İbrahim canan
TRANSCRIPT
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 1/14
Number 33, 2012 1
UOT: 82‐94
BİR İLİM VE EDEP ÂBİDESİ: İBRAHİM CANAN BEY
Ömer OKUMUŞ, Setter DURMAZ
Qafqaz Üniversitesi
Bakü / AZERBAYCAN
[email protected], [email protected]; [email protected]
ÖZET
İ brahim Canan, kaleme aldığı kırktan fazla kitabıyla, çok sayıda makale, konferans ve bildirileriyle, ilim âle‐minin yakından tanıdığı önemli bir şahsiyettir. 1940 yılında, Karaman’ın Ermenek ilçesinin Küçükkarapınar köyünde doğan Canan, ilköğrenimini Karaman, Ermenek ve Konya’da tamamlamıştır. 1958’de Konya Erkek Lisesi’nden, 1962 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olan İ brahim Canan, önce Kayseri ve Akşehirʹdeki orta dereceli okullarda öğretmenlik yapmıştır. Daha sonra, 1972 yılında, Paris‐Sorbonne Üniversitesi’nde, “Hz. Peygamber’in Tebliğ Metotları” başlıklı doktora çalışmasını tamamlamıştır.
İ brahim Canan, 1973’te, Atatürk Üniversitesi, İslâmî İlimler Fakültesiʹnde öğretim üyesi olarak göreve başla‐mıştır. Canan, öğretim üyeliğinin yanı sıra, Harran Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dekanlığı ile Qafqaz Üniversitesi Rektörlüğü gibi idarî görevlerde de bulunmuştur.
İ brahim Canan’ın en önemli eserleri arasında, ʹʹKütüb‐ü Sitte Muhtasarı , Tercüme ve Şerhiʹʹ ile ʹʹRasûlullahʹa
Göre Okul ve Ailede Çocuk Terbiyesiʹʹ adlı
çalı
şmaları
yer almaktadı
r. Örnek bir aile reisi, çalı
şkan bir insan, mü‐tevazı bir ilim adamı ve edep timsâli bir şahsiyet olarak tanınan İ brahim Canan, aynı zamanda, “zaman tanzimi”ne dair çalışmaları ve bu konudaki hassasiyeti ile de dikkat çekmiştir. İ brahim Canan, 14 Ekim 2009 tarihinde geçirmişolduğu bir trafik kazasında, Hakkʹın rahmetine kavuşmuştur.
Anahtar Kelimeler: İ brahim Canan, hayatı , şahsiyeti, eserleri, faaliyetleri, Qafqaz Üniversitesi.
ELM VƏ ƏDƏB ABİDƏSİ: İBRAHİM CANAN BƏY
XÜLASƏ
İ brahim Canan, müəllifi olduğu qırxdan çox kitab, çox sayda məqalə və konfransları ilə elm aləmində məşhur mühüm şəxsiyyətlərdəndir. 1940‐cı ildə Qaramanın Ermenek rayonu Küçükkarapınar kəndində anadan olan İ brahim Canan, ilk təhsilini Qaraman, Ermenek və Konyada almış , 1958‐ci ildə Konya Oğlan Liseyi, 1962‐ci ildə isə Ankara Universiteti İlahiyyat Fakültəsindən məzun olmuşdur. Kayseri və Akşəhərdəki məktə blərdə müəllimlik edən İ brahim Canan, 1972‐ci ildə Paris‐Sarbon Universitetində “Həzrəti Peyğəmbərin tə bliğ metodları” adlı doktorluq disserta‐
siyasını başa çatdırmışdır. İ brahim Canan, 1973‐cü ildə Atatürk Universiteti İslami Elmlər Fakültəsində müəllim olaraq işə başlamışdır. Bununla yanaşı , Harran Universiteti İlahiyyat fakültəsində dekan, Qafqaz Universitetindərektor kimi rəhbər vəzifələrdə çalışmışdır.
İ brahim Cananın ən mühüm əsərləri arasında “Müxtəsər Kutubi‐sittə , tərcümə və şərhi” ilə “Rəsulullaha görəməktə b və ailədə uşaq tərbiyəsi”adlı işləri yer alır. Nümunəvi ailə başçısı , çalışqan insan, təvazökar elm xadimi vəədə b mücəssəməsi kimi tanınan İ brahim Canan, həmçinin, “vaxt tənzimi” ilə bağlı çalışmaları və bu məsələdəki həssaslığı ilə seçilmişdir. İ brahim Canan 14 oktyabr 2009‐cu ildə düşdüyü avtomobil qəzasında vəfat etmişdir.
Açar sözlər: İ brahim Canan, həyatı , şəxsiyyəti, əsərləri, fəaliyyətləri, Qafqaz Universiteti.
A MODEL OF SCIENCE AND GOOD MANNERS: IBRAHIM CANAN ESQUIRE
ABSTRACT
İ brahim Canan was well known person in the scientific world with his over fourty published books, multitu‐
dinous articles, conferance papers and presentations. İ brahim Canan was born in Kuchukpinar village in Ermenek district in Karaman in 1940 and completed his elementary education in Karaman, Ermenek and Konya. He graduated
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 2/14
Ömer Okumuş, Setter Durmaz
JOURNAL OF QAFQAZ UNIVERSITY Philology and Pedagogy 2
from Konya Boys` School in 1958, and Ankara Religious Faculty in 1962, then he worked as a teacher first in Kayseri and after in Akshehir secondary schools. Afterwards, he completed his doctoral research called “On the Methods of Manifesto of Prophet Muhammad” in Paris‐Sorbonne in 1972.
İ brahim Canan started to work in Ataturk University, Faculty of Islamic Sciences as a lecturer. In addition to this, Canan undertook some executive duties as the Dean of the Faculty of Theology in Harran University as well
as the Chancellor of Qafqaz University. Among Canan`s prominent works, his ʹʹKutub‐u Sitte with brief Translation and Commentaryʹ , “Child breeding
in School and Family according to Rasulullah” held important places. İ brahim Canan, who was an exemplary housholder, hard working personality, modest scholar, also drew attention with his other surveys related to “time regulating” and his oversensitivity on this context. İ brahim Canan died on October 14, in 2009 as a result of a atraffic accident.
Key Words: İ brahim Canan, life, personality, works, activity, Qafqaz University.
Giriş
İ brahim Canan Bey, Türkiye’nin yetiştirdi‐ği önemli ilim adamlarından biri olup, kırkı
aşkın eser telif etmiş; çok sayıda makale, kon‐ferans ve bildiriye imza atmış bir şahsiyettir. Şâirin “Güzellik, giyilen elbisenin insana ka‐zandırdığı güzellik değildir; hakikî güzellik, ilim ve edep güzelliğidir.” dediği gibi o, ömür sermayesini bu iki vasıfla tezyin etmiş bir ilim ve edep âbidesidir. Ve bu değerli insan, 14 Ekim 2009 tarihinde, “Şüphesiz Biz O’n‐dan geldik ve yine O’na döneceğiz.” hakika‐tini imzalayarak, 69 yıllık dünya hayatına
veda etmiştir. Tarihler 14 Ekim 2009ʹu gösterirken, günün ilk saatlerinde haber ajansları , İstanbul Sul‐tanbeyliʹde, bir otobüs firmasının terminalin‐de meydana gelen trafik kazasını aboneleri‐ne şöyle duyurur: ʺKaygan bir yolda ayağı kayan bir vatandaş , otobüsün altında kala‐rak can verdi.ʺ Çok sürmeden kazada haya‐tını kaybeden şahsın, Marmara Üniversite‐si, İlahiyat Fakültesi, Hadis Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. İ brahim Canan’ın olduğu ortaya çıkar. Acı haber yavaş yavaşyayılmaya başlar. Kara haberi alan dostları‐nın aklına gelen ilk şey belki de ʺÂlimin ölü‐mü âlemin ölümüdür.ʺ hadis‐i şerifi olur. Çünkü o, ömrünü Kurʹân ve sünnet eksenin‐de yaşayan ve yaşadıklarını cilt cilt kitaplarla insanlığa aktaran büyük bir hadis âlimidir. 69 yıllık ömründe, tek gayesi İslâmʹa ve in‐sanlığa hizmet olan Canan, nefes aldığı her
anı öğrenmek ve öğretmek için harcayan bir isimdir. İlminin zekâtını vermek için her fır‐
satı değerlendiren İ brahim Canan, üniver‐sitede hocalık yapmakla yetinmez; sohbetler, paneller, sempozyumlar, televizyon ve rad‐
yo programları
nı
da değerlendirir. Vefatından 4 ay önce, günde üç‐dört konfe‐ransa gidecek kadar yoğun bir program uy‐gular. Babasının çok yorulduğunu düşünen Esranur Cananʹın; ʺBaba ara ver biraz, yol‐larda öleceksin, kötü haberin gelecek.ʺ de‐mesi üzerine, ʺYolda ölmeyeyim de nerede öleyim? Bana sohbetleri bırak evde otur der‐sen benim için bunlar beddua niyetine geçer. Öleceksem de yollarda öleyim, ne mutlu ba‐
na!ʺ karşılığını verir. Ve dediği gibi olur; “İn‐san nasıl yaşarsa öyle ölür.” dedirtircesine de yine bir konferans dönüşü ayrılır aramızdan.
