sayed ocak 2014 sayı:70

60
SAGLIK YÖNETIMI ve EGITIMI DERGISI YIL:7 SAYI:70 OCAK 2014 Türk Kızılayı Genel Başkanı AHMET LÜTFİ AKAR Dünyanın Yükselen Değeri: Türk Kızılayı Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü CEMALETTİN HAŞİMİ Türkiye Acil İnsani Yardım Sıralamasında 4. Türk Kızılayı Kan Hizmetleri Genel Müdürü NURETTİN HAFIZOĞLU TÜRKÖK’te 3 Yılda 250 Bin Bağışçı Hedefleniyor SAĞLIK BAKANI DR. MEHMET MÜEZZİNOĞLU: 2014 SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN HAREKET YILI

Upload: bilal-akguel

Post on 29-Mar-2016

246 views

Category:

Documents


12 download

DESCRIPTION

SAYED Ocak 2014 Sayı:70

TRANSCRIPT

Page 1: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

Y IL:7 SAY I:70 OCAK 2014

Türk Kızılayı Genel Başkanı AHMET LÜTFİ AKAR Dünyanın Yükselen Değeri: Türk Kızılayı

Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü CEMALETTİN HAŞİMİ Türkiye Acil İnsani Yardım Sıralamasında 4.

Türk Kızılayı Kan Hizmetleri Genel Müdürü NURETTİN HAFIZOĞLUTÜRKÖK’te 3 Yılda 250 Bin Bağışçı Hedefleniyor

SAĞLIK BAKANI DR. MEHMET MÜEZZİNOĞLU:

2014 SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN HAREKET YILI

Page 2: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 3: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

+90 312 866 19 74 (pbx) [email protected]

ARAB HEALTH6TH HALL C10CONCOURCE C55

Page 4: SAYED Ocak 2014 Sayı:70
Page 5: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 3

YIL 7 • SAYI 70 • OCAK 2014www.sayeddergisi.org

YÖNETİM

SahibiFEYZULLAH AKBEN

Genel Yayın YönetmeniFUNDA ÇAMÖZÜ

[email protected]

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüSARE KUŞ

[email protected]

EditörSU ÖZGÜR

Yazı İşleriSERRA KUL - ÖMER DURAK

AYŞE YILMAZTÜRK

Grafik TasarımBİLAL AKGÜL

Fotoğraf EditörüAHMET FERHAT AKBEN

ReklamDİDEM GÜLKAÇ

[email protected]

Abone ve DağıtımSONGÜL KARADENİ[email protected]

Halkla İlişkilerYASEMİN KERİMİ

Yapım

Yönetim AdresiKore Şehitleri Cad. Yonca Apt. No:1/5

Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBULTel: (0212) 272 61 06 Faks: (0212) 272 61 07

[email protected]

BaskıŞAN OFSET

MATBAACILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ.Hamidiye Mah. Anadolu Cad.No:50 Kağıthane / İSTANBUL

Tel: (0212) 289 24 24

Yayın TürüYaygın Süreli Yayın

SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz.

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir.

Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

MERHABA...

2014 yılının ilk SAYED Dergisi’nde yine sizlerle buluşmanın keyfini yaşıyoruz.

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müez-zinoğlu’nun belirttiği gibi 2014 Sağlıklı yaşam için hareket yılı... Sayın Müezzinoğlu “Sevdiklerimiz-le Sağlığa Yürüyoruz” sloganı ile hareketin ilk etkinliğini Manisa’da vatandaşlarla birlikte sağlık için yü-rüyerek başlattı. Sağlıklı bir yaşam için hareketin yanı sıra “Dört dört-lük bir sabah kahvaltısı, dört üçlük bir öğle yemeği, dört ikilik bir ak-şam yemeği...” sözleri ile beslenme alışkanlığına da dikkat çeken Dr. Müezzinoğlu, bu etkinliklerin 2014 yılı boyunca da devam edeceğini belirtti. Haberin detaylarını dergi-mizde bulabilirsiniz.

Yeni bir yıla girerken sağlık alanın-da kısa bir değerlendirme yapmak amacıyla sizler için Sağlık Bakan-lığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2012 verilerini de sayfalarımıza taşıdık. İstatistiklere göre Türk insanının ömrü 20 yılda 11 yaş daha uzadı. Yine dergimizin bu sayısında Sağ-lık Bakanlığı’nın sağlıkta dönüşüm 2013-2017 Stratejik Planı çerçeve-sinde hazırladığımız “Nihai Amaç Halk Sağlığı” başlıklı haberimize

yer verdik. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesindeki diğer üye ül-keler için Sağlık 2020’nin ulusal bir stratejik plana nasıl dahil edilebile-ceğine örnek olacak plan çerçeve-sinde stratejik amaç; birey ve top-lumun sağlık kalitesini artırmak ve sağlık sistemini küresel sağlığa kat-kı sağlayacak şekilde geliştirmek…

Dosya konumuzda ise yaptığı kü-resel yardımlarla dünyada adından söz ettiren ve geçtiğimiz aylarda Uluslararası Kızılay Kızılhaç Dernek-leri Federasyonu Genel Kurulunda Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Türk Kızılayı’nın Genel Başkanı Ah-met Lütfi Akar ile söyleştik. İnsani yardımlarda dil, din ve ırk gözet-meden ulaştırdıkları yardımlar ülke sınırlarını aşan Türk Kızılayı’nın ba-şarılı çalışmalarından bahseden Sayın Akar, sahip olduğu makamın özel bir sıfat olduğunu ve bu göre-vi hakkıyla yerine getirebilmek için bir ekip olarak var güçleriyle çalış-tıklarını belirtti.

Dergimizin sayfalarında her zaman olduğu gibi gündemdeki haberle-ri, etkinlikleri ve sektörel yenilikleri bulabilirsiniz. Mutlu ve sağlıklı bir yıl dileklerimizle…

F U N D A Ç A M Ö Z Ü

Page 6: SAYED Ocak 2014 Sayı:70
Page 7: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 5

BAŞKANDAN

Merhaba…

Yeni yılın ilk sayısında sizlerle birlikteyiz. Dünya 2013’ü yine

savaşlar, bebek ölümleri gibi birçok üzücü hatıralarla geri-

de bıraktı. Yaşanan hadiselerin çoğunluğu da aynı coğraf-

yayı, dini, kültürü paylaştığımız kardeşlerimizin yurtlarında,

ocaklarında yani yanı başımızda meydana geldi.

Kimyasal silah kullanarak insanlık suçunun belki de en

ağırını işleyenler karşısındaki masum, kimsesiz, biçare Su-

riyelilerin yardımına yine Türkiye koştu. Yunus’un dediği

gibi “yaratılanı Yaratan’dan ötürü hoş gören”, Mevlana’nın

Mesnevi’sinde dile geldiği üzere, Hakk’ın rızasını kazanmak

adına dünyanın dört bir yanına “sevgi köprüleri kuran” bir

kültürün torunlarından da beklenen bu olsa gerek!

Geçmiş dönemlerde de SAYED Dergisi’ndeki yazılarımızda

bahsettiğim üzere, biz sağlık çalışanları kutsal bir görevi

ifa ediyoruz. Yetim bir çocuğun saçını okşamak, yürekle-

ri dağlayan acıları dindirmek, bir hastanın şifa bulmasına

vesile olmak, insanlığa atılan kurşunlara, bombalara, kim-

yasal silahlara verilen en büyük cevaptır. Emeği geçen tüm

meslektaşlarımızdan Allah razı olsun.

Dergimizin bu ayki sayısında ülkemizin yurt dışında insa-ni yardım amaçlı yaptığı faaliyetleri bulacaksınız. Kuruluş tarihi bin sekizyüzlü yıllara uzanan, sadece yurt içinde de-ğil, yurt dışında da “yardım” deyince ilk akla gelen, yaptığı çalışmalarla göğsümüzü kabartan Türk Kızılayı’nın Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar Bey’in röportajını keyifle okuya-cağız.

Aynı şekilde yurt içinde ve yurt dışında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımız, Sudan’da hastane işletimi nok-tasında artık gün sayan Sağlık Bakanlığımız aynı övgüyü hak ediyor.

Sevgili dostlar;

Yeni yılın ilk günlerinde TBMM’de görüşmeleri tamamla-nan ve 56 maddeden oluşan torba yasa ile sağlık çalışan-larının şartları daha da iyileştirildi. Bizler de SAYED olarak sizlerden gelen geri bildirimleri, hem Sağlık Bakanlığı hem de TBMM nezdinde değerlendirilmek üzere iletmenin ve olumlu sonuçlar almanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Sağlıcakla kalın.

P R O F . D R . N U R U L L A H Z E N G İ NS A Y E D Y Ö N E T İ M K U R U L U B A Ş K A N I

Page 8: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

38 HABER

İmmüno OnkolojikTedaviler

18 TÜRK KIZILAYIİnsani Yardımda Küresel Aktör ➤ 18Türkiye Acil İnsani Yardım Sıralamasında 4. ➤ 24TÜRKÖK’te 3 Yılda 250 Bin Bağışçı Hedefleniyor ➤ 27İETT Türk Kızılayı ile Kentin Kan İhtiyacına El Attı ➤ 28

DOSYA

Ahmet Lütfi Akarİnsani Yardımda Küresel Aktör

Cemalettin HaşimiTürkiye Acil İnsani Yardım Sıralamasında 4.

Nurettin HafızoğluTÜRKÖK’te 3 Yılda 250 Bin Bağışçı Hedefleniyor

18 24 27İÇİN

DEK

İLER

OCAK 2014

S E K T Ö R D E N

4041

DR Alanında Yeni Dönem

Sağlık Sektörüne Operasyonel Çözümler

H A B E R L E R

32364243

Nihai Amaç Halk Sağlığı

By-pass mı, Stent mi Tartışmasına Son!

Antalyalı Sağlık Turizmcileri Bir Araya Geldi

Hedef: Veremsiz bir Türkiye

44 UZMAN GÖRÜŞÜ

Yrd. Doç. Dr. Ebru Erek KazanProfesyonellik, Meslek Bilinci ve Hemşirelik

50ETKİNLİK TAKVİMİ

■ Libya Uluslararası Sağlık Ve Medikal Teknolojileri Fuarı Bingazi’de■ Medikal Turizmin Popülaritesi Rusya’da Artıyor

■ Arab Health Uluslararası Sağlık Fuarı Ocak’ta

Page 9: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

16

30

HABER

HABER

2014 Sağlıklı Yaşam İçin Hareket Yılı

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet MÜEZZİNOĞLU;

İki Şehir Hastanesinin

Temelleri Atıldı

SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına

Yayın Kurulu BaşkanıProf. Dr. Nurullah ZENGİN(SAYED Derneği Genel Başkanı)

Yayın Kurulu (SAYED Derneği Yönetim Kurulu)Op. Dr. Osman ACARFatma AKTAŞGökhan AKTÜRKDr. Ahmet CÖMERTArif ÇETİNDr. Elif Bor EKMEKÇİProf. Dr. Ali Metin ESENProf. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLUKamuran ÖZDENVeysel ÖZGENProf. Dr. Behzat ÖZKAN Muammer SATILMIŞNebi ŞAHİNLİYasin YAVUZProf. Dr. Hayreddin YEKELERAhmet ZENGİN

Danışma KuruluYrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOYProf. Dr. Selami AKKUŞProf. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDINProf. Dr. Metin AYDINProf. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLIProf. Dr. Sait BİLGİÇProf. Dr. Murat BOZKURTProf. Dr. Engin BOZKURTProf. Dr. Alper CİHANUz. Dr. Hasan ÇAĞILDoç. Dr. Kerim ÇAĞLIProf. Dr. Bekir ÇAKIRProf. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜDoç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLUProf. Dr. Ali DEMİRProf. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZProf. Dr. Orhan DENİZProf. Dr. Osman Nuri DİLEKProf. Dr. Metin DOĞANProf. Dr. Ali İhsan DOKUCUUzm. Dr. Mehmet Taşkın EĞİCİProf. Dr. Levent ELBEYLİProf. Dr. Cevdet ERDÖLProf. Dr. Canan HASANOĞLUDoç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLUProf. Dr. Abdullah İĞCİDoç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLUProf. Dr. Mehmet İŞLERProf. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLUProf. Dr. Murat KARAŞENYrd. Doç. Dr. Esra KESKİNProf. Dr. Muzaffer KİRİŞProf. Dr. Akın MARŞAPProf. Dr. Muzaffer METİNTAŞProf. Dr. Semih ÖNCELProf. Dr. Mustafa ÖZMENProf. Dr. Mustafa PAÇDoç. Dr. Sadrettin PENÇEProf. Dr. Mustafa SOLAKProf. Dr. Yunus SÖYLETProf. Dr. Haydar SURProf. Dr. Erol ŞENERProf. Dr. Mehmet Akın TAŞYARANProf. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLUProf. Dr. Bahattin TUNÇProf. Dr. Necdet ÜNÜVARProf. Dr. Yavuz YILMAZ

* İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.

YILDIRSAĞLIK SEKTÖRÜNÜNİLETİŞİM PLATFORMU

46 HABER

Türkiye’de Ortalama Yaşam Ömrü 76

54HAYATIN İÇİNDENKarlar Ülkesi300: Bir İmparatorluğun YükselişiSoğuk

51 SİNEMA

Seyyah’ın GölgeleriBrochUstam ve Ben

52 KİTAP

Aynı duyguları paylaştığınız, beraber üzülüp

beraber sevindiğiniz, sabahlara kadar uykusuz

kaldığınız yol arkadaşlarınız, olası bir çıkar ilişki-

sinde sizi yarı yolda bırakmaktan geri kalmıyorlar.

Bununla da yetinmeyip bunca yaşananların hay-

rına rağmen size ve davanıza ihanet edebiliyorlar.

İnsanlar farklı düşünebilir. Bu gayet normaldir.

Birlikteliğin yürütülemeyeceği durumlarda hak-

lar helal edilir, dostça ve kardeşe ayrılınır. Ama,

yaşananlar bir ömür boyu sır olarak kalır.

Daha önceki yazılarımızda sizlerle paylaştığım

bir hikaye vardı. “CİBİLLİYET Mİ, EĞİTİM Mİ” Bu

hikayeyi hepiniz hatırlarsınız. Bilmeyen varsa da

internetten erişim mutlaka okusun. Hikayenin

sonunda Vezir’in Padişah’a söylediği söz aslında

her şeyi özetliyor.

Önüne bir fare düştüğünde, eline bir fırsat

geçtiğinde çıkarları için vatanını satmaktan, mil-

letini harcamaktan tereddüt etmeyecek eğitimli

büyük kedilerden Allah bu memleketi, bu milleti

muhafaza kılsın.

ÂMİN!

Atalarımız ne söylemişse doğru söylemişler.

Bu hayatta eşini, komşunu, yol arkadaşını iyi

seçeceksin. Dönen kürede hepimize farklı

roller tanımlamış Yaradan. Bu rolleri ifa etmek

isteyen insanoğlunun her işi tek başına yapması

ise mümkün değil. Arkadaşa, dosta, yoldaşa,

kardeşe ihtiyaç var.

Havayolu şirketlerindeki gelişmeler, hükümetin

ülkenin tamamına yakınında inşa ettiği hava-

alanları, son dönemlerde cazibesini yeniden

kazanan demiryolları ve imrenerek baktığımız çift

şeritli duble yollar.

Buraya nereden geldik. Hatırlar mısınız, ulaşım

imkanlarının bu kadar gelişmiş olmadığı yıllarda

otobüs ya da tren yolculuğu yapanlar, yolculuk

sonrasında birbirleri ile neredeyse akraba olur-

lardı. Koltukta ya da kompartmanda yan yana

bulunanlar birbirleri ile hasbihal ederler yolculuk

sonrasındaki zamanlarda da dostluklarını devam

ettirirlerdi. Ki bu insanların bir arada bulundukları

süre en fazla 8-10 saat.

Günümüze bakıyoruz.

İnsanlar iş arkadaşlığı, kader arkadaşlığı, fikir arka-

daşlığı yapıyor. Komşuluk ediyor, cephe arkadaşlığı yapıyor,

aynı secdeye baş koyuyor, kurum, kuruluş, şirket, şehir, ülke yönetiyor.

Yol Arkadaşı

REKLAM SAYFALARI Ivital ■ Dolsan 1 ■ Teknosite 2 ■ Hakerman 4 ■ Çapa Medikal 9 ■ Kurt&Kurt 11 ■ Fujifilm 13

Fiksmed 15 ■ Tasarımmed 53 ■ Olympus Mega 55 ■ ICF Fuarcılık 56

5. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi 57OHSAD Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları 5 58

Page 10: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

8 O C A K 2 0 1 4

Ev Hemodiyalizi ile gelen mucize Türkiye’de yaklaşık 200’ü aşkın hasta tarafından uygulanan “Ev Hemodiyalizi” sayesinde bir mucize gerçekleşti. Geçtiğimiz günlerde, ev hemodiyalizi tedavisi gören Emel Burcu (40), 2 Kilo 750 gram ağırlığında bir erkek bebek dünyaya getirdi. Diyaliz tedavisi gören hastalar açısından inanılması zor olan

doğumla ilgili açıklamalarda bulunan Emel Burcu’nun doktoru Doç. Dr. Pınar Seymen, “Ülkemizde uygulanan ev diyalizi sayesinde böbrek yetmezliği olan hastaların da çocuk sahibi olmaları mümkün hale geliyor. Böbrek yetmezliği, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunudur. Hemodiyaliz, son dönem böbrek yetmezliğinin tedavi yöntemlerinden biri. Klasik hemodiyaliz tedavisi haftada 3 gün 4 saat yapılmakta ve buna bağlı olarak hastaların hormon dengesinde bozulmalar olmaktadır. Hormonal değişiklikler sonucunda da erkeklerde ve kadınlarda cinsel fonksiyonların yanı sıra üreme fonksiyonları da zarar görmektedir. Dolayısıyla bu hastaların çocuk sahibi olma ihtimalleri çok düşüktür” dedi.

S P O T

LÖSEV için satış yaptılar“Yarınları Değiştirmek” vizyonuyla 2008 yılında Türk ilaç sektörüne giriş yapan Astellas İlaç Türkiye’nin çalışanları, sosyal sorumluluk projelerine devam ediyor. Astellas çalışanları 25-26 Aralık tarihlerinde gönüllü olarak LÖSEV dükkan satışı gerçekleştirdi. Astellas İlaç Türkiye ekibi daha önce de LÖSEV için farkındalık yaratmak amacıyla Avrasya Maratonu’na katılmıştı.

‘Yarınları Değiştirmek’ vizyonuyla yola çıkan Astellas İlaç Türkiye çalışanları her yıl önemli sosyal sorumluluk projelerine imza atıyor. Yılbaşı kutlamalarında e-kart kullanan, eski şirket telefonlarının satışından elde edilen geliri LÖSEV’e bağışlayan Astellas çalışanları tezgah başına geçti.

Down Sendromu Araştırma ve Uygulama Merkezi faaliyete geçtiİstanbul Bilim Üniversitesi - Grup Florence Nightingale Hastaneleri ve Down Türkiye- Down Sendromu Derneği Ortak Projesi Balkanların ve Ortadoğu’nun ilk Down Sendromu Kliniği açıldı.

T.C. İstanbul Bilim Üniversitesi’ne bağlı olarak Down Türkiye’nin danışmanlığında kurulan “Down Sendromu Araştırma ve Uygulama Merkezi”, Şişli Florence Nightingale hastanesinde faaliyete geçti. Klinikte tüm ücret fiyatlandırması SGK’nın Üniversite Hastanelerinde Sağlık Uygulama Tebliği uyarınca yapılacak.

Kendi alanlarında iki öncü kuruluşun işbirliği ile Down sendromu konusu, Şişli Florence Nightingale hastanesinin odak noktalarından biri olarak belirlendi. Öncelikle ülkemizde, daha sonra da bölgesel ve global düzeyde, DS’lu bireylerin beden ve ruh sağlıklarına ve yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik her türlü sağlık hizmeti, tıbbi tetkik ve tedavileri ile psikososyal rehabilitasyonu sağlanacak.

Haliç Üniversitesi 1. Tüp Bebek Paneli’nde Geleceğin Teknolojileri AnlatıldıHaliç Üniversitesi Genetik Kulübü (HÜGEN)’nün organize ettiği “1. Tüp Bebek Paneli” konusunda uzman hekimlerin katılımıyla gerçekleşti. Panelde Moleküler Biyolog Dr. Caroline Pirkevi, teknolojinin sağlıklı ve rahme tutunma ihtimali en yüksek embriyoyu tespit etmeye olanak sağladığını ifade etti. Ülkemizde sanılanın aksine kısırlığın yüzde 25’inin tanımlanamayan sebeplerden olduğunun belirtildiği panelde kadın ve erkeğin rolünün ise sorun kişiden kaynaklandığında eşit oranlarda görüldüğü belirtildi. Kişilere maddi manevi yük getiren tüp bebek uygulamasının birkaç yıla kadarsa çok daha hızlı, insan hatasına olanak vermeyen ve ekonomik yöntemlerle gerçekleşebileceğinin müjdesi verildi.

