kamu emekçileri bülteni-2011 mart

24
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz! Aylık bülten * Sayı 38 Mart 2011 k k amu e e mekçileri b b ülteni M K Torba Yasa’nın mecliste görüşüldüğü günlerde, sermayenin AKP eliyle Ekim 2009 tarihinden itibaren Ulusal İstihdam Stratejisi (UİS) adı altında yürüttüğü çalışmaların belgeleri kamuoyuna yansıdı. Ulusal İstihdam Stratejisi’ni kavramak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda yapılmak istenen değişikliklerin hedeflerini anlamak açısından büyük önem taşıyor. Kapitalist dünya düzeninin 1970’lerden bugüne içine düştüğü yapısal krizleri aşma çabası içerisinde uygulamaya koyduğu neo-liberal politikalar, dünya ölçeğinde emek-sermaye kutuplaşmasının hızla gelişmesine yol açtı. Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku’nun çöküşü ile yeni pazarların açılması ölçüsünde nefes alan kapitalist dünya sistemi, yıllar boyunca faturasını işçi ve emekçilere ödeterek krizleri yönetmeyi başarabildi. Kapitalist dünya sistemi krizleri yönetmeyi başarabilse de, yapısal sorunlarını aşmaya muktedir değildir. Çünkü krizler bizzat kapitalist düzenin kendi yapısal özelliklerinin, özel mülkiyete dayalı üretim tarzının doğal ürünüdürler. Bugün gelinen noktada ise sermayenin krizleri yönetme olanakları da tükenmektedir. ABD’de patlak veren 2008 krizi, Yunanistan’dan başlayan ve tüm Avrupa’yı etkisi altına alan sınıf mücadelelerine kaynaklık ederken, servet- sefalet kutuplaşmasının ağır bir biçimde yaşandığı birçok Ortadoğu ülkesinde ayaklanmalara ve diktatörlüklerin sarsılmasına yol açtı. Uluslararası sermayenin ise giderek yaygınlaşan krizi aşmak için servet-sefalet kutuplaşmasını daha da büyütecek neo- liberal politikaları hayata geçirmekten başka şansı bulunmuyor. Ulusal İstihdam Stratejisi de özü itibariyle bu politikaların istihdam alanına yöneltilmiş biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Ulusal İstihdam Stratejisi, “istihdamın artırılması ve işsizliğin azaltılması” kavramı ile sunuluyor. Bu hedef doğrultusunda yapılmak istenen ise güvenceli istihdamın ortadan kaldırılarak, kısa süreli ve esnek- kuralsız çalışma modellerinin yaygınlaştırılması olmaktadır. Böyle bir çalışma modelinin yaygınlaşması ölçüsünde ise örneğin bir ay içerisinde birkaç gün veya parça başı vb. çalışanlar işsiz kategorisinden çıkmış ve istihdamdaki yerini almış oluyor! İşgücü piyasasının esnekleştirilmesi temelde işgücü maliyetlerinin düşürülmesi hedefine bağlı olarak ortaya konulan istihdam modellerini kapsıyor. Bu ise düzenli bir iş olanağının ortadan kaldırılması, gelir düzeyinin düşmesi, sosyal haklardan yoksunluk ve ‘öteki dünyada’ emeklilik anlamına geliyor. Bugün işçilerin önemli bir bölümü düşük ücretle ve kölece çalışma koşulları altında çalıştırılırken, UİS ile bu koşulların www.sosyalistkamu.com [email protected] Sermayenin istihdam stratejisi ve yeni saldırı dalgası

Upload: sosyalist-kamu-emekcileri

Post on 24-Mar-2016

225 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

TRANSCRIPT

Page 1: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

Mart 2008 H Sayı 25 He-mail: [email protected]

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!

Aylık bülten * Sayı 38 Mart 2011

kkamu eemekçileri bbülteni

M K

Torba Yasa’nın mecliste görüşüldüğü günlerde,sermayenin AKP eliyle Ekim 2009 tarihinden itibarenUlusal İstihdam Stratejisi (UİS) adı altında yürüttüğüçalışmaların belgeleri kamuoyuna yansıdı. Ulusalİstihdam Stratejisi’ni kavramak, 657 sayılı DevletMemurları Kanunu’nda ve 4688 sayılı KamuGörevlileri Sendikaları Kanunu’nda yapılmak istenendeğişikliklerin hedeflerini anlamak açısından büyükönem taşıyor.

Kapitalist dünya düzeninin 1970’lerden bugüneiçine düştüğü yapısal krizleri aşma çabası içerisindeuygulamaya koyduğu neo-liberal politikalar, dünyaölçeğinde emek-sermaye kutuplaşmasının hızlagelişmesine yol açtı. Sovyetler Birliği ve DoğuBloku’nun çöküşü ile yeni pazarların açılmasıölçüsünde nefes alan kapitalist dünya sistemi, yıllarboyunca faturasını işçi ve emekçilere ödeterek krizleriyönetmeyi başarabildi. Kapitalist dünya sistemi krizleriyönetmeyi başarabilse de, yapısal sorunlarını aşmayamuktedir değildir. Çünkü krizler bizzat kapitalistdüzenin kendi yapısal özelliklerinin, özel mülkiyetedayalı üretim tarzının doğal ürünüdürler. Bugün gelinennoktada ise sermayenin krizleri yönetme olanakları datükenmektedir. ABD’de patlak veren 2008 krizi,Yunanistan’dan başlayan ve tüm Avrupa’yı etkisi altınaalan sınıf mücadelelerine kaynaklık ederken, servet-sefalet kutuplaşmasının ağır bir biçimde yaşandığıbirçok Ortadoğu ülkesinde ayaklanmalara vediktatörlüklerin sarsılmasına yol açtı. Uluslararasısermayenin ise giderek yaygınlaşan krizi aşmak içinservet-sefalet kutuplaşmasını daha da büyütecek neo-liberal politikaları hayata geçirmekten başka şansıbulunmuyor. Ulusal İstihdam Stratejisi de özü itibariylebu politikaların istihdam alanına yöneltilmiş biçimi

olarak karşımıza çıkıyor.Ulusal İstihdam Stratejisi, “istihdamın artırılması ve

işsizliğin azaltılması” kavramı ile sunuluyor. Bu hedefdoğrultusunda yapılmak istenen ise güvenceliistihdamın ortadan kaldırılarak, kısa süreli ve esnek-kuralsız çalışma modellerinin yaygınlaştırılmasıolmaktadır. Böyle bir çalışma modelinin yaygınlaşmasıölçüsünde ise örneğin bir ay içerisinde birkaç gün veyaparça başı vb. çalışanlar işsiz kategorisinden çıkmış veistihdamdaki yerini almış oluyor! İşgücü piyasasınınesnekleştirilmesi temelde işgücü maliyetlerinindüşürülmesi hedefine bağlı olarak ortaya konulanistihdam modellerini kapsıyor. Bu ise düzenli bir işolanağının ortadan kaldırılması, gelir düzeyinindüşmesi, sosyal haklardan yoksunluk ve ‘ötekidünyada’ emeklilik anlamına geliyor. Bugün işçilerinönemli bir bölümü düşük ücretle ve kölece çalışmakoşulları altında çalıştırılırken, UİS ile bu koşulların

[email protected]

Sermayenin istihdam stratejisi ve

yeni saldırı dalgası

Page 2: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

2 - www.sosyalistkamu.com

daha çok yaygınlaştırılması ve esnek çalışmamodellerinin genişletilmesi amaçlanmaktadır.Sermayenin istihdam stratejisinin özünün işgücümaliyetlerinin düşürülmesi olduğunu belirtmiştik. Bununbir yanında çalışma yaşamının esnekleştirilmesi-kuralsızlaştırılması bulunurken, öte yanında ise sosyalhakların gaspı bulunmaktadır. Bu kapsamda işçilerinkıdem tazminatlarına göz dikilmekte, bölgesel asgariücret uygulamasına geçilmek istenmektedir.

4688 Değişiklik Tasarısı ve TopluSözleşme aldatmacası

Bir yandan işgücü piyasasının esnekleştirilmesinedönük adımlar atılırken, öte yandan ise sendikal haklarailişkin düzenlemelere gidiliyor. Kısmi zamanlı,sözleşmeli, taşeron vb. çalışma biçimleri, toplu sözleşmehakkını ve sendikal örgütlenme olanaklarını ortadankaldırırken, sendika kanunlarında yapılması düşünülendeğişiklikler “demokratikleşme” adımları olaraksunuluyor. Bu değişikliklerin bir yanında ise kamuemekçilerine “toplu sözleşme” hakkı(!) verilmesibulunuyor. Grev hakkı içermeyen ve 10 yıldır uygulanantoplu görüşme oyununun süslenerek yeniden sunulmasıanlamına gelen “toplu sözleşme”nin “toplu görüşme”dentek farkı ise son karar merciinin uzlaştırma kuruluolması. Grev hakkı olmaması nedeniyle hiçbir yaptırımgücü bulunmayan ve bir orta oyunundan ibaret olan“toplu sözleşme” hakkı demokratikleşme olaraksunuluyor. Fakat yapılmak istenen düzenlemelerin püfnoktası bunlar değil. Esas olarak kamuda iş güvencesininortadan kaldırılması, kamu kurumlarının tasfiyesi veesnek çalışma saldırısının zemini döşenmek isteniyor.

Sermaye iktidarı, kamu emekçilerine toplu sözleşmehakkı tanıma iddiası ile yıllardır kucağında besleyipbüyüttüğü güdümlü sendikaları güçlendirmek, KESK’ebağlı sendikaların gücünü kırmak istemektedir.Göstermelik toplu sözleşme hakkını bile KESK’i üçüncükonfederasyon durumuna geriletmeyi başardığı birdönemde gündeme getirmektedir. Küçük bir işkoludışında KESK’in yetkili olduğu hiçbir işkolu kalmamış,5 işkolunda Memur Sen ve 5 işkolunda ise Kamu Sen’ebağlı güdümlü sendikalar en çok üye kaydetmişsendikalar durumuna getirilmiştir. Yıllardır KESK’ekarşı uygulanan politikalar, karşı-propagandalar,soruşturmalar ve gözaltılar, KESK’in fiili-meşrumücadele çizgisini yitirmesiyle birleşince sonuçlarını

vermiş, gerici sendikalar devletin sunduğu her türlüolanağa yaslanarak palazlanmışlardır. “Toplu Sözleşme”düzenlemesindeki amaç ise KESK’i tümüyle ortadankaldırmak, terbiye etmek ve kamu emekçilerinigüdümlü-gerici sendikalara mahkum etmektir. Sermayeiktidarı, yapmaya hazırlandığı düzenleme ile toplusözleşme hükümlerinden yararlanabilmek için yetkilisendikalara üye olmayı ya da dayanışma aidatı ödemeyişart koşmak istemektedir. Bunun anlamı, üç kuruşlukzamdan yararlanabilmek için bile Kamu Sen ve MemurSen’e bağlı sendikalara üye olmak ya da dayanışmaaidatı ödemektir. Sermaye iktidarı umduğunu bulursaişte bu yolla KESK’i daha da bitirmeyi, devlet beslemesisahte sendikaları güçlendirerek kamuya dönükamaçlarını gerçekleştirmek için sütliman bir ortamyaratmayı amaçlamaktadır. Bunu başardığı ölçüde işgüvencesini adım adım ortadan kaldıracak, kamununtasfiyesini hızlandıracak ve esnek çalışma biçimleriniyaygınlaştıracaktır.

4688 sayılı yasada yapılmak istenen değişiklikler,2008 toplu görüşmelerinde performans sistemine imzaatan Kamu Sen ve Memur Sen’in, neden Torba Yasakarşısında kuru gürültü dışında hiçbir fiili karşı koyuşgöstermediklerini de anlaşılır kılmaktadır. Dahasıhükümet ortağı gibi davranan Memur Sen, Torba Yasakarşısında tutum almak şöyle dursun, yasadakigöstermelik düzenlemeleri müjde olarak sunmaktan dageri durmamıştır. Bu güdümlü ve sahte sendikalarıntutumlarının ne anlama geldiğini anlamak ve bilinceçıkartmak tüm kamu emekçileri açısından büyük önemtaşımaktadır. Saltanatlarını devlet güdümünde sürdürenbu sendikalar, yapılacak düzenlemeler ile hiç terdökmeden yüzbinlerce kamu emekçisini üye yapma veaidat toplama hesabındadırlar. Kuşkusuz sermayeninhesabı bundan ötedir. Sermaye sınıfı ve iktidarı, budeğişiklikler ile KESK’in gücünü kırarak, elleriylebesledikleri bu sahte sendikalar eliyle kamununtasfiyesine dönük politikalarını sorunsuzca hayatageçirmeyi ummaktadır.

Sermayenin AKP eliyle yürüttüğü saldırı politikaları,KESK’in gücünü kırabildikleri ölçüde hayat bulmayadevam edecek ve 657 sayılı yasada yapılmak istenendeğişiklikler hızla geçecektir. Kamu emekçilerisermayenin bu sinsi planını görmeli, “toplu sözleşme”aldatmacasına kanmamalı, KESK’e bağlı sendikalardabütünleşerek örgütlülüklerine sahip çıkmalıdırlar.

