okul gazetemiz

3
AYLIK DUVAR GAZETESİ Yıl:1 Sayı:2 RÖPORTAJ Okul Müdürümüz İlyas YÜKSEKBAŞ Eşinizin müdür olmanızla ilgili görüşleri nelerdir? Sizi destekledi mi? -Eşim aldığım kararları her zaman desteklemiştir. Bu kararımı da destekledi. Öğrencilerinizle birlikte ne gibi faaliyetlerde bulunmak istersiniz? -Okulumuzun elverdiği imkanlar doğrultusunda faaliyetler yapmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönem içerisinde öğrencilerimizle yine birçok faaliyet gerçekleştireceğiz. Büyük beklentilerinizin olduğu öğrencileriniz var mı? -Muhakkak ki beklenti içerisinde olduğum öğrencilerim var. Fakat okulumuzdaki tüm öğrencilerin farklı yeteneklere sahip olduklarına inandığımız için hepsinin ileride kendi alanlarında başarılı birer birey olacaklarına inanıyorum ve hepsine güveniyorum. Karataş’ta en çok neyi ya da nereyi seviyorsunuz? -Karataş’ta en çok öğrencilerimi ve denizi seviyorum. Boş zamanlarınızda nelerle ilgilenirsiniz? -Ailemle birlikte vakit geçirmeyi ve onlarla Adana DemirSpor maçlarına gitmeyi seviyorum. Öğretmenlik mesleği hakkında düşünceleriniz nelerdir? -Öğretmenlik mesleği sorumluluk ve sabır isteyen bir meslektir. Anlayışlı ve adil olmayı gerektirir. Okuldaki disiplininizi evde de kullanır mısınız? -Gerektiği zaman gerektiği yerde kesinlikle kullanırım. Disiplin ve kurallar her zaman ve her yerde olmalıdır. Öğrencilerinize geleceğe yönelik ne gibi önerilerde bulunursunuz? -İnsanlar hayatlarını yirmili yaşlarda şekillendirirler. Bundan dolayı gençlerimizin gelecekle ilgili planlarını çok iyi yapıp bu planlar doğrultusunda çok çalışmaları gerekmektedir. (Röportaj: İbrahim GEL / 10-B) OKULUMUZDAN HABERLER Okulumuz duvar gazetesi ismini buldu. Gazetemizin adı “KASIMPATI”. Öğrencilerden aldığımız isim önerileri arasından, 10/B sınıfından İbrahim GEL adlı öğrencimizin teklif ettiği isim, Okul Duvar Gazetesi Kurulu tarafından uygun görüldü. Öğrencimiz hediyesini Coğrafya Öğretmeni Ceylan ÇAĞLAR’dan aldı. Okul genelinde yapılan ve Meslek sınıfları hariç tüm sınıfların katıldığı okul başarı değerlendirme sınavlarının 3’üncüsü 7 Aralık 2012 tarihinde yapıldı. Sonuçlar bir sonraki hafta okulumuza ulaştı ve ait oldukları sınıflara öğretmenleri tarafından dağıtıldı. Branş öğretmenlerinin hazırlayacakları değerlendirme raporunu bir sonraki sayımızda burada sizlerle paylaşmayı düşünüyoruz. Okulumuz öğrencilerinden 10-A sınıfından Çilem ŞENSES, proje ödevi kapsamında hazırladığı PİSAGOR ve PİSAGORCULUK adlı projeyi konferans salonumuzda 21 Aralık 2012 tarihinde 10-A, 11-A, 11-D ve 12-D sınıfları öğrencilerine sundu. Okulumuz Meslek Lisesi Elektrik bölümü alan öğretmeni Bilen SAVCI, okulumuzun da dâhil olduğu LDV (Leonardo Da Vinci) hareketlilik projesi kapsamında Almanya’ya gidecek elektrik bölümü öğrencilerine proje konusu olan Güneşten Elektrik Elde Etme Sistemleri ile ilgili 07 Ocak 2013 Pazartesi günü seminer verecektir. Okulumuz Onur Kurulu ayın öğrencisini belirledi. Değerlendirme kriterlerinin; “okula ve derslere devamlılık, başarı ve gayret, dürüstlük, temizlik, çalışkanlık, arkadaşlarına ve öğretmenlerine saygı gösterme” olduğu ayın öğrencisi seçiminde aralık ayının öğrencisi 9/D sınıfından Deniz KÜVER’dir. Popüler TV dizilerinden “Dila Hanım” çekim ekibi Karataş ilçemizde set kurdu. Setten fotoğraf alınmasına izin vermeyen çekim ekibinin üyeleri güzel bir set çalışması yaptıklarını belirttiler. Karataş’tan memnun ayrılan ekip, dizinin ilerleyen bölümlerinde çekim için tekrar gelmeyi düşündüklerini belirtti. (Fotoğraf: Mustafa Soyhan KAZİ) Fizik öğretmenimiz Kerim SAKAR 11-A sınıfına 6 Aralık 2012 tarihinde Seminer salonumuzda Kuantum Fiziği ile ilgili bir film gösterimi yaptı. Ortak sınavların, öğretmenler kurulunun aldığı karara göre 2013 yılı Ocak ayının ikinci haftası yapılması planlanıyor. Günde bir ya da iki sınavın yapılacağı ortak sınav haftasında bütün okul(meslek sınıfları hariç), aynı anda belirlenen saatlerde ders işlemeyecek, sınava girecek. Ortak sınavların programı aşağıdaki gibidir. Bütün öğrencilere başarılar dileriz. Okulumuzda İnsan Hakları Haftası küçük bir programla kutlandı. Gün ile ilgili Demokrasi ve İnsan Hakları Kulübü tarafından hazırlanan programda 10-D sınıfından Hüseyin SALİR ve 11-D sınıfında Münevver SOLKUN yazı ve şiirler okudular. ASPARAGAS HABER Ünlü pop müzik şarkıcısı Tarkan bu eğitim-öğretim sezonunda okulumuz bahar şenliklerine katılacağının sözünü verdi. Okulumuz haber ajansına verdiği demeçte Tarkan, geçen sene yapılan bahar şenliklerine katılamadığını, bu yüzden üzgün olduğunu ifade etti. Bilhassa pilav gününde burada olmaya çalışacağını söyleyen Tarkan: “ Bilek güreşinde çok iyi olmasam da çuval yarışında beni kimse geçemez.” diyerek iddiasını da ortaya koydu. Azılı katil Chucky, bebekler âleminin en popüler kızı Barbie ile evlendi.“ Artık duruldum. İyi bir aile babası olacağım “ diyen Chucky kendisine inanmayan gazetecileri bıçakla yaraladı. ( Zeynep MARANGOZ - Tuğba KISA / 12-D )

