duavezikir2

181
Dikkat: Bu e-Kitabı görüntü ayarınızı %100 e ayarlayarak okumanız tavsiye edilir . Sunu Bak dostum; Bil ki, bu kitab, sana hayatında verilen en değerli şeylerden biridir!.. Bu kitap, sana Rabbinin seslenişi; sana açtığı özel kapıdır!.. Kim, olursan ol; işin, meşgalen ne olursa olsun; hangi dinden olursan ol; bil ki... Rabbin seni beklemektedir ve kapısı sana açıktır!.. Sorma, Rabbimin kapısı nerede diye; sende "O" kapı; gönlünde!. Senden sana açılan bir kapının ardında!.. Bu kapı, DUA ve ZİKİR kapısıdır!.. Gönlünden Rabbine açılan kapıdır!. Rabbine yöneliş ve HACET kapısıdır!. Gökte ve ötende sandığın TANRI'nı terket ; sonsuz - sınırsız ALLAH'a yönel ; O'nun, her noktada ve zerrede mevcût olduğunu farket; ve O'nu GÖNLÜNDE bulmaya çalış!. Sonra iste O'ndan, ne istersen!.. Eşini, işini, aşını; ister mevlânı, ister şifânı!. Bil ki, seni, her isteğine ve her arzuna kavuşturacak tek şey DUA ve ZİKİR'dir. Bil ki dostum; her zerrede tüm özellikleriyle mevcûd olan ve kendinden gayrının varlığı aslâ sözkonusu olmayan ALLAH , SENDEN SANA İCABET EDECEKTİR!. SEN, bilesin ki, yeryüzünde " HALIFE "sin!.. HALİFE olarak sana, gönlüne, BEYNİNE bahşedilmiş

Upload: inci-kovacioglu

Post on 01-Feb-2016

52 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

..

TRANSCRIPT

Dikkat: Bu e-Kitabı görüntü ayarınızı %100 ’e ayarlayarak okumanız tavsiye edilir .

SunuBak dostum;

Bil ki, bu kitab, sana hayatında verilen en değerli şeylerden biridir!..

Bu kitap, sana Rabbinin seslenişi; sana açtığı özel kapıdır!.. Kim, olursan ol; işin, meşgalen neolursa olsun; hangi dinden olursan ol; bil ki...

Rabbin seni beklemektedir ve kapısı sana açıktır!..

Sorma, Rabbimin kapısı nerede diye; sende "O" kapı; gönlünde!.

Senden sana açılan bir kapının ardında!..

Bu kapı, DUA ve ZİKİR kapısıdır!.. Gönlünden Rabbine açılan kapıdır!.

Rabbine yöneliş ve HACET kapısıdır!.

Gökte ve ötende sandığın TANRI’nı terket; sonsuz - sınırsız ALLAH’a yönel ; O’nun, hernoktada ve zerrede mevcût olduğunu farket; ve O’nu GÖNLÜNDE bulmaya çalış!.

Sonra iste O’ndan, ne istersen!.. Eşini, işini, aşını; ister mevlânı, ister şifânı!.

Bil ki, seni, her isteğine ve her arzuna kavuşturacak tek şey DUA ve ZİKİR’dir.

Bil ki dostum; her zerrede tüm özellikleriyle mevcûd olan ve kendinden gayrınınvarlığı aslâ sözkonusu olmayan ALLAH , SENDEN SANA İCABET EDECEKTİR!.

SEN, bilesin ki, yeryüzünde "HALIFE"sin!.. HALİFE olarak sana, gönlüne, BEYNİNE bahşedilmiş

yüce güçlerden haberin var mı?...

DUA ile ZİKİR ile, o muhteşem BEYNİN ile, kendindeki mekanizmayı hareketegeçirebileceğinden haberin var mı?...

"EN GÜÇLÜ SİLAH" olarak sana bağışlanmış DUA mekânizmasını biliyor musun?...

Fakîr, garîb, nîce kişiler DUA ve ZİKİR ile nîce ZALİM SULTANLARI helâk ettiler!.

Nîce yoksullar, büyük zenginliklere hep DUA ve ZİKİR ile eriştiler!..

Nîce, dertli, sıkıntılı, hastalıklı, ezâ, çile çekenler, hep kurtuluşu, selâmeti DUA ve ZİKİR’debuldular!..

Bil ki dostum...

SENDE, dünyanın en güçlü silâhı olan DUA ve ZİKİR cihâzı mevcûttur.

BEYNİNDEKİ, GÖNLÜNDEKİ bu en güçlü silâhı kullanmasını öğrenerek; bu yaşadığın dünyanın ve ölümötesi yaşamın tüm güzelliklerine erişebilirsin!..

Ya da, DUA ve ZİKİR mekânizmasını kullanmaz, paslandırıp, bir kenara terkedersin, ki bununcezasını da sonsuza dek çekersin!..

Sana, karşılıksız, bedava verilmiş bir mekânizmadır bu!.. Hîbedir!..

DUA ve ZİKİR için kimseye muhtaç değilsin ve kimseyi aracı koymak zorunda da değilsin!..

İster, bu kitaptan yararlan; ister gönlünden geldiği gibi yönel!.. Ama kesinlikle, kendindeki, budünyanın en kıymetli cihâzı olan DUA ve ZİKİR cihâzını kullanmasını öğren.

Göreceksin dünyan nasıl güzelleşecek.

Ahmed HULÛSİ

2

DUA ve ZİKİR-2-

Ahmed Hulûsi

www.yorumsuz.net.tctarafından derlenerek size e-kitap olarak sunulmuştur. Kaynak: www.ahmedhulusi.org

Basım: Temmuz 2006

Zamansız-Sonsuz Boyutun kapısını açmak için . . Kozmik Bilinç için . .

Olanların ÖTESİNEÖTESİNEÖTESİNEÖTESİNE gitmek için . . Olanların ardındaki ŞİFRELERİŞİFRELERİŞİFRELERİŞİFRELERİ çözmek için . .

Yayın Listemiz >>> Sayfa 175

3

- yorumsuz bildiri -İnsanlığa gerçekleri anlattığına inandığımız düşünürlerin,

yazarların, aydınlanmışların ilimsel üretimlerinisizlerle paylaşmaktan başka bir arzumuz yoktur.

Biz bir başka insanı değişim-dönüşüme uğratamayız.Bizim yapabileceğimiz tek şey;

değişim-dönüşümün meydana gelebileceği,hoşgörü ve sevginin girebileceği bir alan, bir boşluk yaratmaktır.

Dileğimiz size yararlı olabilmek...Evreni (algılayamadıklarımız dahil) yöneten ve

farklı adlarla işaret edilen Yüce Gücün,bu arzumuzu yerine getirmemiz için, önümüzü açık etmesini diliyoruz;

‘Eğer bu duanın gerçekleşmesi, bizler ve tüm yaşam adına en iyisi olacaksa...’

www.yorumsuz.net.tc

4

DUA ve ZİKİR-2-

Ahmed Hulûsi

İçindekilerSayfa 6 - İNŞİRAH 7 - BAZI KISA SÛRELERİN FAZİLETLERİ HAKKINDA 9 - İZÂ ZÜLZİLET20 - KUL EÛZÜLER24 - KURÂN-I KERİM’DEN ÖRNEK DUALAR52 - RASÛLULAH’A SALÂVATLAR65 - RASÛLULLAH ALEYHİ’S-SELÂM’DAN ÜÇ AÇIKLAMA67 - TESBİH BAHSİ78 - İSM-İ ÂZÂM BAHSİ87 - ALLAH’IN İSİMLERİ ve MÂNÂLARI88 - ESMÂ-ÛL HÛSNÂ97 - ÖZEL ZİKİR ÖNERİLERİMİZ114 - TESBİH NAMAZI117 - RASÛLULLAH’IN ÖĞRETTİĞİ ÇOK ÖZEL DUALAR

Sayfa134 - ÖZEL BİR 19’LU HACET DUASI138 - HACET (İHTİYAÇ) NAMAZI141 - İSTİHARE NAMAZI146 - BELÂLARDAN MUHAFAZA161 - BÜYÜK HÂCET DUASI165 - RIZKIN ARTMASI BORÇLAR İÇİN DUALAR168 - ÇOK FAYDALI BAZI DUALAR173 - VEDA

175- Yayın Listemiz

www.yorumsuz.net.tc

5

DUA ve ZİKİRDUA ve ZİKİRDUA ve ZİKİRDUA ve ZİKİR -2-İNŞİRAH

Okunuşu: Elem neşrah leke sadrek; ve vâda’na anke vizrekelleziy enkada zahrek; ve refâ’naleke zikrek. Feinne meâl usri yüsren inne meâl usri yüsra. Feizâ ferağte fensab veilâ rabbike fergab!..

6

Anlamı:

Biz senin göğsünü açmadık (basiyretini genişletmedik) mi?.. Belini büken yüküüzerinden almadık mı?.. Nâmını yükseltmedik mi?.. Kesinlikle her güçlükle beraberbir kolaylık vardır!.. Hiç şüphesiz her güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyle ise,işlerinden kurtulunca diğerine başla; Rabbine yaklaş!..

Bilgi:

Maneviyâtta ilerlemek istiyenler, bu sûreyi her gün 70 defa okumayı ihmal etmesinler.

Aldıkları yüksek seviyeli ilmi; karşılaştıkları yüksek müşahedeleri, değerli keşiflerihazmetmek istiyenler günde yetmiş defa bu sûreyi okumağa devam etsinler.

İçi sıkılanlar, başı daralanlar, bunalımda olanlar selâmete çıkmak istiyorlarsa, gündeyetmiş defa bu sûreyi okumağa devam etsinler.

Her biri de görecek ki; bu sûreye devam, onları kesinlikle muradlarına erdirecektir.

* * *

BAZI KISA SÛRELERİN FAZİLETLERİ HAKKINDA

Hazreti Rasûlullah kısa sûrelerden bazıları hakkında şöyle buyurmuştur:

7

-İzâ zülzilet’ kur’ân’ın yarısına denktir!..

-Kul hu vallahu AHAD’ üçte birine denktir.

-Kul ya eyyühel kâfirûn’ dörtte birine denktir.’

Bu hadîs-i şerîflerde anlatılmak istenen husus anlıyabildiğimiz kadarıyla, şudur:

Kur’ân-ı Kerîm başlıca iki ana temâ üzerine inşâ edilmiştir:

1.Tapılacak bir tanrı olmayıp; Allâh’ın vahdaniyetini ve vahdetini farkedip idrâk etmek veelden geldiğince gereğini yaşamak.

2.Kıyâmetle birlikte başlıyacak yeni düzen için dünya hayatı sırasında bir takımçalışmalar yapma mecburiyeti ve kişinin müsbet ya da menfî kendisinden meydanagelen her zerre miktarı bile olsa fiîlinin neticesiyle kesinlikle karşılaşacağı gerçeği.

İşte yukarıda bahsi geçen "Zelzele" sûresi ikinci maddenin tam bir özeti mahiyetindeolduğu için, anladığımız kadarıyla, Kur’ân-ı Kerîm’in yarısına denk olarak nitelendirilmiştir.

* * *

8

İZÂ ZÜLZİLET

Okunuşu

Bismi’llâhi’r-Rahmân’ir-Rahîm

9

(1) İza zülziletil’ardu zilzaleha (2) ve ahrecetil’ardu eskaleha (3) ve kalel’insanümaleha (4) yevmeizin tühaddisü ahbareha (5) bienne rabbeke evha leha (6)yevmeizin yasdürünnasü eştaten liyürev amalehüm (7) femen yağmel miskalezerretin hayren yerehu (8) ve men yağmel miskale zerretin şerren yereh

Anlamı:

1. Arz şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldığında;

2. Ve arz içindeki gizli ağırlığı dışarı çıkardığında;

3. Ve insan "buna ne oluyor" dediğinde;

4. Arz bütün haberlerini açıklar,

5. Rabbinden vahiy alarak!..

6. O anda insanlar gruplar halinde fiillerini görmek üzere çıkarlar.

7. Kim zerre ağırlığında bile hayır işlediyse onun sonucunu görecek..

8. Kim de zerre ağırlığında bile kötülük yaptıysa onun sonucunu görecektir.

Bilgi:

10

Zelzele sûresinin ilk okunduğu anda anlaşılan en zâhir manâsı yukarıda ifâdeettiğimizdir. Ancak ne var ki, bu sûrede sadece bu manânın anlatıldığını sanmak, sadeceyedide biri su üstünde görülen buzdağını, gördüğünden ibaret zannetmek gafletinebenzer!..

Bu hususa bir misâl oluşturması için bu sûrenin iki ayrı manâsından dahaaçıklıyabileceğimiz ölçüler içinde sözetmeye karar verdik. Umarım bu hususlarınderinliğini düşünmemize faydalı olur.

Birinci iç manâ.

"Arz" tâbiri dünya ve yeryüzü olarak anlaşıldığı gibi, aynı zamanda tasavvuf ehlitarafından kişinin "bedeni" olarak da anlaşılır. İşte bu yönüyle konuyu ele alırsak; busûrenin bildiğimiz klâsik ölüm öncesini anlattığını kolaylıkla farkedebiliriz.

"kişi ölümü tadınca kıyâmeti kopar"

hükmünce; kıyâmet ahvalini anlatan Zelzele sûresi, kişinin kıyâmeti olan ölüm haliniburada şöyle anlatıyor kabuledilebilir.

1. Beden, sinir sistemindeki bioelektrik gücün kesilmesiyle şiddetli bir sarsıntı ilesarsılıp, tükenişe gittiğinde;

2. Beden (arz) içindeki gizli ağırlık noktası olan RUH’u, yâni hologramik dalgabedeni serbest bırakıp dışarıya saldığında;

11

3. Kendinde hiç bir değişiklik olmaksızın, bedeninde olan bu değişikliği hissedip,görüp, yaşayıp, kendini RUH bedeniyle tanımaya başlayan insan büyük bir hayret,şaşkınlık ve telâş içinde buna ne oluyor dediğinde.

4-5. Rabbinin vahyi sonucu olarak beden, bütün özelliklerini ve çalışma sistemini,halini ve âkıbetini, kişinin kendisiyle neler yapabileceğini ve artık kendisiolmaksızın, neler elde etmekten mahrum kalacağını, bedenli yaşamın kendisi içingeçmişte ne kadar büyük bir nimet olduğunu açıklar lisanı hâl ile.

6. İşte ölümü tadış anı olan o bedenleri terk anını yaşayan insanlar, tümyaptıklarının ve neticelerinin görülmesi için yeni bir bedenle bâ’s olarak, biolojikbedenlerinden çıkarak kişisel kıyâmetlerini yaşarlar.

7. Kim zerre ağırlığında bile olsa yâni en önemsiz gördüğü düşünce ve fiillerininsonucu olan hayrı, kitaplarında yazılı olarak ve eserlerini karşılarında görürler.

8. Kim zerre kadar kötü bir düşünce ya da fiil gerçekleştirmişse, bunu da kitabındave kendi beyin dalgalarından forme olmuş biçimde karşılarında görürler!..

Evet, bu açıklamaya çalıştığımız husus, kişinin, bildiğimiz fizik - biolojik yapısıyla ilgili olankıyâmetiyle, alakalı olan husus idi.Şimdi de bazı kişilerde gerçekleşen "ÖLMEDEN ÖNCEÖLMEK" diye tanımlanan başka bir bâtınî anlam ile Zelzele sûresindeki manâyıyorumlamaya çalışalım.

1. Mevcûdat şiddetli bir sarsıntı ile sarsılıp basiretinde dağılmaya başladığında.

12

Varlığın aslının, orijininin, Hakkın esmâsı olduğunu müşahede ederek; bu hakikatınortaya çıkması sonucu, zahir görüntü basiretinde parçalınıp yokolmayayüztuttuğunda.

2. Mevcûdatın özündeki Hakkın varlığı, yâni, o mevcûdâtı var gösteren Allâhisimlerinin manâları, sırları batınken zâhir olmaya başladığında;

3.Ve insan, tüm mevcûdatta var sandığı varlıkların bir serâp gibi yokolup, Hakkınvarlığı yanında bunların yok hükmünde olduğunu müşahede etmeye başladığındabüyük bir hayret ve şaşkınlık içinde, buna ne oluyor böyle ki, her şey yokolup,sadece Allâh vechi Bâki kalıyor, dediğinde.

4.Mevcûdât, kendisindeki bütün esmâ manâlarını o basireti açılmış kişiyeaçıklamaya başlar. Her bir birimin hangi Allâh isminin manâsını açığa çıkarmaküzere varolmuş olduğunu haber verir. Ve anlar ki böylece insan, gayrı bildiği, hep O’nun esmâsının eseri imiş!..

5.Ki bütün bunlar rabbinden vahiy ile meydana gelir. Rububiyet mertebesininhükümleri tüm mevcûdâtta vahiy yollu aşikâr olur. Ve kişi bunu da farkeder!..

6. İşte bu ölmeden önce ölmüş insanlar, daha önce neleri nasıl yapmış olduklarınıapaçık görecekler ve bunların altındaki sırları da farketmeye başlıyacaklardır.

7. Kimden zerre kadar hayırlı bir fiil meydana geldiyse onu ve dolayısıyla neticesinigörecek.

13

8. Kimden de zerre kadar şer meydana geldiyse onu da tesbit edecektir.

&

Elbette bunun da derinliğinde daha başka manâlar mevcut ki, bunların yeri bu kitapolmadığı için bu manâlara değinmiyoruz.

Allâh cümlemizi, yüzeyde, şekilde, görünüşte kalma belâsından korusun; görünenlerinardına geçmeyi, iç manâları, derinlikli anlamları müşahede etmeyi nasib etsin.

&

Ancak ne var ki, bizler için, sadece bu sûrelerin arapçasını okumak yeterli olmayıp, hiçolmazsa bir Kur’ân meâlinden istifâde ederek son derece dar kapsamlı da olsa, anahatları ile ne anlatılmak istendiğini bilmemiz gerekir.

Zirâ, Kur’ân’da, "BİZ BU KUR’AN’I ANLAYASINIZ DİYE" ifâdesi mevcûttur.

Derinliğine vukûf elbette herkese müyesser olmaz. Ama, hiç değilse kaba çizgilerle deolsa, Kur’ân-ı Kerîm’i ana hatlarıyla anlamak ve ondan sonradır ki "İman ediyorum Kur’ân’da bildirilenlere" demek daha yerinde olur. Yoksa elbette ki, insanın bilmediği birşeye iman etmesini istemek, mantığın aşırı zorlanması demektir.

"Kul hu vallahu Ahad"ın üçte bire denk olması ise şöyle anlaşılmıştır. Allâh’ın TEKoluşunun tanımı, ölümötesi yaşam gerçeği ve ölümötesi yaşama hazırlanma önerileri

14

olarak Kur’ân’daki konuları üçe ayırırsak, "İhlâs" sûresi bunun birincisidir.

Esasen "İHLAS" sûresiyle ilgili olarak söylenecek pek çok şey var olmasına karşın, bukitabın müsaadesi nisbetinde bazı şeyleri size anlatmak istiyorum.

"İHLAS" sûresinin ihtiva ettiği manâyı, Allâh’ın bize bağışladığı anlayış ölçüsünde, "Hz.MUHAMMED’in açıkladığı ALLAH" isimli kitabımızda anlatmaya çalıştık. Bu sebebleburada bu konuya girmeyeceğim. Arzu edenler, "İHLAS" sûresinin manâsını oradanokuyabilirler.

Burada sizlere "İHLAS" sûresiyle ilgili küçük bir anımdan sözetmek istiyorum.

17 yaşında İstanbul, Cerrâhpaşa’daki evimizin karşısındaki Cerrâhpaşa Cami’inegitmiştim bir Cumâ günü; henüz bu konuya yeni başladığım süre içinde.

Arkada, kıyıda bir yerde otururken, birisi omzuma vurdu ve -efendi hazretleri seniçağırıyor’ dedi.-Cumâ Şeyhi’ diye hitab edildiğini duyduğum 104 yaşında olan bir zât idibeni yanına çağıran. Sonradan Nakşıbendî şeyhi olduğunu öğrendiğim, gözlerineredeyse hiç görmeme halindeki bu zât, beni o mesafeden nasıl görmüş deçağırmıştı!..

Her neyse, yanına gittim, elini öptüm; bana sordu, "sana bir görev versem, yaparmısın"? .

Serde o yaşın civanlığı var ki, sanki dağları delmeğe hazırım.

15

-Elbette yaparım’ demiştim. Ama hiç bir şey de bilmiyorum, henüz. Bana şunu teklif etti ozât.

-Ne kadar zamanda yapabilirsen, yüz bin İHLAS çek ve ondan sonra yanıma gel!..’

Ne çare ki, bir hafta sonra, o zâtın ölümötesi yaşama intikâlini öğrendim. Ama gene deverdiğim sözü tutup yirmi gün içinde yüzbin "İHLÂS" okumayı tamamladım.

Umarım, Allâh, okumuş olduğum bu İHLAS’lar hürmetine beni bağışlar ve bu sûreninsırrına erdirir.

Dolayısıyladır ki, fakîr, tüm mü’min kardeşlerine imkânları nisbetinde bu çalışmayı tavsiyeeder. Allâh kolaylaştıra!..

&

Evet, bakın Hazreti Rasûlullah ashabıyla bu konuda ne konuşmuş.Ebû Hureyre radı’yallâhu anh naklediyor:

-Toplanın, size Kur’ân’ın üçte birini okuyacağım. buyurdu Rasûlullah sallallahualeyhi ve sellem.

Bunun üzerine toplanıldı. Sonra Rasûlullah evinden çıkıp, <Kul hu Vallahu Ahad>sûresini okudu.

16

Sonra tekrar evine girdi.

Bunun üzerine birbirimize; Semâdan bir haber geldi herhalde ki, evine girdi; diyekonuştuk yeni bir vahiy geliyor sandık.

Sonra Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem evinden çıktı ve buyurdu ki:

-Ben size Kur’ân’ın üçte birini okuyacağım, dedim. Dikkat edin, İHLAS Sûresi, Kur’ân’ın üçte birine denktir!.."

&

Gene Ebû Hureyre radı’yallâhu anh naklediyor:

-Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem ile bir yere geldik, baktık ki bir adam; KulHuvallahu Ahad Allâhu’s Samed, lem yelid ve lem yûled velem yekûn lehu kufûvenAhad’ı okuyor.

-Vacib oldu!.. Buyurdu Rasûlullah.

-Ne vaciboldu Yâ Resûlallâh?.. diye sordum kendisine. Buyurdu ki:

-Cennet!..

Hemen gidip adamı müjdelemeyi istedim, fakat korktum ki, Rasûlullah sallallahu aleyhi

17

ve sellem ile yemek yeme şerefini kaybederim. Daha sonra da adamın yanına gittim amane var ki adam gitmişti.’

Ebû Derdâ radı’yallâhu anh naklediyor:

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem buyuruyor:

-Sizden biri bir gecede Kur’ân’ın üçte birini okumaktan âciz olur mu?.

- İnsan, Kur’ân’ın üçte birini nasıl okur?..

Diye ashabı sordular. Bunun üzerine Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöylebuyurdu:

"Allâh azze ve celle Kur’ân-ı Kerîm’i üç cüze ayırdı. Kul Huvallahu Ahad’ı dabunlardan biri kıldı"!..

&

Bir başka hadîs-i şerîf’te gene Hazret-i Rasûl aleyhi’s-selâm bakın ne buyuruyor "İHLAS" sûresi için:

"Her kim bin ihlâs okuyup ruhuna yollarsa, Allah o kişiyi cehennemden azad eder".Dolayısıyla belirli gecelerde, veya âhırete intikâl eden sevdiklerimize bin İHLAS okumayıâdet edinirsek, hem onlar çok büyük faydalar elde ederler, hem de bizler.

18

İHLAS sûresi okumanın sonsuz ve sınırsız faziletini anlatamıyacağımıza göre, şimdilik bukadarla iktifa edip, gelelim "muavvizeteyn"e. "Koruyuculara".

* * *

19

KUL EÛZÜLER20

Okunuşu:

Kul, euzü birabbil felâk, min şerri ma halak, ve min şerri gasikin iza vakab, ve minşerri neffassâti fil ukad, ve min şerri hâsidin iza hased.

Anlamı:

De ki: Sığınırım rabbine felâkın, halkettiklerinin şerrinden, ortalığı basan karanlıktaoluşacak şeylerin şerrinden, düğümlere üfliyen büyücülerin şerrinden ve hasededen hasedçilerin şerrinden.

Okunuşu:

Kul, euzü birabbin nâs, melikin nâs, ilâhin nâs, min şerril vasvasil hannas, elleziyyuvesvısu fiy sudûrin nâs, minel cinneti ven nâs.

Anlamı:

De ki: Sığınırım bütün insanların rabbine, bütün insanların melîkine ve bütüninsanların ilâhına; o sinsi vesvese verenin şerrinden ki, vesvese verir insanlarıniçine kimi cinden kimi insten!..

Bilgi:

Bu iki sûre BÜYÜ’ye, sihre, manyetizmaya ve kişinin iradesini zorlayan dış etkenlere

21

karşı en önemli silâhlardan biridir.

Efendimiz’e yapılan büyüye karşı Cenâb-ı Hak tarafından nâzil olmuş iki sûredir.

Her gün kırk bir defa, veya her namazdan sonra yedi defa okunmasında çok büyükfayda vardır.

Hemen herkesin bildiği "KUL EÛZÜ"ler hakkındaki Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem’in bazı tavsiyelerini de sizlere duyurmadan geçemiyeceğim.

