sy kızıl bayrak 12-18

32

Upload: kizilbayrak

Post on 30-Mar-2016

246 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak 2012-18/4 Mayıs

TRANSCRIPT

Page 1: SY Kızıl Bayrak 12-18
Page 2: SY Kızıl Bayrak 12-18

2 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak

İÇİNDEKİLERCoşkulu, yaygın ve kitlesel

1 Mayıs…...........…….......................... . 3

BDP heyetinin ABD gezisi….......…. .. . 4

Yüzbinlerce işçi ve emekçi Taksim

Meydanı’nı doldurdu...….. . . . . . . . . . 5-6

İzmir’de coşkulu ve kitlesel

1 Mayıs.........................................….......7

Ankara’da kitlesel ve coşkulu

1 Mayıs!........................................….......8

Bursa’da iki 1 Mayıs... ..... . . . . . . . . . . . 9

Türkiye’nin dört bir yanında

1 Mayıs kutlamaları.….... . . . . . . . . 10-11

Kürdistan’da kitlesel 1 Mayıs... . . . 12-13

1 Mayıs’ta iş cinayetleri... ...… . . . . . . 14

TOGO’da direniş başladı!.....… . . . . . . 15

Devrimci mirası yaşatmak,

daha ileriye taşımakla

mümkündür! . . . . . . . . . . . . . . . . . 16-17

1 Mayıs dünya genelinde coşkuyla

kutlandı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18-19

Almanya’da 1 Mayıs....... . . . . . . . . 20-21

Avrupa’da 1 Mayıs.....….. . . . . . . . . . . 22

Özelleştirmenin önündeki hukuki engeller

kaldırıldı....….. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .23

“Karar; cezasızlıktır, karar beraattir,

karar yargısız infazı

aklamaktır!”….....…... . . . . . . . . . . . . . 24

Karadağ cinayeti davasında 7.

duruşma........... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25

Fethiye davası üzerine.... . . . . . . . . 26-27

İzmir Öğrenci Kurultayı

üzerine... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28-29

“Dilimin sınırları,

dünyamın sınırlarıdır!”. . . . . . . . . . . . . 30

Mücadele Postası . . . . . . . . . . . . . . . . . 31

Kızıl BayrakHaftalık Sosyalist Siyasal Gazete

Yönetim Adresi:Eksen Yayıncılık Molla Şeref Mahallesi,

Simsar Sokak, No: 5, D: 3 Fatih / İstanbulTlf. No: (0212) 621 74 52

e-mail: [email protected]: http://www.kizilbayrak.org

http://www.kizilbayrak.net

Baskı: SM MatbaacılıkÇobançeşme Mh. Sanayi Cd. Altay Sk. No 10 A Blok

Yenibosna / Bahçelievler / İSTANBUL / Tel: 0 (212) 654 94 18

Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012Fiyatı: 1 TL

Sahibi ve Y. İşl. Md.: Ayten ÖZDOĞANEKSEN Basım Yayın Ltd. Şti.

Yayın türü: Süreli Yaygın

CMYK

Kızıl Bayrak’tan...Kızıl Bayrak’tan...

Kızıl Bayrak’tan... Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü1 Mayıs, tüm dünyada ve Türkiye’de büyük bircoşku, kitlesellik ve yaygınlıkla kutlandı.

Dünyanın bir dizi ülkesinde milyonlarca işçi veemekçi alanlara çıkarak kapitalist sömürüye, faşistbaskıya, ırkçılığa, emperyalist savaş ve saldırganlığa,işsizliğe, açlık ve yoksulluğa karşı öfke ve tepkisiniortaya koydular. Yeni bir dünya ve geleceközlemlerini dile getirdiler.

1 Mayıs Türkiye’de de 110 merkezde yüzbinlerceişçi ve emekçinin katıldığı miting ve eylemlerlecoşkulu ve kitlesel bir tarzda kutlandı. Bu yılki 1Mayıs kutlamaları gerek kitleselliği, gerek coşkusugerekse yaygınlığı bakımından geçen yıllardaki 1Mayıs kutlamalarına göre daha güçlü gösterileresahne oldu. 1 Mayıs kutlamaları aynı zamanda baştaDiyarbakır almak üzere birçok Kürt ilinde degerçekleşti.

Kuşkusuz kutlamaların merkezi TaksimMeydanı’ydı. Dost-düşman tüm güçler, gözleriniTaksim’deki 1 Mayıs kutlamalarına dikti.

Taksim 2012 1 Mayısı, kitleselliğin ve mücadelekararlılığının öne çıktığı görkemli gösterilerdenbirine daha sahne oldu. 500 bin işçi, emekçi ve gençtek yürek halinde sermaye devletinin faşist baskı veterörüne, emperyalist savaş ve saldırganlığa,kapitalist sömürü ve yıkım politikalarına karşı tepkive öfkesini dile getirdi.

Dinci-gerici AKP’nin Truva atları vasıtasıyla 1Mayıs’ı bölmeye ve dolayısıyla zayıf düşürmeyeyönelik hesapları büyük ölçüde boşa çıkarıldı.Sendikal ihanetin sınıf saflarından sökülüpatılmasının zeminlerini güçlendirdi.

1 Mayıs tablosu aynı zamanda Amerikancısermaye hükümetinin sosyal yıkım politikalarınınsonuçlarına, Kürt halkının haklı ve meşrumücadelesine karşı yürütülen imha ve inkarpolitikalarına, bölge halklarına yönelik saldırganlığave savaş çığırtkanlığına, gençliğin geleceksizliğe vekaranlığa mahkum edilmesine karşı önemli birmücadele dinamiğinin ve potansiyelinin biriktiğini degösterdi.

Gazetemizin bu sayısında 1 Mayıs gündeminegeniş bir yer ayırdık. Dünyadaki ve Türkiye’deki tüm1 Mayıs kutlamalarına en geniş biçimde yer vermeyeçalıştık.

2012 1 Mayısı’na ilişkin bu geniş sunumun 1Mayıs’ın tablosunun doğru ve isabetlideğerlendirmelere konu edilmesi bakımından işlevselolacağı inancını taşıyoruz. Okurlarımızın 1 Mayıstablosunu bu gözle değerlendireceklerini umuyoruz.

Kuşkusuz sınıf devrimcileri 1 Mayıs tablosunukendi cephelerinde çeşitli yönleriyle ele alıpdeğerlendireceklerdir. Bu tablodan çıkarmalarıgereken dersler ve deneyimler mutlaka olacaktır.

Bahar dönemini yaygın ve etkili bir faaliyete konueden sınıf devrimcileri, 1 Mayıs’tan aldıkları güçleönümüzdeki döneme yüklenmeli, 1 Mayıs’ın açığaçıkardığı mücadele dinamiklerini örgütlemekkonusunda seferber olmalıdırlar.

Sosyalizm Yolunda

KK iitt aapp ççıı llaarrdd aa.. .. ..

Page 3: SY Kızıl Bayrak 12-18

Kapak Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak* 3Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele vedayanışma günü 1 Mayıs, dünyada olduğu gibiTürkiye’de de yaygın, kitlesel ve coşkulu kutlamalarasahne oldu. İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere110 merkezde gerçekleştirilen 1 Mayıs kutlamalarınakatılım yüksekti. Yüzbinlerce işçi, emekçi, kadın vegenç talepleri, özlemleri ve coşkularıyla alanlarıdoldurdular.

Alanlardan yansıyan kitlesellik, coşku ve kızıllık,sermaye iktidarı ile Truva atlarının 1 Mayıskutlamalarını parçalayıp zayıflatma girişimlerininfiyaskoyla sonuçlandığını gösterdi. 1 Mayıs’ı provokeetmeye çalışan devlet görevlileri ile kutlamalarıparçalayan sermayenin Truva atları karşılarındayüzbinlerin mücadele azmi ve coşkusunu buldular.

Sermaye ve emperyalistlerin hizmetindekiAKP’nin hem iç hem dış politikada izlediği saldırganpolitikalara karşı biriken tepki ve öfke, işçi sınıfınınözgürleştirdiği meydanlarda açığa çıktı. Gerici rejiminsaldırılarına uğrayan, hakları gasp edilen, ayrımcılığamaruz kalan, yaşam alanları yağmalanan, geleceklerikarartılmak istenen, kısacası sömürü ve baskıbiçimlerinin bin bir çeşidiyle karşılaşan toplumunemekçi kesimleri, 1 Mayıs alanlarında sorunlarını dilegetirip taleplerini haykırdılar.

Taşıdıkları pankartlar, dövizler, yükselttiklerişiarlar ve dile getirdikleri talepler, yüzbinlerinAmerikancı AKP iktidarının icraatlarına tepkiliolduğunu gözler önüne serdi. Neo-liberal politikalarınyıkıcı sonuçlarına, Kürt hareketine karşı yürütülenkirli savaşa, Suriye şahsında komşu halkları hedef alansavaş çığırtkanlığına ve gelinen yerde sanatçıları davurmaya başlayan gerici faşist saldırganlığa karşıalanlara çıkan yüzbinler, sömürü ve kölelikten arınmış,özgürlük, eşitlik ve kardeşlik içinde yaşayabileceklerisosyalist bir dünya özlemini dile getirdiler.

1 Mayıs alanlarını dolduran işçi, emekçi vegençlerin çoğu reformist kortejlerde yürüdü. Bunakarşın devrimci önderler ile devrim şehitlerine özel birilgi gösterildi, kızıl bayraklar dalgalandırıldı, devrimve sosyalizm şiarları yükseltildi, işçilerin birliği,halkların kardeşliği şiarı onbinler tarafındanhaykırıldı...

Kitlelerdeki devrimci dinamizm ile ufku düzensınırlarını aşamayan reformist parti ve çevrelerinçizgisi çelişik bir tablo yaratsa da, bu durum, ileriişçilerin, emekçilerin ve gençliğin gerçek kurtuluşundevrimde, özgür geleceğin sosyalizmde olduğunuhissettikleri gerçeğini ortadan kaldırmıyor. İlerici vedevrimci güçlerin, pek çok sorunla karşı karşıyabulunmalarına rağmen 1 Mayıs kutlamalarında özelbir yer tutabilmeleri, işçi ve emekçilerdeki bu bilinçlede yakından bağlantılıdır.

1 Mayıs’ın bu kızıl tablosu egemenleri fazlasıylarahatsız ediyor. Bu rahatsızlığı farklı icraatlarla dışavuran dinci-Amerikancı iktidarla işbirlikçileri, biryandan tehditler savurup ortamı provoke etmeyeçalıştılar, diğer yandan 1 Mayıs’ı sahiplenme pozlarıtakındılar. Bu konuda da uğursuz rolünü oynayan“yandaş” sermaye medyası da, 1 Mayıs’ı “herkesin

bayramı” ilan ederek, sınıfsal özünü ve devrimcimirasını yok etme çabasındaydı.

Tandoğan’da kutlama yapan sermayenin Truvaatlarının işçi ve emekçi düşmanı AKP’li bakanıkürsüye davet etmeleri ise, bu düşkün takımı adınaihanetin üst bir boyuta taşınmasının yanısıra, “1 Mayısherkesin bayramıdır” safsatasını inandırıcı kılmaçabasıdır aynı zamanda. Bu arada yıllardır 1Mayıslar’da işçi ve emekçilerin üzerine polis ordususalan dinci-gericiliğin şefleri de birden “işçi dostu”oluverdiler. Tayyip Erdoğan’dan Abdullah Gül’e,Bülent Arınç’tan Cemil Çiçek’e AKP şeflerinin 1Mayıs mesajları yayınlamaları da, aynı rezil planın birparçasıdır.

Egemenler cephesinin kirli ve sefil çabalarınakarşın, çıkarları birbirine zıt iki sınıfın, uzlaşmaz ikidünyanın karşı karşıya geldiği 1 Mayıs’ta, alanlardanyansıyan coşku ve kitlesellik büyük bir önem taşıyor.Zira dinci-Amerikancı iktidarın pervasızsaldırganlığına rağmen ortaya çıkan devrimcidinamikler, baskı ve zorbalığın işçi ve emekçilerisindiremediğini ortaya koymakla kalmıyor, saldırılarıpüskürtebilmenin potansiyellerine de ışık tutuyor.

Vurgulamak gerekiyor ki, 1 Mayıs alanlarındasergilenen mücadele kararlılığının sermaye iktidarıüzerinde etkili bir baskı oluşturabilmesi ancak

mücadelenin 1 Mayıs alanlarından 2 Mayıslar’ataşınmasıyla mümkün olabilir. Mücadeledinamiklerinin heba olmaması için, neo-liberal yıkımsaldırılarına, faşist baskı ve zorbalığa, saldırganlık vesavaş politikalarına karşı mücadelenin aynıkararlılıkla, 2 Mayıslar’da da sürdürülmesi şarttır.

1 Mayıs alanlarında açığa çıkan devrimcidinamiklerin örgütlü işçi sınıfı önderliği altındabirleştirilmesi kritik önemdedir. Bu mücadeledinamizminin 2 Mayıslar’a taşınamaması durumunda,dinci-gerici iktidarın içe ve dışa dönük saldırganlığadevam edeceğinden kuşku duyulmamalıdır. Bupervasız saldırganlığın devamı ise, işçi sınıfı baştaolmak üzere 1 Mayıs alanlarında öfkesini haykırıptaleplerini yükselten tüm emekçilerin daha ağırsorunlarla karşılaşmaları anlamına gelecektir.

1 Mayıs alanları, işçi ve emekçilerin sermaye veemperyalistlerin hizmetindeki dinci gericilerinsaldırılarını sineye çekmek zorunda olmadıklarını,tersine, aynı mücadele azmi ve kararlılığıyla bu gericizorbaları dize getirmenin mümkün olduğunugöstermiştir. O halde işçi sınıfı ve müttefiklerinindevrimci dinamizmini 2 Mayıslar’a da taşımak içinseferber olmalı, 1 Mayıs’a hazırlık sürecindekitempoyu düşürmeden devrimci bir sınıf hareketinigeliştirme mücadelesine dört elle sarılmalıyız.

Coşkulu, yaygın ve kitlesel 1 Mayıs…

Yüzbinler neo-liberal yıkıma, faşistbaskılara, saldırganlık ve savaşa hayır dedi!

1 Mayıs alanlarında açığa çıkan devrimci dinamiklerin örgütlü işçi sınıfıönderliği altında birleştirilmesi kritik önemdedir. Bu mücadeledinamizminin 2 Mayıslar’a taşınamaması durumunda, dinci-gericiiktidarın içe ve dışa dönük saldırganlığa devam edeceğinden kuşkuduyulmamalıdır.

Page 4: SY Kızıl Bayrak 12-18

Güncel4 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Türk sermaye devleti/AKP iktidarı, Kürthareketini ezip teslimiyete zorlamak amacıylayürüttüğü kirli savaşı bahar mevsiminin gelmesiyledaha da tırmandırdı. Washington’daki efendilerindenaldığı desteğin de etkisiyle Kürdistan dağlarını savaşalanına çeviren dinci-gerici iktidar, psikolojik savaşkampanyasını da, “organik gazeteciler”yönetimindeki ‘yandaş/yardakçı’ medya aracılığıylayürütüyor. Kirli savaşı meşrulaştırabilmek içinçırpınıp duran medyadaki tetikçi takımı herhangi biryasa, kural veya ahlaki değer tanımadan uğursuzmisyonunu oynuyor.

Hem yayılmacı emellerine ulaşabilmek hemWashington’daki efendilerine yaranmak için “etkintetikçilik” misyonuna sarılan dinci-Amerikancıiktidarın şefleri, her adımda karşılarına çıkan Kürtsorunundan kurtulmak istiyorlar. Ancak bunu Kürthalkının ulusal özgürlük ve eşitlik taleplerini kabulederek değil, zorbalıkla ezerek, sindirerek yapmayaodaklanmış haldeler. Savaşın tırmandırılması, bukonuda bir an önce sonuca ulaşma histerisinden dekaynaklanıyor.

Pek çok kere vurgulandığı üzere, dinci-gericiiktidarın bu kaba saldırganlığı, Pentagon’un savaşbaronlarının desteği sayesinde mümkün olmaktadır.Bölgesel gericiliğin modeli ve kalesi olarak tahkimedilen dinci-Amerikancı iktidar, bölge halklarınaolduğu kadar Kürt halkına da düşmanlık esasınadayalı bir politika izliyor.

Tüm olgular, savaşı tırmandıran AKP iktidarı ileona destek veren Washington’daki efendileriningündeminde Kürt halkının demokratik taleplerininkarşılanması diye bir maddenin bulunmadığına işaretediyor. Tersine, dinci-Amerikancı iktidarın önceliğine pahasına olursa olsun tasfiye planınıuygulamaktır. Bu konuda zorlanan AKP, ABD’nindesteğinin yanısıra Barzani’yi de kullanmayaçalışıyor. “Çözüme” sundukları Washington destekliplan ise, Kürt halkının haklı taleplerini karşılamayıdeğil, kırıntılar karşılığında Kürt hareketini tasfiyeyitemel alıyor.

Böylesi bir süreçte ABD’ye giden BDP heyetinin,savaş baronları nezdinde destek arayışına girmesi,dikkat çekicidir. Zira başta Kürt sorunu olmak üzerebölgedeki tüm sorunların birinci derecen sorumlusuolan emperyalist güçlerden ezilen halklara faydagelmesini beklemek, eşyanın tabiatına aykırıdır. Buzorbaların ellerinin değdiği her yer -Afganistan,Irak, Libya vb. örneklerde görüldüğü gibi-, yakılıpyıkılıyor.

Görünen o ki, bölgesel konjonktürün, ABD’yiKürt sorununun çözümü yönünde çaba sarfedeceğine dair bir beklenti var Kürt hareketinde.Barzani’yle yapılan üst düzey görüşmelerin ardındanABD Dışişleri Bakanlığı görevlilerinin BDPliderlerini ağırlaması, makale yayınlayan yönetimeyakın bazı isimlerin, AKP’nin artık Kürt sorununaçözüm bulması gerektiğini dile getirmeleri, bu yönlübeklentileri güçlendirmiş görünüyor.

BDP Eşgenel Başkanları Selahattin Demirtaş veGültan Kışanak ile BDP Van Milletvekili Nazmi Gürve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) BaşkanıAhmet Türk’ten oluşan heyetin harcadığı çaba,

ABD’de bazı çevrelerden Kürt sorununun çözümükonusunda beklenti olduğu izlenimi yaratıyor.

Resmi ve yarı resmi kurumlarda konuşmalaryapan BDP liderlerinin programının günlercesürmesi, son günlerde Kürt sorununun çözümükonusunda yapılan açıklamaların sıklaşması, konuyadair yayınlanan makale sayısındaki artış vb… Tümbunlar, emperyalist ABD rejiminin Kürt sorununaiğreti bir çözümü gündeme getirdiği izleniminigüçlendiriyor.

Görünen o ki, başta Suriye olmak üzere bölgehalklarına karşı girişilecek saldırılarda Ankara’dakiişbirlikçi takımını rahatlatmak isteyen savaşbaronları, Kürt sorununu aradan çıkarmaya veyakontrol altına almaya çalışıyor. Belli ki, Ankara’dakiişbirlikçi takımının buna ihtiyacı var. NitekimSuriye’nin yanısıra Irak ve giderek İran’la dagerginlik yaşayan AKP iktidarının son günlerdesıkışmaya başladığı dikkatlerden kaçmıyor. İçeridesavaş yürüten bir iktidarın komşu halklara karşı“aktif tetikçilik” yapmasının zorluğu son aylardakigelişmelerle daha da belirgin bir hal aldı.

Bu koşullarda dinci-Amerikancı iktidar ileWashington’daki ağababaları, Kürt hareketiniteslimiyete zorlayıp, Kürt sorununa iğreti çözümvaat etmeye başladılar. BDP heyetinin ABD gezisi

de bu gelişmelere bağlı olarak gündeme gelmişgörünüyor. Söylendiği üzere gezi öncedenplanlanmış olsa bile, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın şugünlerde müspet bir yanıt vermesi, tam da sözünüettiğimiz son günlerdeki gelişmelerle bağlantılı olsagerek.

BDP heyetinin ABD gezisi sırasında verdiğimesajlar, Obama yönetiminden bir beklentileriolduğu izlenimi verecek cinstendir. Kürt hareketinibir realite olarak kabul ettirme yönünde harcanançaba, sorunların ifade edilişi, önerilen çözüm ve buyönde talep edilen destek ve rejime yakın “düşüncekuruluşları” kürsülerinden dile getirilenler… Tümbunlar, AKP iktidarının ABD’nin baskısıyla çözümeyönelebileceği beklentisinin güçlendiğine işaretediyor.

ABD emperyalizmi ile Türkiye, Suudi Arabistan,Katar gibi tetikçilerin izlediği politika, bölgehalklarını ortaçağ karanlığında boğup köleleştirmeyihedefliyor. Böyle bir politikadan Kürt halkınınpayına özgürlük düşmesi mümkün değil.

1 Mayıs alanlarındaki tablodan da yansıdığıüzere, işçi sınıfı gibi ezilen halkların daözgürleşmesinin yolu, işçilerin birliğini halklarınkardeşliğini pekiştiren mücadele çizgisiningüçlendirilmesinden geçiyor.

BDP heyetinin ABD gezisi…

Washington’daki savaş baronlarıKürt halkının derdine derman olamaz!

Bu koşullarda dinci-Amerikancı iktidar ile Washington’dakiağababaları, Kürt hareketini teslimiyete zorlayıp, Kürt sorununaiğreti çözüm vaat etmeye başladılar. BDP heyetinin ABD gezisi de bugelişmelere bağlı olarak gündeme gelmiş görünüyor.

Page 5: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 5Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

1 Mayıs alanı Taksim bir kez dahayüzbinlerce işçi ve emekçinin katıldığı kitlesel vecoşkulu bir buluşmaya tanıklık etti.

İşbirlikçi-ihanetçi sendikal çetelerin Taksim’denkaçarak 1 Mayıs’ı bölme ve düzen güçlerinin 1Mayıs’ın içini boşaltma girişimlerine rağmen sendikave meslek örgütleri, ilerici ve devrimci sol güçler,demokratik kitle örgütleri ile işçi ve emekçilerTaksim’e akarak alanı hınca hınç doldurdu.

Politik şiarların belirgin bir şekilde öne çıktığı vedevrimci bir atmosferde geçen Taksim 1 Mayısı’ndayüzbinler sermaye hükümeti AKP eliyle hayatageçirilen saldırılara karşı direnme ve mücadele etmemesajı verdi.

Emperyalist saldırganlık, kapitalist sömürü ve faşistbaskı başlıkları üzerinden birçok saldırıya dikkatçekilen Taksim 1 Mayısı’nda, iş cinayetlerine dönüközel vurgular yapıldı. ‘77 1 Mayıs katliamınınsorumlularının yargılanması talebi de Taksim 1Mayısı’nın öne çıkan vurgularındandı. Çok sayıdakonuşmada ifade edilen bu talep, Taksim Meydanı’naasılan dev pankartlarla da öne çıkarıldı.

2012 Taksim 1 Mayısı’nın öne çıkan bir diğernoktası ise çok dilli yönü oldu. Kürt sorunununağırlıklı olarak “demokratik ve barışçıl çözüm”reformist talebi çerçevesinde ele alındığı Taksim 1Mayısı’nda, Kürtçe başta olmak üzere ezilen halklarınanadil talebi belirgin biçimde öne çıkarıldı. Buçerçevede, alandaki yüzbinler 21 farklı dildenselamlanırken, ortak metinlerde ve müzikprogramlarında da Kürtçe öne çıkarıldı.

Taksim 1 Mayısı’nın öne çıkan bir diğer vurgusuise “İşçilerin birliği, halkları kardeşliği” şiarı oldu. Çoksayıda pankartta yer bulan bu şiar, alandan da sık sıkhaykırıldı.

Üç koldan yürüyüşlerle Taksim kucaklandı

Yüzbinlerce işçi, emekçi ve genç üç koldan TaksimMeydanı’na yürüdü. Şişli’den 10.30, Tarlabaşı veGümüşsuyu üzerinden ise saat 11.00 sularındayürüyüşe geçen yüzbinler Taksim Meydanı’nı boydanboya doldurdular. The Marmara Oteli önünde kurulankürsüden ve kürsünün yanındaki dev ekranlardanmiting programını takip eden yüzbinler, oldukça uzun

süren programa ve yoğun sıcağa rağmen slogan vemarşlara gün boyunca ara vermeden katıldılar.

Şişli’den coşkulu ve kitlesel yürüyüş

Şişli kolunun sağ tarafında Sendikal Güç BirliğiPlatformu bileşeni Türk-İş’e bağlı sendikalar ile Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu bileşeni sendikalaryürüdüler. Türk-İş’e bağlı sendikaların arkasında isearalarında BDSP, DHF, Mücadele Birliği Platformu,HDK bileşenlerinden ESP, Partizan ve SDP veDevrimci Hareket’in de bulunduğu sol güçler yürüdü.

BDSP kızıl kortejiyle dikkat çekti

İstanbul’un emekçi semtleri ve sanayi havzalarındahaftalardır Taksim 1 Mayısı’na çağrılar yapan BDSP,saat 9.30’da Şişli Cami önünde toplandı. Komünistleroldukça etkili bir görselliğe sahip olan canlıkortejleriyle ve coşkulu sloganlarıyla dikkat çektiler.

BDSP kortejinin en önünde Marks, Engels veLenin’in resimlerinin yer aldığı sancaklardan oluşanözel bir kortej yer aldı. Sancaklarda Mustafa Suphi,Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya ilebirlikte, parti şehitlerinin fotoğrafları taşındı.

Kitleselliği ve kızıllığı dikkat çeken BDSPkortejinde ana pankart olarak “Parti, sınıf, devrim”pankartı taşındı. Büyük boy BDSP flamalarınınardından ise “Yaşasın Marksizm Leninizm! Yaşasınproletarya enternasyonalizmi!”, “Kahrolsun sermayeiktidarı! Yaşasın sosyalist işçi-emekçi iktidarı!”,“Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!” ve“Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizmekarşı sosyalizm!” pankartları sıralandı. Yüzlerce işçi veemekçinin yer aldığı kortej kızıl bir renge büründü.

BDSP kortejindeki disiplin, atılan sloganlarıncanlılığı ve coşkusunda da kendini gösterdi. Devrim vesosyalizm şiarlarının yanısıra, halkların kardeşliğinevurgu yapan sloganlar atıldı. Yapılan konuşmalarlaücretli kölelik düzenine karşı, devrim mücadelesinekatılım çağrısı yapıldı.

Metal İşçileri Birliği “Kahrolsun ücretli kölelikdüzeni!” pankartı ile kortejde yer aldı.

Alana “Denizler’in yolunda düzenebaşkaldırıyoruz!” şiarı ile çıkan Ekim Gençliğikortejinde de büyük boy flamalar taşındı. “Gençlikgelecek, gelecek sosyalizm! Bijî Yek Gulan, Yaşasın 1Mayıs!” pankartını en önde taşıyan genç komünistlerinsloganlarında da devrim sosyalizm ile halklarınkardeşliği vurgusu vardı. Eğitimin ticarileşmesinekarşı, eşit parasız, bilimsel anadilde eğitim için demücadele çağrısı yapıldı.

Türk-İş’in kaçkınlığına yanıt

Türk-İş’in 1 Mayıs kaçkınlığına karşı tutum alan ve1 Mayıs’a Taksim’de katılarak sağ şeridin en önündetoplanan Sendikal Güç Birliği Platformu bileşenisendikalar pankartlarıyla sıralandılar. Tüm kortejlerden1 Mayıs coşkusu yansırken, Türk-İş’e, sermayeninsaldırılarına ve AKP’ye tepkiler ön plandaydı.

Güç Birliği pankartı arkasında Basın-İş, Belediye-İş, Deri-İş, Hava-İş, Kristal-İş, Petrol-İş, Tek Gıda-İş,Tez-Koop-İş, TÜMTİS, TGS’nin yanısıra Harb-İş,Liman-İş, Haber-İş, Selüloz-İş ve taşeron işçileripankartları dikkat çekti. Özellikle Petrol-İşkortejlerinde genç işçilerin ağırlıkta olduğugözlemlenirken direnişçi Hey Tekstil işçileri de bukortejde yürüdüler.

Belediye-İş kortejinde ise taşeron köleliğine karşımücadele çağrısı yapan pankartlar göze çarpıyordu.Kampana Deri işçilerinin yer aldığı Deri-İş kortejikitleselliği ve coşkusuyla dikkat çekti. Hey Tekstilişçileri düzenli kortejleri, attıkları sloganlarlacoşkularını alana yansıttılar. Harb-İş üyeleri, sendikalihanete “Türk-İş istifa!” sloganı atarak öfkeleriniyansıttılar.

Türkiye Gazeteciler Sendikası pankartı arkasında“Dışarıdaki gazeteciler” pankartı açarak yürüyen basınmensupları, basın üzerindeki baskılara dikkat çektiler.

“No Pasaran” yazılı sarı-lacivert pankartı ileyürüyüşe katılan Fenerbahçe taraftar grubunun kortejioldukça canlıydı.

Sultanbeyli Alevi Gençliği, Dersim DernekleriFederasyonu, Çağdaş Avrasyalılar, ADAM-DER,Altınokta Körler Derneği İstanbul Şubesi ile birlikteçeşitli yöre dernekleri de yürüyüşte yer aldı.

DHF’liler, üzerinde İbrahim Kaypakkaya’nınresminin olduğu “Emperyalist saldırganlığa ve faşistteröre geçit vermeyeceğiz!” pankartı ile birlikte, işcinayetleri, kadına yönelik şiddeti konu alan pankartlartaşıdılar. En önde ellerinde resim ve flamalar taşıyançocuklardan oluşan ayrı bir kortejin yer alması oldukçailgi çekiyordu. DHF, katılımıyla ilgi çekenkurumlardandı.

Şişli kolu Taksim’in ana gövdesini oluşturdu

1 Mayıs katılımının ana gövdesini oluşturan Şişlikolunun sol tarafında önde DİSK’e bağlı sendikalarsıralandı. Bu kolda Enerji-Sen, Oyuncular Sendikası,Devrimci 1 Mayıs Platformu (Emek ve ÖzgürlükCephesi, Kaldıraç, Halk Cephesi, Proleter DevrimciDuruş), Sokak Kültür Derneği, PSAKD ile FenerbahçeSol Açık Taraftar Grubu, Galatasaray Tek YumrukTaraftar Grubu, Beşiktaş Çarşı Grubu’nun aralarında

Yüzbinlerce işçi ve emekçi Taksim Meydanı’nı doldurdu...

“Yaşasın 1 Mayıs! Bijî 1 Gulan!”

1 Mayıs 2012 / Taksim

1 Mayıs 2012 / Taksim

Page 6: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs6 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

bulunduğu bir dizi kurum yürüdü.DİSK içerisinde Genel-İş, Birleşik Metal-İş,

Nakliyat-İş sendikalarının kortejleri katılımları vecoşkularıyla dikkat çekerken Halk Cephesi korteji dekatılım ve disiplini yönünden öne çıkan bir diğerkortejdi. 1 Mayıs alanının genelinde olduğu gibi bukolda da irili ufaklı olan kendi kimliği ve bakışını alanataşıyan özgün kurumlar bulunuyordu. Kadıköy Lisesimezunlarından Mülkiyeliler Birliği’ne, PomaklardanÇerkezlere, Hemşinliler Derneği’nden Alevikurumlarına kadar çok geniş bir yelpazeden katılımvardı. DİSK kortejinin ve Şişli kolunda yer alan ilerici,devrimci örgütlerin toplamında bu kolda kırmızı renkyoğun olarak öne çıktı. Pankartlardan bayraklara,önlüklerden şapkalara kadar işçi ve emekçiler kırmızıbir yol görüntüsü verdiler. Bireysel katılımların da çokbüyük bir kısmı bu güzergah üzerinde gerçekleşti.

DİSK kortejinde coşkulu katılım

DİSK kortejinin en önünde kırmızı karanfillerle 1Mayıs yazılı çelenk taşındı. Yeni saldırı politikalarınahayır! İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” ana pankartındaaçık ağız anahtar taşıyan el figürü dikkat çekti.

İş cinayetlerinde yaşamını yitiren ve yaralananailelerin yakınları, Şişli kolu yürüyüşe başlamadan önceTaksim’e doğru harekete geçtiler. İşçi aileleri“Unutmadık, unutturmayacağız” pankartını açarakyürüyüşe başladılar.

