eg 85. sayı

60

Upload: ekim-gencligi

Post on 09-Mar-2016

243 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Ekim Gençliği 85. sayı / Ağustos 2005

TRANSCRIPT

Page 1: EG 85. sayı
Page 2: EG 85. sayı

‹‹ÇÇ‹‹NNDDEEKK‹‹LLEERR

Sıcak bir yaz sayısıyla merhaba;

Artan faşist terör ve saldırganlığın

yeni bir düzeye sıçradığı bir

dönemdeyiz. Genelkurmay’dan sermaye

medyasına, düzen kolluğundan sivil

faşist tosuncuklara kadar geniş bir

cephe topyekün saldırı harekatına

başladı. Kuşkusuz ilerici, devrimci

gençlik güçleri de ancak güçlü bir

kenetlenme ve birleşik eylem hattıyla

buna karşı durabilirler. Özellikle

üniversitelerde önümüzdeki dönem bizi

nasıl bir sürecin beklediği düşünülürse

bunun aciliyeti ve ehemmiyeti de

anlaşılacaktır. Dolayısıyla gençlik

hareketinin öznelerinin vakit

kaybetmeksizin bir hazırlık planlamak

için biraraya geleceklerini umuyoruz.

Sürecin diğer boyutu ise en hunhar saldırıların, katliam, infaz,

kaybetmelerin kep giydirilmiş medya tarafından maniple edilecek

olmasıdır. Uşakların efendilerinden öğrenmeyi maharet saydıklarını

biliyoruz. Irak savaşındaki embedded gazeteciler şimdi de Kürt halkına,

ilerici, devrimci güçlere karşı lüverdeler. Bu durum devrimci basının

önemini bir kat daha arttırıyor. Hele de yakın zamanda yasalaşan TCK

ve Genelkurmay’ın açıklamasıyla işareti verilen muhtemel engelleme

girişimleri göz önünde bulundurulursa. Bu sorun tüm okurlarımıza ek

görevler ve sorumluluklar yüklüyor. Yayınımızı en geniş gençlik güçlerine

ulaştırmak, tekel dağıtımına alternatif dağıtım ve satış alanları

yaratmak, var olanları güçlendirmek bunların arasında. Özellikle de

devrimci basının kitle meşruiyetinin en temel gereklerinden olan

miiliitan satışlar hayati bir öneem kazanıyor. Yine yerel gelişme ve

haberleri olabildiğince güçlü ve ayrıntılı biçimde aktarmak da bu sürecin

önemli bir görevi.

***

Son olarak Adana’dan bir çağrıyla bitirelim. Adana’da tutuklanan

yoldaşlarımızın ve dostlarımızın mektupları cezaevi idaresi tarafından

keyfi olarak engelleniyor. Buna karşı tüm okurlarımız bir kartla da olsa

yüreklerini Adana’ya göndermeli ve tutsak yoldaşlarla buluşturmalılar.

Adresler:

Serdar İpek : Kürkçüler E Tipi Cezaevi Tecrit Bölümü Yüreğir/Adana

(Her an F Tipi Cezaevi’ne alınabilir.)

Taner İmrek, Cemal Doğan, Murat Özçelik: Adana F Tipi Kapalı

Cezaevi A3 blok oda no 3 Yüreğir/Adana

Hüseyin Tiryaki: 1 nolu F Tipi cezaevi A2 Kürkçüler/Adana

Ekim Gençli¤i’nden

S o s y a l i s t G e n ç l i k D e r g i s iSay›: 85 - A¤ustos 2005

Fiyat›: 1 YTL. (KDV dahil)Sahibi ve Sorumlu Y. ‹fll. Md.: Gülcan CEYRAN

EKSEN Bas›m Yay›n Ltd. fiti.

YYöönneettiimm AAddrreessii::Eksen Yay›nc›l›k Mollafleref Mah.

Turgut Özal Cd. (Millet Cd.) 50/10 Fatih/‹stanbulTel: 0 (212) 534 32 39 Fax: (0212) 635 69 93

EE--mmaaiill:: eekkiimm__ggeenncclliiggii@@yyaahhoooo..ccoomm

Atatürk Bul. Gevrek Sok. Karakafl ‹flhan›No:13/22, KKaarrttaall/‹STANBUL

Necatibey cd. Gözlükçü ‹flhan› No:26/24K›z›lay/AANNKKAARRAA TTel: 0 (312) 229 06 44

Cemal Gürsel Cd. Shell Karfl›s› Vak›f ‹flhan› Kat: 3 No: 306 AADDAANNAA Tel: 0 (322) 363 52 91

EEKKSSEENN YYaayy››nncc››ll››kk BBüürroollaarr››

Cumhuriyet mah. Tennur Sok. Cumhuriyet ‹flhan›Kat:3/5 Tel-Fax:0 (352) 232 66 71 KKAAYYSSEERR‹‹

Sönmez ‹fl Saray› Kat 3 No 220Heykel / BBuurrssaa

Tel: 0 (224) 220 84 92

Saadetdere Mah. F›r›n Sok. No: 37/25 (Depo dura¤›)Esenyurt/‹‹SSTTAANNBBUULL

853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27/710Konak/‹‹ZZMM‹‹RR Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23

BBaasskk››:: Özdemir Matbaac›l›kDDaa¤¤››tt››mm:: Yaysat

Ekim Gençli¤i

Kavgaya hazırlan!.................................3-4

İçeride terör, dışarıda saldırganlık!.....5

Yılanların öcü.........................................6-7

Yeni dönemde de faşizme geçit

vermeyeceğiz!..............................................8-9

Rüzgar eken, fırtına biçer!.............10-11

Dil-Tarih faşizme mezar olacak!....12-13

Yeni TCK yürürlükte.........................14-15

İstanbul gözaltında!........................16-17

Sermaye iktidarının kulağı

bizde!........................................................18-19

ÖSS ve OKS açıklandı! .....................20-21

Özelleştirme saldırısı.......................22-23

GOP tezgahında uşaklığın yeni

dönemi......................................................24-26

Kürt halkı özgürlüğü için

mücadeleye!..................................................27

Kentsel dönüşüm değil rantsal

dönüşüm!.................................................28-29

12 EYLÜL.............................................30-34

Gençlik güçlerine çağrı..........................35

AKP-YÖK savaşları............................36-37

Meslek liseleri gerçeği üzerine.......38-40

G-8 Zirvesi................................................41

AB umudumu kaybettim...

Hükümsüzdür!...............................................42

Dersim katliamı ve devrimci

görevler..........................................................43

Katliamların hesabını sormak için sınıf

savaşını yükseltelim!.............................44-45

Devrimci eğitim sorunu üzerine.....46-49

Venezüella’nın varacağı yer

neresi?......................................................50-52

Kazım Koyuncu’nun ardından........53-54

Bir roman...Fırtına..................................55

Rosenbergler unutulmayacak!.......56-57

Neden devrimci olmalıyız?....................58

Saklambaç...............................................59

Page 3: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

3

Bir süredir ülkenin dört bir yan›nda esen ve belli kimerkezi bir yönlendirmenin sonucu olan faflist sald›r›lar vedevlet terörü ile karfl› karfl›yay›z. Konuyu bir süredir EkimGençli¤i sayfalar›nda iflliyoruz. Özellikle E¤itim Sen’inkapat›lma karar› ve ayn› günlerde onlarca üniversitede eflzamanl› biçimde geliflen ve uzun süredir sivil faflist odaklar›nen yo¤un kullan›ld›¤› sald›r›lar› ele al›rken flu tespitiyapm›flt›k: “O günlerde sokaklara yans›yan kudurmuflluk ilkk›v›lc›mlard›. fiimdi bu ifl daha denetimli biçimde ve süreklilikkazand›r›larak sürdürülüyor. Trabzon’da yaflananlar›nard›ndan faflist partinin genel baflkan› genç faflistlerisokaklarda görmek istemedi¤ini söylemiflti. Mesaj aç›kt›: onlarifllerini yapm›fl, k›v›lc›m› çakm›fllard›, art›k s›rada daha örgütlüve bütünlüklü sald›r›lar vard›. Bir bütün olarak burjuva devletikunda¤› faflist çetelerin elinden ald›.” (Say›: 84, Haziran 2005)

O günler ayn› zamanda bafll› bafl›na bir sindirmeoperasyonu olan yeni TCK, CMK ve C‹K’in yasalaflt›¤›tarihlerdi. Yasal düzenlemelerle hiçbir dönem yetinmeyensermaye iktidar› Haziran ay›nda Dersim’de korkunç birkatliama imza att›. 17 yi¤it devrimcinin katledilmesi ile terör birbasamak daha t›rmand›r›ld›. Az önce aktard›¤›m›z pasajdaher ne kadar kunda¤›n faflist çetelerin elinden al›nd›¤›n›söylüyorsak da bu kontrolsüz giriflimler için geçerli olan birdurum. Zira burjuvazi, gericilik dönemlerinde genel olarakgörüldü¤ü gibi bu güruhu örgütlü biçimde kullanmakta ›srarl›.Özellikle de kendi faças›n› bozmadan yürütülmesi gerekenifllerde bu sürüye s›k s›k baflvurulaca¤›n›n sinyalleri verildi.Eskiflehir’de U¤ur Kaymaz’›n davas›nda yaflananlar, ‹stanbulAdliyesi önüne Sar›yer Ülkü Ocaklar›’ndan randevu verilerekgetirilenler, hemen öncesinde Dil-Tarih’te yüzlerce polisin vekameralar›n önünde bir faflistin ilerici bir ö¤renciyib›çaklayabilmesi ve üstelik ard›ndan serbest b›rak›lmas›elimizdeki en aç›k kan›tlar. Demek ki aylard›r giderek

t›rmanan faflist terör dalgas›n›n sistemati¤i tüm araçlar›ntopyekün kullan›labilmesini içeriyor.

Faflist zor ayg›t›n›n temel araçlar›ndan biri de toplumuyönlendirebilmek, bunun için yalan de¤irmenleriniiflletebilmektir. Nitekim sald›r› sürecinin vard›¤› en üst noktay›gösteren aç›klamas› ile Genelkurmay’›n iflaret etti¤i demedyan›n savafl siperlerinin en önüne sürülmesi olmufltur.Kirli savafl politikalar›n›n y›lmaz savunucusu tekelci medya dabu emri ikiletmeyece¤ini flimdiden göstermekte. Daha öncesay›s›z kez kan›tlad›¤› liyakat›n› Eskiflehir’de yaflanan faflistkudurganl›¤›n ard›ndan bir kez daha gösterdi. AmaGenelkurmay aç›klamas›ndaki tek konu bu de¤ildi ve sürecint›rmanabilece¤i yerleri göstermesi aç›s›ndan bu aç›klaman›nüzerinde durmal›y›z.

Resmi aç›l›fl yap›ld›: As›l flimdi bafll›yor!

23 Temmuz tarihinde Genelkurmay 2. Baflkan› ‹lkerBaflbu¤ bir bas›n toplant›s› düzenledi ve yeni döneminplanlamas›n› er ve erbafl s›n›f› içinde yer alan tekelci medyamensuplar›na sundu. Her ne kadar bunun brifing de¤il birtoplant› ve karfl›l›kl› görüfl al›fl verifli oldu¤u söylense de budüpedüz bir görevlendirmeydi. Ana bafll›klardan biri yenidönemde medyan›n görevlerine dairdi. Üzerinde durulan“insanlar›n ve toplumun düflünce ve alg› çerçevelerinibelirleme” ifllevi, yeni süreçte, devletin yürütece¤i faflistterörün aklanmas› ve buna yedeklenecek biçimde emekçilerinve gençli¤in kand›r›lmas›n› anlat›yor. Bir süredir AB rüzgar›ylayap›lan ve eylemcilere vuran polisin, sald›rgan faflistlerindüzen s›n›rlar›na bir flekilde s›¤d›r›larak ay›planmas› art›kgeride kald›. Bundan sonra tepemize inen her cop ve sat›r›naç›ktan savunulaca¤› bir sürece giriyoruz.