Ukbe b. Amir radı’yallâhu anh naklediyor:

-Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

- Bu gece inzâl olan, benzerleri hiç görülmemiş bir kısım âyetleri biliyor musun?..Onlar, Kul eûzü birabbil felâk ve kul eûzü birabbin nas sûreleridir.’-

-Okunan en hayırlı iki sûreyi sana öğreteyim mi; bunlar Kul eûzü birabbil felâk vekul eûzü birabbin nas’tır.’

&

-Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem ile beraber Cuhfe ile Ebva arasında yolculukyapıyorduk. Birden bizi bir fırtına ile yoğun karanlık sardı. Bunun üzerine Rasûlullahsalla’llâhu aleyhi ve sellem

22

Kul eûzü birabbil felâk ve Kul eûzü birabbin nas’ı okuyarak korunmaya başladı.Sonra da şöyle buyurdu:

- Yâ Ukbe, Bu iki sûre ile korun!.. Hiç bir korunan, bu iki sûrenin benzeri ilekorunamamıştır!..’

&

-Sen Kul eûzü birabbil felâk sûresini okumaktan Allâh katında daha makbul vesevabı çok hiç bir sûre okuyamazsın. Sen her namazda gücün yetiyorsa onuokumaya devam et!.."

Evet, bunlardan sonra özetle bir kaç hususu daha belirtelim:

Hazret-i Resûl aleyhi’s-selâm, genellikle namazlardan sonra İhlâs, ve kul eûzüleriavuçlarına üfleyip, bütün vücudunu sıvazlardı; ve bunu üç kere tekrar ederdi.

Her Cumâ namazından sonra, dünya kelâmı etmeden, ihlâs ve "muavizeteyn" denilenKul eûzü’leri yedi defa okuyup vücuduna sürerse, o kişi gelecek Cumâ namazına kadarher türlü tehlikeden emin olur, buyruluyor.

Bunun haricinde, cinnî etki altında olanların, büyü yapılmış olanların, âyetel Kürsî ileberaber 41 defa bu sûreyi okuyup, ayrıca bu okuma sırasında, nefesi suya üfleyipiçmenin bir hayli faydalı olduğu da çeşitli kaynaklardan bize ulaşmıştır. Ayrıca, bu türrahatsızlıkları olanlara, topluca bu âyetlerin 41 defa okunmasının da çok yararlı olacağı

23

belirtilmiştir.

* * *

KURÂN-I KERİM’DEN ÖRNEK DUALAR

Bu bölümde de size Kur’ân-ı Kerîm’den bazı duâ örneklerini nakletmek ve onlarınyararlarının bazılarından sözetmek istiyorum.

Okunuşu:

Rabbena âtina fiddünya haseneten ve filâhıreti haseneten vekına azaben nar.

Anlamı:

Rabbimiz dünyanın (gerçek) güzelliklerini, âhıretin (gerçek) güzelliklerini ver,ateşin azabından bizi koru.

24

Bilgi:

Rasûlullah salla’lâhu aleyhi ve sellem’in pek çok duâsında bu âyete yer verdiğini Enesradıya’llâhu anh naklediyor bize. Bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm dünya ve âhıretgüzelliklerini dileyip; dolayısı ile ateş azabına yolaçacak şeylerden korunmayıtalebetmeyi öğretiyor bize bu dua.

Okunuşu:

Rabbena lâ tuzığ kulûbena bâ’de iz hedeytenâ, ve heblenâ min ledünke rahmeh,inneke entel vahhab

Anlamı:

Rabbimiz gerçeğe erdirdikten sonra kalplerimizi o gerçekten saptırma; bizeindinden rahmet bağışla; kesinlikle sen sonsuz bağışlarda bulunansın.

25

Bilgi:

"Mü’min’in kalbi Rahmân’ın iki parmağı arasındadır" hadîs’inin işaret ettiği şekilde,kalplerimiz yâni bilincimiz her an ilâhî kudrete tabiîdir. Bu sebeble ne kadar gerçeğeermiş olursak olalım, her an o gerçekten sapmak mümkündür. İşte bu dua, halinegüvenmeyip, ilâhî inayeti taleb içindir.

Bu duâya devam, kişinin saadet hâli üzere ölümü tatması için iyi bir işaret olarakdeğerlendirilebilir. Çünki ısrarla devam edilen duâ icâbet işareti taşır.

Namazlarda son oturuşta, salâvatlardan sonra okunması şayanı tavsiyedir.

26

Okunuşu:

Rabbena ma halâkte haza bâtıla, subhaneke fekına azabennar. Rabbena inneke mentudhılin nâre fekad ahzeyteh ve mâliz zâlimine min ensar. Rabbena innena semi’namünadiyen yunadi lil’iymani en aminu birabbikum feamenna. Rabbena fağfir lenazünûbena ve keffir anna seyyiâtina ve teveffena mâal ebrar. Rabbena ve âtina mâvaadtena alâ rusûlike ve lâ tuhzina yevmel kıyameh. İnneke la tuhliful miyad.

27

Anlamı:

Rabbimiz, gökleri yerleri ve her ikisi arasındakileri boşuna, hikmetsiz yaratmadın.Münezzehsin (berisin) sınırlılık ve ilkellik ifâdesi olan kavramlardan. Bizi ateşinazabından koru.

Rabbimiz, imana davet edeni duyduk ve iman ettik. Rabbimiz bağışla bizimkusurlarımızı ve sil günâhlarımızı ve dahil et bizleri iyiliğe ermişlere. Rabbimiz,resûllerine bizim için vaad ettiklerini ihsan buyur, kıyâmet günü mahcûb olmaktanbizi koru. Elbette sen sözünden asla caymazsın!..

Bilgi:

Burada da Allâhu Teâlâ bizlere en kıymetli duâ şekillerini öğretiyor.

Ayrıca, bu şekilde duâ edildiği takdirde, bu duâya icabet edileceği de daha sonrakiâyette kesinlikle ifâde edilmiştir.

Artık Cenâb-ı Hak tarafından icabet sözü verilmiş bir duaya da devam edemiyorsak,elbette diyecek bir şey kalmaz.

28

Okunuşu:

Rabbena zalemma enfüsena ve in lem tağfir lena ve terhamna lenekunenne minelhasırıyn.

Anlamı:

Rabbimiz nefislerimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen,hüsrana uğrayanlardan olacağız.

Bilgi:

Hazreti Adem ve Havva cennet hayatı yaşarken, kaderlerindeki o mahut hatayıyaptıktan sonra, kendilerinden sâdır olan bu fiîlin üzüntüsü içinde, yukarıda ifâde olunanbiçimde bağışlanma taleb ettiler.

Ve bu duâları kabul olunarak, bir süre dünyada yaşadıktan sonra, yeniden cennet

29

yaşamına dönme imkânına ulaştılar.

İşte Kur’ân-ı Kerîm’deki bu duâ bize, "nefse zulmetmek" halinde ne yapmamızgerektiğini öğretiyor.

Hayatı nefsine zulmetmekle, yani "nefs"inde mevcût olan sonsuz kemâlin hakkını yerinegetirememek suretiyle ona eziyet etmekle geçen bizlere de bu duâya devamdan başkabir şey kalmıyor.

Okunuşu:

Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hu, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azıym.

Anlamı:

Allâh’a güvendim (bana yeter) tanrı yoktur O vardır, ki ben de O’na bağlanıp işimiona bıraktım; O arşın aziym rabbidir.

30

Bilgi:

Başınız haksız yere derde girdiği zaman bu âyet-i günde beşyüz veya bin kere okumayadevam ederseniz, inşâallah kısa zamanda selâmete çıkarsınız.

Bu âyetteki duâyı ilk okuyan İbrahim peygamberdir.

İbrahim aleyhi’s-selâm Nemrud tarafından yakalattırılıp, mancınıkla ateş dağının içinefırlatıldığı zaman, havadayken Cebrâil isimli melek gelir ve sorar.

-Yâ İbrahim senin için ne yapmamı istersin?

İbrahim aleyhi’s-selâm cevab verir:

-Allâh’a güvendim. O bana yeter. Tanrı yoktur O vardır! Ben O’na bağlanıp, işimiona bıraktım. Ki O arş’ın azîm rabbıdır.

İşte İbrahim aleyhi’s-selâm’ın bu şekildeki ifâdesinden sonra mûcize olur; ve İbrahimaleyhi’s-selâm yavaş bir şekilde ateşin içine düşer fakat onu ateş yakmaz. Çünki, Kur’ân-ı Kerîm’de anlatıldığı üzere "ateş soğumuş ve selâmet verici olmuştur" İbrahimpeygamber için, Allâh emri ile. İşte, böyle bir mûcizenin meydana gelmesine vesile olananlayış ve ifâde vardır bu duâda.

Bakın bu duâ için ne buyuruyor Rasûlullah salla’lâhu aleyhi ve sellem efendimiz bizlere:

31

-Kim sabah kalktığında ve geceye girdiğinde «Allâh’a güvendim o bana yeter, Tanrıyoktur, arş’ın azîm rabbi olan O vardır» derse; bunu ister sıdk ile söylesin isterYALANDAN (inanmıyarak) söylesin, yedi defa söylediğinde Allâh ona kâfi gelir.’ EbûDavud.

Dikkat edin!..

Bu hadîs-i şerîfte çok önemli bir hususa işaret ediliyor!.. Allâh’ın SİSTEM’ine!.. "Allâh’ındüzeninde asla değişiklik olmaz" âyetiyle de vurgulanan SİSTEME.

Siz belli duâları veya zikirleri yaptığınız zaman, inansanız da, inanmasanız da, o yapılançalışma, ilgili mekânizmayı, sistemi harekete geçirir ve mutlaka semeresini verir;demiştik.

İşte bu hadîs-i şerîf, söylediklerimizin açık-seçik ispatıdır. "Kişi ister SIDK ile isteryalandan yâni inanmıyarak" yaptığında denmesi bunun apaçık göstergesidir.

Bu sebeple diyoruz ki, siz inanmasanız dahi bu zikirlere veya duâlara bir süre devamedin, söylenildiği sistem üzere. Elbette neticesine ulaşacaksınız.

Allâh bize bunun manâsına ermeyi ve bu duâyı edebilmeyi nasîb etmiş olsun.

32

Okunuşu:

Rabbi inniy euzü bike en eseleke ma leyseliy bihi ilmün ve illâ tağfirliy ve terhamniyekün minel hasıriyn.

Anlamı:

Rabbim sana sığınırım neticesi hakkında kesin bilgim olmayan bir konuda ısrarlasenden bir şey istemekten. Böyle bir hatam dolayısıyla beni bağışlamaz ve banamerhamet etmezsen hüsrana uğramışlardan olurum.

Bilgi:

Nuh aleyhi’s-selâm kavmini uyarmış, ama kendisini dinlememişlerdi. O da aldığı emri ilâhîüzerine bir gemi yaptı ve hayvanlardan birer çift ile yakınlarını gemiye davet etti. Neçare ki oğlu ona inanmamış ve gemiye de binmemişti.

Tufan başladıktan sonra, seller üzerinde gemi yüzerken, dalğaların arasında boğulmak

33

üzere olan oğlunu gördü ve onun kurtulması için ısrarla rabbine duâ etti. Ama ne çare kiduâsına icabet gelmiyordu.

-(sulbünden olabilir ama) O senin ailenden değildir!.. Yaptıkları sâlih olmayanişlerdir. Gerçeğini bilemediğin şey için bana ısrarla duâ etme. Cahillerden olmamaniçin seni uyarıyorum." (11-46)

İşte bu uyarıdan sonra Nuh aleyhi’s-selâm, yukarıda metnini verdiğimiz özrü,bağışlanmayı ihtiva eden duâyı yaptı.

Bize, burada büyük ders vardır!.. Bir çok akrabamız veya daha yakınımız, ailemizdenkişiler vardır ki, gerçeği örtmekte, inkârda, tanrı kabulünde inad edip dururlar. Oysaonlarla her ne kadar kan bağımız varsa da, ölümötesi yaşam içinde hiç bir yakınlığımızmevcût değildir. Bu sebebten de onlar hakkında ısrar etmemiz, ya da onları zorlamamızabestir. Bize düşen sadece onların hidâyet bulması için rabbimize duâ edip, gerisini O’nabırakmaktır.

Muhakkak ki Allâh’ın takdiri yerine gelecektir!.

Öyle ise bize hayırlı nesil talebetmek düşüyor. Bakın o da bize nasıl öğretiliyor:

34

Okunuşu:

Rabbena heblena min ezvacina ve zürriyâtina kurrete a’yunin Vec’alna lilmuttakıyneimama.

Anlamı:

Rabbimiz bizlere, gözlerimizi nurlandıracak, korunmak isteyenlere yol gösterecekevlâdlar bağışla eşlerimizden.

Bilgi:

Evlâd isteyen ana - babalara Cenâb-ı Hakk’ın öğrettiği bir duâ bu. Hayırlı evlâdı olsunisteyenler, şayed bu duâya namazlarından sonra devam ederken çocukları olursa,umulur salih bir nesil sahibi olurlar.

35

Okunuşu:

Rabbic’alniy mukıymes salâti ve min zürriyyeti, rabbena ve tekabbel duaiy.Rabbenağfirliy ve livalideyye ve lilmü’miniyne yevme yekûmül hisab.

Anlamı:

Rabbim beni ve benden doğanları namazı ikâme edenlerden eyle. Duâmı kabul eyle.Hesab gününde beni ebeveynimi ve mü’minleri bağışla.

Bilgi:

İbrahim aleyhi’s-selâm’ın Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan bu duâsı NAMAZ ile ilgili tek duâdır.

NAMAZI ikâme etmeyi hedef alan bu duâ, namazın hakikatına yönelmek isteyenlereözellikle tavsiye olunur.

36

Namaz vardır kılınır.

Namaz vardır ikâme olunur.

Namaz vardır içinden hiç çıkılmaz, dâimidir.

Biz namaz konusuna Abdülkâdir Geylânî Hazretlerinin yazmış olduğu -Risâlei Gavsiye’isimli eserin şerhi olan "GAVSİYE AÇIKLAMASI" isimli kitabımızda; ve "8" numaralı "İslâm" kasetinde ve çok geniş olarak da "TEMEL ESASLAR" kitabımızda değindik. Arzuedenler namaz hakkında geniş ve derinlemesine bilgiyi buralarda bulabilir.

"Namaz dinin direğidir" uyarısı gereğince, Allâh bize namaza gereken önemi vermeyive hakkını edâ edebilmeyi nasib etsin.

Tekrar ediyorum, namazın özüne ermeyi dileyenler, secdelerde bunu talep etsinler.

37

Okunuşu:

Rabbî enniy messeniyeş şeytanu binusbin ve azab. Rabbî euzü bike min hemezatişşeyâtıyni ve euzü bike rabbî en yahdurun. Ve hifzan min külli şeytanin marid.

Anlamı:

Rabbim şeytan bana sıkıntı veriyor ve işkence yapıyor. Rabbim şeytanlarınkışkırtmalarından sana sığınırım; ve yine sana sığınırım onların çevremdebulunmalarından. Ve bütün reddedilmiş şeytanlardan koruduk.

ilgi:

38

ŞEYTANLARA yâni CİNLERE KARŞI OKUNACAK EN TESİRLİ DUALAR. CİNLERİN hertürlü zarar veren tesirlerine karşı Kur’ân-ı Kerîm’de bulunan bir iki duâ âyeti,beraberce okunduğu zaman son derece tesirli olmaktadır.-Sad’ Sûresinin 41. âyetiolan kısmı Eyyûb aleyhi’s-selâm okumuştur. "Mü’minun" Sûresinin 97 ve 98.âyetleri olan kısmı ise Cenâb-ı Hak tarafından Rasûlullah salla’lâhu aleyhi ve sellem’e öğretilmiştir.

CİNLER tarafından kandırılmış bulunan herkes bu duâya devam halinde çok büyükfaydalar görür.

MEDYUMLAR, RUHLARLA, UZAYLILARLA GÖRÜŞTÜKLERİNİ SANANLAR; KENDİNİ EVLİYA,ŞEYH veya MEHDÎ zannedenler bu duâlara şayet bir süre devam ederlerse, o zannıoluşturan tüm veriler kesiliverir.

* * *

Bu duânın tesirli olabilmesi için bir kaç yol vardır.

1. Kişinin kendisinin, üzerindeki etki kesilene kadar hergün sabah ve akşam 200 veya300 kere bu duâyı okuması ve ayrıca her okuyuşta bir sürahi su içine nefesini deüfliyerek ve daha sonra da o suyu içerek bünyesini güçlendirmesi.

2. Güvenilen sâlih birkaç kişinin biraraya gelerek o kişinin üzerine üçyüzer kereokumaları ve bu arada ortada geniş ağızlı bir kap içinde su bulundurmaları ve dahasonra o kişiye peyder pey bu suyu içirmeleri. Mümkünse o kişinin kendisinin de bu

39

duâlara devamı.

3. Ayrıca bu kişinin hergün 41 defa "kul euzü birabbil felâk" ve "kul euzü birabbin nâs"sûrelerini sabah akşam okumaları.

Şayet bunların hepsi bir arada yapılırsa daha kolay neticeye ulaşılır.

* * *

Burada şunu da belirtmeden geçmeyelim.

Gerek "âyet-el kürsî" ve gerekse "muavvizeteyn" denilen "kul euzüler" pasif korunmasistemleridir. Kişinin beyin gücünü kuvvetlendirmeye, ruh gücünü kuvvetlendirmeye vekoruyucu manyetik kalkan içine almaya yarayan formüllerdir.

Yukarıda verdiğimiz âyetler ise tamamiyle aktif formüldür!. Yani kişi bu duâlara devamettiği zaman; o kişinin beyni laser tabancasının ışını gibi, fakat çevresine yaygın olaraköyle bir mikrodalga yayın yapmaktadır ki; bundan bütün CİNLER rahatsız olmakta veuzaklaşma zorunluluğunu hissetmektedirler.

Burada ayrıca şu hususu da belirtmeden geçmeyelim:

CİNLERİN musallat olduğu kişiler ve CİNLERİN çeşitli etkileme sistemleri hakkında -RUHİNSAN CİN’ isimli kitabımızda ve "RUH CİN MELEK" isimli video kasetimizde son derecegeniş kapsamlı bilgi vermeye çalıştık; İlâhî lûtfu inayet neticesinde. Burada şunu da

40

özellikle vermek istiyorum.

* * *

CİNLERİN etkisi altında olan kişiler, bu duâları okumaya başladıkları zaman, önceiçlerinde büyük sıkıntı duyarlar. Hatta bırakın kendilerinin okumasını; çevresindekilerokumaya başlasa, hemen oradan uzaklaşmak isterler.

Bunun sebebi, bilinçleri dışında kendilerini elegeçirmiş olan cinlerin o dalgalardan zarargörerek uzaklaşmak istemeleri ve onları da yanlarında götürmeyi arzulamalarıdır.

Sıkıntının arkasından, ateş basması, tepeye ateş çıkması gibi haller hissedilir, avuçiçlerinde terlemeler görülür. Cinlerin etkisi sonucu; adrenalin salgısının kana karışmasıneticesi hissedilen şeylerdir bunlar.

Şayet kişi bütün bunlara dayanabilir ve kendisi de duâya devam edebilirse, birkaç güniçinde bu sıkıntıları azalır ve rahatlamaya başlar. Bütün mesele, kişinin iradesini kullanıp,direnebilmesi ve korkuyu atabilmesindedir.

Bu bahsettiğimiz duâların tatbiki için de, bize göre, hiç bir hocaya gidip para kaptırmanınâlemi yoktur!.. Kişinin kendisi veya güvendiği yakın dostları, bunu rahatlıkla yapabilirler.

Allah cümlemizi bu konuda bilinçlendirsin ve CİNLER’in elinde oyuncak olup, elâlemerüsvây olmaktan korusun.

41

Okunuşu:

Lâ ilâhe illâ ente Subhaneke, inniy küntü minez zalîmîn.

Anlamı:

Tüm sınırlılık ve eksiklik ifâde eden ilkel kavramlardan beri olan sonsuz sınırsızAHAD olan sen varsın Tanrı yoktur; bense nefsimin hakkını edâ edememektendolayı zulmedenlerdenim.

Bilgi:

Bakın bu hususta Rasûl aleyhi’s-selâm ne buyuruyor:

"Zün Nun (Yunûs aleyhi’s-selâm) balığın karnında iken "lâ ilâhe illâ ente Subhanekeinniy küntü minez zalîmîn" diye duâ ederdi. Bir şey hakkında bunu okuyanmüslüman yoktur ki, Allâh onun duâsını kabul etmesin."

Yunûs aleyhi’s-selâm Kur’ân-ı Kerîm’in -Enbiya’ sûresinin 87. âyetinde belirtilen şekilde,

42

bu duâya devam ederek, yaptığı bir yanlıştan dolayı bağışlandı. sonra da o devirşartlarına göre yüz bin kişiden fazla olan büyük bir topluluğa hidâyet ulaştırdı.

Dünya şartları ve şartlanmaları içinde, âdeta balık karnında boğulmak üzere olan insangibi, sıkıntı içinde olanlara çok büyük ferahlık ve kurtuluş getirecek olan bir tesbihdir,duâdır bu âyet.

İleride tavsiyemiz olan çeşitli zikir formülleri içinde de yer alan bu duâya günde 300 defaçekmek sûretiyle devam edenler çok büyük fayda görürler. Kesinlikle devam edin.

Okunuşu:

Rabbiş rahli sadriy ve yessirliy emri.

Anlamı:

Göğsümü genişlet (hazım ver), işlerimi kolaylaştır.

Bilgi:

43

Mûsâ aleyhi’s-selâm’ın duâsının bir kısmıdır yukarıdaki bölüm. Yapılan çalışmalara göregörülmüştür ki, günde 300 defa çekenlerde bir süre sonra iç sıkılmaları, daralmalarortadan kalkmakta, daha hazımlı olunmakta ve işler yoluna girmektedir.

Yanısıra ‘Elem neşrah leke sadrek’ âyeti de 300 defa okunursa, tesiri çok daha kısazamanda da görülebilir. İç sıkıntılarından yakınan, içe kapanık, huzursuz, bunalımlıkişilere bu formül yanısıra -Bâsıt’ ismi de 1800 kere çekilmek sûretiyle bir üçlü tertipşeklinde tavsiye edilir.

Okunuşu:

Ve in yemseskâllâhu bidurrin felâ kâşife lehû illâ Hu ve in yüridke bihayrin felâradde lifadlih, yusıybu bihi men yeşaumin ibadih ve huvel gafûrur rahiym.

Anlamı:

44

Eğer Allah sana içini daraltacak bir sıkıntı verirse, O’ndan başka feraha çıkartacakyoktur. Bir hayır da dilemişse sana, onu geri çevirecek de yoktur. Kullarındandilediğine fazlını nasib eder. O gafûr ve rahiymdir.

Bilgi:

-Yunûs’ sûresinin 107. âyeti olan bu metin iç sıkıntısına düşenler, bir derdi sıkıntısıolanlar tarafından günde yüz defa okunursa büyük yarar sağlarlar. Kısa sürede Allâh odertlerinden, sıkıntılarından selâmete çıkartır.

Kime böyle Allah’a yönelmek kolaylaştırılırsa, sıkıntıdan kurtulmak da ona yakındırelbet!..

Okunuşu:

Rabbirhamhüma kemâ rabbeyaniy sağiyra

Anlamı:

45

Rabbim, anne ve babama, bana küçücükken gösterdikleri gibi merhamet eyle,rahmetinle sar!..

Bilgi:

İnsan üzerindeki en büyük hak anne ve baba hakkıdır. Dünyada varoluş vesilesi olananne - baba hakkının bir evlâd tarafından ödenebilmesi çok güçtür.

Ama bu âyet-i kerîmede onlar için yapabileceğimiz dilde çok kolay fakat manâda çokdeğerli bir duâyı öğretiyor Cenâb-ı Hak bize.Şayet ana - babamızın hakkını bir nebzeolsun ödeme sorumluluğunu haiz bir vicdanımız varsa, duâlarımızda mutlaka şu dörtkelimeye de yer verelim.

Okunuşu:

46

Rabbi evzi’niy en’eşküre nimetekelletiy en’âmte aleyye ve alâ vâlideyye ve enamele salihan terdahu ve aslıhliy fiy zürriyetiy inniy tübtü ileyke ve inniy minelmüslimiyn.

Anlamı:

Rabbim bana ve ana - babama verdiğin nimetlere şükretmeyi, razı olacağın güzeldavranışlar ortaya koymayı, ilham eyle; beni ve zürriyyetimi islah eyle. Sanayanlışlarımdan dolayı tövbe ederim, kesinlikle ben sana teslim olmuşlardanım...

Bilgi:

Yukarıdaki duayı ihtiva eden Âyet-i Kerime’nin (46-45) inzaline sebep Hazret-i Ebû BekirSıddik Radıya’llahu Anh’h dır.

Ailesinin de mü’minlerden olması yolunda bu şekilde yapyığı duâ Cenâb-ı Hak tarafındankabul olmuş ve bu durum, iş bu Âyet ile de tasdik olmuştur…

Aynı duâya biz de devam edersek,ailemizin ve neslimizin kurtuluşu için çok hayırlı bir işyapmış oluruz… Namaz ardından yapılan duâlar içinde bu duânın da yer almasınıözellikle tavsiye ederiz.

47

Okunuşu:

İnne rabbiy yebsutur rızka limen yeşâu ve yakdıru leh ve ente hayrur razıkîyn.

Anlamı:

Rabbim, şüphesiz ki sen dilediğinin rızkını genişletir, dilediğinin de daraltırsın…Enhayırlı rızık ihsan edicisin.

