İstanbul sana yİ odası · rine yönetim danışmanlığı yaptı. uzmanlık dalı,...

112
· , İSTANBUL SANA Yİ ODAsı

Upload: others

Post on 20-May-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

·,İSTANBUL

SANA Yİ ODAsı

Page 2: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi
Page 3: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

·AILEŞİRKETLERİNDE

KURUMSALLAŞMA

Seminer Notlanı ı Haztran 2003

Page 4: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

© Her hakkı saklıdır.

Bu kitapta yer alan sunumlar tebliğ sahiplerinin kişisel görüşü olup, İstanbul SanayiOdası'nı baglamaz

İstanbul Sanayi Odası Yayın No: 2004/5ISBN 975-512-B04-2

İstanbul Sanayi OdasıKOBİ Hizmetleri ŞubesiMeşrutiyet Cad. No:llB 34430 Tepebaşı - İSTANBULTel:(212) 2522900/310 - 314Faks:(212) 249 50 07e-posta:kobi®iso.org. tr

Baskı: Cem Ofset Matbaacılık San. A.Ş.Beşyol Fabrikalar Cad. No:21 Sefaköy - İSTANBULTel:(212) 541 61 BOFaks:(212) 579 70 34e-posta:[email protected]

Page 5: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

içiNDEKİLER

Açılış KonuşmasıDr. Mehmet Kabasakal, İstanbul Sanayi Odası Genel Sekreteri 1

SeminerModeratör: Prof. Dr. Nüket YETİş, Türk Sanayi Sevk ve İdareEnstitüsü (TÜSSİDE) Başkanı 3

Haluk AlACAKLlüGLU, Family Business Consulting(Aile Şirketleri Danışmanhğı) Kurucusu 4

Joe PAUL, Aspen Family Business Group Ortağı 24

Ethem SANCAK, Hedef Alliarıce Holding Yönetim Kurulu Başkanı 41

Agah UGUR, Borusan Holding Genel Müdürü 58

Soru-Cevap 91

Page 6: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi
Page 7: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

--------

SUNUŞ

Türk özel sektörünün dünya rekabet şartlarında başarılı olabilmesi-nin en önemli unsurlarından biri, firmalarımızın kurumsal altyapı-

larında gerekli iyileşmenin sağlanmasıdır. Konunun önemi doğrultu-sunda, İstanbul Sanayi Odası, aile şirketi niteliğindeki firmaların ku-rumsallaşma çabalarına katkıda bulunmak amacıyla çeşitli çalışmalargerçekleştirmektedir.

Bu çerçevede, aile şirketlerinin kurumsallaşması konusu, hem se-minerlerimizde hem de ı.ve II. Sanayi Kongrelerimizde gündemimizinen önemli maddelerinden birini oluşturmuştur.

II Haziran 2003 tarihinde gerçekleştirdiğimiz "Aile ŞirketlerindeKurumsallaşma" semineri de bu kapsamda yürüttüğümüz çalışmaları-mızdan birisidir. Bu seminerimizde katılımcılara, aile şirketlerinde ku-rumsallaşma yöntemleri, kurumsallaşma sürecinde dikkat edilmesi ge-reken unsurlar, ilkeler, sorunlar ve aile şirketlerinin dünyadaki duru-muna ilişkin bilgiler aktarılmıştır.

Toplantımızda ayrıca kurumsallaşma çabalarının iş yaşamına yansı-maları ele alınarak, firma bazında kurumsallaşma deneyimlerine yerverilmiş ve bir firmanın bu süreçte dikkat etmesi gereken hususlar vekarşılaşması muhtemel zorluklar, örneklerle irdelenmiştir.

Kurumsallaşma konusunda seminerimizde dile getirilen profesyo-nel görüşlerin ve büyük bir içtenlikle aktarılan firma deneyimlerininbu yönde çaba gösteren tüm küçük ve orta ölçekli firmalarımızla pay-laşılabilmesi amacıyla, seminerimizde yapılan sunuşlar kitap olarak biraraya getirilmiştir.

Bu vesile ile serninerimizi yöneten oturum başkanımıza ve tebliğsahiplerine bir kez daha teşekkür eder, yayınımızın konuya ilgi duyanve şirketlerini kurumsal bir yapıya kavuşturmak arzusunda olan tümsanayicilerimize faydalı olmasını temenni ederiz.

C. Tanıl KÜÇÜKİstanbul Sanayi OdasıYönetim Kurulu Başkanı

Page 8: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi
Page 9: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

AÇıLıŞ KONUŞMASı

Dr. Mehmet KABASAKALİstanbul Sanayi Odası Genel Sekreteri

Sayın Başkan, değerli konuşmacılar, kıymetli sanayiciler, basını-mızın saygıdeğer temsilcileri, "Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma"seminerimize hoş geldiniz. İstanbul Sanayi Odası adına hepinizisaygıyla selamlıyorum.

İstanbul Sanayi Odası değişen dünya düzeninde sanayimizin re-kabet gücünü artırmayı ve üyelerimizin sürekli gelişmelerine des-tek olmayı kendisine misyon edinmiştir. Bu amaçla, bünyesinde vehizmetlerinde her gün bir yenilik yapmaktadır. Bu çerçevede de,küreselleşen ekonomide öne çıkan unsurlar hakkında üyelerine bil-gi vermeyi, rehberlik etmeyi kendisine ilke edinmiştir.

Aralık ayında Odamızın 50. Kuruluş yılında gerçekleştirdiğimizSanayi Kongremizde, bu misyonuna uygun olarak sanayinin reka-bet gücünü artırmaya yönelik konular ele alındı. Kongre konularıarasında, aile şirketlerinde yeniden yapılanma da yer almaktaydı.Ancak Kongre programının yoğunluğu bu konuya gereken süreninayrılmasına imkan tanımadı. O yüzden, bugün burada bir araya ge-lerek aile şirketlerinde kurumsallaşma konusunu tüm ayrıntılarıylatekrar görüşmek arzusundayız.

Dünya çapında yapılan araştırmalar aile şirketi statüsündeki fir-maların eğer kurumsallaşmazlarsa ancak %15'inin üçüncü kuşağakadar gidebildiğini göstermektedir. İşte bu gerçekten hareketle birkez daha ortaya çıkmaktadır ki, firmalarımızın gittikçe daha da zor-laşan dünya rekabet gücü şartlarında başarılı olabilmesinin enönemli unsurlarından biri kurumsal altyapılarını geliştirmeleri vebununla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmalarıdır. Kurumsallaşmaçabaları, özellikle, aile şirketi niteliğinde ki KOBİ'lerin karar almasüreçlerini, şirket imajını ve uzun vadeli performanslarını da büyük

1

Page 10: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

ölçüde etkilemektedir. Kaliteyi ve verimliliği artıracak, şirketlerinulusal ve uluslararası arenada kredibilitesini yükseltecek bir yeni-den yapılanmanm, Türk özel sektörünü daha da rekabetçi hale ge-tireceğine inanıyoruz.

Bugünkü toplantımızda değerli uzman konuklarımız bu konuyuele alacaklar, bir yandan kurumsallaşmanın ilkelerini, diğer yandanda kendi yaşam tecrübelerinden hareketle deneyimlerini bizlerlepaylaşacaklar.

Toplantımıza katılarak bizlere aktaracakları değerli bilgiler içinSayın Haluk Alacaklıoğlu'na, Sayın Joe Paul'e, Sayın Ethem San-cak'a, Sayın Agah Uğur'a ve oturum başkanımız ve TÜSSİDE Başka-nı değerli Prof. Dr. Nüket Yetiş'e Odamız adma şükranlarımızı sun-mak istiyorum. Toplantıyı düzenleyen KOBİ Şubemize ve değerliçalışma arkadaşlarıma da bu vesileyle teşekkür ediyorum. Toplantı-nın hepimiz için verimli ve yararlı geçmesini diliyor, saygılar sunu-yorum.

2

Page 11: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

SEMİNER

Prof. Dr. Nüket YETİşTÜSSİDE Başkanı

Bir ara bir yerde okumuştum, ABD'de bir asır öncedenXXI. yüzyıla geçen LO tane şirket varmış. Bu beni oldukçaetkilemişti. "Acaba durum ülkemizde nasıl?" diye hep merakederim; belki böyle bir çalışmayı İstanbul Sanayi Odası'yla birlikteyapabiliriz.

Geçen hafta ben uluslararası bir konferans dolayısıyla Lahey'deidim, orada buna benzer bir çalışma vardı. Bize dediler ki; "herkesmasada bir şirket oluştursun, bir de vizyon yazın." Benim aklıma bir-den şöyle bir vizyon geldi, sonra da sevdim. Vizyon şuydu: "dünyave XXII. yüzyıl bize yetmez". "isterseniz" dedim arkadaşlarıma "bu-nu XXIV, XXV yüzyıl yapalım". "Yok" dediler, "XXII. yüzyıl yeter."Türkiye sanayii için aynı şey neden olmasın? işte istanbul SanayiOdası sanıyorum buna benzer bir vizyonla bugün bu toplantıyı biz-lere yaşatma fırsatı verdi. Bana da böyle bir görev verdikleri için baş-ta çok değerli dostum ve arkadaşım Sayın Dr. Mehmet Kabasakal ol-mak üzere bütün istanbul Sanayi Odası çalışanlarına ve yöneticileri-ne teşekkür etmek istiyorum.

Biz daha önce panelisı arkadaşlarla bir program yaptık ve dedimki "benim aslında müşterim sizlersiniz, dinleyiciler de sizin mü şte-riniz. Onun için ben, siz ne derseniz onu yaparım." Sizlerin görüş-lerinizi almadan onlara göre bir program yaptık. Umarım siz de on-ların müşterisi olarak bu programı beğenirsiniz.

ilk konuşmacımız Sayın Haluk Alacaklıoğlu. Kendisi Family Bu-siness Consulting şirketinin kurucusu ve Aspen Family BusinessGroup üyesi. Batı Avrupa, Türkiye, Ortadoğu'da ı4 yıl aile şirketle-rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-

3

Page 12: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi olan Sayın Haluk Alacaklıoğlu, 1997'den bu yana Türkiye'deaile şirketlerinde ve borsaya açık kurumlarda kurumsal yönetim kav-ram ve uygulamalarının yaygınlaşması için çalışmalarda bulunmakta.Bu bağlamda İMKB, İSO, TÜSiAD gibi kurum ve kuruluşlarda konfe-rans ve paneller sundu. TÜSİAD Kurumsal Yönetim Grubu Başkanıolarak Türkiye'nin ilk uygulamalar kodunun hazırlanmasını yönetti.Aile şirketlerinin performansı ve kurumsallaşmayla ilgili görüş ve de-neyimleri Kapital, Platin, Ekonomist ve gazetelerde yayınlandı. Ku-rumsal Yönetim Derneği'nin kurucusu olan Haluk Alacaklıoğlu halenDerneğin Yönetim Kurulu Başkanlığını yapmakta.

Haluk ALACAKLIOGLUFamily Business Consulting Kurucusu

Meslektaşım Sayın Joe Paul ile ben bazı durumlarda, bazıkonularda birbirimizi tamamlamaya çalışacağız. Sayın Joe Paul'ünuluslararası deneyimi Amerika'dan başlayarak çok daha zenginve geniş elbette. Sayın Ethem Sancak'ı de aslında bizim grubun birelemanı olarak kabul ediyoruz. Çünkü canlı örneklerle konuyurenklendiriyor.

İşin bir formel kısmı var; onları da anlatacağız ama ondan öncekısaca sırf ellerinizi göstererek birkaç şeyi bilmek istiyorum aramız-da. Aramızda kimler bir aile şirketinin üyesi? (salondaki izleyicilerintamamına yakını el kaldırır.) Sormaya gerek bile yoktu aslında.

Peki kurucu kuşak olan kimler? Yani o şirketin kurucuları ola-rak? (izleyicilerden kısmen el kaldıranlar olur.) İkinci kuşak? (izle-yicilerin büyük bir kısmı el kaldırır.) Üçüncü? Dördüncü? Hiç elyok. Bunu aklınızda tutun. Biraz sonra sizle birlikte işleyeceğiz okonuyu.

Şimdi, sizinle birkaç ilginç araştırmaya ve gözleme bağlı deneyi-mi paylaşmak istiyorum. Slaytlardaki yazılar Türk basınından baş-lıklar "Hisseler satıldı", "iflas", "tarih oldu" vesaire.

4

Page 13: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Aslında konu ne kadar ciddi ve kendi toplumumuza ne kadarözgün bir konudan bahsediyoruz. Diğer slaytlarda da, benzer baş-lıklar var. Aslında biraz belleğinizi zorlarsanız söz konusu şirketle-rin hangi şirketler olduğunu tahmin edebilirsiniz.

lu

Yönetim Krizi İflasa sürükledi rd ?Oç !(ard" yolla"n. neden ayı •

ta "hOldU iYüz yıııık şirket n .",Ira. Kavga.ı ,Irketl Yabancıla .. Sattırd,

Yine de önemli olan hangi şirketler olduğu değil, maalesef bir-çok sayıda şirketimizin bu duruma gelmesi. Bunlar bizi şu istatisti-ğe götürüyor, yok olup giden yirmi tane, iyi tanınan, yani hepimi-zin tanıdığı, ismini duyduğu ve marka olmuş şirketler.

Ana çözülme, yok olma nedenlerini istatistiksel inceledik. Gör-düğünüz gibi, %43'le kardeşler arasında, yani genellikle ikinci ne-silde çıkan çatışmalar önde gidiyor.

Onu takiben miras kavgaları, yani ortada olan varlığın paylaşıl-ması mevcut. Ondan sonra; kardeş, yeğerı, kuzen, yani genişletilmişaile dediğimiz kavram içerisindeki çatışmalar var. "Nasıl kurtarı-rız ?" sorusu gelmişti; işte o noktaya gelinmesinin sonuçları olanproblemler. Bir diğeri de, birçok ailenin sahibi olduğu şirketlerdeaileler arasındaki çelişkiler.

Az önce, Sayın Dr. Mehmet Kabasakal anlattı. Aile şirketlerinin%85'i üçüncü nesilden sonra zorlanıyor.

5

Page 14: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Yok olup giden 20 iyi tanınanaile şirketinin

Ana çözülme ve yok olma nedenleri

Aile içi ıçatışma• Miras Kavgası

Burada şuna dikkat etmek lazım. Söz konusu üçüncü nesiL. İşisatıp, parayı alıp, mesela tropik adalara taşınanlar da dahiL. Belkionlar mutlu ama eninde sonunda o şirket o noktada o ailenin elin-den çıkıyor ve başka bir yere geliyor.

Kardeşler.19% arası çatışma

Kardeş-yeğen-kuzen kavgasıAileler arasıkavga

u J1r; Alacakuoa:l (cpyrıpıt:?OO_lFar. Iy Buımess ('onsulti"ll

Yurtdışında yapılan bazı araştırmalara göre, aile şirketleri, kendiiçindeki dinamiklerden ve çatışmalardan gelen sorunların ana ne-deni olarak kendilerini görüyorlar. Bu, Amerika'da yapılmış olanbir çalışma ve uzun bir süreye dağılmış; 1924-1984 yılları arasında

200 Başanh sanayi şirketinin ömrü'924 - 1984

80%

[Cil Hayatta Olmayanlar. Bağımsız devam edenler

John 1_ Ward rllınos"tudy

6

Page 15: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

200 başarılı şirketin ömrünü anlatıyor. Bunların %80'i şu anda ha-yatta değil.

Az önce Sayın Prof. Nüket Yetiş'in de bahsettiği gibi böyle ista-tistikler mevcut. %20 oranında hayatta kalanların ise gördüğünüzgibi ancak %13'ü aynı ailede kalmış, geri kalanları şu veya bu şekil-de satılmış oluyor.

%20 hayatta kalanların

"Başarısızlık nedenleri nedir?" dediğimizde asıl ilginç olan%80'lik oran. Bu firmaların istatistiğine baktığımızda o şirketlerarasında 90 yılını aşanların oranı görüldüğü gibi %16'ya kadardüşüyor. Bu noktada yabancı araştırmacılar tarafından birkaç ne-den öngörülüyor, Bir tanesi, kararsızlık ve doyurnun verdiği bir re-havetin aile şirketlerini etkilernesi ve iyi durumlardayken bunu gö-remeyip ileriye yönelik olarak önlem almamaları, ileriye bakmama-larıdır.

Joha J Ward, mno~Saxty

Bir diğeri, onları başarıya götüren birtakım eski vizyonların esiriolmalarıdır; elbette, burada genellikle kurucu ve hemen onun yakınıolan kuşaklardan söz ediyoruz. Ne de olsa kurucu başarılı bir insanki, şirketi yaratmış. Bir diğeri ise, bütün bu "yeni mücadeleleri aca-ba şimdi mi yapsak, yoksa sonra mı?", "benden sonra nasılolsa birçocuklar devralacak bunu, onlara mı bıraksam?" çelişkisidir.

7

Page 16: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

%80 yok olup giden aile şirketlerinin... 4IfI.

0-34Y.ı

35 -59 yıl

60 - 89 y.ı

90yılm üstü

0% 10% 20% 30% 40%

• Yaşarn Süresi

%70 'i üçüncü kuşağa ulaşamamış

Yapılamayanlar nelerdir? Bir arkadaşımız sordu az önce. Gele-cek kuşakla ilgili birtakım planlamalar. Bunların en önemlilerindenbir tanesi de zaten devir teslim işlemi ve onun seçilmesi, o kişininve kişilerin zamanında seçilmesi. Bu, sadece hisselerin devriyle ol-muyor. Öyle vakalarla uğraşıyoruz ki, aile lideri hissesini devretmişama hala perdenin arkasından en güçlü insan ve otoritesini o kadarhissettiriyor ki sorumluluğu alma durumunda olan yeni nesil ken-disini aslında işten sorumlu değil gibi görüyor. İkincisi altyapı iliş-kileri. Bunların içinde biz aile anayasası, aile meclisi, aile iş konse-yi, bağımsız yönetim kurulu gibi hususları işliyoruz.

Yapılmayanlar

1. Gelecek kuşağa geçiş ile ilgili planlama:• Aile-şirket liderlerinin hazırlanması, seçimi,

otorite ve gücün (zamanında hisselerin) devirteslimi

2. Aile ile şirket ilişkilerini düzenleyecekaltyapının düzenlenip işlemesi

- Aile anayasası, aile meclisi, aile-iş konseyi,bağımsız yönetim kurulu ...

ilalıı1. Alacaıd •. L opynihı 100)

8

Page 17: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Yapılmayanlar

Üçüncü olarak; bir de aile üyelerinin kendi aralarındaki iş ileilişkilerini düzenleyen kurallar var. Bunların az öncekilerden farkıgenelde yazılı olarak ortaya konması. Ayrıca aile fertlerinin kuralla-rı koyduktan sonra ona sahip çıkmaları da önemli.

Buraya kadar anlattıklarım işin teorisi, böyle oluyor bu, başarı-lılar böyle yapmış. Örneklendirmek için birkaç tane vaka özetleye-ceğim size. Yine hafızanızı zorlarsanız bileceğiniz şirketler ama isimkoymaya gerek yok. 1886'da padişah fermanıyla kurulan bir şirket,üçüncü kuşakta çıkan anlaşmazlıklarla, 1990'larda iflas ve aile da-

3. Aile üyelerinin kendi aralarındaki ve iş ileilgili ilişkilerini düzenleyen kuralların

Aile arasındakı huzur ve birlıği sağlayacak şekilde

Şirketi yönetimine yön gösterecek. denerleyecekfakat gündelik kanşmayacak şekilde

Ve

düzenlenip uygulanması

Türkiye'nin en eski 50 Aile Şirketi .,..

4.Kuşakta .. 3

ı.Kuşak.

3.Kuşakta 26

2.Kuşakta 20

o 10 20

L.Aile Sayısı]

Hal k Alı.:al' >aLuC 'p~nghı ".'LO);Fal ılyHı cu l oosu... ing

9

30

Page 18: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

ğılıyor. Bazı slaytları çok hızlı geçeceğim. Bir de, Türkiye'deki eneski 50 şirkete baktık. Gördüğünüz gibi aslında bu salonda olan du-rumu biraz da temsil ediyor. Elbette, burada dördüncü kuşaktakimse el kaldırmadı.

Görüldüğü gibi, birinci kuşak olarak görünen firmalar hala varçünkü çok eskiden kalmış bir şirket ama yeniden canlandırmışlar.Ama, çoğunluk olarak 20 aile ikinci, 26 aile üçüncü kuşaklarda; ya-ni 50 firmanın 46'sı ikinci, üçüncü kuşaklarda ve en riskli, enönemli yerdeler. Üç tanesi de dördüncü kuşağa ulaşmış. Benzer so-nuçları diğer slaytta da görüyoruz.

% 92'si en kritik 2·3. Kuşaklarda ! ~

Haluk Alac;ıkhoilu: Cup)'rııhı ~OO);~'ltnıJyBusıııc"ConıuJhnl

Şunu söylemek ilginç olur. Sayın Joe Paul kendi konuşmasındaeminim onu da işleyecek. Farklı kültürlere baktığınızda aslında ai-le şirketlerinin karşılaştıkları sorunlar birbirlerine çok benziyor;Amerikalı da olsa, Suudi Arap da olsa, Türk de olsa, japon da olsa.Çözümler çok değişik olabiliyor. Ama şimdi sizin anlattığınız so-runları ve beklentileri herhangi bir salonda sorduğurmiz zamanbaşka bir kültürde de çok benzer yanıtlar alıyoruz.

Kuşaklar arasındaki devinim, gelişme, devir teslim, liderlerin se-çilmesi, yeni kuşağın eğitilmesi, ailenin maddi manevi gelenek gö-renekleriyle işi eline alması, ondan sonra o anlaşmaların yapılabil-mesi, aileyle işin ayrılması, vesaire.

10

Page 19: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Az önce sorduğunuz "neredeyiz?" sorusunu belki de bunlara ba-karak siz kendiniz yanıtlayacaksınız şimdi. Aile o kurumsallaşmaaltyapısında nerede?

Ii Rh. \111- !o.IR,,"1il FRi "i .lOR \<;OK \'10 \~\ <;ORl '101 \R

"Neler özgün hususlar?" deyince, bir kere şöyle başlıyoruz; aileşirketleri önemli mi? Çok önemli. Hangi ekonomide olurlarsa ol-sunlar istihdam yaratılmasında, ekonomiye katma değerde bulun-masında aile şirketleri hep lider rolde. Bu, dünyanın dev ekonomi-si Amerika Birleşik Devletleri'nde de böyle (tüm şirketler içinde ai-

ı" KUŞAKLAR ÇATIŞMASI

2. GÜç VE OTORİTENİN DEVRİ

3. KURUMSALLAŞMA ALTYAPıSıEKSİKLİGi

HaM. Alaı;aUıoıı_ C'ııpynal ::00

iht: re iS "0 h srm ,-s Ilke .~"!nı?'n

-Endüstrtyelleşmiş ülkelerdeki şirketlerin % 75 iS RKE

·FORTUNE 500 deki şirketlerin 165 'i (ı/3)\İL E KO:-.iTR)1 üxnr

-İtalya'daki en büyük 100 şirketin 43 ü

-Fransa'daki en büyük 100 şirketin 26 ü

-Almanya'daki en büyük 100 şirketin 17 si\İLF ŞİRKETİ

~ . 'I'!ıc..yna1r.;OECD

II

Page 20: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Aile Şirketlerinin çok önemli ekonomikkatkısı vardır

le şirketlerinin oranı %70-80 civarında), Almanya'da da böyle, Hin-distan'da da böyle, Türkiye'de de böyle.

Burada Türkiye olarak özel sektöre baktığımızda İş Bankası Gru-bu'nu bir kenara koyarsak %99 oranında aile şirketlerinden konu-şuyoruz ve görüldüğü üzere bunlar çok büyük bir istihdam gücü;yani sizler, girişimde öncü olanlar.

Aileler neden şirket kurar? Niçin bu kadar derde kendilerini so-kar deyince; (Amerika'da yapılan bu araştırma, Türkiye'de yapılma-

• Endüstriyel ekonomilerde iş gücünün %5060 'ını Aile Şirketleri çalıştınnaktadır

• Gelişmekte olan pazar ekonomilerinde budaha da artar (Malezya, G. Kore, TayvanBrezilya)

• "Girişimcilikde" öncüdürlerHalukAlacakle lut ıyı 1'003

Aileler Şirket Kurar? ..ABD'de 75 aile Şirket Sahibi ve eşleri ile yapılan

anket

mÇocuklarına fırsatıyaratmak

• Aile mirasınıölümsüzleştirmek

[)Aileyi bir aradatutmak

• Finansalbağı msızlık vevarlık yar-armak.21%

JohnT Ward

12

Page 21: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

---------_._

mış daha) bunların çoğu, görüldüğü gibi gelecek nesillere fırsat ya-ratma, bir mirası maddi manevi ölümsüzleştirmek (isim buradaönemli) ve aileyi bir arada tutma gibi nedenler görülüyor. Bunlarınhepsi yumuşak nedenler. Elbette ki kar amacı ön planda, ama anahedef bu değil. Başka ve daha uzun dönemli bazı nedenler var.

TÜRK AİLE ŞiRKETLERİNİN ÖZELSORUNLARI ı

Diğer nedenler arasında kendi emeklilik planları, liyakatlı çalı-şanlarını korumak gibi nedenler (bu örneği görüyoruz; kendi aile-sinden çok, çalışanlarını, onların ailelerini düşünen aile liderlerivar) sayılabilir.

Heı ıcn ~r Jl't n i • Dünya çapındat \ i tr i r ırk, le acımasız rekabet

r ci .1 ll' "_ • Teknoloji \'C bılgıüstünlüğü

DEVLET • Başdöndürücü hızlaBÜROKRASİSİ değişme

Stratejık düşünceDemokratik vekatılımcı yönetim

ır

Her ülkede büyük isimler var. Burada, Türk aile şirketlerinin so-runlarına biraz değinmek istiyorum. Birinci önemli husus; ekono-mik düzendeki değişim. Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomisi, bili-yorsunuz ki kontrol altındaki bir düzenden şimdi gerçekten serbestrekabete, yani devletin küçülmesi, herkesin kendi sorumluluğunaulaşması gibi öğelere yöneliyor. Bu noktada, çok değişik koşullarmevcut: stratejik düşünme, teknoloji, bilgi üstünlüğü gibi.

Kısacası çevremiz değişiyor. Bu durum, aile şirketi liderlerindenbazı yeni beceri ve nitelikler istiyor. O değişime karşı direnme deönümüze bir engel olarak çıkıyor.

13

Page 22: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

TÜRK AİLE ŞİRKETLERİNİN ÖZELSORUNLARI ı

ikinci konu, aşiret düzenindeki aileden, demokratik bağımsızaile düzenine geçilmesi. Bazılanmıza çok yakın olan bir konu bu.

Bu değişirnde hayatta kalabilmeçok güçlü ve değişik

beceri, bilgi ve yeteneklere sahipAİLE LİDERLERİ gerektirmekte

k..

