sosyalist kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye...

70
Sosyalist Kad›n Bahar 2009

Upload: others

Post on 25-Dec-2019

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Sosyalist Kad›nBahar 2009

Page 2: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. fiti. Ad›na

‹mtiyaz Sahibi: Sibel Bulut

Sorumlu Yaz›iflleri Müdürü: Sibel Bulut

Yay›n Türü: Yayg›n Süreli

Yönetim Yeri: Çak›ra¤a Mah. Çak›ra¤a Camii Sok. Birlik Apt. No:8/10 Aksaray - ‹stanbul

Tel: (0212) 529 15 94 Faks: (0212) 529 06 75

Hesap No: Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. fiti. Yap› Kredi Sirkeci fiubesi 6278-6

Bask›: Can Matbaac›l›k Adres: Davutpafla Cad. ‹pek ‹fl Merkezi Kat: 3 No: 7

Tel: (0212) 613 10 77

Mart 2009

Page 3: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Editörden ............................................................................... 5

Siyasetteki Erkek Egemen fiovenizmiYa Sev Ya Terket Politikas›.................................................... 9

Söyleyecek Sözümüz, De¤ifltirecek Gücümüz Var!-I- Kad›n ve Siyaset ............................................................... 21

-II- ‹nceltimifl Erkek Egemen ÇizgininDevrimci Siyasetteki Halleri .................................................45

-III- Siyasal Alanda Varolman›n YöntemleriKota Yetmez 50/50 Eflitlik... .................................................. 53

Kentlerin Cinsiyeti Erkektir .................................................. 63

Songül Erol Abdil (Dersim Belediye Baflkan›)...................... 71

Yurdasev Özsökmenler (Ba¤lar Belediye Baflkan›).............. 77

Leyla Güven (Adana Küçükdikili Belediye Baflkan›) ............. 89

Özgürlük Dünyas›’n›n ‘S›n›fsal Bak›fl’› m›Kad›n Özgürlük Mücadelesinden ‘Kaç›fl’› m›?...................... 93

Irkç›l›k, fiovenizm, Faflizm ve Kad›n...Irkç›l›k ve Cinsiyetçilik .......................................................... 103

Cumhuriyet Mitingleriyle Ne Amaçlan›yor.. ..........................115

içindekiler

Page 4: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Hiç Durmadan, Derinleflerek ‹lerlemek…Yeniden merhaba… Dergimizin güz say›s›yla he-

yecan verici, yo¤un bir süreci geride b›rakt›k. Heye-can›m›za daha fazla umudu, güveni katarak yolumu-za devam ediyoruz. Kuflkusuz hala yolun bafl›nday›z.Ama iddiam›z büyük. 21. yüzy›l devrimci önderli¤ininbileflimine, toplumsal devrimin haz›rl›¤›na kad›ndevriminin rengini vermenin düfllerini tafl›yoruz. Budevrimci iddia, sosyalist kad›n ayd›nlanmas›n›n daitici gücü olacakt›r. Peki, temel hedeflerimizin ›fl›¤›n-da sosyalist kad›nlar olarak, bu iddiam›z› ne kadarbilince ç›kard›k, ne kadar çaba harcad›k?

Dergimizin ilk “merhaba”s›n› da bu sorular ekse-ninde ele ald›k. Güz say›m›z turnusol k⤛d› ifllevigördü. Buradan önemli sonuçlar ç›kartt›k. “Teoriye,bilgiye hücum” parolam›z, dergimizin ilk say›s›ndakendi potansiyelimizi görmemizi sa¤lad›. Potansiye-limizi a盤a ç›karmak yetmez. Ayn› zamanda bunukullanarak gelifltirmek, büyütmek, yetkinlefltirmekbilinciyle hareket etmeye ihtiyac›m›z var. Bütün sos-yalist kad›nlar, sosyalist kad›n ayd›nlanmas›n›n birerbileflenidir. Bu gerçek, sosyalist kad›nlara ayd›nlan-ma ve ayd›nlatma eyleminin aktif birer militan› olmagörevini de yükler. Kuflkusuz her sosyalist kad›n, bu-

editörden... 5

Editörden...

Teorik ve entelektüel

faaliyetin ‘erk’ekkabu¤unu

k›rman›n yöntemi;sosyalist

kad›nlar›n bualandaki eylem

güçleri gösterecektir.

Bilgininayd›nlat›c›

›fl›¤›nda darkabu¤umuzdan

ç›karak kad›n bilinciyle gelece¤ekoflman›n zorlu ve

sanc›l› yolundayürümeye devam

edece¤iz.

Page 5: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r.

Ulaflt›¤›m›z di¤er bir sonuç ise, ö¤retilmifl kad›nl›¤›n inceltilmifl duvarla-r›n›n bizi nas›l geriye itti¤ine flahit olmam›zd›. Teorik, politik, ideolojik alan-lardaki statükolar›m›z, özgüvensizliklerimiz daha fazla su yüzüne ç›kt›. fiüp-hesiz bu pozitif ve negatif olgular›n bir arada olmas› do¤al. Çünkü ö¤renir-ken üretiyoruz, en önemlisi de¤ifliyoruz, de¤ifltiriyoruz. Sosyalist kad›nlar›ndevrimci iradesinin somut bir ifadesi olarak “teorik odak olma” iddias› buçeliflkiler üzerinden somutlafl›yor.

Dergimiz, teorik bir odak olma iddias›yla yola ç›kt›. Sosyalist Kad›n Hare-keti’nin say›l› politik odaklardan birisi oldu¤unu biliyoruz. Böyle oldu¤uiçindir ki ayn› zamanda ideolojik bir odakt›r. Fakat henüz teorik bir otorite,odak düzeyine yükselebilmifl de¤iliz. Dergi, esas olarak bu ihtiyac›m›z› yan›t-lamak üzere ç›kt› yola. Kuflkusuz bu her fleyden önce, sosyalist kad›nlar ola-rak, sosyalist kad›n ayd›nlanmas› konusunda bir kafa netli¤ine sahip olmakzorunlulu¤umuzu ortaya koyuyor. Ne demektir bu? Sosyalist kad›nlar›n teo-rik alandan, onun zorluklar›ndan y›lmamalar›, kaçmamalar› gerekiyor.

Dahas›, sosyalist kad›nlar olarak ideolojik, politik odak olma avantaj›m›z›kullanarak sorular›m›z› ço¤altmal›y›z. Bunu yaparken gerçekli¤imizden kop-mayarak, onunla uzlafl›p statükocu erkek egemenli¤inin devrimcili¤imizeyans›yan halleriyle de bar›flmayaca¤›z. Öncünün kad›n yap›c›lar› olarak, po-tansiyelimizi realize etmenin ancak entelektüel çal›flmaya, devrimci teoriye,bilgiye hücum parolas›yla ete kemi¤e bürünece¤ini bilince ç›karmak duru-munday›z. Sosyalist kad›n ayd›nlanmas›n›n temelden örülece¤i yol bu nok-tadan bafllamaktad›r. Tüm bu gerçekler ›fl›¤›nda var olan potansiyelimizihakk›yla kullan›p kullanmad›¤›m›z› bir kez daha, güçlü bir flekilde kendimi-ze sormal›y›z!

Dergimizin 1. say›s›yla birlikte sosyalist kad›nlar olarak; teoriye, bilgiye,entelektüel faaliyete hücum noktas›nda önemli ad›mlar att›k. Sosyalist Kad›nDergisi’ni de¤erlendiren, tan›tan toplant›lar örgütledik. Sosyalist kad›n ay-d›nlanmas›n›n öncüleri olarak bu toplant›lar üzerinden Sosyalist Kad›n Der-gisi yazarlar atölyesi kurduk. Toplant›lar›m›za ilginin yo¤un olmas›n›, kuflku-suz kad›n yap›c›lar›n cins bilinci edinmelerindeki ›srarlar›n›n bir göstergesiolarak ele almaktay›z. Dahas›, atölye çal›flmalar› kapsam›ndan kad›n yoldafl-lar›m›z›n görev almalar›n›, özgüvenle hareket etmelerini coflkuyla karfl›lad›k.Biliyoruz bu bizim için bir bafllang›çt›. Teorik ve entelektüel faaliyetin erk’ekkabu¤unu k›rman›n yöntemi; sosyalist kad›nlar›n bu alandaki eylem güçleri

Sosyalist Kad›n • bahar 20096

Page 6: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

gösterecektir. Bilginin ayd›nlat›c› ›fl›¤›nda dar kabu¤umuzdan ç›karak kad›nbilinciyle gelece¤e koflman›n zorlu ve sanc›l› yolunda yürümeye devam ede-ce¤iz. fiüphesiz ki bu eylemin gücü teorik, entelektüel alanda Sosyalist Kad›nHareketi’ne önemli bir alan açacakt›r. Önümüzde ezilen milyonlarca kad›n›nsorunu durmaktad›r. Teorik, ideolojik kafa aç›kl›¤›na sahip oldukça iflçi,emekçi, ev emekçisi ve genç kad›nlar›n solu¤unu daha yak›ndan hissedece-¤iz.

Dergimizin 1. say›s›na dair biçim ve içerikle ilgili elimize ulaflan yaz›l› elefl-tirilerin ezici ço¤unlu¤u hapishanelerden geldi. Elefltirilerin yaz›l› yap›lmas›-n›n, hem bizim aç›m›zdan hem de elefltiriyi yapan bak›m›ndan ö¤retici oldu-¤unu ve yazma yetene¤ini de gelifltiren bir yan tafl›d›¤›n› buradan belirtmekistiyoruz. Elefltirilere gelince… Dergide anlam kaymalar›na yol açan cidditashihlere iliflkin yap›lan elefltirilerde çok hakl›s›n›z demekten baflka yan›t›-m›z yok. Buradan, eme¤imizi daha fazla yo¤unlaflt›rmam›z gerekti¤i sonucu-nu ç›kar›yoruz. ‹çeri¤e dair yap›lan elefltirilere gelince, de¤iflken de¤erlen-dirmelerin oldu¤unu ve farkl› tepkiler ald›¤›m›z› söyleyebiliriz. Özellikle ka-d›n hareketinin belli bileflenleri taraf›ndan pozitif de¤erlendirme yapan ar-kadafllar›n bütün elefltiri ve önerilerini, bundan sonraki çal›flmam›zda yan›bafl›m›zda hissedece¤iz. Ancak burada dikkatimizi çeken bir olguyu da pay-laflmadan edemeyece¤iz. Bu da de¤erlendirme yapan arkadafllar aras›ndakad›n oran›n›n çok az olufludur. Dikkat çekici bu gerçe¤i düflünmek gerekir.Bu sonuç üzerinden teorik alana ilgisizli¤in en önemli nedeni de “teorik birodak olma” iddias›n› ne kadar bilince ç›kard›¤›m›zd›r. Bu ortaya ç›kan sonu-cu sorgulamal›y›z. Sosyalist Kad›n Hareketi’nin politik, ideolojik bir odak ola-rak var olmas›n› yeterli görerek “teorik bir odak” haline getirmek gibi bir id-dia, yönelim, de¤iflim, dönüflüm hamlesinin hala anlafl›lmad›¤›n› ortaya ko-yar. Sosyalist kad›nlar›n yazar, yazar aday› olma, kolektif ürünümüzü kendi-ne mal etme noktas›nda hala dergimizin ifllevini kavramad›¤› gerçe¤iyle kar-fl› karfl›yay›z. Bu gerçekle uzlaflmak gibi bir lüksümüz yok. Kad›n devrimininöncüleri olma iddiam›z politik, ideolojik alanlarla s›n›rl› kalamaz. Devrimcieylemin ancak güçlü teorik temeller üzerinden infla edildi¤i ve bu zemin üze-rinden hareket edildi¤inde sosyalist kad›n ayd›nlanmas›n› yaratabiliriz.

Dergimizde önemli bir maddi hatay› düzeltmek istiyoruz. Sevgili AzimeIfl›k’la yap›lan Tanr›çalardan Clara’ya Emmo’ya ve Zilan’a Uzanan TarihselBuluflma bafll›kl› röportajda “Kad›n kurtulufl ideolojisinin derinleflmesindenkaynakl› PKK’nin kendini salt bir cins partisi olarak alg›lamas› dar kalmas›nayol açt›.” (sf.95) fleklinde yaz›lan cümle “Kad›n kurtulufl ideolojisinin derin-

editörden... 7

Page 7: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

leflmemesinden kaynakl› PJKK’nin kendini salt bir cins partisi olarak alg›la-mas› dar kalmas›na yol açt›.” fleklinde olmas› gerekiyordu. Bu maddi hata-dan dolay› Azime Ifl›k’tan ve okurlar›m›zdan özür diliyoruz.

Bitirirken; tüm sosyalist kad›nlar› dergimizi sahiplenmeye, kurduklar›atölyeleri yayg›nlaflt›rmaya, tart›flma ve yaz› gruplar› oluflturmaya, buradanteoriyle, politikan›n sorunlar›yla daha s›k› ba¤lar kurmaya, ayd›nlan›rkenayd›nlatmaya, de¤iflirken de¤ifltirmeye ça¤›r›yoruz. Üçüncü say›m›zda bu-luflmak dile¤iyle…�

Sosyalist Kad›n • bahar 20098

Page 8: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

2009 y›l› Mart ay›nda yap›lmas› gündemde olanyerel seçimlere say›l› günler kald›. Ve seçim sureci gi-derek h›zlanmaktad›r. Sadece h›zlanan seçim haz›rl›ksüreci de¤ildir. Ayn› zamanda düzen partileri aras›n-daki eril, iktidar, çeteleflme, rant kavgalar›da h›zlan-maktad›r. Tüm bu kavgalar›n aras›nda pozitif ayr›m-c›l›k ve cinsiyet kotas› tart›flmalar› yine tozlu raflarakald›r›ld›. Yerel seçimler yaklafl›rken hangi partidenkaç kad›n aday›n olaca¤›, hangi partinin cinsiyet ko-tas› uygulayaca¤› yap›lan tart›flmalar aras›ndayd›.

Bu sorun, kad›n›n köleleflme tarihiyle birlikte siya-set tarihinden silinme tarihidir. Bu, erkek egemen si-yasette çözülemeyen bir dü¤üm. Kad›n›n siyasettead›n›n olmamas› erkek egemen dünyas›n›n kara ku-tusudur. Ama biz sosyalist kad›nlar bu dü¤ümdenkorkmuyoruz. Çünkü, kad›n›n kurtulufl mücadelesiiçin bu dü¤ümü sosyalist kad›nlar açacakt›r. “Söyle-yecek sözümüz, de¤ifltirecek gücümüz var” diyereksiyasette kad›n rengini, siyasetteki ya sev ya terk etsöyleminin pratik durufllar›n› hep birlikte sorgulaya-ca¤›m›z bir sürecin içine giriyoruz. Bu süreç hem er-kek egemen dünyas›na, hem de kendi geri b›rakt›r›l-m›fl kad›n bilincimize karfl› verdi¤imiz bir s›nav döne-midir

Yerel seçimlerin ön gününde yap›lan bu tart›flma-lar›n belli etkileri oldu¤u görülse de; kad›nlar aç›s›n-

Ya sev ya terket politikas› 9

Siyasetteki Erkek Egemen fiovenizmi

Ya Sev Ya Terket Politikas›

Bu erkek egemensiyasette

çözülemeyen birdü¤üm. Kad›n›nsiyasette ad›n›nolmamas› erkek

egemen dünyas›n›nkara kutusudur.

Ama biz sosyalistkad›nlar budü¤ümden

korkmuyoruz. Çünkükad›n›n kurtulufl

mücadelesi için budü¤ümü sosyalist

kad›nlar açacakt›r.

Çiçe

k O

TLU

Page 9: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

dan pek de¤iflen bir fley yoktur. Yerel yönetimlerde kad›nlar›n temsil rakam-lar› yürekler ac›s›d›r. Nüfusun yüzde 50'sini oluflturan kad›nlar, yerel yöne-timlerde yaln›zca yüzde 1 oran›nda temsil ediliyor. Türkiye'de 3 bin 207 erkekve sadece 18 kad›n belediye baflkan› var. 80 ilin belediye baflkan› erkekkensadece bir ilin belediye baflkan› kad›n. 3225 belediye baflkan›n›n sadece 18'i,34477 belediye meclis üyesinin sadece 817'si, 3208 il genel meclisi üyesininsadece 57'si kad›nd›r. Yerel yönetimlerin seçilmifl karar organlar› olan, bele-diye meclisleri ve il genel meclislerinde kad›nlar ancak %2, 3234 belediyebaflkan›ndan yaln›zca 18'i (%0,6) oran›nda temsil edilmekte. Bu tablo kad›n-erkek eflitli¤inden, pozitif ayr›mc›l›ktan ve cinsiyet kotas›ndan çok uzak birtablodur.

Peki, bu tablo neden böyledir? Yap›lan tart›flmalara ra¤men bu durumneden de¤iflmemektedir? Kad›nlar gerçekten siyasette karfl› ilgisizler mi? Ka-d›n›n ad› neden siyaset alan›nda yok?

Kad›nlar›n eril siyaset içerisinde var olmalar› iki yüzy›l› aflk›n bir süre ve-rilen mücadelelerin sonucunda bir tak›m yasal de¤ifliklikler sonucunda ka-zanm›fllard›r. Yasal de¤iflikliklere ra¤men kad›nlar aç›s›ndan siyasete var ol-ma mücadelesi hala devam etmektedir. Çünkü kad›nlara biçilen rol evle s›-n›rland›r›l›rken, erkekler kamusal alanda yer alarak, siyasal ve toplumsalalanda egemenlik kurarak, siyasetin eril olmas›n› sa¤lam›fllard›r.

Siyasetin eril olmas›, toplumda kad›nlara iliflkin siyaset alan›nda yer al-mas›na dair baz› ön yarg›lar›n oluflmas›na, alan›n kullan›m›nda kad›nlara azyer ayr›lmas›na neden olmufltur. Tüm bu nedenlerden dolay› kad›n; siyaset-te yer bulabilmek için kendi de erilleflmeyi tercih etmifltir. Siyaset, kad›nlaraç›s›ndan “cins ayr›m›n›n” en yo¤un yafland›¤› bir aland›r. Siyaset “erkekiflidir” ve kad›n›n siyasete kat›l›m› oy verme çerçevesinde olmas› genel fikrihakimdir. Siyasette de kad›n erkek aras›nda iflbölümü devam etmektedir.

Genel olarak siyaset alan›nda kad›nlar›n olmay›fl›, kad›nlar›n siyasete il-gilerinin zay›fl›klar›yla aç›kland›. Toplumda oluflan bu temel yarg›, erkekegemen zihniyetin bir ürünü olarak pek tart›fl›lmad›. Ataerkil yap›n›n bu dü-flünce tarz›nda, bir cinsiyet ayr›mc›l›¤›, kad›n› siyasetten d›fllayan bir tutumhakimdir. Bu durum, s›n›fl› toplumlar›n oluflmas›yla, özel mülkiyet dünyas›-n›n geliflmesiyle birlikte kad›n erkek aras›ndaki iflbölümünden kaynaklan-maktad›r. Erkek her zaman karar vericidir, kad›n her zaman itaat edendir.Dikkat edersek, kamusal alandaki en yetkili görevlerde genelde erkekler bu-lunmaktad›r. Yani; erkek iktidar› simgeleyen bir cins olarak kabul edilmifltir.Kad›n cinsi de edilgenli¤i, yönetileni simgeleyendir.

Sosyalist Kad›n • bahar 200910

Page 10: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Türkiye toplumunu inceledi¤imizde durum pek de¤iflmemektedir. Erkekegemenli¤ini onaylayan bir iktidar yap›s› bulunmaktad›r. Siyasete ve kamu-sal alana kad›nlar›n girifli özel izne ve engellere tabii tutulmufltur. Kad›n, buengelleri aflabilmek için mücadele etmesine ra¤men bir türlü dü¤ümü çöze-memifltir.

Seçimlerde nesne de¤il özne olmaya!

29 Mart Yerel Seçimleri zamanlama olarak ola¤an bir dönemde yap›l›yor.Ancak içinde bulundu¤umuz koflullar bu ola¤an seçime, ola¤anüstü bir an-lam yüklüyor. Nas›l m›? Sermaye s›n›f›, kendi aç›s›ndan tüm araçlar› en etkinbiçimde kullanarak, süreci yönetmeye çal›fl›yor. Bunun için, ekonomik krizinfaturas›n› tümüyle iflçi ve emekçilere ödettirmeyle ifle bafll›yor. ‹flten ç›karma-lar, ücretsiz izinler, ücretlerde kesintiler, sosyal hak gasplar› ve sürekli elek-trik, do¤algaza ve suya yap›lan zamlar biçiminde sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›r›-yor. Kriz, emekçilerin en temel gündem maddelerinden biri haline gelmifl bu-lunuyor. Bu kriz döneminde yaflanan sonuçtan en çok etkilenen emekçi ka-d›nlard›r. Yerel seçim süreci krize karfl› mücadeleyle iç içe geçen, birbirini ör-gütleyen bir süreç olacakt›r. Ekonomik kriz koflullar› alt›nda girilen seçim sü-reci, halk y›¤›nlar›nda belirli bir politizasyona da yol açm›flt›r. Kad›nlar da ençok bu dönemlerde siyasetle ilgilenmektedir. Öncü kad›nlar olarak, bu siya-sal süreci iyi de¤erlendirmek, emekçi kad›nlar› örgütlenmek ve harekete ge-çirmek için gerekli olan mücadele biçim ve araçlar›n› oluflturmal›y›z.

Bu seçimin bir di¤er ay›rt edici özelli¤i ise, Kürt ulusal hareketi bak›m›n-dan bir referandum olacakt›r. CHP, 2007 genel seçimlerine gidilirken örgüt-ledi¤i cumhuriyet mitingleriyle, kad›nlar› Kemalizme yedeklemeye çal›flarak,kad›nlar aras›nda laik-antilaik, türbanl›-türbans›z bir kutuplaflma yaratarakseçimlerde kad›nlar›n oylar›n› örgütlemeye çal›flt›. Bu kutuplaflma hareketi-nin bir benzeri 21 Mart Newroz döneminde faflist rejim taraf›ndan örgütlen-meye, Türk-Kürt halklar› aras›nda düflmanl›¤› yaratacak, milliyetçili¤i ve flo-venizmi gelifltirecek hareketler örgütlemeye çal›flacaklard›r. Bu nedenle se-çim Kürdistan'da referandum olacak, bat›da ise flovenizme karfl› kardefllik re-ferandumuna dönüflecektir. Bu milliyetçi, flovenist hareketin örgütlenmesi-ne karfl›, kardeflli¤in ve bar›fl›n barikat›n›n bafl›nda da emekçi kad›nlar ola-cakt›r.

Cinsiyet/kad›n kotas›, partilerdeki erkek egemen anlay›fllar› de¤ifltirmekiçin önemlidir. Burada özel olarak cinsiyet/kad›n kotas› konulmas›n›n erkekegemen siyaseti de¤ifltirmede önemli bir ifllev görece¤ini vurgulamal›y›z. Ve

Ya sev ya terket politikas› 11

Page 11: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

ne yaz›k ki, bu co¤rafyada DTP ve ÖDP hariç, hiçbir siyasi parti (CHP’nin % 25kotas› ka¤›t üzerinde kalm›flt›r) kota uygulam›yor. Bu sorunu ciddi ciddigündemlerine al›p tart›flm›yorlar. Bu durum 29 Mart Yerel Seçimlerinde dede¤iflmedi. AKP'nin 18, MHP'nin 34, CHP'nin 45, SP'nin 9, BBP'nin 5, DTP'nin33, TKP'nin 37, EMEP'in 3, ÖDP'nin 3, Ortak Platformun 6, DP'nin 37, DSP'nin52 kad›n aday› var. Sadece AKP de¤ildir kad›n kotas›n› uygulamayan, CHP veMHP gibi burjuva partilerinin adaylar›na bakt›¤›m›zda da bu tablo de¤iflme-mektedir.

Burjuva partilerin kad›nlara kota uygulamad›¤›n›, onlar› vitrinlerinde birnesne olarak kulland›¤›n› biliyoruz. Dolay›s›yla, kömür ve erzak torbalar›ylakad›nlar› “dilenci” durumuna düflürerek, kad›nlara dair söylemlerinde gele-neksel kad›nl›klar›n› hat›rlatarak oy istemeleri iki yüzlülüktür. Bu seçimdeemekçi kad›nlar, vitrin veya bir seçim dekoru olmay› kabul etmemelidirler.Bu seçimlerde emekçi kad›nlar, daha bilinçli ve daha bir kad›n bak›fl aç›s›ylaoy kullanmal›d›rlar.

Bu politik koflullarda içinde bulundu¤umuz yerel seçim süreci, kad›nlarbak›m›ndan daha önemli bir yerde durmaktad›r. Kad›nlar›n seçimlere iliflkinalaca¤› tav›r; krize, yerel seçimlerde erkek egemenli¤ine ve flovenizme karfl›alaca¤› tutumun bir parças› olacakt›r.

Kota ve kad›nlar›n siyasete kat›l›m› noktas›nda %40 kad›n kotas›n› sade-ce uygulayaca¤›n› aç›klayan Demokratik Toplum Partisi (DTP)'dir. 22 Tem-muz genel seçimleri döneminde de DTP aday gösterdi¤i Bin Umut Adayla-r›’ndan 21 kifli ile parlamentoya girdi¤inde bunlardan 8’i kad›n milletvekiliy-di. Bu oran % 40 tekabül etmektedir. Bu baflar›, '90’l› y›llarda büyüyen, Kürthareketinin aktif bir bilefleni olan Kürt kad›n hareketinin baflar›s›d›r. Erkekle-rin iktidar›n oda¤› oldu¤u yüksek siyaset alan›nda DTP’li kad›nlar›n bu ba-flar›s›, Kürt kad›n hareketinin erkek egemen düflünceye karfl› verdi¤i mücade-le sonucudur. Ayr›ca DTP’nin kad›n adaylar› parti merkezi taraf›ndan de¤il,Kürt kad›n hareketinin temsilcileri taraf›ndan belirlenmifltir. Bu, kad›nlar›niradesini ortaya koymas› bak›m›ndan da çok önemlidir. Yerel seçim politika-s›n› aç›klayan DTP yine %40'a kotas›n› uygulayaca¤›n›, kad›n adaylar› yineKürt kad›n hareketinin temsilcilerini belirleyece¤ini bir kere daha belirtmesi,Kürt kad›n hareketinin geldi¤i noktay› göstermektedir.

