s›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde emperyal‹stleryuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf ·...

50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] www.yuruyus.com [email protected] Say›: 115 I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4 * * S Sk ky yö ön ne et t i i m md de e n n b bu u y ya a n na a , , t t e e k k b bi i r r e ey yl le em md de e e en n k ki i t t l l e es s e el l t t u ut t u uk kl l a am ma a. . . . . . * * S Se e ç ç i i m m Ç Ça a r re e D De e¤ ¤i il l d d i i y y e e n n l l e e r r i i n n t t u u t t u u k k l l a a n n- - m ma as sn na a y ye en ni i s se eç çi i l l e en nl l e er r n ne e d di i y yo or r ? ? * * A An nk ka a r r a a n nn n g gö öb be e ¤ ¤i i n nd de e g gö öz z a a l l t t n na a a a l l n na a n nl l a a r r a a n n l l a a t t y y o o r r : : S So ok ka ak kt t a an n E Em mn ni i y ye et t e e K Ke es s i i n nt t i i s si i z z k ke en nc ce e, , T Ta ac ci iz z v ve e A Ah hl l â â k ks sz zl lk k! ! EMPERYAL‹STLER VE O O L‹GARfi‹ KAZANDI ! Seçim Sonuçlar› Halk›n ‹radesini Mi Gösteriyor? Art›k ‘Dokunulmaz’ De¤il! Düzen A¤ar’› Yarg›layabilecek Mi? Seçim Çare De¤il Diyenin Tutukland›¤› Demokrasi!

Upload: others

Post on 02-Mar-2021

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 115

29 Temmuz 2007

Fiyat›: 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

www.yuruyus.com [email protected]›: 115IISSSSNN 1133000055 -- 77994444

**SS››kk››yyöönneettiimmddeenn bbuu yyaannaa,, tteekk bbiirr eeyylleemmddeeeenn kkiittlleesseell ttuuttuukkllaammaa......

**’’SSeeççiimm ÇÇaarree DDee¤¤iill’’ ddiiyyeennlleerriinn ttuuttuukkllaann--mmaass››nnaa yyeennii sseeççiilleennlleerr nnee ddiiyyoorr??

**AAnnkkaarraa’’nn››nn ggööbbee¤¤iinnddee ggöözzaalltt››nnaa aall››nnaannllaarraannllaatt››yyoorr:: SSookkaakkttaann EEmmnniiyyeettee KKeessiinnttiissiizz‹‹flflkkeennccee,, TTaacciizz vvee AAhhllââkkss››zzll››kk!!

EMPERYAL‹STLER VE OOL‹GARfi‹

KAZANDI !

Seçim Sonuçlar› Halk›n ‹radesini Mi Gösteriyor?

�Art›k ‘Dokunulmaz’De¤il! Düzen A¤ar’›Yarg›layabilecek Mi?

�Seçim Çare De¤ilDiyenin Tutukland›¤›Demokrasi!

Page 2: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

Yitirdiklerimiz3 AA¤ustos -- 99 AA¤ustos Tililiyle yaz›-

lan bir tarihtirflimdi anlataca-¤›m›z kesit.

Gecenin ses-sizli¤ini, panzer-lerin, ekip oto-lar›n›n gürültü-sü, ölüm man-galar›n›n telafll›ayak sesleri bo-zuyordu... Evingüvenli¤i için ilknöbetçi Öz-lem'di... Karan-

l›¤›n cellatlar›n› fark etti. Kabzas›na daha s›k› sa-r›ld› silah›n›n. "...Abla" dedi usulca. Güner gözle-rini açt› hemen. "Abla kuflat›l›yoruz, Komutan'ahaber ver, ben haz›rl›klara bafll›yorum." Sesi sa-kindi. Hüseyin de kalkm›fl ve pencereden karan-l›ktaki hareketlili¤i izliyordu. Gözlerinden yal›m-lar saçarak yoldafllar›na döndü. "Onlara dünyan›nkaç bucak oldu¤unu gösterece¤iz...”

Yüzleri ayd›nland› üçünün de, geceyi ayd›nlat-t›lar inançlar›yla. Barikatlar›n› kurmufl, zulalar-dan di¤er silahlar›n› da ç›kartm›fllard›. Cephane-den yana s›k›nt›lar› yoktu. Uzun süre çat›flabilir-lerdi.

Saatler 02.20'yi gösterirken ilk silah sesleriduyuldu. "Ne de olsa topu topu üç kifli" diye dü-flünmüfltü ölüm mangalar›. Ama evdeki hesapçarfl›ya uymam›flt›. Evden de atefl aç›lm›flt›. Hemde öyle az buz de¤il, basbaya¤› kurflun ya¤d›r›-yorlard›. Korkuyla sa¤a sola kaç›flt› la¤›m farele-ri. Kald›r›mlara, arabalar›n altlar›na att›lar kendi-lerini.

Sanki evde üç kifli de¤il, üç yüz kifli vard›.Sanki üç silah de¤il üç yüz silah patl›yordu. Bir-birlerine cesaret vermek, ne kadar korkusuz ol-duklar›n› TV'lerden göstermek için ba¤›r›p ça¤›r›-yor, gün yüzü görmemifl küfürler savuruyorlar-d›, a¤›zlar›ndan salyalar saçarak. Düflman›n bö-¤ürmeleri de uzun sürmedi. Onurlu, namuslu üçsesin sloganlar› bast›rd› onlar›.

Bu seste coflku, ba¤l›l›k ve teslim olmamavard›. Hay›rl› Sokak ve afla¤›s›ndaki, yukar›s›nda-ki sokaklar karanl›¤›n cellatlar›yla doluydu. Kasa-lar mermilerle dolu geliyor, boflalarak dönüyor-du. Direnifl kalesine dönen dört nolu evin duvar-lar› delik deflik olmas›na ra¤men daha bir heybet-li duruyordu flimdi. Komutan Hüseyin mevzilen-di¤i yerden teti¤e basarken Güner ve Özlem'insesi bomba gibi düfltü Ba¤c›lar'a... "Bofluna u¤ra-fl›yorsunuz, biz ölümü tilililerle karfl›lar›z".

Ve tilili sesleri yükseliyordu direnifl kalesin-den. Silah sesleri sustu, düflman dondu kald›. Bune cüretti... Böylesi flimdiye dek ne görülmüfl, nede duyulmufltu.

Ama iflte art›k görülmüfl ve duyulmufltu. Ve ogünden sonra ‹stanbul’un semalar›nda hep yank›-lan›p duracakt› bu tilili... ‹flte, bak›n, biraz dikkatkesilseniz duyacaks›n›z siz de o sesi...

4A¤ustos1994 ’de‹ s t a n b u lBa¤c›lar’dakuflat›ld›k-lar› üste 6saat sürendirenifl so-nunda flehit

düfltüler. Hüseyin Aslan, 1972 Sivas Zara do¤umluydu. ‘90’da Dev-Genç’le tan›flt›.‹stanbul’da mahalli bölgelerde görev ald›. 1993’de SDB’li oldu. Güner fiar, 1969 do-¤umludur. 1988-89’da Dev-Genç’li olarak illegal faaliyet yürüttü. ‘93’de SDB’li ol-du. Özlem K›l›ç, 1975 Sivas do¤umluydu. 1992’de 17 yafl›nda Ankara Liseli Dev-Genç yöneticileri aras›ndayd›. ‘93’de SDB’li oldu.

HHüüsseeyyiinn AASSLLAANN

GGüünneerr fifiAARR

ÖÖzzlleemm KKIILLIIÇÇ

Ali Haydar Çakmak, Gazi Ayak-lanmas›’n›n genç önderlerinden biri,Bülent Pak, mücadelesi 1974’ten iti-baren devrimci hareketin tarihiyleiçiçe geçmifl bir devrim emekçisiydi.Çok çeflitli alanlarda görevler üstlen-diler. Pak, y›llarca tutsak kald›. Sonolarak 1995’de üç yoldafl›yla birlikteBuca Hapishanesi'nin duvarlar›n› afl-m›fl ve Sivas da¤lar›na ulaflm›flt›. Ge-

rillay› ülkemizin tüm da¤lar›na yaymak için komutan› Ali Haydar yoldafl›yla bir-likte Karadeniz da¤lar›ndayd›lar. 5 A¤ustos 1997’de Ordu Fatsa Çöteli Köyüyak›nlar›nda oligarflinin askeri güçleriyle ç›kan çat›flmada flehit düfltüler.

AAllii HHaayyddaarr ÇÇAAKKMMAAKK (Veysel)

BBüülleenntt PPAAKK (Sinan)

‹ s t a n -bul Çelikte-pe SanayiM a h a l l e -si’nde 4A ¤ u s t o s1 9 8 0 ’ d eFaflist Terö-re Karfl› Mü-cadele Kam-panyas›’nda bir eylem s›ras›ndaflehit düfltü.

AA.. TTuurrgguuttYYIILLMMAAZZ

12 Eylülöncesi örgütlümücadele içindeyerald›. Tutsakdüfltü. Hapisha-neden ç›kt›ktansonra da ‹stan-bul ve Sivas'tadevrimci hare-ketin geliflip

güçlenmesi için önemli katk›lar› oldu.4 A¤ustos 1993’de geçirdi¤i kalpkrizi sonucu aram›zdan ayr›ld›.

AAlliiKKAAÇÇAARR

‹ s t a n -bul’da bulun-du¤u evde birkaza sonucusilah›n ateflalmas› sonu-cunda 4A ¤ u s t o s2 0 0 3 ’ d ea r a m › z d a n

ayr›ld›. Henüz 17 yafl›nda devrimcibir liseliydi. O yafl›nda kaç kez iflken-celerden geçmiflti.

OOkkaann YYIILLDDIIRRIIMM

A ¤ u s -t o s1979’da ‹s-tanbul Hi-sarüstü’ndegecekonduy › k › m › n akarfl› dire-niflte jan-d a r m a l a rtaraf›ndan katledildi.

MM.. AAllii BBAALLOO⁄⁄LLUU

A¤us-t o s1977 ’ d efaflistler ta-r a f › n d a nkatledildi.

A ¤ u s t o s1979’da flehit düfltü.

ZZeekkaaiiBBÖÖLLÜÜKKBBAAfifiII

A ¤ u s -t o s1 9 7 9 ’ d aflehit düfltü.

ÖÖmmeerrEERRMM‹‹fifi

Tarih Yazanlar

“Ba¤c›lar Destan› Burada Yaz›ld›”

Engels, Marks’la birlikte proletaryan›n teorik vepratik önderi, ö¤retmeniydi. ‹lk komünist örgütlenme-de, ilk Enternasyonalde ve dünya devrimcilerine yü-zelli y›ld›r yol gösteren eserlerde onun imzas› vard›r.

1820’de Almanya’da dünyaya gelen Engels, ba-rikatlarda savaflt›, say›s›z teorik eser yazd›. 5 A¤ustos1895’de aram›zdan ayr›l›rken, yüzy›llarca yolumuzuayd›nlatacak bir teori ve pratik b›rakt› arkas›nda. O,sosyalizmin hiç sönmeyecek meflalesidir.

Friedrich EENGELS

AAhhmmeett EERREEKKLL‹‹

Page 3: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Hiçbir seçimle ve hiçbir düzen partisiyledurum de¤iflmeyecektir! 44

Seçim oyunu bitti mücadele sürecek 66

AKP, emperyalizmi ve tekellerisevince bo¤du 99

O art›k ‘dokunulmaz’ de¤il! 1122

EEmmeekk:: SEKA’da özellefltirme iflsizlikgetirdi 1144

GGeennççlliikk:: Gençli¤e hiçbir fley veremezler 1166

87 kifli ve demokrasi balonu 1177

16 Temmuz vahfletini yaflayanlar anlat›yor 1188

Tutuklamalar hukuka ayk›r› 2222

Oligarflinin terörü y›ld›ramayacak! 2255

HÖC aldatmaya karfl› mücadeleye ça¤›rd› 2266

Halktan yana bir kalk›nma sosyalizmlemümkündür 2288

Tekirda¤ F Tipi’nde iflkence! 3388

Görün, kimler adalet da¤›t›yor? 3399

Kamp-üs 4400

fiatilla kamp›nda yaflam 4422

YYuurrttdd››flfl››:: Almanya ABD’nin izindenyürüyor 4444

Yüre¤ine aflk düflenlere 5500

‹Ç‹NDEK‹LER Ça¤r› / ‹lan

HHaayyaatt››nn ‹‹ççiinnddeekkii TTeeoorrii 3333Kapitalizm ve Çevre -2

SSiiyyaasseettttee ‹‹LLKKEE 4411Halka, eme¤e sayg› ve mütevaz›l›k iyi fleydir!

HHaaff››zzaa 4466Sufrajetler ve TBMM’nin vitrinlikleri

SSoorruunnllaarr // ÇÇöözzüümmlleerr ....

DDee¤¤iinnmmeelleerr 448899 y›l geçti sansür sürüyor

YYiittiirrddiikklleerriimmiizz 5511

55.. GGEELLEENNEEKKSSEELL HHAALLKK SSOOFFRRAASSII PP‹‹KKNN‹‹⁄⁄‹‹

Halk Sofras› Pikni¤i, ‹dil KKültür Merkezi taraf›ndan

düzenlenmektedir.

EEkkmmee¤¤ii,, aaflfl›› kkaarrddeeflflççee bbööllüüflflmmeekk,,

sseevvddaann››nn aatteeflfliinnddee hhaallaayyllaarr kkuurrmmaakk iiççiinn

ddoosstt ssooffrraass››nnddaa bbuulluuflflaall››mm......

TTaarriihh:: 29 Temmuz 2007

YYeerr:: Mehmet Akif Ersoy Piknik Alan› – Sar›yer

PP rrooggrraamm:: Hakan Yeflilyurt

K›smet Y›ld›z

Erdal Bayrako¤lu

Grup YORUM

AAyyrr››ccaa Tiyatro gösterimi ve çeflitli oyunlar gerçeklefltirilecektir.

Piknik aalan›na ssemtlerden ootobüsler kald›r›lacakt›r.

BBiillggii iiççiinn:: 0212 253 78 88 – 81

1199 AArraall››kk ÇÇaannaakkkkaallee

KKaattlliiaamm›› DDaavvaass››

TTaarriihh:: 31.07.2007

YYeerr:: Çanakkale ACM

SSaaaatt:: 09.10

ÖÖzzggüürr

KKAARRAADDEENN‹‹ZZ’’‹‹NN

SSEESS‹‹

GGaazzeetteessii’’nniinn

1199.. SSaayy››ss›› ÇÇIIKKTTII!!

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:

Halit Güdeno¤lu

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/ ‹STANBUL

Telefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL

Tel: 0212 241 26 41

Faks: 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen / Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Bask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah.Gülbahar Cad. No: 7 Ba¤c›lar/ ‹ST. Tel: 0 212 655 88 64

Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 YTL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Page 4: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Seçimler, hemen her-kesin üzerinde ittifak et-

ti¤i gibi, AKP’nin büyük ba-flar›s›yla bitmifl görünüyor.Peki AKP’nin baflar›s›gerçekte kimin baflar›s›-d›r? AKP’nin baflar›s›, bir öncekiseçimlerde yap›lan tahlillerdeki gibi“çevrenin iktidar› fethetmesi” ola-rak m› de¤erlendirilecektir?.. Bu vebenzeri de¤erlendirmeler, görünür-deki çok yönlülük, bilimsellik, de-rinlik iddialar›na karfl›n, ülkemizinen temel gerçe¤ini, emperyalizmeba¤›ml›¤›n› yok sayd›klar› için,ayaklar› havada kalmaya mahkumde¤erlendirmelerdir. Bu tür tahlille-rin içerdi¤i sosyolojik, siyasal do¤-rular da, bu noktada önemsiz kal-maktad›r.

Ne ülkemiz yeryüzünde “ba¤›m-s›z” durabilen bir ülke, ne de

AKP kendi özgücüyle, kendi ayak-lar› üzerinde duran bir partidir. Ül-kemiz emperyalizme ba¤›ml›, AKPde emperyalizmin ve iflbirlikçileri-nin partisidir. Seçim sonuçlar›na bugerçe¤in ›fl›¤›nda bak›ld›¤›nda, seçi-min kazanan›n› söylemek zor de¤il-dir. Amerikan ve Avrupa emperya-lizmi seçim sonuçlar›ndan çokmemnundurlar. Kârlar›m›za kâr kat-maya devam edece¤iz diye TÜS‹-AD’›n a¤z›n›n suyu ak›yor. Mem-nuniyetlerini “demokrasinin zaferi”,“demokrasi kazand›” gibi sözlerleifade etmeyi tercih ediyorlar. “De-mokrasinin zaferi” diye ambalajla-nan, emperyalizmin zaferidir. ‹flbir-likçi tekellerin zaferidir. Halk düfl-manlar›n›n zaferidir. Sabanc›lar’›nyüzlerine bakmak, bunu görmekiçin yeterlidir zaten.

Kuflkusuz bir seçim süreci, birçok aç›dan tahlil edilebilir. Ül-

kemizin ve halk›m›z›n gelece¤i aç›-s›ndan sorumluluk duyan, iktidariddias› olan her siyasal güç, bu tah-lilleri yapmak durumundad›r. Mark-sist-Leninistler de süreci çok yönlü-lü¤ü içinde de¤erlendirmifl ve de-¤erlendirmeye devam edeceklerdir.Sonuçlarda iç ve d›fl, ekonomik, si-yasal ve kültürel, dini ve milli bir-çok etken sözkonusudur. Tek bir et-kenle aç›klamak bu anlamda yeter-

siz kal›r. Sonuç aç›s›ndan belirleyicibir olgudan sözetmek gerekirse de-nilebilir ki; esas olan AKP’nin te-kellerin ve iflbirlikçilerin ihtiyaçla-r›na cevap vermesidir. Seçim sonuç-lar›n› belirleyen büyük ölçüde buolmufltur.

AKP bu ihtiyaç temelinde kurul-mufl, kurulmas› iflbirlikçi tekel-

ler taraf›ndan teflvik edilmifl ve yinebu kesimlerin ihtiyaçlar› temelindeiktidar yap›lm›flt›r. Bugün de em-peryalistlerin ve iflbirlikçilerin ihti-yaçlar›na –sadece ekonomik de¤il,kitlelerin denetim alt›na al›nmas›,düzen içinde tutulmas›, Ortado¤ubölgesinde BOP’a siyasi destek ver-mesi gibi, siyasal ihtiyaçlar›na da–cevap vermeye devam etti¤i içintekrar iktidardad›r. Emperyalistle-rin, oligarflinin sözcülerinin “istik-rar” dedikleri AKP’nin bu ihtiyacaen üst düzeyde ve en tereddütsüz bi-çimde cevap veriyor olufludur. Aç,iflsiz, yoksul kitlelerin televizyonekranlar›nda “neden AKP?” soru-suna “istikrar için” diye medya ta-raf›ndan adeta zoraki empoze edil-mifl cevaplar vermesi, seçimleringenifl kitleler için nas›l büyük bir al-datmaca halinde sürdü¤ünü göste-ren çarp›c› bir örnektir. “Halk›n is-tikrara oy vermesi” diye bir fleyyoktur. Kastedilen istikrar, emper-yalist tekeller ve iflbirlikçileri içinbir istikrard›r. ‹stikrar, ülkeye em-peryalist sermayenin güvenli ve ser-bestçe girmesi ve yine kârlar›n› gü-venlik içinde ülke d›fl›na ç›karabil-meleridir. ‹stikrar ülkemizin kay-naklar›n› hiçbir s›n›r olmaks›z›nya¤malayabilmeleridir.

Di¤er düzen partileri de sonuçtaemperyalizmin ve oligarflinin

partileridir. Ama AKP 4.5 y›ll›k ik-tidar›nda tekellere en iyi kendisininhizmet edebilece¤ini kan›tlam›fl vehizmetini sürdürece¤inin güvence-

sini vermifltir. CHP’nin, MHP’nin,DP’nin emperyalizme ve oligarfliyebu güveni ayn› düzeyde veremedi¤ikoflullarda, emperyalizm ve iflbirlik-çi tekeller, seçimlerde vargüçleriyleAKP’yi desteklediler. Destekleme-ye de devam edecekler.

Seçim de¤erlendirmelerinde her-kes tabir-i caizse kendine yontu-

yor. Herkes kendi “benmerkezci”merce¤inden bakarak seçmen flumesaj› verdi, yok bu mesaj› verdidiye ahkâm kesiyor. Ortal›k bu sonderece subjektif de¤erlendirmelerledolu. Her fleyden önce seçmeni,“tek bir kifli” gibi ele al›p seçimle-rin verdi¤i mesaj› böyle çözümle-meye çal›flmak, siyasetinde, sosyo-lojinin de gerçeklerine ayk›r›d›r. Bi-limsel de¤ildir.

Sözkonusu olan faflizm koflulla-r›nda yap›lan bir seçimse, önce-

likle yap›lm›fl ve yap›lacak tüm de-¤erlendirmeler için flunu tespit et-mek gerekir: SSeeççiimm ssoonnuuççllaarr››,, hhaall--kk››nn iirraaddeessiinniinn ttaamm vvee ggeerrççeekk ttee--cceelllliissii ddee¤¤iillddiirr!! Burjuva, küçük-burjuva ayd›nla, devrimcilerin se-çim de¤erlendirmelerini birbirindenay›ran en önemli noktalardan biribudur. Sonuçlar›, öözzggüürr vvee ddeemmookk--rraattiikk bbiirr iirraaddee bbeeyyaann›› saymak, hal-k›n bu ülkede onlarca y›ld›r yafla-d›klar›n› yok saymakt›r. Faflizminbask›lar›n›, katliamlar›, iflkenceleri,faili meçhulleri, halk›n yaflad›¤›ekonomik güçlükleri, çaresizlikleriyok saymakt›r. Bütün bunlar›n hal-k›n haf›zas›nda ve bugününde ya-ratt›¤› siyasal, ekonomik, ideolojiksonuçlar› hesaba katmayan tahlille-rin ayaklar› havadad›r.

Sand›ktan “ç›kt›¤›” iddia olunanirade, faflizmin bask› ve terörüy-

le, yoksulluk ve sefaletle, iflsizlik veaçl›k tehdidiyle, düzenin iradi ola-rak sürdürdü¤ü cahil b›rakma politi-kas›yla; yani birçok etkenle ççaarrpp››--

4 GÜNDEM 29 TTemmuz 22007

Hiçbir Seçimle ve Hiçbir Düzen Partisiyle

Durum De¤iflmeyecektir!

Page 5: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

tt››llmm››flfl vvee yyöönnlleennddiirriillmmiiflflttiirr.. Bu ka-dar çok olumsuz bask› ve yönlendir-me alt›ndaki bir irade, halk iradesi-nin yerine konulamaz. FFaaflfliizzmmiinnvvaarrll››¤¤››,, halk›n iradesinin ortaya ç›k-mas›n›n önündeki en temel engeldir.Biçimsel olarak sand›k bafl›ndaki“hür”lük, seçimlerin özgür oldu¤uanlam›na gelmez. Faflizm alt›ndayap›lan seçimler, özgür de¤ildir veolamaz!

Kimse, sonuçlardan hareketlehalka k›zamaz. Halka k›zan elit,

ayd›n bak›fl aç›s›, ne seçim sonuçla-r›n›, ne faflist, gerici iktidarlar karfl›-s›nda ne yap›lmas› gerekti¤ini aç›k-layamaz. Halk›n mevcut düzen için-de ald›¤› flu veya bu yöndeki tavr›nsebeplerini ve sonuçlar›n› tahlil et-mek farkl›, o tavr› do¤ru bulup bul-mamak farkl› bir fleydir. Kitlelerinbu ölçüde baflka bir düzen partisinede¤il de AKP’ye yönelmesinin el-bette özgün nedenleri de var.Kömür, erzak da¤›t›m›, tar›mkesimine zaman›ndan önce öde-nen büyük paralar, Genelkur-may’›n 27 Nisan Muht›ras›’natepkiler, toplu konut kampanya-s›, bunlar›n hepsi elbette bireretkendir. Ancak bunlar›n sadecebiriyle sonuçlar› aç›klamayakalk›flmak, körün fili tarifindenbaflka bir fleye benzemez. Kim-se, hiçbir parti, erzak kömür da-¤›tarak iktidar olamaz. Demok-rasicilik oyununun mekanizma-lar› çok daha karmafl›kt›r.

Sa¤l›k sisteminde yap›lan dü-zenlemeler, e¤itimde ücret-

siz kitap da¤›t›lmas›, konut da-¤›t›m› gibi uygulamalar›n daAKP’nin kazanmas›nda pay›var elbette. Sa¤l›k, konut, e¤itimdünyan›n her ülkesinde kitlelerin entemel yaflamsal sorunlar›d›r. VeAKP, bu konularda as›l hizmet etti¤itekeller olmas›na karfl›n, icraatlar›n›farkl› sunmay› baflarabilmifltir. Kufl-kusuz, mesela sa¤l›k sisteminde ya-p›lan de¤ifliklikler, tekellerin ihti-yaçlar›na uygun olarak yap›ld›. Buyeni sistemde kazanacak olan yinetekellerdir. Ve bu dönüflüm, uzunvadede kitleler için sa¤l›k hizmetle-rine ulafl›m› daha da zorlaflt›racakt›r.

Fakat kitlelerin günlük yaflam›nabugün için yans›yan bu de¤il, tersi-ne sa¤l›k hizmetlerinden daha geniflyararlanma imkan› yarat›ld›¤› görü-nümündedir. Bu noktada elbette, so-lun sadece seçim sürecine özgü de-¤il, genel olarak yetersizli¤inin debu sonucun ortaya ç›kmas›ndaki et-kenlerden biri oldu¤unu tespit et-mek durumunday›z. Sol, önemli öl-çüde, düzenin kendisine yönelikbask›lar› temelinde bir çal›flma veteflhir yürütmektedir. Ve bu haliylede, kitlelerin dertleriyle de¤il, “ken-di dertleriyle” meflgul bir görünümvermekte, bu da iktidar›n bütünlüklüteflhirini zay›flatan bir olgu olmakta-d›r. (Ki bu ayr›ca üzerinde durulabi-lecek bir yand›r.) Di¤er yandan, re-formizmin AKP’yi “demokratiklefl-meyi ilerleten” bir parti olarak gös-termesinin, Kürt milliyetçili¤ininAKP’nin Kürt sorununun çözümü

için ad›m atabilece¤i beklentisi ya-ratmas›n›n da bu sonuçlardaki pay›-n› belirtmek gerekir.

fiuras› da muhakkak ki, AKP için,halk, kömürlerle, erzak torbala-

r›yla kand›r›lan, kullan›lan bir “oykayna¤›”ndan baflka bir anlam tafl›-maz. Yoksulluk, kadercili¤i geliflti-rir. fiu veya bu ölçüde toplumun de-¤erlerini çürütür ve flu veya bu ölçü-de ahlâki bir yozlaflma yarat›r. “Sa-t›l›k oy”lar iflte bu ortamda ç›kar or-

taya. O, oyunu satt›¤›n›n fark›ndabile olmayabilir. Bunu göstermek,solun görevidir.

Sonuçta, emperyalist merkezlerve iflbirlikçi patronlar, seçim so-

nuçlar›ndan memnundur. Onlar›nprogram› devam edecektir. FakatAKP’nin “ezici” üstünlü¤ünün si-yasi arenay› güllük gülistanl›k halegetirece¤i de beklenmemelidir. Buseçim, yeni krizler demektir. Yeni-den oligarfli içi kavgalar demektir.Bu hiç bitmeyecektir. AKP’nin or-duyla ve ordunun AKP’yle olan so-runu da bitmeyecektir. BaflbakanlaGenelkurmay Baflkan› aras›nda se-çimlerden önce yap›lan “s›r” görüfl-mede nelerde anlaflt›lar, bilinmiyor,ama tüm çeliflkilerini çözmüfl olma-lar›n›n mümkün olmad›¤› aç›kt›r.

AKP, kendi kadrolaflmas› ve ge-rici politika ve yaflam tarz›n›

hakim k›lmak için ileri geri ad›mlaratacak, manevralar yapacakt›r.Sürecek olan krizin nelere yola-çabilece¤ini önümüzdeki süreç-te hep birlikte görece¤iz. Ancaktüm bu krizler ortas›nda sorun-suz sürecek tek bir fley var: Em-peryalizmin ve tekellerin ç›kar-lar›. Onlar›n ç›karlar›n›n güven-ceye al›nmas› dün sürdü, bugünde sürecektir. Krizlerden -flim-dilik- etkilenmeyecek tek fleybudur. Onlar›n ç›karlar›n›n etki-lenmesi, ancak devrimci müca-delenin geliflmesiyle olacakt›r.

Tüm bunlar›n ötesinde ve enbaflta görülmesi gereken flu-

dur; seçim sonuçlar›n›n hiçbirde¤iflikli¤e yol açmayaca¤› ikialan vard›r: Birincisi, ülkemizinemperyalizme ba¤›ml›l›¤›, ikin-

cisi, faflizmin sürmesidir. Bu iki ol-gunun hesaba kat›lmamas›, sonuçla-r›n›n yerli yerine oturtulmas›na en-geldir. Haldeki durumda, BA⁄IM-LILIK VE FAfi‹ZM SÜRECEK!Yani, baflka bir deyiflle, ba¤›ms›zl›kve demokrasi için mücadeleyi yük-seltmek görevimiz olmaya devamedecektir. Ba¤›ms›zl›k ve demokra-si için mücadele etmezsek, iktidar›nniteli¤ini devrimimizle de¤ifltire-mezsek, hiçbir partiyle mevcut du-rum de¤iflmeyecektir.

Say›: 115 5GÜNDEM

... bunlar›n sadece biriylesonuçlar› aç›klamaya kalk›fl-mak, körün fili tarifinden bafl-ka bir fleye benzemez. Kimse,hiçbir parti, erzak, kömür da¤›-tarak iktidar olamaz. Demokra-sicilik oyununun mekanizmalar›çok daha karmafl›kt›r.Fakat flunu tespit etmek gere-kir: Faflizm alt›nda yap›lan se-çimler, özgür de¤ildir veolamaz!

Page 6: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

22 Temmuz 2007’de bir seçimidaha geride b›rakt› Türkiye. 23. Dö-nem TBMM’de yeralacak parla-menterler bu seçimle belirlenmifl ol-du. Seçimlerin sonuçlar› üzerine ya-p›lan de¤erlendirmeler, herkesinkendi s›n›f bak›fl aç›s›yla belirleni-yor elbette. Sonuçta, kazanan flu ve-ya bu parti de¤il, oligarflidir. Her se-çim aldatmacas›, oligarflinin de-mokrasicilik oyununun bir baflar›s›-d›r. Ve oligarflinin seçimlerinin ka-zanan› da kendileridir. Tali olaraksay›labilecek baflka unsurlar var el-bette, ancak bunlar yukar›da belirti-len gerçe¤i de¤ifltirmez.

22 Temmuz 2007 seçimlerinde,ttooppllaamm sseeççmmeenn say›s›, 4422..662288..335599idi. KKuullllaann››llaann ooyy say›s› ise,3355..998833..880011 oldu. Yani kaba bir he-sapla yaklafl›k 6.5 milyon insan›m›zoy kullanmad›. KKeezzaa kullan›lan oy-lardan da yaklafl›k bbiirr mmiillyyoonnuu ggee--ççeerrssiizz say›ld›.

Seçimin galibi AKP, 1166..334400..553344oy ald›. Yani, kullan›lan oylar›n %%4466,,5544’ü AKP’ye gitti. Bu oy oran›y-la 341 parlamenter ç›kard› AKP. Buyayg›n tahminlerin üzerinde bir ra-kam oldu. CHP ise, tam tersine bek-lentilerin alt›nda kald›. % 20,79 ora-n›ndaki oyla, 112 parlamenter ç›-kard›. (YSK’ya yap›lan itirazlaraba¤l› olarak rakamlarda 1-2 de¤i-fliklik olabilir hâlâ) DP, GP, SP gibidüzen partileri, sand›ktan büyükhüsranla ç›kt›lar. Seçime ba¤›ms›zadaylarla giren DTP ise, beklentile-rin ve kendi hesaplar›n›n alt›nda ol-makla birlikte, grup kuracak bir ra-kama ulaflarak meclise 22 milletve-kili sokmufl oldular.

22 Temmuz seçimlerinin kaza-nanlar› ve kaybedenleri üzerine el-bette birçok yorum, de¤erlendirmeyap›lacak. Yorum ve de¤erlendir-meler temel olarak iki kategoriye

ayr›lacakt›r: Birincisi, parlamente-rizmin içinden yap›lanlar, ikincisi,s›n›fsal bir bak›fl aç›s›ndan yap›lan-lar.

fiu veya bu biçimde oligarflininparlamentoculuk oyununun içindeyeralanlar için, Tayyip Erdo¤an’›n“vücut dili” de, Baykal’›n enerjikli-¤i veya Bahçeli’nin yafl›, seçim de-¤erlendirmelerinde “önemli” verilerolabilir. Bu oyuna “sol”dan ortakolanlar, gerçekte s›n›flar mücadelesiaç›s›ndan bir anlam› olmayan ra-kamlar üzerinden uç yorumlar vesonuçlar ç›kar›rlar.

AAKKPP’’nniinn iissttiissmmaarrllaarr›› vvee iittttiiffaakkllaarr››22 Temmuz seçimleri, iktidar

partisi AKP’nin zaferiyle sonuçlan-d›. Bu “zafer” için kkiimmlleerriinn ddeessttee--¤¤iinnii aallmmaadd›› ve nneelleerrii iissttiissmmaarr eett--mmeeddii ki AKP? TÜS‹AD’›n ve tari-katlar›n, AB’nin ve ABD’nin, bor-san›n ve medyan›n deste¤iAKP’yleydi. Yoksullu¤u “s›n›rs›z-ca” istismar etti AKP. Dini istismaretti¤ini belirtmeye gerek yok zaten.Önceki seçimlerdeki “türban” gün-deminin yerine, bu kez meydanlar-daki “dindar cumhurbaflkan›n› en-gellediler” demagojisi alm›flt›. De-magojinin konusu de¤iflik, öznesiayn›yd›. Yoksullu¤u ve dini istismar

ederken, “milliyetçili¤i” istismar et-mekten de hiç geri kalmad› AKP.Ertu¤rul Günay gibi birkaç ismitransfer ederek solu ve sosyal-de-mokrat söylemi bile istismar etme-ye giriflti. Velhas›l, flöyle özetlemekgerekir ki, AKP’nin istismar etme-

di¤i hiçbir fley, kullanmad›¤›hiçbir araç kalmad› bu seçim-de.

Emperyalistler, adeta se-çimlere do¤rudan müdahil ola-rak, gerek yay›n organlar›yla,gerek AB, ABD yetkililerininaleni beyanlar›yla, AKP’ninmutlaka seçilmesi gerekti¤iniempoze ettiler. AAKKPP’’nniinn bbaaflflaa--rr››ss››,, elbette ayn› zamanda dü-zeniçi ve d›fl› muhalefetin ba-flar›s›zl›¤› ve güçsüzlü¤üdür...AKP’nin emperyalizm iflbir-likçili¤i kitlelere anlat›lama-

m›flt›r. Bu flundan da bellidir ki;ABD’ye, AB’ye tepkinin en yüksekoldu¤u bir dönemde, eenn AABBDD’’ccii veeenn AABB’’ccii parti AAKKPP,, bu yüzünü ba-flar›yla gizleyerek seçimlerde büyükfarkla önde ç›km›flt›r...

CCHHPP’’nniinn ssoorruunnuu ssaaddeeccee BBaayykkaall ddee¤¤iill!!CHP, 22 Temmuz ertesinin en

çok tart›fl›lan partisi oldu. O kadarki, “CHP’nin -Baykal’›n- baflar›s›z-l›¤›”, AKP’nin baflar›s›n›n bile önü-ne geçti.

“Halk muht›raya cevap verdi”meselesi de¤il.

CHP’nin müzmin genel baflkan›her ne kadar kendisini “baflar›l›”görse de, onunla ayn› kan›y› payla-flan pek kimse yok. Peki neden busonuç ortaya ç›kt›? BBaaflflkkaa eettkkeennlleerrddee vvaarr,, aannccaakk öözzüü iittiibbaarriiyyllee bbeelliirr--ttiillmmeessii ggeerreekkeenn flfluudduurr;; CCHHPP,, ffaa--flfliisstt ddeevvlleett ppoolliittiikkaallaarr››yyllaa bütünlefl-menin, soldan tamamen uzaklaflma-n›n, halka s›rt›n› dönüp Genelkur-may’a yaslanman›n faturas›n› öde-mifltir... Dolay›s›yla, CHP’ye iliflkin“CHP iyi ama Baykal kötü” tart›fl-mas› yapanlar, yanl›fl bir tart›flmayap›yorlar. CHP’nin sorunu, sadecelideri sorunu de¤ildir. CHP’nin ide-olojisi sorundur, politikas› sorun-

6 SEÇ‹M 29 TTemmuz 22007

Seçim OOyunu BBitti!Mücadele SSürecek...

Page 7: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

dur. Üstündeki “sol” etiketle, “halk-ç›” etiketiyle, kendi gerçe¤i aras›n-da bir paralellik olmamas›d›r.

‹kinci yanl›fl, üzerindeki etiketiesas almakt›r. Hay›r, CHP asl›na rü-cu etmifltir. Onun solculu¤u, devrimmücadelesinin geliflti¤i dönemlereözgüydü. Baflka bir biçimde söyler-sek, CHP’nin solculu¤u izafi, dev-letçili¤i, bask›c›l›¤› as›l niteli¤idir.

‹‹flflbbiirrlliikkççiilleerriinn bbaayyrraamm›› kkuuttlluu oollssuunn!!Her bir partinin ald›¤› sonucu,

düzen içindeki konumundan, em-peryalizmle iliflkilerine, kitleler kar-fl›s›ndaki tutumuna, IMF program-lar›ndan Kürt sorunundaki politika-s›na, Irak’›n iflgaline kadar birçokaç›dan de¤erlendirmek gerekir.

Fakat bu siyasal tahlillerin öte-sinde kimlerin sekiz köfle oldu¤unabakmak da çok önemli veriler suna-cakt›r bize. Tekelci burjuvalar›n a¤-z› kulaklar›nda. ‹flbirlikçili¤in ide-ologlu¤unu üstlenenlerin de yüzflekli ayn›.

Mehmet Altan “Demokrasi T›r-man›yor” diye yazd› mesela. Onagöre:

“Bu seçim bir referandumdu.Demokrasiyle askeri vesayet ara-s›nda...”

Demokrasiyi kim temsil ediyorpeki bu durumda? Elbette AKP.

Hürriyet’in düzeysiz iflbirlikçile-rinden Hadi Uluengin, 24 Temmuzgünkü yaz›s›nda bu seçimlerin;

“Türkiye demokrasisi için muaz-zam bir zafer anlam›na geldi¤ini”yaz›p ekliyor: “Gelecekte 22 Tem-muz’u “sivillik bayram›” olarakanaca¤›z.”

Yalakal›k, ya¤c›l›k de¤il bu ya-z›lanlar. Daha ötesi. Vatan hainli-¤iyle, halk düflmanl›¤›n›n bilefli-minden oluflan bir ruh hali bu. Em-peryalist merkezler ve onun ülke-mizdeki kukla iktidar› önünde bo-yun e¤mifl, onlardan beslenen bir ifl-birlikçi teslimiyetçilik...

Burjuva medya bunlarla dolu ve22 Temmuz seçimlerini genifl bir

kesim bunlar›n “gözünden” okuyor,görüyor. Buna engel olmak, en azseçim dönemi faaliyeti kadar önem-li. Halktan, emekten yana ayd›nlar›o düflüncelerin cenderesinden, ku-flatmas›ndan kurtarmak önemli.

PPaarrllaammeennttoo ddaa bbiirrmmüüccaaddeellee zzeemmiinnii Halktan yana olanlar, 22 Tem-

muz seçimleriyle oluflan parlamen-tonun önceki dönemin “iki partili”parlamentosuna k›yasla, oldukçarenkli ve çeflitli olaca¤› aflikar. Hiç

kuflkusuz, bu anlamdaki en önemliyenilik, DTP’nin temsilidir. DahaDTP’lilerin seçilece¤i belli oldu¤uandan itibaren, düzen tüm kurumla-r›yla ve araçlar›yla seçilecekDTP’lileri bask› ve kuflatma alt›naalmaya bafllam›flt›r. Önerimiz odurki, DTP’liler, bu bask› ve kuflatmakarfl›s›nda sinmemeli, oligarflinintavsiyelerine kulak asmamal›d›rlar.DTP’lilerin meclisteki varl›¤›, on-larca y›ll›k bir mücadelenin eseridir,meflru bir varolufltur. Kürt halk› birgerçektir, Kürt sorunu reddedile-mez, o halde, bunu parlamenter ze-

Say›: 115 7SEÇ‹M

Oyun DDevam EEdiyor!Seçimler bitti¤i gün, Cumhurbaflkan›’n›n kim olaca¤› üzerine

tart›flmalar “kald›¤› yerden” devam etmeye bafllad›. AbdullahGül mü olmal›yd›, yoksa daha “uzlafl›labilecek” bir isim mi ç›kar-mal›yd› AKP?

OOyyuunnaa DDeevvaamm!!

Yeni parlamentoda eski oyun kald›¤› yerden devam edi-yor; de¤iflen bir fley yok.

Bu tart›flmada ne halk›n zerre kadar bir ç›kar› var, ne de izlenecek po-litikalarda dünden ve bugünden farkl› bir de¤iflim anlam›na geliyor.

Cumhurbaflkan› Sezer; emperyalizmin politikalar› önünde, bask› yasa-lar›n›n ç›kar›lmas› karfl›s›nda bir engel miydi? Hay›r, bu alanlardaki tümyasalara çekinmeksizin onay verdi.

Tüm mesele “laik-fleriatç›” çat›flmas›n› canl› tutmak için kimi yasa ve-tolar› ve flu bu bürokrat›n atamas›n›n geri çevrilmesinden ibarettir. Peki buçat›flman›n asl› nedir; oligarfli içi iktidar kavgas›.

‹flte cumhurbaflkanl›¤› tart›flmas› da bu kavgan›n bir parças›d›r. Ve san-d›k ortadan kalkar kalkmaz “kavgaya devam!” denildi.

Gazetelerin köfleleri, TV ekranlar› “Cumhurbaflkan› kim olacak?” tar-t›flmalar›ndan geçilmiyor.

Ya seçimlerle ilgili görüfllerini aç›klad›klar› için tutuklanan 87 kifli neolacak? Demokrasi, hukuk, adalet diyorsan›z, as›l bunu tart›flmal›s›n›z. 87kiflinin durumunu tart›flmak, bu ülkede demokrasiyi, hukuku, adaleti tar-t›flmakt›r, polis devleti gerçe¤ini, bu iktidar›n niteli¤ini, cumhurbaflkanl›¤›konusunda çat›flanlar›n ba¤›ms›zl›k mücadelesi karfl›s›nda nas›l yanyanadurduklar›n› tart›flmakt›r.

““CCuummhhuurrbbaaflflkkaann›› kkiimm oollaaccaakk??””