DFGişiMI' KARŞI direnme o aile şirketini(bazen de ailenin birliğini) yokedebilir

Hakikaten Türkiye artısıyla eksisiyle aşiretlerin çok önemli aileilişkilerini yönlendirdiği bir ülke durumunda. Sadece Türkiye de-ğil, başka ülkeler de var. Ama yeni beklentiler, ataerkil düzen, sor-gusuz bağlılık, geleneksel töreler, sözlü kültür ve tüm bu değerler ogrubun, o ailenin, aşiretin veya sülalenin bir arada olması içinönemli.

TÜRK AİLE ŞtRKETLERİNİN ÖZELSORUNLARI 2

2-YENİ KUŞAKIARIN BEKLENTiLERi

\şiret ailedüzeninden

Demokratik-bağımsız ailedüzenine

1I.lul AlaI:lIlhoaıu Copynghı 2003

14

Page 23: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

KURUM. lAŞMAKNE )f

• ~ rken pm csv 11'': krc terketmek.• Kontrolü elden crkarmax.• ii r k i, r ı"ık ıl n" ...• Herxe i ."ıı 1'1<. o~l; ııerLk.:' etı Kk

• Btr sürü d msmar ı ıopl. IT'1k

• ';> rkc; n ırl, r 1'1 d s rıya akı. rma

\ . \i DEGiLDİR!

Ancak bunlar, diğer araçlarla, medyayla, üniversitelerle eğitilenyeni kuşaklarda yerini bireysel örıceliğe, kişisel gelişmeye, sorgula-maya bırakıyor. Çocuklarımızdan hatırlayalım neleri sorguluyorlarokula gittikleri zaman.

Küçülen dünya, etkileşim, bunların hepsi yazılı kültüre, ihtiya-ca dönüşüyor. Bu bildiğiniz gibi büyük bir tansiyon noktası, büyükbir kültürler arası çekişme noktası.

Türk aile şirketlerine has sorunlar açısından bu semptomlara"kurumsallaşamama" diyoruz ama arkasında neler olduğuna bak-mak lazım.

Öncelikle şunu anlatmalıyım: kurumsallaşma nedir? Ne değil-dir? Bizce kurumsallaşma şunlar değil: şirketi profesyonellere terkedip ailenin gücünü azaltmak, kontrolü bırakıp, kenara çekilmek,herkesin sözüne göre davranmak.

Örneğin şöyle bazı eleştiriler geliyor aile liderlerinden; "benmeclisi toplayıp herkesi dinlersem ne yapacağım?" Öyle değil. Li-der yine liderliğini bilecek.

15

Page 24: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Kurumsal Yönetimin Tarlfl ye Amacı

Kurumsallaşma bir çok danışmanı etrafa toplayıp onların fikir-leriyle hareket etmek değil, şirketin sırlarını aktarmak değil. PekiKurumsallaşma nedir? Kurumsallaşma ve kurumsal yönetim dedi-ğimiz, aslında, bütün hak sahiplerinin meselesi.

Kurumsal vonetirnin ana amacı hıssedar ve hak sahıplerınınıtllt Vj ını yerin

- Kurumsal yönetim, kurumların yönetlldikleri vekontrol edildikleri sistemdir; bu sistemde

• Hissedar ve dığer hak sahipleri şırket amaç vehedeflerini belirler

• Hedeflerin başarılması için şirketin varlıkları vetemsilciıeri yönlendirilir ve kontrol edilir

Çünkü önemli bir değişim şurada oluyor. Şirketi ilk oluşturankurucu nesil bundan ailesinin geçimini elde ediyor ve aileyle şirketiç içe. İkinci kademeye geçtiğiniz zaman, şirket biraz daha büyüme-ye başlıyor. Hele üçüncü kademeye geldiğiniz zaman hissesi olup

KURUMSAL YÖNETİMİN

Amacı uzun donemdekurumun karlı v ba arllıbüyüme inibaşarının devamlılıgını,adıl ve sorumlu davranmasınıve kurumla Igılı tum haksahiplerının çıkarlarınıg zetmesinı sa lamaktır

Ibi k \laca!.., ~i (:ırY"lıhl.:.:ıoJ

16

Page 25: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

da yönetirnde olmayan aile üyeleri, hissesi olup da yönetirnde olanaile üyeleri, bir de dışarıdan aileye gelenler veya profesyoneller ol-mak üzere en az üç kademe ve bunların her birinin ayrı beklentile-ri var. Eğer şirketin işleyişi o kurumsallaşma dediğimiz yöntem sa-yesinde belli kurallara, kaidelere bağlanmamışsa, birbiriyle çelişebi-lecek ve her an patlayabilecek durumlar ortaya çıkıyor.

Bu tip şeyleri biz kurumsallaşmanın olmadığı noktalarda şirket-te çalışmayan aile üyelerinden duyduk: performansı izleyemiyorlarve bir rahatsızlık hissediyorlar. Halbuki onun da hissesi var, eğerkendisinin yoksa da kocasının veya hanımının var.

m~

Olumsuz Işe yansıması

-Strateji yetersizliği

Şirketin iflası

-Performans eksikliğiŞirketin satılması

-Nitelikli yöneticibulamama

Şirketinbölünmesi

-Aile içinde sorunlar

Hal1".1a.:ü. ;f!u ;p:.niht.J03

Bir başka husus çalışma. Mesela az önceki sorgulamada birimizbahsetti. Ailenin şirketinde aile üyelerinden kimle, nasıl, ne şartlar-la çalışıyor? Bunların kuralları nedir? İşte kurumsallaşma dediği-miz şeyler bunların hepsinin yanıtı. Performans, sorgulama, hesapvericilik ve adillik.

Kurumsal yönetim sihirli bir değnek değil aslında; sağduyuyadayanan bazı uygulamalar. Arkadaşlarımız birazdan kendi uygula-malarından bahsedecekler. Ama bunların olmadığı durumlarda daşu gibi etkenlerle karşılaşabiliyor o aile şirketi. Her şirket için ge-

17

Page 26: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

çerli bu, aile şirketi olması şart değil ama çok daha önemli. Strate-ji, performans eksikliği, nitelikli yönetici bulamama, aile içinde so-runlar gibi sorunlar maalesef az önce bahsettiğimiz o kötü örnekle-re yol açıyor.

Kurumsal yönetim ve kurumsallaşmanın getirdiği, o şirketinherhangi bir stratejiyle başarılı olma garantisi değil elbette. Ama işeolumlu yönünden bakarsanız; kurumsallaşma aile içinde huzur vemutluluğa kadar gidebilecek bir düzenin getirilmesi. Şirkete en ehilyöneticiler, ailenin içinden veya dışından gelebilir. Fakat önemliolan işlerin onlara bırakılması.

Kurumsal yönetimin getirileri

Elbette, daha ileri ki safhalara geçtiğimiz zaman, daha ucuz ser-mayeye erişme, yalnızca kendi sermayesini kullanmayıp büyütme,borsaya güven telkini, yabancı sermaye vesaire sayesinde teknoloji-ye ve yeni pazarlara ulaşma, kısacası şimdiki deyimiyle globalleşmeve şirketin kuşaktan kuşağa büyüyerek gitmesi gündeme geliyor.Ancak hepsinin başlangıç yeri, aile.

--> Aile'de iç huzur ~ Mutlu Aile

Aile büyüdükçe, o çember daha büyüyor ve iki yolu var orada,iki tercih var.

• Şirketın en ehil yônetimi => Performans

-->Borsaya güven telkini--> Yabancı sermaye/

ortağa güven telkini~ Ek sermaye, yeni

~ Teknoloji, pazarlar

.Şirketin kuşaktan kuşağa büyüyerek devamı

Haluk Alacaklı08]u: topynght 2003

IS

Page 27: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

------------------ -

Birisi aileden o yönetimi daha sıyırarak ve araya birtakım birbir-leriyle kesişme noktaları olan belirgin sınırlar koyarak ilerlemek.

ŞirketlefMl Ile

A. Şırket Hl1I~rl~u

Diğeri ise ailenin yönetimi, kontrolü. Nedir avantajı aile şirketiolmanın? Zaten bir mirası siz taşıyorsunuz üstünüzde. Bir isimsinizsiz, o ismi iletiyorsunuz ileriye. Bütün bunları korumanız lazım.Oraya belki kan, can, ruh verecek, dedelerinizden kalma içinizdebirtakım değerler var. Bu değerlerin neler olduğunu çok samimi birşekilde tartışmanız ve birlikte oluşturmanız gerekli. Bütün bunlarınolduğu bir sistemle öbür tarafta birbirinin içinde olan ilişkilerin ne

Aııe ve Sırket

• • ~,<... ....,"..... f-. ,....("

.."

19

Page 28: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Bah.ıneler ve İtirazlar

olduğu bilinmeyen, bazı konuların kabul edildiği, varsayıldığı, ba-zılarının kabul edilmediği bir sistem. Aralarındaki fark bu. Gösteri-lenler de bazı bahaneler.

Aile meclisi toplantıları yapmak .•.

Liderliği elden bırakmak değildir.

Ayrı roller

• Liderlik

Aile üyeliği

İyi Lider

• dinler

• önerileri değerlendirir

• endişeleri yanıtlar

Bazılarımız aile toplantılarında bunların olduğunu anımsayabi-lir. Bunların birincisi, işini bilme ve başkalarının bilmemesi. Elbet-te hiç kimse, o şirketi kurucu nesilden olanlar gibi yaratmadı; onunmücadelesini biliyorsunuz. fakat öte yandan zaman değiştikçe, da-ha önce bahsettiğimiz etrafımızdaki kurallar değiştikçe, o zamanuyum için yeni düşünceler gerekiyor.

Bahaneler ve Itirazlar

"Ail Vi VOnE"tIM k tm h·k n

he eve k rışıppolıt < vapm sına vol dr"

Aslında iyi ve etkin kurumsal yönetim sistemi

oluşturmak tam tersıne sonuç getirir •

• Sorunları ve çelişkileri, arzu ve istekleri

açıkça ortaya koyabilecek ortam Aile reisini sürekli

yangın söndürmekten kurtarır

1\ Lu~AIllCilh .iu: l o yrı",'ıı rm

20

Page 29: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Bahaneler ve İtirazlar

Zaten kurumsallaşma yönetim kurullarında bağımsızlık, bağım-sız düşünce demek aslında.

"H ssas finansal bilgiyi paylaşmak istemiyorum."

Uzun dönemde bilgiyi paylaşmadan

ailede güveni sağlamak mümkün değildir.

Hal.k "u.:u. >tlu ı: Jp)11ghl "JO)

Yine, az önce değindiğimiz gibi, liderlik her zaman liderlik veçok önemli. Ama iyi liderin de özelliği birtakım önerileri alması,değerlendirmesi ve endişeleri cevaplamasıdır.

İkinci konu politikayla ilgili. Eğer şirket demokratik veya dahakatkıcı bir yönetime açılacak olursa o zaman işin içine bir sürüaile politikaları girer. Ama aslında iyi bir sistem oturtulabilmişse

Bahaneler ve İtırdzlar

"Bız m yon t. kuru und z tc n i uy i v r.

N d n y ıe i m elı~ı topl ..rtıl rı y pa m1

Bu çözüm aıle şirketlerinin en başında işleyebilir ama

iş büyüdükçe çok fırsat harcanmasına neden olur.

21

Page 30: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

All •• ı..k.tlerlnde b kurum •• 1y6n.tlnl roll.rınln t.nım.

1) Aile ve yöneUm kuw J i..... "birılOl yapal)lUı'1

2lAi nID -00 -.edIr?

ı Yönetim kurulunun'O u ıedır?

"Ile yönetim kurulu ve teraatm ayn ve ,ınırları beıır: ~ler1 vardır.

Fakat buru sr bırbırın! tamamlayıcı ve desteııleyicidtı

" .....t.nk .... .s. ....... 1'.,..-1 ~ i~ i!i 'lot" ...... l •

(aile konseyleri, meclisleri birbirlerinin ilişkileri vesaire ile ailedenkimlerin çalışabileceği, kimlerin ne şartlarla çalışabileceği vesaire,profesyonellerin ilişkilerin ne olduğu), zaten o zaman o ailede bupolitikalara pek gerek kalmaz. Bu durumda aile kendi endişeleriniduyurabilecek resmi bir platforma sahip oluyor zaten.

Bir diğer sorun, bilgi paylaşımı. Yine bizim toplumumuzda ke-tumluk, bazı şeyleri hiç paylaşmama çok sık rastlanan bir durum.Onun için açıkçası Türkiye'de vaka çıkarmak çok zor. Fakat kendiailenizde ve çevrenizde o şirketin başarısı için çalışan insanların ge-tirecekleri fikirler için bazı şeyleri de paylaşmak durumundasınız.Bu demek değil ki şirket sırlarını dışarıya açıyoruz.

Kısacası ailenin kendi kurumsal yönetimine ihtiyacı var, her şeyoradan başlıyor.

Orada bazı rollerin tanımlanması gerekiyor. Yani, sizin aile ola-rak rolünüz nereye kadar ne olacaktır?

Hissedarlığın rolleri, beklentileri ne olacak? İcraat dediğimiz,yönetimin içinde olan kimselerden ne bekliyorsunuz? Bütün bun-ların zaten temel birtakım yazılı kurallara bağlanması uygulamadanönceki ilk adımlarından biri oluyor. Öncelikle vizyon ve hedeflerin

22

Page 31: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Aile şirketininkurumsallaşma aşamalan

i·Ailenin vizyon ve hedeflerininsaptanması

II· Aile "Anayasası" ve diğer kurallar:- Hissedarlann haklan- Gelecek kuşaklara devir teslim- Aile üyelerinin işe girme kurallan

III-Aile İşleri ... Şirket İşleri Ayrımı

Halui AlacallıoeN: CopyriP 2003

saptanması; sonra, anayasa dediğimiz veya ona ne isim koyarsanızkoyun, birtakım temel kaidelerin oturtulması.

Burada hissedarların hakları ve gelecek kuşağa devir teslim ku-ralları var. Aile üyelerinin işe girme, girmeme kuralları var. İşte bunoktada bir şirketten ötekine çok değişen uygulamalar olabiliyor.Değerli misafirlerimiz kendi uygulamalarından belki bahsedecek-lerdir. Ancak aynı ilkeler yani, şeffaflık, adillik, hesap vericilik veperformansa odaklanmaya önem verilmeli. Uygulamalardan enazından bu dört ilkeye cevap verici veriler geliyor. Onun için ken-dinizdeki uygulamalara baktığınız zaman bu hususlara dikkat et-menizi tavsiye edeceğim. Bütün bunların sonucunda da, hani laik-lik kelimesindeki din işleriyle devlet işlerinin ayrımı gibi, aile işle-riyle şirket işlerinin çok belirgin ayrı kurallara ve aralarındaki ke-sişme noktalarının da bir temele oturtulması söz konusu. Evet, işteyanıt bulunması gereken milyon dolarlık soru bu. Burada da her ai-lenin gerçekten kendine özgü bir yeri var.

Prof. Dr. Nüket YETİş

İkinci konuşmacımız, Sayın Joe PauL. Family Firm Institute'unkurucusu ve onursal başkanıdır. 1978'den bu yana dünya çapındaaile şirketlerinde liderlerin yetişmesi ve liderliğin genç kuşaklara

23

Page 32: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

devri, aile içi sorunların halledilmesi ve ailenin maddi vemanevi varlıklarının degerinin artırılması konularında uzmanlıkyapmakta. Birçok farklı ülkede gerçekleştirdiği çalışmalarda aileşirketlerinde yaşanan sorunları tespit ederek aileyi çözüme odak-laştırmakta. Türkiye'de uygulanan Aspen aile şirketleri envanterinigeliştirdi. Sayın Joe Paul aynı zamanda Aspen Family BusinessGroup ortağı.

Joe PAULAspen Family Business Group Ortağı

Sizlerle bu salonu paylaşmaktan gurur duyuyorum. Bir seyaha-tin ortasındayım aslında şu anda. Birçok aile işletmelerinin liderle-rinden bazı şeyleri öğrerıiyorum, Öğrendiklerimi digerleriyle payla-şıyorum. Bu yolculuk Kuzey Amerika'da başladı. Diger kültürleregirme ve buralarda birtakım deneyimler edinme, sonra da bunlarıdiger firmalarla, aile firmalarıyla paylaşma imkanına sahip oldum;Nepal'da, Hindistan'da, Güney Arnerika'da, Ortadoğu'da çeşitli ül-kelerde çalıştım. Sayın Sancak ve ailesi ile de yakında çalışmayabaşlayacağız,

Sizin değindiğiniz çeşitli konular var; tabloya yazdığımiz birta-kım konular. Bunlar Kuzey Arnerika'da, Nepal'da veya Hindis-tan'daki aile şirketlerinin sorduğu sorulardan farklı değil.

"Aile şirketlerinde kurumsallaşma" dediğimiz zaman; önceliklefirmayı veya işletmeyi yürüten nedir? Bu önem kazanıyor. İskoçlarhep şöyle söylerler: "Liderler, yolu kendileri önden giderek göste-ren kişilerdir".

Aile işletmelerinde genellikle gördüğümüz şu. Bir şahsiyet varki, ilk nesil veya ikinci nesilde aile şirketi için yolu açıyor. Fakat bu,aile şirketinin üçüncü ve dördüncü nesillerde de başarıya ulaşmasıiçin yeterli olmuyor. O şirketin değerleri, birtakım ilkeleri diger ne-sillere aktarılmalı ki şirket başarısına devam edebilsin. Yani, üç ne-silde de bunun aynı başarıyla sürmesi gerekli.

24

Page 33: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

GÜVENİN UNSURLARı

Karakter

Beceri

Şeffaflık

Ortaklara karşı sorumluluklar

Burada aile servetinin, aile şirketlerinin devam ettirilmesindekien önemli sorunlar, aile politikasında gelip düğümleniyor.Bu noktada değerlendirmeye girdiğiniz zaman da, ilk sorduğunuzşey bu oluyor. Yani, aile bireyleri arasında ne kadar güven var, na-sıl bir adalet hissine sahipler? Güven eksikliği her zaman aile şir-ketlerinin önündeki en önemli engellerden bir tanesidir.

Elbette, güven eksikliği işin büyümesine de engel oluyor ve ba-zen birtakım yardım kuruluşlarıyla ilgili yaptıkları çalışmalara daengel olabiliyor. Firmalar bu yüzden diğer kuruluşlara destek ola-mayabiliyorlar.

Bizim yaptığımız şu. Biz firmaların, aile şirketlerinin bir şekildebu mirası sürdürebilmelerine destek oluyoruz. İkinci, üçüncü nes-le geçen aile şirketleri genellikle işte bu değerleri yaşatabilen aileleroluyor.

Aile mirası dediğimiz zaman, ebeveynlerimizderı, büyükbabala-nmızdan, büyükannelerimizden bize miras kalan ve gelecek ikinesle fırsatlar sunan her şeyi kastediyoruz.

25

Page 34: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

AİLE ŞİRKETLERİNİN MİRASBıRAKTlGI DEGERLER NELERDİR?

Maddi değerler

Fikri değerler

Organizasyonel değerler

Ilişkisel değerler

Bireysel erdemler

Kıymetler

Her bir nesilde aile mirasını ya yok etme ya da yaşatma imkanıbulunuyor aslında. Elbette bir işin maddi tarafını da düşünüyoruzama dünyada çalıştığım firmalarda gördüğüm bir şey var; elle tutul-mayan manevi değerler de firmanın yaşayabilmesi için son dereceönemli; bilgi, bilgelik, güven, ortak değerler ve geleceğe yönelik birvizyonun paylaşılması gibi manevi değerler. Bunlar belki somut de-ğil ama aslında maddi değerleri de oluşturan, onların altyapısınıkuran birtakım değerler.

Bir ailede büyük bir maddi birikim olabilir ama yeteri kadar gü-ven yoksa; zaman, enerji ve para şirketi piyasaya hazırlamak yerinedaha çok iç politikaya sarf edilir.

İşte bu yüzden ben öncelikle firmaların manevi değerleriniele alıyorum. Elbette birçok uzman aile şirketlerine finansal açıdanyardımcı olabiliyor. Birçok alanda ne yapılması gerektiği konusun-da çok çeşitli fikirleri olabiliyor. Ama burada, şirket içerisindekipolitika ve atmosfer acaba aileyi ileriye taşıyacak bu fikirlerinuygulanmasına imkan sağlayacak mı? Bunu incelemek son dereceönemli.

Devir teslim konusundan da biraz bahsetmek istiyorum.

26

Page 35: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

AİLE ŞİRKETLERİNDEBAŞARI~IN BEŞ YOLU

1. Mülkiyetin devri

2. Yönetimin devri

3. Yetkinin devri

4. Akrabalık ilişkilerinin dönüşümü

5. Bilginin transferi

ıo-15 sene evvel bu konuda çalışmaya başladığım zaman insan-ların en çok bahsettiği konular yönetim sorumluluklannın ve mül-kiyetin devir teslimi konusu idi ve devir teslim konusu ile ilgili söy-lenenler bundan ibaretti. Halbuki, devir teslim ile ilgili olarak üze-rinde durulması gereken önemli ilkeler var. Bunlardan birincisi, yö-netimin devir teslimi. Burada, aile şirketlerini diğer şirketlerdenayıran özellik şu; firmanın kontrolü yetkisi, bazen, orada çalışma-yan birinin elinde olabiliyor. Birçok aile şirketiyle beraber çalıştım.84 yaşındaki baba bütün hisseyi bir sonraki nesle geçirmiş, elindeartık bir hissesi ve işi yok, firmada çalışmıyor ama onun izni olma-dan kimse bir karar alamıyor. Demek ki, yetki ve otorite belli birnesilde kalıyor. İşte bu yetkinin, bu otoritenin nasıl nesilden nesiledevredildiği, aile şirketinin geleceğini tasarlamakta son dereceönemli.

Bunlar dışında, eğer yetki bir karizmatik liderden iki kişiye ge-çecek olursa o zaman da bir sorun ortaya çıkabiliyor. İki kişi kararverme sürecinde söz sahibi olmaya başladıktan sonra, yapı tama-men değişebiliyor. Demek ki, yönetimin devri ve mülkiyetin dev-rinden sonra yetkinin devri de son derece önemli.

Dördüncü kategori, ilişkilerin dönüşümü; genellikle, erkek vekız kardeşlerin iş ortağı olması veya kuzenlerin iş ortağı olması. Bu-

27

Page 36: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

rada, en iyi işleyen ortaklık iyi bir evlilik gibidir ve uzun dönemdebüyük bir güven esasına dayalı olarak sürdürülmelidir.

İnsanların aynı ailenin bireyleri olmaları onların çok iyi iş orta-ğı olmalarını gerektirmez. Kardeşlerinizle de iyi ortak olmanız birkural değildir. Çalıştığımız firmalarda bunlara benzer genellikle."Doğalolmayan iş ortakları" diyorum çünkü kendi başlarına iş or-tağı olmaya karar vermiyor bu insanlar, sadece, ebeveynleri vefat et-tiği için iş ortağı haline geliyorlar. Demek ki, birlikte etkin düşün-meyi öğrenmeleri gerekiyor.

Yönetim, mülkiyet, yetki devri, ilişkilerin dönüşümü ve beşincikategori -berıi en çok etkileyen kategoridir- bir aile içerisinde, bir ai-le şirketinde bilgi ve bilgeliğin devri. Bilginin devri konusunda sor-duğum üç soru oluyor her zaman. Öncelikle, gerçekten fark yaratanbilgi nedir? Her işletme bir bilgiler kümesidir ve bazı fikirler o fir-mayı rekabette öne geçirir. Bu fikirlerin bazıları hakikaten firmanınrekabette öne geçmesini sağlar. İnsanlar bazen bu bilgilerin ne oldu-ğunu çok iyi bilmeyebilirler. Ailede liderlik durumundaki altı kişiyeaynı soruyu sorabilirsiniz. "Bu şirketi şirket yapan en önemli fikir-ler nedir?" diye sorduğunuz zaman hepsi farklı cevaplar verebilirler.

İkinci soru şu. Bu bilgi nerede? Bazen çok açık değil ama; bu bil-ginin o işletme içerisinde nerede bulunduğu önemli. Üçüncüsü de;bu bilginin akışı ne derece etkilidir, bu bilgi şirket içinde ne dereceetkili bir biçimde dolaşmaktadır? İşte, bütün bu sorulara verilecekcevaplar bizi şirket kültürüne götürüyor çünkü geleneksel olarakşirketlere baktığımız zaman genellikle insanlar bu bilgiyi önceliklesaklamak için para .alıyorlar. Onun için, onların bu bilgiyi paylaş-ması için ilave bir çaba sarf edilmesi gerekiyor. Aile şirketinde öylebir ortam yaratılmalı ki, bilgiyi saklamaktan çok bilginin paylaşımıödüllendirilmeli.

İşte bu beş unsur (yönetim, mülkiyet, yetkinin devredilmesi,ilişkilerin dönüştürülmesi ve bilginin bir nesilden öbür nesle akta-rılması) bana göre en önemli unsurlardır.

28

Page 37: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

-------~-------

ŞİRKET SAHİBi AiLELER VEDİGERLERİ ARASINDAKİ FARKLAR

1.Sahiplik ve yönetim unsurlarıyla aile dinamiklerininçeliştiği ailelerde bireyler arası iletişimdaha zor gerçekleşmektedir.

2. Aileye nüfuz eden ve aileyi çevreleyen ilişkiler-agı(tedarikçiler,çalışanlar, ticari gruplar, danışmanlar verakipler) karmaşıktır.

3. Şirket sahibi aileler diğer ailelere nazaran önemlisonuçları olan kararları daha sıklıkla alırlar.

lBir de şunu bilmekte yarar var. Şirketleri bulunan aileler diğer

ailelerden ve diğer şirketlerden farklıdırlar. Onları ayakta tutan ku-rallar, bir aileyi ayakta tutan kurallarla aynı değildir.

Birçok aile birtakım güvensizlikleri, diğer sorunları aşabilirler.Yine aile toplantılarında bir araya gelip aile olabilirler. Ama uzundönemli çıkarlarla ilgili kararlar verilmeye başlandığında bu karar-lar aileyi de etkilerneye başlar. Onun için, aile şirketlerini diğer ai-lelerden ayıran, buradaki ilişkilerin çok parçalı bir yapıya sahip ol-masıdır. Burada söz konusu edilen sadece kardeşler değil, iş ortak-ları ve birlikte çalışan yöneticilerdir.

Bu üç rol birbirinden ayrıdır. Eğer yönetici bir konuya yönetimanlayışı, erkek kardeş şirket sahibi anlayışı, kız kardeş de aile bire-yi olmanın gerektirdiği anlayış ile yaklaşırsa yanlış anlamaların ol-ması ve zaman içerisinde güvensizliğin oluşması kaçınılmazdır. De-mek ki, aile şirketlerinde ilişkilerin çok parçalı olması önemli birfarktır.

