feuerbach_makaleleri

Upload: felsefe-kuetuephanesi

Post on 06-Apr-2018

215 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    1/68

    Ara 1N

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    2/68

    i

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    3/68

    begelci felsefenin ele,tirisi (1839)

    Spekulatif Alman felsefesi peygarnber Suleyrnan'm bilgeliginedogrudan bir karsithk olusturur. Biri gunesin altmda yeni hicbir ~eybulamazken, oteki, sadece yeniyi gorur; Dogu bilgeligi birlik ugrunafarkm degerini dusururken, spekulatif Ban felsefesi fark yuzundenbirligi unutur; biri ebedi tekdilzelik karsismdaki kayusizliguu sacmah-gm duygusuzluguna kadar vardmrken, oteki farkhliklar ve cesitlil ik-ler karsismdaki duyarhhgnu imaginatio luxurians'a kadar cikanr.Spekulatif Alman felsefesi dedigim zarnan, ozellikle gunumuzde ege-men olan Hegelci felsefeyi kastediyorum. Cunku Schellingci felsefeaslmda egzotik bir bitkiydi, Cermen topragmdaeski Dogu ozdesligiy-di. Schelling' in Dogu cizgileri tasiyan ogretisi, bu okulun onemli birozelligidir; Hegelci felsefenin ve okulun, Batt ozellikleri gostermesi,Dogu'yu kucuk gormesi de bu felsefenin ozgul bir belirtisidir. Ozdes-lik-felsefesi oryantalizmi karsismda Hegel'in, karakteristik ogesi, ay-nm (Differenz) ogesidir . Doga felsefesi, bilindigi uzere aralanndaasefallerle kanndanbacakhlann da bulundugu zoofitler (bitkisel hay-van) ve yumuqakcalann gucunu asacak ilrilnler veremernistir; Hegel

    1

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    4/68

    bizi daha yuksek bir asarnaya, en ytiksek asamasi bocekler olan Arti-culata (eklemliler) sirufma getirmistir, Hegel'in Geist'r (Tin) manhk-sal, belirli , adeta entomolojik (bocekbilimci) bir Geist 't ir: Yani, gozecarpan bircok organa derin girinti ve cikmnlara sahip bir bedende ken-dine uygun bir yer bulan bir Geist'nr. Bu Geist, ozellikle kendini, He-gel' in tarih anlayisinda ve tar ihi ele ahsmda belli etmektedir. Hegeldinlerin, felsefelerin, r;aglann ve halklann goze carpan aynmlanm sa-dece saptarnakta ve betimlemektedir, hem de salt yukselen bir asama-lar silsilesi icinde: musterek - olan, benzer - olan, ozdes - olan tama-men geri planda kalmaktadir. Gorus ve yontemin bicimi bile yalrnzcadista birakan (exklusiv) zamandir, ama hosgoren uzam degildir; siste-nn sauece altassrahhgi (subordination) ve arasrzhgt (sukzession) ta-rur, b; i!da~ma (koordination) ve birlikte varolustan (koexistenz) habe-ri yoktur, Gelisimin son asarnasr da oteki asamalan icerenbiitiinliiktUr her zaman; ama bu butunlugun kendisi de belirli bir za- .mansal varolus oldugu ve bu nedenle bir 6zgilllUk niteligi taldlglicin, oteki varolus bicimlerini, onlann bagimsiz yasamlanm istismaretmeden ve boylece salt kendi ozgurlukleri icinde sahip olduklan iti-barlanru ellerinden almadan, iceremez. Hegelci yontem, dogarun gidi-sanm izlemekle ovunmektedir. Kuskusuz dogaya oykunrnektedir; amaozgun yasamm kopyasi eksiktir onda. Doga, insanlan hayvanlannefendisi :yapml~tlr elbette, ama onlan zaptetmek icin insanlara sadeceel degil, hayvanlara hayran olmalan icin goz ve kulak da vermistir,Hayvanlann, ellerinden acimasizca ahnan bagrmsizhklanm, rnerha-metli kulaklar ve gozler tekrar geri vermektedir kendilerine, Zanaannbencilligince hayvanlara vurulan baglan, sanat sevgisi r;ozmektedir.Ressam, seyisin kaba etleri tarafmdan ezilen an bir sanat konusu yap-makta ve dogabilim, kurkunu koketligin siis esyalanndan biri halinegetirmek uzere avcimn oldiirdiigii samuru, kendi biitiinliigti icinde ta-rurnak icin, hayatta tutmaktadrr. Doga, zamamn rnonarsik egilimiyleuzarnm liberalizmini her zaman birlestirir. Gerci cicek yapragr yadsrr;ama cicek yapraksiz bir dalda ar;mlolsaydi, 0zaman bitki rnilkernrnelmi olacakti? Gercekten de kimi bitkiler, turn guclerini r;ir;eklerinin ac-masina harcayabilmek icin, yapraklanm dokerler; buna karr.hk bazibitkilerde yaprak r;ir;ekten ya daha sonra ya da onunla ayru zarnanda

    8

    belirmektedir; bu durum, bitkinin butunlugune hem yapragm hem der;ir;egin ait oldugunu karutlar. lnsanelbette ki hayvarnn tahakkuku, re-alitesidir; ancak hayvanlar bagimsrz olarak varolmasaydrlar, doga ya-sarru, hatta insan yasarm mukemmel bir yasam olur muydu? lnsarunhayvanlarla iliskisi sadece despotcasma bir iliski midir? Terkedilrnisve toplum disma anlrms kisiler, soydaslanrun iyllikbilmezligini, entri-kalanm ve ihanetlerini hayvanlann sadakatiyle telafi etmemekte mi-dirler? Kmk bir kalp icin hayvarun barrsnran bir sagaltict giicii yokmudur? Hayvan kult'unun temelinde yararh, akla yatkm bir amac yat-mamakta rrudir? Bu kiiIt bize, sadece baska tlirden bir putperestligediitiigiimiiz icin gulunc gelmemekte midir? Fabl 'larda hayvanlar ~o-cuklann yuregine seslenmemekte midirler? Bir zamanlar dikkafah birpeygamberin gozunu bile bir esek acrnarms rruydr?Dogadaki gelisirn asarnalan bu yuzden yalruzca tarihsel bir anla-rna sahip degildir; gerci bu asamalar momentlerdir. ama dogamn za-mandas butunlugunun momentIeridir, yoksa kendisi yine evrenin birmomerui, dogarun biitiinIiigii olan ozel, bireysel bir btiti inliik degil.Gorii~ blcimi, daha once de degindigimiz gibi, sadece zaman olan,uzarru drslayan Hegelci felsefede ise bu durum farklidrr. Burada varo-lusun ozel tarihsel bir gorunusunun butunlugu, mutlakltgi yiiklem()!:;,ak one surulmektedir; boylece baglmslz varoluslar olarak gelisirnasamalan sadece tarihsel bir anlama sahip olrnakta, varhklanru mut-lak asama icinde salt golgeler, momentler, cuz! damlalar halinde sur-diirmektedirler. Ornegin Hiristiyanhk, tarihsel dogmatik gelisimiicinde, mutlak din olarak belirIenmekte ve bu maksatla Hiristiyanlt-gm sadece oteki dinlerle olan aynrru one ~lkanlmaktadlr; ote yandanmusterek olan, yani tum dinler in temelinde biricik mutIak olarak ya-tan dinin dogasl gozardi edilmektedir. Felsefede de durum aymdir.Hegelci felsefe, Hegelci diyorurn, yani vasiflan hakkmda kararvermeyi simdilik bir yana biraktigumz icerigi dismda. yine de belirli ,ozel, ampirik bir ~ekilde varolan bu felsefe, Hegel' in kendisi tarafin-dan olmasa dahi, ogrencileri tarafmdan, en azindan bagnaz ogrencileritaraftndan ogretisiyle uyum icinde ve rsrarla mutlak felsefe diye, yanifelsefenin kendisi diye belirlenrnis ve hukme baglanrrusnr. Kisa suresonra bir Hegelci, usuliine uygun ve kendi tarzmda olmak iizere, He-

    9

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    5/68

    gelci felsefenin, felsefe dfi~iincesinin mutIak gerl;ekligi oldugunuaynnnlanyla kamtlamaya cahsrmsnr,

    Bu Hegelci 0 denli uzgoruslu olmasina karsm, u soruyu kendikendine sonnamakla hie de elestirel bir tarzda davranrnamaktadir:

    Tilriin tek bir bireyde, sanatm tek bir sanatcida, felsefenin tek birfelsefede mutlak olarak tahakkuk etmesi miimkfin mildilr?

    Ve bu sorun gercekten temel bir sorundur; cunku bu ki~inin Mesiholdugunu iddia eden tum karutlann, eger herhangi bir Mesih'in goru-necegine, gorunmek zorunda olduguna, gorunebilecegine inanrmyor-sam bana ne yaran olacaktir? Bu sorunun ortaya anlmadigr yerlerde,estetiksel ya da spektilatif bir Dalay-Lama'nm, estetiksel ya da speku-latif bir tozdonusumu'nun (transsubstantiation), estetiksel ya da speku-latif bir Kiyamet Gunu'nun bulunmasi gerektigi ve gercekten bulundu-gu sessizce varsayilrnaktadir. Ne ki, bu varsayim akilla celiskiyeduser, Goethe, "dogayr yalmzca tum insanltk tarnr, kavrar, sadece turninsanltk insana ozgti olam yasar" diyor (Schiller' le Yazisrnalar, C. IV,s. 469). Ne kadar anlamh =-dahast-c- ne kadar dogrul Yalrnz sevgi,. takdir, hiirmet, krsacasi derin ve gti~1tiduygu bireyi tilr haline getirir;birinin giizelligi ve hanrsinashgi karsismda duygulanarak. "gilzellijiin,sevginin, iyiligin ta kendisi'' demez miyiz kendisine? Ama Suley-rnan'm "gunesin altinda yeni bir ey yok"unu unutmayan akrl, turunbelirIi bir bireyde edimsel, mutlak tecessumunu (inkamation) tarurna-maktadir. Gerci zihin, "tur olarak var olan tiir" bilincidir; ama birey,zihnin orgarn bas, ne denli evrensel olursa olsun, her zaman, ister sivriya da yassr, ince ya da kaba, ister uzun ya da kisa, kemerli ya da duzolsun, belirfi bir burun tarafmdan nitelenmektedir. Bir kez olsun uzamve zamana giren bir sey, uzam ve zamanm yasalarma boyun egmekzorundadir. Smirlann tannsi dunyanm girisinde bekci durmaktadir.Iceri girisin kosulu kanaat etmektir, yetinmektir. Gerceklesen seyler,sadece belli bir sey olarak gerceklesirler.

    Tunin turn kapsarmyla tek bir bireyde tecessurnu mutlak bir muci-ze, gercekligin turn yasa ve ilkelerinin zorla ortadan kaldinlmasr olur-du; Gercek anlamda diinyamn sonu olurdu.

    Havariler ve ilk Htristiyanlarda dunyanm sonunun yakmhgina du-yulan inancin bu yilzden tecessum inanciyla \r)k yakm bir iliski icinde

    10

    oldugu anlasilmaktadir,Tannnm belli bir zamanda ve bicim alnnda gorunmesiyle birlikte,ashnda zaman ve uzam kendi kendini ortadan kaldirmaktadrr ve bunedenle dunyanm gerl;ek sonundan baskasuu beklemek gereksizdir,Arttk tarihi dusunmek mumkun degildir: 0, abes ve anlamsiz bir halegelmist ir; tecessiim ve tarih kesinlikle uyusmamaktadirlar ; tann-run tarihe girdigi yerde, tarih tarih olmaktan cikar. Ancak tarih eskisigibi kendi yolunu izlerse, 0 zaman tecessiim teorisi tarih tarafmdan~ilrutiiliir. Baskalart icin daha soma sadece bir haber, bir oyku ve boy-lelikle tasanmlarla amlann konusu haline gelecek olan tannrun gorun-mesi, tannsalhk ozelligini yitirmistir , daha sonraki gUnler icin sadecedogal yoldan \ogalarak mucizevi ve olagandisr olaylar mertebesin-den tarihin oteki, uysal fenomenlerinin sirasma girmistir. Bir mucize,bir milkemmeIliyet , oyku konusu haline geldigi an, arnk mucize 01 -maktan I;lkml~hr. Bu nedenle, zaman tum gizleri ele verir, diye bosu-na soylenrnemistir. Eger bu yuzden tarihsel bir fenomen, gercek birfenomen, tannnm tecessumu haline gelseydi, 0 zaman bu fenomenin-sadece bu etkisi onun karun olurdu-, npki gunesin yildizlan, gun1lgmm gecemizi aydmlatan isrklan sondurmesi gibi, tarihin turn isrk-lanm, ozellikle kilisenin 1~lklanm sondurrnesi, turn yeryUzilnil buyule-yici goksel 1lglyla aydmlatmasr, her \agda butun insanlar icin mut-lak, her yerde hazrr ve nazir, dolaysrz bir fenomen olmasi gerekirdi.

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    6/68

    dimizin, gunurnuzun felsefesi sayabileeek miyiz? Insanlar ve caglargecip gittiklerine, geleeek kusaklar oncullerinin biraktigr mirasla de-gil, kendi kazandiklan servetle yasamak istediklerine gore, felsefelernicin gecip gitmesinler? Bir zamanlar Orta'fag Aristoteles'ini bir rnec-buriyet, bir yuk olarak goren reformcular gibi, biz de Hegelci felsefeyiayru ~ekilde gormeyecek miyiz? Eski ile yeni felsefe arasmda nakle-dildigi icin ozgur olmayan ile kendil iginden kazaruldrgi icin ozgurolan felsefe arasmda kacmilmaz bir karsithk olusrnayacak mr, Hegelcifelsefe dusuncenin mutlak gercekligi mertebesini terkederek, belirli veozel bir gerceklik olarak siralamadaki iddiasiz yerini almayacak nu?Zamarun zorunlu, kacuulrnaz etkilerini akrl vasitasiyla oncelemek, so-runun dogasmdan hareketle bir zamanlar zamamn dogasmdan kendikendine meydana crkanlan onceden anlayip, kavramak makul degilmidir, dusunen insanlann gorevi ve sorunu degil midir?

