582
TRANSCRIPT
-
T.C. ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS FELSEFE ( SSTEMATK FELSEFE VE MANTIK)
ANABLM DALI
HANS-GEORG GADAMERN HERMENEUTNDE
BR ANLAMA MODEL OLARAK DYALOG
Yksek Lisans Tezi
Svitlana Nesterova 01910809
Tez Danman Prof. Dr. ahin Yeniehirliolu
ANKARA
2004
-
II
T.C.
ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS
FELSEFE ( SSTEMATK FELSEFE VE MANTIK) ANABLM DALI
HANS-GEORG GADAMERN HERMENEUTNDE
BR ANLAMA MODEL OLARAK DYALOG
Yksek Lisans Tezi
Tez Danman: Prof. Dr. ahin Yeniehirliolu
Tez Jrisi yeleri
Ad Soyad mzas
............................................................ ............................................
............................................................ ............................................
............................................................ ............................................
............................................................ ............................................
............................................................ ............................................
............................................................ ............................................
Tez Snav Tarihi ....................................................................
-
III
NDEKLER
NDEKLER .................................................................................................... I
NSZ................................................................................................................. III
GR.................................................................................................................... 1
1.BLM
HERMENEUTK ANLAMANIN SORUNSALI............................................ 19
1.1. Problemin Tanm ve Tarihesi........................................................ 19
1.1.1.nsan Bilimlerinde Anlamaya Farkl Bak................................... 19
1.1.2.Hermeneutik Gelenekte Anlama Kavramnn Geliimi. ............ 25
1. 1. 2. 1. Hermeneutiin Tarihine Ksa Bak ........................ 25
1. 1. 2. 2 Anlama Kavramn Geliimi .......................................29
1. 2. H.G. Gadamer Felsefesinde Anlama Sorunu ................................ 41
1.2.1. Anlamann Tarihsel Boyutu.......................................................... 41
1. 2. 1. 1. Gelenek- nyarg Zamansal Mesafe - Tecrbe..... 41
1. 2. 1. 2. Tarihsel Olarak Etkilenmi Bilincin Oluumu:
Kendini ve Bakasn Anlamak.............................. 59
1. 2. 2. Anlamann Dilsel Boyu............................................................... 86
1. 2. 2. 1. Ortak Anlamlarn Ortam Olarak Dil...................... 86
1. 2. 2. 2. Kelime: Varln Temsilcisi..................................... 94
1. 2. 2. 3. Yorumlama ile Anlamann zdelii ......................... 98
2. BLM
ANLAMAYI SALAYAN DYALOG ......................................................... 103
2. 1. Dilin Gerek Varl: Diyalog ............................................................ 103
2. 2. Diyalektik ile Diyalog Arasndaki sel Bant .............................. 109
2. 2. 1 Diyalektik ve Diyalog Kavramlarn Kyaslamas .................... 109
2. 2. 2. Soru-Cevap Diyalektii ......................................................... 114
2. 2. 3. Yorumun Diyalektii ........................................................... 117
-
IV
2. 3. Hermeneutik diyalog ......................................................................... 119
2. 3. 1. Hermeneutik Durumuna Sen-Ben likilerin Uygulanmas ...... 119
2. 3. 2. Diyalog Unsurlarnn rdelemesi................................................. 125
2. 3. 2. 1. teki ile Karlaama Sorunu ................................ 125
2. 3. 2. 2. Sorunun Aklayc Nitellii .................................... 131
2. 3. 2. 3. Hermeneutik Anlamada Dinlemenin Gerei ............. 139
2. 3. 2. 4. Yantlamann Sorunsal.............................................. 144
2. 3. 2. 5. Diyalog Srecine Motivasyonun Etkisi .................... 147
2. 4. Hakikat ve diyalog: Diyalog Prosedrn Kullanlmas ....................151
SONU ................................................................................................................. 157
KAYNAKA ........................................................................................................ 162
ZET....................................................................................................................... 167
ABSTRACT.......................................................................................................... 168
-
V
nsz
Trkiyedeki almalarm, kendi lkemde ok az bilinen ve felsefe alannda
ciddi ve kapsaml aratrma bulunmayan Trk ve Dou felsefesi zerine odaklamay
amalyordum. Fakat reel artlarda teki kltryle karlatmda, byle bir
aratrma iin henz hazr olmadm hissettim: Yabanc bir kltr kolay ele
alnabilen bir nesne deil; fakat kendi zn saklayan ve derinii gsteren tinsel
bir olgudur. Hangi lleriyle onu deerlendirmeliyiz? Nasl bir yaklamla onun
bize almasn salayabiliriz? ncellikle bu sorunlar zme konusunda bize
yardmc olabileceini dnerek, yorum ve anlama sanat olarak tanmlanan
hermeneutie ba vurmak gerekliliini anladm. Ayrca, Hans-Georg Gadamerin
almalarnda bize bir anlama modeli olarak sunulan diyalog durumunun, kltr
alannda yaplan aratrmalar iin elverili bir yaklam olduunu grdm ve bu
tez almasnda, diyalog srasnda alan anlama imkanlarnn, insan bilimlerindeki
anlama artlarna uygun olup olmadn incelemeye altm. Bunun yannda,
Umberto Econun deyiiyle: Bir problemi gelitirmek, onu zmek anlamna
gelmemektedir: Yalnzca terimlerini, tartmay daha da derinletirecek biimde
aydnlatmak anlamna gelebilir.1
Benim iin, bu almann teorik olmasnn yannda, pratik bir boyutu da
bulunmaktadr. inde yetitiim evreden farkl olan bir kltr ile daima bir kltrel
diyalog ve etkileimde bulunduum iin, az olsa bile, kendi kltrel snrllm
geniletmeye ve teki ile iliki kurma tecrbesini edinme frsat buldum.
Bu vesileyle, kendimi anlalr klmak abalarm tevik eden tm Trk
Milletine ve eitim imkann salayan Trkiye Cumhuriyetine minnettar olduumu
belirtmek istiyorum. Benim iin Trkiyedeki felsefe dnyasnn kapsn aan,
almalarm ynlendiren, hogr ve anlay gsteren tez danmanm, saygdeer
hocam Prof. Dr. ahin Yeniehirlioluna sonsuz teekkrlerimi sunarm. Ayrca,
blmmzn dier elemanlarna, bana salam olduklar katklardan dolay
teekkr ederim.
1 U.Eco. Ak Yapt, cev. Nilfer Uur Dalay, CAN Yaynla, stanbul, 2000, s.31.
-
VI
GR
Felsefenin evrensel erei, sz ile tartma sanat yolundan geerek gerekleri aramak, onlar bulmak, belirlemek, irdelemek istemek ve anlatma geerek, dncenin biimini, yani dncenin varlk olarak dizgelemesini evrensel bir dzeyde ortaya koymaktadr. 2
. Yeniehirliolu
"Hans-Georg Gadamer'in Hermeneutiinde Bir Anlama Modeli Olarak
Diyalog bal altnda, anlama srasnda uygulanan ilemler ile diyalog srecindeki
fenomenler arasndaki benzerlik ve ilevsel yaknl gstermeye alacam. Bu
alma, byk lde H.G Gadamer'in ba yapt olan "Hakikat ve Yntem"3
(Wahrheit und Metode, 1960) adl kitabna dayand iin, onun mantn ve
yapsn izlemektedir. ok iddial olmasna ramen bu kitabn ad, aslnda biraz
ironik biraz da zlem ile benzer bir duygu uyandrmaktadr. Kesin bir hakikat veya
ona ulamay garanti eden bir yntemi arayanlar, mutlaka hayal krklna urar:
Bu, inceledii konulara gre derin ve eletirdii malzemeye gre kapsaml eserde
Gadamer, ne hakikatin bir tanmn verir, ne de yntemin. Dahas, yaptn
sayfalarnda adm adm amlanan hermeneutik retisinin "bir yntem olmadn"
srarla vurgulamaktadr. inde incelenen meseleyi gz nnde tuttuumuz zaman
anlayor ki, kitabn asl ad - byle bir dzeltme yaplabilir ise - "Hakikat ile
Yntem", baka bir deyile, hakikat ile yntem arasndaki ilikiler ve bunlarn
birbirine uymasdr.
2 .Yeniehirliolu., Felsefe Diyalektik, Bilgi Kuram, Ankara niversitesi Basmevi, 1982, s.17. 3 alma srasnda bu kitabn Ukrayna Diline evirisi kullanld, ( - , , , , 2000; Almancadan Ukraynacaya eviren Oleksander Mokrovolski), fakat illerde atflarn ve dipnotlarn okunmasn kolaylatrmak amacyla Hakikat ve Yntem olarak gsterilecektir.
-
VII
En geni anlamda Gadamer, nsan Bilimlerinde uygulamas gereken
prosedrlerine ve anlama formlarna deinmektedir. Bu problemin nemi ve
gncellii, ayn zamanda bizim aratrmamzn gerekliini ortaya kartmaktadr.
Farkl, daha insan bir yaklama ihtiya, zellikle dnya apnda krizleri ve
atmalar meydana getiren XX. yzylnda hissedilmeye balad. Bu probleme ksa
bir ekilde gz atmann faydal olacan dnyorum.
Fransis Baconun ne srd Bilgi gtr sloganndan beri bilim, insann doal ve
toplumsal alanda iktidara ulamasn salayan teknik bir gcn anahtar olarak gelitirildi. zellikle,
Descartes tarafndan ortaya konulan yntem ve rasyonel dnme tarz tekniin geliimini tevik etti.
nk doa bilimleri balangtan beri, kesin ve alternatif kabul edilmez bir metodun kuruluuyla
belirlenmi ve bu metotla gelimitir. Kendi metot ile yaratlan doa bilimleri, XVII yzylndan beri
Kepler, Galilei ve Newtonun almalaryla balayan bir gelenee sahiptir. Bylece doa bilimleri,
kendi gcn modern teknikte de gstermi ve doaya hakim olma gdsn dnlmedik bir
lde gerekletirmiti. Fakat burada bir sorun yattn gryoruz: ada dnyada teknolojinin
geliim hz ile insann ruhani, kltrel geliim hzn kyaslarsak, azalma eilimi gstermeyen bir
a greceiz. Gnmz itibariyle, en ileri teknolojiyle tehiz edilmi insanlk, kendi yaratt ve
meydana getirdii olaylarn sonularn ne nleyebilir ne de dzeltebilir ve dolaysyla, hem doal
evrenin dengesini, hem de kendi biyolojik varoluunu tehdit etmektedir. Baka bir deyile,
insanolunun eline geen teknik g, onun irade ve ahlak normlarnn kontrolnden kt.
Yaptklarndan sorumlu olmamak, sorumsuzluk - insanln imdiki durumunu en doru karakterize
eden kelimedir.
Fakat nedir sorumluluk? Nasl kendini belli edebilir? Bu kavramn Trkesine baklrsa,
temelinde soru kknn yattn greceiz; Ukrayna Dilinde, sorumluluk anlamna gelen
vidpovidalnist kelimesinin kknde vidpovid(cevap) szcn buluruz. Buna benzer ekilde Rus
Dilinde otvetstvennost ve ngilizcedeki responsibility, cevap anlamna gelen kelimeden
tretilmitir. Demek ki, sorumlu olmak, baka birisinin sorusunu yantlamak, bir eyin karsnda
cevap verebilmektir. Sorumlu olmak, herhangi bir kararda veya hareket baka birisinin varln ve
grn hesaba katmak. Sorumluluk, soru- cevap eklinde, diyalog kurmak suretiyle kendini belli
-
VIII
eder. Fransz hermeneutik dnr Paul Ricoeur, sorumluluk kavramn yle tanmaktadr:
Sorumluluk kavram iki anlam birletirmektedir, bakasnn varln hesaba katmak ve
bakasnn hesabnda saylm olmaktr. 4
Oysa, Descartes ve Kantn metafizik sbjektivizminde toplumsal boyutun yokluu bellidir.
Onlar tarafndan ortaya sunulmu ve bir gelenei balatan metodolojik solipsizm, bilginin temelini
dnen znede arar: nk, rasyonel bilincin kendi ierii kesin olabileceine, dahas, kendi
kendisini kendi rasyonel ilemlerine gre yasallatrma ve dzenleme gcne sahip
bulunabileceine imada bulunur. Kantn syledii gibi: Varlklarn btnl akla a priori
verilmi bir kavram; benim kendi bilincimden kaynaklanr.5 Baka bir deyile, metodolojik
solipsizm, bilincin kendi bilme-kavrama aktivitesinin btnyle zgr ve zerk efendisi olduunu ve
hi deilse, doadaki ve tarihteki zorunluluk ieren olaylara bal bulunmadn varsayarlar.