Upload: iyimser-boy

Post on 18-Mar-2016

217 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

Karatas imkb ÇPL Okul Gazetesi Aralık sayısı

TRANSCRIPT

Page 1: Okul Gazetemiz

AYLIK DUVAR GAZETESİ Yıl:1 Sayı:2

RÖPORTAJ

Okul Müdürümüz İlyas YÜKSEKBAŞ

Eşinizin müdür olmanızla ilgili görüşleri nelerdir? Sizi destekledi mi? -Eşim aldığım kararları her zaman desteklemiştir. Bu kararımı da destekledi. Öğrencilerinizle birlikte ne gibi faaliyetlerde bulunmak istersiniz? -Okulumuzun elverdiği imkanlar doğrultusunda faaliyetler yapmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönem içerisinde öğrencilerimizle yine birçok faaliyet gerçekleştireceğiz. Büyük beklentilerinizin olduğu öğrencileriniz var mı? -Muhakkak ki beklenti içerisinde olduğum öğrencilerim var. Fakat okulumuzdaki tüm öğrencilerin farklı yeteneklere sahip olduklarına inandığımız için hepsinin ileride kendi alanlarında başarılı birer birey olacaklarına inanıyorum ve hepsine güveniyorum. Karataş’ta en çok neyi ya da nereyi seviyorsunuz? -Karataş’ta en çok öğrencilerimi ve denizi seviyorum. Boş zamanlarınızda nelerle ilgilenirsiniz? -Ailemle birlikte vakit geçirmeyi ve onlarla Adana DemirSpor maçlarına gitmeyi seviyorum. Öğretmenlik mesleği hakkında düşünceleriniz nelerdir? -Öğretmenlik mesleği sorumluluk ve sabır isteyen bir meslektir. Anlayışlı ve adil olmayı gerektirir. Okuldaki disiplininizi evde de kullanır mısınız? -Gerektiği zaman gerektiği yerde kesinlikle kullanırım. Disiplin ve kurallar her zaman ve her yerde olmalıdır. Öğrencilerinize geleceğe yönelik ne gibi önerilerde bulunursunuz? -İnsanlar hayatlarını yirmili yaşlarda şekillendirirler. Bundan dolayı gençlerimizin gelecekle ilgili planlarını çok iyi yapıp bu planlar doğrultusunda çok çalışmaları gerekmektedir.

