uluslararasiisamveri.org/pdfdrg/d138879/2004/2004_iznike.pdf · 17 f. cumont, mysteries of mithra,...
TRANSCRIPT
ULUSLARARASI .. .. .
TURK DUNYASI INANÇ . . .
MERKEZLERI KONGRESI . .
BILDIRILERI
23-27 EYLÜL 2002
MERSİN
ANKARA - 2004
ANADOLU'DAKi GiZEMLi IŞIK: lVIİTHRA
Öğr. Gör. Erkan İZNİK
Bu bildirinin amacı, sırlan üzerinde bir çok yorumun yapıldığı, eskiçağ dünyasının önemli tanrılarından biri olan, Hıristiyanlıktan önce ve sonra geniş bir kitle tarafından tapınun görmüş ve Anadolu'da yüzyıllarca saklı kalmış tan..'l .Mithra'nın bu coğrafyadaki inanç merkezlerini ve Anadolu'nun kült üzerindeki etkisini ortaya koyabilrnektir. Böylelikle Anadolu' nun inanç zenginliğine bir değer daha kazandırılabileceği hedeflenmektedir. Bildiride yöntem olarak; arkeolajik malzeme ile birlikte bölge ve tanrı hakkında bilgi veren klasik eserler öncelikli olarak ele alınmış, çağdaş araştırmalarla konu desteklenmeye çalışılmıştır. Konunun daha rahat anlaşılması için kronolojik bir anlatım izlenmiştir. Zaman sınrrlılığı sebebiyle ve de konunun merkezinden uzaktaşmamak için; teolojik tartışmalar ya da Anadolu dışındaki yayılım alanlan gibi sorunlar irdelenmemiştir.
Sanskrit dilinde Mitra; Pers dilinde Mithra; Grekçe ve Latince'de Mithras olarak yazılan sözcük; dost, dostluk, uyum anlamlarını belirtmektedir. ı 'Güneş' ve 'ışık' onun ·en temel sıfatlandır. Kendine inanan askerleri savaş
larda koruyan, yalanı kendisine düşman edinen, anlaşmalara aykırı davranıl
masını engelleyen ve adına yemin edilen, dostluk tanrısı olarak kabul görmüştür.2 Kısaca; "güneş, adalet, savaş ve anlaşma" tanrısı olarak karşımıza çıkmaktadır .3
J. B. N0$5, Man's Religions, New York, 1966, s.l27; M. S. Bilgin, Yazatalar ve Honıa: Aryaıı Mitolojisi, İstanbul, ı 996, s. ı 12. Pauly-Wissowa, XV -2, s.2132.
2 Kaynaklar bu konuda hemen hemen tamamen hemfikirdirler: Bunun için bkz: F. Cumont, The Mysteries ofMilhra, trans. T. J. McCormack, New York, ı956, s.!.; C. Clemen, The Religions of the World, London, 1931 , s.ı42; A. D. Nock, "Developement of Pagani$m in the Roman Empire", Cambridge Ancient History, XII, Cambridge, 1975, s.430.E. Schwertheim. "Mithras Seine Denkmaler und Sein Kult", Zeit~chrift für Archaeologie und Kulnırgeschichte, Freiburg, 1979, s.13. Yapılan anlaşmalarda bizzat onun adına yemin edildi~ini Xsenophon da belirtmektedir. Eserde Spartalı diplomat ve amiral Lysandros'un sorusunu Pers kralı Cyrus; "Mithra adına yemin ederim ki ... " diye yanıtlar. Xsenophon, Conversation of Socrates, trans. R. Waterfield, London, 1990, s.305.
3 H. S. Jones, "Mithraism", Encyclopaedia of Religion and Ethics, VUI, s.752. Bu özellikle-
. 633
Anadolu'daki olası ve belirli tapınım merkezlerine geçmeden önce, bu
tann çevresinde gelişen inanç üzerinde kısaca duralım. Mithraizm inamşına
göre bir kayadan dogan ışık-tann Mithra, kozmik boğayıkurban ederek dün
yayı yaratmıştır. Tüm canlılar bu boğanın kanından meydana gelmiştir.4 En
önemli töreni, rnitolojisine bağlı olarak yapılan boğa kurbam (Taurobolium)
törenidir. (Resim 1) Her zaman bir rahibin (magi) yönettiği kurban törenin
de,5 kendini Mithra'ya adamış kişi sunağa yaldaşmadan önce yıkanarak ve
kendini kırbaçlayarak bir çeşit arındırma töreni yaparken, elinde kutsal dal
demetleri ile sunağa yaldaşırdı.6 Kurban töreninden sonra boğanın kamyla
yıkanılırdı. Bu yıkanma işlemi yeni ve sonsuz yaşamı elde etmek ve ruhu gü
nahlardan: arındırmak için yapılmaktaydı.7
Taurobolium töreninin yamnda diğer önemli tören kültekabul töreniydi8
ki bunlar oldukça dehşet verici törenlerdi.9 Törenler sırasındaki seremoni-
re iyi ile kötil arasında uzlaştırmacı roiU de eklenebilir. W. Belardi, "Mithra, Arbiter and Rex", Mysteria Mithrae, Leiden, 1970, s.697.
4 M. J. Vennaseren, Mithras, The Seeret God, London, 1963, ss. 56-vd. Mithra ile ilgili mitoloji .A vrupa'daki çalışmalar sonucu bir çok bölgede kabartmalarda aynntılı olarak ele geçirilmiştir. Ancak Anadolu'da şimdiye dek böyle bir kabartma bulunamamıştır. Buna göre mitolojinin ana kaynagını dünyanın yaratılması oluştunnaktadır. Efsaneye göre Güneş Tanrı, Mithra'ya bir kuzgun yollar ve bir boğa kurban etmesini emreder. Mithra, bu emri yerine getirir. Ancak beyaz boğa tam öleceği anda Ay'a dönüşür. Mithra'nın pelerini de parlak gezegenler ve yıldızlarla dolu gökyüzü biçimini alır. Boğanın kuyruğundan ve kanından ilk buğday ve üzüm tohumlan etrafa saçılır, yumurtalığından akan kutsal spermler sayesiride yeryüzündeki canlılar oluşur. Ardmdan da gün ve gece farklılaşarak birbirini izlemeye koyulur. Ay dönmeye başlar, mevsimler de yıl boyu süren dönüşümlere girerler. Böylece zaman yaratılır. Ama bu sırada birden bire ortaya çıkan ışıkla uyanan karanlığın yaratıklan da yeryüzüne çıkar. Böylece iyi ile kötü arasındaki savaş da başlar ve insanın yazgısı da biçimlenir. Kurban töreninden sonra Mith ra ve Güneş Tanrı birlikte et ve ekmek yer. şarap içerler. Mithra daha sonra Güneş tanrının arabasına binip okyanusu ·aşarak yeryüzünün öbür ucuna gider ki bu yolculuk insanın bedenden kurtuluşu yani yükselişini simgelemektedir. M. W. Meyer, The Ancient Mysteries, New York, 1987, s. 200-vd.
5 Herodot, Historiae, 1;131.
6 F. Cumont, a.g.e. s. 6.
7 F. Cumont, The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 208.
8 A. D. Nock, a.g.e. ss. 429-vd. 9 J. Goldwin, Mystery Religions in the Ancient World, London, 198·1, s. 98. Hıristiyan ya
zar Tertullian, Mithraizm' e kabul törenine katılaniann değerlendirme testlerine ve çetin bir mücadeleye katlanmak zorunda kaldıklannı, vaftiz edildiklerini veya suyla yıkanıp alınlarını işarctlediklerini belirtmektedir. Tertullianus, "De Pracscription Haeriticum", 2:1.
634
lerde kadeh kullanılmakta ı o ve aynı zamanda annmalar, ya da başka bir de
yişle vaftiz için küçük su havuzlan yer almaktaydı.ı ı Tapınım yerleri mağa
ralar ya da Mithraeum denilen tapınaklardır.12 (Resim 2) Külte girenler bir
birlerine kardeş derlerdi 13 ve yalnızca erkekler külte katılabilmekteydi 14 ki kadınlann külte alınmama~ı Mit~raizm için büyük bir dezavantaj olmuştur.
Mithra kültü iledemeli bölümler içermektedir: Kuzgun (Corax), Gelin
ya daPeri (Nymphus, Occult veya Cryphius), Asker (Miles), Aslan (Leo),
Persli (Perses), Güneş Ulağı (Heliodromus) ve Baba (Pater). Bu yedi aşama
arkeolajik delillerle kesin olarak belirlenmiştir. Ruhun yükselişinde Mithra
müridi cennetin yedi kapısı ile ilgili yedi gezegenden geçerek ilerlerlerdi. Her
mürit, Mithra'ya ulaşmak için yedi aşama yı geçmek zorundaydı. 15
Kültün müritleri, tann Mithra'nın bu dünyada yaşadığına inanıyorlardı.
Tann Mithra, insanoğluna ekmeği ve şarabı vererek, kuraklığı ve selleri son
landırarak mucizeler gerçekleştiriyordu. Mithraizm'in din anlayışı çerçeve
sinde Pazar günü haftanın, 21 Aralık da yılın en kutsal günüydü. Işık veren
güneşin tann Mithra ile özdeşleşmesinde 21 Aralığın kutsal sayılması çok
doğaldı. Bu zaman, günlerin uzamaya başladığı tarih olduğu için 'güneşin de
10 W. M. Meyer, a.g.e. s. 201. M.S. I. yüzyılda yaşamış Hıristiyan yazar Juslin Marcyr, Mithra yandaşlannın tören lerde, ellerine bir ekmek ve Şarapla kanşunlmış bir tas su alıp yemek yiyip bir §eyler içliklerini ve bu arada da bir takım garip sesler çıkardıklarını belirtmektedir. J. Martyr, "Firsl Apology", 66. 4.
ı 1 A. D. Nock, a.g.m. s. 428.
1~ M. W. Meyer, a.g.e. s.J99.
13 Pauly-Wissowa, XV-2, s .. 2144.
14 A. D. Nock. a.g.m. s. 429. Zira. Hıristiyanlık. Mithraizm ile mücadelesi sırasında kadın, er
kek ayı~aksızın tüm insanlan kabul ederek Mithraizm karşısında büyük bir avantaj saglayacaknr.
15 W. M. Meyer, a.g.e. s. 200. Yöresel farklılıklar olsa da, yedi dereceli bir sistem oldugu klasik dönem yazarlannca da dogrulanmaktadır. A.D.Nock, a.g.e. s.429. Merkelbach, bu derecelerin Roma'da farklı adlar altında kabul gördügünü belirtip, bunlan şöyle açıklar: Corax (gezegen tann Merkür), Nymphus (gezegen tannça Venüs), Miles (gezegen tann
Mars), Leo (gezegen tann Jüpiter). Perses (gezegen tannça Luna). Heliodromos (gezegen tann Sol/Helios), Pater (gezegen tann Satum). R. Merkelbach. a.g.m. ss. l28-vd. Mevlana'da zaman zaman göklerde uçuyor. yedi kal semayı dolaşarak oralarda olup bitenleri görüp geliyordu. Eflaki'den alıntı yapanA. Yaşar Ocak, Alevi ve Bektaşi lnançlanrun islam
Öncesi Temelleri, Istanbul. 2000, s. 236.
