zaman france n°246 - tr

32
4 - 10 OCAK 2013 N° 246 Prix : 2,5 € WWW.ZAMANFRANCE.FR Faut-il avoir honte de suivre la mode ? SOCIETE06 Quand le Coran servait de papier d’emballage à la République TURQUIE08 Turquie-UE : 2013 relance l’espoir d’un nouveau départ EUROPE10 Bordeaux Başpiskoposu Jean-Pierre Ricard, Fransa’da dinin toplumsal hayatın dışında kaldığını ve yeni neslin dine ilgisinin azaldığını söyledi. Zaman France’a konuşan Kardinal Ricard, Fransa’da laiklik anlayışını ve toplumda dini hayatın yeriyle ilgili soruları cevapladı. Ricard, “Dine artık eskisi kadar değer vermiyoruz. Ne yanındayız dinin, ne de karşısındayız, zaten onu düşünmüyoruz.” dedi. 1 teoMan ayDoğan, röportaJ 09 Fransa’yı Türkiye’de, 7 isim temsil edecek Müslümanlar kışkırtmalara kapılmamalı - Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB), Yurtdışı Vatandaşlar Da- nışma Kurulu’na Fransa’dan 7 isim seçildi. Kurulun amacının, yurt dışında yaşayan Türklerin sorunlarının çözüm aramak olduğu açıklandı. R GÜNDEM 07 - Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı son rakamlar işsizliğin giderek yükseldiğini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı François Hollande 2013’te en büyük mücadelenin işsizliğe karşı verileceğini söyledi. R GÜNDEM 04 - Strasbourg’da yaşayan Güneş ailesi, zorla evle- rine girerek onları tehdit eden komşularının rahatsız edici ta- vırları nedeniyle zor günler ya- şıyor. İlk saldırısını Haziran’da gerçekleştiren ve Aralık ayın- da ikinci saldırısında Evran Güneş’in boğazına bıçak daya- yan saldırgan, serbest bırakıldı. Emniyet yetkilileri, zanlının mahkeme önüne çıkmasının 3 yıl alabileceğini söyledi. 2009 yılında evlilik yoluyla Kayseri’den Strasbourg’a gel- diğini belirten Evran Güneş, saldırganın komşusunun eski kocası olduğunu ve zanlı hak- kında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. R MEHMET DİnÇ, günDeM 06 Ferhan Köseoğlu Paris - Haftalık mizah dergisi Charlie Hebdo, Fas asıllı Fransız va- tandaşı ateist bir sosyologun danış- manlığında ‘Muhammed’in hayatı’ başlığıyla özel bir sayı çıkardı. Hz Muhammed (sas) ve sahabelerin res- medildiği dergide tarihi olaylar çarpı- tılarak aktarıldı. Derginin kapağında ise “Bir Peygamberin başlangıcı, ilk bölüm” notu düşüldü. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Stephane Charbonnier (Charb) imzalı açıkla- mada ise Hz Muhammed’in tarihi bir kişilik olduğu belirtilerek tıpkı Hz İsa, Napolyon ve Zorro’nun yapıldığı gibi, İslam peygamberinin de kari- katürlerinin yapılabilmesi gerektiği savunuldu. R GÜNDEM 05 - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gör- mez, Avrupa’da artış gös- teren İslamofobiyi besleyen küresel provokasyona dikkat çekerek Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilere sağduyu çağrısı yaptı. R röportaJ 08 Sözde mizah dergisi yeni tahrik peşinde Daha önce hakaret karikatürleri yayımlayan mizah dergisi Charlie Hebdo, son sayısında Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sas) sözde karikatürünü yayınlayarak yeni bir tah- rik başlattı. Ülkedeki İslamî kuruluşlar ise Müslümanlardan tahriklere kapılmamalarını istedi. “Fransa’da din sosyal hayatın dışına itiliyor” Zaman Okur Hattý:01 42 00 19 36 2013 işsizlikle mücadele yılı olacak Derginin ‘Müslüman’ yazarı İslam karşıtı çıktı Charlie Hebdo’ya islami konularda danışmanlık yapan Fas kökenli Zineb El Rhazoui’nin kendisini islam karşıtı ve ateist olarak tanımla- dığı ortaya çıktı. sosyoloji eğitimi alan Zineb’in dergide çalıştığı ve hiç bir dini eğitim almadığı belirtildi. 1 eMre DeMİr, günDeM 05 eyvah sınav dönemi kapıda! MESUDİYE BEDİR r06 yetkililere seslenen güneş ailesi “hiçbir can güvenliğimiz yok, yardım bekliyoruz.” dedi. güneş ailesine iki kere saldıran zanlı serbest bırakıldı ÖZEL HABER zaman France’ın sorularını cevaplayan ricard, Fransa’da bir dönem laiklik yasasının dinlere karşı savaşmak için bir dayanak olarak kullanıl- dığını söyledi.

Upload: zaman-france

Post on 23-Mar-2016

248 views

Category:

Documents


12 download

DESCRIPTION

Zaman France N°246 - TR

TRANSCRIPT

Page 1: Zaman France N°246 - TR

4 - 10 OCAK 2013 N° 246 Prix : 2,5 € WWW.ZAMANFRANCE.FR

Faut-il avoir honte de suivre la mode ? SOCIETE06

Quand le Coran servait de papier d’emballage à la République TURQUIE08

Turquie-UE : 2013 relance l’espoir d’un nouveau départ EUROPE10

Bordeaux Başpiskoposu Jean-Pierre Ricard, Fransa’da dinin toplumsal hayatın dışında kaldığını ve yeni neslin dine ilgisinin azaldığını söyledi. Zaman France’a konuşan Kardinal Ricard, Fransa’da laiklik anlayışını ve toplumda dini hayatın yeriyle ilgili soruları cevapladı. Ricard, “Dine artık eskisi kadar değer vermiyoruz.

Ne yanındayız dinin, ne de karşısındayız, zaten onu düşünmüyoruz.” dedi. 1 teoMan ayDoğan, röportaJ 09

Fransa’yı Türkiye’de, 7 isim temsil edecek

Müslümanlar kışkırtmalara kapılmamalı

-Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın

(YTB), Yurtdışı Vatandaşlar Da-nışma Kurulu’na Fransa’dan 7 isim seçildi. Kurulun amacının, yurt dışında yaşayan Türklerin sorunlarının çözüm aramak olduğu açıklandı. R GÜNDEM 07

-Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı son rakamlar

işsizliğin giderek yükseldiğini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı François Hollande 2013’te en büyük mücadelenin işsizliğe karşı verileceğini söyledi. R GÜNDEM 04

-Strasbourg’da yaşayan Güneş ailesi, zorla evle-

rine girerek onları tehdit eden komşularının rahatsız edici ta-vırları nedeniyle zor günler ya-şıyor. İlk saldırısını Haziran’da gerçekleştiren ve Aralık ayın-da ikinci saldırısında Evran Güneş’in boğazına bıçak daya-yan saldırgan, serbest bırakıldı. Emniyet yetkilileri, zanlının

mahkeme önüne çıkmasının 3 yıl alabileceğini söyledi.

2009 yılında evlilik yoluyla Kayseri’den Strasbourg’a gel-diğini belirten Evran Güneş, saldırganın komşusunun eski kocası olduğunu ve zanlı hak-kında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. RMEHMET DİnÇ, günDeM 06

Ferhan Köseoğlu Paris

-Haftalık mizah dergisi Charlie Hebdo, Fas asıllı Fransız va-

tandaşı ateist bir sosyologun danış-manlığında ‘Muhammed’in hayatı’ başlığıyla özel bir sayı çıkardı. Hz Muhammed (sas) ve sahabelerin res-medildiği dergide tarihi olaylar çarpı-tılarak aktarıldı. Derginin kapağında ise “Bir Peygamberin başlangıcı, ilk bölüm” notu düşüldü. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Stephane Charbonnier (Charb) imzalı açıkla-mada ise Hz Muhammed’in tarihi bir kişilik olduğu belirtilerek tıpkı Hz İsa, Napolyon ve Zorro’nun yapıldığı gibi, İslam peygamberinin de kari-katürlerinin yapılabilmesi gerektiği savunuldu. R GÜNDEM 05

-Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gör-

mez, Avrupa’da artış gös-teren İslamofobiyi besleyen küresel provokasyona dikkat çekerek Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilere sağduyu çağrısı yaptı. R röportaJ 08

Sözde mizah dergisi yeni tahrik peşinde

Daha önce hakaret karikatürleri yayımlayan mizah dergisi Charlie Hebdo, son sayısında Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sas) sözde karikatürünü yayınlayarak yeni bir tah-rik başlattı. Ülkedeki İslamî kuruluşlar ise Müslümanlardan tahriklere kapılmamalarını istedi.

“Fransa’da din sosyal hayatın dışına itiliyor”

Zaman Okur Hattý:01 42 00 19 36

2013 işsizlikle mücadele yılı olacak

Derginin ‘Müslüman’ yazarı İslam karşıtı çıktıCharlie Hebdo’ya islami konularda danışmanlık yapan Fas kökenli Zineb El Rhazoui’nin kendisini islam karşıtı ve ateist olarak tanımla-dığı ortaya çıktı. sosyoloji eğitimi alan Zineb’in dergide çalıştığı ve hiç bir dini eğitim almadığı belirtildi. 1 eMre DeMİr, günDeM 05

eyvah sınavdönemi kapıda!MESUDİYE BEDİR r06

yetkililere seslenen güneş ailesi “hiçbir can güvenliğimiz yok, yardım bekliyoruz.” dedi.

güneş ailesine iki kere saldıran zanlı serbest bırakıldı

ÖZEL

HABER

zaman France’ın sorularını

cevaplayan ricard, Fransa’da bir dönem laiklik yasasının dinlere karşı savaşmak

için bir dayanak olarak kullanıl-dığını söyledi.

Page 2: Zaman France N°246 - TR
Page 3: Zaman France N°246 - TR

GÜNDEM03 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

NEVZAT CEYLAN

Değerli dostlar, Fransa-Türkiye ilişkilerinde Sarkozy’nin gidişi ile gerilimin düştüğü ve bir ivme kazandığı muhakkak. Avrupa Birliği ile müzakerelerde Fransa tarafından bloke edilerek gerilime sebep olan fasıllardan bazılarının açıla-cağı şimdiden belli oldu.

En son FEDİF’in Milli Meclis’teki 4. Geleneksel yemeğine katılımın yüksekliği, yapılan konuşmalarda Sarkozy döneminin bir parantez olarak kabul edilme-si gerektiğinin dile getirilmesi iyimser havayı ortaya koyuyor. Ancak dikkatli gözlerden kaçmayan ve iki ülke arasındaki ilişkileri zehirleyen esas sorun olan “İnkar Yasası”ından vazgeçildiğini gösteren herhangi bir gelişme yok. Aksine geçen yıl tasarıyı hazırlayan vekil, yeniden harekete geçti. Ayrıca Hollande’ın da seçim konuşmalarında söyledikleri hafızalarda taze-liğini koruyor. Bu hususu şahsen çok ürkütücü bulu-yorum. En küçük yeni bir teşebbüsün bütün ilişkileri tekrar başa döndürmesinden ve iyimser süreci tıka-masından endişe duyuyorum. Oysa Türkiye-Fransa ilişkilerinin gelişmesi için büyük bir potansiyelin var olduğu muhakkak.

türKİye-Fransa İlİşKİlerİnİ en üst seVİyeye ÇıKarMaK MüMKünDürSon Türkiye ziyaretimizde bir kere daha gördük ki iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek mümkündür. Bir kere gerçekten Türkiye içerideki büyük dinamizmine paralel olarak dışarıya açılıyor. Türk müteşebbisler bu çerçevede Fransa ile de ilişkileri geliştirmek istiyorlar. Ellerindeki sermaye ile Fransa’dan marka ve şirket sa-tın almayı düşünüyorlar. Fakat başta “İnkâr Yasası” olmak üzere Türkiye karşıtı bazı olumsuz tutumlar bu işadamlarını vazgeçiriyor. Mesela Sarkozy’nin kararlı Türkiye karşıtı politikasını anlayabilmiş değiller. Bunu açıkça dile getirdiler. Biz ise halk ile politikacıları bir-birinden ayırmak gerektiğini, Fransız halkının böylesi bir Türkiye karşıtlığının söz konusu olmadığını ifade ederek, Fransa’ya iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi için yatırıma davet ettik. Nitekim önemli bir sanayici-miz kimya ve plastik sektöründe bir şirket devralarak yatırım yapma sözü verdi. FEDİF bu konuda araştır-ma yaparak kendilerine yardımcı olacak.

Kısaca ifade edersek Türkiye-Fransa ilişkilerini çok ileri seviyelere taşımak mümkündür. Hem bu ilişkiler sadece ekonomik olmayacak, kültürel, bilim-sel ve sosyal alanlarda da yoğunlaşacaktır. İki ülkenin ilim adamlarını ve aydınlarını buluşturarak ortak araş-tırmalar, fi kir alış-verişlerini sağlamak mümkündür. Ben bu buluşmalardan çok önemli sentezlerin ortaya çıkacağına inanıyorum.

Fransa-Cezayİr Ve türK-erMenİ İlİşKİlerİnDe benzerlİKlerKısa bir süre önce Cumhurbaşkanı François Hol-lande, Cezayir Meclisi’nde yaptığı konuşmada 132 yıl boyunca Fransız sömürgeciliğinin sebep olduğu acıları resmen tanıdı ama özür dilemedi. Türkiye de 1915’te Ermeniler’in yaşadığı acıları, tehcirin sebep ol-duğu ölümleri tanıyor. Ama önceden planlanmış bir soykırım olduğunu reddediyor. Bu konuda delil ola-rak ileri sürülen Talat Paşa mektubunun gerçek olma-dığını, sahte olduğunu iddia ediyor. Ayrıca bu konuda tarihçiler arasında da fi kir birliği yok. En önemlisi de tarih bilimini ilgilendiren konularda parlamentoların bir kanun yapamayacağı hususudur. Nitekim bu yüz-den belli başlı tarihçiler, hukukçular ve parlamenterler kanuna karşı çıkarak iptalini sağlamışlardır.

Netice olarak, kırk civarında milletvekilinin oyu ile son derece tartışmalı bir konuda yasa çıkararak iki büyük ülkenin ilişkileri kopma noktasına sürüklen-miştir. Bu iki ülke ve millete büyük haksızlıktır. Dola-yısıyla her iki ülke hükümetlerinin, iki ülke arasındaki ilişkilerin bir daha yara almaması için başka bir çözüm üretmesi elzem görünmektedir. [email protected]

Fransa-Türkiye İlişkilerinin geleceği

-Fransa'da yapılan son araş-tırmaya göre halk, eski Cum-

hurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin politikalarını François Hollande'dan daha etkili buluyor. BVA'nın araştır-masında ‘Nicolas Sarkozy mi Fran-çois Hollande mı daha etkili politika yürütüyor?' sorusuna katılımcıların yüzde 40'ı “Sarkozy”, yüzde 22'si ise “Hollande” cevabını verdi. Yüzde 31'lik kesim ise her iki liderin de etkili politika yürütemediğini söyledi.

François Hollande'ın politika-

larıyla ilgili en fazla eleştirinin ise işçilerden geldi. Bu grubun sadece yüzde 11'i cumhurbaşkanının po-litikalarını beğenirken yüzde 35 ise Sarkozy'nin daha etkili politika yü-rüttüğünü iddia etti.

Sağ seçmen arasında ise Nicolas Sarkozy diyenlerin oranı yüzde 80 olarak kaydedildi. Sosyalist cum-hurbaşkanının politikalarını olumlu bulan sol seçmenin oranı da yüzde 46 olarak gerçekleşti. Sol partilere oy veren seçmenin yüz 39'u ise iki lide-

rin de politikalarını da etkili bulma-dıklarını belirtti.

‘Hangi lider politikalarında daha çok adaleti gözetiyor?' soru-suna ise yüzde 35 “François Hollan-de” cevabını verirken yüzde 33 de “Sarkozy”dedi.

Cumhurbaşkanlığı koltuğunda 7. ayını dolduran François Hollande'ın popülaritesindeki düşüş ise devam ediyor. Aynı ankette Cumhurbaşkanı-na duyulan güvenin yüzde 40'a gerile-diği de belirtildi. Ferhan Köseoğlu Paris

Ferhan Köseoğlu Paris

-Anayasa Mahkemesi, yıllık geliri 1 milyon eurodan fazla olanlara ge-

tirilen yüzde 75 gelir vergisi kanununu iptal etti. Mahkeme, yasanın Anayasa-nın “kamusal yükümlülüklerde eşitlik” ilkesini ihlal ettiğine hükmetti.

François Hollande'ın da seçim va-atleri arasında da yer alan yasa, mu-halefet partisi Halk Hareket Birliği'nin başvurusuyla mahkemenin gündemi-ne gelmişti.

Mahkemenin kararını değerlen-diren Başbakan Jean Marc Ayrault, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hususları da dikkate alarak yeni bir yasa hazırlayacaklarını söyledi.

Sarkozy döneminin başbakanı François Fillon ise mahkemenin bu

kararıyla Hollande yönetiminin 7 aydır sürdürdüğü ekonomi poli-tikalarını cezalandırdığını belirtti. UMP Genel Başkanı Jean Franço-is Cope da Hollande'a başarısız-lığını kabul ederek politikalarını değiştirme çağrısında bulundu.

Hollande hükümetinin hazırla-dığı yasa, Fransa'da yıllık geliri yüksek olan 30 bin kişiyi ilgilendiriyor. Yasa, Fransa'nın en zengini olarak kabul edilen Bernard Arnault'un Belçika vatandaşlığına başvuruda bu-lunduğunun ortaya çıkmasıyla tartışmaların odağına otur-muştu. Ünlü aktör Gerard Depardieu'nun yüksek ver-gilerden dolayı Belçika'dan ev almıştı.

Depardieu’nun fendi Hollande’ı yendiAnayasa Mahkemesi’nden François Hollande hükümetine soğuk duş. Mahkeme, Fransız zen-ginlerin yurt dışına kaçmasına sebep olan, zenginlerden daha fazla vergi alınmasını sağ-layan yasayı iptal etti. Başbakan Jean Marc ayrault, yeni yasa hazırlayacaklarını söyledi.

Fransa’nun uzun süredir gündeminde yer alan zen-ginlerden daha fazla vergi alınmasını sağlayan yasa, anaya-sa Mahkeme-si tarafından iptal edildi.

kararıyla Hollande yönetiminin 7 aydır sürdürdüğü ekonomi poli-tikalarını cezalandırdığını belirtti. UMP Genel Başkanı Jean Franço-is Cope da Hollande'a başarısız-lığını kabul ederek politikalarını değiştirme çağrısında bulundu.

Hollande hükümetinin hazırla-dığı yasa, Fransa'da yıllık geliri yüksek olan 30 bin kişiyi ilgilendiriyor. Yasa, Fransa'nın en zengini olarak kabul edilen Bernard Arnault'un Belçika vatandaşlığına başvuruda bu-lunduğunun ortaya çıkmasıyla tartışmaların odağına otur-muştu. Ünlü aktör Gerard

layan yasayı iptal etti. Başbakan Jean Marc ayrault, yeni yasa hazırlayacaklarını söyledi.

“sarkozy hollande’dan daha etkin”

bVa’nın yaptığı son araştırma, halkın nicolas sarkozy’nin politikalarını daha etkili bulduğunu ortaya koydu.

Page 4: Zaman France N°246 - TR

GÜNDEM04 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

-Fransa'nın güneybatısında yer alan Le Barp bölgesindeki bir camiye kimliği be-

lirsiz kişiler tarafından molotof kokteylli saldırı düzenlendi. Saldırıda yaralananın olmadığı belirtilirken caminin zarar gördüğü açıklandı.

Cami derneği, 2012 yılında toplam 5 kez aşırı ırkçı grupların hedefi olduklarını belirtti. Ramazan ayında artan saldırılarda cami du-varlarına ırkçı ifadeler yazıldığı kaydedildi.

Konuyla ilgili konuşan Le Barp Belediye Başkanı Christiane Dornon saldırının Barp halkında şok etkisi oluşturduğunu söyledi. Dornon, skandal olayı en sert şekilde kınadı.

Cami derneğinin saldırılarla ilgili yap-tığı şikayet başvurusundan ise henüz bir sonuç alınamadı. Zanlıların hala yakala-namadığı belirtilirken polisin olayla ilgili soruşturması sürüyor.

Le Barp’ta camiye molotof kokteyli atıldı

Ferhan Köseoğlu Paris

-Fransa'da işsizlik oranlarındaki ar-tışın önüne geçilemiyor. Çalışma

Bakanlığı İstatistik Kurumu'nun açıkla-dığı raporda işsizlik oranının geçtiğimiz ay 0,9 puan arttığı belirtildi.

Kasım'da 29 bin 300 kişi İşçi Bulma Kurumu'na kayıt yaptırırken toplamda işsiz sayısı 3,1 milyonu aştı. Bu, son 15 senenin en yüksek işsiz sayısı. Jacques Chirac'ın cumhurbaşkanlığı döneminde işsiz sayısı 3,2 milyonu aşmıştı. Fransa'nın deniz aşırı topraklarıyla birlikte bu sayının 4,9 milyonu bulduğu belirtiliyor.

İşsİzlİğe Karşı topyeKün seFerberlİK Cumhurbaşkanı François Hollande, işsizliğin 2013'te de artmaya devam edeceğini belirterek Fransızların ge-lecek yıl büyük gayret göstermelerini istedi. Hollande, 2013'te işsizliğin önü-ne geçmek için topyekün seferber ola-caklarını ve yıl sonuna kadar istihdam artışı sağlamayı umduklarını dile ge-tirdi. Hollande 2013’te en büyük mü-cadelenin işsizliğe karşı verileceğinin altını çizdi. François Hollande, 2013’te krizden çıkmak için gerekli adımların atılacağının garantisini de verdi.

2013 işsizlikle mücadele yılı olacakÇalışma bakanlığının açıkladığı son rakamlar işsizliğin giderek yükseldiğini ortaya koydu. Cumhur-başkanı François Hollande ise 2013’te en büyük mücadelenin işsizliğe karşı verileceğini söyledi.

Hollande ,2013 yılının rekor düzeye ulaşan işsizlikle mücadele yılı olacağını söyledi.

-Paris'te bulunan Apple Store, kimliği belirsiz kişiler tarafından

soyuldu. 1 milyon Euro değerinde-ki tablet ve cep telefonunun çalındığı soygunun yılbaşı gecesi saat 21.00'da gerçekleştirildi. 18.00'da kapanan ma-ğazaya gelen 4 silahlı soyguncu, mağa-zada bulunan bir görevliyi de yaralaya-rak soygunu gerçekleştirdi. 50 dakika içerisinde soyguncular binlerce iPad ve iPhone'u kamyonete yüklerken, yara-lanan görevlinin ise durumunun ağır olduğu belirtildi.

Polis, Paris'in en önemli nokta-larından birinde yer alan mağazada gerçekleştirilen soygunu çözmek için çevrede yer alan kamera görüntülerini incelemeye aldı. Polis yetkilileri, kayıtlı IMEI numaralarından dolayı soygun-cuların çalıntı telefonları Avrupa dışına satma ihtimallerinin yüksek olduğunu kaydetti. Ferhan Köseoğlu Paris

Fransa’da tarihi soygun

Polis yetkilileri, soyguncuların

çalıntı telefonla-rı avrupa dışına

satma ihtimal-lerinin yüksek

olduğunu kaydetti.

-Paris yakınlarında bir evde çıkan yangında biri çocuk 5

kişi hayatını kaybetti. Gennevilliers'de bu sabah

erken saatlerde henüz bilinmeyen nedenle bir binanın 4'üncü katında yangın çıktı. Yangın, itfaiyenin tüm müdahalesine rağmen 6 katlı bina-nın üst katlarını etkisi altına aldı.

Yaklaşık 2 saat süren söndür-me çalışmaları sonucu kontrol altına alınan yangında biri çocuk 5 kişi hayatını kaybetti. Yangında ikisi itfaiyeci olmak üzere 18 kişi de yaralandı.

Yangında biri çocuk 5 kişi öldü

Page 5: Zaman France N°246 - TR

GÜNDEM05 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

eMre DeMİr Paris

-Yeni bir provokasyona imza atan mizah dergisi Charlie Hebdo, özel

sayısının tanıtımında karikatürlerin me-tinlerini hazırlayan Fas kökenli Zineb El Rhazoui’nin kendisini İslam karşıtı ve ateist olarak tanımladığı ortaya çıktı. Charb, provokatif çalışmayı tanıtırken “Bu karikatürler İslam’a uygun zira Müs-lüman bir yazar tarafından hazırlandı.” ifadelerini kullanmıştı. Sosyoloji eğitimi alan Rhazoui’nin Charlie Hebdo’nun bir çalışanı olduğu ve hiç bir dini eğitim al-madığı ortaya çıktı.

Zineb El Rhazoui, 27 Eylül 2012’de Slate Afrique isimli haber sitesine verdi-ği ropörtaj da, ateist olduğunu ve İslam dinine karşı olduğunu belirtiyor. Ropör-tajda, “Çok küçük bir kız iken dinle so-runum olduğunu anladım. Daha sonra yaptığım okumalarım ve araştırmalarım sonucunda ateist olmaya karar verdim.” ifadelerini kullanması dikkat çekiyor.

Charlie Hebdo tarafından kullanılıp kul-lanılmadığı yönündeki soruya da, “Müs-lüman kökenli birisi olarak açıkça islam dininden rahatsız olduğumu söylüyo-rum. Ben ateistim çünkü İslam benim anlayışıma uymuyor. Charlie Hebdo’nun savunduğu değerlerin büyük kısmını da benimsiyorum.” şeklinde cevap veriyor. İslamofobi deyiminin anlamsız olduğunu savunan Zineb, “İslam’a karşıyım ve eleş-tiriyorum. Bu İslamofobik olduğum an-lamına gelmez.” dedi. Kuran-ı Kerim’in insanları “öldürmeye davet eden” bir metin olduğunu iddia eden Rhazoui, Hz. Muhammed’in tasvirinin yasak olduğuna dair hiç bir ayet olmadığını savunuyor.

Daha önce 2006 ve 2011’de benzer karikatürler yayınlayan mizah dergi-si son yıllarda Müslümanlara yönelik ırkçı yayınlarıyla dikkat çekiyor. Hz. Muhammed’e yönelik provokatif tasvir-leri “ifade özgürlüğü” gerekçesiyle sa-vunan dergi, her konuda aynı tavrı izle-

miyor. Fransız mizah dergisi, son olarak geçen hafta ünlü çizer Maurice Sinet’yi haksız yere Yahudi karşıtlığıyla suçlaya-rak işten attığı için tazminata mahkum edildi. Charlie Hebdo, 2008’de “Sine” lakaplı Maurice Sinet’nin köşe yazısında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin gelininin Yahudi kökenli olmasına vurgu yaptığı gerekçesiyle işten atmıştı. Der-gi yönetimi, bu yazının açık bir şekilde antisemitizm suçu olduğunu belirterek Sinet’yi kovmuştu. Ancak, Sinet derginin kararına karşı açtığı davayı geçen hafta kazandı. Mahkeme, Sinet’nin yazısında Yahudi karşıtı bir boyut olmadığını ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendi-rildiğini belirterek mizah dergisini haksız işten çıkarma nedeniyle 70 bin euro taz-minata mahkum etti. Sinet söz konusu köşe yazısında eski cumhurbaşkanının oğlu Jean Sarkozy’nin iş hayatında başa-rılı olabilmek için Yahudi kökenli birisiyle evlendiğini iddia etmişti.

Provokatör derginin ‘Müslüman’ yazarı İslam karşıtı çıktı

Sözde mizah dergisi yeni tahrik peşinde : Müslümanlar oyuna gelmemeliDaha önce hakaret karikatürleri yayımlayan mizah dergisi Charlie Hebdo, son sayısında Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sas) sözde karikatürünü yayınlayarak yeni bir tahrik başlattı. Ülkedeki islamî kuruluşlar ise der-ginin ekonomik kaygılarla hareket ettiğini belirterek, Müslümanlardan tahrike kapılmamalarını istedi.

