bozkurt - evrak.cm.gov.nc.tr
TRANSCRIPT
'Cr'trCrtiPazartesi29 Ocak,
HL : 17 — SAYI : 6009
F îA T I ; É Â s B î
B o z k u r tG Ü N L Ü K M Ü S T A K İ L S İ Y A S Î G A Z E T E
Sahibi ve Umumi Neşriyat Müdürü: CEMAL TOGAN • Mes’ul Yazi İşleri Müdürü: SADİ C. TOGAN
k i b r is i n e n y ü k s e kTİRAJLI TÜRK GAZETESİ
Dizilip Basıldığı Yer: BOZKURT BASIMEVİ 144, Girne Caddesi, Lefkoşa
Telefon: 62951
İK ' * " 'fs
)lin şehrimizde düzenlenen şehitleri anma töreninde bir kız öğrenci şiir okurken (.solda), K.T.K. Alayı Komutanı Kur- nay Albay Fazıl Polat, Cumhurbaşkan Muavini ve Geçici Türk Yönetimi Başkanı Dr. Fazıl Küçük ile Türkiye Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Ercüment Yavuzalp şehitlikte (sağda), Mücahitlerimizden bir manga saygı atışı yaparken (aşağıda solda) ve bir erkek öğrenci şiir okurken (aşağıda sağda).. Foto : Bozkurt — BILBAY)
8 OCAK ŞEHİTLERİ DÜN ANILDILefkoşa: ı rinde düzenlenen törenlerle
anılmıştır. Dün sabah Lefko- ehitlerimiz dün Lefkoşa’da şa’da, Şehitler Anıtı önünde
| adanın diğer Türk bölgele | yapılan törende, çelenk kon
[ueblo’ nun kurtarılm asını temin lin ortaya çeşitli fikirler atılıyorenatör FuIIbright, Pueblo Olayının Dinlo- latik Yo llardan Çözümlenmesini istedi
NEW YORK — ŞAM S"
[ Geçen akşam bir demeç ve- Amerika Birleşik Devletleri
natosu Dışişleri Komisyonu kanı Senatör William Fullb-
fcht, hUkûmetin PUEBLO ola- lıı savaş tehditleri yerine dip natik yollardan çözümlemeye
Ilışmasını istemiştir. Fullb- ^ht, PUEBLO’nun yakalandı- Fsıradakı yerini tesbit etmek pacıyle Vietnamdaki uluslar- sı kontrol komisyonuna ben- bir komisyon kurulmasını
lemiştir. Senatör, konuşmanda Güney Koredeki Ameri - fin uçaklarının PUEBLO nun rdımına gitmemelerini de yer ştir.
[ö te yandan ayni konuda bir neç veren Amerika Birleşik
evletleri Senatosu çoğunluk Seri Mike Mansfield, Kuzey Dreye karşı girişilecek bir as- fcri saldırının PUEBLO’nun
kişilik personelinin kaybetmesi ile sonuçlanabileceğini ylemiştir.
[New-York’tan (bildirild iğine pre, Birleşmiş Milletler Güven-
Konseyinde konuşan Ameri- (Devamı 4. sayfada)
«t
lerika’da yapılan Ltom denemesinde Jinalar zelzeledeki gibi ıllandı
CREEK VALLEY, (Ne- la ), — Amerika’nın geçen
yaptığı nükleer deneme Blki şimdiye kadar yapılanla-
en kuvvetlisi olmuş. Salt «e City’den San Fransisco’ kada uzanan bölgede bina adetâ bir depremde oldu gibi sallanmıştır.
; Atom Enerjisi Komisyonu- ın bu ücra Nevada vadisin-
tertiplediği deneme 1000 (letreden fazla derinlikte ya-
ıış ve 640 metre ötede da ı hissedilmiştir. Deneme prog
ılannın süratlendirilmesi iiy le tertiplenen bu ye-
Jtı infilâkinin b ir milyon di amitin patlama gücüne eşit
|Iduğu belirtilmektedir.Califom ia üniversitesinde,
filâkin sebep olduğu sarsın- Richter ıskalasında 6 birim
îarak tespit edilmiştir. Bu avvette bir sarsıntı şiddetli
i r depreminklne eşittir.
. ̂
••
DOKTORUN DiLiNi KOPARDI
Beyrut:Geçen hafta Beyrut’un lüks
mahallelerinden birinde, büyük bir düğün tertiplenmiş ve şehrin ileri gelenleri de, bu düğüne katılmışlardır. Ancak, pencerelerin kapatılması, kaloriferlerin aşırı derecede ısıtılmış bulunması, misafirlerle meşgul olan gelinin fenalık ge çirmesine ve bayılmasına sebep olmuştur.
Gelin, yere düşünce, yakın lan kendisini ayıltmaya çalışmışlar, fakat kenetlenmiş olan ağzını bir türlü açamamışlar dır. Bunun üzerine, düğünde m isafir olarak bulunan bir doktor, zorla gelinin dişlerini aralamış ve ağızdan ağıza, sun’i nefes usulü tatbik etmek istemiştir. Bu şekilde, biraz kendine gelen, gözlerim açan gelin, ani olarak tekrar dişlerini kapamış ve doktorun dilinin 2 santim boyunda b ir parçasım da koparmıştır.
duktan sonra, ti borusu ile saygı duruşunda bulunulmuştur. Daha sonra istiklâl Marşı ve şiirler okunmuştur..
Şehitler Anıtı önündeki törenden sonra kortej Şehitliğe gitmiş, çelenkler konulduktan sonra saygı duruşu ile saygı atışı yapılmış ve dua okuna rak özel defter imzalanmıştır..
Törende Cumhurbaşkan Yar dımcısı ve Geçici Türk Yöneti mi Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Fazıl Küçük, Türkiye Cum huriyeti Büyükelçiliği Maşla hatgüzan Ercüment Yavuzalp, K ıbrıs Türk Silâhlı Kuvvetleri Alayı Komutanı Kurmay Albay Fazıl Polat, bir mücahit kıtası, öğrenci temsilcileri ve halk katılmıştır..
BAŞKAN S U N A Y ’ IN ZİYARETİ DOLAYISI İLE L İ B Y A ’ DA ÜÇ GÜNLÜK B AYRAM İLAN EDİLDİ
TRABLUSLibya Kralı Birinci idris El
Sunusinin resmi konuğu olarak Trafolusda bulunan Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay dün akşam Libya Başbakanının onuruna verdiği yemekte hazır bulunmuştur.. Akşam yemeğine Dış işleri Bakıanı ihsas Sabrı Çağla- yangil ile Türk heyetinin öteki üyeleri de katılmışlardır. Cumhurbaşkanı yemekten sonra dü zenlenen folklor gösterilerini seyretmiş ve sanatçıları başarılarından dolayı kutlamıştır. Sunay, bugün silâhlı kuvvetlerin geçit törenini izleyecek daha sonra içişleri Bakanının şerefi ne vereceği öğle yemeğinde hazır bulunacaktır. Yemekten sonra binicilik gösterileri yapıla çaktır. Daha sonra tarihî kalıntıları görmeye giecek olan Cum hurbaşkanı C. Sunay ve Türk heyeti üyeleri akşam Trablus Belediye Başkamnın onurlarına verecekleri kabul resminde hazır bulunacaklardır.......................................
Vietnamda 428 Siyasi Mahkûm Serbest Bırakıldı
HANOILuna yeni yol dolayısyle Vi- etkong çetecileri dün 14 askeri serbest bırakmışlardır. Kuzey Vietnam kaynakları ise ayni maksatla üç Amerikan pilotunu serbest bırakacaklarını açıklamışlardır. Bu arada Luna yeni yılı dolayısıyle Güney Vietnam lılar da 428 siyasî mahkûmu ser best bıralkmışlardr.
KAYIP HİDROJEN BOMBASININ B A Z I PARÇALARI B U L U N D U
Washington:
Vaşhington’da Amerika Sa vunma Bakanlığı tarafından dün resmen açıklandığına go re b ir hafta evvel Gröndland üzerinde düşerek parçala, nan B - 52 tipi uçakta bulu nan dört hidrojen bombasının birçok parçalan dün uçağın
düştüğü yerde buzlar üzerin de bulunmuştur.. Kayıpta o- lan bombanın diğer önemli kısımlarının da bulunması i- çin araştırmalara aralıksız devam edilmektedir. Savunma Bakanlığının b ir sözcüsü bom baların bulunmayan kısımlarının patlama tehlikesi yoktur.
Sunay’ ın ziyareti dolayısıyle Kral El Sunusi, Libyada Uç gün lük bayram ilân etmiştir
Kayıp İsrail denizaltısını aramaya çıkan
MINERVD ADLI F R A N S I Z DENİZALTISI DA KAYBOLDU
İSRAİLLİ BAZI Ç EV R ELER , DAKAR’ IN MISIR VE RUS GEMİLERİ TARAFINDAN BATIRILDIĞINI Ö N E S Ü R M E K T E
HAYFA:
Kayıpta bulunan DAKAR adlı İsrail denizaltısını bulmak için Akdenizde arama faaliyetlerine devam edilmektedir, için de 69 kişi bulunan denizaltıdan geçen Perşembeden beri haber alınamamıştır.
Diğer taraftan Fransız Bahriye Bakanlığı tarafından dün yapılan bir açıklamada 52 kişilik bir mürettebat taşıyan MINERV adlı Fransız denizalıstının da DAKAR’ı ararken Akdenizde kaybolduğu bildirilmiştir. Tu- londaki üssüne dönmemesi üze
rine. geniş bir arama yapılması emri verildiği haberde ilâve edilmektedir.
Bilindiği gibi DAKAR’ı arama ya çıkan bir Yunan hücumbotu da halen kayıptadır.. Böylece son dört gün içinde Akdenizde esrarlı bir şekilde arka arkaya kayıplara karışan askeri gemile rin sayısı üçe yükselmiş bulunmaktadır.
Dakar’ı bulmak için 400 kilo metrelik bir sahayı taramakta olan Türk, Ingiliz, Amerikan ve İsrail gemileri ile Ingiliz uçakları, hüküm süren fırtına sebebiyle çalışmalarına zorlukla de-
D r . C h r i s t i a n Bernard kalb naklindeki nazariyesini açıkladıKore’deKanlı Çarpışmalar Başladı
SEULKorede bir haftadan beri sı-
nr çarpışmaları cereyan ettiği ve Seulde demeçte bulunan bir Amerikan askeri sözcüsünün, Kuzey Korelilerin askerden arm mış bölge boyundaki karakolla ra saldırdıklarını, ancak Ameri kan askerleri arafından geri püskürtüldüklerini bildirdiği haber verilmektedir. Güney Koreliler, bir hafta önce Güneye sızan 31 Kuzey Koreli gerilla çıdan 25 ‘ inin öldürüldüğünü bildirmişlerdir.