    Oyleyse biz simdi zamaru akilla oncelerneye ve Hegelci felsefeningercekten belirli, ozgul bir felsefe oldugunu kanit lamaya cahsahrn.Hegelci felsefe, her ne kadar titiz bilimselligi, evrenselligi ve tarnsrnagoturmez ~iliince zenginligiyle onceki tum felsefelerden aynhyorsada, bunu karutlamak zor olmayacaktir. Hegelci felsefe, baska caglardaoldugu gibi, insanhk belirli bir dusunsel asamadayken meydana cikn;bu cagda belli bir felsefe zaten meveuttu; Hegelei felsefe bu mevcutfelsefeyi temel aldi, ona baglandr; demek ki kendisinin de belli ve bunedenle sonlu bir karaktere sahip olmasi zorunludur. Her felsefe, ~agl-run belirli bir fenomeni olarak, ise bir varsayimla baslar. Hegelci fel-sefe varsayimsiz gibi goninmektedir; aneak onceki sistemlere dayana-rak 0 cia kendine bir varsayim bulmustur, yani, mutlak sacmaligadusmeden kimsenin yadsiyamayacagi zorunlu, makul varsayimlar-.dan farkh olarak tikel, kendinde rastlantisal bir varsayun. Yoksa He-gelci felsefe bir varsayimla baslarnamakta mrdir? "Hayir! 0 ise kan-srksiz varhkla baslamaktadir; ozel bir baslangicla degil, katisrksiz birbelirsiz-olanla, baslangicm kendisiyle baslamaktadir." Oyle mi? Felse-fenin bir baslangic yapmak zorunda olmasi bir varsayirn degil de ne-dir? "Bunda anlasilmayacak bir sey yok, her ~eyin ve felsefenin de birbaslangrcirnn olmasi dogaldir." Kuskusuz; ama bu baslangic rastlanti-sal, onernsiz bir baslangic rrudtr, buna karsihk felsefeninki ozel bir

    12

    oneme, kendinde ya da bilimsel bir ilk'in onemine mi sahiptir? Hemenunu soruyorum: Neden boyle bir baslangrc yapilrnahdrr? Baslangickavrarm artik elestirinin nesnesi olmaktan cikmarms rmdir, bu kavramtamamen hakiki ve genelgecerli degil midir? Baslangic sozcilgilndeneden baslangic kavrarmrn terkedemeyeyim, neden dogrudan dogruyagerlfek-olanl temel almayayim? Hegel ise varhkla baslamaktadrr, yanivarhk kavramiyla ya da soyut varlikla. Ben ise nicin varhgm kendisiy-le, yani gercek varlikla balayamayaYlm? Varhk, npki manngm nes-nesi oldugu zamanki gibi, iizerinde diitintildtigti surece beni yine aklageri getireceginden, niye akh baslangic almayayim? Bunu yaptigimzaman, ise varsayrrnla rru bashyorum? Hayir! Akhn karsismda kuskuduyamam; kararsizhgmu, soyutlamarm akilsizca diye acrklamadankendimi ondan yahtlayamam. Ama, hicbir eye aldins etmeden, birbaslangic sorunuyla, dogrudan dogruya gercek varlikla ya da akil lafelsefe yapmaya baslayarak bir varsayimda bulundugum da bilinrneli-dir. Ne beis? Varsayimmun sadece bicirnsel, goruntlrde bir varsayunoldugunu, gercekte ise bir varsayim olmadigmr daha sonra kamtlaya-maz rmyrm? Dililncelerimi yazlya dokerken, herhalde ilk kez 0 andabaslarmyorum dusunmeye. Bunun sonuclanru, encarmru onceden bili-yorum. Varsayumrmn kendi kendini hakh Iflkaracagml bildigim icin,bazi eyler ongortiyorum sadece.Hegelci felsefenin kendisine mantikta sectigi baslangic, genel,mutlak zorunlu bir baslangic midir? 0 daha cok, belirli, Hegel oncesifelsefe acismdan belirli bir baslangic degil midir? Ve gnoseolojiyebaglanrnamakta rmdrr? Bu baslangic, felsefenin ilgi alarurun sadeeesistematik, bicimsel ve iceriksiz oldugu gorti acisma, felsefenin ilk il-kesine iliskin eski bir soruya, bi limsel i lk nedir, ilk sorun nedir, soru-suna bagh degil midir? Bu baglam, Hegel'in yonteminin -elbette birbicim aynrmna donusen icerigin aynrm bir yana brrakrhrsa=- onemlinoktalarda ya da en azindan gene Ide Fichte'nin yontemi olmasiylakamtlanmarms rrudir? Gnoseolojinin izledigi yol, once bizim icin,soma kendisi ilOinolan ve sonucta baslangica donen bir yol degil mi-dir? Yani bilimin izledigi yol bir daire degil midir? (Bkz. Gnoseoloji-nin Temelleri, II. Basrm, s. 291-301; Gnoseolojinin OzgiinltigilntinAnahatlan, II . Basim, s. 4; Gnoseoloji Kavrarm Uzerine, II. Basirn, s.

    13

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    7/68

    35-36; Schelling'in Transendental ldealizm Sistemi, orne gin s. 186-190) Ancak bicirnsel dairevi hareket, felsefenin bilimsel sekilde be-tlmlenislnln, yonterninin, felsefenin oztl yerine gectig], saytldrgi yer-de, sisternin (burada en dar anlarrunda) olmadigr, felsefenin olmadigtyerde bir gereksinim ya da zorunlu bir akibet haline gelrrrernekte rni-dir? Ctinku sistem, diimdiiz sonsuza kadar uzanmayip, sonucta baslan-grcma donen, icine kapah bir dairedir sadece. Hegelci felsefe, bugiinekadarki sistemlerin gercekten en miikemmelidir. Hegel, Fichte'nin is-teyip de basaramadrguu basarrmsnr, ~iinkii Fichte baslangica ozdes birsonia degil, bir gereklilikte bitirmektedir sistemini. Ancak sistematikdusunme yine de kendinde dusunme, astl dusunme degil, sadecekendini betimleyen dusunmedir. Dusuncelerimi betimlerken, onlanzarnana aktanyorum; bendeki, kafamdaki bit arada, ayru zamandaolan, arastzhgi asan anlayis, simdi ardrsirali hale gelmektedir. Betim-lenecek olam varolmayan diye goruyor, gozumun onunde belirmesineizin vermiyorum, betimleyisten onceki seyden soyutluyorum. Bu ne-denle baslangic olarak sectigim sey, once tamamen bir belirsiz-olandir; onun hakkmda henuz bir ey bilmiyorum -betimleyen bilgi-nin once bir bilgi haline gelmesi gerekir. Bu yiizden ise sadece baslan-gl~ kavramiyla baslayabilirim; ~iinkii hangi konuyu secersem sece-yim, baslangicta, bu, hep bir baslangic niteligine sahiptir. Bu alandaHegel, Ben'i one ~Ikaran Fichte'den daha tutarh, daha bilimseldir. Neki, baslangic artrk bir belirsiz-olan oldugundan, devam da bir belirle-me anlarm tasir. Baslangic olarak aldrgun ey ancak betirnleyis siireciicinde belirlenir, meydana cikar, Bu nedenle devam, bir geri donustur~lkl noktast aldigun yere tekrar geri donerim=-, geri donuste dii-suncenin arasrzhguu, zamanlastmhsrm tekrar iptal ederim: Kaybo-Ian ozdeslig] yeniden kuranm. Ancak geri geldigim ilk, artik baslan-grctaki, belirsiz, karutlanrnarrus ilk degil, tersine arach ve bu nedenleaym olmayan ya da, eger ayru da olsa, artik aym bicimde olmayan birilktir. Bu surec simdi elbette temellendirilmis, zorunlu bir surectir, an-cak beliren, kendini betimleyen dusunce ile kendinde dusunce, yaniicsel dusunce arasmdaki iliskiye dayanmaktadir yine de. Bu boyle ta-sarlanmaktadtr. Hegel'in Mannk'uu bastan sona okudugum zaman, so-nunda tekrar baslangica donerim. Idea dusuncesi ya da mutlak idea, OZ

    14

    ideasml, varhk ideasuu icermektedir . Bu durumda varhk ve oziln ide-a'run momentleri oldugunu ya da mutlak idea'nm nuve halinde man-nk oldugunu bilirim. Sonunda tekrar baslangica doner im ama umutederim ki zarnansal olarak degil, Mannk'i tekrar bastan baslayarakokumak icin degil -yoksa ikinci, ii~iincii ve bircok kez ayru yolu iz-lernek, omrilm boyunca Hegel'in Mannk'i icinde donup durmak zo-runda kahrdtm-e-, tersine mutiak idea ile birlikte ii~ ciltlik Mantik'tkapatmrn, ~iinkii Mantik'ta artrk nelerin bulundugunu bilirim. Zaman-sal aracihk siirecini bilgilerimin arasmda saklar, alikorum; mutlak ide-a'yi bir buttin olarak hilirim ve siire~lerini bicimsel olarak tekrar can-landirmak icin elbette zamana ihtiyacnn vardir; arna bu arasizhgm hieonemi yoktur burada. O ~ ciltlik Mantik, yani betimlenen mantik buyiizden kendinde arnac degildir; aksi taktirde hayatta Mantik't hiedurmadan okumak ya da bir dua gibi ezberlemekten baska bir amacimolmazdi, Mutlak idea kendi aracihk siirecini geri almakta, iptal etmek-tedir, bu sureci kapsamma almakta, kendini ilk ve son diye, tek veher sey diye gostererek betimlemenin ger~ekligini ortadan kaldirmak-tadir ve bu nedenle ben de Mannk'm sayafalanm kapatmm, bu kap-lamh (extensiv) varolusu tek bir dusuncede toplanrn. Bu yiizden Man-uk bizikendimize, icsel bilgi edimine geri getirir; arach, betimleyenbilgi, aracstz bilgi haline gelir; ancak Jacobi'nin oznel anlamdakiaracsrzi gibi degil, ~iirtkii bu anlamda aracsiz bir bilgi yoktur. Benbaska bir aracsizhgi kastediyorum.Dusunme, ozdevim oldugu surece, aracsiz bir eylemdir. Baskasibenim icin diiiinebilir; bir diiiincenin dogrulugundan sadece ken dimemin olurum. Platon, anlayissiz bir kisi icm yok sayihr, .bir anlarn tasi-maz; diiiincelerini sozleriyle birletiremeyenler icin bos bir kagu par-~asldlr. Yazih Platon benim icin sadece aracnr; her eyin bagh oldu-gu, dayandigi ilk, apriori, ternel olan ise anlaknr. Anlayiskazandlrmak felsefenin ii degildir, ~iinkti 0 bunu varsaymaktadir:felsefe yalmzca anlayisuru belirler. Belirli bir felsefe aracihgiyla kav-ramlann iiretilmesi, reel degil, salt bicimsel bir iiretrnedir; hicten ya-ratrna degil, icimdeki heniiz belirsiz olan, ama her cesit belirlemeyeyatkm dusunsel malzemenin gelismesidir sadece. Filozof yalmzca, ne-yi bilebilecegimi bilinc diizeyine cikanr, dusilnsel melekernle bag ku-

    15

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    8/68

    rar. Bu nedenle felsefe, ister sozltl ister yazih olsun, bitiminde dogru-dan dogruya kendi kaynagma geri doner; felsefe suf konusmak icindegil -Iafazanhgl sevmeyisinin nedeni budur-, tersine konusma-mak, dusunmek icin konusur; strf kamtlamak icin degil-sofist~i ta-sirn kurammdan nefret edisinin nedeni budur-, tersine neyi kamth-yorsa, bunun her karntlama i1kesinde, anlakta mutIaka boyleoldugunu, bunun yasal bir dusunce, yani her dusunen kisiye bir aniakyasasi ifade eden bir diiiince oldugunu gostermek icin karutlar. Ka-rutlarna, soytedlgtmln dogru oldugunu gostermekten, dusuncenin disavurumunu dusuncenin ilk kaynagma geri almaktan baska bir ey de-gildir. Bu nedenle kamtlamanm onemi, dil'in onerni dikkate almrna-dan anlastlamaz. Dil, tiiriin gercektestfrilmeslnden. bireysel aynhk-Ian kaldirarak tiiriln birligini gostermek icin, Sen'le Ben'inaracihgmdan baska bir ey degildir. Bu yiizden soz tigesi hava gibidir,en tinsel ve en genel yasarn aracidir. Kamtlama arnk dusunceyi aktar-rna eylerninde sadece baskalarr iein bir nedene sahiptir . Bir sey karnt-lamak istedigim zaman bunu baskalan icin karutlanrn. Karutlarken,ogretirken, yazarken her halde kendim icin karutlarnam, ogretmem,yazmam; cunku, en azindan onemli noktalarda, neyi yazmadrgmu, og-retmedigimi, tartrsmadrgmu bilirim; bu yiizden cok iyi bilinen, iizerin-de hie kusku duyulmayan ve secik olan, baskalannm nasil olup da bil-mediklerine akil erdirilemeyen eyler konusunda yazmak cok zordur.Cok iyi bildigi bir konuda birseyler kaleme alan yazar, bu konuda yaz-rnayr gereksiz bularak kendine ozgu bir rnizah turune basvurur, Yazi-suu yazida neticesiz kilar, karntta kamtla alay eder. Eger yazmam ge-rekirse, hem de iyi ve aynntih bir sekilde yazmam gerekirse, 0 zamanbenim bildigimi baskalanrun da bildiginden, en azmdan bunu benimbildigim gibi bildiklerinden kusku duymam gerekir. lste sirf bu ne-denle dusuncelerimi aciklanm. Ancak onlann bunu bilmeleri gerekti-gini ve bilmelerinin miimkiin oldugunu da varsayanrn. Ogretmek ez-berletmek degildir, ogretmen aktif bir yetenekle, ogrenme yetenegiylebag kurar. Sanatci gtizellik duygusunu varsayar; bu duyguyu kendisivermek istemez ve veremez; ~tinkti eserlerini guzel bulmarmz, onlanbenimseyerek algilamamrz icin, sanatcinm bizde san at duygusunu var-saymasi gerekir; 0 bunu sadece olusturabilir, ona belirli bir yon vere-