GGeenneellkkuurrmmaayy tteettii¤¤ee bbaasstt››,, ffaaflfliisstt bbaasskk›› vvee tteerröörr tt››rrmmaanndd››rr››ll››yyoorr……

KavgayaKavgaya haz›rlan!haz›rlan!

Page 4: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

4

Toplant›daki bir di¤er mesele ise tüm hak ve özgürlüklerinask›ya al›nmas›, kazan›lm›fl mevzilerin yok edilmesi yolundabir dizi düzenlemenin gündeme getirilmesidir. Bunukolaylaflt›rmak için de “...terörün, güvenlik, istihbarat, psikolojikharekat, sosyal, ekonomi, e¤itim boyutlar›n› inceleyecek,yap›lacaklar› makro seviyede planlayacak, icrac› makamlararas›nda koordineyi sa¤layacak, takip edecek, Baflbakanl›¤aba¤l› bir kurulufl” için dü¤meye bas›lm›flt›r. Bu kuruluflun belliyetkileri k›s›tlanm›fl MGK’n›n elinin kolunun çözülmesi demekolmas› bir yana, bu kurulufl bir kez daha hukuk üstü bir konumkazanacak ve her tür yarg›s›z infaz, kaybetme, iflkence vs.do¤rudan buras› taraf›ndan hesap verilmesi gere¤iduyulmaks›z›n yürütülecektir.

Ayr›ca terörle mücadele kanununun yenilenmesiistenmektedir. Adalet Bakanl›¤› derhal harekete geçerekemirlere sadakatini göstermifltir. Yap›lacak düzenlemeler 141-142’yi aratmayacak nitelikte olacakt›r. Zira bu yasa tümüyleaç›k çal›flma alanlar›n› hedeflemekte ve tüm legal mevzilerin,ayr›ca devrimci ajitasyon faaliyetinin bu yönünün ortadankald›r›lmas›n› öngörmektedir.

‹flte medyaya takdim edilen büyük plan bu temel noktalarüzerine kurulmaktad›r. Devrimci hareketin ve Kürt halk›n›n çokdo¤rudan hedefe konulmas›yla tüm kesimlerin mücadeledinamikleri, hareket alanlar› yok edilmek istenmektedir. Tümdemokratik örgütlenmeler ve her tür hak talebi karfl›s›ndasilahl› zor ayg›t›n›n flu ya da bu örgütlülü¤ünü bulacakt›r, herkoflulda fliddetle bast›r›lmaya çal›fl›lacakt›r. Üstelik bat›daesen rüzgar da bu konuda ifllerini kolaylaflt›rmakta, diplomatiksorunlara yol açmayacak biçimde her türlü kirli savaflyönteminin kullan›m›n›n önünü açmaktad›r. Baflbakan’›n ABDve ‹ngiltere ziyaretleri bu konuda gerekli icazet belgelerininönemli oranda toplanabilmesini sa¤lam›fl, üstelik Avrupa’dagerçekleflen son kör terör eylemleri sayesinde, burjuvapropagandas› Avrupal› kitleler içinde tutamaklar da bulmufltur.Bundan sadece Avrupa burjuvazisi de¤il, terör konusunay›llard›r dikkat çekmekle övünen Türk devleti deyararlanmaktad›r.

Gençlik temel bir hedeftir, temel bir mücadele oda¤› da

olabilmelidir!

Sermayenin faflist iktidar›n›n katliamc›, bask›c› yüzü bizimiçin yabanc› de¤il. Eski kuflaklar›n deneyimlerine hiç gerekduymaks›z›n en genç devrimciler bile son birkaç y›l›nbilançosuna bakarak yeterince görmüfl durumdalar. fiimdiönümüzde bunun t›rmand›r›laca¤› bir süreç var. Bu süreçtekitemel hedeflerden biri de hiç kuflkusuz gençlik hareketi, dahado¤rusu gençlik içerisindeki ileri unsurlar flahs›nda bir bütünolarak gençlik olacakt›r. Zira gençlik hareketi tüm zaaf vegeriliklere ra¤men dinamik bir yap›ya sahiptir. Sonuçlar›örgütsüzlük nedeniyle istenilen yere varamasa da bir dizimilitan ç›k›fl, gençlik hareketinin üstelik en geri oldu¤u böylesibir dönemde yap›labilmifltir. Kürt hareketinden kamuemekçilerine kadar bir dizi alanda ciddi baflar›lar elde edenburjuvazi, gençlik alan›nda henüz istedi¤i yere varamam›fl vebu alandaki devrimci tutumlar› k›rmay› baflaramam›flt›r.Sadece bayrak provokasyonundan bu yana geçen zaman›düflünecek olursak, reformist hareket tüm kanatlar› ile düzeneyedeklenmiflse de bunu en zay›f ifade edebildi¤i alan yinegençlik olmufltur. Demek ki sermaye iktidar› gençlik hareketiile tam ve kesin bir hesaplaflmaya girecektir.

Aylard›r üniversitelerde süren faflist sald›r›lar, art›k kendi

sistemati¤ine oturmufl olan soruflturma terörü, 17’lerin flehitdüflmesinin ard›ndan tutuklama terörünü özel planda gençlikgüçlerinin gö¤üslemesi, sald›r›lar›n yönünü ve temelyöntemlerini ortaya koyuyor. Bir di¤er nokta ise gençlikhareketinin gündemini da¤›tarak hedefli çal›flmalar›engellemektir ki gençlik hareketi tarihinde pek çok kez butuza¤a düflmüfl, stratejik olandan uzaklaflabilmifltir. Bugüngençlik hareketi her fleyden önce zaaflar›yla mücadele etmekzorundad›r. Bu sald›r›lara karfl› örece¤i direnifl hatt›n› buyönde kullanabilir, birleflik devrimci bir gençlik hareketininzeminini burada bulabilirse süreçten baflar›l› ç›kabilir. Ötesimevzilerin korunmas› için bile yeterli de¤ildir.

Faflist terör ve bask› ile ilk defa karfl›laflm›yoruz.Deneyimlerimiz ve güçlü yanlar›m›z var ve elbetteyetersizliklerimiz de. Ama flimdi as›l sorun bu deneyimlerle vebirikimlerimizle yetersizliklerimizi ortadan kald›racak birhaz›rl›k içine girebilmektir. Bu her fleyden önce yaz sürecininolanaklar›n› iyi de¤erlendirerek, öncelikle ileri-örgütlü güçlerdebir bilinç aç›kl›¤› yaratmay› gerektiriyor. Faflizmin ve güncelgeliflmelerin yerli yerine oturtulmas›, dönem içindekarfl›laflaca¤›m›z politik sorunlar›n çözümü için hayati halkad›r.Sadece son aylarda yaflananlara ve yap›lan hatalarabak›ld›¤›nda bile bunun önemi görülecektir.

‹kinci bir sorun ise, at›lacak her ad›m›n birleflik birmücadeleye hizmet edecek biçimde planlanmas›d›r. Gerekmerkezi planda, gerekse de yerellerde bu tarzbenimsenemezse bu zaten zor olan görevleri iki kata¤›rlaflt›racakt›r. Dolay›s›yla vakit kaybetmeksizin bu yöndeplanlamalar gündeme getirilmeli.

Konunun di¤er yan› ise özel olarak son bir y›ld›r üzerindedurdu¤umuz birleflik bir devrimci gençlik hareketi hedefininart›k bu alandaki pratik süreçlere ba¤lanm›fl oldu¤udur. Bukonuda elde edilen baflar›lar› ve olumsuzluklar› daha önce eleald›k, burada tekrarlamayal›m. Ancak temel sorun merkezigörüflmelere s›k›flan bir pratikti, flimdi daha genifl bir alandaplanlama yapma zorunlulu¤u ve bunun olanaklar› ile yüzyüzeyiz.

Di¤er bir nokta ise toplumsal kesimlerin birbirlerine olanmesafesi ve yal›t›lm›fll›klar›d›r. Gençlik bu aç›dan geçmiflteileri örnekler yaratabilmifl olman›n güveniyle tüm kesimleribirlefltirecek bir mücadele hatt›n›n eylemcisi olabilmelidir. Hemokullarda yaflanan sald›r›larda toplumsal dayan›flma vedeste¤in sa¤lanmas› için daha fazla çaba harcamak ve hemde di¤er kesimlere yönelik sald›r›lar›n püskürtülmesinoktas›nda aktif bir rol oynamak gerekiyor. Özellikle hedefteolan mazlum Kürt halk›yla güçlü bir dayan›flma örebilmeliyiz.

Son olarak at›lacak her ad›m›n mutlak surette gençli¤ingenifl kesimleriyle ortaklaflt›r›labilmesi, içinde bulunulan tecritdurumunun k›r›lmas› ve elbette gençli¤in özlem ve talepleri ileYÖK ve sermaye düzeninin karfl›s›na ç›k›labilmesi süreçtenzaferle ç›kabilmenin anahtar› olacakt›r. Her ad›mda güçlü birkitle çal›flmas› ve genifl bir örgütler a¤›yla beslenmeyen birçal›flma ve direnifl yarataca¤› tüm olumlu de¤erlere ra¤mensürecin karfl›lanmas› anlam›na gelmeyecek. Dolay›s›ylasald›r›lar›n hedefinde olan bütün bir ezilen s›n›flar gençli¤inimücadele barikatlar›na tafl›mak görevi baflar›lmadan ilerlemekmümkün de¤ildir.

Bu görevleri gö¤üsleyebilmek için gençlik hareketinin tümözneleri seferber olmak zorunda. Geçmiflte zaman› veenerjimizi tüketen tart›flma ve konular art›k lükstür. Öyleysekaybedecek bir dakika, kenara itilecek tek bir insan yok.

Görevlerine sar›lan devrimci gençlik güçleri burjuvagericili¤inin yeni sald›r› dalgas›n› püskürtmeyi bir kez dahabaflaracaklard›r!

Page 5: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

5

Ülkedeki yayg›n Amerikan karfl›tl›¤› nedeniyle ABD,sermaye iktidar›n› bundan dolays›z olarak sorumlu tutmufl vederhal Amerikan karfl›tl›¤›n›n ortadan kald›r›lmas› için Türkdevletini ciddi bir flekilde uyarm›flt›. Dahas› bununla dakalmam›fl, süreci bir burun sürtme operasyonuna dadönüfltürmüfltü. Sermaye devletinin yap›lan operasyonlahizaya geldi¤i görülünce devlet temsilcileri ABD’ye kabuledilmiflti.

Ziyaret sonras›nda temel olarak benimsenen ilke, ABD’ninbölgedeki stratejik yönelimine uygun hareket edilmesi oldu.Genel olarak emperyalizme, özelde ABD emperyalizminekölece ba¤l› sermaye iktidar›n›n, bundan daha farkl› birdavran›fl sergilemesi mümkün de¤ildi. Son süreçte yaflananbir dizi olay üzerinden bakt›¤›m›zda, sermaye devletinin,ABD’nin bölge politikas›yla uyumlu hareket etmek için uygunbir ortam bekledi¤ini ve bunun için kendi iç cephesindenhaz›rl›klar yapt›¤›n› söyleyebiliriz.

Genelkurmay ipleri yeniden eline ald›

7 Temmuz’da ‹ngiltere’ye yap›lan sald›r›lar sonucu,terörizme karfl› oluflan uluslararas› konjonktürü arkas›na alansermaye devleti yeni bir dönemin bafllayaca¤›n› ilan etmifloldu. 19 Temmuz günü Genelkurmay ‹kinci Baflkan› ‹lkerBaflbu¤’un gazetecilerle yapm›fl oldu¤u sohbet toplant›s›n›,önümüzdeki dönemde içeride ve d›flar›daki yürütüleceksald›r›lar›n start› olarak kabul edebiliriz.

Londra'daki kör terör eylemi sonras›nda oluflturulan uygunortamda ise sermaye iktidar› faflist terörün iplerini tümüyleçözece¤inin iflaretlerini verdi. Genelkurmay ‹kinci Baflkan›‹lker Baflbu¤, bunu “terörle mücadelede” demokratik haklar›nk›s›tlanmas›, düzen medyas›n›n misyonuna uygun olarakpsikolojik harekat yürütmesi, halk›n alg›s›n› geliflmelere göre

yönlendirmesi, devletin budönemde ortaya ç›kanihtiyaçlar›na uygun yeni terörlemücadele yasas›n›n ç›kart›lmas›olarak s›ralam›flt›r.

