kids&gourmet june 2015

94
23 SAYI ZEKİ, BAŞARILI, FÜTÜRİST VE HARİKA BİR BABA: ALPHAN MANAS ÜSTÜN ZEKÂLI VE YETENEKLİ ÇOCUKLAR DR. ÖZGÜR BOLAT YENİ BİR SAYGUN YA DA CHOPİN Mİ YETİŞİYOR www.kidsgourmet.com.tr AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ HAZİRAN 2015 / SAYI 23 ISSN:2149-1674

Upload: kidsgourmet

Post on 22-Jul-2016

233 views

Category:

Documents


11 download

DESCRIPTION

Türkiye'nin İlk Sağlıklı Beslenme ve Anne Dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: Kids&Gourmet June 2015

23SAYI

ZEKİ, BAŞARILI, FÜTÜRİST VE

HARİKA BİR BABA: ALPHAN MANAS

ÜSTÜN ZEKÂLI VE YETENEKLİ

ÇOCUKLARDR. ÖZGÜR BOLATYENİ BİR SAYGUN YA DA CHOPİN Mİ

YETİŞİYOR

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ HAZİRAN 2015 / SAYI 23ISSN:2149-1674

Page 2: Kids&Gourmet June 2015

BABALAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

Page 3: Kids&Gourmet June 2015

SERAP TORUN

editör

Bu ay üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar konusuna giriş yapıyoruz. Giriş yapıyoruz diyorum zira konu çok geniş ve her yönüyle tek sefer de ele almak mümkün değil. Konuyla ilgili olarak Eğitim Bilimci, Akademisyen, Yazar Dr. Özgür Bolat ile üstün zekâlı ve yetenekli çocukların özellikleri, eğitimleri hakkında yaptığım röportajda, aslında ülkemizde bu özel çocuklara henüz hak ettikleri eğitimi veremediğimizi bir defa daha anladım.

Ancak bu konuda atılmakta olan adımlar beni geleceğe yönelik oldukça umutlandırıyor. Gelecek demişken, bu özel çocuklar için geleceği iyi gören Fütüristler Derneği Onursal Başkanı, Mensa Üstün Zekâlı ve Yetenekliler Derneği Onursal Başkanı, İnovatif Yatırımcı, Brithwell Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alphan Manas ile de üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar konusuna değindik. Tabii Alphan Manas ile bir araya gelince sadece bu konu ile yetinmedik, “Babalar Günü” sebebiyle ebeveynlikten, kızı Hazal ve ikizler Erk ve Dinç’ten de söz ettik. Teknoloji ve girişimciliği de ele almadan geçmediğimiz röportajın sizlerin de ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

Üstün zekâ ve yetenek aslında iki ayrı kavram. Bilişsel zekâyı IQ testleri ile tespit edebiliyoruz. Peki yeteneği kim, nasıl keşfedecek? O noktada, dünyaca ünlü piyanist, Devlet Sanatçısı Gülsin Onay bana “Yani bir Saygun ya da Chopin doğuyor olabilir” dedi. 1.Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışmasında 11-17 yaş grubunda birincilik ödülünü kazanan, Jüri Başkanlığını Sn. Gülsin Onay’ın yaptığı yarışmada, Ahmed Adnan Saygun Özel Ödülü’ne de layık görülen Tuna Bilgin’in yeteneğini, Gülsin Onay ile yaptığım röportajda okuyabilirsiniz.

Karneleri nasıl olursa olsun tüm çocuklarımızın yanaklarından öpüyor ve tebrik ediyorum.

Page 4: Kids&Gourmet June 2015
Page 5: Kids&Gourmet June 2015

YayıncıSerap TORUN - KG Yayıncılık ve İletişim

Genel Yayın YönetmeniSerap [email protected]

Sağlık Editörü - Tıp DanışmanıDr. Enver Mahir GÜLCAN Acıbadem Sağlık Grubu,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı mahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

Çeviri (İngilizce)Ekrem UZBAY www.ekremuzbay.com

Reklam PazarlamaMobilikewww.mobilike.comTel: +90 212 281 33 55

Sanat YönetmeniGüray ERGÜNwww.gurayergun.com

FotoğrafNimet KENTEL instagram: dogumhikayesi

Katkıda Bulunanlar - Yazarlar• Prof. Dr. Cihat ŞenKadın Doğum ve Perinatoloji İstanbul Ünv. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim ÜyesiPerinatal Tıp Vakfı Başkanı

• Dr. Enver Mahir GÜLCANÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme UzmanıAcıbadem Maslak ve Kadıköy Hastanesi

• Deniz ÖZKILIÇ KABULUzman Gelişim Psikoloğu- Sens Gelişim Akademisi

• Sebahat BAĞBARSGazeteci – Yazar

• Dyt. Figen Fişekçi ÜVEZFit Yaşam ve Danışmanlık

Yönetim yeriEmail : [email protected]

Her Hakkı SaklıdırDergide yayımlanan yazı, makale, fotoğraf, illüstrasyon ve yazıların her hakkı saklıdır. Elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Kids&Gourmet Dergisi® dergisine aittir. Yazılı ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. İlanların sorumluluğu ilan verene aittir. Yazarların yazılarının sorumluğu kendilerine aittir.Bu dergi Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.

Dikkat: Kids&Gourmet dergisinde yayınlanan sağlık konularındaki yazılar, yalnızca tavsiye niteliğinde olup bilgilendirme amaçlıdır. Sağlık sorunlarınızla ilgili olarak lütfen uzman hekimlere danışınız.

İLAN SAYFADESİTİN 4ONBİRONBİR 6 LÖSEV 12TOHUM VAKFI 24

ISSN:2149-1674

İÇİNDEKİLEREDİTÖR 1AJANDA 3/5

UZMAN GÖRÜŞÜ 7-11İNEK SÜTÜ VE DİĞER BESİN ALERJİLERİ

UZMAN GÖRÜŞÜ 73-76ANNE ADAYLARI NASIL BESLENMELİ?

UZMAN GÖRÜŞÜ 79-82YAZ MEVSİMİNDE SİZİ BEKLEYEN TUZAKLARA DÜŞMEYİN!

UZMAN GÖRÜŞÜ 35-37EH AMA BİRAZ SAYGI LÜTFEN...

ANNELERDEN 65-68EVDE YAPRAK DÖNER (1 Yaş ve Sonrası)

RÖPORTAJ 17-22ZEKİ, BAŞARILI, FÜTÜRİST VE HARİKA BİR BABA: ALPHAN MANAS

RÖPORTAJ 33-34YENİ BİR SAYGUN YA DA CHOPİN Mİ YETİŞİYOR?

RÖPORTAJ 25-30ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÇOCUKLAR

ÖZEL HABER 13-1624. ULUSLARARASI ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI

TANITIM 69-72SAĞLIĞIMIZ GÜVENLİ ELLERE EMANET EDİLMELİ

TANITIM 83-84AVANTGARDE COLLECTİON SEZONA HIZLI VE CESUR BİR GİRİŞ YAPTI

KÜLTÜR & SANAT 87-90

ALIŞVERİŞ - BABA 77-78

ALIŞVERİŞ - Çocuk 31-32

YEMEK TARİFLERİ 41-48KADINBUDU KÖFTE (1 yaş ve sonrası)ETLİ SEBZELİ PÜRE (8 ay ve sonrası)

BLOG YEMEK YAZARI 59-64AVOKADOLU BİBER DOLMASI KABAK ÇANAĞI

NOT DEFTERİ 23-24DEMİR EKSİKLİĞİ ÇOCUKLARDA ZEKA DÜZEYİNİ ETKİLİYOR

SPOR 85-86

EXECUTIVE CHEF 39-58KİNOA KAHVALTISI (8 Ay ve Sonrası)KİNOALI PEMBE SULTAN (8 Ay ve Sonrası)MEYVELİ KİNOA FESTİVALİ (8 Ay ve Sonrası)BEZELYE ÇORBASI (1 Yaş ve Sonrası) SOMON FIRIN (9 Ay ve Sonrası)ŞEKERSİZ UNSUZ YULAF EZMELİ KURABİYE (1 Yaş ve Sonrası)MEYVELİ YOĞURT KÜPLERİ (1 Yaş ve Sonrası)

Page 6: Kids&Gourmet June 2015

3

AJANDAHAZİRAN 2015

İSTANBUL YELKEN KLÜBÜ YAZ OKULU 2015 KURS DÖNEMLERİ Yaş Grupları: 6 – 12 yaş / 13 – 17 yaşYaz Okulu DönemleriDönem 1: 22 Haziran 2015 - 10 Temmuz 2015Dönem 2: 20 Temmuz 2015 - 07 Ağustos 2015Dönem 3: 10 Ağustos 2015 - 28 Ağustos 2015Dönem 4: 31 Ağustos 2015 - 11 Eylül 2015Yaz Okulu ProgramıDersler 3 hafta boyunca pazartesi ve cuma günleri arasında yapılır; 10.00’da başlar, 16.00’da sona erer. Kurs Fiyat Bilgisi06-12 yaş: 2250 TL - 12-17 yaş: 2250 TLPeşin ve taksitli ödeme seçenekleri mevcuttur. Detaylı bili için: http://www.iykyelkenokulu.com

KOÇ ÜNİVERSİTESİ’DEN ÇOCUKLAR İÇİN EĞLENCELİ İNGİLİZCEKoç Üniversitesi, “Koç University English Language Center for Kids” Yaz Programları’na başvurular başlıyor. Programlarda 4-11 ve 9-13 yaş aralığındaki çocukların, farklı atölyeler, spor aktiviteleri ve sosyal etkinliklerle, İngilizce konuşma ve dinleme becerilerinin geliştirilmesi hedefleniyor. 22 Haziran 2015’te Koç Üniversitesi Rumelifeneri Kampüsü’nde başlayacak olan programlar, 28 Ağustos 2015’e kadar devam edecek.ELC for Kids Yaz Programları çocukların yaşıtlarıyla birlikte eğlenerek yaz tatillerini en verimli şekilde geçirmelerine olanak tanırken fitness, drama, baseball, havuz oyunları, golf, oryantiring, ultimate, fotoğraf, mutfak sanatları ve kamp gibi aktivite ve atölyelerle gelişimlerini destekleyecek. Programlarla ilgili ayrıntılı bilgi ve başvuru için http://kocelckids.ku.edu.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

ELC for Kids Yaz Programı Tarihleri:Yer: Koç Üniversitesi Rumelifeneri Kampüsü, SarıyerZaman: 22 Haziran – 10 Temmuz 20 Temmuz – 07 Ağustos 10 Ağustos – 28 AğustosSaat: Hafta içi her gün 09.00 – 15.00 Yoğun İngilizce Yatılı Yaz Programı Tarihleri:Yer: Koç Üniversitesi Rumelifeneri Kampüsü ve Yurtları, SarıyerZaman: 22 Haziran – 10 Temmuz 20 Temmuz – 07 Ağustos 10 Ağustos – 28 Ağustos

STOP MOTION YAZ ATÖLYESİAnimasyon yönetmeni Deniz Öcal tarafından Cihangir'de Çocuk Atölyesi'nde gerçekleştirilen Stop Motion Animasyon Atölyesi 5-12 yaş grubundaki çocuklara yönelik atölye 4 hafta boyunca ikişer saat olarak düzenleniyor. Atölye sonunda herkesin kendi ürettiği filmin kurgusu, yönetmen Deniz Öcal tarafından hazırlanıp DVD olarak teslim ediliyor.

Etkinlik: Stop Motion Animasyon AtölyesiEğitmen: Animasyon Yönetmeni Deniz Öcal - www.denizocal.comKatılımcı Sayısı: 15 kişiAtölye Tarihleri:14.06.2015 Pazar / 13:00-15:0021.06.2015 Pazar / 13:00-15:0028.06.2015 Pazar / 13:00-15:0005.07.2015 Pazar / 13:00-15:00Atölye Ücreti: 400 TL (4 Hafta / 8 Saatlik Atölye Ücreti)Bilgi ve ön kayıt için: www.cocukatolyesi.net - [email protected] 0530 104 15 99 Çocuk Atölyesi - Cihangir Mahallesi Oba Sokak 2-A Oba Apartmanı Beyoğlu / İstanbul

Page 7: Kids&Gourmet June 2015
Page 8: Kids&Gourmet June 2015

5

AJANDAHAZİRAN 2015

KEMER COUNTRY CLUB YAZ OKULLARIKemer Country Club ve Greenwood işbirliği ile gerçekleşen Summer Day Camp’ta çocuklar hem eğleniyor hem İngilizcelerini geliştiriyor.

Summer Day Camp; yüzme, binicilik, golf, tenis, basketbol, kampçılık, doğa sporları, sportif tırmanış, eskrim aktivitelerinin yanı sıra bilim, güzel sanatlar, drama, plastik sanatlar, ritim, Afrika dansları ve zumba, aşçılık, müzik-hareket atölyeleri ve ekoloji bahçesi ile çocuklara eğlenceli ve farklı birçok aktivite ile tanışma ve birebir deneyimleme imkanı sağlıyor. Kamp deneyimine sahip ve ana dili İngilizce olan grup koçları eşliğinde, her çocuk kendi yaş grubundan oluşan 6-8 kişilik ekiplerle birçok etkinlik ve atölye çalışmasına katılabiliyor. İngilizce konuşma ve anlama becerilerini geliştirirken, dil pratiği yapma fırsatı da buluyor.

Çocukların farklı spor branşlarını denemeleri için Kemer Country Club Yaz Akademisi

Golf akademisiHem üyeler hem de misafirler için hazırlanmış başlangıç seviyesinden tecrübeliye her seviyedeki golfçülere geniş bir yelpazede eğitimler sunuyor. Akademideki golf programları başlangıç golf programı ve ileri golf Programı olmak üzere ikiye ayrılıyor. Detaylı Bilgi ve İletişim İçin; 0212 239 87 20

Binicilik AkademisiBalkanların en büyük manejinin aralarında yer aldığı Kemer Country Atlı Spor Kulübü, benzersiz tesisleriyle çocuklarımıza da hizmet veriyor. Kemer Country Pony Club’ta binicilik dersleri iki ayrı bölüm halinde yapılıyor. Öncelikle at bilgisi derslerinde atlar hakkında pratik ve teorik bilgiler veriliyor, ardından pony club manejlerinde ikinci aşama olan biniş, özel atlama ve dresaj dersleri yapılıyor. Derslerle birlikte yapılan orman turları ve değişik atlı oyunlar eğitimi çok daha eğlenceli bir hale getiriyor. Detaylı Bilgi ve İletişim İçin; 0212 239 72 00

Tenis AkademisiTenis akademisi, performans antrenörlerinden oluşan kadrosuyla yaz aylarında hafta içi her gün çocuklara hizmet veriyor. Akademide Uluslararası Tenis Federasyonu tarafından geliştirilen “Mini Tenis Eğitimi” uygulanıyor.Detaylı Bilgi ve İletişim İçin; 0212 239 86 14

Basketbol AkademisiYaz döneminde sadece hafta içi yapılıyor. Basketbol akademisinden seçilen oyunculardan oluşturulan performans grupları, minik, küçük, yıldız, genç ve A takım kategorilerinde resmi müsabakalarda yer alıyor. Detaylı Bilgi ve İletişim İçin; 0212 239 86 14

Yüzme AkademisiDeneyimli hocalarla hazırlanan yüzme dersleri çocukların hem yüzme öğrenimlerini hem de yüzüş tekniklerini geliştiriyor. Detaylı Bilgi ve İletişim İçin; 0212 239 76 96

Greenwood Camp Doğa Sporları AkademisiHem üyeler hem de misafirler için hazırlanmış sportif tırmanış, orienteering, trekking, kampçılık, fly fox, okçuluk ve ip parkurları programlarından oluşuyor. Detaylı Bilgi ve İletişim İçin; 0212 239 70 10 Dahili 1484 * 0505 723 58 49 www.greenwoodcamp.com, [email protected]

Page 9: Kids&Gourmet June 2015
Page 10: Kids&Gourmet June 2015

7

İNEK SÜTÜ VE DİĞER BESİN ALERJİLERİ

1990 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul-Bakırköy Kadın-Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde ihtisasını 1996’da tamamladı. 1997-1999 yıllarında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Dalı, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı’nda yan dal ihtisasını yaptı. 2007-2012 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi, Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı, Yardımcı Doçentlik ve Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı görevlerini yürüttü. 2012 yılından bu yana Acıbadem Sağlık Grubu, Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı olarak görevini sürdürmektedir.

Çocukluk çağında kazanılan doğru beslenme alışkanlıkları, daha sonraki yaşlarda sağlığın korunması ve kaliteli bir yaşam sürdürebilmesi açısından çok önemlidir. Besin alerjileri, bebeklikten hatta anne karnından itibaren insan sağlığını etkilemektedir. Bu nedenle alerjisi olan bireylerin beslenmesine çok küçük yaşlardan itibaren dikkat edilmeli ve bireylerin alerjileri nedeniyle diyetlerinden çıkardıkları besinlerin yetersiz ve dengesiz beslenme durumuna yol açmaması sağlanmalıdır.

UZMAN GÖRÜŞÜ

Page 11: Kids&Gourmet June 2015

8

HAZİRAN 2015SAYI 23

Besin alerjisi nedir?Alerji, vücudun yabancı olarak tanıdığı solunan, yenen, iğne ile enjekte edilebilen veya deriye, akciğerlere doğrudan temas eden maddelere karşı oluşan, vücudun savunma mekanizmasının aşırı çalışma halidir. Besinlerin neden olduğu düşünülen her türlü olumsuz etkiyi besin alerjisi olarak tanımlamak, toplumda oldukça yaygın ama her zaman doğru olmayan bir tanımdır.

Besin reaksiyonlarını iki gruba ayırabiliriz:

1-Besin tahammülsüzlüğü (besin intoleransı): Herhangi bir alerjinin ve savunma sistemimizin aşırı reaksiyonunun olmadığı ve diğer mekanizmalarla ortaya çıkan besinlere karşı oluşan anormal reaksiyonlardır.

2.Besin alerjisi: Savunma sistemi aracılığı ile besinlere karşı oluşan aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır.

Besin alerjisi tanısı nasıl koyulur?Tanı için ciltte testi ve kanda alerji testleri yapıyoruz. Sadece solunum ve cilt belirtileri olan hastalar çocuk alerji uzmanları tarafından tedavi edilirlerken gaz, karın ağrısı, bulantı, ishal, kabızlık ve kanlı kaka gibi sindirim sistemi bulguları olan çocuklar ve bebekler çocuk gastroenteroloji uzmanları tarafından tanıları koyulup takip ve tedavileri yapılır. Özellikle kanlı kaka ile ortaya çıkan alerjik kolit düşündüğümüz bebeklerde tanıyı kesinleştirmek için kolonoskopi yapıyoruz. Kolonoskopide kalın barsağın görüntüsü bize besin alerji olup olmadığını gösteriyor.