635
doğum günü' sayılmaktaydı. Mithra'nın o gün insanlara yaşam gücü verdiğine inanılırdı.l6 Her insan ancak Mithra'nın yardımıyla zafere ulaşabilir ve ölüm sonrası her insanı bir yargılama beklemektedir. Y argılanrnadan başarıy
la çıkanlar kurtuluşa ve ölümsüzlüğe kavuşmakta, şanslılar ülkesinde sonsuza dek yaşamak için göğe yükselmektedir. ı 7
Yazılı olarak ilk kez Boğazköy'de, bir Aryan toplumu olan Mitanniler'in Hititler ile yapmış olduğu anlaşmada karşımıza çıkmaktadır. ı 8 Mitanni dev
letinde, özellikle devlet kadrolarını işgal eden Hint-Ari kökenli subayların tannları arasında yer alan tanrı Mithra'nın Anadolu'ya ilk girişi Kizzuwatna'nın (Adana ve civarı) Mitanniler tarafından ele geçirilmesiyle olmuştur. 19
Bundan sonra özellikle Hurri-Mitanni kültürünün etkisinde kalan Kuzey Suriye bölgesine Hititler egemen olunca, Mitanni tannları Hitit belgelerinde daha çok görülmeye başlarruşlardır.20 M.Ö. XV. yıla tarihlenmiş bir Hitit ya
zıtında Miidraashsriill adlı tanrının Mithra olduğu ve kuzey Mezopotamya'dak.i dağlarda yaşayan Mitanniler'in baş tannsı olduğu belirtilmiştir.21
Tanrı Mithra ikinci olarak M.Ö. 1200'lere doğru yazıya geçirildiği
düşünül~n Hintlilerin Veda metinlerinde karşımıza çıkmaktadır. Bu kutsal şi-
l6 Mc N. Bums-, World Civilizations, ~ew York, 1982, s. 70-vd.: H. S. Jones, a.g.m. s. 752. 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132. Bogazköy'deki kayalara oyulan anlaşma yazıunda Mithra
"antlaşma gözlemcisi' olarak yer almaktadır. M.S. Bilgin, a.g.e. s. ı ı 1. En erken olarak Aryan panteonunda kendini gösteren wırı Mithra, önceleri daha önemsiz bir tanrı iken za
manla savaşçı Aryanlar ara~ında yükselen konumuyla büyük bir itibar görmüştür. H. S. Jones, ag.m. s.752.
19 A. Alpman, "Hurriler'de Ulusal Panteon ve Yerel Panteonlar", A.Ü.Dii-Tarih ve Cografya
Fak. Tarih Araş. Der., c. XII, sayı 24'den ayrıbasım, Ankara, 1980, s.l 16-v.d. Ayrıca J.
Garstang- O. R. Gumey, The Geography of the Hittite Empire, London, 1959, s. 53'de şöy
le belirtmektedir: "Telipinuş'un ölümünden sonra aşagı yukarı iki yüz yıl sonra Hurrilerin
gücünün genişlemesiyle Kizzuwadna'da Hurri Mitanni isimleri kullanılmaya ve bunların tanrıianna tapınılmaya başlandı."
20 F. Kınal, Eski Anadolu Tarihi, Ankara, 1991, s.209. 21 J. B. Noss, a.g.e. s. 466. Arkeotojik bulunuı lar da Mitanni devletinde Mithra tapınımının
olduğunu göstermektedir. Suriye'de M.Ö. XVI ve XV. yüzyıllar arasında inşa edildi~i dü
şünUlen Mithraeum bunu bize kanıtlamaktadır. Mi tannilerin atalan kabul edilen Hurriler de
kuzey Suriye'de Mithra'ya tapınak yapmışlardır. Bkz. L. Woolley, A Forgotten Kingdom, London. 1953, s. 99.
636
irierde Mithra'ya Mitannller arasındaki savaşçı özelliğinin yanı sıra yeni sı
fatlar eklenmiştir. Hintlilerin büyük tannsı Varuna ile müttefık yapılan Mith
ra, bu tanrıya yardırncı olarak gün boyu evreni gözetip, Varuna'nın yağmur
lan yağdumasının ardından bitkilerin büyümesine yardım etmektedir. 22
Üçüncü sırada ise İran kay~rfklan karşımıza çıkmaktadır. Kutsal Kitap
Avesta'da kend isinden söz edilen Mithra, MÖ IX. yüzyıldan sonra İran içe
risinde kendini göstermeye başlamış ve gerek gezgin magi rabipleri aracılığı
ile23 gerekse Pers imparatorluğunun genişlemesi ile M ezopotamya ve Ana
dolu üzerinden batıya taşınmıştır. Persler arasında Işık Tannsı ve dolayısıyla
karanlığın düşmanı, aynı zamanda kralların koruyucusu, siyasal düzenin ve
imparatorluk ordularının yoldaşı olmuştur24 kiPersler arasında da ciddi an
lamda yeni sıfatlar kazandığı ve daha politize olduğu açıkça görülmektedir.
Ancak Zerdüştlük ortaya çıktıktan sonra, bu tannyı hem pagan olması hem
de savaşçı karakterinden dolayı reddetmiş, dolayısıyla Mithra İran'da kay
bolmuştur.
Batıya taşınırken Mithra Mezopotamya'da Kaldelilerin inançlan ile ka
nşrruş, ve buradaki astroloji Mithra kilitüne yeni bir boyut kazandırmıştır. 25
22 M.S. Bilgin, a.g.e. ss.l20-vd. Hint panteonunda Mithra'nın sıfatlannın artmasıyla birlikte kendisine her türlü işte yardım etmek üzere Aryaman ve Bagha adlı tannlann yardımcı olarak verildi~ini de görmekteyiz.
23 Magi rahipleri, Med düşüncelerine bağlı kalarak Akhamenidler döneminde kovuşrurmaya uwatıldıkları zaman bile Mlthra kültünü gittikleri yerlerdeki halkiara benimsetip yayarak .korumuşlardır. Magiler hakkında bkz. E. İznik, "Magi, Magus ya daı Magician: Rahipten Büyücüye", Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fıikültesi Dergisi, c.I, S.3, Eskişehir, 2002, ss. 201 -217.
24 H. L. Martin, Hellenistik Religions, Oxford, 1987, s. I 14.
25 Pauly-Wis.sowa, XV -2. s. 2134; F. Cumont, Tlıe Orient al Religions iıı Romatı Paganism, New York, 1956, s. 164; M.J. Vermaseren, a.g.e. s. 21. Burada oldukça gelişmiş olan yıldız tapını mı (astrolatry) Persler'in doğa mitleriyle kanşmış. Mith ra, adalet tanrısı Shamash (Güneş) olarak belirlenmiştir. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 10. Güneş tanrı Mithra, a~troloji ile bir bütilnlük sağlayıp siyasal yaşayışa da kendini yansıtmışur. Kaldeliler'de (Yeni Babilliler'de) astrolojik açıdan güneş merkezdeydi ve kader güne.~ ile belirlenmekteydi. Merkezdeki güneş en büyük güçtü ve asla yenilemez olan Mithra bu bağlamda güneş ile bütünleştirilmişti. Güneş tanrı Mithra, kraliann kaderini belirleyip onlara zafer saglıyordu. Özellikle Hellenistik dönemde kar
şımıza çıkan bu anlayışla kut~allıgı olan kral sıradan ölümlünün de üzerindeydi. İskender
637
Babil'de astrologlann tannsı olarak kabul gören Mithra, zodyak işaretleri ile çevrilmiş, kanatlı ve bir yılanın dolanroış oldugu aslan kafalı tarırı Aion (zaman) olarak betimlenmişfu.26 Böylece, Hint ve Pers kültürlerine göre Mezopotamya'da daha somut bir hal almıştır. Ancak açıkça görülmektedir ki
tann Mithra bu dönemler içerisinde daha az gelişmiş bir inanç sisteminin
merkezindedir. Aşagtda görecegirniz gibi Hellenistik dönem Anadolusu onun gelişmiş bir inanç sistemi olmasında önemli rol oynayacaktır.
XIX. yüzyılda Mithra üzerine ilk ciddi çalışmaları başlatan Franz Cumont, Mithraizm'in M.Ö. m. yüzyıldan önce Anadolu'daki gelişimi konusunda pek bilgi sahibi olmadığuruzı ve bu dönem öncesindeki ilkel uygulamaların Mithra ki.iltü hakkında bilgi elde etmemizi engellediğini belirtmekte
dir.27 Cumont'tan çok sonra Mithra üzerine araştırmalarda bulunan illansey ise köken konusunda kesinlikle Anadolu'nun belirleyici oldugunu ve hatta Mithra gizemciliğinin Anadolu'da doğduğunu yazarak28 yeni bir tartışma
başlatmıştır.
Tann Mithra'nın Anadolu'ya getirilmesi ilk kez magi rahipleri tarafından olmuştur. Magiler, Persler'den çok önce, Mezopotamya'ya geçmiş ve buradan da Anadolu içlerine sızmışlar ve Armenia'da Mithraizm'i yaymaya
selefierinden sonra bu inanış Roma'ya taşınmıştır. Bütün a~trologlar için Güneş, kral yıldızı olup seçilmiş birisine hükümdarlık erdemlerini verip onun kral olarak ça~nlma~ını sağlamaktadır. Bu bağlamda güneş tann Mithra yandaşları olan krallan uyruklanndan farklı kılarak. onlar üzerinde üstün kılmalarını sağlıyordu. Krallar sürekli başlannda ı.~ın şeklin
de taç varmış gibi beri!f!leniyorlardı. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 95-vd. Ayrıca bkz. a. g. e. s. 100. Işın ~eklinde taç Selevkos ve Ptolemaioslar'dan taklit edilerek Roma imparatorlarınca da kullanılmıştır. Nero. bu tacı kendi hükümranlığının bir simgesi olarak benimsemiştir. Bu işaret, politik ve dinsel eğilimiere açık bir sembol olmuştur. Ayrıca bkz. D. Ulansey, "Mithras and the Hypercosmic Sun". Srudies in Mithraism, Roma, 1994. s. 259-264.
26 R. Graves, a.g.e. s. 220. Mith ra tasvirlerde Zelvan (Kronos) şeklinde her şeyin başını ve sınırsız zamanı temsil etmiştir. Aslında tasviri asl:ın başlı (Leontokephalus) olup, vücuduna bir yılan sanlıdır. Elinde rutruğu anahtar gökyüzünün anahtandır. Yılan, güneşin yolunu;
dört kanat. mevsimleri; zodyak ve mevsim amblemleri de gökyüzündeki denetimini simgelemektedir. Bazı tasvirlerde insan başlı olup, Medusa'ya benzemektedir. 12 Zodyak işareti on iki ayı simgelemektedir ve her Mithraeum'da sembolleri vardır.
27 F. Cuınont, The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 143. 28 D. Ulansey, The Origins of the Mithraic Mysteries. Oxford, 1989, ss.8-14.
638
başlamışlardır. Ünlü coğrafyacı Strabon kendi zamanında Kapadokya'da birçok sunağın ateşinin yandığını belirtmektedir. 29 Magiler aynca çok uzak
bölgelerdeki .~ontus, qaıatia, Phrygia içlerinde de kümelenrnişlerdir. Hatta Lydia'da ilk magilerin torunları Cyros'a atfedilen bir törende ilahilerini söylemişler ve M.S. V. yüzyıla kadar geleneklerini, tapınım biçimlerini nesilden nesi le aktarmada önemli rol oynamışlardır.30 İç Anadolu' daki B ün yan' da
bulunan bir ateş sunağı üzerindeki kabartmada Magi rahibinin, sırtında padam denilen elbisesi, elinde kutsal baresrnan denilen ve küçük çubuklardan oluşan bir deste ile oldukça net bir şekilde ifade edilmektedir.31 (Resim: 3)
Daskyleioh' daki de benzer özellikler taşır. (Resim: 4)
Anadolu'da Pers egemenliği sırasında magiler, özellikle asıl vatanları olan tran coğrafyasına uygun Kapadokya'da yerleştikten sonra burada Mith
raizm' i yaşatmışlardır. Ancak ne yazık ki Anadolu'da Pers dönemiyle ilgili çalışmalar konuyu aydınlatacak kadar olumlu ve bol veri sunan araştırmalar değildir. Genelde bir kaç merkez belirlenebilmekte, geriye kalan bir çok böl
ge olası merkezler şeklinde açık.lanabilmektedir.
