woniac

11

Upload: mert-unal

Post on 29-Mar-2016

213 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

What is next?

TRANSCRIPT

Page 1: Woniac
Page 2: Woniac

___________________________________________________

___________________________________________________

- Güzellik yarışmasından spor spikerliğine... Arada neler oldu?

BB.E -Güzellik yarışması benim aklımda olmayan bir durumdu. Bir nevi yarışmaya itildim. Ajansım yarışmanın tanınırlılık açısından iyi olacağını düşündü ve böyle bir şey yaptım. Aslında ben hep insanların beni yönlendirmesiyle bir yerlere gelmişim ve gerçekten insanlar beni bir yere getirmek için benden daha fazla istek duymuşlar. Bu çok ilginç bir şey. Dün bana birisi “Hırslı mısın? Buraya kadar geldiğine göre hırslı bir insan olman lazım” dedi. Düşündüğüm zaman, hiç hırslı bir insan değilim gerçekten... Şans bence önemli bir faktör ve ben de çok şanslıyım. Hiç zarar görmeden bu noktaya kadar gelebildim.

-Benim gözlemlerim de der ki, şansın yanı sıra doğru insanlarla doğru yerlerde -Benim gözlemlerim de der ki, şansın yanı sıra doğru insanlarla doğru yerlerde karşılaşmanın da önemli bir yeri var hayatında... Mesela CNN Türk dönemi?

B.E -Evet... CNN Türk’e iş görüşmesi yapmak için gittiğimde İhsan Topaloğlu benimle görüşmek istedi. Ben olumsuz bakarken “Senden çok güzel spor spikeri olur” dedi ve beni bir şekilde hazırlayıp ekrana çıkardı sağ olsun. Ben istifa edip İtalya’da yaşarken de Fuat Akdağ bana telefon açtı. O kadar komiktir ki bu hikaye! Fuat Akdağ’la tanışmaya gittim, odada Mehmet Demirkol, Hıncal Uluç, Fuat Akdağ ve Haşmet Babaoğlu vardı. 1

Woniac’ı kurma fikri doğduğunda aklımıza gelen ilk konulardan biri de spor dünyasından isimlerle röportajlar yapmak oldu. Hatta bu isimler sporun sadece ‘rekabet’ kısmında değil de ‘eğlence’ tarafında da söz sahibi isimler olsun istedik. İşte bu renkli isimler arayışı, bizi Burcu Esmersoy’a kadar getirdi. Doğru adreste olduğumuzu kendisine ulaştığımız ulaştığımız ilk andan röportajın sonuna kadar geçen süre içinde kezlerce anladık. Burcu Esmersoy’un canayakınlığı, sempatikliği, içtenliği inanın güzelliğini gölgede bırakıyor.

İşte neredeyse her konudan konuştuğumuz Burcu Esmersoy’la yaptığımız dost sohbetinden notlar:

___________________________________________________

Page 3: Woniac

______________________________________________________________________________________________________

B.E -...Ben görüşmenin ardından kafamda “Ne oldu yani??” sorusuyla odadan çıktım. Ertesi gün Fuat Akdağ beni arayıp “Ee ne düşünüyorsun?” dedi, “Hepiniz çok tatlı insanlarsınız” dedim, “Yok yok bizimle çalışmak ister misin” dedi. Dedim ki “Bunu niye o zaman söylemediniz, şimdi söylüyorsunuz?.” Komikti. Gerçekten şanslı olduğumu ve bir de benden daha olgun, daha işini bilen insanların bende bir ışık gördüklerini düşünüyorum. Ama daha bu yaşımda aklım başıma geldi diyebilirim.

- CNN Türk dönemindeki Burcu’yla NTV’nin son dönemdeki Burcu arasında çok büyük fark görüyorum açıkçası... Özellikle konuya hakimiyet açısından. Sen de son dönemde kendini fark ettiğini söylüyorsun.

B.E -O söylediğin şey aslında işi bilmek... İşini çok iyi bilen insanları da biliyoruz; ekrana çıktığında donup kalan, cümle kurmaya zorlanan insanları da. Bu ekran denen şey, kameralar, stüdyodaki ışık, inanılmaz bir heyecan. Onu alt edebilmeyi başaran ekranda başarılı oluyor.