Seul Radyosu 24 Güney Koreli ile 24 Amerikan askerinin ve sivil 8 şahsın hayatlarım kay bettiklerini açıklamıştır.
Diğer taraftan dün alınan haberlere göre, dün Kuzeyi®". Güney Koreyi birbirinden ayıran askerden arınmış bölgede, Ame rikan ve Güney Kore Birlikleri ile Kuzey Koreli çeteciler arasında yer yer çarpışmalar olmuş tur. Bir Amerikan askeri sözcüsü birkaç gün önce güneye sızarak Güney Kore Cumhurbaş kanlığı sarayına neticesiz kalan bir baskında bulunan 31 kişilik çeteci grubundan 5 kişinin Se- ul’ün 15 mil kuzeyinde yakalan dığını açıklamıştır.
m ü n ih
Tıp tarihinde ilk kalb nakli ameliyatını yapan Güney A frikalı Doktor Bernard Münih üniversitesinde yaptığı bir konuşmada ileride kalıb nakli ame liyatında hataların olabileceğini fakat hastaların doktorlarına itimat etmeleri gerektiğini söyle miştir. Batı Almanya televizyo nunun davetlisi olarak Münih’te bulunan Dr. Bernard çeşitli soruları cevaplandırarak- şunları söylemiştir:
“ Kalbini veren kimse de, alıcı gibi sadece doktoruna itimat etmelidir.. Bence zihnin çalışması durduğu zaman o kim se ölmüştür.’
“Bunun için de doktor Ber- nard’ın ameliyat ekibi bu prensibe göre klinik, ölü tesbit edildikten sonra kalb nakil ameliyatı için çıkarmaktadır. Doktor Bernard kalbi nakli ameliyatının doğurduğu ahlâkî sorunla ra da değinmiş ve “bu ölü organ ların nakli meselâ böbreğin nak linden farklı değildir, fakat tabii kalbi ruhun bulunduğu yer olarak kabulederseniz iş değişir Aksi halde kalp bir pombadan başka bir şey değildir” demiştir. Ameliyattan sonra 25’inci günde hastası Blaiberg’in durumunun çok iyi olduğunu da belirten doktor, eğer ameliyat edilmeseydi Blberg’in btı güne kadar çoktan ölmüş olacağını söylemiştir..
■*ıııııi)«iiııı«mııııiHitıni)HM>ıı>»>
Nixon’ a göre, Amerika yeni bir lidere muhtaçtır
Johson’un yardımcısı Humphrey
başkanın tutumunu savundu
vam etmektedirler. İsrailli bazı çevreler, DAKAR’m Mısır ve Rus gemileri tarafından batırıldığını öne sürmüşlerse de, İsrail hükümetinin bir sözcüsü, bu konuda hiçbir resmî bilgiye sahip olmadıklarını söylemiştir. İsrail Kabinesi olağanüstü bir toplantı yaparak denizaltı konusunu görüşecektir.
Tel— Aviv'de İsrail yetkilileri tarafından açıklandığına göre, kayıp İsrail denizıaltısı dün akşamki aramalar sonunda da bulunmadığı takdirde resmen kayıp addedilecektir. Bu arada İsrail kaynakları kayıp İsrail denizaltısı ile Fransız denizaltı- sı arasında herhangi bir ilişki göremediklerini açıklamışlar - dır.
Diğer taraftan BAHIA CAPITANA adlı Ispanyol tankerinin Girit açıklarında yanmakta oldu
ğu bildirilmektedir. Tanker 20. 000 tonluktur
Güney Afrika açıklarında da SHIRABANK adlı bir Ingiliz şilebinde kasırga yüzünden taşı makta olduğu hamulenin sürün meşinden çıkan yangın sığındığı Lorenzo Markes limanında dön dürülemedigi için geminin Dur- , ban’a gitmekte olduğu (bildiril- " miştir.
Paris'ten alman son haberlere göre, Fransa’nın güney sa hilleri açıklarında denizin sat hında çok miktarda petrol görülmüştür.. Petrolün Akdeniz’ de, “Minerva” isimli Fransız denizaltısının kaybolduğu bir bölgede bulunduğu haber verilmektedir. Fransız ilgililere göre, denizde görülen petrol kayıp denizaltıdan çıkmayabilir. İlgililer Akdeniz’in muhtelif bölgelerinde su sathında zaman zaman petrol gö rüldüğünü belirtmişlerdir.
KÜÇÜK MANKENİN i A YAĞI KESİLDİ: Bu resme bakanjher- kes, ayısını koynuna almış, bir yatakta tatlı tatlı gülümseyen bu genç kıza sempati duymaktan geri kalmayacaktır... Aslında ise Georgiana Evans adlı bu kızın tebessümü en bahayiğit ekeklerin bile dudaklarında görülemiyecek cinstendir. Çünkü üç buçuk yaşında olan Georgiana bir çocuk manken olmak üzereyken ayağını Londrada bir mağazanın asansör kapısına kaptırmış ve bu fotoğrafın çekilmesinden dört saat evvel bir ayağı doktorlar tarafından kesilmiştir. Bays- water’in Sutheland Place kasabasından olan küçük kız şimdi Kensington’dakl St. Mary Hastahanesinde nekabet devresin- dedir. Küçük Georgiana artık ağrıları dinmiş olduğu İçin etrafıyla meşgul olmakta, fakat annesiyle babası bu kadar körpe, bu kadar tatlı, bu derece sevimli olan yavrularına haya - tın bazan insanlara çok zalim davrandığını izah cesaretini bir türlü kendilerinde bulamamaktadırlar. Şimdilik annesiyle babası yavrularını sevdiği cinsten bebeklerle oyalamakta ve belki zamanın, kUçilk kızlarının yaralarını heıkesten daha iyi savdıracağını ummaktadırlar.
•H WASHINGTON
Bildirildiğie göre, Birleşik Amerikanın Başkan Yardımcısı Hubert Humyhrey, evvelki gün yaptığı bir konuşmada Başkan Johnson’un tutumunu savuna - rak “ Dünyada barış isterseniz barışın ücretini ödemek zorundasınız” demiştir. Bir Demokrat Parti toplantısında konuşan Humphrey, “ Bugün dünyanın az çok barış içerisinde yaşama sını sağlayan etken Amerikanın andlaşmalara ve tahhüttlerlne sadık kalmasıdır. Başkan Johnson iş başına geldiği tarihten bu yana nükleer silâhların yayılma sını önleyici andlaşmalar dışında hiçbir nükleer anlaşma imza lamamıştır.’ dedikten sonra söz lerine şöyle devam etmiştir: “ Biz saldırgan değiliz. Amerika Vietnamda barışı sağlamak için 29 teklif sunmuş, ancak komünistler bütün bu tekliflere ‘hayır’ demişlerdir.”
öte yandan New York’dan bildirildiğine göre, ise evvelki gün bir konuşma yapan Birleşik Amerikanın eski Başkan yardım cılarından Richard Nixon, hür riyeti savunma gücünün yalnız Amerikalılara yükleneıniyeceği- ni söyliyerek Vietnamlar yarat- mıyaoak bir politikanın izlenmesini istemiştir. Bu yıl içinde yapılacak olan Başkanlık seçim lerine adaylığını koyacak olan Nixon, Asyaı Afrika ve Lâtin Amerika için yeni bir siyaset istemiş, “Eiseñhower'in Bayaz Saray’dan ayrıldığı 7 yıldan be-
( Devamı 4. sayfada)
Soğuğun güzel bacaklar için tehlikeli olduğu tesbit edilmiştir. Resim mini etekli genç bir kızı tesbit etmektedir
Hanımların bacak güzelliği tehlikede
Soğukta mini etek giyenlerin bacakları kalınlaşıyor
WASHINGTON
Federal iskân idaresi, kış aylarında mini etek giymenin kadın bacaklarını kalınlaştırdığını bildirerek, Amerikan kadın lannı bu konuda ciddî şekilde ikaz etmiştir.Sağlık Bakanlığı yetkilileri de,
ayrıca bu konuda kadınları uyarmış, soğuk kış havalarında mini-etek giyen kadınların çok düşüncesizce hareket ettiklerini bildirmiştir.
Federal iskân Dairesinin kadın memurlarına hitaben yayın ladığı bir bültende şöyle denilmektedir :“Teşkilâtımız mensubu olan kadınlar mini ve mikro etek giymeye çok meraldi olduk 1 arından günün modası olan çok kısa eteklerin kış havasında ciddî sağlık ve güzellik
probemlerine yol açtığı hususunda metnurlarmızın dikkatini çekmeyi lüzumlu buluyoruz. Yaşları 35 ten aşağı bulunan genç kadınların bacakları soğuk havalara karşı derhal tepki gös termektedir. Bacaklar soğuğa maruz kaldığı zaman vücut, kadınlarda baldırların, dizlerin, dizden aşağı olan kısımların ve ayak bileklerinin cilt altındaki yağ mahlüllerini süratle takviye ederek bu kısımda çabucak kat kat yağ tabakaları meydana getirmektedir.'
Federal İskân Dairesi, bir kere de genç kadınların bacaklarında kat kat yağ tabakaları teşekkül ettikten sonra ince bacakların çok kalınlaşıp çirkinleştiğini bildirmekte ve şöyl« demektedir:
(Devamı 4. sayfada)
PAZARTESİSAVFA2 OCAK
ÇÖZÜM ÜZERİNEBirleşmiş Milletler hakkında yazıp,
p söylediğimiz zaman bazı çevrelerin hücu-
§
|
mıına uğruyoruz. Yok tarafsız olan bir teş kilâtı aleyhimize çevirmekteyiz, yok Dünya Teşkilâtına söz söylemek olumlu değildir... Buyurunuz, Mart kapıııııı ardında; nerede o Barış Gücünün arttırılacak olan yetkileri? Geçitkale - Boğaziçi olayı Kasnn 1967’de cereyan etti. Banş Gücü ilk günden kollarım havaya kaldırarak teslim oldu. Bu Türk Topluınunu şu kadarlık cana, mala mal oldu aına yine Birleşmiş Milletler, Birleşmiş Milletlerliğinden, büyüklüğünden birşey kaybetmedi. Halbuki öte tarafta Amerika, iki kuruşluk mesele için arslan kesilmekte, dünyayı kat’i bir harbe itmekten çekinmemektedir. İş Tür- kiyeye, Kıbrıs Türküne dayanınca suratlar asılmakta, Kanada'dan, Avustralya’ya kadar herkes telefona sarılıp Türk Başbakanı ile konuşarak, şu Yunanlının başının ezilmemesi için gayret sarfetmekte- dir.
Kıbrıs’ta patlayıcı durum vardı. Kıbrıs’ta şu kadar Türk öldürülmüştü. Türkiye harbe karar vermişti. Yok şu yapılacaktı, yok bu yapılacaktı! Bir Yunan ordu su göstermelik olarak dört buçuk kişiyi adadan çekince işin tamamlandığı sanıldı. Zaten Kasım 1967 olaylarına göz dikenler Türkiye’nin de Yunan Ordusu üzerinde durduğunu, sonucun bu sayede alınacağına inandığım göstermektedir. Halbuki Kıbrıs’ta yatan gerçek henüz renk değiştirmemiştir.