Bunun yan›nda toplumdaflovenizmi besleyecekprovokasyonlar›n örgütlenmesive buna ba¤l› olarak faflisthareketin soka¤a sal›nmas› iletablo tamamlanm›fl oluyor.Sermaye iktidar› son kör terörsald›r›lar›yla oluflan ‘terörizme’karfl› kutsal ittifakta yerald› bile.Yap›lan kör fliddet eylemlerini,art›k kendi terör eylemleri içinmazeret gösterebilecek.

Elbette bu faflist sald›r›n›n ilkhedefinde, özgürlük ve eflitlikisteyen Kürt halk› ile ilerici-devrimci güçler bulunuyor.Sermaye devletinin ç›plakterörünü ve fliddetini neredeysekesintisiz yaflayan Kürt halk› vedevrimci güçler için bude¤erlendirme herhangi biryenilik tafl›m›yor. Fakatyap›lmas› istenen budüzenlemeleri sadece iç politikihtiyaçlar›n bir ürünü olarakdüflünmek eksik olur.

‹çerdeki teröre, d›flar›da komflu halklarasald›rganl›k efllik edecek

‹ç politikada her yeni düzenlemeyi, asl›nda d›flar›yayönelik ad›mlar› daha kolay atabilmek için bir haz›rl›k evresiolarak niteleyebiliriz. Genel kural olarak, burjuva devletlerde içve d›fl politika bir bütünlük arzeder. Yani içerde kendi halk›nakarfl› terör izlenecekse, d›flar›da da buna paralel olarakkomflu halkalara sald›rganl›k siyaseti izlenir. Bu ba¤lamdasermaye devletinin önümüzdeki dönemde d›flar›da nas›l birpolitika izleyece¤i de kendili¤inden ortaya ç›km›fl oluyor. Bupolitikan›n zemininin uzun bir zamand›r döflendi¤ini belirtmekgerekir. Yeni “Milli Siyaset Belgesi”nde ‹ran tehdit olaraknitelenirken, ABD gezisi s›ras›nda bu sefer ‹lker Baflbu¤’unbunu yeniden belirtme ihtiyac› duymas›, ABD’ye verilmifl birmesaj olarak alg›lanmal›d›r. Bununla birlikte ‹srail ile iliflkilerinyeniden ray›na oturtulmas› ve ‹ncirlik Üssü’nün s›n›rs›zkullan›ma aç›lmas› bu sald›rganl›k politikas›yla birebiriliflkilidir.

Sermaye iktidar› flu günlerde iflçi s›n›f›na, emekçilere vekomflu halklara karfl› çok yönlü bir sald›r› plan›yla ç›kmayahaz›rlan›yor. Bunu “teröre” karfl› topyekûn seferberlik olaraktan›mlamakta herhangi bir sak›nca görmüyor. Bu arada tümdevlet kurumlar›n›n yan›nda 4. kuvvet olarak hareket edenmedyan›n da bu seferberli¤e kat›lmas›n› istiyor ve onu dabuna bizzat haz›rl›yor.

Bu yeni bir topyekûn savafl ilan›d›r. Sermaye iktidar›n› bu emellerinden al›koyabilecek tek güç

devrimci çizgide geliflecek bir iflçi-emekçi hareketidir.Devrimci güçlerin omuzlar›ndaki yük bu süreçte bir kat dahaartm›flt›r. Devrimciler olarak sermaye iktidar›na karfl› birikmiflöfkeyi bizzat ona karfl› yöneltmek sorumlulu¤u ile yüzyüzeyiz.

‹‹‹‹ çççç eeee rrrr iiii dddd eeee tttt eeee rrrr öööö rrrr ,,,,dddd ›››› flflflfl aaaa rrrr ›››› dddd aaaassss aaaa llll dddd ›››› rrrr gggg aaaa nnnn llll ›››› kkkk !!!!

Page 6: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

6

U¤ur Kaymaz evinin önünde, yola ç›kacak olanbabas›yla birlikteydi. O daha çocuktu, bu ülkede ölümünyafl›n›n olmad›¤›n› muhtemelen bilmiyordu. Ölüme bukadar yak›n oldu¤unu da... Laf de¤il, sözkonusu olan“vatan›n ve milletin bölünmez bütünlü¤üydü”, her anherkes tehlikeli olabilirdi! Birlikte olman›n mutlulu¤unutadan baba o¤ula dönmüfltü namlular. Bu andan 10dakika sonra olacaklar belki önceki gece, belkigünler önce ölüm kusan a¤›zlardanç›km›flt›. Telsizlerin o kulak t›rmalayancay›rt›lar› aras›nda geçmiflti isimleri.Belki...

U¤ur Kaymaz ve babas› o günevlerinin önünde katledildiler. Vedevlet-i ali aç›klad›:“teröristlerdi”! 12 yafl›ndakiçocu¤a kurflun s›kan zihniyetyapt›¤›n› savunuyordu.

Faruk Kad›o¤lu, 4 y›ld›rtecrit koflullar›ndayaflamaktayd›. Özgür birülke, yeni bir dünya, insancabir yaflam için mücadeleyiseçmiflti. Kavga saflar›ndayerini alan Kad›o¤lu tecritkoflullar›nda teslim al›nmayaçal›fl›l›yordu. Yeni yasalardevrimci tutsaklar›n bafle¤medikleri tecrit koflullar›n›daha da a¤›rlaflt›r›yordu.Y›llard›r direndi¤i tecrite vea¤›rlaflan tecrit koflullar›na karfl›ölüme yatm›flt› Kad›o¤lu ve 25May›s’ta bedenini saran alevlerleölümü kucaklad›.

Y›lanlar›n düzenidir bu. Gecekaranl›¤›nda sinsice sürünüp ölümüa¤z›nda tafl›yan›n. Karanl›k yuvalar›n›nderinliklerinde v›c›k v›c›k derileriyleölümlerin üstüne kuluçkaya yatanlar›nsaltan›t›d›r yaflanan. Bunlar, eli aya¤› olan, düflünen,konuflan y›lanlard›. S›n›fsal ve ruhsal bir y›lanlaflmayd›bu.

Sürünüyordu ama ayaklar› vard›. Y›lan kendinikorumak için öldürür, bunlar›n yaflam› katliamd›.Sürünenin ölümü ne zaman kusaca¤› belli olmazd›. Buafla¤›l›k türün üstüne çöreklendi¤i taht›n alt›nda tarihboyunca döktü¤ü kandan bir ›rmak akmaktayd›. Ne var kiöldürdü¤üyle kalm›yordu y›lanlar. Y›lanlar öç al›yordu.

Katlettikleri ile yetinmediler

12 yafl›nda katledilen U¤ur’un mahkemesinesald›rd›lar. Önünde koca bir ömür, yüre¤inde umut olangenç bir fidan› k›rm›fllar, sonra da yapt›klar›n›savunmufllard›. Ve devam ettiler ölüm kokan nefesleriyle

höykürmeye. 12 yafl›nda bir çocu¤un ölmüfl olmas›onlar›n yüreklerinde utanç uyand›rm›yordu.

Utan›p sessizli¤e mahkum olmak bileonlar›n alçalm›fl ruhlar›na çok geliyordu.

Yine geldiler. Ellerinde silahlar›,sallamalar›, b›çaklar›, sopalar›...

Geldiler höykürerek: vatan birbütündü bölünemezdi, tanr› türkükorusundu! Yine sald›rd›lar kanl›elleri, çatal dilleriyle. 12yafl›ndaki bir çocu¤un vebabas›n›n hakk›n›mahkemelerde ne kadarsavunulamayacaksa dasavunmaya gelenlere.Katliam›n hesab›n› sormayaniyetli olanlara. Böyle biray›ba seyirci kalmay› insanonuruna s›¤d›ramayanlara.Onlar art›k insan de¤ildi.‹nsan dedi¤in düflünürdü,onlar›n tapt›klar› haflmetlidevletleri vard›. ‹nsan dedi¤in

utan›rd›, onlar çocuk katilli¤inisavunuyorlard›. ‹nsan dedi¤in

insanca duygular beslerdi, onlardünyay› kan k›rm›z› görüyorlard›.

Çünkü y›lanlar›n öcü vard›.Çolu¤a çocu¤a, yafll›ya gence

ac›maz, ölüye diriye sayg›gösteremezdi bunlar.Karanl›¤›n karfl›s›nda ömrünü kavgayla

ilmek ilmek ören Kad›o¤lu’nu katletmifllerdi.Kad›o¤lu ölmüfltü ve failleri cenazede haz›r

beklemekteydi. Bekliyorlard›, ellerinde tafllar›,yüreklerinde öfke. Kendisi ve halk› için en iyiyi istemiflbunun için savaflmaya cesaret göstermifl o kahraman›ncenazesine sallad›lar tafllar›n›.

Çünkü y›lanlar›n h›nc› vard›. Kendilerine karfl› at›lanher ad›mda öç duygular›yla dolarlard›.

Bütün bunlar› nereden uyduruyorsunuz diye misoruyorsunuz? Yok biz uydurmad›k, y›lanlar kendileribildirdiler bize.

Dersim da¤lar›nda y›lan sokmas› sonucu hayat›n›

Y›lanlar›n öcü

Y›lanlar›ndüzenidir bu.

Gece karanl›¤›ndasinsice sürünüp ölümü

a¤z›nda tafl›yan›n.Karanl›k yuvalar›n›n

derinliklerinde v›c›k v›c›kderileriyle ölümlerin üstüne

kuluçkaya yatanlar›nsaltan›t›d›r yaflanan.

Bunlar, eli aya¤› olan,düflünen, konuflan

y›lanlard›. S›n›fsal veruhsal bir

y›lanlaflmayd›bu.

Page 7: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

7

kaybeden bir PKK gerillas› ile ilgili “Y›lanlar›n Öcü” bafll›¤›n›atan gazetenin internet sitesi hat›rlatt› bu gerçe¤i bize : “Helalolsun y›lana. Allah böyle y›lanlar› araziden eksik etmesin. Y›lanbile sokaca¤› adam› biliyor.” “Y›lan kimi sokaca¤›n› iyi bilir vegörevini yapm›fl. Sen bu kafa ile gidersen bir y›lan da senin içinbulunur.”(www.kenthaber.com)

12 yafl›nda bir çocu¤un öldürülmesini savunmak, cenazeleresald›r›lmas› bu ülke için flafl›rt›c› de¤il. Bu ülke halklar› devletinbast›¤› köylerde bebekleri katletti¤ini ve sonras›nda bukatliamlar› gerillalara yükledi¤ini de gördü. Cesetlere iflkenceyap›ld›¤›n› da. Art›k sorulmas› gereken insanlar ölürken, çocuklarkatledilirken ortalarda insan diye dolaflanlar üstüne sorulmal›d›r.12 yafl›nda katledilip biz yapt›k, iyi yapt›k, mahkemesinde bilesavunman›za izin vermeyece¤iz diyenler üstüne son sorumuz.Ömrünü zulmün, zorbal›¤›n karfl›s›nda destan gibi yürüyenlerikatledip, cesetlerine iflkence yapan, cenazelerine sald›ranlarüzerinedir. Sorumuz y›lanlar›n korkusu, h›nc› ve öcü üzerinedir.

Y›lanlar›n Öcü roman›nda ve filminde Irazca anan›nsorduklar›n› hat›rlayal›m:

“Y›lanlar bile y›lan olduklar›yla öç al›yorlar. Y›lanlar bileöçleriyle insanlara meydan okuyorlar. Siz insanl›¤›n›zla, buncasömürüye, bunca zulme, bunca zorbal›¤a nas›l sessizkal›yorsunuz? Siz gayr› yeter demeyecek misiniz? Y›lana boyunmu e¤eceksiniz? Haydi, zor olsun, kolay olsun, düflün yollarayollara, düflün yollara…”

Provokasyonlar,katliamlar,

tutuklamalar,bask›lar biziy›ld›ramaz!