___________________________________________________2

Page 4: Woniac

___________________________________________________

___________________________________________________

-Mazur gör ama ben eski Burcu’ya oranla bu yeni Burcu’nun çok daha mütevazı olduğunu görüyorum. Çok daha kalifiye, çok daha bilgili bir insan var ve eskiye oranla daha mütevazı davranabiliyor.

BB.E - O kişilikle alakalı bir şey. Çünkü mütevazı davranmazsam başıma neler geleceğini biliyorum ve tahmin edebiliyorum. Ayakları yere sağlam basmak lazım, havalanmaya, ayakların yerden kesilmesine izin vermemek lazım. Olduğum pozisyonda ayaklarımın yerden kesilmesini haklı çıkarabilecekken, böyle bir şeyi yapamam. O şekilde yetiştirilmedim zaten. İşe devamlılık da önemli benim için, bu yüzden de olabildiğince mütevazı olmanız lazım.

-Bizdeki spor algısında kör gözlü bir fanatizm var; en üst düzeyden en alta kadar. -Bizdeki spor algısında kör gözlü bir fanatizm var; en üst düzeyden en alta kadar. Onun içinde kadın olarak, bir simge olarak yer almak nasıl bir duygu? Zaman zaman çok yıpratıldın, buna nasıl direnebildin?

BB.E - Çok ilginç, nasıl direndiğimi bilmiyorum. Ben o savaşa girip çıktıktan sonra anladım bunun bir savaş olduğunu. Gerçekten “Helal olsun Burcu yapabilmişsin” diyorum ama dışarıdan içe baktığımda da Sine gibi, Tuba gibi, Dilara gibi beğendiğim pek çok spor spikeri var; onların da çıkmış olması çok hoşuma gidiyor. Bir şekilde kendime pay çıkarıyorum. Öncü insanlar her zaman bir şekilde zarar görür, yıpratılır ama şimdi bana baktığınızda çok da yıpranmış, sorun yaşamış bir insan görmüyorsunuzdur. Evet yaralandım ben de ama ben biraz Pollyanna’cılık oynarak iyi tarafına bakıyorum. Şimdi de iyi bir iş yaptığımı düşünüyorum. Evet zarar gördüm ama sonuçta bama sonuçta bayan spor spikerliği diye bir mecra açtık.

-Bir kadın olmandan dolayı erkeklerin hayran olma durumu var. Ama seni kadınlar da seviyor.

B.E - Çoğu kadının seviyor olması benim için çok önemli.

-Normalde tam tersi olması beklenmez mi? Kadınlar seni seviyor, destekliyorken erkeklerin baltalamasının futbolla mı alakası var?

B.E - Futbolla hiç alakası yok bence. Ben çalışabilecek en iyi yerlerde çalıştım, olunabilecek en iyi yerlerde oldum. Pek çok insan, kendilerinin hak ettikleri yerde benim olduğumu düşündükleri için saldırdı. Bu konuda söylediğim tek şey vardı, çok da mantıklı; ben “kadın kontenjanında” çalışıyorum, beni işten çıkarttıklarında seni almayacaklar, benim yerime bir kadını alacaklar.

3

___________________________________________________

Page 5: Woniac

______________________________________________________________________________________________________

___________________________________________________4

B.E - ...Sen erkeklerle uğraşmalısın, yayına çıkan erkeklerde beğenmediklerini söylemen lazım, beni bir kadın olarak değerlendirmen lazım. Kendimle ilgili şöyle bir savunma yapmak istiyorum, ben hiçbir zaman “Futbolu çok iyi biliyorum” diye gezmedim. Normalde sorularımı en basit şekilde sormamın nedeni, aslında benim de öğrenmek istediğim için soruyor olmam...

-Tam da “Burcu bu işi alıp, gidiyor” dediğimiz anda spor spikerliğinden ayrıldın. Neden?

BB.E - Bence yaşla çok ilgisi var. Bir kere çok olgunlaştım ve kendimi fark ettiğim bir döneme girdim. Buradan nereye gideceğim diye düşünmeye başladım. Ben sürekli kendine hedefler koyup yükselmeye çalışan bir kadın değilim. Normalde dönüp baktığın zaman, benim hayalimde NTV’de çalışmak, bir program sahibi olmak vardı. NTV’de en çok izlenen spor programını yaptım, hatta Rıdvan Dilmen’le program yaptım. NTVSpor kuruldu, orada da en güzel yayın saatlerinde en güzel programlara sahip oldum. Buradan bir yere gitmek lazım, daha nereye gidebilirim ki? Bütün gün yayın yapıyor olman lazım, öyle bir egon varsa... Bende de o yok. Bundan daha farklı, kendimi “chakendimi “challenge” edebileceğim bir şeyler istedim açıkçası.