İ brahim Canan’ın hayat hikâyesi, iğneyle kuyu kazar gibi, kâmilliğe doğru sabırla yü‐rünen bir yolculuk... Kendisini sağlığında ta‐nıyamamış olan gençler için bir başucu kita‐ bı âdetâ… Hayat tanzimi, çalışma disiplini, aile hassasiyeti ve ilmî yönü, o kitabı oku‐mayı bilenler için bir vesile kaynağı… [19]
1. Hayatı
İ brahim Canan, 1940 yılında, Karamanʹın Ermenek ilçesi, Küçükkarapınar köyünde dünyaya gelir. Yaşadığı zorluklara rağmen, küçüklüğünden beri içinde yer edinmiş olan ilim aşkıyla eğitimini sürdürür. İlköğretim ve liseyi, Ermenek ve Konyaʹda tamamlar ve 1958’de Konya Erkek Lisesi’ni bitirir. [18]
En büyük arzusudur ilme aç beyinleri do‐yurmak… Henüz lise yıllarındayken bile ça‐
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 3/14
Bir ilim ve edep âbidesi: İbrahim Canan Bey
Number 33, 2012 3
lışkanlığı ve disiplini ile ün salar arkadaşla‐rının arasında. Gruplar kurup öğrendikleri‐ni başkalarına aktarmaya çalışıyordu diyor, kendisiyle o dönemi paylaşan arkadaşı Prof.
Dr. İ brahim Erkul ve şöyle ilave ediyor: “Sü‐rekli başkasını iyi yola çekmeye çalışan, baş‐kalarına bir şey söylemeye çalışan bir insan‐dı.” [19]
Vefatından önce kendisiyle yapılan bir söy‐leşide, ortaokulda okuduğu sıralarda yemek parasıyla kitap aldığını şöyle anlatır: “O dö‐nemde Ömer Seyfettin’in kitaplarını okurdum. Öğle yemekleri için babam bana 25 kuruşverirdi. Bu paraya çeyrek ekmek, biraz pey‐
nir, biraz üzüm alıp karnınızı doyurabilirdi‐niz. Bugün belki bunlar 3‐4 liraya mal olur. Ben o zaman bu harçlıkların 4 tanesini bir araya getirip kitap alırdım.” [20]
Liseden sonra üniversite okumak için, yolu Ankaraʹya düşer ve Ankara Üniversitesi İla‐hiyat Fakültesiʹne kaydolur. Bu yıllarda, Be‐diüzzaman Said Nursî ile tanışması ve onun duasına mazhar olması , hayatının dönüm noktalarından biri olur. 1962 yılında, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olan Canan, öğretme heyecanıyla önce Kay‐seri ve Akşehirʹdeki orta dereceli okullarda öğretmenlik yapar. Ancak akademik çalış‐malara ilgisi her geçen gün artmaktadır. Böy‐lece doktora tahsili için Fransaʹya gider. Uzun yıllar Parisʹte eğitim gören Canan, 1972 yılın‐da, Paris‐Sorbonne Üniversitesi’n‐de, “Hz. Peygamber’in Tebliğ Metotları” başlıklı dok‐tora çalışmasını tamamlar.
İ brahim Canan, 1973 yılında Türkiye’ye dön‐düğünde, Atatürk Üniversitesi İslami İlim‐ler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak göre‐ve başlar. Bu yıllarda Fethullah Gülen Hoca‐efendi ile tanışır. Uzun yıllar sürecek dostluk‐ları böyle filizlenir. 1978’de doçent, 1989’da ise profesör olan İ brahim Cananʹın ilim yo‐lunda bir sonraki durağı , idarî görev sebebiy‐le gittiği Şanlıurfa olur. 1993‐1996 yılları ara‐
sı
nda, Harran Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dekanlığı görevini yürütür.
İ brahim Canan’ın hayatının dönüm noktala‐rından biri de idari görev sebebiyle gittiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü olur. Canan, 01.03.1996‐14.07.1997 tarihleri arasında, Qaf‐
qaz Üniversitesi Rektörlüğü görevinde bulu‐nur. 1998ʹden sonra ise son nefesine kadar hizmet vereceği Marmara Üniversitesi İlahi‐yat Fakültesi, Hadis Anabilim Dalı’nda gö‐reve başlar. 2007 yılında emekliye ayrılan İ b‐rahim Canan Hoca, bu tarihten itibaren ilmi çalışmalarına kitap, makale, seminer ve kon‐feranslar vererek devam eder.
6’sı kız, 1’i erkek olmak üzere 7 evlat ve 8 to‐run sahibi olan Prof. Dr. İ brahim Canan, 14
Ekim 2009 tarihinde geçirmiş olduğu bir tra‐fik kazası neticesinde, 1940 yılında, Konya Ermenekʹte, mütevazı bir köyde başladığı ha‐yatına veda ederek Hakkʹın rahmetine kavu‐şur. Canan’ın naaşı , uzun yıllar görev yaptı‐ğı Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi’ nin camiinde kılınan cenaze namazının ar‐dından Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedilir.
2. Şahsiyeti İ brahim Canan Bey, hem aile reisi, hem de üniversite hocası olarak, örnek bir hayat ya‐şamıştır. O, ilmî kariyerini yaparken ibadet‐lerini, aile hayatını ihmal etmeyen ve zaman tanzimine oldukça hassas yaklaşan bir insan olmayı başarmıştır. İlimdeki derinliği kadar mütevazı bir hayatı tercih etmiş; insanlardan bir insan olma ufkuna ulaşmıştır. Herkesle sıcak bir münasebet içinde bulunmuş , halkla arasına bir perde ya da engel koymaktan ka‐çınmıştır. Bilgiyi ‘marifet’e çevirmiş bir pro‐fesör olarak bilinen İ brahim Canan, bu yö‐nüyle de insanlığa mühim dersler vermiştir.
Onu her defasında parlak kılan özelliklerin‐den birisi de, ilmî vasfının yanı sıra, müteva‐zılığı , çalışkan ve idealist şahsiyeti; hayata dair çizdiği mütebessim ve ümitvâr karakter portresidir. Onun bu yönünü, Fethullah Gü‐len Hocaefendi şöyle anlatıyor: “İ brahim Ca‐
nan, bir ümit insanıydı. En acıklı günlerde bile tebessüm etmesini bilen birisiydi. Bütün
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 4/14
Ömer Okumuş, Setter Durmaz
JOURNAL OF QAFQAZ UNIVERSITY Philology and Pedagogy 4
konuşmalarını , anlattıkları şeyleri tebessüm‐le, bir ümitle âdetâ süslerdi; taçlandırırdı. Mütevazı idi, mahviyet içindeydi. Bütün bu yönleriyle alınca, bir âbide şahsiyetti İ brahim
Canan Bey. Herkes tarafından sevilen bir tip‐ti. Ben onu sevmeyen bir insan hatırlamıyo‐rum.” [19]
2.1. Hadis ilmine bakışı ve Hz. Peygamber sevgisi
Prof. Dr. İ brahim Canan, ilmî çalışmalarını ‐ büyük bir boşluk olduğu bilinciyle‐ genel‐likle hadis üzerine yapar. Dostlarının ifade‐siyle hadis alanında bir çınardır o. Canan
Hoca, hadisi sadece ilim yönü ile ele almaz; aynı zamanda onu hayatının her anına nak‐şedip, meleke haline getirir. Hadislerin sos‐yal hayata uygulanabileceğini de bu şekilde gösterir. Hadisle öyle bir bütünleşir ki haya‐tın her alanı ile ilgili söyleyeceği bir hadis vardır. Bu ilmin en temel kaynağı olarak ka‐ bul edilen ʹKütüb‐ü Sitte Muhtasarı , Tercüme ve Şerhiʹ onun en büyük eserlerinden biri olur.
İ brahim Canan’a göre sünnet, bir örf, ferdî bir değer değil, ilâhî bir rehberdir; dünya ve âhiret saadetine götüren sırât‐ı müstakîm, cadde‐i kübrâdır. [6: XI]
Sibel Eraslan, İ brahim Canan’ın Hz. Peygam‐ ber sevgisini ve hadislere bakışını şöyle ifa‐de ediyor: “İ brahim Canan, çok sevdiği Re‐sul’ünü; bir eş , bir baba, bir komşu ve bir ar‐kadaş olarak, yani beşeri tüm veçheleriyle birlikte anlatmayı tercih etmiştir. Bu yüzden
onun hiçbir makalesi çatık kaşlı olmamıştır. Onun her makalesinde hayatın parlak, umut dolu ayrıntılarına rastlamak, sadece bir tesa‐düf değil, onun metodolojik bakışını ortaya koyar... Bu, hiç şüphesiz barışın dilidir... Ya‐ni “silm”in, “selâmet”in, “İslam”ın dili... Bu‐günkü dünyanın ciddi bir manevi boşluk içinde kıvrandığı şu demlerde, İ brahim Ca‐nan gibi entelektüellerin metodu, aynı za‐manda “davet” anlamını da taşıdığından,
onu okuyup anlamak iki kere önemlidir... Çünkü o, Rasûlullah’ın (s.a.v) hayatını , salt
kutsal ve tarihi bir anlatı olmaktan çıkarıp, hayatın hakiki semptomları olarak, bugüne taşımaya kafa yormuş bir zihindir... [14]
Hasan Candan, İ brahim Hocaʹnın “Tı bb‐ı
Nebevî Fenn‐i Nebevî Enstitüsü” kurmak şeklinde bir projesinin olduğunu belirtir. Bu enstitüyle ilmin ve fennin ötesinde hadisler‐deki önemli bilgilerin laboratuar ortamına inmesini ve üzerinde ilmî tahliller yapılma‐sını hedeflediğini kaydeden Candan: ʺBu ve‐sileyle insanlığa hadis ve âyetlerin keşfedil‐memiş yönlerinin açılmasını istiyordu. Ha‐dislerdeki sırrı dünyada en iyi bilen sayılı in‐sanlardandı.ʺ şeklindeki ifadesiyle, İ brahim
Canan’ın bu husustaki derinliğine dikkat çe‐ker. [26]
2.2. Örnek bir aile Babası
İ brahim Canan, aile yaşantısına büyük önem verir. Aile içi eğitime dikkat çekerken, bu birimin her ferdine görevler düştüğünü be‐lirtir. O, aynı zamanda ideal aile yaşantısının en iyi örneklerinden biri olarak yaşar. Sün‐net ekseninde bir aile hayatı ortaya koyma‐
ya dikkat eder. Çünkü “Sizin ne anlattı
ğı
nı
z‐dan ziyade, muhatabın bundan ne anladığı ya da ne kadarını uygulayabildiği” tezini bizzat kendisi yaşayarak ispat eder.