Bursa’dan Bosch işçilerinin de yer aldığı BirleşikMetal kortejinde Gebze, Kocaeli, Trakya, Düzce,İstanbul 1 ve 2 No’lu şubelerinin örgütlü olduğufabrikalar kendi pankartlarını açarak yürüdüler. Büyükbir coşkunun hakim olduğu kortejde Isuzu, Legrand,Penta, Ejot Tezmak, Arfesan, Termo Makine, GüvenElektrik, Alstom, AD Demirel ve pek çok fabrikadanişçiler yürüdü. Örgütlenme mücadelelerini sürdürenSanel Elektronik’ten işçilerin “Faşizme karşı omuzomuza!” sloganı atmaları dikkat çekti. Penta ve Isuzuişçileri de yürüyüş sırasında hep bir ağızdan Avusturyaİşçi Marşı’nı söylediler. Ejot Tezmak işçileri fabrikadagiydikleri kırmızı tişörtleri ve yürüyüş boyunca canlısloganlarıyla öne çıkıyordu. Birleşik Metal kortejindeayrıca kızıl bandanalar takmış olan sendikalı kadınlaryürüdüler.

Yanısıra Lastik-İş, Emekli-Sen, Sosyal-İş’in dearalarında bulunduğu pek çok sendika bu şeritte yürüdü.

Bu şeritte öne çıkan bir başka kortej ise Dev Sağlık-İş ve Enerji Sen kortejleriydi. Taşeron köleliğininişlendiği bu kortejlerin coşkusu ve mücadele isteğigörülüyordu. Direnişteki Samsun Gazi Devlet Hastanesiişçileri ve Adana enerji işçileri de bu kortejlerde yürüdü.

Genel-İş Sendikası’nın kortejinde, Trakyabölgesindeki il ve ilçelerden gelen belediye işçileri ileİstanbul şubelerine üye işçiler yer aldılar. ŞişliBelediyesi’nde çalışan Genel-İş üyeleri görsellikleriyleön plandaydı. İş tulumlarıyla ve renkli büyük boybayraklarıyla dikkat çekiyorlardı. Genel-İş Anadolu

Yakası’ndan işçiler eski genel başkanlarının resmininbulunduğu tişörtlerle alanda yer aldılar. Bu kortejdetaşeron köleliğine dikkat çekmek için elleri zincirevurulmuş işçiler yürüdüler. 1 Mayıs öncesinde işlerinegeri dönen Maltepe Belediyesi direnişçi işçileri deGenel-İş korteji içerisinde yerlerini aldılar.

Oyuncular alanda

Taksim 1 Mayısı’nda, sanatsal özgürlüğe darbevuran ve sanatçıları tehdit eden AKP hükümetine veşeflerine yönelik öfke de oldukça fazlaydı. Sine-Sen,Oyuncular Sendikası ve çeşitli sanat örgüt vederneklerinin de öne çıkan gündemi sanatın üzerindeyoğunlaşan saldırılardı. Ayrıca bu öfke kendisini,Oyuncular Sendikası kortejindeki kitlesel katılımlagösterdi. Birçok ünlü sanatçının katılımıyla ilgi odağıolan Oyuncular Sendikası kortejinde yüzlerceoyuncunun ve bağımsız katılımı dikkat çekti. DİSK’ebağlı Sine Sen de set emekçilerinin sorun ve taleplerinialana taşımanın yanısıra sanatsal özgürlüğe yöneliksaldırıları da gündemleştirdi.

Sol kolda sol hareket ve devrimci güçler arasındaöğrenci gençlik pankartları sıralandı. Farklı illerdenüniversite toplulukları ve kulüpleri bu kolda yerlerinialdılar.

Taraftar grupları da mücadele dedi

Şişli’den yürüyen kitle içerisinde çeşitli taraftargrupları da bulunuyordu. Geçmiş yıllara kıyasla dahayoğun katılım sağlayan taraftar grupları başta SporEmek-Sen korteji ardında olmak üzere çeşitli solgüçlerle birlikte yürüdüler. Fenerbahche ve Beşiktaştaraftar gruplarının “Sivas’ı unutma, unutturma!”sloganı atması ayrı bir anlam taşıyordu.

Sol güçler bu kolun katılımında esas bileşendi.İlerici ve devrimci örgütler sendikalardan sonra alanagirdi. Devrimci 1 Mayıs Platformu, Çağdaş HukukçularDerneği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği bu kolda öneçıkan ilerici, devrimci güçlerdi. EHP, Devrimci Hareket,TKP 1920 alana yoğunluktan kaynaklı olarak çok geçgirdiler.

Gümüşsuyu kolundan yansıyanlar

TTB, TMMOB, İstanbul Eczacılar Odası, İstanbulDiş Hekimleri Odası, İstanbul Serbest Muhasebeciler veMali Müşavirler Odası, İstanbul Veterinerler Odası,Halkevleri, TKP, Öğrenci Kolektifleri, HKP, Yol-İş,CHP ve İP’in yer aldığı bu kolun en önünde TTB veTMMOB kortejleri yürüdü. TTB kortejindeki hekimlersağlıkta dönüşüm ve hekime yönelik şiddete dikkatçektiler. TMMOB ise geçmiş yıllara oranla daha zayıfbir katılımla alandaydı. Suyun Ticarileştirilmesine HayırPlatformu da bu kolda yürüdü.

Beşiktaş’ta toplanarak Dolmabahçe’ye yürüyenTKP, Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri isegörsellikleriyle dikkat çektiler. “Yaşasın komünistlerinbirliği” ana pankartı arkasında sıralanan TKP kortejindeAKP ve Tayyip Erdoğan karşıtlığı öne çıktı. Deri,Kundura ve Tekstil İşçileri Derneği ve TAŞİŞDER bukoldan katıldı.

Tarlabaşı kolundan yansıyanlar

KESK’e bağlı sendikalar Tarlabaşı kolunda sağlı vesollu olarak sıralandılar. Sol şeritte ÖDP, UİD-DER veHas Parti’nin de aralarında bulunduğu kurumlar yürüdü.Kolun sağ tarafında ise KESK’e bağlı sendikalarınyanısıra HDK (ESP, SDP, Partizan dışındaki bileşenleri)sıralandı. KESK’e bağlı sendikalar arasında en kitleselkatılımı geçmiş yıllarda olduğu gibi en fazla üyeye sahipEğitim Sen şubeleri oluşturdu. Eğitim Sen şubelerindeağırlıklı olarak grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı,

KESK’e yönelik baskılar ve Kürt sorunu işlendi. Bu kolda özellikle BDP’nin katılımı dikkat çekiciydi.Kırmızı, sarı ve yeşil renkteki “Biji yek gulan! Yaşasın 1Mayıs!” yazılı tişörtleriyle kortejlerde sıralanan Kürtgençleri, 1 Mayıs alandaki duruşlarıyla da Taksim 1Mayısı’nın öne çıkanlarından oldular.

1 Mayıs kürsüsü, sanatsal özerkliğe vurulmakistenen darbeye karşı mücadele kararlılığınınvurgulandığı bir kürsüye dönüştü. Sanatçı Aslı Öngörenve Levent Üzümcü’nün sunumuyla başlayan program,mitingin ana programı başlayana kadar MustafaAlabora, Rutkay Aziz’in okuduğu şiirler ve oyuncu FıratTanış’ın yaptığı konuşmayla ilerledi.

Miting programı başladığında ise alandaki coşkudoruk noktasına çıktı. Saat 14.00’te tüm Türkiye’deki 1Mayıs alanlarıyla birlikte Taksim’de de hep bir ağızdan“Faşizme karşı omuz omuza!” sloganı yükseldi. 1977,1989, 1996 1 Mayıslarında katledilenlerin isimleriokunarak hep bir ağızdan “burada” denildi.

DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu yaptığıaçılış konuşmasında direnenleri selamladı. DİSK GenelBaşkanı Erol Ekici, Suriye’ye yönelik emperyalistmüdahaleye dikkat çektiği konuşmasında kadıncinayetlerinden kıdem tazminatının gaspına vetoplumsal soruna işaret etti.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, emekçilerin 1Mayıs’ını Kürtçe ve Türkçe selamladı.

TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı ve TTBMerkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu’nun ardındanSendikal Güç Birliği Platformu adına Tez-Koop-İşİstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Rabia Özkaraca Översöz aldı. Türk-İş yönetimine yönelik eleştirilerinisıralayan Över, 1 Mayıs şehitlerini andı.

Direnişçi işçiler kürsüde

Direnişçi işçiler de 1 Mayıs kürsüsünden söz alarakmücadele taleplerini ve dayanışma çağrılarını alandakiyüzbinlerle paylaştı. Çapa taşeron işçileri, MaltepeBelediyesi direnişçileri, Samsun Devlet Hastanesidirenişçileri, Hey Tekstil direnişçileri, Toros Elektrikdirenişçileri ve Kampana direnişçileri kürsüdenyaptıkları konuşmalarda sınıf dayanışmasınıbüyütmenin önemine değindiler.

Maltepe Belediyesi işçileri adına konuşan İlhanYıldırım, enternasyonal dayanışma çağrısında bulunarakAtina, Lizbon, Kahire’deki sınıf kardeşlerini selamladı.1 Mayıs’a işbaşı yapmış şekilde girdiklerini vedirenişlerinin kazanımla sonuçlandığını belirtenYıldırım, Cansel Malatyalı’nın direnişini de selamladı.Yıldırım konuşmasını, “”Yaşasın enternasyonalizm!Yaşasın devrim ve sosyalizm!” diyerek sonlandırdı.

Miting programı, ilerici ve devrimci kurumlar adınaTürkçe ve Kürtçe olarak hazırlanan ortak metninokunmasıyla devam etti. Kürtçe okunan metin ise BDPkitlesinden yoğun alkış aldı.

Taksim 1 Mayısı Koma Asmin, Grup Yorum veKardeş Türküler’in sahne almasıyla sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

1 Mayıs 2012 / Taksim

1 Mayıs 2012 / Taksim

Page 7: SY Kızıl Bayrak 12-18

KESK, DİSK, TTB, TMMOB ve Türk İş’inörgütleyicisi olduğu 1 Mayıs mitingi GündoğduMeydanı’nda 60 bine yakın emekçinin katılımı ilegerçekleşti. Gündoğdu Meydanı’nda alan defalarcadolup boşaldı.

İzmir’de her yıl olduğu gibi, Liman, Basmane,Konak ve Cumhuriyet meydanı ana toplanma yerleriolurken, Türk İş ve Sendikal Güçbirliği Liman kolundaDİSA Basmane kolundan, KESK ve TMMOB ise Konakkolundan alana giriş yaptı.

Alsancak Liman Kolu

Türk-İş ve Türk-İş’e bağlı sendikaların oluşturduğuSendikal Güç Birliği her yıl olduğu gibi AlsancakLiman’da toplanarak Gündoğdu Meydanı’na doğruyürüyüşe geçti. Belediye-İş, Deri-İş, Teksif, Tek Gıda-İş,Yol-İş, Hava-İş, Demiryol-İş, Genel Maden-İş, Petrol-İş,Türk Harb-İş, Türk Metal, Tez-Koop-İş, Basın-İş,TÜMTİS, Haber İş bu kolda yürürken, TÜMTİS, Petrol-İş Aliağa ve İzmir Şubeleri, Türk Metal ve Tez-Koop-İş’in alana katılımı kitleseldi. Bu kolda işçilerin aileleriile katılımı dikkat çekiciydi.

Sendikal Güç Birliği alanda “Ayıramazsınız Yaşasınİşçilerin Birliği” pankartı ile yer aldı.

Sendikal Güç Birliği pankartı ve kitlesinin bir kısmı,canlı ve coşkulu kortejleriyle Türk-İş kortejinin önünegeçti. Bu kolda Billur Tuz ve Savranoğlu direnişçileri,kendi sendikalarının kortejlerinde önlükleri ve aileleriyleyürüdü.

Basmane Kolu

Ağırlıklı olarak DİSK’e bağlı sendikaların yürüdüğübu kolda ana toplanma noktası DİSK Birleşik Metal İş’inönü oldu. Saat 11.00’de BMİS, Genel-İş, Sosyal-İş,Lastik-İş, Emekli Sen, Genç Sen burada halaylar çekerektoplanmaya başladı.

DİSK Genel-İş “Baskılara, sömürüye, savaşa,adaletsizliğe karşı yaşasın 1 Mayıs” ve “Tutuklusendikacılar serbest bırakılsın” pankartları ile 4000’iaşkın kitlesel katılımı ile yürüyüşte yeraldı.

Birleşik Metal-İş de burada toplanarak 4000’e yakınüyesiyleyürüyüşebaşladı.

DİSK’inardından bukolda, HDKana pankartıarkasındaBDP vediğerbileşenleryer aldı.

Konakkolu

KESK Gümrük Telekom önünde toplanma ilan etti.Kitle, 2. kordondan Cumhuriyet Meydanı’na doğruyürüyüşe geçti.

Önde KESK ana pankartının ardından kitleselkatılımı ile Eğitim Sen şubeleri, BES, Haber Sen, SES,BTS, Yapı Yol Sen bu kolda yer aldı.

TMMOB korteji de her yıl olduğu gibi bu koldayürüdü.

Komünistler, DHF, EÖC, Devrimci Hareket, ÇHD,Halkevleri ve ÖDP bu kolda yürüdü.

KESK kolu yine her zamanki gibi renkliydi.Çevreciler, Felsefe öğrencileri, Feministler, Anarşistler,Bisikletçiler, Müzisyenler Derneği bu kolda yürüdü.

Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan TKP, bölgeselolarak 1 Mayıs’a katıldı.

Devrimci önderler ve devrim şehitlerikomünistlerin elinde

İzmir BDSP sabah saatlerinde birçok noktadankaldırılan araçlarla Gümrük Telekom’da buluştu.Komünistler KESK’in ardından yürüyüşe geçti

Kortejin en önünde büyük boy kızıl sancak veardında devrimci önderlerin resimlerinin bulunduğusancaklar taşındı.

Habip Gül, Ümit Altıntaş, Hatice Yürekli ve AlaattinKaradağ’ın resimlerinin bulunduğu sancaklar da “Parti,Sınıf, Devrim” şiarlı ana pankartın önünde yer aldı.

Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği

“Sömürüye, emperyalist savaşa, baskı ve inkara karşıyaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarlı BDSPpankartının ardında BDSP flamaları ve kızıl bayraklarlakitle yerini aldı. Yürüyüş boyunca ajitasyon konuşmalarıeşliğinde sloganlar atılırken bekleme yerlerinde davulzurna eşliğinde halaylar çekildi.

Metal İşçileri alandaydı

Metal İşçileri Birliği de “İşten atmalara, esnekçalışmaya, taşeronlaşmaya hayır. Kahrolsun ücretlikölelik düzeni!” şiarlı pankartıyla kortejdeydi.

Yürüyüş boyunca sermaye iktidarının sondönemlerde artırdığı saldırılar teşhir edilirken, ajitasyonkonuşmalarında Bosch işçilerinin sesi taşındı.

Ekim Gençliği ve DLB’dencanlı ve coşkulu kortej

Geçtiğimiz haftalarda “Geleceğine sahip çık!”kampanyasını sonlandıran Ekim Gençliği ve DevrimciLiseliler Birliği de alanda eğitim hakkının gaspını vesosyalizmi öne çıkaran şiarları ile BDSP kortejininarkasında yer aldı.

Canlı ve coşkulu duruşuyla BDSP korteji GündoğduMeydanı’na “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganlarıile girerken, işçi ve emekçilerin yanısıra basının da ilgiodağı oldu.

Miting programı ilk olarak Grup Günışığı’nın sahnealmasıyla başladı.

Günışığı’nın söylediği coşkulu marşların ardındanbaşta Doktor Ersin Aslan olmak üzere iş cinayetlerindeve bağımsızlık mücadelesinde yitirdiklerimiz anısınayapılan saygı duruşu ile sürdü. Saygı duruşu sırasında

Nazım Hikmet’in şiirleri okundu. Hemen ardındanEnternasyonal marşı çalındı. Kürsüden “Devrim şehitleriölümsüzdür!” sloganı attırıldı.

Kürsüden Kürtçe gerçekleştirilen selamlamanınardından da “Biji yek gulan!” sloganları atıldı.

Saat 14.00’te tüm Türkiye’de aynı anda atılan“Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları GündoğduMeydanı’ndan da aynı dakikalarda yükseldi.

Açılış konuşmasını DİSK Ege Bölge Temsilcisi AliÇeltek gerçekleştirdi. Konuşmanın ardından tertipkomitesi adına hazırlanan açıklama okundu.

Açıklamayı Billur Tuz direnişçisi Mehtap Tekinokudu. Okunan metinde kıdem tazminatı, Özel istihdambüroları, bölgesel asgari ücret uygulaması,taşeronlaştırma,UİS, esneklik gibi saldırılar dile getirildi.Bu saldırıların yanısıra siyasal iktidarın baskı politikalarıteşhir edildi.

Kadına yönelik şiddet, Kürt halkının demokratiktalepleri, iş cinayetleri, iktidarın Ortadoğu politikası,anayasa değişikliği paketi, kanun hükmündekararnameler de açıklamanın belli başlıkları arasındaydı.

İzmir’de direnen Billur tuz ve Savranoğlu işçilerinindirenişleri de selamlanarak direnişlerinin işe geri dönenekadar süreceği vurgulandı.

Açıklama son olarak “Yaşasın emekçilerin birliğihalkların kardeşliği” denilerek sonlandırıldı.

Açıklamanın ardından Grup Yeldeğirmeni sahne aldı.Çekilen halaylarla miting programı sona erdi.

Mitingden notlar: -Alanda genel olarak coşku hakimdi. Bu yıl kürsü

programı sendikacıların yoğun konuşmalarındanarındırılmıştı.

-Kürsüden sık sık “Yaşasın devrim ve sosyalizm”sloganları ile “Yaşasın enternasyonal dayanışma”vurgusu yapıldı.

-Yürüyüş kollarından Konak kolu en sorunlu koldu.KESK arkasındaki sıranın alfabetik sıra olması gerektiğihalde bu kurala uyulmadı. Cumhuriyet MeydanındaKESK kolunun ardından, Basmane kolundan gelenyürüyüş kortejlerine yer verilmesi, devrimci yapıların vebirçok siyasal yapının alana miting programının sonundagirmesine sebebiyet verdi.

-Türk Metal geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bu yıl1 Mayıs’a kitlesel bir katılım gerçekleştirdi. İşçilerinaileleriyye birlikte oluşturduğu kortej bine yakındı.

-Alanda komünistler tarafından Kızıl Bayrakgazetesinin satışı gerçekleştirildi.

Kızıl Bayrak / İzmir

1 Mayıs Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 7Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

İzmir’de coşkulu ve kitlesel1 Mayıs

1 Mayıs 2012 / İzmir

1 Mayıs 2012 / İzmir

Page 8: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs8 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Ankara’da DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrıcısıolduğu, “Yaşasın işçilerin, emekçilerin birliği, halklarınkardeşliği” şiarıyla örgütlenen, 15 bini aşkın işçi, emekçi vegencin katılımıyla 1 Mayıs mitingi coşkulu bir atmosferdegerçekleştirildi.

Genel-İş ve Eğitim Sen’den kitlesel katılım

Yürüyüş güzergahının sol kolunda en önde “Emek, barış,eşitlik, özgürlük ve adalet! Yaşasın 1 Mayıs!” şiarlı DİSK,KESK, TMMOB ve TTB’nin ortak pankartı taşındı. Ortakpankartın hemen arkasında DİSK korteji yerini aldı. DİSKkortejinde Genel-İş, Birleşik Metal-İş, Sosyal-İş, DevSağlık-İş, Genç Sen ve Emekli Sen pankartları yerini aldı.Genel-İş pankartının yanı sıra Çankaya Belediyesi veYenimahalle Belediyesi Genel-İş Temsilcilikleri de ayrıpankartlarla yürüdüler. DİSK kortejinde en kitlesel vecoşkulu kortej Genel İş kortejiydi. DİSK toplamda 1000’iaşkın kitleyle yürüdü.

DİSK’in ardından KESK korteji yerini aldı. KESKkortejinde en önde Ankara Şubeler Platformu imzalı“KESK’li kadın tutsaklar onurumuzdur” şiarlı pankart yeraldı. KESK kortejinde ilk sırada Eğitim Sen şubeleri yeraldı. Eğitim Sen 1-2-3-4-5 No’lu şubelerinin yanı sıra PolatlıTemsilciliği ve Kırıkkale Şube de pankartlarıyla yürüyüşkolundaydı. KESK kortejinin en kitlesel katımını Eğitim Senoluşturdu. Eğitim Sen 2 Nolu Şube örgütlü olduğu okullarınpankartlarıyla kitlesel katılım sağladı. Eğitim Sen’inarkasında Hacettepe Üniversitesi Öğrencileri ve SiyasalBilgiler Fakültesi öğrencileri sıralandılar. Ardından KESK’ebağlı sendikalardan BTS, SES, BES 1 ve 2 Nolu Şube,Haber Sen, Tüm Bel Sen 1 ve 2 Nolu Şube, Kültür SanatSen, Yapı Yol Sen, ESM, Tarım Orkam Sen kortejsıralamasında yerini aldı. KESK korteji yaklaşık 1500kişiyle yürüdü.

KESK kortejinin arkasında TMMOB’ye bağlı odalaryürüyüş kolunda sıralandılar. Çevre, Elektrik, Harita, Gıda,İnşaat, Jeoloji, Jeofizik, Kimya, Maden, Makine, Ziraatmühendisleri odaları ile Mimarlar Odası, Peyzaj MimarlarıOdası, Şehir Plancıları Odası pankartları açıldı. Ayrıca GençİMO pankartı da TMMOB kortejindeki yerini aldı.TMMOB toplamda yaklaşık 1000 kişiyle yürüdü.

TMMOB’un arkasında Ankara Tabip Odası yürüdü.ATO’nun arkasında Tıp Öğrenci kolu yürüyüş kolundapankartıyla yerini aldı.

Ardından sırasıyla Derelerin Kardeşliği Platformu, PirSultan Abdal Kültür Derneği, BDSP, Metal İşçileri Birliği,Ekim Gençliği, DHF, DP, Dev-Yol Özgürlük, Halkevleri,ÖDP ve TKP sol taraftan yürüyen kurumlardı.

Komünistlerden coşkulu ve kitlesel kortej

Komünistler yürüyüş kolunda kitlesel ve coşkulukortejileriyle, kızıl pankart ve flamalarıyla yerlerini aldılar.En önde “Parti, Sınıf, Devrim/BDSP” ve “Yaşasın işçilerinbirliği, halkların kardeşliği! Yasasın sosyalizm!/BDSP” şiarlıpankartlarla yürüyen komünistler görsellikleriyle dikkatçektiler. Kortejin en önünde ise Marks, Engels, Lenin’inbüyük boy resimleriyle birlikte Habip, Ümit, Hatice,Hüseyin ve Alaattin yoldaşların resimleri taşındı. BDSP’ninhemen arkasından Metal İşçileri Birliği ve Ekim Gençliği

pankartları sıralandı. Başından sonuna kadar devrimve sosyalizm şiarlarını sıklıkla haykıran komünistlerdisiplinli kortejleriyle 1 Mayıs’ın devrimci ruhunualana taşıdılar.

TÜMTİS ve Tez-Koop-İş’ten kitleselkatılım

Yürüyüşün sağ kolunda ise önde Türk-İşsendikaları yürüdü. En önde Türk-İş pankartınınaçıldığı kolda sırasıyla Demiryol-İş, Tes-İş, TÜMTİS,Sendikal Güç Birliği Platformu, Tez-Koop-İş, Petrol-İş, Belediye-İş, Deri-İş, Basın-İş ve TGS pankartlarıylayürüdüler. Türk-İş kortejinde TÜMTİS ve Tez-Koop-İşkitlesel katılımlarıyla dikkat çekti. Türk-İş sendikalarıtoplamda 1000’i aşkın kişiyle yürüdüler.

Türk-İş kortejinin ardından Hak-Par, DİP, HDKbileşenlerinden BDP, EMEP, EDP, ESP, SDP,Partizan yerini aldı. Bu kolda aynı zamanda, 78’lilerGirişimi, Umut Kültür Derneği, SDH, Odak, ÇHD, KızılHareket, Anarşistler, Eşcinseller, Sakarya Bar Emekçileri,CHP sıralandılar.

Coşkulu marşlar ve halaylarlaSıhhiye Meydanı

Tüm kortejlerin alana girmesiyle beraber 1 Mayısmarşının söylenmesi ve saygı duruşu ile mitingprogramı başladı. KESK adına Ankara ŞubelerPlatformu Dönem Sözcüsü Doğan Kaya, DİSK adınaBölge Temsilcisi Kani Beko ve TTB adına SelçukAtalay’ın gerçekleştirdiği konuşmaların ardındanGrup Kibele’nin söylediği türküler ve halaylarlaAnkara 1 Mayıs mitingi coşkulu bir şekilde bitirildi.

Mitingden notlar: * Saygı duruşunun ardından Halkevleri kürsüyü

işgal etti. Birçok mitingde olduğu gibi kortejsıralamasında kendilerini dayatarak öne geçmeyeçalışan Halkevleri, bu 1 Mayıs’ta da dayatmacıtutumunu sürdürerek öne geçmek istedi. Yürüyüş kolundaDev Yol Özgürlük ve DHF kortejleriyle arbedeyaşanmasına neden oldular. “Hesabı tertipkomitesinden soracakları açıklamasıyla kitleleriniyatıştıran” Halkevleri’nin sıralamadaki yerlerinegeçmelerinin ardından yürüyüş başladı. Mitingprogramının başlamasının ardından ise isimlerininokunmadığı gerekçesiyle kürsüyü işgal ederek, birkez daha arbede yaşanmasına neden oldular.

* Kürsüden konuşmak isteyen, İMO yönetimitarafından işten atıldıktan sonra kapı önü direnişinisürdüren Cansel Malatyalı’ya söz verilmemesigerginliğe neden oldu.

* Alanda Kızıl Bayrak ve Ekim Gençliği satışıgerçekleştirildi. 6 Mayıs’ta BDSP’nin Denizlerinmezarı başında gerçekleştireceği anma etkinliğininçağrıları dağıtıldı.

* Ekim Gençliği’nin “Geleceğine sahip çık”bildirileri dağıtılırken, gençlik 6 Mayıs’ta İstanbul’açağrıldı.

Kızıl Bayrak /Ankara

Ankara’da kitlesel ve coşkulu1 Mayıs!

1 Mayıs 2012 / Ankara

1 Mayıs 2012 / Ankara

1 Mayıs 2012 / Ankara

Page 9: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 9Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Bursa’da bu yıl iki 1 Mayıs kutlamasıgerçekleştirildi. Her iki 1 Mayıs gösterisi de KentMeydanı’nda yapıldı. İlkini Türk-İş ve Türk Kamu-Sen,ikincisini ise KESK, TMMOB, TTB’nin Bursa şubeleriorganize etti. Toplamda onbinlerce işçi, emekçi vegencin katıldığı 1 Mayıs gösterileri, farklı iki ayrı politikatmosferde gerçekleşti. Sendikal bürokrasinin boygösterdiği ilkine şovenist, ikincisine ise devrimci politikbir atmosfer hakimdi.

Şoven ve renksiz bir 1 Mayıs

İlk 1 Mayıs eylemi için Stadyum’da toplanıldı. Enönde büyük boy bir Türk bayrağının taşındığı yürüyüşkolunun önünde giden Türk Metal’e ait ses aracından,sürekli olarak Onuncu Yıl Marşı gibi gerici marşlarçalınırken tek bir kez dahi 1 Mayıs Marşı çalınmadı.

Kortejin ön sıralarında Türk-İş yöneticileri ileBayram Meral gibi milletvekillerinin de olduğu bir grupyürüdü. Türk Metal en önde alanın en kitlesel kortejioluşturdu. Zaten Türk-İş’in Bursa’yı tercih etmesininnedeni biraz da Türk Metal’e Bosch’tan dolayı destekvermekti. 1 Mayıs’ı bir gövde gösterisine dönüştürmekisteyen Türk Metal’in pankartları ve sloganları bunauygun olarak tasarlanmıştı. Öyle ki en önde taşınanpankartların büyük bölümü Bosch’la ilgiliydi. Ancak“Bosch işçileri” imzalı bir pankart yoktu. Tofaş,Renault, Grammer, Delphi, Valeo, Cansan Alimünyum,STG Sıla Teknik, Çelikpan, Tiberina Otomotiv, Komvek(grevlerini sürdürüyorlar), Yazaki, Ficosa çalışanlarıimzalı pankartlar açıldı. Bu fabrika pankartları içerisindeTofaş pankartı arkasında yaklaşık 150 kişi yürürken,Renault pankartı arkasında en fazla 50 kişi vardı. Enkitleseli ise yaklaşık 250 kişinin yürüdüğü Grammerkortejiydi. Komvek pankartı arkasında yürüyen işçilerdiğerlerine göre coşkularıyla öne çıkıyordu. Yazakiişçileri ise fabrikanın adını sloganlaştırarakdiğerlerinden ayrılıyordu. Yaklaşık 2 bin 500’ü bulanTürk Metal kortejinde cansız ve durağan bir hava vardı.

Türk Metal’den sonra en kitlesel sendika kortejleriTes-İş ile Yol-İş’e aitti. Bu sendikaların kortejlerindeülkenin birçok ilinden gelen şubeler vardı. Yol-İş’inAnkara Şubeleri’ne ait kortejlerde hükümet ve IMFkarşıtı sloganlar dikkat çekiyordu. Tes-İş’in ise Yatağanve Soma Şubeleri kitlesel bir katılım sağladılar.“Özelleştirmeye hayır” pankartıyla dağınık yürüyen

Yatağan Şube kortejinde AKP karşıtı sloganlar öneçıkıyordu.

Teksif de kitleselliğiyle öne çıkan sendikalardandı.Bu sendikanın Pilot Sanayi ve Aydın Şubeleri özelliklekitlesel bir katılım sağladı.

Kristal-İş Bursa Şubesi ve TÜMTİS’in canlı,coşkulu bir korteji vardı. Ayrıca “Ortadoğu’da savaşa,işgale, katliamlara son” pankartı da dikkat çekiyordu.Tek Gıda-İş Mustafakemalpaşa Şubesi, Petrol-İş Bursave Bandırma Şubeleri, Tez-Koop-İş Bursa Şubesi sınırlıbir katılım gösterirken İstanbul şubelerinin ağırlığınıoluşturduğu bir katılımla Koop-İş Sendikası’nın kortejiizledi. Türkiye Maden-İş kortejinde baretli yürüyenişçiler kortejin görselliğini güçlendirdiler.

Demiryol-İş, Haber-İş, Dok Gemi-İş, Basisen,Tarım-İş, Ağaç-İş, Sağlık-İş gibi sendikalar ise sembolikbir katılım gösterdiler.

Türk-İş’in arkasından sıralanan Türkiye Kamu-Senkorteji de cansız bir görüntü sundu.

Hak-İş ise Bursa’dan Hizmet-İş, Çelik-İş ve ÖzGıda-İş şubeleriyle yürüdü.

Bu eylemin tek “politik” kortejleri İP ve Has Parti’yeaitti. İP’in gençlik kolu TGB nispeten canlı bir görüntüveriyordu.

Türk bayraklarının yoğunluğu dikkat çekerkenkürsüdeki konuşmalara da şoven bir dil hakimdi.Program ölen polisler de içerisinde olmak üzere“şehitler” için yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’ylabaşladı.

İlk konuşmayı Türk-İş Genel Başkanı MustafaKumlu yaptı. Konuşmasında ekonomik büyümedenartık işçilerin de pay alması gerektiğini vurguladı.Kumlu konuşmasında ayrıca Bosch sürecine dedeğinerek Türk Metal’e arka çıktı ve Birleşik Metal’iisim vermeden “yabancı sermayenin oyuncağı” olmaklasuçladı.

Kumlu’nun konuşması sırasında Yol-İş kortejindenbir grup kürsüye yaklaşarak taşeronluk, eşit işe eşit ücretgibi konularla ilgili sloganlar attılar. Alanda toplam kitleiçerisinde en canlı olanları da onlardı.

Kumlu’nun konuşmasının ardından kitle büyükölçüde dağıldı. Bu nedenle Türk Kamu-Sen Başkanıİsmail Koncuk hemen hemen boş bir alana konuştu. Bumitinge 10 bini aşkın kişi katıldı.

Miting konuşmanın ardından bitirildi.

Devrimci ve coşkulu 1 Mayıs

Devrimci bir politik havada gerçekleşen ikinci 1Mayıs gösterisi için toplanma saati 14.00’tü. En önde’77 1 Mayıs’ında katledilen işçilerin fotoğrafları vemitingi örgütleyen kurumların ortak imzasını taşıyan“Yaşasın 1 Mayıs” yazılı pankart taşındı.