Hangi besinlere dikkat etmek gerekir?

İnsanlarda birçok gıda ve gıda bileşeni alerjen gibi etki eder. Bütün besinlerde alerji yapma özelliği vardır. Günlük yenen besin maddeleri içinde bebeğin karşılaştığı ilk yabancı protein inek sütüdür. Daha sonra yumurta proteinleri eklenir. Buğday, yer fıstığı, kereviz ve soya benzeri farklı

Page 12: Kids&Gourmet June 2015

9

UZMAN GÖRÜŞÜ

Page 13: Kids&Gourmet June 2015

10

HAZİRAN 2015SAYI 23

gıdalara duyarlılık gelişebilir. Yerfıstığı alerjisi daha çok Avrupa ülkelerinde görülmektedir. Özellikle inek sütü protein alerjisi olan ve soya bazlı mama verilen çocuklarda soya proteinine tahammülsüzlük gelişebilir. Anne sütü alan bebeklerde anne sütünden geçen çok az miktardaki yabancı proteinler besin alerjisine yol açabilir.

Tedavide nasıl bir yol izlenir?Besin alerji tanısı koymuşsak tedavide öncelikle en sık rastlanan alerji olduğu için bebeğin beslenmesinden minimum altı ay süt ve süt ürünlerini çıkarıyoruz. Eğer bu sürede bebekte mesela, kanlı kaka geçmezse ikinci sık rastlanan neden olan yumurtayı da listeden çıkarıyoruz. Düzelmediği takdirde sırayla alerjiye neden olan diğer gıda maddelerini aynı şekilde çıkararak bebeği takip ediyoruz. Sadece anne sütü alan bebeklerde bu diyet tedavisi anneye uygulanır. Eğer alerjen tespit edilemezse veya bebek mama ile besleniyorsa bu bebeklere altı ay özel alerji maması veriyoruz. Besin alerjisi olan bebekler doğru tanı, tedavi ve iyi bir takiple yüzde 90–95 oranında iki yaşından önce düzelmektedir.

Katkı maddelerinin besin alerjisindeki rolü nedir?

Hazır gıdalara eklenen katkı maddeleri de bazen çocuklarda alerjilere neden olabilir. Alerjik reaksiyona neden olan bazı maddeleri şunlardır:Aspartam: Yapay tatlandırıcı (diyet şekeri) olarak bilinir. Genellikle şeker yerine tatlandırıcı olarak kullanılır. Aspartam duyarlı olan kişilerde anjioödeme veya göz kapaklarında, dudaklarda, ellerde veya ayaklarda şişmeye neden olur. Ancak, bu bulguların görülme sıklığı azdır.

Benzoatlar: Muz, kek, hububat, çikolata, soslar, katı ve sıvı yağlar, meyankökü, margarin, mayonez, süt tozu, patates tozu ve kuru maya gibi bazı gıdaların işlenmesi sırasında gıda koruyucusu olarak kullanılır. Benzoatlara karşı gerçek alerjik reaksiyon çok çok azdır.

BHA (Butillenmiş hidroksiyanozil), BHT (Butillenmiş hidroksitoluen): Antioksidandır. BHA ve BHT özellikle katı ve sıvı yağlar ile hububat ürünlerinde kullanılır. Duyarlı kişilerde kurdeşene sebep olurlar; bununla birlikte gerçek alerjik reaksiyon çok nadirdir.

Gıda boyaları: Gıdalara renk vermek için kullanılırlar. Bunlar, E102 (Tartrazin) gibi numaralarla isimlendirilirler. Kekler, şekerlemeler, konserve sebzeler, peynirler, çikletler, sosis, dondurma, portakallı içecekler, salata sosları, mevsim salataları, alkolsüz meşrubatlar ve ketçap gibi bazı gıdalar tartrazin içerirler. Tartrazin duyarlı insanlarda çok nadir oluşmakla birlikte kurdeşen veya astım ataklarına neden olur.

MSG (Monosodyum glutamat) (E621): Özellikle uzak doğu (Çin, Japon) ve Türk mutfağında kullanılır. Bununla oluşan reaksiyona “Çin Restoranı Sendromu” da denir. Bir çok imalathane ve restoranda da değişik gıdalarda lezzet arttırıcı olarak kullanılır.

MSG ile oluşan reaksiyonlar şöyledir: Baş ağrısı, bulantı, ishal, terleme, göğüste sıkışma, boyun arkasında yanma. Bu tür reaksiyonlar fazla miktarda MSG alınması sonrası oluşur. Bu maddeyi tüketen astımlı hastalarda ağır astım atakları oluşabilmektedir. MSG ile oluşan astmatik reaksiyonlar gerçekten az görülür.

Nitrat ve nitritler: Bu iki madde hem koruyucu olarak hem de renklendirici ve lezzet arttırıcı olarak kullanılır. Nitrat ve nitritler özellikle sosis, salam gibi et ürünlerinde bulunur. Bazı kişilerde baş ağrısı ve kurdeşene neden olabilirler.

Parabenler: Gıda ve ilaçlarda koruyucu olarak kullanılırlar. Metil, etil, propil, butil paraben ve sondum benzoat bunlara örnektirler. Bu maddelere duyarlı kişilerde alındıklarında, ağır cilt bulguları veya deride kızarıklık, şişlik, kaşıntı ve ağrıya neden olurlar.

Sulfitler: Sülfitleyici maddeler (Sülfür dioksit, sodyum veya potasyum sülfit, bisülfit, metabisülfit) olarak da bilinirler. Gıda koruyucusu olarak ve fermente içeceklerin kaplarında kullanılırlar. Fırınlanmış ürünler, çaylar, çeşniler, deniz ürünleri,

Page 14: Kids&Gourmet June 2015

11

UZMAN GÖRÜŞÜ

reçeller, jöleler, kurutulmuş meyveler, meyve suları, konserve ve suyu alınmış sebzeler, dondurulmuş patates ve çorba karışımlarında, bira şarap ve elma şarabı gibi içeceklerde bulunurlar. Sülfitler göğüste sıkışma, kurdeşen, karında kramp, ishal, kan basıncı düşmesi, başta yanma hissi, halsizlik, nabız hızlanması gibi bulgulara neden olur. Ayrıca sülfitler, bunlara duyarlı astımlılarda astım atağını tetikleyebilir.

Besin alerjisinin belirtileri nelerdir?Besin alerjilerindeki klinik bulgular çok değişkendir. Bulgular besin antijeninin özelliğine, genetik yatkınlığa ve hastanın yaşına bağlı olarak değişebilir. Besin alerji belirtilerinin ortaya çıkmasında farklı mekanizmaların rol oynamasından dolayı alerjenin çeşidine göre bulgular değişebileceği gibi aynı antijen farklı kişilerde farklı bulgular ortaya çıkarabilir. Besin alerjilerinde özellikle üç sisteme ait bulgular ortaya çıkar:

Mide-barsak sistemi ile ilgili bulgular: Besin alerjili çocuklarda belirtilerin % 50-80’i bu sisteme aittir: Ağız ve dilde kızarıklık ve yanma, bulantı ve kusma, ishal, barsak emilim bozukluğu, büyüme geriliği, barsaktan kan kaybı, kanlı kaka yapma, bağırsaktan protein kaybı, karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık

Deri bulguları: Hastaların % 20-40'ında ortaya çıkar ve şu belirtilerden oluşur: Dudaklarda şişme, anjioödem, kaşıntı, döküntüler, egzema.Solunum sistemi bulguları: Bu tür belirtiler %10 ila 25’inde ortaya çıkar: Hapşırma, burun akıntısı, hışıltılı solunum, öksürük, nefes darlığı, sık solumaDiğer bulgular: Anaflaksi ve şok, eklem şişliği ve ağrısı, baş ağrısı, uyku hali, aşırı huzursuzluk

Mide-bağırsak sistemine ait bulgular:Mide, ince bağırsak ve kalın bağırsağa ait bulgular ortaya çıkar.

• 1-Alerjik Enteropati: Kusma, ishal, malabsorbsiyon (bağırsakta emilim bozukluğu) ve büyüme geriliği en önemli bulgulardır. Bağırsaktan kan ve protein kaybı nedeniyle kansızlık ve ödem (şişlik) görülebilir. Bağırsak mukozasında harabiyet

gelişebilir. Sorumlu besin diyetten çıkarılınca bulgular düzelir. Besin alerji enteropatisi genellikle süt çocuğu döneminde görülür ve 2-3 yaşından sonra kaybolur. Bu yönden geçici özellik gösteren alerjik reaksiyona bir örnek oluşturur.

• 2. Alerjik kolit: İki yaşından önce atopi öyküsü olan çocuklarda görülür. İltahabi bağırsak hastalığına benzer şekilde kanlı ishal veya dışkıda kan görülür. Bağırsakların endoskopik incelemesinde bağırsak mukozasında ülserler görülür. Endoskopik inceleme ve biyopsi teşhis için önemlidir. Bu hastalığa en sık neden olan antijenler inek sütü proteini ile soya proteinidir.

• 3. Diğer mide-bağırsak sistemi bulguları: Tekrarlayan ağız yaraları (aftlar), bağırsak tıkanması bulguları, kabızlık, bağırsaktan gizli kanama ve kansızlık, aşırı gaz gibi birçok bulgu görülebilir.

Deri bulguları:Besin alımından hemen sonra dudakta şişme, anjioödem ve ürtiker (kurdeşen) şeklinde kendini gösterir. Dudakta şişme, ağız mukozasında kızarıklık ve ağızda yaralar varsa “oral alerji sendromu” olarak adlandırılır. Çocuklardaki alerjik deri bulguları ani ortaya çıkan ürtiker tarzında kendini gösterirken erişkinlerde kaşıntı ile birlikte uzun süre kaybolup tekrar çıkan kronik ürtiker şeklinde görülür.

Solunum sistemi bulguları:Besin alerjilerinde solunum sistemi ile ilgili en sık görülen bulgular hapşırma, burun kaşıntısı ile birlikte burun tıkanıklığı ve burun akıntısıdır. Besin alımından sonra dakikalar içinde bulgular ortaya çıkar. En sık alerjenler inek sütü, tavuk yumurtası ve balıktır. Besin alerjisinin bir sonucu olarak kronik sinüzit ve seröz otit gelişebilir. Besin alerjilerinde öksürük, hışıltı ve astıma benzer nefes darlığı bulguları da görülebilir.

Diğer bulgular:Besin alerjisinde anafilaksi ve şok gibi şiddetli sistemik bulgular görülebilir. Ürtiker şeklinde döküntü, dudaklarda şişme, anjioödem, solunum sıkıntısı gibi bulgular ortaya çıkabilir. Eklem ağrısı, baş ağrısı ve yorgunluk görülebilir. Yumurta, kahve, buğday, süt ve peynir yenmesiyle migren tipi baş ağrıları ortaya çıkabilir. Bu durumlarda sorumlu besin içeriğinin “tyramine” olduğu düşünülmektedir.

Page 15: Kids&Gourmet June 2015
Page 16: Kids&Gourmet June 2015

13

ÖZEL HABER

24. ULUSLARARASI ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI

MEF Eğitim Kurumları 1992 yılından bu yana düzenlenen ve artık uluslararası bir bilim zirvesi olarak kabul gören “Uluslararası Araştırma Projeleri Yarışması”nın ödül töreni ise 8 Mayıs 2015 tarihinde MEF Okulları Ulus Kampüsü’nde gerçekleştirildi.

Toplam 1434 öğrenci ve 771 proje arasından gerçekleştirilen ön eleme sonucunda Türkiye genelinden 66, yurt dışından ise 25 projenin finale kaldığı yarışmada mekanik ısı ve termodinamik yasaları ağırlıklı uygulamalı çalışmalar, canlı organizmaların yapılarının anlaşılmasında optik yöntemler içeren projeler ve nanoteknolojik uygulamalar öne çıktı.

Kanser Tedavisi için Zerdeçal Taşıyan Nanopartiküllerin Geliştirilmesi.Sergi alanını gezerken gözüme takılan ve

hakkında detaylı bilgi aldığım bir projenin yarışma sonunda ulusal bölümde, biyoloji dalında 2. olması ise benim için ayrı bir gurur kaynağı oldu. Projeyi İzmir Özel Ege Lisesi öğrencileri hazırlamış. Konusu “Kanser Tedavisi için Zerdeçal Taşıyan Nanopartiküllerin Geliştirilmesi”. Ayrıca, MEF Okulları Genel Müdürü Azmi Özkardeş, gelecek yıl “Uluslararası Araştırma Projeleri Yarışması” kapsamını genişleterek, dijital projelere de yer vermek istediklerini belirtti.

Farklı sektörlerin sorunlarına çözüm üreten birçok proje katıldı.Her yıl daha fazla sayıda projenin sanayide hayata geçirildiği yarışmaya mimik kontrollü protez koldan, maden ocağı havalandırma sistemi tasarımına, patlayıcı maddelere karşı güçlendirilmiş beton panellerden yeni nesil yakıt piline, kanser tedavisinde yeni yaklaşımlardan üst solunum yolu enfeksiyonları tedavisine, diyabet hastaları için yer elmasından cips ve içecek üretiminden alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılabilecek yeni yöntemlere kadar farklı

Page 17: Kids&Gourmet June 2015

14

HAZİRAN 2015SAYI 23

konularda farklı sektörlerin sorunlarına çözüm üreten birçok proje katıldı.

Ön elemeden sonra 163 öğrencinin hazırladığı 91 projenin sergilenmeye değer görüldüğü yarışmada, jüri üyelerinin ortak görüşü projelerin neredeyse tamamının sanayiinin ihtiyaçlarına cevap verecek yeni teknolojilerle donatılmış nitelikte olduğu yönünde.MEF Eğitim Kurumları’nda okuyan öğrenciler dışında tüm gençlerin katılımına açık olarak gerçekleştirilen yarışmanın 24.’sünde, öğrencilerin yaşadıkları bölgelerin farklı ihtiyaçlarına yönelik projeler geliştirdikleri de gözlemlendi.

YARIŞMADA BİRİNCİ OLAN PROJELER (ULUSAL)Fizik: Kuleli Askeri Lisesi, İstanbul – Elektromanyetik Kalkanlama ile Elektromanyetik Radyasyona Karşı Koruyucu ve Isı Yönetimi ile Termal Konfor Sağlayan Antimikrobiyal Kompozit Pilot Üniforması Tasarımı

Kimya: İzmir Özel Türk Fen Lisesi – Trombin Enziminin Tayini için Grafit Tabanlı Tek Kullanımlık Empedimetrik Aptasensör GeliştirilmesiBiyoloji: Kuleli Askeri Lisesi, İstanbul – Geleneksel Yönteme Modern Bir Yaklaşım: İki Bitkinin Sinerjik Etkisiyle Yeni Bir Yanık İyileştirici Sprey Üretimi.

YARIŞMADA BİRİNCİ OLAN PROJELER (ULUSLARARASI)

Fizik: Riga 41st Secondary School, Litvanya – Monte Carlo Simulation of Photon Transport in SkinKimya: II. Gimnazia Maribor, Slovenya – Effect of Concentration of AgNO3 and of the Reducing Agent to the Size and Morphology of Silver and Nanoparticles Suitable for Use in Medical PurposesBiyoloji: Secondary Medical School of The City of Skopje “D-R Panche Karagjozov”, Makedonya – Genetic Transformation of Nicotiana Tabacum L. with Conserved Culture of Agrobacterium Rhizogenes A4

Page 18: Kids&Gourmet June 2015

15

ÖZEL HABER

İKİNCİLİK ÖDÜLLERİ (ULUSAL)Fizik: Özel Çakabey Anadolu Lisesi, İzmir - Uzaysal Işık Modülatörü GeliştirilmesiKimya: Kuleli Askeri Lisesi, İstanbul – Patlayıcı Maddelere Karşı Güçlendirilmiş Çelik Lif Katkılı Ultrayüksek Performanslı Beton Panel Yapı Malzemesi GeliştirilmesiBiyoloji: İzmir Özel Ege Lisesi – Kanser Tedavisi için Zerdeçal Taşıyan Nanopartiküllerin Geliştirilmesi

İKİNCİLİK ÖDÜLLERİ (ULUSLARARASI)Fizik: Lyceum No 1553, Rusya – The Research on the Stability of a Proportional ControllerKimya: Chyngyz Aytmatov Bishkek Kyrgz Turkish High School, Kırgızistan – Cleaning Oily Wastewater, Combination of Extraction and Absorption MethodsBiyoloji: Batory High School in Warsaw, Polonya – Allelopathic Effects of Synapsis

Page 19: Kids&Gourmet June 2015

16

HAZİRAN 2015SAYI 23

Alba on Germination and Seedling Growth of Secale Cereale and Triticum Aestivum

ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLLERİ (ULUSAL)Fizik: İstanbul Özel Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi – Snell Yangın DedektörüKimya: İzmir Özel Fatih Fen Lisesi – Kurşun analizine Yönelik Yeni Nesil Kolorimetrik Bir Yöntem: Aptamer Modifiye Altın NanoparçacıklarBiyoloji: Keşan Dr. Rıfat Osman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Edirne – Bilinmeyen Hazine (Hordeum Murinum L – Yaban Arpası veya Pisipisi Out)

ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLLERİ (ULUSLARARASI)Fizik: International School of Tuzla, Bosna Hersek - Pump it UpKimya: Lyceum Named After Academician Zarifa Aliyeva, Azerbaycan – Using Bioliminisence As a Biomarker in MedicineBiyoloji: Secondary School “Asen Zlatarov”, Bulgaristan – Impact of the Degree of Invasion of Varroa Destructor on the Hygenic Behavior of the Bees

TEŞVİK ÖDÜLLERİ (ULUSAL)Isparta Süleyman Demirel Fen LisesiPDTP (Pil Dönüşüm Teşvik Projesi)

TED Antalya Koleji Özel Fen LisesiElektrospinning Yönetim Uygulanarak Nanomanyetit Demir Katkılı Nanolif ile Elektromanyetik Dalgalardan Korunma Kalkanı

Samsun Garip Zeycan Yıldırım Fen LisesiŞifalı Dondurma

TEŞVİK ÖDÜLLERİ (ULUSLARARASI)Dubai International AcademyFuture of Renewable Energy Harnessing Evaporation Energy from Bacterial Spores

Sackhere 2nd Public School, GürcistanUtilization of Secondary Vegetable Oils and Transformation into Biodiesel

Ringsjöskolan, İsveçSewage Water Treatment by Plants for Single Households

JÜRİ ÖZEL ÖDÜLLERİ (ULUSAL)Samsun Garip Zeycan Yıldırım Fen LisesiMimik Kontrollü Protez Kol

Özel Darüşşafaka Eğitim Kurumları, Kullanılmayan Auger Spiral Sea Snail and Cypraea Vitellus Deniz Kabuklarından İmplant Kaplamaları ve Protez Yapımında Kullanılan Hidroksiapatit (HA) ile Trikalsiyumfosfat (TCP) Eldesi

İzmir Özel Fatih Fen LisesiHesperetinin ve Punica Granatum Ekstretinin Multiple Miyeloma Hücreleri Üzerine Apoptotik EtkileriJÜRİ ÖZEL ÖDÜLLERİ (ULUSLARARASI)Gimnazija Prokuplye, SırbistanHydrogen Propelled Engine

Gymnazija No:1 of Zodino, BelarusThe Second Life of Tetra – Pak Packaging

Chung Ling High School Penang, MalezyaHerbal Feed Supplements as Growth Promoter and Alternative Medicine to Red Tilapia in Tank Culture

BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ ÖZEL ÖDÜLLERİ Eyüp Aygar Anadolu Lisesi, MersinEgzoz Gazının Isı Enerjisinden Faydalanarak, Egzozdan Çıkan Zararlı Gaz Seviyesinin, Dolayısıyla Hava Kirliliğinin En Aza İndirgenmesi

İzmir Özel Bornova Fen LisesiModifiye Grafen Oksit Yüzeyler ile Yeni Nesil Yakıt Pili

Özel Rota Fen Lisesiİzmir Gaziemir Serbest Bölgesinde Havadaki Ağır Metal Kirliliğinin Hypnum Cupressifurme Türü Karayosunlarının Kullanımıyla Ölçümlenmesi

Page 20: Kids&Gourmet June 2015

17

RÖPORTAJ

ZEKİ, BAŞARILI, FÜTÜRİST VE HARİKA BİR BABA: ALPHAN MANAS

Serap TORUN

Page 21: Kids&Gourmet June 2015

18

HAZİRAN 2015SAYI 23

Bu sayımızda sizi, ülkemizin önde gelen “Serial & Innovative Investor” (çoklu yatırım yapan yaratıcı yatırımcı) iş adamı, Türkiye Fütüristler Derneği Onursal Başkanı, Mensa Üstün Zekâlılar ve Yetenekliler Derneği Onursal Başkanı, ayrıca Brightwell Holdings BV Yönetim Kurulu Başkanı olan Alphan Manas ile buluşturmak istedim.. Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar hakkında sohbet ettiğim Alphan Manas, zeki, esprili bir insan olmasının yanı sıra başarılı bir iş adamı ve çocuklarına düşkün, harika bir baba…

Haziran ayında kutlayacağımız “Babalar Günü” sebebiyle ebeveyn yönüne de değimiz Sn. Manas ile çocukları Hazal, Erk ve Dinç hakkında da sohbet ettik.

