve ses tonu yüzde 30, beden dili yüzde 60 oranında belirleyicidir. Peki iş görüşmesinde beden dili nasıl kullanılmalı? Ana

hatlarıyla bu sorunun yanıtı yazımızda yer alıyor.

İş görüşmelerinde beden dilinizi kullanın

Page 83: Ekav edergi

83

Page 84: Ekav edergi

84

Günümüzde işsizlik sorunu, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak farklılık göstermekle birlikte önemini sürdürmektedir. İşsizlik sadece az gelişmiş ülkelerin

değil, sanayileşmiş ülkelerin de önemli ortak sorunlarını oluşturmaktadır.

Mehmet Kutlu Mersin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü

İnsanların üretici güçlerinin üretim süre-ci içinde değerlendirilemediği, böylelikle potansiyel üretim gücünün tüketici duru-ma geçmesiyle, insan gücü kaynaklarının israf edildiği bir durumda işsizliğin ortaya çıkaracağı üretim ve refah kayıpları, sorunun sadece bir yönünü oluşturmak-tadır. İşsizlik sadece ekonomik bir sorun olmanın ötesinde, toplumsal ve kişisel etkileri olan çok yönlü bir olgudur. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.yıldönümünü kutlayacağımız 2023 vizyonu olarak “çağdaş muasır medeni-yet seviyesine” erişmek, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak, kişi başına geliri 25 bin dolara çıkarmak, 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmek, %5 işsizlik oranına erişmek gibi hedefleri gerçekleştirerek daha zengin, daha güçlü, demokrasisi güçlenmiş, dünya ekonomi ve politiğinde etkin rol oynayan bir ülke haline gelmek için çaba sarf edilmektedir.Özellikle İşsizlik sorununun çözümü açısından kurumumuz; İş ve Meslek Danışmanlığı, İşe Yerleştirme Hiz-metleri, Mesleki Eğitim Programları, İşsizlik Sigortası, Çalışma Hayatında işveren-işçi ilişkileri, Teşvik Sistemi gibi hizmet araçlarıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Özellikle işverenlerimize fayda sağlayacağını düşündüğümüz Teş-vik Sistemi hakkında bilgi paylaşımında bulunmak istiyorum.Kurum tarafından işverenlere verilen teş-vikler “istihdamın artırılması” amacıyla önemli fırsatlar yaratmaktadır. 6 aydan 54 aya kadar verilen sigorta prim teşviklerin 2 genel amaca hizmet ettiğini söyleyebil-

iriz: İşsizliği önlemek ve işveren mali-yetlerini düşürmek… Ayrıca teşvik sis-temiyle ülkemizde ki işsizlik sorunun temel girdilerini oluşturan kadın istih-damının işgücü piyasasında arttırılması ve genç işsizliğin önlenmesi amacına da doğrudan hizmet ettiğiniz söyleyebiliriz.Teşvik Sisteminden 31 Aralık 2015 tari-hine kadar İŞKUR’a başvuran işverenlerin ve iş arayanların gerekli şartları taşıma-ları halinde teşviklerden faydalanabilirler. Gerekli koşullar sağlandığında “Özel se-ktör işyerleri tarafından işe alınan her bir sigortalı için sigorta primlerinin “işveren hisselerine ait tutarı” işe alındıkları tar-ihten itibaren İŞKUR tarafından karşılan-maktadır.Özel sektör işyerlerinin bu teşviklerden yararlanabilmeleri için işe aldıkları kişil-erin 6 aylık bir süre işsiz olmaları ve son 6 aylık sigortalı çalışan ortalamasına il-ave olmaları gerekmektedir.

Kadın ve Gençlerin İstihdamında Artış Hedefleniyor

18-29 yaş arası erkekler ile 18 yaşından büyük kadınlardan mesleki yeterlilik bel-gesine sahip olanların 48 ay, mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yükseköğre-timi bitirenlerin veya İŞKUR tarafından düzenlenen mesleki eğitim kurslarından mezun olanların 36 ay, hiçbir belge veya niteliğe sahip olmayanların ise 24 ay süreyle teşviklerden yararlanabilirler.29 yaşından büyük erkeklerden mesl-eki yeterlilik belgesine sahip olanların, mesleki teknik eğitim veren orta veya