Ayrıca, ailelerin aldığı kararların sonuçları da çok önemlidir.Sizin ailenizin bir arada aldığı kararlar yüzlerce insanı etkiliyorolabilir. Bunlar sizin şirketinizde çalışan insanlar olabilir, bu karar-

29

Page 38: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

lar daha sonra sizin tedarikçilerinizi, müşterilerinizi de etkileyebi-lir. Onun için, çalışanlar, gerçekten, çalıştıkları aile şirketininpolitikalarına çok dikkat ederler. Kuzey Amerika'ya baktığımızzaman; genellikle, aile ilişkileri şirket açısından, şirketin özelliğiaçısından son derece önemli hale gelir ve aile dinamiği çokönem kazanır. Aile bireyi olmayan yöneticiler, bu aile dinamiğinin,işi etkilemesini önlemek için birtakım stratejiler geliştirmeyebaşlarlar.

O nedenle, bu iki fark (ilişkilerin çok parçalı yapısı ve verilenkararların sıklığı ve sonuçları) son derece önemlidir. Bu iki unsurnedeniyle, "nesiller boyu başarılı olan aileler sadece birlikte iyi dü-şünebilen ailelerdir" sonucuna varıyorum.

Birtakım konuları açık bir şekilde, yıkıcı değil de, yapıcı olaraktartışabilen ailelerdir ve birlikte, uyum içinde eyleme geçebilen ai-lelerdir. Onun için, biz ailelerle çalıştığımız zaman bunları tespit et-meye çalışıyoruz. Birlikte düşünmelerine engelolan hususlar neler-dir? Güven artırmak için ne gibi birtakım yöntemler uygulanabilir?Bunları inceliyoruz ve iyi bir güven temeli teşkil ettikten sonra bugüveni olumsuz etkileyen unsurlar ele alınıyor. Daha sonra verece-ğimiz teknik danışmanlık da son derece etkili olabiliyor.

Sayın Sancak'ın ailesi ile görüşmelerimizde bizim sorduğumuzbir soru vardı: "Sizinle yapacağımız çalışmada başarılı olacaksakLO yıl sonra ne gibi değişiklikleri görmek isterdiniz?" SayınSancak da (yanılmıyorsam o söylemişti) "dünyanın herhangi biryerinde birisi bizim kamyonlarımızdan bir tanesinin üzerinde ismi-mizi gördüğü zaman şirketimizin değerlerini düşünsün ve bilsin"demişti.

Hakikaten, burada değerler çok önemli bu firma için ve onlariçin işletme bir araç. Çok açık bir vizyon için bir araç, değil mi?Dünyada işinizi yapmak için bu değerler çok önemli. Sizler elbettebu konuda daha çok şeyler söyleyebilirsiniz.

30

Page 39: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Ethem SANCAK

Aslında ikinci bölümde uzun bir zamanım olacak ve fikirlerimidaha etraflı söyleyeceğim. Ama kısaca ifade etmek istediğim bazışeyler var: Vizyon ve misyon olayı, biraz ete kemiğe bürünemediğiiçin de, neredeyse LOyıldır bu terimler konusunda bir anlayış birli-ğine vanlamadı. Bence, geleceğe kalmak temel meseledir ve bugeleceğe kalma çabası içinde, her şeyaraçtır. Elbette, geleceğe niçinkalmak ister insan? Daha mutlu bir gelecek, daha güzel bir gele-cek. .. Gelecek derken, onu kastediyorum ve bunun temelinde zatensonuçta insanın mutluluğu var. Burada da her şeyaraç. Hattabir seferinde Başbakan söylemişti, benim hoşuma gitmişti: "dinler dearaçtır". "İnsan mutluluğu için dinler de sonuçta bir araçtır"demişti. Gerçekten sorun budur.

Bizim şirketle ilgili de öyle bir konuşmamız olmuştu Sayın JoePaul ile. Sayın Joe Paul az önce anlatırken "Sancak ailesiyle çalışa-cağız" dedi, Aspen Familyolarak. Ama bu bence eksik; birkaç ay-dır zaten çok yoğun bir şekilde iç içeyiz ve bizim içimize girdiler.Biraz da zor çıkacaklar, belki de yıllar alacak. Biz öyle bir beraber-likten çok mutluyuz, tabi.

o soruyu şirketle beraber aile için de sormuştu yanılmıyorsamSayın Joe PauL. Biz tarihsel süreçte kendimize neredeyse bin yılauzanan bir gelenek ve geçmiş öngördüğümüzde, bunu gelecek binyıla nasıl bırakacağımızı hep düşündü k ve bunun araçlannı inşa et-me çabası içerisine girdik.

İşte, modern çağda bu araçlardan birisi de şirket yapısıdır. Gele-ceğe kalmak açısından kullanılan araçlar geçen beş yüz yılda şirketdeğildi, ordulardı, silahlı adamlardı, büyük toprak parçalanydı, çokiyi tahkim edilmiş kalelerdi. Ama günümüzün çağdaş kapitalistdünyasında geleceğe kalmanın en büyük aracı ekonomik bir orga-nizasyon olan şirketlerdir ve şirketi geleceğe bıraktığınız zaman,siz de geleceğe kalıyorsunuz. İşte biz bu meseleye biraz böyle bakı-yoruz.

31

Page 40: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Dinleyici (Cevdet ERİş)

Sayın Haluk Alacaklıoğlu'na ve Sayın Joe Paul'e birer sorumolacak. Aile şirketlerinde birinci kuşaktan ikinci kuşağa geçiş ge-nellikle otomatikman oluyor. Çünkü aile bireyi genellikle babanınyanında yetişmektedir. Otomatikman bu devri alabiliyor. Ama enbüyük sorun, ikinci kuşaktan diğer kuşaklara geçiş oluyor. Buradaüçüncü ve diğer kuşaklara geçişin sağlıklı yolu nedir? Bu nasıl ba-şarılabilir?

Sayın Joe Paul'e buna paralel bir sorum; Amerika'da geneldealdığımız bilgilere göre 10., 17. kuşaklara geçişler oluyor.Bunu bir misalle vereyim; geçenlerde bir seminerdeydim, söz konusukonuşmacı şöyle bir örnek verdi. Aile şirketinin oğlu güzel bir konuş-ma yaparak şirketi takdim etmiş, katılımcı ise şirket sahibine böylebir genç yetiştirdiği için teşekkür etmiş. İkinci nesil için olumlu birgelişme olduğunu da belirtmiş. Tabi aile şirketinin sahibi öncelikleövgü için teşekkür etmiş ama bu kuşağın 13. kuşak olduğunu belirt-miş. Sayınjoe Paul'den bunun sımnı öğrenmek istiyorum.

Joe PAUL

Kuzey Amerika'da, yedinci neslinde olan iki aile ile çalışma fır-satını buldum. Biri, Pitcare &:. Trust Company diğeri de NorthemTrust Company. Bu iki şirketin bir tanesi inşaat şirketi, diğeri de ke-reste işinde işe başlamış. Zaman içinde iş alanları değişmiş. Bu ikiailede gördüğüm şu oldu: entelektüel esneklik. Yani piyasa şartlarıdeğiştikçe, inşaat şirketinden emlak işine ve mali finansal işleregeçmişler. Esnek olarak, değişen şartlara göre, onlar da işini değiş-tirmişler. Liderlerine güven duymuşlar.

Eğer soruyu doğru anladıysam "Bu tür nesilden nesle devameden liderlik, nasıl devam edebilir?" diye soruyorsunuz. Bu sanırımsizin çocuklarınızı yetiştirmenizin özünde yatıyor. Burada önemli

32

Page 41: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

olan bir şey, çocuklarınıza çok erken yaşta çok şey vermemek; işinbir sım bu. Birlikte çalıştığım bazı ailelerde şu konuda eş değerleriolduğunu gördüm. Bu aileler çocuklarını zengin yapmak gibi birsorumluluk taşıdıklarını düşünmüyorlar. Onlar çocuklarına fırsatyaratmak için uğraşıyorlar. Eğer yeni nesil yeteneklerini ortaya ko-yarsa belki de aile işi dışında bir sektörden de bazı fırsatlar sunu-yorlar.

Ailelerden biri -Northern Trust şirketi- aile içi bireyler için birfon oluşturmuştu. Aile bireyleri bir iş kurabilmek için buradan kre-di alabiliyordu ama alabilmek için belirlenmiş olan standartlar çokyüksekti. Bu fonun nasıl kullanılacağına aile bireyi olmayan profes-yoneller karar veriyorlardı. Demek ki, üçüncü, dördüncü nesildekiinsanlar eğer kendi işlerini kurmak isterlerse, bu sermayeden yarar-lanabiliyorlardı ancak bu şekilde aile de bir nevi risk sermayesi şir-keti gibi işe ortak olmuş oluyordu.

Bu iki ailenin liderlerinden ben şunu öğrendim. Temel sorumlu-lukları olarak pek çok insanın bir araya gelerek bir toplulukoluşturmasını sağlıyorlardı. Aile giderek büyüdüğü için birbirinitanımayan ikinci, üçüncü, dördüncü kuzenler bir araya geliyorlardı.Burada bir birlik, bir toplum ruhu oluşturmaya çalışıyorlardı.Her iki ailede de bireyler kendi hisse senetlerini satma ve başkaalanda yatırım yapma olanağına sahiptiler.

Burada bir aile anlamı yaratabilmek için, bu ailenin duygusalberaberliği çok önemli. Yani, aileyi bir arada tutan maneviunsurlar çok önemli. Bu da elbette ki, liderlerin çok aydın olmasınabağlı.

Sorunuza yanıt olarak şunu söyleyebilirim; en azından bu lider-lerin en önemli değerlerinden biri farklı karakterlere sahip insanlararasında bir birlik duygusu uyandırma yeteneğidir.

33

Page 42: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Haluk ALACAKLIOGLU

Ben de meslektaşım Sayın Joe Paul'ün sözlerine bazı eklemeleryapmak istiyorum. Onun bahsettiği gibi temel güven ve adillik, di-ğer bir deyişle, ailenin fertleriyle nasıl ilgilendiği konusundaki te-mel güven ve adillik kendi aralarında çok önemli.

Ama sizin dediğinizden başlarsak; ilk kuşakta (bir matematikseldenklem düşünün) aile eşittir şirket. İç içe yaşıyor şirket; her ne ka-zanılırsa o ailede paylaşılıyor, yönetim kendilerinde vesaire.

Ancak ikinci kuşakta iş değişiyor. Ortadoğu'da öyle ailelerle kar-şılaştık veya çalışma fırsatımız oldu ki ikinci kuşakta bile ıo, 15,20tane çocuk var ortada. İşte zaten bu noktada karışıklık başlıyor veo 'şirket eşittir aile' denklemi devre dışı kalıyor. Şirketle aile bam-başka yapılara ihtiyacı olan ve birbirleriyle iç içe geçmiş fakat dü-zenlenmesi gereken, birtakım kuralların olması gerektiği bir yapıyadönüşüyorlar. "Peki, orada başarıyı getiren nedir?" diye sorunca,yanıt olarak hakikaten Sayınjoe Paul'ün söylediği "birbirlerine kar-şı temel güvenin" olması gerektiği ortaya çıkıyor. Ama onun ötesin-de, aile üyesi olan herkesin, kandan ve yahut da evlenerek aileye gi-ren herkesin, en temel olarak endişelerini, beklentilerini ve düşün-celerini etkin bir şekilde aile liderleriyle paylaşabilecekleri bir or-tam olması gerekiyor. İşte bunun için biz bu anayasalardan, kon-seylerden bahsediyoruz. Aslında temele indirdiğiniz zaman tümbunlar çok sağduyuya dayalı şeyler. Artık sadece aileyle kalınmıyor;kendi hayatı, kendi organizması, organizasyonu olan şirketin de oiletişimin bir şekilde içine entegre olması gerekiyor. Ama bu, her ai-le üyesinin her şekilde nüfuz etmeye çalışması demek değil. Çünkübunu kurumsallaşmanın olmadığı ortamlarda görüyoruz.

Yabancı ülkelerden bir tanesinde karşılaştığım bir işadamınınbana anlattığı şuydu. Ailesinin kurduğu kurumsallaşma yapısında,üçüncü kuşakta mı, dördüncü kuşakta mı hatırlamıyorum,en büyük kavgalardan birisi, şirketin hem merkezi hem üretimbirimi hem de kendi toprakları olan bir arazide ailenin bir bölümü-

34

Page 43: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

------ ---- --- -

nün orada yetiştirdiği sebze ve meyveyi kullanmasında çıkıyor.O toprağı değerlendirmek istedikleri zaman, oradan sebze eldeettikleri gelir ile orayı endüstriyel bir şekilde kullanma arasında uçu-rumlar oluyor ve elbette şirket ailenin çıkarlan doğrultusunda orayıo şekilde değerlendirmek istiyor. Ama bu sefer halalar, teyzeler nere-deyse isyan çıkanyorlar ve aile dağılma noktasına geliyor. Çünkü on-lar kendi çıkarlan, oradan birtakım ürünler elde etmek.

Bu, ufak ve aşın bir örnek gibi gelebilir ama birçok ailedeo çember ilerledikçe ve büyüdükçe bu tip gizli kalmış beklentiler or-taya çıkıyor. Hele hele bir de buna güvenin herhangi bir şekilde sar-sıldığı bazı konular eklendiği takdirde, zaten siz ne kadar resmi ya-pıyı veya teknik olarak bu kurumsallaşmayı yaratmaya çalışırsanızçalışın, bu gerçekleşemiyor. Yani, onlann üstüne inşa edilen bir te-mel ve oradaki kurallar, hangi kuşak olursa olsun kurucu kuşaktanhemen sonra düşünülmesi gereken birtakım hususlar var.

Ethem SANCAK

Türkiye'deki çok önemli bir yanılgıya dikkat çekmek istiyorum:Şirketin geleceğine ilişkin karar vermekle, şirketi yönetmek ayn şey-ler. Genellikle bizim işadamlanmız kendi çocuklannı mecburi bir şe-kilde işadamı olarak yetiştirmeye çalışıyorlar. Bu, onlann özgürlüğü-nü de kısıtlamaktadır. O işadamlan farkında olmadan kendilerinehaksızlık yapıyorlar. Çünkü, kendi çocuklanndan ve torunlanndanbüyük sanatçılar, büyük müzisyenler, büyük ressamlar, büyük bilimadamlan çıkabilir, çıkmalıdır da. Yani, şöyle bir şeyolmaz: Hindis-tan'daki kast gibi işadamının oğlu işadamı. Bu doğru da değil zaten.Burada şirketi çocuğuna miras bırakmakla, şirketin yönetimini çocu-ğuna bırakmak ayn şeylerdir. Siz çok iyi bir iş yöneticisi olabilirsiniz,ama oğlunuzda bu melekeler olmayabilir veya sevmeyebilir. Nitekim,buna ilişkin büyük facialar var. Şu anda İtalyan sanayinin devi olanfirmanın mirasçısı yok; intihar etti. Bir köprüden atladı, Yugoslav-ya'da. Çünkü büyük bir sanatçı olmak istiyordu ve büyük bir sinemasanatçısıydı. Zorladılar "gel aileye şirketi yönet" diye. Gelmedi ve bu-nalıma düşüp intihar etti. Şu anda bu firma mirasçısız. Belki de bir va-kıf yönetecek o imparatorluğu.

35

Page 44: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Bizde de şöyle bir yaklaşım var: "çocuğum", "benim gibi işada-mı olsun". O mecburiyet yok. Ama sorun burada şu. çocuğa ve to-runlarınıza bir miras bırakmak; tıpkı bir mücevher bırakır gibi, tıp-kı bir evin tapusunu bırakır gibi, tıpkı bir büyük mülk bırakır gibiişleyen, yaşayan bir şirket bırakmak ve bunu garantiye almak. 100yıl, 300 yıl, 500 yıl yaşayabilecek bir şirket bırakmak. "Bunu tartış-mak lazım" diye düşünüyorum. Yani, "benim oğlum, benim işimidevam ettirsin; bir kuşak, üç kuşak, beş kuşak" yaklaşımında bireksiklik var. Bana öyle geliyor. Veya bu anlayışı netleştirip şirket veaile ilişkisini, icra ile karar işini iyi tarif etmek lazım. Kurumlaşmakiçin bu konuları uzun uzun tartışmamız gerekiyor.

Joe PAUL

Bir sonraki nesildeki liderlerin gelişebilmesi için en önemli şey-lerden biri ailelerin çocuklarını çalışmaya teşvik etmesi. Bunun içinde, liderlik ve iş dünyası için ne tür bir eğitim gerektiğine ve aile dı-şında ne tür bir tecrübeye ihtiyaç duyulduğuna bakmak lazım. Bu-na karar vermek gerekir. Dolayısıyla, bir iş tecrübesine sahip olsunisteniyorlarsa, o zaman, aile çocuğu üç ila beş sene ailenin işindedeğil, başka bir yere çalışmaya yönlendirmelidir ki dışarıda kenditecrübelerini edindikten sonra aile işine geri gelsin. Böylece kendi-lerine güvenleri olacak ve aile şemsiyesi, koruması altında olma-dan, bulundukları pozisyonda olduklarını bilecekler. İşte bu, teşvikedilmesi gereken bir unsur.

Bir aile şirketi liderinin hayatında dört aşama vardır. Birinci aşa-ma, genel anlamda iş hayatını öğrenmektir; işte bu yüzden eğitimgereksinmelerine bakıyoruz. İkincisi, işinizin özelliklerinin öğre-nilmesidir. Bu ilk iki aşamada kişi işin içindedir, çalışmaktadır.Üçüncü aşamada, genel iş hayatını ve kendi işinizin özellikleriniöğrendikten sonra, lider olmanın, diğerlerini yönetmenin öğrenil-mesidir. Dolayısıyla, bu noktada şirkette değil şirket için çalışmakönemlidir. Şirketi büyütebilmek için, şirket üzerinde çalışmak ve li-der olmak öğrenilir. Son olarak öğrenmeniz gereken şey, yetkinizidevredebilmeyi öğrenmek, bırakabilmeyi öğrenmektir. Çünkü dün-

36

Page 45: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

yada, aile işlerindeki en tipik şey, liderin kontrolü ve yetkiyi bırak-maya istekli olmamasıdır.

Hatırlayacaksınız, daha önce liderlikten bahsetmiştim. Liderler,kendileri önde yürüyerek yolu gösteren insanlardır. Bütün şirketlerbir şey tarafından yönetilirler; aile işlerinin büyük bir kısmı kişilik-ler ya da aile dinamikleri ile yönlendirilir. Dolayısıyla, şirketin ne-lerle yönlendirileceğine, nelerle yönetileceğine karar vermek gere-kir. Burada önemli olan şirketin nasıl yönetileceği ve nereye doğrugötürüleceğidir,

Dinleyici

Ülkelerin istikrannın aile şirketlerindeki kurumsallaşmaya olanetkisini çok merak ediyorum. Şu anda 58., 59. Hükümet; Cumhuri-yetimizin kuruluş yılı belli. Böyle bir çalışmanız var mı?

ikincisi; biliyorsunuz çeşitli dönemlerde askerler başa geçti, çeşitlidönemlerde krizler oldu. Bu olayların aile şirketlerinin kurumsallaş-masına etkileri neler olmuştur? Üçüncüsü; bu dünya bu yüzyılda ikitane dünya savaşı geçirdi. Krizlerden sonra dünyada kurumsallaşmışaile şirketlerinin davranışlan ne oldu? Genelde de, örneğin Amerikaiçin, krizler sonrasında aile şirketlerinin davranışlan nasıloluyor?

Ethem SANCAK

Bir sorunuzla ilgili olduğum için, belki de diğer konuşmacılarahaksızlık edip, hemen öne geçerek ben cevap vermek istedim."Askeri darbelerin aile şirketleri üzerindeki etkileri," çok enteresanbir sorudur, ben de çok kafa yordum. Aile şirketlerinin kurumsal-laşması ve onun arkasından gelecek şeffaflaşma demokrasinin te-mel teminatıdır. Aile şirketlerimizi kurumsallaştınp şeffaflaştıra-mazsak, Türkiye'de demokrasi kurulmaz. Çünkü, demokrasi bir to-hum gibi topluma ekilir ve her yerden boy verir. Demokrasinin ye-şermesi ve yaşayabilmesi için sadece siyasi irade yetmez. Elbette,iktidar ve siyasi irade ön şarttır. Ama demokrasiyi toprağa ekmeli-

37

Page 46: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

yiz. Demokrasinin toprağı ise, aile şirketlerinin kurumsallaşması veşeffaf1aşmasıdır.

Askeri idarelerin etkisine gelince; askeri idareler Cumhuriyettarihinde 3-4 tanedir. 300 yıllık tarihe bakarsak belki 20-25 tane-dir. Yani, bizim darbeler geleneğimiz öyle Cumhuriyetle sınırlı de-ğildir. Mesela yenilikçi padişah Genç Osman darbeyle devrildi veçok büyük eziyetler edildi kendisine. Abdülaziz darbeyle, II. Mah-mut darbeyle gitti. Darbeler bizde Cumhuriyete özgü bir olay de-ğiL. Soruyu Cumhuriyet dönemiyle sınırlandırırsak; darbeler ikişey yaptı. Bir; her darbede kitap okumak yasak ilan edildi ve top-lumun okuma alışkanlıkları yok edildi. ikincisi; örgüt ve örgütlen-me yasak ilan edildi. Halbuki şirket bir örgüttür. Mesela, belki Sa-yınjoe Paul beni tasdik eder, Amerika'nın nüfusu 270 milyon amasivil toplum kuruluşu üyesi sayısı 670 milyon. Her Amerikan va-tandaşı ortalama üç sivil toplum örgütüne üye. Örgüt, örgütlülük,Amerikan toplumunu günümüzde dünyanın lider toplumu halinegetiriyor. Ama bizde örgüt kurmak çok tehlikeli bir şey. Bu iki fik-rin üzerinde hep tepindik gençlerin dimağlarında: örgüt kurmakçok tehlikelidir ve kitap okumak çok tehlikelidir. Bunların tehlike-li olduğu bir toplumun gelişmesi, demokratlaşması çok zor, bu türetkileri oldu.

Joe PAUL

Bir Amerikalı olarak, özellikle yabancı ülkelerde siyasi konular-da fikir yürütmekte çok dikkatli olmaya çalışıyorum.

Bir özel, bir genel cevap vermek istiyorum. Kuzey Amerika'dasavaş sonrası durumun aile şirketlerine etkisi? Buradaki en önemlifaktörlerden biri; hükümetin bir inisiyatifi ile askerlere, subaylarapara verilmesi; üniversite tahsili yapmaları için hükümet tarafındanburs sağlanmasıydı. Savaştan dönen askerlere ödülolarak, üniver-siteye gitmeleri için burs verildi. Bu sayede bu askerler norınaldealamayacakları bir eğitime ulaştılar ve daha sonra iş hayatına atıldı-lar. Bir sorunumuz şu ki; bu şirketlerin kurucuları şimdi, artık,

38

Page 47: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

ömürlerinin sonuna geldiler ve birinci nesil aile şirketlerinin sade-ce %30'u ikinci nesle başanyla devredildi.

Sorunuz, Fukuyama'nın Trust (Güven) adlı kitabını anımsattıbana. Fukuyama diyor ki, "İster şirket, ister ülke olsun, organizas-yonlara bakın. Bunlan kültürlerin yüksek güven içerikli olup olma-dıklanna göre ayırabiliriz." Düşük güvenli kültürlerde bir iş yap-mak çok pahalıdır ama güvenin yüksek olduğu kültürlerde iş yap-manın bedeli bu kadar yüksek değildir, çünkü insanlar bazı yasalödemelerden muaf kalırlar.

Fukuyama aynca, güvenin düşük olduğu ülkelerde kamuya açıl-mış şirketlerin sayıca çok az olduğuna değinmektedir. Bu ülkelerdehep aile şirketleri vardır, çünkü kimse kendi ailesi dışında kimseyegüvenmemektedir.

Sanınm "güven" unsuru sorunuzun biraz daha global açıdan biryanıtı. Kültürün içindeki bu güven çok önemli: Kültürün içindekibu güven insanların bir arada çalışmasını teşvik ediyor mu, yoksaetmiyor mu?

Haluk AIACAKLIOGLU

Yine soruya yönelik üç noktaya değineceğim. Bizim başka birmeslektaşımız David Bork, bugün burada değil. Kendisi, AspenGrubu'nun kurucusu ve dünyada aile şirketleri danışmanlığına çokemeği geçen bir kişi. David Bork ı7 yıldır Türkiye'de ve bazı liderTürk aile şirketleriyle çalıştı ve çalışıyor. Onun bir sözü var. Türkseyircisiyle bir araya gelip de konferansıara girince hep öyle açıyor;"sizlere hayranım" diyor. ı7 yıldır Türkiye'yi yakından tanıyan birinsan. "Sizlere hayranım çünkü dünyada çok az ülkede bu kadarkrizlerle, bu kadar iniş çıkışlarla, bu kadar darbelerle bir arada uğ-raşan işadamı var ve halen başınızı suyun üstünde tutmayı başan-yorsunuz" diyor. Bunu iltifat olarak da söylemiyor, gerçek olaraksöylüyor. Bize benzeyen çok az kültür veya ortam var dünyada. Obakımdan sizin sorunuz çok yerinde.

39

Page 48: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Krizler kurumları aslında daha iyi kurumsal yönetim sahibi ol-maya itiyor. Yani, hayatta kalabilmeleri ve bir nesilden ötekine ge-çebilmeleri için. Buna bağlı başka bir konu da; Türk ailesinin, Türktoplumunun yadsınamaz hiyerarşik yapısı. Biz biraz lider toplumu-yuz. O hiyerarşik yapının da aile şirketlerine yansıması gerçekleşi-yor önemli ölçüde. Yani, kurucu olan kimsenin her türlü gücü ken-disinde toplaması, Sayın Joe Paul'ün "can not let go" dediği duru-ma gelmesi, işi bırakamaması durumu var. Öte yandan az öncesöylendiği gibi; güvenin az olduğu toplumlarda, kamuya geniş ya-yılmış olan şirketler pek olmuyor. Neden? Borsa güven vermiyor.Siz bir şirketin bir hissesini alacaksınız, onun saydamlığına inarıa-mıyorsunuz. Yani tüm bunlar birbirini besleyen konular.

