ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı demokrasi ... · ve Özel yaşam hakkının...

16
“örgütlü emek, sağlıklı toplum” Sayı: 230 Haziran 2017 www.ttb.org.tr g ün dem... Kişisel Sağlık Verileri Korunmalıdır! Prof. Dr. Raşit Tükel’in yazısı sayfa 3’te 4 Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin kadro ilanı iptal edilmelidir 4 TTB’nin uluslararası temasları sürüyor 9 Sigortacının avukatına vekâlet verme zorunluluğu durduruldu! 2 TTB’ye adanmış bir ömür: Dr. Şükrü Güner 14 Türkiye en çok göç alan ülke 689 sayılı KHK ile Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki görevlerinden ihraç edilen 2010-2014 dönemi TTB Merkez Konseyi üyesi ve halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zencir ve çocuk cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Nergül Çördük’ü meslektaşları, hastaları ve öğrencileri uğurladı. Mehmet Zencir ve Nergül Çördük’ün yanındayız! İstanbul Tabip Odası’nca hazırlıkları sürdürülen “Timsah” oyunu, 27 Mayıs 2017 Cumartesi akşamı Şişli Kent Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde sahnelendi. Oyun gördüğü yoğun ilgi üzerine, 19 Haziran 2017 Pazartesi akşamı Caddebostan Kültür Merkezi’nde tekrar sahnelendi. Akademi, sanat, barış her yerde! 10-11 AKP Hükümeti, yeni bir düzenlemeyle kamuda çalışanlara verilmesi gereken işçi sağlığı hizmetlerini 2020 yılına erteledi. TTB, DİSK, KESK ve TMMOB iş kazaları ve meslek hastalıklarının artacağı uyarısında bulundu. Milyonlarca emekçi, işçi sağlığı hizmetlerinden mahrum ediliyor! 13 Manisa’daki askeri birliklerde yaşanan gıda kaynaklı salgının ardından iki kez açıklama yapan TTB, askeri birliklerde acilen halk sağlığı hizmet yapılanmasının oluşturulması ve taşerona son verilmesi gerektiğini bildirdi. Manisa’daki salgın ciddi bir gıda güvenliği sorunudur 14 TTB 68. Büyük Kongresi’nde OHAL ve KHK’lere karşı mücadele, dayanışma ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı 10 Haziran 2017 Cumartesi günü toplanan 68. TTB Büyük Kongresi, OHAL’in kaldırılmasını, KHK’lerin geri çekilmesini, haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilmiş hekimler ve kamu çalışanlarının görevlerine iade edilmesini istedi. OHAL ve KHK’lerin yarattığı mağduriyetlere karşı mesleki dayanışmanın yükseltilmesine karar verilen Büyük Kongre’de, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlılık taahhüdünde bulunuldu. Demokrasi olmadan sağlık olmaz! 7-8-9 Medikal firma temsilcisi olduğu iddia edilen bir kişi, tartıştığı Dr. Muhammed Sait Berilgen’i silahla vurarak ağır yaraladı. Berilgen tüm çabalara karşın kurtarılamadı. Sağlıkta şiddet sona ersin! 5 6 15 Kişisel verilerin korunması insan hakkıdır Hekimler Adalet Yürüyüşü’ne katıldı Türk Tabipleri Birliği ve çeşitli tabip odalarından yönetici ve temsilciler Adalet Yürüyüşü’ne katıldı. 12

Upload: others

Post on 13-Jul-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

“örgütlü emek, sağlıklı toplum” Sayı: 230 Haziran 2017www.ttb.org.tr

gündem...

Kişisel SağlıkVerileri

Korunmalıdır!

Prof. Dr. Raşit Tükel’in yazısı sayfa 3’te

4Sağlık BilimleriÜniversitesi’nin kadro ilanıiptal edilmelidir

4TTB’nin uluslararasıtemasları sürüyor

9Sigortacının avukatına vekâlet verme zorunluluğu durduruldu!

2TTB’ye adanmış bir ömür: Dr. Şükrü Güner

14Türkiye en çok göç alan ülke

689 sayılı KHK ile Pamukkale Üniversitesi TıpFakültesi’ndeki görevlerinden ihraç edilen 2010-2014dönemi TTB Merkez Konseyi üyesi ve halk sağlığı uzmanıProf. Dr. Mehmet Zencir ve çocuk cerrahisi uzmanı Doç. Dr.Nergül Çördük’ü meslektaşları, hastaları ve öğrencileriuğurladı.

Mehmet Zencir ve NergülÇördük’ün yanındayız!

İstanbul Tabip Odası’nca hazırlıklarısürdürülen “Timsah” oyunu, 27 Mayıs2017 Cumartesi akşamı Şişli Kent CemilCandaş Kültür Merkezi’nde sahnelendi.Oyun gördüğü yoğun ilgi üzerine, 19 Haziran 2017 Pazartesi akşamıCaddebostan Kültür Merkezi’nde tekrar sahnelendi.

Akademi, sanat, barış her yerde!

10-11

AKP Hükümeti, yeni bir düzenlemeylekamuda çalışanlara verilmesi gereken işçisağlığı hizmetlerini 2020 yılına erteledi.TTB, DİSK, KESK ve TMMOB iş kazalarıve meslek hastalıklarının artacağı uyarısında bulundu.

Milyonlarcaemekçi, işçisağlığıhizmetlerindenmahrum ediliyor!

13

Manisa’daki askeri birliklerde yaşanangıda kaynaklı salgının ardından iki kezaçıklama yapan TTB, askeri birliklerdeacilen halk sağlığı hizmet yapılanmasınınoluşturulması ve taşerona son verilmesi gerektiğini bildirdi.

Manisa’dakisalgın ciddi birgıda güvenliğisorunudur

14

TTB 68. Büyük Kongresi’nde OHAL ve KHK’lere karşı mücadele, dayanışmave toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı

10 Haziran 2017 Cumartesi günü toplanan 68. TTB Büyük Kongresi, OHAL’in kaldırılmasını,KHK’lerin geri çekilmesini, haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilmiş hekimler ve kamuçalışanlarının görevlerine iade edilmesini istedi. OHAL ve KHK’lerin yarattığı mağduriyetlere karşımesleki dayanışmanın yükseltilmesine karar verilen Büyük Kongre’de, toplumsal cinsiyet eşitliğineduyarlılık taahhüdünde bulunuldu.

Demokrasi olmadansağlık olmaz!

7-8-9

Medikal firma temsilcisi olduğu iddiaedilen bir kişi, tartıştığı Dr.Muhammed Sait Berilgen’i silahlavurarak ağır yaraladı. Berilgen tüm çabalara karşınkurtarılamadı.

Sağlıkta şiddet sona ersin!

56

15Kişisel verilerin korunmasıinsan hakkıdır

HekimlerAdaletYürüyüşü’nekatıldıTürk Tabipleri Birliği ve çeşitli tabip odalarındanyönetici ve temsilciler Adalet Yürüyüşü’ne katıldı. 12

Page 2: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

2Haziran 2017

Hesap Numarası: Türkiye Vakıflar Bankası Maltepe Şubesi Hesap No: 00158007281178784Baskı Öncesi Hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam Hizmetleri Turgut Reis Cad. 47/6 Tandoğan Ankara Tel: 0532 664 0898 [email protected]ım yeri ve tarihi: İhlas Gazetecilik AŞ. Karacalar Mahallesi 57. Sokak No: 21/A Akyurt Ankara Tel: 353 29 61 23 Haziran 2017

Tıp Dünyası Dergisi Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:Türk Tabipleri Birliği adına Prof. Dr. Mehmet Raşit TükelGenel Yayın Yönetmeni:Mutlu Sereli Kaan

Katkıda bulunanlar:Dr. Hande Arpat, Dr. Eriş Bilaloğlu, Av. Özgür Erbaş, Dr. Deniz Erdoğdu,Dr. Selma Güngör, Dr. Yaşar Ulutuaş,Dr. Cavit Işık Yavuz, Dr. Bülent Nazım Yılmaz

Yayımlayan: Türk Tabipleri BirliğiYayın İdare Merkezi: GMK Bulvarı,Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No: 2 Kat: 4Maltepe/Ankara Tel: (0312) 231 31 79 (pbx)Faks: (0312) 231 19 52 - 53 Yayının Türü: Yerel, süreli

Yıl: 22 Sayı: [email protected]://www.ttb.org.tr Tıp Dünyası Dergisi, Türk TabipleriBirliği tarafından ayda bir yayımlanır.Ücretsizdir. 8.800 adet basılmıştır.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)tarafından başlatılan Emeğe veGeleneğe Saygı Buluşmaları’nınilki, 17 Haziran 2017 Cumartesiakşamı Muğla Tabip Odası’nınev sahipliğinde Bodrum Gü-müşlük Akademisi’nde yapıldı.TTB, İstanbul Tabip Odası veMuğla Tabip Odası’nın ortakolarak düzenlediği etkinliğe fark-lı illerden yoğun ilgi vardı.

175 kişinin katıldığı saygı bu-luşmasının açılış konuşmasınıyapan TTB Merkez KonseyiBaşkanı Dr. Raşit Tükel,TTB’nin, emek ve gelenek üze-rine kurulmuş bir meslek örgütüolduğunu, gücünü gelenektenaldığını, 40 yıllık bir süre içindeyöneticiler değişse de toplumcusağlık anlayışının, mücadele gü-cünün değişmediğini belirtti. Dr.Şükrü Güner’in TTB’nin herkademesindeki yoğun ve özveriliçalışmalarıyla emeği ve geleneğien iyi temsil edenlerden biri ol-duğunu vurgulayan Dr. Tükel,devraldıkları bu geleneği gençnesiller aracılığıyla geleceğe ta-şıyacaklarını söyledi. TTB Mer-kez Konseyi eski başkanlarındanDr. Erdal Atabek, Dr. GencayGürsoy, Dr. Eriş Bilaloğlu veDr. Özdemir Aktan, Şükrü Gü-ner’in TTB’ye olan katkılarınave adanmışlığına vurgu yaptık-

ları konuşmalarında, farklı dö-nemlere ilişkin görüş ve değer-lendirmeleriyle katılımcıları geç-mişten geleceğe bir yolculuğaçıkardılar. Dr. Şükrü Güner’e,1977-2016 yılları arasındaTTB’deki çalışmalardan dolayı,hizmet plaketi verildi.

Açılış konuş-malarından son-ra, Dr. ŞükrüGüner belgeselgösterimi yapıl-dı. Dostları, yolarkadaşları veailesinin söz ala-rak Dr. ŞükrüGüner ile ilgilianılarını aktar-dıkları bölümde,TTB’ye gönül-den bağlanmış

bir hekimin 40 yıllık bitmeyenyolculuğunun, TTB’ye adanmışömrünün farklı dönemlerineilişkin paylaşımlar yapıldı.

Saygı buluşması Dr. ŞükrüGüner, eşi Münevver Güner vekızı Aslı Güner’in konuşmalarıve alkışlarla sona erdi.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Dr. Şükrü Güner’in Özgeçmişi 1949 yılında Konya’da doğdu. İlk orta ve lise eğitimini

Konya’da tamamladı. 1966 yılında başladığı İstanbul Tıp Fa-kültesi’nden 1973 yılında mezun oldu. Öğrencilik sırasındaÖğrenci Temsilciliği, Öğrenci Cemiyeti Başkanlığı yaptı. 1968öğrenci eylemleri ve hak arama mücadelelerinin ön safhalarındayer aldı. Bu eylemler sonucunda öğrencilerin fakülte YönetimKurullarına katılma kararının kabulüyle; Fakülte YönetimKurulu üyeliği yaptı.

1973 yılında Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlık eğitimineSSK İstanbul Samatya hastanesinde başladı. Bu dönem DrErdal Atabek ile tanıştı. 1977 yılında Dr Erdal Atabek’in TTBMerkez Konseyi Başkanı olduğu dönem Merkez KonseyiGenel Sekreterliği ile meslek örgütünde ilk görevini aldı. Bugörevi 12 Eylül sonrası, 1984(1982?) yılında TTB MerkezininAnkara’ya taşınma kararı alınmasına kadar sürdürdü.

1986-1990 arasında İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri,1992-1994 yıllarında İstanbul Tabip Odası Yönetim KuruluÜyeliği, 2004-2006 yılları arasında TTB Etik Kurul üyeliği,2006-2016 arası 5 dönem Yüksek Onur Kurulu üyeliği yaptı.2006 yılından beri İstanbul Tabip Odası Delegesidir.

Meslek örgütü çalışmaları dışında Türk hekimleri Dostlukve Yardımlaşma Derneği Başkanlığı ve Türkiye Avrupa Vakfı

Genel sekreterliği görevlerinde bulunmuş-tur.

Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı olarakuzun yıllar Eyüp SSK Hastanesinde veEyüp teki muayenehanesinde çalıştı. 25yıllık hizmetin ardından emekliye ayrıldı.Mesleği yaşamı boyunca binlerce hastasınakarşılık beklemeksizin sevgi ve şefkatlesağlık hizmeti sunmuştur. 2015 yılında mua-yenehanesini kapatarak Bodrum’a yerleş-miştir.

Münevver Güner ile evli olup, Aslı veBarış adlı iki çocuğu vardır.

TTB’ye adanmış bir ömür: Dr. Şükrü Güner

TTB Emeğe ve Geleneğe Saygı Buluşmaları’nın ilkiDr. Şükrü Güner için gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Prof.Dr. Kayıhan Pala ve Doç. Dr. CavitIşık Yavuz’un makalelerinin de yeraldığı “İnsana Karşı Piyasa: Türkiye’deSağlık ve Sosyal Güvenlik” kitabıNota Bene yayınlarından çıktı. Kitap,Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin dü-zenlediği “Ulusal Sosyal BilimlerKongreleri”nin 23-25 Aralık 2015 ta-rihlerinde gerçekleştirilen 14’üncü-

sünde sunulan bildirilerden bir seçkiyiiçeriyor.

Gülbiye Yenimahalleli Yaşar, Asu-man Göksel ve Ömür Birler’in derle-diği kitap dört bölümden oluşuyor.İlk bölümde sağlık sektörüne kâr üret-me, verimlilik, özelleştirme, piyasa-laşma ve rekabetçilik gibi ilkelerolarak yansıyan neoliberal dönüşümdünya ve Türkiye özelinde beş çalış-mayla inceleniyor. Hamzaoğlu, Palave Yavuz’un değerlendirmeleri ilk bö-lümde yer alıyor.

İkinci bölümde dönü-şen sosyal politika an-layışının bakım hizmet-lerindeki dönüşümüözelinde, toplumsal cin-siyet alanının nasıl et-kilediğini gözler önüneseren üç çalışma bu-lunuyor.

Üçüncü bölümdeTürkiye’de değişenemeklilik biçimlerinive bireysel emeklilik

sisteminin ekonomi po-litiğini inceleyen iki ça-lışma ve dördüncü bö-lümde de yoksulluğunkontrol altına alınmasıve piyasa ekonomisininküresel kapitalizm koşul-ları içinde sürdürülebilirkılınması amacıyla sosyalpolitikanın merkezine yer-leşen sosyal yardımları Tür-kiye özelinde irdeleyen dörtçalışma yer alıyor.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

İnsana Karşı Piyasa: Türkiye’de Sağlık ve Sosyal Güvenlik kitabı çıktı

Page 3: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

Haziran 20173

Hekimlerin hastalarına aittıbbi ve kişisel bilgileri

saklamaları, hasta hekim ilişki-sinde çok önemli olan güvenduygusunun oluşmasının temelinioluşturur. Hasta olan kişi, baş-kalarıyla paylaşılabileceği kaygısıduymadan hekime kendine aither türlü bilgiyi aktarabilmelidir.Mahremiyete saygı ve gizlilik,aslında hasta ile hekim arasındaadı konulmamış bir anlaşmayabağlı kalınmasıdır.