Charlie hebdo, 2011 Kasım ve eylül 2012’den sonra yeniden hakaret kariketürleriyle büyük tepki çekti.

Ferhan Köseoğlu Paris

-Haftalık mizah dergisi Charlie Hebdo, Fas asıllı Fransız vatandaşı

ateist bir sosyologun danışmanlığında ‘Muhammed'in hayatı' başlığıyla özel bir sayı çıkardı. Hz Muhammed (sas) ve sahabelerin resmedildiği dergide tarihi olaylar çarpıtılarak aktarıldı. Derginin kapağında ise “Bir Peygamberin baş-langıcı, ilk bölüm” notu düşüldü. Der-ginin Genel Yayın yönetmeni Stephane Charbonnier(Charb) imzalı açıklamada ise Hz Muhammed'in tarihi bir kişilik olduğu belirtilerek tıpkı Hz İsa, Napol-yon ve Zorro'nun yapıldığı gibi, İslam peygamberinin de karikatürlerinin ya-pılabilmesi gerektiği savunuldu.

Konuyla ilgili konuşan Hükümetin Sözcüsü Najat Vallaud Belkacem ise dergiyi henüz görmediğini belirterek “Ama yaşadığımız ülke gereği ifade öz-gürlüğü ve kamu düzenine saygı arasın-daki bağlantıyı iyi kurmamız gerekir.” diye konuştu. İslam dinine mensup Belkacem ateşin üzerine körükle gidil-memesini istedi.

MüslüManlar tahrİKlere KapılMasınlarEylül ayında Hz. Muhammed’e ağır ha-karetler içeren karikatürler yayımlayan dergi yönetimi, bu sayının ‘Müslüman yazarlarla’ birlikte hazırlandığını iddia ederek provokasyon amacı taşımadık-larını iddia etmişti. Zaman France’a konuşan Fransa’daki Müslüman kuru-luşlar da derginin ekonomik kaygılarla hareket ettiğini belirterek, Müslüman-

ların tahrike kapılmaması gerektiğini söyledi.

İslamofobik Saldırılara Karşı Daya-nışma Örgütü (CCIF) Başkanı Samy De-bah, derginin provokasyona devam etti-ğini söyleyerek dergiyi reklam yapmakla suçladı. Amaçlarının Hz. Muhammed’i tanıtmak olduğunu söyleyen dergi yö-netimine de sert çıkan Debah, “Hz. Muhammed’i tanımak için Charlie Hebdo’nun yayımladığı karikatürlere ihtiyacımız yok.” diye konuştu. Debah, Müslümanların bu tür tahriklere aldan-mamaları gerektiğini belirterek, dergiye verilecek en büyük cezanın bu tahriki dikkate almamak olduğunu söyledi.

Fransız İçişleri Bakanlığı tarafından kurulan Fransa Yüksek İslam Konseyi

(CFCM) Genel Sekreteri Ahmet Oğraş da Müslümanların sağduyulu olması gerektiğini belirterek derginin bu giri-şiminin ekonomik kaygılara bağlı oldu-ğunu söyledi. Fransa’da son dönemde artan ekonomik sorunlardan dolayı gündem değiştirildiğini belirten Oğraş, “Oyuna gelmeyelim.’’ vurgusunda bu-lundu. 2013'ün hemen başında böyle bir olayın yaşanmasının talihsizlik oldu-ğunu belirten Ahmet Oğraş “Yeni yılda bizi zor günler bekliyor.” diye konuştu.

İFaDe özgürlüğünü suİstİMal ettİSeine-Saint-Denis Müslüman Dernek-leri Birliği Genel Sekreteri Muhammed Henniche ise Charlie Hebdo’yu ifade özgürlüğünü suistimal etmekle suçla-

dı. Derginin Hz. Muhammed’in hayatı hazırlanırken İslami kaynakların baz alındığı yönündeki iddiasını komik bul-duğunu ifade etti. Eylül ayında Ameri-ka'daki film skandalı esnasında bastığı hakaret karikatürleriyle derginin, dün-ya genelindeki Fransızların güvenliğini hiçe saydığını belirten Henniche dergiyi sorumsuzca davranmakla suçladı.

Fransız Müslüman yazar Marwan Muhammad ise Charlie Hebdo’nun her zaman olduğu gibi ekonomik sı-kıntıya düştüğü bir anda İslamiyet’le alakalı özel sayı çıkardığını iddia etti. Derginin tepki çekmemek için durumu pozitif gösterme amacında olduğunu belirten Muhammad, “Bugün yap-tıkları da her zaman yaptıkları İslam düşmanı çalışmalardan farklı olmadı. Hz. Muhammed’i resmettiler. Bu nasıl olumlu bir şey olabilir ki?” sorusunu yö-neltti. Bunun tamamen İslam'la alakalı olumsuz bir durum olduğunu belirten Marwan Muhammed “Onlara verilecek en güzel cevap da bu dergiyi önemse-memek olacaktır.”diye konuştu.

Derginin Genel Yayın Yönetmeni Charbonnier ise daha önce yaptığı açık-lamada Hz. Muhammed'in yeniden tasvir edilmesinin provokasyon amaçlı olmadığını iddia etmiş, tasvir yasağının Kur'an'da yazılı olmadığını, sadece bir gelenek olduğunu iddia etmişti.

Aynı dergi daha önce 2011'in Ka-sım ve geçtiğimiz yılın Eylül aylarında da hakaret karikatürleri yayınlayarak büyük tepki çekmişti.

ahMet oğraş

Marwan MuhaMMeD

MuhaMMeD hennıChe

saMy Debah

Page 6: Zaman France N°246 - TR

GÜNDEM06 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

MESUDİYEBEDİR

Fransa’da, üniversiteli gençlerin yıl içerisinde iki sınav döneminden bir tanesi olarak bildiğimiz yarı yıl sınavları bu ay içerisinde gerçekleşmek-tedir. Öğrencilerin oldukça stresli oldukları fev-kalade önemli bu zor dönemde, gençlerin ya-şadığı aşırı sınav kaygısı, psikolojik ve fi zyolojik sorunların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Kimileri kendini odaya kapatıp yoğun ders ça-lışma temposu içindeyken kimileri de sınav dö-nemi stresini üzerinden atıp verimli bir çalışma gerçekleştirememekten yakınmakta. Zira “Ya başaramazsam” psikolojisiyle çırpınırken ener-jisini, motivasyonunu ve zihnini toparlamak güçleşebilmektedir.

Sınav kaygısının hiç olmaması gerektiğini ifade etmeye çalışmıyoruz elbette. Lakin kaygı-nın az olmasının motivasyonu tetikleyen pozitif bir unsur olabileceğini ama fazla olması halin-de başarısızlığı getirebileceğinin bilincinde ol-manın öneminin altını çizmek durumundayız. Oysa ki, sınav kaygısının tanımı ve nedenleri çözüldüğünde, bu duygunun öğrenci üzerinde olumlu bir etken haline gelmesini sağlayabilir. Genç, “Sınav kaygısı nedir ?”, “Sebepleri ne-lerdir?”, “Bu duygunun beni kuşatıp başarımı olumsuz olarak etkilememesi için nelere dikkat etmem gerekir ?” gibi sorulara cevap verebilirse ancak bu duyguyu kontrol altına alabilecektir. Böylece, kontrol altına alınmış sınav kaygısı öğ-rencinin başarısında aktif rol oynayan olumlu bir etken olarak karşımıza çıkabilecektir.

Peki öğrencilerin korkulu rüyası haline ge-lebilen bu sınav dönemi kaygısı nedir? Sınav kaygısı; sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan, yo-ğun endişe ve korku duygularının bir arada ya-şanması durumu olarak tanımlanabilir. Bu kay-gı ise bireyde, duygusal ve fi ziksel yönden bazı sorunlara sebep olabilir. Mesela, panik hissi, sinirli olma, ağlama, aşırı engellenmişlik hissi, şaşkınlık, unutkanlık, kalp atışlarının hızlanma-sı, mide bulantısı, titreme, kasılma, baş ağrısı ya da aşırı terleme şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Bu kaygının en önemli nedenlerinden bi-risi öğrencinin sınava yeterince hazırlanmadığı ve bilgisinin yeterliliğine inanmamasıdır. Yani genç, sınavda başarılı olabilecek kadar bilgi yönünden donanımlı olmadığını düşünmekte. Tam anlamıyla hakim olmadığı bir olay karşı-sında ise kaygılanması oldukça normaldir. Bu durumda, öğrencinin sınav öncesi dönemde ve sınav hazırlıkları esnasında bütün dersleri ciddi-yetle takip etmesi ve sınav çalışmaları süresinde ise zaman tanzimini iyi bir şekilde ayarlayıp ça-lışmalarını son günlere sıkıştırmaması önemli-dir. Bu yöntem ise gencin bilgi donanımını daha iyi bir hale getirecek ve fazlaca kaygılanmasını engelleyecektir.

Öte yandan, sınav endişesini ve perfor-mansını düşürecek faktörlerden birisi de öğ-rencinin yaşadığı aile ve çevre sorunları. Aile, bu dönemde çocuğunun yanında olmalı ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturmanın yanın-da gencin psikolojik ve duygusal ihtiyaçlarının farkında olarak üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekmektedir. Ne bu zorlu sınav dö-nemine kayıtsız kalıp desteğini esirgemeli ne de olduğundan fazla anlamlar yükleyip sınav döneminin büyük kaygılara sebep olmasını sağlamalıdır.

Öğrencinin bir hedefi , bir ideali olması ve bu perspektifl e çalışma vakitlerini doğru tanzim ede-rek uygun çalışma metodlarıyla başarıya ulaşması hiç de zor olmayabilir. [email protected]

Psikolog

eyvah sınav dönemi kapıda!

MehMet DİnÇ sTrasBOUrG

-Cronenbourg sosyal konutlarında ikamet eden Güneş ailesi, 19 Aralık

saat 19:00’da Fransız komşularının saldırı-sına uğradı. Saldırganın kapılarını kırarak boğazına bıçak dayadığını söyleyen Evran Güneş, saldırı gerektirecek herhangi bir olayın yaşanmadığını belirtti. Güneş, ola-yın ardından kendisinin ve eşi Semra ile 1 buçuk yaşındaki çocuklarının psikolojisinin bozulduğunu söyledi.

2009 yılından evlilik yoluyla Kayseri’den Strasbourg’a geldiğini belirten Evran Gü-neş, saldırganın komşunun eski kocası ol-duğunu ve komşusunun evinde her zaman kalmadığı için de zanlı hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi.

Emniyet yetkililerinin ‘güvenlik’ ge-rekçesiyle kimliğini açıklamadıkları saldır-ganın, daha önce de benzer eylemlerde bulunduğunu belirten Güneş, yaşadıklarını Zaman France’a şu ifadelerle anlattı:

“DelİrMİş gİbİyDİ” Kapıyı kırarak elinde, 10 santimetrelik sus-talı bıçakla içeriye girdi. Önce banyoda ça-maşır yıkayan eşime doğru yönelmiş. Daha sonra beni gördü ve beni yakalayarak mut-fak masasının üzerinde boğazıma bıçak da-yadı. Delirmiş gibiydi, aşırı derecede alkol kokuyordu. Ben birilerinin de eşime doğru gittiğini düşündüm, çok korktum, sonra eşim ve çocuğumu kapıda görünce rahat-ladım. Bir an önce kaçmalarını söyledim. Adam Fransızca bir sürü şeyler söyledi, ben anlamadım. Sadece ‘je ne sais pas’ di-yordum. O sırada üst katta oturan iki Arap komşum ve karşı komşum Davut geldi. Adamı üzerimden aldılar, dışarı çıkardılar, sonra küfürler ederek evine gitti. O sırada polis çağırdılar, polis gelene kadar aşağı kata inip zil çaldılar ama adam çıkmadı.

eVran güneş’İ, DaVut Denİz Ve arap KoMşuları KurtarDıEvran Güneş’in hayatını kurtaran komşu-su 19 yaşındaki Davut Denizci, çok fazla görmedikleri ve bazen eski eşini ziyaret eden saldırgana nasıl müdahale ettiğini şu sözlerle anlattı: Olay akşamı evdeydik. Bir anda, gürültü ve bağrışmalar duyduk. Son-ra Sema Abla kapıya vurdu. ‘Yetişin eşimi öldürüyorlar.’ dedi. Ben koşarak çıktım, karşı daireye girdim. Adamın kollarından tutup dışarıya çıkardım, bu arada üst kom-şularda geldi, adam koşarak aşağı kata indi. Daha önce böyle olaylar olmamıştı.

Doktor raporunda Evran Güneş’in boy-nunda, başının sol tarafında, sırtının üst kısmında, bileğinde, sağ bacağında yara ve zedelenmeler olduğu ve post-travmik stres oluştuğu tespit edildi. Emniyet yetkilileri ise güvenlik önlemi olarak tahta kapının dış tarafına demirden yapılmış kapı gönderdi.

Haziran ayındaki olay ‘haneye tecavüz’ olayı hakkında sadece rapor tutuldu. Polis,

zanlı mahkemeye çıkana kadar bir şey ya-pamayacağını belirterek, ikinci bir haneye tecavüz girişiminde Güneş ailesinin bilgi vermesini istedi. Olayın mahkeme tarihi ise henüz netlik kazanmadı. Sema Güneş, sadece Neuhof’ta 800 dosyanın bulundu-ğunu ve mahkemenin görülebilmesi için 3 yıl geçebileceğinin kendisine söylendiğini iddia ediyor.

zanlı, serbest bıraKılDı Güneş ailesi, olayın yeterince incelenme-diğini, iki defa haneye tecavüz edip bıçakla adam öldürmeye teşebbüs eden zanlının serbest bırakıldığını ifade ederek, yetkilile-rin bir an önce olayı çözmeleri gerektiğini söylüyor.

Daha önCe De salDırı gİrİşİMİnDe bulunMuşZanlı, Haziran ayında Sema Güneş evde yal-nızken kapıyı zorlayarak eve girmiş. ‘Latifa’ adında birisini aradığını söyleyerek odala-rı aramış. O tarihteki yaşanılanları anlatan Sema Güneş şöyle konuştu: Haziran ayında geldiğinde beni itip içerileri aramaya başla-dı. Latifa diye birisi aradığını söyledi, odalara geçince bende mutfaktan bıçak aldım. Bıçağı görünce kaçtı gitti, sonra arkadaşım gelmişti.

Polisi aradık, aldı götürdü. Biz de ‘Artık polis aldı’ diye üzerinde fazla durmadık. Ama bu olay bizi çok korkuttu, şu an can güvenliğimiz yok.

salDırgan, başKa eVlere De gİrMeK İsteMİşGüneş ailesine saldıran zanlının, o saldırı-dan önce başka bir Türk ailenin de kapısını zorlamış. İfadesine başvurulan komşulardan Şengül Yıldırım, eşi ve çocuklarıyla birlikte dördüncü katta kaldıklarını belirterek “Çar-şamba günü, akşam 19:00-20:00 civarıydı. Eşim de evdeydi, birden kapı zorlandı. Sarhoş gibiydi sesini yükselterek ‘Açın kapıyı birisini arıyorum’ dedi. Eşim açmayacağını söyledi, biraz daha zorladı sonra gitti. 7 yıldır burada-yım, ilk defa böyle bir hadise oldu. Ama şu an binada herkes tedirgin, çocuklar korkuyor. Yetkililerin bu problemi bir an önce çözmesi istiyoruz”

Güneş ailesi olaydan sonra Cus Habitat belediye sosyal konutlarının Cronenbourg merkezinde kendilerine “Yine mi o adam?” diye sorduklarını, aynı kişinin onları da ara-yarak “Evimde şeytan ve cinler görüyorum” dediğini anlatıyor. Farklı bir yere taşınmak is-teyen Güneş ailesine, yeni bir apartmanın bu-lunmasının en az 3 yıl sürebileceği söylendi.

Güneş ailesine iki kere saldıran ZANLI SERBEST BIRAKILDIstrasbourg’da yaşayan güneş ailesi, zorla evlerine girerek onları tehdit eden komşularının rahat-sız edici tavırları nedeniyle zor günler yaşıyor. ilk saldırısını Haziran’da gerçekleştiren ve aralık ayında ikinci saldırısında Evran Güneş’in boğazına bıçak dayayan saldırgan, serbest bırakıldı. Emniyet yetkilileri, zanlının mahkeme önüne çıkmasının 3 yıl alabileceğini söyledi.

FOTO

ĞRAF

LAR:

SEYİ

N K

OÇA

K

yetkililere seslenen güneş ailesi “hiçbir can güvenliğimiz yok, yardım bekliyoruz.” dedi.

şengül yılDırıMDaVut DenİzCİ

Page 7: Zaman France N°246 - TR

GÜNDEM07 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

Derneğimiz üyelerinden Haydar Karadeniz’in kızı

Sudenaz Karadeniz’in vefatını teessürler öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesi ve

yakınlarına sabırlar dileriz.

erstein türk Derneği yönetimi

T a z i y e

VeDat bulut Paris

-Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplu-luklar Başkanlığı (YTB), çalışmala-

rında etkinlik ve verimliliği sağlayabilmek amacıyla oluşturduğu Yurtdışı Vatandaş-lar Danışma Kurulu'nun üyelerini be-lirledi. Birçok kesimi çalışmalarına ortak etmeyi hedefl eyen danışma kurulunda Fransa’dan 6 isim seçildi.

YTB tarafından belirlenen ve 70 ki-şiden oluşan danışma kurulunun onur üyelikleri yurtdışında yaşayan birçok ünlü ismine verildi.

Kurulun üyeliklerine Fransa’dan Bilal Dinç, Cumhur Güneşlik, Emine Bozkurt, Fatih Sarıkır, Sait Tahan, Şaban Kiper se-

çildi. Kurulun onur üyeleri listesinde ise Fransa’dan Prof. Dr. Cafer Özkul yer aldı.

Kurula Fransa’dan seçilen 7 ismin çok önemli olduğuna dikkat çeken Cumhur Gü-neşlik, Fransalı Türklerin sıkıntılarının bu kurul aracılığı ile ilgili yerlere ulaştırılacağını söyledi. Fransa’nın farklı şehirlerden isimle-rin yer aldığı kurulun yeni bir oluşum oldu-ğunu da sözlerine ekleyen Güneşlik, “Türk diasporasının sesi, başta Türkiye’de ve dün-yada daha net bir şekilde duyulacaktır” dedi.

“türKlerİn, bİzDen büyüK beKlentİlerİ Var”Uzun yıllar Fransa’da faaliyet gösteren derneklerin ve Türk toplumunun yaşadığı sıkıntılara çare aradıklarını ifade eden Emi-ne Çetin Bozkurt ise, Yurtdışı Vatandaş-lar Danışma Kurulu’nun bu aşamada çok önemli olduğunu söyledi. Yurtdışı Türklerin beklentilerinin bu karşılanmasının müm-kün hale geldiğini belirten Bozkurt, “Hem seçilen biri olarak hem de Fransa’da yaşa-yan Türk toplumunun beklentilerini bilen biri olarak ifade edebilirim ki, yurt dışında yaşayan Türklerin, bu kuruldan ve bizlerden çok büyük beklentileri var. Bu beklentileri elimden geldiği ölçüde karşılamaya çalışa-cağım.” ifadelerini kullandı.

Fransa’da yaşayan vatandaşların sorun-larını Ankara’ya taşıyan bir köprü olmaya gayret edeceklerini söyleyen Fatih Sarı-kır, “Fransa’da bazı lobilerin pençesinde-ki Türkiye’yi nasıl kurtarırız ve Türkiye’yi hak ettiği ölçüde nasıl tanıtırız bunu düşüneceğiz.”diye konuştu.

Bu kapsamda seçilen diğer onur üye-

ler ise Merve Kavakçı İslam, Muhtar Kent (ABD), Fuat Mansuroğlu, Prof. Dr. Yaşar Bilgin (Almanya), Mehmet Ali Karamemiş (Avustralya), Ayhan Bakan (Avusturya), Turgut Torunoğulları (Hollanda), Remzi Gür (İngiltere), Prof. Dr. Feridun Hamdul-lahpur (Kanada) olarak açıklandı.

DanışMa Kurulu yurt Dışı türKlerİ teMsİl eDeCeKYurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu (YVDK), yurtdışında yaşayan Türklere yö-nelik hizmet üreten kamu kurumlarının üst düzey görevlileri ve yurtdışındaki Türklerin yaşadıkları ülke veya bölgelerden seçilen üyelerden oluşuyor. 2013'te aktif olarak hizmet verecek olan kurul, yurtdışında ya-şayan Türklerin sorunlarının tespiti ve ya-pılacak çalışmaların koordinasyonu ile ilgili tavsiyelerde bulunacak. Ayrıca kurul, Türk vatandaşlarının yaşadıkları ülkelerde sosyal ve ekonomik hayata eşit katılımlarını sağla-yacak öneriler geliştirecek.

sorunların ÇözüMü heDeFlenİyorSöz konusu kurul, Türkiye'de üst düzey temsilciler ile yurtdışından 70 üyeden olu-şuyor. Kurul üyeliği için 1,5 yıl önce baş-vurular alınmaya başlandı. Kurul, yurtdı-şındaki Türk vatandaşlarının temsilcileri ve kamu kurumlarının yetkili isimlerini aynı masada buluşturmayı ve sorunla-ra çözüm üretmeyi hedefl iyor. Danışma Kurulu'nun altında komisyonlar kurula-cak. Bu komisyonlar tespit edilen sorunla-rın çözümü için çalışma yürütecek.

Fransalı Türkleri, 7 isim temsil edecek yurtdışı türkler ve akraba topluluklar başkanlığı’nın (ytb), Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu’na Fransa’dan 7 isim seçildi. Kurulun amacının, yurt dışında yaşayan Türklerin sorunlarının çözüm aramak olduğu açıklandı.

birçok kesimi çalışmalarına ortak etmeyi hedefl eyen danışma kurulu onur üyeliği-ne seçilenler arasında rouen üniversitesi rektörü ord. prof. Dr. özkul da yer aldı.

bİlal DİnÇ TÜrK-FraNsIZ GiriŞiMCiLEri DErNEĞi UNEFT LYON BaŞKaNI

Fatİh sarıKır isLaM TOPLUMU MiLLi GÖrÜŞ FraNsa BaŞKaNI

eMİne bozKurt FraNsa TÜrK FEDEras-YONU GENEL sEKrETEri

şaban Kİper sTrasBOUrG BELEDiYE MECLisi ÜYEsi

CuMhur güneşlİK CLICHY-sOUs-BOIs BELEDiYE MECLis ÜYEsi

Page 8: Zaman France N°246 - TR

RÖPORTAJ08 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

Mehtap altınoK*

-Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Meh-met Görmez, Yurtdışı Türkler ve Akraba

Topluluklar Başkanlığı Basın Müşaviri Mehtap Altınok’a ARTI 90 dergisinde verdiği röportaj-da güncel konulara hakkında açıklamalarda bulundu. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) Avrupa genelindeki faaliyetlerine de değinen Görmez, Fransa gündemine dair so-ruları yanıtladı.

Müslümanlara hakaret içeren bir fi lm yayınlandı ve Fransa’da bir karikatür krizi var; bunları nasıl değerlendiri-yorsunuz ve vatandaşlara nasıl bir mesaj vermek istersiniz?Burada iki durumu birlikte tespit etmek zo-rundayız. Birincisi gerçekten son yıllarda yani, Rüşdinin kitabıyla başlayan karikatür kriziyle devam eden ve son olarak Hollanda’daki Fitne fi lmi, Amerika’daki pespaye fi lm ve nihayet bir meydan okurcasına Fransa’daki karikatür, bü-tün bunları bir araya getirdiğimizde İslamofob-yayı besleyen bir küresel provokasyonla karşı karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla bunu kabul etmek, bir ifade özgür-lüğü içerisinde değerlendirmek mümkün değil. Mesela nasıl antisemitizmle ilgili konuşmak hatta Almanların Nazi kamplarıyla ilgili olum-suz kanaat bildirmek dahi asla ifade özgürlü-ğü içerisinde değerlendirilmiyorsa inançlara, değerlere ve kutsallara saldırarak provokatif operasyonlar, ürünler ortaya çıkarmanın da fi -kir ve ifade özgürlüğü içinde değerlendirilmesi mümkün değil. Ancak Müslümanların da bu tip provokasyonlara verdikleri karşılığın doğru olmadığını düşünüyorum. İslamın kendi öğre-tilerine dahi yakışmadığını rahatlıkla söyleye-bilirim. Böyle bir karşılık verdiğimizde amaca hizmet etmiş oluruz. Küresel provokasyonun amacı, Müslümanların öfkesine hâkim olama-yan bir topluluk olduğunu dünyaya göstermek-se, Müslümanların sabrını test ederek birtakım yanlışlıkları ortaya çıkarıp İslamofobiayı besle-mek ve medeniyetler çatışması oluşturmaksa ki öyle olduğu artık yapılmış bilimsel çalışmalarla da ortaya konmuştur, Müslümanların verdiği tepkileri de doğru bulmuyorum, demokratik ölçüler içerisinde tepkimizi ifade etmek elbette ki her Müslümanın hakkıdır ama provokatör-lerin ekmeğine yağ sürercesine sokaklara çıkıp kırıp dökmek büyükelçiliklere saldırmak, insan öldürmek kabul edilebilir şeyler değildir.

özellikle Fransa’da genellikle Mağripli, arap kökenli Müslü-manlardan tepki geliyor. türk kökenli Müslümanların tep-kilerini basında göremiyoruz. bu durumu bahsettiğiniz üçlü yapı anlamında mı değerlendirmek gerekiyor?

Hem o üçlü yapı açısından değerlendirmek hem de Diyanet İşleri Başkanlığının ve Avru-

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. DR. MEHMET GÖRMEZ:

Müslümanlar kışkırtmalara

KAPILMAMALI

“taşıma suyla değirmen dönmez” diye konuşan Diya-

net İşleri başkanı prof. Dr. Mehmet

görmez, her ülkenin kendi din görevlisini yetiştirmesine önem verdiklerini söyledi.

pa’daki çalışmalarının katkısını unutmamak ge-rekiyor. Orada, sayısı binleri aşan camilerimizde bugüne kadar barışı zedeleyen, birlikte yaşam ilkelerini zedeleyen hiçbir sorun ortaya çıkma-mıştır. Biz oradaki vatandaşlarımıza bunların bir provokasyon olduğunu çok iyi anlatabiliyoruz, vatandaşlarımız da bu ortak bilince sahipler. Bu karikatürleri yayımlayan karikatür dergisinin genel yayın yönetmeni ekranlarda şöyle konu-şuyordu: “Biz, bu ülkede Katolikliği eleştirece-ğiz de aşırı İslamcılığı eleştiremeyecek miyiz?” diyordu. Bir defa söylediği sözün hiçbir anlamı yok. Biz eleştirme demiyoruz ki bugüne kadar

Batı'da İslam ve Müslümanlarla ilgili yüzbinler-ce eleştirel makale kaleme alındı. Oryantalizmin hele Fransız oryantalistlerinin İslam’a yönelik eleştirilerini yazdıkları kitaplardan bir kütüp-hane oluşturulur. Bizim o ciddi kitaplara hiçbir itirazımız olmadı ki, biz onlara İslam’ı eleştir-mek yasak demiyoruz ki ama onlar ne yapıyor, Müslümanların kutsal değerlerinin birleştiği bir büyük peygamberi tahkir ediyor, kutsala haka-ret ediyor. Fransızların meşhur fi lozofu Michel Foucault, “Hapishanenin Doğuşu” adlı eserinde hapishane tarihini yazmıştır. Hapishane tarihin-de işkenceyi ikiye ayırır. Bir somut işkence, bir de

soyut işkence. Somut işkence, bedenlere yapılan işkencedir. Soyut işkence de toplumların kutsal-larına hakarettir. Dolayısıyla toplumların kutsal değerlerine hakaret toplumlara yönelik soyut bir işkenceye dönüşebilir. Ve olan da budur. Bu-gün bu küresel provokasyon ve onun ürünleri bütün Müslümanları hedef alan bir soyut, kül-türel işkenceye dönüşmüştür. Müslümanların tepkisi de bundandır aslında. Otursunlar kendi fi lozofl arının işkence tarihini okusunlar. Onlara, Faucault'un “Hapishanenin Doğuşu” adlı kita-bını okumalarını tavsiye ederim. *yurtdışı türkler ve akraba topluluklar başkanlığı basın Müşaviri

Diyanet İşleri başkanı prof. Dr. Mehmet görmez, avrupa’da yükselen islamofobiyi besleyen küresel provokasyona dikkat çekerek Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilere sağduyu çağrısı yaptı. “Küresel provokasyonun amacı, Müslüman-ların öfkesine hâkim olamayan bir topluluk olduğunu dünyaya göstermek” diyen Görmez, Müslümanları tahriklere karşı uyardı.