yüksek öğretimi bitirenlerin ya da İŞKUR tarafından düzenlenen mesleki eğitim kurslarından mezun olanların 24 ay sürey-le teşviklerden faydalanırken; özel sektör işyerlerinin işgücü taleplerini İŞKUR’a kayıtlı işsizler arasından karşılamaları du-rumunda tüm bu sürelere ilave olarak 6 ay daha teşvik sistemi uzamaktadır.Teşviklerin bir iş sözleşmesine tabi olarak çalışırken mesleki yeterlik belgesi alanlar ya da mesleki ve teknik eğitim ver-en orta veya yüksek öğretimi bitirenleri de kapsadığını, bu şartların yerine getirilm-esi durumunda çalışanların 12 ay süreyle sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarının İŞKUR tarafından karşılanmak-tadır.Teknolojinin gelişmesiyle daha da hız kazanan küreselleşme sürecinde ayak-ta kalan firmaların; rekabet piyasasında “personel yönetim ve maliyet ilişkisini” doğru yöneten firmalar olduğunu gözlem-lediğimiz dünyamızda; kurumumuzun işv-erenlerin personel maliyetlerini düşüren “Teşvik Sistemi” bugün işverenler için bir lüks değil zaruri bir hal almıştır.Mersin Çalışma ve İş Kurumu il Müdürlüğü olarak iş arayanlarımızın ve işverenler-imizin yanında yer alarak işgücü piyasası-na katkı sağlayan ve yönlendiren bir ku-rum olma yolunda Mersin ilinde faaliyet gösteren firmalarımıza her türlü hizmeti, hizmet kolaylığı çerçevesinde sunmayı mi-syon edindiğimizi belirtir, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfına bu sayfayı kurumu-muza ayırmalarından ve sürdürülebilir işbirliği nedeniyle kurumum ve şahsım adına teşekkür ederim.

İŞE ALMAK SİZDENSİGORTASI BİZDEN

Page 85: Ekav edergi

85

Pirireis Mah. 1102 Sok. Gökçel Sit. Altı No: 11 / E (T.S.G. Stadyum Karşısı) MERSİN / TÜRKİYE

+90.324.326 62 71 pbx +90.324.325 35 83 www.bumertour.com

Page 86: Ekav edergi

86

Page 87: Ekav edergi

87

Page 88: Ekav edergi

88

Petical Hayvan Hastanesi'nde7 gün 24 saat hizmet

7’si veteriner hekim olmak üzere 15 personelle 24 saat boyunca

hizmet veren Petical Hayvan Hastanesi Çukurova bölgesinin

tek hayvan hastanesi olarak 2011 yılından bu yana hayvan

hastalarını tedavi etmenin mutluluğunu yaşıyor. Gelişmiş teknoloji ve ekipmanlarla hiz-

met verilen hastanede alanında uzman hekimler, Mersin dışından gelen soruları da Petical Hayvan Hastanesi’nin internet sitesinde

anında yanıtlıyor.

Mersin Petical Hayvan Hastanesi Başhekimi Orhan Özbaba ve Yö-neticisi Eren Özbaba ile hastane

ve hayvan sağlığından, alanında ilk defa yapılan müdahalelere

kadar birçok konu hakkında bilgi aldık. Sokak hayvanlarının ve barınakların da konuşulduğu

röportajımızda Orhan Özbaba Mersin’de bir hayvan mezarlığı olması gerektiğinin altını çizdi.

deyiz. Adana’dan, Antep’ten, Maraş’tan ve Hatay’dan ciddi hastalarımız var. Hatta daha önce bir kediye uyguladığımız protez damak operasyonu nedeniyle İstanbul’dan iki ayrı kedi sahibi bize müracaat ettiler. Geçenlerde ikinci damak operasyonumu-zu da yaptık ve çok da başarılı olduk. Bu-nun dışında yaban hayvanları da geliyor. Kartal, keklik, papağan, bukalemun ve maymun hastalarımız oluyor. Sirkler gel-diği zaman onların yılanlarına hatta bir ara üç dört tane aslanına baktık. Ceylanda bir sezaryen operasyonu yaptığımı biliyorum. Her türlü müdahaleyi yapabiliyoruz ve her türlü hasta gelebiliyor açıkçası. Mesela de-niz kaplumbağaları caretta carettalar ile çok ciddi işler yapıyoruz.

Evcil hayvanların ne kadar sürede bir kontrole getirilmeleri gerekiyor?

Yavru kedi ve köpeklerden örnek vermek gerekirse ilk 2 aydan sonra 1 ay boyunca 1 hafta veya 10 gün aralıklarla sürekli aşıları var. Ondan sonra ise rutin olarak 3 ayda 1 kontrole geliyorlar. Her 3 ayda 1 kontrole gelen hayvanların kontrolleri ve tedavileri yapıldıktan sonra insan sağlığı için hiçbir risk taşımıyorlar.