Görülen o ki, MHP’nin seçimlere girece¤ini aç›klamas›yla, AKP kimiistiyorsa o olacak.

Peki de¤iflen ne olacak?

Hiçbir fley!

Oligarfli içi iktidar kavgas› için yeni bir malzeme bulunacak, halk kit-leleri bu kez de bununla bir süre oyalan›p, ard›ndan bir baflkas› devreye gi-recek. Onlar düzenin rant›n› yemek için birbiriyle it dalafl›n› sürdürürken,halk böylece kendi sorunlar›ndan uzaklaflt›r›lm›fl olacak.

Page 8: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

minde cüretle ortaya koymak gerekir.Oligarfliye yaranmak, bunun için onla-r›n icazetini gözetmek, ödenen bedel-lere yaz›k edilmesiyle sonuçlan›r. Has-sasiyet göstermesi gerekenler Kürthalk› ve onun seçti¤i vekiller de¤il,oligarflinin temsilcileridir. Düzene, dü-zenin partilerine yönelik beklentileryaratmak, bu seçimlerin de gösterdi¤igibi Kürt milliyetçi hareketinin zemi-nini zay›flatmaktan baflka sonuç ver-mez.

TBMM’ye düzen partileri saflar›n-dan seçilerek gelenler, hiçbir biçimdehalk›n temsilcisi de¤illerdir. Ki zatenparlamentoya her zaman ki gibi yinebir y›¤›n h›rs›z, katil doldu. MHPönemli say›da bir grupla girdi yenidenmeclise. Daha ilk günden DTP’lilereyönelik tehditleriyle, ne yapacaklar›n›ortaya koydular.

Biz ne yapacaklar›n› biliyoruz el-bette. Ama oligarflinin ideologlar›, da-ha seçim arifesinden bafllayarakMHP’nin ne kadar olgun, sorumlu çiz-gide oldu¤unun propagandas›n› yap-maya bafllad›lar. Bu da tesadüfi de¤il.Oligarfli ne zaman MHP’ye ihtiyaçduysa, ayn› takti¤e baflvuruyor.

‹lerici, demokrat örgütlenmelerad›na meclise giren bir avuç parlamen-teri bir yana b›rak›rsak, parlamento,emperyalizmin iflbirlikçileriyle, faflist-lerle, düzen islamc›lar›yla, tekellerin,tüccarlar›n temsilcileriyle doludur. Bu-güne kadar oldu¤u gibi, bundan sonrada halk›n de¤il, temsilcisi olduklar› s›-n›f›n ç›karlar›n› savunmaya devamedeceklerdir.

Bu anlamdad›r ki, emekçilerin,halk›n 23. Dönem meclisinden veTayyip Erdo¤an’›n oluflturaca¤› yenihükümetten hiçbir beklentisi olamaz.Böylesi beklentilere girenlerin ise ha-yal k›r›kl›¤› yaflamalar› mukadderdir.Seçim öncesinin nas›l bofl, demagojiktart›flmalarla geçirildi¤ini, halk›n,ülkenin hiçbir temel sorunununtart›fl›lmad›¤›n› hat›rlamak bile, bunugörmek için yeterlidir. Halk için “eh-ven-i fler”den medet ummak, düflüle-bilecek en büyük tuzaklardan biridir.Oligarflinin parlamentosu, emperya-lizmin ve iflbirlikçilerinin hükümeti,halk için “fler”den baflka anlam tafl›-maz.

8 SEÇ‹M 29 TTemmuz 22007

“Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer”

Tek Ulus, Tek Devlet, Tek fief

22 Temmuz akflam›, AKP Genel Merkezi’ningörkemli balkonuna ç›kan Tayyip Erdo¤an, oradaflöyle ba¤›r›yordu:

“fiu bayraklar›n›z› göreyim. Bayraklar› bayrakyapan üzerindeki kand›r. fiimdi buradan tüm Türki-ye’ye seslenelim: TTeekk MMiilllleett,, TTeekk BBaayyrraakk,, TTeekk VVaa--ttaann,, TTeekk DDeevvlleett!!””

Bu slogan, Nazizm’in slogan›d›r. Faflist Alman devleti, “tek ulus, tekdevlet, tek flef” temeli üzerinde kurulmufltur. Bu slogan, Hitler faflizmi-nin d›fla yönelik sald›rganl›¤›n›n da, ülke içinde farkl› milliyetten veinançtan halklar üzerindeki bask› ve imha politikalar›n›n da “ideolojikg›das›n›” sa¤l›yordu.

Bu slogan, öncelikle, dünyan›n her yerinde yaflayan tüm Alman-lar’›n “tek bir devlette” toplanmas› amac›n› dile getiriyordu. Baflka birdeyiflle PPaanncceerrmmeenniizzmmee denk düflüyordu. Bir süre sonra da, bu, Al-manlar›n yaflad›¤› her yeri ele geçirme anlay›fl›na dönüflecekti.

AKP Genel Merkezi’nin balkonundan “PPaannttüürrkkiisstt” bir baflbakankonufluyordu 22 Temmuz akflam›. Tek millet dedi¤in noktada, bu ötekidilleri konuflanlar›, öteki milletlerden olanlar› yoketmeyi meflrulaflt›r-makt›r. Buradan hep birlikte ba¤›ral›m diyor kitleye; tüm kitleye söyle-diklerini tekrarlat›yor. O kitleyi yar›n, “tek millet” olmay› kabul etme-yenlere karfl› “kitlesel refleks” göstermeye ça¤›racakt›r bu anlay›fl. Vebu noktada AKP’yle Genelkurmay’›n ayn›l›¤› bir kez daha görülüyor.

Hitler’in yolundan yürüyor Tayyip Erdo¤an.

““TTeekk bbaayyrraakk,, tteekk mmiilllleett”” dedikçe Nazi anlay›fl›na yaklafl›yor.

Leyla Zana, birkaç gün önce, art›k eyalet sistemi tart›fl›lmal›d›r, ar-t›k Kürdistan’dan sözedilmelidir diyordu. Baflbakan Erdo¤an ise, “eya-let sistemi” önerisi karfl›s›nda, ““ssaavvcc››llaarr hhaarreekkeettee ggeeççssiinn”” diye cevapverdi. Bu kafa neyi çözer? Her fleyi polise, savc›ya havale eden bir zih-niyet, ülkenin, halk›n hangi köklü sorununa çözüm getirebilir?

Evet, “Kürt sorununda asl›nda ad›m atacak ama Genelkurmay engel-liyor” diye hakk›nda söylentiler ç›kar›lan Tayyip Erdo¤an’›n zihniyetiiflte budur. “Tek millet” zihniyetidir. “Ne mutlu Türküm diyene” deme-yeni, Türk olmayan› düflman ilan eden zihniyettir.

Bak›n, AKP’nin seçimlerde elde etti¤i büyük baflar› karfl›s›nda üzü-len laikler, bir tek AKP’nin Kürdistan’da oylar›n› yükseltmifl olmas›n›sevinçle karfl›lad›lar. Ne ilginç de¤il mi?!

Cumhuriyet’te yazan Orhan Bursal›, “Ayr›l›kç›lar›n sadece 23 mil-letvekilli¤inde kalmas› ve AKP'nin oradan önemli oy almas› asl›ndaTürkiye için iyi bir sonuç!” diyordu.

Kürt halk› asimile edilsin, ulusal talepleri bast›r›ls›n da nas›l, kimarac›l›¤›yla bast›r›l›rsa bast›r›ls›n önemli de¤il.

AKP, bunu bast›rmaya adayd›r. Zaten as›l kafa yap›s› da budur. De-magoji olan, “Kürt gerçekli¤ini” kabul ettiklerine dair sözleri, “bugünekadar hatalar yap›ld›¤›n›” söyledikleri demeçleridir.

AKP’nin gerçek kafa yap›s› “TTeekk mmiilllleett,, tteekk bbaayyrraakk,, tteekk vvaattaann,, tteekkddeevvlleett!!”” anlay›fl›ndad›r ve bu demokrat, muhafazakar, islamc› vs. de¤il,flovenist, faflist bir anlay›flt›r.

Page 9: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

AKP’nin “zaferi” ile sonuçlananseçimi gerçekte kim kazand›? Onunyalanlar›na, kömür-poflet da¤›t›mla-r›na aldanarak, suni ekonomi baha-r›n›n rüzgar›na kap›larak AKP’yeoy verenler mi? Hay›r! Onlar kay-bettiklerini önümüzdeki süreçte da-ha net görmeye bafllayacaklar.

Seçimi kazanan Amerikas›, Av-rupas› ile emperyalizm ve iflbirlikçitekelci burjuvazi olmufltur.

Seçimin ertesi günü “borsadatarihi rekor” manfletleri ile ç›kt› ga-zeteler, ““AKP'nin dün yap›lan se-çimlerde aç›k ara bir farkla yenideniktidar› kazanmas› ppiiyyaassaallaarr›› uuççuurr--dduu” dediler sevinç içinde.

Borsa, yani yüzde 80'i emperya-list tekellerin kontrolünde olan hal-k› soygun mekanizmas›, 4.5 y›ldatam yüzde 518 kazand›rd› sermaye-ye; sevinç bundand›. Say›lar› birkaçyüzü geçmeyen para babas› havala-ra uçtuysa, kimin kazand›¤›na bafl-ka kan›t gerekir mi? AKP’nin yay›norgan› gibi çal›flan Yeni fiafak Ga-zetesi’nin seçimin ertesi günü eko-nomi sayfas›n›n manfleti fluydu:

““PPaattrroonnllaarr››nn ddeeddii¤¤ii oolldduu,, iissttiikk--rr aa rr kkaazzaanndd››..””

Patronlar›n özledi¤i istikrar›n nekadar uzun süreli olaca¤›n› görece-¤iz, ancak bu manfletin seçim so-

nuçlar›n›n en özlü de¤erlendirmesioldu¤u kuflkusuz. Ama eksik! Pat-ronlarla ayn› ç›karlar› paylaflan em-peryalist tekelleri de eklemeliyiz.

AKP’nin 4.5 y›ll›k icraat› em-peryalistler ve iflbirlikçi oligarfli aç›-s›ndan onu tek alternatif haline ge-tirmeye yeter de artard› bile. Seçimegiren mevcut partiler içinde onlar›nprogram ve taleplerini uygulamaktaen pervas›z hareket edecek olan›nyine AKP oldu¤u da su götürmezbir gerçekti. Bu nedenle, “Türki-ye’nin içiflleridir” demedi emperya-listler ve aç›kça AKP’nin kazanma-s›n› istediklerini beyan ettiler, des-teklerini türlü biçimlerde ortayakoydular. Öte yandan emperyalizm-le ç›kar birli¤i olan büyük patronlarda “tek parti iktidar› istikrar de-mektir” söylemi alt›nda AKP’denyana tav›r koydular yeniden.

Çünkü onlar için esas sorun nelaiklik, ne türban, ne haklar ve öz-gürlüklerdi; onlar için esas sorun,mevcut ya¤man›n oldu¤u gibi sür-mesiydi ve bunu en iyi yapacakolan da yine AKP’ydi.

Emperyalist deste¤in kod ad›; ‘demokrasi’

Emperyalist tekellerin uluslara-

ras› yay›n organ› olarak bilinen TheEconomist Dergisi, seçimlerin he-men öncesinde, ““eenn iiyyii ssoonnuuçç EErrddoo--¤¤aann''››nn yyeenniiddeenn sseeççiillmmeessiiddiirr”” diye-rek tekellerin iste¤ini ortaya koydu.

Peki kimin için “en iyi” oland›?

Dergi, seçimlerin sadece Türki-ye ve bölge için de¤il müslüman ül-kelerde demokrasi için de önem ar-zetti¤ini söylüyordu.

Yani flu, ABD emperyalizmininOrtado¤u politikalar›n›n parças›olan “Il›ml› ‹slam Modeli” mesele-si! Bu sadece bir “örnek yaratma”meselesi de¤ildir; bu kavram etra-f›nda emperyalist tekellerin siyasi,ekonomik ç›karlar› ifade edilmekte-dir. Özetle söylenen, “bizim istedi-¤imiz gibi yönetilen, bizim ç›karla-r›m›z› gözeten bir Türkiye”dir.

Burada “demokrasi” tamamenaldatmaya dönük bir kavramd›r,emperyalist ç›karlar›n üzeri bu kav-ramla örtülmeye çal›fl›lmaktad›r.AB’ye üyelik konusu da adeta em-peryalist ç›karlardan ba¤›ms›z birdemokrasi projesi olarak bu kap-samda pazarlanm›flt›r. Tekellerinyay›n organ›, AKP’yi Türkiye hal-k›na “baflar›l› iktidar” diye pazarlar-ken, bu baflar›n›n taçland›¤› noktay›“AB’ye üyelik müzakeresi” olarakifade ediyordu.

Avrupa Birli¤i de seçim öncesideste¤ini aç›kça ortaya koydu. Ha-ziran bafl›nda, 27 Nisan Muht›ra-s›’n›n tart›fl›ld›¤› günlerde AKP’ninyan›nda saf tutan AB’nin Geniflle-meden Sorumlu Temsilcisi OlliRehn, AKP’nin “‹slamc›” olmad›¤›-n› iddia ederken, “AB Komisyonuüyesi olarak gördü¤üm kadar›yla, 4y›ld›r hükümette olan AKP’nin tamtersine, Türkiye’yi daha demokratikyap›ya kavuflturma çal›flmas› ol-mufltur” diyordu. Aral›k ay›nda as-k›ya al›nmas›ndan bu yana üst dü-zey ziyarette bulunmayan AB, buaç›klaman›n hemen ard›ndan da ül-kemize gelerek “AKP’nin yan›nda-y›z” mesaj› verdi.

Amerikan cephesinden deste¤iise ayn› günlerde D›fliflleri Bakan›Condoleezza Rice flöyle ifade edi-yordu: “AKP liderli¤i, ‹slami kö-

Say›: 1115 9SEÇ‹M

AKP, Emperyalizmi ve Tekelleri Sevince Bo¤du

Emperyalisttekeller, iflbirlikçi

TÜS‹AD ve burjuva medya, AKP’nin

yan›ndayd›; sonuçtan memnun olan yine

onlar oldu.

Page 10: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

kenden gelmesine ra¤men, Avrupaile bütünleflmeyi sa¤lamaya çal›fl›-yor. Türkiye'de kiflisel ve dini özgür-lüklere iliflkin yasalar, Avrupa Birli-¤i'nin gerekleriyle uyumlu hale geti-rilmek üzere de¤ifltirilmekte. Bu de-mokratik süreçlerin desteklenmesi-nin çok önemli oldu¤u kan›s›nda-y›m."

Sonuçlar›n aç›klanmas›ndansonra da Avrupa ve Amerika cephe-sinden sevinç 盤l›klar› yükseldi.Nas›l sevinmesinler, nas›l 盤l›klaratmas›nlar; IMF ile en pürüzsüziliflkiyi sürdüren, yani emperyalisttekellerin bir dedi¤ini iki etmeyenbu iktidard›r. Özellefltirme ad›ylaülkenin bütün kaynaklar›n› onlar›nönüne sermekten çekinmedi, yaban-c› sermayenin önünü düzleyen ya-salar yapt›, vergilerini s›f›rlad›, bor-sada vurgunlar›na izin verdi...

ABD D›fliflleri Bakanl›¤›'n›n Av-rupa ve Avrasya'dan sorumlu üstdüzey yetkilisi Matt Bryza, sonuç-lar› “Türk demokrasisi için büyükbir baflar› olarak” nitelerken, Avru-pa Parlamentosu’nun liberal ve“sosyalist” grup baflkanlar› yapt›k-lar› aç›klamalarda, “demokrasi”süslü sevinçlerini vurgulad›lar.AKPM Eflbaflkan› Joost Lagendijkde seçim sonuçlar›n›n Türkiye veAvrupa için ““iiyyii hhaabbeerr”” oldu¤unusöylerken, AB Komisyonu BaflkanYard›mc›s› Franco Frattini ise, se-çimlerin AKP'ye Meclis'te üçte ikisandalye ço¤unlu¤unu elde etmeimkân› sa¤lamas›n›n ““oolluummlluu ggeelliiflfl--mmee”” oldu¤unu söyledi.

Elbette emperyalizmin Ortado-¤u’daki kolu ‹srail de sonuçtanmemnun oldu. Tayyip’in “‹srail kar-fl›t›” söylemlerine aldananlar aç›s›n-dan ‹srail Cumhurbaflkan› fiimonPeres’in Frans›z Le Figaro Gazete-si’ne yapt›¤› flu aç›klama uyar›c›y-d›: “Baflbakan Tayyip Erdo¤an, ‹s-rail ve yeniliklere aç›k, geliflmifl birülke olan Türkiye aras›ndaki mü-kemmel iliflkilere yans›yan politika-s›n› sürdürme sözü verdi.”

Görülece¤i gibi, emperyalistle-rin a¤›zlar› kulaklar›nda ve aç›kdesteklerini “demokrasi” kavram›y-

la ortaya koyuyorlar.

Ve AB’cilerin ülkemizdeki söz-cülerinden Hasan Cemal, sonuçlar›,“içimden yaflas›n demokrasi demekgeçiyor” diye karfl›l›yor!!!

Oysa biz Amerikas›, Avrupas› ileemperyalistlerin, kendi istediklerisonuçlar› vermeyen demokrasidenhiç de hazzetmediklerini Filis-tin’den, Venezuella’dan çok iyi bili-yoruz. fiimdi istedikleri sonuçlar›ald›klar› için sand›k demokrasisinialk›fll›yorlar. Amerikan emperyaliz-mi için demokrasiymifl, krall›km›flfark etmez, mesele ç›karlar›d›r. Yerigelir krallar› iktidar yaparlar, yerigelir Ortado¤u’nun birçok ülkesin-de oldu¤u gibi petrol fleyhleriyle ifltutarlar. TÜS‹AD’›n Amerika tem-silcisi Abdullah Akyüz, AABBDD’’nniinn,,TTüürrkkiiyyee''ddee yyeenniiddeenn AAKKPP''nniinn iikkttii--ddaarr oollmmaass››nn›› iisstteeddii¤¤iinnii gayet aç›kbelirtirken, ‘›l›ml› islam devleti miyoksa laik modern ülke gibi mi gör-mek istedi¤i’ yönündeki soruya flucevab› veriyordu:

“ABD'nin bu anlamda bir terci-hi yok, faydaya bak›yor. Kiminle ça-l›flmas› gerekiyorsa onunla çal›fl-maya bak›yor.” (21 May›s, bas›n)

Mesele bu kadar aç›k ve net!

Tayyip’in dan›flman› Amerikal›-lar’a, ““ddeelliikktteenn ssüüppüürrmmeeyyiinn,, kkuull--llaann››nn”” dedi, onlar da kullanmayadevam ediyorlar.

AKP’nin demokratl›¤›na gelin-ce! “Seçim çare de¤il” diyen 87 ki-fliyi tutuklatmas›nda gördük; düflün-cesini ifade eden Leyla Zana’n›nkarfl›s›nda an›nda “savc›lar hareketegeçmeli” talimat› ile tan›k olduk.4.5 y›ll›k bask› politikalar› daha ta-rih olmad›. Ne demokratl›¤›!

Tekellerin deste¤inin kod ad›; ‘istikrar’

‹flbirlikçi tekelci burjuvazi debeklendi¤i gibi, seçim öncesindeAKP’ye deste¤ini ifade ederken, se-çim sonuçlar›ndan da memnuniyet-lerini gizlemediler.

Onlar›n dillerine dolad›klar›kavram ise “istikrar”d›.

‹stikrar, tek parti ile olabilirdi,tek bafl›na iktidar olmaya en yak›nAKP idi, öyleyse desteklenmeliydi.Durumu böyle formüle ettiler. Me-sela, Genpa ve Erdem Holding Yö-netim Kurulu Baflkan› Zeynel Abi-din Erdem, “ifl dünyas› tek parti is-tiyor. Türkiye'nin kredi notununuluslararas› alanda yüksek olmas›n›istiyoruz. Geçti¤imiz dönem ifl dün-yas›n› üçe katlayarak büyüttü. Uma-r›m bu devam eder” sözleriyleAKP’yi neden desteklediklerini ga-yet aç›k ortaya koyuyordu. Kârlar›n›üçe katlayanlar de¤il de, al›m gücüdüflen emekçiler isteyecek de¤il ya!

Sonuçlara iliflkin bir baflka de-¤erlendirme de büyük bir sevinçiçinde karfl›layan Sabanc› HoldingPatronu Güler Sabanc›’dan geldi.‘Laik-fleriatç›’ çat›flmas›na at›f ya-pan Sabanc›, “AKP’nin herkesinpartisi oldu¤unu gösterdi¤ini” be-lirterek, bu çat›flman›n, ayr›m›n sonbulmas›n› istiyordu.

Patronlara göre “herkes”in anla-m›, sadece kendileridir.

Peki iflbirlikçi tekelci burjuvazi-nin dilinden düflmeyen “istikrar”neyi ifade ediyor ülkemizde?

En baflta emperyalizmle iliflkile-rin bugünkü gibi sürmesini, yani ba-¤›ml›l›¤›. Tekeller ancak emperya-list tekellerin bir halkas› olduklar›n-da kazanacaklar›n› düflünüyorlar.‹stikrar bunu ifade ediyor. ‹stikrar;ekonominin çarklar›n›n onlar›n ç›-karlar›na döndü¤ü sistemin, aksa-madan, krizler yaflamadan, emekçi-lerin muhalefeti ile karfl›laflmadan,iç iktidar kavgalar›na bo¤ulmadansürmesi anlam›na geliyor.

Bunun yolu ise, emperyalist po-litikalara eklemlenmekten ve bask›-y› koyulaflt›rmaktan geçiyor. AKP4.5 y›lda tam da bu rotada yürüdü.

Burada iflbirlikçi tekelci burju-vazi lehine ç›kard›¤› yasalardan sözetmeyece¤iz, bunlar› dergimizinsayfalar›nda birçok kez yazd›k. Sa-dece, patronlar›n bu iktidar› nedendestekledi¤ine bir örnek verece¤iz.

TÜS‹AD'›n seçim öncesi s›rala-d›¤› 10 temel talebinden yedisi,AKP seçim bildirgesinde yerald›.

10 SEÇ‹M 29 TTemmuz 22007

Page 11: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Buna karfl›n AKP’nin bildirgesinde,emek kesiminin 10 talebinden iseancak ikisi yer bulabildi.

Ve patronlar kurulacak hüküme-tin kendi hükümetleri oldu¤unu bil-menin rahatl›¤› içinde, sonuçlar bel-li olur olmaz AKP’nin ilk 180 gün-de (zaman da veriyorlar!) yapmas›gerekenleri önüne koydular. TÜS‹-AD Baflkan› Arzuhan Do¤an Yal-ç›nda¤’›n 26 Temmuz tarihli Hürri-yet’te yer alan demecinde bu istek-ler (talimat) flöyle s›ralan›yordu:

u Türkiye son iki-üç y›lda ya-banc› sermayede geçmiflte hayal bi-le edemeyece¤i noktalara geldi. Bupolitikalar sürdürülmeli. u Faizlerdüflürülmeli. u Seçim sürecindemali disiplin biraz kaçt›, yenidenkurulmal› ve ikna edici bir ekono-mik program h›zla ortaya konulma-l›. � ‹lk alt› ay içinde mikro önlem-leri de içeren yeni büyüme stratejisihaz›rlanmal›. u ‹stihdam üzerinde-ki yükler azalt›lmal›. u Vergiler in-dirilmeli. u Sosyal Güvenlik Refor-mu gündeme getirilip ç›kar›lmal›. uAB projesini yeni bir heyecanla elealmal›. u Cumhurbaflkanl›¤› seçi-minde uzlaflma sa¤lay›p siyasi istik-rar› perçinlemeli.

Tüm bu istekler IMF ve DünyaBankas› taraf›ndan da hükümetinönüne konulan isteklerdir, tümü ser-mayeye daha fazla kazand›racak is-teklerdir.

fiu bir gerçek ki, ister “demokra-si” ad›yla pazarlans›n, ister “bölge-de bar›fl ve huzur” denilsin, isterse“ifl, afl” demagojilerine baflvurul-sun; ABD ve AB'nin taleplerini yan-s›tan politikalar›n tümü, ayn› za-manda iflbirlikçi tekelci burjuvazi-nin de talepleridir. Bu nedenle, libe-ral solcu ayd›nlar›m›z›n, reformistpartilerin demokrasi gelecek diyealk›fllad›klar› Avrupa Birli¤i üyeli-¤ini en hararetli isteyen ve bu proje-den ç›karlar› olan patronlard›r.

Bir baflka deyiflle söylersek;AKP iktidar› ile patronlar örgütüTÜS‹AD aras›ndaki iliflkiyi de be-lirleyen bugün için ABD ve AB'nintaleplerini yans›tan politikalard›r.

Emperyalist tekellerin ç›karlar› ne-redeyse, iflbirlikçi tekellerin ç›karla-r› da oradad›r.

Geçti¤imiz dönemi de dikkatealarak birkaç temel bafll›kta, AKPile TÜS‹AD’›n bulufltu¤u zeminleregöz att›¤›m›zda bunu daha aç›k gör-mek mümkündür.

AB ile imzalanan çerçeve belge-ler AKP ve TÜS‹AD taraf›ndan bir-likte omuzlanarak yürütüldü. Özel-lefltirmeler, her fleyin piyasaya dev-ri, yabanc› sermayeye aç›l›m gibikonularda AKP iktidar›na TÜS‹ADtam destek verdi. Ve bir bütün ola-rak ülke ekonomisinin emperyaliz-me tam entegrasyonu yolunda yap›-lan düzenlemeler, bu amaçla önü-müze konulan IMF program›, AKPve TÜS‹AD'›n ortak paydas› oldu.Yine emperyalist çözümün dayat›l-d›¤› K›br›s konusunda da TÜS‹AD,AKP yanyanayd›. ABD’nin istedi¤i1 Mart tezkeresinin geçirilmesi veLübnan'a asker gönderme konusun-da da TÜS‹AD, AKP hükümetineyine destek verdi.

Bu iliflki içinde yer yer TÜS‹ADile AKP aras›nda “kriz” havas› yara-t›ld›, Erdo¤an patronlar› elefltiriyorgibi yapt›. AKP uygulad›¤› politika-lar›n halkta yarataca¤› etkiyi, pat-ronlarla bütünleflmenin yarataca¤›“imaj›” nötralize etmek için bu oyu-na baflvurdu.

Burjuva medyan›n deste¤i

Burjuva medya cephesinde dedurum farkl› de¤ildi. Sahibinin sesidurumundaki medyadan elbette da-ha farkl› bir tav›r beklemek, tekelle-rin ekonomisinin zil tak›p oynad›¤›-n› ifade etmekten baflka hiçbir anla-m› olmayan “ekonomi düzeldi”söylemlerinin alt›ndaki gerçe¤i gös-termek, sokaklarda yaflayanlar›, ge-cekondulardaki sefaleti, Kürdis-tan’›n kentlerinde yüzde 70-80’leribulan açl›k ve yoksullu¤u yans›t-mak elbette ifllerine gelmezdi.

Düzeniçi ‹slamc›lar bas›ndaönemli bir güç haline gelmifl, iktidargücünü de kullanarak birçok gazeteve TV’ye hakim olmufltu. Bunlar›ndeste¤i en üst düzeyde görüldü. Do-¤an Medya baflta olmak üzere di¤ermedya kurulufllar› ise, ç›karlar› te-melinde destek verdiler.

Biliniyor ki, medya, holdinglefl-mifl ve habercilik d›fl›nda her alandafaaliyet gösteriyor. AKP bu durumuda de¤erlendirdi. Medya holdingle-rinin medya d›fl› beklentilerini,özellefltirme ya¤mas›ndan pay almaisteklerini iyi kullanarak onlar› ade-ta “rehin” ald›, yan›na çekti, zamanzaman manipüle etti. Ayd›n Do-¤an’›n POAfi borçlar› konusu, bu-nun en bariz örne¤iydi. Elefltirmeyekalkanlara da aba alt›nda sopa gös-tererek, ç›karlar›na çomak sokmak-la tehdit etti. Medyan›n yap›s› gere-¤i böyle bir politikaya, daha do¤ru-su ahlâks›zl›k dayatmas›na karfl›ç›kmas› beklenemezdi, ç›kmad› da.Star grubuna, ard›ndan Sabah gru-buna el koyup kendi yay›n organ›gibi kullanmas› ise cabas›!

Avrupa Birli¤i konusu ise, gerekbas›n›n merkezi politikalar›, gerek-se de say›s› hiç de az olmayan köfleyazarlar› taraf›ndan bu iktidar›naç›kça desteklenmesinin en güçlüzemini oldu.

Sonuç olarak dün oldu¤u gibibugün de emperyalizm ve tekellervargücüyle AKP’yi desteklemeyedevam ediyorlar. Çünkü, AKP’niniktidar›nda kârlar›n› katlayan kasa-lar›n› dolduran onlar!

Say›: 1115 11SEÇ‹M

� AKP, IMF’yi bile flafl›rtacakdüzeyde IMF politikalar›n› pü-rüzsüz uygulad› ve IMF’nin des-te¤ini hep ald›.

� ABD’nin bölge politikalar›n›nbafl destekçisi oldu ve ABDdeste¤i hep sürdü.

� AB’nin siyasi, ekonomikalanda isteklerini yerine getirdive AB deste¤i hiç eksik olmad›.

� ‹flbirlikçi oligarfli son y›llar-da hiç olmad›¤› kadar büyükkârlar elde etti ve AKP’nin si-yasi, ekonomik politikalar›ndahep yan›nda yerald›.

Page 12: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

12 SUSURLUK 29 TTemmuz 22007

Sayfalar yetmez onun iflledi¤isuçlar› s›ralamaya. Ama sat›rbafl-lar›yla da olsa, hat›rlataca¤›z suç-lar›n›.

Ad› Mehmet A¤ar.

22 Temmuz seçimlerinde, genelbaflkan› oldu¤u partisinin baraj›nalt›nda kalmas› üzerine istifa etti.Ki bu noktada as›l tart›fl›lmas› ge-reken, partisinin neden baraj alt›n-da kald›¤›, A¤ar’›n hangi politikhatalar› yapt›¤› de¤il; A¤ar gibi bi-rinin nas›l olup da bir partinin ba-fl›na geçebildi¤idir. Tart›fl›lmas›gereken, A¤ar gibi birini hapisha-neye atmak yerine parlamentoyasokan düzenin niteli¤idir.

Mehmet A¤ar gibi birinden,yapt›klar›n›n hesab›n› sormak ye-rine, ona siyaset yapma alan› açankoflullar, ülkemizin nas›l bir yöne-tim alt›nda oldu¤unun en iyi gös-tergelerinden biridir gerçekte.

*

Mehmet A¤ar, uzun y›llar polisflefi ve vali olarak görev yapt›ktansonra, 1995 Aral›k’›nda DYP’denmilletvekili oldu. Sonraki iki dö-nemde ise meclise ba¤›ms›z mil-letvekili olarak girdi. Yani Meh-met A¤ar, yaklafl›k 12 y›ld›r “do-kunulmaz”l›k z›rh›n›n ard›nda ya-fl›yor.

Bu 12 y›ll›k sürecin daha bafl›n-da iken Susurluk olay› yaflanm›flt›.

O Susurluk ki, Mehmet A¤ar,onun tam ortas›ndayd›.

Susurluk’a karfl› halk›n büyük

muhalefeti karfl›s›nda, A¤ar önce ogün iflgal etti¤i ‹çiflleri Bakanl›¤›koltu¤unu terketmek zorunda kal-d›.

Halk hesap soruyordu meydan-larda. Düzen, A¤ar’› korumaya de-vam etmekle birlikte, o dönemTBMM’de soruflturma komisyon-lar› kurmak zorunda kald›¤› gibi,1997 Aral›k’›nda A¤ar’›n da doku-nulmazl›¤› kald›r›ld›.

Fakat bu kelimenin gerçek an-lam›yla göstermelik bir kald›rmay-d›. Bu süreçte de kimse “dokun-mad›” Mehmet A¤ar’a.

Çünkü A¤ar çok aç›k ve net ko-nuflmufltu; ee¤¤eerr bbaannaa ssoorruullaaccaakkbbiirr flfleeyy vvaarrssaa,, ttooppllaayy››nn ddeevvlleettiinnzziirrvveessiinnii oorraaddaa aannllaattaayy››mm.. ZZaatteennhheerrflfleeyy oorraaddaa kkaarraarrllaaflfltt››rr››lldd›› diyor-du. Ki bir süre sonra da 15 Haziran2000’de Meclis Soruflturma Ko-misyonu 8'e karfl› 6 oyla A¤ar'›nYüce Divan'a sevkine gerek olma-d›¤›na karar verdi ve A¤ar böyleceaklanm›fl oldu.

*

Ama hay›r!

A¤ar aklanamaz.

Neden aklanamayaca¤›n›naç›kça görülmesi için “A¤ar’›n k›-sa bir özgeçmifl” özeti yapal›m:

Mehmet A¤ar, 1980’de ‹stan-bul’a atand›. 20 Kas›m 1980’deonun sorumlu oldu¤u flubede gö-zalt›na al›nan Hayrettin Eren kay-bedildi.

20 Ekim 1980’de Ahmet Kar-langaç ‹stanbul Emniyeti’nde kat-ledildi.

1980 Eylül’ünde Faruk Tunagözalt›nda öldürüldü.

1981-1988 aras›nda, onlarca in-fazda, iflkencede ölümde yineonun rolü vard›r.

Bunun karfl›l›¤›nda ald›¤› ödülAnkara Emniyet Müdürlü¤ü oldu.

1990’da Nevruz Türkdo¤an ad-l› kad›n Ankara Emniyet Müdürlü-¤ü’nde kendisine yap›lan iflkencesonucu 2,5 ayl›k bebe¤ini düflürdü.A¤ar, böyle bir olay üzerine "O,emniyete gide gele profesyonellefl-ti. G›das›zl›ktan ve so¤uktan çocu-¤unu düflürmüfl olabilir" aç›klama-s›n› yapacak kadar piflkin, pervas›zbir polis flefiydi.

A¤ar, 1991’de ‹stanbul Emni-yet Müdürlü¤ü’ne getirildi.

Bu makamdayken onun emrialt›nda ‹stanbul Polisi, say›s›z in-faza imza att›. Bunlardan biri 12Temmuz Katliam›’yd›. 10 devrim-ci ayn› gün katledildi. ‹nfazlar ta-

O Art›k ‘Dokunulmaz’ De¤il!Katliamlar›n, infazlar›n, provokasyonlar›n, Bin Operasyon’un hesab› sorulacak m›?

GÖRECE⁄‹Z!Düzenin onu yarg›layacak bir adaleti, Adaleti tecelli ettirecek bir yarg›s› var m›?

GÖRECE⁄‹Z!

Page 13: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

mamland›¤›nda A¤ar, ölüm man-galar›na ""hheeppiinniizzii tteebbrriikk eeddiiyyoo--rruumm ggöözzlleerriinniizzddeenn ööppüüyyoorruumm"mesaj› gönderdi.

1992’de Erzurum Valili-¤i’ne, 1993’te ise Emniyet GenelMüdürlü¤ü’ne getirildi. Bu dö-nemde, Özel Timleri örgütledi.Katliamc›lar› yetifltirmek üzereÖzel Harekat Polis Okullar›’n›naç›lmas›n› sa¤lad›. O Emniyet Ge-nel Müdürü koltu¤unda otururken,Diyarbak›r’dan ‹zmir’e, ‹stanbul’aülkenin her yerinde infazlar, katli-amlar, kontrgerilla sabotajlar› bir-birini izledi.

Bu dönemine iliflkin daha sonrayapt›¤› aç›klamalardan birinde“ABD’yle anlaflt›k, önümüz aç›ld›,gerekli maddi deste¤i ald›k” diye-cekti. Anlaflman›n pratikteki karfl›-l›¤›, binlerce faili meçhul, yüzler-ce kay›p, binlerce infaz oldu.

Ve yine, Susurluk olay›n›n ar-d›ndan yapt›¤› aç›klamalardan bi-rinde de devletin bekas› için ““bbiinnooppeerraassyyoonn yyaapptt››kkllaarr››nn››”” aç›klad›.““DDeeflfliiffrree oollmmaamm››flfl aarrkkaaddaaflflllaa--

rr››””nn››nn hâlâ “görevlerinin bafl›ndaoldu¤unu belirtti.

Ve bütün bunlar›n mükâfat› ola-rak da DYP’den milletvekili seçi-lerek “dokunulmazl›k” z›rh› giydi-rildi.

Ülkemiz öyle bir ülke ki, geç-mifli böylesine “kanl›” biri, baflkahiçbir yer kalmam›fl gibi AADDAA--LLEETT BBAAKKAANNLLII⁄⁄II koltu¤unaoturtuldu.

Yetmedi, Aral›k 2002’de DYPGenel Baflkan› yap›ld›.

*

Evet flimdi bu ülkenin savc›la-r›na soruyoruz:

22 Temmuz’dan itibaren doku-nulmazl›k z›rh› bulunmayan Meh-met A¤ar’a yapt›¤›n› itiraf etti¤i““bbiinn ooppeerraassyyoonn””uunn neler oldu¤u-nu, bu operasyonlar›n kimlerin ka-rar›yla ve kimlerin kat›l›m›yla ger-çeklefltirildi¤ini soracak m›s›n›z?

Abdullah Çatl›lar’la, HalukK›rc›lar’la kurdu¤u iliflkilerin ger-çek muhtevas›n› soracak m›s›n›z?

Binlerce faili meçhul ve yüzler-

ce kay›p olay›n›n ayd›nlat›lmas›için A¤ar’a bildiklerini anlatt›ra-cak m›s›n›z?

Hiç kuflku yok ki, binlerce failimeçhulün nas›l bir politikayla, na-s›l bir örgütlenmeyle gerçekleflti-rildi¤i hakk›nda bbiirriinnccii ddeerreeccee--ddeenn bbiillggii,, ssoorruummlluulluukk vvee yyeettkkiissaahhiibbii bir isimdir Mehmet A¤ar.

Hiç kuflku yok ki, bugün birmezarlar› bile olmayan kay›plar›nak›betini do¤rudan bilebilecekisimlerin de bafl›nda gelmektedir.

Mesele, A¤ar’a bu sorular›n so-rulup sorulamayaca¤›ndad›r.

Gerçek flu ki, A¤ar’›n as›l do-kunulmazl›k z›rh›, parlamenterkimli¤inde de¤il, “ttooppllaayy››nn ddeevvllee--ttiinn zziirrvveessiinnii oorraaddaa aannllaattaayy››mm.. ZZaa--tteenn hheerrflfleeyy oorraaddaa kkaarraarrllaaflfltt››rr››lldd››””sözlerindedir. ‹flte bu sözler nede-niyle kimse dokunamaz A¤ar’a.

En k›sa sürede bunun kan›tlan-d›¤›n› görecek herkes. Parlamenterdokunulmazl›¤› kalkm›fl olmas›nakarfl›n, düzen, A¤ar’a dokunmaya-cak. Göreceksiniz!

Say›: 1115 13SUSURLUK

20 Temmuz’da Ankara’n›n gecekondu mahallelerindenHüseyingazi’de 45 dergi halka ulafl›rken, Adana ‹smetpaflaMahallesi’nde de 21 Temmuz günü Yürüyüfl okurlar› so-kaklardayd›. Antalya’n›n K›fllahan Meydan›’nda 21 Tem-muz’da sesimiz yank›land›. Polisin engellemelerine karfl›nyap›lan sat›flta, ba¤›ms›zl›k ve demokrasi üzerine mega-fonla konuflmalar yap›ld›. ‹zmir’de ise 40 haftad›r der-

gimizi halka ulaflt›ran okurlar›m›z, 21 Temmuz günü de, Buca Ku-ruçeflme Mahallesi’ndeydiler. 54 derginin halka ulaflt›r›ld›¤› faali-yet s›ras›nda, gecekondu halk›n›n yo¤un ilgisiyle karfl›laflt›lar.

Yürüyüfl sat›fllar› sürüyor� Ankara’da 21 Temmuz’da afifl yapan

BDSP’li Onur ‹nce, polisin sald›r›s›na u¤ra-d›. Sald›r›y› ‹HD’de düzenledikleri aç›kla-mayla protesto eden BDSP’liler, HÖC’lüle-re yönelik sald›r›y› hat›rlat›p, bu sald›r›lar›nazg›nlaflmas›n›n nedeninin polise verilenyetki oldu¤unu belirttiler.

� Bir baflka sald›r› da ‹stanbul’dayafland›. 20 Temmuz’da Mücadele Birli¤iPlatformu üyeleri, Tramvay Dura¤›’ndaseçimleri boykot ça¤r›s› eylemi yaparken,polisin sald›r›s›na u¤rad›lar. Sald›r› sonucu15 kifli gözalt›na al›nd›.

� Manisa’n›n Akhisar ‹lçesi’nde; Yanan-gün Öncü ve Birol Dirik isimli iki kifli, 24Temmuz’da keyfi flekilde gözalt›na al›nd›-lar. Gözalt›na al›n›rken “Kahrolsun Faflizm”sloganlar› atarken, savc›l›ktan serbest b›ra-k›lan iki kifliye, daha önce de polis taraf›n-dan, “Selahattin Erol nerede; ortal›kta gö-rünmüyor, sizin de sonunuz kötü olacak” gi-bi tehdit ve bask›larda bulundu¤u ö¤renildi.

Polis sald›r›lar› sürüyor

Trakya Kültür Merkezi 18 Temmuz’da, “Kültür Gecesi” ad›ylabir etkinlik düzenledi. 150 kiflinin kat›ld›¤› etkinlik TKM TiyatroToplulu¤u’nun sahneledi¤i iki perdeden oluflan “Seni Seviyorum”adl› oyunla bafllad›. Alk›fllarla karfl›lanan oyundan sonra TKM Ço-cuk Korosu dinleti sundu. 12 kifliden oluflan koro halk türkülerin-den oluflan dinletisini, “Güzel Günler Görece¤iz” flark›s›yla bitirdi.

Yaklafl›k iki saat süren etkinli¤in coflkusunu ne s›caklar etkile-yebildi ne de “ihbar var” diyerek savc›l›ktan izin ç›kart›p, gecedegörüntü alarak kitleyi tedirgin etmeye çal›flan sivil polisler.

TKM’de ‘Kültür Gecesi’ coflkusu

Page 14: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

14 EMEK 29 TTemmuz 22007

SEKA’n›n özellefltirilmesinin ar-d›ndan, kuruma ba¤l› bir çok fabri-ka da özel sektör aras›nda pay edil-miflti. Giresun Ka¤›t Fabrikas› dabunlardan biriydi. Milda isimli flir-kete sat›lan fabrikan›n önünde flim-di iflçilerin direnifli var.

‹flçiler özellefltirmelerin yap›l-mas›n›n ard›ndan ilk olarak, ücret-lerini alamamaya bafllad›lar. Tambefl ay boyunca patron, iflçileri maaflödemeden çal›flt›rd›. Özellefltirmetalan›ndaki pervas›zl›ktan ald›¤›güçle, yüzlerce iflçinin evine götü-rece¤i ekme¤i olup olmad›¤›n› el-bette düflünmedi. Patronun biravantaj› da, iflçilerin sendikas›z, ör-gütsüz olmas›yd›; nas›lsa iflsizli¤inbu kadar büyük oldu¤u bir ülkedeçal›flmaktan baflka çareleri yok diyedüflündü.

