orta asya tÜrk tarİhİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında k'i-ku, kie-kıı, kie-ka-sse vb....

30
Dr . İsmail BAYTAK İlk Türk Devletleri KIRGIZLAR ORTA ASYA TÜRK TARİHİ

Upload: vuduong

Post on 28-Feb-2019

225 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Dr. İsmail BAYTAK

İlk Türk Devletleri

KIRGIZLAR

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ

Page 2: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Kırgızlar M.Ö. 202-960

Kırgız = kır-gezmek veya kırk-oguz

Çin kaynk. = K’i-ku vb. farklı adlar kullanlr.

Han’lar döneminden itibaren adları şimal komşuları arasında zikredillir.

Page 3: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

''KIRGIZLAR

1* 840 Yılında Ötüken'i alarak Uygur Devletine son verdiler.

2* 1207 yılında Cengiz Han tarafından yıkılmıştır.

3* Daha sonra Rusların egemenliğine girmişlerdir.

4* 1916'da Ruslara karşı MİLLİ İSYAN adı verilen bir ayaklanma başlatmışlar, ancak

Rus Çarı tarafından ağır bir şekilde cezalandırılmışlardır.

5* 1936'da Sovyetler birliğinin 15 Cumhuriyetinden biri olmuşlar, 1991'de Sovyet

Rusya'nın dağılmasıyla Bağımsız KIRGIZISTAN DEVLETİ kurulmuştur. Başkenti

BİŞKEK'dir.

NOT: Kırgızlar, Orhun Bölgesinden Uygurları kovarak, buradaki Türk nüfusunun

azalmasına sebep olmuşlardır. Bu yüzden bu en eski Türk Yurdu, daha sonra

Kırgızları yenen Moğolların eline geçerek kolayca Moğollaşacak ve MOĞOLİSTAN

olarak anılacaktır.

NOT: Kırgızlar, Cengiz Han'a bağlanan ilk Türk Kavmidir.

Page 4: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

KIRGIZLAR

Adlarının menşei ve manası hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüş olan Kırgızlar Çin

kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan

(M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir.

Asya Hunları zamanında Baykal'ın batısında îrtiş nehri havalisinde, bir Türk kavmi

olan Ting-ling'ler ile bir arada oturmuşlardır.

Fakat Kırgızlar kaynaklarda Türk asıllı gösterilmemekte ve buna göre tahminen 5.-6.

asırlarda Türkleşmiş kavimlerden sayılmaktadır.

6. asır sonlarında Çin kaynaklarında Hia-kia-sseu diye zikredilen Kırgızlann Gök-Türk

hakanı Mukan zamanında, 560'a doğru, hakanlığa bağlandıktan sonra, 630-680

arasındaki fetret devrinde müstakil bir hüviyet kazandıkları, T'ang'larla siyasî

münasebet kurmalarından ve bir kagan''a sahip olmalarından anlaşılıyor.

II. Gök-Türk hakanlığı devrinde tekrar Gök-Türk idaresine alınan Kırgızlar, Moyençor

Kagan tarafından Uygur hakanlığına bağlanmış (758),

840 yılında şiddetli bir hücumla Uygur devletini yıkarak Ötüken'de kendi devletlerini

kurmuşlardır.

Page 5: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Ancak orada fazla kalamadılar.

920'de bütün Moğolistan'ı ele geçiren K'itan'lar (Çin'de Liao sülalesi) Kırgızları Ötüken

bölgesinden çıkarıpp, eski yurtlarına sürdüler.

K'itan'lar ve devamları olan Kara Hitayların Yenisey havalisine kadar sokulamadıkları

anlaşılıyor.

Cengiz Han önce Moğolistan'ı idaresi altında birleştirmek istediği için, Merkit ve

Naymanlarla olan savaşları sırasında Kırgızlan da itaate almıştır (1207) ki bu suretle

Kırgızlar Cengiz Han Moğollarına itaat eden ''ilk Türk kavmi'' olmaktadır.