Burjuva partilerin cinsiyet/kad›n kota politikas›na bak›fl aç›s› nettir. Bur-juva partilerinin siyaset yapma tarz›ndaki erkek flovenizmi, yerel seçim dö-nemindeki aday belirlemelerinde de devam etmektedir. AKP, yerel seçim dö-neminde kad›n adaylar›n› belirlemek ve bulmak için kendi içinde kad›n se-

Sosyalist Kad›n • bahar 200912

Page 12: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

çim timi kurmas›na ra¤men bu tim bile belediye baflkan kad›n adaylar› bul-makta zorland›¤›n› iddia etti. “Yeterli kad›n aday yok” mazeretine s›¤›nanAKP’nin yapt›¤› bu aç›klama, kad›nlar› parti hizmetlisi görmek bak›fl aç›s›ylaözdefltir. Bu yerel seçimin tarihi aniden ortaya ç›km›fl veya aniden örgütlen-mifl de¤ildir. Bu yerel seçimler bask›n bir seçim olmad›¤› gibi, kad›n adaybulup bulamama sorunu o partinin (somutta da AKP’nin) genel olarak ka-d›nlarla siyasal alanda kurdu¤u iliflkiyle ilgilidir. Dolay›s›yla, AKP kad›nlar›parti hizmetlisi olarak görüp iliflkilenmektedir. Program›, tüzü¤ü, örgüt ya-p›s› ve prati¤inden bunu ç›kar›yoruz. Gerisi lafügüzaft›r. Kad›n adaylar› ha-z›rlamak, politikada söz sahibi olmas›n› sa¤lamak partilerin görevidir. Kad›nsorununu ‘çözmeye’ soyundu¤unu iddia eden AKP, yerel seçimlerdeki kad›nadaylara yönelik tutumuyla erkek egemen bir parti oldu¤unu bir kere dahagösterdi. Belediye seçimlerini kazanmak için her gün yapt›¤› hizmetleri anla-tan reklam panolar›n› köprülere, otobüs duraklar›ndaki reklam panolar›naasarak, yapt›¤› hizmetleri görünür k›lmaya çal›flmaktad›r. Ast›rd›¤› reklampanolar›nda, kad›nlara ne kadar ifl alan› açt›¤›n›, kurslardan kaç kad›n›n me-zun oldu¤unu, kaç kad›na okuma yazma kursu verdi¤ini vs. aç›klayarak, ka-d›nlar›n oylar›na talip oldu¤unu uzun zamand›r beyan etmektedir. Ancak,kaç bar›nma evi, kaç krefl, kaç yafll›, engelli bak›m evi açaca¤›n›, ekonomikkrizle iyice artan kad›n yoksullu¤unu azaltmak, kad›nlar› çal›flma yaflam›nakatmak için uygulayaca¤› yerel politikalar›n neler oldu¤unu, yerel yönetim-lerde çal›flan kad›n say›s›n› artt›raca¤›na dair de hiçbir bilgiye bu reklam pa-nolar›nda rastlamak mümkün de¤ildir. Çünkü, AKP’nin böyle bir derdi/soru-nu kesinlikle yoktur.

AKP’nin kad›nlara biçti¤i rol, Tayyip Erdo¤an'›n “üç çocuk do¤urun” söy-leminde sakl›d›r. Erdo¤an bu öneriyle kad›nlara; evlerinizde oturun, iyi birefl, iyi bir anne olun diyerek, kad›n›n yerinin evi oldu¤unu tekrar ediyor. Onagöre, kad›nlar kendilerine biçilen görevi kabul etmeli, sunulan yard›mlaraflükretmelidir. AKP; yerel yönetimler arac›l›¤›yla yapt›¤› yard›mlarla kad›n›kendi siyasetine ba¤lamaktad›r. Bu politikayla kad›nlar dilenci durumunadüflürmektedir. Kad›nlar yard›mlar›n kesilmemesi için itiraz›n› yükseltme-mektedir. Kad›n›n siyasetle iliflkisi bu s›n›rlar içerisinde kurulmaktad›r.

Kad›nlar›n siyasal alana kat›l›mlar›ndaki büyük eksiklik ve siyasetteki er-kek flovenizminin kad›nlar› ve kad›n sorunlar›n› d›fllayan yap›s›, bir yerel se-çim dönemindeki siyaset alan›nda bir kez daha kendini gösterdi. Ancak, ye-rel siyasette gündemlefltirilen konu daha çok pozitif ayr›mc›l›k ve kad›n ko-

Ya sev ya terket politikas› 13

Page 13: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

tas› olmas›na ra¤men kad›nlar için siyasette bir alan aç›lmad›¤› ortada olanbir gerçektir. .

Yerel siyasetin kad›nlar için önemi kadar, kad›nlar›n da yerel siyaseti de-¤ifltirecek bir güç oldu¤unu gösterme, kad›nlar›n dikkatini kendi bulunduk-lar› yerelin özgül sorunlar›na ve özgül siyasetine çekmek isteyen kad›n ör-gütleri kendi adaylar›yla erkek egemen bak›fl aç›s›n› k›rmaya çal›flmaktad›r.

Kad›n kitlelerine hücum!

Kad›n çal›flmas›n›n güçlenmesi, kendi kitlesiyle buluflmas› ve yerelleflmepolitikas›n›n hayata geçmesi bak›m›ndan yerel seçimler muazzam olanaklarsunmaktad›r. Yerel seçimlerde burjuva partilerine karfl› örgütlenecek kad›n-lar aras›ndaki politik kitle ajitasyonu ve do¤ru saflaflt›rmaya hizmet edecekgüçlü vurufllar, iflçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kad›nlar aras›nda çal›flma-m›z› güçlendirecektir. Yerel seçimlerde baflar› kazan›lmas›, yeni mevzilerinkurulmas› için yerel seçim bürolar›nda kad›n komisyonlar›n›n kurulmas› ga-ranti alt›na al›narak sa¤lanabilir. Belediye baflkan adaylar›n›n seçim haz›rl›ksüreci boyunca kad›n dan›flmanlar›n› belirlemesi, kad›nlar aras›ndaki çal›fl-may› büyüten ve güçlendiren bir yaklafl›m olacakt›r.

Peki, yerelleflmenin kad›nlar aras›ndaki çal›flmada siyasal anlam› nedir?Emekçi kad›nlar›n ihtiyaçlar› do¤rultusunda sorunlara müdahale eden, bukonuda tav›r gelifltiren yan›t olma gücünü elde eden bir pratik sosyalist ka-d›nlar ve komünist öncüyü bu çal›flmada güçlü bir hali getirebilir. Aksi tak-dirde yerel sorunlar› çözemeyen bir örgütlülü¤ün merkezi kad›n çal›flmas›n›ngüçlü olmas›n› beklemek sadece bir hayalden öteye gitmeyecektir. Bu yerelseçimlerde her yerel kendi özgün sorunlar›na müdahale ederken, ayn› za-manda o yerelde yaflayan emekçi kad›nlar›n sorunlar›n› da tespit edip, çö-züm üretti¤i koflullarda politik bak›mdan etkili olabilir. Yerel seçim mater-yallerin merkezi olanlarla s›n›rland›r›lmas›, emekçi kad›n kitleleri bak›m›n-dan etkin bir ajitasyon ve propaganda de¤eri tafl›maz. Yerelleflme yolunun oyerelde kad›nlar›n somut ihtiyaçlar› üzerinden ç›kar›lacak materyallerle pro-paganda, ajitasyon ve örgütlenme faaliyeti yürütmekten geçti¤i kesinlikleunutulmamal›d›r.

Yerel seçim sürecindeki örgütsel çal›flma, yerel alanlarda yeni kad›n ilifl-kilerinin kurulmas›n›, yeni kad›n önderlerin öne ç›kmas›n› sa¤layacakt›r. Ye-rel seçimler, kesinlikle kad›nlar aras›ndaki çal›flmada yaflanan kadrolaflmasorununun çözümünde önemli bir ad›m olacakt›r. Bu çal›flmada iflçi, emekçi,ev emekçisi kad›nlar aras›nda kitle taraf›ndan tan›nan, benimsenen, sevilen

Sosyalist Kad›n • bahar 200914

Page 14: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

ve sayg› duyulan kad›nlar›n öne ç›kar›lmas› önemlidir. Öne ç›kan kad›nlar›n,kurulan komisyonlarda yer almas› bizim hem yerelleflmemizi hem de kad›nkitleleriyle birlikte politika yapmam›z›n yollar›n› açacakt›r.

Yerel seçimlerde kad›nlar aras›ndaki çal›flman›n yerel ayaklar›n›n örgüt-lenmesini sa¤layacak en önemli mevzilerden biri muhtarl›klar›d›r. Geneldeyerel seçim dönemlerinde muhtarl›klar daha geri planda kalan mevzilerdenbiridir. Oysa kad›nlar›n yerel siyaset alan› olarak en çok iliflki kurdu¤u alanmuhtarl›klar›d›r. Çünkü muhtarl›klar, kad›nlar›n en kolay ulaflt›¤› yönetimbirimleridir. Bu nedenle, 29 Mart Yerel Seçimlerinde muhtarl›k seçimleri be-lediye baflkanl›klar› seçimi kadar önemlidir. Ayr›ca, etkin ve güçlü bir çal›fl-mayla birçok semtte muhtarl›k seçimlerini kazanmak çok daha mümkündür.

Muhtarl›klar, özellikle kad›n çal›flmas› için en önemli yerel birimlerdir.Emekçi Kad›nlar Derne¤i çal›flmas›n›n bulundu¤u mahallelerde muhtar aday-lar› belirlemesi bu aç›lardan çok de¤erli ve anlaml›d›r. EKD ve ESP'nin adaygösterdi¤i muhtar adaylar›n›n haz›rl›k çal›flmalar›nda kad›n komisyonu ku-rulmas› mutlaka önerilmelidir. Bunun için çal›fl›lmal›d›r. Kurulacak bu komis-yonlar mahallelerdeki kad›nlar›n yaflad›¤› sorunlar›n çözümü için kad›n da-yan›flma merkezleri görevini görmesi perspektifiyle hareket edilmelidirler.Seçimlerin ard›ndan muhtarl›k birimlerinde de kad›n komisyonlar›n›n kurul-mas› önemlidir. Bu kurulan kad›n komisyonlar›n›n yönetiminin bir kad›n ör-gütüne verilmesi, o mahalledeki kad›nlar›n etkin bir rol oynamas›n› ve kad›-n›n yerel siyasetle ilgilenmesini sa¤layacakt›r. Biz biliyoruz ki, kad›nlar›n ça-l›flmas›na engel olan nedenlerden biri; kad›nlar›n ailede çocuk, hasta ve yafl-l› bak›m›ndan sorumlu olmas›d›r. Bu sorumluluk nedeniyle çal›flma hayat›nakat›lamayan kad›nlar için krefl, yafll› ve hasta bak›m evlerinin kurulmas› içinfaaliyetler özel olarak örgütlenmelidir. Di¤er taraftan, kad›nlar›n yaflamlar›-n› kolaylaflt›racak bu tür hizmetlerin verilece¤i yerler, ayn› zamanda bina vearsa gereksinmesi anlam›na gelmektedir. As›l sorun da burada yaflanmakta-d›r. '90’l› y›llardan bafllayarak kad›n örgütlerinin, kad›nlar›n gerek kent için-de gerekse aile içinde fliddete karfl› korunmas›na iliflkin olarak, yerel yöne-timlerce bar›nma evi talebi kabul edildi. Ama son y›llarda aç›lan birçok ba-r›nma evi, yerel yönetimler taraf›ndan verilen fonlar›n kesilmesiyle kapat›l-mak zorunda kald›. Bu uygulaman›n alt›nda yatan as›l neden belediyelerinbar›nma evlerinin sorumlulu¤unu kad›n örgütlerinden alarak, kendilerineba¤lamak istemeleridir. Yeni yerel yönetim yasas›nda büyükflehir belediye-leri ve nüfusu 50.000’den fazla olan belediyelerin bar›nma evi kurmas› yasahaline getirilmesine ra¤men bu konuda at›lan ad›mlar zay›f ve c›l›zd›r. Bur-

Ya sev ya terket politikas› 15

Page 15: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

juva siyaset erkek egemen siyasettir. Kentlerin oluflum tarihi ne kadar kad›-n›n tarihiyle özdefl olursa olsun, yönetim tahininde kad›n bulunmamaktad›r.Kent eflittir kad›n fikri egemen olmas› gerekirken, burjuva partilerde kenteflittir erkek fikri egemendir. Bundan dolay›, kentlerin mimar› yap›s›ndan,yollar›na, kültürel alanlar›na kadar hep erkek bak›fl aç›s›yla infla edilmifltir.

Ulafl›m›n pahal› olmas›ndan dolay› emekçi kad›nlar; toplu tafl›ma araçla-r›ndan bile yararlanam›yorlar. Gidecekleri birçok yere yürüyerek gitmek zo-runda kal›yorlar. Yerel seçimlerde; yaya olarak ulafl›m› kolaylaflt›racak çevredüzenlemeleri, otobüs saatlerinin kad›nlar›n yolculuk etti¤i saatlere göre ya-p›lmas›, sabah ve akflam saatlerinde bedava olmas› talebini yükseltmeliyiz.

Kad›nlar›n mekansal ve toplumsal hareketliliklerini s›n›rland›ran enönemli etmenlerden biri de yollar, caddeler ve parklar da dahil olmak üzere;kentin kamusal mekanlar›n›, özellikle belli bir saatten (hava karard›ktan)sonra kullanamamalar›d›r. Bu durum, mekan›n adil ve eflitlikçi kullan›labil-di¤i düflüncesini zedeledi¤i gibi, kad›nlar›n bedensel ve ruhsal bütünlükleri-ni de tehdit alt›nda b›rakmaktad›r.

Emekçi kad›nlar, yerel seçimlerde oy verirken kendilerini bir özne olarakgörmelidir. Kad›nlar oylar›n›n sahipleri olmad›klar› koflullarda, sermaye s›n›-f›na s›rt›n› dayam›fl erkek egemen burjuva siyaset kad›nlara, durumunu yakabul edip sev ya da bizim alan›m›z› terk et, diyeceklerdir. Bundan dolay› heremekçi kad›n, yerel seçimlerde kad›n duyarl›l›¤›n›, kad›n iradesini öne ç›ka-ran ve kad›n eksenli bir kent kurma bak›fl aç›s›na sahip sosyalist, devrimci veyurtsever belediye baflkanlar›na, muhtarlara oy vermeyi esas almal›d›r.

Kad›n hareketi son y›llarda bir t›kanma yafl›yor. Emekçi kad›n kitleleriylebütünleflememesi hareketi zay›f düflürerek, onu bir efli¤e getirmifltir. Gelinenbu noktan›n nedenlerinden biri kad›n örgütlerinin ve kad›n hareketinin Tak-sim Meydan›'na s›k›flm›fl olmas›d›r. ‹flçi ve emekçi kad›nlar›n yaflad›¤› alan-lardan günden güne uzaklaflt›rmakla kalmam›fl, asl›nda kitlesine yabanc›lafl-m›flt›r. Kad›n örgütlerinin bofl b›rakt›¤› semt alanlar›n› AKP’li belediyeler dol-durdu. Özellikle kad›n sa¤l›k merkezleriyle, semt konaklar›yla, ‹stanbul Mes-lek Edindirme Kurslar› (‹SMEK) kurulufluyla emekçi kad›nlara ulaflarak, kendi-ne yedekledi. Sadece AKP de¤il, di¤er düzen partileri de kad›n politikalar›n,giderek inceltmekte ve bundan dolay› kad›n kurtulufl mücadelesini savunankad›n örgütleriyle aras›ndaki pratikteki fark da her geçen gün kaybolmakta-d›r.

Kad›nlar özellikle yerel seçimlerde daha fazla politikayla iliflkilenerek,kendi fikirlerini beyan etmektedir. En genifl kad›n kitlesiyle iliflki kurabilece-

Sosyalist Kad›n • bahar 200916

Page 16: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

¤imiz, rahatl›l›kla sosyalizm fikrini anlataca¤›m›z bir süreçten geçmekteyiz.Kad›n olmadan devrim olmayaca¤›n› kabul eden biz sosyalist kad›nlar›n ye-rel seçim çal›flmas›n›n örgütlenmesinin yönünü belirleyen ve ay›rt edici çiz-gisi kad›n kitlelerine hücum politikas›d›r. Yerel seçim dönemlerinde yerelalandaki tekstil atölyelerine, hastahanelere, okul önlerine, evlere sosyalistkad›nlar olarak sürekli hücum politikas›yla hareket etmeyi esas al›yoruz.

Yerel seçim dönemi sadece muazzam olanaklar sa¤lam›yor. Ayn› zaman-da dar ajitasyon ve propaganda örgütlenmesinden ç›k›lmas›n›, kad›n kitle-leriyle sadece iliflen de¤il iliflki kuran bir tarz›n örgütlenmesini sa¤lamakta-d›r. Bu tarz çal›flmas›n›n oluflmas› demek, kad›nlar aras›nda yürüttü¤ümüzfaaliyetin dar, kendili¤indenci kabu¤unu k›rmam›z anlam›na gelir. Emekçikad›n kitlelerine hücum, bir taraftan kad›nlar aras›ndaki çal›flmam›z› güçlen-dirirken, bir taraftan da kad›n çal›flmas›n› güçlendirecek örgütsel araçlar›noluflmas›n›n olanaklar›n› sa¤layacakt›r. Yerel seçim döneminde kurulan se-çim bürolar›n›n baz›lar›n›n emekçi kad›nlar›n örgütlenmelerinde bir araçolarak planlamak flimdiden önemlidir. Baz› seçim bürolar›, kooperatife, krizekarfl› kad›n dayan›flma merkezlerine, baz›lar› meslek edindirme kurslar›nadönüfltürme perspektifine sahip olmak önemlidir.

Bu y›l yap›lacak olan yerel seçimler, geçen y›llarda yap›lan seçimlerdendaha farkl› nesnel ve öznel koflullar alt›nda yap›l›yor. Yerel seçimler öncesiörgütlenecek olan 8 Mart'›n örgütlenme sürecinin güçlü ve kitlesel olmas› ye-rel seçimlerdeki kad›nlar›n alaca¤› tutumu da etkileyecektir. Bundan dolay›8 Mart örgütsel haz›rl›k dönemi, yerel seçim döneminin haz›rl›k dönemininbafllang›c›d›r.

Bu yerel seçimler sadece bir belediye baflkanl›¤›, belediye meclis üyelik-leri veya muhtarl›k seçimleri de¤ildir. Bu seçimler, ayn› zamanda kad›nlar›neflitlik, adalet ve kardefllik arad›¤› bir referandum seçimleridir. Kad›n hareke-tinin mücadeleleri sonucunda kazan›lan krefllerin yeniden kazan›lmas› döne-midir. Ama en önemlisi faili meçhullerde, beyaz ölümlerde çocuklar›n› kay-beden analar›n 盤l›¤›n›n Cumartesi alanlar›nda, F›rat’›n ötesinde yank›lan-mas›d›r. Musa Anter’in katili itirafç› Abdülkadir Aygan, “… kuyular›na flu ka-dar ceset at›ld›” dedi. Bu derin kuyularda binlerce insan bulunmaktad›r. Na-zi faflizmi, insanlar› yok etmek için f›r›nlarda yakt›, gaz odalar›nda katletti.Arjantin diktatörlü¤ü 30 binden fazla insan› uçaklardan denizlere atarak kat-letti. Kontrgerilla devleti de asit kuyular›nda insanlar› katletti. Analar›n öfke-li 盤l›klar›, hesap soran sloganlar› flimdi alanlarda yank›lan›yor. fi›rnak böl-gesinde J‹TEM ve Levent Ersöz ad›n›n yaratt›¤› korku, bugüne kadar BOTAfi

Ya sev ya terket politikas› 17

Page 17: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

kuyular›n› tart›flmaya açt›rmam›flt›. fiimdi analar, efller ve çocuklar kaybedi-len yak›nlar›n›n ölü bedenlerini istiyorlar. Bu yerel seçim dönemi, ayn› za-manda faili meçhullerin hesap soruldu¤u, BOTAfi kuyular›n›n aç›lmas›n›nsa¤land›¤› ve kontrgerilla devletiyle hesaplaflman›n oldu¤u bir dönemdir.Sosyalist kad›nlar olarak, emekçi kad›nlara bar›fl ve kardefllikten yana oy kul-lanmalar›n› istemeliyiz. Birlikte Baflarabiliriz adaylar›na verilmeyen her oyunasl›nda, BOTAfi kuyular›n›n üstüne dökülen bir asit oldu¤unun fark›nda vebilincinde oylar›m›z› kullanmal›y›z.

Kad›nlara çal›flma yaflam›nda az yer verilmektedir. Daha düflük ücretlerleçal›flmaktad›r. Dünyas› evdir. ‹yi bir efl, iyi bir anne olmak zorundad›r. E¤i-tim hakk› her zaman elinden al›nand›r. Sefalet ücretleriyle ve sosyal güven-ceden yoksun yaflamaktad›r. Sokakta, iflyerinde cinsel fliddete u¤ramaktad›r.Savafl ve yoksullu¤un artt›¤› dönemlerde bedenini satmak zorundad›r.Emekçi kad›nlar, iflçilerin, emekçilerin, ezilenlerin yar›s›n› oluflturmaktad›r.Yerel seçimlerde düzen partilerine verilen her oy, kad›nlar üzerindeki çifteköleli¤in artmas›, afla¤›lanmas›, siyaset alan›ndan d›fllanmas› demektir. Dü-zen partilerine verilen her oy, mahalleri y›k›lmas› demektir. Düzen partileri-ne verilen her oy, iflsizlik, yoksulluk, susuzluk, e¤itimsizlik demektir.

Kapitalizm, rant ve müteahhit dostudur. Kesinlikle kent yap›land›rmas›n-da ve siyasette kad›n dostu de¤ildir. Kad›n düflman›d›r. Bu nedenle, özgür-lü¤ümüzü elimizden alan, bize söz hakk› vermeyen, cinsiyet/kad›n kotas› uy-gulamayan AKP, CHP, MHP gibi düzen partilerine emekçi kad›nlar oy verme-melidir. Emekçi kad›n›n özgürleflmesi toplumun özgürleflmesidir. Kad›n›nkurtuluflu ancak sosyalizmdedir. Kad›n kurtuluflu için mücadele eden, cinsi-yet/kad›n kotas›n› uygulamay› ilke haline getirmeye çal›flan Birlikte Baflara-biliriz Platformunun sosyalist, devrimci ve yurtsever adaylar›na oy vermeli-yiz.

Daha genifl bir alan örgütlenmesi sa¤layan kad›n hareketi, bu yerel se-çimlerde kad›n örgütleri aras›ndaki dayan›flmay› büyüten bir ifllev görece¤ikesindir. Novamed grevinin kazan›lmas›nda, Medeni Kanunun ve TCK'n›nde¤ifltirilmesinde sa¤lanan güçlü birleflik örgütlenmenin yerel seçim döne-minde oluflturulmas› esas bir politikad›r. Yerel seçim döneminde yarat›lacakkad›n hareketinin güçlü birlikteli¤ine zemin haz›rlayacak ve örgütleyecekolan politik zemin, 8 Mart döneminde al›nan politik tutumlar ve ittifaklar be-lirleyecektir.

Önümüzdeki politik gündemler ve yerel seçim süreci, demokratik kad›nörgütlülü¤ünün geliflmesine, büyümesine muazzam olanaklar sa¤lamakta-

Sosyalist Kad›n • bahar 200918

Page 18: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

d›r. Demokratik kad›n hareketinin geliflmesi ve büyümesi, sosyalist kad›n ha-reketinin geliflmesi ve büyümesidir Sosyalizmin emekçi kad›nlar aras›nda ya-flam bulmas› için haydi sosyalist kad›nlar; ›srarla, inatla, kad›nlar›n kurtulu-fluna inanarak kad›n kitlelerine hücum! �

Ya sev ya terket politikas› 19

Page 19: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Sosyalist Kad›n • bahar 200920

Page 20: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

29 Mart yerel seçimleri yaklaflt›… Dönemin özelli-¤i nedeniyle, bütün kesimler gibi, kad›nlar›n da po-litikaya ilgisi art›yor. Bu durum, “Kad›n ve Siyaset”sorununu düflünmek, incelemek ve tart›flmak için iyibir f›rsat. Ancak, özel olarak seçimlerin toplum bak›-m›ndan en önemli politik olay olmad›¤›n› vurgula-mal›y›z. Hatta politika denilince akla ilk gelen ger-çeklikte seçimler de¤ildir. Çünkü politika, devlet yö-netimi politik partilerin etkinlikleri, s›n›f mücadelesi,siyasi iktidar mücadelesi süreklidir. Seçimler ise; dörty›lda bir yerel, befl y›lda bir de genel seçimlerle s›n›r-l›d›r. Bunun kad›nlar bak›m›ndan anlam› da fludur:

Kad›nlar devlet yönetiminde neredeyse hiç yoklar.Günümüzde bir dizi meslekte kad›nlar e¤itim haklar›-n› kazanm›fl olsalar da; devlet yönetimiyle direkt ilgi-li meslekler (valilik, kaymakaml›k, savc›l›k, hakimlikgibi) hala kad›nlara kapal›d›r ya da s›n›rl›, sembolikdüzeydedir. Burjuva partilerde kad›nlara ayr›lan yersemboliktir. Seçim dönemlerinde vitrinlerinde kad›n-lara yer verirler. Bütün propaganda ve ajitasyonlar›,kad›n oylar›n› kendi partilerine ak›tmak, iktidar mü-cadelesinde öne geçmek, yerini sa¤lamlaflt›rmakiçindir. Bu ve ekleyece¤imiz gerçekler ›fl›¤›nda, kad›nve politikaya dair:

kad›n ve siyaset 21

KADIN ve S‹YASET–I–

Söyleyecek Sözümüz, De¤ifltirecek Gücümüz Var!

Kad›n› yaln›zcabir erke¤e efl ve

onun çocuklar›naanne olacak

biçimde toplumsalyap›y›

düzenleyerek; evinyönetimi de erke¤e

vermifltir. ‹lkeltoplumdaki

toplumsal örgütlenmede

erkekle eflit olankad›n; tarihsel

yenilgisiyle birlikte,erke¤in keyif veçocuk do¤urma

arac› haline getirilerek,

kölelefltirilmifltir.

Aynu

r Ö

ZGÜ

R

Page 21: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Yüzy›llar ve biny›llar boyunca, kad›nlar için politika ne anlama gelmifltir?

Kad›nlar›n bast›r›lmas› ve kölelefltirilmesiyle, politika aras›ndaki ba¤lant›lar

nelerdir? Günümüzde kad›nlar politikan›n neresindedir? Siyaset neden er-

keklerin tekelindedir? Kad›nlar neden yurttafl/insan say›lmam›fllard›r? Burju-

va siyasette kad›nlar›n politikayla iliflkilenifli neden oy vermekle s›n›rland›r›l-

m›flt›r? Neden burjuva siyaset, kad›n›n kendi kimli¤iyle politikada yer alma-

s›na müsaade etmez? Siyasal mücadelede kad›nlar›n özneleflmelerinin biçim

ve araçlar› nelerdir? ‹lerici, yurtsever, devrimci ve komünist politik özneler-

de kad›nlar ne kadar özneleflebiliyorlar? Gibi ço¤altaca¤›m›z sorulara yan›t-

lar arayaca¤›z. Çünkü bütün bu konularda ssööyylleeyyeecceekk ssöözzüümmüüzzüünn,, ddee¤¤iiflflttiirree--

cceekk ggüüccüümmüüzzüünn oolldduu¤¤uunnaa iinnaann››yyoorruuzz..

Dosya kapsam›nda, 2004 Yerel Seçimleri’nde farkl› bir pratik sergileyen

DTP’nin pozitif prati¤i sonucunda a盤a ç›kan kad›n belediye baflkanlar›n›n

deneyimlerine de yer verece¤iz. Co¤rafyam›zda tek ve ilk ‹l Belediye Baflkan›

Songül Erol Abdil, Kürtlerin ve Türklerin yaflad›¤› bir bat› beldesi Adana Kü-

çükdikili Belediye Baflkan› Leyla Güven ve Türk halk›n›n onurlu evlatlar›ndan

Amed Ba¤lar Belediye Baflkan› Yurdusev Özsökmenler ile yapt›¤›m›z röportaj-

lar› paylaflaca¤›z.