Gerici burjuva propagandalar›netkisiyle, iflçiler de sendikadan uzakdurmufl, sendika üyesi olmazsa pat-ronun kendilerine daha “olumlu”yaklaflaca¤›n› düflünmüfllerdi. Ya-n›ld›klar›n› yaflayarak gördüler.Özellefltirmenin açl›k, sefalet de-mek oldu¤una tan›k oldular.

Ücretlerini alamad›klar› befl ay›nard›ndan toplu olarak Selüloz-‹flSendikas›’na üye oldular. En do¤alAnayasal haklar›yd› bu, ancak te-kellerin ç›kar› sözkonusu oldu¤un-da bu ülkenin iktidarlar›n›n yasalar›da Anayasa’y› da delmekten, limelime etmekten çekinmediklerini deyaflayarak gördüler.

Sendikaya üye olmalar›n›n ar-d›ndan patron ücretlerini ödedi, an-cak bir flart› vard›: Sendikadan istifaedeceklerdi. Hatta fabrika önüneotobüs çekilerek “haydi notere” de-nildi. ‹flçiler reddettiler, haklar›n›savundular.

Bunun üzerine, tam 250 iflçi sen-dikaya üye olmalar› gerekçesiylekap› önüne konuldu.

15 Haziran’da iflten at›lan iflçiler,o günden bu yana fabrika önündedirenifle geçtiler. ‹flçiler gruplar ha-linde fabrika önüne gelerek bekli-yorlar. Sendika ise flu ana kadar ifl-çilerin direniflini büyütmek, sonuçalmak için ad›m atm›fl de¤il. Ki, Se-lüloz-‹fl SEKA’n›n sat›fl› günlerindeKocaeli fabrikas›ndaki iflçiler dire-nirken sadece izlemekle yetinmiflti.

D‹SK ve Maden-‹fl Genel Baflkan› Kemal Türkler, MHP’li faflistlerce katledi-liflinin 27. y›l›nda 20 Temmuz günü Topkap›’da bulunan mezar› bafl›nda an›ld›.

Türkler’in efli Sabahat Türkler, çocuklar› ve torunlar› ile Kemal Türkler Vakf›(KATEV), D‹SK yöneticileri, KESK yöneticilerinin de kat›ld›¤› anmada, “KemalTürkler Ölümsüzdür” slogan› atarak mezar bafl›na yürüyen grup sayg› duruflundabulundu. KATEV Baflkan Vekili Rasim Öz, katillerin 27 y›ld›r korundu¤unu,olaya ad› kar›flanlar›n milletvekili aday› oldu¤unu belirtirken, Birleflik Metal-‹fl

Genel Baflkan› Adnan Serdaro¤lu ise emek ile sermaye aras›ndakiçeliflkinin her geçen gün artt›¤›na dikkat çekerek, buna karfl› Türk-ler’in ö¤retti¤i flekilde mücadele etmeye devam ettiklerini söyledi.D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi de, Türkler’i mücadele alan-lar›nda anmaya devam edeceklerini dile getirdi.

D‹SK'e ba¤l› Deri-‹fl Sendikas› eski genel baflkanlar›ndan KenanBudak da, ölümünün 26. y›ldönümünde 24 Temmuz günü Silivrikap›Mezarl›¤›’nda an›ld›.

Öte yandan D‹SK-Sosyal-‹fl Genel Baflkan› Özcan Keskeç, uzunsüredir kansere karfl› verdi¤i mücadeleyi kaybederek, 19 Temmuzgünü yaflam›n› yitirdi. Sendikan›n genel merkezi önünde karanfiller-le u¤urlanan Keskeç Karfl›yaka Mezarl›¤›’nda topra¤a verildi.

Özcan Keskeç hayat›n› kaybetti

T ü r k l e rve Budakan›ld›

Ç.Ü.’de taflerona proteston AADDAANNAA-- Çukurova ÜniversitesiBalcal› Hastanesi’nde Dev-Sa¤-l›k-‹fl’e üye olduklar› için iflten at›-lan dört iflçi hakk›nda mahkeme-nin verdi¤i ifle iade karar›na ra¤-men, iflçilerin geri al›nmamas›,20 Temmuz günü iflçiler taraf›n-dan protesto edildi. SES üyeleriile Adana Tabipler Odas›’n›n dakat›ld›¤› eylemde ‘Tafleronlaflt›r-maya Hay›r’ slogan› at›ld›. Emek-çiler ad›na aç›klamay› yapan DevSa¤l›k-‹fl fiube Baflkan› MustafaHotlar, mücadelelerinin zorlukla-ra karfl›n daha güçlü sürece¤inibelirtti.

Eylemlere devam edece¤izn AANNKKAARRAA-- Yap›-Yol Sen GenelBaflkan› Bedri Tekin, üyelerinin in-sanca yaflanacak bir ücret elde et-mesi ve gifle memurlar›n›n çal›fl-ma koflullar›n›n düzeltilmesi içinbafllatt›klar› mücadeleyi sürdüre-ceklerini, talepleri karfl›lanmad›¤›takdirde ilk eylemlerinin köprüleriboflalt›p araçlar› ücretsiz geçirmekolaca¤›n› söyledi.

AKP’nin insanca yaflam ve sendikalhaklar› için mücadele ettikleri içinmemurlar› cezaland›rd›¤›n› belir-ten Tekin, yandafl› sendikalarakan tafl›maya çal›flt›¤›n› ifade etti.

SEKA’da özellefltirme iflsizlik getirdi, iflçiler fabrika önünde direniflte

Page 15: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Say›: 115 15EMEK

TOK‹’de ifl durdurman DDEERRSS‹‹MM-- Baflbakanl›kToplu Konut ‹daresi (TOK‹)taraf›ndan Dersim Merkezve Nazimiye ilçelerinde ya-p›lacak olan 156 konutuninflaat›nda çal›flan iflçiler,ücretlerinin ödenmemesiüzerine 20 Temmuz’da iflb›rakt›lar.

Sürgüne proteston BBUURRSSAA-- E¤itim-Sen Bur-sa fiubesi üyeleri, yaflanansürgünlere karfl› 21 Tem-muz günü valilik önündeeylem yapt›lar. fiube Bafl-kan› Kemalettin Y›ld›z’›nsürgün edilmesine karfl› ya-p›lan eylemde konuflanE¤itim-Sen Genel Baflkan›Alaattin Dinçer, valinin gö-rüflme taleplerini cevaps›zb›rakt›¤›n› belirterek, ‘bas›-na aç›klama yap›yor’ diyeflube baflkan›n›n sürgünedilmesinin haks›z ve hu-kuksuz oldu¤unu kaydetti.

Beksa iflçisi kazand›n AADDAANNAA-- Sabanc› Hol-ding’e ba¤l› Beksa’da ifltenat›lan Birleflik Metal-‹fl üye-si iflçilerin mücadelesi pat-rona geri ad›m att›rd›. ‹flçi-lerin talebini kabul etti¤iniduyuran patron, at›lan 206iflçinin 1 A¤ustos’tan itiba-ren iflbafl› yapmas›n› kabuletti.

TGS’den suç duyurusun ‹‹SSTTAANNBBUULL-- Türkiye Gaze-teciler Sendikas›, MerkezMedya’ya y›llar sonra sen-dikan›n girmesinin ard›n-dan, ‹nsan Kaynaklar› Mü-dürü Nurdan Acur’un bas›nemekçilerine, sendikadanistifa etmeleri yönündeform doldurtmaya çal›flt›¤›-n› belirterek, suç duyuru-sunda bulundu.

Hava-‹fl Sendikas› ile THY aras›nda11 bin 500 kifliyi ilgilendiren T‹S gö-rüflmelerinde anlaflma sa¤lanamamas›üzerine, sendika grev karar› ald›.

Grev karar› 20 Temmuz’da iflçilerinkat›l›m› ile THY Teknik Afi’ye as›l›r-ken, Genel Müdürlük önünde aç›klamayapan Hava-‹fl Genel Baflkan› AtilayAyçin, THY yönetiminin, iflçilerin ta-leplerine kulak t›kad›¤›n› belirtti. An-laflmak için 4 ayd›r ellerinden geleniyapt›klar›n› kaydeden Ayçin, buna kar-fl›n THY yönetiminin her dönemde oy-nad›¤› “son anda imzalarlar” oyununutekrar sahneye koydu¤unu belirtti.

Burjuva bas›n ve özellikle turizmsektörünün patronlar› grevi engellemekiçin harekete geçerken, gazetelerin hiç-bir iflçi direnifline yer vermedikleri ka-dar Hava-‹fl’in grev karar›na yer ver-dikleri, “sa¤duyu” ça¤r›s› yapt›klar›görüldü. Bu ça¤r›n›n Türkçesi ise, pat-ronun verdiklerini kabul edin demekti.

Tehditle ggrevi bbofla ç›karma ggiriflimleriAyçin greve ç›kmak için yasal süre-

nin dolmas›n› beklemeyebilecekleriniaç›klarken, THY yönetimi karfl› sald›r›-ya geçti. Öncelikle, bugüne kadar hiç-bir sorunlar›yla ilgilenmedi¤i iflçilerisendikaya karfl› k›flk›rtmaya çal›flt›. ‹fl-yerlerine “Grevin Kazanan› Olmaz”,“Yüzde 10.5-16 Oran›nda Zam Verdik”afiflleri yapt›rd›. Ard›ndan, grev oyla-mas› yapt›r›p sendikan›n karar›n› boflaç›karmak için imza toplamaya bafllad›.

THY Genel Müdürü Temel Kotil’in“çal›flanlar, inisiyatifi ele alarak grevkarar›n›n oylanmas›n› istiyorlar. Bu ko-nuda heyecanl› olduklar›n› ve imzatoplad›klar›n› biliyorum” aç›klamas›yaparken, Atilay Ayçin, bunun yalanoldu¤unu belirterek, imzalar›n zorlatopland›¤›n› aç›klad›. Ayçin, iflten atmatehdidi ile imza topland›¤›na dair elle-rinde belgelerin oldu¤unu belirtti.

THY yönetimi bir yandan iflçilerüzerinden tehditle sonuç almaya çal›-fl›rken, öte yandan sendikay› “turizmsezonunun en canl› döneminde grev

karar› alarak ülke ekonomisine zararvermek” ile suçlay›p grevi yasaklatma-n›n zeminini yaratmak istiyor. Bununlakalmayan THY yönetimi, nihai teklifinHava-‹fl taraf›ndan reddedilmesinin ar-d›ndan lokavt (grev bitmedi¤i zamanpatrona iflçiyi iflten ç›karma hakk› ve-rilmesi) karar› ald›¤›n› duyurdu.

Can ggüvenli¤i ttalebi bbile karfl›lanm›yorAnlaflmazl›k; ücretler, çal›flma saat-

leri, esnek çal›flma modeline geçifl gibibirçok noktada yaflan›rken, Hava-‹fl ifl-çileri yüzde 23.9 zam talep ediyor. Bu-na karfl›n THY yönetimi yüzde 10.5zam önerirken, son olarak idari madde-lerde iyilefltirmeler öngören nihai teklifverdi. Sendika bu teklifi de reddeder-ken, THY yönetimi, sendikan›n “haya-ti önemde” gördü¤ü kimi maddeleritart›flma konusu dahi yapmaya yanafl-mad›. Bu maddelerin a¤›rl›kl› bir bölü-mü ise, uçufl güvenli¤i ile ilgili. Yani,THY’yi, çal›flanlar›n›n güvenli¤i dahiilgilendirmiyordu.

G revin kkazanan› oolur!Lokavt karar› ve çeflitli bask› yön-

temleri ile grevi bafllamadan k›rmaya,etkisizlefltirmeye çal›flan THY yöneti-minin tavr›, AKP iktidar›ndan ba¤›ms›zde¤ildir. THY yönetiminin izledi¤iyöntemler, iflçilerin taleplerini demago-jik gerekçelerle reddetmesi, di¤er pat-ronlar›n, AKP’nin zihniyetinden fark-s›zd›r. THY yönetimi mevcut kötü ça-l›flma koflullar›n›n sürdürülmesini veesnek çal›flma gibi sömürüyü yo¤unlafl-t›ran yöntemlerle daha da a¤›rlaflt›r›l-mas›n› dayatmaktad›r.

Hava-‹fl flu ana kadar bu dayatmalar,tehditler karfl›s›nda geri ad›m atmad›.Bu tutumunu sürdürmelidir.

“Grevin kazanan›” olur; zaten tarih-sel olarak da iflçi s›n›f›n›n en önemli si-lah›, hak kazanma yöntemi olarak orta-ya ç›km›flt›r. Sermaye cephesinin sald›-r›s› ne denli boyutlu olursa olsun; Ka-rarl› ve dayan›flmay› güçlü bir flekildeören grevin kazanmamas› için hiçbirneden yoktur.

THY’de greve do¤ru

Page 16: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

16 GENÇL‹K 29 TTemmuz 22007

Seçimleri geride b›rakt›k. Düzenpartileri vaatleri, yalanlar›, flakla-banl›klar›yla halk› kand›rmaya ça-l›flt›lar. Milyonlarca YTL reklamkampanyalar› çöpe gitti. Peki so-nuç; kazanan emperyalistler ve ifl-birlikçi oligarfli, kaybeden halk ol-du, gençlik oldu. De¤iflen hiçbir fleyolmayaca¤› aç›k. AKP de¤il, baflkabir parti seçilse yine bu gerçek de-¤iflmeyecekti. Çünkü hiçbir parti-nin ba¤›ms›zl›k, demokrasi gibi he-defleri yok.

Sonuç olarak, 22 Temmuz se-çimleri, ülkemizde yaflanan de-mokrasicilik oyununun bir parças›olarak sergilendi ve bitti. Ortada“büyük demokrasi flöleni” oldu¤u-nu söyleyenler yalan söylüyor,binbir türlü yolla, halka kendini so-yacaklar›, zulmedecekleri seçtir-menin ad› demokrasi de¤ildir.

Gençlik aç›s›ndan da durumfarkl› de¤ildir. Y›llardan beri düzenpartileri gençli¤in deste¤ini almakiçin onlar› aldat›p s›ralad›klar› va-atlerden hiçbiri yerine getirilme-mifltir. AKP iktidar›n›n 2002 seçim-lerinde verdi¤i sözlerin hangisi ye-rine getirildi. Erdo¤an, meydanlar-da “kay›t paras›na son verece¤iz”diyordu, 4,5 y›l boyunca bu soygunsürdü. O¤lunu, k›z›n› kaydetmekiçin giden velileri soymaya devamettiler, paras› olmayanlara okullar-da temizlik yapt›r›ld›¤›na tan›k ol-duk.

22 Temmuz’dan sonra da butablo de¤iflmeyecektir. Çünkü hiç-bir düzen partisi IMF ve DünyaBankas›’yla ba¤lar›n› kopartamaz,Amerika’ya ve Avrupa Birli¤i’ne ta-v›r al›p ba¤›ms›z bir ülkeyiz diye-mez. Çünkü ç›karlar› ortakt›r. Hep-si bu halk› sömürerek, son lokma-lar›na kadar almaya çal›flarak se-miriyorlar.

Tüm partiler “ÖSS’yi kald›raca-¤›z” diyordu. Her seçim dönemininklasik yalan›d›r bu. Ancak aradangeçen y›llara ra¤men de¤iflmez bu

sistem. Hatta bununla da kalmaya-rak, üniversiteyi kazanan az say›-daki gence daha fazla paral› e¤iti-mi dayatt›lar. Çünkü IMF böyle is-

temifltir, on-lara uygula-mak düfler.AKP, “her-kes üniver-

site okumak zorunda de¤il” diyor.Peki onlara farkl› bir alternatif misunuyor; elbette hay›r, onlara su-nulan iflsizlikten baflka bir fley de-¤ildir.

Gençli¤in sosyal ve kültürelhaklar›n› hangi düzen partisi sa¤la-yabilir? Hiçbiri! Üniversite gençli¤i-ne sa¤l›kl› yurtlar yapmak, kütüp-haneler, bilgisayar laboratuvarlar›kurmak, bilimsel araflt›rma mer-kezleri kurmak, sportif ve sosyaltesisler oluflturmak hiçbir düzenpartisinin gündeminde yoktur.Çünkü bunlar› “masraf” olarak gö-rürler, tekellerin ihtiyaçlar›n› karfl›-lamaya hizmet etmeyecek hiçbiryat›r›m› yapmazlar. Bunun yerinevarolan tesisleri nas›l satacaklar›n›,sermayeye nas›l kâr alanlar› aça-caklar›n› düflünürler.

E¤itim, en temel hak ve özgür-lüklerin bafl›nda say›l›r. Ancak bu-gün e¤itim paral› hale gelmifl, birlüks olmufltur. Harçlar, kay›t paras›soygunu sisteme hakim olmufltur.Liselilere tek yol dersaneler olarakgösterilmektedir. Bu durumun tümsorumlusu, emperyalizmin ve ifl-birlikçi oligarflinin ç›karlar›na hiz-met eden, onlar için yasalar yapanhükümetlerdir, düzen partileridir.

DYP’si, ANAP’›, MHP’si, SaadetPartisi, CHP’si, AKP’si ile tüm parti-ler bu suçu ifllemifltir. Hükümetolan bütün partilerin gençli¤e yö-nelik politikalar›n›n temelini apoli-tiklefltirme, yozlaflt›rma, hak gasb›olmufltur. Bugün gençli¤in içindebulundu¤u durumu fazla söze ge-rek b›rakmayacak niteliktedir.

Dokuz Eylül Üniversitesi’ndenProf. Dr. ibrahim Arma¤an, yapt›¤›araflt›rmada, gençli¤in 40’›n›n mut-suz oldu¤unu söylüyor. Gençlerinyüzde 80’i, e¤itimi zenginleflmeninyolu olarak görüyor. 15–34 yaflaras› gençli¤in %9,7’si en az bir de-fa uyuflturucu kullanm›fl. ‹ntiharla-r›n %55’i de yine bu yafl aral›¤›nda;düzen gençli¤i umutsuzlaflt›r›p öl-

dürüyor.

“Seçim çare de¤il” derken kas-tetti¤imiz, bu sonucu yaratanlar-dan çözüm beklenemeyece¤idir.Tüm iflbirlikçi iktidarlar bu araflt›r-mada çarp›c› olarak ortaya ç›kansonucun yarat›lmas›nda pay sahi-bidirler. Gençli¤imizin gelece¤i fluveya bu düzen partisinde de¤ildir.AKP iktidar›n›n e¤itim politikas› vegençli¤e yönelik genel politikalarda bu gerçe¤in d›fl›nda de¤ildir.Aç›k ki, ülkeler ne derse, AKP bu-nun d›fl›na ç›kmayacak, ideolojikyap›s› gere¤i gerici e¤itimi daha dakoyulaflt›racakt›r.

Ekonomisinden, sosyal ve kül-türel yaflam›na, e¤itim politikas›n-dan gelir da¤›l›m›n›n eflitli¤ine ka-dar her alanda halk› düflünen, hal-k›n ç›karlar›na göre flekillenen birdüzen, gençli¤in sorunlar›n›n daçözümü olabilir. Tüm iktidarlarbunlar›n tersini yapm›flt›r. AKP ise,her fleyi gözü kapal› tekellere sat-ma konusunda pervas›zd›r.

Tüm taleplerimizin, ö¤rencilikhaklar›m›z›n tan›nmas›, paras›z, bi-limsel, anadilde e¤itim hakk›m›z,gelecek kayg›lar›m›z›n çözümlen-mesi, sosyal-kültürel yozlaflman›nsebep ve sonuçlar›n›n ortadan kal-d›r›lmas›na yönelik politikalar be-lirlenip uygulanmas›, ancak tekel-ler için de¤il halk için çal›flan bir ik-tidar›n yapabilece¤i fleylerdir.

Düzenin seçim oyunu, tüm halkkesimlerinin, özellikle de gençli¤inböyle bir iktidar için mücadele et-mesinin önüne geçmek için oyna-n›r. 22 Temmuz’da da olan budur.

Bu ülkenin devrimci gençli¤ine,bize düflen görev ise, bu oyunun fi-güran› olmay› reddederek düzengüçlerinin bu oyunlar›n› bozmak-t›r. Gençli¤in akademik-demokra-tik mücadelesiyle halk›n devrimciiktidar› için mücadelesini birleflti-rip, gerçek alternatif için, ba¤›ms›z,demokratik, sosyalist Türkiye içinmücadele etmektir.

Bunu gerçeklefltirdi¤imiz ölçüdekazanmam›z›n önünde hiçbir engelyoktur.

Çünkü do¤ru olan biziz. Bununiçin gelecek bize aittir.

Gençlik Federasyonu

Gençli¤e hiçbir fley veremezler

Page 17: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

“Seçim Çare De¤il” diyen87 kifli tutukland›. Bu ülkededemokrasinin varolup olmad›-¤›na daha baflka hangi kan›t›ar›yorsunuz?

‹flte demokrasi dedikleri al-datmaca bundan ibaret.

Ça¤dafl Hukukçular Derne¤iGenel Merkezi, bu durumu çokdaha çarp›c› flekilde flu örnekledile getiriyor:

““AAnnkkaarraa MMaahhkkeemmeelleerrii ss››kk››--yyöönneettiimm ddöönneemmiinnddeenn bbeerrii bbuuççaappttaa vvee mmaahhiiyyeettttee ""ttoopplluu ttuu--ttuukkllaammaa"" yyaappmmaamm››flfltt››rr..””

S›k›yönetim yok, ‘sivil’AKP hükümeti var!

Askeri mahkemeler yok, ‘si-vil, ba¤›ms›z’ mahkemeler var!

Peki fark? Hiçbir fark olma-d›¤› ortada. S›k›yönetimler neyap›yorsa, askeri mahkemelerhalk›n mücadelesine nas›l yak-lafl›yorsa; hükümet ve yarg› daayn›s›n› yap›yor.

Evet, meydanlar tanklartaraf›ndan kuflat›lm›fl de¤il,ancak demokratik bir eylem-de insanlar›n etraf›n› binler-ce polis kuflatarak terör es-tiriyor, gaza bo¤uyor. Bafl-kentin ortas› teröre kesiyor.

Hiçbir fliddet içermeyen, demok-ratik bir eylemde yaflanan bu vahfletve toplu tutuklama ancak s›k›yöne-timlerle, aç›k faflist cuntalarla k›yas-lanabilir. Bizim “sömürge tipi fa-flizm” dedi¤imiz de iflte budur. Gö-rünürde demokrasi vard›r, ancak bu,halk›n önüne sand›k koyman›n öte-sinde bir anlam tafl›maz, “halk›n yö-netti¤i” bir rejim de¤ildir, halk›nhak ve özgürlükleri yoktur. Yüzünüistedi¤i kadar maske taks›n, görmekisteyenler için her f›rsatta kendinigösterir faflizm.

Ankara’da yaflanan da budur!

Oligarflinin Avrupa Birli¤i des-tekli “demokrasi” balonu, Anka-ra’da polisin coplar› alt›nda patla-m›flt›r. ‹ktidar›n, düzeniçi hukuk ku-rumlar›n›n, AB’ci demokratlar›nsuskunlu¤u da bundand›r. Bu ülke-de demokrasinin ‘d’sinin bulunma-

d›¤›n› söylemek d›fl›nda bu konudasarfedilebilecek tek bir cümle yok-tur, onlar da bunu söylemekten kaç-maktad›rlar.

TAYAD’l›lar Trabzon’da linçedilmek istendi¤inde, demokrasibalonunu çeflitli yalanlarla yama-maya çal›flm›fllard›.

“Vatandafl tepkisi” demifller,“TAYAD’l›lar da halk› tahrik etti”diye saçmalam›fllar, “Trabzon’da FTipi yok ki, ne iflleri var orada” gibiakla ziyan teoriler gelifltirmifller,linci örgütleyen polisi de “kurtar›c›”ilan etmifllerdi.

Ankara’da bu tür teorilere de yeryoktur. Aç›k bir vahflet, mahkeme-lerde süren aleni bir hukuksuzlukvard›r.

Demek ki, hükümeti, muhalefe-ti, tekelleri, Avrupa Birlikçileri ilesözünü ettikleri demokrasi ve hu-

kuk anlay›fl› flu:

Biz halka yalan vaatler-de bulunaca¤›z, aldat›p sö-mürü düzeninin devam›n›sa¤layaca¤›z, ama kimsebuna karfl› ç›kmayacak;

Bu dayatma karfl›s›ndahiçbir farkl› düflünce seslendirilme-yecek;

Kimse iflbirlikçili¤e laf etmeye-cek, demokrasi flarlatanl›¤›n›n mas-kesini indirmeyecek, ba¤›ms›zl›k vedemokrasi istemeyecek!

Peki isterse ne olur;

A¤z› burnu k›r›l›r, komal›k edi-lir, ci¤erleri patlat›l›r, s›k›yönetimmahkemelerini aratmayan tutukla-malarla “hadleri” bildirilir!

Kim hangi demokrasiden sözediyor böyle bir ülkede?

Sözünü ettikleri demokrasinintek anlam› flu: Çarklar› kendi ç›kar-lar› için döndüren bir oyun!

Böyle bir demokrasiyi reddedi-yoruz; ba¤›ms›zl›k ve gerçek de-mokrasi için mücadeleyi sürdürece-¤imizi, bir kez daha yüksek sesleilan ediyoruz.

Say›: 115 17DEMOKRAS‹

87 kifli ve demokrasi balonu

Haklar ve Özgürlükler Cephesiüyeleri, Ankara’da yaflanansald›r›ya iliflkin, 25 Temmuzgünü ‹stanbul’da SultanahmetAdliyesi’nde suç duyurusundabulundular. “Ba¤›ms›zl›k veDemokrasi ‹stedikleri ‹çin Tu-tuklananlar Serbest B›rak›ls›n”pankart› açan HÖC üyeleri,ba¤›ms›zl›¤› ve demokrasiyisavunduklar› için bedel öde-diklerini belirttiler. Aç›klamayapan Öznur Turan, “tümdünyan›n gözleri önünde de-mokratik bir hakk›m›z› kullan-mak isterken burjuvazi “de-mokrasi” anlay›fl›n› sergile-mekten çekinmedi. Demokra-sicilik oyununun en çok sergi-lendi¤i günlerde, Ankara'n›norta yerinde kan revan içindeb›rak›ld›k” dedi.

Aç›klamada, ‘‘EEmmppeerryyaalliizzmmeeKKaarrflfl›› ÇÇ››kkmmaakk SSuuçç DDee¤¤iillddiirr,,DDeemmookkrraassii ‹‹sstteemmeekk SSuuçç DDee--¤¤iillddiirr,, BBaa¤¤››mmss››zzll››kk ‹‹sstteemmeekkSSuuçç DDee¤¤iillddiirr’’ sloganlar› at›ld›.

Page 18: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Amirlerinden destekli tacizler dizboyuAnkara Temel Haklar Baflkan› Semiha

Eyilik (42):Yüksel Caddesi’nde polisler et-

raf›m›z› s›ms›k› kuflatt›lar; arkayabakt›m, o¤lum orada. Ya-n›mda Mehmet Yaflar var-d›. Birbirimize s›ms›k› sa-r›ld›k. Polisler kalkanlar›nalt›ndan sürekli tepiyor vetuhaf bir ses ç›kar›yorlard›.Arada bir arka taraftakigruptan polisler öndekilerieziyor, kafalar›m›za hamle

yap›yorlard›. Mehmet’i ald›lar, benbaca¤›na sar›ld›m, di¤er çocuklar dabana sar›ld›. Mehmet’i eziyor, çi¤-niyorlard›. Bu gözalt›na almak falande¤ildi. ‹nsanlar› linç etmek gibi birfleydi. Her taraftan sald›rm›fllar.Karfl›mda SES MYK üyesi Meryemde birilerini korumaya çal›fl›yordu.O anda saç›mdan bir tuttular, burnu-ma a¤z›ma vurdular. Önce yere att›-lar, sonra gözalt› arac›na götürdüler.Araca dayad›lar, bir an için bayanpolis arad›lar üstümü aramak için;bulamay›nca, "bunlar›n bayan› er-ke¤i mi olur" deyip elle arama yap-t›lar. Araçta çocuklara sürekli sald›r-d›lar. ‘Seçim çare de¤il ha görürsü-nüz’ tehditleri hiç bitmedi.

17 Temmuz sabah› Adli T›p Ku-rumu’na götürülüyoruz. ‹tifle kak›flabindirildik. Adliye Saray›’na geldik,bizim araçta hiç bayan polis yoktu.Yan›mda bir tane zibidi oturuyordu.Önce bu kolunu benim oturdu¤umkoltu¤un tepesine sallad›. "Çek ko-lunu” dedim. Hiç oral› olmad›. O s›-rada iki sivil de bindi. San›r›m amir-leri –çevik amiri hariç- ben tekrar“çek elini” dedim. Yine oral› olma-d›. Ben sesimi yükselterek "sana ai-len hiç mi terbiye vermedi” dedim.

Polisler sürekli taciz ettiler. "Di-¤er arabadakiler daha iyi ba¤›r›yorbiz flanss›z›z lan di¤er arabadakilerflansl› onlara genç düflmüfl, bizeyafll›lar düfltü. ‹dare edece¤iz art›k”diye konuflunca ben de ne kadar ter-biyesiz olduklar›n› söyledim, amiri-ni ça¤›rd›m. Amirleri onlar öyle ter-biyesizlik etmez, o en yak›fl›kl›s›onun için oturttuk oraya dedi. Ya-n›mdaki zibidi, “benimle idare ede-ceksin art›k, bize k›rk yafl›ndakilerdüfltü” deyip duruyor. Arkas›ndanda “amirlerimiz art›k bize bir ha-mam ›smarlar” diyor. Çevik amir-leri yan›nda o da destekliyor onlar›.

Ben hayat›mda insan-lar›n bu kadar i¤rençlefle-bilece¤ini düflünmemifl-tim. Ve bunlar olurken o

sivil k›l›kl›lar karfl›da otu-rup bakt›lar. Birinin yafl›55–60, pis pis s›r›t›p durdu.Ben insan olarak onun o ha-linden utand›m. Bu i¤renç-

likleri yaflatanlar› lanetliyorum. 18Temmuz’da kad›nlar ve çocuklarolarak savc›l›ktan sal›nd›k.

Abdi ‹pekçi’de topland›k ve benbu tacizleri arkadafllarla paylafl›rkenbunlar›n sadece benim ve yan›mda-kilerin yaflamad›¤›n› di¤er anlat›-lanlardan ö¤rendim. Dehflete kap›l-mamak elde de¤il. 18 yafl›ndan kü-çük iki k›z›m›za, iki çevik aralar›naalarak tacizde bulunmufl. Gözalt›n-da bir bayan arkadafl›n tecavüz ilekorkutuldu¤unu duydum. "Seni tekodaya alaca¤›z, tecavüz edece¤iz"diyen insan olabilir mi?

Nezarete bile gaz bombas›Ankara Gençlik Derne¤i Genel Sekrete-

ri, DTCF ö¤rencisi Ebru Gürler (26): Meclise yürütmedikleri için

marfllar›m›zla, sloganlar›m›zla otu-rarak protesto ediyorduk. Sald›ra-caklar›n› anlad›¤›m›z an kol kola gi-rerek kenetlendik. Dört bir taraf›m›zsar›ld›. Bizi dövmek için birbirlerinieziyorlard›. Ellerinde ne varsa vuru-yorlard›. Kalkan, kask, tekme, nebulurlarsa, nereye gelirse oraya. Enson kafam› kald›rd›¤›mda önlerin-deki grup bizdik, sald›rmaya baflla-d›lar. 15-20 çevik kuvvet polisininaras›nda kald›m. Yerde tekmeleme-ye bafllad›lar. Her yerden tekme ge-liyordu, kafam› kald›r›nca silah›nkabzas›yla surat›mavurdular. Hat›rlad›¤›m;ringe kadar bir koridor-dan geçti¤im ve tekme,tokat ringe at›ld›¤›m...Ringin içinde hakaret-ler, küfürler katmerlen-di. Arkadafllar›m›z ke-lepçelerden elleri fliflti.

Üst aramas› erkekpolislerin yan›nda ya-

18 RÖPORTAJ 29 TTemmuz 22007

16 Temmuz vahfletini yaflayanlar anlat›yor

Sokaktan emniyete; kesintisiz iflkence, taciz ve ahlâks›zl›k

Haklar ve Özgürlükler Cep-hesi üyeleri; “Seçim Çare De¤il,Ba¤›ms›zl›k ve Demokrasi Mü-cadelesine Kat›l” kampanyas›-n›n son eyleminde, 16 Temmuzgünü Meclis’e yürümek ve de-mokratik haklar›n› kullanarakaç›klama yapmak istedi.

Ancak bu ülkede demokrasi-nin olmad›¤›, AKP’nin faflizmisürdüren bir iktidar oldu¤u ogün bir kez daha görüldü. Bafl-kentin orta yerinde, “demokra-sinin” göstergesi olarak sand›k-lar›n halk›n önüne konulmas›n-dan hemen önce, iktidar kendi-si gibi düflünmeyenlere vahfletuygulad›. 154 kifli gözalt›naal›nd›, 87 kifli tutukland›. Tutuk-lananlar da, serbest b›rak›lanlarda yara bere içindeydiler.

Biz de bu vahfleti yaflayan,sald›r›ya u¤rayan ve mahkeme-den serbest b›rak›lan HÖC’lü-lerle görüfltük. AKP’nin ve onunpolisinin ahlâk›n›, demokrasikültürünü, kafa yap›s›n› anla-mak için fazla söze gerek yok;onlar› dinlemek yeterli!

Page 19: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

p›ld›. Ayakta duramazken ayaktazorla arama yapt›lar. Arkadafllar ka-p›lar› dövmeye bafllad›lar, tedaviedilmemi istediler. Bir arkadafl› yu-kar› ç›kar›rken tokatl›yorlard›. Hertokatta "bak bu sefer iyi ç›kt›" di-yorlard›. Bir baflka tarafta bir arka-dafl›n üstüne 5 çevik bas›yordu.Hastane için araca bindirildim. Birkifli daha vard›, bindirirken polislerhâlâ vuruyorlard› arkadan. Hastane-de boyunluk tak›lm›fl, kollar›n› ha-reket ettiremeyen biri vard›. Trafikkazas› sand›m. Bizim arkadafllardanbiri, Bülent Kemal abiydi, kula¤›y›rt›lm›fl, kollar›n› oynatam›yor, yü-rümekte zorlan›yordu. Benim teda-vime baflland›¤›nda sivil polislergazl› bezlerle, yaral› olmad›klar›halde kollar›n› parmaklar›n› sard›-lar, böylelikle rapor ald›lar.

Sonra nezarete tekrar döndük.Zorla parmak izi ald›lar. Di¤er arka-dafllara da yüksek sesle müzik din-letmifller duyulmas›n diye. Alt kat-lardan 盤l›k sesleri geliyordu, ifl-kence yapm›fllar, gaz bombas› at-m›fllar, ›slatm›fllar. Adliyede b›rak›l-d›¤›m›zda avukatlar›m›z›n üstüneyürüdüler, yedi¤imiz daya¤›n yan›-m›za kâr kald›¤›n› söylediler.

Bize vatan haini dediler; "NeABD Ne AB” dedi¤imiz için, seçimyoksullu¤a, iflsizli¤e çare de¤il de-mokratik, ba¤›ms›z Türkiye dedi¤i-miz için biz vatan hainiydik.

Bize flerefsiz diyenler; 16 yafl›n-da çocuklara, 40 yafl›nda analara el-le ve sözle tacizde bulunanlar flerefsahibiydiler. Yeni çeviklere iflleriniö¤retmek için üstümüze azg›nca sa-lanlar fleref sahibiydiler.

Tüm bayanlara iflkence yapt›lar, taciz ettiler

G.Ü. Biyoloji Ö¤rencisi,Ankara Gençlik Derne¤i Say-man› Evrim Yücel (22):

Sald›rmak için birbir-leriyle yar›fl›yorlard›.Önde birkaç çevik güyaengellemeye çal›fl›yordu,fakat kameralar uzaklafl-

t›r›ld›¤› anda azg›nca sald›rd›klar›n›gördüm. Birbirimize kenetlenmifl-tik, ay›rmaya çal›flt›lar, kollar›m›zatekmeler at›yor, küfürler savuruyor-lard›. Yan›mdan Ebru’yu saçlar›n-dan tutarak ald›lar. Tepemde en az10 polis beni tekmeliyor, saçlar›m-dan sürüklemeye çal›fl›yordu. 5-6erkek arkadafl› ellerinden kelepçele-mifl, yere birbirlerinin üzerine at-m›fllard›. Beni de üzerine att›lar. Bus›rada a¤›zlar›ndan "yürü kaltak, sa-na soraca¤›z" gibi küfürler, tehditlereksik olmuyordu. Otobüste gördü-¤üm ise tam bir vahfletti, üstü-bafl›,eli -yüzü kan içinde bir sürü arkadaflvard›. U¤ur’un elleri morarm›flt›,"flu kelepçeyi ç›kar›n sakat kalaca-¤›m" diye ba¤›r›yor, çevikse küfür-lerle karfl›l›k veriyor, anahtar›n ol-mad›¤›n› söylüyordu. "O zaman ke-sin” dedi¤imizde polisin cevab› iseinsana ne kadar de¤er verdiklerinigösteriyordu; "olmaz kesemem o ke-lepçe 5 dolar" dedi.

Emniyete gelince arabadan zorlaindirdiler, bir süre yerde tekmeledi-ler, sonra iki bayan polis küfrede-rek, kollar›ma t›rnaklar›n› geçire-rek, saçlar›m› çekerek sürükledi.Polisler bayan arkadafllardan biriniar›yor, arkadafl›n "‹nsanl›k Onuru‹flkenceyi Yenecek" diye slogan ses-leri geliyordu. Arama s›ras›nda daiflkenceye maruz kald›m. ‹ki bayanpolis biri aya¤›ma tekme vurarakyere düflürdü di¤eri üzerime oturdu.Ben ç›rp›nmaya bafllay›nca erkeksivillerden ikisi bacaklar›mdan tu-tup yerde sürüklediler, küfür edi-yorlard›. Bir ara aya¤a kalk›p kad›npolislerden birini itmeye çal›flt›m,"sen bana nas›l el kald›r›rs›n fahifle"diye sald›rmaya bafllad›. Saçlar›m›yoluyor kafam› yere vurmaya çal›-fl›yordu. Benim d›fl›mda 21 bayanarkadafl benzer flekilde dayak yiye-rek arand›lar. Özellikle Nurgül’üfazla dövdüler. Nurgül’ün "arkadafl-lar bana iflkence yap›yorlar" diyehayk›r›fllar›n› hiç unutmayaca¤›m.

Gözalt›nda kald›¤›m›z süre bo-yunca da sald›r›lar sürdü. Sürekliküfür ve hakaretler, "sizin fiyat›n›zkaç para" diye sorup kahkahalar at›-yorlard›. Parmak izi al›rken bile te-

Say›: 1115 19RÖPORTAJ

Gerçeklerden korktularEmekli M u s a A y k a n a t (51):Çözüm devrim diyoruz.

Bunu vurgulamak istedi¤i-miz için Ankara’ya yürü-dük, bu sesi hep hayk›rd›k.Biz bu seçimden bir fleybeklemiyoruz. Bu meclisçözüm üretemez demek is-tedi¤imiz için sald›r›ya u¤-rad›k. Çünkü bu sesin du-yulmas›n› istemiyorlar. Ya-lanlar söylenirken, bofl vaatlerden ge-çilmezken bizim orada gerçe¤i hay-k›rmam›za engel olmak istediler. On-lar gerçeklerden hep korkmufllard›r.Bize sald›r›lar›n›n boyutu da bu kor-kular›n› gösterdi. Biz müdahale, tu-tuklamada olabilir diyorduk. Çünkübu sistemi tan›yoruz. Ama gerçektenhem sald›r›larda hem de tutuklama-larda çok pervas›zd›lar.

Biz niye seçim çare de¤il diyoruz.Yaflad›klar›m›z gösteriyor ki 15 seçi-min yapamad›¤›n› 16. seçim de yapa-mayacak. Çare olamazlar mümkünde¤il bu. Çünkü bu sistem meselesi-dir. Bu ülkede hükümetlerin de¤ilsistemin de¤iflmesi gerekir. Seçim-den sonra zam, zulüm, iflkence halkayeniden dönecektir. Hiçbir fark ol-mayacak yaflam›m›zda hep birliktebir kez daha görece¤iz.

*

Gümrükçü F i l i z Y ı l m a z (24):Bu eylem sistemi sorgulayan bir

eylemdi. Biz varolan› söyledik. De-mokrasinin olmad›¤›n› söyledik. Se-çim çare de¤il dedik. Bunun nedenle-rini aç›klad›k. Ve çözümün yolununhayk›rd›k. Bu da rahats›zl›k yaratt›.Tam seçim arifesinde bunlar› söyle-mek ifllerine yaramad›. Hiç beklen-meyecek bir durum de¤ildi u¤rad›¤›-m›z sald›r›. Demokrasinin olmad›¤›yerde sald›r›lar pervas›z oluyor. Bizeylemimizle insanlar› alter-natif çözüme ça¤›r›yoruz.Bu kadar basit. ‹flte sald›-r›n›n as›l nedeni bu. Yanibu sesi kendileri için tehli-ke gördüler ve sald›rd›lar.Demokrasi ve ba¤›ms›zl›kmücadelesine kat›l demeyedevam ediyoruz.

Page 20: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

ker teker dövdüler.

Gözalt›nda sürekli taciz ettiler.Biri, "bunlar›n k›zlar› da pek güzeloluyor yaz›k ediyorlar kendilerine"gibi fleyler söyledi. Saç›mdan sü-rükleyerek parmak izi almaya gö-türdüklerinde 15 polis beni ortalar›-na ald›. Bayan erkek kar›fl›kt›. Birisaç›mdan çekiyor, biri gözlerimi ka-pamaya çal›fl›yor bir di¤eri de aya-¤›mdan tutup havaya kald›r›yordu.Parmak izini ald›ktan sonra merdi-venlerden sürükleye sürükleye ne-zarete indirdiler. Nefesim kesilmifl-ti, bo¤ulaca¤›m sand›m. Di¤er arka-dafllara da ayn› fleyleri yapm›fllar.Adliyeye götürürken de taciz sürdü.

