boryad - ocak 2013.pdf

68
www.boryad.org Aralık - Ocak - Şubat Yıl: 8 Sayı: 49 THY Genel Müdürü Temel Kotil İMKB Başkanı İbrahim Turhan Pages, 55-66 Piyasalar Daha İyi Bir Yıl Bekliyor

Upload: erengokcegoz

Post on 09-Aug-2015

47 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: Boryad - Ocak 2013.pdf

www.boryad.org Aralık - Ocak - ŞubatYıl: 8 Sayı: 49

THY Genel Müdürü

Temel Kotil

İMKB Başkanı

İbrahim Turhan

Pages, 55-66

Piyasalar Daha İyi Bir Yıl Bekliyor

Page 2: Boryad - Ocak 2013.pdf

Halka açık şirketlerin KAP’a gönderdikleri konsolide mali tablolar kullanılarak hesaplamalar yapılmıştır.

Page 3: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 4: Boryad - Ocak 2013.pdf

BORYAD’ın Mesajı

Merhaba,

Hayat baş döndüren bir hızla akıyor. Takvimler 2013’e dayandı. 2012’ye biraz temkinli yaklaşan piyasa uzmanları, yeni yıl için daha umutlu sözler sarf ediyorlar çoğunlukla. Belirsizlikler, devam eden sorunlar var elbette; her zaman da olacak zaten. Ancak genel tablo daha pozitif geçen yıla oranla.

Aralık sayımızda başta yatırım sayfaları olmak üzere, röportajlarda, yorumlarda yeni yılla ilgili öngörüler ağırlıkta tabii. Tüm bu tahminlerin yatırımcılarımıza yeni yılda alacakları kararlarda ışık tutacağını düşünüyoruz.

Yılın son sayısında yine çok değerli isimler dergimizde söyleşileriyle yer aldı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ( İMKB) Başkanı İbrahim Turhan, özellikle son dönemlerde değişim rüzgârlarının estiği sermaye piyasalarıyla ilgili sorularımız cevapladı. Turhan, gündemdeki Borsa A.Ş. konusuyla ilgili olarak da, şirketleşmenin borsaya hız kazandıracağını söyledi.

“THY’nin büyümesi demek, Türkiye’nin daha çok tanınması demek”… Gerçekten de öyle. Bu sözler THY Genel Müdürü Temel Kotil’e ait. Temel Kotil, THY ile ilgili hedeflerini yükselttiklerini de iletti: “Hedef, Avrupa’nın ilk 5 yıldızlı havayolu şirketi haline gelmek”.

Yatırımcılarımızdan en çok soru gelen konulardan biri, sermaye piyasasında gerçekleşen değişimlerle ilgili. Biz de yeni SPK kanunuyla ilgili detaylı bir dosya hazırladık. Bu dosyanın birçok soru işaretine cevap olmasını umuyoruz.

İnternetten manipülasyon… Son zamanlarda o kadar arttı ki. Şirketler bu konuda ne yapacakları konusunda çaresiz kalıyorlar zaman zaman. İnternet suçları alanında Türkiye’nin önde gelen avukatlarından Av. Meltem Banko’dan konuyla ilgili görüşlerini aldık.

Sevgili BORYAD Üyeleri,

Hepinizin yeni yılını kutluyor, doğru ve bilinçli yatırımlar yaparak bol kazançlar elde edeceğiniz bir yıl diliyoruz.

Bir sonraki sayıda görüşmek üzere…

Borsa Yatırımcıları DerneğiResmi Dergisi

Aralık - Ocak - Şubat 2013 Yıl:8 Sayı:49

3 Aylık olarak yayınlanır. Parayla satılmaz.

Borsa Yatırımcıları Derneği Adına

İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Ali Bahçuvan

Danışma Kurulu Veli Serdar Vilyoni

Önal Uslu

Genel Koordinatör Ünal Koçer

Yayın Yönetmeni Ayşe Fındık

Yazı İşleri MüdürüSoner Bahçuvan

İngilizce Bölüm Çevirisi Kenan Er

Görsel YönetmenTayfun Yanar

Kurumsal İletişimTürkan Özügeldi

Rezervasyon Tel: (216) 456 26 57

Faks: (216) 456 36 02E-mail: [email protected]

Yönetim MerkeziAtatürk Mah. 41 Ada Ata 4-5B Blok D: 2Ataşehir /İstanbul

E-mail: [email protected] Web: www.boryad.org

Baskı ADA OFSET

Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi E Blok No: (ZE2) 1.Kat

Topkapı / İstanbulTel: (0212) 567 12 42

Yayın ilkelerine uymayı taahhüt eden BORYAD Dergisi’nin isim hakkı

Borsa Yatırımcıları Derneği’ne aittir. BORYAD Dergisi’ndeki yazıların

kaynak gösterilerek kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur. BORYAD Dergisi’nde yayınlanan yatırım,

bilgi ve tavsiyeleri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanan yatırım

danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.

Page 5: Boryad - Ocak 2013.pdf

TÜRK PERAKENDECİLİĞİNİN

DÜNYA ÇAPINDA BİR ÖDÜLÜ VAR

DÜNYA PERAKENDE ÖDÜLÜ’NÜ KAZANAN İLK TÜRK ŞİRKETİ OLMANIN GURURUNU YAŞIYORUZ.*

twitter.com/teknosa444 55 99

facebook.com/teknosateknosa.com

*Teknosa, 2012 Dünya Perakende Ödülleri Gelişen Pazar Kategorisi birincisidir.

Page 6: Boryad - Ocak 2013.pdf

İçindekilerİçindekiler

İngilizce BölümYabancı Okurlarımız İçin

Konuların Özeti55

YorumABD Piyasalarını

2013’te Neler Bekliyor? 48

Araştırma2012’de

Otomotiv Sektörü40YatırımYatırım Uzmanları

Piyasaların Nabzını Tuttu44

MercekTurbo

Sertifikalar50

HaberPiyasaların Gündeminden

Öne Çıkan Haberler10DosyaYeni SPK

Kanunu18SöyleşiİMKB Başkanı

İbrahim Turhan26Dosyaİnternette

Manipülasyon34SöyleşiTHY Genel Müdürü

Temel Kotil38

YorumKapalı Tahta

Mağdurları8

Page 7: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 8: Boryad - Ocak 2013.pdf

10Yo

rum

Ali Bahçuvan Ekonomist

Yeni bir yıla girerken, yeni yılın neler getireceği tar-tışılacak her yerde... As-lında yılın 2013 değil de

2012 olduğu, miladi takvimde, sıfır rakamının olmadığı, arada hiçbir şey olmadan M.Ö. 1’den M.S. 1’e ge-çildiği… İtalyalı Helim Lillius tarafın-dan geliştirilen takvimin ölümünden sonra, kardeşi tarafından papa 13. Gregory’e sunulduğu ve Jül Sezar tarafından kabul edilen Rumi takvi-min 1500 küsür yıl sonra terk edi-lerek 1582 yılında miladi takvime geçildiği yazacak bazı gazetelerde... Unutulan sıfır sayısı, onu ilk bulan Hintli Matematikçi Brahmagupta’yı anmamızı sağlayacak. “Sıfır, bir sa-yının kendisinden çıkartılması sonu-cudur” demiştir, Brahmagupta.

Günümüzde ise, ülkemizin en bü-yük üniversitelerinin birinde, aynı bilimle uğraşan fizik profesörü ya-tırımcı dostumuz için sıfır kavramı, portföyündeki Çukurova Elektrik hisse senetlerinin karşılığı olarak yer alıyor. Kapalı tahta mağduru 400 bin yatırımcı yok artık bu piya-sada... Utanmadan bu yatırımcıları bilinçsizlikle suçlayanlar, bu piyasa-nın sahipleri konumundaysa hâlâ, sonuç gerçekten sıfır.

Hükümet, ani bir kararla SPK Baş-kanı ve üyelerini görevden aldı. Eğer yatırımcı sayısı düşük diye suçlana-caksa eski üyeler, yeni atanacaklar, bu sorunu çözme sözünü almalılar hükümetten. Aksi halde ne yatırım-cı, ne şirket sayısı, ne de piyasamız istenen seviyelere gelecektir. Kurul ne yaparsa yapsın, bu mağduriyet-ler çözülmedikçe piyasa gelişemez, kimse onları suçlamasın.

Morfik Rezonans Hipotezi 100 maymun deneyini bilir misiniz? Uzak tropik adalarda yaşayan may-munlara kumlar arasına patates bı-rakılır. Maymunlar zamanla bunu yıkayıp yemeyi öğrenir. Buradan çok uzaklardaki maymunlar da bundan çok daha hızlı bunu öğrenmeyi başa-rır. Bu deney fareler ve daha birçok hayvan üzerinde yapılmış ve morfik rezonans hipotezi doğmuştur.

Ülkemizde aynı deneyi 400 bin in-san üzerinde yapmış durumdayız. Bugün borsaya yatırım yapabilecek birçok insan korkuyor çünkü bu mağdurların yaydığı korku ve çekti-ği üzüntü devamlı borsanın üzerin-de... Hâlâ dua edip devletin hakları-nı geri vereceğine inananlar var.

Tablo böyleyken İMKB özelleştirme haritası ortaya çıkıyor. Borsa, ano-nim şirket oluyor. Bu piyasada eme-ği geçen aracı kurumlar, Aracı Ku-rumlar Birliği %5 pay sahibi oluyor.

Nedeni, piyasaya katkıları... Hiçbir katkısı yok ki! 400 bin mağdur yatı-rımcıya da ufak bir pay verilip çözül-müyor sorunlar ve kimsenin sesi de çıkmıyor. Piyasanın ana unsuru yok sayılıyor. Yazık, gerçekten yazık...

Son dönemde en çok şikâyet edilen konulardan halka arzlara da değin-mek istiyorum. Eğer başarısız hal-ka arz olmasın diyorsanız, tekrar “bakiyeyi yüklenim”, “underwrite” yoluyla halka arzlar başlatılmalıdır. Taşın altına eline koyan aracı kurum daha düzgün değerleme yapacaktır.

Değerleme konusuna gelince, defter değeri üzerinden yapılan değerleme modeli 1940’lı yıllardan kalmadır. Şir-ket yeni beklenti yaratamayacak ve sadece içindeki değerler göz önüne alınacaktır bu yöntemde. Arsa, arazi, bina... Bunların kaç katı fiyatına de-ğerlenip, ne sahte bilançolar düzen-lenebilir bir araştırın. Belki şu anda da halka açık firmalar da bulursunuz. Eğer firma halka arzına neden olarak gösterdiği ile izahnamesinde sözü geçen projelere girmiyorsa, bunlar aldatmaca projeler ise yatırımcı dava açmalı, SPK ceza vermelidir.

Ne defter değeri, ne nakit akışı, ne bilanço... Beklentiler değer yaratır. Vatandaşı beklentiyle kandıran ce-zasını öder.

Nice mutlu yıllara...

Takvimler 2013’e dayandı… Yıllar geçti geçmesine de kapalı tahta mağduru 400 bin yatırımcımızın sırtı hâlâ piyasaya dönük durumda. Kısacası, sonuç hâlâ sıfırda…

Sıfır Kavramı, Kapalı Tahta Mağdurları…

Page 9: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 10: Boryad - Ocak 2013.pdf

12H

aber

ler

Halkbank’ın ikincil halka arzında birim fiyat 15,10 lira olarak belirle-nirken, ek satış hakkıyla birlikte 299 milyon nominal hissenin satış

sunulduğu halka arz 4,51 milyar lira (2,5 milyar dolar) büyüklük ile İMKB tarihindeki ilk sıraya yerleşti ve Avrupa’da bu yıl gerçekleştirilen üçüncü büyük hisse satışı özelliğini kazandı. KAP’a gönderilen açıkla-mada, 299 milyon lotun 30,272 adet yatırımcıya dağıtıldığı belirtildi. Yurtiçinde 29,869 adet bireysel yatırımcıya 29,9 milyon lot, 268 adet kurumsal yatırımcıya 29,9 milyon lot ve 135 adet yurtdışı kurumsal yatırımcıya ise 239,2 milyon lot dağıtım yapıldı.

Halkbank’ın ikincil halka arzı 4,51 milyar lira büyüklüğüyle İMKB’nin tarihinin en büyük hisse satışı özelliğini kazanırken, ayrıca bu yıl İtalyan UniCredit’in bedelli sermaye artırımı ve Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’ın 5 milyar dolarlık hisse satışının ardından Avrupa’nın üçün-cü büyük hisse satışı oldu.

Halkbank’ın ikincil halka arzı gerçekleştirildi. Halka arzda f iyat 15,10 TL, halka arz büyüklüğü 4,51 milyar TL olarak belirlendi. Halkbank halka arzı bu yıl Avrupa’nın üçüncü büyük hisse satışı olurken, İMKB tarihinin ise en büyük halka arzı olarak dikkat çekti.

İMKB Borçlanma Araçları Piyasası bünyesinde açılan pazarda, organize piyasa içerisinde şirket payları üze-

rinde repo yapılmasına ve sonrasında bu payların alıcıya teslim edilmesine imkân sağlanması amaçlanıyor. Pay Senedi Repo Pazarı’nda, Pay Piyasası Ulusal Pazarı’nda işlem gören İMKB 30 endeksine dahil A grubunda yer alan paylar repo işlemlerine konu olabiliyor. Pazarda iş-lem yapmaya yetkili kuruluşlar kendilerinin ihraç ettik-leri paylar üzerinde sadece müşterileri hesabına repo işlemi yapabiliyor.

Pay Senedi Repo Pazarı’nda emirler, Limitli Emir ve Pi-yasa Emri şeklinde minimum emir büyüklüğü ve katları şeklinde aynı gün veya iki iş gününe kadar başlangıç valörlü olarak verilebiliyor. Pazara iletilen emirlerde pay fiyatları emri ileten aracı kuruluş tarafından belirleniyor ancak fiyat Pay Piyasası’nda geçerli olan alt-üst fiyat limitleri içerisinde kalıyor.

Herhangi bir nedenle Pay Piyasası’nda işlemlerin dur-ması halinde, Pay Senedi Repo Pazarı’nda da işlemler durdurulacak. Pay Piyasası’nda işlem sırası geçici ola-rak durdurulan payın, işlem sırası yeniden açılıncaya kadar Pay Senedi Repo Pazarı’nda da repo işlemlerine ara verilecek.

İMKB Pay Senedi Repo Pazarı Açıldı

Borsa Tarihinin En Büyük Halka Arzı

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Pay Senedi Repo Pazarı, 7 Aralık’ta faaliyete geçti.

Page 11: Boryad - Ocak 2013.pdf

Airport FashionFa l l&Winter

2012

İSTANBUL•ANKARA•İZMİR•ANTALYA-GAZİPAŞA•TİFLİSBATUM•ENFİDHA•MONASTIR•ÜSKÜP•OHRİD•RİGA•MEDİNE

tavhavalimanlari.com.tr

Page 12: Boryad - Ocak 2013.pdf

14H

aber

ler

Cari işlemler dengesi, Ekim ayında 1,96 milyar lira açık verdi. Pi-yasada beklenti döviz açığının 2,1 milyar dolar düzeyinde ola-

cağı yönündeydi. Ocak-Ekim’de cari açık geçen yılın aynı dönemine göre, 23,872 milyar dolar azalarak 41,095 milyar dolara geriledi.

TCMB ilk 10 ayda yaşanan gerileme için; “Bu gelişmede dış ticaret açığının 20,734 milyar dolar azalarak 55,396 milyar dolara gerile-mesi, hizmetler dengesinden kaynaklanan net gelirlerin 2,529 mil-yar dolar artarak 19,133 milyar dolara ulaşması ve gelir dengesin-den kaynaklanan net giderlerin de 780 milyon dolar azalarak 5,895 milyar dolara gerilemesi etkili olmuştur” görüşüne yer verdi. Cari açık Ekim itibarıyla yıllık bazda 53,1 milyar dolar oldu. Net hata ve noksan Ekim’de 697 milyon dolar, Ocak-Ekim döneminde 6,58 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Cari Açık 10 Ayda 41,1 Milyar Dolara Geriledi

Cari işlemler açığı ithalattaki azalmanın yanı sıra altın ihracatının desteğiyle Ekim ayında da düşüşüne devam etti. Cari açık Ekim itibarıyla yıllık bazda 53,1 milyar dolar oldu.

Garanti Bankası’nın Genel Müdürü Ergun Özen, Garanti Bankası ve sektörün 2013 yılına dair değerlendirmelerde bulundu. Garanti

Bankası’nın 2013’te kredi ve mevduat büyümesinin 2012’ye göre daha iyi olacağını ve kârlılıkta bu yıla göre daha umutlu olduklarını belirten Özen, sektörde gelecek yıl kredilerde %20, mevduatta %12 büyüme öngördüklerini söyledi. Gelecek yıl mevduatın kredilere göre daha ya-vaş büyümesinin TL tarafında sıkışma yaratabileceğini belirten Özen, ikinci not artışı olursa sektörde yabancı para kaynakların varlığının ar-tacağını ifade etti. Özen, “Sektörün 2012’de ihraç ettiği Eurobond’lar 9 milyar dolar seviyesine çıkabilir, 2013 yılında ihraç edilecek rakam bunun iki katına çıkabilir. Garanti Bankası olarak TL tarafta büyümemizi desteklemek için TL bono ihraçlarında rakiplere göre daha öne çıkmayı ve payımızı artırmayı düşünüyoruz. Gelecek sene Mayıs’ta 1 milyar Euro ve Kasım’da 1 milyar dolar tutarındaki bir yıl vadeli sendikasyon kredilerini yenileyeceğiz” diye konuştu.

2013’te 30-40 şube açmayı planladıklarını kaydeden Özen, bazı kre-di türlerindeki sermaye yükümlülükleri ve takipteki kredi maliyetlerinin kredi faizlerinin aşağı yönlü hareketini sınırlayabileceğini söyledi. Özen, “Mutlak kârda artış olsa da, sektörün sermaye kârlılığı 2012 sonunda %15,1’e, 2013 sonunda da %14’ler seviyesine geriler” dedi.

Özen: 2013 Daha İyi Bir Yıl Olacak

Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, kredi büyümesi ve kârlılıklarının 2013’te bu yıla göre daha iyi olacağını söyledi.

Page 13: Boryad - Ocak 2013.pdf

Isuzu Çağrı Merkezi : 444 4 ISZ 444 4 479

Isuzu, 8 yıldır küçük otobüste ihracat lideri.