    16

    bilir. Ayrn ekilde filozof da, spekulatif bir Dalay-Larna oldugunu, an-lagl tamamen tahrip ettigini kabul etmez. DUuncelerini dogru diyekavrayabilmemiz, kendisini sadece anlayabilmemiz icin, anlaktaoldu-gu gibi bizde de ortak bir ilkenin, ortak bir ol~Uttin bulundugu~u ~ar- .sayar. Anladrgiru bizim de anlamarruz, buldugunu tekrar kendimizdebulmamlz gerekir; ~Unkiidusunme bizdedir, icimizdedir. Bu nedenlekanltlama, sirf dilsuncede ve dtitincenin kendisi icin bir dusunceninaraClhgl degil, benim oldugu siirece dusunme ile onun oldugu sure-ce bakasmm dusunmesi arasmda dil vasuasiyla bir aracihknr, ya daaklm ozdesligini anlamak icin Ben'le Sen arasmda bir aracihk ya dadtiUncemin benim olmadiguu, tersine benimki olabilecegi gibi pekalabakasmmki de olabilecek kendinde ve kendi i~in dusunce oldugunusmamaya yarayan bir aracihktir. Dusuncelerimizin anlasihp anlasrl-madrgtru ve benimsenip benimsenmedigini umursarmyorsak, 0 zamanbu urnursamazlik su ya da bu suufta insanlarla ilgilidir; cunkii biz buinsanlan onyargih, ozel crkarlar pesinde kosan, tikel duygulara kapil-nus, duzelmez, karakterce bozulrnus kisiler olarak goruruz, Sayilan-run ise burada hie onerni yok. Ancak, insan kendisiyle yetinebilir,cunku kendini kendinden ayrrdetrneyi, baskasi -insan kendisiyle ko-nusur. sohbet eder- olabilecegini bilir ve dusuncesinin, eger, en azin-dan olasrhga gore, baskasmm da dusuncesi degilse, kendisininki 01 -madiguu bilir. Ne ki, biitun bu umursamazhklar, kendinle yetinmelersadece tikel fenomenlerdir. Ashnda hie de ilgisiz kalmayiz; dusiince-lerimizi baskalanna acma, iletisim itkisi , dogal bir itkidir, hakikatinitkisidir. Kendi meselemizin hakikiliginden sadece baskasirnn -elbette herhangi rastlanhsal bir baskasi degil- aracrhgiyla emin olu-ruz. Hakiki olan ne benimdir, ne senin, tersine genelindir. Ben'leSen'i birlestiren dusunce hakiki bir dusuncedir. Bu birlesme hakikatinonayi, isareti, olumlanmasidrr, ~iinkii arnk kendisi hakikattir. Birlesenher sey iyi ve hakikidir. Bu durumda hirsrzhk vb. de iyi ve hakikidir,~tinkUburada insanlar genellikle bir araya gelmektedirler, diye bir iti-raza verilecek yamt yok dogrusu, Burada herkes kendi basma kalmak-tadrr,Tamdigtrruz, bildigirniz ttim filozoflar -yoksa onlan tammarrusolurduk-, ya Sokrates gibi sozlu ya da yazih olarak dilsilncelerini

    17

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    9/68

    ifade etmisler, yani ogretmi~lerdir. Dusuncelerin ifade edilmesi, og-retmek anlarnma gelir; ama ogretmek kamtlamaktir, Demek ki karntla-m~, dusunurun ya da ice kapah dusunrnenin kendisiyle iliskisi degil ,tersme dusunurun baskalanyla iliskisidir, Bu nedenle kamtlann ve so-nu~l~n~ g~s~eril~esi ~.kl~bicimlert ' degildir, icsel dusunrne ve bilgiedl~~nm bicirnleri degildir; onlar sadece dii~iincenin aktarrhs bicim-leri, ifade tarzlan, betimlenis ve sunuluslan, goriinii~leridirler. Kivrakzeka~1ve tezcanh bir ogrenci bu yiizden kamtlayan ogretmeninden on-de gider; 0 daha ilk dusunceyle birlikte, bir baskasinm once karutlangorup, duymasmdan soma a~acagl aktanm siirecini bir anda once le-rnistir. Dusunme dehalart npki sanat dehalan gibi, mevcutturlar vebelli bir dereceye kadar --duyarhhk olarak- her insanda bulunmak-t~.dlr. D~yuru~ bicirnlerini, ifade tarzlanru kendinde ve kendi icin dii-~u~menm, aklm temel bicirnleri diye gorrnernizin nedeni. dogrudandogruya dehadan fiskiran, bize gelen, ozumuzle birlikte bize verilio~anternel dusuncelerirnizi kendimiz icin, belirgin sekilde bilinc diize-yme crkarmak iizere bir baskasi icin, adeta sergilemekten ve betirnle-rnekten, kendimize ogretmekten kaynaklanmaktadlr; dusunurken biledii~ii~celer.imi.zi if~~e ~der, konusuruz. Dernek ki kamtla~a, dilsunce-lenm.1 ~~~.Imhk.bicimine sokrnama yarayan, baskasina da bu bicimikendi dusuncesi olarak gosteren bir aracnr yalrnzca. Bildirim, duvu-ru olmadan ~anltlama bir anlam tasrmaz, Ancak dusuncelerin du~u-rulmas.1maddi, ~erl;ek bir bildirim degildir -kulaklanma carpan ses,darbe lie 1~lkbirer reel bildi rimdirler-, maddi-olam edilgen sekildealgilanm; aCIcekerim; oysa manevi-olam sadece kendim, ozdevim va-sitasiyla algilanm. Bu nedenle karutlayrcmm bildirdikleri, meseleninkendisi degil, sadece aractir: \=iinktidusuncelerlni, damlahktan akanilac gibi, bana telkin etmemekte, Kutsal Franziskus gibi sagrr bahklaravaaz verrnemekte, tersine dusunen varhga hitap etmektedir. Astl me-s~leyi yani meselenin anlasilmasnu bana 0 verrnez, gene I olarak 0 hie-bir ~e~ ver~ez --:aksi taktirde filozof, bugiine kadar hicbirinin basara-mad~gl ~eyl, yam filozoflar yaratrnayi basarabihrdt-.., 0 daha cok~Iagl. varsayar; bru:a -yani aslmda baskalanna-c- anlagrrm aynadagostenr. 0 sadece blr oyuncudur, neye oyktinrnem gerektigini somut-lastmr, bana sunar yalmz.ca -betimleyen, sistematik felsefe, kendine

    18

    donmii~ rnaddi dti~tinrnenin Iirizmine karsihk dramatik, teatral felsefe-dir-, 0 bana soyle der ve gosterir: Bu akla yatkmdir , hakikidir, bu ya-sadir; eger dogru dusunursen, 0 zaman boyle dusunmek zorundasmve boyle dusunursun. 0 gerci bana kendi dusuncelerini kabul ettir-mek ister, ama sirf kendininki olarak degil, tersine genel olarak aklauygun dusunceleri, yani benimkileri de; 0 sadecebenim anlagima hi-tap eder. lstemin haklihgr burada yatmaktadir: Fe1sefe tahrik etmeli,dusunrneyi tesvik etrnelidir, yoksa anlagumzi. can sikict etkileri olanagrzdan cikrrus ya da yazrh bir soz icine hapsetmemelidir --ve her du-yurulan, bildirilen dusunce soze doniismus dusuncedir->, Felsefenin,ister sozlu ister yazrh, her cesit betirnlenisi sadece bir arac anlami ta-~trve tasiyabilir. Her sistem, akhn sadece drsavurumu, imgesidir, bunedenle akil icin yalruzca bir nesnedir; bu nesne akh, yeniyi dusunenozde uremeye devam eden, canh bir giiC;olarak kendinden ayirmaktave bir nesne olarak elestiriye karst crkmaktadir. Salt bir arac olarakgorunmeyen ve benimsenen her sistem akh kisular ve telef eder: cun-kii aracsiz, asli, icerikli dii~tinmenin yerine arach, bicimsel dusunmeyigecirir, hayal gucunu oldurur: akrl ile ki tap harflerini birbirindenaytrmayi olanaksiz hale getirir, \=iinktisozun de dusuncelerle saptan-mast zorunludur -gortinii~te bir varolusa sahip sistemlerin suurlihgrburada belli olrnaktadrr-i- ve boylelikle disavurulan her dusuncenin,her sistemin asl i anlarru ve belirlenimi tamamen yadsmacak, yerinibulmayacaktir. Turn betimlemeler, tum karutlamalar =-dusunceninbetimlenmesi karutlamadir-e- asli belirienimleri geregince -ki sadecebuna riayet etmemiz gerekir- eregine ulasmak icin baskasmin bilgiedimini kendine katar.

    Aynca betimlemenin ya da kamtlamarnn aym zamanda kendi icinde bir erek oldugu bellidir -tlpkl her aracin once erek olmasi gibi,Bicimin kendisi ogretici olmak zorundadir; nesnel bicimde ifade eder-sek; Felsefenin betimlenisi felsefi olmahdir-> iste bu noktada, bici-min icerikle ozdesligine iliskin sistemin hakhligt ortaya crkmaktadtr.Betimleme felsefi oldugu, dusunceye uygun diittigii stirece sistema-tik bir betimlemedir. Boylelikle betimleme kendinde ve kendi ierinbirdeger kazamr. Sistem kurucular bu nedenle birer sanatcidrrlar; felsefisistemler tarihi bir tablolar galerisidir, aklm muzesidir. Hegel felsefi

    19

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    10/68

    sanatcrlann en yetkinidir, betimlemeleri, en azindan bir bolumu bi-limsel sanat duygusunun misli gorulmemls ornekferldir ve kesin-likleri nedeniyle akh egitmenfn ve disipline sokmamn gercek arac-Iaridrr . Anc~. b~ ~iizde~ 0 da -genel, burada tartisilmayan bir yasauyarmca- bicimi oz haline, dusuncenin varhgrm baskasi icin kendin-de varlik haline, goreli eregl as . . erek haline getinnektedir. Hegel an-lagl betim~e~e i~inde.oncelemek ve hapsetmek, sistem icinde yogurt-lastirrnak istiyordu. Sistem adeta aklm kendisi olacakn, aracsiz eylema~a~~1yleme doniisecekti, betimleme hicblr sey, yani bizde, icimizdehicbir sey varsayrnayacaku, bizi bosalnp tiiketerek geriye hicbir seybrrakmayacakt. Hegelci sistem aklm kendini mutlak ~ekilde disavu-r~mudur; bu disavurum Hegel'de dogal hakkin salt spekulatif ampi-rrzrn olmasiyla nesnel bir bicimde belirmektedir. Sadece bu noktayani Hegel'in her seyi betimlemede yogunlasnrmasi, anlagm onvarolu-sundan soyutlamasi, anlagumza seslenmernesi, bicimcilikten ve oznel-ligin ihmalinden sikayetin gercek ve de son nedeni olmaktadrr. GerciHegel sonucta aracihk siirecini iptal etmektedir, ama bicim ozlulukolarak goriildiigii icin, aracihk siirecinin nesnelligi ya da oznelligi ko-nusunda yine kuskuda kalmmaktadir, Bu nedenle mutlak-olanm akta-nlma siirecini bicimsel bir stlrec olarak gorenler maddi yonden hakh-dirlar, ancak tersini, yani bu surecin nesnel gerceklik oldugunu iddiaedenler de, en azindan bicimsel olarak, haksiz degildirler. .

    Demek ki, Hegelci felsefe spekularif sistematik felsefenin tepenoktasidir. Boylece Mannk'in baslangic nedenini bulmus ve tartisrrus?l?uk. Her ey kendini betimlemeli (karutlamah) ya da betimlemeI~mde ~oziiliip son bulrnahdir, Betirnleme, betimleyisten onceki bili-nenlerden so~utlam~tadlr kendisini ve mutlak bir baslangrc yaprnasigerekmektedir, Ama Ite bu noktada betimlemenin smm meydana ~I_kar. Dusunrne, dusunmenin betimlenisinden oncedir. Betimlemedeb~~langt7 sadece. betimleme icindir, ama dusunme icin bir ilk degll-dir. Betimlemenin, daha soma meydana cikan, ama icimizde, diisiln-mede her zaman mevcut olan dusuncelere ihtiyacr vardir.' Betirnlemekendinde ve kendi icin arach-olandir; bu nedenle ilk de betirnlemedebir aracsiz-olan de?ildir arnk, tersine konulmus-olan, bagimsiz-olan,aktanlnus-olandir, Ilk burada, kendisi nedeniyle kuskuya yer birakma-

    20

    yan dusunce-belirlenimleriyle belirlenmektedir, kendini betimleyen,zaman sal olarak aciklayan felsefeden oncedir ve bagunsizdir. Boylecebetimleme hep daha yuksek, kendine kiyasla apriori bir asamaya ses-lenmektedir . Yoksa bu, Hegel' in Mantik'mdaki "varhk" icin sozkonu-su degi! midir? "Varlrk aracsiz-olan, belirsiz-olan, kendine benzer-olan, kendisiyle ozdes-olan, aynmsrz-olandir." Ama burada aracsizhk,belirsizlik, ozdeslik kavramlan varsayilmamakta rmdir? "Varhk hicli-ge int ikal eder; dogrudan dogruya kaybolma hareketidir." Burada ta-sanmlarm kendisi varsayrlmamakta midrr? Kaybolmak bir kavram yada daha cok duyusal bir tasanm degil midir? "Olus kargasadir, varhk-la hicligin durulmarms birligidir; varolus ise dinginlige ulasmis olan-dir." Burada da, dinginlik gibi , cok kuskulu bir tasanm varsayilma-rnakta, ya da en azmdan kabul edilmemekte midir? Kuskucular bunasoyle itiraz edemezler mi: Dinginlik duyusal bir yarulgrdir, her sey sii-rekli bir hareket halindedir. Sadece birer lmge de olsalar baslangictabu tiir tasanmlar gerekli midirler'? Ama, benzerlik, ozdeslik vb. kav-ramlan gibi bu tilr varsayimlann en azmdan dogal olduklan soylene-bilir , yoksa varhk'i nasil dusunebilirdik? Bu kavramlar, bize varhk'iilk diye kavramarmzi saglayan zorunlu araclardir. Dogru; ama varhk,en azmdan bizim icin, aracsiz-olan degil midir? Kendimizi soyutlaya-mayacagmuz bir ilk degil midir? Kuskusuz bunu Hegelci felsefe debilmektedir. Mannk'm ~Ikl noktasirn olusturan varhk, bir yandan fe-nomenolojiyi, ote yandan mutlak idea'yi varsayim olarak icermekte-dir. Varhk (ilk, belirsiz olan) sonucta iptal edilmektedir; hakiki bas-langtc olmadigt ortaya crkmaktadrr. Ama 0 zaman Mantik da tekrarbir fenomenoloji, varhksa sadece fenomenolojik bir baslangic olma-makta rmdir? Mantik'ta da goriinii ile hakikat arasmda bir tezat bu-lunmamakta rmdtr? Nicin hakiki baslangicla baslamlmamaktadir?"Evet, hakiki-olan sadece sonuc olabilir; hakiki-olan kendini kamtla-mak, yani betimlemek zorundadir." Peki ama bu, eger varhk idea'yivarsayiyorsa, yani idea aslmda ilk diye varsayilrmssa, nasil gercekle-secektir? Ve bu sekilde felsefenin hakikat olarak teessus etmesi vekendini karutlamast gerekiyor, boylece arnk ondan kusku duyulmaya-cak, yani kuskuya dusmek icin nesnel bir neden bulunrnayacaknr, EI-bette A diyen, B de dernek zorundadir. Baslangrci Mantik'm var-

    21

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    11/68

    hk'mda gorenler, simdi idea'da da goreceklerdir; bu varhk kendini ki-me kamtlarsa, idea da kendini ona kamtlarrus olacaknr. Ancak A de-mek istemeyen biri icin durum nedir? Sayer bu kisi, senin belirsiz, ka-tisrksrz varhk'm reel-olana uymayan bir soyutlamadir yalruzca; gercekolan yalruzca somut varhkur, ya da bana once genel kavramlann ger-cekligini acikla, derse durum ne olacakti? Boylece salt bu Mannk'adegil, genel olarak felsefenin hakikatine ve gercekligine deginen genetsorunlara gelmiyor muyuz? Acaba mantik adcrlarla gercekciler arasm-daki tarusmarun (dogal bir karsuhgi eski kavramlarla tarumlarnakicin) fevkinde midir? Mannk daha ilk kavramlannda duyusal goruseve avukatlanna, anlaga hemen ters dusmemekte midir?