Siyaset Nedir, Nas›l Ortaya Ç›kt›?

Siyaset nedir, sorusunu yan›tlamadan önce; siyasetin insanl›k tarihinin

hangi aflamas›nda, hangi koflullar›n ürünü olarak ortaya ç›kt›¤›n› yan›tlama-

m›z yerinde olur. ‹nsan› di¤er canl›lardan ay›ran temel nokta; insan›n top-

lumsal bir varl›k olmas›d›r. Morgan, insanl›k tarihinin geliflimine dair yapt›-

¤› araflt›rmalarda, siyasal örgütlenmenin toplumun tarihsel geliflmesinin be-

lirli bir aflamas›nda ortaya ç›kt›¤› sonucuna ulaflm›flt›r. ‹nsanlar aras›nda ku-

rulan ba¤lara dair kuram›nda O, bu durumu flöyle ifade etmektedir:

“...ilk dönemlerdeki örgütlenme biçimleri siyasal de¤il, toplumsal olmufl;ülke topra¤›n› (terriory) de¤il, kifliler aras›ndaki iliflkileri temel alm›flt›r...” (1)

Morgan’›, örgütlenme biçiminin neden siyasal de¤il de, toplumsal oldu-

¤u fikrine götüren gerçek ise flurada somutlaflm›flt›r:

“Toplumlar, önceleri aralar›nda evlenebilir kad›n ve erkeklerden oluflan

Sosyalist Kad›n • bahar 200922

* Morgan’›n burada s›n›f kavram›n› t›rnak içerisinde kullanmas›n›n nedeni; s›n›flar›n ol-mad›¤›, eflitlikçi bir toplumdan söz etti¤i içindir. Bilindi¤i ve genel olarak kabul edildi¤i gibi;s›n›f olgusu insanl›¤›n geliflim aflamalar›ndan uygarl›¤a ait bir olgudur.

Page 22: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

‘s›n›flar’* esas›na ve cinsiyet temeline göre kurulmufltur. Daha sonralar› evle-nebilirlik kal›plar›n›n ilerlemeci bir nitelikte k›s›tlanmas› üzerine soy’lar(gens) meydana gelmifltir. Bundan sonraki biçimsel siyasal örgütlenmeyekadarki aflamalar ise flunlar olmufltur: 1) Kabile reisi ve kabile reisler kurulu;2) Kabileler konfederasyonu; 3) Reisler ile halk toplulu¤u meclisine dayananuluslar ve son olarak, 4) Birleflen kabilelerin askeri ihtiyaçlar›n›n sonucundaüçüncü bir güç olarak ortaya ç›kan, fakat bu ikisine ba¤›ml› ‘genel askeri’komutan...” (2)

Morgan’›n iflaret etti¤i gibi, üretimin ulaflt›¤› geliflme aflamas› insanl›¤abaflka bir örgütlenme biçimini dayatm›flt›r. Böylece, soy’lara dayanan kifliselba¤lar ifllevlerini yitirmifl, iliflkilerin ülke-topra¤› (iktidar, egemenlik alan›)ve mülkiyet esas›na göre kurulmas› bir zorunlulu¤a dönüflmüfltür. Ana so-yundan insan soy geliminin yerini, ata soyundan inen soy gelimi alm›flt›r. Veinsanl›k tarihinin gelifliminin bu evresi uygarl›k dönemi olarak adland›r›lm›fl-t›r. ‹nsanl›¤›n toplumsal örgütlenmeden siyasal örgütlenme biçimine geçifli-ni bir zorunluluk haline getiren temel unsur ise mülkiyet olmufltur.

Üretim araçlar›n›n geliflmesi, eme¤in üretkenli¤indeki art›fl bir ürün faz-las›n› a盤a ç›karm›flt›r. Zaten köle eme¤ini gerekli ve de¤erli yapan da eme-¤in üretkenli¤indeki art›flt›r. Di¤er yandan, ortaya ç›kan fazla ürünlere kiminya da kimlerin el koyaca¤› durumu da, giderek toplumsal ayr›flman›n teme-lini oluflturmufltur. Böylece, insanl›¤›n tarihsel gelifliminin uygarl›k aflamas›olarak tarif edilen evreye ulafl›lm›flt›r. Tarihin bu aflamas›nda, insanlar›n üre-tim araçlar›yla kurduklar› iliflkiler, ç›kar ortakl›¤›na sahip bölünmelere yolaçm›flt›r. Bu bölünmüfllü¤ün ad› s›n›flard›r. Bu bölünmüfllük; ayn› süreçte En-gels’in dedi¤i gibi: Toplumun uzlaflmaz s›n›flar biçiminde bölünmesi ve sü-rüp giden s›n›f mücadelelerinin toplumu tüketmemesi için düzeni sa¤laya-cak ayg›t olarak devlet bir ihtiyaç, bir zorunluluk haline getirmifltir.

Devletin do¤uflu hiç kuflkusuz tek bir yol izlemifltir. Engels, Yunanl›lar, Ro-mal›lar ve Cermenler üzerine yap›lan araflt›rmalara dayanarak; devletin do-¤uflunun tarihsel olarak üç biçimde gerçekleflti¤ini, Ailenin, Özel Mülkiyetinve Devletin Kökeni adl› eserinde aç›klam›flt›r. Buradaki amac›m›z bak›m›n-dan, Engels’in s›n›flar›n ve devletin ortaya ç›k›fl›na dair fikrini aç›klayan pa-saj› paylaflmakla yetinece¤iz:

“...Son olarak gentlice örgütlenme, içsel çeliflkiler bulunmayan bir top-lumdan do¤mufltu ve yaln›zca bu nitelikteki bir topluma uygundu. Bu top-

kad›n ve siyaset 23

Page 23: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

lum, kamuoyu hariç, hiçbir zorlama arac›na sahip de¤ildi. Ama iflte, iktisadivarl›k koflullar› bütünü gere¤ince, özgür insanlar ve köleler, zengin sömürü-cüler ve yoksul sömürülenler biçiminde bölünmek zorunda kalan bir toplumdo¤mufltu; (öyle-ç) bir toplum ki, bu uzlaflmaz karfl›tl›klar› art›k yeni bafltanuzlaflt›rmakla kalm›yor, tersine, onlar› sonuna kadar gelifltirmek zorunda bu-lunuyordu. Böyle bir toplum, ancak, ya bu s›n›flar›n kendi aralar›ndaki sü-rekli ve aç›k bir savafl›m› içinde, ya da görünüflte uzlaflmaz karfl›t s›n›flar›nüstünde yer alan, onlar›n aç›k çat›flmas›n› önleyen ve s›n›flar savafl›m›na, ol-sa olsa, iktisadi alanda, yasal denilen bir biçim alt›nda izin veren bir üçüncügücün egemenli¤i alt›nda varl›¤›n› sürdürebilirdi; gentlice örgütlenmeninömrü dolmufltu. Gentlice örgütlenme, ifl bölümü (ve bunun sonucu, toplu-mun s›n›flara bölünmesi) ile paramparça olmufltu. Yerine devlet geçti..”” (3)

Özel mülkiyetin ortaya ç›k›fl›, sadece s›n›flar› ve egemen s›n›flar›n mülki-

yetinin koruyucusu devleti ortaya ç›karmakla kalmam›flt›r. Bu de¤iflim ayn›

zamanda, kad›n cinsinin biny›llar boyunca sürecek tarihsel yenilgisinin, kö-

lelefltirilmesinin de koflullar›n› oluflturmufltur. ‹lkel komünal sistemin çözülü-

flü, kad›na tek eflli evlili¤i ve aileyi dayatarak, bu yolla kad›nlar› tek tek ev-

lere da¤›tm›flt›r. Kad›n› yaln›zca bir erke¤e efl ve onun çocuklar›na anne ola-

cak biçimde toplumsal yap›y› düzenleyerek; evin yönetimini de erke¤e ver-

mifltir. ‹lkel toplumdaki toplumsal örgütlenmede erkekle eflit olan kad›n; ta-

rihsel yenilgisiyle birlikte, erke¤in keyif ve çocuk do¤urma arac› haline geti-

rilerek, kölelefltirilmifltir. Cins olarak devlet ifllerine kar›flmaktan ve toplum

yönetiminden; dolay›s›yla, bütün iktidar alanlar›ndan uzak tutulmufltur. Bu

durumun do¤al sonucu olarak, yaflam›n bütün alanlar›ndan kovularak, cin-

sine dayat›lan köleli¤i evin dört duvarlar› aras›nda yaflamaya mahkum edil-

mifltir...

Tarihsel geliflmenin uygarl›k aflamas›nda ortaya ç›kan özel mülkiyet, s›-

n›flar, s›n›f mücadeleleri ve devlet, siyasetinde de ortaya ç›k›fl› anlam›na gel-

mektedir.

Siyasetin farkl› tan›mlar› olsa da, biz Lenin’in tan›m›yla bafllamak istiyo-

ruz:

Politika; “devlet ifllerine, yönetimine, devlet faaliyetlerinin biçim, görevve içeri¤inin belirlenmesine kar›flmak, belirlemek”tir. Yine bir baflka tan›-

m›nda Lenin, “politika ekonominin yo¤unlaflm›fl halidir” derken de, politika-

y› ekonomi ile iliflkisi bak›m›ndan tarif etmektedir. Devleti ve öteki bütün üst

Sosyalist Kad›n • bahar 200924

Page 24: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

yap› kurumlar›n›, hukuk, din, felsefe, sanat vb. belirleyen ekonomik alt ya-

p›d›r. Toplumun özel mülkiyet üzerinden s›n›flara bölünmesi; devlet ayg›t›-

n›n ortaya ç›kmas› vb. hepsi bu ekonomik temel üzerinden flekillenir. Yani;

bir üst yap› kurumu olan devletin a盤a ç›kard›¤› siyasetin de, kültürün de,

e¤itimin de, bilimin de, hukukun da, ailenin de, sanat›n da... vs. belirleyeni

son tahlilde ekonomik alt yap›d›r. Burada hiç kuflkusuz üst yap› kurumlar›n›n

alt yap›, ekonomi, üzerinde aktif biçimde etkide bulunduklar›n› yads›m›yo-

ruz. Yaln›zca her politikan›n aç›ktan ya da örtülü/dolayl› olarak belirli eko-

nomik ç›karlar› yans›tt›¤›n›n alt›n› çizmek istiyoruz.

Politikan›n bir di¤er anlam› da, iktidar mücadelesidir. Yani, devlet ayg›-

t›n› kimin eline geçirece¤i sorunudur. Bu tan›m, reformlar için mücadeleyi

reddetmez, ama onu iktidar mücadelesine ba¤lar.

Politikan›n s›n›f mücadelesi oldu¤u da yayg›n görüfller aras›ndad›r. Evet,

politika s›n›f mücadelesidir. Ancak, s›n›f mücadelesi politik mücadeleden

ibaret de¤ildir. Ekonomik ve teorik mücadele de s›n›f mücadelesinin di¤er iki

biçimidir. Ve son tahlilde, bütün mücadelelerin ulaflaca¤› noktada devlet,

devletle iliflkiler durur. Dolay›s›yla, devletle direkt karfl› karfl›ya gelmek ile

son tahlilde devletle karfl› karfl›ya gelmek, bir ve ayn› fleymifl gibi sunulamaz,

gösterilemez. Marx’›n bu konudaki anlay›fl›n›, Politika Dersleri’nden paylafla-

l›m:

“Marx, bir s›n›f›n bir s›n›fa karfl› mücadelesinde bir sonraki hedefin ege-menlik sa¤lamak oldu¤unu söylemifltir ki, bu s›n›f mücadelesinin politik mü-cadeleye do¤ru, egemenlik mücadelesine do¤ru ilerleyece¤i, geliflip derinle-flece¤i, s›çrayaca¤› anlam›na gelir.” (4)

Politikan›n, hem devrimci-komünist özneler bak›m›ndan, hem de burju-

va partiler bak›m›ndan belirli bir içerik atfedilerek kullan›lmas› da oldukça

yayg›nd›r. Örne¤in; kad›n politikas›, sendikalar politikas›, Kürt sorununda

politikalar vs. gibi...

Son olarak, politika kavram›n›n günlük yaflamda kullan›lmas›na örnek

olarak negatif bir içerik yüklenmifl tan›mlanmas›yla yaz›m›za devam ede-

lim... Gerçekleri gizlemek, yan›ltmak, ayak oyunu, bilinçsiz halk› avlama;

demagoji, hile, hurda, gerçekleri bir yana b›rakarak ya da gizleyerek etki

sa¤lama çabas›d›r. “Genel” ç›karlar›n yerine, bir partinin ya da politikac›n›n

flirin gösterilmesi anlam›nda politika kavram› kullan›l›r. Politikan›n bu içerik-

le co¤rafyam›zda kullan›ld›¤› örnekleriyle mevcuttur. Önümüzdeki yerel se-

kad›n ve siyaset 25

Page 25: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

çimlerde bu gerçe¤i bir kez daha test etmek için say›s›z örnekle karfl› karfl›ya

kalaca¤›z.

Paylaflt›¤›m›z bütün tan›mlarda gördü¤ümüz gibi, tüm yollar, tan›mlar

devlete, devletle iliflkilere ç›k›yor. Yani, bütün s›n›flar ve toplumsal tabaka-

lar devletle, devletin faaliyetleriyle ilgilidirler. Devlet arac›l›¤›yla kendi ç›-

karlar›n› gerçeklefltirmeye çal›fl›rlar. Dolay›s›yla Gramschi’nin; “... siyaset bi-limi, somut içeri¤i (ve ayn› zamanda mant›¤a uygun formüllefltirilmesiyle)geliflme halinde bir organizma olarak anlafl›lmal›d›r” saptamas›n› akl›m›z›n

bir köflesinde tutmal›y›z. fiimdi siyasal örgütlenmenin temelinde duran dev-

leti tan›mlayarak yolumuza devam edelim:

Marx, devleti bir s›n›f›n egemenlik organ›, bir s›n›f›n bir baflka s›n›f üze-

rindeki bask› organ›; s›n›flar aras›ndaki çat›flmay› hafifleterek, bu bask›y› ya-

sallaflt›r›p, pekifltirerek bir düzenin kurulmas› olarak tan›mlam›flt›r.

Marx’›n bu tan›m›n› do¤rulayan Lenin, Devlet ve ‹htilal eserinde; devleti,

s›n›f çeliflkilerinin uzlaflmaz olmalar› olgusunun ürünü ve belirtisi olarak ta-

n›mlar. Devletin var oluflu nedenine vurgu yaparak flöyle devam eder: Nere-

de s›n›flar aras›ndaki çeliflmelerin uzlaflmas› nesnel olarak olanakl› de¤ilse,

orada devlet ortaya ç›kar. Ve tersine: Devletin varl›¤› da, s›n›f çeliflmelerinin

uzlaflmaz olduklar›n› kan›tlar...

Yayg›n tan›m›yla örgütlenmifl zor olarak devlet; ilkel kolektivist toplumun

eflit, özgür bireyini kölelefltirme, köle sahibinin ayr›cal›klar›n› ve zenginli¤ini

koruma ihtiyac›ndan do¤mufltur. Dolay›s›yla, devlet ayn› zamanda, üretim

araçlar›n› elinde toplayan egemen s›n›flar›n erke¤inin ç›karlar›n›n da koru-

yucusu, kollay›c›s›d›r, bekçisidir. Bu nedenle ordusuyla, polisiyle, bürokrasi-

siyle devlet erkektir. Ve yönetmek ifli, devlet arac›l›¤›yla yönetme haline gel-

di¤inde politikleflir. Yani; özel mülkiyet, s›n›flar, devlet ile birlikte yönetme

ifli de, eflitlikçi toplumdaki “sivil” toplumsal niteli¤ini kaybederek siyasal bir

nitelik kazan›r. Bununla birlikte yöneticilik bir yabanc›laflmay› içerir. Bu ne-

denle, politikan›n merkezinde devlet yer al›r, durur...

Teorik olarak k›saca paylaflt›¤›m›z devletin günlük yaflamda yurttafllar

bak›m›ndan ald›¤› görüngülere dair örnekleri; Politika Dersleri’nden paylafl-

mak istiyoruz:

“Yaflamlar›n› birlefltirmeye karar veren bir çiftin, ama ancak yafllar› on se-kizi geçmiflse masas›na oturaca¤› nikah memurudur, devlet. Köylü için muh-tar ya da jandarma, bazen say›lmak için bir gün evde oturmak ya da üç-befl

Sosyalist Kad›n • bahar 200926

Page 26: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

y›lda bir sand›k bafl›na gidip oy vermektir. Son lokmas›ndan kopar›p verdi-¤i vergidir, devlet... Yaflam›n›n en güzel ça¤›nda bütün sevdalar›n› garnizonkap›s›nda b›rak›p iki y›l süren askerlik zorunlulu¤udur, delikanl› erke¤e. Ba-sit bir ikametgah senedi almak üzere gitti¤iniz muhtar, sicil belgesi almakiçin baflvurdu¤unuz savc›d›r, devlet. Disiplin yönetmeli¤inin faflist, gericimaddelerine itiraz eden, paras›z e¤itim isteyen liseli genç k›z (genç kad›n ol-mal›-bn) ya da erke¤in karfl›s›na dikilen okul müdürü veya polistir. E¤itiminözellefltirilmesine hay›r, f›rsat eflitli¤i istiyoruz, polis üniversiteden d›flar›,anadilde e¤itim diyen, üniversiteli gençlere sald›ran polis, jandarma ya dahatta onlar› bin bir yolla vazgeçirmeye, hareketi bo¤maya çal›flan dekand›r,devlet. Toplu pazarl›k sürecindeki anlaflmazl›k d›fl›nda grev yapamazs›n di-yen anayasa, ya da grev çad›r›na sald›ran polistir, jandarmad›r, devlet. Ge-nelkurmayd›r, ordudur ve bazen TRT’dir, devlet. Vali, kaymakam ve de ifli-miz düfltü¤ünde herhangi bir ‘devlet dairesi’nde önümüze dikilen, tepedenma¤rur, kibirli bak›fllarla bizi süzen bürokratt›r, memurdur. ‹flsizli¤in, açl›¤›ndüflürdü¤ü h›rs›z›n, düflüncelerini aç›klayan ayd›n›n, sanatç›n›n, sömürü vezulüm düzenine itiraz eden devrimcilerin, politik muhaliflerin kendilerinikarfl›s›nda buldu¤u mahkemelerdir, cezaevleridir, devlet. Yurttafllar›n cinselyaflam›ndan, yatak odas›ndan düflüncelerine, telefon konuflmalar›ndan po-litik faaliyetlerine kadar, yaflamlar›n›n bütün alanlar›na burnunu sokan,gözleyen, denetleyen, yöneten, yarg›layan, düzenleyen, hükmeden bir bü-yük otoritenin örgütlenmesidir, devlet...” (5)

Liste uzay›p gidebilir. Bu listeye kad›nlara dair birkaç ek yaparak devam

edelim:

Çal›flmak isteyen kad›na, yak›n zamana kadar eflinden izin almay› yasal

bir zorunluluk olarak dayatand›r, devlet. U¤rad›¤› koca daya¤›ndan flikayet-

çi oldu¤unda karakolda ‘kocand›r sever de, döver de’ diyen polistir. fiikaye-

ti yarg›ya tafl›d›¤›nda ‘kad›n›n s›rt›ndan sopay›, karn›ndan s›pay› eksik et-meyeceksin’ karar›n› alan yarg›çt›r devlet! Kad›n katliamlar›nda katil erke¤i

koruyan, ceza indirimi uygulayand›r. Bir dizi mesle¤i fiilen kad›na yasakla-

yand›r. ‹stemedi¤i çocu¤u kürtaj yapt›rabilmek için erke¤in onay›n› daya-

tand›r. Evlilik içi tecavüzü erke¤e hak sayan, kad›n› tecavüzcüsüyle evlendi-

rerek, onu ömür boyu tecavüze mahkum edendir, devlet...

Politika, devlet arac›l›¤›yla toplumun yönetilmesinin araçlar›n› da yarat-

m›flt›r. Bu araçlar›n bafl›nda; s›n›flar›n politik bak›mdan en bilinçli ve örgüt-

kad›n ve siyaset 27

Page 27: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

lü kesimleri olan partiler gelir. Siyasi partiler s›n›flar› temsil ettikleri gibi, s›-

n›flar›n büyük kitlesini, toplumu etkileme, sürükleme ve yönetme yetene¤i-

ne de sahiptirler. Uygarl›¤a geçiflte üretim araçlar›na el koyanlar›n erkekler

olmas›, bin y›llarca süren erkek egemenli¤ini garanti alt›na almakla kalma-

m›fl; bunun koflullar›n›/araçlar›n› da erke¤e sunmufltur. Bu nedenle devlet,

iktidar, siyasi partiler erkektir. Bütün üst yap› kurumlar›nda egemenlik erke-

¤in elindedir. Ve genel olarak bu alanlar, kad›nlara kapat›lm›flt›r. Günümüz-

de bu alanlarda kad›nlar›n var olmas›, yer almas› da, kad›nlar›n mücadele-

leriyle elde edilmifltir. Nas›l ki, siyasal örgütlenme ve araçlar insanl›k tarihi-

nin belirli bir aflamas›nda ortaya ç›km›fl ise; kaç›n›lmaz olarak tarihin bir bafl-

ka evresinde insanl›k; bu örgütlenme biçimlerine de, araçlar›na da ihtiyaç

duymayacakt›r. Özel mülkiyetin, s›n›flar›n ortadan kalkmas›yla, politika da

devletle birlikte sönümlenecektir. ‹flte o zaman, kad›nlar bütün insanl›kla

birlikte özgürleflecektir...

“Yurttafll›¤› Olmayan Yurttafllar!”

Erkek egemen s›n›fl› toplumlar›n, kad›n cinsine bir yazg› olarak dayatt›¤›

köleli¤in temelini; ev ekonomisinin toplumsal içeri¤ini yitirmesi ve kad›n›n

tek eflli aile ile bir erke¤e ba¤›ml› k›l›narak evcillefltirilmesi oluflturur. Erke¤e

ba¤›ml› hale getirilerek, dört duvar aras›na s›k›flt›r›lm›fl kad›n cinsinin top-

lumsal, siyasal yaflamdan d›fllanm›fl olmas› tarihsel olarak kad›na dayat›lm›fl

domestik köleli¤in biny›llar boyunca sürdürülmesinin de anahtar› olmufltur.

Bunun için baflta din gelmek üzere hukukuyla, ahlak›yla, kültürüyle, e¤iti-

miyle, bilimiyle, sanat›yla,bütün üst yap› kurumlar› egemen s›n›f›n erke¤inin

emrinde kad›na karfl› kullan›lm›flt›r. Kad›n›n ilk tarihsel yenilgisi ve prangas›

olan tek eflli aile, onun dünyas›n› eviyle, evin dört duvar›yla s›n›rland›rm›fl-

t›r. Kad›n› mutfak, çocuk, yatak odas› üçgenine hapsetmifltir.

Erkek egemen s›n›fl› toplumlar›n, bütün tarih boyunca kad›nlar› siyasal,

toplumsal yaflamdan uzak tutmak için baflvurduklar› temel taktiklerden biri:

Herhangi bir savafl›mda/mücadelede kad›nlar› yedeklemek. Kazan›mlar› ise

paylaflmamakt›r. Di¤er taktik ise: Her zaman kat›lm›fl olduklar› toplumsal

mücadelelerde kad›nlar›n rolünü yok saymak ya da siliklefltirmek olmufltur.

Ancak bütün bu yok sayma, siliklefltirme ve tarihten silme çabalar›na ra¤-

men, kad›nlar siyasal ve toplumsal mücadelelerde yer alm›fllard›r. Tarihsel

olarak cinslerine bir yazg› olarak dayat›lan köleli¤e karfl› savaflarak, birçok

Sosyalist Kad›n • bahar 200928

Page 28: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

hakk› kopar›p alm›fllard›r/alacaklard›r...

Dünyada ilk kez, tüm yurttafllar›n oy verdi¤i ve tarihçilerin demokrasininbefli¤i olarak adland›rd›klar› Eski Atina’da, ne yaz›k ki nüfusun yaln›zca alt›-da biri yurttafll›k hakk›na sahiptir. Kad›nlar ve köleler yurttafl say›lmazlar.Kad›nlar yasalar karfl›s›nda yar›-köle statüsündedirler. Bir ülkenin vatandafl-lar›, yani halk›n yönetimi anlam›na gelen “demokratik yönetimler” 20. yüz-y›l›n bafl›na kadar hiçbir flekilde kad›nlar› kapsamam›flt›r. (6) Bu gerçe¤i,

Landes’in ““kkaadd››nnllaarr yyuurrttttaaflflll››¤¤›› oollmmaayyaann yyuurrttttaaflflllaarr”” tan›mlamas› çok çarp›c›

biçimde aç›klamaktad›r. Yine Yual Davis’in, ismini vermedi¤i bir siyaset bi-

limcisinden aktard›klar›n› da paylaflmaya de¤er buluyoruz.

“Kad›nlar vatandafll›k hakk›n›n kazan›mlar›n› sadece daha geç elde edenlerolarak kalmam›fl, onlar›n d›fllanmas› erkeklerin demokratik kat›l›mlar›n›n olu-flumunda dayan›lan flu noktay› da ortaya ç›karm›flt›r: Vatandafll›k statüsü er-keklere, onlar›n ailenin temsilcileri ve vatandafl olmayan di¤er aile üyelerini veyöneten üyeler olarak sahip olduklar› yetenekleri ile tahsis edilmifltir.” (7)

Aileyi yöneten üyeler olarak erkeklerin “sahip olduklar› yetenekleri” fikri,

tart›flman›n elefltiri oklar›n› hak etse de; yaz›m›z› bu yöne do¤ru evriltmek

da¤›t›c› olaca¤› için; kad›nlar›n yürüttükleri baz› mücadele deneyimleriyle

devam edelim...

Kad›nlar erkeklerle eflit yurttafllar olarak görülmediklerini ilk kez XVIII. yüz-

y›lda alg›lam›fllard›r. Devrimci hedefler için mücadele eden, bedeller ödeyen

Frans›z kad›nlar, ba¤›ms›zl›k savafl›na kat›lan Amerikal› kad›nlar; oluflturulan

anayasalar ve hak bildirgelerinde yer alan ilkelerin cinsiyetçilik duvar›na, er-

kek egemenli¤ine nas›l tak›l›p kald›¤›n›n da tan›klar› olmufllard›r.

Frans›z Devrimi’nden sonra yay›nlanan ‹nsan Haklar› Bildirgesi’ne karfl›

dönemin kad›n önderlerinden Olympe de Gouges 1793 y›l›nda Kad›n Haklar›

Bildirgesi’ni yay›nlar. Kad›n Haklar› Bildirgesi; kad›nlar›n erkek egemenli¤i-

ne karfl› isyan›n› dile getiren bir manifestodur asl›nda...