Page 11: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

medikal eldivenler

Page 12: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

10 O C A K 2 0 1 4

S P O T

UMKE“Logo Yarışması” Katılım ŞartlarıSağlık Bakanlığı Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) tarafından halen kullanılmakta olan logonun, temsil gücü ve akılda kalma oranı daha yüksek ve Sağlık Bakanlığı‘nın insan odaklı hizmet anlayışını yansıtan, yerel ve evrensel değerleri içeren bir logo ile değiştirilmesi konusunu gündemine aldı. UMKE‘nin misyon ve vizyonuna uygun akılda kalıcı logo üretilmesini sağlamak maksadıyla logo tasarım yarışması düzenlendi. Yarışmanın sonuçları 01.02.2014 tarihi itibarı ile ilan edilecek.

Başak Baykal Lilly İlaç Pazarlama Direktörü olduLilly’de 2002 yılından bu yana Pazarlama, 6 Sigma, Etik ve Uyum alanlarında çeşitli görevlerde çalışan Başak Baykal, Lilly İlaç Pazarlama Direktörlüğü görevine getirildi.

Medical Park Hastaneler Grubu’nun “Uzun Vadeli Ulusal Notu” ‘BBB-(Trk)’ olarak teyit edildi!Medical Park Hastaneler Grubu, finansal alanda önemli bir başarıya imza attı ve Türkiye’de uluslararası rating şirketi JCR-Eurasia Rating’den ‘yatırım yapılabilir’ notu aldı.

JCR-Eurasia Rating tarafından yapılan açıklamaya göre; Medical Park Hastaneler Grubu’nun Uzun Vadeli Ulusal Notu ‘BBB- (Trk)’ görünümü ise ‘Pozitif ’ olarak belirlendi. Ayrıca 23 Mayıs 2013 tarihinde yukarı revize edilen Uzun Vadeli Uluslararası Yabancı ve Yerel Para Notu da ‘BBB-’, olarak teyit edildi.

JCR Eurasia Rating, “Medical Park Sağlık Hizmetleri A.Ş”yi yatırım yapılabilir kategoride değerlendirerek, Uzun Vadeli Ulusal Notu’nu ‘BBB- (Trk)’ görünümünü ise ‘Pozitif ’ olarak belirledi.

Pen-Os 400 Oral Süspansiyonu’nun toz formu tıbbın hizmetinde Sandoz, streptokoksik tonsillit ve farenjitin tedavisinde ve komplikasyonlarının önlenmesinde ilk seçenek ve altın standart antibiyotik olarak kabul edilen 1, 2, 3, 4 Pen-Os 400 Oral Süspansiyon’un (benzatin penisilin V) raf ömrünü 24 aya kadar uzatmak üzere geliştirilen kuru toz formunu tıbbın hizmetine sundu.

Abdi İbrahim Edirne Sağlık Müzesini restore ettiriyorAbdi İbrahim, Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan, kültürel mirasımızın en yoğun hissedildiği Edirne’de Sultan II. Bayezid Külliyesi içinde yer alan Sağlık Müzesi’ni restore etme kararı aldı.

Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi Restorasyon Projesi’nin protokol imza töreni T.C. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Edirne Valisi Hasan Duruer, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük ve Abdi İbrahim Başkanı Nezih Barut’un katılımıyla Edirne’de gerçekleşti.

Abdi İbrahim Başkanı Nezih Barut, “Sağlık tarihimize ve kültürel varlıklarımıza verdiğimiz değerin göstergesi olarak, beş asırlık muazzam bir tarihi geçmişe sahip “Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi” restorasyonunu gerçekleştirmekten onur duyuyoruz.” dedi.

Sağlıktaki son yenilikler Era Teknik Facebook sayfasındaERA Teknik Koleji sosyal medyada sağlık sektöründeki son yenilikleri tanıtıyor. ERA Teknik Facebook sayfasında tıp alanındaki her türlü yeni gelişmeye yer vermeye çalıştıklarını belirten ERA Teknik Koleji’nin Kurumsal İletişim Direktörü Filiz Kantekin, “Amacımız sağlık sektörüyle ilgili herkesin yeniliklerden, teknolojik gelişmelerden haberdar olmasını sağlamak. Bu amaçla çalışan ekibimiz tüm dünyada tıpla ilgili yeni gelişmeleri, tedavide kullanılan yeni teknikleri inceleyerek sayfamızı takip edenlere sunmayı hedeflemektedir. Sağlık çalışanlarının veya sağlık sektöründe bulunanların yararlanabileceği bir sayfa hazırlıyoruz” dedi.

www.facebook.com/EraTeknikKoleji

Page 13: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

www.facebook.com/EraTeknikKoleji

Page 14: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

12 O C A K 2 0 1 4

YDÜ’nün Tele-Tıp çalışmaları SCI-E’nin ilgisini çektiYakındoğu Üniversitesi YDÜ Mühendislik Fakültesi’nin, Tele-Tıp alanında yaptığı çalışmalar, Amerika`nın önde gelen ve SCI-E indeksli bilimsel dergileri arasında yer alan Uygulamalı Matematik Dergisi’nde yayınlanmaya hak kazandı.

Tele-Tıp, “Elektronik Medikal” bilginin bir noktadan başka bir noktaya en hızlı biçimde ulaştırılmasını ve sağlık destek birimi ile hastaya en erken biçimde müdahale edilmesini hedefleyen bir araştırma alanı. YDÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Öğretim Görevlisi Kamil Dimililer tarafından geliştirilen çalışmada, medikal alanlarda kabul edilebilir yöntemle ve oranda görüntü sıkıştırmayı temel alan metotta başarılı sonuçlar elde edildi.

Leh Hastanesi için imzalar atıldıAkfa Holding, Libya Bingazi’deki Leh Hastanesi projesiyle, bölgenin en modern özel hastanesini inşa etmeye başlıyor. 400 Türk mühendis, mimar ve teknik elemanın görev alacağı Leh Hastanesi projesi, Akfa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Aktaş, Akfa Holding Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cahit Paksoy, Leh Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Anwar Moussa ve Libya İstanbul Ticari Ataşesi Ali O.A Ohaida’nın katılımı ile gerçekleşen imza töreninde tanıtıldı. Türk-Libya işbirliği ve dostluğuna vurgu yapılan toplantıda, hayata geçirilecek projenin iki ülke için de önemine dikkat çekilerek, önümüzdeki dönemde Leh Hastanelerinin bölgede genişletilerek Libyalıların sağlık alanındaki tüm beklentilerinin karşılanacağı belirtildi.

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Akfa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Aktaş, “Libya için böylesine önemli bir projede, Akfa Holding’in savaş sonrası ilk imzayı atan ana yüklenici firma olarak yer almasından büyük onur duyuyoruz. Holding şirketlerimizden Delta Mühendislik, Kabataş Mühendislik, Atlas Sağlık, Gemtaş, Entegre Satek, Samatıp ve Akfa Mühendisliğin kolektif çalışması ile yapılacak proje, 2014 yılı sonuna kadar tamamlanacak. 10 yıldır hizmet verdiğimiz sağlık sektöründe, Leh Hastanesi projesinin bizim için önemi çok daha büyük” açıklamasını yaptı.

Yaşanan iç savaş sonrası, Libyalı vatandaşların gerekli alt yapı olmadığı için bölge ülkelere tedaviye gittiğine, yıllık 2.5 milyar dolara varan sağlık maliyetleri nedeni ile Libya’da bu alanda gerçekleştirilecek yatırımların hayati önem taşıdığına dikkat çeken Leh Hastanesi Yönetim Başkanı Anwar Moussa, Bingazi’deki ilk projeyi 12 ay gibi kısa sürede bitirdikten sonra bölgede her açıdan en kapsamlı hastaneleri hayata geçirmeye devam edeceklerini belirtti. Anwar Moussa, “Libya’nın doğusunda inşa etmeye başladığımız savaştan sonra ilk, bölgenin en büyük ve en donanımlı hastanesi Leh, dördü hastane, ikisi servis toplam 6 bloktan inşa edilecek. Libyalı vatandaşlarımıza 20.800 metrekare alanda hizmet verecek olan hastanemiz 150 yatak kapasiteli olacak. Acil bölüm, 3 ana ameliyathane, bir doğum bakım, bir küçük ameliyathane, 12 yoğun bakım, koronel bakım yatağı ve çok sayıda poliklinik yer alacak. Anahtar teslim Akfa Holding’in inşa edeceği hastanemiz, en yeni teknoloji ekipmanlarıyla donatılacak. Herkes için hayırlara vesile olmasını dileriz” dedi.

S P O T

Onkologlara ONKO şampuanı tanıtıldıKemoterapi nedeniyle kaybedilmiş saçların çok daha kısa sürede geri kazanılması için klinik olarak etkileri test edilmiş, bitkisel aktifler ve nano teknoloji kullanılarak

formüle edilen ONKO şampuan, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Servisi’nde görevli onkoloji uzmanlarına tanıtıldı.

LTS Teknoloji Grup’un GeoMASS ARGE Laboratuarı’nda geliştirdiği Onko Şampuanının Ürün Müdürü Tülin Baran, basit bir olgu olarak görünen saç dökülmesinin onkoloji hastalarının ciddi şekilde moral ve motivasyon kaybına neden olduğunu söyledi. Baran, Onko’nun tamamen bitkisel olduğunu hiçbir yanetkisi olmayan şampuanın İsviçre’de bağımsız ve AB’den yetkili enstitü yapılan etkinlik testlerinde oldukça çarpıcı sonuçlar aldığını belirtti.

Page 15: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

MAMOGRAF İDE YEN İL İK VE KAL İTE

Tüm Dünya Kadnlar İçin Kalc Gülümseme

3 boyutlu mamografi ve biyopsiyi içeren hacimsel çözümler tek bir sistemde

T O M O S E N T E Z O P S İY O N U İL E …

HCP teknolojisine sahip dedektör tasarm ile daha yüksek görüntü keskinliği

Akll otomatik ekspozür kontrolü

Göğüse uyumlu skştrma plakalar ile hasta konforu

50 mikron piksel görüntü

Optimize edilmiş kullanc ve hasta ergonomiği

Page 16: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

14 O C A K 2 0 1 4

Serebral Palsi hastalığı tedavisinde kök hücre umuduCryo-Save Grup tarafından yapılan açıklamada, 10 Aralık 2013’te İspanya’da 4 yaşındaki bir kızın serebral palsi tedavisi için kendi kordon kanından elde edilen kök hücrelerini aldığı belirtildi.

Nakil İspanya, Madrid Nino Jesus Hastanesi Onkohematoloji Bölümü Şefi Dr. Luis Madero tarafından gerçekleştirildi. Bu, bebeklik çağı serebral palsi tedavisi için Dr. Madero tarafından bu şekilde gerçekleştirilmiş üçüncü nakil. Dr. Luis Madero “Bu tip tedavileri çok erken araştırma aşamalarında olmalarına rağmen, kök hücrelerle yapılan rejeneratif terapilerin sinir dokusunu yenilemekte ve beyin hasarını tamir etmekte bir tedavi seçeneği olabildiğine inanılmaktadır” diye konuştu. Bu tedavinin yapılması, çocuğun doğumu sırasında kordon kanının Cryo-Save tarafından dondurulup saklanması sayesinde mümkün oldu.

S P O T

Komorlar Birliği Eski Cumhurbaşkanı Sambi diş tedavisi için Hospitadent’i seçtiSağlık turizmi açısından dünyanın gözde ülkelerinden birine dönüşen Türkiye, Avrupa’dan sonra Ortadoğu ve Afrika ülkeleri arasında da yükselen medikal turizm merkezi olarak tanınmaya başladı. Dört büyük adadan oluşan ve müslüman bir Afrika ülkesi olan Komorlar Birliği’nin Eski Cumhurbaşkanı Ahmed Abdullah Mohammad Sambi de diş tedavisi için İstanbul Mecidiyeköy’de bulunan Hospitadent Dental Group Özel Diş Hastanesi’ni tercih etti.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelen Komorlar Birliği Eski Cumhurbaşkanı Ahmed Abdullah Mohammad Sambi, diş tedavisi için, modern hastaneleri, alanında uzman doktorları, teknolojik alt yapı ve tecrübe birikimi ile Avrupa standartlarında hizmet veren Mecidiyeköy Hospitadent’i ziyaret etti. Sambi’ye Komorlar Birliği Fahri Konsolosu Sarmad Harake ve Macaristan Fahri Konsolosu Alpaslan Kaya da eşlik ettiler.

Ülkemizde sağlık alanında yapılan yatırımlarına ve buna paralel olarak sağlık alanındaki gelişmelere dikkat çeken Hospitadent Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük, “Türkiye, sağlık alanında dünyanın on gözde ülkesi arasında yer almakta. Hospitadent Dental Group olarak teknolojik alt yapımız ve uzman kadromuz ile diş sağlığı alanında ülkemize yenilikçi ve kaliteli hizmet vererek katkı sağlamaktayız” dedi.

Türkiye’nin giderek sağlık turizmi bakımından öne çıkan bir ülke olduğunu kaydeden Özbölük, “Sadece Avrupa, Asya, Kafkasya ve Ortadoğu ülkeleri değil, artık Afrika coğrafyasından da pek çok hasta tedavi için ülkemizi tercih ediyor. Diş tedavisi alanında da Hospitadent Dental Group hastaneleri yurt dışından Türkiye’ye gelenlerin tedavi için seçtikleri diş sağlığı merkezi olarak öncü bir görev üstleniyor” diye konuştu.

Capital’den Novartis’e “en” Türkiye’nin önemli ekonomi yayınlarından Capital Dergisi’nin GFK Türkiye ile 14 yıldır gerçekleştirdiği ve alanında lider firmaların değerlendirildiği “Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri” araştırmasının 2013 sonuçları yayınlandı. Türk iş dünyasının gündemini belirleyen araştırmanın bu yılki sonuçlarında geçen yıl olduğu gibi Novartis ilaç sektörünün en beğenilen şirketi seçildi.

Şirketlerin bilgi ve teknoloji yatırımları, finansal sağlamlığı, iletişim ve pazarlama yönetimi, uluslararası pazarlara entegrasyonu ve pazarlama-satış stratejileri

gibi kriterleri göz önüne alınarak değerlendirildiği araştırma, iş dünyasını temsilen 500’ün üzerinde şirketten

yaklaşık 1500 yöneticinin online olarak yanıtladığı anket sonuçlarına göre belirlendi.

Alcon’dan göz sağlığında mükemmeliyetçilik akademisi Çalışmalarını, insanların daha iyi görmesine yardımcı olmak ve yaşam kalitesini artıracak yenilikçi ürünler sunmak misyonu ile yürüten Alcon, 5. Academy for Eye Care Excellence (Göz Sağlığında Mükemmeliyetçilik Akademisi) kapsamında İzmir, İstanbul ve Ankara’da üç büyük toplantı gerçekleştirdi. Üç ilde yaklaşık 160 hekimin katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda katılımcı hekimlerin katkılarıyla “uygulamada karşılaşılabilecek olası sorunların ayırıcı tanısı” kılavuzu hazırlandı. Global bir inisiyatifin parçası olarak, 2009 yılından bu yana düzenlenen etkinlik Türk göz uzmanlarına kontakt lens ve lens bakımı ile ilgili en son klinik bilgileri iletmeyi amaçlıyor.

Page 17: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

®

Bakteri Gelişimini Engeller: • Antibiyotik içermeden Aerobik ve Anaerobik bakteri gelişimi engelleyerek enfeksiyon ve tekrarlama riskini azaltır. Bioaktif:• Kimyasal olarak çevredeki kemiğe tutunur.Osteostimulatif: • Yeni kemik oluşumunu aktif olarak uyarır ve destekler.15 yılı aşkın Klinik Veriler ile Kanıtlanmış Performans.•

Güvenli,Anti-Alerjik:• Biouyumlu,Emilebilir,%100 SentetikKolay Kullanım: • Steril-Kullanıma Hazır

BonAlive® in traumatology

Large pelvic aneurysmal bone cyst (ABC)

www.fiksmed.com.tr Türkiye Distribütörü TEL: +90 312 284 15 25

Page 18: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

16 O C A K 2 0 1 4

reketli yaşama teşvik etmek için 2014 yılı nı

“2014 Sağlıklı Yaşam İçin Hareket Yılı” ilan

ettiklerini söyledi.

Manisa’dan start verildiTürkiye genelinde bütün illerde aynı saatte

“Sevdiklerimizle Sağlıklı Yaşama Yürüyoruz”

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, 29 Aralık 2013 tarihinde Orman ve Su İşleri Ba-kanı Veysel Eroğlu ile Manisa Laleli Yürüyüş Parkı’nda başlattığı etkinlik kapsamında, vatandaşlarla birlikte sağlık için yürüdü. 730 metrelik yürüyüş parkurunda 3 turu tamamlayan Müezzinoğlu, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi gören hastaların hazırladığı eserlerin sergi-lendiği stantta küçük bir mola verdi. Yürü-yüşün final noktasında basküle çıkan Mü-ezzinoğlu, yoğun tempoya rağmen formda kalabilmesinin sırrını vatandaşlarla paylaştı. Güzel bir kahvaltıyla güne başlamanın, sağlıklı yaşamın önemli parçası olduğuna dikkat çeken Bakan Müezzinoğlu, yürüyü-şe katılanlara birer adımsayar (pedometre) hediye etti.

“Sevdiklerimizle Sağlıklı Yaşama Yürüyoruz” etkinliğinde konuşan Müezzinoğlu, sağlıklı beslenme ve hareketli yaşamın önemine dikkat çekti. Kendisine değer veren insanla-rın, her gün yarım saatini ayırarak spor yap-ması gerektiğinin altını çizdi. “Önce insan, önce sağlık” anlayışı doğrultusunda sağlık politikaları geliştirdiklerini vurgulayan Mü-ezzinoğlu, bu kapsamda, vatandaşları ha-

SAĞLIK BAKANI DR. MEHMET MÜEZZİNOĞLU, SAĞLIK BAKANLIĞIMIZIN

2014 YILI İÇİN BELİRLEDİĞİ “SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN HAREKET

YILI” ETKİNLİĞİNİN STARTINI MANİSA’DAN

VERDİ.

2014 Sağlıklı Yaşam İçin Hareket Yılı

H A B E R

Sevdiklerimizle Sağlığa Yürüyoruz

Page 19: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 17

findeyiz. 2014 yılı için iki önemli kelime: Bir sağlıklı besleneceğiz, iki hareket edeceğiz. Sağlıklı beslenme yalnız boğazımızdan ge-çen gıdalar değildir. Nefesimizle geçenler de önemlidir. Yani nefesimizi, sigara du-manıyla akciğerlerimizi kirleten bir anlayış olmamalı. Boğazımızdan geçen her yudum sıvıya dikkat etmemiz lazım.”

Sabah kahvaltısını ihmal etmeyinİnsanların tüketebileceği ya da bünyesinin yakabileceği kadarını yemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Müezzinoğlu, sabah kahval-tısının kesinlikle yapılması gerektiğini ifa-de etti ve sözlerini şöyle tamamladı: “Dört dörtlük bir sabah kahvaltısı, dört üçlük bir öğle yemeği, dört ikilik bir akşam yemeği... Hava karardıktan sonra ağzımızın fermua-rını kapatmamız lazım. Akşam 6-7 dediği zaman artık karaciğer, hormonlar istirahata geçecek. 6-7’den sonra yiyeceklerimiz bilin ki hızla yağa dönüşecek. Şayet kilo almak istemiyorsak akşam yemeklerimizi olabildi-ğince erkene almak lazım. Akşam sofrasını akşam ezanıyla birlikte kurun, yatsı ezanın-dan sonra da defteri kapatalım.” ■

etkinliği yapıldığını anlatan Dr. Müezzinoğ-lu şöyle devam etti: “2014’ü Sağlıklı Beslen-me, Sevdiklerinizle Hareket Yılı olarak ilan ediyoruz ve startı Manisa’dan veriyoruz. Bu işi vatandaşlarımız yapacak. 75 milyon el birliğiyle yapacağız. Hep birlikte kendimize yarım saat ayıralım diyorum. O da mutlaka çocuklarımızla, eşimizle yani aile kültürünü birlikte paylaşarak huzur bulmayı inşallah başaralım diyorum. Yeni yılı, hareketli ya-şamla, pozitif enerjiyle karşılayalım. 2014 yılı ülke insanımız için daha sağlıklı huzur dolu geçsin diliyorum.”

