metal İşçileri birliği - mİbmetaliscileribirligi.com/wp-content/uploads/2020/03/...bir cevap...

8
Metal İşçileri Birliği - MİB İşçi Bülteni Özel Sayı No: 1442 * Ekim 2017 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ METAL İŞÇİLERİ BİRLİĞİ - MİB Metal işkolunda yetkili üç sendika ile MESS temsilcileri arasında TİS oturumları devam ediyor. Başta metal işçileri olmak üzere işçi sınıfının bütününü ilgilendiren bu süreç, metal işçilerinin ihtiyaçlarına yanıt üretebilecek ekonomik, sosyal taleplerin kazanımı açısından kritik bir önem taşıyor. Metal işçilerinin bu süreçten kazanımla çıkabilmeleri, sendikalı-sendikasız tüm fabrikaları doğrudan etkileyecek, işçi sınıfının patronlar düzeni karşısında mücadelesine güç katacaktır. Ülkenin her geçen gün ağırlaşan ekonomik ve siyasal tablosu metal işçilerini bir uçurumun kenarına getirmiş bulunuyor. Çalışma yaşamında hayata geçirilen kölece koşullar, artan vergiler, iğneden ipliğe her şeye gelen yüksek zamlar, artık karın doyurmaya dahi yetmeyen ücretler temel gerçeklerimiz arasında. Her türlü sosyal haktan mahrumiyet ve bütün bunları tamamlayan baskı, keyfi işten atmalar, hak aramanın yollarını tıkayan binbir türlü icraat... OHAL ile patrona cennet, işçiye cehennemi yaşatan, en temel hak olan grevi yasaklamakla övünen AKP iktidarının nice emek düşmanı politikası... Evet sermaye düzeninin tüm kurumlarıyla yerli ve yabancı sermayeye hizmette sınır tanımayan politikaları bu ülkede işçinin yaşamını çekilemez hale getirdi. Bu gidişata “dur” denilmediği sürece daha da ağırlaşacağa benziyor. Bölgemizde emperyalist çıkarlar için girişilen kirli ve kanlı savaş kardeş halkları olduğu kadar bizleri de doğrudan etkiliyor. AKP'nin gerici-kirli çıkarlar uğruna giriştiği savaş çığırtkanlığı, emperyalist devletlerin savaş gücü olma isteği, masum halkların tepesine yağan bombaların devam etmesi anlamına geliyor. Sessiz kaldığımız sürece bizlerin de suç ortağı yapıldığı bu politikaların ekonomik faturası ise yine biz işçilerin sırtına yükleniyor. Toplumda estirdikleri şovenist atmosferle bizleri uyuşturmaya, bölmeye, hareket edemez hale getirmeye çalışırken, sırtımıza bindirdikleri vergileri de “savunma sanayi” için kullanılacak gerekçesiyle kanıksatmaya çalışıyorlar. İşçi ve emekçilerden topladıkları vergilerle oluşan devlet bütçesini yerli ve yabancı sermayeye teşvik adı altında peşkeş çekiyorlar, ortaya çıkan açığı, yaşanılan ekonomik krizin yükünü yine işçilerin sırtına yıkmaya çalışıyorlar. İkide bir bakanların çıkıp yaptıkları pişkin açıklamalarla “vatan-millet” demogojisi yapıyor, “ülkenin geleceği için” işçilerden fedakarlık bekliyorlar. Emeği köleleştiren politikalarla, kardeş halklara yöneltilen düşmanca icraatlarla, ülkenin her türlü kaynağını sömürüp, düne kadar “dostum Trump” diye hitap edenlerin düşündüğü tek şey sermayenin egemenliğidir. Bu gidişe dur diyebilecek tek güç ise işçi sınıfıdır. Biz işçiler yaşanılan ekonomik krizin faturasını ödemeyi reddetmeli, savaş ve saldırganlık politikalarına geçit vermemeliyiz. İçinde bulunulan ekonomik ve siyasal keşmekeşin, AKP iktidarının yüzsüzce ve sefil çıkarlara dayanan “değişken” propagandasına kanmamalı, kendi davamız için birleşmeli, sınıf mücadelesini güçlendirmeliyiz. İçinde olduğumuz TİS sürecine bu gerçekleri göz önüne alan bir bakışla bakmak hayati bir önem taşıyor. İşçilerin patronlara karşı var olan mücadelesinin önemli bir alanı olan TİS görüşmeleri bizleri bekleyen çok yönlü saldırılara karşı çok yönlü mücadelenin örgütlendiği bir basamak olarak değerlendirilmelidir. Taslakların hazırlanmasından taleplerin belirlenmesine, mücadele hazırlıklarından gerçekleştirilen TİS oturumlarına kadar sendikal bürokrasi cephesinde değişen bir şeyin olmadığı bir kez daha açıkça görülmüştür. Sendika ağalarının yeni bir ihaneti kapıdadır. Zaman durup bekleyecek, söylenen cilalı sözlere aldanacak zaman değil. Sermaye düzenine, ekonomik ve sosyal saldırılara, sendikal bürokrasiye karşı kendi irademizi elimize alalım. Kaybettiklerimizi kazanmak için, bizlerin hayatı, emeği, alınteri üzerinde tepinenlere teslim olmayalım. İrademizin, taleplerimizin masabaşı pazarlıklarla yok edilmesine geçit vermeyelim. K K a a y y b b e e t t t t i i k k l l e e r r i i m m i i z z i i k k a a z z a a n n m m a a k k i i ç ç i i n n H H A A R R E E K K E E T T E E G G E E Ç Ç ! !

Upload: others

Post on 08-Mar-2021

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Metal İşçileri Birliği - MİBmetaliscileribirligi.com/wp-content/uploads/2020/03/...bir cevap veremedi. İşsizlik Fonu'nda toplanan 100 milyar liradan fazla paranın çoğunluğu

Metal İşçileri Birliği - MİB

İşçi

Bül

teni

Öze

l Sa

yı N

o: 1

44

2 *

Eki

m 2

01

7

METAL İŞÇİLERİBÜLTENİ

METAL İŞÇİLERİBÜLTENİ

METAL İŞÇİLERİ BİRLİĞİ - MİB

Metal işkolunda yetkili üç sendika ile MESS temsilcileriarasında TİS oturumları devam ediyor. Başta metal işçileriolmak üzere işçi sınıfının bütününü ilgilendiren bu süreç,metal işçilerinin ihtiyaçlarına yanıt üretebilecek ekonomik,sosyal taleplerin kazanımı açısından kritik bir önemtaşıyor. Metal işçilerinin bu süreçten kazanımlaçıkabilmeleri, sendikalı-sendikasız tüm fabrikalarıdoğrudan etkileyecek, işçi sınıfının patronlar düzenikarşısında mücadelesine güç katacaktır.

Ülkenin her geçen gün ağırlaşan ekonomik ve siyasaltablosu metal işçilerini bir uçurumun kenarına getirmişbulunuyor. Çalışma yaşamında hayata geçirilen kölecekoşullar, artan vergiler, iğneden ipliğe her şeye gelenyüksek zamlar, artık karın doyurmaya dahi yetmeyenücretler temel gerçeklerimiz arasında. Her türlü sosyalhaktan mahrumiyet ve bütün bunları tamamlayan baskı,keyfi işten atmalar, hak aramanın yollarını tıkayan binbirtürlü icraat... OHAL ile patrona cennet, işçiye cehennemiyaşatan, en temel hak olan grevi yasaklamakla övünenAKP iktidarının nice emek düşmanı politikası... Evetsermaye düzeninin tüm kurumlarıyla yerli ve yabancısermayeye hizmette sınır tanımayan politikaları bu ülkedeişçinin yaşamını çekilemez hale getirdi.