KESK kortejinin ana gövdesini Eğitim-Sen şubelerioluşturdu. “Ortadoğu’da savaş istemiyoruz”, “Zam,zulüm, işkence işte AKP”, “Grevli, toplusözleşmehakkı” taleplerinin yazıldığı pankartlar dikkat çekti.Ardından SES üyeleri yürüdü. “Sağlık emekçilerineyönelik şiddeti kınıyoruz” pankartıyla yürüyen SES,Eğitim-Sen’den sonra en kitlesel katılımı sağlayansendikaydı. KESK kortejinde SES’i BES, Kültür Sanat-Sen, Tüm Bel-Sen, ESM, Haber-Sen, Yapı Yol-Sen veTarım Orkam-Sen takip etti. Bu sendikalardan BESkitleseldi diğerlerin katılımıysa zayıftı.

Canlı ve coşkulu bir görüntü sunan KESK’te Eğitim

Sen ve SES’te kadın emekçilerinin ağırlığı dikkatçekiyordu.

Yürüyüş başladığında TÜMTİS korteji karşı yöndengelerek kitleyi selamladı. Ailelerin katılım gösterdiğiTÜMTİS kortejinde davul zurna eşliğinde halaylarçekiliyordu. TÜMTİS ilk 1 Mayıs mitingine göre dahayüksek bir katılım gösterdi. Petrol-İş üyeleri de bu ikinci1 Mayıs’a da katılım gösterdiler.

KESK’in ardından TMMOB yürüdü. HES’lerevurgu yapan TMMOB öğrenci üyeleri de buradayürüdü. Bursa Tabip Odası temsili bir katılım sağladı.

“Eşit işe eşit ücret” pankartıyla yürüyen NilüferBelediyesi işçilerinin ardından DİSK’e bağlısendikalardan Emekli-Sen, Sosyal-İş ve Dev Sağlık-İşkortejleri yer aldı. Emekli-Sen üyeleri diğerlerine göredaha coşkulu bir katılım gösterirken, Sosyal-İş üyeleride “Taşeronu yeneceğiz” pankartıyla yürüdüler.

Kitlesel kortejleriyle yürüyen Alevi DernekleriPlatformu oldukça coşkuluydu.

Doğa-Der, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Nilüfer KentKonseyi, anlamlı bir katılımla ÇHD Bursa Şubesi veLivane gibi yerel dernek ve platformlar burada yürüdü.

Sol gruplardan Halkevleri kitlesel bir katılımsağlarken, özellikle Liseli Genç Umut ve ÖğrenciKolektifleri görsellikleri ve kitlesellikleriyle dikkatçekti.

Düzen partisi CHP 1 Mayıs’a kitlesel bir katılımgösterirken özellikle gençlik ağırlıklı kortejleri ileripolitik sloganlarıyla dikkat çekiyordu.

Devrimci güçlerden DHF kitlesel bir katılımsağlarken coşkulu bir korteje sahipti. DHF’nin ardındanise komünistler yürüdü.

“Sosyalizm için parti, sınıf, devrim” yazılı Marks,Engels, Lenin resimlerinin yer aldığı pankartla yürüyenBDSP’liler kızıl flamalar taşıdılar. İşçilerin belli birağırlık oluşturduğu BDSP kortejinin arkasında yürüyenDevrimci Liseliler Birliği ise “Özgürlük, devrim,sosyalizm” yazan Mahir, Deniz ve İbrahim’inresimlerinin yer aldığı bir pankart taşıdılar. BDSP veDLB’nin pankartları dışarıdan da oldukça ilgi gördü.

Devrimci kortejlerin ardından HDK bileşenleriyürüdü. Bileşenler içerisinde en kitlesel katılımı 300kişilik kortejiyle BDP sağlarken onu EMEP ve Partizanizledi. HDK kortejinde ayrıca ESP, SODAP, EDP,EMEP yürüdü. Ardından ise SDP ile Dev-Lis kortejiyürüdü. Yürüyüş kolunun en sonunda ÖDP ve GençlikMuhalefeti yer aldı. Gençlik Muhalefeti kitlesel vecoşkulu katılımıyla dikkat çekti. Bursaspor taraftarlarıda mitinge katılım gösterdiler.

Mitinge 10 bine yakın kişi katılırken, gençlikkortejleri coşkuları, görsellikleri ve kitlesellikleriyledikkat çektiler.

“İş cinayetlerinde ve ’77 1 Mayıs’ında ölenler için”yapılan saygı duruşunun ardından konuşmalara geçildi.

KESK Şubeler Platformu ve TMMOB adına yapılankonuşmalarda, zamlar, iş cinayetleri, emperyalizmetaşeronluk, 4+4+4 düzenlemesi, sahte sendika yasası,faşist baskı ve terör, Kürt sorunu, Sivas katliamı, kadınayönelik şiddet ve tecavüz gibi konulara değinildi.Konuşmalarda 1 Mayıs’taki ayrışma konusuna değinildi.

Genel olarak coşkulu ve politik bir havada geçen 1Mayıs mitingi konuşmaların ardından sahne alan müzikgrubunun söylediği marşlar ve şarkılar eşliğindehalaylar çekilerek sona erdi.

Kızıl Bayrak / Bursa

Bursa’da iki 1 Mayıs

31 Mart 2012 / Bursa

Page 10: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs10 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Didim’de coşkulu 1 Mayıs Didim’de 1 Mayıs Platformu tarafından

düzenlenen 1 Mayıs mitingi geçen yıllara nazarankitlesel ve coşkulu bir atmosferde gerçekleşti.

Tüm bileşenlerin gelmesiyle sloganlar ve 1 Mayısmarşı eşliğinde yürüyüşe başlandı. Yeni MahalleParkı’nın önündeki miting direnişlerde ve ‘77, ‘89 ve‘96 1 Mayısları’da yitirilen tüm emekçiler için saygıduruşuyla başlandı. Ardından 1 Mayıs Platformuadına bir konuşma yapıldı. Miting Türkçe ve Kürtçeyapılan konuşmalarla devam etti. Konuşmalarda tümdirenişteki işçiler selamlandı.

Miting türküler, halaylar ve Rumeli RomanlarDerneği’nin sahnelediği oyunlarla devam etti.

Sosyalist Kamu Emekçileri de alandaki yerlerinialdılar.

Kayseri’de söz işçilerinKayseri’de 1 Mayıs alanı olan Mimar Sinan

Parkı’na yürüyüşler farklı noktalardan, farklı saatlerdegerçekleştirildi. Kamu emekçileri Salih Avgunpaşaİlköğretim Okulu önünde toplandı.

Kayseri Lisesi önünde toplanan BDSP, Kayseriİşçi Birliği, Karayolu İşçileri Birliği, Metal İşçileriBirliği, Gıda İşçileri Birliği kortej oluşturdular. DHFve ESP de Kayseri Lisesi önünde toplandı.

Yoğunburç’ta toplanan HDK bileşenlerindenEMEP ve Emek Gençliği burada kortej oluşturdular.SDP de parti binası önünde toplandı.

Birleşik Metal-İş üyesi yaklaşık 100 Ceha işçisi deanlamlı bir katılım sağladı.

Kortejler birleşince 1 Mayıs mitinginin yapılacağıMimar Sinan Parkı’na hareket edildi.

Kayseri İşçi Birliği’nin, en fazla işçi katılımınınolduğu 1 Mayıs çağrısına işçiler yanıt verdi. Yaklaşık120 işçi 1 Mayıs’a katıldı. Özelleştirmeye karşıbayrak açan Karayolu işçileri “Özelleştirmesaldırısına geçit yok!” pankartı altında bir araya geldive sendika ağalarını protesto etti.

Erbosan, Milenyum, Şule, İstikbal, Mondiişçilerinin içinde yer aldığı metal işçileri ve gıdaişçileri de “Birleşen işçiler yenilmez” pankartı altındatoplanarak taleplerini haykırdılar. Bu kortejdekikatılım oldukça anlamlı bir görüntü ortaya çıkardı.

Kaldıraç bu 1 Mayıs’ta ilk defa pankart açtı. Yaklaşık 4000 işçi ve emekçinin katıldığı 1

Mayıs’ta KESK bileşenleri eyleme yaklaşık 600emekçiyi kattılar. BDSP korteji kitleselliğiyle dikkatçekti. Diğer yıllara göre üniversite ve liseli gençliğin 1Mayıs’a katılımı da oldukça yoğundu.

Antakya’da 1 MayısÖzel Doğuş Okulları önünde toplanan kitle Uğur

Mumcu Meydanı’na yürüdü. Türk-İş’e bağlı sendikalardan Yol-İş ve Belediye-

İş üyesi işçiler yürürken DİSK’e bağlı Genel-İş’e üyeişçilerin katılımı göze çarpıyordu. KESK’e bağlısendikalar mitinge anlamlı bir katılım sağladılar.

Saygı duruşu ardından Tertip Komitesi adınakonuşmalar yapıldı. Konuşmalarda, ‘77 1 Mayısşehitleri anılarak bu davanın peşini bırakmama çağrısıyapıldı. Mitinge katılan sanatçı Pınar Aydınlar dasöylediği marş ve türkülerle büyük ilgi topladı. PınarAydınlar’ın devrim ve sosyalizm vurgusuyla yaptığı

konuşma büyük bir ilgiyle dinlendi. Ardından EkinSanat Tiyatrosu’nun gösterimi izlendi.

Katılım geçen seneye göre daha sınırlı olurken,coşkunun da az olduğu gözlendi. Mitinge 3000’eyakın kişi katıldı.

Komünistler mitinge “Emperyalistler, işbirlikçilerOrtadoğu’dan elinizi çekin” ve Arapça “ Yaşasınhalkların kardeşliği” yazılı pankart ve kızıl flamalarlakatıldılar. BDSP kortejinde Alaattin Karadağ’ınfotoğrafları da taşındı.

Mersin’de 1 MayısMersin’de 1 Mayıs mitingi İstasyon Meydanı’nda

başladı. DİSK, KESK, Türk-İş, Tabip Odası, TMMOBkortejlerinin ardında HDK bileşenleri ve devrimcikurumlar kortejdeki yerlerini aldılar. Son yılların enkitlesel 1 Mayıs mitinginde İstiklal Caddesi’nin ikişeridi de kitle tarafından dolduruldu.

DİSK korteji arkasında yürüyen Genel-İş ve bu yılfabrika pankartıyla yer alan Birleşik Metal-İş üyesiÇimsataş işçileri kitlesel bir katılım sağladılar. KESKkorteji içerisinde en kitlesel katılımı Eğitim Sensağladı. Türk-İş kortejinde sırasıyla Yol-İş, Kristal-İş,Petrol-İş, Belediye-İş, TÜMTİS, Liman-İş vardı.

BDSP’liler “İşçi sınıfı savaşacak sosyalizmkazanacak” pankartı arkasında BDSP imzalı kızılflamalarla mitinge katıldılar. Kitlenin tamamı alanagiriş yapmadan dağılmalar yaşandı.10 binin üzerindekatılımın olduğu Mersin 1 Mayısı çekilen halaylarınardından sona erdi.

Lüleburgaz’da 1 Mayıs1 Mayıs sabahı Hükümet Konağı önünde başlayan

kitlenin içinde Kristal-İş, Petrol-İş, Tes-İş, Tez-Koop-İş, Şeker-İş, Harb-İş, Deri-İş, Teksif, Gıda-İş, Emekli-Sen, Çimse-İş, KESK Kırklareli Şubeleri, Eğitim-Sen,Tüm Bel Sen, Tüm Köy-Sen, Eğitim-İş, ADD Burgaz,Köy Entitüsü, TMMOB, CHP, TGB, Dev Genç, İşçiPartisi, ÖDP, BDP, EMEP, EDP, Ergene İnisiyatifi veGörünüm Gazetesi yer aldı.

Kürsüden cılız bir saygı duruşu çağrısı yapıldı. Buesnada BDP’liler halay çekmeye devam ediyordu.Bunun üzerine birkaç saniye geçmemişti ki Kristal-İşve Tes-İş’in arasında kalan BDP’ye sözlü ve fizikisaldırı yapılmaya çalışıldı. Bunun üzerine Eğitim-Sen’li emekçiler ve duyarlı kitle duruma müdahaleetti. Yapılmaya çalışılan provokasyana karşılık“Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuzomuza!” sloganlarıyla BDP kitlesine sahip çıkılarakprovakasyon boşa çıkarıldı.

Mitinge yaklaşık 4000 işçi-emekçi katılım sağladı.En kitlesel katılımı Kristal-İş ve Petrol-İş sağladı.TEKSİF ve Harb-İş’in ilk kez Lüleburgaz’daçalışmaya dayanan bir katılım sağlaması anlamlıydı.

Komünistler ise alana Deri-İş kortejinde katılarak1 Mayıs’ta yer aldılar. “Yaşasın 1 Mayıs, birlik,mücadele ve dayanışma günü!” pankartı açıldı. Ayrıcatemel taleplerin yer aldığı dövizler taşındı. Deri-İşkortejinde örgütlenme sürecinde olan sınırlı sayıdaTrexta işçisi yer aldı. Deri-İş korteji katılımın sınırlıolmasına rağmen canlı bir kitleye sahipti.

Çorlu’da 1 Mayıs Kitlesel basın açıklaması şeklinde düzenlenen 1

Mayıs, ESP ve EMEP’in öncülüğünde oldu.Eylemde ESP ve EMEP temsilcilerinin

konuşmasının yanı sıra İşçi Komiteleri adına da birkonuşma yapıldı. BDP parti meclis üyesi konuştu.Konuşmalarda genel olarak AKP hükümetininsaldırılarına karşı mücadele etme vurgusu öne çıktı.İşçi ve emekçilerin gerçek kurtuluşunun sosyalizmlemümkün olabileceği ifade edildi. 100’nin kişi katılımsağladığı eyleme BDSP de destek verdi.

Muğla’da 1 Mayıs1 Mayıs Muğla’da yaklaşık 3 bin işçi ve emekçinin

katılımıyla kutlandı. KESK, DİSK, Türk-İş, TMMOB ve TTB’nin

birlikte örgütlediği mitingte, “Dünyanın bütün işçileribirleşin!” şiarlı ortak pankartın arkasından “Kahrolsunücretli kölelik düzeni!” sloganlarıyla Hasan Ali YücelCaddesi’nden geçerek mitingin yapılacağı KışlaParkı’na yüründü.

Mitingde ilk olarak, tüm dünyada devrim vesosyalizm mücadelesinde şehit düşenler için saygıduruşu yapıldı.

Muğla KESK Şubeler Platformu adına Eğitim Senve SES temsilcileri birer konuşma yaptılar. Eğitim Sentemsilcisi 1 Mayıs şehitlerine vurgu yaptığıkonuşmasında son dönem KESK üyelerineyönelikbaskılara değindi.

Ardından sahneye Ali Asker çağrıldı. Ali Asker’insöylediği türkülerden sonra miting DİSK adına Genel-İş, Türk-İş adına da Belediye-İş temsilcilerin yaptığıkonuşmalardan sonra Grup Nehir’in söylediğidevrimci marşlarla devam etti.

Son olarak Grup Emeğe Türkü’nün söylediğimarşlarla miting saat 15.30’da sonlandırıldı.

Eskişehir’de 1 Mayıs1 Mayıs, Eskişehir’de özünden uzak ve coşkusuz

bir şekilde kutlandı. Türk-İş, DİSK, KESK,TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen kutlamalariçin yürüyüş kolları Aytaç Caddesi’nden geçerekSıhhiye Meydanı’na ulaştı.

Devrim şehitleri için saygı duruşunda duruldu veİstiklal Marşı okundu. Bu durum farklı şekillerdeprotesto edildi. BDP bu sırada alana girmeyip marşbittikten sonra alana giriş yaparken, DHF mitinginbaşlamasından önce alanı terketti. Ekim Gençliğiokurları ise oturma eylemi yaptı. Tertip Komitesi’ninkürsüden yaptığı konuşmalarda ise işçiler emeğine vegeleceğine sahip çıkmaya çağrıldı. Mitinge BirleşikMetal üyelerinin katılımı dikkat çekti. 4+4+4 sistemide protesto edildi.

Tokat’ta 1 MayısTokat’ta Hüseyin Akbaş Stadyumu önünde

toplanan kitle Gaziosmanpaşa Caddesi üzerindenCumhuriyet Meydanı’na yürüdü. KESK, ÖDP,Gençlik Huhalefeti, SGDF ve PSAKD yürüdüğüeylemde ulusalcı çeteler de boy gösterdi. KESK’inönceki yıllara oranla daha düşük bir katılım gösterdiğigözlendi.

Kitle alana ulaştığında miting programı saygıduruşuyla başladı. Ardından KESK Dönem SözcüsüErtan Uysal bir konuşma gerçekleştirdi. Öğrencitemsilcisi ise bazı öğrencilerin evlerinin aranarak

Türkiye’nin dört bir yanında 1 Mayıs kutlamaları...

Page 11: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 11Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

“Çocuğunuz 1 Mayıs’a kıtılırsa terörist olur”,“Çocuğunuz 1 Mayıs’a katılırsa orada onları gözaltınaalırız!” vb tehditlerde bulunulduğunu belirtti.

Yaklaşık 1000 kişinin katıldığı etkinlik halaylarınardından sonlandırıldı.

Samsun’da coşkulu 1 MayısSamsun’da KESK, DİSK ve Türk-İş tarafından

örgütlenen 1 Mayıs coşkulu bir atmosferdegerçekleştirildi.

Cumhuriyet Caddesi’nde toplanmaya başlayankortejler canlı ve coşkulu bir şekilde CumhuriyetMeydanı’na doğru sloganlar ve alkışlar eşliğindeyürüyüşe başladı.Eğitim Sen, Tes-İş, Genel-İş ve Yol-İş sendikalarıyürüyüşe geniş bir katılım sağladılar.

Kürsüden yapılan konuşmalarda işçi ve emekçilereyönelik saldırı programlarına değinildi. 3 bini aşkınkişinin katıldığı 1 Mayıs mitingi halaylarla sona erdi.

Manisa’da 1 MayısManisa’da 1 Mayıs bu yıl kitlesel bir basın

açıklamasıyla kutlandı. Ana caddeyi tamamen trafiğekapatan emekçiler meydanda toplandı. Burada KESKadına bir basın açıklaması okundu. Açıklamada 1Mayıs’ın tarihçesi hakkında bilgi verildi ve işçilereemekçilere yönelik saldırılardan bahsedildi. Yürüyüşsonunda öğretmenevi önünden İzmir’de yapılacakolan 1 Mayıs mitingine katılmak için otobüslerebinildi.

700’e yakın emekçinin katıldığı eyleme, KESK’ebağlı sendikaların yanı sıra DİSK/Emekli Sen, HDKbileşenleri (BDP, EMEP), CHP, ÖDP, GençlikMuhalefeti ve çeşitli dernekler katıldı.

Çanakkale’de 1 Mayıs1 Mayıs, Çanakkale’de yaklaşık 2000 kişinin

katıldığı mitingle kutlandı. Türk-İş, Eğitim-İş, TMMOB, DİSK ve KESK’e

bağlı sendikaların ardından, düzen partilerinden CHPve İP çetesi sıralandı. Halkevleri ve ÖDP’nin ardındanHDK bileşenleri (BDP, EMEP, EDP, YDG, ESP)kortejlerini oluşturdular. Ardından Ekim Gençliği veDHF sıralandı. Eyleme PSAKD ve bazı yereldayanışma dernekleri de katıldı.

Yürüyüşün en önünde Sosyal-İş Sendikası yer aldı.İşten atılan 2 Çanakkale Üniversitesi (ÇOMÜ) taşeronişçisi, prangayı temsilen ayaklarına siyah kurdelelerbağlayarak, yaklaşık 1 kilometrelik yolu çıplak ayakile yürüdüler. ÇOMÜ taşeron işçileri “Acılarımızınaktörü ÇOMÜ rektörü” ve “40 işçi hala işsiz” yazandövizler taşıdılar.

Ekim Gençliği okurları “Yaşasın 1 Mayıs!Özgürlük, devrim, sosyalizm” şiarlı pankart ile alandayerini aldı. Kortejde kızıl bayraklar taşındı.

Cumhuriyet Meydanı’ndaki miting devrimşehitleri için 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı.KESK, DİSK ve Türk-İş adına yapılan konuşmalarınardından yerel bir müzik grubunun seslendirdiğiparçalara halaylarla eşlik edildi.

Bu sırada Eğitim-İş Sendikası Çanakkale ŞubeBaşkanı Ahmet Bozdemir de konuşma yapmak istedi.Platformda bulunan tertip komitesi, Bozdemir’inkonuşmasına izin vermedi.

Eğitim-İş Sendikası’ndan sonra HalklarınDemokratik Kongresi üyesi Hüseyin Küçükbalaban dakonuşmak istedi. Komite, Küçükbalaban’ın dakonuşmasına izin vermeyince bu kez meydanın diğertarafında gerginlik başladı. Burada çıkan gerginliğinardından HDK bileşenleri, meydanı sloganlarla terkederek, meydanın yakınındaki Barış Anıtı önünegeçtiler ve burada bir açıklama yapıldı.

Kızıl Bayrak / Didim - Kayseri - Antakya -Mersin - Trakya - Muğla - Eskişehir - Tokat -

Samsun - Manisa - Çanakkale

1 Mayıs başta Taksim Meydanı olmak üzere ülkegenelinde coşkuyla kutlandı. Birçok ilde miting,yürüyüş ve basın açıklamaları gerçekleştirildi.

ErzincanErzincan Belediyesi önünde toplanan siyasi parti,

sendika ve kitle örgütleri Cumhuriyet Meydanı’nakadar yürüdü.

YalovaKESK ve DİSK’in öncülüğünde düzenlenen 1

Mayıs kutlamalarına BDP, Hacı Bektaş-ı Veli Kültür veDayanışma Derneği, Yalova Düşün TiyatrosuOyuncuları, Yalova Çevre Platformu da katıldı.Kent merkezindeki yürüyüşte, Yalova’da kurulmakistenen Vopak Kimyasal depolama tesisleri ve KömürYakıtlı Termik Santrali de protesto edilirken, 4+4+4eğitim sistemine karşı çıkan küçük kız çocukları da“Çocuk Gelin İstemiyoruz”, “Çocuklar Gelin OlmakDeğil Eğitim İstiyor” dövizlerini taşıdı.

ÇaycumaÇaycuma’da 1 Mayıs, 6 Nisan’da Filyos Çayı

üzerindeki köprünün bir bölümünün çökmesiyleyaşanan facia nedeniyle buruk kutlandı.

Çaycuma Belediyesi Düğün Salonu önündetoplanan sendikalar ve kitle örgütü temsilcileri, çaydayaşamını yitiren kişilerin yakınları ile halen cesedibulunamayan 7 kişinin ailesi, köprünün çöktüğü alanakadar yürüdü.

KarabükYenişehir Atatürk Anıtı önünde toplanan sendikalar,

kitle örgütleri ile öğrenciler slogan atarak AlbayKaraoğlanoğlu Caddesi’ne yürüdü.

BartınKemerköprü Meydanı’nda toplanan kitle örgütleri,

siyasi parti üyeleri ve maden işçileri, pankartlar açarakYukarıçarşı mevkisine kadar yürüdü.

Genel Maden İşçileri Sendikası Amasra ŞubeBaşkanı Hakkı Arslan, yaptığı konuşmada, enerjikonusunun ülkenin en önemli sorunlarından biriolduğunu söyledi.

Hopa1 Mayıs günü Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan

Hopalılar, Metin Lokumcu’yu da unutmadı.Çeşitli sendikalar, siyasi partiler ve kitle örgütleri

tarafından organize edilen kutlama programıçerçevesinde Hopa ÇAYKUR Çay Fabrikası önündetoplanan kitle, çeşitli sloganlar atarak CumhuriyetMeydanı’na kadar yürüdü.

GiresunKESK ve Türk-İş’e bağlı sendikalar, bazı siyasi

partiler ile öğrenci gruplarının katılımıyla yürüyüşdüzenlendi.

Yürüyüş için toplanan grupların ellerindeki pankartve dövizleri tek tek inceleyen polisler, ‘provokasyonayol açabilecek, yasalara aykırı söylemler, ifadeler, yasal

olmayan oluşumların temsil edilmesi’ gibi gerekçelerlebazı pankart ve dövizlere el koydu.

Kırşehir1 Mayıs kutlamaları Maşaderesi mevkisinde

yapıldı. Kutlamalar sürerken, alanın yakınındaki birbinadan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ninposteri açıldı. Bunu gören katılımcılar, bir süre halayçekmeyi bırakarak, postere doğru sloganlar attı.

KonyaKonya’da 12 Eylül sonrası ilk kez 1 Mayıs kutlandı.

KESK Konya Şubeler Platformu öncülüğünde bir arayagelen bazı işçi sendikaları, kitle örgütleri yürüyüş veardından gerçekleştirilen mitingle kutlama yaptı. KESKDönem Sözcüsü Cebrail Bektaş, sosyal ve siyasalkoşullara bakıldığında, birliğe ve dayanışmaya herzamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan günlerdengeçildiğini söyledi.

AmasyaPirincci Mahallesi Kunç Köprüsü başında toplanan

sendika, parti ve kitle örgütü temsilcileri, polis aramanoktalarından geçerek Yavuz Selim Meydanı’ndabulunan Atatürk Anıtı önüne yürüdü.

Burada KESK Şubeler Platformu adına konuşanSES Amasya İl Temsilcisi Satılmış Ayan, işçilerin,emekçilerin kapitalist sömürü ve baskılara karşı omuzomuza mücadele vermeye çağırdı.

SinopKutlama için Kaleyazısı Mahallesi eski otogar

önünde toplanan gruplar, Sakarya Caddesi’ni takibenUğur Mumcu Meydanı’na yürüdü.

OrduOrdu’da 1 Mayıs kutlamaları kapsamında çeşitli

sendika ve kitle örgütü temsilcileri BelediyeMeydanı’nda bir araya geldi. KESK Ordu ŞubelerPlatformu Dönem Sözcüsü Ahmet Kadıoğlu, içindebulundukları sosyal ve siyasi koşullara bakıldığında herzamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaçduyduklarını söyledi.

TrabzonCumhuriyet Caddesi’nde toplanan kitle Atatürk

Alanı’na kadar ellerinde bulunan pankart ve dövizlerleyürüdü. Mitinge Türk-İş, Yol-İş, Belediye-İş, Tek Gıda-İş,Genel Maden İş, KESK, TMMOB, ÖDP, GençlikMuhalefeti, Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri’nin dearalarında bulunduğu çok sayıda kurum katıldı.

Antalya1 Mayıs sendikalar, siyasi partiler, dernekler ve kitle

örgütlerinin üyeleri, renkli bayraklar, flamalar,pankartlar ve dövizlerle Güllük Caddesi’ndeki AydınKanza Parkı önünde toplandı.

Antalya’daki tiyatro sanatçılarından oluşan bir grupda sahne kostümleriyle “Seyirci uyuma, tiyatrona sahipçık’’ sloganı atarak yürüdü.

Her yerde 1 Mayıscoşkusu

Page 12: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs12 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Kürdistan’da kitlesel 1 Mayıs

Kürdistan’da 1 Mayıs eylemleri kitlesel vecoşkulu bir atmosferde gerçekleşti. Başta Diyarbakırolmak üzere Dersim’den Elazığ’a, Van’dan Şırnak’akadar bir dizi Kürt ilinde 1 Mayıs kutlamalarıgerçekleştirildi. Kürt halkı Newroz coşkusuyla 1Mayıs alanlarına çıktı.

Van Van’da 1 Mayıs BDP, KESK, DİSK, Belediye-İş

Sendikası ve TMMOB öncülüğünde yapıldı. Mitingöncesi Mavi Plaza önünde biraraya gelen emekçiler,“Taşeronlaştırmaya ve özelleştirmeye hayır”, “Kar,nan, azadî”, “Êdî pergala taşeronan sendîka mafê meye jî” pankartlarını taşıdı.

Mitingin ilk konuşmasını KESK ŞubelerPlatformu Dönem Sözcüsü Mehmet Aydemir yaptı.

SES Genel Başkanı Çetin Erdoğdu, depremdezarar gören Van halkının alanlara çıkarak AKP’yienkaza gömdüğünü söyledi. Genel-İş Eğitim DaireBaşkanı Hüseyin Yaman ise, demokratik bağımsızTürkiye şiarını öne çıkarttı. Konuşmalarıntamamlanmasının ardından Ferhat Tunç, Xezal,Koma Bertav, KESK Müzik Grubu sahne aldı.

Şırnak KESK ve DİSK öncülüğünde yapılan 1 Mayıs

kutlamaları Cumhuriyet Meydanı’ndagerçekleştirildi. Belediye binası önünde toplananbinlerce işçi ve emekçi “Yaşasın 1 Mayıs” ve “Biji 1Gulan” pankartıyla yürüyüşe geçti. Programdemokrasi mücadelesinde ölenler için yapılan saygıduruşuyla başladı. Konuşmalarda Roboski katliamı,askeri ve siyasi saldırılar ve Öcalan üzerindeki tecritöne çıkan gündemlerdi.

Silopi KESK ve DİSK öncülüğünde Sanat Sokağı’nda

düzenlenen basın açıklaması ile 1 Mayıs kutlandı.“Yaşasın işçilerin, emekçilerin birliği, yaşasınhalkların kardeşliği” yazılı pankartın açıldığıeylemde açıklamayı Eğitim Sen Yönetim KuruluÜyesi Özge Sultan İgit okudu.

İdil KESK İdil Temsilciliği tarafından yapılan

basın açıklamasıyla 1 Mayıs kutlandı. Eğitim Senbinası önünde başlayan yürüyüşle SanatSokağı’na gelen işçi ve emekçiler, burada basınaçıklaması yaptı.

Diyarbakır Onyılların ardından tekrar 1 Mayıs

mitinginin gerçekleştirildiği Diyarbakır’dacoşku ve kitlesellik öne çıktı. Onbinlerce işçive emekçinin katıldığı 1 Mayıs kutlamalarındaaskeri ve siyasi saldırılar, Abdullah Öcalanüzerindeki tecrit öne çıkan gündemlerdi.Mitingde konuşma yapan BDP DiyarbakırMilletvekili Aysel Tuğluk, yok sayılan veezilen tüm halkların mücadelesini birlikteyürütmesinin önemini ifade etti.

KESK’li emekçiler, tutuklanan KESK’likadınların resimlerinin üzerinde bulunduğu pankartınalana sokulmasına izin vermeyen polis ile tartıştı.Polisin tüm engelleme girişimine rağmen kamuemekçileri pankartlarını polisin elinden alarak alanagiriş yaptılar.

Mitingin ilk konuşması Türk-İş 7. BölgeTemsilcisi Bahri Zülküf Karakoç tarafındangerçekleştirildi. Genel-İş Örgütlenme SekreteriRemzi Çalışkan, uzun zaman sonra yapılan 1 Mayıskutlamasına vurgu yaptı. Çalışkan, konuşmasındaMazlum Doğan, Vedat Aydın, Musa Anter veMehmet Sincar’ı selamladı.

Tes-İş 1 Nolu Şube Başkanı Ali Öncü, KESKDiyarbakır Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü HülyaAlökmen, HDK adına Osman Çiftçi ve BDPDiyarbakır İl Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt konuşmayapan diğer isimlerdi.

Elazığ BDP, ÖDP, KESK’in katılımıyla öne çıktığı

yürüyüşün ardından İstasyon Meydanı’nagelindiğinde program başladı. Tertip komitesi adınaHalit Ateş, KESK Dönem Sözcüsü Kenan Korkmaz,HDK adına Haki Baki Acar konuşma yaptılar.

Malatya Ofis kavşağı’nda toplanan kitle 100.Yıl

Kavşağı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Konuşmalardevam ederken kürsüye çıkan bir grup eğitimemekçisi öğretmen atamalarına dikkat çekmek içinbalon uçurdu.

Adıyaman KESK, DİSK öncülüğünde Mimar Sinan

Parkı’ndan Mustafa Yücel Parkı’na yapılanyürüyüşle 1 Mayıs kutlandı. Demokrasi Platformuadına açıklamayı sunan Petrol-İş Sendikası BaşkanıZeynal Eroğlu AKP’nin saldırı yasalarını teşhir etti.KESK adına Eğitim Sen Şube Başkanı Hediye Kılınçkonuştu. Konuşmasında, “AKP hükümeti bu ülkedesavaş politikası yürüten bir zulüm hükümetidir.Birinci savaşını içerde Kürtlere karşı yürütmektedir.Coğrafyamız her gün genç fidanlarının yasını

tutmaktadır” diyerek baskıları ve saldırıları anlattı.