    Bunun Mantik'a muhalefet etme hakki yok mudur? Mantik kendisesini kabul etmeyebilir; ama buna karsihk aniak da U sozlerle Man-nk'i reddeder: Sen kendi meselende yargicsm. Burada da, Fichte felse-fesindeki gibi, bilimin hemen girisinde aym celiski yok mudur? Oradaampirik, gercek ben'le kansrkssz ben arasmda, burada ise ampirik,gercek varhkla kausrksiz varlrk arasmdaki celiski, "Kausrksiz ben, ar-tik ben degildir"; ama kansiksiz, lSSIZvarhk da arnk varhk degildir.Mantik soyle diyor: Belirli varhktan soyutlanm kendimi, varhkla hie-ligin birligini bel irl i varhkla belirlemem. Eger bu birlik anlaga para-doks ve guldnc gelirse, aniak kansiksrz varhgm yerine belirli bir varh-gl gecirir ve 0 zaman varligm hiclik olmasi gerektigi de elbette birceliskidir . Ama aniak buna tekrar yamt verir. Sadece belir li varlik var-hktir; varhk kavrarmnda mutlak belginl ik kavrarm bulunmakradir.Varhk kavrarrum varligm kendisinden almm: ama bu yuzden varhga.kar~lhk bir sey'i degil, hicligi de koyanm, ~iinkii ben her zaman ve ay-nlmaz bir sekilde varhkla bir sey'i birlestiririm. Bu nedenle varhktanbelginligi kaldmrsarn, 0 zaman varhktan geriye bana da bir sey kal-maz. Eger bu varhktan kalkarak onun hiclik oldugunu gosterirsem, bubir mucize degildir, hatta kendiliginden anlasihr bir seydir . lnsandanonu insan yapan seyleri kaldmrsan, 0 zaman onun insan olmadigirnhie gucluk cekmeden karntlayabilirsin. Ama ozgul aynrruru kaldirdi-gm insan kavrami, nasil ki arnk insankavrarru degil de, npki Dioge-nes'in Platoncu insam gibi, kendini yaratrrus bir ozse, ayrn sekilde ice-rigini kaldirdrgm varhk kavranu da arnk bir varhk kavrarm degildir,

    22

    Seyler ne denli farkhysa, varhk da 0 denli farkhdir, Varhk belli birseyle birdir. Kimin varhgmi ahrsan, her seyini alnus olursun. Varhkyahtlanmaya izin vermez. Varhk ezel bir kavram degildir: Aniak icin-se en azmdan her seydir .

    Bu durumda Mantik ya da belir li bir felsefe, duyusal gerceklik kar-srsmda, gerceklik anlayrsi karsismda ise bir celiskiyle baslarsa, bu ce-liskiyi cozmeden hakikati ve gercekligi nasil kamtlayabilir? Bu felse-fenin kendisini hakiki diye karntlamasr, suphe goturmez: ama sozkonusu olan bu degildir. Karntlama iki seyi gerektirir. Karutlama sira-smda dusunur ikiye ayrrhr; kendisiyle celiskiye duser; ne zaman kidusunce bu kendine karsi ~Ikl~l basanyla atlanr ve asar, 0 zaman budusunce karutlanrms olur. Karutlarna curutrnekten baska bir sey degil-dir. Her anhksal belirleme bir karsita, bir celiskiye sahiptir. Hakikat, -bir seyin karsinyla olan birliginde degil, tersine onun curutulmesinde-dir . Diyalektik, spekiilasyonun kendisiyle monologu degil, spekiilas-yonla ampiri (gorgu) arasmda bir diyalogtur. Dusunur, kendisininkarsitt oldugu siirece diyalektikcidir. Bu ise, kendinden kusku duymasanatuun ve giiciiniin en yuce asamasrdir. Eger felsefe ya da mantikkendini karutlamak istiyorsa, 0 zaman rasyonel ampiriyi ya da kendi-sine karst crkan, kendisini yadsiyan anlagi cururmek zorundadir; aksitaktirde anlaga kar~1 gosterdigi turn karutlar yalrnzca oznel birer gil-vence olarak kahrlar, Varhgm karsin =-Mennk'm ele aldrgi gibi, ge-nelde- hi~lik degil, tersine duyusal, somut varhknr, Duyusal var-hk, mannksal varhgr yadsir: biri otekiyle, oteki digeriyle celiskiyedilser. Bu celiskinin cozumu, mantiksal varligm gercekligine karinolurdu, onun, imdi anhk icin de gecerli, bir soyutlama olmadigma ka-rut olurdu.

    Varsayrmsrz baslayan biricik felsefe, kendinden kuskulanrna oz-giirliik ve cesaretine sahip olan, kendini karsitmdan yaratan bir felse-fedir. Ne ki yeni felsefelerin hepsi ie karsitlanyla degil, kendileriylebaslarruslardir. Felsefeyi, yani kendilerininkini dogrudan dogruya ha-kikat olarak varsayrruslardir. Bunlarda aracihk sadece, ya Fichte'dekigibi aciklama ya da Hegel 'deki gibi gelisme anlarruna gelmektedir.Kant eski metafizige elestirel yaklasiyordu, ama kendine degil. FichteKanter felsefeyi hakikat olarak sayrrustir . 0 Kanter felsefeyi bir bilim

    23

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    12/68

    dilzeyine cikarmak, Kant'taki ayn olanlan birlestirmek, ortak bir ilke-den tilretmek istiyordu. Schelling de aym sekilde, bir yandan Fichtecifelsefeyi i lzerinde uyusulmus hakikat olarak varsayrms, ote yandanFichte'nin tersine Spinoza'yi yeniden canlandirrmsnr. Hegel, Schellingaracrhgiyla aktanlan Fichte'dir. Hegel Schelling'in mutlak-olanrna kar-~I crkrms, ondaki icdustinme, aniak, olumsuzluk momentinin eksikligi-ni gormustur: yani mutlak ozdesligin kucaguu kavrarmn (Fichteciben'in) tohumlanyla canlandrrrms, belir lemis, dollernistir; ama ne ki 0da mutlak-olaru bir hakikat olarak varsayrrusnr. Hegel mutlak ozdesli-gin varolusunu, nesnel gercekligini reddetmernis, Schellingci felsefe-yi, ilzu geregi hakiki bir felsefe diye varsayrrustir; 0sadece bicim ek-sikligi nedeniyle bu felsefeye serzeniste bulunmustur. Bu yuzdenHegel Schelling'e karst, trpki Fichte'nin Kant'a davrandrgi gibi davran-maktadir, Her ikisinin felsefesi de icerikleri. malzemeleri geregi haki-ki birer felsefeydiler; her ikisi de salt bilimsel, yani sistematik, bicim-sel bir cikar pesindeydiler. Her ikisi de mevcut felsefenin ozunu degil,ozel-olaru, belirli ozgulukleri elestiriyorlardi. Mutlak-olan konusundakuskuya yer yok. Ama once kendini karutlamasi , boyle oldugununanlasilmast gerekmektedir. 0 zaman sonuc haline, aktaran kavrammnesnesi haline, yani sadece anliksal gori liln bir guvencesi degil, bi-limsel bir hakikat haline gelir.

    Ama iste bu yuzden mutlak-olanm kamtt Hegel'de de -silre~icindeki bilimsel titizligi bir yana brrakihrsa-> oze, i1keye nazaran sa-dece bicimsel bir oneme sahiptir. Hegelci felsefe daha baslangic ve ci-kl noktasmda bir celiski, hakikat ile bilimsellik, ozsellik ile bicimsel-l ik, dusunme ile yazma arasmda bir celiski olusturmaktadir, Mutlakidea hie kuskusuz bicirnsel varsayrlrnamrstrr, ama ozil geregi boyledir,Hegel aracihk basamaklan ve asamalar diye oncelediklerini kesinliklemutlak idea'dan yola cikarak dusunmustu. Hegel mutlak idea'danvazgecmemis, onu unutrnarms, tersine mutlak idea'yi yaratacak olan,mutlak idea kosullart altmdaki karsmru dusunmeye baslamisn. Mut-lak idea bicimsel olarak kamtlanmadan once, konuya gore kamtlan-mrsnr: Bu yilzden hep kamtianamaz ka'makta, idea'mn karsitmda ken-dini oncelernis bir onculun bulundugunu farkeden bir baskasi icinhep oznel kalmaktadir, ldea'dan vazgecis ikiyuzluluktur, adeta vaz-

    2 4

    gecer gibi gorunmekrir, bir oyundur. Bunun en gil~li i kamn, felsefe-nin baslangicr olmasi gereken Mannk'm baslangicrdir. Varhk'la basla-mlmasi ise sadece bir bicimciliktir, cunku bu, hakiki baslangic, hakikiilk degildir: pekiUiimutlak idea ile de baslanabilirdi.cunktl Hegel dahaonce Manuk'i yazmadan, yani mantiksal ideasma bilimsel bir bildi-rim bicimi venneden once, mutlak idea bir kesinlikt i, dolaysiz bir ha-kikatti. Mutlak idea, mutlak hakikatten cok, kendinin kuskuya yer bi-rakmayan kesinligidir; hakiki diye kendini varsaymakta, baska eyolarak varsaydigi ise, 07.U geregi tekrar idea'yi varsaymaktadir. Boyle-ce karut, yalmz bicimsel bir karut olmaktadir. Mutlak idea, dusunurHegel icin mutlak kesinlikti, yazar Hegel icinse bicimsel bir belirsiz-likti. Sorun hakkinda kuskusu bulunmayan, gereksinimsiz, betimle-meyi asan dusunur ile, dusunur icin kesin olam bicimsel bir belirsizlikolarak koyan, nesnelliglni bozan, gereksinimli, arasiz (sukzessive)yazar arasindaki bu celiski, varhgr ve ozli varsayan mutlak idea sure-cidir, ama bu surecte varhk ve ozun aslmda idea'yi varsaymasi gerek-mekteydi. Iste bu, Mannk'm edimsel baslangrci ile ancak sonda yeralan asil baslangrc arasmdaki celiskiyi aciklamaya yeterli nedendir.Hegel mutlak idea'run bir kesinlik olduguna yiirekten inanrmsn; bukonuda bir elestirmen, bir kuskucu degildi; ama mutlak idea'rnn ken-dini karutlamasi gerekiyordu, oznel entelektuel goriliin sunrlan kaldi-nlmalrydr, mutlak idea baskalari icin de olmahydi. Bu durumda ka-rut, onemli ve aym zamanda onemsiz bir anlam tasimaktaydi; karut,bir zorunluluktu; mutlak idea kendini karutlamak zorundadir, 0 sadecekendini karutlayan, ama ayru zamanda hakikatinin icsel kesinligi icinbir gereksizliktir. lste bu gereksiz zorunlulugun ifadesi, bu vazgecilirgereklilik ya da vazgecilrnez gereksizlik Hegelci yontemdir; bu ne-denle baslangic sondur, son balanglr;tlr; bu yilzden varhk idea'rnn ke-sinligidir, varhk kendi arac;slzhgl icindeki idea'dan baska bir seydegildir: bu nedenle idea'run baslangicta kendinden haberi olmamasi,sadece idea anlammda ironik bir bilgisizliktir. idea diiiindiigli gibikonusrnamaktadrr; varhk ya da oz dedigi zaman, yalrnz kendini diiil-nliyor. Sadece sonda dillindiigil gibi konusur; ama burada da baslan-greta soylediklerini tekzip eder ve oyle der: Bu an'a kadar, baslangic-ta ve daha soma baska bir oz sandrgirnz ey, bakin, 0 benim iste,

    25

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    13/68

    Varhk, oz idea'dir, ama 0 bunu henuz itiraf etmez; bu sirn kendinesaklar.lste bu yuzden, yineliyorum, mutlak idea'run kamti, aktanhsi sade-ce bicimseldir, Idea kendini,yalmzca anliga dayah arnpirik-sornut birgori.i~ olabilecek gercek bir baskasi aracrhgiyla yaratmamakta veonaylamamaktadir, 0 kendini bicimsel, gori.inu~te bir karsuhktan cika-rak yaratmaktadir. Varhk kendinde idea'dir. Varhk kamtlamrsa, 0 za-man idea da kamtlanrrus olacaktir. Ancak kamtlamak, (olasi ya da ger-cek) bir baskasma kendi kam'rru kabul ettirmekten baska bir seydegildir. Hakikat sadece ben'le sen'in uzlasmasr, anlasmasrdrr. Kansik-SIZ dusuncenin baskaltgi ise gene Ide duyusal anhktir. Felsefede karu-tm anlarm, kansrksrzdusunce karsismda duyusal anhk ~eli~kisininasilmasidrr, dusunce sadece kendi iI. ;indegil, karsiu icin de hakikidir;cunku her hakiki diisilnce sadece kendi nedeniyle hakiki olursa, 0 za-man bir karsrn disavuran bir dusuncede, kendi hakkmdaki karutlansadece oznel, tek yanh, kuskulu oldugu siirece, yalmzca kendine da-yandrgi siirece, durum degi~meyecektir. Ne var ki, rnantiksal varhk,anhga dayah ampirik-somut gorusun varhgr ile dogrudan, aracsiz, iticibir ~elikidir, aynca srrf idea'yi hosgormek, idea'ya karst alcak gonul-lii1i.ikgostermektir. buna gore ilk olarak kamtlanacak sey ashnda su-dur: Demek ki, entelektiiel gortise oldugu gibi, Mannk'a da aym sekil-de sadece zorbalikla, askm bir edimle ve iliskimi gercek gorustendolaysiz bir ~ekilde koparmakla ulasmm. Bu nedenle, Descartes veSpinoza'mn felsefeleri icin gecerli ohio serzenis, Hegelci felsefe icinde gecerlidir: Duyusal gorusten aracrsiz bir ~ekilde kopusa', felsefenindolaysiz onkosuluna iliskin serzenis.Buna karsihk Fenomenoloji bir itiraz degildir, ~iinkii Mantik Feno-menolojiyi geride birakrmsnr; ama mannksal varhga karsithk olustu-ran varhk ise hep onumuzde durmaktadir, bunun aracrhgiyla karsituuzorunlu olarak kendi yaratmakta ve Mantik'a karst ~eli~ki olusturacakekilde tahrik etmektedir, hem de Mantik yeni bir baslangic olacak,bastan baslayacak ve boylelikle daha baslangicta anligr incitecek se-kilde. Ancak biz Fenornenolojiye, Mantik'Ia iliskisi bakimmdan olum-lu, giincel bir onem bicelim! Hegel dii~iincenin ya da genel olarak ide-a'run ba~kahgmdan idea'yi ya da dusunceyi yaratmarrus rmdir?

