saÜ, fen-edebiyat fakültesi, türk dili ve edebiyatı bölümü, azerbaycan- türkmen türkçesi...

16
SAÜ, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Azerbaycan- Türkmen Türkçesi Dersi Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Muharrem ÖÇALAN

Upload: lane-gross

Post on 31-Dec-2015

142 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

SAÜ, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Azerbaycan- Türkmen Türkçesi Dersi. Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Muharrem ÖÇALAN. Türkmen Türkçesi. Türkmen Türkçesi. Karakalpakistan. Karakalpakistan. Türkmen Türkçesi/ Türk men Adı Hakkında. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

SAÜ, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü,

Azerbaycan- Türkmen Türkçesi Dersi

Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Muharrem ÖÇALAN

Türkmen Türkçesi

Türkmen Türkçesi

Karakalpakistan

Karakalpakistan

Türkmen Türkçesi/ Türkmen Adı Hakkında• İlk kez 11. yy.’da DLT’de söz edilen “Türkmen” adının anlamı ve

kökeni hakkında da pek çok konuda olduğu gibi, farklı yaklaşımlar ve izahlar vardır. Bu yaklaşımları topluca ele alan ve derli toplu geniş bir izah çabasına giren makale, Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu’nun makalesidir. ( Kafesoğlu: 1958 ) Bu makalede kelimenin tarihçesi ve söz eden kaynaklardan ayrıntılı olarak bahsedilmekte ve şu bilgiler verilmektedir:

• 1) Kaşgarlı Mahmut, DLT’de bu adın Farslar ve Tacikler tarafından bazı Oğuz grupları için kullanıldığını ve Türkmen adının; Türk+ manend ( <Fars ) ‘benzer, gibi= Türk’e benzer’ anlamında olduğunu söylemektedir. Kaşgarlı’dan başka, Camiü’t Tevarih adlı eserde Reşidüddin, Ebulgazi Bahadır Han Şecere-i Terakime adlı eserlerde de söz edilen Türkmen adının bu anlamlandırması( Türk’e benzer) kabul gören bir izah değildir.

• 2) Armin Vámbery’nin, Türk men(ben): “Türk’üm” anlamlandırması da pek kabul görmez.

Türkmen Türkçesi/ Türkmen Adı Hakkında• 3)Akka piskoposu J. V. Ariac, “Türkmen” kelimesini, “Türk+ Kuman”

birleşmesinden oluşmuş diye izah eder. Kafesoğlu, bu izahı da yakıştırma bulur.

• Bedrettin Aynî, İkdü’l Cüm’a adlı eserinde kelimenin “Türk+iman= İmanlı, inanmış Türk” anlamlandırmasına sahip olduğunu ve İslam’ı kabul etmiş Türkler için bir sıfat olarak kullanıldığını iddia etmekte ve bu iddianın Cihannüma naşiri Neşrî ile İbn Kesir tarafından yinelendiği belirtilmektedir.

• Hüseyin Hüsameddin, “men” Türkçe “büyüklük” anlamı veren bir ektir, Türkmen =Büyük Türk anlamına gelir, demektedir.

• Necip Asım, “man=adam” demektir,“Türkmen= Türk eri” anlamına gelir, demektedir.

• Saim Halim Dilemre, epey bir zorlamayla, Türkmen kelimesini Asurca “tüccar” anlamındaki “tuggar” kelimesiyle ilişkilendirerek “Ticaret yapan Türk” anlamında olduğunu iddia etmektedir.

Türkmen Türkçesi/ Türkmen Adı Hakkında• J. Deny; +mAn :‘büyüklük, üstünlük, fazlalık’ anlamında ektir.

‘ Türkmen’ : ‘Koyu Türk, safkan Türk ‘ anlamındadır diyerek; Türkçedeki kocaman’, ‘Karaman’, ‘şişman’ örneklerini verir. Kafesoğlu, Nemeth, Minorsky, Pritsak, Ligeti, Deny, Vambery, Kakuk gibi Türklük bilimcilerin de desteğini alan bu anlamlandırma, en çok kabul gören görüştür.