Buna göre Pers egemenliği sırasında Daskyleion ve Bünyan'dan sonra olası kült merkezlerinden biri, adı Pteria olarak ilk kez Herodot'ta geçen Ker
kenes Dağı'ndaki yerleşmedir.32 Burası bir kale olup, Hellenistik dönemde Pontos kralı Mithndates II tarafından inşa ettirilen Mithridation'una yakın bir yerleşme yeri olması33 ve de Akhamenidler'in egemenliği altında Güney
Pontus'da görülen yoğun Persleşme sonucu doğu kültlerinin, Hıristiyanlığın kabulUne kadar bölgede güçlerini korumalan34 sağlam bir Med yerleşmesi
29 Strabon, Geographia XII-31.
30 M. J. Vermaseren, a.g.e. ss. 20-vd.
31 V. Sevin," Anadolu'da Pers Egemenligi", Anadolu Uygarlıklan Ans .. c . Il, Istanbul, 1982,
s. 330. M. S. Bilgin, a.g.e. s. lll.; M. J. Vermaseren, a.g.e. s. 21.
32 Herodoı. Historiae, 1-76.
33 F.-G. Summers. "Kerkenes Dag 1995", XIV.Araştırma Sonuçlan Toplanosı., Ankara.l997.
s. 335.
34 F.-G. Summers, a. g. m .. s. 342. Aslında Kerkenes Dagı'ndaki Herodot tarafından ilk kez belirtilen şehrin Pteria olup olmadıgı bir tamşma konusudur. Bu şehrin Lydialılarla yapılan ve M.Ö. 585 yılında sona eren savaştan sonra Pers kralı Medes tarafından yaptınldığı,
fakat şehir inşaatı henüz ramarnlanmamışken M.Ö. 545 yılında Croesus tarafından yıkıldı-
639
olan merkezin bir Mithra tapınım alanına sahip olabileceği olasılığım arttır
maktadır.
İkinci olası merkez Eski Foça yakınlarındaki Taş Kule' dir. Burada konu
muzu doğrudan ilgilendiren buluntu Daskyleion'daki mezar odasının önün
deki magi rahibini tasvir eden kabartmaya benzer özellikte Taş Kule'de de
bir betimlemenin olmasıdır. Bu kabartma Taş Kule'nin sembolik görünüşü
ve dinsel merkezliği sorularını ortaya çıkarmaktadır.35 (Resim: 5)
Birecik'deki Hacınebi Tepesi kazılarında Akhamenid /Hellenistik yer
leşmede ele geçen ve başında güneş halesi bulunan tarın figürini de olduk
ça36 ilginçtir. Özellikle hale, eseri konumuz açısından değerli kılmaktadır. Zira bu hale ile tann Mithra'mn sembolize ediliyor olması büyük olasılıktır.
(Resim: 6)
Pers egemenliği döneminde Lydia bölgesinde yoğun bir Pers etkisi '-
gözlemlenmektedir.37 Tann Mithra'mn bölgeye tam olarak ne zaman geldi-
ği konusu netlik kazanmış olmasa da diğer kültlere bakarak tanrının bölgeye
bu dönemde girmiş olduğu söylenebilir.38 Mithra'nın, bölgeye geldikten
gı sanılmaktadır. Eldeki arkeolajik veriler bu ran ın 'saray' amaçlı yapıldıgını göstermekteyse de, konuyla ilgili henüz bir yazıt bulunamamıştır. lleriki yıllarda burada yapılacak çalışmalar Anadolu'daki Med işgali ve kontrolü ile devamında Akhamenid imparatorlugu hakkında daha aynnuh bilgiler saglayacaktır. G. D. Summers, "The Identifıcation of the Iron Age City on Kerkenes Dag in Central Anatolia", Journal of Near Eastem Studies., 56 - ll, 1997, s. 94.
35 N. D. Cahill, "Taş Kule: A Tomb Near Eski Foça, Turkey", Il Araştınna Sonuçlan Toplantısı, lzmir, 1984, ss., 143-144. Yapının önünde bir sahte kapı ve bunun önünde raf şek
lindeki kesilmiş kaseler lran mezarlannda sık sık görülen Zerdüştliik dinsel törenlerindeki sunakların ateş kaselerini andırmakladır. Sahte kapılar Anadolu'da yaşayan Persler'in veya oldukça güçlü bir şekildePers etkisinde kalmış Anadolular'ın varhgını göstermektedir.
36 G.J.Stein,"l995Excavations atHacınebe Tepe",XVTII. Kazı Sonuçlan Toplantısı,Ankara,l997 ,s. 96.
37 Bkz. G. M. A. Hanfmann, "Lydian Relations with Ionia and Persia", Xth. The Proceedings of the International Congress of Classical Arclıaeology, I-III, TTK, Ankara, 1978, s. 25. Hellenistik dönemde bu etki kendini sanatta göstermiştir. Bazı aileler, Pers atalannın soyundan geldigini iddia ederek Persadlan kullanmışlardır. Hypaipa ve Hierokaesareia'daki Anahita ve Sardis'de ortaya çıkarılan Persli Zeus gibi, yalnızca dinsel kültler Roma dönemlerinde bile şaşırtıcı bir şekilde sıkı sıkıya konınmuş olarak yaşamışlardır. .
38 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2136. Örne@n; Pers tanrıçalanndan biri olan Anahita, ya da buradaki adıyla Diana Persica adına Kyros'un yönetimi altında Hierocaesaeria'da bir tapınak
640
sonra yerel kültlerle ne şekilde etkileşim içerisine girdiğini söylemek de39 ol
dukça zordur. Cumont, Mithra-Anahita ikilisinin Lydia'da Sabazios-Anaitis
olduğunu söylese de bu bölgenin yerel tannsı olan Sabazios ile birlikte Ku
la'daki bir yazıtta görülen Mithra'nın, Sabazios olmasının olasılığı azdır.40 Ancak sorun tam olarak hala çözü!ememiştir.
Lydia bölgesinde tann Mithra'nın varlığına ışık tutabilecek bir diğer bu
luntu Pactolus (Sart) çayının doğu kısmında bulunan M.Ö. V. yüzyıl sonu
M.Ö. IV. yüzyıl başlarına tarihlenmiş yazıttır. Yazıt, Lydia valisi tarafından
Zeus Varadates heykelinin dikilmesinden bahsetmektedir. Araştırmalar bu
tanrının yerel Anadolu tannlan; Sabazios; Agdistis ve Ma' nın misterleri ile
herhangi bir bağı olmadığını göstermektedir.41 Yazıtı deşifre eden Louis Ro
bert de bu konuda, Colophon bölgesindeki Apolion tapınağı kazısında Mith
ra'ya adanmış bir adak yazıtı bulunduğunu bildirmektedif42 ki bu anlamda
yerel tannlarla ilgili olmayan Zeus Varadetis'in Mithra ile ilişkili olduğunu
düşünmek· yanlış olmayacaktır.
M.Ö. 545 yılında Persler tarafında:iı ele geçirilip iki yüz yıl Pers ege
menliğinde kalan Lykia bölgesinde de Mithra ile ilgili bir takım izler bulmak
olasıdır. Likya'da, M.Ö. 460 yılından sonra ele geçen sikkelerin bir yüzünde
daha çok hayvan betimlemelerine rastlanırken, diğer yüzlerde hükümdar ad
larına rastlanz ki bunlar arasında 'Mithrapata' konumuz açısından önem ta
şımaktadır.43 Ancak tüm araştırınarar sonucunda şimdilik Pers egemenliği
yapunlmışur. Tacitus, Historiae, ID- 62. Demek kiPersler Kyros yönetimi altında bölgede · tapınak yapmaya başlamışlardır.
39 F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 17. 40 Paııly-Wissowa, X.V-2, s. 2136. Sabazios ile Anaitis arasındaki ilişkiye dair buradaki ya
zıtta şunlar yazmaktaclır: "Tann Sabazios ve Tannça Anemis Anaeti s' in agaçlanru kestim." Mithra, Anahita'nın sevgilisi (bazen kocası) kabul edilmiştir. Burada Mithra'run suf Anahita'nın eşi olmasından dolayı baz alınıp, Sabazios ile özdeşleştirmek biraz zorlama dUşün
cedir. Zira Anahita bölgede oldukça fazla killle etki euniştir. 41 G. M. Hanfmann, "S ard is 1974: Recent Arcaeological Research in Turkey", Anatolian Stu
dies, XXV, 1975, s. 43. 42 L. Robert, "Claros: Archaeological Summary ofWork", Anatolian Studies., VI, 1956, s. 24. 43 O. Tekin, Antik Numizmatik ve Anadolu, İstanbul, 1992, s. 104-vd. Lymra'daki kazılarda
yukanda sözUnU ettigirniz varlıklı Mithrapata yönetimi alunda Hellenistik döneme ait otuz.
adet sikke bulunurken, bölgede kerarnik buluntu ve yazılı kaynak olmarnası ay kınlık yarat-
641
dönemindeki Lik:ya bölgesinde doğrudan Mithra tapınımını gösteren somut bir karuta rastlanmarruştır.44
Pers egemenliği sonrasında Hellenistik dünyayı oluşturan sosyopolitik değişimler içerisinde doğu ve batı kültürleri birbirleriyle kaynaşırken, Mithraizm yeni ve gelişmiş bir din olarak ilk kez bu dönemde ortaya çıkmıştır ki45
aşağıda da göreceğimiz gibi, tann Mithra'nın Hellenistik dönemde belirgin biçimini aldığını söylemek pek yanlış olınayacaktır.46
Hellenistik dönem ile ilgili olarak oluşum sürecinin yanısıra, ikinci söylenınesi gereken şey, ilk defa Strabon tarafından kullanılan, yine Mithraizm ile bağlantılı olarak ve sadece Anadolu'da karşımıza çıkan 'Mithridatizm' olgusudur.47 Persli unsurların ağır bastığı Hellenistik krallıkların hemen hep-
maktadır. J. Borchhardt, "Bericht der Grabungskampagne Limra 1989", Xli.Kazı Sonuçlan Toplantısı, II, Ankara, 1990, s. 327. Bu_görüşün tersine Childs, Likya bölgesindeki çalışmalarda Mithrapata adlı Pers valisinin adına yazıtlarda rastlandıgıru ve burada Pers adları
nın bulunmasının, Persler'in bau Anadolu'da M.Ö IV. yüzyılın ilk yarısındaki etkinliklerini araştırma konusunda degerli kıldıgını belirtmektedir. W.A.P. Childs, "Lycian Relations wiyh Persians and Greeks in the 5th and 4th Centuries Reexamined", Anarolian Studies, XXXI;s. 74.
44 R. Syme, "Studies in Strabo", Anatolica, Oxford, 1995. s.283, n.3.
45 H. L. Martin, a.g.e. s. 90. Mithraizm, onun çağd~ı ve gilnilmüz yarumculan tarafından bir Hellenistik dönem dini olarak ele alınmış, bu bağlamda Oogtı'dan getirilen diger külller gibi, Mithraizm, görilnilşe göre karmakanşık dünyanın degişimlerinin üstesinden gelebilmeyi başarmış ilk din olmuştur.