21 Haziran günü, Tunceli Ovac›k ilçesinde 17MKP militan›n›n katledilmesini protestoettikleri, bas›n aç›klamas›na kat›ld›klar›, “örgütpropagandas› yapt›klar› ve halk› silahl› isyanateflvik” ettikleri gerekçesiyle tutuklanan 17 kifliyap›lan itiraz sonucu serbest b›rak›ld›.Tutuklananlardan 12’si 5 Temmuz, 3’ü 6Temmuz günü, di¤er 2 kifli ise bulunduklar›illerde gözalt›na al›nd›ktan sonra tutuksuzyarg›lanmak üzere serbest b›rak›ld›. Bir kifliaskerlik gerekçesiyle Manisa’ya gönderildi.

8 Temmuz günü Ekim Gençli¤i ve HÖColarak tahliyelerle ilgili bir bas›n aç›klamas›gerçeklefltirdik. Provokasyonlara vetutuklamalara de¤inen bas›n aç›klamas›ndaflunlar› söyledik: “21 Haziran günü TunceliOvac›k ilçesinde 17 devrimcinin sa¤ elegeçirilme olas›l›¤› olmas›na ra¤men vücutlar›parçalanarak öldürülmelerini protesto etmekiçin bas›n aç›klamas› yapt›k. Yaflanm›fl birkatliam vard›, bizler de devrimci, demokrat,yurtsever insanlar olarak yasal hakk›m›z›kullanarak bas›n aç›klamas› yapt›k. Yapt›¤›m›zbas›n aç›klamas› bahane edilerek 25 Haziran2005 günü sabah erken saatlerde evler vedernekler silahl› özel tim ve sivil polislercebas›ld›, gözalt›na al›nd›k. Ve tutuklamam›zayapt›¤›m›z itirazlar sonucunda serbestb›rak›ld›k.”

Tutuklamalar›n hukuksuz oldu¤una de¤inilenbas›n aç›klamas› “... böyle bir ülkede direnmek,hakk›n› aramak a¤›r bedeller ister... Busald›r›n›n as›l amac›n› bildi¤imiz için y›lmad›k,y›lmayaca¤›z. Bedeli her ne olursa olsungerçekleri anlatmaya ve savunmaya devamedece¤iz. Bugün yine buraday›z ve gerçeklerihayk›rmaya devam ediyoruz. Provokasyonlarla,katliamlarla, linç giriflimleriyle, tutuklamalarlabizleri y›ld›ramazlar...” sözleriyle devam etti.Eylem at›lan sloganlarla sona erdi.

Samsun Ekim Gençli¤i

Page 8: EG 85. sayı

DTCF: “Faflizme geçit yok!”16 Haziran günü ö¤le saatlerinde okulun içerisinde

karfl› karfl›ya gelen devrimci, demokrat ö¤rencilerlefaflistler aras›nda yaflanan gerilim, faflistlerin sald›r›s›ylabüyüdü. Üç ö¤renci yaraland›, faflistler kaçt›. Olay›n ortabahçede duyulup gerilimin en üst seviyeye ç›kmas›ylapolis say›s› sürekli art›r›ld›. Baz› ö¤retim görevlilerininve polisin müdahalesiyle beklemeye bafllayanö¤rencilerin önünde polis barikat› bekletilmekte, polisinprovokatif tutumu ise artarak sürmekteydi. ‹ki gün öncebir ö¤renciyi b›çakla yaralayan Mehmet Çetin adl› faflistserbest b›rak›lm›flt› ve üç ö¤rencinin yaraland›¤› olaydada yine ön saflardayd›. Giderek yükselen öfkeninharekete geçmesi, faflistlerin polis taraf›ndan güvenli birflekilde okuldan ç›kar›lmas› s›ras›nda yafland›. Bu anakadar ö¤rencilerin bekleyiflinin temel amac› faflistlerhakk›nda ifllem yap›lmas› ve yarg›lanmalar›n›sa¤lamakt›. Polisin faflistleri d›flar› ç›kartmas› ve serbestb›rakmas› üzerine ö¤renciler müdahale ettiler vefaflistlerin üzerine yürümek istediler. Polis barikat›nayüklenilmesiyle orta bahçede yine çat›flma ç›kt›, yine gazbombalar› devreye girdi. Polisin binalara girenö¤rencilere tafl atmas› ve camlar›n polisin att›¤› tafllarlak›r›lmas› da polis-faflist iflbirli¤inin somut ifadesi oldu.

Okulun içerisindeki ö¤renciler bas›n aç›klamas›yapmak için bas›n› okula davet ettiler. Yap›lanaç›klamada polis sald›r›s›, sald›r›dan kalan gazbombalar›yla teflhir edildi, okula verilen zarar›nsorumlulu¤unun poliste oldu¤u ifade edildi. Daha sonrafaflistlerin kantinine topluca girilerek kantinde bulunanb›çaklar ve sopalar teflhir edildi.

Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan ö¤renciler S›hhiyekap›s›nda destek amac›yla bekleyen ö¤rencilerlebirlefltiler. Yaralanan arkadafllar›m›z›n kald›r›ld›¤› ‹bn-iSina Hastanesi’ne do¤ru yürüyüfle geçildi.Arkadafllar›m›z›n durumu hakk›nda yap›lanbilgilendirmenin ard›ndan kitle Sakarya Caddesi’neyürüdü. Anti-faflist sloganlar›n Ankara sokaklar›ndayank›land›¤›, yaklafl›k 300 kiflinin kat›ld›¤› ve oldukça

coflkulu geçen yürüyüfl Sakarya Caddesi’nde bitirildi.Burada bir aç›klama yap›ld›. Ö¤renciler bir kez daha,faflist sald›rganl›¤a, polis provokasyonuna ve idareninfaflistleri koruyan tutumuna karfl› mücadeleyibüyüteceklerini, üniversitelerini savunacaklar›n› ilanettiler.

20 Haziran günü DTCF önünde toplanan ö¤renciler,bir bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan, topluca adliye binas›önüne yürüyerek faflist sald›rganlar hakk›nda suçduyurusunda bulundular. Eyleme yaklafl›k 150 kiflikat›l›rken, çeflitli sendika ve kitle örgütleri de destekverdiler.

DTCF’de yaflanan olaylar›n ard›ndan okul tatiledilmifl, finaller ertelenmiflti. 27 Haziran günü yenidene¤itime bafllayan okula gelen ö¤renciler, ak›llaradurgunluk veren bir görüntüyle karfl›laflt›lar: DTCF, polistaraf›ndan bütünüyle ablukaya al›nm›fl, tam anlam›ylaiflgal edilmiflti. Polis koridorunda yap›lan aramalarla,okul önünde bekleyen otobüsler dolusu çevik kuvvetpolisiyle, fakülte güvenli¤inin iflgüzar tutumuyla,dekanl›¤›n s›nav› olmayan ö¤rencileri okula sokmamakarar›yla, bir bütün olarak fakülte iflgal alt›ndayd›.

Bu koflullar alt›nda okula gelen ö¤renciler, ö¤ledensonra düzenlenecek eylemin haz›rl›¤›na girifltiler. Ö¤lesaatlerinde DTCF ö¤rencileri ve baz› ö¤renci velileriDTCF önüne geldiler. Ö¤renci velilerinden oluflturulanbir heyet dekanla görüflmeye gitti. Ç›k›flta heyet ad›naaç›klama yapan Fehmi Bayraktaro¤lu, dekanlagörüflmelerini kitleye aktard›; polisin tacizkar veprovokatif tutumuna son verilmesini ve polisin d›flar›ç›kar›lmas›n› talep ettiklerini belirtti. Dekanl›kgörüflmede polisin tutumundan yer yer kendilerinin derahats›z olduklar›n› ifade etmifl. Ancak bunun bir yalanoldu¤u çok geçmeden ortaya ç›kt›. Bu denli s›k›aramalardan “her nas›lsa” bir b›çak geçmiflti ve ö¤ledensonra faflistler iki ö¤renciye b›çak çekerek sald›rgantutumlar›n› devam ettirdiler. Ö¤rencilerin üstlerineyürümesi üzerine faflistler polisin korumas› alt›nas›¤›nd›lar. Bu olay dekan, polis ve faflist iflbirli¤inin yenibir kan›t›d›r.

Ankara Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

8

ÜÜnniivveerrssiitteelleerr aannttii--ffaaflfliisstt ssllooggaannllaarrllaa kkaappaanndd››!!

Yeni dönemde defaflizme geçit

vermeyece¤iz!

Page 9: EG 85. sayı

‹stanbul Üniversitesi: “Beyaz›tfaflizme mezar olacak!”

‹stanbul Üniversitesi’nde 9 Haziran günü faflist sald›r›lar›protesto etmek amac›yla bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi.Edebiyat Fakültesi’nde gerçeklefltirilen aç›klamaya yaklafl›k100 kifli kat›ld›. Aç›klamada sald›r› süreci anlat›ld› verektörlü¤ün tutumu teflhir edildi. Ayr›ca “‹stanbul Üniversitesiy›llar y›l› her türlü bask› ve zor koflullar›na karfl› direnmifl,devrimci ideolojiye karfl› yürütülen her türlü sald›r›y›püskürtmeyi bilmifltir. Bugün de sonucun farkl› olmayaca¤›konusunda buraya sald›ran faflist güruh da, ‘okulda siyasetibitirece¤im’ diye faflistleri besleyen rektör de, gözünü burayadikmifl sermaye de emin olsun; ‹stanbul Üniversitesi’ndendevrimci ideolojiyi silmek öyle eli sat›rl› üç-befl sald›rgan›üzerimize sald›rtmakla olacak ifl de¤ildir. Bu üniversitedey›llar›n mücadele deneyimi, y›llar›n birikimi vard›r” denilerek,faflist sald›r›lara göz yumulmayaca¤› vurguland›.

Üniversitede s›nav dönemine girilmesiyle beraber artarakdevam eden faflist sald›r›lara karfl› merkezi bir ‹stanbul eylemikararlaflt›r›ld›. Eylemin güçlendirilmesi ve kamuoyunungündemine sokulmas› için çeflitli kurumlardan, siyasipartilerden ve platformlardan, DKÖ’lerden destek al›nmas› veaç›klaman›n birlikte yap›lmas› kararlaflt›r›ld›.

Üniversitede s›nav dönemi olmas› ve politik çal›flman›nyeterince yap›lamamas›n›n etkisiyle eylem 250 gibi nispetendüflük bir kat›l›m ile gerçekleflti. ‹Ü Fen EdebiyatFakültesi’nde, ‹Ü Merkez Kampüs’te ve tramvay duraklar›ndatoplanan ö¤renciler, “Faflist sald›r›lara geçit vermeyece¤iz!” ve“Polis, idare, sivil faflist iflbirli¤ine son!” pankartlar›n› açaraksloganlar eflli¤inde Beyaz›t Meydan›’na yürüdüler.

Burada okunan bas›n aç›klamas›nda, faflist sald›r›lar›n ony›llard›r yaflanan sald›r›larla fark›n›n olmad›¤› ve hepsinindevlet taraf›ndan devrimci mücadeleyi engellemek içinkullan›ld›¤› belirtildi. Daha sonra destek veren kurumlardanD‹SK-Bas›n ‹fl, TTB, ‹HD, ÇHD, TMMOB, BDSP, ESP, HÖC,DHP, EHP, ÖDP, Halkevleri ad›na konuflan Eren Keskin, busald›r›lara karfl› üniversite gençli¤inin yan›nda olduklar›n›belirtti. Eylem Grup Yorum’un söyledi¤i marfllar ve hepberaber söylenen Beyaz›t Marfl› ile sona erdi.

‹stanbul Ekim Gençli¤i

ZKÜ: “Faflizme karfl› omuzomuza!”