• P. Azimov, K. Sarıyev ve F.R. Zeynelov gibi Azerî dilciler ise, henüz kelime anlamlandırmasının tam olarak açıklanamadığını düşünmektedirler.

• M. Saray; Türkmen Tarihi adlı eserinin giriş kısmında, Türkmenlerin Oğuzlardan olduğunu söylemekte ve Türklerin 10. Yüzyıldan itibaren İslamiyet’i kabul ettiklerini, Müslüman Oğuzların büyük bir kısmının batıya doğru geldiğini, doğuda kalan ve henüz Müslüman olmamış Türkler için “Türkmen” tabirini kullandıklarını, söylemektedir. ( Saray: 1993, s.13 )

Türkmen Türkçesi/ Türkmen Adı Hakkında• BİZ NE DÜŞÜNÜYORUZ?

• Diğer izahları da dikkatten uzak tutmamak kaydıyla, Prof. Dr. Zikri TURAN’ın; Türk kelimesini “tir-” fiilinden türeme olarak izah etmesini de dikkate almak gerektiğini düşünüyoruz. Tir-ig>>Türk adlandırma süreci doğru ise, Tirig+men >> Türkmen izahı da imkan dahilindedir.

• Oğuzların tarihte bilindiği dönemden beri diğer Türk boyları arasında derleme-toplama işlevini sıkça yerine getirdikleri gerçeğine tevafuk eden kelime kökü mânası da manidardır.

Türkmen Türkçesi/ Türkmenistan Tarih/ Coğrafya• Tarihçe: Türkmenler, Batıya göç etmeyen Oğuz grubu olarak

bilinmektedir. Mehmet Saray, 10. Yüzyıldan itibaren İslamiyet’i kitleler halinde kabul eden Türk boylarının içinde henüz İslamiyet’i kabul etmeyen Oğuz gruplarına «Türkmen» denildiğini söylese de (Saray 1993:13 vd.)Türkmenlerin yaşadıkları coğrafya ve yer aldıkları devletler göz önüne alındığında, bu düşünceye biraz şüpheyle bakmak gerekmektedir. Gazneliler’in hakimiyetlerini kabul etmeyişleri, onların İslam’ı kabul etmemiş Türk uruklarından olduklarını açıklamaya yetmez.

• F. Sümer’in belirttiğine göre; Tuğrul ve Çağrı Beylerle birleşip Gazneliler’i yıkarak birlikte kurdukları Selçuklu İmparatorluğu’nun kuruluşunda önemli bir rol üstlenen Türkmenler, Selçukluların sürekli batıyla uğraşması yüzünden doğuya ilgi göstermemeleri sebebiyle de Sultan Sancar zamanında Selçuklulara isyan etmişlerdir. Bunlara bakarak Türkmenleri «İslam’ı kabul etmemiş Oğuz boyu» olarak nitelendirmek, gerçekle bağdaşır bir tespit olarak gözükmüyor.

Türkmen Türkçesi/ Türkmenistan Tarih/ Coğrafya• Tarihçe: Türkmenlerin Selçuklulara isyanını müteakip başlayan ve

Türk dünyasında çok önemli değişikliklere neden olan Moğol istilası esnasında Türkmen boyları da parçalanmışlardır. Bir kısmı Maveraünnehir, Horasan ve Mankışlak bölgesinde kalırken bir kısmı da Anadolu ve Azerbaycan’a yerleşmişlerdir.