46 Gerçi, Büyük İskender döneminde Mithraizm'in törensel gelenekleri ve dogmaları yayılmaya başlamışsa da bunlann tam olarak ne zaman ve nerede oldugunu kestirebilmek oldukça zordur. Yapılabilecek en ön~roli çalışma, Anadolu'daki magi rahiplerinin getirmiş olduklan dini n kökenini n, hangi bölgelerde, ne şekilde de~şti~ni anlamaya çalışmaktır. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 15.
47 Strabon, Geographia, XII; 66. "Adromyttionlu Ksenokles, Mithridatizın ile suçlandığında senato önünde Asia'yı savunan bir konuşma yapmışn." Mithra'nın yandaşlanna zafer verdiği inancı, İran monarşisinden sonra lskender'in ve sonra da onun imparatorluğundan çıkan devletlerin krallannın Mithraizm'i benimsernelerine neden olmuştur. H. S. Jones. a.g.m. s. 754. Büyük krallar belirli bir şekildeMh:hra'ya baglarıır vetann Mithra'nın kendilerinin özer koruyucusu olduğuna inanırlardı. Krallar yeminlerinde Mithra'nın tanıklıgı
na başvurur ve savaş öncesinde ondan yardım isterlerdi. Hiç sorgusuz, Mithra'yı krallara zafer sa~layaıı bir tann olarak görürler ve onun kutsal ışıgı üzerlerine yollamasıyla kendilerinin başantı olacagına inamrlardı. lranh a<öillerin çogu bu gelenegi sUrdürUrken, tannya yönelenlerin (theophorous) çogu adlannı bu yUzden 'Mithra' ile bagd~tırmıştır. Bu da asiller arasında Mithra'nın saygınlıgına en iyi kanıttır. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. McConnack, New York, 1956, s.8-vd.
642
sinde de kralların ya da soyluların kendilerine Mithra'dan türemiş bir ad olan
Mithridates demeleri ve Mithraizm'i tann kral anlayışına uygun bir şekilde
kullanmalan oldukça dikkat çekicidir. Anadolu'da, 'Mithridates'i kendine ad
olarak seçmiş birçok manark buhnaktayız.48 Bu lerallann kendilerine Mith
ra adını vermeleri hiç de rastlantıs~ olmarnışur. Hintçe'de 'da' eki 'vermek'
demektir ki burada Mithradates, ·rann Mithra'nın verdiği' anlarruna gelmek
tedir. Bunların yanında Persli askerler arasında da tann Mithra'nın adını ken
dilerine başarı getirsin diye kullanan yüksek rütbeli askerler varctır.49
Aslında bir bakıma doğunun tann-kral anlayışı için Mithraizrn çok uy
gun bir din olmuş ve bu anlayış ilk uygularnalarını Anadolu'da göstermiştir. Zira, bu siyaset ile Roma'ya kafa tutmanın yolu da açılmıştıJ ki ilk örneğini
' Pontos kralı Mithndates Eupator uygulayacaktır. İşin ilginç yanı, Pers tann-
sı olması nedeniyle Grekler arasında bir zamanlar düşman olarak göriilen tan
nya, Roma'nın Anadolu'yu işgal ettiği dönemde kurtarıcı bir tanrı gözüyle
bakılacaktır.
Büyük İskender'in imparatorluğunun dağılmasından sonra Pontus, Ka
padokya, Armenia, Kornmagene gibi Anadolu'da yeni bir takım krallıklar or
taya çıkmıştır. Pergarnon ve Antakya'daki Grekkrallarının tersine, bu kiallar
eski geleneklerini dinde ve politikada sürdürmüşler ve Anadolu'nun eski
efendileri olan Pers kralimm taklit ederken Perslere ait tapınaklan korumuş
lardır. Tann Mithra, bu kralların en büyük tercihleri olmuştur. Böylece, Ar-
48 R. D. Sullivan, "Dynastic Propoganda in Commagene", Xth. The Proceedings of the International Congress of Classical Archaeology, TTK, Ankara, 1978, s. 298. Anadolu'da özellikle Hellenistik dönemde kar§ımıza çıkan bu krallan şöyle sıralayabiliriz: Cius'lu Mithradates, Crime kralı Mithradates, Kornmagene krallan Mithradates II ve III, Armenia kralı Mithradates, Pontus krallan Mithradates I, II, m, IV, V, VI.
49 Örne!in, Xsenephon, Cyros'un seferini anlatuğı eserinde Mithndates adlı Persli bir komutandan söz eder. Xsenephon, The Persian Expedition, trans. R. Wamer, Middlesex, 1949, s. 127. Aynı şekilde Arıianos da, Arınenialı lar'ın Orantes ile Mithraustes adlı askerlerin komu tasında olduklannı belirtmektedir. lskender'in askerlik açısından en esaslı tarihi olan bu eserde, İskender'in tahta çıkışından ölümüne kadar olan tarihi anJaulırken Gaugemela savaşı sonrasıyla ilgili bir olayın belirtildi~ yerde, "aynı suretle Armenia'ya da bir satrap gönderdi. Bu kendisine Sarpes kalesini teslim etmiş olan Mithrenes idi." diye belirtilmektedir. Arrianos, lskender'in Anabasis'i, çev. H. Örs, I-11, Istanbul, 1945, s. 133 ve 148. Yi
ne Pers ordusunda Mithrahobuzanes ve Mithrines adlı komutaniann oldugu bilinmektedir.
S. Yurdkoru. Büyük İskender'in Anadolu Savaşlan, lzmir, 1961, s. 45 ve 49.
643
taxerxes ve Darius için nasılsa, bumonarklar için de Millıra'ya, zaferi getire
cek tann gözüyle bakılmıştır.
Hellenisti.k dönernin bir diğer önemli özelliği de bu dönemde Grek sana
tının Mithraizm'in hizmetinde olmasıdır. Bu sayede Bergama'daki ya da Ati
na akropolündeki boğa kurbanını betirnleyen heykeller gibi birçok heykel ya
ratılmıştır. SO Ancak yine de Mithra, Hellenisti.k döneme kadar kıta Yunanis
tan' daki Grekler arasmda teolojik anlamda tam olarak ilgi görmemiş sadece
sanat alanmda Anadolu'da belirli bir etkilenmeye maruz kalmıştır.
Hellenistik dönemde Millıra'nın varlığını bildiğimiz bölgelerden biri
Arnıenia'drr. Magi rahiplerinin Armenia'daki yoğun faaliyetleri sonucu
Millıra'ya bu bölgede 'Ateş'Tanrısı' veya 'Güneş Tanrısı' olarak tapınıldığı
bilinmektedir. 51 Bölgede aynca Mithra' dan türetiliniş adiara da rastlamak
olasıdır. Örneğin, Polybios, Arınenialı bir prensin adını Mitridatis olarak be
lirtmektedir.52 mehean, miterean'dan türemiş bir tapınak adıdır. Anlamı
'Mithraistler' olarak karşUIUza çıkar. Yine Armenia şiirinde geçen ve aslan
anl~a gelen mher sözcüğünün de Millıra sözcüğünden ttiretildiği kabul
edilmektedir. Kazılar sırasında Parthia ve Arnıenia'da pişmiş topraktan ya
pılmış 'birçok ata binmiş Pers elbiseli okçu figürini bulunmuştur. Bu figürin
· birçok Mithra anıtında ele geçirilmiş tU:. Bu iki önemli noktadan başka Arme
nia' da Mithra farklı şekillerde de ortaya çıkmıştır. Armenia takviminin Me
hekan denilen yedinci ayı, Akhamenidler zamanından beri Mithrakana şen
likleri olarak kutlanan dönemden adını almaktadır.53
50 H.S. Jones, a.g.m. s.754. Fakat bunun yanında Mithraizm, Grek topraklannda asla popüler olmamışur. Buna en güzel kanıt Delos'da birçok yabancı külte dair arkeolajik veri bulunmuşken, Mithra Kültü ile ilgili herhangi bir somut kanıta rastlanamamı ştır.
51 Pauly Wissowa, vol. XV-2, s. 2134 ve 2135. ·
52 Polybios, Historiae, XXV-2.
53 J. R. Russell, "On the Armeno-lranian Roots of Mithraism", Studies in Mithraism, Roma, 1994, s. 182-vd. Armenia'da Mithra ile ilgili olarak güneş tapınıını yüzyıhnuzın başlarına kadar sürmüştür. Bunun en güzel ömeg, 1915 yılına kadar Armenia'da yaşayan Arewordik (Güneşin Çocukları) adlı tarikattir. Tarikatın lideri Aziz Nerses Snorhali 'Loys Araric Lusay' (Işık, Işı!Jn Yapıcısı) adlı bir ilahi yazmışur.
644
Armenia'nın yanısıra Kapadokya'da bulunan Ararnice yazılmış yazıtlarda Mithra'ya ait izler somut olarak karşımıza çıkmaktadır.54 Örnegin, Farasha'da (Rhodandos) bulunmuş bir adak yazıu metninde bir strategus'dan söz edilmektedir. Yazıt, 'bir Mithra Magus'u olmak' veya 'bir magus olarak Mithra'ya hizmete başlamak' olar~ çevrilmiştir ki bu bizi yazıun bir kabul töreni ile ilgili olduğu düşüncesi.n:e götürmektedir. Fakat burada herhangi bir tapınağa rastlanmarruştır. 55
Aynca, Orta Anadolu' nun en görkemli dağı ve aynı zamanda Hititlerden beri kutsal kabul edilen Erciyes Dağı da tran etkisiyle Kapadokya'ya giren ateş kültü için uygun bir ortam oluşturmuştur. Dağın yüksek oluşu tannnın
göksel niteliğini yansıurken, doruktaki figür çoğu kez ışm saçlı olarak betimlenrniştir. Erciyes, Roma çağında içinde Mithra'nın da bulunduğıı bir tannlar
bütünü olmuştur. Sikkelerde betimlenen figürlerin ışm başlı oluşları, üstelik kimi sikkelerde Mithra'nın ünlü dört atlı arabasının yer alması ve de burada hem yernin tanrısı, hem de kült heykeli olduğıınun belirtilmesi doğrultusunda bölgede Mithra tapınıını olma olasılığı oldukça yüksektir.56 (Resim: 7)
Mitchell de yukarıdaki görüşe paralel olarak M.Ö. V. yüzyıldan itibaren Kapadokya'daki Persli magi rahiplerinin ayinlerinin oldukça yayıldığını, bu
ranm uzun süre tran etkisine uğrayan bir bölge olduğunu ve kendi dillerini konuşup, ateş tapmımında bulunan magi rahiplerinin burada yaşadığını ve de M.S. 370 yıllarına dek magilerin bölgede etkinliklerini sürdürdüklerini yazmaktadır.57 Cumont, Strabo zamanında (M.Ö. 63- M.S. 21) Kapadokya'da
ki magilerin sunduğu adakların A vesta dualarındaki özelliklerin izleri olduğunu belirtip; ateşin önünde arp ile yapılan ibadetlerin, kutsal dal demetlerirı.4ı. süt, yağ ve bal ile yapılan sunu şeklinin, görevli rahibin kutsal ateşin kirlenmemesi için aldığı önlemlerin aynı olduğıınu belirUnektedir.58
54 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2135. Bu bölgede bulunmuş özellikle Roma dönemi sikkelerinin üzerinde Kutsal dag olarak bilinen Erciyes Dagı ve bir sunak ve bazen de da~n içinde yer alan sunak şeklinde betimlemeler yer almaktadır. R. Bl and, "The Bronze Coinage of Gordian III from Caesarea in Cappadocia", Studies in Ancient Coinage from Turkey, s. 50-vd., MHTPOPOLSC KAfCAPfAC yazısı sikkelerin üzerinde genelde MHTPO KAIC(A) olarak kısaltılmıştır.