Sosyalist Kamu Emekçileri

Page 3: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

www.sosyalistkamu.com - 3

Sosyalist Kamu Emekçileri olarak uzun zamandırsendikalarda devrimci temellerde bir dönüşümünzorunluluğuna vurgu yapıyor, genel kurullara ilişkin iseiki temel nokta üzerinden belirlediğimiz temelhedeflerimizi, bulunduğumuz veya ilişki kurabildiğimizsendikalara taşımaya çalışıyoruz. Bu hedeflerden ilki hakalma ve saldırıları püskürtme potansiyeli taşımayanprotestocu eylem tarzının ve uzlaşmacı-diyalogcusendikal çizginin aşılarak kapsamlı ve hedefli birmerkezi mücadele programının oluşturulması, ikincisi isesendikalarda bürokratik yapının aşılarak geniş katılımlıorganların karar organı olarak işletilmesi ve bununtüzüksel güvence altına alınmasıdır.

İzlediğimiz ve katıldığımız şube genel kurullarındamevcut mücadele çizgisi ve bürokratik yapıdan önemlioranda rahatsızlık duyulduğunu, hemen her şube genelkurulunda kürsülerde yapılan konuşmalar veya verilenönergelerle bu rahatsızlıkların dile getirildiğinigözlemliyoruz. Ne var ki, genel kurul kürsülerinikullanan, çoğunluğu farklı sendikal gruplar içerisinde yeralan ve eleştirilerini kürsüden yüksek sesle dile getirenkadroların öngörüleri örgütlü bir hedef durumunayükselemiyor. Bunun gerisinde ise sendikal gruplarınbüyük oranda yönetimlerin belirlenmesine indirgenmişbakış açılarının şube genel kurulları üzerinde oluşturduğuatmosfer bulunuyor. Yönetim koltukları üzerindenşekillenen ittifak ilişkileri ve ayrışmalar, sendikalarıngerçek ihtiyaç ve sorunlarının tartışılma zeminlerinitahrip ediyor.

Genel Kurul süreçlerine ilişkin olarak kimi sendikalgruplarca “aşırı merkezileşme-bürokratikleşme”, “fiili-meşru mücadele çizgisinden kopma” eleştirilerigetirilmesine karşın, halihazırda bu eleştirilerin -ajitatifsöylemleri bir yana bırakırsak- somut öngörüler biçimineulaşmadığını, mevcut öngörülerin ise sınırlı bir hedefiaşmadığını görüyoruz. Bizler ise her platformdasendikaların yapısal sorunlarına ilişkin somutöngörülerimizi tartışmaya ve tartıştırmaya çalışıyoruz. Buçabanın bir parçası olarak da, bu sayımızdan itibarensendikaların yapısal sorunlarına ilişkin öngörülerimizikapsamlı bir biçimde işlemeye çalışacağız.

Bürokratik merkezi yapının aşılması vekurullara dayalı yapılanma

“Bürokratizm” kamu emekçileri hareketinde sondönemde yoğun bir eleştiri konusu haline gelmişbulunmaktadır. Sendikalar özü itibariyle 4688 sayılıyasanın belirlediği zorunlu organlar eliyle yönetilmekte,bu durum karar süreçlerinin aşırı derecedemerkezileşmesi olgusunu doğurmaktadır. 7 kişilikMerkez Yönetim Kurulu, tüm sendikalarda genel kurulsonrası en üst ve yetkili organ durumundadır. Bu durumsendika üye ve kadrolarını karar süreçlerinin dışınaitmekte, taban dinamiklerinin tahrip olmasına yolaçmakta, alınan kararların tabanla buluşmasınısınırlandırmaktadır. İşyerlerinden ve şubelerden başlayantartışmalar üzerinden bir mücadele hattınınoluşturulmaması, günübirlik ve hedefsiz eylemkararlarına yol açmakta, süreçler doğru tahliledilememekte ve kaçırılmaktadır.

Burjuva parlamentolarında bile biçimsel de olsayasama ve yürütme yetkisi ayrı ellerde toplanmışken,emek örgütü olan sendikalarda tüm yetkilerin MYKelinde toplanmış olması şaşılası bir durumdur. Öteyandan bürokratik yapılanmanın bir başka örneği deBaşkanlar Kurulu (BK) oluşumudur. Bu kurul danışma

Sendikalarda Yeniden Yapılanma Sorunları Üzerine-1

Page 4: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

4 - www.sosyalistkamu.com

kurulu olarak işlev görse de şube başkanlarındanoluşmakta ve iki genel kurul arası dönemde değişmeyen-kalıcı bir kurul olarak işlemektedir.

Sendikaların hemen hepsinde (Eğitim Sen’de yok)Merkez Temsilciler Kurulu (MTK) gibi oluşumlarbulunmaktadır. Ne var ki bu oluşumlar karar organıolarak değil danışma organı biçiminde işlemekte,toplantıları geç yapılmakta, kimi sendika tüzüklerinde iseyılda bir kez toplanması öngörülmektedir.

Sendikalarda öncelikle bürokratik işleyiş ortadankaldırılmalı ve karar alma süreçleri yenidenyapılandırılmalıdır. Bu kapsamda MTK genel kurulsonrası en üst karar organı olarak tanımlanmalı veişletilmeli, BK oluşumu kaldırılmalı, MYK yürütmeorganına dönüştürülmelidir. Kuşkusuz bu MYK’yıbütünüyle karar almada yetkisiz kılmak anlamınagelmemektedir. Gündelik gelişmeler karşısında MYK’yakarar alma yetkisi verilmek durumundadır. Ancak uzunvadeli mücadele programlarının ve eylem takvimlerininoluşturulmasında, mücadele perspektifininbelirlenmesinde MTK temel alınmalı ve MYK dagündemle ilgili öngörülerini MTK’ya taşımalıdır. MTKüç ay gibi kısa aralıklarla toplanmalı, doğal üyelerdışındaki üyeleri, yani şubelerden katılacak kurul üyeleriher toplantı öncesinde yeniden belirlenmelidir.

MYK’ların yürütme, MTK’ların karar organınadönüştürülmesi talepleri karşısında çoğunlukla “zorunluorganların yetkileri devredilemez” denilerek 4688 sayılıyasa engeli çıkartıldığı bilinmekte, bu türden taleplerkarşısında 4688, demoklesin kılıcı gibi kullanılmaktadır.Oysa bu tümüyle bir yanılgıdır. Sendikanın zorunluorganları 4688 sayılı yasada tanımlanmakla birlikte, kararsüreçlerinin nasıl işletileceği konusunda yasanın getirdiği

bir sınırlama yoktur. Sınırlama tümüyle kafalarda veniyetlerdedir. Üstelik kimi yönleriyle sahte yasa sendikatüzüklerinden daha ileri hükümler taşımaktadır.Çoğunlukla şube genel kurulları delegelerle yapılırken,4688 sayılı yasada üye sayısı 500’e kadar olan şubelerdegenel kurulların üyelerle yapılması öngörülmektedir.Zorunlu organlara ilişkin olarak ise yasada “görev veyetkilerini” devredemeyecekleri belirtilmekte, buorganların görev ve yetkileri konusunda ise 2821 sayılıSendikalar Kanunu’nun hükümlerinin geçerli olacağıbelirtilmektedir. 2821 sayılı kanunda ise yönetimkurulunun devredemeyeceği yetkileri ise karar almasüreçlerine ilişkin değil, sendikanın temsili, gelir-giderhesaplarının tutulması vb.dir. Anlaşılacağı üzeresendikanın geniş tabanlı organlarının karar organlarıolarak tanımlanmasının ve MYK’ların bu kararlarıuygulamakla yükümlü kılınmasının önünde yasal birengel de yoktur. Kaldı ki, böyle bir engel bulunsaydı bileyasal engelleri aşmanın binbir yolu varken buna sığınmakolsa olsa bürokratik merkeziyetçiliğe burjuva yasalardadayanak aramak anlamına gelir.

Peki MTK’lar nasıl karar alacak? Kimi sendikalardaMTK karar organı olarak görülse de, mevcut MTKdeneyimleri bu organların karar alabilecek biçimdeişletilmediğini göstermektedir. Genel olarak şuberaporlarının okunması, MTK üyelerinin konuşması veMYK’nın eleştirilere yanıt vermesi biçimindeişletilmektedir. En iyi durumda eteklerdeki taşlarıdökmekten öteye geçilememektedir. MTK’nın kararorganı olarak işletilebilmesi için bu işleyiş tarzına sonverilmeli, MTK toplantısının en az bir günü şubelerdengelen öneri ve önergelerin tartışılarak kararabağlanmasına ayrılmalıdır. MTK gündemleri birkaç ayöncesinden şubelere iletilmeli, işyerlerinde ve şubetemsilci kurullarında tartışılarak, şubelerde oluşanöneriler ve kararlaştırılan önergeler MTK’ya taşınmalıdır.Bu işleyiş tarzı, sendika tüzüklerinde de tanımlanmalıdır.

Sendikalarda geniş tabanlı kurulların karar organlarıdurumuna getirilmesi, alınan kararların geniş tabanayayılmasına ve sendika kadrolarında sorumluluk veaidiyet duygusunun gelişmesine katkı sunacak,merkeziyetçi yönetim algılayışının getirdiği sorun vesıkıntıların aşılmasında önemli bir rol oynayacaktır.Kuşkusuz tüzüklerde bu yönde değişikliklere gidilmesikendi başına yeterli değildir. Bu aynı zamanda buorganları layıkıyla işletmeye yönelmiş bir iradeyi degerektirmektedir.

Page 5: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

www.sosyalistkamu.com - 5

KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık ÇalışanlarıSendikası(BTS)’nın 5. Olağan Genel Kurulu 5-6 Marttarihlerinde TCDD Genel Müdürlüğü KonferansSalonu’nda yapıldı. 2855 üyesi bulunan BTS, üye sayısıbakımından ulaştırma hizmet kolunda üçüncü sendikadurumunda bulunuyor.

Divanın oluşturulması ile başlayan genel kurulda,saygı duruşu sonrasında BTS’nin ve kamuemekçilerinin mücadelelerinden kareler sunansinevizyon gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından açılışkonuşmasını BTS Genel Başkanı Yunus AKIL yaptı.Akıl yaptığı konuşmada “kapitalist moderniteyitanımlamadan verilecek tüm mücadele ona hizmeteder” derken Mısır, Tunus ve Libya’da yaşanangelişmelere de değindi. AKP hükümetini teşhir ettiğikonuşmasında, Kürt sorununda samimiyetsiz olduğunuve Kürt siyasetçilerinin tutuklandığını söyleyerekAKP’nin demokratikleşme aldatmacasına değindi.AKP’nin öğrenci sorunlarını jaguarlı öğrencilerlegörüştüğünü ifade eden Akıl, sözde Ergenekonlahesaplaşıyor görüntüsü altında AKP’nin kendi derindevletini kurmakta olduğunu söyledi. Kamuya dönüksaldırılara da değindiği konuşmasında taşeronlaştırmasaldırısının hızlandığına vurgu yaptı.

BTS Genel Başkanı Yunus AKIL’ın konuşmasının

ardından konuklara söz verildi. Bu bölümde SDP GenelSekreteri, SES Genel Başkanı ve BES Genel Başkanıtarafından konuşmalar yapıldı. Konuk konuşmalarınınardından raporlar okundu.

Faaliyet raporu üzerine söz alan bir kadın delegesendikada kadınların oranının yüzde 10 bile olmadığını,iki yıldır 8 Mart’la ilgili bildiri çıkartılmadığınıeleştirerek kadın komisyonlarının işletilmesi gerektiğinibelirtti. Ardından söz alan Mithat Ercan ise “yoldaşlık”kavramı üzerinden kurduğu konuşmasında, “yoldaşlıkilişkisi ile yola çıkılmaz ise başarısız olunur” dedi. Solharekete ilişkin şeflik eleştirisi getiren Ercan,sendikalarda yaşanan ayrışmaların sendikalara zararverdiğini söyledi. Liberalizmin çekim merkeziolduğunu, uzaydaki kara delikler gibi içine çektiği herşeyi yok ettiğini ve geleneksel solun hızla liberalizmeyöneldiğini söyleyen Ercan, sayısal çoğunluğa sahipanlayışların sendikaların mevcut tablosundan sorumluolduklarını ve kendilerini gözden geçirmelerigerektiğini vurguladı. “KESK’i bu hale getirenlermatematiği güçlü olanlar” diyen Ercan, bundansonraki süreçte yönetimlere seçilenleri siyasetleri ileeleştireceklerini söyledi.

Hasan Bektaş ise “öğrenciye, işçiye, çiftçiyetahammül edilmeyen bir dönemden geçildiğini”

BTS 5. Olağan Genel Kurulu Ankara’da yapıldı...

Page 6: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

belirterek, KESK’in grev ve toplu sözleşme hakkıolmayan bir Anayasa referandumunda ‘hayır’diyemediği eleştirisini getirdi. Torba yasanın davulçala çala geldiği halde KESK’in iç sorunlarıyla meşgulolduğunu belirtti ve yaşanan olayın aylarcagizlenmesini eleştirerek hataları koruma mantığındanvazgeçilmesi gerektiğini söyledi. BTS’nin iki yıllıkdöneminde yaşanan eksikliklere de değinen Bektaş,genel merkez yöneticilerinin birbirleriyle diyalogsuzolduklarını ve sendika içi eğitime önem verilmediğinisöyledi.

Bir kadın delege ise KESK’te yaşanan olayın aylarsonra basına ve kamuoyuna yansımış olmasınıeleştirerek, BTS Genel Başkanı’nın örgüte sormadantaciz edenden yana basın açıklaması yaptığı eleştirisigetirdi. “Kadının beyanı esastır” diyen kadın delege,taciz olgusunun siyasi polemik haline getirilmemesigerektiğini söyledi. Murat Oral isimli delege ise Kürtsorunu yoğunluklu konuşmasında, yeni sendikalanlayışa ihtiyaç olduğunu belirterek KESK’insorunlarını çözmek için çalıştay düzenlemesigerektiğini söyledi.