Bu gidişata “dur” denilmediği sürece daha daağırlaşacağa benziyor. Bölgemizde emperyalist çıkarlar içingirişilen kirli ve kanlı savaş kardeş halkları olduğu kadarbizleri de doğrudan etkiliyor. AKP'nin gerici-kirli çıkarlaruğruna giriştiği savaş çığırtkanlığı, emperyalist devletlerinsavaş gücü olma isteği, masum halkların tepesine yağanbombaların devam etmesi anlamına geliyor. Sessizkaldığımız sürece bizlerin de suç ortağı yapıldığı bupolitikaların ekonomik faturası ise yine biz işçilerin sırtınayükleniyor. Toplumda estirdikleri şovenist atmosferlebizleri uyuşturmaya, bölmeye, hareket edemez halegetirmeye çalışırken, sırtımıza bindirdikleri vergileri de“savunma sanayi” için kullanılacak gerekçesiylekanıksatmaya çalışıyorlar.

İşçi ve emekçilerden topladıkları vergilerle oluşandevlet bütçesini yerli ve yabancı sermayeye teşvik adıaltında peşkeş çekiyorlar, ortaya çıkan açığı, yaşanılanekonomik krizin yükünü yine işçilerin sırtına yıkmayaçalışıyorlar. İkide bir bakanların çıkıp yaptıkları pişkinaçıklamalarla “vatan-millet” demogojisi yapıyor, “ülkeningeleceği için” işçilerden fedakarlık bekliyorlar. Emeğiköleleştiren politikalarla, kardeş halklara yöneltilendüşmanca icraatlarla, ülkenin her türlü kaynağınısömürüp, düne kadar “dostum Trump” diye hitapedenlerin düşündüğü tek şey sermayenin egemenliğidir.

Bu gidişe dur diyebilecek tek güç ise işçi sınıfıdır. Bizişçiler yaşanılan ekonomik krizin faturasını ödemeyireddetmeli, savaş ve saldırganlık politikalarına geçitvermemeliyiz. İçinde bulunulan ekonomik ve siyasalkeşmekeşin, AKP iktidarının yüzsüzce ve sefil çıkarlaradayanan “değişken” propagandasına kanmamalı, kendidavamız için birleşmeli, sınıf mücadelesinigüçlendirmeliyiz.

İçinde olduğumuz TİS sürecine bu gerçekleri göz önünealan bir bakışla bakmak hayati bir önem taşıyor. İşçilerinpatronlara karşı var olan mücadelesinin önemli bir alanıolan TİS görüşmeleri bizleri bekleyen çok yönlü saldırılarakarşı çok yönlü mücadelenin örgütlendiği bir basamakolarak değerlendirilmelidir. Taslakların hazırlanmasındantaleplerin belirlenmesine, mücadele hazırlıklarındangerçekleştirilen TİS oturumlarına kadar sendikal bürokrasicephesinde değişen bir şeyin olmadığı bir kez daha açıkçagörülmüştür. Sendika ağalarının yeni bir ihaneti kapıdadır.Zaman durup bekleyecek, söylenen cilalı sözlerealdanacak zaman değil. Sermaye düzenine, ekonomik vesosyal saldırılara, sendikal bürokrasiye karşı kendiirademizi elimize alalım. Kaybettiklerimizi kazanmak için,bizlerin hayatı, emeği, alınteri üzerinde tepinenlereteslim olmayalım. İrademizin, taleplerimizin masabaşıpazarlıklarla yok edilmesine geçit vermeyelim.

KKaayybbeetttt iikklleerr iimmiizz ii kkaazzaannmmaakk iiçç iinn

HHAARREEKKEETTEE GGEEÇÇ!!

Page 2: Metal İşçileri Birliği - MİBmetaliscileribirligi.com/wp-content/uploads/2020/03/...bir cevap veremedi. İşsizlik Fonu'nda toplanan 100 milyar liradan fazla paranın çoğunluğu

İşçi sınıfı olarak bizlere dayatılan koşullarlaaçlık sınırının altında geçinmeye çalışıyoruz.Hiçbir hak-hukuk tanınmıyor. Sendikalaşamıyorya da satılık sendikaların kucağına itiliyoruz. İşgüvencemiz kıdem tazminatımız kaldırılmakistenirken şimdiden birçok işçi kiralık oldu. Grevhakkımız KHK'lar ile elimizden alınıyor.

Tüm bu kölelik koşulları yetmezmiş gibikazandığımıza ve tükettiğimize, yani herşeyimize ağır vergiler konuyor.

Patronlar ise yine bu düzenin efendileriolarak bizlere kesilen vergilerin peşkeş çekildiğikişiler oluyorlar. Arsalar, fabrikalar ve sınırsızkrediler devlet tarafından karşılıksızbahşediliyor.

Devlet ve bürokrat takımı sefa içindeyüzerken, bunun cefası bizlere ödettiriliyor.Tüm bürokrasi saltanat içinde israf saraylardayaşıyor, son model otomobillerde geziyor. Herşeyden ağır vergiler alınmasına rağmenyetmiyor. Yeni vergiler hayatımıza ekleniyor.

Toplu sözleşmelerde, asgari ücretbelirlenmesinde işçilere zam yapmayan,patronlardan aldığı vergilerde indirime giden,vergi afları çıkartan devlet yeni vergiler bulmakve bunlara zam koymakta bir o kadar tutumlu

değildir. Tükettiğimiz her şeyden alınan KDV,ÖTV gibi dolaylı vergilerle bütün vergi yükübizlerin üzerine yıkılıyor. Vergi dağılımıemekçilerin yaşamını vergi cehennemineçeviriyor. Torba yasa ile MTV'ye (MotorluTaşıtlar Vergisi) önce %40 zam yapmaya kalkıptepkilerden sonra zammı geri çektik yalanlarıylabüyük vergi soygununa devam ediyorlar.

Bakanlık ise tasarıyı “savunma giderlerineharcayacağız!” diyerek toplumun duygularınıistismar ediyor. Ama bizler bu vergilerinnerelerde harcandığını, kimlere peşkeşçekildiğini İşsizlik Fonu’ndan biliyoruz.

Sözde sendikalar ise bu vergi soygununasesini çıkarmaktan acizler. İşçiler olarak busoygundan ve soygun düzeninden kurtulmak,fabrikalardaki sömürü ve sömürü düzenindenkurtulmaktan farklı değildir. İkisi bir bütündür.Ve bu bütünlüklü sömürü, yağma ve soygunuancak işçilerin bütünlüklü cevabı durdurabilir.Soyguna ve soygun düzenine boyuneğmeyelim! Soyguna ve soyguncu düzene sonvermek için kendi sınıfımızın çatısı altındabirleşelim, mücadele edelim!

Artan oranlı gelir vergisi alınsın!

Dolaylı vergiler kaldırılsın!

2 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

VERGİ SOYGUNUNA,SOYGUN DÜZENİNE

Sayıştay, 2013 yılından bu yana

İşsizlik Sigortası Fonu’na ait 553

milyonun nereye gittiğini soruyor ama

yanıt yok. SGK ve Türkiye İş

Kurumu'nun Sayıştay'a kabul edilebilir

bir cevap veremedi.

İşsizlik Fonu'nda toplanan 100 milyar

liradan fazla paranın çoğunluğu

patronlara teşvik olarak verilmişken bir

de fondaki 553 milyon liranın nereye

gittiği bile belli değil.

Başbakan Yardımcısı Şimşek'ten inciler:

"YA BORÇLANACAĞIZ YA VERGİLERİARTTIRACAĞIZ"

Yıllardır uyguladıkları sömürü politikaları ileemekçileri yolunmuş kaza çevirdiler. Kendileri isemilyonluk yaşamlar sürdüler. Saraylar yaptılartemizliği 2 milyon liralık olanından. Makamarabaları çektiler altlarına.