• Maveraünnehir’de ve Horasan’da kalan Türkmenler önce Moğolların, sonra Timurilerin egemenliğine girmiş, 1693-1700 arasında Kalmukların, sonra Hive hanlığının daha sonra da Afşarların ( Nadir Şah ) kısa dönemlik egemenliklerine girmişler fakat Hiveliler ve İranlılarla uzun süren mücadeleler sonunda 1860 yılında Kuşid Han yönetiminde bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Kısa süren bağımsızlıkları, 1873- 1884 arasındaki tarifi imkansız katliamlarla süren Rus baskıları ile son bulmuştur. ( İslam Ans. C 12 II, 661-672 ) 1916’da Türkistan Türklerinin Ruslara karşı başlattığı ayaklanma da sonuç vermemiş, Bolşevik ihtilaliyle devam eden Rus hakimiyeti, 27 Ekim 1991’e kadar sürmüştür. Türkmenistan, Sovyetlerin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan 5 Türk cumhuriyetinden biridir.

Türkmen Türkçesi/ Türkmenistan Tarih/ Coğrafya• Bugünkü Türkmenistan:36-43 Kuzey enlemleri ile 53-66 Doğu

boylamları arasında yer alan Türkmenistan, 488.100 km² yüz ölçüme sahiptir. Başkenti Aşkabat‘tır. Ülke topraklarının %95’i deniz seviyesinden 150-300 metre yükseklikteki düzlüklerden oluşur. Güneydeki Kopet ve Kuzintav dağları dışında büyük düzlüklerden ve çöllerden oluşan ülke toprakları dünyanın en büyük çöllerinden biri olan Karakum çölü de bu düzlükler içinde yer alır.

• Tam bir kara ikliminin hakim olduğu Türkmenistan’da sıcaklık +40°/ - 33° arasında oynar. Yağış azlığı yüzünden akarsuları da azdır. Ceyhun ( Amuderya), Murgap, Tecen ve Etrek dışında akarsuyu yoktur. 6.000.000’a yakın nüfusu olan Türkmenistan, tarıma dayalı bir ekonomiye sahiptir. Özellikle pamuk, tahıl, sebze ve meyve üretimi ile hayvan besiciliğinin bolca yapıldığı ülkede petrol, doğalgaz, kimya sanayii, tekstil gelişmiştir.

• Ahal, Balkan, Daşhovuz, Levap ve Marı ( Merv) olmak üzere beş eyalete dayalı başkanlık sistemi ile yönetilen ülkede resmî dil Türkmence’dir. 1992 Türk Dünyası Kurultayı’nda alınan karar uyarınca biraz farklılıklar içermesine karşın Latin alfabesi kullanılmaktadır.

Türkmen Türkçesi/ Dil ve Edebiyat• Oğuz grubu şivelerinin doğu kolunda yer alan Türkmen Türkçesi hem

Oğuz grubu karakteristik özelliklerini hem de Kıpçak ve Çağatay Türkçesi özelliklerini bünyesinde barındırır. Örneğin:

• Oğuz grubunda görülen #b > #v sızıcılaşması, Türkmen Türkçesinde gerçekleşmemiştir. ( bol- «ol-», bar «var»…)

• Aslî ünlü uzunluklarının daha da yaygınlaştırılarak muhafaza edilmiş olması da Türkmen Türkçesi için ayırt edici bir özellik olarak önemlidir.

• Ortak edebî eserler döneminin baş yapıtlarından sayılan Ahmet Yesevî’nin Divân-ı Hikmet’i, Âli’nin Kıssa-i Yusuf’u Türkmen Türkçesi’nin ilk eserleri kabul edilmekte ise de asıl Türkmence özelliklerini içeren edebî eserler 18. yüzyıldan itibaren verilmeye başlanmıştır.

• Uzun süre ortak bir yazı dilinin bulunmayışı ve siyasî tarihlerindeki çalkantılar sebebiyle bir çok ağzı bulunan Türkmen Türkçesi için ortak yazı diline 1925’ten beri Yomut ağzı esas alınmıştır.

Türkmen Türkçesi/ Dil ve Edebiyat• Sözlü edebiyat ve Halk edebiyatının 18. Yüzyıla kadar çok zengin bir

şekilde yaşatıldığı Türkmen edebiyatında, Türk dünyasının hemen hemen her yerinde ortak eserler olarak bilinen; Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha, Tahir ile Zühre, Aslı ile Kerem gibi halk hikayeleri halk arasında çok yaygınlaşmıştır.