Bilgi:

Daha önce metnini verdiğimiz “Al-i İmrân” sûresinin 26 – 27. Âyetleri olan “Allahümmemalikel mülk” duâsıyla birlikte bu duaya devam edilirse,rızık sıkıntısı çekenler çok faydagörürler. Bu duanın günde üç yüz defa okunması tavsiye olunur…

48

Okunuşu:

Rabbiy edhılniy müdhale sıdkın ve ahrıcniy muhrace sıdkın vec’alliy min ledünkesultanen nasıyra.

Anlamı:

Rabbim beni sıdk üzere girdiğim yere girdir ve çıktığım yerden sıdk ile çıkmayınasib et… Ve bana indinden bir güç ile zafer kazanmayı

nasib et.

Bilgi:

Kur’ân-ı Kerîm’deki çok önemli duâlardan biridir bu… Girişilen işe sıdk ile girmeyi, o iştensıdk üzere tamamlanmış olarak ve o işte başarıya ulaşmak için özel ilahî güçledonnamayı talep etmeyi öğretiyor Cenab-ı Hak bizlere…

49

Sıdk; sadakat doğruluk,teslimiyet iyi niyet,güvenirlilik gibi kavramları içine alan birkelimedir. Hazret-i Ebu Bekir’e “sıddîk” denilmesi de işte bu özelliklerin hepsinin ondamevcût olması dolayısıyladır. Bütün bu özelliklerle bezenmiş bir işe girişmek veya birortama girmek,elbetteki başarılı olmanın birinci basamağıdır. İkinci basamak ise, ilâhigüçle destekli olmaktır ki,bunun ne kadar önemli olduğunu ehli bilir…

Allah,yolunda çalıştığımız sürece indinden bir güçle bizi desteklesin ve başarıdanbaşarıya koştursun!..

Okunuşu:

Rabbena âtina min ledünke rahmeten ve heyy’lena min emrinâ

raşeda.

Anlamı:

Rabbimiz bize Zâti rahmetinden ihsan buyur ve işimizde bize başarılı olmayı nasibet!..

Bilgi:

Bu Âyette de Cenâb-ı Hak bize, işlerimizde başarılı olmamız için DUA etmemizgerekliliğini öğretiyor… Ayrıca, başarı niyâzında bulunurken,Allah’ın “İNDİNDEN” yâniZÂTİ rahmetinden talep etmemiz yolunda uyarıda bulunuyor…

50

Öyle ise bu işareti iyi değerlendirip,”İNDİNDEN” diyerek talep edelim,ZÂTİ sıfatlarıylaalâkalı konularda,İlim, Rahmet, Kudret gibi…

Okunuşu:

Rabbî lâ tezerniy ferden ve ente hayrül varisiyn!..

Anlamı:

Rabbim beni hayatta kendi başına bırakma; ve şüphesiz ki hayırlı vâris sensin

Bilgi:

Zekeriya Aleyhi’s-Selâm ihtiyarlamış ve buna rağmen hâlâ bir çocuğu olmamıştı…

Bunun üzerine yukarıda naklettiğimiz şekilde duâ etti Rabbine…

Ve duası kabul edilerek Yahya ismini koyduğu bir oğula kavuştu…

Bu, İsâ Aleyhi’selâm’ın gelişni müjdeleyen Yahya Aleyhi’s-Selâm idi…

Çocuğu olmayıp da ısrarla çocuk isteyenlerin, bu duâya devamları çok faydalı olur… Geceyarısından sonra birkaç gece, ileride tarif ettiğim,”Hâcet namazı” kılınır, ardından da bindefa bu duâya devam edilirse, umarım Allahu Teâlâ bir kolaylık ihsan eder.

51

* * *

RASÛLULAH’A SALÂVATLAR

Okunuşu:

İnnallahe ve melâiketehu yusallûne âlennebîy ya eyyühelleziyne âmenû, sallualeyhi ve sellimu tesliyma.

Anlamı:

Muhakkak ki Allah ve melekleri, nebîsine çok salat ederler… Ey imân edenler, siz deO’na salat edip layıkiyle selam verin…

Bilgi:

Efendimiz, Rasûlümüz, basiretimizin nûru, Allah’ın habibine salâvat getirmemizyukarıdaki Âyet-î Kerîme ile bize emrolunuyor…

Niçin bu böyle?..

Buyuruyor ki Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem:

“İNSANLARA ŞÜKRETMEYEN HAK’KA ŞÜKRETMİŞ OLMAZ”

52

İşte bu açıklama, tasavvufun en derinliklerine ait bir gerçeği bizim basiretimiz önünesermekte; şâyet biraz olsun kalp gözümüzü örten perdelerden kurtulmuş isek!..

“ALLAH MUHSİNLERE İHSÂN EDİCİDİR”

Âyetinin inceliğine vâkıf olursak, anlarız ki, herhangi bir ihsân ediciden o şeyi bize ihsâneden Allah’tır!..Ve bize o şeyi ihsân Allah’a şükür de; ancak, ihsân ettiği mahalleşükretmekle mümkündür!..Aksi halde biz, gerçek verene değil; hayâlimizde yarattığımızTANRI’ya şükretmiş oluruz!..

Allah, mutlak gerçeği bize göstermek ve idrâk ettirmek için Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhive Sellem ile bize ihsanda bulunduğuna göre; Rasûl-u Ekrem’e şükür Allah’a şükürolacaktır!..

Bu kitap, bu işin derinliklerini göstermek için yazılmadığından; görevi sadece gerçek vetek kapı olan DUA ve ZİKİR kapısını tanıtmak olduğundan; biz dönelim mevzûumuza…

İşte bu yüzdendir ki, biz, Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’a şükürle emrolunduk Kur’ân-IKerîm Âyeti ile; yâni Rabbimiz olan âlemlerin Rabbı Allah emri ile..Ve işte, Rasûlullâhdahi, bu emir dolayısıyla, şükredilenin kim olduğunun bilgisiyle, kendisine çokça salâvatgetirilmesi yolundaki aşağıda nakledeceğimiz konuşmaları yaptı çeşitli zamanlarda;

* * *

“Burnu yere sürtülsün o kişinin ki,yanında benim ismim anılır da, üzerime salâtetmez!..”

53

* * *

“Her cimriden daha cimri olan adam yanında anıldığım zaman, bana salatetmeyendir…

* * *

“Her DUA semâya yükselmekte güçsüzdür; bana salat edince gücüne kavuşur,yükselir (icabet makamına)”

* * *

“Kim bana bir kere salât ederse, Allah ona on kere salât eder; onun on günahınısiler; onu on derece yükseltir…”

* * *

“İnsanlardan bana en yakın olanı bana ençok salât getirendir…”

* * *

“Kim bana salât getirmeyi unutursa ona cennetin yolu unutturulur.”

* * *

“Kim kabrimin yanında bana salât ederse,ben onun sesini işitirim. Kim uzaktaykenbenim üzerime salât getirirse,o bana ulaştırılır…”

* * *

“DUA eden kimse, Nebilere ve Rasûllere salat etmedikçe,duâsı perdelidir.”

* * *

54

“Allahın yeryüzünde seyâhat eden melekleri vardır ki,onlar bana ümmetimdenselâm tebliğ ederler…”

* * *

“Bana salât edenlere Cenâb-ı Hak sırat üzerinde bir nur halk eder…Ehli nûr ise ehlinârdan olmaz!..”

* * *

“Hangi topluluk bir yerde oturur da, Allah’ı zikretmeden, bana salât getirmedenoradan kalkıp giderlerse, üstlerine Allah’tan hasret siner!..”

* * *

“Her biriniz Allah’tan bir dilekte bulunmak istediği zaman, evvelâ O’na şanınayakışır şekilde hamd etsin, sonra Rasûlüne salât etsin, ondan sonra duâsını yapsın.Bu amacına ulaşmak için daha elverişlidir…”

* * *

“Cuma günleri benim üzerime salâtınızı çoğaltın… Zirâ, sizin salâtınız bana o gün arzolunur.”

* * *

“Her kim Cennet’te bana yakın olmak istiyorsa, o nisbette bana salât etsin!..”

* * *

“Cebrâil’le buluştum… Bana şöyle dedi: Sana müjdelerim ki, Allah; kim sana salâtederse, ben ona salât ederim; kim sana selâm verirse ben ona selâm ederim;

55

buyurdu…”

* * *

“Sahabeden bir zât, Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem ile şöyle konuştu:

• Yâ Rasûlallâh, ben senin üzerine çokça salâvat getiriyorum… Bunazamanımın ne kadarını ayırayım?..

• Dilediğin kadarını!..

• Dörtte biri nasıl?..

• Dilediğin kadarını yap… Artırırsan senin için daha hayırlıdır!..

• Üçte biri nasıl?..

• Dilediğin kadar yap… Artırrırsan senin için daha hayırlı olur!..

• Yarısını ayırsam zamanımın?..

• Dilediğin kadar yap… Artırırsan senin için daha hayırlı olur…

• Ya zamanımın hepsini ayırırsam salâvata?..

• Bu takdirde yeter, günâhların bağışlanır!..”

* * *

56

Salâvat okumanın ne kadar değerli olduğu hakkında, bu naklettiğimiz Hadîs-i Şerîflerumarım bir fikir vermiştir!.. Konunun önemi hakkında biraz düşünelim isterseniz…

Artık herkes, kendi anlayışına göre elbette bu husûsu değerlendirecektir… Şimdi bizgelelim, size tavsiye edeceğimiz bazı salâvatı şerîfelere…

Okunuşu:

Cezallâhu anna seyyidenâ Muhammeden ma huve ehluh

Anlamı:

Allah’ım Efendimiz Muhammed’e lâyık olduğu şekilde ihsanda bulun bizimtarafımızdan, biz onu değerlendirmekten âciziz…

Bilgi:

Bu salâvatı bize öğreten Bizâtihi Hazret-i Rasûl Aleyhi’s-selâm… Hadîs-î şerîftebuyuruyor ki:

“Her kim bu şekilde derse, yetmiş melek,bin sabah ona ecir yazar”

* * *

Okunuşu:

57

Allahümme salli alâ men ruhuhu mihrabül ervahi vel melâiketi vel kevni; Allahümmesalli alâ men huve imamul enbiyâi vel mürseliyn; Allahumme salli alâ men huveimamu ehlil Cenneti ibâdillahil mü’miniyn.

Anlamı:

Bütün rûhların, melâikenin ve varolanların mihrabı olan o yüce rûha salat eyle Allah’ım; bütün Nebilerin ve Rasûllerin imamı olan o zâta salât eyle Allah’ım; Allahın kulubütün Cennet ehlinin önderi olan zâta salât eyle Allah’ım…

Bilgi:

Bundan üç yüz sene evvel zamanın “GAVS”ı olan Seyyid Abdülaziz Ed Debbağ, bumanevi görevi dolayısıyla ,bütün “DİVAN” toplantılarına da katılırdı.

İşte bu toplantılardan birinde , Rasûlullah Salla’llâhu aleyhi ve Sellem’in kızı olanHazret-i Fâtıma Radı’yallâhu Anha ile arasında cereyân eden olayı şöyle anlatıyor:

“DİVAN” toplantılarından birindeydik… Ben, Rasûlullâh Efendimiz’in sağındaoturuyordum diğer arkadaşlarla beraber… Karşı tarafta da bazı kadın evliyâlar ilediğer mânâ büyükleri oturuyordu…

Derken Hazret-i Fâtıma geldi ve onların önüne oturarak, cennet lisanı ile şu salâvatışerîfeyi okudu… Cennet lisanından her bir kelime veya cümle bir harf ile ifadeedilir… Kur’ân-ı Kerîm’in bazı sûre başlarında yer alan Elif, lâm, mim, nun, ra, ta, ha,

58

gibi harfler dahi bu cennet lisânındandır. Bu şekilde okunan bu salâvatı dinlediktensonra, yanına gidip sordum Hazret-i Fâtıma’ya…

- Nedir bu salâvatın ecri ya Fâtıma?.. Cevap verdi:

- Herkim bu salâvata devam ederse, onun hakkını ödemeye yeryüzündeki bütünağaçlar, yapraklar, taşlar ve molozlar mücevher olsa, gene de yetmez!..

Bu kadar büyük ecri olacağına inanamadım!.. Hemen Rasûlullâh Salla’llahu Aleyhive sellem’in yanına gittim ve sordum, buyurdu ki:

- Fâtıma söylemiş ya, daha ne istiyorsun!.. Aynen O’nun dediği gibi!..

Bunun üzerine ilk işim, bu salâvatı şerifeyi Arapçaya çevirmek oldu.

İşte size yukarıda nakletmiş olduğum salâvat, böyle bir toplulukta, böyle bir zevatarasında tesbit olmuştur… artık siz bu salâvatı nasıl arzu ederseniz öyle değerlendirin…Hiç olmazsa günde yüz defa okumaya çalışalım.

Okunuşu:

Allahümme salli alâ seyyidina Muhamedin ve alâ âli seyyidina Muhammed kad dâkathiyletiy edrikniy Yâ Rasûlâllah.

Anlamı:

59

Allah’ım Efendim Muhammed’e ve O’nun ehline salât eyle… Çok sıkıntım var, banayardım et yâ Rasûlallâh…

Bilgi:

Birçok sıkıntıları olan nice insan beş vakit namazdan sonra yüz yirmi beş defa busalâvatı şerîfeye devam etmek sûretiyle sıkıntılarından azâd olmuşlar… Muhakkak kiRasûlullâh’tan O’nun ruhâniyetinden yardım istemek çok güzel bir şey… O’na yüzümüzolmasa bile , dünyada ve âhirette O’ndan başka kime sığınıp, şefâat talep edeceğiz ki!..

Okunuşu:

Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidina Muhammedin adede halkıke verıdâe nefsike ve zinete arşıke ve midade kelimatik…

Anlamı:

Allah’ım, Efendimiz Muhammed’e halkettiklerinin adedince, sen râzı olana kadar vearşının ağırlığınca ve kelimelerin adedince selâm ve bereket ihsan eyle!..

Bilgi:

Bu şekilde tesbihât yapılmasını Hazret-i Rasûl Aleyhi’s-Selâm,eşine öğretmişti… Aynıkelimeler ile Rasûllulâh’a salavat yapılırsa bunun ne kadar büyük kazançlar getireceğinihiç kimse tahmin edemez… Hiç değilse günde yüz defa çekebilsek!..

60

Okunuşu:

Allahümme salli alâ seyyidina ve mevlâna Muhammed’in şeceretil aslin nuraniyyetive lem’âtil kabzatir rahmaniyyeti ve efdalil haliykatil insaniyyeti ve eşrefis suverilcismaniyyeti ve menbâil esrâril ilâhiyeti ve hazainil ulûmil ıstıfaiyyeti, sahibilkabdatil asliyyeti ver rütbetil âliyyeti, vel behcetis seniyyeti men in derecat; ennebiyyûne tahte livâihi fehüm minhü ve ileyhi ve salli ve sellim aleyhi ve alâ âlihivesahbihi adede mâ halakte ve razakte ve emette ve ahyeyte ilâ yevmin teb’asumen efneyte ve salli ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliymen kesiyra.

Bilgi:

Zamanının en önde gelen Evliyâullahından olan Seyyid Ahmed Bedevî Hazretlerinintertiplemiş olduğu bu Salâvatı Şerîfenin şöyle bir olayı vardır…

Bir zâtı muhterem, Efendimiz’e salâvatları ihtivâ eden “Delâili Hayrât” nam kitabı tamondört kere okumuş, bir gün içinde… Ve o huzûr veren yorgunluk ile uykuya dalmış!..

Rüyasında Efendimiz Aleyhi’s-Selâm’ı görmüş ve kendisine şöyle denilmiş:

“- Ondört kere Delâili okuyacağına bir kere bu salâvatı okusaydın,sana kâfigelirdi!..”

Düşünün Delâili Hayrat kitabı yüzlerce salâvatı şerifeyi ihtiva eden bir salâvatkolleksiyonudur!.. Ve çok değerli bir eserdir… Böyle bir kolleksiyonu on dört kere

61

okumaktan daha değerli olarak anlaşılıyor bu salâvat… Hiç olmazsa günde bir kereokusak!

Okunuşu:

Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin bahri envarike ve ma’deni esrârike, velisâni hüccetike ve arûsi memleketike ve imamı hazretike ve tırazi mülkike vehazâini rahmetike ve tariyki şeriâtikel mütelezzizi bitevhidike insani aynil vücûdives sebebi fiy külli mevcûdin ayni â’yâni halkıkel mütekaddimi min nuri zıyâike;salâten tedûmu bidevamike ve tebkâ bibekâike, lâ münteha lehâ dûne ilmike,salâten turdıyke ve turdiyhi ve terda biha anna yâ Rabbel âlemiyn.

Bilgi:

Ruhâniyet kazanmak isteyenlere bu salâvat ehemniyetle tavsiye ederiz. Zirâ, busalâvatı şerîfeye Batın âleminin sultanı Hazret-i Âli efendimiz devam ediyordu vedeğerinin yetmiş bin salâvata denk olduğunu kendileri söylemişlerdi… İlim, hikmetşehrinin kapısı olarak tavsif edilen Zâtın devam etmekte olduğu salâvatın değerini nekadar idrak edebiliriz, bilmiyorum…

Okunuşu:

Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinaMuhammedinilleziy tenhalü bihil ukadu ve tenfericü bihil kürebü ve tukda bihilhavâicü ve tunalü bihir reğaibu ve hüsnül havâtimi ve yüsteskâl ğamamü bivechihil

62

keriym ve alâ âlihi ve sahbihi fiy külli lemhatin ve nefesin biadedi külli ma’luminlek.

Bilgi:

Halkımız arasında çok bilinen bu salâvâtı şerîfeyi yeni öğrenmek isteyenler için burayadahil ettim. Zor işleri, dertleri olanlar toplanıp aralarında okunma sayısını taksim etmeksûretiyle toplam 4444 kere bu salâtı okuyarak çare niyâz ederler. Çok tecrübe edilmişve mûrada nail olunmuştur.

Okunuşu:

Allahümme rabbe hazihid da’vetit tâmmeti, ves salâtil kâimeti, âti Muhammedanilvesiylete vel faziylete ved derecater refiy’ate veb’ashu makamen mahmuda, elleziyveattehu inneke lâ tuhliful miy’ad…

Bilgi:

Resûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem buyuruyor ki:

“Her kim konuşmadan ezanı dinler ve

kelimelerini tekrarlar, sonra da ardından bu duâyı okursa, âhirette o kişiye şefâatimfarz olur”

63

Muhakkak ki her mü’min, hele hele büyük günâh sahipleri şefâati Rasûlullah’a çok ihtiyaçduyacaklar…Öğrenip de devam etsek ezan okundukça!..

Okunuşu:

Allahumme salli alâ Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve İbrahiyme ve Musa ve İsave ma beynehum minen nebiyyiyne vel mürseliyn, salâvâtullâhi ve selâmuhuâleyhim ecmaıyn.

Bilgi:

Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem’in öğrettiği bu salâvatı Hazret-i ÂişeRadı’yallâhuAnha naklediyor:“Her kim gece uyumadan evvel bu salâvatı okursa, yeryüzünegelmiş geçmiş ne kadar Nebi ve Rasûl varsa,

hepsi de ona şefâatçi olurlar âhırette.”

Kim gelmiş geçmiş bütün Nebi ve Rasûllerin şefâatini istemez ki…Öyle ise, geceleriyatmadanönce bir kerecik okuyuverelim…

* * *

64

RASÛLULLAHALEYHİ’S-SELÂM’DAN ÜÇ AÇIKLAMA

Şimdi de size Rasûlullah Aleyhi’s-Selâm’dan üç konuda açıklama nakletmek istiyorum…Birincisi, “SABIR” konusunda…

Muaz bin Cebel Radı’yallâhu Anh naklediyor bize bu açıklamaları:

“Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem bir adamın şöyle duâ ettiğini işitti:

- Allah’ım senden SABIR isterim!..

- Sen Allah’tan BELÂ istedin!.. ÂFİYET iste!..”

Bu çok önemli bir uyarı… Rasûl Aleyhi’s-Selâm’ın bize işaret ettiği gerçek şu:Bir insanAllah’tan SABIR istediği zaman, farkında olmadan demektir ki, “bana belâ ver desabredeyim”…İşte bunun için sabır istemeyi men ediyor Rasûl-i Ekrem ve

onun yerine “âfiyet iste” diyor!..

&

Gelelim ikinci uyarıya:

“Gene bir adamın duâ ettiğini duydu, Resûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem, adam

65

şöyle diyordu:

Yâ Zel Celâli vel ikrâm…

Buyurdu ki

- Sana icâbet edildi…iste istediğini!..”

Burada da, duâ sırasında, “Zül Celâli ikrâm” ismiyle duâya başlamanın faydasına işâretediliyor ve bu kelimenin zikrinin getireceği faydalar konusunda uyarılıyoruz…

&

Ve üçüncü açıklama…

Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve sellem bir adamın duâ ettiğini işitti ki, şöylediyordu:

-Allah’ım, senden nimetin tamamını isterim!..

Sordular:

-Nedir nimetin tamamı ki?..

Adam cevap verdi:

66

-Ben bir duâda bulundum… Ve bu duâ sebebiyle hayır beklerim…(nimet nasıl tamamolur bilemiyorum.)

Açıkladı Rasûlullâh Salla’llâhu aleyhi ve sellem:

-Nimetin tamam olması, Cehennem’den kurtuluş ve Cennet’e giriştir!..”

Umarım bu üç hususu iyi anlar, gereğini de ona ğöre yaşarız.

* * *

TESBİH BAHSİ

“HİÇBİR ŞEY HARİÇ OLMAMAK ÜZERE, HER “ŞEY” HAMDİYLE TESBİHHALİNDEDİR… ANCAK, SİZ ONLARIN TESBİHLERİNİ KAVRAYAMAZSINIZ… OHOŞGÖRÜLÜDÜR, BAĞIŞLAYICIDIR.” ( 17 – 44 )

&

GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA, HEPSİ DE ALLAHI TESBİH ETMEKTEDİR… OAZÎZDİR, HAKÎMDİR…” ( 57 – 1 )

Bilgi:

67

Evrende var olarak algılanan ve algılanamayan her ne var ise, sadece ALLAH’I TESBİHETMESİ için yaratılmıştır… iyi veya kötü, güzel yada çirkin, mükemmel veya mükemmelkabul edilmeyen her ne var ise!..

&

Bu ön bilgiden sonra şimdi de yukarıdaki vurgulamanın ifade ettiği anlamı kavramayaçalışalım…

İlmin, fiillere dönüş sınırı olarak konan “ARŞ” isminin kapsamı altındaki herşey, Allahisimlerinden bir terkibin manasını ortaya koyan sonsuz-sınırsız varlıkları kapsamına alır…

Rahmân’ın arş üzerine “istivası”sı ise, Rahmet eseri olarak tüm mevcûdatın ilahîisimlerin mânâlarını açığa çıkarmak üzere meydana getirilmesidir… Bu varlıklar, hepAllah Rahmetinin bir eseridir…

İşte her “şey”, kendisini meydana getiren Allah “isminin” manasının ortaya çıkışınavesile oluşu yönüyle, her an , dâimi olarak o ilâhî manâ çevresinde dönüp durmaktadırki; işte bu durum o varlıkların sürekli “tesbihi” olarak açıklanmıştır!..

Bir başka ifâde ile ; biz neyle tavsif edersek edelim, her şey, kendisini meydanagetiren ismin manasını ortaya koymak sûretiyle kullğunu ifâ etmektedir ki, bu daonların tesbihleri olmaktadır.

Tesbih, işte bu anlamda olmak üzere zorunlu olarak yerine gelmektedir ki, birinci

68

şeklidir!..İkinci şekli ise, ihtiyaridir!.. Yani…

&

Kişi, taklidî veya tahkîkî şekilde tesbih eder Allah’I

Taklidi tesbih, kişinin kendisine yapılan tavsiyelere uyarak, çeşitli kelimeleri tekraretmek suretiyle, yaptıklarının bilincine ermeden yapılandır…

Bu şekil , kişiye hiç farkında olmadan büyük bir rûh gücü temin eder ve ölüm ötesiyaşamın değişik aşamalarında çok büyük yarar sağlar… Kâbir âleminde, haşr yerinde,sırattan geçerken ve Cennet’te!..

&

Tahkîkî tesbihe gelince… Bu zikir, kişinin söylediğinin bilincine ermesi sûretiyle meydanagelir… Neticesi ise, hem yukarıda bahsetmiş olduğumuz büyük rûh gücüne erişmektir;hem de söylenilen kelimelerin mânâlarını kendi özünde çok daha üst boyutlarda,hissetmek sûretiyle Allah’ı fevkâlâde mânâlar ile ilham yollu,keşif yollu anlamaya başlar.Bütün bu çalışmalar sırasında aslâ şunu hatırdan çıkarmamak zorunludur ki; Allah zâtıitibariyle tefekkürü mümkün olmayan; hatıra gelen herşeyden münezzeh varlıktır!..

&

İşte bu çok özet ön bilgiden sonra gelelim Allâh’ı tesbih etme konusunda bize yapılan

69

tavsiyelere…

Okunuşu:

Subhanallâhi ve bihamdihi

Bilgi:

Bu tesbih ile ilgili iki Hadîs-i Şerif nakledeceğim sizlere:

“Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

-Her kim günde yüz kere “subhanallâhi ve bihamdihi” derse; günahları denizköpüğü kadar çok olsa bile, mahvolur ve bağışlanır..”

&

“Rasûlullâh birgün yanındakilere şöyle söyledi

-Allah’ın en en çok sevdiği kelâmı size bildireyim mi?