Hizmet standartlarını yükselttikVatandaşların zamanında sağlık hizmetine ulaşabilmeleri için bütün engelleri kaldır-dıklarını ifade eden Bakan Dr. Müezzinoğlu, hakkaniyetli sağlık hizmetlerine ulaşmayı ve hizmet standartlarını yükseltmeyi büyük oranda başardıklarını kaydetti. Dünya stan-dartlarıyla yarışabilen, dünyanın gelişmiş ülkelerindeki tıbbi imkanları, sağlık hizmet-lerini Türk halkına sunmayı hedeflediklerini belirten Dr. Müezzinoğlu, şöyle konuştu: “2014 yılı itibariyle sağlık hizmetlerini en ideal şekilde sunma ve geliştirme hede-

H A B E R S U Ö Z G Ü R

DR. MÜEZZİNOĞLU, YIL BOYUNCA TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDA DEVAM EDECEK OLAN ETKİNLİĞİ “SEVDİKLERİMİZLE SAĞLIĞA YÜRÜYORUZ” SLOGANIYLA TANITTI.

Page 20: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

18 O C A K 2 0 1 4

D O S Y A T Ü R K K I Z I L A Y I

İnsani YardımdaKüresel Aktör Dünyanın Yükselen Değeri: Türk Kızılayı

A H M E T L Ü T F İ A K A RTÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI

Page 21: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 19

İnsani YardımdaKüresel Aktör

TAMAMEN İNSANİ DEĞERLER DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞMALARIMIZI YÜRÜTÜYORUZ ANCAK GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ İNSANİ YARDIM ÇALIŞMALARI, ÜLKEMİZİN ULUSLARARASI ARENADAKİ PRESTİJİNE DE KATKI SAĞLIYOR.

lı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalan az sayıdaki özel kurumdan birisi.

Toplumsal dayanışmayı sağlamak, sosyal refahın gelişmesine katkıda bulunmak, yoksul ve muhtaç insanlara barınma, bes-lenme ve sağlık yardımı ulaştırmak gibi önemli görevler üstlenen ve birçok ko-nuda da öncü olan Türk Kızılayı, kan, afet müdahale, sağlık, sosyal yardım, gençlik ve eğitim gibi alanlarda hizmetler sunu-yor. Hizmet yelpazemizi de sürekli geniş-letiyoruz.

Böylesine bir kurumun Genel Başkanlık makamının sahip olduğum en özel sıfat olduğunu söyleyebilirim. Bize nasip olan bu görevi hakkıyla yerine getirebilmek için arkadaşlarımızla birlikte yoğun bir çaba içerisindeyiz.

Ülkemizin yardım eli olan Türk Kızılayı’nın insani yardım çalışmaları ülke sınırlarını aşarak her dinden, dilden ve ırktan maz-lumlara uzandı.

Son beş yılda 43 farklı ülkeye ayni ve nak-di insani yardım gerçekleştirdik. Bu ope-rasyonlarda ayni yardımların nakdi karşı-lıkları da hesaplandığında toplam yardım miktarı 125 milyon Türk Lirasını buluyor.

Yardımsever halkımız da Kızılay’a güveni-yor ve farklı coğrafyalardaki ihtiyaç sahip-

Türk Kızılayı gerek ulusal gerek uluslar arası alanda gerçekleştirdiği yardım faali-yetleri ile Türkiye’nin ve dünyanın yükse-len değeri olarak gündemde yerini alıyor. Küresel İnsani Yardım Raporuna göre acil insani yardım listesinde 4. Sırada bulunan Türkiye’nin bu başarısında Türk Kızılayı’nın rolü büyük. Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar ile kurumun bu başarılı çalışmalarını, güncel projelerini ve hedef-lerini konuştuk.

Türk Kızılayı’nın ilk kuruluşu 1868 Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Derneği adıyla, ikinci kuruluşu ise 1877 Osmanlı-Rus Harpleri esnasında Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti adıyla oldu. Kuruluşundan bu yana Türk Kızılayı’nın misyonu hakkında neler söyleyeceksiniz? Günümüzde Türk Kızılayı bu misyonunu nasıl devam ettirmekte?1868 yılında kurulan Türk Kızılayı, Osman-

R Ö P O R T A J F U N D A Ç A M Ö Z Ü

Page 22: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

20 O C A K 2 0 1 4

TÜRK KIZILAYI’NIN 2015 HEDEFLERİ“Yardımseverlerin destekleri ile sağlanan, gönüllü ve profesyonel kadrolarca idare edilen böyle bir insa-ni yardım gücü elbette Türk Kızılayı’nı dünyadaki ihtiyaç sahipleri adına vazgeçilmez bir noktaya getirdi.2015 yılında Türk Kızılayı’nın dünya-nın bir numaralı iyilik örgütü olmasını sağlamak istiyoruz. Bu ana hedef dışında; • UluslararasıKızılayKızılhaçFederas-

yonu’nun başkanlığını üstlenmiş, afet sistemlerini daha işlevsel hale getirmiş,

• Afetmüdahalesistemlerinivediğer faaliyetleri tamamen şubelere dayalı tasarlayarak yürüten,

• Genelmerkezdensadecegenelko-ordinasyon ve dış ilişkileri yöneten,

• Bütçesisonderecetakviyeedilmiş,• Gayrimenkulleridahaefektifdeğer-

lendirilen, • Çokyüksekmiktardaticarigelirleri

olan ve bunları konusunda uzman-laşmış personeline yatırım olarak değerlendiren,

• KanhizmetlerialanındaTürkiyekanihtiyacının yüzde yüzünü karşılaya-bilen,

• Afetyerleşimsistemlerinienileriyetaşıyan bir Kızılay hayal ediyorum.

Aslında hayal etmiyorum, bunları dü-şündük, planladık ve inşallah hayata geçireceğiz.Tüm bu çalışmalarımızı gerçekleştire-bilmemizin ilk şartı; yardımseverlerin bizlere verdiği desteğin artarak de-vam etmesi… Ben de insanlık adına, yardımseverlerin, ilgi ve desteklerini üzerimizden eksik etmemelerini diliyorum.”

“biz üzerinde haç sembolü olan bir bay-rağın altında savaşmayız” diyerek tepki gösteriyorlar. Bu tepki üzerine “Kızılhaç” sembolünün “Kızılay” olarak değiştirilmesi için Federasyon’a başvuruda bulunuluyor ve sizin de özetlediğiniz süreçlerin ardın-dan “Kızılay” sembolü kabul ediliyor. Bu-gün atmıştan fazla ulusal dernek “Kızılay” sembolünü kullanıyor.

Kızılay amblemi; ihtiyaç anında dayanış-mayı, ıstırap anından şefkati, farklılıklar karşısında hoşgörüyü, savaşın en kızgın anından insancıllığı, merhameti, tarafsız-lığı ve barışı simgeliyor.

Türkiye, son 10 yılda 30 kat artırdığı dış yardım miktarı ve yürüttüğü kalkınma faaliyetleriyle, insani diplomasi alanında örnek gösteriliyor. Türkiye, Küresel İnsani Yardım Raporuna göre acil insani yardım listesinde 4. sırada, dünyada insani yardım artısında ise dünya birincisi. Kızılay’ın da bu başarıda rolü konusunda neler söyleyeceksiniz?

lerine ellerini uzatmak için bağışlarını Türk Kızılayı’na emanet ediyor.

İhtiyaç sahiplerini belirlerken önceliğimiz kimsenin ulaşamadığı ve kimseye ula-şamayan mazlumların ihtiyaçlarını kar-şılamak. Dünyanın sırtını döndüğü, gör-mezden geldiği coğrafyalardaki ihtiyaç sahiplerine biz ulaşıyoruz.

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin ambleminin hilal olması nedeni ile Kızılhaç tarafından uzun süre kabul edilmedi, 1897 Haziranında Londra’da toplanan Milletlerarası VIII. Kızılhaç Konferansı’nda Dr. Besim Ömer Paşa’nın gayretleriyle hilâlin amblem olarak alınması resmen kabul edildi. Bu amblemin bir hikayesi var mı, savaşta ve barışta neyi temsil ediyor?Kuruluş zamanında Türk Kızılayı da amb-lem olarak Kızılhaç’ı kullanıyor. Bu aslında dini bir sembol değil ancak 1876 Osman-lı-Rus Savaşı sırasında Osmanlı askerleri

D O S Y A T Ü R K K I Z I L A Y I

Page 23: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 21

liğine seçilmekti. Bu önemli hedefe ulaşa-bilmek için Türk Kızılayı Ailesinin her ferdi üstün gayret sarf etti. Bu gayretler netice-sinde, 12-20 Kasım 2013 tarihleri arasın-da Avustralya/Sidney’de gerçekleştirilen Uluslararası Kızılay Kızılhaç Dernekleri Fe-derasyonu Genel Kurulunda Yönetim Ku-rulu üyeliğine Avrupa bölgesinden aday-lığımızı koyduk. Avrupa Bölgesinden aday olan 10 Ulusal Dernek (Türkiye, İspanya, Danimarka, İngiltere, Belçika, Azerbay-can, Gürcistan, Romanya, Belarus Ulusal Dernekleri) arasından 111 oyla, Yönetim Kurulu üyeliğine seçildik. Yönetim Kurulu üyeliğimiz, 2017 yılına kadar devam ede-cek.

Yardımseverlerimizin destekleri ve ülke-mizin artan gücüne paralel olarak Türk Kızılayı, insani yardımda küresel aktör ha-line geldi. Ülkemizin yardım eli olan Türk Kızılayı artık, dünyadaki insani yardım ha-reketinde gündemi belirleyecek ve alınan kararlarda söz sahibi olacak.

Kızılay son olarak tayfun felaketi ile sarsılan

Dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahip-lerine en kısa sürede ulaşıp, temel insani ihtiyaçlarını etkin bir biçimde karşılıyoruz. Sadece 2013’te dünyanın 8 farklı bölge-sine yardım taşıdık. Afrika kıtasının pek çok noktasında faaliyet yürütüyoruz. Son 2 yılda Somali’ye 17 sevkiyatla yaklaşık 34 bin ton insani yardım ulaştırdık. Türkiye’de misafir ettiğimiz Suriyelilerin yaşadığı kamplara yapılan yardımların dışında Kar-kamış, Kilis, Yayladağı, Reyhanlı Bükülmez, Ceylanpınar, Altınözü Suruç, Cilvegözü ve Akçakale Sınır kapılarında sıfır noktası yar-dım faaliyetleri de yürütüyoruz.

Bunları yaparken bir imaj kaygısı gütmü-yoruz. Tamamen insani değerler doğ-rultusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz ancak gerçekleştirdiğimiz insani yardım çalışmaları, ülkemizin uluslararası arena-daki prestijine de katkı sağlıyor. Biz de ülkemizi ve halkımızı en iyi şekilde temsil ettiğimiz için gurur duyuyoruz.

2013 yılı hedeflerimizden biri de dünya-daki tüm Kızılay ve Kızılhaçların üye oldu-ğu Uluslararası Kızılay Kızılhaç Dernekleri Federasyonu (IFRC) Yönetim Kurulu üye-

12-20 KASIM 2013 TARİHLERİ ARASINDA AVUSTRALYA/SİDNEY’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN ULUSLARARASI KIZILAY KIZILHAÇ DERNEKLERİ FEDERASYONU GENEL KURULUNDA YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNE AVRUPA BÖLGESİNDEN ADAYLIĞIMIZI KOYDUK... YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİMİZ, 2017 YILINA KADAR DEVAM EDECEK.

O C A K 2 0 1 4 21

Page 24: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

22 O C A K 2 0 1 4

Sağlık Bakanı Dr. Müezzinoğlu, Türkiye’de 10 ayrı bölgede kemik iliği vericilerinin tespit çalışmaları yapacaklarını, 4 yıl içinde bu konuda dünya standartların yakalayacağımızı ifade etti. Türk Kızılayı ile yapılan protokol ile kan veren herkese ‘kemik iliği vericisi olmak ister misiniz’ sorusunu soracağız, şeklinde bir açıklaması var. Türk Kök Projesi hakkında bilgi verebilir misiniz?Güvenli Kan Temini Programımızı, Sağlık Bakanlığımızın himayesinde, 15 Bölge Kan Merkezi ve 61 Kan Bağışı Merkezi bünyesinde yürüttüğümüz faaliyetlerle sürdürüyoruz. Bu çalışmalar kapsamın-da, Kasım 2013 tarihi itibari ile gönüllü bağışçılarımızdan aldığımız kan bağışı sayısı 1.500.000 üniteyi aştı. Yılsonunda 1.700.000 ünite kan bağışı rakamına ula-şılacağı öngörüyoruz. 2014 yılı kan bağışı hedefimizi ise 1.868.000 ünite olarak be-lirledik.

İlik nakli ve kök hücre tedavisi bekleyen hastalar için Sağlık Bakanlığımız ile 7 Kasım 2013 tarihinde imzaladığımız an-laşma ile “Kök Hücre Projesine” başladık.

Filipinler’e yardım elini uzattı. Burada ne tür çalışmalar yapıldı?Filipinler, son yılların en yıkıcı afetlerinden

biriyle karşı karşıya kaldı. Tayfun sonra-

sında yerleşim birimlerinin tamamı yaşa-

nılamaz hale gelen Filipinler’in Tacloban

kentine ilk ulaşan uluslararası yardım

kuruluşlarından biri olduk. İlk planda bir

uçak dolusu çadır, battaniye ve mutfak

setini, Başbakan Yardımcımız Beşir Ata-

lay’ın başkanlığındaki bir heyet ile böl-

geye ulaştırdık. Yerelden temin ettiğimiz

gıda malzemelerini, yardım çalışmalarının

yapılamadığı, hiçbir kuruluşun yardım eli-

ni henüz uzatmadığı Mayorga’da dağıttık.

Evlerin tamamının hasar gördüğü, önemli

bir bölümünün ise kullanılamaz hale gel-

diği bölgede 70 bin afetzedeyi ülkemizin

yardımseverliği ile tanıştırdık. Belki de

Türkiye’nin adını daha önce duymayan in-

sanlar, yardımlarından dolayı Türk halkına

ve Türk Kızılayı’na teşekkür ettiler.

Yaralıların tedavilerinin sürdüğü bölge

hastanelerine hijyen malzemesi yardı-

mında bulunduk. Oluşturduğumuz ça-

dırkentte kalan afetzedelerin ihtiyaçlarını

karşıladık. Bölgedeki insani yardım çalış-

malarımıza devam ediyoruz.

GÜVENLİ KAN TEMİNİ PROGRAMIMIZI,

SAĞLIK BAKANLIĞIMIZIN HİMAYESİNDE, 15

BÖLGE KAN MERKEZİ VE 61 KAN BAĞIŞI

MERKEZİ BÜNYESİNDE YÜRÜTTÜĞÜMÜZ

FAALİYETLERLE SÜRDÜRÜYORUZ.

D O S Y A T Ü R K K I Z I L A Y I

Page 25: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 23

de ürettiğimiz klasik mineralli su, meyve

aromalı mineralli su ve meyveli mineralli

su çeşitlerimizi, yurtdışında da 13 ülkede

tüketiciyle buluşturuyoruz. Üretim tesisle-

rinin tamamı Türk Kızılayı’na ait olan Do-

ğal Mineralli Maden Suyunun pazarlama-

sını da kendimiz gerçekleştiriyoruz.

Saatte 180 bin şişe madensuyu üretme

kapasitesine sahip Afyon tesisleri, Ortado-

ğu’nun ve Balkanlar’ın en büyük mineralli

su fabrikası olma özelliğinde. Artan talebi

karşılamak adına Erzincan’da çok kısa bir

süre sonra üretime başlayacak tesisimizin

kapasitesinin de saatte 50 bin şişe olması-

nı planlıyoruz.

Kurumunuza çok çeşitli şekillerde bağış yapılabiliyor. Aşevlerinden özel eğitim sınıflarına, zekat ve adaktan Kızılay Kart’a kadar. Kızılay’a destek vermek ya da bağış yapmak isteyen yardımseverler nelere dikkat etmeli?Hayırseverlerin merhamet duygularının

sömürülmemesi, yanlış uygulamaların

önüne geçilebilmesi için büyük hassa-

siyet gösteriyoruz. Bunun için yardım ve

bağış modelleri geliştirdik. Böylece ha-

yırseverlerimiz yardımlarını en kolay ve

faydalı şekilde gerçek ihtiyaç sahiplerine

ulaştırabiliyorlar.

Burada dikkat edilmesi gereken husus,

Türk Kızılayı’nın güvenli bağış yöntem-

lerinden birini kullanma. Bağışçılarımız,

internet sitemiz www.kizilay.org.tr’yi kul-

lanarak, 168 ücretsiz bağış ve çağrı hattı-

mızı arayarak, bankalardaki Kızılay hesap

numaralarını kullanarak ve şubelerimiz

aracılığıyla bağışlarını güvenli bir şekilde

gerçekleştirebilirler.

Ayrıca tüm cep telefonu operatörlerinden

2868’e “KIZILAY” yazıp 1 SMS gönderdiği-

nizde de kolayca 5 TL bağışta bulunmuş

oluyorsunuz. ■

Hedefimiz; önümüzdeki yıllarda Sağlık Ba-kanlığımızın kök hücre tedavi hizmetine kaynak oluşturacak önemli sayıda bağış-çıyı sisteme kazandırmak.

Ülke genelinde hizmet vermek üzere Türk Kızılayı’nın 12 Bölge Kan Merkezinde Gönüllü Verici Merkezleri kuruyoruz. Bu merkezlerin her birinde kök hücre bağış-çılarının bilgilendirilmesi ve kaydı için bir gönüllü verici kazanım uzmanı görevlen-direceğiz. Çalışma süreçlerimizi belirleye-cek, yönetim, izleme, değerlendirme, kali-te ve performans çalışmalarının yapıldığı Kızılay Kök Hücre Koordinasyon Merkezi de kuracağız.

Proje kapsamında Kızılay, gönüllü verici adaylarının kazanımı, sisteme veri giriş-lerinin yapılması ve serolojik testlerinin gerçekleştirilmesinden ve “doku tipleme” yapılacak ilk numunelerin toplanmasın-dan sorumlu olacak. Sağlık Bakanlığı ise gönüllü verici olmayı kabul eden adayla-rın doku tipleme testlerinin yapılmasını, ihtiyaç sahibi hastalar ile eşleştirilmesini ve nihayetinde hastalara hizmetin götü-rülmesini sağlayacak.

Üç yıllık proje süresince gönüllü verici adayı kazanımı çalışmaları kapsamında 150.000 bağışçı adayı hedefliyoruz.

Sizin bir de Türk Kızılayı Doğal Mineralli Suyunuz var. Fabrikanın işletmesi, 1926 Yılında Ulu Önder Atatürk tarafından geliri yardım faaliyetlerinde kullanılmak üzere Türk Kızılayı’na verilmiş. Günümüz kadar başarılı bir şekilde faaliyetlerini sürdüren bu işletme ile ilgili neler söyleyeceksiniz?Doğal Mineralli Madensuyumuz, içene sağlık verirken, madensuyu satışından elde edilen tüm gelir fazlasını da afet ve sosyal yardım çalışmalarımızda kullanıyo-ruz. 1926 yılında Atatürk tarafından Türk Kızılayı’na verilen Afyon’daki tesislerimiz-

DOĞAL MİNERALLİ MADENSUYUMUZ, İÇENE SAĞLIK VERİRKEN, MADENSUYU SATIŞINDAN ELDE EDİLEN TÜM GELİR FAZLASINI DA AFET VE SOSYAL YARDIM ÇALIŞMALARIMIZDA KULLANIYORUZ.

Page 26: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

24 O C A K 2 0 1 4

Türkiye Acil İnsani Yardım Sıralamasında 4.Türkiye, son 10 yılda 30 kat artırdığı dış yardım miktarı ve yürüttüğü kalkınma faaliyetleriyle, insani diplomasi alanında örnek gösteriliyor

Küresel İnsani Yardım Raporuna göre, Tür-kiye sadece 2012 yılında 1,04 milyar dolar Acil İnsani Yardım (AİY) yaptı. Aynı yıl AİY oranı tüm dünyada yüzde 5,9 azalırken, Türkiye’nin acil yardımları artış gösterdi. Böylece Türkiye, 1 milyar doları aşan yar-dımıyla AİY sıralamasında dünya ölçe-ğinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere’nin ardın-dan 4’üncü sıraya yükseldi. Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) yüzde 0,13’ünü oluştu-ran bu yardımla Türkiye ayrıca, GSMH’ye kıyasla en çok yardım yapan 3’üncü ülke oldu.