Descartes, kendi yntemini bir tek kendi anlna dayanarak ispat etmeye alt. tirafna gre,
Benim niyetim, hibir zaman, kendi dncelerimi dzeltmekten ve tmyle benim olan bir toprak
zerinde kurmaktan daha teye gememitir.6 Geri, onun dedii benim olan toprak z
itibariyle toplumsal ve bakasnn varln grmezlikten geldii zaman, bu toprakta korku ve phe
uyandrc hayaletler yerleir. Halbuki bunlar her zaman hissettiimiz teki insann glgeleridir.
Totallemi, kendi iine kapal dnme tarzn, kendi kategorilerinin tuzaa dt, kendi
kategorilerince krletirildii bir dnce patolojisi sergileyen bir tarz olarak grmek mmkndr.
Bu monolojik, tek tarafl rasyonel dnme tarz ve onun temelinde yatan dnyaya kar davran,
zne-nesne ayrmna dayanmaktayd. zellikle bu ayrmda ada dnyann sorumsuzluk
krizinin kaynan grmek mmkndr. nk nesne soru sormaz! Nesnenin karsnda sorumlu
olmak, ona hakkn vermek zorunda olmad iin rasyonel dnme tarz, ok ksa sre iinde
parlak sonular elde etti. Fakat rasyonel bilimin elde ettii sonularn etkisi, yeryz ve insan
toplumu iindeki ilikilerini dzenlemekle kalmayp, neredeyse genetik kodlarmz deitirmeye yol
aan bu srelerin dnmezliine yol at. unu syleyebiliriz: Yaamak iin insann doal evre
ile yeni bir tr iki tarafl ilikilere, yani diyaloga ihtiyac vardr.
4 P.Ricoeur, So-Mme Comme un Autre; , Ukraynacaya ev. Viktor Andruko, Olena Srtsova, , , 2002, s.198. 5 I.Kant, Fragmanlar, ev. O.Aruoba, Altkrtkbe Yayn, stanbul, 2000, s.35. 6 Descartes, Metot zerine Konuma,, ev. K. Sahir Sel, Sosyal Yaynlar, stanbul, 1994, s.18.
-
IX
Yntemli doa bilimlerin dogmatizmine kar km hermeneutik dnrler, zm
hermeneutikte, anlamann znel ve tarihsel temelinde aramak gerektiini sylemektedirler.
Habermasn syledii gibi:
Teknik acsndan yararlanlabilir bilginin yaant-dnyas balamna tanmas,
monolojik tarzda retilen bilginin konuma boyutunda, yani gndelik dilin
diyalogu iinde anlaabilir klnmas gerektirir; ve bu transfer elbette hermeneutik
problem dourur. 7
Bunun yannda, yntem ile onun araclyla inceledii konu birbirine uymas
ile ilgili sorunlar zmeye altmz zaman ilikilerde bulunan elerden yola
kmamz gerekiyor ve ister istemez ebedi soruya dnm oluyoruz: Nedir
hakikat? Soyut kavramlarla ilem yapan mantk ve matematik iin 1+1=2 gibi
olgular phe gtrmez bir hakikattir. Fakat devingen, deiken ve yaratc olarak
nitelendirilen varlklar iin bu yasa geerli olmayabilir. rnein iki nehir kart
zaman bu forml 1+1=1 olarak; iki insan hayatlarn birletii zaman ise 1+1=3
olarak deimektedir. Edmund Husserl, Mantk Aratrmalar adl eserinde,
gereklik ile hakikat arasndaki ayrm incelediinde yle bir sonuca varmaktadr:
Hakikat/doruluk zaman iinde teyit edilebilen bir olgu deildir. Hakikat/ doruluk
sadece bir eyin varoluu, onun durumun mevcudiyeti, deiimlerin devam
anlamna gelebilir. Fakat o kendisi zamansal olan her eyin stndedir, baka bir
deyile ona zamansal varlk, oluum ve yok olu atfedilmez.8
Fakat insan varlnn zellii, Heideggerin ifadesiyle zaman araclyla mevcudiyet
olarak belirlenir.9 O zaman insani hakikat nedir? Diyebiliriz ki, en geni anlamda hakikat, bizim
yaammz dzenlemek suretiyle zaman ve mekan iinde varolmamz salayan ve koruyan bir
eydir. Hakikat, kantlama gerektirmeyen, ak seik algladmz ve bu nedenle ona altmz bir
eydir. Pascalin dile getirildii gibi: Alkanlk gzellii yaratt gibi doruluu da yaratmtr.10
Baka bir deyile, hakikat toplumsal deer, gelenek ve grenee bal bir kavramdr. Hakikat, ne
7J. Habermas, Hermeneutiin Evrensellik Talebi, Hermeneutik ve Hmaniter Disiplinler ev. ve der. H. Arslan, Paradigma, 2002 ( Bu derleme illerde HHD olarak belirlenecek), s. 237. 8 E. Husserl, Mantk Aratrmalar: Saf Manta Prolegomena Rusaya ev. S. Frankl, VENTUR Yaynlar, Kiev,1995 . , , 1995, s.76. 9 M. Heidegger, Zaman ve Varlk zerine, ev. Deniz Kant, A yaynevi, Ankara, 2001, s.14.
-
X
bende, ne de sende ikamet eder. O, bizim aramzdadr. Ben tarafndan ya da Sen tarafndan
balangta iddia edilen ey deildir artk; daha ok diyalog srasnda doan bir eydir. nsan varl
dnyann ortak paylamn gerektirmektedir. Bu, bir tr yan yana yaama, eitliin
birlikteliidir. Ne modern bilimlerin uzmanlamas ne de toplumu bir araya getiren politik
egemenlik ve ynetim kurumlar, anlalan bir iletiime dayal anlama dairesinin dnda kalmaz.
Demek ki, z itibariyle toplumsal olan bir hakikate ulamak iin diyalog kurmak zorundayz.
Diyalog, ayn zamanda baka gncel sorunlarn zmlenmesinde yardm edebilen tek
bir yntem olarak grlr. Varoluumuzu ekillendiren, davranlarmza yn veren bir eitim ve
kltrleme srecine bal olduumuzu, ve bahsettiimiz srecin rnleri olduumuzu kabul
etmemiz gerekir. nk her insan doal evrede olduu kadar, toplumsal bir evrede de yaar. nsan,
doal bir varlk, evrim srecinin rn olan bir varlk deil, fakat sosyal- kltrel bir varlk, kltr
rn ve kltr yaratan bir varlk olarak deerlenebilir.11 nsann kltr rn olduunu
sylediimiz zaman, bir dzeltme yapmamz gerekir, yle ki, insanlar farkl kltrlerin rnleridir
ve farkl kltrleri yaratan varlklardr.
Bu kltrel eitlik, kreselleme srecinin sonularyla daralan mekan ve
daha hzl geen zamanda kendisi iin yer bulmaya almaktadr. ie gelen
farkl kltrlerin iletiimi ise, atmal veya tek tarafl olmaya eilim
gstermektedir. Hegele gre, tinin geliim srecinde bakal ortadan
kaldrlmaldr12. Fakat grdmz gibi ada dnyada kartlarn kaldrlmas
genelde farkl dnen taraf yok etmek yoluyla gereklemektedir. Anlalyor ki
farkl kltrlerin yaklama hareketi basit ve sorunsuz olmuyor. Endstriyel
gelimenin daha yksek aamasnda bulunan lkeler genellikle kendi hayat tarzn,
10 B. Pascal, Dnceler, ev. smet Zeki Eybolu , Say Yaynlar, stanbul,1996, s.66. 11 rnein, Diltheyin almalarn dorultusunda devam eden Ernst Cassirer, insanin esas dnyasnn kltr dnyas (tinsel dnya) olduunu, insann kendi tarihine ve kltrne ynelme biiminin, kendi kltrel/tarihsel konum ve donanmndan hareketle gerekleen bir ana edimi olduunu belirtmiti. nk Cassirer'in belirttii gibi, "doa" dediimiz eyi, yalnzca kltrn iinde tanyabiliyoruz. Bu, en azndan kltr varlna sahip olduumuzdan beri byledir. Kltr ve tarih ncesi durumun, "doal durum"un ne olduunu da asla bilemeyiz; nk byle bir "doal durum" hakknda da ancak belli bir kltrellik formu altnda sz edebiliyoruz.(E.Cassirer nsan stne bir Deneme, ev. N Arat stanbul,1997) 12 G.W.F. Hegel, Tinin Grngbilimi, ev. Aziz Yardml, de Yaynlar, stanbul, 1996, s.125.
-
XI
dnyay alglama eklini, Etik ve Estetik deerlerini bakalarna kabul ettirmektedir.
Bunu derken bir tr askeri mdahale ya da baskdan sz etmiyoruz; btn mesele,
teknolojik geliim ve maddi refah ile salamlatrlm Batl dnme tarznn
daha cazip olmasdr.
Etnik-merkezciliin bir tr olan Avrupa-merkezcilii dnld kadar normal ve zararsz
bir olgu deildir. Genel anlamda, bir belli gruba zg olan normlar ve dnceler, bu gruptaki insanlar
tarafndan mutlak, kusursuz ve herkes iin geerli bir ey olarak algladklar duruma merkeziyetilik
terimi konulmutur. Felsefi anlamda ele alnan merkezcilik, "bakasnn", "tekinin" sesinin
duyamazl, ya da baka bir deyile seeneklerin bulunmaydr. Bylece Dnya kltr biricik, tek
biimlik, kltrel difzyon tehlikesinin karsnda bulunmaktadr. Biz dnyann resmine ne kadar ok
ayrntlar katarsak, o kadar net ve doru olarak dnyann resmi kar. retimin tek biimliliinde
kendi kltrel kimliini kaybetmemek iin, bize benzemeyen ve ou zaman daha gl olan taraf
ile sregelen iletiimde kendi hakkn savunabilmek iin bir diyalog tekniine ihtiyacmz var.
Dnce evrimini izlemeyi amalayan felsefe tarihinde, rasyonel dnce tarznn
yerine geebilecek alternatif bir tutum yok mudur? Vardr, ve umarz bir tek deildir.
Bu almann amac, olanakl dnce tarzlarndan birisini desteklemektir. Aratrma
konusu olarak aldmz anlama ve dnce modeli, sbjektif hakikat iddialarnn etkisini
reddetmeyen ve zne-zne ilikisinde meydana gelen diyalojik dnme tarzdr. Aslnda o, z
itibaryla, kesin ve tek biimli olmad iin uzun zamandr itibar grmemekte olup ve daha ok
literatr ve sanat alannda yer almtr.
Bat-Avrupa felsefe geleneinin temelini atan Eski Yunan dnrlerin yaptlarndan beri
diyalog, diyalojik dnme tarz ve onun zemininde yntem olarak gelien diyalektik gnmze kadar
gelmektedir. Platonun kendi yaptlarn diyalog eklinde yazmasnn nedeni, sadece Sokratese kar
hissettii saygdan dolay deildir; anlatnn monolojik ve otoriter niteliklerini ortadan kaldrmak
iin canl konuma tarzna ba vurma dncesidir. Onun iin, diyalog ilkesi bir hakikat
gvencisidir. nk sylendii her ey sadece bir bakas tarafndan algland zaman ve bakasnn
onayyla dorulanr.
-
XII
Hatta dncenin kendisinin sadece bir i diyalog olarak meydana geldiini tahminde bulunan
Platon, dnme fenomeni u ekilde tasvir etmektedir:
Dnme.... : ruhun inceledii konular hakknda kendi kendisiyle yapt bir
konumadr.... Ruhun bu dnmesini ben de yle tasarlyorum: bu, ruh iin bir
konumadan baka bir ey deildir. Bu srada kendi kendisine sorular sorar,
bunlara evet ve ya hayr diye cevap verir. Fakat vaktaki ruh, ister yava, ister
hzla ilerleyerek, bir karara eriir ve kendi kendisiyle uyuur , o zaman
hkmlerinde artk tereddd kalmaz; ite o zaman onun bir sanya sahip
olduunu syleriz. Onun iin ben, sanda bulunmay bir konuma, sanda bir ifade
edilmi bir hkm diyorum; yalnz bu bakalaryla ve yz yze deil de, kendi
kendine ve sessizce olur13 Diyalog, anlama, alglama, ifade etme, ortak toplumsal deer, konuma kodlarn ve bunun gibi deiik bilim ve
akmlarn aratrma konusu olan problemlerini ierdii iin, bir ok dnrlerin yaptnda yer alr. Bazlar, tpk
Platon gibi onu pratik anlatm tarz olarak kullanmay tercih ederler, bazlar ise esas diyalog srasnda meydana gelen
fenomenler zerinde dururlar. Onlar arasnda anlamay salayan birka en nemli hususu u ekilde sralayabiliriz: dilsel
olmas, zneler aras olmas, uzlamay salar olmasdr. Geni alamda, almalarnda bu unsura deinen herkes belli
lde diyalog probleminin incelemesine katkda bulunmutur ve bu dnrlerin listesi Sokrates, Platon ve
Aristotelesten balayarak hemen hemen btn dnrleri iine almaktadr. zellikle dilsel dn (linguistik turn)
slogan ile n plana kan dnrler XX.yzyln felsefecileridir. Btn bunlar ele almak mmkn olmadndan,
aratrmamz iin zellikle, solipsizmden kmak amacyla baka bir zneye gei yolu aan dnrlerin retileri, yani
anlamann tarih iinde ve dil vastasyla gerekleen zneler aras etkileimin olduunu vurgulayan dnrlerin iddialar
konumuz bakmndan byk nem tar.