Hekimlerin sır saklama yü-kümlülüğünün kökleri, 2500 yılöncesine, Hipokrat’a kadar gider.Bu yükümlük, tıp etiğinin ortayaçıkmasıyla başlar. Hipokrat An-dı'nda şu ifade yer alır: “Gereksan’atımın icrası sırasında, gereksan’atımın dışında insanlarla iliş-kideyken etrafımda olup bitenleri,görüp işittiklerimi bir sır olaraksaklayacağım ve kimseye açma-yacağım.”

Sır saklama yükümlülüğü, Tıb-bi Deontoloji Tüzüğü’nün 4. mad-desinde, tabiplerin mesleğini icraederken haberdar oldukları sırları,kanuni bir zorunluluk olmadıkçaaçıklayamayacakları şeklinde be-lirtilir.

Kişisel VerilerinKorunmasına YönelikDüzenlemeler

Hastaların tıbbi ve kişisel bil-gilerinin saklanması sadece etikbir tutum üzerinden değerlendi-rilemez. Kişisel verilerin korun-masına yönelik düzenlemelere,gerek uluslararası belgelerde ge-rekse Anayasa’da yer verilmiştir.2004 yılında Türkiye Büyük Mil-let Meclisi’nde kabul edilmişolan İnsan Hakları ve BiyotıpSözleşmesi’nin Özel Yaşam veBilgi Edinme Hakkı başlıklı 10.maddesi, kişisel verilerin korun-masına yöneliktir. Bu maddede,“Herkes, kendi sağlığı hususun-daki bilgilerle ilgili olarak, özelyaşamına saygı gösterilmesi hak-kına sahiptir.” ifadesi yer alır.

Kişisel verilerin korunmasınıisteme, aynı zamanda, Anayasa’datanımlanmış olan bir haktır.

Anayasa’nın 20. maddesindeşu ifade yer alır: “Herkes, ken-disiyle ilgili kişisel verilerin ko-runmasını isteme hakkına sahiptir.Bu hak; kişinin kendisiyle ilgilikişisel veriler hakkında bilgilen-dirilme, bu verilere erişme, bun-ların düzeltilmesini veya silin-mesini talep etme ve amaçları

doğrultusunda kullanılıp kulla-nılmadığını öğrenmeyi de kapsar.Kişisel veriler, ancak kanundaöngörülen hallerde veya kişininaçık rızasıyla işlenebilir. Kişiselverilerin korunmasına ilişkin esasve usuller kanunla düzenlenir.”

Kişisel Sağlık Kayıtlarıve Özel Yaşam HakkınınKorunması

Saglıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sumer donemindeki (MO2100) kil tabletlerden gunumuzeulasmıstır. Sağlık hizmeti sunumusırasında elde edilen kişisel sağlıkve tedavi verilerinin belirli birdüzen ve standartlarda kayıt altınaalınmasının ilk örnekleri ise,1900’lü yılların başlarına kadargider. Tıbbi kayıtlar, hasta bakı-mının iyilestirilmesi ve niteliğininartırılması açısından çok önem-lidir. Tıbbi kayıtlar ve sağlık ka-yıtları, aynı zamanda, hastayaverilen tıbbi bakım ve tedavi hiz-metlerinin, bir bütün olarak dasaglık hizmetlerinin niteliğinindegerlendirilmesinde kullanılır.Hekimler ve saglık calısanları,aralarında kurdukları iletisimlerle,tutulan kayıtlar üzerinden hastaile ilgili bilgileri birbirlerine iletmeolanağı bulurlar.

Gecen yuzyılın son ceyregindebaşlayan bilisim tekniklerindekigelişmeler, kayıt bilgilerine heryerden ulasılmasına olanak sağ-lamış; geçmiş dönemlerde uy-gulanan basılı kayıt sistemi yerinielektronik kayıt sistemine bırak-mıştır. Kişisel sağlık verilerininelektronik olarak kayıt altına alın-ması, kişi ve toplum sağlığı açı-sından önemli yararlar sağlamak-tadır. Elektronik sağlık kayıtlarınınsağlık hizmetlerine en önemlikatkısının, verilere ulaşma ko-laylığı nedeniyle sağlık hizmet-lerinde surekliliğin sağlanmasıolduğu söylenebilir. Bu sistem,bir yandan tedavi ve bakım hiz-metlerinin iyileştirilmesine kat-kıda bulunurken, bilimsel ve ista-tistiksel değerlendirmelerin ya-pılması ve sağlık hizmetinin top-lum yararına planlanması açısın-dan da önemli olanaklar sunar.

Öte yandan, kişisel sağlık ve-rilerine herhangi bir biçimde ki-şinin izni olmadan ulaşılması,hasta gizlilik ve mahremiyetininihlal edilmesi, hastanın özel ya-şam hakkının zedelenmesi sonu-cunu doğurur. Bu da kişinin mad-di, manevi ve sosyal yönden zarar

görmesi anlamına gelir.Tam da bu noktada, kişinin

özel yaşam hakkının korunmasıiçin yapılacaklar önem kazan-maktadır. Kişisel sağlık verileriningüvenliğinin sağlanması; özel ya-şama saygı hakkı, sağlık hizmetialma hakkı, özgurluk ve guvenlikhakkı gibi temel insan haklarıyladoğrudan ilişkilidir. Teknolojiyikullanırken, mesleki uygulamalarkadar, etik ilkeler de dikkate alın-malı; bu alanda teknoloji kulla-nımına tıp etiği ilkelerine uygun-luğu ölçüsünde izin verilmelidir.

Kişisel SağlıkVerilerinin Toplanması

Sağlıkta Dönüşüm Programınınuygulanmasıyla birlikte, sağlıkhizmetlerinin kamusal niteliğiönemli ölçüde kayba uğramıştır.Bu dönemde, piyasa ekonomisidoğrultusunda hastaneler birersağlık işletmesine dönüştürülür-ken, özel sağlık sektörünün genelsağlık hizmetlerindeki payı dabüyük oranda artmıştır. Bu süreçaçısından özel bir öneme sahipolan kişisel sağlık verileri, SağlıkBakanlığı’nın yanı sıra, sağlıkhizmetlerinin finansmanını sağ-layan Sosyal Güvenlik Kurumu,özel sağlık hizmet sunucuları veözel sağlık sigorta şirketlerincetoplanır olmuştur.

Sağlık Bakanlığı, 5 Şubat 2015tarihinde, e-Nabız Projesi konulu,“Sağlık Bilgi Sistemleri Uygu-lamaları Hakkında 2015/17 SayılıGenelge”yi yayımlayarak Sağ-lık.Net Online Sistemi kurduğunubildirmiştir. Genelgede, muaye-nehaneler de dahil olmak üzeretüm resmi ve özel sağlık kuru-luşlarından hastalardan elde edilentüm verilerin, Bakanlık tarafındanoluşturulan ve hastanın tıbbi öz-geçmişine tek bir yerden ulaşıl-masına olanak sağlayan elektronikkişisel sağlık kayıt sistemine gön-derilmesi istenmiştir.

Türk Tabipleri Birliği ve TürkDişhekimleri Birliği, birlikte aç-tıkları davada, Genelgenin yü-rütmesinin durdurulmasını ve ip-talini talep etmişlerdi. Danıştay15. Dairenin 24 Kasım 2015 ta-rihli kararıyla, yasal dayanağı ol-mayan genelge ile kişisel verilerintoplanamayacağı vurgulanarakyürütmenin durdurulmasına kararverilmiştir. Sağlık Bakanlığı’nınbu karara itirazı da Danıştay İdariDava Daireleri Kurulu tarafındanreddedilmiştir.

Kişisel VerilerinKorunması Kanunu

“Kişisel Verilerin KorunmasıKanunu”, 7 Nisan 2016 yılı ta-rihinde, Resmi Gazete’de ya-yımlanarak yürürlüğe girdi. Sağ-lık Bakanlığı, bu kanunun yü-rürlüğe girmesinin ardından, sağ-lık verilerinin hastanın onamınıdahi aranmaksızın ve sınırsız bi-çimde toplanması için yeni birgirişimde bulunmuştur. Bu giri-şimin bir sonucu olarak, “KişiselSağlık Verilerinin İşlenmesi veMahremiyetinin Sağlanması Hak-kında Yönetmelik”, 20 Ekim2016 tarihinde Resmi Gazete’deyayımlanarak yürürlüğe girdi.Türk Tabipleri Birliği ve TürkDişhekimleri Birliği, hastalarınbütün bilgilerinin Sağlık Bakan-lığı’ndaki merkezi bir bilgisayarsistemine kaydedilmesini öngörenbu Yönetmeliğin yürütmesinindurdurulması ve iptali istemiyledava açtılar.

Burada can alıcı nokta, Yö-netmeliğin dayandığı Kişisel Ve-rilerin Korunması Kanunu’nunuygulanabilmesi için gereken ku-rum ve kurulların henüz oluştu-rulmamış olmasıdır. Kişisel Ve-rilerin Korunması Kurulu tara-fından belirlenmesi gereken ön-lemler henüz tanımlanmamışiken, hastaların her türlü bilgisininanonim hale getirilmeden mer-kezi olarak kaydedilmesi isten-mektedir. Sağlık Bakanlığı tara-fından çıkartılan Yönetmelik, ki-şisel sağlık verilerinin paylaşımınıotomatik bir işleme tabi tutmak-tadır.

Sağlık verilerinin önemi vebütün toplumun verilerinin birmerkezde toplanmasının yarata-cağı risk gözetildiğinde, ulusalve uluslararası kurallarla belir-lenen önlemler alınmadan sağlıkverilerinin toplanmasına başlan-ması, hukuka aykırı olmasınında ötesinde, tüm toplumun sağlıkbilgilerinin ortalıkta dolaşmasınaneden olabilecektir. Ayrıca, sağlıkbilgilerinin paylaşılacağı endişesi,bazı özellikli alanlarda hastalarınsağlık hizmeti almaktan kaçın-masına ya da kayıtsız yerlerdeniteliksiz sağlık hizmeti almala-rına sebep olacak, sağlık hizme-tine erişimi kısıtlayabilecektir.Özel yaşama ve aile yaşamınasaygı hakkı, özgürlük ve güvenlikhakkı gibi temel insan haklarınaaykırı bir durum oluşturan buuygulamanın kabul edilemez ol-duğu açıktır.

Hasta Bilgileri AncakKişisel VerilerdenArındırılarakPaylaşılabilir!

Yönetmelik ile ilgili Danış-tay’da açılan dava henüz sonuç-lanmamış iken, bu kez de, SağlıkBakanlığı Sağlık Bilgi SistemleriGenel Müdürlüğü, 20 Ocak 2017tarihinde İl Sağlık Müdürlüklerinebir yazı göndermiş ve Sağlık Ba-kanlığı’nın 2015/17 sayılı “SağlıkBilgi Sistemleri Uygulamaları”konulu genelgesine atıf yaparak,sağlık verilerinin sisteme gön-derilmesinde hassasiyet gösteril-mesi ve daha çok veri gönderil-mesini talep etmiştir. Aktarılacakveriler, sağlık kuruluşlarının sırsaklama yükümlülüğü kapsamın-daki hasta verileridir.

Bilişim firmalarından, Danıştaytarafından yürütmesi durdurulmuşolan 2015/17 sayılı Genelge’yedayanılarak, hastaların anonim-leştirilmemiş verilerinin gönde-rilmesinin talep edilmesi hukuk-suzdur. Çok açıktır ki, yürütmesidurdurulan bir genelgeye dayan-dırarak kişisel veri toplanamaz;hasta bilgileri Sağlık Bakanlığıile ancak kişisel bilgilerden arın-dırılarak istatistiki veri olarakpaylaşılabilir.

SonuçSonuç olarak, uluslararası söz-

leşmeler ve Anayasa’nın koru-ması altında olan kişisel verilerarasında hassas nitelikli olarakkabul edilen sağlık verilerinin,ancak kişiyle ilişkilendirilmek-sizin anonimleştirilmiş veri ni-teliğinde toplanabileceğinin altınıçizelim. Gerekli düzenlemeleryapılıp kurallar oluşturulmadan,kişinin izni alınmadan, sınırsızbiçimde veri toplanması; karşılıklıgüvene dayalı hasta hekim iliş-kisinin zedelenmesine, hasta-ların bazı özellikli alanlardansağlık hizmeti almasının en-gellenmesine yol açabilecek,ayrıca, sağlık verilerinin ortalığasaçılması ve yasal olmayan ko-şullarda ticari meta haline ge-tirilerek kullanılması riskinidoğuracaktır.

gündem...

Prof. Dr. Raşit TükelTTB Merkez Konseyi Başkanı

Kişisel Sağlık Verileri Korunmalıdır!

Page 4: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

Haziran 20174

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Asistan veGenç Uzman Hekim Kolu, Avrupalı GençHekimler (AGH) Daimi Çalışma Gru-bu’nun (European Junior Doctors Perma-nent Working Group - EJD) 12-13 Mayıs2017 tarihinde Hollanda’nın Rotterdamkentinde gerçekleştirilen Genel Kurulu’nakatıldı. Toplantıda TTB Asistan ve GençUzman Hekimler Kolu’nu Dr. Olgu NurDereci temsil etti.

Avrupa’daki asistan hekimlerin çalışmasaatleri, özlük hakları, genç hekimlerinsağlığı, mezuniyet sonrası eğitimin niteliğigibi konularda çalışmalar yürüten ve Av-rupa’da 19 ülkede 300.000’den fazla gençhekimi temsil eden EJD Genel Kurulu’na17 ülkeden temsilciler katıldı. Toplantıda,"Tıbbi Liderlik" konusunda yarım günlükbir çalıştayı takiben, AGH'nin Sağlık Ça-lışanları ve Tıpta Uzmanlık Eğitimi ko-mitelerine ait çalışma grupları yuvarlakmasa toplantıları gerçekleştirdi.

Toplantıda öne çıkanlar şöyle:- TTB temsilcisinin de çalışma grubuna

dâhil olarak katkı sunduğu “Gebelik veEbeveynlik Dönemindeki Genç DoktorlarınKorunması ve Hakları”na ilişkin bildiri,“politika ve öneriler” başlığı altında kabuledildi.

- Doktorların Sağlığı Çalışma Grubu ta-rafından genç doktorlarda tükenmişlik ko-nusunu ele alan bir anket çalışmasınınbaşlatılacağı açıklandı. Genç hekimlerdetükenmişlik durumunu saptamak, önlemek,

erken tanımak ve müdahale etmenin buçalışmanın temel amaçları olacağı belir-tildi.