1217'de Moğollar'a karşı direnmek istedikleri için, ertesi kış, ordusunu Yenisey buzu

üzerinden geçiren, Cengiz'in oğlu Çoçi tarafından idare edilen Kırgızların artık

''hakan''ları olmamış, Tolui ulus'u (Cengiz Han'ın oğlu Tolui'nin hissesine düşen arazi

ve halkına dahil edilen ülkelerinde sadece birer reis tarafından idare edilen iki kısım

halinde yaşamağa devam etmişlerdir.

Kırgız kavminin, Uygur Hakanlığını yıkarak işgal ettiği Ötüken'de tutunamayıp, buranın

Moğol K'itan'lara geçmesine ve tam idrak ve intibak edemediği anlaşılan ''Orhun

kültürü''nün ortadan kalkmasına sebep olmak, dolayısıyla eski Türk hakanlar yurdunu,

bir daha geri gelmemek üzere, Moğollara kaptırmak suretiyle Türk tarihinde oynadığı

menfi rol dikkatten kaçmamıştır. Durumun o devir Türk çevresinde de böyle

değerlendirildiği, Karlukların, Ötüken'de Kırgız hakimiyetini reddetmelerinden bellidir.

Page 6: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Kırgızlar veya Kırgız Türkleri, çoğunluğu Kırgızistan'da yaşayan Türk halkı.

Kırgızlar veya Kırgız Türkleri Asya'nın en kalabalık, en köklü boylarından biri olarak

binlerce yıl yaşamış, günümüzde Kırgız Devleti olarak varlığını devam ettirmektedir.

Asya’nın en kalabalık, en köklü boylarından biri olarak tarih boyunca kendisinden sık

sık söz ettirmiş bir toplum olarak karşımıza çıkar.

Page 7: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Tarihleri M.Ö. 201 yılına kadar giden ve asırlarca varlıklarını devam ettiren Kırgızlar

genellikle Orhun bölgesinde kurulan büyük Türk devletlerine bağlanmışlardır.

Tarih kaynaklarında ilk olarak Hun döneminde karşımıza çıkarlar.

Bozkır Türklerinin Mete Han dönemindeki federatif birlikleri döneminde Altay dağları

eteklerinde yaşayan "Kırgızlar", Mete Han’ın tüm Türk Boylarını bir araya getirerek

kendi otoritesi altında toplamasıyla Hun Birliğine dahil olmuşlardı.

Kırgızların Hun Federatif Birliğine katılmaları şüphesiz kendi rızalarıyla değil Mete

Han’ın otoritesi ve askeri gücüyle gerçekleşti.

Yaklaşık 300 yıl Hun Devleti bünyesinde yaşayan Kırgızlar, Büyük Hun

İmparatorluğunun zayıflaması ve bölünmesi ile M.Ö. 50’li yıllardan itibaren bağımsız

olarak yaşadılar ve tam anlamıyla bir devlet kuramamış olsalar da herhangi bir

devletin tabiiyetini kabul etmeden kendi Kağanlarına itaat ederek varlıklarını

sürdürdüler.

MÖ II-I. yüzyıllarda Tanrı dağları ile Tannu-Ola arasındaki bölgede Kien-Kun adında

bağımsız bir devlet kuran Kırgızlar bu devletin yıkılmasıyla siyasi hâkimiyetlerini

kaybedince, uzun yüzyıllar varlıklarını göçebe olarak sürdürmüşlerdir.

Kırgızların bağımsız yaşamaları Büyük Göktürk Birliği dönemine kadar devam etti.

Page 8: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Asya Hun Devleti zamanında İrtiş nehri civarında Baykal Gölü’nün batısında Töleş

boylarının ilki olan Ting-ling’ler ile bir arada yaşıyorlardı.

Daha sonra Yenisey Nehri civarına geçtiler.

Türklerin bilinen en eski yazılı belgeleri olan Yenisey ve Orhon Yazıtları'nda Kırgızlar,

tarihleri çok eskiye dayanan Türk kavimleri arasında zikredilmektedir.

Kırgızlarla ilgili ilk bilgilere Çin kaynaklarında rastlıyoruz.

Bu kaynaklara göre; Kırgızların anavatanı Güney Sibirya’da Yukarı Yenisey havzasıdır.

İrtiş/Beyaz Irmağı, Sibirya'da bir nehir, ana kaynağı Obi Nehri'dir.