Mart geldi dayandı. Bir defa daha Barış Gücünün görev süresi uzatılacak ama yetkilerden haber çıkmayacak. Zaten böy le bir olay yer alacak olduktan sonra Ma- karios, konuyu neden Birleşmiş Milletlere havale etmiş olsundu? Adam Vance’la anlaştı. Bugünü idare edelim, yannı yine ayarlarız dendi ve tekerlek döndürüldü. Gaye Türk - Yunan harbinin önlenmesi değil miydi? önlendi. Ama gaye Kıbrıs ko nusunun bir sona ulaştırılması olmuş olsaydı, bugün ona ulaşırdı. Nasıl? Elbette Türk Silâhlı Kuvvetleri ile! Biz dün aynını söyledik, yarın da aynım söylemekteyiz. Bir takım teklifler, bir takım görüşlerle hatta lâf ola ortaya atılan seçimle- zaman harcanmakta olduğunu bir defa daha burada belirtmeğe faydalı bulmaktayız.
Ne oldu Birleşmiş Milletlerde? Hani U’thant, Banş Gücünün yetkileri konusunda etkili sonuç alacaktı? Temaslar yapacağını vaat etmişti. Bu sözünü tutmadı mı? Elbette temas yaptı ama sonuç yok ortada! Ne zamana kadar kapanmaktadır bu dosya? İkinci bir Türk köyüne tecavüz edileceği güne kadar değil mi?
Başbakan Süleyman Demirel basın top lantısmda, çözüm ve iç güvenlik konularındaki temasa değinmiştir. Birleşmiş Milletlerde içgüvenliğin sağlanması yönünde çalışmalar yapıldığı teyit edildi. Çözüm konusunda yeterli temasın mevcut olup olmadığı hakkında Başbakan tarafından bir açıklama yapılmamıştır. Ancak Birleşmiş Milletlerde bir sonuç alınmadığı gibi, çözüm konusunda da bir çözümün mevcut olmadığını rahatlıkla söyliyebiliriz.
Türkiye Yunanistandaki Cunta Hükümetini Kıbrıs konusunda karşılaşılan müşkillerden ötürü tanımıştır. Elbette bunun altmda yatan sebepler de vardır.Ne var ki dereyi görmeden paçaları sıvamaktan uzak durmağı tercih etmekteyiz. Ancak, her yandan bakıldığında, bir hazırlık, bir dirinme, bir görüşme safhasına çarpılmaktadır. Oysa, bekliyecek, ş| uzun boylu tartışacak ne kalmıştır? Kime sorulsa, bir son beklediğini ifade etmektedir. Halbuki üst kademeler işin ağırdan abnmasında fikir birliği yapmışlardır.
Bugün için bağmışız Kıbrıs üzerinde bir fikir birliği mevcuttur. U’thant’- tan, Makarios’a Demirel’den, Atinadaki Cunta başı Papadopulos’a kadar herkes bağımsızlık üzerinde beş ileri, on geri anlaşılması gerektiğini kabul etmişlerdir. Kıbrıs Rum Cephesinin anladığı bağımsızlıkla, Türk Cephesinin kabul ettiği ba ğımsızt:k şüphesiz ki farklıdır. 1960 rejimine dönüş, anayasada gerekli tadilâtın p yapılması ve yeni bir devreye giriş, elbet ^ te Türk Toplumunu azınlık durumuna 0 sokmak isteyenlerin düşüncelerine uy- ^ ulamaktadır. Ancak bizi ilgilendiren, Kıb- 0 ns Rum Cephesini 1960’a dönüşü kabul ^ etmediği anda Ankara’mn ve Kıbrıs Türk ^ Liderliğinin tutumudur. Türk Yönetimi- ^ nin içe dönük bir hareket olduğunu açık- ^ ladıktan sonra, zaman harcamak için Û%oyunlara başvuran Makarios’un karşısı- ş na ne gibi formülle çıkılacaktır? Ve bu 0 çıkış daha ne kadar zaman için ileriye ^ atılacaktır?
Kasnn 1967 olayları bizi çözüme gö- ^ türecek en büyük imkânı getirip Türk ^ Cephesine teslim etmişti. Türk çıkarma- Û sına karşı çıkanlara bakarak ortaya ko- ^ nan istekler bizi ancak bugüne getirebil- 0 miştir. Savaşla elde edilecek olanı banş- M la elde edebileceğimizi iddia edenler, he- Û nüz neyi kastettiklerini bizim gibi düşü- || nenlere anlatamamışlar, ısbat edememiş- 0 lerdir. Yunan Ordusunun lâf ola çekilme- Û si, Grivas’ın Yunanistan’a dönüşü, ve Û nihayet ildde bir başvurulan bağımsız- Û lık üzerinde müzakere bugün sonuç ver ^ memiştir. Suçlular, geri çekilmiş, ikinci ^ bir çıkış gününe kadar beklemeyi tercih ^ etmişlerdir. Ancak sonuç hakkında konu 0 şana rastlanmamaktadır. Makarios, iste- ^ neni değil elde edilebilecek olanı halkına ^ vaad etmiştir. Bir takım tekliflerden söz û edilmektedir. Halbuki Türk Cephesinin ^ hedefi bugün bilinmemektedir. 1960 re- p jimine dönüşü istemek, talep etmek yet- ^ ınemektedir; yerine gelmiyen isteğe mu- ^ kabele de şarttır.
YUNUS BAUGl ÎLE YAKIN DOSTLUK KURMUŞ GENÇ BIR KIZ ONUN ÜZERİNDE RAHATÇA DENİZDE EĞLENİYOR
İ N S A N L A R I N E M İ Y İ D O S T U : YUNUS B ALIĞIGünlük haytımızda, evlerimizin içine, hattâ yatağımıza kadar aldığımız bir evcil hayvan biliriz. Ama bir deniz canlısının, hele bir babğın insanlara, bir kedi veya köpek gibi sokulup onlarla dostluk ettiğini hiç duydunuz mu? işte bu canb, yunus bahğıdır. Yunus babklanna dair inaMulmaz hakikatleri
aşağıdaki satırlarda, bir Amerikalı yazarın ağzından dinleyecek ve insanlarla nasıl arkadaşlık ettiklerini öğreneceksiniz
Türk Toplumu Kasuıı 1967’derı beri p gerilen sinirlerin, neyi sağladığım merak Û la sormaktadır. Ve yine bekleyişin han- ^ gi güne kadar süreceği kafaları meşgûl etmektedir. Unutulmasın ki Türk Toplu- ^ mu iki kilometrelik çemberlerde hareket û kabiliyetinden de yoksundur ve çözümün ^ zorlanması konusundaki görüşünde hak- Û lıdır.
YÜZDE YÜZ GARANTİLİ
B U R E N isaatlarını herkes tercih ediyor. :
Harika BU R E N saatları size bir ömür i boyunca saniye şaşmadan tanı vakit göste- | ren en kıymetli bir mücevherdir.
B U R E Nüstün kalitenin timsalidir.
Kıbrıs Genel Acenti
Mustafa İbrahim I156 Girne Caddesi
Lefkoşa. \
A L T I N C I K | Kundura Evi’nin Müjde'i |
Çarşımızda eksikliği hissedilen beyaz jimnastik *{• ayakkabıları müessesemize vasıl olup satışa ,t| arzedllmiştjr.
Müessesemizde ayrıca çeşitli numaralarda ka- * dm, erkek, çocuk çizmeleri, çeşitli ve cazip kadın |
terlikleri mevcuttur. !j!
★JİMNASTİK AYAKKABILARIMIZ " ZERS1M "
M AĞAZASINI TAŞIMAKTADIR - TAKLİTLERİN
DEN SAKININIZ !..ZERSÎM SELİM
Asmaltı No. 106 - LefkoşaV V
BULMACA1 2 3 4 5 6 7 8 9
ı nonaoD üM i 2 □ □ ■ □ □ □ □ □ □ 3 □ □ □ □ □ □ ■ □ □ 4 o n am jo o n n
*5
7 a n m rs m m ı ı9 ■ □ ■ □ □ □ □ □ □
SOLDAN SAGA
1— Orkestrada birbirine vurulan maden kapaklardır. 2— Sahip, Tembellik, 3— Hastayı bayıltmada kullanılır. Küçültme ekidir. 4— Kaba dokulu köylü kumaşıdır. Bir anıt veya yapıtın modeli, 5— Yüze gülü cüllik. Bir sıfat eki, F.— Helvası meşhurdur. 7— Çizgi- isim üretme eki, 8— Hükümdar. Bir rüzgâr nevi- 9— Arzu edilen.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1— Anavatanda Yalova’nın şirin sahil köylerinden biri,2— Sinirli, B'r nota, 3— Koku, 4— Temiz, Bir emir, 5— Bulunduğumuz çağın adıdır. Tedsi yerli imalâta vurulması gereken marka, 6— Bir üzüm nevi, Şart edatı, 7—Bir renk. En ilkel cemiyettir. 8 — ölümı Kapalı ifade, 9— TUrf. Cumhu riyetinm kurucusudur.
DÜNKÜ BULMACAMIZIN HALLİ
SOLDAN SAGA:
1—Tırabzan, 2— Usan, Esef,3— Rıh, Akide, 4— Velet, 5— imalar, Mi, 6— Kenevir, 7— En, Yay, Do, 8— Vekâlet, 9— Alan. Ev.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1— Turnike, 2— Isı, Men, 3— Rahvan, Va, 4— An, Ele yen, 5— Alacak, 6— Zekeriya, 7— Asit, Le, 8— Ned, Dev, 9— Feribot
1955 yılılnda bir yaz günü. New Zeland’ın Opononi köyün de kumsaldan deniz kenarına doğru ilerliyen 13 yaşmda bir kızcağız. İsmi Jill Baker. Deniz kenarında bir arkadaşı ile buluşmağa gidiyor. Bu arkadaş dünyanın belki en garip arkadaşı!... Bir yunus balığı! Jill Baker suya girince bu garip dost onu hemen farketti. hızla kıza doğru yüzdü, onu ite rek ve dalgalann köpükleri i çine atarak, bacaklarının arasında yüzdü. Kız kollarım bu iriyarı mahlûkun üzerine attı, sırtına bindi ve gezintiye çıktı.
Biraz sonra, Jill’in annesi, ba bası sahilden ona bir deniz to pu attı^r. Jill topu oyun arkadaşına fırlattı. Hayvan sudan çıkarak kocaman ağzıyle gülümsedi, burnu ile topu ge riye attı. Oyun ilerledikçe, sa hilde onlara hayretle bakan birçok insan toplanmıştı.