(Röportaj: İbrahim GEL / 10-B) OKULUMUZDAN HABERLER

Okulumuz duvar gazetesi ismini buldu. Gazetemizin adı “KASIMPATI”. Öğrencilerden aldığımız isim önerileri arasından, 10/B sınıfından İbrahim GEL adlı öğrencimizin teklif ettiği isim, Okul Duvar Gazetesi Kurulu tarafından uygun görüldü. Öğrencimiz hediyesini Coğrafya Öğretmeni Ceylan ÇAĞLAR’dan aldı.

Okul genelinde yapılan ve Meslek sınıfları hariç tüm sınıfların katıldığı okul başarı değerlendirme sınavlarının 3’üncüsü 7 Aralık 2012 tarihinde yapıldı. Sonuçlar bir sonraki hafta okulumuza ulaştı ve ait oldukları sınıflara öğretmenleri tarafından dağıtıldı. Branş öğretmenlerinin hazırlayacakları değerlendirme raporunu bir sonraki sayımızda burada sizlerle paylaşmayı düşünüyoruz.

Okulumuz öğrencilerinden 10-A sınıfından Çilem ŞENSES, proje ödevi kapsamında hazırladığı PİSAGOR ve PİSAGORCULUK adlı projeyi konferans salonumuzda 21 Aralık 2012 tarihinde 10-A, 11-A, 11-D ve 12-D sınıfları öğrencilerine sundu.

Okulumuz Meslek Lisesi Elektrik bölümü alan öğretmeni Bilen SAVCI, okulumuzun da dâhil olduğu LDV (Leonardo Da Vinci) hareketlilik projesi kapsamında Almanya’ya gidecek elektrik bölümü öğrencilerine proje konusu olan Güneşten Elektrik Elde Etme Sistemleri ile ilgili 07 Ocak 2013 Pazartesi günü seminer verecektir.

Okulumuz Onur Kurulu ayın öğrencisini belirledi.

Değerlendirme kriterlerinin; “okula ve derslere devamlılık, başarı ve gayret, dürüstlük, temizlik, çalışkanlık, arkadaşlarına ve öğretmenlerine saygı gösterme” olduğu ayın öğrencisi seçiminde aralık ayının öğrencisi 9/D sınıfından Deniz KÜVER’dir.

Popüler TV dizilerinden

“Dila Hanım” çekim ekibi Karataş ilçemizde set kurdu. Setten fotoğraf alınmasına izin vermeyen çekim ekibinin üyeleri güzel bir set çalışması yaptıklarını belirttiler. Karataş’tan memnun ayrılan ekip, dizinin ilerleyen bölümlerinde çekim için tekrar gelmeyi düşündüklerini belirtti.

(Fotoğraf: Mustafa Soyhan KAZİ)

Fizik öğretmenimiz Kerim SAKAR 11-A sınıfına 6 Aralık 2012 tarihinde Seminer

salonumuzda Kuantum Fiziği ile ilgili bir film gösterimi yaptı. Ortak sınavların, öğretmenler kurulunun aldığı karara göre 2013 yılı Ocak ayının

ikinci haftası yapılması planlanıyor. Günde bir ya da iki sınavın yapılacağı ortak sınav haftasında bütün okul(meslek sınıfları hariç), aynı anda belirlenen saatlerde ders işlemeyecek, sınava girecek. Ortak sınavların programı aşağıdaki gibidir. Bütün öğrencilere başarılar dileriz.

Okulumuzda İnsan Hakları Haftası küçük bir programla kutlandı. Gün ile ilgili

Demokrasi ve İnsan Hakları Kulübü tarafından hazırlanan programda 10-D sınıfından Hüseyin SALİR ve 11-D sınıfında Münevver SOLKUN yazı ve şiirler okudular.