Evi, değerli eşi Zarife Hanımʹla birlikte inşa ettikleri bir cennet bahçesiydi. Zarife Hanım‐efendi bir mektep, bir matbaa gibi işleyen o bereketli ev için; ʺYatak odası da dâhil evin her bir köşesinde ona ait ya bir kitap, ya bir kâğıt, ya bir kalem bulursunuz. diyordu. [29]
Yunus Sûresi’nin 87. âyetinden yola çıkarak en şiddetli baskılar altında bile aile ocağının bir hayat merkezi olarak nasıl bir eğitim tez‐gâhı hâlinde işleyebileceğini âyetler, hadis‐ler ve tarihî örneklerle ortaya koydu. [30] Yedi evlâdına da değişik dallarda tahsil al‐dırması , onun eğitime ve öğretime verdiği önemin bir göstergesidir.
İ brahim Canan’ın önemli hususiyetlerinden
birisi, hiç şüphesiz kadı
nlara ve çocuklara dair taşıdığı vicdan ve sevgiydi. Çünkü o
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 5/14
Bir ilim ve edep âbidesi: İbrahim Canan Bey
Number 33, 2012 5
Kur’ân’a ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in haya‐tına göre kaleme aldığı çocuk, kadın ve aile hakları konularında, İslam’ın ferdî, içtimâî ve medenî yaklaşımına göre yazan ve yaşa‐
yan bir şahsiyettir. Mesleği öğretmenlik olan Zarife Canan, eşi‐nin, çoluk çocuğuna bağlı , evine son derece düşkün bir insan olduğunun altını çizerek, aile hayatlarından şu kesitleri paylaşır: “Evi‐ne öyle bağlıydı ki hiçbir yerde yemek ye‐meyi sevmezdi. Çoluk çocuğuyla birlikte ay‐nı masada oturup, aynı yemeği yemek ister‐di. Hatta davete bile gitse mümkün olduğun‐ca orada yememeye dikkat eder, bizimle ye‐
meye gayret ederdi. Umumiyetle sofra başın‐da çoluk çocuğuyla beraber olup onlarla soh‐ bet etmeyi severdi. Eve giriş çıkışlara önem verirdi. Ailenin reisi olması itibariyle önce babanın vaktinde eve gelmesini önemserdi. Kahvehaneye giden, evine gelmeyip de baş‐ka yerlere giden erkeklerin vebalinin çok ol‐duğunu söylerdi.” [21]
Zarife Canan, onun çocuklarına bakışını , bir vesileyle şöyle dile getirir: ʺBazen ʹÇok fazla çocuğumuz var, sürekli uğraşıyorumʹ diye hayıflanırdım. Bana derdi ki; ʹÇocuklarıma laf söyleme, onlar bizim cennetimiz, onlarla açacağız cennetin kapısını… Çocuklara ev‐de eşyalarını dağıtmama konusunda bana baskı yaptırtmazdı. Kendisi de gönlünce da‐ğıtırdı. Çocuklarının da evde gönüllerince yaşamalarını isterdi. ‘Evimizi müze diye aç‐madık.’ derdi. Bu konuda çocuklarla iyi an‐laşırdı.”
İ brahim Canan, gerek yaşantısıyla, gerekse çalışmalarıyla aile müessesine büyük önem vermiştir. Canan’ın, son zamanlarda en bü‐yük arzusu, aile kurumunu tamir etmek ve yükseltmek amacıyla ʹAile okuluʹ kurmaktır. Türkiye’de çatırdayan, dünya genelinde ise tükenmeye yüz tutmuş aile yapısının güçlen‐dirilmesi ve desteklenmesi gerektiğine ina‐nır. Aile okulu ile evlenecek kişileri ve evli
çiftleri kurstan geçirip yeterlilik sertifikası
vermek ister. Resmî bir okul niteliğinde ol‐
masını planladığı projesini yazdığı kitaplar‐da dile getirmekle kalmaz, müfredatına ka‐dar ortaya koyar.
Yalovaʹya birlikte gidip geldiği arkadaşı Ha‐
san Candan, İ brahim Cananʹın bu konuda‐ki temennilerine şöyle tercüman olmuştur: ʺSertifika veren resmî bir okul niteliğinde olacaktı. Yalovaʹya giderken bu okulu bir tür‐lü açamadık, diye hayıflanıyordu. Bu proje‐sini yazdığı kitaplarda dile getirmiş , müfre‐datına kadar ortaya koymuştu.ʺ [17]
Suat Yıldırım, İ brahim Canan’ın söz konusu projesine, “Canan ki, Bir Melekti Uçtu” baş‐
lı
klı
yazı
sı
nda yer verir: “İ brahim Canan’ı
n çok önem verdiği bir “Aile vakfı” projesi var‐dı. Projesini ayrıntılı hâle getirmiş , birkaç yerde sunumunu yapmıştı. Gençleri aile kur‐maya hazırlama, onlara sorumluluk şuuru‐nu aşılama, hayatın gayesini anlatma, mes‐ken seçimi, evlerin fizikî nitelikleri, aile için‐de eşlerin birbirlerine ve çocuklarına davra‐nışlarını iyileştirme, büyükanne ve büyük babanın konumları , aile bağlarını güçlendi‐
recek hususlar, ailenin öğretmekle sorumlu olduğu şeyler, çocukları hayata hazırlama, eşler arası ihtilafta yapılması gerekenler vb. şeyleri kapsayan bu projeyi mahdut yerler‐de açılan kurslar hâlinde değil, en küçük yer‐leşim birimlerine kadar yayılan pek geniş bir ağ hâlinde düşünüyordu.” [30: 7]
Abdullah Aymaz da, Hoca’nın “Aile vakfı” projesini şu söyleriyle gündeme taşır: “Mer‐hum hocamızın en büyük emeli, aile hayatı‐
mızın korunması için ilmî çalışmalar yapan bir vakfın kurulması idi. Bunun için Şanlıur‐fa’daki arsasını tahsis edecekti... İnşaallah böyle bir çalışma olur ve kurulacak bir aka‐demiye İ brahim Canan hocamızın ismi ve‐rilir. “ [2]
2.3. Zaman tanzimi üzerine görüşleri
Zaman tanzimi, onlarca kitabın müellifi, tan‐zim edilmiş bir hayatın ve velut bir ömrün
sahibi olan İ brahim Canan’ı
n önem verdiği konuların başında gelir. İnsanların çoğunun
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 6/14
Ömer Okumuş, Setter Durmaz
JOURNAL OF QAFQAZ UNIVERSITY Philology and Pedagogy 6
kıymetini bilmeyip aldandıkları iki nimetten biri olan “zaman”ın değerini idrak eden en‐der insanlardan biridir İ brahim Canan Hoca. İlim ve ibadet dışında harcadığı her an için
hayıflanır. Eşi Zarife Hanım’ın ifadesine gö‐re, vaktinin bir saniyesini dahi boşa geçir‐meyecek kadar titizdir bu konuda. Aile fert‐leri, onu daima çalışırken görür. Kendisine ʺCilt cilt kitaplar yazdınız, bunları okumaya ömür yetmez. Siz nasıl yazdınız?ʺ diye soran‐lara da, ʺAllah zaman içinde zaman verdi ki bunları yazabildim.ʺ cevabını verir. Kızı Hale Canan, babasının bu özelliğini şöyle anlatıyor: ʺBabam çok planlı bir insandı. Gü‐
ne erken başlanması gerektiğini ısrarla söy‐lerdi. Küçükken kerahet vaktinde bizi uyut‐mamak için sohbet yapardı. Yarı uykulu yarı uyanık dinlerdik. O zamanlar farkında de‐ğildik ama yaptırdığı her şey Efendimizʹin (s.a.v.) sünnet‐i seniyyesinden hayat standart‐larıydı. Hayatında bu günü değil, sonraki günleri de kapsayan projeleri vardı.ʺ
İ brahim Canan’a göre terakkinin ilk mese‐lesi, zaman tanzimidir. Başarılı insanların,
zamanı planlı kullanan, dakik insanlar oldu‐ğunu; başarısız insanların da bir zaman en‐dişesinin olmadığını , zuhurata tabi olarak ömrünü rastgele tüketen insanlar olduğunu ifade eder.