‹flkencenin ödülü 105 YTLLise ö¤rencisi Ahmet Sarg›nda¤ (17):Ben orta taraftayd›m, polisin ne-

ler yapt›¤›n› çok iyi gördüm. Anala-r›m›z›, k›z arkadafllar›m›z› saçlar›n-dan tutup sürüklüyordu. Ald›klar›n›polis koridorundan iflkence yaparak

geçiriyorlard›. S›-ra bana geldi¤indetekme, cop ve si-lah dipçikleriyleyerlerde sürükle-yerek arabaya al-d›lar. Arabada ifl-kence daha da ar-

t›r›ld›, herkesin eli yüzü kan için-deydi. Kelepçelemek için de iflken-ce yapt›lar ve plastik kelepçeleri bi-leklerimizi kesene dek s›kt›lar. Buhalde de dövdüler. Bayan arkadafl-lar›m›za ahlâks›zca küfürler ederektacizde bulundular. Bizler buna kar-fl› ç›k›nca arabaya gaz bombas› att›-lar. Nefes bile alam›yorduk, yine desloganlar›m›z› at›yorduk. Onlar›nmaskesi vard›, biz nefes alam›yor-duk. Müzik açarak oynamaya baflla-d›lar. Bayg›n halde emniyete getiril-dik. Burada da yerlere f›rlatarakcoplarla sald›rd›lar. Yüzüm gözümkanlar içinde kalm›flt›. Biz sloganatt›kça küfredip dövüyorlard›. Ken-dimi kaybettim ve gözlerimi hasta-nede açt›m. Her yan›m a¤r›yordu.Hastanedeki sivil polisler oradakigenç arkadafllar›m›z› tehdit ediyor,ajanl›k teklif ediyorlard›. Kafl›ma üçdikifl att›lar. Sabaha karfl› tekrarTEM’e getirdiler, yine azg›nca sal-d›rd›lar. El ve ayaklar›m›z› kelepçe-leyip yere yat›rd›lar zorla üst ara-mas› yapt›lar. Adliyeye ç›karken desald›r› ve küfürler sürdü. Bizi döv-meleri karfl›l›¤›nda devletin 105YTL ikramiye verdi¤ini söylediler.Polis kimli¤imi de hastanede rehinb›rakm›fl. Tedavi ücretimi ödeyipalabilirmiflim! Kafl›m›n patlat›lma-s›, küfürler, iflkencenin yan› s›ra bir-de para ödettiriyorlar pervas›zca.

Bo¤az›m› s›kt›larLise ö¤rencisi Arma¤an Sofuo¤lu (16):Gözalt› arac›na götürülürken, ar-

kamdaki bir polis koflarak s›rt›majopun arkas›yla vurdu, kask›yla ka-r›n ve kas›klar›ma vurdu. A¤z›mdansular ç›kmaya bafllad›. Tekrar yereyat›rarak gözalt› arac›na bindirme-den arama ad› alt›nda iflkence gör-düm. Kafama bast›rd›lar bo¤az›m›s›kt›lar. Gözalt› arac›nda ‘flerefsizinevlad› o... çocu¤u,’ gibi küfürlerediyorlard›. Biz ‘‹nsanl›k Onuru ‹fl-kenceyi Yenecek’ diye slogan att›¤›-m›zda fliddete, tehditlere ve tacize,küfürlere maruz kald›k. Karakoldapolis ne iflin var diye sordu¤unda,halk›m› ve vatan›m› seviyorum de-

dim. Çevik polisi, ben de seviyorumdedi. Sizin gibi iflbirlikçi de¤ilimdemem üzerine kafam› duvara s›-k›flt›rd› ve cama vurdu. Bir odayagötürdüler, üç sivil polis, üzerimeatlad›. Kar›n bofllu¤uma, belime ves›rt›ma vurdular.

Ahlâks›zca taciz ettilerAdana Temel Haklar Üyesi Arzu Seçen

(22):Yüzlerce çevik kuvvet polisi

sald›rd›. Bir anda çember içine al›p,teker teker jop, tekme, kalkanlarlavurarak, yerlerde sürükleyerek ar-kadafllar› ald›klar›n› görüyordum.Sonra iki çevik polisi sald›rd›, ayakve kollar›mdan çekifltiriyorlard›.Tekme ve kalkanlara çarparak birmüddet götürdüler, bir ara yere dü-flürdüler sonra kald›r›p araban›n ya-n›na sürüyerek götürdüler. Arabadabiri kafama oturdu, nefes alamad›m.‹kisi kolumu k›v›rd›, biri çok s›k›bir flekilde kelepçe takt›. OtobüsteHazal ve Ahmet adl› arkadafllar›m›-z›n durumu kötüydü. Ahmet’in gö-züne copla vurmufllard› ve gözü kaniçindeydi, yar› bayg›nd›. Bir polisbana tacizde bulunmaya kalkt›. Ra-mazan arkadafl›m›z, "çekil k›z›n ya-n›ndan" diye ba¤›rd›, polis bu seferona yöneldi, ben engellemeye çal›fl-t›m, bunun üzerine ikimizin de a¤z›-na, gözüne biber gaz› s›kt›lar. Ra-mazan’› vahflice dövdüler. Ac› çek-memizden zevk al›yordu. Hazal ar-kadafl›m›z o s›rada bay›ld›. Onu saç-lar›ndan sürüyerek arabadan ç›kar›pyere att›lar. Ve bir pet flifleden kafa-s›na su döküp tokat att›lar.

Polisin tacizleri emniyete gidenekadar sözlü ve fiili devam etti. Ah-lâks›zca, adice yap›yorlard›. Sonrasaçlar›m›zdan sürüyerek tekme to-kat, ve joplar eflli¤inde afla¤›ya in-dirdiler. Adli T›p’a gelifl ve gidifltede¤iflik sesler ç›kart›yorlard›, bö¤ü-rüp kurt iflareti yap›yorlard›. B›rak›-lana kadar sürdü bu iflkenceler. Na-ziler’den farks›zd›lar. Gaz s›karken"sizi canl› canl› bo¤aca¤›z" bö¤ür-tüleri eflli¤indeki kahkahalar› bizeNazi zulmünü hat›rlatt›.

20 RÖPORTAJ 29 TTemmuz 22007

Tüm partilere soruyoruz;Ankara’n›n orta yerinde bir vahflet

yafland›. Yüzlerce insan iflkencedengeçirildi, demokratik hakk›n› kulla-nan 87 kifli tutukland›.

Bu hukuksuzluk karfl›s›nda ne di-yorsunuz? Bunun için ne yapacaks›-n›z?

Demokrasiden, hukuktan, hak veözgürlüklerden söz ediyorsan›z; busorulara bir cevab›n›z olmal›d›r. Busorular› cevaps›z b›rakmak, iflkence-lere, hukuksuzlu¤a karfl› tav›r alma-mak, sorumlular›ndan hesap sorul-mas›n› istememek; yaflananlar› onay-lamakt›r.

PPaarrllaammeennttoo iiççiinnddeekkii vvee dd››flfl››nnddaa--kkii ppaarrttiilleerrddeenn cceevvaapp bbeekklliiyyoorruuzz..

Page 21: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

“Seni öldürece¤iz” ‹skenderun Temel

Haklar Üyesi CananYabanc› (30):

Küfürler eflli-¤inde joplayarak,saçlar›mdan sü-rükleyerek otobü-

se götürdüler. Araban›n içinde deküfür ve dayak sürdü. Camdan bas›-na seslenip iflkenceyi anlatmak iste-dim ama hayvanca yine vurmayabafllad›lar, biber gaz› s›kt›lar, nefe-sim kesildi, gözlerim görmemeyebafllad›. Sürekli bizi öldürecekleri-ni, canl› canl› bo¤acaklar›n› söylü-yorlard›. Tabi a¤za al›nmayacak,ancak kendi ahlâklar›n›n elverdi¤iküfürler eflli¤inde. Her birimize 15polis düflüyordu.

fiubeye götürdüklerinde bafl›m›ve kollar›m› k›rarcas›na büküp ara-maya bafllad›lar. Arama esnas›ndaduvara itip erkek polislerde aramayapmaya kalkt›lar, direnmem üzeri-ne koridorda üzerimi aç›p ahlâks›z-ca taciz etmeye çal›flt›lar. Süreklislogan atmam üzerine bir odaya ki-litlediler arkadafllar sesimi duyma-s›n diye. Ve o odada a¤z›ma bez t›-k›p bo¤maya çal›flt›lar.

Hakaret hücrede devam etti. Tu-valet hakk›m›z› bile engellediler.Açl›k grevinde olmam›za ra¤mensu ve fleker vermediler bu yüzden.

Adli T›p’a götürürken de iflkencedevam etti. Foto¤raf ve parmak izialmay› da iflkenceye çevirdiler. Beli-me oturup ellerinde eldiven olan po-lisler vahflice bo¤az›ma sar›larak ba-fl›mdan tutup üstümü soymaya çal›fl-t›lar. Erkek polisler eflli¤inde tekme-leyerek ve üstüme su dökerek etki-siz hale getirmeye çal›flt›lar. Bir ko-ridora at›p saçlar›mdan çekerek ifl-kence yapt›lar. O gün görevli olanpolisler, grup grup yan›ma gelip te-cavüz tehditleri alt›nda foto¤raf çek-meye çal›flt›lar. Karfl› geldi¤imdeyerde tekmeleyerek Amerikan as-kerlerinin yapt›¤› gibi sürüklediler.Üstüme sürekli su döküp a¤za al›n-

mayacak küfürler ettiler.

Her taraf›m›z kan ve yara içindeydiMersin Temel Haklar üyesi Gina Özçelik

(35):

Daha önce böyle bir sald›r› hiçyaflanmam›flt› herhalde. Ahlâks›zcasald›rd›lar. Oysa o s›rada türkü söy-

lüyorduk. Sal-d›r›da birçoka r k a d a fl › m › zyaraland›, kol-lar›, parmaklar›ve burunlar› k›-r›ld›. O günYüksel Cadde-si’nde olan her-kes polisin vah-

fli sald›r›s›na maruz kald›. Arabadagötürürken bize silah do¤rultaraktehdit ettiler. Araban›n içine dahigaz s›kt›lar.

‹lk sald›rd›klar›nda sürükleyerektekmelerle yumruklarla, bizi araba-lara bindirmeye çal›flt›lar. O s›radayedi¤im darbeyle, burnumdan kanak›yordu. Ki birçok arkadafl›mdabenim gibi yaralanm›fl ve her taraf-lar› kan ve yaralar içindeydi. “Sizi19 Aral›k’taki gibi öldürece¤iz" di-yerek tehditler savurmaya bafllad›-lar. Ard›ndan yine a¤za al›nmaya-cak küfürler ettiler.

Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürül-dü¤ümüzde de sürekli iflkence var-d›. Tekmeler yumruklar arka arkayakaburgalar›ma inmeye bafllad› venefessiz kald›m. Hücrelere koyduk-tan sonra neredeyse her yar›m saat-te bir bizi götürüyorlard› iflkenceyap›p geri getiriyorlard›. ‹flkence-den sonra kimi polisler üstümüzeç›k›p oynad›lar, kimi de biber gaz›s›kt›. "Oh olsun iflte biz size böyleyapar›z" diyerek kahkahalar at›yor-lard›. Ve bunu yapan, üzerimizdeoynayan bayan polisti. Bir kad›nbelki de bir anne nas›l böyle bir fleyyap›yor. Bayan ve erkek fark etmi-yorlard›. Hepsi ayn› cinsel tacizi ya-p›yorlard›. Yapt›klar›n› hat›rlad›kçatüylerim ürperiyor, sanki insan de-

¤illerdi. Erkek arkadafllara yap›laniflkencelerin sesini duyuyorduk.

Mehter marfll› iflkenceLise ö¤rencisi Sercan Gürenin (17):

Yüksel Caddesi’nde oturma ey-lemindeyken polis sald›r›ya geçti.sürekli vurmaya bafllad›lar, tekme,yumruk, jop ve kalkanlar›n› kullan›-yorlard›. Sonra önlerden bafllayarak, döverek, yerlerde sürükleyerek gö-zalt›na ald›lar. Otobüslerin içindede sürekli hakaret, fliddet uygulu-yorlard›. Ço¤u arkadafl›m›z›n bu-runlar›nda, yüzlerinde, çenesindehasar vard›. Biz ve di¤er otobüsler-deki arkadafllar›m›z polisin iflkence-ci tutumuna karfl› olanca gücümüzledireniyorduk. Emniyete gidince te-ker teker döverek, iflkence yaparak,yerlerde sürükleyerek nezarethane-ye götürüyorlard›. Bizi öldürecekle-rini söylüyorlard›. Cep telefonlar›n-da arabesk müzik, mehter marfl› fa-lan aç›p son ses dinletiyorlard›.

A¤›r yaral›lar› da dövmeye devam ediyorlard›Lise ö¤rencisi Sedat Duman (17):

Yafll›, çocuk dinlemeden polislertekmeliyordu sonra gözalt›na alma-ya bafllad›lar döverek ve sürükleye-rek. Tüm polislerde vurabildi¤i ka-dar vuruyordu. Karfl› koysan da koy-masan da seni oradan oraya f›rlat›-yor istedi¤i iflkenceyi yaparak veküfür ederek arabaya kadar götürü-yorlard›. Gözalt›na al›nanlar› araba-n›n kap›s›na f›rlatt›lar. Beni de ara-ban›n merdivenine f›rlatt›lar ve ka-fam› kald›ramad›m üstümde birçokpolis vard›. Aram›zdaa¤›r yaral›lar olmas›nara¤men onlar› da dövme-ye devam ediyorlard›.Çok vahfliceydi.

Emniyette de devamettiler dövmeye, hattasavc›l›¤a ç›kar›ld›¤›m›z-da da h›rplamay› sürdür-düler.

Say›: 1115 21RÖPORTAJ

Page 22: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Ankara’da “seçim çare de¤il”dedikleri için 87 kiflinin tutuklan-mas›, hukukçular taraf›ndan tart›fl›-l›yor. Gerek polisin vahflice müda-halesi, gerekse gözalt›ndan süren vetutuklananlar aç›s›nda Sincan L Ti-pi’nde devam eden iflkencelere dik-kat çeken hukukçular, tutuklamala-r›n hiçbir maddi dayana¤› bulunma-d›¤›na dikkat çekiyorlar.

Dergimize konuflan Av. Oya As-lan, müvekkillerine, “2911 say›l›toplant› ve gösteri yürüyüflleri yasa-s›na muhalefet etmek”, “kamu ma-l›na zarar vermek” ve “kamu görev-lilerini darp etmek ve direnmek”suçlamalar› yönelti¤ini belirterekflunlar› söyledi:

A¤›r sald›r›ya u¤rayanlar›n ma¤duriyetleri tutuklama ile birlikte katland›“Ancak biz bu üç suçun hiçbiri-

nin gerçekleflmedi¤i düflüncesinde-yiz. Zira müvekkillerimiz yaln›zcadüflünce ve ifade özgürlü¤ü kapsa-m›nda anayasal haklar›n› kullan-mak istemifllerdi. Bas›n aç›klamas›yap›lmas›na imkân tan›nmas›n›beklerken çok yo¤un bir flekilde flid-dete maruz kald›lar. Öyle ki bir kifli-nin akci¤eri y›rt›ld›, yo¤un bak›m-da; 25 kiflinin kafatas›, difl, kol, çe-ne, parmak gibi çeflitli yerlerindek›r›klar var ve istisnas›z herkesinvücudunda ekimozlar mevcut. Ana-yasal haklar›n› kullanamad›klar›gibi iflkence gördüler ard›ndan dabüyük bir hukuksuzluk örne¤iyle tu-tukland›lar.”

Tutuklu yarg›laman›n maddi te-mellerinin olmad›¤›n›n alt›n› çizenAslan, polisin tutana¤›ndan hare-ketle, “da¤›l›n” uyar›s›na uymama-

n›n tek bafl›na suç oluflturmad›¤›n›belirtti. Yaflanan›n yetki s›n›r› afl›la-rak yap›lan bir müdahale oldu¤unubelirten Aslan, “dolay›s›yla bir tu-tuklama durumunun olamayaca¤›-n›, tutuklaman›n hiçbir flart›n›nmevcut olmad›¤›n›, hatta tutukla-nan insanlar›n u¤rad›klar› fliddetlema¤dur edildikleri gibi, tutuklana-rak bu ma¤duriyetlerinin kat be katartt›r›ld›¤›n› da ifade etmek gere-kir” diye konufltu.

Savc›l›¤›n ve polisin tarif etti¤i2911 say›l› yasaya muhalefet suçu-nun ifllendi¤i sabit olsayd› bile ön-görülen 1,5–3 y›ll›k hapis cezas›-n›n; ertelenebilir, paraya çevrilebilirve tutuklama yerine adli kontrolebaflvurulabilir cezalar aras›nda ol-du¤una dikkat çeken Ça¤dafl Hu-kukçular Derne¤i Genel Merkeziise, ““ttuuttuukkllaammaa hhaakkss››zz,, ggeerreekkssiizz vveeaammaacc››nn›› aaflflmm››flfl bbiirr tteeddbbiirrddiirr”” tespi-tinde bulundu.

Vahfleti polis amirleri yönlendirdiÇHD aç›klamas›nda di¤er suçla-

malara da aç›kl›k getirildi. Hakimintutuklama nedeni olarak gösterdi¤i32/3 bendinin polisin tutana¤›na gö-re bile uygulanmas› ihtimali bulun-mad›¤›n› belirten ÇHD, polisin “da-¤›l›n” uyar›s› yapm›fl olsa dahi, bu-

na izin vermeyerek hemen çembereald›¤›, sald›r›ya geçti¤ini ifade etti.Aç›klamada, “ b›rak›n da¤›lmayaizin vermeyi, da¤›lmak isteyen in-sanlar› araçlardan indirerek ve yolkenar›ndan toplayarak darp edenve gözalt›na alan yine ayn› kolluk-tur” denildi.

ÇHD aç›klamas›nda alt› çizilenbir baflka nokta ise, polisin “amac›-

n›” tamamen aflarak, orans›zve hukuk d›fl› fliddet kulland›-¤›. Bunun suç oldu¤unu kay-deden ÇHD aç›klamas›nda de-vamla flöyle denildi: “Kollukamirlerinin sadece bu vahfletegöz yummakla yetinmeyip sevkve idare ettikleri ortadad›r.Kolluk amirleri görevlerinisuiistimal etmifller ve perso-nellerine kanuna ayk›r› emirve talimat vermifllerdir.”

Hukuk komedisinin kan›t›:Erkekler tutuklu, kad›nlar serbest!Neresinden bakarsan›z bak›n,

sald›r›n›n ve tutuklamalar›n›n hiçbirhukuki temeli yok. Ancak, bir örnekvar ki, tutuklaman›n ne denli keyfi,hukuk d›fl› oldu¤unu baflka bir yoru-ma gerek b›rakmayacak flekilde or-taya koyuyor.

Ayn› eylemde yer alan, yani po-lise ve yarg›ya göre ayn› “suçu” ifl-leyen insanlar aras›nda erkekler se-çilerek tutukland›, bayanlar serbestb›rak›ld›lar. Türkiye tarihinde böylebir örnek yoktur.

ÇHD Genel Merkezi bu komedi-yi, sadece hukuka de¤il akla vemant›¤a da ayk›r› diye de¤erlendi-rip, “Bu eylem Haremlik/Selaml›km› yap›lm›flt›r? Kad›nlar "Da¤›l›n"emrine mi uymufllard›r? Kollu¤amukavemet ettikleri iddia olunanlarsadece erkekler midir? O zaman ka-d›nlar niye bu kadar ac›mas›zca dö-vülmüfl kollar› ve çeneleri k›r›lm›fl-t›r? Kad›nlar için farkl› erkekler içinfarkl› bir hukuk mu uygulanmakta-d›r?” diye sorgularken, Av. Oya As-lan, flu de¤erlendirmeyi yapt›:

“Bas›n aç›klamas› yapmak iste-yenler, silahs›z ve sald›r›s›z bir bi-

22 ‹fiKENCE 29 TTemmuz 22007

Tutuklamalar hukuka ayk›r›Ankara’daki sald›r› ve tutuklamalar› de¤erlendiren hu-kukçular, tutuklaman›n hukuk d›fl› oldu¤unu belirtirken,kad›n-erkek ayr›m› yap›lmas›n› hukuk komedisi olaraknitelediler. Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i de, temel hakve özgürlüklerin ayaklar alt›na al›nd›¤›n› belirtti.

Page 23: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

çimde, üzerlerinde "Ne ABD NeAB Ba¤›ms›z Türkiye" "Seçim Ça-re De¤il" yaz›l› önlükler giymifl,oturmufl vaziyette bekleyen erkekve kad›nlardan oluflan bir topluluk-tu. Hukuken hiçbiri, di¤erindenfarkl› bir tutum ve davran›fl içindede¤ildi. Buna ra¤men kad›nlar›n ta-mam›n›n serbest b›rak›l›p, erkekle-rin tutuklanmas› hukuki anlamdanyoksundur. Hukukta cinsiyet ayr›m-c›l›¤›na dayal› bir tutuklama nedenimevcut de¤ildir. Toplant› ve gösteriyürüyüflleri hakk›ndaki kanunun ih-lalinde "cinsiyete dayal›" bir ayr›maelverecek düzenleme bulunmamak-tad›r.”

Aç›k ki yarg›; tutuklama için,“erkek olmaktan” daha ciddi bir ne-den bulamam›flt›. Tutuklamaya iti-raz› reddeden hakim de t›pk› savc›-l›k gibi, erkek olmay› tutuklama ne-deni saymakta bir sak›nca görme-miflti.

Av. Oya Aslan’›n da alt›n› çizdi-¤i gibi, tutuklama karar›n›n hukukihiçbir temeli olmad›¤› bu örnekledahi görülmektedir.

Polisin insanlar›n akci¤er zar›n› y›rtma, kolunu k›rma yetkisi mi var?Av. Oya Aslan, mahkemenin tu-

tumunun kabul edilemez oldu¤unubelirtirken, polisin tutumunu ise flusözlerle de¤erlendirdi:

“Polis amac›n› ve yetkisini afla-rak, ülkeyi iflgale gelmifl ordularaduyulan kinle toplulu¤u adeta ez-mifltir. Bu anlamda polisin tavr›n›hukuki bir de¤erlendirmeye tabi tut-mak, uygulad›¤› fliddeti oran/oran-s›zl›k temelinde de¤erlendirmek deolas› de¤il. Polisin zor kullanmayetkisini kulland›¤›ndan bahsetmekorada karfl›laflt›¤›m›z, televizyon-larda da izlenen görüntüler karfl›-s›nda komik ve durumu aç›klamak-tan uzakt›r. KKoolllluu¤¤uunn iinnssaannllaarr››nnaakkccii¤¤eerr zzaarr››nn›› yy››rrttaabbiillmmeekk,, kkaaffaaggöözz yyaarrmmaakk,, kkooll kk››rrmmaakk ggiibbii bbiirryyeettkkiissii yyookkttuurr..””

‹ktidar›n polisinin, hizmet vetemsil etti¤i kesimler düflünüldü-

¤ünde, ba¤›ms›zl›k ve demokrasi is-teyenlere kinle sald›rmas›, bu ülke-nin bir gerçe¤idir. Ancak flunu dabelirtmeliyiz ki, ayn› polis ülkemizisömüren, talan eden tekellere, Ame-rika ve Avrupa emperyalistleri ileonlar›n yerli iflbirlikçilerine karfl›süt dökmüfl kedidir! Bu zulüm vefliddeti de zaten efendilerinin düze-ni bozulmas›n diye uygulamaktad›r.

‹flkence hapishanede devam ettiTutuklanan 87 kifli büyük suç ifl-

lemifllerdi; ba¤›ms›zl›k ve demokra-si istemifllerdi. ‹ktidar›n emriylebaflkentin ortas›nda estirilen terörbu yüzdendi. Ankara Emniyeti’ninkoridorlar›ndaki iflkence 盤l›klar›,bu sesi susturmak içindi.

Bununla da kalmad›. Tutukla-nanlar›n götürüldü¤ü Sincan L2 Ha-pishanesi’nde iflkence devam etti.Seçim çare de¤il dedikleri için ifl-kenceye maruz kalan müvekkilleri

ile gözalt› esnas›nda da görüflenAvukat Özgür Y›lmaz, kendisiningörüflmelerinden önce ve sonra mü-vekkillerine iflkence yap›ld›¤›n› be-lirtirken, Sincan’daki uygulamalarhakk›nda da bilgi verdi.

Hapishaneye giriflte Jandarma-n›n müdahale ederek herkesi soyun-durmaya çal›flt›¤›n›, onursuz aramadayatt›¤›n› belirten Y›lmaz, daha gi-riflte jandarman›n “hepiniz terörist-siniz, sizden hesab›n› soraca¤›z, tu-tuklanman›z sonuç de¤il, bunun he-sab›n› soraca¤›z’ dedi¤ini kaydetti.

Sincan’da herkese falaka iflkencesi uyguland›Y›lmaz’›n verdi¤i bilgilere göre

tutuklananlara yönelik iflkence uy-gulamalar› flu flekilde:

‹brahim Çuhadar: FFaallaakkaa, soy-maya çal›flm›fllar.

Mehmet Yaflar: FFaallaakkaa, soymayaçal›flm›fllar, kaburgalarda k›r›k var.

Erdinç Ero¤lu: FFaallaakkaa, soymayaçal›flm›fllar.

U¤ur Eyilik: FFaallaakkaa,, soymayaçal›flm›fllar.

Deniz Kutlu: FFaallaakkaa,, soymayaçal›flm›fllar.

‹brahim Ak›n: FFaallaakkaa, soymayaçal›flm›fllar, copla tteeccaavvüüzz tteehhddii--ddiinnddee bulunulmufl, iflkence nede-niyle bay›lm›fl.

Musa Kurt: FFaallaakkaa, soymayaçal›flm›fllar, ccooppllaa tteeccaavvüüzz tehdidin-de bulunulmufl.

Yani hepsi falakaya yat›r›lm›fl.Ayaklar›na sopalarla vurulmufl, üst-

Say›: 115 23‹fiKENCE

OOlliiggaarrflfliinniinn hhuukkuukkuu,, ttuuttuukk--llaammaa iiççiinn hhiiççbbiirr ggeerreekkççee bbuu--llaammaammaass››nn››,, eerrkkeekklleerrii ttuuttuukk--

llaayy››pp kkaadd››nnllaarr›› bb››rraakkaarraakkggöösstteerrddii.. 8877 kkiiflfliiyyii ttuuttuukkllaa--

yyaann mmaahhkkeemmee cceevvaapp vveerrmmeekkzzoorruunnddaadd››rr:: ‘‘SSeeççiimm ççaarree ddee--¤¤iill’’ ddiiyyeennlleerrii ttuuttuukkllaammaa eemm--rriinnii kkiimmddeenn aalldd››nn››zz?? HHaannggiiyyaassaann››zz aayynn›› ddeemmookkrraattiikk eeyy--

lleemm iiççiinnddeekkii iinnssaannllaarr›› kkaa--dd››nn--eerrkkeekk aayyrr››mm››nnaa ggöörree ccee--

zzaallaanndd››rr››llmmaass››nn›› ssööyyllüüyyoorr

O¤lumun ss›rt› hharita ggibiydi87 kifliden biri olan o¤lunu Sincan Hapishanesi’nde ziyaret eden Semiha Eyilik flunlar› anlatt›: “O¤lumu getirdiler, yüzünde ve gözünün üstünde izler vard›. Ne oldu¤unu sordum. "Buraya sivilpolislerin eflli¤inde geldik. Siviller yetkililere, iyi kaydedin burada bugün tarih yaz›l›yor dediler.Ayakkab› ve onursuz aramay› reddeden herkesi falakaya yat›rd›lar. Mehmet Yaflar ve ‹brahimAk›n abinin durumu çok kötü, Necati Erbasan abiyi çok dövdüler, beni de falakaya yat›rd›lar" de-di. S›rt› harita gibiydi. Neyle vurduklar›n› sordum. Görememifl. San›yorum ça¤dafllaflan Türkiye’dek›rbaç bu geliflime ayak uyduramam›flt›. Polisin yetkisi az diyenlere, eli kolu ba¤l› diyen politikac›lara, adam öldürme yetkisi veren iktida-ra ve muhalefete soruyorum; polise tecavüz etme yetkisi de verecek misiniz? Hapishanelere methiyeler düzenlere de soruyorum. Bu uygulamalara ne diyeceksiniz?”

Page 24: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

leri paramparça, soyulmufllar. Birgün sonra gördü¤ümde, hepsi yürü-yemiyordu. Falaka yaln›zca ayakla-r›na yap›lmam›fl. S›rtlar›na, popola-r›na da yap›lm›fl. Zaten müvekkille-rim çok yaral›yd›. Üstüne bunun ya-p›lmas› aaçç››kk bbiirr ddüüflflmmaannll››kktt››rr. As-l›nda herkese yap›lm›fl ama yo¤unolarak bu isimlere uygulanm›fl.

Müvekkillerimin dedi¤ine göreözel bir seçme olmufl, özellikle, da-ha önce F Tipi’nde kalanlar›.”

Çocuk bölümünde iflkence‹flkence sadece L2 bölümünde

de¤ildi. Daha önce de TAYAD’l›Aileler’in Associated Press’i iflgaleyleminden tutuklanan 4 gencin fa-lakaya maruz kald›¤› Genç Çocukbölümünde de iflkence vard›.

Av. Özgür Y›lmaz, buraya götü-rülen müvekkillerine “ayakta dizile-ceksiniz, arkan›z› döneceksiniz, du-vara yaslanacaks›n›z” gibi dayatma-lar yap›ld›¤›n›, uymay›nca da her-kesi havaland›rmaya ç›kar›p döv-düklerini belirtirken, Niyazi Har-nubo¤lu’nun kolunun k›r›ld›¤› bil-gisin verdi. Y›lmaz flöyle konufltu:

“Çocuk Hapishanesine gitti¤i-mizde flunu gördük. Oradaki gardi-yanlar›n hiçbiri oraya uygun de¤il.Müvekkillerimin ilk anlat›m›, bun-lar› da ilk önce tekli hücrelere koy-mufllar. Aileleri görüfle gelenleri so-yarak aramak istemifller. Tutsaklar-da kabul etmeyince görüfl haklar›n›

kullanam›yorlar. Zaten bu çocukhapishanesi daha önce ad›n› iflkenceile duyurmufltu. Davalar açm›flt›k.”

‹flkence için ‘süngerli oda’ kullan›l›yorAv. Özgür Y›lmaz ayr›ca, ‹bra-

him Ak›n, Bülent Kemal Y›ld›r›m,Mevlüt Demir, Musa Kurt, BahtiyarÖzdemir, Murat Çeçen, ‹smail Hak-verdi, Necati Erbasan, Metin Sel,Ercan Akbaba isimli tutsaklar›n dö-vülerek önce süngerli odaya, yani,her taraf› süngerle kapl›, karanl›kbir yere, ard›ndan hücrelere at›ld›k-lar›n› ifade etti.

Y›lmaz, daha önce de gündemegelen “süngerli oda”n›n özelli¤i fluflekilde anlatt›:

“Süngerli oda hiçbir flekilde gü-nefl görmeyen her taraf› izole edil-mifl bir yer. Ses geçirmiyor. Hiçbiryere ses duyulmayan, tamamen izo-le edilmifl. Kimseye ulafl›lamayan

bir yer. Burada 2–3 saat kalm›fllar.Daha sonra da tekli hücrelere götü-rülmüfller. Çeflitli flekilde fliddetemaruz kald›klar›n› söylediler. Gö-rüfltü¤üm bu 10 kifli, 19 Aral›k son-ras› insanlar›n durumunu hat›rlatt›bana. Her yerleri paramparçayd›.

Birkaç kiflinin kolu alç›dayd›.Alç›lar› söküp atm›fllar. ‹çinde birfley vard›r diye. Bu kiflilerin zatengözalt›nda kollar› k›r›lm›flt›. fiu anda tedavileri yap›lmad›. Hiçbirinintedavisine henüz bafllanmad›.”

Bunca iflkenceye ve avukatlar›nbaflvurular›na karfl›n ne hapishaneidaresi ne de baflsavc›l›k, Adli T›pRaporu al›nmas›n› sa¤lamad›, “dok-tor ça¤›ramay›z” gibi keyfi gerekçe-lerle iflkenceyi gizlemeye çal›flt›lar.

‹flkence haberleri gelmeye devam ediyorBu arada, Av. Özgür Y›lmaz ile

görüflmemizin ard›ndan da Sincan LTipi’nden yeni iflkence, sald›r› ha-berleri gelmeye devam etti.

Sincan Hapishaneler (iflkence)Kampüsü’ne 24 Temmuz’da ziyare-te giden avukatlardan edinilen bilgi-lere göre; A11 ko¤uflunda kalan tut-saklar say›mda ayakta durma dayat-mas›na karfl› ç›kt›klar› gerekçesiylegardiyanlar›n sald›r›s›na u¤rad›.Sald›r›da birçok tutsak yaralan›r-ken, Erhan fiimflek’in kaburgas›n›nk›r›ld›¤›, Atilla Bahç›van’›n ise gö-zünden yaraland›¤› ö¤renildi.

24 ‹fiKENCE 29 TTemmuz 22007

‹‹flflkkeenncceeyyee ss››ff››rr ttoolleerraannss vvaaaatteeddeenn AAKKPP’’nniinn yyöönneettttii¤¤ii TTüürr--kkiiyyee’’nniinn mmeeyyddaannllaarr››,, eemmnnii--yyeett mmüüddüürrllüükklleerrii,, hhaappiisshhaa--nneelleerrii iiflflkkeennccee mmeerrkkeezzii.. SSee--ççiimm ççaarree ddee¤¤iill ddeeddiikklleerrii iiççiinnbbaaflflkkeennttiinn oorrttaass››nnddaa iiflflkkeennccee--ddeenn ggeeççiirriilleenn vvee ttaamm bbiirr hhuu--kkuukk kkoommeeddiissii iillee ttuuttuukkllaannaannHHÖÖCC’’llüülleerree SSiinnccaann HHaappiisshhaa--nneessii’’nnddee ddee iiflflkkeennccee ssüürrüüyyoorr

Polise amirinden sap›kl›k yetkisiHÖC’lülerin gözalt›na al›nd›klar› esnada iflkence-ye maruz kald›klar›, iflkencenin gözalt› arac›ndada sürdü¤ü kan›tlarla ortada. “Polisin oldu¤uyerde iflkence vard›r” dercesine, bu iflkenceve terör adliyede de sürdü. Yak›nlar›n› görmeyegelenlere laf atarak tartaklayarak bayanlara datacizde bulunuldu. Taciz edilen bir bayan›n ba¤›r-mas› üzerine çevik kuvvet flefi, “kusura bakma-y›n idare edin, 24 saattir çal›fl›yorlar” gibi abuksabuk bir cevap verdi. 24 saat çal›fl›p gergin ol-mas› çevik kuvvetin sap›kl›k yapaca¤› anlam›nam› geliyor?

Kim e¤itiyor bunlar›?Semiha Eyilik, polisin sapk›nl›klar›,a¤›r yaral›lara dahi vahflice sald›rma-ya devam etmesini gördükten sonrahakl› olarak flöyle soruyor:“Nas›l, kim yetifltiriyor bu insanlar›?”Evet, hakk›n› arayanlar› gördü¤ü yer-de, hele bunlar ba¤›ms›zl›¤›, demok-rasiyi isteyenlerse, azg›nca sald›ran bugüruhu kim, hangi ideolojiyle e¤iti-yor? Böyle bir polisin oldu¤u, böyle birpolise s›n›rs›z yetkilerinin tan›nd›¤›yerde kim, hangi demokrasiden,özgürlüklerden sözedebilir?

Ahlâks›zl›k karakterleriDaha otobüslerde bafllayarak, gözalt› s›ra-s›nda devam ederek, kad›nlara uygulanantacizlerin yayg›nl›¤› dikkat çekicidir. Bunu, birkaç polisin ahlâks›zl›¤› ile aç›kla-man›n mümkün olmad›¤› ortada. Bafllar›n-daki amirleri aç›kça bu tacizleri meflru gö-rüyorsa; savc›lar ve hakimler tacizleri arafl-t›rma, soruflturma konusu bile yapm›yorsa;orada daha ciddi bir sorun var demektir. Buçürüme, halk›n mücadelesini bast›rmaklagörevlendirilmifl bütün askeri, polisiye, yar-g› kurumlar›n› kapsayan bir durumdur. Ah-lâks›zl›k karakterleridir.

Page 25: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Ankara’da polisin vahflice sald›-rarak 159 kifliyi gözalt›na almas› ve87 kiflinin tutuklanmas›, eylemlerve aç›klamalarla protesto edildi.

HÖC Ankara Temsilcili¤i’nin 19Temmuz’da Yüksel Caddesi’ndeyapt›¤› eylemde konuflan MuratKorkut, demokratik haklar›n› kulla-nanlara yönelik böyle kitlesel tutuk-lamalar›n, vahflice sald›r›lar›n ancakfaflizmle yönetilen ülkelerde yafla-nabilece¤ine dikkat çekti.

Korkut’un ard›ndan söz alan Se-miha Eyilik de, sald›r› s›ras›nda vegözalt›nda yaflananlar›, özellikle ba-yanlara yönelik ahlâks›z tacizlerianlatt›. Eyilik, tutuklanan o¤lunungörüflüne gitti¤inde, iflkencenin Sin-can L Tipi Hapishanesi’nde sürdü-¤ünü de kaydetti.

Antalya'da HÖC’ün 18 Temmuzgünü yapt›¤› protesto eyleminde ko-nuflan Mehmet Çizmeci ise, tutukla-nanlar›n serbest b›rak›lmas›n› iste-di. HÖC’lüler daha sonra kent mer-kezinde bildiri da¤›tarak sald›r›y›halka anlatt›lar.

Sald›r›ya yönelik bir baflka pro-testo eylemi de ‹zmir’deydi. 19Temmuz’da Kemeralt› Girifli’ndeyap›lan eylemde, “Seçim Çare De-¤il Tek Yol Devrim, TutuklamalarBask›lar Bizi Y›ld›ramaz” sloganla-r› at›l›rken, HÖC ad›na konuflan Se-ma Koç, Yüksel Caddesi’nde yafla-nan polis sald›r›s›n› ve tutuklamay›hat›rlatarak, AKP iktidar›n›n emper-yalizmin bir dedi¤ini iki etmezkenhalk› yalanlar› ile yönetmeye çal›fl-t›¤›n› ve gerçekleri söyleyenleri iselinç sald›r›lar› ile susturmak istedi-¤ini söyledi. Partizan’›n da destekverdi¤i aç›klamada, Koç, “Hukuk-suz tutuklanan arkadafllar›m›z der-hal serbest b›rak›lmal› insanlar›m›-za vahflice sald›ran polisler yarg›-lanmal›d›r” dedi.

20 Temmuz günü Adana ‹nönüPark›’nda aç›klama yapan HÖC

ü y e l e r i ,“Seçim Ça-re De¤il Di-yen 87 KifliTutukland›;‹flte Demok-rasi” pan-kart› ve“ Tu t u k l a -nanlar Ser-best B›rak›l-s›n” dövizleri açt›lar. Aç›klamay›yapan fiemsettin Kalkan, Eray Des-tegül’ün halen yo¤un bak›mda ol-du¤unu vurgulad›. Kalkan, bask›la-ra, estirilen teröre ra¤men emperya-lizmin uflaklar›na oy verilmeyece¤i-ni kaydetti. ESP, ÇHKM, MücadeleBirli¤i ve Halkevi’nin de destekverdi¤i eylemin ard›ndan Çarfl›Merkezinde bildiriler da¤›t›ld›.

Bursa HÖC’ün 18 Temmuz’daBüyükflehir Belediyesi önünde yap-t›¤› eylemde de, tutuklananlar›n ser-best b›rak›lmas› istendi. BDSP’ninde destek verdi¤i aç›klamada konu-flan Serkan fienol, meydanlarda de-mokrasiden, özgürlükten söz edildi-¤ine ancak demokratik hakk›n› kul-lanan insanlar›n joplanarak, iflkenceyap›larak gözalt›na al›nd›¤›na vurguyapt›.

Gemlik’te de, 19 Temmuz’da biretkinlik düzenleyen Grup Yar›n, sal-d›r›y› protesto etti. Müzik dinletisi-nin yer ald›¤› etkinlik, HÖC’ün en-gellemelere ra¤men halka gerçekle-ri anlatma kampanyas› kapsam›ndagerçeklefltirilirken, Gemlik HÖCTemsilcili¤i Dereboyu, ‹stiklal veBal›k Pazar› caddeleri ile Yeni Ma-halle’de yayg›n afifllemeler yapt›.

Antakya Ulus Meydan›’nda da20 Temmuz günü, “Ne ABD, NeAB! Ba¤›ms›z Türkiye” slogan›n›nher yerde duyulmaya devam edece-¤i hayk›r›ld›. HÖC Hatay Temsilci-li¤i’nin eylemine Al›nteri ve HKMde destek verirken, sald›r›ya maruz

kalanlardan biri olan Cemal Y›l-maz, yaflananlar› anlatt›.

HÖC ad›na Seval Arac›’n›naç›klama yapt›¤› eylemde, “SeçimÇare De¤il, Tek Yol Devrim, Ne

ABD Ne AB!B a ¤ › m s › zTürkiye, Gö-zalt›la r Tu-t u k l a m a l a rBask›lar BiziY›ld›ramaz,‹flkence Yap-mak fierefsiz-liktir” slo-ganlar› at›ld›.

Tu tuk la -nanlar›n serbest b›rak›lmas› talebi-nin yükseldi¤i yerlerden biri de Ko-caeli oldu. Kocaeli HÖC Temsilcili-¤i taraf›ndan 21 Temmuz’da ‹nsanHaklar› Park›’nda yap›lan eylemdekonuflan Ekin Günefl Sayg›l›, se-çimlerin çare olmad›¤›n› belirtti.Aç›klamaya E¤itim-Sen ve EHP dedestek verdi.

Uflak HÖC Temsilcili¤i ise, 23Temmuz’da Tirito¤lu Park›'ndayapt›klar› aç›klamayla sald›r›y› pro-testo etti ve tutuklanan 87 kiflininserbest b›rak›lmas›n› istedi. Aç›kla-may› okuyan Yasemin Tank, bu sal-d›r›lar›n kendilerini y›ld›ramayaca-¤›n› belirterek, “87 arkadafl›m›z der-hal serbest b›rak›lmal› ve vahflicesald›ranlar cezaland›r›lmal›” dedi.Eyleme, SGD ve Yeni DemokratikKültür Derne¤i de destek verdi.

Öte yandan; Elaz›¤ ve MalatyaHÖC Temsilcilikleri, Gençlik Fede-rasyonu ile ‹dil Kültür Merkezi,Grup Yorum, FOSEM, Tav›r Dergi-si ve ‹dil Tiyatro Atölyesi taraf›ndanyap›lan aç›klamalarla sald›r› protes-to edildi.

Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i Ge-nel Merkezi taraf›ndan yap›lan ya-z›l› aç›klamada da sald›r› k›nan›r-ken, tutuklaman›n hukuksuzluklar›,yaflanan iflkenceler örneklerle orta-ya konuldu. Aç›klamada, “Bu utan-ca derhal son verilerek 87 insan›nözgürlüklerine kavuflmalar› sa¤lan-mal› ve gerçek sorumlular yarg›önüne ç›kar›lmal›d›r” denildi.

Say›: 115 25HABER

Oligarflinin terörü y›ld›ramayacak!

Ba¤›ms›z, demokratik Türkiyemücadelemiz sürecek!