Montaigne ve Descartesin benine Pascal yle kar kar: Ben, nefret uyandran bir
eydir. Hegelden Marxa kadar, br insanlar, gitgide grdm ve iittiim eyler deil,
birlikte eyleminde bulunduum insanlar durumuna gelmektedir. Bunlar artk bilginin ve eylemin
nesnesine deil, znesine yakndrlar. lk nce Hegel, akln, gemiinden koparlarak veya tarihin
araclk ettii ve konutuu dilden izole ederek anlalamayaca konusunda srar etmektedir. Hegel,
ayrca Tinin Grngbilimi adl eserinde insan bilincinin, farkl zamanlarda farkl kapasiteleri,
snrlamalar bulunan ve tarihsel olarak ortaya kan bir gereklik olduunu ne srer. Hegel, daha da
ileri giderek, akln, gemiinden ayr olarak veya tarihten bamsz tarzda kendilerinden
tretilebilecei temeller olarak hizmet gren hibir doru balang noktasnn (dnyay kavrama
gds ve arzusu dnda) bulunmadn ne srmtr. zbilin bir bakas iin kendinde ve kendi
-
XIII
iin olduunda ve olmas yoluyla kendindedir; e deyile, ancak tannan bir ey olarak vardr.
Kartlklar iinde eksiksiz zgrlk ve bamszla iye ayrmlam, kendileri iin varolan
zbilinlerin birliidir; Ben, ki Bizdir; Biz, ki Bendir. 14 Fakat sonunda, kendinin bilincine ulaan
insani akl olarak mantk, artk tarihten etkilemeyecei bir mutlak bilme noktasna ulaabileceini
ne srmtr. Bu nedenle, Hegel iin teki sadece bir ara, ara basamak, gemesi gereken bir
aama ve asla temel oluturucu bir ey deildir. Onun ifadesiyle: Her biri teki iin orta terimdir
ki, bunun yoluyla her biri kendini kendisiyle ile dolayl klmakta ve kendisiyle birlemektedir.15
Wittgensteinin gelitirdii dil oyunu kuram, dilsel tutarlklarn okluunu ve bundan uygulama asndan
uylamclklarn gsterir. Ona gre, dil oyunu dilsel uygulaymlarn yorumlamasdr. Dahas, dil iindeki
uygulaymlarnn ancak bir soru ya da olumsuz bir tmce karsnda verilen dilsel tepkiler iinde ele alnabileceini
vurgular. Dil oyunu olmayan szceler, incelemelerde yarar salamazlar. Wittgensteine gre, hayatmz kuatan dil
oyunlarn eitlii, ilk ve son olarak verilen sabit bir ey deildir, ancak diyebiliriz ki, yeni dil modelleri , yeni dil
oyunlar varlk kazanrlar ve tekiler eskimi ve unutulmu olurlar 16 Ona gre, toplum bireyleri, farkl etkinliklerde
ayn sayda dil oyunlarna katlmak durumundadrlar. Yani, ayn szce, farkl dil oyunlarnda yer alabilir. Bu olgu, Sovyet
muhalif dnr Mihail Bahtinin almalarnda diyalogizm adyla ele alnan olgudur.
Bahtin felsefesinde, diyalog kavram, insann hayatna nfuz eden evrensel bir husus olarak nem ve arlk
kazanmaktadr. Onun yaklamnda diyalog, farkllklarn (kendi iinde ve dnda), ift sesliliin mbadelesidir.
Diyalogda (veya Bahtinin tercih ettii deyimle diyalojide) son sz yoktur, sonulanm yarg, tek yorum, tek
gr ve nihai hakikat da... Bahtine gre, diyalogun sona ermesi, her eyin sona ermesidir. Ayrca dilin kendisinin bir
diyalog olduunu vurgulayan Bahtin, dilin yaamndaki merkeziletirici eilimler akmyla doan ve ekillenen dilbilim,
biimbilim ve dil felsefesinin, dilin diyalojiklemi oksesliliini gzden kardn sylemektedir. Ona gre, Dil ii
diyalog bile bugne dein dilsel veya biemsel adan neredeyse hi incelenmemitir.17 Grdmz gibi, dilin iindeki
diyalog olgusuna dair dnceler Bahtin ile Wittgenstein anlaylarnn ortak noktas olmasna karn, Bahtin tarafndan
gelitirilmi eylem felsefesi Gadamerin etkin tarihi bilin kavramna uymaktadr.
Varoluuluk akmnda, Martin Buber ve Gabriel Marcel gibi dnrler,
diyalogu, sadece baka insanlar anlamamz deil, kendi hayatmz anlaml
klabilecek etkisini de ierdiini sylemektedirler. Yeni iletiim teknolojisinin
sunduu kolayla ramen, bireylerin yaamlarna nfuz eden yalnzlk ve yadrgama
13 Platon, Theaitetos, Diyaloglar, eviren Prof. Dr. Macit Gkberk, Remzi Kitabevi, 2. bask, ubat 1995, s. 242. 14 G.W.F. Hegel, Tinin Grngbilimi, s.124. 15 A. g. e., s.120. 16 L.Wittgenstein, Felsef Aratrmalar , ev. Deniz Kant, Kyerel Yaynlar, stanbul, 2000, s.23.
-
XIV
duygular gn getike artmaktadr. Buber: Kolektivizm insann, kendi kendisiyle
yz yze gelmeyi engellemek iin kurduu son snrdr.18 der. Bakalaryla ortak
anlaya ulamamz, gemitekine gre daha fazla zorunlu klan artlarda insan,
kendi kiiliine varmasnn baka insan anlamak suretiyle gerekleeceini
bilmelidir.
Martin Buber Ich und Du19 adl yaptnda, gerek bir diyalogda sradan bir konumadan
daha derin bir eyin gerekletiini syler. Ona gre, ben-sen etkileimi, kiinin kendisini kar
tarafn kayglarna itenlikle amas anlamna gelir. Bu tr bir diyalogda ben,ne seninle konuurken
kabul etmediim fikirlerini zellikle gz ard ederim, ne senin syleyeceklerini yarm kulakla
dinleyip szlerini rtecek savunular sralamakla megul olurum, ne de kendi nyarglarm
pekitirmeye alrm. Tam tersine senin bak an btnyle benimser kelimenin tam anlamyla
onunla ilgilenirim. Sen de ayn eyi yaparsn. Karlkl anlay gelitirmek amacyla, birbirimizin
grlerini iselletiririz. Buber, diyalogun bir varolma biimi olduunu sylyordu. Buberin
felsefesine gre yaamn kendisi bir tr toplant, diyalog ise zerinde bulutuumuz noktadr.
Diyalogda, kendimizi donattmz ince yzeyselliklerin ve savunularn tesine geeriz.
Diyalog zerine yapm olduumuz deerlendirmelerden sonra bu tezin asl konusunu tekil eden probleme geebiliriz.
Bizim iddiamz udur: anlama, insann dnyada ve ilk nce kltr dnyasnda varolma tarzdr. Doal ve kltrel evre
ile zorunlu iletiim, sz yerindeyse diyalog, anlamay gerekli bir drt haline getirmektedir. Ayn zamanda, tahminlerin
eitliliinde ve srekli bilgi alveriinde oluan dnce, yaps itibariyle diyalojik kalmaktadr. Anlam toplumsal bir
deer olduu lde, anlam bilgi edinmeyi amalayan anlama, dier insanlarla anlamay gerektirmektedir. Bu durumda
fikir mbadelesi ve paylamn salayan, ortak deer alann oluturan ve ayrca yeni fikir retimini gerekletiren
diyalog en elverili ve verimli hem anlama yapsnn temelinde yatan, hem de onun pratik ilemi gereklemesinde i
gren bir edimdir. Gadamerin ifadesiyle:
Anlama yetenei insann doutan gelen temel kabiliyeti, bakalaryla komnal
hayat destek salayan, daha da nemlisi, dil ve diyaloga katlm yoluyla ortaya
kan kabiliyetidir.20
17M. Bahtin, Karnavaldan romana, ev. Cem Soydemir , Ayrnt Yaynlar , stanbul, 2001, s. 49. 18 . -, , 1998, c. .91. M. Buber nsan Sorunu, Almancadan Rusa ya eviren Nikolay Kynir 19 M. Buber I and You, ngilizceye evir. R.G:Smith Edinburg, T.&T.Clark, 1970. 20 H.G. Gadamer, Metin ve Yorum, HHD, s. .285.
-
XV
Platonun yukarda aktardmz dnceleri, diyalojik anlamann insan akl
yapsnn haiz olduu bir zellik olduunu ima etmektedir. Gerekten de diyalog,
hem konumay, hem de anlamay gerektiren bir edimdir. Anlama ve konuma ise
insann tanmlayc karakteristik bir zelliidir. rnein Aristoteles insan, logosa
(yani dile) sahip bir yaratk olarak tanmlyor.21 Ernest Cassirer, insan, dnyay
sembolletiren hayvan olarak22; Herder ile Wilhelm von Humboldt ise temelde
lingistik (dilsel) bir varlk olarak grmektedir. Bu suretle diyalog, hem btn bu
tanmlamalarn, hem de anlama ile konumann kesime noktas olarak
grnmektedir. Daha genel olarak ele alndnda anlama, dnme yetisinin bir
icras, konuma ise insann dilsellii ile saland bir edimdir. Bu nedenle bu
alma, belli bir lde dnme ile dil akasndaki ilikiler ve karlkl etkileimi
zerinde yaplan incelemeleri kapsamaktadr. Bu derin ve ok tarafl problemin
felsefi boyutunu amamak iin ve mmkn olduu kadaryla dar ve sarih aratrma
alannda kalmak amacyla, bu alma ada felsefede anlama ile en sk ekilde
balanan hermeneutik akmn erevesinde kalmaktadr.
Bizim almamzn ilk ana blm, hermeneutikte ve ayrca Gadamerin
felsefesindeki anlama probleminin incelemesini iermektedir. nceleme srasnda,
anlamay mmkn klan tarih, dil, ve onlar tayc bir zellie sahip olan ve
gelenek diye adlandrlan faktrlerin karlkl etkileimine deinilmektedir. kinci
blmde ise, anlama srecinin zn oluturan diyalektik ve diyalojik bilgi edinme
hareketini ele alacaz. Burada bizim amacmz, diyalog unsurlarnn analiziyle,
anlamay ve anlamay salayan durumlar aa kartmaktr. Bylece, diyalog
21 Aristoteles, Politika, ev. Mete Tuncay, Remzi Kitabevi, 4. basm, stanbul, 1993, A.2. 22 E. Cassirer, nsan stne bir Deneme, ev. N Arat stanbul,1997, s. 56.
-
XVI
eklinde gerekleen hermeneutik anlamann bir modelini incelemi olacamza
inanyoruz.
Bu aratrma iin hermeneutik felsefe grn sememizin nedeni birka temel hususa
dayanmaktadr. lk nce, anlama ve yorumlama sanat olarak tantlan hermeneutik felsefesinde,
anlama merkezi bir yer tutmaktadr. stelik hermeneutik, dar bir alamla snrl olmayp, btn insani
ilikileri kapsayan bir dnce tarzdr. Jrgen Habermas hermeneutiin evrensel olmas gerektiini
vurgulamaktadr:
Anlama ve kendisini anlalr klma sanat, doal dilin aralarnn ilkece herhangi
bir sembolik kompleks, ancak balangta ortaya kabilen yabanc ve ulalmaz
anlamn aklamakta yeterli olduu karakteristik kavraylaryla bir felsefi
hermeneutik salar23
zellikle tin rnleri anlamay amalayan hermeneutik, zorunlu koul olarak
kendimi anlayp ve bakasn anlamaya alarak insanlar aras uyum yeni bir
beraberlik kurmaya abalamaktadr. Burada herhangi bir diyalog ile hermeneutiin
gtt amalarn kesitiini gryoruz. Gadamerim syledii gibi:
Hermeneutikin devi, bir tin ile baka bir tinin arasndaki
toplumsal ve zamansal uzamlarda kpr kurmaktan ibaret..