55 F. Cumont, The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 262, n. 16.
56 N. Baydur, Anadolu'daki Kutsal Dağlar, Dağ-Tannlar, !stanbul, 1994, s. 73, 74, 77 ve 78. 57 S. Mitchell, Anatolia: Land, Men and Gods in Asia Minor, I, Oxford, 1993, s. 173.
58 F. Cumonı, The Mysteries ofMithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 26.
645
Konumuz açısından üçüncü bölge Pontos'dur. Buradaki önemli merkez
lerden biri ve belki de Anadolu'daki tek Mithraeum'a sahip yer Trabzon' dur.
Cu mo nt' a göre burası sonradan kiliseye çevrilmiştir ve bu Mithraeum dışın
da başka da Anadolu'da Mithraeum yoktur.59
Pontos bölgesinde, bu tapınak dışında önemli bir buluntu tipi de sikke
lerdir. Buradaki kentlerin çoğu Pontos kralı Mithridates Eupator zamanında
(M.Ö.120-63) sikke basmaya başlamıştır ki bunlar arasında Mithra'nın be
timlemesi karşımıza çıkrnaktadır.60 Bu sikkelerde tanrı Mithra, tüm Anado
lu'da saygı gören ay tanrısı Men gibi at sırtında betimlenmiştir. Diğer yerler
de ise uzun, dar kesimli pantalonu ile resimlenmiştir. 61 Pontos krallannın taç
giyme törenlerinde yemin tanrısı olarak görülen tanrı Men62, Trapezus'da
(Trabzon) bulunmuş paralarda Mithra ile birlikte betirnlenmişfu.63 · (Resim:
8) Jones, daha da kesin bir ifadeyle, bu iki tanrı arasında güçlü farklılıklar ol
sa da, Mithra'nın Pontus'da tanrı Men'in şeklini aldığını belirtmektedir.64
59 F. Cu.mont, a.g.e. s. 143.
60 M. T. Göktürk- S. S. Cebesoy, "Kabadüz Definesi", Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1993 Yıllığı , Ankara, 1994, s. 54, 55 ve 75.
61 F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 17. Ay tanrısı Men, M.Ö.Ill binyıldan beri ibadet edilen eski bir Anadolu tannsıdır. Frygler'io Anadolu'ya göçünden sonra onlar tarafından benimsenerek ulusal bir karakter kazanmıştır. Bu nedenle Men, Antik kaynaklarda ve çagtmız araştırmacılan için bir Fryg tannsı olarak kabul edilmiştir. Men, arkeolajik bulgularda Fryg kıyafeti olarak kabul edilen külah, yüksek kemerli gömlek, manto.ve tozluk giymiş olarak görünür. Omuzları üzerinde hilal, sağında bir asaya dayanmış, ve sol elinde bir çam kozalaği vardır. Genelde sol ayağı bir boğa üzerindedir. Bazen yanında bir horoz bulunur. Daima sakalsız, genellikle omuzlarına kadar uzun saçlı genç bir adam olarak gösterilmiştir. Bir gök tannsı olan Men, aynı zamanda mezarların koruyucusu, sağlık ve kehanet tanrısıdır. A.Erzen, "Ay Tannsı Men'in adı ve Menşei Hakkında", Belleten,VJll,l953, s.l- 14.
62 Strabon, Geographi~. XII-3 1. Strabon'un yemin,ranrısı olma özelliği ile Tann Men 'i, Milhra ile özdeş tutmasına karşın Erzen 'in belirttiğine göre Men'in sı fallan arasında yemin tanrısı olma özelliği yoktur. Bu yüzden Strabon'un tanrı Mithra'nın özelliklerini bölgede eskiden beri egemen olan Men' e arfetmesi ve bu konuda hata yapmış olması büyük olasılıktır. A. Erzen, a.g.m. ss. 1-14.
63 Pauly-Wisso:va. XV-2, s. 2135.
64 H. S. Jones, a.g.m. s. 754.
646
Anadolu'da Mithra adını kullanan kraliann tannlık niteliklerine de ina
nılınıştır ki bunun en güzel örneği yine Pontos'da karşıımza çıkmaktadır. Pontos kralı Mithridates'in (M.Ö. IV. yüzyıl) bu niteliğinden ötürü zehiriere
karşı bağışıldığı olduğuna inarulrruştır.65
Bildiğimiz kadarıyla Mitlfra kültü, Pontus'da olduğu gibi nüfus bakımından güçlü kalmış Persli unsurlann olduğu Anadolu'nun Kilikya gibi çeşitli bölümlerinde de ortaya çıkrnıştır.66 Mithraizm'in önemli bölgelerinden biri buranın başkenti ve en önemli korsan yerleşmesi67 Tarsus olmuştur. Tarsus'un, özellikle Suriye ve Anadolu arasında batıya doğru olan ticaret yollarının üz~rinde kozmopolit bir ticaret şehri olması bu anlamda önernlidir.68
Aslında daha eskilere gidersek Tarsus'un, Hititlerden Rornalılara kadar her
65 F. Cumont, The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 190 ve 280, n.73. Çagdaş heltimlikteki zehir bagışıklıgı onun adına türerilen ' mitridatizm' adıyla anılır. Bu kralın icad ettigine inanılan tiryak adlı ilaca da 'mitridal' denilmektedir. Roma dünyasında büyü etltin bir şekilde uygulanrnaktaydı. Persli büyüciller özellikle venefıcas artes (büyü sanatı) ile bu bölgede tanınıyorlardı. Mithridates'in toxikolojisi (zehir bilimi) bura
lara kadar uzanmaktadır.
66 A. D. Nock, a.g.m. s. 428. Düziçi ilçe merkezinin dört kilometre kadar batısındaki Göller
köyünde bir evde zıvanalı bir mezar stelinin incelenmesi sonucu, Çukurova'da Pers egemenliginin bir belgesi olıın ve M.Ö. V. veya IV. yüzyıla tarihleneo Arami yazıttı bir stel bulunmuştur. Bkz. M. H. Sayar "Kilikya'da Epigrafı ve Tarihi Cografya Araştırmalan 1993", XII. Araştırma Sonuçlan Toplantısı, Ankara, 1995, s. 41.
67 Plutarchos, Pompeus'un, M.Ö. 67 yılında Kilikyalı korsanlar üzerine yapogı saldınlan anlattıgı eserinde, Kilikya ve Girit'te üslenen korsanlann; kıyılardaki şehirleri ele geçirerek, kıyılan yagmalayarak, yüksek memurlan veya zengin vatandaşlan kaçırarak ve deniz yollarını kontrol ederek, denizde ve karada tam bir terör ortamı yarattıklarını belirtmektedir. Pompeus'un yaşamı adlı ltitabın 24. bölümü korsanların çalışmalarını ve Mithra yandaşı bu korsaniann Mithra misterlerini Roma dünyasına tanıştırmalarını anlatır. W. M. Meyer, The Ancient Mysteries, New York, 1987, s. 204. Plutarchos bu konu hakkında şöyle yazar: "Buradalti korsanlar bir takım ya~aklanrnış gizli kabul törenleri uygulamaktaydılar. Bu törenlerden, ilkin onlar tarafından keşfedilip tanıtılan Mithra tapını mı da buraya kadar devam ettirilir .. Bu korsanlar, tann Mithra'ya dinsel ayinler yaparlar ve onun misterleri kutladıklan kendilerine ait Olympos dağında garip adaklar yaparlardı. lık kez korsanlarca gerçekleştirilen Mithra ilgili törenler bu gün hala kutlanmaktadır." Plutarchos, Vita Pompeü. 24. 1-8. Ciares'da yapılan kazılar bu savaşlar sonucu korsan yerleşmelerinin ortadan kaldınldıgını göstermektedir. J. Geniere,"Claros, 1992 Bilan Provisoire des Fouilles dans le Sancruaire
d'Apollon". XV. Kazı Sonuçlan Toplantısı, ll, Ankara, 1995, s. 64.
68 H. L. Martin, a.g.e. s. 119. Tarsus aynı zamanda Hıristiyanlıgın en önemli kişilerinden olan Aziz Paul'ün de yaşadıgı ve ilk Hıristiyanlık ögt"etilerini yaydıgı şehir olnıası açısından ay
n bir tarihsel öneme sahiptir.
647
dönemde. önemli bir şehir olduğunu görürüz. Ulansey, Hellenistik dönemde Stoa felsefesinin önemli bir merkezi olan Tarsus' da, Stoa düşüncesi ile için
de yıldız tapınıını barındıran din anlayışının kaynaşarak geliştiğini ve bu görüş çerçevesinde Mithra tapınıını içerisinde yer alan boğa kurban töreni ile yıldız tapınımının burada birleştiği görüşünü öne sürmektedir. Özellikle Tarsuslu Stoacılar bu duruma çok uygun olan şehirlerinin tanrısına bir takım astronornik özellikler vererek bu gelişimi hızlandırrruşlardır. Mithraizmin ortaya çıktığı dönemde Akdeniz kültürü içinde astrolojinin yaygınlaştığını ve kaderin yıldızlar tarafından belidendiği inancının giderek toplumun daha geniş kesimlerini kapladığını vu~gularrıak gerekir. Örneğin, Stoacılar astrai inançları kendi felsefelerine adapte etmiş ve bunu evrende her olgunun birbiriyle
bağlantılı olduğu şeklindeki geleneksel felsefeleriyle uyumlu hale ~etirmişlerdir. Kaderci astrologların yayılması ve yıldıztarla ilgili ölümsüzlük doktrininin yükselişi kültürel anlamda Mithra'nın kutsallığının çekiciliğini artırmıştır. Özellikle Tanrı Mithra'nın yıldızlar üzerindeki gücü onun temel ka
rakteri olarak bu işlemi hızlandırmıştır.69 (Resim:9)
Tarsus, aym zamanda Perseus'un tapımldığı merkezdir ve Mithra ile Perseus arasında, Mithra bölgeye geldikten sonra önemli bir bağ oluşmuştur.
Zira, tanrı Mithra, Perseus takımyıldızını temsil etmekte ve buradaki boğa kurbanı fıgürü de bunu anlatrnaktadır. Yani, Mithra ile Perseus Tarsus' da birleştirilmişlerdir. Bu birleşmeden kazançlı çıkan, yeni bir inanç olarak ortaya çıkan Mithra kültü olmuştur. Tarsus'da Mithra ile Perseus arasındaki bir diğer ortak özellik sikkelerde yer alan boğaya saldıran aslan figürüdür. Buradaki aslan-boğa tüm eski Yakın Doğu'da savaşçı sembolü olarak karşımıza çık-
69 D. Ulansey, The Origins of the Mithraic Mysteries, Oxford, 1989, ss.68-vd. Cumont, Hellenistik dönemde düşünsel anlamda Mithraizm ile en çok etkileşime giren akımın Stoa felsefesi olduğunu ve özellikle Mithraizm'in biçimlenmesinde bir başka deyişle batıya uyarlanmasında oldukça-etkin rol oynadığını yazmaktadır. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, S< 95. Temelde Mithraizm şu bağlamda Stoa felsefesi ile benzeşmekteydi. Mithra her şeyi yaratır ve yok eder. Evreni oluşturan dört elementİn ustası ve efendisidir. Erdemli bir şekilde bütün iyilik güçlerini kişiliğinde birleştirir. Bazen kader ile, bazen ilk ışık ve ilk ateş ile özdeşleşlirilir. Ona atfedilen bu iki özelliği ile Stoacılar'ın 'yaratıcı güç' kavramı benzeştirilmiştir. Stoacılara göre ateş (ısı) her şeyin içine dolarak bütün her şeyi şekillendirir ki bu şekillendirmede kaderi (eimarmenh) belirler. Başka bir deyişle Stoacılar, 'yaratıcı güç' olan ateşi tann Mithra ile özdeşleştirmişlerdir.