Yap-işlet-devret modeli diye adlandırdıklarıköprü, otoyol vs gibi işletmelere milyonlarcaliralık garanti verdiler. Geçmeyen araçlarınbedelini devlet kasasından emekçilerinvergisinden kestiler.

Yani ekonomiyi bu hale kendileri getirdiler.Şimdi yine çıkışı bize yüklemeye çalışıyorlar.Torba yasa denilen onlarca vergi zammını getirenyasayı meclisten geçirmeye çalışıyorlar. Toplumtepki gösterince de Başbakan Yardımcısı MehmetŞimşek "YA BORÇLANACAĞIZ YA VERGİLERİARTTIRACAĞIZ" diye halkı tehdit ediyor. Ölümügösterip sıtmaya zorluyorlar.

“VATANDAŞIMIZ ARZULANAN DÜZEYDEKENARA PARA KOYMUYOR”

1404 lira maaş alan işçi nasıl kenara parakoysun? İşçi çalmıyor, çırpmıyor. Tek geliri emekgücünü satarak aldığı ücret. Onunla da bırakalımkenara para koymak, karnını bile zor doyuruyor.

Dün yastık altında parası var diye toplumakızanlar şimdi de niye yastık altında paran yokdiyor. Bu çelişkiden de öte toplumun aklı ile alayetmektir.

SARAY'ın temizlik gideri yıllık

2 milyon lira!

Milyonlarca işçi ve yoksulun vergiden beli bükülür.Evine götürecek ekmek bulamaz.Asgari ücret yerlerde sürünür.Sadece son 9 ayda 1470 işçi, iş cinayetlerine kur-

ban gider.Taşeron işçiye kadro vermemek için her şey yapılır.Olsun!!!AMAN SARAYIN HARCAMALARINA DOKUNMAYIN!NE DE OLSA "İTİBARDA TASARRUF" OLMAZ!

İŞSİZLİK FONUNDAKİ 553 MİLYON KAYIP!

ŞİMDİ İŞÇİ

SUÇLU OLDU!

SON!

Page 3: Metal İşçileri Birliği - MİBmetaliscileribirligi.com/wp-content/uploads/2020/03/...bir cevap veremedi. İşsizlik Fonu'nda toplanan 100 milyar liradan fazla paranın çoğunluğu

METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 3

2018-2020 yılları için hazırlanan Orta Vadeli Program kapsamındagündeme getirilen “torba yasa”da, MTV zammı özellikle öne çıkarılmıştı.Oysa bu uğursuz torba çok daha fazlasını içeriyor. Torbaya doldurulanyasalar, 2002’den beri yönetimi elinde tutan AKP’nin hazine ve devletgelirlerini nasıl patronlara peşkeş çektiğini ve kendi sefası içinkullandığının kanıtlarıdır. İlan edilirken ‘savunma sanayi’ harcamalarınagideceğini söyleyerek toplumun kabaran öfkesini söndürmeye çalışsalarda kısa sürede iplikleri pazara çıktı.

Bu yasalar esas olarak sermayedarların önünü açan, saraylara vemakam araçlarına yapılan harcamalar için devlet bütçesininborçlanmasını iki katına çıkarıyor. Net borçlanma limiti olan 47.5 milyara37.5 milyar ekleniyor. Finansman üzerindeki vergileri kaldırarak, bankapatronlarının yükünü hafifletiyor. Bu da, faiz konusunda bankalara lafeden AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın, pratikte tam tersini, yani “faiz lobisi”nehizmet ettiğini ispatlıyor.

Devlet hazinesinden patronlara faizsiz kredi erişimi artırılıyor. Hazinearazilerinin kapitalistlere peşkeş çekilmesi, patronların elindekilerinkullanım sürelerinin uzatılması sağlanıyor. ÇED kararı da kaldırılarak, heryerin maden patronları tarafından izne tabi olmadan kazılmasının önüaçılıyor. Bu şekilde tarım arazileri ile tarihsel arazilerde patronlarındozerlerinin serbestçe dolaşması sağlanıyor. Önemli bir diğer madde isevakıf taşınmazlarına ilişkindir. AKP iktidar koltuğuna oturduğu gündenberi birçok vakıf veya arazisini kendi yandaşlarına ya peşkeş çekmiş yakomik bir kira bedeli karşılığında vermiştir. Tasarı ile bu yağmanın önü

daha açılıyor.

Milyonlarca emekçinin cebine el uzatan maddeler ise vergilere gelenzamlardan oluşuyor. Veraset ve intikal vergisi %10’dan %20’ye çıkarılıyor.Meyveli gazozlara %25, makaronlara(sigara kağıtlarına) ise %62.5 zamgetiriliyor. Ayrıca yasa ile “yılda 2 milyar adet sigara üreten şirketleristedikleri gibi fiyatlandırma, satma ve ithalatta özgürlerdir” ibaresiekleniyor. Yani Türkiye’de bunu yapabilecek tek şirket için yasa çıkarılıyor.

Öte yandan özel iletişim vergisi olarak bilinen sabit ve mobil internetkullanıcılarından alınan vergiye %50 zam getirilirken, araç sahiplerindenise en az %40 MTV zammı isteniyor. Burada bir yanlış anlaşılma vardır.MTV zammı en yüksek %40 olarak algılandı fakat bu oran %68’lere kadarçıkıyor. Ayrıca engellilere sağlanan ÖTV’siz araç satışı, 70 bin liranınaltındaki araçlarla sınırlanıyor.

İşçilerin maaşlarından kesilen gelir vergisinin 4. dilimindeki soygun da27’den 30’a çıkarılıyor. Erkenden vergi dilimlerine giren az kazançlıişçilerin vergisi artırılırken, 70 bin ve üstü kazancı olanlarda vergi artışınasınır çekiliyor. Örneğin kazanç toplamı yıllık brüt 15 bin lira olan işçiden%30 vergi alınırken, bu oran 70 bin lira ve üstü için %25, 110 bin lira veüstü için ise %27 ile sınırlanıyor. Yani az kazanandan çok, çokkazanandan az vergi alıyorlar.

Bu yasaları çıkaran AKP iktidarı, sermayenin balyozu olduğunu bir kezdaha kanıtlamıştır. Bu arada din bezirganlığı yapan bu iktidarın efendileride doğrudan patronlar sınıfına mensuplar. Yani bu yağmadan “aslan payı”alanlar arasında onlar da var…

Torba yasa MTVzammından mı

ibaret?

AKP hükümeti OHAL'i beşinci kez uzatmaya hazırlanıyor.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında sadece "FETÖ'cüleritemizlemek" için ilan edildiği söylenen OHAL, işçi sınıfına vetoplumsal muhalefete karşı bir balyoz gibi kullanıldı.

Muhalif kimlikleri nedeniyle binlerce kamu emekçisi ihraç edildi,binlerce kişi gözaltına alındı. Pek çok emek düşmanı yasa OHAL'edayanılarak KHK'lerle, oldu bittilerle geçirildi.

Çok sayıda grev yasaklandı.

Tayyip Erdoğan daha birkaç ay önce yabancı sermayetemsilcilerine hitaben "OHAL'i sizin için kullanıyoruz. Grev mrevkalmadı" sözleri tüm bir gerçeği özetledi.

OHAL işçi sınıfına karşıdır!

Eğer sermaye karşısında hak kazanmak, mücadele etmek, grevyapmak, en temel haklarımızı kullanmak istiyorsak,

MESS'i yenmek istiyorsak, insanca yaşam istiyorsak OHAL'e karşıolmalıyız.

Bunun için diyoruz ki: OHAL kaldırılsın!

UNUTMA, AKLININ HEP BİRKÖŞESİNDE BULUNSUN!

Recep Tayyip Erdoğan yabancı sermaye temsilcilerine konuşuyor.