Hermeneutik, uzamda bir ruhtan baka bir ruha kadar kpr kurarak
yabanclama derecesini azaltyor.24
Hermeneutik, inceleme konusu olan eye bir nesneye bakt gibi deil,
baka bir zneye bat gibi bakar. Diyalog ise, iki zne arasnda srebilen en doal
ilikidir. Dolaysyla, bir hakikatin bir diyaloga dayal aratrma tarznda olmas,
gerekiyorsa, bu bilimsel yntemin uygulamasyla kefedilemez demektir. Bu
nedenle biz, mutlaka baka birok bilimlerin aratrma konusu olan, anlama ve
23 J.Habermas, Hermeneutiin Evrensellik Talebi, HHD, s.232. 24 H.G. Gadamer, Estetik ve Hermeneutik, Hermeneutik ve Poetik, Almancadan Ukraynacaya ev.V.Babi , , , 2001, s. 12.
-
XVII
konumay birletirme edimi olan diyalogu, hermeneutik dnrlerinin
kavraylaryla ele almay tercih ettik.
kinci olarak, bir yorumlama ve anlama sanat olarak hermeneutik, pratik
ihtiyalar temin etmek amacyla ortaya kt ve gnmze kadar, ar soyutlamalara
giren ve bu ekilde insan dnyadan koparan felsefelerin tersine, bu somut olma
eilimi dorultusunda devam etmektedir. Diltheyin ifadesiyle: Anlama ncellikle
pratik yaamann ilgileri iinde ortaya kar25. Balangta eski metinleri, hukuki
ve dini hakikati anlayp yorumlama iiyle megul olan hermeneutik, geen yzylda
daha ok tarih ve kltr bilimlerinin (tin bilimlerinin) temellendirilmesine ve
metodolojisine ynelik iken, yzylmzda btncl diyebileceimiz bir kltr
felsefesine dnmtr. ada hermeneutik (yorumbilim), esas itibaryla, insann
dnya ile ilikisini, onun sz ile ve yazyla olan ilikisi erevesinde sorgulama ve
deerlendirme abalarndan olumaktadr. nsan bilimlerine zg bir yntem
gelitirmek amacyla ne srlen hermeneutik, insan rn olan her eye: resim, iir
veya bir ina, ar ve ya jest, bir davran veya susma olsa bile, deyim yerindeyse,
anlamlandrlm olan her eyin anlalmasna yardm eder. Anlama sanat olarak
hermeneutik, sadece metin yorumlamasnda deil, tm insan ilikilerinde
uygulamas gereken bir pratik prensip. Hermeneutik, bilimsel yntemin veya bir
bilimler grubunu tanmlamasndan ziyade, doal insan yeteneine deinmektedir.26
Biraz nce sylediimiz gibi, bir anlama modeli olarak diyalogu incelediimiz zaman biz, zellikle Hans-Georg
Gadamerin yaptlarna atfta bulunacaz. Gadamerin hayatnn kendisi de bir gelenekti. XIX. Yzyln banda
dnyaya gelen Gadamer (1900-2002) en youn ve elikili yzyln snrn aan uzun bir hayat yaad. Bu yzyln ortaya
atlan sorunlarna ve sorularna kendince cevap vermeye alyordu. Gadamer hermeneutiin arka plannda bulunan
hermeneutik gelenek, onun almalarnn temelini oluturmaktadr. Ksa bir ekilde Gadamerin etkilendii noktalar
25 O.F.Bollnow, fade ve Anlama, Hermeneutik zerine Yazlar, eviren ve derleyen Doan zlem, Ark Yaynevi, 1995, Ankara, s. 104.
-
XVIII
belirterek, almamza k tutmu olacaz. lk nce, Aristotelesin Phronesis (ahlaki pratik akl) kavram zerindeki
tahlilleri onu, pratik balamdan ayr olarak teorik dorulara ulamann bir yanlg olduu ve bu pratik balamn sosyal
bilimler iin bir model tekil edebilecei dncesine itmitir. Platonun eserleri zerindeki uzun nefesli almalar onda
dncenin veya anlamann daima bir diyalog sreci iinde gerekletii kanaatini ortaya kard. Anlamann tarihsellii ve
dilsellii ile ilgili aratrmalar bu diyalogun ayn zamanda tarihsel bir varlk tecrbesi olarak ortaya kt ve bu
tecrbenin daima dil iinde anlam kazanp aktarlabildii tezini ortaya atmasn salad.
Bu ksa zetin sonunda grdmz gibi Gadamer, hermeneutik zlmesi
gereken sorularda kanlmaz olarak diyaloga bavurmay salk verir. Bu noktada
eklememiz lazm ki, Gadamer, hibir ekilde bunda srar etmez (hermeneutik
dnre yakan bir davran!), ve onun yaptlarnda bir gelitirilmi diyalog
teorisi bulunmaz. Ama diyalojik ilke onun tm iddialarn temelinde yatmaktadr.
Hans-Georg Gadamerin bayapt olan Hakikat ve Yntem kitabnda ve eitli
makalelerde diyalog, insan hakikati aratrmak amacyla ortaya sunulan
modeller arasnda en bata yer almaktadr. rnein, Gadamere gre, bize gelenek
olarak miras kalan eserlerin ve almalarn bizimle bir Sen olarak konutuklarn
sylyor. Hakikat ve Yntemde yeni bir anlama ve alglama seviyesinde bulunan
Etkin Tarihsel Bilinin tanmlamasn Gadamer, Ben-Sen iliki modellerinin
inceleme eklinde yapyor. Ona gre, bir yapt anlamak, onun hangi soruya cevap
verdiini anlamak demektir. nk zellikle soru, cevap verme, kesien amalarla
konuma ve birbirlerinin amacn grme sreci iindeki dil, hermeneutiin grevi
olan bir iletiimi icra eder. Bylece, soru ve sorma prosedrnn incelemesi
hermeneutik anlamann temelini tekil etmektedir. Gadamerin gelitirdii
hermeneutik, diyalogun zorunlu artlarn aa kartarak altmz eserlerin
ve almalarnn aklamasna hizmet eder. Ayrca, bu tez almamzda unu da
26 H.G. Gadamer, Hermeneutiks as a Theoretical and Praktical Task,,Reason in the Age of Science The MT Presss, Cambridge, London , 1988, s. 114.
-
XIX
greceiz ki, zellikle Gadamerin hermeneutik anlama ilevin temelinde diyaloga
zg unsurlar yatmaktadr.
Hermeneutik geleneini devam ettirerek ve ayn zamanda aralarnda srekli bir eletirel
diyalogda bulunarak Habermas, Foucault, Ricoeur gibi ada dnrler hermeneutik alannda
diyalog ve anlama problemini ele almaktadr. Aratrmamz, onlarn dorulayc veya eletirici
yorumlarnn erevesinde bir deerlendirme yapmay amalamaktadr.
Anlatm biimi ve konusu ile arasnda uyum salamak iin (kanmca, diyalog
zerinde yazlan bir incelemede diyalojik yntemi kullanmaktan kanmamaldr)
farkl kltr ve gelenek mensubu olan, ama almalarda diyalog konularnda
benzer sonulara varan Mihail Bahtinin fikirlerini aktarmay faydal buldum.
Bylece,bu almada farkl dnrlerin fikirlerinin buluma noktalarn belirlemi
olmaktan te, bunlar iin bir frsat yaratm oluruz. nk, Wilhelm Diltheyin
syledii gibi: Felsefe diyalog olmak zorundadr.27 Bu fikrin devam olarak
Gadamer, felsefenin geliimini yle tasvir etmektedir:
Felsefe daima kendi tarihiyle diyalogdadr; ilkin yorumlayarak,
dzelterek ve deierek, sonra da tarihi bilincin tarihi ile speklatif
deiimlerin gergin ikilemede bulunarak gelimektedir. Metafiziin
dili diyalogdur, yzlerce ve binlerce yllk mesafeleri aan bir
diyalog olsa bile....28
27 W. Dilthey, Hermeneutik ve Tin Bilimleri, ev. D.zlem, Paradigma, stanbul, 1999, s. 103. 28 H.G. Gadamer, Fenomenoloji ile Diyalektik arasnda ,Hakikat ve Yntem II , s. 16. - , , , , 2000,
-
XX
1. BLM
HERMENEUTK ANLAMANIN SORUNSALI
1.1. Problemin Tanm ve Tarihesi.
1.1.1. nsan Bilimlerinde Anlamaya Deiik Bak
Anlama kavram bugn yaygn olan tartmalarn arlk merkezidir. Bunun
yannda, Rosenbergin syledii gibi: Anlama, anlalmas ok zor olan bir
kavramdr29. Anlama, insann ana belirleyici zelliklerinden birisi ve birok bilim
alanlarnn ana konusu olmas nedeniyle, farkl yaklamlara gre deiik ekilde
tanmlamaktadr.
ounlukla, en geni anlamyla kavramaya, vakf olmaya karlk olarak kullanlr. Bu
anlamda biz, szckleri, bildirileri, dilleri, kuramlar, matematii, suyun neden buza dntn
anladmz syleriz. Bununla birlikte, anlama, ayn zamanda teki insanlarn zihinsel yaamn
(dnce dnyasn) yakn bir ilgi duyarak baka bir anlamda da kullanlr. Ancak bu, teki
kavrama biimine taban tabana zttr. Bir insann, etrafndaki dnya hakknda geni bir kavray
olduu halde, yine de onu anlamaktan yoksun olduu sylenebilir. nk o, insanlar ayn biimde
kavramaktan ve bu nedenle onlarla anlamaktan yoksundur. Anlama bize insan dnyasn aar; kiiler
aras bir balamn bulunduu, iletiimde bulunan insanlarn okluu varsaymna dayanr.
Denilebilir ki, doa bilimleri ile insan bilimleri arasndaki ayrm yaratan anlay, onlarn
anlama anlaylarnda yatmaktadr. Bu nedenle, onlarn arasndaki farkllktan genel hatlaryla
bahsetmek gerekliliini gryoruz. nk, Doan zlemin ifadesiyle: nsann kendisini, tarihini,
kltrn bilmek konusundaki giriimlerinin en fazla ve geree en uygun meyveleri
toplayabilecei yer, tin bilimi olur.30
Almancadan Ukraynacaya ev. O.Mokrovolsky. 29 H. Petrot, J. Bouveresse. (ed) Meaning and Understanding, Walter de Gruyter Berlin New York, 1981, s. 29. 30D. zlem, Kltr bilimleri ve Kltr Felsefesi, NKLAP, stanbul, 2000, s. 104.
-
XXI
Felsefe geleneinde ilkin, Giambattista Vico, kltrel rnlerin bilgisi ile doa bilgisi
arasndaki ayrma dikkat ekmiti. O, gemi zamann kltr rnlerini, doaya kartlk iinde,
onlar bizzat kendimiz yaptmz iin anlayabileceimizi saptamt. Buna karlk doa, yaptmz
deil, yaplm bir ey olarak iinde yer aldmz iin, anlalamazd. Bylece, Galileonun nl
metaforu doann kitabn okumak veya doay tm nedenleriyle ak seik bilmek, apaklndan
phe duyulan, sorunlu bir ifade haline geliyordu. Vico unu gstermiti: Kitap, doal deil kltrel
bir rndr. Dolaysyla kitabn kltrellii, daha dorusu yaznn kltrel birlii, artk bundan
sonra doann doall ile karlatrlamazd. Burada artk sz konusu olan, kltr ve ona
bal olan dili, kendi yasall iinde grebilmekti.31
Wilhelm Windelband, Tarih ve Doa Bilimleri (Geschichte und
Naturwissednschaft) adl eserinde, kltr ve tarih aratrmalaryla bilimsel aratrma
arasnda bir ayrm, farkl aratrma alanlar arasndaki bir ayrmdan ziyade, farkl
aratrma tarzlar arasndaki bir ayrma karlk gelmektedir. diografik bilimler,
tarih trnden yasa koymayp, betimleyici olan bilimleri tanmlayan bilimlerdir.