Page 9: Zaman France N°246 - TR

teoMan ayDoğan BOrDEaUX

-Bordeaux Başpiskoposu Jean-Pierre Ricard, Fransa’da dinsel yaşamdan toplumsal hayata

kadar farklı alanlarda özel açıklamalar yaptı. Başpis-kopos Ricard, toplumun dinsel yaşamını “Dine artık eskisi kadar değer vermiyoruz çünkü artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki din zaten içerisinde var, belirli aileler tarafından da yaşanıyor. Ne yanındayız dinin, ne de karşısındayız, zaten onu düşünmüyoruz.” söz-leriyle tanımladı.

bir konferansınızda kamusal alanların laikleşmesi endişenizden bahsediyorsunuz. sizce 1905’deki ve şimdiki laiklik birbirinden farklı mı?

Benim kanaatimce laiklik kelimesine temelde 4 anlam yüklenebilir. İlk anlamı devletin tarafsızlığı. Devlet kendi zatında bir dine bağlı olamaz. İdeolojik olarak tarafsız olmak zorundadır. Kilise ve devletin kanunla ayrılması demektir. ‘Dinin ve toplumun alanlarının kanunla ayrılması’ diye de tanımlayabiliriz. Laik bir sistemde ‘devletin resmi dini olarak sadece bir dinin tanınması’ diye bir şey mevzu bahis değildir. Laiklikle ilgili ikinci görüş ise devletin dinlere karşı güvensizliği-ni söyleyebiliriz. Dinin müdahale edemeyeceği sosyal alanlar kurulması istenmektedir. Bu genellikle dine karşı negatif bir bakış açısı taşımaktadır. Bu görüşe göre din, gerici, bilimlere ters, insanların özgürlüğü-nün karşısındadır. Bu anlayışta laiklik, dinin toplumu ele geçirmesine karşı yapılan bir kavga demektir. Bu oldukça aşırı ve mücadele kokan bir bakış açısıdır. Bu konudaki üçüncü görüş olarak ise laikliği bir tolerans olarak ifade edebiliriz. Toplumda diğer dini azınlıkları kabul edebilmektir bir başka deyişle. Son olarak la-iklikle ilgili dördüncü görüşe göre, bu ilke çoğulcu bir toplumda birlikte yaşayabilme sanatıdır. Bunun altın-da birçok şey sayılabilir ama ilk akla gelenleri düşünce ve din özgürlüğüdür. İkinci olarak ise farklı dinler ara-sında saygı ve değer verme davranışını söyleyebiliriz. Üçüncü olarak ise toplumdaki bütün dinlerden kendi dini kurallarını toplumun bütününe dayatma çabası içinde olmamalarını istemek olarak ifade edebiliriz.

Fransa'da geçmişte devletin dine karşı daha sert bir tavır içinde olduğu dönemlerde oldu değil mi?

Evet, devletin laikliği ifadesi daha değişik algılarla da birlikte bulunabilir. Mesela dinlere karşı bir savaş, bir mücadele şeklinde. Haddi zatında biz Fransa tarihinde bunları gördük. Din ve devlet işlerinin ayrılmasını öngören kanun temelde dinler karşısında mücadeleci ve saldırgan bir tavır içerisinde olmamak olarak ifade ediliyordu. Fakat, bu yasa katolik kilisesine karşı mücadelede sanki bir dayanak olarak kullanıldı. Binlerce yıldır çok güçlü bağları olan devlet, toplum ve din sınıfl arı arasında 19. yüzyılla birlikte bir güçler ayrılığından bahsedilince kilise buna karşı kendini çok da iyi hissedemedi. Bunun akabinde eğitim ve öğretimde de bu laikliğin değişik formla-rı uygulamaya konuldu. Maksat bu alanda zihinlerde, çocuklarda, gençlerde kilisenin yaptığı faaliyetlerin bütün izlerini silmekti. Sonuçta varılan nokta ise laik, zorunlu ve kamusal eğitim ve öğretim olmuştur. Onun akabinde ise artık kilise kendi ve özel eğitim sistemini geliştirmek durumunda kalmıştır. Başlangıçta bu müesseseler devlet tarafından tanınmıyordu ta ki 1959 yılına kadar. Bu yılda

çıkarılan sahalar kanunu ile düzenlenen anlaşma neti-cesinde Katolik eğitim kurumlarının milli eğitime katı-lımı sağlandı ve devlet de bu kurumların çalışanlarının maaş mükellefi yetlerini üzerine almış oldu.

Tabii ki bu noktalardan yola çıkarsak dine düş-manlık bakış açısından türeyen her türlü laiklik an-layışı bizi çok rahatsız etmektedir. Dini, sadece belirli açılardan ele alan, insanların özgürlüğüne karşı, aklını kullanmasından rahatsız olarak tanıyan, daha çok in-san olabilmek için daha az inanmak gerekli diyen bir anlayış...

bugün Fransızların dine ve dini yaşantısı olanlara bakışı nasıl?

Fransa’da maalesef dine bakışı çok negatif olan in-sanlar var. Söylemleri ise şu şekildedir. ‘O sizin kendi özel inancınız ve biz onu tanımak istemiyoruz.’ Bunlar dinin toplumdaki, toplumu ilgilendiren sosyal veya kamusal olduğu ifadesine de karşı çıkarlar. Buna daha çok belki ‘toplumun sekülerleşmesine bağlı laikliğin yeni bir formu’ diyebiliriz. Diğer taraftan bu, yavaş yavaş dini kaynaklarından uzaklaşmış batılı toplumla-rının bir hareketidir. İşte bu aynı zamanda dini kültü-rün de kaybı demektir. Bu biraz da cehaletin, ihmalin laiklik formudur. Mesela dini bayramlar; toplumda insanlar bu dini bayramların ne anlama geldiğini, ne için yapıldığını, tarihçesini bilmemekteler. Ciddi bir bilgi kaybı, eksikliği söz konusudur. Dine artık eskisi kadar değer vermiyoruz çünkü artık öyle bir dünya-da yaşıyoruz ki din zaten içerisinde var, belirli aileler tarafından da yaşanıyor. Ne yanındayız dinin, ne de karşısındayız, zaten onu düşünmüyoruz.

toplumda dine karşı bir ihmal, bir umursamazlıktan, kilisenin sosyal alanındaki azalmasından dem vuruyorsunuz. sizce neden olabilir?

Bu daha çok sekülerleşme fenomeni ile ilişkilendirile-bilir. Sekülerleşmenin de tüketime de bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Mesela öyle bir toplum düşünün ki, en iyi maddeleri, en son çıkan ürünleri yani hayatın mad-di boyutunu arama peşinde. Bu toplum ister istemez maddi mevzulara manevi ihtiyaçlardan daha fazla önem verme durumunda kalıyor. Temelde başka şey-lere de ihtiyaç duyar insan. Allah’ın sözlerine, O’nunla münasebete... Sahip olmanın ve medyanın kıskacında olan ve ölümün üzerine de hiç uğramayan bir hayat yaşıyoruz. Bu da dini aktivitelere daha az önem veren bir toplum ortaya çıkarıyor. Ayinlerde, toplantılar-da daha da az insan bulunuyor böylelikle. Mesela gençler, bu devirde hayatlarını adamakta tereddüt yaşıyorlar; evlilik hususunda, rahip olmak için vs. Gün be gün yaşlanıyor bizim jenerasyon, artık sonrasında da göreceğiz. Kiliseler etrafında sayıca daha az, fakat daha canlı, sıcak, diri topluluklar var. Sosyolojik olarak aileden gelen, geleneksel hristiyanlığın daha az olmasına bedel bu devirde daha çok kişisel inanç şeklindedir.

Aile hayatının oldukça kırılgan olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Toplumumuzda şehirlerde yaşanan her iki evliliğin biri boşanma ile netice-leniyor. Ama aile önemli bir ulaştırma, bir iletim yeri olarak duruyor. Değerlerin ve dinin aktarıl-ması, iletilmesi yeri olarak. İnanmayanlara oran-la Katoliklerde boşanma oranının biraz daha az olduğunu söylesek de katolik ailelerin boşanma-dan etkilenmediğini söylemek mümkün olmaz. Yine de beraberliklerini bozmamak için birbirle-rine destek olup fedakarlık yapan çift sayısı da az değil.

“Fransa’da din sosyal hayatın dışına itiliyor”

RÖPO

RTAJ

094 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

borDeauX başpİs-Koposu Jean-pİerre

rİCarD, İÇİnDe bu-lunDuğuMuz zaManı

“sahİp olManın Ve MeDyanın KısKaCınDa

olan Ve ölüMün üzerİne De hİÇ

uğraMayan bİr hayat yaşıyoruz.” sözlerİy-

le DeğerlenDİrDİ.

ele geçirmesine karşı yapılan bir kavga demektir. Bu oldukça aşırı ve mücadele kokan bir bakış açısıdır. Bu konudaki üçüncü görüş olarak ise laikliği bir tolerans olarak ifade edebiliriz. Toplumda diğer dini azınlıkları kabul edebilmektir bir başka deyişle. Son olarak la-iklikle ilgili dördüncü görüşe göre, bu ilke çoğulcu bir toplumda birlikte yaşayabilme sanatıdır. Bunun altın-da birçok şey sayılabilir ama ilk akla gelenleri düşünce ve din özgürlüğüdür. İkinci olarak ise farklı dinler ara-sında saygı ve değer verme davranışını söyleyebiliriz. Üçüncü olarak ise toplumdaki bütün dinlerden kendi dini kurallarını toplumun bütününe dayatma çabası içinde olmamalarını istemek olarak ifade edebiliriz.

Fransa'da geçmişte devletin dine karşı daha sert bir tavır içinde

Evet, devletin laikliği ifadesi daha değişik algılarla da birlikte bulunabilir. Mesela dinlere karşı bir savaş, bir mücadele şeklinde. Haddi zatında biz Fransa tarihinde bunları gördük. Din ve devlet işlerinin ayrılmasını öngören kanun temelde dinler karşısında mücadeleci ve saldırgan bir tavır içerisinde olmamak olarak ifade ediliyordu. Fakat, bu yasa katolik kilisesine

Sonuçta varılan nokta ise laik, zorunlu ve kamusal eğitim ve öğretim olmuştur. Onun akabinde ise artık kilise kendi ve özel eğitim sistemini geliştirmek durumunda kalmıştır. Başlangıçta bu müesseseler devlet tarafından tanınmıyordu ta ki 1959 yılına kadar. Bu yılda

kadar değer vermiyoruz çünkü artık öyle bir dünya-da yaşıyoruz ki din zaten içerisinde var, belirli aileler tarafından da yaşanıyor. Ne yanındayız dinin, ne de karşısındayız, zaten onu düşünmüyoruz.

toplumda dine karşı bir ihmal, bir umursamazlıktan, kilisenin sosyal alanındaki azalmasından dem vuruyorsunuz. sizce neden olabilir?

Bu daha çok sekülerleşme fenomeni ile ilişkilendirile-bilir. Sekülerleşmenin de tüketime de bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Mesela öyle bir toplum düşünün ki, en iyi maddeleri, en son çıkan ürünleri yani hayatın mad-di boyutunu arama peşinde. Bu toplum ister istemez maddi mevzulara manevi ihtiyaçlardan daha fazla önem verme durumunda kalıyor. Temelde başka şey-lere de ihtiyaç duyar insan. Allah’ın sözlerine, O’nunla münasebete... Sahip olmanın ve medyanın kıskacında olan ve ölümün üzerine de hiç uğramayan bir hayat yaşıyoruz. Bu da dini aktivitelere daha az önem veren bir toplum ortaya çıkarıyor. Ayinlerde, toplantılar-da daha da az insan bulunuyor böylelikle. Mesela gençler, bu devirde hayatlarını adamakta tereddüt yaşıyorlar; evlilik hususunda, rahip olmak için vs.

bordeaux başpiskoposu Jean-pierre ricard, Fransa’da dinin

toplumsal hayatın dışında kaldığını ve yeni neslin dine

ilgisinin azaldığını söyledi. Zaman France’a konuşan

Kardinal ricard, Fransa’da laiklik anlayışını ve toplum-da dini hayatın yeriyle ilgili

soruları cevapladı.

Page 10: Zaman France N°246 - TR

TOPLUM10 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

T.C. İZMİR 9. SULH HUKUK MAHKEMESİ (KAPANAN 14.SULH HUKUK MAH.)

DOSYA NO : 2011/57 SatýþSatýþ isteyen davacýlar NESÝME DEMÝRCAN VE HASÝBE ÜNAL vekili AV. EMEL GÜLEÞÇÝ tarafýndan satýþ talebinde

bulunulmuþ 2011/57 satýþ numarasý almýþ olmakla;Satýþa konu Ýzmir ili Konak 1. Karataþ mah. 599 ada 17 parselde 6. Kat 18 nolu baðýmsýz bölümde kayýtlý taþýnmaz

üzerinde bilirkiþi vasýtasýyla yapýlan inceleme sonucu alýnan 18.01.2012 tarihli raporda taþýnmazýn deðeri 135.000,00.-TLkýymet takdir edilmiþ olup, adresi tespit edilemeyen davalý ÜMÝT ÞEN' e 18.01.2012 tarihli bilirkiþi raporu tebliði yerinegeçerli olmak üzere ÝLAN OLUNUR. 07.09.2012 B: 79826

Veysel yaVuz CLErMONT-FErraND

-Clermont Ferrand’da faaliyet göste-ren Auvergne Türk-Kültür ve Dostluk

Derneği’nde 31 Aralık 2012’de Mekke’nin Fethi konulu bir program düzenlendi.

İslam tarihinde Mekke’nin yeri ve önemi, fetih sürecinde yaşanan hadiseler, ilk haccın yapılışı gibi konuların anlatıldığı programa va-tandaşlar büyük ilgi gösterdi.

Mekke’nin fethini müjdeleyen Fetih Suresi’nin okunduğu programda eski din gö-revlilerinden Osman Şimşek, ilahi konseri verdi.

Auvergne Din Görevlisi Osman Baki Çın, tarih süreci içerisinde Mekke’nin önemine dair bir konuşma yaptı. Clermont Ferrand’da yaşayan Türk vatandaşları,yılbaşı akşamı ol-masına rağmen programı ilgiyle takip etti.

Clermont Ferrand’da Mekke’nin Fethi programına yoğun ilgi

İsMaİl ÇıtaK LYON

-Lyon Din Hizmetleri Ataşeliği Lyon, Marsilya ve Bordeaux Baş-

konsoloslukları çalışma bölgelerinde 20 gün süren aile içi iletişim seminerleri organize etti. 32 DİTİB üyesi dernekte gerçekleştirilen seminerler Diyanet İş-leri Başkanlığınca görevlendirilen 6 Aile Bürosu personeli tarafından ‘Mutlu Aile’ konu başlığı adı altında yürütüldü.

Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişki-ler Genel Müdürlüğü Uzmanlarından Dr. Zekiye Demir’in koordinatörlü-ğünde yürütülen seminerlerde Ayten Koç, Betül Altun Erincik, Ayşe Akkoç,

Halime Özkul, Ayşegül Demircan ve Aynur Yaşar görev aldı.

Seminerlerde “Aile İçi İletişim, Ailede Sorunlar ve Çözüm Yolları, İyi ve Kötü İletişim Örnekleri, Göçün Yol Açtığı Aile Problemleri, İki Kültürlü-lük” gibi konular işlendi. İki oturum olarak düzenlenen seminerlere çok sayıda dinleyici katıldı.

Lyon Din Hizmetleri Ataşesi ve

DİTİB Başkanı Hüseyin Avni Böge seminerlerle ilgili olarak “Diyanet İşleri Başkanlığımızca Avrupa’da ilk defa böyle geniş kapsamlı bir seminer düzenlendi. Seminerler için Lyon Din Hizmetleri Ataşeliği çalışma bölgele-rinin tercih edilmesinden dolayı Di-yanet İşleri Başkanlığına ve bu önemli göreve gelen uzmanlara teşekkür edi-yorum.” diye konuştu.

Lyon Din Hizmetleri Ataşeliği, 32 dernekte ‘Mutlu Aile’ semineri verdilyon Din hizmetleri ataşe-liği, hizmet bölgelerinde ‘Mutlu aile’ seminerleri düzenledi. 20 gün de-vam eden seminerlere 6 kişilik uzman ekip katıldı.

20 günlük semi-nerler, lyon Dİtİb genel Merkezin-de, lyon başkon-solosu sayın hilmi Ege Türemen başkanlığında gerçekleştirilen bir değerlen-dirme toplantısı ile son buldu.

UDECEF İşadamları Derneği Yönetim Kurulu olarak Yusuf Akçimen Beyefendi’nin oğullarından

Furkan Akçimen’in geçirdiği elim bir kaza sonucu vefat ettiğini teessürle

öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Cenab-ı Allah’tan rahmet, başta babası

Yusuf Akçimen, annesi Emine Akçimen, abisi Mustafa Akçimen ve eniştesi Servet Uysun olmak

üzere tüm yakınlarına Cenab-ı Allah’tan sabr-ı cemil niyaz ederiz.

uDeCeF İşadamları Derneği başkanıMehmet Koldaş

T a z i y e

Page 11: Zaman France N°246 - TR

TOPLUM11 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

VeDat bulut Paris

-26 Aralık’ta Fransa’da gösterime giren ‘F Tipi Film’ fi lminin galası,

Les Halles Forum des Images sinema salonunda yapıldı. Paris Kültür Sanat Merkezi’nin düzenlediği gala gecesine yoğun katılım oldu.

Yapım aşaması iki yıl süren F Tipi Film, dokuz ayrı yönetmen ve dokuz ayrı hikâyeden oluşuyor. Oyuncu kadrosun-da Tansu Biçer, Serkan Keskin, Bülent Emrah Parlak, Gizem Soysaldı, Erkan Can, Fırat Tanış gibi isimlerin bulunduğu fi lmin projesi Gurup Yorum’a ait.

F tipi ceza evlerinde yaşanan hikâyelerin konu edildiği fi lmin yönet-men koltuğuna ise, Ezel Akay, Barış Pir-hasan, Sırrı Süreyya Önder, Reis Çelik, Hüseyin Karabey, İlksen Başarır, Aydın Bulut, Vedat Özdemir ve Mehmet İlker Altınay gibi isimler oturmuş.

Film gösteriminin ardından İnan Al-tın, Ezel Akay, Gizem Soysaldı, Reis Çe-lik, Hüseyin Karabey, Fırat Tanış ve İlker Altınay sahneye birlikte çıkarak davetli-leri selamladı.

Galanın sonunda fi lmi değerlendiren Paris Kültür Sanat Merkezi Direktörü Ali

İnan, F Tipi Film’in Türkiye’nin gerçekle-rinden bir konuyu ele aldığını belirterek, fi lmin sadece siyasi açıdan değil sanatsal açıdan da ele alınması gerektiğinin altını çizdi. F tipi hücrelerin bir insanlık sorunu olduğunu ve sadece Türkiye’de değil aslında dünyanın birçok yerinde sü-regelen bir dram olduğunu hatır-latan İnan, “F Tipi Film tam da bu noktada önemli bir hikâyeyi anlatıyor. Bizler de Paris Kül-tür Sanat Merkezi olarak bu hikâyenin anlatılmasına destek olmak istedik.” şeklinde konuştu.

‘F Tipi Film’ galası sinemaseverleri Paris’te buluşturdu

F tipi cezaevlerinde ya-şanan sorunları beyaz

perdeye taşıyan ‘F Tipi Film’ Paris Gala-sı, yüzlerce sinema-

severi buluşturdu. Galayı organize eden

Paris Kültür sanat Direktörü ali inan,

fi lmin önemli bir sorunu gözler önüne serdiğini dile getirdi.

İnan, F Tipi Film’in Türkiye’nin gerçekle-rinden bir konuyu ele aldığını belirterek, fi lmin sadece siyasi açıdan değil sanatsal açıdan da ele alınması gerektiğinin altını çizdi. F tipi hücrelerin bir insanlık sorunu olduğunu ve sadece Türkiye’de değil aslında dünyanın birçok yerinde sü-regelen bir dram olduğunu hatır-

hikâyenin anlatılmasına destek olmak istedik.” şeklinde konuştu.

‘F Tipi Film’ galası sinemaseverleri Paris’te buluşturdu

Filmin oyuncu ve yönetmen-lerinden bir kısmı seyirci ile bir araya gelerek söy-leşi yaptı.

alİ İnan

-Le Serail Pastanesi, beşinci şubesini 91 bölgesinde Courcouronnes’da açtı. Pas-

tanenin ortaklarından Necati Erdem, pastane ve restoranlarında çıkarılan bütün ürünlerde müşterilerin İslami hassasiyetlerine uygun helal ürünler kullanıldığını açıkladı.

Halit Sessiz ve Necati Erdem ortaklığında açılan Le Serail Pastanesi, beşinci şubesinin açılışına yüzlerce davetli katıldı.

Necati Erdem, şimdiye kadar beş şube aç-tıklarını ve 2013 yılında da üç yeni şube daha açacaklarını söyledi.

“helal ürün Kullanıyoruz”Pide ve etli mamullerin hepsinde helal et kullanımına özen gösterdiklerini dile getiren Necati Erdem, “Gerek pastane gerekse de restoranlarımızda çıkardığımız bütün çeşitle-rimizde müşterilerimizin İslami hassasiyetleri-ne uygun helal ürünler kullanılıyor.” dedi. Et ürünlerinden pasta malzemelerine kadar bü-tün katkı maddelerinin helal olduğunu açık-layan Erdem, “ Müşterilerimizin gönül rahat-lığıyla ve aileleri ile gelebilecekleri bir mekân açtık. “ şeklinde konuştu. VeDat bulut Paris

açılışı yapılan beşinci şubede günlük baklava pasta çeşitlerinin yanı sıra kumpir, lahmacun, pide ve ızgara çeşitleri üretiliyor.

Le serail beşinci şubesini Courcouronnes’da açtı

-Gonca Kültür Merkezi'nde çocuklara yönelik, Hacivat-karagöz gölge oyunu

gösterimi yapıldı.Aulnay Sous Bois şehrinde faaliyet göste-

ren Gonca Kültür Merkezi, 2013 yılı etkinlik-leri kapsamında Sanatçı Salih Veral'ı ağırladı.

Türkiye'nin en büyük hayali ustalarından Salih Veral, çocuklara Hacivat-Karagöz gölge oyunu gösterisi yaptı. Kültür merkezi kon-ferans salonunda sahnelenen gösteriye 120 kişilik öğrenci ve veli grubu katıldı.

650 yıllıK geÇMİşİ VarHacivat Karagöz oynatıcısı Salih Veral,

Oyun sonrası yaptığı konuşmada Hacivat ve Karagöz'ün Türk kültüründe ayrı bir yeri olduğunu belirterek, “Bu geleneksel gölge Oyununun 650 yıldır devam etmek-te. Hacivat ve Karagöz gibi ülkenin birçok değerine başkalarının sahip çıkmaya çalı-şıyor. Buna izin vermeyelim.” dedi.

Gonca Kültür Merkezi Genel Koordi-natörü Yunus Kaygın, öğrencilerinin ge-lişimi için çok önemli olan bu tür sosyal etkinlikler düzenlemeyi sürdüreceklerine dikkat çekerek “Öğrencilerimizi böyle mutlu neşeli görmek elbette bizleri de mutlu ediyor. “ dedi.

gonca’dan çocuklara hacivat Karagöz gölge oyunu gösterisi

türkiye'nin en büyük hayali ustalarından salih Veral, hacivat-

Karagöz oyununun tarihçesini anlattı.

Page 12: Zaman France N°246 - TR

TOPLUM12 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

-Argentan Din Görevlisi Mehmet Güler, hadis ve fıkıh derslerini cami üyelerine ye-

mek ikramı ile birlikte veriyor.Her hafta cumartesi günleri yatsı namazından sonra düzenlenen derslere halk, yoğun ilgi gös-teriyor. Derslere katılanlara ‘maklube’ isimli ye-mek ikram ediliyor.

Hadis ve fıkıh derslerine ilginin her hafta arttığına dikkat çeken Din görevlisi Güler “Her hafta cemaatimizden bir gönüllü derslerimize iştirak eden cemaatimize ikram için gönüllü sponsor oluyor. Her geçen hafta katılımın arttığı derslerden sonra çiğ köfte, maklube gibi ikram-larla cemaatimiz arasındaki birlik ve beraberlik duygularını da pekiştirmeye çalışıyoruz.” dedi.

D’argentan Fransız-Türk Kültür Derneği Başkanı Ahmet Gündüz yapılan bu faaliyetle-rin Argentan’a daha güzel sosyal yaşam ortamı oluşturduğunu ifade etti.

“Argentan’ın kültürel yaşamına katkıda bu-lunmaya çalışıyoruz.” diyen Gündüz, belediye ve diğer sosyal dernek ve kurumlarla ortak çalışma-lara imza attıklarını belirtti. yasİn yılDız, arGENTaN

Argentan’da maklube’ye yoğun ilgi

İsMaİl ÇıtaK LYON

-Uluslararası yardım çalışmaları ile adından sıkça söz ettiren Motif İnsani Yardım Derneği, yeni bir

sağlık ekibi kuracak. Fransa’da yaşayan Türk toplumunun yardım-

larını dünyanın farklı coğrafyalarına ulaştıran der-neğin son Afrika ziyaretine 4 kişilik bir sağlık ekibi eşlik etti. Benin ve Moritanya’ya yaptığı ziyaretlere iki hemşirenin yanı sıra bir uzman psikiyatrist ve bir de aile doktoru eşlik etti.

Motif Genel Sekreteri Yüksel Erdoğan, sağlık çalış-malarına daha fazla önem vereceklerini ve Fransa’da sağlık alanında eğitim gören öğrencilere burs vermeye başladıklarını söyledi. Derneğin kalıcı projeler yürüt-mek amacı ile en kısa sürede bir sağlık ekibi kuracağını kaydeden Erdoğan, bu alanda kendilerine destek ol-mak isteyen herkese kapılarının açık olduğunu belirtti.

Programa katılan doktorlardan Abderrahmane Bougherab söz konusu ziyarete katılmaktan ve orada yardıma muhtaç insanlara olabildiğince el uzatmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi.

Merkezi Lyon’da bulunan Motif İnsani Yardım Derneği, Türkiye’nin en önde gelen insani yardım derneklerinden Kimse Yok Mu Derneği’nin Fran-sa’daki resmi partneri olarak faaliyet gösteriyor.

-Fransa’nın kuzey bölgesindeki en büyük cami ve kültür mer-

kezi olma özelliği taşıyan projede sona gelindi. Roubaix Belediyesi, 5 bin metrekarelik bir alan üzerine yapılması planlanan projenin inşaat yapı iznini onayladı.

