yunus paygamber ve sonrasi denÝzlerÝn en dÝbÝndekÝ …ınları.com/arsiv/1607dergi.pdf · her...

52
TEMMUZ 2016 Sayý: 571 Fiyat: 8 TL YUNUS PAYGAMBER VE SONRASI DENÝZLERÝN EN DÝBÝNDEKÝ YAÞAM VÜCUT ELEKTRÝKLERÝ BÝRLEÞÝNCE

Upload: others

Post on 22-Oct-2019

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

TEMMUZ 2016 Sayý: 571 Fiyat: 8 TL

YUNUS PAYGAMBER VE SONRASIDENÝZLERÝN EN DÝBÝNDEKÝ YAÞAMVÜCUT ELEKTRÝKLERÝ BÝRLEÞÝNCE

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Cilt: 48 Sayý: 571 Temmuz 2016

Vücut ElektrikleriBirleþince ............................................. 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Yunus Peygamber ve Sonrasý ........................................... 6Ahmet Kayserilioðlu

Her Zaman Doðruyu DerEbu Zer ............................................. 14Güngör Özyiðit

Hacý Bektaþ-ý Veli ............................ 21Nihal Gürsoy

Cem Þen ile Röportaj ........................ 26Derki’den

Yediklerimizle Bedenimize Ne Giriyor? ....................................... 33Atilla Alpöge, Ekogazete

Denizlerin En Dibindeki Yaþam ......... 36Rebecca Morelle, BBC

Oðlum ve Öte Hayat ......................... 39Nelda Ýnan

Bu Daha Önce de Olmuþtu ............... 43(Canlý Kryon Celsesi)

Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com, www.dostluk.org

adreslerinden ziyaret edebilirsiniz

ÝÇÝNDEKÝLER

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü:Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

0535 4554223 - 0549 7220248

Yönetim Yeri:Hayri Eðmezoðlu Sk. Ýkizler Ap.

No: 8 D: 32 Erenköy/Ýst.

Baský:Hedef Dijital Baský

Taksim Cad. No: 19/ATaksim/Ýstanbul

Fiyatý: 8 TLYýllýk Abone: 90 TLYurt Dýþý: 110 TL

Kapak Resmi: Mark Arian

1

Sevgili DostlarTemiz ve saf olaný, gerçek ve güzel olaný hemen farkeder, ona

doðru eðilirdi. Araþtýrmadan, incelemeden hiçbir þeyi kabuletmeyen zihni, doðru ve saygýn olaný hemen algýlardý. Bunu dilegetiren kiþiye bütün bedeni ve yüzüyle döner, tüm açýklýðýyla göz-lerinin içine bakardý. O zaman gönlündeki incisi görünür, ruhunda-ki hazinesi ýþýldardý. Baharýn en güzel kokusunu çekmiþ, en güzelgülü seyredercesine dinlerdi onu. Onun önüne sunulan inciler tamdeðerini ve sahibini bulurdu.

Yaþar Nuri Öztürk, gerçeði gördüðünü düþündüðü an, onu doludolu yaþamak ve ona hak ettiði önemi, deðeri vermek isteyenlerden-di. Bu nedenle kalýplarý sevmez ve ona göre yaþamaz, kendiçizgisinden ayrýlmadan hayatýn çeþitli cephelerine yönelmekten geridurmazdý. Yanýlmaz mýydý? Hepimiz insanýz öyle deðil mi? Ama bil-gisi, onu hazmediþi, hayatýnda uygulayýþý, akla en güzel girecek þe-kilde veriþi, onun çeliþkisi olmayan, inancýndaki temeli saðlam birbütünlüðü gösterirdi. O nedenle çok sevilirdi, o nedenle hizmet içingeldiði milleti onun söylediklerini çok iyi algýladý, onu her haliylekabul etti, sevdi ve takdir etti. Onun aralarýnda bulunduðu insan-larý, milletini, halkýný bilgiyi verme, doðru olaný belirtme aþkýylanasýl sevdiðini hissetti. Hastalýðý sýrasýnda yaþadýðý önemli nokta-larý belirtmesi, dile getiriþi bile örneðiydi bunun.

Bir gün çok az kiþinin oluþturduðu bir aile buluþmasýnda, hemkendisine açýkça kötü dil ve sözle aðýr bir þekilde hücum edenlerihem de okumadan araþtýrmadan aklýna ilk gelen soruyu sormayýâdet edenleri belirttikten sonra þöyle demiþti: “Þöyle bir yelkenliolsa, hafif rüzgârda yelkenini doldurarak beni engin denize usulusul görütüp gitse...” Dostlarýn arasýnda, hayýrlýlarýn arasýndaolmanýzý dileriz. Sizi rahat ettirsinler, küçülmeyi çok iyi bilen yücegönlünüzü dinlendirsinler.

Çok kiþiye hayrýnýz oldu. Allah razý olsun.

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin SevgilerimizleSEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝ DÜNYASI2

Vücut ElektrikleriBirleþince

Dr. Refet Kayserilioðlu

Vücut elektriði nedir?Nasýl oluþur? Nerelerden beslenir?Vücut elektrikleri birleþirse ne sonuçlarçýkar? Bu yazýda bu konularýn bilimsel bir araþtýrmasýný okuyacaksýnýz.

3SEVGÝ DÜNYASI

BENÝ HAVAYAKALDIRDILAR

Bundan yýllar önce,Milliyet gazetesinde birarkadaþý ziyarete gitmiþtim.Oradaki yazar arkadaþlar,bana bir soru sordular, amaönce, olayýn uygulamasýnýbenim üzerimde yaptýlar.Sandalyede oturan birkiþiyi, ne kadar aðýr olursaolsun, dört kiþi parmaklarýy-la havaya kaldýrýyorlardý.Bu nasýl oluyordu? Þöyleyapýyorlardý: Sandalyedeoturan kiþinin iki kiþi solyanýna, iki kiþi de sað yaný-na geçiyordu. Önce, birkarþýlaþtýrma denemesiyapýlýyordu. Her kiþi kendiellerini kenet yapýp, sadeceiþaret parmaklarýný birbirineiçten yapýþtýrýp, öne doðrudik tutuyorlardý. Yapýþmýþbu iþaret parmaklarýný ikikiþi oturan þahsýn dizlerininaltýna, iki kiþi de koltuk alt-larýna sokup, onu kaldýr-maya çalýþýyorlar. Bütüngüçleriyle uðraþtýklarýhalde, kaldýramýyorlar,sadece dizlerini oynatabili-yorlar. Bu bir test yani"karþýlaþtýrma sýnamasý"oluyor. Sonra esas dene-meye geçiliyor. Sol dizininyanýndaki þahýs bir numara,sol omzunun yanýndaki ikinumara, sað omuz yanýnda-

ki üç numara, sað diz yanýn-daki dört numara oluyor.Önce bir numara, sol elinioturan þahsýn baþý üstündetutuyor. Sonra sýrayla dördekadar sol ellerini, dahasonra da, yine birden dördekadar sýrayla sað ellerini üstüste tutuyorlar. Bu esnada,hiç kimsenin ne eli, nevücudu, oturan þahsa ve bir-birine dokunmuyor. Sankidokunarak, akým geçmesinisteniyor. Eller 5 - 10 saniyeöyle tutulduktan sonra, budefa ters sýrayla, dörttenbire doðru, önce sað eller,sonra sol eller süratle çek-iliyor. Eller tamamen çeki-lince, süratle ve ayný anda,baþta yapýldýðý gibi, ellerkenetlenip yapýþmýþ, iþaretparmaklarý dizlerin vekoltuk altlarýnýn altýnasokulup, oturan þahýskaldýrýlýyor. O zaman, þah-sýn kuþ gibi kanatlandýðý,adeta kilosunun hafiflediðigörülüyor. Bu þekilde, 100-110 kiloluk þahýslarý, çocuk-lar bile kaldýrabiliyorlar. Buþekilde kaldýrýrlarken,vücudumun hafiflediðinihissettim. Kolaylýklakalkýverdiðimi görünce, çokþaþýrdým. Denemeden sonra,yarým saat kadar, diz alt-larýnda bir kaþýnma ve birkarýncalanma hissettim. Buþekilde, yalnýz þahýslar

deðil, masalar, diðereþyalar bile kaldýrýlabiliyor.Hattâ bir seferinde, ikiarkadaþým, çamura saplan-mýþ bir arabayý, bu metotlaçýkarýyorlar.

Bu olay nedir? Ne oluyorburada? "Saçma, olmaz öyleþey" deyip geçmeyin, den-emesi kolay, deneyin,görürsünüz doðruluðunu.Ama her olayýn bir açýkla-masý olduðu gibi, bunun dabilimsel bir açýklamasýolmalýdýr. Burada olan þeynedir? Eller baþýn üstünde,üst üste tutulunca ne oluy-or? Acaba, kaldýran kiþilerinvücutlarýndan yayýlan elek-trik (Biyoelektrik) veyadoðru adýyla manyetik güç-ler, birbirine mi ekleniyorBunlar eklenince, oturankiþinin aðýrlýðýný azaltan biretki mi yapýyor? Yoksa ogüçler, yer çekimi kuvvet-lerini mi yeniyor? Çünkühafiflemek, bu iki þekildeolabilir. Bu açýklama doðruise, insanlar bir gün, dilek,düþünce ve gönül birliðineulaþýnca, çok büyük iþlerolabilecek demektir. Ýstedik-leri bir büyük cismi, kolay-ca kaldýrýverecekler. Acabapiramitlerin yapýmýnda, okoskoca yekpare taþlarýnkaldýrýlmasýnda, böyle birgüçten yararlanýlmýþ mýdýr?

Acaba uçan daireler, böyledüþünce ile yönetilen,büyük manyetik güçle mihareket etmektedirler? Bircelsede "Elden eleverdiðiniz neler var?Farkýna varmadansalýverdiðiniz, ne güçlergizli sizde" denmiþti birbaþka yerde. Birlik olmanýn,en iyi dilek ve düþüncelerle,gönüller sevgi dolu ve bir-birine tutkun olarak, birliktehareket etmenin, ne büyükgüçleri meydana çýkara-caðýný tahmin etmek güçolmuyor. Yüce YöneticiÂlemin ve en baþtaSevgisinden HepimiziYaratan'ýn, bize hep birolmayý tavsiye etmeleri,sebepsiz deðildir.

ELEKTRO - REGÜLASYON

Bedende, her çalýþanorgan, ayrý ayrý elektriklerüretir. Kalbin ürettiði elek-trik baþka, ciðerlerin,beynin, kaslarýn ürettiðielektrik farklý güçtedir.Bunlarýn hepsine topluca,vücut elektriði veya "biyo-elektrik" diyebiliriz.Nitekim kalbin elektriðiölçülüp incelenerek, kalbinçeþitli hastalýk ve bozukluk-larý teþhis edilebiliyor.Kalbin çalýþmasýný ve

çalýþýrken yayýnladýðý elek-trikleri kaydetme iþleminede, Elektro Kardiyogram(EKG), beynin elektrikdaðýlýmýný kaydetmeye,Elektro-Ensefalogram(EEG) deniyor. Kaslarýnelektriði de ölçülüyor aynýyöntemle. Organlarýn yayýn-ladýðý elektrikler,büyültülerek, âletlerlegrafikler halinde çiziliyor.

Her organ elektrik yayýn-ladýðýna göre, her organýnelektriði arasýnda bir giri-þim, bir karýþma olacakdemektir. Belki birbirineeklenen akýmlarýn yanýnda,birbirini yok eden veyaazaltan akýmlar da olacak.Bunlarýn hepsinin birbileþkesi de olacak ki, o da,vücudun dýþa yayýnladýðýelektrik olacak. Ýþte ona,dýþa yayýnlanan "manyetikgüç" diyeceðiz. Beden nekadar saðlýklý olursa, organ-larýn çalýþmasý ne kadardüzgün olursa, onlardanüretilen elektrikler, o derecegür, öyle fazla olacakdemektir. Bu düþünceyegöre, çocuklardan çýkanmanyetik gücün, yaþlýlardandaha fazla, saðlýklý insanlar-dan çýkan manyetik gücün,hastalardan çýkandan fazlaolacaðý açýktýr. Elektrikdokunmakla geçtiðine göre,

ellerin ve vücutlarýntemasýnda elektrik akýmlarý,birinden diðerine akacakdemektir. O zaman saðlýklýkiþilerin, hastalarýn, hastaorganlarýnýn üzerine, ellerinikoymalarý, onlara iyileþtiricietkilerini geçmelerinisaðlayacaktýr. Her insanýnelektrik gücü de farklý ola-bilir. Her ikisi de saðlýklý,her ikisi de ayný yaþta veayný cinste olsalar da,bünyelerinin farklýoluþlarýndan doðan, farklýmanyetik güçleri olacakdemektir. Kadýnýn elektriðiile, erkeðin elektriði arasýn-da da kalite (nitelik) vemiktar (nicelik) bakýmýndanfarklar olacak demektir.Cinsel birleþmelerde, birbedenden diðerine olanelektrik akýmlarý çok büyükboyutlara ulaþacaklardýr. Oabes iþ yapmaz. O'nun kur-duðu düzende, bildiðimiz vebilmediðimiz nice hayýrlarvardýr. En basit, en küçükdediðimiz iþte bile ne yüce-likler, ne bilgiler ve negüçler var...

Bedenden yayýnlananmanyetik güçlerin, düþün-celerle, tahayyüllerle veduygularla da ilgili olmasýgerekir. Bir korku, birpanik, bir heyecan anýndaani bir elektrik boþalmasý

SEVGÝ DÜNYASI4

çok mümkündür. Öyle birboþalmadan sonra duyulanbitkinlik sebepsiz deðildir.

Öyleyse, vücuttaki bumanyetik veya elektrikselgüçlerin iþleyiþini inceleye-cek bir psiko-fizyoloji veyapsiko-fizik diyebileceðimbir bilim dalý kurulmalýdýr.Belki sonra bir psiko-kimyailmi de çýkacaktýr ortaya.Çünkü vücut elektriklerininde kurallarý, prensipleri vebir düzeni olacaktýr.

Hiç þüphe etmiyorum ki,vücutta olan her eriyiðin,her maddenin bir düzen-lemesi ve bir ayarlamasýolduðu gibi, vücut elek-triðinin de bir düzenlemeayarlama mekanizmasý ola-caktýr. Ben buna, "Elektro-regülasyon" diyorum.Nitekim vücutta, kanýn için-deki çeþitli maddelerin, biralt, bir üst sýnýrlarý vardýr.Onlarý o sýnýrlar içindetutan, bir düzenleme(regülasyon) mekanizmasývardýr. Kanýn asitlik derece-si (Ph'sý) belli bir sýnýriçindedir. Vücut harareti 36-36.5 derece arasýndadýr.Bunu düzenleyen birmekanizma vardýr. (Termo-regülasyon) Kandaki þeker,albümin, yað, kolesterol, vs.her þeyin bir regülasyonu,

onlarý normal sýnýrlar içindetutan bir düzenlememekanizmasý vardýr.

Bir organýn aþýrý ürettiðielektrik baþýboþ kalýrsa,komþu organlara zararlý ola-bilir. Bunu ayarlayan birmekanizmanýn vücutta mut-laka bulunmasý þarttýr.Beyinde, hangi bölgedebunu düzenleyen merkezbulunuyor, bilmiyorum.Ama o merkezin fizyolojiuzmanlarýnca mutlaka tespitedilmelidir

Acaba, hücrelerin kanse-rize olmaya baþlamalarý,onlarýn ürettikleri aþýrý elek-trik yüzünden mi, yoksa,elektro-regülasyon sistemi-nin iyi iþlememesi yüzün-den mi oluyor? Çünküdüþüncelerin, niyetlerin,korkunun, sevginin,nefretin, paniðin, sevincin,manyetik güçlerin yayýl-masýný, olumlu veya olum-suz olarak etkilediðinigözlemekteyim.

Bu yepyeni bilim dalý,araþtýrma hevesine heyecanýolan bilim adamlarýný vedüþünürleri bekliyor.Vücuttaki elektro-manyetikgüçlerin iyi bilinmesi,düzgün ve kurallara uygunbir biçimde kullanýlmasýnýn

öðretilmesi, çok bilmeceyiçözecek büyüklüktedir.

EVRENDEN GELEN ELEKTRÝK

Güneþten ve sayýsýz yýl-dýzlardan dünyamýza ve buarada bedenlerimize deðiþiktipte elektromanyetiktitreþimler gelmektedir.Güneþ lekelerinin artmasý,ondan gelen elektriðinçoðalmasýna yol açmaktadýr.Bu yüzden radyo dalgalarýbozulmakta, parazitler art-makta, insanlarda hastalýkoranlarý çoðalmaktadýr.Güneþten ve evrenin heryanýndan dünyamýza gelentesirlerin dünya yaþamýnazararlý olmasýný önleyen"Van Allen" isimli bilgininadýyla anýlan koruyucukuþaklar vardýr, üst atmosfertabakalarý içinde.

Þu bilginin ýþýðýnda,rahatlýkla þöyle düþünebili-riz: Demek ki vücudu-muzun elektriði, yalnýzkendi imal ettiði deðil,öncelikle Güneþ'ten vesonra bütün evrenden gelenelektrikle beslenmektedir.Bu da çok önemli ve yenikapýlar açacak bir bilgidir.Kâinatla bir olduðumuzugörmemiz bile ne önem-lidir!...

5SEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝ DÜNYASI6

Gülyüzlülerden Ýbretler: 32

Yunus Peygamber ve SonrasýAhmet Kayserilioðlu, Psikolog

ÝBRETLERLE DOLU BÝR YAÞAM

Yunus peygamberin hayatý, diðerpeygamberlerde rastlamadýðýmýz çokdeðiþik ibretlerle doludur.