648
maleta olup, bu form Mithra'nın boğa kurbanı töreni içerisinde gelişmiş.tir.
Tarsus şehrindeki buluntularda astronomi ile ilgili metinlerde sıkça bu boğa
nın ölümü sembolünün yer alması ve aslan ile boğanın şehrin amblemi ola
rak kullanılması Mithraizm'in Anadolu'daki kökenierinin bu şehirde aran
ması için önemli nedenlerdirJO ,
Mithra ve Perseus Tarsus'da birliktelik kazanmalarına rağmen, Tar
sus'da her ikisinin adı da kullanılmaya devam edilmiştir. Bu durum çağdaş
araştırmalar için sorunlara yol açsa da ve bir sorun gibi dursa da her iki tan
rını adının kullanılmasının nedenleri vardır. Perseus adının kullanılmasının
nedenleri arasında öncelikle, Mithraizm'deki gizliliğin çok önemli olması
yatmaktadır ki bu sayede kültün bir güç ve değer kazandığına inanılmaktadır.
İkinci olarak da Tarsus uzun yıllar Pers egemenliğinde kalması ve bu neden
le kalabalık bir Pers nüfusu içermesini gösterebiliriz. Mithra, adının kullanıl
maya başlanmasının nedeni ise çok daha farklıdır. Bilindiği gibi M.Ö. I. yüz
yılda Anadolu'nun büyük bir kısmı Pontos kralı Mithridates Eupator VI'nın
denetimine geçmiştir. Pers asil sınıfından gelen Mithridates, en son ve en bü
yük Pontos kralı olup, Roma'ya karşı yaptığı savaşlarda Kilikyalı korsanlar
la güçlü bir ittifak yapmıştır. Hatta bu korsanları ilk organize eden de Mith
ndates olmuştur. Bu ilişki içerisinde Kilikyalı korsanlar, adım lran tanrısı
Mithra'dan alan bir _krala karşı oldukça bağımlı kalmışlardır. Kral, paralara
resmini Perseus biçiminde bastırmıştır. Bu dönemde, kral ile korsanlar ara
sındaki ilişki sırasında, Perseus ve Mithra arasındaki ilişki nedeniyle ve kra
lın adından dolayı yeni kült Mithra olarak adlandırılmıştır.71
Mithra, Tarsus' da basılan sikkeler üzerinde, Hellos ya da Sol olarak da
adlandırılan ışık tann Apollo ile de betimlenmiştir. Helios; Mithra dininin
içerdiği boğa töreni, kutsal yemek ve cennete yükselme (rniraç) olaylannın
çoğunda etkin rol oynamıştır. Bu yüzden, Mithra kültünde, Apolion tapınınu
nın özel bir yeri vardır. Buradaki anahtar etmen onun Güneş Tann olmasıdır.
Tarsus'da Apollon, Güneş tann olarak sikkelerde belirtilmese de, Mithraizm
70 D. Ulansey,a.g.e ss. 43-vd. 71 D. Ulansey, a.g.e. s. 89. Appianos, Mithridates'in korsantarla olan ilişkisini şöyle açıklar:
Mithridates iyi bir donanma hazırlamaları için yardım etmiştir. Yenirip, Pontos'a çekilmesinden sonra da bu korsanlar Ege kıyısmdaki şehirleri yagtna etmişlerdir. Bkz. Appianos, Historia Romana, ed. H. White, London, 1955, s. 121.
649
bu tannyı astronomi ile ilgisi nedeniyle adapte etmiş ve Apoila'yu güneş bi
çiminde benimsemiştir.72 Aslında Tann Mithra'nın Apoila ile ilişkisi sade
ce Kilikya'da değil Kornmagene'de de karşımıza çıkmaktadır.
Kilikya bölgesinde konuyla ilgili olarak başka yerleşmelerde de kimi ya
zıtlar ele geçirilmiştir. Örneğin, Yeniyurt Kale yapılan araştırmalar sonucu
M.Ö I. yüzyıl ortalanna tarihleneo bir adak yazıtından civardaki kutsal bir
alanda rabiplik görevini üstlenmiş olan Mithridates adlı bir kişinin varlığı an
laşılmaktadır.73 Yine Anazarbos (Anazarva)' da bulunan bir yazıtta, Marcus
Aurelinus adındaki biri, J\.nazarbos'u rahip ve "Zeus-Helios ile Mi_tlmı'nın
babası" diye onurlandırarak kutsamaktadır. Tarsus'dan önce Kilikya'da ol
dukça önemli bir yere sahip olan şehrin adının Persçe'deki 'nabarza-invictus'
sözcüğünden gelmiş olma olasılığı çok yüksektir. Bu da Mithra ile ilgili ya
zıtlarda çok sık karşımıza çıkan ve onun ünvanıanndan biri olmuş sözcük
tür.74 Kilikya bölgesinde bir diğer yazıt Kadirli ilçe merkezinde Zeus Soter
onuruna yapılmış bir adak yazıtıdır. M.Ö. 'V. yüzyıla tarihlenmiş Ararnice ya
zılmış bu stelde mezar yazıtında rastlanılan Zeus Soter; tann Mithra ve Zeus'un birleştirilmesiyle oluşturulmuş Zeus Oromasdes'in Grekçe adıdır.75
Bergama'da konumuzia ilgili merkez Kapıkaya'dır. (Resim: 10) Bir bü
yük alan içinde podyum ve her iki tarafta kültten izler yer almaktadır. Pod
yumun altındaki odalarda dahi Mithra'nın izlerini bulmak olasıdır. Her ne ka
dar Kapıkaya'da araştırılamayan mağaralar yer alsa da, kültün her bir parça
sının buralarda saklanma olasılığı vardır. Podyumun bir kenarda bırakılınası
özellikle düşünülmüştür. Mistik topluluk arasındaki kutsal yemeklerde ve ta
bii ki tann Mithra huzurunda masaya gelindiğinde yemek yenmesi işlevini bu
podyum üstlenmiştir. Podyumun altındaki odalar, bulaşıkların ve yemeklerio
korunması içindir. Btırada Mithra'oın yemek öğünleri de yazılmıştır. Roma
döneminde de kullanılan yerleşmede bir takım değişiklikler olmuştur. Mith-
72 . D. Ulansey, a.g.e. ss. 42-vd.
73 M. H. Sayar, "Kilikya'da Epigrafı ve Tarihi Coğrafya Araştırmalan", XIV. Araştırma Sonuçlan Toplantısı, I, Ankara, 1997, ss. 1 18-vd. Eser eksik olduğu için Mithridates'in görevli olduğu kutsal alanın yeri tespit edilememiştir.
74 M. Gough, "Anazarbus", Anatolian Studies, II, 1952, s. 85 ve 92.
75 M. H. Sayar- P. Siewert-, "Doğu Kilikya'da Epigrafi ve Tarihi CogTafya Araştırmalan 1991", X. Araştırma Sonuçlan Toplantısı, Ankara, 1993, s. 180.
650
ra'nın odası güneydoğuda olup, açık bir terasla merdivene ulaşılmaktadır.
Kapıkaya'da Mithra kilitünün ne zaman sonlandığı tam olarak belirleneme
mişse de M.S. IV. yüzyılın ikinci yarısında burada yaşayan Iulianos Appsta
te adlı biri kendini 11ithra olar~ tarutmıştır ki bu da bölgede bu döneme dek kültün canlılığını koruduğunu göştermektedir.76
Tanrı Mithra, Phrygia'da özellikle Attis ile özdeşleşti.rilmiş,77 bunun
yanında Mithraizm, Cybele kültü ile Pers imparatorluğu içersinde dost toplu
luklar şeklinde yaşamıştır. Phrygli rahiplerle uyum içinde olan Mithra rahip
leri, resmi kurum desteğini elde etmiş ve devlet tarafından korunma garanti
si altına girmişlerdir. Üstelik en azından batıda, Pers liturjisinin gizli seremo
nilerine Phrygialı erkekler katılabilmişlerdir. Kadınların killte kabul edilme
si yasak olduğundan, Mithraist toplumdaki kadınları da Cybele kültü kabul
etmiştir. Bu dostça birlik önemli sonuçlan beraberinde getirmiştir ki Pessinus
dini, yeni ve şimdiye kadar görülmemiş farklı bir anlam kazanmıştır.78 Phrygia bölgesinde, Gordion' daki bir Pers kapısı ve iç kısırnda geniş açık bir
alanın kuzeyinde bir Peİs ateş sunağı bulunmuştur. Tapınağın iç kısmının merkezi geniş dairesel bir alanla çevrilidir ki burası ateş alanının merkezidir.
Bu merkez buranın bir kült yeri olduğunu göstermektedir.19
Mithra tapınırnı Kornmagene krallığında M.S. I. yüzyıl sonlarına dek
varlığını sürdürmüşrur:so (Resim 11-12) Nemrut Dağı'ndaki büyük tanrı heykelleri arasında Mithra, Zeus-Ahura Mazda, Hermes, Apollo-Helios ve
76 W. Radt, "Kapıkaya B ei Pergamon-Ein Landliches Heiligtum der Göttermutter Kybele und ·Des Sonnengottes Mithras", Xth. The Proceedings of the International Congress of Classical Archaeology, TI, TIK, Ankara, 1978, s. 3-vd.
77 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2135. Attis. efsaneye göre Phryglerin Ana Tannçası Cybele'nin sevgilisi ve o~ludur.
78 F. Cumont. The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 65-vd. Hatta Cumont biraz daha ileri giderek. I. yüzyılm yansından sonra burada ortaya çıkan Magna Mater törenindeki boga kurbantnın, büyük olasılıkla bu etkileşimle ilgili oldugunu açıklamaktadır ki taurobolium sorunu araştırmacılar ara~ında hala netlik kazanmamış konulardan biridir.
79 R. Young, "Gordion: Archaeological Summary of Work", Analotian Studies, VI, 1956, s. 18-vd.
80 W. Liebeschuetz, "The Expansion of Mithrai.~m Among the Relgious Cults of the Second Century", Studies in Mithraism, Roma, 1994, s. 347.
651
Herkül-Verethranga gibi tanrılada birlikte önemli bir yere sahip olmuştur. 8 ı Burada kral ile yanyana olan diğer kaidede bulunan tann Mithra dexiosisi bu
nu bize açıkca göstermektedir. (Resim: 13)
Hellenistik dönemdeki dinsel ve politik kanşım bölgede ele geçen bir
yazına açıkça belli olduğu gibi tann Millıra'nın adı da rahatlıkla okunmakta
dır: " ... bağışlayıcı Zeus-Oromasdes yoldaş olsun, onun yanında yardımcı olarak Hem Teleia, buna ilaveten, Artagnes-Herakles ve Apollon olan Mithras, ve tanrılardan en güçlü sesli sözcü olan Helios ve Hermes. "82 Burada
kral, diğer tannlar yanında . Mithra'dan da iyilikler aldığını göstermektedir.83
Aslında, Kornmagene kralı Antioclms'un Nemrut Dağı'na diktirdiği anıt
Hellenistik dönemi ifade eden ya da başka bir deyişle, farklı doğu ve batı kültürlerin kanşmasının en güzel örneği olmuş ve kültürler kanşırken, ·dinlerin
kaynaşması da Zeus Oromasdes, Mithra-Apollon-Helios gibi doğıı-batı tan
nlannın da birleşmesini (synkretismus) beraberinde getirrnişfu.84
Dörner, Arsameia'daki kazılara ilişkin yayınlarında, Hellenistik tekniği
nin bu olağanüstü eserinin Mithras teolijisine ait olduğunu kanıtlamaya çalış
tığını belirtip, şimdiye kadar bu tesisin anlam ve amacına ilişkin elinde yazı
lı belge bulunmadığından, var olan bilgilerin genişletilmesinin daha da ge
rekli olduğu söylemektedir. Antiochus I, Nemrut Dağı'ndaki yazıtında, kral
lığın sınırlan içinde her yerde, kraliyet kültü için kutsal yerler yaptırdığını
belirtmektedir. Dörner, bunlardan bazılannın yerini belirlediğini söyleyip,
81 M. S. Bilgin, a.g.e. s. 1 13~ 82 F. K. Dömer, a.g.e. ss. 159-vd. Dikkati çeken nokta, tann Mithra'nın, Greklerin güneş tan
nsı Hel i os ile değil de. on lan n savaşçı tannsı Apolion ile özdeşleştirilmesidir. Zaten, aslında savaşçılığm tanrı Mithra'nın önemli özelliklerinden birisi olduğu da unutulmamalıdır. Yukarıda da değindiğimiz gibi, Kilikya'da güneş olma özelliğinden dolayı Mithra ile Apoilo arasında bir ilişki kurulurken, Kommagene'de her iki tannnın savaşçı olma özelli~ ortak olarak alınmışnr ..