Sn. Manas, Mensa High IQ Society Türkiye Başkanı ve Mensa Üstün Zekâlılar ve Yetenekliler Derneği Onursal Başkanı olarak üstün zekâlı çocuğu nasıl tanımlarsınız? Zeki çocuklar, özellikle çok aktiftirler ve çok soru sorarlar. Espri yetenekleri çok gelişmiştir ve hızlı öğrenirler. Ama burada dikkat edilmesi gereken başka konular var. Örneğin, çocuk DEHB’ye (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) sahipse gereğinden fazla hareketli olabilir ve kitaplara meraklı olmayabilir. Örneğin, disleksisi varsa üstün zekâlı dahi olsa matematiği hızlı öğrenemez. Ne yazık ki neredeyse tüm ebeveynler çocuklarını zeki görürler. Çocukların bilgi kanalları ebeveynlerinden fazla olduğu için yorumlama ve sonuç çıkarma konusunda ebeveynlerinden hızlı olacakları aşikârdır. Zaten kuşaklar arasında IQ da 1-2 puan artmaktadır.

Ebeveynler çocuklarının yeteneklerini keşfedebilmek için çocuklarındaki hangi özelliklere dikkat etmeli?IQ da bir yetenektir. Ama onun dışında matematik, hafıza, drama, resim, sanat, spor gibi diğer yetenekler de mevcuttur. Yüksek hafızaya sahip bir insanın yüksek IQ’lu olma garantisi yoktur. O nedenle ebeveynlere çeşitli testler yaptırabileceklerini belirtmek isterim. Örneğin, Wisc-R testi, Türkiye’de yapılan ve bir çocuğun özellikle DEHB özelliklerini ayrıştıran en doğru testtir. Çocuklarının üstün zekâlı olduğunu

düşünen ebeveynlerin bu testi yaptırmalarını öneriyorum. Bu testi sadece eğitim almış psikologlar yapabilmektedir. İlçelerdeki “Rehberlik Araştırma Merkezleri”nde de bu testi yapıyorlar.

Üstün zekâlı bireylerin yüksek adalet ve merhamet duyguları olduğu gözlemlenmiş. Üstün zekâlı biri olarak bu bağlantıyı nasıl yorumluyorsunuz?Benim çocuklarıma öncelikle aşılamaya çalıştığım, yüksek adalet duygusudur. Merhamet duygusu kazandırmak öğretilebilir bir durum olmadığı için zordur. Adil olmak için önce haksızlık yapmamayı öğrenmek gerekiyor. Özellikle ikizlerden duyduğum en önemli sözlerden biri “haksızlık bu”. Bu söze yaklaşımın mutlaka çok açıklayıcı ve inandırıcı olması gerekiyor. Yoksa o birey sürekli haksızlığa maruz kaldığını düşünecektir. Düşünmeyin ki ikizler sürekli haksızlığa maruz kalıyor. Onları bıraksanız 24 saat oyun oynarlar. Bunu yapmalarını istemediğinizde ablalarının da whatsapp’dan uzaklaşmasını istiyorlar örneğin.

Mensa’yı kurarken hedeflerinizden bir tanesinin Cumhuriyetin 100. yılında “Nobel Ödülü” alacak bir Türk bilim insanı yetiştirmek olduğunu söylemişsiniz. Aynı zamanda bir Fütürist olarak sizce, bu ödülleri alan bilim insanları yetiştirebilmemiz için neler yapılması gerekiyor?1998 yılında “2012 Olimpiyatlarına Madalya Kazandıracak Sporcular Yetiştirme Projesi” diye bir ön çalışma yapmıştık. Eğer siz büyük bir başarı elde etmek

Page 22: Kids&Gourmet June 2015

19

RÖPORTAJ

Page 23: Kids&Gourmet June 2015

20

HAZİRAN 2015SAYI 23

istiyorsanız uzun süre kolektif çalışmanız gerekiyor. Bu çalışma, elbette başarılı bilim insanları da yetiştirmek için yapılmalıdır. Potansiyel öğrenciler, bilim insanları özel eğitim programına dâhil edilerek Nobel’e hazırlanırlar. Tespit edilemeyen kimyasal dopinglerle elde edilecek başarılar aldatıcıdır. Aynı durum önümüzdeki 10 yıl içinde Nobel Ödülleri ile de ilgili olacak. Gen mühendisliğiyle embriyolardan alınacak kök hücreler, sperm ve yumurtaya dönüşerek insanların IQ’ları yükseltilecek. Dolayısıyla Nobel şikeleri de kaçınılmaz olacak.

Baba olmak ile aranız nasıl? Baba olmak hayata bakış açınızda farklılık yarattı mı?Harika… Genlerimizde kodlu bir durum bu aslında… Yani baba olduğunuz anda önce korumacılık içgüdüsü ortaya çıkıyor. İnsanoğlu var olduğu dönemden itibaren üreme, yani neslini devam ettirme hedefindedir. Bu durum, hayvanlar için de geçerlidir. Ama insanlardaki temel fark, çocuklarının geleceği için planlar yapıyor olmasıdır. Bu da baba ve annelere farklı sorumluluklar yüklüyor. Bir baba olarak yaşam önceliklerimin değiştiğini fark ettim diyebilirim. Sanki onlar için yaşıyormuşum gibi hissetmeye başladım.

Hem erkek hem de kız çocuk babasısınız. Sizce, cinsiyetin baba ve çocuk ilişkisindeki rolü nedir?Kız çocuğun kafasındaki ilk sevgilisi babası olduğu için, baba-kız ilişkisi erkek çocuklardan daha önce gelişiyor ve farklı oluyor. Baba-oğlan ilişkisi daha ileriki yaşlarda güçlenmeye başlıyor. Onlar da sizi idol olarak almaya başlıyorlar. Bugüne geldiğimizde ilişkilerin bir dengeye oturduğunu görüyorum. Ama ikizler sürekli Hazal’a farklı davrandığımı söylüyorlar. Ben de ısrarla bunun yaş farkından olduğunu ifade ediyorum. Sonra da tabii ki kendimi sorguluyorum.

Çok yoğun çalışan ve seyahat eden biri olarak çocuklarınıza yeterli vakit ayırabiliyor musunuz? Bu zaman dilimini nasıl değerlendiriyorsunuz?Aslında seyahatten ziyade ayrı şehirlerde olmanın sıkıntısını yaşıyorum. Ama aynı evde yaşarken onlara ayırdığım zamandan çok daha fazlasını ayırdığımı

hissediyorum. Aynı evde olduğunuzda herkesin farklı öncelikleri oluyor. Ama birliktelik haftada 3 güne düştüğünde çok yoğun ve önceliklerden arınmış hâle dönüyor. Bir de sosyal medya ile mesajlaşma servisleri iletişimi çok güçlendirdi. Anlık statü ve olaylar takip edildiği için bir araya gelindiğinde güncellemeler ve önemli konularda derinlemesine fikir alışverişleri oluyor.

Sizce baba ve çocuk arasında sağlıklı bir iletişim kurabilmenin en temel faktörleri nelerdir?Öncelikle çocuğunuzun ona güvendiğinizi bilmesi gerekiyor. Bunu bildiğinde sizinle paylaşımını arttıracak, yalan söylemekten uzaklaşacaktır. Bunun dışında o yaşların oyunlarını, müziklerini, zevklerini ve hatta küfürlerini bilmek iletişimde kolaylık sağlayacaktır. Çocuklar genelde ebeveynlerin teknoloji konusunda onlardan geride olduklarına inanırlar. Bu da “siz bilemezsiniz” söylemini ortaya koyar. Ebeveynin, bu kuşak farkını ortadan kaldırmak için çok çaba harcaması gerekiyor. Ben şanslı bir baba olarak teknoloji konusunda onların ilerisindeyim. Bu da karizmamın daha az çizilmesine neden oluyor!

Peki, ebeveynlerin genellikle çocukları için hissettiği “yönetme” duygusu konusunda ne düşünüyorsunuz? Siz bu duygunuzu nasıl yönetiyorsunuz?Ebeveynlerin en büyük yanlışı, çocuklarını kendi projeleri haline çevirmektir. Hatta geçmişte yapamadıklarını onlarda denemek isterler. Örneğin, İngilizce bilmeyen bir veli çocuğunun İngilizce öğrenmesi için aşırı çaba sarf ediyor. Çocuklarımızı dolaylı ve dolaysız olarak etkiliyor ve yönetiyoruz. En tehlikelisi dolaysız olanı. Çünkü orada çocuğun özgüveninin gelişimini veya oluşumunu geciktiriyoruz veya durduruyoruz. Eğer sizin hakkınızda tüm kararları birileri verirse sizin karar vermenize gerek yoktur. Çocuğunuz da kendi ayakları üzerinde durduğunda ne yapacağını bilemeyecektir. Ben, çocuklarımın hata yapmalarına olanak tanıyorum.

Page 24: Kids&Gourmet June 2015

21

RÖPORTAJ

Babalar, çocuklarına olan sevgilerini onlara ifade etmekte çoğunlukla zorlanırlar. Sizin ifade şekliniz nedir? Bu konuda babalara tavsiyeleriniz var mı?Bizde öyle bir sorun yok. Sevgiyi karşılıklı olarak sürekli ve yoğun gösteriyoruz. Öpüşmek, sarılmak, gıdıklamak bol bol şaka yapmak, güldürmek temel sevgi iletişim yollarımız.

“Çocuklarla arkadaş olmak doğru değildir? Çünkü onların arkadaşı olamazsınız.” Bu bir anlamda doğru, bir anlamda eksik bir ifadedir. Burada arkadaşlık, yakın olmaktır. Ne kadar yakın olursanız o kadar önleyici ve eğitici olursunuz. Örneğin, çocuklarımın sevgilerini rahat ifade etmelerindeki en büyük etkenlerden birisi benim de deri ve kemikten yapılmış olduğumu görmeleridir. Yaptığım hataları görmeleri veya bunları benim paylaşmam bunda çok etkili. Elbette baba idol olacaktır ama erişilemez olursa sevgi de paylaşılamaz bir noktaya geliyor.

Sizce, ebeveynler çocuklarını meslek hedefli mi yoksa vizyon hedefli mi yetiştirmeye özen göstermeli? Fütürist bir baba olarak siz çocuklarınızı meslek seçimi konusunda nasıl yönlendirirsiniz?Ebeveynler çocuklarını özellikle aile şirketleri varsa işlerinin devamı için kendi mesleklerinin seçimine zorluyorlar. Bu çocuğa yapılacak en büyük haksızlık oluyor. İkizlerimin kişiliklerine baktığımda pozisyonlar olarak “İş Geliştirme” ve “Proje Yönetimi” olarak görüyorum. Aslında bu durum doğduklarında bile aynıydı. Yani genetik, meslek seçiminde çok etken olmalıdır. Ben dikkat ederseniz pozisyondan bahsettim, meslekten değil. Bizim aşılamamız gereken vizyon olmalıdır. Meslekler konusunda konferans vermeme rağmen mesleki konularda çocuklarımı yönlendirmekten kaçınıyorum. İleride “Babamın yüzünden bu mesleği seçtim.” demelerini istemiyorum. Ben de ailemden aynısını gördüm. Tüm önemli kararları kendim verdim.

Geleceğin teknolojisi ile ilgili bir sorum olacak. Soruyu 7 yaşındaki oğlum Cem size sormak istedi ve ben de kırmadım: “Geleceğin dijital oyunlarını kumandalar olmadan zihnimizle oynayabilecek miyiz?” Öncelikle Cem’e çok selam söyle ve yanaklarından öp. Şu anda EMOTIVE firmasının çıkarmış olduğu head-set’i

kullanarak beyin dalgalarıyla, örneğin “Call of Duty” oyununu oynayabiliyorsun. Tabii şu aşamada doğruluk oranları çok yüksek değil ama bu bir başlangıç. Önümüzdeki 5 yıl içinde oyun konsolları giderek hayatımızdan uzaklaşmaya başlayacak.

Fütüristler tarafından picoteknolojinin kullanılacağı var sayılan gelecek için sizce bu günden yapılması gereken yatırımlar neler?Picoteknolojiye ulaşmadan nanoteknolojiyi maksimize etmemiz gerekiyor. Bugünden geleceğe yatırım yapmak için öncelikle ülkenin zihniyet ve teknolojik olarak gerekli altyapıya sahip olması gerekiyor. Aksi takdirde benim fütürist vizyonum tek başına hiçbir şey ifade etmez ve önerilerim de yerine sağlıklı ulaşmaz. Bugün ABD’de evinde tasarım yapıp, Kickstarter’dan parayı bulduğu, herhangi bir üreticide ürettirip Amazon ve E-Bay aracılığıyla satan 1 milyon kişi bulunmaktadır. Konu şudur: Daha az satan marka tanınırlığı, düşük ürünlerin toplamı, büyük markaların çok satan ürünlerinin toplamını önümüzdeki 10 yılda geçecektir. Bu durumda tasarım ve mühendislik bilgisi önem kazanacaktır. 2005-2008 yılları arasında ABD’de bulunan, şehirlere göçü azaltmak için tarım, üretim ve yerleşime yönelik çözümler üreten “Institute of Ecolonomics”in yönetim kurulu üyeliği yapmıştım. 10 yıl önce böyle bu gelişimi görmüştüm. Artık “bölgesel üretim” çok daha önemli hâle gelecek. Bunu destekleyen teknolojilere ilgi göstermemiz gerekiyor.

Ülkemizin “Serial & Innovative Investor”(Çoklu yatırım yapan yaratıcı yatırımcı) olarak önde gelen ismisiniz. Bu noktada sizi etkilemek isteyen bir girişimcinin projesinde olmasını istediğiniz özelliklerden söz eder misiniz?Aslında projeden ziyade girişimcinin profili benim için daha önemlidir. Eğer girişimci çalışılabilir bir kişi değilse sunmuş olduğu projenin varlığının bir anlamı kalmıyor. Projenin önemi de bilgi birikimi, barındırdığı teknoloji ve çözüm ile yoğun araştırmaya dayalı olup olmadığıyla bağlantılıdır. Zamanlama ve rekabet koşulları ile projenin teknolojik açıdan 5 yıl sonrasındaki durumu da önemlidir.

Page 25: Kids&Gourmet June 2015

22

HAZİRAN 2015SAYI 23

Page 26: Kids&Gourmet June 2015

23

NOT DEFTERİ

DEMİR EKSİKLİĞİ ÇOCUKLARDA ZEKÂ DÜZEYİNİ ETKİLİYOR

Page 27: Kids&Gourmet June 2015

24

HAZİRAN 2015SAYI 23

Anemi, demir eksikliğinin dolaylı bir göstergesi olarak kullanıldığında, gelişmekte olan ülkelerde okul öncesi çağdaki çocukların çoğunda ve gelişmiş ülkelerdekilerin de en az yüzde 30-40’ında demir eksikliği görüldüğü tahmin ediliyor. Demir eksikliğinin anemi dışında yol açtığı en önemli sorunlardan biri ise çocuğun zekâ gelişimi olumsuz yönde etkileyebilmesi.

Zekâ düzeyini 5 puan geriletebiliyor…Demir eksikliğinde eritrosit, bir başka deyişle kan hücreleri yapımının etkilenmesinden çok önce merkezi sinir sistemindeki demir azalıyor. Bu azalma dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi beyin hücrelerinin haberleşmesinde görevli olan maddelerin üretimi, fonksiyonu ve parçalanmaları için gerekli olan demire bağımlı enzimlerin aktivitesini bozuyor. Bunun sonucunda da, beynin hızla büyüdüğü ve temel psikomotor becerilerin kazanıldığı süt çocukluğu (1-12 ay) döneminde oluşan demir eksikliği zekâ gelişimini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Öyle ki zekâ katsayısı (IQ) kalıcı olarak, olması gereken düzeyin yaklaşık 5 puan altına düşebiliyor.