Jill Baker’in oyun arkadaşı o kadar ehlileşmişti ki her hangi bir kimse ile oynıyabili- yor, su içinde yuvarlanıyor, hattâ sudan dışarı çıkıp resim lerinin çekilmesine bile müsaade ediyordu.
Eskiler, 2.500 yıl evvelinden beri onu dost bir mahlûk olarak tanırlar. Plutarch, “ İnsanları, yalnız kendi hâtırı için se ven yegâne mahlûk odur” diye yazar. Karada yaşıyan bazı hayvanlar, meselâ köpekler ve atlar onları beslediğimiz için ehlileşmişlerdir. Tabiat sadece Yunus balığına, en iyi filo zoflann aradığını vermiştir: Menfaatsiz bir arkadaşlık !.. Milâttan 4 asır evvel, Pliny, A f rikada bir Romen müstemleke
si olan Hippo’da vahşi bir Yu nusun bir çocuğu sırtında gez dirdiğini yazar. Hakikaten Mi lâttan evvel 74 yılım gösteren Romen paralannın üstünde bu şekilde bir kompozisyon bulun maktadır.
Yunuz balığı için fevkalâde şeyler yazabilir. Son derece çabuk yüzer, zorda kalırsa kö pek balıklarım öldürür, kendi cinsinden olan balıklarla iş bir liğa yaparak, başka balıklan güder. Dünyanın en iyi sona ci hazına sahiptir. Alimlerden b iri, beyni insan beynine o kadar çok benzediğine göre, ko nuşma bile öğretilebileceğine inanır.
Doğduğu zaman dişsizdir; dişleri birkaç hafta sonra görünmeye başlar. Her iki çenede 44 tane! 1,5 yaşma kadar meme emerse de, altı aylıkken küçük balıklan yemeğe başlar. Başının tepesinde bulunan hilâl şeklinde, su ile temasa geçen bir hava deliğinden teneffüs eder. Bu delik aynı zaman da, sesinin de kaynağıdır, onu bir insan dudağı gibi kullanabilir.
însanmkine benzer hareketli gözleri vardır ve bunlar tam ağzımn arkasındadır. Hareket eden gizli bir kulak vasıtasıy le duyar. Her hangi bir hay vandan daha keskin duyma hassasına sahiptir. Yunus balığı su altmda hava almadan al tı dakika kalabilir. Hareketli geçen 30 yıllık kısa ömründe ancak kaçamak olarak uyuya bilir, kısmen suya dalmış olarak ve umumiyetle gözleri ka palı olarak 5 dakikalık bir uyku!
><r<ir«WWriT *(rtt
OĞLAK BURCU: (21 Aralık—20 Ocak) Nafile kendinizi yıpratıyorsunuz, işleriniz kendiliğinden yoluna girecek.
KOVA BURCU: (21 Ocak—20 Şubat) Bugün şansınıza güveniniz, işleriniz yolunda. His hayatınızda neşe doğa- C8İC.
BALIK BURCU: (21 Şubat—20 Mart) Yanlış Dİr karardan döneceksiniz. Beklemediğiniz menfaat ve bir kazanç var.
KOÇ BURCU: (21 Mart—20 Nisan) Ayın şanslı günlerinden biri, işlerinizin gidişindeki kolaylık sizi şaş.rtacak.
BOGA BURCU: (21 Nisan—20 Mayıs) Parlak bir ümit peşindesiniz ama hayâl olması mümkün. Kendinizi alıştı-
"iKIZLER BURCU: (21 Mayıs—20 Haziranj Batıl itikatların tesiri altındasınız. Bugün bu yüzden gücünüz kaybo- lac&k
YENGEÇ BURCU: (21 Haziran— 20 Temmuz) Sevildiğinize inanınız. Bu inanış içinizdeki huzursuzluğu giderecek.
ASLAN BURCU: (21 Temmuz—20 Ağustos) Çok alıngansınız. Haksız yere darıldığınız dostunuzu asıl siz kıra calcsıııız ^
BAŞAK BURCU: (21 Ağustos— 20 Eylül) Y.ldızlann j; tesiri sizi başkalarının meselesine sürükleyecek. Dikkat X ©din
TERAZİ BURCU: (21 Eylül—20 Ekim) Zihninizi işgal j; eden bir meseleyi hal için ay)ın en müsait günü bugün.
AKREP BURCU: (21 Ekim—20 Kasım) Eşiniz veya en yakın dostunuz tarafından desteklenmeye ihtiyacınız var. '
YAY BURCU: (21 Kasım—20 Aralık) Ümitsizlenmeyin. | işiniz olacak. Beklediğiniz mektulba sevineceksiniz.
AKVARYUMDA DOĞUMŞimdiye kadar gördüğüm en
tesirli olaylardan biri, Califor- nia’daki bir akvaryumda bir Yunus balığının doğumudur. Bu büyük olay için biyolojist- lerden biri beni davet etmişti. Üç metreye yakın gri - mavi renkli anneyi hazuvun dibinde dikkatle seyrediyorduk. Bebek evvelâ kuyruktan göründü. Bu pozisyonda boğulmaktan kurtuluyordu. Doğum yarım saat kadar sürdü; sonra anne, â- ni bir dönüş yaparak göbek kordonunu kopardı. 90 cm. bo yundaki yavru serbest kalın, ca, tereddütsüz tepeye kadar yüzdü, başını sudan çıkarıp de rin bir nefes aldı, sonra anne sinin yamna döndü. Biyolojis- te göre; yunus yavrusu doğar doğmaz görebilir, duyabilir, an nesinin sesini tamyabilir, mırıl tılar ve horultularla konuşabilir.
Bebeğin nasıl beslendiğini de gördük; annenin kuyruğuna ya km bir yerde oyuklar içine yer leşmiş iki meme başından, an ne, karın adalelerini gererek yavrusunun ağzına süt fışkırtı yordu.
Biyolog arkadaşım, “ Şimdi seyret!" dedi. Yeni doğmuş yavru annesinin yamna doğru yüzüyordu ki, oırden büyük bir yunus onun yanında görün dü, her üçü beraber onun ya nında yüzmeye başladılar. Arkadaşım "Bu annenin yardım-
NEZLE ve GRİPTE
fm 111111111111111 ıı 11 rm̂
E C Z A N E L E R D E NA R A Y IN IZ
cısıdır” dedi. “Doğumdan son ra daima diğer bir dişi yunus anneye ve yavrusuna refakat eder. Bu yenisi anneye, yav rusunu yetiştirmesi ve köpek balıkları ile mücadele etmesi için yardım eder.”
Hücum olursa, anne ve asis tanı yardım çağırmak üzere çabucak ıslık çalarlar, sonra sonra köpek balığının etrafını çevirirler, âniden suya dalıp başları ile köpek balığına kuvvetli darbeler indirirler. Bu darbeler ile, düşmanın iç organlarını koparırlar.
Yunus balıkları çok süratlidirler. En seri gemilerle yarım saat yarıştıkları ve daima ön de gittikleri tesbit edilmişir. Alimlere göre; yunuslar bu sü ratlerini derilerine borçludurlar, zira derileri sünger yığını gibi bir takım kolonlar ve tüp lerle desteklenmiştir.
HAYAT KURTARANLARYunusların insan hayatları
m kurtardıklarına dair birçok hikâyeler anlatılır. B ir kadın Florida sahilinde beline kadar suya girmiş yürürken anafora kapılmış. Sonrasım kendisi şöyle anlatıyor:
— Kuvvetli bir darbe ile sahile kadar sürüklendiğimi hissettim. Ayaklarım yere bastığı zaman yanımda kimse yoktu. Fakat tahminen 5 metre ötede zıplayan bir yunus balığı vardı. Sahilde duran bir adam yu nus balığının beni sahile doğ ru ittiğini söyledi.
Dr. Deorge Llana isminde bir havacı da, kauçuk b ir sandal içindeki dört Amerikalı ha vacınm bir yunus balığı tarafından en yakın bir adaya nasıl itildiğini anlattı. Ne yazık ki, ada Japon istilâsınday- dı, bu sebeple havacılar, yardımcı yunus balığını kürekleri ile uzaklaştırmak mecburiyetinde kaldılar.
Deniz âlimleri, yunustaki o- yuncu ruhun onu böyle olayla ra sevkettiğine işaret ederler. O aslmda hayat kurtarmaya ça lışmaz; bulduğu eşyayı itmek ten hoşlanır. Bunu ispat için de, içi su dolu bir yatağı sahile itmeye çalışan dört yunus lığına ait resimler gösterirler.
Binlerce insan, deniz gösteri lerinde basketbol oynıyarak boru öttürerek, kâğıt hedefle
re doğru atlıyarak nusları seyretmişlerdir. Dr. P, C. W. Olson bir yunusun mu» ip bir hal ile, başka cüıs bir tı lığı kuyruğundan yakalaladıj nı, yüzlerce metre geriye yüz dürdükten sonra, hiç zarar w meden bıraktığını görmüştür, Genç bir dişi yunusun da bir deniz kaplumbağasını burnunun üstüne oturarak havuzun içinde gezdirdiğini tir.
DENİZ KOVBOYLARIBalık sürülerini gütmedeki
hünerleri yüzünden, yunusta ekseriya “deniz kovboylan“ il mi verilmiştir. Floridalı bir 1» lıkçı, on tane yunusun bir sürü başka balığın etrafım, onlı rı sığ yere kadar güttükto sonra, hiç sırayı bozmadan M rer birer üzerlerine atılarak karınlarını doyurduklarını gör düğünü, hayretler içinde kaldı ğıru anlatır.
Yunus balıklan son derece taklitçidirler, ikinci Dünya Sı vaşı sırasında, motor seslerini, çan seslerini ve sair sualtı lerini taklit etmek surel denizaltı operatörlerini mışlardır. Bu hayvanların dit leri kuş sesini andıran ıslıklar neşeli sesler ve paslı kapı men teşesine benzer başka de çıkarır.
Yunusların havuzlarına elektrik teli tertibatı geçirerek on ların seslerini teype alan Dr. Lilly, bazon kendi sesinin y» nus tarafından taklit edildiğini duydu. Doktor: “Sesimi o kadar iyi taklit ediyordu ki; karım gülmeğe başladı!..." diyor. O kadar ki sonra kanmış gülmesini de güzelce taklit etti!...