10’u aşkın delegenin konuştuğu kurulda, emekliliğeayrılan ve 20 yıl boyunca kamu emekçileri mücadelesiiçerisinde yer alan bir delegeye plaket sunuldu.Yaşadığı duygusal anlar nedeniyle konuşamayandelege, ilerleyen saatlerde bir veda konuşması yaptı.

Önergeler ve tartışmalar

Karar ve nisap sayılarındaki eksiklikler nedeniyleÇalışma Bakanlığı’nın sendikaya gönderdiği uyarıyazıları doğrultusunda tüzükte gerekli düzenlemelerinyapılması yönünde sunulan önergeler kabul edildi. Öteyandan sendika tüzüğünün Merkez Genel KurulununGörev ve Yetkileri başlıklı 19’uncu maddesi uyarınca,sendika tüzüğüne uygun yönetmeliklerin çıkarılması,taşınmaz alım-satımı ve kredi alımı, BaşkanlarKurulu’nun onayının alınarak şube açılması ve yerininbelirlenmesi hususlarında MYK’ya yetki verildi vesendika tarafından görevlendirilen üyelere 657 sayılıDevlet Memurları Kanunu’nda belirlenen kıstaslarüzerinden harcırah ödenmesi yönünde sunulan önergede kabul edildi. Sendika tüzüğünde, profesyonelçalışacak yönetici sayısı belirleme yetkisi GenelKurul’da bulunduğu için MYK üyelerinden bir kişininprofesyonel olarak görev yapması yönünde verilen

önerge kabul edildi. Tüzüğün 3. maddesinin sonuna “Sendikal

faaliyetleri nedeniyle zarara uğrayan üyelere yardımiçin dayanışma fonu oluşturulması” yönünde eklemeyapılmasını içeren önergeye, “hangi durumlarda vehangi koşullarda” bu fonun kullanılacağının önergeiçerisinde yer alması gerektiğini belirterek aleyhtekonuşma yapanlar oldu. Bu hususların yönetmelikledüzenleneceği cevabı sonrasında sunulan önerge kabuledildi.

“Haydarpaşa mücadelesinin kitaplaştırılması,ulaşım hizmetlerinin sunumunda çok dilliliğinkullanılması, 6 ayda bir Genel Temsilciler Kurulutoplantısı yapılması, genel eğitim programıoluşturulması, merkezi İş Sağlığı ve İş GüvenliğiKomisyonu, TİS komisyonu, Hukuk Komisyonu,Ulaştırma Komisyonu, Ayrımcı ve Keyfi MuameleyeKarşı Mücadele Komisyonu, Kadın Komisyonu gibikomisyonların oluşturulması” yönünde sunulanönergeler kabul edildi. Ayrıca toplu görüşme primi adıaltında sendika üyesi olanlara devletin üç ayda birödeyeceği 45 TL’nin gönüllülük temelinde sendikayaaktarılması için üyelerden muvafakatname alınması veburadan elde edilecek gelirlerin alınan binanın borcubitene kadar yarısının bina ödemelerine, kalanyarısının ise eğitim fonuna aktarılması yönündesunulan önerge de kabul edildi.

Sendika tüzüğünün taşeron, geçici vb. adlar altındaçalışan ulaştırma çalışanlarını da kapsayacak şekildedüzenlenmesi biçiminde sunulan önerge, 4688 sayılıyasadan kaynaklanabilecek sorunların bilincindeolarak kabul edildi. 4688 sayılı yasada yalnızca devletmemuru statüsündekilerin memur sendikalarındaörgütlenebileceği hükmü bulunmasına karşın, taşeronçalışanların sendikalarda örgütlenmesi yönünde fiilitutum geliştirilmesi yönünde gösterilen irade oldukçaanlamlıydı.

Sosyalist Kamu Emekçileri’nin hazırlayıp farklısiyasal zeminlerde yer alan devrimci kadrolarınsahiplenmesi ile sundukları önergelerden ikisigeçerken, biri divanın biçimsiz müdahalelerisonrasında reddedildi.

“Temel talepler doğrultusunda sonbaharaylarından başlamak üzere ve grev eksenine oturanmerkezi bir mücadele programının oluşturulması içinçaba harcanması ve bu istemin KESK genel kurulunataşınması” yönünde sunulan önerge ile “sendikanın

6 - www.sosyalistkamu.com

Page 7: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

işleyiş sorunlarının tartışılarak 4688 sayılı yasayadayalı organsal işleyişin tümüyle ortadan kaldırılmasıiçin tüzükte değişiklikler yapmak üzere 1 yıl içinde tüzükkurultayı yapılması” yönündeki önerge kabul edildi.

KESK Genel Kurulu’na sunulmak üzere hazırlanan,“kısa aralıklarla toplanacak, 11 sendikanın MerkezYönetim Kurulları üzerinden Genel Yönetim Kuruluoluşturulması ve KESK MYK’nın bu kurulun yürütmesihaline getirilmesi” yönünde verilen önerge divanın açıkmüdahalelerine konu oldu. Genel Kurul boyunca DivanBaşkanı BES Eski Genel Başkanı Bülent Kaya,hemen tüm önergelerde yönlendirmeler ve yorumlaryaptı. KESK’te GYK oluşturulması yönündekiönergede ise GYK oluşturulmasıyla birlikte DanışmaKurulu’nun kaldırılması ibaresi yer alıyordu. Bu ibareDanışma Meclisi ile karıştırılarak yanlışlıkla yazılmıştı.Bilindiği gibi KESK’te 11 sendikanın MYK’larındanoluşan ve üç ayda bir toplanan Danışma Meclisi ileyılda bir kez toplanan ve MYK’ların yanı sıra tümsendikaların şube başkanlarının da bulunduğu iki ayrıdanışma organı yer almaktadır. Önerge özü itibariyleDanışma Meclisi’nin Genel Yönetim Kurulu’nadönüştürülmesini, bu kurulun kısa aralıklarlatoplanmasını, karar organına dönüştürülmesini veKESK MYK’ya yürütme görevi verilmesiniöngörüyordu. Divan Başkanı, “danışma kurulu ne güneduruyor arkadaşlar, bu nasıl bir önerge” gibi sözlerleçıkışlar yaptı. Danışma kurullarının zaten karar organıolduğunu iddia eden Kaya, 4688 sayılı yasayı da budeğişikliğin yapılmasına engel olarak gösterdi. Divanınbu yorumları karşısında salondan bir kişi “Danışma

kurullarının karar organı olmadığını, 4688 sayılıyasada zorunlu organların görevlerinindevredilemeyeceğinin hükmedildiğini, zorunluorganların görev ve yetkilerinin ise 2821 sayılıSendikalar Kanunu’nda düzenlendiğini, yönetimkurulunun devredemeyeceği yetkilerinin temsil yetkisi,kurullarda görev alacakları belirleme yetkisi, malikayıtları tutma yetkisi gibi yetkiler olduğunu, bunlarınzaten devredilmediğini ve hiçbir yasanın bir sendikanınkararlarını hangi süreçlerle alacağına dönük sınırlamagetirmediğini” söyleyerek itiraz etti. Önerge yeterlitartışmaya konu edilmeden oylamaya sunuldu vereddedildi. Delegelerin çoğunluğunun çekimser kaldığıgözlendi.

İki ayrı ittifak grubunun oluştuğu genel kurulda,Devrimci Sendikal Dayanışma(DSD), SendikalBirlik(SB) ve Emek Hareketi(EH) birlikte adayçıkartırken, Demokratik Emek Platformu(DEMEP) veDemokratik Emek Meclisi(DEM) birlikte davrandı. Bugruplar dışında kalan diğer devrimci delegelerden ikisibu listeden, 3 delege de bağımsız olarak üst kuruldelegeliği için adaylığını koydu ve ikinci ittifaktanyönetime adaylığını koyanlardan bazılarınıdesteklediler.

İkinci gün yapılan ve çarşaf liste ile gidilen seçimlersonucunda ilk listeden dört, ikinci listeden ise üç kişiyönetime seçildi. Sosyalist Kamu Emekçileri genelkurul salonunda “KESK’te Genel Kurullar Süreci veSosyalist Kamu Emekçileri’nin Temel Mücadeleİlkeleri” başlıklı broşürün dağıtımını gerçekleştirdiler.

Sosyalist Kamu Emekçileri

www.sosyalistkamu.com - 7

Page 8: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

8 - www.sosyalistkamu.com

p İstanbul 3 No’lu Şube Genel Kurulu

Eğitim-Sen İstanbul 3 No’lu Şube 4. Olağan Genel Kurulu 27Şubat Pazar günü Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde yapıldı.Çoğunluğun geç sağlanması nedeniyle 12.30 gibi oldukça geçbaşlayan genel kurul saygı duruşu ve divan seçimi ile başladı.

Genel Kurul salonu Eğitim Sen 3 No’lu Şube imzalı “Birleşebirleşe kazanacağız!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Yaşasıntoplu sözleşme, yaşasın grev!”, “İnsanca yaşam demokratikTürkiye!”, “Parasız, bilimsel, demokratik, anadilde eğitim!” ve“Ne 4-B, ne 4-C herkese güvence!” şiarlarının yanı sıra, OkulumaDokunma İnisiyatifi imzalı “Okullar halkındır satılamaz!” şiarlıozalitlerle süslenmişti.

Şube Başkanı Nebat Bükrek yaptığı açılış konuşmasında Tunus,Mısır, Libya ve direnen tüm halkları selamladı. Sermayenin ve AKPhükümetinin işçi ve emekçilere yönelttiği saldırılardan söz eden Bükrek, işyerieksenli bir mücadele ekseniyle faaliyet yürüttüklerini belirtti. Devlet güdümlü sendikaların karalamalarına maruzkalmalarına rağmen üye sayılarının arttığını, önümüzdeki üç yılın zorlu bir dönem olarak yaşanacağını ifade ederekyeni dönemde de yönetime aday olduklarını ilan etti.

Faaliyet raporu ve kadın sekreterliğinin raporunun okunmasının ardından söz alan delegelerden Yaşar Aydoğdu,kurulların işletildiği bir yapı ihtiyacına değinerek sendikalarda yeniden yapılanma gerektiğini söyledi ve geniştabanlı yönetimler, yeni formlar bulmak üzere seçimsiz kurullar yapılması önerisi getirdi. Aydoğdu, “umuyorum kibu genel kurul delegelerle yapılan son genel kurul olur” diyerek delegelik sisteminin kaldırılması gerektiğini ifadeetti.

Güldeniz Şener ise yönetime ve üst kurul delegeliğine bağımsız adaylığını açıklayarak, sendikaların sınıfaönderlik edebilmesi için mücadelede birlik olması gerektiğini, kişilere değil programa dayalı ve yapılmasıgerekenler üzerinden tartışılması gerektiğini belirterek, yönetimlerin karar mekanizmaları olmaktan çıkartılarakuygulayıcı kurullar haline dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti.

Kadın Sekreterliği için bağımsız aday olduğunu açıklayan Aliye Dülger ise bağımsız kadın sekreterlikleritalebini iletti.

Esnek çalışma saldırısına ve kadına dönük şiddete değinen İlkbahar Atılgan, yeni bir sendikal anlayışınoluşturularak kapsayıcılığın sağlanması gerektiğini söyledi ve kapalı kapılar ardında yürütülen pazarlıkları eleştirdi.

Arap halklarını ve yoksul halkları selamlayarak konuşmasına başlayan ve yönetime adaylığını açıklayanHüseyin Tosu, KESK’in yeniden yapılandırılması ve geniş tabanlı meclislerin karar organları olması gerektiğinisöyledi.

KESK’te sendikal bürokrasinin hakim olduğunu ve basın açıklamalarına inen bir eylem anlayışının varolduğunu söyleyen Nilay Orhan ise karar süreçlerinin tabanı dışladığı eleştirisi getirerek, yönetim kurullarınınyürütme haline getirilmesi, işyerlerinde işyeri meclislerinin, şubelerde şube meclislerinin ve merkezde ise merkez

KESK’e bağlı şubelerin genel kurulları yapıldı...

Eğitim Sen şube genel kurullarından

Page 9: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

www.sosyalistkamu.com - 9

meclislerinin karar organı olması gerektiğini söyledi.Üç yıllık dönemde her okulda emeklerinin olduğunu söyleyen ve işyerlerinde kadın üyelere dönük gelişen

saldırılara müdahalelerini anlatan Ali Güneş, “delegelik kalksın, üyeler oy kullansın deniyor, biz Emek Hareketiolarak hepsinin arkasındayız” dedi. Genel merkezin üç senedir şubeyi yoksullukla terbiye etmeye çalıştığı eleştirisigetiren Güneş, “Cumhurbaşkanlığına yazı yazdım cevap geldi, genel merkezden gelmedi” dedi. Güneş, üç yıldırşubede sınıf sendikacılığının tohumlarını attıklarını belirterek kurul delegelerinden üç yıl daha yetki istedi.

Kürsüden disiplin kurullarının ve disiplin yönetmeliklerinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini, mücadele yolve yöntemlerini konuşmak gerekirken kürsünün tanıtım ve oy istemek biçiminde kullanılmasını eleştirenkonuşmalar da yapıldı. Sendikanın yeni bir örgütlenme anlayışına ihtiyacı olduğunu vurgulayan, yapısal değişimihtiyacını dile getiren ve çarşaf liste yönteminin yetersiz olduğunu ifade eden konuşmalar yapıldı. Delegelerin dilegetirdiği bir diğer konu da fiili meşru mücadele çizgisinin yitirildiği eleştirisi üzerine oldu. Kürsü konuşmalarındaeleştirilen bir başka konu da KESK’te taciz iddiaları karşısında alınan tutumlardı. Ayşe Panuş, KESK’te taciziddiası üzerinden yaşananlara atıfta bulunarak “bu konuyu KESK tartışmadı, gruplar tartıştı” dedi. Panus,güvencesiz kadınlara ilişkin Eğitim-Sen’in bir politikası olmamasını de eleştirdi.