Page 26: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Oligarflinin seçim oyununa karfl›“Seçim Çare De¤il; Ba¤›ms›zl›k veDemokrasi Mücadelesine Kat›l”kampanyas› bafllatan Haklar ve Öz-gürlükler Cephesi, sald›r›lara, tu-tuklamalara, engellemelere ra¤menson güne kadar eylemlerle, bildiri-ler, afifller, pankartlarla, birebir ko-nuflmalarla halk› gerçek kurtuluflunyoluna ça¤›rmaya devam etti.

Antalya’da SSeminerler:

Antalya’da HÖC Temsilcili¤i,seçim oyununun gerçek niteli¤inianlatt›¤›, “Ba¤›ms›zl›k ve Demok-rasi Mücadelesi’ konulu seminerle-rin ikincisini 18 Temmuz’da Gebiz-li Mahallesi’nde gerçeklefltirdi. 70kiflinin izledi¤i seminerde, “Nas›lbir ülkede yafl›yoruz” sorusu tart›fl›-l›rken, düzen partilerinin ve onlar›narkas›ndaki ABD ve AB emperya-listlerinin halk›n sorunlar›na çözümolamayaca¤› kaydedildi.

Soru ve tart›flmalarla süren semi-nerde; depremlere karfl› önlemleral›nmad›¤›, halk›n hiçbir sorununaçözüm bulunmad›¤› belirtilirken,kentte turistler d›fl›nda halktan in-sanlar›n otellerin önünde denize bi-le giremedi¤i, küçük esnaf›n “tu-rizm gelirinden” pay alamad›¤› gibiyerel sorunlar da ele al›nd›.

Hak ve özgürlük mücadelesineiktidarlar›n tahammüllerinin olma-d›¤›n› anlatan HÖC’lüler Ankara’da

y a fl a n a nsald›r ›y›ö r n e kverdiler.

Polisinve ordu-nun iç sa-

vafla göre halka karfl› savaflmak içine¤itildi¤inin anlat›ld›¤› seminerde,Türkiye’de seçimlerin neden çözümolmad›¤› da tart›fl›ld›. Ba¤›ms›zl›kve demokrasi mücadelesini anlatankonuflmac›lar, ba¤›ml›l›¤›n sürdü-¤ünü belirterek, halk›n mücadelesi-ne devrimcilerin öncülük etmeyedevam etti¤ini vurgulad›lar.

Seminerde ayr›ca iki bölümdenoluflan slayt gösterimi yap›ld›. ‹lkbölümde mücadele tarihi anlat›l›r-ken, ikinci bölümde “Emperyalizmdünya halklar›na düflmand›r. Halk-lar›n direnifli meflrudur” denilerek;ABD ve AB emperyalistlerinin dün-ya halklar›na dönük sald›r›lar› vedirenifl gösterildi.

Antalya HÖC Temsilcili¤i’nin“Ba¤›ms›zl›k ve Demokrasi Müca-delesi” seminerlerinin üçüncüsü ise,20 Temmuz’da gecekondu mahalle-rinden olan K›z›lar›k’ta yap›ld›. Ye-rel sorunlar›n da ele al›nd›¤› semi-nerde bedeller ödenerek ba¤›ms›z-l›k ve demokrasi mücadelesinin sür-dü¤ü belirtilerek, halk bu mücade-leye kat›lmaya ça¤›r›ld›.

Bildiri da¤›t›m›n›n da yap›ld›¤›mahallede halk›n sorunlar›ndan dertyand›¤› ve düzene olan tepkilerinidile getirdikleri görüldü.

‹zmir’de SSeminer

Seminer düzenlenen bir baflkakent ise ‹zmir’di. 19 Temmuz’daDo¤ançay Köyü’nde kahvede dü-zenlenen seminerde, Nurhan Y›l-maz ve Cemil Güncü konufltu. Y›l-maz ve Güncü köy halk›na düzenpartilerinin politikalar›n›n gerçekyüzünü anlat›rken, “ülkemizde se-çimler çare de¤il, seçim halk›n ko-nut, e¤itim, sa¤l›k sorunlar›n› çöze-mez, seçim demokrasi aldatmacas›-d›r” dediler.

Toplant› s›ras›nda Ankara’da

HÖC’lülere yönelik sald›r›ya da de-¤inen konuflmac›lar, “sadece bu ola-y›n bile bu ülkede demokrasinin ol-mad›¤›n›n kan›t›” oldu¤unu vurgu-lad›lar. 40 kiflinin izledi¤i seminerköylülerin sorular› ile devam etti.

Uflak’ta PPanel

Uflak Gençlik Derne¤i'nde 18Temmuz’da düzenlenen panelde,HÖC’lülere yönelik sald›r›lar›n›nnedenleri de tart›fl›l›rken, seçimlerinbir aldatmaca oldu¤u, partilerin hal-k› bofl vaatlerle kand›rd›klar› ifadeedildi. Hiçbir partinin sorunlar›m›z›çözemeyece¤inin ve ba¤›ms›z, de-mokratik Türkiye hedefini gerçek-lefltiremeyece¤inin alt› çizilen pa-nelde, ba¤›ms›z olmayan bir ülkedehalk›n her türlü sorununun artarakdevam edece¤i kaydedildi.

Bursa: ““Yoksulluk Kaderimiz DDe¤il”

Grup Yar›n, kampanya kapsa-m›nda, Y›ld›r›m ‹lçesi’ne ba¤l› Mil-liyet Mahallesi’nde düzenledi¤i et-kinlikte, iflsizli¤in, açl›k ve yoksul-lu¤un kaderimiz olmad›¤›n› belirte-rek, “yoksullu¤umuzun açl›¤›m›z›nsorumlusu düzen partileridir" dedi.20 Temmuz günü düzenlenen etkin-likte, müzik dinletisi öncesinde birkonuflma yapan, grup üyesi DenizBalaban, AKP’nin yaratt›¤› yoksul-lu¤u sadakalarla gizlemeye çal›flt›-¤›na de¤inerek, yard›m kampanya-lar›n›n kurtulufl olmad›¤›n› kaydetti.“önce halk› bir çuval kömüre, birkap yeme¤e muhtaç hale getiriyor-lar. Daha sonra kömür yard›m›, ye-flil kart, kuru g›da yard›m› almakiçin kuyruklarda bekletiyorlar. Böy-lece halk›m›z›n sorunlar› birkaç çu-val kömür, bir kap yemek ve bir ye-flil kartla çözülmektedir AKP iktida-r› taraf›ndan” diyerek düzen partile-rinin yoksullu¤u ve açl›¤› çözecek-leri yöntemlerinin olmad›¤›na dik-kat çeken Balaban, çözümün örgüt-lenmekte ve mücadelede oldu¤unudile getirdi.

Aç›klaman›n ard›ndan Grup Ya-

26 SEÇ‹M 29 TTemmuz 22007

HÖC aldatmaya karfl› mücadeleye ça¤›rd›

Antalya

Page 27: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

r›n mahalle halk›na bir dinleti verdi.

Hatay: AAKP’lilerin Tahammülsüzlü¤ü

Hatay’da “Seçim Çare De¤il”hayk›r›fl›na tahammül edemeyenAKP’liler, HÖC’lülere sald›rmakistedi. HÖC’ün afifllerini bilboard-lara asan ‹brahim Arslanhan ve Bi-ran Tanr›verdi’nin önü 30 kiflilikAKP’li bir grup taraf›ndan kesildi.AKP’lilerin fiili sald›r›s›na karfl›nHÖC’lüler afifllemeye devam etti-ler. Bunun üzerine devreye polisgirdi. Polis, HÖC’lüleri gözalt›naal›rken AKP’li güruh ise HÖC’lüle-rin ast›klar› afiflleri parçalayarak,“demokratl›klar›n›” sergilediler.

HÖC’lüler, hukuk d›fl› flekildegözalt›na al›nmalar›n›, polis arac›n-dan inmeyerek protesto ederken,polis HÖC’lülerin yüzüne biber ga-z› s›karak indirdi. Arslanhan veTanr›verdi, üç saat karakolda tutul-duktan sonra savc›l›¤a ç›kar›lmadanserbest b›rak›ld›lar.

fiakirpafla’da EEtkinlik

21 Temmuz günü Adana’n›n fia-kirpafla Mahallesi’nde düzenlenenetkinlikte, halk›n tek kurtuluflununörgütlenme ve mücadele oldu¤u be-lirtildi. fiakirpafla Temel Haklarönünde davul zurna eflli¤inde halayçekilmesiyle bafllayan etkinlikte,HÖC’ün seçim bildirisinin okunma-s›n›n ard›ndan, Adana ve fiakirpaflaTemel Haklar Dernekleri, GençlikDerne¤i ve Seyhan Sosyal KültürDernekleri ad›na konuflmalar yap›l-d›. Konuflmalarda, ülkemizin de-mokrasiyle de¤il faflizmle yöneti-len, d›fla ba¤›ml› bir ülke oldu¤u be-lirtilerek, “seçim demokrasi oyunu-dur ve halk›n sorunlar› seçimle çö-zülemez. Çözüm, örgütlenerek mü-cadele etmektir” denildi.

K›ymet Erenler’in halk türküle-riyle devam eden etkinlikte, seçimoyununu teflhir eden skeç oynand›ve Adana Gençlik Derne¤i MüzikGrubu marfllar ve türkülerden olu-flan bir dinleti sundu.

Son AAna KKadar Seçim Oyunu TTeflhir Edildi

HÖC’lüler seçim sürecinin songününe kadar birçok kentte halkagerçekleri tafl›maya devam ettiler.Malatya’da seçimden bir gün önceMerkez, ‹nönü Caddesi, Paflaköflküve Kernek mahallelerinde ve oykullanma merkezi olan okullar›nönlerinde seçimin çare olmad›¤›n›anlatan kufllamalar yap›l›rken, Ela-z›¤'da da, Yeni Mahalle, Y›ld›zba¤-lar› ve Fevzi Çakmak mahallelerin-de sand›klar›n kurulaca¤› yerlereyo¤un bir flekilde kufllama yap›ld›.HÖC’lüler birebir konuflmalarla daseçimin çare olmad›¤›n› anlatarakhalk› ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mü-

cade-lesineça¤›r-m a y ad e -v a me d e r -ken, duvar yaz›lamalar›yla da ayn›fliarlar halka ulaflt›r›ld›.

Trabzon’da ise, seçim kampan-yas› çerçevesinde yüzlerce pul ya-p›flt›r›ld›¤›, bildiri da¤›t›ld›¤›; kuflla-ma ve afiflleme yap›ld›¤› ö¤renildi.

Mersin’de 20 Temmuz günü De-mirtafl Mahallesi üstgeçidine “Se-çim Çare De¤il; Ba¤›ms›zl›k ve De-mokrasi Mücadelesine Kat›l” yaz›l›pankart as›l›rken birçok yere de ya-z›lamalar yap›ld›.

Say›: 115 27SEÇ‹M

‘Düzen Partilerinden Hesap Sorduk!’Devrimci Halk Kurtulufl Cephesi, 24 Temmuz tarihli, 369 No’lu aç›klamas›ile, seçim sürecinde düzen partilerine yönelik düzenlenen eylemleri üstlendi.

“Devrimciler olarak, sand›¤›n ortaya konuldu¤u ilk günden itibaren çareninseçim olmad›¤›n›, çarenin ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesini büyütmekoldu¤unu dile getirdik” denilen aç›klamada, faflizmle yönetilen, emperyaliz-me ba¤›ml› bir ülkede “parlamenter” yoldan ba-¤›ms›zl›¤› ve demokrasiyi kazanman›n mümkünolmad›¤› kaydedildi.

Seçim aldatmacas›na devrimci fliddet temelindetav›r al›nd›¤› belirtilen aç›klamada, 18 Haziran-19 Temmuz aras›nda yap›lan eylemler s›raland›.Bu eylemler aras›nda, daha önce dergimizde yervermedi¤imiz eylemler flu flekilde:

- 12 Temmuz: AKP ve Saadet Partisi’nin ‹stanbulGazi Mahallesi’ndeki seçim irtibat bürolar› bombalanarak yak›ld›.

- 18 Temmuz: ‹stanbul Avc›lar Deniz Köflker'de bulunan Demokrat Parti bi-nas› bombaland›.

- 19 Temmuz: Sefaköy AKP seçim bürosu bombaland›.

12 TTemmuz KKatliam›n› UUnutmad›k

Ayn› aç›klamada, 12 Temmuz 1991’de ‹stanbul’da 10 devrimcinin katledil-mesinin y›ldönümünde, Silahl› Propaganda Birlikleri taraf›ndan gerçeklefltiri-len eylemlere de yer verildi.

10 Temmuz’da Bahçelievler Kaymakaml›¤› ile, 12 Temmuz’da Sefaköy’debulunan Küçükçekmece Kaymakaml›¤›’na bomba konuldu¤u belirtilen aç›k-lamada, “egemen s›n›flar›n tüm “demokrasicilik” manevralar›na, dizginsizsömürü politikalar›na, her gün bir yenisine tan›k oldu¤umuz bask› ve katliam-lar›na karfl›; SOYANLARDAN, ZULMEDENLERDEN VE ALDATAN-LARDAN hesap sormak için eylemlerimiz sürecektir” denildi.

Mersin

Page 28: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

‹lk bölümde yabanc› sermayeninbir ülkeye hangi amaçlarla girdi¤iniele alm›fl, yabanc› sermaye üzerinesöylenen kimi “olumlu” söylemle-rin gerçekd›fl› oldu¤unu ortaya koy-mufltuk. Bu yalanlar; yabanc› ser-mayenin istihdam yaratt›¤›, ülkekalk›nmas› için gerekli oldu¤u veülke hazinesini güçlendirip vergigelirlerini art›rd›¤›; bu söylemler-den baz›lar›yd›. Bu yalanlar› ele al-maya devam ediyoruz.

Yabanc› sermayenin sanal faydalar› ve gerçekler

Yabanc› sermayenin “yurt içi re-kabeti art›rd›¤›, böylece tekelcili¤ik›rd›¤›” söylenir.

Yabanc› sermaye “do¤rudan ya-t›r›m”dan çok, varolan iflletmelerisat›n alma fleklinde giriyor. Gerçek-leflen flu: Emperyalist tekeller, zatentekel durumunda olan kurulufllar›sat›n alarak tekelcili¤i sürdürüyorve yabanc› sermayeye tan›nan ayr›-cal›klarla birlikte, -e¤er kalm›flsa- oalandaki baflka iflletmeleri de tasfiyeederek tekelleflmeyi büyütüyor. Ra-kamlara bak›ld›¤›nda, ülkemize gi-ren yabanc› sermayenin içinde“do¤rudan yat›r›m” niteli¤inin ol-dukça düflük oldu¤u görülmektedir.Örne¤in, 2004 y›l›nda giren yaban-c› sermaye 22.6 milyar dolar oldu.Bunun içindeki do¤rudan yat›r›mla-r›n miktar› ise sadece 2.6 milyar do-lard›r yani toplam›n yaln›zca %11’i.Hükümetlerin izledi¤i politikalar›nda etkisi olmakla birlikte bu durum,küreselleflme sürecinin tüm ülkeleredayatt›¤› bir gerçekliktir. Özellefltir-melerle yap›lan da budur.

Yine burjuva iktisatç›lar, yaban-c› sermayenin “ithal ikamesi ve ih-racat› art›rma etkileriyle, d›fl a盤›azaltt›¤›n›” propaganda ederler.

Gerçek ise tam tersidir. AKP’li ba-kan Abdüllatif fiener Temmuz2005’de yapt›¤› bir konuflmada, ya-banc› sermayenin “grossmarket -perakende, elektrik üretim- da¤›t›-m›, bankac›l›k, telekom-iletiflim” gi-

bi “gelirin yurtiçinde yarat›ld›¤›”sektörlerde yo¤unlaflt›¤›n› belirte-rek, flöyle diyordu: “Bu sektörlerinözelli¤i, yarat›lan gelirin ya da ta-sarruflar›n yurtiçinde yarat›l›yorolmas›d›r... D›fl âlemden sa¤lananihracat geliri yoktur. Teknoloji vesabit sermaye transferi de sözkonu-su de¤ildir. Yap› de¤iflmezse yaban-c›lar yurtiçinde üretilen gelir ya datasarrufu kendi merkezlerine akta-racakt›r. Bu durumda cari aç›k ile-lebet kapat›lamaz. Arjantin’dekikrizler de bu yolla ortaya ç›kt›.”

Mahir Çayan bunu y›llar öncebelirtmiflti; emperyalistler sömürge-lere yönelik olarak sanayiyi geliflti-rici, kalk›nmay› sa¤lay›c› hiçbir ser-maye bilefleni ihraç etmezler. Ogünden bugüne de¤iflen; emperya-list metropollerde biriken sermaye-nin, nakit sermaye olarak gelip ban-kalar› ele geçirmesi, spekülatif ser-maye ihrac› ile borsalar› denetim al-t›na almas›d›r. Böylece hükümetler,“borsalar, piyasalar ne tepki verir”diyerek bu sermayeye tümüyle tes-lim olmakta, kriz tehditleri ile dikenüstünde oturup, emperyalist serma-ye ne isterse yerine getirmektedir.“Para babas›” Baron M. A. Roths-child’in, “bana bir ülkenin paras›-n›n kontrolünü verin, kanunlar›n›kimin yapt›¤› umurumda bile de¤il”sözü, Türkiye için fazlas›yla geçer-lidir. Paran›n kontrolü emperyalistve iflbirlikçi tekellerin elinde oldu¤uiçin, yasalar, devlet yönetimi de on-lar›n kontrolündedir.

Bugün bankac›l›kta yabanc› pay›%60’› buldu, borsan›n %80’i elle-rinde, en büyük parakende ma¤aza-

lar› ve Telekom yabanc› sermayeninelinde. Bunlara, vurguncu “s›cakpara”y› da ekledi¤inizde, yabanc›sermayenin d›fl a盤› azaltmad›¤›aç›kt›r. Tersine, fiener’in de uyar-mak durumunda kald›¤› gibi, yurt-

d›fl›na kâr transferi nedeniyle a盤›daha da büyütücü etkide bulunmak-tad›r. AKP döneminde, 2002 Ara-l›k’›n dan 2006 Aral›k’›na kadarolan dönemde, cari a盤›n %2 binartmas›nda, d›fl ticaret a盤›n›n%241 artmas›nda yabanc› sermaye-nin bu vurgununun pay› büyüktür.Elbette bu paralar›n tümü halk›n ce-binden ç›kmakta, iflçiye, memura,köylüye gelince “yok ki verelim”diyen hükümet taraf›ndan tekellerinkasas›na ak›t›lmaktad›r.

Burjuva iktisatç›lar›n s›ralad›k-lar›, “yabanc› sermayenin faziletle-ri”nden biri de, bir ülkenin “ulusla-raras› piyasalarda itibar›n› koru-mas›” ile yabanc› sermaye aras›n-daki iliflkidir. Buna göre; “itibar›”koruman›n en önemli koflulu, o ül-kenin borçlar›n› düzenli flekildeödemesidir. Bu, ayn› zamanda “ma-li sistemin güvenilirli¤i”nin de enönemli göstergesidir. Kapitalistekonomistler, bir ülkenin “kalk›n-mas›” için “itibar” ve “mali siste-min güvenilirli¤i”nin hayati önem-de oldu¤unu söylerler ve ekonomipolitikalar›n borç ödemeye endeks-lenmesini vaaz ederler. Ancak bukoflulda, yabanc› sermaye giriflinindevam edece¤ini, ülkenin kalk›na-ca¤›n› söylerler.

Öncelikle belirtelim ki, ‘ulusla-raras› piyasalar’ dedikleri, büyükemperyalist tekellerce belirlenenkurallara göre iflleyen kapitalist çar-k›n kendisidir. Geçen hafta vurgula-d›¤›m›z gibi, özellikle küreselleflmesürecinde geri b›rakt›r›lm›fl ülkeekonomilerine yüklenen temel gö-rev; ‘ulusalararas› piyasalar’a öde-

28 EKONOM‹ 29 TTemmuz 22007

Halktan yana bir kalk›nma sosyalizmle mümkündür

bölüm 2

Page 29: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Say›: 115 29EKONOM‹

necek borçlara öncelik verilmesidir.Bu politika yeni sömürgelere daya-t›ld›¤› içindir ki, halk› sefalet içindeyüzse dahi hiçbir ekonomi faiz d›fl›fazlada aç›k ver(e)memektedir.

Bir baflar› gibi sunulup, “bütçeflu kadar faiz d›fl› fazla verdi” diyeifade edilen iflte bu durumdur. Hü-kümetlerin ekonomi politikalar›n›ntemelini, halk›n yaflam standartlar›-n›n yükseltilmesi de¤il, borçlar›nödenmesi oluflturmaktad›r.

Ülkelerin sömürgelefltirilmesisürecinde önemli rol oynayan borç-lar›n geri ödenmesinin, o ülkeninkalk›nmas›na hizmet etmedi¤inin

en somut örne¤i ise, Türkiye’dir.Ülkemiz ilk d›fl borcu ald›¤› gündenbu yana gelirlerinin büyük bir bölü-münü aktarmas›na karfl›n, bitmeyenbir borç sarmal› içinde debelenmek-tedir. Her hükümet döneminde de-¤iflmeyen kural; ülke bütçesininborçlar ve faizlerinin ödenmesinegöre yap›lmas›d›r. IMF ile Stand-By Anlaflmalar›’n›n yürürlükte ol-du¤u dönemler ise bu, do¤rudanIMF taraf›ndan denetlenmekte vesa¤l›k, e¤itim gibi temel kamusalalanlarda ciddi düzeydeki k›s›tla-malar karfl›l›¤›nda ve ülke zengin-liklerinin sat›fl› yoluyla emperyalisttekellere ödemeler yap›lmaktad›r.

Art›k öyle bir hale gelmifltir ki,özellefltirme gelirleri, halktan topla-nan vergiler dahi kimi zaman buborçlar› karfl›lamamakta, borçlar›nödenmesi için yeni ve daha yüksekfaizli borçlar al›nmaktad›r. Yani al›-nan borçlar›n “kalk›nma” ile hiçbirilgisi olmay›p, do¤rudan yabanc› ve“yerli” tekellere aktar›lmaktad›r.

Yine Arjantin örne¤inde somut-land›¤› üzere, iç ve d›fl kamu borç-lanmas›nda ciddi düzeyde yasad›fl›-l›klar, aleni soygunlar yaflanmakta-d›r. ‘Olmos Davas›’ olarak bilinenolay bunun bariz bir örne¤idir.

Arjantin, t›pk› bugün Türki-ye’nin oldu¤u gibi, XX. yüzy›l›nbafllar›ndan itibaren emperyalist te-kellerce “f›rsatlar ülkesi” ilan edil-mifl ve yo¤un bir yabanc› sermayegirifli yaflanm›flt›. Ülke ekonomiside görünürde büyüyordu. Bankalar,ulaflt›rma, petrol, madencilik gibisektörlerde yo¤unlaflt› yabanc› ser-maye ak›fl›. Ve nihayetinde gelinennoktada 2001 y›l›nda 141 milyardolar› bulan borcunu ödeyemeyece-¤ini, yani “iflas›n›” ilan etti.

Olmos davas› diye sözünü etti¤i-miz olayda ise, “Arjantin rejimibankalardan yüksek faizle borçal›p, bu paralar› düflük faizlerleborcu veren ayn› bankalarda tut-mufl, böylece borç yükünü milyar-larca dolar art›rm›flt›.” (J. Petras)

Görüldü ki, bugünlerde Türkiyeiçin propaganda edilen ve “olumlu-luk” olarak vaazedilen ““eekkoonnoommii--nniinn dd››flflaa aaçç››ll››mm››”” yani ülkenin ya-banc› sermayeye ba¤›ml›l›¤› hadsafhaya yükselirken, al›nan borçla-r›n ço¤u, “kalk›nmaya” de¤il, lükseflya ve tüketim mallar›n›n ithalat›-na ve askeri malzeme al›m›n› finan-se etmeye gitmiflti. Arjantin’in1980’lerin bafl›nda zirveye yükselen“itibar›” ise, talan gerçeklefltiktensonra “s›f›ra” inmiflti çoktan!

Yine burjuva ekonomistler ya-banc› sermayenin birbirini çekipkalk›nman›n sa¤lanaca¤›n› söyler.

Yabanc› sermaye istedi¤i kadaryo¤un girsin, o ülkenin kalk›nmas›-na hizmet etmeyece¤ini gördük.Bunun da ötesinde, yabanc› serma-

Emperyalist sermaye AKP’yi seviyor!

Yabanc› sermayenin yo¤unlaflmas›nda, 12 Eylül Cuntas› taraf›ndan yaflama geçirilen 24 OcakKararlar› dönüm noktas›d›r. Yabanc› Sermaye Çerçeve Kararnamesi gibi düzenlemelerle alt yap›oluflturulmufl, yabanc› sermayenin önündeki engellerin kald›r›lmas›nda ciddi ad›mlar at›lm›fl, kamuyat›r›mlar›nda “yap-ifllet-devret” modeli ile ortak yat›r›m giriflimleri yaflama geçirilmifltir.

Bu tarihten sonra ekonomi, Yeni Dünya Düzeni’nin bir parças› haline getirilirken, ülkemiz em-peryalist sermaye aç›s›ndan “cazip” ülkelerden biri olmufl ve yabanc› sermaye giriflinde h›zl› bir ar-t›fl yaflanm›flt›r. 1992’ye kadar süren art›fl, kriz sürecinde kesintiye u¤rasa da, 1994’te yenidenyükselmifltir. O tarihe kadar ki en büyük art›fla ise, 1995'de tan›k olunmufltur. %97.91'lik rekor birart›flla 2.938.32 milyon dolar yabanc› sermaye ülkemizi talan etmeye gelirken, sonrak› y›lda bu ar-t›fl %30.5 olarak gerçekleflmifltir.

AKP dönemi ise, kendinden önceki hükümetleri geride b›rakm›flt›r. Bunda, özellefltirmelerin yo-¤unlaflmas›, kur-faiz politikalar›n›n yabanc› sermayenin isteklerine göre belirlenmesindeki perva-s›zl›k, Avrupa Birli¤i süreci, IMF’ye verilen her sözün pürüz ç›kar›lmadan yerine getirilmesi gibibirçok etken belirleyicidir. Örne¤in, iktidar›n ilk icraatlar›ndan biri olan, 2003 tarihli “Do¤rudan Ya-banc› Yat›r›m Yasas›” ile emperyalist sermayeye yeni olanaklar tan›nd›. Emperyalizm bizim gibi ül-kelere “küreselleflme ile ulus devletlerin öldü¤ünü” vaaz edip,sermayenin önündeki engellerin kald›r›lmas›n› dayat›rken,ABD’de, Avrupa’da bu yönde k›s›tlamalar do¤al olarak sürdürül-dü. Emperyalizmin bütün isteklerini itirazs›z yerine getiren AKPiktidar› ise, bu yasa ile yabanc› sermaye önündeki bütün engelle-ri kald›rd›. Eski yasada, yabanc› flirketlerin Türkiye'deki tekelle-rin "ço¤unluk hissesine sahip olamayaca¤›” belirtilirken, bu yasaile “%100'ünü alabilece¤i” yerald›, yabanc› yat›r›mc›n›n haklar›-n› koruma ad›na imtiyazlar tan›nd›, kârlar›n› yurtd›fl›na kaç›rma-lar› garanti alt›na al›nd›.

AKP bu yasa ile kalmad›, sonraki y›llarda da vergileri düflür-me gibi uygulamalar› ile emperyalist sermayenin önünü düzlemeye devam etti.

Emperyalizmin -birçok etkenle birlikte-, AKP’ye verdi¤i aç›k destekte bu politikalar belirleyici-dir. Emperyalist tekellerin yay›n organ› niteli¤indeki The Economist’in seçimden hemen önce, “enhay›rl›s›n›n AKP’nin kazanmas› oldu¤unu” söylemesi, ABD ve AB’nin aç›kça destek vermesi boflunade¤ildir. Dünyan›n hangi ülkesinde k›sa sürede bu düzeyde karlar elde ediyorlar, elbette bu iktida-r› destekleyecekler. Desteklerini “demokrasi geliflecek” gibi yalanlarla aç›klamalar› kimseyi aldata-maz. Demokrasi emperyalistlerin ne zaman umurunda oldu ki!

Yüzde 80'i yabanc› sermaye-nin elinde olan Borsa; 4.5y›ll›k AKP iktidar›nda %518kazand›rd›. Faizdeki kazançise 4.5 y›lda %243'e ulaflt›.

Page 30: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

30 EKONOM‹ 29 TTemmuz 22007

yenin bir “ak›n” halinde bir ülkeyegirece¤inin de garantisi yoktur.Ucuz emek, daha yüksek faiz, k›sa-ca en fazla kâr› nerede bulursa ser-maye oraya yönelir. Yani bir kezgirdi mi, onu di¤erleri izler diye birkural yoktur. Latin Amerika ülkele-ri bu aldatman›n faturas›n› y›k›c›krizlerle ödemifltir. Yabanc› serma-ye ile Meksika, Orta Amerika ülke-lerinde kurulan montaj sanayi, Çin,Vietnam, Do¤u Avrupa gibi eme¤indaha ucuz oldu¤u alanlar aç›ld›¤›n-da h›zla terk ederek krizlerin yaflan-mas›na neden olmufltu. Bugün eskisosyalist ülkelerin, Asya’n›n devasave ucuz iflgücüne, zengin hammad-de kaynaklar›na ak›n eden emperya-list sermaye, hiç kuflkunuz olmas›nbu alanlar› talan ettikten sonra, dahafazla kâr elde edece¤i baflka ülkele-re kaç›p krizini bu kez oralara aktar-maktan çekinmeyecektir.

Evet, görüldü¤ü gibi; yabanc›sermayenin faziletleri olarak say›-lan hiçbir olgu gerçe¤i yans›tm›yor.Sermaye ve onun sözcüleri bu ya-lanlara halk› inand›r›p, sermayedenyana politikalar›n izlenmesini, sö-mürüyü ve talan› meflru göstermekistiyorlar. Örne¤in patronlar örgütüT‹SK’in yay›n organ› ‘‹flveren Der-gisi’nin, Aral›k 2006 say›s›nda,kendi ç›karlar›n› “genelin ç›kar›”gibi gösterip flöyle deniyor; “yerliveya yabanc› özel sektör yat›r›mla-r›n›n ekonominin üretkenlik perfor-mans›n› art›rd›¤›, istihdam yarat›l-mas›na ve gelir art›fl› sa¤lanmas›nakatk›da bulundu¤u, günümüzde tümkesimlerce bilinmektedir. Özelliklegeliflmekte olan ülkelerde kalk›nma-n›n gerçeklefltirilmesine önemli kat-k›lar sa¤layan yabanc› sermaye ya-t›r›mlar›n› çekmek ülkelerin sa¤lamve cazip yat›r›m ortamlar› olufltur-malar›n› zorunlu k›lmaktad›r.”

Bu yalanlar yutturulduktan son-ra, devam›nda flu ifadeleri rahatçasarfedebilirler art›k: “Hükümetlerintemel rolü, yerli ve yabanc› yat›r›m-c›lara makroekonomik güven ve is-tikrar ortam›n› yaratmak olmal›-d›r...” (‘‹flveren’)

Faydalar› yok ancak say›lamaya-cak kadar zararlar› yaflanarak her

gün daha fazla ortaya ç›k›yor. Ülke-lerin ba¤›ml›laflt›r›lmas›, ekonomipolitakalar›n›n belirlenmesindemutlak söz sahibi olma, iflsizlik, ar-tan yoksullaflma, tekelleflme, vur-gun yoluyla halk›n cebinden çal›nanparalar ve yaz› boyunca s›ralananbirçok zarar. Elbette tüm bu zararlaryo¤un bir propaganda, aldatma veyan›ltma yöntemleriyle halk›n gö-zünden uzak tutulmaya çal›fl›lmak-tad›r. Bu propagandalarla oluflturu-lan bask› öyle bir noktaya ulaflm›flt›rki, yabanc› sermayeye karfl› olmakbüyük suç gibi gösterildi, ‘›rkç›l›k’diye damgaland›. Kimi zaman dahalk›n bir kesiminin belle¤ine ek-tikleri “anti-komünizm” zehiri ilebütünlefltirilip emperyalist sermayepropagandas› yapt›lar.

Yabanc› sermaye vemücadele

Peki, zararlar› tart›fl›lmaz olanyabanc› sermayeye karfl› nas›l birmücadele yürütülmeli?

Her fleyden önce; burjuva propa-gandalar›n›n aksine, sermayenin ül-kelerin kaynaklar›n›, pazarlar›n› elegeçirmesi odakl› küreselleflme sal-d›r›lar›n›n önüne geçebilmek müm-kündür. Ancak bu konuda iki yanl›flanlay›fla de¤inelim önce.

Birincisi; kendine ‘ulusalc›’ di-yen, yabanc› sermaye karfl›t› söy-lemlerde bulunan kesimler. Bunlar,temelde yabanc› sermayeye, emper-yalizme karfl› de¤ildirler. Böyle gö-rünürler. Örne¤in, elefltirilerinin uf-ku, ‘spekülatif yabanc› sermaye za-rarl›, falanca sektöre girenler zarar-l›, stratejik kurumlar› satmayal›m...ama do¤rudan yabanc› sermaye fay-dal›’ ile s›n›rl›d›r. MHP ve CHP’ninseçim beyannamelerinde de bir yan-dan “ülke sat›l›yor” denilirken, öteyandan “do¤rudan yabanc› serma-ye yat›r›mlar›n›” kendilerinin çeke-ce¤i taahhütleri yer almaktad›r.Ulusalc›lar›n “çözümü,” “iç tasar-ruf oran›n› yükselterek yabanc› ser-mayeye olan gereksinimi azaltmakve makul düzeye çekerek olumsuzetkilerinin zarar verici boyutlara

ulaflmas›n› engellemek” ile s›n›rla-d›r. Özellefltirme talan›nda, “ulusalsermaye” propagandas› yaparakK‹T’lerin Koç, Oyak gibi iflbirlikçitekellere sat›fl›n› alk›fllayan da,“Milli Ordu”nun holdingi Oyak’›nbankas›n› satmas› karfl›s›nda hayalk›r›kl›¤›na u¤rayan da yine ayn› ke-simlerdir. Yeni-sömürgecili¤e iti-razlar›, asl›nda sosyalist sisteminvarl›¤› koflullar›ndaki biçimini özle-mekten ibarettir. Bilindi¤i gibi busüreçte emperyalizm sömürgelerin-de halk isyanlar›n›, sosyalizme yö-nelimi önlemek için k›smi refah dü-zeyini koruma, devlet eliyle kalk›n-ma politikalar› izliyordu ve sömür-gecilik iliflkilerindeki de¤iflim, ifl-birlikçi iktidarlar›n ‘milli ekonomi’,‘güçlü ulus devlet’ gibi söylemlerinigizlemeye yar›yordu. ‹ktidarlarabelli bir manevra alan› tan›n›yordu.Bu koflullar art›k yok; emperyalizmher alanda tam biat istiyor.

Demek ki, emperyalizme ba¤›m-l›l›k sürdükçe; yabanc› sermayeyekarfl› ulusal sermayeyi ya da devletkapitalizmini savunmak bir çözümve mücadele biçimi olamaz.

Bir baflka yan›lg› ise “küresellefl-me karfl›tlar›”n›n, emperyalist ser-mayeye karfl› mücadeleyi ulus dev-letlerden soyutlayarak, belirsiz bir“Baflka Bir Dünya Mümkün” sloga-n› etraf›nda flekillendirmeleridir.

Ülkemiz emperyalizme ba¤›ml›bir ülkedir, bu nedenle anti-emper-yalist mücadele ile anti-oligarflikmücadele birbirinden ayr›lmazd›r.Öte yandan, küreselleflme politika-lar›, emperyalist sermayenin talan›yerel iktidarlar arac›l›¤›yla uygulan-maktad›r. Yine unutulmamas› gere-ken; devlet ayg›t›n›n karakterinins›n›fsal oldu¤udur.

‹flte bu gerçekler bize nas›l birmücadele sorusunun cevab›n› davermektedir. Bu mücadelenin anaekseni, mevcut kapitalist sisteminde¤ifltirilmesi ve ba¤›ml›l›k iliflkile-rine son verilmesidir. Kaç›n›lmazolarak “anti-küresel mücadele” de,mevcut ulus devlet üzerinden veri-lecektir. Devletin s›n›fsal niteli¤ide¤iflmeden, bugünün dünyas›nda

Page 31: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Say›: 115 31EKONOM‹

“ulusal kalk›nmac›” bir politika iz-lemek mümkün de¤ildir. Devlet, an-cak eme¤in iktidar›n›n kurulmas› ile“kalk›nma” amac›na hizmet ede-cektir. Bir baflka deyiflle; halk›n ik-tidar›n› amaçlayan bir mücadele,hem halk›n ç›kar›na olan kalk›nma-y› hedefleyen bir mücadeledir, hemde “anti-küresel” yani anti-emper-yalist bir mücadeledir.

Yabanc› sermaye karfl›tl›¤› üze-rinden gelifltirilmek istenen “kalk›n-mac›l›k” ve “ulusalc›l›k”la; emper-yalist sermayenin ülkemizi talan et-mesinin önüne geçmek ne kadar ha-yalse, eme¤in yönetti¤i bir devletinhalk›n ç›kar›na bir kalk›nmay› ger-

çeklefltirece¤ini reddetmek de o ka-dar yanl›flt›r, iktidar hedefi olma-yan, soyut, sistem içi iyilefltirmeler-le s›n›rl› bir anlay›flt›r.

Özellikle Latin Amerika’da gö-rülmüfltür ki, halklar, özelde yaban-c› sermayenin, genelde emperyalistpolitikalar›n yaratt›¤› tahribatlar›gördükleri oranda aya¤a kalkmakta-d›rlar. Latin Amerika’da halkç› ikti-darlar arac›l›¤›yla bu tepkiler kendi-ni millilefltirmelerde somutluyor.Ancak burada kalmay›p, sosyaliz-me yönelmedikçe, yeni bir devleti,sosyalist devleti kurmay› hedefle-medikçe sonuçta köklü bir de¤iflimgetirmeyecektir.

Solun görevi bu gerçekleri dik-kate alarak halka, emekçilere “ya-banc› sermaye”nin, emperyalist po-litikalar›n yaratt›¤› tahribatlar› ve“ulusal” maskeli sermaye ile iliflki-sini somut olarak göstermek; emek-çilerin “yabanc› sermayeye” karfl›tutumlar›n› do¤ru bir kanala ak›ta-bilmektir.

Bu kanal, anti-emperyalist, anti-oligarflik mücadeledir; ba¤›ms›zl›k,demokrasi ve sosyalizm mücadele-sidir. Ancak böyle bir mücadele ileyerlisi-yabanc›s› ile sermayenin ik-tidar›na son verilip, ülkenin kay-naklar›, zenginlikleri halk›n ç›karla-r› için de¤erlendirilebilir.

Maliye Bakan› Kemal Unak›tan, “sat›yoruz sat›yo-ruz bitmiyor” diyor ve ekliyordu; “satmaya devam!”

Devam ediyorlar. K‹T’ler bittikten sonra s›ra ma-denlere, sulara, nehirlere gelecektir.

BOR madeni, stratejik madenlerin bafl›nda bilinirve Türkiye bor madeni üretiminde, dünyada ilk s›rada-d›r. Sermayenin bu alana yönelmemesi düflünülemezdi.Ancak ortada bir de 2840 say›l› yasa vard›. Yasan›n 2.maddesi, “Bor tuzlar›, uranyum ve toryum madenleri-nin aranmas› ve iflletilmesi devlet eliyle yap›l›r” der.

Ancak, ülkenin kaynaklar›n› sermayenin talan›naaçma konusunda oldukça gözü kara olan iktidar kendiyasalar›n› da hiçe saymakta çekinmiyor.

Metalurji Mühendisleri Odas›, Maden ‹flçileri Sen-dikas›, Petrol-‹fl ve Dev Maden-Sen baflta olmak üzereoda ve sendikalar›n suç duyurusu ile ortaya ç›kt› ki, hü-kümet bor’un özellefltirilmesinde ilk ad›m› atm›fl bile.

Türkiye'nin tekel ürünü borda özellefltirme, hizmetal›m› ile bafllat›ld›. Eti Maden Genel Müdürlü¤ü, yasa-ya ayk›r› bir biçimde özel sektöre susuz boraks üretimiyapt›rmak için ihale açt›.

Böylece, Enerji Bakan› Hilmi Güler’in 23 Ekim2003 tarihinde yapt›¤›, “Bor konusunda bizim yaklafl›-m›m›z özerk bir yap›ya do¤ru gidifltir. Muhtemelen bu-nun son istasyonu özellefltirme olabilir” aç›klamas›n›nuygulamaya konuldu¤u görülüyor.

Sendika ve odalar, ihaleyi açan yönetim kurulu üye-leri hakk›nda görevi kötüye kullanmaktan suç duyuru-sunda bulundu. Yasa hükmünün hat›rlat›ld›¤› suç duyu-rusunda flöyle deniliyor:

"Bu ihalelerin yap›lmas›na karar veren yönetim ku-

rulu, iflletmenin ihale konusu olaniflleri yapmaya yeterli nitelikte ele-man› bulunuyor iken bu iflleri özelsektöre yapt›rmay› ye¤lemifltir. Bu,

görevi kötüye kullanma ve ayn› zamanda kamuyu zara-ra u¤ratmakt›r."

Metalurji Mühendisleri Odas› 2. Baflkan› KayaÖzeren de, AKP hükümetinin kamuoyu tepkisinden çe-kindi¤i için, sözkonusu yasay› de¤ifltirmedi¤ini, ancakbugüne kadar Eti Maden ‹flletmeleri'nce yap›lan rafinebor üretimini özel sektöre devrederek fiili durum yarat-t›¤›n› söyledi.

Her alanda sermayenin ç›karlar›n› politikalar›n›n te-meline oturtan AKP hükümeti ilk olarak; 2003 y›l› ba-fl›ndan itibaren Eti Maden ‹flletmeleri yönetim kadrosu-nu de¤ifltirmeye bafllad›. Deneyimli kadro giderek ta-mamen tasfiye edildi, böylece özellefltirmede at›lacakad›mlar›n önü aç›ld›.

Bu ad›m›, bugüne kadar görülmemifl bir yöntem ileihalelere ç›k›larak özel sektöre, proje yapt›rma, üretimtesisi kurdurma, tesis kiralama ve son olarak da borürünleri üretmesi yetkileri verildi. Hizmet Al›m› Yön-temi ile önce ö¤ütülmüfl kolemanit üretimi ihaleye bileç›k›lmadan özel sektöre yapt›r›ld›. ‹kinci ad›m söz ko-nusu suç duyurusuna iliflkin, "5 y›l süreyle y›lda 5 binton susuz boraks" üretimi oldu.

Rafine bor ürünleri tesisleri ve proses gelifltirme ça-l›flmalar› üniversite deste¤i de al›narak 1980'lerin ba-fl›ndan beri Eti Maden taraf›ndan yap›l›yordu.

Kimsenin kuflkusu olmas›n, bir befl y›l daha iktidarkoltu¤una oturan AKP, özellefltirmelerde daha da per-vas›z hareket edecektir. Beyninde, politikalar›nda va-tan, ülke ç›karlar›, halk gibi kavramlar›n zerresi bulun-mayan hükümetin tek derdi, sermayenin isteklerini ye-rine getirmek. Bu yüzden sermaye, AKP’nin yenidenseçilmesini a¤z› kulaklar›nda karfl›lam›flt›r.