83 R. D. Sullivan, a.g.m. s. 297.
84 Pauly-Wissowa, XY-2, s. 2135. Aslında Selevkid devletinin parçalanması sonucu ayrılıp yeni krallıklar kuran diğer bütün Selevkid krallan gibi Kornmagene krallığım kuran Antiochus I' da kendi soyunu üç yüz yıl önceki lskender soyuna dayandırmaya çalıştırmak için anıtlar yaptırmıştır. R. D. Sullivan, "Dynastic Propoganda in Commagene", Xth. The Proceedings of the International Congress of Classical Archaeology, TIK, Ankara, 1978, s. 297.
652
başka yerlere götürülen anıtların ise henüz belirlenemeyen bazı yerleri işaret
ettiğini yazmaktadır. Jörg Wagner'in Besni civarındaki Sofraz köyünde bul
duğu dexiosiş bunlar arasındadır. Bu anıt herkesi şaşırtmış ve Koınmage
ne'deki Mithras sorununa ilişkin t~tışmaya yeni boyutlar kazandırmıştır.85
(Resim: 14)
Bu arkeolajik malzeme yanında yine bir Kommageneli, Samosatalı Lu
dan da (M.S. II. yy.) eserinde, özel olarak kutlanan her ayın on altıncı günü
nün yalnızca kralın doğumu değil, aynı zamanda Mithra'ya adanmış gün ol
duğunu l;ıelirtmektedif.86
Hellenistik dönemde Lykia bölgesinde konumuzia ilgili olarak en önem
li merkez bölgedeki volkanikdağ olan Olympos Dağı' dır. Plutarchos, eserin
de bölgedeki korsanların bazı garip kurban adaklan yaptığını ve bunların da
ha sonradan Mithra kül tü içindeki uygulamalarda Roma' da varolduğunu yaz
maktadır.87 Bölgede Patara'daki Leto tapınağında, Apolion'un annesi ve
kızkardeşine adanan eşyalar yanında bir de Zeus Soter heykeli bulunmuş
tur.&& Buradaki Zeus Soter, tanrı Mithra ve Zeus'un birleştirilmesiyle oluştu
rulmuş olan Zeus Oromasdes'in Grekçe adıdır.89
Mithra kültü, Hellenistik dönemde Anadolu'nun diğer yerlerinde gördü
ğü ilgiyi Bithynia, ve Batı Anadolu'da tam olarak görmemiştir. Bunun ne
denleri arasında en başta bu bölgelerdeki tüccarın ticarete tamamen egemen
olması ve sonuçta da doğulu tüccann bunu bilmesi nedeniyle buralara pek
fazla ilgi gösterınemesi yatmaktadır. Bu bağlamda, Asyalı tüccar kendisi için
çekici olmayan bölgeyerağbet etmiyordu. Roma egemenlig-inde de, V espasi
an döneminden itibaren buralara gerek savunma gerekse elde tutmak için lej
yonlar yollanrnarnış ve dolayısıyla Roma'nın diğer bölgelerinde karşımıza
çıkan askerlerin kendi dinlerini taşımalan burada söz konusu olmamıştır. Ay-
85 F. K. Dömer, a. g. e., s. 197-vd. 86 Lucian, Mennipus, VI: 1-9.
87 P1uıarchos, Vita Pompeii, 24. 1-8.
88 F. Işık, "Paıara, Dünü, Bugünü ve Ge1ecegi", Türk Arkeoloji Dergisi, XXIX, Ankara, 1991, s. 45.
89 M. H. Sayar-P. Siewert-, "Doğu Kilikya'da Epigrafi ve Tarihi Coırafya Araştırmaları 1991 ",X. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Ankara, 1993, s. 180.
653
nca, Mithra yandaşı askerlerin buralara gelmemesi ve kölelerin bölgede, di
ğer yerlere göre az olması bölgede Millıra'nın yayılmasını engelleyen sebep
lerden bir diğeri olmuştur.90
Roma M.Ö. IV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren genişlemeye baş
lamış; M.Ö. 200 yılında Batı Akdeniz'e egemen olmuş, M.Ö 146 yılında Batı'da Kartaca'yı, Doğu'da da Korinthos'u tahrip ettikten sonra M.Ö. 44 yılında Anadolu'ya yerleşmiştir. Bu fetihler ve Anadolu ile Suriye'de toprak
kazanımları sonucu Batı'da Mitbra inancının propogandası başlamıştır. Tann Mithra'nın Roma'ya götürülmesinde ise; Kilikyalı korsanlar91 başta ol
mak üzere, askerler92, memurlar93 ve köleler94 başlıca rolü oynamışlar-
90 F. Cumonı, The Mysteries ofMithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 79.
91 Pluıarchos, Vita Pompeii, 24. 1-8.
92 W, Liebeschuetz, "The Expansion of Mithraism Among the Religious Cults of the Second Century", Studies in Mithraism., Roma, 1994, s. 208-vd. Roma ordusunda Asyaltiara yer verilmesi ve herhangi bir isyaru engellemek için bunlann imparatorluk içerisinde dagıulmalan, Miıhraizm'in yayılmasını kolaylaşurmıştır. Kapadokya, Ponnıs ve Kilikya'daki yerel askerler arasında oldukça yaygın olan Mithraizm, Avrupa'ya ilk kez Kornmagene ve Kapadokyadan gelen askerler tarafından getirilmiştir. Kapadokya'daki yerel ordu, yukanda da dell;indill;imiz gibi buradan imparatorlugun politikasına uygun bir şekilde Tuna'ya transfer edilmiştir. Böylelikle o zamana kadar bilinmeyen Pers tanıısının adı ilk kez Alpler'in kuzey bölgesine taşınmıştır. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 40-vd. Arkeolajik deliller doğruirosunda Mithraizm'in ordu aracılıll;ı ile oldukça geniş bir alana yayıldığı rahatlıkla göriilmektedir. Örneğin, 13. Legio komutanı Valerius Maximianus bugünkü Yugoslavya'da üç Mithraeum yaptırmışllr. Her ne kadar tüm rütbelerdeki askerler tann Mithra'yı sava~çı karakterinden dolayı benimseseler de, Mithra özellikle okçular ve süvariler ara~ında önemli bir yere sahiptir. Çünkü kendisi de bir okçudur. Efsaneye göre kayaya ok atarak yaşam için çok önemli olan suyun çıkma~ını sağlamıştır. Aynca Miıhra, bulunan figürinlerde de görüldüğü gibi süvaridir. Dura Europos'da, Avrupa'nın çeşitli yerlerinde böyle bir çok kabartma ele geçirilmiştir. M. J. Vermaseren, Mithras, The Seeret God, London, 1963, s. 30-vd. Askerlerin inşa ettikleri Mithraeumlar için bkz. a. g. e., s. 31 -vd.
93 Roma imparatorluğunun bütün eyaJetlerinde imparatorluk hizmetinde bulunan memurlar da en az asker, tüccar ve köleler kadar yabancı dinlerin yayılmasında önemli rol oynamışlardır. Merkezi gücün bu memurlan, bölgesel farklılıklara aykın olarak imparatorluğun siyasal birliğinin temsilcileri ve aynı zamanda yöresel ki.iltlere karşı ulusal dinin misyonerleriydiler. Askerler gibi onlar da Asya ülkelerinden alınmaktaydılar ve yine askerler gibi terfi olduklarında yerlerini dell;iştiriyorlardı. Lejyonerlerinki gibi bu memurlann bürolannın li~teleri de bütün uluslann bireylerini kapsıyordu. Böylelikle imparatorluk yönetimi bir hükümetten diğerine transfer olurken, Mith ra ile ilgili misterler de memurların
654
dır.95 İşin ilginç yani Romalılarla birlikte Mithra ikinci kez Anadolu'ya gir
miştir. Anadolu' da tamştıklan bu gizemli tann Romalılar arasıoda hızla
yayılarak, imparatorluk içeıjsinde geniş bir alanda tapınım görmüştür.
Roma'da Sol Invictus (Yenilme~ Güneş) ile özdeşleştirilrniş ve imparatorlar
arasında saygın bir yer edinrniştir ... M.S. Il. yüzyıl ise Mithra için altın bir çağ
olmuştur.
Constantinos I'in Hııistiyanlığı kabul etmesinden sonra Mithra kültü
hızla gerilemişse de bu yüzyılda da tann Mithra'ya adanmış anıtlar yapıl
maya devam edilmiştir. Ama artık tann Mithra tek başına değil, eski dinin
ceşitli taılnlan ile yer almaya başlarnıştır.96 391 yılındaki bir fermanla im-• .... paratarluk içerisindeki tüm putperest tapımınlar yasaklanmış ve hemen bir yıl
sonra, 392 yılındaki ferman ile Mithraizm gibi diğer bütün putperest tapınım
lar cezalandırılarak sonları hazırlanmıştır. Mithraizm, dağınık vaziyette im-
yardımcılan ve yazmanlan ile imparatorluk içersinde taşıruyordu. Kapadokya'da Roma döneminden kalma bir yazıtta bu dunımu somut olarak belgeleyecek bir yazıt ele geçmiş
tir. Caesarea'da büyük olasılıkla yerel kökenli imparatorluk hazinesi katibi bir köle, tann Mithra'ya çok iyi bir Latince ile ithaf edilmektedir. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, ~ew York, 1956, s. 75-vd.
94 Anadolu'dan imparat6rlu.ğun batısına Mithraizm'in taşınmasında önemli bir .yere sahip olan köleler, imparatorluğun bu kısmında bu inanışa ait ilk tapınaklan da inşa etmişlerdir. Köle satıcılan (mangones), köleleri Kapadokya ve· Pontus'un da dahil olduğu bölgeden. başka bir deyişle doğudan alıp batıya satıyorlardı. Köleler de beraberlerinde kendi inanışlan nı gittikleri yerlere götiirüyorlardı. Mithra'nın taşınmasında aracı rolündeki köleler, bu .inanışla beraber kültün tapırum yerlerini de (spalea) inşa ediyorlardı. Böylelikle Alpler'in giineyinde olduğu gibi, kuzeyinde de doğulu köleler Mithra dininin misyonerleri gibi çalışıyorlardı. Bkz. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T.C. McCormack, New York, 1956, ss. 63 ve 78.