ZKÜ Ö¤rencileri ‹stanbul Üniversitesi ve AnkaraÜniversitesi DTCF’de yaflanan faflist sald›r›larla ilgili 20Haziran günü Madenci An›t›’nda bir bas›n aç›klamas›yapt›lar. “Faflizme karfl› omuz omuza!/ZKÜ Ö¤rencileri”pankart›n›n aç›ld›¤› eyleme 20 ö¤renci kat›ld›. Yap›lanaç›klamada; “Mersin’de bafllay›p Trabzon’dat›rmand›r›lan ve üniversiteli gençli¤e yönelen faflistsald›r›lar halen devam etmektedir. Bütün bu sald›r›larlahedeflenen muhalif kesimleri susturmakt›r... Mücadeleeden devrimci-demokrat gençlik sat›rl›, sopal›, b›çakl›faflistlerin sald›r›lar›yla korkutulmak, sindirilmekisteniyor” denildi ve “tüm bu sald›r›lara karfl›direniyoruz, direnece¤iz!” denilerek eylem bitirildi.Eylemde “Faflizme karfl› omuz omuza!”, “Kahrolsunfaflizm!”, “Soruflturmalar, tutuklamalar, bask›lar biziy›ld›ramaz!”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma!” sloganlar›at›ld›.

Zonguldak Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

9

1122.. yy››ll››nnddaa SSiivvaass kkaattlliiaamm›› llaanneettlleennddii……

“Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z!” 2 Temmuz günü Ankara’da Sivas katliam›n› lanetleyen bir miting düzenlendi. Ankara’da Sivas katliam› her y›ldönümünde

oldu¤u gibi bu y›l da bir haftal›k “Ba¤›ms›zl›k, demokrasi, bar›fl, emek, insan haklar›, özgürlükler ve laiklik için mücadele haftas›”nakonu edildi. PSAKD’nin ça¤r› yapt›¤› mitinge Ankara’daki 70 kitle örgütü kat›l›mc› olarak destek verdi. Bir hafta boyunca flehirmerkezinde ve semtlerde (Mamak, Dikmen, Bat›kent) birçok anma etkinli¤i gerçeklefltirildi. Semtlerde ço¤unlu¤u aç›k havadayap›lan anma etkinliklerine kitlesel bir kat›l›m oldu.

Komünistler mitinge “Katliamlar›n hesab›n› iflçi-emekçiler soracak!/‹flçi Kültür Evleri” imzal› pankart, ‹flçi Kültür Evleri flamalar›ile kat›ld›lar. Kortejde eylem boyunca “Sivas’›n katili sermaye devleti!”, “Çözüm devrimde, kurtulufl sosyalizmde!”, “Katillerdenhesab› emekçiler soracak!”, “Marafl, Çorum, Sivas, Gazi, Ulucanlar, 19 Aral›k, Mercan Vadisi–unutmad›k!”, “Katil devlet hesapverecek!”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z!” sloganlar› s›k s›k at›ld›.

Sayg› duruflunun ard›ndan 2 Temmuz flehitlerinin adlar› okundu ve “yafl›yor” diye hayk›r›ld›. Pir Sultan, Deniz Gezmifl, MahirÇayan, ‹brahim Kaypakkaya’n›n adlar› tek tek okunarak “yafl›yor” diye hayk›r›ld›.

Eylem boyunca devrimci kortejlerde 1 Temmuz günü Adalet Bakanl›¤› önünde kurflunlanarak infaz edilen “Eyüp Beyazölümsüzdür!” slogan› at›ld›.

Miting Grup K›z›l›rmak’›n verdi¤i konserin ard›ndan sona erdi.

Ankara Ekim Gençli¤i

Page 10: EG 85. sayı

Geçti¤imiz aya damgas›n› vuran Londra’ya yap›lansald›r›lar oldu. Tüm televizyonlar ve yaz›l› bas›n eliyle“lanetlenen” sald›r› emperyalistlerin iflgal politikas›n›n nekadar hakl› oldu¤unun ve dünya çap›nda teröre karfl›iflbirli¤inin gereklili¤inin kan›tlar› olarak karfl›m›za ç›kt›.

Sald›r›n›n boyutlar› ve kapsam› IRA’n›n yer ve zamanbelirterek yapt›¤› eylemlere al›flk›n ‹ngiltere için sars›c›olsa da bu beklenmeyen bir olay de¤ildi. ABD’nin ensad›k destekçisi ‹ngiltere tam da 2012 olimpiyatlar› içinLondra’n›n seçilmesinin ertesinde vuruldu. Sivil hedeflereyönelen, hatta metro ve otobüs gibi toplu tafl›ma araçlar›n›vuran kör terörün ard›ndan, G–8’in emperyalistleri medyaüzerinden “biz de tam Afrika’y› kurtar›yorduk” demeflans›n› çok da güzel kulland›lar. Emperyalist blo¤un biryerde elini güçlendiren bu sald›r›, öte yandan istihbaratbirimlerinin hiç de öyle uçan kufltan haberdar olmad›¤›n›bir kez daha göstermifl oldu.

Sald›r›lar›n hemen ertesinde art›k bu gibi olaylardad›flar›dan müdahaleye gerek kalmadan üzerine düflenieksiksiz yapan medya bu olaydan da yüzünün ak›yla ç›kt›.Daha ne oldu¤u tam olarak anlafl›lmadan suçlu belirlendi,ölenlere üzülme f›rsat› verilmeden hedef seçilerekemperyalistlerin Ortado¤u politikas› akland›. Türkiyemedyas› PKK ile ilgili haberleri Londra’daki sald›r›lar›nhemen arkas›na denk getirerek akla ziyan kurnazl›kpeflinde koflarken, D›fliflleri Bakan› A. Gül ise “bizim deteröristlerimiz var, sizi en iyi biz anlar›z” diyereksald›r›dan kendince nemalanmaya çal›flt›. Londra’dasivillere a¤layanlar›n daha dün öldürülen Irakl› sivillerinomleti yapan yumurtalar oldu¤unu söyleyenlerle ayn›insanlar oldu¤unu hat›rlamak çok güç de¤il. Blair yan›naBush’u al›p televizyonlara ç›karak sivillerin ölmesine yolaçanlar› lanetlerken ne düflünüyordu diye soras› geliyorinsan›n. Sanki daha dün ayn› ikili Afganistan’dakatliamlar›n alt›na imza atmam›fl gibi veya Irak’anapalmleri atan uçaklar› coflkuyla selamlamam›fl gibi. Yaniortada bir sald›r› var, sözde herkes sald›r›n›n kurbanlar›için a¤l›yor, ama ayn› güruh eylemde aç›kça bombalar›n

patlamas›ndan hoflnut. Sald›r›lar›n ard›ndan “teröre karfl› etkin mücadele” ad›

alt›nda yeni hak gasplar› dillendirilirken ikinci sald›r›largeldi. ‹ngiltere'de baflkent Londra'da 21 Temmuz’dadüzenlenen sald›r›larla bafllayan operasyonlar kapsam›ndabir çok insan tutukland›. ‹ntihar eylemcilerini bulmak ad›alt›nda tam bir insan av› bafllat›ld›. Ancak 27 yafl›ndakiBrezilyal›, Jean Charles de Menezes’in ‹ngiliz polisinceöldürülmesi ve sonras›nda ‹ngiliz polisinin aç›klamalar›insan›n kan›n› donduracak nitelikteydi. Bombalar› yaflamstandartlar›na yap›lan bir sald›r› sayan ‹ngiliz hükümeti biranda bu standartlar› tan›maz oldu ve bir insan› sorgusuzsualsiz s›rf biraz esmer diye vurdu. Ancak sald›r›n›nyaratt›¤› histeri içinde bu olay›n üzerinde kimse durmad›.Londra polisine, terörist oldu¤u san›lan kiflileri öldürmeemri verildi¤inin ortaya ç›kmas› ve ‹ngiltere’de gündemegelen yeni terör yasas›, Avrupa’n›n yeni demokrasianlay›fl›n› namlular›n flekillendirece¤ini aç›kça ortayakoyuyordu.

Cinayete flahit olan Mark Whitby anlat›yor: “Vagondaoturuyordum. Birden sesler duydum, polisin adama ‘ya ç›kya yere yat’ diye ba¤›rd›¤›n› gördüm. Daha sonra polisadam› yere yat›rarak 5 kez atefl etti ve adam öldü.”Whitby, “Onu yere ittiler, üzerine çulland›lar ve befl mermiboflaltt›lar” diyerek, infaz› gözler önüne serdi. Londrapolis flefi Sir Ian Blair ise olay› flöyle savundu: “Bu birtrajedi, Metropolitan Polisi bu olayda tüm sorumlulu¤uüstleniyor. Aileye ise ancak derin üzüntülerimi sunabilirim.Ama yap›lan mant›ks›z bir eylem de¤il. Polis, gerekti¤inde‘flüpheliler’i kafalar›ndan vurabilir...”

“Bu durumla bafla ç›kman›n tek yolu kafaya atefletmektir” diyen Londra Emniyet Müdürü Ian Blair, olaylailgili olarak da bir de resmi özür diledi: “Olay›nsorumlulu¤unu kabul ediyor, ve öldürülen gencin ailesinibaflsa¤l›¤› diliyoruz. Ancak flunu da unutmamak gerekir:Bu olaya yol açan, güvenlik kuvvetlerinin izledi¤i yöntemve politikalar de¤il; teröristlerin Londra caddeleri vemetrosunda intihar sald›r›lar› düzenledi¤i gerçe¤idir."

Ekim

Gençli¤i

10

RRRR üüüü zzzz gggg aaaa rrrr eeee kkkk eeee nnnn ,,,, ffff ›››› rrrr tttt ›››› nnnn aaaa bbbb iiii çççç eeee rrrr !!!!

Page 11: EG 85. sayı

Ancak bu kaba ars›zl›k örne¤i özür Brezilyal›gencin kimli¤ini tespit eden kuzeni Alex Pereirataraf›ndan reddedildi: “Kuzenim kimseden hiçbir fleysaklam›yordu. Bu hepimizin bafl›na gelebilir; polispekâlâ sizi de öldürebilirdi... Beni de.”

Sald›r›lar› f›rsat bilen ‹ngiliz hükümetiönümüzdeki y›ldan önce uygulamaya sokulmas›beklenmeyen terörle mücadele yasas›n› h›zla haz›rhale getirdi. ‹çiflleri bakan› Charles Clarke,Muhafazakâr ve Liberal Demokratlarla bir arayagelerek yeni yasa için destek istedi. Hükümettaraf›ndan önerilen yeni terörle mücadele yasas›nda‹ngiltere ya da ‹ngiltere d›fl›nda terörist e¤itimkamplar›na kat›lanlar, terör eylemi için haz›rl›kyapanlar ve terörizme teflvik edenler suç ifllemiflsay›lacak, intihar sald›r›lar› sonucu flehit olunaca¤›n›söyleyenler bu yeni yasa çerçevesinde suça teflviktengözalt›na al›nabilecek. Yeni yasa tasla¤›n›n entart›flmal› maddesi ise “terörizm için haz›rl›ktabulunmak”. Hükümet bu de¤iflikli¤in polis vegüvenlik servislerinin terörist sald›r›lara haz›rl›kaflamas›nda müdahale edebilmesi aç›s›ndan çokgerekli oldu¤unu savunuyor. Telefon dinleme, internetfaaliyetlerini takip etme gibi istihbarat çal›flmalar›n›nmahkemelerde kan›t olarak kullan›lmas› da yeniyasan›n kapsam› içinde yer al›yor.

Yeni yasa bize çok yabanc› olmasa bile bizdençal›nan özgürlü¤ü ülkelerinde doyas›ya yaflayanAvrupal›lar için yabanc›. Ancak ‹ngiliz devleti halk›n›yasan›n gereklili¤ine inand›rm›fl gibi gözüküyor.Hiçbir ciddi tepkiyle karfl›laflmadan yasay› geçirmeplanlar› yap›l›yor.

Avrupa’da “terörle mücadele” konusunda dahaetkin mücadele ça¤r›s› yap›l›r da Türkiye’deyank›lanmaz m›? Adalet Bakan› yeni bir yasahaz›rl›klar›na bafllad›klar›n› gururla söyledi. Böylecebombalardan bizim pay›m›za da bu düflmüfl oldu.

Londra’da patlayan bombalar ile birileri‹ngiltere’ye de anlad›¤› dilden demokrasi serpifltirmifloldu. Ancak emperyalistler bu kör sald›r›lar› kendilehlerine kullanmay› bildiler. ‹ngiltere’de vurulanBrezilyal› gencin ailesinden dilenen kuru özür vesonras›nda ç›kar›lan yasalarla yeni bir döneme girilmifloldu.