Page 9: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Hun Devletinin M.S. 216 yılında tam anlamıyla yıkılmasıyla Türk Dünyası için esaret

dönemi başlamıştı. Hunların yıkılmasından sonra 300 yıl Juan-Juan ve Çin

Devletlerinin içerisinde azınlıklar halinde yaşamak zorunda kalan Asya Türkleri,

varlıklarını yüzyıllar boyunca diğer devletlerin bünyesinde devam ettirdiler. Kırgızlar,

bu süre zarfında Boyunduruk altına girmeyen tek Türk Boyu olmuştur. Mesken

edindikleri Altay Dağı eteklerinde devletsiz ancak kendi Kağanlarının idaresinde

varlıklarını sürdürmüş, teşkilatlı bir devlet yapısına sahip olamasalar da kültürel

yozlaşmalardan, sosyopolitik engellerden uzak durmuşlardı.

Esaret altındaki Türk Dünyası, 552 yılında Bumin Kağan liderliğinde yeniden ayağa

kalkmıştı. Juan-Juan devleti içerisinde yaşayan Aşina Sülalesi, yıllardır aradığı fırsatı

bulmuş ve büyük Göktürk İmparatorluğunun temellerini atmışlardı. Yüzyıllarca esaret

altında yaşayan Türk Dünyası, yeni Devletlerinin öncülüğünde bir araya gelerek güç

birliği yaptılar. Kırgızlar, önceleri bu güç birliğine katılmayarak Altay Dağı eteklerindeki

buyruksuz yaşantılarını devam ettirmeyi tercih etseler de Göktürk’lerin 3. Kağanı olan

Mukan Kağan’ın 568 yılında Kırgızları Türk Birliğine dahil etmesiyle varlıklarını

Göktürk İmparatorluğu bünyesinde devam ettirdiler.

Page 10: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Göktürk Devleti önce ikiye bölünmüş, Kırgızlar da Doğu Göktürk Devletinin hakimiyeti

altında kalmaya devam etmişti. Doğu Göktürklerin 630 yılında yıkılmasıyla Kırgızlar

tekrar özgün ve bağımsız yaşantılarına geri döndüler. Bu süre zarfında Çin

politikalarıyla çalkalanan, bölünüp güç kaybeden Türk Dünyasının aksine Kırgızlar,

hakimiyet politikalarının esiri olmayı ve büyük devlet teşkilatlanmalarının içerisinde yer

almayı reddedip kendi mütevazi ama bağımsız yaşantılarına devam etmeyi tercih

ettiler. Kırgızların, Doğu Göktürk Devletinin yıkılmasıyla başlayan bağımsız yaşantıları

İkinci Göktürk Devleti dönemine kadar devam etti.

Birinci Göktürk Devleti döneminde Türk Birliği içerisine girmeyi kabul etmeyen

Kırgızlar, İkinci Göktürkler Döneminde kendi rızalarıyla Göktürk Devletinin hakimiyetini

kabul ettiler (690). İkinci Göktürk Devletinin hakimiyeti döneminde Devlete bağlı bir

boy olarak varlıklarını sürdüren Kırgızlar, İkinci Göktürk Devletinin de yıkılmasıyla

tekrar bağımsız hareket etmeye başladılar. Göktürklerden sonra Türk Coğrafyasına

sahip çıkan Uygurlar Asya bozkırlarında yeni bir Devlet kurmuşlardı. Kırgızlar, Göktürk

Devletine olan bağlılıklarını Uygur Devletine göstermeyerek tarih boyunca

alışılagelmiş şekilde kendi kağanlarının liderliğinde bağımsız olarak yaşamayı tercih

ettiler.

Kırgızlar, Göktürk Birliği döneminden sonra mütevazi yaşayış şeklini terk edip

yayılmacı bir politika izlemeye başladılardı ve Uygur Devletinin hakimiyetini kabul

etmeyerek Uygurların Kuzey bölgelerindeki geniş bir coğrafyada yaşayarak

güçlenmişlerdi. Zira Asya artık mütevazi bir yaşam sürülebilecek bir coğrafya olmaktan

çıkmıştı. Bağımsız küçük toplulukların istilalara maruz kaldığı dönemlerde Kırgızlarda

güçlenerek kalabalık süvari ordularıyla önemli bir güç haline geldiler.