Urfa Topçu Meydanı’nda gerçekleşen etkinliğe İHD,

KESK, HDK, Hak-Par, BDP, EMEP, DİSK, AleviKültür Derneği, İş-Kur İşçileri ve HÖDER katılımsağladı. Urfa Valiliği’nin mitingi yasaklamasıprotesto edildi.

Newrozlarda olduğu gibi 1 Mayıs alanına Kürtkadınları yöresel kıyafetleriyle katılarak ayrı bir renkkattılar, sendikaların hazırladığı “Biji 1 Gulan” ve“Yaşasın 1 Mayıs” önlüklerini giyen işçileringörselliği dikkat çekti.

KarsKESK bileşenleri, Şeker-İş Sendikası, BDP,

Kafkas Üniversitesi Kültür Sanat DerneğiCumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüşle 1 Mayısmitingini başlattı.

Alanda konuşma yapan Eğitim Sen Kars ŞubeBaşkanı Çetin Koçyiğit, “Bugün işsizliğe, savaşa,sömürüye karşı ortak yaşamı savunan milyonlar,AKP’nin bu ülke üzerindeki kirli emellerinigerçekleştirmesine izin vermeyecektir” dedi.

BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ise,egemenlerin olduğu bir dünyada ezilenlerin deolacağını ifade etti.

Ağrı Ağrı’da KESK, BDP, DİSK, Şeker-İş Sendikası

öncülüğünde Saat Kulesi’ne yürüyüş düzenlendi.Polisin yürüyüşün önünü kesmesi üzerine kısa sürelibir gerginlik oldu. Yaşanan gerginlikte polis BilalKızılaslan isimli genci gözaltına aldı. Engellemelererağmen yürüme kararlılığı gösteren kitle karşısındakolluk kuvveti geri çekildi. Saat Kulesi önünegelindiğinde ilk olarak Dengbêj Memo sahneyeçıkarak Kürtçe türküler seslendirdi. Sonrasında BDPPM üyesi Yusuf Kaya, DİSK Temsilcisi ErsinErinçek, Eğitim Sen Şube Başkanı Çetin Işık, TümBel-Sen Şube Başkanı Hanifi Demir, Şeker-İşSendikası Başkanı Egit Aslan ve AHD adına CezmiGündüz birer konuşma yaptı.

Muş 1 Mayıs Muş Belediyesi önünde yapılan eylemle

kutlandı. KESK, BDP, DİSK üyeleri yürüyüşle alanageldi. KESK Şubeler Platformu Dönem SözcüsüErcan Yıldırak, “Her milliyetten işçilerin,emekçilerin, kapitalist sömürü ve baskıya,emperyalist saldırganlığa, her türlü ayrımcılığa karşıkol kola, omuz omuza vererek alanlara çıktığını”ifade etti. Eylem yerel müzik gruplarının söylediğiparçalar eşliğinde halay çekilerek bitirildi.

Iğdır KESK ve BDP öncülüğünde yapılan eylemde

Zübeyde Hanım Bulvarı’na yüründü. Eğitim SenIğdır Şube Başkanı Yılmaz Hun, “1 Mayıs işsizliğe,açlığa, yoksulluğa en güçlü cevap olmaktır. 1 Mayıseşitliğin, barışın ve özgürlüğün sesidir. 1 Mayısbaskılara direnenlerin, teslim olmayanlarınhaykırışıdır.” dedi.

1 Mayıs 2012 / Van

Page 13: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 13Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Batman KESK ve DİSK’e bağlı sendikalar Zeki Otel

önünde toplandı. Binlerce işçi ve emekçi MilliEgemenlik Caddesi’nde kurulan kortejlerle mitingalanına kadar yürüdü. Yürüyüşte, “Halklarınkardeşliği emekçilerin birliği için yaşasın 1 Mayıs”ve dev pankart üzerinde “KCK” gerekçesiyletutuklanan KESK’lilerin isimlerinin yazılı olduğu“Onlar onurumuzdur” pankartları açıldı. Alanaaçılan 77 1 Mayısı’ndaki zincirlerini kıran işçi resmiÖcalan’a benzediği gerekçesiyle engellenmekistendi. Kitlenin pankarta sahip çıkması üzerineengelleme girişimi boşa düştü.

Yürüyüşe BDP İstanbul Milletvekili SırrıSüreyya Önder, DTK Koordinasyon Kurulu ÜyesiBatman Milletvekili Ayla Akat Ata, BDP PM ÜyesiOsman Ergin, Petrol-İş Genel Merkez YöneticisiNimetullah Sözen de katıldı. DTK Koordinasyon Kurulu Üyesi Ayla Akat Ata,Eğitim Sen Yöneticisi Abdurrahman Karaağan’ın dasöz aldığı mitingde söz alan BDP İstanbulMilletvekilli Sırrı Süreyya Önder, “Eğer Kürtlerolmazsa Adana’daki pamuklar yerde kalır, eğerKürtler olmazsa Karadeniz’deki fındıklar dallarındakalır” diye konuştu.

Mardin KESK, DİSK, TMMOB, İHD, HDK, Mardin

Barosu, Mardin Tabip Odası’nın organize ettiği 1Mayıs mitingi BDP Mardin il binası önünden KESKbinasına yapılan yürüyüşle başladı.

Saygı duruşu sonrasında miting KESK’li tutuklukadınlar ve Mardin Cezaevi’nde bulunan BDPMardin Milletvekili Gülser Yıldırım’ın mesajlarıokunmasıyla başladı. Mitingin açılış konuşmasınıyapan Eğitim Sen Mardin Şube Başkanı MehmetCan Yıldız, AKP döneminde emekçilerin daha dasömürüldüğüne dikkat çekti.

BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, 771 Mayıs katliamında hayatını kaybeden 34yoldaşlarını andıklarını söyledi.

Antep Antep’te 1 Mayıs, İstasyon Meydanı’nda

düzenlenen etkinlikle kutlandı. DemokrasiMeydanı’nda bir araya gelen binlerce emekçi “BijiYek Gulan” pankartı arkasında İstasyon Meydanı’nadoğru yürüyüşe geçti. Ortak açıklamayı DİSK BölgeTemsilcisi Nihat Bencan okudu.

Siirt Siirt’te 1 Mayıs yürüyüşle kutlandı. Platform

adına açıklamayı Belediye-İş Şube Başkanı HalitAkınay yaptı.

“1 Mayıs’ın gücüylegeleceği kazanmak için daha fazla çalışacağız!”

Kayseri’de 1 Mayıs’a ‘Kayseri İşçi Birliği’pankartı arkasında katılan çeşitli sektörlerden işçive emekçiler, 1 Mayıs’a ilişkin görüş vegözlemlerini gazetemizle paylaştılar...

Mehmet: Metal işçisiyim. İlk defa 1 Mayıs’akatıldım. Kayseri’de işçiler olarak hep birliktebirlik, mücadele ve dayanışma gününe sahip çıktık.Bundan böyle Kayseri İşçi Birliği’nin çalışmalarınadaha fazla omuz vereceğim. Sendikasız çalışmakkaderimiz değil. Sendika ağalarının başındabulunduğu sendikalara da mahkum değiliz. Yeter kifabrikalarımızda tabanda birleşelim. O zamanağalardan kurtulur, haklarımızı alırız.

Engin: Orta büyüklükte bir metal fabrikasındaçalışıyorum. Bu sefer gücümüzü biraz olsungösterdik. Ama ben yine de katılımımızı iyibulmuyorum. Mesela benim çalıştığım fabrikadadaha fazla kişi katılabilirdi. Korkularını aşamadık.Şimdi gidip fabrikamda 1 Mayıs’ı anlatacağım.

Turan: Bir metal fabrikasında çalışıyorum.Kayseri İşçi Birliği olarak epey çaba gösterdik.Ortaya çıkan sonuç başlangıç için iyi. İlk defa bukadar işçi 1 Mayıs’a katıldı. Bu iyiydi.Coşkuluyduk. Her gün 1 Mayıs gibi çalışmayadevam edeceğiz.

Hüseyin: İnşaat işçisiyim. 30 yıl çalıştım ancakhalen çalışıyorum. İşçiler olarak en büyük kabahatbizde. Bu 1 Mayıs’ı beğendim ama daha iyiolabilirdi. Patronlar için cennet olan Kayseri bizimiçin cehennemden beter. Niye haklarımız içinmücadele etmiyoruz, yan yana, omuz omuzadurmuyoruz? Asla yılmayacağız, mücadeleyedevam edeceğiz.

Ecevit: Yıllardır organize bölgesinde çalışırım.İşçiler açısından en iyi 1 Mayıs, bu yılki oldu. Bu 1Mayıs bize moral verdi. Bizi büyük saldırılarbekliyor. Patronlar şimdi de kıdemtazminatlarımıza göz diktiler. Onun için daha fazlamücadele etmemiz gerekiyor. Kayseri İşçi Birliğiolarak daha fazla çalışmalıyız. Bir de şu eksiğimizvar: Ben 1 Mayıs’a ailemle birlikte katıldım. Bütün

arkadaşlar böyleyapsalardı daha kalabalık olurduk.

Adnan: Karayolu işçisiyim. 1 Mayıs’ıbeğendim. Karayolu işçileri olarak bizler de 1Mayıs’ta yer aldık. Özelleştirme belası başımızdaama hala çok büyük kısmımız olan bitenekulaklarını tıkıyor. 1 Mayıs’ın morali ile daha fazlaçalışmalı, birliğimizi pekiştirmeli ve özelleştirmeyekarşı mücadele etmeliyiz.

Yusuf: Karayolu işçisiyim. Burada sendikaağalarının olmayışı bir gerçeği bir defa daha bizleregösterdi. Biz işçiler tabanda birleşmediğimiz sürecebu özelleştirme belasından kurtulamayız. Sendikabürokrasisine iş yaptırmak bile tabanörgütlülüğümüzün gücüne bağlıdır. Bu 1 Mayıs iyioldu. Yol-İş Kayseri Şube yöneticileri ortada yoktuama buna rağmen karayolu işçileri alandaydı.

Bu 1 Mayıs’ta işçi ve emekçiler emperyalistsavaşa karşı öfkelerini de gösterdiler. Aynızamanda kıdem tazminatlarını gaspettirmeyeceklerini ortaya koydular. 1 Mayıs’ıngücüyle geleceği kazanmak için, biz sınıf bilinçliişçiler daha fazla çalışacağız.

Şinasi: 1 Mayıs’ı ABD emperyalizmininOrtadoğu bölgesini kan gölüne çevirmek içinhazırlıklar yaptığı, iki bölge ülkesi İran veSuriye’yi tehdit ettiği koşullarda karşıladık. Öteyandan sermaye devleti de savaş için açık pozisyonalıyor. Tüm muhalif kesimler tehdit altındalar.Gözaltı ve tutuklamalar sürüyor. “KCK” vb. isimleraltında sürdürülen operasyonlar bu durumun açıkbir göstergesi.

Benim çalıştığım karayollarında da önemligelişmeler var. Taşeronlaşmanın alıp başını gittiğikarayolları şimdi de özelleştirilmek isteniyor. Busaldırılara karşı direnmek tüm işçi sınıfının olduğugibi karayolları işçilerinin de görevidir.

Kayseri’de 1 Mayıs’ı iki nedenle iyi buldum.Önceki yıllara göre işçi katılımı iyiydi. Ayrıca bizsınıf devrimcileri de 1 Mayıs’tan dostu sevindiren,düşmana korku veren bir başarıyla çıktık. Şimdi bukazanıma yaslanıp daha fazla çaba göstereceğiz.

Kızıl Bayrak / Kayseri

1 Mayıs 2012 / Diyarbakır

Page 14: SY Kızıl Bayrak 12-18

İş cinayetleri14 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

1 Mayıs’ta da iş cinayetleri durmadı. Ankara,İstanbul ve Artvin’de yaşanan iş cinayetlerinde 3 işçiöldü.

Bayrampaşa’da işçi ölümü

Bayrampaşa Sarı Dökümcüler Sanayi Sitesi’ndeyer alan ÖZBİR Metal’de patlama gerçekleşti. 1Mayıs resmi tatil olduğu halde ÖZBİR Metal işçileripatron tarafından çalıştırıldılar.

Akşam vardiyasında çalışan işçiler işbaşıyaptıktan birkaç saat sonra fabrikada patlamameydana geldi.

Bayrampaşa’da bulunan işyeri ve fabrikalarınbüyük bir kısmında işçi güvenliği önlemlerialınmıyor. Hatta yasaklı ya da düşük miktardakullanılması gereken kimyasal ilaçlar fazla miktardakullanılıyor.

Bu maddelerin kontrolsüz kullanılması sonucufabrikada gerçekleşen patlamada 24 yaşındaki ErsinKaya hayatını kaybetti. 28 yaşındaki Dursun Çiftçi iseyaralandı.

‘Kaza’ değil iş cinayeti

Yakın zamanda ÖZBİR Metal’e 100 metremesafede bulunan ART Mobilya Aksesuarlarıfabrikasında vincin bakımı yapılmadığı için 1 işçi iş

cinayeti sonucu hayatını kaybetmişti. Bayrampaşa veçevresinde gerekli denetimler yapılmadığı içinpatronların keyfi davranışları sonucu çok sık işcinayeti ve yaralanmalar gerçekleşiyor.

Göçük altında kalan işçi hayatını kaybetti

Ankara’da kanal çalışması sırasında göçük altındakalan işçi, hayatını kaybetti. ASKİ’nin, Etimesgutilçesi Bağlıca yolu üzerindeki çalışmalarında görevyapan Mehmet Doğan (43), yaklaşık 3 metrederinliğindeki kanala indi.

Bu sırada meydana gelen göçüğün altında kalanDoğan’ın, toprak altındaki cansız bedeni itfaiyeekiplerince çıkarıldı.

HES inşaatında can verdi

Artvin Yusufeli’ne bağlı Köprügören ile Alanbaşıköyleri arasında yapımı devam eden baraj ve HESinşaatında çalışan Tahsin (24) ile ağabeyi Ali HaydarCoşkun (27), enerji tünelinde yıkılan beton kütleninaltında kaldı. Tahsin Coşkun, olay yerinde hayatınıkaybetti.1 Mayıs’ta iş cinayetleri

1 Mayıs’ta da iş cinayetleri durmadı. Ankara,İstanbul ve Artvin’de yaşanan iş cinayetlerinde 3 işçiöldü.

1 Mayıs’ta işcinayetleri

İşçi aileleri buluştu

“28 Nisan Dünya İş Cinayetlerinde Ölen veYaralananları Anma/Yas Günü”nde İstanbul’dagerçekleştirilen forum, iş cinayetlerinde ölen veyaralanan işçilerin ailelerini buluşturdu.

Yüzlerce kişinin katıldığı etkinliğe Davutpaşa,Karadon, OSTİM, Zonguldak, Tuzla ve pek çokyerden işçi aileleri katıldı.

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ninçağrısıyla Petrol-İş Genel Merkezi’ndegerçekleştirilen etkinlikte konuşan işçi ailelerisendikalar ve meslek örgütlerinin iş cinayetlerikonusundaki duyarsızlıklarını eleştirerek bumücadeleye sahip çıkılmasını istediler.

Ortak mücadeleyi sürdürme konusundakikararlılıklarını ifade eden aileler davalarınıntakipçisi olacaklarını duyurdular. 28 Nisan’ınTürkiye’de de iş cinayetlerinde ölenleri anma günüolarak kabul edilmesi gerektiğini söylediler.

Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Berna GülerMüftüoğlu’nun sunumu ve Petrol-İş Genel MaliSekreteri İbrahim Doğangül’ün açılış konuşmasıylabaşlayan forum, Aslı Odman’ın işçi ölümlerine, 28Nisan anma ve yas gününe dair yaptığıbilgilendirmeyle devam etti.

Etkinlik, iş cinayetlerinde yaşamını yitirenailelerin kürsüsü haline geldi. OSTİM’de hayatınıkaybeden işçilerin aileleri ile Davutpaşalı aileleradına yapılan konuşmalarda, devam eden işcinayeti davaları anlatıldı.

Zonguldak Karadon’da hayatını kaybedenlerinyakınları ile Yer Altı Maden-İş Genel Başkanı ÇetinUygur’un da söz aldığı kürsüyü Tuzla tersanelerindehayatını kaybedenlerin yakınları, BEDAŞ işçisi ErkanKeleş’in abisi Mustafa Keleş, Enerji-Sen GenelBaşkanı Kamil Kartal, harita mühendisi GülserenYurttaş’ın kardeşi Hatice Yurttaş, Van’daki BayramOtel’de hayatını kaybeden gazeteci SabahattinYılmaz’ın eşi Gönül Yılmaz, iş kazasında hayatınıkaybeden ev işçisi Fatima Aldal’ın eşi Hüseyin Aldal,Ev İşçileri Dayanışma Sendikası Başkanı GülhanBenli, bir galvaniz işçisi, tekstilde çalışan bir yakınınıiş kazasında kaybeden Ercan Zincir’in yanısıra işcinayetleriyle ilgili davaları takip eden avukatlar dakullandı.

Toplantının kapanışını ise İstanbul İşçi Sağlığı veİş Güvenliği Meclisi Sözcüsü Murat Çakır yaptı.Çakır, forum boyunca 28 Nisan’ın iş kazalarındaölenleri anma günü olarak kabul edilmesi talebininyanısıra 1 Mayıs’ta da iş kazalarının bir gündemhaline getirilmesi gerektiği sonucunun çıktığınısöyledi. Çakır ayrıca iş kazalarında hayatınıkaybedenlerin ailelerinin koordinasyonununsağlanması gerektiğini de söyledi.

25 Şubat 2012 / Manisa

Çorum Sungurlu’da yapımı devam eden bir okuluninşaatında çalışan Ahmet Çınar (47), dengesinikaybederek 4. kattan toprak zemine düştü.

Sungurlu Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Çınar, tümmüdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Zonguldak’ta özel bir kömür ocağında meydanagelen göçükte 1 işçi öldü, 2 işçi yaralandı. Kömürocağındaki iş cinayetinde göçük altında kalanişçilerden Selahattin Baytar (32) öldü, Ersin Kaya (25)ve Güngör Akyol (32) yaralandı.

Diğer işçiler tarafından madenden çıkarılarak

Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralıişçilerden Güngör Akyol, sağlık durumunun ağır olmasınedeniyle Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp FakültesiHastanesi’ne sevk edildi.

Ümraniye DES Sanayi Sitesi’nde iş cinayeti yaşandı.Yukarı Dudullu Esenkent Mahallesi’nde bulunan DESSanayi Sitesi’ndeki bir tüp dolum tesisinde patlamameydana geldi.

Patlama sonucu 2 işçinin öldüğü, 5 işçinin deyaralandığı bildirildi. Ölen iki işçinin Hayri Gılgıç (27) ileMuharrem İlhan (45) olduğu öğrenildi.

Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’ndehastalar için hazırlanan öğlen yemeğinin asansördekalması ve asansörü tamir edecek kimsenin olmayışıözellikle şeker hastalarında büyük sıkıntılara yol açtı.İnsülin iğnesi yapılan şeker hastalarının 15–20dakika içinde yemek yemeleri gerekiyor. Zira hayatiriski başlıyor. Tamir edilemeyen asansör nedeniyle1,5 saat sonra yemekleri verilen şeker hastalarınınçoğu panikleyerek fenalık geçirdi.

Şehirden başka bir asansör tamircisiningelmesinden sonra yemekler ancak dağıtıldı. BalcalıHastanesi’nde çalışan bir sağlık emekçisindenedinilen bilgiye göre asansörün tamirinden sorumlu

sadece 3 teknisyen bulunuyor ve o gün bozulanasansörü tamir edecek bir görevli yoktu. Konuhakkında bilgi aldığımız sağlık emekçisi durumu“taşeronun rezilliği” olarak ifade ederken, asansörünbozulduğu o anda acil olarak bir hastanın yoğunbakıma yetiştirilmesi gerekse bu haliyle hastanınölebileceğine dikkat çekti.

Taşeron uygulamasıyla az işçiyle daha çok karelde etme mantığının hastanelere uygulanmasısonucu 7’şer katlı 2 binadan oluşan BalcalıHastanesi’nde asansör bakımı için sadece 3 görevlitaşeron işçisinin olması da önceliğin sağlık hizmetiolmadığını gösteriyor.

Taşeron ölüme sürüklüyor

İş cinayetleri sürüyor!

Page 15: SY Kızıl Bayrak 12-18

Sınıf hareketiSayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012.

Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 15

Ankara’da Eskişehir Yolu üzerinde kurulu olan veayakkabı üretimi yapan TOGO isimli firmadaörgütlenme çalışması yürüten Deri-İş Sendikasın’nınbu girişimi patron tarafından işten atma saldırısıylakarşılandı. Sendikal örgütlenmenin açığa çıkmasıylabirlikte 9 işçiyi üretimi daraltma bahanesiyle iştenatan patronun bu saldırısına direnişle yanıt verenTOGO işçileri fabrika önünde bekleyişe başladılar.

Direniş başladı

55 işçinin çalıştığı fabrikada direnişe çokgeçmeden destek geldi. Yemek ve çay molalarındadirenişteki arkadaşlarına destek veren işçilerin butavrı patronu oldukça korkutmuş olacak ki tümişçiler bir aylık izne çıkarıldı. İşçiler ellerinetutuşturulan üç cümlelik bir belgeyle durumuöğrendiklerinde direnişe katıldılar. Sayıları 30’ubulan direnişçi işçiler Ortadoğu TeknikÜniversitesi’nin hemen karşısında ve Eskişehiryolunun en işlek yerinde bulunan TOGO’nun hemenönüne pankartlarını astılar. Tüm işçileri bir aylık izneçıkaran TOGO patronu aynı zamanda kayıt dışı 12işçiyi fabrikada çalıştırmaya devam ediyor.

Modern kölelik koşullarının hüküm sürdüğüTOGO’da işçiler ağır çalışma koşullarında, aynızamanda düşük ücretlerle çalıştırılıyorlardı. Tatilgünlerinin gasp edilmesine, zorunlu mesailere,çalışma saatlerinin uzunluğuna karşı örgütlenmeyolunu seçen işçiler, işten atma saldırısının ardındandireniş yolunu tutarak kararlılıklarını ortayakoydular. Kazanacaklarına olan inançla başladıklarıdirenişi sonuna kadar götüreceklerini ifade edendirenişçi işçiler özellikle üniversite öğrencilerindenve aynı zamanda tüm işçi ve emekçilerden destekbekliyorlar.

BDSP’den ziyaret

Fabrika önünde devam etmekte olan direnişi 2Mayıs günü ziyaret eden BDSP’li sınıf devrimcileri

işçilerle sohbet ederek süreç hakkında bilgi aldılar.Direnişin kazanımla sonuçlanabilmesi için neleryapılabileceğinin konuşulduğu ziyaret boyunca böylebir direnişin Ankara için öneminin altı çizildi.Direnişin diğer sınıf bölüklerine taşınmasıgerektiğini belirten BDSP’liler sendikal örgütlülüğünoldukça zayıf olduğu Ankara’da bir hareketlilikyaratabileceğini vurguladılar. Bunun üzerine bir işçikendisini Temelli’den bir fabrikadan ustabaşınınaradığını ve direniş hakkında bilgi aldığını söyledi.Bu da Ankara’da Kurulu bulunan fabrikalarınpatronlarının direnişten ve örgütlenmektenduydukları korkunun kanıtı idi.

Sohbetin ardından sloganlar ve alkışlarla eylembaşlatıldı. TOGO çalışanlarının da pencerelerdenizlediği eylem boyunca Eskişehir Yolu’ndan geçenaraçların neredeyse tümü korna çalarak, alkışlayarakve zafer işareti yaparak işçilere destek verdi. Kornaseslerinin oldukça coşkulu hale getirdiği eylemboyunca sloganlar atıldı.

Direniş adresi: Eskişehir yolu- ODTÜ karşısı-TOGO fabrikası

Kızıl Bayrak / Ankara

TOGO’da direnişbaşladı!

Cengiz Makine’deyemek boykotu

Gebze’de kurulu Cengiz Makine işçileri Boschişçilerinin yolundan ilerlemiş, Türk MetalSendikası’ndan istifa ederek Birleşik Metal’egeçmişlerdi.

Bunun ardından Türk Metal çetesi ile CengizMakine patronu çeşitli baskıları devreye sokarakCengiz Makine işçilerini Birleşik Metal’den istifaetmeye zorladı.

Ancak Cengiz Makine patronunun baskılarına veTürk Metal çetesinin tehditlerine rağmen işçileryemek boykotuyla kararlılıklarını gösteriyorlar.

Kızıl Bayrak / Gebze

Komvek Karasör’degrev

Bursa Gemlik’te Serbest Bölge’de kuruluKomvek Karasör fabrikasında Türk Metal üyesiişçiler greve çıktı.

8 aydır devam eden toplu iş sözleşmesigörüşmelerinde ücret maddelerinde anlaşmasağlanamaması üzerine sessiz sedasız başlatılangrev 20 Nisan’dan beri devam ediyor.

Türk Metal Sendikası Şube Başkanı KemalDurmaz yaptığı açıklamada, yaklaşık 8 aydır devameden toplu sözleşme görüşmelerinde işverenlemaaş konusunda anlaşma sağlanamadığınıbelirterek, 23 Şubat tarihinde aldıkları grev kararınıuygulamaya soktuklarını söyledi. Kemal Durmaz,patronun işlerimiz iyi değil diyerek klasiksöylemlerle işçileri ve sendikayı oyaladığınıbelirterek, “Biz sendika olarak hakkın ve emeğinpeşindeyiz. Samimiyet, bir uzlaşma ortamı içintemel şartlardan biridir. Komvek işvereni önceliklefabrikada çalışanlara sevgi duyduğunu, onlarınemeğine saygı gösterdiğini kanıtlamalıdır. Bu süreçişverenin sevgisini ve saygısını kanıtlaması için idealbir zamandır” dedi.

1 Mayıs 2012 / Ankara

Page 16: SY Kızıl Bayrak 12-18

CMYK

Devrimc 16 * Kızıl Bayrak * Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

CMYK

Devrimci mira daha ileriye taşım

(EKİM’in Haziran 2007 tarihli 274. sayısındayayınlanan aşağıdaki yazıyı Denizler’in katledilmesinin

40. yılı vesilesiyle güncel öneminden dolayı tekraryayınlıyoruz... – KB)

‘71 Devrimci Hareketi’nin simge isimleri MahirÇayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya veyoldaşları her yıl ölüm yıldönümlerinde anılmakta,devrimci kadro tipinin seçkin örnekleri olarak, devrimciharekete kattıkları olumlu değerlere vurguyapılmaktadır. Ancak Türkiye devrim mücadelesininyüzakı olan bu devrimcileri ananlar, dahası onlarındevrettiği mirası yaşattığını öne sürenler arasında ciddifarklar bulunmaktadır. Öte yandan, özellikle idamedilerek katledilen Deniz Gezmiş ve yoldaşları,reformistinden devlet solcusuna, gericisinden ırkçı-şoven zihniyetin bazı temsilcilerine kadar bir takımsoysuzlar tarafından istismar konusu da edilmektedir.

Türkiye’deki devrimci örgüt ve partiler uzun yıllar‘71 Devrimci Hareketi’nin şu veya bu akımınınmirasçısı olduğunu savunmuştur. Halen de bu çizgideısrar eden, yaklaşık 40 yıl önce bu genç devrimcilertarafından ortaya konulan düşünsel düzeyin ötesinegeçemeyen akımlar vardır. Henüz yirmili yaşlardakidevrimcilerin ortaya koyduğu ideolojik-politik tahlilleretakılıp kalanların, ‘71 Devrimci Hareketi’nin mirasınıyaşattıklarını sanmaları kolay anlaşılır bir durumdeğildir. Böyleleri, genç devrimcilerin 40 yıl önceortaya koyduğu düşünsel ürünlere sıkı sıkıya sarılarak,teorik üretim için çaba harcama “yükü”nden dekurtulmuş oluyorlar.

Reformizmden devrimci kopuş, seçkin devrimci kişilik…

Komünistler, ‘71 Devrimci Hareketi’ni Türkiye’ninreformist geleneğinden devrimci bir kopuş olarakdeğerlendirmişlerdir. Bu kopuşa asıl anlamını veren,küçük devrimci grupların kent veya kırda silahlıeylemler yapması değildir elbette. Kopuşun asıl anlamı,bu akımların ideolojik-politik bilinç planındagerçekleştirdiği sıçramadır. Bilinç planındaki sıçrama,bu akımların devlet konusunda, şiddete dayalı devrimkonusunda, kapitalizmin temel noktalardan reddikonusunda radikal, devrimci bir ideolojik-politik tutumgeliştirebilmesinin yolunu açmıştır ki, kopuşa asılanlamını veren de budur.

‘60’lı yıllar sosyal uyanışın yaygınlaştığı, toplumsalmuhalefetin hızla gelişip kabardığı bir dönemdir. İşçisınıfı, kentin ve kırın emekçileri, Türkiye tarihinde ilkdefa bu dönemde, bu kadar kitlesel bir şekilde eylemalanlarında, grevlerde, direnişlerde, toprak işgallerindesözünü söylemeye, sola, sosyalizme yakınlaşmayabaşlamıştır.

Mücadele alanlarında işçi sınıfı ve emekçiler olduğuhalde, dönemin sosyalist olma iddiasında olanakımlarının çizgileri, büyük ölçüde orta sınıf aydınlarıtarafından belirlenmiştir. TİP, YÖN, MDD, dönemin öne

çıkan sol akımlarıdır. Ancak bu akımların hiçbiri,devrimci iktidar perspektifi bir yana, düzeni cephedenkarşıya alabilecek bir çizgiyi temsil edebilecek durumdadeğildi. ‘71 Devrimci Hareketi, döneme egemen olanreformist cendereyi kırmış, bu devrimci kopuşsayesinde radikal devrimci akımlar oluşturabilmiştir.Burjuva sosyalizmi olarak tanımladığımız TİP, YÖN,MDD ise, 1974’ten sonra devrimci akımlarıngüçlenmesiyle esas olarak dönemini kapatmıştır.

Reformizmden devrimci kopuşun sağlanmasınaönderlik eden kadroların, Mahirler, Denizler,Kaypakkayalar ve onların yoldaşlarının devrimcikişiliklerinde içselleştirdikleri üstün nitelikler de,Türkiye devrimci hareketine ‘71’den miras kalan önemlikazanımlardır. Her yönüyle düzeni cepheden karşıyaalan devrimci bir duruş, düzenin cellâtları karşısındahiçbir koşulda eğilmeme, tereddütsüz bir şekilde davayaadanma, devrimci dayanışma ve siper yoldaşlığıkonusunda pürüzsüz bir içtenlik, devrimci örgüt vepratiğe olduğu kadar teoriye, düşünsel gelişim veüretime önem veren bir devrimci kadro…

‘71 devrimci akımlarının ideolojik-politik çizgilerini,pratik eylem tarzlarını burada tartışmak gerekmiyor.Zira bu alanda düşülen yanlışlar veya acemilikler,devrimci harekete miras bırakılan seçkin devrimci kadroörneğinin değerini hiçbir koşulda eksiltmez. Önemliolan reformizmden gerçekleşen devrimci kopuşun buerken döneminde bile bu üstünlüklerin devrimcikişiliklere içerilebilmiş olmasıdır. Örnek alınması,yaşatılması, yeniden ve daha ileriden yaratılmasıgereken yön de budur.

‘71’den miras kalan devrimci değerlerintüketilmesi…

Devrimci mirası ve değerleri yaşatmanın yolu,günün koşullarına göre yeniden üretmekten geçer.Ancak bu kadarı yeterli değil. Bundan da önemli olanı,bu mirasın yetişen devrimci kadroların bilicinde

içselleşmesini sağlamak ve devrimci kişiliğe içerilmişdeğerler bütününe dahil edebilmektir. Ancak o zaman budevrimci mirasın, devrimci kadronun düşünce veeylemine yol gösterici olması sağlanabilir.