Suat Yıldırım, İ brahim Canan’ın “zaman” kavramına bakışını şöyle ifade ediyor: “Zeki, çalışkan, zamanını çok iyi değerlendiren bir insandı. Bu konudaki titizliği kütüphanele‐rimize ‘İslâm’da Zaman Tanzimi’ adlı çok yararlı bir kitap kazandırdı. ‘Vakit nakittir’ atasözünü eksik bulur, ‘vakitle nakit kaza‐nılır, ama nakit kaybedilen vakti geri getire‐mez’ derdi.” [30: 5‐6]
Yıldırım, onun, bu konudaki titizliğine de bir hatırasıyla dikkat çekiyor: “Âhirete veya dünyaya faydası olmayan malayani işlerden ve konuşmalardan vaktini çok kıskanırdı. Hattâ bunun da ötesinde hayatın bitmek bil‐
meyen gerekleri, çocukların giyim, okul işle‐ri, taksit, vergi ödemeleri, hastaneleri dolaş‐
ma, kitap basım ve yayınını takip etme, eş‐ya alım ve tamirleri gibi, aile reisinin genişzaman harcamasına sebep olan durumlar kendisini, tahmin edilemeyecek kadar üzer‐
di. Bir gün bunlardan hayli bunaldığı bir an‐da kendisine dedim ki: ‘Bunlardan sıkılma‐mız, bu işleri hayatın dışında düşünmemiz‐den ileri geliyor. Sırf ilim ve hizmet için ça‐lışmak gerekirken, bunlar ayağımıza takılıp bizi uğraştırıyorlar, diye kendi kendimizi yiyoruz. Oysa bunları hayatın dışında gör‐meyip, hayatımızın ayrılmaz parçaları düşü‐nürsek daha rahat ederiz.’Güya kendimi ve onu teselli için söylediğim bu söz, o esnada
kendisini bayağı
rahatlattı
. Ama sonra bu bakışı ciddiye alıp almadığını pek bilmiyo‐rum.” [30: 7]
İ brahim Canan, Yüsra Mesude Arslan’ın, “za‐man tanzimi” üzerine kendisiyle yaptığı rö‐portajda, “Vakit gerçekten nakit midir?” so‐rusuna şu cevabı verir: “İslâm uleması za‐manı ömür sermayesi diye değerlendirmiş‐tir. İnsan kaybettiği zamanı nakitle telâfi ede‐mez. Ağzımızdan çıkan her söz, her fiilimiz
artık ‘mazi’ olmuştur. Dünyanın bütün nak‐di bize verilse onu geri getiremeyiz. Ancak bütün varlığımız elimizden gitse, iflas etsek, vakitle nakdi kazanabiliriz. Ama kaybolan vakti, dünyanın bütün nakdini de ortaya koy‐sak geri getiremeyiz. Vakti nakitle değerlen‐dirmek de bir değerdir; ancak belki de vakit için biçilecek değerin en düşüğüdür. Sözge‐limi bir antika eşyayı demirciler, hurdacılar çarşısına götürseniz beş para eder, fakat an‐
tikacılar çarşısına götürseniz orada paha biç‐mekte zorlanırlar. Biz de âhirette saniye sa‐niye hesaba çekileceğimizi bilirsek, o zaman ‘zamanın’ nakitle değerlendirilemeyecek ka‐dar büyük bir şey olduğunu anlarız.“ [1]
İ brahim Canan, aynı röportajda, zaman tan‐ziminde en önemli hususun, günlük plân olduğunun üzerinde ısrarla durur. 10 daki‐kalık bir ziyaretin bir saate yayılması duru‐
munda 50 dakikanı
n gereksiz yere dolduru‐lacağını hatırlatan Canan, bu arada boş ko‐
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 7/14
Bir ilim ve edep âbidesi: İbrahim Canan Bey
Number 33, 2012 7
nuşularak, kalp kırıcı sözler söylemiş de olu‐nabileceği uyarısında bulunur.
İ brahim Canan’ın, ömrün tanzim edilmesi noktasında verdiği şu tavsiyeleri de, üzerin‐
de dikkatle durulması ve düşünülmesi gere‐ken hususlar olmalı: “Kişinin şahsiyeti çocuk‐luk döneminde tahakkuk ediyor. Bu bakım‐dan çocukluğun değerlendirilmesi ömür tan‐zimi açısından önemlidir… Eğitim, âdâb‐ı muâşeret, güzel alışkanlıkların kazandırıl‐ması çocukluğun nihai yaşına göre planlan‐ması lazım… Devletin, anne ve babanın ço‐cukluk safhasını iyi değerlendirmesi lazım. İslam, çocukların yetiştirilmesi meselesinde
öncelikle anne ve babayı sorumlu kılıyor. Peygamberimiz, “Kişi beş şeyden hesap ver‐mediği sürece Allah’ın huzurundan çekile‐meyecek.” diyor. “Bir, ömrü nerede tüketti‐ğinden… İki, gençlikten... Üç, kazancını ne şekilde sağladığından... Dört, kazancını ne‐rede harcadığından... Beşincisi ise bildiğiyle ne derece amel ettiğinden.” [1]
3. Eserleri
3.1. Peygamberimizin tebli ğ metotlar ı Hz. Peygamberʹin, İslamʹı tebliğde takip et‐tiği metotları inceleyen bir eserdir. Prof. Dr. İ brahim Cananʹın, 1972 yılında Paris‐Sorbon‐ne Üniversitesiʹne, doktora tezi olarak sun‐muş olduğu eser, Hz. Peygamberʹin hayatını ve çeşitli hadis kaynaklarını tetkikten sonra özgün bir tertiple hazırlanmıştır. Canan, İs‐lamʹın “nübüvvet” ve “insan” konularına
yaklaşımı hakkında verdiği giriş bilgilerin‐den sonra, Hz. Peygamber in dini tebliğ eder‐ken dikkate aldığı “tedrîcîlik” ve “muhataba görelik” prensiplerini incelemiş; yine Oʹnun, Yahudiler, münafıklar, bedevîler, asiller, ka‐dınlar vb. gibi çeşitli sosyal gruplarla ilişki‐lerde nasıl bir üslûp benimsediği üzerinde ayrıntılı olarak durmuştur. [9, 10, 24]
3.2. Hz. Peygamber in sünnetinde terbiye
İslam düşüncesinde beşikten mezara kadar devam eden bir faaliyet olarak görülen “ter‐
biye” meselesinin, özellikle bulûğ çağına ka‐dar olan çocuklarla ilgili kısmını konu alan kapsamlı bir eserdir. İ brahim Canan, Erzu‐rum İslamî İlimler Fakültesiʹne doçentlik te‐
zi olarak sunduğu eserini hazırlarken, çok çeşitli hadis kaynaklarını taramış ve çocuk terbiyesi konusunu, Hz. Peygamberʹin sün‐neti ışığında incelemiştir. Eserde, öncelikle –eski ve yeni telakkiler açısından‐ “terbiye” kavramı değerlendirilmiş ve çocuğun, bulûğçağına kadar hangi terbiye safhalarından ge‐çirilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Sonra ise “hayata hazırlanma sürecinde ço‐cuklara kazandırılması zorunlu olan bilgi ve
alışkanlıklar” olarak tanımlanan temel eğitim konularına, sünnetteki uygulamalar eksenin‐de mercek tutulmuştur. Çocuklara verilecek ahlâkî ve bedenî terbiyenin kapsamı , yine Hz. Peygamberʹin hayatından örneklerle ay‐rıntılı olarak değerlendirilmiş , ayrıca çocuk terbiyesinde sosyal ve fizikî çevre faktörleri‐nin etkisi araştırılmıştır. [3, 24]
3.3. Rasûlullahʹ a göre ailede ve okulda çocuk terbiyesi
Prof. Dr. İ brahim Cananʹın, Erzurum İslamî İlimler Fakültesiʹnde doçentlik tezi olarak savunduğu “Hz. Peygamberʹin Sünnetinde Terbiye” adlı ilmî çalışmasından seçilen ko‐nulardan oluşmaktadır. [11:10] Eserde, “Bu‐lûğa kadar olan yaş devresinde Hz. Peygam‐ ber (s.a.v.) nasıl bir terbiye tatbik etmiş ve hangi yaşlarda neler üzerinde durmuştur?”, “Terbiye ve te’dib vasıtaları nelerdir?”, “İs‐lâmî temel eğitimin ana mevzûları neler ol‐muştur?” vs. gibi her aile için önem taşıyan konulara açıklık getirilmiştir. [11: 5‐12] Ca‐nan, ʹʹRasûlullahʹa Göre Okul ve Ailede Ço‐cuk Terbiyesiʹʹ adlı eseriyle 1979ʹda Türkiye Milli Kültür Vakfı Ödülüʹnü almıştır. [18]
3.4. Kütüb‐ü sitte muhtasar ı , tercüme ve şerhi
Hadis kaynakları arasında en güvenilir ol‐duğu kabul edilen ve “Kütüb‐i Sitte” adıyla
meşhur olan 6 hadis kitabındaki rivayetleri, tekrar edenleri çıkarmak ve yeni bir tasnife
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 8/14
Ömer Okumuş, Setter Durmaz
JOURNAL OF QAFQAZ UNIVERSITY Philology and Pedagogy 8
tabi tutmak suretiyle bir araya getiren 18 cilt‐lik bir hadis ansiklopedisidir. Prof. Dr. İ bra‐him Cananʹın bu kapsamlı eseri, esas itiba‐riyle, İ bnu Deybe’nin “Teysîruʹl‐Vüsûl” adlı
kitabına dayanır. Eserin mukaddime kısmın‐da, öncelikle hadis tarihi ve hadis usûlü ile ilgili bazı meseleler ve Kütüb‐i Sitteʹye dâhil olan kitaplar ile onların müellifleri hakkın‐da tanıtıcı bilgiler kaydedilmiştir. “Teysîruʹl‐Vüsûl” tertibine göre hadisler verilirken,‐çe‐şitli hadis şerhlerinden ve ilgili kaynaklardan faydalanarak‐ bazı şerhler düşülmüştür. Ay‐rıca hadisin râvîsi olarak, bazen de rivâyet edilen hâdisenin kahramanı olarak adı geçen
sahabeler hakkı
nda bilgi verilmiştir. Eser ha‐zırlanırken, İ bnu Deybeʹnin “Kütüb‐i Sitte” ye dâhil etmediği fakat İ bnu Mâceʹnin “Sü‐nen”inde yer alan hadisler de ayrı bir bölüm olarak kitabın sonuna eklenmiştir. [6:VII‐XIII]