    26

    Bakahm! Birinci bolumun icerig] soyle: "Duyusal kesinlik, ya da Buve Sanmak". Bununla, Hegel 'in duyusal , tekil varhg, hakiki, reel var-hk saydigt yer olan bilinc asamasi nitelenmektedir, ne ki bu varhk da-ha sonra genel bir varlik olarak ortaya crkmaktadrr. "Burada bir agar;vardir": ancak , daha sonra sunu soyluyorum: "Burada bir ev vardir."Birinci, ilk hakikat ortadan kalkmtstir. "Simdi gecedir": ama bu uzunsurmuyor, ardmdan: "Sirndi giindiizdiir." Farzedilen ilk hakikat simdi"anlamsiz" hale gelmistir. Simdi'nin, genel bir sirndi oldugu, yalm(olumsuz) bir cok oldugu anlasrlrrusur. Burada icin de durum aymdir."Burada ortadan kalkmarnakta, tersine evin, agacm vs. kaybolrnasmdakahci olmaktadir ve ev, aga~ olmasi onemsizdir, Bu -adJiI- da yinearach yahnhk ya da genellik olarak belirmektedir ." Duyusal kesinlikicin de kastettigimiz tekil-olarn bu yuzden bir kez olsun ifade ederne-yiz. "Dil, hakiki-olandir; onda kendi dusuncemizi bile dogrudan dog-ruya curuturuz ve genel-olan duyusal kesinligin hakikati oldugu ve dilde sadece bu hakikati i fade ettigi icin, dusundugumuz duyusal varh-g m sozunu hicbir zaman edemeyiz." Ancak bu, duyusal bilinc gercek-liginin diyalektik olarak curutulmesi midir? Genel-olan boylelikle re-el-olan diye mi kamtlannustrr? Genel-olarn daha bastan reel-olandiye kabul edenler icin evet; ama duyusal bilinc icin, bu gori. i acism-da bulunan ya da onun icinde yer alan, duyusal varligm akrldrsihg. vedusuncenin gercekligi konusunda inandmlmak istenen bizler icin de-gil! Kardesirnin adr Johann Adolph'tur; ama onun dismda adr JohannAdolph olan pek cok kisi vardir. Buradan benim Johann'imm bir ger-ceklik olmadigr mr cikmaktadir? Buradan Johann'hgm bir hakikat 01 -dugu sonucuna rm vanlmaktadir? Duyusal bilinc icin tum sozcukleradlardrr, nomina propria' lardrr; sozcukler duyusal bilince gore, kisayoldan arnacma ulasmak icin sadece birer imdirler. Burada dilin ko-nuyla hicbir ilgisi yoktur. Duyusal tekil varligm gercekligi, bizimicin karumizla muhurlenmis bir hakikattir. Bunun duyusal alandakianlamr, goze goz, dise distir. Konuya donelim: Sozcukier bir yana, nesoyledigini goster bana. Duyusal bilinc icin dil reel-olrnayan, gecici,onemsiz-olandir. Oyleyse duyusal bilinc, tekil varhk ifade edilernedi-gine gore, kendini bu sekilde nasil ~iiri.itUlmii~bulacak ya da curutul-mii olacaktir? Duyusal bilinc iste bu noktada duyusal kesinligin de-

    27

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    14/68

    gil, dilin ~iiriitiililiinii bulmaktadrr. Ve bu konuda aym sey .ken~~ala-mnda tamamen hakhdir; yoksa bizler yasamda nesneler yenne sozler-le atlaulmanuza goz yumardik. Fenomenoloji 'nin birinci bolumununicerigi bu nedenle duyusal bilinc icin, karsrt anlamda Megarike~i Stil-po'nun yeniden rsitrhp onumuze surulen lahanasmdan ba~ka b~r.sey,belirli bir dusuncenin hakikati olarak kendi kendine dogal bilincleyapilan bir sozcuk oyunundan baska bir sey degildi: ..A.ma bilinc ya-rulgiya dusmez; 0 eskisi gibi tekil seylerin gercekligini el?~n b~rak~maz. Burada -ni~in Burada olan degil?- ve Simdi -m~JO Simdiolan degil?- bu sekilde duyusal bilinc icin, onu savunan ve bir bas-kasma, bir daha iyiye sevkedilmek istenen bizler icin hicbir zam~narach, genel bir Burada, arach, genel bir Simdi olma~~caktLr. BugunSimdi'dir. ama yann da Simdi 'dir ve bu, diin oldugu gibi tamame~ ay-ru donusmemis ve diizelmez Simdi'dir. Burada bir agac, surada b~revvar, ama suradayken yine oyle derim: Burada; Burada hep eS~1h~ryerde ve hicbir yerde olarak kalrnaktadir. Duyusal ~arhk, Bu g~~lp g~-der; ama yerine, ayru ekilde bir Bu olan baska bir varlik ~ehr .yem-den. Doga boylece bu tekili ~iiriitiir, ama ardmdan tekrar duzeltir; .~Irtekilin yerine baska bir tekili gecirerek ~iiriitmeyi curutur. Ve bu yuz-den duyusal varhk, duyusal bi linc icin kahci, degismez varhktl~. .

    Mantik'm baslangicinda karsumza cikan ayru aracsiz celiski veuyumsuzlukla Fenomenoloji 'nin baslangicmda da. karsrlasmz: Konu-muzu olusturan varhk ile duyusal bilincin nesnesi olan varhk. arasm-daki uyumsuzluk. Fenomenolojik Burada, saptadigim baska bir B~~a-da'dan farkh degildir, bu nedenle genel bir Burada olarak da belIr1~,~iinkii gercekten genel bir Burada'dir. Ancak ~eel s.urada, baska birBurada'dan reel bir tarzda aynlmaktadir, 0 bir munhasiran ~ura-da'dir, "Burada, ornegin aga~ var. Sirurm donuyorurn. ~oylece bir ha-kikat ort~dan kayboluyor." Kuskusuz bir donrne edirni ~eno~enolo~ii'de tek bir sozciigii gerektirmektedir; ama Burada, agir govdemi~ondiirmek zorunda oldugum ger~eklikte hiUii ark~mda bul~nan co kreel bir varolustur. Aga~ sirtum srmrlamakta, ~em bulundugu~.y.~r-d atmaktadir. Hegel, duyusal bilincin nesnesi ve, katistksiz dustin-edn f rkh olarak bizim nesnemiz olan Burada'yi degil, manuksalce en a . B I dusuBurada'yi, mantiksa! $imdi'yi ~i.iriitmektedir. Hegel, u-o rna usun-

    28

    cesini, haecceitas'i ~iiriitmekte, tasanmda (kuramsal) bir ger~eklikolarak saptanan tekil olrna'rnn yanhhgml gostermektedir. Fenomeno-loji, fenomenolojik Mantik'tan baska bir sey degildir, Duyusal kesinli-ge iliskin bolum sadece bu gorus acisindan hos gorulebil ir. Ama istebu nedenle Hegel kendini gercekten duyusal bilincin yerine koymadl-gl ve oyle dusunrnedigi icin, duyusal bilinc npki ozbilincin, dUiince-nin nesnesi gibi bir nesne oldugu icin, kesinlik icinde diitincenin ken-dini disavurrnasr oldugu icin, Fenomenoloji ya da Mannk da ~iinkiiikisi de aym kapiya ctkmakta-s- kendinin dolaysiz onkosuluyla, bununsonucunda aracsiz bir celiskiyle, duyusal bilincten mutlak bir kopuslabaslarnakradtr. Cunku her ikisi de dusuncenin baskahgiyla degil, du-suncenln bakahgl dii~iincesiyle baslamaktadirlar, boylece dUiince-nin, kendi karsrn uzerindeki zaferi onceden kesin olmaktadrr; dilsun-cenin, duyusal bilince, en iyi sensin diye, alayci bir tavrr aitnasl daburadan kaynaklanmaktadir. Ne var ki, iste bu yuzden diiiincede kar-sinm cilrtltmernekredir.

    Fenomenoloji 'nin onernini inkar edecek degiliz, ama Hegel, dahaonce degindigimiz gibi, felsefe yapmaya mutlak ozdeslik orIko~uluylabaslarmsnr. t:tutla~ ozdeslik ya da mutlak-olan idea'si dogrusi, Hegelrem nesnel bir hakikatt i; hem de oyle herhangi bir hakikat delW, mut-l~~ hakikatin, mutlak idea'nm, yani kusku edilmeyecek, her ~eiteles-tm ve kuskunun ustundeolan mutlak idea'run ta kendisiydi. Al1Jamut-lak-olan ideasi, olumluanlamma gore, Kantci-Fichteci felsefeninoznelligi ideasma karsrhk sadece nesnellik ideasmi olutuTllyordu.Bu yuzden Schellingci felsefeyi, yandaslannca" kabul edildigi gibi,"~utlak" felsefe olarak degil, elestire! felsefenin karlh diye gorme-rmz gerekecek. Bilindigi gibi Schelling baslangicta idealizmin karsiuya da tersi olan yolu izlernek istiyordu. Doga felsefesi onceleri ger-cekten de idealizmin karsttiydr ve bu nedenle idealizmden doga felse-fesine ge~i zor degildi. Idealist, yasami ve akh dogada da gOrUyordu,ama bu, sadece kendi yasami ve kendi akhydi. Dogada gordlikleriniona kendi vermis, yerlestirmisti; bu yuzden dogaya verdiklerin] tekrargeri almrsti: Doga nesnelligi bozulmus Ben'dir, kendinden dllOdaki-leri kendiliginden gozlemleyen Tin'dir. ldealizm bu nedenle iizneylenesnenin, Tin'le dogarun bir ozdesligiyd], ama bu birlikte doga sadece

    29

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    15/68

    nesne anlarrnna, Tin tarafrndan konulrnus-olan anlamma gelmekteydi.Nitekim idealistin dogayi ve kendi Ben'ini bagladlgl zincirden, dahasonra doga felsefesinde kazanacagi anlarru kendisine vermek uzere,bagimsrz bir varolusa sahip olmasi icin sadece doga cozulup, serbestbirakilabilirdi. Idealist dogaya, sen benim eski ego'msun, otekiBen'imsin, dernistir; ne ki, 0 sadece Ben'i vurgularms, boy Ieee soyle-dikleri ~u anlama gelrnisti r: Sen benim sonucum, zayif bir yarumsm,kendin icin ozel bir sey degilsin. Doga felsefecisi de ayru seyi soyle-mis, ama eski'yi vurgularmsnr: 0 kuskusuz senin Ben'indir, ama seninbaska Ben'in, bu nedenle kendi icin reel, senden farkli Ben'dir, Tin 'ledogamn ozdesligi baslangicta doga felsefesinde de salt idealist bir an-lam tasiyordu. "Doga yalruzca anhgmuzm gorunur organizrnasr-dir" (Bir Doga Felsefesi Sistemi Taslagma Giris) "Organizma zeka-run gorii tarzlarmdan sadece bir tanesidir." (TransendentalIdealizrn, s. 265) "Maddeyi tertip eden Ben'in ashnda kendini tertipet tigi acikur. Maddeyi olusturan bu urun, demek ki Ben'in eksiksiz birtertibidir, ancak maddeyle henuz ozdes olan Ben icin degil." (Age, s.189) "Doga, gortinur Tin, Tin'de gorunmez doga olmahdir." (DogaFelsefesi Uzerine Dusunceler, Giris, s. 64; bkz. age, s. 128 vd., maddekavrarrurun mukernmel kamti.) Doga felsefesi nesnel-olandan basla-mahydr, ama idealizmin kendiliginden geldigi aym sonuca varmaliydr."Doga bilimlerindeki zorunlu yonseme, dogadan hareketle zekiiya gel-mektedir." (Transendental ldealizm, s. 3) "Nesnel-olam basa getirmekve oznel-olaru buradan tiiretmek, dog a felsefesinin gorevidir! Felsefe-ler ya dogadan bir zeka ya da zekadan bir doga yaratma amacim gut-melidir." (s. 6) Doga felsefesi boylece idealizmi tum dokunulmazhgiile yerinde birakmaktadrr: aslmda 0, idealizmin a priori ifade ettikle-rini sadece a posteriori kamtlamak istiyordu. tkisi arasmdaki fark yal-ruz izlenen yolda, yonterndeydi, Ama izlenen bu karsrt yolun temelin-de yine de karsit bir gorus yatryordu, ya da en azindan bu gortiskacuulmaz olarak izlenen bu yoldan crkarak gelismek zorundaydr. Do-ganm, izlenen bu yoldan kendi ic; in bir anlam kazanmasmi onlernekmtimktin degildi, Sadece ozel bir bilimin nesnesi olarak da konmusolan nesne arnk oznel idealizmin baglanndan kurtulmustu. Doga, ken-dinde olmasa bile, en azmdan doga felsefesi ic;in bir turetilmis-olan,

