Şiir bilirdik (varoluş paradigmasına Öznel yorum)

2

Click here to load reader

Upload: serkan-engin

Post on 09-Mar-2016

221 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

Düpedüz Yazı

TRANSCRIPT

Page 1: Şiir Bilirdik (Varoluş Paradigmasına Öznel Yorum)

Şiir Bilirdik (Varoluş Paradigmasına Öznel Yorum)

Serkan Engin

Page 2: Şiir Bilirdik (Varoluş Paradigmasına Öznel Yorum)

Şiir Bilirdik (Varoluş Paradigmasına Öznel Yorum)

“Ölümden korkmak anlamsızdır, çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur, ölüm geldiğinde ise artık biz yokuz.” der ya Epikür, benim görüşüm de bu düzlemdedir ölüme dair. Bence aslolan, dünya denen gezegende bir homo sapiens sapiens olarak yaşadığınız zamanı, insanlık adına verimli geçirebilmek. Burada verimi belirleyen ise zamanın niceliği değil niteliğidir. Bu niteliğin ölçüsü, başkaları için de kendiniz için olduğu kadar mutluluk verici eylemlerde bulunmanız, kendinizle birlikte başka insanları, hayvanları ve doğayı hakkını vererek sevebilmeniz, böylece Marx’ın vurguladığı gibi “yaşamsal etkinliğinizle kendinizi sevilen kişi durumuna dönüştürebilmeniz”, yeteneğiniz doğrultusundaki üretiminizle hayata artı değer katmanız ve yetiniz uygun ise sanat, bilim ve felsefe tarihine kendi sıkletinizce katkıda bulunabilmenizdir. Yani Samed Behrengi’nin Küçük Kara Balık’a söylettiği gibi: “Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği...”

Sapanla kuş bile vurmamış bir çocuk olarak benim tek silahım, kalemim ve dilimdir. Ancak Victor Jara gibi ellerimi ve dilimi kesmeniz gerekir beni susturabilmeniz için, ama ben ölsem de daha önce yazdıklarım haykırmaya devam edecektir bugünden yarına.

“Kaybedilirsem” eğer, bir cumartesi annem olmaz, düşlerimin ve cesedimin hesabını soracak. Beni karnından kovan kadın, anmaz bir daha adımı, ama aslında bütün serçelerdir benim gerçek annem, kanat çırptıkça cesedimi arayacak.

Kimse gelmese de olur cenazeme. Benim serçelerim, fesleğenlerim, kedilerim ve bilcümle çocuklar yeter zaten, hınca hınç doldurmaya cami avlusunu. İmam, “Rahmetliyi nasıl bilirdiniz” diye sorduğunda, “Şiir bilirdik” diyecek birileri çıkarsa, beni bir şiirin iki dizesi arasına gömsün, tepeden tırnağa aşktan ve devrimden bahseden. “Uyarına gelirse”, kollarını açarak gülümseyen palyaço şeklinde mezar taşım olursa, dua falan da istemez hani. Serkan Engin Temmuz 2011