Page 14: Boryad - Ocak 2013.pdf

16H

aber

ler

İstanbul Borsası, dünya çapında en güçlü performansı gösteren borsalar arasında gösterildi. CNNMoney si-

tesinde yer alan bir analizde, son dönemde piyasalarda özellikle gelişmiş ülkeler kaynaklı endişeler ve belirsizlik nedeniyle yatırımcılara en fazla kazancı gelişmekte olan ülkelerin sağladığı ve Türkiye’nin de bu ülkelerin başın-da geldiği belirtildi. Danışmanlık şirketi Morningstar’ın kıdemli fon yönetimi analisti Bill Rocco, “En iyi perfor-mans gösteren piyasalar dış kaynaklı gelişmelerden çok etkilenmeyen piyasalar oldu. Bu piyasalarda ülke içinde de ekonomik ve siyasi açıdan olumlu gelişmelerin ya-şandığı görülüyor” dedi. Yazıda Türkiye’nin Avrupa’nın en parlak piyasası olduğu da belirtildi.

Avrupa’da son üç yıldır devam eden ve şiddetini her geçen gün artıran borç krizi kıtayı yatırımcılar için çe-kici kılmazken, Mısır’ın da Arap Baharı’nın etkilerinden henüz tam kurtulamadığı belirtildi. Türkiye en iyi per-formans gösteren beş piyasa içinde üçüncü sırada gös-terilirken, Yunanistan’la sınır komşusu olan Türkiye’nin karşı kıyısında devam eden fırtınadan etkilenmeden yo-luna devam ettiği ifade edildi.

Türkiye, resesyona girmedi Türkiye’de ekonomik büyüme yavaşlasa da komşula-rının aksine resesyona girmeyen ülkenin bu durumu güçlü ihracat rakamları sayesinde başardığına dikkat çekildi. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in bu ayın başında Türkiye’nin kredi notunu yükselttiğine dikkat çekilen yazıda, Moody’s’in Türk ekonomisine yönelik ekonomik dengesizlikler uyarısına da değinildi. İstan-bul Borsası’nda yıllık kazancın yılın bu zamanına kadar %43 arttığı da ifade edildi.

İMKB, En Çekici Üç Borsadan Biri

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, dünyada en güçlü performansı gösteren borsalar arasında yer aldı.

Meclis’te kabul edilen SPK Kanu-nu’na getirilen önergeye göre

SPK Başkanı ve üyelerinin görevlerine son verildi. Bu karar, Başbakan Yardım-cısı Ali Babacan’ın tasarının geçici 7. maddesi üzerinde verdiği önerge doğ-rultusunda alındı. Kabul edilen önerge-de SPK Başkanı ve üyelerinin görevden alınarak görev sürelerini tamamlayınca-ya kadar ‘Kurul Başkan Müşavirliği’ne atanması öngörüldü. Yeni SPK yasası-nın yürürlüğe girebilmesi için Cumhur-başkanı Gül’ün onayı ve kanunun Resmi

Gazete’de yayımlanması gerekiyor. SPK Başkanı ve üyelerin görevden alınması-na ilişkin önergenin gerekçesinde Hükü-met, Sermaye Piyasası Kanunu çerçeve-sinde başkan ve üyelerin atanmasında önemli değişiklikler yapıldığına dikkat çekti. Yapılan açıklamada, “Kanunun gerektirdiği yeni üye yapısının oluştu-rabilmesini teminen mevcut kurul baş-kanı ve üyelerinin görevlerine kanunun yayımı tarihinden itibaren son verilerek Kurul Karar Organı’nın yeniden teşkil edilmesi öngörülmektedir” denildi.

SPK Başkanı Görevden Alındı

Hükümet, SPK Başkanı Vedat Akgiray ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son vererek, Akgiray’ı müşavirliğe atadı.

Page 15: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 16: Boryad - Ocak 2013.pdf

18H

aber

ler

Köprü ve Otoyollar Özelleştirildi

Merkez 16 Ay Sonra Faiz İndirdi

Toplam uzunluğu 1975 kilometre olan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ile sekiz otoyolu kapsayan özelleştirme ihalesinde kazanan taraf 5 milyar 720 milyon dolarla Koç-UEM-Ülker Grubu oldu.

Merkez Bankası, politika faizini beklentiler doğrultusunda çeyrek puan düşürerek %5,50’ye çekti.

Ülke tarihinin en büyük özelleştirme işlemlerinden olan köprü ve otoyol özelleştirmesi ihalesi gerçek-

leştirildi. Toplam uzunluğu 1975 kilometre olan Boğa-ziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ile sekiz otoyo-lu kapsayan özelleştirme ihalesinde en yüksek teklifi 5 milyar 720 milyon dolarla Koç Holding A.Ş. - UEM Group Berhad - Gözde Girişim Sermayesi Yatırım Or-taklığı A.Ş. Ortak Girişim Grubu verdi. Elemesiz ilk tur-da başlangıç bedeli 3,83 milyar dolar olurken, elemeli turda 5 milyar 640 milyon dolar veren Koç-Ülker-UEM ortaklığı ihaleyi kazandı. İhale komisyonu 5 milyar 720 milyon dolar istedi ve Koç-UEM-Ülker Grubu bu tekli-fi kabul etti. Köprü ve otoyolların özelleştirme ihalesi, Türk Telekom’a verilen 6,55 milyar doların ardından Türkiye tarihinin en yüksek özelleştirmesi oldu. İhaleyi alan konsorsiyumda Koç ve UEM Grubu’nun %40’ar, Ülker’e ait Gözde Girişim’in ise %20 payı bulunuyor. İhale sonrası bir açıklamada bulunan Koç Holding Tu-rizm, Gıda ve Perakende Grubu Başkanı Tamer Haşi-moğlu, verilen yüksek miktarla Türkiye’nin geleceğine olan güveni yeniden pekiştirmiş olduklarını söyledi.

6 milyar doların üzerinde gelir bekleniyor 1 Ocak 2001-30 Kasım 2012 tarihleri arasında köprü ve otoyollardan geçen 3,3 milyar araçtan 3,8 milyar

dolar gelir elde edildi. Özelleştirmeden beklenen gelir ise 6 milyar doların üzerinde. En büyük özelleştirme iş-lemlerinden biri olan köprü ve otoyol özelleştirmesi iha-lesine katılan diğer iki konsorsiyum ise “Nurol Holding A.Ş. - MV Holding A.Ş. - Alsim Alarko Sanayi Tesisleri ve Ticaret A.Ş. - Kalyon İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. - Fernas İnşaat A.Ş. Ortak Girişim Grubu”; Autostrade Per I’Italia SPA - Doğuş Holding A.Ş. - Makyol İnşaat Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş. - Akfen Holding A.Ş. Ortak Girişim Grubu” oldu.

Merkez Bankası yılın son toplantısında politika faizini indirdi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu politika

faizini %5,75’ten %5,50’ye çekti. Banka, gecelik borçlan-ma faiz oranı %5’te, gecelik borç verme faiz oranını %9’da bıraktı. Merkez Bankası, politika faizinde son indirimi 4 Ağus-tos 2011’de yapmıştı. Banka, faizi 50 baz puan düşürerek %6,25’ten %5,75’e çekmişti.

Page 17: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 18: Boryad - Ocak 2013.pdf

20D

osya

Sermaye Piyasalarında Değişim Zamanı

Page 19: Boryad - Ocak 2013.pdf

21

Türkiye, ekonomide yeni-den yapılanma çalışma-ları ve orta vadeli plan kapsamında son on yılda

dikkat çekici bir büyüme yakaladı. Son yıllarda yakaladığı yüksek bü-yüme hızı, ihracat artışı ve sağlıklı işleyen finans sektörü ve siyasi is-tikrarı ile önemli bir pazar konumu-na erişen Türkiye, önemli miktarda doğrudan yabancı sermaye çekti. Dünyada özellikle gelişmiş eko-nomiler 2008’deki finans krizinin etkilerinden kurtulamazken, bu iç karartıcı tabloda olumlu bir ayrışma sergileyen Türkiye ekonomisi gide-rek ilgi odağı haline geliyor.

Türkiye kendisine, bu istikrarlı bü-yümeyi sürdürerek Cumhuriyetin 100’üncü yılında dünyanın en bü-yük 10 ekonomisi arasına girme hedefini koydu. Bu iddialı hedefin bir ayağı da, İstanbul’u dünyanın sayılı finans merkezlerinden bi-risi haline getirmek. İstanbul’un bir finans merkezi olması, fiziksel olduğu kadar hukuki bir altyapı oluşturulmasını da gerektiriyor. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu, işte bu yasal altyapıyı kurmayı ve Yeni Ticaret Kanunu ile uyumlu bir yatırım ortamı yaratılmasını amaç-lıyor. Otuz yıldan uzun bir süredir yürürlükte olan Sermaye Piyasa-sı Kanunu’nun yerini alacak yeni yasa, sermaye piyasalarının güve-

nilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişini ve gelişmesini sağlarken, yatırımcıla-rın hak ve menfaatlerinin korunma-sı için sermaye piyasasını denetle-yip düzenleyecek.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yaklaşık iki yıl süren çalışmalar so-nucunda, yeni Sermaye Piyasası

Kanunu Tasarısı Taslağı ve Genel Gerekçesini hazırladı. SPK taslağı öncelikle çeşitli bakanlıklar ile kamu kurumlarının görüşüne açtıktan sonra kendi web sitesinde yayınla-dı ve 30 Mart 2012 tarihine kadar kamuoyunun görüşüne sundu. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu Mec-lis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda çok küçük değişiklikle kabul edildi.

Türkiye ekonomisi son yıllarda hızlı bir değişim içine girdi. Varlığını artıran yabancı sermaye, halka arz sayısındaki artış, İstanbul’un finans merkezi olma girişimleri, global piyasalara uyum, yatırımcı haklarındaki boşluklar gibi nedenlerle sermaye piyasalarında yeni düzenlemelere, kısacası bir dönüşüme ihtiyaç doğdu. Bu dönüşümün bir sonucu olarak ortaya çıkan yeni Sermaye Piyasası Kanunu, hem şirketler hem de yatırımcılar açısından önemli düzenlemeler içeriyor.

BORYAD Dergisi, 2006 yılında

Borsa A.Ş. başlığıyla

okuyucularıyla buluşarak,

piyasalardaki dönüşüm ihtiyacını

dile getirmişti.

Page 20: Boryad - Ocak 2013.pdf

22D

osya

Tasarı, Aralık’ta da Meclis Genel Kurulu’nda görüşülerek onaylandı. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu bir dizi yenilik getiriyor. Kanunun getir-diği yeniliklerin bazıları, halka açık şirketler açısından özellikle önemli.

Borsa İstanbul A.Ş.Yeni Sermaye Piyasası Kanunu, İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olması için çok önemli bir dizi düzenleme getiriyor. Bura-daki amaç, sermaye piyasalarının önümüzdeki yıllarda gelişmesi ve yatırımcılara çok daha elverişli bir ortam sunması. Yeni kanunla İstan-bul Menkul Kıymetler Borsası’nın Borsa İstanbul A.Ş. unvanı altında şirketleşmesi, bu yapının altında mevcut Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası ve İstanbul Altın Borsası ile kurulması planlanan Ürün İhtisas Borsası ve Enerji Piyasası’nın yer alması öngörülüyor. Bu yeni olu-şum ilerleyen dönemde sermaye piyasalarının gelişmesine ciddi bir katkı sağlayacak.

İMKB’nin Borsa İstanbul A.Ş. adıy-la şirket yapısına kavuşturulması ve Türkiye’deki diğer borsaların bu yapı altında birleştirilmesinin, İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olma-sı yolunda önemli bir adım olacağı belirtiliyor. Bu kapsamda, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin yerini Türkiye Sermaye Piyasası Birliği alacak. Birliğin yapı-sı sermaye piyasası faaliyet ve hiz-metlerinde bulunacak kuruluşlar ile sermaye piyasasında faaliyet gös-terecek kurumların temsiline olanak sağlayacak.

Ancak Türkiye’deki tüm borsaların Borsa İstanbul A.Ş. yapısı altında birleştirilmesinin çok olumlu bir şey olmadığını düşünenler de var. Bu ko-nuda Brezilya’nın yaşadığı deneyim-den söz ediliyor. 1990 yılında bütün borsalarını tek çatı altında toplayan Brezilya, dünyanın en büyük işlem hacmi yaratan borsasını oluşturmayı amaçladı. Ama bu adım çok önemli bir değişiklik yaratmadı. Borsa İstan-

bul A.Ş.’nin birbiriyle uyumlu olma-yan iki ayrı piyasayı (İMKB ile Vade-li İşlem ve Opsiyon Borsası) iç içe geçirmeyi amaçladığı ve bunun faz-la yararlı olmayacağı savunuluyor. 2005’te faaliyete geçen VOB, döviz ve İMKB-30 kontratlarında ulaştığı işlem hacmiyle İMKB’yi geçmişti. Borsa İstanbul A.Ş. adı altında bir ‘mega borsa’ oluşturulmasının oto-matik olarak sinerji yaratmayacağını belirten bu çevreler, ülkenin bütün borsalarını ve finans kuruluşlarını deprem kuşağındaki İstanbul’a taşı-manın ciddi bir risk yaratacağını da söylüyor.

Borsa İstanbul’un kurulmasıyla, borsa anonim şirket haline gelecek. Gelişmiş ülkelerde de borsaların bu

Yeni kanunla İMKB’nin

Borsa İstanbul A.Ş. ünvanı altında

şirketleşmesi, bu yapının altında mevcut Vadeli

İşlem ve Opsiyon Borsası ve İstanbul

Altın Borsası ile kurulması

planlanan Ürün İhtisas Borsası ve

Enerji Piyasası’nın yer alması

öngörülüyor. Bu yeni oluşum

ilerleyen dönemde sermaye

piyasalarının gelişmesine ciddi bir

katkı sağlayacak.

Page 21: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 22: Boryad - Ocak 2013.pdf

24D

osya

şekilde olduğunu ve bunun Türkiye için önemli bir adım oluşturduğunu vurgulayan kimi uzmanlar, bura-da zamanlamanın önem taşıdığını söylüyor. Bu bağlamda, İMKB’nin alelacele özelleştirilmesinin doğru olmadığı belirtiliyor. Piyasa yeterli derinliğe sahip olmadan yapılacak bir özelleştirmenin ‘ölü doğum’ ola-bileceğine dikkat çeken uzmanlara göre, yeni kanunun yürürlüğe girme-si, yasanın işlemeye başlaması ve piyasanın yeterli derinliğe ulaşma-sından sonra yapılacak özelleştirme daha sağlıklı olur.

Şirketler CephesiŞirketler cephesinden bakıldığında, yeni kanunun getirdiği en önemli değişikliklerden birisi, sermaye pi-yasası araçlarının kayda alınma sis-teminin kaldırılması ve izahnamenin kurul tarafından onaylanması sis-temine geçilmesi. Yani bir anonim ortaklık sermaye artırımında ya da hisse senedi dışında bir sermaye piyasası aracı ihraç etmek istediğin-de, SPK’ya kayıt yaptırmak zorunda kalmayacak. Sadece ihraç sırasın-da menkul kıymetini almak isteyen tasarruf sahiplerini bilgilendirmek amacıyla hazırladığı izahnameyi onaylatacak. Böylece, talep edilen bilgileri şeffaf biçimde yayınladığı sürece her anonim şirket hisse se-nedi ve tahvil ihraç edebilecek.

Yeni Sermaye Piyasası Kanunu ay-rıca, kamuyu aydınlatma uygula-malarının kapsamını genişletiyor ve kamuyu aydınlatma belgelerini ayrı bir kavram olarak düzenliyor.

Bu arada, yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgilerin yer aldığı kamuyu aydın-latma belgelerine dayanarak işlem yapan yatırımcılara tazminat hakkı sağlanıyor. Piyasa bozucu eylemler idari para cezasına tabi fiiller olarak ilk defa mevzuata giriyor. Usulsüz halka arz, izinsiz sermaye piyasası faaliyeti, güveni kötüye kullanma ve örtülü kazanç aktarımı suçlarında uygulanacak olan hapis cezalarında alt sınır üç yıla, üst sınır ise altı yıla çıkarılıyor.

Şeffaflık konusuna özel önem veren yeni kanun, sermaye piyasası araç-larının değerini, piyasa fiyatlarını veya yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyebilecek nitelikteki tüm bilgi ve gelişmelerin kamuya açıklanaca-ğını hüküm altına alıyor. Ayrıca özel durum açıklaması yapacak kişilerin ve özel durum açıklamasına konu hususların kapsamı genişletiliyor ve kamunun daha etkin bir şekilde ay-dınlatılması amaçlanıyor.

Şirketler cephesinden bakıldığında,

yeni kanunun getirdiği en önemli

değişikliklerden birisi, sermaye

piyasası araçlarının kayda alınma

sisteminin kaldırılması ve

izahnamenin kurul tarafından

onaylanması sistemine geçilmesi.

Yani bir anonim ortaklık sermaye

artırımında ya da hisse senedi

dışında bir sermaye piyasası aracı ihraç etmek istediğinde,

SPK’ya kayıt yaptırmak zorunda

kalmayacak.

Page 23: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 24: Boryad - Ocak 2013.pdf

26D

osya

Yeni kanuna göre bir şirketin ortak sayısı 500’ü bulur ya da aşarsa, bu şirket otomatik olarak halka açık şir-ket kapsamına girecek ve iki yıl için-de başvuru yapmak zorunda kala-cak ve hisse senetleri borsada işlem görmeye başlayacak. Öte yandan, yeni kanunla beraber halka açık şir-ketler temettü dağıtım politikalarını daha bağımsız belirleyebilecek. SPK temettü dağıtım oranlarına karış-mayacak. Ancak SPK duruma göre sektör ya da şirket bazında bazı esaslar belirleyebilecek.

Yatırımcılar CephesiYeni Sermaye Piyasası Kanunu’nun öncelikli hedeflerinden birisi, yatı-rımcıların korunması. Yeni kanun ya-tırımcıları yakından ilgilendiren deği-şiklikler de içeriyor; manipülasyonu “piyasa dolandırıcılığı” suçu kap-samına alıyor. Bir menkul kıymetin fiyatını yapay yollarla değiştirmeye yönelik işlemler manipülasyon ola-

rak tanımlanıyor. Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarının yanı sıra de-ğerlerini ve yatırım kararlarını etki-lemek ve emir vermek de suç kap-samına alınıyor. Manipülasyonun kapsamı belirlenirken, hangi durum-ların manipülasyon sayılmayacağı belirtilmiş. Avrupa Birliği mevzuatıy-la uyumlu kurallar getiren taslakta, bazı fiillerin piyasa dolandırıcılığı kapsamına girmediği belirtilmiş. Bu arada, piyasa dolandırıcılığı ve içeri-den öğrenenlerin ticareti suçlarında müsadere imkânı getiriliyor. Şirket kurucu ortaklarını ve yöneticilerini yakından ilgilendiren bir başka de-ğişiklik, bilgi suiistimali konusunu düzenliyor. Bilgi suiistimali, yani içeriden öğrenenlerin ticareti suçu hem yeniden tanımlanıyor hem de bu suçun faili olabilecekler sayılıyor. Yeni kanun, bu suçtan elde edilen menfaatin üç katının Yatırımcıları Tazmin Merkezi’ne ödenmesi şartını getiriyor.