    30

    1. - { .: 1 ] ',~ ~,I

    konmus-olan degil, bir i lk-olan, bagrmsiz-olandr. Ve boy Ieee doga,Fichteci idealizme karsit dusen bir anlam kazanmaktadir , Ne ki, doga-run idealizmde ve idealizm icin taldlgl anlam, yani dog a felsefesinetamamen karstt olan anlam, eskisi gibi kendi gercekligini korumah,idealizm de ti im yetki ve savlanyla oldugu gibi kalmahydi. Bu neden-Ie simdi karsmuza Fichteci Ben'in biricik mutlak kesinlesmis bagrm-stzhgl ve hakikati yerine iki bagrmsizhk, iki karsit hakikat, yani dogafelsefesinin hakikatini yadsiyan idealizmin hakikatiyle idealizmin ha-kikatini yadsryan doga felsefesinin hakikati ctkmaktadrr. Doga felse-fesi icin varolan sadece doga, idealizm icin sadece Tin'dir, ldealizmegore doga yalmzca nesnedir, ilinektir (Akzidens), doga felsefesine go-reyse tozdtir, ozne-nesnedir. zekarnn idealizm icin de muhafaza ve de-yam ettirdigi tek seydir. Ancak iki hakikat, iki mutlak-olan bir celiski-dir. Oyleyse, doga felsefesini yadsiyan idealizmle, idealizmi yadsiyandoga felsefesi arasmdaki bu celiskiden nasil kurtulacagiz? Bunun biri-cik yolu, her ikisinin i izerinde soz birligi ett igi yiiklemi ozne haline- ki boylece mutlak-olaru, bagunsiz-olarn elde ederiz- ve ozneyiytiklem haline getirmektir: Mutlak olan Tin ve dogadir. Tin ve doga,tek ve aym seyin, mutlak-olanm sadece yiiklemleri, belir lerneleri, bi-cimleridir. Peki ama mutlak-olan nedir bu durumda? Ve'den, Tin'ledogarun birliginden baska bir sey degildir. Ancak boylelikle ilerlernisoluyor muyuz? Bu birligi daha once zaten doga kavrarrunda gormuyormuyduk? Doga felsefesi, Ben'e karsit bir nesnenin bilimi degil, tersinekendi ozne-nesne olan bir nesnenin bilirnidir , yani doga felsefesi ayruzamanda idealizmdir. Ozne ve nesne kavrarmmn doga kavrarrundabirlesmesi, idealizm tarafmdan yaranlan aynhgm, zihinsel-olanla zi-hinsel-olmayan arasmdaki aynhgin ortadan kalkrnasr, bunun sonucun-da doga ile tin arasindaki aynhgm ortadan kalkrnasiydr. Peki, mutlak-olam dogadan ayiran nedir? Mutlal . ,J 'n mutlak ozdeslik, mutlak oz-ne-nesnedir; doga ise nesnel ozne -nesnedir; zeka da oznel ozne-nesnedir. Aman ne hos! Ne kadar sasrrnci! Burada karsirrnza ansizmidealist dualizrnin goril~ acist Ikmaktadlr yeniden; dogaya verilmisolanlar ayru anda tekrar geri almmaktadir . Doga, nesnellik meziyeti-ne sahip ozne-nesnedir: Yani doga mutlak-olarun boslugunda mual-lakta kalmadigi siirece, doga doga oldugu stirece bir meziyet bir kav-

    31

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    16/68

    rami baska ttirlti ifade ediyorsa, olumlu doga kavrarru nesnellik kavra-rrudir; aym sekilde Tin kavrarru da Tin oldugu stirece mtiphem, isim-siz bir oz olmayip, oznellik meziyetine sahip olma ozelligi gosterenoznellik kavrarmdtr, Peki, simdi baslangrctakinden daha secik mi kav-nyoruz .durumu? Yine eski oznellik ve nesnellik belasi crknuyor mukarsrmiza? Mutlak-olan bil indigi zaman, yani tasanrmn ve hayal gu-ctintin nesnesi oldugu mutlak belirlernesizligin karanligmdan kavra-min 1~lgmacikanldig. zaman, sadece ya Tin olarak ya da doga olarakbilinmektedir. Mutlak-olarun bilimi diye bir ~eyyoktur, eskisi gibi yadoga olarak mutlak-olanm bilimi ya da Tin olarak mutlak olamn bi-limi vardir, yani ya doga felsefesi ya da idealizm; sayer ikisi birlikteolacaksa, ancak ~oyle: Doga felsefesi, sadece doga olarak mutlak-olamn felsefesidir, idealizm de Tin olarak mutlak-olamn felsefesidir.Eger doga felsefesinin nesnesi doga olarak mutlak-olansa, 0 zamanolumlu kavram salt doga kavrarmdrr, yani ytiklem tekrar ozne halineozne, yani mutlak-olan da mtiphem, hicbir anlam ifade etmeyen ytik-lem haline gelmektedir. Bu durumda mutlak-olam hie cekinmeden do-ga felsefesinden silebili rim; ~tinkti mutlak-olan doga gibi Tin icin degecerlidir, bu belirli nesne gibi karsi t baska bir nesne icin de gecerli-dir, 1~lkgibi a grrh k ic in de gecerlidir. Demek ki, mutlak-olan benimicin doga kavrammdan srrf bir belir lemesizlik, bir nihil negativumolarak cikrp gitmektedir, ya da on u kafamdan ctkararruyorsam, 0 za-man doga mutlak olan karsismda yitip gitmektedir. Bu ytizden dogafelsefesi de yalmzca yitip giden belirlemeler ve aynmlar, yani haki-katte yalmzca hayali, farklara iliskin tasanmlar olan, ama bilgilenme-nin reel belirlemeleri olmayan aynmlar ve belirlemeler getirmeyi ba-armltlr.

    Doga ile olumsuz bir iliski icinde bulunan Fichteci idealizmin kr-srthligma karsihk, Schellingci felsefenin olumlu anlarm iste bu neden-Ie sadece doga felsefesinde yatmaktadir , Bu ytizden dog a felsefesininyaraticisuun mutlak-olaru salt reel yamyla betirnlemis olmasma a~-mamak gerekir; cunku ideal yarumn betimlenisi aslmda Fichteciliktekidoga felsefesinin ardmda bulunuyordu. Ancak ozdeslik felsefesi yiti-rilmis bir birligi, mutlak-olan olarak, ortak, ama Tin ve dogadan farkhbir oz olarak cisimlendirecek sekilde olmamak tizere yeniden kurmak- .

    32

    ra yd i: c un ku bu mutlak-olan, idealizm ve doga felsefesinden olusrnuskukulu bir hunsaydr, doga felsefesinin yaraticismm hem idealisthem de doga felsefecisi olmasi nedeniyle ortaya cikan celiskiden dog-mutu; ancak bu durum, birlik kavrarm ozne-nesne olarak doga kavra-rrn oldugu silrece, yani doga tekrar eski halinegetirildigi silrece boy-leydi.

    Kant, aklm olumlayicr, rasyonel suurlanru y an hs a nlam rs ve yo-rumlarms, onlan engeller diye tarumlarrusnr. Engeller keyfi, olmasigerekmeyen, kaldmlabilir srrurlardrr. Ozdeslik felsefesi bu engellerleaklm ve felsefenin olumlu suurlanru da reddetrnistir. Dusunme ilevarhk'm ya da gorus'un birligi ozdeslik felsefesinde sadece dusunme-nin imgelemle birligiydi. Felsefe simdi guzel, siirsel, zevkli, roman-tik, ama buna karsihk transendent, bosinanch, kesinlikle elestirisizhale gelmistir. TUm elestirilerin ilk kosulu, oznel-olanla nesnel-olanarasmdaki aynrn ortadan k al kr ru st rr . A y rr an ve belirleyen dusunmesadece sonlu, olumsuz bir faaliyet icin gecerliydi.

    Hegel bu felsefede ve bu felsefeyle birlikte felsefe yaprnaya basla-rmsnr, ancak kurucusuna bagunh bir ogrenci olarak degil, dostlanylabirlikte dostu olarak. 0 felsefeyi icine dti~ttigti yoz durumdan ctkara-rak imgelem alarunda yeniden kurmustur. Bir Hegelci, hakh olarakAristoteles'in Anaxogoras h ak ki nd a s oy le di kl er in i ona uygulamisnr:Hegel doga felsefecileri arasmda, trpki sarhoslar arasmdaki biricikay rk kisi gibi g or unm ek te dir . D ils un me ile v ar hk 'm b ir lig i Hegel'derasyonel, ama e le st ir iy i a sma ya n bir anlam kazamr. Hegel'in ilkesi dil-sunen Tin'dir. Hegel rasyonalizm ogesini, yani anhg. mutlak-olamnbir momenti olarak felsefeye katmisnr. Buna iliskin metafizik ifade suonermedir: Olumsuz-olan, aynmli-olan icsel diisunmeye nesnel-olansadece olumsuz, sonlu diye degil, tersine olumlu, cevheri diye anlasil-mahdir. Boylece Hegel olurnsuz, elestirel bir oge kanyordu kendine.Ama onu ayru zamanda mutlak-olan ideasIbelirlemekteydi. Hem deanhgm ya da bicim ilkesinin -{Jnun icin her ikisi de birdi- eksikligi-ni gormesine, bu ilkeyi ayrn yere koyarak mutlak-olaru Schelling'tenba~ka ttirlti belir lemesine, yani bicirni bir cevheri-olan dtizeyine yti-celtmesine karsm: Boylelikle bicim tekrar salt bicimsel-olan anlarmruahyor, anhk da yine olumsuz bir anlam kazaruyordu, lcerik hakikidir,

    33

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    17/68

    speki.ilatiftir, derindir, ama kavram, bicirn eksiktir. Kavr~,.bifi:~m, an-hk cevheri olarak kondugunda. icerigin bulunmayrsi eksiklik diye an-Iasihyordu. Ama icerik hakiki oldugunda, bu eksiklik ~alt bic;im.selbireksiklikti; yukanda Hegel' in yonterni icin soylenenlerin karun I~t~b~noktada yatrnaktadir. Bu yi.izden bicimden, kavramdan ba~ka. ~Ifi:~lrsey felsefeye ait degildir. Felsefe kendi icinde i~e~gi, kav~am bWlm.m-de kendine katugi si.irece, kenditiglnden uretmesi gerekirken, 0 ymede verili bir iceriktir; felsefe, cevheri-olanla olmayan, yani tasanrrun,duyusalhgin ozel bicimini meydana getiren arasmdaki elestirel farkmyardumyla onu kavramak zorundadir . Bu nedenle f~lsefe Heg~l'deelestirel bir anlam tasimaktadrr, ama bu, olu~ul-ele~tlrel (gene~l~c~-kritisch) bir anlam degildir, Olusul-elestirel felsefe, tasanmla verili birnesneyi -fi:i.inki.i Hegel'in dedikleri dolaysrz, yani doga He verili, saltedimsel nesneler icin de gefi:erlidir- dogmatik olarak kanitlamayanve kavramayan, tersine onun kokenini arastiran, nesnenin edimsel birnesne ya da sadece bir tasanm, tamamen psikolojik bir fenomen olupolmadigmdan kusku duyan, bu yi.izden oznel-olanla ne~nel-olan ar~-smdaki farki titizlikle gozeten bir felsefedir. Olusul-elestirel felsefeninbaslica nesnesi, genellikle tali nedenler diye adlandmlan ~ey~erdir;olu~ul-ele~tirel felsefe mutlak-olan kosulunda dtisunen oznel ps~kol~-jik surecleri ve spekulatif gereksinimleri mutlak-olarun stirecleri halt-ne getiren mutlak felsefeye karst, bu iliskiyi bir mecaz'la so.mutla~tl-nrsak, npki kuyruklu yildizlan ya da baska garip fenornenleri tan~nmdolaysiz etkilerine baglayan teolojik doga goriisu karsismda fiziksel"a da doga felsefi gortisiin aldigr konum gibi, aym tavn takm~ak~a-~Ir. Hegelci felsefe rasyonel mistik' tir; bu nedenl~ t~~n~~ tektir, ~lIS-nk-olanla rasyonel-olanm bagim, kavramm, kendilerini dus klTlkh~maugratmast, karanhk tasanmlann mistik fi:ekiciligini yrkmasi nede~I~lekatlarulmaz bir celiski olarak goren mistik-speki.ilatif duygulu kisilericin oldugu gibi, rasyonel ogelerin mistik ogelerle .b~gml uyg~~ v:,meyen rasyonel kafalar icin de bu felsefe hem cekici ~e~ ~~eItlc. ldlr.Schelling'in ifade ettigi ve felsefenin on saflanna getirdigi sekliyle,Hegel tarafmdan, bicimsel de olsa, gercek ,yer i~e, y~~i sonu~ olarakfelsefenin sonuna konulmasina karsin Hegel de bile hala terneli olustu-ran ekliyle oznel-olan ve nesnel-olanm birligi, felsefe icin verimsiz

    34

    ve de zararh bir ilkedir, ~i.inki.ibu ilke oznel-olanla nesnel-olan arasm-daki farki ozellikle kaldtrmakta, olusul-elestirel dusunmeyi, kosulabagh dusunmeyi, hakikat sorununu sonucsuz birakmaktadrr. BoyleceHegel de, oznel gereksinimleri ifade eden tasanmlan nesnel hakikatdiye yorumlarrusur, cunku bu tasanmlara duyulan gereksinimin kay-nagirn arasnrmarrus, hazrr sermaye olarak benimsernistir; inceledigi~eyleri hesaba katrms olsa da, bunlar hala cok kuskulu birer niteligesahiptirler; Hegel tali-olam asli yapmis ve esas asli-olarn ya goz onil-ne almamis ya da tali diye bir yana birakrrusur; tikel, goreli rasyonelolam kendinde ve kendi icin rasyonel diye gostermistir. Olusul-elestirel arastirmarun eksikligi nedeniyle Mannk'm hernen baslangi-cmda, mutlak-olan ideasma cok yakm bir tasanrmn, yani hiclik 'in na-sil bir rol oynadiguu goruriiz. Peki ya, bu hiclik de ne oluyor? "Aristo-teles'in golgesinde!" hiclik, mutlak sekilde di.ii.ince ve akilyoksunlugudur.' Hiclik asia dusunulemez, ~i.inki.i,Hegel'in de dedigigibi dusunme belirlemedir; eger hiclik dusunulseydi, belirli olacakn,yani arnk hiclik olmayacakti. Olmayan, dogru bir bicimde ifadeedil-digi gibi, yi.iklemsizdir. Olmayan hakkmda hicbir bilgi yoktur." Hicbirkavrama uymayan seylere hiclik denir (Wolf). Dusunme sadece var-hk'i dusunebilir, ~ilnkil kendi de olmakta olan, edimsel bir faaliyettir.Pagan filozoflara, maddenin, dunyarun oncesiz-sonrasrzhgmi asmadi-lar diye serzeniste bulunulmustur, Madde onlar icin yalrnzca varhkanlarmru tasiyordu, varhk'm duyusal ifadesiydi; bu yi.izden onlan, sa-dece dusunduler diye suclarruslardir, Acaba Htristiyanlar oncesiz-sonrasrzhgi, yani varhk'm gercekligini ortadan kaldirrnrslar rrudir?Onlar ayru seyi sadece ozel bir varhk'a, kendinin nedeni diye, baslan-gl~SIZvarhk diye dtisundukleri tannsal varltk'a tasmuslardir. Dusun-me varhk'm disma pkamaz, ~ilnkil kendi disma cikamaz, ~i.inkilsade-ce varhk'i koymak, vazetrnek akildir, ~i.inkilolmus-olan diye varhk'mkendi degil, sadece herhangi bir varhk dusunulebilir. Diisunme faali-yeti, baslangrcsiz varlik kavramim ilk ve son kavram diye kabul ede-rek kendinin eksiksiz, reel bir faaliyet oldugunu tasdik ve teyid eder.Ardmda hicbir sey bulunmadigi icin spekulatorlere bu denli etkileyicive anlamh gelen Augustinci hiclik sadece mutlak keyflligin ve du-~iince yoksunlugunun ifadesidir. Mutlak keyfilik olarak dunyanm