Bildirge’nin 10. maddesi der ki:

“Kad›na giyotine gitme hakk› tan›n›yor; öyleyse kürsüye ç›kma hakk› daolmal›d›r.” (8)

‹ster Frans›z Devrimi’ne kat›larak barikatlarda savaflan kad›nlar›n yafla-

d›klar› cinsiyetçi uygulamalar; ister ‹nsan Haklar› Bildirgesi’ne karfl› Kad›n

Haklar› Bildirgesi’nin dile getirdi¤i kad›nlar›n talepleri olsun; isterse de 1792

savafl›na kat›lan ve 1793’te kad›nlar›n Konvansiyon Meclisi’ne yönelttikleri:

kad›n ve siyaset 29

Page 29: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

“a) Paris’te kad›nlar›n toplant› yapmalar›na izin verilecek mi? b) Kad›n-lar siyasal haklardan yararlanmal› ve yönetim ifllerine etkin flekilde kat›lmal›m›? c) Siyasi dernek ya da kitle örgütü kurabilirler mi?” (9) sorular›na Mec-

lis’in verdi¤i olumsuz yan›t ve tarihten paylaflabilece¤imiz bir dizi örnek; ta-

rihsel olarak kad›n cinsinin siyasetten d›fllanm›fl oldu¤unu göstermektedir.

“XIX. yüzy›lda tüm dünyada kad›n hareketlerinin temel taleplerinin ba-fl›nda, oy hakk› için mücadele gelmifltir. Bu amaçla kurulan derneklerin, ör-gütlerin yürüttükleri mücadeleler; 20. yüzy›lda kazan›ma dönüflmüfltür. ‹lkkez 1903 y›l›nda Finlandiya’da kad›nlara tan›nan oy hakk›; I. EmperyalistPaylafl›m Savafl›’n›n ard›ndan: Avusturya, ‹ngiliz Do¤u Afrikas›, Kanada, K›-r›m, Çekoslovakya, Danimarka, Estonya, Almanya, ‹ngiltere, Macaristan, ‹z-landa, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Hollanda, Polonya, Rodezya, ‹sveç,Ukrayna ve ABD’de kad›nlar oy hakk›n› kazan›rlar.” (10) Türkiye’de ise bu hak

1934 y›l›nda tan›nm›flt›r.

Hiç kuflkusuz, tarihten silinmeye çal›fl›lan kad›nlar›n eflitlik ve özgürlük

mücadelelerine dair say›s›z kahramanl›k ve deneyim mevcuttur. Yaz›m›z›n

amac› bak›m›ndan bütün bunlar› s›ralamam›z/paylaflmam›z gerekmiyor.

Ancak, kad›nlar›n özgürlük mücadelesinin kristalize olmufl, toplam›n›n bir

ifadesi olan Sovyetlerde kad›nlar›n kazan›mlar›na birkaç cümleyle de olsa

de¤inmeden geçmek önemli bir eksiklik olacakt›r. Çünkü, 1917 Ekim Devri-

mi’ne kadar insanl›¤›n bütün bir toplumsal mücadeleler ve devrimler tari-

hinde; en demokratik burjuva cumhuriyetlerin bile baflaramad›¤›n› Ekim’in

kad›nlar› baflard›lar. Bu devasa kazan›m›, Amerikal› bir gazeteci olan George

St. George’nin Sovyetler Birli¤i’nde Kad›n adl› kitab›ndan paylaflal›m:

“8 Kas›m sabah›, saat 02.30 sular›nda Neva Irma¤›’nda demirlemifl bulu-nan hafif Avrora z›rhl›s›n›n on topundan tek bir el ateflleniyordu; ‘tüm dün-yada duyulan bir at›fl.’ Bu, binlerce silahl› asker ve fabrika iflçisini dalgalarhalinde yaln›zca birkaç askeri ö¤renci ve Kad›nlar Taburu askerinin korudu-¤u Alexender Kerensky’nin geçici hükümetinin merkez olarak kulland›¤› K›fl-l›k Saray’a do¤ru gönderen, önceden belirlenmifl parolayd›.”

“On dakikada her fley bitmiflti. Rusya’da ve dünyada yeni bir ça¤ aç›l›yor-du. Ayn› gece tarihin ilk sosyalist devleti ilan edildi.” (11)

Neva Irma¤›’na demirlemifl Avrora z›rhl›s›n›n tüm dünyaya ilan etti¤i sos-

yalist devrimin zaferiyle birlikte tafl üzerinde tafl kalmam›flt›r. O güne kadar

kad›nlar› erke¤e köle yapan bütün gerici, cinsiyetçi yasalar la¤vedilmifl, ka-

Sosyalist Kad›n • bahar 200930

Page 30: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

d›nlar›n kitlesel olarak siyasal, toplumsal yaflama çekilmelerinin önü aç›lm›fl-

t›r. Kad›n› erke¤in hizmetine sokan bütün yasalar›n ve uygulamalar›n ipta-

liyle; kad›n cinsinin tarihsel yenilgisinin utanç verici ev köleli¤i konumu da,

yasalar kat›nda bir gecede silinir. Bütün yurttafll›k hak ve görevlerinde, ka-

d›n erkekle tam eflitlik konumuna yükselir. Ve bütün bu kazan›mlar, kad›n-

lara erkek s›n›f kardefllerinin bir lütfü olarak bahfledilmemifltir. Aksine, dev-

rime bütün güçleriyle, bitmez-tükenmez bir inanç ve iradeyle kat›lan iflçi,

emekçi, ev emekçisi ve genç kad›nlar mücadele ederek kazanm›fllard›r.

Tarihten paylaflt›¤›m›z bu k›sac›k an›msaman›n ard›ndan; erkek egemen

sermaye düzeninin kad›nlar› siyasal alandan d›fllanmalar›n›n, yok saymala-

r›n›n yöntemlerine dair güncel örneklerle devam edelim...

Siyasette Kad›na Yer Var M›?

Simone de Beauvoir’in “Burjuva erke¤i kad›nda tamamlay›c›s›n› arar, efli-tini de¤il.” sözü, erkek egemen emperyalist-kapitalist sistemin siyasal top-

lumsal yaflamda kad›na biçti¤i rolü özetlemektedir.

Havva ile Adem mitinde de, Havva üzerinden kad›n afla¤›lanm›fl, günah-

kar ilan edilmifltir. Dinlerde kad›n erke¤in kölesi, tamamlay›c›s› olarak ta-

n›mlanm›fl; bu yolla kad›n toplumsal-siyasal yaflam›n d›fl›na itilerek, eve ka-

pat›lm›flt›r.

S›n›fl› toplumlar, kad›na dayatt›klar› aile kurumu baflta gelmek üzere,

e¤itimi, ahlak›, gelenekleri, sanat› ve bilimi kad›n cinsinin tarihsel yenilgisi-

ni ebedilefltirmek, erke¤in erk’ini güçlendirmek için kullanm›flt›r. Ve bütün

dünyada erkekler, çocu¤un bak›m› ve ev ifllerini kad›nlar›n omuzlar›na yük-

lerken ideolojik olarak bu kaynaklardan beslenirler, güç al›rlar. Karfl›l›ks›z bir

hizmet düzeyine ç›kar›lan çocuk bak›m› ve ev iflleri, kad›n› erke¤e ba¤layan

bir prangaya dönüflür. Bütün bu ifller, kad›nlar›n toplumsal-siyasal yaflam›n

d›fl›na savrulmas›n›n da “kutsal” gerekçeleri olurlar. Kad›nlar›n tarihsel ola-

rak cinslerine dayat›lan bu yazg›ya karfl› ç›k›fl› ise bask› ve fliddetle karfl›la-

n›r. Bu bask› ve fliddete anneli¤in kutsall›¤›, ailenin dokunulmazl›¤› argü-

manlar› efllik eder. “Her baflar›l› erke¤in arkas›nda bir kad›n vard›r” türün-

den demagojilerle ö¤retilmifl kad›nl›k duygular› okflan›r. Ve bütün bunlar, iki

cins aras›ndaki çeliflkiyi gizlemek, erke¤in egemenli¤ini korumak içindir.

Özel mülkiyetin ortaya ç›k›fl›yla bütün s›n›fl› toplumlarda egemen s›n›f›n

erke¤i üretim araçlar›n›n da sahibi olmufltur. Dolay›s›yla; ordusuyla, polisiy-

kad›n ve siyaset 31

Page 31: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

le, bürokrasisiyle devlet de do¤uflundan itibaren erkektir. Bu nesnel durum,

siyasal mücadelenin temel araçlar›n›n bafl›nda gelen siyasi partilerin de er-

kek olmas›n› koflullam›flt›r. Yine bu durum, politika-devlet iliflkisi kapsam›n-

da iktidar alanlar›n›n kad›na kapat›lmas›n›n nedeni olmufltur. Kad›nlar›n ik-

tidar alanlar›nda bir güç haline gelebilmelerinin yolu hiç kuflkusuz siyasal

mücadeleden geçer. Kapitalizm öncesi kad›nlar ait olduklar› s›n›flarla birlik-

te s›n›f mücadelesine kat›lm›fllard›r. Ancak bu kat›l›mda kendi talepleri için

mücadele etmesi henüz söz konusu de¤ildir. Bu nedenle siyasal mücadelede

tümüyle erke¤e ba¤›ml›d›r. Modern anlamda kapitalizmle birlikte ortaya ç›-

kan kad›n sorunu; kad›nlar›n siyasal alanda var olufllar›n›n içeri¤ini de fark-

l›laflt›rm›flt›r. Burjuva devrimlerinin bayraklaflt›rd›¤› eflitlik ve özgürlük tale-

bine, kad›nlar taraf›ndan cinsel eflitlik talebi de eklenmifltir. Ve bütün tarihi

boyunca siyasal mücadelede yer alan kad›nlar, erkek egemen siyaseti, par-

tileri de de¤iflik düzeylerde sorgulam›fllard›r/sorgulamaktad›rlar.

Siyasi partiler, kendi ç›karlar› do¤rultusunda kad›n kitleleriyle iliflkilenir-

ler. Bu iliflkide aslolan, burjuva partilerin iktidar olma ya da iktidarlar›n› sa¤-

lamlaflt›rma ihtiyac›d›r. Bu nedenle, özellikle seçim zamanlar›nda kad›nlar›

hat›rlay›p, en genifl kad›n kitlelerinin kendi saflar›nda politikaya kat›lmala-

r›n› isterler. Bu do¤rultuda çaba harcarlar. Ancak, kad›nlar›n burjuva parti-

lerde yönetim mekanizmalar›nda temsiliyeti, milletvekilli¤i ve belediye bafl-

kanl›¤› gibi sorunlara geldi¤inde ifller an›nda de¤iflir. Çünkü siyasi partiler-

de hakimiyet, egemenlik sars›lmaz biçimde erkeklerin tekelindedir. Burjuva

partilerde siyaset, erkek egemen de¤erleri kabul eder, erke¤i yüceltir. Burju-

va siyasette kad›nlara aç›lacak yeri de; erke¤in ç›karlar› belirler. Ve kad›nlar,

ancak burjuva partilerin vitrinlerinde kendilerine yer bulabilirler. Siyasette

erke¤e ba¤›ml› k›l›nan kad›nlar›n özel talepleri de, erkekler kabul etti¤i ka-

dar›yla “kabul görür.” Ya da, kad›nlar›n mücadelesi geliflti¤i ve bir bask›

oluflturarak siyasi partileri zorlad›¤› oranda dikkate al›n›rlar. Yani; bütün her

fley, erkeklerin belirledi¤i koflullar, çizdi¤i s›n›rlar çerçevesinde olur, yaflan›r.

Ve bu alanda kad›n siyasetçi yerine siyasetçi kad›na yer aç›l›r. Burjuva s›n›f

politikas› erkek egemenli¤ini özsel olarak kutsad›¤› için erkek gibi kad›n po-

litikac›lar yetifltirir. Bu nedenle, siyasi partilerin bütün yönetim kadrolar› is-

tisnalar d›fl›nda erkeklere aittir. Siyasal alanda var olmak isteyen kad›nlara

da, erkeklerin ald›klar› kararlar› kitlelere tafl›mak, kitle deste¤i için çal›flmak,

kad›nlar›n oylar›n› bu partilere kanalize etmektir. Yine seçim dönemlerinde

Sosyalist Kad›n • bahar 200932

Page 32: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

burjuva partilerin ihtiyaç duydu¤u vitrin dizayn›nda kad›na biçilen rolü oy-

namak düflür. Zaten burjuva partilerin kad›n kollar›n›n, kad›nlar› siyasete

haz›rlayan birimler olmaktan çok, kad›n kitlesini partiye devflirmeye yarayan

araçlar olarak düflünülmesinin anlam› da budur. K›sacas›, erkeklerin tekelin-

de olan siyasal alan, kad›n›n evdeki hamall›¤›n›, evin d›fl›nda kamusal alan-

da da sürdürmesini ister, dikte eder, dayat›r.

Siyasal alan›n kad›nlara yasaklanmas›, bir baflka ifadeyle gerçekte kad›n-

lar›n yurttafl “insan”dan say›l›p say›lmamas› anayasalardan bafllar. Genel

felsefi mant›¤a göre; eflit haklar› kabul edilmeyenler insandan say›lmaz!

1876 Anayasas›’n›n 65. maddesi der ki: “Her elli bir erkek nüfus için birmebus seçilecek...”

1924 Anayasas›’n›n 10 maddesi de: “On sekiz yafl›n› bitiren her erkek Türkmilletvekili seçimine kat›lma hakk›na sahiptir.” der.

Her iki anayasada da kad›n, yurttafl/insan say›lmayarak kabaca afla¤›lan-

maktad›r. Geçerken 1924 Anayasas›’ndaki “Türk” nitelemesinin de dikkatler-

den kaçmamas› gerekti¤inin söylemeliyiz.

I. Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras› 21 ülkede kad›nlar›n mücadeleleri

sonucu seçme ve seçilme hakk›na sahip olmalar›; 1930’lu y›llarda bu co¤raf-

yaya Mustafa Kemal’in bat›l›laflma projesinin bir devam› olarak u¤ram›flt›r.

Önce 3 Nisan 1930 tarihinde, 1580 say›l› Belediye Kanunu’yla yasan›n 23. ve

24. maddeleriyle kad›nlara “Belediye meclisleri için seçme ve seçilme hakk›”tan›nm›flt›r. Yine 1933’de, 442 say›l› Köy Kanunu’nun 20. maddesinde yap›-

lan de¤ifliklikle “Köy muhtar› ve azalar›n›n köylü kad›n ve erkekler aras›ndanseçilebilece¤i” kabul edilmifltir. Kad›nlar›n milletvekili seçme ve seçilme hak-

lar› ise, 1934 y›l›nda Anayasa’da yap›lan de¤ifliklikle tan›nm›flt›r. Kad›nlar›n

bu hakka kavuflmas›n›n parça parça gerçekleflmesi bu topraklardaki “de¤i-

flim”e, de¤iflimin h›z›na, içeri¤ine ve elbette erkek egemenli¤inin gücüne

iflaret etmektedir.

Anayasa’n›n 10. maddesinde yap›lan de¤ifliklikten sonra ilk genel seçim-

ler 1935 y›l›nda yap›l›r. Bu seçim sonras›nda kad›nlar TBMM’de % 4.5 oran›n-

da temsil edilirler. 1935–22 Temmuz 2007 aras›nda kad›nlar›n burjuva mec-

listeki temsiliyeti 3 ila 24 sandalye aras›nda de¤iflen say›da % 4.4 oran›nda

olmufltur. Ve bu oran, 1935 y›l›ndaki temsiliyet oran›n›n gerisinde kalm›flt›r.

22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde 550 sandalyeli TBMM’ye 50 kad›n

milletvekili seçildi. Böylece, kad›n milletvekillerinin oran› % 8.9 oldu. Oran ve

kad›n ve siyaset 33

Page 33: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

say› olarak bu düzeyde kad›n milletvekili seçilmesi, Türkiye tarihinde bir ilk-

ti. Bu durumun oluflmas›n›n iki önemli nedeninden söz edilebilir. ‹lki, DTP’nin

kad›nlar›n temsilinde sergiledi¤i özenli, duyarl› demokrat tavr›d›r. Tüzü¤ün-

de yer alan pozitif ayr›mc›l›k ilkesini ve % 40 kotay› uygulamas›d›r. DTP’nin

20 vekilinden 8’i kad›nd›r. ‹kinci neden ise AKP’nin bekledi¤inden fazla oy

almas›d›r. Bu art›fl, seçilemeyecek s›ralardaki kad›n adaylar›n da seçilmesini

sa¤lam›flt›r.

Burada özel olarak bir noktan›n alt›n› çizmekte yarar var. 22 Temmuz se-

çimleri öncesi, kad›n örgütleri, kad›nlar›n siyasal alanda temsiliyetinin artt›-

r›lmas›na yönelik nispeten genifl kampanyalar yürüttüler. Burjuva partilerin

taban›nda yer alan kad›nlar da, siyasette daha etkin olma istek ve çabalar›y-

la dikkat çektiler. Kad›nlarda ortaya ç›kan bu ilgi ve istek, siyasi partiler üze-

rinde genel bir bas›nç yaratt›. Bütün bunlar, siyasi partilerin kad›n oylar›n,

kendi partilerine kanalize etme ihtiyac›, listelerinde “daha fazla” kad›n ada-

ya yer vermelerine yol açm›flt›r.

Burjuva partilerin seçim listelerinde kad›n adaylara ay›rd›klar› yerin çok

s›n›rl› olmas›; seçilmifl kad›nlara yönetim organlar›nda, kabinede ay›rd›klar›

yerin s›f›ra yak›n olmas›; bu co¤rafyada siyasetin ne kadar erkek oldu¤unu,

cinsiyetçili¤in gücünü göstermektedir. Bütün bu uygulamalar, davran›fllar

siyasetin erkek alan› olarak belirlenmesi, toplumsal cinsiyetin kad›n› eve

göndermesi anlay›fl, ve prati¤i üzerinden yükselir.

Durufl, anlay›fl ve pratik böyle olunca, bunun hükümetlere yans›mas›;

merkeze yaklaflt›kça kad›nlar›n önüne çekilen cinsiyetçi duvar daha bir güç-

lenir. Afl›lmaz hale gelir. 1935–1977 y›llar› aras›nda parlamentoya, toplam 69

kad›n girmifltir. Ancak bunlardan yaln›zca iki kad›n hükümetlerde görev al-

m›flt›r. 1977–2007 aras›nda; 1990’l› y›llar›n bafl›nda kurulan Kad›n ve Aileden

Sorumlu Devlet Bakanl›¤›’n› saymazsak; ‹mren Aykut’un Çal›flma ve Sosyal

Güvenlik Bakanl›¤›, Meral Akflener’in ‹çiflleri Bakanl›¤› yapm›fl olmalar› bir is-

tisna olarak TBMM tarihine geçmifltir. Tabii bir de, 25 Haziran 1993’te ilk ka-

d›n Baflbakan ve 1000 gizli operasyonunu mimarlar›ndan Tansu Çiller’i ekle-

meliyiz.

Milletvekili seçimlerinde erkek egemen burjuva siyasetin yerel seçimler-

deki pratikleri, kad›nlar bak›m›ndan çok daha geridir. En son 28 Mart 2004

Yerel Seçim sonuçlar›na göre: Toplam 3.225 belediye baflkanl›¤›n›n yaln›zca

18’inde kad›nlar yer almaktad›r. Bu say›n›n partilere göre da¤›l›m› flöyledir:

Sosyalist Kad›n • bahar 200934

Page 34: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

8’i DTP’lidir. SHP Antakya Belediye Baflkan› da, DTP’nin de içinde yer ald›¤›

blokun aday›d›r. Geriye kalan 9 kad›n belediye baflkan›n›n; 5’i CHP’den, 2’si

AKP’den, DSP ve DYP’de de birer belediye baflkanl›¤› mevcuttur.

Belediye meclis üyeliklere ve ‹l Genel Meclis Üyeliklerinde de, durum pek

farkl› de¤il. 34.447 belediye meclis üyeli¤i’nin yaln›zca 799’u kad›nd›r. 3.208

‹l Genel Meclis Üyeli¤i’nde de kad›nlar›n temsiliyeti 56’d›r.

belediye meclislerinde ve ‹l genel meclislerinde kad›n üyelerin siyasi par-

tilere göre da¤›l›m›n› ilgili grafiklerden inceleyebiliriz:

Grafiklerden de rahatl›kla görülebilece¤i gibi, DTP’nin siyasal alanda ka-

d›nlara pozitif ayr›mc›l›k ve kota uygulamas›; hem belediye baflkanl›klar›n-

da, hem de belediye ve il genel meclislerindeki kad›nlar›n temsiliyetindeki

oran› çok fazla etkilemifltir.

Kad›nlar Sorunlu Özne Mi?

Sömürücü egemen s›n›flar, siyasal alanda kad›nlar› her zaman sorunlu

özne olarak görmüfllerdir. Kad›nlarla ilgili faaliyetten sorumlu bakanl›¤›n

ad›n›n bile; Aile, Kad›n, Çocuk ve Özürlülerden Sorumlu Devlet Bakanl›¤› ol-

mas› bunun göstergesidir. Yine burjuva partilerin programlar›nda, kad›nla-

r›n çocuklar, yafll›lar ve engellilerle (ki, onlar özürlü derler) birlikte an›lmas›

da bu anlay›fl›n bir parças›/devam›d›r.

Burjuva partilere göre kad›nlar: Zavall›, erke¤in korumas›na muhtaç, do¤-

ru karar alabilecek kapasiteden yoksun, saç› uzun akl› k›sa, yönetme yetene-

¤inden yoksun, kendi ayaklar› üzerinde duramayan varl›klard›r. Kad›nlar›n

burjuva siyasete kat›l›mlar› s›n›rl› ve erkek egemen siyasete tabidir. Dahas›,

kad›nlar burjuva siyasete kat›ld›klar› oranda da parti siyasetinin edilgen, ge-

ri planda, belirleyici olmayan alanlar›nda tasnif edilirler. Kad›n kollar› çal›fl-

malar›n›n, partinin hay›r iflleriyle, kermes ve çay partileriyle s›n›rland›r›lmas›

bofluna de¤ildir. Ve bu durum burjuva partilerin ortak paydalar›d›r.

Hiç kuflkusuz, cinsiyetçi erkek yaklafl›m›n tafl›y›c›s›, kurumsal düzeyde en

üst boyutta üreticisi ve uygulay›c›s› burjuva partilerdir. Örgüt yap›lar›yla,

program ve tüzükleriyle, siyaset yap›fl biçimleriyle, reklamlar›yla, seçim

kampanyalar›yla, parti liderleri, yönetici ve üyelerinin anlay›fl ve pratikleriy-

le kad›nlar› hem alt kademelerde, hem de ba¤›ml› ve tabi tutmaya çok özel

çaba harcarlar. Ayr›ca bu anlay›fllar›, parti taban›ndaki, partideki kad›nlara

da kabul ettirirler. Burjuva partilerde kad›nlar, ö¤retilmifl erkek egemen bur-

kad›n ve siyaset 35

Page 35: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

juva siyasetin er’leri olarak yetifltirilirler. Kendi, cinslerinin talepleri do¤rul-tusunda siyaset yapmalar›ndan hiç hofllan›lmaz. Bu nedenle, kad›n siyasetçide¤il, siyasetçi kad›nlar tercih edilir. Burjuva siyaset ancak erkek gibi kad›nsiyasetçileri kald›rmaktad›r. Siyasetçi erkekler ancak erkek gibi kad›nlar›“eflitleri” olarak görürler...

Erkek Partilere, Erkek Program!

29 Mart 2009 Yerel Seçimleri’nde her bir burjuva partinin kad›nlara iliflkinpratiklerine bir kez daha tan›k olaca¤›z. Her biri belediye baflkan adaylar›n›aç›klad›lar. Say›lar› bir elin parmaklar›n› geçmiyor maalesef. Onlar›n bu pra-ti¤ini belirleyen, yöneten programlar›na bakmak seçim propagandalar›nda-ki ikiyüzlülüklerini teflhir etmek bak›mdan yararl› olur kan›s›nday›z. Meclistegrubu bulunan partilerden üçünün parti programlar›nda kad›nlara dair ne-ler söylediklerine s›ras›yla bakal›m:

Önce AKP ile bafllayal›m

“Kad›nlar, sadece toplumumuzun yar›s›n› oluflturduklar› için de¤il, herfleyden önce birey olduklar› ve sa¤l›kl› nesillerin yetifltirilmesinde birinci de-recede etkin olduklar› için, y›llar›n ihmali sonucu biriken her türlü sorunla-r›yla ilgilenilmesi, Partimizin öncelik verdi¤i bir konudur. Bu nedenle;

Kad›nlar›n kamusal yaflama kat›l›m›n›n özendirilmesi için gerekli tüm ön-lemler al›nacakt›r.

Kad›nlar›n Partimize üye olmalar› ve siyasette faal rol oynamalar› özendi-rilecektir.

Kad›nla ilgili dernek, vak›f ve sivil toplum örgütlerine destek sa¤lanacak-t›r. Kad›nlar› ilgilendiren yasal düzenlemeler yap›l›rken bu örgütlerle iflbirli-¤i yap›lacakt›r.

Kad›na yönelik fliddet, cinsel ve ekonomik istismar›n önlenmesi, Partimi-zin öncelikli politikalar› aras›nda yer alacakt›r.

Kad›n intiharlar›n›n, töre ve namus cinayetlerinin s›k görüldü¤ü yöreler-de kad›nlara ve ailelerine yönelik önleyici ve e¤itici çal›flmalar yap›lacakt›r.

Yerel yönetimlerin kad›nlar›n sorunlar› ile ilgili çal›flmalar yapmas› teflvikedilecektir. K›rsal kesimde yaflayan k›z çocuklar›na yönelik yaflad›klar› böl-gelerin koflullar›na uygun e¤itim projeleri gelifltirilecek, bu konuda çal›flansivil toplum kurulufllar› desteklenecektir.

K›z çocuklar›n›n okullaflma oran›n› art›racak politikalar uygulanacakt›r.

Sosyalist Kad›n • bahar 200936

Page 36: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

K›z çocuklar›n›n e¤itiminin önündeki engeller kald›r›lacak, özellikle k›rsal ke-simde ailelerinin bilinçlendirilmesine yönelik çal›flmalar yap›lacakt›r.

Kad›nlara Karfl› Her Türlü Ayr›mc›l›¤›n Önlenmesi Sözleflmesi ile getirilenilkelerin uygulanmas› sa¤lanacakt›r.

Ev kad›nlar›n›n sosyal güvence kazanmas›n› sa¤layacak çal›flmalar ger-çeklefltirilecektir. Ev içi eme¤in sayg›nl›¤› korunarak kad›nlar için yeni istih-dam alanlar› oluflturulacakt›r.

Maddi destekten yoksun durumda olan ya da fliddete maruz kalan kad›n-lar› koruyan programlar oluflturulacakt›r.