Yeni kanun yatırımcıları

yakından ilgilendiren

değişiklikler içeriyor;

manipülasyonu “piyasa

dolandırıcılığı” suçu kapsamına

alıyor. Bir menkul kıymetin fiyatını

yapay yollarla değiştirmeye

yönelik işlemler manipülasyon

olarak tanımlanıyor.

Page 25: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 26: Boryad - Ocak 2013.pdf

28S

öyle

şi

“ŞİRKETlEŞME BİZE HıZ KAZAnDıRACAK”

İMKB Başkanı

İbrahim Turhan

İbra

him

Tur

han

Page 27: Boryad - Ocak 2013.pdf

29

Göreve başladıktan son-ra dört boyutlu stratejik plan doğrultusunda ha-reket ettiğinizi söyledi-

niz… Bu planın aşamalarını biraz açıklar mısınız?

Türkiye sermaye piyasalarının Tür-kiye ekonomisinin son yıllarda göstermiş olduğu performans ile uyumlu bir büyüklüğe erişebilmesi için göreve geldiğimizden bugüne belirli bir stratejik plan doğrultusun-da hareket ediyoruz. Bu stratejik yol haritasının birinci merhalesi, dünya borsalarında son 20 yılda görülen eğilimlerle uyumlu olarak borsamızı üyelerin katılımıyla oluşmuş bir bir-lik yapısından, kâr odaklı bir şirke-te dönüştürmektir. Şirketleşme bir yandan bize operasyonel anlamda etkinlik ve verimlilik kazandıracak-ken diğer yandan yapmakta olduğu-muz teknolojik dönüşüm sürecinde de bize gerekli olan esnekliği sağ-layacaktır. Stratejik yol haritamızın ikinci bileşeni ise, Türk sermaye piyasalarında yatay ve dikey kon-solidasyonun sağlanması süreci. Bu doğrultuda atacağımız adımların nihai hedefi, yatırımcıların, tek bir borsa, tek bir teknolojik platform, tek bir yatırımcı, takas ve saklama hesabı üzerinden tüm finansal var-

lıklara erişimlerini mümkün kılmak-tır. Üçüncü olarak ise teknolojik altyapının geliştirilerek dünya bor-salarıyla uyumlu işlem süre ve adet-lerinin yakalanması, halka arzlar ve ihraççı kurumların teşviki yoluyla ürün çeşitliliğinin ve derinliğin artı-rılması, yatırımcı bilincinin ve sayı-sının artırılarak, kurumsal yatırımcı-ların özendirilmesi konularından söz etmemiz gerekiyor. Stratejimizin son bileşeni ise bölgemizde yer alan borsalar ve diğer gelişmekte olan ülke borsaları ile işbirlikleri yoluna giderek İstanbul’u bölgesinde bir finansal üs konumuna ulaştırmaktır. Tüm bu hedeflerin nihai amacı ise İstanbul Uluslararası Finans Merke-zi Projesi kapsamında en önemli ak-törlerden biri olan borsamıza düşen görevleri yerine getirerek proje he-deflerinin gerçekleşmesine katkıda bulunmaktır.

Borsa İstanbul konusunda yatırım-cılarımızdan çok soru geliyor. Yeni kanun çerçevesinde kurulacak ya-pıyı biraz daha detaylıca anlatabilir misiniz?

Yukarda bahsettiğim gibi Türkiye’de yer alan tüm borsaların tek bir çatı altında toplanması, emtia ve enerji-

İMKB olarak çizdikleri ve takip ettikleri stratejik planın nihai hedefinin İstanbul Finans Merkezi Projesi’ne katkıda bulunmak olduğunu söyleyen İbrahim Turhan, şirketleşme ve özelleşmenin borsaya profesyonellik ve hız kazandıracağını ifade ediyor.

Türkiye’de yer alan

tüm borsaların tek bir çatı altında toplanması, emtia ve enerjiye dayalı finansal ürünlerin

de tek bir borsa altında alınıp

satılmasını mümkün kılacak bir teknoloji

platformunun oluşturulması

strateji bileşenlerimizin

en önemlilerinden biri. Borsa

İstanbul’un bunu mümkün kılacak

organizasyonel altyapıyı teşkil

etmesini hedefliyoruz.

Page 28: Boryad - Ocak 2013.pdf

30S

öyle

şi ye dayalı finansal ürünlerin de tek bir borsa altında alınıp satılmasını mümkün kılacak bir teknoloji plat-formunun oluşturulması strateji bileşenlerimizin en önemlilerinden biri. İşte Borsa İstanbul’un bunu mümkün kılacak organizasyonel alt-yapıyı teşkil etmesini hedefliyoruz. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu’nun ilgili hükümleri doğrultusunda ka-nunun yasalaşmasının tamamlan-masının hemen ardından İMKB ile İstanbul Altın Borsası birleşecek. Yine kanun ile Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nın da ortakları-na sunulan bir hisse değişim oranı doğrultusunda Borsa İstanbul çatısı altına katılmasını öngörüyoruz. Bu adımlarla birlikte Türkiye Sermaye Piyasaları adına çok önemli bir aşa-ma hayata geçecek, yatırımcıların finansal ürünlere tek bir çatı altın-da, tek bir teknolojik platform üze-rinden erişimleri yolunda önemli bir adım atılmış olacaktır.

Borsanın özelleştirilmesi uzun yıllar-dır piyasalarda dillendirilmekteydi. Şimdi bu süreç gerçekleşiyor. Bu değişimin Türk sermaye piyasaları-na ne gibi katkıları olacak sizce?

Burada süreci şirketleşme ve özel-leşme olarak okumak gerektiğini düşünüyorum. Birinci aşama şirket-leşerek kâr odaklı bir yapıya dönüş-mek olacaktır. Şirketleşme, orga-nizasyonel dinamizm ve altyapıya yönelik yatırım kararlarında esneklik adına çok önemli bir husus bizim için. Kısaca söylemek gerekirse şir-ketleşme ve özelleşme bize profes-yonellik ve hız kazandıracaktır. Kâr odaklı bir şirket yapılanması altında etkinlilik ve verimlilik hedefini gö-zeten kararlar alınabilecek, bu yapı borsamızın uluslararası arenadaki rekabetçi gücünün gelişmesini des-tekleyecektir.

Yeni Sermaye Piyasası Kanunu, pi-yasanın tüm oyuncularına yönelik düzenlemeler içeriyor… Yeni ka-

İbra

him

Tur

han

İbrahim Turhan: “2007 yılında yaklaşık 150 milyon TL olan Arap ülkeleri kaynaklı portföy yatırımlarının 2012 yılı Ekim ayı itibarıyla 7,7 milyar TL’ye ulaştığını görüyoruz. Bu yatırımların artarak devam etmesi, önemsediğimiz bir durum.”

Page 29: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 30: Boryad - Ocak 2013.pdf

32S

öyle

şi nunda yer alan yatırımcı haklarına yönelik düzenlemeleri nasıl yorum-luyorsunuz?

İçinden geçmekte olduğumuz finan-sal kriz süreci piyasaların düzenlen-mesi, gözetimi ve yatırımcı hakla-rının korunması konusunda önemli tartışmaları gündeme taşıdı. Özellik-le G20 platformu bünyesinde ve bu yapı bünyesinden faaliyet gösteren IOSCO gibi uluslararası inisiyatifler-de menkul kıymetleştirme süreçle-rinin belirli prensipler ve standartlar çerçevesinde izlenmesi, yatırımcıla-rın yatırım yaptıkları ürünlerle ilgili kararlarına etkileyecek tüm bilgilere zamanında erişimlerinin sağlanma-sı, bilgi asimetrisi sebebiyle ortaya çıkabilecek piyasa aksaklıklarının önüne geçilmesi konularında bir-çok öneriler dile getirildi. Bu geliş-meler Yeni Türk Sermaye Piyasaları Kanunu’nun hazırlama sürecinde de göz önünde bulundurulmuştur. Bu bağlamada piyasa bozucu faaliyet-lerin önüne geçilmesi ve piyasaların etkin olarak gözlenerek yatırımcı mağduriyetlerinin önüne geçilmesi noktasında yeni kanunun önemli bir çerçeve olacağı kanaatindeyim.

Öte yandan İMKB olarak da göze-tim ve denetim noktasında yeni adımlar atıyoruz. Öncelikle gözetim faaliyetlerimizin üzerine kurulu ol-duğu teknolojik altyapıyı yenilemek amacıyla çalışmalarımızı başlattık. Yine bizim için en önemli husus yatırımcının bilinçlenmesi ve yatı-rım araçları ile ilgili tam bilgiye za-manında erişiminin sağlanması. Bu doğrultuda Kamuoyunu Aydınlatma Platformu’nu yenilemeye dönük fa-aliyetimiz de tüm hızıyla sürüyor. Ancak biz etkin gözetim ve iletişim faaliyetlerinin yanı sıra piyasa bo-zucu eylemlerin ve olası yatırımcı mağduriyetlerinin önüne geçmenin en önemli yolu olarak yatırımcı bi-lincinin artırılması, kurumsal yatı-rımcıların teşvik edilerek borsamıza derinlik kazandırılmasını görüyoruz.

Bu sebeple Türkiye sermaye piya-salarında, varlık yönetim şirketleri gibi, emeklilik fonları gibi kurumsal yatırımcıların sayısının artması ön-celikli hedefimiz. Bireysel yatırımcı, borsamızdaki işlem hacminin sür-dürülmesi için önemli ancak borsa-mıza derinlik kazandıracak yerli ve yabancı kurumsal yatırımcıların artı-rılması ve bireysel yatırımcıların bu kurumsal yatırımcıların sundukları ürünler aracılığıyla sermaye piya-salarına erişiminin sağlanması piya-saların denetimine, piyasa bozucu

faaliyetlerin önüne geçilmesine kat-kı sağlayacak önemli bir unsur. Bu doğrultudaki adımlarımızda hız kes-meden devam ediyor ve edecektir.

İMKB’de pazarlar birleşecek denili-yor… GİP’te halka arzlar ne olacak ve Halka Arz Seferberliği sürecek mi?

Borsamız bünyesinde yer alan piya-saların birleşmesi söz konusu ancak Gelişen İşletmeler Piyasası faaliye-

tine devam edecek. Halka Arz Se-ferberliği daha da hızlanarak devam ediyor. Bu yıl içerisinde şu ana ka-dar 26 birincil halka arz, bir tane de ikincil halka arzı gerçekleştirmiş bu-lunuyoruz. Halka arzlar konusunda önceliğimiz, şirketlerimizde serma-ye piyasaları yolu ile kaynak temini bilincinin geliştirilmesine ve kurum-sallaşmaya katkıda bulunmaktır. Bu, Türkiye ekonomisin uzun va-deli sürdürülebilir gelişimi için çok önemli bir husus. Bugün bankacılık sektörü varlıklarının yurtiçi hasılaya oranı %100’lere ulaşmış durumda. Türkiye, dünya gayri safi hasılasının %1,5’ini üreten bir ülke. Sermaye piyasası varlıklarının dünyadaki top-lam sermaye piyasaları varlıkları içe-risindeki payı ise binde beşler sevi-yesinde. Bu haliyle Türkiye finansal sistemi tek kanatla uçmaya çalışan bir kuş gibi. İşte Halka Arz Seferber-liği çerçevesinde özellikle ekonomi-mizin başat unsurları olan KOBİ’lere yönelik olarak faaliyetlerimizi bu ba-kış açısıyla okumak gerektiğini dü-şünüyoruz. KOBİ’lere yönelik çalış-malarımızla birlikte hızlandığımız bir diğer alan ise büyük şirketlerimizin de halka arzlarının teşvik edilmesi. Birçok vesileyle dile getirdiğim gibi halen İSO 1000 listesinde yer alan şirketlerin sadece 127’si borsamız-da işlem görüyor. Bu rakamı artırmak için birebir şirket ziyaretleri yoluyla şirketlerimize sermaye piyasalarının sunduğu imkânları anlatıyor, onları borsamızda işlem görmeye davet ediyoruz. Son üç ay içerisinde 57’si ISO I.500’de 6 tanesi ise II.500’de olmak üzere toplam 63 şirketimiz ziyaret edildi. Önümüzdeki iki yıl içerisinde 250 civarında şirketimizi ziyaret etmeyi planlıyor, kısa ve orta vadede bu şirketlerimizin sermaye piyasalarıyla tanışmasını bekliyoruz. Nihai olarak ise işlem gören şirket sayımızı 1000’e, işlem gören şir-ketlerin piyasa değerinin GSYİH’ye oranını ise dünya ortalamaları olan %50-60 seviyelerine çıkartmak is-tiyoruz.

Bizim için en önemli

husus yatırımcının bilinçlenmesi ve

yatırım araçları ile ilgili tam bilgiye

zamanında erişiminin

sağlanması. Bu doğrultuda

Kamuoyunu Aydınlatma

Platformu’nu yenilemeye dönük faaliyetimiz de tüm

hızıyla sürüyor

İbra

him

Tur

han

Page 31: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 32: Boryad - Ocak 2013.pdf

34S

öyle

şi

Körfez ülkelerinden İMKB’ye olan ilgide zaman içinde önemli artışlar görüldü. İMKB, bir bölgesel güç ola-cak mı?

Son yıllarda Körfez bölgesinden yatırımcıların Türkiye sermaye pi-yasalarına ilgili oldukça arttı. MKK verilerine baktığımızda 2007 yılında yaklaşık 150 milyon TL olan Arap ülkeleri kaynaklı portföy yatırımları-

nın 2012 yılı Ekim ayı itibarıyla 7,7 milyar TL’ye ulaştığını görüyoruz. Tabii bu yatırımların artarak devam etmesi bizim önemsediğimiz bir du-rum. Bu amaçla Eylül ayı sonunda devreye aldığımız Sukuk sözleş-meleriyle birlikte özellikle bölge yatırımcısına yönelik olarak ihraç edilecek tüm enstrümanları destek-leyeceğimizi belirtmek isterim. Bor-samızın bölgesel etkiliğini artırmak

için yürüttüğümüz bir diğer alan ise bölge borsaları ile geliştirmekte ol-duğumuz işbirlikleri. Bu doğrultuda Muscat ve Abu-Dabi borsaları ile önceki dönemlerde imzalanmış mu-tabakat zabıtlarına ek olarak bu yıl içerisinde Mısır, Kazablanka, Bah-reyn ve Tunus borsaları ile de ortak teknoloji geliştirme, borsaların kar-şılıklı olarak birbiri ile bağlantısının sağlanması, personel eğitimi gibi

İbra

him

Tur

han

Page 33: Boryad - Ocak 2013.pdf

35

konularda mutabakat zabıtları im-zaladık. Yine bu yıl Haziran ayı içe-risinde İslam Konferansı Örgütü’ne üye 19 ülke borsalarındaki 50 bü-yük şirketi kapsayan OIC-COMCEQ Endeksi’nin lansmanı yapıldı. Kasım ayı içerisinde İstanbul’da Türk-Arap Sermaye Piyasaları Forumu’nu ger-çekleştirdik. Bölge ülkeleri arasın-da sermaye piyasaları alanındaki etkileşime artırmaya dönük olarak

gerçekleştirdiğimiz tüm bu faaliyet-lerin, İstanbul’un bölgesel bir finans merkezi olmasına katkıda bulunaca-ğını düşünüyoruz.

Yabancı bir borsa ile birleşme veya satın alma-stratejik ortaklığa nasıl bakıyorsunuz?

Bölgemizde yer alan borsalarla ol-duğu gibi küresel borsalarla olan

görüşmelerimiz de devam ediyor. Yukarda belirttiğimiz stratejik he-defler doğrultusunda amaçlarımız-la örtüşen, teknolojik altyapımızın, ürün ve yatırımcı tabanımızın ge-lişimine katkıda bulunacak farklı stratejik birlikteliklere açığız. Yakın gelecekte bu yönde yürüttüğümüz çalışmaların olumlu sonuçları görül-meye başlayacaktır.

Bölgemizde yer alan

borsalarla olduğu gibi küresel

borsalarla olan görüşmelerimiz

de devam ediyor. Stratejik

hedeflerimiz doğrultusunda amaçlarımızla

örtüşen, teknolojik altyapımızın,

ürün ve yatırımcı tabanımızın

gelişimine katkıda bulunacak

farklı stratejik birlikteliklere açığız. Yakın

gelecekte bu yönde

yürüttüğümüz çalışmaların

olumlu sonuçları görülmeye

başlayacaktır.

İbrahim Turhan: “Borsamız bünyesinde yer alan piyasaların birleşmesi söz konusu ancak Gelişen İşletmeler Piyasası faaliyetine devam edecek. Halka Arz Seferberliği daha da hızlanarak devam ediyor.”

Page 34: Boryad - Ocak 2013.pdf

36D

osya

Günümüzde hemen hemen herkes bir internet kullanıcısı. Haberin en hızlı yayıldığı alan internet. Öyle bir mecra ki, sınırlarını çizmek mümkün değil. Bu sınırsızlığın doğurduğu olumsuz sonuçlar ise çözüm bekliyor. İnternet üzerinden aslı astarı olmadan bir borsa şirketi hakkında yapılan karalama, geri dönüşü olmayan kayıplara neden olabiliyor. Türkiye’deki kanunlar bu hıza yetişmekte zorlanıyor.