Projenin resmi imza törenine yoğun katılım oldu. Törene Rou-baix Belediye Başkanı Pierre Du-bois, Paris Büyükelçiliği Din Hiz-metleri Müşaviri Prof. Dr. İzzettin Er, Roubaix Cami Derneği Başkanı Nurettin Atalay, Roubaix Cami Komisyon Başkanı Dursun Çoban, dernek temsilcileri İbrahim Alcı ve Doğan Kaçmaz katıldı.

Roubaix Belediye Başkanı Pi-erre Dubois, hem şehrin vitrini olacak kalıcı bir esere imza atacak olmaktan hem de bölgede yaşayan Türklere verdiği sözü

yerine getirmiş olmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi.

Paris Büyükelçiliği Din Hizmet-leri Müşaviri Prof. Dr. İzzettin Er,

böylesine büyük bir projeye imza atan

Roubaix Türklerini takdir ettiğini belirtti.

Er, ayrıca cami mülki-yetlerinin DİTİB’e devre-

dilmesi ile ilgili açıklamalar-da bulundu.

Dernek temsilcisi İbrahim Alcı, büyük bir projeyi hayata geçir-

mek için herkesin yardımına ihtiyaç duyduklarını belirterek, yardımda bulunmak isteyenlerin ‘[email protected]’ e-mail adresinden kendilerine ulaşabileceklerini belirtti.

Roubaix büyük projesi çalış-maları yaklaşık 3 yıldır devam edi-yordu. Projenin yapı izni 27 Aralık 2012 tarihinde alındı.

Roubaix Türkleri, bu mutlu günde bölge halkı tarafından çok sevilen Din Görevlisi Veli Aba’nı görev yerinin değiştirileceği habe-rine çok üzüldü.

Motif İnsani yardım Derneği sağlık ekibi Kuracak

TOPLUM12

Motif İnsani yardım Derneği

Motif Derneği sağlık ekibinde görev

yapan hemşireler hacer sert ve

Faslı himen adli, Benin’de yardıma

muhtaçların yaralarını sardı.

roubaİX beleDİyesİ, 2009 yılınDan bu yana ÇalışMaları DeVaM eDen Ve bölgenİn en büyüK CaMİsİ olMa özellİğİ taşıyan proJeyİ onaylaDı.

Roubaix’nin tarihi projesi hazırroubaix’de yaşayan türkler ve diğer ülke vatandaşlarından oluşan Müslümanlar, bölgenin en büyük camisine kavuşuyor. Belediyenin izin verdiği ve 2009 yılından bu yana çalış-maları devam eden projenin resmi imza töreni yapıldı. Dernek temsilcisi ibrahim alcı, projenin hayata geçirilmesi için yardım severlerin desteğine ihtiyaç olduğunu söyledi.

erre Dubois, hem şehrin vitrini olacak kalıcı bir esere imza atacak olmaktan hem de bölgede yaşayan Türklere verdiği sözü

mutlu olduğunu söyledi.Paris Büyükelçiliği Din Hizmet-

leri Müşaviri Prof. Dr. İzzettin Er,

takdir ettiğini belirtti. Er, ayrıca cami mülki-

yetlerinin DİTİB’e devre-dilmesi ile ilgili açıklamalar-

da bulundu.Dernek temsilcisi İbrahim

Alcı, büyük bir projeyi hayata geçir-

roubaİX beleDİyesİ, 2009 yılınDan bu yana ÇalışMaları DeVaM eDen Ve bölgenİn en büyüK CaMİsİ olMa özellİğİ taşıyan proJeyİ onaylaDı.

roubaix bele-diye başkanı

pierre Dubois, Cami Komis-yon başkanı

Dursun Çoban, , İbrahim alcı ve Doğan Kaçmaz

ve Din Görevlisi Veli aba, imza

töreninden sonra cami

lokalinde sohbet etti.

Page 13: Zaman France N°246 - TR
Page 14: Zaman France N°246 - TR

TOPLUM14 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

-Gazetenin Rhone Alpes Tem-silciliği tarafından, Rhone

Alpes bölgesinin birbirinden farklı yerleşim birimlerinde gerçekleştiri-len seminerlerde gazetenin 2012 yı-lında yayınlamış olduğu haberlerin kamuoyu üzerindeki etkisi gazete okurları ile paylaşılıyor.

Zaman France Rhone-Alpes Temsilcisi ve Lyon Muhabiri İs-mail Çıtak tarafından verilen “Ya gazeteniz Zaman France olma-saydı” konu başlıklı seminerlerde Zaman’da yayınlanan ve kamuoyu üzerinde etki uyandıran haberlerin arka planı okurlara sunuluyor.

Hem gazetenin kendi okurla-rından hem de okurların gazeteden beklentilerinin karşılıklı olarak dile getirildiği seminerlerde Fransa’da yaşayan Türk toplumunun ilk ve tek gazetesi olan Zaman France’ın

üstlendiği misyon ve sahip olduğu vizyon anlatılıyor.

neDen zaMan FranCe’a İhtİyaÇ VarTürk toplumunun Fransa’da doğ-rudan ve dolaylı olarak ilgilendiren meseleler karşısında doğru bir şekil-de ifade edebileceği en etkili alanla-rın başında medyanın bulunduğuna dikkat çekilen seminerde, okurlardan gazetenin daha geniş kesimlere ulaş-tırılması talep ediliyor. Yazılı ve gör-sel basının dünya üzerinde etkisinin her geçen gün daha çok arttığına dik-kat çekilen seminerlerde, Fransa’da yaşayan Türk toplumunun neden Zaman France gibi bir gazeteye ihti-yacının olduğu dünya ve Türkiye’den örneklerle anlatılıyor.

Şimdiye kadar Annecy, Anne-masse, Oyonnax , Lyon, Saint Cla-ude, Villefranche ve Les Arbets’de

gerçekleştirilen seminerlerde yüz-lerce okur ile bir araya gelindi.

oKurlar, haberCİlİğİ öğrenİyorLes Abrets’de gerçekleştirilen se-minere katılan okurlardan Mehmet Demir, söz konusu seminerin kendisi için çok faydalı olduğunu söyledi. Za-man France’da yayınlanan bir haberin nasıl hazırlandığını ve hangi koşular-da yayımlandığını bu seminer vesilesi ile öğrendiğini dile getiren Demir, okurları bilgilendirmeye yönelik bu tarz programların daha sık gerçekleş-tirilmesi gerektiğini kaydetti.

Zaman France Rhone Alpes Temsilcisi İsmail Çıtak, gerçekleşti-rilen seminerlerle ilgili olarak şunları söyledi: Görev yaptığımız bölgede bulunan okurlarımızla bu seminer-ler vesilesi ile bir araya geliyoruz. Gazete ve okurlar arasındaki sınır-

ları ortadan kaldıran bu seminerler-de gazetemizi daha büyük kitlelere ulaştırmayı amaçlıyoruz.

“oKurlarıMızla Dertleşİyoruz”Bu seminerler gazetemiz ile okur-larımızın dertleşmesini sağlıyor. Okurlarımıza daha kaliteli bir gazete sunmak istiyoruz. Bunun için de on-ların gazetemizle ilgili düşüncelerini dinliyoruz. Okurlarımızın görüşleri bizim için çok değerli.

Fransa’da yaşayan Türk toplu-munun gün geçtikçe Zaman France gibi toplumun tüm kesimlerini ku-caklayan bir gazeteye olan ihtiyacı-nın arttığına dikkat çeken Gazeteci Çıtak, Zaman France dostlarından gönüllülerinden gazetenin 2013 yılı abonelik kampanyasına yıllardır ol-duğu gibi yine sahip çıkmalarını ta-lep ettiklerini söyledi.

Gazete ile okur arasındaki sınırlar Zaman France ile kalkıyorzaman France 2013 abone Kampanyası, Fransa’nın farklı şehirlerinde dü-zenlenen etkinliklerle devam ediyor. rhone-

alpes temsilciliğinin annecy, annemasse,

Oyonnax , Lyon, saint Claude, Villefranche ve Les arbets’de düzenle-

diği seminerlerde gaze-teciler, Zaman gönüllü-

leriyle bir araya geldi.

Page 15: Zaman France N°246 - TR

TOPLUM15 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

www.akead.com

- 50%sur la 2ème

1 borne de contrôle deprix achetée

* Voi

r con

ditio

ns c

hez

nos

reve

ndeu

rs

* Offre exceptionnelle valable jusqu’au 31/01/2013

M.FATİH KILIÇ

Zaman Fransa’nın geçen haftaki manşetin-de Fransa Türkiye ilişkilerinde 2012 yılı de-ğerlendirmeleri vardı. Alt başlıkta “2012 yılı Fransalı Türklerin yılı oldu” yazıyordu.

Avrupa’ya geldiğim günden beri birçok insanın yakındığı ve konuşmasının sonun-da tamamlayıcı olarak kullandığı soruydu “Ne olacak bu milletin hali?” sorusu.

İnsanımız ara ara içine düştüğü karam-sar durumdan çıkış yolları bulamıyor ve geleceği ile alakalı negatif öngörülerde bu-lunuyordu.

Şimdilerde bu durum eğitim gönüllüsü bir avuç insanın ümitle, azimle ve gayretle gerçekleştirdiği projeler vesilesiyle yerini ümitli söylemlere bırakıyor.

“Bu milletten adam olmaz!” diyenlerin kulakları çınlasın.

Bu vesileyle Zaman Fransa’nın yayın ekibini tebrik etmek lazım. Habere ve ha-berciliğe yaklaşımları, yayın politikaları, editörüyle, yazarıyla, dizgisiyle bütün ça-lışanlarının bu pozitif, ümit ve şevk veren yaklaşımları takdire şayan.

zaMan Fransa abone KaMpanyası üzerİneZaman’ın abone kampanyası için gittiğim her yerde gönüllü Zaman dostlarının gay-retleri, bu gazetenin bir kaç yıl içinde Fransa ulusal medyası arasında önemli bir yere sa-hip olacağı kanaatini uyandırdı bende.

Fransa’nın Centre bölgesi bu husus-ta hedefl eri altüst edeceğe benziyor. Diğer bölgelere örnek olacak çalışmalar yapan Centre bölgesi zaman temsilciliği, “Her eve ve herkese Zaman lazım” sloganıyla yollara düşmüş.

Orleans’ta her üç evden biri Zaman Fransa’ya abone olunca hedefi büyütüp her ilimizde böyle olmalı anlayışı hakim olmuş.

Çevre illerde iki hane Türk’ün yaşadığı köylere ilçelere kadar gidiyorlar. Posta kodu çalışması yapmış ve nerelerde kaç hane Türk varsa gidip gazetenin, medyanın Fran-sa Türkleri için ne kadar önemli olduğunu anlatıyorlar.

Özellikle Centre bölgesinde bir belde-miz var ki bahsetmeden geçemeyeceğim. Gelecekte kendilerinden hayırla yad edile-cek güzel işler yapan Murat, Ümit, Ahmet, Mustafa, Celal, Mehmet, Ethem beylerin ve arkadaşlarının yaşadığı bu güzel beldenin adı Montargis. Bu yazıyı okuyanların bu sa-mimi ve gayretli insanlara dualarını esirge-meyeceğini umuyorum.

Bu arada Blois, Tours, Romorantin, Vi-erzon, Bourges, Sully ve daha ismini saya-madığım bir çok şehirde ciddi bir hareket-lilik var. Özellikle Sully ve oradaki Zaman Gönüllülerinden Fırat, Kenan, Erkan ve Mehmet beyleri koydukları hedef itibariyle tebrik etmek lazım.

Centre bölgesinin hemen yanında yer alan Sens bölgesinde ise ümitle ve azim-le gerilmiş, Ahmet, Cafer, Yusuf, Hüseyin, Osman, Mehmet, Süleyman, Zeki, Keyfo beylerin ve Umut beyin şevkle bahsettiği Montreuil ve Nogent’deki gönüllüleri unut-mamak lazım.

2013 yılının milletimize ve insanlığa ha-yırlar getirmesi temennisiyle, daha çok abo-neyle iyi seneler efendim. [email protected]

ne olacak bumilletin hali!

Fatİh KaraKaya sTrasBOUrG

-Murat Balta ve Murat Güldal adlı iki Türk genç girişimci tarafından kurulan

bilişim sektöründe faaliyet gösteren SEVI-LOG, geçtiğimiz günlerde 10. yılını kutladı.

Her türlü mağaza ve şirketlere kasa sistemleri ve faturalama programları sunan SEVILOG, 5 dilde ve 7 ülkede hizmet veri-yor. Almanya, Hollanda, Belçika gibi Avru-pa ülkeleri yanı sıra Cezayir ve Tunus’da da bayiler açan SEVILOG, AKEAD markası ile sunduğu çözümler sayesinde iş adamları-nın da hayatını kolaylaştırıyor.

önCelİğİMİz Kalİtelİ hİzMetSEVILOG şirketinin sahiplerinden Murat Güldal yaptığı açıklamada önceliklerinin

kaliteli hizmet olduğunu kaydederek “Diğer şirketlerden farkımız müşteriyi yalnız bırakmamak. Mümkün olduğu kadar müşterimizin taleplerini yerine

getirmeye çalışıyoruz. Hatta bir seferinde bir müşterimiz ertesi gün mağazasını açılışı vardı, bir konuyu görüşmek için gece saat 3’te aradı.” dedi.

bilişim sektörü seVılog’a emanet

strasbourg bürosunda 6, türkiye’de 4 elemanla hizmet veren seVılog, bayilik sistemini geliştirmek istiyor.

Page 16: Zaman France N°246 - TR

DIS HABERLER16 -4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

-Hollanda menşeli Randstad, kendilerinden işçi talep eder-

ken ayrımcılık yapan 8 şirketle tüm bağlarını kopardığını ve bundan sonra ortak çalışmalarda bulunma-yacaklarını açıkladı.

Randstad sorumlularından Jan Denys yaptığı açıklamalarda son 2 yıl içerisinde çalışan talep ederken ayrımcı isteklerde bulunan 8 şirketle tüm bağlarını kestiklerini aktarır-

ken, “Bu şirketleri bu konularda de-falarca uyardık ancak halen bu tarz taleplerde bulunmaya devam ettik-lerinden dolayı ilişkimizi kesmek zorunda kaldık.” dedi.

Yapılan açıklamalarda Rand-stad’ın ana merkezinin bu şirketler-le ilişkileri kestiği ve son 2 yılda bu şirketlerle ilgili toplam 229 ayrımcı-lıktan dolayı açılan dosyanın olduğu da bildirildi.

randstad, ayrımcılık yapan 8 şirketle ilişkisini kesti

İş ve İşçi bulma kurumların-dan biri olan

randstad, işçi talebinde

bulunurken ay-rımcılık yapan 8 şirketle iliş-

kisini kestiğini duyurdu.

salİh KaraCa BrÜKsEL

-14 Ekim yerel seçimleri sonrasında birkaç be-lediye dışında bütün belediye yönetimleri belli

olurken, Belçika genelinde toplam 22 Türk asıllı aday Belediye Başkan Yardımcısı olmayı başardı.

Belçika genelindeki 589 belediyede toplam 367 Türk asıllı adaydan, seçilerek meclise girme-yi başaranların sayısı 110. Flaman bölgesinde 224 adaydan 49’u, Valon bölgesinde 70 adaydan 29’u ve Brüksel’de 73 adaydan 32’si meclise girmeyi başardı.

Brüksel’deki adayların neredeyse yarısı seçilmeyi başardı. Belediye Meclislerine girmeyi başaran 110 siyasiden 22’si de Belediye Başkan Yardımcısı oldu.

Bölgelere göre dağılımda ise en başarılı bölge Flaman bölgesi oldu. Flaman belediyelerinde top-lam 12 Türk asıllı siyasi Belediye Başkan Yardımcısı olurken, Brüksel’de 5, Valom bölgesinde de 5 kişi Belediye Başkan Yardımcısı olmayı başardı.

Saint-Josse Belediyeleri Türkiye kökenlilerin en fazla belediye başarılı olduğu belediye oldu.

Derneğimiz gönüllülerinden Servet Uysun’un yeğeni

Furkan Akçimen’in gecirdiği elim bir kaza sonucu vefat ettiğini

teessürle öğrenmiş bulunmaktayız.

Merhuma Cenab-ı Allah’tan rahmet, başta babası Yusuf Akçimen, annesi Emine Akçimen, abisi Mustafa Akçimen ve eniştesi Servet Uysun olmak üzere tüm yakınlarına ve arkadaşlarına

Cenab-ı Allah’tan sabr-ı cemil niyaz ederiz.

MotİF İnsani yardımyönetim Kurulu - lyon

T a z i y e

Türk adaylar, 22 Belediye Başkan Yardımcısı çıkardı

emir Kır, belçika’daki seçilen ilk türk asıllı belediye başkanı olmayı başarmıştı.

-Krizin de etkisiyle Avrupa'daki Türk gençlerinin yarıya yakını

işsiz ve 10 bin euroluk bedeli öde-yemeyecek durumda. Türk gençleri yurtdışındaki Türklerden sorumlu Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı'ndan bu isteklerine cevap bekliyor.

Yurtdışındaki askerlik yükümlüle-rinden biri olan Harun Sağlam, “10 bin Euro veremediğim için askerlik görevi-mi erteledim. Üç dört taksit halinde tek-rar 5 bin Euro yapılırsa belki bunu öde-yebiliriz. Çözüm olarak opsiyon modeli olabilirdi. Parası olan, askere gitmek is-temeyen 10 bin Euro ödesin, imkanı kı-sıtlı olanlar ise 5 bin Euro ödeyip, kısa dönem askerlik yapsın.” dedi.

“hüKüMetİn İnDİrİMe gİtMesİnİ beKlİyoruM”Hükümetin bir çözüm getirmemesi durumunda vatandaşlıktan çıkmak zorunda kalacaklarını belirten Sağ-lam, “Biz vatanımıza, milletimize faydalı olmak, para vermek isteriz. Bu uygulama bazı gençleri küstürür, ben sırf bu nedenle şimdiden Alman vatandaşlığına geçenleri biliyorum. Başbakanımızdan, hükümetimizden kolaylaştırıcı yöntemler getirmelerini

bekliyoruz.” diye konuştu. Askerlik yükümlüsü Murat Yıldırım ise, öğ-renci olduğu için askerliği şimdilik er-teletebildiğini belirterek, “5 bin Euro iken bedelli yapmayı düşünüyordum. Ama 10 bin Euro olduktan sonra fazla geliyor. Hükümetin indirime gitmesi-ni bekliyorum.” açıklamasını yaptı.

asKerlİK beDelİnİn ağırlığınDan alMan VatanDaşlığına geÇİyoruMAskerlik mükellefi Muhammed Bilik ise, “Gençler arasında işsizlik oranı çok yüksek. Ben kendim askerliği bugüne kadar erteledim. İki gün sonra vatan-daşlığa geçiş için Entegrasyon Sınavı'na gireceğim. Mecbur kaldığım için, as-

kerlikten dolayı Alman vatandaşlığına geçiyorum. Ben Türk vatandaşı kalmak isterdim.” şeklinde konuştu.

“opsİyonlu ÇözüM getİrİlebİlİr”Hollanda'da yaşayan vatandaşlardan Adnan Günel de benzer kaygıları dile getirerek, bedelin yüksekliğinden do-layı birçok gencin askere gitmeyerek, yaşadıkları ülkenin vatandaşlığını ter-cih edeceğini kaydetti. Almanya'dan başka bir askerlik yükümlüsü Mustafa Ayırtır da bazı gençlerin gönülleri razı olmadan Alman vatandaşlığına geç-tiğini, ödeme konusunda kendilerine birkaç opsiyonlu çözüm sunulmasını beklediklerini anlattı.

Avrupalı Türkler askerlik bedelinde indirim bekliyor

ekonomik krizle avrupa’da zor

günler geçiren Türkiye kökenli-ler, asker bedeli

olarak belirlenen 10 bin euroluk

miktarda indirim yapılmasını

umuyor.

bedelli askerliğin ikinci kez meclis gündemine gelmesiyle avrupalı Türkler de 10 bin euroluk askerlik bedelinde indirim veya kolaylık beklentisine girdi.

Page 17: Zaman France N°246 - TR

3.4.5 Mayis LYON EUREXPOKÜLTÜRÜMÜZLE, SANATIMIZLA, SANATKARIMIZLA, TEK YÜREK OLUP FESTICULTURDE BULUŞUYORUZ

ANADOLU MUTFAĞININ EŞSİZ LEZZETLERİ STAND SATIŞL ARI BAŞL AMIŞTIR

Tel : 06.99.70.79.79 [email protected]

Sponsor GOLD

ZENGİN ALIŞVERİŞ STANDLARI,

Page 18: Zaman France N°246 - TR

İkindi SohbetleriKürsü

B U S A Y F A M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E Y A Z I L A R I E S A S A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K T A D I R .

Vefalılar Cennetle müjdelenmiştir

Sahabe-i kiram arasında sadece on sahabiye “Cennet-

liksin” denmesi, ne yaparlarsa yapsınlar, hep istikameti takip ettiklerini vurgulamak içindir.

1

Cennetle müjdelenen bu on sahabi, hayatlarının sonuna kadar tuttukları zirveyi hep

korumuş ve dünya metaı karşısında hiç mi hiç eğilme-

mişlerdir.

2

Bu dava uğrunda hapse girenle-ri, çile çekenleri, sürgüne yolla-nanları, Allah unutmamıştır ve bizim de onları unutmamamızı

istemektedir.

3

-Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) tarafından Cennete girecekleri daha

hayatta iken kendilerine müjdelenen on sa-habiye “Aşere-i Mübeşşere” denilmektedir. Bu on sahabi; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Talha b. Ubeydullah, Hz. Zübeyr b. Avvam, Hz. Abdurrahman b. Avf, Hz. Sa’d b. Ebî Vakkas, Hz. Ebû Ubeyde b. Cerrah ve Hz. Said b. Zeyd’dir (radıyallâhu anhüm ecmain).

Şunu belirtmekte yarar var: Sahabe-i ki-ram arasında sadece bu on sahabiye “Cen-netliksin” denmesi, ne yaparlarsa yapsınlar, hep istikameti takip ettiklerini vurgulamak içindir. Bu, önemli bir husustur. Esasen bütün mü’minler, Cennete gireceklerdir ama yuka-rıda bahsini ettiğimiz on sahabiye, “Cennet-liksin” denmesi, onlara özel bir iltifat ve değer ifade etmektedir. Bu durum, diğer sahabiler için, hususî mahiyette değil de mutlak olarak zikredilmiştir.

ZOR ZAMANDA SAHİP ÇIKANLAREvvelâ herkes, Efendimiz’e sırtını döndüğü günlerde onlar, Allah Resûlü’ne ve Kur’ân’a sahip çıkmışlardır. Gökte, yalancı bir şimşe-ğin dahi çakmadığı, ümit verebilecek hiçbir

sebep ve fak-törün ortada bulunmadığı, inen ayetle-rin sayısı beş

veya altıya var-madığı bir zorlu

dönemde bu bü-yük hakikate sahip

çıkmak yüksek bir payedir. İlk Müslü-manlardan Hz. Ebû Bekir’in gayretle-riyle Hz. Osman, Said b. Zeyd ve arkasından Sa’d b. Ebî Vakkas İslâm dairesine girmiş-

lerdir. Hz. Ali, Ebû Ubeyde b. Cerrah ve Sa’d b. Ebî Vakkas da Allah Resûlü’nün yanında yer alan ilklerdendir. Öyle ki, Hz. Sa’d b. Ebî Vakkas, daha on sekiz yaşlarındayken henüz gözüne günah girmeden annesinin bütün ısrarlarına rağmen, hatta “Ölsen bile anne, ben, gönül verdiğim o hakikatten dönme-yeceğim!” diyecek kadar civanmert bir zattır. Hz. Ebû Bekir, o dönemin zorluğunu şu ifa-delerle anlatmaktadır: “Ölümü göze alma-dan dışarıya çıkmaya cesaret edemezdik! Ve bir yere girmeye de…”

İkinci olarak, bu sahabiler, hangi perde-den işin içine girmişlerse, bitirirken de aynı seviyede bitirmişlerdir. Yani duygu ve düşün-celerinde zerre kadar sapma göstermemiş ve olabildiğine civanmert bir şekilde hep Allah Resûlü’nün yanında kalabilmişlerdir.

Ufukların olabildiğine karanlık olduğu, kurtuluş adına hiçbir ümit emaresinin bu-lunmadığı bir dönemde onlar, asla ümit-sizliğe düşmemişlerdir. Gün olmuştur ki, vatanlarından, çoluk çocuklarından ayrılıp hicret etmeleri istenmiş, onlar tereddüt etmeden bu emri de yerine getirmişlerdir. Yine onlar Medine’ye geldiklerinde, “Biz önce Müslüman olduk. Medineli kardeş-lerimize karşı bir üstünlüğümüz vardır.” iddiasına kalkışmamışlar ve mahviyetle de-rinliklerine derinlik katmışlardır.

Evet, Aşere-i Mübeşşere’nin o devirde de kıymetlerini ve kadirşinaslıklarını koru-duklarını görüyoruz. Onlar, hayatlarının so-nuna kadar tuttukları zirveyi hep korumuş ve dünya metaı karşısında hiç mi hiç eğilme-mişlerdir. Ticareti çok iyi bilen bu insanlar, gün gelmiş ticaret sayesinde Medine’nin en zenginleri hâline gelmişlerdir; ancak dünya karşısında asla serfüru etmemiş ve onlar her zaman safvet ve sadeliklerini korumuş-lardır. Yerinde Hz. Osman beş yüz deveyi yükü ile beraber hibe etmesini bilmiş, Hz. Abdurrahman b. Avf ise, varlığı ne kadarsa, hepsini Allah yolunda infak etmesini bilmiş ve hep birer örnek teşkil etmişlerdir.

ÖNDEKİLERE VEFABurada şunu da ifade etmekte fayda var: Her hizmette ilk defa bayrağı çeken ve doğrulup ruhunun ilhamlarını her tarafa haykıran in-sanlar, hiçbir zaman unutulmamalıdır ve za-ten unutulmamıştır da. Bu husus, günümüz için de aynıyla geçerlidir. İman ve Kur’ân da-vasına hizmet eden ve bu işin bayraktarlığını yapan insanlar ciddî sıkıntılar yaşamışlar ve işin bugünlere gelmesine vesile olmuşlardır. Bu insanlar sayesinde her şeyin düzlüğe çıktı-ğını duyuyor ve biz biraz daha rahat ediyoruz. İnşâallah bizden sonra gelecekler, daha da rahat edecek ve belki de bizi hayırla anacak-lardır.

Evet, arkadan gelenler, önlerinde onlara çığır açan ve onlar için bu şehrâhı hazırla-yan insanları daima hayırla yâd edeceklerdir ki, bu aynı zamanda Kur’ân’ın öğrettiği bir edeptir. Nitekim “Onlardan sonra gelenler (başta muhacirler olarak, kıyamete kadar ge-lecek mü’minler): ‘Ey kerim Rabb’imiz, derler, bizi ve bizden önceki mü’min kardeşlerimizi affeyle! İçimizde mü’minlere karşı hiçbir kin bırakma! Duamızı kabul buyur yâ Rabbenâ, çünkü Sen Raûfsun, Rahîmsin! (şefkat ve ihsanın son derece fazladır).” (Haşir, 59/10) âyet-i kerimesi bu hakikati dile getirmektedir.

Biz burada, Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hayatıyla alâkalı, Kur’ân’ın yardı-mıyla tavzih edilip aydınlığa kavuşturulan bir mevzu üzerinde durmaya çalıştık. Her iman ve Kur’ân’a hizmet hareketinde mutlak bir öncü grup olmuştur. Bunlar, o muallâ ve mu-kadder mevkilerini daima zihinlerimizde ve gönüllerimizde korumalıdırlar.