Prof. Dr. Nüket YETİş

Üçüncü konuşmacımızı sizlere tanıtmak istiyorum. Kendisi EthemSancak. 1958'de Siirt'te doğdu. ilk ve orta öğrenimini Siirt'te yaptıktansonra 1975-76 öğretim yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakülte-si'nden mezun oldu. Evli, iki çocuk babasıdır. 1981 yılında Koz EczaDeposu'nda işe başladı, genel müdürlük görevinde bulundu. 1987 yılın-da Koz Ecza Deposu'nun sahibiyle birlikte Es Ecza Deposunu, daha son-ra ESKO'yu kurdu. 1992 sonunda ortaklıktan ayrıldı. 5 Nisan 1993 ta-rihinde HedefEcza Deposu'nu hizmete açtı, 1997 yılına kadar genel mü-dürlük görevini sürdürdü. Bu süre içinde 29 ilaç ve ıtriyat deposununkuruluşunu gerçekleştirdi. 98 yılında Hedef Holding'in kuruluşunu ger-çekleştirdi. 2001 yılında Hedef Grubu ile Alliance Unicem'in stratejikortaklık yapmasını sağladı. Sayın Ethem Sancak halen Hedef Holding'inyönetim kurulu başkanlığını yapmaktadır. Üye olduğu sivil toplum ör-gütleri Dünya Ecza Depocular Federasyonu, Türkiye Ecza Depoları Der-neği (Genel Sekreteri), Türkiye Sanayi İşadamları (üye), TÜSİAD SağlıkReformu Çalışma Grubu (Başkan), İstanbul Ticaret Odası, İktisadi Kal-kınma Vakfı, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı, Türkiye EtikDeğerler Vakfı, Beyaz Nokta Vakfı, Toplam Kalite Derneği, Beşiktaş Jim-nastik Kulübü, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunları Derne-ği, Çağdaş Leventliler Derneği, Çamlıca Spor Kulübü, KaradenizlilerVakfı, Siirtliler Derneği (Fahri Başkanı). Ben izninizle kendisine bir so-ru soracağım. Siirt'le Karadeniz nasıl bir araya geldi?

40

Page 49: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Ethem SANCAKHedef A1liance Holding Yönetim Kurulu Başkanı

Ben Karadeniz'i çok seviyorum. Zaten şöyle bir şey var; aramız-da bir deniz farkı var. Biz onların deniz görmemişiyiz. Bir Karade-nizli işadamı dostum vakfı kuruyordu, beni de kurucu yaptı. O günbu gündür zevkle o kuruculuk görevimi yerine getirmeye çalışıyo-rum. Ayrıca, aktivitelerine de katılıyorum.

Sayın Başkanım, saygıdeğer meslektaşlarım, İstanbul Sanayi Oda-sı'nın çok değerli üyeleri, saygıdeğer büyüklerim, hepinize saygıları-mı sunuyorum. İstanbul Sanayi Odası'nı da bu yaşamsal sorunu gün-deme getirdiği için kutluyorum. Ama benim kanaatime göre bu sorunkısmi toplantılarla çözülecek bir konu değil, İstanbul Sanayi Oda-sı'nın 50. kuruluş yıldönümünde, lütfetmişlerdi, yine bir oturumun-da konuşmacıydım, orada da dileğimi söyledim; yinelernek istiyorum.Mutlaka sivil toplum kuruluşlarımız, ister Odalar Birliği, ister sanayiodaları olsun, bunun erıstitüsünü kurmak zorundalar. Çünkü gerçek-ten aile işletmelerinin kurumsallaşması Türkiye'nin geleceği için çokyaşamsal bir sorun ve biz bunu başaramazsak korkarım ki mu asır me-deniyeti zor yakalarız.

Bu kadar seçkin bir dinleyici bulmuşken ana konuma girmedenönce bir iki konuda fikirlerimi arz etmek istiyorum. Çünkü, fikirle-rin doğru bulunup yaygınlaşması, toplum kamuoyunun doğması,ülkemizin geleceği için hayatidir. Kamuoyları artık etkin olmalılarve gerçekten ülkenin kaderine sahip çıkmalılar. Bir avuç insanayüklememek lazım bu görevi; hepimiz bu sorunlara sahip çıkmalı-yız. Muasır medeniyeti yakalamak temel ülkümüz. Mustafa Kemalde bunu önümüze koymuştu zaten. Ama bunu yakalayabilmemizinolmazsa olmazları var. Bugün maalesef toplum nüfusun %50'siekonomik faaliyetin içerisinde değil ve biz eğer kadın emeğini kata-mazsak toplam ekonomiye korkarım ki modemleşemeyeceğiz.Bunun mutlaka çarelerini bulmalıyız ve kadını toplum hayatındadaha etkin, ekonomik hayatta da daha faal hale getirmek zorunda-yız. Eğer sürdürülebilir rekabet ortamı yaratabilecek ve dünya are-

41

Page 50: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

nasında rekabet edeceksek, nüfusunun üretken olmayan yarısınıüretken hale getirmek zorundayız. Yoksa rakiplerimizle rekabetedemeyeceğiz.

Bir başka konu da şudur. Maalesef, nüfusumuzun %45'itarımda ve çok üzülerek söylüyorum ki, 40 yılın öncesinde bunüfus çiftçiydi belki, ama bugün %45 nüfus çiftçi değil, köylü; üret-miyor. Bunların mutlaka önemli bir kısmının çiftçi haline getiril-mesi lazım. Yani toprağımızın sürülmesi ve tarımımızın rasyonel-leştirilmesi gerekiyor. Tarım sanayinin inşası şart. Burada da tabi İs-tanbul Sanayi Odası çok önemli bir görev üstlenmek zorunda.Bunu zaten yine Mustafa Kemal "köylü milletin efendisidir" diye-rek ifade etti ve geçmişin, Cumhuriyetin ekonomik müteşebbisleride aslında bunu sık sık dile getirdiler. Başta rahmetli Vehbi Koçsık sık dile getirirdi bunu. Biz toprağımızı işleyemez ve tarımsanayini inşa edernezsek, korkarım ki muasır medeniyeti yakalaya-mayacağız.

Bir başka konu daha arz etmek istiyorum. Bu kayıtdışılığı engel-lemeliyiz. Ekonomisinin yarısının kayıt dışı olduğu bir ülkenin kal-kınması mümkün değildir. Bunu artık kavramalıyız. Güçlü bir eko-nomi buna bağlı. Üstelik esaslı bir haksız rekabet ortamı da yaratı-yor ve her konuda önümüze bir ayak bağı hatta bir kapan gibi sar-mış bizi. Onu mutlaka çözmeliyiz. Aslında bu, büyük oranda şim-di konuşacağımız konuyla ilintili. Aile şirketlerimiz kurumsallaşır-larsa şeffaflaşırlar, şeffaflaşmak da kaydı getirir. Kayıtlı bir ekonomi,modern bir toplum olmanın olmazsa olmaz şartıdır. Aile şirketleri-nin kurumsallaşmasını, ülkenin kalkınmasının ve demokrasinin te-mel gereği olarak düşündüğüm için, burada konuşma teklifini alın-ca doğrusu çok heyecanlandım.

Efendim, konuya girmeden önce düşünce ufkumuzu biraz gele-ceğe taşımak için bir iki tarihsel anekdotu sizlerle paylaşmak istiyo-rum. Umarım ki sizleri sıkmayacağım. Tarihi bilmemiz de şart.Çünkü bir atasözü var, oku ne kadar geriye çekerseniz o kadar ile-ri gider. Eğer tarihsel bir perspektife sahip değilsek geleceği inşa

42

Page 51: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

edemeyeceğiz. Çünkü tarih devasa tecrübe yığınıdır, devasa bir bil-gi birikimidir. Bunlara mutlaka zaman zaman dönüp o bilgiyi irde-lemeliyiz ve oradan feyz almalıyız. Geleceği inşa etmekte çokönemli bu. Son 300 yıldır bir sürü kötü hasletimiz var, ama biz hepöyle değildik, Az önce müdahale edip bir soruya cevap verdiğimdeörgütlü toplumdan bahsetmiştim ve en örgütlü toplumun bugünAmerikan toplumu oldugunu, 270 milyon nüfuslu ülkede 670 mil-yon sivil toplum kuruluşu üyesi oldugunu ve her Amerikalı'nın enaz üç demege üye oldugunu söylemiştim. Bu göreceli olarak bizdede öyleydi. Osmanlı'nın en güçlü oldugu dönem en örgütlü oldugudönerndi. Göreceli olarak "Frenk" diye tarif ettiği Avrupa'ya ve da-ha doğusuna orantılı olarak Osmanlı toplumu çok örgütlüydü, Ahi-lik teşkilatı kendine özgü bir örgütlenme modeli idi ve Osmanlı'yıgüçlü kılan bir örgüıtü. Meslek örgütleriydi onlar. O açıdan tarihedönmek ve tarihimizden kendimize özgü birtakım hasletlerimizitekrar gün ışığına çıkarmak ve bunlann üzerinden geleceği inşa et-mek çok önemlidir. Çünkü son 300 yıldır biraz taklit ederek inşaetmeye çalışıyoruz. Taklit hiçbir zaman asılla yanşamaz ve aslın ye-rini alamaz. Hiçbir zaman da birinci olamaz. Onun için bizim butaklitten biraz vazgeçip, geleceğimizi kendi geleneklerimizin üzeri-ne inşa etmemiz gerekmektedir ve bence geçmişimiz bizim için en-gin deneylerle doludur. Yeter ki irdeleyelim.

Gılgamış Destanı'nı biliyorsunuz. ilk yazılı insanlık belgesidir.Sümer destanıdır ve Mezopotamya'nın bir ürünüdür. Mezopotamyayansı itibariyle Anadolu'dur. Mezopotamya ile Anadolu birbirindenaynlmaz. O büyük Sümer Uygarlığı'nın yansı Anadolu'dadır, yansıise Fırat ile Dicle'nin oldugu bölgededir. Gılgamış Destanı'nın birözelliği var; Gılgamış ölümsüzlüğü anyor. Geleceğe kalmayı düşü-nüyor ve ölümsüzlüğü anyor. Büyük uğraşlardan sonra, büyük fır-tınalardan, büyük darboğazlardan geçerek, büyük engellerle yanşa-rak, bunlann hepsini aşarak, imtihandan geçiyor ve Nuh'un elin-den ölümsüzlük otunu alıyor. Fakat o kadar paylaşırncı ki Gılga-mış, kendisi yese ölümsüzlüğe kavuşacak ve tannlar katında kala-cak, ama hemcinslerinden aynımak istemiyor, otu alıyor ve Uruk'a,bulunduğu şehre getirip bütün hemcinslerine yedirmek istiyor. Ge-

43

Page 52: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

ri dönüş macerası esnasında otu yılana kaptırıyor, yılan otu yutu-yor ve kayboluyor. Sonuçta bizler ölümsüzlüğü bulamıyoruz. As-lında Gılgamış'ın yaptığı, geleceği aramak ve geleceğe kalmak iddi-asıdır.

Yine buna benzer bir anekdot da bizim yakın tarihimizde var.Sultan Mahmut yenilikçi bir Osmanlı padişahıdır, hatta ilk yenilik-çilerdendir ve tebdili kıyafetle halkın arasında dolaşır, halktan birşeyler öğrenmeye çalışır. Yine böyle bir seyahatinde İstanbul'unçevresindeki bağlarda dolaşırken bir bahçede çalışan çok yaşlı, sa-kalı neredeyse yere değecek bir ihtiyarı görür. Onun çalışmasındanhoşlanır padişah. Yanına yaklaşır, "ihtiyar ne yapıyorsun?" der. İh-tiyarın verdiği cevap şudur: "Kör müsün? Bak, ben nar ekiyorum.Nar fidanı ekiyorum.". Padişah der ki "Bu nar 15 yılda bir ürün ve-riyor. Muhtemeldir de, sen fani bir insansın, belki de göremeyecek-sin bunun meyvesini. Niye uğraşıyorsun ki?". O da diyor ki "Körmüsün sen? Herkes senin gibi düşünse şu arkamızdaki bağ, bahçebostan olur muydu? Bizden öncekiler bizi düşündüler, biz de gele-ceği düşünmek zorundayız". Bu padişahın çok hoşuna gider ve birkese altın çıkartır, fırlatır ihtiyara ve atını mahmuzlar. İhtiyar bü-yük bir bilgelikle arkasından seslenir, keseyi sallayarak der ki,"Mahmut Mahmut, bak, nar meyvesini verdi".

Onun için; geleceğe yatırım yaptığımız zaman, onun meyvesinine zaman alacağımızın ölçüsü yok. Hemen de alabiliriz. Onun içinbu aile şirketlerinin kurumsallaşması aslında geleceğe bir yatırım-dır, ama hemen de meyvesini alabiliriz, ihtiyarın meyvesini aldığıgibi.

Hedef Alliance'ın 20 yıllık bir serüvenini, 15-20 dakikada sizearz etmeye çalışacağım. Serüveni anlatmadan önce, bu serüvene ko-nu olan şirketimin ve ailemin şimdiki durumunu biraz paylaşmakistiyorum sizlerle. Hocam beni tanıtırken anlattı biraz. Teşekkürederim iltifatlarına; biraz da iltifat vardı orada. Bir sürü şey kurdu-ğumu söylüyor. Efendim, şu anda bizim şirket kendi alanında, ilaçdağıtım pazarında Türkiye'nin en büyük şirketi; %42 paya sahip.

44

Page 53: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

1,1 milyar dolar ciro yaptı geçen yıl. Avrupa'da 7. ve dünyada 19.,cesamet itibariyle. 4.200 kişi çalıştırıyor, 17.000 müşterisi olan ec-zane var, ıo.OOO'e yakın da eczane dışı market müşterileri var. Fir-manın %50'si 14 Avrupalı dağıtıcının bir araya gelerek kurduklarıAlliance Unicam adlı bir Avrupa şirketi. Onlarla %50-50 ortağız,stratejik bir ortaklığımız var ve bu ortaklıkta da bu şirket, o Avru-palı grup adına bütün doğu Avrupa'da, bütün Afrika'da ve bütünAsya'da gelecekteki bütün operasyonları yapacak ve yönetecek.Onu da ortaklığın ana sözleşmesine yazdırdık. Bu organizasyon ce-samet itibariyle gördüğünüz gibi, bayağı da ciddi bir şirket. Ayncabu sene her türlü vergide 75 trilyon TL katmadeğer yaratarak sos-yal sorumluluk anlamında da önemli bir adım atıyor. Daha ötesi; buşirketin şu anda 8 kişilik bir yönetim kurulu var. Yönetim kurulu-nun altında yönetim kurulu üyelerinin bulunmadığı bir icra kuru-lu var ve bu icra kuruluna bağlı, 32 şirketi yöneten şirket yönetimkurulları var. Yönetim kurulları icrayı denetliyor, ama icranın için-de yok; yani kurumsal yönetişim ilkeleri açısından da fena değil.Bunu Sayın Haluk Alacaklıoğlu da zannediyorum ki paylaşır. İki ayönce, icrayla yönetimi birbirinden tamamen ayırdık. Üstelik bu 8kişilik yöneticinin, yönetim kurulunun 8 kişisinin üçü Türk değil;birisi Kanadalı, ikisi İngiliz. Yine bu 8 kişilik yönetim kurulununikisi aileden değil ama ailenin hisselerini temsilen yönetim kuru-lundalar, yani profesyoneller. Üç tane de aileden yönetim kuruluüyesi var. Aileden yönetim kurulu üyeleri yönetim kurulu içerisin-de azınlıkta. Yani, bir oylama yapıldığı zaman aileden üyeler azın-lıkta. Böyle bir şirket ve bu şirket bütün bu mesafeyi 20 yıllık sü-reçte kat etti.

Ben bunun biraz tarihçesini sizlere arz etmek istiyorum. 20 yılönce geçmişini bin yıl ötesine dayandıran Güneydoğu'lu feodal biraileydi bu şirketin sahipleri. Geçenlerde Sayın Haluk Alacaklıoğluve ekibi envanterimizi çıkarttılar, yüzlerce üyeden oluşan bir aile,500'ü geçtik ama herhalde; daha devam ediyor tasnif. "Bir çıkaralımenvanterimizi" dedik. 500'e yakın üyesi olan bir aile ve dediğim gi-bi, kendisi bin yıllık bir geçmişe dayandırıyor, öyle bir misyonu ol-duğunu söylüyor. 20 yıl öncesine kadar da Güneydoğu koşulların-

45

Page 54: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

da o yöreye özgü bir sürü ticari faaliyetlerle uğraşıp hayatiyetinisürdüren bir aile idik.

o günün koşullarında o yöreye özgü nakliyeden ziraate, iç tu-rizmden manifatura toprancılığına kadar bir sürü ticari faaliyetleuğraşıyordu aile ve esas olarak da onu bir arada tutan geçmişten ge-len özellikleriydi, kan bağına dayalı dayanışma özellikleriydi. Çün-kü tarihsel süreçte büyük aileler feodal dönemde bir askeri otoriteveya bir siyasi erk veya güç edinerek veya dini bir motivasyon ileyaşayabiliyorlardı O gün bir arada kalmanın ve geleceğe kalmanınaraçları o tür şeylerdi. 20 yıl önce Türkiye'de olagelen büyük deği-şikliklerin ve fırtınaların ortasında kaldı bu aile ve İstanbul'a göç et-mek zorunda kaldı. Bütün ağırlığıyla İstanbul'a göç etmek zorundakaldı. Ailenin serüveni burada başlıyor. İstanbul gibi bir büyükmetropole taşınan bu ailenin eski geleneklerle ve alışkanlıklarla ge-leceğe kalması artık mümkün değildi. İstanbul gibi bir kentte Si-irt'in töreleriyle yaşamak Müslüman mahallesinde salyangoz satma-ya benzeyen bir iş olurdu. Mutlaka bunun dönüşmesi lazımdı.

Elbette, modern dünyanın ve kapitalizmin en önemli aracı şir-kettir. Bunu da buldu aile ve bir şirket kurdu; benim önayak oldu-ğum, benim başkanlığımda, benim yönetimimde bir şirket kurdu.Bu alanı da tamamen tesadüflerle seçtik. Bunu şunun için söylüyo-rum; hiçbir şeyi önceden planlamak mümkün değil. Belki birtakımizdüşümler ve geleceğe ilişkin kaba hatlarıyla hedefler belirleyebi-lirsiniz ama "ben bunu önceden tasarlayacağım, ondan sonra da 30-40 yıl boyunca bu reçeteyi uygulayacağım" gibi bir reçetesi yokturhiçbir şirketin ve böyle bir geçmiş yoktur.

Az önce bazı katılımcılarla sohbet ederken de hep şunun altınıçizmek zorunda hissettim kendimi; hiçbirimizin birbirimize kopyaverebileceğimiz reçetesi yoktur. Olamaz; yani, eğer "bu seminerlerekatılayım, buradan elde edeceğim reçetelerle gideyim şirketimi ku-rumsallaştırayım" diye bir beklenti içinde olan bir katılımcı varsabence yanılıyordur. Buradan öyle bir reçete çıkmaz ve çıkmamalıdırda. Ama birtakım olmazsa olmazlar ve birbirimizle paylaşacağımız

46

Page 55: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

tecrübeler var. Tekrar etmemek üzere paylaşacağımız tecrübelervar. Ben de işte bu tecrübeleri size sunmaya çalışıyorum. Tamamentesadüflerle ilaç dağıtım işine girdi bu aile. Çünkü daha önce benüniversite tahsili için İstanbul'a gelmiştim ve bitirmiştim üniversi-teyi, Siirt'e de dönmeyi düşünmemiştim. Bir ara başka işlerle, gaze-tecilik vb. ile uğraşırken. birdenbire işsiz kaldım 1980 yılında. Dar-belerin etkisi olumsuz mu? İşte, hep olumsuz olmuyor. Ben işsizkalınca iş aramak zorunda kaldım ve bu şirketi kurdum. Belki ogün darbe olmasaydı ben bu şirketi kurmayacaktım ve farklı bir yolizleyecektim. Bu darbenin iyi olduğu anlamına gelmez, elbette.Bundan bu sonucu çıkarmamalıyız. Önemli olayların insan haya-tında hesaplanamayan etkileri olduğunu anlatmak için söyledimben bunu.

Ben iş ararken ilaç dağıtım işiyle uğraşan bir arkadaşımın yanın-da işe girdim. Çok yakın bir arkadaşımdı, geçici girdim oraya "da-ha değişik bir iş bulayırn" diye. Küçük bir işletmeydi, 13 çalışanıvardı. Girdim ve işletme fakültesinde öğrendiklerimi orada uygula-maya başlayınca birdenbire şirketin çehresi değişti. O arkadaşımbeni hemen ortak etti ve sen burayı yönet dedi, beş altı yıl içerisin-de. Kurulduğumuz zaman Türkiye'nin en küçük ilaç dağıtıcısıydıkve Türkiye'de 500 tane ecza deposu vardı. Biz de 1981 yılında so-nuncusuyduk. Sonra, orada böyle modern işletmecilik tekniklerinibiraz uygulayınca, farklılaştık o rakiplerimizden ve beş yıl sonraTürkiye'nin en büyük ilk 20'si arasına girdik. Çalışan sayımız da ne-redeyse 200'ü bulmuştu ve kabımıza sığamaz olmuştuk. Sonra ya-yılmak istedik, yani işletmecilik gereği bunu yaymak lazımdı. Orta-ğım dedi ki "Bana şimdiki servetim yeter. Beni fazla yorma. Benimiki tane çocuğum var, 5 milyon dolanm var. Amerika'da bile rahatyaşanm". "Bana dokunma" dedi. Benim niyetim ve felsefem farklıy-dı. Ben de dedim ki "o zaman, aynlalım" ve aynıdık biz. Benim azönce söylediğim o felsefeye uygun piyasanın ihtiyacı olan şeyleriuyguladık. 90'lann sonuna doğru öyle bir büyüklüğe geldik ki, ar-tık, o şirketi benim tek başına yönetebilmem mümkün değil idi.Çünkü neredeyse 2.000 çalışana vardık, Anadolu'nun çeşitli yerle-rine yayılmış 16 tane şirket olmuştuk, yönetici sayısı bile lOO'leri

47

Page 56: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

HEDEF ALLlANCE

Gelişmemizi SağlayanTemel Beceriler

buluyordu şirketin. Tek başıma ve benim alikıran başkesenliğimleo şirketin dönmesi mümkün değildi.

• İnsana verilen değer• Takım oyunu• Muşteri odaklı hizmet• Organize olabılme yeteneğ• Güveniılr olma• Stratejik Düşünme ve p'anlama

Bunu tespit ettik ve ben yetkilerimi bir kurula devretmeyi kabulettim. Bu bence, bizim şirketin geçmişindeki önemli bir adımdır. Ogüne kadar astığı astık, kestiği kestik olan ve mutlak patron olanben; şirketten gidip maaş almayı, ortaya çıkan bir meselenin oyla-masında herhangi bir oy olmayı, şirketin bir vidası, bir parçası ol-mayı kabul ettim. Bu şekilde, rolünü benimseyen ve mutlak alandaişe adam alma ve işten adam atma yetkilerini bırakan bir özveridebulunduğumu düşünüyorum. Zaten bulunmasaydım da şirket yıkı-lacaktı. Aslında kendim için bir şey yaptım ve şirketi bir kuruma,bir yönetime teslim ettik. Bu yönetimin kurallarını belirledik kerı-dimizce.

ilk toplantımızda veya birkaç toplantı sonraydı ("12 kişilik icrakurulu" diye tarif ediyorduk o yönetimi), 12 kişilik icra kurulundabir meselede farklı iki fikir çıktı. Benden farklı fikirler çıktı. Bu am-yı sizlerle paylaşmak istiyorum. İcra kurulunda benim o zaman beşaltı kardeşim ve ağabeyini vardı. Zaten 12'lik icra kurulunun nere-deyse 9'u Sancak'tı (öyle garip bir kuruldu) ve oylamada benim ta-rafım kaybetti. Yani, benim fikrimi beş kişi savundu, öbür fikri 7 ki-şi ve büyük bir sessizlik oldu oylamada. Ağabeyim dedi ki "şimdi

48

Page 57: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

iki Merkez iki Ayrı Yönetim

Sancak Ailesi Hedef Alliance

~ y ;>. r rraç rırıı,prc-fes)'onc' l'ı, tar, 1. ıŞ

~ bavatır-a torc , & ederekk Cd' ne "et edılendeljpr!cr rı etkın y ıdak.ı

ne olacak?", Dedim ki "şimdi bu 7 kişinin kararı uygulanacak","Senin kararın uygulanmayacak mı?" dedi. "Hayır" dedim. "Pren-sip budur" dedim. Benim kararım uygulanırsa bu kadar efor, bu ka-dar çaba ne anlam ifade eder ki? Ve ağabeyim çok heyecanlandı, ağ-lamaklı oldu ve geldi beni öptü. Tabi, bir el alma olayı var; baba-mızdan ben almıştım yönetimi ve böyle bir simgesel ağırlığım var-dı ailenin üzerinde. Ama ondan öteye bir şeydi o duyduğu heyecan.Demokrasinin zevkini yaşadı orada ağabeyini ve orada dedi ki "ya-şasın, şimdi kurum" olduk.

Bu kurumun bir şartı daha vardı. Her Salı günü toplanırdık biz,haftada bir kere. Şirketlerin sorunlarını tartışırdık. Bir madde koy-duk hemen akabinde; toplantı başlamadan, birimiz bir kitap oku-yup bir saat kurula anlatıyordu. Seçeceği kitap tamamen kendi ter-cihiydi, istediği konuyu seçebilirdi. Bu kitap bir dini kitap olabilir-di, bir sosyal içerikli kitap olabilirdi, bir roman olabilirdi, bir iş yö-netimi kitabı olabilirdi ve her Salı bizim bu icra kurulu birinin birsaat kitap anlatmasıyla açılıyordu. Biz hala o işi yapıyoruz, hala ku-rullarımızda bu geleneği sürdürüyoruz; okuma ve öğrenme olayınıyerleştirdik şirkete. Buna benzer kurumlaşma konusunda birtakımadımlar attık.

Bunları niçin anlatıyorum?

49

Page 58: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Öngördüğünüz seviyelere ulaşmak gibi bir çabanız olması lazım.Onun için, bu kurulların böyle kağıt üzerinde "şu şu olur", "oylamaşöyle olur" gibisinden öteye geçmesi lazım. Onları belirlemek zatençok kolay. Bir danışman şirkete, artık, çok da fazla olmayan bir paraödeyerek birtakım şablonlar alabiliyorsunuz. Danışman şirketlerinbenim en çok sevdiğim tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum, efendim.Sormuşlar "danışman kimdir?" Demişler ki "danışman, kolunuzdakisaati alıp kendi koluna takıp size saatin kaç olduğunu söyleyen kişi-dir". Onun için, bu işin teorisi ve kuru bilgisiyle ilgili bir sürü şey bu-lunabilir ve artık, çok şükür, Türkiye'de bu konuda hakikaten zenginve çok yetkin danışmanlar var. Uluslararası danışmanlık şirketleri deartık Türkiye'de. Mesela en son Aspen Family'nin gelmesi Türkiyeiçin bence çok önemli bir adım. Kendilerine huzurlarınızda teşekkürediyorum. Biz de hemen zaten aboneleri olduk. Bu kadar methiyedensonra biraz iskonto da yapacaklar, öyle zannediyorum. Ama kendi öz-günlüğünüzü katmanız gerekir. Bunun için anlattım bu kitap olayını.