İnternet Suçları Çözüm Bekliyor

Page 35: Boryad - Ocak 2013.pdf

37

Bir şirket için onlarca, belki yüzlerce, binlerce kişi ça-lışıp emek veriyor. Şirket, borsada işlem görüyorsa,

buna bir de paydaşları ekleniyor. Her hissedarı paydaşı oluyor. Yö-netim stratejileri belirleniyor, üre-tim planları yapılıyor, satışları ya da üretimi artırmak için çabalanıyor. Şirketin faaliyet gösterdiği alanda büyümesi için koca bir ekip çalı-şıp didiniyor. Sonra birileri çıkıyor; hayatını geçici kârlar üzerine ku-ran birileri… Kafasına göre bir in-ternet sitesi açıyor, istediği şirkete karalama kampanyası başlatıyor. Hisse fiyatlarını etkileyici spekü-latif dedikodular yayınlıyor çeşitli kanallardan. Bir borsa şirketiyseniz, çalışanlarınızdan tüm paydaşlarını-za kadar etkiliyor sizi bu karalama haberler…

Tabir-i caizse “kaçak güreşenler” di-yebileceğimiz bu kişi ya da grupla-rın, en büyük dayanak noktası, kur-dukları internet sitesinin hosting’ini başka ülkelerden temin etmeleri. Yani hosting hizmeti veren kuruluş Türkiye’de olmadığı için, bu işi ya-panlara ulaşmak çok zor… Ancak imkânsız değil!

Bahçuvan: “Manipülatörler internette rahatça hareket edebiliyor” İnternet üzerinden borsa şirketle-rine yönelik yapılan karalamaların, yalan haberlerin son dönemlerde artması ve bu gelişmelerin şirket hisselerini olumsuz yönde etkile-mesi üzerine Derneğimize çok sayı-da başvuru oldu. BORYAD Başkanı Ali Bahçuvan, konuyla ilgili olarak basına çeşitli açıklamalarda bulun-du. İnternet üzerinden borsadaki şirketlerin karalandığını, şirket or-taklarıyla küçük yatırımcıların karşı karşıya getirildiğini ve manipülatör-lere rahat hareket edebilecekleri bir zemin hazırlandığını söyleyen Bah-çuvan, borsada Halka Arz Sefer-berliği ile beraber işlem gören şirket

sayısında artış yaşandığını hatırla-tarak, borsaya gelen KOBİ tarzın-da birçok şirketin olması ve düşük sermayeler dolayısıyla likidite dü-şüklüğünün, bu hisse senetlerinde sert fiyat hareketleri yaşanmasına neden olduğunu ifade etti.

Yalan yanlış haberler nedeniyle birçok küçük yatırımcının yüksek fiyattan hisse senedi alıp düşük fiyatlara sattığını dile getiren Bah-

çuvan, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Halka açık şirketler ya-zılı ve görsel basında olduğu gibi rahatlıkla yalan yanlış haberleri ya-lanlayamamakta, bu konuda dev-letin kurumları ve hukuki sistem yetersiz kalmaktadır. Halka Arz Seferberliği’ne olumsuz etki eden bu unsur, düzgün şirketlerin borsa-dan uzak durmasına yol açmakta-dır. Gerek BTK gerekse SPK ile bu konuda görüşmeler başlatılacak-tır. Bu süreçlerde zarar görenlerin ücretsiz hukuki destek alabileceği toplu dava, suç duyurusu ve taz-minat davaları açabilmelerine ola-nak sağlayacak bir hukuk komitesi kurulmuştur.” Buna benzer olaylar nedeniyle zarar görenlerin, yatırım-cıların ve halka açık şirketlerin der-neğe müracaat edebileceklerini de söyleyen BORYAD Başkanı, Dernek olarak bu konu üzerinde titizlikte durduklarını ve her an takipte ola-caklarını iletti.

BORYAD olarak yatırımcılarımızdan konuyla ilgili gelen yoğun sorular ve endişeler üzerine işin hukuki boyutunu biraz daha netleştirmek istedik. Türkiye’nin internet suçları alanında öne çıkan avukatlarından Meltem Banko’dan bir değerlendir-me aldık.

İnternet üzerinden

borsa şirketlerine yönelik yapılan karalamaların,

yalan haberlerin son dönemlerde artması

ve bu gelişmelerin şirket hisselerini

olumsuz yönde etkilemesi üzerine

Derneğimize çok sayıda

başvuru oldu.

Page 36: Boryad - Ocak 2013.pdf

38D

osya

Artık manipülasyonlar internet üzerinden olma-ya başladı maalesef. Çok büyük şirketlerle ilgili manipülatif haberler yapılarak şirketlerin

hisse fiyatlarına etki edilmeye çalışılıyor. Son zaman-larda yatırımcılardan ve şirketlerden bu yönde çok şikâyet alıyoruz. Maalesef bu konuda henüz çok net bir çözüme ulaşılmış değil. Çünkü bu yayınların yapıl-dığı internet siteleri, yabancı hosting firmalarıyla çalı-şıyor. Örneğin bir borsa şirketiyle ilgili karalama yapan internet sitesini araştırdığımızda, hosting firmasının Malezya’da ya da Amerika’da olduğunu öğreniyoruz. Dolayısıyla biz bu konuyla ilgili Türkiye’de bir şey ya-pamıyoruz. Bizim bu başvuruyu Amerika üzerinden yapmamız gerekiyor

Bu, biraz hukuk sisteminin sınırlarıyla da ilgili. Amerikan hukuk sisteminde hakaretin sınırları farklı, Türkiye’de farklı. Türkiye’de sosyal medya üzerinden hakaret suç-ları oluştuğu zaman, 5651 sayılı kanuna göre, yer sağla-yıcıya müracaat edip oradan IP bilgilerini talep ediyoruz. Ancak Facebook ya da Twitter’a herhangi bir hakaret için başvurduğumuzda, “Bu durum, bizim hukukumuza göre suç değil” cevabını alabiliyoruz. Bu konuda büyük aksaklıklar var. Benim burada naçizane çözüm önerim, Türkiye’deki yetkililerin Google, Youtube, Facebook ve Twitter gibi kurumların Türkiye’de de temsilciliklerinin olması için başvuruda bulunmaları. Böylelikle hakaret içeren suçlarda bizim bir muhatabımız olur; hem yargı daha hızlı işler hem de sorunlar daha çabuk çözülür.

“Borsa şirketlerine büyük zararlar verebiliyor”Olumsuz bir haber internette çok hızlı yayılıyor. Bu da çok büyük itibar ve gelir kayıplarına neden olabili-yor. Oysa o haber doğru mu, değil mi daha belli değil. Manipülatif haberler son dönemlerde çok arttı. Hatta

öyle şeyler duyuyoruz ki; firmalardan tehdit yoluyla para istendiği ve para verilmezse bu firmalarla ilgili olumsuz haberler yapıldığı gibi konular bile gündeme geliyor. Şirket zorla para vermeye mecbur bırakılıyor. Buna karşı çıkan şirketlere borsada çok büyük zararlar yaşatıyorlar.

“İnternet suçlarına karşı neler yapılabilir?”Bazı firmalar bu konuda başvuruda bulunmuşlar ancak tek tük başvuru olduğu için takipsizlik kararı verilmiş. Bu konuda toplu bir hareketin olması gerekiyor. İnter-netten okunulan bilgilerin doğruluğu mutlaka teyit edil-meli. Mesela bir internet sitesinde bir şirketin hissele-rinin düştüğüyle ilgili haber var; öncelikle araştırılmalı, o haberden sonra mı yaşanmış bu düşüş. Eğer haber hisse düşüşü hedeflenerek yapıldıysa, tamamen mani-pülatif bir haberdir.

5651 sayılı kanunda bu suçları kapsan maddeler var ancak yeterli değil. Gerekli önlemleri şimdi almazsak, ilerde bu yaşadığımız sıkıntılar katlanarak gelecektir. Suç işlendikten sonra bir şeyler yapmak yerine, suçun önüne geçmek daha önemli. Mesela ünlüler üzerinden hesaplar açılıp yalan haberler ortaya çıkarılabiliyor. Ya da sıradan vatandaşlar bile bu tür konular nedeniyle özel hayatlarında büyük sorunlar yaşayabiliyorlar. Bunu önleyecek zemini oluşturmamız gerekiyor.

“İnternet üzerinden bilgi sildirilebilir”İnternet üzerinden bilgi sildirilebilir. Bunu Türkiye’de yapan firmalar da var. Ama bu konuda sıkıntı çeken müvekkillerim için ben direkt bir Amerikan firmasıy-la çalışıyorum. Amerikalı avukatlar vasıtasıyla birçok sildirme olayını gerçekleştiriyoruz. Çünkü bunu bizim Türkiye’den yapmamız çok daha maliyetli oluyor.

“Gerekli önlemler alınmazsa, sıkıntılar büyüyecektir”

Av. Meltem Banko

Page 37: Boryad - Ocak 2013.pdf

facebook.com/temavakfi

TEMA Vakfı Meşeler Yuva Arıyor!

TEMA Vakfı'nın küçük meşe palamutları büyüdüklerinde, toprak kaybına neden olan erozyonla kahramanca mücadele ediyor.

Meşe palamutlarını sahiplenip büyütmek için Facebook sayfamızı beğenin! 3464'e "TEMA" yazıp kısa mesaj atarak da, meşe kampanyamıza 5 TL'lik katkıda bulunabilirsiniz.

TEMA Vakfı | Erozyonla Mücadele Etkinlikleri

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 38: Boryad - Ocak 2013.pdf

40S

öyle

şi

Türk Hava Yolları Genel Müdürü

Temel Kotil

Bu yılı bitirmeye hazırlanı-yoruz… THY için finansal anlamda nasıl bir yıl oldu?

2012 yılı ilk dokuz aylık verilere göre, 1,08 milyar TL esas faali-yet kârı elde ettik. Net kârımız ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla artarak 868 milyon TL olarak ger-çekleşti. 2012 bütçe ciro hedefimiz 7,7 milyar dolardı. Yılsonunda bu rakamın 8,2 milyar dolar olarak ger-çekleşmesi bekleniyor. 2013 için ise yaklaşık 9,5 milyar dolar ciro hedefliyoruz.

2012’de uçuş noktalarınıza hangi yeni lokasyonlar eklendi?

2003 yılından itibaren yurtiçi 11 ve yurtdışı 95 yeni noktaya uçuş baş-lattık. 2012 yılı başında 35 iç, 156 dış hat olmak üzere toplam 191 noktaya uçuyorduk. 2012’de 24 hatta seferlerimiz başladı. Novosi-birsk, Mogadishu, Bremen, Kigali, Leipzig, Bilbao, Yanbu, Taif, Ulanba-tur, Abidjan, Aalborg, Billund, Edin-burg, Iğdır, Oş, Gence, Kinşasa, Ci-buti, Nakçat, Aden, Şarm El Şeyh, Hurgada, Kütahya ve Maldivler’e

seferlerimiz başladı. Beş yeni nok-taya ait bilet satışlarımız başlamış olup açılış tarihlerini beklemekte-yiz. Sebha, Kilimanjaro, Mombasa, Niamey, Buenos Aires ve Vogadugu hatlarına ait biletler satışa sunuldu. Altı noktayla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor; İsfahan, Doula, Yo-unde, Kermanşah, Libreville ve Ah-medabad. Bu yıl toplam 36 yeni hat açmış olmayı hedefliyoruz.

2013 yılında ise ilave 33 yeni uçuş noktası planlıyoruz. Hâlihazırda 92 ülke ile dünyanın en çok ülkesine

Temel Kotil, THY’yi 3 yıldız olarak devraldıklarını ve 4 yıldızlı bir havayolu şirketi haline getirdiklerini belirtiyor. Kotil, hedeflerinin THY’yi Avrupa’nın ilk 5 yıldızlı havayolu şirketine dönüştürmek olduğunu söylüyor.

“THY’nİn BÜYÜMESİ DEMEK, TÜRKİYE’nİn DAHA ÇOK TAnınMASı DEMEK”

Tem

el K

otil

Page 39: Boryad - Ocak 2013.pdf

41

uçan hava yoluyuz. 2013 sonu itibarıyla en çok şehre uçan hava yolu olmayı hedefliyoruz.

THY, bu yıl yolcu sayısında nasıl bir tabloya imza attı?

Eylül 2012 itibarıyla THY’nin ta-şıdığı toplam transfer yolcu sayı-sı bir önceki yılın aynı dönemine göre %30 artarak 12 milyon 184 bin 926 olarak gerçekleşti; dıştan dışa transfer yolcu sayısı yüzde 46 artarak 6 milyon 519 bin 642 oldu. Toplam yolcu sayısında geçen yılın ilk dokuz aylık dönemine göre %19,7 artış görüldü. Ocak-Ekim 2012 dönemi doluluk oranımız ge-çen yılın aynı dönemine göre 5 puan artarak %78 olarak gerçekleşti.

Türk Hava Yolları için 2012 hedef-lerini gerçekleştiği bir yıl oldu. Bu yıl yolcu 37,8 milyon olan yolcu sayısı hedefimizi aşarak, yılsonuna kadar 40 milyona yakın yolcu taşı-yacağız. Bu sonuç bizi taşıdığımız yolcu sayısı bakımından Avrupa’da 3’üncülüğe taşıdı. 2013 yolcu sa-yısı hedefimiz ise 46 milyon yolcu taşımak.

THY şu an kaç uçaklık bir filoya sahip?

Yılsonunu 201 uçakla tamamla-yacağız. Şu an 200 uçaklık filoya ulaştık. 2013 sonunda 217 uçak hedefliyoruz. Geniş gövde uçak siparişleri verdik. 20 adet 777, 15 adet Airbus 330 sipariş ettik. 2023 yılı hedefimiz 350 uçaklık bir filo. Daha önce siparişini verdi-ğimiz dar gövde 32 uçağımız 2015 yılı sonuna kadar filomuza katıla-cak. Geniş gövde uçaklar ise 2013 yılında filoya girmeye başlayacak ve 2017 yılı sonuna kadar tamam-lanacak.

İstanbul’da yapılması planlanan üçüncü havayolu THY’de ne gibi değişimlere yol açacak?

Üçüncü havalimanının 2016 ba-şında açılacak. Biz transit yolcu ağırlıklı bir şirketiz. Yolcuları top-luyoruz, dünyanın dört bir tarafına dağıtıyoruz. THY, üçüncü havalima-nı açıldığında orada olacaktır.

THY global marka olma sürecinde ne gibi adımlar attı?

İstanbul ve Türkiye’nin havacılık sektörü alanında özel bir konumu

var. Havacılık trafiğinin %70’ine yakının geçtiği bir hattın üzerinde. Biz bu imkânı gerçekliğe dönüştü-recek bir büyüme stratejisi izledik. Yeni hatlar, yeni uçaklarla bir ham-le başlattık. Altyapıya büyük yatı-rım yaptık. Yaptıklarımızı dünyaya anlatacak reklam ve sponsorluk anlaşmaları yaptık. Barselona’dan Manchester United’a, Messi’den Kobe’ye kadar dünya yıldızı takım-lar ve isimlere sponsor olduk. Ulus-lararası turnuvalara sponsor olduk. Bu sayede havacılıkta geldiğimiz noktayı, kalitemizi, konforumuzu dünya starlarıyla yolcumuza du-yurduk. Tüm bunlar bizi küresel bir marka yaptı. Türk Hava Yolları’nın büyümesi demek, Türkiye’nin daha çok tanınması demek.

THY’nin hedefleri nelerdir?

Göreve geldiğimizde 3 yıldız olarak aldığımız Türk Hava Yolları’nı 4 yıl-dızlı havayolu şirketi haline getirdik ve bunun sonucunda da iki yıldır üst üste Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi seçiliyoruz. Hizmet kalitesi anlamında birçok yeniliğe imza at-tık. Hedefimiz Avrupa’nın ilk 5 yıl-dızlı havayolu şirketi olmak.

Yaptıklarımızı dünyaya

anlatacak reklam ve sponsorluk

anlaşmaları yaptık. Barselona’dan

Manchester United’a,

Messi’den Kobe’ye kadar

dünya yıldızı takımlar ve isimlere

sponsor olduk.

Page 40: Boryad - Ocak 2013.pdf

42A

raşt

ırm

a

Otomotiv 2012’de Frene Bastı

2011 yılını rekorlarla kapatan Türk otomotiv sektörü için 2012 çok parlak geçmedi. Sektör, Avrupa Birliği ekonomilerindeki sıkıntılar başta olmak üzere, pazarın daralmasına neden olan çeşitli unsurlarla mücadele etti. Uzmanlar, 2013 yılında da otomotiv üretim ve ihracat adetlerinde önemli bir değişiklik beklemiyor.

Page 41: Boryad - Ocak 2013.pdf

43

Otomotiv sektörünün 2012 yılı için yapılan öngörü-ler, sektörde bir daralma yaşanacağı yönündeydi.

Bu tahminler, yıl içinde hem üretim hem de satışta kendini gösterdi. Türkiye ekonomisinin lokomotifle-ri arasında yer alan otomotiv, bu durgunluğu tüketiciye yönelik cazip kampanyalar ve çeşitli satış strate-jileriyle aşmaya çalıştı.

Otomotivin 2012 yılının detayları-nı incelediğimizde, sektörün temel dinamiklerindeki düşüş göze çarpı-yor. 2012 yılı Ocak-Ekim dönemin-de toplam pazar satışı, 2011 yılının aynı dönemine göre %12 oranında azalarak 621 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomo-bil pazarındaki azalma %8 oldu ve pazar 423 bin adede geriledi. 2012 yılı Ocak-Ekim döneminde bir ön-ceki yılın aynı dönemine göre ha-fif ticari araç pazarındaki gerileme ise %21 oranında gerçekleşti ve pazarda 168 bin adet azalma ya-şandı. Geçen yılla kıyaslandığında, hafif ticari araçlardaki ÖTV artışı nedeniyle satışlardaki düşüş, 2012 Ekim’inde de devam etti.

Ağır ticari araç talebinde de geri-leme sürdü. 2012 Ocak-Ekim ara-lığında bir önceki yıla göre ağır ticari araç pazarı %16 oranında daraldı ve 31 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2012’de 2011 yılının ilk 10 ayına göre kamyon paza-rı %17 oranında azaldı ve 27 bin adet düzeyine geriledi. Otobüs pa-zarı ise %5 küçüldü ve 1.953 adet oldu. Yine aynı dönemde bir önceki yıla göre, toplam otomotiv sanayi %10, otomobil ihracatı %9 düşüş gösterdi. Ocak-Ekim ayları arasın-da toplam ihracat 596 bin adet, otomobil ihracatı ise 338 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Bu aylarda, ticari araç ihracatı %11 düşüşle 259 bin adet oldu. Traktör ihracatı ise sektörün genelinden farklı ola-rak yükseliş grafiği çizdi; %75 gibi

önemli bir artış yakaladı ve 13 bin adede ulaştı.

Üretimde Azalma İç ve dış pazarlardaki talep azalma-sının, otomotiv üretimini de önemli ölçüde etkilediği görülüyor. Yılba-şından Ekim’e kadar olan zaman di-limine göz atarsak, bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam üretim-de %10, otomobil üretiminde ise %11’lik azalma dikkat çekiyor. Top-lam üretimin bu dönemde 885 bin adede, otomobil üretiminin de 479 bin adede düşmesi, önemli bir veri olarak karşımıza çıkıyor.