ASPARAGAS HABER

Ünlü pop müzik şarkıcısı Tarkan bu eğitim-öğretim sezonunda okulumuz bahar şenliklerine katılacağının sözünü verdi. Okulumuz haber ajansına verdiği demeçte Tarkan, geçen sene yapılan bahar şenliklerine katılamadığını, bu yüzden üzgün olduğunu ifade etti. Bilhassa pilav gününde burada olmaya çalışacağını söyleyen Tarkan: “ Bilek güreşinde çok iyi olmasam da çuval yarışında beni kimse geçemez.” diyerek iddiasını da ortaya koydu.

Azılı katil Chucky, bebekler âleminin en popüler kızı Barbie ile evlendi.“ Artık duruldum. İyi bir aile babası olacağım “ diyen Chucky kendisine inanmayan gazetecileri bıçakla yaraladı. ( Zeynep MARANGOZ - Tuğba KISA / 12-D )

Page 2: Okul Gazetemiz

KÜLTÜR VE SANAT KÖŞESİ VİNCENT WİLLEM VAN GOGH (d. 30 Mart 1853 – ö. 29 Temmuz 1890)

Hollandalı ard izlenimci bir ressamdır. Bazı resim ve eskizleri, dünyanın en tanınmış ve en pahalı eserleri arasında yer alır. Van Gogh, gençliğini bir sanat simsarlığı firmasında çalışarak geçirmiş, kısa süren bir öğretmenlik deneyiminden

sonra da Belçika'da fakir bir madenci kasabasında misyoner olmuştur. Resim kariyerine 1880'den sonra başlamıştır. Başlangıçta koyu ve kasvetli renklerle çalışan Van Gogh, Paris'te tanıştığı izlenimcilik ve yeni izlenimcilik akımlarının etkisiyle canlı renklere geçmiş; Güney Fransa'da geçirdiği süre zarfında da bugün yaygın olarak tanınan kendine özgü resim tarzını geliştirmiştir. Van Gogh, ömrünün son on yılı boyunca yaklaşık 900 suluboya/yağlıboya resim ve 1100 karakalem çalışma üretmiş, en meşhur eserlerini ise ömrünün son iki yılında yapmıştır. Eserlerinden bazıları şunlardır: Yıldızlı Gece, Teras Kafe, Patates Yiyenler, Vazoda On İki Ayçiçeği, İrisler, Kiraz Ağacı, Eski Değirmen, Kargalarla Buğday Tarlası.

MEVLANA MUHAMMED CELALEDDİN-İ RUMİ (1207 - 1273)

Yüz’de ısrar etme, “Doksan da olur.” İnsan dediğinde, “Noksan da olur.”

Sakın büyüklenme, “Elde neler var.” Bir ben varım deme, “Yoksan da olur.”

Hatasız dost arayan, “ Dosttan da olur.” Mevlana'nın asıl adı Muhammed Celaleddin'dir. Mevlana ve Rumi de, kendisine sonradan verilen isimlerdendir. Efendimiz manasına gelen Mevlana ismi, ona, daha pek genç iken Konya'da ders okutmaya başladığı tarihlerde verilir. Bu isim Şems-i Tebrizi ve Sultan Veled'den itibaren Mevlana'yı sevenlerce kullanılmış; adeta adı yerine sembol olmuştur. Rumi, Anadolu demektir. Mevlana'nın, Rumi diye tanınması, geçmiş yüzyıllarda Diyar-i Rum denilen Anadolu ülkesinin vilayeti olan Konya'da uzun müddet oturması, ömrünün büyük bir kısmının orada geçmesi ve nihayet türbesinin orada olmasındandır. Mevlana'nın doğum yeri, bugünkü Afganistan'da bulunan, eski büyük Türk kültür beldesi Belh'tir. Mevlana'nın doğum tarihi ise (6 Rebiu'l Evvel, 604) 30 Eylül 1207'dir. Bazı araştırmacıların tespitine göre, doğum tarihi 1182'dir.Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım." sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 Pazar günü vefat etmiştir. Mevlâna, ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.

Mevlana’nın eserleri şunlardır: “Mesnevi, Divan-ı Kebir, Mektubat, Fihi Ma fih, Mecâlis-i Seb’a.”

www.mevlana.com internet sitesinden alıntıdır.