Efendim, şimdi, biz kurumlaştık, kurumlaşınca bu bizi büyüttü.İşi bölüştük. Ben yetkileri devrettim, daha hızlı büyümeye başladık.Bir süre sonra, 200l'e geldiğimizde, hatta 2000 yıllarında bir tahlilyaptık. Kurum olunca ve fikir tartışması olunca gerçekleri tartışarakbulabilirsiniz. Bir tartışma ve katılım ortamı yaratıyorsunuz. İşimi-zin geleceğini tartışmaya başladık ve şunu düşünmeye başladık:"17.000 müşterisi, 4.200 çalışanı, 150 tedarikçi; bir milli servet buorganizasyon. Bu, bizden sonra dağılmasın ve ailemizin de geleceğiolsun. Bizi bir arada tutacak ve 100 yıl sonra da, 200 yıl sonra da ai-le fertlerimizin birilerine düz işçi olmalarını engelleyecek bir kurumbırakalım. Boynumuzun borcu bu kurumu geleceğe bırakmak.".

İşte o noktada, az önce bir katılımeının sorusu ve sorusuna bircevap geldi. Gerçekten şirketi ailenin tasallutundan kurtarmanınzamanı gelmişti. Şirketi artık özgürleştirmemiz ve aileden kopar-mamız lazımdı. Döndük, bir aile kurumu oluşturduk.

Şirketin de bu kurumu vardı. Bu iki kurum arasındaki ilişkileriyeniden tarif ettik. Mesela tariflerimizden biri şuydu. Soyadımızdan

50

Page 59: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

-------------------------

fS} HEDEF ALLlANCE

Büyürnede Ailenin Rolü

• Zengı'l insan kaynagı olması (Her «ademedehalen görev yapıyorlar)

• Rol erın ve paz:syanların liyakat temel ndedag tı masına uvurr gostermesı

• Şırketın hedeflere bag i yönetılmesinın aılebıreylernı gelışmeye zortarres

• Aılerın, uyelerını şahsı, a evı, kurumsal ve-ıosya sorumlulukların almaya teşvik etmer

olmak şirkette herhangi bir iş için bir ayrıcalık olmamalıdır. Soya-dımızdan olmayan bir çalışma arkadaşımızla, soyadımızı taşıyan birbireyimizin koşulları eşitse belki soyadı bir tercih nedenidir. Yani,şirket te sadakatten ve kan bağından öteye, liyakate önem veren birtarif yaptık ve bunu döndük aileye kabul ettirdik ve aileye dedik ki"Tek tek aile fertlerinin geleceği mi önemlidir, ailenin kolektif gele-ceği mi önemlidir? Bunlar çeliştiği zaman hangisini tercih edece-ğiz?" Tabi, bunun için aileyi eğitmek gerekiyordu.

fS} HEDEF ALLlANCE

Ailenin Tarihsel Birikiminin ŞirketYönetimi Tarafından Değerlendirilmesi

yrımş kg ud r

a aya as 9 tı

SI

Page 60: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

HEDEF ALLlANCE

Aile Içinde Destek GörmeyenAnlayışlar

• Aıle bıreylerir ın :e' f' t, i r• Brevler aresında aynmcıuk yap lması• Bıreyler'" 1'::1(11taleplerınin bastır Imas ya aa

qör-neztikte= ge' "'1lesi• i~i'" zarr-am ıda orırmer-ıek• lş, yete ınce özenil yaprrarra«• I~;"yaparken kaynaklan iktisadı axla aykırı

kullana ak verimsiz sonuçlara neden olmak• A,,:) bLOdavranış ar fl kurumda da ı-ayat buln-asma

zin ve=nez.

Özellikle bu konuda ailedeki kadını sürece katmak ve onun fik-rini almak ihtiyacı duyduk. Aslında bu, geleneklerimizde yoktu.Geçmiş geleneğimizde kadın mirastan bile payalmıyordu. Ama bun-ları değiştirdik ve kadını sürece kattık. Katmazsak çok kötü olacak-tı çünkü parçalanırdık. Ama katıp orada ikna etmek ve orada bir bir-liktelik yaratmak çok önemliydi. Geçmiş geleneklerimizden farklıolarak kadını sürece katmak, onu dinlemek ve onu sonuçlara ortaketmek, sorumluluklara ortak etmek konusunda önemli bir adım at-tık ve bu iki kurumu, şirketi yöneten kurumla, aileyi yöneten kuru-mu mutlak anlamda tarif ederek birbirinden ayırdık. Dolayısıyla ku-rumu, şirketi, ailenin tasallutundan kurtarmış olduk ve ailenin gele-ceğini garanti altına aldık. Burada döndük, yüzlerce toplantılarla veaile içi oturumlarla ailenin bütün fertlerini ikna etmeye çalıştık. El-bette, hepsi ikna olmadı; ikna olmayanları izne yolladık, bazılarınıailenin dışına attık, ailenin sosyal dayanışma imkanlarından mah-rum bıraktık. Hala daha uğraşıyoruz, şimdi Sayın Haluk Bey yaşıyor.

Tam da mutlak sonuç alınamaz zaten. Çünkü sonuçta aile detoplumun bir parçası ve toplumdaki bütün zararlı rüzgarlar ve yan-lış fikirler ve kültürler ister istemez aileyi de etkiliyor.

Çünkü bir cam fanusta yaşamıyorsunuz, toplumun içerisinde si-niz ve üstelik bir büyük şehirdesiniz, bir metropoldesiniz. Ama en

52

Page 61: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

i. HEDEF ALLlANCE

azından hem aile içerisinde, hem de kurum içerisinde bunları izoleedebilecek kurumsallaşmayı sağladık.

Kurumsallaşma SürecindeAile içinde Karşılaşılan Zorluklar

• Hecc.ıere _ gıı uı s> .. ::rı _._._....1Kurmeıuc.JdYdl\

surür-re

• Yeni oüşür-ce ve önıor'ere dırenç gösterme vesorunıa ın çözümünü sürüncemeye bırakmax

• Stratejik p anlama yaklaşırrıların destexlernernekurumsal değıl kışıse yönetırrı destekıeme«Hatalarla hesapıaşarak aşmak yerine uzlaşmak

Sonra şuna baktık, efendim; biz kendi piyasamızda lider olmuş-tuk ama küreselleşme etkiliyordu Türkiye'yi. Artık, ulusal çitler bi-le iç pazarı koruyamaz hale geliyordu. Hatta an gelecek bir büyükküresel aktör gelip bizi kendi pazarımızda yutabilirdi. Kendipazarımızın büyüğü olmak bir şey ifade etmiyordu. Dünyadabir şeyolmak önemliydi. Kaldı ki, bulunduğumuz büyüklükte

HEDEF ALLlANCE

Kurumsallaşma SürecindeAile içinde Karşılaşılan Zorluklar

T- aı T

• Bı.itünı..'"değ pcrçarun ıht yaçların öneç armak

• P .3"lldrrd delega yon, cenet 'Tl ve ger besternedongı.isJne .ıyrnamak

• Iş '1 g rektiği ınsan q...cu-um stıhdar-ı nda gostenlerzaaf

• Yetkilena mede sadakatın yakatın önüs-e geçmes.

53

Page 62: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

HEDEF AUIANCE

Stratejik Ortaklığın YarattığıSorunlar

Aile bireyleri a asınd• Büyük bir kuvvetin parçası olmak ile "küçük

olsun benım olsun!" düşüncesı arasındagidip gelmek

• "Birikimlerımizi kaybediyoruz" korkusu• "Konumlarımızı kaybediyoruz" korkusu• "Ben uluslararası bir kurumun gerektirdigı

dönüşümlerı yapamam" korkusu

bulunduğumuz alanı iyi tahlil ettik. Bizim piyasa, aracı piyasası;burada %40'tan öteye bir paya talip olmak üreticiyi ürkütür, tekelfikri yaratır ve bize alternatif aramaya iter. Tüketicimiz için de böy-le bir gerçek vardı. Dolayısıyla bizim aracı piyasalarımızda tekel ol-mayacağını biliyorduk.

Çünkü iktisat bilimi bunu söylüyor. Aracı piyasalarda duopol pi-yasa bile olmaz; en az üç aktör gerekiyor. Piyasalarımızın dünya geç-mişine baktığımızda bunu gördük ve dedik ki "o zaman, iç piyasayızorlamayacağız, bu becerilerimizi kendi alanımızdaki periferi ülkele-re yayacağız". Hem bir başka büyüğün gelip bizi yutmaması için,hem de başka coğrafyalarda iş yapmak için bir pasaporta ihtiyacımızoldu. Çünkü maalesef kendi ülke pasaportumuz bu maceraya çıktı-ğımızda bize yetmedi. Gittik birkaç komşu ülkeye bizi kabul etmedi-ler. Onun üzerine, bir uluslararası partner arayışına girdik.

Japonya'ya gittik, farklı iş yapış tarzlarımız vardı. Amerika'yagittik, orada da farklı iş yapış tarzı. Kıta Avrupası bizim iş yapış tar-zımızın aynısıydı ve önce Avrupa'nın en büyüğü olan Alman grup-la görüştük. Altı ay boyunca felsefeleri konuştuk. Almanların felse-fesi şuydu: "Bir şey ya bizim olur hep, ya biz orada olmayız". Altıayın sonunda %50'mize bir fiyat oluşturduk, karşılıklı. %50'mizitam satacakken, yetkilisi beni aradı ve dedi ki "Bunu alalım. İkinci

54

Page 63: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

50'yi ne zaman satacaksın bize?" Cevap olarak "hiçbir zaman" dedim.Dedi ki "eğer fiyatı ucuz buluyorsan ilk 50'ye verdiğimiz fiyatın üç ka-tını üç yıl sonra sana verelim". "Hayır" dedim "Ben mesleğimi seviyo-rum. Ben bıkmadım ki. Bu parayı alıp gidip Monte Carlo'da da yiye-cek değilim. Ayrıca, arkamda benim 700 nüfuslu bir aile var, 4.200 ça-lışan var, bu kadar tedarikçim var, müşterim var, ben sana satarnam ki.Bu şirket salt benim değil" ve biz masadan kalktık. Almanlarla anlaşa-madık. Bu İngiliz-İtalyan ortaklığını bulduk. Tabi, yoğurdu üfleyerekyedik. Önce dedim ki İtalyan Başkanımıza ve İngiliz Yönetim KuruluBaşkanına, "gelin, önce felsefelerde tartışalım". Sorduğum şuydu: "bir;Türkiye'yi ne olarak görüyorsunuz?" Verdikleri cevap şu oldu: "Tür-kive'yi Avrupa'nın bir parçası olarak görüyoruz". "Yani eşitiniziz" de-dim, "evet" dedi. "İç pazanmıza kanşacak mısınız?". "Hayır" dediler."Bize bir pasaport verecek misiniz?". "Evet". "Bize bazı alanlar vere-cek misiniz operasyonlar için?". O alanlan aldık; az önce söylediğimDoğu Avrupa, Asya ve Afrika'daki operasyon imtiyazını aldık. "Mila-no ve Londra'dan sonra üçüncü merkez İstanbulolacak" diye kabulettirttik ve ilk önce deneme mahiyetinde bir pay satışı yaptık, Üç yılda opsiyonluyduk ve anlaşmayı da büyük şubat krizinden bir ay son-ra imzaladık. Kendimize güveniyorduk. Bunu da onlara anlattık. Bizegüvendiklerinden imzaladıklannı söylediler. İngilizler uyanık, bilirlerişlerini. Türkiye'de krizin olduğunu da biliyorlardı zaten; hatta bizdençok önce biliyorlardı. Kriz olacağını da belki, muhtemeldir, biliyorlar-dı. Ama buna rağmen yaptık anlaşmayı. Sonuçta (üç yıl opsiyon var-dı), bir yıl sonra %50'yi sattık ve 50-50'ye ortak olduk.

Şimdi bizim ailemizin, ailenin 100 yıl sonraki ferdinin de gele-ceği çok daha fazla garantide. Ailedeki mülkiyeti de kurallara bağ-layan bir sistem oluşturuyoruz şimdi Aspen Family ile beraber. 100yıl sonra da bizim ailenin bir ferdi bu şirket ve buna benzer şirket-lerdeki konumunu bilebilecek. Tarif ediyoruz. Şimdi daha rahat vedaha güvenli bakıyor birbirine aile fertleri.

Sürerniz daraldığı için de, şunu anlatmak istiyorum, efendim.Kurumlaşmak, kurumsallaşmak bir tercihiniz olmamalı, efendim.Bir tercihiniz değil bu; sizin için bir zorunluluk.

55

Page 64: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

HEDEF ALLlANCE

Sorunları Çözmede Aile içindeKullanılan Araçlar

• Aile toplantılan• Aile içinde uygulanan kurallar (yazılı ve

yazılı olmayan)• Şirketin hedefleri hakkında bilgilendirme

toplantıları (Kadınlar içinde ayrı toplantılar)• Kriz anlarında ya da önemli dönemeçlerde,

geleneksel değerler ve aile hukuku ılebeslenen sadakatin öne çıkması

Ben ünlü İspanyol yazarın Don Kişot'unu çok severim. Don Ki-şot'un teması, kapitalizmin gelişmesine karşı direnmeye çalışan birİspanyol kontunun hazin hikayesidir. Küreselleşme bir gerçek veartık, Irak savaşından sonra çok daha fazla gerçek. Bunun kuralla-rına uymayanı da tokmakla uydurtuyorlar, Artık, ulusal çitler depazarda sizi korumuyor. Bir süre sonra da hiç koruyamayacak.Onun için, muhtemel rakiplerinizle rekabet edebilmeniz için deDon Kişotçuluktan vazgeçip kurumsallaşmak zorundayız. Çünküverimi öyle yaratabiliriz. Verimi yaratamazsak. ürettiğimiz her

HEDEF AU/ANCE

Aile içinde Uygulanan ilkelerAdal.Hesap verebilirlikAÇıklıkŞeffaflıkTutarlılıkKatılımcıl kEtkinlikToplumsal sorumluluk

Bu ılkeler ilk medeniyetlerin kurulduğu Anadolu'nunve Fırat - Dicle bereketli hilalinin mırasıdır. SancakAilesi ve Hedef Alliance bu onbın yıllık mirasınsahıprennder-dir

S6

Page 65: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

türlü mal ve hizmet pahalı olur ve rakiplerimiz gelir bizim pazan-mızda bizi boğarlar. Onun için, bence, tercihten öte, bir zorunlu-luktur. Kurumsallaşma olayına mutlaka karar venneliyiz.

Burada da tayin edici rol, kurumun ve ailenin şimdiki liderinde-dir. Onun büyük özveri yapması ve onun ayrıcalıklarını terk etme-ye hazır olması lazım. Ailesinin geleceği için şimdiki imtiyazlarınıterk etmeye karar vermesi gerekir. Bunu yapmadığı zaman bencil-lik yapmış olur. Hem ailesinin, hem de kendisinin geleceği olmaz.Biz öyle bir tecrübe yaşadık.

Zamanım da bu kadara yetti. Daha çok şeyler söyleyip başınızıağrıtmak isterdim doğrusu ama umarım ki bundan sonraki konfe-ransıarda fikirlerimi daha detaylı bölüşebilirim. Dinlediğiniz içinteşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.

Prof. Dr. Nüket YETİş

Sayın Agah Uğur'u sizlere takdim etmek istiyorum. 1957 yılındaİstanbul'da doğdu. İngiliz Erkek Lisesi ve İngiltere'de BirminghamÜniversitesi Üretim Mühendisliği'nden mezun oldu. Uluslararasıdenetim ve danışmanlık firması Taerus'un (şimdiki adıyla DRT)Binningham, Londra ve Jersey ofislerinde beş yıl çalıştı. İngiltere'deInstitute of Chartered Accountants'ın sınavlarını geçerek CharteredAccountant ünvanını aldı. Daha sonra Türkiye'ye dönerek ArthurAndersen'da iki yıl görev yaptı. 1987 ve 1989 yılları arasında 18 ayEmlak Bankası Mali İşler Grup Müdürü olarak çalıştı. 1989 Mayısayından beri Borusan Holding'de görev yapmakta. Öncelikle grupfinansmanından sorumlu genel müdür yardımcılığı görevinde bu-lundu, daha sonra mali planlama, insan kaynakları ve idari koordi-nasyon konularından da sorumlu oldu. 1995 Temmuz ayından be-ri Borusan Holding genel müdürlüğü görevini yürütmekte. Evli veiki kız çocuk babası. Institute of Chartered Accountants in Englandand Wales, KALDER yönetim kurulu üyeliği, Türkiye Bilişim Vakfıyönetim kurulu üyeliği, TÜSİAD, GİAD, Türkiye Gönüllüler Der-neği kurucu üyeliği, Türkiye Etik Değerler Merkezi kurucu üyeliği,

57

Page 66: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Uluslararası Ticaret Odası ulusal üyeliği ve Kurumsal Yönetim Der-neği üyeliği bulunmaktadır.

Agah UGURBorusan Holding Genel Müdürü

Benim hedefim aslında üç beş tane temel mesaj üzerine dayanı-yor. Belki konuşmam yarım saat ile 40 dakika arası sürecek ama, üçbeş temel mesaj olarak. Mühim olan, sizlerin bazı konuları kendini-zin sorgulamasını sağlamam. Benim hedefim bu. Niye? Çünkü ku-rumsallaşma hakikaten çok zor ve uzun meşakkatli bir yol. Böyle biryola çıkmak için gerçekten ihtiyaç hissetmek lazım. Bu ihtiyaç niyehissedilmeli? Önce onu bir sorgulamamızı beraberce sağlamak isti-yorum.

Sayın Ethem Sancak'ın dediği gibi, bu bir tercih sebebi değil. Amaihtiyaç hissetmeyen insan, o tercih sebebi gibi, tercih edilebilir birunsur gibi düşünüyor. Halbuki doğru değil. Bir mecburiyet, amamecburiyet için ihtiyaç gerekiyor. Bir bunu sorgulamak istiyorum.

İkincisi de; bu seminerin ismi "Aile Şirketlerinde Kurumsallaş-ma". Aile konusunda aileyi burası temsil ediyor; hepimiz aileyitemsil ediyoruz. Ama şirket konusunda da ben şirketi temsil etmekiçin ve şirketin nasıl düşündüğü, kendi hayatını nasıl sorguladığı,aileden ne beklediği üzerine eğilrnek istiyorum. Bu ihtiyacın, aslın-da varolduğunu desteklemek için bunu irdelemek istiyorum.

Daha sonra da, Borusan Grubu'ndaki uygulamalarımızla ilgilideneyimlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Az önce bahsettiğimi iki grup halinde inceleyeceğiz. Biz işadam-ları olarak ne istiyoruz? İş dünyası, yani şirket ne istiyor? Türkiyegerçekleri ne? Sonra da Borusan ile ilgili uygulamalar.

Aslında olaya en tepeden başlarsak her işadamı başarılı olmakistiyor. Bu nedenle, başarının tanımını yapmamız lazım.

58

Page 67: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Kritik soru/ar:

• Başarının tanımı nedir?

- Sürdürü/ebilir karlı büyüme,

- Top/um içinde yeri o/an, paydaş/ara değeryaratan bir kurum o/ma.

Başarının tanımını şahsen ben bir ekonomik, bir de duygusal ola-rak değerlendiriyorum. Ekonomi ile ilgili tanımını aslında ders ki-taplarından doğrudan alabiliriz, yani sürdürülebilir karlı büyümeolarak tanımlayabiliriz. Bu kelimelerin her birinin altında bir ma navar aslında; bu tanım üçü birden çok güzel gözüktüğü için değil. Bil-diğiniz gibi, ekonomik başarı değer yaratma üzerine kurulmuş. Bu-günkü değerden yarınki değer daha fazlaysa eğer bir değer vardır.Olayaslında sadece yaratılan temettü geliri değil, şirketin kendisininde daha değerli olmasıdır. Daha değerli olması için de, bildiğiniz gi-bi, nakit akım tablolarında, iskonto modellerinde bir büyüme oranıvardır. O büyüme oranını ne kadar koyarsanız şirket o kadar değer-lenir. Matematiksel model de zaten onu gerektiriyor.

Dolayısıyla, büyümenin olmadığı bir yerde,daha doğrusu karlı vesürdürülebilir bir büyümenin olmadığı bir yerde yeni bir değer yara-tılmıyordur. O değer yaratılmıştır ama o da mevcut hissedarlarınaaittir; değer yaratmada yeni gelenlerin talep ettiği ekstra bir yer kal-mamaktadır.

Sonuçta, büyürnek çok önemlidir. Buna daha sonra geleceğim.Öteki de, tabi ki, duygusal kısmı yani toplum içinde yeri olan, pay-daşlara değer yaratan bir kurum olma ile ilgili olan kısım.

59

Page 68: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

siz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Kritik sorular:

• Niçin kurumsallaşma?

- Başanyı sürdürülebilir kılmak için.

Başarının tanımını bu şekilde yaptıktan sonra kritik sorularımadevam etmek istiyorum.

Niçin kurumsallaşma? Aslında, kurumsallaşmayı, başanyı sür-dürülebilir kılmada bir araç olarak gördüğüm için "kurumsallaş-ma" diyorum

Peki kurumsallaşmayı nasıl tanımlamamız lazım? Gerçi, buradaüstatlanmız bu konuyu çok iyi açıkladılar ama kendi cümlelerimlekurumsallaşmayı, sürdürülebilir başarı için gereken iyi yönetişimsistemlerinin uygulanması şeklinde tanımlayabilirim.

siz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Kritik sorular:

• Kurumsallaşma nedir?

- Sürdürülebilir başan için gereken iyiyönetişim sistemlerinin uygulanması.

60

Page 69: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Kritik sorular:

• Iyi yönetişim nedir?

- Bir şirketin istenen başanya ulaşması içinuyguladıgı yönlendirme, yönetim vekontrol sıstemlerinin bütünüdür.

- Yönetim platformlannt,karar almamekanizmalannt, etkin çaltşma süreçlerinive bunlar için gereken altyapılan içerir.

Tabi, bu yeni model kelimeleri kullandığımiz zaman daha açık-layıcı olmamız gerekiyor. İyi yönetişim nedir? İstenen başarıya ula-şılması için, yönlendirme, yönetme ve kontrol sistemlerinin bir bü-tünüdür. Diger bir deyişle, yönetim platformlarını, karar alma me-kanizmalarını, iş süreçlerini ve bunlar için gereken tüm altyapılarıiçermektedir.

Yani, kurumsallaşma. Bunların hiçbir tanesi aile şirketlerindeyok. Aslında bu "ailelerimizin sahip olmadığı şirketlerde var" anla-mına gelmiyor. Kurumsallaşma bunların kalıcı olabilmesini sağla-

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Hissedar gözüyle kritik sorular:

• Hissedarlar şirketlerini ne olarak görüyorlar?Esas amaç ne?

- Kendilerinin ve ailelerinin varlığmı ettırmekiçin tırsetten değerlendirdikleri veyapmalan gerekenleri yapa bildikleri birara c,

- Yaratfıklan bir~.

61

Page 70: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

mak için bu düzenleri kurmaktır. Her şirkette bir yönetim platfor-mu var. Kişi de olabilir bu, yönetim kurulu da olabilir, genel müdürde olabilir. Her şirketin bir karar alma süreci, mekanizması var. Herşirketin kendine yönelik süreçleri ve altyapıları var. Ama bunlarınsürdürülebilir büyümeyi sağlaması için, kalıcı olması için neler ya-pılması gerekiyor,işte kurumsallaşma bunların bir bütünüdür

Bu kritik sorulara aslında genel bakış açısından baktık. Peki,hissedar gözüyle bakarsak bu işe? Aile şirketi ferdi olsun veyahutda çalışanı olsun veyahut da hissedar olsun fark etmiyor. Ama his-sedarların kendine özel bir bakış açısı var. Onlar nihai kararları,uzun vadeli kararları verebiliyorlar. Hissedarlar şirketleri ne olarakgörüyorlar? O şirkete sahip olmaktaki esas amaçları ne? Sayın Et-hem Sancak "bir araç" diyor. Aile için bir araç ama burada da bir'araç' kelimesi var; benim tanımladığım araçla, Sayın Ethem San-cak'ınki çok farklı araçlar. Kendilerinin ve ailelerinin varlığını artır-mak için fırsatları değerlendirdikleri ve yapmaları gerekenleri yapa-bildikleri bir araç.

Bir böyle görebiliriz şirketleri. Dolayısıyla, böyle bakarsanız ön-ce aile, önce 'ben', sonra şirket gelir ve bu tip bakan kurumların,hissedarların kurumlarının çoğu zaman bırakın bir jenerasyonu,aynı jenerasyon içinde bile devamı gelmiyor. Mesela Sayın EthemSancak'ın SO'li yıllardaki ortağının yaklaşımından bahsediyorum.Veyahut da aileleri veya kendilerinin yarattıkları bir eser olarak gör-meleri. .

Bu sefer yeni bir kimlikten, bağımsız, başka güçlü bir kimliktenbahsediyoruz. Hangisini seçiyoruz biz? Bu çok kritik bir soru.

Kurumsallaşmaya yönelik ikinci ana mesajım 'ihtiyaç' kelimesi.Sürdürülebilir büyümenin gerekliliği kurumsallaşmak için birincimesajımdı. ikincisi de; eğer şirketi eser olarak görüyorsanız bu işesahip çıkın. Yoksa "ben üç yıl boyunca bir fırsat yakaladım, dalgayakaladım, üç dört yıl boyunca bu işi yaparım, kar ederim, ondansonra o paramla, mesela Monte Carlo'da mı yaşarım, yeni bir

62

Page 71: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Hissedar gözüyle kritik sorular:

• Kurumsallaşarak daha iyi yönetilmeye nedenihtiyaç var?

Kısa vadeli:

- Hissedann kendi iş yükünü azaltabilmesiiçin

- Daha karlı, daha büyük ... vb. olmak için- Aile fiş ilişkilerine çözüm bulabilmek için

işe mi girerim, o benim seçimim" diye bakıyorsanız hiç kurumsal-laşmaya gerek yok ki. Bu camianın böyle düşünmediğini biliyorum.Çünkü ismi üzerinde, "sanayicilik" demek, biraz fazla uzun vade-ye, biraz fazla meşakkate, tere dayalı bir anlayış demektir. Ama Tür-kiye'de on binlerce şirket varsa bunların çoğu aile şirketi. Hatta ne-redeyse hepsi aile şirketi. Hepsi de kurumsallaşacak anlamına gel-memeli çünkü ihtiyaçları yok.

"Yönetim hususu" dedik, kurumsallaşmaya biraz tanım yaptık.Kısa vadeli olarak (yine hissedar gözüyle bakıyorum hala) hissedargözüyle hedefler ne olabilir? Hissedarın kendi işgününü azaltabil-mesi.

"Herşey benim üzerimdedir, sabahtan akşama kadar çalışıyo-rum, devredecek bir yardımcı gerekli"dediği zamanlar olur. Bu kar-deş olabilir, oğul olabilir, amca olabilir, profesyonel olabilir. Yani,bu 'ben'den kaynaklanan, 'ben' odaklı bir ihtiyaçtır. Böyle bir yak-laşımdan dolayı kurumsallaşma devrimi başlayabilir aslında, dahakarlı, daha büyük ve benzeri olmak için.

Yani, daha başarılının tanımlarından bahsediyoruz. Bu 'daha', ta-bi, daha üst boyutta bir ihtiyaçtır. Aile-iş ilişkilerine çözüm bulabil-mek için yani ailede birbiriyle rekabet eden çocuklar vardır,

63

Page 72: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Hissedar gözüyle kritik sorular:

• Daha iyi yönetilmeye neden ihtiyaç var?