Yapılan konuşmaların ardından Şube Başkanı Nebat Bükrek eleştirilere cevap vermek için tekrar kürsüyeçıkarak kendilerine iş üzerinden eleştiri gelmediğini, bunun ise delegasyonun kendilerinin onayladığı anlamınageldiğini söyledi.

Bükrek’in konuşmasının ardından raporlar aklandı ve çok sayıda önergeyi tasnif etmek üzere ÖnergeKomisyonu oluşturuldu. Genel kurulun geç başlaması ve konuşmaların geç saatlere kadar sürmesi nedeniylesunulan çok sayıda önerge niteliğine göre gruplandırılarak topluca oylandı ve oybirliği ile kabul edildi.

Sosyalist Kamu Emekçileri de, grup temsilcilerinden ve delegelerden aldıkları imzalarla Eğitim Sen şubekurullarına dönük olarak hazırlamış oldukları önergeleri sundular. Diğer önergelerle birlikte “sendikaçalışanlarının ücretlerinin profesyonel yöneticilerin ortalama ücretlerine yükseltilmesi, temel taleplerdoğrultusunda bahar aylarından başlayan ve grev eksenine dayalı merkezi bir mücadele programınınoluşturulması, genel kurul sürelerinin iki yıla düşürülmesi, şube genel kurullarında delegelik sistemininkaldırılması, geniş tabanlı organların karar organı yönetimlerin ise yürütme organı olarak tanımlanması, tüzükteprofesyonelliğe ilişkin sınırlama getirilmesi” içerikli bu önergeler de oybirliği ile kabul edilmiş oldu.

Yönetim Kurulu üyelikleri için 6’şar aday çıkaran Tabanda Birlik Listesi (Emek Hareketi’nin listesi) ileDemokrasi Dayanışma İçin Birlik Listesi (Demokratik Emek Platformu-Yurtsever Emekçiler, Devrimci SendikalDayanışma, Kamu Emekçileri Cephesi ve Şube İnisiyatifi’nin ortak listesi) yarıştığı genel kurulda bağımsız olarakadaylığını koyanlar da oldu. Yapılan seçim sonucunda Tabanda Birlik Listesi’nden 2, Demokrasi Dayanışma İçinBirlik Listesi’nden 4 ve bir bağımsız aday yönetime seçildi.

Sosyalist Kamu Emekçileri kurulda Eğitim Sen’e dönük olarak çıkarılan broşür ile “KESK’te Genel KurullarSüreci ve Sosyalist Kamu Emekçileri’nin Temel Mücadele İlkeleri” başlıklı broşürün dağıtımını yaptılar.

Sosyalist Kamu Emekçileri/İstanbul

p İstanbul 4 No’lu Şube Genel Kurulu

Genel kurul 27 Şubat Pazar günü Gaziosmanpaşa Kültür Merkezi’nde yapıldı.Çoğunluğun geç sağlanması üzerine yaklaşık 3 saat gecikmeyle başlayan genel kurulda ilk olarak saygı duruşu

yapıldı.Saygı duruşunun ardından Şube Başkanı Mehmet Sarı açılış konuşması gerçekleştirdi. Konuşmasında

sermayenin işçi ve emekçilere yönelik saldırılarına değindi.Divanın seçilmesinin ardından yönetim kurulu raporları okundu. Bu kısımda 16 delege söz alarak konuşma

gerçekleştirdi. Delegelerin konuşmalarında 3 yıllık sürece ilişkin eleştirilerin yanı sıra yeni döneme ilişkin önerilerde yer aldı.

Page 10: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

10 - www.sosyalistkamu.com

Devrimci Sendikal Dayanışma (DSD)’dan emekçiler konuşmalarında güvencesizlerin örgütlenmesi, neoliberal saldırılara karşı uluslararası mücadelenin büyütülmesi, sınıf ve kitle sendikacılığı ihtiyacını vurguladılar.DSD’lilerin konuşmalarının en belirgin yanı ise KESK’in yeniden yapılandırılması istemi oldu.

Sosyalist İşçi Meclisi (SİM)’nden emekçilerin konuşmalarında ise şubenin geçen dönemde yaşadığı bir dizisıkıntıya değinildi. Eğitim-Sen’in genel olarak güç kaybettiğine değinen SİM’li emekçiler, mevcut sorunlarınhesabı verilmeden ileriye gidilemeyeceğini ifade ettiler.

Demokratik Emek Platformu (DEMEP)’ndan delegeler ise konuşmalarında Ortadoğu’daki gelişmeleredeğindiler. KCK operasyonlarına ve devrimci-ilericilere yönelik gerçekleştirilen devlet terörüne karşı KESK’ingerekli duyarlılığı göstermediğini vurguladılar. Güvencesizlerin örgütlenmesi ve kadın çalışmasının güçlendirilmeside yurtsever emekçilerin konuşmalarında öne çıkan vurgular oldu.

Sosyalist Kamu Emekçileri (SKE) ise KESK’in içersinde bulunduğu duruma değindiler. 4688 sayılı sendikayasası ile sendikaların güç kaybettiğini ifade ettiler. Diyalogcu, protestocu anlayışın terk edilerek fiili meşru militanmücadele hattının tekrar oluşturulması gerektiğini vurgulayan Sosyalist Kamu Emekçileri, Eğitim Sen ve KESKtüzüğüne ilişkin bir dizi değişiklik önerisinde bulundular. Öneriler arasında tabanın iradesini esas alan işyeri temelliörgütlerin oluşturulması ve yönetim kurullarının yürütme organı olarak işletilmesi öne çıkan vurgular oldu.

Emek Hareketi (EH)’nden emekçiler ise genel kurullar sürecinde ‘o şube senin bu şube benim’ pazarlıklarıyapıldığını ifade ettiler. Bu tarz davranışların tabandan uzaklaşmayı da beraberinde getirdiğini vurguladılar.

Diğer konuşmalarda öne çıkan en belirgin vurgu ise delegelik sisteminin kaldırılması ve taban inisiyatifininetkin hale getirilmesi oldu.

Sorulara ve eleştirilere cevap vermek üzere yönetim kurulu adına bir konuşma gerçekleştirildi. Bir dizi eleştiriyecevap veren Mehmet Sarı, 3 yıl boyunca yönetim kurulunu yürütme kurulu gibi işletmeye çaba harcadıklarınıifade etti.

Yönetime “Demokrasi Ve Emek İçin Yeniden Yapılanma İradesi” ve “Emekçilerin Birliği” olarak 2 liste adayoldu ve seçime katıldı. Ayrıca yönetime bir kişi ve üst kurula bir kişi bağımsız aday olarak seçime katıldı.

Seçimler sonucunda Demokrasi Ve Emek İçin Yeniden Yapılanma İradesi listesi kazandı. Listede 2 DSD, 2DEMEP, 1 KEC, 1 Halkevi ve 1 de KSİ üyesi yeni yönetime girdi.

Sosyalist Kamu Emekçileri’nin hazırladıkları önergelere Demokrasi Ve Emek İçin Birlik İradesi listesinioluşturan grupların temsilcileri imzacı oldular. Diğer listeden ise DİP’li emekçiler imzacı oldu. Bu önergelerintümü oy birliği ile kabul edildi. Kurula ayrıca 14 farklı önerge daha sunuldu. Önergelerin hepsi kabul gördü.

Sosyalist Kamu Emekçileri genel kurul başlamadan önce Eğitim Sen genel kurullarına ilişkin broşürün ve KamuEmekçileri Bülteni’nin dağıtımını gerçekleştirdiler. Direnişçi PTT işçileri de genel kurula katılarak burada stantaçtılar.

Sosyalist Kamu Emekçileri /İstanbul

p İstanbul 5 No’lu Şube Genel Kurulu

Eğitim-Sen İstanbul 5 No’lu Şube 4. Olağan Genel Kurulu 27 Şubat Pazar günü Kartal Hasan Ali Yücel KültürMerkezi’nde gerçekleştirildi. Delegelerin geç gelmesi nedeniyle üç saatlik gecikmeyle başlayan genel kurulda,saygı duruşunun ardından Şube Sekreteri Kubilay Çetin tarafından açılış konuşması yapıldı.

İlginin zayıf olduğu genel kurulda delegelerin birçoğunun üyelik kartlarını alıp salondan dışarı çıktığı gözlendi.Genel Kurul sırasında ara ara salona dönülmesi için delegelere çağrı yapıldı.

Şube Başkanı Feyzullah Coşkun yaptığı konuşmada, görev değerlendirmeleri ve eğitim alanındaki sorunlarıdile getirdi. Coşkun, bu sorunların başında anadilinde eğitimin engellenmesi ve alevi öğrencilere din dersininzorunlu olarak okutulmasının geldiğini dile getirdi. Şube Başkanının konuşmasının ardından önerge komisyonuoluşturuldu ve çalışma raporunun okunmasına geçildi.

Çalışma raporu üzerine konuşmak için kürsüye çıkan Emek Hareketi’nden Hüseyin SEVEN: Sendika içindeki

Page 11: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

www.sosyalistkamu.com - 11

grupçu tavırların yarattığı sıkıntıları dile getirdi. Belirlenen listenin oluşum sürecinde kirli pazarlıkların yaşandığınıbelirterek eleştirdi.

Aydın Ağlamaz: Sosyalist Kamu Emekçileri adına yaptığı konuşmasında KESK’in içersinde bulunduğuduruma değindi. 4688 sayılı sendika yasası ile sendikaların güç kaybettiğini ifade etti. Diyalogcu, protestocuanlayışın terk edilerek fiili meşru militan mücadele hattının tekrar oluşturulması gerektiğini vurgulayan Ağlamaz,Eğitim-Sen ve KESK tüzüğünde gerçekleştirilmesi gereken bir dizi değişiklik önerisinde bulundu. Önerileriarasında tabanın iradesini esas alan işyeri temelli örgütlerin oluşturulması ve yönetim kurullarının yürütme organıolarak işletilmesi öne çıkan vurgular oldu. Konuşmasının devamında sınıfa dönük saldırıların yoğunluğu üzerinevurgular yaptı. Kamu emekçilerine yönelik saldırıların ve bu noktadaki sendikal tutumun sıkıntılarını somutlayanbir konuşma yaptı. Genel Kurul sürecinde mücadele programı vurgusu önemliydi.

Bir kadın emekçi: Sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarını vurgulayan ve sendikaların bunlara dönükduyarsızlığını eleştiren bir konuşma yaptı.

4C’li bir emekçi: 4C’li çalışanların sıkıntılarından, örgütsüzlüğünden söz ederek sendikanın duyarsızlığını dilegetirdi.

Bunun dışında yapılan konuşmalarda genel değerlendirmeler ve genel olarak sendikanın tıkanıklığı yorum veeleştiriler yapıldı.

Sosyalist Kamu Emekçileri, sonbahar aylarından itibaren temel talepler doğrultusunda hayata geçirilecekmerkezi bir mücadele programının oluşturulması, sendika çalışanlarının ücretlerinin profesyonel sendikayöneticilerinin ortalama ücretlerine yükseltilmesi, her düzeyde temsilci kurullarının karar organı haline getirilmesi,genel kurul sürelerinin iki yıla indirilmesi, şube genel kurullarında delegelik sisteminin kaldırılması veprofesyonelliğin sınırlandırılması yönünde 6 adet önerge sundular. Bu önergelerin altısı da kabul edildi. AyrıcaKamu Emekçileri Bülteni’nin son sayısı ile Eğitim Sen genel kuruluna ilişkin broşür dağıtımı gerçekleştirenSosyalist Kamu Emekçileri, sendika çalışanlarının ücretlerinin yükseltilmesi yönündeki kampanya çerçevesindeimza topladılar.

Genel Kurulda, Devrimci Sendikal Dayanışma, Demokratik Emek Platformu, ESP’li Memurlar, KamuEmekçileri Cephesi ve Katılımcı Sendikal İnisiyatif ortak listeyle, Emek Hareketi ayrı olarak iki adayla, KurtuluşPartili Kamu Emekçileri, TKP’li memurlar ve Halkevleri birer bağımsız adayla seçime katıldılar.

Seçimin sonucunda birinci liste adayları yönetime seçildiler.

Sosyalist Kamu Emekçileri / İstanbul

Page 12: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

12 - www.sosyalistkamu.com

p İstanbul 6 No’lu Şube Genel Kurulu

Eğitim-Sen 6 Nolu Üniversiteler Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu’ndagerekleştirildi. Delegelerin geç gelmesi nedeniyle genel kurul 2 saat geç başladı.

Genel kurula direnişteki Ontex ve PTT Taşeron işçileri de katıldı. Salona sloganlarla giriş yapan direnişçi işçilerdelegeler tarafından coşkuyla karşılandı. “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganı hepbirlikte haykırıldı. Salon dışında direnişçi işçiler adına stant kuruldu.