“Kütübü Sitte”, Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Nesâî, İ bn Mâce ve İmam Mâlikʹin eserlerinde bulunan bütün hadislere,‐ bu ki‐taplardaki yerlerine de işaret edilmiş olarak‐ulaşabilme imkânı sunan bir hadis ansiklo‐
pedisidir. İ brahim Canan Hoca, şerhi hazırlamasının gerekçesini ise 18 ciltlik kitabının birinci cil‐dinde şöyle izah ediyor: “Evet çok okuyaca‐ğız ama neleri okumalıyız? Her sahada oku‐nacak şey o kadar çok ki, seçim yapmak bile zor. Şüphesiz, biz Müslümanlar, öncelikle dinimizi anlamaya çalışacağız. Yaradan’ımı‐zı tanıtan, rabbimize gerçek kulluğu, hayat‐taki vazifelerimizi öğreten kitaplara öncelik vereceğiz…” [6: VII]
Kütüb‐i Sitte Tercümesi, 1988’den itibaren üç yüz bin nüshadan fazla basıldı. Birçok Müslüman Türk’ün başlıca kaynak eserleri arasında yerini aldı. [30: 6]
3.5. Vakti iyi de ğ erlendirme (islam’da zaman tanzimi)
Bu çalışma, Türkiye Öğretmenler Vakfıʹnın
Dünya Gençlik Yı
lı
vesilesiyle, 1985 baharı
n‐da, Ankaraʹda tertiplediği “Gençliğin Duru‐
mu ve Dünyadaki Geleceği” adlı sempozyum‐da “İslam’da Zaman Tanzimi” adıyla sunu‐lan tebliğin genişletilmiş şeklidir. [13:9] Eser‐de, öncelikle zamanın önemi üzerinde durul‐
muş , sonra Kurʹân‐ı Kerîm’de bulunan za‐manla ilgili kelime ve kavramlar incelenmişve daha sonra zamanın doğru bir biçimde değerlendirilebilmesi için alınması gereken tedbirler sıralanmıştır. Eserin bundan sonra‐ki kısmında, Hz. Peygamberʹin hayatındaki zaman tanziminden bahsedilmiş , son iki bö‐lümünde ise, İslâm’da tatil ve istirahat anla‐yışı ile İslâm âlimlerinin zamana yönelik en‐dişeleri örnekler ışığında ele alınmıştır. [13,
5‐7] 3.6. Peygamberimizin okuma yazma seferberli ğ i ve ö ğ retim siyaseti
Prof. Dr. İ brahim Cananʹın, 1983‐1984 öğre‐tim yılında, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fa‐kültesiʹnce düzenlenen seminer programın‐da sunmak üzere hazırladığı metnin genişle‐tilmiş şeklidir. Eserde öncelikle, “tarihte ya‐zının başlangıcı”, “cahiliye devri Arapların‐
da okuma yazma durumu”, “İslâmʹın ilme ve dolayısıyla yazıya verdiği önem”le alakalı giriş bilgileri verilmiş , sonra ise Hz. Peygam‐ berʹin Müslümanlar arasında okuma‐yazma bilenlerin sayısını arttırmak ve genel bilgi ve kültür seviyesini yükseltmek için ne gibi tedbirler aldığı ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu manada Hz. Peygamberʹin ilim öğrenme ve öğretme konusundaki teşvik edici hadis‐lerinden örnekler sunulmuş; mescitlerin, suf‐
fanın ve evlerin nasıl birer eğitim kurumu olarak vazife gördüğü açıklanmış ve Hz. Pey‐gamber döneminde öğretim işiyle meşgul olan sahabeler kısaca tanıtılmıştır. [8, 24]
3.7. İ slâm’da çevre sa ğ lı ğ ı
Çağımızın en önemli problemlerinden olan “çevre sağlığı” konusunda İslamʹın görüşü‐nü açıklamak amacıyla hazırlanmış bir eser‐dir. Ağaç ve ormanın ehemmiyetine dair tes‐
pitlerin yer aldığı bölümle başlayan eserde; yakın ve uzak çevre kirliliği, suların, topra‐
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 9/14
Bir ilim ve edep âbidesi: İbrahim Canan Bey
Number 33, 2012 9
ğın ve hayvanların korunması , temiz hava ve israftan kaçınmak konulu bölümler de yer almaktadır. Sücaattin Kırımhan, kitaba yazdığı takriz yazısında, eserde “çevre koru‐
ma” konusunun bir bütün olarak ele alındı‐ğını , Kur’ân’da yer alan hükümlerin yanın‐da, hadislere ve ayrıca din bilginlerinin ko‐nu üzerindeki görüşlerine de yer verildiğini ifade etmiştir. [4: 5‐7]
3.8. Allahʹ ın çocuklara bahşetti ğ i haklar
Birleşmiş Milletler Genel Kuruluʹnun 1959 yılında kabul ettiği “Çocuk Hakları Beyan‐namesi”ne ait maddeleri İslamî kaynaklar ı
şı
ğı
nda değerlendiren bir eserdir. Canan, öncelikle söz konusu beyannamenin 10 mad‐desini hadis‐i şerifler ve İslam âlimlerinin görüşleri açısından ayrıntılı olarak tahlil et‐miş , sonra ise İslâmʹa göre çocukların sahip olduğu hakları ayrı bir bölüm halinde özet‐lemiştir. [5, 24]
3.9. Kur’ân’da çocuk e ğ itimi
Eserde, çocukla alakalı bahislerin, Kur’ân’ daki zenginlik ve renkliliğini göstermek mak‐
sadıyla imkân nispetinde çok sayıda başlığa yer verilmeye çalışılmıştır. Eserin önsözün‐de, çocuğun küçük olmasına rağmen, mese‐lesinin büyük olduğunu belirten İ brahim Canan, istikbâlin bu meseleyi gerçek vüs’at ve azameti çerçevesinde görüp, gayret ve hamiyetini ona göre seferber edenlerin ola‐cağını dile getirmektedir. 5 bölümden mey‐dana gelen çalışmanın 1. bölümünde “aile ve meselelerine” yer verilmiştir. 2. bölümde
“terbiye” meselesi ele alınmış , 3. bölümde ise “çocukların himâyesi” üzerinde durulmuş‐tur. 4. bölümünde “hukuk açısından çocuk” un ele alındığı eserin son bölümünde ise, “teb‐liğde çocuk mefhumu” incelenmiştir. [7:5‐13]
3.10. Sulh Çizgisi
Eserde, genel olarak, aktüel bir mevzu olan “ittifak” ve “iftirak” her yönüyle ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmuştur. 3 bölüm
hâlinde hazı
rlanan eserin ilk bölümü, “birli‐ğin ehemmiyeti”ne ayrılmıştır. 2. bölümde
gruplaşmanın sebeplerinin ele alındığı ese‐rin son bölümünde ise, “müspet ve menfî” grupçuluk farklı açılardan incelenmiştir. [12: 161‐162]
Prof. Dr. İ brahim Canan, kendi sahasında verdiği sayısız eserlerle eşine az rastlanır bir akademisyendir. Canan’ın, yukarıda zikr‐edilen eserlerinden başka, “Aile Reisi ve Ba‐ ba Olarak Hz. Peygamber”, “Hz. Peygamber’ in Sünnetinde Tıp: Tı bb‐ı Nebevî”, “Peygam‐ ber Yıldızları Sahabe Dünyası”, “İslâm’da Temel Eğitim Esasları” vs. gibi onlarca kitap çalışması ve “Diyanet”, “İslam Medeniyeti”, “Zafer”, “Kadın ve Aile” vs. gibi muhtelif
dergilerde yayımlanmış çok sayıda makale‐leri bulunmaktadır. [18]
Pedagoji, çocuk terbiyesi alanında önemli çalışmalar yapan ve bu konuya büyük ihti‐mam gösteren İ brahim Canan’ın, Fethullah Gülen’in “Çocuk Terbiyesi”ne dair yazdığı takdim yazısı da üzerinde durulmaya değer çalışmaları arasındadır. Canan Hoca, söz ko‐nusu çalışmanın adı ile ilgili olarak şu çarpı‐
cı
yorumları
nı
okuyucuyla paylaşı
r: “Ziyade derinliği olan eserleri, bunlarla elek‐triklenerek aksiyona geçen hamiyetler ve bun‐ların ortaya koydukları sayısız maarif mües‐seseleriyle memleketimizin irfan ve fikir ha‐yatında müstesna bir yer tutan muhterem Fethullah Gülen Hocaefendiʹnin Çocuk Ter‐ biyesi adlı bu son eseri, bir takdim yazısı ha‐zırlamak üzere bana intikal ettirilince kitabı önce baştan sona bir kere okudum… İlk be‐
lirtmek istediğim husus, nice zenginlik ve inciliklerle dantelleştirilmiş böylesi sıra dışı bir kitaba ʺÇocuk terbiyesiʺ isminin pek ha‐fif, pek mütevazı kalmış olmasıdır. Bu sebep‐le, dış kapağa yansımayacak bile olsa, kana‐atimi, okuyucularla paylaşmak üzere, sözün başında,‐kitabı daha okurken, gayr‐ı ihtiyari aklıma geliveren‐ ʺBüyük Türkiyeʹnin Gele‐ceğine Bir Katkı veya Çocuk Terbiyesiʺ is‐mini daha uygun bulduğumu belirtmek isti‐
yorum… Bu çerçevede, eseri, en az Türkiye çapında yeni bir aksiyonun başlangıcı olarak
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 10/14
Ömer Okumuş, Setter Durmaz
JOURNAL OF QAFQAZ UNIVERSITY Philology and Pedagogy 10
görmek mübalağalı olmaz. Nitekim müelli‐fin müteakip ifadeleri arasında şu cümlelere de rastlayacağız: ʺAile cemiyetin en önemli rüknüdür. Bu rüknün sağlamlığı millet ve
devletin de sağlamlığı demektir. Öyleyse milletin ve devletin bu temel rüknü katiyyen projesiz ve plansız bırakılmamalıdır.ʺ [15:3]
4. Faaliyetleri ve Qafqaz Üniversitesi rektörlüğü
Uzun yıllar üniversite hocalığı yapmış olan İ brahim Canan Bey, belli dönemlerde idarî görevlerde de bulunmuştur. Canan Hoca, 1993‐1996 yılları arasında Harran Üniversi‐
tesi, İlahiyat Fakültesi Dekanlığı görevini yürütmüştür.