İnsani yardım artışında dünya birincisiResmi Kalkınma Yardımı rakamlarına göre Türkiye, son 10 yılda dış yardım miktarını 30 kat artırdı. 2003 yılında 76 milyon do-lar Resmi Kalkınma Yardımı (RKY) yapan Türkiye, 2012 yılında RKY miktarını 2 mil-yar 533 milyon dolara çıkardı. 2011’de bir önceki yıla göre yüzde 38’lik bir artışla 1 milyar 273 milyon dolar RKY yapan Tür-kiye, İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) ülkeleri içinde yardım artış hızın-da birinci oldu. 2012 yılında da 2,5 milyar doların üzerindeki yardımla Türkiye, 2 yıl

üst üste artışta birinci olmanın yanı sıra yüzde 98´le artış rekoru kırdı. Ayrıca, yine 2012´de 161 ülkeye yardım taşıyan Tür-kiye, dünya insani yardım sıralamasında 4´üncü oldu.

Türkiye’nin dış yardımları ve Türk Kızıla-yı’nın buradaki rolünü Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü Cemalettin Ha-şimi’ye sorduk.

Türkiye, 5 kıtada 100’ü aşkın ülkede yardım faaliyetleri yürütüyor. Gelişmiş ülkelerin dış yardımlarda kesintiye gittiği bu süreçte Türkiye’nin bu yardımları ile ilgili neler söyleyeceksiniz?İnsani yardımlar ve kalkınma işbirliği programları dış politika ufkumuzun en önemli boyutlarından birisi. Bu perspek-tifi insani diplomasi olarak tarif ediyoruz. Hem bölgesel hem de küresel siyasette daha adil, daha paylaşımcı bir siyasi çizgi-yi temsil ediyor. Anadolu tarihi zaten yüz-lerce yıldır yardım geleneğiyle şekillenmiş bir coğrafya ve bugün biz bu geleneği çağın koşullarına uygun bir biçimde ye-niden canlandırdık. Güçlenen ekonomi

D O S Y A

C E M A L E T T İ N H A Ş İ M İ BAŞBAKANLIK KAMU DİPLOMASİSİ KOORDİNATÖRÜ

TÜRKİYE’NİN 2012 YILI TOPLAM DIŞ

YARDIMI 3,4 MİLYAR DOLARI AŞTI.

T Ü R K K I Z I L A Y I

Page 27: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 25

madığı veya başkalarının zayıf kaldığı, et-kisiz kaldığı alanlarda bir Türkiye mucizesi var. Muazzam başarı hikâyeleri var, Somali gibi veya Filipinler’e yardım iletme hızı gibi...

Ülkemizin yardım ve kalkınma işbirliği programları, hem krizlere hızla cevap ver-me kapasitesi, hem etkisi, hem kapsamı açısından örnek gösteriliyor farklı kesim-ler tarafından. Küresel siyasette insani krizlerin her geçen gün arttığı bir dönem-de BM’nin böyle bir zirve düzenlemesini önemli ve değerli bir girişim olarak görü-yoruz. Bizim de arzuladığımız, destekledi-ğimiz bir süreç çünkü küresel eşitsizlikler devam ettiği müddetçe küresel bir istikra-rın sağlanması mümkün değil. Bunun için adaletin de, eşit paylaşımın da, felaketler karşısında duyarlı olmanın da küresel-leşmesi gerekiyor. Bu zirvenin Türkiye’de yapılacak olması ise hem tüm kurumları-mızla Türkiye’nin çabalarının bir sonucu hem de ülkemize verilen önemin bir gös-tergesi. Gurur duyduğumuz, iftihar ettiği-miz ve STK’larıyla resmi kurumlarıyla, tüm Türkiye’nin başarısı... Ayrıca Türkiye’nin En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi’ne ev sahipliği yapan ilk Batı-dışı ülke olduğunu ve bu alana gözle görünür düzeyde yenilikler getirdiğini de eklemek gerekiyor. Bu çer-çevede hiçbir kompleks duymadan, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Türkiye sayesinde,

ve uluslararası etkinliğimiz sayesinde Tür-kiye, yardımlar ve işbirliği programlarında da örnek gösterilen bir ülke haline geldi. Acil insani yardım müdahaleleri yanında aynı anda yüzden fazla ülkede, eğitimden sağlığa, kültürden diplomasiye kadar bir çok alanda aktif bir Türkiye var. Bu nok-tada resmi kurumlar yanında STK’ların da ciddi bir rolü söz konusu.

Yardımların ve işbirliği programlarının artışında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türk İşbirliği ve Koordi-nasyon Ajansı (TİKA) ve 150 yıllık bir gele-neği temsil eden Türk Kızılayı’nın rolü son derece kritik. Kurumlarımız sayesinde, bugün dünyanın dört bir yanında Türkiye deyince yüzleri gülümseyen, verilen des-teğe müteşekkir kalan, bu ülkeye ve bu ülkenin insanlarına muhabbet besleyen yüzbinler, milyonlar var.

Dünya Gıda Programı tarafından “yükselen donör” (emerging donor)olarak nitelenen Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2016’da ilk kez düzenlenecek olan Dünya İnsani Yardım Zirvesine de ev sahipliği yapacak. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?Gerçekten iyi bir iş çıkardığınız zaman, dünyanın farklı bölgelerinde insanlar ve kurumlar ilgi gösteriyor. Türkiye insani yardımlarda sadece yükselen bir aktör de-ğil aynı zamanda bu alana yeni ve özgün modeller sunan bir ülke. Kimsenin başara-

DÜNYA GIDA PROGRAMI, BU ÇABALARINA KARŞILIK TÜRKİYE’Yİ “YÜKSELEN DONÖR” (EMERGING DONOR) OLARAK NİTELENDİRDİ.

R Ö P O R T A J D E R Y A D E Ğ E R L İ

Page 28: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

26 O C A K 2 0 1 4

Kızılay ülkeye 424 çadır, 5 binin üzerin-de battaniye ile 550 adet mutfak setinin yanı sıra 12 bin ailenin faydalanabilece-ği 10 bin adet gıda paketi ulaştırdı. Bal-kanlarda2013’te Karadağ İnsani Yardım Operasyonu kapsamında 11 bin kişiye yaklaşık 135 milyon TL’lik insani yardım ulaştırdı. Afrika kıtasının hemen hemen her noktasında Kızılay var. Doğu’da son 2 yılda Somali’ye 17 sevkiyatla yaklaşık 34 bin ton insani yardım ulaştırıldı. Batı Af-rika bölgesinde artan gıda güvensizliğini göz önünde bulundurarak, Moritanya ve Senegal’e 2 bin ton şeker, Nijer’e ise 2.750 ton şeker ve 2.950 ton un yolladı. Myan-mar, Bangladeş, Pakistan ile Gazze’ye yö-nelik yürüttüğü yardım kampanyaları da devam ediyor. Suriyeli misafirlerimiz için kamplara yönelik faaliyetler dışında, sınır kapılarında sıfır noktasında düzenli gün-lük yardım faaliyetleri gerçekleştiriyor.

Rakamlarla özetleyince çok kolaymış gibi görünüyor ama değil, çünkü insani yar-dımlar zaten bir çok zorluk ve sıkıntıyla karşılaşılan bir alan. Bir de tayfun, deprem, kıtlık, çatışma gibi durumlarda zorluklar ikiye-üçe katlanıyor. Belki bu boyutu biraz daha anlatmak gerekiyor çünkü sahada olanlar, bir paket unu veya bir battani-yeyi dağıtmanın ne kadar zor bir süreç olduğunu iyi biliyor. Bu hikayeleri daha çok anlatmak gerekiyor ki, meselenin ba-sit bir yardım meselesi olmadığı daha iyi görülsün. Bu netice itibariyle bir gönül ve muhabbet meselesi ve Türkiye’nin bütün kurumları bu açıdan çok zengin bir insan kaynağına sahip. ■

dünya değişiyor ve daha iyi bir yer haline geliyor.

Türk Kızılayı’nın bu dış yardımlarda etkisinden ve çalışmalarından bahseder misiniz?Uluslararası yardım konusunda yüz akı ku-rumlarımızdan biri ve 150 yıllık bir gelene-ği temsil ediyor. Bu açıdan aslında Kızılay binlerce yıllık Anadolu yardım ve daya-nışma ruhunun günümüze yansıyan sesi. Yoksula, garibe, dara düşene, kimsesizlere ve mazlumlara dost eli uzatmak bu coğ-rafyanın ruhunda var, geleneğinde var. Kimliğimizin, varoluşumuzun bir parçası bu. Kızılay işte tam da bunu temsil eden, bu geleneği günümüze uyarlayan kurum-lardan biri. Sadece 2013 faaliyetleri bile başlı başına bir başarı hikâyesi. Dünyanın 8 farklı bölgesine yardım ulaştırabilmesi, içeride ve dışarıda yürüttüğü faaliyetler hepimiz için iftihar kaynağı.

Rakamlarla belirtmek gerekirse Kızılay bu yardımlarda nasıl bir rol üstleniyor?Dünyanın dört bir yanında aktif olması ve acil krizlerdeki müdahale hızı son derece kritik ve değerli. Mesela Filipinlerde ya-şanan tayfun felaketinden hemen sonra

TÜRK KIZILAYI TÜRKİYE’NİN

ULUSLARARASI YARDIM KONUSUNDA

YÜZ AKI KURUMLARINDAN

BİRİ.

D O S Y A T Ü R K K I Z I L A Y I

Page 29: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 27

TÜRKÖK’te 3 Yılda 250 Bin Bağışçı HedefleniyorKızılay ve Sağlık Bakanlığı Koordineli çalışacak

Sağlık Bakanlığı ve Kızılay arasında Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜR-KÖK) Projesi’nin ilk adımı olan “Uygun Gönüllü Vericilerin Belirlenmesi ve Örnek-lerin Alınması Protokolü imzalandı. Proto-kol çerçevesinde önümüzdeki günlerde çalışmaların detaylarının kamuoyuyla paylaşılacak. Türk Kızılayı Kan Hizmetleri Genel Müdürü Nurettin Hafızoğlu’na pro-jede gelinen aşamayı sorduk.

TÜRKÖK Protokolü’nden bahseder misiniz?T.C. Sağlık Bakanlığı’nın, Hematopoetik kök hücre nakli tedavisi olması gereken hastalar için oluşturduğu TÜRKÖK bün-yesindeki “Kemik İliği Bankası”na, gönüllü olarak kemik iliği veya periferik kök hüc-re bağışlamak isteyen bağışçı adayları bulmak amacıyla Türk Kızılayı ile işbirliği içerisine girmiştir. Öngörülen projede Kızılay tarafından “Gönüllü Verici Merkez-leri” kurulmasına yönelik 3 yıl süreli yar-dım protokolü hazırlandı. İlgili protokol 07.11.2013 tarihinde Sağlık Bakanı Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu ve Türk Kızılayı Genel Başkanı Sayın Ahmet Lütfi Akar’ın katılımı ile imzalandı.

Burada Bakanlığın ve Kızılay’ın rolleri neler olacak?Protokol; Türk Kızılayı tarafından ülke ge-nelinde hizmet vermek üzere Kan Hiz-metleri Genel Müdürlüğüne bağlı Kızılay Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (KKH-KM) ve 12 Bölge Kan Merkezinde Gönüllü Verici Merkezi (GVM) kurulmasını kapsa-maktadır.

Projenin süresi ve hedefler neler?Kök Hücre çalışmaları “Sağlık Bakanlığı

Kan ve Kan Ürünleri Rehberi” çerçevesin-

de gerçekleşecek. 3 yıllık proje süresince

gönüllü verici adayı kazanımı çalışmaları

kapsamında 250.000 bağışçı adayı hedef-

leniyor.

Kemik iliği Bankasının oluşturulmasında

Bakanlık ve Kızılay tarafından yürütülecek

iş akışında;

• Kızılay,GönüllüVericiAdaylarınınkaza-

nımı, sisteme veri girişlerinin yapılması

ve serolojik testlerinin gerçekleştirilme-

sinden sorumlu olacak.

• Bakanlık, Gönüllü Verici olmayı kabul

eden adayların doku tipleme testlerini

belirlediği Doku Tipleme Laboratuvar-

larında (DTL) yapılmasını, ihtiyaç sahibi

hastalar ile eşleştirilmesini ve Gönüllü

Vericilerin bağış işlemleri süresince ger-

çekleştirilecek ulaşım, konaklama, refa-

kat ve nakil sonrası sağlık hizmetlerinin

verilmesini sağlayacak.

Kampanyanın halkla ilişkiler çalışması ne zaman başlayacak?Söz konusu projenin toplum üzerinde

farkındalık yaratmasını sağlamak amacıyla

ulusal çapta yürütülecek kampanya, tanı-

tım ve halkla ilişkiler çalışması yaklaşık 6

ay içinde başlatılacak. ■

D O S Y A

KIZILAY, GÖNÜLLÜ VERİCİ ADAYLARININ SEROLOJİK TEST, BAKANLIK İSE DOKU TİPLEME TESTİ HİZMETLERİNİ SAĞLAYACAK.

N U R E T T İ N H A F I Z O Ğ L UTÜRK KIZILAYI KAN HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ

T Ü R K K I Z I L A Y IH A B E R Ö M E R D U R A K

Page 30: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

28 O C A K 2 0 1 4

İETT Türk Kızılayı ile Kentin Kan İhtiyacına El AttıDuraklarda ve garajlarda kan bağışı

Megakent İstanbul’un kent içi toplu ula-şımına 141 yıldır çözümler üreten İETT Genel Müdürlüğü, bu kez Türk Kızılayı ile kentin kan ihtiyacına el attı. Düzenlenen kampanya süresince İETT çalışanları kan bağışında bulunurken, İETT’ye ait durak ile garajlarda halka yönelik kan bağışı ve bilgilendirme etkinlikleri düzenlenecek.

Kızılay Tüm Dünyaya Örnek OluyorKent içi toplu ulaşım hizmetinde öncü olan İETT Genel Müdürlüğü, (İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri), Türk Kızılayı ile örnek bir projeye imza attı. Kampanya imza törenine Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Akar ile Yönetim Kurulu Üyeleri Gülay Aslan ve İsmail Hakkı Turunç ile İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı ile yöneticiler ve çalışanlar katıldı.

Genel Başkan Akar, Türk Kızılayı’nın 2005 yılından bu yana yürüttüğü düzenli, gü-venli ve gönüllü kan bağışı programı ile ülkenin kan ihtiyacının tamamına yakını-nı karşıladığının altını çizdi. Genel Başkan Akar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başka-nı Kadir Topbaş başta olmak üzere tüm İETT personeline ve yöneticilerine örnek duyarlılıklarından dolayı teşekkür etti. İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı da “Bizler kampanyamız ile topluma küçük bir katkıda bulunuyoruz. Oysa katkının en büyüğünü Kızılay yapıyor. Gerek yurt için-de gerekse yurt dışında yürüttüğü insani

yardım çalışmalarıyla dünyadaki kuruluş-lara örnek oluyor. Biz de kan bağışında farkındalık yaratmak için buradayız” diye konuştu.

İETT çalışanları da kan bağışlıyorProtokol imza töreninin ardından İETT Genel Müdürü Dr. Baraçlı kan vererek kampanyayı başlattı. Türk Kızılayı ve İETT Kan Kampanyası kapsamında İETT perso-neline, Kızılay Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezi ekipleri tarafından kan bağışı ko-nusunda bilinçlendirme eğitimi verilecek. İETT çalışanları kan bağışının önemine dikkat çekerek toplumda farkındalık ya-ratmak için kan bağışlayacak. Kan bağışı kampanyası sadece İETT çalışanları ile sınırlı kalmayacak. İETT’ye ait duraklar ve garajlar da, İstanbulluların kan bağışın-da bulunması için tahsis edilecek. Kızılay ekipleri ve İETT’nin belirlediği önemli noktalarda sabit kan alma birimleri de ku-rulacak. ■

DÜZENLENEN KAMPANYA

SÜRESİNCE İETT ÇALIŞANLARI

KAN BAĞIŞINDA BULUNURKEN,

İETT’YE AİT DURAK İLE GARAJLARDA HALKA YÖNELİK

KAN BAĞIŞI VE BİLGİLENDİRME

ETKİNLİKLERİ DÜZENLENECEK.

H A B E R A Y Ş E Y I L M A Z T Ü R KD O S Y A T Ü R K K I Z I L A Y I

Page 31: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 29

Halk Sağlığı Prof. Dr. Seçil Özkan’a EmanetTürkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığına Prof. Dr. Seçil Özkan atandı

Geçmişte Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü birçok program ve projeye bilimsel katkı sağlayan Prof. Dr. Seçil Özkan, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığına atandı. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesin-den mezun olan ve 1999 yılında Halk Sağ-lığı Anabilim Dalında Uzmanlık Eğitimini tamamlayan Prof. Dr. Seçil Özkan, göreve atanmadan önce Gazi Üniversitesi Tıp Fa-kültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalında gö-rev yapmaktaydı.

Kurumun yürüttüğü birçok programa katkı sağlayan Prof. Özkan, sağlık eğitimi, sağlığın geliştirilmesi, tıp eğitimi ve prog-ram geliştirme, ölçme ve değerlendirme,

üreme sağlığı konularında çalışmaların

yanı sıra ilaçlarla ilgili gözlemsel nitelikte

ve farmakoepidemiyoloji, epidemiyoloji

ve biyoistatistik alanlarında çalışmalarda

bulundu.

“Teşekkür ve Yeni yıl Mesajı”Ataması ve yeni yıl vesilesi ile teşekkür ve

yeniyıl mesajı veren Prof. Dr. Seçil Özkan

şunları kaydetti:

“Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığına

atanmam nedeni ile bizzat gelerek, çiçek

göndererek, telefon ederek veya e-pos-

ta ile tebriklerini ve hayır dualarını ileten

herkese teşekkür ederim. Kurumumuzun

ilk kurulduğu günden itibaren büyük bir

özveri ve gayretle çok kısa bir sürede yap-

tığı çalışmalar takdire şayandır. Bundan

sonraki süreçte de Merkez ve Taşra Teş-

kilatı işbirliğinin yanı sıra halk sağlığı ile

ilgili bütün kurum ve kuruluşların desteği

ile toplum sağlığını koruma ve geliştirme

yönünde önemli adımlar atacağımıza

inancım tamdır.

Bu vesile ile yeni yılın başta Kurum çalı-

şanlarımıza olmak üzere bütün halk sağ-

lığı camiasına ve vatandaşlarımıza sağlık,

mutluluk ve huzur getirmesini dilerim.” ■

H A B E R S E R R A K U L

“BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE DE MERKEZ VE TAŞRA TEŞKİLATI

İŞBİRLİĞİNİN YANI SIRA HALK

SAĞLIĞI İLE İLGİLİ BÜTÜN KURUM VE

KURULUŞLARIN DESTEĞİ İLE TOPLUM

SAĞLIĞINI KORUMA VE GELİŞTİRME

YÖNÜNDE ÖNEMLİ ADIMLAR

ATACAĞIMIZA İNANCIM TAMDIR.”

H A B E R

Page 32: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

30 O C A K 2 0 1 4

İki Şehir Hastanesinin Temelleri AtıldıManisa Şehir Hastanesi...Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile birlikte 560 yataklı Manisa Şehir Hastanesi’nin temel atma törenine katıldı.

Manisa Şehir Hastanesi’nin, şehrin önem-

li bir ihtiyacını karşılayacağını ifade eden

Bakan Dr. Müezzinoğlu; ilmin, sanatın,

tıbbın merkezi olan Manisa’ya yakışan

bir eser inşa edeceklerini vurguladı. 500

yıl önce bu topraklara Darüşşifa’yı yapan

Sultan Süleyman Han’ın sevdasını sev-

da bilip, Manisa’ya 21. yüzyılın en çağ-

daş şifahanesini yapacaklarını kaydeden

Dr. Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak

‘Önce İnsan, Önce Sağlık’ diyerek, insanı

merkeze alan anlayışla çalışmalarını sür-

düreceklerini belirtti.

En büyük referansın halkın memnuniyeti

olduğunu ifade eden Bakan Dr. Müez-

zinoğlu, şunları kaydetti: “Bazı çevreler,

yapılan her hizmete karşı çıktıkları gibi şe-hir hastanelerimize de karşı çıkarak şehir efsaneleri üretiyor. Onlar, efsane üretiyor, bizlerse eser üretiyoruz, eser üretmeye devam edeceğiz. Geçmişte Türkiye temeli atılıp çürümeye terk edilen havaalanla-rının, yarım kalan fabrikaların, okulların ülkesiydi. Şimdi ise Türkiye artık dünya çapında projelerin birkaç yılda tamam-landığı bir ülke haline geldi. Bu ülke sev-dalılarının, milleti ile gönül birliği yapmış hükümetin farkıdır.”