Mevzuat›m›zda kad›n aleyhindeki ayr›mc› hükümler ay›klanacakt›r. Kad›nlar›n çal›flma hayat›, çocuk ve aile sorumluluklar› dikkate al›narak

sosyal güvenlik ve çal›flma koflullar›nda iyilefltirme yap›lacakt›r.”Paylaflt›¤›m›z gibi AKP program›nda kad›nlarla iliflki, kad›nlara ayr›lan

yer bu kadar. AKP Genel Baflkan› ve Baflbakan Erdo¤an her f›rsatta kad›nlara

üç çocuk do¤urmas›n› önerdi¤ine göre; kad›nlar›n evden ç›kmaya ne halleri,

ne de vakitleri kal›r. Peki ya AKP örgütlerinde kad›nlar›n temsiliyeti ne du-

rumda? En son genel seçimlerde, kad›n oylar›n›n önemli bir bölümünü ken-

di potas›na ak›tm›fl olsa da AKP yönetici organlar›nda kad›nlar› mikroskopla

aramak gerekiyor. Zira, 850 ilçe yönetiminin yaln›zca 5’inde kad›nlara yer

verilmifltir. 81 il baflkanl›¤›nda ise tek bir kad›n baflkan›n yer almamas› bir te-

sadüf de¤ildir. Program›yla, örgüt yap›s›yla ve prati¤iyle bütün bu örnekler,

AKP’nin ne kadar erkek bir parti oldu¤unu göstermektedir. Oysa, AKP’de

2007 Genel Seçimleri öncesinde, Kad›n Kollar› 6 ayda 5 binin üzerinde top-

lant› yapm›fl. Bu toplant›larda 224 bin kad›na ulafl›lm›fl. AKP Hükümetinin ka-

d›n ve çocuk politikac›lar›n› tart›flm›fllar. AKP ise, 22 Temmuz seçimlerinde

gençlere, kad›nlara ve engellilere s›n›rl› bir kontenjan tan›m›fl. Kontenjan ta-

n›nan illerden Konya ‹l Örgütü ise hem genç, hem engelli, hem de kad›n

aday aray›fl› ile tek bir adayla durumu çözmeye çal›flarak AKP’ye yarafl›r bir

tutum sergilemifl; bir taflla üç kufl vurmaya çal›flm›flt›r. 22 Temmuz seçimle-

rinde, AKP’nin 341 milletvekilinden yaln›zca 30’u kad›nd›r.

Baykal ve CHP’sinde kad›nlar söz konusu oldu¤unda; en “güçlü” silahlar›

“ça¤dafll›k”t›r. Ancak “ça¤dafll›k”, türbanl› kad›nlar›n e¤itim haklar›n›n

gasp edilmesinde Baykal’› baflrole terfi ettirip; kad›nlara evlerinin adresini

göstermeye yar›yor. Kürt kad›nlar›n›n asimilasyonunda önemli roller üstlen-

mesinin sa¤l›yor. CHP son seçimlerde vitrinine yerlefltirdi¤i erkekten daha er-

kad›n ve siyaset 37

Page 37: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

kek, ›rkç›, floven kad›n milletvekilleriyle ne kadar “ça¤dafl” oldu¤unu kan›t-

lamaya çal›fl›yor(!) Asl›nda 81 ilden yaln›zca üçünde kad›n baflkan olmas›; 99

milletvekilinden 9’unun kad›n olmas›, kad›n kollar› seçimle iflbafl›na gelse de

hiçbir yetkisinin olmamas›; % 25 parti kotas›n›n ka¤›t üzerinde kalmas›,

CHP’de de kad›na ne kadar yer aç›ld›¤›n› aç›klamaya yeter. CHP’nin 1994 y›-

l›nda oluflturdu¤u program›nda özel olarak kad›nlara dair bir bölüm yoktur.

Program›nda, laiklik bölümü alt›nda kad›nlarla ilgili politikalar›n› aç›klam›fl-

t›r. Kota de¤iflikli¤ini 2002 y›l›nda örgütlenen kongreyle karar alt›na alm›fl-

t›r. Yani anlayaca¤›n›z de¤ifliklikleri yeni yapm›flt›r. CHP’nin program›na göz

atmakta yarar bulunmaktad›r:

“Ulusal bir kad›n politikas›na gereksinim vard›r. Kad›n Veri Merkezi, Ka-d›n Kütüphanesi, Kad›n S›¤›nma Evleri, Kad›n Merkezleri ve Ulusal Kad›n Kon-seyi kurulacak. Kad›n-erkek eflitli¤i konusunda al›nacak önlemlerin kurum-sallaflmas› için kad›n›n statüsünü belirleyecek ve cinslerin eflitli¤ini garantialt›na alacak bir Çerçeve Eflitlik Yasas›’n›n yürürlü¤e girmesi sa¤lanacak.

Kad›nlar›n kamusal ve siyasal karar organlar›nda yer almas›n› sa¤lamakiçin kotadan yararlan›lacak. Kotan›n parlamento ve yerel meclislerde de ge-çerli olmas› için giriflimlerde bulunulacak.

Dünyada yoksulluk içinde yaflayan 1.1 milyar insan›n yüzde 70’i kad›nd›r.Yoksulluk kad›nla özdefl hale geldi. Dünya mal varl›¤›n›n yaln›z yüzde 1’i ka-d›nlara aittir. Türkiye genelinde sahip olunan gayrimenkulün yüzde 73’ü er-keklerin, yüzde 8.7’si kad›nlar›n üstüne kay›tl› bulunuyor. Ortak mülkiyetoran› ise yüzde 5.9’dur.

‹flgücüne dahil olmayan nüfusun yüzde 73.5’i kad›n. Kad›n iflgücününyüzde 59.1’i tar›mda, yüzde 13.3’ü sanayide, yüzde 27.1’i hizmetlerde istih-dam ediliyor. 2000 y›l›nda iflsiz her 100 kad›n›n yaklafl›k 26’s› e¤itimli genç-tir. CHP’nin projesi ile tüm kad›n çal›flanlar›n sendikalaflma, toplusözleflme vegrev hakk› güvence alt›na al›nacak.

Kad›nlar daha az e¤itiliyor; kaynaklara daha zor ulaflabiliyor; f›rsat eflitli-¤inden yararlanam›yor. Proje ile k›rsal bölgeler ve muhafazakâr çevrelerdeyayg›n olan k›z çocuklar›n› okuldan çekme gelene¤i; e¤itim, özendirme, des-tekleme ve ikna yöntemi ile de¤ifltirilecek. Yat›l› bölge okullar› ve k›z liseleriaç›lacak.

Anayasan›n 10. maddesine ‘’Kad›n ve erkek eflit haklara sahiptir. Devletcinsler aras› eflitli¤i gerçeklefltirmek için her türlü önlemi al›r’’ fleklinde, yeni

Sosyalist Kad›n • bahar 200938

Page 38: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

bir f›kra eklenmelidir.TCK’de ‘’namus cinayeti’’ olarak adland›r›lan cinayetlerde öngörülen ce-

za indirimi kald›r›lacak; evlilik içi tecavüz suç olarak tan›mlanacak; dini ni-kâha ve aile içi fliddet uygulamalar›na yönelik cezalar artt›r›lacak. Sistemde-ki bekâret muayeneleri ile ilgili hükümler de¤ifltirilecek.

K›z çocuklar›n› erken evlili¤e, erken gebeli¤e ve çocuk do¤urmaya zorla-yan, onlar›n yükünü artt›ran ve sa¤l›klar›n› olumsuz yönde etkileyen uygu-lamalar› geriletici bir toplumsal bilincin oluflmas› için politikalar gelifltirile-cek.”

Son olarak Meclisin en erkek, en ›rkç›, en milliyetçi faflist partisi MHP’nin

program›na bakal›m:

“Aile milletimizin temelidir. Toplum hayat›n›n ahenkli ve sa¤lam flekildedevam ettirilmesinde, gençlerimizin yetifltirilmesinde, ahlak›n, milli ve ma-nevi de¤erlerin korunmas›nda; aile yap›m›z›n tabii ve tarihi vas›flar› olan, örfve ananelerimiz ile perçinlenmifl bulunan, sevgi, sayg›, feragat ve fedakârl›-¤›n rolü her fleyin üzerindedir. Fert ve millet seviyesinde sosyal güvenli¤in ilkve en önemli teminat› ailedir. MHP Türk toplumunun her türlü sosyal ve eko-nomik dalgalanmaya karfl› sigortas› olan aile anlay›fl› bilinçlendirilerek güç-lendirilecektir. Toplum ve ülke için fedakârl›k edebilecek bireyler bu yuvalar-dan kazan›lacakt›r. Kad›nlar›n insan yetifltirme ve sosyal aktivite gibi özellik-lerinden azami ölçüde faydalan›lacakt›r. Kad›nlar toplumsal alt yap›n›n mi-marlar› olarak özel bir konuma sahip olacaklard›r.”

Mussolini’den ald›klar› 3K’n›n (Kind, Küche, Kirsche/ Çocuk, Mutfak, Kili-

se) Türkiye versiyonu, MHP’nin program›nda kad›na verdikleri rol, hiçbir yo-

ruma ihtiyaç duyulmayacak kadar aç›k. MHP’de kad›nlar “toplumsal alt ya-p›n›n mimarlar› olarak özel bir konuma sahip olacaklar”m›fl! Peki, MHP’nin

toplumsal alt yap›s› ne? Çocuk, mutfak, kocaya hizmetkarl›k! MHP’nin son

seçimlerde 70 milletvekilinden 2’sinin kad›n oldu¤unu belirtip; 1999 bütçe

görüflmeleri s›ras›nda Meclis’teki bir erkek diyalo¤u ile bu bölümü noktala-

yal›m:

Fazilet Partisi Milletvekili Aslan Polat demifl ki: “Onlar ürkek, biz erkek, di-yenleri test edece¤iz. Memur maafl zamlar›n›n sonuna kadar takipçisi olaca-¤›z.”

Fazilet Partisi vekilin bu sözlerine yan›t, MHP’li Ayd›n Ali Uzun›rmak’tan

gelmifl: “Hiç tereddütünüz olmas›n biz erkekli¤imizi ispatlar›z!”

kad›n ve siyaset 39

Page 39: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Edepsizlikte s›n›r tan›mayan ve bu konuda birbirleriyle yar›flan Polat,

Uzun›rmak’›; “O dedi¤ini müstehcen manada söylüyorsan istedi¤in yerdevar›m seninle...” biçiminde yan›tlam›fl.

Meclis tutanaklar›ndan al›nan bu küçük diyalog, erkek meclisin insanlafl-

madaki düzeysizli¤ini gösteriyor! Erkek, milliyetçi, ›rkç›, faflist MHP ile geri-

ci-dinci, erkek FP milletvekillerinin dilinden.

Erkek Siyasetinin Temel Taktiklerinden Biri: En ‹yi Savunma Sald›r›d›r!

“... kad›nlar siyasete ilgi göstermiyorlar, bilinç düzeyleri eksik, ça¤›r›yo-ruz gelmiyorlar, haklar› için yeterince mücadele etmiyorlar, kendi sorunlar›-na sahip ç›kmazlarsa, bundan erkekler, devlet ve kurumlar sorumlu tutula-maz; kad›nlar politikada yeterli deneyime sahip de¤iller, bu nedenle kotapolitikas› eflitli¤e ters düfler; kad›n sorunlar›n›n kayna¤› az geliflmiflliktir,e¤itim düzeyinin düflüklü¤üdür, bizim yapaca¤›m›z bir fley yoktur...” (13)

Paylaflt›¤›m›z bu pasaj, sermaye egemenli¤ine s›rt›n› dayam›fl, siyasal

alan›n erki siyasetçi erkeklere ait. Onlar kad›nlar›n politikada yer almamas›-

n› böyle izah ediyorlar. Bize çok tan›d›k gelen bu cümlelerin her biri bafll› ba-

fl›na bir tart›flmay› hak ediyor.

Burjuva siyasetçi erkeklerin iddias›na göre; “Kad›nlar siyasete ilgi göster-miyorlar”m›fl! Gerçekten öyle mi? Her fleyden evvel bu iddia; kad›nlar›n si-

yasete ilgisizli¤inin nedenlerini yok sayarak, sonuç üzerinden bir genelleme

yapt›¤› için yanl›fl. Erkek egemen sermaye düzeni siyasetin gerektirdi¤i za-

man› kad›ndan fiilen çal›yor. Onu çocuk bak›m›, ev iflleri ve erke¤e hizmet gi-

bi dünyas›n› küçülten ifllere mahkum ediyor. Yine annelik ve ev kölelili¤i, ka-

d›n›n siyasal alan›n gerektirdi¤i formasyona sahip olmas›n› da önleyen bir

durum olarak a盤a ç›k›yor. Dolay›s›yla, burjuva siyasetçi erkeklerin iddias›;

siyasette erkek egemenli¤ini gizlemenin, ya da flulaflt›rman›n bir yolu olarak

sar›ld›klar› kocaman bir yaland›r.

Gerçekleri ters-yüz eden ve as›l sorumlu olan erkek egemen sistemin be-

lirleyici rolünü gizlemeye çal›flan; “Bilinç düzeyleri eksik, ça¤›r›yoruz, gelmi-yorlar” iddias› ile devam edelim. Burjuva siyaset erke¤e temsiliyet hakk›n›

verirken, kad›na da e¤itimli olmas›n› dayat›r. Sanki, bu memlekette ilkokul

mezunu erkeklerin milletvekili seçildikleri gerçe¤i yokmufl gibi! Sanki, e¤itim

hakk›ndan kad›nlar ve erkekler eflit yararlan›yorlarm›fl gibi!...

Sosyalist Kad›n • bahar 200940

Page 40: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Yap›lan araflt›rmalara göre, hayat›n her alan›nda oldu¤u gibi, e¤itimde

de kad›n ile erkek aras›nda eflitsizlik oldu¤u ayan-beyan ortada. Burada,

uzun uzun kad›nlar›n e¤itim hakk›n› hangi düzeyde kullanabildi¤ini istatis-

tikler üzerinden ele almam›z gerekmiyor. Ancak kad›n ve politika sorunu ile

direkt iliflkisi olan baz› mesleklerin kad›nlara nas›l kapat›ld›¤›na bakmakta

yarar var. Valilik, kaymakaml›k, emniyet müdürlü¤ü, hakimlik, savc›l›k,

müsteflarl›k, genel müdürlük gibi devletin birinci, ikinci derecedeki temsil-

cileri olan bu mesleklerde, kad›nlar›n ya hiç ya da çok s›n›rl› yer almas› bir

tesadüf olmasa gerek. Bugün bütün valiler erkek. ‹R‹S Eflitlik Gözlem Gru-

bu’nun 2007 y›l›nda yapt›¤› araflt›rmaya göre: 25 bakanl›k müsteflar›n›n ta-

mam› erkek. 85 müsteflar yard›mc›s›ndan yaln›zca 2’si kad›n. Kamudaki 139

genel müdürden 8’i; 363 genel müdür yard›mc›s›ndan 36’s› kad›n. Orta ka-

demeye inildi¤inde de durum de¤iflmiyor. 1211 erkek daire baflkan›na karfl›l›k

192 kad›n daire baflkan›; 6618 erkek flube müdürüne karfl›n 1232 kad›n flube

müdürü var.

Adalet Bakanl›¤› APK Daire Baflkanl›¤› 2004 y›l› verilerine göre: Türkiye’de

toplam 5869 hakimin 1601’i kad›n; 3168 savc›dan ise yaln›zca 135’i kad›nd›r.

Bu veriler, bile bafll› bafl›na kad›nlar›n siyasal alandan, iktidardan nas›l

uzak tutuldu¤unun düzeyi konusunda çok fley anlat›yor. Ve bütün bu verile-

re/gerçeklere ra¤men; siyasetçi erkekler kad›nlar›n siyasal alanda yer alama-

malar›n› “bilinç düzeyiyle” aç›klamakta(!) ›srar ediyorlar. Di¤er iddialar gibi

bunun da nedeni malum! Sermaye egemenli¤inin siyasal temsilcileri olarak

sorumluluklar›n› gizlemeye, bilinç buland›rmaya çal›fl›yorlar. Tabii bu arada

geçerken; ““kkaadd››nn ssoorruunnllaarr››nn››nn kkaayynnaa¤¤›› aazz ggeelliiflflmmiiflfllliikkttiirr,, ee¤¤iittiimm ddüüzzeeyyiinniinnddüüflflüükkllüü¤¤üüddüürr”” demagojisine sar›l›yorlar. Kendilerince bir taflla iki kufl vuru-

yorlar(!) Ve baflta erkek devlet gelmek üzere, devlet kurumlar›n› ve siyasetçi

erkekleri, partilerini aklamaya çal›flarak tam bir yavuz h›rs›z örne¤i sergili-

yorlar.

Siyasetçi erkeklerin kad›nlar›; ““hhaakkllaarr›› iiççiinn yyeetteerriinnccee mmüüccaaddeellee eettmmiiyyoorr--llaarr,, kkeennddii ssoorruunnllaarr››nnaa ssaahhiipp çç››kkmmaazzllaarrssaa”” iddias›yla suçlayarak hem kendile-

rini ve partilerini, hem de devlet ve kurumlar›n› aklama çabas› gerçeklerin

duvar›nda tuz-buz oluyor.

Evet. Kad›nlar kendi haklar› için mücadele edemiyorlar. Çünkü, erkek

egemen sermaye sistemi: Kad›nlar› hep sorunlu özne olarak görüyor. Bast›r›-

yor, eziyor, nesnelefltiriyor, eve kapatarak cehalete itiyor. Dünyas›n› küçül-

kad›n ve siyaset 41

Page 41: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

tüp, erke¤e ba¤›ml› hale getiriyor. Toplumsal siyasal yaflamda özneleflmesi-

ni engelleyerek, erkek siyasetin kad›n erleri haline getiriyor. Kendine olan

güvenini sars›yor, bitiriyor. Siyasal alanda kad›nlar›n haklar›, talepleri için

mücadele eden kad›nlara yaflam hakk› tan›m›yor. Kad›n siyasetçi yerine, er-

ke¤in kanatlar› alt›na s›¤›nm›fl, erke¤e ba¤›ml› hale gelmifl siyasetçi kad›nla-

r› tercih ediyor. S›k›flt›¤› her yerde kad›na kar›fl anneli¤i kullan›yor vs. Kad›n-

lar›n “haklar› için yeterince mücadele etmiyorlar” iddias›n›n bir yan›n› bun-

lar oluflturuyor. Peki, kad›nlar cins bilinci edinip, haklar› için mücadele et-

meye kalkt›klar›nda ne oluyor?

Bu co¤rafyada en basit bir hak alma mücadelesinin, talebinin bütün ezi-

lenler/kad›nlar için devletin ordusuyla, polisiyle, özel güvenlik birimleriyle,

mahkeme ve mahpushaneleriyle nas›l engellendi¤ini iddia sahibi siyasetçi

erkekler bilmiyor olamazlar. O bask›c›, antidemokratik, gerici, faflist yasalar›

Meclisten geçiren bizzat kendileri de¤il mi? Gerçek bu olmas›na ra¤men, bir

de kalkm›fl kad›nlar› haklar›n› aramad›klar› için suçluyorlar. Coplu dayakla

bafllayan devlet fliddetinin karakollarda ald›¤› biçimler, kad›nlar söz konusu

oldu¤unda cinsel taciz ve tecavüzle çeflitlenir.

Hakk›n› arayan kad›n, yaln›zca devlet fliddetine maruz kalmaz. Evdeki er-

ke¤in fliddeti ve toplumsal bask› da devletin fliddetine efllik eder. Evdeki er-

ke¤in fliddetine maruz kalan kad›n, hakk›n› aramaya çal›flt›¤›nda karakolda-

ki polisten: ““KKooccaanndd››rr,, sseevveerr ddee,, ddöövveerr ddee”” yan›t›n› al›r. Kad›n flikayetinden

vazgeçmeyip ifli mahkemeye tafl›d›¤›nda ““KKaadd››nn››nn kkaarrnn››nnddaann ss››ppaayy››,, ss››rrtt››nn--ddaann ssooppaayy›› eekkssiikk eettmmeeyyeecceekkssiinn!!”” karar› bir tokat gibi surat›na çarpar. Sokak-

ta erke¤in tacizine u¤rayan kad›n, karakolda tartaklan›p bir anda suçlu ilan

edilir. Görmek isteyenler için bu co¤rafyada o kadar çok örnek var ki! Ve bü-

tün bu örneklerde: Hukukuyla, ahlak›yla, kültürüyle, e¤itimiyle, bilimiyle,

sanat›yla, politikas›yla, devletiyle ve tüm kurumlar›yla erk’ek korunur. Siya-

setçi erkekler de bütün bu ayr›cal›klardan yararlan›rlar. Ayn› zamanda bütün

bu kurumlar da etkide bulunurlar. Hatta bizzat yap›c›lar› olarak da rol oynar-

lar. Bütün bu gerçeklere ra¤men, kad›nlara ders vermekte hiçbir sak›nca gör-

mezler.

Kotaya karfl› ç›kan burjuva siyasetçi erkeklerin eflitlikçi kesilmeleri hem

gülünçtür, hem de ilginç! ‹tirazlar›n›n temelini kotan›n eflitli¤i bozaca¤› sa-

vunusu oluflturur. Fakat gerçekte olmayan eflitli¤in kotayla nas›l bozulaca¤›-

na dair konuflmaktan da imtina ederler. Ve ““KKaadd››nnllaarr ppoolliittiikkaaddaa yyeetteerrllii ddee--

Sosyalist Kad›n • bahar 200942

Page 42: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

nneeyyiimmee ssaahhiipp ddee¤¤iilllleerr,, bbuu nneeddeennllee kkoottaa ppoolliittiikkaass›› eeflfliittllii¤¤ee tteerrss ddüüflfleerr!!”” “gerek-

çe”sine s›k› s›k›ya sar›l›rlar. Asl›nda kotaya karfl› ç›k›fllar›ndaki temel gerekçe

fludur: Kad›n› siyaset d›fl›na itmek; kad›nlar›n ezilme, bast›r›lma durumunu

süreklilefltirmek, cins olarak ayr›cal›klar›n›, üstünlüklerini korumakt›r. Tali bir

gerekçe de; siyasal alanda erkekler aras›nda süren yar›fla bir ikinci gücün,

kad›nlar›n kat›l›m›n› artt›raca¤›, erke¤in alan›n› “daralt›p”, flans›n› azaltaca-

¤› için kotaya karfl› ç›karlar.

Kad›nlar›n siyasal alanda neden az yer ald›klar›n› “yan›tlayan” burjuva

siyasetçi erkekler; bir kez daha kad›nlar› suçlayarak, en iyi savunma sald›r›-

d›r takti¤ini uygulam›fllar. ““BBiizziimm yyaappaaccaa¤¤››mm››zz bbiirr flfleeyy yyookkttuurr”” sözleriyle de

son noktay› koymufllar. Ancak bir de, madalyonun öbür yüzünü çevirip,

kurtlar sofras›nda var olmaya çal›flan kad›nlar›n de¤erlendirmelerine bak-

mak, burjuva siyasetteki tabloyu tamamlayacakt›r.

“Bir Dokun Bin Ah ‹flit!”

20. Dönem (1995–1999) kad›n milletvekilleriyle bir mülakat yap›lm›fl. Gö-

rüflmeye, CHP’den Oya Arasl›, Birgen Kelefl, DSP’den Sema Piflkinsüt,

ANAP’tan ‹mren Aykut, Ifl›lay Sayg›n, Lale Aytaman, Demokratik Türkiye Par-

tisi (DTP)’nden Gencay Gürün, Ayseli Göksoy ve DYP’den Ayfer Y›lmaz kat›l-

m›fl. Bu görüflmede, kad›n milletvekillerinin siyasal alanda yaflad›klar› sorun-

lara dair dile getirdikleri fikirleri s›n›fland›racak olursak:

1-) Kad›n milletvekillerinin genellikle partilerin taban›nda siyasete baflla-

mad›klar›, genel baflkanlarca tepeden listelere konulduklar›;

2-) Meclise girmeyi baflaran kad›nlar›n mesleklerinde, bulunduklar› alan-

da çok baflar›l› olduklar› taktirde listelerde yer verildi¤i; esas olarak siyaset-

te etkin ve varl›kl› ailelerden gelenlerin tercih edildi¤ini,

3-) Parti genel baflkan› ve kurmaylar›na hiç de¤ilse genel baflkan›n efline

yak›n olmak bir di¤er koflul. Ancak bu yolla Meclise giren kad›nlar›n da bir

dönemlik flans› oldu¤u belirtiliyor.

4-) Siyasette kad›na ayr›lan çok s›n›rl› yer içinde; e¤itim düzeyinin yük-

sek olmas› yetmez. Ek ünvanlar›n›n olmas›, en az bir dil bilmelerinin istendi-

¤ini,

5-) Siyasetin erkek ve kad›nlara karfl› farkl› uygulamalar›n›n olup olmad›-

¤› sorusuna da bütün kat›l›mc›lar›n yan›t› ‘evet’ olmufl.

6-) Ifl›lay Sayg›n hariç; tüm kad›n vekiller seçim kampanyalar›nda ve ge-

kad›n ve siyaset 43

Page 43: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

nel olarak Mecliste kad›nlara bak›fl aç›s›n›n cinsiyetçi oldu¤u fikrinde birleflmifller.7-) Siyasetin yürütülme biçimleri, araçlar› da erke¤e göre belirlendi¤i için;

seçim kampanyalar›nda kad›nlar›n erkekle eflit düzeyde çal›flma yürütemedikle-rini ifade etmifller.

Siyasal alanda eflit olmayan kad›n ve erkekler aras›nda süren bu yar›fl; kitle-lere gidiflte de eflitsizlik gerçe¤ini a盤a ç›karm›flt›r. Bu konuda yaflanan sorun-lardan biri; kad›nlar›n bütün kolaylaflt›r›c› unsurlara ra¤men çocuk, erkek, ev ifl-leri gibi sorumluluklar›n› sürdürme zorunlulu¤u, di¤eri de; kad›nlar›n akflamabelirli bir saatten sonra evlerine dönme zorunlulu¤unu erkeklerin duymamas›d›r.‹çki sofralar›nda erkeklerin seçim kampanyas›n› sürdürmesidir.

Erkek siyasette 18 y›l tutunmay› baflaran istisna örneklerden biri olan ‹mrenAykut’tan paylaflaca¤›m›z pasajlarla bu bölümü noktalayal›m!

“... kesinlikle ama kesinlikle ondan (erkekten bn.) birkaç defa kabiliyetli ol-man›z laz›m, birkaç defa daha e¤itimli olman›z laz›m. Bunun d›fl›ndaki kad›nla-ra kesinlikle bir tek s›ra bile ayr›lmamaktad›r.”

“... e¤er halk›n deste¤i, kamuoyunun deste¤i, kad›nlar›n son derece sempa-tik deste¤i olmasayd› burada beni çoktan bitirirlerdi. Çok u¤raflt›lar, hala da u¤-rafl›yorlar... Hiçbir zaman bir türlü içlerine sindiremiyorlar.”

“... bir kad›n›n siyaset yapmas› maalesef o partinin liderinin, bir iki tane hü-kümet üyesinin himmetine kalm›fl.”

Ve son bir nokta daha Aykut’tan: “.... erkek siyasetçiler karfl›s›nda halk des-tekli güce sahip olmak siyasette istenilen durum de¤ildir, aksine kad›nlardan er-ke¤in deste¤iyle ayakta durup, onlar›n kanatlar› alt›na girerek siyaset yapmas›istenmektedir.” (14)

Kaynakça:1- Lewis Henry Morgan, Eski Toplum, Cilt 1, sf.1092- Age, sf.1093- F.Engles, Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, sf.174- Özgür Günefl, Politika Dersleri, sf.175- Age, sf. 21–226- Marilyn French, Kad›nlara Karfl› Savafl’tan derlenmifltir.7- Derleyenler: Aynur ‹lyaso¤lu- Necla Akgökçe, Yerli Bir Feminizme Do¤ru, sf. 2678- Andre’e Michel, Feminizm’den derlenmifltir.9- Age10- Age11- George St. George, Sovyetler Birli¤i’nde Kad›n, sf. 1412- Erol Tuncer, Siyasette Kad›n13- Yerli Bir Feminizme Do¤ru derlemede: Serpil Çak›r, Bir’in nostaljisinden kurtulmak: Si-yaset teorisine ve prati¤ine cinsiyet aç›s›ndan bak›fl, sf. 405–40614- Age

Sosyalist Kad›n • bahar 200944

Page 44: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Kad›n ve siyaset sorunsal›nda devrimci, komünist*parti ve örgütler, teorik olarak iflçi ve emekçi kad›nkitleleriyle farkl› bir iliflki kurarlar. Bu iliflkide emekçikad›n kitlelerinin mensubu olduklar› s›n›f›n saflar›n-da mücadeleye kat›lmalar› gerekti¤i fikri belirleyici-dir. Çünkü, sermaye egemenli¤ine karfl› yürütülenmücadele, ayn› zamanda proleter ve emekçi kad›nla-r›n ç›karlar›n› da temsil eder. Bu bak›fl aç›s›yla dev-rimci politik özneler iflçi, emekçi, ev emekçisi ve gençkad›nlar› kendi saflar›nda mücadele etmeye ça¤›r›r-lar. Birçok örnekte görüldü¤ü gibi, co¤rafyam›zda dakad›nlar; ulusal ve s›n›fsal mücadeleye bu siyasi par-ti ve örgütlerin saflar›nda, hiç de az›msanmayacakdüzeyde kkaatt››ll››rrllaarr,, ssaavvaaflfl››rrllaarr.