-Elbette haber ver Yâ Rasûlallâh!..

-Allah’ın en çok sevdiği kelâm “Subhanallâhi ve bihamdihi” den ibaret olankelâmdır.”

70

Okunuşu:

Subhanallahi ve bihamdihi adede halkıhi ve rızâe nefsihi ve zinete arşıhi ve midadekelimatihi…

Anlamı:

Allah’ı halkettiklerinin sayısı, razı olacağı, arşının ağırlığı ve kelimelerinin adedincekendi hamdiyle tesbih ederim.

Bilgi:

Bu şekilde tesbih etmenin ne fayda sağladığını da aşağıdaki Hadîs-i Şerîfte öğrenelim:

“Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve sellem sabah namazını kıldıktan sonra, CüveyriyeRadı’yallâhu Anha’yı namaz kıldığı yerde bırakarak çıkıp gitti… Kuşluktan sonradöndüğü zaman baktı ki, Cüveyriye Radı’yalahu Anha hâlâ bıraktığı yerde tesbihçekmekle meşgul…sordu:

-Senden ayrılıp ,çıkarken bıraktığım yerde hâlâ tesbihe devammı ediyorsun?..

-Evet..?

-Ben senden sonra üç defa şu dört cümleciği söyledim ki; onlar senin söylediklerinitartıya konsa, ağır gelirler… O söylediğim cümlecikler şunlardır:

71

Subhanallâhi ve bi hamdihi adede halkıhi ve rızâe nefsihi ve zinete arşıhi ve midadekelimatîh.”

Umarım anlamışızdır bu şekilde tesbih etmenin yararını… Hiç değilse günde yüz defadevam etsek bu tesbihe…

Okunuşu:

Subhanallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallâhu vallahu ekber vela havle valakuvvete illa billahil aliyyil azîym.

Anlamı:

Allahım tesbihimle tenzih ediyorum... Hamd (mutlak değerlendirme), Allaha aittir...ve tanrı yoktur; ancak Allah... ve Allah Ekber’dir (nisbeten olan büyüklüklerdenberidir)... Havl ve kuvvet ancak Aliy ve Azıym olan (bi-) Allah iledir.

Bilgi:

Bu tesbihe devam etmenin ecri sevabını şöyle anlatıyor Hazret-i Rasûlullâh Salla’llâhuAleyhi ve sellem:

“Bu şekilde zikir yapmam, üzerine güneşin doğduğu bütün yerlerden, dünya veiçindeki her şeyden daha sevgilidir.”

72

Bu tesbih ayrıca namazda da yapılır ki “TESBİH NAMAZI” denir.

Okunuşu:

Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdu ve huve alâ küllişey’in kadiyr.

Bilgi:

Ebû Ayyâş ez Zurakî Radı’yallâhu anh naklediyor…

“Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

-Kim sabahleyin, Lâ ilâhe illallâhu vahdehulâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdüve hüve alâ külli şeyin kadiyr, derse; o kimse için İsmail (Aleyhi’s Selâm)’ınevlâdından bir köle azâd etmiş kadar sevap alır… O kimsenin on hatası silinir, onderece terfi eder ve o gün akşama kadar o kimse şeytandan korunmuş olur!..

-Akşamleyin de bu zikri okuyunca, ertesi günün sabahına kadar anılan şeylerin birmislini kazanır!..”

Okunuşu:

Lâ ilâhe illâllâhu vahdehu lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü, yuhyi veyumiytü ve huve hayyun lâ yemutü ebeden biyedihil hayr, ve hüve alâ külli şey’in

73

kadiyr.

Bilgi:

“Kim bu şekilde Allah’ı tesbih ederse ve bunu sırf Allah’ı böyle bildiği için derse ,Allah onu naim Cennetine koyar” buyruluyor Rasûllulâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellemtarafından:

Dikkat edeilirse, diğer Hâdislerde tesbihlerle ilgili olarak belli bir sevâb ve günâhsilinmesinden söz edilirken, burada direkt olarak Cennet’e girme müjdesi veriliyor…Öyle ise bu ifâdenin mânâsını iyi anlamak gerekecek demektir…

Yazalım anlamını:

“Tanrı yoktur Allah TEK’tir ortağı yoktur, mülk ve hamd O’na aittir, diriltir veöldürür, kendisi ölüm kavramından uzak sonsuz diridir, ebeden hayr O’nunkudretindedir ve her şeye gücü yeter.”

Okunuşu:

Subhanallâhi ve bihamdihi subhanallâhil aziym, estağfirullahe ve etübu ileyh

Bilgi:

İbni Abbâs Radı’yallâhu anh, Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem’in şöyle

74

buyurduğunu nakletti:

“Kim Allah’ı hamdıyla tesbih ederim, Aziym Allah’ı tenzih ederim,bağışlanma diler O’na dönerim, derse; bu hemen amel defterine yazılır ve arşa bağlanır… Okuduğu butesbih kıyâmet gününde O Allah huzuruna çıkana kadar mühürlü olarak kalır. Onunişlemiş olduğu hiçbir suç, günah bu duâsının sevâbını yok edemez.”

Bilindiği üzere, yapılan suçlar, kişinin sevaplarını götürmektedir, ancak, bu tesbih ,kişinin yaptığı günahlarla silinmemektedir… Bunun üzerinde durup, iyi anlamak lazım.

Okunuşu:

Lekel hamdu kemâ yenbağiy licelâli vechike liaziymi sultanik.

Bilgi:

İbn Ömer Radı’yallâhu Anh naklediyor, Rasûl-i Ekrem’den:

“Allahu Teâlânın kullarından biri:

-Yâ Rabbi, Vechi Celâlinin ve saltanatı azametinin gerektirdiği biçimde hamd sanaaittir… dedi…

Bu sözlerin ecrinin nasıl yazılabileceğini yazıcı melekler bilemediler… Hemensemâya çıkıp,

75

-Ey Rabbimiz, kulun bir söz söyledi, ne yazacağımızı bilemiyoruz…

Allah, ne dediğini bildiği halde, meleklere sordu:

-Kulum ne dedi?.. Melekler:

-Yâ Rabbi, kulun, “Rabbene lekel hamdu kemâ yenbağiy licelâli vechike ve liazîymisultanik” dedi!..

Bunun üzerine Allah meleklere şöyle buyurdu:

-Onu, kulum benimle karşılaşıncaya kadar, dediği şekilde yazınız. Onun mükâfaatınıben veririm…”

Bir başka Hâdîsi Şerîf’ten öğrendiğimize göre, Hazret-i Rasûl Aleyhi’s-Selam, bu tesbihinamazlarda, rükûdan kalkınca ayakta okuyor ve sonra secdeye gidiyormuş…

Biz çok uzun yıllardır Alah’ın lûtfu inayeti ile buna riâyet etmeye çalışıyoruzelhamdülillah… Dostlara da tavsiyemiz olur…Rükûdan kalkınca ,ayakta iken okumalarınıher namazda!..

Okunuşu:

Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şeriyke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve huve alâkülli şeyin kadiyr. Elhamdülillahi ve subhanallahi ve lâ ilâhe illallâhu vallahu ekber,

76

ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîym.

Bilgi:

Rasûlullâhu Aleyhi ve sellem buyuruyor ki:

“Her kim gecenin bir kısmında, yatakta bir taraftan bir tarafa dönerken, kendinegelir de, bu tesbihi söylerse, sonra istiğfar ederse,bağışlanır, dua ederse duasınaicâbet olunur; kalkar abdest alıp iki rek’at namaz kılarsa o namazı makbûl olur…”

Bildiğimiz kadarıyla, birçok kişi gece uykudan uyandığı anda bu tesbihi yapmış veardından dua etmişlerdir ki, dualarına en kısa sürede icabet edilmiştir…Sıkıntısı olanlaratavsiye edilir.

Şu ana kadar bizzât çeşitli Hadîslerden size nakletmiş olduğum tesbihlerden başka, özelbazı tesbihleri daha ilâve etmek istiyorum ki bunların da imkân bulunduğu takdirde hiçdeğilse yüzer defa okunması son derece faydalı olur…

1. Subhane zil mülki vel melekût. (Mülk ve melekutun sahibini tesbih ederim.)

2. Subhanel Melikil Hayyilleziy lâ yemût (Ölmeyen diri, Meliki tesbih ederim)

3. Subhane zil İzzeti vel Ceberût (Izzet ve ceberut sahibini tesbih ederim.)

77

4. Subhanel Melikil Kuddûsi Rabbil melâiketi ver rûh (Melik, Kuddus, melaikeninve ruhun rabbini tesbih ederim.)

5. Subhane halikın nûr ve bihamdihi (Nurun halikini Onun hamdi ile tesbih ederim.)

6. Subhane Rabbi külli şeyin. (Herşeyin rabbini tesbih ederim.)

* * *

İSM-İ ÂZÂM BAHSİ

“İSM-İ Â’ZÂM” konusu, bu mevzûu bilenlerin asırlar boyu kafasın meşgul edipdurmuştur… Belki siz, hiç duymadığınız bu ismi ve şu anda soruyorsunuz kendikendinize, nedir “İsm-i Â’zâm” diye…

“İSM-İ Â’ZÂM”, Hazret-I Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem’in bize bildirmiş olduğubir kavramdır…

“Allahu Teâlâ’nın öyle bir İsm-i Â’zâm’ı vardır ki, şayet bir kimse bu ismiyle O’naduâ ederse , kesinlikle duâsı kabul edilir”

buyurarak; Rasûl-u Ekrem, dikkâtlerimizi bu isme çekiyor…

78

Ancak, bu konuda kesin ve net bir açıklama da yapmayarak, sadece bu isim hakkındabazı işâretler vermekle yetiniyor…

Bu işâretler, Kur’ân-I Kerîm’de bulunan bâzı Âyetlere oluyor… Falanca ve flâncaÂyetlerde bu isim vardır, gibilerden…

İşte bu yüzdendir ki, işâret edilen çeşitli Âyetler araştırılarak hepsinde ortak olan, Allah’ın o çok yüce ismi tesbit edilmeye çalışılmıştır asırlardır…

İşte bu araştırmalara yön veren Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’ın Hâdislerinden bir tanesişu:

Bureyde Radı’yallâhu Anh naklediyor…

“Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem bir adamın ( Ebû Mûsâ-el Eşarî ) duâ ederkendediklerini duydu… Şöyle diyordu:

-Allah’ım senin O ismin adına isterim ki, Ahad, Sâmed ki doğurmayan ve doğrulmayanve hiçbir şey kendisine denk olmayansın”

Bunun üzerine Rasûlullâh şöyle buyurdu:

-Şüphesiz ki bu adam, Allahın İsm-i Â’zâm’ı ile dua etti…O İsm-i Â’zâm ki O’nunlaAllah’tan bir şey istendiği zaman verir ve O’nun ile çağrıldığı zaman icabet eder…”

79

* * *

Bitmez tükenmez isteklere sahip olan insanoğlu elbette ki, imkânsızlıklar ölçüsündeAllah’a sığınacak, O’ndan isteyecek, nâzını niyâzını hep O’na yönlendirecektir…

İşte bu üzden yapılan çalışmalar sonucu “İsm-i Â’zâm” olması muhtemel olan şu isimlertesbit edilmiştir:

ALLAH…

Lâ ilâhe illallâh…

Errahman-ur Rahîym…

El Hayy-ul Kayyûm…

Allahu Rahmân-ur Rahîym…

Allahu lâ ilâhe illâ HU, el Hayyul Kayyum…

Lâ ilâhe illa HU vel Hayy-ul Kayyûm…

Rabb…

Allahu Lâ ilâhe illa HU, el Ahad’us Samed’ulleziy lem yelid ve lem yûled ve lem

80

yekûn lehû kûfuven ahad.

Hannân-el Mennân Bedî’üs semâvâti ve’l arz Zü’l Celâli vel ikrâm.

Evet, şimdi biz önce İsm-i Â’zâm olduğu hakkında çok kuvvetli işâretler olan iki duayıyazıp, sonra da kendi mütâlâmızı beyân edelim…Şüphesiz ki gerçeği bilen Allah’tır!..

Okunuşu:

Allahümme innî es’elüke bienniy eşhedü enneke entellahülleziy lâ ilâhe illa entelvâhıdül ahaddüssamedülleziy lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüvenehad.

Anlamı:

Allahım, muhakkak ki şu (bilinç, iman) olarak istiyorum; şahadet ediyorum ki ilah yok,sen (O) Allahsın ki ancak Vahid’ül Ehad (bir tek), Samed, doğurmamış, doğmamış vedengi-misli olmayan sen varsın.

Okunuşu:

Lâ ilâhe illâ ente yâ Hannân yâ Mennân Ya Bedies semâvati vel ardı Zel Celâl-i velikrâm.

Bilgi:

81

Bu iki duâ da, Hazret-i Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’ın bu konudaki buyruklarına isnadetmekte… Duaya bu şekilde başlanırsa ,o duâların kabul olacağına işâretleri var…

* * *

Evet, bütün bu işâretlerden bize göre ortaya çıkan netice şudur… Eğer ortak noktaaranırsa …Hemen hemen bütün işâretlerede dikkati çeken iki isim görülüyor:

ALLAH

Esasen bu iki isim dahi birbirinden ayrı olmayıp; bu konunun derinliklerine ve sırlarınanüfuz etmiş Evliyâullah tarafından bir olarak kabul edilmektedir…

Vahdet konusunun zirvedeki isimlerinden biri olan “İNSÂN-I KÂMİL”yazarı AbdülkerimGeylânî (Ceylî) Kaddesallahu Sırrahu Azîzan, bu konuda özetle şöyle demektedir:

“ALLAH isminin sonundaki H harfi hüviyeti Zât’a işaret eder ki, bunu HU ismi olarakda bilir ve bu hususa HU ismiyle işaret ederiz”

Nitekim, Efendimiz,büyüğümüz Hazret-i Âli dahi, “HU” ismine çok riâyet eder, bu ismiçok zikreder, özellikle şu şekilde söyler ve yakınlarına tavsiye ederdi:

“Yâ HU ya men HU, lâ ilâhe illâ HU”

82

“İsm-i Â’zâm”ın gerçekten “HU” olduğuna inanabilmek veya bunu müşâhedeedebilmek için tasavvufun çok derinliklerindeki bazı gerçekleri Allahu Teâlâ’nınmüşâhede ettirmesi icap eder.

Rasûlullâh Aleyhi’s-Selâm’a bir gün şu sual sorulur:

-Yerleri ve gökleri yaratmazdan evvel Rabbimiz neredeydi?..

Cevaben buyururlar ki:

“- Altında ve üstünde hava olmayan A’mâ da idi!..”

Bu Hadîs-i Şerîf’te işâret edilen husus Allahu Teâlâ’nın Zâtıdır…

* * *

“ALLAH” ismi, toplayan bir isimdir…Yâni, Allah’ın hem Zât’ını, hem vasıflarını, hem desayısız özelliklerini içeren bir isimdir…

Allah ismiyle işaret edilen ZÂT’ın Hüviyetine ise “HU” ismi işâret eder…AHADİYYETsıfatıyla idrâk edildikten sonra, gerçek manâsıyla “Allah’a imân” meydana gelir ve“yakîn” hasıl olur; iş taklitten çıkar, Tahkike varır…Aksi halde, hep Allah “İSMİNE”iman edilir ki, bu da ehli taklidin mertebesidir… Tahkike ermişlerin ismi ise“müferridûn” veya “mukarrebun”dur ki; Allah “İSMİNDE” değil; ALLAH’INAHADİYYETİNDE benlikleri yok olmuş; “el ân öyledir” sırrına binâen, Allah Bakîdir

83

mânâsı yaşanır olmuştur…

İşte bu yaşantı içinde olanlar, “İsm-i Âzâm” sırrına ermiş olanlardır ki;her nefeste “HU”diyenin mutlak bilinciyle yaşarlar…

Bu zevâtı kirâm, duâ edip de “Yâ ALLAH”, “YÂ HU” dedikleri zaman;

“dillerinden söyleyen ben olurum”Hadîs-i Kudsî’si mânâsınca; dileyen kendi olur veelbette kendi dileği de havada kalmaz, yerini bulur!..

* * *

Peki ya bizler?..

Hazret-i Rasûl Aleyhi’s-Selâm’ın tuttuğu ışık altında, deriz ki…

DUA’sına icâbet bekleyen kişi, şâyet iki rek’ât namaz kılar ve her rek’âtında yirmi birihlâs okursa Fatiha’dan sonra ve son secdesinde de şu şekilde Allahu Teâlâ’yayönelirse, inancımız odur ki, kendisine icabet edilir…

Yalnız,Cenâb-ı Hak kendisine duâda ısrar edilmesini sevdiği için bunu yedi kereyapmak gerekir…

* * *

84

“Estağfirullâh Yâ Rabbel arşıl aziym… Esağfirullâh Yâ Rabbel arşıl kerîm…Estağfirullâh Yâ Rabbel âlemiyn. Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedinbiadedi ilmike… (Mağfiret et ey azim arşın Rabbi olan Allah... Mağfiret et ey kerim arşınRabbi olan Allah... Mağfiret et ey Rabbül alemiyn olan Allah. Allahım, efendimizMuhammed’e ilmin adedince salat et...)

Yâ HU yâ men HU, Lâ ilâhe illâ HU, Entel Hayyul Kayyûm ve lâ şeriyke lek ve lekelmülkü ve lekel hamdü ve inneke alâ külli şey’in kadir. (Ey O; ey kimdir O; kendindengayrı vücud olmayan O, Hay ve Kayyum olan sensin ve senin ortağın yok, ve mülksenindir, ve Hamd senindir, ve sen herşeye Kadiyr’sin).

Yâ Hannân yâ Mennân Yâ Bedî’es semâvâti vel arz yâ Zel Celâli vel ikrâm , Eşhedüenlâ ilâhe illallâhul Ehâdus Sâmedulleziy lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehûkûfuven ahad… (Ya Hannan, ya Mennan, ya Semavat ve Arz’ın Bedi’i ve ey celal veikram sahibi! Şehadet ediyorum ki ilah yok, ancak Vahid’ül Ehad (bir tek), Samed,doğurmamış, doğmamış ve dengi-misli olmayan Allah var…)

Allah’ım senin indinde fevkâlâde âciz, zâif ve nefsine zulmeden biri olduğumu itirafeder, Senin Azâmet ve kibriyândan, eşsiz yüceliğinden, sonsuz bağışlayıcılığındolayısıyla, kereminden niyâz ederim…

Allah’ım senden İsm-i Â’zâm’ın hürmetine, Habibin Muhammed Mustafa hürmetine,henüz hiç kimseye bildirmediğin indindeki en yüce ismin hürmetine senden niyazederim ki…”

(Burada önce Allah’ın kendine seçtiklerinden olmayı, Allah’ın çok sevdiklerinden olmayı,

85

O’nun indinde en değerli olanlarla bir arada olmayı isteyip, O’nun yolunda Rasûlününrızasına uygun çalışmalar yapmayı kolaylaştırmasını talep edip,ondan sonra da neisteğiniz varsa onu söyleyebilirsiniz)

Ve sonra duânızı şöyle bitirmenizi tavsiye eder bu fakîr:

“Allahhümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidina Muhammed ve alâ âlihi vesahbihi ve sellim. Amin Amin Amin Yâ Rabbel arşıl Azîm. Biliyorum kesin olarak ki,sen benim duâmı işittin ve duâlara icâbet eden VAHHAB’sın sen… Senden, Zât’ınınhakkı için; indindeki yüce isminin işâret etttiği mana hakkı için, duâma icâbetetmeni niyâz ederim. Amin Amin Amin…”

Rabbimin bu fakîre bildirdiği bu duânın değerini elbette ki bu konunun ehilleri takdireder… Ve değerlendirir…

Taklîden Allah yoluna baş koymuşlar da samimiyetle bu duâya devam ederlerse, elbetteneticesini apaçık bir biçimde görürler…

Elinizdekileri paylaşınız, hükmünce, öğrettiklerini naklediyoruz… Allah, cümlemizemübârek eylesin.

* * *

86

ALLAH’IN İSİMLERİ ve MÂNÂLARI

“Esmâ-ül Hüsna”diye bilinen Allah’ın isimleri bizler için son derece önemlianahtarlardır. Bu anahtarları kullanarak Allah’ı tanıma kapısından içeri girerebiliriz.

İnsanın “HALİFETULLAH” olması, bu yüce isimlerin mânâlarının kendisinden âşikârolması dolayısıyladır…

Hatta daha derinlemesine bir ifâde ile, İnsan bu Allah isimleriyle kâim ve dâimvarlıktır!.. Ve hatta tüm mevcûdat bu Allah isimlerinin mânâlarının sûretler halindealgılanaşından başka bir şey değildir!..

İşte bu sebepledir ki, âlemlerin Rabbı olan Allah’ı tanımak, ona karşı mârifet eldeetmek istiyorsak, bu isimleri öğrenmek, mânâlarını kavramak mecbûriyetindeyiz …

Kâinat ismi altında düşündüğümüz her şeyin ve dolayısıyla insanın, Allah isimlerinin,Allah isimlerinin mânâlarının terkibi olduğundan geniş bir şekilde <<İNSAN veSIRLARI>> isimli kitabımızda bahsetmiştik . O sebeple burada bu mevzûya dahafazla tamas etmeyeceğiz . Arzu edenler, oradan bu hususu derinlemesine tetkikedebilirler…

Burada, Allah’ın isimlerini öğrenmenin faydası ile ile alâkalı Hadîs-i Rasûlulâh’ı vebu isimlerin mânâlarını ve kullardaki bazı zuhûr şekillerini anlatmaya çalışacağız.

* * *

87

ESMÂ-ÛL HÛSNÂ

Bilgi notu: Teknik yetersizlik nedeniyle eserin aslında bulunan Arapça metin bu e-kitabakonamamıştır. (Yorumsuz)

Ebù Hureyre Radı’yallahu Anh naklediyor:

“Rasùlullah Salla’llahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

-Allah’ın yüzden bir eksik, 99 ismi vardır. Her kim bunları ihsâ ederse Cennet’egirer...

1.Hu vallahulleziy lâ ilâhe illâ Hu 2.Rahman 3.Rahîym 4.Melik 5.Kuddûs 6.Selâm7.Mü’min 8.Müheymin 9.Aziz 10.Cebbâr 11.Mütekebbir 12.Hâlik 13.Bâri14.Musavvir 15.Ğaffar 16.Kahhar 17.Vahhab 18.Rezzâk 19.Fettah 20.Alim21.Kaabız 22.Bâsıt 23.Hafıd 24.Râfi 25.Muizz 26.Muzill 27.Semi 28.Basir29.Hakem 30.Adl 31.Lâtif 32.Habir 33.Halim 34.Azim 35.Gafûr 36.Şekûr 37.Âliyy38.Kebir 39.Hafîz 40.Mukit 41.Hasib 42.Celîl 43.Kerîm 44.Rakîb 45.Mucîb 46.Vasî47.Hakim 48.Vedûd 49.Macid 50.Bâis 51.Şehîd 52.Hakk 53.Vekîl 54.Kaviyy55.Metin 56.Veliy 57.Hamid 58.Muhsî 59.Mubdî 60.Muîd 61.Muhyî 62.Mumît63.Hayy 64.Kayyum 65.Vâcid 66.Macîd 67.Vâhidül Ahad 68.Sâmed 69.Kaadir70.Muktedir 71.Mukaddim 72.Muahhir 73.Evvel 74.Âhir 75.Zâhir 76.Bâtın 77.Vâli78.Müteâli 79.Berr 80.Tevvab 81.Muntakim 82.Afuvv 83.Raûf 84.Mâlik-el mülk85.Zül Celâl-i vel ikrâm 86.Muksıt 87.Câmi 88.Ğani 89.Muğnî 90.Mâni 91.Dârr

88

92.Nâfi 93.Nûr 94.Hâdi 95.Bedî 96.Bâki 97.Vâris 98.Reşîd 99Sabûr (cellecelâluhü)

1-HU: Mutlak Zât’a işâret.

2-RAHMAN: Sonsuz Esmâ ve Sıfat Sahibi

3-RAHİM: Varlıklar içinde seçtiklerine kendini tanıtan.

4-MELİK: Mülkünde tasarruf sahibidir. Herşey O’na muhtaç.

5-KUDDÛS: Sınırlılıktan mukaddes ve arı.

6-SELÂM: Yakin halini yaratan.

7-MÜ’MİN: Gaybın sonsuz sırlarına açık idrâkı oluşturan.

8-MÜHEYMİN: Hiçliği hissettiren, hayrete salan, yüceliğiyle kendinden geçiren

9-AZİZ: Mutlak gâlip. Eşi ve benzeri olmayan.

10-CEBBAR: Hükmünü zorunlu olarak ister istemez kabul ettiren.

11-MÜTEKEBBİR: Kibriyâ sahibi.

89

12-HÂLİK: Benzeri, örneği olmayan şeyi meydana getiren. Takdir eden.

13-BÂRİ: Her yarattığını farklı, yeni bir icâd ile meydana getiren.

14-MUSAVVİR: Mânâları şekillendiren.

15-ĞAFFAR: Dilediği tüm kusurları bağışlayan.

16-KAHHAR: Dilediği herşeyi ortadan kaldıran.

17-VAHHAB: Karşılıksız olarak ihsânda bulunan.

18-REZZAK:Sonsuz mânâları ile sürekli besleyen.

19-FETTAH: Sürekli aşama kapıları açan, tüm kapanıklıkları geçirten.

20-ALÎM: Mânâların oluşturduğu tüm kompozisyonların her hâlini bilen.