Bazı deniz biyolojistleri, yu nusta ınsanınkinden daha fazla zekâ potansiyeli bulunduğuna inanıyorlar; muhitlerine fevkalâde uydukları için bu kabiliyetlerini hiçbir zaman ge liştirememişlerdir. Eğer beyin lerini geliştirirlerse ne olabilir? sorusu ancak hayalen cevaplandırılabilir. Çünkü yunusun beyni, bir insan beyninden daha büyüktür. Şayet bu beyin, bazılarının zanettiği gibi kompleks ve kabiliyetli is*, bir gün insan, kendinden olmı yan bir nevi ile ilk olarak konuşacak ve anlaşacaktır!
| Amerika dan iki gün önce ithal ettiğimiz en iyi ? cins Virginia tütünlerinden ve yeni
formülle imal ettiğimizTy?YttvvI*¥fyI¥ifIit
Iy
e f eVirginia Sigaraları halistir,
Mutlaka deneyiniz.
u»
ı V V *
1̂
** *
t * * 0
İ l * » *
en»IffrİM
m
i ,nlür*®İhlıoteButu
igfckmN» «O* «.M ıtMriM» ¡surmı I * •*» tatat knanotMfı
¡frıtfoıtlıtiır M A •p kip H in tai» ki
kı «udullfekt̂ taHB kd ta««1 lıı mlı — *» 11 ■ . »Jı| r a p apamucu K p l
i.
Dvnhttlfttımm (İh
i pqnı> >ılı*
I ■ *1*1 Loadn hrMUtatt* , I * * * ' « * ü ı l m ı ı i » t
* * * « * • ,
ÎÎ1* t e •t e : ■ K i « « « £ r
1 1 * ** *
«İ ^ o*
ı A ̂
K i ı
S * 1 « sK > 7 j
RTESI 29 OCAK 1968( B O Z K U R T ) SAYFA 3
>ÜŞÜNCELER
Andlaşmaların düşündürdüğü| Makarios’un çapraşık ve ok taraflı oyunlan ile baş yan gelişmeler sonunda ibns’ı andlaşmalara görüp dayamıştır. Aslında uca mücadeleden son-
1, darmadağın olmuş ana anın maddelerine eğilip »n yeniden diriltmek,
İer hale getirmek için ça- sarfetmekteki gaye bu
ndlaşmalara olan sadıka- bağlılıktan değil; sade- Kıbrıs Türkünün her
eyden evvel sağlanması ge ekli toplum özgürlüğüne
an önce kavuşmasından ır. Yoksa ortada arzu edi- ı, Kıbrıs Türkü için uğ-
ölünen, muhakkak ki emden diriltilmesi gere- en bu ölmüş andlaşmalar tğildlr..
Esasen bugüne kadar Dndra Zürih andlaşmala bu ada için kurtarıcı bir
al çaresidir” şeklindeki mütalâa da siyasi çevre
İrce ortaya atılmış veya Dplumca benimsenmis de ildir. Sadece Londra Zü
toplumun rahat bir so- nk alması, istikbaldeki ni- ü hal çaresini sağlayabil-
nesi için b ir aşama ola ak görülmektedir.
Londra Zürihe gidilirken Dplum olarak tam b ir öz- iirliik elde edilecek, kişi-
er kendilerini uzun sene- erin psikolojik buhranla- rıdan kurtarırken istener al çaresi üzerinde de ilgi- taraflar son müzakerele yapıreceklerdir. Ve Kıb-
is eninde sonunda Coğra- ayırıma dayanan fede-
al bir sistem içinde kentli bulacaktır.Bugün Makarios andlaş-
ııalar konusunda zorlanı ^or. Londra Zürihe dönüş
eniyorsa inanç odur ki iece bir aşama olduğu
(in yapılmaktadır bu. Yok çok iyi bilinmektedir ki
ıdlaşmalar bu adada lirk toplumunun bel bag- yacağı sağlamlıkta değilir.
Durum bu olduğu ııalde birdenbire unutulur gibi jörülüveren geçmiş yılla-
olaylan, Londra Zü- tıi yanlış bir kanaat neti-
esinde birçok kişilerin kasma bir kurtarıcı olarak
[ e t i r i p koyuvermiştir. Dndra Zürih zorlandığı-
göre o halde istikbal bu anıtlaşmalardadır” diyen zihniyet bilmeden yan
bir hükmün ilk adımım Imıştır. Esasen Makarios’-
f>n da “ normalizasyonu’ bu adım kendini biraz kandırmak veya avui-
nak avantjım yakalayıver-
miştir: "Artık ortada pek bir şey kalmadı”. Oysaki ortada asıl bundan sonra kalanlar bu toplum için gerçekten önemlidir. Düşmanın istediği b ir d ışün ce sistemini bilmeden toplum olarak bu tutum içinde benimsedikmiydi gerçekten istikbal hususunda kaygılı olmak kaçınılmazdır.
Aslında andlaşmaların geçerliliği konusu TürK top lumunu peşin hükümlere itici değil, tam aksine uyarıcı bir nitelik taşımaktadır. Bu yüzden bunalım içinden kurtulmak arzusu nu şiddetle duymuş da ol sak b ir süre daha bu bunalımı taşımaya, üzerimizde yaratmaya mecburuz. Çünkü müsebbibleri bugün bizi daha başka silâhlarla vurmaya çalışan karşımızdaki Rum toplu- mudur. Dünün kıyasıya hem de eşi benzeri görülmemiş bir vahşet fırtınası ile Türk düşmanlığı yürütenlerin bugün bir Londra Zürih gibi her tarafı sal lanan andlaşma çerçevesin de dost olabileceklerini dü şünmek safdillik olur. Eğer bu düşmam kendi ga yeleri için bozdukları, ken di gayeleri için vasıta olarak kullandıkları Londra Zürihe döndürmek yolunda çaba sarf ediliyorsa sebebi sadece nihai çözüm yolunu hazırlayacak aşamayı yaratmaktır.
Dolayı siyle Londra Zürih Kıbrıs Türk toplumu olarak durak yapacağımız bir nokta değildir. Bunu iyicene bellemeden Rum tarafına ardına kadar açacağımız her kapının ardında bir dinamitin ileride patlamıyacağmı iddia edemeyiz. Her şeyden evvel toplum olarak dünden daha sağlam kararlan vermek durumundayız. Dün si lâhımn başında ölüm kalım mücadelesi yapan Türk toplumu için bugün yen*, bir safha açılmışsa bu da silâhsız devam eden mücadelenin bir başka şeklidir. Bunu da başarmaya bun’ i da aşmaya mecburuz. Şöy- leki:
Andlaşmalar madde mad de zorlansa elde edilse bi le bu geçici bir süreyi kap sıyacak, Türk toplumu ken ki yolunda kendi nesline devredeceği kâbussuz harb siz bir K ıbrıs ’ı yaratmak için çalışacaktır. Bu yüzden ileride gerçekten güç
lü, zorlu engeller mevcuttur. Bir yandan Rum tara fına karşı boykot, diğer yandan yeni Rum ve Yu ııan oyunlarına düşmemek gerekliliği her zaman mev vut tehlikelerden olacaktır. Bunlara karşı durmak bunlara bilinçli bir Kıbrıs Türk toplumu olarak dikilmek ise andlaşmaların ahkâmlarından çok ayrı olan bir düşünce sistemini ge rektirmektedir.
özellikle Kıbrıs Türk top lumunun hareket noktası sadece bir düşman olarak görülmesi gerekli olan Rum toplumu karşısında ki bu “ düşman” duygudan çıkmalıdır. Bu bir mefkû redir. Karşımızdakiler her zaman değişmiven diismaı: lanmızdır. On sene evvel, otuz sene evvel, beş vüz se ne evvel ayni düşmanddar, bugün ayni düşmandırlar. Bu gerçek göz önünde tutuldu muydu toplum olarak kurtuluşa giden yolu kavramak daha kolay oluveriyor. Bugün değilse yarın, yarın değilse bir başka gün muhakkak ayaklanacak, adada yeniden Türk kanı akıtmak için elinden geleni yapacak olan bir düşmandır karşımızdakiler.
Onlara bu imkânı tanıma m ak ise ancak ve yaptığımızı bilerek hareket edişimizle mümkün olacaktır. Düşmam düşman olarak hatırdan çıkarmamak, oya layıcı nitelikteki Rum o- yunları karşısında durup beklememek, ilerlemek gerek. Türk toplumunun bun dan sonra hız kazanması çeşitli dertleri etrafmda huzura gitmesi kaçınılmaz dır. Bugün etrafmda dö nüp durulan andlaşmalar yarın yeni bir Rum oyunu ile başka bir şekil alabilir. Bugün normalizasyon deyip de iyimserlik havası içine giriverdiğim iz Runı hareketleri yarın gafil, kalleş bir darbe şeklinde toplumu ta içinden vurabilir.
Bunlar, senelerin artılc Türk toplumunu aldatamı- yacağı düşman oyunlarıdır. Politika çeşitli safhalardan geçse de neticede bu ada Türkü birgün kendini federatif bağımsız bir Kıb- nsta buluverecektir. Kendimizi o günlere hazırlamak, kendimizi o mefkû- re etrafmda toplamak muhakkak ki faydalı olacaktır...
EŞREF N İD AÎ
| ll l l l l l l l l II I I I I İ l i l l l l l l f f l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l m i l l i l i IH IM I III || l l l l t l 1111111111111111111 m i l l i l i I I I I I I I I I I I k_
¡ÖRÜLMEMİŞ UCUZLUKTA I BÜYÜK SAT'I§ BAŞLADI I
S Î N G E R İBUZ DOLAPLARI
15.2.67 TARtHÎNE KADAR AVRUPA [ PİYASASINDAN ÇOK DAHA UCUZA, I YENİ VE 5 SENE GARANTİLİDİR...
İthalâtçısı:
TEKİN M. BİRİNCİ4-6 İplik Pazarı—Tel: 65302 - LEFKOŞA I
DİĞER SATIŞ MAĞAZALARI:TEKTAN TİCARETEVI
104, Ankara Sokak - Limassol
MÜNÜR ve SÜHA KARDEŞLER Lefke.
B l l l l l l l l l l l l l l l l l l l ı ı i ı ı ı ı ı i ı ı i ı ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ı ı ı ı ı l ı ı l ı ı l ı ı l l l l ı l l l l l l l l l l l l t l l i a i l l l l l l l l l i l l i l 11
İltlIlMIIIIIIIIIIMMIlllllUlHIIMIH'nillllIMHIMiiMiiHiılıııılMlıltlIllltlIlllllllltlIllllllllllllllll'll'lll*!!'
UCUZ GAZ SOBASI★ EKONOMİK
ve★ TESİRLİ ISI
YArsu edenlerin GEMET Co.’ya müracaatları Ş
[meniaatlan icabıdır.94 - 96 Gime Caddesi
(Lefkoşa Türk Bankası Yanı)LEFKOŞA. f
V
özel Ders VerilirÜlker Derviş, Ortaokul ve
Lise talebelerine kend; evlerinde ders vermeğe başlamıştır.
Müracaat: Kurtuluş Tlcarotevî
Yeni Cami Sokağı No. 3 LEFKOŞA
Bu Akşamki Nöbetçi Eczahane
T. AZMİSaat 19— 22.00 arası açıktır
BEYLER,
GÖMLEK ALIRKEN
NİBA MARKA OLMASINA
DİKKAT EDİNİZ.