Devrimci siyasetle burjuva siyaset aras›ndaki te-mel ayr›m noktalar›ndan biri budur. Burjuva partilertüm halka oldu¤u gibi, genifl iflçi, emekçi kad›n kitle-lerine de kendilerini bir adres olarak sunarlar. Buradaamaç; kitlelerin deste¤ini de örgütleyerek sermayeegemenli¤inin sorunsuz sürdürülmesini sa¤lamakt›r.Bunun için ellerindeki bütün araçlar› kullan›rlar. Herçeflit demagojiyle, yalanla, dolanla, sahtekârl›kla s›-n›f gerçe¤ini gizlemeye çal›fl›rlar. Oysa, her s›n›f siya-

–II– inceltilmifl erkek egemen çizginin devrimci... 45

-II- ‹nceltilmifl Erkek Egemen ÇizgininDevrimci Siyasetteki Halleri!

Siyasetin erkekifli olarak tan›mlan-

mas›, bu alandaerke¤in tekelini

oluflturmufltur. Bugerçek; devrimci

parti ve örgütlerinde tüm dünyada

(feminist ve çevreciparti ve örgütler

hariç) genel olarakerkek do¤malar›n›

koflullam›flt›r.

* Özel ihtiyaç duyulmad›¤› sürece devrimci kavram›yla,devrimci ve komünist politik parti ve örgütlerin bu yaz›kapsam›nda kastettik.

Page 45: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

sal alanda kendi politik öznelerini yarat›r. Bu özneler arac›l›¤›yla, kendi s›n›fç›karlar›n› korur. Devletle, iktidarla iliflkilenirler, mücadele eder. Bunun için-dir ki, burjuva partiler hiçbir zaman iflçi ve emekçi kad›nlar›n s›n›f ç›karlar›-n› temsil etmezler/edemezler. Ancak, yaratt›klar› ikiyüzlü politikalarla tümhalk› oldu¤u gibi; ezilen s›n›ftan kad›nlarda da bir bilinç bulan›kl›¤› yarat›r-lar. Onlar› etkileyerek saflar›na çeker, pefllerinden sürüklerler.

Devrimci siyasetle burjuva siyaset aras›ndaki bir di¤er temel ayr›m nok-tas› da, kad›nlar›n politikadaki yerinde somutlafl›r. Burjuva siyaset kad›nlahem teorik olarak, hem de pratikte toplumsal cinsiyet üzerinden iliflkilenir.Toplumsal cinsiyetin rol da¤›l›m›nda kad›n›n asli iflleri olarak; çocuk bak›m›,ev iflleri ve erke¤e ba¤›ml›l›k, hizmet olarak belirlenmifltir. Bu belirlemedekad›n, ezilen cins olarak nesnelefltirilir, erkek korunur. Ekonomik, toplumsal,siyasal alanda erke¤in ç›karlar› ve egemenli¤i belirleyici olur. Bu durumuburjuva devlet; aile, ailenin korunmas› tan›mlamalar›yla dokunulmaz ilaneder. Her ne kadar kad›nlar verdikleri mücadeleler sonucunda 20. yüzy›ldayurttafl olma hakk›n› kazanm›fl, siyasal alanda var olman›n önünü açm›fl ol-salar da; erke¤in ekonomik, toplumsal egemenli¤i siyasal alanda da sürme-ye devam etmifltir. Siyasal alanda kad›nlara toplumsal cinsiyetin izin verdi¤ioranda yer aç›lm›flt›r. Kad›nlar›n siyasette birer özne olarak de¤il, erke¤inyard›mc›s› olarak yer almas›na izin verilmifltir.

Burjuva siyasetin tam tersine devrimci siyaset, teorik olarak kad›nla top-lumsal cinsiyet üzerinden iliflkilenmez. Onun aksine, tek eflli ailenin kad›n›ntarihsel yenilgisindeki rolü vurgulan›r, elefltirilir. Bu konuda kad›n›n özgür-leflmesi, s›n›f ve cins çeliflkisinin ortadan kalkt›¤›, devletin sönümlendi¤i, s›-n›fs›z sömürüsüz bir toplum yaratmaya dair F. Engles’in fikirleri temel al›n-m›flt›r. ** Bu teorik kabullenifl de genel olarak kad›nlar›n s›n›f mücadelesinekendi s›n›f›n›n yan›nda kat›lmas› önerilir. Kad›nlar›n cins olarak örgütlenme-sinin ve kurtuluflunun anahtar› olarak, “kad›nlar kat›lmadan devrim olmaz;devrim olmadan kad›n kurtulmaz!” fliar›yla dile getirilir. Kad›nlar›n politi-kayla iliflkileniflinde teorik düzlemde burjuva siyasetle, devrimci siyaset ara-s›ndaki bir di¤er nniitteelliikksseell ffaarrkk da bu noktada somutlafl›r.

Ezilen s›n›f›n siyasetinde teorik olarak durum böyledir. Ancak, ezilen s›n›-f›n, ulusun siyasetinde de kad›nlar “kad›n” olarak, erkekler de “erkek” ola-rak yer al›rlar. Yani, cins olarak kad›n›n toplumsal cinsiyetin belirledi¤i de-

Sosyalist Kad›n • bahar 200946

** Burada özel olarak F.Engels’in fikirlerini hangi parti ya da örgütün hangi düzeydekabullenip savundu¤u gibi bir ayr›nt›ya girmek farkl› bir yaz› konusu oldu¤u için genellemeyapmay› tercih ettik.

Page 46: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

zavantajlar›, gerilikleri, ikinci cins olma durumu fiilen devam eder. Erke¤inde egemen olma avantaj› sürer. Özcesi, her iki cins de toplumsal avantaj vedezavantajlar›yla devrimci siyasette yer al›rlar. Bu durum, teorik olarak bur-juva siyasetle, devrimci siyaset aras›ndaki niteliksel fark› pratikte siliklefltirir.Burjuva siyasetteki kaba erkek egemenli¤i, devrimci parti ve örgütlerde in-celtilmifl erkek egemenli¤i biçiminde karfl›m›za ç›kar. Dolay›s›yla, siyasetteerkek egemenli¤i içerikli bir tart›flmada, burjuva parti ve siyasetçi erkekler iledevrimci parti ve erkekler aras›nda baz› “k›yaslamalar” yapmak ne yanl›flolur, ne de haks›zl›k! Çünkü s›n›fl› toplumlar›n cins olarak erke¤e tan›d›¤› ay-r›cal›klar, bütün s›n›flardan erkekler taraf›ndan kullan›l›r. Nas›l ki, proleterve emekçi kad›nlar ile burjuva kad›nlar kad›n sorununu mensubu olduklar›s›n›f›n koflullar› içerisinde yaflarlarsa; erkekler de ayr›cal›klar›n› ayn› biçimdekullan›rlar. Politik özneler bu konuda mücadele ettikleri ve kal›c› tedbirleredönüfltürebildikleri oranda devrimci erkeklerin ayr›cal›klar› s›n›rland›r›l›r.

Siyasetin erkek ifli olarak tan›mlanmas›, bu alanda erke¤in tekelini olufl-turmufltur. Bu gerçek; devrimci parti ve örgütlerin de tüm dünyada (feministve çevreci parti ve örgütler hariç) genel olarak erkek do¤malar›n› koflullam›fl-t›r. Bunu parti ve örgütlerin pratikleri, program ve tüzükleri, kadro ve örgüt-sel örneklerde ise; kad›nlar›n bir cins bilincine ulaflmas›, bu politik parti veörgütlerde özneleflmeleriyle sa¤land›¤› görülmüfltür.

Ainesi ‹fltir Kiflinin Lafa Bak›lmaz

Burjuva siyasetteki kaba erkek egemenli¤inin, devrimci siyasette inceltil-mifl halleriyle nas›l kendine hayat buldu¤u gerçe¤ini göstermek bak›m›ndan;devrimci kad›n ve erke¤in siyasal alandaki durumuna biraz daha yak›ndanbakmakta yarar var.

Devrimci erke¤in her zaman ifli vard›r. Zaman› çok de¤erlidir. Bir sürü ki-tap, dergi ve gazete okumas› için, onu bekler. Falanca toplant›, filanca gö-rüflme, yetifltirilmesi gereken yaz› vb. uzay›p, giden gerekçeler/görevler lis-tesi onun yolunu gözler. Bütün bunlar art›s›yla, eksisiyle genel olarak do¤ru-dur da! Peki, o zaman sorun nedir?

Burada temel sorun fludur: Toplumsal cinsiyeti siyasal, toplumsal yaflam›erke¤in tekeline sunmufltur. Bu durum, yaz›m›z›n bafl›ndan beri vurgulad›¤›-m›z gibi, pratik yaflamda devrimciler için de böyledir. Dünyay› de¤ifltirmekiddias›yla yola ç›kan devrimci politik özneler; kad›n sorunu ve özgürleflmesisöz konusu oldu¤unda hemen kendili¤indencili¤in s›¤ limanlar›nda solu¤ual›rlar. Teorik olarak proletarya ve ezilen emekçi s›n›f ve katmanlar›n kad›n

–II– inceltilmifl erkek egemen çizginin devrimci... 47

Page 47: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

ve erkeklerden olufltu¤u gerçe¤i kabul edilir. Kad›nlar›n erkeklerden farkl›olarak bin y›llar boyunca çifte bask› ve sömürüye maruz b›rak›ld›¤› fikrini debenimserler. Kad›nlar›n toplumsal, ekonomik ve siyasal yaflamdan uzaklaflt›-r›larak kölelefltirilmesinin; kad›nlar›n dünyas›n› daralt›p, özel bir psikolojiyaratt›¤› düflüncesine kat›l›rlar. Hatta bu ve benzer nedenlerden dolay›; iflçive emekçi kad›nlar›n mensubu olduklar› s›n›f›n ç›karlar› do¤rultusunda siya-sal mücadeleye çekilmeleri için özel biçim ve araçlar oluflturmak gerekti¤inikabul ederler.* Zaten “kad›nlar kat›lmadan devrim olmaz” fliar›, kad›nlar›ns›n›f mücadelesine kat›lmas› gerekti¤ini vurgular. Ancak, ifl prati¤e geldi-¤inde ortaya ç›kan tablo, Marx’›n “… Bütün ölmüfl kuflaklar›n gelene¤i, bü-yük bir a¤›rl›kla yaflayanlar›n beyinleri üzerine çöker…” sözünü hat›rlat›r.Baflta siyasal partiler ve örgütler gelmek üzere, bütün araçlar erke¤in duru-muna, ihtiyaçlar›na ve cins olarak ç›karlar›na göre flekillendirilir. Her ne ka-dar elimizde devrimci parti ve örgütlerde kad›nlar›n temsiliyetine dair somutbilgiler olmasa da, merkez komitelerinden yönetici organlar›na erkeklerinegemen olduklar›n› söylememiz yanl›fl olmaz! Proletarya dendi¤inde ilk aklagelenin erkekler olmas› bir tesadüf de¤ildir. Her zaman k›z›l bayrak erke¤inelindedir. Dünyay› zincirlerinden kurtaracak proleter de erkektir. Devrimcisiyasal öznelerin yay›nlar›nda, pratiklerinde bu konuya dair say›s›z örnekbulmak mümkün. Bütün bunlar›n yan› s›ra, devrimci erkekler sermaye ege-menli¤inin ve ataerkil toplumsal düzenin erkek cinsine tan›d›¤› bütün ayr›-cal›klardan yararlan›rlar. Ve devrimci siyaseti gerçek yaflamda erkek yapan,bu ve benzeri durumlard›r. Siyasal alanda erke¤in erki inceltilmifl halleriylegünlük yaflama böyle sirayet eder.

Evet, toplumsal cinsiyet kad›n›n dünyas›n› evle s›n›rland›rm›flt›r. Bitmeztükenmez ev iflleri, çocuk bak›m›, erke¤e hizmet yaln›zca kad›n›n zaman›n›çalmakla kalmaz. Ayn› zamanda kendine güvenini de bitirir, kavray›fl›n› za-y›flat›r, hep kendini erke¤e kan›tlamak, be¤endirmek zorunda hissetmesineneden olur. O çokça elefltirdi¤imiz burjuva ailenin “devrimci” versiyonunuoluflturmaya çal›fl›r. Zaten bütün bunlar kad›n›n toplumsal, siyasal, kültürel,ekonomik yaflamdan d›fllanmas›n›n temelini oluflturur. Her gün, her saat ka-

Sosyalist Kad›n • bahar 200948

* Devrimci hareketin önemli bir bölümü için teorik olarak bir genelleme yapmak müm-kün. Ancak bunun tümü için geçerli oldu¤unu söylemek mümkün de¤il. Kald› ki, bu yaklafl›-m›n pratik karfl›l›¤› söz konusu oldu¤unda durum daha da vahimleflir. Önemli bir bölümü desorunu 8 Mart’tan 8 Mart’a hat›rlayan bir pratik sergiliyorlar. Sosyalist Kad›n, ‘Her Gün 8Mart’ prati¤iyle bu noktada devrimci hareketten kopmufltur. Demokratik Kad›n Hareketi de,birkaç y›ll›k prati¤iyle bu konuda olumlu bir de¤iflim bafllatm›flt›r

Page 48: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

d›n›n erke¤e ba¤›ml›l›¤›n› üretir. Kad›nlar devrimci parti ve örgütlere kat›l›r-ken, t›pk› erkek gibi bütün bu s›radanl›klar›n› da birlikte getirir. Bu nedenledevrimci saflarda erke¤e k›yasla kad›nlar›n siyasal alandaki iflleri de, sorum-luluklar› da çok daha s›n›rl›d›r, azd›r. Uzun süreli okumak, entelektüel faali-yet istisnalar harici esas olarak erkek ifli olarak görülür. Kad›nlar da kendi güçve potansiyellerinin pek fark›nda olmazlar. Zaten politika, toplumsal olarakerkek ifli olarak tan›mlanmam›fl m›?

Devrimci kad›nlar, genel olarak toplumsal cinsiyetin kad›na verdi¤i rolü,ö¤retilmifl devrimci kad›nl›k formunda kabullenip, içsellefltirmifllerdir. Ev ifl-lerinin yap›lmas›, ihtiyaçlar›n karfl›lanmas›, varsa çocuk bak›m›n›n üstlenil-mesi, erkek yoldafl›n görevlerini baflar›yla yerine getirebilmesi için uygunkoflullar›n haz›rlanmas› gerekir. Ve nedense, bu türden ifller söz konusu oldu-¤unda, her zaman kad›nlar hat›rlan›r. Bir devrimci “görev” olarak kad›nlar›nönüne konulur. Böylece devrimci kad›nlar, siyasal alanda fiilen erke¤in yar-d›mc›s› olarak konumland›r›l›rlar.

Devrimci ve sosyalist kad›nlar bu temellere yöneldi¤inde ise; politik özne-lerdeki inceltilmifl erkek egemen anlay›fllar an›nda harekete geçer. Ve karfl›sald›r›y› bafllat›r: Demode olmufl, pasl› silahlar›n›n bafl›nda “Feminist mi olu-yorsunuz” sorusu gelir. Sonra “Kad›nlar öne ç›kt› da, biz mi engel olduk?”Kad›n-erkek eflitli¤ini getirip ev ifllerinin paylafl›lmas› gibi geri bir düzeye çe-kerek tart›flmak sorunun özünü karart›r. Onu basitlefltirir, gereksiz gerilimleryarat›r. Kad›nlar, ilgilerini politika d›fl› alanlara yöneltiyorlar. ‹lle de çocukyapmak, anne olmak isteyen de kendileri. Bofl zamanlar›nda kitap okumakyerine ›v›r-z›v›r ifllerle ilgileniyorlar.” Sanki kitap okumak bofl zamanlardayap›lacak bir iflmifl gibi! “Ayr›nt›lar›n dehlizinde kendilerini kaybediyorlar.Üstelik okumalar› için kad›nlar› biz zorluyoruz. Ayr›ca bütün bu ifller de dev-rimci mücadele bak›m›ndan gerekli de¤il mi? Yetenek, konum… vs.” s›ra-land›ktan sonra son nokta konulur: “Kad›n cinsinin kölelefltirilmesi tarihselbir olgudur. Bu köleli¤i y›kacak olan da, sermaye egemenli¤ine karfl› kad›nve erkeklerin ortak mücadelesidir.”

Toplumsal cinsiyetin kad›nda yaratt›¤› bütün bu geriliklerin s›ralanarakorac›kta inceltilmifl (bazen de kaba) erkek egemenli¤ince kad›n suçlu ilanedilir. Dikkat edin, bunu yapanlar devrimci erkeklerdir. Burada küçük bir pa-rantez aç›p, 2006 y›l›nda TÜ‹K’in yapt›¤› bir araflt›rman›n sonuçlar›n› paylafl-mak istiyoruz:

“Hane halk› ve ev bak›m›na erkekler 51 dakika zaman ay›r›rken, kad›nlar 55ssaaaatt 1177 ddaakkiikkaa ay›r›yor… Çal›flan kad›nlar 44 ssaaaatt 33 ddaakkiikkaa ev iflleriyle ilgilenir-

–II– inceltilmifl erkek egemen çizginin devrimci... 49

Page 49: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

ken, çal›flan erkekler yaln›zca 43 dakika buna zaman ay›r›yorlar.” (abç)*Rakamlar, kad›nlar›n (çocuk bak›m› hariç) hayatlar›ndan çal›nan zaman-

daki adaletsizli¤i bas bas ba¤›r›yor. Biliyoruz ki, bu araflt›rma s›radan aileleraras›nda yap›lm›fl. Ancak böyle bir araflt›rma devrimci kad›nlar›n ev yaflam-lar›na iliflkin yap›lacak olsa, genel tablonun pek de de¤iflece¤ini sanm›yoruz.Rakamlar, bütün bu angaryalar›n kad›nlar›n omuzlar›na yüklendi¤ini söyler-ken; devrimci erkeklerin bu sorunlar›n gündemlefltirilip, tart›fl›ld›¤› her du-rumda gösterdikleri refleksin bir nedeni olmal›: Birincisi; objektif olarak tar-t›flmalardaki bu tutum devrimci saflardaki erkek egemenli¤ini gizlemeye hiz-met eder. ‹kinci olarak da; var olan cinsiyetçi ifl bölümünü korumaya, kifliselolarak da kendini aklamaya yönelik bir çabad›r. Hem ev iflleri ve çocu¤un ba-k›m›n› özel mülkiyet dünyas›nda kad›n›n tarihsel yenilgisinin anahtar› göre-ceksin, program›nda devrimden sonra bu sorunlar›n toplumsallaflt›rma yo-luyla çözülece¤ini yazacaks›n; hem de bütün bunlar›n, bugün fiilen bir so-run olarak kendi saflar›nda gündemlefltirilerek paylafl›lmas› gerekti¤ini önesüren kad›nlar› sorunu basitlefltirdikleri biçiminde suçlayacaks›n! Bu tür tu-tumlar›n hepsinin ad›; devrimci literatürde tutars›zl›kt›r. Söz ile eylem aras›n-daki uyumsuzlu¤un ad›d›r bu. Tart›flmay› buradan derinlefltirmeyi düflünme-sek de; bütün bu sorunlar› inceltilmifl erkek egemen çizginin basitlefltirdi¤igibi düz oldu¤unu düflünmüyoruz.

Sonuç olarak

Kabul etmek gerekir ki; burjuva siyasette teorik ve pratik olarak egemenolan kad›nlar›n yard›mc› olarak görülmesi; devrimci siyasette de, pratikteözsel olarak kendini korur. Devrimci erkeklerin pratikte siyasal alanda kad›n-larla kurdu¤u iliflkinin en trajik yan› da fludur: Yaz›m›z›n bafl›ndan beri tar-t›flt›¤›m›z bütün bu konularda, durumu devrimci kad›nlar›n da içsellefltirmiflolmas›d›r. Burjuva politikada siyasetçi erkeklerin a¤›zlar›nda çi¤nedikleri:“Her baflar›l› erke¤in arkas›nda bir kad›n vard›r!” sözü; ne yaz›k ki, devrimcisaflarda da kendine yer bulabiliyor. Erke¤in gölgesine s›¤›nma, onun siyasalkonumundan güç almak gibi, asl›nda kad›n› kifliliksizlefltirerek nesnelefltirendavran›fl biçimleri de s›k rastlanan örnekler aras›ndad›r. Ayr›ca, kendi ayak-lar› üzerinde durmaya çal›flan, ba¤›ms›z kiflilik oluflturan kad›nlar da pek ka-bullenilmezler…

Burada özel olarak flunlar› vurgulamal›y›z: Ezilen s›n›f›n siyasetinde ka-d›nlar›n “kad›n” olarak, erkeklerin “erkek” olarak yer almalar›; cins çeliflkisi-

Sosyalist Kad›n • bahar 200950

* Milliyet Gazetesi, 26 Temmuz 2007

Page 50: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

ni o alanda koflullar. Bu iki e¤ilim, kad›nlar öznelefltikleri ve bir cins bilinci-ne ulaflt›klar› oranda çat›flmaya bafllar. Bu çat›flmada devrimci çözüm fludur:Ezilen s›n›f›n siyasas›nda, ezilen s›n›ftan kad›nlar›n kad›n cinsinin kurtulufluiçin mücadeleyi özel olarak örgütlemesidir. Yani nas›l ki, “iflçi s›n›f›n›n kur-tuluflu kendi eseri olacaksa!”, kad›nlar›n kurtuluflu da iflçi ve emekçi kad›n-lar›n eseri olacakt›r!

Bu gerçekler ›fl›¤›nda; sermaye egemenli¤ine karfl› yürütülen mücadeledeproleter ve emekçi kad›nlar yard›mc› de¤il, savafl›m›n asli, gerçek sahipleri-dirler. Bu perspektifle politik parti ve örgütlerle iliflkilenmeliyiz. Bunun koflul-lar›n›n yarat›lmas› için mücadele etmeliyiz. Nas›l ki, proletaryan›n sermayeegemenli¤ine karfl› yürüttü¤ü mücadelede s›n›f intihar› s›n›f›n kurtuluflundabelirleyici unsur de¤ilse; cins olarak kad›nlar›n özgürleflmesinde de s›n›f bi-linçli, devrimci erke¤in cins intihar›n› gerçeklefltirmesi sorunu temelini olufl-turmaz. Devrimci siyasette egemen olan, inceltilmifl ya da kaba hallerini de-¤ifltirecek olan da; cins bilinci edinmifl, geleneksel devrimci kad›n rolündens›yr›lm›fl biz öncü kad›nlar›n mücadelesidir. Kad›nlar öznelefltikleri, özgürlefl-tikleri, kad›n devrimi yolunda sars›lmaz bir iradeyle ilerledikleri oranda, er-ke¤in insanlaflmas›n›n yolu da aç›lacakt›r.

Bütün bu ve bu konuda s›ralayaca¤›m›z nedenler için; devrimci, sosyalistkad›n örgüt ve hareketleri ö¤retilmifl devrimci kad›n rolünü üreten bütünmaddi temellere ve görüngülerine karfl› iradi, istikrarl›, kararl› bir savafl›mörgütleyip yürütmekle yükümlüdürler. Bir cins bilincinin gelifltirilip yayg›n-laflt›r›lmas› için kad›n ayd›nlanmas› tarihsel bir görev olarak önümüzde dur-maktad›r…�

–II– inceltilmifl erkek egemen çizginin devrimci... 51

Page 51: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Sosyalist Kad›n • bahar 200952

Page 52: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Kad›nlar›n oy hakk› mücadelesi, Finlandiya hariç(1903) 1. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan sonra 21ülkede baflar›ya ulaflm›flt›r. O tarihten günümüze ka-dar uzanan bir dalga biçiminde, tüm dünyada yay-g›nlaflm›flt›r. Bir kazan›m olarak “oy hakk›”, kad›nla-r›n seçme ve seçilme haklar›n› ifade etmektedir. An-cak, siyasetin erke¤in tekelinde olmas›, bugün bilekad›n-politika iliflkisini esas olarak oy vermekle s›n›r-land›rm›flt›r. Bu s›n›rland›rman›n temelinde de, top-lumsal cinsiyetin rol da¤›l›m› yatmaktad›r. Çünkücinsiyetçilik kad›n›n yerini; ev, ailenin ihtiyaçlar›n›nkarfl›lanmas›, çocuk, hasta ve yafll›lara bakmak olarakbelirlemifltir. Bu yolla kad›n›n erke¤e ba¤›ml›l›¤› sü-rekli k›l›nm›flt›r. ‹ki cins aras›ndaki çeliflki, erkek ege-men sermaye sisteminde de; politik alan›n erke¤in is-tek ve ç›karlar›na göre biçimlenmesini sa¤lar. Bu du-rum, siyasal alanda kad›nlar›n kendilerini kad›n kim-likleriyle ifade etmelerini; erkekle eflit olarak temsiledilmelerinin önünü de kapatm›flt›r, kapat›r.

Kad›nlar›n cins olarak siyasal alanda özneleflmele-rinin, erkekle eflit koflullarda var olmalar›n›n önünde-ki engeller, onlar›n toplumsal ve ekonomik konumla-r›yla belirlenir. Bu nedenle, toplumsal iliflkilerde, ku-rumsal yap›larda temel de¤ifliklikler sa¤lanmadan,kad›nlar›n siyasette temsil edilmesinde sorunlar de-¤iflik düzeylerde yaflanmaya devam eder.

Kota yetmez 50/50 eflitlik 53

-III- Siyasal Alanda Varolman›n YöntemleriKOTA YETMEZ 50/50 Efi‹TL‹K

Pozitifayr›mc›l›k, kota,

tam denklik ya daparite yöntemleri,

bu tart›flmalardakad›nlar›n siyasal

alanda temsiliyetinisa¤lamak, artt›rmakiçin çözüm önerileri

olarak kad›nhareketlerinin gündemlerine

girmifltir. Ve fiilende 1970’li y›llarda

kad›nlar›n parlamentolarda

temsiliyetinisa¤laman›n,

gelifltirmenin biryolu olarak

kullan›lm›flt›r.