2012’nin ilk 10 ayında minibüs ve midibüs üretiminde yüzleri güldü-ren bir atış yaşandı. Bu dönemde minibüste %32, midibüste %19 oranında üretim artışına imza atıl-dı. Diğer taraftan küçük kamyonda %32, büyük kamyonda %15, kam-yonette %12 ve otobüste %6’lık bir gerileme oldu.

Ticari araçlar ve özellikle ÖTV artı-şına maruz kalan hafif ticari araçlar-da, 2011’in son aylarında başlayan talep azalmasının giderek büyüyen boyutu, 2012’nin ilk 10 aylık dö-neminde de ihracattaki daralmayla

Otomotivde geçtiğimiz

yılın genel fotoğrafını değerlendirdiğimizde,

azalan iç talep ve Avrupa’da yaşanan

kriz nedeniyle azalmaya devam

eden ihracat sonucunda, yılın

Türk otomotiv sanayi için zor geçtiği

söylenebilir.

Page 42: Boryad - Ocak 2013.pdf

44A

raşt

ırm

a

birlikte üretimi olumsuz etkilemeye devam etti. Bu dönemde traktör üretimi %1 oranında düşerek 38 bin adet oldu.

AR-GE ve Tasarıma OdaklanmaSektördeki daralma ve uzun yıllar-dır dile getirilen, pazarın belli alan-lardaki değişim ihtiyacı, yıl içinde önemli çalışmaların hızlanmasına olanak sağladı. Temel stratejisini “verimlilik artışı ve katma değeri yüksek yenilikçi ürünlerde üretimi artırmak ve mevcut ihracat pro-jelerine ek olarak yeni projelerin gerçekleştirilmesi” olarak ortaya koyan otomotiv sanayi, AR-GE alanında önemli atılımlar yapma-ya hazırlanıyor. Küresel firmaların sadece üretim yatırımlarını değil, AR-GE faaliyetleri ile ilgili yatırım-ları da Türkiye’ye çekilmeye çalı-şılıyor. Sektör, tasarım çalışmala-rının geliştirilmesine de “öncelikli konular” arasında yer veriyor.

Bilindiği üzere, otomotiv sanayinin sürdürülebilir küresel rekabetine ulaşması açısından önemli olan “Otomotiv Sektörü Strateji Belge-si ve Eylem Planı 2011–2014”, 14 Nisan 2011 tarihinde, Bilim, Sanayi

ve Teknoloji Bakanı tarafından ka-muoyuna açıklandı ve YPK kararı olarak 5 Mayıs 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi’nde Türk otomotiv sektö-rünün “AR-GE Üssü Olma” vizyonu çerçevesinde genel amacı, “Oto-motiv Sanayinin Sürdürülebilir Kü-resel Rekabet Gücünü Artırmak ve Üretimini İleri Teknoloji Kullanımının Ağırlıklı Olduğu Katma Değeri Yük-sek Bir Yapıya Dönüşümünü Sağla-mak” olarak belirlendi.

Bunun yanı sıra Ekonomi Bakanlığı da dış ticaret açığının azaltılması temel hedefi kapsamında otomotiv sanayinde tedarik sorunları ve çö-züm yollarını belirlemek üzere Girdi Tedarik Strateji (GİTES) konulu yeni bir strateji çalışması sürdürüyor. Burada ortaya çıkacak çözümlerin Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ile uyum içinde olması bekleniyor.

AR-GE Stratejisi Hedefleri Yükseltti AR-GE faaliyetlerindeki gelişmeler, otomotiv pazarındaki hedefleri de yükseltti. Yakın gelecekte, motorlu taşıt aracı üretiminin 2 milyon ade-

de, ihracatın ise 1,5 milyon adede çıkarılması hedefleniyor. Sektör, Avrupa Birliği (AB) ve dünya sırala-masındaki yerini daha da yükselte-rek dünyada toplam taşıt üretimin-de ilk on, AB’de toplam taşıt aracı üretiminde ilk üç ve AR-GE’de ilk beş sırada yer almayı amaçlıyor.

Eylül 2012 itibarıyla Türkiye’de ku-rulan 130 AR-GE merkezi içinde 50 adet merkezle otomotiv, diğer sek-törler arasında ilk sırada yer alıyor. Sektör uzmanları, AR-GE faaliyetle-rinin otomotiv sanayinin gelişmesi, yeni teknolojiler geliştirmesi, ve-rimliliğin ve rekabet gücünün artı-rılması ve yeni ihracat projelerinin devamında stratejik önemde oldu-ğunun altını çiziyorlar. Bu açıdan AR-GE desteklerinin yeni projelerle geliştirilerek sürdürülmesi de büyük önem taşıyor.

2013’te Önemli Bir Değişiklik BeklenmiyorGelelim sektörün yeni yıl beklentile-rine… Otomotivde geçtiğimiz yılın genel fotoğrafını değerlendirdiği-

İç ve dış pazarlardaki

talep azalmasının, otomotiv üretimini

önemli ölçüde etkilediği görülüyor. Yılbaşından Ekim’e

kadar olan zaman diliminde, bir

önceki yılın aynı dönemine göre

toplam üretimde %10, otomobil üretiminde ise %11’lik azalma

dikkat çekiyor.

Page 43: Boryad - Ocak 2013.pdf

45

mizde, azalan iç talep ve Avrupa’da yaşanan kriz nedeniyle azalmaya devam eden ihracat sonucunda, yılın Türk otomotiv sanayi için zor geçtiği söylenebilir. Bu koşullarda, talebi daha fazla sınırlayacak her-hangi bir vergi artışı olmaması du-rumunda, 2012 sonuna doğru üre-timin artması ve pazarın da 2010 yılı talebinin üzerinde gerçekleşme-si bekleniyor.

1.600 cc’den küçük araçlarda Eylül ayında yapılan ÖTV artışının daha çok otomobil satışları üzerindeki olumsuz etkisini 2013 yılı başla-rında göstereceği tahmin ediliyor. Başka bir ifadeyle, 2013 talebinin öne çekilmesi söz konusu. Diğer taraftan, Ocak ayı itibarıyla yeni model yılına geçilecek olmasının satışları olumlu etkileyebileceği de

düşünülebilir. Ancak her yıl Aralık ayının satışların en yüksek düzey-de gerçekleştiği bir ay olduğu da dikkate alınarak, kampanyalarla bir önceki model yılına ait araç satış-larının da artacağı tahmin ediliyor. Otomobilde ithalatın oranı %70 gibi yüksek bir düzeyde bulunuyor.

Ekim 2012 itibarıyla otomotiv ih-racatındaki düşüş devam etti. İhra-cattaki düşüşün en önemli nedeni

ise Avrupa Birliği’nde otomobil ta-lebinde ve Türkiye’nin AB’de en büyük üreticisi olduğu hafif ticari araçlar talebinde meydana gelen azalma. 2012 ilk 10 aylık dönemde otomobil ihracatında %9, toplam taşıt aracı ihracatında ise %10 dü-zeyinde düşüş yaşandı.

Avrupa’dan Otomotive Tam Destek Sektörün Avrupa tarafında ise aza-lan talebi artırmak için çeşitli çalış-malar yapılıyor. AB Komisyonu, hem azalan talep ve hem Asya’daki güç-lü rekabet karşısında kolları sıvadı ve Avrupalı üreticilere destek planı açıkladı. AB Komisyonu’nun sana-yiden sorumlu üyesi Antonio Tajani, kriz döneminde otomotive destek için bir eylem planı sundu. Alınacak önlemleri görüşmek üzere ekonomi bakanları, sendikalar ve otomobil üreticileriyle bir araya geleceklerini söyleyen Tajani, hem sektör hem de çevre korumasına yönelik çalışma-lar yaptıklarını ifade etti.

Avrupa’da sektörü hareketlendire-cek çalışmalara hız verilse de bu girişimlerin sonuçlarının kendini göstermeye başlamasının zaman alacağı tahmin ediliyor. Bu doğrul-tuda, Türkiye’deki bazı üreticiler AB pazarındaki daralmaya bağlı olarak ABD pazarına ihracatını ar-tırmaya başladı. Uzmanlar, mevcut koşullarda Türkiye’de 2013 yılında da otomotiv üretim ve ihracat adet-lerinde önemli bir değişiklik bekle-miyor.

* Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer’e katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

Avrupa’da sektörü

hareketlendirecek çalışmalara

hız verilse de bu girişimlerin

sonuçlarının kendini göstermeye

başlamasının zaman alacağı

tahmin ediliyor. Bu doğrultuda,

Türkiye’deki bazı üreticiler

AB pazarındaki daralmaya bağlı

olarak ABD pazarına ihracatını artırmaya başladı.

KONULAREKİM OCAK - EKİM

2011 2012 (%) 2011 2012 (%)

ÜretimToplam 103.946 90.673 -13 987.693 884.646 -10

Otomobil 60.172 51.226 -15 536.909 479.420 -11

İhracatToplam 68.945 60.253 -13 661.799 596.247 -10

Otomobil 40.076 37.293 -7 370.733 337.619 -9

PazarToplam 72.640 62.699 -14 709.391 621.483 -12

Otomobil 47.508 43.440 -9 459.866 423.057 -8

2012 YıLı İLK 10 AYLıK ÜRETİM, İHRACAT vE PAzAR BİLGİLERİ

Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi Eylem Planı’nda Yer Alan Beş Ana Hedef

• AR-GE altyapısının iyileştirilmesi

• Şirketlerin tasarım, üretim, markalaşma beceri ve kapasiteleri-nin artırılması

• Otomotiv sektöründe iç ve dış pazarların geliştirilmesi

• Fiziki altyapının geliş-tirilmesi

• Hukuki ve idari düzen-lemelerin iyileştirilmesi

Page 44: Boryad - Ocak 2013.pdf

46Ya

tırı

m

2012’nin piyasalar için beklentiler dahilinde geç-tiğini söyleyebiliriz. 2011 yılına damga vuran Arap Baharı ve 2008 krizinin artçı sarsıntıla-

rından sonra yatırımcılar için gergin geçeceğinin sin-

yallerini veren 2012, Euro Bölgesi’ndeki kriz, ABD piyasalarındaki durgunluk ve Çin ekonomisindeki geri-lemenin gölgesinde geçti. Bununla birlikte gelişmiş ül-kelerdeki endişe verici ekonomik göstergelere rağmen

“2013’ün ilk çeyreğinde toparlanma başlar”

Destek Menkul DeğerlerBaşanalist

Behçet Türkeş

Daha İyi Bir Yıl…

Euro Bölgesi’ndeki kriz, ABD piyasalarındaki durgunluk ve Çin ekonomisindeki gerilemenin gölgesinde geçen 2012’de piyasalarda yine de beklentilerden daha olumlu bir hava hakimdi. Uzmanlar ağırlıklı olarak 2013’te bu havanın daha da düzeleceği görüşünde. Destek Menkul Değerler’den Behçet Türkeş, Phillip Capital Menkul Değerler’den Tansu Sesli, İnfo Yatırım’dan Özgecan Fırıldak, 2013 öngörülerini aktardı.

Page 45: Boryad - Ocak 2013.pdf

47

özellikle yılın üçüncü çeyreğinden itibaren büyük eko-nomilerde yaşanan parasal genişlemeler, başta bor-salar olmak üzere emtia fiyatlarında da artışa neden oldu. ABD’de 2009’dan bu yana borsalarda yükselen trendin devam ettiğini, Avrupa da ise yılbaşından bu yana %40’lara varan yükselişler yaşandığını görüyo-ruz. İMKB 100 de bu yükselişlerden nasibini alan en-dekslerden biri oldu.

“AB’de sorunlar devamlı öteleniyor”Avrupa’daki kriz üçüncü yılını tamamlamak üzere. Sorunların devamlı ötelenmesi krizi içinden çıkılması imkânsız bir hale getiriyor. ECB Başkanı Draghi’nin piyasaları devamlı yatıştıran kısa vadeli politikalarının çözüm olmadığı ortada. Yunanistan ve İspanya eko-nomileri hâlâ çok kötü seviyede ve ufak bir saman alevinin tekrar Euro Bölgesi’ne domino etkisi yapacağı gerçeği inkâr edilemez. Avrupa’nın yarası 2013’te de kanamaya devam edecek ve dolayısıyla global ekono-milerde bu olumsuz gelişmelerden krizin derecesine göre payını alacak. Avrupa Merkez Bankası’nın piya-saya milyarlarca euro para aktarması ve piyasalara pompalanan bu paranın oluşturacağı enflasyon kısa vadede göz ardı ediliyor. Buna rağmen 2013 ilk çey-reğinde önemli bir şok yaşanmazsa toparlanma tekrar başlayacaktır.

ABD cephesinde ise halledilmesi gereken ilk sorun “mali uçurum”. Bush döneminden kalma vergi indi-rimleri ve sosyal harcama desteklerinin süresi 1 Ocak itibarıyla sona eriyor. Mali uçurumun gerçekleşmesi halinde ABD ekonomisinin 600 milyar ila 1,5 trilyon dolar arasında küçüleceği tahmin ediliyor. Başkan Obama’nın “mali uçurumun önleneceğinden emin ol-duğunu” açıklaması yılbaşına kadar “bekle-gör” po-litikasının uygulanmasına neden olacaktır. Mali uçu-rumun gerçekleşmesi halinde ise perakende satış ve tüketimlerin azalması, buna bağlı olarak %8’e yakla-şan işsizliğin daha da artması ve bu yılki durgunluğun ivmelenerek 2013’e taşınması kaçınılmaz olacaktır. Buna rağmen finansal piyasalar yukarı yönlü hareketini devam ettiriyor. Global bazda yaşanan likidite çılgınlığı devam ettiği sürece, özellikle hisse senedi piyasaları başta olmak üzere ufak düzeltmeler hariç yükselişlerin devam etmesi beklenebilir.

“Piyasaların normale döneceği bir yıl olabilir” Çin başta olmak üzere, 2012 yılında gelişmekte olan ülkelerde devam eden durgunluğun 2013 ilk çeyreğin-de de devam etmesini bekliyoruz.

Yurtdışında olumsuz ekonomik gelişmelere, düşük sey-reden ekonomik datalara ve Ortadoğu’daki gerginliğe

rağmen yurtiçinde bütçe disiplinine uyulması borçlan-ma maliyetlerini düşürdü. Türkiye’nin global krizden etkilenmediğini söylemek mümkün değil, fakat bütçe disiplinine uyularak borçlanma maliyetlerinin düşürül-mesi piyasayı rekabet edebilir hale getirdi. Yurtiçinde Merkez Bankası kendine has politikalarla faiz korido-ru uygulamasına devam ediyor. Bu kapsamda likidi-te kontrolünün sağlıklı uygulanamaması, uzun vade-de büyüme ve enflasyon üzerinde baskı oluşturabilir. Merkez Bankası’nın uzun süre baskı altında tuttuğu likiditenin bir anda büyümeyi ateşlemek için serbest bırakılmasının enflasyonu tetikleme riski bulunuyor. Yılsonu enflasyonunun %6,5 civarında açıklanmasını bekliyorum. Dünya piyasalarındaki likit bolluğu, faiz indirim kararı ve not artış beklentisi ile yılın ilk ayla-rında borsa endekslerinin yukarı yönlü seyrini devam ettirmesi muhtemel.

Piyasada hali hazırda içinde bulunduğumuz süreçte görüşler ikiye ayrılıyor. Bir tarafta kriz ve türevi so-runların birkaç yıl daha süreceği, azınlıkta olan diğer tarafta ise piyasaların toparlanmaya başladığı görüşü mevcut. Global piyasalardaki tüm bu olumsuzluklara rağmen 2013 yılı, sıkıntılı süreçten sonra piyasaların tekrar normale döneceği bir geçiş yılı olabilir. İlk çey-rek, bu aşamada büyük önem arz ediyor.

“Korunma amaçlı altına yatırım yapılabilir” Yatırımcılar, içinde bulunduğumuz piyasa yapısı içeri-sinde altına korunma amaçlı yatırım yapabilirler. Glo-bal ekonomideki belirsizliklerin para birimlerine olan güveni azaltması altını yine cazip hale getiriyor. Altın kısa vadede sert hareketler yapan bir emtia olduğu için, riski dağıtmak isteyen yatırımcılar için uzun vade-li perspektifte değerlendirilmesinin ve korunma amaçlı olarak yatırım yapılmasının uygun olabileceğini söyle-yebiliriz.

Türkiye Merkez Bankası’nın elindeki araçları verimli kullanması ve cari açığı kontrol etmesi, 2013 yılın-da ortaya olumsuz bir tablo çıkmasını engelleyecek-tir. Ayrıca 2013’ün ilk aylarında gelecek bir not ar-tırımı borsalardaki yükselişin devam etmesine neden olacağından, risk algısına bağlı olarak seçilmiş hisse senetlerine yatırım yapılabilir. Dolar/TL cephesinde ise Merkez Bankası başkanının açıklamalarından, TL’nin çok fazla değerlenmesine izin verilmeyeceği sonucunu çıkarıyoruz. 2012’yi dengeli bir yapıda sürdüren kur, yeni yılın ilk çeyreğinde de 1,75–1,83 bandında ha-reketlerini devam ettirecektir. 2013’e girerken yatırım-cıların portföylerinde mevduat, özel sektör tahvilleri, yatırım fonları (risk algısına bağlı olarak fon portföyleri incelenmelidir) ve garantili fonlar yer alabilir.

Page 46: Boryad - Ocak 2013.pdf

48Ya

tırı

m

2012 yılını genel olarak değerlendirecek olursak, beklentilerimizden daha iyi bir yıl geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Bu görüş sadece İMKB bazında de-

ğil, yurtdışı borsalar açısından da geçerli. 2012 başında gerek İMKB, gerek ABD, gerekse Avrupa açısından bir-çok endişe verici gelişme önümüzde duruyordu. Bu en-dişe verici konular ekonomik temelli ve siyasi yönü de bulunan bilinmezlerdi. ABD tarafında ekonomik veriler-de yaşanan bozulma ön plandayken, Avrupa tarafında ise dibe vurduğu düşünülen ekonomik verilerin AB’nin bütünlüğünü tehdit edici siyasi problemlere yol açması riski vardı. İMKB açısından yurtdışı piyasalarda yaşa-nan ekonomik bunalımın Türkiye ekonomisine olumsuz yansımaları ve bunun yaratacağı kırılganlığa karşı uygun politikalar üretilip üretilemeyeceğine yönelik endişeler ön plandaydı. Ayrıca Avrupa’nın önemli ülkeleri ile ABD’de başkanlık seçimleri de 2012 yılını zorlaştıran etmenler-dendi.