Yeni bir hayvan hastanesi projeniz var mı?

Yeni bir hastane yatırımı şuanda gündem-

Hastanenizde verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz?

Petical Hayvan Hastanesi dördüncü yılına girmiş bir işletme ve Çukurova bölgesinin tek hayvan hastanesi. Tek olmasının ya-nında çok da donanımlı bir hayvan hasta-nesi. Endoskopi cihazından lazere kadar, kapalı sistem anestezi cihazından ultraso-nografi fizik tedavi ünitesine kadar her şey mevcut. 2 tane ambulansımız var anında hizmet verebilme kapasitesine sahibiz. Biz burada aklınıza gelebilecek bütün operasyonları ve müdahaleleri yapabili-yoruz. Örneğin bir kapalı sistem anestezi cihazı sayesinde çok küçük hayvanlardan çok büyük hayvanlara kadar ameliyatları rahatlıkla yapabiliyoruz. Yani hastamızı birkaç saat hiçbir risk olmadan uyutabi-liyoruz ve müdahaleleri yapıyoruz. Kırık çıkık ameliyatları, abdomen ameliyatları, tümör ameliyatları ve gözle ilgili operas-yonlar hastanemizde çok sıklıkla yapılan operasyonlardır.

Çukurova bölgesi dışında gelen soru ve hastalar var mı?

Türkiye’nin hemen her yerinden hiç tanı-madığımız meslektaşlarımın telefonuyla karşı karşıya kalıyorum. Bilgi ve birikimi-mi elimden geldiğince paylaşmaya çalışı-yorum. Aynı zamanda ben de çeşitli bilgiler alıyorum. Bu konuda ciddi bir iletişim için-

ME

RSİ

N’İ

N M

AR

KA

LAR

I

Orha

n Öz

baba

Page 89: Ekav edergi

89

de değil. Ancak belki hastaneyi genişlet-me yoluna gidebiliriz. Çünkü hastanemiz yavaş yavaş dolmaya başladı. Şuan tam kapasite çalışıyoruz diyebilirim. Yaklaşık 3 buçuk sene oldu biz burayı kuralı. Kuru-luşumuzdan bu yana kurumsal bir çalışma izledik. Bir ajansla çalıştık. İsminin bulun-ması, dış cephe giydirmeleri gibi konularda kurumsal bir çalışma yaptık. Onu devam ettiriyoruz. Sosyal medyada yer alıyoruz. Sosyal medyada soruların cevaplanması ile ilgili çok çabuk geri dönüşler yapıyoruz. Ayrıca mesleğin içinden olmayan insanla-rın yönetim kadrosunda olması bizim için bir üçüncü göz oluyor ve nerede eksiğimiz olduğunu görmemizi sağlıyor. Bu neden-le de hastanemiz her geçen gün hem ciro anlamında hem de hasta potansiyeli an-lamında ciddi rakamlara doğru ilerliyor. Önümüzdeki yıllarda da kapasite arttırıl-ması yoluna gidilecek.

Sokak hayvanları probleminde nasıl bir yol izliyorsunuz?

Biz bu bölgenin 24 saat çalışan bir işletme-si olduğumuz için sokak hayvanları soru-nuyla çok ciddi bir şekilde karşı karşıyayız. Normal şartlarda yüzde 30 gibi bir karla çalışan işletmeyiz. Sokak hayvanlarından biz bu karı almıyoruz. Ancak belki 10 tane sokak hayvanından 2 tanesi bunu karşıla-yabiliyor. Kalan kısım iyi niyetli veya eko-nomik durumu iyi olan vatandaşlar ya da

hastane bütçesinden karşılanıyor. Bazen günde 20-25 tane sokak hayvanı geliyor. İçiniz kan ağlıyor, vicdani rahatsızlık du-yuyorsunuz ama bunun mali yükümlülüğü de bir gerçek. Belediyelerimiz tüm veteri-ner hekimlerle sözleşme yaparak bizlere cüzi bir miktarda destek verirse eğer daha çok sokak hayvanının tedavilerini yapa-biliriz. Tarsus Belediyesi’ndeyken Burha-nettin Kocamaz’ın böyle bir girişimi vardı. Kendisinden yine böyle bir girişim bek-liyoruz. Tüm meslektaşlarım bu konuda mağdur durumda.

Mersin’in sizce hayvanlarla ilgili en büyük eksiği ne?