Bunu başarmak sanıldığı kadar kolay değildir. Zirabu niyetleri aşan bir sorundur; örgüt veya partilerinideolojik-politik çizgileri, ilkesel tutumları, devrimciörgüt anlayışları ile yakından ilgilidir. Gelenekseldevrimci-demokrat akımlar, ‘71 devrimci akımlarınınortaya koyduğu ideolojik-programatik düzeyin ilerisineçıkmadıkları ölçüde, geçmişe sımsıkı sarılıyorlar. Bu isedüşünsel alanda bir kısırlık, kendini yenileyememe vekapitalist toplumun tek tutarlı devrimci sınıfı olanproletaryanın tarihsel devrimci rolünü gerçek içeriğiylekavrayamama noktasında takılıp kalmalarına yolaçıyor.Böylece, devrimci değerlerin daha ileriden üretilmesi biryana, var olan mirasın gerisine düşme, dahası odeğerleri tüketme noktasına varılabiliyor.

Sınıf ve kitle hareketinin zayıflığı koşullarındayetişen kadro tipinin sorunlu yapısı, semt kökenli bukadroların devletin sistemli yozlaştırma saldırısınamaruz kalmaları ise soruna bambaşka bir boyut katıyor.Sorunlu haline rağmen bu “kadro” tipinin, üstelikdevrimci bir kimlik geliştirmeden bünyeye alınmasınedeniyle, ‘71’in devrimci kadro kişiliğinin niteliklerinefazlasıyla uzak, devrimci mirası ancak söylemdüzeyinde savunabilen bir anlayış hakim halegelebiliyor. Öyle ki, bu kişiliklerin pratiği, kimi zamandevrimcilerin emekçiler nezdindeki itibarlarınınsarsılmasına yol açabilecek derecede sorunlu olabiliyor.

Bazı ara akım kadroları üzerinden yansıyan sorunlukişiliklerde, devrimci değerlerin önemli ölçüde yitiminetanık olmaktayız. Devrimci samimiyetini büyük orandatüketmiş olan bu kesim dar grupçu, fazlasıyla faydacı,ortamına göre kibirli ve saldırgan olabilmektedir.Bunlar, uzun zamandır reformistlerle aynı kulvardabulunmanın da etkisiyle, burjuva siyaset tarzınınolmazsa olmazları olan hile, ayak oyunları, iç hesaplar,perde arkası kulisler vb. “haslet”leri, pekçok yerde

Page 17: SY Kızıl Bayrak 12-18

CMYK

ci miras Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012 * Kızıl Bayrak * 17

CMYK

ası yaşatmak, makla mümkündür!

politik çizgilerine dahil etmekte bir sakıncıgörmeyebilmektedirler.

Dejenerasyonun böylesi uç noktalara varmasını,devrimci değerlere sırt çevirip reformistlerlekucaklaşmanın sonuçlarından biri saymak mümkündür.

‘71 Devrimci Hareketi’ni değil fakat Denizler’i öneçıkaran, onları “ikon”laştırıp siyasi rant aracı olarakkullanmak isteyen ırkçı-şoven zihniyetin temsilcileri devar. Bu gerici çevrelerin ayırdedici özelliği, Kürt halkınadüşmanlık ve devletin militarist güçlerine payandalıketmektir. Oysa Deniz Gezmiş’in idam sehpası önündehaykırdığı “Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türkve Kürt halklarının kardeşliği!” şiarı bile, bunlarınDenizler’le karşıt dünyalara ait olduklarını kanıtlamayayeter. İdam sehpasında ölüm yiğitlikle göğüslenirkenhaykırılmış bu şiarlar, devrim ile düzen arasında aşılmazbir uçurum olarak durmaktadır.

Türkiye’nin sosyal reformist partileri de, ‘71Devrimci Hareketi’nin önderlerini öne çıkartmatutumunu, onların miras bıraktığı değerlerin arkasındadurma iddiasını halen terk etmiş değiller. Komünistyazında pek çok kere dile getirildiği gibi bunlar, burjuvakarşı-devriminin zoru karşısında sinmiş, ihtilalciçizgiden yüzgeri etmiş, devrimci örgüt anlayışını vepratiğini terk etmiş, devrimci miras ve değerleri düzenbekçilerinin ayakları altına sererek burjuvazininicazetine sığınmışlardır. Düzen bataklığına boyluboyunca uzanan bu “tövbekar”lar, artık sermayeninparlamentosuna kapağı atma hayalleriyle avunuyorlar.İşi soysuzluğa vardıran bazıları ise, “DenizGezmişler’in yolu bugün parlamentoya çıkmıştır”diyebiliyorlar.

Oysa ‘71 devrimcileri, Deniz Gezmişler, MahirÇayanlar, İbrahim Kaypakkayalar, TİP’in parlamenterçizgisini reddederek devrimi seçmişlerdi. Onlarkurtuluşun reformlarda değil, devrimde olduğunu farketmiş, gerçekleştirdikleri sıçrama ile devrimci akımlarınkurucuları olmuşlardır. Başka bir ifadeyle, ‘71’indevrimci akımlarını devrimci yapan, reformist partilerinbugün içinde bulundukları düzen içi zemini mahkumederek aşabilmiş olmalarıdır.

Geleceği kucaklamak için geçmişi aşmak!

Devrimci mirasın değerler planında erozyonauğraması bir rastlantı olmadığı gibi, niyetlerle deaçıklanamaz. Sorunun esası, uzun süredir devam edentasfiyeciliğin yarattığı bozulmanın yanı sıra, devrimcimirası aşındıran örgüt/partilerin programatik, ideolojik-politik çizgilerinden kaynaklanıyor. Bu alanda yaşanantıkanma ve belirsizliklere rağmen, gelenekselçizgileriyle devrimci tarzda hesaplaşma cesaretigösteremeyenler, kendilerini devrimci değerleri öğütenbir çark işlevi görmekten alıkoyamadılar. Sorunun buboyuta varması, geleneksel solun içine düştüğü“ciddiyet ve samimiyet bunalımı” ile yakındanbağlantılıdır. Devrimci kadronun kişiliğinde boy verensorunlar, bütünün parçadaki yansımasıdır aynı zamanda.

Belirtmek gerekir ki, komünistlerin de güçlerinikadrolaştırmada, kadrolarını yetkinleştirmedekarşılaştığı sorunlar, zorlandığı alanlar vardır. Ancakburada tartıştığımız sorunun mahiyeti, komünistlerinzorlanma alanlarının çok ötesindedir.

Devrimci mirasın aşınmasında pek çok faktörünrolünden söz etmek mümkündür. Fakat buna rağmensorunun özü, geçmişi anlamak ve devrimci tarzdaaşmakla ilgilidir. Bunun anlamı ise, geçmişindevrimciliğinden daha ileri bir devrimcilik düzeyine,küçük-burjuva devrimciliğinden işçi sınıfıdevrimciliğine erişebilmektir. Komünistler, devrim vesosyalizm davasına samimiyetle bağlı olan devrimcilere,bu temel önemdeki hatırlatmayı sık sık yaptılar. Ancakhalihazırda bunu başarabilen tek akım partimizTKİP’dir. Bu durum, devrimci mirası geliştirip yenidenüretme noktasında da komünistlere, komünist kadro vemilitanlara önemli sorumluluklar yüklemektedir.

Burjuvazinin her cepheden yönelttiği azgınsaldırılara karşı durmanın özel bir önem taşıdığı verilikoşullarda, ‘71 mirasının devrimci özüne uygun tarzdave daha ileriden yaşatılmasının önemi yeterince açıktır.Komünistlerin devrim ve sosyalizm davasınasamimiyetle bağlı olan kesimlere yönlettiği, “geçmişi

devrimci tarzda aşma” çağrısı da güncelliğinikorumaktadır.

Sermaye devletinin illegal devrimci çalışmayıbaltalamak için azgınca saldırdığı, sol akımların iseönemli ölçüde illegal devrimci siyasal faaliyet yürütmerefleksini yitirdiği şu dönmede, Denizler’in 25. ölümyıldönümü, bu durumu sorgulamanın vesilesiyapılabilmelidir. En azından devrim ve sosyalizmdavasına samimiyetle bağlı olanlar bu özgüven vecesareti göstermelidir. Zira devrimci faaliyeti düzenindayatmasıyla belli alanlara hapsedenlerin, bugünükurtarıp kurtarmayacakları belli değil ama geleceğikaybetme olasılıkları fazlasıyla yüksektir.

Marksist bir partinin temeli olan devrimci teori,devrimci örgüt, devrimci sınıf diyalektik bütünlüğünübünyesinde toplayabilen TKİP, bu net çizgiye ve tokiddiaya yaslanarak devrimci mirasın ve değerlerinsavunulmasının, daha ileriden yaşatılmasınıngüvencesidir. Bu noktada öncülük misyonunu hakkıylayerine getirdiğinde, devrim ve sosyalizm davasınasamimiyetle bağlı olan diğer devrimcilerin de önünüaçacaktır.

(Ekim, Sayı: 247, Haziran 2007)

Kopuşun asıl anlamı, bu akımların ideolojik-politik bilinç planındagerçekleştirdiği sıçramadır. Bilinç planındaki sıçrama, bu akımların devletkonusunda, şiddete dayalı devrim konusunda, kapitalizmin temelnoktalardan reddi konusunda radikal, devrimci bir ideolojik-politik tutumgeliştirebilmesinin yolunu açmıştır ki, kopuşa asıl anlamını veren debudur.  

Page 18: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs18 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Dünyanın dört bir yanında da işçi ve emekçilerbirlik mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ıgösterilerle kutladı. Birçok başkentte yüzbinlerce işçive emekçi, çalışma koşullarının iyileştirilmesini veasgari ücretlerin yükseltilmesini talep etti.

Sınıfın mücadele günü 1 Mayıs’ta sendikalarınçağrısına uyan yüzbinlerce işçi ve emekçikısıtlamalara karşı protestolarını alanlardagerçekleştirdi.

Almanya’da Alman Sendikalar Birliği DGB’ninyaptığı açıklamaya göre gerçekleşen 420 yürüyüş,gösteri ve mitinge ülke çapında toplam 420 bin kişikatıldı.

Yunanistan’da grev vardı Yunanistan’da 2012 1 Mayısı, hükümetin “krizle

mücadele” adı altında uyguladığı sosyal yıkımsaldırılarını protesto eden emekçilerin grevleriningölgesinde kutlandı.

1 Mayıs’ta da işçiler hükümetin kemer sıkmapolitikalarını protesto ederek sokaklara döküldü.

Atina’da üç büyük gösteri yapıldı. Gösterilerdenbiri Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu(GSEE) ve Yunanistan Kamu Emekçileri Sendikası(ADEDY) tarafından düzenlendi. Bu gösteride “Hiçkimse yalnız değildir birlikte başarabiliriz” sloganıaltında yürüyen sendikalar Avrupa Birliği’nin kemersıkma politikalarına sessiz kalınmayacağınıvurguladılar.

İkinci gösteri sol parti ve örgütlerin gösterisiydi.Bu da son yıllarda sol örgütlerin yaptığı en kitleselgösteriydi.

Üçüncü ve en büyük gösteriyse Komünist Partisi(KKE) ve Yunanistan Mücadeleci İşçiler Sendikası(PAME) tarafından yapıldı. Sendika 1 Mayısgösterisini, demir çelik işçileriyle dayanışmak için, 6aydan beri grevde bulunan Atina’nın dışındaki demirçelik fabrikasında gerçekleştirdi. İşçiler Athen-Korinthotobanına da barikat kurdular. Sendika başkanı yaptığıkonuşmada 6. ayına giren grevin tüm işçi veemekçilerin direnişinin sembolü olduğunu vurguladı.Dolayısıyla işçi ve emekçilere yönelik saldırılara durdiyebilmek için tüm Yunanistan’ın demir çelikfabrikasına dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.

1 Mayıs nedeniyle işyerlerinin kapalı olduğu vebazı toplu taşıma araçları çalışanlarının kısa süreli

greve gittiği ülkede demiryolu hatları çalışanları 24saatlik grev yaptı. Denizcilik sektörü çalışanları da 24saatlik greve giderek kendilerine ait sosyal sağlıkkurumunun, yeni oluşturulan Ulusal Sağlık HizmetleriKurumu (EOPYY) ile birleştirilmesine ve toplu işsözleşmelerinin iptal edilmesine karşı çıktı. Dörtbüyük deniz ve liman çalışanları sendikası PEMEN,PENEN, PEEMAGEN ve OStefenson’ın 24 saatlikgrevi nedeniyle gün boyunca gemilerin büyük bölümülimanlarda bağlı kaldı, ana karayla adalar arasındakigemi bağlantısı da kesildi.

İspanya ve Portekiz’de 1 Mayıs İspanya ve Portekiz’deki 1 Mayıs kutlamaları

ülke çapında gerçekleştirildi. İspanya’da 1 Mayıs’ahükümetin “tassarruf” adı altında işçi ve emekçileredayattığı sosyal yıkım politikaları damgasını vurdu.İşçi ve emekçiler 1 Mayıs’ta da “Bu bir kriz değil,soygundur” pankartlarıyla krizin faturasınınemekçilere ödetilmesine karşı çıktılar.

Özellikle çalışma reformu adı altında uygulanmayaçalışılan saldırılara tepki büyüktü.

Portekiz’de de özellikle Lizbon’da binlerce kişisokaklara çıkarak 1 Mayıs kutlamalarına katıldı.

İngiltere İngiltere’de sendikaların geleneksel olarak 1

Mayıs’ı kitlesel gösterilerle kutlamamasından dolayıbu yıl da, başkent Londra’da ağırlıklı olarak SriLanka, Kıbrıs, İran, Türkiye gibi ülkelerden gelengöçmenlerin örgütleri sokağa çıktı. Yürüyüşesendikaların katılımı temsili düzeyde oldu.

Fransa Fransa’da 1 Mayıs Fransız sendikalar CGT,

CFDT, FSU, Solidaires ve UNSA’nın çağrısı üzerineülke genelinde düzenlenen 290 gösteriyle kutlandı.CGT sendikasından yapılan açıklamaya göre ülkegenelinde 1 Mayıs eylemlerine 250 bini Paris’teolmak üzere 750 bin kişi katıldı. Tüm bölgelerde sonyılların en yüksek katılımlı eylemlerinin yapıldığıgözlendi.

İşçi ve emekçiler, Denfert-RochereauMeydanı’ndan Bastille Meydanı’na doğru“Uluslararası dayanışma ve sosyal ilerleme için” yazılıpankart arkasında yürüdüler.

Sendikalar, Avrupa Birliği’nin dayattığı sosyalyıkım politikalarına “hayır” derken, Fransa’da gelecekbeş yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde “gerçek birbüyüme” politikası talep etti.

Sendikalara göre Toulouse’da da 40 bin işçi ve

1 Mayıs dünya genelinde coşkuylakutlandı

1 Mayıs 2012 / Yunanistan

1 Mayıs 2012 / Portekiz

1 Mayıs 2012 / Ispanya

Page 19: SY Kızıl Bayrak 12-18

1 Mayıs Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak* 19Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

emekçi 1 Mayıs’ta sokaklara çıkarken, gündemlerindeücret, iş ve kamu hizmetlerinin korunması vardı.Ancak sloganların oldukça politik olduğu gözlendi.

Marsilya’da 20 bin dolayında kişinin katıldığı biryürüyüş gerçekleştirildi. Lyon’da da 20 bine yakın kişisokaklara çıkarken, Bordeaux kentinde yürüyüşekatılanların sayısı 12 bini geçti. 10 bin kişinin katıldığıRennes’deki 1 Mayıs yürüyüşünde ise tam bir “anti-Sarkozy” havası vardı. Ayrıca Nancy’de 10 bin,Montpellier’de 5 bin, Strasbourg’da 4 bin 500,Havre’da 4 bin, Lille’de 3 bin, ve Mulhouse’da ise1500 kişi alanlarda talep ve tepkilerini dile getirdi.

Sarkozy’nin de aynı gün kendi taraftarlarını“gerçek iş bayramı” sloganı ile Paris’te toplaması“provokasyon” olarak tepki gördü. Ülkenin en büyükişçi sendikası CGT, 1 Mayıs’ta işçileri “Sarkozy’yi altetmeye” çağırdı.

Avusturya Kentin 23 bölgesinden yola çıkan çeşitli meslek

grupları ve kitle örgütlerinin temsilcileriAvusturya’nın başkenti Viyana’daki BelediyeSarayı’nın önünde sabahın erken saatlerinde birarayageldi. 10 bin kişinin katıldığı gösteride yapılankonuşmalarda gençlik arasında işsizliğe vurgu yapıldı.“Eşit işe eşit ücret!”, “Zenginlerin sebep olduğuekonomik krizin yüküne ortak olmak istemiyoruz!” ve“Varlık vergisi hemen uygulansın!” pankartları taşındı.

ABD’de “İşgalciler”den genel grevçağrısı

1 Mayıs ABD’de resmi olarak kutlanmıyor.ABD’de gelir dağılımı eşitsizliğini, Wall Street’i,ekonomik politikaları ve işsizliği protesto eden “WallStreet’i İşgal Et’’ eylemcileri, 1 Mayıs’ta kentin çeşitlibölgelerinde protestolar düzenledi.

“Wall Street’i İşgal Et’’ eylemcileri genel grevçağrısı yaparak Amerikalılar’dan işe, okulagitmemelerini ve para harcamamalarını istedi.

Hareketin destekçilerinin işgal ettiklerimekanlardan zorla çıkartılmaları sonucu son aylardabu protesto akımı popülaritesini kaybetmişti.

İşgal hareketi, New York’ta iş çıkış saatinde birmiting düzenledi. San Francisco’da da Golden GateKöprüsü üzerinde bir eylem gerçekleştirildi.

Küba Küba’nın başkenti Havana’da binlerce emekçi

meydanlara indi. Ülke genelinde 1 Mayıs yürüyüşlerive gösterileri düzenlendi.

Rusya Rusya’nın başkenti Moskova’da 150 bin kişinin

katılımıyla dev bir 1 Mayıs yürüyüşü düzenlendi.Gösteriye Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev vehalefi Vladimir Putin de katıldı. Komünist Partiüyeleri ise, 1 Mayıs’ı farklı bir alanda kutladı.

Benzer kutlamalar ülkenin değişik kentlerindedüzenlenirken, bu yürüyüşlere ve gösterilere 2milyondan fazla kişinin katıldığı bildirildi.

Ukrayna Ukrayna’nın başkenti Kiev’de, Komünist Parti

(UKP) taraftarları 1 Mayıs vesilesiyle çeşitlietkinlikler düzenledi. Kiev’in ünlü HreşçatikCaddesi’nde ellerindeki parti bayraklarıyla Lenin veStalin’in portreleriyle yürüyüş düzenleyen UKP’lilerBağımsızlık Meydanı’nda kurulan platform çevresindemitinglerine devam etti. Sabahın erken saatlerindenitibaren meydanda toplanan binlerce UKP’li,“Mücadele etmeden zafer kazanılmaz” afişleri veçeşitli dövizler taşıdı. Aylıklarının düşüklüğünü,iktidara güvenmediklerini ve geçim şartlarınınzorlaştığını dile getiren halk Komünist Parti lideri

Simenenko’nun konuşması akabinde platformdakiçalınan canlı marşları dinledikten sonra dağıldı.

Bulgaristan’da 1989 yılına değin görkemli birşekilde kutlanan 1 Mayıs, bu yıl sönük geçti.

Sofya’da 1 Mayıs dolayısıyla eski KomünistParti’nin (BKP) devamı niteliğindeki ana muhalefet,Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) parlamento önündebir miting düzenledi.

“1 Mayıs Öfke Günü” sloganı altında düzenlenenmitinge büyük bir bölümü yaşlılardan oluşan yaklaşık2 bin kişi katıldı.

Polis ablukası altında gerçekleştirilen yürüyüştehükümetin istifasını isteyen sloganlar atıldı.Göstericiler, protesto yürüyüşünün ardından parkınaçık hava tiyatrosunda BSP’nin himayesindedüzenlenen halk dansları gösterisi ile halk müziğikonserini izledi.

Kazakistan’da 3 gün tatil Kazakistan’ın başkenti Astana’da 1 Mayıs

“Halkların Kardeşliği ve Birliği Bayramı” olarakcoşku içinde kutlandı.

Kazakistan’da yaşayan ve aralarında Kürtler,Ermeniler, Azeriler, Yahudiler, Koreliler, Tacikler,Çeçenler, Ukraynalılar, Ruslar’ın da bulunduğu140′tan fazla etnik grubun katılımı ile başkentAstana’nın en büyük meydanında gerçekleşenkutlamada etnik grupların temsilcileri olan sanatçılarşarkılar söylerken, halkın büyük ilgi gösterdiği 1Mayıs kutlamaları nedeniyle ülkede 3 gün tatil ilanedildi.

Asya’da işçi ve emekçiler zam talebi içinyürüdüler. Büyük kentlerin meydanlarına akanbinlerce işçi çalışma koşullarının iyileştirilmesini,asgari ücretlerin yükseltilmesini talep etti.

Endonezya, Asya kıtasının en büyük eylemlerdenbirine sahne oldu. Geniş bir katılımın gerçekleştiğiEndonezya’da işçiler hükümeti protesto ederken,yaşam standartlarının yükseltilmesini talep ettiler.

Gösteride 9 bin Endonezyalı işçi, 16 bin kişilikpolis ve askerlerden oluşan kordonun içinde yürüdü.Göstericiler, “Maaşlarımızı yükseltin” pankartlarıtaşıdı.

Filipinler güçlü gösterilere sahne olan bir diğerülke oldu. 8 binin üzerinde işçi, başkent Manila’dayürüyüş düzenledi. İşçilerin talebi günlük ücretlerindeartış oldu. İşçiler Devlet Başkanı Benigno Aquino’nunmaaşlara günlük zam yapılması çağrılarını bununenflasyonu arttıracağı ve yabancı yatırımcıları ülkedenuzaklaştıracağı iddiasıyla reddetmesini protesto etti.

ABD Elçiliği’nin önünde gerçekleşen mitingin anataleplerden biri de ülkedeki ABD askerlerinin geriçekilmesiydi.

Bangladeş’te de işçiler 1 Mayıs’ta ücret artışı vedaha fazla hak talepleri için yürüdüler. Bazıeylemciler gösteriye otobüslerin üzerinden destekverdi.

Güney Kore’nin başkenti Seul’de işçiler daha iyiçalışma şartları talebiyle sokaklara döküldü. 1 Mayısgösterilerine katılan işçiler sene içerisinde işkazalarında ölen işçilerin hesabını sordu. Sahnede sıksık işçilerin çalışma şartlarının kötü olduğunugösteren oyunlar oynandı. Hem oyunlar içerisindehem konuşmalarda hem de atılan sloganlarda sık sıkülkedeki büyük şirketler Hyundai, Samsung,Ssangyong’a karşı tepkiler dile getirildi. Özellikle soniş kazasında 21 işçinin yaşamını kaybettiği otomotivtekeli Ssangyong protestoların hedefi oldu.

Seul’de Kore Sendikalar Federasyonu’nun binlerceüyesinin katılımıyla kısa mesafe maratonu düzenlendi.

Tayvan’da ise 1 Mayıs’ta binlerce kişi hükümetkarşıtı sloganlar atarak gösteri gerçekleştirdi. BaşkentTaipei’nin merkezine yürüyen işçiler, yüksek maaş vedaha iyi çalışma koşulları talep etti. İşçi Bayramı’nakatılan öğrenciler de, hükümetin harçlara yaptığızamları geri alması talebini haykırdılar.

Malezya’da yüzlerce kişilik bir grup BaşbakanNecib Razak’ın 1 Mayıs’tan birgün önce açıkladığıasgari ücret zamlarını protesto etti. Asgari ücretin 521TL civarında olduğu Malezya’da ilk kez maaşlara zamyapıldı.

Doğu Timor’daki gösterilere ise polisin işçileresaldırısı damgasını vurdu. Polis 80’den fazla kişiyigözaltına alırken, çıkan olaylar sonucu yaralananlarında olduğu öğrenildi.

Nepal’de bu yıl ilk kez 1 Mayıs resmi tatil olarakkutlanırken Pakistan’da çeşitli örgütlere bağlı işçilerde alandaydı.

Japonya’da Fukuşima Nükleer Santrali’ndekipatlamanın yaralarını sarmaya çalışan Tokyo’da 1Mayıs’ın ana talebi, hükümetin nükleer enerjipolitikasına son vermesiydi.

Pakistan’ın Chaman kentinde yürüyüş yapanişçiler, maaşlarının arttırılmasını ve çalışmakoşullarının iyileştirilmesini istedi.

Asya’da Auckland, Bangkok, Seul ve Melbournegibi birçok şehirde 1 Mayıs gösterileri düzenlendi.

1 Mayıs 2012 / Ispanya

1 Mayıs 2012 / Yunanistan

1 Mayıs 2012/ Lübnan

Page 20: SY Kızıl Bayrak 12-18

Almanya20 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Almanya’da 1 Mayıs....

Irkçılığa ve sosyal saldırılara son!Almanya genelinde gerçekleştirilen 1 Mayıs

kutlamalarında ırkçılığa ve sosyal yıkım saldırılarınakarşı mücadele çağrısı yapıldı.

Bielefeld1 Mayıs Bielefeld’de sendikalar, kitle örgütleri ve

partilerin katılımıyla kutlandı. 4 bin kişinin katıldığımitingte, Türkiyeli göçmen işçi ve emekçilerağırlıktaydı.

TKİP taraftaları önde Marks ve Engels’in büyük boyresimlerinin yanısıra, “Yaşasın 1 Mayıs! / TKİP” imzalıpankart ile “Özgürlük için sosyalizm! / Gençlik”pankartını taşıdılar. Yol boyunca “Enternasyonaldayanışmayı yükselt!”, “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Yaşasındevrim ve sosyalizm!” slganlarını attılar. Kortej canlı vecoşkuluydu. Bu coşku yürüyüş boyunca söylenendevrimci marşlarla korundu. Ayrıca AnadoluFederasyonu, DİDF ve Dev-Genç pankartları vebayraklarıyla kutlamada yer aldılar.

Alanda sendika temsilcileri çeşitli konuşmalaryaptılar. Konuşmalarda düşük ücret politikası,güvencesiz istihdam, emeklilik kesintileri öne çıkansorunlardı.

FrankfurtFrankfurt’taki 1 Mayıs kutlamasına yaklaşık 7 bin

kişi katıldı. 1 Mayıs sabahı başlayan yürüyüşe aynı gün ve

saatlere denk getirilen şehir maratonu dolayısıylainsanlar güçlükle ulaşabildi. Türkiyeli devrimci gruplarve MLPD’nin blok halinde yürüdüğü korteje coşkuhakimdi. Ses cihazından yapılan konuşma ve anonslarlakitle motive edildi ve bu coşku yürüyüş boyunca sürdü.

Yürüyüşün en canlı ve coşkulu kortejlerinden biri deTKİP kortejiydi. Eylemde, TKİP imzalı ve üzerindeAlmanca “Yaşasın 1 Mayıs!” yazılı pankart taşındı.Ayrıca, İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu(BİR-KAR) “Kapitalizm işsizlik, sosyal yıkım ve savaşdemektir!” pankartıyla eylemde yer aldı.

Alanda çeşitli sendika temsilcileri konuşmalaryaptılar. Yapılan konuşmalarda taşeronluk sistemi, HarzIV yasaları, Schlecker işçilerinin toplu işten atılması vebenzer bir uygulama ile karşılaşan otel çalışanlarınınsorunları ön plana çıktı.

1 Mayıs ile ilgili TKİP YDÖ imzalı bildiriler yaygınbiçimde dağıtıldı. Alanda 3 Haziran tarihindedüzenlenecek etkinliğin bilet ve çağrıları kitleyeulaştırıldı.

KölnKöln 1 Mayıs’ı DGB binası önünde başladı. Kortejin

en önünde her zamanki gibi DGB’nin bu seneki 1 Mayıssloganı olan “Tüm Avrupa için iyi iş, hakça ücret ve işgüvencesi!’’ yazılı pankart taşındı. DGB pankartınınarkasında IG Metal, Ver.di, Gew vb. sendikalara üyeişçiler karışık bir şekilde yürüdüler. Sendika kortejleriyürüyüşün en kalabalık, fakat aynı zamanda en dağınıkve politik olarak en zayıf kortejlerini oluşturdu.

Sendika kortejlerinde taşınan pankart ve dövizlerde,asgari ücretin en az 8,50 € olması, taşeron işçiliğinkaldırılması, sözleşmeli işçilerin kadrolaştırılması vb.gibi talepler dile getirilirken, toplu sözleşme dönemindeolan IG Metal kortejlerinde ise, işçiler, sendikanın zamtalebi olan % 6,5 yazılı önlükler giyerek yürüdüler.Kitlenin genelinde olduğu gibi, sendika kortejlerinde degenç işçilerin yoğun katılımı dikkat çekti.

Burjuva partilerinden SPD ve Yeşiller 90 da

yürüyüşe katıldılar. Sendika kortejlerini yerlisi ve göçmeniyle çeşitli sol

gruplara ait kortejler izledi. Yerlilerden MLPD ve ICOR,“İş, barış, özgürlük ve gerçek sosyalizm için!’’pankartıyla; DKP, “İnsan kârdan önce gelir, kapitalizmiyenelim!’’ pankartıyla; KPD Yeniden İnşa; “DGB 1Mayıs’ta Avrupa için daha iyi bir iş istiyor, biz dediyoruz ki: Avrupa için iş, savaş için iş demektir!’’ yazılıpankartla; Die Linke, “Onlar Yunanistan’ı vuruyorlar vehepimizi düşünüyorlar, ücretler yükseltilsin!’’ yazılıpankartla katıldı. Kısmen Die Linke dışta tutulursa,diğer yerli parti ve örgütlerin katılım ve coşkubakımından zayıf oldukları gözlendi.

Yerli gruplardan SDAJ adlı gençlik grubu katılım vecoşkusuyla dikkat çekerken, SAV, attac, üniversiteöğrencileri, anarşist ve otonom bazı gruplar da katılanlararasındaydı.

Türkiyeliler dışında, enternasyonal güçlerden İtalyanve İranlı devrimci-demokrat çevreler de yürüyüşekatıldılar.

Yürüyüşün en coşkulu ve en politik kesimi yineTürkiyeliler’di. Ne var ki bu coşku ve politizasyonkendinden menkul kaldı. Zira atılan sloganlarınAlmanca’dan çok Türkçe olması ve yerel sorunlara olanilgisizlik bunun kanıtı niteliğindeydi. Türkiyeli parti veörgütlerden MLKP, TKP/ML, TİKB, ADHK, AnadoluFederasyonu, Emek ve Özgürlük Cephesi ve DIDFpankart ve flamalarıyla katıldılar. Kürtler ise, MalaKurda e.V. imzalı ve üç dilden yaşasın 1 Mayıs yazılı birpankartla katıldılar. Türkiyeliler’in kortejlerinde çalınandavullar ve ses aracından çalınan devrimci marşlar 1Mayıs’ın coşkusunu arttıran bir rol oynarken, sözkonusu grupların geçen seneki katılımlarını koruduklarıgözlendi.

Komünistler yürüyüşe, “Kapitalizm işsizlik, ırkçılıkve savaş demektir, yaşasın sosyalizm! / TKİP” imzalıpankart ve kızıl bayraklarla katıldı. Kortejde çeşitlidevrimci marşlar söylenirken, 1 Mayıs, devrim vesosyalizm ve parti ile ilgili sloganlar sıklıkla atıldı. 1Mayıs’a ilişkin çıkarılan broşürler yaygın olarakdağıtıldı.

Yürüyüşün ardından 1 Mayıs mitingi her yılki gibiyine Heumarkt alanında yapıldı. Burada sendikayetkililerinin verdiği bilgiye göre, yürüyüşe yaklaşık 5bin, mitinge ise 10 bine yakın kişi katıldı.

Mitingde yine 1 Mayıs’a en az emeği geçenler ençok konuştular. Sendika bürokratları ve onların dümen

suyunda gidenlerden başka konuşan olmadı. Bürokratlarise hep yaptıkları gibi bol bol tespitlerde bulunupçözümlere ve mücadeleye dair tek laf etmediler, ya daettilerse bile, pratikte karşılığı olmayan demagojiksöylemlerin ötesine geçmeyen söylemlerdir.

Miting alanı, kurulan yemek ve enformasyonstandlarından dolayı adeta pazar alanınadönüştürüldüğünden, özellikle arka sıralarda yürüyen solgruplar alana girmekte zorluk çektiler ve bir çoğu alanındışında kaldı.

Yerlisi ve göçmeniyle sol gruplar, ön hazırlığaverdikleri karşılaştırılamaz emek bir yana, yürüyüş vemiting kitlesinin fiilen en az yarısını oluşturduklarıhalde, 1 Mayıs programının oluşumunda ve kürsününkullanılmasında yıllardır hiçbir inisiyatif sağlayamadılar.

Miting sunulan müzik dinletisinin ardından sonaerdi.