“Cari dengede iyileşme gerçekleşti” ABD tarafında FED likidite artırmaya yönelik politika-larını ısrarlı bir şekilde sürdürdü. Buna Avrupa tarafın-da ECB’nin de katıldığını ve küresel likidite bolluğunun hâkimiyetinde piyasaların desteklendiğini gördük. Bu po-litikaların 2013 yılında da devam edeceğine ilişkin taah-hütler verildi. Siyasi otoritelerin de yapısal düzenlemelere yönelik çabalarında artış yaşandığı görüldü. Bu çabalar AB’nin bütünlüğünün korunabilmesi konusunda önemli rol oynadı. Gelinen noktada sorunların temelinde yer alan yüksek borçluluk ve finansal piyasalarda yaşanan güven-sizlik ortamı giderilmiş durumda. Bunu hem ABD hem de Avrupa tarafı için söyleyebiliyoruz. Türkiye açısından ise TCMB’nin faiz hadlerinde uyguladığı aceleci olmayan yaklaşımı ve akılcı olarak nitelendirebileceğimiz faiz aralı-ğı uygulaması, piyasalarda fiyat istikrarı konusunda ipleri TCMB’nin elinde tutarken, ekonominin işleyişi açısından da büyümenin korunaklı kalmasına yardımcı oldu. Ayrıca

şanslı olunan bir konuda global piyasalarda emtiaların fi-yatlamasında yaşanan dalgalanmaların sınırlı kalarak Tür-kiye ekonomisine yönelik yüksek tehdit oluşturmaması oldu. Bu sayede cari dengede iyileşme gerçekleşebildi.

Bu genel görünüm içerisinde 2013 yılına girerken geçen seneye göre oldukça iyi bir durum söz konusu. Ekono-mik sorunların temelindeki riskler; yüksek işsizlik, düşük ekonomik büyüme ve yüksek borçluluk halen giderilmiş değil. Bu durum küresel anlamda bir risk oluşturmakta, ancak geçen yıla göre daha iyi konumda olunduğu da bir gerçek. Birçok ülkede yürürlüğe konulan kemer sıkma tedbirleri ve bütçelerin kontrol altına alınma çabaları sür-dürülerek yapısal sorunlarda ilerlenme sağlanmaya baş-landı. Uzun soluklu olması gereken bu siyasi çabaların ara verilmeden uygulanmasına dikkat etmek gerek. 2013 yılında özellikle takip edilmesi gereken konunun bu olma-sı gerektiği düşüncesindeyim. Global likiditenin pompa-lanmasının faizlerde yarattığı düşüş sonucu yatırımların artması ve işsizliğin azalmaya başlaması sonuçlarının 2013 ikinci yarısından itibaren alınması gerekir. Ekono-mik verilerde yaşanacak bu gelişmeler 2013’ün diğer önemli takip edilmesi gereken konusu olacak.

“Tl bazlı yatırım öneriyorum” İMKB açısından bölgesel jeopolitik riskler söz konusu ancak, bu konuyu ölçülebilir bir tabana oturtmak zor. Kaldı ki zaten bölgenin önemi nedeniyle her dönem bu ve benzer riskler olagelmiştir. Bu konuyu çok fazla alevlenmediği takdirde daha ikinci plana atmak ve eko-nomik gelişmelere odaklanmak, yatırımlar için bir ge-reklilik. 2012’nin son çeyreğinde TCMB politikalarının sonuçlarının alınmaya başlamasının 2013 yılı ilk çeyre-ğinde devamı halinde 2013 Haziran gibi ülke kredi notu artışları tekrar gündeme gelebilir ve İMKB’yi 5,1 dolar tarihi zirvesini denemeye kadar götürebilir. Enflasyon verisinde yaşanacak düşüş eğilimine bağlı olarak bono

“Beklentilerimizden daha iyi bir yıl oldu”

İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı

Özgecan Fırıldak

Page 47: Boryad - Ocak 2013.pdf

49

faizlerinin de %5’lerin altında kalıcı olması beklenebilir. Dövizde ise sadece uluslararası petrol fiyatlarında 125 dolar seviyelerinin üzerine çıkılması durumunda cari açık endişesine bağlı olarak bir hareketlenmeyi mümkün görü-yorum. Aksi durumda Türkiye’de döviz kurlarında döviz yatırımcısının reel anlamda zarar edeceği bir dönem ya-şanacağını düşünüyorum. 2013 yılı ortalama dolar kuru

1,80 seviyesini geçemeyebilir. Bu çerçevede yatırımcılara TL bazlı yatırım öneririm. İMKB’de özel beklenti yaratan hikâyeleri olan hisselerde önemli getiriler elde edilebilir. Özel sektör tahvilleri piyasasında canlanma bekliyorum ve önemli yatırım alternatifi olabileceğini düşünüyorum. Altın yatırımı ise muhafazakâr yatırımcılar için döviz al-ternatifi olarak düşünülebilir.

2012 yılı dünya genelinde büyüme rakamlarının düşmeye devam ettiği ve borç sorunun (özellikle Avrupa’da) zirveye ulaştığı bir yıl olurken, Türki-

ye açısından pozitif ayrışmanın ön plana çıktığı bir yıl yaşandı. Türkiye sermaye piyasalarında hem faiz tara-fında tarihi dip seviyelerinin görülmesi hem de hisse senedi tarafında tarihi zirvelerin görülmesi açısından 2012’de varılan bu nokta, uluslararası piyasalarda da dikkat çekti. Bu bağlamda birçok ülkenin kredi notu dü-şürülürken veya negatif izlemeye alınırken, Fitch tara-fından Türkiye’nin kredi notunun 1994’den bu yana ilk kez yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmesi, bu seneye damga vuran en önemli başlıklardan biri oldu. Yılbaşın-da beklentiler genel olarak yılın zor geçeceği yönündey-di ve alınacak önlemlerin yeterliliği önem taşıyordu. Bu açıdan bakıldığında beklentilerin fazlasıyla karşılandığı söylenebilir. Oluşan rakamlara bakıldığında Türkiye açı-sından oldukça olumlu bir yıl olduğunu söyleyebiliriz.

“Dolar bazlı tarihi zirveler tekrar görülebilir” 2013 yılı, son dönemde oluşan olumlu havanın etkisiy-le başlayacak. Piyasanın izleyeceği en önemli beklenti diğer kredi kuruluşlarından da bir not artışı gelmesi

yönünde olacaktır. Bununla birlikte dış ticaret rakamları ve bütçeyle ilgili veriler yakından izlenecektir. Çünkü kredi kuruluşlarının Türkiye ekonomisi açısından en büyük endişeleri cari açık olarak kabul ediliyor. Ekono-mik tarafta bu başlıklar ön plana çıkarken, siyasi ve politik gelişmeler 2013’te daha çok önem kazanabilir. Özellikle sınır komşularımızla ilişkilerimizin durumu dış ticaretimizi doğrudan etkilediği için bu taraftan gelecek haberler piyasayı yakından ilgilendirecektir. İMKB tara-fında olumlu havanın bir süre daha devam edeceği yö-nündeki beklentimiz doğrultusunda, 2013 yılı içerisinde İMKB-100 endeksi için dolar bazlı tarihi zirvelerin tekrar görülebileceğini öngörmekteyiz. Faizlerde gelinen sevi-yelerinin korunacağı ve düşüşün %5,50-%5 aralığına kadar devam edeceğini beklemekteyiz.

Önümüzdeki birkaç aylık süreçte önerimiz, mevcut po-zisyonların korunması yönünde olacaktır. İMKB tarafın-da yeni pozisyon açılması için son dönemde yaşanan hızlı yükselişin sonunda gelebilecek kâr realizasyonu-nun beklenmesini önermekteyiz. Faizlerdeki düşüşün ilk çeyrekte devam edeceğini düşündüğümüz için Türk Lirası enstrümanlar talep görmeye devam edebilir.

“Türkiye açısından olumlu bir yıldı”

Phillip Capital Menkul DeğerlerUluslararası Piyasalar Uzmanı

Tansu Sesli

Page 48: Boryad - Ocak 2013.pdf

50Yo

rum

Geçen yazımda yaptığım öngörülerin hemen hep-si son üç ayda gerçek-leşti. Obama başkanlık

seçimini kazandı ve ülke mali uçu-ruma sürüklense de piyasalar alım-larla yılı kuvvetli kapatacağını gös-teriyor. Mali uçuruma değinmeden önce, FED’in Aralık’taki toplantısı ve bu toplantıda verilen kararlardan bahsetmek istiyorum.

2007’de başlayan ve 1929’daki Büyük Buhran’dan sonraki en bü-yük finansal kriz olarak tanımlanan süreç, piyasaları global bir ekono-mik gerileme dönemine itmiştir. Bu dönemde FED olağandışı aksiyon-lar alarak durumu stabilize etmeye çalışmıştır. Kısa vadeli faiz oranla-rını neredeyse sıfıra çekmiş ve bü-yük oranlarda uzun vadeli devlet tahvilleri ve devlet garantili Fennie

Mae ve Freddy Mac tahvillerini alarak uzun vadeli faiz oranlarını indirmeye çalışmıştır. Asıl amaç, hisse senedi ve ev fiyatlarını des-teklemek ve artırmaktır. Kanunen FED’in görevi, maksimum istihda-mı stabil bir fiyat ve makul uzun vadeli faiz ortamında sağlamaktır. Şu an ekonomi bir toparlanma ev-resinde ancak istihdamdaki iyileş-me istenilen düzeyde değil. Aralık ayı toplantısında FED, federal fon faiz oranını %0 ile %0,25 arasında öngörmüş ve bu rakamı istihdam oranı %6,5 veya aşağısına ine-ne dek sürdüreceğini belirtmiştir. Enflasyon toleransı %2,5’de bı-rakılmıştır. FED uzun vadeli tahvil alımına devam edecek olmasına rağmen bunu dengeleyecek kısa vadeli tahvil satışını artık gerçek-leştirmeyecektir. Buna bir nevi QE4 de diyebiliriz.

FED’in pimi çekme zamanlaması Bu rakamlara çok dikkat etmek gerekiyor. FED bu uygulamalarla kısa vadeli faiz oranlarını %0’da bırakarak gelire aç olan yatırımcıyı daha da riskli sınıftaki “junk” yani değersiz/hurda tipi tahvillere itmiş-tir. “FED bunu daha ne kadar sür-dürecek, zamanlamayı doğru yapıp kendini piyasalardan çekebilecek mi?” sorusuna kısmen de olsa bir cevap bulduk ve FED’in pimi ne za-man çekeceğini biliyoruz. Yukarıda da bahsettiğim gibi, plan istihdam rakamlarına bağlanmıştır ve %6,5 ve aşağısında faizler düzeltilecek-tir; yani faiz oranları artırılacaktır. Federal fon faiz oranlarını artırma-ya başlamasından sonra emin ola-biliriz ki, daha geniş yelpazedeki faizler de artacaktır. Hatta bunun etkinlerini görmeye bile yavaş ya-vaş başladık. Bu süreç başladığın-

Mark Twain’in dediği gibi, “Ne zamanki kendini çoğunluğun yanında bulursan, o zaman bir durup düşünme zamanı gelmiştir.” Bu bağlamda her ne kadar piyasalara iyimser olarak baksam da, en büyük çekincem, değerlemelerin S&P 500 Endeksi’nde yüksek seyretmesi ve 2013 kazanç tahminlerinin agresif olması.

Temkinli İyimserlik

Afşin AlP Portföy Yö[email protected]

Page 49: Boryad - Ocak 2013.pdf

51

da bombayı elinde son tutan olmak inanın istemezsiniz. Yükselen faiz oranları, tahvillerin fiyatlarını yiyip bitirecek ve her zaman temkinli ya-tırım araçları diye tanınan bonolar, bir anda varlıkları bitiren silahlara dönüşecektir. Bu tıpkı 2007’deki emlak balonu, 2000’lerdeki inter-net balonu ya da daha yakından ta-nıyacağımız 1637’deki lale soğanı balonu gibi bir durumdur. Söylemek istediğim, şu anda FED sayesinde şişirilmiş bir tahvil balonun içinde olduğumuzdur. Bu bağlamda 2013 yılını bir kırılma noktası olarak gö-rüyorum. Zaten %7,7 olan işsizlik oranı bu momentumda gerileme-yi sürdürürse, 2014 yılı başında FED’in hedeflerine ulaşacağımızı öngörüyorum.

Mali uçuruma döndüğümüzde, Baş-kan Obama ve Senato’daki Cumhu-riyetçilerin sözcüsü Boehner’in yap-tığı açıklamalara bakarsak aradaki farkın aslında çok da fazla olmadı-ğını anlıyoruz. Honeywell CEO’su David Cote gibi iş dünyasının liderle-ri geçen hafta yaptıkları açıklamalar-da vergi artırımlarına açık olduklarını bildirdiler. Bu da biraz olsun Cum-huriyetçilerin zenginlere vergi artı-rımlarını vetosuna yumuşatıcı sebep olarak yardım edecektir. Kanımca bu anlaşmazlıktaki en büyük kısa vadeli sorun, vergi iadelerinde olacaktır.

IRS (Internal Revenue Service) bu yıl tahmini olarak 212,8 milyar do-lar vergi iadesi kesip 75 milyon mü-kellefe yollayacaktır. Bu mükellef başına 2800 dolar gibi bir rakama denk gelmektedir. Eğer bir gecikme yaşanır ve 100 milyar dolarlık çekler ikinci çeyreğe uzarsa bu genel tü-ketimi büyük sekteye uğratacak ve zaten kırılgan olan tüketimi otoma-tik olarak negatife sürükleyecektir. Bununla birlikte temettülere uygu-lanmak istenen vergi artırımı da belli bir yatırımcı gurubunu piyasalardan soğutacak ve az olan dolaylı yatırım oranını daha da aşağılara çekecektir.

Hisse senedi piyasaları için iyimser gelişmelerBütün bu çerçevede pazarlıkların bir anlaşmayla sonuçlanacağını düşünü-yorum. Şu an da finansal sistemde likidite oldukça yüksek ve faiz oran-ları da tarihi düşük seviyelerde. Ko-nut sektöründe toparlanma ibareleri görülüyor ve FED’in 85 milyar dolar-lık ipoteğe dayalı teminatlarını geri almasıyla uzun vadeli faiz oranları da düşük seyredecektir. Tüm bunlar hisse senedi piyasaları için oldukça iyimser gelişmelerdir. Ancak Mark Twain’in dediği gibi “Ne zamanki ken-dini çoğunluğun yanında bulursan, o zaman bir durup düşünme zamanı gelmiş demektir.” Bu bağlamda her ne kadar piyasalara iyimser olarak baksam da en büyük çekincem de-ğerlemelerin S&P 500 Endeksi’nde yüksek seyretmesi ve 2013 kazanç tahminlerinin agresif olmasıdır. Genel piyasa beklentisi 2013 kazançlarında %15’lik bir büyüme doğrultusunda ve fiyat kazanç oranları da 14.5x seviyesinde işlem görmektedir. Bu da piyasanın çok da ucuz olmadığını göstermektedir. Tahminim, tekno-loji ve endüstriyel bazlı şirketlerinin 2013’te gerek organik gerekse kendi hisselerini piyasadan geri almak su-retiyle bu büyüme oranlarının üzerine çıkacakları doğrultusundadır.

Yatırım açısından öngörüm, hisse bazlı seçici bir strateji uygulamak. Buna en güzel örnek ise Apple his-seleri. Son zamanlarda aşırı satış baskısıyla %25 gerileyen hisse se-nedi, oldukça değerli bir yatırım fır-satı sunuyor. Şirket, ortalama yıllık 40 milyar dolar gibi bir serbest na-kit akışına sahip. Girişim bedelinin 436 milyar dolar olduğunu düşü-nürsek bu yıllık ortalama %9 gibi bir getiri anlamına geliyor ki bunu hiçbir tahvil ya da başka bu sevi-yede likidite ve risk oranında bir yatırım aracında bulmak mümkün değil. Bu yılki kazanç büyüme tah-mini %10. Geçmişte sermaye ya-pısını son derece temkinli yöneten şirket, bu yıl eğer 25 milyar dolar orta vadeli senet tahvili ile %2’den borçlanır ve elindeki nakit ve tah-vil kazanımları ile 50 milyar dolar değerinde hissesini piyasadan geri alırsa (ki bunun için mesela piya-sadan hisse senedi başına 575 dolar için ihale teklifi yöntemi uy-gulayabilir) yatırımcıya %10 getiri sağlamış olacaktır. CEO Tim Cook ve yönetim kurulunun artık bu ve benzeri sermaye yapısını optimal hale getiren stratejileri düşünmele-rinin zamanı gelmiştir.

İyi seneler…

Page 50: Boryad - Ocak 2013.pdf

52M

erce

k

Sermaye piyasalarında yaşanan hızlı dönüşüm, yeni finansal ürünlerin önünü açıyor. Avrupa piyasalarında en çok işlem gören araçlardan turbo sertifikalar, yeni ürünlerden biri. Hem getirisi hem riski yüksek olan bu yeni yatırım enstrümanı, geçtiğimiz Eylül ayından itibaren İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem görüyor.

Yüksek Getiri Yüksek Risk

Page 51: Boryad - Ocak 2013.pdf

53

Ülkemizde sermaye pi-yasasında son yıllarda önemli gelişmeler ya-şanıyor. Özellikle yasal

mevzuatın tamamlanması, yeni piyasa araçlarına ilişkin uygula-maların geliştirilmesi ve birçok ya-tırımcının piyasaya giriş-çıkışının kolaylaştırılması ve teşvik edilme-si, bu gelişmeleri oldukça hızlandı-rıyor. Bununla beraber faiz oranları, döviz kurları ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların yarattığı risklerden korunma ihtiyacına mevcut finan-sal ürünlerin yeterince cevap vere-memesi, para ve sermaye piyasala-rında yeni finansal ürünlerin ortaya çıkması sonucunu doğuruyor.

Yeni finansal ürün geliştirilmesinde en sık rastlanan yöntem ise türev-leştirme. Finansal piyasalarda yatı-rımın duayeni Warren Buffet, türev ürünlerin taşıdıkları riskleri kontrol etmenin, hatta denetlemenin bile oldukça zor olması sebebiyle, tü-rev ürünleri finansal kitle imha si-lahları olarak tanımlıyor. Belirtmek gerekir ki, türev ürünler ve yapılan-dırılmış finansal ürünler geleneksel finansal yatırım araçları olan hisse senedi ve tahvile kıyasla çok daha karmaşık ve anlaşılması güç bir ya-pıya sahip.