Page 53: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

2. Dalga feminizm (*) olarak adland›r›lan ve baflta Avrupa ve Amerika’dayaflanan; 1960’lardan 1980’lere kadarki süreç, feminizm bak›m›ndan yeni birörgütlenme dönemi olarak adland›r›lmaktad›r. Bu dönemin en temel sorunu;siyasette özel ile kamusal alan›n birbirinden ayr›flt›r›lmas›, kamusal alan›nerke¤in tekelinde bulundurulmas›, kad›n›n özel alana hapsedilmesidir. Femi-nist hareketin bu duruma karfl› gelifltirdi¤i yaklafl›m “kiflisel olan politiktir”tan›mlamas›nda somutlaflm›flt›r. Yine kad›nlar›n gündelik yaflamda cinselnesne olarak alg›lanmas›, kürtaj yasa¤›, tecavüzün a¤›r cezay› gerektirme-yen, bir suç olmas›, erkekler gibi meslek sahibi olduklar› halde ailede kendi-lerinden salt ev ifli beklenmesi gibi, kad›nlara “ikinci cins” muamelesi yap›l-mas›na karfl› ç›karak örgütlendikleri süreçtir. Tart›fl›lan temel sorunlardan bi-ri, kad›nlar›n siyasal alanda temsiliyeti olmufltur. Pozitif ayr›mc›l›k, kota, tamdenklik ya da parite yöntemleri, bu tart›flmalarda kad›nlar›n siyasal alandatemsiliyetini sa¤lamak, artt›rmak için çözüm önerileri olarak kad›n hareket-lerinin gündemlerine girmifltir. Ve fiilen de 1970’li y›llarda kad›nlar›n parla-mentolarda temsiliyetini sa¤laman›n, gelifltirmenin bir yolu olarak kullan›l-m›flt›r. Dolay›s›yla, bu tart›flmay› iki alt bafll›kta yapmak isabetli olacakt›r. Bi-rinci alt bafll›kta, genel olarak kad›nlar›n burjuva partilerde ve parlamento-larda temsiliyeti üzerinden sorunu ele alaca¤›z. ‹kinci alt bafll›kta ise; dev-rimci, komünist parti ve örgütler bak›m›ndan sorunun nerede durdu¤unabakaca¤›z.

Burjuva Siyasette Pozitif Ayr›mc›l›k, Kota, Parite…

Siyasal alanda kad›nlar›n temsil oranlar›n›n artmas›, öznelefltirmeleri ba-k›m›ndan pozitif ayr›mc›l›¤›n bir devam›, tamamlay›c›s› olarak öne ç›kan ko-ta önerisi, önlemlerin bafl›nda gelmifltir. Hemen vurgulamal›y›z ki, kad›n ileerke¤in politik temsiliyetinde koflullar›n›n eflitlenmesinde pozitif ayr›mc›l›kbasit bir önerme olarak görülemez. Tam tersine bu konuda pozitif ayr›mc›l›ktemel bir ilkedir. Toplumsal hayat›n bütün alanlar›nda oldu¤u gibi; kad›n veerkek hiçbir zaman politikaya da eflit koflullarda bafllamaz. fiayet bu bir “ya-r›fl” ise durum daha bafl›ndan bir adaletsizlikle yüklüdür. Burjuvazi her za-

Sosyalist Kad›n • bahar 200954

* XVIII. yüzy›lda erkeklerle eflit yurttafllar olmad›klar›n›n fark›na varan orta ve burjuvas›n›ftan kad›nlar; cinsiyete göre farkl›laflan çifte ahlak›, toplumsal ve ekonomik olarak ka-d›nlar›n d›fllanmas›n› reddederek, siyasal taleplerini yükseltirler. Kad›nlar›n özgürleflmesinintüm toplumun özgürleflmesi sonucunu do¤uraca¤› fikrini ortaya atarlar. XX. yüzy›l›n ilk çey-re¤ine kadar yürüttükleri mücadelenin içeri¤i baflta oy hakk› için mücadele oluflturur. Kad›n-lar›n ekonomik ve hukuksal eflitli¤inin sa¤lanmas› için savafl›m da yine bu dönemin temelayaklar›n› oluflturur

Page 54: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

man s›n›f çeliflkilerini gizledi¤i gibi, cins çeliflkisini de gizler. Bu konudaki te-mel argüman› da, burjuva anayasalarda yer verdikleri eflitlik ilkesidir. Ka¤›tüzerindeki bu ilke, kad›n ile erkek aras›ndaki eflitsizli¤i gizlemekle kalmaz.Ayn› anda ezen-ezilen gerçe¤ine de bir örtü olur. Bu bir yan›ltmad›r, yan›l-samad›r. Kitlelerin bilinçlerini buland›rmaya yönelik kas›tl› bir çarp›tma vedemagojik söylemlerinden biridir. Ve adaletsizlik, bu ideolojik zemin üzerin-den yükseltilir. Dolay›s›yla, kad›nlar ve erkekler, yani eflit olmayanlar içinpolitik alanda ayn› koflullar›n dayat›lmas›; varolan eflitsizli¤in korunmas›,sürdürülmesi ve pekifltirilmesi anlam›na gelir. Ki bu da, gerçekte eflitsizli¤inkurumsallaflt›r›lmas›d›r. Buradan hareketle:

PPoozziittiiff aayyrr››mmcc››ll››¤¤››; kad›n ile erke¤in siyasal alanda eflit temsiliyetini sa¤-lay›ncaya kadar, pratikte varolan koflullar›n, kurallar›n kad›nlar lehine bo-zulmas›n›n, iflletilmesinin, yasalarda ve parti tüzüklerinde tteemmeell ssiiyyaassii bbiirr iillkkee olarak yer almas›, benimsenmesi biçimde tan›mlayabiliriz.

Kota; siyasal alanda kad›nlar›n temsiliyetini artt›rmay› sa¤layan bir yön-temdir. Kad›nlar›n siyasal alanda temsiliyetini belirleyen kotan›n içeri¤inedair flunlar› söyleyebiliriz:

Siyasal alanda kad›nlar›n temsiliyetini art›rmak; bu alanda erkekle eflitkoflullara sahip olmas›n› hedeflemek, sa¤lamak.

Toplumun yar›s›n› oluflturan kad›nlar›n, siyasal yaflama aktif kat›l›mlar›-n›n önündeki engelleri kald›rmak.

Kad›nlar›n siyasal alanda temsil edilmemesi ya da eksik temsil edilmesisorununu çözmek.

Siyaseti erkek ifli olmaktan ç›karmak; bu alanda erke¤in tekeline son ver-mek.

Erkek siyasetin, vitrin dizayn›nda, kad›n›n nesnelefltirilmesine son ver-mek. Bizzat politikan›n içinde yer almak, özneleflmek. Kad›n iradesinin siya-sal alana tafl›nmas›n› sa¤lamak.

Erkek egemenli¤inin siyasal alanda yaratt›¤› ortama, al›flkanl›klara, dav-ran›fllara, dile ve gündemine müdahale etmenin, de¤ifltirilmenin yollar›n›açmak.

Kad›nlar›, özel olarak, kendilerini ve toplumu ilgilendiren konularda ka-rar verme, çözüm üretme gücüne kavuflturma.

Kad›nlar›n siyasete ilgisini artt›rman›n yan› s›ra, fiilen kat›l›m›n› da bü-yütmenin yollar›ndan biridir.

Siyasal alanda özneleflen kad›nlar›n de¤iflimi, erke¤in de de¤iflip dönüfl-mesinin koflullar›n›n oluflmas›na katk› sa¤layacakt›r.

Kota yetmez 50/50 eflitlik 55

Page 55: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Geçerken küçük bir not olarak; kotan›n siyasal alan d›fl›nda da, sendika-larda, meslek birliklerinde, derneklerde, baz› ifl kollar›nda, mesleklerde deuygulanabilecek bir yöntem oldu¤unu belirtmeliyiz.

Dünyada kad›nlar için kota uygulamas› 1970’lerde bafllam›flt›r. Devletlerinya da siyasal partilerin kota uygulamas›na geçmesi bizzat kad›n örgütlerininbu do¤rultuda yürüttükleri mücadelelerle gündemleflmifl ve pratikte uygu-lanmaya bafllam›flt›r. Dünya genelinde kotalar›n h›zla yay›lmas›na iliflkin“Cinsiyet Kotalar›- Eflitlik ‹çin Bir Anahtar”(*) isimli projenin ulaflt›¤› sonuçla-ra dair k›sa bir özet yapacak olursak; kota uygulamas›na dair ülkeler iki ka-tegoride ele al›nmaktad›r. Birinci kategoride anayasa ve seçim sistemlerindeyapt›klar› yasal düzenlemelerle kota sistemini uygulayan ülkeler yer almak-tad›r. Bunlardan Fransa, Yunanistan, Arjantin, Ruanda’n›n da içerisinde yerald›¤› 15 ülkede kota uygulamas› anayasayla düzenlenmifltir. ‹spanya, Belçi-ka, Hindistan, Endonezya, M›s›r, Brezilya, Bolivya, Makedonya’n›n da dahiloldu¤u 41 ülkede ise kota, seçim yasalar›yla belirlenmifltir.

‹kinci kategoride yer alan ülkelerde; siyasi partiler kendi istekleriyle par-ti tüzüklerinde kota sistemini düzenlemifllerdir. Uygulamada en yayg›n ola-rak bu sistem 69 ülkede uygulanmaktad›r. Baflta Avrupa ülkeleri gelmek üze-re; Kanada, Çin, Tayland, Cezayir, Avusturya’y› örnek olarak verebiliriz.

Kota uygulayan ülkelerde yap›lan araflt›rmalarda flu tür sonuçlar a盤aç›km›flt›r:

Kota yönteminin uygulanmas›nda her ne kadar kad›nlar›n siyasal alanakat›l›m›nda h›zl› bir geliflme kaydedilmifl olsa da, sorunlar da yaflanm›flt›r.Fransa’n›n prati¤i bu konuda tipik bir örnek oluflturmaktad›r. Fransa anaya-sal düzenleme ile kota sisteminin, hatta “50/50 parite”yi benimsemifl olma-s›na ra¤men kad›nlar›n parlamentodaki temsiliyetinde 84. s›rada yer almak-tad›r.(**) 2002 seçim sonuçlar›na göre 574 sandalyeli Frans›z parlamentosun-da kad›nlar 70 milletvekiliyle temsil edilmektedirler. Senatoda ise bu rakam;2004 seçim sonuçlar›na göre, 331 sandalyeden yaln›zca 56’s› kad›nlar›nd›r.

Fransa örne¤inden de anlafl›laca¤› gibi, bir kural› yasallaflt›rmak kadar; okural›n uygulanabilmesi için gerekli önlemleri almak, düzenlemeleri yapmakda o kadar önemlidir. Birçok ülkede ilgili yasan›n uygulanmas›nda flu tür so-runlar a盤a ç›km›flt›r:

Sosyalist Kad›n • bahar 200956

* 21–22 Nisan 2007’de ‹stanbul’da düzenlenen “Kad›nlar ve Politika” seminerinde bu pro-je çal›flanlar›ndan Lenita Fredenvall’in yapt›¤› konuflmadan yararland›k. Bu konuflma metni-nin Türkçesi; Amargi Yaz 2007, Say› 5’de yay›nlanm›flt›r.

** Bkz. Siyasette Kad›n - Erol Tuncer

Page 56: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Kad›nlar listelere yerlefltirilirken, liste s›ralamas›na dair özel bir kural yok-sa; kad›nlar›n listelerde seçilemeyecekleri arka s›ralara yerlefltirildikleri göz-lenmifltir.

Yasaya uymayan partilere düflük para cezalar› biçiminde yapt›r›mlar uy-gulanmas›; özellikle büyük partilerin kad›nlar› seçilebilecekleri s›ralara yer-lefltirmek yerine, para cezas› ödemeyi tercih etmelerini getirmektedir. Burju-va politikan›n tipik ikiyüzlü karakteri burada da a盤a ç›kmaktad›r.

Demek ki, kad›n örgütleri ya da hareketlerinin, ister genel olarak parla-mentolarda, isterse de herhangi siyasi parti ya da örgütte temsiliyetini art›r-mak, erkekle eflitlemek bak›m›ndan al›nacak önlemlerin, konulacak kuralla-r›n uygulanabilirli¤ine dikkat etmenin yan› s›ra; önleyici tedbirler de alma-lar› gerekir. Kota yönteminin uygulanmas›nda a盤a ç›kan bir di¤er dikkatçeken nokta da fludur: Özellikle askeri faflist cuntalar›n uzun y›llar bask› vezulmüne maruz kalm›fl Latin Amerika ülkeleri ile yine soyk›r›m ve savafllar ya-flam›fl Afrika ülkeleri; Bosna-Hersek, S›rbistan, Karada¤, Afganistan ve Irakgibi ülkelerle, eski Do¤u Avrupa ülkeleri, Ortado¤u’da yer alan baz› ülkeler-de cinsiyet kotas› uygulamas›, yeni anayasa oluflturma aflamas›nda gündem-lerine girmifltir.

Hiç kuflkusuz, her bir ülkede kota uygulamas›n›n düzeyi pratikte de¤iflik-likler göstermifltir. Baz› kotalar, aday aday› havuzunu biçim olarak benimser-ken, baz›lar› da, seçilmifl politikalar› hedefler. Yine ayr›lm›fl koltuklar, sabitkota, oranl› kota ve fermuar sistemi de kota biçimleri aras›nda yer al›rlar. Veözel olarak; bütün dünyada 1970’li y›llardan itibaren kad›nlar›n siyasal alan-da temsiliyetinin artt›r›lmas› yolunda kaydedilen geliflmelerin esas olarakkad›n hareketlerinin mücadeleleri sonucunda elde edildi¤ini tekrar pahas›naolsa da ifade etmeliyiz.

Bugün dünyada, kad›nlar›n ifllerin yüzde 70’ini yapt›¤›; ancak refahtanpaylar›na yüzde 1 gibi bir oran düfltü¤ü; siyasal karar mekanizmalar›nda dayüzde 13,9’la temsil edildikleri aç›klanmaktad›r. Bu konuda üç noktan›n alt›-n› çizmekte yarar var.

Birincisi; bütün önleyici tedbirlere ra¤men kad›nlar›n burjuva siyasettekiyeri hala erkeklerle eflit düzeyde temsiliyeti bir yana yüzde 13,9’larda seyre-diyor olmas›d›r.

‹kinci olarak; kad›nlar›n siyasal alanda temsiliyetinin ulaflt›¤› düzey, ger-çekte orta ve burjuva s›n›ftan kad›nlar› kapsamaktad›r. Burada da burjuvasiyasetin s›n›f farkl›l›klar›n› gizleme çabas› dikkatlerden kaçmamal›d›r.

Üçüncü olarak da; verilen istatistikte detayl› bir s›n›fland›rma yerine ya-

Kota yetmez 50/50 eflitlik 57

Page 57: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

p›lan genellemeyle, burjuva kad›n ile iflçi, emekçi kad›nlar aras›ndaki farkyok edilmeye çal›fl›lm›flt›r. Bu veride rahatl›kla ifllerin yap›lmas›nda iflçi veemekçi kad›nlar›n ço¤unlu¤u oluflturduklar›n› söyleyebiliriz. Ancak refah›npaylafl›lmas›nda da tam tersi bir durum söz konusudur. Ve iflçi, emekçi ka-d›nlar›n pay›na düflen oran çok daha düflüktür.

Dünyada genel olarak kad›nlar›n siyasal alanda temsiliyetine iliflkin geneldurum böyle olsa da; bugün kad›n örgütlerinin gündeminin merkezinde po-zitif ayr›mc›l›k ve kota yönteminin yan› s›ra, tam denklik/parite uygulamas›durmaktad›r.

Parite; siyasal alanda, yani parlamentoda, yerel yönetimlerde, kabineler-de ve bütün karar mekanizmalar›nda kad›n ile erke¤in yüzde 50/50, tameflitli¤inin sa¤lanmas› demektir.

16 Eylül 2008 tarihinde Avrupa Kad›n Lobisi taraf›ndan bafllat›lan “50/50eflitlik” kampanyas›na iliflkin yap›lan aç›klamada hedef flöyle belirlenmifltir:

“2008’de dünyada parlamento koltuklar›n›n yüzde 82’sine, Avrupa’da iseyüzde 77’sine erkekler sahip oldu. 2009’da Avrupal›lar yeni bir Avrupa par-lamentosu seçecek ve yeni bir Avrupa Komisyonu belirlemifl olacak. Seçilenve atanan kiflilerse, Avrupa’n›n gelece¤ini flekillendirecek. Demokrasi için50/50 kampanyas›yla siyasette kad›n-erkek eflitli¤ini hedefliyoruz.”

Türkiye’de de 82 kad›n kurumu, Avrupa Kad›n Lobisi’nin (AKL) bu kam-panyas›na destek verdiklerini aç›klad›lar. Ve siyasal bir güç olarak bu kam-panyan›n en güçlü bilefleni DTP’dir.

***Siyasal alanda kad›nlar›n temsiliyetinde dünyadaki adaletsizli¤in Tür-

kiye özelinde çok daha büyük oldu¤unu belirtmeliyiz. Bu co¤rafyada, po-zitif ayr›mc›l›¤›n kad›nla erkek aras›ndaki var olan eflitsizli¤i gidermek il-kesel bir sorun olarak görülüp kabul edilmesi bir yana, gündemlerine dahigirememifltir. Kotay› kad›n örgütleri dile getirdiklerinde de, burjuva siya-sette erkekler an›nda birlik oluflturabiliyorlar. Karfl› ç›k›fllar›n› kotan›n ana-yasadaki “eflitlik” ilkesini bozaca¤› iddias›na dayand›r›yorlar. Oysa, ger-çekte anayasa da yer alan “eflitlik” ilkesinin hiçbir maddi karfl›l›¤› yoktur.Kad›n ve erkekler, yaflam›n di¤er alanlar›nda oldu¤u gibi, siyasal alandada hiçbir zaman eflit koflullara sahip olmam›fllard›r. Bu eflitsizlik ezen ve ezi-lenler bak›m›ndan da böyledir. ‹flbirlikçi sermaye egemenli¤i ezen-ezilenve cins çeliflkisi üzerinde yükselmektedir. Dolay›s›yla, burjuva siyasetçileriniddias›n›n aksine ne pozitif ayr›mc›l›k, ne de kota uygulamas› “eflitlik” il-kesine ayk›r› de¤ildir. Ve bu iddialar›, egemen s›n›f›n siyasetindeki ikiyüz-

Sosyalist Kad›n • bahar 200958

Page 58: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

lülü¤ün kan›tlar›ndan biridir.Pozitif ayr›mc›l›k ve kota sistemine dair anayasa, seçim yasas› ya da bur-

juva partilerin tüzüklerinde yer verilmeyerek karfl› iddialar gelifltirilmesininiki temel nedeni var. Birinci neden; co¤rafyam›zda kad›n hareketinin zay›folmas›d›r. ‹kincisi ise; bu co¤rafyada erkek egemenli¤inin burjuva siyasette-ki gücüdür.

Kota yöntemine karfl› burjuva siyasette flöyle bir tablo mevcuttur:Çiller zaman›nda DYP yüzde 10 kota koymufl. Ancak pratikte bunu karfl›-

layacak bir ad›m at›lmam›flt›r. Sonraki y›llarda da her seçim döneminde ogünkü siyasal atmosfere ba¤l› olarak kad›nlar DYP’nin vitrininde nesne ola-rak bile oldukça s›n›rl› bir yere sahip olmufllard›r. 2007 seçimlerinde de Meh-met A¤ar’›n politikalar›nda geleneksel tutum devam etmifltir.

DSP program›nda, tüzü¤ünde kad›nlar›n siyasal alanda etkinlefltirilerekönünün aç›lmas›na dair herhangi bir yöntem, önlem gündemlerine girme-mifltir. Durumu “genifl ve etkin demokratik kat›l›m” ifadesiyle idare etmekte-dirler.

CHP, Komünist Enternasyonale üye olman›n gereklerinden biri olarak yö-netim kademelerinde yüzde 25 kotay› kabul etmifl olsa da, bunun hangi dü-zeyde uyguland›¤›na dair maddi bilgilere ulaflmak maalesef mümkün olma-m›flt›r. Ancak, CHP’nin de genel ve yerel seçimlerde kad›nlara birer vitrinmalzemesi olarak muamele etmesi, onun bu konudaki prati¤ini yeterinceaç›klamaktad›r.

MHP bu tart›flmaya “kota kad›n-erkek eflitli¤ine ayk›r›d›r” diyerek, bizzatkad›n kollar› taraf›ndan noktay› koymufltur.

Fazilet Partisi için b›rakal›m kotay› cins sorununu bile kabul etmedi¤ini“Öncü Türkiye ‹çin Elele, Kalk›nma Program›”nda ilan ediyor. Ve diyor ki:

“Adaletin vatandafllar aras›nda din, dil, ›rk, mezhep ve düflünce ayr›m›yap›lmaks›z›n gerçeklefltirilmesi ve kanun önünde eflitli¤in sa¤lanmas› dev-letin asli görevidir.”

***Gelelim AKP’ye. Program ve tüzü¤ünde kota ya da pozitif ayr›mc›l›k yer

almamaktad›r. Tutumlar›n›, 2007 yeni yasama y›l›n›n TBMM’deki aç›l›fl resep-siyonunda KA-DER Baflkan› Av. Hülya Gülbahar’›n kota talebini gündeme ge-tirmesi üzerine Erdo¤an’›n verdi¤i yan›tla paylaflal›m:

Erdo¤an’›n ilk tepkisi AKP’nin tüccar zihniyetiyle örtüflür. “Kad›n mal m›ki kota koyal›m!” der. Ve Erdo¤an’›n dile getirdi¤i di¤er aç›klamalar; gerici-dinci AKP’nin siyasal alanda kad›nlar›n temsiliyetiyle ilgili tutumunu özetle-

Kota yetmez 50/50 eflitlik 59

Page 59: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

mektedir.“Kotay› ben eflitlik olarak alm›yorum. ABD’de kota var m›? Fransa’da ko-

ta kaç? Sen Ruanda m› olmak istiyorsun, buyur Ruanda ol. Kotay› kad›nasayg›s›zl›k olarak görüyorum.”*

Erdo¤an bu tart›flmalar›n gündemde oldu¤u dönemde AKP Yerel Yöne-timler Kad›n fiuras›n›n aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada AKP’nin kota konusun-da ki görüfllerini flu sözlerle dile getirdi:“Baz› dernek ç›km›fl diyor ki; kota ko-yun. Afedersiniz, erkeklerin ianesine mi teslim edece¤iz han›m kardefllerimi-zi? Bu iflte tabii ki ehliyet, liyakat arayaca¤›z. ‘Nas›l olsa kota var, bunu bu-raya koymam›z laz›m’ dedi¤iniz zaman olmaz. Ondan sonra yar›n bunun be-deli de ayr› bir flekilde ödetilir.”**

AKP’de kad›nla her alanda kurulan iliflkiyi dinin gerici esaslar›n›n belirle-di¤ini biliyoruz. Dolay›s›yla b›rakal›m “kad›nlar› erkeklerin ianesi”ne teslimetmeyi; kad›nlar AKP dahil, tüm burjuva partilerde erkek egemenli¤ine tes-lim edilmifl, bask› alt›na al›narak kölelefltirilmifllerdir. Dolay›s›yla, Erdo¤an’›nbu söylemi berbat bir demagojiden öte bir anlam tafl›mamaktad›r.

Bütün burjuva partiler, faflistiyle, gerici-dincisiyle, sosyal-demokrat›ylabir anda “eflitlikçi” kesilirken, hangi eflitlik sorusuna hiç dokunmazlar. ‹fl ka-d›nlar›n “ehliyet, liyakat”tan yoksun olduklar› vurgusunu yapmaya geldi-¤inde ise, orac›kta kad›nlara karfl› birleflirler.

***Burjuva siyasette pozitif ayr›mc›l›k ve kotaya yaklafl›m bu tarzda seyredi-

yor. Peki ya legal alanda mücadele eden ilerici, reformist, yurtsever partiler-de durum ne?

Öncelikle bu konudaki hukuksal ve pratik yaklafl›mlar›yla, baflta DTP gel-mek üzere ÖDP’yi ay›rmal›y›z.

DTP, önceli DEHAP tüzü¤ünden devrald›¤› pozitif ayr›mc›l›k ilkesi bafltagelmek üzere, kad›nlar›n siyasal alanda kazan›mlar›n› pekifltirecek, durumu-nu de¤ifltirecek bir dizi kural› da aynen korur. DEHAP’ta belirlenen yüzde 35cinsiyet kotas›n› DTP yüzde 40’a ç›kar›r. Eflbaflkanl›k sistemiyle kad›nlar›n enüst düzeyde erkekle eflit temsiliyetini sa¤lar. Bütün parti örgütlerinde yerelve genel seçimlerde belirlenen kotaya DTP fiilen de uyar. Kad›n kollar› DTP’deözerktir. Ve 2008 y›l›nda oluflturulan DTP Kad›n ‹l ve ‹lçe Meclisleriyle, siyasalalanda kad›nlar›n önünün aç›lmas›, temsiliyetinin büyütülmesi hedeflenmifl-tir. Ayr›ca DTP, Avrupa Kad›n Lobisi’nin “50/50 eflitlik” kampanyas›n›n bu

Sosyalist Kad›n • bahar 200960

* Radikal Gazetesi, 2.10.2007** Age

Page 60: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

co¤rafyadaki baflta gelen destekçisidir.Pozitif ayr›mc›l›k ve kotaya tüzü¤ünde yer veren ÖDP ise kotay›; her dü-

zeyde yüzde 33 olarak belirlemifltir. Ancak koflullar›n bu durumu oran› aflt›¤›her durumda uygulaman›n kad›nlar lehine olaca¤›n› da belirtmifltir.

Bu iki parti d›fl›nda, pozitif ayr›mc›l›k ve kota konusunda di¤er partilerdegeleneksel erkek egemenli¤i sürmektedir. ‹ster genel ve yerel seçimler olsun,isterse de parti örgütlerinde kad›nlar›n kat›l›m›n› sa¤laman›n, yükseltmeninbiçim ve araçlar›ndan kota ve pozitif ayr›mc›l›k ilkesine program ve tüzükle-rinde yer verilmemifltir. Bu tart›flmalar, EMEP’inden TKP’sin hiçbirinin gün-demlerine bile girmemifltir. Yak›n zamanda kongresini gerçeklefltirenEMEP’in 35 kiflilik MYK’s›na yaln›zca 4 kad›n›n girmifl olmas›; EMEP’in bu ko-nudaki durumunu yeterince aç›klamaktad›r.

Tesadüf mü, ‹lgisizlik mi, Duyars›zl›k m›?

Pozitif ayr›mc›l›k ilkesi, kota ve parite… Kad›nlar›n siyasal alanda temsi-liyetini sa¤laman›n, artt›rman›n biçimleridir. Burjuva siyasette ve legal alan-da örgütlenmifl siyasi partilerin bu konudaki yaklafl›mlar›n› genel ve yerel se-çimlere; partilerin örgütsel yap›lar›na, tüzüklerine bakarak de¤erlendirdik.Böyle bir de¤erlendirmede kaç›n›lmaz olarak, burjuva parlamentoda kad›n-lar›n temsiliyeti konusundaki pratikler a¤›rl›k noktas›n› oluflturdu. Ancak,baz› devrimci, komünist politik öznelerin seçimlerdeki s›n›rl› deneyimlerinid›flta tutacak olursak, bu parti ve örgütlerin önemli bir kesimi seçimlere ka-t›lm›yor. Varolan deneyimler üzerinden de bu konuda de¤erlendirme yap-mak isabetli/do¤ru olmaz. Bu nedenle, pozitif ayr›mc›l›k ilkesinin kota ve pa-rite uygulamas›nda devrimci, komünist parti ve örgütlerin hukuklar›nda biryeri olup olmad›¤› üzerinden bir tart›flma yapmak gerekti¤ini düflünüyoruz.