Bu dava uğrunda hapse girenleri, çile çekenleri, köy köy, kasaba kasaba sürgüne yollananları, mahbeslerde kendilerine yer hazırlananları Allah unutmamıştır ve bizim de onları unutmamamızı istemektedir. On-ları daima, kadirşinaslık içinde hayırla anmak bizim için bir vecibedir. Rabb’imizden niyaz edelim, bize iyi eserler bıraktırsın ve bizden sonrakiler de bizi hayırla yâd etsinler…

İkindi SohbetleriKürsüKürsüKürsü

B U S A Y F A M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E Y A Z I L A R I E S A S A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K T A D I R .

Vefalılar Cennetle İkindi Sohbetleri

Vefalılar Cennetle İkindi Sohbetleri

müjdelenmiştirSahabe-i kiram arasında

sadece on sahabiye “Cennet-liksin” denmesi, ne yaparlarsa yapsınlar, hep istikameti takip ettiklerini vurgulamak içindir.

1

Cennetle müjdelenen bu on sahabi, hayatlarının sonuna kadar tuttukları zirveyi hep

korumuş ve dünya metaı karşısında hiç mi hiç eğilme-

mişlerdir.

2

Bu dava uğrunda hapse girenle-ri, çile çekenleri, sürgüne yolla-nanları, Allah unutmamıştır ve bizim de onları unutmamamızı

istemektedir.

3

-Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) tarafından Cennete girecekleri daha

hayatta iken kendilerine müjdelenen on sa-habiye “Aşere-i Mübeşşere” denilmektedir. Bu on sahabi; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Talha b. Ubeydullah, Hz. Zübeyr b. Avvam, Hz. Abdurrahman b. Avf, Hz. Sa’d b. Ebî Vakkas, Hz. Ebû Ubeyde b. Cerrah ve Hz. Said b. Zeyd’dir (radıyallâhu anhüm ecmain).

Şunu belirtmekte yarar var: Sahabe-i ki-ram arasında sadece bu on sahabiye “Cen-netliksin” denmesi, ne yaparlarsa yapsınlar, hep istikameti takip ettiklerini vurgulamak içindir. Bu, önemli bir husustur. Esasen bütün mü’minler, Cennete gireceklerdir ama yuka-rıda bahsini ettiğimiz on sahabiye, “Cennet-liksin” denmesi, onlara özel bir iltifat ve değer ifade etmektedir. Bu durum, diğer sahabiler için, hususî mahiyette değil de mutlak olarak zikredilmiştir.

ZOR ZAMANDA SAHİP ÇIKANLAREvvelâ herkes, Efendimiz’e sırtını döndüğü günlerde onlar, Allah Resûlü’ne ve Kur’ân’a sahip çıkmışlardır. Gökte, yalancı bir şimşe-ğin dahi çakmadığı, ümit verebilecek hiçbir

sebep ve fak-törün ortada bulunmadığı, inen ayetle-rin sayısı beş

veya altıya var-madığı bir zorlu

dönemde bu bü-yük hakikate sahip

çıkmak yüksek bir payedir. İlk Müslü-manlardan Hz. Ebû Bekir’in gayretle-riyle Hz. Osman, Said b. Zeyd ve arkasından Sa’d b. Ebî Vakkas İslâm dairesine girmiş-

lerdir. Hz. Ali, Ebû Ubeyde b. Cerrah ve Sa’d b. Ebî Vakkas da Allah Resûlü’nün yanında yer alan ilklerdendir. Öyle ki, Hz. Sa’d b. Ebî Vakkas, daha on sekiz yaşlarındayken henüz gözüne günah girmeden annesinin bütün ısrarlarına rağmen, hatta “Ölsen bile anne, ben, gönül verdiğim o hakikatten dönme-yeceğim!” diyecek kadar civanmert bir zattır. Hz. Ebû Bekir, o dönemin zorluğunu şu ifa-delerle anlatmaktadır: “Ölümü göze alma-dan dışarıya çıkmaya cesaret edemezdik! Ve bir yere girmeye de…”

İkinci olarak, bu sahabiler, hangi perde-den işin içine girmişlerse, bitirirken de aynı seviyede bitirmişlerdir. Yani duygu ve düşün-celerinde zerre kadar sapma göstermemiş ve olabildiğine civanmert bir şekilde hep Allah Resûlü’nün yanında kalabilmişlerdir.

Ufukların olabildiğine karanlık olduğu, kurtuluş adına hiçbir ümit emaresinin bu-lunmadığı bir dönemde onlar, asla ümit-sizliğe düşmemişlerdir. Gün olmuştur ki, vatanlarından, çoluk çocuklarından ayrılıp hicret etmeleri istenmiş, onlar tereddüt etmeden bu emri de yerine getirmişlerdir. Yine onlar Medine’ye geldiklerinde, “Biz önce Müslüman olduk. Medineli kardeş-lerimize karşı bir üstünlüğümüz vardır.” iddiasına kalkışmamışlar ve mahviyetle de-rinliklerine derinlik katmışlardır.

Evet, Aşere-i Mübeşşere’nin o devirde de kıymetlerini ve kadirşinaslıklarını koru-duklarını görüyoruz. Onlar, hayatlarının so-nuna kadar tuttukları zirveyi hep korumuş ve dünya metaı karşısında hiç mi hiç eğilme-mişlerdir. Ticareti çok iyi bilen bu insanlar, gün gelmiş ticaret sayesinde Medine’nin en zenginleri hâline gelmişlerdir; ancak dünya karşısında asla serfüru etmemiş ve onlar her zaman safvet ve sadeliklerini korumuş-lardır. Yerinde Hz. Osman beş yüz deveyi yükü ile beraber hibe etmesini bilmiş, Hz. Abdurrahman b. Avf ise, varlığı ne kadarsa, hepsini Allah yolunda infak etmesini bilmiş ve hep birer örnek teşkil etmişlerdir.

ÖNDEKİLERE VEFABurada şunu da ifade etmekte fayda var: Her hizmette ilk defa bayrağı çeken ve doğrulup ruhunun ilhamlarını her tarafa haykıran in-sanlar, hiçbir zaman unutulmamalıdır ve za-ten unutulmamıştır da. Bu husus, günümüz için de aynıyla geçerlidir. İman ve Kur’ân da-vasına hizmet eden ve bu işin bayraktarlığını yapan insanlar ciddî sıkıntılar yaşamışlar ve işin bugünlere gelmesine vesile olmuşlardır. Bu insanlar sayesinde her şeyin düzlüğe çıktı-ğını duyuyor ve biz biraz daha rahat ediyoruz. İnşâallah bizden sonra gelecekler, daha da rahat edecek ve belki de bizi hayırla anacak-lardır.

Evet, arkadan gelenler, önlerinde onlara çığır açan ve onlar için bu şehrâhı hazırla-yan insanları daima hayırla yâd edeceklerdir ki, bu aynı zamanda Kur’ân’ın öğrettiği bir edeptir. Nitekim “Onlardan sonra gelenler (başta muhacirler olarak, kıyamete kadar ge-lecek mü’minler): ‘Ey kerim Rabb’imiz, derler, bizi ve bizden önceki mü’min kardeşlerimizi affeyle! İçimizde mü’minlere karşı hiçbir kin bırakma! Duamızı kabul buyur yâ Rabbenâ, çünkü Sen Raûfsun, Rahîmsin! (şefkat ve ihsanın son derece fazladır).” (Haşir, 59/10) âyet-i kerimesi bu hakikati dile getirmektedir.

Biz burada, Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hayatıyla alâkalı, Kur’ân’ın yardı-mıyla tavzih edilip aydınlığa kavuşturulan bir mevzu üzerinde durmaya çalıştık. Her iman ve Kur’ân’a hizmet hareketinde mutlak bir öncü grup olmuştur. Bunlar, o muallâ ve mu-kadder mevkilerini daima zihinlerimizde ve gönüllerimizde korumalıdırlar.

Bu dava uğrunda hapse girenleri, çile çekenleri, köy köy, kasaba kasaba sürgüne yollananları, mahbeslerde kendilerine yer hazırlananları Allah unutmamıştır ve bizim de onları unutmamamızı istemektedir. On-ları daima, kadirşinaslık içinde hayırla anmak bizim için bir vecibedir. Rabb’imizden niyaz edelim, bize iyi eserler bıraktırsın ve bizden sonrakiler de bizi hayırla yâd etsinler…

Page 19: Zaman France N°246 - TR

Dinî konular hafife alınmaz

Ey zikrinden aciz olduğumuz biricik Mezkûr ve şükrüne takat getiremediğimiz yegâne Meşkûr! Bize Sen’i anma hususunda bir an bile fütur getirmeyecek diller, muradını anlamaya muktedir

gönüller, sağanak sağanak gönderdiğin nimetlerine karşı hamd ve şükür duygusuyla gerilmiş zihinler ver.. sinelerimizi ilmine muva-fık bilgi ve hikmet damlacıklarıyla doldur.. günahlarımızı yarlığa.. {

haftanın Duasıİnsanın, muttasıf olmadığı hâlde ‘azamet’ ve ‘kibir’ gibi vasıflara sahip çıkıp, bunlarla diğer insanlara karşı üstünlük taslaması, onun ruh dünyası adına ciddi bir hastalık emaresidir. Böylesi in-sanlar, her ne kadar akıllı görünseler de, ben onların psikolojik bir hastalık içinde olduklarına inanıyor ve mutlaka tedavi olmaları gerektiğini düşünüyorum.{Sözün Özü

Kan-ter içinde yaşadın kan-terdi pazarın;Yoktu hiç vefâdârın...

Sînelere çarpıp geçiyordu âh u zârın..Ateşten o efk ârın...

Mağmalar gibiydin yalnız kaldığın günlerde;Âlâmın perde perde..

Hasretle geçip gitt i hicrân dolu her anın;Nett i gâyet kararın:

Hep diyordun nur zulmetleri boğuncaya dek,Bu ızdırap sürecek..!

Aşk rehberin olmuştu, mefk ûren de dildârın;İçtendi ah u zârın.

İnleyip dolaştın çöllerde; çöldü her yöre:Ova, oba, dağ, dere..

Bahar müjdelemiştin, tüllenmeden baharın,Masmavi gülizarın.

Göçüp gitt in bir gece tan yeri ağarırken..Tam horozlar öterken...

Hep anıp durmuştun, erdin vuslatına Yâr’ın..Ve gönüller mezarın...

M. Fethullah Gülen

his düny

ası

Büyük Çilekeş

Fasıld

an Fasıl

a-İslâm’ın herhangi bir emrini yapmamak küfür değildir ama en küçük bir emri dahi

olsa onu dahi hafi fe almak küfürdür. Âyeti ve âyetin hükmünü inkâr eden kâfi r olur.

Hadisin mütevatirini inkâr mevzuunda ise ulema, “fîhi nazar” demişlerdir. Kuvvetli bir ih-timal ile mütevatiren ifade edilen hadisteki bir hakikati inkâr eden veya hafi fe alan kimse de kâfi r olur. Kaldı ki elfâz-ı küfrü anlatanlardan İmam Birgivî’nin Tarikat-i Muhammediye adlı eserini Berîka ismiyle şerheden İmam Hâdimî, elfâz-ı küfrü saydığı yerde şöyle demektedir:

Efendimiz’den açık nassla gelen hususlar şöyle dursun, zayıf dahi olsa O’na nispet edi-len şeyi hafi fe alan kâfi r olur. Meselâ, “Efen-dimiz şundan hoşlanırdı.” Buna karşılık birisi, “O hoşlanırdı ama ben hoşlanmıyorum.” derse küfre düşer. Bir insan o tür bir şeyden hoşlan-mayabilir. Ancak burada mesele Efendimiz’e nispet edildiği için, bir kimsenin böyle bir tep-kisi, Allah Resûlü’nü hafi fe almayı işmam etti-

ğinden böyle bir tepki o kişiyi küfre götürür.Bir de doğrudan doğruya Efendimiz’in eliy-

le tahkim edilmiş bir mevzuda, “Hayır, bu öyle değil de böyle olmalı!” diyen kimse de küfre düşer. Ne var ki bu mevzular fazla kurcala-narak insanlar küfre zorlanmamalıdır. –Allah muhafaza buyursun!– şer’î kıstaslar olmadı-ğından çoğu kimse bu konuda küfre gidebilir. Her şeyden önce akidenin iyice güçlendirilmesi gerekir. Evet, insanlarda dini duygu ve düşün-ce öyle sağlam hâle gelmelidir ki, onlar dine ait herhangi bir meseleyi konuşurken başlarında kuş varmış gibi konuşmalı, onu uçurup kaçırı-rım diye ödleri kopmalıdır.

Evet, insanları bu hâle getirmek gerekir. La-ubali bir insanla, dinin teferruatına ait meseleler konuşulmaz. Böyle bir kişi meseleyi keser atar ve dalâlete düşer. Zira böyle bir insanın derdi daha büyüktür; büyüğü bırakıp daha alttaki ko-nularda münakaşa ve tartışma, maksadın ak-siyle sonuçlanır.

Dinî konular hafife alınmaz

Ey zikrinden aciz olduğumuz biricik Mezkûr ve şükrüne takat getiremediğimiz yegâne Meşkûr! Bize Sen’i anma hususunda bir an bile fütur getirmeyecek diller, muradını anlamaya muktedir

gönüller, sağanak sağanak gönderdiğin nimetlerine karşı hamd ve şükür duygusuyla gerilmiş zihinler ver.. sinelerimizi ilmine muva-fık bilgi ve hikmet damlacıklarıyla doldur.. günahlarımızı yarlığa.. {

haftanın DuasıEy zikrinden aciz olduğumuz biricik Mezkûr ve şükrüne takat

haftanın DuasıEy zikrinden aciz olduğumuz biricik Mezkûr ve şükrüne takat İnsanın, muttasıf olmadığı hâlde ‘azamet’ ve ‘kibir’ gibi vasıflara

sahip çıkıp, bunlarla diğer insanlara karşı üstünlük taslaması, onun ruh dünyası adına ciddi bir hastalık emaresidir. Böylesi in-sanlar, her ne kadar akıllı görünseler de, ben onların psikolojik bir hastalık içinde olduklarına inanıyor ve mutlaka tedavi olmaları gerektiğini düşünüyorum.{Sözün Özü

Kan-ter içinde yaşadın kan-terdi pazarın;Yoktu hiç vefâdârın...

Sînelere çarpıp geçiyordu âh u zârın..Ateşten o efk ârın...

Mağmalar gibiydin yalnız kaldığın günlerde;Âlâmın perde perde..

Mağmalar gibiydin yalnız kaldığın günlerde;Âlâmın perde perde..

Mağmalar gibiydin yalnız kaldığın günlerde;

Hasretle geçip gitt i hicrân dolu her anın;Nett i gâyet kararın:

Hep diyordun nur zulmetleri boğuncaya dek,Bu ızdırap sürecek..!

Aşk rehberin olmuştu, mefk ûren de dildârın;İçtendi ah u zârın.Aşk rehberin olmuştu, mefk ûren de dildârın;İçtendi ah u zârın.Aşk rehberin olmuştu, mefk ûren de dildârın;

İnleyip dolaştın çöllerde; çöldü her yöre:Ova, oba, dağ, dere..

Bahar müjdelemiştin, tüllenmeden baharın,Masmavi gülizarın.

Göçüp gitt in bir gece tan yeri ağarırken..Tam horozlar öterken...

Hep anıp durmuştun, erdin vuslatına Yâr’ın..Ve gönüller mezarın...

M. Fethullah Gülen

his düny

ası

Büyük Çilekeş

Fasıld

an Fasıl

a-İslâm’ın herhangi bir emrini yapmamak küfür değildir ama en küçük bir emri dahi

olsa onu dahi hafi fe almak küfürdür. Âyeti ve küfür değildir ama en küçük bir emri dahi

olsa onu dahi hafi fe almak küfürdür. Âyeti ve küfür değildir ama en küçük bir emri dahi

âyetin hükmünü inkâr eden kâfi r olur.Hadisin mütevatirini inkâr mevzuunda ise

ulema, “fîhi nazar” demişlerdir. Kuvvetli bir ih-timal ile mütevatiren ifade edilen hadisteki bir hakikati inkâr eden veya hafi fe alan kimse de kâfi r olur. Kaldı ki elfâz-ı küfrü anlatanlardan İmam Birgivî’nin Tarikat-i Muhammediye adlı eserini Berîka ismiyle şerheden İmam Hâdimî, elfâz-ı küfrü saydığı yerde şöyle demektedir:

Efendimiz’den açık nassla gelen hususlar şöyle dursun, zayıf dahi olsa O’na nispet edi-len şeyi hafi fe alan kâfi r olur. Meselâ, “Efen-dimiz şundan hoşlanırdı.” Buna karşılık birisi, “O hoşlanırdı ama ben hoşlanmıyorum.” derse küfre düşer. Bir insan o tür bir şeyden hoşlan-mayabilir. Ancak burada mesele Efendimiz’e nispet edildiği için, bir kimsenin böyle bir tep-kisi, Allah Resûlü’nü hafi fe almayı işmam etti-

ğinden böyle bir tepki o kişiyi küfre götürür.Bir de doğrudan doğruya Efendimiz’in eliy-

le tahkim edilmiş bir mevzuda, “Hayır, bu öyle değil de böyle olmalı!” diyen kimse de küfre düşer. Ne var ki bu mevzular fazla kurcala-narak insanlar küfre zorlanmamalıdır. –Allah muhafaza buyursun!– şer’î kıstaslar olmadı-ğından çoğu kimse bu konuda küfre gidebilir. Her şeyden önce akidenin iyice güçlendirilmesi gerekir. Evet, insanlarda dini duygu ve düşün-ce öyle sağlam hâle gelmelidir ki, onlar dine ait herhangi bir meseleyi konuşurken başlarında kuş varmış gibi konuşmalı, onu uçurup kaçırı-rım diye ödleri kopmalıdır.

Evet, insanları bu hâle getirmek gerekir. La-ubali bir insanla, dinin teferruatına ait meseleler konuşulmaz. Böyle bir kişi meseleyi keser atar ve dalâlete düşer. Zira böyle bir insanın derdi daha büyüktür; büyüğü bırakıp daha alttaki ko-nularda münakaşa ve tartışma, maksadın ak-siyle sonuçlanır.

Page 20: Zaman France N°246 - TR

AİLEM20 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

-Foxnews'te yer alan habere göre, Alberta Üniversitesi'nde

görevli araştırmacılar “Nurse's He-alth Study” isimli 30 yılı kapsayan bir araştırmayı analiz ettiler. Bu araştırmada 30 yaşın üzerinde 101 bin 18 kadın arasında sigara içme-nin ve sigaraya ara vermenin ani kalp ölümü riski üzerindeki etkileri inceleniyordu. Her yıl Amerika'da 300 bin ile 400 bin civarında kalp hastalığına bağlı ölüm yaşanıyor. Ani kalp ölümü kalp atışlarınızın aniden durması anlamına geliyor. Bu durumda birçok insan 1 saat içinde hayatını kaybediyor.

Araştırma süresi boyunca yani 30

yıl içinde 351 kadın ani kalp ölümü nedeniyle hayatını kaybetti. Katı-lımcılar kalp hastalığı, felç ve kanser açısından kontrol edildikten sonra çalışmanın yazarları sigara içen ka-dınları hiç sigara içmeyen kadınlarla karşılaştırdılar. Buna göre, sigara içen kadınların ani kalp ölümü açısından 2,5 kat daha fazla risk altında oldu-ğunu tespit ettiler. Daha önceden sigara içip şimdi bırakanların ise hiç içmeyen kadınlara göre neredeyse 2 kat risk altında olduğu belirlendi. Çalışmadaki kadınların yüzde 29'u aktif olarak sigara kullanıyor, 26,4'ü sigarayı bırakmış ve yüzde 44,5'i hiç sigara içmemişti. Çalışmanın başlan-

gıcında kadınların yaşları 30 ile 55 arasında değişiyordu.

Kadınların içtiği sigaranın sayısı ve sigara içilen sürenin uzunluğunun ani kalp ölümü riskiyle yakından il-gili olduğunu söyleyen araştırma-cılar, günde 1 ile 14 arasında sigara içen kadınların hiç sigara içmeyenle-re göre 2 kat; günde 25 ve daha fazla sayıda sigara içen kadınların ise 3 kattan daha fazla risk altında olduk-larını belirttiler. Ayrıca, sigara içilen her 5 yıl ani kalp hastalığından ölüm riskini yüzde 8 artırdığı belirlendi. Ancak sigarayı bırakan kadınlarda, bu riskin 20 yıl sonra hiç içmemiş biri düzeyine indiği tespit edildi.

Sigara içen kadınlarda

büyük tehlike!Bugüne kadar milyonlarca kişinin ölümüne sebep olan sigara kullanımı insanlarda kalp hastalığının yanı sıra akciğer ve diğer kanserlerin oluşma riskini artırıyor.

Yeni yapılan kapsamlı bir araştırmaya göre, kadınlar günde sade-ce bir tane sigara içseler bile ani kalp ölümü riski 2 kat artıyor.

-Globalleşen dünyada git-tikçe zorlaşan, stres verici

hayat koşullarına ayak uydur-makta yaşanan zorlukların panik bozuklukla ilişkilendi-rilebileceğini belirten Pskilo-log Hanım Demirbaş, “Panik Bozukluğun yaş sınırı yoktur. Her yaşta başlayabilir. Sağlık konusunda endişe, beklenti gerginliği, erken dönemde ya-şanan kayıplar, ayrılma kaygısı, çevre ve ya ebeveyn özellikle-ri, okul fobisi, kişilik özellikleri (örneğin özgüven eksikliği) 50 yaş altında olanlarda, kadınlar-da, evliliklerde, boşanmış ya da dullarda, ailesel yatkınlık kırsal bölgelere göre şehirde yaşam vs. gibi etkenler panik atak yö-nünden risk teşkil etmektedir.” diye konuştu.

Demirbaş, panik atakın halk

arasında böyle bilinmesine rağ-man asıl adının 'panik bozuk-luk' olduğunu belirterek şöyle konuştu: Bu hastalığın temel özelliği beklenmeyen yoğun kaygı nöbetleridir. Panik atak ani gelişir ve başlangıçta hızla artan yoğun kaygı, korku ve hu-zursuzluk duygusu oluşur. Bun-lar zaman zaman tekrarlar. İn-sanı dehşet içinde bırakır. İnsan hayatını dramatik olarak değiş-tirir. Panik atakla birlikte bazı ruhsal ve bedensel şikayetler ortaya çıkar. Genellikle 10 da-kika içinde en yüksek düzeyine ulaşır. Teşhis için kişinin en az iki kere bedensel belirtiler gös-teren beklenmedik panik atak geçirmiş olması gerekir. Panik atak grup halinde gerçekleşe-bilir ve geleceğe dair endişenin gelişmesi ile bağlantılıdır.

Her dört kişiden biri panik atak yaşıyor

Psikolog Demirbaş, her dört kişiden birinin panik atak yaşadığını söyledi.

-Sakarya Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Klinik Şefi Prof. Dr.

İbrahim Tekeoğlu, doğru beslenmenin ro-matizmalı hastaların birçoğunda iyileşmeye yardım edeceğini söylüyor.

Romatizmal hastalıklar, belirtileri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi ve-ren Prof. Tekeoğlu, “Doğru bir beslenme biçimi romatizmalı hastaların birçoğunda belirtilerin iyileşmesine yardım eder. Fazla kilolu hastalar, kilo vermeli. Fazla kilolar, zaten hasarlı olan ağırlık taşıyan eklemlere yani sırt, kalça, diz, bilek, dirseğe ekstra yük bindirir. Eklemlerin işleyiş biçimi nedeniyle, kilonun eklemler üzerine etkisi üç dört kat fazla olur. En küçük bir kilo kaybı bile ek-lemler üzerinde büyük fark gösterir.” şek-linde konuştu.

‘Doğru beslenme romatizmaya iyi geliyor’

Page 21: Zaman France N°246 - TR

AHMED ŞAHİN

Maneviyat büyükleri derler ki: -Ana baba ile mazlumun duasını almaya özel bir dikkat gösterin, bedduasına uğramaktan da yine özel bir dikkatle kaçının ve hatta korkun. Çünkü bu iki dua, yani ana baba ile mazlumun duası redde uğramaz. Hem de okun yaydan çıktığı gibi çıkar ağızdan, sapmadan, gecikmeden hede-fi ne ulaşır. Hadisler böyle tarif eder bu iki duayı.

Tarih kitapları, mazlumiyet ve mağduriyete maruz bırakılan insanların kırık gönülle yaptığı beddualarının hemen etkisini gösterdiğine ait ibretli örnekler vermekteler. Meşhur Horasan valisi Abdullah bin Tahir’in suçsuz bir adamı zindana attırdıktan sonra aldığı beddua da, bu ibretli örneklerin başında gelir. İsterseniz bu tarihi olayı okuyanlar arasına biz de girelim bugün. Bakalım bizde nasıl bir duygu meydana getirecek, mazlumun namazdan sonra kırık gönülle yaptığı bedduasının anında valiyi yatağında uyuyamaz hale getirme etkisi?

Abbasi Halifesi Me’mun zamanında (H.198-218) Horasan valisi olan Abdullah bin Tahir, aslında muhterem ve mübarek bir idareci olarak hizmetler görmüş olmasına rağmen bazen öfkesine mağlup olur, zulümlü emirler de verirmiş. Nitekim bir gece şehirde şikâyetlere sebep olan bazı başıboş kimseleri toparlayıp valinin huzuruna çıkarmak üzere önlerine katarak götüren görevliler, bir ara önlerindeki bir suçlunun sokaklardan birine dalarak kaçtığını görürler. Peşine düşen bekçiler sokakta yürüyüp giden Hiratlı masum bir demirciyi de, kaçan suçlu zan-nederek yakalayıp suçlular arasında valinin huzuruna çıkarırlar. Geceleri halkı rahatsız eden bu suçlulara olan kızgınlığı sebe-biyle ayırım yapmadan, sorma gereği duymadan emir veren vali Abdullah bin Tahir:

- Atın bu edepsizleri zindana! der. Akılları başlarına ge-linceye kadar kalsınlar orada!

Böylece çoluk çocuk rızkı için çalışmaktan yorularak akşam evine dönmekte olan Heratlı masum demirci de valinin sorgu-suz sualsiz emriyle suçlular arasında zindanı boylamaktan kur-tulamaz. Üzerine kapatılan zindan kapısının arkasından büyük bir teessür içinde abdestini alıp namazını kıldıktan sonra kırık gönülle ellerini açarak yaptığı bedduasında der ki:

- Rabb’im, beni evimde uyutmayanları sen de evlerinde uyutma. Sabahlara kadar onlar da uyuyamasınlar yumuşak yataklarında!

O sıralarda yatağına uzanarak uyumaya başlayan vali ise, müthiş bir sarsıntı ile uyanır, bakar ki deprem fi lan yok. Şükürler olsun rüyaymış diyerek tekrar uzanır yatağına. Ne var ki gözünü kapar kapamaz aynı sarsıntı yine başlar. Yine fırlayıp sağa sola bakar. Derken sabahlara kadar mazlum demirci zindanda nasıl uyumazsa, onu zindana atan vali Abdullah bin Tahir de evin-deki yumuşak yatağında öyle uyuyamaz...

Sabah olunca, «Birine bir zulüm mü yaptım acaba?» diyerek hapishane müdürünü çağırtıp hapishanede bir mazlum mu var yoksa, diye sorar?

Müdür, bir mahpusun sabaha kadar yaptığı bedduasını anlatır.

-Rabbim beni evimde uyutmayanları sen de evlerinde uyut-ma! diye beddua eden bir mazlum sesi geliyordu hapishanede, der.

- Hemen onu getirin buraya, diyen Vali, huzuruna getirttiği adamın akşam evine giden bir suçsuz demirci olduğunu öğrenince özür diler, hakkını helal etmesi için gerekli yardımlarda da bulunarak serbest bırakırken tembihini şöyle yapar:

- Bir daha böyle bir zulme maruz kalacak olursan hemen beni ara!