Windelbanda gre, tarih, kendine zgl iindeki bir defalk olular
ierdiinden yasa kavramyla bir arada olamaz. Baka bir deyile, tarihin amac
tanm gerei, tmel nermeler oluturmak deil; her olay, her oluumu, kendi
teklii iinde betimlemektir. Oysa, nomotetik bilimler betimlemeyi deil de, daha
ok yasa koymay amalayan bilimlerdir. Benzer bir ekilde Heinrich Rickert, doa
bilimleri ile kltr bilimleri arasnda ayrm yapar. Ona gre, kltr bilimleri bir
anlama edimini gerektirmektedir. nk bu bilimlerin konu aldklar gereklik,
insanlarn belli bir takm deerlere gre eyledikleri bir alann gerekliidir. Bu
gereklie dolaymsz bir tarzda deil, ancak sz konusu deerler nda
31 U.Japp, Hermeneutik, Filoloji ve Edebiyat,, Hermeneutik zerine Yazlar, ev. D. zlem, s. 216.
-
XXII
ulalabilir. Deerler ise, doal nesneler gibi alglamann deil, anlamann
konusudur.32
Alman dnr Karl Jaspers, Genel Psikopatoloji adl kitabnda, psikolojiye
zg tahlilleri yaparken, aklama ve anlama arasnda ayrm en ak bir biimde izah
etti. Ona gre, aklamann konusu olaylarn nedenlerini belirlemektir. Bu durumda
bu belirleme, doa bilimlerine uygun den bir ilemdir. Aklamann tersine
anlama, olaylarn emsalsizliine ve blnmezliine sayg gstererek i ve derin
ilikilerin zne nfuz etmek suretiyle kavranmasdr. Jaspers, anlamay toplum
benliinin deerlerini tanma biimi terimiyle nitelemektedir. Aklamada olduu
gibi gerei paralamak yerine, gerein mevcut olan btnlne nem
verilmektedir. Anlamay karakterize etmek iin Jaspers apaklk terimini
kullanlmaktadr. Anlam, apaklk zerine kurulmu inantr. nsani varlklarn
tecrbesine ise, dolayl ekilde ulalr. Jasperse gre, gerein anlalabilirliin
farkl seviyelerine yerlemesi sonucunda farkl kuramlara uymalar sebebiyle anlama
ve aklama arasnda indirgenemezlik vardr, yle ki biri dierinin yerine gemez.33
Bundan sonra, insan bilimleri ve anlama konusunda Schleiermacherin bir
genel hermeneutik yntemi arsn izleyen ve kartezyen rasyonalizminden miras
kalan zne-nesne yntemsel ayrmna kar kan Wilhelm Dilthey, tin bilimleri
iin yeni bir metodoloji ve temel salamaya almtr. Schleiermacher, Dilthey ve
dier ilk dnem hermeneutikiler insan davrannn bu davrana ilikin znel
bilincin kavranmasyla anlalabilecei ancak doadaki olaylarn dardan nedensel
olarak aklanabileceini ileri srerek insan davrannn aratrlmas ile
doadaki olaylarn oluumunun aratrlmas arasnda kkl ayrm yapmaya
32 B.Kamuran Dilthey ve Rickertte Manevi Bilimlerin Temellendirmesi, s. 13. 33 J.Freund, Beeri Bilim Teorileri, ev. B. Yediyldz, Trk Tarih Kurumu Basnevi, 1991, s. 78.
-
XXIII
yardmc olacak bir dayanak bulmaya altlar. Tin Bilimlerine Giri adl
kitabnda Dilthey, almalarnn istikametini u soru ile belirtmektedir: Bir tarih
yazmcsnn, bir iktisatnn vard sonularn, bir hukukunun kulland
kavramlarn altnda hep temelde yatan ilkeler balam hangisidir ve bu balam
kesinlikle belirtmek olanakl mdr?34 Doa bilimlerinin kendilerine d dnyada
ortaya kan olaylar konu yaptklar yerde, tin bilimleri ona gre, btnyle orijinal
olan yaantlar ele alr. O, doa bilimlerinin nesnel dnyas ile tin bilimlerin konusu
olan yaant gereklii arasndaki byk ayrln, aratrma yntemleri bakmndan
da bir farklla yol atn gstermi durumdadr. Kendi szleriyle, doay
aklarz, insani olaylar ise anlarz.35
Tin bilimlerini bu ekilde temellendiren filozofun gznde, doa
bilimleriyle tin bilimleri arasndaki farkllk artk ak olmak durumundadr.
Aklamaya ynelip genel olarak yeni yasalar ya da bantlar bulmaya alan
doa bilimleri, zmlemeye ve aklamaya ynelmilerdir. Oysa tin bilimleri
anlamaya, kavramaya nem veren bilimler olup, genel olanla deil de, bireysel
olanla urarlar. nsan bilimleri, beeri bilimler bu anlamda senteze ynelmi olan,
yorumlayc bilimlerdir. Tin bilimi sadece tinin yaratm olduu eyi anlar. Buna
karlk, doa biliminin nesnesi olan doa, tinin etkisinden bamsz olan
gereklii kaplar.36
Diltheye gre, doal varlklarn tersine insani varlklar, kendi kendilerini
yorumlama kapasitesine sahiptirler. Bu, bizim kendi kendimizi iinde bulduumuz
tarihsel durumlara tepki gstererek, kendi hayatlarmz tanmlama ve ekillendirme
kapasitesine sahip olduumuzu ima eder. Bu nedenle, tarih ve tarihe tepkimiz,
34 W. Dilthey, Tin Bilimlerine Giri, ev. D. zlem, Kltr Bilimleri ve Kltr Felsefesi, s. 109. 35 W.Dillthey , Hermeneutik ve Tin Bilimleri, s. 76.
-
XXIV
Dilthey iin, insani hayatn srlarn ortaya karmann anahtar haline gelir.
ebakla deil, yalnzca tarihle kendimizi bilebiliriz. nsan bilimlerini, yaama
kavramndan hareket eden bir anlama bilimleri olarak tanmlayan Dilthey, bu
bilimlerinde kullanabilecek iki ayr yntem ortaya sunmutu. Birinci yntemde, bir
eserin, kitabn, veya eylemin yaratcsnn yorumcuyla olan ilikisi zerinde
odaklanlr. Buna gre, izleyici ya da yorumcu, kendisini yaratcnn yerine koyarak
anlar. Anlama bu halde, yorumcu ve yaratcsnn ayn kltrel ortam paylatndan
dolay mmkndr. Diltheyin nerdii ikinci yntemde, bireylerin kiisel
karakteristikleri bir yana braklp insan faaliyetini daha btnsel iliki iinde
anlamak ne kar.
Yntemli bilimlerinin ya da doa bilimlerinin snrlln gstermeyi
amalayan Hans-Georg Gadamer, yntem dncesinin fizik ve kimya gibi
bilimlerde nemli bir rol oynadn, fakat tin bilimlerindeki anlama ya da yorum
faaliyetinin hibir ekilde aklayamayacan ne srmtr. Gadamer, yntemsel
olmayan bilimlerin hakikatine, yalnzca yntemsel nesnellik iddialarndan
vazgeerek, insann anlama yetisine dayanmak suretiyle eriebileceklerini syler.
O, ite bu ereve iinde, yntemli doa bilimlerinin temelinde insandaki bu
anlama kapasitesi bulunduunu savunurken yntem dogmatizmine kar kmtr.
zm, hermeneutikte, anlamn znel ve tarihsel temelinde aranmaktadr.
Gadamerin kendisinin syledii gibi:
Ben, insan bilimlerinde, nesneye kar n-davranmzn
objektiflikten daha nemli olduunu iddia ediyorum. Bu bilgi alan
iin bilimsel statsne ykselten objektif bilginin idealine itirak
idealini ilave etmek, yani tarihte ve sanatta olduu gibi insani
tecrbenin nemli sylemlerine itirak etmek gerektiini sylemek 36 W. Dilthey, Tin Bilimlerine Giri, s. 122.
-
XXV
istiyorum. nsan bilimleri iin, bu yaklam onlarn retilerin
anlaml ya anlamsz olmalarn asl bir kriteridir.37
Habermasa gre, doa bilimlerin teknik dili ile gnlk iletiim dili,
birincisinin monolog biiminde (tek ynl, bildirimsel) olmas ve ikincisinin
diyaloga dayal (ok ynl) olmas bakmndan farkldr.38 Onun tezi, genel de
nomotetik prensibi koruyor, fakat doa bilimlerin fazlasyla basitletirenlere kar
kar. Ona gre, doa bilimlerinde neden- sorular ne genel mutlaklk yasalara
ynelik, ne de bu sorulara verilen cevaplar mutlaka bu yasalara referansta bulunmay
gerektirir. Bunun yannda, insan eylemine gelirse anlamak - yani belirli bir anlam
erevesi iinde anlalrl salamak - ou kez aklamak, yani bir bulmacay en
uygun biimde zerek bir aklama ortaya koymaktr.
zet olarak unu syleyebiliriz: Bir nesne hakkndaki bilgimizin artmas, doa bilimlerinin
gayesidir; insan bilimciler ise, insan varoluuna dair konular zerinde odaklamaktadr. Gzleyerek,
dinleyerek ve sorular sorarak anlamamz srasnda ortaya kan boluklar doldurabiliriz. Yine de bu
demek deildir ki, bir ey grdmz sylediimizde hata yapmayz; bu ancak asl bulgularmz
denetleyebileceimiz duyusal olmayan hibir ilem bulunmad anlamna gelir. Biz yalnzca kendi
duyum izlenimlerimize yeniden bakma, ya da onlar tekilerle karlatrma olanana sahibiz.
Aratrmacnn kesinlikle gzlemesi, bakmas, ve dinlemesi gerekir, fakat grd manzaralar ve
iittii sesler aratrmalarnn konusu deildir. Ancak bu belirtileri ifadeleri olarak anlamaya
balad zamandr ki, insan bilimlerinin temelini oluturan olgulara sahip olur. Anlama, alglamay
iine alsa da, ona indirgenemez ve dolaysyla ifadeler, alglanan olaylar asndan aklanamaz.
imdi daha biimsel bir tanma ynelebiliriz: nsan bilimlerinde anlama, baka birisinin ifade ettii
zihinsel bir ieriin kavranmasdr.
1. 1. 2. Hermeneutik Gelenekte Anlama Kavramnn Geliimi
37 H.G. Gadamer, Hakikat ve Yntem II, Pratik Bilincin Sorunsal, s.290. 38 J. Habermas, Sosyal Bilimleri Mant zerine , cev. M.Tzel, Kabalc Yayn. stanbul,1998, s. 167.
-
XXVI
Gadamer, tarih ve dilin anlamann nemli temelleri olduunu sylemektedir.
Biz ise bu dnrn bizatihi kendisinin yaptlarn incelerken mutlaka onun
nerdii ilkeleri uygulamay deneyeceiz. Fakat Gadamer, ilk nce bir felsefi
gelenein temsilcisidir. O, yaptlarnda srekli bu gelenee atfta bulunarak ve ayn
zamanda bu gelenei devam ettirerek kendi grn aklamaktadr. Bu nedenle,
Gadamerin yazlar ele almadan nce, hermeneutik akmn gelitirdii kavramlar
ve ana prensiplerine ksa bir bak atmamz gerekmektedir. Bu konular zerinde uzun
uzada durmamamzn nedeni de, bunlarn tohum halinde Gadamerin grnde
iirildii ve Gadamerin grn yorumladmzda onlar daha ayrntl olarak
ilemi olacak oluumuzdur.