Page 11: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Köklü boy yapısı ve kalabalık nüfusu ile kimi zaman kendi idarelerinde, kimi zaman

Türk Devletlerinin bünyelerinde varlıklarını sürdürmüş, özgün halleriyle günümüze

kadar ulaşmışlardır.

Kırgız kelimesi ilk olarak MS VIII. yüzyılda yazılmış olan Orhun Yazıtlarında

geçmektedir.

840 yılında Uygur Devleti’ni yıkan Kırgızlar ÖTÜKEN’de bir devlet kurdular.

Bir süre Göktürk ve ardından Uygur egemenliğinde kaldılar.

Page 12: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Bugün Issık Göl havalisinde, Tekes, Talas ve Çu ırmaklarının yukarı taraflarında, Altay,

Pamir, Tanrı Dağlarında yaşayan Kırgız Türkleri VI. Yüzyılın sonlarından itibaren

Çinliler tarafından Hakas ismi ile zikredilmiştir.

Page 13: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

840 yılı, Kırgızların tarihi için bir dönüm noktası özelliğini taşır. Bu tarihe kadar

bağımsız ve mütevazi bir yaşam tarzı benimseyen Kırgızlar artık tam anlamıyla bir

Devlet kurmuş olacaklardır. Göktürk Devletinin külleri üzerine kurulan Uygur Devleti,

Çin politikalarıyla zayıflamış ve düşmanlarının taarruzları neticesinde yıkılma sürecine

girmişti. Kırgızlar, bu dönemde kalabalık Süvari birlikleriyle Uygur Devletine karşı istila

hareketlerine giriştiler. Birkaç yıl boyunca arka arkaya devam eden istilalar neticesinde

Uygur Devletini yıkıp, kadim Türk Coğrafyası olan Ötüken’de Kırgız Hanlığını kurdular

(840).

Kırgızlar, tarihlerinde ilk kez bağımsız ve tam anlamıyla teşkilatlı bir devlet yapısına

sahip olmuştu. Aynı tarihlerde Kırgızların güney batısında başka bir Türk Devleti

filizlenmişti. Uygur Devletine bağlı boylar bir araya gelerek Karahanlılar Devletini

kurdular. Birbirine komşu olan bu iki büyük Türk Devleti uzun yıllar savaşmadan

yaşamayı başardılar. İlerleyen yıllarda Karahanlılar Batıya doğru ilerleyerek Aral

Gölüne, Hazar Denizine, Maveraünnehir’e hakim oldular. Kırgızlar ise kadim Türk

Coğrafyası olan Ötüken’de varlıklarını devam ettirdiler.

Kırgızlar ile Karahanlılar arasındaki iyi ilişkiler neticesinde Müslümanlığı kabul eden

Karahanlıların telkin ve teklifleriyle Kırgızlarda İslamiyeti kabul ettiler. Kırgızlar da

Karahanlılar gibi zamanla kalabalık kitleler halinde İslamı kabul etmiş, İslamın etkileri

toplum nezdinde yayılmıştı. Öyle ki 9. Yüzyılın sonunda 200 bin aile İslamı kabul

etmişti. Bu sayı Kırgız nüfusunun yaklaşık olarak %60’ına tekabül etmektedir.

Page 14: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Kitanlar tarafından Orhun bölgesinden çıkartıldılar.

Kıtanlar?

Güney Mançurya halkından olan (Moğol kavimlerinden oluşmaktadır) Kıtan

kabilesi reisi Yel Abavgi, 907'de Kıtanlar Hanlığını kurdu.

Çin tarihinde Liao Sülalesi olarak geçen bir kabile.

Kıtaylar, tarihte Kitanlar(Çi'dan, Khitan vs.) olarak bilinirler.

Page 15: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Kırgız Hanlığı, 920 yılına kadar gücünü koruyarak bölgesinde önemli bir güç olmaya

devam etti. Ancak 920 yılında Doğuda büyük bir tehlike baş gösterdi. Moğol kökenli

Karahıtaylılar kalabalık ve güçlü ordusuyla batıya doğru istila hareketine girişmişti.