Şehir hastanelerinin Türkiye’ye sağlık ala-nında çağ atlatacak geniş kapsamlı bir proje olduğuna dikkat çeken Bakan Dr. Müezzinoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bir dönem hayal bile edilemeyecek bu devasa sağlık kampüslerinin temellerini bir bir atıyoruz. İnsanımızın her şeyin en iyisine layık olduğuna olan inancımız ge-reği Türkiye genelinde 16 sağlık kampusu inşa edeceğiz.” ■

H A B E R S E R R A K U L

“BAZI ÇEVRELER, YAPILAN HER

HİZMETE KARŞI ÇIKTIKLARI GİBİ ŞEHİR

HASTANELERİMİZE DE KARŞI ÇIKARAK ŞEHİR EFSANELERİ ÜRETİYOR. ONLAR, EFSANE ÜRETİYOR,

BİZLERSE ESER ÜRETİYORUZ.”

H A B E R

Page 33: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 31

İki Şehir Hastanesinin Temelleri AtıldıGaziantep Şehir Hastanesi...

modern tesisleri, çok daha gelişmiş bir

ülkeyi milletle beraber mutlaka başara-

cağız.”

Günün koşullarına uygun, çağdaş tekno-

lojiyle donatılmış pırıl pırıl bir sağlık kam-

püsü inşa edeceklerini ifade eden Dr.

Müezzinoğlu, “Bu sağlık kuruluşumuzu

inşallah birkaç yıl içinde Gaziantepli ve

çevre illerdeki vatandaşlarımızın hizme-

tine sunacağız. Gaziantep’te attığımız bu

dev adım son nokta değil, bundan sonra

ortaya koyacağımız yeni hizmetlerimiz

için önemli bir basamaktır” ifadelerini

kullandı.

Açılış konuşmalarının ardından hasta-

nenin yapımını üstlenen firma yetkilisini

yanına çağıran Dr. Müezzinoğlu, hastane

inşaatının 29 Mayıs 2016 tarihinde teslim

edilmesini istedi. Firma yetkilisi ise söz

konusu tarihin mümkün olabileceğini ifade etti. Daha sonra Dr. Müezzinoğlu ve protokol üyeleri hazırlanan butonlara basarak hastanenin temellerini attı.

Güneydoğu’nun şifa merkeziYapımı tamamlandığında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük hastanesi özelliğini taşıyacak olan bin 875 yataklı kampüste yer alacak branş hastaneleri şöyle:

• 636yataklıGenelHastane,

• 205yataklıKVCHastanesi,

• 174yataklıOnkolojiHastanesi,

• 112yataklıPsikiyatriHastanesi,

• 498 yataklı Kadın Doğum ve ÇocukHastanesi,

• 100yataklıYüksekGüvenlikliAdliPsiki-yatri Hastanesi,

• 150yataklıFizikTedaviveRehabilitas-yon Hastanesi. ■

Yapımı tamamlandığında, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük hastanesi özelliğini taşıyacak Gaziantep Şehir Has-tanesi’nin temeli, Sağlık Bakanı Dr. Meh-met Müezzinoğlu’nun katıldığı törenle atıldı.

Açılışta konuşan Sağlık Bakanı Dr. Meh-met Müezzinoğlu her alanda 10 yıldır önemli atılımların yapıldığını ve Türki-ye’nin yatırımlarla önemli bir noktaya geldiğini vurguladı. Her zaman “insanı yaşat ki devlet yaşasın” ve “insanı yücelt ki devlet yücelsin” anlayışını referans al-dıklarının altını çizen Bakanı Dr. Müezzi-noğlu, şunları kaydetti: “Biz yine bu ülke insanına, bu milletimize, fakirine, fuka-rasına, engellisine, yaşlısına, kimsesizine daha münevver, daha gelişmiş bir ülke oluşturmanın gayreti içerisinde olacağız. Çok daha modern hastaneleri, çok daha

H A B E R

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük hastanesi özelliğini taşıyacak Gaziantep Şehir Hastanesi’nin temeli, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun katıldığı törenle atıldı.

H A B E R S U Ö Z G Ü R

Page 34: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

32 O C A K 2 0 1 4

gibi yeni doğan taramalarının kapsamı ge-nişleyen ülkemizde doğuştan kalça çıkığı tarama programı da yaygınlaşıyor. (Tablo:1) Okul çağı çocuklarında işitme taraması ve okul öncesi çocuklarda kırma kusurlarına yönelik görme taraması başlatılırken ko-ruyucu ağız ve diş sağlığı ile ergen sağlık danışma merkezleri de yaygınlaştırılıyor. (Tablo:2) 55 ilde 85 sağlık tesisinde 600 yatakla anne oteli hizmeti sunulurken tıb-bi endikasyonsuz sezaryen riski karşısında gereksiz yapılan sezaryenleri önlemeye yö-nelik çalışmalar gündemde…

Aile hekimliği2013 yılında 21 bin 200’e ulaşan aile he-kimliğinde yaşa özel periyodik muayeneler başlatılıyor. 2017 yılına kadar aile hekimi başına düşen nüfusun 3 bin’in altına düş-mesi hedefleniyor. Aile hekimliği hizmetle-rinin aile hekimi uzmanlarca verilmesi için uzmanlık eğitimi teşvik edilirken diyetis-yen, psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk ge-

Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü’nün “Tallinn Şartı” ve “Sağlık 2020”politikaları ile uyumlu 2013-2017 Stratejik planını hazır-ladı. Türkiye Sağlık Bakanlığı Stratejik Planı çerçevesinde, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesindeki diğer üye ülkeler için Sağlık 2020’nin ulusal bir stratejik plana nasıl dahil edilebileceğine örnek olması bekleniyor.

Bu bağlamda 2002’den günümüze kadar gelen süreçte Sağlık Bakanlığınca gerçek-leştirilen ve geliştirilerek devam ettirilen halk sağlığı hizmetleri çalışmaları şöyle:

AşılamaEn geniş aşılama programı uygulayan ül-keler arasında yer alan Türkiye, aşılama hiz-metini tamamen ücretsiz sunuyor. Erişkin aşılama programını da geliştirirken dünya-da ilk kez karekod destekli elektronik takip ve soğuk zincir izleme sistemi uyguluyor.

Anne-çocuk sağlığıKistik fibrozis, Lizozomal depo hastalıkları

H A B E R

Nihai Amaç Halk SağlığıTürkiye Sağlıkta Dönüşüm 2013-2017Stratejik Planı hazırlandı

SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN STRATEJİK PLANI ÇERÇEVESİNDE STRATEJİK AMAÇLAR• Sağlığayönelikrisklerdenbireyve

toplumu korumak ve sağlıklı hayat tarzını teşvik etmek

• Bireyvetoplumaerişilebilir,uygun, etkili ve etkin sağlık hizmetleri sunmak

• İnsanmerkezlivebütüncülyaklaşımla bireylerin sağlık ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap vermek

• Türkiye’ninekonomikvesosyalkalkınmasına ve küresel sağlığa katkı aracı olarak sağlık sistemini geliştirmeye devam etmek

2002 2012 2013

Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri,(En az bir ziyaret), (%)

70 97 98

Hastanede Yapılan Doğum Oranı, (%) 69 97 97

Bebek İzlem Oranı, (%) 62 99 99

Bebek Dostu Hastane Sayısı 141 962 990

Üreme Sağlığı Hizmeti Alanlar, (bin) 3.260 8.600 9.000

Tablo:1 Anne ve Çocuk Sağlığı

Page 35: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 33

H A B E R S E R R A K U L

kazandırılması ve daha aktif hayat tarzına uygun çevrenin hazırlanması hedefleniyor. Bu çerçevede ekmekteki kepek oranının artırılması ve tam buğday ekmeğin yaygın-laştırılması, hazır gıdalarda trans yağların kullanılmaması, toplu yemek üretiminde sağlıklı menü uygulamaları, okullarda sağ-lıklı beslenme bilinci ve yüksek enerjili gı-daların tüketiminin azaltılmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor.

Tuzla mücadeleGünlük tuz tüketiminin Dünya Sağlık Ör-gütünün tavsiye ettiğinin üç katı oranında tüketildiği ülkemizde daha az tuz tüketimi için programlar geliştiriliyor.

lişimci gibi personel ile aile hekimliğinin desteklenmesi planlanıyor.

Obezite ile mücadeleTürkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’na göre 19 yaş ve üzeri bireylerin yüzde 35’i kilolu, yüzde 30’u obez. Ayrıca 12 yaş ve üzeri bireylerin yüzde 72’si fiziksel egzer-siz yapmıyor. 2017 yılına kadar obez nüfus oranının yüzde 25’e, egzersiz yapmayan nüfus oranının da yüzde 50’ye indirilmesi hedefleniyor.

Sağlıklı beslenme ve hareketli hayatSağlıklı beslenme ve hareket alışkanlığının

SAĞLIKLI HAYAT TARZININ BENİMSENDİĞİ VE HERKESİN SAĞLIK HAKKINA KOLAYCA ERİŞEBİLDİĞİ TÜRKİYE…

Tarama ve Destek Programları 2002 2012 2013

Yenidoğan Fenilketonüri Taraması 59 99 99

Yenidoğan İşitme Taraması - 87 90

Yenidoğan Hipotiroidi Taraması - 99 99

Yenidoğan Biyotinidaz Taraması - 99 99

Bebeklere Ücretsiz D Vitamini Desteği - 99 99

Bebeklere Ücretsiz Demir Desteği - 99 99

Hamilelere Ücretsiz Demir Desteği - 99 98

Tablo:2 Anne ve Çocuk Sağlığı

Page 36: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

34 O C A K 2 0 1 4

Ruh sağlığıOtizmin erken tanısı için ulusal programlar geliştirilen ülkemizde çocuğun psiko-sos-yal gelişiminin desteklenmesine yönelik programlar ile intiharların önlenmesi için krizle mücadele birimleri geliştirilmekte-dir. Ayrıca afetlerde psiko-sosyal destek programları da gündemde yer almaktadır. Toplum temelli ruh sağlığı hizmetleri ge-liştirilirken çocuğa yönelik istismarla mü-cadelenin bir parçası olarak Çocuk İzleme Merkezleri aktif olarak kullanılmaktadır.

Kanserle mücadeleİzmir Kanser kayıt merkezinin DSÖ’ce Av-rupa bölgesi eğitim merkezi olarak tescil edildiği ülkemizde 15 ilde sürdürülen aktif kanser kayıtçılığı 81 ilde yaygınlaştırılıyor. Meme, rahim ağzı ve kalınbağırsak olmak üzere en sık görülen üç kanser türüne karşı yaygın taramalar başlarken meme kanseri taraması için mobil araçlarla vatandaşın ayağına gidiliyor.

Evde sağlıkYatağa bağlı hastaların evde yapılabilecek tıbbi bakım ve rehabilitasyon hizmetleri sağlanarak 2013 yılının ilk 9 ayında 346 bin kişiye ulaşılmıştır.

Bulaşıcı hastalıklarla mücadeleKızamık eliminasyon programı ile 2008 yı-lından beri ülkemizde yerli kızamık vakası

Diyabet önleme ve kontrolDiyabetteki artış eğiliminin durması ve diyabet hastalığa bağlı komplikasyonla-rın gelişmesinin engellenmesine yönelik programlar geliştiriliyor.

Tütünle mücadeleTürkiye DSÖ’nün MPOWER kriterlerinin tamamını karşılayan ilk ve tek ülke olarak tütünle mücadelede dünya birincisidir. (Tablo:3)

Sağlıklı yaşamKalp ve damar hastalıkları ile kronik hava

yolu hastalıklarını önleme ve kontrol prog-

ramlarını sürdürüldüğü ülkemizde, Kronik

böbrek hastalıkları ile kas ve iskelet hasta-

lıkları kontrol programı da hayata geçiyor.

Sağlıklı yaşlanma ve yaşlılık sürecinin en

verimli şekilde geçirilmesine yönelik prog-

ramlar devam ediyor.

H A B E R

SAĞLIK BAKANLIĞI STRATEJİK PLANINDA

NİHAİ AMAÇ: HAKKANİYETLİ

ŞEKİLDE HALKIN SAĞLIĞINI KORUMAK

VE İYİLEŞTİRMEK…

Tablo:3 Tütünle Mücadele Programı

15 yaş üzeri nüfusun her güntütün kullanım oranı, (%)

30

20

10

02008

27,425,4

23,820,0

15,0

2010 2012 2017 2023

SAĞLIKLI YAŞAM PROGRAMLARI• Obeziteilemücadele• Diyabetönlemevekontrol• Tütünlemücadele• Kalpvedamarhastalıklarını

önleme ve kontrol• Solunumyoluhastalıklarınakarşı

küresel ittifak (GARD)• RuhSağlığıKontrol

Page 37: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 35

hizmetleri konusunda 51 üniversiteden 196 akademisyen, 228 paydaş kurum ve kuruluş temsilcisi ile 32 konu başlığında 5’er günlük 11 çalıştay yapılmıştır.

Tüketici güvenliğiAmbalajlı suların elektronik takip sistemi kurularak izlenmesinin sağlandığı ülkemiz-de şebeke sularının coğrafi bilgi sistemi üzerinden etkin takibini ve risk haritalarını oluşturma süreci başlatılıyor. Ayrıca biyosi-dal ürünlerin elektronik takip programı da geliştiriliyor.

Çalışan güvenliğiMeslek hastalıkları ile mücadele edilirken işyeri hekimliği ve iş güvenliği hizmetleri yaygınlaştırılıyor. Ayrıca çalışma ortamla-rında risk analizi yapılarak çalışan sağlığına yönelik riskler azaltılıyor.

Türkiye hudut ve sahilleri sağlık hizmetiYurt dışına giden kişilere seyahat sağlığı kapsamında tüm yurtdışı aşılama hizmetle-ri verilirken uluslar arası önem taşıyan halk sağlığı riskinin ülkemize girmesini önlemek amacıyla uluslar arası giriş noktalarında ge-rekli sağlık tedbirleri alınmaktadır. (Tablo: 5)

TÜRKİYE SAĞLIK BAKANLIĞI STRATEJİK PLANI ÇERÇEVESİNDE, DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ AVRUPA BÖLGESİNDEKİ DİĞER ÜYE ÜLKELER İÇİN SAĞLIK 2020’NİN ULUSAL BİR STRATEJİK PLANA NASIL DAHİL EDİLEBİLECEĞİNE ÖRNEK OLMASI BEKLENİYOR.

görünmüyor. Avrupa’da kızamığın kontrol altınına alınmaması son bir yılda ülkemizi etkilese de büyük ölçüde bu durum kont-rol altına alınmıştır. (Tablo 4)

Erken uyarı ve cevap sistemiHalk sağlığı tehditlerini izlemek ve yönelt-mek üzere 7/24 esaslı çalışan erken uyarı cevap sistemi hayata geçirilmiş olup böy-lelikle tehdidi kaynağında kontrol etme he-deflenmektedir.

Çok sektörlü sağlık sorumluluğu geliştirmeDevletin tümü, toplumun tümü anlayışı ile sağlığı tüm politikaların merkezine alarak sağlığın sosyal belirleyicileri konusunda il-gili tüm sektörlerle birlikte çalışılmaktadır. Koruyucu sağlık hizmetleri konusunda, 37 üniversiteden 235 akademisyen, 524 pay-daş kurum ve kuruluş temsilcisi ile 48 konu başlığında 759 katılımcı ile 5’er günlük 24 çalıştay; Tedavi ve rehabilite edici sağlık

2002 2012 2013

Tüberküloz Prevalansı (yüz binde) 38 23 *

Sıtma Yerli Vaka Sayısı 10.184 0** 0

Tifo Vaka Sayısı 24.390 20 18

Tablo:4 Bulaşıcı Hastalıklarla Mücadele

* Dünya Sağlık Örgütü 2013 yılı verileri henüz yayınlanmamıştır.** 2012 Yılında ülkemizde toplam 376 vaka görülmüş olup vakaların 375’i yurtdışı kaynaklı 1’i nüks vakadır.

Kaynak: Sağlık İstatistiği Yıllığı 2012

Kaynak: Sağlık Bakanlığı 2014 Yılı Bütçe Sunumu, TBMM Plan ve Bütçe Komis-

yonu, 20 Kasım 2013

Tablo:5 Sağlık Bakanlığında Çalışan Uzman Hekim Başına Düşen Nüfus (Aralık 2002-Kasım 2013)

Uzman hekim başına düşen nüfusun en fazla olduğu il ile en az olduğu il arasındaki oran Aralık 2002’de 1/13 iken Kasım 2013’te 1/3’dür.

Page 38: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

36 O C A K 2 0 1 4

celendiğinde, by-pass ameliyatı sonrasında ölüm oranının stent takılan hastalara göre belirgin olarak daha düşük olduğu ortaya çıkıyor.

Acıbadem Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Cem Alhan, Prof. Dr. İlke Sipahi ve Prof. Dr. Sinan Dağdelen’in dışında ABD’den Kalp Damar Cerrahisi Uzmanları Dr. Hakan Akay ve Dr. Arie Blitz’in de aralarında oldu-ğu bir ekip tarafından yapılan araştırma, yayınlandıktan sonra tıp dünyasında büyük ses getirdi.

6 çalışmaya dahil edilmiş 6000’in üzerinde hastaŞimdiye kadar bu konuda yapılan araştır-malarda bin kişilik veya daha az sayıda has-ta gruplarının ele alındığını söyleyen Prof.

Dünyada en yaygın hastalıkların başında gelen kalp hastalıklarında sıkça uygulanan stend ve by pass uygulaması konusunda Türk doktorlarının 6 bin kişi üzerinde yaptı-ğı son araştırma büyük ses getirdi. Bilimsel yayınlar alanında prestijiyle bilinen JAMA Internal Medicine’da yayınlanan araştırma, by-pass ameliyatı sonrasında ölüm ora-nının stent takılan hastalara göre belirgin olarak daha düşük olduğunu ortaya çıkardı. Amerikan Forbes dergisinin de haber yaptı-ğı araştırmaya göre, stent takılan hastaların kalp krizi geçirme riski, by-pass hastalarına kıyasla yüzde 42 daha yüksek.

By-pass ameliyatları ve stentlerin uzun dönem sonuçları incelendi Kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi alanın-da son 10 yıldır ‘‘stent mi daha iyi, by-pass ameliyatı mı daha iyi’’ tartışması vardı. Stentlerin daha iyi olduğunu öne süren bilimsel çalışmalar olduğu gibi, by-pass ameliyatının daha iyi olabileceğini düşün-düren bilimsel araştırmalar da mevcuttu. Ancak Forbes Dergisi başta olmak üzere dış basında da büyük ilgi gören ve tam metni en saygın tıp dergilerinden JAMA Internal Medicine’da yayınlanan Türkiye kaynaklı bir bilimsel makale by-pass -stent tartışmasına son noktayı koymuş görünüyor. Yeni araş-tırmanın sonucuna göre, by-pass ameliyat-ları ve stentlerin uzun dönem sonuçları in-

H A B E R

By-pass mı, Stent mi Tartışmasına Son!“Çoklu damar tıkanıklıklarında ilk tercih: By-Pass olmalı”

ARAŞTIRMA SONUCUNA GÖRE

STENT TAKILAN HASTALARIN KALP

KRİZİ GEÇİRME RİSKİ BY-PASS HASTALARINA

KIYASLA YÜZDE 42 DAHA YÜKSEK.

Prof. Dr. Cem Alan

Page 39: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 37

H A B E R A Y Ş E Y I L M A Z T Ü R K

araştırmanın ortalama 4 yıllık hasta sonuç-larını bir yıl gibi bir süre içinde analiz ederek araştırmalarını tamamladıklarına dikkat çe-ken Prof. Dr. İlke Sipahi şunları söyledi: “By-pass stentten daha eski bir tedavi yöntemi ve 1970-80’lerde kullanıma girerek popüler hale geldi. O dönemde rakibi olan herhan-gi bir tedavi yöntemi yoktu. Yani etkili koles-terol ilaçları yoktu, anjiyo keşfedilmişti ama yaygınlaşmamıştı, balon ve stent hiç yoktu. Yani o devirde kalp damar tıkanıklığının tedavisinde uygulanan tek etkili yöntem by-pass cerrahisiydi. Daha sonra 1980’lerde balon, 90’larda stentle birlikte tıp dünyasın-da çok büyük bir heyecan oluştu. By-pass ameliyatının göğüs kemiğinin kesilmesini gerektirmesine karşılık, stentin kasıktan ve hatta son zamanlarda koldan da uygula-nabilmesi bu yöntemleri by-pass’ın aley-hine daha çekici hale getirdi. Yapılan kısıtlı bilimsel araştırmaların sonucu da by-pass ameliyatı ve stent uygulaması arasında ölüm oranlarında belirgin bir fark olmaya-bileceğini gösterdiğinden stentlere olan ilgide büyük patlama yaşandı. Öte yandan bu araştırmalar genellikle sadece 1 yıllık ta-kip sonuçlarını sunuyordu ve hasta sayıları yeterince yüksek değildi. Kendi aramızda tartışırken bu sınırlamaların üstesinden ge-lebilecek böyle bir araştırma yapmaya karar verdik.” ■

Dr. Cem Alhan, “Ancak bilim her zaman, az hasta sayısından değil, çok hasta sayısın-dan elde edilen verilerin elde edilmesiyle sağlıklı sonuçlara ulaşabilir. Hali hazırdaki bu araştırmaların esas bir yıllık sonuçları açıklanıp yayınlandığından; uzun dönem sonuçlarını göstermemesi açısından çok da sağlıklı değildi. Biz çalışmamızda toplam 6 çalışmaya dahil edilmiş 6 bin’in üzerinde hastanın verilerine ulaşarak analizlerimizi yaptık” dedi.