-Ve Yekta Kopan girdi devreye...

B.E - Evet... İlk başlarda çok zorlandım. Benim tüm dünyam spordu. Konuklarımın çoğunu orada tanıdım. Yekta onlarla yaşıyor, yiyor, içiyordu; onun için çok daha kolaydı ama programın sonuna doğru Yekta’nın da yardımı ve desteğiyle çok keyif alır duruma geldim. Yeni insanlar tanımak, tanırken de tanıtmak diye bakmaya başladım. Tanımadığın insanlarla röportaj yapmak bambaşka, ne yaptığını ne olduğunu bildiğin insanlarla röportaj yapmak bence çok çekici değil.

-İyi bir kimya olmuştu. Konuya çok hakim birisiyle hiç alakası olmayan birisinin bir arada olması güzeldi.

BB.E - Bana “Bunu nasıl yapıyorsunuz ?“diye sorular geliyordu. Nerde müzik yaptığını, nerde şarkı sözü yazdığını bildiğiniz birisine daha ne sorusu sorabilirsiniz ki? Ama ben sıfırdan gerçekten ilgile-nerek soruyorum soruyu, o yüzden izleyicinin de bunu fark ettiğini biliyorum. Konuğumun gözlerinin içine bakarak konuşurum, sorularımdan hoşlanmadığını anlamaya çalışırım. Kimseyi zorda bırakmak gibi, bir şey yapayım da ertesi gün gazetelere çıksın gibi bir amacım yok. Misafir-perver bir TV sunucusuyum ve bu şekilde yayın yaptığım için insanların hoşuna gidiyor bence.

Page 6: Woniac

___________________________________________________

___________________________________________________

-Konuk için de büyük bir avantaj bence. Benim yaptığım işe hakim olan ve hiç alakası olmayan iki insan. Farklı sorular gelecektir.

B.E - Bizim konuklarımız, yıllardır bu işi yapan Ercan Taner’le mutlaka bir hukukları olan insanlar. Paylaştıkları anıları, hikayeleri olan insanlar. Ercan Taner’le ve benimle aynı anda tanışan konuklarımız olduğunda eşit oluyoruz tabi... Televizyonda gerçekten partner olamayan, rol çalan insanlar var. Bir programda ben hiç soru sormasam da, bir sonraki programda benim tanıdığım biri geldiğinde Ercan Taner de bana yol açacaktır.

-Türkiye’de kadın spor spikerlerinin öncüsü sen oldun. Peki bu iş daha nereye -Türkiye’de kadın spor spikerlerinin öncüsü sen oldun. Peki bu iş daha nereye götürülebilir?

B.E - Daha ilerler, çok ilerler. Bence sadece Türkiye’de değil bu, kadına meta olarak yaklaşılıyor. Kadının bazı işleri yapamayacağı sanki “unwritten rules” gibi belirtilmiş. Ama artık her alanda kadınlar görüyoruz. Mutlaka o da yapılacak ama; mesela Sebahat Hanım yaptığında onu bile yerdiler, bu kadın 15 senedir maç anlatıyor radyo programında. Mevcut anlatan çok mu iyi anlatıyor? Neler duyuyoruz maç anlatılırken. Bir kadın anlatırken bunu duymazsın.

-Kamera arkasında bir şeyler yapma hayalin hala var mı?-Kamera arkasında bir şeyler yapma hayalin hala var mı?

B.E - Var ama yaşlandığım zaman. Sanat yönetmeliği yapmak istiyorum ama okulunu okuyarak.

-Çok rahat bir insansın. Mesela bir röportajında eşofmanla fotoğraf verdiğini gördüm. Bu yönün beğeniliyor da eleştiriliyor da...

BB.E - Herkesin seni sevmesi diye bir şey yokmuş, bunu da yeni anladım. Herkesin seni sevme-sini istediğinde bu durumlar çok rahatsız edici olabilir. Benim için önemli olan sizlerdiniz. Bambaşka zevklere sahip insanların beni sevmemesini artık umursamıyorum. Eskiden üzül-ürdüm. Makyajsız yakalandığımda haber yapıyorlar mesela ama ben programa da makyajsız çıkıyorum.