"OHAL'i iş dünyası rahat etsin diye kullanıyoruz. Grev tehdidini ortadankaldırdık" diyor.

Evet doğru diyor. Sadece son bir yılda metal işçileri başta olmak üzerepek çok sektörden işçilerin grevi yasaklandı.

Böyle giderse 2017'de de MESS grup sözleşmesine hazırlanan metalişçisinin grevleri de yasaklanacak.

Bu ne demektir? MESS ve işbirlikçileri grevlerin yasaklanacağını bildikleriiçin rahatlar.

"0" zam dayatmasıyla masaya oturmaları kimseyi şaşırtmasın.

Peki durum bu kadar ciddiyken sözde 140 bin metal işçisini temsilen omasaya oturanlar bu açıklama karşısında neden tek kelime söz etmediler?

TAYYİP ERDOĞAN:

“OHAL'İ İŞ DÜNYASI RAHAT ETSİNDİYE KULLANIYORUZ! GREV

TEHDİDİNİ ORTADAN KALDIRDIK!”

Haklarımız ve geleceğimiz için

Page 4: Metal İşçileri Birliği - MİBmetaliscileribirligi.com/wp-content/uploads/2020/03/...bir cevap veremedi. İşsizlik Fonu'nda toplanan 100 milyar liradan fazla paranın çoğunluğu

4 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

BU OYUNU METAL İŞÇİSİ BOZAR!2017 yılı toplu sözleşme görüşmeleri başladı. Yetkili sendikalar ile

patronlar örgütü MESS görüştü. Görüşmeler sırası ile Türk Metal, BirleşikMetal ve Çelik-İş’le gerçekleşti. Görüşmelerde idari maddeler üzerindetüm sendikalar aşağı yukarı aynı maddelerde anlaştı.

Görüşmelerden yansıyanlar ve anlaşma sağlanan maddeler üzerindenbaktığımızda, sürecin MESS kodamanları kontrolünde ilerlediğinigörüyoruz. İlk görüşmede anlaşma sağlanan maddelerin önemli bir kısmı,Metal Fırtına’nın kopmasını tetikleyen sorunları içeriyor. Temsilcilerinseçilme usulü ve yükümlülükleri, sendika aidat miktarı vb. konulardametal işçisi kârına bir değişiklik olmamıştır.

Görüşmelere dair sendika ağalarından ses çıkmazken, sahneye çıkanMESS Başkanı Kudret Önen, asalak kapitalistlerin istediklerini sıraladı.“Vatan ve sorumluluk” safsatasını tekrarlayan Önen; “sağduyu”, “diyalog”,“ortak akıl”, “iş barışı”, “işbirliği” gibi laflar terennüm etti. Malum, geçmişTİS’lerin satışına giden yol da bu zehirli laflarla döşenmişti. Sonunda ise“İşte barış, dünyada yarış” sloganı atan MESS Başkanı, metal işçilerine“köleliğe boyun eğin ki, kapitalist kodamanlar dünya ile yarışabilsin”diyecek kadar arsızlaşabildi.

“Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir” derler. MESS’in kodamantakımının tutumu belli: Onlar sınıfsal çıkarlarını korumak için, metalişçilerini mutlak köleliğe mahkum etmek istiyor. Esas sorun, sendikalarahakim olan ağa takımının da, patronlarla aynı telden çalmasıdır. Buuğursuz çarkı kırmadan TİS süreçlerinde ciddi bir değişiklik beklemek hamhayalden ibarettir. Nitekim “değiştik” diyenler daha baştan kokuyor.Görüşmelerde sadece ücret zammı üzerinde duruyorlar. Oysa çalışmayaşamını düzenleyen maddeler de ücret kadar önemlidir. AKP iktidarınıngrev yasakları ve toplu işten atmalar gibi daha temel sorunları da var işçisınıfının.

Fabrikalarda “böyle asacağız, şöyle keseceğiz” diyen Türk Metal ilediğer sendikalara metal işçisi itibar etmemektedir. Görüşmelerinilerlemesini beklemektedir. Fakat beklemek çözüm değil. Bu, MESS-TürkMetal kodamanlarının bir oyunudur, taktiğidir. İlk önce umut yayıldı.Şimdi ise bekletiyorlar. Metal işçisi yarın satış gerçekleştiğinde elleriböğründe izlesin, harekete geçmesin, birlik olmasın istiyorlar. Çünkü yeniMetal Fırtınalardan korkuyorlar.

Bu tiyatronun perdeleri çoktan kapanmış, ampulleri kırılmış, şaşaalıışıkları sönmüştür. Ne beklenecek ne beslenecek bir umut var.Hazırlanılması gereken bir sınıf kavgası, yenilmesi gereken örgütlüpatronlar sınıfı var. Bu kavgaya iyi hazırlanırsak umutlarımızgerçekleşebilir. Zira metal işçisi bu uğursuz düzeni değiştirmeden gerçekve kalıcı haklar kazanamayacak. Burada belirleyici olan metal işçisininmücadele azmidir. Ya örgütsüz kalıp satışa göz yumacak ya örgütlü bir sınıfolmanın özgüveni ve gücüyle bu çarkı kıracaktır. Metal işçisi kollarısıvamalı, onuru ve çocuklarının geleceği için elini taşın altına koymalıdır.

Türk Metal,

aynı Türk Metal!

Türk Metal %38 zam isteğiyle toplu sözleşme görüşmelerinebaşladı. Ama %38’i kim istedi? Biz mi, kendisi mi? Taslağı hiçkimseye sormadı. Daha doğrusu sadece dalkavuklarına veMESS’e danıştı. Fakat biz işçilere asla danışmadı. Oturdu, çizdi,biçti. Bir taslak hazırladı geldi karşımıza her zamanki gibi. “Benbunu istiyorum” dedi.

Bizim yerimize Türk Metal kendi düşündü. Çünkü onlarnezdinde biz paradan (aidattan) başka anlam taşımıyoruz. Birsendika düşünün; güçlü olduğunu iddia ediyor ama üyesi olanişçilerin maaşlarının neden düşük olduğunu söylemiyor.Madem bu kadar ‘güçlüsün’ ve ‘büyüksün’ neden iyi zamalamıyorsun? İşçilerin kazandığı sözleşme yapmıyorsun?

Geçen sözleşmede 3 yıla ilk sen imza attın. Neden MetalFırtına yaşandı? Türk Metal, “işler azalacak işçi çıkarmasınlar”diye palavra attın. İşler çoğalınca patronlar karlarına karkatarken yine düşük zamlar isteyip en düşüğünü almadın mı?Şimdi istediğini iyi göstermeye çalışsan da yeni işçiye ne kadarzam gelecek?

Sözleşme taslağı MESS, patronlar ve yandaş takımı ilehazırlandı. Herhalde MESS ne derse o oldu. Türk Metal’inüyelerini satmak dışında hiçbir fonksiyonu yok. Geçmişte deböyleydi, bugün de böyle!

Ford Otosan’dan bir işçi

MESS ve Türk Metal emeğimizüzerinden kurdukları saltanatlarınıdevam ettirmek için ellerinden geleniyapıyorlar. Öncü işçileri iştençıkarmaktan Metal Fırtına’nın izlerinisilmeye çalışmalarına; hediyeçeklerinden tatillere verdiklerirüşvetlerle, yaptıkları anketler vefişleme çabalarıyla, umut tacirliğiylesatışa hazırlanıyorlar. Kurduklarıinternet siteleri, uygulamaları ile bizlerikandırmaya çalışıyorlar. Kıdem zammıile ücretler arasındaki farkı açıp bizleribölmeye çalışıyorlar. Metal Fırtına’dakaybettikleri inisiyatifi tekrar ellerindenkaçırmamak için işi sıkı tutmayaçalışıyorlar.