Bu belirtiler varsa, dikkat!Peki ama demir eksikliği hangi sinyallerle kendini gösteriyor? Dr. İhsan Şehla, ebeveynlerin dikkat etmeleri gereken belirtileri şöyle sıralıyor: “Ciltte solukluk, huzursuzluk, iştahsızlık, kalp atımında hızlanma sorunu varsa, aileler zaman kaybetmeden hekime başvurmalı. Demir eksikliğinde ayrıca besin olmayan maddelerin yenilmesi (buz, toprak) veya duvar ve metal maddeleri yalama gibi belirtiler de görülüyor. Dikkatsizlik ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler de demir eksikliği için uyarıcı oluyor”

Demir eksikliğinden korumanın yolları1. İlk 6 ay sadece anne sütüyle besleyin.2. 6. ayda ek besinler vermeye başlayın. Bu besinler içinde kırmızı ve beyaz et, yumurta sarısı, karaciğer, baklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler gibi demirden zengin besinler bulunmasına dikkat edin.3. Beslenmesinde demir emilimini kolaylaştıran limon, portakal, domates gibi C vitamininden zengin besinler bulundurun.4. Demir emilimini azaltan çay ile ekmek kabuğu vermeyin. 5. Mümkünse 2 yaşına kadar ek besinlerle birlikte anne sütü vermeye devam edin ve inek sütünden kaçının. 6. 1 yaşından sonra günlük süt alımının 500 ml’yi geçmemesine dikkat edin.

Page 28: Kids&Gourmet June 2015

25

RÖPORTAJ

ÜSTÜN ZEKÂLI VE YETENEKLİ ÇOCUKLAR

Serap TORUN

Dr. Özgür BolatEğitim Bilimci, Akademisyen ve Yazarwww.ozgurbolat.net

Dr. Özgür Bolat, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun oldu. Bir yıl New York Üniversitesi’nde burslu, öğrenme psikolojisi eğitimi aldı. Fulbright ve Türk Eğitim Vakfı bursu ile Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı. Türkiye’ye dönüşünde Boğaziçi Üniversitesi’nde iki yıl öğretim üyeliği yaptı. Doktora derecesini Cambridge Üniversitesi Eğitim Fakültesinden aldı. 2007-2008 yılını MIT Sloan School of Management’ta liderlik alanında dersler alarak ve MIT Liderlik Merkezinde araştırma yaparak geçirdi. 2008 yılında Yeni Zelanda’da yapılan uluslararası bir konferansta ‘En İyi Genç Araştırmacı’ ödülünü aldı. Dr. Özgür Bolat, TEV’de danışmanlık ve Bahçeşehir Üniversitesinde öğretim üyeliği yapmaktadır. Aynı zamanda okullara ve şirketlere öğrenme, liderlik, ve kültür değişimi konusunda danışmanlık yapmaktadır. Cambridge Liderlik Merkezindeki araştırmalarına devam etmektedir. Özgür Bolat, 2008’de okullarda Öğretmen Liderliği Projesini başlatmıştır. Proje 50’den fazla devlet okulunda ve özel okulda uygulanmaktadır.

Page 29: Kids&Gourmet June 2015

26

HAZİRAN 2015SAYI 23

Halen 50’den fazla devlet ve özel okulda uygulanan Öğretmen Liderliği Projesini başlatan, Akademisyen, Eğitim Bilimci, Yazar Dr. Özgür Bolat ile üstün zekâlı ve yetenekli çocukları konuştuk

Üstün zekâlı ve yetenekli kişiyi nasıl tanımlarsınız?İnsanlar üstün zekâ ve yetenek konusunda bir yerde bilimsel bilgi varlığına ve bu tanımın doğruluğuna inanıyor. Ben çoklu zekâya inanıyorum. Ancak “çoklu zekâ” bir öğrenme teorisi değildir. Çoklu zekâyı kullanarak müzik yeteneği olan bir çocuğa ders öğretemezsiniz. Bu çocuk çoklu zekâ ile çok iyi müzik yapar ama onun aracılığıyla öğrenmez.Üstün zekâ dediğimiz, bilişsel beceriyi üst düzeyde kullanmaktır. Mesela müzik yeteneği olan bir çocuğun bilişsel yeteneği olmayabilir. Aynı şekilde bilişsel yeteneği olan bir çocukta da müzik yeteneği olmayabilir. Bilişsel becerisi yüksek çocuk, çok hızlı düşünür ve kolay anlar. Fakat bu çocuk diğer alanlarda zayıf olabilir. Müzik veya spor yeteneği olmayabilir. Üstün zekâlı çocuklar, bilişsel beceriyi üst düzeyde kullanan çocuklardır. Üstün yetenek ile üstün zekâyı ayırmak gerekiyor.

Bilişsel becerili çocuklar, IQ testleriyle seçiliyor. Gözlemle de seçebilirsiniz. Çocuğun sorduğu sorulardan, davranışlarından bunu anlayabilmek de mümkün. Bu çocukları bilime ve sosyal bilimlere yönlendirmek gerekiyor. Bilişsel becerisi zayıf olan çocukların atletik olarak spor, müzik ya da görsel sanatlara yönlendirilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bilişsel becerisi düşük olan çocuğun okula gitmemesi gerekir. Nasıl kısa boylu bir çocuğu basket sahasına koyup “Hadi basket oyna.” demiyorsak, bilişsel becerisi düşük çocuğu da okula göndermek aynı şekilde anlamsız.

Bilişsel zekâsı yüksek olmayan ama üstün yetenekli olan çocuklar neden okula gitmemeli? Burada bir örnek vermek istiyorum; keman virtüözü olma yolunda ilerleyen, dünyada ilk 40 içerisinde olan bir kız öğrenci bana saat 17:00’de

okuldan gelip sonrasında yemek, ödev derken ancak gece saat 19:30 ile 22:00 arası keman çalışabildiğini ama kendisinin keman alanında rakibi olan ve Viyana’da yaşayan çocuğun okula gitmediğini, sadece internet üzerinden bir saat okul eğitimi aldığını anlattı. Düşünün, Viyana’daki çocuk günde 8 saat keman çalarak pratik yapıyor. Kızımız ise 2,5 saat çalışabiliyor. Bu çocuğa okulda ders vermeye gerek yok. Dört yıl temel eğitim verseniz veya internetten ders verseniz yeter. Dünyanın en iyi iki tenisçisi (Djokovic ve Federer) okula gitmedi.

Bir başka önemli nokta ise şu: Ne yazıktır ki bu çocuklar, 17 yaşına geldiğinde sanatı, sporu bırakıyor! Nedeni ise üniversite sınavları ve eğitimi. Bir diğer sebebi ise küçük yaştan itibaren yarışmalara katılan bu yetenekli çocuklar 17-18 yaşına geldiğinde tüm madalyaları almış oluyor. Amaç “ödül” olunca ve bu ödülleri alınca, çocuğun yaptığı işe olan ilgisi kayboluyor. Oysa çocuğun sporu, küçük yaşta oyun olarak, sonrasında antrenman olarak ve daha sonra rekabet olarak yapması gerekiyor. Ama bizler 6 yaşındaki çocukları rekabete sokuyoruz ve çocuk daha bu yaşta rekabet ortamında gelişiyor.

Bu konuda çok ilgimi çeken bir örnek var. Yüzme alanında büyük başarıları olan bir genç kızımız bana, ayaklarını kullanmadan yüzdüğünden bahsetti. Nedenini, zaten ayaklarını kullanmasa da birinci olduğunu söyleyerek açıkladı! Burada rekabet ortamında büyüyen ve diğer insanları referans alan çocuğu görüyoruz. Bu çocuk kendi kapasitesinin üzerine çıkma gereği duymuyor, çünkü ayaklarını kullanmasa da zaten diğerlerini geçerek birinci oluyor. İnsanlar kendilerini referans almalı ve kendi kapasitesinin en üstüne çıkmalı. Anneler, ”Çocuğum zeki ama çalışmıyor.” diye dert yanıyor. Çocuğa sorduğumda, “Ben zaten birinciyim, neden çalışayım ki?” cevabını

Page 30: Kids&Gourmet June 2015

27

RÖPORTAJ

alıyorum. Çocuğun amacı, bir şeyi diğer insanlardan daha iyi yapmak değil, kendinin daha iyisini yapmak olmalı.

Bilişsel zekâsı düşük olan çocuklar nasıl bir eğitim almalı?Ne yazık ki rekabet ortamı derslerde de aynı şekilde. Siz düşük bilişsel yeteneği olan çocuğu okula gönderdiğinizde, çocuk o ağır matematik ve fen derslerini anlayamaz. Sonra bu çocuğa düşük not aldığında “başarısızsın” etiketini yapıştırıyorlar. Etiketlenmiş çocuğa “Hadi resim yap, spor yap.” dediğinizde aldığınız yanıt, “Ben başarısızım, yapamam ki.” oluyor. Kendi alanında eğitim görse, düşük bilişsel becerisinden dolayı başarısız olarak etiketlenmeyecek.

Ancak okul, sosyalleşme aracı olarak temel değerlerin verilmesi gereken bir yerdir, onun için dört yaşına kadar çocuk gitmeli denilebilir. Ama siz okulu öğretim kurumu olarak görüyorsanız o zaman bilişsel zekâsı düşük olan çocuk okula gitmemeli. Ben o çocuğun fiziksel, genetik yapısına, yeteneğinin ne olduğuna bakarım. Çocuğu bu yönde keşfedip yeteneği doğrultusunda yönlendirirseniz, o zaman çocuk başarıya ulaşır. Okula alıp yeteneğini köreltmenin bir manası yoktur. Donald Thomas adında bir Bahamalı sporcu sadece 18 ay hazırlanarak dünya şampiyonasında yüksek atlama dalında altın madalya almış. Bu kadar kısa sürede bunu başarması şaşırtıcı olduğu için Donald Thomas’ın fiziksel yapısını araştıranlar görürler ki Donald Thomas’ın tendon boyu doğuştan uzun. Kangurularda olduğu gibi bir özelliği var ve dolayısıyla kısa süre çalışarak başkalarının yapamayacağı bir başarı elde ediyor. Doğuştan gelen bu genetik ve fiziksel özelliğini başarıya çeviriyor. Şimdi Thomas’ı okula alıp fen öğretmek ne derece mantıklı?Çocuğun matematik notu 5, tarih notu 2 ise çocuğunuza hangi dersten özel ders aldırırsınız? Bizim ülkemizde genellikle yanıt “tarih dersi” olur. Oysa matematiği 5 olan çocuk bu konuda iyidir ve bu yönde ilerlemelidir. Çocuğun zayıflığını gidermektense, güçlü yanlarını geliştirmek gerekir.

Türkiye’de üstün zekâlı eğitimi için okullar yeterli mi?Bu noktada ülkemizdeki üstün zekâlılara ve yeteneklilere yönelik okul sayısına baktığımızda sorunun yanıtını zaten alıyoruz. Zira Türkiye’de 500’ün üzerinde zihinsel engelli okulu varken, üstün zekâlılar için devletin bünyesinde birkaç tane okul mevcut. O okul da lise düzeyinde. Hâlbuki bu çocukların çok küçük yaşlarda keşfedilerek yönlendirilmesi gerekir. Lise, bu çocuklar için çok geçtir. Türkiye’de en iyi öğrencilerimizi bile şu an eğitemiyor ve yönlendiremiyoruz. Bunu zihinsel engelliler için okulları azaltalım anlamında söylemiyorum. Benim yeğenim de zihinsel engelli. Onların eğitimini çok önemsiyorum. Söylemeye çalıştığım her iki okul türüne de önem verelim.

Hiperaktif çocuk üstün zekâlı çocuk mudur?Doğruluk payı var ama her hiperaktif çocuk üstün zekâlıdır anlamına da gelmez. Böyle bir gen var, hatta buna “Edison geni” de denir. Bir toplumun yaklaşık %5’inde bu gen mevcuttur. Bu genin Edison, Einstein gibi kişilerde de olduğu düşünülmekte. Eğer bu gen insanoğluna avantaj sağlamasaydı bizlerin gen havuzundan silinirdi. Demek ki bu gen bir işe yarıyor. Bu önemli bir gen.

Siz hiperaktif olan bir çocuğu sınıf ortamına alırsanız bu sorun olur. Sınıf ortamı ile o çocuk örtüşmez. Şu anki sistemde bunu, çocuğa ilaç vererek çözüyorlar. İlaç verdiğinizde çocuk sakinleşiyor ve sınıfa uyum sağlıyor. Bence doğru yöntem, bu çocuğun sınıf ortamını değiştirerek çocuğa uyum sağlanmasıdır. Bu mümkün mü? Mümkün. Benim bazı devlet ve özel okullarında altı yıldır uyguladığım “öğretmen liderliği” projemde bunu yaşadık. Sınıftaki hiperaktif çocuk, dersi bahçede işleyen matematik öğretmeni sayesinde lider ve başarılı çocuk oldu. Bu gibi örnekleri çoğaltmam mümkün.

Çocuk öğrenme sürecine nasıl dahil edilir?Her şeyden önce çocuk mutlaka öğrenme sürecine girmelidir. Çocuklara şunu sorduk “Bir

Page 31: Kids&Gourmet June 2015

28

HAZİRAN 2015SAYI 23

hayvanın güçlü olup olmaması ile yuvasının şekli arasında ilişki var mıdır?”. Çocuklar, hayvanları araştırmaya başladılar ve güçlü hayvanların savunma ihtiyacı az olduğu için yuvalarının çok korunaklı olmadığını keşfettiler. Bu keşifle birlikte bazı güçlü hayvanların yuvalarının ise küçük olduğunu keşfettiler. Bunu araştırdıklarında ise yuvası küçük olan güçlü hayvanların yumurtlayarak ürediklerini gördüler. Konuya “üreme” de dahil oldu. Çocuk tam “cevabı buldum” derken karşısına doğal olarak farklı bir soru çıkıyor ve keşifler ardı ardına geliyor. Burada çocuğun kendisini keşfetmesi, onu öğrenme sürecine sokuyor. Öğrenme sürecine giren çocuk 4 saat konsantre olabiliyor. Ancak siz çocuğu öğrenme sürecine sokamazsanız çocuk sıkılacaktır. Öğrenme sürecine dahil olmada hiperaktivite sorun yaratmaz, hiperaktivite sınıf ortamında sorundur.

Çocuğa kapasitesinin altında bir iş verildiğinde çocuk bunu yapmaktan sıkılacaktır; çok zor bir iş verdiğinizde ise çocuk endişe duymaya başlar ve bu devam ederse de öğrenilmiş

çaresizlik durumu yaşanır. Okullar ortalama bir kapasitedeki çocuklara yönelik ders işlediklerinden bu çizgide olmayan, üzerinde ve altında kalan çocuklar ya sıkılacak ya da endişe duymaya başlayarak okuldan soğuyacaktır. Siz bu çocuklar için evde öğrenme ortamı yaratmalısınız.

Öğrenme ortamını evde nasıl oluşturabilir ebeveynler? Mesela, çok televizyon seyreden bir çocuğa bir ödev verdim (yaşına uygun olması önemli). Çocuktan televizyonda gördüğü erkek ve kadın karakterlerin mesleklerini analiz etmesini istedim. Çocuğun çok hoşuna gitmiş ve annesi beni arayarak bir ödev daha vermemi rica etti. Bir başka yol, evde çocuklarla deney yapmak. Ben deneyi 3’e ayırıyorum. Gösteri deneyi: Çocuğa deneyi gösteriyorsunuz. Reçete deneyi: “Hadi böyle yap.” diyorsunuz. Araştırma deneyi: Çocuk kendi araştırıyor.Çocuğun kendisinin araştırması önemlidir. Bunu temin etmek için çocuğa bir soru sorun. Çocuğun

Page 32: Kids&Gourmet June 2015

29

RÖPORTAJ

yaşı ve seviyesine göre bir soru olmalı. Örneğin, 3 tane renk verelim çocuğa ve soralım “Hangi iki rengi karıştırırsan yeşil olur?” Bir bilim insanı öncelikle hipotez kurar. Çocuktan da bunun hipotezini kurmasını isteyin. Çocuk “Hipotez de ne ?” diyebilir ama zamanla öğrenecektir. Üç yaşındaki çocuklar hipotez kurabilir.

Evde öğrenme ortamı yaratılabilmesi açısından okurlarımıza bunu örnekleyebilir misiniz?Tabii. Çocuğa “maddenin sertliği ile sesi arasında nasıl bir ilişki var?” diye sorduğumuzu varsayalım. Çocuğun “Madde ne kadar yumuşak olursa o kadar ses çıkartır.” dediğini düşünelim. Buna cevap olarak siz “Aaa öyle mi? Yanlış düşünüyorsun.” derseniz çocuğun merakını öldürürsünüz. Ebeveynin söylemesi gereken “Hadi bunu test edelim.” olmalıdır. Ardından “Nasıl test edebiliriz?” sorusu ile çocukla birlikte düşünme süreci başlar. Beyin fırtınası yapılarak çeşitli olasılıklar üzerinde durulduktan sonra “O zaman gidelim 3 yumuşak, 3 sert madde alalım ve seslerini ölçelim.” denilebilir. Çocuk “Sesler nasıl ölçülür?” diye sorabilir. Burada bilgi verebilirsiniz. “Telefonda bir uygulama var bu seslerin seviyesini ölçebiliyor.” diyebilirsiniz. Yol gösterdikten sonra deneyi yaparak sonuçları not etmesini isteyebilirsiniz.

Bir başka örnek, elimizde metre olmadığını varsayalım. Evde de metre yok. Çocuğun kendi boyunu ve arkadaşının boyunu ölçmesini, sonucu

karşılaştırmasını isteyelim. Bırakalım çocuklar bunun hipotezini kursun. Nasıl yapacağını kendileri bulsun. Küçük yaşlardan itibaren düşünme şekli bahsettiğimiz yönde gelişen çocuk yedi, sekiz yaşına geldiğinde bir bilim insanı gibi düşünmeye alışmış olacaktır. Sadece o yaşta derinliği azdır ama gittikçe bilgi birikimi ile o derinlik de kendiliğinden oluşur. Bilim dallarında Nobel Ödülü alan insanlar böyle yetişiyor. Çocuğa öğrenme ortamı yaratmak lazım. Üstün zekâlı insanlara baktığınızda bu insanların heyecanı ne yöndeyse evleri de onu yansıtmaktadır. Çocuğun heyecanı dinozorsa evi dinozorla dolu, heyecanı uçaksa evi maket uçaklarla ve mekanizmalar dolu olması lazım. “Zeki ama çalışmıyor.” Bu durumun sebebi nedir?O çocuk “zeki” etiketini kaybetmek istemediği için çalışmamaktadır. Bir diğer önemli nokta ise çocuk, zekâsı ile kabul gördüğünü, sevildiğini düşünüyorsa, başarısızlık durumunda yapabileceği hiçbir şey yoktur, çaresiz kalır. Çocuk zekâsını değiştiremez. Ama başarısını çalışmaya bağlıyorsa bu çocuk başarısız olduğunda “Ben daha çok çalışabilirim.” diye düşünür.