21-KAABIZ: İzhâr ettiklerini geri alan, kudreti altında tutan.

22-BÂSIT: Açan, yayan, genişlik veren.

23-HÂFID: En değersiz hâle düşüren.

24-RÂFİ: Yükselten.

90

25-MUİZZ: İzzet bahşeden, değerli kılan.

26-MUZİLL: Zillete düşüren, değersiz kılan, alçaltan.

27-SEMÎ: Yaratıklarının hitâplarını her hâli ile algılayan.

28-BASİR: Yaratıklarının her hâlini değerlendiren.

29-HAKEM: Hüküm sahibi ve hükmü kayıtsız şartsız yerine gelen.

30-ADL: Her birimi ne için varettiyse, ona hakketiğini veren.

31-LÂTİF: Lûtuf sahibi, birimin özünde ve yapısında yer alır biçimde mevcût.

32-HABİR: Şey’in varlığıyla kendisinden haberdar olan.

33-HALİM: Yumuşaklık ve hoşgörü sahibi.

34-AZİM: Sonsuzluğuyla azâmet sahibi.

35-ĞAFUR: Suçluları bile küçük düşürmek istemeyen. Örtücü.

36-ŞEKUR: Değerini bilene fazlasıyla karşılık veren.

37-ALİYY: Yüce; fevkalâde yüksek.

91

38-KEBİR: Sonsuz mânâlara sahip olmasından ileri gelen üstünlük sahibi. EKBER:Sonsuz mânâlara sahip olmasından ileri gelen üstünlüğüyle ancak kendi kendinideğerlendirebilen yüce Zât. “ALLAHÛ EKBER”: Ancak Allah, kendi sonsuz yücevasıflarını hakkıyla değerlendirebilir; anlamında anlaşılabilir.

39-HAFİZ: Koruyan,muhafaza eden, ayakta tutan.

40-MUKİT: Varettiklerinin yapılarına göre gıdasını veren.

41-HASİB: İhtiyaçları karşılayan; her an her varlığın yaptığının hesabını görerekhesabına göre bir sonraki aşamaya geçirten.

42-CELİL: Zâtıyla tüm kemâl sıfatlarına sahip: hükümran olan.

43-KERİM: Sınırsız cömertlik sahibi.

44-RAKİB: Yaratılmışların tümünü her an kontrolünde tutan.

45-MUCİB: Tüm yönelenlerin dileklerine cevap veren.

46-VASÎ: Sonsuz genişlik ve tahammül sahibi; nimeti bol olan.

47-HAKÎM: Her fiilinde bir hikmet, bir sebep, bir gerekçe yatan.

48-VEDÛD: Aşk kaynağı; sevilen gerçek ve tek varlık.

92

49-MECİD: Şânı, nâmı yüce olan.

50-BÂİS: Bir yaşam bitiminin hemen akabinde yeni bir yaşamı başlatan.

51-ŞEHİD: Her şeyin, her olayın gerçeğini gören.

52-HAKK: Gerçekte yegâne var olan.

53-VEKİL: Vekil tutanların işini en mükemmel biçimde sonuçlandıran.

54-KAVİ: Tüm kuvvelerin oluşmasını sağlayan tek kuvvet sahibi.

55-METİN: Kendisine herhangi bir zaaf gelmeksizin sapasağlam kalan.

56-VELİ: Yardımcı, hâmi, dost; dilediğine arka çıkıp onları kemâle ulaştıran.

57-HAMİD: Hamd kendisine ait olan. Senâ, övgü Allah’a aittir!..

58-MUHSİ: Sonsuz varlıkları her zerrelerine kadar özellikleriyle yaşayan.

59-MUBDİ: Tüm varlıkları benzerleri mevcût olmadığı halde yoktan vareden.

60-MUİD: Yaratılmışları yok ettikten sonra yeni bir biçimde yeniden vareden.

61-MUHYİ: Hayata kavuşturan, can veren.

93

62-MUMİT: Ölümü TATTIRAN, dönüştüren.

63-HAYY: Sonsuz dirilik, canıllık sahibi.

64-KAYYUM: Kendi varlığı ile kâim olup, mevcûdâtı varlığıyla var kılan.

65-VACİD : Ne bağışlarsa bağışlasın varlığından hiç bir şeyi eksiltmeyen.

66-MACİD: Şan, şeref, yücelik sahibi.

67-VAHİD-ÜL EHAD: Cüzlerden, parçalardan meydana gelmemiş TEK.

68-SÂMED: Varlığına bir şeyin girmesi, çıkması olanaksız, ihtiyaçtan beri.

69-KAÂDİR: Kudreti herşeye yeten.

70-MUKTEDİR: İktidârı tüm varlıkta geçerli olan. Mutlak tasarruf sahibi.

71-MUKADDİM: Dilediğini öne geçiren.

72-MUAHHAR: Dilediğini geri bırakan, erteleyen.

73-EVVEL: Başlangıcı olmayan; ilk.

74-ÂHİR: Sonu olmayan; sonraki.

94

75-ZÂHİR: Apaçık ortada olan; algılanabilen.

76-BÂTIN: Gizli, ortada olmayan, algılanamayan.

77-VÂLİ: Herşeyi tedbir ve idâre eden.

78-MÜTEÂLİ: Yüceliği yayan; sonsuz sınırsız yücelik sahibi zât.

79-BERR: Varlıklara kolaylık ve istedikleri iyilikleri veren.

80-TEVVAB: Pişman olanların bağışlanma taleplerini kabul eden.

81-MUNTAKİM: Zarar vereni yaptığının karşılığıyla ödeştiren.

82-AFUV: Sonsuz biçimde dilediğini affedip günâhını silen.

83-RAÛF: Son derece merhametli , acıyan.

84-MÂLİK-EL MÜLK: Tüm boyutlarıyla mevcûdâtın TEK sahibi.

85-ZÜL CELÂLİ VEL İKRAM: Mutlak hüküm ve ikrâm sahibi.

86-MUKSİD: Herşeyi yerli yerinde yapan. Zâlimden, mazlumun hakkını alan.

87-CÂMİ: Dilediği tüm mânâları, dilediği anda ve dilediği yerde toplayan.

95

88-GANİ: Kavramlar üstü. Yegâne zenginlik sahibi.

89-MUGNİ: Zenginleştiren; zenginlik veren her mânâda ve boyutta.

90-MÂNİ: Önleyen; engelleyen; istemediğinin almasına izin vermeyen.

91-DARR: Zarara uğratan. Her şer kabul edilenin mutlak varedicisi.

92-NAFİ: Yararlandıran. Her hayır kabul edilenin mutlak varedicisi.

93-NÛR: Açığa çıkaran; idrâk ettiren; kendisiyle irşâd olunan.

94-HÂDİ: Hidâyet eden; gerçeğe yönlendiren; gerçeği görmeyi sağlayan.

95-BEDÎ: Bir benzeri olamayan şeyleri icât eden. Varlığında benzeri olmayan.

96-BÂKİ: Sonsuza dek yegâne varolan.

97-VÂRİS: Tüm varlıkların gerçek tek vârisi.

98-REŞÎD: Varlıkları varediş gayesine göre hedefine ulaştıran;olgunlaştıran.

99-SABÛR: Sabırla ,rızâsı olmayan şeylerin neticesini bekleyen.

Hadîs-i Şerîf’te belirtilen “İHSA”; saymak, mânâsını bilmek ve elden geldiğince

96

mânâlarıyla hallenmek anlamındadır... Ki bu da “ALLAH’IN AHLÂKIYLAAHLÂKLANMAK”tır.

* * *

ÖZEL ZİKİR ÖNERİLERİMİZ

"Kalpler ancak ALLÂH ZİKRİ İLE TATMİNE ULAŞIRLAR"

buyuruluyor... Niye? ..

Çünkü insan, sonsuzu düşünmeye yönelik bir kapasiteyle yaratılmıştır vesonsuzluk-sınırsızlık ise ALLÂH’ın vasfıdır!..

"Lâ uhsiy senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsik" diyen RasûlullâhAleyhi’s-Selâm;

"Sana hakkıyla senâ (övgü) etmem mümkün değildir; ancak sen kendini hakkıylabildiğin için, kendi kendine senâ edersin" itirâfında bulunurken sonsuz-sınırsız yüceZât’ın kesinlikle kavranamayacağına işarette bulunmaktadır...

Bu durumda bize düşen ne oluyor.. ?

Bize kendini tanıttığı nisbette O’nu tanımak!..

97

O’nun aynasında, kendimizi seyredip tanımak!..

Kendimizdekilerden, O’nun sonsuz sınırsız kemâlâtına, yüce özelliklerine, hikmetlerine,hayran kalmak!..

"Allâh’ım, hayretimi arttır" diye DUÂ eden Rasûl Aleyhi’s-Selâm bu husus hakkındabizi uyarıyordu herhalde...

Allâ’ı tanımanın yolu da, kitabın baş bölümlerinde kısaca izah ettiğimiz gibi, zikirdengeçer!..

Zikir, ya Zât, Sıfat ve Esmâyı içine alan toplu isim "ALLAH" ismi ile yapılır... Ya da, Allah’ıçeşitli özellikleriyle tanımaya yönelik diğer isimleri ile yapılır...

&

"İNSAN ve SIRLARI" isimli kitabımızda tafsilâtlı olarak izah ettiğimiz üzere; İNSAN,gerçeği itibariyle bir İSİMLER TERKİBİDİR!..

Her insanda, Allah ismiyle toplu olarak işaret edilen isimlerin tümü, yani bildiğimiz vebilemediğimiz pek çok Allah ismi bir terkip oluşturur... İşte bu terkibe, biz insan deriz!..Allah, bu esmâ terkibine "insan" adını takmıştır...

İnsanın Rabbî, kendi varlığını meydana getiren bu "Allah" isimlerinin işaret ettiği ilahîgüçtür!..

98

Her insanın yapısının bir diğerinden farklı olması, her birinin terkibindeki "Allah"isimlerinin farklı güçlerde olmasındandır.

Şimdi siz; "ALLAH" ismini zikrettiğiniz zaman; bu ismin zikrinden doğan güç,terkibinizdeki bütün isimleri eşit oranda güçlendirir... Bunun da neticesinde tümözellikleriniz aynı seviyede gelişir...

"ALLAH İSİMLERİ" zikri ise, yapınızı meydana getiren isimler terkibi içinde, belirliisimlerin manâlarını güçlendirmeye yöneliktir...

Meselâ, "ALLAH"ın "İRADE" sıfatının adı olan "MÜRÎD" ismini zikrettiğiniz zaman;terkibinizdeki bu ismin manâsı güçlenir; beyninizdeki "İRADE" fonksiyonu daha kapsamlıolarak faaliyete geçer ve eskiden iradeniz zayıf olduğu için başaramadığınız bir çok şeyirahatlıkla başarabilirsiniz.

Ya da "HAKÎM" ismini zikretmeniz, sizin bir süre sonra, her şeyin hikmetini, sebebini,neyin niçin olduğunu anlamanıza yol açar. Eskiden bağlantısız sandığınız, gereksizolduğunu düşündüğünüz pek çok şeyin aslında bir sistem içinde birbiriyle bağlantılıolarak yer aldığını idrâk edersiniz.

Yani, "ALLAH" ismi zikri; fizikteki bileşik kaplar sistemindeki gibi, bütün isimleri eşitoranda yükseltirken; "İSİMLER" zikri ise sadece kendi cinsinden olan terkibinizdekimanâyı güçlendirir. Ve bu yüzden de kişide çok kısa sürede önemli gelişmeleri farkedilirhâle getirir.

99

İşte bu sebebledir ki, biz, kendinde kısa süre içinde gelişme görmeyi arzu edenlere, "İSİMLER" zikri tavsiye ederiz.

&

Bizim tavsiye ettiğimiz zikirlerin, herhangi bir târikat zikri ile alâkası aslâ yoktur!..

Târikatsız ya da hangi târikattan olursa olsun; kişi bu zikirleri yaptığı zaman, birkaçay içersinde neticelerini görmeye başlar!..

&

Şunu kesinlikle belirtelim ki... Allâh adıyla işaret edilen, aslâ, dışarıda ötelerde bir yerdeolup, fizik beden ya da ruh ile yanına gidilecek bir varlık olmayıp; kendi özündehissedilmesi zorunlu olan, sonra da her zerre de varlığı algılanabilen sonsuz - sınırsız "TEK"tir!.. Bu anlayışa uymayan bütün fikirler, şeytanî vasıflı CİNLERİN vesveseleridir!..

Allâh’ı bilmek, bulmak ve O’nunla olmak için tek bir târikat vardır, tek bir yol vardır;o yol da Efendimiz Rasûlullah salla’lâhu aleyhi ve sellemin yoludur!..

Kur’ân-ı Kerîm ve Rasûlullah öğretisine dayanmayan; bu öğreti dışında kalan her fikir,kesin olarak neticede insanın gerçekten sapmasına yolaçar!..

Bu yüzden deriz ki...

100

Şayet bu zikirleri yaparsanız, kesinlikle ilim yolundan ayrılmayınız!.. Ayet ve hadîslereters düşen fikirlere itibar etmeyiniz!.. Farz kılınanları ne gerekçe ile olursa olsun aslâterketmeyiniz!.. Artık, kendinizin evliyâ, şeyh, mehdî olduğu yolunda, içinize gelenfikirlere aslâ itibar etmeyiniz.

Çünki, CİNLER, en büyük oyunlarını, hassasiyet kazanmış, alıcıları güçlenmiş olan beyinsahiplerine oynayıp, kendilerini bir şey zannettirerek yoldan çıkartırlar!..

Kesinlikle bilelim ki....

ALLAH KULU olmaktan daha üstün bir derece aslâ yoktur!..

Biz bütün çalışmalarımızla bu dereceyi, bu yakınlığı niyâz edelim.

&

İster hiç bir şeye inanmayın....

İster sadece "Allâh"a inanın; ister sadece haftada bir kere Cuma namazına giden birmüslüman olun; başlangıç olarak size şu zikir formülünü tavsiye edebiliriz:

100 Allâhumme eğinniy alâ zikrike ve şükrike ve hüsnü ibadetik

(Allahım, zikrin, şükrün ve ibadetinin güzeli üzerine bana yardım et.)

101

300 Allâhumme inniy es’eluke hubbeke ve hubbu men yuhıbbuke

(Allahım, muhakkak ki senden sevgini ve seni sevenin sevgisini isterim.)

300 Lâ ilâhe illâ ente subhaneke inniy küntü minez zalimîn

(Senden gayrı vücud yok; [ancak] seni tesbih ediyorum [başkaca varlığım yok]Muhakkak ki ben (nefsine zulmeden) zalimlerden oldum.)

500 Kuddûs’üt tâhîru min külle sûin

(Her kötülükten arı-kayıtsız)

100 Ya Nura külle şeyin ve hedahu ahricniy minez zulûmâti ilennur

(Ey herşeyin nuru ve hidayetcisi; beni karanlıklardan nura çıkar.)

Mürîd - 3600Mümin - 1800 Kuddus - 3600 Hakîm - 1800Halîm - 2700Reşid - 2700Nur - 3600Fettah - 2700

&

102

Başlangıç olarak ilk birkaç isimle zikre başlayabileceğiniz gibi; saymak zor geliyorsasaatle de yapabilirsiniz... Ayrıca; bunları yapmak zor geliyorsa sadece "MÜRÎD", "NUR"ve "KUDDÛS" isimlerini bir süre için saymadan dahi zikredebilirsiniz.

Bu listedeki rakamları, vaktiniz olmadığı zamanlar, daha azaltarak da yapabilirsiniz, hiçbir mahzûru yoktur. Sadece netice almanız biraz daha fazla zaman alır.

Önemli olan, bu listedeki DUA ve ZİKİR’lerin sabah uyandıktan sonra başlayıp, geceuyumadan önce bitirilmesidir. Her yerde, her zaman, abdestli veya abdestsiz çekilebilir,hiç bir sakıncası yoktur!..

Kelimeleri dokuz defa üçlü üçlü söyleyip tesbihten 1 tane çekerseniz, bir tesbihte 900olur. Meselâ: Mürid, Mürid, Mürid - Mürid, Mürid, Mürid - Mürid, Mürid, Mürid.

Şayet, ince, zayıf yapılı bir kimse iseniz, el parmaklarınız ince uzun, parmak uçlarınızsivri, oval ise; veya geniş alınlı, sivri çeneli bir tipiniz var ise, o takdirde ilaveten şu duayıda yapmanızı tavsiye ederiz:

300 Allâhumme sebbit kalbiy alâ diynike (Allahım, kalbimi dinin üzere sabit kıl.)

Şayet içine kapanık, sıkıntılı, zaman zaman bunalan, hayattan tad almayan bir yapınızmevcût ise bu listeye ilâve olarak veya sadece;

300 Rabbiş rahli sadriy ve yessirliy emri (Rabbim sadrıma inşirah ver ve işimikolaylaştır)

103

300 Elem neşrah leke sadrek (Senin için sadrını açıp genişletmedik mi?)

dualarıyla birlikte "BÂSIT" ismini 1800 defa zikredebilirsiniz.

Eğer, iki - üç ay bu listeye devam ettikten sonra kendinizde bir gelişme görür, faydasağlarsanız; daha ileriye gitmek isterseniz; vaktiniz müsait ise, bu takdirde şu dualarıve isimleri de belirtilen sayılarla mevcût listenize ilâve edebilirsiniz.

300 Allâhumme elhımniy rüşdiy ve eızniy min şerre nefsiy (Allahım, rüşdümü ilhamet ve nefsimin şerrinden koru.)300 Rabbiy zidniy ilmen ve fehmen ve imana (Rabbim ilmimi ve anlayışımı ve imanımıartır.)

Rahîm - 3600Basir - 2700Aziz - 2700Vahhab - 2700Semi - 2700Alîm - 2700Vekîl - 2700Câmi - 2700

Eğer bir numaralı, en başta verdiğimiz listeyi tatbik edecek kişide ömür süresi 40’ınüzerine çıkmışsa, birkaç ay "MÜRÎD" ismini "4500" defa zikretmek suretiyle belli birnetice aldıktan sonra "3600"e indirilebilir.

Bu DUA ve ZİKİR’lere devam edilirken, bu arada da fırsat buldukça tasavvuf konusunda

104

bazı eserler okunursa; veya DİN kavramı içine giren tüm sistemi izâh etmeye çalışandiğer, şu ana kadar çıkmış 18 kitabımız ile 24 ses kasetlik "Çağdaş Bilimle İslâm veTasavvuf Anlayışı" setimiz ve 14 video kasetimiz izlenirse, çok kolaylıkla bu konularıanlıyabilirsiniz.

Çünki yapacağınız bu çalışmalar, isteseniz de istemeseniz de; inansanız da inanmasanızda beyninizde yeni bir kapasite devreye sokacaktır ki; bu durumda çok kolaylıkla yeniöğrendiğiniz bir çok şeyi anlayıp, idrâk edebileceksiniz.

Bu arada arzu edenler için, gece yatmadan önce veya kalktıkları takdirde kılacakları ikirekâtlık bir namazın son secdesinde şu DUAyı yapmalarını da tavsiye edebiliriz:

Elbette ki burada önemli olan yazdığımız DUAyı kelime kelime ezberliyerek tekrar etmekdeğil; o manâyı ihtiva eder bir biçimde içinizden geldiği gibi niyâzda bulunmaktır.

"Arşın, Ruh’un ve bütün melâikenin Rabbı olan yüce Allâhım. Senin yanında aciz,güçsüz, muhtâç ve indinde bir hiç olduğum idrâkı içinde sana yalvarıyorum. Ne olurbeni bütün yanlışlarımdan, bilmiyerek ve dayanamıyarak yaptığım bütünfiîllerimden dolayı beni bağışla!..

Efendimiz Muhammed aleyhi’s-selâm’ın Rabbı olan Allâh’ım, bana en’âmdabulunduklarının yolunu kolaylaştır ve gerçekten sapanlardan olmaktan beni koru!..Kendine seçmekle şereflendirdiklerinden eyle; şu anda yeryüzünde yaşayan ensevdiğin zâtlara beni yakın eyle; onların fiîllerini bana da kolaylaştır, sevgili eyle!..

105

Kendisinden gayrı olmayan Allâhım, yarattığı her şeyi tam bir mükemmeliyetle vareden Allâhım, ihata edilmesi aslâ mümkün olmayan Allâhım, Ya HU ya men HU!..

Zâtın hakkı için, basiretimdeki körlükten beni kurtar; mutlak gerçeği bana idrâkettir, hazmını ver!.. Öyle bir yakîn ihsan et ki, ondan sonra küfr ve şirk olmasın!..

Allahım, Hakkal yakîn olarak yaşamama engel her ne var ise ondan sana sığınırım.Senden sana sığınırım!.. Benlikle huzurunda bulunmaktan sana sığınırım. Koruyucusensin ve senin gücün her şey için yeterlidir. Alemlerin Rabbı olan Azîm Rab sensinAllahım.

Bu gerçekleri bize bildiren Rasûlullah aleyhis-selâma indindeki sayıca ihsandabulun, ne şekildekine lâyık ise; biz onu takdirden aciziz."

&

Bu arada tavsiye etmekte olduğumuz isimlerle ilgili olarak biraz bilgi vermek istiyorum.Ki, ne yaptığının bilincine ermek isteyenlere yararlı olur umarım!..

&

Önce ilk tavsiyem olan "MÜRÎD" isminden sözedeyim.

"MÜRÎD" ismi, "ALLAH" adıyla işaret olunanın "İRADE" sıfatının adıdır!..

106

Bizim tüm boyutları ile varlığımız önce Allâh’ın sıfatlarıyla meydana gelmiştir!..

Hayat, sıfatıyla, hayatımız; bedenlerimiz içinde bulunduğu boyuta göre "BÂİS" ismihükmünce yeni özelliklerle yeni yapıyla meydana gelse dahi; sonsuza dek devamedecektir.

"ALÎM" ismi gereğince bir bilincimiz ve ilmimiz mevcûttur.

"MÜRÎD" ismi sonucu olarak "ALLAH’IN İRADE SIFATI" bizden ortaya çıkar ve "İRADE"sahibi olarak algılanırız.

"SEMİ" sıfatıyla algılayıcılık kazanır, "BASÎR" sıfatıyla görür idrâk ederiz. "KELAM" sıfatıbize "İFADE" yeteneği kazandırır ve bütün bunlar hep "KUDRET" sıfatının bizdenortaya çıkışı dolayısıyladır ki, bütün bunları yapacak "KUDRET" bizde görev yapar!..

"MÜRÎD" ismi, bildiğimiz kadarıyla ilk defa olarak bize açılmış, bir "sır"dır!.. Bizden evvel,hiç kimse bu ismin zikrini yapmamış ve başkalarına da tavsiye etmemiştir. Hatta din vetasavvufla uğraşan pek çok kişi, bu ismin varlığını bile bilmez; çünki kitaplarda daimadiğer sıfatların isimleri yazılır da; "İRADE" sıfatının ismi yazılmaz!.. Muhakkak ki bu daAllâh’ın bir hikmeti sonucudur.

"MÜRÎD" ismi, yaptığımız çeşitli çalışmalar sonucu olarak müşahede ettik ki, insanda ensüratli gelişmeyi sağlayan bir güce sahip!.

Hemen hepimiz, pek çok şeyi biliriz de, bir türlü bu bildiklerimizi uygulamaya koyamayız.

107

Bunun da gerçekte tek bir sebebi vardır, İRADE ZAYIFLIĞI!..

İşte bu irâde zayıflığının çaresi, anladığımız kadarıyla "MÜRÎD" isminin zikredilmesidir.Bu ismin zikredilmesi sonucu, kişinin ilgi duyduğu konuya karşı irâdesi güçlenmeyebaşlıyor ve eskiden bilip de tatbik edemediği pek çok şeyi kolaylıkla tatbik edebilir hâlegeliyor.

Meselâ diyelim ki içkiyi bırakamıyor; TASAVVUF EHLİNE KESİNLİKLE YASAK OLANSİGARAYI BIRAKAMIYOR; veya istediği gibi ibâdet edemiyor; yahûd kendini ilme veripkararlı bir biçimde ilim çalışamıyor; işte bu durumda bu zikir, kişinin irâde gücünüarttırdığı için, kolaylıkla bunları başarabiliyor.

&

Ancak bu isimden bahsederken, şunu da kesinlikle belirteyim. Nasıl ilâçların belirlidozajları varsa, "İSİMLER" zikrinde de belirli rakkamların üstüne kesinlikleçıkılmamalıdır.

"İSİMLER" zikri insan bünyesinde, beyninde, sürekli takviye yapar!..

Nasıl, Diabet yâni şeker hastalığında, şekeri tüketmek için ensülin yeteri kadarverilmediği için dışardan takviye alınırsa; terkedildiği zaman bünye derhal kendi orijininiyaşarsa. Aynı şekilde, Zikre devam edildikçe de, manâsı ister bilinsin ister bilinmesin;inanılsın inanılmasın, hükmünü icrâ eder. Tecrübelerimize göre, zikir bırakıldıktan sonraonbeş gün içinde bünye eski normal haline döner!.

108

&

Burada kesinlikle anlamamız gereken bir husus da şudur!..

Siz aslâ ötedeki, yukarıdaki bir TANRI’yı zikretmiyorsunuz!..

Siz, varlığınızın her zerresinde tüm varlığıyla mevcût olan SONSUZ - SINIRSIZ ALLAH’ınbazı sıfat ve isimlerinin sizde açığa çıkmasını, sağlama yolunda bir çalışma yapıyorsunuz.Ve ancak algılayabildiğiniz nisbette, gerek kendinizde ve gerekse çevrenizde, Allâh’ıtanıyabilirsiniz!.