Ama bu hatırlatmaya demircinin cevabı düşündürücü olur:- Neden seni arayacakmışım? Bana zulmedip sorgusuz

sualsiz zindana atan sen değil misin? Ben seni değil, beni senin zulmünden kurtaranı arar, müracaatımı yine O’na yaparım. Zira O, senin evini sabahlara kadar başına sallamasaydı sen yine beni aramayacak, zulmünü sürdürmekten geri kalmayacaktın! Sözünü şöyle bağlar:

-Ama sakın bir daha böyle sorgusuz sualsiz zulüm emri verme. Çünkü bu defa evin başına sallanmakla kalmaz, güldür güldür yıkılır da enkaz altında kalmaktan kurtulamazsın!

İnsafl ı valinin gözyaşlarını tutamayarak ağladığı görülür. İnsanlara ibret olması için de irşat kitaplarına bu olay böyle yazılır. Ancak buna rağmen hemen herkes bu olaydan ibret alır da zulmü bırakır mı? Hayır. Neden hayır? Çünkü olayların içindeki ikazı herkes açıkça göremez. Onun için manidar sözle derler ki: «Köre nedir köre ne? Görenedir görene!» [email protected]

Ana baba ile mazlumun duasına dikkat edin!

AİLEM21 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

-Türkiye Ulusal Kanser Danış-ma Kurulu eski üyesi ve Gazi

Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilimleri Enstitüsü İleri Teknolojiler Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu, narın bağışıklık sistemini güçlendirerek başta kan-ser olmak üzere pek çok hastalıktan koruduğunu söylüyor. Uslu, özellikle Hicaz narının; içerdiği fl ovanoidler, vitaminler, polifenoller, antosiyanin-ler ve taninler vasıtasıyla kolesterol ve şekeri dengeleyip kalp ve da-mar sağlığını koruduğu gibi kanser hücrelerinin gelişmesini de önemli

oranda engellediğini ifade ediyor.Narın şifa kaynağı olduğunu ifa-

de eden Uslu, suyu kadar kabuğu, zarları ve çekirdeğinin de faydalı ol-duğunu belirtiyor. Eski İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü Radyofarmasö-tik Komisyonu üyesi de olan Uslu, “İçindeki zarlarıyla beraber yendi-ğinde mide ülserini iyileştirmektedir. Yine son günlerde pek çok fi rmanın satışa sunduğu nar çekirdeği yağı, çok değerli punicic asit içermektedir. Özellikle cildimizde kırışıklıkları ve yaşlanmayı gidermekte, saçlarımızda canlılık ve saç çıkarıcı etkileri sebe-

biyle ilaç endüstrisi tarafından önem-li miktarda kullanılmaktadır.” diyor.

Nar kabuğunun kurutularak değerlendirilmesini tavsiye eden Uslu, “Halbuki Çin’deki Institute of Hygiene and Environmental Me-dicine adlı kuruluşun yaptığı son araştırmalara göre nar kabuğu, su-yuna göre daha fazla oranda değerli bileşikler içermektedir. Kabukta bu-lunan ellagik asit, başta göğüs kan-seri olmak üzere hemen hemen tüm kanser türlerini hem önleyici hem de iyileştirici faydalar sağlamakta-dır.” diye konuşuyor.

Nar kabuğu, kanseri önlüyor, yaşlanmayı geciktiriyor

Birçok hastalığa şifa kaynağı olan narın, insan sağlığına faydaları saymakla bitmiyor.

Çocukların gözlerinde ‘rota’ tehlikesi-Uzmanlar, özellikle 4 aylık ile 4

yaş arası çocuklarda sık görü-len; kusma, ağır ishal gibi belirtilerle kendini gösteren rota virüsü, çocuk-larda ‘dans eden göz sendromu'na neden olabildiğini belirtiyor. Gözün istem dışı, çok hızlı bir şekilde bir çok yöne hareket etmesi olarak ta-nımlanan sendrom, çoğunlukla rota virüsü hastalığı tedavi edildiğinde kendiliğinden düzelme gösteriyor.

Göz doktoru Op. Dr. Umur Ka-yabaşı, rota virüsüyle ilgili şu bilgileri verdi: “Daha sık çocuklarda görülen rota virüsü, ebeveynlerin hasta be-beğin altını değiştirdikten sonra el yıkamamaları, enfekte su, yiyecek ve havadaki damlacıklarla bulaşır. Bu-lantı, kusma, sulu ishal, ateş, aşırı su kaybı ve göz yaşının çıkmaması gibi sorunlara yol açar. Genellikle sıvı kaybının dengelenmesiyle hastalık düzelmeye başlar ancak nadir de olsa menenjit gibi ciddi tablolar gö-

rülebilir. Beyin dokusunun tutulması ile birlikte çocukta ‘dans eden gözler sendromu' oluşabilir. Bu sendrom-da, gözler istem dışı çok hızlı bir şe-kilde hem yatay hem de dikey olarak ve arka arkaya olan hızlı hareketler kaotik bir görüntü oluştururlar.”

Bu hızlı hareketlere ‘opsoklonus' adı verildiğini belirten Op. Dr. Umur Kayabaşı, “Diğer bir adlandırma da ‘manik bakışlardır' (sakkadomania).

Opsoklonus ataklar halinde ya da aralıklı olarak görülebilir. Göz kapak-ları açık veya kapalı olabilir, uykuda bu hareketler durabilir. Herhangi bir göz uyarısında, kaotik görüntü artabi-lir. Hastalar baktıkları yerin sallandı-ğını hissederler, ama çift görme şika-yeti olmaz. Bir diğer nadir rota virüsü komplikasyonu da görme sinirlerinde şişkinlik, ödem, şaşılık ve denge bo-zukluklarıdır.” diye konuştu.

Page 22: Zaman France N°246 - TR

AİLEM22 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

YEMEĞİN FAZLA YAĞINI ALINYemeğin yağını kaçırdıysanız uygulayacağınız çözüm-lerden biri de birkaç kat katladığınız kâğıt havluyu ten-cerenin üzerinde şöyle bir gezdirip çıkarmaktır. Kâğıt havlu hemen fazla yağı emer.

TENCERELERİNİZ İÇİNDökme demir tencereler demir eksikliği olanlarda tavsi-ye edilen bir tenceredir. Yemeği lezzetli pişirdiği de bi-linir. Ancak bu tencereler zamanla paslanabilir. Bunun önüne geçmek için dökme de-mir tencerelerinizi yıkadıktan sonra nemi iyice emmesi için hem tencerenin içine hem de tencereyle kapak arasına kâğıt havlu yerleştirin.

PATATES SAKLAMA KABIKâğıdın nefes alma kabiliye-tinden faydalanarak, pata-teslerinizi sağlam kâğıt tor-balarda ve karanlık bir yerde muhafaza edebilirsiniz. Böy-lece patateslerin karanlıkta daha uzun süre dayanması-nı sağlarken aynı zamanda kâğıt torbanın içinde bu-lundurarak da fi lizlenmele-rini önlemiş olursunuz.

Buzdolabınız için kağıt havlu YAZI - NEŞE KUTLUTAŞ

KÂĞIT TORBALARAynı zamanda eski kâğıt, gazete ve dergilerinizi de topluyarak, bunları ayrıca bina görevliminize verebilir-siniz. Siz de geri dönüşüme katkıda bulunmak istiyorsanız, eski gazete, dergi ve kâğıtları askılı büyük kâğıt torbalara koyarak biriktirebilir ver-me zamanı geldiğinde de balyalama zahmetinden kurtulmuş olursunuz.

ÜTÜ MASANIZA ÖRTÜÜtü masanızın örtüsü artık kullanıl-mayacak kadar yıprandıysa, sakladı-ğınız büyük kâğıt torbaları yanların-dan düzgünce kesip düzleştirerek, pratik bir ütü masası örtüsü yapa-bilirsiniz. Bu örtünüzü çok azıcık da nemlendirirseniz çok daha iyi sonuç alırsınız.

MISIR TEMİZLEME ALETİTaze mısırların püsküllerini temiz-lerken güçlük çekiyorsanız, size kâğıt havlu kullanmanızı öneririz. Çok ha-fi f ıslattığınız kâğıt havluyu, mısırın üzerinde gezdirerek püskülleri ko-layca temizleyebilirsiniz.

Page 23: Zaman France N°246 - TR

• Detaylı namaz vakitleri için http://www.zaman.com.tr/namaz.do/ • Bulunduğunuz yerin kıblesini öğrenmek için http://www.qiblalocator.com/

NA

MA

Z V

AK

İTL

ER

İ

PARİS İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 44 8 39 13 02 14 54 17 14 18 34 0 00 05.01.2013 6 43 8 39 13 03 14 55 17 15 18 35 0 00 06.01.2013 6 43 8 38 13 03 14 56 17 16 18 36 0 00 07.01.2013 6 43 8 38 13 04 14 57 17 17 18 37 0 00 08.01.2013 6 43 8 38 13 04 14 58 17 18 18 38 0 00 09.01.2013 6 43 8 37 13 05 14 59 17 20 18 40 0 00 10.01.2013 6 43 8 37 13 05 15 00 17 21 18 41 0 00

BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 49 8 35 13 14 15 21 17 41 19 16 0 00 05.01.2013 6 49 8 35 13 15 15 21 17 42 19 17 0 00 06.01.2013 6 49 8 35 13 15 15 22 17 43 19 18 0 00 07.01.2013 6 49 8 35 13 16 15 23 17 44 19 19 0 00 08.01.2013 6 49 8 35 13 16 15 24 17 45 19 20 0 00 09.01.2013 6 49 8 34 13 16 15 25 17 46 19 21 0 00 10.01.2013 6 49 8 34 13 17 15 26 17 47 19 22 0 00

ORLEANS İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 44 8 37 13 04 14 59 17 20 18 40 0 00 05.01.2013 6 44 8 36 13 05 15 00 17 21 18 41 0 00 06.01.2013 6 44 8 36 13 05 15 01 17 22 18 42 0 00 07.01.2013 6 44 8 36 13 06 15 02 17 23 18 43 0 00 08.01.2013 6 44 8 36 13 06 15 03 17 24 18 44 0 00 09.01.2013 6 43 8 35 13 06 15 04 17 25 18 45 0 00 10.01.2013 6 43 8 35 13 07 15 05 17 27 18 47 0 00

CAEN İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 55 8 51 13 13 15 03 17 23 18 43 0 00 05.01.2013 6 55 8 51 13 14 15 04 17 24 18 44 0 00 06.01.2013 6 55 8 51 13 14 15 05 17 26 18 46 0 00 07.01.2013 6 55 8 50 13 15 15 06 17 27 18 47 0 00 08.01.2013 6 54 8 50 13 15 15 07 17 28 18 48 0 00 09.01.2013 6 54 8 49 13 15 15 08 17 29 18 49 0 00 10.01.2013 6 54 8 49 13 16 15 09 17 31 18 51 0 00

STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 21 8 16 12 41 14 33 16 53 18 13 8 25 05.01.2013 6 21 8 16 12 41 14 34 16 54 18 14 8 26 06.01.2013 6 21 8 16 12 42 14 35 16 56 18 16 8 27 07.01.2013 6 21 8 15 12 42 14 36 16 57 18 17 8 27 08.01.2013 6 21 8 15 12 43 14 37 16 58 18 18 8 28 09.01.2013 6 21 8 15 12 43 14 38 16 59 18 19 8 29 10.01.2013 6 21 8 14 12 43 14 39 17 00 18 20 8 30

ANNECY İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 24 8 12 12 47 14 50 17 10 18 30 0 00 05.01.2013 6 24 8 12 12 48 14 51 17 11 18 31 0 00 06.01.2013 6 24 8 12 12 48 14 52 17 12 18 32 0 00 07.01.2013 6 24 8 12 12 49 14 53 17 14 18 34 0 00 08.01.2013 6 24 8 11 12 49 14 54 17 15 18 35 0 00 09.01.2013 6 24 8 11 12 50 14 55 17 16 18 36 0 00 10.01.2013 6 24 8 11 12 50 14 56 17 17 18 37 0 00

LIMOGES İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 43 8 31 13 07 15 10 17 30 18 50 0 00 05.01.2013 6 43 8 31 13 07 15 11 17 31 18 51 0 00 06.01.2013 6 43 8 31 13 08 15 12 17 32 18 52 0 00 07.01.2013 6 43 8 31 13 08 15 12 17 33 18 53 0 00 08.01.2013 6 43 8 31 13 09 15 13 17 34 18 54 0 00 09.01.2013 6 43 8 30 13 09 15 14 17 36 18 56 0 00 10.01.2013 6 43 8 30 13 09 15 16 17 37 18 57 0 00

MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 23 8 06 12 50 15 02 17 23 18 55 0 00 05.01.2013 6 23 8 06 12 51 15 03 17 24 18 55 0 00 06.01.2013 6 23 8 06 12 51 15 04 17 25 18 56 0 00 07.01.2013 6 23 8 06 12 52 15 05 17 26 18 57 0 00 08.01.2013 6 23 8 05 12 52 15 06 17 27 18 58 0 00 09.01.2013 6 23 8 05 12 53 15 07 17 28 18 59 0 00 10.01.2013 6 23 8 05 12 53 15 08 17 29 19 00 0 00

LYON İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 29 8 17 12 53 14 56 17 16 18 36 0 00 05.01.2013 6 29 8 17 12 53 14 57 17 17 18 37 0 00 06.01.2013 6 29 8 16 12 53 14 58 17 18 18 38 0 00 07.01.2013 6 29 8 16 12 54 14 59 17 19 18 39 0 00 08.01.2013 6 29 8 16 12 54 15 00 17 20 18 40 0 00 09.01.2013 6 29 8 16 12 55 15 01 17 22 18 42 0 00 10.01.2013 6 28 8 15 12 55 15 02 17 23 18 43 0 00

METZ İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 29 8 25 12 47 14 37 16 57 18 17 0 00 05.01.2013 6 29 8 24 12 48 14 38 16 59 18 19 8 25 06.01.2013 6 28 8 24 12 48 14 39 17 00 18 20 8 25 07.01.2013 6 28 8 24 12 48 14 40 17 01 18 21 8 26 08.01.2013 6 28 8 23 12 49 14 41 17 02 18 22 8 27 09.01.2013 6 28 8 23 12 49 14 42 17 03 18 23 8 28 10.01.2013 6 28 8 23 12 50 14 44 17 05 18 25 8 29

RENNES İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 59 8 52 13 19 15 13 17 33 18 53 0 00 05.01.2013 6 58 8 52 13 19 15 14 17 34 18 54 0 00 06.01.2013 6 58 8 52 13 19 15 15 17 35 18 55 0 00 07.01.2013 6 58 8 51 13 20 15 16 17 36 18 56 0 00 08.01.2013 6 58 8 51 13 20 15 17 17 38 18 58 0 00 09.01.2013 6 58 8 51 13 21 15 18 17 39 18 59 0 00 10.01.2013 6 58 8 50 13 21 15 19 17 40 19 00 0 00

MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 22 8 14 12 43 14 38 16 59 18 19 8 19 05.01.2013 6 22 8 14 12 43 14 39 17 00 18 20 8 20 06.01.2013 6 22 8 14 12 43 14 40 17 01 18 21 8 20 07.01.2013 6 22 8 14 12 44 14 41 17 02 18 22 8 21 08.01.2013 6 22 8 13 12 44 14 42 17 03 18 23 8 22 09.01.2013 6 21 8 13 12 45 14 43 17 04 18 24 8 23 10.01.2013 6 21 8 13 12 45 14 44 17 05 18 25 8 24

LILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 43 8 44 13 00 14 43 17 03 18 23 0 00 05.01.2013 6 43 8 44 13 00 14 44 17 04 18 24 0 00 06.01.2013 6 43 8 43 13 01 14 45 17 06 18 26 0 00 07.01.2013 6 43 8 43 13 01 14 46 17 07 18 27 0 00 08.01.2013 6 43 8 43 13 01 14 48 17 08 18 28 0 00 09.01.2013 6 43 8 42 13 02 14 49 17 09 18 29 0 00 10.01.2013 6 42 8 42 13 02 14 50 17 11 18 31 0 00

VALENCE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 28 8 14 12 52 14 58 17 19 18 54 0 00 05.01.2013 6 28 8 13 12 53 14 59 17 20 18 55 0 00 06.01.2013 6 28 8 13 12 53 15 00 17 21 18 56 0 00 07.01.2013 6 27 8 13 12 54 15 01 17 22 18 57 0 00 08.01.2013 6 27 8 13 12 54 15 02 17 23 18 58 0 00 09.01.2013 6 27 8 13 12 55 15 03 17 24 18 59 0 00 10.01.2013 6 27 8 12 12 55 15 04 17 25 19 00 0 00

MACON İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 30 8 19 12 53 14 54 17 14 18 34 0 00 05.01.2013 6 30 8 19 12 53 14 55 17 15 18 35 0 00 06.01.2013 6 30 8 19 12 53 14 56 17 16 18 36 0 00 07.01.2013 6 30 8 18 12 54 14 57 17 17 18 37 0 00 08.01.2013 6 30 8 18 12 54 14 58 17 18 18 38 0 00 09.01.2013 6 29 8 18 12 55 14 59 17 20 18 40 0 00 10.01.2013 6 29 8 17 12 55 15 00 17 21 18 41 0 00

BEZIERS İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

04.01.2013 6 32 8 15 12 59 15 10 17 31 19 03 0 00 05.01.2013 6 32 8 15 12 59 15 11 17 32 19 04 0 00 06.01.2013 6 32 8 15 13 00 15 12 17 33 19 05 0 00 07.01.2013 6 32 8 14 13 00 15 13 17 34 19 06 0 00 08.01.2013 6 32 8 14 13 01 15 14 17 35 19 07 0 00 09.01.2013 6 32 8 14 13 01 15 15 17 36 19 08 0 00 10.01.2013 6 32 8 14 13 02 15 16 17 37 19 09 0 00

AİLEM23 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

-Ağrıyan başına patatesi ortadan ikiye bölüp bastırarak müdahale edenler, boyun ağrıla-

rını çoluk çocuğun eline bıraktığı profesyonel (!) masaj teknikleriyle çözmeye çalışanlar, bel ağrısını kendisini çiğneterek dindirmeye uğraşanlar… Mil-letçe ağrı konusunda hayli üretken yaklaşımlarımız var. Zira kendisiyle pek haşır neşiriz. Diz, baş, bo-yun, sırt, eklem, el ve kol… Bir türlü çözemediği-miz bu ağrıların nedenleri neler? Ağrıların çeşidi ve şiddeti cinsiyete göre farklılık gösterir mi? Türk Algoloji (Ağrı) Derneği Başkanı ve Dünya Ağrı Enstitüsü’nün dört kurucu üyesinden biri olan Prof. Dr. Serdar Erdine’nin yazdığı ve Hayy Kitap’tan çı-kan ‘Ağrının Kitabı’ bu sorulara cevap niteliğinde.

HERKESİN AĞRISI KENDİNE ÖZEL“Vücudumuzda ısıyı nasıl hissediyorsak ağrıyı da öyle hissederiz. Isıyı algılayan algılayıcılar gibi ağrı algılayıcı küçük organcıklar var vücudumuzda. Ağrı bu organcıklar tarafından algılanır, daha son-ra sinir lifl eriyle önce omuriliğe, oradan da beyne iletilir. Beyin bir bilgisayar gibi çalışır. Bütün bil-

gileri kaydeder. Kişiden kişiye farklı kaydedildiği için herkesin ağrısı kendine özeldir.” diyor, Prof. Dr. Serdar Erdine. Bu nedenle insanlar ağrıya karşı farklı cevaplar veriyor. Bu da ağrıya karşı uygula-nan yöntemlerin kişiden kişiye farklı sonuçlar ver-mesine yol açıyor.

KADINLAR BAŞ, ERKEKLER BEL AĞRISI ÇEKİYORBazı ağrılar cinsiyetlere göre farklılık gösteriyor Erdine’nin söylediğine göre. Örneğin erkekler daha çok bel ağrısından muzdaripken, kadınlar daha çok baş ağrısı çekiyor. Ancak kanser ağrıları her iki cins-te de aynı oranda hissediliyor. Türkiye’de kadın ve erkeğin ağrı çekme oranına bakılırsa her iki cins de eşit oranda ağrı çekiyor. Ancak doktorlara başvuran kadınlar acılarını ya da toplumsal ezikliklerini de ağrı olarak tanımlayabiliyor kimi zaman.

GÜNLÜK HAYATTA AĞRILARLA BAŞ ETME YOLLARIGÜNLÜK işlerimiziyaparken en çok karşılaşılan, bel, bo-yun, bacak ve kol ağrılarını birkaç küçük noktaya dik-kat ederek en aza indirmek mümkün.

ALIŞVERİŞTE el arabasına malzeme yerleştirirken öne doğru belden bükülmeyin. Aldıklarınızı, tek ayağınızı kaldırarak golfçü kaldırışıyla belinize en az yükü vere-rek el arabasına yerleştirin.Çamaşır ve bulaşık makinesine kirlileri küçük parça-lar halinde yerleştirin. Makineyi doldurup boşaltırken dizleriniz üzerine çökün, kalkarken makineden des-tek alın.MUTFAK dolaplarından tabak vs. alırken yüzünüz rafa dönük, bir ayak diğerinin önünde olsun. Başınızı yu-karıda, belinizi dengede tutun.ELEKTRİK süpürgesini vücudunuza yapışıkmış gibi tu-tun. Öne doğru eğileceğinize ayaklarınızı ve bacakla-rınızı hareket ettirin.MUTFAKTA bulaşık yıkarken tezgâh altındaki dolap ka-paklarından birini açın. Tek ayağınızı rafa yerleştirerek bütün yükü belinize vermekten kaçının.ARABAYA binerken yüzünüz dışa bakacak şekilde koltu-ğa oturun. Hafi fçe ayaklarınızı bükün. Baş ve omuz-larınızla öne doğru dönerken ayaklarınızı arabaya sokun. Direksiyondan destek alabilirsiniz. İnerken de bunun tam tersini yapın.

Doktor, ağrıma bir çare! Neden ağrı çekeriz?

Ağrılar kadın-erkek dinler mi? Günlük

hayatta ağrıyla baş etmenin yolları ne-ler? Ağrının şiddeti nasıl ölçülür? ‘Ağrı-nın Kitabı’nı yazan

Prof. Dr. Serdar Erdine, bu sorulara

cevap arıyor.

HABER: MERVE TUNÇEL

AİLEMAİLEM2323 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

Türk Algoloji (Ağrı) Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar

Erdine, günlük hayatta ufak önlemlerle ağrılarla baş edilebileceğini söylüyor.

Page 24: Zaman France N°246 - TR

BULMACA24 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

Karebulmaca

Çengelbulmaca4

34 KASIM 2012 PAZAR

fi‹FRE KEL‹ME 1 2 3 4 5 6 7 8 9

Menzil

Üst resimdekisanatçı

Alınmasıgereken

İmkân

İnce kıl

Kilonun binde biri

Jamaikaplakası

Atın ayağınaçakılır

Balıkesir’debir ilçe

Tekrar

Apansız

Halı, kilimtezgâhı

Ucunda çivibulunandeğnek

Küçük bitki

Tesir

Fizikte ışıkbahsi

Ret oyu

Şaşma ünlemi

Gümüşbalı-ğının küçüğü

Kesilen ağacınyerdeki kütüğü

Kalıtım

Zehirli birböcek

Harcananbeden ve kafa

gücü

Beddua

Fiyat

Halksoruşturması

Tasavvuftayüksek zatlar

Erkek hizmetçi

Yazı, mektup

Dağ konutu

Erzincan’dabir ilçe

Bir tür kefillik

Bir pamuklukumaş

Dalgalı Akım(kısa)

Sıkı

Mercek

İradeyle ilgili

İnanmadığıhalde inanmış

görünme

İlave

Düzene sokma

Beyaz

Tutmaorganımız

Osmanlı deniz eri

Bot, gemi

Kâğıt, yaprak

Külrengi

Bir içecekbitkisi

Tedavi

Oruçlu

Galyumunsimgesi

Kötü durum-dan kurtulma

Bir hitapünlemi

Dinsel törenÇok lezzetli

Boğa

Keçe çobanüstlüğü

Toplama

Büyük otel,saray

Demirinsimgesi

Şiir

Selamette

Alttakişampiyon mo-tosikletçimiz

Bir sayıKürek

mahkûmu

Kumtaşı

Telefon sözü

Meşime, son

TersZengin

Ordu (kısa)

Lokal

Bir yolkaplaması

Tibet keşişi

Su baskını

Güvenli

Zorluklarıyenme gücü

Çekingenlik İlişkin

Cezayir’deırmak

Bir ülkedengeçiş izni

Sanı

Uygun, yerinde

Gezinti yeriHz.

Mevlana’nınünlü eseri

Başıboş

Bir süs bitkisi

Bozukluk

Yarıolgunlaşmış

meyve

KinÇekişme,

kavga

Avrupa yakası

Bir biri ardıncagelen şeyler

Açık mavi renk Mevcut

Milattan sonra(kısa)

İnandırma

Lütesyumunsimgesi

Savurma

Tavır

Lahza

Beygir

İridyumunsimgesi

Yasal ölçümodeli

Nazı saldırıkıtası

Evham

Bir masal dağı

FezaRüzgâr

Zayıf

Düşünce,kaygı

Titan simgesi

Bir defadaalınan ilaç

miktarı

Nine

Bir çocukoyunu

Cezayir’deırmak

AmmeTopal

Ünlem

KülhanbeyiHaberci

File

Altının simgesi

İlkel bir silah

KaplıcaBir süs taşı

Sermaye

Öğütülmüştahıl

Süslü çadır İsimÜstü açık boru

Sergen

GümüşAyak

dayanacak yer

Anlama

Vitrnamazındaokunan dua

Fikir yazısı

Bir et yemeği

Takma ad

Yöntem

Anıt

Ortada, Hac’daşeytan taş-lanan dağ

Radyum simgesi

Huysuz hayvan

ŞöhretEkmek

Allah’a (cc)yakarı

Tümörİşçi

Komşu birdevlet

İsyankâr

Tasavvuftakalp gözü ile

görme

Öykü

Kaonunsimgesi

Manzaralı yer

Küçük suç

Eski otel

Selenyumunsimgesi

Erkek keçi Havadar

Sonuçsuz

Yüksek okul

SuudiArabistan

plakası

Metal

Soylu

Ağabey

At yavrusu

Tantalınsimgesi

Eleme aracı

Dolaylıanlatma

Araziyükseltisi

Bir vakıf

Leğen kemiğiMusibet

Bir maymuntürü

Fikir

Temel

Hücum

Yazılımahkeme

kararı

Evcil birhayvan

En üst deri

İrlandaCumhuriyet

Ordusu (kısa)

Sahip

Hitit

Yaşlı, kart

Ucu yanmışodun

Ahilik bağlısı

Yumurta bi-çimli, üflemeli

bir çalgı

Avrupa UzayAjansı

Sicim

Elektengeçirme

İşaret

İlave

Duman lekesi

Ödeme, verme

Bir bamyayemeği

Azarlama İçten İlham

MİNA DAĞI

KENAN SOFUOĞLU

EROL GÜNAYDIN1

2

3

4

5

6

7

8

9

Page 25: Zaman France N°246 - TR

BULMACA25 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

pazar bulmaca4 KASIM 2012 PAZAR2

ANAGRAM BULMACA

SAYI BULMACA

ANAHTAR CÜMLE

SÖZCÜK BULMACA

PETEK BULMACA

1. Dev boyutlarda. 2. Boyu büyümek. 3.Ödlek. 4. Göçmen, uzun gagalı bir kuş.5. Taş kırmak için kullanılan, iki ucu azkeskin büyük çekiç. 6. Çölde yaşayangöçebe. 7. Terzi metresi. 8. Tehlikeli bir

hastalık. 9. Öğe, unsur. 10. Bir burç adı. 11. Doğuştan olan. 12. Afrika’da bir ülke. 13.Harekete hazır, tetikte. 14. Judo minderi. 15. Özür dileme. 16. En büyük deniz memelisi. 17.Süresi sınırlanmış. 18. Donanma. 19. Tatbiki. 20. Askerler. 21. Apansız. 22. Dul kadınlar. 23.Üzerine iplik, tel vb. sarılan ekseni boyunca delik silindir. 24. Sapmaya uğramış olan. 25.Açık olmayan. 26. Parasız. 27. Bir kavun türü. 28. Taze soğan ve marulla pişirilmiş kuzu etiyemeği. 29. Bölümleme, sınıflama. 30. Gümüşbalığının küçüğü.