Değiştirebileceği, elinde olan bir unsura bağlanan öz benlik daha güçlü olacaktır. “Zeki olmak” üzerine oluşturulmuş bir öz benliği değiştiremezsiniz, o zaman da öz benlik kırılgan olur. Ama değiştirebileceğiniz bir öz benliğiniz olursa bunu sürekli değiştirebilir, geliştirebilirsiniz. Depresyon en çok öz benliğini, değiştiremeyeceği şeylere bağlayanlarda görülür. Mesela ”Benim güzel kızım.” diyerek çocuğun öz benliğini güzellik üzerine oturtursanız bu yanlış olur. Güzellik baki olan bir özellik değildir. Yaşlanma başladığında depresyon başlar. Aynı şekilde “güçlü, yetenekli” sıfatları da uygun değildir zira bir çocuk her zaman güçlü, yetenekli olamaz. Her zaman olabilecek, sürdürülebilir kavramlar üzerine öz benlik kurmak lazım. Bir çocuk her zaman çalışkan, duyarlı, dürüst, yardımsever olabilir. Zaman içerisinde doğal olarak kaybedilmeyecek özellikler ile öz benliği ilişkilendirmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Burada bir diğer önemli nokta, o çocuğun üstün zekâlı olduğunu unutmanız gerektiğidir. O sadece bir çocuk.

Page 33: Kids&Gourmet June 2015

30

HAZİRAN 2015SAYI 23

Üstün zekâlı çocukların avantajları nelerdir?Bu çocuklarla çalışmak aslında çok avantajlıdır. Yönetmeniz gerekmez, motivasyonu yükseltmek de çok kolaydır ve çabuk öğrenirler. Üstün zekâlı çocuklarda yapılacak en önemli şey, sınıfta öğrenme ortamı yaratmaktır. Bu çocukları aynı sınıflarda eğitirseniz daha hızlı yol alabilirsiniz ama bu sefer de etiketlenme sorunu çıkar. Bu çocuklar diğer çocuklarla da eğitebilirsiniz ama bu durumda da mutlaka farklılaştırma yapmalısınız. Hangi yöntem doğru tartışılır ama önemli olan okulda öğrenme kültürü varsa, her iki yöntem de işe yarar.

Üstün çocukların duygusal gelişimi nasıl bir süreç?Eğer bu çocuklar “zeki” olarak etiketlendilerse, kendilerini diğer çocuklardan farklı görmeye başlıyorlar ve narsizm, yani üstünlük ve gösteriş duygusu gelişmeye başlıyor. Sonra diğer insanları aşağılamaya başlıyorlar. Okullar da yeteneklerini sunacakları bir ortam yaratamazsa bu kişiler ürün ortaya koyamıyor. Ürün çıkartamamak ise zeki çocuklar ve insanlar için depresyon kaynağı oluyor.

Ebeveyn çocuğunun üstün zekâlı olduğundan şüpheleniyorsa bir psikoloğa mı başvurmalı?Aslında bilinçli bir ebeveynin bir psikoloğa başvurması gerekmez. Eğer ebeveynin önünde bir referans kaynağı yoksa ve bu konuda bilgisi fazla değilse başvurması tanılama anlamında faydalı olabilir. Bilinçli, bu konuda bilgili bir aile çocuğu gözlemleyerek de kapasitesini anlayabilir. Bunun için çocuğu bu tarz bir sürece sokmak, skorlamak çok da gerekli değildir. Önemli olan çocuğu sadece bir çocuk olarak görmek ve bilişsel yeteneklerini geliştirmek için çalışmaktır. Bu çocuklar hızlı düşünür, çok soru sorar, meraklıdır, çabuk öğrenir, adalet duyguları çok gelişmiştir. Adalet duygusu konusunu açarsak bu çocuklar arkadaşlarını savunur, kendisi ile alakalı olamayan konularda dahi başkasını koruma eğilimi gösterebilir. Ebeveyn, ”Sen onun avukatı

mısın? Neden karışıyorsun ve kendini kötü duruma düşünüyorsun?” serzenişinde bulunmak durumunda sıkça kalır. Bu belirtiler 3 yaşından, hatta 2 yaşından, itibaren ebeveyn tarafından da gözlemlenebilir.

Üstün zekâlı eğitimi nasıl olmalı?Büyük pencereyi açmak gerekli. Büyük pencere “İnsan geliştirme modelidir”. Bunu yapmak için öncelikle çocuğun yeteneğini keşfetmelisiniz ki üstün zekâlı çocuklarda yetenek bilişseldir. Sonra çocuğa bir alan sunulmalı. Çocuğun zekâsını bir araba motoru gibi düşünürsek, bu çocuklara eğitim veren okulların şu an yaptığı, motoru devamlı geliştirmektir. Motoru, zekâ ile ilgili yarışmalar, çalışmalar yaparak devamlı çalışır halde tutmaya çalışıyorlar. Fakat önemli olan arabayı alıp yola koymak. Bunu yaparak çocuğa alan yaratılmalı. Çocuğa “Sen iyi bir matematikçi olacaksın, sen iyi bir bilim insanı olacaksın.” diyerek okulun çocuğu yönlendirmesi, ona alan sağlaması gerekir. Şu an yapılan en büyük hata bu yönlendirmenin yerine devamlı çocuğun motorunun geliştirilmeye uğraşılıyor olmasıdır. İnsan geliştirme modelini anlamadan üstün çocuklarla çalışmak doğru bir yaklaşım değildir.

William James Sidis dünyanın en zeki adamı olarak biliniyor ama çoğumuz tanımıyoruz, çünkü bir ürün çıkarmadı. Einstein, William’dan daha az zeki olmasına karşın ürün çıkardı, Edison ürün çıkardı. Burada önemli olan, çocukları, bir alan yaratarak, odaklı çalışmaya yönlendirmektir. Aksi takdirde çocuğun zeki olması bir şey ifade etmeyecektir.

Üstün zekâlı çocuklar, bir gelişim kültürü içerisinde olmalıdır. Gelişim kültürü, çocuğun çevresindekiler ile birlikte gelişme göstermesi demektir. Okulda ya da evde çocuğun çevresindekiler de çocukla birlikte gelişmelidir.

Bir diğer önemli nokta “başarı motivasyonu”dur. Çocuklara başarma isteği aşılanmalıdır. Çocuğun içinden gelmesi, sevmesi tabii ki önemlidir ancak başarı motivasyonu farklıdır. Bunun bir geni yoktur, doğuştan gelmez. “Başarı motivasyonu” sonradan öğrenilir.

Page 34: Kids&Gourmet June 2015

31

ALIŞVERİŞ

Bianchi Sport Bisiklet351 TL

DecathlonÇocuk Bikini 23,95 TL

DecathlonUV Korumalı Şapka13,95 TL Decathlon

Katlanır Havuz 69,95 TL

Bianchi Barbie 16" Bisiklet 396 TL

Adore Oyuncak Renkli Salyangozlar Yarışıyor 49,90 TL

Aquashoes Suda Giyilebilir 22,95 TL

Page 35: Kids&Gourmet June 2015

32

GAP Kız Çocuk Elbise 119,95 TL

GAP Erkek Çocuk Boxer Mayo 89,95TL

GAP Kız BebekElbise 3 yaş 29,90 TL

Joker babyje m bebek reflu yastigi 54,90 TL

Tchibo Şişirilebilir Büyük Bowling Oyunu39,95 TL

Olivefarm Organik Bebek Losyonu 400ml 53 TL

FF Kids Erkek Çocuk Ayakkabı 32TL

HAZİRAN 2015SAYI 23

Page 36: Kids&Gourmet June 2015

33

RÖPORTAJ

Piyano alanında genç yeteneğimiz 2003 İzmir doğumlu Tuna Bilgin, 2015 Şubat ayında

İzmir’de düzenlenen 1.Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışmasında 11-17 yaş grubunda

birincilik ödülünü kazandı. Jüri Başkanlığını Sn. Gülsin Onay’ın yaptığı yarışmada, Ahmed Adnan Saygun Özel Ödülü’ne de layık görülen

Tuna, Burdur’da düzenlenen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 4.Genç Yetenekler Müzik

Festivali’nde açılış konserinde piyano çaldı ve piyano resitali verdi. Yetenekli genç sanatçı, hayallerini yeteneği doğrultusunda sağlam adımlarla gerçekleştirme yolunda. Bu yolda

kendisini, dünyaca ünlü piyanist, Devlet Sanatçımız Sn. Gülsin Onay yalnız bırakmamış.

Tuna’nın yeteneğini ve çalışmalarını Sn. Onay’a sorduk…

YENİ BİR SAYGUN

YA DA CHOPİN Mİ YETİŞİYOR?

Page 37: Kids&Gourmet June 2015

34

HAZİRAN 2015SAYI 23

Gülsin Hanım, Tuna’yı ilk dinlediğinizde neler hissettiniz?Tuna'yı ilk defa jüri üyesi ve başkanı olarak yer aldığım İzmir Festivali, Adnan Saygun Piyano Yarışmasında dinledim.Tuna Bilgin, sahneye adımını attığı ve piyanoya oturduğu andan itibaren hepimizin sempatisini kazanmıştı. Piyanoya elini sürdüğünde ise daha ilk notalarda bizlere sempatiden daha fazla şeyler vereceğini hemen hissetmiştik. Başından sonuna dek büyük bir konsantrasyon, müzikalite, teknik ve hakimiyetle yorumladığı eserler genç yaşta eriştiği olgunluğu ispatlamaya yetiyordu.

Tuna Bilgin için “Deha seviyesinde yetenek” diyebilir miyiz?Kesinlikle öyle, mutlak bir kulak yeteneğinin yanı sıra adeta bildiğini hatırlıyormuş gibi olağanüstü bir doğallıkla çalması bunun göstergesi.

Tuna’nın müzik eğitimini siz mi yönlendiriyor ve takip ediyorsunuz?Hayır, tamamen öyle olduğu söylenemez ama eğitimi konusunda yol göstermeye ve tavsiyelerde bulunmaya çalışıyorum. Şu an eğitimine Bilkent Üniversitesinde değerli eğitmenlerimizden Doç. Dr. Gülnara Aziz’in sınıfında çok iyi ellerde devam ediyor.

Tuna nasıl bir öğrenci?Söylediklerimi anında kavrayıp içsel dünyası ile bütünleştirebilen özel bir yeteneğe sahip. Dolayısıyla böyle bir öğrenciyle çalışmak hem mutluluk, hem de ilham verici.

Piyano koltuğunuzu Tuna’ya teslim etmiştiniz. Bunun özel bir anlamı var mı? Geçtiğimiz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda politikacıların bir süreliğine koltuklarını çocuklara devretmesinden esinlenerek kendi piyano koltuğumu da sembolik olarak Tuna'ya teslim ettiğimi açıklamıştım. Bu aynı zamanda O'na duyduğum güvenin bir göstergesiydi.

Tuna’yı gelecekte nerede görüyorsunuz? Öncelikle kendisinin dünya çapında bir piyanist olacağından eminim, ülkemizi en iyi şekilde dünyanın önde gelen sanat merkezlerinde temsil edeceğinden şüphem yok. Aynı zamanda bestecilik yönünün de çok kuvvetli olduğunu biliyorum. Kimbilir, belki de yeni bir Saygun ya da Chopin kazanacak ülkemiz..

Page 38: Kids&Gourmet June 2015

35

UZMAN GÖRÜŞÜ

Deniz Özkılıç Kabul Uzm.Gelişim Psikoloğu - SENs Gelişim Akademisi

Page 39: Kids&Gourmet June 2015

36

HAZİRAN 2015SAYI 23

Bir Psikoloğun Gözünden Anne Olmak

EH AMA BİRAZ SAYGI LÜTFEN…Güneşin artık kendini iyice hissettirdiği bu güzel günlerde enerjik bir giriş yapmak istedim. Ben eşimi sabahları güüünaaaydııın diye bağırarak uyandırırım. Bu da onun gibi bir giriş. "Merhaaabaaaa, çıkın dışarı ve güneşin sizi mutlu etmesine izin verin".

Havanın ısınmasının etkisinden sanırım bu aralar her şeyle baş edebilecek enerjiye sahibim. Öyle ki topluma açık yerlerdeki (örneğin alışveriş merkezlerinde, metroda) engelli bireyler, yaşlılar ve bebek arabaları için yapılmış asansörleri dolduran insanlara pozitif anlamda savaş açmış durumdayım, aynı zamanda kaldırımlara park edip pusetlerin ve tekerlekli sandalyelerin kaldırımdan gitme hakkını alan sürücülere de savaş açtım. Nasıl mı?

Kaldırımlara park eden arabaların plakaları da açıkça çıkacak şekilde fotoğraflarını çekip sosyal medya hesaplarımda paylaşıyorum. Özellikle instagramda yapılan paylaşımların daha fazla kişiye ulaştığını düşünüyorum. Hiçbir engeli ve/veya bebek arabası olmadığı halde asansörleri doldurup bebekleri, engeli vatandaşlarımızı ve yaşlıları bekletip haklarını gasp eden insanların da fotoğrafını çekip paylaşıyorum. Örneğin daha dün gittiğimiz bir mağazada bebeğimle birlikte ( ve tabi ki pusetimizle) asansörün önünde beklerken dört

Page 40: Kids&Gourmet June 2015

37

UZMAN GÖRÜŞÜ

kadın içeri doluştular ve bize yer kalmadı. Ben de " şuan fotoğrafınızı çekiyorum ve rezillik etiketiyle instagramda paylaşıyorum" dedim. Dediğimi de yaptım. Ne olduklarını anlayamadan asansör hareket etti ve gittiler. O bayanlara sesleniyorum; kilo veremiyorum, su içsem yarıyor diye yakınacağınıza azıcık size verilen ve büyük bir nimet olan sağlıklı bacaklarınızı hareket ettirin. Çekinmeyin hanımlar, sizin yakınınızın, bebeğinizin ya da hakkı olan herhangi bir vatandaşın hakkının gasp edildiğini gördüğünüzde çekinmeyin ve tepkinizi verin. Bana deli gözüyle bakıyorlar oysaki ben aslında onların da hakkını savunuyorum. Çünkü hiç kimse hangimizin ne zaman tekerlekli sandalye kullanmak ve o asansörlere binmek zorunda kalacağımızı bilemez. Gelin birlik olalım ve sosyal medya üzerinden hepimiz aynı şekilde tepki verip bir farkındalık oluşturalım. Bugün

yukarıda bahsettiğim paylaşımlara bebekli bir masanın dibine oturup birbirimizin aldığı nefesi duyabilecek mesafedeyken minik kuzuları umursamadan sigarlarını yakıp içenleri de eklemeye karar verdim. Cafelerde, restoranlarda işletmeciler para kazanma hırsı ile masaları o kadar dip dibe koyuyorlar ki pusetimizi ya da mama sandalyesini yanımıza iliştirecek yer bulabilmek için resmen büyük uğraşılar veriyoruz.

Enerjimizin arttığı şu günlerde haklarımıza sonuna kadar sahip çıkmak için elimizden geleni yapalım derim. Ayrıca haklarımızı savunma konusunda ders alabileceğimiz, anne ve avukat olan Feyza Altun’u da instagramda takip etmenizi öneririm. Kendisi bana bu konuda İlham kaynağı oldu.

Sevgiyle kalın…

Page 41: Kids&Gourmet June 2015

38

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

anne bebek tov 210X297.pdf 1 17/03/15 14:09

Page 42: Kids&Gourmet June 2015
Page 43: Kids&Gourmet June 2015

HAZİRAN2015YEMEK TARİFLERİ

Page 44: Kids&Gourmet June 2015

Meyve & Sebze Takvimi

CAN ERİK

ÇAĞLA

ÇİLEK

ELMA

İNCİR

KARPUZ

KAVUN

KAYISI

KESTANE

KİRAZ

MANDALİNA

MUZ

MÜRDÜM ERİĞİ

NAR

PORTAKAL

ŞEFTALİ

ÜZÜM

VİŞNE

ARALIK

OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

Page 45: Kids&Gourmet June 2015

BAKLA

BALKABAĞI

BAMYA

BEZELYE

BÖRÜLCE

BROKOLİ

DOLMA BİBER

DOMATES

ENGİNAR

HAVUÇ

ISPANAK

KABAK

KARNABAHAR

KEREVİZ

KIRMIZI BİBER

LAHANA

MARUL

PANCAR

PATLICAN

PAZI

PIRASA

SALATALIK

SEMİZOTU

T. BARBUNYA

TURP

YEŞİL BİBER

ARALIK

OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

Page 46: Kids&Gourmet June 2015

43

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 47: Kids&Gourmet June 2015

44

HAZİRAN 2015SAYI 23

Sevgili Okurlar,Bir kışı ve yoğun okul temposunu geride bırakıyoruz. Çocuklar için tatil başlıyor beslenme alışkanlıkları da tatille birlikte değişiyor. Çocuklar ve her zaman çocuk kalanlar için çorbalar, pratik balık, şekersiz unsuz yulaf ezmeli kurabiye, meyveli yoğurt küpleri ve kinoalı bebek mamaları gibi değişik tariflerimi beğeninize sunuyorum.

Sağlıklı, lezzetli bir ay dilerim. Şimdiden ellerinize sağlık.

Sevgilerimle...

Executive Chef Ayşe Nil [email protected]

Page 48: Kids&Gourmet June 2015

45

KİNOA KAHVALTISI (8 Ay ve Sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 49: Kids&Gourmet June 2015

46

KİNOA KAHVALTISI (8 Ay ve Sonrası)

Malzemeler1 adet küçük elma ayıklanıp, çekirdekleri alınmış 1 adet olgun armut ayıklanıp çekirdekleri alınmış 1/2 bardak ev yapımı yoğurt3 çorba kaşığı haşlanmış kinoa¼ çay kaşığı vanilya ( çay kaşığının ucu ile az miktar)

HazırlanışıElma ve armut cam rendede rendelenir. Soğumaya bırakılır. Soğuyan meyvelere vanilya ekleyip ezilir. Yoğurt ve kinoa ilave edilir. Tekrar ezilerek servis edilir.

NOT: Elma ve armut yumuşayana kadar 5-8 dakika buharda da pişirilebilir. Fakat taze olana nazaran bir miktar daha fazla vitamin değerinden kaybeder.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuKinoa dışında yoğurt, elma ve armut, tümü bağırsak dostu olan besinlerdir. Özellikle bağırsak düzensizliği olan bebekler için tam bir şifa birlikteliği. Bağırsak için, meyvelerin lif oranları ve yoğurdun probiyotik özelliği bulunmaz kaynaklar. Kinoa'ya gelince…Tahıllara kıyasla kinoanın besin değeri oldukça iyidir. Lizin gibi temel amino asitler ve bol miktarda kalsiyum, demir ve fosfor içerir. En önemli özellikleri ise, tam protein olması ve glüten içermemesidir. Kinoa tohumları tam protein kategorisindedir. Yani vücudun ihtiyaç duyduğu tüm amino asitleri içerir. Tam protein içeren bitkiler oldukça nadirdir ve bu özelliği ile vejetaryenler arasında oldukça popülerdir. Kinoa, kolesterolü yüksek ve yağ içeren hayvansal protein kaynaklarına göre daha sağlıklı bir protein kaynağı olarak görülebilir. Bir diğer çok önemli özelliği glüten içermemesi olan kinoa, bu nedenle Çölyak hastaları ve glütensiz diyet uygulayanlar için bulunmaz bir alternatiftir.