Kad›n hareketinin gündemine giren birçok talebin devrimci, komünistparti ve örgütlerde gecikmeli olarak gündemleflmesi ya da uzunca bir süregündem olamamas› dikkate de¤er bir durumdur. Bu ilgisizlik ya da eksikli-¤in nedenlerini iki temel noktada toplamak mümkün. Birincisi; bu politikparti ve örgütlerin saflar›nda mücadele eden kad›n kadro ve militanlar›nhangi düzeyde kendi sorunlar›n› sahiplendikleri, bilince ç›kard›klar›, bir cinsbilinciyle örgüt içi mücadele yürütüp yürütmedikleridir. ‹kinci olarak da;program, tüzük ve örgütsel iflleyiflleriyle erkek do¤an devrimci, komünistparti ve örgütlerde kad›nlarla kurulan iliflkide fiilen erkek egemenli¤inin de-vam etmesidir.

Devrimci, komünist parti ve örgütlerde, 20. yüzy›l›n bafllar›nda kad›nla-

Kota yetmez 50/50 eflitlik 61

Page 61: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

r›n devrime, s›n›f mücadelesine kazan›lmas› gerekti¤i fikir gündemleflmifltir.III. Enternasyonale ba¤l› komünist partilerin, kad›nlar aras›nda faaliyetinözel olarak örgütlenmesinin biçim ve araçlar›n›n oluflturulmas› karar› al›n-m›flt›r. Bu do¤rultuda da; kad›n kurullar›, komisyonlar› kurulmas›, partili vepartisiz kad›n konferanslar›n›n örgütlenmesi gibi biçimler önerilmifltir. An-cak, Uluslararas› Komünist Kad›n Hareketi’nin o döneme ait belgelerinden;Enternasyonale üye birçok partinin bu karara karfl› ayak diredi¤ini biliyoruz.Türkçeye çevrilmifl kaynaklardan inceledi¤imiz kadar›yla, bu karar› uygula-yan en güçlü partilerde dahil olmak üzere, komünist partilerde kad›nlar›nyönetim ve karar organlar›nda temsiliyeti hep geri düzeylerde olmufltur. Ko-münist partilerin tüzüklerinde de, kad›nlar›n parti yönetimlerinde temsiliye-tini artt›rmaya yönelik pozitif ayr›mc›l›k, kota ya da parite gibi herhangi birönlem yer almam›flt›r.

Bugün aç›s›ndan illegal örgütlenmifl devrimci, komünist partilerin örgüt-sel bileflimi, yönetici organlar ve karar mekanizmalar›nda kad›nlar›n hangioranda yer ald›klar›, temsil edildiklerine dair verilere dayanan somut bir tar-t›flma yapmam›z mümkün de¤il. Ancak, genel olarak devrimci ve komünistpolitik öznelerin tüzüklerinde pozitif ayr›mc›l›k ilkesinin ve kota yöntemininyer almad›¤›n› biliyoruz. Bu sorunlar›n ilgili parti ve örgütlerin yay›n organ-lar›nda somut bir sorun olarak gündemlerine girmemesi de, bir tesadüf ol-masa gerek. Çünkü onlar (de¤iflik düzeylerde istisnalar hariç) iflçi, emekçi, evemekçisi ve genç kad›nlar aras›nda devrimci faaliyetin özel olarak örgütlen-mesi, özel biçim ve araçlar›n yarat›lmas› gerekti¤ini güncel politik bir görevolarak görüp iliflkilenmemektedirler. Durum bu minvalde olunca da; kad›n-lar›n politik alanda temsiliyetini artt›rmak, erkek kadro ve militanlarla koflul-lar›n› eflitlemenin yollar›ndan pozitif ayr›mc›l›k ilkesi, kota ya da parite gibiönlemler almak bir yana, tart›flm›yorlar bile…

‹flçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kad›nlar›n devrimci, komünist politika-ya kat›l›mlar›n›n önünde say›s›z zorluklar ve engeller var. Devrimci, komünistpolitikan›n görevi tam da bu engellerle, zorluklarla savaflmak ve aflmak; ka-d›nlar›n etkin ve sürekli kat›l›m›n›, özneleflmelerini sa¤layacak yönde ilerle-mektedir. Bu do¤rultuda kimi politik öznelerde anlaml› geliflmeler vard›r, ki-minde olumlu k›p›rdanmalar görülmektedir. Ancak burada temel noktay›,kad›nlar›n devrimci parti ve örgütlerde temsiliyetinin her düzeyde artt›r›lma-s›, özneleflmesi, koflullar›n›n erkekle eflitlenmesi oluflturmal›d›r. Yine, pozitifayr›mc›l›k temel siyasi bir ilke olarak tüzüklerde ifade edilmekle kal›nmama-l›; kota yöntemi benimsenmeli ve hedefe 50/50 eflitlik konulmal›d›r. �

Sosyalist Kad›n • bahar 200962

Page 62: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Kota yetmez 50/50 eflitlik 63

Page 63: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

‹nsan›n yerleflik yaflama geçiflinde, kad›n ilk ta-r›msal üretimi gerçeklefltiren cinstir. Kimi el zanaat-lar› da ilk olarak kad›n taraf›ndan bulunmufltur. Er-kek, av peflinde sürekli hareket halinde oldu¤u içintar›msal üretim, hayvanlar›n evcillefltirilmesi ve elzanaatlar›nda do¤al olarak geridir.

Erke¤in sosyalleflme ve üretim faaliyetinde ilerle-mesi, kad›n ile kurdu¤u iliflki sayesinde h›zlan›r. Yer-leflikli¤e geçiflte erkek, kad›n›n yan›nda ikincil, be-ceriksiz, ona sad›k, onun hizmetinde, ona öykünürdurumdad›r.

Kad›n›n erkek karfl›s›nda ilk tarihsel yenilgisi ka-r›-koca evlili¤i biçiminde sosyal organizasyona raz›olmas› ile gerçekleflir. Özel mülkiyetin ortaya ç›kma-s›, art›k ürünün sahipli¤i, birikmifl ilk servetin devri(miros), babal›k hukukunun do¤uflu bu yenilgiyi pe-kifltirir ve kad›n süratle ikinci cins-insan konumunaitilir.

Kentlerin ilk ortaya ç›k›fl› ataerkil döneme denkgelir. Ancak anal›k hukuku ve kad›n halen toplulukiçinde a¤›rl›¤›n›, önemini korumaktad›r. Dolay›s›yla,kentin kuruluflunda, mimarisinde, savunmas›nda,kent yaflam›nda kad›n halen etkindir.

Kad›n, iktisadi yaflamdan ve üretimden giderekkopar›lmakta ve göksel anlamlar, mistik roller yükle-nerek, toplumsal yaflam›n üstünde -aammaa dd››flfl››nnddaa- bir

Kentlerin cinsiyeti erkektir 63

Kentlerin Cinsiyeti Erkektir

Kentlerin kurulufl süreci

iktisadi faaliyetinkad›n›n elinden

erke¤in eline geçifl sürecidir ayn›

zamanda. Kad›nyeryüzünden

gökyüzüne yükseltilirken, el

zanaatç›l›¤›erke¤e devredilir,tar›msal üretimde

erkek baflrolegeçer.

Page 64: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

konuma yükseltilir. Kentin en önemli mekan›, ibadet merkezleri-tap›naklar-d›r. ‹lk tap›naklar, ana kraliçe, tanr›ça, rahibe motifleri esas al›narak inflaedilir.

Kentlerin kurulufl süreci iktisadi faaliyetin kad›n›n elinden erke¤in elinegeçifl sürecidir ayn› zamanda. Kad›n yeryüzünden gökyüzüne yükseltilirken,el zanaatç›l›¤› erke¤e devredilir, tar›msal üretimde erkek baflrole geçer. Er-ke¤in yeryüzüne kök salmas› (saban› topra¤a saplay›p sürmesi, kad›n› döl-lemesi) iktidarlaflma sürecinin bilinç evresini de gelifltirir.

Kentler önce, toplulu¤un savunulmas› için etraf› yüksek duvar, a¤aç vebentlerle çevrili yerleflim yeri olarak do¤ar. Savunulacak fley yaln›zca toplu-lu¤un yaflam› de¤ildir. fiimdi toplulu¤un birikmifl serveti ve art›k ürünü var-d›r. Ortak mülkiyet olgusu henüz ortadan kalkmam›flt›r, özel mülkiyet ise as-keri flef ve kar›-koca evlili¤inde ‘koca’n›n elinde toplanmaktad›r. Henüz,basit toplu yerleflim yeri niteli¤indeki bu merkezlerde takas ve de¤ifl tokuflgeçerlidir. Dost ve düflman kabile-afliretle iliflkiler anasoy üzerinden sür-mektedir. Kad›n de¤ifl-tokuflu, kad›n için bafll›k vermek, kabileler aras›dostluk için gereklidir. Kad›n›n bafll›k karfl›l›¤› evlenmesi, mal de¤ifl-toku-fluna konu edilmesi o dönmede mmaall karfl›l›¤› sat›lmas› anlam›na gelmiyor.Düflman kabile ile bar›fla arac› olmak, bir baflka kabile ile kad›n arac›l›¤›ylakurulan akrabal›k, söz konusu topluluklar için hayati önemdedir. Ve kad›n,bu özellikleri nedeni ile büyük sayg› görür, topluluk yaflam›nda sözü geçer,önemli konularda onay› istenir vb.

Takas›n yerini ticaretin almas› ve ya¤malama amaçl› savafllarla birikmiflservetlerin, hayvanlar›n, art›k ürünlerin yeni bir iktisadi ve yaflam alan›ndaifade etmesiyle kentler, Garnizon Kent ve Panay›r Kent (ticaret- al›fl verifl)biçiminde dönüflüm geçirdi ve büyümeye, geliflmeye bafllad›. Anasoylutopluluk hukuku, özel mülkiyet, babal›k hukuku ve s›n›fsallaflmayla birlikteyenilmifl, art›k geride kalm›flt›r. Kad›n›n elinde kalan son mevzi-mevki dedüflmüfl, göksel niteliklerini de kaybetmifltir. Tap›naklar, yeni üretim tarz›-na uygun olarak erkekler taraf›ndan kuflat›lm›fl, kad›n yeryüzündeki konu-mundan sonra göksel mevkilerden de uzaklaflt›r›lm›fl, tap›naklardan kovul-mufltur. Tanr›ça, ana kraliçe, rahibe figürleri yerini tanr›, tanr›-kral, rahip-ler al›r. Tanr›çalar tanr›lar›n hizmetine koflulmufltur, kad›n, art›k erke¤in kö-lesidir. Hastal›klar› iyilefltiren, bilinmeyen felaketler karfl›s›nda koruyucu,ürünün bereket sembolü, kabileler aras› iliflkilerde bar›fl›n güvencesi kad›nyoktur.

Kad›n erke¤in kar›s›d›r, servetini miras b›rakaca¤›, soyunu devam ettire-

Sosyalist Kad›n • bahar 200964

Page 65: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

cek o¤ullar do¤uracak ataerkil toplumun do¤urgan diflisidir. Köle pazarla-r›nda yüksek fiyata sat›lacak mal, haremde zevk arac›, cariye olarak hediyenesnesidir. Tap›naklarda topluluk için özgür ve törensel cinsel birleflme, ka-d›n›n soka¤a at›lmas›yla birlikte fuhufl biçimini alm›fl, toplulu¤un kad›n-er-kek ortak e¤lenme ve flenliklerinin yerine, mesle¤i ‘hayat kad›nl›¤›’ olan ka-d›nlarla para karfl›l›¤›nda oynaflma ve cinsellik geçer. Kad›n, fleytanla iflbir-li¤i yapm›flt›r, bütün felaketlerin suç orta¤›d›r, u¤ursuzdur, bereketsizdir.Hastal›k yayar, büyü yapar, erke¤in gücünü tüketir, toplulu¤a bela getirir.

Garnizon Kentte kad›n, köle ve ‘fahifle’ olarak bir ‘de¤er’ tafl›r. Erkek sa-vaflç›n›n e¤lence arac›d›r, köle olarak savafl ganimetidir. Toplumsal ve ikti-sadi yaflamda yeri yoktur kad›n›n.

Panay›r Kent, soylu kad›nlara, tüccar efllerine, kent ileri gelenleri ve aris-tokrat tabakadan kad›nlara aç›kt›r. S›n›fsal konumlar› ve toplumsal konum-lar› itibariyle toplumsal yaflamda bir yer tutarlar, ancak ba¤›ms›z kad›n cin-si olarak de¤il, bu s›n›f ve tabakadan erkeklerin efli, annesi, sevgilisi vb. ola-rak yine erkeklere tabi olarak an›l›rlar.

‹lkel komünal toplumda sahip olduklar› ve gelifltirdikleri el zanaatç›l›¤›mesleklerini kaybettikleri aflamadan itibaren, s›n›fl› toplumla birlikte kuru-lan kentlerde üretime do¤rudan kat›lma imkanlar›ndan da mahrum kalm›fl-lard›r. (Tar›mla u¤raflan ailelerde ve k›rl›k bölgelerde kendi hesab›na de¤il,ailenin ve toprak sahibinin yani sonuçta yine erke¤in hesab›na gerçeklefltir-di¤i üretimde ürün kendisine ait olmaz.)

Kentler ve kent yaflam›, kad›n› hesaba katmaz, kad›na yer yoktur, kad›-n›n kendisini gerçeklefltirmesinin hiçbir koflulu da yoktur. S›n›flara bölün-müfl toplum, kent yaflam›nda orta ve üst s›n›flara mensup kesimlere siyasi,kültürel, ticari f›rsatlar, temsiliyet ve yönetsel imkanlar tan›r. Ancak toplu-mu yatay bölen cinsiyet farkl›l›¤› köle cins, ikinci s›n›f insan kad›na bu ola-naklar› sunmaz.

Köleci toplum ve Ortaça¤, tüm derebeylik feodalite ça¤› boyunca kent-ler sosyoekonomik konumundan kaynakl› kad›n› görmezlikten gelir, dikka-te de¤er bulmaz. Kentin kap›lar› kad›na kapal›d›r. Kentlerin cinsiyeti erkek-tir.

Kapitalizmle birlikte sermaye, kad›n› “keflfetti”. Kad›n da farkl› cins ol-man›n d›fl›nda insan olarak da kendini gerçeklefltirme flans› yakalad›¤› içinsermayenin ça¤r›s›na uydu. Ucuz emekti, metayd›, tüketim nesnesiydi, e¤-lence sektörünün vazgeçilmez unsuruydu, vitrindi, hizmet sektöründe yete-nekliydi vs. Kad›n olarak, yine köle ikinci s›n›f insan, yine erke¤e tabiydi,

Kentlerin cinsiyeti erkektir 65

Page 66: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

ama üretime dolays›z kat›larak kendini gerçeklefltirme yollar›-kanal› açmaimkan›na da sahipti.

Kapitalizm kenti dönüfltürürken kad›n› dikkate almamazl›k yapamazd›.Üretim ve tüketim organizasyonlar› kad›n› hem üretici hem de tüketici ola-rak sisteme dahil ediyordu. Paralel olarak geliflen ve dönüflen siyasi ve ikti-sadi, sosyal kültürel alanlarda erkek egemen anlay›fl yine geçerliydi. Üreti-min geliflmesi, sanayinin büyümesi-geliflmesi; teknolojideki ilerlemeler top-lumsal yaflamdaki geliflimleri (s›n›f mücadelesi) izlerken, kad›n da bu gelifl-me ve ilerlemeye dahil oluyordu.

Yeni mesleklerin ortaya ç›kmas› kad›n›n tekrar meslek sahibi olarak top-lumsal yaflama kat›lmas›n›n önünü aç›yordu. Bilimsel teknolojik yenilikler,e¤itim f›rsat›, kad›n›n yetenek ve potansiyelini görünür k›lmada, a盤a ç›-karmada olumlu rol oynuyor, “erkek mesleklerine” de yatk›nl›¤›n› ortayakoyuyordu.

Burjuvazinin s›n›f olarak sahneye ç›kmas› ve siyasi iktidar› ele geçirmekiçin yürüttü¤ü mücadelelerde, kad›n da di¤er toplumsal tabakalarla birlik-te etkin biçimde kat›l›r. Kad›n cins olarak hala gündemde de¤ildir. Bu mü-cadeledeki kazan›mlar› asgari insan hak ve özgürlükleri ile s›n›rl›d›r. Kapi-talizmle birlikte üretim sürecinde ve toplumsal yaflamda yeni roller kazanankad›n ayn› zamanda bir cins bilinci de edinmeye bafllar. Kad›n bu dönem-de hem toplumsal yaflam›n de¤ifliminde hem de erkek cinsle eflitlik mücade-lesinde yeni bir süreç bafllat›r.

Ama kentin cinsiyeti halen erkektir. Kad›n› hesaba katarak oluflturulanhemen tüm mekanizmalar, siyasal toplumsal örgütlenmeler k⤛t üzerindekad›na aç›k, fiili olarak erkektir. Kapitalizmin kad›nla ilgili tutumlar› ikiyüz-lüdür. Burjuva kentte kad›n nesnedir.

Tüketime sunulmufl metad›r. Kad›n kendisine yüklenen bu misyona raz›olur, buna uygun davran›rsa kentin imkanlar›ndan yararland›r›l›r. O, koca-s›na iyi bir efl, çocu¤una iyi bir anne olarak kendisine yüklenen toplumsalrolleri baflar›yla yerine getirdi¤i oranda makbuldür. Kentin sahibi erkektir,kad›n onun kkaappaattmmaass››dd››rr..

Kentlerin kuruluflunda, iktidar› temsil eden yap›lar merkezde infla edilir.Resmi binalar, kamusal yönetim merkezleri, sanayi-ticaret yönetimleri, ca-mi-kilise-ibadethane vs. genifl meydana bakar, alana hakimdir. Mimarisiiktidar ruhunu yans›t›r. ‹nsanlar›n toplanabildikleri bu yerlerde bu binalarheyula gibi yükselir.

Caddeler ve sokaklar erke¤in egemenli¤i alt›ndad›r. Kad›n ‘düflman’

Sosyalist Kad›n • bahar 200966

Page 67: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

topraklar›nda ilerliyormuflças›na her an sald›r› tehdidi alt›ndad›r.Kad›na hitap eden iflyerleri, al›flverifl merkezleri kad›nca bir hassasiyeti

gözetme amac› gütmez, kad›n› tüketime zorlamak, teflvik etmek amaçlan›r.Kapitalizm kad›n› evden ç›kmaya zorlar, ama kad›na özgürlük vermek içinde¤il, ucuz eme¤ini sömürmek ve tüketim için. Kad›n›n kentte ulaflabildi¤ialanlar bu iki amaçla dizayn edilmifltir. Sosyal kültürel aktiviteler, e¤lenmevb. ya erkek merkezlidir ya da erke¤e efllik etmek için ancak kad›n› kabuleder. “Kad›n kad›na” görüflmek e¤lenmek, dinlenmek amaçla kurulmuflsektörler erke¤in taklidi ve erkekçe düflünüflün ürünüdür.

Kapitalizm anneli¤i kutsarken kad›n›n eve, çocu¤a, kocaya mahkumeder. Çocuk anne iliflkisi iki türlü ba¤›ml›l›k üretir, çocuk anneye ba¤›ml›d›r,anne-kad›n geleneksel aile ba¤lar›na.

Kad›n erkeklefltikçe ataerkil yap›n›n tamamlay›c›s›, devamc›s› olarak so-ka¤a–kente ç›karsa kabul görür, onaylan›r. Hatta bu koflulda erkekten hemsayg› görür, hem sosyal konu ve statüsüne göre erkek kad›na boyun e¤er.Ama kad›n›n kad›n olarak ad› yoktur.

Merkezden çevreye do¤ru gittikçe siyasi egemenli¤in hegemonyas› za-y›flarken, ataerkil yap›n›n, soy yap›s›n›n hegemonyas›na girer kad›n. Otur-du¤u yerde koca-baba-a¤abey iktidar›, sokakta her kesimden erkek, iflye-rinde patron, her taraftan erkekle kuflat›lm›fl durumdad›r.

Burjuva kentte erkekler, egemenli¤ini farkl› s›n›fsal, toplumsal kesimdenerkeklerle birbirine devrederek hegemonyas›n› her noktada ayr› ayr› sürdü-rür. Kad›n›n kendini gerçeklefltirme, kendini yaflama alanlar› son derece s›-n›rlanm›flt›r ve sonuç olarak yine her noktada erke¤in denetiminden geçer.Her alanda erkekle mücadele etmek zorundad›r kad›n.

Kendini gerçeklefltirmeye katk›da bulunacak, toplumsal yaflam›n yükle-di¤i kad›nca yük ve prangalardan onu kurtaracak hafifletecek sosyal re-formlar kad›n›n cinsel, s›n›fsal kurtulufl mücadelesine at›lmas›n› kolaylaflt›-racakt›r elbette. Ama bu, yine de kentin erkek yap›s›n› sarsmayacakt›r. Ka-pitalizmde kent, soyut bir kullan›c›ya sunulmufltur. Bu, “iiddeeaall” insand›r.‹deal insan, erkektir. Çevresel faktörler ve fakl› kimlikler yok say›lm›flt›r.

Kad›n›n, cins olarak kendisini yaflayabilece¤i kent, siyasi-iktisadi-top-lumsal ve mimari bak›mdan yeniden kurulabilir. Kad›n erkek eflitli¤i teme-linde de¤il, kad›n› erke¤e eflitleme çabalar›na h›z vererek de de¤il, kad›n›nfarkl› bir cins olarak kabul edilmesini ön koflul olarak esas alacak, kad›nmerkezli bir yeniden kurucu dünya görüflü ile mümkün olacak. Bu eksen ay-n› zamanda insan›n insanlaflmas› serüveni bak›m›ndan da yeni bir evredir.

Kentlerin cinsiyeti erkektir 67

Page 68: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Kapitalist kentte kad›n›n mücadele konular›

Pratik ve dönüfltürücü tedbir olarak toplumsal yaflam›n gündelik iflleriniyürüten, yöneten her düzeyde kamusal organa kad›n cinsine göre özerk gö-rev ve organlar oluflturmak geçifl aflamas› için gereklidir. Toplumun yar›s›n›oluflturan kad›na göre ona hitap etmek üzere, onu hesaba katarak kentin er-kek kimli¤i y›k›lmal›, yeniden kuruluflun her aflamas›nda-kademesinde ka-d›n›, kad›n›n özgürleflmesini, kad›n kat›l›m›n› sa¤lama, esas amac›na hiz-met edecek biçimde gerçeklefltirilmelidir.

Kad›n›n cins olarak ortaklaflan konu ve gündemleri s›n›fsall›k temelindeayr›flmalar gösterir. Her iki s›n›ftan ve ara s›n›flardan kad›n›n kentten bek-lentileri de farkl›l›k gösterir.

Kad›n kimli¤ini gören ve toplumsal cinsiyetçili¤in afl›lmas› için;

Kentte çal›flan kad›n olmak, özel bir durumdur. Kad›n, ifl yaflam›na kat›-l›m› ile birlikte yeni bir sorumluluk üstlenmifltir. Bu nedenle evi ile çocuk ba-k›m yuvalar›, krefl, çocuk oyun alanlar›, park, spor alanlar›, pazar vb. me-kânlar aras›ndaki eriflilebilirli¤in kad›n›n ifl yükünü asgariye indirecek bi-çimde sa¤lanmas› gerekmektedir.

Ulafl›m konusundaki talepler, her s›n›ftan kad›n›n kentteki tüm mekanla-ra kolay eriflimini sa¤lamak üzere “toplu tafl›m” a¤›rl›kl› ve kad›n›n kentteço¤unlukla yaya oldu¤u göz önüne al›narak, “yaya ulafl›m›” a¤›rl›kl› politi-kalara yönelik olmal›d›r.

Kad›n aç›s›ndan çocuk arabalar› için düzenlenmifl toplu tafl›m araçlar›kad›n›n kentsel yaflama kat›l›m›n› kolaylaflt›racak önemli bir taleptir. Gü-venli toplu tafl›ma olanaklar›n› art›rmak, yüksek nitelikli yaya kullan›malanlar› gelifltirmek gerekmektedir.

Cinsiyet ayr›m›n›n yeniden üretildi¤i mekansal kurgular ve kent mekan-lar›n›n tek cinsiyetli kullan›m› reddedilmeli, ortak kullan›m› esas alan birmekan kurgusu hedeflenmelidir.

Kent mekanlar›n›n kad›n taraf›ndan kullan›m›n› kolaylaflt›racak yeni dü-zenlemeler yap›lmal›d›r. Bu anlamda; hamile ve çocuklu kad›n için hemze-min geçitler, kullan›m aç›s›ndan sorun yaratmayan yükseklikteki kald›r›m-lar, kald›r›mlarda çocuk arabalar› için rampalar talep edilmelidir.

Kentte, kamusal yaflama kat›l›m için öncelikle kad›n›n kendisini yenidenüretebilece¤i ve ifl yükünü azaltabilece¤i olanaklara sahip olmas› gerek-mektedir. Bu nedenle; çocuk bak›m yuvalar›, krefl, çocuk oyun alanlar›,park, spor alanlar›, pazar vb. kullan›mlar›n yer almas›, kad›na bofl zaman

Sosyalist Kad›n • bahar 200968

Page 69: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

olana¤› sa¤layacak ortak çamafl›rhane ve ortak yemek ünitelerinin düzen-lenmesi, kad›n›n kültürel geliflimi aç›s›ndan kütüphaneler, sinema, tiyatrovb. olanaklar›n sa¤lanmas› talep edilmelidir.

Ço¤unlukla ev içinde çal›flmak zorunda kalan kad›n için,-üretimin ör-gütlendi¤i ve sunuma haz›rland›¤›- toplum merkezlerinin ve yine özelliklekad›n›n baflvuraca¤›, psikolojik destek alaca¤›, üretime kat›labilece¤i “ba-r›nma evlerinin” her kentte olmas› gere¤i ifade edilmelidir.

Büyük ço¤unlu¤u okuma yazma bilmeyen emekçi kad›n›n kentsel yafla-ma kat›l›m› için kentte yol haritas› olacak yeni bir bilgi iletim sistemi (gör-sel veya iflitsel) hayata geçirilmelidir.

Gece ve gündüz kullan›m›na uygun ayd›nlat›lm›fl mekanlar, çevre kalite-si yüksek, bak›ml› mekanlar, iyi ayd›nlat›lm›fl, kör köfleleri, sa¤›r duvarlar›olmayan güvenli mekanlar, alt-üst geçitler yerine hemzemin geçitler, kad›naç›s›ndan önemli taleplerdir.

Çocuk oyun alanlar›, park, spor alanlar› vb. gibi alanlar›n farkl› zamandilimlerinde kullan›labilir, iyi ayd›nlat›lm›fl ve bak›ml› olmalar› gere¤i kad›naç›s›ndan önemle vurgulanmal›d›r. �

Kentlerin cinsiyeti erkektir 69

Page 70: Sosyalist Kad›n · günki verili gerçekli¤iyle önüne daha büyük hedefler koyarak, dergiye de¤i-flik düzeylerde katk›larda bulunacakt›r. Ulaflt›¤›m›z di¤er

Sosyalist Kad›n • bahar 200970