Uzun vadeli:

- Nesilden nesile geçecek kadar beşenııbir şirket yaratmak için

problem vardır, onlara bunu yönettirmek yerine ve kendi araların-da tercih yapmak zorunda kalınacağına bir profesyonel getirirsinizmesela, ve kendinizi kurumsallaşmaya doğru adım atmış zanneder-siniz. Bu hedefler de mümkün ama bunların hepsi bir ihtiyaçtır.

Hala ihtiyaç kısmındayım, onu tekrar ifade etmek istiyorum.

Peki, daha uzun vadede, uzun vadeli gözlükle bakarsak niye ih-tiyaç var kurumsallaşmaya? Benim de zaten değinmek istediğim kı-sım buydu aslında. Nesilden nesile geçecek kadar başarılı bir şirketyaratmak için ihtiyaç var.

"Nesilden nesile geçecek" demek ailenin elinde olma zorunlulu-ğu değiL. Ford adını unutmayın, Procter &:. Gamble adını unutma-yın; o ailelerin hisselerinin yüzde kaç olduğu bile belli değil. Amabir eser yaratılmış ve nesilden nesile, hem o aile o eserden maddiolarak faydalanıyor hem de eser dünyaya katma değer yaratan birürün, bir platform olarak devam ediyor. Böyle düşünmemiz lazım.Dolayısıyla, aile şirketi tanımını da belki burada tekrar sorgulamakgerekir. Aile şirketi nedir? Aile fertlerinin, özellikle kurucu başka-nın yönettiği bir şirket midir? Aile fertlerinin yönetirnde payaldığıbir şirket midir? Ailenin yönetirnde payalmasa bile nihai kararlarıverdiği, yani uzun vadeli stratejik kararları veren hissedarlık

64

Page 73: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Dolayısı ile konumuz;

Hissedann kendisini, şirketini ve başanyıiyi tanımlaması ve konumlendıtrnesı, ve de

Iyi yönetmesi

konusudur.

kontrolüne sahip olduğu bir şirket midir? Yoksa aile hala etkin ol-sa bile ana kararların alınmadığı ama ailenin geçimini de sağladığı,itibarını da aldığı bir pozisyon alma olduğu (mesela Ford örneğin-deki gibi) bir şirket midir? Bence bunların tamamıdır.

Böyle bir aile şirketi dediğimiz zaman bunu, babadan oğla dev-redilen ve sürekli aile tarafından yönetilen bir şirket olarak da gör-memek lazım. Bu da benim için önemli bir faktör. Dolayısıyla, ko-numuz aslında bir konumlandırma konusu; diğer bir deyişle, hisse-darın, aile fertlerinin, şirkete sahip olan hissedarların kendisini, şir-ketini ve başarıyı nasıl tanımladıklan ve bunları nasıl konumlandır-dıklarıyla ilgili bir husus. Aynı zamanda da, iyi yönetişim hususu-dur, yani kalıcılığı sağlayacak iyi yönetme sanatıdır kurumsallaşma.Sanat kelimesi belki çok abartılı gelebilir ama "sanat ve araç" ikisiberaber, diye bakmak lazım.

Benim için tanım çok net aslında; ben profesyonel bir insanımve şirketi bir eser olarak görüyorum. Şirketi eser olarak gördüğüm-den dolayı da benim için, sahiplerinin kimler olduğu önemli değil,sahiplerinin o şirkete katma değer yaratması önemli. Aile şirketle-rinin katma değer yaratmada çok üstün vasıfları olduğu için de herzaman aile şirketleri dünyada ön planda olmaya devam edecektir. O

65

Page 74: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

siz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Benim için Şirketler:

- Kuruculerının yarattığı,

- Diğer yönetici ve sahiplerinin yaşattığı,

- Kendi başma bir karakteri, kişiliği olan,

-Insan ömründen daha uzun yaşayabifen,

ayrı bir gerçek ama kim oldugu önemli değil. Dolayısıyla, şirketi(şirketin tanımını yapıyorum kendim için) kurucularının yarattığı,diger yönetici ve sahiplerinin yaşattığı, kendi başına bir karakteri,kişiliği, rengi olan, insan ömründen daha uzun yaşayabilen, sahip-lerine, çalışanlarına, tedarikçisine veya müşterisine onunla ilişkideolmaktan dolayı mutluluk veren, topluma kişilerden daha fazla kat-kıda bulunabilen, imkanlarından dolayı ve yaşamının uzunluğun-dan dolayı, "eserler" olarak görmemiz lazım.

siz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Benim için Şirketler:

-Insanlan, sahibi, çalışanı, tedarikçisi veyamüşterisi olmaktan dolayı mutlu eden,

- Topluma kişiferden daha fazla katkıdabulunabifen,

eserlerdir.

66

Page 75: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Benim tanımım, bu. Bununla ilgili sizlere kısa bir örnek de vere-yim. Taksim Meydanı'nda günün herhangi bir saatinde gökyüzünebakarak, güneşin yönüne bakarak saati söyleyebilen bir adam sizi et-kiler muhakkak değil mi? "Time teller" dedikleri şey budur. Bakıyor,"saat şu anda 10:17" diyor. Bu çok etkileyici bir şey. Ama öyle bir sa-at yapılsa ki, o saate dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir kişibaktığı anda ve uzun bir süre, yıllar boyunca, günün hangi saatindebulunulduğunu söyleyebilse daha etkileyici değil mi? Benim dediğim,ikincisi; yani 'clock building'. "Time telling versus clock building" di-ye bir şey var. Dolayısıyla, kurumların varlığı buna benzer. Havaya ba-kıp da saati söyleyen yaratıcı kuruculardan bahsetmememiz lazım. Bi-zim bahsetmerniz gereken eserdir, yani saatin herhangi bir yerde söy-lenebileceği nitelikte bir eserden bahsediyor olmamız lazım.

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

"Bum to last" (Avakta kalmak üzere varatılmış)kitabmdaki "Vizyoner şirket" tanımı:

- Kendi endüstrisinin en önde gelenfirması,

- Bilgili kamuoyu tarafmdan süreklibeğeni/en ürün ve hizmetler üretebilen,

Bu örneği de aslında, hayatımda okuduğum en iyi yönetim kita-bı olan 'Built to Last' adlı ("Ayakta Kalmak Üzere Yaratılmış" diyetercüme ettim) bir kitabın 'vizyoner şirket' tanımından aldım. Viz-yoner şirketleri incelemişler; dünyadaki 100 yıldan daha fazla yaşa-mış şirketleri incelemişler ve hala başanh ama "vizyoner" olarak ta-nımlamadıklan şirketlerle karşılaştırmışlar. Davranış şekilleri nasıloluşmuş bu şirketlerin, neyi farklı yapmışlar ki vizyoner şirkettanımına gelmişler? Bunu 200-300 sayfada anlatıyor. Bunu niye

67

Page 76: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

"Vizyoner sirket" tammı:

- Yaşamımızda iz bırakmış,

- Yönetiminde birçok başkan görevalmış,

- Birden fazla ürün / hizmet yaratmış veyaşatmış şirketler.

anlatıyorum? Aslında vizyoner şirketler, bu "kurumsallaşma" dedi-ğimiz, hepimizin yapmaya çalışıp da nereden başlayacağını bilerne-diğiniz, çoğu zaman eksik yaptığımız hususların aslında en iyisiniyapmışlar ki buralara gelmişler. Bunlarla ilgili sizle birkaç şey pay-laşmak istiyorum. Bizden çok daha farklı büyük şirketler olmaklaberaber, doğrulan çoğunlukla farklı değil. Gözümüzü korkutma-ması için de, onların doğruları ile bizim doğrulanmiz arasında çokfark olmadığım da kısaca göstermek istiyorum size. Vizyoner şirke-tin tanımı şu şekilde yapılıyor vizyoner şirket; kendi endüstrisininen önde gelen firmalarından bir tanesi olan ve bilgili kamuoyu

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Vizyoner sirket/erden örnek/er:

• 3M• Boeing• Citicorp

FordGeneral ElectricHPIBM

• Motorola• Philip Morris

• P&GSony

• Wal-Mart• Walt Disney

68

Page 77: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Biz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Kmlan 10 yönetim önyargısı / inamsı:

1. Büyük bir şirket yaratmak için çok özel/harikabir fikre ihtiyaç vardır.

2. Vizyoner şirketlerin büyük ve karizmatikliderlere ihtiyacı vardır.

3. Başaniı şirketler öncelikle kônerını maksimizeetmek için yaşarlar.

tarafından sürekli beğenilerı ürün ve hizmetleri tarihi boyunca üre-tebilmiş olan, yaşamımızda marka olarak iz bırakmış, yönetimindebirçok başkanın da görev aldığı, birden fazla ürün veya hizmet ya-ratmış ve yaşatmış olan şirkettir.

Bir ürün ölmüş veya zayıflamış, ortaya başka bir şey çıkmış or-taya. Bu tip şirketlere vizyoner şirket demişler. IS tane var bunlar-dan. Bazılarını ben seçtim: 3M, Boeing, Citicorp, Ford, GeneralElectric, Hp, !BM, Motorola, Philip Morris, P&G, Sony, Wal-Mart,Walt Disney. İki tane Stanford'lı profesör bu şirketlerin hepsini in-celemiş, davranış şekillerini incelemiş, 100 yıllık dokümanlara git-miş ve bulgularını o kitapta paylaşmış. Şunu dün bu prezentasyonuhazırlarken fark ettim; dikkat edin, (kötü yönetim, hızlı büyüme,doğruyu söylememeden dolayı oluşan güven kaybı vesaireden do-layı Amerika'da büyük bir çalkantı oldu, biliyorsunuz) bunlardanbir tanesi bile etkilenmedi. Boeing biraz hafiften etkilendi ama o da,içinde bulunduğu sanayiden dolayı. Ama bu şirketler hiçbir şekildeo çalkantının içine girmediler.

10 tane yönetim önyargısı, inanışı yani mit hepimizin kafamız-da olan şeyin doğru olmadığını gösteriyor. Kurumsallaşmış şirket-lerdeki mitleri sayacağım. Bu LOtane mesaj bu şirketlerin aslında,hepimizde var olan bu önyargıları kırdığını ifade ediyor.

69

Page 78: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

- Birincisi diyor ki "büyük bir şirket yaratmak için çok özel/ha-rika bir fikre ihtiyaç var". Sayın Ethem Sancak kendi örneğindenverdi, öyle olmadığını kendisi benden önce söyledi. Mesela, Gene-ral Electric hariç, o 18 tane şirketin çoğunun böyle bir başlangıçnoktası yok. Sony'nin başkanı vizyonunu yazmış, hangi iş kolundaçalışacağını ilk kaleme aldığında yazmamış. Düşünün yani; dahahangi iş kolunda faaliyet göstereceği belli değilmiş. Ama nasıl birşirket yaratmak istediğini tanımlamış.

- "Vizyoner şirketlerin büyük ve karizmatik liderlere ihtiyacı var-dır": Bu da değil. Evet, bu şirketlerden Boeing'in kurucusunu biliyormusunuz? Citicorp'un kurucusunu biliyor musunuz? Philip Morris,belki de Motorola'nın, Sony'nin? Dolayısıyla, kurucunun karizmatikolmasının önemi yok, büyük bir lider olmasının önemi yok. Kurucu-nun şirketini eser gibi görüyor olmasının çok çok önemi var.

- "Başarılı şirketler öncelikle karlarını maksimize etmek için ya-şarlar". Hayır. Başarılı şirketlerin derinliğine indiğiniz zaman, buvizyoner şirketlerin derinliğine indiğiniz zaman; kar etmek tabi kiçok öncelikli olsa da onların varlık sebepleri kar etmekten çok da-ha fazladır. Yine Sayın Ethem Sancak kendi sözleriyle, kendi dün-yasını da ifade etti.

aiz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Kmlan 10 yönetim ön yargısı / inamşı:

4. Vizyoner şirketlerin ortak "doğru" değerleriverdır.

5. Değişmeyen tek şey değişimdir.

6. Büyük ve başan/ı şirketler risk almaz/ar.

70

Page 79: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

- "Vizyoner şirketlerin ortak 'doğru' değerleri vardır". Bu da doğ-ru değil, Doğru değerler tanımı şirketten şirkete değişebilir. Kimisiyarancılığa daha fazla önem verir, kimisi müşterisine daha fazlaönem verir, kimisi araştırma geliştirmeye. Ama hepsinin, kendinehas değerlerine sürekli ve tutarlı bir şekilde sahip çıktığını görüyo-ruz. Ama ortak bir doğru değer yok. Yani " herkesi dinleyelim, eniyi degeri seçelim" diye bir şey yok.

- "Değişmeyen tek şey değişimdir". Çok sloganlaşmış bir cümleama bu da doğru değil. Çünkü bu şirketler ideolojilerinden, varlıksebeplerinden hiçbir zaman taviz vermiyorlar, onu değiştirmiyorlar.Ona ulaşmak için olan taktiklerini, stratejilerini tabi ki değiştiriyor-lar. Değişimden dolayı dinamizmini yaşatmak zorunda ama varlıksebebini, ideolojisini değiştirmiyor.

- "Büyük ve başanlı şirketler risk almazlar": Doğru olmadığını is-patlayan şeylerden bir tanesi de bu. Zira, aile şirketlerinin kurumsal-laşmaya yönelik olarak, gördükleri en büyük risklerden bir tanesibudur; "ben daha dinamiğim, daha çok risk alabilirim ama kurum-sallaş" diye risk alma şeyi yok. Yani, kurumsallaşarak başanlı olanla-rın risk almalan ... Birçok şeyi deniyorlar, hızlı bir şekilde deniyorlarve en iyisini seçiyorlar. Deneme yanılma metodunun tahmin etmedi-ğimiz kadar çok fazla kullanıldığını bu örnekler bize gösteriyor.

siz iŞADAMLARı NE iSTiYORUZ?

Kmlan 10 yönetim önyargısı / inamşı:

7. Vizyoner şirketlerde çalışmak herkes için çok iyidir.

8. Vizyoner şirketler harika ve karmaşık stratejik

planlarla beşerıye ulaşırlar.

9. Herşeye eynı anda sahip olamazsınız, seçim yapmak

zorundasınız.

10. En başartiı şirketler temelde rakipleri yenmeye

odaklamrlar.

71

Page 80: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

- "Vizyoner şirketlerde çalışmak herkes için çok iyidir" Bu dadoğru değil. Vizyoner şirketlerde çalışmak sadece başarılı insanlariçin çok iyidir. Başarısızlara yer yok orada.

- "Vizyoner şirketler harika ve karmaşık stratejik planlarla başa-rıya ulaşırlar". "Biz o planları yapamıyoruz". Bu da doğru değil.Çünkü, unutmamamız gerekiyor ki, aslında strateji olay bazlı birolgudur; diğer bir deyişle, stratejiler yılda bir kere yapılan, üç yıldabir revize edilen, iki yılda bir revize edilen şeyler değil. Bir genelmüdür değişimi bile bir strateji değiştirme anlamına gelebilir.

- "En başarılı şirketler temelde rakipleri yenmeye odaklanırlar".Hayır, kendilerini yenmeye odaklanıyorlar. Bir eser yaratma kültü-rü içinde olduğu için kendilerini yenme asıl hedeftir.

- "Her şeye aynı anda sahip olamazsınız, seçim yapmak gerekir".Bu da çok kritik bir şey; "ve/veya sendromu". Yani, "o veya bu". Buşirketlerin inandığı şey, "hem o hem o"dur. Yani, başarı hırsının,hepimizde olan başarı hırsının günlük hayata yansıtılabilmesi.

Bunları niye anlattım size? Niye böyle bir örnek verdim? Aslın-da bunlar hepimizin bildiği şeyler. Doğru, inandığımız şeyler amatam dışarıdan baktığımız zaman. Onlar başka türlü şeyler yapıyor-

iş NEYi GEREKTiRiYOR?

Şu ana kadar bahsettiğim hususlar,

Istek, hedef, amaç, aile/kişi gerçeğinden yolaçıkarak daha iyi yönetilme ihtiyacınıtammlamaya yönelikti.

Ancak bir de işin kendisinin gerçekleri var.

72

Page 81: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

lar; zaten, çok büyükler. "Biz onlar gibi nasıl olamayız?" diye dü-şünüyoruz. 'Nasıl' kelimesini kafamızdan biraz sildirmek için siz-lerden böyle bir benchmarking paylaşımında bulunma ihtiyacı his-settim. Şirket olarak işin ne ihtiyacı var? Hissedar olarak, aile his-sedarlan olarak biz nasıl görmeliyiz ve niye görüyoruz? Bunları ta-mmladım. Bu işi en iyi yapmış şirketlerin iç dünyalarına girerek bi-raz da benchmark örnekleri verdim.

iş NEYi GEREKTiRiYOR?

Yarmm is ortamı nasılolacak?

- Bugünden daha hızlı (hem karar, hemicraat açılanndan).

- Bugünden daha karmaşık.

- Bugünden daha değişken.

- Bugünden daha rekabetçi.

Peki, aslında iş neyi gerektiriyor? Bir de bunu ele alalım; bir deişin kendisinin gerçekleri var. Hiç şüphe yok ki yarın bu gündendaha hızlı olacak. Hem karar almamız için daha hızlı davranacağız,hem de icraat açısından; ki asıl zorluk burada zaten. Tartışmasız;bu günden daha karmaşık, bu günden daha değişken, bu gündendaha rekabetçi bir ortam olacak. Böyle bir ortamda başarının anah-tarı nedir?

Kendin için doğru işi yapmak: Yani, o şirket için doğru işi yap-mak en önemlisi, hissedarlar da dahil olmak üzere. Bizim BorusanGrubu olarak 1999 yılında seçtiğimiz bir felsefe oldu, "parentingadvantage" dedikleri. Yani, biz ebeveyn olarak, işin sahibi olarak omeslek dalındaki en iyi patran değilsek hissedar olarak o işten çık-mamız gerekiyor. Yani, bizden daha iyi bir patron varsa o işi yapa-

73

Page 82: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

iş NEYi GEREKTiRiYOR?

Basarmm anahtan:

- Kendin için doğru işi yapmak.

- Yetkin ve adanmış kişilerle çalışmak.

- Karar ve aksiyonlarm değer yaratmanoktasma en yakm kişilerce almmasmısağlamak.

bilecek, o ona geçmesi lazım, onun patronajına geçmesi lazım işin,işin kendi selameti için.

- Yetkin ve adanmış kişilerle çalışmak: Bu bir aile ferdi de olabilir,bir profesyonel de olabilir ama yetkin olması ve bu işe adanmış olmasıçok çok önemli; yani 'committed' olması çok çok önemli. Bunlar vaz-geçilmez. Bu, 'veya' değil, 've'dir. Hem yetkin ve hem adanmış olacak.

- Karar ve aksiyonların değer yaratma noktasına en yakın kişilercealınmasını sağlamak: Bu sürate, bu karmaşaya, bu sürdürülebilir bü-yüme ihtiyacına ancak ve ancak, değer yaratma noktasında en yakınkişiler olarak biz karar alabiliyorsak ve aksiyana geçebiliyorsak ulaşa-cağız. Yoksa, ulaşamayacağız. Size bir örnek söyleyeyim. 1954 yılındaWalt Disney'in söylediği bir cümle: "yaptığım bütün işler içinde enönemli olanı şirketimiz için çalışanların yeteneklerini tek bir ortak he-defe yönlendirebilmiş olmamdır". 1954 yılında söylemiş bunu. Aslın-da kurumsallaşmanın özünde bu yatıyor. Karar ve aksiyonlann, değeryaratma noktasına en yakın kişilerce alınmasını sağlayabiliyorsa sizinkurduğunuz düzen, "kurumsallaşmış oluyorsunuz" demektir. Eğer bugünden daha fazla ileri gitmek istemiyorsanız, kendiniz bu üçüncümaddedeki bahsettiğim şeyi gerçekleştirebiliyorsanız, kurumsallaşma-ya hakikaten ihtiyacınız yok. Bunu söylerken ben, bu bana gerçekçigelmiyor; eminim size de gelmiyordur ama olay bu kadar basit.

74

Page 83: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

iş NEYi GEREKTiRiYOR?

Uzun vadeli düşünen ve rekabetçi ortamdaçalışan her şirketin kurumsal/aşarak iyiyönetilmeye ihtiyacı vardır.

"iş neyi gerektiriyor?"un sonucu olarak şunu söyleyebilirim.Uzun vadeli düşünen ve rekabetçi ortamda çalışan her şirketin ku-rumsallaşarak iyi yönetilmeye ihtiyacı vardır. Çünkü büyüme ihti-yacı var, çünkü kararların bahsettiğim şekilde alınmaya ihtiyacı var.Çünkü şirketin bir eser haline gelmesi ihtiyacı var. Eser haline gel-meyi ben öylesine söylemiyorum. Aile şirketleri olan Koç Grubu,Sabancı Grubu, Eczacıbaşı Grubu, Türkiye'nin en önde gelen şir-ketleri, en kurumsallaşmış şirketlerine baktığınız zaman; meselaKoç Ailesi baktığımızda Vehbi Koç soyadını kendi çocuklarına ver-miş, bir de şirketine vermiş. Tabi ki eser haline getirecek onu, eserolarak görecek; şirketin kurucusunun o şirketle çok ciddi bir bağıvar, çok ciddi bir ilişki, o şirketten çok ciddi bir beklentisi var. Do-layısıyla, özet olarak, ihtiyaç bence, hakikaten, kesinlikle var. Hemaile olarak var, hem hissedar olarak var, hem de şirket ve iş dünya-sı olarak var.

Peki, bunlar neticesinde Türkiye gerçekleri nedir? Böyle bir ih-tiyacımız var kurumsallaşmak için ama bir de oynadığımız platfor-ma bakmamız lazım. işadamları ve profesyoneller olaraktan ikiyetanımladım. işadamlarının birçok meziyeti var. ıo-15 tane sıfat ko-yabilirim ama Türk işadamı olarak tanımım "fırsatçı, fırsatları çokiyi değerlendirebilen, pratik ve dinamik, 'ne'ye odaklı (yani hedefodaklı) ve Türkiye eksperi" şeklinde.

75

Page 84: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

TÜRKiYE GERÇEKLERi NEDiR?

iş adamları:

Fırsatçı, pratik, "ne" ye odaklı, Türkiye eksperi.

Türk sanayisinin birkaç örnek dışında 19S0'lerde kurulduğunudüşünürsek; bizim önümüzde, son LOyıl haricinde bütün patron-larımızın yani girişimcilerimizin önünde iki tercih vardı muhteme-len. Bir tanesi "Türkiye'de kalayım ama birden fazla iş yapayım".Veyahut da "bir iki işe odaklanayım ama dünya çapında olayım".Kendine özgüvenden, kredi imkanlarından Türkiye'nin yurtdışın-daki, Sayın Ethem Sancak'ın "pasaport" diye bahsettiği negatif du-rumuna kadar birçok sebeplerden dolayı bütün şirketlerimiz Tür-kiye eksperi oldu. Şimdi yeni yeni yurtdışına çıkmaya çalışıyoruz.

TÜRKiYE GERÇEKLERi NEDiR?

Profesyonel yöneticiler:

Girişimcilikte tecrübesiz, çalışkan, "nasıl" aodaklı ikinci adam.

76

Page 85: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

TÜRKiYE GERÇEKLERi NEDiR?

ihtiyaç:

Işadamı ve profesyonelin birbirlerini daha iyianlayarak beraberce çslışmstsrını sağlayacaksinerjik kurumsal çalişma düzenleri yaratmak.

Türkiye'de de büyük gruplar niye 30, 40, 50 tane işe giriyor?Çünkü hiçbir iş, hiçbir piyasa kendi başına o şirketlerin büyüme ih-tiyacını, değer yaratma ihtiyacını karşılayamıyor da ondan. Yoksa,her bir piyasa üçer, beşer, altışar milyar Dolarlık piyasalar olsaydıTürkiye'de, (60'lı, 70'li, 80'li, 90'lı yılları düşünün) bu kadar çokkarmaşık gruplar yaratmazdı zaten. Türk işadamları da ve yurtdışı-na açılmaları da daha kolayolurdu.

Profesyonel yöneticiler (ben kendim de dahilim buna), biz tec-rübesiziz, yeni yeni öğreniyoruz aslında; bu bir gerçek. Türkiye'ninen anlı şanlı profesyonelleri bile bence girişimci tanımında bir pro-fesyonel değil. Jack Welch'in tanımı profesyoneldir. Adam kendisiyılda 100 milyon Dolar kazanıyor. Böyle profesyonel olur mu bu?İşadamı. Hiç patronu yok, önemli kararlarda nihai kararı kendisiveriyor. Çünkü Amerika'da profesyonellik 100 yıl önce gelişmiş.Bizde son 15 yılda gelişmeye başladı. Tecrübesiz kelimesini buradakötü niyetle söylemiyorum, aşağılamıyorum kimseyi ama gerçekbu. Kesinlikle çalışkan, 'nasıl'a odaklı ve ikinci adam. Yani, bütünbunların neticesinde ikinci adam. Patronajın da gücünü sorgulamafırsatları da çok fazla verilmeyince, ikinci adam.

Dolayısıyla, aslında baktığımız zaman bu, denklemin iki tane ayrıtarafı gibi oluyor. Türkiye'nin profesyonel kurumsallaşmadaki ihtiya-

77

Page 86: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

cı, işadamlarının ve profesyonellerin birbirini daha iyi anlamasını sağ-layacak ortamlar kurmak ve dolayısıyla, bu ortamlardan hem 'ne 'ninpeşinde koşan, hem 'nasıl'ın peşinde koşan, hem uzun vadelinin peşin-de koşan, hem kısa vadelinin peşinde koşan en iyi bir kurumsal çalış-ma düzeni yaratmak. Benim inancım; Türkiye'nin en azından bir LO-IS yıl daha böyle bir ara çözüme, ara geçiş dönemine ihtiyacı var ki za-ten bulunduğumuz ortam da benim bu düşüncelerimi destekliyor.

Benim ilk konuyla ilgili bölümüm bu kadar.

Borusan önümüzdeki sene 60. yılını kutlayacak. Faaliyet alanla-rı çelik, distribütörlük, lojistik ve teknolojik altyapı, telekom altya-pısı hizmetleri. İş ortaklarımız var degişik şirketlerde. Arcelor dün-yanın en büyük çelik şirketi. 350 milyon dolarlık bir yatırımla yarıyarıya ortağız; daha doğrusu, %40'ar ortağız. Mannesmann dünya-nın en büyük ve en eski çelik boru üreticisi; boru işimizde ortak.BMW, Land Rover ve Caterpillar ile bir ortaklık ilişkimiz yok amaonların markalarını Türkiye'de temsil ettiğimiz için normal bir or-taktan çok daha fazla bir iş ortağıyız. Bizim her işimizin içindeler.Mitsubishi Corporation'la yeni geliştirmekte oldugumuz bir oto-motiv distribütörlük işimiz var Türkiye'de; ikinci el özellikle. EatonCorporation dünyanın en iyi sübap üreticisi; onunla da burada

Vizyonumuz:

BORUSAN GRUBU

Yönetim anlayışı ve gerçekleri;

"lşIMIZI EN IYI YAPARAK BiR ADıM ÖNDEOLMAK"

78

Page 87: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

sübap üretiyoruz. Yani, yabancı ortaklarımız kendi grubumuzunbüyüklüğüne göre oldukça fazla ve çeşitli; Almanlar var, Fransızlarvar, İngilizler var (Land Rover, Caterpillar), Amerikalılar var, Ja-ponlar var, böyle karışık bir yapı.