Türkiye’de artık insanlar hayvanlarını ev-latları gibi yetiştiriyorlar ve hayvanları öldüğünde bir çöpe atmak istemiyorlar. Dolayısıyla bir hayvan mezarlığına ihti-yaç var. Belediyenin bu problemi mutlaka ama mutlaka çözmesi lazım. Belediyemiz birçok konuda öncülük yapıyor. Bence bu konuda da öncülük yapabilir. Biz de eli-mizden gelen desteği yaparız bu konuda çünkü bu önemli bir şey.

Sosyal projeleriniz var mı?

Hemen hemen her hafta Mersin’de bir kreş ziyareti oluyor burada. 4 veya 5 yaşlarında-ki 30-40 çocuk öğretmenleriyle geliyor ve yaklaşık 1 saat hastaneyi gezip iyi durum-daki hayvanları seviyorlar. Veteriner he-kim nedir bunun bilgisini veriyoruz. Gayet güzel ve onlar için de faydalı bir proje olu-yor. Herhalde 20 kreşe yaklaştık.

Son olarak söylemek istedikleriniz neler?

Tüm Çukurova halkına ve özellikle Mer-sin’e bize gösterdikleri teveccüh için çok teşekkür ediyorum. Çünkü her geçen gün hastanemize olan ilgi artıyor. Biz her ge-çen gün hastalarımızı sağlıklarına kavuş-turmaktan dolayı çok mutluyuz ve onur duyuyoruz. Halkımızın da hastanemize gösterdiği ilgiye çok teşekkür ediyoruz.

Page 90: Ekav edergi

90

Cennet Cehennem Mağaraları

Bir yeraltı deresinin yol açtığı kimyas-al erozyonla tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş büyük bir çukur olan cennet çöküğünün güney ucunda büyük bir mağara girişi ve bu mağaranın ağzın-da küçük bir kilise bulunur. Cennet çöküğünün içine her biri oldukça geniş 452 basamaklı taş bir merdivenle inilir. Kiliseye 300ncü basamakta varılır. Kili-seden sonraki mağaranın bitim noktasında mitolojik bir yeraltı deresinin sesi duyulur. Cennet çöküğünün kuzeyindeki Ce-hennem çukuru da Cennet çöküğü gibi

oluşmuştur ancak içerisine inmek müm-kün değildir. Mitolojiye göre; Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon’u burada-ki bir kavgada yendikten sonra, onu Etna Yanardağı’nın altına sonsuza dek kapat-madan önce bir süre Cehennem çukurun-da hapsetmiştir.

Astım Mağarası

Cennet çöküğünün 300 metre güney-batısındadır. İçine helezonik demir bir merdivenle inilir. Birbirine bağlantılı, to-plam uzunluğu 200 metreyi bulan galeril-er çok ilginç şekilli dev sarkıt ve dikitlerle

süslüdür. İçi ışıklandırılmış olup, mağaranın astımlılara iyi geldiğine inanıldığı ve içinde dilek tutulduğu için Astım - Dilek Mağarası denmiştir. Mağarada sıcaklık ortalaması 15 derece santigrat olup, nem oranı yazın yüzde 85, kışın yüzde 95’e ulaşır.

Roma Tapınağı

Silifke’nin merkezine gittiğinizde Roma tapınağı karşılar sizi. Tapınağın sütun-larından birkaçı zamana karşı koyamayıp yıkılsa da görülmeye değerdir doğrusu. Mi-lattan sonra 5inci yüzyılda da yaşamış tari-hçi Zosimos; “Tapınak, ovadaki ürünlerine

Mersin doğal güzellikleri kadar tarihi dokusu ile de çok zengin bir yer. Kentin her ilçesinde, her köşesinde tarihin kalıntılarına rastlamak mümkün. Bu ilçelerden biri de Silifke. Birçok uygarlığa ev sahibi yapmış olan Silifke, masmavi denizi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra zamanda yolculuk yapmak isteyenlerin de uğrak noktası.

Tarihi zenginliği ile Silifke

Astım Mağarası

Zeus Tapınağı

Foto

ğraf

: Sad

ık Ç

ağat

ay G

üneş

Cennet - Cehennem Mağaraları

Fotoğraf: Ekin Güneş

Page 91: Ekav edergi

91

musallat olan çekirgelerden kurtulmak için Güneş ve Sanat Tanrısı Apollon’dan yardım isteyen ahali tarafından, çekirge-ler Apollon’un gönderdiği kuş sürüsünce yok edilince O’na bir şükran ifadesi olar-ak yaptırılmıştır” demişse de Zeus adına yaptırıldığı da söylenmektedir.