- Avrupa sınırları içinde doktor hareket-liliği konusunu yasal yönleriyle ele alandiğer çalışma grubu olan Çalışma Hare-ketliliği Grubu’nun, gelecek altı ay içindeüye ülkelerin uzmanlık eğitimleri ve uz-manlık sonrasına ilişkin bir anket planlamasıyapıldı. Böylece ülkeler arasında uygula-maların ortak ve farklı yönlerinin tespitedilmesi hedeflendi.

- Tıbbi Liderlik Çalışma Grubu GenelKurulda ilk kez toplandı. Avrupa'da yalnızcadört ülkede bu konunun uzmanlık eğitiminedâhil olduğu belirtildi. Üye ülkelerde negibi uygulamalar olduğunu saptamak ilkhedef olarak belirlendi.

AGH tüzüğünde bazı maddelerin değiş-tirilmesine ilişkin gündem, ülkeler arasındauzlaşmaya varılamadığından bir sonrakitoplantıya ertelendi. "Veto hakkı" maddesien çok tartışılan madde oldu. Üye ülke-lerden herhangi birisinin genel kuruldakioylamaları veto edebileceği anlamına gelenbu maddenin demokratik olmadığı gerek-çesiyle tüzükten çıkarılması önerilmişti.

Ülkelerin altı aylık raporları sunuldu.Türkiye'de uzmanlık eğitimi sürerken farklıKHK'ler ile çalışmalarına son verilenasistan hekimlerin uzmanlık eğitimini ta-mamlama hakları konusunda bir destekmesajı yayımlanması konusu, Türkiye ra-porunun ardından konuşuldu ve oylamayasunularak kabul edildi. Destek mesajınınönümüzdeki günlerde AGH’nin internetsayfasında yayımlanması bekleniyor.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Türk Tabipleri Birliği (TTB)Merkez Konseyi, Sağlık Bi-limleri Üniversitesi (SBÜ) ta-rafından 5 Mayıs 2017 tari-hinde Resmi Gazete’de ya-yımlanan 203 akademik kad-ronun, bilimsel gelişmeyiamaçlayan, denetlenebilir veobjektif ölçütler olmaktanuzak, bir kişiyi tarif eder ni-telikte olduğunu belirterek,

ilanın iptal edilmesiniistedi.

TTB MerkezKonseyi tarafın-dan SBÜ’nünkadro ilanıyla il-gili olarak, 14 Ha-ziran 2017 tarihindeYükseköğretim Kurulu(YÖK) Başkanlığı’na gönde-rilen yazıda, SBÜ’nün asılkarar verici mercii olan Mü-tevelli Heyeti’nin oluşumundaSağlık Bakanlığı Müsteşarının

ve Sağlık Bakanı tarafın-dan belirlenen kişilerin

yer almasının, Ana-yasa Mahkemesi ta-rafından bilimselözerkliğe aykırı bu-

lunarak, 9 Aralık 2016tarihinde Resmi Gaze-

te’de yayımlanan kararla ip-tal edildiği hatırlatıldı.

Yazıda ayrıca, SBÜ’nün 5Mayıs tarihli kadro ilanınınertesi günü, ilan edilen kad-rolardan birinin “şartlarının

akademik teamüllere ve kri-terlere uymadığı” gerekçesiyleiptal edildiğine dikkat çeki-lerek şöyle denildi:

“SBÜ tarafından atama kri-terlerine dair herhangi bir altdüzenleme de bugüne kadaryapılmış değildir. Dolayısıyla,bu yönüyle, idare verdiği ilan-lar için kendisini bağlayan,kendisine kural koyan bir dü-zenleme yapmamıştır. Tıp eği-timinin niteliğini, tıp alanındayapılacak bilimsel çalışmaların

düzeyini, tıp hizmetini tıptauzmanlık eğitimini doğrudanetkileyen uygulamanın bir bü-tün olarak bilimsel liyakate,bilimsel gereklere ve teamüleaykırılığının Başkanlığınızcadeğerlendirilmesini bekliyo-ruz. Açıklanan çerçevede,2547 sayılı Yasa ve ÖğretimÜyeliğine Yükseltilme veAtanma Yönetmeliği hüküm-lerine de aykırı olan ilanıniptal edilmesini talep ediyo-ruz.”

Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin kadro ilanı iptal edilmelidirTıp DünyasıANKARA

Avrupalı hekimlerinçalışma koşullarıFEMS’de ele alındı

Avrupa Ücretli Hekimler Fede-rasyonu (FEMS) Genel Kurul Top-lantısı İstanbul Tabip Odası’nın dakatılımı ile 12-15 Mayıs tarihlerindeHollanda'nın Rotterdam şehrindeyapıldı. Toplantı tüm Avrupa ül-kelerinin hekim örgütleri ve sendikatemsilcileri ile gerçekleşti.

Toplantı; hekimlerin çalışma ko-şullarının iyileştirilmesi, çalışmasaatlerinin düzenlenmesi, AvrupaBirliği ülkelerinde hekim ücretleriarasında eşitsizliklerin giderilmesi,mesleki sorumluluk, mesleki risk-lere karşı korunma gibi temel ko-nularda, tüm AB'de ortak fikir bir-liği oluşturulması gibi ana başlık-larını içermekteydi. Ayrıca FEMS'inAB sağlık organizasyonlarında ka-tıldığı toplantılar, eşgüdüm, akti-viteler gibi işleyişle ilgili idari ko-nular hakkında da bilgi verildi.

Toplantıda görüşülen Avrupalıdoktorların çalışma sürelerinin be-lirlenmesi tasarısı güvenceli çalışmave eylemlilik sürecinin geldiğiolumlu noktada haftalık çalışmasaatlerinin 48 saati geçmemesi ge-rektiği, özellikle hastanede kalınanher saatin çalışılan saat sayılması

gerektiği, daha uzun süreli çalışmabaskısına karşı AB karar organla-rında daha etkin inisiyatif göste-rilmesi kararına varıldı. AvrupaBirliği’nden ayrılma sürecindekiİngiltere'nin kısaca Brexit'in ABsağlık sistemine olan etkileri an-latıldı, tartışıldı.

Bir diğer konu başlığı olarak,Avrupa'da hekimlerin çalışma ko-şulları ve emeğin ücretlendirilmesikonularında AB sağlık politikalarıplatformunda yürütülen çalışmalargündeme getirildi.https://webgate.ec.europa.eu/hpf/group/index

Ayrıca, FEMS Genel Kurulu üye-si ülkelerin sağlık organizasyonları,ulusal düzeyde hekimlerin yaşadığıson dönemdeki gelişmeler sunuldu.İstanbul Tabip Odası olarak kamuhastaneleri ve üniversitelerden ya-pılan ihraçları içeren gündem Av-rupalı meslektaşlarımızla paylaşıldı.(www.fems.net/en/page/national/Turkey.html

Hekim emeğini değerlendirilmesi,mesleki sorumluluk, mesleki risk-lere karşı korunma karşı korunmagibi temel konularda, uzun sürelieylem planı oluşturulması konu-sunda görev dağılımı yapılmaküzere toplantı sona erdi.

TTB’nin uluslararasıtemasları sürüyorTTB, Avrupalı Genç Hekimler Daimi Çalışma Grubu ve Avrupa Ücretli Hekimler Federasyonu toplantılarına katıldı.

Page 5: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

Haziran 2017

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Hakkâri’nin Şemdinli İlçesiMerkez Aile Sağlığı Merke-zinde aile hekimi olarak ça-lışan Dr. Pevrul Tana, evindeölü bulundu. Van-Hakkâri Ta-bip Odası yetkililerinin, henüz11 aylık hekim olan gençmeslektaşımızın ölüm haberiüzerine yaptığı görüşmelersonucunda, adli işlemlerinbaşlatıldığı, Hakkâri ilindeotopsi yapılarak ölüm nede-ninin aydınlatılmaya çalışıl-dığı bilgisi edinildi. Tana’nınölüm nedeniy-

le ilgili olarak savcılık tara-fından yürütülen soruşmadagizlilik kararı alındı.

TTB Merkez Konseyi, ko-nuyla ilgili açıklamasında Ta-na’nın ölümüyle ilgili sürecinyakından takip edildiğini veölüm nedeninin aydınlatılmasıiçin tüm çabanın gösterilece-ğini vurgulayarak, Tana’nınyakınlarına ve tüm hekim ca-miasına başsağlığı diledi.

SağlıkBakanlığı BeyazKod verileriniaçıkladıSağlık Bakanlığı, 1 Ocak 2015 - 30 Nisan2017 tarihleri arasında Beyaz Kodbirimine gelen şiddet başvurularının25.443 olduğunu bildirdi. Bu rakamın6.893’ünü fiziksel şiddet, 18.550’sini isesözel şiddet başvuruları oluşturdu.

Sağlık Bakanlığı, TürkTabipleri Birliği’nin(TTB) Beyaz Kod biri-mine gelen şiddet baş-vurularıyla ilgili soru-sunu yanıtladı. SağlıkBakanlığı’ndan TTB’yegönderilen yazıyagöre, 1 Ocak2015 - 30 Nisan2017 tarihleri ara-sındaki şiddet başvurularıyla ilgili veriler şöyle:

- 2015 yılı içerisinde 3.533 fiziksel, 8.386 sözelşiddet olmak üzere toplam 11.919 şiddet başvuru-su,

- 2016 yılı içerisinde 2.730 fiziksel, 8.041 sözelşiddet olmak üzere toplam 10.771 şiddet başvuru-su,

- 1 Ocak-30 Nisan 2017 döneminde 630 fiziksel,2.123 sözel şiddet olmak üzere toplam 2.753 şiddetbaşvurusunun kayıt altına alındığı bildirildi.

Bakanlığın verdiği rakamlar, son iki buçuk yıllıkdönemde ortalama olarak günde en az 30 sağlıkçalışanının fiziksel veya sözel şiddete uğradığını,sağlıkta şiddetin hız kesmeden sürdüğünü gösteriyor.Bu rakamların sadece Sağlık Bakanlığı’nın BeyazKod birimine yapılan başvuruları kapsadığını, ger-çekte sağlık çalışanlarının karşılaştığı şiddet olay-larının çok daha fazla olduğunu da gözardı etmemekgerekiyor.

Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi Merkez Aile SağlığıMerkezinde aile hekimi olarak çalışan Dr. PevrulTana, evinde ölü bulundu.

Dr. Pevrul Tanaevinde ölü bulundu

Fırat Üniversitesi Hastanesi Başhe-kimi Prof. Dr. Muhammed Said Be-rilgen, 25 Mayıs 2017 günü, görevibaşında uğradığı silahlı saldırı sonucuyaşamını yitirdi. Medikal firma tem-silcisi olduğu iddia edilen bir kişi,tartıştığı Berilgen’i silahla vurarakağır yaraladı. Berilgen, tüm çabalarakarşın kurtarılamadı.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Kon-seyi, yazılı bir açıklama yaparak sal-dırıyı kınadı. TTB Merkez KonseyiBaşkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, konuyailişkin değerlendirmesinde, medikalfirma sahibi olduğu belirtilen bir ki-şinin, medikal malzeme satışındanalacağına ilişkin olarak yaptıkları tar-tışma sonucu Berilgen'i öldürdüğününbasına yansıdığına dikkat çekti. Tükel,Berilgen'in öldürülmesinin sağlık ala-nının ticarileşmesinin sağlık alanındakişiddete yansımasıyla ilgili çok somutve dikkat edilmesi gereken unsurlariçerdiğini vurguladı.

Sağlıktaticarileşmenin sonucu

Muhammed Said Berilgen’in görevibaşında uğradığı silahlı saldırı sonucuyaşamını yitirmesini protesto etmekamacıyla 30 Mayıs 2017 tarihinde birbasın açıklaması yapıldı. DiyarbakırTabip odası ve Diyarbakır SES Şubesiüye ve yöneticileri tarafından yapılanbasın açıklamasına Türk Tabipleri Bir-liği adına Merkez Konseyi üyesi Dr.Şeyhmus Gökalp katıldı.

Gökalp, meydana gelen bu üzücüolayı sadece sağlıkta şiddet olarak ta-nımlamadıklarını belirterek, “Meslek-taşımızı öldüren şey; hasta ve hekimarasındaki iletişim bozukluğu değil,sağlık alanında yaşatılan yıkım vezirve yapan kargaşadır. Hastaneleri-mizin birer işletme haline dönüştü-rülmesidir. Kamu alacak veya borç-larının tahsil işlemleri yükünün hekimyöneticilerin sırtına yüklenmesidir.Toplumsal barışın sağlanması bir yana,giderek gerdirilen toplumsal ilişkilerdir.Hekimleri güvencesiz ve güvenliksizortamda çalışmaya layık gören yanlışanlayışlardır” dedi.

Fırat Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr.Muhammed Said Berilgen, uğradığı silahlı saldırısonucu yaşamını yitirdi.

Medikal firma temsilcisi olduğu iddia edilen bir kişi, tartıştığı Dr. Muhammed SaitBerilgen’i silahla vurarak ağır yaraladı. Berilgen tüm çabalara karşın kurtarılamadı.

Sağlıkta şiddetsona ersin!

5

Page 6: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

29 Nisan 2017 tarihinde ya-yımlanan 689 sayılı Kanun Hük-münde Kararname ile ihraç edi-len 2010-2014 dönemi Türk Ta-bipleri Birliği (TTB) MerkezKonseyi üyesi halk sağlığı uz-manı Prof. Dr. Mehmet Zencirve çocuk cerrahisi uzmanı Doç.Dr. Nergül Çördük, görev yap-tıkları Pamukkale ÜniversitesiTıp Fakültesi’nden, meslek ör-gütleri, sendikalar, sivil toplumörgütleri temsilcileri, meslek-taşları, hastaları ve öğrencileritarafından uğurlandılar.

“Bu suça ortak olmayacağız”bildirisini imzaladıkları için gö-revlerinden ihraç edilen Zencirve Çördük için 17 Mayıs 2017tarihinde Pamukkale ÜniversitesiHastanesi önünde basın açıkla-ması düzenlendi. Basın açıkla-masına katılan TTB MerkezKonseyi Başkanı Prof. Dr. RaşitTükel burada yaptığı konuşmada,“Bugün Mehmet Zencir ve Ner-gül Çördük hocalarımızla bir-likteyiz; onları buradan geçiciolarak uğurlarken de yanların-dayız; yarın geri dönerlerkende bu kapılardan birlikte gire-ceğiz” dedi.

'Savaşa karşı çıkmasambu halk beni yargılardı'

Prof. Dr. Mehmet Zencir, halksağlığı uzmanı olduğunu belir-tirken, “Trajikomiktir; savaş enbüyük halk sağlığı sorunudur.Ben savaşa karşı çıkmasaydımhalk beni o zaman yargılayacaktı.Yakasına yapışılacak birileri var-sa, barışa sahip çıkmayan halksağlıkçıları, hekimlerdir. Top-lumsal barış olmadan sağlık ol-maz biliyoruz. Barışla başlar

sağlık. Bunu özellikle vurgula-mamız gerekir” diye konuştu.