1.1.2.1. Hermeneutiin Tarihine Ksa bir Bak
Hermeneutiin, felsefi hermeneutiin, tarihine ynelik ksa bir atfta
bulunmann faydal olacan syleyebiliriz. Hermeneutik, en geni tanmla, insann
eylemlerinin, szlerinin, yaratt rnlerin ve kurumlarn anlamn kavrama ve
yorumlama sanatdr. Kendi ismini bu bilim dal Yunan tanrs olan Hermesten
almtr. Antik Yunanda tanrlarn szleri ve mesajlar insanlara, tanrlarn habercisi
olan Hermes tarafndan iletildii ve Hermes tarafndan aktarlan bu szlerde
tanrlar, insan yaam hakknda, insanlarn gremedikleri eyleri de sz kalb
iinde aktardklar, fakat bu szlerin yalnzca lfz anlamlaryla dmdz anlalmak
zere, aklanmalarnn ve yorumlarnn gerektii iin, tanrlarn szlerini
yorumlama faaliyetine hermeneutik ad verilmitir. Bu ifadeler, Kratylosta,
Platonun Sokrates tarafndan yaplan ilk deerlendirmelerin birinde u ekilde ifade
edilmektedir:
-
XXVII
imdi bir kere Hermes adnn konuma ile ilgili olduunu grlyor. Dilmelii
(hermneus), habercilii: hrszl, szlerle aldatcl, ticaretteki beceriklilii,
btn bu iler : szn kudreti evresinde dnp dolayor. nce de sylediimiz
gibi konumak (eirein) , szn kullanlmas demek olduu gibi : Homerosun
birok yerlerde kulland msato (dnd)nn da geen ekil budur - manas
dnp bulmaktr. Bunlarn her ikisinde, yan sylemekle sz dnp
bulmann birlemesiyle kurulan bu ad iin kanuncu bize yle diyor: Ey
insanlar: sz dnp bulan Tanrya sizin vereceiniz en doru ad eirems dir
Simdiyse biz ona Hermes demekte....39
Bylece Platon, genel hatlaryla sadece Hermes diye bir tanrnn grevlerini deil, fakat onun adn
tayan bir bilimin de snrlarn izmitir. Felsefe tarihinde bu konuda ilk defa Aristotelesin
Yorum zerine 40 ( Peri Hermenia) adl bir yapt yer almaktadr.
Hermeneutiin, nceden Homeros yorumlarndan kutsal kitap yorumculuuyla ve buradan ortaaa doru uzanan bir
tarihi gemii vardr. Hermeneutik XIX. Yzyla kadar sadece bir yorumlama etkinlii, ister teolojide, ister klasik
filolojide olsun, sadece bir yorumlama teknii olmakla snrl tutulmutur. Schleiermacher ile birlikte, hermeneutik bilirli
konularla snrl olmakla kalmakszn, hermeneutik alannn nemli bir yn olan, konuma ve insann bavurduu dier
ifade formlar da hermeneutie dahil olmutur. Schleiermacher, tekilik olgusu ve anlamazlk olasl evrensel ilkesi
olarak tantmakta, ve bilindii gibi, ona dayanarak evrensel hermeneutik kuramn kurmaktadr. zellikle, hermeneutiin
grevine anlaml konuma fenomeninin incelemesi de katld zaman, ortaya kacak olan tekilik kavramnn,
hermeneutik iin ba faktr olduunu aka gstermektedir. Yeni bir evrensel anlay erevesinde, tekilik dolaysz
bir ekilde bireysel Sen olgusuyla ilgilidir. Bylece, bu teze gre anlamak, anlamak anlamna gelmektedir.
Schleiermacher, konumay iki tre ayrmaktadr. Gerek konuma, muhataplarn hakikate yaklamak karlkl istekleri
ile yaplyor ve esas bu tr konuma, anlama diyalektiinin n-aamasdr. kinci ise, sanatsal alanda bulan serbest
sohbettir. Bu durumda, fikirlerin ierii dikkate hemen hemen alnmyor. Ayn zamanda, Schleiermacher iin konuma,
tretilen fikirlerinin karlkl olarak birbirlerini tevik etmesidir.41
Hermeneutik akmna dahil olmayan, fakat onun gelimesini etkileyen ve
bahsedilmesi gerekli baka dnrler de vardr. Sanat ve edebiyat alannda, Etik
kavramlarn gelitirmeye alan Friedrich Schelling ve Alexander Baumgarten,
hermeneutiin gelimesine katkda bulunmulardr. Hegel ve Kant, genel izgilerle
hermeneutik problemin alann ve kavramsal erevesini izmekteydi. Friedrich
Nietzsche tarih boyunca, kltrden kltre deien hakikatler ve perspektifler
39 Platon, Kratilos, ev. Suad Y. Baydur, MEB Yayn. stanbul, 1997, s. 16. 40 Aristoteles, Yorum zerine, ev. Saffet Babr, mge Kitabevi Yaynlar, 1996.
-
XXVIII
bulunduu, fakat mutlak ve deimez bir hakikatin bulunmadn syleyerek,
byle bir eletirel ve kukucu bak asyla hermeneutik geleneini etkilemitir.
Bundan sonra, insana ve topluma ilikin aratrmalar esas alan, insan,
deikenlii ve tarihsel oluu iinde kavrayan bir yaama felsefesini gelitiren
Dilthey, deyim ve ifade arasndaki ilikilere ynelmi ve insan zihninin dillerde ve
edebiyatta nasl ortaya kt zerine bir anlamann nemini vurgulamtr.
Diltheyin syledii gibi, Bizim gereklik hakkndaki tasarm ve bilgimizin en
nemli yaptalar, eleri: kiisel yaamn birlii, d dnya, dmzdaki bireyler,
onlarn zaman ierisindeki yaamlar ve bu yaamlarn birbirlerine karlkl
etkileridir.42 Dilthey, insan bilimlerinin temellendirmesiyle, ayn zamanda
anlamann evrensel bir unsur olduunu ileri srmtr: Anlama, btn bilimler iin
vazgeilmez kouldur.43
Heidegger, Schleiermacher ve Diltheyin gelitirdii hermeneutik projesini, bir insan
bilimleri metodolojisi olarak grr. zellikle tarih kavramn Diltheyden sonra uyarlayarak,onun
insann Varl nasl anlad sorusuna uygular. Heidegger Daseinn (tarihsel ortam iindeki insan
varlnn) ortaya kmas iinde bulunduunu ve bu orada olu asndan anlamann gerekletiini
belirterek ifa hadisesini hermeneutiin temeline yerletirmitir. Buna gre anlama znenin farkl
olanakl davranlarndan sadece biri olmayp, aksine Daseinn var olma tarzdr.44
Hans-Georg Gadamer, almalaryla hermeneutie sistematik bir temel kazandrd. Hermeneutik geleneinin yeni
bir yorumu ve ayn zamanda devam olarak sunduu almalarnda Hans-Georg Gadamer, hermeneutii, insan bilimlerin
kendine zg metodolojisi olarak hermeneutikten ok, insann ya da tarihsel varoluun doasn amlayacak anahtar
olarak grr. Ona gre, hermeneutiin kategorileri, yalnzca tarih, estetik ve deer bimeyle hukuki yorum gibi faaliyet ve
disiplinlerden ziyade, dilcinin ve dnyann ya da varln kategorileridir.
1. 1. 2. 2. Hermeneutikte Anlama Kavram
41 Schleiermacheden aktran H.G.Gadamer, Hakikat ve Yntem, s. 160-175. 42 W. Dilthey, Hermeneutik ve Tin Bilimleri, ev. D.zlem, Paradigma, stanbul, 1999, s. 18. 43 D.zlem, (Der. ve ev), Yorumbilim zerine Yazlar , s. 243. 44 M. Heidegger, Varlk ve Zaman, s. 245.
-
XXIX
Hermeneutik kuramlarnn merkezi problem olan anlama, entelektel
srelerle ilgili olan bir bilme tarz ya da formu olarak tanmlamaktadr.
Hermeneutik anlama, nesnelere ya da olaylara anlam vermekten, onlar
deerlendirmekten ok, baka insanlar ve bakalarnn eylemlerini anlamakla
ilgilenmektedir. Diltheyin syledii gibi: Kiiler birbirlerini anlamak
zorundadrlar. Biri dierinin ne istediini bilmelidir. Anlamann ilkel formlar
ncellikle bu yolla oluur.45 Daha nce sylediimiz gibi, hermeneutik tarihte,
bir metin yorumlama ve anlama sanat olarak karmza kar. Yazlm olan
metin, her zaman bir kii tarafndan baka bir kiiye yneltmi mesajdr.
Anlama, hem anlalmas gereken eyin ieriinin ayrntlaryla incelenmesi ve hem de bu ieriin bilgisinin genel-geerlii ynnden, amlana ve ya yorumlamada en yksek yetkinliine ular. Biz amlama ve ya yorumlama terimleriyle, srekli sabitleen yaama fenomenlerinin ustalkla anlalmasn kastediyoruz.46
Schleiermacherla birlikte hermeneutik, tarihinde ilk kez anlama
fenomeninin bizatihi kendisine ynelir. Ona gre hermeneutik, anlamada evrensel
olarak ileyen yorumlama teknikleri oluturmay dener: hermeneutiin grevi bir
metnin zgn anlamn anlamak, sylemi yaratcsndan daha iyi ve daha fazla
anlamaktr. 47
Hermeneutik anlama, yalnzca doal varla zg tecrbeye deil, ayn
zamanda tarihsel ve toplumsal varolu tecrbesine de iaret eder. Diltheye gre
anlama, bir zihnin iinde tekinin zihinsel tasavvurlarnn farkna varld sretir
Diltheye gre anlama, Sende Benin yeniden kefidir: Zihnin Ben ve Sendeki,
bir cemaatin her znesindeki, bir kltrn her sistemindeki ve nihayet, zihnin ve
evrensel tarihin totalitesi iindeki bu zdelemesi, insan incelemelerindeki farkl
45 Diltheyden aktaran O.F.Bollnow, Ifade ve Anlama, s. 87. 46 O.F.Bollnow, Ifade veAnlama, s. 105. 47 Schleiermacheden aktran H.G.Gadamer, Hakikat ve Yntem, s. 168.
-
XXX
sreler arasnda baarl ibirliini mmkn klar. Onun belirttii gibi: Kendimi
bile, bakalarn yaantlarn kendi iselliimde hissetmek suretiyle anlarm.48.
nsan bilimlerin nesnesi daima insanlarda temellenir. Diltheye gre anlama, tarihte
duyularla alglanabilir eyden yola karak insani duyular dahilinde asla varolmayan
eye doru ilerler, fakat yine de kendisini dsal olarak gelitirir ve dile getirir. Bunda
odaklatklar iin, insanlar kendi kendini dnmeye muktedirler.
nsan bilimlerin metodu olan anlama, kendi yaantmz, sbjektif snrlarn
iinden dar tamak, kendi hayat imkanlarmz, kendi varlmz aarak
bakalarn iten yaamak, insanlk dnyasnn bilgisini yaayarak kavramaktr.
Yaantnn sr ve baars, bu kendi dna kma, kendi sbjektif dnyasnn dar
snrlarn ama, Benden Sene ve Bize ulamadr. Burada kendi kendimizi bakasna
aktarmamz, kendi benimiz iinde bir baka benlik meydana getirmemiz ve
yaamamz sz konusudur.
Eylemlerimiz, her yerde, dier insanlarn anlalmasn koul olarak
gerektirir. nsan mutluluunun nemli bir ksm, dier insanlarn
psiik hallerine katlmaktan, bu psiik halleri kendimizde hissedip
yaamaktan kaynaklanr .49
te kendi kendimizin bu hareketi, yani baka bir beni yaayarak anlamas,
basit anlamadan ayrlr ve bir ardndan yaama olur. Anlamaya alan benin
devi olan ardndan yaama, bakasna ait olan bir hayat grne dnerek dalma
ve onu kendisinde yine batan meydana getirmedir. Bylece, Diltheyde anlama
metodu, insann kendini, kendi dndaki bir varln yerine koyup ona gre
ekillenmesinden ibaret olan bir metottur.
48 W, Dilthey, Hermeneutik ve Tin Bilimleri, s.46. 49 W. Dilthey, Hermeneutik ve Tin Bilimleri, s. 23.
-
XXXI
Hermeneutik anlama kavramnn gelimesinde, fenomenolojik akmn, ve
zellikle Edmund Husserlin almalarndaki varlan sonularn etkisi bellidir.