"İşte barış, dünyada yarış" sloganı ileşirin göstermeye çalıştığı şeykendilerinin saltanatının katlanarakdevam etmesi, metal işçilerininköleliğidir.

Masada metal işçisi yoktur. Bizlerinbulunmadığı, satış için kurulmuşmasadan umutlanmayalım. Beklemek,satışı kolaylaştıracaktır. Beklediğimizher gün; kendimize, emeğimize vegeleceğimize sahip çıkmadığımızgündür.

Unutmayalım ki; güç bizlerin

ellerinde. Fabrikada üretimi

gerçekleştiren bizleriz. Ellerimiz şaltere

veya sendikadan istifaya gittiğinde tir tir

titreyen onlar. Nasıl ki, ellerimiz

fabrikada büyük bir iş bölümü ve

organizasyonun parçası olduğunda

dünyayı yaratıyorsa, o eller örgütlü bir

güç halinde birleştiğinde dünyayı da

değiştirebilir.

Yapmamız gereken açıktır. Yıllardır

emeğimize el koyanlara, bizlere ihanet

içinde olanlara emeğimizi ve

geleceğimizi bırakmayalım.

Fabrikalarımızda, vardiyalarımızda,

bölümlerimizde komitelerimizi

kuralım, var olanları güçlendirelim.

Birliğimizi ne kadar sağlamlaştırırsak, o

kadar güçlü oluruz. İnisiyatifi elimize

alır, hakkımız olanı da söke söke alırız.

Kendi hayatımızda figüran

olmayalım! Başrolü MESS’e ve bizleri

temsil etmeyen sendikalara

bırakmayalım. Onların senaryosunu

yırtıp bir kenara atalım. Bir sınıf olarak

oturalım yönetmen koltuğuna ve kendi

gelecek senaryomuzu hayata geçirelim.

KENDİ HAYATIMIZDAFİGÜRAN OLMAYALIM!

Page 5: Metal İşçileri Birliği - MİBmetaliscileribirligi.com/wp-content/uploads/2020/03/...bir cevap veremedi. İşsizlik Fonu'nda toplanan 100 milyar liradan fazla paranın çoğunluğu

Her birimizin içinden aynı ses yükseliyor: “Birlik olursak kazanırız!”.Kim katlanmak ister ki bu çalışma koşullarına, grev yasaklarına, sefalet üc-retlerine, sendikal ihanete?

Birlik olmamızın önünde engel yok mu? Çok var. Engelleri de ancak bir-leşerek aşabiliriz. Öncelikle sendika ağalarından, bürokratlarından, bey ta-kımından bağımsız komiteler kurmak şart. Sermayenin dayattığı baskı vekurallara karşı, haklı ve meşru olan mücadele kurallarımızla hareketetmek de şart.

Yıllardır yaşanan bir çok kayba rağmen 140 bin işçinin talepleri gözardıedilerek TİS taslakları hazırlandı. Hazırlanan taslaklara sendika yöneticile-rinin inanmadığı toplantılardaki söylemlerinden de belliydi. Bugüne kadartaslaklarda yer alan taleplerin yarısı bile kazanılamadı. Üstelik otomotivve metal sektörü rekor üstüne rekor kırarken…

Bunun karşısında, henüz eyleme dönüşmeyen öfkemizin olduğu da birgerçek. Her birimiz böyle olmaması gerektiği noktasında hemfikiriz. Birçokarkadaşımız şunu dillendiriyor: “Taslakları kendimiz hazırlamalıydık”,“sözleşme masasında bizden habersiz maddelerin imzalanmasına izinvermemeliyiz”, “grev yasaklarına karşı dişe diş bir mücadeleyi örgütle-mek gerekir”. Evet doğru. Ancak tepkilerimiz kendi içimizde sönümlen-mediği koşullarda bunu başarabiliriz.

Çok açık bir gerçek var ki, genelimizin yaşam koşulları aynı, benzer zor-luklarla karşı karşıyayız. Bizleri suni ayrımlarla bölmelerine, korkutmala-rına izin vermemeliyiz. Kenetlenmek, ihanete ve teslimiyete geçit

vermemek için bugünden yan yana gelmek, engelleri aşmanın yolunu bul-mak için tartışmaktan başka seçeneğimiz yok.

Rutinleşen ihanet sözleşmelerine karşı 2015'te bunu başarabileceği-mizi gösterdik. Bize dayatılanlara karşı bir yumruk olduk. 1- Komiteleri-mizi kurduk. Bölümlerden kendi temsilcilerimizi seçtik. Taleplerimizikendimiz belirledik. 2- Yasakların ve korkutmaların bir araya geldiği-mizde işe yaramadığını gördük.

Söz, yetki ve kararın işçilerde olduğu, haklı/meşru taleplerimizi esasalan bir eylem süreci örgütlediğimizde kazanmanın önünde hiç bir güç du-ramaz. Bırakalım sonrasını MESS kodamanları ile sendika ağaları düşün-sün.

METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 5

UYANIN! Bütün olup

bitenlertiyatrodan ibaret

Temsil ediyormuş gibi yapmak...

MEVCUT TASLAKLAR KUŞA DÖNMÜŞTÜR!

GERİ ÇEKİLMELİ, GÜNÜN ŞARTLARINA GÖREREVİZE EDİLMELİDİR!

Bilindiği üzere sendika yönetimlerincehazırlanan taslaklar hemen hemen aynı. TMtarafından MESS’e sunulan taslaktaki zam oranlarıhiçbir fire olmadan geçtiğinde dahi işçinin elinegeçecek net ücretler çok düşük.

Halihazırda sendikalar tarafından açıklananyoksulluk sınırı 4 bin lirayı geçiyor. Açlık sınırı 1500lira civarında. Tek bir bekar işçinin yaşam maliyetiise 1900 TL.

Bu rakamlar dikkate alındığında bu taslaklarmetal işçisini sefalete mahkum etmekten başka biranlam taşımıyor.

Hadi bunu geçtik!!!

Son dönemde MTV, ÖTV'ye gelen zamlar ortada.

Dış politik krizlerle birlikte dolar ve euro tavanyaptı. Bunlar her şeyin zamlanacağı anlamına

geliyor.

Yani masaya konulan taslaklardaki zam talepleri

daha gerçekleşmeden eridi gitti!

Bu halde!

1. Mevcut taslaklarda tek kuruş pazarlık payı

kalmamıştır!

2. Bu bir yana taslaklar aşılmıştır! Metal işçisi

daha almadan kaybetmiştir, kaybedecektir!

O halde MİB olarak diyoruz ki!

Taslaklar her zaman, grev aşamasında bile

değişebilir!

Bu nedenle sendika yönetimleri tarafından

masaya konulan taslaklar geri çekilmeli, günün

şartlarına, yaşam ve geçim koşullarına uygun olarak

revize edilmelidir!!!

Metal işçisi arkadaşlarımızı bu talebe sahip

çıkmaya, bu talebi sendika yönetimlerinin önüne,

onlardan gereğini yapmaya koymaya çağırıyoruz!

Çalıştığım fabrikada TM sendika temsilcilerisosyal medyayı iyi kullanıyorlar. Fan sayfalarındanişçilerle güncel konuları konuştuklarınıpaylaşıyorlar. Yaklaşık bir buçuk senedirfabrikadayım, bugüne bugün gelip akıbetimisoran olmadı. Arada bir, 08-00 16-00 vardiyasındasabahları gelip zorla fotoğraf çektiriyorlardı. Buşekilde sözde işçilerin sorunlarını dinlediklerinilanse ediyorlar. Sözleşme taslağında ise havadanattıkları %38'lik zam oranına ise kendileri deinanmıyor. Zaten bu senaryoyu kendileri yazdılar,

kendileri oynuyorlar.