• Özellikle Köroğlu destanı, Şahsenem ile Garip hikayesi, Türkmen edebiyatında çok sevilen hikâyelerdir.

• Türkmen Türkçesi, Çağatay Türkçesini çok iyi bilen Mahtımgulı ( 1730-1780)’nın yerel Türkmen ağzını tercih ederek şiirlerini yazmış olması sayesinde bir yazı dili haline gelir. Mahtumgulı’dan sonra Seydî, Gurbandurdı Zelilî, Mollanepes, Talibî, Miskin Kılıç gibi şair ve yazarlar 20. Yüzyıla kadar Türkmen edebiyatında isimleri zikredilmesi gereken edebî şahsiyetlerdir.

• 19. Yüzyılın sonlarında Rusya’nın egemenliğine giren Türkmenistan’da siyasî çalkantılardan doğal olarak Türkmenistan edebiyatı da etkilenmiştir.

Türkmen Türkçesi/ Dil ve Edebiyat• 1920’den sonra basit bir fon halinde ele alınan tarihî temalar ağırlıklı

tiyatro ve hikaye türü öne çıkmaya başlayan Türkmen edebiyatı zamanla daha fazla siyasetin baskısı altında kalmıştır.

• Karşı çıkanların öldürüldüğü ya da tutuklandığı ( Abdılhekim Gulmuhammedov, Oraz Vepayev, Oraz Taçnazarov, Hocanepes Çarıyev / Öldürüldüler./ Berdi Karbabayev, Garaca Burunov, Şalı Kelikov, Ruhı Alıyev, Hıdır Deryayev / Tutuklandılar/) 1920-45 arasındaki dönemde bile Türkmen edebiyatı gelişmeye devam etmiştir.

• 1945-60 arası 2. Dünya Savaşı sonrasının siyasî etkileri doğal olarak edebiyata da yansımış ve barışı öven, her şeyi pürüzsüz gösteren övgücü ve kuru bir edebiyatın hakim olduğu Türkmen edebiyatında ellili yılların sonlarına doğru toplumsal olaylara cesaretle yaklaşan ve bedelini ödeyen şair ve yazarlar da yetişmiştir. Ata Govşudov, Güseyin Muhtarov bunlardan bazılarıdır.

Türkmen Türkçesi/ Dil ve Edebiyat• 1960-90 arası Sovyet rejiminin artık yürümesinin mümkün olmadığını

halkın anlamaya başladığı yıllardır. Mevcut düzenin ve önceki dönemlerin eleştirilmeye başlandığı bir süreç olan bu dönemde özellikle ironi, mecaz, istiare ile de olsa hicvin, eleştirinin örneklerini görmenin mümkün olduğu Türkmen edebiyatında Berdi Gulov, Taçmammet Cürdekov ve Gurbangılıç Hıdırov, önemli isimlerdir.

• Roman ve hikâyede; Beki Seytekov, Berdi Sultanniyazov, Narıman Cumayev, Yazmırat Mammediyev, Tirkeş Cumageldi ve Berdi Karbabayev anılmalıdır. Şiirde, Ata Atacanov, Durdı Haldurdı, Gara Seyitliyev, Berdi Gurbannesepov, Allaberdi Hayıdov’un isimleri zikredilmelidir.

• Bağımsızlık döneminde ise doğal olarak bağımsızlık ve milli uyanış, milli tarih, milli gurur ve şuur konuları öncelikli edebî eserler ağırlık kazanmıştır. Kakacan Aşırov, Muhammetnur Gurbangılıcov, Ahmet Gurbannesepov… tiyatroda, Övezdurdı Nepesov romanda, Ağageldi Allanazarov, Kasım Nurhadov, Nurı Bayramov, Hemra Şirov gibi isimler de çocuk edebiyatında önemli eserler vermiş isimlerdir.

Türkmen Türkçesi