N İ B AERKEK GÖMLEKLERİ
Toptan Satış Yeri:
NILTEX
Kadınlar Pazan No. 15
Tel: 65089 - LEFKOŞA.
Örgü Yünü mü İstiyorsunuz? I1968 yılı yeni cins SLALOM ZİNCİR yünlerinin ■
- cazip renkleri henüz vasıl olmuştur.Ayrıca PARLEY yünlerinin zincir çeşitleri ile =
; pek çok yeni cinsleri de gelmiştir.Bundan maada zengin ve değişik örgü yünü i
görmek istiyorsanız mağazamıza uğramadon ka- "- rar vermeyiniz, mutlaka beğeneceksiniz.
İthalâtçı ve Acenti :
SÜLEYMAN HÜSEYİN 35, Arasta Sokak,
TEL: 64589, Lefkoşa -• • " ■ ' ' ■ ı ı ı ı ı i M i ı ı a ı i c ı ı i i i a ı ı a ı ı ı ı ı a ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ' i ı ı ı ı ı u m t i H p m ı ı g n i H g , , ! , , ! , i m i n i m , u m u m i ,
B A Y R A K
KIBRIS TÜRK MÜCAHİDİNİN
SESİ
(Orta dalga 1100 kls. 272 m.)
SABAH YAYIN I :
06.54’30’ I. Marşı, M. Marşı 06.57’50 Açılış ve program07.00 Sabahın solisti:
Sevim Tanürek07.15 HABERLER 07.25 Zeybek havalan 07.40 Seçme şarkılar 08.10 Çeşitli Müzik 08.30 Bağlama takımından
türküler ve oyun havaları. 08.45 Bir yıldız bir orkestra09.00 KAPANIŞ
ÖĞLE YAYIN I:
11.57 M. Marşı11.59 Açılış ve program12.00 Nusret Ersöz12.15 Türk Basınından Yankılar 12.25 Nesrin Sipahi12.45 öğle Melodileri13,10 Bir solis; M. Sağyaşar 13.30 HABERLER 13.40 Reklâmlar Geçidi13.45 T, Germandan şarkılar14.00 KAPANIŞ
AKŞAM YAYINI:
15.57 M. Marşı15.59 Açılış ve program16.00 Her Telden16.58 Sevilen Melodiler17.00 Solistlerden birer şarkı17.30 Çocuk Köşesi18.00 Karma Türk Müziği18.30 HABERLER18,45 Türk Batı Solistleri19.00 Bir şarkı bir melodi 19,15 Zeki Mürenden şarkılar19.30 Sanatımızın Dili: Filozof
Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif’in Yurt özlemleri
19.50 Neş’e Karaböceikle on dakika
20.00 İkinci Dünya Savaşını Yaşayanlar
20.30 Kadınlar Topluluğu 20,55 Ara Müziği21.00 Müzikli Bulmaca21.30 Orkestralar Geçidi 21,54 Kürdili Hicazkâr Faslı 22,24 Opera Saati: Saraydan
Kız Kaçırma Bölüm: 423.00 KAPANIŞ
İ ŞAZİYE M. ŞEVKİ -ile
I CELAL B. EM İN \ | ailevi bir törenle -
nişanlandılar.
| 28.1.68 Lefkoşa. ;
d i m i l i n i n ı ı ı ıı m i n i n i n ı ı ı ı ı ı ı ı ı i n i n ı ı ı ı n ı ı ı a n ı n ı "
TAKSİM Sineması’ndaBu gün saat 2.30'da
Bu akşam saat 8’de
İki Türkçe film bir arada
Bayanlara 55 mil
Baylara 110 mil
1 - Fıstık Gibi M aşallahOynıyanlar: İzzet Günay Türkân Şoray - Sadri Alışık
2 - Fatoşun BebekleriOynıyanlar: Fatma Girik İzzet Günay - Sadri Alışık
Ortaköy İlkokulu Müdürlüğünden:
T e ş e k k ü rOkulumuzun şehit, göçmen,
ve fakir öğrencilerine dağıtılmak üzere bir miktar hikâye kitabı ile kırtasiye eşyası hediye eden Tüccar M. Kemal Deniz Beye örnek hareketlerinden dolayı teşekkür olunur.
Selimiye ilkokulu ‘O.E.’ “ Ö.S.’ Müdürlüğünden:
TeşekkürOkulumuzun fakir, göçmen
ve şehit öğrencilerine verilmek üzere 60 kitap, 96 kalem, 260 silgi, 48 kalemtraş 12 retvel ve 96 defter hediye eden hamiyet- perver sayın Kemal Deniz beye okul ve öğrencilerimiz adına teşekkür olunur.
‘ RÜYANIZH A K İ K A T O L A B İ L İ R İ \Üstün vasıflan ile \ yuvanızınneş’e kaynağı olacak,
■ MODERN .■ GARANTİLİ
Ev eşyalarını takdim ederiz
Hainlerin şaşkınlık v* endişesiPATRİS gazetesi, yukarıdaki baştık altındaki başyazısında, Makarios’çu
Rum muhalefeti aleyhindeki neşriyatına temasla, şunları yazmaktadır:gazetelerin,
"K ıbrıs hükûmetin.n çığırtkan, Enosis mücadslesine muhalefet adım takmışlardır. Akıllarınca, ‘muhalefet’ aleyhinde ifşaatta bulunuyorlar. Muhalifler olarak vasıflandırdıkları Enosis mücahitlerinin, şaşkınlık ve endişe içinde bulunduklarını ileri sürüyorlar. Ortaya attıkları iddialar, aslın da, kendi endişe ve şaşkınlıklarını açığa vurmaktadır. Sen Sinod üyelerinin teşebbüsü i- le açılmakta olan milli tasfiye kampanyası, hainlerin ve tavizcilerin gözünü korkutmuştur. Ne yapacaklarını, ne diye çeklerini şaşırmış durumdadır lar. İftira ve kötüleme irktik lerine başvuruyorlar. Eno.sisçi küvetleri parçalamaya çalışıyorlar.
Biz biliyoruz ki, hainler, zor balar ve jumalcılar, şimdi kul landıkları vasıtalarla ystine- meyeceklerdir. Kendi kendilerini kurtarmak için, geleneklerine uygun olarak, kan dök mekten de çekinmeyeceklerdir. Zaten, geçmişte denedikle ri kamn lezzeti, katilleri cez- beder. Nasıl olsa, elleri kana bulanmıştır. Biz, ihanet yu valannda nelerin döndüğünü iyi biliriz.
Aleyhtarlarımız gafil olmasınlar. Biz, şaşkınlık içinde de ğiliz. Bundan 8 yıl önca çizil miş yol üzerinde ilerliyoruz. Kahrolsun Zürih ve Makarios’ un ‘bağımsızlıkları’. Yaşasın Enosis. Hangi şart altında o- lursa olsun, biz mücadeleye, bu parola ile devam edeceğiz.
Tarihin hükmünden, Makarios ve adamları korksunlar. Makarios, 1959’da, K ıbrıs’ın sa tışını hazırlarken, Zürih And- laşmasını halkın tasvibine sun madiğini, çünkü tarih nezdin- de halkı, bağlamak istemediği ni söylüyordu. Bugün ise, geç miş ve gelecek tutumunu hal ka tasvibettirmek için, halkın oyunu aramakta ve bunu itiraf etmektedir. Tam manasıy la, 180 derecelik bir dönüş yapmaktadır. Makarios, imza ladığı veya İmzalamağa hazır landığı anlaşmayı değil de, kendi şahsını halkın tasvibine sunmaktadır. Biz, bımun sebebini anlıyoruz. Bizce, her dürüst vatanperverin parolası ‘seçim değil, referandum’ olmalıdır.”
NEDAMET
Makarios ile Piskoposlar arasındaki ihtilâf. Rum gazetelerinin önemli bir yorum ko nusu olmakta devam etmektedir. ELEFTHERİA gazetesi, yukarıdaki başlık altındaki başyazısında, Piskoposların Makarios’a karşı çıkışım ten kidetmekte ve şunları yazmak tadır: •
“Millî menfaatlara aykırı bir anlaşmayı imzalamak zo- runluğu karşısında, Ba-ji’isko pos’un çekilmesi ve bir halk adamının bu anlaşmayı imza laması, ve böylece, kilisenin Ethnarchia olarak, Enosis mü cadelesine devam etmekte ser best kalması fikri ileri sürülü yor. Kilisenin müstakbel tasavvurlarının bu şekilde açığa vurulmasının doğru olma dığını kavramak, hiç de zor değildir. Bu çeşit beyanlar,uzlaşmaz bir tutum izleyenTürklerin ölme, yeni kozlar vermektedir.
Makarios’un elinde olsa, E- nosis’i gerçekleştirerek, hem kendi şahsını kurtarır, hem de tarihteki yerini. Piskopos lar, bunu bilmez değillerdir. Bilerek, bu şekilde hareket ettiklerine göre, Makarios’a haksızlık ediyorlar demektir. Yunanistan’ın bekası için, ge rekli anlayışın gösterilmesi lâ zımdır. Yunanistan, şu veya bu şekilde, kendini Enosis’- ten uzaklaştımnştır. Batı ile Doğu, bu noktada birlenerek, Yunanistan’ın Enosis’ten uzak laşmasını temin etmişlerdir. Bugün de K ıbrıs’ın, yalnız E-
flTfll KftRDESUB LTP.STi.-
ŞAHİN SİNEMASI
Tel: 66437
Bu gün saat 2.30’da
Bu akşam saat 8.00’de
İki Türkçe film bir arada
Bayanlara 55 mil
Baylara 110 mil
1 - Plajda SevişelimBaşrollerde: EKREM BORA Aj,DA PEK KAN , EROL BU- YUKBURÇ
2 - Akasyalar AçarkenBaşrollerde: GÖKSEL AR SOY, F İL İZ A K IN
nosis’ten değil fakat aynı zamanda, bağımsızlıktan da u- zaklaşması ve bir daha yaklaş ma imkânına kavuşmaması tehlikesi mevcuttur. Bu gerçekler karşısında, birlik ve be raberliğimizın ne kadar zaruri olduğu meydandadır. Bir parçalanmaya meydan verme mek için, Sen Sinod Meclisi, siyasetten uzak kalmalıdır. Makarios’un, şimdiki şartlar içinde çekilmesi mümkün değildir. Çünkü Kıbrıs’ın, siyasi bir teşkilâtı yoktur. Makarios ancak, K ıbrıs’ın siyasi bakım dan teşkilâtlanmasından sonra çekilmelidir.”