İNGİLİZCE KÖŞESİ

BİLİM KÖŞESİ NİKOLA TESLA

Günümüzde teknolojik gelişmelerin hızına yetişemez olduk. Bu teknolojinin altında imzası olan birçok bilim insanı vardır. Bu yazıda Türkiye’de pek bilinmeyen ama bilim dünyasına adını altın harflerle yazdırmış birini, Nikola TESLA’yı tanıtacağız. Nikola Tesla, 1856 yılında dünyaya geldi. İnanılmaz bir hafızaya sahip olan Tesla, 6 dili rahatlıkla konuşabiliyordu. Gratz’daki Bilim Enstitüsü’nde 4 sene matematik, fizik ve makine okudu; ama onun esas ilgi alanı elektrik oldu. O dönemlerde elektrik henüz emekleme dönemini yaşayan çok yeni bir bilim dalı durumundaydı. Tesla 1884 yılında ABD’ye geldi. Cebindeki tavsiye mektubu sayesinde mucit Thomas Edison’un yanında çalışmaya başladı. Edison o günlerde akkor telli ampulü yeni

icat etmişti ve elektriğin iletimini yapacak bir sistem geliştiriyordu. Bu noktada Doğru Akıma (DC) güveniyordu. Ancak DC, çok sorun çıkarıyordu ve istenilen sonuç elde edilemiyordu. Tesla, elektriğin taşınması için Edison’unkinden çok daha iyi bir sistem geliştirdi. Sistemde DC yerine Alternatif Akım (AC) kullandı. Tesla’nın geliştirdiği transformatörler vasıtası ile elektriği ince kablolar üzerinden uzak mesafelere kayıpsız taşımak mümkündü artık. Oysa DC temeline dayanan aktarım sisteminde her bir mil kare için büyük bir elektrik santrali kurmak ve çok kalın kablolar kullanmak gerekiyordu. Ancak taşınacak elektriği kullanacak cihazlar olmadan bu sistemin herhangi bir pratik anlamı yoktu. Tesla, bundan sonra elektrikle çalışan motorlar yapmaya başladı. 19. yüzyılın sonlarına doğru hiçbir bilim adamı bunun olacağını ihtimal vermiyordu bile. Tesla, böylece düşünceleri yanıltarak ilk AC elektrik motorunu icat etti. Tesla, öyle büyük bir bilim adamı ki daha dünya floresan ampulle tanışmadan 40 sene önce kendi laboratuvarını floresan ampullerle aydınlatıyordu. Dünyadaki ilk hidroelektrik santralinin de mucidiydi, otomobillerde kullanılan ilk hızölçerin de altında imzası bulunuyordu. Tesla’nın 700’ü aşkın patentli icadı bulunmaktadır. Bu icatlar, Tesla’nın dünyaya verdiği büyük bir hediyedir. Edison tarafından sürekli eleştirilen Tesla’nın başarılarına karşılık elde ettiği ödül ise bilim dünyasından adının silinmesi oldu. Yaklaşık 20 sene tecrit edilmiş bir yaşam sürdü ve modern dünyanın kurucularından olan Nikola TESLA, 7 Ocak 1943’te, 86 yaşında neredeyse beş parasız bir şekilde öldü. Teorisini deneyecek mali kaynaklardan yoksun olduğunda sadece not tutabiliyordu. Arkasında tonlarca not defteri bıraktı. Bu notlar FBI tarafından hasıraltı edildi. Gün yüzüne hiç çıkarılmadı. I.Dünya Savaşı sırasında ABD, Alman denizaltılarını tespit etmek için Edison’dan yardım istedi. Tesla’nın fikri ise enerji dalgaları göndermek oldu; ama Edison, bunun çok saçma olduğunu söyledi ve Tesla’nın fikri olan radar sisteminin icadı 25 sene geriye atılmış oldu. Tesla, büyük hayalleri olan bir dehaydı, yaptığı çalışmaların hiçbirinden maddi beklentisi yoktu. İnsanlık için iyi şeyler yapmak niyetindeydi. Dünyaya kablosuz şekilde bedava elektrik enerjisi sağlamak gibi fikirleri yüzünden deli denilen dehalardandı, Tesla. NİKOLA TESLA’nın namı diğer “Şimşeklerin Efendisi”nin yaptığı ve bulduğu şeyler, zamanının ötesindedir.