özellefltirme s›ras› BOR’a geldi

Page 32: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Kamu Emekçileri Sendikalar›Konfederasyonu Araflt›rma MerkeziKESK-AR, AKP döneminde iflsizli-¤in patlad›¤›n› aç›klad›. Resmiaç›klamalarda sürekli olarak “düfl-tü” diye aç›klanan iflsizlik rakamla-r›n›n gerçe¤i yans›tmad›¤›n› da or-taya koyan KESK-AR, 2002'den buyana “genifl tan›ml›” iflsizli¤in yüz-de 47.23 art›fl gösterdi¤ini kaydetti.

TÜ‹K “iflsiz” tan›m›n› flöyle ya-p›yor: “referans dönemi içinde is-tihdam halinde olmayan kâr karfl›l›-¤›, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsizolarak hiçbir iflte çal›flmam›fl veböyle bir ifl ile ba¤lant›s› da olma-yan kiflilerden ifl aramak için son üçay içinde ifl arama kanallar›ndan enaz birini kullanm›fl ve 2 hafta içindeiflbafl› yapabilecek durumda olankurumsal olmayan çal›flma ça¤›nda-ki tüm kiflilerdir.”

Devletin resmi istatistik kuru-muna göre; ifl bulma umudu olma-yan, ifl aray›p son üç ay içinde ifl

arama ka-n a l l a r › n ›ku l l anma-yan ya da

ifle bafllama-ya haz›r olupifl aramayan-lar iflsiz sa-y›lm›yor.

KESK-AR ise, TÜ‹K’in hesapd›fl› tuttu¤u bu kesimleri de dahilederek, gizlenen iflsizli¤i gözlerönüne sermifl oldu.

Araflt›rmaya göre, bu kesimlerdahil edildi¤inde 2002 y›l›nda yüz-de 14,2 olan iflsizlik oran›, AKP hü-kümeti döneminde sürekli bir art›flseyri izledi.

Buna göre iflsizlik oran›: 2003y›l›nda yüzde 14, 2004 y›l›nda yüz-de 16,3, 2005 y›l›nda yüzde 18.1,2006 y›l›nda yüzde 18,9 olarak ger-çekleflti.

Genifl tan›ml› iflsiz say›s› ise;2002 y›l›nda 3 milyon 525 bin,2003 y›l›nda 3 milyon 478 bin,2004 y›l›nda 4 milyon 207 bin,2005 y›l›nda 4 milyon 865 bin,2006 y›l›nda 5 milyon 190 bin ola-rak gerçekleflti.

3 milyon 525 bin iflsizle görevebafllayan hükümet, dört y›lda bu sa-y›y› 5 milyon 190 bine ç›kard›. Ya-

ni, genifl tan›ml› iflsizleri yüzde47,23 oran›nda art›rd›.

Araflt›rmada bir di¤er çarp›c›nokta ise, 2002-2006 döneminde iflbulma umudu olmayanlar›n say›s›-n›n 76 binden tam 9,3 kat artarak702 bine ç›kmas›d›r.

Ekonominin düzeldi¤ini, borsa-lar›n, piyasalar›n rekor üstüne re-korlar k›rd›¤›n› söyleyen iktidar›nekonomi politikalar›n›n kime hiz-met etti¤i ortada. ‹flsizler ifl bulabil-me umudunu dahi yitirmifltirAKP’nin yönetti¤i Türkiye’de.

‹flsizli¤i azaltmayan bir büyüme,yoksulun derdine derman olmayanbir ekonomi bahar›, zenginleri dahazengin yapmaktan baflka hiçbir fleyifade etmiyor. ‹flsizler ordusunu bü-yüten AKP’nin, iktidar› döneminde,dünyan›n dolar milyonerleri listesi-ne giren patronlar›n say›s›n›n 8’den25’e ç›kmas›, bu 25 zenginin tam 25milyon insan›n milli gelirden ald›¤›paya eflit pay almas›, her fleyi aç›k-lamaya yeterlidir asl›nda.

Yoksullara yiyecek pofletleri, kö-mürler iflte bu çarp›k düzenin üzeri-ni örtmek için da¤›t›l›yor. AKP yok-sullaflt›r›yor, iflsiz b›rak›yor, umut-suzlaflt›r›yor; sonra da “kurtar›c›,yoksula el uzatan” olarak ortaya ç›-k›p inayet politikas› uyguluyor.

Avrupa ve Asya Stratejileri dergisinin haberine gö-re; emperyalist ilaç tekellerinin, üretim maliyetlerinindüflüklü¤ü ve kobay olmaya istekli insanlar›n varl›¤›sebebiyle, Hindistan ve Çin gibi geliflmekte olan ülke-lere odaklan›yor.

Hindistan ve Çin'de kapitalizmin yaratt›¤› yoksul-luk, 2 milyara yak›n insan› ilaç tekellerin deneylerindekobay olmaya itiyor. Elbette ilaç tekelleri bu durumdangayet memnunlar. Yoksulluk ve e¤itimsizlik kobay ol-mak isteyen insan say›s›n› art›r›rken, buna paralel ola-rak bu ülkelerde tekellerin deneyleri de art›yor. Yaflam-lar›n› sürdürebilmek için kobay olmay› seçen sa¤l›kl›insanlar›n binlercesinin hayat›n› kaybetti¤i ise, bu al-çakl›¤a izin veren hükümetlerce gizleniyor. Bu ülkeler-de bu flekilde üretilen ilaçlar›n yüzde 90’› resmi sat›flonay› dahi alm›yor; böylece Çin’de üretilen sahte ilaç-

lar nedeniyle insanlara zarar veriliyor. DTÖ’ye göre,Çin’de üretilen sahte ilaçlar bir y›lda 75 milyar dolarciro ile dünya ilaç sat›fllar›n›n %10'unu oluflturuyor.

Tekellerin sistemi halk kitlelerini ölümcül düzeydeyoksullaflt›r›yor, sonra yoksulluklar›n› kullanarak ko-baylar haline getiriyor.

Çin’de devlet eliyle gelifltirilen kapitalist restoras-yonun geldi¤i boyut bu! Yoksulluk her geçen gün art›-yor, resmen köle iflçiler ortaya ç›k›yor, madenlerde sa-p›r sap›r ölüyor iflçiler, sahte ilaç üretimlerinde kendivatandafllar›n› kobay olarak kurban veriyor bu yeni sis-tem! Çin halk› emperyalist ilaç tekellerinin kobay›olurken, Çin kapitalist piyasalar›n yükselen y›ld›z› ol-maya, her y›l büyüme rekorlar› k›rmaya devam ediyor;insan üzerine kurulu sistemi y›k›p sermayenin ç›karla-r› üzerine kurulu sisteme geçiflin sonucu bu.

AKP iflsizlik ürettiAKP döneminde iflsizlik yüzde 47 art›fl gösterdi. Riyakârislamc›l›k, iflsiz, yoksul b›rakt›¤› halk› sadakalarla aldatarakkoltu¤a yeniden oturmakta kulland›

Kapitalizm yoksullara kobayl›¤› dayat›yor

32 EKONOM‹ 29 TTemmuz 22007

Page 33: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Say›: 115 33TEOR‹

Sevgili Yürüyüfl okurlar›,merhaba. “Çevre” sorununu tar-t›flmaya devam ediyoruz bu haf-taki sohbetimizde. Önceki bölü-mün sonunda belirtti¤imiz gibi,bu bölümde, çevreci hareketingeliflimi ve bak›fl aç›s› üzerindede duraca¤›z.

EEkkoolloojjii, önceleri, tabir-i ca-izse kendi halinde bir bilim da-l›yd›; ccaannll››llaarrllaaççeevvrreelleerrii aarraass››nn--ddaakkii iilliiflflkkiilleerriinn bbii--lliimmii’’ydi... Toplum-do¤a iliflkisinde so-runlar a¤›rlaflt›kçaekoloji de öne ç›kt›ve giderek bir top-lumsal hareketi ta-n›mlamaya bafllad›.Bundan hareketle de ““eekkoolloojjiikk ttoopp--lluumm”” gibi, maddi temeli olmayankavramlar üretildi.

Sohbetimizin ilk bölümünde so-runun ana kayna¤›n›n kapitalist üre-tim tarz›nda oldu¤unu; bu toplumbiçiminin uzant›s› olarak da kapita-listin insan›, do¤ay› hiçe sayan,maksimum kârdan baflka bir fley dü-flünmeyen bir düflünce yap›s›na sa-hip oldu¤unu ortaya koymufltuk.Buradan devam ettirirsek; kendile-rini “çevreci” olarak tan›mlayan çe-flitli kesimlerin en temel yan›lg›s› veyanl›fl›, sorunu mmeevvccuutt üürreettiimm ssiiss--tteemmiinnddeenn kkooppaarrmmaallaarr››dd››rr.. Böyle-likle k›smen iyilefltirmeci taleplerdebulunuyor olmalar›na ra¤men, as-l›nda uzun vadede çevreyi koruya-mayan bir politikay› savunmakta-d›rlar. Yefliller de bu kategoridedir.Ki nitekim, bu çizginin çevreyi, do-¤ay› koruyamayaca¤› tam tersineçevreyi katletmekle elefltirdiklerisistemle bütünleflen bir geliflim sey-ri izledikleri biliniyor.

Evet, “çevre” sorunu, son dereceyayg›n, çok çeflitli ve art›k vahametderecesindeki bir sorundur. Böylebir sorunun ortaya ç›kt›¤› noktada,elbette buna yönelik çeflitli toplum-sal hareketlerin de ortaya ç›kmas›do¤al kaç›n›lmazd›r. Yefliller, çevre-ci hareketler bu zeminde ortaya ç›k-t›. fiimdi bunlar›n geliflimini göre-

lim. Buyur Mazlum.

MMaazzlluumm:: Belki ilginç gelecek-tir, çevre sorunu ilk baflta, bir “bur-juva sorun” olarak gündeme geldi.Çünkü, çevredeki tahribat, kapita-list üretimin süreklili¤i aç›s›ndansorun yaratmaya bafllam›flt›.

2. Emperyalist Savafl› takip edendönemde birçok emperyalist ülkeçok büyük bbüüyyüümmee hh››zzllaarr››nnaa ulafl-t›, dolay›s›yla çevrenin, do¤an›ntahribat› da ayn› h›zla büyüdü vealeni hale geldi. Bu büyük tahribat›ilk analiz edip dile getirenler burju-valar oldu. RRoocckkeeffeelllleerr,, FFoorrdd,, FFiiaatt,,VVoollkksswwaaggeenn gibi emperyalist tekel-ler taraf›ndan finanse edilen bir ra-por, çevre sorununu oldukça kap-saml› bir biçimde ortaya koyan ilkraporlardan biri oldu. 1972’de ya-y›nlanan ve oldukça yank› uyand›-ran sözkonusu raporda; “mevcutekonomik büyüme e¤iliminin aynensürmesi halinde, insanl›¤›n varl›¤›-n› sürdürmesini sa¤layabilecekmaddi koflullar› 2100’de tamamenyitirece¤i” tespit ediliyordu.

Görüldü¤ü gibi, asl›nda bugünsürpriz olan bir fley yok. Yani bu-günlere gelifl “göz göre göre” birgelifltir. Sözkonusu rapor, sorunuburjuvazi ve kapitalist sistem aç›-s›ndan ele al›yordu. Önerdi¤i çö-zümler de nüfus art›fl›n›n k›s›tlan-mas› gibi, sorunun özüyle ilgisi ol-

mayan önerilerdi. Kapitalizm el-bette kendince baz› önlemler al-d›, ama biraz önce belirtti¤im gi-bi, bu önlemler, esas olarak yeni-den üretim aç›s›ndan k›sa vadeliönlemlerdi.

‘70’lerin ikinci yar›s›ndan iti-baren ise çevre sorunu, daha ge-nifl kitleleri etkilemeye bafllad›,

bu konudaki müdahale ve geliflme-ler de kitleselleflti.Hava kirlili¤indennükleer tehlikeyekadar çeflitli sorun-lar karfl›s›nda top-lumsal bir muhale-fet oluflmaya baflla-d›.

Çevre sorunu bukadar öne ç›kmadan önce de, özel-likle nükleer silahlara karfl› oluflmuflbir anti-nükleer “bar›fl” hareketivard›. Sonuçta do¤an›n ve çevreninkorunmas› noktas›nda bulufltuklar›için, bu iki toplumsal hareket ayn›güzergahta geliflmeye bafllad›. Buyüzden zaman zaman “çevre ve ba-r›fl hareketi” olarak adland›r›ld›. Da-ha sonra “yeflil hareket” gibi ortakbir ad kazand›lar.

fiöyle de diyebiliriz; Yeflil hare-ketin “kitlesel taban›”, aannttii--nnüükkllee--eerr hhaarreekkeett vvee bbaarr››flfl hhaarreekkeettii ekse-ninde olufltu. Fakat bunun d›fl›ndaAvrupa’n›n çeflitli ülkelerindeki kk››rrkkoommüünnlleerrii,, eevv iiflflggaalllleerrii hhaarreekkeettllee--rrii,, ““yyuurrttttaaflfl iinnssiiyyaattiifflleerrii”” gibi çe-flitli oluflumlar da vard›. Son olarakad›n› sayd›¤›m bu oluflumlar da, so-nuçta çevreci hareket noktalar›nasahiptiler. Mesela k›r komünleri,kapitalist sanayileflme ve buna ba¤-l› kentleflme sonucunda “insan›ndo¤ayla iliflkisinin tamamen kentselhayat›n d›fl›na sürülmesi”nin sonu-cunda ortaya ç›kan “do¤aya yöne-lifl” hareketlerinin bir biçimiydi.Kapitalist iliflki ve üretim tarz›n›nd›fl›nda kendilerine bir yaflam alan›oluflturmay› hedefleyen gruplard›bunlar. Ev iflgalleri hareketi de, ka-pitalizmin kentleflme politikalar›nakarfl›tl›k içinde geliflen günümüzdede çeflitli biçimlerde süren bir olu-

Konu: Kapitalizm ve Çevre-2

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Tekeller ve ‹flbirlikçiler Yönetti¤i Sürece, ‘Küre’mizIs›nmaya Devam Edecek!

Page 34: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

flumdur.

ÖÖzzlleemm:: Zaten, çevre ve bar›flhareketleri içindekilerin birço¤u,genel olarak “mevcut toplumsal dü-zenin içinde, çeflitli alanlar›nda aall--tteerrnnaattiiff kkuurruummllaarr,, aalltteerrnnaattiiff üürree--ttiimm,, faaliyet ve toplumsallaflmatarzlar›n›n yarat›lmas›” anlay›fl›ylahareket ediyorlard›.

Bunlar bir yerde ütopik sosya-listlere de benzetilebilir. Böyle ol-du¤u için zaten bu tür oluflumlar,genifl kesimlere yay›lamad›lar, kal›-c›laflamad›lar. Bu gruplar›n önemlibir bölümü 1968 ö¤renci hareketinekat›lm›fl olanlard›. Açmazlar›, kapi-talizmin yan›bafl›nda, ona alternatifbir toplumsal yap› kurulamayaca¤›-n› görmemeleridir. Bu tür oluflumla-r›n “marjinal” kalmaktan baflka flan-s› yoktur.

MMaazzlluumm:: Evet, bu gruplar›nönemli k›sm› dedi¤in nitelikteydi.Ama bu yine de çevreci ve bar›flç›hareketin toplumsallaflmas›na engelde¤ildi o koflullarda. S›n›fsal olarakbir karfl›l›¤› vard› çünkü sorunun.

Çevre ve bar›fl hareketinin a¤›r-l›kl› kesimini “küçük ve orta-burju-vazi oluflturuyordu ve hareketin h›z-la kitleselleflmesinde insanlar›n et-raflar›ndaki baz› geliflmelerdenduydu¤u korku ve endifle esas rolüoynuyordu. Kitleleri harekete geçi-ren ana dürtüler giderek artanorandaki hava kirlili¤i, nehirlerinkirlenmesi, yeflil alanlar›n azalma-s›, sürekli bir tehdit unsuru olannükleer santraller ve nükleer silah-lar›n varl›¤›yd›.”

Yeflil hareketin en önemli bile-flenlerinden biri biraz önce belirtti-¤imiz gibi nükleer silahlara karfl›oluflan yayg›n muhalefetti. Bu mu-halefet asl›nda 1950’lere kadar uza-n›yordu. Bafllang›çta nükleer silah-lara karfl› olan tepki, giderek nükle-er enerjinin kendisine, santrallere deyöneldi. Nükleer silahlanmaya karfl›bar›fl hareketi, özellikle ‘70’ler so-nunda NATO’nun nükleer bafll›kl›füzelerinin Avrupa’ya yerlefltirilme-sinin gündeme gelmesiyle oldukçagüçlendi. Ayn› dönem çevrenin tah-

rip edilmesine karfl› muhalefet deartt›.

Anlat›mlardan da anlafl›laca¤›üzere, çevreci hareketin ana yata¤›Avrupa ülkeleriydi. Kentleflme, ha-va kirlili¤i, nükleer silahlar, nükleersantraller önce orada yo¤unlaflm›fl-t›... Avrupa emperyalist devletleri-nin, anti-nükleer hareketlere, ev,tarla iflgalcilerine, çevreyi korumakad›na flu veya bu kapitalist yat›r›m›önlemeye çal›flanlara karfl› çok sal-d›rgan bir politika gelifltirmesi kar-fl›s›nda muhalefet de militanlaflt›.Çevreci hareket, Avrupa’n›n her ya-n›nda militanca mücadele eden birhareket görünümü ald›. Hareket biryandan militanlafl›rken, bir yandanda hareketin içinde anti-kapitaliste¤ilimler güç kazan›yordu. Birçoksol, sosyalist grup da, bar›fl ve çevrehareketinin içinde yeralarak hareke-te ““aannttii--kkaappiittaalliisstt”” bir nitelik ka-zand›rma amac›ndayd›.

KKeemmaall:: Fakat, kimin kimi et-kiledi¤i, dönüfltürdü¤ü tart›flmal› birhâl ald›. Çünkü çevreci hareket, birsüre sonra kendi ideolojik ve pratikaçmazlar›yla karfl› karfl›ya kald›.

Emperyalist devletlerin çevrecihareketlere karfl› uygulad›¤› fliddetve vahflet, bu hareket içindeki çeflit-li kesimlerin daha düzeniçi kanalla-ra gerilemesini beraberinde getirdi.

Yeflil hareket içindeki tezlerdenbiri “kapitalizmin ekolojinin deneti-mine al›nmas›” görüflüydü. Kimisorunun ““hhüümmaanniizzmm”” temelinde

çözülece¤ini ileri sü-

rüyordu. Elbette bu teorilerin hayat-ta bir karfl›l›¤› yoktu. Bunlar gerçek-leflmesi mümkün olmayacak düflün-celerdi. Fakat bu düflüncelerden ha-reketle devletle, kapitalizmle çat›fl-mayan bir mücadalenin zemini ha-z›rland›. Bunun örgütsel karfl›l›¤›,çevreci hareketin ppaarrttiilleeflflmmeessii oldu.

Özellikle Marksist-Leninist dü-flüncedeki baz› gruplar, çevreci ha-reketin partileflmesine karfl› ç›kt›lar.Karfl› ç›k›fllar›n›n ana gerekçesi,böyle bir partileflmede hareketebuurrjjuuvvaa ee¤¤iilliimmlleerriinn eeggeemmeenn oollaa--ccaa¤¤›› düflüncesiydi. Nitekim, onlar›nöngördü¤ü gibi oldu. Siyasallaflmabir noktadan itibaren ayn› zamandadüzen içileflmeye paralel geliflti.

Yeflil hareketin teorisyenlerin-den ve “yeflil sosyalist düflünür”olarak adland›r›lan RRuuddoollff BBaahhrrooda, materyalizmi ve sosyalizmi red-dedip“hedefinin art›k sosyalizm de-¤il, ekolojik bar›fl toplumu” oldu¤u-nu savunmaya bafllad›. Yeflil Parti,bu dönüflümle birlikte, kitlelerin öz-lemlerini, taleplerini mevcut düzend›fl›nda alternatif bir düzenin kuru-luflu mücadelesine kanalize etmekyerine düzeniçi bir parti oldu. Kiyeflil hareketin oluflumunda “alter-natif” özlemi vard›, bu yan›yla daasl›nda yeflil parti, çevreci hareketinortaya ç›k›fl gerekçesine de s›rt›n›dönmüfl oluyordu.

Yefliller, önce burjuvazinin gü-venini kazanmak için programlar›-n›, taleplerini rötufllad›lar. Emper-yalizmin, kapitalizmin elefltirisi ge-ri plana al›n›p Sovyetler’e yönelikelefltiriler öne ç›kar›ld› ve elbette buda burjuvaziyi çok memnun ede-cekti. Geçmiflte militanl›¤›yla sem-pati toplayan Yeflil hareket, partilefl-mifl ve Sovyet düflmanl›¤›yla, anti-komünizmle sempati toplamaya ça-l›fl›yordu. Arkas›ndan s›ra pratiktekendilerini törpülemeye geldi.

1980’lerin bafllar›ndan itibarenYefliller, devletten, tekellerden çoksol gruplarla siyasal çat›flmaya gir-meye bafllad›. Yeflil Parti, art›k“devlet güçlerine karfl› direnifl gös-terenlere” elefltiri ve k›nama yapanbir partiydi. Sonras›n› biliyoruz;

34 TEOR‹ 29 TTemmuz 22007

Bunlar biryerde ütopiksosyalistlerede benzetile-

bilir. Açmazlar›, kapita-lizmin yan›bafl›nda,ona alternatif bir top-lumsal yap› kurulama-yaca¤›n› görmemeleri-dir. Bu tür oluflumlar›n“marjinal” kalmaktanbaflka flans› yoktur.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 35: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Say›: 115 35TEOR‹

flöyle özetleyebiliriz: Yeflil hareke-tin en güçlü oldu¤u Almanya’dapartileflen Yefliller parlamentoyagirdiler, ard›ndan iktidar orta¤› ol-dular, bugün emperyalizmin halkla-ra ve do¤aya, çevreye karfl› her tür-lü sald›r›s›nda bu Yefliller’in imzas›var... Parlamenter alana girip oradabo¤ulan Yefliller d›fl›nda Avrupa’dahâlâ çeflitli çevreci hareketler var,ancak bunlar geçmifl dinamizmleri-ni kaybetmifl, ço¤unlukla daralm›flve önemli bir k›sm› da “sivil top-lumcu” örgütlenmelere dönüflmüflve dolay›s›yla alabildi¤ine etkisizdurumdad›rlar.

MMaazzlluumm:: Sohbetimizin geçenbölümünde Özlem bir rapordan ak-tarma yaparken dikkatimi çekmiflti.Afrika’da hergün küresel ›s›nmadandolay› 3 bin çocuk ölüyor. Küresel›s›nman›n kutup ay›lar›n› nas›l etki-ledi¤inden, bilmem hangi memelitürünün soyunun tükenme tehlike-siyle karfl› karfl›ya oldu¤undan, ok-yanuslar›n ›s›nmas›n›n balinalar›nüremesini etkileyece¤ine kadar bir-çok fleyden -adeta mecburen- haber-dar›z ama yine küresel ›s›nman›ndo¤rudan sonuçlar›ndan biri olarakAfrika'da her gün 3 binden fazla ço-cu¤un s›tmadan öldü¤ünden ne ka-dar haberdar›z? S›radan bir rakamgibi geliyor bir rapordaki istatistikolarak ele al›n›nca, ama bir dahatekrarlayal›m: Her gün üç bin çocukküresel ›s›nmadan dolay› ölüyor flualçak dünyan›n yoksul Afrikas›’nda.

ÖÖzzlleemm:: Bak›n yine bir baflkarakam var konuyla ilgili: Her y›l 2ila 3 milyon aras›nda çocuk, iiççmmeessuuyyuu kkiirrlliillii¤¤iinnddeenn ölüyor.

MMaazzlluumm:: Kuflkusuz buna ben-zer baflka rakamlar da var. Bunlar-dan fluraya gelmek istiyorum; çevresorunu asl›nda kitleler, daha özeldede önceki bölümde de vurgulad›¤›-m›z gibi, yoksullar için çok yak›c›bir sorun olmas›na karfl›n, bu sorundünyan›n gündemine daha tali yön-leriyle giriyor. Daha do¤rusu em-peryalizmin güdümündeki iletiflimaraçlar›ndan böyle yans›yor... Ya¤-

mur ormanlar›n› yokeden, atmosfe-ri delen küresel ›s›nma, yoksullar›da k›r›yor! Kapitalist üretimin küre-sel ›s›nma d›fl›nda do¤rudan sürdür-dü¤ü do¤a ve çevre katliam›nda yi-ne yoksul insanlar katlediliyor.Bunlar da atmosfere sera gaz› sal›-n›m› kadar önemli bulunmuyor!..

ÖÖzzlleemm:: Önemli bulmayan kim,elbette kapitalistler. Kendini çevre,do¤a savaflç›s› olarak nitelendiripde burjuvazinin icazetinden ç›kma-yanlar, düzenle çat›flmay› göze al-mayanlar, bu konuda da kkeennddiilleerrii--nnee ggöösstteerriilleennii görebiliyorlar an-cak... Hele ki bugün birçok çevrecioluflum, sivil toplumcu bir tarz için-de burjuvazi taraf›ndan finanse edi-lirken, onlar›n baflka türlü davran-mas› beklenebilir mi? Zaten, do¤a-ya, çevreye yönelik kimi hareketle-re, kampanyalara ve eylemlere te-kellerin sponsor olmalar› da ilginç-tir. Bu sponsorluklardan hareketleflu veya bu tekelin “duyarl›l›¤›n›”keflfedenler, bilerek veya bilmeye-rek do¤a katillerini aklamaktad›rlar.Tekellerin sponsorlu¤u, sorundakikendi sorumluluklar›n› örtbas etme-yi amaçlar. Baflka hiçbir amaçlar›yoktur ve olamaz da.

MMaazzlluumm:: fiunu da ekleyelim:Kimileri de bu konuda “AB Stan-dartlar› uygulans›n” diyor. Oysa,dünyan›n çevresini en çok zehirle-yenlerin bafl›nda geliyor Avrupaemperyalistleri. Kendi ülkelerinde-

ki nükleer at›klar›,gemi söküm ifllerini

sömürgelere havale ediyorlar. Yer-leflime kapal› kimi adalar, Avru-pa’n›n çöplü¤ü haline getirilmifl du-rumda ve oralardan havaya, denizesürekli pislik ak›yor.

Ülkemizde olsun, yeni sömürge-lerde olsun, gemi söküm iflleri ol-dukça ucuza yap›l›yor. Avrupa'daise pahal›ya geliyor. Keza, AB üye-si ülkelerin limanlar›ndan di¤er ül-kelere güya “yasad›fl›” çöp tafl›ma-c›l›¤› yap›l›yor. ‹flin do¤rusu, em-peryalist Avrupa, at›klar›n sömürgeülkelere tafl›nmas›na göz yumuyor.At›klar, çöpler, yeni-sömürgeleretafl›n›rken “AB standartlar›” geçerliolmuyor.

KKeemmaall:: Bu noktada flunu birsonuç olarak formüle edebiliriz ar-t›k: Kapitalizme karfl› bir alternatifiçermeyen herhangi bir ““eekkoolloojjiikk””görüfl, gerçekte kendi kendini kan-d›rmakt›r. Nitekim bugünkü çevre-cilerin önemli bir k›sm› da bu du-rumdad›r. Kapitalizmin çevre, do¤ay›k›m›n› çözmüyorsan›z, hiçbir fleyiçözemiyorsunuz demektir.

Mesela bu konuda “radikal” sa-y›labilecek baz› kesimler, sorununkapitalizmden kaynakland›¤›n› ka-bul etmekle birlikte, yine de kapita-list üretimin disipline edilebilece¤iumudundad›rlar. Onlarda bu umuduyaratan, zaman zaman bizzat tekelciburjuvalar›n da bunlar›n kimi öneri-lerini kabul etmesi, bu konuda “du-yarl›l›k!” göstermesidir.

Evet, kapitalizm, belli bir dö-nemdir çevre ve do¤a için bir fleyleryap›yor. Ama bunu yaparken de ha-reket noktas› yine kkâârr ve kkaappiittaalliissttüü rreettiimmiinn ddeevvaammll››ll››¤¤››nn›› sa¤lamak-t›r. Kapitalist de görmüfltür ki, mev-cut do¤an›n ve çevreyi tahrip edenpolitikalar sürdürüldü¤ü takdirdebizzat kapitalist üretimin kendisi“sürdürülemez” olacakt›r.

MMaazzlluumm:: Biz bu sorun günde-me geldi¤inden bu yana fluna vurguyapt›k; ççeevvrree vvee ddoo¤¤aann››nn››nn kkuurrttuu--lluuflfluu,, iinnssaann››nn kkuurrttuulluuflfluunnddaann bbaa--¤¤››mmss››zz oollaarraakk eellee aall››nnaammaazz.. 70’ler-den bugüne gelen tüm çevreci mü-cadele, bunun kan›t›d›r asl›nda. Bu-

Kapitalizmekarfl› bir alter-natif içerme-

yen herhangi bir “ekolo-jik” görüfl, gerçekte kendikendini kand›rmakt›r. Ni-tekim bugünkü çevrecile-rin önemli bir k›sm› dabu durumdad›r. Kapitaliz-min çevre, do¤a y›k›m›n›çözmüyorsan›z, hiçbir fle-yi çözemiyorsunuz de-mektir.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 36: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

gün de sorunu bu bütünsellik d›fl›n-da ele alan “ekolojik” teoriler var.Öcalan’›n da s›k s›k “ekolojik” ko-nularda at›f yapt›¤› Murray Bookc-hin bunlar›n en önemlilerinden biri-dir. “Özgürlü¤ün Ekolojisi” gibi ki-taplar›yla ne kapitalizm, ne sosya-lizm deyip, “ekolojik toplum” diyeayr› bir toplum tarifi yapman›n te-orisini haz›rlam›flt›r. “Ekolojik top-lum”, içeriksiz bir toplum tan›m›d›r.Ve asl›nda ne oldu¤u belli de¤ildir.Veya flöyle de diyebiliriz; bellidir debunu belli etmek istemiyorlar. Evet,ekolojik toplum diye adland›rd›kla-r›, kapitalist temel üzerindeki birtoplumdur. Ve teorinin ana paradok-su da buradad›r. Bu gerçek, ekolojikbir toplumun neden mümkün ola-mayaca¤›n› da aç›klar çünkü.

Mesela yeflil, çevreci harekettenPetra Kelly diyor ki, “ekolojik top-lum, gerçek anlamda özgür olantoplumdur... Ekolojik ilkelere dayal›bir toplum, insanl›¤›n do¤a ile ilifl-kisine de arac›l›k edebilir. ”

Hay›r, böyle bir toplum yok, ol-mayacak da. Bu temelsiz bir ütop-yad›r. Çevreyi mahveden, katledenkapitalizmle ve onun devletiyle ça-t›flmaktan kaç›fl›n teorisidir.

“Ekolojinin denetiminde bir ka-pitalizm”i ancak, toplumlar›n tari-hinden, kapitalizmin bir üretim bi-çimi olarak karakteristik özellikle-rinden bihaber olanlar tasavvur ede-bilir. Sorun, zaten salt bir “denetim”mekanizmas› meselesi de¤ildir. Bumekanizmay› çal›flt›racak iktidar›nniteli¤idir. De¤ilse, göstermelik me-kanizmalar her düzende kurulabilir.

ÖÖzzlleemm:: “Çevrecilik” de yo¤unbir ideolojik mücadele alan› duru-munda asl›nda de¤il mi. Kapitaliz-min ekolojinin denetiminde olmas›-n›n savunuldu¤u gibi, çevre sorunu-nu ancak kapitalizmin çözebilece¤i-ni savunan görüfller de vard›... Bunuhat›rlatay›m.

Özellikle çevreci hareketin ge-liflmekte oldu¤u 70-80’li y›llarda,burjuvazi de kendi düflüncelerini buhareketin içine sokmakta gecikme-di. ““SSeerrbbeesstt ppiiyyaassaacc›› ççeevvrreecciilleerr””,

bunlardan biriydi. Onlara göre, özelteflebbüs, serbest piyasa, kendi için-de çevreyi koruyacak önlemleri ç›-kartacakt›. “Piyasan›n görünmezeli”, piyasan›n bir unsuru olan do-¤ay› elbette koruyacakt›r der bu dü-flünce sahipleri. Çevrenin tahripedilmesindeki en önemli neden,“merkezi planlamaya” dayal› “Do-¤u Avrupa ekonomileri” idi.

Burada elbete sadece çevre ko-nusundaki bir bak›fl aç›s› de¤il, esasolarak kapitalist mülkiyetle sosya-list mülkiyete iliflkin farkl› düflünce-ler sözkonusudur.

Burjuvaziye göre, “özel mülki-yet, ak›ll› bir yönetimi teflvik eder.E¤er mülkiyet sahibi mal›n› koruya-maz ve baflkalar›n›n suistimalinegöz yumarsa, de¤er kayb›n› sineyeçekmek zorunda kal›r. Devletin veyagenifl bir insan toplulu¤unun –yanihalk›n– ortak mülkiyetine b›rak›l-m›fl olan bir mal›n ise özenle kulla-n›lmas›n› gerektirecek motivasyonçok zay›ft›r. Özel mülkiyet hakk›,kaynaklar›n gelecek endiflesiyle da-ha ak›lc› kullan›lmas›n› ve nitelikle-rinin gelifltirilmesi için insanlar›teflvik eder.”

Bu görüfle göre, sular, ormanlarkamu veya devlet mal› oldu¤u süre-ce korunamazlar. Onlar›n korunma-s› için özel mülkiyet olmal›d›rlar.

Elbette bugün gelinen nokta, bü-tün bu “özel mülkiyetçi” tezlerin deiflas›n›n kan›t›d›r.

KKeemmaall:: Evet, hem Mazlum ar-kadafl›n, ard›ndan da Özlem’in vur-

gulad›¤› noktalar, flu önemli sonucuortaya koymufl oluyor: Sorunu tekbafl›na denetim sorunu olarak ele al-mak da, tek bafl›na mülkiyetin biçi-mi sorunu olarak ele almak da söz-konusu sorunda bir çözüm vadetmi-yor. Sorun gerçekten çok daha kök-lü. Çevre sorununun çözümünde,eekkoonnoommiikk,, ssiiyyaassii,, ffeellsseeffii,, kküüllttüürreell,,hhaattttaa aahhllaakkii,, bütünlüklü bir bak›flgerekiyor. O bütünlüklü bak›fl nedirdenirse?..

K›z›lderililer’in ünlü bir sözü,daha do¤rusu kehaneti, çevre konu-sunda s›k s›k hat›rlat›l›r: K›z›lderili,yüz elli y›l öncesinden flöyle uyar›rinsanl›¤›: ""YYaallnn››zzccaa ssoonn aa¤¤aaçç kkeessiill--ddiikktteenn,, ssoonn ››rrmmaakk zzeehhiirrlleennddiikktteenn,,ssoonn bbaall››kk yyaakkaallaanndd››kkttaann ssoonnrraa;; aann--ccaakk oonnddaann ssoonnrraa,, ppaarraann››nn yyeenniilleebbii--lliirr bbiirr flfleeyy oollmmaadd››¤¤››nn›› aannllaayyaaccaakkss››--nn››zz..""

Hiç kuflkusuz hepinizin dikkatiniçekmifltir. Bu konuda özellikle K›-z›lderililer’in son derece çarp›c› veher biri do¤rulanm›fl bir kehanet gi-bi gözüken sözleri var. Çünkü K›z›l-derililer için do¤a, kkeennddiilleerriinnddeennaayyrr›› de¤ildir.

Bir K›z›lderiliyle bir kapitalistindüflünce tarz›na, do¤aya yaklafl›m›-n› ay›ran da budur. Kapitalist, do¤a-y› salt hükmedilecek, hükmedilipkâra dönüfltürülecek bir “kaynak”olarak görür. Ve iflte tam bu noktadaEngels flöyle der:

“Biz her ad›mda, bizim do¤aya,bir yabanc› ülkeyi fethedenlerin, oülke halk›na hükmettikleri gibi hük-metmedi¤imiz konusunda uyar›l›yo-ruz. Biz do¤a d›fl›nda olan biri gibihükmetmiyoruz do¤aya. Tersine bizeettiimmiizzllee,, kkaann››mm››zzllaa,, bbeeyynniimmiizzllee ddoo--¤¤aayyaa aaiittiizz vvee oonnuunn iiççiinnddeeyyiizz ve bi-zim ona hükmetmemiz, yaln›zcaonun yasalar›n› tan›mak ve do¤ruuygulamak konusundaki avantaj›-m›zdan oluflmaktad›r." (Marks-En-gels, Seçme Yap›tlar, c.3, "Maymu-nun ‹nsanlaflmas›ndaki Eme¤in Pa-y›" adl› makalesinden)

Engels, sosyalizmin do¤aya yak-lafl›m›n› da flöyle özetler; do¤a ya-salar›n› kavrayarak, ddoo¤¤aann››nn bbiirrppaarrççaass›› oolldduu¤¤uummuuzzuu asla unutma-

36 TEOR‹ 29 TTemmuz 22007

‘Ekolojik top-lum’, içeriksizbir toplum ta-n›m›d›r. Ve as-

l›nda ne oldu¤u belli de-¤ildir. Veya; bellidir debunu belli etmek istemi-yorlar. Evet, ekolojik top-lum diye adland›rd›klar›,kapitalist temel üzerinde-ki bir toplumdur. Teorininparadoksu da buradad›r.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 37: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Say›: 115 37TEOR‹

dan ve do¤a ile uyum içinde ve on-dan yararlanarak toplumun geliflme-sini sa¤lamak!

Biraz üst üste oldu ama bu nok-tadaki bak›fl aç›m›z›n, siyasetimizinve felsefemizin netleflmesi aç›s›n-dan izninizle bir de Marks’dan ya-paca¤›m›z flu al›nt›ya bakal›m: “...Bir toplum, bir ulus ve evet ayn› an-da varolan ttoopplluummllaarr››nn ttüümmüü deyerkürenin sahibi de¤ildir. Onlaryaln›zca onu kullanan, ondan ya-rarlananlard›r ve ‘iyi aile babalar›’olarak gelecek kuflaklara daha daiyilefltirerek b›rakmak zorundad›r-lar." (Marks, Kapital Cilt 3)

Evet, sadece bu söz bile en de-rinlikli, en radikal çevrecinin Marksoldu¤unu gösteriyor. Ve elbette bizMarksistler de onun gibi radikalçevrecileriz. Ve iddia ediyoruz, yer-yüzünde Marksistler’den daha iyive daha köklü bir biçimde çevreyesahip ç›kan baflka bir kesim yoktur.

Dolay›s›yla, sosyalizm, hem üre-tim tarz› anlam›nda, hem de siyasi,felsefi ve kültürel anlamda, do¤ay›koruyacak tek üretim tarz›d›r. ‹nsa-n›n do¤ayla mücadelesi elbette sü-recek, do¤adaki kaynaklar elbettetoplumun geliflimi için kullan›lacak,ama bu çevreye, do¤aya ve dolay›-s›yla insana zarar vermeden gerçek-lefltirilecek. Sorunun püf noktas› dabu zaten. Çevreye, do¤aya zarar, in-sana verilen zarard›r. Kapitalist tü-ketim için do¤ay› tarumar etmehakk›n› kendinde görürken bunuyads›r. Kapitalist, üretirken de, in-sanlara tüketim malzemesi olarakürünler sunarken de her fleyi yapmahakk›n› kendinde görmektedir.

MMaazzlluumm:: fiu iki noktay› da so-nuç olarak ben ekleyelim; bbiirriinncciissii;;iflte kapitalizme ve kapitaliste ilifl-kin sohbetimizin bafl›ndan beri s›ra-lananlardan dolay›, çevre sorununçözümünün kapitalistlere havaleedilemeyece¤i gibi, kapitalizm ko-flullar›nda köklü bir çözüm de bek-lenemez. ‹‹kkiinncciissii;; Yefliller veya bu-günkü sivil toplumcu çevreci hare-ketlerin elefltirilmesi gereken bir-çok yönleri var kuflkusuz. Ki buelefltirileri öz olarak da yapt›k biraz

önce. Ama devrimciler aç›s›ndansorun sadece bunlar›n elefltirisiniyapmakla s›n›rlanamaz. Sorun, ge-nifl kitlelerin çevrenin, do¤an›n tah-ribinden kaynaklanan sorunlar›n›,çeliflkilerini devrimci bir anlay›fllakapitalizme karfl› mücadeleye kana-lize edebilmektir.

1970’lerin Yefliller’i de içindeolmak üzere, farkl› anlay›fllardakiçevreci hareketlerin, çevre konu-sunda dünya çap›nda bir duyarl›l›kyaratmakta belli bir ifllevlerinin ol-du¤unu da söylemeliyiz. Keza, Ye-fliller, bu aç›dan, çevre sorunununbir ttoopplluummssaall hhaarreekkeett yyaarraattaaccaakkboyutta ve vahamette oldu¤unun dakan›t›d›r. Ve yine Yefliller, bu soru-nun çözümünde tekellerle savafl›l-madan, hele ki tekellerin sponsorlu-¤una yaslanarak bir mesafe al›na-mayaca¤›n›n da göstergesidir.

Sorun, santrallarden, siyanürlealt›n üretimine, geneti¤i de¤ifltiril-mifl tohumlardan kurakl›¤a, yang›n-lara, sellere, erozyona kadar halk›nyaflam›n› do¤rudan etkileyen boyut-larda gündemdedir. Sorun, kapita-lizmi teflhir aç›s›ndan da son dereceönemli bir aland›r. Ki teflhirin deötesinde, bu alandan hareketle soru-

nun çözümünün kapitalizmin afl›l-mas›nda oldu¤unu göstermek duru-munday›z. Bu anlamda, çal›flt›¤›m›zher flehirde, her alanda bu noktadaortaya ç›kan sorunlar› mücadelemi-zin d›fl›nda görmeden sahiplenebil-meliyiz. Sorunu soyut ‘çevrecilik’içinde ele alanlara b›rakmadan, do¤-ru bir perspektifi hakim k›lman›n ilkflart›, o sorunu sahiplenip, o müca-deleyi örgütlemeye çal›flmakt›r.

KKeemmaall:: Evet arkadafllar, yavaflyavafl sohbetimizi noktalayal›m ar-t›k. Çevrenin, do¤an›n tahribat› okadar büyük ve o kadar h›zl› ki, za-man zaman “kazan›lacak bir dünyab›rakmayacak bize kapitalizm” diyedüflünüyor insan... Ama kapitalizmeb›rakmayaca¤›z bu dünyay›. Dün-yan›n ve halklar›n DEVR‹ME, ifltebunun için de, çocuklar›m›za güzelbir dünya b›rakabilmek için de ihti-yac› var.