Bunlardan önemli olaný, Tanrý'nýnazap hükmü ve zamaný resûl Yunus'un

aðzýndan tüm topluma bildirilmiþolmasýna raðmen, bunun gerçekleþ-memesidir. Gerçi bu olayýn bir benzeri-ni söylenti halinde duymamýþ deðiliz.Ýlk peygamberlerden biri olan Hz. Nuh'ada tufan zamanýnýn birkaç defa haberverildiði ancak en sonunda gerçekleþtiðisöylenilip duruluyor. Hiçbir güvenilir

7SEVGÝ DÜNYASI

kaynakta doðrulamasýna rastla-madýðýmýz bu söylenti gerçek bile olsa,Hz. Nuh'un ve inananlarýn davranýþý tamRabbin istediði gibi olmuþtu. Onlarbunu bir sabýr sýnavý olarak görmüþler,inançlarýný yitirmeyip en sonunda kurtu-luþa ermiþlerdi. Ancak Yunus peygam-berin davranýþý bunun tam tersi olmuþtu.Zaten ezici bir çoðunluk onu yalanlayýpalay etmiþ, delilikle suçlamýþkenTanrý'nýn azap vaadinin gerçekleþmeme-si ve çevresinin haklý çýkmanýn gurur veüstünlüðüyle onu kahkahalarla kýna-masý, bardaðý taþýran damla olmuþtu.Alaylara, aþaðýlamalara dayanamayanpeygamber, Tanrý'nýn isteði ve emrinindýþýna çýkmýþ, izin almadan büyük biröfke ve üzüntü ile görevden kaçmýþ,kendini bir limanda yolcularla dolu birgemiye atmýþtý.

Birazdan daha geniþ anlatacaðým gibifýrtýnalar içinde batmak üzere olangemiyi kurtarmak için denize atmalarýgereken uðursuz kiþi, çekilen kuradaYunus'a isabet ettiðinden onu fýrlatýpdenize atmýþlardý. Korkunç dalgalariçinde boðulup gidecek olan Yunus'u,Rabbinin gönderdiði bir balýkaracýlýðýyla kurtarmasý bir baþka ibretlikolaydý.

Yunus'un büyük nedametini, benzerinibir daha tekrarlamayacaðý sözlerini vegeçmiþ emeklerini göz önünde tutanRabbi baðýþlama kapýsýný ardýna kadaraçýk tutmuþtu. Bu da tüm suçlar vesuçlular için tarih boyunca çok büyükbir ibret, teselli ve ümit kapýsý olmuþtu.

BÝR ÝSRAÝLLÝ BAÞKA BÝR MÝLLETE PEYGAMBER OLUYOR

Hz. Yunus'un peygamberliðinden alý-nacak en büyük ibret, Ýsrailoðullarýndanbirinin Ýlk defa olarak kendilerine deðil,bir baþka kavme gönderilmesi idi.Kuzeydeki Ýsrail Devleti'nin bir bireyidevrin en güçlü devleti putperestAsurlular'ýn Ninova þehrinde peygam-berlikle görevlendirilmiþti. Görevi,onlarý tek Allah'a inandýrmak ve O'nundeðiþmeyen ahlâk ilkelerine göre yaþa-malarýný saðlamaktý. Aslýnda o dönemdeÝsrail Devleti de Asurlular'a özenip put-perest bir yaþama sürüklenmiþti. Ýlya(Ýlyas), Eliþa (Elyesa) peygamberlerancak geçici baþarýlar saðlamýþlardý.Görüldüðü gibi Ýsrail peygambere muh-taç iken, Rabbin, çaðýn büyük devletiAsur'da Yunus'u görevlendirmesi çokama çok önemliydi. Çünkü hiçbirulusun, hiçbir kiþinin Rabbin gözündesonsuza kadar sürecek ayrýcalýklý birdurumu asla olamazdý. O âlemlerinRabbi iken böyle bir ayrýcalýk sözkonusu olur muydu? Sadece görev için,hizmet için geçici kayýrmalar yapýlýrhedef olarak tüm insanlýðýn yararýgözetilirdi. Keþke Ýsrailoðullarý baþtaolmak üzere, Rabbin imkânlarla, güçler-le donattýðý herkes Yaradan'ýn budeðiþmez, deðiþtirilemez gerçeðininfarkýna varabilseydi.

Yaradan'ýn esas dileði sadeceÝsrailoðullarýnýn Rabbi olmak deðildi.Bu Yunus olayýyla açýkca gözler önüne

SEVGÝ DÜNYASI8

seriliyordu. Hele yüzyýllar sonra yineÝsrailoðullarýndan Hz. Ýsa'nýn bütüninsanlýk için görevlendirilmesi bununtam bir kanýtýydý. Gerçi ne o, ne deondan sonra gelen Hz. Muhammed tüminsanlýðý ayný inanç bayraðý altýndatoplayabilmiþ deðildi. Ne var ki,Kuran'da Nisa sûresi 159. Âyette Hz.

Ýsa'nýn ikinci geliþinde Rabbin buisteðinin gerçekleþeceði, bütün dinlerinve inançlarýn birleþeceði, bir bütünlüðeulaþýlacaðý insanlýða müjdelenmektedir.Bizim Celselerimiz'de bu büyük gerçek,bu büyük müjde bir peygamberinYaradan ile yaptýðý yaman söyleþide çokaçýk ortaya konmaktadýr:

"Hani bir zaman, bir gülyüzlüile söyleþi yapmýþlardý ya,yaman...

“Gülyüzlü: "Beni SevgisindenVaredenim, sevgisinden varettik-lerinin arasýnda, beni onlardanfarklý mý göstereceksin?" diyesordu.

“- “Farkýn yalnýz bildirecek-lerinde olacak... Farkýn yalnýz,onlardan az önce bileceklerindeolacak” dedi.

“Gülyüzlü: “Ýþim zordur, bilirim.Hepsini bir arada tutabilmek,hepsine bir þeyi anlatabilmek,hepsini bir edebilmek benim içinimkânsýz.”

“- “Sen taþýmayacaðýn yükledonanmadýn. Sen aldýðýný verecek, bildirecek, iþinden öyle kurtula-caksýn” dendi ona.

“- Öyleyse ne için onlar arasýnda hâlâ yoldan sapanlar, tanýmakistemeyenler, yanlýþ yola gidenler var? Onlarý yok etmek Sen'inelinde.

“- Biz sizi, insan kardeþlerinizi bir yerinizden öylece serbest býrak-týk yalnýz. O yerinize dokunmayacaðýz. Çünkü siz ve sizden sonra-kiler, yavaþ yavaþ gerçeði bildirecek, gerekeni anlatacaksýnýz... Vehepsini bir yerde mutlak toplayacak, bir an önce ayný þeye inandýra-caksýnýz...” Ýþte onlar hep birlikte, ayný inanca vardýklarý gün, hani birtek olacaklar ya. Ýþte o zaman, titreþimleri ayný olacaðýndan, enbüyük bilgiye varacaklar. Ve elbet ki, Biz'im kudretimizden olacakonlarda" dedi."

9SEVGÝ DÜNYASI

HZ.YUNUS'UN PEYGAMBERLÝK YAÞAMI

Onun yaþamýndan Tevrat'ýn Yunusbölümünde söz edilir. Kulaktan kulaðao kadar çok tekrarlanýr ki Hz.Muhammed döneminde Mekke'de bileyaþadýðý olaylardan, bir balýk tarafýndannasýl kurtarýldýðýndan uzun uzunöyküler anlatýlýr. Bu nedenle Kuran'ýnilk âyetlerinde bile yaþantýsýndankesitler sunulur, ibretlere dikkat çekilir.Tevrat'ta dile getirilen detay bilgiler bileKuran'da tekrarlandýðýndan olaylarýngerçekliðine inancýmýz pekiþir. AncakTevrat'taki kronolojik, tarihsel sýralama-da o kadar büyük bir terslik var ki, bunuaklýmýza sýðdýrmak imkânsýz. Çünkübirçok olaylar yüzyýllar sonrasýndakaleme alýndýðýndan, bunlarý bir bellekhatasý, bir kâtip ve sýralama hatasýolarak kabul edip doðru sýralamayý yap-mak en doðrusu olacak. Ayrýca Tevrat'taboðulmaktan kurtuluþunun, bir balýðýnonu yutmasý, sonra da karaya kusmasýþeklinde anlatýlmasý da doða gerçekler-ine uymuyor. Kuran meallerinde deTevrat'a uyularak kurtuluþu böyle anla-týlýyor. Kronolojiyi doðru sýralayarak vebalýðýn yutarak deðil, sýrtýnda taþýyarakonu kurtardýðýný hesaba katýp her ikikutsal kitaptan da yararlanarak Hz.Yunus'un hayatýný þöyle anlatýyorum:

Tevrat'ta Yunus bölümünden baþka, 2.Krallar 14/25'de Yunus'un adý anýlýr.Orada "Ýsrailin Allahý'nýn Amittay'ýnoðlu peygamber Yunus kulu aracýlýðýylasöylediði bir söz" denilerek onunÝsrailoðullarý'ndan biri olduðu doðru-

lanýr. Ayrýca Yoaþ oðlu II. Yereboam'ýnkrallýðý döneminde yaþadýðýný daböylece öðrenmiþ oluruz. YaniSüleyman'dan sonra ikiye ayrýlanÝsrailoðullarý'nýn ancak 200 yýl kadarortada kalabilmiþ Kuzeydeki ÝsrailDevleti'nin son 85 yýlý içinde MÖ. 8.Yüzyýlda yaþamýþtýr Yunus peygamber.Filistin'de Samiriye baþkentinde oturanbirinin, azýlý düþmanlarý AsurDevleti'nin Musul bölgesinde Diclekenarýndaki Ninova þehrinde nasýl dapeygamberlikle görevlendirildiði ilkbakýþta aklýmýzý çok kurcalar. Ancaksavaþlar sonucu Ýsrailoðullarý'nýn bazýdin bilginlerinin o yýllarda zatenNinova'ya sürülmüþ olduklarýnýTevrat'tan biliyoruz. Yunus'un akrabalýkiliþkileriyle oralarda çok yaþadýðýnýdüþünebiliriz. Tevrat'ta Yunus bölümüþu satýrlarla baþlar:

** Kalk, Ninova'ya o büyük þehre gitve O'na karþý çaðýr. Çünkü onlarýnkötülüðü benim önüme kadar çýktý.

Doðru kronolojiyle olaylarýn þöylegeliþtiðini düþünüyorum. Dillerini, âdet-lerini bildiði Ninovalýlar'a tek Tanrýinancýndan ve O'nun doðru yaþamilkelerinden söz eden Yunus'a, devletyöneticileri "Belki de ilerde iþimizesiyasi olarak yarar, konuþsun dursunbakalým. Putlara, dinine, çýkarlarýnasýmsýký baðlý halkýmýz hiç ona yüz verirmi?" diye düþünüp onu serbest býrakmýþolabilirler. Ve nitekim aynen de böyleoldu. Yunus yýllar boyu uðraþmasýna,Tanrý'nýn azabýyla onlarý sürekli korkut-masýna raðmen.

SEVGÝ DÜNYASI10

Ancak bir elin parmaklarý kadartaraftar toplayabilmiþti. Nihayet azaphükmünü günüyle, saatiyle Ninovahalkýna bildirmiþ ama gerçek-leþmemiþti. Gece hiçbir þey olmayýp,Güneþ her zamanki parlaklýðýyla sabahýaydýnlattýðýnda, Yunus'un kýzgýnlýðýbütün benliðini kaplamýþ alaylara veaþaðýlamalara dayanamayýp görevdenkaçmýþ, uzaklara çok uzaklara gitmekiçin yola koyulmuþtu. Bu Tevrat'ýnYunus bölümünde þöyle anlatýlýr:

** Yafa'ya indi, bir gemi buldu navlu-nunu verdi. Ve Rabbi'nden uzaðaTarþiþ'e yolcularla gitmek için gemiyebindi. (1/3)

Sonrasýný Tevrat'tan kýsaltýpsadeleþtirerek anlatýyorum: Denizdeneredeyse gemiyi batýracak büyük birfýrtýna kopunca hepsi korkup kendi ilâh-larýna duaya baþladýlar. Bu son derece

üzgün garip adama sordular. "Kimsin,necisin?.." Ýsrailli olduðunu ve peygam-berlikten kaçtýðýný söyledi. Fýrtýnayaneden olan uðursuz kiþi için çekilenkura da ona çýkýnca denize attýlargerçekten fýrtýna biraz dindi, tehlikegeçti. Devamý þöyle anlatýlýr:

** Ve Yunusu yutmak için Rab büyükbir balýk hazýrladý. Yunus 3 gün 3 gecebalýðýn karnýnda kaldý. (1/17)

Ve sonrasýnda Yunus'un balýðýnkarnýnda Rab'be karþý asi olmaktan duy-duðu nedamet ve yana yakýla yaptýðý afedilme duasý uzunca anlatýlýr. Baðýþlanýrve ölmekten kurtulur:

** Rab balýða söyledi ve Yunus'ukaraya kustu. (2/10)

Yunus, tekrar ediyorum bence yutul-mayla deðil de, balýðýn Rabbin emrine

uyarak onu taþýma-sýyla salimen karayaulaþmýþtý. Ama yarabere içindeydi. BuTevrat'ta þöyle anla-týlýr:

** Ve Yunusu kötühalinden kurtarmaküzere baþýna gölgeolsun diye Allah birasma kabak fidanýhazýr edip onunüstünü örttü... Fakatertesi gün sabaholurken asma kabaðýkurudu. (4/6-7)

11SEVGÝ DÜNYASI

Güneþ altýnda korumasýz kalýp bayýla-cak duruma gelen Yunus kabaðýn kuru-masýndan öfkelenince Allah öfkesiniayýpladý ve sözü Ninova'dakileri niçinazaptan, yok olmaktan kurtardýðýnagetirdi:

** Ve Allah Yunus'a dedi: "....Senemeðini çekmediðin ve büyütmediðinasma kabaðýna acýyorsun. O kabak ki,bir gecede çýktý ve bir gecede yok oldu.Ya ben Ninova için, o büyük þehir içinacýmayayým mý? O þehir ki orada saðýnýsolunu seçemeyen 120 binden fazlainsan ve birçok da hayvan var." (4/9-11)

Ve Yunus iyileþip kendine gelincepeygamberlik etmek için tekrarNinova'ya gönderildi. Yunus'un bu balýkolayýný iþiten halk bu defa onu dinleyip,doðru ahlâk kurallarýna göre yaþamayabaþladýlar. Yunus da görevini baþarýylatamamlamanýn huzuru içinde Rabbi'nekavuþtu.

KURAN'DAYUNUS PEYGAMBER

** Yunus da gönderilenresûllerdendi. Hani o dolubir gemi ile kaçmýþtý.Sonra kur'a çekilip deyenilenlerden olmuþtu.Derken kendini balýk yut-muþtu. O ise kendi kendiniayýplayýp duruyordu. Eðertesbih edenlerden ol-masaydý, insanlarýn tekrardiriltilecekleri güne kadardirilmemek üzere orada

ölü kalacaktý. Bir süre sonra onu çýplakbir araziye attýk. Hasta idi. Üzerinekabak cinsinden bir bitki bitirdik. Onu100 bin kiþiden fazla olanlara resûlolarak gönderdik. Onlar inandýlar. Bizde onlarý bir vakte kadar nimetlendirdik.(37/139-148)

** (Hz Muhammed'e hitaben:) SenRabbi'nin hükmüne sabret ve balýksahibi Yunus gibi olma. Hani o gamladolu olarak Rabbi'ne seslenmiþti.Rabbi'nin katýndan ona bir nimeteriþmiþ olmasaydý mutlaka o kýnanmýþolarak sahile atýlacaktý. Rabbi onu seçipde iyilerden kýldý. (68/48-50)

** Ýnanýp da inancý kendisine yararsaðlayan bir þehir halký varsa o daYunus'un kavmidir. Ýnandýklarý zamandünya hayatýnda onlardan rezillikazabýný kaldýrdýk ve bir zamana kadaronlarý nimet içinde yaþattýk. (10/98)

Hz. Yunus'un sabrýn önüne geçerekTanrý'nýn sebepsiz, boþ, anlamsýz bir þey

SEVGÝ DÜNYASI12

yapmayacaðýný derinliðine düþünmedenöfkeyle görevini yarýda býrakarak kaçýpgitmesi, kuþkusuz Rabbin onaylayacaðýbir tutum deðildi. Yaþamda hepimizböyle ikilemlerle baþ baþa kalabiliriz.Yaradan'ýn Hz. Muhammed'e sen böyledavranma hitabýný hepimiz kendimizesöylenmiþ sayabiliriz. Böyle zor birdurumla karþýlaþýnca ErzurumluÝbrahim Hakký'nýn þu beþlisini dilimizedökmek gönlümüzü rahatlatacaktýr:

Deme "þu niçin þöyle?"Yerincedir o öyle.Bak sonuna sabreyle,Allah görelim neylerNeylerse güzel eyler!..

OLAÐANÜSTÜ BÝR YAÞAM ÖYKÜSÜ

Yunus'un ibretlerle dolu yaþamýnýgördükten sonra þimdi tamamen baþkabir konuya geçiyorum. MÖ.516'daSüleyman Mabedinin yeniden inþasýn-dan 500 yýl kadar sonra yaþamýþÝsrailoðullarý'ndan Zekeriya, Yahya, Ýsapeygamberlerden gelecek yazýlarýmdasöz edeceðim. Ancak onlara gelmedenönce Hz. Yunus'dan daha sonraki yýllar-da Ýsrailoðullarý arasýnda yaþanmýþ öylebir önemli olay var ki, onu Kuran'dan veBizim Celselerimiz'den sizlere aktar-mak istiyorum. Dikkat ederseniz olayÝsrailoðullarý arasýnda yaþandýðý haldeTevrat'tan alýntý yapmýyorum. Çünküöykü Tevrat'ta yok. Tevrat'ta sadeceYeremya'yý onaylayýp Babil'e sürgünedilen Hezekiel peygamberin baþýndangeçen benzer bir olay var. Çünkü aktara-

caðým bu önemli olay ölünün diriltilme-siyle ilgili. Hezekiel bölümü 37. baptaböyle bir canlandýrma olayýndan sözediliyor ama benim aktaracaðým olayladoðrudan bir ilgisi yok. Tarih içindeTevrat'ýn birçok defa yeniden derlen-meleri olmuþtur. Anlatacaðým can-landýrma olayý eski metinlerde dilegetirilmiþ olmasýna raðmen öyle sanýyo-rum ki, kulaktan kulaða aktarýlan buolay Hezekiel bölümüne sonradaneklenmiþ olabilir.