Sözleşme süreci her zamanki gibi kapalı kapılar

ardında sürmeye devam ediyor. Öte yandan

içeride sendikanın bizi temsil etmediğini

söylediğimizde, sendikanın çeteleri bizlere tehdit

savuruyor. Emek mücadelesinde çeteciliğe ve

ihanete geçit vermemek için gücümüzü

birleştirmeliyiz. Artık sendikaları biz işçiler

yönetmeli ve denetlemeliyiz.

Gebze'den bir metal işçisi

Türk Metal ve MESS toplu sözleşmeiçin görüşmeye başladı. Anlaşmalıoldukları çok belli. Hele de sendikalfaaliyetlerde. Hemen ilk görüşmedeanlaşmaya vardılar. Anlaşmaya varılanmaddelerden biri de temsilcilerinatanması.

Türk Metal tarihinde ilk defa MetalFırtına sonrası göstermelik bir seçimegitti. Her işçi temsilci sayısı kadar oykullandı. Adil olan 1 oy değil mi? Atamausulü ile gelen temsilci atama yapanı mıyoksa işçi mi dinler? Türk Metaliçerisinde Hindistan’daki gibi bir kastsistemi var. Ellerinden gücüngitmesinden korkanlar kimin hakkınısavunabilir ki?

Kendi insanları işe girsin, rahatyerlere gitsin. Ama zam istemesin. İşçiyibölsün. Hem Türk Metal ağaları hemMESS üyesi patronlar kazansın. İşçi iseezilsin. Bizler de oturmuş oynanantiyatroyu seyrediyoruz. Umut ediyoruz“iyi bir zam alırız” diye.

Uyanın! Bütün bu olup bitenler kötübir tiyatrodan ibaret kalacak, ta ki biz buoyunu bozana kadar. Birleşelim,isteklerimizi hep bir ağızdan dilegetirelim. Mücadeleye hazır olalım. Bizburadayız diyelim. Bizlerin sırtındasaltanat sürenleri bozguna uğratalım.

Ford Otosan’dan bir işçi

TASLAKLAR REVİZE EDİLMELİ!

KAZANMANIN ANAHTARI

Page 6: Metal İşçileri Birliği - MİBmetaliscileribirligi.com/wp-content/uploads/2020/03/...bir cevap veremedi. İşsizlik Fonu'nda toplanan 100 milyar liradan fazla paranın çoğunluğu

15 Temmuz darbe girişimi sonrası yüzbinlerce kamu emekçisi iştenatıldı. FETÖ bahanesiyle, hiçbir somut gerekçe gösterilmeden başlatılanişten atma furyasında on binlerce emekçi zulme maruz kaldı. Bir taşlaiki kuş vurmak isteyen AKP iktidarı, muhalif emekçileri okullardan,üniversitelerden, hastanelerden silip, kendi kadrolarını doldurmanınfırsatına çevirdi. FETÖ’cülerin “peşine düştüğü” yalanına sarılan iktidar,parasız, nitelikli, laik eğitim, parasız sağlık gibi temel kamusal ihtiyaçlariçin mücadele eden kamu emekçilerini hedef tahtasına koydu.

AKP’nin KHK’ları ile mağdur edilen emekçiler, maruz kaldıklarızorbalığa karşı işlerine geri dönmek için direnişe geçti. Ankara Yüksel,İstanbul Kadıköy, Kartal, Bakırköy olmak üzere ülkenin birçok yerindeonurlu kamu emekçileri, mücadelenin yolunu tuttu. Yüksel’de direnenNuriye Gülmen ve Semih Özakça ise direnişlerini açlık grevinedönüştürerek devam ettiler. Direnişten korkan iktidar, iki eğitimemekçisini zindana kapatarak bu onurlu sesi boğmaya çalıştı. Zulmeboyun eğmeyen iki emekçi açlık grevini zindanda da sürdürerek buoyunu bozdu. FETÖ ile “balayı” 12 yıl süren AKP iktidarı, yaşadıklarıfiziksel zorlanmaya rağmen iki onurlu emekçi üzerindeki psikolojikbaskıyı da arttırıyor. Apar topar hastaneye götürülen Nuriye Gülmen,zorla müdahale ile tehdit ediliyor. Birçok fiziksel, psikolojik işkenceyemaruz kalan öğretmenler ise açlık grevinde 215. günü geridebırakırken, işe geri dönme talebi karşılanana kadar direnişlerine devamedeceklerini vurguluyorlar.

Şimdi direnişe ses verme sırası metal işçisinde!

Fabrikalarda son zamanlarda öncü metal işçilerinin atılması ile kamuemekçilerinin yaşadığı mağduriyet farklı değil. Sırtını OHAL’ci AKP’yedayayan MESS patronlarının, binlerce metal işçisini acımadanharcamasına karşı bilenen öfkemiz, Nuriye ve Semih baştan olmaküzere kamu emekçilerinin direnişine de güç katmalı. Nerede olursakolalım, hakkını arayan işçinin, emekçinin kapı önüne konulduğu budüzene karşı işçi memur el ele, birlikte mücadele etme zamanı geldi.İşlerine geri dönebilmek için canını dahi ortaya koyabilen ikiöğretmenin direnişlerine ses olmalı, gücüne güç katmalıyız.

6 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

10 Ekim Ankara Katliamı’nı unutma!

İşçi sınıfının çıkarı,

halkların kardeşleşmesinde!

2 yıl önce Ankara Garı’nda on binler savaş vesaldırganlık politikalarına karşı halkların kardeşliği vebarışı için bir araya gelmişti. Ancak, kanlı gericilik IŞİDeliyle, devletin bilgisi ve gözetiminde 100’den fazlainsanın ölmesiyle sonuçlanan bir katliama imza attı.Katledilenlerin hepsi emeğiyle geçinenlerdi, işçilerdi,öğrencilerdi.

IŞİD’in arkasında emperyalist güçler vardı. Şimdikarşısındaymış gibi gözükmeye çalışsalar da Türk sermayedevleti ve dümenindeki AKP vardı. Bu kanlı örgüt,emperyalist hegemonya savaşında dini istismar ederektaşeronluk yapmaktaydı. Gerçekleştirdiği bombalıeylemlerle kitleleri sindirmek, geleceklerimizi karatmakderdindeydi.

Bundan en fazla çıkarı olanlar da iktidardaki güçlerdi. Patlayanbombalar, savaş çığırtkanlığı, yükselen şovenizm, Kürt düşmanlığı vevatanı savunma demagojileriyle işçi-emekçileri taraflaştırmakta ve kendipeşlerinden sürüklemekteydiler. Emeğe yönelik saldırılarıgerekçelendirirken savaş ortamına ve patlayan bombalara başvurmaktangeri durmadılar, sanki kendi parmakları yokmuş gibi.

10 Ekim’de katletmeye çalıştıkları geleceğe dair, halkların kardeşliğinedair umudumuz ve mücadelemizdi. Bu kanlı ve kirli düzeni engelsizcesürdürmek, konuşan, sorgulayan, neden diye soranları ortadankaldırmaktı. Gözdağı vermek, sokağa çıkamaz, hak isteyemez halesokmaktı...

Ama başaramadılar, başaramayacaklar...

Sömürünün ve savaşların son bulduğu, hangi dili konuşursa konuşsun,hangi dine inanırsa inansın işçilerin ve emekçi halkların kardeşçeyaşayacağı yarınlara olan inancımızı koruyacağız.

Katliamlara, bombalara inat emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine inat,dünyamızın insanca ve kardeşçe yaşanılır bir yer olması için, insanıninsana kulluk etmediği eşit ve özgür bir gelecek için mücadele edeceğiz.