    35

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    18/68

    nedenini teskil eden baska bir neden tasarlayamam, yani neden olma-yan, yahn, bos bir iradeedimi olarak baska bir neden tasarlayamam;ancak yahn bir irade ediminde akil soner, tilkenir, dusunrnenin cevheriolabilecek bir seyi neden olarak gostermem: soylediklerirn hemen he-men bos sozlerdir; yani kendi bilgisizligimi ve keyfiligimi ifade ede-rim sadece. Hiclik mutlak bir bicimde kendini aldatmadrr, mutlak ken-dinde yalandir. Hicligi dusunmek. kendini curuten dustmmedir.Hicligi dusunen hicbir ey dusunmuyor demektir. Hiclik diisunmeninreddidir; sadece bir sey haline getirerek dusunulebili r. Demek ki, du-~iiniilen anda dusunulmemektedir. cunku her zaman hicligin karsrtrmdusunurum. "Hiclik kendine olan yalm benzerliktir." Acaba? Yalmhk,kendine benzerlik reel belirlemeler degil midirler? Yalm benzerl igidusundugum zaman hicbir sey dusunmuyor muyum? Acaba hiclik,koymak, vazetmek istedigim anda yadsmrmyor mu? "Hiclik tiimiiylebosluktur, belir leme ve icerik yoksunlugudur, kendi icinde farksizhk-t ir." Hiclik kendi icinde farksizhk rmdir? Trpki yaradtlista hicliktenhierligin bir sozde-cevher haline getir ilmesi hiclikten evrenin yaraul-masmda oldugu gibi acaba hiclige hicbir sey koymuyor muyum? Ken-dimi yalanci crkarmadan hiclig] sadece ifade edebilir miyim? Hicliktiimiiyle bosluk mudur? Peki, bosluk nedir? Hicbir seyin bulunmadrgi,ama bir seyin olmast gerektigi, ya da olabilecegi yer bostur: Demekki, bosluk bir kapasitenin ifadesidir. 0 zaman hiclik, deyim yerindey-se, kapasitesi en genis varhk degil midir? 0 kesinlikle belirleme veicerik yoksunlugu mudur? Icerik ve belirleme yoksunlugunu, icerikbelir leme iliskisi olmadan dusunemem: belirleme aracihgiyla olaru di-smda, belir leme yoksunluguna iliskin bir kavram yoktur. "Yoksunluk" .sozciiguyle bir eksikligi, bir kusuru ifade ederim; demek ki, icerigi ,belirlemeyi olumlu, ilk oldugu icin dusunurum: hicl igi sadece hiclikolmayan aracihgiyla dusunurum: hierligi icerikli-olana atfederim, amailiskiyi koydugum yerde belirlemeleri de koyanm. Dtisunrne ne denlibiitiiniiyle belirleyici, yani olurnlayrci faaliyetse, mutlak belirlemesiz-olan, dusunulerek, bir belirli-olan diye dusunulmektedir; yani hiclikdusuncesi bir dustince yoksunlugu hakiki olmayan bir dusunce, birdusunme olanaksizhgr, asia dusunulemeyen olarak belinnektedir.Sayet hiclik gercekten dusunulebilseydi, 0 zaman akil ve akrlsrzhk,

    36

    dtitince ve dusuncesizlik arasmdaki fark kalkardi; 0 zaman akla ge-len, gelmeyen her seyi, hatta en olasi olmayam, en biiyiik anlamsizhgibile dilstlnmek ve hakh gostermek miimkiin olurdu. Bu nedenle hie-likten yaratma da bir dusunce, bir hakikat sayildigt siirece en anlamsizfantaziler, en sacma keramet soytanliklan olasihklar diye gorulmus-tur: Bunlar hiclikten cikan dogal sonuclardi. Kutsanrms bir otoriteola-rak evrenin yaradrlrsirun basmda duran seydi. Hiclik akhn smmdir.Bir Kanter buradan, trpki oteki simrlardan oldugu gibi, aklm klStthhglsonucunu cikanrdr. Oysa hiclik rasyonel bir suurdir, aklm kendi koy-dugu, cevheriliginin ve gercekliginin ifadesi olan bir srmrdir, cunkuhiclik mutlak akilsrzhknr. Eger akil hierligi diisunseydi, 0 zaman akilolmaktan cikardr.

    Ne var ki, "bir seyin ya da hicbir seyin gozlenip, gozlenmemesiya da diiiiniiliip dusunulmemesi bir fark yerine gecer. Demek ki hicli-gi gozlemenin ya da dusunmenin bir anlami vardrr; hiclik bizim goz-lemimizde ya da dusunmemizdedir, ya da daha cok bos dusunmeninve gozlemin kendidir." Oysa bos dusunme, dusunme degildir. Bos dii-sunmek zrrvalamaktir, kuruntudur, ama gercek dusunrne degildir.Hierligi dusunmenin bir anlarru olsaydi -ki bir anlarm gercekten var-dir, 0 da bir dusunrne olmamasrdrr-c- 0 zaman hicligin nesnel bir an-lama sahip oldugu sonucunun crkanlmasi gerekirdi: Boylece bir ~eybilrnemek, biluiek anlamma gelmektedir ve bilgisiz biri hakkinda,onun bildigi bir hictir, dedigim zaman oyle bir yamt alabilirim: Bak,yine de onun bilgili oldugunu kabul ediyorsun; onun bildig] bir hictir,dernek ki 0 bilgisiz degildir. Hiclik koklii, yararli, herhangi bir bicim-de belirli ve rasyonel olmayan seyler icin kisa, duygusal bir ifadedir.Kendisiyle celiskiye dusen sey hicliktir , dedigim zaman, hiclik buradasadece bir totolojidir ve bu ey kendisiyle celiskiye dusmektedir, ken-di kendini curutmektedir, rasyonel degildir'den baska bir anlam tasi-mamaktadir. Hicligin anlarm burada salt di le iliskindir. Ancak bunatekrar karst cikilabilir : "Ama hiclik dusunmede, tasarlamada vb. kendivarhgma sahiptir; bu nedenle soyle denir: Hiclik gerci dustmmede, ta-sarlamadadrr, ne ki bu yilzden sadece dusunme ile tasarlamamn buvarhk olmasi anlarnma gelmez." Tasanm ve hayallerimizde bu duru-mun ortaya cikuguu kabul ediyoruz, ama bu yiizden bunun Mantik'ta

    37

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    19/68

    yer almasi gerekli midir? Zaman zaman hayaleti de tasarlanz, ama buyuzden gercek bir varhk olarak ornegin psikolojide yer almasi rru ge-rekir? Ancak felsefede yeri vardir bunun; ama yalmzca hayalet gorme-nin ve inancuun kokenini arastirmak icin, Gercekten de hiclik speku-latif imgelemin bir hayalinden baska bir ~ey degil de nedir? Tasanmolmayan bir tasanm, dlisunce olmayan bir dusunce, varhk olmayanhayalet gibi bir varhk, cisim olmayan bir cisimdir. Hiclik de npkr ha-yalet gibi, kokenini karanhga borclu degil midir? Duyusal bir bilincicin karanhk tasanmi neyse, soyut bir bilinc icin de hiclik tasanrru ay-m sey degil midir? Hegel soyle diyor: "Burada hiclik varlrk'm mutlaksekilde mevcut olmayrsidrr, nihil privativum'dur, nasil ki karanlik I~I-gm mevcut olmayisi demekse." Boylece burada hiclik ve karanhk ara-smda bir yakmhgm bulundugu itiraf edilmektedir; bu yakmhk su 01 -guda da kendini belli etmektedir: Goz karanhgi ne denli azgorebllirse, zeka da hi~ligi 0 denli az dusunebilir. Ne ki, bu asikaryakmhk bizi onlann ortak kokenine de goturmektedir. Vahk'm karsiuolarak hiclik, cevheri-olmayam cevher diye tasarlayan, yasarrun kar-Isma bagunsiz bir yok etme ilkesi olarak olumu, 1~lgm karsismasanki 1~lgmmutlak sekilde mevcut olmayrsi degil de, kendi icin olum-lu bir seymis gibi geceyi cikaran Dogu imgeleminin bir urunudur. Buytizden 1~lgmkarsisma crkanlan bir varhk olarak gece ne denli az yada cok bir gerceklige sahipse, ayrn ~ekilde varhk'm karsin olarak hie-lik de 0 denli az ya da cok bir nedene ve akilsal gerceklige sahiptir.Yalrnzca insanoglunun hentiz oznel-olanla nesnel-olam ayrramadrgi,oznel izlenim ve duyumlanm nesnel ozellikler haline getirdigi, tasa-nm ufkunun hentiz cok dar oldugu, bulundugu yeri dtinyanm, evreninmerkezi saydigr, bu nedenle 1lgm kaybolusunu gercek bir kaybolusdiye, karanhgi da isik kaynaginm, yani gunesin sonrnesi yokolmasi di-ye gordtigt i ve k-ranhgi, gunes tutulmasinda bile bir ejderha ya da yl-Ian kihgmda isikla savasan ozel, 1lgadusman bir varhk ol~~ak acikla-dlgl caglarda gece, bir cevher, oz haline getirilmistir. Ozel, 1~lgadusman bir varhk olarak karanhgm nedeni, anhksal bir karanhktan ile-ri gelmektedir: 0 sadece bir kuruntudur. Dogada 1lgm reel karsinyoktur. Madde ashnda karanhk degildir, tersine saydamdir ya da yal-mz kendi icin karanhk-olan degildlr. Itk yalruzca, skolastik terimleri

    38

    kullanlrsak, maddenin kendinde bulunan bir potentia'mn, bir olasih-gm actus'u, gercekligidir. Bu yiizden turn karanhklar gorelidi~. Y?-"unluk dahi 1lga karsitl ik olusturmaz. Saydam elmasm ve kristal ing k" ibi k dlogunlugu bir yana birakrhrsa, ornegin ya~a batmlan "agu gt I en 1-liginden yogun cis imler saydam hale gelirler, En yogun, en karanhkcisimler bile ince varaklar halinde kesi lirlerse saydamlasirlar (bkz,Lambert Photometria, 617). Ancak mutlak saydam cisim yoktur,arna bu, -ayrmtlh ampirik nedenler dlmda- cismin tek basmahgm-dan kaynaklamr ve farkh dusunen varhklarca algilanan, degiikligeugrayan tek ve aym dusunce gibi dogaldir. Bu degisim onlann tek ba-~mahgma dayarur; ama bu tek basmahk, bildirimde bulunan, diislince-lerini aciklayan varligm faaliyetine bir karsuhk olusturur demek de~gildir. Hiclik, npki Zerdust gecesi gibidir . Hiclik, dusunme tarzmdakiengellerden biridir; dusunmekten degil, dtitinmeme~ten ka?,n~lanJr.Hi~lik, tek sozcukle hicliktir: bu ytizden dusunme i~m.de ~l~~lf anla~rru yoktur; bu konuda baska eyler soylemek gereksiz; hicl ik kendikendini curtltmekredir. Sadece hayal gticti hi~ligi bir ad haline, arnayalruzca hayali, cansiz bir oze donusturerek bir ad haline getirir. Bunedenle Hegel hicligin olus'unu arasnrrnarms, onu hazrr sermaye ola-rak benimsernistir. lste bu nedenle varhk'in karsin ve bu ttir hicl ik, hiede tumel, metafizik bir karsi thk' degildir. Bu karsnhk daha cok belirl ibir alana, tekil-olusla genel-olus arasmdaki, sadece tasarlayan ve du -sunen bireyle ttir arasmdaki iliski alanma aittir. Ttir, tekil bireye karsri1gisizlik' tir. Dusunen birey tiir bilincini icinde tasrr: demek ki, kendigercek varhgmi asabilir, aym seyi ilgisiz diye farzedebilir ve kendiOlmayrs'im tasanmda ve de gercek varhgmm karsinnda onceleyebilir.Yasamda, olumde, benim icin onernli olan nedir? Benim var olmamya da olmamam kimsenin umurunda degil. Ve oldukten sonra artikne acr duyanm, ne de bilincim yerindedir. Olmayis burada mutlak il-gisizlik ve duygusuzluk durumu diye tasarlanrnakta, bagunsiz hale ge-tirilmektedir. Bu ytizden varhkla hicligin birliginin olumlu anlarm.sa-dece turun ya da tiir bi lincinin tekil-olusa karst ilgisizl igi seklindemeydana crkmaktadrr. Varhkla hicl igin karsm ise yalruz tasanmda- ,dir: cunku varhk gercekliktedir ya da daha cok varhk, gercek-olamnkendidir; ama hiclik, olmayis sadece tasanmda, dusuncededir.