Kuran yorumcularý Yeremya veyaEzra (Üzeyir) gibi önder kiþilerin baþýn-dan geçen bir olay olarak yorumlasalarda elimizdeki kutsal metinlerde bununbir doðrulamasý yok. Sanýyorum onlar-dan sonra yaþanmýþ bir olay olsa gerek.Süleyman Mabedinin ikinci inþasýndanZekeriya peygambere kadar olan 500yýla yakýn sürede Ýsrailoðullarý'nýnyaþadýklarý olaylar elimizdeki Tevratmetinlerinde yer almamaktadýr. Birolasýlýk olarak apokrif metinlerde veyaÖlü Deniz Yazmalarý'nda dile getirilmiþolabilir. Öykünün kahramanýnýn kimolduðunu bilmesek de yaþadýðý olayöneminden hiçbir þey kaybetmemekte-dir. Bu nedenle sözü fazla uzatmadansizleri Kuran ve Bizim Celselerimiz'lebaþ baþa býrakýyorum:

Kuran'dan:

** Ya þu gibisini görmedin mi?!..Çatýlarý çökmüþ, damlarý, duvarlarýyerle bir olmuþ ýssýz bir kasabayauðramýþ ve þöyle demiþti: "Allah bunuböyle öldükten sonra nasýl diriltecek?"

Bunun üzerine Allah onu 100 yýl ölübýraktý, sonra diriltti. "Ne kadar bek-ledin?" dedi. O da "Bir gün veya birgünden de az kaldým" dedi. (Bununüzerine Allah) þöyle buyurdu: "Hayýr100 yýl kaldýn. Yiyeceðine içeceðinebak henüz bozulmamýþ. Bir de eþeðine

bak!.. Seni insanlara bir ibret yapalýmdiye bunlarý böyle yaptýk. Kemiklerebak! Onlarý nasýl birbiri üstüne koyuyorve sonra onlara nasýl et giydiriyoruz."Bu iþler ona apaçýk belli olunca: "Þimdibiliyorum" dedi. "Gerçekten Allahýn herþeye gücü yeter." (Bakara 259)

13SEVGÝ DÜNYASI

Bizim Celselerimiz'den:

** Hani bir zamanda bir yer vardý karanlýk...Hani bir zamanda o karanlýktakiler ve okaranlýk yer, topyekûn belâlar çukurunadüþmüþtü ya... Hani bir zaman, o karanlýkyer, þimdi size bildirilen o vakte ulaþmýþtýya... Ýþte zamanýn zerresinin ölçüldüðü ogünden sonra, yanýnda hayvanýyla bir yolcuvardý, oraya.

Dedi ki, görüp gözünün önünde serilmiþgerçeði. Dedi ki, görüp gözünün önündeyýkýlmýþ her þeyi: "Varedenim, ya þimdi nasýlyeniden onlarý halkedecek, ya þimdi nasýl

yeniden onlara can vereceksin?.." Vareden ona, gerçeði görsün, hakikati bilsin diye, o sözü söyledi:

"DUR!.." Durdu, o karanlýk yere varan... Durdu, o karanlýk yere varanýn,

eþyasý, azýðý... Yalnýz hayvaný için "Dur!" demedi Yaradan... Durdu,gerçeði arayan, gerçek yolcusu adam zaman içinde bir hayli...

Sonra, yine vakit olunca O Eriþilmez Olan, gerçek sözü söyledi:"KALK!.."

Uyandý ve baktý etrafýna... Eþyalarý, azýðý ve kendi sanki dün uykuyayatmýþ gibi yepyeni... Hâlbuki tam yüz yýl olmuþtu yatalý. Baktý ki,hayvaný erimiþ, çürümüþ, toz olmuþ kemikleri... "Ya" dedi "ÞimdiVaredenim, hayvaným nasýl yeniden canlanacak?"

Ýþte o zaman, bu gecenin hayrýna size bildirilen gerçeði söyledi OEriþilmez Olan ona. Ve dedi ki:

"Aslýnda hiç ölmeyen, kaybolmayan gelecek, senin gözünlegördüðün hepsi, her yerde bir olanla birleþecek de, canlanacak hay-vanýn." Ve öyle oldu bir anda... Ve adam, yeniden çýktý gerçek yoluna,her þeyi bilerek...

SEVGÝ DÜNYASI14

bu Zer, dini kin ve çýkar aracýhaline getiren Emevi baskýsýve sultasýna karþý ilk baþ

kaldýran kiþidir. Onu tarihin ilk ruhçuve paylaþýmcý devrimcisi olarak göre-biliriz. Bu kutsal isyan, ne yazýk ki,Emevi soyundan olan üçüncü hâlifeOsman dönemine denk düþmüþtür. Hz.

Osman'ýn Emevileri kollayan ve kamumalýný talan edenlere göz yuman uygu-lamalarý, Ebu Zer'in sert eleþtirilerineyol açmýþtýr. Bu eleþtirileri hâlifeolarak yasakladýðýný hatýrlatan Hz.Osman'a Ebu Zer þu karþýlýðý verir:"Allah'a yemin ederim ki, kýlýcý enseköküme dayasalar, Tanrý Elçisinden

Her Zaman Doðruyu DerEbu ZerGüngör Özyiðit, Psikolog

"Gökkubbenin altýnda, yerkürenin üstünde Ebu Zer'den daha doðru sözlükimse yoktur." Hz. Muhammed

E

15SEVGÝ DÜNYASI

duyduðum bir sözü boynum vurul-madýkça söylemezlik etmem." Ve osözü de yüksek sesle dile getirir:

"Benden sonra ümmetimden öyle birtopluluk gelecek ki, Kuran okuyacaklarama Kuran onlarýn gýrtlaklarýndanaþaðý inmeyecek. Bunlar okun yaydanfýrladýðý gibi dinden çýkacaklar ve birdaha geri dönmeyecekler."

KÝM BU EBU ZER?

Gerçeðin yýlmaz savunucusu Ebu Zerkimdir? Ebu Zer (ölüm 653), Ebu Zerel-Gifarî diye anýlan yaðmacý, gaddar,kan dökücü bir kabilenin elebaþýsavaþçýlarýndan biridir. O dönemde EbuZer geceleri yol keser, vurgun yapar.Çoðu kez tek baþýna avlanýr. Çaldýðýmallarý kabilesine getirir, paylaþtýrýrdý.Bir tür Robin Hood gibi zenginden alýr,fakire verir. Buna karþýlýk Ebu Zer odönemde bile putlara tapmaz, gelenek-lere karþý çýkan Hanifilerden olup Hz.Ýbrahim'in yolunu izler.

Ebu Zer esmer, iri yapýlý, uzun boylu,gür saçlý, etkili görünümlü biridir.Ýslâmý seçtikten sonra, Peygamberinterbiyesiyle tamamen deðiþerek yok-sullarýn dostu, kimsesizlerin kimsesiolur. Yaptýðý bir hatadan dolayý, ken-disini baðýþlamasý için bir zencininayaðýnýn altýna yanaðýný koyacak kadarküçülür, benliðini yok eder. Hizmetçisiile ayný elbiseyi giyip, ayný yemeðiyiyecek kadar da alçak gönüllüdür.Dürüstlüðü ve açýk sözlülüðü ile

peygamberin takdirini kazanmýþtýr:"Gökkubbenin altýnda, yerküreninüstünde Ebu Zer'den daha doðru sözlükimse yoktur." Peygamber onu Ýsa'nýnzühtüne (ahireti dünyaya tercihine)benzeterek yüceltir: "Ebu Zer, buyeryüzünde Meryem oðlu Ýsa'nýnzühtüyle yürür."

Ýslâm'ý seçtiðini bildirmek üzerepeygamberin huzuruna çýktýðýnda,"Selâm sana, ey Tanrý'nýn Elçisi" der.Peygamber sorar: "Kimsin sen?" EbuZer yanýtlar: "Gifar kabilesinden biri-yim." Ve Peygamber'e baðlýlýðýný þuþekilde dile getirir: "Kýnayanlarýneleþtirilerine aldýrmadan hareket etmek,acý da olsa daima hakký söylemeküzere biat ediyorum." Hz. Ali bu sözekefil olarak, sonralarý þöyle der:"Allah'ýn yolunda yürürken kýnayan-larýn sözlerinden etkilenmeyen, ben dedâhil, tek kiþi kaldý: Ebu Zer!"

Böylece Ebu Zer, Ýslâm'ý kabul edenHz. Hatice, Ebubekir ve Ali'den sonradördüncü kiþi olur. Kabilesine giderek,onlarýn yarýsýna yakýnýnýMüslümanlýk'a kazandýrýr.

Ebu Zer, Uhud Harbinden sonraMedine'ye göçer. Hz. Muhammed'inmaddeten yoksul ama manen zengin veruhen asil sahabesinin (sohbetarkadaþlarýnýn) o sýralarda oturduðu birtür Dergâh olan Suffa'ya yerleþir.Kendini diðerleri gibi öðrenmeye veöðretmeye adar. Suffa ehli sahabîler(peygamberin sohbet halkasýný oluþtu-

SEVGÝ DÜNYASI16

ranlar) zaman zaman zenginMüslümanlarýn evlerine davet edilirler,Ebu Zer ise hemen her zaman Hz.Peygamber tarafýndan misafir edilir.Hz. Muhammed'in ona olan sevgisi çokbelirgindir. Onu yaþadýðý sürece hepyanýnda tutmuþ, evinde aðýrlamýþ,birçok konuda ona danýþýp, fikrinialmýþtýr.

Allah'ýn elçisinin, öleceði sýrada yaný-na çaðýrýp kucakladýðý tek insan da EbuZer olmuþtur.

YEDÝ ÝLKE

Ebu Zer, Peygamber'den iþittiði þuyedi ilkeyi þiar edinmiþtir:

"Sevgili dostum (Hz. Muhammed)bana yedi þey öðütledi:

1. Yoksullara merhametli davran,onlarla oturup kalk.

2. Kendinden düþük mertebede olan-lara bak, senden yukarý durumda olan-lara bakma.

3. Kimseden bir þey isteme4. Kendilerinden uzakta da olsan

ailene, yakýnlarýna, akrabalarýna iyilikve ilgi göster.

5. Sonucu acý da olsa hakký dile getir,gerçeði söyle

6. Allah'ýn iradesine uygun olanýsöyleyeceðin zaman seni kýnamalarýnýasla dikkate alma.

7. "Lâ havle velâ kuvvete ilâ billâh"(Güç ve kuvvet sadece Yüce ve BüyükOlan Allah'ýn yardýmýyla elde edilir)sözünü çok tekrar et.

Bu ilkelerin ýþýðýnda Ebu Zer, yaþamýboyunca gerçeðin dili olur.

HALÝFE OSMAN'ýn YUMUÞAK KARNI

Kýbrýs fethine katýlan Ebu Zer,Muaviye'nin uygulamalarýndaki yan-lýþlýklarý görüp uyarmasý üzerineMuaviye ile arasý açýlýr. Muaviye'yi,dolayýsýyla Hz. Osman'ý eleþtiriyor diyegammazlanarak, hâlifenin hýþmýnauðrar. Hz. Osman, horlanmýþ bir halde,uyuz bir katýrýn sýrtýnda Medine'yehuzuruna getirtir. Ve hakaretler savu-rarak þöyle der: "Benim aleyhimdekonuþuyormuþsun. Bu þehirden hemençýk git ve bir daha da buraya dönme."

Bu aþaðýlayýcý suçlamanýn ve sürgünegöndermenin iç yüzü þöyledir:"Devletin malýný Emevîlere talanettiren Hz. Osman, daha öncePeygamber'in Medine'den sürdüðüMervan bin el-Hakem'le, Haris binHakem bin Ebul Âs'a, o arada talaniyice sýrýtýp göze batmasýn diye,Ensâr'dan Zeyd bin Sâbit'e hazinedenbüyük paralar verdiði Medine'deyayýlýnca, Ebu Zer Kuran'daki þu âyet-leri okuyup hâlife Osman'ý eleþtiri yað-muruna tutar:

"Ey iman sahipleri! Þu bir gerçek ki,hahamlardan ve rahiplerden birçoðuhalkýn mallarýný uydurma yollarla týka-basa yerler de insanlarý Allah'ýn yolun-dan usandýrarak vazgeçirirler, insanlarý,su yolunu kesmiþ zehirli yýlanlar gibi

17SEVGÝ DÜNYASI

ürkütürler. Altýný ve gümüþü depolayýpda onlarý Allah yolunda harcamayan-lara korkunç bir azap muþtula! (Tevbe,34)"

Ebu Zer'in ayetleri bu þekilde yorum-layýp, köklü bir karþý çýkýþ sergilemesiservete ve zenginlere deðil, haramservet edinenlere yönelikti.

Hâlife Osman'ýn bu tür eleþtirilereson vermesi isteði üzerine Ebu Zer þugerçeði seslendirir: "Sen benim,Allah'ýn kitabýndaki bir âyeti okumamaengel mi olmak istiyor-sun? Vallahi, ben buayeti okumayý durdu-rarak Osman'ý memnunetmektense, okumayadevam ederek Allah'ýhoþnut etmeyi yeðlerim."

Bunun için, hâlifeOsman, kendini güyaaklamak amacýylaÝslâm'ýn Pavlusu olarakadlandýrýlan ve Hz. Ömer'inöldürülmesinde baþrolü oynayan, birsürü yalan hadis uyduran Yahudi dön-mesi Ka'b el-Ahbar'ý çaðýrýr ve buyalancý, dönek adama sorar: "Devletbaþkanýnýn, eli rahatladýðýnda ödemeküzere, devlet hazinesinden bir miktarpara almasý caiz midir, deðil midir?"

Ka'b hemen, ýþýk hýzýyla yanýtlar: "El-bette caizdir!". Ebu Zer derhal aðzýnýnpayýný verir: "Ey Yahudi çocuðu!Dinimizi bize sen mi öðreteceksin?"

Hz. Osman'a da dönüp þunu söyler:"Eðer sen de Yahudilerin dediði gibidemiyorsan, Allah'ýn malýný O'nunkullarýna daðýtýrsýn. Ama sen böyleyapmýyorsun. Tanrý elçisinin þöyledediðini biliyorum: "Emevi oðullarýn-dan otuz kiþi bir birlik oluþturdular mý,Allah'ýn malýný egemenlik aracý,Allah'ýn kullarýný, köle, Allah'ýn dininipusu yeri yaparlar."

Hz. Osman'ýn öfkeden tepesi atar,kontrolünü kaybederek baðýrmayabaþlar. "Senin bana ve en seçkin dost-

larýma bu yaptýðýn nedir,yeter artýk, Medine'den çýkgit!" Böyle Ebu Zer,Osman'ýn emriyle Þam'asürgüne gönderilir.

Ebu Zer Þam'da dauyarýlarda bulunmaya,eleþtirilerini dillendirmeyedevam eder. Þam ValisiMuaviye'yi "Ebu Zer, Þamhalkýný senin aleyhine

kýþkýrtýyor, gereðini yap" diye uyarýrlar.Muaviye, onu yumuþatýp yola getirmekiçin, en iyi bildiði yolu dener ve ona üçyüz dinar para gönderir. Ebu Zer,gerçek bir er gibi cevap yazar:

"Bu para geçen yýl kestiðiniz devletyardýmý ise alýrým. Senin bana baðýþýnise asla kabul etmem." Bunun üzerineparaya iki yüz dinar daha eklenir. EbuZer: "Sen beni bir baðýþla yumuþata-caðýný mý sanýyorsun?" der ve parayýreddeder.

"Bu sarayý kamunun malýndan

yaptýrdýysan, bu bir hýyanettir;kendi malýndan

yaptýrdýysan, bu da israftýr."

SEVGÝ DÜNYASI18

Muaviye'nin Þam'da yaptýrdýðý gös-teriþli sarayý da eleþtirerek þöyle der:"Bu sarayý kamunun malýndan yap-týrdýysan, bu bir hýyanettir; kendimalýndan yaptýrdýysan, bu da israftýr."Hz. Muhammed'in "doymak nedirbilmeyen bir adam" diye nitelediðiMuaviye bu deðerlendirme karþýsýndasadece susar.

Hz. Osman'ýn hâlife olmasýndanyararlanan Muaviye, Þam ve civarýnda-ki deðerli arazileri hâlifeden ister.Osman, devlet malý olan bu arazileriMuaviye'ye verir. EbuZer, bütün bunlarý görürve üstüne üstüne gider. Buuyarýlardan bunalanMuaviye, son çare olarak"Ebu Zer belâsýný baþýn-dan almasý için hâlifenindevreye girmesini ister.Hz. Osman Ebu Zer'i der-hal huzuruna getirtir. Vebir türlü susturamadýðýonu, sürgüne göndereceði-ni bildirir. Medine'den uzakta, çölortasýnda ýssýz bir köy olan Rebeze'yegönderir. Ebu Zer, sürgüne giderkenbile þöyle konuþur: "Tek dostumkalmasa da, gerçekleri söylemeyedevam edeceðim."

Ebu Zer'in giderayak Hz. Osman'ason sözleri þu olur: "Sana da nasihatettim, arkadaþýn Muaviye'ye de. Ýkinizde bana kulaklarýnýzý týkadýnýz." Çevre-sine hayatý ile ilgili bir saptamadabulunarak: "Ben Hicaz bölgesinde

Osman'a Þam bölgesinde Muaviye'yeaðýr geldim" der.