Zaman›nda herkes emperyalistlerin “Irak’ademokrasi götürüyoruz” sözünü alaya alm›flt›. Ancakkendi ülkelerinin s›n›rlar› içinde demokrasi kavram›n›yeniden tan›mlamaya bafllad›klar›n› görüyoruz. T›pk›Irak’ta uygulad›klar› demokrasi gibi. Burjuvazi tümdünyada gerçek yüzünü göstermeye bafll›yor. Birdönem tan›d›¤› haklar› gözünü k›rpmadan gasp ediyor.Birbirini karfl›l›kl› besleyen terör olgusu, iflçi s›n›f›n›ve emekçileri terör ve anti-terör (veya devlet terörü)aras›nda s›k›flt›rm›flt›r. Bunu k›racak olansa iflçilerin veemekçilerin devrimci s›n›f mücadelesi olabilir ancak.

Ekim

Gençli¤i

11

‹‹ssttaannbbuull’’ddaa 22 TTeemmmmuuzz......

“Sivas’› unutmad›k,unutturmayaca¤›z!”

Sivas katliam›n›n 12. y›ldönümünde Mad›mak Oteli’ndeyanarak hayat›n› kaybeden ayd›n ve sanatç›lar› anmak içinKad›köy Meydan›’nda bir miting düzenlendi. HaydarpaflaNumune Hastanesi önünde Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i,Alevi-Bektafli Federasyonlar›, çeflitli sendika, kitle örgütü,reformist çevre ve devrimci gruplar toplanmaya bafllad›. Saat15:00’da en önde Sivas flehitlerinin foto¤raflar›n›n oldu¤u birpankart ve arkas›ndan Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤iflubelerinin oluflturdu¤u kortejlerle yürüyüfle geçildi.

Yaklafl›k 4 bin civar›nda kat›l›m›n oldu¤u miting Kad›köy‹skele Meydan›’nda Sivas ve devrim flehitleri an›s›na yap›lansayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan Pir Sultan Abdal KültürDerne¤i’nin semah gösterisi gerçekleflti. As›m Bezirci’nin efliRefika Bezirci, katledilenlerin suçunun ayd›n olmakoldu¤unu, bu katliam› ayd›nl›k korkusu tafl›yanlar›nyapt›rd›¤›n› vurgulad›. Ard›ndan Pir Sultan Abdal YönetimKurulu üyesi Metin Aslando¤mufl, bugün Sivas katliam›n›yapan güçlerin hükümette oldu¤unu belirterek, ABD veBüyük Ortado¤u Projesi ile komflu ülkelerin iflgaline yard›medilmekte ve SEKA, Tüprafl, Telekom gibi kamukurulufllar›n›n sermayeye peflkefl çekilmekte oldu¤unuvurgulad›. Miting Grup Yorum’un müzik dinletisinin ard›ndansona erdi. Miting boyunca Mercan Vadisi’nde17 devrimcininkatledilmesi ve Eyüp Beyaz’›n “canl› bomba” oldu¤uiddias›yla Adalet Bakanl›¤› önünde vurularak öldürülmesiprotesto edildi.

Komünistler eyleme “Sivas’›n katili sermayedevleti!/BDSP” imzal› pankart ve k›z›l bayraklar›yla kat›ld›lar.Miting boyunca “Sivas’›n katili sermaye devleti!”, “Sivasflehitleri ölümsüzdür!”, “Sivas’› unutmad›k,unutturmayaca¤›z!”, “Mercan flehitleri ölümsüzdür!”, “EyüpBeyaz ölümsüzdür!”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür!”sloganlar› s›kl›kla at›ld›.

‹stanbul Ekim Gençli¤i

Page 12: EG 85. sayı

Sermaye iktidar›n›n Newroz gösterilerinin ard›ndantoplum ölçe¤inde terörü t›rmand›rma operasyonu, çokboyutlu bir flekilde sürüyor. Trabzon’da bafllayan olaylar,ülkenin birçok yerinde devrimcilere, ilericilere yönelik örgütlüfaflist sald›r›lar biçiminde devam etti. Olaylar›n son örne¤iise U¤ur Kaymaz davas›nda yaflananlard›. Bu olaylar›nönemli bir özelli¤i ise, sermaye iktidar›n›n devrimcimuhalefeti dizginlemek için iplerini sald›¤› sivil faflisthareketin olaylarda oynad›¤› baflat roldür. Devlet deste¤iyleörgütlenen bu faflist sald›r›larda onlarca gözalt› veyaralanma olay› yafland›, bu sald›r›lar devrimci hareketeyönelik bir tehdit olarak uzun bir dönemdir kullan›l›yor.

Devletin devrimci, ilerici güçlere yönelik operasyonu çokboyutlu olarak sürüyor. Bu sald›r›n›n çok önemli bir cepheside üniversitelere yönelik olan›d›r.

Genelkurmay operasyonunun üniversite aya¤›

Üniversiteler bu y›la, uzun bir dönemdirgiderilememesinin eksikli¤i hissedilen bir zaafiyet alan›yla,parçal› bir üniversiteli gençlik hareketi tablosuyla bafllad›.Faflist sald›r›lar›n özellikle bu dönemde yükselmesi, buzaafiyetin afl›lmas›n›n gençlik hareketi için ne denli yak›c› birihtiyaç oldu¤unu ortaya koydu.

Toplum nezdinde yaflanan psikolojik terör ortam›n›n,toplumsal muhalefetin devletin faflist k›skac› alt›na al›nmas›sürecinin üniversitelerde yans›mas›, faflist sald›r›lar fleklindeoldu. Ülkenin de¤iflik illerinde yaflanan, kimi yerlerde aç›klinç giriflimlerine varan, ancak özellikle ‹stanbul veAnkara’da yo¤unlaflan sald›r›lar, devletin son dönemdebizzat Genelkurmay a¤z›yla aç›klad›¤› devrimci güçlerisindirme operasyonunun üniversite aya¤›n›n da ihmaledilmedi¤inin kan›t›yd›.

‹stanbul’da yo¤unlaflan sald›r›lar›n Ankara’ya s›çramas›çok gecikmedi. Faflistlerle s›k s›k karfl›ya gelinen bir okulolan DTCF’de 14 Haziran’da bafllayan faflist sald›r› süreciülke gündemine dek uzanan bir etki yaratarak, okulun tatiledilmesine yol açacak çapta geliflmelerin yaflanmas›na yolaçt›.

14 Haziran’da bafllayan sald›r›, bir ö¤rencinin faflistMehmet Çetin taraf›ndan b›çaklanmas› ile t›rmanm›fl, 16Haziran günü orta bahçede yaflanan polis sald›r›s›yladoru¤a ulaflm›fl, kitlesel yürüyüfllerle faflist sald›r›lar protestoedilmiflti. Daha sonra okulun tatil edilmesiyle çat›flmalarkesilmifl, tatilin bitiminde okul tamamen polis iflgali alt›nagirmiflti. Bu dönemde ö¤renci velileri ile dekanl›kgörüflmeleri, 2 Temmuz mitingine “Katiller DTCF’de!” fliar›ylakat›l›m, okul içi etkinliklerle polis iflgaline ra¤men devrimcive ilerici güçlerin dirili¤i korunmaya çal›fl›lm›flt›.

Sald›r›lar›n üzerinden uzunca bir zaman geçti, budönemden bak›ld›¤›nda DTCF’de yaflanan geliflmelerinde¤erlendirmesinin gençlik hareketinin zaaflar›n›n afl›lmas›plan›nda önemli oldu¤unu belirterek bafllamak istiyoruz.

Faflist sald›r›lar ve örgütlü tutum

DTCF faflist sald›r›lar›n s›kl›kla yafland›¤› okullardanbiridir. Her ö¤retim y›l›nda en az bir kez ciddi bir biçimdefaflistlerle karfl› karfl›ya gelinir. Özellikle ramazan ay›, baharflenlikleri gibi bahanelerle faflist sald›r›lar›n gerçekleflti¤i,toplamda ö¤rencilerin tepkisinin yükseldi¤i süreçlerin s›kl›klayafland›¤› bir merkez olarak dikkat çeker. Yo¤un bir tepkininvar oldu¤u, ancak ayn› tepkinin örgütlü bir kuvvetedönüflemedi¤i, bu anlamda, gençlik hareketinin parçal›yap›s›n›n s›k›nt›s›n›n en çok yafland›¤› alanlardan biridirDTCF.

DTCF’de yaflanan son süreç de, bu eksikli¤i anlatan,önderlik sorununu bir kez daha ortaya koyan bir deneyimolarak yafland›. Önemli kitlesel tepkilerin ortaya ç›kt›¤›,insanlar›n politiklefltirilmesi için olanaklar›n oluflmas›anlam›nda önemli olan bu süreç, ne yaz›k ki gere¤incede¤erlendirilemedi. Gençlik gruplar›n›n bir yan›yla do¤ru birperspektife sahip olmamalar›ndan kaynakl› olarak bu parçal›tabloya güç yetirememeleri, bu sald›r›lar karfl›s›nda güçlü birdevrimci önderlik prati¤inin hayata geçirilememesine yolaçt›.

Bu zaafiyet, okulda örgütlenmesi hedeflenen ö¤renciflenli¤inin organizasyonunda da kendini ortaya koydu. Dahaönceki flenliklerde yaflanan faflist sald›r›lardan dolay› okulyönetimi taraf›ndan yasaklanan flenlikler, bu sene iradi birmüdahaleyle yeniden DTCF’nin gündemine sokuldu.Devrimci gençlik gruplar› bu flenli¤in DTCF için önemikonusunda ilk bak›flta hemfikirlerdi. Ancak ifl flenli¤inorganizasyonuna geldi¤inde, dar grupçu, sekter ve reklamc›tutumlar ile bu tutumlardan güç kazanan liberal e¤ilimlerinçat›flmas›, önemi üzerinde ortaklafl›lan bu ö¤renci flenli¤ininbölünmesine yol açt›. Okulda iki farkl› flenlik haz›rl›¤›bafllad›. Bu, okulda gençlik hareketinin parçal› tablosununbir yans›mas›yd›. Kuflkusuz ki, yarat›lmaya çal›fl›landevrimci bir gençlik hareketidir, bu anlamda reformizminetkisinin k›r›lmas›, hareketin gelece¤i aç›s›ndan elzemdir.Ancak bu etki hiç de pankart açma-açmama, pankartlar›nbüyüklü¤ü gibi tart›flmalarla k›r›lamaz. Tersine, bu tarzç›k›fllar, reformist ak›mlar›n kendinden menkul bir meflrulukzemini yakalamas›na yol açmakta, harekette daralmay› veparçalanmay› koflullamaktad›r.

Reformistlerin bu tart›flmalarda sergiledikleri bilinentutumlar›na girmeyece¤iz. Yaln›zca hareketin sorunlar›n›nbizzat reformistlerce de imza tart›flmalar›na döküldü¤ünü,sudan sebeplerle hareketin parçalanmas›na katk›lar›n›n

Ekim

Gençli¤i

12

Dil-Tarih faflizme mezarolacak!

Page 13: EG 85. sayı

oldu¤unu vurgulayaca¤›z. Tam bu parçalanma döneminde gündeme gelen faflist

sald›r›lar okul çap›nda nispi bir birleflme zemini yaratt›,ancak yine bu birliktelik olana¤› sorumsuz tutumlarla bofladüflürüldü. Faflist sald›r›lar›n yafland›¤› dönemde çok temelbir sorun olan, ayn› zamanda güçlü örgütlenebildi¤indeeylemli bir süreç olanaklar›na dönüflebilen toplu girifl-ç›k›fllara kendisini örgütlü bireyler olarak tan›mlayanö¤rencilerin dahi gelmemesi, sorumsuz tutumlar›n baflatörneklerindendir. Bu tart›flmalar s›ras›nda bu konuya dairvurgulu sözler söyleyenler de bu tutumlara ortak oldular.