95 Roma'ya Mitbra'run götürölmesinde Arınenialı prens Tiridates' de dalaylı olarak rolü vardır ki bu sayede tanrı imparatorluğun merkezine doğrudn ulaşmıştır. Tiridates'in Roma 'ya gelip imparator Nero'ya bağlılık yeminini Cassius Dio şöyle anlatır: "Mithra'ya saygı gösterdiğim gibi, tanrım olarak sana da saygı göstermek üzere huzuruna geldim." Cassius Dio, Historia Romana, LXIU- I O
96 H. S. Jones, "Mithraism", Encyclopaedia of Religion and Ethics, VIII, s. 756. Her ne kadar MS. IV. yüzyıl ortalannda yaşayan ve Mithra kültünü uygulayan son imparator Iulianus, kültün yeniden canlanması için çok çaba sarfettiyse de, onun ölümüyle batıda Mithraizm ·in uzun yürüyüşü sona ermiştir. N. Baydur, lmparator lulianus, Istanbul Üniv. Edeb. Fak. Yay., istanbul, 1982, ss.l24-vd.
655
paratorluğun çeşitli bölgelerinde rağbet görmeye devam etse de, Hıristiyan
lık karşısında fazla tutunamamıştır.22_
Roma döneminde Anadolu'daki olası merkezlerden biri Kilikya böl
gesindeki Alahan'dır. Buradaki bir kilise içerisinde bulunan boğa tasviri,
Jupiter Dolichenus'un atribütü mü yoksa Anadalulu Ma veya Mithra'nın
boğa töreniDini mi sembolize etmektedir henüz belirlenememiştir. Bu sorunu
çözmek çok zor olsa da bilinen gerçek pu.ta taparlığın hala burada Hıristiyan
lık ile birlikte, bir şekilde devam ettiğidir. 98
Kapadokya bölgesinde de Mithra'nın izlerini sürmek olasıdır. Ves
pasian, askerlerini bölgeye getirene kadar, buradaki yerel halktan asker top
lamış ve daha sonra bunları XII.legioya eklemiştir.99 Roma mezarında bulu
nan ve Mezarda Severus Alexander adına basılrruş (M.S. lll) sikkenin arka
yüzünde dört atın koşulu olduğu bir araba üzerinde bir savaşçı, bu betim
lemenin üstünde de küçük Argaios (Erciyes) görülmektedir100 ki buradaki
betimleme büyük olasılıkla tanrı Mithra'dır.
Diğer bir merkez, Roma döneminde Kapadokya'ına kutsal kenti sayılan
Comana Cappadoccia (Adana/Şar) yerleşmesidir. Buradaki bir yazıtta 'Mith-
97 M. J. Vermaseren, Mithras, The Seeret God, London, 1963, s. 191-vd.
98 M. Gough, 'The Church of the Evangelists at Alahan", Anatelian Studies., Xll, 1962, s. 180-vd. Bölgedeki bir diger merkez şimdilik somut bir bulunru olmasa da Kilikya'daki Klaudiopolis (Mut civan) yerle.~mesidir.Burada bulunan süvari kabartmalı bir mezar stelinin yazltında Parth süvari birliğinden bahsedilmektedir. Kilikya'da varlıgı ilk kez bu yazıt ile saptanan süvari birliklerinin M. S. III. yüzyılın ilk yarısındaki Parth sava~lan sıra~ında Parth ordusundan kaçarak Roma ordusunda aux.iliarii (yardımcı birlik) sınıfında kullanılmaya başladıklan bilinmektedir. M. H. Sayar, "Kilikya'da Epigrafı ve Tarihi Cografya Ara~urmalan 1995", XIV. Araştırma Sonuçlan Toplantısı, I, Ankara, 1997, s. 119. Bu dönemde Parth ordusundan Roma ordusuna geçişlerde büyük olasılıkla dinsel inançIann da beraberinde getirildigi ve lran inançlarının Roma içerilerine sızdıgı söylenebilir. Russell'in açıklaılıalan bunu destekler niteliktedir. Russell, birçok Kilikyalı askerin M.S. 11-TII. yüzyıllarda Roma imparatorlugunun uzak yerlerinde; Mısır, Dalmaçya, Numidya, Pannonia"a görev yaptığını ve bunların da mezar yazıtlanndan anlaşıldıgırıı belirtmektedir. J. Rusell, "Cilicia-Nulrix Virorum: Cilicians Abroad in Peace and W ar During Hellenistic and Roman Times", de Anatolia Antiqua, I, XXXII, Paris, 1991, s. 285.
99 E. E. Schneider, "Ciassical Sites in Anatolia: 1994 Archaeological Survey in Cappadocia", XIII Araştırma Sonuçlan Toplanlls, I, s. 16.
100 H. Kodan- C. Günbattı, "Tontar Roma Mezarı", Türk Arkeoloji Dergisi, XXX, s. 87.
656
ras' (mitra) sözcüğü açıkça okunmaktadır. lulius Antius adlı valinin adının yanında Mitras olarak karşımıza çıkan sözcük valiyi onudandırmak için kullanılmıştır. Taş yazıtta karşımıza çıkan Cataonia baş rabibinin adı da 'Mithratochmes' (baş rahip) şeklinde yazılmıştır. Burada ki 'Mithra' sözcüğü de bu rahibe, diğer rahiplere göre hiyerarşik anlamda bir üstünlük sağlamak-tadır. lO! .·
Fırat boylarında Romalı komutanların Partları ordularına aldığını ve böylelikle Romalıların Mithra dini ile doğnıdan taruştı.klannı 102 göz önünde tutarsak Antik çağda Akdeniz ile Mezopotamya arasında Fırat üzerindeki başlıca geçiş noktası olan Zeugma ve onun hemen karşısındaki Apameia'nın
da önemli birer ·merkez olduğunu varsayabiliriz. Burada bulunan diğer
mağaralar için aynı şey söylenemese de, uzun süre Part egemenliğinde kalan Apameia'da bulunan kaya lçabartmasının yer aldığı mağaranın (Resim: 15) kült amaçlı kullanıldığı büyük bir olasılıktır. 103
Gaziantep'deki Doliche (Dülük Köyü) antik yerleşmesi de yukarıdakine
benzer bir örnektir. Zira burada yapılan çalışmalar, Pers döneminden itibaren gelen birtakım uygulamaların Roma döneminde de hala sürdüğünü göstermiştir. Pers kültürü ve dininin etkisiyle gelişen yeraltı tapınakları ve tapınak
mezarlan ile Gaziantep çevresinde, Hellenistik dönemden itibaren oluşan antik kültür öğelerinin de yoğunlaşmasıyla yaygın olarak kullanılan kayaya oyulmuş mezar odaları, özellikle Roma döneminde güç ve zenginliğin sirngesi sayıldığından çok kullanılmış ve çevre kültürlerinin de etkisiyle değişik biçimler gösteren mezar odalanna sahip olmuştur.104 Buradaki yeraltı
mağaraları, Mithra yandaşı askerlerce tapınak olarak kullanılmıştır. (Resim: 16)
101 R. P. Harper, "Tituli Comanarum Cappadociae", Anatalien Studies, XVIII. 1968, s. 93. 96 ve 101.
102 F. Cumont, The Mysteries of Miı.hra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 47.
103 C. A. Reynal, "1995 Zeugma ve Apameia Yüzey Araştırmaları", XlV. Araşnrma Sonuçlan Toplantısı., I, Ankara, 1997, s. 3.
104 R. Ergeç, "1993-1994 Deliche Nekropolli Kazılan", IV. Müze Kurtarma Kazılan Semineri, Ankara, 1996, s. 347. Gervers, çöllük ya da dağlık alanlarda bulunan ve zemin şartlannın uygun oldugu yerlerin önce Miı.hra yandaşlannca ve sonra da Hıristiyanlarca kullanıldığını. bu tür yerlerin Anadolu'da özellikle Frigya, Kapadokya ve Armenia'da olduğunu belirtmektedir. M. Gervers, "The Iconography of the Cave in Christian and Miı.hnıic Tradition", Mysteria Mithrae,Leiden, 1979, s. 593.
657
Bu bölgelerin dışında, Kırşehir'de ele geçen, M.S. I. yüzyıla tarihlenmiş yazıt, tapınak sermayesini yanlış (ya da kendi çıkarı için) kullananlara verilecek cezaları anlatırlOS ki bu yazıtın üçüncü satınnda tann Mithra geçmektedir. Ancak yazıtta değinilen tapınağın ne tür bir tapınak olduğu belli değildir.
Sonuçta, şimdiye kadar elde edilen bulgular ışığında Anadolu' daki konumunu belirlemeye çalıştığırruz tann Mithra, her ne kadar Anadolu'nun dışından gelen bir tann olsa da bu coğrafyada önemli bir tann olarak karşıımza çıkmaktadır. Hellenistik döneme kadar hakkında pek ayrıntılı bilgiye sahip olmadığımız ve bu y'üzden de daha az gelişmiş bir inanç gibi gözüken
Mithra tapınımı, bu dönemde Anadolu• da biçimlenerek, yeni ve daha gelişmiş bir din şekline getirilerek batıya taşınmıştır. Roma, ilk kez An~dolu'da tanıştığı bu gizemli inancı kısa sürede imparatorluk içerisinde yayarken daha gelişmiş bir inanç şekline de dönüştürmüştür.
Anadolu'daki Pers dönemi ile ilgili merkezler daha çok 'olası' bölgeler
şeklinde karşıımza çıkarken, Hellenistik dönem ve Roma döneminde beliren merkezler daha somut bulunttılar vermektedir. Mithraizm'in biçimlerrmesinde hem· doğu kültürü (Pers ve Mezopotamya) hem de batı kültürü (Grek)
·-... önemli bir rol oynamıştır. Anadolu'nun en büyük etkisi de bu noktada, yani iki farklı kültürü birleştirme -uzlaştırma- aşamasında olmuştur. Anadolu ile ilgili en büyük eksiklik, Avrupa' daki kadar çalışma yapılmadığı için, kült hakkında fazla bilgi sağlayamamasıdır. Kültür ve inanç zenginlikleriyle dolu Anadolu; bu gizemli tanrının sırlanm saklamaya devam etmektedir. Bu noktada şu unutulmamalıdır ki, M.S. IV. yüzyıla kadar bu coğrafyada varlığını sürdürmüş olduğunu bildiğimiz tanrı Mithra üzerine ilerde yapılacak çalış
malar, Anadolu'daki gizemli ışık Mithra sorununa daha farklı yorumlar getirecektir.
105 S. Mitchell, Regional Epigraphic Catalogu~s of Asia Minor II: The Ankara District, The Inscriptions of North Galatia, Oxford, 1982, s. 306-vd.
658
Resim 2: (Roma, bazilika alu, Antike Welt, 57)
Resim 1: (Vatikan Müzesi, Cumont, 23)
Resim 4: (Daskyleion, İstanbul Ark.
Resim 3: (Bünyan, İstanbul Ark. Müz.) M üz.)
659
Resim 5: (Taş Kule, Cahill, 151) Resim 6: (Birecik, Stein, 112)'
Resim 7: (Baydur, Kat. No: 19, 186, 187)
Resim 8: (Men ile Mithra, Cumont, 18)
Resim 9: (Tarsus, Antike Welt, 20)
Resim 10: (Kapıkaya, Radt, 7)
660
Resim ll: (Milhra steli Arsemeia,
Dömer, 107)
Resim 13: (Milhra ile Antiochos, I, A.
Welt, 17
Resim 12: (Arseınia, Dömer, 161)
Resim 14: (Sofraz Köy, Antike Welt, 20)
661
Resim 15: (Apamaeia, Reynal, 120)
Resim 16: (Dülük, Ergeç, 347)
662