Ebu Zer, sevgili Peygamberinin kentiMedine'den ayrýlýrken Hz. Ali, þehirdýþýna kadar ona eþlik eder. Mervanbuna engel olmak istediðinde Hz. Alielindeki kýrbaçla bineðine vurur. Ýliþki-ler iyice gerilir. Bu durum, Osman'ailetildiðinde, hâlife Ali'yi çaðýrýpazarlayarak þöyle der: "Ben, Ebu Zer'ikimse uðurlamayacak diye emretme-dim mi?" Hz. Ali ayný tonda cevapverir: "Emrettiðin þey Allah'a isyan da

olsa, sana yine de itaat miedeceðiz?" Osman iþidaha da ileri götürür: "SenMervan'ý nasýl döversin?!Benim katýmda o, sendendaha erdemlidir." Erdeminbedenlenmiþ hali olan Hz.Ali'nin yanýtý sert vesarsýcýdýr: "Allah'a yeminolsun ki, ey Osman,benim Mervan'dan da,senden de hayýrlý olduðu-

mu sen de biliyorsun!" Ebu Zer,Peygamber'in sevdiði, doðruluðunakefil olduðu, "Ümmetimin Ýsa'sý,yeryüzünün en doðru sözlü insaný" diyenitelediði bir gönül eridir.

EBU SÜFYAN VE OÐLU MUAVÝYE

Þimdi bir de Ebu Zer'e eza ve cefaederek zulmedenlerin sicillerinebakalým: Peygamberin baþtan beri enbüyük düþmaný, Muaviye'nin babasý

"Ben Hicaz bölgesindeOsman'a

Þam bölgesindeMuaviye'ye aðýr

geldim"

19SEVGÝ DÜNYASI

Ebu Süfyan, Mekke'nin zaptýndamecburen ve kerhen Müslüman olur.

Ebu Süfyan'ýn, Osman'ýn hâlifeolmasýyla gerçek yüzünün ortaya çýk-masýný Þâ'bi þöyle anlatýr: "Osman,hâlife olup makamýna oturuncaÜmeyyeoðullarý (Emeviler), makamýnýdoldurup kapýyý kapattýlar. Ebu Süfyansorar: "Yabancý kimse var mý?"Olmadýðýný öðrenince, gerçek niyetiniaçýk eder:

"Ey Ümeyyeoðullarý! Bu devletbaþkanlýðý iþine, sütçocuðunun anne memesineyapýþtýðý gibi yapýþýn. EbuSüfyan'ýn yemin edebile-ceði þeye yemin ederim kine azap var, ne hesap, necennet var, ne cehennem,ne kýyamet var, ne haþir. Ýþsadece bu makamagelmek.."

Hz. Osman, Ebu Süf-yan'ýn söyledik-lerini çirkin bularak onu paylar veoradan çýkarýlmasýný emreder. Bunakarþýlýk kendisi de Emevî olan Hz.Osman, Emevîlerin dümen suyunagider. Onlara ne istedilerse verir. Onlarýhak etmedikleri mevkilere getirir. Vebu yanlýþlar eleþtirildiðinde, eleþtiren-lerin deðil de, yanlýþý yapanlarýn yanýn-da yer alýr. Eleþtirenleri çok aðýrbaskýlarla susturur.

Ýþte Ýslâm'ýn kýrýlma noktasý, hâlife-liðin babadan oðula geçen bir saltanat

aracý kýlýnmasý böyle baþlar. Tarihtanýktýr ki Emevî kodamanlar içinhilâfet, nemalanma ve devlet malýnýtalan etme aracý olmuþtur.

Muaviye'nin çok akýllý bir adamolduðunu söyleyenlere, zamanýn enbüyük imamlarýndan Cafer Sadýk'ýncevabý þudur: "Onunki akýl deðil, þey-tani kurnazlýktýr." Ýslâm düþünce tari-hinin anýt isimlerinden biri olan Câhýz"Risâle fî Benî Ümeyye, eserinde,Muaviye ile ilgili þu saptamadabulunur: "Muaviye ile imamet kisra

mülküne, hilâfet Kaysergasbýna dönüþmüþtür."

Ezilip horlanan halk ke-simi Ebu Zer'in etrafýndakümelenince, bundanrahatsýz olan Muaviye, birgün Ebu Zer'i yanýnaçaðýrýp paylar: "Her günevimizin önüne gelip, birsürü hakaretlerde bulunu-

yorsun. Eðer Muhammed'in ashabýndanbirilerini hâlifenin izni olmaksýzýnöldürecek olsaydým, seni öldürürdüm."

Ebu Zer'in bu sözlere tarihsel cevabýþu olur: “Ey Muaviye! Ben ne Allah'ýndüþmanýyým ne de Peygamberin. Allahve Peygamber düþmaný olan sen ve se-nin babandýr. Dýþtan Müslümanlýk gös-terip, içinizdeki kâfirliði sakladýnýz. Al-lah'ýn elçisi, senin asla doymayacaðýnýbildirerek, seni defalarca lanetlemiþtir.Ve sen yönetimin baþýna geçtiðinde,ümmet kendini ondan korusun.”

"Ey Muaviye! Benne Allah'ýn

düþmanýyým ne dePeygamberin. Allah

ve Peygamber düþmaný olan senve senin babandýr.

SEVGÝ DÜNYASI20

Hz. Osman'ýn da sonu hoþ olmamýþ-týr. Hâlife Osman'ýn cenazesine ailesi,köleleri ve devleti talan ettirmede önealdýðý bir iki Emevî kodaman katýlmýþ-týr. Medine halký cenazeyi taþlamýþtýr.Cenaze zor belâ gece yarýsý bir Yahudimezarlýðýna defnedilebilmiþtir.

Hz. Osman'ýn inancý, Ýslâm'a hizmeti,cömertliði, yumuþak huyluluðu ve ter-biyesi yanýnda, kamu haklarýnýn talanedilmesine karþý kayýtsýzlýðý ve bunueleþtirenleri susturmasý onun yumuþakkarný ve ayaðýnýn kaydýðý yer olmuþtur.

YOKSULLUKTAN SONSUZLUÐA

Hz. Muhammed, ölü-münden önce þöyle biröngörüde bulunmuþtur."Ey Ebu Zer, sen temiz,dürüst, iyiliksever birinsansýn ve benden sonraýstýraplara maruz býrakýlacaksýn."

Ebu Zer, bu ýstýraplarýn Allah yolun-da olup olmadýðýný "Sevgilim" dediðipeygambere sorar. Ve "Allah'ýn yolun-da" cevabýný alýnca da þöyle der: "Al-lah'ýn emriyse baþým gözüm üstüne!"

Zorluklar ve ýstýraplarla kan aðlayangönüller, kartallar gibi yüksekten uçangerçek erler, Nazým'ýn dizelerine dök-tüðünce geleceðe renk verirler:

Otursun isteyenler dört duvardanevinde

Kartal kayalardan seyredelim biz

Kanayan gönüllerin göðe vuranrengini

Ebu Zer, Rebeze'deki yoksul ve çölyalnýzlýðý içindeki hayatýnýn sonunadoðru sonsuz bir yolculuða çýkacaðýnýhissettiðinde, karýsýna ecel vaktiningeldiðini bildirir. Karýsý cenazeyikaldýracak kimse yok diye ahlanýpvahlanýrken Ebu Zer þöyle der: "Yolugözle, usanmadan gözle, birileri gele-cektir. Çünkü can dostum Peygamberbana þöyle demiþti: "Çölün ýssýz biryerinde öleceksin. Ve mümin bir grupseni görerek, kefenleyip defnedecektir."

Ebu Zer gözlerini sonsuz-luða çevirip, bu dünyayagözünü yumduðunda, karýsýgeleceklerin yolunu gözler.Derken çölün bir yerindeserap gibi bir insan kümesibelirir. Bir süre sonra EbuZer'in kulübesinin önüne

gelirler. Tümü sahabî yani Peygam-berin sohbet ehlinden olan bu grubuniçinde, Ebu Zer'in gönüldaþý Ýbn Mesûdda vardýr. Ýbn Mesûd, namazý kýldýrýr,defnederler. O sýrada Peygamberin þusözleri çýnlar kulaðýnda: "Ebu Zer yal-nýz yürür, yalnýz ölür, yalnýz haþredilir"

Hz. Muhammed "Gerçeði istemek,gurbete düþmektir" der. Ýnsan gerçeðeyaklaþtýkça yalnýzlaþýr. Yalnýzlýk hakyolu hacýlarýnýn yazgýsýdýr bir bakýma.Ne var ki, bu yalnýzlýk, gerçek yalnýz-lýðý gidermeye yöneliktir. Zira asýl yal-nýzlýk, buyruktan ayrýlmak, ayrýlýktaolmak ve Tanrý'dan uzak kalmaktýr.

"Ebu Zer yalnýzyürür, yalnýz ölür,yalnýz haþredilir."Hz. Muhammed

SEVGÝ DÜNYASI21

HAYATI

XIII. Asýrda Horasan'ýn Niþaburkentinde dünyaya gelmiþtir.Kaynaklarýn çoðunda doðumu 1209,ölümü 1271 olarak görünmekle birliktekesin deðildir. Ahmet Yesevi Ocaðýndahocasý Lokman-ý Perende'den temelbilgileri alarak, burada felsefe, matem-

atik, edebiyat, sosyal bilimler, fen bi-limleri öðrenmiþtir. Çok sayýda bilimadamýnýn yetiþtiði Horasan'dan derinbir bilgiye ve geniþ bir dünya görüþünesahip olarak çýkmýþtýr. Hocasýnýn yön-lendirmesiyle önce Ýran, Irak, Arabistanve Suriye'yi dolaþarak araþtýrma veincelemelerde bulundu. Bu esnada hacýoldu. Asýl adý Mehmet olmakla birlikte

Hacý Bektaþ-ý Veli Derleyen: Nihal Gürsoy

SEVGÝ DÜNYASI22

isminin önüne konulan Hacý ekiburadan kaynaklanmaktadýr.

Yaþadýðý dönem, Anadolu SelçukluDevleti'nin üzerinde kara bulutlarýndolaþtýðý bir dönemdi. Taht kavgalarý,parçalanma ve bölünmelerin olduðu,siyasi, ekonomik ve kültürel yozlaþ-malarýn yaþandýðý sýkýntýlý bir dönemdi.Hacý Bektaþ-ý Veli tam da bu nedenlekaynaklara göre, yanýna 300 - 1000arasýnda Horasan'lý er alarak Türkler'indaðýlma ihtimalini ve kültürel yozlaþ-mayý önlemek amacýyla Anadolu'yageldi.

Türk sûfiliðinin önemli insanlarýndanolan Hacý Bektaþ-ý Veli Anadolu'nunÝslâmlaþmasýnda ve Türkleþtirilmesindeönemli katkýlarý olan gönül sultan-larýmýzdandýr. Yaþamýnda olduðu gibiölümünden sonra da önder olarak kabulgörmeye devam etmiþtir. Hacý BektaþVeli þeyhinin dergâhýnda üç yýl hizmetettikten sonra, þeyhinden emanetleri veicazeti alýr. Þeyhinin, "Müjdeler olsunki Kutb'ul aktâblýk senindir; kýrk yýlhükmün vardýr. Þimdiye dek bizimdi,bundan sonra senindir. Biz bu yoklukyurdunda çok eðlenmeyiz, âhiretegideriz. Var, seni Rum'a saldýk.Sulucakarahöyük'ü sana yurt verdik.Rûm abdallarýna seni baþ yaptýk"demesiyle, Hacý Bektaþ Anadolu'yagelmek için yola çýkar.

Anadolu'ya geldikten sonra bugünNevþehir ilçesine baðlý olan ve ozamanki adýyla Sulucakarahöyük(Hacýbektaþ) diye bilinen, daha son-

ralarý kendi adý verilen yöreye yerleþti.Özellikle Hristiyanlar için önemli birmerkez olan Kapadokya bölgesi içindeyer alan bu yörede gönülleri aydýnlat-ma ve birleþtirme çabalarýyla kýsasürede adýndan söz ettirmeye baþladý.

Hacý Bektaþ-ý Veli güçlü bir karakterve keskin bir zekâya sahipti. Bilgisi,yönetici ve teþkilâtçý yaný, derinhoþgörüsüyle birleþince bulunduðu yerçok kýsa zamanda manevi bir merkezhaline geldi. Ahmet Yesevi'ninTürkistan'da yaptýðýný o da Anadolutopraklarýnda baþarmýþ, Anadolu'nunTürkleþmesi ve Ýslâmlaþmasýnda çokbüyük hizmetleri olmuþtur.

XIII. yüzyýlda Anadolu'daki Ýslâm-laþma ve Türkleþme hareketi Osmanlýsultanlarý tarafýndan da çok destekgördü. Halk tarafýndan da benimsenenhareket, Osmanlý Ordusu olan yeniçeri-lerin Hacý Bektaþ-ý Veli tarafýndanortaya konulan Bektaþilik ilkelerinegöre yetiþtirildiði bilinmektedir.Seferlere giderken yanlarýnda mutlakaBektaþi dedeleri ya da babalarý olanyeniçeriler Bektaþiliði Balkanlara kadartaþýmýþlardýr.

Hacý Bektaþ-ý Veli, bilgi vedüþüncelerini sohbet yoluylaçevresinde bulunanlara aktarýrkenyumuþak huyu, derin hoþgörü vetevazusuyla etrafýnda kýsa süredebüyük bir çekim merkezi oluþturdu.Ahlâk ve ibadete verdiði önem, konuþ-ma mahareti, birlik ve bütünlükkonusundaki hassasiyetiyle düþman-

SEVGÝ DÜNYASI23

larýnýn dahi takdirini kazandý. Yaþadýðýdöneme olduðu kadar günümüze dehalen ýþýk tutmaktadýr.

ESERLERi

Fuad Köprülü, Hacý Bektaþ-ý Veli'nindüþünceleri ve eserleri hakkýnda þunlarýsöylemiþtir:

"Hacý Bektaþ-ý Veli, Ýslâmi ilimlereve tasavvufi esaslara lâyýkýyla vakýf birâlimdir. O devir sûfilerine uyarak mey-dana getirdiði Arapça Makalat-ýSufiyanesi önce Sa'duddin adlý birmüridi tarafýndan nesir olarak ve XIV.asýr sonunda Hatiboðlu tarafýndannazým olarak Türkçeye tercümeedilmiþtir. (Türk Edebiyat Tarihi)

Kolay anlaþýlýr ve uygulanýr bir þek-ilde ele alýnan kitap, insanýn Yaradan'ave yaratýlanlara karþý görevlerini elealmaktadýr. Kitap hakkýnda pek çokaraþtýrma yapýlmýþ, kesin olmamaklabirlikte kendisine ait olduðu kabul gör-müþtür.

Þathiyye adlý eseri hakkýndaAbdülbaki Gölpýnarlý kanaatini þöyledile getirir. "XIII. yüzyýl Türkçesiylekaleme alýnmýþtýr."

Kitabu'l Fevaid Farsça yazýlmýþolup,"bizzat Hacý Bektaþ-ý Veli tarafýn-dan kaleme alýnmýþtýr, ismi de kendisitarafýndan verilmiþtir" denilmekle bir-likte kesinlik arz etmez. AbdülbakiGölpýnarlý, kitabýn Makalat ile benzerözellikler gösterdiðini ancak ona ait

olmadýðýný düþündüðünü belirtmiþtir.

Fatiha Suresi adlý eserinde ise sûreninaçýklamasý yapýlmýþ olup, ilk olarakFuad Köprülü tarafýndan duyurulmuþ-tur.

Þerh-i Besmele ise Türkçedir.Allah'ýn Rahman ve Rahim sýfatlarýüzerine geniþ bir açýklamadýr. Dini veahlâki konulardaki âyetler ýþýðýndaincelenmekte, Ýslâm dininde çok önem-li bir yeri bulunan besmele üzerindeönemle durulmaktadýr. Ayrýca dünya veahiret mutluluðunu yakalamanýn yol-larýný göstermeye çalýþmýþ sevgi vehoþgörünün deðerini vurgulamýþtýr.

"Makalat-ý Gaybiyye" ve "Kelimât-ýÂyniye" adlý eserinde ise birbirine zýtduygu ve davranýþlarý ele alarak, olum-lu davranýþlarýn insana nelerkazandýrdýðýný, olumsuz olanlarýn iseneler kaybettirdiðini anlatýr.

HACI BEKTAÞ-I VELÝ VE BEKTAÞÝLÝK

Kültür tarihimizin büyük düþünür-lerinden ve mürþitlerinden olan HacýBektaþ-ý Veli manevi bir önderdir. Bubüyük insanýn kendi hayatýndanitibaren her devirde pek çok takipçisiolmuþ, kendisine olan baðlýlýk, can-lýlýðýný halen devam ettiren ve"Bektaþilik" olarak kendi adýyla anýlanbir tarikatýn doðmasýna sebep olmuþtur.

Bektaþilik, Hacý Bektaþ-ý Veli'nin ilkeve prensipleri doðrultusunda yüzyýllar

SEVGÝ DÜNYASI24

boyunca süregelmiþtir. Osmanlý döne-minde fetihler yoluyla Anadolu'nunsýnýrlarýný aþmýþ, Balkanlar'a kadaryayýlmýþ geniþ kitleleri bünyesindetoplayarak bir dini grup, cemaat son-ralarý bir tarikat olma özelliði kazan-mýþtýr. Yeniçeri Ocaðý tarafýndan da pirolarak kabul edilmiþ, diðer tüm ocak-larýn da baðlý olduðu Bektaþi inancýnýnkaynaðý ve sembolü olmuþtur.

Kur'an-ý Kerim'in son kitap ve Hz.Muhammed'in son peygamberolduðunu kesin bir dille vurgulamýþ,takipçilerine öðretilerinin kaynaðýnýnKuran ve Hz. Muhammed'in elçiliðineiman olduðunu, Ýslâm'ýn ve Kuran'ýnsesi olmaktan baþka bir yol benim-semediðini defalarca vurgulamýþtýr.

Hacý Bektaþ-ý Veli'nin dört kapý, kýrkmakam olarak açýkladýðý; þeriat, tarikat,marifet ve hakikat ilkeleri iseBektaþilik'in omurgasý olarak kabuledilmiþtir. Dört kapý (þeriat-tarikat-ma'rifet-hakikat) kýrk makam anlayýþýTürk mutasavvýflarýnýn kabul ve takipettikleri bir sülûk (yol tutma, tarikatagirme) anlayýþýdýr. Bir Hacý Bektaþtakibi olan Yunus Emre de, þiirlerindebu sülûk usûlünü oldukça geniþ olarakele almýþtýr.