Akademisyenin kapıkulu ol-madığını vurgulayan Zencir,“Bizim akademisyen olarak so-rumluluğumuz toplumdan aldı-ğımız güçle, gerçekleri, bildik-lerimizi aykırı da olsa söyle-mektir. Söyledik, bedelini öde-meye hazırdık, ödedik. Bu bedelbizim onurumuzdur” dedi. Meh-met Zencir, Türkiye’de ihraçedilen akademisyenlerin daya-nışma akademileri kurduklarını

hatırlatarak, Türkiye’de artıkakademinin toplumsal hale gel-diğini, akademinin binalar ilesınırlı olmadığını ve ihraç edilenakademisyenler olarak bilgi üret-meye devam edeceklerini söy-ledi. Zencir, “Bizi bu yoldandöndüremeyecekler” dedi

Yarım kalan işler için öğren-cilerinden özür dileyen MehmetZencir, onlarla istedikleri zaman,her yerde eğer isterlerse eğitimedevam edebilecekleri sözünüverdi. Zencir, Pamukkale Üni-

versitesi Hastanesi’ni ilmek il-mek ördükleri meslektaşlarınada beraber olma sözü verdi.

'Barış istemek suçsa,başımın üzerinde yerivar'

Doç. Dr. Nergül Çördük de,son 15 yıldır gecesini gündüzünüPamukkale Üniversitesi Hasta-nesi’nde geçirdiğini belirterek,“Sadece buradaki çocuklar değil,bütün çocuklar benim derdim.Dünyadaki her insanın, canlınınderdini düşünüyorum. Nasıl kiönlenebilir sağlık sorunlarındanölenler benim derdimse, patla-mada, çatışmada ölenler de beniderdim. Derdimden öte zatengörevim. Eğer bu bir suçsa busuçun başım üzerinde yeri var.Ama bunun suç olmadığını be-nim kadar herkes biliyor. İhra-cımızın haksız olduğunu da her-kes biliyor. Bir şey de yapma-dım, bir imza attım onu da söy-leyeyim. KHK’ler yayımlanıyor,ardından hemen bizi burada hiçyokmuşuz gibi davranıyorlar.Ama şunu söylemek isterim;dokunduğumuz hiçbir hastamız-dan, hiçbir meslektaşımızdanizlerimizi silemeyecekler” diyekonuştu.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

6Haziran 2017

689 sayılı KHK ile Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki görevlerinden ihraç edilen 2010-2014 dönemi TTB Merkez Konseyi üyesi vehalk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zencir ve çocuk cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Nergül Çördük’ü meslektaşları, hastaları ve öğrencileriuğurladı.

Mehmet Zencir ve Nergül Çördük’ün yanındayız!

Gülmen veÖzakça’nınsağlıkdurumukritikOHAL KHK’si ile atıldıklarıişlerine geri dönebilmek içinbaşlattıkları açlık grevinde 106günü geride bırakan NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nınsağlık durumlarının giderekkötüleştiği bildirildi. Gülmenve Özakça için dayanışmakonseri düzenlendi.

Olağanüstü Hal (OHAL) KanunHükmünde Kararnamesi (KHK) ileatıldıkları işlerine geri dönebilmekiçin başlattıkları açlık grevinde 106günü geride bırakan Nuriye Gülmenve Semih Özakça’nın sağlık durum-larının giderek kötüleştiği bildirildi.

Ankara Tabip Odası (ATO) YönetimKurulu, düzenlediği basın toplantısıile açlık grevinin ilerleyen süreçlerindeoluşabilecek riskler hakkında bilgiverdi.

ATO Başkanı Dr. Vedat Bulut Gül-men ve Özakça’nın sağlık durumla-rının gözaltına alındıkları güne kadarATO tarafından takip edildiğini be-lirterek “Ancak iki haftayı aşkın sü-redir Odamızca muayeneleri yapıla-

madığı için kötüye giden sağlık du-rumları hakkında bilgi alınamamak-tadır. Gülmen ve Özakça’nın sağlıkkontrollerini yapmak üzere odamıztarafından Adalet Bakanlığı’na yapılanbaşvuru reddedilmiş bulunmaktadır”dedi.

Açlık grevlerinde tıbbi araştırmalarsonucunda 90 gün sonra ortaya çıka-bilecek genel durum hakkında bilgiveren Dr. Vedat Bulut şu sözleri kay-detti: “Şiddetli karın ağrısı, yüksekriskli ve ilerleyici kilo kaybı, kasdoku yıkımı, böbrek fonksiyonlarındabelirgin bozulma ve buna bağlı kanelektrolit değerlerinde dengesizlik,kan elektrolit değerlerindeki bozul-maya bağlı kas kontrolünün ortadankalkması, kalp ritminde düzensizlik,kalp kası yıkımı, kas ve kemik ağrıları,

vücut ısı kontrolünün bozulmasınabağlı hipotermi, kan hücre sayısındabelirgin düşme, bağışıklık sistemindeciddi zayıflama ve ölümcül enfeksi-yonlara karşı düşkün hale gelme,çoklu organ yetmezliği gibi durumlarınortaya çıkabileceğini ve geri dönüşümümümkün olmayan sekellerin gelişe-bileceğini ortaya koymaktadır.”

Dayanışma konseriGülmen ve Özakça'nın açlık grevi-

nin 102. gününde Ankara’da AhmetTaner Kışlalı Spor Salonu'nda daya-nışma konseri düzenlendi. Hüsnü Ar-kan, Tersname, Grup Yorum, şairMehmet Özer ve şair Ataol Berha-moğlu'nun katıldığı etkinliğe, AnkaraTabip Odası’ndan Dr. Deniz Erdoğduve Dr. Can Pençe de destek verdiler.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Page 7: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

7Haziran 2017

Türk Tabipleri Birliği 68. Bü-yük Kongresi (seçimsiz) 10 Ha-ziran 2017 Cumartesi günü An-kara’da Devlet Su İşleri Konfe-rans Salonu’nda gerçekleştiril-di.

Prof. Dr. Feride Aksu Tanık’ınDivan başkanlığına, Dr. GüzideElitez, Dr. Neşe Yılmaz ve Dr.Şerif Demir’in Divan üyelikle-rine seçilmesiyle başlayan kon-grenin açış konuşmasını TTBMerkez Konseyi Başkanı Prof.Dr. Raşit Tükel yaptı. Tükel,10-12 Haziran 2016 tarihindeyapılan 67. TTB Büyük Kon-gresi’nden bu yana Türkiye vesağlık ortamında yaşananlarailişkin ayrıntılı bir sunum ger-çekleştirdi.

Muhalif kesimlerkamudan tasfiye ediliyor

15 Temmuz’da meydana gelendarbe girişiminin ardından Tür-kiye’nin Kanun Hükmünde Ka-rarnamelerle (KHK) yönetilenOlağanüstü Hal (OHAL) döne-mine girdiği belirten Tükel, bu

dönemde Sağlık Bakanlığı veüniversitelerden binlerce, ka-mudan ise yüz bini aşkın kişininihraç edildiğini, bu ihraçlarınsağlık hizmetine erişimi aksa-tarak halkın sağlık hakkını en-gellediğini vurguladı. TTB yö-neticisi olarak ve TTB’nin çeşitlikurullarında uzun yıllar emekvermiş çok sayıda hekimin de

ihraç edildiğini belirten Tükel,“darbe ile mücadele” gerekçe-siyle başlatılan OHAL süreciningiderek muhalif kesimlerin ka-musal alandan tasfiyesine dön-üştüğünü söyledi.

Sağlıkta şiddetin sağlıkpolitikalarıyla ilişkisisomutlaştı

Sağlık alanında şiddetin gi-derek arttığını belirten Tükel,bunun temel nedenlerinden bi-rinin sağlık alanında uygulananpolitikalar olduğunu uzun za-mandır dile getirdiklerini, ancakson olarak Elazığ ÜniversitesiTıp Fakültesi Hastanesi Başhe-kimi Prof. Dr. Muhammed SaidBerilgen’in öldürülmesinin şid-detin sağlık politikalarıyla iliş-kisini açık ve somut olarak or-taya koyduğunu kaydetti.

Şehir Hastaneleri emeksömürüsünü artıracak

Raşit Tükel, sağlık çalışanla-rının çalışma koşullarının giderekolumsuzlaştığını belirirken,Kamu - Özel Ortaklığı modeliile yaşama geçirilmekte olan şe-hir hastaneleri ile sağlık çalış-larının emeklerinin daha da sö-mürüldüğü bir döneme girildi-ğine dikkat çekti.

Tıp fakültelerinin içinde bu-lunduğu duruma da değinen Tü-kel, Türkiye’de tıp fakültelerininsayısının 90’ı aştığını, kadrosuyetersiz, fiziksel koşulları vealtyapısı yetersiz yerlere tıp fa-

TTB 68. Büyük Kongresi’nde OHAL ve KHK’lere karşı mücadele, dayanışma ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı

10 Haziran 2017 Cumartesi günü toplanan 68. TTB Büyük Kongresi, OHAL’in kaldırılmasını, KHK’lerin geri çekilmesini, haksız vehukuksuz biçimde ihraç edilmiş hekimler ve kamu çalışanlarının görevlerine iade edilmesini istedi. OHAL ve KHK’lerin yarattığımağduriyetlere karşı mesleki dayanışmanın yükseltilmesine karar verilen Büyük Kongre’de, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlılıktaahhüdünde bulunuldu.

Tıp DünyasıANKARA

Demokrasi olmadan sağlık olmaz!

Türk TabipleriBirliği 68. BüyükKongresi (seçimsiz)10 Haziran 2017Cumartesi günüAnkara’da DevletSu İşleri KonferansSalonu’ndagerçekleştirildi.

Page 8: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

Haziran 20178

külteleri açıldığını kaydetti.Üniversite hastanelerinin borç-larının arttığına da dikkat çekenTükel, bunun bir boyutunun daSağlık Bakanlığı’nın üniversitehastanelerinin kendini yönete-mediği tezi olduğunu ancakSağlık Bakanlığı’nın kendi has-tanelerini de yönetemediğinisöyledi.

SBÜ kadrolarınadava açılacak

Tükel, Sağlık Bilimleri Üni-versitesi (SBÜ) için 2140 kadroilanı verildiğini, kadro sayısınınçok yüksek olmasının yanı sıra,bunların adrese teslim kadrolarolduğunu kaydetti. SBÜ’nünne özgür –özerk üniversite kav-ramına girdiğini, ne de üniver-sitenin yapısal özelliklerine uy-gun olduğunu belirten Tükel,Anayasa Mahkemesi’ninSBÜ’nün Mütevelli Heyet ya-pılanmasını Anayasa’ya aykırıbularak iptal ettiği ve yenidendüzenlenmesin ilişkin verdiğisürenin de 9 Haziran itibarıylasona erdiği bilgisini verdi. Tü-kel, TTB olarak bununla ilgilidava açma hazırlıklarını sür-dürdüklerini söyledi.

Özgür, demokratik velaik Türkiye içinmücadeleye devam

Tükel, TTB olarak önceliklihedeflerinin piyasacı sağlık po-litikalarına son verilmesi vesermayenin taleplerinin değil,halkın sağlığını önceleyen top-lumcu sağlık politikalarının ya-şama geçirilmesi olduğunu be-lirtirken, barışın egemen olduğu,özgür, demokratik ve laik birTürkiye için mücadele etmeyive hayır demeyi sürdürecekle-rini bildirdi.

Prof. Dr. Raşit Tükel’in ko-nuşmasının ardından, TTB Ge-nel Sekreteri Dr. Sezai Berber,TTB Merkez Konseyi’nin biryıllık faaliyetini içeren bir su-num yaptı. Çalışma Raporunahttp://www.ttb.org.tr/c_ra-por/2016-2017/2016-2017.pdfbağlantısından ulaşılabilir.

Mali Raporun ve DenetlemeRaporunun okunup görüşülerekoya sunulmasıyla süren BüyükKongre, karar önerilerinin okun-ması, görüşülmesi ve oylan-masının ardından, dilek, istekve önerilerin alınmasıyla sonaerdi.

baş tarafı sayfa 7’de

Söyleyecek Sözümüz,Büyütecek Umudumuz Var!

Büyük Kongre’ye öğle saatlerinde verilen arada “Demokrasi Olmadan Sağlık Olmaz” başlıklı bir basınaçıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel okudu.

Büyük Kongre’yeöğle saatlerinde ve-rilen arada “Demok-

rasi Olmadan Sağlık Olmaz”başlıklı bir basın açıklamasıgerçekleştirildi. AçıklamayıTTB Merkez Konseyi BaşkanıProf. Dr. Raşit Tükel okudu.

Açıklamada, OHAL’in ilanedilmesinden bu yana, özel-likle referandum sürecinde,bütün olağanüstü koşullarakarşın, hekimlerin mesleki de-ğerlerini ve halkın sağlık hak-kını savunmaktan geri adımatmadığına, baskı ve zulümpolitikalarına “hayır” diyerek,barışın egemen olduğu, laik,demokratik ve özgür bir ülkeiçin mücadele ettiği belirtildi,68. Kongreden alınan güçle,bu onurlu çabaya devam edi-leceği vurgulandı.

OHAL sürecinde, TTB’ninyöneticiliğini yapmış; TTBkurullarındaki çalışmalarıylahekimlik değerlerine, demok-rasi, hak ve özgürlükler mü-

cadelesine yoğun emek vekatkı sunmuş; akademik alan-da önemli çalışmalara imzaatmış; eşit, parasız, niteliklisağlık hizmeti ve toplum sağ-lığı için büyük bir özveriyleçalışan, sağlık hakkı müca-delesini birlikte yürüttüğümüzçok sayıda tabip odası üyesimeslektaşımız, kamu ve üni-versitelerdeki görevlerindenihraç edildiğine yer verilenaçıklamada, “Adaletsizliklere,baskılara, antidemokratik uy-gulamalara boyun eğmeyece-ğiz ve KHK’larla haksız vehukuksuz biçimde üniversi-telerinden, hastanelerinden,çalıştıkları sağlık kurumların-dan uzaklaştırılan arkadaşla-rımız görevlerine dönene kadarmücadelemize devam edece-ğiz” denildi.

Türkiye’nin dünyanın ençok MR çekilen ülkesi halinegeldiğine dikkat çekilen açık-lamada, sağlıktan rant elde et-meyi seçen, sağlık gereksi-

nimlerinin karşılanmasını birkenara koyup sağlık hizmet-lerini “maliyet etkinlik, ve-rimlilik” gibi terimlerle me-talaştıran, daha fazla işlem,daha fazla kazanç anlayışı ilehalkın sağlığını hiçe sayan,sağlık hizmetlerinde kışkırtıl-mış bir talep yaratan, bir iş-letme mantığıyla kârlılığı öneçıkartan, Sağlık Bakanlığı veüniversite hastanelerini iflasasürükleyen sağlık politikala-rıyla mücadelenin hiç yılma-dan sürdüreceği vurgulandı.

Açıklamada, 14 yıldır uy-gulanan Sağlıkta DönüşümProgramı (SDP) ile Türki-ye’nin sağlık alanında büyükbir krizin içine girdiği, SağlıkBakanlığı ve üniversite has-tanelerinin iflasın eşiğine gel-diği, Genel Sağlık Sigortası(GSS) sisteminin işletilemezdurumda olduğu, prim borcuolan ve GSS sisteminin dışındakalan vatandaşların sayısınınher geçen gün arttığı ve Sosyal

Güvenlik Kurumu’nun açığı-nın giderek büyüdüğüne dikkatçekildi.

Kamu-özel ortaklığı modeliile yapılan şehir hastaneleriylekamudan özel sektöre büyükmiktarlarda kaynak aktarımısağlandığına yer verilen açık-lamada, tüm bu gelişmelerin,SDP’nin artık sonuna gelin-diğini gösterdiği belirtildi.