İ brahim Canan, bu görevinin akabinde, 01. 03.1996‐14.07.1997 yıllarında, Azerbaycan’ ın başkenti Bakü’de, 1993 yılında faaliyete başlayan Qafqaz Üniversitesi Rektörlüğü gö‐revini üstlenmiştir. Canan’ın bu göreve geli‐şini, üniversitenin kendisinden önce rektörü olan Prof. Dr. Yunus Serin Bey şöyle anlatı‐yor: “Ben, 1995 yılı Aralık ayında Azerbay‐
can’daki Bakü’deki Qafqaz Üniversitesi’nde rektörlük yaptım. Gittikten sonra bir şofben zehirlenmesi geçirdim… Benden sonra rah‐metli İ brahim Canan, oraya 3. rektör olarak atandı.” [25]
Prof. Dr. İ brahim Canan, Taha Kıvanç’ın Za‐man Gazetesi’ne 17 Nisan 1996’da yazdığı “Eğitim ve Öğretime Dair” başlıklı köşe ya‐zısında, Qafqaz Üniversitesi hakkında şu açıklamaları yapmıştır: “500 talebemiz var. Bu sayı her yıl artıyor. Talebelerin bir bölü‐mü açık öğretim programına kayıtlı. Qafqaz Üniversitesi’nin Türkiye’den de talebe kabul ettiğini bu arada duyurayım. 1995 ÖSS sına‐vını kazanmış , son iki yıl içinde en az 400 ÖYS puanı almış bizim talebeler de kayıt yaptırabiliyorlar.“ [27]
İ brahim Canan Bey, Azerbaycan Devlet Te‐levizyonu’nda katıldığı bir programda, bü‐
tün üniversite personelinin o günlerin şart‐larına rağmen gösterdikleri azim ve gayreti,
sergiledikleri fedakârlıkları , takdir hisleriyle şöyle dile getirmiştir: “Biz üniversitemizin öğretim standardını koruyabilmesi için ho‐calar ve idare olarak elbirliği ile gayret edi‐
yoruz. O standardın altına düşmemek için çok çalışıyoruz.”
İ brahim Canan Bey, verdiği bir seminerde ise Qafqaz Üniversitesi’nin mevcut durumu‐nu şöyle değerlendirmiştir: “Üniversitemi‐zin yeni ihtisas şûbelerini açacağımızı ümit ediyoruz. En azından açık öğretim şeklinde öğretimi hâlen devam etmekte olan Hukuk ile Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü mutla‐ka önümüzdeki sene normal eğitime geçire‐
ceğiz. Ayrıca plânımızda “Basın‐Yayın”la il‐gili bir fakülte açmak, eğitimle ilgili bir fakül‐te açmak, “İngilizce” öğretimi ile ilgili bir bölüm açmak düşüncemiz de var. Daha baş‐ka, “Tarih”le ilgili bir bölüm açmak ve sos‐yal dallarla ilgili yeni bölümler açmak gün‐demimizde var. Birinci sınıf hocalarla, bazı üniversitelerle bu konularda bize yardımcı olmaları için temaslarımız var; söz aldık. Demek ki bina problemimizi halledebilirsek,
üniversitemiz önümüzdeki sene daha da güçlü olarak hizmetine devam edecek. Şu ana kadar üniversitemizin 3. sınıfı var. Bizde hazırlık olduğu için 4 sene. Bu sene mezun veremiyoruz ama üniversitemiz önümüzde‐ki sene ilk mezunlarını verecek. Heyecanla önümüzdeki seneyi bekliyoruz. Üniversite‐miz 4 yıllık kısa geçmişine rağmen, Azerbay‐can cemiyetinde kendisini kabul ettirmiş ve gerek talebe, gerek ebeveyn, gerekse üst yet‐
kililer plânında hakikaten takdir edilmek‐tedir.”
İ brahim Canan, Qafqaz Üniversitesi’nin 10. mezuniyet yılı töreninde yaptığı konuşma‐da da Qafqaz Üniversitesi’nin gelecekte yeni ilmî keşiflere imza atacağını , iki milletin adı‐nı dünya genelinde yücelteceğini şu sözleriy‐le ifade etmiştir: “Üniversitemiz, geçmiş 10 yıl içerisinde istikbalde ne şekilde hareket
edeceğine dair istikrarlar ortaya koymuştur. Biz, şimdiye kadar olan başarılarından hare‐
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 11/14
Bir ilim ve edep âbidesi: İbrahim Canan Bey
Number 33, 2012 11
ketle diyoruz ki, önümüzdeki oyunlarda üni‐versitemiz, insanlık âleminin istifade edece‐ği yeni ilmî keşiflere imza atacaktır. İşte o zaman, insanlığın hizmetine sunulan yeni
ilmî keşiflerle iki millet, adını dünya gene‐linde yüceltecektir. Siz, bu yetişmenin ölçü‐lerisiniz. Sizleri talebeler olarak tebrik ediyo‐ruz. Size destek veren velilerinize teşekkür ediyoruz. ”
İ brahim Canan, 2 yıl rektörlük görevinde bulunduğu Qafqaz Üniversitesi’nin, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü tara‐fından 13‐15 Kasım 2008 tarihlerinde düzen‐lenen “Uluslararası Çocuk Edebiyatı” kon‐
gresine bir tebliğ ile iştirak etmiştir.
5. Dostları onu anlatıyor
M. Fethullah GÜLEN: “Dâu’s‐sıla ile meşbu kalbim, hayatını Kurʹân ve iman hizmetine ada‐mış , Hadis ilminde râsih, ilmiyle âmil kı ymetli dostum Marmara Üniversitesi İ lahiyat Fakültesi Ö ğretim Üyesi Prof. Dr. İ brahim Canan beyefen‐dinin elim bir trafik kazası neticesinde Hakkʹa yürüdü ğünü ö ğrenmiş olmaktan do ğan gurbet içinde gurbet hisleriyle çarpı yor. Uzun yıllar sü‐ren bir gayretle tahsil etti ği ilmi, Kurʹân ve Sün‐net nurları ile tahkim eden bu müstesna insan aynı zamanda tükenmek bilmez hizmet şevki ile hayatını irşat yolunda bezletmeye bakmıştır. Va‐azlar, sohbetler, paneller, sempozyumlar, televiz‐ yon ve radyo programları gibi meşru her vesileyi de ğerlendirmiş ve yine bir konferans dönüşü âhi‐rete yürümüştür. Vefat geçici bir firak olsa da, gerçek dostlarla vuslata vesile son yolculu ğunda hazır bulunamamak benim için bir teessür sebe‐bidir. Merhuma, Mevlâ ‐ yı Müteâlʹden gani gani rahmet niyaz eder, ilahiyat camiasına, refika‐i hayatları ve çocukları başta olmak üzere, yakın‐larına ve tüm sevenlerine Cenâb‐ı Erhamürrahi‐mînʹden sabr‐ı cemil niyaz ederim.” [26]
Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN (Avrupa Uluslararası İ slâm Üniversitesi, Misafir Ö ğ‐retim Üyesi): “Merhumu gerçekten tanı yarak,
iyi bilenlerdenim. Birçok ilmî, içtimaî toplantı
da beraber olduk. Halîm, selîm, çalışkan, hedefi olan
ve o hedefe ulaşmak için gece gündüz çalışmayı ibadet bilen bir insandı. Elindeki imkânlar ile di‐nim, halkım, Ümmet‐i Muhammed için ne yapa‐bilirim düşüncesiyle yaşadı. Ölümü, kalanlar için
büyük bir kayı p; kendisi için bu bir kavuşma.” [17] Prof. Dr. Suat YILDIRIM (Marmara Üniver ‐sitesi, İ lahiyat Fakültesi, Emekli Ö ğ retim Üyesi): “Bütün Türkiye’de hattâ dış ülkelerin de birço ğunda tanınan İ brahim Canan, pek sade yaşayan, öyle mütevazı , çevresindekilerle ilgile‐nen, mütebessim bir insan idi ki, kendisini ilk defa görenleri onun bu yapısı hayrete düşürür, ardından bu his, hayranlı ğa dönüşürdü. Onunla elli yıl süren arkadaşlı ğımda ondan incinmedim
ve onu incitmedim.” [30: 6]
Prof. Dr. Ömer OKUMU Ş (Qafqaz Üniver ‐sitesi, Türk Dili ve Edebiyat ı Ö ğ retmenli ğ i Bölüm Başkanı ve Qafqaz Üniversitesi Eski Rektörü): “İ brahim Canan Hoca ile 1974’ten bu yana 35 yıl boyunca devam eden bir dostlu ğu‐muz var. Atatürk ve Harran Üniversitesi’nde bulundu ğumuz yıllarda yakın işbirli ği içinde ol‐duk. 2009 yılının Ramazan bayramı sabahı ydı.
İ brahim Canan’la bayram namazı
için Süleyma‐niye Camii’ne gitmeye karar verdik. Önce, vapur‐la Üsküdar’dan Eminönü’ne geçtik; oradan da bir taksiyle Süleymaniye Camii’ne vardık. Muh‐teşem Süleymaniye’de bayram namazımızı eda ettik. Ardından Suffe Vakf ı’nda eski dostlarla bay‐ramlaştık. Ertesi gün, ben Bakü’ye döndüm. Ara‐dan bir ay geçmeden de İ brahim Canan’n vefat haberini aldım. Ve 35 yıllık dostumu son yolcu‐lu ğuna u ğurlamak üzere İ stanbul’a uçtum. Ne‐reden bilebilirdim ki, eski dostumla son görüş‐me mekânımın Süleymaniye’de bir bayram saba‐hının, son bayram sabahı olaca ğını.