Bu da bize göstermektedir kiTürkistan'da Ahmed Yesevi ilebaþlayan Tasavvuf hareketi, Anadolu'daHacý Bektaþ-ý Veli ve Yunus Emre ilehayat bulmuþtur. Bu üç gönül adamýfikirleri itibariyle birbirini takip edenve bütünleyen bir zincirin halkalarýdýr.

TOPLUMSAL VE SOSYALALANDA HACI BEKTAÞ-I VELÝ

Bir din âlimi, gönüleri ve mutasavvýfolan bu deðerli insan sadece iman veibadet konularýnda mesaj vermeklekalmamýþ, sevgi ve hoþgörüye verdiðiönem ve deðerle toplumsal barýþ vehuzurun temininde büyük katkýsaðlamýþtýr.

"Ýncinsen de incitme ", "Her neararsan kendinde ara" gibi özdeyiþhaline gelmiþ sözleri, onun insansevgisini ve hoþgörüsünü açýklýkla dilegetirmektedir. Kuran'dan aldýðý þevk veilhamla, söz ve davranýþlarýyla geniþkitleleri etkilemiþ, bütün insanlýðakardeþlik, birlik ve beraberlik çaðýrýsýyapmýþtýr.

"Düþmanýný bile kardeþ bil ve insanolduðunu unutma " sözü, dün olduðugibi bugün de insanoðlunun en ihtiyaçduyduðu öðütlerden biridir.

Allah aþký, sevgisiyle beraber insan-lara ve hayvanlara karþý da derin birsevgi beslemiþtir. Toplumun birliði vedirliði için söylediði "Eline, beline,diline hâkim ol" deyiþi halen toplumdüzeninde geçerliliðini korumaktadýr.

Güzel ahlâký, inanan insanýn enönemli göstergesi olarak kabul etmiþ,Hz. Muhammed'in ahlâkýnýn üstün-lüðünü inananlara örnek göstermiþtir.

Onun insan anlayýþýný Ýbrahim AgâhÇubukçu þöyle deðerlendirmiþtir:

SEVGÝ DÜNYASI25

"Ýnsanca davranarak müminolmayanlarý Ýslâmiyet'e ýsýndýrmayaçalýþtý. Her türlü ibadeti hoþ karþýladý.Ehl-i Beyt sevgisini aþýladý. Türk dilinecanlýlýk verdi." Dualarýn Türkçe yapýl-masýna büyük önem vermiþ, bu konudaýsrar etmiþ, sohbetlerinde Türkçeilâhiler ve nefesler okutmuþtur.

Misafirperverlik üzerinde de önemledurmuþ, "Misafir olduðunuzdan çokmisafir ediniz" demiþtir. Ýnsan gönlünüincitmemenin kul ve komþu hakkýnýgözetmenin inanan insanlarýndavranýþlarý olduðuna dikkat çekmiþ,haksýzlýk ve zulüm yapanlarý defalarcauyarmasýna raðmen bu tarz davranýþlarýdevam ettirenleri sohbet toplantýlarýn-dan uzaklaþtýrmýþtýr.

Toplumsal yardýmlaþma ve dayanýþ-mayý öðütlemiþ, örgütlemiþ kendisi debu konuda örnek olmuþtur. Küskünlerinbarýþmasýný ve helalleþmesini prensiphaline getirmiþtir. Tembellik ve miskin-liði yermiþ, "Çalýþmak en büyükibadettir" diyerek, çalýþkan kiþileritakdir ve teþvik etmiþtir.

"Oturduðun yeri pâk et, kazandýðýnlokmayý hak et" sözü, temizlik,dürüstlük, çalýþmak, hak ve helâlkazanç konularýnýn altýný kýsa ve öz birbiçimde çizmiþtir.

"Ayaða kalkacaksan, hizmet amacýylakalk, eðer konuþacaksan hikmet ilekonuþ ve oturacaðýn zaman saygý ileotur" sözleri; saygý, sevgi, bilgi vehizmetin birlik ve bütünlüðe neler

kazandýrdýðýnýn çok anlamlý ve güzelbir biçimde ifadesidir.

"Dostluk, sevgi, barýþ, insanlýk içingül" "Ýki düþman deðil, dost kardeþgibi ol" diye seslendi Hacý Bektaþ. Ha-yatý, eserleri ve sözleri incelendiðindehem bir din âlimi hem de bir toplumbilimci ve kanaat önderi olduðu görü-len Hacý Bektaþ-ý Veli XIII. yüzyýlýnbuhranlý döneminde çevresine ýþýk ol-muþ, karanlýðý aydýnlatmýþtýr. O aydýn-lýkta insanlar huzura ermiþ, mutlulukbulmuþlardýr. Bütün yaþamý, insanlarýntemel inanç sistemleri içinde yaþa-malarýna hizmet etmek, onlarý birlik veberaberliðe çaðýrmakla, hoþgörü vesevgiyi arttýrmaya çalýþmakla geçmiþtir.

Hayatý ve inançlarý hakkýnda zamanzaman birbirine oldukça ters söylemlerdikkat çekmekte ise de bu ancak onuve öðretisini yakýndan tanýmayanlarýnveya çýkarlarýna âlet etmek isteyenlerinyanlýþlarýndan kaynaklanabilir. Yaþa-dýðý dönemde halkýn içinde bulunduðusosyal kargaþa ve manevi sorunlarkarþýsýnda insanýn özüne dikkat çekmiþ,insanlarýn bir ve kardeþ olduðu söyle-miyle herkesi sorumlu davranmaya vesükûnete davet etmiþtir. Hacý Bektaþ-ýVeli ayrýlýkta fayda görmemiþ, birlik veberaberlik uðrunda mücadele etmiþtir.

1964 yýlýndan bu yana önce ulusal vedaha sonra uluslararasý etkinlikler ilekutlanan Hacý Bektaþ-ý Veli törenlerinegerek yerli, gerekse yabancý ziyaretçi-ler tarafýndan büyük ilgi gösterilmektesaygý ve sevgiyle anýlmaktadýr.

SEVGÝ DÜNYASI26

“Kendi kültürü ile çatýþmalarýný tamamlamamýþ, bununla hesaplaþamamýþ insanlar ne yazýk ki baþka kültürlerin öðretilerinde çare arayabiliyorlar. Bu elbette mümkün olamýyor ve bazen insanlarý bir öðretinin fanatiðine döndürebiliyor.Fanatizm ilk baþlarda insanýn sahte bir mutluluk hali yaþamasýna yardýmcý olsa da bir süre sonra bir tür uyuþma ve körleþme ile sonuçlanýyor.”

Cem Þen Ýle RöportajDerki’den

Uzak Doðu öðretilerinin kendimizidaha iyi hissettirmesinin nedenlerinedir?

Uzakdoðu öðretileri derken hangiöðretiden bahsettiðimizi netleþtirmemizgerekir. Bildiðiniz gibi Doðu veUzakdoðu, neredeyse dünya nüfusunundörtte üçünün yaþadýðý bir coðrafya.Sadece Çin, Hindistan, Japonya,Malezya, Tayland ve Endonezya'nýntoplamý bile yaklaþýk 4 milyar ediyor.Dolayýsýyla da Doðu ve Uzakdoðu as-lýnda dünyanýn, nüfus ve kültür çeþitli-liði açýsýndan merkezi. Uzakdoðu'danBatý dünyasýna aktarýlan ana öðretilerBudhizm, Hinduizm/Yoga ve Taoizm.

Samimi olmak gerekirse, herhangi biröðreti kendimizi iyi hissetmemizisaðlayabilir. Bununla birlikte kendi

kültürü ile çatýþmalarýný tamamla-mamýþ, bununla hesaplaþamamýþ insan-lar ne yazýk ki baþka kültürlerin öðreti-lerinde çare arayabiliyorlar. Bu elbettemümkün olamýyor ve bazen insanlarýbir öðretinin fanatiðine döndürebiliyor.Fanatizm ilk baþlarda insanýn sahte birmutluluk hali yaþamasýna yardýmcý olsada bir süre sonra bir tür uyuþma ve kör-leþme ile sonuçlanýyor. Elbette bu,kendi kültürümüzün öðretilerinin debaþka kültürün öðretilerinin dearacýlýðýyla görebileceðimiz bir zarar.

Bu sebeple doðru anlaþýlmasý gerekirki, öðretiler EÐER "Hakikat"i iþaretetmek ve bu Hakikat'e ulaþmak için biryöntem iseler, iki gerçekten bahsede-biliriz: 1. Her öðretinin ayný þeyisöylemesi gerekir. 2. Öðretiler aslaamaç deðil yalnýzca birer araçtýrlar.

27SEVGÝ DÜNYASI

Bu durumda, eðer bir öðreti Hakikateulaþmamýza yardýmcý oluyorsa, isterDoðu'dan ister Batý'dan gelsin, mutluolmamýzý ve daha bilge bir varoluþdurumuna ulaþmamýzý saðlayacaktýr.

Öðretilerinizin ne kadar etkiliolduðunu örnek deneyimlerinizleaktarabilir misiniz?

Öðretilerimin ne kadar etkiliolduðundan bahsedebilmek için önceonun ne olduðunu anlatmam gereklisanýrým. Ben, yaklaþýk 35 yýllýk manevibir kiþisel yolculuðun sonucunda, aynýHAKÝKAT'i iþaret ettiðine inandýðýmöðretilerin merkezindeki ana öðretiyi,kültür, cinsiyet ve zamanýn koþullarýn-dan baðýmsýz bir þekilde öðrenilebilirhale getirmeye çalýþtým. Görüþümegöre, bir öðretinin gücü her koþul altýn-da uygulanabilir olmasýndan gelmekte-dir. Eðer bir öðreti, özünü bir parçacýkbile yitirmeden her koþula uyumsaðlayabiliyorsa o zaman gerçek biröðreti demektir. Bu sebeple Cem ÞenEðitimleri adý altýnda birarayagetirdiðim öðreti, benim icadýmdeðildir. Ben, evrensel öðretiyi anla-maya çalýþýyorum. Öðretmeyeçalýþtýðým tek þey de iþte bu evrenselöðreti. Bazý ustalara göre HAKÝKAT'iiþaret eden öðretiler, her zamanda veher varoluþ boyutunda aynýdýr. Evreninher köþesinde ayný öðreti vardýr çünküHAKÝKAT tektir.

Öðrettiklerimin etkisini yalnýzcaöðrencilerimin gün geçtikçe varsayým-larýndan kurtulup uyanmalarý ve özgür-

Cem Þen1968 yýlýn-da doðdu.1981 yýlýn-da savaþsanatlarýeðitimialmayabaþladý.1987 yýlýn-da ZenBudizm'inTürkiye'deki

temsilcisi olan Ýlhan Güngören iletanýþtý ve 1987-1990 yýllarý arasýndaGüngören'in asistanlýðýný yaptý. Biryandan Güngören'i Zen çalýþmalarýndave Tai Chi Ch'uan derslerinde destek-leyen Cem Þen ayný zamanda NamýkEkin, Mustafa Aygün gibi eðitmenlerlesavaþ sanatlarý eðitimini sürdürdü.

1990 yýlýnda ilk çeviri eseri yayýn-landý. Ayný yýl çalýþmalarýný tümüyleTaocu çalýþmalara yönlendirdi.Sýrasýyla Mantak Chia, Master Wang,Master Wu, Eric Steven Yudelove gibiustalardan eðitim alan Cem Þen aynýzamanda bu ustalardan farklý Taocusistemleri öðretme yetkisi de aldý.Halen ustalar ile çalýþmalarýný vedünyanýn farklý yerlerinde bulunanyaþayan büyük bilgelerle iletiþimini vearayýþlarýný sürdürmektedir.

1991 yýlýnda Dharma Yayýnlarý'ný veardýndan 2003 yýlýnda bu yayýnevindenayrýlarak Klan Yayýnlarý'ný kurmuþ olanCem Þen'in içlerinde "Enerjinin Dansý:T'ai Chi Ch'uan" ve "Dolmuþa Binmeve Dolmuþtan Ýnme Sanatýnda Zen"adlý kitaplarýnýn da bulunduðu 8 kitabýve yaklaþýk 40'a yakýn çeviri eseribulunmaktadýr.

SEVGÝ DÜNYASI28

leþmeleri, özgür bir zihine sahipolmalarýyla ölçebilirim. Özgür bir zihinmutlu bir zihindir. Sanýrým bu anlamdafena yol almýyoruz. Örneklemedenözellikle uzak duracaðým çünkükimsede beklenti yaratmak istemem.

Bilgeliðe eriþmeye çalýþanlarýnsayýsýnýn artmasý insanlýðý kurtara-bilir mi?

Ýnsanlýðýn kurtarýlmasý büyük birhedef. Budha'nýn çok sevdiðim bir lafývardýr: "Tüm dünyayý aydýnlatmayaçalýþmayýn; yalnýzca bulunduðunuzköþeyi aydýnlatýn." Bizim yalnýzcabulunduðumuz köþeyi aydýnlatmayaçalýþmamýz gerekir.

Elbette bilgeliðe ulaþmaya çalýþan-larýn sayýsý arttýkça dünya çok daha iyibir yer olacaktýr. Bu tartýþma götürmezbir gerçektir. Bunun için 3 temel sorunüzerinde çalýþmayý öðrenmemizgerekiyor. Bunlar: öfke, açgözlülük vecehalet. Eðer, bu üç tehlike ile baþaçýkabilecek bilgeliðe ulaþabilirsek budurumda insanlýk mutlaka bundanbüyük fayda görecektir.

Anlamamýz gereken þey þudur: Ýnsan-lýðý kurtaracak þey ile bireysel olarakbizi kurtaracak olan þey ayný þeydir.

Kendimizle ilgili farkýndalýklarýnasýl artýrabiliriz?

Farkýndalýðý artýrmanýn yolu, unutma-maktan geçiyor. Neyi unutmamak? Ýlk

Ýnsan unutur. Verdiði sözleriunutur.

Ýnsan unutur. Bir zamanlar ne hissettiðini unutur.

Ýnsan unutur. Bir zamanlar neçektiðini unutur.

Ýnsan unutur. Çabasýnýn iþe yaramadýðýný unutur.

Ýnsan unutur. Tüm sevdiklerininve kendisinin öleceðini unutur.

Ýnsan unutur. Önemli kabul ettiðiþeylerin büyük bir kýsmýnýn

önemli olmadýðýný unutur.Ayný hatalarý defalarca yapar;

çünkü unutur.Minnet duymaz; çünkü geçmiþte

kim olduðunu unutur.Paylaþmaz; çünkü paylaþtýðýnda

mutlu olduðunu unutur.Öfkelenir; çünkü öfkelendiðinde

acý çektiðini unutur.Arzularýnýn pençesine düþer;

çünkü arzularý asla tatminedemediðini unutur.

Baþkalarýný zor duruma düþürür;çünkü baþkalarýný zor durumdan

kurtardýðýnda sevinçle dolduðunuunutur.

Endiþelenir; çünkü geleceði kontrol edemeyeceðini unutur.

Piþmanlýklarla ve suçluluklayaþar; çünkü geçmiþi deðiþtire-

meyeceðini unutur.Tembellikle yaþar; çünkü en

deðerli deneyimlerin biz onlarýbeklemezken geldiðini unutur.

29SEVGÝ DÜNYASI

olarak þimdiki zamaný. Sonra yap-týðýmýz þeyi. Sonra bedenimizi,duygularýmýzý ve düþüncelerimizi.Eðer farkýnda olmayý anýmsaya-bilirsek farkýnda olabiliriz. O sebeplede ilk adým anýmsamak olmalý.

Kendimize yalan söylemeyi nasýlaþabiliriz?

Kendimize yalan söylediðimizi farketmeden yalan söylemeyi aþamayýz.Yalan söylediðimizin farkýndaolmalýyýz ilk olarak. Yalansöylediðimizi fark edebilmek içinseyalanýn bir amaca hizmet ettiðini amavaadettiði þeyi veremediðini anla-mamýz gerekir. Her yalan bir vaatlegelir ancak asla vaadini yerine getire-mez. Zaten vaadini yerine getirseydiyalan olmazdý. Kendimize kendimizhakkýnda söylediðimiz yalanlar,kendimizi gerçekte olduðu haliylegörmemizi engellemektedir. Buengelleme bizi içinde bulunduðumuzdurumdan çýkmaktan engellemekte veacý çeksek de bir tür uyuþma haliiçinde tutmaktadýr. O nedenle deyalanlarýmýzýn bize acý verdiðini vehizmet etmediðinin anlamalýyýz ilkolarak ki yalan söylemeyi býrakabile-lim. Elbette bunun için de yalan-larýmýza inanmayý býrakmalýyýz. Bizleryalanlarýmýzý baþkalarýný deðilkendimizi hayali bir gerçekliðe iknaetmek için söyleriz. Her yalan birvaatte bulunur. Hiçbir yalan vaadiniyerine getiremez. Yalaný býrakmakiçin ilk olarak yalanýmýza inanmayý

Hazýrlýk yapar; çünkü olanýn bizidaima hazýrlýksýz yakalayacaðýnýunutur.Hayaller kurar; çünkü olanýn daimahayal ettiðimizden farklý olacaðýnýunutur.Baþkalarýnýn iyi iþlerini kötüler;çünkü kendini yüceltmenin yolununbaþkasýnýn hatasýna vurgu yapmakdeðil kendini geliþtirmek olduðunuunutur.Somurtur; çünkü gülümsemeninbulaþýcý bir iyilik olduðunu unutur.Açgözlülük yapar; çünkü cesaretinen deðerli yatýrým olduðunu unutur. Zamanýný boþ yere harcar; çünkübu deðerli hayatýn kýsacýkolduðunu unutur.Baþarý elde etmek, alkýþ almak içinkendini türlü acýlarýn, türlü erdemsizliklerin kucaðýna atar;çünkü her þeyin geçici olduðunuunutur.Suçlar; çünkü eylemlerin özgürolmadýðýný, koþullarca belirlendiðiniunutur.Böbürlenir; çünkü baþarýnýn kendiürünü olmadýðýný unutur.Kendisiyle konuþur; çünkü gerçeðiduyabilmek için susmasý gerektiðiniunutur.Dinlemeyi unutur; çünkü anlaþýla-bilmenin tek yolunun anlamakolduðunu unuturKýsacasý insan unutur.