Genel kurulda söz alan ilk konuşmacı İstanbul Üniversitesi’nde 50/D kadrosunda çalışırken işten atılan ve birdizi eylemlilik sonucu tekrar işe alınan Araştırma Görevlisi, 50/D karışındaki mücadelesinde destek verenlereteşekkür etti. Ardından Şube Başkanı Timur AKÇALI, tüzük gereği tekrar yönetime aday olamayacağını,önümüzdeki dönemde de çalışmalara yine aktif katılım sağlayacağını ifade etti.Çalışma ve faaliyet raporlarının okunmasının ardından, faaliyet raporuna ilişkin görüş ve öneriler için konuşmalaryapıldı. Sözü Marmara Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan delege Özgür Müftüoğlu aldı. Müftüoğlu, birleşik

mücadelenin artık hayati olduğunu,Eğitim-Sen’in daha fazla kankaybetmemesi için şubelerimizinharekete geçmesi gerektiğini veeylemliliklerin daha hak alıcı bir zemineçekilmesi gerektiğini ifade etti. ArifEkinci ise sendikalardaki yapısal veişleyişsel sıkıntılara değinerek, 4688sayılı yasa sonrası hızla bürokratlaşanmerkezi yapıları sorgulamak gerektiğinive bürokratik yapının aşılması içintüzüksel değişikliklere giderilmesigerektiğini ifade etti.

Konuşmaların bitmesine yakınSosyalist Kamu Emekçileri tarafından,Kamu Emekçileri Bülteni ve Eğitim Sengenel kurullarına ilişkin broşürlerindağıtımı yapıldı.

Genel kurulda sunulan önergelerden“sonbahar aylarından başlayarakyürütülecek olan merkezi ve hak alıcı

bir mücadele programının oluşturulması”, “yönetim kurullarının yürütme haline dönüştürülmesi ve temsilcikurullarının karar organına dönüştürülmesi”, “genel kurul sürelerinin 2 yıla indirilmesi”, “şube genel kurullarınınüyelerle yapılması” yönündeki önergeler bütün delegeler tarafından kabul görürken, “profesyonelliğinsınırlandırılması”, “şube çalışanlarının ücretlerinin profesyonel yöneticilerin ortalama ücretlerine yükseltilmesi”yönündeki önergeler ise oy çokluğu ile karar altına alındı. “Kadının beyanı esastır ilkesinin esas alınması” ve“disiplin kurullarında kadınların bulunması” içerikli önergeler de oy çokluğuyla kabul edildi.

Çeşitli üniversitelerden adayların oluşturduğu (Ortak Sendikal Söz) ve TKP’lilerin oluşturduğu iki liste ileseçime gidilen genel kurulda, iki kişi de bağımsız olarak adaylığını koydu. 366 delegeden 279’u genel kurulakatılırken, 266 delegenin oy kullandığı seçimler sonucunda ilk liste adayları kazandı.

Sosyalist Kamu Emekçileri / İstanbul

Page 13: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

p Eğitim-Sen Kayseri Şube Genel Kurulu

Kurul 26 Şubat Cumartesi günü gerçekleştirildi.Açılış ve saygı duruşuyla başlayan genel kurul divanın seçimi ile devam etti. Açılış konuşmasını Şube Başkanı

Sedat Ünsal yaptı. Ünsal, halk ayaklamalarını selamlayarak başladığı konuşmasında, AKP icraatlarını, özellikle deson Torba Yasa saldırısını eleştirdi. Eğitim emekçilerinin yaşadığı koşulları anlattı.

Konukların konuşmasının ardından komisyonlar oluşturuldu. Faaliyet, denetleme ve disiplin kurulu raporlarıokundu. Raporlar üzerine yapılan değerlendirme konuşmalarının ardından raporlar oylanarak aklandı.

Çekişmeli geçen ve üç listenin yarıştığı genel kurulda, programatik temelde benzer bir çizgiye sahip olan vereferandumda hayır kampanyasının yürütülmesi konusunda anlayış birliği içinde hareket eden gruplar farklılistelerle seçime girdi. Taban Oluşumu olarak kendisini tanımlayan bir liste, Sendikal Birlik ve EmekHareketi’nden oluşan ikinci liste ile Devrimci Sosyalist Eğitim Emekçileri listeleri yarıştı.

Devrimci-sosyalist kamu emekçileri genel kurul öncesinde ve genel kurul salonunda tüm güçleriyle EğitimSen’in daha güçlü olması için neler yapılabileceği noktasına dikkat çekmeye çalıştılar. Ortaya bir program koyarak,Eğitim Sen’in içinde bulunduğu bunalımın aşılması ve sorunların çözümüne dair yaklaşımlarını işyerlerineulaştırdılar. Yüzlerce materyal kullandılar. Yönetim çekişmesi içinde bulunan reformist grupların özünde aynıçizgiyi savunduklarını döne döne işlediler.

Sosyalist Kamu Emekçileri’nin genel kurula çeşitli başlıklar altında sundukları önergelerin tümünün oy birliğiile kabul edilmesi ve ortaya konulan ilkesel tutarlı tutum son derece anlamlıydı. Yapılan seçim sonucunda SedatÜnsal, Sami Kılıç, Özkan Göktaş, Serap Polat, Tülay Kopan ve Sinan Daşkın yönetim kurulu üyeliklerine seçildi.

Sosyalist Kamu emekçileri / Kayseri

p Eğitim-Sen Kırklareli Şube Genel Kurulu

Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi 8. Olağan Genel Kurulu’nu 26 Şubat’ta yaptı. Kurulda karma olan iki liste yarıştı.Listelerden biri 4 kişilik Devrimci Sendikal Dayanışma (DSD), 1 Kamu Emekçileri Cephesi (KEC), 2 de bağımsızadaydan oluşuyordu. Diğer liste ise Demokratik Emek Meclisi (DEM-EDP’liler) ve sosyal demokratlarınoluşturduğu bir liste idi. Coşkunun zayıf olduğu kurulda, adayların konuşmaları sırasında ufak bir gerginlik deyaşandı.

EDP-Sosyal demokratların oluşturduğu listeden aday olan bir delege konuşmasında; sendikaların hiçbir siyasipartinin arka bahçesi olamayacağını, önceki dönemde bunların yaşandığını, bundan dolayı şubenin üyekaybettiğini, kendisinin öz iradesiyle aday olduğunu, referandum sürecinde “evet” diyenlerle nasıl aynı listedenaday olursun diyerek şu an bir siyasi partinin başkanının kendisini eleştirdiğini söyledi. Aynı listeden söz alan başkabir aday da genel kurul süreci öncesinde kamu alanında yaşanan sıkıntılarla ilgili çalışmalar yapılması gerekirkenbaşka şeylerle ilgili çalışmalar yapıldığını söyledi. Sendikal mücadelenin tartışılacağı geniş katılımlı toplantılaryapılması ve velilerle buluşma anlamında çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti. Delegelik sisteminin değişmesigerektiği vurgusu yaptı. İşyeri örgütlülüklerinin güçlendirilmesi için adım atılması, kamusal, bilimsel, laik, anadildeeğitimle ilgili çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi. Seçim sonrası yeni Anayasa sürecinin başlayacağını,bununla ilgili emekçileri bekleyen tehlikeler olduğunu, emek ve demokrasiden yana güçlerle bir araya gelerekyapılacak çalışmalara damga vurulması gerektiğini söyledi. Son olarak söz alan şube başkanı da yapılan eleştirilerecevaben sendikayı bir siyasi partinin arka bahçesi olmakla suçlayanların, KESK ve Eğitim-Sen MYK’sının ekseninasıl kaydırdığına bakmaları gerektiğini söyleyerek, polis şefleriyle yemek yemenin, şanlı Tekel işçilerinineylemlerini satmanın ekseni kaydırdığını dile getirdi. Birinin beni eleştirebilmesi için benden daha fazla iş yapmasılazım diyen şube başkanı, işyeri temsilcileri toplantısına arkadaşların gelmediğini vurgulayarak “biz Ankara’da

www.sosyalistkamu.com - 13

Page 14: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

14 - www.sosyalistkamu.com

sopa yerken siz nerdeydiniz?” dedi. Şube başkanı “Beni evet diyenlerle aynı listede diye suçladılar diyor birarkadaş. Bakalım adı ‘evet’ diyenlerle aynı listede mi değil mi?” diyerek sözlerini bitirdi.

Sosyalist Kamu Emekçileri Eğitim Sen’e ve KESK genel kurullarına dönük çıkarılmış olan iki ayrı broşüründağıtımını yaparken, Eğitim Sen şube genel kurullarına dönük hazırladıkları ve delegelerin desteği ile sunduklarıaltı önerge ile bunlar dışındaki iki önerge oylanarak kabul edildi.

Seçimlere 260 delegeden 181’i katıldı, 4 DSD’li, 1 KEC’li 2 de bağımsız adayın yer aldığı liste yönetimeseçildi.

Sosyalist Kamu Emekçileri / Kırklareli

p Eğitim-Sen Tokat Şubesi Genel Kurulu

Eğitim Sen Tokat Şubesi Genel Kurulu 05.03.2011 tarihinde gerçekleştirildi. Gecikmeli olarak saat 12.30civarında başlayan genel kurulda, divan seçimi sonrasında şube raporları okundu ve aklandı. Adayların divanabaşvurmaları sonrasında, oy pusulasının hazırlanması için ara verildi. Bu ara sırasında Sosyalist Kamu Emekçileri,hazırladıkları önergeler için imza toplamaya başladılar ve bu önergeler üzerine delegelerle sohbet ettiler.

Uzun süren aradan sonra önergelerin oylanmasına geçildi. Sosyalist Kamu Emekçileri tarafından sunulan 7önergeden 4’ü oylama sonucu kabul edildi. “Sendika çalışanlarının ücretlerinin profesyonel sendika yöneticilerininortalama ücretlerine yükseltilmesi”, “genel kurulların iki yılda bir yapılması”, “şube genel kurullarında delegeliksisteminin kaldırılması” ve “Tokat Eğitim-Sen’de var olan yayın yasağının kaldırılması, ırkçı-şoven yayınlardışında tüm ilerici, demokrat ve devrimci basının sendika binamızda kendini ifade etmesi” yönünde verilenönergeler kabul edildi. Önergelerin oylanması sırasında sendika şube başkanının ve diğer yöneticilerin önergeleringeçmemesi için azami çaba harcadıkları gözlemlendi. İlginç olan bu çabanın en büyüğünün “Tokat Eğitim-Sen’deokey oynanmak için kullanılan odanın kültürel faaliyetler için ayrılması” yönünde verilen önergenin oylanmasısırasında gösterilmesi oldu. Bu çabalar sonucunda önerge reddedildi ve “okey” masası sendikadaki yerini korudu.

Önergelerin oylanmasının ardından adayların konuşmasına geçildi ve ilk konuşmayı yapan Şube Başkanı,“gereksiz önergelerle boşuna zaman kaybettik” diyerek konuşmasına başladı. Sendikal Birlik adayı konuşmasındaAKP’yi eleştirirken, DEM temsilcisi ise sonucun ne olursa olsun Eğitim-Sen’in kazanacağını içeren orta yolcu bir

Page 15: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

www.sosyalistkamu.com - 15

konuşma gerçekleştirdi. Sosyalist Kamu Emekçileri yaptıkları konuşmalarda, İstanbul Kamu Emekçi Kurultayı’nda alınan kararları

deklare ettiler. Sendikanın yeniden yapılanması gerektiğini, ilkesiz ittifakların ve kafa kol ilişkilerine dayalı seçimanlayışının artık bir son bulması gerektiğini, taban örgütlenmesi ve tabanın söz sahibi olması gerektiğini ortayakoydular. Sendikadaki gerilemenin, örgütlülük bilincindeki zayıflamanın var olan bürokratik anlayışın ürünüolduğunu açıkladılar. 4688 sayılı yasaya göre oluşturulan kurumsal yapının bürokratik mekanizmayı beslediğini,bunun yerine işyeri örgütlülüğü esasına dayalı kurulların karar organı olduğu, yönetimlerin ise yürütme organıolduğu yeni bir yapılanamaya ihtiyaç duyulduğunu belirttiler.

Adayların konuşmasının ardından, üst kurul delege adaylarının konuşmasına geçildi. Burada Emek Hareketiadayı, sendikal bürokrasiyi eleştiren ve Tokat Eğitim-Sen’de var olan örgüt içi demokrasi sorununa değinen birkonuşma yaptı. Sendikal Birlik adayları ise Ergenekon sürecinde yaşanan “anti-demokratik” uygulamalara değindisolun birleşmesi gerektiğini vurguladı.

Seçime Sendikal Birlik(SB) ve Demokratik Emek Meclisi(DEM) iki ayrı liste halinde katılırken, SosyalistKamu Emekçileri bağımsız adaylarla seçime katıldılar. Seçim sonucunda yönetime 4 SB, 3 DEM adayı seçildi.Genel kurulda Sosyalist Kamu Emekçileri Eğitim Sen genel kurullarına ilişkin broşürün dağıtımınıgerçekleştirdiler.

Sosyalist Kamu Emekçileri / Tokat

p Eğitim-Sen Gebze Şubesi Genel Kurulu

Eğitim Sen Gebze Şubesi Olağan Genel Kurulu, 6 Mart Pazar günü Eşrefbey İlköğretim Okulu’nda yapıldı.Sinevizyon gösterimiyle başlayan Genel Kurul, saygı duruşu ve divan seçimiyle devam etti.