Husserlin anlama konusunda getirdii en nemli bulu udur: psikolojik anlama
esnasnda dinleyici, sz konusu olan bir nesneye (nk artlar bunu msaade
etmeyebilir) ve ya yaratan kiinin zihnindeki algsna (zaten gereklemesi imkansz
olan bir varsaym) bavurmadan kendisindeki zihinsel imgelere, gstergenin
gsterilenine ynelerek anlam doldurur. Bu gsterilenlerden kimi, d dnyadaki
olgular, kimi ise mantksal ifadeler arasndaki ilikileri temsil etmektedir. Bununla
ilgili olarak Husserl, fenomenolojik indirgeme (redksiyon) kavramn
nermektedir. Ona gre:
Fenomenolojik indirgeme kavram, daha yakn, daha derin bir
belirlenim ve daha ak bir ortam kazanr: O, varolan bir ey diye
kabul edilmesi gereken, ey olarak verilmi olmayan her eyi, saf
olarak verilmi olmayann dlanmasdr50
Bundan kan sonu udur: ayn nesnenin birlii ve farkll, algnn ilikisel
btnlne bal, baka bir deyile her yeni tecrbe edilmi anlama, ana
olduumuz dnyann ufkunda temelinde meydana gelir ve nceki bilgilerimizle
ilikilidir. Kendimiz hakknda oluturduumuz gndelik n-kabuller ilk dnem
Husserl tarafndan daha ok znellii saf haliyle gz nne sermek iin kaldrp
atlmas gereken fazllklar olarak grlr. Ona gre: mmanent z alan elde etmek
iin doal tavr ...ayra iine almaldr ve ona epoche uygulanmaldr; yani bir
dnyann varl ve yokluu hakknda bir yarg ileri srmekten vazgemeliyiz.51
Fakat sonraki almalarnda Husserlin ilgisi, Dnya-iinde-yaanlan zerinde
50 E.Husserl, Fenomenoloji zerine Be Ders,ev. Harun Tepe , Ankara, 1997, s. 28. 51 E.Husserl, Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe, ev. T. Menguolu, YKY, stanbul, 1995, s. 19
-
XXXII
younlar. Husserlin tarihsel gereklie dn ve zneleraraslk problemini
zme abalar, baarl olmad halde, hermeneutik geleneini etkilemitir.
Temelini Heideggerin att ve Gadamer tarafndan gelitirilen ada hermeneutik anlama
prosedrne byk nem vermektedir. n-anlamaya dayanan ve kiiler aras anlama salamay
amalayan anlama, hem bireysellik temellerine hem de ortak gelenek ve toplumsal kurum
ilemlerine deinmektedir. Heidegger, zihin ve nesne arasndaki uygunluk olarak ifade edilen
geleneksel hakikat anlaynn varln ifas veya tezahr olarak hakikat anlayndan tremi
olduunu ileri srer. Varln ifas Daseinn ifasna ve Daseinn ifas varln ifasna bal olarak
gerekleir. Bu anlamda Heidegger yle der: Dasein hakikat (ifa) iindedir. 52
Heidegger Hermeneutiin iinde Varln otantik anlamann ve stelik Varln, Daseinn kendisinin sahip bulunduu
temel yaplarnn, Daseinn Varl anlamas iin bilinir klnd asli anlamnn trevi olduunu iddia eder. Baka bir
syleyile, Varln anlamnn rtsnn kaldrlmas olarak temel ontolojiye giden yoldaki ilk adm, varl anlama ve
yorumlama faaliyetlerinin ierdii yaplara ynelik bir hermeneutik inceleme olacaktr. nsann varl anlamas ve varln
anlam arasndaki karlkl iliki, ontolojik incelemenin balang noktasdr. Ona gre anlama, bu-dnya-iinde-
olmann asli yollarndan biri olarak ifa olur. Anlama, Daseinn dnya-da-varln varolusal niteliklerinden biridir.
Heideggerin hermeneutik anlama projesinde, epistemolojik bir anlamadan
ziyade, ontolojik bir anlam vardr. Anlama, Da-seinn kendisine ait, bu varln
kendi iinde bizatihi varlnn nelere muktedir olduunu ifa edecek tarzda olma
potansiyelin ontolojik varldr. Bu ontolojik yap ok daha kesin olarak
kavranmaldr.53 Yalnzca Dasein anlama sahiptir, nk anlam, nesnelere
yklenen bir zellik olmaktan ok Daseinn varl ile ilgili durumudur. Yalnzca
Dasein anlaml veya anlamsz, anlam ykl veya anlamdan yoksun olabilir. Baka
bir syleyile anlam epistemolojik bir kategori deildir - anlam, anlama olarak
varln bir ey olma yapsn dile getiren Dasein olarak doan, Daseinn ontolojik
52 Heidegger, Varlk ve Zaman, ( . , AD MapGinem ,, 1997, ss. 257-273.) 53 M. Heidegger, Anlama ve Yorum, , nsan Bilimlerine Prolegomena ev. ve der. H. Arslan. Paradigma, 2002, stanbul, s. 309.
-
XXXIII
yapsnn bir parasdr.54 Bu ortaya kan anlamsal daire, der Heidegger, bir fasit
daire deildir. Mesele daireden kurtulmak deil, fakat, bu devreye doru bir ekilde
girmek; bu kar karya kald eylerin kendileriyle ilikili Daseina davran
tarzn bulabilmektir.
Heideggere gre zaten hayatn, insan varoluunun, kendisini da vurma tarznn temeli anlamadr. Varolusal adan
anlama yalnzca bir zihinsel tutum veya tecrbenin pratikte uygulamas deil, ncelikle bir eylem, edimdir. Ve ilk nce
sz edimidir. nsann dnyaya dnk olmas ve ona ak olmas veya ynelimlilii, anlamaya dairdir. Bu ynelimler
arasnda anlama ve dile getirme i iedir, aslnda ayn eylemin iki farkl yndr. Anlamann szle veya sesli olarak dile
getirilmesi , ifade etmedir. nsan zaten srekli bu dnya-da-varlk olarak ve ilikilerinden oluan dnya-da-varlk olarak
anlama iindedir.
Anlamann ontolojik ve tarihsel yapsndan hareketle, Gadamer hermeneutiin insan bilimleri iin bir yntem bulmay
amalamadn syler. Kantn modern bilimi mmkn klan bilgimizin artlar ve snrlarna dair akn (transcendental)
sorusuna nispeten hermeneutiin temelde u felsefi soruyu aratrdn belirtir: Anlama nasl mmkndr? Her trl
yntem dncesinden nce gelen bu akn (transcendental) soru, hermeneutiin temelde felsefi olduuna, bu nedenle
Kantn quaestio facti (tasviri, fenomenolojik adan) ve quaestio iuris (olmas gereken) ayrmyla snrlanamayacana
iaret eder.55 Tersine onun, bu ayrmn arka planna ynelerek istek ve eylemlerimizin stnde ve tesinde bize ne
olduu yani neyin cereyan ettii ile ilgilendiini ifade eder. Ayrca, Gadamer, Husserl ve Heideggerin rencisi olduu
iin, kendi yaptlarnda hocalarnn ne srd iddialarndan yola kmaktadr. Gadamer felsefesinin ana
kavramlarna bakld zaman, rnein nyarg kavramn ele alrsak, onun arka plannda Husserl tarafndan gelitirilmi
yaam dnyas kavram ve Heideggerin n-anlama yaplarn bulunduunu grrz. Gadamer, kesinlik unsuru ieren
varsaymlara kar kp, btn anlamann sonlu, snrl ve baml yapsnn zerinde srar eder. Anladmz, kesin
sandmz ve sayesinde anladmz bir bilind unsur vardr. Gadamerin anlaynda anlama, tarihsel bir ereve
iinde varolan bilinli insanlarn dnyaya balamalarnn temel yoludur.
Yukarda belirttiimiz gibi, Anlama ile bir tr bilgi edinme ilemini anlyoruz. Hermeneutik anlama prosedrn
izebilmek amacyla, baz nemli hususlar belirtmemiz gerekmektedir.
1. Anlama, daima anlama baldr; yle ki biz srekli bireyi yakalamaya, kavramaya ve
aklamaya alyoruz. Gadamer iin, anlamak, ilk nce meselenin bizatihi kendisini ne
olduunu, ve sonra bakasnn bu konudaki grn farkl bir fikir olarak ayrp anlamak
54 G.L.Ormitson, A.D.Schrit, Hermeneutie giri Hermeneutik ve Hmaniter Disiplinler ev. ve der. H. Arslan, Paradigma, 2002 s. 17. 55 . Kant, Ar Usun Eletirisi, ev. Aziz Yardml dea stanbul, 1993.
-
XXXIV
demektir. Bizim bu meseleye ilikin olmamza dayanan n-anlama tm hermeneutik artlarndan
ilkidir 56.
Burada biz hermeneutik anlama prosedrnn, fenomenoloji gelenei ile balantl olduunu
izleyebiliriz. Anlama, idrak edilmi bilgilerin statik birimi, zihinsel bir imge deildir; anlama bir
sretir, ve bu anlamda fenomenolojideki ynelimsellik (itentionality) kavramn iermektedir. Buna
gre zihnin hallerinin en nemli zellii: bir eye ynelmi, bir ey hakknda olmalar, bir ey
iermelidir. lk nce Brentano tarafndan kullanld, sonra da onun rencisi olan Husserlin
almalaryla fenomenolojinin temel kavram haline gelen bu terim, bilincin bir nesneyi hedef alma,
daima bir eyin bilinci olma yeteneini gsterir.
Hermeneutik anlama iin bu retide nemli olan iddia udur: Zihinsel fenomenleri, bilin
edimlerini dile getiren szlerin, ancak ve ancak bir eye gnderimde bulunmak, bir eyle iliki
kurmak suretiyle anlam kazandn dile getirir. znenin yneldii nesne veya tecrbenin ilikili
olduu nesneyi dikkate almadan, yaln bir zihinsel edim olarak anlamay tanmlayamayz.
Eklememiz gerekir ki, fenomenoloji herhangi fenomenlerle ilgilendii halde, hermeneutik
anlamann nesnesi olan ey insan eylem ve ifadelerin anlaml ieriidir. Hermeneutik zellikle insan
ve insani fenomenleri anlamaya alr.
Bunun yannda, bu ynelimselliin nesnesi olan bizatihi anlam, ada felsefede bir tek
tanm olmayan bir kavramdr. Genellikle anlam, akl veya bilincin kendi iinde geirdii psikolojik
srele zde grlr, akl ile duyular arasnda yer alan tasarm gc veya onun vastasyla znenin
nesne hakknda bilgi edinme arac olan bir yeti saylr. Fakat anlam kavram, ada bilimde
eitlii gstermektedir. rnek olarak birka tanm sergileyebiliriz.
Wittgenstein, Russell, Frege gibi dnrlere gre, bir tmcenin anlam, bu tmcenin
gndermede bulunduu olguya balanr. Davran yaklamn temsil eden Bloomfild ve
Stivensonun dnceleri ise Bir tmcenin anlam, dinleyicide uyandrd tepkidir .
Kullanmbilimsel (pragmatik) anlam teorisinin batan temsilcileri J.Austin, ve J. Searleun
zmlerine gre ise, bir sz edimin anlamn iinde gerekletirildii etkilerle aramak
gerekmektedir.57 Hermeneutikte anlam, anlama faaliyetinin hedefi deildir; nk o nceden,
incelemeye sunulan bir nesne gibi verilmemitir. Hermeneutik durum dediimiz ey belirsiz olarak
56 H.G. Gadamer. Hakikat ve Yntem , s. 274.
-
XXXV
karakterize edebiliriz ve zellikle bu anlamamlk veya soru sorma hali, aratrmay kkrtr eder.
Gadamerin ifade ettii gibi: Anlam, yneltilmi anlamdr.58 Bu nedenle, hermeneutik anlam,
anlama ilemin nesnesi deil, onun sonucudur.
nsan ilikilerde bireyler, ortaya kan durumlar kendilerini etkiledii, onlara
tepkide bulunduklar, bu durumlarda bakalar arasnda ilikiler kurduklar ve onlar
kendi anlarn nda deerlendirip yorumladklar iin anlaml bulurlar. Bu
anlam az ok karmak olabilir, fakat o, sz konusu durumlarla kar karya gelen
kii iin her zaman her eyden nce, bir anlamdr. Bu nedenle, doa bilimlerindeki
durumun tersine, insan bilimlerinde anlam znel bir eydir .
2. Anlama, insann toplumsal boyutuna dayanmaktadr. nk hermeneutikte doa bilimlerinin
aksine, birisi bir ey anlyor diye iki hususlu bir sre yerine, birisi bir ey konusunda
tekilerle anlayor diye l modelini gryoruz.
Hermeneutik anlama, daha nce anlamlandrlm, idrak edilmi olann anlamasdr. Bu nedenle
hermeneutik anlamada, bu unsurlardan herhangi birisini gz ard etmeksizin, onlar ayrlmaz
birliinde ele almamz gerekiyor, baka bir deyile, baka birey tarafndan meydana getirilen bir
yapt, sylem veya eylemi anlamak iin, genel olarak teki insan, sz konusu olan meseleyi, bir de
kendi kiiliimizi belirtmek nitelikte olmalyz. Duygularn ve teki zihinsel ierikleri anlama,
yeniden dnme, yeniden tecrbe etme, bakalarn duygularn paylama ya da hayal gcnn derin
kavray ekillerinde nitelendirilebilir.