İnternet alıntısıdır. ( Kubilay KERTİ / 11-A )

ZEKÂ BULMACASI

Ali Baba'nın bir çiftliği varmış. Çiftliğinde inekleri, koyunları ve tavukları varmış. Hayvanlarının hepsi inekmiş, ikisi dışında; hepsi koyunmuş, ikisi dışında; hepsi tavukmuş, ikisi dışında. Ali Baba'nın kaç hayvanı varmış?

Ali Baba, üç tane levrek yakalamış ve bunları kızartarak yemek istiyormuş. Balıkları kızartacağı tava aynı anda sadece iki balık alıyor ve her balığın bir yüzü beş dakikada pişiyorsa Ali Baba, üç balığı da en az kaç dakikada tamamen pişirmiş olur?

SİZİN KÖŞENİZ KİTAP TANITIMI

Zeze fakir bir ailenin ince ruhlu, zeki; ancak anlaşılamamış, yaramaz bir çocuktur. Erken yaşta kendi kendine okumayı öğrenir, hayatın içine, gerçeklerine daha erken atılır. Babası işsizdir. Annesi geç saatlere kadar çalışmaktadır. Okula başlayıncaya kadar geçen zamanda ablası ve küçük kardeşi ile evde yaşadıkları anlatılır. Zeze, diğer öğretmene hemen hemen tüm öğrencilerinin çiçek getirirken kendi öğretmenine kimsenin çiçek getirmediğini fark eder. Parası olmadığı için bir bahçeden çiçekleri gizlice toplar ve her sabah erkenden öğretmenin masasına bırakır. Ancak bir süre sonra yakalanır. Yaptığının hırsızlık olduğunu söylerler ve onu cezalandırırlar. İnce ruhunun yanında yaramaz olan Zeze’nin eline eski bir

çorap geçer. Tıpkı yılana benzemesi onda muzır bir fikir uyandırır. Bir ucuna ip bağlar, ağacın üstünden geçirir ve saklanıp avını bekler. Annesinin arkadaşını korkutur ve dayakla cezalandırılır. Bir gün okula gitmek istemez. Bir kiliseye gider, oradaki mumları uçurtmasının ipine süreceğini söyleyerek papazdan alır ve kilisenin girişine mumları sürer. Yine annesinin bir arkadaşı Zeze’nin kurbanı olur, kayarak düşer. Zeze yine yakalanır, cezalandırılır. Zeze, Noel’de babasının kendisine bir şey almadığına söylenmesini babasının duyduğunu fark edince çok üzülür, tüm gün babasına sigara alacak parayı biriktirmek için ayakkabı boyacılığı yapar.

Page 3: Okul Gazetemiz

Yine okuldan kaçtığı bir gün sokakta müzik parçaları yazılı afişler satan bir adamla tanışır, yanında çalışmaya başlar. Bu sırada öğrendiği parçalardan birini babasını üzgün gördüğü bir gün söylemek ister. Babası Zeze’nin ilk cümlesine bir tokatla karşılık verir. “Devam et!” der. Zeze, devam eder. İkinci bir tokat daha gelir. Zeze, söylediği şarkının sözlerinin anlamını bilmez. Babasının niçin sinirlendiğini de anlamaz. Zeze’nin gözlerinden yaşlar gelmeye başlar, babası çok sinirlenmiştir. Kemerini eline alır, Zeze’yi fena halde döver. Zeze, buhran içindedir ve onu kimse anlamamaktadır. Bu nedenler onu, bir portakal ağacı fidanı ile dost olmaya iter. Dertlerini bu fidanla paylaşır. Manuel Valenderes ise Zeze’nin dertlerini paylaştığı, orta yaşın üstünde bir dostudur. Belki de Zeze’yi anlayan tek yetişkindir. Zeze, ona öylesine bağlanmıştır ki ona kendini evlatlık olarak alıp alamayacağını sorar. Bu dostunun arabasıyla tren raylarının arasında parçalanması Zeze’yi karamsarlığa iter. Hikâyenin sonunda, Zeze’nin babası iş bulmuştur ve Zeze’ye artık hayatlarının düzene gireceğini söyler. Ancak Valanderes ölmüş, Şeker Portakalı fidanı da kesilmiştir. Zeze için artık her şey bitmiştir. Hikâye “Olup bitenleri çocuklara niçin anlatmalı?” sorusu ile biter. Zeze’ye gerçekler çok erken anlatılmıştır. NOT: Kitabı okumak isteyenler Coğrafya Öğretmeni Ceylan ÇAĞLAR’ dan ödünç alabilirler.