Açıklama, “Eşitlikçi, top-lumcu, bilimsel ve laik birsağlık sisteminin ancak de-mokrasi ve özgürlüklerin ha-kim olduğu bir ülkede ger-çekleşebileceğinin bilincindeolarak TTB 68. Genel Kuru-lundan sesleniyoruz: Sağlıkhakkımız, hekimlik değerle-rimiz, toplumsal iyilik halininülkemizde ancak demokratikbir ortamın oluşması ile müm-kün olacağından hareketle top-lumsal sağlığımız için müca-delemize devam edeceğiz”ifadeleriyle sonlandırıldı.

Page 9: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

Hekim ve dişhekimlerinin zorunluolarak yaptırdığı mesleki sorumluluksigortası uygulamasında sigortacınınbelirlediği avukata vekâlet verme zo-runluluğunun yürütmesi durduruldu.

16.4.2016 tarihli Resmi Gazete’deyayımlanan Tıbbi Kötü Uygulamayaİlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Si-gortasında Kurum Katkısına İlişkinUsul ve Esaslara Dair Tebliğ’de De-ğişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğile hekim ve dişhekimlerine karşıaçılan malpraktis davalarının bütünkontrolü sigorta şirketlerine veril-mişti.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) veTürk Dişhekimleri Birliği’nin (TDB)birlikte açtığı davada, malpraktis da-valarında, sigortacının bütünüyle da-vaya el koymasını ve kendi menfa-atleri doğrultusunda davayı yürüt-mesini sağlamak, bu amaca hizmetedecek şekilde sigortalıya zorunluavukat atamak şeklinde nitelenebi-lecek hükümlerin yürütmesinin dur-durulması ve iptali istenmişti.

Danıştay 15. Daire, yürütmenindurdurulmasına karar verilebilmesiiçin gerekli koşulların gerçekleşme-

diğine karar verdi. TTB ve TDB’ninbu karara ortak itirazı üzerine dosyayıinceleyen Danıştay İdari Dava Dai-releri Kurulu (DİDDK), sigortalınınavukat seçme hakkının sınırlandırıl-masının ancak yasal düzenleme ileyapılabileceği ve bu tür davalardasigortacı ile sigortalının menfaatlerininçatışabileceği, bu bakımdan sigorta-lının avukatının sigortacı tarafındanbelirlenmesinin ve sigortalının buavukata vekâlet vermesi halinde yar-gılama giderlerinin ödeneceği yolun-daki düzenlemenin hukuka aykırı ol-duğunu saptayarak yürütmenin dur-durulmasına karar verdi.

Davadaki iptal istemine yönelikyargılama ilgili Dairede sürmeklebirlikte, yürütmenin durdurulmasıkararı üzerine artık söz konusu işlemuygulanamaz. Dolayısıyla, hekim vedişhekimlerinin, malpraktis davala-rında kendi belirleyecekleri avukatile davayı yürütmeleri ve avukatlıkgiderini de içeren yargılama giderininsigorta poliçesi kapsamında sigortaşirketi tarafından karşılanması ge-reklidir.Ayrıntılara http://www.ttb.org.tr/index.php/Ha-berler/hukuk-6703.html bağlantısın-dan ulaşılabilir.

Hekim ve dişhekimlerinin zorunlu olarak yaptırdığı meslekisorumluluk sigortası uygulamasında sigortacının belirlediğiavukata vekâlet verme zorunluluğunun yürütmesi durduruldu.

Haziran 20179

TTB 68. Büyük Kongre kararları:

Sağlık, eşitlik,demokrasiOHAL ve KHK’lerin yarattığı mağduriyetlere karşımesleki dayanışmanın yükseltilmesine karar verilen TTBBüyük Kongresi’nde, toplumsal cinsiyet eşitliğineduyarlılık taahhüdünde bulunuldu.

10 Haziran 2017 Cumartesigünü gerçekleştirilen 68. TTBBüyük Kongresi, OlağanüstüHal’in (OHAL) kaldırılmasını,Kanun Hükmünde Kararnamelerin(KHK) geri çekilmesini, haksızve hukuksuz biçimde ihraç edilmişhekimler ve kamu çalışanlarınıngörevlerine iade edilmesini istedi.OHAL ve KHK’lerin yarattığımağduriyetlere karşı mesleki da-yanışmanın yükseltilmesine kararverilen Büyük Kongre’de, top-lumsal cinsiyet eşitliğine duyarlılıktaahhüdünde bulunuldu.

TTB 68. Büyük Kongresi’ndeüç ayrı başlıkta tutum belgesi oybirliğiyle kabul edildi:

1- OHAL’in Kaldırılması veKHK’lerin İptal Edilmesi: 15Temmuz’u izleyen süreçte 2950hekimin kamudan ihraç edildiğinedikkat çekilen tutum belgesinde,mecburi hizmet ve nakil atama-larında ortaya çıkan gecikme veengellemelerin, halkın sağlık hak-kını olumsuz etkilediği belirtildi.OHAL kapsamında ihraç edilenhekimlerin ve ailelerinin yaşa-dıkları haksızlık ve hukuksuzluk-lara vurgu yapılan tutum belge-sinde, “Kongremiz siyasal ikti-dardan acilen OHAL’in kaldırıl-masını, KHK’lerin iptal edilme-sini, haksız ve hukuksuz şekildeihraç edilen meslektaşlarımızınve kamu çalışanlarının görevlerineiade edilmesini talep eder” de-nildi.

2- Mesleki Dayanışma: OHALsürecinde ihraç edilen hekimlerin,tıp fakültesi ve tıpta uzmanlıkeğitimi öğrencilerinin maruz kal-dığı uygulamaların kaygıyla kar-şılandığına yer verilen tutum bel-gesinde, Büyük Kongre’nin ihraç

edilen hekimlerin ve öğrencilerinyaşadıkları çaresizlik nedeniyleintihara sürüklenmelerine kadarvaran insanlık dışı uygulamalarahekimlerin kayıtsız kalamayacağıdüşüncesinde olduğu belirtildi.Mesleki etik değerler, vicdani yü-kümlülükler ve insanlık onurugereği haksızlığa uğrayan tümhekimlerle dayanışma sözü ve-rildi.

3- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği:Büyük Kongre, Kadına Karşı HerTürlü Ayrımcılığın ÖnlenmesiSözleşmesi (CEDAW), İnsan Hak-ları ve Biyotıp Sözleşmesi, İs-tanbul Sözleşmesi ve HekimlikMeslek Etiği Kuralları doğrultu-sunda, TTB’nin bütün organlarınıntoplumsal cinsiyet eşitliğine du-yarlı olarak hareket edeceği ta-ahhüdünde bulundu.

TTB Büyük Kongresi’nde ay-rıca şu kararlar alındı:

- Sağlık Bilimleri Üniversiteside dahil olmak üzere üniversite-lerde kişiye özel akademik kadroilan edilmesi sorunu ile ilgili ge-rekli çalışmaları yapmak üzereMerkez Konseyin görevlendiril-mesine oybirliğiyle karar verildi.

- Çalışan ve emekli hekimlerinözlük hakları ve çalışma koşulla-rının iyileştirilmesi için MerkezKonseyi’nin çalışmalarını sürdür-mesine oybirliğiyle karar verildi.

- Her odanın TTB aidatınınmümkün olduğunca %5’i oranındakatılacağı ve Merkez Konsey büt-çesinden de gerekli payın aktarı-lacağı hukuk çalışmaları fonununoluşturulmasına; bu fonun işleyişusul ve esaslarının Merkez Konseytarafından düzenlenmesine oy-çokluğuyla karar verildi.

- Hekim Huzurevi fonu oluştu-rulmasına oyçokluğuyla karar ve-rildi.

Tıp DünyasıANKARA

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Sigortacınınavukatına vekâletverme zorunluluğudurduruldu!

Page 10: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

27 Mayıs askeri darbesi sonrası114 sayılı kanunla 147 öğretimüyesi ihraç edilir. Bu öğretim üye-leri en yakın çalışma arkadaşlarıve askeri yönetime yakın üniver-site çevresi tarafından komünistvb. yaftalamalar ile büyük birhaksızlığa uğrayan, hiçbir suçuolmayan profesör, doçent ve diğerüniversite öğretim üyeleridir. Buöğretim üyelerinin bir kısmı dep-resyona girer, bir kısmı inzivayaçekilir. Geriye kalanlar ise ka-muoyu oluşturmak için bir şeyleryapmak isterler. Bunların içindeinatçı ve kararlı bir isim vardır:Haldun Taner. 147’ler arasındabulunan tiyatro yazarı ve edebi-yatçı Haldun Taner kamuoyu oluş-turmak ve bu haksızlığa dikkateçekmek için bir oyun yazmayakarar verir. Aynı zamanda Deve-kuşu Kabare kurucusu da olanHaldun Taner kamuoyunun dik-katini çekerek, 147’lerin işe ia-desini sağlamayı amaçlar. Tiyatrooyunu olarak Dostoyevksi’ninTimsah adlı yarım kalmış öykü-sünü uyarlayarak oyunlaştırır.

Öykü 1860’ların Rusya’sındageçmektedir. Oyunda Rus bürok-rasisi ve Rus aydınları hicvedilir.Oyunun ana karakteri olan üstdüzey bürokrat İvan İvanoviç 30yıllık meslek yaşamının sonunda

teyzesinden kalan bir mirasla Av-rupa turuna çıkmak üzere bir biletalır. Tura çıkmadan önce şehregelen hayvanat bahçesine gitmeyekarar verir. İvan, en yakın dostuAleksey, eşi Elena, kızı Dureşkave damat adayı Abulof ile gaze-telere konu olan Timsah’ı görmekiçin hayvanat bahçesine gider.Havuzun içinde yüzen timsahınyanına giden İvan, onu sevmeyeve dürtmeye başlar. Bu sıradaayağı kayarak havuza düşen İvan’ıtimsah yutar. Bağırış ve çağırışlar

olur. Ancak İvan bir türlü kurtu-lamaz. Bir süre sonra çaresizcene yapacağını bilemeyen ailesive arkadaşları timsahın midesin-den konuşan İvan’ın sesiyle se-vince boğulurlar.

İvan’ın yaşadığını görünce he-men onu kurtarmak için akıl yü-rütmeye başlarlar. İvan ise hiç dekötü bir durumda olmadığını veiçerisinin dışarıdan daha iyi bileolduğunu söyler. Aleksey ise İvançıldırmış olmalı diye düşünerekonu kurtarmanın yollarını arar.

Hemen İvan’ın müdürü Popoviç’ekoşar. Popoviç hiç oralı olmazve Aleksey’in de bu işin peşinibırakmasını salık verir. Alekseyve İvan’ın kızı Dureşka babasınıkurtarmak için çalmadık kapı bı-rakmazlar. Ancak bütün kapılaryüzlerine kapanır. Umutsuzluğadüşen Aleksey’in aklına son çareolarak cin gibi bir fikir gelir.Şehrin en üst rütbeli generali olanKonserdof’a çıkarak durumu an-latmaya karar verir. Ancak bir se-naryo yazması gerekir. General

ile görüşmesinde, ulusal güven-liğin tehdit altında olduğunu söy-leyerek komutanlığın önemli birevrakını çaldığını söylediği “Ca-sus” İvan’ın bu gece S. Peters-burg’dan ülke sınırına kaçırıla-cağını söyler. Bunun üzerine Ge-neral Konserdof bir operasyondüzenleyerek İvan’ı, Timsahınkarnından çıkartarak tutuklar. Dos-toyevski’nin öyküsü yarım kalmışhalde bu şekilde biter.

Haldun Taner, bu öyküdenesinlenerek bir tiyatro oyunu yazar.

Dr. Ali Özyurt

10Haziran 2017

Timsah ya da biroyunun perde arkası

Page 11: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

Ancak tiyatro salonu sahipleri vetiyatrocular askeri yönetimindenkorkularından bu oyunu oynaya-mazlar. Bunun üzerine HaldunTaner oyunu değiştirip tek seferlikradyo tiyatrosu olarak oynatır.Oyunu kurucusu olduğu DevekuşuKabare oyuncuları seslendirir.

Aradan uzun yıllar geçer veHaldun Taner ölür. Haldun Ta-ner’in yakın dostu Selçuk Erezolayı başından beri bildiği içinbu oyunun peşine düşer. Çünkübabası Prof. Dr. Naşit Erez de147 ile atılan öğretim üyeleri ara-sındadır. Selçuk Erez, Demet Ta-ner’e başvurarak oyunu ister. An-cak oyun bulunamaz. Aradan 10yıl geçtikten sonra oyun bulunurve Selçuk Erez, bir kitap yazarakHaldun Taner’in bu oyunu nedenve nasıl yazdığını anlatır. Ayrıcakitaba Haldun Taner’in radyo içinyazdığı oyunu bazı ilavelerle sah-nede oynanacak şekilde gelişti-rir.

Zaman akıp geçer ve her şeyunutulur. Kitabın baskısı biter.Araya 12 Mart, 12 Eylül girer.147’lere benzer süreç 1402’liklerede uygulanır ve yüzlerce akade-misyen ve kamu görevlisi yine60’larda olduğu gibi işlerindenihraç edilir. Tarih tekerrür eder-cesine 15 Temmuz darbe girişimisonrası ülke OHAL rejimine geçerve hızla ardı arkasına çıkan KanunHükmünde Kararname (KHK) ileyüz bini aşkın kamu görevlisiihraç edilir. Bunların arasındaBAK (Barış İçin Akademisyenler),üniversite öğretim üyeleri, sendikaüyeleri ve demokrat hekimler devardır.

İşte tam bu sırada İstanbul TabipOdası Başkanı ve aynı zamandakendi babası 147’lik olan Prof.Dr. Selçuk Erez’in aklına HaldunTaner’in bir türlü sahnelenemeyenTimsah oyunu gelir. Haldun Ta-ner’in yapamadığını yapmayakara vererek Timsah’ı sahnelemekiçin girişimlerde bulunur. İlk işolarak oyunu eline alıp eski ŞehirTiyatrosu Genel Yönetmeni OrhanAlkaya’nın yanına giderek bu fik-rini açıklar. Kendisi de 1402’likolan Orhan Alkaya bu fikri be-nimser. İhraçlara karşı yapılanprotestolara bir renk katma fikrihoşuna gider. Ayrıksı bir şekildefarklı bir yöntem kullanarak, sa-natın gücünü arkalarına alıp tiyatrodiliyle itiraz etmeye yönelik buoyunu yönetmeye karar verir.

Bunun üzerine BAK, KHK ileihraç edilen hekimler ve OHALmağduru çoğu akademisyendenoluşan bir amatör tiyatro ekibikurulur. İki aylık provalardan son-ra 27 Mayıs akşamı Şişli Kent

Tiyatrosu’nda Timsah okuma ti-yatrosu ilk kez seyirciyle bulu-şur.