3.900 kişiyiz. Aktif toplamı 800 milyon Dolar. 1 milyar Dolarciromuz var ve yılda 1 LO milyon Dolar ortalama fon yaratıyoruzşirket olarak. ıOOTye kadar ki iş hedeflerimizde bunu iki mislineçıkartmak var; ımilyar Dolar'a çıkartma hedefimiz var. Yani sürdü-rülebilir karlı büyüme bizim de en büyük mottomuz. Rakamsalkonulardan öte gidersek; vizyonumuz, işimizi en iyi yaparak biradım önde olmak.

Yani bundan bir yıl önce Borusan Lojistik'e, lojistik işimize birgenel müdür aldık grup dışından. Şu cümle ne beklediğimizi o ki-şiden tanımlıyor, diye düşünüyorum. Çok basit, çok genel ama ça-lıştığımız sektörde bir adım önde olman lazım. Neden? Hedef bu;işini iyi yapmak zorundasın. Senin bütün konsantre olman gerekeno ve bunları yaptığın zaman da bir adım önde olman lazım. Öndeolup olmadığını ölçmek çok zor değil.

Misyon tanımımızda geçen cümledeki "örnek gösterilen bir ku-ruluş olma" ibaresi üzerinde durmak istiyorum. Güvenilen bir ku-

BORUSAN GRUBU

Yönetim anlayısı ve gerçekleri:

Misyonumuz:Müşterilerine değer yaratacak üstün nitelikli ürün, hizmetve iş çözümleri sunan, operasyonel başarıları, müşteribağlılığı ve topluma katkıları ile örnek gösterilen birkuruluş olmaktır.

Bunu, yüksek vasıflı kişilerin üstün performansgösterebileceği, gelişen ve kendini yenileyen, verimliliğeve müşterisine odaklı, dünyaya açık, güvenilen bir kurumyaratarak başarırız.

25

79

Page 88: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

BORUSAN GRUBU

Yönetim anlayısı ve gerçekleri:

Patronun bakış acısı:

Önce şirket; saygm ve başarılı bir şirket.

rum yaratarak başarırız. O bahsettiğim saat yapan gibi, bizim ürü-nümüz aslında bir kurum yaratmak. Yani "felsefi hedefimizin altın-da yatan şey budur" diye hepimiz inanıyoruz buna.

Yönetim anlayışımıza gelince, bu vizyon, misyondan sonra birazda daha detaya inersek, patronun bakış açısına baktığımız zaman:Aslında, Holding A.Ş. yüzde yüz Kocabıyık ailesinindir. Aileninbaşka şirketlerde; alt operasyonel şirketlerde hissedarlığı yoktur.Holding diğer şirketlere ortaktır, orada da iki şirketimiz dışında%30 ila 50 arasında birçok yabancı (grup dışı Türk veya yabancı)ortaklarımız vardır. Dolayısıyla, "patron" derken burada holding veKocabıyık ailesi olarak tanım yapıyorum size. Öncelikleri, "önceşirket". Önce şirket, sonra kendileri. Her zaman böyle gitmiş. Do-layısıyla bu, bütün ruhumuza işlemiş durumda; patrondan gelenbir başlangıç. Tabi ki de saygın ve başarılı bir şirket.

Borusan'ın kurumsallaşmasını etkileyen diğer faktörler şunlardır. Birkere, Kocabıyık ailesi küçük bir aile. Bir kurucu baba var, bir oğul var,iki tane kız var. Kızlar aktif değil görevde. Ve bu kadar aslında. İki tanedamat var. Profesyonelce çalışıyorlar; yönetim kurulu üyelikleri vesaireyok mesela; kendilerinin en iyi yaptıklarına inandıkları sadece birer ge-nel müdür yardımcılığı var. Bu kadarlık bir aileden bahsediyoruz.

80

Page 89: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

BORUSAN GRUBU

Diğer faktörler:

- Küçük bir aile.- Hızlı büyüme.- Ortaklarla büyüme stratejisi.- Bağımsız kar merkezleri.-Iş bitiricilik değil iyi yönetişim anlayışı- Kurum kültürü ve değerlerine sahip çıkma.

İkinci faktör, hızlı büyüme. "I milyar Dolar" derken; 1994 yılın-da 300 milyon Dolar'dı grubun cirosu. 1994-2004, LOyılda 3 kriz-de 1 milyar Dolara çıktık. Üçüncü faktör olarak; ortaklarla büyümestratejisi var. Biz bir ebeveynsek, o parenting advantage'da biz kat-ma değer yaratabiliyorsak ve bu şirketteysek; o şirkete en çok kat-ma değer yaratma sorumluluğunu üstlenenler sadece biz tek başı-mıza olmak zorunda değiliz. "Başka ortaklar da bir katma değer ya-ratıyorsa onlar da gelmelidir" diye düşünüyoruz. Dolayısıyla, or-taklarla büyüme stratejimiz var.

Bu da tabi, bize dördüncü faktör olarak bağımsız kar merkezle-ri, yani kompartmanlar getiriyor. Yani, birbirine garanti etmekten,kredi garantisinden, borç vermekten, mesela yapılan satışlardakitransfer fiyatlamasına kadar hayatımızın birçok şeyini üçüncü şa-hıslarla iş yaparmış gibi bir hale çok net getiriyor. Çünkü yönetici-lerimiz de yaptıkları performansla değerlendiriliyorlar.

Beşinci faktör olarak; iş bitirici değil iyi yönetim anlayışı. "İş bi-tirici" kelimesi doğru değil aslında, deal making'den bahsediyorumama tanım bulamadım. Türkiye'de şöyle bir şey vardır. Patron birişi bağlar bir şekilde; devletle olabilir, başka bir kurumla olabilir. İşbağlandığı anda orada büyük paralar, büyük bir değer yaratılır. On-dan sonra şirketler bunu yavaş yavaş kötü yönettikleri için tüke tir-

81

Page 90: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

ler. Ama orada o kötü yönetim, patronun hızına hiçbir zaman yerişe-mediği için patron bir iş daha bağlar. Hep bu şekilde yavaş yavaş bü-yür. "Genelde Türkiye'deki ıs, 20, 30, 40 tane firma aynı düşünce-de çalışıyor" diye düşünüyorum. Bizim genelde hiçbir zaman böylebir şeyimiz olmamıştır. Devlede iş yapmamışızdır; %0,1 ila ıarasın-da mesela. Devlete yapılan satışlar ciromuzun %l'idir. Hep başka işa-damlarına yani be-to-be-business olmuştur. 13.000 tane müşterimizvar bizim de, değişik sektörlerde; iş müşterisi bunlar, bireysel değil.Dolayısıyla, iyi yönetişim bizim için her zaman önemli olmuştur.

BORUSAN GRUBU

Bu faktörlerin neticesinde ortaya çıkançaltsma ortamımız:

- Birbirlerini seven ve sayan aile fertleri.-Aile/iş ilişkilerinin tanımlandığı net bir

düzen.- Yönetmeyen, yönlendiren lider patron.- Delege eden ve güvenen patron.

Diğer faktörler arasında altıncı olarak sayacağım "kurum kültü-rü ve değerlerine sahip çıkma'lda, böyle bir bağımsız kar merkezle-ri yapısında, çok ortaklarla bir bileşkenler ortamı yaratmak için enönemli bağlayıcı unsur oluyor tabi ki.

Bu faktörlerin neticesinde ortaya çıkan çalışma ortamımız şu şe-kilde oluşuyor:

- birbirlerini seven ve sayan aile ferderi: Çok çok kritik ve bizçok şanslıyız o konuda

- aile-iş ilişkilerinin tanımlandığı net bir düzen: Birazdangeleceğim

- yönetmeyen, yönlendiren lider bir patron

82

Page 91: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

BORUSAN GRUBU

Bu faktörlerin neticesinde ortaya çıkançalısma ortamımız:

- Çok ortaklılığın getirdiği şeffaf ve güvenedayalı çalışma düzeni.

- Başarı odaklı, yetkili, sorumlu profesyonelyönetim.

- Ebeveynlik yapan merkez.

- delege eden ve güvenen patron: "Delege eden" derken, işi yap-mayı delege etmekten bahsetmiyorum, Sayın Ethem Sancak'ın dabahsettiği, diğer konuşmacıların da bahsettiği yetkiyi delege eden,yani gücü delege eden bir patron. Yani, öyle bir şey ki, size şöyle birtanım yapayım. Botaş'ın ihalesi Bakü-Ceyhan. Boru işi en önemli par-çalanndan bir tanesi. Üçlü bir konsorsiyum olarak giriyoruz; bir bu-çuk yıllık bir kontrat bu. 80 milyon Dolar geliri var; bize düşen pay.Ne Asım Kocabıyık, ne Ahmet Kocabıyık, ne ben, o işin hiçbir şeyi-ni bilmiyoruz. O kontratın, verdiğimiz teklifin detayını bilmiyoruz.Karan da biz vermedik. Kararı şirket yönetimi verdi. Gücü devret-rnek bu. Bundan bahsediyorum. 80 milyon Dolar ciromuzun %ıo'u.IO-Lô milyon Dolar kar gelecek belki o işten. Dolayısıyla, güç devret-mekten kastım, bu; "verdim" gibi yapıp da vermemek değil aslında.

- Çok ortaklığın getirdiği hakikaten şeffaf ve güvene dayalı birçalışma düzeni

- Başarı odaklı, yetkili, sorumlu profesyonel yönetim- Ebeveynlik yapmaya çalışan bir merkez: İşi merkezden yönet-

miyoruz. 1999 yılında ıo8 kişiydi Holding A.Ş., bugün 35 kişiyiz.Şirketler yapıyor işin çoğunu. Bizim sadece insan, para, bilgi vemarkamızın en iyi şekilde, en verimli şekilde yönetilmesi için biryön gösterme sorumluluğumuz var.

83

Page 92: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

BORUSAN GRUBU

Resmi yapımız:

Aile Yönetimi Şirket Yönetimi

Kurumsal Merkez (Ebeveyn)

- Holding YK- Holding Yönetimi- Şirket Yönetim Kurulları

ıcra- Şirket yönetimleri

- Aile Meclisi- Aile Konseyi- Yeni Nesil A.Ş.

Resmi yapımıza geçersek kısaca. Aslında, benden önceki konuş-macılarımızın aktardığı başlıkların çoğunu biz 1999 yılında yineyabancı danışmanlar kullanarak yaptık. Bir aile meclisi var. Aile kü-çük bile olsa, önemli değil; "problem ille de büyük ailelerde çıkar,küçükte çıkmaz" diye bir şey yok. Aile meclisi var, aile konseyi var.Buralarda aileyle ilgili kuralların tanımı yapılmış durumda. YeniNesil A.ş. adında da bir şirketi var; Holdingin bir miktar hissesinitutuyor elinde. 0, ailenin geleceğe taşıyacak olan şirketi; şirketin,Kocabıyık ailesi tarafından sahip olunması ve yönlendirilmesini ga-ranti altına alan aile şirketimiz de odur aslında.

BORUSAN GRUBU

Aile yapısıntn amacı:

Işin Aile 'nin ana hissedar olmasmdan güçetmesını sağlamak ve Aile'nin hissedarlığmmgelecek nesillere taşmmasmda bir engel ilekarşılaşmamasmı güvence altma slmskiır.

84

Page 93: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Şirket yönetiminde ise kurumsal merkezde holding yönetim ku-rulu var, holding yönetimi var, bir de şirket yönetim kurulları var.Biz bu üçünü, icradan sorumlu şirket yönetimlerini yönlendiren vekontrol eden bir bütün olarak çalıştırıyoruz.

Aile yapısının amacı, aslında, daha önce de bahsettiğimiz gibi,gelecek nesillere taşınmasında bir engel ile karşılaşmamak. Bu yapıailenin değerleridir. Mesela, ailenin değerleri yazılı olaraktan ta-nımlanmış durumda. 16 yaşından büyük her bir çocuk, bu değerle-re sahip çıkacağına dair oraya imza atmak zorunda. Aile arası muh-temel ihtilafların çözülmesindeki mekanizmalar, aile fertleriningrupta çalışması, fiilen görevalmaları, aile-iş ilişkileri ile ilgili hertürlü (aile fertlerinin başka işler kurup kuramayacağı, o işlerin Bo-rusan Holding'le çalışıp çalışamayacağı) durum ve benzeri gibi bir-çok kurallar var. Tabi ki çok çok önemli bir husus; sadece görev al-mak önemli değil ihtilaf çıkıp çıkmamasında, ihtilaf genelde gelirdağılımı bozukluklarından da çıkıyor aile fertleri arasında. Bunlarayönelik de tanımlar var. Dolayısıyla bu tanımlar kurallara bağlan-mış durumda, bütün aile fertleri bilinçli bir şekilde bunu benimse-miş durumdalar. Bu bize, ailenin kendi içindeki düzeni huzur için-de geleceğe taşıyabilme imkanı sağlıyor. Ailenin şirkete bir avantajyaratması, bir yük olmamasını sağlıyor.

BORUSAN GRUBUYönetim Kurullari:

- Düzenli toplanır (en az iki ayda bir),- Bilgilendirme, yönlendirme, sorgulama,

değer katma ve onaylama amaçlı çalışır,- 360 derece performans değerlendirmesi

uygulanır,-Üyeler:

• Holding - Aile ve bağımsız üyeler,• Şirketler - Holding ıcra Kurulu üyeleri,

bağımsız üyeler, diğer ortaklarıntemsilcileri

32

85

Page 94: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Şirketle ilgili ise şöyle düşündüm; neler olabilir? "Kurumsallaş-maya yönelik neler yaptık?" diye baktığımızda; bunların hepsi de-ğişik zamanlarda yapılmış şeylerdir ama ... Bir kere; yönetim kurul-larını aşağı yukarı 1995-96'dan beri ciddi olarak çalıştırmak içinefor sarf ediyoruz. Her bir yönetim kurulumuz en kötü ihtimalle ikiayda bir düzenli olarak toplanır bilgilendirme, yönlendirme, sorgu-lama, değer katma ve onaylama amaçlı çalışır. Yani, hesap vermedeğil. Patron dinler, herkes hesap verir ... Yöneticilerin hesap verdi-ği bir şeyolmaktan çıkardık o işi. 360 derece performans değerlen-dirmesi yapıyoruz, her bir yönetim kurulu üyesi kendini, diğer üye-leri ve başkanı değerlendiriyor her yıl.

Üyeler ise kimlerden oluşuyor? Holdingde aile ve bağımsız üye-ler var, yani grup dışında profesyonel üyeler var. İki kişi; bir tanesiyabancı, bir tanesi Türk. Operasyonel şirketlerimizde ise, yani karıgetiren şirketlerimizde ise Holding İcra Kurulu üyeleri yani Holdin-gi temsil eden profesyoneller, bağımsız üyeler. Yine Borusan kon-tenjanından, aynı Sayın Ethem Sancak'ın firmasında yaptığı gibi,bağımsız üye atıyoruz. Şu anda Grupta 15 tane Türkiye'nin. isimle-rini saysam, tanıyacağınız, hepsi saygınlığıyla tanınan profesyonelişadamları veyahut da yöneticileri var, toplam 15 adet şirketimizde.Hep Borusan kontenjanından atanmıştır. Ve diğer ortaklarımızıntemsilcileri var tabi.

BORUSAN GRUBU

Tanım/anmış ve pay/ası/mıs resmi kurumsaldoküman/anmız:

- Vizyon, misyon ve değerlerimiz,- Hedeflerimiz ve kritik başarı faktörlerimiz,- Yönetim anlayışımız ve yapımız,-Iş ilkelerimiz,- Kurumsal uygulamalarımız

-Politikalar,-Uygulama esasları.

86

Page 95: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Bu Yönetim Kurulu, yazılı hale getirmek, benimsetmek. .. SayınProf. Dr. Nüket Yetiş de daha önce sordu. Tanımlanmış ve paylaşıl-mış resmi kurumsal dokümanlarımız şunlar:

- Vizyon, misyon ve değerlerimiz- Hedeflerimiz ve kritik başarı faktörlerimiz: Beş yıl sonra Boru-

san Grubu nerede olmak istiyor? Şirket bazında ve Grup bazındabunlar tanımlıdır ve Gruptaki 130-140 kişi bunu çok net bir şekil-de bilir.

- Yönetim anlayışımız ve yapımız- İş ilkelerimiz: Açıkçası, türbandan insan haklarına kadar her

türlü konuda bir politikamız var, bu da yazılıdır. Yazılı ve bütün4.000 kişinin elinde vardır bunlar. Biraz da cesareti tanımlamakiçin söylüyorum. Gerek yoktu böyle bir şey yapmaya belki ama"Borusan Grubu'nun kimliğini oluşturmak için çok çok önemli vekimliğe sahip çıkılması için çok önemli unsurlardır" diye düşünü-yorum.

- Kurumsal uygulamalarımız- Politikalarımız: Stratejik planlama konusundan tutun, finans-

mana kadar ve bunların alt detayları.- Uygulama esaslarımız: Borusan Grubunun çalışma düzenini

tanımlayan kurumsal dokümanları.

BORUSAN GRUBU

Profesyonel yönetim:- Yapılandırılmış işe alma yöntemleri,-Iş tanımları, görev ve sorumluluklar,- Performans yönetimi:

-Somut hedefler-Değişken ödüllendirme sistemi

- Yetkinlik yönetimi,- Lider geliştirme programı,- Yedekleme ve kariyer planları,- "Management review" toplantıları.

87

Page 96: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Profesyonel yönetim konusunda ise; birçok araç kullanıyoruz,lider geliştirme programlarımızdan, yedekleme kariyer planların-dan yararlanıyoruz. Yılda bir kere, tepedeki 150 kişiyi, yani Grubun150 kişisini üç kişilik bir icra komitesinde tek tek inceleyip onlarınkariyerlerine bakarız daima. Dediğim gibi, bu konuştuğumuz in-sanların %99'u profesyonel insanlar. Ben kendim de öyleyim. Sizeşunu da söylemekte fayda var. Bir profesyonel insan bir aile şirke-tinde ne bekler aslında? Nedir gördüğü risk? Çünkü benim birçokarkadaşım var, görüyorum, "Olmadı. Şunu şunu çok heyecanla baş-ladık ama iş yürümedi, ayrıldım o aile şirketinden, başkasına geç-tim"deniliyor. Böyle şeyler eminim siz de duymuşsunuzdur profes-yonel kişilerden. Aslında profesyonellerin bekledikleri çok basit.Nasıl işadamları sürprizsiz bir hayat bekliyorsa, minimum sürpriz,yani "heyecansız" demiyorum, sürprizsiz bir hayat bekliyorsa plat-formdan, profesyoneller de şirketlerinden onu bekliyorlar. Önünügörebilmeyi bekliyorlar, karar mekanizmalarında yer almayı bek-liyorlar. Çok çok önemli bir unsur bu. Kendilerine değer verilmeyi,hissedilmeyi, ödüllendirilmeyi (rakamsalolmak zorunda değil)bekliyorlar. Bütün çaba bu ortamı yaratmak aslında. Buradayapılan, tümüyle bunun biraz daha standarda, sisteme bağlanmasıve şeffaf olması. Yani "ben yaptım oldu", "seni çok severim dahafazla, seni az severim daha az" kültüründen farklı bir hale getirmek

BORUSAN GRUBU

Hissedarlarta atan ilişkiler:- Stratejik ortaklarla olan ilişkiler:

- Holding'e sağlananlar ile eşit bilgiakışı,

-Ana sözleşmeler vasıtasıyla sağlanangüvence,

- Yönetim kurullarında oybirliği ile kararalınması,

- Yakın, güvene dayalı ve şeffaf kişiselilişkiler.

88

Page 97: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

BORUSAN GRUBU

Hissedarfarfa olan ilişkiler:

- Halka açık şirketler:- SPK ve IMKB kurallarına aşırı

hassasiyet,- Yatırımcı ilişkileri bölümü (yeni

kurulan),

için düzeni disipline etmek. Yoksa, "yedekleme ve kariyer planıyazılı olarak tanımlanmış ve yapılanmış" demek herhangi bir aileşirketinde bir kişinin gelecekte nereye gideceğini bilmiyor olduğuanlamına gelmiyor. Ama "profesyonelliğin getirdiği beklentileriyerine getirmek, o insanlarm daha motive olarak çalışmasını sağ-lamak için bir mecburiyettir" diye düşünüyorum.

Hissedarlarla olan ilişkilerimiz iki tür:- Stratejik ortaklarla olan ilişkiler- Holdinge sağlananlar ile eşit bilgi akışıBu holdingin ilkelerinden ve yetkinliklerinden birisidir. Holdinge

ne bilgi geliyorsa diğer ortaklanmıza o konuda orada eşit bilgi gider.- Ana sözleşmeler vasıtasıyla sağlanan güvence: Ana sözleş-

melerde genellikle ortaklık oranımıza bakmaksızın ciddi yetkilerveririz, hak veririz, söz hakkı veririz. Anlaşmalarımız genelde böy-le yapılır.

- Yönetim kurullarında oybirliği ile karar alınması: Ben 1989'daBorusan'a katıldım, 1995'ten beri yönetim kurulu üyelikleriyapıyorum şirketlerin hepsinde. Yönetim kurullarında hiçbir kararbu güne kadar oyçokluğuyla alınmamıştır; bütün kararlar oybir-liğiyle alınmıştır. Bütün ortaklarımıza rağmen biz bir şey yapmayız.Çünkü onlar da işin sahibi, onlar da işin parçası. Consensus buil-ding çok çok önemli bir felsefedir bizim için.

89

Page 98: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

- Yakın, güvene dayalı ve şeffaf kişisel ilişkiler: Bütün bunlar dayakın güvene dayalı ve şeffaf kişisel ilişkilere dayanır ortaklarırmz-la, bu Japon olsun, Türk olsun, Alman olsun.

- Halka açık şirketler- SPK ve İMKB kurallarına aşırı hassasiyet gösteriyoruz.- Yatırımcı ilişkiler bölürrıümüzü yeni kurduk. Bu konuda çok

başarılı adımlar atmadık ama bundan sonrası için önem veriyoruz.Çünkü o da çok önemli yani SPK gerçekten iyi şeyler yapıyor amahem halka açık şirketler, hem yatırımcıların bu konuya daha fazlasahip çıkması lazım.

Bilmiyorum hissettirdim mi, Borusan'da birçok şey yapıldı,yapılıyor ama toz pembe bir hayat çizmek istemiyorum size. Amayolumuz doğru, geldiğimiz yerde de başarılı olduk. Bunu da inkaredemem. Ama bütün bunun arkasında bir mecburiyet oldugu için,sürdürülebilir büyümeye inandığımız için, aile küçük oldugu için(aile içi fertlerine iş bulma mecburiyeti yok Borusan'ın), dolayısıylagüvene dayalı, şeffaflığa dayalı, ortaklarla işbirliğine dayalı bir sür-dürülebilir büyüme hedefi bunları bize mecbur kıldığı için biz bun-ları rahat yaptık. Kendimizi zorlamadık açıkçası, çünkü mecburduk.Borusan Grubu'yla ilgili birçok şeyanlattım ama ana mesajım budur.

SONUÇ ...

Kurumsallasma uzun ve zor bir vol.Dolayısıvla:

• Uzun vadeli düşün,• Iyi yönetişim için kurumsallaşmaya

ihtiyacın olduğuna karar ver,• Aceleci değil, kararlı ve tutarlı davran,• Zor kararlar almaya, fedakarlık yapmaya

hazır ol,• Seçtiğin yolun doğruluğunu sürekli

sorgula.

90

Page 99: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Hep geleceğe yönelik konuştuk, geleceği tanımlamaya, geleceğebakmaya çalıştık. XV yüzyılda söylenmiş bir Japon atasözündenbahsedeyim size: "Görme yetisi zayıftır. Asıl güçlü olan, algıdır.Geleceğe bakarken önemli olan, uzakta duranları yakından görebil-mek, yakındakilere uzaktan bakabilmektir.". Yani, sizlerin sorum-luluğu, kendi şirketleriniz için uzun vadeyi mutlaka görmektir.Ama kısa vadeyi de hiçbir zaman unutmayacaksınız. Yani, kendinizihtiyaç hissetmedikçe bir şey yapmayın. Çünkü palyatif oluyor,geçici oluyor ve patronların, hissedarların, aile şirketlerinin kredi-bilitesi kayboluyor. Aile şirketlerinin, hissedarların kredibilitesihiçbir zaman kaybolmamalı, hele hele çalışanlar gözünde.

Prof. Dr. Nüket YETiş

Evet, efendim. Ben hep derim; Türkiye'de kaynak sorunu yok,yönetim sorunu var. İşte bu yönetim sorununu benim kötü yönet-memden dolayı bir kere daha yaşadık. Fakat kesrnek istemedimçünkü çok heyecan verici ve güzel konuşmalardı. Müthiş deneyimpaylaşımı vardı, farklı bakış açılarıyla; onun için ben özür diliyo-rum.

Şimdi isterseniz, zamanı daha etkin kullanabilmek için sorularıalalım, sonra sayın konuşmacılanmız istedikleri sorulara kendilericevaplan versinler, diyorum.

Dinleyici

Efendim, sorum Sayın Ethem Sancak'a. Şirketin Hedef isminereden doğdu? I9SI'den sonra hedefleriniz ilk zamanlar kaçar yıl

. <araylaydı, daha sonraları bunları uzun zamana mı yaydınız? Tümçalışanlarınızla sıklıkla toplantı yapar mıydınız? Bütün çalışanlariçin söylüyorum; sadece idari değil de bütün diğer kademelerinhepsine hitaben konuşmalar yapar mıydınız? Küçük şirketten,diğer rakiplerinizden ne gibi farklılıklar yaparak, strateji belir-leyerek, onların daha sonra önüne geçtiniz ve Türkiye'nin sayılı şir-ketlerinden birisi oldunuz?

91

Page 100: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Dinleyici (Necati ARıKAN)

Sayın Ethem Sancak'a bir sorum var. Anladığım kadarıyla, biraile kurumu var, bir de işi yöneten şu anda idari meclis üyeleri var.Bu idari meclis üyelerinin seçimi uzun vadede nasılolacak? Bukurumun devamlılığı için, bu seçim nasıl olacak?

Sayın Agah Uğur'a da bir sorum vardı. "Sayın Asım Kocabıyık nekadar müdahale ediyor?" diye soracaktım ama onun cevabı bir yer-de geçti. Herhalde etmiyor ama gene de Sayın Asım Kocabıyık'ınrolünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.