WuppertalLaunentiusstr alanında yapılan Wuppertal 1 Mayıs

kutlamasına 1500 işçi, emekçi ve genç katıldı. Katılımınağırlıklı bölümünü orta kuşak işçiler oluşturdu. Göçmenemekçilerin yoğun katılımı da dikkat çekti.

1 Mayıs yürüyüşü Unterbarmen’de IG Metallbinasının önünde başladı. Yerli işçi, emekçi veilericilerin esas ağırlığını oluşturduğu yürüyüşkortejlerine genelde cansızlık hakimdi.

Yerli ilerici parti ve kurumlardan MLPD, DKP, DieLinke ve IG Metall kutlamaya katılırken, Türkiye’denise, TKİP, Anadolu Federasyonu ve Kürt yurtseverlerieyleme katıldı. “Yaşasın proletarya enternasyonalizmi! /TKİP” pankartı ile katılan TKİP taraftarlarının korteji encanlı ve dikkat çekici olanıydı. Türkiyeli gruplarınbirlikte attıkları ortak sloganlar yürüyüşe bir parçacanlılık kazandırıyordu. Kürtçe, Türkçe ve Almancaolarak “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Yaşasın sosyalizm!”,“Yaşasın enternasyonal dayanışma!” ve “Kurtuluş yoktek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlarısıklıkla atıldı.

Yürüyüş kolu belli bir güzergahtan geçerek geldi.Burada DGB ve IG Metall temsilcileri ile belediyebaşkanı birer konuşma yaptılar. IG Metall temsilcisikısaca, yaşanmakta olan TİS sürecine ve seyrinedeğindi. Bu çerçevede, taşeronluk sistemi ve ücretsorunu konusundaki kararlılıklarının devam ettiğini dilegetirdi. Kutlamada öne çıkarılan bir diğer sorun iseNeonazi tehlikesi idi. Bu konuda duyarlı olunması

Page 21: SY Kızıl Bayrak 12-18

Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 21DünyaSayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

söylendi. Wuppertal’da bunun bir süreklilik olarakyaşanmasının önemine dikkat çekildi.

Yürüyüş sırasında TKİP 1 Mayıs bildirisi, BİR-KAR’ın 1 Mayıs bülteni yaygın olarak dağıtıldı.

1 Mayıs etkinliğiWuppertal’daki 1 Mayıs yürüyüşünün ardından 1

Mayıs kutlama etkinliği gerçekleştirildi. Her yılgeleneksel biçimde yapılan bu yılki etkinliğe 70civarında emekçi ve genç katıldı.

Etkinlik özgürlük, devrim ve sosyalizm davasındaölümsüzleşenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşuile başlatıldı. Bunu 1 Mayıs’ın tarihsel ve sınıfsalanlamına, yanısıra da dünya, Avrupa ve Türkiye’deiçinde bulunulan süreçte yaşanan toplumsal ve siyasalgelişmelerin dile getirildiği, dönemin aynı zamandadevrimler dönemi olduğunun altının çizildiği ve bunauygun bir hazırlığın yaşamsal olduğunun yenidenhatırlatıldığı bir konuşma yapıldı. Konuşma belli birilgiyle ve dikkatle dinlendi.

Konuşmanın ardından “Grup Şahinler” adlı grupsahneye çıktı. Genç grup, bir müzik dinletisi yaparakkutlamaya katkıda bulundu.

Kutlamanın en anlamlı bölümü ise Hatice Yürekli ileilgili anmaydı. Söz alan bir katılımcı H. Yürekli’ninbaşından sonuna saygıya değer devrimci yaşamınıanlattı. Parti’nin Habip ve Ümit’te olduğu gibi, onakazandırdığı niteliklerine değindi. Zor bir dönemindevrimcisi olduğunu, kurucu bir kadro niteliği taşıdığını,bunu da, en son olarak Parti’nin Kuruluş Kongresi’ndekikuruculuğu ile taçlandırdığını belirtti. Son olarak, H.Yürekli’nin bilinçli ve yürekli bir komünist kadınolduğunun altını çizdi, yürekli bir devrimci gibikendisini davaya adayarak bunu unutulmaz biçimdeyoldaşlarının bilincine kazıdığını dile getirerek sözlerininoktaladı.

Bu anlamlı anmadan sonra Grup Şahinler bir kezdaha sahne aldı ve kısa bir dinleti daha yaptı.

Etkinlik bu kez araştırmacı-yazar Volkan Yaraşır’ınkonuşması ile devam etti. Volkan Yaraşır kısaca baştaYunanistan ve Fransa olmak üzere Avrupa’yı saran vesarsan proleter kitle hareketlerine değindi, bu sosyalhareketlerin biriktirdiği devrimci imkanlara dikkat çekti,devamında ise, bugünkü süreçte, siyasal öznenin, yanidevrimci parti ihtiyacının hayati önemine vurgu yaptı.Bu olmazsa eğer, söz konusu imkanların hebaolacağının, karşı devrimci girişimlerin bu durumda öneçıkacağının altını çizdi.

Yaraşır, konuşmasının ikinci bölümünde ise Türkiyeve Kürdistan’daki toplumsal devrimci devinimlerden sözetti. Bir kez daha, Kürt özgürlük mücadelesinin gücüneve sınıf hareketi ile buluştuğunda nasıl muazzam birgücün ortaya çıkacağına dikkat çekti. Bunun yalnızca birtemenni değil, bir zorunluluk olarak anlaşılmasıgerektiğini belirtti. Türkiye’nin İstanbul başta olmaküzere sanayi kentlerinde sayılarından bağımsız olarakçok anlamlı işçi direnişlerinin gerçekleştiğini, her yerdebüyük patlamaları mayalayan bir hoşnutsuzluk veöfkenin biriktiğini belirterek, geleceğe iyimserbakılmasını istedi. Maltepe Belediyesi taşeron isçilerinintek başına kendilerinden öte bir cereyana yol açtığınıanlatarak, işçi sınıfının da kendi devrimci kimliğinioluşturmaya başladığının altını çizdi. Yaraşır sözlerini,dönemin sınıf devrimciliği dönemi olduğunu vedevrimciliğin sınıfla anlamlanabileceğini, aksi halde birmanasının olamayacağını vurgulayarak bitirdi.

Yaraşır’ın somut ve zengin örnekler eşliğindekikonuşması katılımcılar tarafından gözle görülür birilgiyle ve dikkatle dinlendi.

Etkinlik 6 Mayıs ve sonraki günlerdegerçekleştirilecek devrimci anmalara çağrılarla sonaerdirildi.

DortmundDortmun’da yapılan 1 Mayıs yürüyüşüne yaklaşık

bin kişi katıldı. Alanda ise yaklaşık 3 bin kişi vardı.

Yürüyüş şehir tiyatrolarının önünde başladı veWestefalen Park’ta sona erdi. Bu yılki Dortmund 1Mayısı geçen yıla göre daha zayıf ve cansızdı.

Yürüyüşe yerli ilerici ve devrimci güçler olarak,MLPD, DKP, Die Linke, SPD ve Yeşiller katıldı.Türkiyeli kurumlardan ise, BİR-KAR, DİDF, AleviDerneği ve Anadolu Federasyonu kutlamaya katıldı.

Yürüyüşte en çok atılan sloganlar, “Yaşasın 1Mayıs”, “Yaşasın enternasyonal dayanışma” ve“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”sloganlarıydı.

Alanda SPD temsilcisi bir konuşma yaptı.Konuşmasında NRW’de 13 Mayıs’ta yapılacak olanseçime değindi, destek talep etti. Sendikalar tarafındanyapılan konuşmalarda ise, düşük ücret ve indirimlibilet sorunu öne çıkarıldı. Taşeron sisteminin canyaktığına değinildi, sosyal devletin yok edildiğinin altıçizildi. Eylemde BİR-KAR 1 Mayıs bülteninin yaygındağıtımı yapıldı.

Nürnberg1 Mayıs her ulustan işçi ve emekçinin katılımı ile

kutlandı. Belirgin bir coşkunun egemen olduğukutlamaya 5 bin kişi katıldı. Alman SendikaKonfederasyonu’nun (DGB) düzenlediği yürüyüşe,Almanya’nın devrimci ve ilerici kurumlarının yanı sıra,Türkiyeli ve Kürdistanlı emekçiler katıldı. Dikkate değerolan ise, bu yılki kutlamaya yoğun bir göçmen işçikitlesinin katılmış olmasıydı.

Yürüyüşte en çok Almanca ve Türkçe “Yaşasın 1Mayıs!”, “Yaşasın enternasyonal dayanışma!” sloganlarıatıldı. Almanya’da şu sıralar metal iş kolunda Toplu İşSözleşmesi (TİS) süreci yaşanıyor. Haliyle atılansloganlara, taşınan pankart ve dövizlere bu yansıdı.Ayrıca kürsüden yapılan konuşmalarda soruna özelbiçimde değinildi. IG Metall’in sürdürdüğü TİS’ninseyri üzerine bilgi verildi. Taşeron işçiliğin ıslahedilmesi, çırakların eğitimden sonra kadrolu işçiyapılması ve % 6,5’luk ücret artışı konusundaki ısrarınsürdürüldüğü vurgulandı.

Nürnberg’de bir de, otonom grupların düzenlediği biryürüyüş gerçekleştirildi. 2.500 kişinin katıldığı bueylemde ise, gençlerin yoğun katılımı göze çarpıyordu.

Berlin1 Mayıs Berlin’de yapılan farklı eylemlerle kutlandı.

Bunlardan ilki 1 Mayıs’tan bir gün önce ağırlıklı olarakotonom gruplardan oluşan çevrelerce Wedding semtindedüzenlendi. Sendikaların düzenlediği yürüyüş ise 1Mayıs günü Alexanderplatz yakınında HackescherMarkt’da başladı.

Kortejin en önünde DGB’nin bu yıl şiarlaştırdığı 1Mayıs sloganı “Tüm Avrupa için iyi iş, hakça ücret ve işgüvencesi!’’ yazılı pankart taşındı. DGB pankartınınarkasında IG Metal, Ver.di ve diğer sendikalarkortejlerini oluşturdular. Bu sendika kortejlerininarkasında ise göçmenlerin ağırlıkla oluşturduğu kortejleryer aldı. Sendikaların katılımı geçen seneye oranla zayıfolmasına rağmen devrimci, ilerici, sol gruplarınkortejleri daha coşkulu ve kalabalıktı. Yürüyüşe yaklaşık5 bin kişi katıldı. Yürüyüşte öne çıkan pankart vedövizlerde daha çok iş güvencesi, işçi ücretlerininyükseltilmesi, sosyalizm vurguları öne çıkarkenkapitalizm ve krizi ise sorgulandı. Yürüyüş saat 12.00’detarihi Brandenburger Tor’da yapılan mitingle son buldu.Mitinge yaklaşık 10 bin kişi katıldı.

TKİP taraftarları yürüyüşe, “Hep birlikte sosyalyıkıma, rasizme ve emperyalist saldırganlığa karşı!/TKİP” imzalı pankart ve kızıl bayraklarla 30 kişilik birkitleyle katılım sağladı. 1 Mayıs’a ilişkin çıkarılan afişve broşürler de yaygın olarak kullanıldı.

Berlin’de düzenlenen bir diğer 1 Mayıs eylemi iseKreuzberg semtinde yapılan festival oldu.

1 Mayıs’ın içeriğini boşaltmaya dönük olarakyapılan bu festival tam anlamıyla bir karnaval havasındageçti. Yüzlerce yiyecek ve içecek standının yanısıra dans

ve müzik standları her yüz metrede bir kurulmuştu.Onbinlerce katılımın olduğu bu festival akşamsaatlerinde başlayan yürüyüşle devam etti. Saat18.00’den itibaren biraraya gelen anti-faşist, otonomgruplar saat 19.30’da yürüyüşe geçtiler. 10 bininüzerinde bir katılımın olduğu bu yürüyüşe polis birçokdefa müdahale etti ve Yahudi Müzesi önünde, çıkanolaylardan dolayı saat 21.30 civarında kitleyi dağıttı.

StuttgartAlman Sendikalar Birliği’nin (DGB) düzenlediği

yürüyüş için katılımcılar Marien Platz’da toplandılar.Yürüyüşe yaklaşık 3 bin civarında emekçi katıldı.

DGB’nin düzenlediği yürüyüşe bu yıl yerliörgütlerden MLPD, DKP, Die Linke ve otonom gruplarda vardı. Ayrıca Srilankalı ve Yunan emekçiler deyürüyüşte yerlerini aldılar. Türkiyeli örgütlerden ise,TKİP, MLKP, MKP, TKP/ML, PKK, AnadoluFederasyonu, Dev Yol, Alınteri, DİDF katılım sağladı.

IG Metall ve Ver.di yürüşe temsili düzeydekatılırken, esas olarak miting alanının da boy gösterdiler.Alanda 5 bin civarında kişi vardı. Kürsüden bu yıl DGBSendikası’nın şefi Michael Sommer konuştu.Konuşmada ağırlıklı olarak krize ve sosyal hakların gaspedilmesine değinerek hükümetin politikalarını eleştirildi.Önümüzdeki görüşmelerde sonuç almadıkları taktirdegreve gideceklerini belirtti.

Komünistler yürüyüşe, üzerinde Almanca “Yaşasın 1Mayıs, yaşasın sosyalizm!” yazılı bir pankart ve kızılbayraklarla katıldı. Enternasyonal ve devrimci marşlareşliğinde yürüyen kortejin canlılığı dikkat çekti.Yürüyüş alanında “Devrim ve sosyalizm için 1 Mayıs’tamücadele alanlarına!” başlıklı Almanca, Türkçe TKİPbildirileri dağıtıldı.

BİR-KAR’ın çıkardığı 1 Mayıs bülteni de yaygındağıtıldı.

Ayrıca DGB yürüyüşünden sonra Alman sollarındüzenlediği bir miting daha yapıldı. Bu miting veyürüyüşe bazı Türkiyeli örgütler de destek verdi.

1 Mayıs etkinliği1 Mayıs kutlaması, TKİP ve MLPD ve İranlı

Komünistler’in ortaklaşa hazırladığı 1 Mayıs etkinliği iledevam etti. Bu etkinlik, “ABS” İşçi Kültür Merkezi’ndegerçekleştirildi.

Etkinlikte MLPD ve TKİP adına konuşma yapıldı.MLPD’den konuşmacı genel olarak dünyada yaşanankrizin boyutlarına değindi. TKİP adına yapılankonuşmada dünyada ve Türkiye’deki 1 Mayıslarselamlanarak, Türkiye’deki 1 Mayıs hakkında Almancabilgi verildi.

Değişik dillerde devrimci marşlar ve halaylareşliğinde devam eden etkinlik saat 19.00’da sona erdi.

1 Mayıs 2012 / Berlin

Page 22: SY Kızıl Bayrak 12-18

22 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012Avrupa

BelçikaDünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Belçika’da

da , 1 Mayıs kutlamaları kızıl geçti. Bu yılki 1 Mayısgösterilerine katılım düşük olmasına rağmen, işçi veemekçiler sosyalist sendikalar ve sol partilerin öncülükettiği 1 Mayıs kutlamalarına yüzbinler katıldı.

İşçi ve emekçiler, 1 Mayıs’ta sokağa çıkarak,hükümetlerin kriz politikalarına, işsizliğe veyoksulluğa karşı tepkilerini dile getirdiler veemekçilerden yana bir politika istediklerini bir kezdaha haykırdılar.

Belçika TKİP taraftarları mitingte, “Kapitalistsömürü, yıkım politikaları, emperyalist saldırganlık vesavaşa karşı; devrim ve sosyalizm için 1 Mayıs’tamücadele alanlarına!” başlıklı bildiriyi, Hollandaca veTürkçe bölgelerde yaygın biçimde dağıttı.Yürüyüş ve festival havasında geçen 1 Mayıs, 7 ayrıkentte düzenlendi. Yürüyüş ve kutlamaların olduğuşehirler Antwerpen, Brüksel, Charleroi, Gent, Leuven,Liege ve Namur idi.

Fransa / ParisFransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci

turu yaklaşırken, 1 Mayıs gösterileriyle aynı günprovakatif bir şekilde ve “gerçek emek” adı altında birmiting düzenleyen Sarkozy işçi ve emekçileri bölmeyeçalıştı.

Sarkozy’nin, 1 Mayıs’ı kızıl bayraklar altındasendikaların kortejinde değil, Fransa bayraklarıylaParis Trocadero Meydanı’nda kendi mitingindekutlama çağrısına sendikaların tepkisi, Sarkozy’ninartık 6 Mayıs’taki seçimlerde defedilmesi gerektiğiyönünde oldu.

Paris’teki 1 Mayıs gösterisi 250 bin kişilik kitleyleson yılların en kalabalık gösterisi oldu. Denfert-Rochereau Meydanı’ndan Bastille Meydanı’nagerçekleşen yürüyüşün en önünde CGT, CFDT, FSU,Solidaires ve UNSA, sendika kortejleri yer aldı.Ardından sol partiler yürüdü. Aralarında TKİP’nin debulunduğu Türkiyeli devrimci örgütlerin oluşturduğuortak kürsüden marşlar söylendi, türküler eşliğindehalaylar çekildi. Ortak metin dışında her örgütünaçıklamaları ayrı ayrı okundu. Yoğun katılımdan dolayıyürüyüşe geçilemediği için saat 18.30’a doğru kutlamahalaylar eşliğinde aynı meydanda sonlandırıldı.

Hollanda / Rotterdam1 Mayıs komitesi aylar öncesinde toplantılar

yaparak hazırlık faaliyetleri yürüttü. Çeşitli politik partive örgütlerin içinde yer aldığı 1 Mayıs Komitesi, “Bizonların krizini ödemeyeceğiz, dayanışma ve sosyalizmiçin” şiarıyla 1 Mayıs ön hazırlık çalışmalarınısürdürdü. Yaygın bir şekilde birçok kentte düzenliolarak bildiriler dağıtıldı ve çağrılar yapıldı.

Sendikalar 1 Mayıs’ın dışında…

Ne var ki bu yıl da 1 Mayıs, emek örgütleri vesendikaların dışında kutlandı. Dünyanın birçokülkesinde 1 Mayıs resmi tatil günü olarak bilinir vekutlanırken, Hollanda’da 1 Mayıs halen resmi tatilgünü değil. Onun için de 1 Mayıs kutlamaları mesaisaatlerinin dışında, birkaç kentte kutlanıyor. Sol partive örgütlerin içinde yer aldığı 1 Mayıs kutlamasısadece Rotterdam’da yürüyüş biçiminde kutlanıyor.

Rotterdam Belediyesi önünde toplanılarak hepbirlikte Enternasyonal Marşı okundu ve yürüyüşegeçildi. Bu yılki katılımın geçen yıllara göre dahakalabalık ve katılımcıların yarısını Hollandalılarınoluşturduğu gözleniyordu. Miting boyunca“Kapitalistlerin krizini ödemeyeceğiz!”, “Yaşasın 1Mayıs, yaşasın sosyalizm!”, “1 Mayıs özgürkutlansın!” sloganları atılırken emperyalistsaldırganlık, işgal, savaş ve hak gasplarını teşhir edenkonuşmalar yapıldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl daTürkiyeli sol parti ve örgütler düzenli kortejleriylecanlı ve coşkulu bir şekilde sloganlarını haykırdılar vemateryallerini yaygın dağıttılar. Komünistler “Yaşasınproletarya enternasyonalizmi! / TKİP” imzalı görkemlipankart ve kızıl bayraklarla katıldı. Yürüyüşgüzergahında dört dilden bildiriler yaygın bir şekildedağıtıldı.

1 Mayıs alanı ve yürüyüş güzergahı boyunca polisablukası dikkat çekti. Geçen yıllara göre katılım dahayüksekti. Coşkulu ve düzenli bir şekilde yüründüktensonra, Rotterdam merkezinde Özgürlük Meydanı’nagelindi. Orada çeşitli konuşma ve etkinliklerle eylembitirildi. 600’den fazla işçi ve emekçinin katıldığı 1Mayıs eylemi devrimci bir coşku ve enternasyonal birhavada geçti.

İsviçre / Lozan - Basel1 Mayıs, İsviçre’nin Lozan kantonunda yapılan

yürüyüş ve mitingle kutlandı. Sendikaların yanı sıra ilerici ve devrimci akımların

da yer aldığı yürüyüşe yaklaşık 1500 işçi ve emekçikatıldı. Eylem diğer yıllara oranla bu yıl coşku veheyecan bakımından zayıf geçti.

Türkiyeliler’in zayıf katılım sağladığı 1 Mayısyürüyüşüne Lozan BİR-KAR da katıldı.

BİR-KAR’ın, kapitalist sistemi teşhir eden veFransızca hazırlanan dövizlerle yerel basının ilgi odağıolduğu gözlemlendi.

Hazırlanan dövizler arasında 1886 yılında idamedilen 4 işçi önderi Albert Parsons, Agust Spies,Adolpe Fisher, Georg Engel posterleri ilgi konusuoldu.

65 yaşındaki bir katılımcının dövizin üzerindeyazan “anıları önünde saygıyla eğiliyoruz” yazısını

okuduktan sonra “teşekkür edip çok güzel bir seyyapmışsınız” demesi, ayrıca genç bir katılımcının“böyle bir şeyi ben de yapmak isterdim, sizlerikıskandım” diyerek kendini ifade etmesi kortejdeyürüyenler için eylem boyunca moral kaynağı oldu.Ayrıca 6 Mayıs Pazar günü gerçekleştirilecek Denizleranmasına katılım çağrısında bulunuldu.

1 Mayıs Basel’de sendikaların ve kitle örgütlerininyanı sıra “Devrimci 1 Mayıs Platformu” tarafındankutlandı. Devrimci 1 Mayıs Platformu İsviçrelidevrimci örgütlerle birlikte TKİP’nin de bileşeniolduğu Türkiyeli bazı devrimci gruplardan oluşuyordu.

Yürüyüş kortejinin en önünde sendikalar ve çeşitlikitle örgütleri yer alıyordu. Bunun hemen ardında“Kapitalizm kriz, savaş ve yoksulluk demektir, birleşikmücadeleye” şiarlı ortak pankartla Devrimci 1 MayısPlatformu ve bunun ardında bileşenler kendipankartlarıyla kortej oluşturdular. TKİP taraftarları daorak-çekiç amblemli ve TKİP imzalı “Sosyal hakgasplarına, işsizliğe, ırkçılığa ve savaşa karşı sosyalizmiçin mücadeleye” pankartıyla yerlerini aldılar.

“Krizin ve savaşın arkasında sermaye var,sermayeye karşı mücadelemiz enternasyonaldir”,“Yaşasın uluslararası dayanışma!”, “Her yerde faşizmekarşı omuz omuza!”, “Politikalarınıza yanıtımız,sokaklarda direniş, fabrikalarda grevdir!”, “Yaşasın 1Mayıs!”, “Politik tutsaklara özgürlük!” sloganları ortakkortejde sıkça atıldı. Yürüyüş boyunca yapılankonuşmalar, atılan sloganlar ve söylenen devrimcimarşlarla Devrimci 1 Mayıs Platformu kitleselliğiyle,canlılık ve coşkusuyla dikkat çekti. Platformun bileşeniolmayan çeşitli devrimci-ilerici gruplar ve kitleörgütleri de platformla birlikte hareket etti.

Sendikaların katılımı çok düşük olmamakla birliktecansız bir görünüme sahipti. Sendikalar bir grup gençüyesini en önde yürüterek ve ileri talepler sürerekgençlik kitlesi üzerinde ileri bir pozisyon alma görüntüve kaygısına özel bir önem verdiği anlaşılıyordu.Bunun her yıl oluşturulan Devrimci 1 MayısPlatformu’nun etkisi dikkate alınarak yapıldığını iddiaetmek abartılı olmayacak. Standların açıldığı vekültürel etkinliklerin olduğu alana Enternasyonal,Avusturya İşçi Marşı ve başka bazı devrimci marşlarlasayıları 50’yi aşkın yaşlı bir İsviçreli grubun kortejoluşturarak girmesi dikkat çekici bir başka noktaydı.

Yaklaşık 2000 kişinin katıldığı yürüyüşe Devrimci1 Mayıs Platformu coşkusunu taşıdı. TKİP taraftarları1 Mayıs’ta 50 kişilik kortejiyle yerlerini aldılar.

Avrupa’da 1 Mayıs...

Onbinler kapitalist krize karşıalanlardaydı

1 Mayıs 2012 / Hollanda

1 Mayıs 2012 / Basel

Page 23: SY Kızıl Bayrak 12-18

Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 23Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012 Güncel

Türkiye’de devlet politikası haline gelenözelleştirme, sermaye hükümetlerin de temelfaaliyetlerinden biri haline gelmiştir. Bunun yanısıraAKP hükümeti, neoliberal ve gerici politikalarıuygulama konusunda liderliği kimseyebırakmamaktadır. Bu konuda birçok saldırı yasasınınaltına imza atan AKP’nin özelleştirmenin önündekiengelleri tümüyle yok etmeye yönelik yasa tasarısımecliste görüşülerek yasalaştırıldı.

Meclis Genel Kurulu’nda BDDK ile TMSF’ninbaşkan ve üyelerinin görev süresini 5+5 olarakdüzenleyen yasa teklifinin görüşmeleri sona erdi.Bundan böyle AKP hükümeti yargı kararlarına rağmenözelleştirme yapabilecek. Yargının iptal kararlarınınhiçbir hükmü kalmayacak. Bakanlar Kurulu,özelleştirme ihalesini kazanan ve devir-teslimişlemlerini tamamlayan kapitalistlerin harcamalarınıdikkate alarak iptal kararını uygulamama hakkınasahip olabilecek. Kısacası yasa son sözü hükümetebırakıyor.

Daha önce de özelleştirmenin önündeki engelleritemizleme hedefi doğrultusunda kanun değişiklikleriyapılmıştı. 2983 sayılı kanun, 1994 yılında çıkarılan530 sayılı KHK ile büyük ölçüde değiştirilmiş veözelleştirmenin kurumsal yapısı yeniden düzenlenerekKamu Ortaklığı Yüksek Kurulu ve Kamu Ortaklığıİdaresi Başkanlığı, Özelleştirme Yüksek Kurulu veÖzelleştirme İdaresi Başkanlığı’na dönüştürülmüştü.Ayrıca Kamu Ortaklığı Fonu yanında ÖzelleştirmeFonu kurulmuş ve Kamu Ortaklığı Fonu ile ilgili görevve yetkiler de Hazine Müsteşarlığı ileilişkilendirilmişti.

Sendika ağaları bırakalım işçi sınıfının kapsam veniteliğini bilmediği, özelleştirmelere hız kazandıracakyasal düzenlemelere karşı mücadeleyi, işçi sınıfınınhak ve özgürlüklerine yönelik sermaye saldırılarısırasında işçi ve emekçilerin tepkisini hışımlabastırmak için çabaladılar. Bu nedenle sermayetopyekûn ve ayırt etmeden işçi ve emekçileresaldırırken; işçiler parça parça ve sınıfının birleşikgücünü yaratmaktan uzak bir tarzda mücadele ettiler.

Her özelleştirme veya özelleştirmeyi kolaylaştırıcıyasal düzenleme, yaşamını işgücünü satarak sürdürenişçi ve emekçilere zarar vermektedir. Aralarındaçalışma koşulları veya ücret düzeyi açısındanfarklılıklar olsa dahi bu gerçeklik değişmez.Kapitalistlerin mayasında bulunan rekabet olgusu işçisınıfı için geçerli değildir. Kısacası işçiler, hangisektörde ve hangi ülkede çalışıyor olurlarsa olsunlar,burjuvaziye karşı ortak mücadele yürütmepotansiyeline sahiptirler. Ne var ki, bu potansiyelinharekete geçirilebilmesi ve kapitalistler karşısında fiilibir güce dönüştürülebilmesi ancak sınıf bilinciyledonanmak ve örgütlü mücadele sayesinde mümkünolabilir.

AKP, tıpkı diğer sermaye hükümetleri gibiözelleştirmeleri, işçi ve emekçilere yönelik saldırılarıparça parça uygulamaya soktu. Saldırı planlarını işçive emekçilerin yan yana gelemeyeceği biçimde, hattaonları bölerek, parçalayarak ve birbirine düşürerekuygulamaya çalıştı. Yeni çıkan yasayla kamu kurum vekuruluşlarının sermayeye peşkeş çekilmesi anlamınagelen özelleştirmeler Bakanlar Kurulu’nun onayınabırakıldı. Sermayeye hizmeti görev edinen dinci-gericiparti, yeni yasa ile özelleştirme saldırılarının herhangi

bir aksama yaşamamasını da yasal güvenceye almışoldu.

AKP hükümeti kimi özelleştirmelerin yargıdandönmesinden son derece rahatsızdı. Yargıyıözelleştirmeler konusunda, kendisiyle uyum içindeçalışmaması nedeniyle eleştiriyordu. Özelleştirmelerindaha hızlı olması kapitalistlerin “mağdur olmaması”için 4046 sayılı Özelleştirme Yasası’nda değişiklikleryaparak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na genişyetkiler tanındı. Zaten uygulamadığı yargı kararlarınıise tamamen geçersiz kılmış oldu.

Bu yasayla Özelleştirme İdaresi Başkanlığı satışöncesi değer tespitini açıklama yükünden kurtuldu.Artık özelleştirme işlemi bitip, ihale süreci, dahadoğrusu peşkeş süreci tamamlandıktan sonra açıklamayapmanın önündeki engeller kaldırıldı. Böylece kamukurumlarının yağmalanması daha da kolaylaştı.ÖİB’nin, ilk ihalede satışı tamamlanamazsa ikinciihaleyi açmaksızın, satılacak kamu kurumunu istediğifirmaya peşkeş çekmesinin önündeki engellertemizlendi. Yasayla ÖİB’nın özelleştirme kararlarınakarşı açılan davalarda harç ödemesi zorunluluğukaldırıldı. Özelleştirmeye karşı açılacak davalardayerel mahkemeler devre dışı bırakıldı. Davalarınsadece Danıştay’da açılması koşulu getirildi.

Yeni kanunla idari mahkemelerin mevcutanayasaya göre bile hukuka aykırı olan özelleştirmelernedeniyle verdiği yürütmeyi durdurma kararlarının daortadan kaldırılmasının yolu açıldı. Örneğin 13 Mayıs

2003’te yaklaşık 1800 dönümlük arazisi, 185 lojmanı,sosyal tesisleri ve diğer varlıkları ile Balıkesir SEKAKağıt Fabrikası 1.1 milyon dolara satıldı. Özelleştirmeihalesi öncesinde 51 milyon dolar değer biçilenBalıkesir SEKA, ihalede tek teklifi veren Yeni Şafakgazetesinin sahibi Albayraklar’a Özelleştirme YüksekKurulu’nun onayıyla 24 Haziran 2003 tarihindedevredildi.

Yeni yasayla birlikte 9 yıldır kapısı kilitli bulunanve Danıştay’ın iptal kararına rağmen 9 yıldır devleteiade edilmeyen Balıkesir SEKA, Bakanlar Kurulukararıyla Albayraklar’a devredilebilecek. BöyleceAlbayraklar 51 milyon dolar değer biçilen ancak 1milyon dolara aldıkları kağıt fabrikası sayesinderakipleri karşısında büyük bir avantaj elde etmişolacak.

Özelleştirmeye hız vermeyi planlayan AKP’ninyaptığı yasal değişikliği sendika ağaları tam birsuskunlukla karşıladılar. Yasal düzenlemeninyaratacağı olası sonuçların farkında olan sendikaağaları, bilerek sürece müdahale etmediler. Buyaklaşım sendika ağalarının genel tutumununparçasıdır.

Özelleştirme yağmasına hız kazandıracak yasayakarşı mücadeleyi örgütlemek, özelleştirmelere geçitvermemektir. Bugün işçi ve emekçiler yaşanandeneylerden de ders alarak “Kurtuluş yok tek başınaya hep beraber ya hiçbirimiz!” şiarını her zamankindendaha örgütlü birleşik bir güçle dile getirmelidirler.

Özelleştirmenin önündeki hukuki engeller kaldırıldı...

Yeni özelleştirme saldırıları devrede!

Toplu sözleşme oyunu başladı

Kamu emekçilerinin önümüzdeki dönem için ücret ve haklarının belirlendiği “toplu sözleşme” oyunubaşladı.

Hükümet adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Faruk Çelik’in katıldığı görüşmelerde kamuemekçilerinin grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı bulunmuyor.

Çelik’in, “Kamu görevlileri sendikacılığında ilk kez toplu sözleşme görüşmesi yapılmaktadır”‘ diyerekpropaganda ettiği toplantılarda yandaş konfederasyon Memur Sen yetkili konfederasyon olarak katılırkenKESK ise figüran olarak görülüyor.