Türev ürünlere yöneltilen suçla-malar ve eleştirilere rağmen dünya finansal piyasalarında işlem gören türev ürünler ve yapılandırılmış fi-nansal ürünlerin sayısı ve çeşitliliği özellikle son 30 yıldır giderek artı-yor. Türevler ürünler ve yapılandı-rılmış finansal ürünleri, en önemli yaratıcı yeniliklerinden birisi olarak tanımlayan ve riskin yönetilmesin-de, türevlerin reel ekonomiye yar-dımcı rolüne vurgu yapan görüşler de bulunuyor.

Türev Enstrümanın FaydalarıDon M. Chance ve Robert Brooks tarafından yazılan “Türev Ürünler ve Risk Yönetimine Giriş” adlı ki-

tapta, türev enstrümanların fayda-ları fiyat keşfi, risk yönetimi (riskin transferi), piyasa etkinliği ve işlem maliyetlerinin düşmesi olarak sıra-lanıyor.

Andreas Blümke tarafından kale-me alınan “Yapılandırılmış Ürünle-re Nasıl Yatırım Yapılır” adlı kitapta ise, yapılandırılmış finansal ürünler, “Belirli bir yatırımcı kitlesinin ihti-yaçlarını karşılamak ve bu doğrul-tuda özellikli bir risk-getiri profili oluşturmak amacıyla çeşitli temel yatırım bileşenlerinin bir araya ge-tirilmesiyle oluşturulan finansal varlıklardır” şeklinde tanımlanıyor. Blümke’nin sınıflandırmasına göre yapılandırılmış finansal ürünler dört temel kategoriye ayrılıyor. Bunlar; anapara korumalı finansal ürünler, getiri artırıcı finansal ürünler, katı-lım odaklı finansal ürünler ve kaldı-raçlı finansal ürünler.

Yeni nesil Yapılandırılmış Finansal Ürün: Turbo SertifikalarTurbo sertifikalar, Avrupa piyasa-larında en çok işlem gören ve en popüler yapılandırılmış finansal araçlardan birisi. Turbo sertifikalar (uzun ya da kısa) vade sonunda yatırımcıya dayanak varlık ya da

gösterge fiyatı ile kullanım fiya-tı arasındaki fark üzerinden getiri elde etme fırsatı veriyor. Kaldıraç-lı finansal ürünler olan turbo ser-tifikalarda önceden belirlenmiş bir bariyer fiyat seviyesi de mevcut. Sertifikaların Borsa Kotuna Alın-ması ve İşlem Görme Esasları Hak-kındaki İMKB Genelgesi’ne göre, dayanak varlık ya da gösterge fiya-tının bu bariyere ulaşması, bu bari-yeri aşağı (uzun turbo) ya da yukarı (kısa turbo) yönde aşması halinde sertifikalar otomatik olarak nakavt (knock-out) oluyor ya da değersiz hale gelebiliyor. Turbo sertifikanın nakavt olması halinde ihraççı ta-rafından yatırımcıya bir artık değer ödenebiliyor.

Stuttgart Borsası’nın yatırım ürün-leriyle ilgili bilgilendirme sayfasında yer alan tanıma göre, bariyerli ya-pılandırılmış finansal ürün (knock-out product), kaldıraçlı sertifikalar için kullanılan geniş anlamlı bir te-rim. Bu bariyer fiyat seviyesi, kul-lanım fiyatıyla aynı olabilir ya da kullanım fiyatının üstünde ya da altında bir fiyat olarak belirlenebilir. Bahsettiğimiz bariyer, otomatik za-rar kes (stop-loss) seviyesi olarak kabul edilebilir.

Page 52: Boryad - Ocak 2013.pdf

54M

erce

k Uzun ve Kısa Turbo Sertifikalar Turbo sertifikalar İngilizce’de “turbo certificates” ya da “mini-futures” olarak adlandırılıyor. Temel olarak iki türlü turbo sertifika ihraç edi-lebiliyor: Uzun turbo sertifika ve kısa turbo sertifika. Uzun turbo sertifika, sahibine dayanak varlık ya da göstergenin piyasa fiyatının önceden belirlenmiş bir bariyer fi-yata ulaşmaması şartıyla, vade ta-rihindeki piyasa fiyatı ile kullanım fiyatı arasındaki farkı talep etme hakkı veren kaldıraçlı menkul kıy-met niteliğinde bir finansal ürün. Uzun turbo sertifikada yatırımcının beklentisi, dayanak varlığın piya-sa fiyatının yükseleceği yönünde. Dayanak varlık fiyatı artarsa, uzun

turbo sertifika sahibi kazanç elde ediyor.

Kısa turbo sertifika ise, sahibine dayanak varlık ya da göstergenin piyasa fiyatının önceden belirlen-miş bir bariyer fiyata ulaşmaması şartıyla, kullanım fiyatı ile vade tarihindeki piyasa fiyatı arasındaki farkı talep etme hakkı veren kaldı-raçlı menkul kıymet niteliğinde bir finansal ürün. Kısa vadede varlık ya da göstergenin fiyatının düşe-ceğini düşünen yatırımcılar kısa turbo sertifikayı satın alıyor. Kısa turbo sertifikada pozisyon almak, yatırımcının beklentisinin kısa va-dede düşüş yönünde olduğunu gösteriyor.

SermayeKredi /

Kullanım Fiyatı

Spot Fiyat / Turbo Sertifika

Fiyatı

Hisse Adet / Kontrat Adet Kaldıraç

Sürdürme Teminatı / Bariyer

Yeni Fiyat Kar / zarar

GARAN 10,000 TL 8,887 TL 8,35 TL 2,353 19,647 / 10,000=1,96x %35 (5,43 TL) 8,45 +235,3 TL

Turbo Uzun GARAN Sertifika 10,000 TL 4,10 TL 4,25 TL 2,353 8,35 / 4,25=1,96x 4,20 TL 4,35 +235,3 TL

Kaldıraç, finans literatüründe borçlanma anlamında kullanıl-dığı gibi düşük bir öz sermaye ile yüksek işlem yapmak ola-rak da tanımlanıyor. Kaldıraç finansal piyasalarda yüksek kazanca imkân sağlayabilece-ği gibi mevcut başlangıç yatırı-mın tamamen kaybedilmesine de yol açabiliyor. Kaldıraç et-kisi, finansta hakim olan risk ve getiri ilişkisinin en açık ve sıra dışı örnekleri arasında yer alıyor. Aracı kuruluşlar ve ya-tırım şirketleri tarafından farklı yatırımcılara hitap edebilmek amacıyla, kaldıraç etkisi, ya-pılandırılmış finansal ürünler aracılığıyla ayarlanabiliyor.

Kaldıraç nedir?

Kredili Hisse Alım - Kaldıraç Örneği

(1. Seçenek: Turbo Uzun GARAN Sertifikası)

4,25 TL’den 2,353 adetTurbo Uzun GARAN

Sertifikası alırım.

(2. Seçenek: Kredili Hisse Seçeneği)

Aracı kurumdan 8,887 TLkredi çekerim.

10,000 TL sermayem var ve GARAN yükseleceğini

öngörüyorum.

Biraz daha fazla getiri için biraz daha fazla risk almak

istiyorum.

Maliyet Açısından

Sabit bir yıllık faiz oranıylavadesi kadar finansman

maliyeti öderim.

Kaldıraç Açısından

18,887 TL tutarında GARAN hissesi almış olurum.

Risk Yönetimi Açısından

GARAN hissesi düşerse teminat yükümlülüğüm yok4,20 TL’de bariyer (stop -

loss) çalışır.

Risk Yönetimi Açısından

GARAN hissesi 5,43 TL’ye düşerse teminat

tamamlamak (%35 seviyesi)zorundayım (Çarpan hariç

tutulmuştur)

Kaldıraç Açısından

18,887 TL tutarında GARAN hissesi almış olurum.

Maliyet Açısından

Aracı kurumun belirleyeceği O/N faiz oranıyla finansman

maliyeti öderim.

Aslında kaldıraç, borsa yatırımcılarının aşina olduğu bir kavram. Mesela kredili hisse senedi alım işleminde mevzuat kredili işlem anında %50 teminat bulundurmayı mecburi tutuyor. Aracı kurumun %50 kredi verdiği, yatırımcının %50 özsermaye koyduğu bu işlem aslında iki kaldıraç sonucunu doğuruyor:

Tablo 2

Page 53: Boryad - Ocak 2013.pdf

55

Turbo sertifikalarda maksimum zarar belirli. Turbolarda maksimum zarar, sertifika için ödenen satın alma fiya-tıdır. Böylelikle turbo sertifikalarda otomatik bir zarar kes (stop loss) se-viyesi olduğunu söylemek mümkün. (Örnek bir turbo sertifikada yer alan bilgiler Tablo 1’de gösterilmektedir.)

Türkiye’de şu anda altın ve gümüş kıymetli metallerini, DAX endeksi, WTI ham petrolü, EKGYO, EREGL, GARAN, ISCTR, VAKBN ve YKBNK hisselerini dayanak varlık olarak alan 50’nin üzerinde turbo sertifika işlem görüyor ve 2012 yılı sonuna kadar bu sayının 100’ü aşması bek-leniyor.

Tanım Değer

İhraççı Erste Group Bank AG

Dayanak Varlık PETROL (WTI)

İhraç Tarihi 27.08.2012

Vade Tarihi 30.11.2012

İşlem Koyma Fiyatı 75 USD

Bariyer 78 USD

Dönüşüm Oranı 1:10

Uzlaşı Şekli Nakdi Uzlaşma

İhraç Fiyatı 3,40 TL

Vade Sonu Gösterge Değeri NYMEX OIL WTI Futures Uzlaşı

Örnek Kısa (Short) Turbo Sertifikası Tablo 1

İMKB 30 Vadeli İşlem Sözleşmeleri - Kaldıraç Örneği

vadeli işlem sözleşmelerinde yatırılan teminatın çok üstünde bir pozisyon açıldığı, yatırımcıların iyi bildiği bir husus. vadeli İşlem Borsası’nın en çok işlem gören İMKB 30 vadeli işlem sözleşmesinde pozisyon açmak için ödenen 800 TL’ye karşılık açılan İMKB 30 pozisyonu bu teminatın yaklaşık 10 katı.

Teminat / Kullanım

Fiyatı

Sürdürme Teminatı /

Bariyer

Kontrat Adet /

Sertifika Adet

Kontrat Fiyatı / Turbo

Sertifika Fiyatı

Pozisyon Büyüklüğü / Dönüşüm

Oranı

Kaldıraç Yeni Fiyat Kar / zarar (TL)

VOB30 800 %75 1 88.200 100 8,820 / 800=11.025x 88.45 (88.45 - 88.20)*100=25 TL

Turbo Uzun VOB30 Sertifika 81.000 82.500 1,000 0.76 10:1 88.2 /7.2=11.60x 0.79 (0.79 - 0.76)*1,000=30 TL

(1. Seçenek: vOB-30)

Kontrat fiyatı 88.200 TL’den1 adet kontrat alırım.

(2. Seçenek: Turbo UzunvOB-30 Sertifikası)

0.76 TL olan 81.000 kullanımfiyatlı, 82.500 bariyerli, 0.1

çarpanlı turbo uzunsertifikadan 1,000 adet alırım.

800 TL sermayem var ve İMKB-30 endeksinin

yükselişine göre kaldıraçlıpozisyon almak istiyorum.

Kaldıraç Açısından

İMKB-30 yükselişinden eldeedeceğim getiriye 11.025xkaldıraç ile ortak olurum.

İşlem Maliyeti

VOB-30 işlemlerinde 1kontrata 1 TL komisyon

öderim.

Risk Yönetimi Açısından

Teminatınız %75’in altınadüşerse (~2.500 puan)

tamamlamak zorundayım.

Risk Yönetimi Açısından

Teminat tamamlamadurumum yok. 5.700 puan

düşüşte nakavt olurum.

İşlem Maliyeti

0,76 liradan 1000 adet alıp,760 lira hacim üzerinden 5 bps ile 0.38 TL komisyon

öderim.

Kaldıraç Açısından

İMKB-30 yükselişinden eldeedeceğim getiriye 11.60xkaldıraç ile ortak olurum.

Tablo 3

* Katkılarından dolayı Erste Securities İstanbul’a teşekkür ederiz.

Page 54: Boryad - Ocak 2013.pdf

Biz Nahl’z; Türkiye’nin değişik bölgelerindeki dar gelirli kadn üreticilerin ürünlerini müşterilere ulaştrmak için varz. En büyük amacmz, dar gelirli kadnlara sürdürülebilir gelir kaynaklar yaratmak ve böylelikle üretici kadnlarmz ve ailelerini güçlendirmektir.

“Üreten Kadnn İş Ortağ”

www.nahil.com.tr

Page 55: Boryad - Ocak 2013.pdf

CEO of Turkish Airlines

Temel Kotil

Chairman of ISE

İbrahim Turhan

www.boryad.org December - January - February

Markets Expect a Better Year

Page 56: Boryad - Ocak 2013.pdf

58S

cope

Today almost everyone is an Internet user. The Internet is the medium where news circulates at the quickest pace. This is such a medium that is impossible to demark. However, significant problems arising out of this boundlessness still await solution. A smear launched on the Internet against a company that is on stock exchange may cause irrevocable damage. Turkey’s legal system faces difficulty in keeping up with this pace.

ınternet Crimes Awaits Solution

Page 57: Boryad - Ocak 2013.pdf

59

Hundreds and probably thousands of people work and make effort for a company. If this

company is trading on the stock exchange, shareholders are also in-cluded in this picture. Every stock holder of this company becomes a stakeholder. Management strategies are determined, production plans are made, and efforts are launched to in-crease sales or production. Regard-less of the industry this company operates in, a large team works to ensure growth. And then someone springs up, one who builds his life on windfall benefits… This person starts a web site at his pleasure and launches a smear campaign against any company he chooses. He circu-lates speculative comments through various channels. In the case of a stock market company, this smear campaign affects employees and all stakeholders alike.

The greatest assurance for this type of people, whom we can safely call as “those who hit below the belt”, so to speak, is the fact that they get hosting services for these web sites from abroad. That is to say, since the hosting company is out-side Turkey it is very difficult to reach people who are engaged in these acts… But this is not impos-sible altogether!

Bahçuvan: “Manipulators easily operate on the ınternet”Upon the recent increase in smear campaigns and disinformation against stock market companies and their negative impact on com-panies’ stocks, our association has received a lot of requests. BORYAD President Ali Bahçuvan has issued various statements. Bahçuvan said stock market companies are smeared via the Internet, share-holders and small investors are pit-ted against each other, and manipu-lators are given ground where they

can freely act. He noted that the number of companies trading on the stock exchange has increased with the Public Offering Campaign. But Bahçuvan added that due to the inclusion of many SME (small and medium sized enterprise) size com-panies into the stock market and low liquidity resulting from low cap-ital, sharp price movements have occurred in these shares.

Bahçuvan said many small investors have bought shares at high prices and sold cheaply due to disinfor-mation and further added; “In this case, publicly traded companies

cannot refute online news as they do regarding news on visual and written media while government agencies and the judicial system fail to provide help. This issue is having negative effects on the public of-fering campaign and causes decent companies to stay away from the stock exchange. Talks with both the BTK (Information and Communica-tion Technologies Authority) and the CMB (Capital Markets Board) are going to be started. A law com-mittee has been established to pro-vide free legal advice to those who suffered from these processes and to aid in class action lawsuit, crimi-nal complaint and action for dam-ages.” BORYAD President also said that those who suffered due to sim-ilar incidences, investors, and public companies can apply to the asso-ciation. Bahçuvan added that they focus on the issue carefully at the association and will be monitoring the developments at any moment.

Upon the flood of questions from investors and intense worries, BORYAD wanted to further clarify the legal aspect of the issue. We have received an evaluation from Meltem Banko, who is among the leading lawyers in Turkey in the field of Internet crimes.

Upon the recent increase

in smear campaigns and disinformation

against stock market companies and their

negative impact on companies’ stocks, our association has

received a lot of requests.

Page 58: Boryad - Ocak 2013.pdf

60S

cope

“If necessary measures are not taken, grievances will grow”

Atty. Meltem Banko

Unfortunately, manipulations have moved online now. Manipulative news about large companies is fabricated to affect companies’ stock prices.

We have been receiving complaints from companies and investors recently about this issue. Sadly, there is no clear solution for this problem yet; because, the web sites where such news is posted are working with host-ing companies based in foreign countries. For instance, when we search a web site that publishes disinforma-tion about a stock market company, we learn that the hosting company is based in Malaysia or the US. As a result, we cannot do anything about this issue in Turkey. We have to make an application in the US.

The issue is somehow related with the limits of judicial system, too. Definitions of defamation in American and Turkish judicial systems are different. When defamation or libel crimes are committed through social media in Turkey, we apply to the hosting provider and demand IP information in accordance with the Law No. 5651. But when we apply to Twitter or Facebook in relation to a libel/defamation, we get such an answer: “This act does not constitute a crime in our law.” There are huge troubles in this respect. According to my humble suggestion for solution, Turkish authorities should ask companies like Google, YouTube, Facebook and Twitter to establish representation offices also in Turkey. In this way, we will have an answerer in defamation offenses. Thus the judiciary can function more quickly and prob-lems can be solved at a faster pace.

“ıt can inflict substantial damages on companies on stock market”Negative news circulates very quickly on the Internet. And this can cause huge losses of reputation and in-come while it is not even clear whether the related news is correct or not. Manipulative news has recently in-

creased much. We even hear about cases in which com-panies are forced to give money with threats following unfavorable news posted online. The company faces no other option than giving the money. Companies resist-ing this incur huge losses on the stock market.

“What can be done in cases of ınternet crimes?”Some companies have made individual applications in such cases but verdicts of non-prosecution were made in the end. But there should be class action in these cas-es. Accuracy of information posted on the web needs to be necessarily confirmed. Let’s assume a web site reports that the price of a company’s shares decreased. The first thing to be done is to research if the decrease occurred after that news. If that news was made to cause decline in share price, then it is a fully manipula-tive report.

The Law No. 5651 contains provisions involving these offenses but they are not sufficient. If we do not take necessary measure right now, these problems will mul-tiply in the future. It is more important to prevent crime instead of doing something after the actual crime is committed. For example, fabricated news is circulated after opening accounts using celebrities’ names. Or even ordinary citizens may face serious problems in their private lives due to such issues. We need to estab-lish the ground that can prevent this.