Sahneden notlar...Tarih: 27 Mayıs 2017Saat: 20.00Yer: Şişli Kent Cemil Candaş

Kültür Merkezi90 dakika süren oyun tıklım

tıklım dolu bir salonda pür dikkatizlendi. İzleyiciler kâh güldüler,kâh ağladılar. Ama hiç bir şekildedikkatlerini dağıtmadılar. Oyunbitti, ışıklar söndü. Ve izleyicilerinalkış tufanı tüm salonu çınlattı.Oyun dakikalarca alkışlandı. Son-ra sahneye ihraç edilen ve edil-meyen tüm barış akademisyenleridavet edildi. İzleyiciler “akademi,sanat, barış her yerde” sloganıatmaya başladılar.

Oyunun bitişi ve sahne ışık-larının sönmesiyle birlikte yüz-lerce izleyicinin aynı anda sen-kronize alkışları ile salon adetayıkıldı. İzleyiciler bizi tebrik et-mek için kulisi işgal ettiler. Mut-luluktan gözyaşı dökenler, umut-lananlar, ağlayanlar ve sevinçtenhavaya zıplayanları görmenin kı-vancı dünyaya bedeldi.

Timsah oyunu, ihraç edilenler,OHAL kıskacına alınanların sessizsesine ses olmak için sergilendi.Böylece haksız, hukuksuz ve vic-dansız ihraçlara karşı kamuoyu-nun dikkati bu yöne çekilecekti.

Akademinin yetiştirdiği en de-ğerli bilim insanları gece yarısıKHK’ları ile onlarca yıl emekverdikleri, öğrenci yetiştirdikleri,kurucusu oldukları üniversiteler-den ve kamu kurumlarından ihraçedildiler ve kapı önüne konuldu-lar.

KHK ile ihraç edilen binlercehekim meslektaşımız arasındadostumuz, yol arkadaşımız veçalışma arkadaşlarımız vardı. Sa-dece hekimler değil hekim ol-mayanlar da aynı durumda ülke-mizin değerli bilim insanları idi.Bunlar adına çok üzülüyor ve birşey yapamama duygusuyla ken-dimizi çaresiz hissediyorduk.

Bir şeyler yapmak gerekiyordu.Basın bildirisi, kitlesel açıklamalarbir yere kadar etkili oluyordu.Yeterince basında yer almıyor vekamuoyu birçoğundan haberdarbile olamıyordu. Biz İstanbul Ta-bip Odası aktivistleri olarak de-nenmemiş bir yöntemi denemekistedik. Böylece aklımıza sanatıngücünü kullanmak geldi. Farklıbir protesto yöntemi olarak buokuma tiyatrosunu sergilemeyekarar verdik.

Mağdur olanların, KHK ileihraç edilenlerin, intihar edenlerin,ruhsal çöküntüye girerek umut-suzluğa düşenlerin, yani sesleriçıkamayanların sesi olmak iste-dik.

İstanbul Tabip Odası olarakbu sanatsal etkinlik ile sessizlerinsesi, ihraçların dili olduk. Yaygınmedya ve sosyal medya duyuru-ları ile geniş bir kamuoyu oluş-turduk. Böylece “ötekileştirilen”,adeta “terörist” muamelesi görenbu insanların yalnız olmadıklarınıtüm dünyaya gösterdik. Şimdionlar, üzerlerindeki yalnızlık, dış-lanmışlık kabuğunu yavaş yavaşkırarak toplumsal hayata katıl-maya başlıyorlar.

Bundan önce işlerinden haksız,hukuksuz ihraç edilenler enindesonunda görevlerine geri döne-cekler. Bundan eminiz. Biz bununbir an önce gerçekleşmesini, hu-

kuksuzluktan bir an önce dönül-mesini istiyoruz. Bu oyunla iste-ğimizi haykırmış olduk. Biz ama-cımıza ulaşmanın gururunu ya-şarken onlar sessiz çığlıklarınınsesini duymaya başladılar.

Oyunumuz amacına ulaşmış,ulusal ve uluslararası medyadayer almıştı. Böylece BAK, ih-raçlar, KHK ve OHAL gerçekleribu kez bizim ağzımızdan ve doğ-rudan kamuoyu ile bir kez dahagüçlü bir şekilde paylaşılmış oldu.

Böylece yaklaşık 60 yıl sonra

Haldun Taner’in hayali olan Tim-sah oyunu, Selçuk Erez’in önerisisonucu ilk kez sahnelendi. Oyu-nun hazırlanmasından sergilen-mesine kadar atılmış adımlarınher basamağı tabip odasının ak-tivistlerinin ortak ve imece usulüçalışmasıyla gerçekleşmiştir. Bu-rada başarı, bu oyunda yer alanyönetmeninden, yönetmen yar-dımcısına, dramaturgundan, sahnetasarımcısına, efektöründen, mü-zisyenine, oyuncusundan izleyi-cisine kadar herkesindir.

Haziran 201711

“Oyuncu” kadrosunda aşa-ğıdaki isimler yer aldı:Hikaye Anlatıcı: Dr. MustafaSülküAleksey Semyolof (Ivan’ınarkadaşı): Dr. Samet Men-güçIvan Ivanoviç: Prof. Dr. OnurHamzaoğluElena Ivanova (Ivan’ın ka-rısı): Prof. Dr. Şebnem KorurFincancıDureşka (Ivan’ın kızı): Doç.Dr. Özlem ÖzkanAbulof (Ivan’ın müstakbeldamadı): Yrd. Doç. Dr. Öz-gür MüftüoğluBay Şmit (Timsahçı): Dr.Nazmi AlganBn. Şmit (Timsahçı’nın ka-

rısı): Dr. Melahat CengizMaliçki Popoviç (Ivan’ınamiri): Prof. Dr. Cengiz Er-çinSergey Semyonov (Ivan’ıniş arkadaşı): Dr. Ali ÖzyurtFalcı: Prof. Dr. Rukiye EkerProf. Zbignief (Döneminünlü doktoru): Prof. Dr. Ta-ner GörenGeneral Konserdof: Prof. Dr.Özdemir AktanBaytar: Dr. Hüseyin KeskinNöbetçi Asker: As. Dr. ErsinBaltacıSubay: Dr. Sadık ÇayanPolis Komiseri: Doç. Dr.Haydar DurakBir Kadın: Dr. İncilay Er-doğan

İstanbul Tabip Odası’nca hazırlıkları sürdürülen “Timsah”oyunu, 27 Mayıs 2017 Cumartesi akşamı Şişli Kent CemilCandaş Kültür Merkezi’nde sahnelendi. Oyun gördüğüyoğun ilgi üzerine, 19 Haziran 2017 Pazartesi akşamı saat20.00’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde tekrar sahnelendi.

Tiyatro sanatçısı Orhan Alkaya’nın yönettiği, sahne tasa-rımını M. Nurullah Tuncer’in, efektleri Sercan Gidişoğlu’nun,müziği ise Uskan Çelebi’nin gerçekleştirdiği oyunun dra-maturjisini ise TTB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Dr. AliÇerkezoğlu üstlendi.

Akademi, sanat, barış her yerde!

Fotoğraflar: Alaattin Timur

Page 12: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve TürkMühendis ve Mimar Odaları Birliği(TMMOB) Soma Katliamı’nın üçüncüyılı dolayısıyla Soma’da Madenci Anıtıönünde bir basın açıklaması yaptı. 13Mayıs 2017 Cumartesi günü gerçekleşti-rilen açıklamaya TTB Merkez Konseyiüyesi Prof. Dr. Funda Obuz katıldı.

Maden Mühendisleri Odası Genel Baş-kanı Ayhan Yüksel’in basın açıklamasını

okumasının ardından, TMMOB YönetimKurulu üyesi Niyazi Karadeniz ve TTBMerkez Konseyi üyesi Prof. Dr. FundaObuz birer konuşma yaptılar.

Prof. Dr. Funda Obuz burada yaptığıkonuşmada, TMMOB ve TTB heyetlerinin15 Aralık 2015 tarihinde yaptıkları ince-leme sonucunda, bu facianın önceden ön-görülebileceği ve gerekli önlemler alınarakönlenebileceğinin anlaşıldığını belirterek,ancak sistemsel hatalar ve uygulamalarile bu büyük facianın yaşandığını söyle-di.

Soma A.Ş Eynez kömür madenindeişyeri sağlık biriminin çalışmaları ince-lenmişse de kaza sonrası işletme içindekiyapılanma ve görev değişiklikleri, devameden mahkeme süreci nedeniyle, eksiksizbir inceleme yapmanın mümkün olama-dığını belirten Obuz, bu inceleme sonu-cunda ocakta işyeri sağlık birimi ve per-sonelinin kömür madenciliğine yöneliközel, programlı, süreklilik arz eden, gerekulusal-uluslararası mevzuat ve gerekse debilimsel gerçeklere uygun, yapılandırılmışbir sağlık gözetim programının olmadığınıngözlendiğini aktardı.

Obuz, kazadan hemen sonra yapılan veyayımlanan iki bilimsel çalışma ile SomaEynez Linyit Madeni Ocağında çalışanneredeyse her dört işçiden birinde solu-numsal hastalıkların olduğu, her üç işçidenbirinde de pnömokonyoz (akciğerin meslekitoz hastalığı) tanısının bulunduğu kanıt-landığını belirtirken, “Ne var ki bu kişilerinhiçbirinin işletmede kaydı oluşturulmamış,niteliksiz sağlık gözetimi ve tetkikler ya-pılması yolu ile işçiden ve kamudan bilgisaklanmıştır. İşçi sağlığı yönünden yetersiznitelikteki kamusal denetimlerle de bu du-rum göz ardı edilmiştir” diye konuştu.

Bu facianın asıl sorumlularının ve aslikusurlularının yargı önünde hesap vermesigerektiğini belirten Obuz, meslek örgüt-lerinin bu faciaların bir kez daha yaşan-maması ve dersler çıkarılarak gerekli ön-lemlerin alınması için çaba gösterdiğinisöyledi. Basın açıklamasının ardındanemek ve meslek örgütleri, siyasi partilerve sivil toplum kuruluşlarının katıldığıanma töreni, yürüyüş ve bir miting ger-çekleştirildi.

Haziran 201712

TTB ve TMMOB Soma Katliamı’nın üçüncü yılı dolayısıyla Soma’daanma etkinliği gerçekleştirdi.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

STED’den31 MayısTütünsüzBir DünyaGünü ÖzelSayısı

Türk Tabipleri Birliği(TTB) Sürekli Tıp EğitimiDergisi’nin (STED) 2014yılından bu yana sürdür-düğü, 31 Mayıs TütünsüzBir Dünya Günü dolayısıylahazırlanan özel sayısı ya-yımlandı.

Editörlüğünü HacettepeÜniversitesi Tıp FakültesiHalk Sağlığı Anabilim Dalıöğretim üyesi Prof. Dr. Di-lek Aslan’ın üstlendiği özelsayıda bu yıl tütünün, kal-kınmanın/gelişimin önündebir engel oluşturduğu anatemasıyla hazırlanan özelsayıda, tütün kontrolününyoksulluk başta olmak üze-re farklı belirleyenlerle olanilişkisi ele alındı.

Tütün kontrolü ile ilgiliterminoloji gereksiniminingerekçeleri, elektronik si-gara, gençler arasında tütünkullanımı, hukuksal pers-pektif ve dünyadaki güncelgelişmelerin ele alındığıözel sayıda, Tütün KontrolüÇerçeve Sözleşmesi ile ça-kışan kimi alanlar, tütünkontrolünün insan haklarızemini, tütün kontrolündeproaktif politikalara olangereksinim gibi çeşitli ko-nulara yer verildi.

31 Mayıs Tütünsüz BirDünya Günü dolayısıylayayımlanan özel sayılardayer alan konuların, dünyadave Türkiye’de tütün kont-rolü açısından geliştirici birbakış açısı sağlayabilmesihedefleniyor. Tütün kont-rolünün sağlık dışındaki di-ğer alanlarla ilişkisinin ku-rulduğu özel sayılarda, tü-tün kullanımı ile mücade-lenin bu alanlarda da sür-dürülebilmesinin gerekçe-leri bilimsel kanıtlarla or-taya konuluyor.

Tıp DünyasıANKARA

301 madenci anıldıSoma katliamının üçüncü yılı…

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve çeşitliTabip odalarından yönetici ve temsilciler, 18Haziran 2017 tarihinde Ankara’dan başlatılanve İstanbul’da sona erecek olan Adalet Yü-rüyüşü’ne destek verdi.

23 Haziran 2017 Cuma günü saat 08.30’daBartın Yol Ayrımı’nda Adalet Yürüyüşü’nekatılan hekimler, “Darbelere, OHAL’e veantidemokratik düzene karşı laik ve demo-kratik bir ülkede barış içinde yaşamak için;sağlık hakkımız, hekimlik değerlerimiz vetoplumsal sağlığımız için yürüyoruz” mesajıverdiler.

Yürüşüye, TTB Merkez Konseyi BaşkanıProf. Dr. Raşit Tükel, TTB Genel SekreteriDr. Sezai Berber, TTB Merkez Konseyiüyeleri Dr. Selma Güngör, Dr. Şeyhmus Gö-kalp, Dr. Yaşar Ulutaş, Dr. Bülent NazımYılmaz, Prof. Dr. Taner Gören ve Dr. AyferHorasan’ın yanı sıra çeşitli tabip odalarındantemsilciler ile çok sayıda hekim katıldı.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Türk Tabipleri Birliği ve çeşitlitabip odalarından yönetici vetemsilciler Adalet Yürüyüşü’nekatıldı.

HekimlerAdaletYürüyüşü’nekatıldı

Page 13: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

AKP Hükümeti, yeni bir düzenlemeylekamuda çalışanlara verilmesi gerekenişçi sağlığı hizmetlerini 2020 yılına er-teledi. TTB – DİSK – KESK ve TMMOBortak açıklama yaparak milyonlarca kamuemekçisinin ve özelde çalışan işçilerinişçi sağlığı hizmetlerinden mahrum ka-lacağı, iş kazaları ve meslek hastalıklarınınartacağı uyarısında bulundu.

TTB-DİSK-KESK ve TMMOB tem-silcileri, 21 Haziran 2017 tarihinde İs-tanbul Tabip Odası’nda düzenledikleriortak basın toplantısında, işçi sağlığıhizmetlerini erteleyen düzenlemeye tepkigösterdiler.

18 Haziran 2017 tarihli “SanayininGeliştirilmesi ve Üretimin DesteklenmesiAmacıyla Bazı Kanun ve KHK’lerdeDeğişiklik Yapılmasına Dair Kanun”uniçerisine konulan bir madde ile kamudaçalışanlara verilmesi gereken işçi sağlığıhizmetlerinin ve 50’den az çalışanı olanaz tehlikeli sınıftaki işyerlerinde de işçisağlığı ve güvenliği hizmetlerinin 2020yılında ertelendiğine yer verilen açıkla-mada, siyasal iktidarın iş kazaları ve

meslek hastalıklarına davetiye çıkarmayadevam ettiği belirtildi.

Açıklamada şunlara dikkat çekildi: - AKP hükümetleri iktidara geldikleri

2002 yılından beri “Sürdürülebilir bü-yüme, istikrarlı bir çalışma yaşamı” vb.kulağa hoş gelen söylemlerle çalışmayaşamında işçilerin çalışma koşullarınızorlaştıran, geçici işçilik, taşeron çalış-tırma, kısa süreli çalışma, kiralık işçilikyasası gibi bir dizi düzenlemeyi yaşamageçirdiler. İşçileri esnek ve güvencesizçalışma koşullarına mahkûm ettiler. Emeksömürüsü emek yağmasına dönüştü.