İ brahim Canan, hem aile reisi olarak hem de üni‐versitede bir hoca olarak örnek bir insandı. Za‐man tanzimini çok iyi beceren, ailesine vakit ayı‐ran, ilmi kariyerini yaparken başka şeyleri ihmal etmeyen bir insandı. Ben onun boş zamanı oldu‐ ğunu bilmiyorum. Zaman tanzimi ile ilgili bir kitabı vardı. Bu kitabında yazdıklarını aynen ha‐
yatına uygulayan bir kişiydi. Akademisyen ola‐rak kendi sahasında verdi ği sayısız eserlerle eşine
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 12/14
Ömer Okumuş, Setter Durmaz
JOURNAL OF QAFQAZ UNIVERSITY Philology and Pedagogy 12
az rastlanır birisiydi. Hadis çalışmalarının yanı sıra pedagoji, çocuk terbiyesi alanında önemli ça‐lışmalar yaptı. 2008’de Qafqaz Üniversitesi’nde düzenledi ğimiz Uluslararası Çocuk Edebiyatı
Kongresi’ne de bir tebli ğle katıldı. Yeri dolduru‐lamayacak kı ymetli bir insandı.”
Prof. Dr. Yunus SERİ N (Erciyes Üniversite‐si, Ziraat Fakültesi, Ö ğ retim Üyesi): “Y ıllar‐ca komşuluk yaptım. Ailesiyle, çocukları yla, kom‐şuları yla, fakültedeki arkadaşları yla geçinemedi‐ ğine dair bir müşahedem olmadı. İ slâm ahlâkı y‐la mücehhezdi. Devamlı mütebessimdi. Suratı asık olarak görmedim.
Her giden arkasında bir iz bırakır. Ama bazı kim‐selerin izi anında silinir. Bazı kimseler ise kosko‐ca otobanlar açar. İ brahim Canan da arkasında böyle iz bırakan bir şahıstı. Mükemmel bir ilim adamı ydı. Kendisini rahmetle anı yorum.” [25]
Harun TOKAK (Diyalog Avrasya Platfor ‐mu Eş Başkanı ve Yazar): “Şimdi her bir şey Canan Hocamızʹı hatırlatı yor. Hazreti Peygam‐berʹin sünnetinde çocuk terbiyesiʹ ile kendisini tanıdı ğım, ʹSulh Çizgisiʹnde kardeşçe yaşamanın
sı
rları
nı
ö ğrendi ğim, ölümsüz eseri, ʹHadis An‐siklopedisi yle Sonsuz Nur ufuklarında parlayan ışık hüzmeleri arasında hüzünden bir âbide gibi gördü ğüm Canan Hocamızʹı. Başını hafifçe öne e ğer, sa ğına soluna bakmadan vakur adımlarla yürürdü yolları , mahşere gidiyor gibi atardı adım‐larını. Kurʹânî ve Nebevî parıltılar vardı davra‐nışlarında. Her sözü, her hali hatırlatıcı ydı. Ölü‐mü bile, hayatla ölüm arasındaki çizginin ne ka‐dar ince oldu ğunu hatırlatmıştı bize.“ [29]
Prof. Dr. M. Niyazi ERUSLU (Yalova Üni‐versitesi Rektörü): ʺÜniversitemizin faaliyeti‐ni tebrik etmek üzere Yalova’ya geldi ğinde üni‐versitemiz taraf ından organize edilen “Âhilik” ile ilgili konferansa da katılmıştı. Burada Ali Rıza Abayʹın konuşmasını dinledi. Akşam beraber ye‐mekte buluştuk. Kendisinden benzer çalışmalar yapmasını istedik. Özellikle çocuk e ğitimi ile il‐ gili 15 Kasımʹda üniversitemizde bir konferans vermek üzere sözleştik. İ stanbul’a dönecekken de‐
niz ulaşımı sıkıntılı oldu ğu için otobüsle gönder‐dik arkadaşımızı. Ama maalesef kaybettik.ʺ [16]
Prof. Dr. Raşit KÜÇÜK (Marmara Üniver ‐sitesi İ lahiyat Fakültesi Dekanı ): ʹʹBenim ta‐lebelik yıllarımdan tanıdı ğım ve kaybı büyük olan de ğerli bir insandı. Hayatının her safhasında ilim‐
le u ğraşmı
ştı
r. Hayatı
nda Kurʹân‐ı
Kerîmʹi uy‐ gulayan biriydi. Allahʹın rızasına nail olmak için çalışmıştır. Hiçbir kimsenin gı yabında bir şey söyledi ğine şahit olmadım. Allah yolunda şehit olarak kabul ediyoruz.ʹʹ [19, 23]
Prof. Dr. Ali AKYÜZ (Marmara Üniversite‐si, İ lahiyat Fakültesi, Hadis Anabilim Dalı Başkanı ): “15‐20 yıllık mesai arkadaşlı ğımız sü‐resince Hoca’nın öfkeli olup da birini kırdı ğını , hiç dedikodu yaptı ğını görmedim. Bugün maale‐
sef bütün İ slam dünyası
nı
n hastalı
klı
oldu ğu bir konudur. Ben onun a ğzından falan hakkında ko‐nuşurken bir söz söyledi ğine, bir katkıda bulun‐du ğuna şahit olmadım. Bir insanın erdemli ol‐ması açısından bu çok önemlidir.” [23]
Prof. Dr. İ hsan Süreyya SIRMA ( İ slâm Ta‐rihi Uzmanı ): “Yurtdışı doktora sınavını kazan‐mış , Fransa’ya gönderilmiştim. Benim gibi dok‐tora sınavını kazanmış olup, Fransa’ya gönde‐rilmiş olan başka ö ğrenciler de vardı. Paris’te Alliance Française denen dil okulunda Fransız‐ca’yı ö ğrenmeye çalışı yordum… Ve bir gün, ders arası sohbetleri sırasında, benim gibi Türkiye’den gelmiş olan, İ slâmî ilimlerde doktora yapacak olan birisiyle tanıştım. Benden dört yaş büyük olan bu ö ğrencinin adı , İ brahim Canan’dı… İşte onun‐la gurbet diyarında, Paris’in meşhur Luxembourg Bahçesi’ne bakan bu dil okulunda tanıştım. Ve 14 Ekim 2009 günü Allah’ın rahmetine kavuştu‐ ğu güne kadar irtibatımız hemen hiç kopmadı. [28]
Prof. Dr. Ali Rıza ABAY (Yalova Üniversi‐
tesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü): “Yol boyunca 3 saat dolu dolu sohbetimiz oldu. Çok güzel şeyler paylaştık hocamla. Akademik hayattan dünya işlerine kadar hemen hemen her konudan bahsettik. Bir nokta var ki, o beni hüzün‐lendirdi. Ona dedim ki; ʹHocam, bu kadar kitap yazdınız nasıl zaman buldunuz?ʹ Bana, ʹBir tayy‐i mekân var, bir de Allahʹın zaman içinde zaman oluşturması vardır. Ben kitapları yazmak için oturdu ğumda sanki Cenâb‐ı Hak bana artı bir
zaman veriyor. O artı zaman içerisinde bunları yapı yorum gibi geliyor.ʹ demişti. Bu akademik
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 13/14
Bir ilim ve edep âbidesi: İbrahim Canan Bey
Number 33, 2012 13
hayatına bu kadar eser sı ğdırabilmesinin hikmeti demek ki buymuş. Bir âlimin ölümünün bir âle‐min ölümü oldu ğu gerçe ğini hoca bize göstermişoldu.ʺ [16]
Prof. Dr. M. Hüsrev SUBAŞI (Marmara Üni‐versitesi İ lahiyat Fakültesi İ slam Sanatlar ı Anabilim Dalı Ö ğ retim Üyesi ve Hattat): “Canan, hadis külliyatına, günün problemlerine çözümler bulma penceresinden bakabilen ve Hz. Muhammedʹin sözlerini günümüze taşı yan de ğer‐li bir bilim adamıdır. Ayrıca, insan olarak da, bir ömür boyunca ö ğrencilerine anlattıklarını kendi de yaşayan, kendisiyle ve çevresiyle barışık, ör‐nek bir insandı.” [22]
Prof. Dr. Ahmet YÜCEL (Marmara Üniver ‐sitesi, İ lahiyat Fakültesi, Ö ğ retim Üyesi): “Uzun zamandır görüşememiştik. Dün gece rü‐ yamda görmüştüm. Yeni kitabım için “hayırlı olsun!” diyordu. Kitabımı okumuş gibiydi. ʹKeş‐ke şu kaynaklara da baksaydınʹ dedi. Sabah kalk‐tı ğımda ölüm haberini aldım, şok geçirdim. Ho‐camız için insan ilişkileri çok önemliydi. Ö ğren‐cileri ve meslektaşları ile iyi ilişkiler içerisindey‐di.” [26]
Hasan CANDAN (E ğ itimci): “Peygamber Efen‐dimizʹin hayatında okudu ğu her şeyi kendi haya‐tına uygulayan bir insandı. Kurʹân ve hadisteki her şeyi birebir uyguluyordu. 69 yaşında olma‐sına ra ğmen dinamik biriydi.ʺ [17]
Sonuç
Ömrünü ilme ve insanlığa hizmete adayan Prof. Dr. İ brahim Canan, dünyaya âdetâ ilim yapmaya gelmiş gibi yaşar. “İnsan nasıl ya‐
şarsa öyle ölür” dedirtircesine de yine bir konferans dönüşü ayrılır aramızdan. O, bek‐lenmedik vefatıyla, hayatla ölüm arasında mesafenin olmadığını , bir anda insanın âhi‐rete geçebileceği gerçeğini göstermekle, in‐sanlara etkili bir hatırlatmada bulunur.