“ınformation on the ınternet can be deleted”It is possible to remove the information on the Internet. In fact, there are some firms in Turkey that do this. How-ever, for my clients who face problems in such cases, I work directly with an American firm. We can have many online items deleted through American lawyers. Because it is much more expensive for us to do this from here.

Page 59: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 60: Boryad - Ocak 2013.pdf

62In

terv

ıew

You tell that after taking the office, you have fol-lowed a four-pronged plan… Could you tell us

more about the components of this plan?

The first component of this stra-tegic roadmap is to transform our stock exchange, in line with the tendencies observed in global stock markets in the last 20 years, from a union composed of par-ticipating members into a profit-

oriented corporation. The second component of our strategic road-map is the process of horizontal and vertical consolidation in Turk-ish capital markets. The ultimate goal of steps we will take toward this purpose is to enable inves-tors to reach all financial assets through a single stock exchange, a single technology platform, and a single investor, clearing and cus-todian account. Thirdly, we need to talk about various issues such as; attaining transaction speed

and volume compatible with global stock markets by improving the infrastructure, increasing product diversity and depth through pub-lic offerings and the promotion of issuing institutions, raising inves-tors’ consciousness and increasing their numbers, and encouraging in-stitutional investors. And the final component of our strategy is to turn join forces with stock markets in our region and in other develop-ing countries and turn Istanbul into a financial hub in its region. The ul-

İbrahim Turhan says the strategic plan that they have made and follow at the ISE has the end goal of contributing to Istanbul Finance Center Project and that incorporation and privatization will bring professionalism and speed to the stock exchange.

“ınCORPORATıOn Wıll ACCElERATE US”

Chairman of ISE

İbrahim Turhan

İbra

him

Tur

han

Page 61: Boryad - Ocak 2013.pdf

63

timate objective of all these targets is, as one of the most important actors within Istanbul Internation-al Finance Center, to perform the tasks on our side and thus contrib-ute to the realization of project’s targets.

We receive a lot of questions from investors about Borsa ıstanbul. Could you describe in more detail the structure that is to be estab-lished as part of the new law?

As I told above, merging all stock markets in Turkey under a single roof and creating a technology platform that will allow for trad-ing commodity and energy-based financial products in a single stock market is one of the most impor-tant components of our strategy. So we aim Borsa Istanbul to es-tablish the organizational infra-structure that can enable this. In accordance with the provisions of new Capital Markets Law, the ISE (Istanbul Stock Exchange) and Is-tanbul Gold Exchange will be soon merged. Again with the same law, we project the inclusion of Futures and Options Exchange into Borsa Istanbul in accordance with an ex-change of stock ratio offered to its shareholders.

Privatization of the stock exchange has long been talked about in mar-kets. Now that process material-izes. What kind of contributions do you think this change will make to Turkish capital markets?

I think it is necessary to look upon the process as incorporation and privatization. The first stage is to turn into a profit profit-oriented structure after incorporation. In-corporation is an important matter for us in terms of organizational dynamism and flexibility in invest-ment decisions regarding infra-structure. Briefly stated, incorpora-

tion and privatization will bring us professionalism and speed.

There have been considerable in-creases in Gulf countries’ interest in the ıSE over time. Will the ıSE become a regional power?

Interest in Turkish capital mar-kets among investors from Gulf region has increased much in re-cent years. When we look at data from the Central Registry Agency, we see that portfolio investments originating from Arab countries rose from approximately TL 150 million in 2007 to TL 7.7 billion as of October 2012. Of course, we want these investments to in-creasingly continue. I would like to tell that, with Sukuk (non-interest-bearing bonds) contracts we put into use at the end of September

for this purpose, we will promote all instruments to be issued espe-cially to investors in this region. Another activity we are carrying out to increase the effectiveness of our stock exchange in the region is the developing cooperation with regional stock markets. In this re-gard, in addition to the memoranda of understanding we have signed with Muscat and Abu Dhabi stock exchanges in previous periods, this year we also signed memoranda of understanding with the stock exchanges of Egypt, Casablanca (Morocco), Bahrain, and Tunisia regarding areas like joint technol-ogy development, mutual connec-tion between the stock exchanges, and employee training. Besides, last June the OIC-COMCEQ In-dex comprising 50 large compa-nies from 19 stock exchanges of member countries of the Organi-zation of The Islamic Conference was also launched. In November, we hosted the Turkish-Arab Capi-tal Markets Forum in Istanbul. We think all these activities which we have conducted for the purpose of increasing interaction among coun-tries in the region will contribute to Istanbul’s becoming a regional finance center.

How do you look at merger with a foreign stock exchange or acquisi-tion/strategic partnership?

We are holding talks with stock ex-changes from our region as well as with global stock markets. In line with the above-mentioned strate-gic goals, we are open to differ-ent strategic partnerships that are fit for our purposes, and that can contribute to the development of our technological infrastructure, and product and investor base. In the near future, positive results from efforts that we are carrying out toward this purpose will begin to emerge.

Merging all stock

markets in Turkey under a single roof

and creating a technology platform

that will allow for trading commodity and energy-based financial products

in a single stock market is one of

the most important components of

our strategy. We aim Borsa ıstanbul

to establish the organizational

infrastructure that can enable this.

Page 62: Boryad - Ocak 2013.pdf

64In

terv

ıew

CEO of Turkish Airlines

Temel Kotil

We are nearing the end of the year… How was the year in fi-nancial terms?

According to data for the first nine months of 2012, we made a real operating profit of TRL 1.08 billion. On the other hand, our net profit rose year-over-year to TRL 868 mil-lion. Our turnover target for 2012 was $7.7 billion. The actual figure is expected to be $8.2 billion by the end of year. We have a turnover tar-get of approximately $9.5 billion for 2013.

Which new locations were added in 2012 to the destinations you fly to?

Beginning with 2003, we started flying to 11 new destinations in

Turkey and 95 new destinations abroad. At the beginning of 2012, we were flying to a total of 191 destinations, 35 of which are do-mestic and 156 are international. In 2012 we launched flights to 24 new destinations. Flights to the fol-lowing destinations began: Novosi-birsk, Mogadishu, Bremen, Kigali, Leipzig, Bilbao, Yanbu, Taif, Ulan Bator, Abidjan, Aalborg, Billund, Ed-inburg, Iğdır, Osh, Ganja, Kinshasa, Djibouti, Nouakchott, Aden, Sharm El-Sheikh, Hurghada, Kütahya, and Maldives. We began to sell tickets for flights to five new destinations and just wait for launching dates. Tickets are on sale for flights to Sebha, Kilimanjaro, Mombasa, Nia-mey, Buenos Aires, and Ouagadou-gou. We are also working on six des-tinations: Isfahan, Doula, Yaoundé,

Kermanshah, Libreville, and Ahmed-abad. So we plan to have started 36 new lines by the end of year.

We plan to add 33 new destinations in 2013. Currently we fly to 92 countries and thus rank first in the world in this category. We plan to be the number one airline in terms of number of cities flown to by the end of 2013.

What about THY’s performance this year in terms of number of pas-sengers?

By the end of September 2012, number of transfer passengers carried by THY increased by 30% year-over-year and reached 12 mil-lion 184,926. Number of interna-tional transfer passengers increased

Temel Kotil says when they took office they took over a three-star THY and turned it into a four-star airline. Kotil tells that their goal is become the first five-star airline in Europe.

“GROWTH OF THY MEAnS GREATER RECOGnıTıOn FOR TURKEY”

Tem

el K

otil

Page 63: Boryad - Ocak 2013.pdf

65

by 46 and reached 6 million 519, 642. Number of total passengers in-creased by 19.7%, as compared to the first nine months of the previous year. During the January-October period, passenger occupancy rate increased by 5% year-over-year.

For THY, 2012 turned out to be a year in which it has attained the annual targets. This year we sur-passed the passenger number tar-get of 37.8 million and expect to carry nearly 40 million passengers. This result carried us to the third place in Europe in terms of the number of passengers carried. We plan to carry 46 million passengers in 2013.

How many planes does THY have?

We will close the year with 201 planes. Currently we have a fleet of 200 planes. We plan to have 217 planes by the end of 2013. We have placed orders for wide-bodied air-crafts. We have ordered 20 Boeing 777 planes and 15 Airbus 330. We aim to have a fleet of 350 planes by 2023. Also 32 narrow-bodied aircrafts we have previously ordered will be added to our fleet until the end of 2015. Wide-bodied aircrafts will begin to be added to the fleet in 2013 and the process will finish before the end of 2017.

What kind of changes the third air-port planned to be built in ıstanbul would bring to THY?

The third airport will be opened in early 2016. Ours is a transit passen-ger intensive company. We gather passengers and carry them to every corner of the world. THY will take its place when the third airport is opened.

What steps has THY taken as part of its efforts to become a global brand?

Istanbul and Turkey have a special location in aviation industry. We are on a line over which almost 70% percent of air traffic takes place. We have followed a growth strat-egy that is designed to realize this

opportunity. We have launched a move with new destinations and new planes. We have made huge investments in infrastructure while signing also sponsorship and ad-vertising deals to publicize what we have done. We have sponsored a series of world-class teams and athletes ranging from Barcelona and Manchester United to Kobe Bry-ant and Leo Messi. Again, we have also sponsored international tour-naments. Thus we have publicized the point we reached in aviation, our quality, and comfort with these world-class stars. All these initia-tives have made us a global brand. Growth of THY means greater rec-ognition for Turkey.

What are THY’s goals?

When we (current management) took office, we took over a three-star THY and turned it into a four-star airline. As a result, we have been chosen as the best airline in Europe for two consecutive years. We have introduced many innova-tions in terms of service quality. Our goal is to become the first five-star airline in Europe.

We have made huge

investments in infrastructure

while signing also sponsorship and advertising deals to publicize what

we have done. We have sponsored

a series of world-class teams and athletes ranging

from Barcelona and Manchester United to Kobe Bryant and

leo Messi.

Page 64: Boryad - Ocak 2013.pdf

66S

cope

Turkey has achieved re-markable growth in the last decade as part of its restructuring efforts

in economy and the Medium Term Plan. Turkey has become a sig-nificant market thanks to the high growth it has acquired in recent years, increase in exports, its well-functioning finance sector, and po-litical stability. As a result, it has attracted considerable amounts of foreign direct investment. While in the global context especially advanced economies could not recover yet from the lingering ef-fects of 2008 finance crisis, Turk-ish economy further becomes the

center of attention as it has suc-cessfully decoupled itself from this grim trend.

Turkey has set itself the goal of ranking among the ten largest economies in the world by the centenary of republic by maintain-ing this steady growth. One step of this ambitious target is about making Istanbul an important fi-nance center in the world. Turn-ing Istanbul into a finance center requires the creation of a legal infrastructure as well as a physi-cal one. In other words, the new Capital Markets Law aims to es-tablish that legal infrastructure and

create an investment climate that is compatible with the new Com-mercial Code. The new law, which will replace the current Capital Markets Law that has been in force for more than thirty years, will al-low capital markets to function in a reliable, transparent, effective, stable, equitable, and competitive environment while regulating and monitoring capital markets to pro-tect investors’ rights and interests.

After working for more than two years, Capital Markets Board (CMB) has prepared the new Capital Mar-kets Law bill, or draft law, and the general preamble. CMB presented

Turkish economy has undergone a quick change in recent years. Due to such reasons as growing foreign capital, increase in the number of public offerings, Istanbul’s efforts to become a finance center, harmonization with global markets, and gaps between investor rights, there emerged a need for new regulations, or briefly stated, for a transformation. Coming out in response to this transformation, the new Capital Markets Law contains regulations that are important both for companies and investors.

Time for Change inCapital Markets

Page 65: Boryad - Ocak 2013.pdf

67

the bill first to various ministries and public institutions for their evaluations and then posted it on its web site and eventually opened to public debate until March 30, 2012. The new Capital Markets Law bill was approved by the Par-liament’s Planning and Budget Commission with minor changes. The bill was eventually approved at the Parliament’s plenary session on December 6, 2012. The new Capital Markets Law brings a se-ries of amendments. Some of the amendments brought by the law are particularly important for public companies.

Borsa ıstanbul The new law introduces a range of arrangements that are highly impor-tant for Istanbul’s goal of becom-ing an international finance center. The purpose here is to make capital markets grow in the coming years and provide a much more favorable environment to investors. The new law envisages the incorporation of the Istanbul Stock Exchange (ISE) under the name of Borsa Istanbul and placing the existing Futures and Options Exchange and Istan-bul Gold Exchange under this roof together with the planned Special-ized Product Exchange and the En-ergy Market. This new entity will make a significant contribution to the growth of capital markets in the coming periods.

It is thought that incorporating the Istanbul Stock Exchange under the name of Borsa Istanbul and merging the operations of other exchanges in Turkey under this structure will represent an important step toward making Istanbul an international finance center. Within this frame-work, Turkish Capital Market As-sociation will replace the existing Turkish Association of Capital Mar-ket Intermediary Institutions. The association’s structure will allow

the representation of institutions conducting activities and services in the capital market and organiza-tions operating in that market.

On the other hand, there are also those who think that incorporating all exchanges under the structure of Borsa Istanbul is not a very posi-tive move. In this respect, Brazil’s experience is mentioned. Intending to create a stock exchange with the largest trading volume in the world, Brazil gathered all exchanges under a single roof in 1990. However, that move has not created a significant change. Some claim that Borsa Is-tanbul will piece together two sep-arate and incongruent markets (Is-tanbul Stock Exchange and Futures and Options Exchange) and that this move will not bring much ben-efit. Going into operation in 2005, the Futures and Options Exchange has surpassed Istanbul Stock Ex-change especially with the trading volume it has attained in foreign ex-change and ISE-30 contracts. The critics note that creation of a ‘mega exchange’ under the name of Borsa Istanbul will not automatically lead to synergy and that bringing all ex-changes and financial institutions to earthquake-prone Istanbul will pose a serious risk.

BORYAD Magazine presented its readers

an issue with the title ‘Borsa A.Ş.’ in 2006 and

expressed the need for change in markets.

The new law envisages

the incorporation of the ıstanbul Stock

Exchange (ıSE) under the name

of Borsa ıstanbul and placing the

existing Futures and Options Exchange and ıstanbul Gold

Exchange under this roof together with the planned

Specialized Product Exchange and the

Energy Market.

Page 66: Boryad - Ocak 2013.pdf

68S

cope With the establishment of Borsa

Istanbul, the stock exchange will become an incorporated company. Some experts note that stock ex-changes in advanced economies also have similar structures and that this move represents a sig-nificant step for Turkey. But these experts emphasize timing is crucial here. In this sense, it is said that privatization of ISE in a hurried manner is not right. Pointing out that privatization when the market does not have sufficient depth may amount to ‘stillbirth’, these experts remark that privatization after the new law enters into force and be-comes effective, and the market attains sufficient depth will be healthier.

Companies’ FrontWhen viewed from companies’ front, one of the most important changes brought by the law is the abolition of the system for the reg-istration of capital market instru-ments and requiring the approval of prospectus by the board. In other words, when a joint stock com-pany resorts to capital increase or wants to issue a capital market in-strument other than stock, it will not have to register with Capital Markets Board. The company will only have the prospect approved which it has prepared to inform savers aiming to buy its instrument during issuance. Thus, as long as it publishes the required informa-tion transparently, every joint stock company will be able to issue stock and bond.

The New Capital Markets Law also expands the scope of public disclo-sure practices and designates dis-closure documents as a separate notion. Meanwhile, it provides the right to compensation to those in-vestors who have carried out trans-actions on the basis of disclosure documents containing misinforma-

tion, misstatement, and imperfect information. Market destabilizing actions are included into the legis-lation for the first time as acts that are subject to administrative fine. The lower imprisonment limit for crimes like irregular public offering, unauthorized capital market op-erations, abuse of confidence, and hidden profits transfer is raised to three years while the upper limit is brought to six years.

The new law pays special atten-tion to the issue of transparency and ensures that all information and developments that can affect the value of capital market instru-ments, market prices or investment decisions of investors will be dis-closed to the public. Likewise, the scope of persons issuing material disclosure and matters subject to disclosure is enlarged, aiming to inform the public more effectively.

According to the law, when a joint stock company has 500 or more shareholders, this company will

be automatically deemed as public company and will have to apply to the Capital Markets Board in two years. Afterward, its stocks will be-gin trading on the stock exchange. On the other hand, with the new law, public companies will be able to determine their dividend pay-ment policies more independently. Capital Markets Board will not in-tervene in dividend payment rates. However, depending on circum-stances Capital Markets Board will designate some rules on sector or company basis.

ınvestors’ FrontOne of the priority targets in the new Capital Markets Law is to protect investors. The law con-tains changes that are of particu-lar concern to investors. The new law includes manipulation in the scope of “market fraud”. Manipu-lation is defined as transactions intended to change the price of a security through artificial ways. It is deemed as a crime to affect the prices of capital market instru-ments along with their values and investment decisions and also to give orders to that end. While de-fining the scope of manipulation, it is explained which circumstances are not regarded as manipulation. Introducing rules aligned with Eu-ropean Union regulations, the new law states that certain acts are not included into the scope of market fraud. Meanwhile, seizure possi-bility is introduced in crimes like market fraud and insider trading. Another change closely concerning founding partners and executives of companies arranges informa-tion abuse. Information abuse, or in other words insider trading crime is redefined and potential perpe-trators of this crime are described. The law requires the payment of three times the amount obtained through this crime to the Indemni-fication Center.

The law contains

changes that are of particular concern

to investors. The new law includes

manipulation in the scope of

“market fraud”. Manipulation is defined as transactions

intended to change the price of a

security through artificial ways.

Page 67: Boryad - Ocak 2013.pdf
Page 68: Boryad - Ocak 2013.pdf

KOBİ Akademi, KOBİ TV, KOBİ Destek Hattı ve KOBİ Danışmanları gibi projelerimizle Türk KOBİ bankacılığının çıtasını yükseltmekten ve tüm dünyaya örnek gösterilmekten gurur duyuyoruz.

KOBİ’LERİMİZE, TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNE VE ÜLKEMİZ EKONOMİSİNE HAYIRLI OLSUN.

TEB KOBi BANKACILIĞIDÜNYAYA ÖRNEK OLDU

TEB, TÜRKİYE’DE BİR İLKİ DAHA GERÇEKLEŞTİRDİ. KOBİ BANKACILIĞI FİNANSAL OLMAYAN HİZMETLERDE IFC TARAFINDAN

DÜNYANIN EN İYİ 3 BANKASINDAN BİRİ SEÇİLDİ.

teb.com.tr 444 0 832