HAZİRAN 2015SAYI 23

Page 50: Kids&Gourmet June 2015

47

KİNOALI PEMBE SULTAN (8 Ay ve Sonrası )

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 51: Kids&Gourmet June 2015

48

HAZİRAN 2015SAYI 23

Malzemeler1 adet küçük pancar ayıklanmış küp doğranmış1 adet küçük elma ayıklanıp, çekirdekleri alınmış küp doğranmış3 çorba kaşığı haşlanmış kinoa1 çorba kaşığı ev yapımı yoğurt

HazırlanışıPancar ve elma yumuşayıncaya kadar buharda pişirilir. Püre haline getirilip kinoa ve yoğurtla karıştırılır. Bebeğinize afiyet olsun.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuKinoanın eşsiz protein kaynağı ve glüten içermemesinin konforu ile kırmızı pancarı bir araya getiren bu püre, bebeğiniz için farklı bir tad, farklı bir alternatif ve çok sağlıklı, besleyici bir tarif. Pancarın kırmızı rengi, kuvvetli bir antioksidan olmasının işaretidir sanki. Kırmızı renkli besinlerin kansere ve kalp damar hastalıklarına karşı bilinen koruyucu etkileri çoğunlukla kırmızılahanada olduğu gibi antosiyanin içeriğine bağlıdır. Çok iyi iştah açıcı özelliği olan ve içinde barındırdığı A vitamini ve kalsiyum ile özellikle az yiyen, iştahsız bebekleriniz için çok iyi bir besin kaynağı bu püre.

Page 52: Kids&Gourmet June 2015

49

MEYVELİ KİNOA FESTİVALİ (8 Ay ve Sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 53: Kids&Gourmet June 2015

50

HAZİRAN 2015SAYI 23

Malzemeler50 gr kinoa (1/4 bardak)1/2 bardak su1 küçük elma kabuğu ve çekirdekleri soyulup doğranmış1 tatlı kaşığı kuru üzüm1 adet olgun yerli muz ya da büyük ise 1/2 muz

HazırlanışıKinoa iyice yıkanır ve ılık suya koyulur. Bir küçük tencereye 1/2 bardak su küçük koyulur. Kaynayınca ılık suda bekletilen kinoa süzülerek eklenir ve tencerenin kapağı kapatılır. 5 dk orta ateşte pişirdikten sonra elmalar ve kuru üzümler eklenir. Kısık ateşte elmalar ve üzümler yumuşayıp, kinoa suyunu çekinceye kadar 5-10 dk pişirilir. Ezilmiş muz ve bir tutam tarçın ile harmanlanıp servis edilir.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuMeyvaların gücü, kinoanın sağlığı ile birleşerek bebekler için harika bir ara öğün oluşturmuş. Özellikle üzümün antioksidan etkisi ve iyi bir demir kaynağı olması, kansızlık riski olan bebeklik çağı grubu için değerli bir özellik. Bir şeye dikkat: Kabızlığı olan ya da kaka yapmakta zorlanan bir bebeğiniz varsa muza dikkat etmeniz gerekir, bu durumda muz yerine başka bir meyve tercih edilmesi uygundur. Yine çölyak hastalığı ya da glüten hassasiyeti olan bebekleriniz için güzel bir alternatif tarif.

Page 54: Kids&Gourmet June 2015

51

BEZELYE ÇORBASI (1 Yaş ve Sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 55: Kids&Gourmet June 2015

52

HAZİRAN 2015SAYI 23

Malzemeler1/2 kg bezelye (ayıklanmış yıkanmış)1 büyük soğan (yemeklik doğranmış)2 çorba kaşığı sızma zeytinyağıSüt1/2 demet dereotu (ince kıyılmış)

HazırlanışıTencereye yağ ve soğan koyularak soğan şeffaflaşıncaya kadar pişirilir. Bezelyeler ekleyip biraz daha karıştırılır. Üzerini öretecek kadar su eklenir. Bezelyeler iyice yumuşayıncaya kadar pişirilir. Eğer çocuğunuz dereotunu çorbanın içinde görüp yemiyorsa, dereotunu çorbanızı robottan geçirmeden önce ekleyebilirsiniz. Robottan geçirilmiş çorbaya istenilen kıvama gelinceye kadar su ve süt ilave edilerek bir taşım daha kaynatılır. Gaz sorunu olan çocuğunuz var ise çorbanıza 1 çay kaşığı toz kişniş ekleyebilirsiniz.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuYaşam döngüsü kısa ve gözlemlenebilir olduğu için Gregor Mendel'in genetik araştırmalarında kullandığı bu tarihi öneme sahip bitki, nişasta, lif, antioksidan, karoten ve protein oranı yüksek bir sebzedir. Bezelye C vitamini yönünden diğer baklagillere göre daha zengindir. İçeriğinde C vitamini yanı sıra A vitamini, B vitamini, demir, fosfor ve potasyum gibi mineralleri barındırır. Bezelye lif yönünden zengin olması sayesinde kalp-damar hastalıkları yönünden koruyucudur ve kan şekerini dengeleyici bir etkiye sahiptir. Kolayca çözümlenebilir çeşitli lif maddelerini çok miktarda içerdiğinden, özellikle kandaki kötü kolesterol düzeyini düşürücü etki yapar, kalp krizi geçirme riskini de azaltır. Gene bu yüksek orandaki lif, midede uzun süre kalır. Böylece kandaki şeker düzeyi artma ve azalmalarını bir düzene sokarak bedenin enerji düzeyini sabit tutar. Zengin lif içeriği ile bağırsak kanseri riskini azalttığı gibi kabızlık sıkıntısı çeken çocuklarımız için de iyi bir kaynaktır.

Page 56: Kids&Gourmet June 2015

53

SOMON FIRIN (9 Ay ve Sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 57: Kids&Gourmet June 2015

54

SOMON FIRIN (9 Ay ve Sonrası)

MalzemelerKişi sayısı kadar porsiyonlanmış yıkanıp süzülmüş derisiz somon fileto 1 büyük soğan (halka doğanmış)1 adet kırmızı kapya biber (şerit şerit kesilmiş)1 adet yeşil dolmalık biber (şerit şerit kesilmiş)1 adet sarı biber (şerit şerit kesilmiş)1 tatlı kaşığı zeytinyağı (Her balık parçası için bir tatlı kaşığı) Balık parçası kadar defneyaprağı 1 çay kaşığı tatlı toz biber1 çay kaşığı limon kabuğu rendesi

HazırlanışıFırının 180 derece ye ayarlanır. Balıklar altı yağlanmış fırın kabına dizilir ve el ile üzerlerine yağ sürülür. Tatlı biber ve limon kabuğu rendesi eşit şekilde balıklara sürülür. Doğranmış soğan ve biberler ile balıkların üzeri örtülür. Isıttığınız fırında 20-25 dakika pişirilir. Afiyet olsun.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuBalık, balık yağı yani omega3 kaynağı olması nedeni ile vücudun hemen hemen tüm işlevlerinin düzenlenmesinde yardımcı olur. Başta kalp sağlığı olmak üzere sağlıklı nesiller yetiştirmemizi sağlar. Yağ oranı düşüktür ve faydalı yağlar içerir. Önemli ve sağlıklı bir protein kaynağıdır. Somonun bu özelliklere ek olarak bazı avantajları da vardır. Soğuk su balığı olduğundan omega3 oranı çok daha fazladır. Yine niasin ve B12 vitamininden zengin olması, günümüzde gençlerde bile sorun oluşturmaya başlayan kalp damar hastalıklarından çocuğunuzu korur. Önemli not: Sadece balık kısmından küçük parçalar kopararak ve hafif ezerek 9 ay ve sonrası çocuklara yedirebilirsiniz. Ama çocuğunuzun balık proteinine alerjisi olup olmadığını bilmiyorsanız doktorunuza danışın.

HAZİRAN 2015SAYI 23

Page 58: Kids&Gourmet June 2015

55

ŞEKERSİZ UNSUZ YULAF EZMELİ KURABİYE (1 Yaş ve Sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 59: Kids&Gourmet June 2015

56

HAZİRAN 2015SAYI 23

Malzemeler1 bardak yulaf ezmesi1 adet yumurta beyazı ve sarısı ayrı çırpılmış2 çorba kaşığı yaban mersini ( bıçakla bir kaç parçaya ayrılmış)1 adet olgun muz (çatalla ezilmiş - eğer muzunuz çok küçük ise 2 adet)4 adet hurma (küçük doğranmış)8 adet gün kurusu kayısı (küçük doğranmış)10 adet bütün ceviz ( bıçakla kıyılmış)1 tatlı kaşığı tarçın (çocuğunuz sevmiyorsa kullanmayabilirsiniz) 1 tatlı kaşığı kabartma tozu1 çay kaşığı vanilya

HazırlanışıYumurtanın sarısı ve beyazı ayırılır. Beyazı çırpılarak köpürtülür, sarı ayrı bir yerde çırpılır. Ezilmiş muz ve tüm malzemeler, köpürmüş yumurta beyazının kabında spatula ile karıştırılır. Tepsiye fırın kâğıdı serilir ve fırın 180 derece ısıtılır. Kaşıkla kurabiyeler porsiyonlara ayrılır. İçine muz koyduğumuz bu kurabiyeler yumuşak olacaktır. İyi pişmeleri için kaşığın arkası ile bastırarak iyice yassı bir şekil verilir. 15-20 dakika içinde kurabiyeler pişecektir. Kuru meyveler ve ceviz çabuk yandığı için gözünüz kurabiyelerde olmalıdır. Pişen kurabiyeler fırından alınır. Ilıdığında spatula yardımı ile tepsiden çıkartılıp servis edilir. Sağlıklı bir ara öğün ve atıştırmalıktır.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuTarifin, şekersiz ve unsuz olmasının tabii ki birçok ekstra faydası var. Günümüzde çığ gibi artan ve başta çocuklarımızı etkileyen obezite hastalığı riskinin azaltılması yanında, kilo vermekte zorlanan çocuklarımız için de önemli bir alternatif. İçinde var olan meyvelerin vitamin ve mineral zenginliği, cevizin balık gibi bir omega3 kaynağı olması da cabası. Yulafa gelince. Yulaf zararlı kolesterolü (LDL kolesterol) düşürerek kalp ve damar hastalığı riski azaltılmış çocuk nesline katkıda bulunurken yüksek lif içeri ile de kabızlığa ve erişkin yaşlarda özellikle erkeklerin ciddi sorunu olan barsak kanserine yakalanma riskini azaltır. İçeriğinde bulunan bol miktarda protein ve karbonhidrat, omega 3, omega 6, kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum, selenyum ve çinko bileşenleri açısından zengin olan yulaflar ayrıca B1 vitamini, B2 vitamini, B3 vitamini, B5 vitamini, B6 vitamini, B9 vitamini açısından da çok besleyici ve sağlıklı bir besin kaynağıdır. Yanında şekersiz bir içecek ile çocuklarınıza ara öğün olarak servis edebilirsiniz.

Page 60: Kids&Gourmet June 2015

57

MEYVELİ YOĞURT KÜPLERİ (1 Yaş ve Sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 61: Kids&Gourmet June 2015

58

HAZİRAN 2015SAYI 23

Malzemeler12 tane çilek veya 1,5 adet kivi veya 2 adet yerli muz veya 4-5 dilim ananas (her iki farklı meyvelerle ya da karışık meyveli de yapabilirsiniz)200 gr. yoğurt1 tutam vanilya

NOT: Bir yaş üstü çocuklar için 1 çorba kaşığı bal ilave edebilirsiniz.

HazırlanışıTüm malzemeler robottan geçirilir. Uygun buzluklara ya da minik muffin kaplarına doldurulur. Saplı dondurma gibi olması isteniyorsa birer küçük plastik kaşık veya tahta çubuk yerleştirilip buzluğa koyulur. 6 saat sonra her tarafı donmuş olarak çıkacaktır.

Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notuÇocuklara yoğurt yedirmenin ya da meyve yedirmenin alternatif yolu diyebiliriz. Sıcak yaz günlerinde hem onları serinletecek hem de meyve yemelerini sağlayacak sağlıklı bir seçim.

Evde kolaylıkla yapılabilecek hatta yapım aşamasına çocuklarında dahil edilebileceği bir tarif. Bırakın yoğurtlu karışımı kaplara çocuklar doldursun. Buzluğa onlar yerleştirsin. Böylelikle yapımına katkıda bulundukları dondurmaları daha istekli yiyeceklerdir.

Page 62: Kids&Gourmet June 2015

59

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

Tuğba

Page 63: Kids&Gourmet June 2015

60

Sevgili okuyucular merhaba;

İki kız çocuğu olan, sosyal mi sosyal, detaycı mı detaycı olan bir yemek yapma aşığıyım. Hazır gıda düşmanı, özellikle yemek tariflerini okumayı, araştırmayı, yeni tarifler yaratmayı çok seven ve her yeni öğrendiği tarifi ev halkına yapıp yediren genç bir anneyim.

Bu misyonumun yanında; eski bir yemek dergisi yazarı, yeni bir gastronomi sayfası yazarı, yemek workshoplarının aşığı, yani kısacası yemek ile ilgili olan her şeyin içerisinde olan bir anneyim. Sizlere bu sayfada her ay hafif, pratik, çalışan anneleri de düşünerek hazırlanabilecek leziz mi leziz, sağlık dolu tarifleri deneyecek ve paylaşacağım.

HAZİRAN 2015SAYI 23

Esentepe

[email protected]

Page 64: Kids&Gourmet June 2015

61

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

AVOKADOLU BİBER DOLMASI

Page 65: Kids&Gourmet June 2015

62

HAZİRAN 2015SAYI 23

Malzemeler2 adet dolmalık kırmızıbiber (Kapya biber)1/2 su bardağı yeşil mercimek1 adet avokado1 adet limonSızma zeytinyağı

HazırlanışıDolmalık biberler fırında veya ocakta közlenir, bir poşete konup 15 dakika bekletilir.Kabukları soyulur. Yeşil mercimek haşlanır. Olgun bir avokado ikiye bölünüp dilimlenir.Limon suyu, mercimek ve avokado karıştırılır. Dolmalık biberin ortasına karışım koyulur.Soğuk olarak servis edilir.

Ramazan ayına özel hafif lezzetler…Tüm aile fertleri için uygundur. Eğer küçük bebeğinize de siz yerken tattırmak isterseniz 1 yaş üzeri çocuklara tattırılabilir.

Page 66: Kids&Gourmet June 2015

63

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

KABAK ÇANAĞI

Page 67: Kids&Gourmet June 2015

64

HAZİRAN 2015SAYI 23

Malzemeler1 adet sakız kabak 200 g lor peyniri1 adet yumurtaTaze nane

HazırlanışıKabak incecik dilimlenir. Yağsız tavada ters yüz pişirilir. Lor peyniri ve taze nane ezilir, içerisine 1 adet yumurta kırılıp, karıştırılır. Çember bir kalıbın çevresine kabaklar dizilir, peynirli karışım konup 180 C ısıtılmış fırında 15 dakika pişirilir. Börek yerine yiyebileceğiniz hafif ve sağlıklı bir yemek olur.

Ramazan ayına özel hafif lezzetler…Tüm aile fertleri için uygundur. Eğer küçük bebeğinize de siz yerken tattırmak isterseniz 1 yaş üzeri çocuklara tattırılabilir.

Page 68: Kids&Gourmet June 2015

65

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

Nurgül Demir GüzelAnne ve Blogger / www.bebegimalerji.wordpress.com

Page 69: Kids&Gourmet June 2015

66

HAZİRAN 2015SAYI 23

Süt alerjisinin ağır seyrettiği durumlarda ev dışı et yemekleri de bazen sakıncalı olabilmektedir. Zira restoranlarda etler, süt, yoğurt gibi gıdalarla marine edilebilmektedir. Bu durumda olan çocuklar için anneleri değişik yöntemlere başvurmuş ve yaratıcılıklarını kullanmışlar. Sizlere aşağıda sunduğumuz tarif ve fotoğraflar yaratıcı annelerden bir tanesi Nurten Aksoy Ceyhan’a aittir. Afiyet Olsun

Page 70: Kids&Gourmet June 2015

67

ANNELERDEN - NURGÜL DEMİR GÜZEL

EVDE YAPRAK DÖNER (1 Yaş ve Sonrası)

Page 71: Kids&Gourmet June 2015

68

HAZİRAN 2015SAYI 23

Malzemeler5 tane Kuzu Külbastı250 gr kuzu kıyma1 adet kırmızıbiber1 adet yeşil köy biberi1 çay kasığı tuz1 çay kasığı tatlı kırmızı toz biber1 adet soğanUfak 1 diş sarımsak

HazırlanışıKülbastılar olabilecek en ince şekilde dövülerek inceltilir. Soğan ve sarımsak rendelenir, sonra diğer et harici malzemeler ile birlikte rondodan geçirilir. Kıyma ile rondodan geçirilmiş malzemeler birlikte yoğurulur. Rulo yapılacak kadar genişçe bir parça Strechfilm tezgâha serilir. (Bkz.1.fotoğraf) Üzerine 1 adet külbastı, üzerine kıymalı harç ilave edilir. Bu şekilde bir külbastı, bir kat kıymalı harç koyularak 5 kat hazırlanır. (Bkz.2.fotoğraf) Son olarak rulo yapılıp sarılır. (Bkz.3.fotoğraf) Rulo buzluğa koyulur. Soğuyarak sertleşmesi sağlanır. Bu şekilde yaprak yaprak kesebilmek mümkün olacaktır. Sertleşen rulo şeklindeki et ince kesilir ve hafif zeytinyağı koyulmuş tavada arkalı önlü pişirilir.

Page 72: Kids&Gourmet June 2015

69

TANITIM

Page 73: Kids&Gourmet June 2015

70

HAZİRAN 2015SAYI 23

SAĞLIĞIMIZ GÜVENLİ ELLERE EMANET EDİLMELİTürkiye’de ilk defa, sağlık haberciliği alanında çalışan iletişim fakültesi akademisyenleri, sağlık muhabirleri ve bürokratlarla bu alanda yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinin değerlendirildiği kitap “Sağlık Haberlerine Farklı Bakış” adıyla yayınlandı.