Baflka bir nokta, devrimci dayan›flman›n özellikle ihtiyaçoldu¤u bir dönemde yaflanan siyasetler aras› garipanlaflmazl›klard›r. Öteden beri DTCF’nin Ankara gençlikmuhalefetinin bütünsel tablosuna eklemlenmesi zor bir okuloldu¤u tespiti geçerlidir; bu özellikle 1 May›s tart›flmalar›n›n›fl›¤›nda daha kuvvetli bir biçimde söylenebilir. DTCF’ninkendinden menkul “özerkli¤i” ilginç bir biçimde Ankaragençli¤ine dayat›lmakta, bu geri tutum belli siyasetlertaraf›ndan da desteklenmektedir. Bu, mahkum edilmesi veDTCF’nin mücadelesinin ilerlemesi aç›s›ndan afl›lmas›gereken bir tutumdur. Ancak, özellikle anti-faflist yürüyüfllers›ras›nda “inisiyatif sorunu” ad› alt›nda sürdürülen anlams›ztart›flmalar, hiç de bu tutumun afl›lmas›na hizmetetmemektedir. Sözde okulun “geri” tutumlar›n› aflmakamac›yla okulun d›fl›nda oluflturulan inisiyatifler, gençli¤inverili eylemini gelifltirmenin üzerinde durmak yerine kendineslogan att›rmay› ve dahas› okulun eylem komitesini hiçesaymay› birincil görev olarak biçti¤inde, okulun içerisi-d›flar›s› aras›nda yaflanan uyumsuzluklar temel bir tart›flmakonusu haline gelmekte, hareketin ve eylemlili¤in sorunlar›bütünüyle tart›flma d›fl› kalabilmektedir. Kuflkusuz, busorunlar›n yaflanmas›nda devrimci-demokrat hareketin özelolarak gençlik hareketine dair dar grupçu ve reklamc›kayg›lar› özel bir rol oynamakta ve bu zeminden güç alanreformistlerin hareketin geri kanad›n› oluflturmalar› dakolaylaflmaktad›r.

Faflizme karfl› omuz omuza!

Genç komünistler, faflist sald›r›lar süresince, DTCF’ye dairpolitikalar›n› s›n›rl› imkan ve olanaklarla hayata geçirmeye,faflist sald›r›lara ve faflizme dair bak›fllar›n› DTCF’yeyans›tmaya çal›flt›lar. Bu bak›fl daha önce yay›n›m›zayans›yan biçimiyle afla¤›daki gibiydi:

“Dolay›s›yla yap›lmas› gereken, bu sald›r›lara karfl› kararl›duruflu bu sald›r›lar›n kayna¤›na ve amac›na yönelik kapsaml›bir ayd›nlatma ve ajitasyon çal›flmas› ile birlefltirmek, geniflö¤renci kitlelerine sald›r›lar›n gerçek kayna¤›n› göstermek,devleti, hükümeti, polisi ve üniversite yönetimlerini olupbitenden sorumlu tutmak, demokratik kamuoyunda ve iflçi-emekçi hareketi içinde bu çerçevede bir duyarl›l›k oluflturmakve destek örgütlemek, bu arada ö¤renci gençli¤in temelsorunlar›na dayal› gündemlere ne pahas›na olursa olsun ba¤l›kalmak, buna dayal› çal›flmalar› ve mücadeleyi hiçbir kofluldaaksatmamakt›r.“ (Gençlik Hareketi ve Komünist Gençli¤inGörevleri)

Bu bak›fl çerçevesinde, yükselen hareketlili¤e, çal›flman›nolanaklar›na hep gençlik hareketinin güncel sorunlar›çerçevesinde bakmaya ve bu sorunlar için gelifltirilen taktikmüdahaleleri birleflik bir devrimci gençlik hareketi yaratmaçabas›na tabi bir biçimde ele almaya çal›flan gençkomünistler, süreç boyunca yaflanan tüm olumsuzluklarara¤men bu hedef do¤rultusunda hareket ettiler. Yukar›datan›mlanan olumsuzluklarla hep cepheden mücadele ettiler,tutumlar›n› aç›kça ortaya koydular.

DTCF’de yaflananlar, gençlik hareketinin bugünkütablosunu görmek isteyenler için önemli bir deneyim olmufltur.Bu sald›r›lar bir kez daha kan›tlam›flt›r ki, genelkurmayoperasyonlar›na, faflist teröre, sald›r› yasalar›na karfl› gençlikcephesinden anlaml› bir politik ç›k›fl, dönemsel birlikteliklerlede¤il, örgütlü bir gençlik mücadelesinin devrimcilefltirilmesiyle,hareketin zaaflar›n›n bilinçli ve devrimci bir müdahaleyleafl›labilmesiyle gerçekleflebilecektir. “Faflizme karfl› omuzomuza!” slogan› ancak bu biçimde hayat bulabilecektir.

Ankara Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

13

Page 14: EG 85. sayı

Uzun süredir beklenen ve bir kez ertelenen Yeni TürkCeza Kanunu “nihayet” yürürlülü¤e girdi. Haziran ay›itibariyle uygulanmaya bafllayan yeni TCK toplumdaciddi beklentilere yol açsa da, ilk uygulamalar› ile asl›ndaneye hizmet etmek için oluflturuldu¤unu aç›kça ortayakoydu. Haz›rlanmas› AB rüzgarlar›n›n en tatl› esti¤idöneme denk gelmesiile “demokratikleflme”yolunda at›lan ad›mlararas›na sokulan yasa,tüm di¤er yasalar gibi“demokrasi” maskesialt›nda sunulmayaçal›fl›ld›. Öyle kiyumurta kap›ya gelenedek kimseden sesç›kmazken, son andagösterilen tepkiler bileyasan›n yürürlü¤ekonulmas›n› bir ayertelemeye yetti.

Burjuvazinin elindeher kap›y› açan biranahtar haline gelen“demokrasi” söylemi,önce ABDburjuvazisinin elindeIrak’› talan etmenin,içinden geçti¤imizsüreçte de AB söylemiyle Türkiye iflçi ve emekçilerinikand›rman›n arac› haline geldi. Toplumun tümdemokratikleflme özlemini AB’ye ba¤layan burjuvazibunu alabildi¤ine kabaca yapmakta hiçbir sak›ncagörmedi. ‹flte yeni TCK da tüm bunlardan ba¤›ms›z de¤il.

Töre cinayetlerine göz yuman, kad›nlar› aç›kça ikincis›n›f vatandafl ilan eden, kapkaç, gasp gibi adi suçlarkarfl›s›nda aciz kalan, artan trafik kazalar›n›n sorumlusuilan edilen eski TCK bu haliyle de¤iflmek zorundayd›.Toplumun tepkisini çeken bu suçlar› ve sorunlar› üretenfleyin kapitalizmin ta kendisi oldu¤u gerçe¤i ancak buflekilde saklanabilir ve en az›ndan bir süre için kitleleruyutulabilirdi. Ancak burjuvazinin unuttu¤u veya çok iyibilip de buna karfl›n çaresiz kald›¤› fley, kapitalizm varoldu¤u sürece bu sorunlar› ve daha fazlas›n› yeniden veyeniden üretecektir. Yeni TCK ile suçlulara verilecek

“ac›mas›z” cezalar, sorunlar› çözmekten öte ma¤durlar›nintikam duygular›n› karfl›lamak ve öfkesini yat›flt›rmaifllevi görecektir.

Aç›kt›r ki kapitalizm yüzy›llar boyunca üretti¤i suç vekargaflay› çözmekten acizdir, bundan dolay› yaratt›¤›“canavar›” dört duvar aras›na hapsederek tüm suçu ona

atar ve kurtuldu¤unu san›r.Polisin ve hukukun buradakirolü insanlar›n huzurunu vegüvenli¤ini sa¤lamak de¤ildüzeni korumakt›r. TC’ninyeni TCK’s› da bundan farkl›bir amaca hizmet etmeyecektir.Küçük bir örnek verelim.Hemen herkesin rahats›zoldu¤u sokak çocuklar› vetinerci çocuklar konusundayeni TCK muhteflem birçözüm buluyor. Yeni cezakanununun 31. maddesiyleçocuklar potansiyel suçluolarak kapal› yerleredoldurulacaklar. Buralardaolmas› gereken sosyalçal›flmac›lar, psikologlar vestandart kurumun bak›m›sa¤lanmayacak. Hiç kimsebuna itiraz edemeyecek. ‹tirazsadece uluslararas›

mahkemelere gidildi¤inde olacak. Bu tablo bundan sonrasürekli karfl›m›za ç›kacak. Yeni ceza kanunununuygulanmas›yla birlikte çocuklara inan›lmaz kötükoflullar› da getirecek. Buna en güzel cevap Baro'nun 13May›s’ta yapt›¤› yürüyüflteki pankart›yd›: “Çocuklartehlikeli de¤il tehlikededir.”

Elbetteki TCK muhalif güçleri de unutmuyor. Hertürlü muhalefeti ezmeye göre tasarlanm›fl devlet yap›s›yeni TCK ile perçinleniyor. Baflta bas›n üzerindeuygulanan bask› yeni TCK ile katmerleflirken, bu sefersalt sosyalist bas›n› de¤il burjuva medyan›n dürüstlü¤ünükorumay› baflarm›fl habercilerini de tehdit eder nitelikte.Yeni TCK bas›n yay›n yoluyla ifllenen suçlar kavram›n›kabul etti¤i için gazeteciler hapis cezas›yla karfl› karfl›ya.Hükümet alt› maddede de¤ifliklik yap›laca¤›n› bildirmiflti,ancak bu manevra gösterilen tepkileri azaltmaya dönük

Ekim

Gençli¤i

14

YYeennii TTCCKK yyüürrüürrllüükkttee......

Demokratikleflme cilas›tutmuyor !

Page 15: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

15

bir aldatmaca olarak kald›. Yeni Ceza Yasas›, düflünceözgürlü¤üne de ciddi k›s›tlamalar getiriyor.

Kanun, “milli menfaatlere” ayk›r› davrand›¤›nainand›¤› insanlar›n önüne üç y›ldan on y›la kadar hapiscezas› koyuyor. Milli menfaatlerin ne oldu¤u konusu iseesas büyük sorunu oluflturuyor. Asl›nda çok fazla kafakar›fl›kl›¤›na gerek yok. Biz milli menfaatleri çok iyibiliyoruz. Naz›m’›n dedi¤i gibi biz “vatan hainiyiz”onlarsa “milli menfaatlerin” y›lmaz savunucular›!Örne¤in size “K›br›s sorunu nas›l halledilir?”diye bir sorusordular. Siz de, çözüm olarak “Ada askersizlefltirilmeli,Türk askeri adadan ç›kmal›, Türkiye K›br›s’tan eliniçekmeli” dediniz. ‹flte siz yeni kanuna göre millimenfaatlere ayk›r› hareket etmifl oluyorsunuz.

Yeni TCK’ya en büyük tepki polislerden gelmiflti.Polislerin faflist karakterlerinden kaynaklanan bu isyan›nasl›nda dayana¤› yok. Sahte bir görüntü yarat›l›yor. Polisesorarsan›z sanki bundan sonra yepyeni maddeleruygulamada olacak. Oysa böyle bir fley sözkonusu de¤il.Bugüne kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu(CMUK) uygulan›yordu. Bu günden sonra da CMUK'takiesaslar yine uygulanacak. CMUK'a göre polis savc›n›nemrinde, savc› ad›na soruflturma yap›yor. Yeni kanunda(C‹K) yine öyle olacak. fiu anda polis ev aramas› içinsavc›n›n baflvurusuyla hâkimden karar al›yor. Bundansonra da aynen böyle çal›flacak. Asl›nda yeni kanunda tekbir fley de¤iflti. O da, CMUK'un 166'nc› maddesi. Bumadde “Cumhuriyet baflsavc›lar› bir y›l›n sonunda, oyerdeki adli kolluk hakk›nda de¤erlendirme raporlar›düzenler, mülki amirlere gönderir” diyor. Bu flu anlamageliyor; savc›n›n emrinde çal›flan polisin sicil amiri, yenikanunla art›k savc› olacak. Eskiden polisin çal›flmabiçimi, baflar›s› ‹çiflleri Bakanl›¤› ve vali taraf›ndande¤erlendiriliyordu. Savc› ise sadece suçkovuflturmalar›yla görüntüde ilgileniyordu. Bu durumpolisi özerk k›l›yordu. fiimdi polisler yeni kanunlasavc›lar›n polis hakk›nda de¤erlendirme yapmas›nadayanam›yorlar. Düzenin hizmetinde de olsa bir hukukadam›n›n teflkilatlar›n›n içine girmesini kabul etmiyorlar.Yeni kanuna karfl› ç›kmalar›n›n nedeni bu. Yetkileriyleilgili bir sorun yok. Savc›l›k ve polis birliktedüflünüldü¤ünde, yeni kanunun çok daha fazla yetkiverdi¤i hukukçular taraf›ndan aç›kça ifade ediliyor.