Abdullah Aymaz, 16 Ocak 2011 tarihli “Za‐man Gazetesi”ne yazdığı köşe yazısında, İ b‐rahim Canan hakkında görülen bir rüyayı kaleme alır. Prof. Dr. Suat Yıldırım vasıtasıy‐
la kendisine ulaşan ve İ brahim Adem Beyʹin gördüğü manidar rüyayı , kendi ağzından
şöyle aktarır: “Geçen kandilde, rüyamda İ b‐rahim Canan hocamızı gördüm. Bizim Ka‐mil Beyʹle beraber ziyaretine gitmişiz. Bizi, elinde kalın bir kitapla, büyük bir salonda
karşı
ladı
. Boynuna çok güzel bir kaşkol bağ‐lamış ve elinde bir kitap, salonun ortasında duruyordu... Salon çok büyük; dört duvarı da yerden tavana kadar kitaplarla dolu. Yer‐ler tüylü füme bir halıyla kaplı , dört bir taraf kitaplık. Salon malikâne salonu gibi çok ge‐niş , çok yüksek ve geniş bir kapısı var. Ka‐pıdan başka bütün duvarları kitaplarla dolu, büyük bir kütüphaneye benziyor. Salonun ortasında geniş bir masa var; üzeri yine kitap‐larla dolu. O salondan başka yan tarafta da salonlar var; onlar da kitaplarla dolu. ‘Ken‐dimi burada inzivaya çektim; sadece ilmî ça‐lışmalarla ve kitaplarla meşgul oluyorum. Burası tam aradığım yer; her türlü kaynak kitap var ve çok sakin, ne gelen giden, ne ara‐yan soran var. Tamamen kitaplarla baş başa‐yım ve ilmî çalışmalara kendimi vermiş du‐rumdayım. Telefon da yok, konferanslara da gitmiyorum. Bir yere çağıran da yok, kafam burada çok rahat; hiçbir yoğunluğum yok;
sadece kitaplarla ve ilmî çalışmalarımla meş‐gulüm.ʺ diyor. Kamil Beyʹe; ‘Sen nereden geldin?’ diye soruyor. Kamil Bey, ‘Güney Af‐rikaʹdan geldim.’ diyor. O da, ‘Afrikaʹda ile‐ride çok büyük hizmetler olacak; biz burada şimdiden o hizmetlerin kitabını yazıyoruz.’ diyor. ‘Buradan dışarıya hiç çıkıyor musu‐nuz?’ diye sordum. ‘Hayır, geldiğimden be‐ri hiç çıkmadım; arayan soran da olmadı; ge‐len de olmuyor. Aslında çıkmaya da hiç ih‐
tiyaç duymadı
m; dı
şarı
dan da uzun süredir bir haberim yok. Kendimi tamamen burada kitaplara verdim; hiç aklıma gelmiyor dışa‐rısı. Ama sadece kızlarımdan haberim olu‐yor, ona müsaade ediyorlar. Onların haber‐lerini alıyorum.’ diyor. [2]
Suat Yıldırım’ın, bu rüyanın âdetâ bir şerhi mahiyetindeki şu açıklamaları da büyük önem taşıyor: “Bana öyle geliyor ki berzah âlemin‐de de, bir şekilde faaliyetine devam etmek‐
tedir. Nahiv ilmi öğrenirken vefat eden bir medrese talebesine kabirde Münker ve Ne‐
7/31/2019 İbrahim Canan
http://slidepdf.com/reader/full/ibrahim-canan 14/14
Ömer Okumuş, Setter Durmaz
JOURNAL OF QAFQAZ UNIVERSITY Philology and Pedagogy 14
kir gelip: “Men Rabbüke?” (Rabbin kim?) diye sorunca: “Men” mübteda, “Rabbüke” ise onun haberidir. Sormak istiyorsanız bari daha zor bir sual sorunuz” diye cevap ver‐
diği söylenir. Hükmen şehit olan o talebe, hayatının devam etmekte olduğunu bildiğin‐den böylece o melekleri tebessüm ettirdiği gibi, yorulmaz bir ilim tâlibi olan İ brahim Canan’ın da benzeri bir tecellîye mazhar ola‐rak rahmet‐i ilâhiyyeyi tebessüme getirme‐si uzak bir ihtimal değildir. [30: 5]
İ brahim Canan Bey, kendisi öldü; ama bu kubbede hoş bir sadâ bıraktı. O, göz doldu‐ran hayatıyla, eserleriyle, proje ve faaliyetle‐
riyle hâlâ gönüllerde yaşamaya devam edi‐yor.
Vefatla kapanmayan üç hayır kapısından hepsinde eserler bırakan bu güzel insanı Rab‐ bimiz rahmetine gark etsin ve bu önemli pro‐ jelerinin hayata geçirilmesini de rahmetiyle lutfetsin. [30: 7]
Ruhu şâd, makamı Cennet olsun!
KAYNAKÇA
1. ARSLAN, Yüsra Mesude; “Prof. Dr. İ brahim Ca‐nan: ‘Müslümanʹın Emekliliği Ölümledir.’ ”Yağ‐mur Dergisi, Sayı: 46, Ocak‐Şubat 2010, http:// www.yagmurdergisi.com.tr/archives/konu/prof‐dr‐ibrahim‐canan‐muslumanin‐emekliligi‐olum ledir, 18.04.2012 tarihinde erişildi.
2. AYMAZ, Abdullah; “Canan Hocamızdan”, Za‐man Gazetesi, 16 Ocak 2011, http://www.zaman. com.tr/yazar, 18.04.2012 tarihinde erişildi.
3. CANAN, İ brahim; Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye , Akademi Yayınları , İstanbul, 2008, 640 sf.
4. CANAN, İ brahim; İ slâm’da Çevre Sa ğlı ğı , Cihan
Yayınları , İstanbul, 1986, 144 sf. 5. CANAN, İ brahim; Allahʹın Çocuklara Bahşetti ği
Haklar , Timaş Yayınları , İstanbul, 2001, 204 sf.
6. CANAN, İ brahim; Hadis Ansiklopedisi: Kütüb‐i Sit‐te , cilt, 1, Akçağ Yayınları , Ankara, 1988, s.: VII‐XIII.
7. CANAN, İ brahim; Kur’ân’da Çocuk E ğitimi , Nesil Yayınları , İstanbul, 1996, 219 sf.
8. CANAN, İ brahim; Peygamberimizin Okuma Yazma Seferberli ği ve Ö ğretim Siyaseti , Akademi Yayın‐ları , İstanbul, 2006, 162 sf.
9. CANAN, İ brahim; Peygamberimizin Tebli ğ Metot‐ları , c. 1, Nesil Yayınları , İstanbul, 1998, 384 sf.
10. CANAN, İ brahim; Peygamberimizin Tebli ğ Metotları , c. 2, Nesil Yayınları , İstanbul, 2002, 292 sf.
11. CANAN, İ brahim; Rasûlullahʹa Göre Ailede ve Okul‐da Çocuk Terbiyesi , Cihan Yayınları , İstanbul, 1997, 211 sf.
12. CANAN, İ brahim; Sulh Çizgisi , T.Ö.V. Yayınevi, İzmir, 1985, 162 sf. 13. CANAN, İ brahim; Vakti En İ yi De ğerlendirme (İ s‐
lam’da Zaman Tanzimi) , Cihan Yayınları , İstanbul, 1997, 148 sf.
14. ERASLAN, Sibel; “İ brahim Canan Canan’ına Uç‐tu”, Haber Vaktim, 16.10.2009, http://www.haber vaktim.com/yazar/18350/ibrahim_canan_cananina_uctu.html, 18.04.2012 tarihinde erişildi.
15. GÜLEN, Fethullah; Çekirdekten Çınara, Nil Yayınları , İstanbul, 2002, 200 sf.
16. http://haber5.com/guncel/dostlari‐ibrahim‐canani‐
anlatti, 25.04.2012 tarihinde erişildi. 17. http://www.ilahisevda.com/forum/index.php?to
pic=13808.0;wap2, 25.04.2012 tarihinde erişildi. 18. http://www.ilahiyathaber.com/haber.php?haber
_id=1697, 18.04.2012 tarihinde erişildi. 19. http://www.kure.tv/haber/676‐haber‐ belgesel/ali
min‐olumu‐alemin‐olumu‐ibrahim‐canan/1‐Bolum/ 49730/, 25.04.2012 tarihinde erişildi.
20. http://www.milligazete.com.tr/haber/ibrahim‐ca nan‐yemek‐parasiyla‐kitap‐almis‐191707.htm 25. 04.2012 tarihinde erişildi.
21. http://www.mumsema.com/risale‐i‐nur‐kulliyati/
97861‐esi‐zarife‐canan‐ibrahim‐canani‐anlatiyor. html, 25.04.2012 tarihinde erişildi. 22. http://www.samanyoluhaber.com/gundem/Prof‐
Dr‐Ibrahim‐Canan‐vefat‐etti‐‐/321636/, 25.04.2012 tarihinde erişildi.
23. http://www.sonpeygamber.info/calisma‐arkadas lari‐ve‐ogrencileri‐canan‐i‐anlatiyor, 25.04.2012 tarihinde erişildi.
24. http://www.sonpeygamber.info/prof‐dr‐ibrahim‐canan‐in‐eserleri, 18.04.2012 tarihinde erişildi.
25. http://www.youtube.com/watch?v=cirvAqvp8gw, 25.04.2012 tarihinde erişildi.
26. http://www.zaman.com.tr/yazdir.do?haberno=903566, 25.04.2012 tarihinde erişildi.
27. KIVANÇ, Taha; “Eğitim ve Öğretime Dair”, Za‐man Gazetesi, 17 Nisan 1996.
28. SIRMA, İhsan Süreyya; “İ brahim Canan da Göçtü Dâr‐ı Bekâya”, Yeni Şafak Gazetesi, 18.10. 2009 http://yenisafak.com.tr/Yorum/?t=18.10.2009&i=217478, 25.04.2012 tarihinde erişildi.
29. TOKAK, Harun; “Sevdik Seni ʹCananʹ Diye Sev‐dik”, Yeni Şafak Gazetesi, 24.10.2010 Pazar, http: //yenisafak.com.tr/yazarlar/?i=24591&y=HarunTokakPazar, 18.04.2012 tarihinde erişildi.
30. YILDIRIM, Suat; “Canan ki Bir Melekti, Uçtu”, Yeni Ümit Dergisi, Sayı: 87, Yıl:23, Ocak‐Şubat‐Mart 2010.