2 yıl önce 100’den fazla insanımızı katledenler bugün onları anmakisteyenlere saldırıyorlar. Aynı iktidar, OHAL’den istifade grevleri yasaklıyor,patronlara vergi indirimleri, teşvikler verirken; bizlere vergi zamlarını revagörüyor. Katliamların arkasında savaştan çıkarı olanlar, patronlar vardır.Bizlerin, işçi sınıfının çıkarı işçilerin birliğinde, halkların kardeşliğindedir.

PATRONLARIN ÇIKARI HALKLARIN DÜŞMANLAŞTIRILMASINDA;

İŞÇİ SINIFININ ÇIKARI, HALKLARIN KARDEŞLEŞMESİNDEDİR!

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) düzenlediği bağımsızlıkreferandumu dünyanın ve Türkiye’nin temel gündemlerinden birisi halinegeldi. Ortadoğu’da çıkar hesabı bulunan bütün devletler kendi konumlarındansöz söylemeye ve müdahale etmeye başladılar.

Barzani yönetimi kendi çıkar hesapları ve emperyalistlerle pazarlıklarındaelini güçlendirmek için Kürt halkının özgürlük talebini istismar etmeyekalkarken, birçok devlet halkların özgürlük talebini kendi çıkarları için terördemagojisiyle boğmaya çalışmakta sakınca görmüyor.

Kerkük petrolü üzerinde ve bölgede hâkimiyet kurmak isteyen emperyalistgüçler katliamlar gerçekleştirip, halkların acıları ve kanı üzerinden politikayapmaktadır.

Kurulduğu günden beri IKBY ile ekonomik ilişkilerini geliştiren, Almanya’dansonra en fazla ihracatı IKBY ile yapan, inşaat şirketlerinden, Kerkük petrolününnakledilmesine ekonomik ilişkiler kuran, Seçim ve referandum sürecinde Kürthalkının oylarını alabilmek için Barzani ile boy boy fotoğraflar çektirenlerbağımsızlık referandumu gündeme gelince “yanılmışız” diyerek ikiyüzlülüksergiliyor.

Sermaye devleti Ortadoğu’daki kirli çıkarlarının peşindedir. Bu çıkarlarahizmet ettiği sürece akacak kan da, halkların özgürlük taleplerinin boğulmasıda umurunda değildir. Milliyetçiliği ve ırkçılığı körükleyerek, terördemagojisiyle halkı kandırmaya çalışmaktadır. Bağımsızlık referandumunu, içsiyasete malzeme yapmaktadır. Vergi zamlarına ve saldırı yasalarına karşı işçi-emekçileri hareketsiz bırakmak, bizleri uyutmak içindir bütün çabaları.Topladığı vergileri savunma sanayisinde kullanacağız deyip işçi sınıfınınüzerindeki vergi yükünü arttırmakta ama patronlara-şirketlere vergi affıgetirmektedir.

Ortadoğu’daki savaştan da Kürt halkının özgürlük talebinin boğulmasındanda işçi sınıfının bir çıkarı yoktur. İster İspanya’da Katalanlar’ın referandumunuİspanyol hükümeti yasaklamaya kalksın, isterse Kürtlerin bağımsızlıkreferandumu engellenmeye çalışılsın. Hiçbir emperyalist ülke ya da çıkarodakları bir ulusun kaderini tayin etmeye hakkı yoktur. Bu hak, her ulusunkendisine aittir. Kardeşleşme emperyalistlerin diyalog masalarında değil, herulustan işçi sınıfının ortak mücadelesinden, enternasyonal birliğinden geçer.

Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği!

Nuriye ve Semih yaşasın!

Page 7: Metal İşçileri Birliği - MİBmetaliscileribirligi.com/wp-content/uploads/2020/03/...bir cevap veremedi. İşsizlik Fonu'nda toplanan 100 milyar liradan fazla paranın çoğunluğu

7METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

İşçi Bülteni Özel Sayı:1442* Fiyatı: 25 Kr * Ekim 2017 * Sahibive S. Yazı İşleri Md.: Ersin Özdemir * Yayın Türü: Yerel, süreli, si-yasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Meşruti-yet Mh. Kodaman Sk. No:111 /15 Şişli / İstanbul Tel/Fax: 0 (212)621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat. Maltepe Mah. Gümüşsuyu Cad.Odin San. Sit. No: 28/245 Topkapı / İstanbul Tel: (212) 577 54 92

Mail adresi:[email protected]

İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür EviYenikent Mah. Şehit Serkan Temeloğlu Sok.25/A (Eskule otopark girişi karşı sokağı)EsenyurtTel: 0506 146 40 75İstanbul - Kartal Üç Fidan Gençlik EviKordonboyu Mah. Hamam sok. Özdemir İşhanıKat:2 No:29 Kartal Tel: 0538 067 24 06İstanbul - Ümraniye İşçilerin Birliği DerneğiTel: 0 535 257 70 99İstanbul - Sefaköy İşçilerin Birliği DerneğiHalkalı Cad. No: 113 Kat:4 Daire: 7Tel: 0212 690 71 53 - 0536 714 62 06İstanbul - Gaziosmanpaşa - tel: 0535 915 32 45Kocaeli - Metal İşçileri BirliğiTel: 0 545 932 32 05Gebze - İşçilerin Birliği Derneği Hacı Halil Mah. Orhangazi Cad. Karalar işhanıKat3 Gencallar (Eski YKM) yanıTel: 0542 843 16 01Ankara - Sincan İşçi BirliğiAtatürk Mah. Kutsal Sok. No:5/8 Tel: 0551 597 74 70Ankara - Mamak İşçi Kültür EviTuzluçayır Mah. 586 Sok. 2/A Tel: 0312 364 06 90e-mail: [email protected]İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat EviDere Cad. 8072 Sok. No: 48 ÇiğliTel: 0537 496 18 45Manisa İşçi Kültür Sanat Derneği:1. Anafartalar Mh. G. Osman Paşa Cd. No: 35/4Tel: 0533 054 90 67 - 0534 721 13 27Çukurova - Metal İşçileri Birliği Tel: 0546 950 72 06 Bursa - İşçilerin Birliği DerneğiBaşaran İşhanı, Kat:4 No: 14 - HeykelKayseri - İşçilerin Birliği DerneğiSahabiye Mh. Mersin Sk Sim İşhanı No: 403 Kat: 4 KocasinanTel: 0352 222 00 07Trakya Metal İşçileri BirliğiKazimiye Mh Omurtak Cad Gür Pasajı no: 66 / Çorlu Tel: 0538 095 22 79

İletişim adres vetelefonları...

Tüpraş’ta iş cinayeti

Arabuluculuk zorunlu hale geldi!

İşçinin dava açması zorlaştırılıyor!İş mahkemelerinin kuruluş, görev, yetki ve yargılama usulünü düzenleyen İş

Mahkemeleri Kanunu Tasarısı, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

Yasanın içeriğinde işçi ile patron arasındaki anlaşmazlıklara ilişkin ‘arabuluculuksistemi’ni getiren düzenleme de bulunuyor.

Kanunla, “dava şartı olarak arabuluculuk” kurumu ilk kez hukuka giriyor.

Yasaya göre işçi-patron uyuşmazlıklarında bağımsız iş mahkemelerinden önce“arabulucu”ya gitmek zorunlu hale geliyor.

BÖYLELİKLE İŞÇİNİN DAVA AÇMASI ZORLAŞTIRILIYOR, DAHA DA UZATILMIŞ OLUYOR!

AKP MKYK üyesi Ethem Sancak'ın şirketi İzmir BMCKamyon, Otobüs ve Savunma Sanayi Fabrikası'ndageçtiğimiz haftalarda 39 yaşındaki boyahane işçisiİbrahim Coşkun iş cinayetine kurban gitti. Güvenlikönlemleri alınmadan tadilat için çatıya çıkarılan işçikardeşimiz, düşerek hayatını kaybetti.