Kırgızlar Karahıtaylılarla pek çok kez mücadele etmiş olsalar da yoğun Karahıtay

akınları nedeniyle Batıya doğru göç etmek zorunda kaldılar. Karahıtaylılar Batıdaki

komşuları olan Karahanlı Devleti içinde önemli bir tehlikeydi. Bu tehlikeye karşı

koyabilmek için Karahanlıların himayesini kabul edip Karahıtay akınlarına karşı birlikte

mücadele ettiler.

Page 16: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Bu bölge Türk yurdu olmaktan çıkarak Moğolistan yurdu haline geldi.

1207’de Moğolların egemenliği altına girdiler.

Cengiz Han tarafından yıkılmıştır.

Moğol hakimiyetini kabul eden CENGİZ HAN’a bağlanan ilk Türk kavmidir.

Page 17: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Karahıtay tehlikesine karşı Karahanlı Hakimiyetini kabul eden Kırgızlar kendi devlet

idarelerinden vazgeçmemiş ancak Karahanlı Hanının talimatları doğrultusunda

hareket etmeyi kabul etmişti. Yaklaşık 200 yıl Karahanlı hakimiyetin de kalan Kırgızlar,

Karahanlılarla birlik olmalarına rağmen Karahıtaylıların ilerleyişine engel olamadılar.

1205 yılına gelindiğinde Kırgız topraklarını tamamen istila eden Karahıtaylılar aynı

zamanda Karahanlı Devleti’nide yıkmış, toprakları üzerinde kesin bir hakimiyet

sağlamıştı. Doğuda beliren Karahıtay tehlikesi, beraberinde başka bir Moğol

tehlikesiyle devam etti. Cengiz Han, tüm Moğol kökenli boyları bir araya getirerek

acımasız ve büyük bir ordu oluşturmuştu. Batıya doğru ilerleyen bu muazzam Moğol

Ordusu Kırgız Devletinin kesin olarak yıkılmasına ve yaşadıkları coğrafyadaki tüm

hakimiyeti kaybetmelerine sebep oldu (1207).

Kırgız Devleti yıkılmıştı ancak Kırgızlar bu yenilgiyi kabul etmeyerek yeniden bir Devlet

Düzeni oluşturmak için çaba sarf etmeye devam ettiler. Asya’ya hakim olan Cengiz

Han, Kırgızlar üzerinde baskı kurarak hakimiyeti altına almak istiyordu. Kırgızların

Cengiz Han’a karşı verdikleri son bağımsızlık mücadelesi Cengiz Han tarafından

korkunç bir şekilde bastırılınca kesin olarak Moğol hakimiyeti altına girdiler (1217).

Page 18: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Kırgızların Moğol Hakimiyetinden çıkmaları 200 yıl sonra mümkün olabildi.

Asya’da artık bir Türk Hakimiyetinden söz etmek mümkün değildi. Zira

Karahanlılar ve Selçuklular ile başlayan Batıya doğru göç hareketi, pek çok

Türk Boyunun Asya’dan ayrılmasına, Asya’daki Türk Devletlerinin

zayıflamasına sebep olmuştu. Asya’daki nüfusu azalan Türkler artık ya küçük

devletler kurabiliyor ya da diğer devletlerin himayesinde varlığını devam

ettirebiliyorlardı. Batıya doğru göç hareketlerine katılmayan az sayıda boydan

biri olan Kırgızlar, Moğol hakimiyeti altında yaşadığı dönemde milli yapılarını

koruyarak varlıklarını devam ettirdiler. Nihayet 1399 Yılında, başka bir Moğol

kökenli kavim olan Oyratlarla birleşerek Moğol Hakimiyetine karşı isyan ettiler

ve tekrar bağımsızlıklarına kavuştular.