-Peki bu birikimle mi oluyor, bir kırılma noktası var mı?

B.E - Yok birikimle oluyor, kırılma noktası yok. Kırılsa bence düşersin, çok ağır bir darbe çünkü. Zor kaldırılabilecek şeyler. Zamanla derin kalınlaşıyor.

5

___________________________________________________

Page 7: Woniac

______________________________________________________________________________________________________

___________________________________________________6

-Sen ne yaparsan yap eleştirecek bir kitle varken, her yaptığını beğenen bir kitle de var. Onlara nasıl bakıyorsun?

BB.E - Aynı kefeye koymuyorum da onları daha çok konuşulabilir buluyorum. Sosyal medyada bir araya gelebiliyorsun o kadar insanla, öyle olduğunda yok ya orada da sıradan bir şey yapmışım diyorum. Gerçekten ağır eleştirilerle gelen insanlar da var. Twitter üzerinden hakaret ve küfür eden insanlar var. Yaptığı işi beğenmiyorsan, follow etme. “Burcu Esmersoy’dan nefret ediyorum” demek için benim onlara bir şey yapmış olmam lazım. İnsanlar duygularını nasıl ifade ede-ceklerini, nasıl yazacaklarını bilmiyorlar pek... O yüzden de o insanları çok fazla ciddiye almamak lazım veya olgunluğa bırakmak lazım.

-Şimdiye kadar pek çok spor insanıyla tanışma ve program yapma şansın oldu. Aralarında seni en çok etkileyeni kimdi?

B.E - Kesinlikle Michael Schumacher. Şımarmaya en fazla hakkı olan insanken, şu ana kadar tanıdığım en mütevazi insan.

-Spor dünyasına spiker olarak girmesen, spor figürü ya da sporcu olsan hangi spor figürü olurdun, kimden ilham alırdın?

BB.E - Çağla Kubat’ı sörfte, İpek Şenoğlu’nu teniste beğeniyorum. Ben genelde kendimi zorlamayı seviyorum herhalde... İpek ve Çağla’nın da Türkiye’de önyargıları yıktığını düşünüyorum. İpek çok çaba sarf ediyor. Kız çocuklarını tenise yollayan ailelerin böyle bir fikre sahip olmasının nedeni İpek Şenoğlu’dur, çünkü çok çalışıyor. Bir şekilde tenisi yaymak, tanıtmak, yeni yıldızlar doğmasını sağlamak için çok çaba sarf ediyor; Çağla da sörf için öyle. İkisinin yerinde olmak isterdim.

-Vejeteryanmışsın galiba?

BB.E - Evet ama bir belgeseli seyrettikten sonra oldu, Earthlings. Earthlings’i seyrettikten sonra et yemeye devam eden insan varsa da ben ona ‘helal olsun’ demek istiyorum. Çantamın ne derisin-den yapılmış olduğuna bile baktım.

-En sevdiğin yemek?

B.E - Vejeteryanım ama beni kimse balıktan vazgeçiremez. Belgeselin balık kısmını izlemedim mesela, denizden babam çıksa yerim; o yüzden deniz mahsülleri diyeyim.

Page 8: Woniac

___________________________________________________

______________________________________________________________________________________________________

___________________________________________________

-Yemek yapmıyorsun ama kendi uydurduğun yemek var mı?

B.E - Evde açlıktan ölüyorsam yapıyorum yemek ama tercih etmiyorum genelde. Yemek yapan çok insan var, ona ulaşımın rahatlığı var. Ulaşamayınca kendi attığım yemek, bir un helvası var.

-Çok seyahat ediyorsun. Mutfak olarak hangisi favorin?

B.E - Uzakdoğu, Tayland.

-Mourinho?B.E - Makarna. Hatta Peperoncino diye bir spagetti var çok basit ama yapıldı mı da iyi yapılması lazım. Zeytinyağı, sarımsak ve peperino; kırmızı biberle. -Yılmaz Vural?BB.E - Külbastı, kebap gibi bir şey. Külbastıyı güzel yapar.-Usain Bolt?B.E - Salata gibi.-Fuat Akdağ?B.E - Barbunya pilaki.