SEVGÝ DÜNYASI30

býrakmak gerekir. Bunun için deyalanýn vaadettiði þeyi vermeye mukte-dir olmadýðýný anlamalýyýz. Bu anlayýþfarkýndalýkla gelecektir. Farkýndalýk iseyalnýzca doðru sorularý sormaya hazýrolduðumuzda vardýr.

Ýnsanlarýn birbirleriyle iletiþimineden bu kadar zorlaþtý?

Ýnsanlar arasý çatýþma her zamanvardý. Hattâ bu çatýþma ve onuniyileþtirilmesi için Pali dilinde, 2500 yýlkadar önce Budha tarafýndan kullanýlan"Papancha" diye bir terim bile vardýr.Papancha, anlam olarak tat katmak,çeþnilemek demektir. Genel olarakgelecek ya da geçmiþ ile ilgili kurgu-larýmýzý, vesveselerimizi, varsayým-larýmýzý anlatýr. Kiþiler arasýndaki çatýþ-manýn temelinde karþýmýzdakini,kendimizi ve çatýþmayý doðru þekildekavrayamamak vardýr. Bana bir insanile arasýnda çatýþma olduðunu söyle-yerek gelen her öðrencime aynýtavsiyede bulunurum: eðer anlaþýl-madýðýnýzý düþünüyorsanýz bilin kikarþýnýzdakini anlamýyorsunuzdur.Yani, anlaþýlmadýðýnýzý düþündüðünüzher zaman mutlaka anlamaya çalýþýn.Ýnsanlar eðer dinlemeye ve anlamayahazýr olsalar iletiþim o kadar zorolmayacak. Ne yazýk ki hepimizinkafasýndaki -meli ve -malý'lar,iletiþimin önündeki en ciddi engelioluþturuyorlar.

Yalnýzlýðý bu kadar çok severek birbaþkasýyla yaþam kurmaya çalýþmakyaman çeliþki deðil mi?

Ýnsanlar yalnýz yaþamak içinyaratýlmýþ varlýklar deðildir. Samimi birþekilde yalnýz kalmak isteyen insanyok denecek kadar azdýr. Bir bebeðinbile karnýnýn doyurulmasý hayattakalmasýna yeterli olmuyor. Sevilmeyenbebeklerin hayatta kalmalarý zorlaþýyor.Ýnsanlar, baþka insanlara ihtiyaç duyar-lar. O sebeple yalnýz olmayý istemekçoðu zaman bir iliþkinin yükünü taþý-mak istememektir. Daha doðrususorumluluðu yük sanmak demektir. Bizinsanlar sürekli olarak yetki sahibiolmak ama sorumluluk sahibi olmamakisteriz. Hep birbirleri ile çeliþen þeylerister dururuz. Soruna sebep olan eylemiyapmayý sürdürmek ama soruna sahipolmamak isteriz mesela; evli olmakama bekâr gibi yaþamak... Aydýnlanma,uyanma yolunda ilerleyip baðým-lýlýlarýmýzý sürdürmek... Yalnýz olmakama iliþkiye sahip olmak da böyle birþey. Yani iþimiz ne yardan ne serdengeçmektir. Oysa birinden birini býrak-mak durumundayýz. Dediðim gibi ha-yatýn üç ciddi sorunu var: Açgözlülük,öfke ve cehalet. Bu, açgözlülük sýnýfýnagiriyor.

Sevgi ve þevkat öðretilebilir mi?

Elbette öðrenilebilir ve geliþtirilebilir.Bunun yolu aslýnda çok kolay. Þefkatigeliþtirmek istiyorsanýz anlayýþgeliþtirmelisiniz. Þefkat çoðunlukla

31SEVGÝ DÜNYASI

acýma duygusu ile karýþtýrýlýr oysaacýma deðildir. Acýma tehlikeli birduygudur ve çoðunlukla acýdýðýmýzvarlýða bu acýyý yaþatana karþý öfkeduygusunu barýndýrýr. Þefkat ise, acýnýnnasýl bir cehaletle yaþandýðýnýn acýyýçekenin de acýyý çektirenin de benzerbir cehaletin kurbaný olduðununanlaþýlmasýný saðlar. Þefkat iyileþtiri-cidir. Acýnýn niçin yaratýldýðýnýnanlaþýlmasý þefkati artýrýr.

Sevgi ise emek ile iliþkilidir. Birinsana ya da bir þeye harcadýðýmýzemek arttýkça onunla ilgili sevgimiz deartar. Sevginin en ileri formunda isesevdiðimiz þeyi kendimizden özgür-leþtirmek vardýr.

Din insanlarý doðru yolda tutmayayetmiyor.. Ýnsan kötü bir varlýkolmaktan nasýl kurtulur?Kurtulabilir mi?

Eðer varlýklara fýrsat verilir ve yeterliþefkat ile temas ettirilirlerse, eðerkorkularýndan kurtulmalarýna yardýmcýolunabilirse kötü eylemlerden uzaklaþ-maya baþlýyorlar. Ýlk olarak þunu anla-mamýz gerekir ki, kötü insan yokturyalnýzca kötü eylemler vardýr. Birhapishanede bile eðer insanlara kötüolmadýklarý sadece kötü bir þey yapmýþolduklarý anlatýlabilirse, hapishanedençýktýktan sonra tekrar suç iþleme ihti-malleri büyük oranda azalýyor. Ýnsanlarsuçlu ya da kötü deðildir, sadececehalet sebebiyle kötü eylemlerdebulunurlar. O sebeple insanlara iyi

eylemlerde bulunma ve deðiþmefýrsatý vermeyi asla býrakmamalý,hattâ bunun devlet eli ile yapýlmasýnýtalep etmeliyiz.

Beden saðlýðýmýzýn iç huzurumuzlanasýl bir iliþkisi var?

Yýllar önce, benim için dönüm nok-tasý olan manevi deneyimlerden birtanesini bir ustam ile sohbet ederkenyaþadým. Kaula Lumpur'da usta ileevinin balkonunda, bir çalýþma arasýndasohbet ederken, ona bir miktar saðlýk,anlamlý iliþkiler ve manevi geliþimdendaha önemli bir þeyin var olmadýðýnýdüþündüðümü söyledim. Bana, "Bede-nini saðlýklý hale getirmek istiyorsanruhuna yatýrým yap" dedi. Açýkcasýbuna þaþýrdým.

Ben her zaman bedenin iyileþtirilmesiiçin beden üzerinde çalýþmanýn gerek-tiðini düþünürdüm. Elbette bedenüzerinde çalýþmak çok önemli amauzun yýllar süren öðrenme ve öðretmedeneyimlerimin sonucunda þunusamimiyetle söyleyebilirim ki, saðlýkbeden ile deðil bilinç ya da ruh ileiliþkilidir. Bedenin saðlýklý olmasýzihinsel saðlýðýmýza katkýda bulunurama asýl ciddi deðiþim zihnimizinhuzurlu olmasý ile yaratýlýr. Kesinliklebedenin gevþemesi ve canlanmasýduygularýmýzýn ve zihnimizin huzurluhale gelmesine yardýmcý olacaktýr. Buda zihnimizdeki huzurun artmasýnýnsonucunda bedenimizin çok daha iyi vehuzurlu olmasýna yardýmcý olacaktýr.

SEVGÝ DÜNYASI32

Taoizm'de duygularýn kaynaðýnýn zih-nimiz deðil duygular olduðuna inanýlýr.Yýllar süren deneyimlerin ardýndan sizebunun doðru olduðunu söyleyebilirim.Düþünceler zihnimizin ürünleri olsalarda duygular organlarýmýzla iliþki-lidirler. Dolayýsýyla organlarýmýzýn vebedenimizin ýlýmlý ölçüde saðlýklýolmasý ile dengeli duygular ve iç huzurarasýnda baðlantý vardýr.

Ýnsan paranýn hükümdarlýðýna sonverebilir mi? Alýþveriþ yapmayýbýrakabilir mi?

Para yalnýzca bir araçtýr. Özellikle degözde büyütülen bir araç. Yýllardýr içselgeliþim alanýnda eðitim veren pek çokinsan gibi ben de para konusundakiönyargýlý yorumlara muhatap olur duru-rum. Bu röportajda deðil ama belkibaþka bir yazýda bir ara para ile içselgeliþim eðitimleri arasýndaki iliþkiyi,özellikle de yanlýþ anlaþýlýp duraniliþkiyi anlatmak istiyorum.

Þimdi sorunuza geri dönecek olursak,gerçekçi olmak gerekirse, þimdilikiçinde yaþadýðýmýz dünyada bir takasaracý olarak parayý kullanýyoruz.Elbette gerçekte para diye bir þeyin varolmadýðý, sanal bir deðer olduðu,paranýn tek amacýnýn sürekli deðeryitirmek ve bizi durduk yerde fakir-leþtirerek ana paraya sahip olan büyükgüçlerin gücünü daha da artýrmakolduðunu vs.. söyleyebiliriz. Bununlabirlikte paranýn bu gücü bizim açgöz-lülüðümüz olmadan var olamaz. O

nedenle paranýn besininin daima bizimaçgözlülüðümüz olduðunu aným-samalýyýz.

Kiþisel olarak hayat boyu en büyükyatýrýmýmý eðitime harcadým. Bugüngeriye dönüp baktýðýmda pek çokinsanýn mal edinmek için harcadýk-larýndan daha büyük miktarda birparayý eðitimime ve eðitim gezilerimeharcadýðýmý görüyorum. Bu, benim içinpara kazanmanýn ve para harcamanýnen iyi yoluydu.

Budha para için 6 öneride bulunur:

1. Doðru þeyden para kazan, kimseyezarar verme.

2. Doðru þeye para harca, kimseyezarar verme.

3. Paranýn bir kýsmýný yaþamak içinayýr.

4. Paranýn bir kýsmýný iþine yatýr.5. Paranýn bir kýsmýný ilerde ihtiyaç

duyabileceðin þeyler için bir kenaraayýr.

6. Paranýn bir kýsmýný hayýr iþlerineve öðrenmeye ayýr.

Benim para konusundaki algým veönerim de bu. Eðer kendiniz içingerçekten önemli olan þeyi anlaya-bilirseniz, onun için para harcamaksizin için mutluluk olacaktýr. Eðer siziniçin gerçekten önemli olan þeye parabulamadýðýnýzý düþünüyorsanýz bu dasizin yanýlsamanýzdýr ama bu konu dabaþka bir sohbete kalsýn..

asýl besleniyoruz? Tartýþmalýbir konu. AvrupaParlamentosu da durmadansorguluyor: "Tarýmda

kimyasal kullanýmýna evet mi, hayýr mýdemeli?" Bu tartýþmadan yorulmuþbazý parlamenterler bir deneme yapýpdurumu sergilemek istemiþler. Hersiyasal eðilimden 48 parlamenter kendiidrarlarýný analiz ettirmiþ. Sonuç hayli

keyif kaçýrýcý. Ýdrarlarda yüksek orandazararlý kimyasal bulunmuþ. Bulgu ABortamýnda yepyeni bir durum yaratmýþ.

Yapýlan analizler idrarlarda ortalamaolarak litrede 1,7 miligramlýk kimyasalsaptamýþ. Bu deðer, içme sularýndaizin verilen düzeyin 17 katý. Bazý par-lamenterlerin idrarýnda ise adý geçenmiktar 4 miligrama kadar varýyormuþ.

33SEVGÝ DÜNYASI

YediklerimizleBedenimize Ne Giriyor? Atilla Alpöge, Ekogazete, 08 Haziran 2016

N

Bu denemeyi baþlatanlar yepyeni biröneri atmýþlar ortaya. "Gelin, AvrupaParlamentosu'nu býrakalým bir kenara.AB üyesi ülkelerin cumhurbaþkan-larýnýn ve bakanlarýn idrarlarýný daanaliz ettirelim. Acaba sonuç ne çýka-cak?" Öneriyi yönelttikleri ABKomisyonu baþkaný Jean-ClaudeJuncker bunu duymazlýða gelmiþ,baþýný çevirmiþ.

Peki, farkýnda olmadan kimyasaliçeren bir takým þeyler yiyip duruyor-sak ne olur? Bu soruyu sorunca 5-10yýldan beri ortalýðý sarsan bir tartýþ-manýn içine girmiþ oluyoruz.

Söz konusu olan kimyasalýn adý 'gli-fosat'. Bunu iþin baþýnda, kýrk yýl önce,Roundup adýyla üretip pazarlayan daMonsanto adlý dev, küresel Amerikanfirmasý. Ama glifosat baþka tarým

ilaçlarýna da girmiþ artýk ve çok yaygýnolarak kullanýlýyor. Ülkemizde de. Heryýl yeryüzünün tarým alanlarýna800.000 ton glifosat seriliyor.Serilmekle kalmýyor, topraktan içmesularýna bile sýzýyor.

Sonuçta bakkaldan, marketten, büyükmaðazalardan aldýðýmýz hemen heryiyecek maddesinin üretiminde glifo-satýn katkýsý var.

Dünya Saðlýk Örgütü (WHO) bununkansere neden olma ihtimalinin çokyüksek olduðunu bilimsel araþtýrmasonucu sergileayen bir rapor yayým-lamýþtý 2015'te. Birkaç hafta geçmedenbizim Tarým Bakanlýðý bu tür söylen-tilere inanýlmamasý gerektiði yolundabir duyuru yapmýþtý. Buðday EkolojikYaþama Derneði ise buna gerekenyanýtý vermiþti.

SEVGÝ DÜNYASI34

Geçtiðimiz günlerde Almanya'dayayýmlanan bilimsel bir araþtýrmaAlmanlarýn %99’6'sýnýn idrarýnda kabuledilen miktarýn üstünde glifosatgörüldüðünü duyurmuþ. Araþtýrma2.000 kiþiyi kapsamýþ. Bunlarýn%75'inde üst sýnýrýn 5 katý kimyasalvarmýþ. %22'de ise sýnýr 15-42 misliaþýlýyormuþ.

Birkaç dipnot daha: Erkekler kadýn-lara göre, çocuklar ve gençler yaþlýlaragöre, çok et yiyenler az et yiyenleregöre daha fazla glifosat taþýyormuþ.

Ama gerek Amerika'nýn, gerekseAvrupa Birliði'nin saðlýk ve beslenmesorumluluðu taþýyan birimleri glifosatkarþýsýnda tavýr almýyorlar. "Zararý bi-linmiyor" gibilerden yanýt vererek bukonuyu geçiþtiriyorlar. Monsanto'nunve benzerlerinin kurduðu baskýnýn butavýrda etkili olduðu söylentileridolaþýp duruyor.

Öte yandan dünyanýn her köþesindeRoundup karþýtý tavýr ve giriþimlerartýyor. ABD'de binlerce kiþi ilgili fe-deral birime baþvurup araþtýrma istedi.Öte yandan ünlü bilim insanlarýndanoluþan bir grup ayný ABD birimiyle 14Haziran'da bir toplantý yapacak ve gli-fosat kullanýmýnýn sýnýrlanmasýný, hattâyasaklanmasýný isteyecek. Yürütüleniddialý ve kapsamlý bir proje daha sözkonusu: The Detox Project.

Þimdi geldik konunun can damarýna.Avrupa Birliði Parlamentosu

Roundup(*)'ýn kendi sýnýrlarý içindekullanýmýna izin vermiþti. Yukarýdasözünü ettiðimiz bizim Tarým Bakanlýðýduyurusu da "AB izin veriyor. Daha neolsun?" görüþünü kullanmýþtý. Ancakbu izin 2016 Temmuz sonuna kadardý.Ýþte geldik çattýk adý geçen tarihe. ABne yapacak, ne karar verecek?

Avrupa Komisyonu önce "15 yýl dahakullanýmýna izin verelim" önerisinigeliþtirmiþ. O kadar tepki almýþ ki,bunu dokuz yýla indirmiþ. Tepki þid-detlenmiþ. Bu kez "Caným, uzatma 18ay olsun" önerisine getirmiþler iþi. 6Haziran 2016 tarihli habere göre üyeülkeler bunu da reddetmiþler. ÇünküAvrupa nüfusunun yalnýzca %52'sinitemsil eden ülkeler 'kullanalým' demiþ.Fransa, Almanya, Ýtalya, Yunanistan,Portekiz baþta olmak üzere ötekilerdirenmiþ. Bir kararýn çýkabilmesi için%65 çoðunluða gerek varmýþ.Komisyon acele bir yeni bir önerisunma hazýrlýðýna girmiþ.

Bakalým bu çekiþmenin sonu ne ola-cak? Ve eðer uzatma çýkmazsa,bakalým bizim Tarým Bakanlýðý kul-lanýmý nasýl savunacak?

Yararlanýlan kaynaklar: The Guardian, 6.6.2016 - Cécile Ducourtieux ve Stéphane Foucart, Le Monde, 8.6.2016 - Baþyazý, Le Monde, 8.6.2016 - Stéphane Foucart, Le Monde, 13.5.2016 - Stéphant Foucart, Le Monde, 9.3.2016.

35SEVGÝ DÜNYASI

(*) Yabani ot öldürme ilacý

Mariana Çukuru 11 binmetre ile dünyanýn bilinenen derin noktasý. Suyunýsýsý 2°C. Basýnç, deniz

yüzeyinden tam 1100 kat daha fazla.Yakýn zaman kadar burada pekfazla canlý organizma bulunacaðýdüþünülmüyordu. Ancak, geçen hafta-

larda Nature dergisinde yayýnlanan biraraþtýrmaya göre Mariana'da çok sayýdamikrop ve mikroorganizma bulunmaktave bunlar önemli bir iþlevi yerinegetirmekteler.