Page 19: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Kırgızların, aslen Moğol kökenli olan Oyratlarla birleşerek giriştikleri bu

hareket başarıya ulaşmıştı ve Moğol hakimiyetinden çıkmışlardı ancak bu

bağımsızlık hareketi çok uzun sürmedi. Aynı tarihlerde Asya’da başka bir Türk

boyu olan Özbekler bulunuyordu. Özbekler Kırgızlara nispeten sayıca daha

kalabalık ve daha güçlü durumdaydılar. Özbek Hanlığı kendileri gibi bir Türk

Boyu olan Kırgızları hakimiyetleri altına alarak güçlenmek istiyorlardı. Bu

amaçla Kırgızlar üzerinde baskı kurup biat etmek zorunda bıraktılar. Bu

baskılara karşı koyabilecek gücü olmayan Kırgızlar Özbeklerin hakimiyetini

kabul etmek zorunda kaldılar ve Moğol Hakimiyetinden henüz çıkmışken

Özbek Hakimiyeti altına girdiler (1425).

Page 20: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Moğol hakimiyeti altında kalmaktansa bir Türk Devleti olan Özbeklerin

hakimiyetinde kalmak daha kabul edilebilir durumdu belki ancak Moğollar bu

kez Özbek Devletini yıkıp tüm Özbek boylarını Moğol hakimiyeti altına

almışlardı (1480). Kırgızlar tekrar Moğol hakimiyeti altına girmişlerdi. Bu kez

özgürlüklerine kavuşmaları daha uzun sürecektir. 1480 yılında tekrar

başlayan Moğol Hakimiyeti ancak 1703 yılında sona erecektir.

Page 21: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Moğolların Asya hakimiyetleri 17. yy’ın sonuna kadar devam etti. Güçlü ve

Kalabalık Moğol orduları Asyanın yegane hakimi durumundaydılar ancak

doğudan ilerleyen Müslüman Emirliklerin Moğolların hakimiyetini

zayıflatmasıyla güçlerini kaybetmeye ve Asya’nın doğusuna doğru çekilmeye

başladılar. Müslüman emirliklerin Moğolları zayıflatmasıyla Moğol

hakimiyetinden kurtulan Kırgızlar, vatanları olan Tanrı Dağlarına doğru göç

hareketine giriştiler. Bu tarihlerde Tanrı Dağı civarında küçük bir devlet olan

Hokandlar hüküm sürmekteydi. Uzun yıllar Moğol hakimiyeti altında yaşayan

Kırgızlar henüz bir devlet kurabilecek güce sahip değillerdi. Bu sebeple

Hokand Hanlığının himayesini kabul ederek tekrar ana yurtlarında yaşamaya

başladılar.

Page 22: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Hokand Devleti sayıca nüfusu az ve güçlü sayılamayacak bir devletti.

Kalabalık Kırgız Boyları, Hokand Devletine tabi olunca Hokand nüfusunun

önemli bölümünü teşkil eder hale geldiler. Zamanla nüfus ve askeri olarak

hakimiyeti yavaş yavaş ellerine geçirmeye başladılar. Nihayet Hokand Devleti

tam anlamıyla Kırgızların hakimiyetine geçince Kırgızlar yeni vatanları olan

Hokand Devletiyle yeniden güçlenmeye ve Tanrı Dağlarına hakim olmaya

başladılar (1703).

Page 23: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Kırgızların hakimiyetiyle güçlenen ve bölgesinde önemli bir unsur haline gelen

Hokand Devleti, Kırgızlara tam anlamıyla bağımsız bir yaşam sürem olanağı

tanımıştı. Yaklaşık 100 yıl bağımsız ve güçlü bir devlet yapısıyla varlıklarını

varlıklarını devam ettirdiler. 1800’lü yıllara doğru gelindiğinde Hokand

Devletinin hakimiyet sürdüğü coğrafyada başka bir Türk Beyliği kendini

göstermeye başlamıştı. Aslen Türk Kökenli olan ancak zamanla Araplaşan

Buhara Emirliği Hokand Devleti için bir tehdit unsuru haline gelmişti. Zira

Asya’da sayıca az olan Türk Boyları, güçlenmek için nüfuslarını genişletmek

ve kendileriyle aynı soydan gelen toplumları bünyelerine katarak büyümek

isteyeceklerdi. Buhara Emirliği de kendileri gibi Türk Kökenli olan Hokand

Hanlığını ele geçirip hem coğrafyasını genişletmek hem de halkını kendilerine

tabi ederek güçlenmek arzusundaydı. 1802’de Buhara Emirliği ile Hokand

Devleti arasındaki bu mücadele 1822 yılına kadar kanlı şekilde devam etti.