4688 Sayılı Kanun’da değişiklik yapılmasını öngören “sahte sendika” yasa tasarısı TBMM GenelKurulu’nda 4 Nisan 2012 tarihinde kabul edilmiş, Cumhurbaşkanının “jet hızıyla” onayladığı yasa

değişiklikleri, 11 Nisan 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.

Page 24: SY Kızıl Bayrak 12-18

Siyasal Gündem24 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Devrimci işçi Alaattin Karadağ’ın 19 Kasım 2009tarihinde Esenyurt’ta sokak ortasında polis tarafındankatledilmesinin ardından Bakırköy 9. Ağır CezaMahkemesi’nde açılan davanın 7. duruşması 27 NisanCuma günü görüldü.

Davayı takip eden müdahil avukatlar olarak, buyargısız infaz davasının dönüm noktası olması açısındanönemli bir duruşma olduğu kanısındayız. Soruşturmanındaha ilk gününde yazdığımız ve hassasiyetletoplanmasını istediğimiz delillerin bir bir kaybedildiği,yok edildiği, soruşturma ve kovuşturma makamlarınıntalimatı olmaksızın deliller üzerinde oynandığı vesoruşturmayı yürüten kolluğun suç işlediği apaçıkortada olmasına rağmen mahkemenin sanığı, delillerikarartan kolluğu ve yargısız infazı akladığına şahitolduk.

Bilindiği üzere davanın 6. duruşmasında, AlaattinKaradağ’a ait üst giysilerin soruşturmayı yürütensavcılığın ya da yargılamayı yapan mahkemenin kararve talimatı olmaksızın Emniyet Müdürlüğü KriminalDaire Başkanlığı tarafından incelemeye ve atış mesafesitayinine tabi tutulduğunu ancak bu raporun soruşturmadosyasına intikal ettirilmediği, kolluk arşiv kayıtlarındaözenle saklandığı ortaya çıkarılmıştı. Yine bu rapordaher nedense gömlekte atış meafesi tayini yapılmadığı daortaya çıkmıştı. Müdahil avukatlar olarak talebimizüzerine üst giysiler iki yıl sonra bulunmuş ve atışmesafesi tayin edilmek üzere giysilerin Adli TıpKurumu’na gönderilmesine karar verilmişti. Adli TıpKurumu 23 Mart 2012 tarihinde “giysiler üzerinde dahaönce atış mesafesi tayini yapılmak üzere kimyasalincelemeler yapıldığını ve kurşun deliklerinin isabetettiği kumaş parçalarının üst giysilerden ayrılarakkesildiğini” ifade ederek tekrar atış mesafesi tayinininyapılmasının sakıncalı ve hatalı sonuçlar doğuracağınıbelirterek atış mesafesi tayini yapamamıştır. Böylecedavanın en önemli delili bizatihi kolluk tarafındankarartılmıştır. Duruşmada üst giysiler hakkında atışmesafesi tayininin tespiti emrini verenler, işlemiyapanlar hakkında resen suç duyurusunda bulunulmasıtalep edildi ne var ki mahkeme bu talebimizi de reddetti.Yine henüz hiçbir incelemeden geçmediği ortaya çıkan

gömleğin Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek atışmesafesi tayininin belirlenmesi talep edilmesinerağmen, bu talep de mahkeme tarafından reddedilmişoldu.

Alaattin Karadağ’ın ölümünden dört gün sonra, 23Kasım 2009 tarihinde soruşturma dosyasına MOBESEkayıtlarının ve çevre işyerlerinin kamera kayıtlarınıntoplanmasını talep etmiştik. Bu talep doğrultusundasavcılık tarafından kamera kayıtları ivedilikle istenmişti.Cevabi yazıda kamera kayıtlarının Terörle MücadeleŞube Müdürlüğü’ne teslim edildiği ve incelemeyapıldığı ifade edilmişti. Ne var ki ısrarlı taleplerimizeTerörle Mücadele Şube Müdürlüğü, kamera kayıtlarınıon gün sakladığını ve daha sonra sildiğini ayrıcaöldürmenin tamamen meşru olduğunu beyan edenfezleke biçiminde garip bir dille yazılmış hukuka aykırıcevabi bir yazı gönderdi. MOBESE ve komşuişyerlerine ait kamera kayıtlarını savcılığın talimatınarağmen silen ve delilleri karartan, infazın açığaçıkmasını engellemek amacıyla her türlü hukuksuz yolabaşvuran kolluk hakkında suç duyurusundabulunulmasını talep etmemize rağmen bu talebimiz demahkeme heyeti tarafından reddedildi.

Her duruşmada ısrarla talep ettiğimiz ve olayın açığaçıkmasında çok önemli bir delil olan keşif talebimiz herduruşma ertelenirken bu duruşmada da gerekliolmadığından reddedildi. Hatırlayacağınız üzere dahaönceki mahkeme başkanı keşfin yapılmasına kararvermiş ne var ki bu kararın ardından Kocaeli İnfazHakimliği’ne tayini çıkarılarak adeta sürülmüştü.

Duruşmada sanığın tutuklanmasının elzem olduğu,keza CMK 100 madde gereğince delillerin karartılmasışüphesi halinde sanığın tutuklanacağına ilişkin hükmünvar olduğu ancak delillerin sanık ve sanık polisinarkadaşları tarafından karartıldığının şüpheye dahi yervermeyecek kadar kesinlik kazandığını bu nedenle sanıkpolisin tutuklanması gerektiği ifade edildi. Ne var kimahkeme heyeti bu talebi de reddetti.

Alaattin Karadağı’ın katledilmesi sırasında sanıkpolis tarafında el konulan minibüsün yaralanan şöförüİsmal Durmuş neredeyse üç yıldır bedeninde bulunankurşunla yaşamak zorunda. Bu kurşunun çıkarılmasında

sakınca olmadığını bildiren Adli Tıp Kurumu raporunarağmen müdahil İsmail Durmuş, muayene olduğudoktorların kurşunun çıkarılmasında risk olduğunu vebu nedenle rızasının olmadığını ancak üniversitehastanesinden yeniden rapor alınabileceğini belirtti.Bunun üzerine mahkeme yeniden rapor alınmak üzereİ.Ü. Çapa Tıp Fakültesi’ne sevk edilmesine karar verdi.

Bugün gelinen nokta şudur; Mahkeme olayın açığaçıkmasını engellemek için delillerin toplanmasına engelolmuş, delilleri karartan kolluk kuvvetleri hakkındaresen işlem yapması gerekirken yapmamış, kurgusaltanıkların, sanık polis lehine ifade verebilmeleri içinelinden geldiğince ifadeyi değiştirmiş, yapılmasına kararverilen keşif tarihini sürekli erteleyerek nihayetindekeşif yapmaktan vazgeçmiştir. Mahkemenin yargılamayapmaktaki amacı; yargısız infazı aklamak, sanık polisikorumak, kollamak ve beraat ettirmektir.

Tüm taleplerimizi eksiksiz reddeden, atış mesafesitayini yapılmayan gömlekte dahi atış mesafesi tayininegerek duymayan ve yargılama aşamasında hiçbir delilitoplamayarak mahkeme savcısından mütaala almayakarar veren heyetin kararı belli olmuştur. Karar;cezasızlıktır, karar beraattir, karar yargısız infazıaklamaktır.

Niyet açıktır; kolluğun işlediği suçlar mahkemetarafından aklanmakta ve kolluk ödüllendirilmektedir.Sanık polis, Alaatin Karadağ’ı sokak ortasında infazederken yaralandığında çalışmadığı her gün için günbaşına en yüksek devlet maaşının 100 katı kadarikramiye almış, yargılandığı davada kendisini savunanavukata Emniyet Müdürlüğü tarafından yüzlerce milyarödenmiş ve sanık polis terfi ettirilmiştir. Yargısız infazgerçekleştirdiği için son ödül beraat kararı olacak veböylece sanık polis aklanacaktır.

Biz Alaattin Karadağ’ın ve ailesinin avukatlarıolarak tüm bu hukuksuzluklara, tüm bu yaşanan hukuktrajedisine rağmen yargısız infazlarla mücadeleedeceğiz. Katilleri kamuoyu nezdinde mahkum ettirecekve katillerin gerçekten yargılanacağı günler gelene dekonların yakasını bırakmayacağız.

Av. Zeycan Balcı ŞimşekÇHD MYK Üyesi

“Karar; cezasızlıktır, karar beraattir, karar yargısız infazı aklamaktır!”

Page 25: SY Kızıl Bayrak 12-18

Siyasal Gündem Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 25Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012..

Karadağ cinayeti davasında 7. duruşma...

“Ellerimiz katillerin yakasında, hesap soracağız!”

Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) militanıAlaattin Karadağ’ın 19 Kasım 2009 tarihindeEsenyurt-Avcılar polisi tarafından sokak ortasındakurşunlanarak katledilmesinin ardından açılan davanın 7.duruşması 27 Nisan Cuma günü Bakırköy 9. Ağır CezaMahkemesi’nde görüldü. Davanın bir sonraki duruşması7 Eylül 2012 tarihine ertelendi.

Katil polis Oğuzhan Vural’ın tutuksuz olarakyargılandığı davanın son duruşması da polis-mahkeme-yargı eliyle yürütülen aklama operasyonunu açıkbiçimde gösterdi.

Halen görevinin başında bulunan katil polis OğuzhanVural’ın da katıldığı duruşma, polis cinayetlerinin düzenyargısı tarafından nasıl örtbas edildiğini ortaya koydu.

Deliller yok edildi, karartıldı

Katliamcı polis teşkilatının birçok delili açıkçakararttığı da bu duruşmada mahkeme heyetinebelgeleriyle sunuldu. İnfazın gerçekleştiği saatlere ilişkinolay yeri ve çevresinin MOBESE görüntülerininpolislerce silindiği/kaybedildiği gerçeği müdahilavukatları tarafından duruşmada dile getirildi.

Duruşmaya, Karadağ’ın katledildiği olayda yaralananve vücudunda halen kurşun bulunan minibüs şoförüİsmail Durmuş da katıldı. Duruşma, mahkeme heyetininDurmuş’a, vücudundaki kurşunun çıkarılmasını isteyipistemediğine yönelik sorusuyla başladı.

Adli Tıp Kurumu’nun, vücudundaki kurşununçıkartılmasında tıbbi açıdan bir sakınca olmadığınımahkemeye bildirmesine rağmen 5-6 doktora gittiğinisöyleyen Durmuş, gittiği hastanelerdeki doktorlarınkurşunun çıkarılmasının hayati tehlike yaratacağını ifadeettiklerini söyledi.

Bu yüzden, merminin çıkarılmasını istemediğinisöyleyen Durmuş, hayati tehlike taşımaması durumundaise merminin çıkarılmasına izin vereceğini dile getirdi.

Karadağ’ın infazı meşrulaştırılmak isteniyor

Duruşmada söz alan Av. İbrahim Ergün, Karadağ’ınkatledilmesi ve dava sürecinin başından itibarendelillerin karartıldığını, belgesi olmasına rağmen görüntükayıtlarının kaybedildiğini söyledi. Karadağ’ınkatledilmesinin ardından savcının görüntü kayıtlarınıistemesine rağmen TMŞ tarafından saklandığının vekaybedildiğinin açık olduğunu söyleyen Ergün, yapılanyazışmaların da bu tespiti doğruladığını iletti. Bölgedekikamera kayıtlarının kaybedilmesinin suç olduğunubelirten Ergün, görüntü kayıtları konusunda mahkemeninpolise yazdığı yazıların ciddiye alınmadığını söyledi.Mahkemenin, 19 Ocak 2012 tarihinde yazdığı yazıylagörüntü kayıtlarını istediğini hatırlatan Ergün, polisinmahkemeye verdiği yanıtın içeriğine dikkat çekti. Buyazıda, Karadağ’ın “yasadışı TKİP örgütünün üyesi”olduğu söylenerek Karadağ’ın öldürülmesininmeşrulaştırılmaya çalışıldığını söyleyen Av. Ergün, bunuyapan merciler hakkında işlem yapılmasını talep etti.

Gelinen yerde, dava sürecinde atış mesafesi tayininemahkum edildiklerini sözlerine ekleyen Ergün, katilpolisin arkadaşlarının delilleri toplamasını eleştirdi.Kayıtları kaybedenler hakkında suç duyurusundabulunulmasını mahkeme heyetinden istedi.

Ergün ayrıca, Karadağ’ın katledildiği sırada üzerindebulunan uzun kollu gömlekte de atış mesafesi tayiniyapılması talebini istedi. Bu talep, mahkeme tarafındankeyfi biçimde reddedildi.

Dava avukatlarından Murat Çelik ise keşif talebinidile getirdi. Bu talep de mahkeme heyeti tarafından geriçevrildi.

Karadağ: Yaşam hakkı ihlal ediliyor

Duruşmada son olarak söz alan Alaattin Karadağ’ınkardeşi Abdullah Karadağ da, katil polis OğuzhanVural’ın tutuklanmasını talep etti. Uluslararası savaşhukukunda dahi yaşam hakkının bulunduğunu belirtenKaradağ, bu süreçte ailenin de yıprandığını söyledi.

Mahkemeden keyfi tutum

Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, bir sonrakiduruşmanın 7 Eylül 2012 tarihinde görülmesine kararverdi. Olay yeri keşfi ve atış mesafesinin tayinitaleplerini reddeden mahkeme heyeti, katil polisOğuzhan Vural’ın tutuklanması talebini de kabul etmedi.

Mahkeme heyeti ayrıca, İsmail Durmuş’un Çapa Tıp

Fakültesi’ne sevkinin sağlanması ve kurşununçıkarılmasının tıbbi açıdan riskli olup olmadığınınbelirlenmesi kararına vardı.

83-523 nolu mobese kameralarının, olayın yaşandığıyeri görüp görmediğiyle ilgili İstanbul EmniyetMüdürlüğü’ne yazı yazılmasına karar veren mahkemeheyeti, delilleri karartanlar hakkında işlem yapılmasıtalebini de reddetti.

BDSP’den adliye önünde eylem

Adliye önünde dava başlamadan önce BDSP adınayapılan basın açıklamasında devrimci işçi AlaattinKaradağ’ın katillerinin göstermelik bir davaylaaklanmasına izin verilmeyeceği belirtildi.

Dava süresinde mahkemeye sunulması gerekendelillerin karartıldığı ifade edilen açıklamada, katliamınardından gelişen yargı sürecinin her safhasının polisterörü ve cinayetlerinin bu düzenin değişmez gerçeğiolduğu ve “polis vuruyor, mahkeme koruyor” tespitiningerçekliğini defalarca ortaya koyduğu belirtildi.

Açıklamada, sınırsız yetkilerle donatılarak adetakatletmeye teşvik edilen polislerin düzeninmahkemelerince nasıl aklanmaya çalışıldığını çarpıcıbiçimde gözler önüne seren davanın bugün görülen sonduruşmasının, aynı zamanda dinci-gerici AKP hükümetieliyle devrimci ve ilerici güçler başta olmak üzeretoplumsal muhalefete dönük faşist baskı ve devletterörünün dizginlerinden boşaldığı bir dönemdegerçekleştiği vurgulandı.

Basın açıklamasına Emekçi Hareket Partisi (EHP) dedestek verdi.

“Katillerin peşini bırakmayacağız”

Duruşma sonuna kadar adliye önünde sloganlar vemarşlar eşliğinde bekleyen BDSP’liler duruşmanınardından Karadağ Ailesi ve ÇHD’li avukatlarınkatılımıyla basın açıklaması yaptılar. Açıklamadakonuşan ÇHD MYK üyesi Zeycan Balcı Şimşek, davasürecinde tüm delillerinin karartıldığını, mahkemeheyetine sundukları tüm taleplerin reddedildiğini ifadeetti. Bu davadan cezasızlık çıkacağına emin olduklarınıbelirten Şimşek, katillerin peşini bırakmayacaklarınısöyledi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Onlarca çalışanı ve muhabiri tutuklu bulunanDicle Haber Ajansı'nın İstanbul muhabirlerindenEniz Kurt ve ailesi polis tacizlerine maruz kalıyor.

Geçtiğimiz haftalarda, haber takip ettiği sıradakolluk güçleri tarafından 3 kez durdurularak tehditedilen DİHA Muhabiri Kurt’un evine gidenpolisler ‘Sizi rahat bırakmayız’ diyerek KurtAilesi'ni tehdit etti.

Mücadele Birliği okuru olan Eniz Kurt'unannesine, Kurt’un nerede olduğunu, kendisininveya babasının evde olup olmadığını soran polislertaciz taktiği sonuç vermeyince tehdide başvurdu.

“Biz Eniz’in zorla tepesine çökmeyi de biliriz

gözaltına almasını da biliriz, ama neden iyi niyetleolmasın ki, biz sizin iyiliğinizi düşünüyoruz”diyerek Kurt Ailesi'ni tehdit eden polisler Kurt'unevine 1 ay içinde 5 defa gittiler.

Polis ayrıca, devrimci olan arkadaşlarınınisimlerini aileye verip, “Bunlar Eniz’in başına belaaçacak” diyerek aileye gözdağı veriyorlar.

DİHA muhabiri Eniz Kurt ise, kendisine veailesine yönelik baskı ve tehditlerin sadecegazetecilik mesleğine yönelik değil, kendi politikdüşüncelerine yapılan baskılar olduğunu vurguladı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

DİHA muhabirine polis tacizi

Page 26: SY Kızıl Bayrak 12-18

Kadın26 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Fethiye davası üzerine...

Bu dava politik bir davadır!Toplumsal hafızamıza bir utanç davası olarak

kazınan N.Ç. kararının yanına, Fethiye’de görülen toplutecavüz davasının kararı da eklendi. Mahkeme; 27Nisan 2012 günü açıkladığı kararı ile B.S.’ye tecavüzetmek suçundan yargılanan 8 sanığın tamamı hakkında,“delil yetersizliği” gerekçesi ile beraat kararı verdi.

Fethiye davası, bugün artık yalnızca kadına yönelikcinsel şiddetin ulaştığı hastalıklı düzeyin açığa çıktığıbir örnek değil, aynı zamanda yargılama süreci ile birkez daha açığa çıkan ikiliklerin, başka bir deyişleçatışma alanlarının somut anlamının kavranmasının dabir aracı olmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, bubaşlıklar bugün her ne kadar somut olayla ilişkisisınırında ele alınsa da, aslında her biri ideolojik-politikbir tartışmanın güncel tezahürlerinden ibarettir.Kısacası, bu tartışmalar içerisinde tutulan saf, aynızamanda bir politik duruşun da ifadesidir.

Tecavüzcüyü savunmak ve savunmamak ikilemi üzerine...

Fethiye davasının gündeme getirdiği en büyükikilem; “tecavüz suçu ile yargılananları savunmak-savunmamak” ikilemi olmuştur.

Örneğin karar duruşmasından birgün önce, Aydın,Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Denizli, Edirne,Kırklareli, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Sakarya,Tekirdağ, Uşak ve Yalova Baro Başkanları ortak imzaile bir açıklama yapmış ve bu açıklamada şu sözlere yervermiştir:

“Savunma hakkından haberdar olmayan haddinibilmezlerin, masumiyet karinesini de duymuşolacaklarını zannetmiyoruz. Bu güruhun kendicahillikleri ve şartlanmış saldırganlıklarını öncetoplumumuzun sağduyusuna, hukuk ve adalet duygusuile mücehhez vicdanlara ve zorunlu olarak suçusoruşturmakla görevli savcılara havale ediyoruz.”(1)

Görüldüğü üzere, “masumiyet karinesini duymamışhaddini bilmezler” ile “hukuk ve adalet duygusu ilemücehhez vicdanlar” karşı karşıya getirilmiştir. Buçatışmayı anlayabilmek için tarafları, yargılamasürecindeki konumlanışları ve hafızalarındaki yıllanmışacıları ile paralel olarak yakından tanımak mutlak olarakgereklidir.

“Masumiyet karinesini duymamış haddinibilmezler”, 2007’de toplu tecavüze uğrayan B.S.,yaşadığı travmayı atlatıp, gördüğü tedavilerinsonucunda mağduru olduğu bu insanlık dışı suçunyargılanması için mücadeleye giriştiği ilk günden beriO’nunla birlikte bu mücadeleye omuz verenlerdir.Önemle altı çizilmelidir ki; bu mücadele neredeyse 4 yılsürmüştür. Dava bir türlü açılamamış, bir toplu tecavüzvakası ancak 4 yıl sonra mahkeme karşısınagetirilebilmiştir. Aynı “haddini bilmezler”, puşi takangenç bir öğrencinin terör suçu kapsamında iki yıltutuklu yargılandığına şahit olmuşlar ama bu aradatecavüz gibi ağır bir suç ile yargılanan 8 sanığınhiçbirinin tutuklu yargılanmadığını görmüşlerdir.Şahitlikleri bununla da bitmemiştir. Sanıksavunmalarında, mağdurun “boşanmış aile çocuğu”olmaktan ileri gelen travmaları ile bütün bunlarıuydurduğu iddialarını dinlemişlerdir. Üstelik bu aynıkesim, kadın kanıyla sulanan bir coğrafyada yaşamakta,her gün yeni tecavüzlerin yaşandığı sokaklardadolaşmaktadır ve tecavüz yargılamalarında masumiyet

karinesine atfedilen her önemin, nasıl yeni tecavüzleridoğurduğunu günlük deneyimleri ile bilmektedir.

Söz konusu çatışmanın vicdanlı tarafı ise, Ege veMarmara Bölgesi’nde kurulu çeşitli Barolar’da başkansıfatıyla görev yapmaktadır. Hemen her biri, hukuknormlarına sıkı sıkıya bağlı bulunmalarının gereğiolarak, yargılama sürecine tepki gösteren “kadınörgütlerine” yani “haddini bilmezlere” masumiyetkarinesini hatırlatmakta ve aynı zamanda savcılarıgöreve çağırmaktadır. Yargılama sürecinin belirginçarpıklığına, etkin soruşturma yürütülmemiş olmasınaise asla değinmemektedirler. Örneğin B.S. 4 yıl boyuncadavası açılsın diye çabalarken, savcılara görevlerinihatırlatmak hiç akıllarına gelmemiştir. O kadarvicdanlıdırlar ki, baskın toplumsal değerler karşısındagenç bir kadının “ben toplu tecavüze uğradım”diyebilmesinin ne anlama geldiği üzerine bir dakika biledüşünmeksizin, “ben mağdurum” diye bas bas bağıranbu kadına ve o kadınla dayanışma içinde olandiğerlerine, “ya onlar masumsa” diye seslenmekten geridurmamışlardır.

İşte tam da bu “ya masumsa” nidaları sözde vicdansahiplerinin manipülatif tartışmalarının özünü oluşturur.Zira somut olay, masumiyet karinesi ile ilgili değildir.Aksine, cinsel suçların ve kadın cinayetlerinin her günyaşandığı bir coğrafyada, yargı karşısına çıkartılabilmişaz sayıdaki örnek olayda toplumsal olarak kadındanyana saf tutmakla ilişkilidir. Cinsel şiddet suçlarında,kadının beyanının esas alınması zorunluluğu bugünevrensel olarak tartışılan bir esastır. Bu yazılı bir hukukkuralı değildir. Ancak çoğu kez mağdurla sanık arasındagelişen ve herhangi bir şahidinin bulunması imkansızolan bu tür suçların bu temel özelliğinin dikkatealınması gerektiğini anlatan, yıllanmış bir deneyiminürünüdür. Kadının beyanının esas olması demek,“kadının işaret ettiği her kişinintutuklanması/cezalandırılması” anlamınagelmemektedir. Ancak kadının beyanının esas alınması,bu toplumda hala tecavüze uğradığını itiraf ettiği içinkatledilen kadınlar varken, böyle bir olay yaşadığınıyüksek sesle söyleyen bir kadın ortaya çıktığında bubeyanın büyük bir ciddiyetle karşılanması anlamınagelmektedir.

“Herkesin savunma hakkı vardır” düşüncesi güncelolarak avukatların kendi vicdanlarını aklamalarının entemel aracıdır. Oysa bu cümlenin bir devamı olmalıdır.

Her avukatın savunacağı kişiyi seçme hakkı da vardır.Avukatlar, iş reddederken gerekçe dahi bildirmekzorunda değildir. Kendi duygu veya düşüncedünyalarına aykırı gelen herhangi bir işi reddedebilirler.Bu şekilde bir reddetme bugün mesleğe yenibaşlayanlara ısrarla empoze edildiği üzere, amatörlükdeğil, insanı insana yabancılaştıran hukuk mekanizmasıiçerisinde kendi değerlerine sahip çıkmanın biricikaracıdır. Kişi isterse kendi değerini, hukuka atfettiğiönem üzerinden kurar ve “herkesin avukatı olduğunu”düşünerek kendini kandırır ve farkında olmadan her ansistemin bekasının avukatlığına soyunur, ya da isterseinsan kalabilmek için amatörlüğü seçer. Avukatlıkmesleği ile sistem ne kadar sıkı sıkıya kenetlenmişse,amatörlükle, yabancılaşmış profesyonellik arasındakiayrım da aynı oranda bir şiddetle keskindir. Avukatıntarafsız savunmanlığı bir faso fisodur. Avukat da birinsandır ve yaşadığımız düzende, bir insanın tarafolmaması imkansızdır. Bir tecavüz davasında da durumaynıdır. Ya tecavüz suçuna nefretle karşısınızdır veilkesel olarak tecavüz davalarında sanık avukatıolmazsınız, ya da olursunuz. Sanığın suçu işleyipişlemediği önemli değildir. Zira burada toplumsal birsorun vardır, toplumsal bir taraf olma sorumluluğunuzvardır.

Tecavüzcüyü savunanı savunmak vekadın haklarını savunmak ikilemi üzerine...

Fethiye davasında sanıklardan birinin vekilliğiniMuğla Barosu Başkanı üstlenmiş ve doğal olarak budurum tepkiyle karşılanmıştır. Muğla Barosu KadınHakları Komisyonu ise Muğla Barosu Başkanı Mustafaİlker Gürkan’a yöneltilen eleştiriler karşısında biraçıklama yapmış ve Gürkan’ı savunmuştur. Buaçıklama, bir “kadın komisyonu” tarafından yapıldığıiçin, üzerinde önemle durmak gerekmektedir.Açıklamada, baro başkanına yöneltilen “tecavüzümeşrulaştırıyor, en azından normalleştiriyor”eleştirilerinin yanlışlığına değinilmiş, sanığın tecavüzcüolup olmadığının yargılama sonucunda ortaya çıkacağıbelirtilmiştir. Sanığın “masumiyet” savunması yaptığıbelirtilerek, masumiyet savunması yapan bir kişinin,“gerektiğinde bütün dünyaya” karşı savunulmasınınavukatlık mesleğinin gereği olduğu söylenmiştir. Vedevamla şunlar söylenmiştir: “(...) Baro başkanı, bu

Page 27: SY Kızıl Bayrak 12-18

Kadın Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 27Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

durumda ‘kamuoyu’ korkusu taşımadan bu cesaretigöstermeli ve genç kuşaklara örnek olmalıdır”(2).Kısacası bir kadın komisyonu, kadına yönelik cinselsaldırının yargılandığı bir noktada, mesleki “değerleri”,insani değerlerin önüne koymaktan gocunmamış vehatta Baro Başkanları’na bir toplum önderliği rolü debiçmiştir. Açıklamanın devamında ise şu sözler sarfedilmiştir:

“Kadınların insan hakları sorununun, bilerek ya dabilmeyerek kadınların kendisi tarafından daha çok“cinsellik” çevresinde bir tepki/faaliyetedönüştürülmesi en çok zararını Feminist Hareketgörmektedir. Kadınların insan haklarını savunanFeminist hareket, cinsellik zinciriyle, “bağlanmış”,“gündem saptırılmasına” uğramaktadır. Oysa KadınHareketi 21. Y.Y.ın umut kapısıdır. “İlzam” yöntemiyleemperyalizm kadın hareketinin bizzat kendisi tarafındanüretilen, geliştirilen “Kadının cinsel objeyedönüştürülmesine karşı mücadele” konseptini alarak,kontr-atakla yine kadınların kendisine karşıkullanmaktadır. Bütün zamanların yüz karası “Kadınıncinsel objeye dönüştürülmesine” “meta-cinsiyetzincirine” karşı geliştirilen düşünce ve eylemi alarak,Kadının insan hakları mücadelesini “piyasaekonomisine” bağlamaya yarayan, toplumsal içerikten,gerçeklikten uzak bir kapana dönüştürmektedir.Böylece kadın yine başka bir biçimde “cinsel obje”olmaya devam etmektedir. Bu duruma son vermeninyolu, akılcı ve işlevsel bir hukuksal vetoplumsal mücadele vermek ve kadın-erkek ayırmaksızınbütün toplumu bilinçlendirmekten geçmektedir.”(3)

Yani? Gerçekte ne demiştir Muğla Barosu’nunKadın Komisyonu? Kaba bir alt metin okumasıyla; ‘birtecavüz davasının toplumsal bir gündemedönüştürülmesinin, kadının metalaştırılmasınayaradığını’ iddia etmiştir. Başka? ‘Gündemisaptırıyorsunuz’ demiştir. Hangi gündemi? Gündemzaten kadına yönelik şiddet, cinsel suçlar, tecavüzler,kıyımlar değil mi? Her gün bir kadın ölmüyor mu buülkede? Tecavüzlerin yarıdan çoğu dile getirilemedenüstü örtülmüyor mu? Kadınlar tecavüzün mağdurudeğil, zanlısı sayılmıyor mu? Tecavüze uğrayankadınlar, tecavüzcüleri ile zorla evlendirilmiyor mu?

Ne ironik ki, bir meslek örgütünün kadınkomisyonu, tecavüz fiiline karşı birleşmiş bir kesime“siz gündemi saptırıyor, kadını cinsel objeyedönüştürüyorsunuz” demiştir. Ne ironik ki, cinsel suçsicili bu kadar kabarık bir toplumda, cinsel suçlarkarşısında taraf olma çağrısı yapanlara, toplumubilinçlendirmekten dem vurmuştur.

İşte bu yüzden bütün bu yargılama sürecinde enbüyük utanç Muğla Barosu Kadın Komisyonu’nundur.Çünkü bir kişinin savunmasını yapmak adına, birtoplumsal sorunu ayaklar altına çiğnemekten, bütün birkadın cinsine ihanet etmekten geri durmamışlardır.

Söz konusu kadın komisyonunun savunduğu Gürkanise, davanın ardından Pınar Öğünç’e verdiği röportajdaşu cümleleri kurmuştur: “Tecavüze uğradığına inansam,babasını tanıdığım bir kız, ben uğraşırım. Hepimizinsevinmesi lazım tecavüze uğramadığı için bunlarüzülüyor.”(4) Üstelik, Adli Tıp Kurumu’nun dahi çoklutecavüz vakasını belgelediği bir ortamda, “suçu benimmüvekkilim işlememiştir” demenin de ötesine geçerek,“tecavüz yoktur” diyebilmiştir. Şaşırtıcı da değildir, ziraGürkan bütün savunmasını mağdurun, suçu“uydurduğu” üzerine kurmuştur. İşte Muğla BarosuKadın Komisyonu böyle bir zihniyetin avukatlığınasoyunmuştur.

Sonuç olarak...

Tecavüz yargılamalarında tecavüz suçu ileyargılanan sanıkların özel vekilliğini üstlenmektecavüzü aklamaktır, normalleştirmektir, en hafif haliyleise kadına yönelik cinsel şiddeti görmezden gelmektir.Bu haksız bir eleştiri değil, somut bir olgunun

tespitinden ibarettir. Yargılama ilkelerinin hiçbiri bugerçeği değiştirmez.