İşte bu sebeblerden dolayıdır ki, "MÜRÎD" ismi, bize göre, kişinin ALLAH’I tanımasındaen süratli yoldur. Ancak bu tanıyışı Allâh’tan "Hazmı ile" taleb etmek gerekir. Zirâ, "hazımsızlık" insanın başına olmadık işler açar!..

&

"MÜ’MİN" ismine gelince. Bu isim kişinin "İMAN NURU"na kavuşmasına vesile olur. "İMAN NURU" ne demektir?.

İnsan, tüm ömrünü şartlanma yollu, şartlanmaların kendi bünyesinde oluşturduğumantık düzenine göre geçirir. Ve bu şartlanmalarının oluşturduğu mantığının kabuledemediği şeyleri de bir türlü özümleyemez ve reddeder.

İşte "imân nûru" bir kişide oluştu mu, artık o kişi mantığına ters düşeni reddetmeyi

109

bırakarak, o şeyin olabilirliğini araştırmaya başlar. Zihin kapasitesinin ötesinde bir şeylerolabileceğini düşünebilir. Her şey benim bildiğimden ibarettir, en büyük benim, benimbilmediğim olamaz, mantığımın kabul etmediği şey yoktur, izansızlığından kurtulup,yeniye, ileriye, algılayamadığına açık bir hale gelir.

İşte bu algılayamadığını inkâr etmeyip, olabilirliğini düşünme ve inanma halini "İMANNURU" diye tanımlarız.

İnsanı sürekli yeniye, ileriye, bilmediklerine, algılıyamadıklarına açık bir hale getirenözellik "İMAN NURU"dur!..

&

"FETTAH" isminin zikri, insanda açılımlar yapar!.. Hem zahîri problemlerin çözümlenmesiyönünden, hem de "BATIN" kapanıklıkların açılması fetholması cihetinden!

"KUDDUS" isminin zikri, insanın tabiatından, benliğinden kurtulması yönünden çokfaydalıdır. İnsan, şartlanmaları ve doğası gereği olarak, kendini içinde yaşamaktaolduğu fizik beden zanneder!..

Tıpkı, 65 model şevrole otomobilin direksiyonunda oturup da, kendini otomobil sanansürücü gibi!.. Sorarsınız, kimsin sen; der, 65 model şevroleyim!.. Bir türlü aklı almaz,kendisinin otomobilden ayrı bir varlık olduğunu ve bir süre sonra arabadan çıkıpgidebileceğini!..

110

İşte aynaya bakıp, ben bu bedenim diye düşünen kişiler de, şayet farkedemiyorsa birsüre sonra bu bedeni terkedip yaşamına değişik bir boyutta o boyuta özgü bir bedenledevam edeceğini. durum biraz vahîm demektir!..

İşte "KUDDUS" ismi, insanın aslının kudsî bir varlık olduğunu, madde ve ruh ötesi birbilinç varlık olduğunu farketmesine yarayan isimdir.

&

"REŞÎD" ismi insanda "RÜŞD" halinin oluşmasını sağlar.

Fizik bedende "rüşd" bir tanımlamaya göre, "bülûğ" ile başlar; çünki o zaman cinsiyethormonları faaliyete geçerek zihinsel fonksiyonlarda "aklı" güçlendirir; ve aynı zamandada cinsiyet hormonları beynin biokimyasını etkileyerek, "günâh" dediğimiz "negatif yüklümikrodalga enerjinin" ruha yâni mikrodalga bedene yüklenmesini sağlar. Bir diğertanımlamaya göre de, sebebi her ne hikmetse, 18 yaşında başlar!..

Olgunluğun tabanı, insanın ölümötesi yaşam olabileceği ihtimalini düşünerek, hayatınaona göre yön vermesi, bu konuda araştırmalar yapmasıyla başlar!..

İşte "REŞÎD" ismi bu en alt sınırdan başlayıp, "İlâhî sıfatlarla tahakkuk etme" hali olan"FETİH" haline kadar devam eder. Ondan sonra bir başka şekilde hükmünü icrâ eder.

&

111

"HAKÎM" ismine gelince. İnkârın daima kökeninde, idrâk edememe vardır!.. Sebebihikmetini bilemediğin, anlıyamadığın şeyi inkâr edersin. Oysa, bilsen o şeyin neden öyleolduğunu, neyin neyi nasıl meydana getirdiğini, ne yapılırsa, nasıl neyi meydanagetireceğini, bütün değerlendirmen bir anda değişiverir!..

İşte bu isim, kişide oluşların hikmetine erme kapasitesini genişleten, her şeyin nesebeble oluştuğunu, neye yönelik olarak konduğunu farkettiren isimdir.

&

"HALÎM" ismi insanda, öncelikle hoşgörü ve yumuşaklık, sâkinlik ve fevrî çıkışları kesmeözellikleriyle tesirini gösterir.

Kişinin manevîyatta gelişmesi için önce hoşgörülü olması ve fevrî, aşırı ve zamansızçıkışlarını kontrol altına almış olması gerekir!..

Çünki bu tür çıkışlar insanın hem zâhir dünyasını mahveder, sinirli, stresli, bunalımlı biryaşama çevirir. Hem de bâtın âlemini mahveder, Allah’la arasına sanki ziftten -katrandan bir perde çeker!..

"HALÎM" ismi işte insanın hem zâhir hem de bâtın dünyasını düzene sokan isimdir.Kişinin olgunlukla hoşgörüyle karşısındakine açık olmasını sağlar ki bu da onun yeni yenişeyleri farketmesine vesile olur. Sinirlilik, stres, fevrî davranışlar bu zikre devamla çokkısa sürede kontrol altına alınır. İleri aşamada fâilin Hak olduğunu görmeye yol açarak,müşahedeye imkân sağlar.

112

"VEDÛD" ismi kişide muhabbet duygusunu geliştirir. Tüm varlığa karşı sevgiyle yaklaşır.Her yerde ve şeyde

Allah’ı hissedip sevmeye başlar. Dünyası sevgi olur.

"NÛR" ismi insanın idrâk gücünü, kapasitesini artıran bir isimdir. Kişinin hem ruhgücünün artması, hem de idrâk gücünün gelişmesi hep bu ismin neticesidir.

&

"BÂİS" ismi dar manâda yeni bir bedenle varoluş gibi anlaşılır. Ve işin gerçeğinibilmeyenler tarafından da zannedilir ki, -şimdi ölücez yok olucaz; sonra kıyâmettemahşerde Allâh bizi -BÂ’S- edecek yeniden yaratılacağız! Bütüniyle İslâm öğretisidışındaki yanlış bâtıl ilkel bir bilgidir!.

"BÂİS" ismi her an geçerlidir ve eseri her an görülen bir isimdir. Bâ’s olayı da her ancereyan etmektedir. Ölüm meydana geldiği anda, kişi fizik bedenden kopar, biolojikbedenle bağlantısı kesilir ve hemen o anda mikrodalga bedenle "Bâ’s" olarak yaşamınakesintisiz bir şekilde devam eder. Bu hususu isteyenler, İmam-ı Gazalî’nin Esmâ-ülHüsnâ ismiyle dilimize tercüme edilen kitabında -BÂİS- ismi açıklamasında veya -Hazreti MUHAMMED’İN ALLAH’I- isimli kitabımızın -ÖLÜMÜN İÇYÜZÜ- bahsinde tetkikedebilirler. İşte bu -Bâis- ismi zikri hem olayın kavranılmasını kolaylaştırır hem de, heranki bâ’s oluşumuzda, yâni her an yeni bir bedenle varoluşumuzda bize çok dahagelişmiş özellikler getirir

113

&

-RAHMAN- ismi hem ilâhî rahmete nâil olmamızı sağlar, hem de gazab anlamı taşıyanfiîllerden korunmamızı temin eder. Çünki gazab, şiddet ateşini kesen Rahmân’ınrahmetidir. İleri mertebelerdeki zevâtta bu ismin çok daha değişik neticeleri vardır ki,onlara bu kitapta girmek istemiyorum.

Bu arada şunu da açıklığa kavuşturayım. Bu Allah isimlerini çekerken başında "Yâ" veya"EL"diyecek miyiz; meselâ "Yâ Mürîd" gibi diye soruyorlar. Ötede birinin ismizikredilmiyor ki böyle bir ek ismin başına gelsin!.. Hiç gerek yoktur!..

&

Evet, arzu edenler diğer isimlerin manâlarını da -ALLAH’IN İSİMLERİ- bölümünde tetkikedebilirler

* * *

TESBİH NAMAZI

Son derece önemli bir namaz tarifiyle devam etmek istiyorum. Bu ÇOK DEĞERLİ NAMAZI,Efendimiz Hazreti Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, amcası Abdulmuttalib’in oğluAbbas radıyallâhu anha öğretmiştir.

Abbas bir gün Rasûl-i Ekrem’e sorar, der ki:

114

-Yâ Nebîyallah, ben hayli yaşlandım, zamanımı geçirdim. Bana öyle bir şey öğret ki,bunca boşa geçen yıllardan sonra birşeyler yapmış olarak huzurullâhta yerimi alayım?..

İşte bunun üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:

-Yâ Abbas, ey amcam!. Sana vereyim mi?.. Vermemi ister misin?.. Sana 10 özelliğiolan şu namazı öğreteyim mi ki; onu edâ ettiğin zaman, Allâh günâhlarının ilkini desonunu da; eskisini de yenisini de; bilerek yapılanını da bilmiyerek yapılanını da;küçüğünü de büyüğünü de; gizlisini de açık olanını da AFFEDER!.. İşte bu ongünâhtır (bütün günâhlar).

Yeryüzündekilerin en büyük günâhkârı dahi olsan, bu namaz sebebiyle günâhlarınaffolur. Alic (çok kumlu bir çöl) kumları kadar günâhın olsa dahi Allâh onlarıaffeder"!..

İşte böyle buyuran Rasûlullah aleyhis-selâm, namazı da şöyle tarif ediyor hadîsindevamında:

"Dört rekâtlık bir namazın her rekâtın da, "Allâhuekber" deyip namaza durduktansonra 15 defa

"SUBHANALLAHİ VELHAMDULİLLAHİ VELA İLAHE İLLALLAHU VALLAHU EKBER"

dersin; sonra Fâtiha ve bir sûre okur; sonra 10 defa daha aynı tesbihi tekrar edersin;sonra rükûa eğilir, 10 kere daha tesbih edersin; sonra rükûdan kalkıp ayakta dururken

115

10 kere daha tesbih edersin; sonra secdeye varır 10 kere tesbih edersin; sonrasecdeden kalkıp oturur ve 10 kere tesbih edersin; ve nihayet tekrar, ikinci defa secdeyevarır 10 kere tesbih edersin ki, toplam 75 eder. Bunu dört rekâtta da aynen tekraredersen, toplamı üçyüz olur.

Böyle bir namazı her gün kılmağa gücün yeterse, her gün kıl; yetmezse, Cumâgünleri, haftada bir kere kıl; bunu da yapamazsan, ayda bir defa kıl; buna da gücünyetmezse ömründe bir defa kıl!..

Tesbihin okunuş hızına bağlı olarak 20 ile 30 dakika arasında zaman alan, böyle birnamazın insana kazandırdıkları iyice bir düşünülürse; sanırım, en az haftada bir defacumâ gecelerinde mutlaka bu namaz edâ edilir.

Tasavvufla iştigal edenlerin ise, bu namazlara mümkün ise her gece yatmadan evvelveya gece kalktıklarında devam etmelerini özellikle ve önemle tavsiye ederiz. Zirâ, bunamazın getirdiği ruhanî güç, ancak tatbik edenler tarafından anlaşılır.

* * *

116

RASÛLULLAH’INÖĞRETTİĞİ ÇOK ÖZEL DUALAR

Okunuşu:

Allâhumme eğınniy alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetik.

Anlamı:

Allahım seni zikretmemi, sana şükretmemi ve güzel bir şekilde kulluk etmemi arttır,kolaylaştır

Bilgi:

Bize göre çok değerli olan bu duâyı bütün zikir formüllerimizin ilk sırasında yerleştiririz.Bu duâyı bize Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Muâz bin Cebel vasıtasıyla öğretiyor.

Muâz bin Cebel radıyallâhu anh Resûl-i Ekrem’in yakın ashâbından ve çok sevdiğizâtlardan biri, şöyle anlatıyor olayı:

117

-Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir gün elimi tutup bana şöyle dedi:

- Yâ Muâz. Vallâhi seni çok seviyorum!.. Sana bir şeyler tavsiye edeyim; onları hernamazın sonunda (selâm vermeden) oku. Kesinlikle terketme!.. Şöyle dersin:

- Allahım, seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzel bir şekilde kulluk etmekiçin bana yardım et!..

Efendimiz aleyhis-selâm’ın sevgisini bu şekilde yeminle takviye ederek ifâde ettiği birzâta öğrettiği duâ ne derece önemlidir, bunu takdirinize bırakıyorum.

Okunuşu:

Allâhumme elhımniy rüşdiy ve eızniy şerre nefsiy.

Anlamı:

Allah’ım bana rüşdümü İLHAM et nefsimin şer olacak davranışlarından sanasığınırım.

118

Bilgi:

İmran bin Husayn radıyallâhu anh müslüman olduktan sonra gelip Rasûlullah sallallâhualeyhi ve selleme sordu.

-Müslüman olursam bana (çok faydalı olacak) iki kelime öğreteceğini vaad etmiştin yâRasûlullah..?

-"Şöyle duâ et yâ Husayn. Allâh’ım bana rüşdümü ilham et, nefsimin şer olacakdavranışlarından sana sığınırım"

İşte bu hadîs-i şerîfteki işaret üzere, biz genellikle günlük zikirler arasında günde üç yüzdefa bu duânın yapılmasını çok faydalı buluruz ve dostlarımıza tavsiye ederiz!..

Okunuşu:

Allâhumme inniy es’elûke hubbeke ve hubbe men yuhıbbuke.

Anlamı:

119

Allah’ım senden aşkını, seni sevenleri sevmeyi dilerim

Bilgi:

Ebû Derda Hazret-i Rasûlullah’ın Dâvud peygamber için -İnsanların en çok ibâdetedeniydi- dedikten sonra şöyle anlatıyor:

-Dâvud’un duâsında sözü şuydu:

Allah’ım senden seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi, senin sevgini ulaştıracak amelisevmeyi dilerim. Allah’ım, sevgini bana nefsimden, ailemden ve soğuk sudan dahasevgili kıl!..

Kezâ yukarıda görülen duâ da başta gördüğünüz tavsiyelerimiz, duâ listemiz içinde yeralan bir duâdır. Daha ne diyelim ki!..

120

Okunuşu:

Allâhumme inna neseluke min hayri ma seeleke minhu nebiyyuke Muhammedsallallâhu aleyhi ve sellem ve neuzü bike min şerri ma esteaze minhu nebiyyukesallallâhu aleyhi ve sellem ve ente MÜSTEAN!..

Anlamı:

Allah’ım Nebîn Muhammed aleyhis-selâm hayırdan neler istemişse senden ben deonları isterim; şerden nelerden sığınmışsa sana, ben de onlardan sana sığınırım.MÜSTEAN (yardım istenilen - yardım eden) sensin!.

Bilgi:

-Ebû Umame radıyallâhu anh anlatıyor:

-Bir gün Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem uzun bir duâ etti ki, bundan hiç bir şeyezberliyemedik. Bunun üzerine dedik:

-Yâ Rasûlullah öyle uzun bir duâ ile duâ ettiniz ki, biz bundan bir şey ezberliyemedik..?

Bunun üzerine buyurdu ki, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:

-Size bütün bu duâyı toplayan bir şey göstereyim mi?.. Şöyle duâ edersiniz:

121

"Allah’ım Rasûlün Muhammed’in hayırdan dilediklerinin aynısını ben de dilerim;Rasûlün Muhammed’in şerden sığındığı şeylerden biz de sana sığınıyoruz. Yardımistenecek sensin. Varış sanadır. Kuvvet ve kudret ancak Allâh iledir".

Bütün istekleri ve de sığınılacak şeyleri içine alan en özlü duâyı yukarıdaki şekilde geneEfendimiz Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bize öğretiyor. Artık bu duâyı daetmeyene diyecek söz yok!..

Okunuşu:

Yâ mukallibel kulûb sebbit kalbiy alâ diynike.

Anlamı:

Ey kalbleri dilediği tarafa döndüren, kalbimi dinin üzere sabitle!..

Bilgi:

Ümmü Seleme radıyallâhu anhaya soruldu:

122

- Ey müminlerin annesi, senin yanında olduğu zaman Peygamberin en çok duâsı ne idi?..

Efendimiz’in kutlu zevcesi Ümmü Seleme radıyallâhu anha anlattı:

- Resûl-i Ekrem’in en çok yaptığı duâ şu idi:

Ey kalbleri çeviren, kalbimi dinin üzerine sâbit kıl!..

Bunun üzerine sordum:

- Senin duânın en çoğu, neden, Ey kalbleri çeviren kalbimi dinin üzerine sâbit kıl,duâsıdır?..

Resûl-i Ekrem buyurdu ki:

- Yâ Ümmü Seleme, gerçek şu ki, kalbi Allâh’ın iki parmağı arasında olmayan insanyoktur. Dilediğini sebât ettirir, dilediğini de kaydırır."

Yükselen burcu ya da ayı, ikizler, yay, başak ve balık olanlara bu dua kesinlikletavsiye edilir.

123

Okunuşu:

Allâhumme innâ nec’âluke fiy nuhurihim ve neuzü bike min şurûrihim.

Anlamı:

Allâhım, senin, onların karşısına çıkmanı ister; onların şerlerinden sana sığınırız.

Bilgi:

Efendimiz, Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem’in öğretmekte olduğu bu duâ sonderece önemli ve üzerinde dikkatle durulması zorunlu bir niyâzdır!.. Niçin bu böyle.?

İnsanın, karşılaştığı tehlikeli olaylara ya da kişilere karşı, kendi beşerî imkânları ilemücadele vermesi son derece doğaldır.

Allah’tan yardım isteyip O’na yönelmesi de doğaldır.Ancak bu duâda bir incelik vardır ki,

124

ona çok dikkat etmek gerekmektedir. Efendimiz bu duâ ile, kendilerinin yerine, ilâhîgüçlerin karşılık vermesi için niyâzda bulunuyor. Bu ilâhî güç, dışarıdan o kişiler üzerinekarşı çıkabileceği gibi, kendilerinden de zuhur edebilir.

Nitekim böyle bir duruma işaret şu âyet-i kerîmenin ışığında olayı anlamaya çalışırsak,meseleyi çok daha kolaylıkla çözeriz:

"Attığın zaman sen atmadın, ALLAH ATTI"!.. (8-17)

İşte aynı şekilde, Allah’ın karşı çıkması için niyâz ediliyor burada da. Bu konuyu dahafazla açmak istemiyorum. Arzu eden anlamaya gayret göstersin!..

Bilgi:

Efendimiz, Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem’in öğretmekte olduğu bu duâ sonderece önemli ve üzerinde dikkatle durulması zorunlu bir niyâzdır!.. Niçin bu böyle.?

İnsanın, karşılaştığı tehlikeli olaylara ya da kişilere karşı, kendi beşerî imkânları ilemücadele vermesi son derece doğaldır.

Allah’tan yardım isteyip O’na yönelmesi de doğaldır.Ancak bu duâda bir incelik vardır ki,ona çok dikkat etmek gerekmektedir. Efendimiz bu duâ ile, kendilerinin yerine, ilâhîgüçlerin karşılık vermesi için niyâzda bulunuyor. Bu ilâhî güç, dışarıdan o kişiler üzerinekarşı çıkabileceği gibi, kendilerinden de zuhur edebilir.

125

Nitekim böyle bir duruma işaret şu âyet-i kerîmenin ışığında olayı anlamaya çalışırsak,meseleyi çok daha kolaylıkla çözeriz:

"Attığın zaman sen atmadın, ALLAH ATTI"!.. (8-17)

İşte aynı şekilde, Allâh’ın karşı çıkması için niyâz ediliyor burada da. Bu konuyu dahafazla açmak istemiyorum. Arzu eden anlamaya gayret göstersin!..

Okunuşu:

Allâhumme ahricniy min zulûmatil vehmi ve ekrimniy binûril fehmi

Anlamı:

Allah’ım VEHİM karanlığından beni çıkart ve nurunla anlayış ikrâm et!..

Bilgi:

Tasavvuf yolundakilerin bileceği gibi, insan için en büyük belâ "VEHİM" hükmü altında

126

kalmaktır. Allâh’tan insanı ayrı düşüren en büyük perde "VEHİM" perdesidir.

"VEHİM" perdesi kalkıp, Allâh Nûru ile anlayış ikrâm olan kişi derhal Allâha erer, YAKÎNsahiplerinden olur!.. Bunun, ne derece büyük bir nimet olduğunu, ancak bu nimeteermişler bilebilir!..

Şayet, dünyada yaşarken "VEHİM"den kurtulup "YAKÎN"e ermek istiyorsanız, mutlaka,en az günde yüz defa bu duâya devam ediniz.

Okunuşu:

Rabbiy zidniy ilmen ve fehmen ve iymanen ve yakıynen sadıka.

Anlamı:

Rabbim ilmimi, anlayışımı, imanımı ve sıdk üzere yakînimi çoğalt!.

Bilgi:

127

Bu duâ çok önemli bir kaç hususu içine alan geniş kapsamlı bir metindir.

Kur’ân-ı Kerîm’de Rasûlullah aleyhi’s-selâm’a emir verilmiştir, İlmimi arttır diye duâ et,şeklinde.

Hadîs-i şerîflerde ise anlayışın, imânın ve sıdk üzere yakînin artması talebedilmektedir.

İmânın artması çok önemlidir. Çünkü, iman ne derece artarsa, beşer şartlanmasıylabloke olmuş aklın kavrayıp kabul edemediği şeyler o nisbette iman yollu kabullenilmeyebaşlar ve neticesinde de o şeylere vukûf meydana gelir. Bu konuda "AKIL ve İMAN"isimli ses kasetimizde çok tafsilâtlı bilgi vardır. Nereye kadar akılla ve nereden sonraimanla gidileceği hususunu oradan tetkik edebilirsiniz.

Yakîn’e gelince.

Bir "yakîn" vardır ki sonunda "küfür" yani gerçeği örtmek vardır.

Bir "yakîn" vardır ki, neticesi "sıdk" üzere "vuslat"tır!..

"Yakîn", kişide "Allâh BAKÎ"dir hükmünün yaşanmasıdır!..

Allâh kolaylaştıra!..

Hiç değilse günde yüz defa bu duâya devam edenler çok büyük faydalarını birkaç ayiçinde görürler.

128

Okunuşu:

Enzelallâhu aleykel kitâbe vel hikmete ve âllemeke mâ lem tekûn tâ’lem.

Anlamı:

Allah sana kitabı ve hikmeti inzâl etti ve bilmediklerini öğretti.

Bilgi:

Rasûl-i Ekrem efendimiz aleyhi’s-selâm’a gelen bu âyet-i şayet günde üç yüz defaokumağa devam edersek, ilim ve sistemi kavrama yeteneğimizin şaşılacak ölçüdegelişmeye başladığını hayretle farkederiz.

129

Okunuşu:

Allemel insane ma lem yâ’lem

Anlamı:

İnsana bilmediklerini öğretti

Bilgi:

Bu âyet-i kerîmeyi dahi günde üçyüz defa okuyanlar denenmiştir ki kısa zamanda büyükgelişme göstermişlerdir. Unutmayın Allâh’a yakîn ilimle elde edilir!..

130

Okunuşu:

Ve kezâlike evhaynâ ileyke ruhan min emrina; ma künte tedriy melkitabu ve lelimanu ve lâkin ceâlnahu nura, nehdiy bihi men neşâu min ibadina; ve innekeletehdiy ilâ sıratın müstakıyma.

Anlamı:

İşte sana buyruğumuzla Ruh’u gönderdik. Sen kitab nedir, iman nedir bilmezdinönceleri. Biz O’nu, kullarımızdan dilediğimizi hidayete ulaştırıcı nur eyledik.Şüphesiz ki sen de sıratı mustakıyme hidayet edersin.

Bilgi:

Ruhaniyetin güçlenmesi, basîretin keskinleşmesi, verilenlerin daha iyideğerlendirilebilmesi ve çevreye daha yararlı olunabilmesi için okunması tavsiye edilen

131

bir âyettir, bu yazdığımız âyet.

Şartları elverişli olanın, bir yetiştirici kontrolunda, elinden geliyorsa oruçlu olarak günde1000 (bin) defa olmak üzere kırk veya seksen gün devam edilmesi tavsiyeolunmaktadır. Biz, zamanında hayli nimetine kavuştuk. Dileyene tavsiyemizdir.

Okunuşu:

Kemâ erselnâ fiykum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtina ve yüzekkiykum veyuallimukumul kitabe vel hikmete ve yuallimukum ma lem tekûnu tâ’lemun.

Anlamı:

Size İÇİNİZDEN bir RESÛL irsâl eyledik ki sizi arındırıyor (temizliyor), size kitabve hikmeti öğretiyor, bilemediklerinizi bildiriyor.

132

Bilgi:

Bakara sûresinin bu âyetini (151) yukarıda vermiş olduğum âyet-i kerîme ile birliktebana öğreten, Abdülkerîm Ceylî hazretleridir. Bunlara devam ile sayısız faydalar hasıloldu. "KİTABI OKUMADA", hikmete ermede, hiç aklıma gelmeyecek olan şeylerinsırlarına ermemde Takdiri Huda ile âyetlere devam etmenin çok büyük faydalarınıgördüm!..