Her iki devlette denk güçlere sahipti ve birbirlerine karşı kesin bir üstünlük

sağlayamadılar. Öyle ki hem Kırgızlar, hem Buhara Emirliği galip gelebilmek

için Osmanlı Devletinin hakimiyetine tabi olmak için elçiler göndermekteydi.

Bu iki Türk Devleti arasındaki mücadele Türklerin Asya’daki hakimiyetine son

verip Türk Coğrafyasının Slavların eline geçmesine sebep olacak süreci

başlattı.

Page 24: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

1840’lı yıllardan itibaren Asya içlerine doğru akınlar düzenleyen Slavlar 1846

yılında Kazalinsk kalesine ulaşmışlardı. Oldukça stratejik bir nokta olmasına

karşın ciddi şekilde korunmayan bu kale Slavlara büyük bir stratejik avantaj

kazandırmıştı. Slavlar Kazalinsk kalesine sahip olmalarının verdiği avantajla

Türk illerine istila hareketlerine giriştiler. 1864 yılında Hokand Devletine bağlı

olan Çimkent’e kadar ilerleyip şehri zaptettiler. Hokand Hanı Alim Kul, Slav

istilacıları geri püskürtmek ve Çimkent’i geri almak için hareket geçtiğinde

Buhara Emiri Ömer Han Hokandın Başkentine saldırmıştı. Slavlara karşı

mücadele için yola çıkan Alim Kul, Buhara Emirinin Hokand Başkentine

saldırdığını öğrenince geri dönmek zorunda kaldı. İki Türk Devletinin

mücadelelerinden Slavlar karlı çıkmıştı. Alim Kul’un seferi yarım bırakarak

geri dönmesi ile Çimkent Slavların kontrolüne girmişti (22 Eylül 1864). Slav

orduları Çimkent’i aldıktan sonra Asya içlerine doğru ilerlemeye başladılar.

Slavların İç Asya’da hakimiyet alanlarını genişletmeleri Asya’daki son Türk

Devleti olan Hokand Devleti ve Buhara Emirliğinin zayıflamasına ve güçlerini

kaybetmesine sebep oluyordu. Slavlar ise güçlenerek Türk Yurtlarını birer

birer işgal ediyorlardı.

Page 25: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Hokand Hanı Alim Kul, Çimkenti tekrar geri almak için 23 Mayıs 1865 yılında

yeniden bir sefer düzenledi. Alim Kul’un bu Şehit olmasıyla Asya’daki son

Türk Hakimiyeti dönemi de sona erdi. Slavlar Alim Kul’un ölümü üzerine

Hokand Başkenti Taşkent’i kuşatarak Hokand Devletine son verdi. Kırgızlar

bu mağlubiyetten sonra bu kez Slav hakimiyeti altına girmek zorunda kaldılar.

İki Türk Devletinin birbirleriyle mücadelesinden karlı çıkan Slavlar zamanla

tüm Kuzey Asya’ya hakim hale gelerek Asya’daki Türk Varlığına son verdiler.

Türklerin Asya’daki varlıklarının tekrar ortaya çıkması ancak 20. yy’da Sovyet

Rusya’nın bölünmesiyle gerçekleşebilecekti.

Page 26: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

1700’lü yıllarda Kalmuk, Cungar, Oyrat baskılarından dolayı Altayların kuzeyindeki

yerlerini terk ederek Tanrı Dağlarına göç etmişler, daha sonra bu bölgede kurulacak

olan Hokand Hanlığına bağlanmışlardır.

XVIII. Yüzyılın başında Hokand Hanlığının yönetimine giren Kırgızlar, bu hanlıkta

nüfusun önemli bir kısmını teşkil ettikleri için, başta ordu olmak üzere, devletin çeşitli

kurumlarında söz sahibi olmuşlar.1876’da Hokand Hanlığı ortadan kaldırıldıktan sonra

da Rus hâkimiyetine girmek, zorunda kalmışlardır.

Page 27: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Moğolların hakimiyetinden sonra Rusların egemenliği altına girdiler.

1916'da Ruslara karşı MİLLİ İSYAN adı verilen bir ayaklanma başlattılar.