    39

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    20/68

    Ancak Manuk'ta hicligin durumu nasilsa, Hegelci felsefedeki otekinesnelerin durumu da ayrudir. Hegel, bir rastlanti sonucu degil, Kantve Fichte'den bu yana Almanya'daki spekulatif felsefenin ruhuna bagl:kalarak tali nedenleri, sadece ampirik degil, metafizik, yani felsefi ola-rak ele almdrgi yerlerde hakiki diye de anlasilabilen asli nedenler hali-ne getirrnis, dogal temelleri ve nedenleri, olusul-elestirel felsefenin te-rnellerini bir yana birakrnrsur. Sirndi mutlak felsefe ile birlikte asmelestirel bir oznelciligin asmligmdan, elestirel olmayan bir nesnelcili-gin asinhgma dusuyoruz, Daha onceki dogal ve psikolojik aciklamatarzlan kuskusuz yuzeyseldi; ama bu sadece, psikolojide mannk, fizik-te metafizik, dogada akil gorulup, anlasilmadrgi icin boyleydi. Bunakarsihk doga hakiki diye -nesnel akil diye- anlasihrsa, 0 zaman sa-nann oldugu gibi, [elsefenin de biricik kanon'u haline gelir. Sanatta enyuce olan insan ki~iligidir (yalmz dar anlamda degil, edebi anlamdakisilik), felsefede ise en yuce olan insani ozdur. lnsan ki~iligi a rtr k s i-rurh, sonlu bir k is il ik d egi ld ir -yoksa ozan hi e zorluk cekrneden busmirlan kaldirabilir ve ondan daha yuce bir ki~ilik crkarabilirdi->, 0insanoglunda artik tilr degil, cins olarak varolan cesitli hayvan turleri-nin cinsidir. insani oz aruk ozel, oznel degil, tumel bir ozdiir, ~linkiievren insarnn bilgilenme giidusilniln nesnesidir; ama yalnizca kozrno-polit bir oz evreni kendi nesnesi yapabilir. Y i ldizlar gerci dolaysiz du-yusal bir gorusun nesnesi degillerdir: ama onernli olan, onlarm da biz-ler gibi aym yasalara uyduklanm bilmemizdir. Bu nedenle kendinibegenrnislik, dogayi ve ins am asrnak isteyen spekiilasyondur; orneginbize insan kisiliginden daha yuce bir seyler vermek isteyen ama sade-ce yapmacrktan, karikaturden oteye gidemeyen bir sanatta oldugu gi-bi. Kendini begenrnislik, Hegel'e karst crkanldigmdan ve gecerli kilm-digmdan bu yana, pozitivistlerin" spekulasyonudur: cunku, Hegel'in veondan once Kant ile Fichte'nin kendi tarzlannda vermis olduklan an-lamh isareti, uyanyi anlamadiklanndan Hegel'i asrnak yerine, He-gel'in cok aItmda kalrmsnr. Felsefe, kendi hakikati ve butunlugu icin-deki gercekligin bilimidir: ancak gercekligin tecessumu dogadir(sozcugun en evrensei anlarmnda). En derin gizler, ote diinyanm has-retini ceken fantastik spekulatoru cigneyen en yahn dogal nesnelerdeyatrnaktadir. Dogaya donus, selametin biricik kaynagrdir. Dogayi etik-

    40

    sel ozgurlukle celiski icindeyrnis gibi ele almak yanhsn-, Doga bizesadece siradan bir mide vermekle kalmarms, ayru zamanda bir beyintapmagi da kurmustur; bagirsak tumiirlerine denk duen tepeciklerle(papilla) bezenmis bir dil vermekle kalmarms, seslerin uyurnuna, l~l-gm yuce digerkam varhgina hayran kalmak icin kulak ve goz de ver-mistir. Doga sadece fantastik ozgiirlilge karst direni r, ama rasvonelozgurluge muhalefet etmez. Fazladan ictigimiz her bardak sarap, yal-takcihk tutkusunun karurmzr ktzrsnrdigma dair cok patetik ve peripa-tetik bir karun, Yunan agrrbashhgmm (Sophrosyne) dogayla tamamenuyum icinde o ldugunun karntdrr. ~u ilkeyi Stoacrlar, Hiristiyanahlakmm korkuluklan olan keskin Stoacilar bile biliyordu: Dogayauygun, onun geregince yasamak,

    NOTLAR:I.Munnksal denilen yargt ve sonuc bicimleri, akt if dusunme bi\ imler i degild ir ,

    nedensel akil i liskileri degildir. Bu bicirnler bii ti iniin ve bolurnun, zorunlulugun. nede-nin ve sonucun metafizik genellik, ozell ik, tekil lik kavrarnlanru varsaymaktadlrlar; sa-dece bu kavrarnlur vasuasiyla dusunulurler; yani bunlar konulrnus, tiirelilmi~ asli olrna-yan dusunrne bicirnleridir. Sadece metafizik iliskiler rnannksal iliskilerdir _kategorilerin bil imi olarak yalmzca metaf izik hakiki , i crek mantlkur- ,bu Hegel' in de-rin dusuncelerinden biridir. Mannksal denen bicimler suyut, elementer dil bicirnlert-dirler; ama konusrnak dusunrnek degildir - aksi taktirde en geveze kisinin en biiyiikdii~iiniir olmast gerekirdi . Bizim ahsilagelmis dilsunmerniz ise, (az ya dacok) bil inrne-yen , zor anlasr lan, ici rnizde dahice etk i yaratan yabanci bi r yazann "cvi ri sidir . ve man-tiksal denilen bicimler ozgun-olanda degil , sadece bu cevlrlde ge~erlidirler; bu yiizdenycrleri optikte degil, henuz bilinmeyen bir alan olan tin'in dioptrik'indedir.

    2. Burada betimleme ifadesiyle nitelenen seyin adr Hegelci felsefede knvmak'nr.Omegin kavrarn, arnk kendinde yargidi r, ama heni iz b ir yargi olarak k()n~aml~l Ir ;yargi kendinde sonuctur, ama heniiz bir sonuc olarak konmarrusnr, tahakkuk etrnernis-t ir. Oncekiler sonrakileri varsayar, ama bunlann kendileri i~in ortaya ~lkmalan gerekirk i, boylece kendinde ilk olan bu varsayi lanlar da (yani sonrakiler de) tekrar kendiler iic in konulsun. Bu yontem sayes inde Hegel , kendi i~in gercekligi bulunmayan bel ir le-nirnleri baglmslL hale getirrnektedir. Manuk'rn baslangicmda varhgm durumu da boy-

    41

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    21/68

    ledi r. Varhk, reel, gert; ek varhgm sahip oldugu anlamdan baska bir anlama nu sahip tir?o zaman varhk kavrarmyla varolus, reali te, gerceklik kavramlan arasindaki fark nedir?Her halde hit;bir ~ey; ama bu yahtlayr s ve fark gozetis bir ey degil midir? Hegel'inezel rnanhksal i li sk iler d iye bagimsizlasnrdigr sonuc ve yargr bicimler inde de durumaymdir, Olurnlayan, yadsiyan yargilar ozel bir i liskiyi, aracsizhk iliskisini, buna karst-hk tekil , t ikel , t iirnel yargi, ir; :dOOnmeiliskisini ifade etrneliydi. Ancak butun bu farkhyargr bir;: irnleri sadece arnpirik soyleyi~ tarztarrdrr: bu soyleyi larzlannm, rnanhksalbir iliskiyi ifade etrnek icin, once oznenin oze iIi~kin aymmuun, dogasmm, turununyuklern tarafmdan icerildigi bir yarglya indirgenrnesi zorunludur. Sorunlu, yalm yargi-la rda da dururn ayrndir. Kavrarn yargrsuun da konulmasi icin, bu bic imlerin de ozelasamalar olarak konulmas i ve yalm yargi run tekrar aracs iz bir yargi o lmas i gerekmek-tedi r. Ancak bu yargr bicimler i, reel mant iksal b ir i li ski icin neyi ternel almahdir? Bu,sadece yargtya varan iiznede bulunmamakta rrudir?

    3 . Kuskusuz bi limin dogasinda yatan kacuulmaz bir kopus vardi r; ama bunun araci-SIZ olmasi zorunlu degi ldi r. Felsefe bu kopusu, kendin i doga felsefesinden yarataraksaglar.

    4. Hege1ci felsefe de, Fichtecil igi bicirnsel olarak kendine katrrus olmasi gozonuneahnrnaz, arna i t;erigi nedeniyle Kantcrl iga ve Fichtecil ige karsithk olus turdugu kabuledilirse, ancak 0 zaman dogru olarak anlasihr , degerlendir il ir ve hakkmda yargiya van-hr.

    5. Hegel de hir;: ligi dOOncesiz diye tamrnlar. "Daha varolusta (Mantik, c. III, s. 94)dusuncesiz hiclik suur haline gelir."

    6 . Bkz. Ari sto teles, Analyt. Post. Lib . I I., c . 7, 2 ve Lib. I. 10.7 . Yunan fel sefesinde varhkla olmayis 'm kaql thgl, sadece olurn larnayla yads irna,

    hakikat ve yalan anlarmnda gercekl ikle gercekl ikdrsi karsuhguun soyut i fadesid ir . Go-runuse gore, en azmdan Platon'da, bu karsuhk Sofis tlerde hakikatle yalamn karsnhgm-dan baska bir anlam tasumyor, Varhk ve olmayrs'a dair arakavram, ki her ey bununr;:err;:evesindedonrnektedir: yani fark kavrarm iste buradan ileri gelmektedir; r;:OnkOfar-km olrnadlgl yerde hakikat de yoktur; Sofis tl erdeki g ib i herseyin hie farks iz hakiki 01 -dugu yerde, hicbir ey hakiki degildir,

    8. Bu ifadenin anlami icin bkz.: c. VII. s. 128: Dinsel ya da "Pozitif" FelsefeninElestirisi.

    KAYNAK:Ludwig Feuerbach Samtl iche Werke, Hrsg . von W. Bolin undF. Jodi, Stuttgart 1960, c. 2. s. 158-204.

    42

    "felsefenil1 baslangrcr' iistiine (1841)

    Felsefe reel bilimlerden, nesnesmm verili olmamasi ve nesnesiuzerinde dusunmek icin hazir bir ilkeye ve metoda sahip olmamasrylaaynhr. Felsefe varsayunsizdir . Bu varsayimsizhk onun baslangrcrdir,kendisini turn oteki bilimlerden ayiran baslangrcur. Bu varsayimsizhkfelsefenin, b. langrcrnda da meydana cikan kavrarmdir. "Bir ~ey var-saymak demex, veriIi bir seyi daha sonraki arastirmalara temel almakdemektir." J. F. Reiffm1 "Felsefenin Balangici Ustune" bashkli ~ah-masmda baslangrc, felsefenin ilk kavrarm iste boyle belirlenmektedir.Ancak bu belirlenim hie de kusku duyulmayacak kadar kesin, serbestve burada kolayca varsayrldigi gibi varsayimsiz degildir. "Reel bilim-ler" belir li bir varolus asamasma geldikleri zaman nesneleri ve metod-Ian hie kuskusuz verilidir, ama olus stireci icindelerse verili degildir,Bilimin gorevi, tann korusun, nesneyi ortadan kaldirmak degil, nesnelolmayam nesnel hale getirmektir. Ama nesne olmayan bir ey, anlasi-lacagi uzere, verili de degildir. Bu ytizden tum bilimler balangl~ tari-hine, dayanacaklan kesin bir temele sahip degildir. Peki, nesne-olmayan nedir? En somutu, en olagaru, en harcralemi de dahil olmakuzere sadece yasama zevkinin ya da ortak gOrUtinnesnesi olan, amabilimin nesnesi olmayan seylerdir, Hava, bunun cok ogretici ve ilgincbir ornegini olusturur. Hava bize en yakm, bizim icin en onemli, en el-

    43

  • 8/3/2019 feuerbach_makaleleri

    22/68

    zem, en etkili ve rnuzic dis varhklardan biridir; kendisi de uzun surefizikcilerle filozoflan yamlnp, aldatrnamis rmdir; agirhk ve genlesmegibi elementer ozellikleri inceleme konusu haline gelene kadar aradanuzun bir sure gecmernis midir? Bu yuzden "ote diinya, ruhlar alemi"ve buna benzer seyler ya da munasebetsizlikler nesnel-olmayan ve eri-ilmez diye, esrarengiz seyler diye tammlamrsa, bundan daha sacmabir ey olmaz. lnsanlar hava gibi cisimlerin dunyasma henuz yaban-ciyken, ruhlar alemine coktan girrnislerdi; bu dunyarun 1lgmdan cok,baska bir dunyarun 1~lgmda yasryorlardi: yeryuzu hazinelerinin yerinegokyuzu hazinelerini tamyorlardi. lnsana en yakm seyler en uzaktaki-lerdir; ~tinki.ionlan bir sir sayrnamaktadir, oysa bu yi.izden bir sirdironlar; cunku insan icin hem inceleme konusudur, hem de degildir.

    Nesnel-olmayaru nesnel, anlasilmayam anlasthr hale getirmek, ya-ni yasama zevki nesnelerinden birini dusllnme nesnesi, bilgi nesnesiduzeyine yuceltmek -ite bu, mutlak, fclsefi bir edimdir; felsefe, ge-nel olarak bilgi, varolusunu aym edime borcludur. Ancak buradan ~I-kan sonuca gore. felsefenin baslangicr, ozel, reel bilimlerin bilgisindenfarkh bir bilginin degil, genel olarak bilginin baslangrcrdir. Bunu ta-rih kendisi de onaylamaktadir. Felsefe bilimlerin anastdir, Gecmisteoldugu gibi, yeni ~agda da ilk filozoflar doga arasnrmacilanydi. Busatirlarm yazan da, memnuniyet verici bir tarzda, dikkatleri bu konuyacekmektedir: ama gerektigi gibi baslangicta degil, felsefenin sonunda.Cunku felsef i ve ampirik bi lginin baslangrci sayer kokeninde tek veaym edimse, 0 zaman felsefenin gorevi, hemen baslangicta bu ortakkokeni hanrlamakur ve bu nedenden dolayi ise kendisi ile (bilimsel)ampiri arasmdaki farktan degil, daha cok aralanndaki ozdesliktenbaslamaktir. Surec icinde felsefenin ampiriden aynlrnasi mumkilndur;ama ise aynhkla baslarsa, 0 zaman sonunda onunla, istendigi gibi,gercek anlamda bir dostluk asia kuramaz: cunku miinfer it bir baslan-gic yapmasi nedeniyle miinferi t bir bilimin konumundan oteye gece-mez, deyim yerindeyse, ampir inin avandanhklarmdan bir ine sadecedokunrnakla kendini asagrlanrms sanan asm duyarli bir kisinin garipdurumuna duser. Sanki sadece kaztiiyii (kalem) hakikatin araci ve ha-kikati aciklarna orgaruyrms da, astronominin teleskopu, minerolojininhamlaci, jeolojinin cekici, botanikcinin biiyiiteci degilmis gibi. Ancak

    44

    felsefi dusunce diizeyine crkmayan ya da crkmak istemeyen bir ampiridar gOri.ilii,degersiz bir arnpiridir; ama ampiri diizeyine kadar inme-yen bir felsefe de ayrn sekilde yetersiz bir felsefedir, Peki, felsefe am-piri duzeyine nasil inecektir? Sadece ampirinin sonuclanrn ozumseye-rek mi? Hayir! Ampirik faaliyetin de felsefi bir faaliyet oldugunukabul ed,erek; gorme'nin de ayru zamanda dusiinme oldugunu, duyuaraclars run da ayru zamanda felsefenin organlari oldugunu kabulederek. Yeni cragfelsefesinin skolastik felsefeden farkr, ampirik faali-yetle dusunme faaliyetini tekrar birlestirmesi, gercek eylerden yaht-lan.ml~ ~u~iincenin karsisina su ilkeyi crkarmasrdrr: Duyulann sevkve ~d~reslaltmda felsefe yapilmalrdir. Bu nedenle, eger yeni ~ag felse-fesinin ba~l~nglcma geri donersek, 0 zaman felsefenin hakiki baslan-grcma geliriz, Felsefe realiteye sonda .ulasmaz, tersine ise realiteylebaslar, lzlenecek dogal, yani yerinde ve hakiki yol sadece budur; yok-~a.yazann Fichte'den bu yana siiregelen spekiilatif felsefeyle uyumI~mde. tuttugu yol degil. Akil du