Türkiye’de ilk defa, sağlık haberciliği alanında çalışan iletişim fakültesi akademisyenleri, sağlık muhabirleri ve bürokratlarla bu alanda yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinin değerlendirildiği kitap “Sağlık Haberlerine Farklı Bakış” adıyla yayınlandı. " Kitapta 49 bürokrat, akademisyen ve gazeteci bir araya geldi, Sağlık Editörü ve Biyolog Esra Öz yazdı. Öz, dört yılı aşkın bir süredir, üzerinde çalıştığı “Sağlık Haberciliğine Yön Verenler” yazı dizisi ile Türkiye’de ilk defa bu alanda çalışan iletişim fakültesi akademisyenleri, sağlık muhabirleri ve bürokratlarla sorunları ve çözüm önerilerini içeren röportajlar yaptı. Bu çalışmayı, sağlık iletişimi ve sağlık haberciliğinin geliştirilerek, sağlık okuryazarlığı ve medyanın bilinçlendirilmesi için hazırlayan Öz, hayatımızın temel taşı olan sağlığın medyadaki yerini belirlemek için yaptığı bu çalışma ile temellerinin atılacağı sağlık haberciliğinin uzmanlaşmasında bir katkı sağlamayı hedefliyor.

Sağlık Haberciliğinde Uzmanlık Neden Gerekli?“Sağlık haberciliği, gazetecilik mesleğine adım atar atmaz, haber yazmayı öğrenirken yapılacak bir iş değildir” diyen Öz, sağlık haberlerinin emin ellerde olması gerektiğini vurguluyor. Haberler, alanında uzman sağlık habercileri tarafından yapılmıyorsa “İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?” sorusunun akla geldiğini belirten Öz, “Uzmanlaşma için gazetecilerin

hakkını savunmak ve onların arkasında durulması gerekiyor. Akademik camianın çalışmaları eşliğinde sağlık habercilerinin tecrübelerini paylaşarak bir araya gelmesi ile güzel işlere imza atılacağına inanıyorum. Doğru, etik ve güvenilir sağlık haberleri, sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmazdır. Sağlık Bakanı ve Meclis Sağlık Komisyon Başkanı da bu çalışmaya destek vererek bu alanda yapılacak çalışmaların öneminin üzerinde duruyorlar” dedi.

Sağlık Haberciliği Bir Uzmanlık Alanı Olarak Kabul Edilmeli! Sağlık haberciliğinin uzmanlık alanı olması adına çabaları sonucu ortaya çıkan bu kitabın, ilk çalışmalarına yaklaşık 4 yıl önce başlayan Öz, şunları söyledi: “Sağlık haberciliği ve iletişimi üzerine çalışan hocalarımıza ulaşarak, bu alana emek vermiş meslektaşlarımla görüştüm. Bu kitap, sağlık haberciliğinde bir dönemin bakış açısını ortaya koymaktadır. Gazeteciler haber yaparken nelere dikkat ediyor, akademisyenler bu alanda yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyor, bilinçli bir adım atılması için öncülük edecek görüşler yer alıyor.”

Her Bilimsel Çalışmanın Haberi OlmamalıSağlık haberciliğinde önemli olan noktanın bilimsel çalışmaların ışığında sade bir dille doğru

Page 74: Kids&Gourmet June 2015

71

TANITIM

bilgileri aktarmak olduğunu belirten Öz, “İşte bu noktada zamanla öğrenilen gerçeklerden birisi, her bilimsel çalışmanın haber olamayacağı, olmaması gerektiğidir. Bu ve bunun gibi birçok bilgi gazeteciler tarafından yaşanarak öğreniliyor. Bunların başta kuralı olsa ne güzel olur değil mi? Bu işi yapmak isteyen muhabire “Bunlara dikkat et.” demek, yol haritası sunarak, daha da kaliteli haberlere imza atmayı sağlamak mümkün” dedi.

Medya Kuruluşlarında Uzman Sağlık Muhabirlerine Yer Açılmalı Sağlık haberciliğinin kuralları oluşturulduğunda sağlık alanında çok fazla yanlış haber ile karşılaşılmayacağını kaydeden Öz, “Üzücü bir nokta da insanlar her haberi doğru olarak algılıyor. Mesela, doğal olana sevgi ve inanç insanları hata yapmaya daha fazla yaklaştırıyor. Her gün okuduğumuz sağlık haberlerindeki yanlışları gördükçe bu alandaki

uzmanlaşmanın ne derece elzem olduğunu daha iyi anlıyorum. Sağlık okuryazarlığının gelişmesi ve insanların bilinçlenmesi için öncelikle medya kuruluşlarında uzman sağlık muhabirlerine yer açılmalı ve sağlık muhabirlerine, ajans muhabirlerine, çeviri yapan ve istihbaratta yer alan gazetecilere de eğitim verilmeli. Çeviri haberlerinin yanlışlarla dolu aktarılması ve ajans muhabirlerinin yaptığı bazı haberler insanları boşuna umutlandırarak, büyük hayal kırıklığı yaşatması engellenebilir. Ayrıca gazetecilik gün geçtikçe kan kaybediyor ve güven sorunu yaşanıyor. Sağlık haberciliğinde ise bu çok daha fazla hissediliyor” diye konuştu.

Esra Öz Kimdir?5 yıl süre ile Yazı İşleri Müdürü olarak çalıştığı Sağlık Dergisi’nde yeniliklere açık, araştırmalarına devam etti. Daha önce yapılmamışı yapmak istediği için hayata

Page 75: Kids&Gourmet June 2015

72

HAZİRAN 2015SAYI 23

gözlemleyerek bakıyor. Hazırladığı “Tıbbın Duayenleri”, “Hayatı Keşfeden Biyologlar”, “Dünya’da Türk Hekimleri ve Başarı öyküleri” ve Nörobilim ile ilgili röportaj ve haber serileri sağlık camiası tarafından büyük ilgiyle takip ediliyor. 2012 yılında Sağlık Bakanlığı Sosyal Medya hesaplarının kurulumu ve yönetiminde danışmanlık yaptı. 2013 yılında Med-Index sitesinin kurucusu ve Yayın Yönetmeni olarak çalıştı. 2014 yılı Nisan ayında Technical Assistance For Alignment İn Organ Donation Project (Organ Bağışında Uyum için Teknik Yardım Projesi) Senior Communication Expert (Kıdemli İletişim Uzmanı) olarak organ bağışı haberlerinin işlenmesi üzerine medya çalıştayları düzenliyor. Aynı zamanda 2014 Ekim ayından itibaren Sağlık ve İnsan Dergisi Yayın Editörü olarak çalışmalarını sürdürüyor. Şubat 2015 tarihinden itibaren TRT Kent Radyo Ankara'da Sağlık Gündemi programını hazırlayıp sunuyor.

Sağlık Bakanlığı ve Avrupa Birliği tarafından düzenlenen "Organ Bağışında Uyum için Teknik Yardım Projesi" kapsamında "AB Organ Bağışı 2. Medya Çalıştayı"nı organize etti ve toplantıda medyanın rolü ele alındı. "AB Organ Bağışında Uyum için Teknik Yardım Projesi" kapsamında "Ulan İstanbul", "Arka Sokaklar", "Kaçak", "Hayat Yolunda" ve "Kocamın Ailesi" setlerinde Türkiye'deki organ bağışı ve nakillere ilişkin bilgi verilmesini organize etti.

"AB Organ Bağışı 3. Medya Çalıştayı"nı düzenleyerek Sağlık Bakanlığı ve AB yetkililerinin, organ bağışında farkındalığın artırılabilmesi için medya temsilcilerini ziyaret edilmesini organize etti. Show TV, CNN Türk, KANAL D, Star TV, NTV, Fox TV, TGRT Haber, Kanal 24 , Hürriyet Gazetesi, Star Gazetesi, Akşam Gazetesi ve Türkiye Gazetesi'nin yöneticileri ile görüşüldü.

Türkiye'de ilk defa “Kokuyla Keşfet” adıyla koku kitabı yayınladı. Kitapta, koku almanın bilimsel yönlerini eğlenceli bir dille işlerken, kokunun cinselliğe ve insan ilişkilerine etkisi, hastalıklar, parfümün gizemli dünyasını ve kokuyla ilgili daha birçok konuyu ele aldı.

Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu öncülüğünde Dr. Dyt. Alev Keser ve Yrd. Doç. Dr. Filiz Yıldırım editörlüğünde Ankara Üniversitesi Yayınlarından çıkan "Sağlık Okuryazarlığı" kitabında "Sağlık Habercisi Gözünden Sağlık Okuryazarlığı" bölümünü yazdı.

Page 76: Kids&Gourmet June 2015

73

Prof. Dr. Cihat ŞenKadın Doğum ve Perinatoloji İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğ.ÜyesiPerinatal Tıp Vakfı Başkanıwww.cihatsen.comwww.perinatal.org.tr

ANNE ADAYLARI NASIL BESLENMELİ?

Hamilelik beslenmesi konusunda sık sık beslenme tüyoları duyarız. Bu konularda okuyucularımızı bilinçli medya okuryazarı olmaya davet ediyor ve konunun uzmanı olmayan kişilerin beyanlarına daha dikkatli yaklaşmalarını öneriyoruz. Gebelik takibini yapan hekim tahlil sonuçlarına göre gerekli gördüğü konularda zaten sizi yönlendirecektir. Bunun dışında kalan sağlıklı, normal bir gebe için olması gereken beslenme şeklini Perinatal Tıp Vakfı Kurucusu ve Başkanı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Perinatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Kadın Doğum ve Perinatoloji Prof.Dr. Cihat Şen’e sorduk.

Page 77: Kids&Gourmet June 2015

74

HAZİRAN 2015SAYI 23

Gebenin beslenmesi nasıl olmalı?Normal sağlıklı bireylerin, sağlıklı beslenmesi için gerekli olanlar ne ise, gebe de o şekilde beslenmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken gebe kalmadan 400 mg Folik asit alınması, bazı problemlerinin ortaya çıkmasını azaltması nedeni ile yararlıdır. Özellikle gebeliğin ikinci yarısında olmak üzere gebenin ek 300 kalori alması gereklidir. Normal boyutlarda bir erişkinin gümlük kalori ihtiyacı 1800 civarında iken gebenin ihtiyacı 2100-2200 kalori civarındadır. Dolayısı ile öğüleri atlamadan, besinler arasında dengeyi koruyarak yapılan bir beslenme düzeni yeterlidir. Üç öğünü atlamamalı ve öğün aralarında küçük ara öğünler yapmalıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken durum, üç öğüne ek olarak 3 adet ara öğünü ek besin ile yapmamalıdır, bu durumda kilo alması açınılmazdır. Yapılması gereken ana öğünlerden sevdiği küçük bir kısmı ayırıp, o öğünü izleyen ara öğünde alınmalıdır. Bu durumda kalori kontrolü sağlanmış olur.

Gebelikte kilo almanın gebelik sonuçları ilişkisi var mıdır?Gebelikte kilo artışı ile doğan bebeklerin kilosu arasında çok yakında ilişki vardır ve böyle gebelerden doğan çocuklar ilerleyen yaşlarda diyabet, hipertansiyon, kalp hastası olma riskleri çok artmaktadır. Gebelikte kilo kontrolü ve düzenli beslenme ile bu durumun ortaya çıkması engellenebilmektedir. Hatta kilolu gebe kalanların doğan çocukları ilerleyen yaşlarda diyabetik olabilmektedir.

Gebelikte düzenli vitamin kullanımı her gebe için uygulanmalı mıdır?Toplumuzda maalesef gebelerde bir vitamin kullanım çılgınlığı vardır. Bu tamamen yanlıştır. Bir erişkinin sağlık nedeni ile ve tıbben gerekli olduğu durumlarda vitamin kullanması gerekir, aynı durum gebe için de

Page 78: Kids&Gourmet June 2015

75

Page 79: Kids&Gourmet June 2015

76

HAZİRAN 2015SAYI 23

geçerlidir. Tıbbi bir gereklilik saptanmadıysa kullanılması gereksizdir. Bunun dışında bebeğin daha sağlıklı ve akıllı olacağı gerekçesi ile gebelikte vitamin kullanılması tamamen bir safsatadır, pazarlamaya yönelik bir söylemdir ve hatta bazen ölçüsü kaçırılmış vitamin kulalnımı durumlarında bebeğe ciddi zararlar verebilmektedir.

Gebelikte demir kullanımı hangi durumlarda gereklidir?Gebelikte demir kullanımında da hatalar görmekteyiz. Gebelikte demir ihtiyacı artmakla birlikte bu ihtiyacı normal, sağlıklı her anne adayı zaten karşılayabilmektedir. Sağlık durumu çok iyi olmayan ve vücudundaki demir depoları yeterli olmayanlarda demir eksikliği söz konusu olabilir. O da bebek açısından bir sorun teşkil etmez, sadece anneyi kısmi kansızlık durumuna sokar. Bu durum da tedbir için ya da tedavi için ilaç kullanımı ile düzeltilebilmektedir. Anne bu durumda olsa bile, bebek gerekli ihtiyacını zaten her halükârda anneden almaktadır. 22-24. gebelik haftasından önce gebeliğe özgü demir eksikliği durumu oluşmaz. Dolayısıyla bu dönem civarında kan sayımı yapılarak Hemoglobin değerinin 11 gr altında olan gebelerde, kansızlık olduğu için değil, ilerideki hafta ya da aylarda ortaya çıkmaması için tedbir olarak demir hapları, günde 1 tane verilebilir. Yoksa her gebenin rutin olarak demir kullanması söz konusu değildir ve gerekte yoktur.

Hamilelikte doğru kilo alımı nasıl olmalı?Önerilen kilo artışı 12-14 kilogramdır. Bunun

dışındaki değerler sorgulanmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken noktalardan biri gebeliğin 12-22. haftaları arasıdır. İlk 3 aydaki iştahsızlık ve benzeri küçük gebelik sorunlarından sonra, hormonal durumun giderek değişmesi ile iştah açılır, iştah merkezi üzerinde vücudun kontrolü azalır. Hatta fazla gıda ve kalori aldığında, gebe bunu fazla olarak algılamaz. İştah merkezi kontrolü sağlanamadığı durumda, yeni yeme düzeni bir alışkanlık haline döner ve sonraki haftalarda da gebe iştahını engellemekte zorluk çeker. Bu durum hakkında gebe önceden bilgilendirilirse, kendini baştan programlar ve bilinçli bir beslenme düzenini sağlayarak, daha az sorunlu bir gebelik süreci geçirmeyi başarabilir. Kontrollü ve uygun kilo artışı ile doğuma giren gebe, doğum sonrasında da kilo problemleriyle fazlaca uğraşmak zorunda kalmaz. Gebelerin bilgilendirilmesi amacıyla “GEBENİN EL KİTABI” hazırlanmıştır. Gebelik hakkında her türlü bilginin yer aldığı bu kitabı ücretsiz olarak isteyen herkese göndermekteyiz. Bunun için Tel: 0212-2244080 E-mail: [email protected] istekte bulunulması yeterlidir.

İkiz gebelik yaşayan anne adayı için beslenmede ne gibi farklılıklar vardır?Temelde tekil gebeliklerden farklı değildir. Beslenme rejimi açısından fark teşkil etmez. Kan sayımı ve demir deposu kontrolünün erken gebelik haftalarında ve 22. ile 28. haftalarda yapılmasında fayda vardır. İkiz gebeliklerde sabah akşam 20-30 dakikalık yürüyüş ya da egzersiz programları, tekil gebeliklerde de olduğu üzere çok faydalı olur. Kan dolaşımının ve özellikle bacak damarlarının sağlıklı tutulması yönünden fayda sağlar.

Doğum sonrası beslenme nasıl olmalı? Gebe günlük yaşamdaki beslenme şekline dönmelidir. Tabii burada bahsini ettiğimiz sağlıklı ve dengeli beslenmedir. Emziren annelerin, lohusa şerbeti, tatlı gibi bol kalorili gıdalarla beslenmesi fazla kiloya yol açar. Emziren anne bu konuda bilgilendirilmelidir.

Page 80: Kids&Gourmet June 2015

77

ALIŞVERİŞ

Beymen Club 169 TL

Columbia UV korumalı Gömlek 179,90 TL Beymen Club

699 TL

Lierac Premıum Cream Day _ Nıght (Kuru ciltler için yaşlanma belirtilerine karşı gece ve gündüz kremi) 435 TL

Beymen Club 229 TL

Ecco Moccasin399,99 TL

Reebok Erkek Spor Ayakkabı 326 TL

Page 81: Kids&Gourmet June 2015

78

Decathlon-Dalış Seti 119,95 TL

Infiniti Vakko 3'lü Set 225 TL

Shiseido Zen For Men Parfüm 100 ml 299 TL

Lenovo Flex 2 Dizüstü Bilgisayarlar 699 TL

Decathlon- Su Tutmaz Mayo134,95 TL

Sisley Cüzdan 129 TL

Vakko Mavi Gömlek 495 TL

HAZİRAN 2015SAYI 23

Page 82: Kids&Gourmet June 2015

79

Dyt. Figen Fişekçi ÜVEZFit Yaşam ve Danışmanlıkwww.fityasiyoruz.com

Page 83: Kids&Gourmet June 2015

80

HAZİRAN 2015SAYI 23

Çetin geçen bir kışın ardından nihayet yaz geldi. Sanırım bu sefer daha bir özlemle bekledik yazı. Kışın hareketsiz kaldık, soğuk havada metabolizmamız yavaşladı, daha çok yemek yedik… Güneş yüzünü gösterdi şimdi arınma temizlenme zamanı.

Yaz mevsimi hareketliliğin arttığı, taze sebze ve meylerin daha çok olduğu bir dönem. Bu dönemi iyi değerlendirmekte fayda var. Bu arınmayı yaparken özellikle dikkat etmemiz gerekenler şeyler de var.

Su Tüketimine DikkatÖzellikle sıcak havalarda tercih etmemiz gereken en önemli içecek su. Günde en az 2-3 L su içmek gerekiyor. Eğer su içmekten hoşlanmıyorsanız sürahinize limon dilimi, nane ve yaz meyvelerinden ilave ederek tatlandırabilirsiniz.

Öğün atlamayınUzun süre aç kalmak yani öğün atlamak metabolizmayı yavaşlatır, yazın dışarılarda vakit geçirirken öğün saatlerinizi atlamayın ve düşen kan şekerinizi tatlı içeceklerle karşılamayın. Ana öğünleriniz mutlaka olsun. Sabah kahvaltınızı mutlaka yapın.

YAZ MEVSİMİNDE SİZİ BEKLEYEN TUZAKLARA DÜŞMEYİN!

Light içeceklere dikkat edinLight içecekler kaloriden sizi korusa da katkı maddelerini düşünecek olursak bize uzun vadede sıkıntı yaratabilir, su veya maden suyu ile hazırladığımız taze meyveli içecekler iyi bir alternatif.