Fethiye davasında savunmanın ileri sürdüğüargümanlar bu olguyu güçlendirmeye yarayan birer veriolarak kayıt altına alınmıştır. B.S.’nin ailesininboşanmış olmasından kaynaklanan travmaları olduğuileri sürülmüştür; yani aile kurumunun önemi birsavunma argümanı olmuştur. B.S.’nin EvrenselGazetesi’ne cinsel şiddetle ilgili yazdığı bir yazı delilgösterilerek, B.S.’nin cinsel özgürlüğü savunduğu,cinsellik konusunda rahat olduğu ileri sürülmüştür. Yanikadının cinsel özgürlüğü savunması tecavüzünyokluğuna yahut meşruluğuna ilişkin bir savunmaargümanına dönüşmüştür. B.S.’nin bütün bunları kadınörgütlerinin kışkırtması ile uydurduğu ileri sürülmüş vemahkemeden hangi örgütlere üye olduğunun tespitiistenmiştir. Yani kadının örgütlü konumlanışı, sırfgündem yaratabilmek için böyle iddialar ortayaatabileceğine ilişkin bir savunma argümanı olarakkullanılmıştır. O zaman? O zaman bu dava politik birdavadır. Tarafları da politiktir. Bütün tecavüz davaları,

kadın cinayeti davaları da böyle olmuştur, bundan sonrada böyle olacaktır. Zira bu tür davalarda sanığınsuçsuzluğu hep mağdurun kimliğinin “anormalliğine”dayandırılır, ya da yine mağdurun kimliği üzerinden(kısa etek / sanığın mağdura duyduğu tutku dolu aşk vs.ile) hafifletici neden aranır. İşte bu yüzden bu türyargılama süreçlerine bile isteye özel sanık vekili olarakkatılanlar, savunma hakkına ya da masumiyet karinesinehizmet etmezler, aksine, erkek egemen sistemin kendiniyeniden üretmesinin birer maşasından ibarettirler!

Av. Şerife Ceren Uysal

http://www.memleketimbolu.net/bolu/haberoku.php?i=24443

Muğla Barosu Kadın Komisyonu açıklamasınıntamamına http://www.muglabarosu.org.tr/Mugla-Barosu-Haberler/Page-ce7cdd6b8452484dad3a93ee7aee6e87/default.aspxlinkinden ulaşılabilir.

Aynı açıklamaRadikal Gazetesi, Pınar Öğünç, 30.04.2012

Devrimci Karargah davasının son duruşması 30Nisan günü görüldü. Dava sürecinde tutukluluğu600 güne ulaşan TÖPG sözcüsü Tuncay Yılmaz,TÖPG üyesi Samih Aydın, SDP üyesi İbrahimTurgut, Bilim ve Gelecek dergisi editörü OsmanBaha Okar ve Red dergisi yazarı Hakan Soytemiziçin mahkeme öncesi eylem gerçekleştirildi.

12. Ağır Ceza Mahkemesi önünde MilyonlarAdalet İstiyor İnisiyatifi ve tutukluların yakınlarıtarafından yapılan eylemde keyfi tutuklulukteşhir edildi. “600. gününde keyfi tutukluluğason. Sosyalistlere özgürlük” pankartının açıldığıeylemde, asılsız iddianamenin birçok defa açığaçıkarılmasına rağmen beraat kararınınçıkmadığı anlatıldı.

Basın açıklamasını okuyan Kardelen Taş,baskılara karşı 1 Mayıs alanında olacaklarınıifade etti.

BDP Milletvekili Sebahat Tuncel de birkonuşma yaparak davanın hukuki biriçeriğinin olmadığını ve siyasi olduğunusöyledi.

Yazar Temel Demirer ise 600 günü bulantutukluluk süresine vurgu yaptı. Baha Okar’ınkardeşi Av. Ayşe Mine Demirci, kardeşine sahipçıkarak muhalif olduğu için Baha’nın tutukluolduğunu aktardı.

Duruşmada tutuklu olarak yargılanan İbrahimTurgut, Baha Okar, Semih Aydın, Nejdet Kılıç, ŞeymaÖzcan, Gülseren Poyraz, Benay Can ve UmurSayadal tahliye edildi.

“600. gününde keyfi tutukluluğa son!”

30 Nisan 2012 / Besiktas Adliyesi önü

Page 28: SY Kızıl Bayrak 12-18

Gençlik hareketi28 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Ekim Gençliği olarak çağrıcısı olduğumuz vefaaliyetlerinde yer aldığımız “Özgürlük ve Gelecek içinİzmir Öğrenci Kurultayı” 21 Nisan günü Fuar GençlikTiyatrosu’nda gerçekleşti. İlk gününden itibaren kolektifbir üretim sürecinin ürünü olan kurultay, tümeksikliklere rağmen alanlarda birtakım dinamikleryaratarak tartışmalara yol açmış ve nitelik olarak üstdüzeyde bir etkinlikle tamamlanmıştır.

Kurultayın örgütlenme sürecine dair...

Kurultay çağrıcısı olduğumuz ilk toplantıda, tabanadayalı bir pratik-örgütsel sürecin örgütlenmesi içinkomitelere dayalı bir çalışmayı esas aldık. Budoğrultuda kurultay bileşenlerinin fakültelerine uygunbir komiteleşme gerçekleştirildi. Hazırlık ÖğrencileriKomitesi, İİBF Komitesi, Fen Komitesi, MühendislikKomitesi ve Hukuk Komitesi olmak üzere beş farklıkomite kuruldu. Bu komitelerin birkaçı sistemli birçalışma yürütürken, diğerleri bir alt birim olmaktanöteye geçemedi.

Komite çalışmaları içerisinde en etkili ve sistemliçalışmayı yürüten komitelerden biri İİBF Komitesi oldu.İİBF Komitesi’nin dışında diğer komiteler görece atılkaldılar. Bu noktada Hazırlık Komitesi’ningerçekleştirmeye çalıştığı kimi pratikler anlamlı olsa dasürekli kılınamadı. Hazırlık Komitesi’nin, komitenindaha da kitleselleşebilmesi ve hazırlık eğitiminin dahageniş bir kitleyle yürütülmesi için çağrıcılığını yaptığıtoplantının başarısızlığa uğraması, bu çabayı ileriyetaşımayı engelledi. Dolayısıyla bu komite hazırlıkeğitimin sorunlarını bir tarafa bırakarak, politik bir konuolarak emperyalist savaşları işleyen çalışmalargerçekleştirdi. Mühendislik Komitesi, EgeÜniversitesi’nde faaliyet gösteren bir komiteydi. EgeÜniversitesi’nde Mühendislik Fakültesi’nin faşistlerinyoğun olarak var oldukları ve devrimci gençlikörgütlerinin çalışma yapmadığı bir alan olduğudüşünülürse, komite bileşenlerinin alanda faaliyetyürütmelerinin anlamı daha da önem kazanmaktadır.TMMOB’ye bağlı odalarla da ilişkiye geçen komitenintüm kurultay bileşenleri tarafından karara bağlananBologna Süreci’ne ilişkin paneli gerçekleştirmemişolması bir eksikliktir. Fen Komitesi ise MühendislikKomitesi’nin yürüttüğü çalışmaya eşdeğer bir çalışma

yürütmüştür. Hatta bu iki komite bir süre masalarını bileortak açtı ki, bu sürecin bu şekilde işletilmesi bir dizisoruna yolaçtı. Hukuk Komitesi ise kurulan amakomiteleşemeyen tek alandır. Bu komitede yer alanarkadaşımızın tüm özverili çalışması bir komiteoluşturmaya yetmedi.

Kurultay sürecinde Bologna Süreci’ne dair kurultaybileşenlerine yönelik gerçekleştirilen eğitim çalışması,tüm kurultay çalışması içerisinde gerçekleştirilen tekeğitim çalışması olması itibariyle anlamlıdır. Fakatgerçekleştirilen bu eğitim çalışmasının konusu olanBologna Süreci’nin bir kitle çalışması konusu halinegetirilememesi büyük bir eksikliktir.

Ayrıca kurultaya destek sağlamak ve kurultayı tümİzmir kamuoyuna duyurmak amacıyla planlanansendika, dernek ve oda ziyaretlerinin yapılmamasıkurultayın en büyük eksikliklerinden biridir. Sistemli,ısrarlı bir çabanın olmaması nedeniyle birçok kurumundesteği alınamadı ve süreç bu açıdan başarısız kaldı. Busürecin başarısızlıkla sonuçlanmasının bir diğer nedeniise sendikaların, meslek odalarının içesinde bulunduklarıapolitiklik tablolarıdır. Ancak sistemli ve ısrarlı birpratiğin bu tutumu aşabildiğini de gösterdi. Eğitim-Sen3 No’lu Şube ile kurulan ilişki ve sağlanan destek bununen anlamlı örneğidir.

Kurultay çerçevesinde yapılan kitle çalışmalarını elealmak gerekirse; İİBF Komitesi’nin örgütlediği imzakampanyası dışındaki tüm pratikler, salt propaganda ilesınırlı kalan çalışmalar oldu. İlişkilere fanzinlerdağıtıldı, afişleme çalışmaları yapıldı, bildiriler-davetiyeler dağıtıldı ama kurultay ya da kurultayınherhangi bir gündemi bir toplantıya, söyleşiye ya dapanele konu edilemedi. Dağıtılan fanzinler üzerine,fanzinlerin dağıtıldığı ilişkiler ile konuşmalarınyapılmaması propagandaya indirgenmiş bir kitleçalışmasının örneklerinden biridir.

Kurultay gününün planlaması ise kurultaybileşenlerinin gerçekleştirmiş oldukları en planlı-örgütlüsüreçtir. Sahnenin kullanımı, konuşmaların içerikleri vesıralaması, serbest kürsünün canlı kullanılması ve salondüzenine kadar birçok planlama ve pratik başarılıdır.

Kurultay gününe ilişkin olarak

Kurultay gününün örgütlenmesi üzerine yukarıda

yapmışolduğumuz tartışmalara ek olarak buradabiraz daha farklı bir tartışma yürüteceğiz. Bu tartışmakurultayı ve kurultay bileşenlerini de kapsayacaktartışmalar olsa da genel olarak İzmir’deki gençlikörgütlerini kapsayacaktır.

Kurultay çağrısının yapıldığı ilk afişten -kikurultayın çağrısı bizler tarafından gerçekleştirildi- songüne kadar yapılan tüm afişlere ve kullanılan diğer tümmateryallerde “Kurultay Hazırlık Komiteleri” imzaları

İzmir Öğrenci Kurultayı üzerine...

Page 29: SY Kızıl Bayrak 12-18

Gençlik Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak * 29Sayı: 2012/17 * 27 Nisan 2012

18 Mart günü ülke genelinde yapılan Newrozkutlamalarını engellemeye çalışan sermaye devletininbaskı ve terörüne üniversite rektörlüklerininsoruşturma saldırısı eşlik ediyor.

Eskişehir’de Yenikent Mahallesi’nde kutlanmasıplanlanan Newroz, polis engeliyle karşılaşmış ve iptaledilmişti.

Aradan geçen süre içerisinde 41 kişiye soruşturmaaçıldı. Bunun ardından ise 21 Mart günü Anadolu

Üniversitesi’nde yapılan Newroz kutlaması için ayrıcabir soruşturma açıldı. Savcı-polis işbirliği ileyürütülen soruşturma kapsamında insanlar ayrı ayrıaranarak emniyete çağrıldı. Emniyete ifade vermekistemeyip doğrudan savcıya gidenler ise tekraremniyete yönlendirildi. Emniyete giden kişilere isepsikolojik şiddet ve tacizde bulunuldu.

Ekim Gençliği / Eskişehir

Eskişehir’de Newroz soruşturması

kullanıldı. Bu doğrultuda Kurultay HazırlıkKomiteleri’nin bileşeni olmak isteyen her kişi veörgütlülük çalışmaların bir parçası olabilirdi. Fakatyerelimizdeki hiçbir gençlik örgütü böyle bir çabaortaya koymadığı gibi dahası bazı gençlik örgütleriilişkide oldukları kurultay bileşenlerine, kurultaykarşıtı bir propaganda yürüttüler.

Ayrıca yaklaşık 10 gençlik örgütü kurultaya davetedilmesine rağmen DGH ve Gençlik Cephesi dışındabir katılım olmadı. Öğrenci Kolektifleri ise kurultaysalonuna gelerek 3-4 dakika oturdu ve herhangi biraçıklama yapmadan salondan ayrıldı. Gençlikörgütlerine yapılan çağrıda, serbest kürsü bölümündekonuşabilecekleri hatta birçok kuruma isterse masaaçıp gazete-dergi satışı gerçekleştirebilecekleri ifadeedildi. Fakat kurultay günü Devrimci Liseliler Birliğive Ekim Gençliği dışında serbest kürsüde konuşan birgençlik örgütü olmadı.

Genel olarak kurultay

Kurultay nicelik olarak beklenenin altında birkatılımla gerçekleştirildi. Ancak bu zayıflığına rağmenbirçok açıdan amacına ulaştı. Birçok öğrenci arkadaş,bu sürecin bir parçası oldu, faaliyet yürüttü, arkadaşçevresini sürecin parçası haline getirmek için çalıştı yada kurultaya katarak örgütleyici bir rol oynadı. Buçalışma boyunca kolektif bir emek harcadı ve örgütlüyaşamı tanıma imkanı buldu.

Öyle ki ilk defa bir sürecin parçası olan kurultaybileşenleri, kimi kurultay bileşenlerine yönelik polismerkezli faşist baskılara karşı konumlalarınıdeğiştirmedi. Polisin kurultay bileşenlerindenbazılarının ailelerini arayarak ortamı terörize etmeyeçalışmasına en anlamlı yanıt da bu oldu.

Kurultay bileşenlerinin var olan kolektif yapıyıkoruyarak ve hatta güçlendirerek çıkartmayıdüşündükleri fanzin çalışması anlamlı bir çalışmadır.Sonuç olarak fanzin çıkarılması süreci kolektivizmindevam edeceğini temsil etmektedir. Aynı bileşentoplanacak, tartışacak, yazacak ve yazdıklarınıpaylaşacaktır. Fakat çıkarılacak olan fanzin, birakademik-ekonomik çalışmanın ötesine geçemeyenkurultay çalışmasını bu doğrultuda ileriye taşımak içinamaca uygun değildir. Hâlbuki yapılması gerekenkurultay çalışmasının akademik-ekonomik yönünüdevrimci-siyasal bir çalışma ile birleştirmek olmalıdır.Var olan bu akademik-ekonomik mücadeleyi devrimcikılabilmenin yolu, öğrencilerin akademik-ekonomiksorunlarını dar ekonomik bir mücadelenin dışından elealmaktan geçmektedir. Yapılması gereken,kapitalizmin zemininde nihai çözümlerin olamayacağıbilinciyle hareket ederek, var olan sorunların politikeleştirisini yapmak ve başka bir dünya mücadelesinidevrim mücadelesine dönüştürmekten geçmektedir.

İzmir Ekim Gençliği

Formasyon eylemine gözaltı

Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) üyesi 4 öğrenci, 27 Nisan günü Şişli İlçe Eğitim Müdürlüğübinasının giriş kapısına kendilerini zincirledi.

Fen-Edebiyat Fakülteleri’nde formasyon hakkının kaldırılmasını protesto eden Genç-Sen üyeleri,“Formasyon hakkımızı geri alacağız” pankartı açtı. Bir süre sonra eylem yerine gelen polis, zincirleri demirkesme makası ile keserek Genç-Sen’lileri gözaltına aldı. Öğrenciler gözaltına alınırken slogan atmaya devamettiler.

Ankara’da Ekim Gençliğiçalışması

Ekim Gençliği okurları 6 Mayıs’ta yapılacak etkinlikhazırlıklarını 1 Mayıs’ın ardından hız kesmeden sürdürdü.Bu kapsamda Cebeci, DTCF, Hacettepe ve ODTÜ’deİstanbul’da gerçekleştirilecek merkezi etkinliğin çağrısınınbulunduğu afişler yaygın bir şekilde kullanıldı. Ayrıcastandlar açılarak gençliğe Kızıl Bayrak ve Ekim Gençliğiulaştırıldı. 6 Mayıs’a çağrı yapan bildiriler de yaygın birşekilde kullanıldı.

Çalışma mahallelere de taşındı. “Geleceğine sahipçık!” şiarlı afişler ve 6 Mayıs’a çağrı yapan afişlerTuzluçayır Mahallesi’nde de kullanıldı.

Ekim Gençliği / Ankara

Marmara Üniversitesi’nde son haftalardagerçekleşen faşist saldırıları protesto etmek isteyenöğrenciler 27 Nisan günü Göztepe Kampüsü önündeeylem gerçekleştirdi.

Üniversite içerisinden gelen kitleyle buluşanöğrenciler ve Eğitim Sen adına birer basın açıklamasıyapıldı.

Basın açıklamasının ardından toplu bir şekildeKadıköy Altıyol’a doğru yürüyüşe geçildi. YürüyüşKadıköy Boğa’da sonlandırılarak burada tekrar biraçıklama yapıldı. Bu açıklamada üniversitelerinfaşistlere bırakılmayacağı ve üniversite öğrencilerinin1 Mayıs’ta alanlarda olacağı söylendi.

Ekim Gençliği / Marmara Üniversitesi

“Satır dışarı, bilim içeri!”

Page 30: SY Kızıl Bayrak 12-18

Güncel30 * Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak Sayı: 2012/18 * 4 Mayıs 2012

Dilin tanımı, genelde sanıldığı üzere yalnızcainsanlar tarafından doğanın ve eşyanın ortak kalıplarhalinde manalandırılmasını değil, ayrıca bütün canlılarınkendileri arasındaki bildirişimlerini1 de içerir. Aslolanıninsanların bildirişim aracı olarak kullandıkları işaretlerve sesler olduğuna kanaat getirdiğimizi varsayarsak, dilüzerine yapacağımız bilimsel tanım sözlük anlamı ile“insanların aralarında anlaşmaya, kendilerini ifadeetmelerine araç olan, bir dil bilgisi sistemi içindeörgütlenmiş, düşünce ve duyguları bildirmeye yarayanses, işaret ya da hareketlerin bütünü” olacaktır.

İnsan bildirişim için ya hareket eder (jestler), ya sesçıkarır (konuşma) ya da belirli işaretler çizer (yazı).Teknik bakımdan dil, bu anlamda, 3 kategoride toplanır.Konuşma dili, yazı dili ve hareket dili insan dilinin üçayrı görüntüsüdür. Bu yazıda temel aldığımız, ağırlıkolarak konuşma dili ve tali olarak yazı dilidir.

Eskiden beri süregelen şu tanımı hepimizduymuşuzdur: “Dil sürekli gelişen, değişen, canlı, sosyalbir varlıktır.” Bu cümlenin gerçeklik payını bir tarafabırakarak eklemek gerekir ki “ama ayrıca dil, düşünceningöstergesidir.” İnsanın konuşması düşünce dünyasını eleverdiği gibi, ayrıca bu konuşmalar da düşüncedünyalarının “el verdiği ölçüde” aktarılabilmektedirler.

Kullanılan dil dünyayı nasıl kavradığımızın ve onunasıl yorumladığımızın açık ve dolaysız bir alametidir.20. yüzyılın en önemli filozoflarından sayılan ve“Tractatus Logico-Philosophicus” isimli başyapıtındatüm felsefi problemlerin dilin araştırılmasıylaçözülebileceğini belirten Wittgenstein’ın meşhur sözü,bu son cümleye tercüman olmaktadır: “Dilimin sınırları,dünyamın sınırlarıdır.” İnsanlar dil aracının dışınaçıkamadığına göre dünya, dil aracılığılıyla ifade edilenve onunla bir bütün olarak kaynaşmış bulunandüşüncelerimizden öte bir yer değildir aslında.

İnsan dili konuşmaz, dil insanı konuşur

Yukarıda vurgulanan tüm bu gerçekliklerinmuhteviyatı gereği kanalize olduğu zemin,“zihinlerimizde barındırmadıklarımızın ağzımızda dabarındırılmaması” zeminidir. Her şey gibi toplumsalevrim ve iktisadi ilişkiler üzerine şekillenen, sürekligelişen ve değişen dil; toplumlar nezdinde yaşanmış heraltüst oluşu içinde barındırır. Temelde düşünceningöstergesi olan dil, ancak bazı “resmisöylem/ideoloji/düzen” cenderelerinden geçerekcinsiyetçi, homofobik, ırkçı, eril veya militarist olur.Tekrarlamakta yarar var, dil gramer özelliklerinden değilama taşıyıcısı olduğu toplumsal yapıdan kaynaklı bellisıfatlarla tanımlanır. Ünlü filozof Martin Heidegger’in deifade ettiği gibi “İnsan dili konuşmaz, dil insanıkonuşur”.

Elbette “söylediğinin farkında olmak” esasdüşünceye nitelik olarak bir şey katmaz, doğru veyayanlış bir düşüncenin yalnızca güzel bir ifade biçimidir.Öte yandan biçimin özü dıştalaması durumunda, öz ilebiçimin bütünlüğünde çelişkiler oluşur. Örneğin kadınsorunundan dem vuran bir kadın ya da erkekdevrimcinin günlük yaşamda cinsiyetçi terimlerkullanması, öz ile biçim arasında bir çelişki oluşturabilir.

Elbette bilinçsiz olarak içselleştirilen dile karşıkoyabilmenin zorluğu ortadadır ama aslolan bununbilincine varmak ve değiştirmeye çalışmaktır. Türkçe’ye

yerleşmiş ve toplum tarafından yıllarca içselleştirilmişbir takım cinsiyetçi günlük kullanım terimlerindenziyade, dilde cinsiyetçilik denince ilk olarak akla gelenargo ve küfürün (ki cinsiyetçi olmayan küfür yokdenecek denli azdır) kullanımını aşmak daha kolaydır.Kuşkusuz ki kolay olan aşılmıştır. Artık aşılmasıgereken, bilince işlenenleri eleştirel bir bakışa sunmaktır.

Dilde seksizm

Öte yandan, toplumla eşit orantılı olarak şekillenendil yapısında, kendiliğinden seksist2 olarak varolanbirtakım formlar da mevcuttur. Örneğin bazı kelimelerinilk ve temel formları hep maskülendir3, kadın içinkullanılan kelimeler hep bu ilk maskülen formaeklenen takılarla üretilmiştir. “Müdür-müdüre”kelimeleri gibi bu olguya örnek olarak gösterilebilecekbirçok form vardır. Bazı kelimeler de yalnızca erilanlamlar üzerinden şekillenir. İnsanoğlu, bilim adamı vbgibi...

Ne var ki kullanılan dili bu çarpıklıklardanarındırmak, asgari düzeyde de olsa dili “temizlemeye”gayret göstermek, yeni bir dünya kurma özleminde olandevrimciler için bilince çıkarılması gereken bir çabadır.Onlar ki “yeni insan” ve “yeni kültür” demektedirler.Yalnızca düzenin yasal boşluklarına değil bizzat düzeninkendisine de sığmayan sınıf devrimcilerinin ve gençkomünistlerin istemlerinin ifadeleri, dilin çarpık düzeninide aşmaktadır. Toplum, isterse ya da farkındalık düzeyiniyükseltirse yepyeni kullanım biçimlerini deiçselleştirecektir. Farkındalık düzeyi en üst safhalardaolan devrimcilerin ise buradaki yeri ve konumu açıktır.Dil alanında böyle bir farkındalık ve bilince çıkarmaeylemi öz ve biçim çelişkilerini ortadan kaldıracaktır.

1 Bildirişim: İşaretlerin birden fazla birim arasındatek yönlü veya karşılıklı iletilmesi yahut akışımı.

2 Seksist: Cinsiyete dayalı ayrımcılık.3 Maskülen: Fransızcada “erkek”. Dilbilimde “eril”.

İ. Kızıl

“Dilimin sınırları, dünyamınsınırlarıdır!”

Yeni Demokratik Sendikal Birlik (YDSB) “İşçisınıfının düşmanı taşeronlaştırmaya karşı örgütlümücadeleye” şiarıyla 27 Nisan günü bir etkinlikgerçekleştirdi. SBF öğretim üyesi Metin Özuğurlu,YDSB temsilcisi, DİSK/Genel-İş 2 No’lu Şubetemsilcisi ve Maltepe Belediyesi direnişçi işçilerietkinlikte birer sunum yaptılar.

İlk olarak söz alan YDSB temsilcisi, kapitalistsistemde taşeronlaştırmanın rolüne değindi.Taşeronlukla işçilerin birbiri ile rekabet halinde vegüvencesiz çalıştırıldıkları vurgulandı. Örgütsüzişçinin daha çok sömürülmekle karşı karşıyaolduğu, buna karşı örgütlenmenin gerekliliğinedeğinildi.

Metin Özuğurlu taşeronlaşmanın dünya çapındayaygınlaştığını vurgularken, bugüne kadaruygulanan bütün refah uygulamaların işçi sınıfınınkazanımları sayesinde olduğuna ve bugün örgütsüzolunduğu için birçok hakkın gasp edildiğine vurguyaptı. Türkiye’de patronların taşeronluğu henüzyeteri kadar gelişkin bulmadığını vurgulayan

Uğurlu, dünden bugüne kapitalizmin gelişimini vetaşeron sisteminin nerede durduğunu anlattı.

Genel-İş 2 Nolu Şube Temsilcisi ise YeniMahalle’de yaşadıkları süreci anlatırkensendikaların bugün durdukları yere değindi. Herzaman için işçilerin yan yana olması veörgütlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Maltepe Belediyesi direnişçi işçileri iseyaşadıkları süreçleri ve deneyimlerini paylaştılar.Özelde taban örgütlüklerinin altını çizen direnişçiişçiler bugün Türkiye’de sol gözüken birçokyapının işçi sınıfını temel almadığını, işçi sınıfınıtemel almayan yapıların varlığınısürdüremeyeceğini ve sol olamayacağınıvurguladılar. Ankara yürüyüşüne değinen işçilerdirenişin haklılığını vurguladı. Kurultay sürecine dedeğinen Maltepe işçileri buradan aldıkları güçle 1Mayıs’a yüklendiklerini anlattılar. Son olarak 1Mayıs bildirisini okuyan direnişçi işçi “Kahrolsunücretli kölelik düzeni” diyerek konuşmayı bitirdi.

Kızıl Bayrak / Ankara

YDSB’den taşeronlaştırma paneli

Page 31: SY Kızıl Bayrak 12-18

CMYK

EKSEN Yayıncılık Büroları

Kemalpaşa Mh. Otel Asya yanı Vural Apt. No:2 D:3 İzmit / KOCAELİSönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 Heykel/BURSA Tel: 0 (224) 220 84 92

Mücadele Postası

İzmir Cad. Halilbey İşhanı D-9/13 Kızılay / ANKARA

Tüm dünyada ve ülkemizde coşkulu ve kitlesel birbiçimde kutlanan 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Burjuvamedyanın tabiriyle “bu sene 1 Mayıs eylemleri bayramhavasında geçti”. İhanetçi sendikaların ayrı kutlamayapmalarını dışta tutarsak, işçi sınıfının birlik,mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs birleşikşekilde kutlandı.

Ancak Ankara 1 Mayıs’ında birlik ve dayanışmayızedeleyen bir pratik sergileyen Halkevleri, bu tavrıartık bir çizgi haline getirmiş bulunuyor. Tekel direnişisırasında merkezi bir eylemde devrimci kortejleri “ezipgeçmek” isteyen bu çevre 8 Ekim’de yapılan merkezieylemde de “öne geçmek” için devrimci kortejleresaldırmıştı. (Bu eylemin ardından bir Kızıl Bayrakokurunun kaleme aldığı eleştiriyi okuyan Halkevleritemsilcileri kendilerine haksızlık yapıldığını iddiaetmişlerdi.) Ankara’da Karşıyaka Mezarlığı’ndakomünistler tarafından gerçekleştirilen Kızıldereanmasında da bu dayatmacı tutumlarını sürdürenHalkevleri yöneticileri ,“bizim kitlemiz sizinkindendaha fazla, o yüzden önce yapmak bizim hakkımız,gerekirse biz sizin önünüze geçmesini biliriz”diyebilmişlerdi.

Halkevleri’nin bakışını ve duruşunu ortaya koyanbu pratikler bu sene 1 Mayıs eyleminde de sergilendi.

Yine “öne geçmek” isteyen Halkevleri, DHF’lilerinbulunduğu korteje saldırdı. Bu girişimleri başarısızkalınca geri adım attılar. Alana geldiklerinde ise“isimlerinin okunmadığı iddiasıyla” kürsüyü işgalettiler. Flama ve pankartlarıyla kürsüde boy göstererekreklam yapan Halkevciler, kürsüden konuşma yapmakisteyen Cansel Malatyalı ve ona destek verendevrimcilere de saldırdılar. İsimleri kürsüdenzikredildikten sonra emekçilerin protestoları eşliğinde“sahne”den indiler.

Düzeni yıkmak iddiasını/devrim perspektifiniçoktan yitiren ve düzenin çizdiği sınırları aşamayan buçevre, kitlesel eylem ve anmalarda devrimcilere vekomünistlere saldırı tutumunu ise ısrarlasürdürmektedir.

Bu yaşananlar esnasında sağduyulu davranan,olayın biçimsiz bir boyut kazanmasını engellemeyeçalışan devrimcilere ve komünistlere hakaretleryağdıran Halkevleri’ni bir kez daha özeleştiri vermeyeve bu tür saldırılara son vermeye çağırıyoruz.Eylemlere Halkevi kortejiyle katılan tüm samimiişçileri, emekçileri ve gençleri Halkevleri’ni bukonuda uyarmaya ve devrimcilere yöneliksaldırılarından hesap sormaya çağırıyoruz.

Ankara’dan bir Kızıl Bayrak okuru

Halkevlerinin pervasız tavrı üzerine...

RedHack, Anonymous, DGVirus veAnarchyCrew adlı hacker grupları 27 Nisangecesi Emniyet Genel Müdürlüğü, AdaletBakanlığı ve Yargıtay başta olmak üzere çoksayıda devlet kurumunun internet sitesinesanal saldırı düzenledi. TTNet’in tek çözümüise “internetin fişini çekmek” oldu. Busebeple TTNet kullanıcıları 27 Nisan akşamıyaklaşık iki saat boyunca internete erişemedi.

Siber saldırı ile ilgili açıklama yapanRedHack, eylemlerinin kotalı ve düşük hızdasunulan internet hizmeti ile yaratılansömürüye karşı özgür ve parasız bir internetingelişi için başlangıç olmasını umduğunubelirtti.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:“Talebimiz biran önce TTNet'in yapılan

bu "fiş çekme" olayından dolayı kullanıcılara‘uyuyun’ demek yerine yabancı ülkelerdekigibi bir güzellik yapması, hatta ‘adil net’ gibi‘kazikci’ uygulamaları kaldırarak ‘hervatandaş” için hızlı internet hizmeti getirerekhalkı soymayı BIRAKMASIDIR.

Ayrıca RedHack tutuklularınınbırakılması, Facebook'ta yorumlardan dolayımuhaliflere karşı imamın yaverlerinin gestapousulü soruşturulmalarının durdurulmasını daivedilikle talep ediyoruz. Aksi haldesaldırılarımız katlanarak sürecektir.

Korkmayın, bir avuç insan bukomprodorları bu hale getirdiyse, hepimiz neyapabiliriz bir düşünün? ;)

İmam sandığınız kadar güçlü değil çünküen büyük silah olan onur ve şeref bizde yanihalkımızda.”

RedHack fişçektirdi

Çerkes Hakları İnisiyatifi (ÇHİ), Türkiye’de enkalabalık Çerkez nüfusunu barındıran kentlerden biriolan Kayseri’de 29 Nisan günü miting yaptı. Miting,ÇHİ’nin geçen yıl organize ettiği İstanbul ve Ankaramitinglerinden sonra üçüncü büyük eylemi oldu.

Mitingde ÇHİ temsilcilerinin yanı sıra Kabardey-Balkar İnsan Hakları Merkezi Başkanı Valeri Hatajukovda bir konuşma yaptı. Valeri Hatajukov şöyle konuştu:“TC kurulmadan önce Çerkezlerin eğitim gördüğüokullar vardı. Şimdi okullarımız yok. Dilimiziçocuklarımıza özgürce öğretmek istiyoruz. 24 saatÇerkezce eğitim yapan radyo ve televizyon istiyoruz.Bu isteklerimizden vazgeçmeyeceğiz. TC’nin tek dilanlayışını kabul etmiyoruz. Dillerin, kültürlerin yoksayıldığı asimilasyon politikalarından vazgeçilsin.Yaşasın dilimiz ve kültürümüz” dedi. Programda ayrıcaAdıgeyli sanatçı Kuısoko Sima ve Türkiyeli Çerkessanatçıların şarkıları da dinlendi. Diğer konuşmacılar da Çerkeslerin demokratik hak ve taleplerini gündemetaşıdılar. Özellikle yeni anayasa hazırlıkları sürecinde, anadilde radyo-televizyon, anadil eğitimi gibi demokratikhakların garanti altına alınması vb. taleplerini dile getirdiler.

Gerici Çerkes derneklerinin ve polisin mitingi karalamaya yönelik sistematik çabasına rağmen 500 Çerkesemekçinin bir araya gelmesi son derece anlamlıydı.

Kızıl Bayrak / Kayseri

Çerkesler sokağa çıktı

Page 32: SY Kızıl Bayrak 12-18