Dinleyici

Ben Sayın Haluk Alacaklıoğlu'na yönelteceğim. Burada din-lediğimden bir sonuç çıkardım. Sonuçta bu kurumsallaşma talebiniya kurucu veya ikinci nesil olan kişinin algılayıp talep etmesigerekiyor. Bu konu hakkında bir yorum istiyorum ben. Kurucu,mesela Sayın Ethem Sancak örneğinde veya Borusan örneğinde,kendileri özveride bulunarak bu şeyi fark etmişler, hissetmişler vetalep etmişler. Şimdi benim çevremde birçok firmada aslında bütünbunlar net konuşuluyor, biz örnekler veriyoruz. "Üçüncü jeneras-yona %3'ü kaldı", "ikinci jenerasyona %20'si kaldı firmaların" diy-oruz. Bunlar hep konuşuluyor çevremizde de, bu talep netleşmiyor,somu tlaşmıyor. Yani, bu talebi nasıl netleştireceğiz? Kimse inkar daetmiyor bunun gerekliliğini. Fakat talep de netleşmiyor. Talebinkimden gelip ortaya konması lazım? Kurucudan mı, ikinci nesildekikişi mi algılayıp ortaya koyacak bu talebi? Veya ikinci nesilgötürebildi de bıraktı bir yerde, rahatsızlandı, hastalandı, kısa birdönem oldu bu, gelen kişi mi? Yani, talebi nasıl netleştirmeyi for-mülize edebiliriz? Belki bir reçete isteme gibi birşey bu.

Dinleyici

Sorum, Sayın Haluk Alacaklıoğlu'na. Sizce, aile şirketlerinde ku-rumsallaşmanın, bir yıllık ciro olarak düşünecek olursanız, opti-mum derecesi nedir? Yani, yıllık 5 milyon Dolarlık bir şirket veya-

92

Page 101: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

hut 3 milyon Dolarlık bir şirketin, cirosu bu kadar olan şirketin dekurumsallaşmaya başlaması mı lazım, bunun belirgin bir baremivar mıdır?

Prof. Dr. Nüket YETİş

Arzu ederseniz, ben sayın konuşmacılarımıza sırayla söz vereyim.Onlar kendilerine sorulan sorulara cevap versinler ve ilaveten diğerarkadaşlara sorulan sorulara da yorumlarını eklesinler.

Ethem SANCAK

Hedef'in ismi nereden geldi? Ben, yanılmıyorsam, iki safhadangeçtiğimizi anlatmıştım. Bir ortaklı dönemimiz vardı ve 1992'de deortaktan ayrılarak yeni anlayışlarla Hedef'i kurmuştuk. Hedef'ikurarken bir sene boyunca yapacağımız işe ilişkin dünya uy-gulamalarını irdeledik. Pazarın ihtiyacını (tedarikçilerin ihtiyacınıve eczacıların ihtiyacını) sorguladık ve bir hedef koyduk önümüze.O da şuydu. 10 yıl içerisinde Türkiye'nin her tarafında örgüt-leneceğiz ve hizmette eczaneye dört saat mesafede olacağız, müş-terinin sosyal yaşamının bir parçası olacağız gibi birtakım hedeflerkoyduk. "Bunun sonucunda pazarın lideri olacağız" diye bir hedefkoymuştuk. Bunlar hedeflerdi ve bir haftalık tartışmanın sonucun-da, iş arkadaşlarımla ki 13 kişiydik, bunu kurduğumuzda Hedef is-mini koyduk. Hedef ismi tamamen LO yıl sonraki hedefleri tarifeden tartışmadan çıktı. O günkü sloganımızı da, "hizmette sınırınötesi" diye tarif etmiştik. Hatta klasik rakiplerimiz bizim için şöyledediler: "Bunlar kaçakçı. Zaten Güneydoğulu. Hizmetin ötesine,sınırın ötesine mal satacaklar". Böyle de garip bir durumla karşılaş-mıştık; bir anı bu.

Hedefleri genellikle 10 yıllık koyuyoruz. Mesela uluslararası ev-lilikten sonra yeniden bir hedeflerne yaptık. "Bizim LOyıl sonrakihedefimiz, dünya coğrafyalarına 1.000 Türk yönetici ihraç etmek"diye simgeleştirdik bunu. Öyle bir hedefimiz var. Kendi iş alanımız-da öngördüğümuz coğrafyalara (Afrika, Asya ve Doğu Avrupa

93

Page 102: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

pazarlarına) L.OOOTürk yönetici yetiştirerek oralara ihraç etmek;böyle bir hedefimiz var. Gerçekleşir mi bilmiyorum ama ilk 10 yılönceki hedefimizi ortaya attığımızda çok daha komiktik bugünkün-den. Çünkü Türkiye'nin en küçük deposuyduk, %40'a çıkacağımızıplanlamıştık ve bunu deklare etmiştik. Gerçekten o gün komiktik.Bu gün bu hedef için hem Türkiye'nin koşulları hem potansiyelimizçok müsait. Bu hedefi öyle zannediyorum ki LOyıl önceki hedeftençok daha rahat realize edeceğiz çünkü Türkiye'nin büyük potansiyelivar bu konuda. Türkiye 10 yıl öncesine kıyasla daha iyi durumda.

Toplantı yapıyor musunuz? Bizim şöyle bir prensibimiz var,neredeyse 15 yıldır uyguluyoruz. Her yıl bütün şirketlerimiz senedebir kere özeleştiri şöleni yaparlar. O da şudur. 30 ile dağılmış şirket-lerimiz yönetim kurulu üyeleri rehberliğinde toplanırlar. O güntoplanır bütün çalışanlar ve yöneticiler bir tarafa oturur, çalışanlaryöneticileri eleştirirler. Yöneticiler de bir ay bu eleştirilerin üzerin-de çalışırlar, sonra bunların haksız olanlarını söylerler, haklı olan-larını da nasıl düzelteceklerini şeffaf bir şekilde çalışanlara deklareederler. Biz bunu her yıl yapıyoruz. Ayrıca, şirket yöneticilerimizher ay bir kere, şirket genel müdürlerimiz her ay bir kere bütün ça-lışanlarıyla toplanıp ay değerlendirmesi ve muhasebe yapmak zo-rundalar ve onların katkılarını almak zorundalar. Böylece çalışanlaryöneticilerimizi denetliyorlar. Böyle karşılıklı bir özverimiz var vebunu biz sürekli yapıyoruz ve kurumsallaştırdık.

Farklılaşmayı şöyle yaptık rakiplerimize oranla. Müşteriye yöne-lik hizmette farklılaşmak hedefini benimsedik. Sürekli, müşterileri-mizin taleplerini ölçen ve bizim önümüze getiren yöntemlerimiz varve müşteri dilediği anda benim şahsıma bir telefon kadar uzakta.17.000 müşteride benim cep telefonum var ve istediği an bana ula-şabilir. Ayrıca, 44 Tli hattımız var; doğrudan yönetim kurulu başka-nı olarak bana bağlı. İki tane asistanım müşterinin emirlerini yerinegetirmek için o telefonları sürekli dinliyorlar. Hani "Madde bir;meşhur müşteri her zaman haklıdır. Madde iki; haksız olduğu ko-şullarda birinci madde geçerlidir." prensibini uyguluyoruz. Bu birgelenektir ve güzel bir geleneğimizdir. Bunun da faydasını gördük.

94

Page 103: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Necati Arıkan'ın sorusuna şöyle cevap verebileceğim. idare mec-lis üyelerinin seçimine ilişkin kriterlerimiz var. Aslında biz birta-kım gerçekleri biraz el yordamı ve biraz dünyadan öğrenerek bulu-yoruz. Şu anda zaten çok ortaklı bir şirket olduğumuzdan ve %50'siAlliance Unicam'in hissesi olduğundan, onların adına temsilen üçyönetim kurulu üyelerini onlar seçiyorlar. Ailenin hisselerine teka-bül eden beş yöneticinin seçimine ilişkin şöyle bir şey vardı. Baştabu beşin beşi de ailedendi. Biz bunun doğru olmadığını ve tecrübe-yi içimize alamayacağımızı, doğrusu ilerleyemeyeceğimizi tespit et-tik ve hızla yönetim kurulu üyeleri içerisinden aile bireylerini azal-tıyoruz. Şimdi üç kişiler, iki tane de aileden olmayan profesyorıeli-miz var. Bizim hedefimiz aileden üye sayısını bire indirmek. Bir kişibırakmayı düşünüyoruz. Hatta, önümüzdeki dönem, yabancı or-taklarımızla görüşüp, yönetim kurulu içerisinde bir bağımsızyönetici seçme komitesi kurmayı düşünüyoruz. Ortaklar kurulu-nun yönetici seçmesi doğru değildir çünkü bilemeyebilir. Ortaklarkurulu politikayı ve ihtiyacı belirler ama o ihtiyaca denk düşecekprofesyoneli bulmayı yönetim kurulu içerisinden bir komiteyebırakmayı düşünüyoruz. Yönetim kurulu içinden veya dışındanbirtakım danışmanlanmızla, planladığımız, bu. Umut ediyorum kiönümüzdeki yıllarda veya aylarda bunu uygulayacağız.

Agah UGUR

Necati Arıkan'ın sorusuna cevap olarak şunu söyleyebilirim. As-lında, üç değişik dönemden bahsetmek mümkün: 1990-95 arası,1995-2000 arası ve 2000 sonrası. 1990-95'te Sayın Asım Kocabıyıkve Sayın Ahmet Kocabıyık işi beraber yönetmeye çalıştılar ve en zordönem o zaman oldu, açıkçası. Çünkü tarzlar farklı, beklentiler vebakış açısı biraz farklı oluyor. Ama kişilikleri tanısanız problem çık-mayacağını tahmin edebilirdiniz. Hiç sorunsuz halledildi; tabi ki,kişiliklerinden dolayı. 1995-2000 arasında Sayın Asım Kocabıyıkhala yönetim kurulu başkanı idi. O zaman, ona sorulması, onun daieazetinin alınması gereken konular tanımlandı. Bunlar, mesela,yeni yatırımlar, genel müdür atamaları, hissedarlık yapıları gibikonulardı. Günlük, ieraya yönelik faaliyetler dışında, daha kalıcıdeğişikliklerle ilgili mutlaka onun görüşü, onayı alınıyordu.

95

Page 104: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

2üüI'de Sayın Asım Kocabıyık Holding Yönetim Kurulu Başkan-lığı görevini oğlu Ahmet Kocabıyık'a devretti. Şu anda Sayın AsımKocabıyık resmi olarak herhangi bir karar alma platformunda yeralmıyor. Dolayısıyla, kararların hiçbir tanesi Sayın AsımKocabıyık'ın onayını beklemiyor. Ancak Asım Bey Grubun perfor-mansını yakından takip ediyor ve gerekli sorgulamaları yapıyor.

Sayın Asım Kocabıyık hayatı boyunca işine kendini adamış birişadamı. Düşünürseniz, işi hobisi, her şeyi. Özellikle, borçlanmagibi konularda ve işin yapılış şekline yönelik (etik olsun, çalışmadüzeni olsun) konularda hassasiyetlerini öneri niteliğinde dilegetiriyor. Orada da en fazla ben Sayın Asım Kocabıyık ile beraberçalışıyorum. Bir platform yerine, bir yönlendirme durumu olarakben üstlendim o görevi. Ama Sayın Asım Kocabıyık'ın bu hakiki öz-verisine ben şahsen hayranım. Devlet adamlığı nasılolur? Benimpolitikayla hiç alakam yok ama şöyle bir örnek verebilirim. SayınTurgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığındaki müdahaleci üslubu ileSayın Süleyman Demirel'inki arasında ciddi fark vardı. Hangisi iyi,diye tartışmıyorum ama Sayın Süleyman Demirel belki de daha iyibir Cumhurbaşkanı oldu Başbakan olmasından çünkü o kendinidisipline etti. Cumhurbaşkanı müdahale etmeden ülkeye nasılbabalık yapılabileceğini hissettirdi. Sayın Asım Kocabıyık bunudaha iyi yapıyor, açıkçası. Mesela, orada bir baklava var, siz bak-lavayı çok seviyorsunuz ama yemiyorsunuz. Çünkü yemek o aniçin iyi ama daha kalıcı hasarlar verebiliyor. Onun için, görüş fark-ları olsa bile, zaman zaman öneri olarak dile getiriyor fakat alınmışbir karara hiçbir şekilde hiçbir zaman müdahale etmiyor. Gerçek-ten, benim çok şaşırdığım ve hayran olduğum bir yaklaşım.

Sizin sorunuza da cevap vereyim. Benim görüşüm olacak bu,tabi. Hep konuşuyoruz da, düğmeye nasıl basılacak? Benim şahsifikrim; işin ihtiyaç duyması lazım. Konuşmamda da onu söyledim.Siz önümüzdeki beş sene, LOsene, Türkiye için çok uzak olsa bile(rakamlardan bahsetmiyorum) şirketinizin ne yapmasını istiyor-sunuz, nerelere ulaşmasını istiyorsunuz? Bunu tanımlamanızlazım; ama çok net olarak. Danışmanlarla olabilir, aile fertleriyle

96

Page 105: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

olabilir, çalışanlarla olabilir ama her şeyi sorgulayarak tanımlamanızlazım. Bu gün bulunduğunuz yerden gitmek istediğiniz yere kadar-lık bir mesafeyi kimlerle yapacaksınız ve nasıl yapacaksınız? Bunutanımlamanız lazım. İdeali nedir? Bunu tanımlamanız lazım. Ondansonra da, bu günkü mevcut imkanlarınıza bakmanız lazım. İnsanlar,yöneticiler, aile fertleri, süreçler, parasal imkanlar, bunların tümünebakmak lazım. Ondan sonra da, nasıl bir yön çizeceğinizi belir-lemeniz gerekiyor. Bence, o zaten kendi kendine verecektir. Onakurumsallaşma adı altında bir tanım koymaya da gerek yok.

Zaten Sayın Ethem Sancak da "aslında, kendim için yaptım"dedi. Ben inanıyorum ki, bir şeyi beyinden kağıda geçirdiğinizzaman işin tanımı o kadar değişiyor ki. Şunu bir kağıda geçirin,kağıda bir bakın. Ama kağıtta global sözler olmayacak. Çok netdüşünün benim bahsettiğim beş yıl sonrayı, on yıl sonrayı, ihtiyacı,bu günkü durumu, ne yapılması gerektiğini. O yazıyı iki gün sonraokuyun. Bakın, görün; çok net olarak içgüdüsel olarak o çalışmabaşlayacak.

Dinleyici

Ben de küçük bir yorum olarak katılmak istiyorum. Zaten insan-lar da şahsiyederini nasıl kazanıyorlar? Bir şahsiyet kazanma süre-ci yaşanıyor, değil mi? Bu sadece eğitimle de olmuyor. Yaşanmıştecrübe, yaşadığımız toplumun algıladığımız değerleri bu süreciniçinde yer alıyor. Kurumsallaşma diye anlatılmaya çalışılan, ozaman, o firmaya da, o kuruma da bir şahsiyet kazandırma, bir tarzkazandırma, bir kimlik kazandırma. Bu tarzı da, aileden gelen çokiyi eğitim almış birisi farklı hatalar da yapabilir. Yapmaması içinönüne önlemler koymak gerek. Kurumun da önüne bu tür önlem-ler konulmalı. Böylece kuruma düzgün bir kimlik, kişilik kazandır-ma gibi işlevler yerine getirilmiş olur. Bunu yaparken tabi ki hedef-ler konacak, ekonomik hedefler, etik hedefler, Sayın Joe Paul'ünbahsettiği güven unsuru işin içinde olacak. Bu, sizin bayağı detaylıanlattığınız parça parça bir olgu değil. Bir bütünün içinde değerlen-dirilecek bir şey, aslında.

97

Page 106: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Ethem SANCAK

Ben tarihi bir anekdot anlatmak istiyorum. Osmanlı, Fatih Sul-tan Mehmet ile devlet oluyor. 1299 kuruluş, ama Osmanlı 14s3'legerçekten devlet oluyor. Daha öncesi için tarihçiler bir askeri im-paratorluk, bir aşiret imparatorluğu olarak tarif ediyorlar. Bununlailgili de Fatih ile ilgili, devletleşme olayım anlatan çok güzel biranekdot var; müsaade ederseniz paylaşmak istiyorum.

Fatih Ayasofya'ya karşı bir abi de yapmak istiyor (Roma'ya karşıOsmanlı'nın gücü) ve Fatih Camii'nin inşasına karar veriyor. Mi-mar Murat'ı çağırıyor (kendisi de bir mimar), kubbeyi çiziyorlar;kubbe, Ayasofya'mn kubbesinden 50 kulaç daha büyük olacak. Ar-dından, sefere çıkıyor. Dönüyor, geliyor, temele bakıyor. Daha öncetemel atılmış ve bir yıl bekleniyor çünkü İstanbul zelzele bölgesi ol-duğu için temelin oturması lazım. Temele bakıyor ve bakar bakmaz,kendisi de bir matematik alimi olduğu için, kubbenin küçültüldü-ğünü anlıyor. Mimarı çağırıyor, "niye küçülttün?" diyor. "Burasızelzele bölgesi" diyor "bu kubbe yıkılırdı, mecbur kaldım". Padişahkendisine damşılmadığı için çok öfkelerriyor ve Mimar Murat'a"Hangi kolunla küçülttün" diyor. "Bununla" diyor. O da kestirtiyor.Mimar Murat şeyhülislama gidiyor ve Fatih'i dava ediyor. Mahke-me kuruluyor. Fatih alametleriyle giriyor salona. Şeyhülislamçıkarıyor kendisini dışarıya, diyor ki "Eşitsin sen. Alametleri çıkar,öyle gir salona. Burası mahkeme salonudur." diyor. Kimlik yokla-ması yapıyor, o da "Ben ulu hakamm" diyor. "Hayır, sen Muratoğlu Mehmet'sin" diyor. Yargılama başlıyor. Iddia vesaire ... Sonun-da kitaba bakılıyor, kısasa kısas; Fatih'in kolu kesilecek. Müthiş birolay. Şeyhülislam bu kararı veriyor ve Fatih büyük bir özveriylekolunu uzatıyor "şeriatın kestiği kol acımaz" diye. Murat "Bu koldevleti ali Osman'a lazımdır. Davamdan vazgeçtim." diyor. Oradaşeyhülislamın söylediği söz çok önemli: "şimdi devlet oldumdevletlum" .

Yani, iradenin kuruma tabi olması. Şirket kurucusu, aile lideri,yaratacağı esere bu kadar itaat edebilmeli, bu fedakarlığı gösterebil-

98

Page 107: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

meli. Onu yapmadığında bir başkası bu kararı veremez. Ne olur? Oşirket dağılır. O özveriyi yapmazsa, o şirket dağılır.

Agah UGUR

Ben de daha basit bir örnek vereyim. Araba kullanmayı çok se-viyorsunuz ama çok yorgunsunuz. Az tanıdığınız ama güvenmenizgerektiğini hissettiğiniz bir adama arabayı verir misiniz, kullanma-sı için, yanına oturup? Birinci soruydu bu. İkinci soru; uyur muy-dunuz yanında? Güvenmeniz gerektiğini hissediyorsunuz, aslında,ama yüzde yüz de emin değilsiniz.

Dinleyici (Deniz DOGRU)

İşimiz ayakkabı ve şu anda üçüncü kuşak olarak devam ediyo-rum. Kurumsallaşma bir tercih değil, bir zorunluluk, Sayın AgahUğur'un da dediği gibi, ihtiyaç olmadıkça.

Benim sormak istediğim soru şöyle. Biraz kişisel olacak. Yaşım26; çocukluğumdaki ıo-15 metrekarelik han odalarından ve günde16 çiftlik üretim kapasitelerinden şu anda 2.500 metrekarelik birfabrikada günde 1.200 çiftlik bir üretim kapasitesine ulaşmış durum-dayız.

Sayın Agah Uğur'ın kurumsallaşmış şirketlere verdiği Hp, Moto-rola, IBM gibi örneklerin, açıkçası, tamamı teknolojik ürünler üre-ten firmalar. Benim Sayın Haluk Alacaklıoğlu'na veya Sayınjoe Pa-ul'e sormak istediğim; bizim tarzımızdaki emek yoğun iş üretensektörlerde çalışan firmalarda bu zamana kadar herhangi bir danış-manlık hizmeti verdiler mi? Veyahut da bizim burada dikkat etme-miz gereken konular nedir? Çünkü şu anda benim yaşım 26 ama,Sayın Ethem Sancak'ın da dediği gibi, kendi çocuklarımın sadeceişin başında olması değil, onlara iyi bir gelecek de hazırlayabilmekiçin benim onlara devretmemde emek yoğun bir sektörde neleredikkat etmem gerekiyor?

99

Page 108: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

Haluk ALACAKUOGLU

Evet, bu tip şirketlerle muhatap olduk biz. Zaten Ortadoğu böl-gesine baktığınız zaman; büyük bir çoğunluğu, hele bizim güneyi-mizdeki petrol zengini ülkelerdeki çalışmalarında, bunların hemenhemen hepsi ticari ilişkilere ve ortaklıklara bağlı şirketler; sizin gi-bi sanayi üreticisi pek yok. Ama sorunuza kategorik cevap benceşu. Hiçbir renk, şekil, cins vesaire ayrımı yapmıyor kurumsallaşmave kurumsal yönetim. Hatta, ben burada şimdi başka bir şapkayıkoyarak konuşacağım. Kurumsal Yönetim Derneği BaşkanıyımTürkiye'de. Üyelerimiz de var burada hatta. Orada geniş tanımla-maya girdiğimiz zaman; paydaşları olan her örgütün bir kurum vekurumsallaşmaya ihtiyacı var; spor kulüpleri dahil, siyasi partilerdahil, kamu iktisadi teşekkülleri dahil her şeyin ihtiyacı var. Sanatörgütünden tutun, müzeye kadar her şey. Kurumsallaşma diyerek,şeffaflık, adillik şeklinde kurumsal yönetimi anlatmaya başlarsamiki saat daha inernem buraya; o nedenle çok hızlı geçeceğim. Bun-ların hepsinin ötesinde başka bir anlamı var kurumsallaşmanın;performans odaklaşması. Yani, performansın ön plana çıktığı an.Bu, kar olabilir, iyi çalışma olabilir, belirlenen hedeflere ulaşma ola-bilir, şirketin kendine koyduğu her şeyolabilir. Kurumu çok genişdüşünün burada; hizmet sektörü, sanayi sektörü, spor kulübü, sa-nat örgütü, siyasal parti, hiçbir şey fark etmez burada. Hepsininpaydaşları var. Hepsinin paydaşlarının beklentileri ve çıkarları var.Eğer onları bir platformda birleştirebiliyorsanız ve onlara cevap ve-recek ve o dinamiği bir şekilde organize edip o hedefe odaklaştıra-bilecek bir sistem koyabiliyorsanız işte bunun adı zaten kurumsal-laşma.

Daha önce sorulan, Sayın Agah Uğur ve Sayın Ethem Sancak'ınçok güzel cevapladıkları o tetik sorusuna geleceğim. Birçok şey te-tikleyebiliyor ve hangi kuşağın tetiklediği belirli değil. Hatta, (söy-leyeceğim, bir istatistiksel çalışma değil ama ampirik gözlemdir)çalıştığım bir kurumda, daha birinci kuşakta, ilkokul mezunu biledeğil, fakat o ileriyi görüyor. Diyor ki "ben bunları yapmazsam,benden sonrakinden sonra bu şirket batar" ve konuşmaya başlıyor,

100

Page 109: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

içindekileri dışarıya koyuyor. Veya bazısı var neler kazanacak?"Benim için ne var bu işte?" Neler kaybedecek? Bunu dürüstçe tar-tışmak lazım. Belki genç kuşakların tetiklemek için yapacağıbir iş, o oluyor. ilaveten, şunu hissettirmek gerekli, yine Aspen'inkurucusu meslektaşımız David Borg'un güzel bir sözünü paylaşayım;"maalesef bunların çoğu, cenaze töreninden geriye dönerkentartışılıyor" diyor.

İkinci konuşmacı optimumu sordu, ciro ile bağlantılı olupolmadığını sordu. Bakın, kişisel görüşüm, gözlemlerim ve okuduk-larıma bağlı olarak söyleyeceğim. "Kuruluş aşamasında, aile eşittirşirket" demiştik. Her şeyi paylaşıyor, gece gündüz onunla yaşıyoraile, evine götürdüğü para orada, çalışanlar zaten kendisi, çeluğuçocuğu. Burada zaten çok fazla kurumsallaşmaktan bahsetmeninveyahut da birtakım sistemler, birtakım yük getirmenin pek yararıolmuyor. Orada, özdeşleşmişler birbirleriyle. Orada belki sorun-ların atılması için ileriye yönelik birtakım düşünceler olabilirama o aile-şirket yapısı 'aile eşittir şirket'ten çıkmaya başladığınoktada bulunuyor. Bu, ikinci olur, üçüncü olur, daha sonra olur.Daha sonra olacağım pek sanmıyorum; o iki kuşak zaten onun içinhem tehlikeli hem riskli. İşte orada bunun gündeme gelmesigerekiyor.

Şöyle bir iddiamız da yok konuşmamdaki o %85 batıp gidenoranları kurtarmak için Hayır, onlar gene batacak; onlar daDarwin'in teorisi. O %15'in içinde olabilecek misiniz siz, olamayacakmısınız?

Dinleyici

Bu, net olarak bir iflas mıdır, yoksa kabuk değiştirme midir?

Haluk ALACAKLIOGLU

Dediğim gibi, o %85'in içinde şirketi belli bir noktada satıp, dev-redip o geliri ile herhangi bir başka şey yapma da var. Ama onlar ço-

101

Page 110: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi

ğunlukta değil. Çoğunlukta olan, o şirketlerin gerçekten yok olupgitmesi. Hatta, Türkiye'deki örneklerinde de gördük, ailelerin ma-alesef o nedenle, o araç yoldan çıktığı için dağılması söz konusuoluyor.

Prof. Dr. Nüket YETİş

Önce sabnnız için teşekkür ediyoruz. Saat 13:00'den beri bura-dayız ve hakikaten gördüğüm en uyanık öğleden sonra katılımcıgrubuydu.

İkinci teşekkürüm de sayın konuşmacılanmıza. Gerçekten, hemuygulama hem teori bazlı olarak çok değerli bilgiler aldık. Çok şeyöğrendiğimiz i umut ediyorum.

Üçüncü teşekkürüm de, bize böyle bir ortamı yarattıklan için İs-tanbul Sanayi Odası'na.

Sizlerin deneyimlerinizi daha kapsamlı paylaşabileceğimiz birbaşka sohbet toplantısında buluşmak üzere iyi günler diliyorum.

102

Page 111: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi
Page 112: İSTANBUL SANA Yİ ODAsı · rine yönetim danışmanlığı yaptı. Uzmanlık dalı, kurumsallaşma, yö-3. netim kaynakları, yönetim ve icra kurulu üyeleri seçimi ve değerlendi-rilmesi