Resimde, Mariana Çukuru'nun birkesitini ve de Dünyanýn en yüksek

SEVGÝ DÜNYASI36

Denizlerin En Dibindeki YaþamYararlanýlan kaynak: BBC, Rebecca Morelle Çeviri: Tahsin Çorat

M

noktasý Everest Tepesi ile karþýlaþtýr-malý ölçülerini görüyorsunuz. Everest8.848 metre, Mariana ise 11.033mmetre. Size bir fikir vermesi açýsýndanþöyle anlatalým farký: Eðer Everest'itersine bu çukura yerleþtirebilseniz,tepenin zirvesinden çukurun en dipnoktasýna, 2 kilometreden fazla birboþluk kalýrdý.

Haberin ilginç bir yaný, sözünüettiðimiz uç koþullarda bile çok sayýdacanlýnýn yaþamýný sürdürebilmesi. Birkaç hafta önce Rus bilim insanlarýnýn,bir buzulun 4 km altýndaki Vostokgölünde þimdiye kadar bilinmeyen birbakteri bulduklarýný okuduk. MarianaÇukuru bulgularý, dünyada bakterilerinyaþamlarýný sürdüremeyeceði hiçbiryerin olmadýðý tezini kuvvetlendiriyor.

Mikroorganizmalar ve Karbon Çevrimi

Bir diðer ilginç nokta ise…Araþtýrmacýlar, bu derin deniz mikro-

plarýnýn karbon çevriminde ve bunabaðlý olarak iklim deðiþimindedüþünülenden çok daha büyük bir roloynadýklarýna inanýyorlar.

Bunu biraz açalým. Karbon çevrimi,karbonun biçim deðiþtirerek, deðiþikekosistemler arasýndaki dolaþýmsürecine verilen isim. Gezegenimizdeyaþamýn sürdürülmesini saðlayan temelsüreçlerden biri. Basitleþtirerek anlatýr-sak, bitkilerin havadaki karbondioksitikarbon bileþiklerine dönüþtürmesi ilebaþlar bu çevrim. Diðer canlýlarýn bubileþikleri tüketmesi ve solunum yoluy-la bir kýsmýný karbondioksit olarak gerisalmasý ile devam eder. Ve canlýlarýnölümünden sonra bedenlerindeki kar-bon bileþiklerinin ayrýþmasý ve bundançýkan karbondioksitin yeniden atmos-fere geri dönmesiyle tamamlanýr.Aþaðýdaki resim çevrimi daha ayrýntýlýolarak gösteriyor.

Çevrimi tamamlayan ayrýþma görevi,mikrop ve mikroorganizmalara düþü-

37SEVGÝ DÜNYASI

yor. Eðer insanlar devrede olmasa, kar-bon çeviriminin deðiþik ekosistem-lerdeki oraný sabit kalýr diyor uzmanlar.Doðanýn kendi dengesi var. Ama biz vefosil yakýtlarýmýz devreye girinceçevrim farklý bir yere gidiyor tabii.

Mariana Çukurundaki mikroorganiz-malar daha yüksek sularda yaþayanbalýk ve deniz hayvanlarýnýn dibeçöken kadavralarýný ayrýþtýrýp karbon-dioksite çeviriyorlar. Araþtýrma 11 binmetrede, çok daha yüksek basýnca veuç koþullara raðmen, 6 bin metrelikçukurlardan iki misli daha fazlamikroorganizma bulunduðunu sap-tamýþ.

Peki, bu çok güzel de, niye bu ayrýþ-ma olayý ve karbondioksit salýmýönemli diye sorabilirsiniz. Eðer bu bak-teriler bu karanlýk ve soðuk ortamda,karbon bileþiklerini karbondioksiteayrýþtýrmasalardý, karbon çevirimi ken-

dini dengeleyen bir süreç olmaktançýkardý. Bunun nedeni, dibe çökenorganik maddelerin bir süre sonra fosilyakýtýna dönüþmesi. Bu durumdayukarýdaki resimde gördüðümüz vebizim katkýlarýmýz olmadýðýnda sabitoranlarda sürüp giden çevrimin oran-larýnýn bozulmasý söz konusu.

Bu da tamam, diyebilirsiniz, ama bizdaha az karbondioksit olsun istemiyormuyuz? Uzmanlar karbon çevrimininkendi içinde çok önemli ve dengeli birsüreç olduðunu belirtiyorlar. Doðanýniþleyiþine müdahale etmek deðil, bizimbu çevrime katkýmýzý azaltmak önemli,diyorlar. Ayrýca karbon bileþiklerininazalmasýnýn da, çevrimin dünyadakiyaþamý desteklemesinde sorun yarata-caðýna inanýyorlar.

O zaman son bir soru: Bu mikroorga-nizmalarýn karbon çevrimine katkýlarýve bunun üzerinden iklim deðiþimine

etkileri nedir?Bunun yanýtýnýhenüz bilmiyorbilim insanlarý. Buderin su bakteri-lerinin ne kadarorganik maddeyiayrýþtýrdýklarý dabilinmiyor henüz.Ama büyücek birbulmacanýn ilginçparçacýklarýný oluþ-turduklarýna kesingözüyle bakýlýyor.Mikrop deyipgeçmemeli.

SEVGÝ DÜNYASI38

SEVGÝ DÜNYASI39

Öte Taraftan Konuþmalar

Oðlum ve Öte Hayat

Elisa Medhus, MDÇeviren: Nelda Ýnan

Þüphesiz ki ölüm bir yok oluþ deðil, bizlere yeni fýrsatlarýnverildiði farklý bir deneyimdir. Ölüm, yaþam olduðu için vardýrve esasen tüm hayatlarýmýzýn en önemli deneyimini oluþturur. Bizieþsiz bir düzenle yöneten Ýlâhi Ýdare Mekanizmasýna göre detekâmülümüzün tamamlanabilmesi için þart olan bir iþleyiþtir.Defalarca ölmek demek aslýndadefalarca yaþadýðýmýzý da ifadeeder. Her yaþam ve akabindekiher ölüm, bizi yaþam ustasýolmaya bir adým daha yaklaþtýra-bilir eðer aklýmýzý ve gönlümüzüiyi kullanabilirsek..Geçen ay baþlangýcýný yaptýðýmýzEliza Medhus'un birebir deneyim-lerinden yola çýkarak yazýyadöktüðü hikâyesini, oðlunuyitiriþinin ardýndan onunlakurduðu irtibatýn adým adýmnasýl gerçekleþtiðini aþaðýdakisayfalarda bulacaksýnýz.

Elisa Medhus

SEVGÝ DÜNYASI40

rik kendisinin bir DelphiKâhini olmadýðýný itiraf ettiilk. O da týpký pek çoðu-muz gibi kendi ejder-

halarýyla savaþmýþ, kusurlu bir insandý.Defalarca tökezlemiþ ve düþmüþtü.Ama belki de kendine has özellik-leriyle insan tecrübesine ait derin biranlayýþa sahipti. Boðazýna kadar sýkýntýve ýstýrap içinde olmanýn, pençeleriyleoradan çýkmanýn nasýl bir þey olduðunuiyi biliyordu. O ayrýca, hayatýn hiçbiracýyý çekmeye deðer olmadýðýna ina-narak, ümitsizliðin ve pes etmenin dene olduðunu biliyordu. Ama bu dene-meler ve büyük ýstýraplar ona farklý birtür bilgelik kazandýrmýþtý. Genç vekusurlu olsa da Erik'in duyulmaya de-ðer bir sesi vardý. O aramýzdan biriydi.

Bir hekim olarak, bu kitabý yazmakbana þifa gibi geldi. Çünkü doðamdaþifa vermek, insanlarý iyileþtirmekvardý ve þimdi de kendi yaramýiyileþtirme fýrsatýna sahip olmuþtum.Bir anne olarak bu kitabý yazmak isebana önemli bir ders verdi: Ölüm biriliþkinin bitmesi deðildir. Zira, sevgisýnýr tanýmýyordu, ölümü bile.

Sizi Erik ile yapacaðým bu yolculuðadavet ediyorum. Bu deneyimlerimi öteâleme bir rehberlik gibi de kabul ede-bilirsiniz. Öyle ki ihtiyaç duyduðunuz-da belli bölümleri defalarca okuya-bilirsiniz. Aðladýðýnýz zamanlarda,güldüðünüz zamanlarda, þaþkýnlýkgeçirip de durduðunuzda. Aranýzdanbazýlarý týpký benim gibi çok sevdiðinikaybetmiþ biri olabilir. Kiminiz de salt

ölüm korkunuzu yenebilmek içinokuyabilirsiniz. Bazýlarýnýz ölüm veyaþamýn mânâsýný daha iyi kavraya-bilmek için, daha büyük resmi görmekisteyebilir.

Sizi güdüleyen her ne ise, sizinle bir-likte insan denilen varlýðýn deneyim-lerinin ne anlama geldiðini, ölümsürecinin doðasýný, öte âlemdekiyaþamýn yapýsýný ve bunun kanýtlarýný,ruhun ve bilincin yaþamýna nasýldevam ettiðini ve hepsinin gerisindeaslýnda ne olduðunu araþtýracaðýz.Týpký benim gibi pek çoðunuz bu yol-culuða birer þüpheci olarak baþlayacak.Ümidim o dur ki, bu yolculuðu barýþçýlbir aydýnlanmayla bitirelim.

ÝNANCA YAPTIÐIM YOLCULUK

Ýki ateist tarafýndan yetiþtirilmek pekçok yönden, zihnimi hiçbir penceresive kapýsý olmayan demirden bir kutu-nun içine hapsetmekti. Elbet ki, avan-tajlarý da vardý. Düþünmek ve sorgula-mak zorunda deðildim. Zihnim ölüm-den sonra hayatla ilgili tüm sorularaher iki yönde de kapalý olduðu gibi,beni bu konularý araþtýrabileceðimaraçlardan da yoksun býrakmýþtý.

Hayatým boyunca, ölümden sonrahayatla ilgili pek çok örneklekarþýlaþmýþ, ama þüphelerim demirkutunun saðlamlýðýný sarsamamýþtý.Örneðin, Araþtýrma ve AydýnlanmaDerneðinin kurucusu ve ayný zamandada bir medyum olan Edgar Cayce'inesrarlý vizyonlarý ve kehanetleriyle

E

SEVGÝ DÜNYASI41

ilgili bir TV programýna rastlamýþtým.New York Times Dergisinde açýklana-maz bir þekilde eski Aramiceyi konuþ-maya baþlayan ikiz bebeklerinhikâyesini anlatan bir makale okumuþ-tum. Geçirdiði kalp krizinin ardýndanyakýn ölüm deneyimi yaþayan Seattle'lýbir kadýn hakkýnda çýkan bir haberdikkatimi çekmiþti. Bu kadýn, ruhbeden baðýnýn istemsiz bir þekildegevþediði anda, hastanenin üçüncükatýnýn pencere pervazýnda, baðcýklarýtopuk kýsmýnýn altýna doðru kývrýlmýþolan bir tenis ayakkabýsý görmüþtü.Ayný ayakkabý daha sonra hastane per-soneli tarafýndan kadýnýn tam da anlat-týðý yerde ve noktada bulunmuþtu.

Bazý medyumlarýn kehanetlerininesrarengiz biçimde doðru çýkmasýna,yakýn ölüm deneyimi yaþayanlarýnanlattýklarý çarpýcý hikâyelere ve çocuk-lar tarafýndan anlatýlan sýradýþý geçmiþyaþam deneyimlerine raðmen, zihnimive aklýmý büyük bir inatla kapalý tut-maya devam ediyordum. Taraflýolduðumdan dolayý baþkalarýna karþýhassasiyet içermeyen düþüncelerbesliyordum. Örneðin karþýmdakiinsanlar ne zaman enerji þifalarý,geçmiþ yaþam regresyonlarý veya ruh-sal irtibatlar hakkýnda konuþacakolsalar, onlarý hemen hayal mahsulüdiye addettiðim New Age sýnýfýnakoyuveriyordum. Ancak bu denli kapalýzihinli yaþamam da bana ýstýrap veri-yordu. Örneðin, oðlum Erik öldüktensonra babamýn bana söylediði ilk sözlerþunlar olmuþtu: "Üzgünüm Elisa, amao artýk bir toza dönüþecek." Babamýn

yanlýþ söylediðine inanmayý ne kadarçok istemiþtim hâlbuki.

Hayatýmýn neredeyse yarýsý hekimolarak geçti. Biyoloji, biyokimya, far-makoloji, pataloji, fizyoloji ve bilimindiðer dallarý zaten DNA'mýn doðalparçalarýydý. Aslýnda, bilim DNA sar-malýnýn arasýnda öylesine sýkýþmýþtý ki,bir zamanlar saçma diye addettiðimþeylere hiç yer býrakmýyordu. Bu bakýþaçýsý benim demir kutu dediðim, þüphe-ciliðimi daha da artýrmaya vegüçlendirmeye hizmet ediyordu. Ölmüþolan oðlumu algýlayamamamýn gerçeði,eðitim hayatým boyunca öðrendiðimher þeyle çeliþiyordu. Kimliðimintümünü nasýl bir bilim kadýný, bir dok-tor ve bir þüpheci olarak yenidentanýmlayabilirdim?

Ama Erik öldükten sonra, kendisiniaileye ve arkadaþlarýna tanýtmaya baþ-ladý. Onlarý capcanlý, derin rüyalardaziyaret etmeye ve hattâ onlara muzipþakalar yapmaya baþladý. Görünenoydu ki, benim dýþýmda herkes bundanhoþnuttu. Kýskanýyordum onlarý çünkühepsinden öte, ben onun annesiydim.Bu kiþilere en baþtan deli muamelesiyapabilirdim ama biliyordum ki onlardeli deðildiler, özellikle de kocam. Butecrübeler benim yýlmak bilmez araþtýr-malarýmla katlandý ve ihtiyatlý þüphe-ciliðim ile inancým arasýnda içsel birçekiþmenin baþlangýcýný oluþturdu.

Hastayý daha muayene etmedensadece ön bilgilerinin yazýlý olduðukarttan taný koyan hekim arkadaþlarýmý

SEVGÝ DÜNYASI42

hep eleþtirmiþimdir. Çünkü ben hasta-larýmý dikkatli bir þekilde, incedeninceye dinlerken, sezgilerimi de kul-landýðým için kendimi kutlamýþýmdýrhep. Ölümden sonra yaþam hakkýndakiþüphelerimi sorgulamaya baþlarkenkendime þunu sordum: "Dünya düzdürdiye ýsrar eden insanlardan biri olmayýgerçekten istiyor muyum?" Bunu nor-mal karþýlamayý hâlâ reddediyordum.Yanlýþ inanca inatçý bir köpek gibiyapýþmýþtým. Çünkü bu inancýmýnkanýtlanmasý demek, oðlum Erik'itümüyle kaybetmem anlamýna geliyor-du. Buna katlanamazdým.

Kederim az da olsa hafiflemeyebaþladýðýnda, Erik'in ziyaretlerini vemuzip þakalarýný da kabul etmeyebaþladým. Daha sonra öðrendim ki,duyduðumuz derin keder, ölen yakýn-larýmýzla olan irtibatýmýz arasýna kalýnbir duvar örmekte imiþ. Kapýlarýnýkapattýðým bir zihin yapýsýndan ihtiyatlýama açýk fikirli bir þüpheciliðe geçiþyolculuðum iþte böyle baþladý. Bununiçin birazcýk inanç yeterli olmuþtu.Artýk demir kutumun pencereleri vekapýlarý vardý.

ERÝK'DEN ÝNTÝHAR KARÞITI BÝR SÖYLEM

Ölümümle birlikte, hayatýn pek çoksorusuna herkese uyacak biçimde tekbir cevap verilemeyeceðini anladým.Yaþam hakkýnda topladýklarým nedirdiye soracak olursanýz, biz insanlarsevginin ne olduðunu yeniden öðren-mek için zorlu þartlar içinde biraraya

geliyoruz diye cevap veririm size.Ýnsanýn kendini sevmesi, diðerlerinisevmesi, hayvanlarý, bitkileri ve hattâcansýz varlýklarý bile sevmesi... Listeuzayýp gidiyor. Yeryüzünde olan herþey sevilebilir ve sevgi alabilir. Sevgihakkýnda öðrenirken, yargýlamamayý,esnek olmayý, yaþamýn ve diðerlerininýstýrabýnýn içimizden geçmesine izinvermeyi, hayatý olduðu gibi kabuletmeyi de öðreniyoruz.

Ýntiharý asla savunmayacaðým. Ne deintiharýn zayýflarýn iþi olduðunu anlata-caðým sizlere. Ýntiharýn onurlandýrýla-cak bir eylem olduðunu da söylemeye-ceðim. Ýntihar kiþisel bir seçimdir veonu seçen kiþiyi yargýlamak sizin iþinizdeðildir. Hepimiz sevgiyi arýyoruz,yargýlamayý deðil. Yeryüzündeki yaþammücadelesinin güçlü bir anlamý var. Ýn-tihar etmeyi düþünenleri bunu bir kena-ra býrakmalarý için cesaretlendireceðim.Hepimizin nihai amacý hayatýmýzýyaþamak ve yeryüzünde sevgiyi dene-yimlemektir. Kendinizi sýnýrlamayýn.

Gelecek Ay: Konumuza: "Erik'inHayatý, Ölümü ve Ölümden Sonrasý"baþlýðýyla devam edeceðiz.

SEVGÝ DÜNYASI43

elâmlar sevgili varlýklar, benManyetik Hizmetten Kryon. BuÝsrail'de yapacaðýmýz soncelsedir. Birçoklarý için turun

sonudur. Þu anda Kudüs'teyiz ve burasýBeytüllahim'den (Bethlehem) pek uzakdeðil. Bu celse farklýdýr, çünkü bir þey-den ilk kez söz edeceðim. Bundanönceki celselerin hiçbirinde yýldýzlar-dan söz etmemiþtik ama þimdi artýkzamaný geldi. Bazýlarýnýz bu öyküyüduymamýþ olabilir. Bazýlarýnýz öyküdegeçen isimleri duymuþ olabilirler.

Bazýlarýnýz bu öykü ile hemfikirolmayabilirsiniz ama burada olanlarýyeniden anlatmanýn ve gezegenden bileönceye giden tarihten söz etmeninzamaný gelmiþtir.