İlk olarak Rus – Japon Savaşından sonra, I. Dünya Savaşı başlamış ve tüm

harcamalar halktan vergi adı altında toplanmıştır.

Bunca sömürüye, acıya dayanamayan Kırgız, Kazak halkı. 1916

yılında millî mücadele başlatmıştır.

1991'de Sovyet Rusya'nın dağılmasıyla Kırgızistan Devleti’ni kurdular.

Page 28: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

NOT: Kırgızlara ait 400.000 beyitlik Manas Destanı dünyanın en uzun destanıdır.

Canlı bir halk edebiyatı örneğidir.

En uzun Türk Destanı olan Manas Destanı, Kırgızlar’a aittir.

Yenisey Yazıtları en önemli yazılı edebiyat eserleridir.

Manas Destanı, Kırgızların millî destanıdır.

Mani dinini yaşayan Karahitaylar ile Müslüman Karahanlılar arasındaki mücadelede

Kırgızların durumunu ve Manas adlı kişinin başından geçenleri anlatan destandır.

Ünlü Türkolog Wilhelm Radloff (1837-1918), Manas Destanı'yla ilgili ilk derlemeyi yapr

Page 29: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

En yaygın görüşe göre Manas Destanı'nın asıl kaynağı; Mani dinine mensup

olan Karahitaylarla Müslüman olan Karahanlılar arasında, XII. yüzyıl başlarında

meydana gelen siyasi ve askeri mücadeleler sırasında Kırgızların yaşadıkları

olaylardır. Bazı kaynaklar XVI. yüzyılda yaşamış Manas adlı bir tarihi kişilikten

söz ederken, bazı araştırıcılar da Manas destanındaki olayların XVIII. yüzyılın

ortalarına değin uzandığı görüşünü ileri sürmektedirler.

Kırgız Türkleri arasında geniş bir kahramanlık destanı olan Manas Destanı,

Müslüman Kırgızlarla Putperest Kalmuklar arasındaki mücadeleleri anlatır.

Destan üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar; Manas, oğlu Semetey ve torunu

Seytek ile ilgili bölümlerdir.

Destanın derlenen en hacimli şekli Sayakbay Karalayev'in Manas-Semetey-

Seytek üçlemesi olup 500.500 dizedir. Destanın çeşitli Manasçılardan derlenen

60'tan fazla anlatımının toplam dize sayısının 1.500.000 olduğu kaydedilmektedir.

Page 30: ORTA ASYA TÜRK TARİHİ - dicle.edu.tr · kaynaklarında K'i-ku, Kie-kıı, Kie-ka-sse vb. adları ile zikredilmekte ve Han'lardan (M.Ö. 206 - M.S. 220) beri mevcudiyetleri bildirilmektedir

Manas destanında kahramanlık konusu geniş bir yer tutar. Nogay boyundan

çıkan Manas, yalnız kendi yerini, kendi boyunun özgürlüğünü, Kalmuk

baskıncılarından korumakla kalmaz, parçalanan bütün Kırgız halkını birleştirip

onların özgürlüğü ve eşitliği için çalışan bir bahadır olur. Onun adıyla bütün

halkın birliği, iradesi, gücü birleştirilip dile getirilir.

Manas destanının oluşturduğu gelenek içerisinde, destanı aktarma biçimine

göre kavramlar da gelişmiştir. Halk arasında ve sözlü halk edebiyatında Manas

destanı söyleyen ozanlara ırçı veya comokçu denmiştir.

Kırgız edebiyatında Manas destanı söyleyen ozanlar ikiye ayrılmıştır. Bunlar

comokçu ve camakçı'lardır. Comokçular, Manas destanını kendi devirlerinde

yaşamış olan ozanlardan duyup kendilerine göre yorumladıktan sonra okuyan

kişilerdir. Manas destanının bazı bölümlerini büyük comokçulardan dinledikten

ve belleklerine yerleştirdikten sonra ona eklemeler yaparak veya kısaltarak

okuyan ozanlar ise camakçılardır.

Ayrıca Manas destanının birinci bölümünü (Manas) veya üç bölümünü (Manas,

Semetey, Seytek) eksiksiz okuyanlara manasçı, destanın sadece ikinci

bölümünü (Semetey) okuyanlara ise semeteyci denir.