Sevgili okurlar›m›z, kapitalizm-den yani as›l kirlilik kayna¤›ndankurtar›lm›fl temiz bir dünyada yafla-mak dile¤iyle bitiriyoruz sohbetimi-zi. “Hayat›n ‹çindeki Teori”de bafl-ka bir konuda sohbetimize devametmek üzere flimdilik hoflçakal›n.

Oligarflinin KüreselIs›nma’ya Katk›s›

22 Temmuz’da, yani birkaç günönce bas›nda ç›kan bir haber, emper-yalist tekellerin ve onlar›n iflbirlikçi-lerinin yönetti¤i bir dünyada küresel›s›nma” sorununun asla çözülemeye-ce¤inin yeni bir kan›t› gibiydi.

Uzmanlar, Türkiye’nin küresel›s›nma konusunda temel etken oldu¤ubelirtilen ““CCOO22 ssaall››nn››mm››nnddaakkii aarrtt››flflttaa””son y›llarda dünyada aç›k farkla birin-ci durumda oldu¤unu belirtiyorlar.

Peki oligarfli ne önlem al›yor der-siniz?

CCeevvaapp:: Türkiye de aynen ABDgibi, KYOTO Protokolü’nü imzala-mayan ülkelerden biridir. Bu gerçek,oligarflinin hiç de önlem almaya niye-ti olmad›¤›n› gösteriyor zaten.

Enerji Bakan› Hilmi Güler, birtelevizyon kanal›nda yapt›¤› konufl-mada, gelecek on y›lda ilave 160 mil-yar kwh elektri¤in lliinnyyiitttteenn eellddee eeddiill--mmeessii amac›nda olduklar›n› ve bununbakanl›k programlar›na al›nd›¤›n›aç›klad›. Zonguldak'ta, ithal milyon-larca ton kköömmüürree bbaa¤¤ll›› yeni kömürsantralleri inflaat›na baflland›¤› belirti-liyor. Kömür ve linyit ise, havayaCO2 sal›n›m›nda en büyük kaynak-lardan biri.

YAN‹; CO2 sal›n›m›na, YAN‹, kü-reyi ›s›tmaya devam! Bakan, LLiinnyyiittooccaakkllaarr››nn›› ççaall››flfltt››rraabbiillmmeekk iiççiinn deKYOTO Protokolü’nün uzun süre im-zalanamayaca¤› belirtiyor.

Zaten imzalasalar, flafl›rt›c› olurdu.Ülkemizin mümtaz ve elbette ço¤uAKP yandafl› kapitalistlerine kârlarsa¤lamak için, küre feda olsun(!),hatta ›s›nmak ne kelime, yans›nkavrulsun de¤il mi!

Page 38: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Kemal Avc› isimli tutsak,parmaklar›ndaki a¤r› nedeniyledoktora gidiyor. Ancak doktor“yapaca¤› bir fley olmad›¤›n›”,ve “hastaneye de sevk etmeye-ce¤ini” söylüyor. Tutsak, bu du-rumu doktorla konuflurken arka-dan bir gardiyan sald›r›p ““yyeetteerruullaann,, çç››kk dd››flflaarr››”” deyip onu çek-meye ve yumruk atmaya bafll›-yor. Bu s›rada doktor da ön ta-raftan yumruklamaya bafll›yor.Oradaki görevi “tedavi”(!) olandoktorun yumruklar›yla tutsa¤›nduda¤› patl›yor.

Sald›r› bitmiyor.

Ard›ndan, 5-6 kiflilik bir gar-diyan grubu sald›rarak, birbirle-rini ““kkaammeerraa vvaarr”” diye uyara-rak onu bir odaya at›yorlar. Zira,ilk sald›r› kameran›n önündegerçeklefliyor. Bu odada tekme,tokat, yumruklarla sald›r›yorlar.Bir taraftan da “biz katiliz, ifl-kenceciyiz, sana gününü göste-rece¤iz ulan” diye ba¤›r›yorlar.Bu odadaki iflkence bir süre de-vam ediyor. Sonra, onu hücreyekadar döverek götürüyorlar...

*

Buras› TTeekkiirrddaa¤¤ FF TTiippii HHaa--ppiisshhaanneessii!

TAYAD’l› Aileler, Tekirda¤

F Tipi Hapishanesi’ndeki tutsak-lara yönelik keyfi uygulamalarve artan sald›r›lar hakk›nda ba-s›n aç›klamas› yaparak Sulta-nahmet Adliyesi’nde hapishaneyönetimi ve personel hakk›ndasuç duyurusunda bulundu.

23 Temmuz günü “Hapisha-nelerde Tecrit Sürüyor GenelgeUygulanm›yor” pankart› açarakprotesto aç›klamas› yapan aile-ler, “F Tiplerinde ‹flkenceyeSon, Tecrite Son, Genelge Uygu-lans›n, F Tiplerinde ‹flkence Ya-panlar Yarg›lans›n” sloganlar›y-la taleplerini dile getirdiler.

TAYAD Baflkan› MehmetGüvel ve Gülsen Karg›n taraf›n-dan yap›lan aç›klamada Tekir-da¤ F Tipi’nin iiflflkkeennccee mmeerrkkeezz--lleerriinnii aratmad›¤› vurgulanaraktutsaklara yap›lan iflkencelerdenörnekler verildi. Haberin giriflin-de aktard›¤›m›z bu örneklerdensadece biriydi.

Gönderilen mektuplar›n“kaybedilmesi”, tutsaklar›n onurk›r›c› aramalar› kabul etmedik-leri için “ziyaret ve mektup ya-sa¤›” verildi¤i de aktar›ld›.

Aç›klamada ayr›ca Tekirda¤1 ve 2 No’lu Hapishanesi’ndekitutsaklar›n ve ailelerinin anla-t›mlar›ndan örnekler verilerekyaflanan iflkenceler aktar›ld›.Mesela, baca¤›ndan yaral› vekendi bafl›na hareket etmektezorlanan Hakan Özek adl› tutsa-¤a yap›lan iflkenceler ve sonrada tek kiflilik hücreye at›lmas›da aktar›lan iflkence örneklerin-den biriydi.

Bir baflka misal: GültekinTürky›lmaz adl› tutsa¤›n baba-s›na, görüfl sonras› ayakkab› ara-mas› dayat›l›yor. Tutsak ailesi,kabul etmeyip tart›fl›yor ve kkaallppkkrriizzii geçiriyor.

Bu zulüm örnekleri, sözko-nusu hapishaneyi yöneten zihni-yeti tüm ç›plakl›¤›yla ortaya ko-yuyor.

38 F T‹P‹ 29 TTemmuz 22007

Kocaeli 1 No'lu F Tipi'nde kalan tutsak-lardan Mehmet Sa¤l›k, gardiyanlar›n sald›-r›s›na u¤ruyor. Sa¤l›k, avukat›yla yapt›¤›görüflmeden sonra üzerinin keyfi olaraktekrar tekrar aranmak istemesine karfl› ç›-k›yor; bunun üzerine aç›k görüfl alan›nagötürülerek orada iflkence yap›l›yor..

Tutsak, bunun üzerine suç duyurusundabulunuyor. Savc›l›k olay› "soruflturuyor"ve bak›n nas›l bir karara var›yor:

fiu karara bak›n: ‹flkenceci polislerinkendini afla¤›ya att›, kafas›n› duvara vur-du diye kendini savunduklar› çok görül-müfltü ama bir savc›n›n, hakimin bunuyarg› karar› haline dönüfltürmesi, o kadars›k rastlanan bir durum de¤ildir. Yarg› ar-t›k aleni iiflflkkeenncceeyyee flfleemmssiiyyee olmaktad›r.

"fiüphelilerin al›nan ifadelerindemüfltekinin üzerinde yap›lan aramayakarfl› ç›kt›¤›, memurlara direndi¤i, asa-yiflin bozulmas›na sebep oldu¤u içinflah›s müflahade odas›na götürülmek is-tenmifl, fakat devaml› olarak kkeennddiissiinniissaa¤¤aa ssoollaa rraassttggeellee ççaarrppaarraakk vvüüccuudduunnuuyyaarraallaammaayyaa ççaall››flflmm››flfl,, 'caniler, katiller'fleklinde görevli memurlara devaml› su-rette hakaret etmifl ve kendisi gözlem al-t›na al›nd›¤› haz›rl›k dosyas›ndan anla-fl›lm›flt›r.

Dosya kapsam›na göre, olayda kamudavas› açmaya yeterli delil bulunamad›-¤› anlafl›ld›¤›ndan kamu ad›na KOVUfi-TURMAYA YER OLMADI⁄INA kararverilmifltir...

Ali Pehlivano¤lu

Cumhuriyet Savc›s›”

Yarg›n›n ‹flkencecilikle Özdeflleflti¤i Karar!

Tekirda¤ FF Tipi’nde ‹‹fiKENCE!

Page 39: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Birbiri ard›na “çete” operas-yonlar› yap›ld›¤› duyuruluyorkamuoyuna. Çeteler aç›s›ndanne kadar verimli bir ülkeymifl ki,yakala yakala bitmiyor. Çünkübir yandan, kâh ç›kar kavgalar›-n›n, kâh oligarfli içi siyasi kavga-lar›n uzant›s› olarak kimi çetelert›rpanlan›rken, sistem p›trak gibiyenilerini üretiyor.

Çetelerin de¤iflmez ayaklar›var; mmaaffyyaa,, ppoolliiss,, bbüürrookkrraassii,, ppoollii--ttiikkaacc››...... ve yarg›!

Bu sonuncu ayak pek aflikar ol-mazd› yak›n zamana kadar veyaolanlar “münferit” olarak görülür-dü. Ama art›k, her çetenin bir de“yyaarrgg›› aayyaa¤¤››” var nerdeyse. Ayak-lar sa¤lam; her çetede bir de de¤il,üçer dörder hakimin ad› geçiyor.

“Son Nokta Operasyonu” olarakadland›r›lan çete operasyonu da bolmiktarda hakim ve savc›n›n ad›n›ngeçti¤i bir operasyon.

KKiimmddii bbuunnllaarr??

Bunlar, devrimcileri yarg›lay›ponlarca y›l hapis cezas›na çarpt›ran-lard›. Bunlar, yaflad›klar› yerlerdeuyuflturucuya, fuhufla, kumara karfl›ç›kt›klar› için insanlara 1100 bbiinn yy››llhapis isteyenlerdi...

Ve bunlardan biri de hakim AAlliiKKaayyaaoo¤¤lluu idi. Bak›n onunla ilgilibas›na yans›yan bilgilere:

*

2004'te ‹stanbul'a tayin edilen33511 Sicil No'lu Kayao¤lu, 'SonNokta' adl› çete operasyonunda““aa¤¤aa ttaakk››lldd››..”” Kayao¤lu'nun ad› te-lefon kay›tlar›na geçti. Kayao¤-lu'nun baz› hhaakkiimm,, ssaavvcc››,, ppoolliiss,,aavvuukkaatt vvee ggaarrddiiyyaannllaarrllaa ba¤lant›-lar› a盤a ç›kan silahl› çetenin bafl›olarak gözalt›na al›nan Hasan Der-ya Soy'un adamlar›n›n yarg›land›¤›uuyyuuflflttuurruuccuu ddoossyyaass››nnaa bakt›¤›, fle-beke organizasyonuyla ''sseekkss aalleemm--lleerriinnee ggiittttii¤¤ii'' belirlendi.

Kayao¤lu'nun flebekeyi 4 May›s2007'de kkoorruudduu¤¤uu ortaya ç›kt›. 55

kilo eroin yakalan›rken, polisin Ha-san Derya Soy hakk›nda yakalamaemri ç›kart›lmas›n› istedi¤i, isteminyerine getirilmedi¤i belirlendi...

Bu kadar› yeterli san›r›z.

‹nsanlar›n kaderinin ve adaletintecellisinin kimlerin elinde oldu¤u-na bak›n!

*

Uyuflturucu, fuhufl, mafya bata-¤›n›n içindeki bu hakim, bak›n han-gi davalara bak›yordu:

- TAYAD eski baflkan›Tekin Tangün hakk›nda biritirafç› arac›l›¤›yla kurulankomplo davas›

- Gençlik Derne¤i’neyönelik dava

- Küçükarmutlu’nunyoksul ve devrimci halk›hakk›nda aç›lan bir dava

- ‹stanbul’da iktidar›npolitikalar›n› protesto et-mek için kepenk kapat›lma-s› davas›

- Hrant Dink’in katledil-mesi davas›na da bu hakimbak›yor.

- Ercan Kartal’›n a¤›r-laflt›r›lm›fl müebbet karar›n-da yine ayn› hakimin imza-s› var.

*

‹flte bütün bu önemli da-valara, bir uyuflturucu çete-sinin flefini koruyan, çeteyesa¤lad›¤› koruma karfl›l›-¤›nda kendisine “seksalemleri” –ve kimbilir bafl-

ka neler?– sunulan, yani batakl›-¤›n ortas›ndaki biri bak›yor. Mü-ebbetlere hükmediyor, insanlar›onlarca y›l hücrelerde tutuyor;Ne ad›na? Adalet ad›na? Ne ad›-na? Ülkenin huzuru(!), güvenli¤iad›na!!!

Kimse, “çürük elma” edebi-yat›na sar›lmas›n. Bir de¤il, beflde¤il, on de¤il.. Uyuflturucu pat-ronlar›n›n hamisi Ali Kayao¤-lu’yla ayn› günlerde, gazetelerdefaflist mafya flefleri Çak›c›lar, Pe-kerler’in ifllerini yapan Yarg›tayüyesi, Ercan Yalç›nkaya’n›n yeni

“yolsuzluk, mafya” hikayeleri yera-l›yordu...

*

‹yi bak›n, iyi tan›y›n bu adamla-r›. Görün bu ülkede adalet da¤›tan-lar kim? 87 kifliyi tutuklayan yarg›iflte böyle bir yarg›!

Bir ülkenin hakimi, yarg›s› böy-leyse, batakl›¤›n tam ortas›ndaysa,meclisi de, seçimi de ve dahi düze-ne ait nesi varsa, buna göredir.

Say›: 115 39YOZLAfiMA

Görün, kkimleradalet dda¤›t›yor?

HÖC: Batakl›ktakiler, Yozlaflmaya Karfl› Mücadele Edenleri Yarg›layamaz!

Haklar ve Özgürlükler Cephesi, 20 Temmuzgünü Befliktafl Demokrasi An›t› önünde bir aç›k-lama yaparak, yarg›da a盤a ç›kan yozlaflmay›protesto etti. Eylemde “Fuhufl Yapan, ÇeteciYarg›dan Adalet Beklenemez” sloganlar› at›l›r-ken “Adalet ‹stiyoruz” yaz›l› dövizler tafl›nd›.

HÖC ad›na Gözde Buldu taraf›ndan okunanbas›n aç›klamas›nda flöyle deniyordu. “ CCüüppppee--ssiinniinn aalltt››nnddaa uuyyuuflflttuurruuccuu ttoorrbbaass›› ttaaflfl››yyaann,, ccüüpp--ppeessiinniinn eettee¤¤iinnii ppiissllii¤¤ee ssüürreenn bir adaletin, yoz-laflmaya karfl› mücadele edenleri alk›fllamas› el-bette hayal olurdu.”

Aç›klaman›n sonuç bölümünde, yyoozzllaaflflmmaa--nn››nn iiççiinnddee oollaannllaarr ““YYoozzllaaflflmmaayyaa kkaarrflfl›› mmüüccaaddee--lleeyyii ssüürrddüürrmmee oonnuurruunnaa ssaahhiipp oollaannllaarr›› yyaarrgg››llaa--yyaammaazzllaarr”” denildi.

*

MMaahhkkeemmeeddee SSaalldd››rr››:: 18 Temmuz günü ya-p›lan MLKP davas›nda tutuklulara sald›r›ld›. AliKayao¤lu, bu davan›n da hakimlerinden biriydi.Bir tutuklu, söz alarak hakim Kayao¤lu’na ilifl-kin konuflmak istedi. Konuflmas› engellendi. Ar-d›ndan tutuklular ve aileleri jandarma taraf›ndandövülerek d›flar› ç›kar›ld›.

Page 40: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

40 HAP‹SHANE 29 TTemmuz 22007

Sevgili Dos-tum, bilinen anla-m›yla buras› birüniversite de¤il,ama ad›n›n“kampüs” oldu-¤unu biliyorsundur. Bilmeyenler,buna flafl›r›rken, bilenler ise giriflte-ki o tabelay› ilk gördüklerinde bunuak›l eden bakanl›¤›n propagandafleflerinin hakk›n› teslim etmifllerdirherhalde! Zira bu tan›mlamadaki“kamp”, toplama kamplar›ndan ça-l›flma kamplar›na, izci kamplar›n-dan gençlik kamplar›na, komandokamplar›ndan kontrgerilla kampla-r›na kadar bir dizi olguyu hat›rlat›r-ken, “üs” de Amerikan üssünden ‹n-giliz üssüne, uzay üssünden, askeriüsse kadar pek çok üs üzerinde dü-flünmeye vesile oluyor. Yine de Tür-kiye’de tutsaklar için bir “kampüs”kuruldu¤u fikrine al›flmakta zorla-nanlara Guam’›n da, Guantana-mo’nun da, ‹ncirlik’in de bir üs ol-du¤unu hat›rlat›r›z.

Olay›n komikli¤i tart›flmas›z.Örne¤in tahliye olanlar aç›s›ndanbunu soranlara izah etmek, izahtanöte kara mizah olur kuflkusuz.““BBuunnccaa zzaammaanndd››rr nneerreeddeeyyddiinn??””sorusuna ““kkaammppüüsstteeyyddiimm”” cevab›n›verecek mesela!!

““BBuu nnaass››ll kkaammppüüss??”” diyene,“hiç etliye sütlüye kar›flmak isteme-sen bile, yasaklardan, zulümden,bask›dan, iflkenceden, hak-hukuktan›mamazl›ktan nasibini ald›¤›n,tel örgülerden, hücrelerden oluflanyüksek güvenlikli bir ““kkaammpp””,””üüss””...” fleklinde uzun uzun izahedecek...

Evet, buras› flimdiden 6 tane ha-pishanenin, içerisi hücrelerden olu-flan ve t›ka basa tutsak kaynayan,postane flubesinden gazete bayiine,poliklinikten adliyeye, aflevinden f›-r›na her bir fleyi olan, rivayete göreyeni yeni hapishanelerin de“üüss”lendirilmesi planlanan bir“kamp-üs”...

Her “kampüs”te olan olaylar, bu“kampüs”te de oluyor mu? diye so-rulmadan biz olmayanlar› s›ralaya-rak soruya gerek b›rakmayal›m.

Mesela, tan›flma çay›, bahar flen-li¤i, aç›k oturum, forum, yürüyüfl veyürüyüfl yap›lacak güzergahlar,dersleri boykot ve benzerleri yok.Ama baflka fleyler var...

(...)

Bu “kampüs”te en sevilmeyenfley, “e¤itim” sevgili arkadafl›m. ‹ro-nik bir durum ama E¤itim Kuru-lu’nun esas görevi bilgiye, e¤itimeyönelik d›flar›dan dergi, kitap, gaze-te ve benzeri, ad›m›za ne gelirsebunlar hakk›nda “yasak, sak›ncal›,zararl›” kararlar› vermek. E¤itimKurulu’nun gazab›ndan Ece Temel-kuran’›n “Ne Anlatay›m Ben Sana”,Ayfle Düzkan’›n “Behiç Aflç› Kita-b›”, Boran Yay›nlar›’n›n “TutsakDergiler” kitab› da kurtulamad›.

Sevgili dostum, biliyorsun, üni-versite kampüslerinde faflist sald›r›-lar eksik olmuyor. F Tipi “kamp-üs”te durum farkl› m›? De¤il! Bu-nun son halkas›... Sa¤l›k sorunlar›nedeniyle revire ç›kmak isteyenCengiz Kahraman ve Kenan Özyü-rek arkadafl›m›z, revire götürülür-ken, ayn› koridordaki hücrede bulu-nan arkadafllarla merhabalaflmayaçal›flmalar›n›n, bu en insani davra-n›fllar›n›n bedelini gardiyan sald›r›-s›yla ödediler. Revire götürülme-dikleri gibi, itile kak›la, hakaretlerlehücrelerine geri götürülürken, Cen-giz Kahraman’a at›lan bir tekme,hayalar›ndan birinde iç kanamayayolaçt›. ... Ö¤leden sonra revire ç›-kar›ld›. Ancak kad›n doktor taraf›n-

dan muaye-ne yap›lma-d›¤› gibi,has taneyede sevkedilmedi...

Arkadafl›m›z yo¤unçabalar sonucu ertesigün ikindiye do¤ru birbaflka doktorun yapt›¤›muayene sonucu olay›nciddiyetini görmesiyleacilen hastaneye sevkedildi...

Sald›r›n›n da tedavi-nin de F Tiplefltirildi¤i

bu “kamp-üs”ün kanla yaflat›lmayaçal›fl›ld›¤› bir ortamda tutsaklar›n nehale getirilmek istendi¤i ayr› konu,ama doktorundan gardiyan›na can›-m›z›n kimlere emanet oldu¤u birkez daha böylece a盤a ç›kt›.

Velhas›l, bu “kamp-üs”de, kum-pas, yalan, sahtekarl›k, sald›r› ser-best... Kitap yasak, tedavi yasak,yasalar-genelgeler uygulanm›yor,hak varsa da kulland›r›lm›yor, en-gelleniyor, hukuk hiç u¤ram›yor...

Sohbet s›n›rl›, ona da biz ç›km›-yoruz sevgili dostum. Daha ne anla-tay›m ben sana. Sansürlenmeye de-vam eden VV››zzGGeelliirr’in tam gaz yo-luna devam ediyor oluflunu mu?Hakk›nda mahkemelerce verilmiflbir yasak karar› bile olmad›¤› halde,2006 Eylül’ünden bu yana verilme-yip yasaklanmaya devam eden YYüü--rrüüyyüüflfl’ü okuyamasak da YYüürrüüyyüüflfleebütün coflkumuzla devam ediflimizimi... Gelen giden mektuplar›m›zsansürle t›rt›klanmaya, arada buhar-laflt›r›lmaya devam edilse de, herrenkten ka¤›da mektuplar›n gönülgözüyle yaz›lmaya ve okunup pay-lafl›lmaya devam ediyor oluflunumu...

Yani, “kamp-üs”te flenlik devamediyor sevgili dostum; kimsenin ne-flesi ve direnci eksik olmas›n.

Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishane-si’ndeki Özgür Tutsaklar’›n yay›nlad›-¤› VV››zzGGeelliirr’in Nisan 2007 tarihli 93.

Say›s›’ndan özetlenerek al›nm›flt›r.

KKaammpp--üüss‘ ’

Page 41: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Say›: 115 41‹LKE

Bask›n Oran seçilmesi için ge-

reken oylar› alamayarak, parla-

mentoya giremedi.

Yap›lan aç›klama ve de¤erlen-

dirmelerde, ayn› bölgede DTP’

nin aday ç›karmas› “sorumlu”

olarak gösteriliyordu. Bu ayr› bir

konudur, kendisine cömertçe aç›-

lan burjuva medyan›n sayfalar›n-

dan, özgürlük için da¤lara ç›kan

o¤ullar›na, k›zlar›na “hayvan” di-

yene Kürt halk› niye oy versin!

*

Partilere bile zor nasip olan

bir deste¤i vard› burjuva medya-

da. “Demokrat” olarak bilinen

neredeyse tüm köfle yazarlar›

aç›kça oylar›n› Bask›n Oran’a ve-

receklerini yazd›lar, okurlar›n›

böyle yönlendirmeye çal›flt›lar.

Oran’›n meziyetleri üzerine met-

hiyeler düzdüler. Hemen tüm ga-

zeteler sayfalar›n› cömertçe açt›-

lar, kesintisiz haberlerini yapt›lar.

Kendisi de bu deste¤in düzeyi-

ni flu sözlerle ifade etti: “Bafltaflüpheliydi ama medyan›n ve di-¤er destekçilerin ilgisi bizi uçur-du. Umar›m yumuflak bir iniflyapar›z.” (23 Temmuz Birgün)

Ve yine de kaybetti!

Onun niye kaybetti¤ini tahlil

edecek de¤iliz burada. Ama alt›

çizilmesi gereken baz› noktalar

oldu¤u aç›k.

Ayd›n olma iddias›ndaki her-

kes, halka, eme¤e sayg›l› olmay›

ö¤renir umar›z Oran’›n ak›betin-

den. Burjuva bas›n›n sayfalar›n-

dan devrimcilere, özgürlükleri için

mücadele edenlere hakaret etme-

yi maharet sayan, halka tepeden

bakan ve halk›n sorunlar›na tek

çözüm olarak emperyaliz-

min kuca¤›n› gösteren

Bask›n Oran’da bu özel-

liklerin hiçbirini görmek

mümkün de¤ildi. Sayfala-

r›m›zda

bu ko-

nuda

çeflitli

yaz›lar-

da ör-

nekler

aktard›k, bunlar› yinelemeyece-

¤iz.

‹flte bir baflka örnek:

ESP’ye yak›nl›¤› ile bilinen

Özgür Radyo’da programa ç›k›-

yor Oran. (Özgür Radyo’nun ne-

den ç›kard›¤› ayr› bir tart›flma ko-

nusu) Söyledi¤i flu: “AB'nin üyesi

olaca¤›z diye yapt›¤›m›z reform-

lar sayesinde burada cart cart ko-

nufluyoruz, fark›nda de¤il misiniz?

1960'lardan kurtulal›m art›k.”

Y›llard›r devrimcilerin a¤›r be-

deller ödeyerek düflüncelerini

aç›klad›¤›n› bilmez mi Bask›n

Oran? Bilir, ancak bu bedellere,

harcanan eme¤e sayg›s›zd›r. T›p-

k› Orhan Pamuk’un Ermeni katli-

am›n› ilk kez kendisi söylüyormufl

edas›nda yapt›¤› aç›klamalar gibi.

Kendisi s›rt›n› AB’ye dayaya-

rak konufltu¤u için herkesi öyle

san›yor ya da böyle görmek ve

göstermek istiyor. Kulland›¤› üs-

lup, devrimci düflünceleri

“1960’lar›n dünyas›” diye karala-

mas› ise ayr› bir de¤erlendirme

konusu. Ki bu yaklafl›m AB par-

lamenteri, eski solcu Bendit’in

“tafl devri” benzetmesinin ucuz

bir versiyonudur sadece. Burjuva

bas›n›n dönek köfle yazarlar›ndan

devrimci düflüncelere yönelik bu

tür sald›r›lar› bolca görebilirsiniz.

Bask›n Oran’›n ekonomi poli-

tikaya iliflkin görüfllerini yans›tan

flu sözlerine bakal›m.

12 Temmuz’da NTV’de ko-

nufluyor: “Yoksullara para veril-meli” diyor, gecekondulara iliflkin,

“e¤er bu arazilerden illa rant ka-zanmak istiyorsan›z, gecekon-dular, 30’ar 30’ar y›k›lmal›...

Onlara bafl›n› sokacak bir yer ve-

rin, sonra y›k›n” diyor.

Yoksullu¤a çözüm, alternatif

bir ekonomi politika yok; düzenin

politikalar›n›n d›fl›na ç›kmadan,

yoksullara ac›yor sadece. Ac›mak-

l›¤› da yine kendi yaflam›ndan ha-

reketle; “ömründe bir kez evinin

bodrum kat›n› su basan biri ola-

rak onlar› çok iyi anl›yormufl.”

Cumhuriyet’ten Ifl›l Özgentürk,

bir baflka ba¤›ms›z adaya oy veren

befl gencin, Oran’›n bölgesinde ol-

salard› oy vermeyeceklerini söyle-

diklerini aktararak, gençlerin bu-

nun nedenini flu sözlerle özetledik-

lerini belirtiyor: “Çünkü adeta bir

Cihangir oligarflisi kuruldu ve san-

ki biz hiç yoktuk." (24.07.2007)

Medya kampanyalar› dahi, hal-

k›n kendine yabanc› olan› görme-

sini her zaman engelleyemiyor!

Ne “Cihangir oligarflisi”, ne de

medyan›n “büyük deste¤i” her fle-

yi halletmiyor. ‹ki seçim önce ayn›

medya reformistlere de büyük

destek vermifl ve onlar da “uçmufl-

tu”, seçimin ertesi günü gerçekle

uyand›lar ve herkes burjuva med-

yan›n gücünün kadri mutlak olma-

d›¤›na bir kez daha tan›k oldu.

*

Aday olmas›na, seçilmesine bir

itiraz›m›z olmaz. Mesele flu: Siyasi

çizgisi, halka ve solun mücadelesi-

ne bak›fl›, ekonomi anlay›fl› ortada

olan böyle birisi nas›l ve kim tara-

f›ndan “sosyalist aday”, “solun or-

tak aday›” diye ç›kar›ld›?

Birileri O’nu “kendi aday›” gö-

rüyorsa, en az›ndan temel konu-

lardaki düflüncelerine kat›l›yor ol-

mal›. Salt “ayd›n” kimli¤i ile “or-

tak adayl›k” olmayaca¤› aç›k.

O zaman, Oran’› “solun aday›”

yapanlar›n ekonomi politikalar›,

halka bak›fl› da böyle midir?

Sol, “Bask›n Oran vaka-

s›”ndan ders ç›karmal›d›r. Solu an-

cak sol politikalara sahip olanlar,

halka, eme¤e sayg›s› olanlar, hal-

k›n sorunlar›nda, düzen partileri-

nin karfl›s›nda sosyalist çözümler

üretenler temsil edebilirler.

Siyasette

‹LKEHalka, Eme¤e Sayg› veMütevaz›l›k ‹yi fieydir!

Page 42: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Siyonizmin en büyük katliamla-r›ndan birini gerçeklefltirdi¤i, Lüb-nan’daki Shatila (fiatilla) Filistinmülteci kamp›n›n sorumlusu, HalkKomitesi Baflkan› Süluman Abdha-di, kamptaki yaflam›, yaflad›klar› so-runlar› dergimize anlatt›.

� Shatila Kamp› nas›l kuruldu?

ABD ve Avrupa ile siyonizm1948’de topraklar›m›z› ald›, dedele-rimizin topraklar›n› iflgal ettiler.

Filistin, onurlu Kudüs’ün topra-¤›d›r, kutsal toprak. Tarihi bir ger-çek, bu topraklar Araplar’›n. HepFilistin’den kovulduk. Bu topraklarbizim. Bu kampa isteyerek gelme-dik, burda çocuklar›m›z oldu, onla-r›n da çocuklar› oldu, birçok nesilbu kamplarda büyüdü.

Kamp 1949’den sonra kuruldu.Yaflayanlar›n ço¤u 1948 göçündensonra gelenlerden ve onlar›n çocuk-lar›ndan olufluyor. Arap-siyonist sa-vafl›ndan sonra birçok yerde kamp-lar kuruluyor, biri de Shatila.

‹lk dönemlerde kamp çad›rlar-

dan olufluyordu. Sonra barakalaryap›ld›. 1982’de tamamen y›k›ld›,sonra yavafl yavafl tekrar yap›ld› veiflte bu duruma geldik.

Burdaki yaflam› OLP belirlemi-yor. Burda çesitli dernekler ve siya-si hareketler bir halk komitesi seçi-yor. O komitenin baflkan›y›m ben.Lübnan iktidar›yla biz muhatap olu-yoruz. Sadece çok özel durumlardaLübnan polisi, askeri girebilir kam-pa, bizim sorumlulu¤umuz alt›nda.

Filistinliler topraklar›na dönmek istiyorlar

Birçok anlaflma yap›ld›, amahiçbiri topraklar›m›z› geri vermedi.Örne¤in, Oslo Anlaflmas›. HiçbiriFilistin halk› için olumlu bir fley ge-tirmedi. Yine topraklar›m›z› satt›lar.Bizim için bir fley yap›lm›yor, fleref-li topraklar›m›za dönemiyoruz. Bu-radaki insanlar topraklar›na dönmekistiyorlar.

Arap ulusunu bozmak istiyorlar.Direniflimiz islamc› bir direnifl ola-rak gösteriliyor. Do¤ru olabilir amah›ristiyan kardefllerimizle de diren-dik bir zamanlar, bu direnifl insancayaflamak için bir direnifltir. Biz ay-r›m yapmay›z. Önemli olan dava-m›z ve halkt›r.

Göçten sonra, hep di-renifl bilinci geliflti ak›l-lar›m›zda. Biz Yahudile-r’e karfl› savaflm›yoruz,siyonistlere karfl› savafl›-yoruz, topraklar›m›z› ifl-gal edenlere karfl› savafl›-yoruz ve savaflaca¤›z.

Sözde "‹srail devleti"asl›nda faflist bir oluflum-dur ve ›rkç›d›r. Her yeriiflgal etmek istiyorlar.Göçe zorlad›lar, katliam-lar yapt›lar. Onun yafla-m› kan ve zulüm demek.

Bugün her yerde Fi-

listinliler var. Biz Lübnan’day›z,Yemen’de, Ürdün’de, Tunus’ta, Ce-zayir’de, Suriye’deyiz.

Kamplarda yaflam zor

� Kamp›n sosyal yap›s›ndanbahseder misiniz?

Nüfusu yaklafl›k 14 bin, 40 binkm2 büyüklü¤ünde. 6 bin Lübnanl›,Suriyeli, Türk ve Kürt yafl›yor, 8 binFilistinli var. Yaflam koflullar› zor,evler sa¤l›ks›z, ya¤mur ya¤d›¤›ndasular evlere giriyor. Elektrik ve suçok az geliyor, bazen de kesiliyor.Bu koflullar buraya özgü de¤il, bü-tün Filistinli kamplar›nda ayn› du-rum geçerlidir.

Lübnan’da bugün yaklafl›k 400bin mülteci var. Genellikle 1948’degeldiler. Bunlar›n yar›s› kamplarda,di¤erleri entegre olmaya çal›fl›yor.

Burda yaflayan insanlar›n ço¤uiflsiz. Lübnan hükümeti çal›flma izniveriyor ama bütün alanlarda de¤il;e¤itim, hukuk ve sa¤l›kta çal›flmala-r› yasak. Okumak çok masrafl›, Fi-listinliler okuyam›yor.

Lübnan askeri bütün kamplar›ngirifllerini kontrol ediyor. Lüb-nan’daki toplumsal sorunlar›ndansorumlu olarak tutulmak istemiyo-ruz, ama maalesef bazen böyle fley-ler olabiliyor.

� Sabra ve Shatila katliamlar›-na dönmek istiyoruz, nas›l oldu?

1982’de siyonistler Lübnan’› ifl-

42 F‹L‹ST‹N 29 TTemmuz 22007

fiatilla kamp›nda yaflamKamp Sorumlusu Süluman Abdhadi ile röportaj

darac›ksokaklar›,y›k›k ddökükevleri,kurflunlarladeflilmiflduvarlar›buradakiyaflamkoflullar›n›anlatmayayetiyor

ABD, AAvrupadevletlerinin

deste¤iyle yyap›-yor bunu, hhepsi

siyonizmi ddes-tekliyor. AAma

onlar› yyenmekmümkün, bbunubiliyoruz. VViet-nam yyendi. SSa-

vafl›m›z bbitmeyecek, ttop-raklar›m›za ddönece¤iz

bir gün.

Page 43: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

gal ettiler. 20 bin Filistinli ve Lüb-nanl› öldürüldü, 500 bin kifli evsizkald› ve 25 bin kifli yaraland›. Has-tahaneler, okullar hedef al›nd›, bü-tün ekonomi yok edildi. 6 Hazi-ran’da 60 bin siyonist askeri geldiLübnan’a, ‘Galile’de Bar›fl’ operas-yonu. Sözde savafl A¤ustos 1982’debitiyor. Fransa, ‹talya ve Amerika‘güvenlik’ için burada bulunuyorlar-d› ama 11 Eylül’de gittiler. Ulusla-raras› güç olarak oray› gözleyecek-lerdi ve bütün silahlar› alacaklard›.

Kamplarda art›k sadece yafll› in-sanlar, anneler ve çocuklar kal›yor-du. Katliam o y›l, yani 1982’de ya-fland›. Sabra’da insanlar›n yar›s›Lübnanl› yar›s› Filistinli’ydi. Siyo-nistlerin destekledi¤i, h›ristiyan birmilis grubu taraf›ndan gerçekleflti-rildi bu vahfli katliam. 2 bin kifli öl-dü, 1500 kifli kay›p. Siyonist asker-ler katliam› sa¤lad›lar, onlar örgüt-lediler ve silah verdiler, ‘kamplar›yok edece¤iz’ diyorlard›. “Bu Filis-tinliler ço¤al›yor, 85 bin kifliydiler,10 y›l sonra 2 milyon olacaklar, hal-letmemiz laz›m” diyorlard›. Irkç›faflist milisler ise Lübnan’› h›risti-yan topra¤› olarak görüyor ve bizikovmak istiyorlard›, onlar için "kut-sal" bir görevdi. Siyonistler “biz sa-dece biraz dikkatsiz davrand›k” di-yorlar, ama katliama direk olarakkat›ld›lar, milisi onlar yönlendirdi.

16 Eylül 1982’de gece kamp›kontrol alt›na ald›lar. Çocuklar›nkafalar› kesildi, yafll›lar topluca öl-dürüldü. Siyonist askerler ya kat›l›-

yorlard› ya da izliyorlard› se-vinerek. Katliam iki gün sür-dü, Beyrut’un. (Sabra ve fia-tilla Beyrut'un tam ortas›ndabulunuyor. bn) ‹srailliler bizihayvan olarak görüyor. Ço-cuk yafll› demeden 3500 kifliöldürdüler, say› kaynaktankayna¤a de¤iflse de, onlar›nsuçu kesin. Herkesi öldürdü-ler, hiç fark yapmadan, Kürt-ler, Türkler de.

‹nsanlar›n ellerinde nesilah ne de b›çak vard›. Buçok aç›k gösteriyor ki, Oslogibi anlaflmalarla bir yerevaramay›z. Siyonistlerinbar›fltan söz etmeleri aslasamimi de¤il.

As›l düflman› görmeliyiz

� El Fetih-Hamas çat›flmas› bu-rada, kampta da etki yaratt› m›?

Son geliflmeler olumlu de¤il.Ama kamp› etkilemediler, çünkübiz hepimiz birli¤i istiyoruz. Amaflunu bilmek önemli: Siyonistlerleanlaflma yapmak çok tehlikeli ve Fi-listinliler’e hiçbir zaman olumlubir fley getirmedi.

Lübnan’a da sald›rd›lar geçensene. Direnifl her yerden gelmeliABD ve Siyonistlere karfl›. Filistin-liler için katliamlar hep sürüyor.Geçmiflteki katliamlar› bugün de

yafl›yoruz. As›l düflman› görmek la-z›m. ‹steriz ki gençlerimizin de ge-lece¤i olsun, umutlu olsunlar. Bizburda misafiriz, siyonizm düflman›-m›zd›r ve Filistinli oldu¤umuzuunutmay›z, oraya dönmek istiyoruz.

Düflman çok güçlü, ama Viet-nam’da mesela, ABD yenildi. Çokbüyük bir güç vard› Vietnaml›lar’›nkarfl›s›nda ama yine de yendiler.fiimdi de mümkün. ABD, Avrupadevletlerinin deste¤iyle yap›yor bu-nu, hepsi siyonizmi destekliyor.Ama onlar› yenmek mümkün, bunubiliyoruz. Savafl›m›z bitmeyecek,topraklar›m›za dönece¤iz bir gün.

Say›: 1115 43F‹L‹ST‹N

fiatilla kkamp›n›n FFilistinliler’i üülkele-rinden uuzaklar, aancak yyürekleri ddire-niflle aat›yor. DDuvarlara nnakfledilen rre-simler, aafifller, yyaz›lar hep ddirenifle, ddi-reniflin öönderlerine vve flflehitlerine ddair.

Filistin halk› Blair’e güvenmiyorAdeta bir ironi gibi, Irak’›n iflgalcisi Blair, Ortado¤u

Dörtlüsü’nün temsilcisi olarak, “Filistin-‹srail bar›fl›”için, “arabulucu” olarak belirlenmiflti.

Blair ilk görüflmelerini geçen hafta yapt›.

Blair, ilk ziyaretinde ‹srail Cumhurbaflkan› fiimonPeres ve ‹srail Baflbakan› Ehud Olmert'in yan› s›ra Filis-tin Devlet Baflkan› Mahmud Abbas ile görüfltü. Ziyarets›ras›nda ‹srail Gazze’ye hava sald›r›s› düzenliyordu.

Abbas yönetimi Hamas ile yaflanan çat›flmay› ve Ha-mas’›n Gazze darbesini kendi lehine de¤erlendirerek,koflullar›n› emperyalistlerin dayatt›¤› “bar›fl” için heves-kâr olsa da, Filistin halk› Blair’e güvenmedi¤ini aç›k birflekilde ortaya koyuyor. (‹srail gazetesi Jerusalem Post)

Blair ilk görüflmenin ard›ndan yapt›¤› aç›klamada,“dinleyece¤ini, ö¤renece¤ini ve yans›taca¤›n›” söyledi.

Sorunun kayna¤›, çözümün nas›l olmas› gerekti¤i bi-linmiyor, emperyalist efendi yeni ö¤renecekmifl!

Sorun iflgaldir. Çözüm; kamplardaki milyonlarca Fi-listinli’nin geri dönüflünü de garantileyen, iflgale son ve-ren bir “anlaflma”d›r. Ancak flu da bir gerçek ki, emper-yalistler hiçbir zaman böyle bir “bar›fl”› istemiyorlar,onlar bölgedeki bekçi köpeklerinin gücünü büyütmek,direnifli k›rmak peflindeler. Blair’in ‘ara-buluculu¤u’ da buna hizmet içindir.

Abbas yyönetimi eemperyalist mmasa-larda ççözüm aarad›kça, FFilistin hhal-

k›n›n ööfkesini ççekecektir

Page 44: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

11 Eylül sald›r›lar›n› Afganis-tan’› iflgal gerekçesi yapan Ameri-kan emperyalizmi, s›ran›n Irak’agelmesinden önce içte ve d›flta yo-¤un bir kampanya yapm›flt›. Kullan-d›¤› temel argümanlardan biri de,“ABD’nin terör tehdidi alt›nda” ol-du¤uydu, FBI her gün bir “alarm”veriyor, birkaç hafta sonra unutu-lunca yeni bir “alarm” daha onu iz-liyordu. fiuradan bombalar geldi,buradan Ortado¤ulu teröristler s›z-d›, flarbonlu mektuplar gönderildive daha pekço¤u... Amerikan toplu-munun “korkular›n›” körükleyerek,

d›flar›da sald›rgan-iflgalci politikala-r›n› meflrulaflt›rmak isteyen ABD,içeride de hak ve özgürlükleri k›s›t-layan yasalar ç›karman›n haz›rl›¤›n-dayd›. ‘Vatansever Yasas›’, ciddi birmuhalefetle karfl›laflmadan böyle ç›-kar›labildi. Amerikan toplumuna;“teröre maruz kalmaktansa özgür-lüklerimizin k›s›tlanmas›na raz›y›z”dedirtildi.