Ýnsanlarýn yýldýzlara gösterdiklerisaygý çok güzeldir. Biraz sonra sizlereyýldýzlarla ilgili sorular soracaðým.Þimdilik sevgi üstadýnýn doðumunuyeniden gözden geçirmek istiyorum.Yaygýn olarak bilinen bir söylentivardýr ama bazýlarý bu söylentinin þehir

S

Bu Daha Önce de Olmuþtu

Kryon Celsesi, Medyum: Lee Carroll,

11 Ekim 2015, Kudüs, ÝsrailSes kaydýndan çözümleme ve çeviri: Necati Tarýman

SEVGÝ DÜNYASI44

efsanesi olduðunu söylerler. Bu söylen-tiye göre sevgi üstadýnýn doðumu aþa-masýnda ve bu doðumun kutlanmasýamacýna yönelik olarak Beytüllahimkentinin üstüne bir yýldýz yerleþmiþ.Yine bu söylentiye göre bazý insanlarbu yýldýzý takip ederek sevgi üstadýnýndoðumundan hemen sonra doðduðumekâna ulaþmýþlar.

Bunun büyük kýsmý efsanedir amabütünü itibarýyla mecâzi bir anlatýmdýrve ayrýca anlamý da vardýr ve bu anlamdoðrudur. Söylentiye göre üç kralgeldiler. Bu insanlar gerçek kral mýy-dýlar yoksa baþka bir þey mi ifadeedilmek isteniyordu? Bu konudarivayet muhteliftir. Bu insanlar bilgeinsanlardý. Peki, bilgelikleri neredenbelliydi? Böyle üç bilge insan nedengökte hareket eder görüntüsü veren biryýldýzý takip edip buraya gelsinler?

Þimdi çoðunuzun bildiði ama bir kýs-mýnýzýn da itiraz etmesine yol açabile-cek olan bir þey açýklayacaðým. Bu üçbilge insan aslýnda astrologdu. Onlargökte yýldýzlarý takip ettikleri içinböyle bir þeyi bekliyorlardý ve gerçek-ten de gördükleri þey nedeniylegelmiþlerdi.

Sevgili varlýklar, yýldýzlar her zamanve her þeyde önemli bir rol sahibiolmuþlardýr. Kadim insanlarýn inþaettikleri yapýlarda yýldýzlar dünyanýnher tarafýnda rol oynamýþlardýr.Yýldýzlara tapmayanlar da dahil olmaküzere, yýldýzlar herkes tarafýndan akýllýyardýmcýlar olarak kabul edilmiþtir.Peki, sizin yýldýzlarý çekici bulmanýzýnnedeni nedir? Ýnsanlar neden yýldýzlarýnkonumlarýyla ilgili olarak benzetmeleryapmýþlar ve bunlara takýmyýldýzlardemiþlerdir?

SEVGÝ DÜNYASI45

Size bir hikâye anlatacaðým.Birçoklarýnýz geceleri göðe bakýpyýldýzlarý gördüðünüzde orada nelerolduðunu kendinize sormuþsunuzdur.Size mantýklý bir soru soracaðým vecevabýný benimle birlikte düþünmeniziistiyorum. Bu hikâyemiz açýsýndanönem taþýmaktadýr. Yukarýya bak-týðýnýzda çýplak gözle görebildiðinizyýldýz sayýsý gerçekten de göreceliolarak çok azdýr. Sadece sizingalaksinizde milyarlarca yýldýz vardýrve þu anda o galaksiden söz ediyoruz.Sizce Ruh'un iþleri nasýl yaptýðý dikkatealýndýðýnda ve her þeyin rastlantýsalolduðu kabul edildiðinde, o yýldýzlarýnbir kýsmýnda yaþam var mýdýr?Matematiði kullanýp istatiksel hesaplaryapanlar yaþam olmasý gerektiðiniiddia ediyorlar. Bu insanlara göre, eðeryaþam burada ortaya çýkabildiyse, aynýþeyin, hem de bir deðil, milyonlarcakez, o yýldýzlarda da gerçekleþmiþolmasý gerekir.

Size daha önce de bu galakside yal-nýz olmadýðýnýzý söylemiþtim. Sevgilivarlýklar, bu gezegen, aynen bu galak-sideki diðer yýldýzlarýn çevresindedolanan pek çok gezegen gibi, aþaðýyukarý ayný yaþtadýr. Bu yaþ milyarlar-ca yýl ile ifade edilmektedir, ancakinsanlýk sadece kýsa bir süreden berisahnede görünmektedir. Sizlermahalledeki yeni çocuklarsýnýz aslýnda.Galaksinin yaþý ile mukayeseedildiðinde sizler çok ama çok kýsa birsüreden beri buralardasýnýz. Þimdi buolayý bir kez daha benimle birliktedüþünün. Sizden çok daha önce yaþam

sahnesinde yer alan baþka gezegenlerve uygarlýklar olmasý, bunlarýn þimdimilyonlarca yýldan beri yaþamý devamettirmekte olmalarý ve bunlarýn sizintahmin bile edemeyeceðiniz kadarbilge ve yüksek teknolojiye sahipolmalarý mümkün olabilir mi? Bu var-lýklarýn çok boyutlu yetenekleri olmasýmümkün müdür? Bir bilim insaný sözkonusu olduðunda bile, böyle bir þeyindüþünülüp mümkün olduðuna kararverilmesi, iþin tadýný kaçýrmak olaraktarif edilebilir mi?

Tabii böyle bir durumda ruhsallýðýgeliþmiþ bir insan olarak siz de, buuygarlýklarýn da tek Tanrý'ya inanýpinanmadýklarýný merak edebilirsiniz.Ýsrail'in Tanrý'sýnýn, tek tanrýlý geze-genin Tanrý'sýnýn her yerdeki yaratýlýþýnTanrýsý olmasý ve diðerleri tarafýndanfiilen görülmüþ olmasý mümkünmüdür? Bu mantýðý takip edebiliyormusunuz? Sizler yalnýz deðilsiniz vehenüz çok gençsiniz. Ýnsanlarýn bugezegene gelmesinden çok ama çokdaha önceleri tek Tanrý'nýn ve sevgininmerkezi kaynaðýnýn da iþin içindeolduðu çok kadim bir tarih olmasýmümkün müdür? Daha gezegendehiçbir þey yokken Tanrý sevgisinin varolmuþ olmasý mümkün müdür?

Genel kabul gören kutsal kitaplaragöre Tanrý dünyayý ve gökleri 6 gündeyarattý ve yedinci günde istirahat etti.Bu bölgede istirahat edilen yedinci günhalen kutlanmaktadýr. Mecâzi biranlamý olduðu doðrudur ama yedincigünün halen kutlandýðý da doðrudur.

SEVGÝ DÜNYASI46

Sizlerin yaþamýnýz boyunca ve dahaöncesinde hiç karþýlaþmadýðýnýz baþkavarlýklar için de bu öykünün geçerliolmasý mümkün müdür? Bu sorununcevabý olumludur.

Bu gezegendeki yaratýlýþ hikâyesi iyibilinir. Size daha önce bunun esasitibarýyla buraya tek Tanrý'nýn tohum-larýný getirmek üzere gelmiþ olanPleiadesliler'in öyküsünün mecâzi biranlatýmý olduðunu söylemiþtim. Gerçibu çok tartýþmalý ve ciddi ihtilaflara yolaçan bir konudur ama olay yine debudur. Galakside bir sistem vardýr vebuna göre belli bir aþamaya gelmiþolan bir uygarlýk, özel niteliklere sahipolan baþka bir uygarlýða DNA deðiþimigerçekleþtirecek þekilde ilâhi tohumlarýekmektedir. Bilim artýk bu olaya ruhsaldeðil, bilimsel açýdan bakmayabaþlamýþtýr.

Sizden önceki hayvanlarýn hepsinde24 kromozom olmasýna raðmen sizinkromozomlarýnýzda iki kromozomunbirleþip tek kromozom olmasýyla sizde23 kromozom olmasý size tuhaf gelmi-yor mu? Bilim bile burada nelerinolduðunu bilmek istiyor. Bilim sizlerinbu gezegendeki herhangi bir þeyden,doðru þekilde evrim yoluyla gelmeniziçin mutlaka kayýp bir halkanýn olmasýgerektiðini söylemektedir. Ýþte bu kayýphalka Pleiadesliler'in ziyaretidir.

Bu yaratýlýþ hikâyesidir. Tüm güzel-likleri ile beraber Dünya gezegeninitemsil eden Cennette (Garden of Eden)insanlýða bir seçim imkâný verildi.DNA'da bir deðiþiklik gerçekleþtirildive bu sayede insanlýk karanlýkla aydýn-lýk arasýndaki farký ayýrt etme imkânýnakavuþtu. Ýlk kez olmak üzere insanlar ozamandan sonra ruhlarý içinde YaratýcýKaynak'ý da taþýmaya baþladýlar. Dahaönce de insanlarýn ruhu olmuþ olabilirama bu noktadan itibaren iþler çokfarklý hale geldi. Bundan sonra geze-gende farkýndalýkla beraber serbestseçim hakký baþladý.

Pleiadesliler sizlerin ruhsal ebeveyn-lerinizdir. Bu bilgiyi baþka yerlerdebirçok kez vermiþtik ama koro gerçek-leþmeden önce burada vermemizmümkün deðildi zira bu uygunolmazdý. Diðer ülkelerden gelenlerbunu duymak istemediler. Bu biranlamda bizim ziyaret ettiðimiz yerleresaygýsýzlýk gibi algýlanacaktý ve böl-genin tarihine uymuyordu. Þimdiyekadar buna uygun davrandýk.

SEVGÝ DÜNYASI47

Korodakiler Pleiadesliler tarafýndanverilmiþ olan notalarý terennüm ettiktensonra þimdi biz Ýsrailliler'in deðerliülkesinde duymak isteyen herkesehikâyeyi anlatýyoruz. Kadir-i Mutlak,tek Tanrý diðerlerini yarattý ve onlarýngörevi de bu bilgileri size vermekti.Sakýn ola ki Pleiadesliler'e tapýn-mayasýnýz. Onlarýn tüm yaptýklarý þeysizin DNA'nýza tek Tanrý bilgisini yer-leþtirmekti ve bu daha sonra sezgiselbilgi haline geldi. Size bunu bu mekân-da anlatýyor olmamýn nedeni budur.

Daha önceleri bir deðiþimden vedeðiþen gezegenden söz etmiþtik.Tarihten ve bunun gezegende nasýl biriþlev gördüðünden söz etmiþtik. Sizi,yýldýzlarda görülen bir þey olangündönümlerinin devinimine götürenbazý (üç) düzenlemelerden söz etmiþtik.Þimdi size bir soru yöneltip sonra dacevabý vereceðim. Pleiadesliler nedir?Onlarýn tarihleri nasýldýr? Onlar da sizebenzer olaylar yaþadýlar mý? Onlarýn dasizinki gibi bir Âdem ile Havva öyküsüvar mý? Onlar da baþka bir gezegendengelenler tarafýndan tohumlanmýþ ola-bilirler mi? Cevaplarýn hepsi olum-ludur. Sizler ilk deðilsiniz. Ya onlarýntarihinden ne haber? AkaþýnýzdaPleiades tarihini taþýmakta olduðunuzubiliyor musunuz? Bunun doðru olmasýgerektir çünkü sizin DNA'nýzýn birbölümü onlardan gelmektedir ama buparçada henüz uyanma olmamýþtýr.Baþka bir ifadeyle, sizde PleiadesDNA'sý vardýr. Dünyadaki her birinsanda belli derecede Pleiades DNA'sývardýr ve bu ilâhi bölümdür.

Peki, Pleiadesliler'in tarihinden nehaber? Onlarda da savaþlar oldu mu?Onlar da karþýlýklý olarak birbirleriniyok ettiler mi? Onlarda da, sizdeolduðu gibi, yaþamý sürdürme mücade-lesi verdikleri dönem oldu mu? Sizeþimdi bazý þeyleri ifþa etmek istiyorum.Bir an arkanýza yaslanýp oturun vederin bir nefes alýn. Onlar da kendigezegenlerinde sizlerin baþýna gelmiþolan olaylarýn çok benzerlerini yaþa-mak zorunda kaldýlar. Sizin geze-geninizde vuku bulan olaylarýn çokbenzerleri onlarýn gezegenlerinde deoldu. Peki, onlarda da buradaYahudilerin baþýna gelmiþ olansoykýrým gibi bir olay yaþandý mý?Þimdi bu konuda söyleyeceðime inana-mayacaksýnýz. Evet, onlarda dasoykýrým oldu ama onlarda buradaolduðu gibi bir kez deðil tam üç kezoldu. Bu kadar büyük keder, ýstýrap vedüþük enerji safhalarýndan geçmiþ olanbir gezegenin sakinleri nasýl oldu dasize Tanrý'nýn tohumlarýný ekebilecekduruma gelebildiler? Sizde olduðu gibionlarda da özgür iradeye baðlý olan çokönemli deðiþimler gerçekleþti. Bundansonra nesiller süren deðiþim sürecigerçekleþti ve sonunda gezegende barýþtesis edilebildi. Pleiadeslilerde sizindüþündüðünüz veya hayal ettiðiniz gibigeliþmiþ teknoloji yoktu çünkü onlarfarklýydý. Onlarýn toplumu farklý yöndegeliþti.

Galaksinin her tarafýnda DNAolduðunu biliyor muydunuz?Galaksinin neresinde olursanýz olunfizik fiziktir. DNA'nýn yapýtaþlarý her

SEVGÝ DÜNYASI48

tarafta aynýdýr. Bunu fazla sorgulamayabile gerek yoktur, çünkü Dünyanýn hertarafýnda kolaylýkla görebilirsiniz. Birsebzenin de DNA'sý vardýr. Bu yaþamýnyapý taþýdýr. DNA her yerdedir ve hertarafa yayýlmýþtýr ama her yerde tamolarak ayný deðildir. Aslýna bakarsanýz,galakside ancak birkaç gezegendesizinkine benzer DNA mevcuttur. Bugerçekte Yaratýcý Kaynak'ýn kendisidir.

Size söylemek istediðim husus siz-lerin çok, çok özel olduðunuzdur amaPleiadeslier de, onlarý tohumlamýþolanlar da ve onlardan önce gelenler deözeldir. Bu devam edecek olan birfarkýndalýk sistemidir, çünkü bundansonraki adým dünyada barýþtýr. Bugerçekleþtikten sonra, aynen diðer-lerinde olduðu gibi, gezegene çokboyutlu yetenek gelecektir. Onlarýnyüksek teknolojisi bilinç aracýlýðý ilegerçekleþti. Büyük deðiþimden sonraonlar, çok sayýda neslin geçmesigerekmesine raðmen, yine de hýzlýþekilde DNA'yý geliþtirebildiler veböylece teknoloji veya makineler kul-lanmak yerine bilinci kullanarak teza-hür olayýný gerçekleþtirmeye baþladýlar.Sevgili varlýklar, tüm bunlar sizin içinde geçerli ve mümkündür.

Beni dinleyin. Size söylemek iste-diðim þudur: Bu þekilde konuþmamýnnedeni, bu bilgileri size vermeminsebebi, size rengin gelmekte olduðunusöylememin nedeni, galakside neþe vekutlama olduðunu söylememin sebebibizim tüm bunlarý daha önce de gör-müþ olmamýzdýr. Burada olanlarýn ve

Dünyanýn belirlediði ve sadece onuntarafýndan bilinen zaman planý içindeburada olacaklarýn örnekleri vardýr vebu örnekler çok ama çok eski zaman-lara kadar gider. Biz bunlarý daha öncede ve defalarca görmüþtük. Bu bizimbildiðimiz bir süreçtir ve dolayýsýylasize gelip bu bilgileri verdiðimizde siz-lerin gözlerinizi devirip bunlara inan-madýðýnýzý, böyle þeylerin mümkünolmadýðýný söylemeniz hiçbir þey ifadeetmez, çünkü söylediklerimizin temelitecrübedir.

Sizleri tohumlamýþ olanlarýn baþýnagelenler sizlerin yaþamýþ olduklarýnýz-dan çok daha kötüydü. Ama onlar yinede yol ayýrýmýna geldiklerinde doðruyöne saptýlar. Þu aþamada DNA'larý%80-%90 randýmanla çalýþmaktadýrlarve kendi gezegenlerinde hepsi üstattýr.Onlarýn tesis ettiði barýþ sonsuza kadarsürecektir. Yeni Dünya'ya hoþ geldiniz.Bunlarýn hepsinin mümkün olduðunubiliyoruz zira önceden gördük.

Sizin nelerin geldiði konusundahiçbir fikriniz yok ama her þey prog-ramda var. Tanrý geriye yaslanýp siziniþi bitirmenizi izleyecektir. Kartoputepeden aþaðýya yuvarlanmaya baþladýve adý geçen kartopu Kudüs'tür. Bukonular hakkýnda düþünmenizi istiyo-rum. Bunlarýn hepsi önceden oldu. Bizneden söz ettiðimizi biliyoruz. Artýkbuna inanmanýn zamaný geldi. Beninsanlýða tutkun olan Kryon'um. Nedentutkun olduðumu artýk biliyorsunuz.

Ve öyledir. Kryon

DeðerliOkuyucularýmýzSevgi Dünyasý DergimizHaziran 2007 tarihindenbaþlamak üzere yalnýzcaabonelerimize ulaþmaktadýr. Bizlerle olmaya devam etmek istiyorsanýz,Haberleþme Adresi: [email protected] içten sevgilerimizleSevgi Dünyasý

“Lütfen Yeni Yýlda AboneliðiniziYenilemeyiUnutmayýnýz!..”

Adý, Soyadý: .....................................................Adres: .....................................................Posta Kodu: .....................................................Ýlçe: .....................................................Ýl: .....................................................Tel: .....................................................2015 yýlý için tek dergi fiyatý: 8.00 TLAbone ücreti: Yurt içi 90.00 TL

Yurt dýþý 110.00 TLPosta Çeki No: 10214085 (Sevgi Yayýnlarý) Ýþ Bankasý IBAN:TR77 0006 4000 0011 0180 6837 24

Ayþegül Kayserilioðlu hesabý