- Bu düzenlemeler sonucunda işçi ci-nayetleri hızla arttı. Meslek hastalıklarınınsayısını Çalışma Bakanlığı bile bilmiyor.İşçi Sağlığı Meclisinin verileri ile 2016yılında 1970 işçimizi işçi cinayetlerindekaybettik.

- Ertelenen son yasal düzenleme ilemilyonlarca kamu emekçisi ve özeldeçalışan işçimiz işçi sağlığı hizmetlerindenmahrum olacaklar. İş kazaları, meslekhastalıları artmaya devam edecek.

- Çalışma Bakanlığının “İş kazalarındahedefimiz sıfır” söyleminin aldatmacadanöteye bir anlamının olmadığını milyon-

larca işçi ve kamu emekçisi artık biliyor.Bu erteleme ile İş kazalarında hedefimizsıfır söyleminin propagandadan öteyebir anlam ifade etmediğini görmüş olduk.

- İşçi sağlığı hizmetlerini özelleştiren6331 sayılı yasanın işçilerin sağlık vegüvenliklerini koruyamadığı bilini-yorken bu yasanın ilgili maddelerininuygulanmasının ertelenmesi bazıları teh-likeli ve çok tehlikeli işler sınıfındaçalışan milyonlarca kamu emekçisi veişçimizin beden bütünlüklerine bir sal-dırıdır.

- AKP Hükümeti tavrını çok net ortayakoymuştur. 6331 sayılı yasanın bazımaddelerinin 2020 yılına ertelenmesi

Hükümetin tavrının kimlerden yana ol-duğunun açık bir göstergesidir. Hükümetprogramlarına yazdıkları gibi sermayeninyükünü hafifletmek, sömürüsünün önün-deki engelleri en aza indirme pahasınamilyonlarca işçi ve kamu emekçisininsağlık ve güvenliğini görmezden gelin-miştir.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof.Dr. Raşit Tükel, DİSK Genel SekreteriDr. Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Se-kreteri Hasan Toprak ve TMMOB GenelMerkez Yönetim Kurulu üyesi CengizGöltaş'ın katıldığı basın toplantısında,ortak açıklamayı Prof. Dr. Raşit Tükelokudu.

Haziran 201713

Tıp DünyasıANKARA

Trabzon’a bir şehir hastanesi kurul-masının ve bu hastanenin Akyazı’dastadyumun yanına, dolgu alanın üzerineyapılmasının planlandığı Trabzon TabipOdası tarafından 29 Nisan 2017 tarihindedüzenlenen sempozyumda ortaya çık-mıştı. Sempozyumda, Kıyı Kanunundakikısıtların kaldırılması gerektiği için sırfbu amaçla bir değişiklik yapılacağı dadile getirilmişti.

“Sanayinin Geliştirilmesi ve ÜretiminDesteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun veKanun Hükmünde Kararnamelerde De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasa-

rısı”na bir madde eklenerek TrabzonŞehir Hastanesine özel bir madde deği-şikliği yapıldı. Tasarının Genel Kurulgörüşmelerinde maddeye Zonguldak daeklendi.

Tasarının Genel Gerekçesi’nde yapılandeğişikliğe dair bir açıklama yok. Maddegerekçesi ise şöyle:

“Kıyılarımızda yer alan illerdeki coğrafişartların zorluğu ve uygun alanların bu-lunmaması veya kıyı alanının yetersizliğinedeniyle, kaynakların etkin kullanımınısağlamak, bölgesel kalkınma hedeflerineulaşmak, uluslararası rekabet ortamındayatırımcımıza avantaj sağlamak amaç-larıyla Bakanlar Kurulu kararı ile kıyıdolgu alanlarda mevcut en iyi tekniklerikullanan endüstri bölgesi ile 2219 sayılıHususi Hastaneler Kanunu kapsamındakalan sağlık tesisleri hariç olmak üzere,Sağlık Bakanlığının önerisi ve BakanlarKurulunca alınacak kamu yararı kararıdoğrultusunda kurulacak sağlık tesisle-rinin kurulması amaçlanmaktadır.”

Tasarının Komisyon görüşmelerinde,Trabzon’a özgü bir değişikliğin yapıldığıaçıkça ortaya çıktı. Görüşmelerde yapılandeğişiklikle, 4.4.1990 tarihli ve 3621sayılı Kıyı Kanununun 6. maddesinindördüncü fıkrasına aşağıdaki bent ek-lendi:

“Trabzon ilinde, 24.5.1933 tarihli ve2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunukapsamında kalan sağlık tesisleri hariçolmak üzere, Sağlık Bakanlığı’nın önerisive Bakanlar Kurulunca alınacak kamuyararı kararı doğrultusunda kurulacaksağlık tesisleri ve alternatif alan bulun-maması durumunda 9.1.2002 tarihli ve4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanununagöre kurulan, işletilen ve mevcut en iyiteknikleri kullanan endüstri bölgeleri.”

Oysa Kıyı Kanununun 6. maddesi esasolarak diyor ki; “… Kıyı, herkesin eşitlikve serbestlikle yararlanmasına açık olup,buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar,çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazıkve benzeri engeller oluşturulamaz. Kı-

yılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazıyapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamazveya çekilemez. Kıyılara moloz, toprak,curuf, çöp gibi kirletici etkisi olan atıkve artıklar dökülemez”.

Bu maddeye göre şehir hastanesi ya-pılması mümkün değildir. Söz konusumaddenin değiştirilmesi kadar, Trabzon’aşehir hastanesi yapılma gerekçesi deyanlıştır. Trabzon’da Türkiye ortalama-sının iki katı kadar hasta yatağı vardır.Trabzon’a yetecek, nitelikli sağlık hizmetiverilebilecek hasta yatağı varken, kamu-özel ortaklığı modeliyle şehir hastanesikurmak, şirketlere 25 yıl boyunca kiraödemek suretiyle kamudan özele kaynakaktarılması anlamına gelmektedir. Trab-zon’a iyi planlama, altyapı gereklidir.Yoksa stadyumun yanına, Karadeniz’iniçinde dolgu alanının üzerine, uzun yıllaryüksek miktarlarda borçlanarak yapılacakbir hastaneyle Trabzon’a hizmet edilmişolmayacaktır.

Kıyı Kanununu delen veTrabzon sahiline dolgu alanahastane yapan madde TBMMGenel Kurulu’nda kabul edildi.Maddeye Zonguldak da eklendi.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

AKP Hükümeti, yeni bir düzenlemeyle kamuda çalışanlara verilmesi gereken işçi sağlığı hizmetlerini 2020 yılına erteledi. TTB – DİSK –KESK ve TMMOB ortak açıklama yaparak iş kazaları ve meslek hastalıklarının artacağı uyarısında bulundu.

Milyonlarca emekçi, işçi sağlığıhizmetlerinden mahrum ediliyor!

Trabzon’da dolgu alana şehir hastanesi

Page 14: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

14Haziran 2017

Türk Tabipleri Birliği (TTB) MerkezKonseyi ve TTB Halk Sağlığı Kolu,Manisa’daki askeri birliklerde ciddi birgıda güvenliği sorunu yaşandığını açık-ladı.

TTB Merkez Konseyi ve TTB HalkSağlığı Kolu tarafından 19 Haziran 2017tarihinde yapılan basın açıklamasında,Manisa’da yaşanan salgınların Türkiye’detüm askeri birliklerin gıda kaynaklı salgıntehdidi altında olduğunu gösterdiği be-lirtildi. Bu salgınlar silsilesini ortaya çı-karan nedenlerin başında, askeri birlik-lerde halk sağlığı hizmetlerinin sahipsizkalmasının geldiğine dikkat çekilen açık-lamada, “Halk sağlığı hizmetlerinin ol-madığı yerde her türlü bulaşıcı hastalık

tehlikesi olduğunu bir kez daha vurgu-luyoruz” denildi. Açıklamada, halk sağlığıhizmetlerinin olmamasının aynı zamandaortaya çıkacak bir bulaşıcı hastalık sal-gınının kontrol altına alınmasını da zor-laştıracağı uyarısında bulunuldu.

Askeri birliğe yemek temin eden RotaYemek Firması’nın, siyasi iktidara ya-kınlığı ile bilindiğine ve Manisa dışındaTürkiye genelinde 11 büyük askeri birliğedaha yemek sağladığına da dikkat çekilenaçıklamada, askeri birliklerde acilen halksağlığı hizmet yapılanmasının oluştu-rulması ve taşeron hizmet alımına sonverilmesi gerektiği vurgulandı.

Açıklamada şunlara yer verildi: - GATA’nın ortadan kaldırılmasıyla

gıda güvenliği hizmetinin hangi kurumtarafından yürütüldüğü ya da bu hizmetinolup olmadığı da belli değildir. Bunun

ötesinde, yemek hizmetinin dışarıdanalınmasıyla askeri birlikleri biyolojik vekimyasal saldırılara açık hale getirmekte,bu nedenle de daha sıkı bir denetim ge-rekmektedir.

- Manisa’da yaşanan bu salgınlar, Tür-kiye’de tüm askeri birliklerin gıda kay-naklı salgın tehdidi altında olduğunugöstermektedir. Halk sağlığı hizmetlerininolmaması aynı zamanda, ortaya çıkacakbir bulaşıcı hastalık salgınının kontrolaltına alınmasını da zorlaştırmaktadır.

- Diğer yandan binlerce askeri etkileyenbu durum karşısında kamuoyuna yeterlibilgi verilmemiştir. Son olayın ardındanMilli Savunma Bakanı, askeri birliğeyemek sağlayan firmanın sözleşmesininiptal edildiğini açıklamıştır. Ancak bubilgiler kamuoyunu ve binlerce askerailesini tatmin eden açıklamalar değil-

dir.- Bir an önce gerekli araştırma ve de-

netimler yapılarak sorunun kaynağı sap-tanmalı, buna uygun önlemler alınmalı-dır.

- Askeri birliklerin halk sağlığı hiz-metleri, çok özel ve önemli bir hizmettürüdür. Geçmiş deneyimlerden de ya-rarlanarak, askeri birliklerde gerekli halksağlığı hizmet yapılanması acilen oluş-turulmalıdır.

- Yüzlerce askerin toplu yaşam alan-larında, gıda güvenliğinin temel olduğubeslenme hizmetinin taşeron şirketleraracılığıyla verilmesine son verilmeli-dir.

- Kamuoyunun yaşanan süreçle ilgilisağlıklı, doğru ve ilk ağızdan bilgi almaihtiyacı karşılanmalıdır.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)Merkez Konseyi, Birleşmiş Mil-letler Mülteciler Yüksek Komi-serliği (BMMYK) tarafından 16yıl önce “Dünya MültecilerGünü” ilan edilen 20 Haziran’da,İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresive Sağlık Bakanlığı’nı mülte-cilerin acil ihtiyaçlarını karşıla-maya çağırdı.

Savaş ve çatışma koşullarındansonra en önde gelen göç nede-ninin, küresel ısınmaya bağlıolumsuz değişiklikler olduğunayer verilen açıklamada, bu olum-suz koşulların, dünya tarihindeeşi benzeri görülmemiş bir göçhareketini yaşattığı belirtildi.Açıklamada, günümüzde dün-yadaki toplam göçmen ve sı-ğınmacı sayısının dünya tari-hindeki en yüksek sayıya ulaş-tığı, dünya üzerinde yaklaşıkbir milyar insanın hareket ha-linde olduğu ve bunların 250milyonunun kendi ülkesinin sı-nırları dışına çıktığı kaydedildi.Yalnızca Suriye’de en az 5 mil-yon kişinin dış göçe, en az 8milyon Suriyeli’nin iç göçe zor-landığına dikkat çekildi.

Türkiye dünyada en çokgöç alan ülke

BMMYK’nin son verilerinegöre Türkiye’nin dünyada ençok göç alan ülke konumundaolduğuna yer verilen açıklamada,bu kişilerin çoğunu Suriyelilerinoluşturduğu belirtildi. Türkiye’deen az 3 milyon Suriyeli’nin ya-şadığının belirtildiği açıklamada,“Bu nüfusun barınma, çalışma,eğitim ve sağlık koşulları kaygıverici durumdadır. Bunun ya-nında kamplarda barınan 300bine yakın insanın karşı karşıyaolduğu sağlık ve güvenlik riskleriazımsanamayacak boyutlaraulaşmıştır” denildi.

OHAL onları da etkiledi Ülkemize zorunlu olarak göç

eden ve mülteci statüsündenyoksun bırakılan milyonlarcainsanın OHAL uygulamasındanetkilendiğinin belirtildiği açık-lamada, 29 Ekim 2016’da çıka-rılan 676 sayılı KHK’de “Gerigönderme yasağı”nın kaldırıl-masıyla birlikte, ülkelerindenzorunlu olarak göç eden mil-yonlarca insanın, can güvenlik-lerinin olmadığı koşullara gerigönderilmelerinin önünün açıl-

dığı kaydedildi. Açıklamada,mülteci hukuku açısından en te-mel insan hakları çiğnendiğivurgulandı.

Acil taleplerkarşılanmalıdır

İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresive Sağlık Bakanlığı tarafındankarşılanması talebi yinelenenacil ihtiyaçlar şöyle sıralandı:

- Tüm sığınmacılara hangi ül-keden olduklarına bakılmaksızın“mülteci statüsü” verilmelidir.

- OHAL uygulamasına son

verilmeli, geri gönderme yasağıuygulamasına bir an evvel geridönülmelidir.

- Tüm sığınmacıların barınmakoşulları düzeltilmeli, ayrımyapmaksızın tümüne insancılbarınma koşulları sağlanmalı-dır.

- Sığınmacıların eğitim vesağlık hakkına erişimlerininönündeki tüm engeller kaldırıl-malıdır.

- Sağlık hizmetlerinin tüm ba-samaklarında yeterli sayıda çe-virmen görevlendirilmeli; çe-virmenlerin sağlık alanında eği-

tilmesine ayrıca öncelik veril-melidir.

- Yasa dışı sağlık hizmeti ve-rildiği bilinen tüm adresler SağlıkBakanlığı’nın ilgili birimlerincedenetlenmeli, insan sağlığı ileoynayan tüm simsarlar cezalan-dırılmalıdır.

- Türkiye kıyılarından insanlıkdışı koşullarda deniz yolculu-ğuna çıkarılan ve binlercesininyaşamına mal olan deniz aşırıgöç simsarlığının önüne geçil-mesi için acil ve etkin önlemleralınmalıdır.

- AFAD kamplarında basınayansıyan cinsel şiddet ve istismarvakaları ciddiyetle soruşturul-malı, sorumlular cezalandırıl-malı, yeni vakaların oluşmamasıiçin gereken tüm önlemler alın-malıdır.

- Özellikle göçmen kadınlarınevli olup olmamasına bakılmak-sızın aile planlaması uygulama-larına ücretsiz erişiminin sağ-lanması acil ihtiyaçtır; bu bağ-lamda, istenmeyen gebeliklerinsonlandırılması önündeki tümengeller kaldırılmalıdır.

- Göçmenlerin çocuk yaştaevlendirilmelerinin engellenmesiiçin ciddi ve etkin politikalarüretilmelidir.