By-pass stentten daha eski bir tedavi yöntemiMeta-analiz yöntemi kullanılarak 6 bilimsel

BY-PASS AMELİYATININ GÖĞÜS KEMİĞİNİN KESİLMESİNİ GEREKTİRMESİNE KARŞILIK, STENTİN KASIKTAN VE HATTA SON ZAMANLARDA KOLDAN DA UYGULANABİLMESİ BU YÖNTEMLERİ BY-PASS’IN ALEYHİNE DAHA ÇEKİCİ HALE GETİRDİ.

ARAŞTIRMANIN SONUCUNDATüm hastaların verileri değerlendiril-diğinde, ölüm oranlarında çok ciddi bir fark olduğu; by-pass ameliyatı olan hastaların stent takılan hasta-larla kıyaslandığında 4 yıldaki ölüm oranlarının göreceli olarak yüzde 27 oranında azaldığı görüldü. By-pass ameliyatı ve stent takılan hastalar arasında, kalp krizi geçirme konusun-da da dramatik bir fark var. Çünkü araştırmaya göre stent takılan hasta-ların kalp krizi geçirme riski by-pass hastalarına kıyasla yüzde 42 daha yüksek. By-pass ameliyatı ve stent işleminden sonra, yeniden bir işlem geçirme oranının by-pass ameliyatı olan hastalarda yüzde 71 oranında daha düşük olduğu belirtiliyor. Araştırmaya göre her ne kadar by-pass ameliyatı esnasında hastanın göğüs kemiği kesilerek büyük bir ameliyat yapılıyor olsa da, uzun dönem sonuçların yüz güldürücü olması, yaşam süresini uzatması ve kalp krizlerinden korunmada avantaj sağlıyor.

Prof. Dr. İlker Sipahi

Page 40: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

38 O C A K 2 0 1 4

kadında ise 1,3 görülme sıklığına sahip olduğunu hatırlattı. Türkiye’de hastaların aile hekimine başvurabildikleri gibi derma-toloji, genel cerrahi, plastik cerrahi, kulak burun boğaz ve onkoloji uzmanlarına da başvurabildiğini dile getiren Prof. Dr. Çelik, Türkiye’de melanom ile mücadelede top-lumda farkındalık yaratılması gerektiğini ve riskli gruplara koruyucu önlemleri an-latmanın önemli olduğunu vurguladı. Coğ-rafi konumu nedeniyle Türkiye’de güneşe maruz kalmanın yüksek ve özellikle kırsal açık alanda çalışmanın yoğun olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çelik, söz konusu popü-lasyonun yüksek düzeyde melanom riski olduğunu ifade etti.

İmmüno onkolojik tedavi ile yaşam uzuyorProf. Dr. İsmail Çelik, yapılan bir çalışmada melanom hastalığında lezyonun ilk kez fark edilmesinden tedaviye kadar geçen sürenin hastaların yüzde 25’inde 1 yıldan fazla olduğunun belirlendiğini söyledi. Bu gecikme nedeniyle hastaların çoğunun son evrelerde teşhis edilebildiğini belirten Prof. Dr. Çelik, şöyle konuştu: “Bu durum hastalığın hayatta kalım süresini olumsuz etkilemektedir ve mevcut, klasik tedavi yöntemlerinden yararlanmayı neredeyse imkânsız kılmaktadır. Üzerinde uzun yıllar-dır araştırma yapılan ve bağışıklık sistemi-ni güçlendirerek, özellikle tümör üzerinde hedefe yönelik tedavi sağlayan “İmmüno Onkolojik” tedaviler ve ilaçlar bugün mela-

TOG Melanom Çalışma Grubu, Sağlık Ba-kanlığı Kanserle Savaş Dairesi, Ulusal Kanser Danışma Kurulunun çalışmaları, Patoloji, Dermatoloji ve Cerrahi Derneklerinin kat-kıları ve Bristol-Myers Squibb’in desteği ile melanomun erken tanısı ve uygun tedavi stratejilerini belirlemek için ‘Türkiye Mela-nom Yol Haritası’ başlıklı bir rapor hazırladı.

TOG Melanom Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, cilt kanseri olarak bilinen melanomun genellikle hastalığın son ev-relerinde teşhis edilebildiğini ve bu evrede mevcut klasik kanser tedavisi yöntemleri-nin başarısız kaldığını söyledi. Prof. Dr. Çelik, son yıllarda geliştirilen hedefe yönelik ajan-ların ve “immüno-onkolojik” tedavi yön-temlerinin ise yaşam süresini 5 yılın üzerine çıkardığını belirtti.

Riski artıran faktörlerRaporla ilgili bilgiler veren Prof. Dr. İsmail Çelik, melanomun görülme sıklığının son 30 yılda 2 kat artış gösterdiğini belirterek, dünyada 100 bin kişide 2,8 melanom vaka-sı görüldüğünü anlattı. Prof. Dr. İsmail Çelik, 50 yaşını geçmiş olunması, ailede mela-nom öyküsü bulunmasının riski artırdığını ve düzenli dermatolog muayenesinin yok-luğunun teşhiste geç kalınmasına neden olduğunu söyledi.

Türkiye’de melanom için farkındalık yaratılmalıProf. Dr. İsmail Çelik, melanomun Türki-ye’de her 100 bin erkekte 1,9, her 100 bin

H A B E R

İmmüno OnkolojikTedaviler Yeni tedavi yöntemi cilt kanserine umut oldu

PROF. DR. İSMAİL ÇELİK, İMMÜNO ONKOLOJİK

TEDAVİ YAKLAŞIMI SAYESİNDE

MELANOMANIN YANI SIRA AKCİĞER

KANSERİ, KARACİĞER KANSERİ GİBİ

PEK ÇOK KANSER TÜRÜNDE, ÖNÜMÜZDEKİ

5 İLA 10 YIL İÇİNDE TÜMÖRLERLE SAVAŞTA,

TIBBIN ÇOK GÜÇLÜ VE YENİ SİLAHLARI

OLACAĞINI BELİRTTİ.

Page 41: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 39

H A B E R S E R R A K U L

rıyla pozitif sonuçlar alınmaya başlandığını ifade etti.

Medya desteği olmalıProf. Dr. Sıdıka Kurul ise melanomdan ko-runmak için erken tanının şart olduğunu vurguladı. Bu kapsamda kişilerin kendini muayene etmesi ve şüpheli durumlarda dermatologlara gitmesinin önerilebilece-ğini anlatan Prof. Dr. Kurul, “Melanom konu-sunda farkındalık yaratılması amacıyla yazılı ve görsel basında bu konuya daha çok yer verilmesi son derece önemlidir. Buradan tüm medya kuruluşlarını göreve çağırıyo-rum” dedi.

Prof. Dr. Kurul, melanomun asıl tedavisinin cerrahi olduğunu, hastaların önemli bir bö-lümünün ameliyatla tedavi edildiğini ve bu aşamada iyi kalitede cerrahi müdahalenin önemine dikkat çekti. Ancak, hastalık siste-mik hale geldiğinde yani uzak metastazlar başladığında medikal tedavinin gerekli ol-duğunu ifade ederek, çok mutluyum ki bu evredeki hastalar için bugün çok iyi tedavi seçenekleri geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam edilmektedir dedi.

Solaryum risk taşıyorProf. Dr. Nil Molinas Mandel de açık tenli ve güneşe maruz kalma olasılığı yüksek grup-ların daha fazla risk altında bulunduğundan bu duruma maruz kalan meslek grupları-nın bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyerek, şöyle konuştu: “Halkın ultraviyole ışınlarının etkileri hakkında bilgi sahibi olması sağlan-malı, gereksiz solaryum uygulamasından kaçınılmaları önerilmelidir. Solaryum ABD ve AB’de olduğu gibi 16-17 yaş altı kişilere uygulanmamalıdır.” ■

noma tedavisinde yeni bir çığır açmış, ileri evrelerde dahi yaşam süresini 2-3 kat uzat-mıştır.”

Prof. Dr. İsmail Çelik, İmmüno Onkolojik tedavi yaklaşımı sayesinde melanomanın yanı sıra akciğer kanseri, karaciğer kanseri gibi pek çok kanser türünde, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde tümörlerle savaşta, tıbbın çok güçlü ve yeni silahları olacağını belirtti.

Dünya’daki artış önemli bir halk sorunuGazi Üniversitesi Rektörü ve Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, dünyada melanomun görülme sıklığı ile ilgili bil-giler verdi. Türkiye’de melanom görülme sıklığında belirgin bir artışın dokumante edilmemiş olmasına rağmen, özellikle ge-lişmiş ekonomilerde durumun daha farklı olduğunu ifade etti. ABD’de melanom in-sidansının son 25 yılda ikiye katlandığını hatırlatan Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, İngiltere’de ise melanom insidansının 2020 yılında kadınlarda yüzde 66, erkeklerde ise yüzde 88 artış göstereceğini kaydetti. Bu artışın önemli bir halk sorunu haline geldiğini söyleyen Prof. Dr. Büyükberber, “ABD’de SEER programı (1992-2004) verile-ri, melanom insidansının her yıl yüzde 3,1 oranında artış gösterdiğini ortaya koyuyor. 1992’de 100 bin kişide 18,2 olan insidans 2004 yılında 26,3’e yükselmiştir” dedi.

Prof. Dr. Büyükberber, Avustralya’nın cilt kanserinde 100 bin kişide 40-45 insidans ile ilk sırada yer aldığını belirterek, bu bölgede özellikle devlet dışı kuruluşların desteğiyle yürütülen primer ve sekorder korunmaya yönelik kampanyalar ve eğitim programla-

HALKIN ULTRAVİYOLE IŞINLARININ ETKİLERİ HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMASI SAĞLANMALI, GEREKSİZ SOLARYUM UYGULAMASINDAN KAÇINILMALARI ÖNERİLMELİDİR. SOLARYUM ABD VE AB’DE OLDUĞU GİBİ 16-17 YAŞ ALTI KİŞİLERE UYGULANMAMALIDIR.

Soldan sağa: Prof. Dr. Alper SevinçProf. Dr. Sıdıka KurulProf. Dr. Süleyman BüyükberberProf. Dr. İsmail ÇelikProf. Dr. Nil Molinas MandelProf. Dr. Bülent YalçınProf. Dr. Bengü Nisa Akay

Page 42: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

40 O C A K 2 0 1 4

ROB FABRIZIO, TAŞINABİLİR

GÖRÜNTÜLEMENİN TIBBİ GÖRÜNTÜLEME

ALANINDA EN ZOR VE EN HIZLI GELİŞEN

GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİNDEN BİRİ OLDUĞUNU BELİRTTİ.

S E K T Ö R D E N

Yeni doğanlar için idealOmaha, Nebraska’daki Çocuk Hastanesi ve Tıp Merkezi’nde radyoloji amiri olarak görev yapan Kari Kunze, FDR Go’nun sağ-ladığı kolaylıkları anlatırken, “Yoğun bakım ünitesinde FDR Go gibi mobil görüntüle-me ekipmanları, değerli hayatları koruma-ya yardımcı olmak için zaman ve doğru-luktan ödün verme gereği duymaksızın hastalarla ilgili işlemlerin rahatça gerçek-leştirilmesine yardımcı olmaktadır” dedi.

Fujifilm’in taşınabilir Dijital Röntgen ciha-zı sayesinde, Çocuk Hastanesi’nde yeni-doğan ICU hastalarına, kuvöz ortamının sunduğu güvenlik ve rahatlıktan ayrı tu-tulmadan gerekli çekimler yapılabildiğini belirten Kunze, “Bu hastalar kendi vücut sıcaklıklarını koruyamayacak kadar zayıf oldukları için mümkün olduğunca hareket ettirilmemelidir. FDR Go sayesinde bebeği rahatsız etmeden röntgenini çekebilmek-teyiz” şeklinde konuştu. ■

Fujifilm taşınabilir dijital ürünler portfö-yünde en yeni ürünü olan FDR Go’yu, Chi-cago, Illinois’de düzenlenen Kuzey Ameri-ka Radyoloji Derneği’nin (RSNA) 99’uncu yıllık toplantısında tanıttı.

Fujifilm Amerika Medikal Sistemler Diji-tal Röntgen Pazarlama ve Ürün Gelişimi Müdürü Rob Fabrizio, toplantıda yeni ta-sarımları hakkında bilgi verdi. Taşınabilir görüntülemenin tıbbi görüntüleme ala-nında en zor ve en hızlı gelişen görüntüle-me tekniklerinden biri olduğunu belirten Fabrizio, “Kaliteli görüntüleri hızla, güven-le, verimli ve istikrarlı bir şekilde sunmak gerçek bir gereksinimdir. Fujifilm, röntgen uzmanları için iş akışını kolay ve doğru, hastalar içinse güvenilir hale getirmeye odaklanmaktadır. Hem kullanıcılarımız, hem de hastalar için neyin önemli oldu-ğuna yoğunlaşan, tüm özellikleri bünye-sinde barındıran ve yenilikçi görüntüleme teknolojisine sahip bir mobil tasarım geliş-tirdik” dedi.

FDR Go, Fujifilm’in FDR D-EVO detektör-lerinin hız, görüntü kalitesi ve düşük doz avantajlarının yanı sıra; dar alanlarda hare-ket etmeyi kolaylaştıran, kompakt yapıya sahip, gelişmiş taşınabilir özellikler sunu-yor. Bu taşınabilir görüntüleme sistemi sa-yesinde teknisyenler, ER, ICU, NICU ve OR alanlarında bir röntgen odasının sunduğu tüm özellikleri, hastanın başucuna dek so-runsuz şekilde getirebiliyor.

DR Alanında Yeni DönemKaliteli görüntüleri hızla, güvenle, verimli ve istikrarlı bir şekilde sunmak gerçek bir gereksinimdir

H A B E R S U Ö Z G Ü R

Page 43: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 41

S E K T Ö R D E N

(anestezi süreçlerinin entegre yönetimi), ECS Reassist (yoğun bakım ve reanimas-yon ünitelerinin entegre yönetimi) ol-mak üzere üç ürünü ile ön plana çıkan Evolucare, ilerleyen zamanlarda Avrupa ve Amerika’daki diğer çözümleri de Türki-ye’ye getirmeyi planlıyor. Özellikle genel kamu projeleri ve üniversitelere yönelik kampanyaları uygulamaya koyan firma, grup hastaneleri başta olmak üzere bir-çok özel hastanede de halihazırda başa-rılı kurulumlar yapıyor.

Sağlık sektörüne operasyonel çözüm-ler denince hem klinik sürece hem de yönetim sürecine hakim bir çözümden bahsetmek gerektiğini belirten Evoluca-re yetkilisi Dilara Duman, “Bu süreçlerin işleyişi, hastanelerin kendi süreçleriyle yazılım çözümlerini biraraya getirildiği bir sistemden oluşuyor. ‘Çözüm’ sadece soruna odaklı çalışmak değil aynı zaman-da tüm istenilen süreçlere yeni bir ba-kış açısı kazandırarak kaliteye ulaştırmaktır” şeklinde konuşuyor. ■

Çeyrek asırdır Fransa merkezli Evolucare klinik yazılım teknolojileri dünya gene-linde 2000’e yakın gruba referansıyla hizmet veriyor. Özellikle AR&GE çalışma-larını Avrupa’nın önde gelen hastane ve uzman doktorlarıyla yaptığı ortak çalış-malarla geliştiren Evolucare, ameliyatha-ne, anestezi ve yoğun bakım yazılımı ile kamu, üniversite, özel hastane ve sağlık kuruluşlarına, klinik süreçlerinin rantabili-te, izlenebilirlik ve performans artırımına yönelik çözülümler sunuyor. Bu yazılım-lar, özellikle teknik anlamda biomedikal cihazlar ve HBYS uygulamalarıyla gerçek zamanlı çalışan ve entegre olabilen, tüm cerrahi ve yoğun bakım süreçlerinin kali-tesini ve çalışma konforunu yükseltmeyi ve kağıtsız çalışmayı amaçlayan özel yazı-lım programları...

ECS Qbloc (ameliyathane yönetimi ve organizasyonu çözümü), ECS Opesim

Sağlık Sektörüne Operasyonel Çözümler Çözüm sadece soruna odaklı çalışmak değil aynı zamanda tüm istenilen süreçlere yeni bir bakış açısı kazandırarak kaliteye ulaştırmaktır

H A B E R F U N D A Ç A M Ö Z Ü

ÖZELLİKLE TEKNİK ANLAMDA BİOMEDİKAL CİHAZLAR VE HBYS UYGULAMALARIYLA GERÇEK ZAMANLI ÇALIŞAN VE ENTEGRE OLABİLEN, TÜM CERRAHİ VE YOĞUN BAKIM SÜREÇLERİNİN KALİTESİNİ VE ÇALIŞMA KONFORUNU YÜKSELTMEYİ VE KAĞITSIZ ÇALIŞMAYI AMAÇLAYAN ÖZEL YAZILIM PROGRAMLARI...

Page 44: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

42 O C A K 2 0 1 4

ANTALYA’NIN SAĞLIK TURİZMİNDE MARKA OLMA YOLUNDA EN ÖNEMLİ İKİ DEĞERİ

ORGAN VE YÜZ-DOKU NAKİLLERİ İLE KANSER

TEDAVİSİ…

H A B E R

konuma geldiğinin vurgulandığı toplan-tıda bölgenin marka olma yolunda iki kıymetli değeri olan “Organ ve Yüz-Doku nakilleri” ile “Kanser Tedavisi”nin Türkiye’de ve uluslar arası alanda öne çıkarılması ko-nuları konuşuldu. Antalyalı sağlık kuruluş-larının çabaları ile yurt dışından başta kan-ser ve organ nakli olmak üzere, tüp bebek, kardiyoloji, göz ve diğer konularda Antal-ya’ya hasta girişinin sürdüğü vurgulandı.

Antalya uluslar arası anlamda sağlık hizmeti vermeye hazırAntalya ekonomisine katkı sağlaması açı-sından sağlık turizminin önemine dikkat çekilen toplantıda, bölgede konusunda çok iyi yetişmiş, çoğunluğunu Akdeniz Üniversitesi kökenli uzman seçkin hekim kadrosu ve ikisi JCI belgeli ve birisi de alma yolunda olan hastaneler ve diğer uluslara-rası standartlarda özel kurumlar ile sağlık hizmet taleplerinin karşılanması noktasın-da Antalya’nın hazır olduğu belirtildi.

Türkiye ve Antalya sağlık turizminde farkındalık yaratılmalıKamu-özel koordinasyonu, eşgüdüm, yönetmelikler, kamu kurumları arasında konu hakkında farkındalık, İngilizce altyapı eksiklikleri, devlet teşviklerinin sağlanması ve ilgili diğer tamamlayıcı paydaşların des-teği konularında da çalışmak gerektiğine dikkat çekilen toplantıda, yurtdışından hasta ağırlamada en önemli konunun uluslar arası hasta ve yabancı hekimlerin ülkemizi tanımaları konusunda eksikliğine vurgu yapıldı. ■

Antalya’da sağlık turizminin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla kurulan ANSAT Antalya Sağlık Turizmi Derneği ilk defa bu harekete paydaş olacak tüm tarafları An-talya Valisi Sebahattin Öztürk’ün de katılı-mıyla sabah kahvaltısında bir araya getirdi.

22 Aralık’ta Duacı AYKA Vital Sağlıklı Yaşam Otelinde düzenlenen kahvaltıda Antalya Valisi ve ANSAT Antalya Sağlık Turizmi Der-neği Onursal Başkanı Sebahattin Öztürk, İl Sağlık Müdürü, İl Turizm Müdürü, AKSİD Akdeniz Özel Sağlık İşletmecileri Derneği, Baka temsilcileri, sağlık turizminde önemli başarılara imza atan Medstar Kanser Ekibi, Medikalpark Organ Nakli Ekibi, aralarında Memorial Hastanesi, Yaşam Hastanesi, Ak-deniz Üniversitesi Hastanesi, DünyaGöz Hastanesi, OFM Hastanesi, TalyaGöz gibi sağlık tesisi temsilcileri ile Diş hekimleri Odası, ATSO, Eczacılar Odası, sigorta şir-ketleri, turizmciler, havayolu şirketlerinin temsilcileri ve basın bir araya geldi.