Gebze Sendikalar Birliği bileşenlerinden de katılımcıların olduğu Genel Kurul’da kürsüde ilk sözü şube başkanıOrhan Kaya aldı. Kaya bölgedeki direnişleri, BERICAP işçilerini, greve çıkan metal işçilerini selamladı. Dahasonra torba yasadaki işçi ve emekçilere dönük saldırılardan bahsederek özelleştirmenin önünü açan ve 657’dekideğişikliklerle kamu emekçilerinin iş güvencesini gasbeden yasal değişikliklerden bahsetti. Kaya konuşmasındason dönemde KESK üyelerine yönelik gözaltılar ve tutuklamalara da değindi. Son olarak sendikal mücadeleninsınıf mücadelesi eksenli yürütülmesi gerektiğini ve emek mücadelesinin daha da yükseltilmesi gerektiğinivurguladı.

Sonrasında Deniz Bozbey çalışma ve faaliyet raporunu sundu. Ayrıca kamu emekçilerine dönük saldırılarayeniden değindi. Üyeleri sendikal sürece katacak, tüm kamu emekçilerini kapsayacak politikalar üretilmesi vekolektif bir anlayışla birleşik bir mücadele hattının sergilenmesi gerektiğini söyledi.

Yönetim Kurulu adayı Güngör İrdem ise konuşmasında bölgedeki direnişlerin, KESK’in sorumluluklarınıarttırdığından ve direnişlere omuz verilmesi gerektiğinden bahsetti.

Son olarak kürsüde söz alan Hüseyin Budak ise genel kurul sürecine ilişkin geçmiş dönemde yaşananayrışmaların önüne geçildiği ve bu genel kurulun önümüzdeki süreçlere ışık tutacağını söyledi.

Konuşmaların ardından seçimlere geçildi. Grupların üzerinde anlaştığı tek liste oylandı ve yeni yönetim seçildi.Tek listeyle seçime gidilmesi nedeniyle önergeler tartışmaya sunulmadı, geçmiş döneme dair sunulan raporlardışında söz söylenmedi. Kurulda coşkusuz bir hava hakimdi. Konuşmalarda döne döne vurgulanan sınıf eksenlisendikal hareket yaratmak ve işçi direnişlerinden doğru örgütlü birleşik bir hat oluşturmak söylemlerinin yoğunolduğu genel kurulda, ön süreci örgütlenmeden, taban inisiyatifini göz ardı ederek tek liste ile seçime gidilmesi,birleşik sendikal hareket yaratmakta bir adım olarak gösterilmeye çalışıldı.

Genel kurulda Sosyalist Kamu Emekçileri tarafından Kamu Emekçileri Bülteni ve Eğitim-Sen genel kurullarınailişkin broşür dağıtıldı. Sendika çalışanlarının ücretlerinin yükseltilmesi yönündeki imza kampanyası kapsamındaimza toplandı.

Sosyalist Kamu Emekçileri / Gebze

Page 16: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

16 - www.sosyalistkamu.com

p SES Bakırköy Şubesi Genel Kurulu

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)İstanbul-Bakırköy Şubesi Genel Kurulu 20 Şubattarihinde Hava İş Genel Merkezi’nde yapıldı.Çoğunluğun geç sağlanması nedeniyle geç başlayanşube genel kurulu saygı duruşu ile başladı.

Açılış konuşmasını Şube Başkanı Leyla KoçÜzüm yaptı. Üzüm, küresel sermayenin ve AKPiktidarının emekçilere yönelen saldırılarına değindi.Günübirlik tepkisel eylem tarzı yerine amacı-hedefibelli stratejik programlar üretilmesi gerektiğinivurguladı. Yıllar içerisinde fiili-meşru mücadelealgılayışının zayıfladığını, sendikalardabürokratikleşme ve yabancılaşma yaşandığını,mücadelede sınıf ekseninden kopuşun olduğunusöyledi. SES’in güvencesizleri ve taşeronları daörgütlemesi yönünde bir sendikal etkinlik gösterilmesigerektiğini belirtti. Üzüm, delegeliğe dayalı işleyişinsendikal hareketin gelişiminde en önemli engellerdenbir olduğunu belirterek mevcut durumun bürokratiksendikal yapıları aşmayı gerektirdiğini, KESK’te vesendikalarda tüzük değişikliklerine gidilmesigerektiğini söyledi.

Şube Başkanı’nın konuşmasının ardından divanbelirlenerek sırasıyla faaliyet ve denetleme raporlarıokundu. Faaliyet raporu üzerine ilk konuşmacı olarak söz alan Erdal Dağdelen yoğunlukla temsilciliklerin veişyeri temsilci kurullarının işletilmesinde yaşanan aksaklıklara değindi. Esin Yılmaz ise günübirlik mücadelealgılayışının terk edilerek grev eksenine ve fiili-meşru mücadele çizgisine dayalı bir mücadele anlayışınıngeliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak merkezi bir mücadele programının oluşturulması gerektiğini vurguladı.Yılmaz, sendikal harekette yaşanan tıkanmanın ve güç kaybının yalnızca uzlaşmacı-diyalogcu mücadeleçizgisinden ileri gelmediğini, bununla bütünlük içerisinde bürokratik sendikal işleyişin de önem taşıdığını söyledi.Sendikaların 4688 sayılı yasanın tanımladığı zorunlu organlar eliyle yönetildiğini belirten Yılmaz, “seçilenlerindeğil, kurulların/meclislerin yönettiği bir sendika” hedefi ile bürokratik yapısal işleyişin aşılması gerektiğini vebunun için de tüzük değişikliklerine gidilerek taban dinamiklerine dayalı bir yapısal formun geliştirilmesigerektiğini vurguladı. Nafel Aslan ise yeni atananların sendika üyesi yapılmasında SES’in yetersiz kaldığınıbelirterek, işyerlerinde mobbing uygulamalarının yaygınlaştığını söyledi ve eylemlilik süreçlerine katılımınzayıflığını eleştirdi.

Şube Toplu Görüşme ve Hukuk Sekreteri Ebru Erbulan ise genel kurulun sadece yönetim kurulu üyelerininkendilerini akladığı bir süreç olarak geçiştirilmemesi gerektiğini vurgulayarak, kendisinin geçmiş kurulda kaybedenlistenin adayı olarak ve liste delerek yönetime geldiğini hatırlattı. Daha yönetime geldikleri ilk dönemlerdenbaşlayarak yönetim içerisinde uyumlu bir çalışmanın oluşturulamadığını söyleyen Erbulan, bazı anlayışların “bana

SES şube genel kurullarından

Page 17: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

www.sosyalistkamu.com - 17

mı sordunuz” mantığı ile eylemlerin ve kararların altını boşaltmaya yöneldiğini, işleyişte yaşanan bozulmalarnedeniyle kurulların yeterince işletilemediğini söyledi. Erbulan, delege seçimlerini birlikte örenlerin genel kurulageldiklerinde sayısal pazarlıklar nedeniyle ayrı düştüklerini, sayıları değil işleyiş sorunlarını tartışmak istedikleriniancak kendilerine sayılarla gelindiğini ve bu nedenle de ayrı bir ekiple liste oluşturduklarını söyledi.

Ertan Taştan şube yönetiminde küskünlüklerin olmaması gerektiğini ifade etti ve mücadeleyi ön planaçıkarmak gerektiğini vurguladı.

Şube Başkanı Leyla Koç Üzüm tekrar söz alarak, Hukuk Sekreteri Ebru Erbulan’ın şubede yaşanan sıkıntılarailişkin söylediklerine katıldığını belirtti. Üzüm, eylemleri kırmaya dönük geliştirilen tutumları eleştirdi.

Sosyalist Kamu Emekçileri, kurul boyunca önergelerini delegelere taşıyarak destek imzaları topladılar. SEStüzüğü gereği bir önergenin kabul görmüş sayılabilmesi için toplam delege sayısının dörtte birinin lehte oykullanması gerektiği, 152 delegesi bulunan şube genel kurulunda her önergenin en az 38 lehte oya ulaşmasıgerektiği divan tarafından açıklandı. Sunulan önergelerin genel kapsamı ve sonuçları ise şöyle;

“Sendika çalışanlarının ücretlerinin profesyonel sendika yöneticilerinin ortalama ücretlerine yükseltilmesi”yönündeki önerge lehte kullanılan 41 oy ile kabul edildi. Aleyhte oy kullanan olmadı.

Temsilci Kurullarının karar organı haline getirilerek yönetim kurullarının yürütme olarak tanımlanmasıyönündeki önerge aleyhte oy almamasına ve 13 lehte oy almasına karşın, 38 sayısına ulaşılamadığından kabuledilmemiş sayıldı.

Sendika genel kurul sürelerinin iki yıla düşürülmesi yönündeki önerge lehte kullanılan 40 oy ile kabul edildi.Aleyhte oy kullanan olmadı.

Sendika genel başkanı, genel sekreteri ve örgütlenme sekreteri görevini yürüten MYK üyeleri dışındaprofesyonel yönetici bulunmaması yönündeki önerge aleyhinde Ebru Erbulan tarafından konuşma yapıldı. Erbulan,kendilerine önerge sahiplerinin tüm önergelerini getirdiklerini ve bunlardan ikisi dışındakileri desteklediklerini,ancak bir önerge ile birlikte profesyonelliğin sınırlandırılmasına ilişkin önergeye destek vermediklerini açıkladı.Şubelerde zaten profesyonel yönetici bulunmadığını belirten Ebrulan, merkez sekreterliklerinin faaliyetlerininuzmanlar eliyle yürütülmesini doğru bulmadıklarını, önergenin buna dayandığını, MYK’nın tüm üyelerininyalnızca sekreterliklerine ilişkin görevleri değil tüm görevlerini kolektif yürütmesi gerektiğini, sendikaların merkezyöneticilerinin kaçının profesyonel olacağını mali durumlarına göre belirlediklerini ve kendilerinin merkezdeprofesyonelliğin sınırlanmasını doğru bulmadıklarını söyledi. Erbulan’ın konuşmasının ardından yapılan oylamada4 lehte oya karşılık 14 aleyhte kullanılan oyla önerge reddedildi. Delegelerin büyük çoğunluğu çekimser kaldı.

Temel talepler doğrultusunda sonbahar aylarından başlayarak grev eksenine dayalı merkezi bir mücadeleprogramının oluşturulması yönündeki önerge 47 lehte kullanılan oy ile kabul edildi. Aleyhte oy kullanan olmadı.

Şube genel kurullarında delegelik sisteminin kaldırılması önergesi ile genel olarak delegelik sistemininkaldırılması ve doğrudan seçim yönteminin kullanılması yönünde sunulan iki önerge birleştirilerek birlikte oylandı.43 oy ile kabul edilen önergeye aleyhte oy kullanan olmadı.

KESK’te yaşanan taciz iddiası konusunda tüzüksel gereklerin yerine getirilmesi yönünde verilen önerge 53kabul oyu ile karar altına alınırken, aleyhte oy kullanan olmadı.

Bu önergeler dışında eğitim, örgütlenme vb. faaliyetlerin düzenli yürütülmesi, Özgürlükçü-Demokratik Anayasave darbecilerin yargılanması yönünde mücadele yürütülmesi, sermayenin saldırıları karşısında merkez genelkurulunun duyarlı davranması yönündeki üç önerge oylanarak karara bağlandı.

Önergelerin oylanması sonrasında seçim gündemine geçildi. Üç ayrı listenin yarıştığı seçimde DevrimciSendikal Dayanışma, Emek Hareketi, Demokratik Emek Platformu (Yurtsever Emekçiler) ve TKP birlikte bir listeoluştururken, Demokratik Emek Meclisi ve Kamu Emekçileri Cephesi iki ayrı liste ile seçimlere katıldılar. DSD,EH, DEMEP ve TKP’nin oluşturduğu liste seçimleri kazandı.

Sendika çalışanlarının ücretlerinin yükseltilmesi yönündeki imza kampanyası doğrultusunda imza toplayanSosyalist Kamu Emekçileri, gün içinde Kamu Emekçileri Bülteni ile “SES Genel Kurullarına Giderken” başlıklıbroşürün dağıtımını yaptılar.

Sosyalist Kamu Emekçileri / İstanbul

Page 18: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

18 - www.sosyalistkamu.com

p SES İzmir Şubesi Genel Kurulu

KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal HizmetEmekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube 7.Olağan Genel Kurulu 19 Şubat günü Fuarİsmet İnönü Kültür Merkezi’nde yapıldı.Saat 11.00’de başlayan genel kurulbelirlenen gündem çerçevesinde akşam20.00’ye kadar sürdü.

Genel kurul salonuna kamu emekçileriniçeşitli talep ve sloganlarını ifade edenpankartlar asıldı. Saygı duruşunun ardındanaçılış konuşmasını yapan SES İzmir ŞubeBaşkanı Ergün Demir, neoliberal ekonomipolitikalarının emek cephesinde yol açtığıyıkıma işaret ederek, dünya ölçeğinde kamuhizmetlerinin tümüyle metalaştığınadeğindi.

Çalışma raporunda, 2008 Şubatı’ndanbugüne kadar gerçekleştirilen eylem veetkinliklerin bir dökümüne yer verildi.Hastane acil servislerinde sağlıkemekçilerinin maruz kaldıkları şiddet deraporda üzerinde durulan konular arasındayer aldı. Raporunun örgütlenme bölümünde

ise, örgütlenme çalışmalarının yapıldığı işyerlerinde en temel sıkıntının, tüzükte yer almasına rağmen işyeri kararorganı olan ‘işyeri temsilciler kurulları’nın karar alma ve uygulama konusunda ciddi eksikliklerin olduğuna dikkatçekildi. Metropol bölge dışında kalan ilçelerdeki işyeri ziyaretlerinin aksadığına da değinildi. Ayrıca bültenlerinyetersiz kalması ve zamanında ulaşamamasının da önemli bir sorun oluşturduğu belirtildi.