Manisa’daki askeri birliklerde yaşanan gıda kaynaklı salgının ardından iki kez açıklama yapan TTB, askeri birliklerde acilen halk sağlığıhizmet yapılanmasının oluşturulması ve taşerona son verilmesi gerektiğini bildirdi.

Tıp DünyasıANKARA

Tıp DünyasıANKARA

Türkiye en çok göç alan ülkeTTB, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi ve Sağlık Bakanlığı’nı mültecilerinacil ihtiyaçlarını karşılamaya çağırdı.

Manisa’daki salgın ciddi bir gıda güvenliği sorunudur

Page 15: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

15Haziran 2017

Kişisel sağlık verileri konusunda bi-reyleri ve tüm toplumu bilgilendirmek,farkındalık ve duyarlılık oluşturmak, çö-züme yönelik öneriler geliştirmek adınaTürk Tabipleri Birliği, Türk DişhekimleriBirliği, Türk Eczacıları Birliği, TürkiyeBarolar Birliği ve birçok sivil toplumörgütünün yanı sıra kişilerin de katılımıile “Kişisel Sağlık Verileri II. UlusalKongresi” 03 – 04 Haziran 2017 tarihindeİstanbul’da gerçekleştirildi.

Kişisel Sağlık Verileri Çalışma Grubuadına Dr. Hasan Oğan, Türkiye BarolarBirliği adına Başkan Yardımcısı Av. Hü-seyin Özbek, Türk Eczacıları Birliğiadına II. Başkan Ecz. Sinan Usta, TürkDişhekimleri Birliği adına Başkan Dt.İlker Cebeci ve Türk Tabipleri Birliğiadına Prof. Dr. Raşit Tükel’in açılış ko-nuşmalarını yaptığı kongrede kişisel sağ-lık verileri konusu kişi ve toplum haklarıbakımından hukuki, tıbbi, teknolojik veetik yönleri ile irdelendi ve bugündengeleceğe hakların saptanması ve de ko-runmasının yolları değerlendirildi.

AB mevzuatına 2016 yılında giren Av-rupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzü-ğü’nü (GDPR) kişisel sağlık verileri yö-nünden değerlendiren Av. Maximillianvon Grafenstein, “Bu konu tek başınahukukçulara bırakılamayacak kadarönemli ve çok karmaşık. Güncel yaklaşımtasarım marifetiyle korunmanın sağlan-ması” dedi. Veri toplanmasına dair temelilkeleri, “yasal ve şeffaf uygulama, he-defler ve amaçlarla sınırlılık, araştırmaiçin bile olsa ihtiyacın belirlenebilir ol-ması” olarak sıraladı. Kişisel verilerintransferinde hedef ülke açısından yeterlilikkararı verilmesi gerektiği, aksi hallerdeverilerin transferine izin verilmeyeceğinibelirten Grafenstein, “Veriyi kişi hak veözgürlüklerini esas alan, kişiyi koruyanbir bilgi mimarisi inşa edilmesi gerekti-ğini, hukuk, etik ve siyasetin aynı doğ-ruları benimsemesi iyi uygulama içinzorunlu. Günümüzde insanlar mahremi-yetlerini koruyabilmek için sisteme kayıtolmadan cepten ödemeler yapıyorlar.Böyle bir kaygı yaşamaksızın, kişilerinonurlarına, saygınlıklarına uygun ayrım-cılığa geçit vermeyecek bir sistem ku-rulması gerekir” dedi.

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi ÖğretimÜyesi Prof Dr. T. Bedirhan Üstün, elek-tronik sağlık kayıtlarında güvenlik öl-çütlerine dair yaptığı değerlendirmedeTürkiye’de e-nabız ve sağlık.net sistem-

lerinin genel özelliklerini anlattıktansonra, “Bazı uygulamaları gelin hama-mına benzetiyorum. Orada da gelin ada-yına dair bilgi edinme çabası vardır.Daha yakın zamanlarda analog kayıtlarınbelirli bir meblağ karşılığında satıldığınıhatırlıyoruz. Daha yakın zamanlarda ge-lin/damat adaylarına dair eczanelerdenbilgi taraması yaptırıldığını duyduk. Do-layısıyla bizim toplum sağlığı uygula-malarını tanımlama, kişisel bilgilerdenarındırılmış bir bilgi transferi, hizmetsunumu ortamı yaratma ve kurumlarınyetki ve yükümlülüklerini tanımlamazorunluluğumuz var” dedi. Elektroniksağlık uygulamalarının dünya ekonomi-sinde giderek büyüdüğünü de vurgulayanÜstün, “2017 yılında 500 Bin cep telefonuuygulaması var, bunun piyasa ederi 40Trilyon Dolar civarında. Dünya ekono-misinin yaklaşık yüzde 40’ı elektroniksağlık uygulamalarıyla elde ediliyor. Do-layısıyla bu alanda ilkelerle ekonomikgücün çatışması kaçınılmaz” diyerekhak savunucularının yaşadıkları zorluklaraişaret etti.

Kişisel sağlık verileri alanında hukuksalgelişmeler ve geride kalan sürece dairbilgi veren Av. Mustafa Güler Türk Ta-bipleri Birliği ve Türk Dişhekimleri Bir-liği’nin yürüttüğü davaların mevzuatındeğişmesindeki etkilerini paylaştı.

Acıbadem Sağlık ve Hayat SigortaA.Ş. Genel Müdürü Gökhan Gürcan,özel sigorta şirketlerinin veri toplama

pratiklerini anlattı ve internet tabanlıaraştırmaların ve farklı kaynaklardanelde edilen bilgilerin de risk analizindeele alındığını söyledi. Koç ÜniversitesiHukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Ayşegül Buğra ise Avrupa Kon-seyi’nin Ekim 2016 tarihli sağlık sigor-tacılığına dair tavsiye kararı aldığını,buna göre internetten toplanan verilerinrisk değerlendirmesinde işleme tabi tu-tulamayacağını, aile bilgilerinin işlene-meyeceğini, genetik verilerin de bu kap-sama girdiğini söyledi. Sigortacılık hiz-metlerinde ayrımcılık yasağının AB’dede güncel bir tartışma olduğunu, ancakTürkiye’de özel sağlık sigorta poliçele-rinin içeriğinin sigortalının yeterince bil-gilendirilmesi, kişisel veriler açısındanneye onay verdiğini anlamasına elverişlidüzenlenmediğini ve uygulamanın güncelgelişmeler ışığında düzenlenmesi gerek-tiğini vurguladı.

Kişisel veriler ve etik konusunda de-ğerlendirme yapan Hacettepe ÜniversitesiÖğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Tepe,Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun oluş-turulmasındaki idarenin üstünlüğü ne-deniyle üyelerin niyetlerinden bağımsızolarak umulan işlevi yerine getiremeye-ceklerini söyledi. Türkiye’nin insan hak-ları konusunda mevzuat, kurullar ve ku-rumlar açısından Avrupa’da pek çok ül-keyi geride bıraktığını, ancak gerçekliğinaksi yönde olduğunu söyledi. Kişiselsağlık verilerine dair yazılım alanındaki

gelişmeler ve uygulamaların ele alındığıoturumda Bilgisayar Mühendisleri Oda-sı’ndan Erkan Kesen, Türkiye’de özgüryazılım tabanlı sisten kullanılmasınınsadece Maliye Bakanlığı’nda sağlana-bildiğini, diğer birimlerin bu hedefe ula-şamadığını söyledi. Elektrik- elektronikmühendisi Dr. Güçlü Ongun da dünyadabu alandaki uygulama ve teknolojik ge-lişmeleri aktardıktan sonra sanal hastaneuygulamalarının gelişmekte olduğunu,önümüzdeki dönemde elektronik sağlıkuygulamalarının çok daha gelişeceğinisöyleyerek “Şirketlerin verdikleri hiz-metler, otonom sistemler, verilerin yapısıkendi içinde böyle kalabilir. Bulut tek-nolojisinde bizim verileri tuttuğumuz,güvenlik alanında uzman kişilerce ge-liştirilen sistemler olabilir, sağlık Ba-kanlığı da buradaki sadece araştırmaözetlerine ulaşabilir. Böylelikle kimseninverisi kimseye ait olmaz, herkes kendiverisinin sahibi olur ve ona erişme şart-larını da kendisi belirler” dedi.

Sözlü ve yazılı bildiri sunumlarınınyapıldığı kongrede, genetik verilerin ge-leceği, Türkiye’de sağlık veri sistemininnasıl olması gerektiği, reşit olmayanlarınkişisel verileri ve mahremiyetinin sağ-lanacağına dair pek çok başlık ele alındı.Soru-yanıt bölümleri ve sunumlarla zen-ginleşen kongrede katılımcıların katkı-larıyla önemli bir bilgi birikimi sağlandı.

Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen Kişisel SağlıkVerileri II. Ulusal Kongresi 03 – 04 Haziran 2017 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi.

Av. Özgür Erbaş

Kişisel verilerin korunması insan hakkıdır

Page 16: ve toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu öne çıktı Demokrasi ... · ve Özel Yaşam Hakkının Korunması Sağlıkla ilgili tarihteki ilk ka-yıtlar, Sümer dönemindeki (MÖ

16Haziran 2017

Pörsümüş patlak projeler*Şehir Hastaneleri Kamu Sağlığına Zararlıdır!**

* Av. Özgür Erbaş’ın 27 Şubat 2014 tarihinde www.bianet.org sitesinde yayımlanan yazısının başlığından alınmıştır. ** Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanan aynı adlı broşüre http://www.ttb.org.tr/kutuphane/s_hastane_br.pdf bağlantısından ulaşılabilir.

- Ankara Bilkent (3660 Yatak)

- Ankara Etlik (3566 Yatak)

- Kayseri (1584 Yatak)

- İstanbul İkitelli (Başakşehir)(2682 Yatak)

- Yozgat (475 Yatak)

- Türkiye Halk Sağlığı Kurumu& Türkiye İlaç ve Tıbbi CihazKurumu Kampüsü

- Adana (1550 Yatak)

- Elazığ (1040 Yatak)

- Gaziantep (1875 Yatak)

- Manisa (560 Yatak)

- Mersin (1250 Yatak)

- İzmir Bayraklı (2060 Yatak)

- Isparta (755 Yatak)

- Kocaeli (1180 Yatak)

Konya (1250 Yatak)

- FTR & YGAP & PH Paketi(2400 Yatak)

- Bursa (1355 Yatak)

- Eskişehir (1081 Yatak)

- Tekirdağ (480 Yatak)

- Şanlıurfa (1700 Yatak)

- Kütahya (600 Yatak)

- Samsun (900 Yatak)

- Denizli (1000 Yatak

Tüm Türkiye’de yapılması planlanan toplam şehir hastane sayısı

Arazi Sorun- Elazığ Yüzde 50 SİT alanı,

yüzde 50 şehitlik

- Kayseri Bataklık

- Bilkent Ağıl dere yatağı üzerine taşkın alanı

- Isparta Eski Sümerbank arazisi, kentin en çukur bölgesi vehava kirliliğinin en yüksek olduğu yer

- Konya İlk tohum yetiştirme arazisi, bir yanı mezbaha, bir yanı otoyol

- Bursa İlk olarak belirlenen taşkın alanı ve tarım arazisinin tahsisi,Bursa Tabip Odası tarafından açılan davada iptal edildi.Yerine askeri bir alan tahsis edildi.

- Samsun Botanik Park

- İzmir Bataklık

- Mersin Ulaşım güç

- Trabzon Dolgu alanı, stadyum yanı

- Zonguldak Dolgu alanı

Şehir hastaneleri, bedelsiz olarak şirketlere tahsis edilen kamu arazileri üzerine şirketler tarafından “Kamu-Özel Ortaklığı” adıverilen yöntem ile yapılmaktadır. Bu hastanelerde Sağlık Bakanlığı kiracıdır.

Sözleşmesiimzalananlar 21

Şehir Hastanelerininyapılacağı arazilerde

zeminler sorunlu

31

Nihai teklifsürecinde olanlar 2

- İzmir Yenişehir (Tepecik) (1200 Yatak)

- Aydın FTR (150 Yatak)

- Antalya (1000 Yatak)

- Diyarbakır (750 Yatak)

- Aydın Şehir Hastanesi (800 Yatak)

İhale hazırlık sürecidevam edenler 5

- İstanbul Sancaktepe (4200 Yatak)

- Ordu (900 Yatak)

Yüksek Planlama Kuruluonayı beklenen projeler 2

- Mersin Şehir Hastanesi

- Isparta Şehir Hastanesi

- Yozgat Şehir Hastanesi

Bugüne kadar açılışıyapılan hastaneler 3

- Trabzon (1100 Yatak)

Önfizibilite çalışmasıdevam edenler 1

İhale sürecitamamlananlar 0

Sağlık Bakanlığı’nın şirketlere kira ödeme süresi 25 yıl Sözleşmesi imzalanan21 projenin yatırım tutarı

Teklif sürecinde olanlar 0

Yeterlilik ihale sürecitamamlananlar 0

Yeterlilik ihale ilanınaçıkılanlar 0

11.540 milyar ABD doları

Şirketlere 25 yılda ödenecek kira bedeli 30 milyar ABD doları

Entegre sağlık kampüsü, eğitim araştırma hastanesi,devlet hastanesi, özel dal hastanesi, gün hastanesi,sağlık ocağı, klinik otel, rehabilitasyon merkezi,kanser araştırma merkezi, aşı eğitim merkezi, aşıüretim merkezi, aşı araştırma–geliştirme merkezi,ana çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezi, toplumsağlığı merkezi, organ ve doku bankası, bölgesel kanmerkezi, kan ürünleri üretim tesisi, ağız ve dişsağlığı merkezi, tüm kara, hava ve deniz teçhizatlarıdâhil olmak üzere 112 acil servis komuta kontrolmerkezi ile destek birimleri dâhil ilgili tesisin hertürlü bölümleri ve bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla,Bakanlığın yapmak ve yaptırmakla yükümlü olduğuek binalar dâhil sağlıkla ilgili diğer tüm tesisleri

KÖO ileyaptırılması öngörülen /kabul edilen

sağlıktesisleri

Tıbbî hizmetler dışındaki alanlar: Otopark, otel, banka şubesi, restoran,kafeterya, konferans ve kültür merkezi, internet ve iletişim merkezi,eczane, yaşlı bakım evi, kreş, personel servisi, taksi hizmetleri ve benzeriulaştırma hizmetleri, zayıflama ve diyet merkezi gibi ön proje iletanımlanacak olan, sağlık tesisi konsepti ile uyumlu alanlarıTıbbî hizmetler dışındaki hizmetler: Sözleşme hükümlerine göreyüklenici tarafından üstlenilen tıbbî destek hizmetleri (görüntüleme,laboratuvar, fizik tedavi, radyoloji) ile bilgi işlem, hasta danışmanlığı,sterilizasyon, çamaşırhane, temizlik, güvenlik, yemekhane, arşivleme vebenzeri hizmetleri; aydınlatma, asansör, ısıtma, soğutma, havalandırma,tıbbî gaz, su ve enerji temini, atık ve atık su uzaklaştırma hizmetleri dedâhil olmak üzere binaların tamiri, bakımı ve işletilmesi, park ve bahçebakımı ve kara, hava, deniz ambulans hizmetleri ile morg ve gasilhanehizmetleri

Şirketlerdensatın

alınacakişler