Bugünlerde Almanya’da benzeribir süreç yaflan›yor. Afganistan’daAlman uyruklular›n Taliban mili-tanlar› veya yerel mafya güçleri ta-raf›ndan kaç›r›l›p birinin ölmesinikullanan Federal ‹çiflleri Bakan›Wolfgang Schaeuble, her gün bir““tteerröörr aallaarrmm››”” veriyor; bakanl›¤›nistihbarat örgütlerinin koordinas-yonlar›ndan sorumlu müflaviri Au-gust Hanning “Almanya do¤rudanterör sald›r›lar›yla karfl› karfl›ya”aç›klamalar› yap›yor.

“Terör flüphelilerinin” infaz edil-mesini ve “flüpheli” görülenlerinsorgusuz sualsiz “tedbir tutuklama-lar›na” tabi tutulmas›n› isteyen ‹çifl-leri Bakan› Schaeuble’nin, istedi¤i›rkç›, bask›c› yasalar› ç›karmak içinbuldu¤u yeni malzeme bu! Buradaakla gelen, düflünen herkesin sora-ca¤› ilk soru flu: Madem Afganistan

kaynakl› “terör sald›r›s› tehdidi”var, Alman askerlerinin ne ifli var ozaman Afganistan’da? NATO flem-siyesi alt›nda her gün onlarca Af-ganl›’y› katledenler kimler? En vah-fli terör bu de¤il mi? Hem iflgalciolacaks›n hem de direniflle karfl›la-fl›nca basacaks›n yaygaray›; malze-meyi nas›lsa Amerika piflirip koy-mufl önlerine. “Terör” denilinceakan sular duracak, hem iflgali sür-dürecekler, kimse “askerlerimizi çe-kelim” diye tart›flamayacak, hem deiçeride yeni bask› yasalar› için, ›rk-ç› düzenlemeler için zemin haz›rla-

yacaks›n, bunakarfl› ç›kanlar›da an›nda “terördestekçisi” diyedamgalamayahaz›rlanacak-s›n!

Peki kim is-tiyor Alman as-

kerlerinin Afganistan iflgalini sür-dürmesini? Tekeller, onlar›n hükü-meti ve Alman milliyetçi eliti. Nazidönemini özleyen bu “yeni” milli-yetçili¤in savundu¤u flu: “Alman-ya’n›n ticari ve jeostratejik ç›karlar›dünyan›n her köflesinde savunulma-l›d›r.” Aç›kça söylenen sömürgeci-liktir, emperyalizmdir. Ki, bu dok-trin Alman askeri-ticari ve güvenlikstratejisini belirleyen “Beyaz Ki-tap” da yer almaktad›r.

Yani bu tart›flmalar ‹çiflleri Ba-kan›’n›n kiflisel düflünceleri, istekle-ri de¤il, Alman tekellerinin iste¤i-dir. Baflbakan Merkel’in, di¤er par-tiler ve Alman kamuoyu taraf›ndanelefltirilen bakana aç›k destek ver-mesi, bunun göstergesidir. Mer-kel’in, ARD Televizyonu’nda yapt›-¤› konuflmada, “Federal KriminalDairesi’ne (BKA) flahsi bilgisayar-lar› arama-tarama yetkisinin veril-mesini” savunmas›, birkaç haftad›rfaflist, ›rkç› düzenlemeler yap›lma-s›n› dillendiren bakan›n “bireyselIrkç›!” olmad›¤›n› gösteren bir bafl-ka örnektir. “Güvenlik” aldatmacas›ile “terör tehlikesi” söylemi ile kor-kut ve istedi¤in bask› yasalar›n› ç›-kart!

Peki Alman tekellerinin istedi¤ibu yasalar kimi hedefliyor?

En baflta göçmenleri. Sonra Al-man demokratik kamuoyunu veemekçileri. Onlar›n mücadelesinibast›rmak istiyor Alman tekelleri.Düzeniçi bir parti olan Sol Parti’ninyükselifline dahi tahammül edeme-yen ve “tehlike” ilan eden Almantekelleri, ““ddiikkeennssiizz ggüüll bbaahhççeessii””istiyor.

“Diken” olarak görülenlerin ba-fl›nda ise 3 milyona yak›n› Türkiye-li olan göçmenler geliyor.

Geçti¤imiz haftalarda kabul edi-lerek uygulamaya sokulan “Göç-men Yasas›” da bu bak›fl aç›s›yla ha-z›rlanm›flt›r. Almanya d›fl›ndan ge-len emekçileri ““yyaarraarrll››--zzaarraarrll››”” di-ye tasnif eden, evlenmelerine dahikota koyan, onlar›n istedi¤i gibi birgöçmen olmayanlar›n s›n›rd›fl› edil-mesini kolaylaflt›ran yasa, sözde“uyumu” sa¤lamay› hedefliyor.

Ancak ad› “göçmen yasas›” olsada, içeri¤i, mant›¤› ile “anti-terör”yasas› olan bu yasa “uyumu” de¤il,tersine Almanya’da yerliler ile 7milyonu bulan yabanc›lar›n birara-da, içiçe yaflamas›n› dinamitliyor,buna “huzur” denirse, huzuru boz-may› hedefliyor.

Emeklerini sömürebildikleri, ç›-karlar›na denk düfltü¤ü sürece “mi-safir iflçi“ olarak nitelendirilen in-sanlara, art›k aç›kça “terörist” ve“suçlu” muamalesi yap›l›yor. Bu-nun için herhangi bir politik faaliyetiçinde olmas› da gerekmiyor; Müs-lüman ülkelerden, yoksul halklar-dan gelen biri bu potansiyeli tafl›-yordur onlara göre.

Tekellerin bu politikalar› ideolo-jik g›das›n› ›rkç›l›ktan, Nazizm’denal›yor. Ve kendini sadece Göç Yasa-s›’nda de¤il, yaflam›n çok çeflitlialanlar›nda gösteriyor. Okullardaki“Türkçe konuflma yasa¤›”, bu anla-y›fl›n ürünüydü. Baden-WuttembergEyaleti’nde göçmenlere uygulan-mak istenen ancak tepkiler üzerine“yumuflat›lan” ‘‹slam Testi’ bu anla-y›flla ortaya ç›km›flt›. ‹lginçtir; ayn›uygulamay› Avusturya’n›n ›rkç› li-deri Jörg Haider alarak, kendi ülke-

44 YURTDIfiI 29 TTemmuz 22007

Almanya, ABD’nin izinden yürüyor

Page 45: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Say›: 115 45YURTDIfiI

sinde bir eyalette uygulamaya bafl-lad›. (26 Temmuz Hürriyet)

Irkç›l›¤› tescilli olan ve bu ne-denle de Avrupa Birli¤i taraf›ndan“veto” edilen bir lider, hiçbir de¤i-fliklik yapmadan Almanya’n›n biryasas›n› al›p uyguluyorsa, o ülkenindemokratik oldu¤unu, bu yasay› ya-panlar›n demokrat oldu¤unu kimsöyleyebilir?

Tescilli ›rkç› bir liderin yasayapmak için kafa yormas›na dahigerek yok; Almanya’n›n “demok-rat” yöneticileri onlar için her günbir yenisini üretiyorlar.

Eminiz, Schaeuble’in istedi¤iyeni düzenlemeler yap›ls›n, ilk ör-nek alanlardan biri yine Haiderolur! Yabanc›y› gördün mü ya tuthapishaneye at ya da vur öldür! Na-ziler de ayn› anlay›flla Yahudiler’ekolluk tak›yorlard›!

Birleflmifl Milletler’in belgeleri,siyasi, insani, ekonomik olarak

mültecilik tan›mlar› yap›yor. Ancakbugün, hiçbir bat›l› ülke bu tan›mla-ra uymuyor. Baflta Almanya. Biryandan tekellerin ihtiyac› olan kali-fiye eleman ihtiyac›n› karfl›lamakiçin göçmen istiyor, öte yandan “ifli-ne yaramayaca¤›n›” düflündüklerinikriminalize ederek ya da baflka yön-temleri kullanarak d›flar› atmaya ça-l›fl›yor. Bunun ad› mültecilik politi-kas› de¤ildir. Irkç›l›kt›r.

Alman hükümeti demokrasidensöz ediyorsa, bütün göçmen kuru-lufllar›n›n ve demokratik Alman ka-muoyunun elefltirdi¤i, ›rkç›, bask›c›,ayr›mc› yüzünü ortaya koydu¤u ya-say› derhal geri çekmek durumun-dad›r.

YEN‹ GGÖÇMENLER YASASINA HAYIR

Alman hükümeti yasay› uygula-makta kararl›l›¤›n› gösterirken,

Anadolu Federasyonu da buna karfl›protestolar›nda kararl›l›¤›n› ortayakoyuyor.

Bu konuda kampanya bafllatanfederasyona ba¤l› Berlin Irkç›l›¤aKarfl› Mücadele Derne¤i (IKAD),yeni göçmenler yasas›na karfl› pro-testolar›n› sürdürüyor. Türkiyeliemekçilerin ülkeye tatile gitmeleri-ne ra¤men gündem olma özelli¤inikaybetmeyen yasaya karfl› afiflleme-ler yapan IKAD üyeleri, a¤›rl›kl›olarak, Almanya ve Avrupa’dakigöçmenlere yönelik yeni politikala-r› iflleyen ‘Anadolu FederasyonuGazetesi’nin de sokaklarda sat›fl›n›yap›yorlar.

IKAD’›n bu hafta içinde Kreuz-berg’de stand açarak yasaya karfl›mücadele ça¤r›s› yapaca¤› ö¤reni-lirken, Türkiyeli emekçiler de yasa-ya karfl› birlikte hareket etme vegüçlü ses ç›karma yönünde düflün-celerini ifade ediyorlar.

Londra: Halk Pikni¤i

L o n d -ra’da 15Temmuz gü-nü düzenle-nen 3. Ana-dolu HalkPikni¤i’ndebiraraya ge-

len Türkiyeli emekçiler, devrimci-ler coflku dolu saatler yaflad›lar.

Davul zurna eflli¤inde halaylar-la bafllayan piknikte standlar aç›ld›ve dergi sat›fllar› yap›ld›. Sportiffaaliyetlerin yan›s›ra, yar›flmalarlae¤lenceli saatler geçirilirken,AHKM müzik grubu Grup Nisanbir dinleti verdi.

Yap›lan konuflmalara ise, 12Temmuz flehitleri ve ba¤›ms›zl›k,demokrasi mücadelesi damgas›n›vurdu. Büyük Direnifl’in kazan›m-lar›ndan sözedilen konuflmada,“Ne ABD, Ne AB; Ba¤›ms›z Tür-kiye” mücadelesine kat›lmaktanbaflka çarenin olmad›¤› belirtildi.

Bush, “iflkenceye yasak” dedi, iflkenceciye koruma kalkan› ç›kt›!

Amerika’n›n CIA uçaklar›, gizli iflkence merkezleri ve Guantanamo iletart›fl›lmas›, burjuva demokrasisinin s›rmalar›n› dökerken, Bush, makyajyapma gere¤i duydu. Bush’un yay›nlad›¤› kararname ile CIA'ya “zanl›la-r›n ölümü ve sakat kalmas›na yol açabilecek fliddet uygulanmas›, cinseltaciz ve dini inançlar›n afla¤›lanmas›”n›n yasakland›¤› duyuruldu.

Demek ki bunlar daha önce yasak de¤ildi! Asl›nda flimdi de gerçekteyasaklanm›fl de¤il, dedik ya, mesele makyajdan ibaret.

Hem de öyle bir makyaj ki, daha flimdiden kimseyi inand›rmad› vemakyaj›n alt›ndaki çirkin, iflkenceci yüzü herkes gördü.

Kararname elefltirilen birçok iflkence yönteminden söz bile etmiyor.Örne¤in CIA taraf›ndan kullan›ld›¤› ispatlanan afl›r› s›cak ve so¤uk suylaiflkence gibi yöntemler kararnamede yer alm›yor. Kararname; “flüpheli”diye gözalt›na al›nan, tutuklananlar›n aileleri ve Uluslararas› K›z›lhaç Ko-mitesi ile görüflmelerine de izin vermiyor. Üstelik bu sözde yasaklamalarGuantanamo için hiç geçerli de¤il; çünkü iflkence ve kötü muamelelerletan›nan bu üste, hukuken Amerikan yasalar› geçersiz!

Tüm bunlar da bir yana; ‹nsan Haklar› Gözlem Grubu’nun da ifade et-ti¤i üzere, aslolan kamuoyuna aç›klanan kararname de¤il, CIA’ya gönde-rilen “gizli k›lavuz!”

CIA Baflkan› Michael Hayden, kararnamenin gerçek niteli¤ini bak›nnas›l aç›kl›yor: “CIA'n›n sorgu müfettifllerine, haklar›nda yap›lacak suçla-malar karfl›s›nda yeni yasal koruma haklar› veriyor!”

Neymifl; iflkenceyi yasaklama de¤il, iflkenceciyi koruma kararnamesi!

Page 46: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Bir yazar, seçim sonuçlar›n› flöy-le de¤erlendiriyor: “Bu seçimlerdenbaflar›l› ç›kan üç siyasi güçten sözedebiliriz. AKP-MHP-DTP... Birbaflka baflar›l› kesim ise kkaadd››nnllaarrdd››rr..Geçen Meclis'te 24 kad›n milletveki-li varken flimdi 50 civar›nda kad›nmilletvekili yer alacak, ki bu yüzdeyüz bir art›fl anlam›na geliyor.”

Peki “kad›nlar” ad›na bir baflar›varsa, bu nas›l kazan›ld›? Meselabaz› kad›n derneklerinin Tayyip’e,Baykal’a, Bahçeli’ye, A¤ar’a “ka-d›n adaylara ön s›ralarda yer verin”diye rica minnet aç›klamalar› sonu-cunda m› kazan›ld›?

Mücadele sözkonusu oldu¤undahiçbir fley bu kadar kolay de¤il.E¤er ortada bir baflar›dan sözedili-yorsa ve ortada bu baflar›y› müm-kün k›lacak bir emek yoksa, oradadurup düflünmek gerekir.

Ba¤›ms›z aday olarak seçilenDTP’li bir kad›n milletvekili de di-yor ki, “eril iktidara karfl› ötekipartilerin içindeki kad›nlarla iflbir-li¤i yapabiliriz.”

Sahiden olabilir mi böyle bir fley?

Tayyipler’in, Baykallar’›n vitrinekoyduklar›yla kad›nlar için hak veözgürlük mücadelesi verilebilir mi?

Aya¤› yere basm›yor bu de¤er-lendirme ve politikalar›n. Ayaklar›ttaarriihhee basm›yor... Bütün bir kad›nmücadelesi tarihini burada anlata-bilmemiz elbette sözkonusu de¤il,ama örnek olsun diye, bir kesitinihat›rlatal›m dedik.

HHSeçilme hakk› bir yana, seçme

hakk›n› kazanabilmek için bile, nebüyük bedeller ödedi kad›nlar bili-yor musunuz?

Malum, Fransa’daki 1789 Devri-mi, insanl›k tarihinde önemli biraflamad›r. Feodalizmin, krall›¤›negemenli¤ine son verilen bu burju-va devrimin en önemli slogan› da“Adalet, Eflitlik, Özgürlük”tür.

Lakin, bu eflitlik veözgürlük, kad›nlar›kapsamaz pek.

Mesela, o döneminen önemli siyasal tale-

bi olan “genel oy” hakk›n›n kad›nla-r› kapsamas› için de daha uzun y›l-lar geçecektir.

Kad›nlara seçme ve seçilme hak-lar›n›n ilk tan›nd›¤› yer, ABD'ninWyoming eyaletidir. Y›l 1869’dur.Kad›nlara seçme-seçilme hakk›n›tan›yan ilk ülke de Yeni Zelanda’d›r.Y›l, 1893’dür. Bu ülkelerde bu hak-k›n tan›nmas›nda, yeni bir toplumunkuruluflunda kad›nlar›n da erkekler-le birlikte ayn› mücadeleyi vermiflolmas› etkendir.

Fakat di¤er aristokratik, feodalgeleneklerin yüzlerce y›ld›r sürdü¤üülkelerde bu hakk›n tan›nmas› okadar kolay olmad›.

HHBaflta sözünü etti¤imiz 1789

Burjuva Devrimi, kad›nlar›n oyhakk› talebinin tarih sahnesindeilk kez gündeme geldi¤i dönem-dir. Fakat bu talep reddedilir.Çünkü, dönemin burjuva devrim-cileri, kad›na “erke¤in hizmetindeolmas› gereken” bir varl›k olarakbakmaktad›rlar. Oy hakk› tan›n-mas› bir yana, 1793’te ç›kar›lan birkararnameyle, kkaadd››nnllaarr››nn ssiiyyaassaallffaaaalliiyyeettttee bbuulluunnmmaallaarr›› yasakland›.

Yani; feodalizmi y›kan büyükFrans›z Burjuva Devrimi, kad›nlarkonusundaki feodal yarg›lar› ve sta-tüleri y›kamam›flt›!

HHKad›nlara oy hakk› talebi, yine

Fransa'da 1848 devrimleri s›ras›ndatekrar gündeme getirildi. Frans›zMeclisi’nde 4 Mart 1848'de ""GGeenneellOOyy"" hakk›n› kabul eden bir yasa ç›-kar›ld›, ancak bu hak, yine kad›nlar›kapsam›yordu. Henüz, “genel” de-nilince ondan sadece erkekler anla-fl›l›yordu. K›sa süre önce, 1832'de‹ngiltere’de burjuvazinin aristokra-siye karfl› zaferinin bir ifadesi ola-rak yap›lan düzenlemede de, burju-vazinin istedi¤i gibi, oy hakk› top-rak mülkiyetine ba¤l› olmaktan ç›-

kar›lm›flt› ve fakat, ayn› düzenleme-de ““ooyy hhaakkkk››nn››nn eerrkkeekk kkiiflfliilleerree aaiittoolldduu¤¤uu hhüükkmmüü”” de yeral›yordu.

Kad›nlara bu hak tan›nmamas›nara¤men, Fransa’da 1848 Devrimi’niizleyen y›l, Jeanne Drouin adl› ka-d›n, 1849 seçimlerinde aday oldu;15 oy ald›. Ve kk››flflkk››rrtt››cc›› eeyylleemmddee bu-lundu¤u gerekçesiyle tutukland›.

Ayn› dönemde –1838'de– Char-tist hareket, kad›nlar› da kapsayanbir genel oy talebini ortaya att›, nevar ki hareket bu talebi savunmaktakararl› olamad›, bir süre sonra ""ggee--nneell eerrkkeekk ooyyuu"" anlay›fl›na döndü.Genel oy denilince, hâlâ erkekleranlafl›l›yordu. O kadar ki meselaABD’de o dönem siyah kölelerinözgürlü¤ü için bir mücadele sürdü-rülüyordu ve siyah köle kad›nlar dabu mücadele içinde yeralmak iste-

melerine ra¤men, kad›n olduklar›için d›fltalan›yorlard›. Bu kafan›nde¤iflece¤i yoktu!!! Yani hem köle,hem kad›n olmaktan kaynaklanansorunlar›n› feodal, erkek egemenbak›fl aç›s›na farkl› yöntemlerle ka-bul ettirmeleri gerekiyordu.

46 TAR‹H 29 TTemmuz 22007

Haf›zaGerçekler unu tulmas›n diye

Sufrajetler Ve TTBMM’ninVitrinlikleri

‹ki SSufrajet ttutuklan›p ggötürülürken

Page 47: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

HH“Genel oy” hakk›na kad›nlar› da-

hil etmemenin gerekçeleri, dahado¤rusu bahaneleri çoktu. Birkaç›n›örnek verelim.

Burjuva kesimde de kabul görenbir teze göre, kad›nlar›n ç›karlar›,aile içinde babalar› veya kocalar› ileözdefl oldu¤u için onlar› ayr›ca oyhakk› tan›nmas› gereksizdir.

Bir baflka tezde deniyordu ki;"siyaset bir güç iliflkisidir, erkekgüçlü, kad›n güçsüzdür"! O haldekad›n›n siyasette yeri yoktur.

Ve iflte bir “tez” daha: "Siyasetkirli bir ifltir, kad›nlar ona bulaflma-mal›d›r"!

HHBöyle olmad›¤›n› göstermeliydi-

ler. 1860’l› y›llarda John StuartMill’in önderli¤inde birçok Sufra-gette derne¤i kuruldu. Kad›nlar›nhak ve özgürlü¤ü için savaflanlar›nbir ad› vard› art›k: SSuuffrraajjeettlleerr.. Ha-reket, hemen tüm Avrupa ülkelerineyay›ld›. Fakat bu mücadelenin enkitlesel ve en fliddetli sürdü¤ü yer‹ngiltere oldu.

SSuuffrraajjeettlleerr’’iinn önderli¤inde mi-tingler, çat›flmalar, birbirini izledi.

HHKad›nlar, 1897 de National Uni-

on Of Women's Suffrage SocietiesNUWSS (Ulusal Kad›n Oy Hakk›Dernekleri Federasyonu) çat›s› al-t›nda topland›lar. Amaçlar›, yasalyollardan oy hakk›n› kazanmakt›.

Bugün “biz partileri de¤il, amabütün partilerdeki kad›n adaylar›destekliyoruz” diye ortaya ç›kan ka-d›n adaylar›, Sufrajetler’in basit birtaklitçisidirler asl›nda. Karikatürizeedilmifl bir taklit.

Evet, Sufrajetler, ““ppaarrttiilleerr üüss--ttüü”” idiler. Çünkü, hiçbir parti, onla-ra oy hakk› verilmesini savunmu-yordu. Hâl böyle olunca, Sufrajetlerde “kad›nlara oy hakk› verilmesinisavunan” milletvekillerini destekli-yorlard›. Bugün kad›nlar›n “partilerüstü” davranmas› için ne gibi bir ne-den var acaba? Neyse, tekrar tarihedönecek olursak..

HHSufrajetler, 11886666''ddaann 11991144''ee kkaa--

ddaarr her y›l oy hakk› talebini parla-mentonun gündemine tafl›d›lar, amayaklafl›k 50 y›l süren bu çaban›n so-nucunda sonuç al›namad›.

Mevcut mücadele biçimleriylesonucun al›namayaca¤›n›n ortayaç›kmas› karfl›s›nda, özellikle1903'ten itibaren, daha militan birmücadele geliflmeye bafllad›. Sufra-jet harekete daha militanlaflm›fl, bu-nun yan›s›ra Women's Social andPolitical Union-WSPU (Kad›nlar›nSosyal ve Siyasal Birli¤i) adl› birbaflka kad›n örgütü de daha cüretlive militan bir çizgi izlemeye baflla-m›flt›. Yaln›z kad›nlardan oluflan buörgütlenmelerin eylemleriyle kad›n-lar›n oy hakk› gündeme yerleflti.

Sufrajetler ve di¤erleri, mesela,izinsiz toplant› ve gösteriler düzen-leyip tutuklanmay›, yarg›lanmay›,hapse girmeyi göze al›yorlard›.Özellikle bu eylem biçimiyle hemkararl›l›klar›n› göstermifl, hem demücadele ettikleri hak u¤runa nelerigöze alabileceklerini göstermifl olu-yorlard›. Tutukland›klar›nda da aç-l›k grevleri yaparak taleplerini gün-demde tutmaya devam ediyorlard›.‹ktidar bu direniflleri k›rmak için“zorla besleme”ye baflvurdu. Bu dahalkta daha büyük tepkiler yaratt›.Kad›nlar bu süreç boyunca büyükbedeller ödüyordu elbette, y›llarcahapis yat›yorlar, iflkenceler görüyor-lard›. Fakat bu militan mücadeleçizgisi, kad›nlar›n hak ve özgürlük-ler mücadelesini o güne kadar gö-rülmemifl ölçüde de kitlesellefltirdi.

1908 Haziran’›nda kad›n örgüt-lerinin Hyde Park'ta düzenlediklerimitinge yyaarr››mm mmiillyyoonnaa ulaflan ka-d›nl› erkekli bir kitle kat›ld›. Militankad›n hareketinin bu baflar›s› sonu-cunda o güne kadar sadece “yasalmücadele”yi savunan kesimler demilitan mücadele biçimleri gelifltir-meye bafllad›lar.

Fakat bütün mücadelenin bütünbu kitleselleflmesine, yayg›nlaflma-s›na karfl›, sömürücü ve erkek ege-men iktidar, kad›nlar›n haklar›n› ta-n›mamakta ›srar etmekteydi.

Say›: 115 47TAR‹H

K›sa TTarih2299 TTeemmmmuuzz -- 44 AA¤¤uussttooss

29-30 Temmuz 1993

Toplu sözleflmelerin t›kanmas› üzerine‹stanbul'da 150 bin, Ankara'da 20 bin,Adana'da 13 bin, ülke genelinde 600 bin ifl-çi vizite eylemlerine kat›ld›.

30 Temmuz 1990

Gazi'de su eylemi; sular› akmayanhalk, Anakent Belediyesi’ne yürüdü. Sular›nakaca¤› ve 10 tanker su gönderilece¤i sözü-nün verilmesi üzerine eyleme son verildi.

30 Temmuz 1992

‹stanbul, Ankara, Adana ve Trabzon'da50 bin belediye iflçisi greve ç›kt›. DYP-SHP hükümeti, halk›n sa¤l›¤›n› bahane ede-rek grevi 14. gününde erteledi.

31 Temmuz 1952

TÜRK-‹fi kuruldu.

A¤ustos 1978

Ba¤›ms›zl›k ve Demokrasi Mücadelesin-de DEV-GENÇ’in 1. Say›s› yay›nland›.

1-3 A¤ustos 1944

Himmler'in emri üzerine 4000 Yahudigaz odalar›nda öldürüldü.

1 A¤ustos 1988

Adalet Bakan› Mehmet Topaç imzas›ylagönderilen ve 12 Eylül faflizminin zindanc›-l›k politikas›n› yasallaflt›rmay› hedefleyen 1A¤ustos Genelgesi, tutsaklar›n ve yak›nlar›-n›n direnifliyle karfl›land›.

2 A¤ustos 1990

Irak, Kuveyt’e girdi.

4 A¤ustos 1995

Ortaköy Kültür Merkezi'nin kapat›lma-s›n›n ard›ndan Grup Yorum üyeleri CHP ‹s-tanbul ‹l Merkezi’ni iflgal ettiler.

Page 48: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

48 TAR‹H 29 TTemmuz 22007

HH1913 y›l›ndaki bir eylem, bu süreçte oldukça bü-

yük yank› uyand›rd›. Emily Wilding Davison adl› birkad›n, at yar›fllar› s›ras›nda kendini kral›n atlar› önü-ne atarak “tiranlara baflkald›r›rken” kad›nlar›n hakla-r›n›n verilmemesini protesto ediyordu. Emily Wil-ding, bu eyleminde ald›¤› yaralar sonucunda birkaçgün sonra öldü.

‹ktidar hâlâ bu kad›n muhalefetini bast›rmaya ça-l›fl›yordu. Haklar› tan›mak yerine, sald›rganl›¤› t›r-mand›rd›. 1910’un 18 Ekim’inde Sufrajetler’in dü-zenledi¤i bir gösteriye polis sald›rd›. Kad›nlar sald›-r›ya direndi, alt› saat boyunca polisle çat›flt›lar.Ölümcül yaralar almalar›na ra¤men, direndiler. Ogün, kad›nlar›n mücadele tarihine ““kkaarraa ccuummaa”” ola-rak geçti. Ve devletin fliddetiyle yüzyüze geldikleri ogünden sonra kad›nlar, ““kkeennddiilleerriinniinn aacc›› ççeekkmmeessiinn--ddeennssee,, oonnllaarraa aacc›› ççeekkttiirreennlleerriinn mmüüllkklleerriinnee zzaarraarrvveerrmmee”” politikas›n› uygulama karar› ald›lar. Al›flveriflmerkezlerine, devlete ve patronlara ait binalara yöne-lik tahrip, sabotaj eylemleri gerçeklefltirdiler.

Bütün bu mücadeleler sonucudur ki, 1917 y›l›n›nHaziran’›nda ç›kar›lan bir yasayla kad›nlara yafl, ko-num gibi baz› k›s›tlamalarla oy hakk› tan›nd›. Elbettebu yetmezdi ve mücadeleye devam edilecekti. Nite-kim 2 Temmuz 1928’de Sufrajetler amaçlar›na ulaflt›-lar, oy hakk›ndaki k›s›tlamalar da kald›r›ld›. Hareketde bu süreçte ortadan kalkt›.

Sufrajetler, hiç kuflkusuz, salt “kad›n” bak›fl aç›-s›ndan dolay›, varolduklar› süre boyunca birçok siya-sal yanl›fla düfltüler, kad›nlara oy hakk› u¤runa sömü-rücü ve “erkek egemen” güçlerle iflbirli¤i yapt›klar›da oldu... Fakat onlarca y›l sürdürdükleri kararl›, mi-litan mücadele de yok say›lamaz. Bu militan çizgiyepek de “olumlu” bakmayanlara bile “oy hakk›n› ka-zanmak için ölümü bile göze alacak kadar kararl› birmilitan kad›n hareketi geliflmemifl olsayd›, ... oy hak-k›n› tan›mamak için uzun süre inatla direnen erkekyöneticileri ikna etmek mümkün olur muydu sorusu,üzerinde durulmas› gereken bir sorudur” dedirten butarihi fedakarl›k, kahramanl›k ve cüret elbette unutu-lamaz, yok say›lamaz.

HHYani dememiz o ki, kad›nlar o parlamentolara ko-

lay girmediler. Tayyipler’in, Baykallar’›n himmetines›¤›narak girmediler. Dövüfle dövüfle kazand›lar buhaklar›. Hemcinslerinin tarihi mücadelesinden, kültü-ründen uzak ve bihaber vitrinlik kad›nlar›n TBMMkoltuklar›ndaki varl›¤›na bak›p “kad›n mücadelesiad›na büyük baflar›d›r” demek, en baflta bu tarihesayg›s›zl›kt›r. Kad›nlar›n mücadelesine yüzlerce y›l,yüzlerce ülkede terini, kan›n› ve can›n› katan kad›n-lara sayg›s›zl›kt›r.

Geçen hafta, bas›nda sansürünkald›r›l›fl›n›n y›ldönümü kutland›.

Peki gerçekten sansür kalkt› m›?

RSF’nin dünya bas›n özgürlü¤üs›ralamas›nda Türkiye geçen y›l168 ülke içerisinde 98. s›radayd›,bu s›ray› Butan ve Fildifli Sahi-li'yle paylafl›yordu!

Sansür halen sürüyor.

‹ktidar› elefltirebilirsiniz; ama be-delini ödersiniz.

Genelkurmay’a laf söyleyebilirsi-niz; ama anan›zdan emdi¤iniz sü-tün burnunuzdan gelece¤ini bilme-lisiniz!

Sansür elbette sadece iktidar güç-lerinin açt›¤› davalarda, yasaklar-da kendini göstermiyor.

Sald›r›lar›n, tutuklama ve tehdit-lerin, haber eriflimi hakk›na yöne-lik tehdit ve müdahalelerin yan›s›-ra, idari ve ekonomik bask›lar,türlü biçimlerde otosansür dayat-malar›, medyadaki tekelleflme veözgür habercili¤in yokedilmesi,gazetelerin reklam bültenlerine

dönüflmesi, zen-gin, elit kesim vemagazin d›fl›ndahalk›n sorunlar›-na sayfalar›n, ek-ranlar›n kapat›l-mas› da bu kap-samdad›r.

Bir toplumsalgösteride polisinkalkan›yla kame-

ralar› kapatmas› ya da gazetecile-ri itip kakmas›, bazen dövmesi ne-redeyse s›radan, her eylemde ya-flanan bir durumdur.

AKP’den demokrasi bekleyenlerbu konuda da yan›ld›klar›n› gör-müfllerdir. Sadece baflbakan›nkendisi hakk›nda haber ve karika-türlere açt›¤› davalar dahi zihni-yeti göstermeye yeterlidir.

Devrimci, sosyalist bas›na karfl›tahammülsüzlü¤ü ise saymaklabitiremeyiz. Devrimci yay›nlar›ntoplat›lmas›, bürolar›n›n bas›lma-s›, çal›flanlar›n›n tutuklanmas› ne-redeyse s›radan olaylard›r bu dü-zende. Ve vahim olan fludur ki,sansüre karfl› ç›kt›klar›n› söyleyenbas›n kurumlar› da bu durumu“do¤al” karfl›lamaktad›r.

Sonuç olarak 99 y›l sonra sansürsürüyor. Sistem de¤iflmedikçe,ülkemiz gerçekten demokratik,ba¤›ms›z bir ülke olmad›kça, 100.y›l›nda da sürece¤ini söylemekfalc›l›k de¤ildir.

değin elerm

99 y›l geçti sansür sürüyor

BAM TELİ çizgiler

Page 49: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Say›: 115 49TAR‹H

BBaaşşkkaa nneerreeyyee uuzzaannaaccaakkttıı

“Vatansever” çetenin telefon kay›tlar›n›n“Pafla'ya uzand›¤›n›” yazd› bas›n. Vatan-sever Kuvvetler Güç Birli¤i Hareketi Der-ne¤i Genel Baflkan Yard›mc›s› Ahmet Ci-nali'nin, Harp Akademileri Komutan Yar-d›mc›s› Korgeneral Selahattin U¤urlu ilegörüfltü¤ü, Cinali’nin bir ifl için yard›m is-tedi¤i ve olumlu cevap ald›¤› tespit edildi.

Baflka nereye uzanacakt› ki! Kontrac› çetevarsa orada mutlaka generaller de olur!

� � �

EEmmnniiyyeettttee ‘‘ggrruupp sseekkss’’

Bir bu eksikti, o da oldu!

Hassas Bölgeler Koruma fiubesi’nde gö-revli 6 polisin ‹stanbul Emniyet Müdürlü-¤ü’nün Vatan Caddesi’ndeki binas›n›notopark›nda, bir kad›nla grup seks yapar-ken MOBESE kameralar›nca görüntülen-di¤i ortaya ç›kt›. (26 Temmuz, Hürriyet)

Çok yak›flt›!

Devrimcilerin fuhufla karfl› mücadelesiniengellemek isteyen, komplolar kuranlar-dan baflka ne beklenirdi!

Eminiz flimdi polis bu durumu “çürük el-malar” edebiyat› ile aç›klayacakt›r.

Hangi “çürük elma”; mafya operasyonla-r›nda onlar, fuhufl çetelerinin içinde onlar,kumar ve rüflvet dersen bo¤azlar›na kadarbatm›fl durumdalar. Çürük olan teflkilat›nkendisi, üç befl polis de¤il.

Böyle bir teflkilat uyuflturucuya, fuhufla,kumara, çetelere karfl› mücadele eder mi?

Nitekim etmiyor. Bunun yerine, bu pislikle-re karfl› savaflan devrimcileri engellemekiçin elinden geleni yap›yor.

ABD izin verirse ‘ba¤›ms›z’ olacak!Milliyetçilik, geçen yüzy›ldan farkl› olarak, s›rtlar›n›emperyalizme dayayarak “ba¤›ms›zl›k” kazanmapeflinde. Oysa tarih, ba¤›ms›zl›¤›n ancak emperya-lizme karfl› savaflla kazan›laca¤›n› ö¤retmifltir.

Emperyalizmin inayeti ile “ba¤›ms›zl›k” arayanlar-dan biri de Kosova. Rusya, AB ve Amerika aras›n-da, Kosova halk› için de¤il ama kendi ç›karlar› aç›-s›ndan fliddetli tart›flmalara neden olan Kosova’n›nnas›l ba¤›ms›z olaca¤›n›, ABD’de temaslarda bulu-nan Kosova Yönetim Baflkan› Fatmir Seydiu gayetaç›kça ortaya koyuyor: ““WWaasshhiinnggttoonn yyöönneettiimmiiyylleekkoonnuuflflmmaaddaann bbaa¤¤››mmss››zzll››¤¤››mm››zz›› iillaann eettmmeeyyeeccee¤¤iizz””!!

Katil parlamentodaMHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Atila Kaya da milletve-kili seçildi. Daha önce dergimizde yer verdi¤imiz Kaya,27 y›l önce, sol görüfllü olmas› nedeniyle müteahit Mit-hat Koçulu'yu öldürüp idamla yarg›lanm›flt›. Koçu-lu'nun annesi Hidayet Koçulu "Bir katil milletvekili ola-maz!" diyerek isyan ediyor. Kaya’n›n di¤er icraatlar›ise, uyuflturucu kaçakç›s› Urfi Çetinkaya ve Ersin Zor-luer ile "Ortak" olduklar› ve Azerbaycan'daki Aliyevkarfl›t› darbe giriflimine kar›flt›¤› fleklinde.

Dolarl› kutlama!Birileri AKP'nin yoksullar› temsil etti¤inipazarlamaya çal›fl›rken, kendisi böyle ol-mad›¤›n› her yolla anlat›yor. Politikalar›bunun kan›tlar›yla dolu. Bu ayr› konu.

‹flte baflka bir kan›t: “Müzik yay›n› eflli-¤inde halaylar›n çekildi¤i AKP GenelMerkezi önünde halay çekenlerin bafl›nadolarlar at›ld›.”

Seçim sonuçlar›n› kim, nas›l kutluyor or-tada! fiimdi havaya saçt›klar› dolarlar nas›lsa kendi ikti-darlar›nda katlanarak büyüyecek.

Bu mu demokrat!Ankara’da Baflbakan Erdo¤an'›n konvoyunun geçifli s›-ras›nda tepki göstererek el kol iflaretleri yapan 11 yafl›n-daki çocuk, Baflbakanl›k korumalar› taraf›ndan gözalt›-na al›nd›. Mahkeme yafl› küçük diye b›rakt›. (Yoksaemin olun tutuklard›!)

Çocu¤a bile tahammülü olmayanlar› demokrat diye yut-turanlar utans›n!

Yolsuzluk ittifak›Mersin’de ihale yolsuzlu¤undan gözalt›na al›nan 60 kifliaras›nda AKP ve MHP’li ‹l Genel Meclisi üyelerinin debulundu¤u aç›kland›. (26 Temmuz, Sabah)

Bu da yiyici tak›mlar›n›n kutsal ittifak›.

Aslanlar avolmaktan kurtulamad›¤› sürece orman›n tarihini avc›lar yazar.

Afrika atasözü

Page 50: S›k›yönetimden bbu yyana, ttek bbir eylemde EMPERYAL‹STLERyuruyus.biz/pdf/pdf/115.pdf · 2007. 7. 28. · Haftal›k Dergi / Say›: 115 29 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv

Da¤lar›m›zdan kekik kokusu, si-lah sesleri geliyor buram buram.Meydanlar›m›zdan sloganlar›n vepanzerlerin sesleri.. Bizse tutunmu-fluz yan›k bir ezgiye. Ve seslerimizyank›lan›r, gülüflüne hasret kald›¤›-m›z yoldafllar›m›z›n kulaklar›nda.

fiimdi bir baflkad›r kondular›m›-z›n sokaklar›... fiimdi bir baflka-d›r da¤lar›n kokusu. Suyun ren-gi, a¤ac›n bak›fl›, tafllar›n du-ruflu... Çiçeklerin sevdas›,rüzgar›n gürleyifli bir bafl-kad›r. Bir baflkad›r Ma-y›s'›n gelifli. May›s ko-kan yapraklar›n dalga-lan›fl›. Buram buramhasretlik tüter flimdida¤lar›m›z patikas›y-la, kuytuluklar›yla.Ve yüre¤ine aflk dü-flenleri ça¤›r›r, ve der ki,k›r›n zincirlerinizi hey esir insanlar,bana gelin, saklar›m ellere vermemsizi... Sevdal› bir yürek gibidir flim-di bak›fllar› da¤lar›m›z›n.

Ve öyleyse biz de vural›m kendi-mizi, k›srak bir at gibi köpük köpükolsun aln›m›zdan boflalan ter. Pati-kalarda kals›n terli izlerimiz. A¤aç-lar›nda yaprak, topra¤›nda çiçekolal›m da¤lar›m›z›n. Filiz verelimkaranfil karanfil. Yükseklerindekartal, vadilerinde köpük köpükakan bir su olal›m; vars›n kayalar›-na çarps›n bafl›m›z›, biz kollar›m›z-dan kanat yap›p havalanal›m gö¤e.Rüzgar›n kanatlar›na binip türkülersöyleyelim; gönlünün sultan› yaps›nbizi da¤lar›m›z. Gecesinde y›ld›z,gündüzünde bulut olal›m, damladamla sevgi ya¤an... Damla damlaözgürlü¤ü olup, ya¤al›m esaret al-

t›ndakilerin üstüne..

Esaret alt›ndakilere ulafl-m›flsa bir damla; yeter. Var-s›n kahpe bir kurflun olsuns›rt›m›zdan bizi kalleflçe öl-dürmek isteyen, vars›n öm-rümüzün bahar›nda kapan›-versin kirpiklerimiz. Bakgör ki, yine flark› söyleyecekCevahirli çocuk bak›fllar›-m›z. Haydi gel kanats›z ol-

sun uçmay› dene, uçmay› bil-mesen de yürümeyi dene, dört

yan›n kuflat›lm›fl olsa da... Gülmeyidene, zulüm alt›nda iflken-cedeysen bile... Yaflamakgüzel bir fleydir. ‹lle deyaflanacak güzel birdünya u¤runa dövüflüyorsan düfl-

man-

lar›nla. Yaflamak yüre¤ine aflkdüfltü¤ünde güzeldir. Yaflamak haki-katen güzeldir o zaman iflte ve kar-deflce yaflamas›n› ö¤rendikçe kar-deflce yaflanmas› için ölmek de gü-zeldir.... Güzeldir her fley yüre¤inedüflen aflk›n u¤runaysa...

Haydi öyleyse rüzgar›n kanatla-r›na binelim. Terk etmesin düflleri-miz bizi, kelebekler gibi olsa daömrümüz uçmay› deneyelim, uçma-s›n› bilmesek de... Her çiçek yurdu-muz olacaksa, çiçeklerin ar›s› ola-l›m. Vars›n arkam›zdan göz yaflla-

r›nda bo¤ulsun bizimle yola ç›k-mayanlar. Vars›n fer-

yat sular›n›n liman-lar›nda demir at-

s›nlar. Biz isekavgam›z ›n

dalgalar›n-da sabah-

l a y a -l ›m,

flatolarda yaflayanlar isim taks›nlarbize; "eflkiya", "terörist" desinler...Özgürlü¤ün aflk›y›z biz. Halk›n sof-ras›nda yerimiz var bizim. O sofra-dan aç kalkmaz, o sofraya oturmas›-n› bilenler. O sofra ki, bereketinibiny›llard›r kardefllik tarlalar›ndangetirmifltir... O sofrada bekliyoruzflimdi, yüre¤ine aflk düflenleri...

YYoollvveerriinn

kk››zz››llaattllaarr››yyllaa

ggüünneeflfleeggiiddeennlleerryyooll vveerriinn

bbeenn ddee ggeelleeyyiimm

YYooll vveerriinn aatteeflfliinn ççooccuukkllaarr››

aatteeflfliinn aaflflkk››nnaa yyüürree¤¤iinnee aaflflkk ddüüflfleennlleerree

Yüre¤ineAflk

Düflenlere

50 DAVET 29 TTemmuz 22007