Pele – MaradonaB.E -Maradona. Açıklamayayım da polemik oluşmasın.-Messi – Ronaldo?B.E – Messi tabi ki.-Kobe – Lebron?BB.E -Kobe.-Arjantin – Brezilya?B.E- Çok zor bir soru, çok zor.-İtalya-İspanya diyelim o zaman?B.E – O zaman İspanya.-Arjantin – Brezilya?B.E – Arjantin.-Nadal – Federer?-Nadal – Federer?B.E- Nadal. Sporcunun zeki, çevik, ahlaklısını severim dediğinde Federer tabi ki ama Nadal’da şeytan tüyü var.- Alex Ferguson – Arsene Wenger?B.E -Alex Ferguson.

-Sayacaklarımız eğer aşçı olsalardı hangi yemekleri en ustaca yapa-bilirlerdi?

-Tercih yapman gerekse hangisini seçersin?

-Ahmet Çakar?B.E - Tost.-Tiger Woods?B.E - Meatballs.-Schumacher?BE - Her şeyi çok güzel yapar bence.

7

___________________________________________________

Page 9: Woniac

______________________________________________________________________________________________________

___________________________________________________8

-PES – Fifa?

B.E - Fifa. Futbolu çok iyi bilenler PES’i tercih ediyor, ben o yüzden Fifa’yı tercih ediyorum.

Grafikleri de daha çekici. NFS oynuyordum eskiden. Wii’de de erkek arkadaşımın 12 yaşında oğlu

var, boks oynuyoruz ama o beni hep fena dövüyor.

-Ajda – Sezen ?

BB.E - Sezen. Çünkü benim platonik aşklarımı yaşadığım döneme, yaşa denk geliyor. Hayatım

boyunca sevdiğim, sözlerini ezbere bildiğim tek şarkıdır Ünzile.

-John Lennon – Paul McCartney?

B.E - John Lennon ama Stella McCartney; bayılıyorum Stella’ya.

-Son dönemde yeni keşfettiğiniz ve dinlemeyi bir türlü bırakamadığınız bir şarkı,

albüm, şarkıcı?

BB.E - Ben Yüksek Sadakat’ten hiç vazgeçmiyorum nasıl oluyorsa. Kings of Leon diyeyim o zaman

ben.

-Beğendiğin spikerler?

B.E - Sine(Büyüka), Tuba (Dural), Simge Fıstıkoğlu; erkeklerde Ercan Taner, Güntekin Onay,

Murat Kosova, Emre Gönlüşen, Osman Sakallıoğlu.

-Spor temalı en sevdiğin film hangisi?

BB.E - Football Factory, Green Street Holigans, The Damned United. En kötüsü de Gol’dür

herhalde.

-Canlı maç sunmak ister miydin?

B.E - Yok hayır, ben heyecanlanırım.

-Tuttuğun takımın fanatiği misin?

BB.E - Hayır, hiç. Ben fanatizmin çok zararlı bir şey olduğunu düşünüyorum, sana zarar veriyor.

Oradaki futbolcular para için oradalar, 90 dakika koşuyorlar, koşmuyorlar ne yapıyorlarsa

yapıyorlar, haklarında kötü bir şey söylendiğinde üzülüyorlar ama ertesi gün hayatlarına devam

ediyorlar. Ama sen devam edemiyorsun, mantıksız. Onlar da senin kadar üzülüyor olsa evet

varım.

-Fanatizmle holiganlığı ayırmak gerekiyor mu sence yoksa fanatizm holiganlığa

giden bir yol mu?

BE- BE- Aynen öyle. Fanatizm bence olumlu bir tabir değil. Ben GS taraftarıyım ama hatalar

gördüğüm zaman fark edip konuşup söyleyebiliyorum.

Page 10: Woniac

___________________________________________________

___________________________________________________

-Tarzına müdahale etmek istediğin var mı?

B.E - Hepsine. Yani bir de o kadar güzel bir vücudun var, ne giysen yakışması lazım ama...

-Oyunculuk, ufak da olsa, yaptın ama bundan sonra öyle bir plan var mı?