Toplantıda AYKA Yönetim Kurulu Başkanı Dr Kazım Doğan, ANSAT Antalya Sağlık Turizmi Derneği Başkanı A.Cengiz Yılmaz, AKSİD Antalya Özel Sağlık İşletmeleri Der-neği Başkanı Mehmet Karakayalı, ANSAT Prof Dr. Mustafa Melikoğlu, MedStar Kan-ser Hastanesi Kanser Ekibi Başkanı Prof Dr Mustafa Özdoğan, MedikalPark Hastanesi Organ Nakli Ekibi Prof Dr Murat Tuncer ve Antalya Valisi Sebahattin Öztürk birer ko-nuşma yaptı.

Marka olma yolunda “Organ ve Yüz-Doku nakilleri” ile “Kanser Tedavisi”Antalya’nın sağlık turizminde önemli bir

Antalyalı Sağlık Turizmcileri Bir Araya GeldiANSAT, Sağlık turizmcilerini Antalya Valisi Sebahattin Öztürk ile buluşturdu

H A B E R S U Ö Z G Ü R

Page 45: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 43

S E K T Ö R D E N

nulardan biri. Türkiye’nin, 2011 yılı yeni yayma pozitif vakalarda tedavi başarısı yüzde 90. Bu oran Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi’nde yüzde 66.

Verem için Küresel Kontrol ProgramıDünyada tüberküloz kontrolü için Dün-ya Sağlık Örgütü tarafından küresel bir kontrol programı, ülkemizde ise aynı standartlarda ve paralelde bir ulusal tü-berküloz kontrol programı uygulanıyor. Türkiye’de tüberküloz kontrol programı çalışmaları “Veremsiz Bir Türkiye” oluştur-mak amacıyla kamunun yanında özel sektör, sivil toplum örgütleri ve gönüllü kuruluşlarla birlikte yürütülüyor.

Verem hastalığının teşhis ve tedavisinin ücretsiz olarak yapıldığı ülkemizde ilaç tedavisine başlandıktan 15-20 gün sonra bulaştırıcılık büyük oranda yok oluyor.

Doğrudan Gözetimli Tedavi uygulamasıVerem tedavisinde ilaçların düzenli kul-lanılması büyük önem taşıyor. Türkiye’de verem hastalarının tedavilerinin düzenli yürütülmesini sağlamak amacıyla hasta odaklı Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) uygulanmakta. Doğrudan gözetimli te-davi uygulamasında hasta, tüm tedavi süresince ilaçlarının her dozunu bir gö-revlinin ya da sorumlunun gözetiminde içer ve bu durum kayıt altına alınarak tedavinin başarıyla sonuçlanması sağla-nıyor. ■

Verem (tüberküloz) hastalığı konusunda toplumu bilinçlendirmek amacı ile 05-11 Ocak 2014 tarihleri arasında “67. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası” etkinlikleri gerçekleşti.

İnsanlık tarihi kadar eski bir hastalık olan Verem, hala tüm dünyada bir halk sağlığı sorunu olarak önemini koruyor. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre dünya genelinde tüberküloz görülme sıklığı ve ölüm hızları düşmektedir. Buna rağmen dünyadaki tüberküloz vaka sayısı halen çok yüksek.

Türkiye’de Verem vakalarının sayısı düştüTürkiye’de yılda yaklaşık 13-14 bin yeni verem hastası ortaya çıkıyor. Yeni tespit edilen tüberküloz hasta sayısı ise her yıl yaklaşık yüzde 6 oranında azalıyor. 2005-2006 yıllarında Türkiye genelinde yaklaşık 21 bin tüberküloz vakası varken 2012 yılında kayıtlı toplam tüberküloz vaka sayısı 14 bin 691’e düştü. Hastaların yüz-de 64’ünde akciğer tüberkülozu varken, yüzde 36’sında akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, be-yin) tutulmuş durumda.

Pozitif vakalarda tedavi başarısı yüzde 90Tüberküloz vakalarının özellikle de bulaş-tırıcılığı en fazla olan yayma pozitif vaka-ların (balgamında verem mikrobu tespit edilmiş vakalar) başarı ile tedavi edilmesi tüberküloz kontrolünde en önemli ko-

H A B E R F U N D A Ç A M Ö Z Ü

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ RAPORLARINA GÖRE DÜNYA GENELİNDE TÜBERKÜLOZ GÖRÜLME SIKLIĞI VE ÖLÜM HIZLARI DÜŞMEKTEDİR. BUNA RAĞMEN DÜNYADAKİ TÜBERKÜLOZ VAKA SAYISI HALEN ÇOK YÜKSEK.

Hedef: Veremsiz bir TürkiyeDünya’da ve Türkiye’de verem azalıyor

Page 46: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

44 O C A K 2 0 1 4

U Z M A N G Ö R Ü Ş Ü

Meslek (profession); “Genellikle uzun ve yüksek dereceli bir öğrenim gerektiren, kendine özgü yasal ve ahlaksal kuralları bulunan ve bir kimsenin geçimini sağla-yan uğraş” olarak tanımlanmaktadır. Bir mesleğin uyması gereken ölçütler, bu sü-recin iş ucunda zayıf, meslek ucunda ise kapsamlıdır.

Meslekleşme süreci kapsamında hemşi-relik ele alındığında, özellikle 1980’lerden sonra meslekleşme sürecinde belirgin bir ilerleme sağlandığı görülmektedir. Ülke-mizde hemşirelikte üniversite düzeyinde eğitime 1955 yılında başlanmıştır. Ancak 1980’li yıllara kadar lisans düzeyinde eği-tim veren kurumların sayısının sınırlı oldu-ğu görülmektedir. 1980 yılından sonra, bu düzeyde eğitim sunan kurum sayısında artış görülmüştür. 1972 yılında ise hem-şirelikte doktora programlarının başlama-sı hemşireliğin meslekleşme sürecinde ilerlemesine katkıda bulunmuştur. Ayrıca Hemşirelik Kanunu’nda 2007 yılında ya-pılan ek değişiklikler ve 8 Mart 2010 tari-hinde yayımlanan Hemşirelik Yönetmeliği ile hemşirelerin görev tanımlamaları daha açık hale gelmiştir.

Profesyonel Kimdir?Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre profes-yonel; “bir işi kazanç sağlamak amacıyla yapan (kimse), amatör karşıtı, ustalaşmış, uzmanlaşmış”, profesyonellik ise; “profes-

Profesyonel meslek gruplarının varlığı, modern toplumların temel özelliklerin-den birisidir. Sanayi devrimi sonucu orta-ya çıkan ve çeşitlenen meslekler modern toplumsal yaşamın düzenlenmesinde önemli işlevler üstlenmektedir. Diğer bir deyişle modern toplum, profesyonel mes-lekler toplumudur. 20. yüzyılda her mes-lek kendini “profesyonel” olarak tanımlama ve profesyonel bir meslek olarak tanınma gayreti içinde olmuştur.

İş, Meslek ve Profesyonellik KavramıMeslek (profession) nedir; Profesyonel (meslek sahibi olan kişi) kime denir, gibi kavramlar günlük konuşmalarda sıkça kullanılmaktadır. Meslek nedir sorusunun cevabı mesleğin nasıl tanımlandığına bağlıdır. Hemşireliğin meslek olup olma-dığına ilişkin tartışmalar uzun yıllar devam etmiştir. Hemşireliğin iş mi yoksa meslek mi olduğuna ilişkin tartışmalara açıklık ge-tirebilmek için öncelikle bu iki kavramın birbirinden farklı boyutlarının ortaya kon-ması gerekmektedir.

İş (occupation); “Herhangi bir şey üret-mek, ortaya koymak, bir verim, sonuç elde etmek için güç harcayarak yapılan çalış-ma, etkinlik veya bir ürün ortaya koyan, bir değer yaratan emek” olarak tanımlanmak-tadır.

Profesyonellik, Meslek Bilinci ve HemşirelikHemşireler profesyonel hemşireliğe giden yolda ilerliyor

Y R D . D O Ç . D R .E B R U E R E K K A Z A N YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ, SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİHEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

A R Ş . G Ö R . P I N A R AV Ş A R YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ, SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ, HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

Page 47: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 45

macı, sorumluluk sahibi, lider ruhlu, sosyal iletişimi yüksek bireyler olma özelliklerini kazanmalarına neden olmaktadır. Böylece hemşireler profesyonel hemşireliğe giden yolda ilerlemektedir.

Hemşirelikte meslek bilinci, meslek üyesi-nin mesleğin belirli özelliklerini, standart-larını ve becerilerini bilmesi, benimsemesi ve uygulamalarına yansıtması ile kendini göstermektedir. Bir meslek ancak kendine özgü değerleri, mesleğe bağlı, meslek bi-linci oluşmuş ve gelişimi için bütünleşmiş üyeleri olduğu sürece profesyonel kimlik kazanabilmektedir.

Hemşirelerin mesleki bilinci doğrudan profesyonel uygulamalarını da etkilemek-tedir. Bu nedenle hemşirelerin profes-yonel kimliğinin yetersiz gelişmesi ya da gelişememesi ciddi sorunlara yol açmak-tadır. Bu sorunlar; bireyi çok yönlü etkile-mesinin yanında, kurumu da etkileyerek kurumdaki bakım hizmetlerinin aksaması-na/ kalitesinin düşmesine, hizmet alan ve hizmet verenlerin memnuniyetsizliğine buna bağlı kurumsal sorunlara neden ol-maktadır.

Hemşirelik mesleğinin profesyonel şekilde yerine getirilmesi profesyonel hemşirelik eğitimi ile sağlanır. Profesyonel hemşirelik eğitimi, kültürel ve mesleki bilgi, klinik ve kavramsal beceri ve bireyin değerler sis-temi üzerine odaklanarak mesleki bilinç oluşturmayı amaçlar. Bu bilince ulaşmak, ancak hemşirelerin üniversite düzeyinde eğitim almaları ile mümkündür.

Sonuç olarak; profesyonellik yolunda ivme kazanmanın en temel yolu eleştirel dü-şünme ve bilimsel problem çözme bece-rilerini kullanarak rutinlerden uzaklaşmak ve yaratıcı güçleri ortaya koymaktır. Hem-şirelerin mevcut mesleki durumları ile ilgili farkındalıkları uyandırılmalı, meslek adına yeni bir bakış açısı için hemşirelik mesleği üyelerinin birlikte hareket etmeleri sağlan-malıdır. Meslek üyeleri ile diğer disiplinler arasındaki ilişkiler güçlendirilmeli, hem-şirelerin politik etkinlikleri artırılmalıdır. Hemşireler mesleki dernek ve örgütlere üye olmalı, hemşirelik mesleği üyeleri ara-sındaki farklı eğitim durumu ortadan kal-dırılıp eşit ve etkin eğitim olanakları sağ-lanmalıdır. ■

yonel olma durumu” olarak tanımlanmak-tadır.

Profesyonel kişi, “bir alanı meslek olarak seçen, bu alanda derinleşen ve o alandaki bilgi ve deneyimi ile hayatını kazanan kişi-dir”. Aynı zamanda profesyonel kişi “yaptı-ğı işten coşku ve heyecan duyan, mesleği-ni destekleyen, mesleğin ahlak kurallarına uyan ve mesleğin gerektirdiği fazla işleri de yapan” kişi olarak tanımlanmaktadır.

Mesleki ProfesyonellikMesleki profesyonellik, kişisel profesyo-nelliği kurumsal profesyonelliğe dönüş-türmektir. Mesleğin toplumda cazip hale gelerek prestij sahibi olması ile iş görenle-rinin saygı görmesi ve iş doyumuna ulaş-masında mesleki profesyonellik önemli bir rol oynamaktadır.

Mesleki profesyonelliğin kazanılabilmesi için bazı kriterlerin yerine getirilmesi ge-rekmektedir. Bu kriterler; meslekle ilgili dernek veya mesleki kuruluşların var ol-ması, çalışma koşullarında bağımsız hare-ket etme serbestliği, uzun süreli, kapsamlı ve etkin bir eğitim, sunulan hizmetin top-lumsal çıkarlar gözetilerek yerine getiril-mesi, tercih edilen branşta çalışmak için gerekli nitelik ve yeterliliğe sahip olmak, o işle ilgili belirtilen kurallara uyma zorun-luluğu ve mesleğin bilimsel yöntem ve tekniklerden yararlanılarak yapılan düzenli çalışma ve yeniliklere açık olunmasıdır.

Hemşirelik, Profesyonellik ve Meslek BilinciHemşirelik mesleğinin tarihsel sürecine göz atıldığında, her devirde hemşireliğin bulunduğu ve her devrin insanları için önemli bir yere sahip olduğu görülmek-tedir. Hemşirelik, artık bilimsel ve çağdaş yaklaşımlarla profesyonel bir disiplin ola-rak anılmaktadır.

Günümüzde hemşireler; sağlık bakımı ver-menin yanı sıra araştırmalar yapma, teori-ler geliştirme, mesleki örgütler ve politik aktivitelere katılma gibi profesyonellerin yerine getirdiği birçok işlevi yerine getir-mektedirler. Ayrıca son zamanlarda hız kazanan bilimsel çalışmalar; hemşirelik mesleği üyelerinin kendilerini sürekli ge-liştiren, yeniliklere açık, entelektüel, araştır-

20. YÜZYILDA HER MESLEK KENDİNİ “PROFESYONEL” OLARAK TANIMLAMA VE PROFESYONEL BİR MESLEK OLARAK TANINMA GAYRETİ İÇİNDE OLMUŞTUR.

Page 48: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

46 O C A K 2 0 1 4

ortalama yaş ömrü OECD ülkelerinde 80,1, üst gelir grubu ülkelerde 80 olup Türkiye ve DSÖ Avrupa Bölgesi 76 yaş ile bu ülkeleri izlemektedir. Türkiye’den sonraki sıralarda seyreden orta ve üst gelir grubu ülkelerde ortalama yaş ömrü 74 iken dünya ortala-ması 70’tir. (Tablo 1)

Türkiye’de bebek ölüm hızı, bin canlı do-ğumda 7,4 ile dünya ortalamasının epey altında yer almaktadır. Bu rakam dünya genelinde 37, orta ve üst gelir grubu ül-kelerde 16, DSÖ Avrupa bölgesinde 11 ile Türkiye’nin üzerindedir. Üst gelir grubu ül-

Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri yıllı-ğı 2012 verilerine göre Türkiye’de yaşam ömrü uzuyor. Türk insanının ömrü, 20 yılda 65 yaştan 76 yaşa çıkarak 11 yıl daha uzadı. Ayrıca Türkiye’de hastane ve hasta yatak sa-yılarının yanı sıra sağlık personeli sayısında da artış kaydedildi.

Ortalama yaşam ömrü uzuyorTürkiye’de doğumda beklenen yaşam süresi 1990 yılında erkek ve kadın ortala-masında 65 yaş iken 2011 yılında 76 yaşa yükselmiştir. OECD Health Data 2013, DSÖ World Health Statistics 2013 verilerine göre

H A B E R

Türkiye’de Ortalama Yaşam Ömrü 76Sağlık istatistiklerine göre ortalama yaşam ömrü uzuyor

2002 YILINDAN 2012 YILINA KADAR

HASTANE SAYISI BİN 156’DAN BİN 483’E

YÜKSELMİŞTİR. 2002 YILINDA SAĞLIK

BAKANLIĞINA BAĞLI HASTANE SAYISI 774

İKEN 2012 YILINDA BU RAKAM 832

OLMUŞTUR.

Tablo:1 Doğumda beklenen yaşam süresi, (yıl), 1990, 2000, 2009, 2011

Kaynak: DSÖ World Health Statistics 2011, DSÖ World Health Statistics 2013

Page 49: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 47

H A B E R S E R R A K U L

Risk faktörleriTütün mamulleri: Türkiye’de 2012 yılında yetişkinlerin yüzde 72,9’u tütün mamulü kullanmazken yüzde 3,3’lük kısmı ara sıra, yüzde 23,8’lik kısmı ise her gün kullanmak-tadır. Kentte yaşayanlara göre kırsal kesim-de yaşayanlar tütün mamullerini daha az kullanmaktadır. Kırsal kesimde yetişkinlerin yüzde 77,9’u kullanmazken kentte bu ra-kam 70,9’dur.

Alkol: On beş yaş ve üzeri bireylerin yüz-de 79,9’u alkol hiç alkol kullanmamış olup, 9,7’si alkol kullanmamakta 10,4’ü ise alkol kullanmaktadır.

keler ise bin canlı doğumda 5 ölüm oranı ile Türkiye’nin altında yer almaktadır.

Enfeksiyon hastalıklarının vaka sayıları azaldı2002 yılında Kızamık vakası 7 bin 810 iken 2012’de 349’a, Sıtma vakası 10 bin 224 iken 2012’de 376’ya, Tüberküloz vakası 18 bin 43 iken 2012’de 14 bin 691’e gerilemiştir. 2010, 2011 ve 2012 yılları yerli sıtma vakalarının tamamı Nüks vaka olup yerli yeni vaka sayı-sı “0” (sıfır) dır. AIDS’te ise 2002 yılından top-lam vakası sayısı 48 iken 2012 yılında 89’a yükselmiştir. (Tablo 2)

ON BEŞ YAŞ ÜZERİ BİREYLERİN BEYANA DAYALI VÜCUT KİTLE ENDEKSİNE GÖRE YÜZDE 17,2’Sİ OBEZ, YÜZDE 34,8’İ FAZLA KİLOLU, YÜZDE 44,2’Sİ NORMAL KİLOLU YÜZDE 3,9’U İSE DÜŞÜK KİLOLU.

Tablo:2 Yıllara göre enfeksiyon hastalıklarının vaka sayıları

Kaynak: Türkiye Halk Sağlığı Kurumu

Page 50: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

48 O C A K 2 0 1 4

Hastalıkların önlenmesi ve sağlığın korunmasıAşılama: Türkiye’de 2012 yılında DaBT 1, DaBT 2, DaBT 3, BCG, HBV-3,KKK ve KPA 3 aşıları aşılama oranı yüzde 97’dir. DaBT+I-PA+Hib aşılama oranlarının uluslar arası karşılaştırmasında da Türkiye aşılama oranı ile ilk sırada yer almaktadır. Türkiye’yi yüzde 96 ile orta-üst gelir grubu ülkeler, yüzde 94 ile DSÖ Avrupa ülkeleri izlemektedir. Dünya genelinde ise bu rakam 83’tür.

Anne-çocuk sağlığı: 2002 yılında Türkiye’de sağlık kuruluşunda gerçekleşen doğum oranı yüzde 75 iken 2012 yılında bu rakam yüzde 97’ye yükselmiştir. Sezaryen ile do-ğumun doğum oranları içindeki payı yüz-de 48’dir. Yıllara göre gebe, bebek, çocuk ve loğusa izleme sayısı artmıştır, 2002’den 2012’ye oranlar, gebe başına izleme sayısı 1,7’den 4,1’e, bebek başına izleme sayısı 3,4’ten 8,6’ya, çocuk başına izleme sayısı 1’den 2,2’ye, loğusa başına izleme sayısı ise 0,7’den 2,3’e yükselmiştir.

Hastaneler ve yatak sayıları2002 yılından 2012 yılına kadar hastane sa-yısı bin 156’dan bin 483’e yükselmiştir. 2002 yılında Sağlık Bakanlığına bağlı hastane sayısı 774 iken 2012 yılında bu rakam 832 olmuştur. Hastane yatak sayısı ise 2002 yı-lında 164 bin 471 iken 2012 yılında 200 bin 72’ye yükselmiştir. Nitelikli yatak sayısı ise 2002 yılında 18 bin 924 iken 2012 yılında 83 bin 906’ya yükselmiştir. Yoğun bakım yatak sayısı ise 2002 yılında 2 bin 214 iken 2012 yılında 23 bin 606’ya yükselmiştir.

Hekime müracaat2002 yılında 208 milyon 966 bin 49 adet hekime müracaat gerçekleşmişken 2012 yılında 621 milyon 786 bin 297 müracaat gerçekleşmiştir.

Organ nakli sayısında ise 2002 yılında 745 nakil gerçekleşirken 2012 yılında 4 bin 8 nakil gerçekleşmiştir.

Sağlık hizmetlerinden memnuniyet ora-nında ise Türkiye genelinde 2003 yılında toplumun yüzde 39,5’i memnun iken bu rakam 2012 yılında 74,8’e yükselmiştir.

Kilo: On beş yaş üzeri bireylerin beyana dayalı vücut kitle endeksine göre yüzde 17,2’si obez, yüzde 34,8’i fazla kilolu, yüzde 44,2’si normal kilolu yüzde 3,9’u ise düşük kiloludur. Dünya genelinde ise obez birey yüzdesi yüzde 12 ile Türkiye’nin gerisinde-dir. (Tablo 3)

H A B E R

Tablo:3 Obez (vücut kitle indeksi ≥30) bireylerin cinsiyete göre uluslararası karşılaştırması, 2011

Kaynak: TÜİK, Sağlık Araştırması 2012. DSÖ World Health Statistics 2013.