Silifke Kalesi

Helenistik veya erken Roma dönemine

ait olduğu anlaşılan kale, geçirdiği onarım ve değişiklikler sonucu bugün bir Ortaçağ kalesi görünümündedir. Ünlü gezgin Evli-ya Çelebi Seyahatname’sinde, 17nci yüzyıl-da Silifke Kalesi’nin 23 burcu olduğunu, içinde bir cami ve 60 ev bulunduğunu yazar. Ancak, burçların bir kısmı ve kale içi tamamen yıkık durumda olduğundan tam tespiti yapmak mümkün değildir. Halen görülebilen 10 adet burç mevcuttur.

Adam Kayalar

Silifke’nin Hüseyinler köyüne giden asfalt yolun 5nci kilometresinde batıya ayrılan 2 kilometrelik taşlık yolun sonunda Şeytan Der-esi vadisine varılır. Bu vadinin dik yamacında, kayaların yüzünde 9 niş içerisinde M.S 2nci yüzyıldan kalma 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk ve 1 dağ keçisi kabartması vardır. Bazı nişlerin alınlığında Roma kartalı kabart-ması görülür.

Cambazlı Kilisesi

Adamkayalar’dan sonra Hüseyinler köyünden geçilip Cambazlı köyüne varılır. Cambazlı’nın helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim merkezi olduğu Uzuncaburç (Diocaesarea) ve Ura (Olba) ile Kızkalesi’ne (Corycus) döşeme antik bir yolla bağlantılı olmasından ve günümüze kadar gelebilmiş zengin

kalıntılarından anlaşılmaktadır. Burada, kaya mezarlarının yanı sıra birer küçük mabedi andıran anıtmezarlar, lahitler, sarnıç ve özellikle köyün girişinde bulunan kilise görülmeye değer tarihi kalıntılardır.

Zeus Tapınağı

Üç ayrı dönemde hizmet vermiş olan bu

tapınak tanrıların babası Zeus’un dev ej-derha Typhon’a karşı kazandığı zaferin bir simgesi olarak yapılmıştır.Kuzey yan duvarının doğusundaki taşlarda Helenistik ve Roma dönemlerinde görev yapmış 130 din ve devlet adamının isimleri kazınarak yazılmıştır. Hristiyanlık döne-minde tümüyle yıkılarak, kendi taşları ile kiliseye çevrilmiştir.

Silifke Kalesi

Adam Kayalar

Adam Kayalar Adam Kayalar

Cambazlı Kilisesi

Roma TapınağıCambazlı Kilisesi

Page 92: Ekav edergi

92

MTSO EKAV Şubat-Mart Eğitim Takvimi

MTSO EKAV tarafından iş yaşamını kolaylaştırmak, sorunlara çözüm önerileri bulmak için düzenlenen eğitimler bu dönemde yine işadamlarının

çalışmalarına yön verecek konular üzerinden hazırlandı.MTSO EKAV tarafından hazırlanan Şubat-Mart eğitim konuları ve tarihlerine

yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Eğitimlerimize katılmak ve bilgi almak için;Telefon: 0324 231 25 25

e-posta: [email protected]

Sıra

1

2

3

4

5

Eğitimin adı

Verimlilik Odaklı Süreç Yönetimi Eğitimi

TS 9001 Kalite Yönetim Sistemi Temel Eğitimi

TS 9001 Kalite Yönetim Sistemi Dokümantasyon Eğitimi

İhracatta Etkili İngilizce Yazışma Teknikleri

İhracatta Ticaret Kültürü Örnekleri ve Önemi

Tarih

19.02.2015

03-04.03.2015

05.03.2015

19.03.2015

20.03.2015

Saati

09.00-16.00

09.00-17.00

09.00-17.00

09.00-16.00

09.00-16.00

Ücreti

50 TL

180 TL

90 TL

100 TL

100 TL

Son Başvuru

10.02.2015

13.02.2015

13.02.2015

26.02.2015

26.02.2015

Page 93: Ekav edergi

93

Page 94: Ekav edergi

94

Page 95: Ekav edergi

95

Page 96: Ekav edergi

96

Page 97: Ekav edergi

97

Page 98: Ekav edergi

98

T: 0 324 325 54 54F: 0 324 325 54 [email protected]

Page 99: Ekav edergi

99

Page 100: Ekav edergi

100