K İT İU M PİSKOPOSUHAKKINDAAfiON gazetesi, yukarıdaki
başlık altındaki başyazısında, şimdi müfrit bir tavır takınan Kitium Piskoposu Antlıimos’- un, geçmişte, Zürih Andlaşma sini imzalaması için, Makarios üzerinde en çok baskı kulla nan Piskopos olduğunu yazmakta ve şöyle demektedir:
“Bugün bütün Kıbrıs bilir ki, Anthimos, şimdi destekledi ği görüşü, Zürih Andlaşmasın dan önce desteklememişti. Hatta bundan kısa bir süre öncesine kadar Anthimos, böy le görüşlerle ortaya çıkmıştı. Bundan ise, başkaları tarafın dan teşvik edilmekte olduğu sonucu çıkmaktadır. Bugün Anthimos’un ileri sürdüğü gö rüşler, başka bir Piskoposluk tan neş’et etmektedir. Fakat Anthimos bilmelidir ki, ken di cemaatının binde biri bile, ileri sürdüğü görüşü destekle mektedir. Anthimos bir otokritik yapıp, bu görüşlerinden vazgeçmediği takdirde, sürtl- süz bir çoban durumuna dü şecektir.”
GÖRÜŞTÜLERFİLELEFTHEROS gazetesi
nin önemli yer verdiği bir habere göre, M. Zekâ dün sabah, Rum Başsavcısı lir i ton Tornarides’i ziyaret ederek, kendisi ile 45 dakika süren bir görüşme yapmıştır. Görüşme hakkında, hiçbir şey a- çıklanmamıştır. Tornarides, FİLELEFTHEROS’un bir mu habiri tarafından görüşme hakkında sorulan bir suale verdiği cevapta, “ görüşmenin, siyasî değil fakat sadece mes lekî — daha ziyade ailevî — sebeplerle yapıldığını” söylemiştir.
MAKARİOS’ABAĞLILIKRum gazetelerinin bildirdi
ğine göre, dün, gerek sağcı ge rekse solcu Rum Çiftçiler Bir likleri (PE K ve EKA), Makarios’a bağlılık beyan etmişler dir.
PEK, yayınladığı oir bildiride, Makarios’u, büyük milli lider olarak vasıflandırmakta ve onu, düşmanların oklarından, iftira ve suikastlerinden korumak gerektiğini ileri sürerek, şöyle demiştir:
“Menfaatperest ve muhteris kimseler, millî liderimizi saf- dışı etmek ve millî davamıza öldürücü bir darbe indirmek istiyorlar. Bunlar, birçok kritik anlarda, Kıbrıs Rum halkı nın ve bütün Yunan milletinin prestijini kurtaran bir lideri darbelemek emelindedir İer. Şimdi aynı şahıslar, kili seyi bölmeye ve Sen Sinod ü- yelerini ağlarına dolamağa çalıştıkları görülmektedir. Bu se ferki gayretleri de, başarısız- l ı j ğa mahkûm olmalıdır.
Sen Sinod ü y e l e r i ve özellikle Kitium Piskoposu, şimdiki şartların, milli birliği gerekli kıldığını idrak ederek hareket etmelidirler. Kıbrıs halkı, Kitium Piskoposunu, Makarios’un yanıbaşındı ¿örmek istemektedir. Kitium Pis koposu, geçmişte olduğu gibi bugün de, Makarios’un yanı- başında yer almadığı takdirde, yalnız kalacaktır.”
Ote yandan EKA Genel Sek reteri Hambis Mihailides, (M il let vekilidir)’ Limasol’da yapılan EKA ilçe kongresinde, yap tığı bir konşumada, halkı, Mukarios’u desteklemeğe davet etmiş ve ‘Cumhurbaşkanı seçiminin, Makarios’un realist tutumu lehinde, bir referandum şeklini alacağını ve par çalayıcıların plânlarının akamete uğratılacağım” söylemiş tir.
KIBRISLILAR ARASINDA GÖRÜŞMELER
MAH1 gazetesi tam manşet olarak verdiği bir haberde şun ları bildirmektedir.
öğrendiğimize göre, halen Kıbrıs meselesi ile ilgili olarak diplomatikk kulislerde gösteril- len faaliyet, Kıbrıs hükümeti ile Kıbrıs Türklerinin temsilcileri arasında, Birleşmiş Milletler himayesinde görüşmeler açılma sı gayesine matuf bulunmaktadır. Bu çeşit görüşmeler için sondajlaı yapan Batılı diplomat lar, görüşmelerin Kıbrıs dışında yapılmasını ve Kıbrıs meselesinin doğrudan doğruya veya do- layısıyle ilişkili her konunun görüşülmesine fırsat verilmesi için, belli bir gündemin olmamasını tavsiye etmektedirler. Bu çeşit görüşmeler hakkında Kıbrıs hükümeti nezdinae sondajlar yapan diplomatlar, Kıbrıs hükümetinin Türk hükümeti ile direkt görüşmeler yapmağa da istekli olup olmadığı hususunda fikir yoklamaktadırlar. Kıbrıs hükümeti bu sondajlara henüz kesin 'bir cevap vermemiştir. Dışşişleri Bakanı Kiprianu’nun New York’dan dönüp Birleşmiş Milletlerdeki durum hakkında teferruatlı bilgi gettirmesi beklenmektedir. izlenecek tutum ona göre kararlaştırılacaktır.’
İNGİLTERE VE KANADAN1N TUTUMU
DELEFTEA ORA gazetesi aşa gıdaki haberi vermektedir:
“ Diplomatik çevrelerden ve Birleşmiş Milletlere yakın kaynaklardan öğrenildiğine göre, B.M. Genel Sekreteri U Thant’ın Kıbrıs meselesiyle ilgili son çabaları kat’i bir başarısızlığa uğramıştır.. Bu başa rısızlık Türkiyenin tamamen olumsuz tutumunun ve kabul edilemiyecek şartlar üzerinde İsrar etmesinin bir sonucudur. Türkiye U Thant’ın çabalarını, Kıbrısta iç güvenliğin temini gayesinden öteye geçmemesi üzerinde İsrar etmektedir.. Maa lesef U Thant’ın Ibu Türk görü şüne iştirak ettiği anlaşılmakta dır. U Thant, önce normal şart larm tamamen iade edilmesi ve ondan sonra siyasî çözüme gidilmesi kanaatindedir.
öte yandan İngiltere ve Ka- nadanın Barış Gücünün yetkile rinin arttırılması ve silâhlara el koymak ve yeni silâh ithalini önlemek hakkına sahip olması görüşünü destekledikleri bildirilmektedir
Zuhur eden görüş ayrılıkları dolay isiyle U Thant’ın Yunan Türk ve Kıbrıs temsilcileriyle görüşmeleri çıkmaza girmiştir., ve bu yüzden Genel Sekreterin Kıbrıs ziyaretti de suya düşmüş tür.,.
TECN0GASGAZOCAKLARIDÖNERLİ ve DÖNERSİZ MODELLERİ
NİN YENt PARTİSİ GELMİŞTİR.
I
II*?Isİs
1TECNOGAS ga* ocakları mutfağınızın
ZİYNETİDİR. |Gaz ocağı almak jstiyenler. mutlaka görmeli !{!
djr. Küçük masa gaz ocaklarınız RAKİPSİZDİR. Ödemede büyük kolaylık yapılır.Kaza ve Köylere toptan »atı« yapılır,
HALİL ZULHAYIR Ticaretevi |(BOZKURT MATBAASI YANINDA)
150 Giıne Sokak * Lefkoşa
SPOR
ïïwmM
PAZARTESİ 29
Adenauer'in evi müze haline getiriliyor
BONN (DaD) Federal Alman baş eşyası ile tarihi hatıra eşya ya Cumhuriyetinin ilk şansölye sı ve yazılı belgelerin önemli si Konrad Adenauer'in evi müze kısmı da devlete hibe edilmek- hal ine getirilecektir. Konrad tedir. Federal Alman hükümeti Adenauer'in yedi çocuğu, baba- Basın ve Enformasyon Dairesi lannın Bonn yakınındaki Rhön- tarafından yapılan bir açıklama dorf köyünde bulunan evini, ar- ya göre, Adenauer’in varisleri sası, bahçesi ve paviyonu ile ile Federal Almanya Cumhuri- birlikte Federal Almanya Cum- yeti arasında yapılan anlaşma huriyetine hediye etmişlerdir, büyük devlet adamı ve büyük öte yandan, babaları tarafından Avrupalı Dr. Konrad Adenauer’ kullanılmış olan odaların demir in hatırasını şerefli bir şekilde
muhafaza etme ve esflci Şansölyenin varisleri tarafından hibe olunan mirasından halkın fayda lanmasını sağlama gayesini güt mektedir.
Londradakı görevinden Arnavudis, şimdi kaçak maktadır..
Vietnam'da 36 saatlik Mütareke Yapılıyor
SAYGONVietnamda Amerikan ağır
bombardıman uçakları Kieşan yakınındaki Amerikan üssü etrafındaki Kuzey Vietnam askeri yığınakları ile malzeme depola rina hücum etmişlerdir. Üsteki 5,000 Amerikan askerinin kar şısında 20,000 Kuzey VietnamlIn ın toplandığını ve ateş-kes e rağmen üsse karşı hücumlarına devam ettiklerini belirten Ame rikan çevreleri, Birleşik Ameri ka ile Güney V ie tn a m lIla r ın bugünden itibaren 36 saatlik yeni yıl mütarekesine başlaya
caklarını tıabe vermişlerdir.
PUF.BLO’nun KURTARILMA
SİNİ TEMİN İÇİN ORTAYA
ç e ş it l i f ik ir l e r ATILlvApartmanlarda Yaşayanlar daha çok Hasta oluyorlarLondra, — Bir İngiliz dokto runun 58558 İngiliz ailesi nez dinde yaptığı bir anket apart manlarda yaşayan alieler ara smda çeşitli rahatsızlıkların, müstakil evlerde yaşayanlardan yüzde 58 nispetinde fazla olduğunu ortaya koymuştur. Apartmanlarda yaşayanlar arasında tespit edilen en fazla rahatsızlık nefesborula- rında ve sinir sistemlerinde görülmektedir.
“ British Medical JournaF'a göre apartman hayatının zor luğu bedeni olduğu kadar ru hîdir de, dar satıhlarda yaşayanlar az hareket etmekte, yal nızlık ve ahbaplık imkânlarına meydan vermekte ve bil hassa kadınların sıhhati ve ruhları üzerine etküi olmakta dır.
(Birinci sayfadan devım)
kan Temsilcisi Arthur Goldber» Sovyetelr Birliğinin de PUEpft tipi gemileri Birleşik Amerili ııın kıyılarına gönderdiğini söv lemiştir. Goldberg, bu tip Soy. yet haber alma gemilerinin n anda Pasifik, Atlas OkyanuT ve Akdenizde seyir halinde lunduğunu açıklamıştır.