Yaz Tuzaklarına Dikkat Edin:Özellikle açık büfe tatiller, davetler, düğünler yazın en eğlenceli yanları ama kaloriler konusunda tehlikeli bir dönem. Dengeyi iyi kurmak gerekiyor. Eğer akşam kaçıracaksak gün içinde hafif zeytinyağlılarla geçirmek anlamlı olabilir. Küçük kaçamakları, karbonhidrat haklarını, birkaç top dondurmayı daha aktif olunan gündüz saatlerinde tercih edebilirsiniz. Örneğin öğle yemeğinde makarna yiyen kişi, akşam karbonhidratsız ızgara etli bir salata ile dengeyi sağlayabilir. Açık büfeler çok tehlikeli olarak düşünülse de aslında diyet yapanlar için de salatalar, zeytinyağlılar, ızgaralar gibi çok sayıda seçenek içeriyor. Denge sağlanabilir. Ve tabiî ki güneşin eğik geldiği saatlerde veya akşam saatlerinde hareket etmeyi unutmayın.

Yaz mevsiminin değerli besinlerini mutlaka yiyin, hepsinin ayrı faydaları var bedenimiz için…

Page 84: Kids&Gourmet June 2015

81

Page 85: Kids&Gourmet June 2015

82

HAZİRAN 2015SAYI 23

DOĞANIN YAZ MUCİZESİ SEBZELER

Enginar:- İçeriğindeki silimarin maddesi sayesinde karaciğeri temizliyor.- Hazımsızlığa iyi geliyor.- Büyük bir enginar 9 g lif içeriyor.- Kan yağları üzerinde olumlu etkileri bulunuyor.

Bamya:- En önemli antioksidan olan glutatyon içeriyor.- Lif içeriği açısından kuru baklagillerle yarışıyor.- 1 kâse pişmiş bamyada 4 g lif bulunuyor.- Sebze olmasına rağmen protein içeriği çok yüksek.- Kalsiyum, magnezyum, potasyum, A ve K vitamini ile folik asitten zengin.

Semizotu:- Yeşil yapraklı herhangi bir sebzeden daha fazla omega-3 içeriyor.- İçeriğinde ayrıca kalsiyum, magnezyum ve A vitamini bulunuyor.

Kabak: - Yüksek su ve lif içeriği nedeniyle zayıflama diyetlerinin vazgeçilmezi.

Domates: - Kansere karşı koruyucu likopen açısından çok zengin.- Çok iyi bir C vitamini kaynağı.- Göz sağlığı için önemli olan lutein içeriyor.

MEYVELER:

Kayısı: - Lif, A vitamini ve potasyumdan zengin. Ayrıca çeşitli faydalar sağlayan fitositerolleri içeriyor.

Kiraz: - Potasyum ve lif oranı yüksek.- Kansere karşı etkili olan kuersetin ile bir başka koruyucu olan elajik asit içeriyor.

Üzüm: - Potasyum, magnezyum, C, A ve K vitamini içeriyor.- Kabuğunda kırmızı şarap içerisinde bulunan ve kalp sağlığı için çok önemli olan resveratrol maddesi bulunuyor.- Glisemik indeksi yüksek olduğu için porsiyonları az tutmak gerekiyor.- Çekirdekleri ile yenildiğinden antioksidan bombasına dönüşüyor.

Şeftali: - Düşük kalorili bir meyve.- Sağlık için faydalı antikanserojen ve antimikrobik öğeler içeriyor.

Ananas: - Hazımsızlığın giderilmesinde, yaraların kapanmasında, iltihaplanmaların azaltılmasında yardımcı olan bromealin isimli maddeyi içeriyor.- 1 kâse ananasta, kan şekerini düzenleyen deri, kemik ve kıkırdak oluşumunu sağlayan manganezden yeterli miktarda bulunuyor. Ayrıca iyi bir ödem çözücüdür.

Çilek: - Kalsiyum, magnezyum ve potasyum ve bol miktarda C vitamini içeriyor.- İçerisinde tümör gelişimini engelleyen elajik asit mevcut

Page 86: Kids&Gourmet June 2015

83

TANITIM

AVANTGARDE COLLECTİON SEZONA HIZLI VE CESUR BİR GİRİŞ YAPTI

Türkiye'de Avantgarde Collection otellerinin çatısı altında hizmete giren Avantgarde Catering, marka kalitesini dekorasyon ve resepsiyon yönetimine kadar taşımaya yönelik hizmetlerle, yemek sektörüne hızlı ve cesur bir giriş yaptı.Avantgarde Catering, olağanüstü organizasyonlar için cezbedici ve seçkin lezzetlerden oluşan seçmeleri sunmak için doğum günleri, doğum öncesi partileri, protokoller ve özel etkinliklerde uzman olan Dilara Chocolate & Gifts ile işbirliği yapıyor.

Özel davetlerden, lansmanlara, düğün organizasyonlarından balayı programlarına kadar geniş bir yelpaze…Avantgarde Collection'ın İstanbul'da sunduğu hizmetlerin ve kalitenin aynısını Yalıkavak’ın en göz alıcı noktasında müşterilerine sunan Avantgarde Yalıkavak, özel davetlerden, lansmanlara, düğün organizasyonlarından balayı programlarına kadar geniş bir yelpazede misafirlerine hizmet veriyor.

Page 87: Kids&Gourmet June 2015

84

HAZİRAN 2015SAYI 23

AVANTGARDE COLLECTİON SEZONA HIZLI VE CESUR BİR GİRİŞ YAPTI

Yalıkavak Marina'da düzenlenen şık yat partilerine Avantgarde Catering'in özel "yacht catering" konseptiyle yanıt veren otelin ayrıcalıklı hizmetleri arasında, aynı zamanda helikopter, özel jet ve yat kiralama servisleri de mevcut.

Avantgarde Yalıkavak'ın düğün organizasyonlarında ön plana çıkan hizmetleri arasında balayı çiftleri için özel araç ile havalimanından ücretsiz transfer, check-in'de günün heyecan ve yorgunluğunu atmanızı kolaylaştıracak rahatlatıcı bir el-ayak masajı ve bisiklet hizmetleri de var.

Ramazan ayına özel 6 farklı menüAvantgarde Collection'ın İstanbul Levent ve Taksim Oteli Ramazan ayına özel 6 farklı menü ile misafirlerine lezzet şöleni sunuyor. Ramazan bereketine yakışır nitelikteki menüler, başlangıç aşamasında ev yapımı reçel, sucuk ve pastırmadan hurmaya, zeytinden bal kaymağa zengin iftariyelik seçenekleri sunacak.

Sonraki aşamada ise Türk mutfağının sevilen tatları ile lezzet deneyimi bir adım ileri taşınacak ve sofralar hünerli şeflerin hazırladığı ana yemekler için hazırlanacak. Ana yemek ardından Avantgarde Collection şeflerinin hazırladığı tatlılar ile lezzet şöleni tamamlanmış olacak.

Page 88: Kids&Gourmet June 2015

85

SPOR

"Eat Healthy, Train Hard""Sağlıklı Ye, Sıkı Çalış."

Kids&Gourmet Nisan sayısında “Dikkat Fit Anne Çıkabilir” başlıklı röportajımda sizleri, spor aşığı bir anne olan sevgili Yasemin ile tanıştırmıştım. Yasemin’in hafta da 2-3 gün Team Yavuz’da Muay Thai ve Martial Boot Camp derslerine katıldığından da bahsetmiştim. Eğer siz de Yasemin’in azmine hayran olup, nedir yahu şu “Thai-fit, Martial Boot Camp ve Muay Thai” diyip Google amcaya başvurmaya yeltenmeyin… Biz sizi yorar mıyız? Team Yavuz’u da sizin için bastık ve cevabını merak ettiğiniz sorularımızı Antrenör ve Team Yavuz’un kurucusu Yavuz Gülsoy’a sorduk.

Röportaj: Sebahat BağbarsGazeteci - Yazarwww.sebahatbagbars.com

Page 89: Kids&Gourmet June 2015

86

HAZİRAN 2015SAYI 23

Spor salonunuzda verdiğiniz derslerden bahseder misiniz?Team Yavuz’daki derslerimizi Thai-fit, Martial Boot Camp ve Muay Thai olarak üç kategoride yapıyoruz. Thai-fit, özellikle de kadınların ilgi gösterdiği bir çalışma şekli çünkü Tae-bo ve Fit-boxing gibi yüksek randımanlı kardiyo çalışmalarının birleşmesinden oluşuyor. Kas büyümesinden çok kuvvette devamlılık, esneklik ve sıkılık kazandırdığı için özellikle kadınlar tarafından tercih ediliyor zaten. Martial Boot Camp (MBC) ise, Türkiye’de ilk defa uygulanan bir tarz. MBC çalışmalarına katılanlar her dört derste bir bandajları ve eldivenleriyle gelerek kum torbalarında çalışırlar. Muay Thai derslerimiz ise Puket/Tayland’da bulunan Rawai Supa Muay Thai okulundaki müfredata paralel olarak yapılır.

Bu spor derslerine katılım için nasıl şartlar gerekli? Yaş, cinsiyet, sağlık açısından herkes yapabilir mi? Yaş ve cinsiyete bakmaksızın bu çalışmalara katılmak mümkün. Dikkat ettiğimiz nokta kişinin sağlık durumunun elverip vermediğidir. Grup derslerimiz maksimum 10 kişiyle yapıldığı için katılımcıların arasındaki yaş, performans ve tecrübe farkları gözetilerek çalışma yapmamız mümkün oluyor.

Sağlıklı bir spor yaşamı için olmazsa olmaz önerileriniz varsa paylaşır mısınız?Beslenme ve spor çalışmalarına düzenli devam etmek en başta verebileceğimiz en önemli tavsiye. Dikkat etme konusunda öncelik hangisi diye sorarsanız elbette beslenme derim… Gözüme en çok çarpan yanlış kilo vermek isteyen insanların sadece diyet yapması… Diyet dolayısıyla da karbonhidratı hayatlarından çıkarmaları büyük yanlış!

Özetle benim herkese tavsiyem ‘Eat Healthy, Train Hard’Sağlıklı Ye, Sıkı Çalış”.

Page 90: Kids&Gourmet June 2015

87

KÜLTÜR & SANAT

MASALLAR ÇOCUKLARI GERÇEKLERDEN KORUYOR

Evvel zaman içinde kurduğunuz olmayacak hayalleri bir düşünün. En azından birini. Eğer hatırlayabildiyseniz şöyle güzelce bir öğelerine ayırın. Yer ve zaman mesela. Masalın yer ve zamanı yoktur der edebiyat Kitapları. Yoktur elbette. Çünkü en güzel hayallerin önüne geçen gerçekler çoğunlukla yer ve zamanlardır. Hayatta ya yanlış yerdesinizdir ya da yanlış zamanda. Geri kalanı, nadir mutluluklar. Masallarda da bu yüzden zaman özgür bırakılmıştır. Çünkü bir çocuğa Pamuk Prensesin prensle buluşacağı gün, prensin mesaide oluşunu açıklayamazsınız.

Sigmund Freud, Da Vinci için "içinde hala bir çocuk vardı" der. Özgürce hayal etmenin çocuklara mahsus olduğu kabulüyle yaşadığımız bu dünyada aslında hepimiz yaşı ilerlemiş çocuklarız. Yalnızca bazılarımızın hayalleri daha tutsak. Gökkuşağının altında bir hazine aramak varken günümüz dünyasında kurduğumuz hayaller ne kadar da yavan değil mi? İşte bu nedenle çocuklara masal anlatırız aslında. Hazineyi bulamasalar da en azından gökkuşağının renklerine her baktıklarında heyecanlanırlar.

ZİHNİ BAŞSARAY [email protected]

Page 91: Kids&Gourmet June 2015

88

HAZİRAN 2015SAYI 23

Nasıl her hayal, hayâl kuran kişinin ruhunun bir uzantısıysa masal da içinden Çıktığı Kültür'ün bir öğesi ve mirasıdır. Öğrenmeye en açık evrede çocukların uyumadan önce dinlediği son şey olan masallar elbette ki diğer kültür endüstrisi öğeleriyle birlikte kitlelerin psikolojisinde son derece etkilidir. Ne biçimde olursa olsun dört yaşındaki bir çocuğun zihnindeki imgesel anlatımı tahmin edebilmek, sıradan bir ebeveyn için imkânsıza yakın olabilir. Her ne kadar olay akışı ve hikâyenin bütünü evrensel Değerler üzerine kurulu olsa da detay gibi görülen faktörler belirleyici olabilir. Unutmayın, "parça bütünden daha büyük olabilir."

Bazı kıymetli okurlarımızın aklında muhakkak ki "yok artık" ünlemi oluşmuştur. Lakin masal dediğimiz şeyin, belki de çocukların rüyasında birer kahramanına dönüştüğü bir dünya olduğunu unutmamak lazım. Üstelik bu konuyu daha en başta konuştuk. Aslında biz yaşı geçkin çocukların üzerine yaşam inşa ettiği hayaller de birer masal. Yalnızca zaman bizden yaratıcılığımızı ve renklerimizi alabiliyor. Hepsi bu kadar. Büyüdükçe hayal kırıklıkları daha katlanılabilir oluyor ancak çocukların masallardaki evrensel değerlere inancını kaybetmesi… Sanırım çocukluk o zaman terk ediliyor.

Bir de tabii fabllar var. Yani hayvanların konuşturulduğu masallar. En sevdiklerim. Şehirli çocuklar bugün hayvanları ne yazık ki market reyonlarından tanıyabiliyor. Onların yalnızca "besin" olduğu yanılgısıyla büyüyen çocuklar, yenemeyen hayvanların da çok büyük çoğunluğunu ancak televizyon ya da internetten görebiliyor. Fabllar ise bu korkunçluğunu bir nebze olsun kırarak hayvanların da duyguları olan birer birey olduğunu hatırlatıyor. Yani insan türünün bitmez egosuna karşı, masallarla mücadele ediyor dünya. Eğer masallar ne işe yarıyor diye sorarsanız, bence en kısa cevabı şudur; Masallar çocukları gerçeklerden koruyor.

Page 92: Kids&Gourmet June 2015

89

KÜLTÜR & SANAT

BİR ZAMANLAR LEONARDO DA VİNCİJanna Carioli

KUYURUĞUMDAN TUT ASLANOkul Öncesi Dönem

KİTAP

KİTAP

O da bir zamanlar çocuktu! 1464 yılında, Vinci adında küçük bir İtalyan kasabasında meraklı ve cesur bir çocuk yaşardı. Resim sanatından matematiğe, uçmaktan okyanusun derinliklerine dalmaya kadar her şeyi bilmek, anlamak isterdi. Bu küçük çocuk, yaptığı tuhaf deneyler ve ustaca hazırladığı şakalarla büyülü şehir Floransa'daki hayatının macerasına hazırlandığının o zamanlar farkında bile değildi.

Ünlü ressamlar ve unutulmayan sanat eserleri arasında, gizemli bir hırsızlık ve unutulmayacak bir karşılaşmayla genç kahramanımız kendi yolunu buldu ve sonunda büyük bir isim hâline geldi. O genç, "Mona Lisa"nın yaratıcısı Leonardo da Vinci'den başkası değildi. Ünlü ressam Leonardo da Vinci'nin hayatını şekillendiren çocukluk günlerine şahit olmaya hazır mısınız?

Fiyat: 10,00

Aslan’ın yumuşacık yelesine dokun. Aslan gürültüyle kükrese bile ne kadar çok sevildiğini bilmek ister misin?

Fiyat: 4,50

Page 93: Kids&Gourmet June 2015

90

PERA MÜZESİ Cecil Beaton: Foto-Moda

İSTANBUL’DA ALIŞVERİŞ ZAMANI “İSTANBUL SHOPPİNG FEST”

ETKİN

LİK

FESTİVAL

HAZİRAN 2015SAYI 23

Yaş grubu: 4 -14 yaş16 Mayıs - 12 Temmuz 2015Pera Eğitim, 16 Mayıs – 12 Temmuz 2015 tarihleri arasında, 20. yüzyılın önemli ve çok-yönlü fotoğrafçılarından Cecil Beaton’ın 1920’lerden 70’lere kadar fotoğrafladığı sanatçılar, film yıldızları, yazarlar, entelektüeller ve kraliyet portrelerinin yer aldığı “Portreler” isimli sergisi kapsamında “Foto-Moda” eğitim programını düzenliyor. 4-6 ve 7-14 yaş gruplarına yönelik Foto-Moda adlı eğitim programında çocuklar önce eğitmen eşliğinde sergiyi geziyor, ardından atölyede çeşitli malzeme ve tekniklerle farklı projeler gerçekleştiriyorlar.PERAkart aile ile %50 indirimli!

Detaylı bilgi: 0212 334 99 00 (4), [email protected]

İstanbul’un birbirinden güzel caddeleri, tarihi çarşıları ve modern AVM’leri ile alışverişi eğlenceyle buluşturan Festival yıl 6–28 Haziran tarihleri arasında yapılacak. İki kıtayı birleştiren ve dünyanın içinden deniz geçen tek şehir olma özelliğinin yanı sıra medeniyetleri buluşturan İstanbul’un yerli ve yabancı turistleri 23 gün boyunca tam anlamıyla bir “İstanbul Deneyimi” yaşayacak.

İstanbul Shopping Fest’in gelenekselleşen “Efsane İndirim” günü, Mall Of İstanbul bünyesinde 12 Haziran’da yapılacak. Sabah saat 10.00’dan gece 24.00’e kadar açık olacak Mall Of İstanbul’da o gün alış veriş severleri çeşitli sürprizler bekliyor olacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da İSF kapsamında, hazır giyim, teknoloji ve hizmet gibi birçok sektördeki mağaza, “Konsept İndirim Günleri” gerçekleştirecek. Sağlanan fiyat avantajlarıyla İstanbul’un yerli ve yabancı konuklarını mutlu edecek ve ajandalara mutlaka kaydedilmesi gereken indirim günleri şöyle: 13 Haziran Kozmetik Günü, 14 Haziran Çocuk ve Eğlence günü, 20 Haziran Evini Güzelleştir günü, 21 Haziran Teknoloji Günü, 27 Haziran Jean Günü, 28 Haziran Ayakkabı Çanta Günü.

Page 94: Kids&Gourmet June 2015

MOBİL UYGULAMA İNDİRİN

Kids&Gourmet e-dergiyi IPhone, IPad için Apple Store’dan Kids&Gourmet uygulamasını ve diğer tüm mobil cihazlardan okumak için Turkcell Dergilik, Dijimecmua ve dMags uygulamalarını indiriniz.

WEB’DEN OKUYUNe-dergiyiwww.kidsgourmet.com.tr, www.dijimecmua.com, ve www.issuu.com’dan okumak için adreslere tıklayınız.

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ HAZİRAN 2015 / SAYI 23ISSN:2149-1674