Biz fanîyiz, kısa bir süre sonra aranızdan ayrılır gideriz; ama isteriz ki biz de nîcelerininhayra hikmete ermesine vesile olalım, ardımızdan üç ihlâs bir fatiha ile, "Allâh râzı olsun" diyenlerimiz olsun!

Bu sebeble, çok istifâde ettiğim bu âyetleri burada sizlere açıklıyorum. Arzu edenler buâyetlere günde yüz defa devam ederler!. Veya daha alâsı, önce birini günde bin defa veoruçlu olarak kırk veya seksen gün devam ederler; sonra onu günde yüz defayadüşürüp ikincisini gene günde bin defa olarak kırk veya seksen gün yaparlar; sonra daher ikisine günde yüzer defa olarak devam ederler.

Kesinlikle bilelim ki bu âyetler Kur’ân-ı Kerîm’deki en değerli mücevherlerden ikisidir!..

Allah kolaylaştıra!..

* * *

133

ÖZEL BİR 19’LU HACET DUASI

Başı dertte, sıkıntıda olan, büyük bir problemle karşılaşmış olan, herhangi birdüşmanından kurtulmak, selâmete çıkmak isteyen ya da daha başka talebleri olanlariçin son derece tesirli bir duâ formülü vermek istiyorum bu bölümde de.

Bu duâyı tatbik eden pek çok kişi 19 güne kalmadan arzularına nâil oldular, bunlarayakından şahidim!..

Yanlız şunu kesinlikle ifâde edeyim. Haksız yere, başkalarına zulûm için, ya da kötüamaçlı olarak bu formül tatbik edilirse; bunu yapanın aslâ başı belâdan kurtulmaz; ettiğiters dönüp kendisini vurur.

&

Şimdi duâ şeklini yazıyorum.

Önce şu altı Allah ismini iyice ezberleyelim:

-FERDÜN, HAYYUN, KAYYUMUN, HAKEMUN, ADLUN, KUDDÛSUN."

Beş vakit namazın farzının arkasından 19 defa "ALLAHÛEKBER" denildikten sonra,19’ar harfli bu altı isim her gün okunacak, 19’ar defa.

134

19. günden sonra, şayet muradın oluşmamış ise, herhangi bir nedenle sıkıntın, içindebulunduğun zorluk devam ediyorsa, o takdirde bu isimlere ilâveten şu âyet-i deekleyerek okuyacaksın her defasında yukardaki isimlere ilave olarak.. Yani şöyle:

Ferdün, Hayyun, Kayyumun, Hakemun, Adlun, Kuddûsun.Seyec’alullâhu bâ’de usrin yusra."

Bu metin 19 defa tekrar edilecek, beş vakit namazın farzlarının arkasından, 19 gün süreile.

Ayetin manâsı da şudur:

-Allah, her güçlüğün arkasından bir kolaylık verir!.." (65-7)

&

Eğer talebiniz, sıkıntıdan kurtulmak değil de daha başka ise, o takdirde, yukarıdayazdığım âyet-i kerîme yerine, yine 19’ar harfli olan, konusuna göre, şu âyet-i kerîmeleriokuyabilirsiniz:

İlim için:

Yuallimeküm kitabe vel hikmete.

(Size kitabı ve hikmeti öğretir.)

135

Fetih için:

İnnâ fetâhnaleke fethan mübiynaAsâallâhu en ye’ti bilfethiVec’âllena min ledünke nasiyra

(Doğrusu sana öyle bir fetih verdik ki, Feth-i Mubiyn (apaçık fetih)’dir.Umulur ki Allah Bil-feth getirir.Ledünnünden bize nusret kıl.)

Düşmanına gâlib gelmek için:

İnne hızballahi hümül gâlibûnEl hükmü lillahil âliyyül kebîr

(Muhakkak ki Allah hizbi galip gelir.)

Düşmanından korunmak için:

Hasbiyallâhu lâ ilâhe illâ HUHasbünallâhu veni’mel vekîlNi’mel mevlâ veni’men nasıyr

(Allah bana yeter, O’ndan gayrı vücud yok,Allah bana yeter o ne güzel vekildir

136

Ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır.)

Rızık genişliği için:

Ve terzuku men teşâ bigayri hisabVe â’tednâ leha rızkan kerîmaİnnallâhe huvel ganiyyül Hamîd

(Dilediğine hesapsız rızık verirsin,Ona bol rızık hazırladık,Muhakkak ki Allah Ğaniy ve Hamid’dir.)

Allahû Teâlâ, hepimizi bu verilen DUA nimetini değerlendirebilenlerden eylesin. Amin.

* * *

137

HACET (İHTİYAÇ) NAMAZI

Okunuşu:

138

Lâ ilâhe illallâh’ul Halîm’ül Kerîm, subhanallâh’i rabb’el ârşıl âzîm, velhamdulillâhirabbil âlemiyn; es’elüke mûcibâti rahmetik, ve azâimi mağfiretik, velganiymete minkülli birr, ves selâmete min külli ism, lâ tedâ’liy zenben illâ gaferteh, velâ hemmenillâ ferrecteh, ve lâ hâceten hiye leke rızân illâ kadayteha yâ erhamer rahimiyn.

Anlamı:

Tanrı yoktur. Halîm ve Kerîm olan Allâh vardır; Azîm olan Arşın Rabbi Allâh’ı tenzîhederim. Hamd, âlemlerin rabbı olan Allâh’a aittir. Yâ Rabbi, beni, rahmet vemerhametinin gerektirdiklerine ve her iyi olana mazhar kıl; her günahtan selâmeteçıkar; affetmediğin günah, kurtarmadığın dert kalmasın. Amin ey merhametlirahiym.

Bilgi:

HACET namazı diye bilinen, kişinin bir ihtiyacını, bir sıkıntısını, bir derdini Allâh’a arzedip,kurtuluş istemesi için önerilen namaz hakkında bakın Rasûlullah salla’llâhu aleyhi vesellem efendimiz ne buyuruyor:

-Allah’tan veya insanoğullarından birinden bir hâceti (ihtiyacı) olan kimse, hakkıylaabdest aldıktan sonra, iki rek’ât namaz kılsın; bundan sonra İSTİĞFARDA bulunsunve peygamber üzerine salâvat getirip şu şekilde duâ etsin."

Ve yukarıda naklettiğimiz duâyı tavsiye ediyor Efendimiz.

139

Başı dertte, sıkıntıda, belâda olan, şayet belirtilen şekilde namazı edâ eder, arkasındanyukarıdaki duâyı okur ve arkasından da daha önce yazmış olduğumuz Talâksûresindeki:

-Ve men yettekıllâhe yec’âllehu mahreca ve yerzukhu min haysu lâ yahtesib, vemen yetevekkel alallâhu fehuve hasbüh."

âyetini bin defa tekrar ederse, Allâh’a en büyük ilticada bulunmuş olur.

Ayrıca bu âyete, belirtilen sayıda devam etmek suretiyle, muradı olana kadar okumakçok büyük fayda sağlar.

Hâcet konusunda pek çok evliyâullâhın en başta gelen tavsiyesi, istiğfardır.

"Şayet kişi yaptığı çalışmalar ile Allâh indinde kendisi için takdir edilmiş bulunandereceye hak kazanamazsa, Allâh ona bir takım sıkıntı ve derdler verir, bunlarakatlandırır da neticede o dereceyi ihsan eder" buyurulduğu için, bu durumu çok iyianlamak icabeder.

Derecesini yükseltip, kusurlarını bağışlatan en tesirli şey de insan için İstiğfardır. Buyüzdendir ki, başı dertte olanların istiğfar bölümünde naklettiğimiz "Seyyid-ül İstiğfar"denilen duâya devam etmeleri ve sabah akşam, ya da beş vakit namazın ardındanokumaları pek faydalıdır. Yanlız şuna dikkat edilmelidir ki, manâsını bilerek ve hissederekistiğfarı yapmak kesin kez gereklidir.

140

İSTİHARE NAMAZI141

Okunuşu:

Allâhümme inniy estehıyrüke biılmike estakdirüke bikudretike ve es’elüke minfadlikel azıym. Feinneke takdirü ve lâ akdirü ve talemü ve lâ a’lemü ve ente allâmülguyûb. Allâhümme in künte ta’lemü enne hâzel emre hayrün liy fîy diynî ve meâşiyve âkıbeti emriy fakdürhu liy ve yessirhü liy fiyhi. Ve in künte ta’lemü enne hâzelemre şerrün liy fiy diynî ve meâşî ve âkıbeti emriy feasrifhü anniy veasrifnî ahnüvakdür lilhayre haysü kâne sümme ardınî bihi.

Anlamı:

- Allah’ım ilminle bana hakkımda hayır olanı bildirmeni niyâz ederim. Gücün yettiğiiçin bana güç vermeni isterim. Hayırlı olan tarafın bana açıklanması için, senin obüyük fazlı kereminden dilerim. Çünkü sen güçlüsün, bense güçsüzüm. Sen bilensin,ben bilemem. Gaybın bütün sırlarını bilen sensin.

Allâh’ım, eğer.. (işini söylersin).. benim dinim, hayatım, âhiretim için işiminsonucunun hayırlı olduğu bilgin içindeyse, bu işi bana kolaylaştır ve nasib et.Allâh’ım eğer.. (işini söylersin). benim dinim, hayatım, âhiretim için işimin sonucununhayırsız olduğu bilgin içindeyse, beni o işten soğut ve uzaklaştır ve nasib etme.’

Bilgi:

"İstihare" İslâmiyette çok önemli bir husustur!.. Yapılacak bir işte gaybı bilen Allâh’tandanışmak, bütün inananlar için son derece önemli bir imkândır.

142

Bu yüzdendir ki Peygamber aleyhi’sselâma inanan yakın sahâbesi şöyle derdi:

-Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem bize tüm işlerimizde istihâreyi tavsiyeederdi!.."

Hazret-i Rasûlullah aleyhi’s-selâm’ın tavsiye ettiği "istihâreyi" bize Hazret-i Ebû Bekr,İbn Mes’ûd, Ebû Eyyûb el-Ensarî, Ebû Saîd el Hudrî, Sâ’d bin Ebî Vakkas, Abdullah binAbbas, Ebû Hureyre gibi birçok önde gelen ashâbı Resûl nakletmekte.

Evet nedir bu nakil?.. Ne buyuruyor Rasûlullah aleyhi’s-selâm:

-Biriniz bir işi ciddî olarak düşünüp karar aşamasına geldiğinde, farzın dışında ikirek’ât namaz kılsın ve ardından şu duâyı yapsın.’

Dua, yukarıda verdiğimiz metindir.

Namazda bilenler, birinci rek’âtta "kul ya eyyühel kâfirûn" ikinci rek’âtta da "İhlâs"sûresini okurlar

Fâtiha’dan sonra; bilmeyenler de her iki rek’âtta da "İhlâs" okurlar.

Şayet o gece gerekli ve yeterli işaret alınmazsa, yediye kadar devam etmek icabeder.Çünki Resûl-i Ekrem Enes bin Mâlik’e bu konuda şöyle demiştir:

-Ey Enes, Bir işe teşebbüs etmek istediğinde, o iş hakkında yedi kere istihare et.

143

Sonra gönlünden geçen karara, eğilime bak. Çünki hayır, gönüldeki temayüldedir."

Ancak iş acele ise, daha fazla süre de yoksa?.. O zaman iki rek’ât namaz kılıp, istiğfaredip, salâvat getirdikten sonra şu şekilde duâ edilmelidir:

-Allah’ım herşeyi ve bütün gaybı, geçmişi ve geleceği bilen sensin. İçinde olduğumdurum da bilgin içindedir. Beni nefsime, kendime bırakma; bana hayrı hissettir vehayrı kolaylaştır. Beni şerri seçmekten koru ve şer yolunu kapa!.. Senin mülkündeortağın yoktur, her şeye gücün yeter, ben senin kulunum ve sen de benim rabbimolan Arşın âzim Rabbisin. Lûtfen bana yol göster, gerçeği ilham et."

Bundan sonra Allah’a tevekkül edilip, içe doğan biçimde hareket edilir.

İstihârede şayet güzel şeyler görülürse, din büyükleri görülürse, Yeşil, beyaz gibirenkler görülürse, hayra; siyah, mavi, sarı gibi renkler görülürse de o işten uzakdurmaya gayret edilir.

Özellikle, tasavvufla ilgilenmek istiyenlerin, yanlış bir kapıyı çalmamaları için istihâreehemmiyetle tavsiye olunur.

Bazıları, zaman zaman kendi durumlarını sorma amacıyla da istihâre yaparak bir türoto-kontrolda devam ederler.

Şunu unutmayalım ki.

144

Bize hayır gibi gelip, şiddetle arzuladığımız nice şeyler vardır ki, onlar gerçekte bizim içinşerdir.Bize şer gibi gelip, o şeyden uzak durmak için şiddetle direndiğimiz nice şeylervardır ki, onlar da gerçekte hayırdır. Allah bilir, biz bilemeyiz.

Öyle ise Allah’a soran, kesinlikle bilelim ki, aslâ pişman olmaz!..

* * *

145

BELÂLARDAN MUHAFAZA

Okunuşu:

146

Allâhumme inniy euzübike minel keseli vel heremi vel me’semi vel mağremi ve minfitnetil kabri ve azabil kabri ve min fitnetin nari ve azabin nari ve min şerri fitnetilgınâ ve euzü bike min fitnetil fakri ve euzü bike min fitnetil mesihid deccâli.Allâhummeğsil anniy hatayaye bimâisselci vel beredi ve nekkı kalbiy minel hatayakemâ nekkaytes sevbel ebyaza mineddeyni ve bâıd beyni ve beyne hatayâye kemâbâatte beynel maşrıkı vel mağrıb.

Anlamı:

Allâh’ım, tenbellikten, bunamadan, günâhtan, ödleklikten, kâbir azabından, zenginlikimtihanından ve şerrinden, fakirlik imtihanı ve şerrinden, sana sığınırım.

Allâh’ım, deccâlın şerrinden, sana sığınırım.

Allâh’ım günâhlarımın kirini el değmemiş kar suyu ile yıka, kalbimi günâhlardanarındır; benimle günâhlarımın arasını doğu ile batı kadar uzak eyle.

Bilgi:

Hazreti Ayşe radıya’llâhu anha’nın bize nakletmiş olduğu bu duayı yapan Rasûlullahsalla’llâhu aleyhi ve sellem, insan için çok büyük tehlike arzeden olayları son dereceözetle bize bildirmekte ve bunlardan Allâh’a sığınmamızı öğütlemektedir.

Tenbellik, insanlık kavramının işlevini ortadan kaldıran bir tür hastalıktır. Bunaklık, geneson yıllarda teşhis edilen ve insan şûurunu ortadan kaldıran, insanlık fonksiyonlarını

147

yaşıyamaz hale getiren berbat bir hastalıktır. Ödleklik, fikri aksiyona dönmekten kesen,insana ilerleme yolunu kapatan büyük bir belâdır.

Diri diri, tüm zihnî fonksiyonları yerinde, şûurlu ve çevresini algılar bir halde kabre konaninsanın ilk an dehşetini ve içinde bulunduğu yeni boyutun varlıklarıyla temasınıdüşünebiliyor musunuz. O ne korku verici, şok edici bir ortam ve yaşam biçimidir!..

Ya sonrasında o ortama hazır değilseniz, o içinde bulunacağınız yerin ve şartların sizevereceği dehşetengiz azâb!.. Bütün bunları mantığınız, yeterli ilminiz olmadığı içinkabullenemiyorsa, elbette korkmazsınız kâbir fitnesinden ve azâbından. Ama, uyarıyorbu konuda da bizi Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem. İsterseniz dikkate almayın!..Neticesine katlanacak olan yine sizsiniz!..

DECCAL FİTNESİ. Sağ gözü kör yâni hakkı, gerçeği görmekten perdeli, sahib olacağıolağanüstü güçlerle insanları kendine tapındıracak YÜCE RAB olduğunu iddia edecekvarlık!!!..

Allâh’ın sünneti olduğu üzere, önce insanları ALLAH’a inanmaya, O’nun SONSUZ -SINIRSIZ TEK olduğuna; tapınılacak bir TANRI olmadığına, her türlü, şekil, renk, ışık vebu tür kavramlardan münezzeh yüce bilgi ve güç sahibi evrenüstü, enerji üstü birkavram olduğuna işaret edip uyaracak olan "MEHDİ" lâkablı kişi çıkacak.

Arkasından da bu anlayışın imtihanına tâbi tutulmak üzere insanlar, DECCAL ortayaçıkacak; ve insanların asırlardır tapındıkları gökyüzündeki TANRISI olduğunu bildirecekve onları kendine tapınmaya, kendi TANRI’lığını kabul etmeye davet edecek.

148

"MEHDİ"nin açıkladığı ALLAH kavramını idrâk etmiş olanlar, bu gerçeği farkettikleri için,ne kadar olağanüstü olaylar ortaya koyarsa koysun, DECCAL lâkablı TANRI"lıkiddiasındaki varlığa inanmıyacaklar ve Hazreti Muhammed’in Kur’ân-ı Kerîm ile bildirmişolduğu esaslara bağlı kalarak ölümötesi yaşama geçeceklerdir.

Kur’ân-ı Kerîm’de "İHLAS" sûresinde açıklanan "ALLAH" kavramının manâsınıanlamamış; kafasında yarattığı bir TANRI’ya "ALLAH" ismini etiketliyerek yöneleninsanlar ise, tasavvurlarındaki gökte bir yerde yaşayan TANRI’larını karşılarında bulunca,hemen O’na koşacaklar ve sonuçta, kendilerine yapılan uyarıya kulak vermemenincezasını büyük bir hüsran ile alacaklardır.

DECCAL fitnesinden kurtuluş, ancak ve ancak Kur’ân-ı Kerîmde "İHLAS" sûresindeaçıklanan "ALLAH" ismiyle işaret edilen idrâk edilerek mümkün olur; bunu hiçaklımızdan çıkartmayalım.

Zirâ, şu sıralar CİNLER, kendilerinin UZAYLI VARLIKLAR (Bu konuda çok geniş açıklama "RUH İNSAN CİN" 14. baskı kitabımızın "Uzaylıların içyüzü" bölümündedir.) UFO’larlaaramıza gelip gittiklerinden sıkça sözetmeye başladılar. Yakında insanların TANRI’sınınyeryüzüne geleceğinden de bahsediyorlar. Bunlar çok önemli işaretler olabilir.

Bilemeyiz, MEHDİ ne zaman çıkar; bilemeyiz DECCAL ne zaman çıkar!..

Bunlar Allâh’ın ilminde olan hususlardır. Ne var ki, böyle bir belâya karşı tedbirli, bilgiliolup, yeni yetişenleri bu konuda uyarmada kesinlikle büyük yarar vardır. Çünkü işaretlerbu zamanın çok uzak olmadığını göstermektedir.

149

Kütübü sitte denilen kesinlikle doğruluğu tartışılamıyan hadis kitaplarında gerekDECCAL ve gerekse MEHDİ konusunda önemli hadisler vardır; arzu edenler meselâ "İbn MÂCE"den MEHDİ ile ilgili peygamber açıklamalarını, "Müslim"-"Buhari" vediğerlerinden DECCAL’la ilgili bahisleri tetkik edebilirler.

Meselâ, Deccâl’in kuş gibi uçarak dünyanın bir yerinden diğer bir yerine gidebileceği, kırkgünde bütün dünyayı dolaşacağı, girmedik ev kalmayacağı, aynı anda dünyanın heryerinde görülüp, dinlenebileceğine işaret eden öyle tanımlamalar vardır ki; asırlaröncesinin şartları içinde, elbette ki uçak, televizyon gibi şeyler hayâl bile edilemezken,olayın bu şekilde nesilden nesile aktarılması üzerinde hassasiyetle durmak gerektirir,bize göre!..

Çünkü Rasûlullah, "İnsanlık yaratıldığından beri böyle bir fitne görmemiştir" diyerekDECCAL olayına son derece büyük önem vermektedir.

Çünkü, Deccâl öylesine olağanüstü güçlere sahip olarak öyle hayret verici olaylarmeydana getirecektir ki, buna inanmamak, ancak Allâh’ın muhafaza ettiği kişiler içinsözkonusu olabilecektir.

Ve DECCAL’ı yeryüzünden kaldıracak olan şahıs da Hazreti İSA aleyhi’s-selâmdır.

* * *

İSA aleyhi’s-selâmın gelip gelmiyeceği ya da ne şekilde geleceği konusunda bir haylifazla spekülasyonlar yapılmaktadır.

150

Biz, Cenâb-ı Hakk’ın verdiği ilim ve eriştirdiği müşahede nisbetinde düşüncemiziarzedelim, belki meraklılarına faydalı olur.

Nakledilir ki, Hazreti İSA yeryüzünden ayrılmadan önce "İki bin sene sonra tekrararanıza döneceğim" demiştir.

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem ise Kur’ân-ı Kerîm’den sonra gelen en itibarlı hadîskitaplarında kesinlikle vurgulandığı bir biçimde İSA peygamberin yeryüzüne ineceğini veDECCALı yok edeceğini açıklamıştır.

İSA aleyhi’s-selâm bizim müşahedemize göre şu anda ruhanî bedeniyle serbest birbiçimde diğer peygamberler ve üst dereceli fetih ehli evliyâulah ile birlikte berzâhtayaşamına devam etmektedir.

* * *

KEŞİF, fizik bedene bağımlılık devam ederken manevî âleme vukuf ve onlarla irtibathâlidir.

FETİH ise, fizik - biyolojik beden yaşamına devam ederken, ruh dediğimiz dalga bedenin-ışınsal bedenin- bağımsızlığını kazanma hâlidir ki, bu durum tasavvufta, "ÖLMEDENÖLMEK" diye tanımlanır.

* * *

151

İşte bu fetih gelmiş, yani ölmeden ölmüş, ruhuyla - mikrodalga âlemde yaşamayeteneğini elde etmiş kişiler; diledikleri takdirde bu bedeni yoğunlaştırmak suretiylearamızda biyolojik bedenle görünebilirler ve çeşitli işler başarabilirler.

Nitekim bunun bir örneği de HIZIR aleyhi’s-selâm’dır!.. Dilediği anda biyolojik bedenegeçip görünür, dilediği anda da dalga boyutta yaşamına devam eder.

Bu esastan olmak üzere Gerek Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin ve gerekse dahabaşka fetih ehli zevâtın aynı anda birkaç yerde görülüp yemek yemeleri, hep bu türdenolaylardır.

Hazreti İSA’da, şu anda yaşamakta olduğu RUH ya da dalga bedenini tekraryoğunlaştırmak suretiyle yeni baştan aramıza dönecektir ki, bu dönüş yaşı da, ayrıldığıandaki 33 yaşın sureti ve şekliyle gerçekleşecektir. Muhakkak gerçeği en mükemmelşekilde bilen Allâh’tır.

Evet, Rabbimin bu konuda müşahede ettirdiği bu. Şükründen aczimi itiraf ederim, banaöğrettiklerine.

* * *

152

Okunuşu:

Allâhum merzukna iymanan dâimen ve yakînen sâdıkan ve kalben hâşian ve lisânenzâkiren ve âmelen makbulen ve rızkan vâsian ve ilmen nâfian ve dereceten refî’âtenve tevbeten nasûhaten kablelmevti ve raheten indel mevti ve mağfireten bâ’delmevti ve emnen min azâbil kabri.

Anlamı:

Allâh’ım, dâimi imân haliyle, sıdk üzere yakîni, korkan değil, haşyet duyan bir kalbi,sürekli zikir halinde olmayı, makbul çalışmalar yapmayı, çok kapsamlı bir rızkı, banasonsuza dek faydalı olacak ilmi, yüksek derecelerin kemâlini, ölüm öncesinde veakabinde nasuh tevbesi içinde olmayı, ölüm akabinde bağışlanmayı ve kabir

153

azabından emin olmayı bana ihsan et.

Bilgi:

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem’in bize öğretmiş olduğu bundan evvelki ve bu duâhayatımızın bütün safhaları ile ilgili, tasavvur ve hayal edemiyeceğiniz kadar geniş alanıkapsamına alan duâlardır.

Birinci verdiğimiz duâ, sakınılması, Allâh’a sığınılması gereken en önemli hususlarıvurgulamakta; ikinci olarak yukarıda naklettiğimiz de Allâh’tan âcilen ve önemli olarakistenilmesi gereken hayatî öneme hâiz hususları açıklamaktadır.

Lûtfen, bu iki duânın anlamını dikkatle tetkik ediniz ve ondan sonra da, sığınılan vearzulanan şeylerin önemi hususunda fikir beraberliği içinde iseniz, mutlaka hergünsabah - akşam birer kere bu iki duâyı okumaya kendinizi alıştırınız. Unutmayınız, sadeceyaptıklarınızın neticesini elde edeceksiniz; size havadan bir şeyler verecek ötede birTANRI mevcût değildir. ALLAH düzenini meydana getirmiştir, onda asla değişiklik olmaz!..

154

Okunuşu:

Allâhumme eslemtü nefsiy ileyk ve veccehtü vechiy ileyk ve fevvedtu emriy ileyk veelce’tü zahriy ileyk, rağbeten ve rehbeten ileyk, lâ melcee ve lâ mencee minke illâileyk, amentü bikitabikelleziy enzelte ve nebiyyikelleziy erselte.