HİKÂYE ANADOLU ADININ EFSANESİ Anadolu efsaneleri, Anadolu’nun adıyla başlar. Neden Anadolu derler? Her karış toprağı bir efsaneyi dile getiren bu ülkenin de diyeceği vardır elbet. Çok uzaklara gitmeye gerek yok. Şöyle Anadolu’nun ortasına, Ankara’ya yakın Kızılcahamam’a kadar uzanalım. Biraz ilerde Taşlıca köyü var. Köyün yanı başında bir taş olup oluğun yanı başında bir yatır vardır. Anadolu dile gelir, ağızlar açılır, başlar anlatmaya… Türk Sultanı, asker toplar, tepeye çıkar; dağ-taş, dere-tepe aşarlar. Ağustos güneşi, dudakları çatlatır, asker su diye kıvranmaya başlar. İşte bu sırada karşıki tepelerden omzunda ayran bakracı, ak saçlı bir nine görülür. Yanık dudakların tek umudu bu ihtiyar anadadır. Kadın buradaki taş oluğun başına gelir, ayranını döker. Askerler oluğun başına üşüşürler. Manga manga, bölük bölük ellerindeki bakır mataraları doldururlar. - Doldur oğlum! - Doldur ana… - Doldur yiğidim! - Ana dolu… İhtiyar ana:“ Doldur !” dedikçe askerler:“ Ana dolu !” diyerek, buz gibi ayranla bağırlarını serinlettiler. Öyle ki bir bakraç ayran, koca bir ordunun susuzluğunu giderir. O güne dek “ Belde-i Rum” ( Rum toprağı) olan bu kutsal toprakların adı da “Anadolu” olur.

Mehmet Önder Şehirden şehre, C.1,ist.1972 s.5

( Esma Nur SERİN / 11-D )

ŞİİR İMKB

İlkokul yılları Mevsimin her ayı Karda kışta bıkmadan Bağlanmaktır anlamı ( Esengül YALÇIN / 9-F - Bahar AYGÜN / 9-F ) DAĞ YAPMAK İSTİYORSAN KUMLARI BİRİKTİR Hangisidir insanı insan yapan Düşünmesi mi Konuşması mı Yoksa o harika buluşları mı Bence insanı, insan yapan PAYLAŞMASIDIR. Sevgisini, Bilgisini, Düşüncelerini Elbette ki doya doya… ( Münevver SOLKUN / 11-D )

ÖZLÜ SÖZLER

( Münevver SOLKUN / 11-D – Etkin ATALAY / 12-D )

MİZAH KÖŞESİ

(Ebru Balsever / 11-F)

KASIMPATI Duvar Gazetesi İmtiyaz Sahibi: İlyas YÜKSEKBAŞ(Okul Müdürü), Genel Koordinatör: Bekir DEĞER(Okul Müdür Yardımcısı), Editör: Nurben YILDIRIM(Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni), Haber - Röportaj: Fatma KARAMÜFTÜOĞLU(Biyoloji Öğretmeni), Sizin Köşeniz: Ceylan ÇAĞLAR(Coğrafya Öğretmeni), İngilizce, Mizah ve Kültür-Sanat Köşesi: Derya SAVCI(İngilizce Öğretmeni), Bilim Köşesi ve Zekâ Bulmacaları: Kerim SAKAR(Fizik Öğretmeni), Teknik - Tasarım Sorumlusu: Özge GÖKTAŞ(Bilişim Teknolojileri Öğretmeni).

Dün yaptığımız şey, size hâlâ çok iyi görünüyorsa, bugün yeterli değilsiniz demektir. ( Earle Wilson) Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için

kapıyı itmek gerekir. (Montaigne) Fikirlerini ve söylediklerini asla kabul edemem…

Ama onları söyleme hakkını ölünceye kadar savunurum… (Voltaire)

İnsanlar ışığı değil, ışıkla görür. (Kant)