İş cinayeti sonarası henüz sorumlular hakkındahiçbir işlem yapılmazken patron işçi sağlığı ve güvenliği önlemi olarak dahiyane bir yöntembuldu. Hükümetin iş cinayetlerine kader gözüyle baktığı ülkede, öğle arasında işçileri bahçedetoplayan patron, önce işçilere dua ettirdi, ardından da toplu kurban kesti. Yönetim, güvenlikönlemlerini almak yerine, bir daha hiçbir işçinin yaşamını yitirmemesi temennisinde bulundu.

BMC'de kurban

Koç Holding bünyesindeki Tüpraş’ın İzmir’deki rafinerisinde sabah saatlerinde patlamameydana geldi. Aliağa ilçesindeki rafineride saat 09.25 sularında patlama sonucunda 4işçi yaşamını yitirdi. Taşeron şirkete bağlı olarak çalışan 6 işçi ürün tankının içerisinde ikenmeydana gelen patlama sonrasında Petrol İş Sendikası 2 saatlik işe geç başlama eylemiyaparak, işçileri işbaşı yaptırdı.

Patlama sonucunda işyerinde başlatılan soruşturma kapsamında 4 kişi tutuklandı.Fakat tutuklananlar arasında İş Güvenliği uzmanları yer alırken taşeron çalıştıran Koç ser-mayesi ya da Tüpraş yöneticilerine dokunulmadı.

Trakya Cam'da 90 işçi ‘fırın kapandı’ bahanesi ile işten çıkarıldı. İşten çıkarılan işçilerinçoğu fabrikada patronun uygulamalarına tepki gösteren mücadeleci işçiler olurken, Kris-tal-İş Lüleburgaz Şube yönetimi de patronla masaya oturarak işten atma saldırının parçasıoldu. Sendika yönetimi “Patron 290 işçi çıkarmamızı istedi ama biz olmaz dedik, müsaadeetmedik. Bu kadarına şükür, daha fazla işçi ekmeğinden olmadı” diyerek işçileri ikna et-meye çalıştı.

İşten atma saldırısına karşı işçilerin yanıtı ise direniş oldu. İşçiler Lüleburgaz şubesiniişgal eylemi yaparken, sendika yöneticileri ve patrona karşı işe iade istemli mücadelele-rine devam ediyorlar.

Cam işçileri işten atmalarakarşı direnişte!

Page 8: Metal İşçileri Birliği - MİBmetaliscileribirligi.com/wp-content/uploads/2020/03/...bir cevap veremedi. İşsizlik Fonu'nda toplanan 100 milyar liradan fazla paranın çoğunluğu

Zam, işten atmalar, hak gaspları...

ÖFKEMİZİ BİRLEŞTİRELİM!

MİB'e mesaj at,yazı yaz,sözünü söyle!

Metal işçisi arkadaşlar!

Şu an senin bu süreçte en büyük silahlarından biri de MİB'dir.

MİB'de söyleyeceğin her söz, ortaya koyacağın her tavır MESS ve

ortaklarına, sendika ağalarına bir mesaj olacaktır.

Çünkü MİB, Metal Fırtına'nın sesidir.

MİB, senin sıkılı yumruğundur.

Bekleyerek izlemek kaybettirir!

Sesini çıkarmak, sözünü söylemek kazanmanın yolunu açar, kazandırır!!!

Bunun için tüm işçi kardeşlerimizi MİB'e mesaj atarak sözünü

söylemeye, MİB'le iritabat kurmaya, kararlılığını göstermeye çağırıyoruz.

Kazanmak için birlik ol, birliğine sahip çık!

Metal işçisi kardeşlerimiz!

Son bir yılda kiralık işçi büroları yasallaştı. Kimi işkolların da 12 sa-atlik çalışma yasallaştı. Hafta sonu tatil kavramı yasadan çıkartıldı.Fazla mesailer isteğebağlı olmaktan çıkar-tıldı. Zorunlu BES ile üçkuruşluk maaşlarımıza,Varlık Fonu ile bütünkaynaklara, Kıdem Taz-minatı Fonu ile kıdemtazminatımıza göz dikti-ler. Enflasyon çift hanelirakamlara ulaştı, hergün zam üstüne zamyapılıyor, vergi üstünevergi konuluyor. Dolaylıvergiler arttırılıyor, ada-letsiz gelir vergisi ilevergi yükü emekçilerinüzerine yıkılıyor. İş ci-nayetlerinde yeni re-korlar kırıyoruz.İstihdam seferberliğiilan edildi, işsizlik oranıarttı. İş Kur ile işe giren-lerin, 30 yaşın altında işbaşı yapanların maaşla-rını, sigortalarını devlet, patronlara kıyak olsun diye karşılamayadevam etti. Hem de maaşlarımızdan kesilen ve bize kullandırılmayanİşsizlik Fonu'nu kullanarak. 25/2 maddesi ile tazminatsız işten atmala-rın önü açılıyor. KHK'larla binlerce emekçi kapı önüne konuyor. Zo-runlu arabuluculuk ile patronlarla anlaşmak zorunda bırakılıyoruz.Grevler yasaklanıyor, hakkını arayan işçi-emekçiler terörist ilan edili-yor. Bütün bunlar bir yılı aşkındır süren artık olağanlaşan OHAL'denistifade gerçekleşiyor. Dedikleri gibi OHAL döneminde patronlarınönü açılıyor. Biz işçilerin, emeğiyle geçinenlerin, modern köle olarakgörülenlerin beli bükülmeye devam ediyor. OHAL'in hedefinde eme-ğimiz, alın terimiz bulunuyor.

Kardeşler,

Onlarca fabrikada yüzlerce işçi kardeşimiz işten atıldı. Amaç işçi sı-nıfının temel dinamiği olan metal işçilerinin örgütlülüğünü dağıtmak,

öncü işçileri fabrikalardan uzaklaştırmak ve gücünü kırmaktır. Topluişçi kıyımları ile hepimize gözdağı verilmek isteniyor. 25/2 maddesipatronlar işçiler haksız-hukuksuz-tazminatsız bir şekilde işten atabil-

sin diye kanununa konmuş birmaddedir. Hükümet, patron-lara “sen istediğini yap, benhukuksal çerçevesine uydu-rurum” demektedir. Metalpatronlarının, MESS'in veTürk Metal'in en büyük kor-kusu saltanatlarını sarsanMetal Fırtına'nın tekrar ya-şanmasıdır. Bütün adımla-rına bu korku yönvermektedir. 2017 TİS'lerinebu korkuyla hazırlandılar.Başta MESS olmak üzere ser-mayenin Metal Fırtına anılarıhenüz tazedir. Metal sektörüekonominin en büyük candamarlarından birdir. Bugücü yaratan biz metal işçile-rinin birleşmiş elleridir,emekleridir. Bu birleşmişeller dünyadaki zenginlikleriyarattığı gibi, dünyayı da de-ğiştirmesini de bilirler. Elleri-

miz durursa bütün dünyadurur. Yeter ki, örgütlenmesini, ortak hareket etmesini, ayrılıkları birkenara atmasını öğrensinler.

Metal Fırtına'yı hatırla!

Metal patronlarının, Türk Metal çetesinin diz çöktüğünü hatırla.Bugün bizi umutsuzluğa itmeye, dağıtmaya, bölüp parçalamaya çalışı-yorlar. Bu oyunlara kanmayalım. Zaman, elimizi taşın altına koyarakbaşta işten atmalar olmak üzere tüm saldırılara karşı harekete geçmezamanıdır. Zaman, fabrika fabrika, komite komite örgütlenerek birliği-mizi inşa etme ve güçlendirme, kalınlaşan zincirlerimizden kurtulmazamanıdır. Zaman ortak mücadele zeminlerini yeniden yaratma, der-lenip, toparlanma “sınıfa karşı sınıf!” şiarı ile mücadeleye atılma za-manıdır