Tan›mla ra uy gun alt› harf li söz cük le ri ayn› say›l›da ire le rin çev re si ne yaz›n. Söz cük ler sa at do€rul -tu sun da ve her söz cü€ün ilk harf li da ire den ç›kanokun gös ter di€i ku tu dan baflla ya rak yaz›la cakt›r.

1. Bozma, çözme, kırma. 2. Fiil, edim. 3.

Çanakkale ilçesi. 4. Alışverişte aldatılma. 5. Reşit.

6. Yükselti. 7. Yapmaktan çekin, zinhar! 8. Değerli

bir taş. 9. Taşıma, aktarma. 10. Ağaçlarla örtülü

alan. 11. Soluk. 12. Gemi pervanesi. 13. Güzel

süslü, parlak. 14. Yadsıma. 15. Çatılmış olan. 16.

Herhangi bir sayıda evi olan, hanelik. 17. Gözleyici.

18. Durağan. 19. Yapı işleri. 20. Aşamasız asker.

Ka re ler için de ki befl harf li söz cük ler de ki harf le rin yer le ri ni de€iflti re rek, yukar›daki tan›mla ra uy gun söz cük le ri

olufl tu run ve çiz gi le re yaz›n. Bul du€unuz ye ni söz cük le rin ilk harf le ri ni s›ray la oku du€unuz da bir söz oluflacakt›r.

Afla€›daki say›lar› bulmaca karelerinde aray›n ve bulduklar›n›z›n üzeriniiflaretleyin. Bakal›m hepsini kaç dakikada bulabileceksiniz?

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

6 3 8 1 2 9 4 5 7 4 1 5 7

2 7 9 5 8 4 1 3 6 9 8 2 3

1 4 6 9 7 5 8 2 3 4 7 9 6

5 2 4 3 7 8 9 5 2 3 8 6 1

6 1 2 9 3 7 1 6 4 5 8 3 6

2 5 3 6 4 8 5 1 7 8 9 4 2

8 6 4 1 2 9 3 5 7 4 1 2 5

3 1 9 2 7 1 7 2 8 9 7 3 8

2 6 7 8 9 3 5 1 4 9 3 6 6

8 4 5 6 4 5 3 6 4 4 1 5 8

8 9 3 6 4 2 5 9 7 8 1 7 2

5 1 4 7 2 3 6 4 9 5 8 3 6

1 9 5 7 3 2 1 9 3 9 7 2 1

6 8 3 1 9 4 2 5 7 2 7 3 1

7 2 4 5 8 6 6 8 4 4 5 8 6

3 6 4 8 8 5 1 7 4 9 6 3 2

2 5 9 1 7 9 6 8 2 5 4 3 1

5 6 8 2 9 2 1 3 9 8 7 6 5

4 3 1 7 5 9 2 3 4 1 8 6 7

11369

13698

16258

24854

27886

29213

32372

33999

34796

44131

46357

46988

52869

56324

58823

61261

64129

67633

2 HARFLİAL İR NO RA

4 HARFLİAKİK ALEV AŞARHARÇKALP KORT KOVANARHNOTA SURE VALİ YUVA

5 HARFLİAKORTANANEÇORAPİHALEİKAMEMEKANPERVAPİYAZSINAVTAVUK

6 HARFLİALATAVHAMİLEKAVARAKREPONLİMONİPATRONREVANİZİYADE

7 HARFLİALAVEREANAPARAOSMANLIUKALACA Soldaki sözcükleri bulmaca karelerine yerlefltireceksiniz. OSMANLI’yı ipucu olarak yerine biz koyduk.

O S M A N L I

1 AV

A S

2 3 4

E D

5

6 7 8 9 10

11 12 13 14 15

16 17 18 19 20

21 22 23 24 25

26 27 28 29 30

KIZAN

1

YELME

2

İNEZE

3

KIZAK

4

GİRNE

5

KIRMA

6

NAKIS

7

SELMA

8

LAKİN

9

MARON

10

ENFES

11

KUSUR

12

BALIK

13

KARNİ

14

ÇITAK

15

VEKİL

16

SATIR

17

BASİT

18

ŞANTİ

19

FENER

20

Page 26: Zaman France N°246 - TR

BULMACA26 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

pazar müzik 4 KASIM 2012 PAZAR 3

KARE BULMACA

ÇÖZÜMLER SÖZCÜK AVI

Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini karalayın. Geride kalan harfler Aşık Veysel’in dizelerini oluşturacaktır.

ALBİNO

BİLGİN

CEVHER

DİLMEN

ESKİCİ

FURGON

GAYZER

HATTAT

ISKOTA

İMPALA

JORJET

KANDİL

LAMBRİ

MİLLET

NEVRUZ

OMURGA

PEPTON

RAZMOL

SERGEN

ŞERMİN

TAMBUR

VİYADÜK

YARIMCA

ZARAFET

SOL DAN SA⁄A1. “Thomas…” (resimdeki mucit) – Erik çeşidi – Bayram. 2.Kısa imza – Geniş karşıtı – Büyümemiş karpuz –Müslümanların toplu namaz kıldıkları ibadethane. 3. Kediköpek yavrusu – Baskı makinesi türü – Muğla ilçesi. 4. Vahşi– Yardım – Maden. 5. Ankara ilçesi – Kara yollarınınkenarlarındaki korkuluklar – Bir renk. 6. Mevsimlerden biri –Kısa yelek – Samuray kılıcı. 7. Sanat – Çok hızlı koşan hayvan– Bir temizlik aracı. 8. Birbirini geçmeye çalışanlar – Sahip –Ayın etrafındaki ışık halkası. 9. Abide – Uzaklık anlatır –Garson yardımcısı – Tümör. 10. Ceviz – Mersin’in bir ilçesi –Lâhza – Kanun. 11. Bir gezegen – Çayın kıvamı. 12. Haftanınbir günü – Küçük mağara – İsyankâr – Mazhar Fuat Özkan(kısa). 13. Hararet – Gök taşı. 14. Hamam böceği – Bir nota.15. Kapı mandalı, sürgü – Şaşma ünlemi – Şifalı kaynaksuları. 16. Aşıboyası – Tatlı su balıklarından biri – Ayakdireme. 17. Terör – Ehil, usta – Manzume – Dökme demir. 18.Çorba sosu – Bir uzunluk ölçüsü – İnce tahta – Et, peynir lok-ması. 19. Tek hücreli canlı – Doktor (kısa) – Uzun tüylükalpak – Gaz adı. 20. Çıkar yol, çözüm yolu – Kırmızı pullubalık – Gümüş veya altın tellerle süslü kumaş.

YU KA RI DAN AfiA⁄IYA1. Oldukça, hayli – Güreş türü – Taze tarhana. 2. Zararlıbataklık bitkisi – Küçük kanal – İlâç. 3. Kurbağa yavrusu –Bulaşıcı bir hastalık – Bedel. 4. Yüzde çıkan kıllar –Dallardan yapılmış bahçe duvarı – Gözlem – Yumuşak deritürü. 5. Trabzon ilçesi – Soylu, soyu temiz – Bir nota – Mutediliklim. 6. Savaşta geri çekilme – Papağan – Bir arazi ölçüsü –Duvardaki, taş, tuğla sırası. 7. Bir nota – Yapım işleri – Nakışustası. 8. Keçi yolu – Bilgin. 9. Tütün sergisi – Güney Afrikaplâkası – Yeşil abanoz. 10. Bir renk – Kaynak, pınar. 11. Kuşyuvası – Mevsimlerden biri – 3,14 sayısı. 12. Utku –Alüminyumun simgesi – Eski Rus krallarının sanı. 13.Yabancı – İstem dışı kas hareketi – Bir enerji türü, şavk. 14.Demir yolu – Şarbon hastalığı – Sıvı. 15. Bir yerde oturma –Nihayet, bitim – Voleybolda vuruş biçimi – Yardım parası. 16.Taraça – Devlet İstatistik Enstitüsü (kısa) – Kumandan (eskidil) – Bir organımız. 17. Yeni bir şey bulma – Bucak –Şimendifer – Aç olmayan. 18. Dede – Kamu – Renkli küçükkayabalığı. 19. Bir tarafa yatırma, eğme – Millet – Ses bilimi.20. Allah’a (cc) inanış yolu – Dinamo – Evcil bir hayvan.

Ş A U Z T U N T E L L İ M A

K E C N N E İ E N C E B L İ

R A R M E Y J O M L D B A A

N Y N M I G I R M L İ G G H

N İ İ D İ R R D O N İ R İ A

O İ G Y İ N A E O J U D O T

G R R L U L K Y S M T P M T

R B A G İ Ü Ü N O E D E L A

U M Ü L D B Z G F E C P O T

F A E A A B İ A T L M T M İ

Y L Y O R P R U M A R O Z N

E İ H A L A M D E E M N A Y

V İ M G Z İ D İ H İ Y B R O

N E V R U Z R V U M G Ü U N

İ C İ K S E E R E Z Y A G R

D Ü Z G E C C I S K O T A E

KARE BULMACASOLDAN SAĞA1. Edison – Papaz eriği – İd. 2. Paraf – Dar – Şalak – Cami. 3. Enik –Rotatif – Yatağan. 4. Yabani – İnayet – Metal. 5. Kalecik – Bariyer –Bej. 6. Kış – Camadan – Katana. 7. Ar – Çita – Sabun. 8. Rakip – Is –Hale. 9. Anıt – Ta – Komi – Ur. 10. Koz – Mut – An – Yasa. 11. Utarit –Dem. 12. Cuma – İn – Asi – MFÖ. 13. Isı – Meteor. 14. Kakalak. Na. 15.Tırkaz – Ya – İçmeler. 16. Okr – Alabalık – İnat. 17. Anarşi – Uz – Şiir –Pik. 18. Meyane – Mil – Çıta – Tike. 19. Amip – Dr – Papak – Neon. 20.Çare – Tekir – Tekila.YUKARIDAN AŞAĞIYA1. Epey – Karakucak – Ovmaç. 2. Danakıranotu – Ark – Em. 3. İribaş –Kızamık – Rayiç. 4. Sakal – Çit – Rasat – Napa. 5. Of – Necip – Mi –Ilıman. 6. Ricat – Tuti – Ar – Rede. 7. Do – İmalat – Nakkaş. 8. Patika –Alim. 9. Aran – ZA – İpe. 10. Taba – Bulak. 11. Aşiyan – Yaz – Pi. 12.Zafer – Al – Çar. 13. El – Tik – Işık. 14. Ray – Yanıkara – Likit. 15.İkamet – Son – Smaç – İane. 16. Teras – DİE – Mir – El. 17. İcat –Nahiye – Tren – Tok. 18. Ağababa – Amme – Lapina. 19. İmale – Ulus –Fonetik. 20. Din – Jeneratör – Kedi.

ANAGRAM BULMACANe ekersen onu biçersin.

PETEK BULMACA1. Devasa. 2. Uzamak. 3. Korkak. 4. Leylek. 5. Varyos. 6. Bedevi. 7.Mezura. 8. Kanser. 9. Eleman. 10. Terazi. 11. Viladi. 12. Malavi. 13.Alesta. 14. Tatami. 15. İtizar. 16. Balina. 17. Vadeli. 18. Armada. 19.Pratik. 20. Asakir. 21. Aniden. 22. Eramil. 23. Makara. 24. Sapkın. 25.Kapalı. 26. Bedava. 27. Şamama. 28. Kapama. 29. Tasnif. 30. İlarya.

SÖZCÜK AVIUzun ince bir yoldayım / gidiyorum gündüz gece / bilmiyorum nehaldeyim / giyiyorum gündüz gece

SÖZCÜK MERDİVENİVAKUM - VAKUR - VAKAR - SAKAR - SAKAT - SAKAL - SANAL

SARMAL BULMACAİÇE DOĞRUKamış – Akçıl – Iklık – Açmaz – Zühre – Keşkek – Eçhel – Belik –Eşlek – Lipit – Retina – Baylan – Aslen – İppon – İspir – Hatayi –Bolluk – Arakçın – RasDIŞA DOĞRUSarnıç – Karakul – Lobiya – Tahrip – Sinop – Pinel – Sanal – Yabani –Tertip – İlkel – Şekil – Ebleh – Çekek – Şeker – Hüzzam – Çakıl – Kılıç- Kaşımak

SUDOKU ÇÖZÜMLER‹

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

EDİSON

fi‹FRE KEL‹ME 1 2 3 4 5 6 7 8 9

Menzil

Üst resimdekisanatçı

Alınmasıgereken

İmkân

İnce kıl

Kilonun binde biri

Jamaikaplakası

Atın ayağınaçakılır

Balıkesir’debir ilçe

Tekrar

Apansız

Halı, kilimtezgâhı

Ucunda çivibulunandeğnek

Küçük bitki

Tesir

Fizikte ışıkbahsi

Ret oyu

Şaşma ünlemi

Gümüşbalı-ğının küçüğü

Kesilen ağacınyerdeki kütüğü

Kalıtım

Zehirli birböcek

Harcananbeden ve kafa

gücü

Beddua

Fiyat

Halksoruşturması

Tasavvuftayüksek zatlar

Erkek hizmetçi

Yazı, mektup

Dağ konutu

Erzincan’dabir ilçe

Bir tür kefillik

Bir pamuklukumaş

Dalgalı Akım(kısa)

Sıkı

Mercek

İradeyle ilgili

İnanmadığıhalde inanmış

görünme

İlave

Düzene sokma

Beyaz

Tutmaorganımız

Osmanlı deniz eri

Bot, gemi

Kâğıt, yaprak

Külrengi

Bir içecekbitkisi

Tedavi

Oruçlu

Galyumunsimgesi

Kötü durum-dan kurtulma

Bir hitapünlemi

Dinsel törenÇok lezzetli

Boğa

Keçe çobanüstlüğü

Toplama

Büyük otel,saray

Demirinsimgesi

Şiir

Selamette

Alttakişampiyon mo-tosikletçimiz

Bir sayıKürek

mahkûmu

Kumtaşı

Telefon sözü

Meşime, son

TersZengin

Ordu (kısa)

Lokal

Bir yolkaplaması

Tibet keşişi

Su baskını

Güvenli

Zorluklarıyenme gücü

Çekingenlik İlişkin

Cezayir’deırmak

Bir ülkedengeçiş izni

Sanı

Uygun, yerinde

Gezinti yeriHz.

Mevlana’nınünlü eseri

Başıboş

Bir süs bitkisi

Bozukluk

Yarıolgunlaşmış

meyve

KinÇekişme,

kavga

Avrupa yakası

Bir biri ardıncagelen şeyler

Açık mavi renk Mevcut

Milattan sonra(kısa)

İnandırma

Lütesyumunsimgesi

Savurma

Tavır

Lahza

Beygir

İridyumunsimgesi

Yasal ölçümodeli

Nazı saldırıkıtası

Evham

Bir masal dağı

FezaRüzgâr

Zayıf

Düşünce,kaygı

Titan simgesi

Bir defadaalınan ilaç

miktarı

Nine

Bir çocukoyunu

Cezayir’deırmak

AmmeTopal

Ünlem

KülhanbeyiHaberci

File

Altının simgesi

İlkel bir silah

KaplıcaBir süs taşı

Sermaye

Öğütülmüştahıl

Süslü çadır İsimÜstü açık boru

Sergen

GümüşAyak

dayanacak yer

Anlama

Vitrnamazındaokunan dua

Fikir yazısı

Bir et yemeği

Takma ad

Yöntem

Anıt

Ortada, Hac’daşeytan taş-lanan dağ

Radyum simgesi

Huysuz hayvan

ŞöhretEkmek

Allah’a (cc)yakarı

Tümörİşçi

Komşu birdevlet

İsyankâr

Tasavvuftakalp gözü ile

görme

Öykü

Kaonunsimgesi

Manzaralı yer

Küçük suç

Eski otel

Selenyumunsimgesi

Erkek keçi Havadar

Sonuçsuz

Yüksek okul

SuudiArabistan

plakası

Metal

Soylu

Ağabey

At yavrusu

Tantalınsimgesi

Eleme aracı

Dolaylıanlatma

Araziyükseltisi

Bir vakıf

Leğen kemiğiMusibet

Bir maymuntürü

Fikir

Temel

Hücum

Yazılımahkeme

kararı

Evcil birhayvan

En üst deri

İrlandaCumhuriyet

Ordusu (kısa)

Sahip

Hitit

Yaşlı, kart

Ucu yanmışodun

Ahilik bağlısı

Yumurta bi-çimli, üflemeli

bir çalgı

Avrupa UzayAjansı (kısa)

Sicim

Elektengeçirme

İşaret

İlave

Duman lekesi

Ödeme, verme

Bir bamyayemeği

Azarlama İçten İlham

MİNA DAĞI

KENAN SOFUOĞLU

EROL GÜNAYDIN

S O N M E D D A H

E A T J E A Ü O

E R O L G Ü N A Y D I N V E T O

İ L A R Y A İ R S İ Y E T P

O M A C A L A N E T A N K E T

N A M E K E M A H D İ M İ

U Ş A K D A R İ R A D İ E K

A K L E V E N T V A R A K

E L T E R A P İ G A E Y K

K C F E S E N L F O R S A A L O

K E P E N E K A K S İ G A N İ Y E R E L

L A M A E M İ N K O R K U A İ T Z A

S E L Z A N M E S İ R E M E S N E V İ

A R I Z A F N İ Z A

Y A S E M İ N G A R E Z V

L V M S L U E D A

H A V A İ O A T M A İ R

S A K A F E N E Z E

K U R U N T U Y E L T İ

L Z A O N İ D A A

K U K A A Ğ O A A O A D O L U K

A Y A K L I K K U N U T P İ R Z O L A

S İ M U S U L M İ N A A L A Ş A N A N

D U A A I R A K M Ü K A Ş E F E K A

U R B A K A C A K H A N K

A K İ M S A A S İ L T A Y

A K A D E M İ E L E K T E P E

B E L A İ D E A T A K L

O M A E D E M E İ Y E E K E

A H İ E S A E L E M E E K

O K A R İ N A İ T A A S İ D E

İ T A P S A M İ M İ E S İ N

1

2

3

4

5

6

7

8

9

‹ddia, tez

Hamurk›vam›ndaflekerleme

Y›k›k, viran

Japonderebeyinin

savaflç›s›

Günefldo€madan

öncekiayd›nl›k

Mersin'inilçesi

Saatidüzenleme

Pay, hisse

Geminink›y›dan

uzaklaflmas›

Bir ilimiz

At, eflekaya€›ndaki

demir

Yard›m

Otel, tiyatrogirifl yeri

‹€nebat›rarak

yap›lan tedavi

Gemi mutfa€›

Topluluk,zümre

Cevizin yeflilkabu€u

Börülce türü

Peksimet

Avrupa'da bir ülke

Üstteki aktör

Gerçek

Baba

Güç, kudret

Tak›m (K›sa)

Hizip

Tah›l tozu

Maç› yönetenkimse

Radyumunsimgesi

Koca

‹zmir'in bir ilçesi

K›flla kap›s›

Yaflam

Zerdali,kay›s› kurusu

fiart edat›

Ülkemizin bir bölgesi

“Kral …”(Shekespeare)

Dudak (Eski dil)

Dokunakl›söz

Tak›mada

Mersin'ineski ad›

Yunanistanbaflkenti

Has ta ba k› lan yer

Tekel idaresi(Eskiden)

Fiyat, saatçizelgesi

Dahil

‹yi, pekiyi

Ortakl›k türü

Sadist

fiahit

Adese

Geri çevirme

Alttaki aktör

Ba€›ml›

Diploma, izin

Metalolmayanelement

Art›rma

Radyumunsimgesi

Nevflehir'inilçesi

‹lham

Büyük zoka

Hangi kifli

Berilyumunsimgesi

Pen ce re ka -pa ma düzeni

Çok anlay›fll›,sezgili

Toprakkaymas›

Sinek

Bir do€aolay›

Fiyat, de€er

Kayak

Sonsuza dek

Un, et,bamyayeme€i

Sahip

Donuk renk

Kumandan(Eski dil)

Tepi

Zay›f, c›l›z

Sanat

K›s›r,verimsiz

Karadenizhalk oyunu

Bir nota

Antlaflma

Kal›n kumafl

Koruma

Müzikalsahne oyunu

Favori

Bir ba€laç

Eski kitapsatan

Karfl›yakaSpor Kulübü

(K›sa)

Hitabet sanat›

“… Mansur”(Sanatç›)

S›k gözlü a€

‹talya'da(Sicilya) biryanarda€

Kat›fl›ks›z,saf

Dükkan

Eti be€enilenmürekkep

bal›€›

Fas'›nbaflkenti

Lisan

Bir tür bafll›k

Evcil birgeyik türü

Gelecek

Öküz yemli€i

Arnavutlukplakas›

Saz›n sesiniayarlama

Kocaman vea€›r kitle

Sar› k›rm›z›Çin ipeklisi

M›s›r unupidesi

Mezbaha

Büyük sülale

Aç›ktan a盀a

Klakson

A€z›na kadar dolu

Olumsuzlukanlatan önek

Danimarkaplakas›

Düzine say›s›

Temel, ana

Ka€›t, kartontutaca€›

Tav›r,davran›fl

Romanyaplakas›

‹laç, deva

‹stem d›fl›kas hareketi

Titan›nsimgesi

Metal

Ö€retim

Bir nota

Bayramdanbir önceki

gün

fiaflmaünlemi

Dingil

Giysidetak›m

TOLGA ÇEV‹K

SAL‹H KALYON

P E ‹ A S P H B D M

T O L G A Ç E V ‹ K A B A L O K T A Y

R E E L S A L ‹ H K A L Y O N E D A

A T A A T ‹ N A ‹ T K ‹ K ‹ R D E

E R K A N O N ‹ M K S K K O R N A

T K L E B S ‹ N A R A A T ‹ ‹ K

A A ‹ K ‹ L ‹ K H E Y E L A N E S A S

S A V K U Z ‹ N E ‹ C A Z E T K A L A M A R

M A C U N N ‹ Z A M ‹ Y E O P E R E T T ‹ K

H A R A P H A K E M B E A R R A B A T F A

S A M U R A Y R E J ‹ A S ‹ D E A fi ‹ R E T

Y ‹ N A Y E T T A N I K K ‹ A L

fi A F A K A A R A L S ‹ S L A L E

U T E T ‹ R L U P M A T K E P

A N A M U R Ç ‹ R Z A M H O R O N

A Y A R S E F E R ‹ H ‹ S A R R E N

Ü L E fi G A L E T A A R ‹ F E T N A

Page 27: Zaman France N°246 - TR

BULMACA27 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

pazar bulmaca4 KASIM 2012 PAZAR4

SARMAL SUDOKU

SÖZCÜK MERD‹VEN‹

PUZZLE BULMACA

‹ÇE DO⁄RU1-5 Saz, kiliz 6-10 “Sinan …” (şarkıcı) 11-15 EskidenTürklerin kullandığı yaylı bir çalgı 16-20 İçinden çıkıl-ması imkansız durum 21-25 Tahir’in sevgilisi 26-31Genellikle düğünlerde yapılan bir yemek 32-36 Çokcahil 37-41 Saç örgüsü 42-46 Ekvator 47-51 Her türlüorganik yağa verilen ad 52-57 Gözdeki ağtabaka 58-63Şımarık bir biçimde 64-68 Kök ya da soy bakımından69-73 Judoda tam (10) puan 74-78 Erzurum ilçesi 79-84 Şah İsmail’in şiirlerinde kullandığı mahlas 85-90Bereket 91-97 Bir tür takke 98-100 Habeş soylusu

‹ki sudoku bul ma cam›zda ki her sat›r, her sü tun ve 3x3’lük her ku tu ya, 1’den 9’a ka dar ra kam lar yer leflti ri le cek tir. Her sat›r, her sü tun ve 3x3’lük ku tu

bö lüm le rin de 1’den 9’a ka dar say›lar bir kez kul lan›la cakt›r.

Merdivenin ilk basama€›ndaki VAKUMsözcü€ününü son basamaktaki SANALsözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin

DIfiA DO⁄RU100-95 Yağmur sularını toplamak için yapılan yer altı sudeposu 94-88 Bir koyun türü 87-82 Doğu Karadeniz’dekurufasulyeye verilen ad 81-76 Yıkma, harap etme,bozma 75-71 Bir ilimiz 70-66 Rüzgarın estiği yönügöstermek için direk şapkaları üzerine konan yelkovanbiçimindeki araç 65-61 Farazi, tahmini 60-55 Vahşi 54-49 Düzen 48-44 İptidai 43-39 Biçim 38-34 Apta, sersem33-29 Deniz teknelerinin çekildiği yer 28-24 Tatlı birmadde 23-18 Türk müziğinde bir makam adı 17-13 Çokküçük taş parçası 12-8 Eskrim silahı 7-1 Tırnakla ya dabaşka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak

G O B L E N

Z E K A T

E Ş E L E K

Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz.