Seulden alınan haberlere gört Kuzey Kore Asamblesinin § » hurbaşkan Yardımcısı Chi-fak -lan-Vung dün verdiği bir dfr meçte, tutuklanan Amerikan u t hbarat gemisi "Pueblo" m mürettebatının ciddî bir ı f S c tvalandırılacaklarını sövSSff tir Kore’li Başkan YardımŞ hu demeci Bağdat'a gidçK tıansit olarak geçtiği Ştâfc vermiştir. Chi-Kang-Ian-Vt» ayni zamanda AmerikayİjB de yeni bir harp plfiıtfiMB suçlamış ve Korenin böyle |fe davranışı tamamen beifjH edeceğini belirtmiştir
öte yandan Komünist Ç®dün Amerikayı “Pueblo'nun Mt hest bırakılmasını nlflllfi amacıvle Kuzey K oreye^B harp tehditleri savurmaklgH^ laınıştır. Pekin Radyosu UlSE dan yayınlanan bir bikj^B Komünist Çin'in gelişmetl^H yakından takip etmekte Dİ™ belirtilmiş ancak meseleye karışacağı yofcfl herhangi bir tehdit ortâyt^jp
Diğer taraftan halen Hindis tan'da bulunan Sovyet Başta kanı Aleksi Kosigin, “Pueblo" olayı ile ilgili olarak verdiği bir demeçte, bu mes’elenin A merika ile Kuzey Kore arasın da halledilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Vaşhington’da ise, Senatör John Kenneth dün verdiği bit demeçte, Pueblo ve müretteta tının serbest bırakılmasını sağlamak amacıyle bütün dip lomatik yolların denenmesi p rektiğini ancak diplomatik te maşlar bir netice vermediği takdirde askerî bir harekâ tın gerekli olacağını belirtmiş tir.
NIX0N, AMERİKA YENİ BİR LİDERE MUHTAÇ DURUMA GELDİ
(Birinci sayfadan devanı) ri Amerikanın başı çok yerde derde girmiştir.” demiştir. Richard. Nixon, konuşmasını “Amerika yeni bir lidere muhtaç duruma geldi” diyerek bitir miştir.
(ERDAL GÖKHAN 1 Bildiriyor)
LtMASOL (ö ze l) Lima sol bölgesi Lig maçıanna dün devam edilmiş ve Kah ramanspor geçen yıl na- mağlûp lig şampiyonu Bora spor’u 2-1 mağlûp etmiştir.
Orta hakemliğini Ziya Rızkı ve yan hakemliklerini de Osman öztürk ile Haşan Karatay’ın yaptığı maça takımlar şu kadroları Ue çıkmışlardı:
KAHRAMANSPOR: Cema ler - Alpay, önder Ali - Hak kı, Erbay, Osman - Ergin, Necdet, Özkan, Fevzi, Er- soy.
BORASPOR: Şevıci Çakartaş, Musa - Naşit. Cemal, Neşet - Cahit, Erdinç Ayhan, İlkay, Celâl.
Kuvvetli rüzgârı arkasına alarak maça başlayan Kahranıanspor Boraspor kalesine tehlikeli attınlar yapmağa başladı. Nitekim 16. dakikada Özkan Onse- kiz çizgisi üzerinden çektiği çok sert bir şutla topu Boraspor kalesine gönder di ve takımının ilk golünü kaydetti.
Bu golden sonra her iki takım da denk bir oyun temposu kurdu ve devre 1-0 Kahramanspor’un galibiyeti ile sona erdi.
İkinci Devre’de Boraspor un rüzgârın da tesiriyle galip geleceği beklenirken 65. dakikada gelişen Kahra, manspor akmında Fevzi şa hane bir şutla takımının ikinci golünü kaydetti.
Boraspora 2-0 mağlûp duruma düşünce akınlan- m sıklaştırdı ve 74. dakika da Kahramanspor kalecisi Cemaler’den gelen topu iyi takip eden Celâl Boraspor1 un şeref sayısını kaydetti. Maç ta 2-1 Kahramanspor’un galibiyeti ile sona erdi.
Kral Konstantin’in yaven Bin başı Mihail Arnavudis asker kaçağı sayılmış ve bir askeri mahkeme tarafından yargılanmasına karar verilmiştir. Ama vudis, 21 Nisan darbesinde tev kif edilmiş, fakat daha sonra Londradaki Yunan Büyükelçlığı ne askeri a t a ş e yardımcısı olarak tayin edilmiştir. Kralın askeri darbe hareketinden sonra bir istifa mektubu bırakarak
Çanakkalespor - 3 Yıldırımlarspor - 0P 25 1. 1968 tarihinde ping -
jg pong ligine devam edilmiş İ ve Kurtuluşspor ile Atma- j§ caspor arasında yapılan | karşılaşmayı Kurtuluşspor p 5-4 kazanmıştır.
Dün T. Alayı sahasında oynanan maçta Çanakkale - Yıldırımlarspor’u 3-0 gi bi net bir netice ile mağlııj. etmiştir.
HANIMLARIN BACAK GÜZELLİĞİ TEHLİKEDE
(Birinci sayfadan devam) — “Bir kere bacaklarda yağ
tabakaları birikince, bunları ancak çok sıkı egzersizlerle eritmek mümkün olabilir ki bir çok kadın için de bu egzersizler imkânsızdır.’,
Bülten, soğuk havalarda mini etek giymenin, ayrıca ayaklarda donuklara ve donuk lekelerine sebeb olduğunu da ilâve etmektedir.
Kurtuluşspor: Erol, Safa, Ertoğrul
Atmacaspor: Çebiç, Der viş, Mehmet
Ortaçağ, Sona Ermedi
4 milyondan fazla insan, halen köle hayatı yaşıyor
Çanakkalespor’un gollerini Ali Cahit ve Orhan kay dettüer.
Galip Takım kadrosu: Nurettin, Osman, Ali, Tünay, Naim, Ahmet Erdoğan, Or han, Araz, Numan ve önderden müteşekkildi.
Bu akşamkiI Çok heyecan!»
Ping-pong maçıp Bu akşam saat 7’de De || mirspor Lokalinde Oğuzlar 0 spor ile Vatanspor arasın0 da çok heyecanlı bir ping • ğ pong maçı yapılacaktır.10 Her iki takımın da iyi fj ping - pongculara sahip ol- Û ması, bu karşılaşmanın he- 0 yecanım bir kat daha artır Û maktadır.
kimler oldukları sorulduğunda Lord Wilberforce şu cevabı ver miştir.— Senegal’den ve Nijerya'dan
kaçırılan çocuklar Fas’ta Mas- kat ve Umman Sultanlıklarında satılmaktadır.”
öte yandan Lord Wilberforce Büyük Sahrayı çeviren More- tanya, Fas, Cezayir, Libya, Senegal, Mali ve Nijerya gibi A frika ülkelerindeki Müslüman aileler nezdinde köle ana ve babalardan doğup köle olarak kal mıştır.
Doğu Akdeniz’de Şiddetli Fırtına Hüküm Sürüyor
ŞAM:Doğu Akdeniz’de hüküm sür
mekte olan şiddetli fırtına sebebiyle dün seyir halinde bulunan birçok gemi rota değiştirerek yakın limanlara sığınmışlardır.. Suriye’nin Laz kiye limanı açıklarında iki gemi karaya oturmuş, altı ge mi ise batma tehlikesi geçir miştir. Karaya oturan gemile rin İtalyan ve Panama bandıralı oldukları haber verilmek tedir.
LONDRA — İnsanlık tarihinin en akıllara durgunluk verecek hamlelerine şahit olma sı beklenen 1968 yılında 4 mil yondan fazla insan düpedüz köle olarak yaşamaktadır.
Bu kölelerin büyük çoğunlu ğu Ortaç.ağlardaki seriler gibi prangalıdır ve perişan, sefil bir hayat yaşamaktadırlar.
Kölelik, Birleşmiş Milletler tarafından 11 yıl önce yasaklanmış olduğu halde halen köle durumunda olanların ya km bir gelecekte daha insanca bir hayata kavuşacaklarına dair en ufak bir ümit dahi yok tur.
4 müyonu aşkın kölenin şu anda yaşadıkları korkunç hayatın hikâyesi, Londra’da İnsan haklarının korunması i- çin Kölelik Aleyhtarı Cemiyet in düzenlediği bir toplantıda 133 yıl önce İngiliz sömürgele rindeki kölelerin azad edilme si için açılan mücadeleye ön derlik etmiş olan ünlü kölelik aleyhtarı Wilberforce’un torununun torununun torunu Lord Wilberford de bu konuda gerekeni yapamadığı için Bir leşmiş Milletlere şiddetle hü cum etmiştir.
Lord' Wilberforce B. M. ’in köleliği yeryüzünden ka'dırama dığını söylemiştir. Bu kölelerin
Atakanlar Gazispor 3 Idmanccağı 2 TRİTON Sigorta Şirketi
★ YANGIN
★ KAZA
★ MOTOR
Dün sabah saat 9 da Or taköy Yıldırım sahasında oynanan Atakanlar Gazispor ile İdmanocağı arasın da oynanan maçta \takan- lar Gazispor üstün bir o yundan sonra sahadan 3-2 galip ayrılmıştır.
Galip takını kadrosu:K. Ali, Kemal Atamtürk, Cemal, Olgun, İbrahim, Ke mal, Haşan, Oktay, Yücel Mustafa, Cemal Büyük.
fottjnltı Anedu'ı®★ (¿em i y ü k l e r iFenerbahçe
Tur Atladi Sigortaları yapar...
Sigortalarınızı, Türk Kesiminin en sağlam
Sigorta Acenteliğine yaptırınız.NOT: Ödemede büyük kolaylıklar.KIBRIS GENEL TEMSİLCİSİ:
Ankara
Cumartesi günkü maç Tehir edildi
p Türkiye’de dün yapılan0 karşılaşmalarla naftamn P lig maçları tamamlanmış- ğ tır. Günün en önemli ma- P çında Fenerbahçe Mersin Û İdmanyurdu’nu 2-1 yenmiş1 tir. Fenerbahçe, bu galibi- ^ yeti ile tur atlayarak çey- ^ rek finale yükselmiştir.
Cumartesi günü ya.ulma sı beklenen 19 Mayıs Lisesi - Yıldırımspor maçı ha va muhalefeti yüzünden tehir edümiştir.
11, Cumhuriyet Sokağı Tel: 65308 - LEFKOŞA
ni .tente Hin faı
t o beji; uçsümu üfo¡iál¡ taenia, &ı\
t o ästetoei için «
* * laariınniki
“ tot tijj*L¡
ï $ ® 5sLä ä
t & S f *
R t W
S S ÿ & î
f ¡§5ANITA İSABEL
1968 akşamından itibarenMEŞHUR İSPANYOL BALESİ MAN0L0 DE JERREZ MAN0L0 - L0İZA ESLİĞİNDE STRIP - TEASE VE YİNE
MEŞHUR ORİENTÂL DANSÖZ JACKLIN NAVOR’UTAKDİM EDER...
MASALARINIZI ACELE EDİNİZ AYIRTMAKTA