3. Hermeneutik anlama sreci iki temel ortam, yle ki, dil ve tarih zemininde meydana
gelmektedir. Brice R.Wachterhauserin ifadesiyle: Hermeneutik dnrler, dilin ve tarihin her
durumda anlamann hem artlar hem de snrlar olduunu ne srerler.59
Hermeneutik anlama, kanlmaz ekilde gelenekle dile gelen eylerin bizatihi
kendileri kadar, eylerin ayn anda bizimle konuabilecekleri ve kendileri dnda
bir gelenekle balantlarnn kurulmas anlamna geldii gereinden yola kyor
57 J.R. Searl, Sz Edimleri , ev. L. Aysever, AYRA, Ankara, 2000 . 58 H.G. Gadamer, Hakikat ve Yntem II, s..330.
-
XXXVI
olmaldr. Anlamann ilemi, belli bir sistematik ekilde dnyay kavrayan
bilincindeki eski bilgilere nce bilinmeyen bir eyi katarak gerekleiyor. Bu
nedenle yeni olgularn tanmlamas byk lde daha nce bilgi edinmi
kanaatlerimizin birikimine dayanmaktadr. Tarih ile dilin kendisinin en temel
nyargmz olduu burada hemen aka ortaya kmaktadr. Bu dil gelenei
vastasyla biz, ortak bir anlam boyutu iinde hareket ederiz. Anlamak iin biz,
bizim ortak insan tabiatmzn temel zelliklerine, zellikle iletiim isteimize ve
kendi kendimizi ifade etme eilimimize aina olmalyzdr. Kukusuz biz bir
tmceyi; dilin gramerleri, sentaksn ve deyi kurallarn bilmeden anlayamayz.
Bunun yannda biz, belli bir kol hareketinin bir iaret, hatta bir selmlama olduunu,
bir lkenin greneklerine aina olmak suretiyle bilebiliriz.
4. Zihinsel ieriin anlalmas daima ve tek bana ifadelerin anlalmasyla
anlalr. fadeler, insan faaliyetlerinin doal belirtileridir ve anlama bu belirtiler
zerinde iler. Bir ifadenin anlalmas srecinde, ilem sz konusudur. Birincisi,
szckleri, cmlenin ieriini anlama, dolaysyla ifade edilen konuyu anlamadr.
Bu ilev dil alannda ve dil vastasyla gereklemektedir. Ve dilde ustalk, ya da dil
yetisi burada etkileyici faktrlerden birisidir. kincisi, bu cmle ile dile getirilen
bilginin doru olup olmadn anlamalyz. Burada, dil yetisinin dnda, ifadelerin
tecrbe dnyasyla ilikisinde anlalmas n plana kyor. ncs ise, konuan
kii hakknda bir tr bilgi elde edinilebilir. nk biz bazen ifadeleri anlamaktan,
bazen da insanlar veya onlarn duygularn, niyetlerini anlamaktan sz ederiz,
fakat gerekte bir ifadeyi, ieriini anlamadan anlayamayz. Ayrca, bir ahs,
59 B. R.Wachterhauser. Anlamada Dil ve Tarih, nsan Bilimlerine Prolegomena cev. ve der.H. Arslan ( illerde bu derleme BP olarak gsterilecek) s. 210.
-
XXXVII
kendini ifade edi tarzn anlamadan anlayamayz. Bir eyin bir ifade olduunu
anlamak, onu anlamann kanlmaz bir kouldur.
5. Belgenin asl amac ve anlam kartabilmek iin, yorumbilim bize zel
yntem sunmaktadr. Hermeneutik dng diye adlandran prosedr, btn-para
diyalektik ilikilerini kapsar. Bu dng, hermeneutik yorum ya da anlama
ynteminin kapsamnda ortaya kan ve btn anlamadan, btn meydana getiren
bileenlerin, bileenlere ilikin salam bir kavraya ulamadan btnn de
anlalamayacan dile getirip, anlamay ve yorumu imkansz klan bir anlaytr.
Diltheye gre, yaamaya ve onun oluumlarna, rnlerine yneliin kendisi de bu
oluum ve rnlerden etkilenir. Burada bir karlkl koullandrma var ve yaama
devam ettii srece, bu karlkl koullandrmann ve dolaysyla bu dngnn
dna klamaz.60 Buna gre, yorumlama srasnda, bir metni (text) anlamak iin
yazarnn kiiliinden, yaad dneminden (context) haberdar olmalyz. nsan
anlamak iin de, onun yaam, tarihsel ve sosyal yaplar incelenmelidir. Btn
ifadeler balamlar (kontekst) zerinde ve ierisinde ortaya kar ve ancak onlar
araclyla anlalr. nsan yaamnn anlam olduu, bu anlam ifadelere
dntrldkleri ve yine bu anlamn, ifadelerin kendi uygun balamlaryla ilikili
olduunu taktirde, anlalabilecei biimindeki szler, kanmca insan bilimleri
iin bir ereve oluturabilecek ke talardr. Biz, eylerin anlamn, baka eylerin
btnne gre deil, iinde anlama nesnesinin roln yerine getirdii kontekstin
snrl btnne gre anlarz.
6. Baka insanlarn bulunmas ve bizim gibi olmas, her eit insani anlamann kouludur.
Bakalarnn da bizim gibi olduunu, bizim ve onlarn ortak insan tabiatna sahip olduumuzu kabul
etmemiz gerek. Viconun nl formlyle: nsan zihninin yarattn, yine insan zihni anlayabilir.
60 O. Bolnow, fade ve Anlama, s. 112.
-
XXXVIII
Ayn zamanda, bakalarnn yaptlarn anlamamz iin, onlar tam olarak tecrbe etmemiz ya da
hissetmemiz zorunlu deildir. Aka grlmektedir ki, tarihsel inceleme, byk yaptlar
deerlendirme ve baka insanlarla temas etme suretiyle insan tabiat hakkndaki bilgimizi
geniletmekteyiz. Biz, temel insan zelliklerini yakndan tanmaktan balayarak, farkl insanlar ve
garip deneyimleri anlamaya kadar varrz (ve bylece kendimizi daha iyi anlayabiliriz). Bu yzden,
her insanda, farknda olduundan ok daha geni anlama olanaklar vardr.
7. Verstehen / Erklaren (aklama/ anlama) ayrmnda, insan toplumsal hayat ve
tarihini aratrmak isteyen gzlemci iin gerekli olduu dnlen, bakasnn
tecrbesini psikolojik olarak yeniden yaama veya bu tecrbeyi hayal gcyle
yeniden ina etme kavram vurgulanr.61 Hermeneutik anlama, bir sonraki
anlamadr; ilkece ilk anlamadan stndr ve bu yzden bir daha iyi anlama
olarak tanmlanabilir. Gadamerin syledii gibi: Anlama, yalnzca yeniden-retme
kapasitesine sahip bir ey deil, ayn zamanda genel retme kapasitesine sahip bir
eydir de.62 Anlam, srekli gemie ynelimlerinden doan birikmi anlamlarn
yeknudur. Bu yzden intikal eden anlam, ilkece eksik, baka bir deyile, gelecekteki
bak alarnn yol aaca birikimlere aktr. Diltheyin syledii gibi: Her
anlama bir yeniden retim. Ve yeni retme ve anlama srecini aydnlatmak iin, i
deneyimden, kiiye zel durumlarn yaantsndan yola kmak zorundayz.63
61 A. Giddens, Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallar, ev. .Tatlcan B.Balkz , Paradigma Yaynlar stanbul, 2003, s. 80. 62 H.G. Gadamer, Hakikat ve Yntem, s. 276.
-
XXXIX
1. 2. Gadamer Felsefesinde Anlama Sorunu
1.2.1. Anlamann Tarihi Boyut
Tarih, her konuda bir k yoludur;
Ama kmasn bilene.
C. Lvi Strauss, Yaban Dnce
1.2.1.1. Gelenek nyarg - Zamansal Mesafe - Tecrbe
Hans-Georg Gadamer, Hakikat ve Yntem adl eserinde hermeneutik
anlama kavramn epistemoloji kuramlarndaki anlama kavramyla karlatrarak,
romantik yorumbilim kuramnda, zellikle de Dilthey ve daha sonra da Husserl ile
Heideggerin yazlarnda anlama kavramnn daha derin bir felsefi boyut
kazandn gsterir. Gadamerin syledii gibi, Hermeneutiin en temel grevinin
bir anlama prosedr gelitirmek deil, aksine, anlamann fiilen iinde
gerekletii artlar aa kartmaktr. 64
Gadamer, anlamann asla orada duran bir nesne ile znel bir iliki kurmak
olmadn, aksine onun etkilerinin tarihiyle bir mnasebet kurmak olduunu
savunur. Gadamer, anlamann bizatihi kendisinin hibir ekilde sbjektif (znel)
bir terim olarak deil , aksine, iinde gemiin ve imdinin srekli birbirine
kart bir intikal olayna giri olarak dnlmesi gerektiini 65 iddia eder.
Anlamada ilerlediimiz oranda karlatmz durum (metin, sylem) bize olan
yabancln yitirir. Bu ekilde bu dnyaya ait bir ok ey, bizim ona ve onun bize
yakn olduunu gsterir. Bylece, gemii ve bugn kuatan, ve insann insanla
iletiiminde gemiten ve bugn dilselliinde bize alan, kendine zg ve
63 W. Dilthey, Hermeneutik ve Tin Bilimleri, s. 35. 64 H.G. Gadamer. Hakikat ve Yntem , s.356. 65 A.g.e., s.289.
-
XL
paylalm bir dnyada yaadmz duyumsatr. yleyse, anlama fenomeni
snrsz bir ara olarak, insan dilselliin evrenselliini gsterir.
Diltheyin anlama trelerine dayanan epistemolojik hermeneutiinden
ayrlarak, ontolojik bir hermeneutik gelitirmi olan Gadamer, anlamay, insann bir
nesnenin ya da konunun stnde ve karsndaki znel bir faaliyetten ok, bir varlk
tarz olarak deerlendirmitir. Baka bir deyile, o, Diltheyin yapt gibi, tin
bilimlerinin kendine zg metodolojisi olan hermeneutikten ok, insann ya da
tarihsel varoluun doasn amlayacak anahtar olan hermeneutik ile ilgilenmitir.
Gadamere gre, insan bilimlerinde sz konusu olan anlama ve yorum, biz insanlarn
daima iinde bulunduumuz bir faaliyetin en ak ifadesidir.
Bizim deneyim kavramamz, toplumsal ve kltrel mirasna kaltmla
edindiimiz zek, bellek ve dikkat derecesine dayanr; dilimiz, dncelerimiz,
mevcut bilgi hazinemiz ve bir sr var saymlarmz hep tarihsel bir srecin
rnleridir. Gerekte, tarihle olan ilikilerimiz, doayla olan ilikimize kyasla daha
birincil olmaktadr. Doay, yalnzca bir kltrel rn olan kavramsal ereve iinde
anlayabileceimiz iin, tarih bir anlamda doadan daha ok birincil bir neme
sahiptir. Her eyden nce, doumda, tarih bizim kim olabileceimizi belirliyor.
Geleceimizin amac olarak konulan ey, gemiin anlamnn belirlenmesini kayt
altna alr. Gadamerin ifade ettii gibi:
Tarih bize ait deil, aksine biz ona aidiz. Varoluumuzu, kendi
kendimizi inceleme sreciyle anlamadan ok daha nce, kendimizi
apak bir tarzda, iinde yaadmz ailenin, toplumun ve devletlin
paras olan bireyi olarak anlarz.66
66 H.G. Gadamer, Hakikat ve Yntem , s. 257.
-
XLI
Bununla birlikte, biz, yalnzca kendimizi deil, bizatihi doay da,
kendimize gre yorumladmz, tarihin araclk ettii bir kltr erevesinde anlarz.
Hermeneutik asndan anlalmas iin ok daha nemli olan ey, tarihle
koparlmaz bir iliki gerektirmesidir. Diltheyin vurgulad gibi: Tin biliminin
imkn iin ilk koul, benim bizzat bir tarihsel neylik olmamda, tarihi aratrann
bizzat tarihi yapan olmasnda yatar.67.
Gadamere gre, anlama, yaam tecrbesinin yapsna aittir. Anlama, tarih iinde
gerekleen, zneler aras bir dnya olan ve znellii olmayan bir gelenein srekliliine dahildir.
Gelenek, tarihsel bilginin zemini olarak grld iin bunu sylemek mmkndr. Tarih iinde
dncenin olutuu veya hakikat iddialarnn anlald ve yargland bir ortamdr. Gadamere
gre, tarihsellik her trl anlamada etkin olan bir faktrdr. Tarihsellik bu balamda iki fark