2 HARFLİAN AŞ EY İDİM İP LA NAON OY RO SETR UŞ VE ZA

3 HARFLİANİ BİZ DAMEMİ ERA ETİFUL İYİ KÖZ

ODA OVA ÖZEPOT RNA SEKVAN YEL YOL

4 HARFLİASIK AYAŞBAKÜ EŞİKETER İCAPİMAN İMARİZAN LORİ

LÜLE MAVİMEŞE NANEOZAN ÖBEKÖNEM ÖZELSEVİ SÖKETAKI VİZE YİNE ZİYA

5 HARFLİABANT AKİDE ASABİ BEYİT

DOLAP DUMAN EMİNE ETENE EZELİ

GÜLEÇ ONAMA

POLEN TADİL TATİL

TÜTÜN ŞAPKA ZEKAT

6 HARFLİAGRAFİ APOLET BULADAEŞELEK GOBLENİZAFET KITMİR OTOKAR PLATİN YAKARI YAŞAMA ZAVİYE

VAKUM

SANAL

ÇEM‹fiYEM‹fi

YEM‹NYEMEN

YEMEKYELEK

YEDEK

ÖRNEKT‹R

KOLA

YOR

TAZO

RÇO

K ZOR

‹ddia, tez

Hamurk›vam›ndaflekerleme

Y›k›k, viran

Japonderebeyinin

savaflç›s›

Günefldo€madan

öncekiayd›nl›k

Mersin'inilçesi

Saatidüzenleme

Pay, hisse

Geminink›y›dan

uzaklaflmas›

Bir ilimiz

At, eflekaya€›ndaki

demir

Yard›m

Otel, tiyatrogirifl yeri

‹€nebat›rarak

yap›lan tedavi

Gemi mutfa€›

Topluluk,zümre

Cevizin yeflilkabu€u

Börülce türü

Peksimet

Avrupa'da bir ülke

Üstteki aktör

Gerçek

Baba

Güç, kudret

Tak›m (K›sa)

Hizip

Tah›l tozu

Maç› yönetenkimse

Radyumunsimgesi

Koca

‹zmir'in bir ilçesi

K›flla kap›s›

Yaflam

Zerdali,kay›s› kurusu

fiart edat›

Ülkemizin bir bölgesi

“Kral …”(Shekespeare)

Dudak (Eski dil)

Dokunakl›söz

Tak›mada

Mersin'ineski ad›

Yunanistanbaflkenti

Has ta ba k› lan yer

Tekel idaresi(Eskiden)

Fiyat, saatçizelgesi

Dahil

‹yi, pekiyi

Ortakl›k türü

Sadist

fiahit

Adese

Geri çevirme

Alttaki aktör

Ba€›ml›

Diploma, izin

Metalolmayanelement

Art›rma

Radyumunsimgesi

Nevflehir'inilçesi

‹lham

Büyük zoka

Hangi kifli

Berilyumunsimgesi

Pen ce re ka -pa ma düzeni

Çok anlay›fll›,sezgili

Toprakkaymas›

Sinek

Bir do€aolay›

Fiyat, de€er

Kayak

Sonsuza dek

Un, et,bamyayeme€i

Sahip

Donuk renk

Kumandan(Eski dil)

Tepi

Zay›f, c›l›z

Sanat

K›s›r,verimsiz

Karadenizhalk oyunu

Bir nota

Antlaflma

Kal›n kumafl

Koruma

Müzikalsahne oyunu

Favori

Bir ba€laç

Eski kitapsatan

Karfl›yakaSpor Kulübü

(K›sa)

Hitabet sanat›

“… Mansur”(Sanatç›)

S›k gözlü a€

‹talya'da(Sicilya) biryanarda€

Kat›fl›ks›z,saf

Dükkan

Eti be€enilenmürekkep

bal›€›

Fas'›nbaflkenti

Lisan

Bir tür bafll›k

Evcil birgeyik türü

Gelecek

Öküz yemli€i

Arnavutlukplakas›

Saz›n sesiniayarlama

Kocaman vea€›r kitle

Sar› k›rm›z›Çin ipeklisi

M›s›r unupidesi

Mezbaha

Büyük sülale

Aç›ktan a盀a

Klakson

A€z›na kadar dolu

Olumsuzlukanlatan önek

Danimarkaplakas›

Düzine say›s›

Temel, ana

Ka€›t, kartontutaca€›

Tav›r,davran›fl

Romanyaplakas›

‹laç, deva

‹stem d›fl›kas hareketi

Titan›nsimgesi

Metal

Ö€retim

Bir nota

Bayramdanbir önceki

gün

fiaflmaünlemi

Dingil

Giysidetak›m

TOLGA ÇEV‹K

SAL‹H KALYON

Page 28: Zaman France N°246 - TR

f28spor

4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

İsveç dil kurumu İbrahimovic’ten esinle-nerek ‘Zlatanera’ kelimesini resmi söz-lüklere ekleme kararı aldı. Zlatanera = hakim olmak, hükmetmek anlamında artık İsveç dilinde kullanılacak.Dünyaca ünlü golcü Zlatan İbrahimoviç, kendi adını ülkesinde dil literatürüne girmesini sağladı. İsveç Dil Kurumu, ünlü

futbolcudan esinlenerek ‘Zlatanera’ keli-mesine resmiyet kazandırdı. 40 dil uzmanın ortak kararıyla İsveççeye kazandırılan kelime “hakim olmak, hük-metmek” anlamında kullanılacak. Bu karar özellikle, Paris Saint Germain’de gollerine devam eden 31 yaşındaki golcü oyuncu ve hayranlarını sevindirdi.

İBRAHİMOVİÇ’İN ADI ÜLKE DİLİNE

GİRDİ28

HASAN CÜCÜK KOPENHAG

-‘Değişik ülkelerde düzenlenecek bir Avrupa Şampiyonası, turnuvanın ruhu-

nu öldürür.’ Bu sözler, Türkiye’nin en ciddi aday ülke olarak ön plana çıktığı 2020 Avrupa Şampiyonası’nın 12-13 ülkede yapılmasını öneren UEFA Başkanı Michel Platini’ye kar-şı söylendi. Söyleyen isim sıradan biri de-ğil: FIFA Genel Sekreteri Jerome Valcke… Platini’nin vatandaşı olan Valckle, birçok Avrupa ülkesinin ‘devrim niteliğinde’ diyerek sahiplendiği fi krin asla Dünya Kupası için dü-şünülmeyeceğini ifade etti.

Türkiye’nin bitmeyen sevdalarının ba-şında olimpiyatlara ev sahipliği geliyor. Bu sevdadan vazgeçmeyen Türkiye, hedefl erine Avrupa Şampiyonası’nı da ekledi. Euro 2016 için son ikiye kalan Türkiye, bir oy farkla ev sahipliğini Platini’nin ülkesi Fransa’ya kaptır-dı. Türkiye’nin yeni hedefi Euro 2020 olurken, diğer adaylar Gürcistan ve Galler-İskoçya-İr-landa ortaklığıydı. Aday listesine bakıldığında Türkiye kesin favori olarak ön plana çıkıyor-du. Avrupa’nın büyük bölümü ekonomik krizle uğraşırken, ‘Kriz bizi teğet geçti’ diyen Başbakan Erdoğan, Euro 2020 için devletin tüm garantileri verdiğini ifade ediyordu. Ar-tık her şey, adımızın UEFA tarafından resmen açıklanmasına kalmıştı.

Platini, Euro 2020’nin 12-13 değişik ül-kede yapılmasının ilk işaret fi şeğini Euro 2012 fi nali öncesi Kiev’de düzenlediği basın toplantısında verdi. “Bu sadece bir düşünce. Henüz hiçbir şey netleşmedi.” diyen Platini, 2020’nin şampiyonanın 60. yılı olduğunu, değişik ülkelerde yapılmasıyla kutlamanın

tüm Avrupa çapında olacağını ifade ediyordu. Platini’nin zamanlaması mükemmeldi. Euro 2012’ye Polonya ve Ukrayna ev sahipliği yap-mıştı. Katılan ülkelerin en büyük şikâyeti, ta-kımların maçlar için çok uzak şehirlere gitmek zorunda kaldığıydı.

Şampiyonanın 13 değişik ülkede dü-zenlenmesinin bir defaya mahsus olması, en ciddi adayın Türkiye olmasından dolayı ister istemez ‘yine mi bir çifte standart var’ düşüncesi akıllara gelmiyor değil. Platini ay-rıca, Avrupa Şampiyonası’nın ülkelere bü-yük maddi yük getirdiğini, ülkelerin 10 yeni stat inşa etmesi gerektiğini söylüyordu. Oysa Türkiye bu konuda devlet garantisi veriyordu. Platini adeta, Türkiye’yi Türk hükümetinden daha çok düşünüyordu. UEFA Başkanı’nın bu gerekçesi de oldukça zayıftı. Ülkeler kendi istekleriyle aday oluyordu. Zorla hiçbir ülke-ye şampiyona verilmediği gibi, uzun adaylık sürecinde her şey en ince ayrıntısına kadar in-celeniyordu. Şampiyonanın 13 değişik ülkede ‘sadece bir kez’ yapılacak olması, taraftarın ve ülke ekonomilerinin düşünüldüğü fi krini yerle bir ediyordu. Türkiye muhtemelen Euro 2024’e de aday olacak. Coğrafi mesafeler de değişmeyecek. UEFA nasıl bir karar verecek bakalım?

TÜRKİYE HARİÇ HERKES DESTEKLİYORPlatini’nin 2020 Avrupa Şampiyonası’nı 13 farklı ülkede düzenleme fi kri Türkiye dışında 52 ülke tarafından destekleniyor. Almanya Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Helmut Sandrock, ülke olarak Türkiye’nin adaylığını destekleme kararı aldıklarını ancak Platini’nin

fi krinin kendileri için de cazip olduğunu açık-ladı. Aksiyon’un sorularını cevaplayan UEFA İcra Komitesi Üyesi ve Danimarka Futbol Federasyonu Başkanı Allan Hansen de ülke olarak Platini’nin fi krine tam destek verdikle-rini söyledi. Hansen, Euro 2020 ile ilgili nihai kararın Mayıs 2013’te verileceğini belirterek tıpkı Platini’nin ortaya koyduğu argümanları sıraladı. Israrlı sorularımız karşısında “Bu ko-nuda açıklama yetkisi UEFA’da.” diyen Han-sen, “Kararda, kesinlikle Türkiye’nin en ciddi aday olmasının etkisi yok. Şampiyonanın 60. yılı dolayısıyla organizasyonun tüm Avrupa çapında yapılmasını amaçlıyor.” ifadelerini kullandı.

Platini’ye destek verenlerden biri de İngil-tere Futbol Federasyonu Başkanı David Bern-stein oldu. Bernstein, yarı fi nal ve fi nal maçla-rına Wembley Stadı’nın ev sahipliği yapması için çalışacaklarını söyledi.

TÜRKİYE’NİN GÖNLÜ ALINACAK AMA...Euro 2016’dan itibaren Avrupa Şampiyona-sı’nda takım sayısı 24’e çıkacak. UEFA’ya üye 53 ülkenin neredeyse yarısı şampiyonada kupa için mücadele edecek. Euro 2020’nin grup ve çeyrek fi nal maçları 12 değişik ülke-de oynanacak. Yarı fi naller ve fi nal 13. ülke-de gerçekleştirilecek. Bu ülkeler henüz net değil. Bu konuda Alman Bild gazetesi, 12 ülkenin tespitinde FIFA sıralamasının dikka-te alınacağını yazdı. Yarı fi nal ve fi nal maç-ları için İstanbul’un adı öne çıkıyor. Böylece Türkiye’nin gönlünün alınabileceği düşünü-lüyor. Bu yolla ileride muhtemel bir Euro 2024 adaylığının önü de pekâlâ kapatılabilir.

EURO 2020 İÇİN PLATİNİ OYUNU

Euro 2016’yı az farkla Fransa’ya kaptıran Türkiye’nin Euro 2020’ye ev sahipliği yapmasına kesin gözüyle bakılıyor-du. Fakat UEFA’nın Fransız başkanı Platini, çeşitli bahanelerle 2020’yi 13 farklı ülkede düzenlemek istiyor.

Platini’nin Euro 2012 fi nali öncesinde ‘Sadece düşünce’ diye açıkladığı bu proje geçen hafta gerçeğe dönüştü. UEFA İcra Komitesi, 7 Aralık’ta Lozan’da yaptığı toplantıda Euro 2020’nin 13 değişik ülkede yapılmasına karar verdi. UEFA Başkanı Michel Platini’nin ‘fi kir babası’ olduğu düşünceye yönetim kurulu üyelerinden sadece Şenes Erzik ‘hayır’ derken, diğer üyelerin tamamı destek verdi.

} }

Page 29: Zaman France N°246 - TR

SPOR29 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

-Türkiye Futbol Federas-yonu'nun verilerine göre,

ligin ilk yarısında top, 411 kez ağlarla buluşurken, goller en çok 44. ve 89. dakikalarda atıldı.

Futbolseverler, karşılaşmaların 89. dakikasında 24 kez gol sevinci yaşarken, 44. dakikada gelen 15 golle de devre arasına umutlu girdi.

En fazla gol atılan diğer daki-

kalar ise 83. ve 60. ve 66. dakikalar oldu. Hakemler, 83. ve 60. dakika-larda 10'ar, 66. dakikada da 8 kez santra noktasını gösterdi. Başlama düdüğünün ardından ilk dakikada 2 gol kaydedilirken, 90. dakikada gelen 5 gol de, bazı taraftarları sevindirirken, bazılarını üzdü.

FUTBOLCULAR AYAKLARINI ÇALIŞTIRDI Öte yandan, ligin ilk yarısında en

fazla gol ayaklardan geldi. 411 go-lün 313'ü ayak vuruşuyla atılırken, 67'si kafa vuruşuyla kaydedildi. Futbolcular, 23 kez penaltı atışında kaleciyi mağlup ederken, 8 defa da topu kendi kalesine gönderdi.

İlk yarının en golcü takımı Beşiktaş ise, attığı 37 golün 28'ni ayaklardan, 7'sini kafalardan, 2'sini de penaltılardan buldu.

Beşiktaş'ın en golcüsü 9 golle Hugo Almeida olurken, Porte-kizli futbolcu, bu gollerden 4'ünü kafa, 3'ünü ayak, 2'sini de penaltı vuruşuyla attı.

Spor Toto Süper Lig'in ilk yarısı, ilk devrenin ve maçın bitimine ''bir'' dakika kala gelen gollere sahne oldu.

GOLE ‘BİR’ KALA...

Ligin ilk yarısında 44. dakikada 15, 89. dakikada ise 24 gol atıldı. Toplam atılan 411 golün 313'ü de ayaklardan geldi

ise 24 gol atıldı. Toplam atılan

-Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Ayba-

ba, ara transferin zor olduğunu belirterek,

Brezilyalı oyuncu Nene ile ilgili çalışmalarının

olduğunu söyledi.Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin Antal-

ya'da düzenlediği Sporun Zirvesi Semineri'ne

katılan Samet Aybaba, oturumun ardından ba-

sın mensuplarına kısa bir açıklama yaptı.

Samet Aybaba, Fenerbahçe'nin eski futbol-

cusu Reto Ziegler'le ilgili transfer çalışmalarının

olmadığını dile getirdi. PSG takımında forma

giyen Brezilyalı futbolcu Nene ile ilgili çalışma-

larının olduğunu kaydeden başarılı hoca, “Bu

sadece bizim elimizde değil. Devre arası trans-

feri en zor şey. İyi oyuncu istiyoruz. Takımımı-

zın düzenini, sistemini bozmayacak oyuncu

arıyoruz. Bu nedenle biraz zorlanıyoruz. Bir çok

oyuncuyla görüşüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Aybaba, takımından memnun olduğunu

da aktararak, “Takımımızdaki oyunculardan

memnunuz. Takımımıza katkısı olacak, onların

birlikteliğini bozmayacak, maddi anlamda da

içerideki dengeyi bozmayacak oyuncu arıyo-

ruz.” şeklinde konuştu.

Samet Aybaba: Nene ile ilgili çalışmalarımız var

Beşiktaş, Paris Saint Germain forması giyen Brezilyalı fut-

bolcu ile yakından ilgileniyor.

-Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'de sezonun ilk yarısında toplamda en az kart gören ekip oldu.

Sarı-kırmızılı futbolculara, ligin ilk yarısında 29 sarı, 2 kırmızı olmak üzere toplam 31 kart gösterildi. Top-lamda ligin en az kart gören ekibi olan Galatasaray, 29 kartla da en az sarı kart gören ekip olarak dikkati çekti.

Felipe Melo, Galatasaray'da ilk yarıda en fazla kart gören oyuncu olurken, oynadığı 14 karşılaşmada 1 kez kırmızı kart ile cezalandırıldı, 3 kez de sarı kart gördü. “Cim Bom''da kırmızı kart gören diğer oyuncu ise ka-leci Fernando Muslera'ydı. Sarı-kırmızılı ekipte Selçuk İnan da 5 kartla en fazla sarı kart gösterilen futbolcu unvanını aldı.

ENGİN 11 MAÇ OYNAYAMADI Galatasaraylı futbolcu Engin Baytar, sezon öncesinde TFF Süper Kupa'daki Fenerbahçe maçından aldığı ceza nedeniyle takımını 11 lig maçında yalnız bıraktı.

Sarı-kırmızılı takımda bu sezon ligde 4 maçta top-lam 162 dakika forma giyen Engin, 1 de sarı kart gördü.

CENTİLMENLER Galatasaray'da ligin ilk yarısında görev yapan futbol-culardan 9'u kart görmedi.

Sarı-kırmızılı ekipte Emmanuel Eboue, Johan El-mander, Yekta Kurtuluş, Tomas Ujfalusi, Sabri Sarı-oğlu, Ufuk Ceylan, Sercan Yıldırım, Çağlar Birinci ve Ceyhun Gülselam ilk yarıyı kart görmeden tamamladı.

En centilmen Galatasaray

FERHAN KÖSEOĞLU PARİS

-Paris Saint Germain (PSG) Tek-nik Direktörü Carlo Ancelotti,

Paris ekibinin Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona'dan sonra geldiğini söyledi.

Ancelotti, “Benim için Şampiyon-lar Ligi'nde farklı olan bir ekip var. O da Barcelona. Peşinden de küçük PSG ve Juventus geliyor.” diye konuştu. Milan'la iki kez şampiyonlar ligi kupa-sını kaldıran İtalyan teknik adam PSG ile de bunu başarabileceklerini belirtti.

Ancelotti, Paris Saint Germain'in 40 milyon Euro'ya Sao Paulo'dan transfer ettiği Lucas Moura'nın da 30 Aralık'ta takıma katılacağını söyledi.

Şampiyonlar Ligi ikinci turunda son 16 ekip arasına kalmayı başaran Paris Saint Germain, Valencia ile eş-leşmişti.

Paris ekibi, Fransa Birinci Ligi'nin ilk yarısını da 38 puanla, aynı puana sahip Lyon ve Marsilya'nın önünde ilk sırada tamamladı.

Ancelotti: Barcelona’dan sonra PSG geliyorAncelotti, İtalya’nın Milan takımı ile iki kez şampiyonlar ligi şampi-yonu sevinci yaşadı.

Page 30: Zaman France N°246 - TR

SPOR30 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE

-Teknik direktör Aykut Kocaman’ı is-tifasını geri çekmesinin ardından

Fenerbahçe’de gözler transfer çalışmalarına çevrildi. Fenerbahçe, geçen yaz 15 mil-yon euroya anlaşmasına rağmen renk-lerine bağlayamadığı 22 yaşındaki Faslı Belhanda’nın transferinde sona yaklaştı.

Montpellier'in yıldızının, takımı Şam-piyonlar Ligi'nde bekleneni bulamayın-ca ayrılma kararı aldığı öne sürülürken;

Aykut Kocaman'ın Belhanda'yı takı-ma görmek istediği ifade edildi.

Sarı lacivertliler geçtiğimiz yaz transfer etmek istediği

Faslı oyuncunun kulü-büyle 15 milyon Euro'ya anlaşmış ancak oyuncu-dan ‘ret’ yanıtını almıştı.

Montpellier alt yapısından yetişen Belhanda, 148 resmi maça çıkıp 26 gol atmayı başardı.

Fener, Belhanda’nın peşini bırakmıyor

-Spor Toto Süper Lig'de 2012-2013 sezonunun ilk yarısında en erken golü Galatasaraylı futbolcu

Umut Bulut attı. Ligin 15. haftasında, 8 Aralık 2012 tari-hinde Sivas'ta yapılan Sivasspor-Galatasaray (1-3) ma-çında 45. saniyede takımını öne geçiren milli futbolcu, aynı zamanda sezonun en erken golünü kaydetti.

Bu arada, Mersin İdmanyurdu-Eskişehirspor (1-3) maçında Eskişehirsporlu Kamara 55. saniyede fi leleri havalandırdı ve sezonun en erken ikinci golünü atmış oldu.

İLK 3 DAKİKALARDA TOPLAM 7 GOL ATILDI Süper Lig'de ilk yarı boyunca maçların ilk 3 dakikaları içinde toplam 7 gol atıldı. Umut Bulut ve Kamara'nın yanı sıra, Ordusporlu Barral ve Gençlerbirliği'nden Petrovic 2. dakikalarda, Gaziantepsporlu Medunjanin, Trabzonsporlu Adrian ve Beşiktaşlı Holosko ise 3. daki-kalarda takımları adına gol sevinci yaşadı.

EN ERKEN GOLLER YABANCILARDAN Süper Lig'de ilk yarının en erken 7 golünden 6'sında ya-bancı futbolcuların imzası bulunuyor. Sezonun en erken golüne 45. saniyede imza atan Galatasaray'ın milli fut-bolcusu Umut Bulut'un dışındaki diğer 6 golü yabancı oyuncular kaydetti.

Eskişehirspor'un Fransız futbolcusu Diomansy Ka-mara, Orduspor'un İspanyol oyuncusu David Bar-ral, Gençlerbirliği'nden Sırp Radosav Petrovic, Gaziantepspor'un Bosna-Hersekli oyuncusu Haris Medunjanin, Trabzonspor'un Po-lonyalı futbolcusu Adrian Mierzejewski ile Beşiktaş'ın Slovak oyuncusu Filip Holosko, maçların ilk 3 dakikaları içinde fi leleri havalandırdı.

GOLÜN KOKUSUNUONDAN HIZLI ALAN YOK!

-Teknik direktör Aykut Kocaman’ı is-tifasını geri çekmesinin ardından

Fenerbahçe’de gözler transfer çalışmalarına çevrildi. Fenerbahçe, geçen yaz 15 mil-yon euroya anlaşmasına rağmen renk-lerine bağlayamadığı 22 yaşındaki Faslı Belhanda’nın transferinde sona yaklaştı.

Montpellier'in yıldızının, takımı Şam-piyonlar Ligi'nde bekleneni bulamayın-ca ayrılma kararı aldığı öne sürülürken;

Aykut Kocaman'ın Belhanda'yı takı-ma görmek istediği ifade edildi.

Sarı lacivertliler geçtiğimiz yaz transfer etmek istediği

Faslı oyuncunun kulü-büyle 15 milyon Euro'ya anlaşmış ancak oyuncu-dan ‘ret’ yanıtını almıştı.

Montpellier alt yapısından yetişen Belhanda, 148 resmi maça çıkıp 26 gol atmayı başardı.

Fener, Belhanda’nın peşini bırakmıyor

Spor Toto Süper Lig'de 2012-2013 sezonunun ilk yarısında en erken golü Galatasaraylı futbolcu

Umut Bulut attı. Ligin 15. haftasında, 8 Aralık 2012 tari-hinde Sivas'ta yapılan Sivasspor-Galatasaray (1-3) ma-çında 45. saniyede takımını öne geçiren milli futbolcu, aynı zamanda sezonun en erken golünü kaydetti.

Bu arada, Mersin İdmanyurdu-Eskişehirspor (1-3) maçında Eskişehirsporlu Kamara 55. saniyede fi leleri havalandırdı ve sezonun en erken ikinci golünü atmış

Süper Lig'de ilk yarı boyunca maçların ilk 3 dakikaları içinde toplam 7 gol atıldı. Umut Bulut ve Kamara'nın yanı sıra, Ordusporlu Barral ve Gençlerbirliği'nden Petrovic 2. dakikalarda, Gaziantepsporlu Medunjanin, Trabzonsporlu Adrian ve Beşiktaşlı Holosko ise 3. daki-

EN ERKEN GOLLER YABANCILARDAN Süper Lig'de ilk yarının en erken 7 golünden 6'sında ya-bancı futbolcuların imzası bulunuyor. Sezonun en erken golüne 45. saniyede imza atan Galatasaray'ın milli fut-bolcusu Umut Bulut'un dışındaki diğer 6 golü yabancı oyuncular kaydetti.

Eskişehirspor'un Fransız futbolcusu Diomansy Ka-mara, Orduspor'un İspanyol oyuncusu David Bar-ral, Gençlerbirliği'nden Sırp Radosav Petrovic, Gaziantepspor'un Bosna-Hersekli oyuncusu Haris Medunjanin, Trabzonspor'un Po-lonyalı futbolcusu Adrian Mierzejewski ile Beşiktaş'ın Slovak oyuncusu Filip Holosko, maçların ilk 3 dakikaları içinde fi leleri havalandırdı.

ONDAN HIZLI ALAN YOK!

Spor Toto Süper Lig'de sezonun ilk yarısında ilk 3 dakikalar içinde toplam 7 maçta gol atılırken, bu karşılaşmalarda öne geçen taraf maç sonunda da galip geldi.

Sivasspor-Galatasaray (1-3), Mersin İdmanyurdu-Eskişehirspor (1-3), Ordus-por-Kayserispor (3-2), Gaziantepspor-Gençlerbirliği (2-3), Gaziantepspor-Orduspor (3-0), Trabzonspor-Akhisar Belediyespor (3-1), Beşiktaş-Akhisar Belediyespor (3-1) maçlarında ilk 3 dakikalar içinde öne geçen taraf, maç sonunda da 3 puana ulaştı.

ERKEN ÖNE GEÇEN

KAZANDI

Page 31: Zaman France N°246 - TR
Page 32: Zaman France N°246 - TR

AY’A GİDECEK TURİST ARANIYOR NASA’nın eski yöneticileri , Ay’a turist göndermek için özel bir şirket kurdu. 2020 yılından önce ilk seferi yapmayı planlayan “Golden Spike’’ Ay’a iki kişilik yolculuk için 1,5 milyar dolar ödemeyi kabul edecek ülkelerle temasa geçecek. Yolculuğun araştırma ya da milli itibar amaçlı olabileceği belirtildi.

ORHAN NURİ KÜLAHCIOĞLU BANGKOK

-Tayland’daki ‘Cennetteki Sanat’ adlı müzede yer alan tabloların hepsi 3 boyutlu. Ziyaretçiler, resmedilen

manzaranın içindeymiş gibi olmanın mutluluğunu yaşıyor.Birçok sergiye adım atmanızla ‘Lütfen tablolara dokun-

mayınız’ levhasını görmeniz bir olur. Ne var ki Tayland’ın turistik merkezlerinden Pattaya şehrinde yer alan ‘Cennet-teki Sanat (Art in paradise)’ adlı müze için bu durum söz konusu değil. Zira müzedeki 140’a yakın tablonun hepsi 3 boyutlu. Böylelikle tablolara yaklaşarak ya da dokunarak resmedilen manzaranın içindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Dünyanın en büyük “hileli 3 boyutlu sanat müzesi” olarak adlandırılan sergi, 12 Koreli ressam tarafından 6 aylık bir çalışma sonucunda hazırlandı. Ziyaretçi akınına uğrayan

müze, değişik temalar ile çizilmiş 3 boyutlu resimlerle iz-leyenleri değişik kültürlere götürüyor. Resimlerin yanında bir de nerede durulması gerektiğini yazan açıklamalar bu-lunuyor. 580 metrekareye kurulmuş müze, hafta sonları 8 bine yaklaşan ziyaretçi sayısına ulaşıyor.

Müze yetkililerinden Autchara Nualsawad, insanların müzelere gittiklerinde sanatı uzaktan izlemekle yetindikle-rine dikkat çekiyor. Müze içerisinde her yerde “dokunma-yınız” yazısı görüldüğünü kaydeden Nualsawad, bundan dolayı insanları sanat ile nasıl iç içe aynı temada birleştiririz düşüncesi ile hareket ettiklerini anlatıyor. Daha sonra da böyle bir müze kurmayı planladıklarını ifade ediyor. Nu-alsawad, müzeye gelen ziyaretçilerin çok mutlu bir şekilde ayrıldıklarını kaydediyor.

Müzedeki resimlerin insansız bir anlam ifade etmediğini belirten müze yetkilisi Autchara Nualsa-wad, resmi tamamlayan unsurun insan olduğunu dile getiriyor.

Bu tablolara dokunmak yasak değil

-Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin, son yıllar-

da yavaşlayan ekonomik büyümeyi artırmak için demiryollarına büyük yatırımlar yapıyor. Bunun son örne-ği, bin 298 kilometrelik dünyanın en uzun yüksek hızlı tren hattı. Başkent Pekin ile güneydeki ticaret merkez-lerinden liman şehri Guangzhou’yu birbirine bağlayan hızlı trenin aza-mi hızı 350 kilometre. Aralarında Shijiazhuang, Zhengzhou, Wuhan ve Changsha’nın da bulunduğu 35 yerde duracak olan tren ile Pekin ve Guangzhou arasındaki ulaşım za-manı 20,5 saatten 8 saate düşürüldü.

Eksi 40 derecede çalışabilen hızlı trenin yolcu taşıma kapasitesi günlük 215 bin kişi.

En uzun hatlı hızlı tren, yolcu taşımaya başladı

-Çin’de düzenlenen Jingyue Kar Festivali kapsamında bir

araya gelen bir grup sanatçı, kardan görkemli binalar inşa etti. Günler süren çalışmalar sonucu çeşitli alet-leri kullanarak karı şekillendiren ekipler, ortaya birbirinden güzel eser çıkardı. Binaların yanı sıra at sürüsü, Disney şatosu da yapılarak festival için hazır hale getirilen ya-pıtlar arasında.

Kar yağdı, sanat göründü