Page 51: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 49

Sağlıkta insan kaynaklarıYıllara göre sağlık personelinin sayısı 2002 yılında toplam hekim 91 bin 949, toplam personel sayısı 378 bin 551 iken 2012 yılın-da toplam hekim 129 bin 772, toplam per-sonel sayısı ile 698 bin 518’e yükselmiştir. (Tablo 4)

100 bin kişiye düşen hekim sayısı ise 172 olarak Türkiye diğer ülkelerin gerisindedir.

Öğretim yıllarına göre Tıp Fakültesi öğren-ci ve öğretim üyesi sayılarına bakıldığında ise 2002-2003 öğretim yılında 7 bin 172 öğretim üyesi sayısı ile 4 bin 380 mezun verilmiş olduğu, 2011-2013 öğretim yılında ise 10 bin 440 öğretim üyesi sayısı ile 4 bin 911 mezun verilmiş olduğu görülmektedir. (Tablo 5)

Yıllara göre cari, yatırım ve toplam sağlık harcaması ise 2002 yılında 18 milyar 774 milyon iken 2012 yılında 76 milyar 358 mil-yon TL olarak gerçekleşmiştir. ■

Tablo:4 Yıllara göre sağlık personelinin sayıları, tüm sektörler

Tablo:5 Öğretim yıllarına göre tıp fakültesi, öğrenci ve öğretim üyesi sayıları

Uluslararası karşılaştırma yapılan bölgeler ve içerdiği ülkeler şöyle;DSÖ Avrupa Bölgesi: Almanya, Andora, Arnavutluk, Avus-turya, Azerbaycan, Belarus, Belçika, Birleşik Krallık, Bosna-Her-sek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ermenistan, Estonya, Finlandiya, Fransa, Güney Kıbrıs, Gürcistan, Hırva-tistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Malta, Moldova, Mo-naco, Norveç, Özbekistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, San Marino, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna, Yunanistan.

Orta-Üst Gelir Grubu Ülkeler (Kişi Başı Gayri Safi Milli Hasılası 4.036$ ile 12.475$ arasında olan ülkeler): Ango-la, Antigua ve Barbuda, Arjantin, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Botswana, Brezilya, Bulgaristan, Cezayir, Cook Adaları, Çin, Dominik Cumhuriyeti, Dominika, Ekvador, Gabon, Grena-da, Güney Afrika Cumhuriyeti, İran, Jamaika, Karadağ, Kaza-kistan, Kolombiya, Kosta Rika, Küba, Letonya, Libya, Litvanya, Lübnan, Makedonya, Maldivler, Malezya, Mauritius, Meksika, Nambiya, Nauru, Niue, Palau, Panama, Peru, Romanya, Rusya, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadinler, Sırbistan, Surinam, Şeyseller, Şili, Tayland, Tunus, Türkiye, Tuvalu, Türkmenistan, Uruguay, Ürdün, Venezuela.

Üst Gelir Grubu Ülkeler (Kişi Başı Gayri Safi Milli Hasılası 12.476$ ve üzeri olan ülkeler): Andora, Avustralya, Avustur-ya, Bahama, Bahreyn, Barbados, Belçika, Brueni, Darüsselam, Kanada, Hırvatistan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ek-vatoryal Gine, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanis-tan, Macaristan, İzlanda, İrlanda, İsrail, İtalya, Japonya, Kuveyt, Lüksemburg, Malta, Monaco, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Oman, Polonya, Portekiz, Katar, Kore, San Marino, Saint Kitts ve Nevis, Suudi Arabistan, Singapur, Slovakya, Slovenya, İs-panya, İsveç, İsviçre, Trinidad&Tobago, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık, ABD.

Avrupa Birliği: Almanya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlan-diya, Fransa, Güney Kıbrıs, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya, Yunanistan.

Page 52: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

50 O C A K 2 0 1 4

E T K İ N L İ K T A K V İ M İ

LİBYA ULUSLARARASI SAĞLIK VE MEDİKAL TEKNOLOJİLERİ FUARI BİNGAZİ’DELibya Uluslararası Sağlık ve Medikal Teknolojileri Fuarı- Bingazi Medikal, 22-25 Haziran 2014 tarihleri arasında Bingazi’de gerçekleşecek. Katılımcı profilini hastane ve ameliyathane ürünleri; hastane sistemleri; sağlık merkezleri; hasta taşıma, engelli, fizyoterapi ve ortopedik ürünler; kişisel bakım ve hijyen ürünleri; teşhis ve

görüntüleme ile hastane ve tıbbi tesis yönetimi sistemlerinin oluşturduğu Libya Fuarı, Libya’nın tüm sektörlerde altyapı yenileme konusunda atağa geçtiği şu dönemde sağlık alanındaki buluşma noktası olarak önem kazanıyor. Fuarın Türkiye satışı ICF Fuarcılık tarafından yapılıp AjansFa tarafından da desteklenmektedir.

22-25 HAZİRAN 2014

>>www.icffair.com

TARİH KONGRE YER WEB SİTESİ

9-11 Ocak 27. Ulusal Tüberküloz ve Göğüs Hastalıkları Kongresi

Antalya www.verem.org.tr

10-11 Ocak 4. FAS Sempozyumu ve Kalça Artroskopisi Kursu

Antalya www.artroskopi.org

10-11 Ocak Ankara Ortopedi Günleri Ankara www.totbid.org.tr

15-19 Ocak 5. Göğüs Cerrahisi Kış Okulu Antalya www.toraks.org.tr

17-19 Ocak 1.Marmara Pediatri Kongresi İstanbul marmarapediatri.org

17-18 Ocak Türk Oral İmplantoloji Derneği 25. Uluslararası Bilimsel Kongresi

İstanbul www.toid.info

18-19 Ocak Meme Kanserinde Yeni Yaklaşımlar Eğitim Toplantısı 2014

İstanbul www.istanbulmemekanseri.com

18-19 Ocak 1. Derin Endometriozis Sempozyumu

İstanbul www.endometriozis2014.org

23-26 Ocak5. Uludağ Minimal İnvaziv Jinekoloji Sempozyumu ve Çalıştayı

Bursa www.uludagendoskopi.org

TARİH FUAR KONUSU YER

1 Ocak MEDICAL EXPO Salon International de la Santé

Sağlık, tıbbi ekipman

KazablankaFAS

8-11 OcakMEDICINE - The Finnish Medical Convention and Exhibition

Tıbbi Teknolojiler, Sağlık, Eczacılık

HelsinkiFİNLANDİYA

23-27 Şubat Healthcare Info & Mgmt Systems Society - HIMSS

SağlıkNew OrleansABD

28 Şubat1 Mart Dentistry Show Dişçilik

BirminghamİNGİLTERE

6-9 Mart Dental South China Expo & Conference

Diş Teknolojisi, Diş İlacı, Diş Hekimliği

GuangzhouÇİN

10-13 MartBioPharma Asia Convention 2014 World Pharma Trials Asia 2014

Tıp, Eczacılık ve Biyoteknoloji

SİNGAPUR

18-20 Mart INTERPHEX 2014 İlaç New York, ABD

23-28 Mart BELARUSMEDICA Sağlık Minsk, BELARUS

30 Mart2 Nisan ICJR Middle East 2014 Sağlık Ekipmanları

DubaiBAE

KONGRELER FUARLAR

MEDİKAL TURİZMİN POPÜLARİTESİ RUSYA’DA ARTIYORDünya sağlık turizmi hızlı büyüyen sektörlerden bir arasında yerini alırken Rusya’dan sağlık hizmeti almak için ülke dışına çıkan kişilerin 70 bin kişiyi bulduğu ve 1 milyar doları aşan bir sağlık harcaması yapıldığı tahmin ediliyor. Rusya’da halkın yüzde 61’inin ülkesindeki tıbbi tedavilerinden memnun olmadığı belirtilirken zengin Rus kesimin profesyonel doktorlarla kaliteli sağlık hizmeti almak istediklerinin altı çiziliyor.

Moskova’da ikincisi gerçekleştirilen MedShow

Fuarı bu anlamda 1-2 Mart tarihleri arasında sağlık hizmeti almak isteyen Ruslar ile bu hizmeti sunan uluslar arası kurumları bir araya getirmeyi hedefliyor.

Fuarın katılımcı profili ise şöyle: Uzmanlaşmış hastaneler ve klinikler; Tıbbi değerlendirme ve tedavi merkezleri; Küresel sağlık sağlayıcılar; Spa & Sağlık tatil köyleri; Tedavi merkezleri; Rehabilitasyon merkezleri; Kilo kaybı merkezleri; Tıbbi Tatil paketi sağlayıcıları; Diş merkezleri; Alternatif tıp / yaşam sağlayıcıları.

1-2 MART 2014

>>www.medshow.ru

ARAB HEALTH ULUSLARARASI SAĞLIK FUARI OCAK’TAArab Health Uluslararası Sağlık Fuarı, 27-30 Ocak 2014 tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri Dubai’de gerçekleşecek. Sağlık ekipmanları ve medikal malzeme fuarında şu kongreler yer alacak: Anestezi, Büyük data,

Biyomedikal mühendislik, Kardiyovasküler hastalıklar ve mücadelesi, Tamamlayıcı tıp, Diyabet, Gastroenteroloji, Sağlık liderleri, Medlab ve Ortopedi.

27-30 OCAK 2014

>>www.arabhealthonline.com

Page 53: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

O C A K 2 0 1 4 51

S İ N E M A

KARLAR ÜLKESİKrallık, Karlar Kraliçesi (Snow Queen)’nin laneti sonrasında ebediyen sürecek bir kış mevsimine mahkum edilmiştir. Bu krallıkta yaşamakta olan maceracı ve iyi kalpli Anna, Karlar Kraliçesi’ni bulup laneti sona erdirmesini sağlayarak, şehrinde yaşayan insanları eski güzel günlerine döndürmeye karar verir. Masalsı bir yolculuğu çıkan Anna’nın yol arkadaşı ise usta bir dağcı olan Kristoff’tur. Başarıya ulaşmaları için Karlar Kraliçesi’ni görüp tanıyabilmeleri gerekmektedir. Görünürde basit olan bu plan, izbe dağdaki yolculuk ilerledikçe zorlaşmaya başlar. Mitolojik yaratıklar ve ürkütücü büyüler eşliğinde süren yolculuğun her dönemecinde ayrı bir tehlike ortaya çıkar. Yolculuğun asıl zor yanı ise zamanla yarışıyor oldukları gerçeğidir.

Disney yapımı animasyon filmin yönetmenliğini Chris Buck ve Jennifer Lee yürütürken, başkarakterleri seslendiren isimler Kristen Bell ve Jonathan Groff.

17 Ocakta vizyonda

300: BİR İMPARATORLUĞUN YÜKSELİŞİFrank Millar’ın son çizgi romanı Xerxes’den uyarlanan ve “300” filminin nefes kesen görsel tarzıyla anlatılan film aksiyonu yeni bir yere, denize götürüyor. Yunan komutan Themistokles savaşın seyrini değiştirecek bir şekilde ordusunu yönlendirerek tüm Yunanistan’ı birleştirmeyi hedefliyor.

“300: Rise of an Empire”da Themistokles ölümlü Tanrı Xerxes’in ve Pers ordusunun kindar komutanı Artemisia’nın liderliğindeki Pers güçleriyle mücadele ediyor.

Noam Murro’nun yönettiği ve Lena Headey, Eva Green, Rodrigo Santoro, Sullivan Stapleton’un oynadığı 300: Bir İmparatorluğun Yükselişi (300: Rise of an Empire), Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarılıyor.

7 Martta vizyonda

SOĞUKUğur Yücel’in yönettiği ve Cenk Medet Alibeyoğlu, A. Rıfat Şungar, Valeria Skorokhodova ile Yulia Vanyukova’nın oynadığı Soğuk, 14 Mart 2014’de UIP Filmcilik dağıtımıyla TMC Film tarafından vizyona çıkarılıyor.

Türkiye’nin sınır şehri Kars. Üç Rus kız kardeş bir pavyonda çalışmaktadır. Hayatında karısından başka bir kadın bilmeyen bir tren yolu işçisi kızlardan en küçüğüne aşık olur. İşçinin erkek kardeşi şehrin belâlılarından biridir. O da 3 kız kardeşin etrafında dolaşmaktadır. Ruslardan en küçüğü İrina’nın ülkesine dönmeye birkaç günü kalmıştır. Bundan sonrası kızların ve yol işçisi aşığın istediği gibi gitmeyecektir.

14 Martta vizyonda

Page 54: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

52 O C A K 2 0 1 4

K İ T A P

SEYYAH’IN GÖLGELERİDöner şair, ateşten tahtlarına oturmuş içindeki mahşerin efendilerine. Ve dile gelir kanayan sözleriyle: “Ey içimin payidar efendileri. Ey pervasız zaman ölümleri. Ey ruhumun ateşten süvarileri. Dinleyin beni. Kulak verin âhtan ve ateşten biçilmiş sözlerime. Ve şehadet edin beni yakıp yıkan susuzluğuma. İman edin ve anlayın, dinleyin sûalimi: ‘Nedir ve nerededir kan ve candan susuzluğum?’ Hangi göğün altında, hangi gölgenin serinliğindedir? Nedir ve nerededir uykusuzluğum? Hangi suyun incisinde, hangi toprağın kokusundadır? Ruhuma bu ateşten sırrı giydiren nedir? Nedir bu sır ve nerededir? Bulun ve dingin kılın ruhumu. Dindirin fırtına ve ateşten ordularıyla naçiz hüviyetimi. Varlığım ve ruhum sizdedir. İçimdeki ateş sizde.

Yazar: Emir Ali ErgatYayınevi: Cinius YayınlarıTür: Tarihi Roman - ÖyküSayfa: 240

USTAM VE BENTarihimizin en önemli ve çalkantılı dönemlerinden biri olan 16. yüzyılda İstanbul… Hindistan’dan gelen beyaz bir fil ve onun sırlarla dolu bakıcısı: Çota ile Cihan. Filbaz aynı zamanda bir üstadın çırağı. Ustası ise Sinan. Bu toprakların yetiştirdiği en büyük mimar.

Elif Şafak’ın muazzam hayal gücü ve zengin diliyle Osmanlı tarihinin derinliklerine doğru şaşırtıcı bir yolculuğa çıkıyoruz. Karşılıksız bir aşk, iktidar kavgaları, yobazlığın ortasında yeşeren sanat ve beklenmedik bir ihanet…

Bir tarafta bilime ve öğrenmeye inananlar, bir tarafta gelişmeyi durduranlar...

Ustam ve Ben, tarihi kişiliklerin, camilerin, kütüphanelerin, türbelerin, köprülerin resmigeçit yaptığı, rengârenk, canlı, sürprizlerle dolu bir dönem hikâyesi…

Yazar: Elif ŞafakYayınevi: Doğan KitapçılıkTür: Edebiyat İncelemeSayfa: 480

BROCH“Nasıl ki dünya edebiyatında, modern düzyazı alanında İngiltere’yi Joyce, Fransa’yı Proust temsil ediyorsa Hermann Broch da yeni Alman düzyazısını temsil eder.”

Rudolf Brunngraber

“Yaşantım bir dizi ahlaki çatışmalardan oluşuyor ve bu çatışmaların ağırlığı altında eziliyor. Basit, insana özgü bir mutluluk duygusu neredeyse hiç bilmediğim bir şey ve bu duygu biraz olsun bana lütfedildiğinde, önüne geçilmez bir şekilde, herhangi bir ahlaki nedenle zarar görmekte. Hayatımda hoş olmayan bir şeyden daha kolay feragat etmem gerekirken, ilk fırsatta elden çıkardığım, hoş olan şey oluyor.”

Hermann Broch

Yazar: Hermann BrochÇevirmen: Saliha Yeniyol KerkhoffYayınevi: İthaki YayınlarıSayfa: 152

Page 55: SAYED Ocak 2014 Sayı:70
Page 56: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

54 O C A K 2 0 1 4

H A Y A T I N İ Ç İ N D E N Y A Z I G Ö K H A N Ü M İ T L A L E L İ

> [email protected]> twitter@gullaleli

daşlığı yapıyor, aynı secdeye baş koyuyor, kurum,

kuruluş, şirket, şehir, ülke yönetiyor.

Aynı duyguları paylaştığınız, beraber üzülüp be-

raber sevindiğiniz, sabahlara kadar uykusuz kal-

dığınız yol arkadaşlarınız, olası bir çıkar ilişkisinde

sizi yarı yolda bırakmaktan geri kalmıyorlar. Bu-

nunla da yetinmeyip bunca yaşananların hayrına

rağmen size ve davanıza ihanet edebiliyorlar.

İnsanlar farklı düşünebilir. Bu gayet normaldir.

Birlikteliğin yürütülemeyeceği durumlarda hak-

lar helal edilir, dostça ve kardeşe ayrılınır. Ama,

yaşananlar bir ömür boyu sır olarak kalır.

Daha önceki yazılarımızda sizlerle paylaştığım

bir hikaye vardı. “CİBİLLİYET Mİ, EĞİTİM Mİ” Bu

hikayeyi hepiniz hatırlarsınız. Bilmeyen varsa da

internetten erişim mutlaka okusun. Hikayenin

sonunda Vezir’in Padişah’a söylediği söz aslında

her şeyi özetliyor.

Önüne bir fare düştüğünde, eline bir fırsat geçti-

ğinde çıkarları için vatanını satmaktan, milletini

harcamaktan tereddüt etmeyecek eğitimli büyük

kedilerden Allah bu memleketi, bu milleti muha-

faza kılsın.

ÂMİN!

Atalarımız ne söylemişse doğru söylemişler. Bu

hayatta eşini, komşunu, yol arkadaşını iyi seçecek-

sin. Dönen kürede hepimize farklı roller tanımla-

mış Yaradan. Bu rolleri ifa etmek isteyen insanoğ-

lunun her işi tek başına yapması ise mümkün

değil. Arkadaşa, dosta, yoldaşa, kardeşe ihtiyaç

var.

Havayolu şirketlerindeki gelişmeler, hükümetin

ülkenin tamamına yakınında inşa ettiği havaalan-

ları, son dönemlerde cazibesini yeniden kazanan

demiryolları ve imrenerek baktığımız çift şeritli

duble yollar.

Buraya nereden geldik. Hatırlar mısınız, ulaşım

imkanlarının bu kadar gelişmiş olmadığı yıllarda

otobüs ya da tren yolculuğu yapanlar, yolculuk

sonrasında birbirleri ile neredeyse akraba olur-

lardı. Koltukta ya da kompartmanda yan yana

bulunanlar birbirleri ile hasbihal ederler yolculuk

sonrasındaki zamanlarda da dostluklarını devam

ettirirlerdi. Ki bu insanların bir arada bulundukları

süre en fazla 8-10 saat.

Günümüze bakıyoruz.

İnsanlar iş arkadaşlığı, kader arkadaşlığı, fikir ar-

kadaşlığı yapıyor. Komşuluk ediyor, cephe arka-

Yol Arkadaşı

54 O C A K 2 0 1 4

Page 57: SAYED Ocak 2014 Sayı:70
Page 58: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

5. KARAYOLUTRAFİK GÜVENLİĞİ

SEMPOZYUMU VE SERGİSİ

5. KARAYOLUTRAFİK GÜVENLİĞİ

SEMPOZYUMU VE SERGİSİ(Karayolu Trafik Güvenliği ve Kamu Güvenliği Fuarı)(Karayolu Trafik Güvenliği ve Kamu Güvenliği Fuarı)

T.0212 272 61 06

Page 59: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

5. KARAYOLUTRAFİK GÜVENLİĞİ

SEMPOZYUMU VE SERGİSİ

5. KARAYOLUTRAFİK GÜVENLİĞİ

SEMPOZYUMU VE SERGİSİ(Karayolu Trafik Güvenliği ve Kamu Güvenliği Fuarı)(Karayolu Trafik Güvenliği ve Kamu Güvenliği Fuarı)

Page 60: SAYED Ocak 2014 Sayı:70

“Sağlıkta kalite için el ele”“Sağlıkta kalite için el ele”

ÖZEL HASTANELER VE SAĞLIKKURULUŞLARI DERNEĞİ

www.ohsadkurultayi.org

OHSADÖzel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları DerneğiTel: (0212) 247 07 00 Faks: (0212) 247 07 05(Efecan ALTUNCU • [email protected])

AJANSFAOrganizasyon [email protected] • Tel: (0212) 272 61 06 Firma İlişkileri: Didem GÜLKAÇ[email protected] • Tel: (0212) 272 61 06 • (0541) 859 63 38Kayıt ve Rezervasyon içinwww.ohsadkurultayi.org sitesini ziyaret edebilirsiniz.