BB.E - Denemek istiyorum yani böyle bir imkan varsa niye denemeyeyim ki. Bir sürü de insan var yapan ama şöyle bir şey var, ben bu camiada 13 yıldır varım –ekranda, TV’de- ve 13 yıldır da bana bu teklifler hep gelir. Son zamanlarda kabul ediyorum. Bunu da bunca yıl bekleyip kabul ettiğime göre süzgeçten geçirip kabul ettiğimi bilsinler. 2010’da meşhur olmuş bir insan değil Burcu Esmersoy. Zamanı geldiğini düşündüğüm için bunu yapmak istiyorum. Bir de gerçekten nasıl olacağını çok merak ediyorum, şöyle bir lüksüm var benim, bana böyle bir şans verildiyse gelecekte gülerek hatırlayabileceğiniz bir şey. Ben kendimi sinema perdesinde gördüm, büyük bir bir ayrıcalık. Çok güzel gözüküyordum bence.

-Hayatına yön verip etkileyen filmler var mı aklına gelen?

B.E - Son zamanda aklıma gelen No Where Boy. Onun dışında pek seçici değilim. Hayatımda bir kere sinemadan çıktım o da Monica Belluci’nin bir filmiydi, Fransız filmiydi.

-Türkiye’den yönetmen ya da film var mı?

B.E - Eşkıya’dır herhalde. O zamana göre yapılmış en iyi filmlerden bir tanesi. Son dönem filmleri de çok beğeniyorum, 72.Koğuş’u çok beğendim mesela.

-Sosyal medyayla çok ilgilisin. Twitter’a ilk giren ünlülerden birisin.

BB.E - Yaz programı yaptığımız zamanlardı. 4 hesap değiştirmek zorunda kaldım. Followerlar arttıkça dengeler bozuluyor çünkü. CanlıGasteSpor hesabını açtım, gençlerle birleşmesi gereki-yordu, manşetleri yazarak başladım ama insan fikirlerini de yazmaya başlıyor; kendini kontrol edemiyorsun. Bir olay yaşandı, NTV’ye ait bir hesaptan kendi yorumumu yazdım; ben bir hata yaptığımı düşünüyorum, kendi yorumumu yazdım ve orada çok yanlış bir hareket yaptığımı düşündüğüm için Besmersoy’u açtım. Bu arada da bu gerçek hesap olmasına rağmen sahte hesapların daha fazla takipçisi vardı, onları kapattırdım ama.

9

___________________________________________________

Page 11: Woniac

______________________________________________________________________________________________________

___________________________________________________10

-Blogları da takip ettiğini görüyoruz, blogun da vardı kapatmıştın sanırım.

B.E - Kapatmadım o kapattırıldıkları zaman ortadan kayboldular ama sonuçta bir şekilde,

başbakanımızın da söylediği gibi ulaşmak isteyen ulaşıyor. Benim ilginç bulduğum futbolcu

fotoğraflarını bulup yorumlamak adına bir şeyler yapıyordum. En severek en gülerek yaptığım

şeylerden biri Colin Kazım’dı. Hiç Türk futbolcu yazmıyordum alınabilir diye. Colin Kazım’ın ilk

yazacağım kişi olacağı belliydi, 2 kızla öpüşen fotoğrafıyla bloga ilk giren Türk kendisi oldu.

-Sence sosyal medya, özellikle bloglar, geleneksel medyaya, geleneksel spor -Sence sosyal medya, özellikle bloglar, geleneksel medyaya, geleneksel spor

medyasına darbe vurdu mu, ya da ne kattı?

B.E - Çok şey kattı, silkindiler, kapattırıldılar. Demek ki çok rahatsız olabiliyorlar. Koltuğa yapışma

durumu yüzünden kendilerini geliştirmiyorlar, yeni yetişen bloggerlar o kadar bilgililer ki onlar için

büyük bir tehlike arz ediyor. Onların ezberini bozuyor.

-NTV bunu yapıyor, diğerleri mesela niye bu bloglara “Bunlar da izleniyor” demek

yerine onları da kendilerine katmaya çalışıyorlar?

BB.E - Geçmişte ezerek sindirme modelini görmüşler, öyle devam edeceğini düşünüyorlar ama

artık öyle devam etmiyor, o kadar kolay ezilmiyor.

-Sana çok teşekkür ediyoruz. “Çok keyifli bir sohbet oldu” derler ya böyle röportaj

sonlarında, bizim için hakikaten de öyle oldu.

B.E - Ben teşekkür ederim. Asıl ben çok mutlu oldum ve keyif aldım. Şimdiye kadar, en keyif

alarak yaptığım röportaj diyebilirim hatta. Takipteyim artık sizi.