Çalışma raporunda, 2 Şubat 2008- 19 Şubat 2011 tarihleri arasında 2218 yeni üye yapıldığı, buna karşılık 1459üyenin istifa, emeklilik ve vefat nedeniyle ayrıldığı, halen 4147oduğu ifade edildi.

Yönetim ve denetleme kurullarının çalışma raporlarının ardından delege ve üyeler kürsüye gelerek söz aldı.Bozyaka Eğitim Hastanesi’nde işyeri temsilcisi ve şube temsilciler kurulu üyesi Muteber Çolak, genel kurulda

yarışan bazı siyasi çevrelerin KESK’in bugünkü iç karartıcı tablosunun birinci dereceden sorumlusu olduklarınaişaret ederek söz ile eylem arasında büyük bir uçurum olduğuna dikkat çekti. Çolak, yönetim kurulu üyeliği içindeğil işyeri temsilciliği için yarışılması, üye aidatlarının da elden toplanması gerektiğini ifade etti.

Şube temsilciler kurulunun karar alma süreçlerinde etkin olmadığını belirten sağlık emekçisi Gültekin Akarcaise, bunun sorumlusunun şube temsilciler kurulu üyeleri olduğunu iddia eden şube yönetim kurulunun buiddialarını çıkıp kürsüden tüm delegelere söylemesini istedi.

Tepecik Araştırma Hastanesi’nin sendika temsilcisi İsmail Karademirci ise, delegasyon sisteminin iptaledilerek genel kurulların bütün üyelerin katılımı ile gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Yine aynı işyerinde 4-B statüsünde çalışan Ozan Demir, inanılmaz bir mobingle karşı karşıya olduğunu ifadeederek kendisini işyerinde tam bir köle gibi hissettiğini belirtti. Sözleşmeli olarak çalışan Cafer Güler isegüvenceli bir çalışmadan yoksun olduğunu ve kendini yalnız hissetttiğini, bu nedenle sendikanın kendisinin herşeyiolduğunu vurguladı.

Page 19: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

www.sosyalistkamu.com - 19

Menemen Devlet Hastanesi’nde çalışan Gülistan Kılıç, sendikalarda iktidar olma hırsının grupçuluğubeslediğini, bunun da mücadeleye ciddi zarar verdiğine dikkat çekti.

Emekçilere dönük son saldırı yasalarının bir amacının da sendikaları bitirmek olduğunu söyleyen AhmetUlaşoğlu isimli sağlık emekçisi, bu kapsamlı saldırıların işçi ve emekçilerin sınıf ekseninde yan yana gelmezeminini de genişlettiğini vurguladı.

Ali Haydar Tepeli isimli sağlık emekçisi iki tarafın var olduğunu, bunların da işçi sınıfı ve burjuvazi olduğunusöyledi. Artık işçi ve emekçilerin mücadeleden başka seçeneklerinin olmadığını ifade eden Tepeli, sendikanınrenginin kızıl olması gerektiğini vurguladı.

SES İzmir Şubesi Yönetim Kurulu eski üyesi Hüseyin Çoban, sendikada işleyişin piramit biçiminde ifadesinibulan burjuva örgütlenme tarzı olduğunu ve bu sürecin 1995 sonlarına doğru KÇSKK (Kamu ÇalışanlarKonfederasyonlaşma Kurulu) içinde yapılan tartışmalar ile başladığın söyledi. Dar grupçu siyasi grupların

ihtiyaçlarından dolayı böylesi biroluşumun tercih edildiğini belirtti. KESKve SES’in fiili meşru mücadeleye geridönebilmesi için işyeri örgütlenmelerininkarar süreçlerine dahil edilmesigerektiğini ve bunun aracının da işyerimeclisleri-komiteleri olduğunu belirtenÇoban, yönetim kurullarına mükemmelinsanlar seçilse dahi bu örgütlenmeyöntemi ile sonucun değişmeyeceğini veburjuvaziye karşı zaferkazanılamayacağını vurguladı.

Genel kurul divanına 31 karar önergesisunuldu. Fakat genel kurulun planlanansüreyi aşması üstünde hayli uzadığıgerekçesiyle aynı delege bileşimiyle saltbu gündem maddesi için bir toplantıyapılması karar altına alındı.

Genel olarak coşkudan yoksun geçengenel kurulda, oylamaya büyük ilgigösteren delegelerin tartışma süreçlerindegerekli ilgiyi göstermediği gözlemlendi.Öyle ki, delegelerin büyük çoğunluğuneredeyse seçim saatine kadar genelkurula katılım göstermedi.

Seçimlere 2 liste katıldı. DevrimciSendikal Dayanışma, Emek Hareketi ve TKP ittifakının oluşturduğu liste seçimleri kazandı.

Genel kurul süreci boyunca Sosyalist Kamu Emekçileri tarafından bülten ve broşür dağıtımları gerçekleştirildi.Açılan standa genel kurula katılım gösteren sağlık emekçilerinin ilgi gösterdiği gözlendi.

Sosyalist Kamu Emekçileri / İzmir

p SES Manisa Şubesi Genel Kurulu

KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Manisa Şube 7. Olağan Genel Kurulu 19Şubat günü Manisa Öğretmenevi’nde yapıldı. Saat 13.00’de başlayan genel kurula Manisa merkez ve ilçelerinden

Page 20: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

20 - www.sosyalistkamu.com

sağlık emekçileri katıldı.Açılış konuşmasını Şube Yönetim Kurulu üyesi Figen Pehlivan gerçekleştirdi. Saygı duruşundan sonra şube

yönetiminin hazırladığı sinevizyon gösterimi izlendi.Şube Başkanı Zeynel Abidin Kaplan, aile hekimliği, döner sermaye uygulaması, sağlık ocaklarının kapatılması

gibi sorunlara değindi. İsrail’in Filistin halkına karşı yaptığı katliamları protesto ettiklerini, faili meçhul cinayetlerekarşı basın açıklaması yaptıklarını ve toplumsal olaylarla ilgili eylemlere destek verdiklerini söyleyen Kaplan,KESK Genel Merkezi’ne dönük baskına karşı da kısa sürede protesto eylemi örgütlediklerini sözlerine ekledi.

Daha sonra faaliyet, denetleme ve mali raporlar okunarak aklandı.Genel Kurulda üye aidatlarının ağırlıklı olarak yerellere verilmesi, üye sayısı 600’e kadar üyesi delegelik

sisteminin kaldırılması, yardımlaşma sandıklarının kurulması ve işsizlere kaynak fonunun oluşturulması, tüm sağlıkçalışanlarının ( işçi, memur, taşeron vb. ayırmadan ) tek bir çatı altında örgütlenmesi, çalışma saatlerinin kademeliolarak altı saatte indirilmesi, işsizlik fonunun amaç dışı kullanılmasının yasaklanması, her yurttaşa yurttaşlıkmaaşının verilmesi, taşeron ve güvencesiz çalışmanın yasaklanması taleplerinin tüzüğe eklenmesinin istenmesi,sağlık iş kolunun ağır iş kolu kapsamına alınması talebinin tüzüğe eklenmesi, özlük, demokratik ve ekonomikhaklarımıza dönük ortak bir mücadele programının oluşturulması, sağlık alanında eğitim alan öğrencilere sendikaleğitim verilmesi gibi önergeler sunularak kabul edildi. Önergelerin SES Genel Merkez Üst Kurulu’na aktarılmasıda kabul edildi.

Daha sonra adayların başvuru dilekçelerinin alınmasına geçildi. Başak Özen ve Ayça Ramazan adlı iki üyeyönetim kuruluna bağımsız olarak aday olduklarını açıkladı.

İlk sözü alan bağımsız aday Başak Özen, sağlık emekçilerine yönelik genel saldırılardan bahsettikten sonraşube genel kurulunun emek mücadelesi açısından çok önemli olduğuna ve grupsal hesaplar üzerinden yapılandelege seçimlerinin anti demokratik olduğuna değindi. Günübirlik bir mücadele anlayışından vazgeçilerek sesgetiren eylemler örgütlenmesi gerektiğini söyledi.

Diğer bağımsız aday Ayça Ramazan da genel saldırılardan bahsederek sendikanın yapısal sorunlarınınolduğunu, bu durumun ise sendikayı saldırılara dur diyemeyecek bir hale getirdiğini söyledi. Seçimlerde birkaçsiyasal grubunun etkin olduğunu söyleyen Ramazan, delege sisteminin kaldırılarak seçimlerin doğrudan yapılmasıgerektiğini belirtti. Seçilenlerin taban istediğinde geri çağrılması gerektiğine vurgu yapan Ramazan, yönetimlerin

Page 21: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

www.sosyalistkamu.com - 21

M K

karar alan değil tabandan alınan kararların uygulayıcısı olması gerektiğini söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.Daha sonra Şube Başkanı Kaplan söz alarak bağımsız adayların ifadelerine yönelik cevap verdi. Belirlenen 7

bölgeden sadece Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tek aday belirlenemediğini, bu hastaneden bir değil 3adayın olduğunu, bu yüzden bu iki arkadaşın aday olduklarını söyledi. Kaplan delegelerden, oluşturulan yönetimaday listesinin desteklenmelerini istedi.

Genel Merkez üst kuruluna liste dışından aday olan Erdoğan Özcan da kısa bir konuşma yaptı.Yapılan seçimler sonucunda, eski yönetim kurulunun belirlediği Serpil Deniz, Figen Pehlivan, Metin Kaygısız,

Hıdır Uçak, Ali Saraç, Erdal Sağınmaz ve Zafer Güzel’den oluşan liste seçimleri kazandı.Genel kurulda Kamu Emekçileri Bülteni ve SES Genel Kurullarına Giderken broşürü dağıtıldı.

Sosyalist Kamu Emekçileri / Manisa

p SES Ankara Şubesi Genel Kurulu

SES Ankara Şube Olağan Genel Kurulu, 19 Şubat 2011 Cumartesi günü Ankara Üniversitesi Rektörlüğü 100.Yıl Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Saat 11:00’de başlayan genel kurul cansız ve coşkusuz bir havada geçerkenseçimlerde tek liste çıktı.

Genel Kurul emek mücadelesinde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Başka bir öneriolmayınca yönetimin önerdiği divan oy birliğiyle kabul edildi.

Divanın seçilmesinin ardından SES Şube Başkanı İbrahim Kara açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı.Kapitalist sistemin neo-liberal uygulamalarına dikkat çeken Kara bu uygulamalarla kamu küçültülürken,özelleştirmeler yaygınlaştırılarak, emekçilerin iş güvencesiz çalıştırıldığına vurgu yaptı.

İbrahim Kara’nın konuşmasının ardından salonda bulunan konuklara söz verildi. İlk olarak SES Genel BaşkanıBedriye Yorgun’a konuştu. Yorgun konuşmasında genel olarak SES’e yönelik baskılardan söz etti.

Ardından genel kurul gündemleri okundu. Gündemin belirlenmesinin ardından delegelere söz verildi. Delegelerin konuşmalarında güvencesiz ve taşeron

işçilerin örgütlenmesi, işyeri meclislerinin oluşturularak mücadelenin buradan örgütlenmesi, protestocu eylemçizgisinden vazgeçilerek hak alıcı eylem çizgisinin hayata geçirilmesi, kadın sorunu gibi başlıklar ön plana çıktı.Delegeler konuşmalarını bitirdikten sonra okunan raporların aklanmasına geçildi. Raporlar oy birliğiyle aklandı.

Tek listenin çıktığı seçimde yönetim kurulu şu şekilde belirlenmiş: İbrahim Kara, Melahat Yurttaş, Hülya Yıldır,Mehmet Fatih Toksöz, Nurşat Yeşil, Erdal Turan ve Derya Ekici Özkan.

Sosyalist Kamu Emekçileri/Ankara

p SES Adana Şubesi Genel Kurulu

SES Adana Şube 7. Olağan Genel Kurulu 19 Şubat günü Türk-İş Bölge Temsilciliği toplantı salonunda yapıldı.Kurul, saat 10.00’da açılış konuşması ile başladı. Açılış konuşmasını Şube başkanı Mehmet Antmen yaptı.

Altı yıldır şube başkanlığı yapan Mehmet Antmen konuşmasına, dönem değerlendirmesi ile başladı. Sağlıktayıkım politikalarını da değerlendiren Antmen, sağlıkta yıkım politikalarına karşı mücadele deneyimlerini ele aldı.

Konuşmanın ardından divan oluşturularak gündemler belirlendi. Çalışma raporlarının okunmasında sonraseçimler yapıldı. Tek liste halinde gidilen seçimler sonucu yeni yönetim oy birliği ile kabul seçildi. Yeni yönetimeMuzaffer Yüksel, Hülya Çınar, Faruk Onuk, Sinan Sevimli, Mustafa Bucak ve Gülistan Atasoy seçildi.

Genel kurulda Sosyalist Kamu Emekçileri’nin hazırladığı broşürün dağıtımı gerçekleştirildi. Ayrıca SİDER’inbaşlatmış olduğu kampanya çerçevesinde sigortasız ve güvencesiz çalışmaya karşı imza toplandı.