Anlamı özetle şöyle:

Allâh’ım, kendimi sana teslim ettim, bilincimde yanlız sen varsın, işimi sana havaleettim, sana güvendim, seni dilerim ve senden geleceklerden korkarım, sendenbaşka sığınacak ve senden başka himaye edecek yoktur. İnzâl ettiğin kitaba vegönderdiğin Rasûlüne iman ettim.

155

Bilgi:

Berâ Bin Azib radıya’llâhu anh anlatıyor, Buharî naklediyor: Rasûlullah salla’llâhu aleyhive sellem’in gece yatağa yattığı zaman uyumadan önce okuduğu bu duâyı bize.

Böylece Allâh yönelen kişi için Rasûlullah aleyhi’s-selâm şöyle diyor:

"Bir kimse bu duâyı yapar da sonra o gece içinde ölürse, o kimse İslâm fıtratıüzerine ölümü tadmış olur".

* * *

156

157

Okunuşu:

Allâhumme ileyke eş’kû dâ’fe kuvvetiy ve kîllete hiletiy ve hevâniy alennâs; YâErhamerrahimiyn, ente Rabbül müstad’âfiyn; ente erhamu biy min entekileniy ilâaduvvin bağiydin yetecehhemuniy, ev ilâ sadıykın karîbin mellektehu emrî. İn lemtekûn gadbane aleyye, felâ ubâliy, gayre enne âfiyeteke ev seûliy. Euzü binûrivechikellezi eşrekat lehu zulûmatu ve salâha aleyhi emriddünya vel âhıreti enyenzile bi gadabüke ev yehılle aleyye sehatük; ve lekel utba hatta terda ve lâ havlevelâ kuvvete illâ bike.

Anlamı

"Allâhım, kuvvetimin yetersiz kaldığını, çaresiz olduğumu, halk nazarında hor hakîrhale düştüğümü görüyorsun. Ya erhamer rahimiyn, zayıf görülüp ezilenlerin Rabbisensin. Kötü huylu ve kötü tavırlı yabancı düşmanın eline beni terketmiyecek, hattahimayemi ellerine verdiğin akrabadan bir dosta bile beni bırakmayacak kadarRahimsin.

Allâh’ım, bana karşı gazablı değilsen; çektiğim eziyet ve belâlara hiç aldırış etmem.Ancak şu da var ki, koruma sahan bunları da çektirmeyecek kadar geniştir. Allâh’ım,gazabına maruz kalmaktan, yahud rızasızlığından, senin bütün zulmeti parıl parılaydınlatan, dünya ve âhıret hallerinin yegâne selâmete çıkartıcısı olan NUR’uVechine sığınırım. Allâh’ım rızan olasıya senden affını diliyorum. Havl ve kuvvetancak seninledir."

Bilgi:

158

Efendimiz Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem, görev alışının ilk zamanlarında, gerçeğitebliğ etmek üzere Taif şehrine gitmişti.

Taif halkına elinden geldiğince gerçekleri göstermek için gayret sarfetti. Ama onlardanaldığı cevap sadece hakaret oldu. Hatta bu kadarla da kalmayıp çoluk çocuk onuşehirden kovup, taş yağmuruna tuttular. Atılan taşlardan mübarek ayakları kan - teriçinde kalmıştı.

Nihayet akrabalarından birinin bağına ulaşarak, bu son derece insafsız saldırıdankurtulabildiler. Ama çok da gücüne gitmişti bu davranışları.

O hiç bir karşılık beklemeden, sadece gerçeği tebliğ etmek üzere onların ayaklarınagidiyor, aldığı cevap ise hakaret ve taşlanmak oluyordu!. Gayrı ihtiyari gözünden yaşlardökülerek yukarıda verdiğimiz DUA’yı yaptı.

İşte o zaman, Allâh’ın emri ile dağlara vazifeli melek huzuru Resûle gelerek, vazifeliolduğunu ve şayed isterse, iki dağı birleştirerek Taif halkını helâk edebileceğini söyledi.

Oysa Hazreti Resûl intikam peşinde bir kişilik sahibi değildi!..

-Umarım Allâh onların neslinden İslâm’a hizmet verecek imanlı bir topluluk getirir.’diye duâda bulundu. Ve Mekke’ye döndü.Cenâb-ı Hak, O’nun bu duâsını kabul etmişti.Bir süre sonra, Taifte iman nurları yayıldı ve Taif müslüman oldu!..

Büyük belâya, haksızlığa, derde, azaba düşenlerin okumasını hararetle tavsiye

159

edeceğimiz bir duâdır bu. Gece kılınan namazdan sonra, mümkünse secdede; veya beşvakit namazın farzlarının arkasından devam edilirse bu duâya, kısa zamanda selâmeteerilir inşâallah.

Okunuşu:

Allâhumme inniy euzü birızake min sehatike ve bimuafatike min ukubetike ve euzübike minke. Lâ uhsiy senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsik.

Anlamı:

"Hoşnutsuzluğundan rızana; cezalandırmandan bağışlamana; SENDEN SANASığınırım!. Senin kendine olan senân gibi senâ etmekten aczimi itiraf ederim."

Bilgi:

160

Mevcût kaynaklardan Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem efendimiz’in bu duâyı, gecenamazında, secdede yaptığını öğreniyoruz.

Bu harika bir duâdır.

Hele son iki bölüm tasavvufun hakikat ve marifeti billah mertebelerine işaret etmektedir,ehli için değerlendirilmesi zorunlu olan bir husustur. Ehli için uyarıyorum; bu hususlaraçok dikkat ederek, Efendimiz aleyhi’s-selâm’ın bize öğretmek istediğini iyi anlamalıyız.

* * *

BÜYÜK HÂCET DUASIBilgi notu: Teknik yetersizlik nedeniyle eserin aslında bulunan Arapça metin bu e-kitabakonamamıştır. (Yorumsuz)

Okunuşu:

Allâhumme ileyke eş’kû dâ’fe kuvvetiy ve kîllete hiletiy ve hevâniy alennâs; YâErhamerrahimiyn, ente Rabbül müstad’âfiyn; ente erhamu biy min entekileniy ilâaduvvin bağiydin yetecehhemuniy, ev ilâ sadıykın karîbin mellektehu emrî. İn lemtekûn gadbane aleyye, felâ ubâliy, gayre enne âfiyeteke ev seûliy. Euzü binûrivechikellezi eşrekat lehu zulûmatu ve salâha aleyhi emriddünya vel âhıreti enyenzile bi gadabüke ev yehılle aleyye sehatük; ve lekel utba hatta terda ve lâ havlevelâ kuvvete illâ bike.

161

Anlamı

"Allâhım, kuvvetimin yetersiz kaldığını, çaresiz olduğumu, halk nazarında hor hakîrhale düştüğümü görüyorsun. Ya erhamer rahimiyn, zayıf görülüp ezilenlerin Rabbisensin. Kötü huylu ve kötü tavırlı yabancı düşmanın eline beni terketmiyecek, hattahimayemi ellerine verdiğin akrabadan bir dosta bile beni bırakmayacak kadarRahimsin.

Allah’ım, bana karşı gazablı değilsen; çektiğim eziyet ve belâlara hiç aldırış etmem.Ancak şu da var ki, koruma sahan bunları da çektirmeyecek kadar geniştir. Allâh’ım,gazabına maruz kalmaktan, yahud rızasızlığından, senin bütün zulmeti parıl parılaydınlatan, dünya ve âhıret hallerinin yegâne selâmete çıkartıcısı olan NUR’uVechine sığınırım. Allâh’ım rızan olasıya senden affını diliyorum. Havl ve kuvvetancak seninledir."

Bilgi:

Efendimiz Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem, görev alışının ilk zamanlarında, gerçeğitebliğ etmek üzere Taif şehrine gitmişti.

Taif halkına elinden geldiğince gerçekleri göstermek için gayret sarfetti. Ama onlardanaldığı cevap sadece hakaret oldu. Hatta bu kadarla da kalmayıp çoluk çocuk onuşehirden kovup, taş yağmuruna tuttular. Atılan taşlardan mübarek ayakları kan - teriçinde kalmıştı.

162

Nihayet akrabalarından birinin bağına ulaşarak, bu son derece insafsız saldırıdankurtulabildiler. Ama çok da gücüne gitmişti bu davranışları.

O hiç bir karşılık beklemeden, sadece gerçeği tebliğ etmek üzere onların ayaklarınagidiyor, aldığı cevap ise hakaret ve taşlanmak oluyordu!. Gayrı ihtiyari gözünden yaşlardökülerek yukarıda verdiğimiz DUA’yı yaptı.

İşte o zaman, Allâh’ın emri ile dağlara vazifeli melek huzuru Resûle gelerek, vazifeliolduğunu ve şayed isterse, iki dağı birleştirerek Taif halkını helâk edebileceğini söyledi.

Oysa Hazreti Resûl intikam peşinde bir kişilik sahibi değildi!..

-Umarım Allah onların neslinden İslâm’a hizmet verecek imanlı bir topluluk getirir.’diye duâda bulundu. Ve Mekke’ye döndü.Cenâb-ı Hak, O’nun bu duâsını kabul etmişti.Bir süre sonra, Taifte iman nurları yayıldı ve Taif müslüman oldu!..

Büyük belâya, haksızlığa, derde, azaba düşenlerin okumasını hararetle tavsiyeedeceğimiz bir duâdır bu. Gece kılınan namazdan sonra, mümkünse secdede; veya beşvakit namazın farzlarının arkasından devam edilirse bu duâya, kısa zamanda selâmeteerilir inşâallah.

&

163

Okunuşu:

Allâhumme inniy euzü birızake min sehatike ve bimuafatike min ukubetike ve euzübike minke. Lâ uhsiy senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsik.

Anlamı:

"Hoşnutsuzluğundan rızana; cezalandırmandan bağışlamana; SENDEN SANASığınırım!. Senin kendine olan senân gibi senâ etmekten aczimi itiraf ederim."

Bilgi:

Mevcût kaynaklardan Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem efendimiz’in bu duâyı, gecenamazında, secdede yaptığını öğreniyoruz.

164

Bu harika bir duâdır.

Hele son iki bölüm tasavvufun hakikat ve marifeti billah mertebelerine işaret etmektedir,ehli için değerlendirilmesi zorunlu olan bir husustur. Ehli için uyarıyorum; bu hususlaraçok dikkat ederek, Efendimiz aleyhi’s-selâm’ın bize öğretmek istediğini iyi anlamalıyız.

* * *

RIZKIN ARTMASI BORÇLAR İÇİN DUALAR

Okunuşu:

Allâhümmekfiniy bihelâlike an haramike ve agniniy bifadlike ammen sivâk

Anlamı:

165

Allahım, haramından (beri) helal (rızık) ile bana yet (kafi gel); ve beni lutfunlagayrına muhtaç olmayacak zengin kıl.

Bilgi:

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem bu duâyı öğretirken şöyle buyurmuştur:

-Bir kimsenin dağ kadar borcu olsa, bu duâya devam etse, Cenâb-ı Hak o kulaborcunu ödettirir.’

Borç sıkıntısı içinde onlanların günde üçyüz defa bu duâya devam etmelerini önemletavsiye ederiz.

&

Okunuşu:

166

Allâhumme rahmeteke ercû, felâ tekilniy ilâ nefsiy tarfete aynin,

ve aslıhliy şa’niy küllehu, lâ ilâhe illâ ente.

Anlamı:

Allah’ım rahmetini umuyorum, beni göz kırpması kadar bile nefsime terketme,

her anımı düzelt, tanrı yok ancak sen varsın!..

Bilgi:

"Sıkıntıda, zarûrette kalan insanların devam etmesi gereken duâdır bu" buyurarakbize tavsiye eden Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem.

Sıkıntısı, derdi, borcu, sorunu olan insanlara bu duâyı tavsiye ederiz. günde hiç olmazsa40 defa devam edilebilir.

* * *

167

ÇOK FAYDALI BAZI DUALAR

Okunuşu:

Euzü bivechillâhil kerîm ve kelimâtillâhit tâmmatilletiy lâ yucaviz hünne berrün velâfâcirün min şerri mâ yenzilu mines semâi ve mâ yâ’rücü fiyha ve min şerri mâ zereefil ardı ve mâyahrücü minha ve min fitenil leyli ven nehari illâ târikan yatrukubihayrin yâ Rahman.

Anlamı:

Sığınırım Keriym Allah vechine ve O’nun kelimelerinin tamamına ki, iyi kötü hiçbir

168

şey onları tecavüz edemez... Semadan inenin ve Semaya yükselenin şerrinden,Arzda üreyenin ve Arz’dan çıkanın şerrinden, gecenin ve gündüzün fitnelerinden,hayırla olan müstesna geceleyin kapıyı çalanın şerrinden, ya RAHMAN!.

Bilgi:

"Medine’li Hacı Osman Efendi" diye bilinen "Beykoz’lu" da dedikleri bir zât vardıİstanbul’da; hayatının 50 senesi Medine’de geçmiş ve Medine kitaplıklarında okumadıkeser bırakmamış bir zât!.. Es Seyyid Mehmed Osman Akfırat.

1960 başlarında elini öptüğüm zaman o 86’sında idi, bense 18’lerde. Bana öncezahirin sonra da bâtının kapısını açan Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem’le tanıştıranzât!.. Hayatımın en önemli olaylarında manevî müdahelesini gördüğüm zât!.. Allâhindinden rahmet eylesin, indinden benim tarafından ihsanda ikrâmda bulunsunkendisine sonsuza dek!..

İşte bu Zât, Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem’in yukarıdaki duâsını bana öğretmişti.Ve çeşitli sıkıntıda olanlara karşı bu duâyı bir kağıda yazar, üzerlerinde taşımalarınıtavsiye ederdi. Elbette biz de ederiz.

Zirâ...

CİNLERİN aralarından İFRİT diye bilinen en güçlüleri, Resûli Ekrem’in Mi’râc olayındasemâya yükseldiğini haber alınca, büyük telâşa düşüyorlar. "Şayet Muhammedsemâları tanır, Allâh’la biraraya gelirse, artık önüne geçilemez olur" diyerek bütün

169

güçleri ile Rasûlullah aleyhi’s-selâm’ın üzerlerine saldırıyorlar.

İşte o zaman Cebrâil aleyhi’s-selâm Efendimize bu duâyı vahyederek korunmasınıöğretiyor. Bu duâyı okuyunca da Rasûlullah aleyhi’s-selâm, hepsi yanıyorlar!..

İşte böyle bir olay vesilesiyle öğrenilen duâyı artık nasıl istersek öylece değerlendirelim.

Okunuşu:

Yâ Hayyu Yâ Kayyum Yâ Zel Celâli vel İkrâm es’eluke en tuhyi kalbiy binuri mâ’rifetike ebeden Yâ Allâh Yâ Allâh Yâ Allâh Yâ Bedî’es semâvâti vel ard.

Anlamı:

Mutlak diri ve kendisiyle kâim yüce Zâtıyla ikrâm edici Dilerim senden ebeden

170

marifet nuriyle kalbimi diriltmeni Yâ Allah Ey gökleri ve yeri bir örneği olmaksızınmeydana getiren.

Bilgi:

Sabah namazının farzını kılmadan önce kırk defa okuyup buna kırk gün devam edenler,faydasını derhal kendilerinde farketmeye başlarlar.

Kalbin marifet nuriyle diriltilmesi demek şudur. İslâm terminolojisinde "şûur" ya dabugünkü deyimiyle "bilinç", "kalp" kelimesiyle, "gönül" kelimesiyle tanımlanır. Bilincindirilmesi ise ancak marifet nuriyle mümkündür. "Mârifet nuru" nedir?..

İnsan, "iman nuru" ile bilincin sınırlarını aşar, "mârifet nuru" ile de bilincin sınırlarıdışında yeralan gerçekleri değerlendirebilecek kapasiteyi elde eder!..

Allah tüm yaşamımız boyunca, kesintisiz olarak, bir an bile "iman nuru"ndan ve"mârifet nuru"ndan mahrûm bırakmasın.

Zirâ, "iman nuru"ndan mahrûm olan bloke olmuş bir bilinçle "kör" yaşar; ve "mârifetnuru"ndan mahrûm olan da, bilincinin sınırları ötesindeki gerçekleri asla düşünemez vedeğerlendiremez.Bu yüzdendir ki, her vesile ile Allâh’tan "iman nuru" ve "mârifet nuru"istemeliyiz; ve bunun sonsuza dek kesintisiz bir şekilde bağışlanmasını niyâz etmeliyiz.

171

Okunuşu:

Rabbiy inniy mağlubun fantasır, vecbür kalbil münkesir, vec’mâ şemlil müddesir,inneke enter rahmanül muktedir; ikfiniy yâ Kâfi fe enel abdul muftekir ve kefâbillahil veliyyen ve kefâ billahil nasıyra; inneş şirke lezûlmün azîm. Ve mallâhuyuriydu zulmen lil ibad. Fekutia dabirul kavmilleziyne zalemu, velhamdulillahi rabbilalemiyn.

Anlamı:

Rabbim, yenildim; behemehal yardım et-nusretinle muzaffer eyle. Kırılmış kalbimi

172

birleştir-bütünleştir-tekleştir. Parçalanan birliğimi cem eyle. Zira sen, evet Senkesinlikle Muktedir Rahman’sın. Bana yet, ey Kafiy. Zira ben Senin hiçbir şeyiolmayan kulunum. Veliy olarak Allah yeter, Nasıyr olarak Allah yeter. Kesinlikle şirkAzıym bir zulümdür; ve Allah, kulları için zulüm dilemez. Zulmeden topluluğun arkasıkesilmiştir; alemlerin Rabbı olan Allah’a HAMD olsun.

Bilgi:

Gavs-ı A’zâm Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin öğretmiş olduğu bu duâyı teberrükenhazırlamış olduğumuz bu kitaba ekliyoruz.

Her devirde başı sıkışanların ruhanîyetinden meded umdukları Gavs-ı A’zâm AbdülkâdirGeylânî’nin, bütün başı dertte olanlara çok faydalı bir tavsiyesidir bu duâ. Sabah akşamyedişer kere okunması kifayet eder. İnşâallah bu duâdan istifâde edenlerden oluruz.

VEDA

Programımızda olmadığı halde, çok değerli bazı yakın dostlarımızın ısrarları üzerine,onbeş gün evvel başladığımız bu kitapta da Allâh bizi mahcûb etmedi ve lûtfu inâyeti iletamamlamayı nasib etti.

DUA VE ZİKİR’in ne olduğunu; önemini, ihmâl edenlerin neler kaybedeceğini;değerlendirenlerin neler kazanacağını, yarının neslinin anlıyacağı bir biçimde ancak senyazabilirsin; diye ısrar eden bu dostları kırmak asla mümkün olamazdı. Lûtfu ve keremisonsuz Allâh’a sığınıp daktiloyu aldık önümüze ve başladık.

173

Şayet başarabildiysek DUA ve ZİKİR’in ne olduğunu, neden olduğunu ve nasıl olmasıgerektiğini açıklamayı; bu sadece Allâh istediği ve muvaffak kıldığı; insanların bu bilgilereulaşmasını murad ettiği içindir!..

Başarılı olamadıysak, kusur elbette bizim yetersizliğimizdendir. İyi niyetimiz gözönünealınarak, kusurlarımız bağışlana!..

Arş’ın ve Alemlerin Azîm ve Kerîm Rabbı olan Allâh’tan niyâz ederim ki. HabibiMuhammed Mustafa aleyhi’s-selâm hürmetine, bu ilmin yazılmasına vesile olanfakîre, okuyana, okunmasına vesile olanlara indinden rahmet ihsan eyleye, "imanve mârifet nuru" bağışlaya, sadık yakîne erdire, her türlü tefrika ve nifaktanmuhafaza eyleye!.. İlmince Rasûlüne salât ve selâm eyleye bizim tarafımızdan.

Allah cümlemize bu kitabı değerlendirenlerden olmayı nâsib etsin!..

Amin... Amin... Amin...

AHMED HULÛSİ22 Eylül 1991

ANTALYA

* * *

Yayın Listemiz >>> Sayfa 175

174

Yayın ListemizAşağıdaki e-Kitap ve programlar sizin için hazırlanmıştır.

www.yorumsuz.net.tc adresindenÜcretsiz indirebilirsiniz !.

www.yorumsuz.net.tc

• Fîhi Mâ-Fîh -2-

• Dua ve Zikir -1-

• Fîhi Mâ-Fîh -1-

• Cinlerin Deşifresi

• Gizli Gülşen -2-

• O’ndan İşaretler

• Ölümden Sonra Yaşam

• Tam 12’den Vuran Sözler

• Düşmanın Kardeşin Değildir

• Yeni Keşifler -3-

175

• Altın Tavsiyeler -2-

• Altın Tavsiyeler -1-

• Tayy-i Mekân (Mekan Değiştirme)

• Hayat Ağacı (Kundalini)

• Etkili Sözler 5 / Mesnevi Bahçesi

• Metafizik Kaynaklara göre 3. Dünya Savaşı

• İbret

• Beyin Fırtınası -Online Sohbetler

• Enneagram /Materyalist mistisizm akımı

• Benim Adım CENİN -2-

• Benim Adım CENİN -1-

• Meşhurların Rüyaları- Kapıları Aralayan Şifre

• Orta Dünya’nın İşgali

• Muhyiddin-i Arabi-Risalelerden Alıntılar

• Ortadoğu - Vaat Edilmiş Topraklar

• Kuantum Düşüncede İslami Motifler

• Terör Tekeli A.B.D.

• İnsan ve Din -2-

• İnsan ve Din -1-

• Amerika ’nın Matruşkası

176

• Aşk Penceresinden Asr-ı Saadet

• Dünyayı Yöneten gizli Örgütler

• Okunası, Çok Önemli Konular

• Cuma Notları -2-

• Avrupa Birliğine NEDEN HAYIR !

• Kur’anla Kucaklaşmak

• Psikolojik Harekât

• “B” SIRRINA ERMEK

• Gerçeğin Öğretisi/TASAVVUF

• Oruç’un Sırları

• Türkiye ya “Büyük Türkiye” olacak ya da “Yok” Olacak !

• Yeni Keşifler -2-

• İstihbarat

• Bilinç Ötesi Boyut RÜYALAR

• Parapsikoloji ve Parapsikolojik Harp

• Kıyamet Halleri

• CFR ve Yeni Dünya Düzeni

• Yorumsuz Seyir

• Yeni Büyük Oyun / Yeni Soğuk Savaş

• İnternette Tıp Haberleri -1-

177

• Yeni Keşifler -1-

• Ölüm Terapisi

• Ölmeden evvel Ölmek

• Cemil Meriç Anısına

• Vatikan’ın Gizli yüzü

• İz Bırakanlar

• Sonsuz Boyuta Açılmak – Zikir

• Bilinmeyen Vatikan II

• Cuma Notları I

• Bilinmeyen Vatikan I

• Tapınak Şövalyeleri - Gizli Dünya Devleti

• Günün Yorumu

• Allah’ı Bilmek

• Tsunami Altındaki gerçekler -H. A. A. R. P

• Sorgulayan Beyinlerin Kendine Soruları

• Allah indinde DİN 2. Bölüm

• Avrupa Birliği’nin Türkiye Politikaları

• Allah indinde DİN 1. Bölüm

• Mir’at ül İrfan (İrfan Aynası)

• G. O. P ya da HAÇLILAR MI?

178

• AVRUPA BİRLİĞİ VE CHRISTENDOME KAVRAMI

• MARDUK ya da KAOS

• [Astroloji-Program] Astro Yükselen

• GİZ’li Gülşen 1

• Depresyon

• Psikospritüel Kriz

• [Astroloji-Program] Yıldızlar Altında

• Aynadaki Evren

• Din’i Anlamada Reform

• Tao ’cu Uygulamanın Temelleri (Kültür Serisi-1)

• En Büyük Sır- İlluminati Şeytani Bilinci

• MARDUK ‘Yakın Gelecek ‘ mi?

• Metafizik Mucizeler ya da Yanılgılar

• Kur’an-ı Kerim Meali (Microsoft Reader formatında)

• Hz. İbrahim’in Mirası Hz. Musa’nın Asa’sı ve KUNDALİNİ

• Dik Bahçene Solayım!

• Uzaylılar

• Düşünen Beyinlere Hiç Okunmamış Yazılar II

• Sonsuzluğu kucaklamış aşkın sembolü Hallac-ı Mansur

• Din, Maneviyat, Psikoloji, Psikiatri

179

• İbn Arabi ile ilgili araştırma Serüvenim

• Evrenin Sırları

• Etkili Sözler III

• Beynimizi Kim Kullanıyor ?

• Yorumsuz Katalog (Güncellendi)

• Zamansızlık (timelessness)

• Hangi Evreni Algılamaktayız?

• Gönül Uyandırma

• Kıyametin Deşifresi

• Yorumsuz Katalog

• Çağdaş Bakışla Allah

• Taş’taki Güç... Mutluluğunuz için...

• Etkili Sözler II

• Çağdaş Bakışla Cennet, Cehennem

• Rüya Yorumu

• Kader Gerçeği

• Evrensel Sırlar

• Rüyanın Dışındaki Rüya

• [Astroloji-Program] Canopus

• Düşünen Beyinlere Hiç Okunmamış Yazılar

180

• Holografik Beyin ve Evren

• Mesajlar I

• Uzaylıların İçyüzü

• Tanrı yok Allah var

• Reenkarnasyon Aldatmacası

• Astroloji-Yeni Millennium’un Popüler Bilimi

• [Astroloji-Program] Planetium

• Modern Bilim ZİKİR’i Keşfetti

• Etkili Sözler I

• Yıldızların Altında

• Çağdaş Bakışla Din

• [Astroloji-Program] PopHR

www.yorumsuz.net.tc

181