Sosyalist Kamu Emekçileri/Adana

Page 22: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

22 - www.sosyalistkamu.com

Tarım Orman Çevre ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen)İstanbul Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu Orman Müdürlüğü’nde bulunan Orman Mühendisleri Odası’ndagerçekleştirildi. Çoğunluğun geç sağlanması nedeniyle geç başlayan şube genel kurul, divan seçimininardından saygı duruşu ile başladı.Açılış konuşmasını Şube Başkanı Şenay Elhüseyni yaptı. Elhüseyni Arap ülkelerinde başlayan isyanların dominoetkisi yarattığını ve baskı devletlerinde Müslümanların artık sistem değişikliğini sorguladıkları bir süreçtengeçtiğini belirtti. Sendikal hareketin sorunlarına değindi. Toplu sözleşme ve grev hakkının sendikalarımızda halayaşamsal olduğunu ve birleşik mücadelenin özlem olmaktan çıkartılıp, bir mücadele hedefine dönmesi gerektiğinisöyledi.Faaliyet ve denetleme raporunun okunmasının ardından tekrar söz alan Elhüseyni, geçmiş döneme ilişkin maliyetersizliklerden ve işyerlerinin uzaklığından ileri gelen sıkıntılara değindi.

Raporların okunmasının ardındangenel kurula katılan misafirleresöz verildi. İlk olarak Tarım OrkamSen Genel Başkanı Yücel Gül sözaldı. Sendikanın kuruluş sürecinedeğindi ve bugün sendikanın zayıfolmasındaki en büyük etkenin,grupsal anlayışların sendikalfaaliyette çok işlevsel olmaması vesendikal harekete sadece siyasetüretme yeri olarak bakmalarıolduğunu söyledi.

Daha sonra söz alan OrmanMühendisi bir delege güvencesizlerinde artık sendika tarafındanörgütlenmesi gerektiğini ve bunailişkin KESK’in de konu ile ilgiliprogram hazırlama göreviyle karşıkarşıya olduğunu kaydetti.

Özelleştirilen Telekom’dan orman iş kolunda görevlendirilen bir delege, iş yerlerinde temsilci olmalarınarağmen, sendika yöneticilerinin eylemlilikler, toplantı ve programlara ilişkin bilgi vermediğini, işyerinde oluşanbaskılar nedeniyle gelişen üye istifalarına müdahale edemediklerini ifade etti.

Tarım Orkam-Sen Eski Genel Başkanı Sezai Kaya ise sendikadaki üye kaybının sebebinin, mevcut anlayışlarındar bakışları olduğunu ve bunun çözümünün ise iş yapacak insanların desteklenmesiyle sağlanabileceğini söyledi. Yemek sonrasında divana geç ulaştırılan “sendika çalışanlarının ücretlerinin profesyonel yöneticilerin ortalamaücretlerine yükseltilmesi, temel talepler doğrultusunda bahar aylarından başlayan ve grev eksenine dayalı merkezibir mücadele programının oluşturulması, genel kurul sürelerinin iki yıla düşürülmesi, şube genel kurullarındadelegelik sisteminin kaldırılması, geniş tabanlı organların karar organı yönetimlerin ise yürütme organı olaraktanımlanması, tüzükte profesyonelliğe ilişkin sınırlama getirilmesi” içerikli önergeler seçim gündemine girilmişolması nedeniyle oylanmaksızın kabul edilmiş sayıldı.63 delegeden 44’ünün katıldığı ve oy kullandığı genel kurulda tek liste ile seçime gidildi.

Sosyalist Kamu Emekçileri/İstanbul

Tarım Orkam Sen İstanbul Şubesi Genel Kurulu yapıldı

Page 23: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

www.sosyalistkamu.com - 23

8 Mart 1857, kapitalizmin bazı işkollarında günlükçalışma saatinin 18 saati bulabildiği dönemleri…ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi, dahaiyi çalışma koşulları ve 10 saatlik iş günü talebiyle grevebaşlar. Ancak polis işçilere saldırır ve onları fabrikayakilitler. Arkasından çıkan yangında işçiler fabrika önündekurulan barikatlardan kaçamazar ve çoğu kadın 129 işçidiri diri yakılır. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkınkişi katılır.

8 Mart 1886; tekstil işçisi kadınların “eşit işe eşitücret”, sendikalaşma ve oy hakkı için başlattıklarımücadele kana boğulur. Yüzlerce işçi öldürülür, birçoğuda tutuklanır.

8 Mart 1908; yürüyüşe geçen Amerikalı kadın işçilerbu kez “8 saatlik iş günü”, “oy hakkı” ve “sendikalaşmahakkı” için alanlara çıkarlar. Polisin açtığı ateş sonucu140 kadın işçi katledilir, birçoğu da tutuklanır.

26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nınKopenhag kentinde 2. Enternasyonal’e bağlı kadınlartoplantısında (Uluslararası Sosyalist KadınlarKonferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisiönderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindekitekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasıönerisini getirir ve öneri oybirliğiyle kabul edilir.

İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişentarihlerde fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da toplanan 3.Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşti.Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarakanılmasını kabul etti. Ama Birleşmiş Milletler’insitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın NewYork’ta ölen işçilerin anısına yapıldığının yazılmamışolması bir tesadüf olmasa gerek. 8 Mart’ın emekçikadınlar nezdinde sömürüye karşı girişilen bir direniş veisyan günü olmasının unutturulmaya çalışıldığı budüzende emekçi kadınlar günümüze sahip çıkmalı ve 8Mart’ı anlamına uygun anmalıyız.

Bizler biliyoruz ki ezen sınıfın kadınları da doğalarıgereği kendi sınıflarının çıkarlarını savunurlar. Kendisınıflarının yaşaması nasıl sömürüye bağlıysa, emekçikadınların özgürlüğü de bu sömürünün ortadankalkmasına o kadar bağlıdır. Bizlere reklam filmlerindesunulan “özgür kızlar” burjuvazinin temsilcisidir. Çünkü

emekçi kadının özgürlüğü, emek gücümüzünsömürülmesine karşı olmakla, ev içi hizmetçiliğireddetmekle, bedeninin cinsel meta olarak kullanılmasınakarşı çıkmakla başlar. Kısacası insana ait olan her şeyinmetalaşmasına karşı çıkmakla özgürleşebilir kadınlar vetüm insanlık.

Bin yıllık sınıflı toplumun getirisi olan ve adına “töre”dediğimiz “namus” dediğimiz yazısız kanunlarlakatlediliyor kadınlar. Bu katledilme burjuvazininyasalarıyla destekleniyor. Verilen cezalar komediyedönüşüyor. Emperyalist gerici savaşlarda toplu tecavüze,katliamlara uğruyor kadınlar. Evlerindenmemleketlerinden ayrılan kadınlar, yıllarca sürgün hayatıyaşamak zorunda kalıyor. Kapitalizmin krizlerininfaturasını ilk ödeyenler de onlar. Sermaye ilk sıkıştığıanda kapı önüne kadınları koyuyor. Ev içi hizmetçiliğininve çocuk bakımının değişmez köleleri onlar. Alevi,Ermeni, Çerkez ya da Kürt olmaları hor görülmelerine,sömürülmelerine bir zincir daha eklemekten başka bir işeyaramıyor. Sokakta, işyerinde, evde aşağılanma ve tacizinher türlüsü kadınlar içindir. Bu gidişe dur demenin yoluise sınıflı toplumların beslediği erkek egemen anlayışa vekapitalist sömürüye karşı mücadelenin ön saflarında yeralmaktan geçiyor.

Şunu unutmamalıyız ki, içinde yaşadığımız kapitalistsistem, her emekçiyi kadın ya da erkek demeden kanınınson damlasına kadar sömürmek için vardır. Kapitalizmsömürüyle varlığını sürdürmektedir. Emekçilere düşengörev de çifte sömürü, baskı, eşitsizlik ve ezilmişliğinkaynağı olan kapitalist sisteme baş kaldırmaktır.

Kadın işçiler Davutpaşa’da katledildiler, Bursa’damaden ocağında yer altına gömüldüler. İstanbul’dayaşanan sel felaketinde bindirildikleri araçlardaboğularak öldürüldüler.

Ancak direnen, mücadelede bir adım öne çıkankadınlar da var bu topraklarda. Novemad’de direnerekkazananlar, DESA’da Emine Arslanlar, Entes’te GülistanKobatanlar da var. Bizler biliyoruz ki, haklarımız,geleceğimiz ve özgürlüğümüz için örgütlenir vemücadelede bir adım öne çıkarsak, kadın-erkek bir bütünolarak mücadelemizi ortaklaştırırsak sömürü düzeninedur diyebiliriz.

Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!Kadın-erkek el ele örgütlü mücadeleye!

“8 Mart” emekçi kadının isyan ateşidir!

Page 24: Kamu Emekçileri Bülteni-2011 Mart

Kamu Emekçileri Bülteni 38 * Fiyatı: 25 YKr * Mart 2011 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Ayten Özdoğan * Yayın türü: Yerel, süreli, ayda bir Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. *Mollaşeref Mah. Simsar Sk No:5/3 Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92

Mezopotamya ve Ortadoğu’nun verimli toprakları vegeniş otlakları üzerinde boy gösteren köleci despotikdevletler aynı zamanda egemen sınıfın kırbacını enacımasız biçimiyle ezilenlerin sırtına indireniktidarlardı. Büyük toprak sahipleri devlet biçimindeörgütlenmişler ve en büyük toprağa sahip olanı dakendilerine kral seçmişlerdi. Büyüyen devlet, gittikçeartan vergi, daha fazla çalışma ve daha fazla köledemekti. Bir taftan vergiler diğer taraftan tefecilikküçük üretici toprak sahibini ya köle olmak zorundabırakmış ya da köleliliğe yakın bir yaşam standardınasürüklemişti. Ayrıca meydana gelen krizler (doğalolaylara, savaşa, yağmaya vb bağlı ürün kıtlığı) dahafazla vergi ve tanrılara daha fazla hediye anlamınageliyordu. Tabi ki bu durum, büyük köle ve halkisyanlarının oluşmasına neden oluyordu.

“Başkaldıranlar, hiçbir şeyi olmayan sefilinsanlardır. Hükümdarı esir alır, zenginlerikâşanelerinden kovarlar. Firavunların mumyalarınımezarlarından fırlatır atar, tapınakları işgal eder veayinlere son verirler. Hükümdarların, senyörlerin vetapınakların ambarlarını ele geçirip ve içindeki bütünbuğdayları ulusal mülkiyete tabi olarak ilan ederler.”Server Tanilli, Yüzyılları Gerçeği ve Mirası cilt:1,(İstanbul Adam Yayınları, 2003), s:95

Bu alıntı M.Ö. XVIII. yy. Mısır Medeniyetine ait“Bir Bilgenin Uyarısı” adlı edebi bir metinde yeralmaktadır ve hükümdara öğüt vermek amacıylayazılmıştır.

Ezilen halklar emekçiler kendi kurtuluşları içinverilen savaşları mücadeleleri unutmamışlar; çeşitlisöylence, efsane ve mitolojilerle yaşatmışlardır.Newroz’a kaynaklık eden Demirci Kawa efsanesi deKürt halkının direnişiyle birlikte tekrar anlam kazanantarihi bir kurtuluş mücadelesinin, bir halk isyanınınmitolojik ifadesidir.

Demirci Kawa, baharın gelmesini engelleyen veomzundaki iki yılanı Med’li çocukların beyniyle besleyenZalim Asur kralı Dehak’a karşı bir ordu kurar. Bu orduDehak’ın sarayına karşı yürüyüşe geçer. Kawa Dehak’ıçekiç darbeleriyle öldürür. Med halkı zulmün temsilcisiolan Ninova’yı ateşe verir. Kawa zaferi kutlamak içinetraftaki tüm tepelerde ateşler yakar. (Farklı anlatımlardaDehak’ın gençlerin beyinlerini yaralarına sürmek içinkullandığı söylenmektedir)

Söz konusu olan ezilen bir ulusun bayramı olunca ezenulusun egemenlerinin o bayram üzerinde baskı kurmasıkaçınılmazdır ve yıllardır Newroz kutlamalarındayaşanalar da bundan ibarettir. Kürt halkı bütün baskılara,katliamlara ve provokasyonlara rağmen Newroz’u hergeçen yıl daha yaygın ve kitlesel olarak kutlamıştır. Kürthalkının Newroz bayramına kitlesel katılımınıengelleyemeyen egemenler ilkel-ırkçı tarih tezine bir kezdaha sarılmıştır. Bir devletin yasak ilan ettiği bir bayramıönüne geçemeyince resmi-ulusal bayram ilan etmesitarihte eşine az rastlanır bir manevra yeteneğini ifade eder.Ne gariptir ki yasaklanan bu bayram bu defa dakutlanması zorunlu bir bayram halini almıştır. Artık birtarafta icat edilmiş, katılımın oldukça sınırlı olduğu,coşkudan uzak resmi Nevruz, diğer tarafta özellikle Kürthalkının milyonlarca insandan oluşan büyük kitlelerhalinde, coşkuyla kutladığı, sahiplendiği “Newroz” vardır.

Farklı dillerde “baharın gelişi”, “yeni gün” gibianlamlar taşıyan Newroz, bu farklı anlamlarıyla birçokAnadolu ve Orta Asya halkları tarafından dakutlanmaktadır. Ne var ki Newroz gerçek anlamını zulmekarşı başkaldırıda bulur. Bugün ise günümüzünDehak’larına karşı başkaldırıda anlam bulmaktadır. Mısır,Tunus, Libya, Bahreyn ve Yemen işçi ve emekçilerinindiktatörlüklere karşı başkaldırısı bunun somutgöstergesidir. Sermaye diktatörlüğünün baskı ve hakgasplarına karşı, Türk, Kürt ve her milliyetten Türkiyeemekçileri de birleşmeli, eşit, özgür ve insanca yaşammücadelesini yükseltmelidir.

Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın Newroz!Yaşasın Türk, Kürt ve her milliyetten Türkiye

emekçilerinin birleşik mücadelesi!

Newroz piroz be!

Newroz Kutlu Olsun!