Ölüm oruçlar› konusunda geçti¤imiz süreçte köfleyes›k›flan burjuvazi bu sefer çözümü de yasayla getiriyor.Yasada kabaca flöyle deniliyor: “... hangi nedenle olursaolsun kendilerine verilen yiyecek ve içecekleri süreklireddeden hükümlüler, bu hareketlerinin kötü sonuçlar› ileb›rakaca¤› bedensel ve ruhsal hasarlar konusunda doktortaraf›ndan bilgilendirilecek. Psiko-sosyal hizmetbirimince de bu hareketlerinden vazgeçmeleri yolundaçal›flmalar yap›lacak ve sonuç al›namamas› halinde,beslenmelerine kurum tabibince belirlenen rejime göreuygun ortamda bafllanacak.

“Beslenmeyi reddederek açl›k grevi veya ölümorucunda bulunan hükümlülerden, al›nan tedbirlere ve

yap›lan çal›flmalara ra¤men hayati tehlikeye girdi¤i veyabilincinin bozuldu¤u doktor taraf›ndan belirlenenlerhakk›nda, isteklerine bak›lmaks›z›n kurumda, olanakbulunmad›¤› takdirde derhal hastaneye kald›r›lmaksuretiyle muayene ve teflhise yönelik t›bbi araflt›rma,tedavi ve beslenme gibi tedbirler, sa¤l›k ve hayatlar› içintehlike oluflturmamak flart›yla uygulanacak.”

Ayr›ca “intihara teflvik edenler” de suçlu say›l›yoryeni yasayla. Ölüm oruçlar›n› destekleyen eylemleryapmak, tutsaklar›n taleplerini d›flar›da dillendirmek suçsay›lacak. Ek olarak ölüm oruçlar› ile ilgili haber yapmakbu kapsamda de¤erlendirilip ceza verilebilecek, hattabunu bas›n yoluyla yaparsan›z suçunuz daha da a¤›rolacak. Cezaevlerinde ne yapt›klar›n› herkes gibikendileri de çok iyi biliyorlar. Ama bundan sonrabilinmesini istemiyorlar.

Ayr›ca yeni kanun ihbar mükellefiyeti de getiriyor.Yurttafllar, ifllenmekte olan bir suçu ilgili merciye ihbaretmezlerse, kendileri de hapisle karfl›lafl›yorlar.Ajanlaflt›r›lm›fl bir toplum yaratmak peflinde kofluyorlar.Her yere koyduklar› kameralarla, ajanlaflt›r›lm›fl insanlar›ile paranoyak bir toplumun tohumlar› at›l›yor.

Bugüne kadarki AB uyum yasalar› en az›ndandemokratlaflma görüntüsü tafl›yordu. Ancak TCK bununyan›ndan bile geçmiyor. “Kapkaça ve trafik canavar›nakarfl› çok cayd›r›c› maddeler var” diye aklanmayaçal›fl›lan, insanlar›n hassas oldu¤u maddelerin öneç›kar›lmaya çal›fl›ld›¤› yasa kimseyi kand›rabilmifl de¤il.Liberal çevreler bile bu yasan›n bizi AB yolundanç›karaca¤›n› söylüyor. Burjuvazi kendi ç›kmaz› içindedebelenirken önden yolunu düzleme u¤rafl›nda. Özelliklemuhalefete yönelik maddeleri ile TCK eskinindevam›ndan öte bir anlam tafl›m›yor. Sadece bundanböyle gizli sakl› yapt›klar› fleyleri aç›ktan yapma imkan›bulacaklar.

Ancak bu sald›r›lar onlar›n düzeninin y›k›lmayamahkum oldu¤u gerçe¤ini de¤ifltirmeyecektir. Onlar›nkorku imparatorlu¤u iflçi s›n›f›n›n devrimci mücadelesiyleufalan›p gidecektir.

Page 16: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

16

‹stanbul gözalt›nda!..“M. O. B. E. S. E., ‹stanbul Valili¤i’nin deste¤i ile

‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü bünyesinde faaliyetegeçirilen ‘Kent Bilgi ve Güvenlik Sistemi’dir. ‹stanbulhalk›na sunulmakta olan kamu hizmetlerininiyilefltirilmesi, yönetim ifllevinin kolaylaflt›r›lmas›,muhtarl›k hizmetlerinin düzenlenmesi ve suç say›s›n›ndüflürülmesi hedeflenmektedir. Bu çerçevede 952muhtarl›k, 3500 polis arac›, 150 mobil polis karakolünitesi, ‹l ve ‹lçe Komuta Merkezleri ve ‹l EmniyetMüdürlü¤ü hizmetlerinin yürütülmesini sa¤layan 12 ayr›sistem, yaz›l›mlar ile entegre edilmifltir. Acil durumhizmetleri ‘emergency’ (iftaiye, sa¤l›k, vb.) baflta olmaküzere, zamanla gerekli görülen di¤er kurumlar›n dasisteme entegre edilmesi planlanmaktad›r. Böylelikle, sözkonusu hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili olarak, ‹stanbulilinde görevli bulunan yöneticilerin, yönetim ile ilgiligörevlerini daha etkin bir flekilde yerine getirebilmelerimümkün olacakt›r… Polis, uygulamalar›n›n büyük birk›sm›n› sokakta gerçeklefltirmekte ve vatandafllado¤rudan temas halinde olabilmektedir. Özellikle asayiflemüessir suçlar›n kontrolü / önlenmesi ve polis m›nt›kaalanlar›nda güvenli¤in sa¤lanmas›, mobil ekiplertaraf›ndan yap›lmaktad›r. Bu çerçevede, polisin mobilteknoloji kullan›m›na olan ihtiyac› artmaktad›r. Polisin,bu ihtiyac› do¤rultusunda, mobil birimlerinin hareketkabiliyetini artt›ran, verimli ve etkin hizmetler yapmayaimkan tan›yan sistemleri, mevcut alt yap›s›na adapteetmesi gerekmektedir. Mobil uygulamalar›n hayatageçirilmesiyle, olaylara en k›sa sürede müdahale, kifli hakve özgürlüklerine sayg› ile, toplum destekli polislikalanlar›na yönelik, somut ad›mlar at›lacakt›r.” (MOBESEsistemine iliflkin internet sitesinden al›nm›flt›r.http://mobese.iem.gov.tr/)

‹stanbul gözalt›nda… Her taraf›na yerlefltirilenkameralarla, mobil karakollar, muhtarl›klar vb. ileoluflturulan “güvenlik” çemberi ile koca flehiriçindekilerle gözalt›na al›nd›. Hatta bu da yetmedi,‹stanbul’a giriflte vize uygulamas› gündeme getirildi. Peki,bu kadar haz›rl›k kime karfl›? Her ne kadar artan suçakarfl› oldu¤u söylense de, çevrilen silah›n ucunda muhalifgüçler duruyor. Görünen o ki toplumsal muhalefet tümdarl›¤›na ra¤men birilerinin uykular›n› kaç›rmaya devamediyor.

Sistem kendi çaresizli¤inin ve korkusunun çözümünüinsanlar›n etraf›ndaki çemberi daraltmakta buluyor.Herkese potansiyel suçlu muamelesi yap›lmas› art›kgaripsenen bir durum de¤il. Demokrasiden, insanhaklar›ndan dem vuran, hatta bunu ihraç etmek içinseferler düzenleyenlerin, F tipi cezaevlerine, kameralarlayarat›lan “güvenlik” ortam›n›n özel hayat›n gizlili¤ine

yapt›¤› sald›r›lar›desteklemeleri, dahas›bunlar›n daha genifluygulamalar›n› kendiülkelerinde çok öncedenhayata geçirmifl olmalar›art›k kimseyi flafl›rtm›yor.Suçu üreten fleyin sisteminkendisi olmas› ve sözdesuçla savaflanlar›n asl›ndasistemin bekçileri olmas›paradoksunu çözebilmekkapitalizmin s›n›rlar› içindemümkün olmad›¤›na göre,sistem için yap›lmas›gereken fley suçun (tabiiburada suç kavram›n›n neoldu¤u bafll› bafl›na bir tart›flmad›r) yönetilmesidir. Dönüna盤a ç›kart›lan çetelerin bileflenlerine bak›n.Organizasyonun içinde, büyüklü¤üne göre s›fat› ve say›s›de¤iflse de, mutlaka devlet görevi yürütenler vard›r. Yanisistem hem suçu üretmekte, hem onu yönetmektedir. Buçözümsüz denklemin içinde kameralar› istedi¤iniz yerekoyun. Ama onlar›n amac› yaflan›lan dünyan›n halagüvenli oldu¤una, suç olarak tan›mlanan fleyin kötüinsanlar›n iflledi¤i günahlar oldu¤una kitleleriinand›rmakt›r. Oraya buraya ast›¤› kameralar›n sadece üçbefl maflay› yakalamaya yaraca¤›n› bile bile bunlarayat›r›m yapmas›n›n alt›nda yatan sebep budur. Bilimkurgufilmlerinde öngördü¤ü topluma koflar ad›m yaklaflankapitalist sistemin bunu engellemeye dönük çabas›n›nbeyhude oldu¤unun kendi de fark›nda. ‹flte bu yüzden bugüvenlik tedbirlerinden as›l beklentisi daha çokpsikolojik. fiimdiden etrafta “kameralar flöyleyakal›yormufl, böyle çekiyormufl” türünden söylentileryay›lmaya bafllad›.

Baflta da vurgulam›flt›k; kameralar›n as›l hedefi “terör”bafll›¤› alt›nda muhalif güçler. ‹çinden geçti¤imiz sürecinher kilidi açan anahtar kelimesi haline gelen terör, hertürlü hak gasp›n›n meflrulaflt›r›lmas›n› sa¤layan anamalzeme haline geldi. Burjuvazi bilinen kurnazl›¤›yla,sanki tüm dünyada yaflananlar gökten inmifl gibi davran›p,huzurlu bir ortam yaratmak söylemiyle belki hiç birdönemde kitlelere kabul ettiremeyece¤i güvenlikönlemleri almaya bafllad›.

Suçu engellemek üzere ‹stanbul’un en kalabal›knoktalar›na yerlefltirilen kameralarla arananlar›n veyaflüphelilerin an›nda yakalanaca¤›n› övünerek anlat›yorlar.Düflünün ki 15 milyonluk bir flehirde en kalabal›knoktalara yerlefltirilen ve önünden milyonlar›n geçti¤ikamera bu kadar kifliyi tek tek an›nda tarayacak ve

Page 17: EG 85. sayı

yakalad›¤› görüntüleri bilgisayarda bulunan genemilyonlarca kay›tla karfl›laflt›racak ve bunlar›naras›ndan “suçluyu” bulacak. Sonra sistem bunu enyak›n polise bildirecek ve suçlu yakalanacak veyatakibe al›nacak. Tabii bu arada kiflinin kameraya netbir poz vermesi, eflkâlinin onu yakalayacak ekibegönderilmesi vb. gibi flartlar›n oluflmas› gerekiyor.‹mkâns›z de¤il, ama çok olas› da de¤il. Denebilir ki,kameralar›n görüfl alan› içinde yaflanan bir olay dahasonra çözümlenebilir. Ancak Londra’da sonyaflananlar, bir flehrin tamam›n›n kamerayla donat›lsabile çaresiz kalabilece¤ini gösteriyor. Bombac›lar›nkamera görüntülerinin yay›nlanmas› ile burjuvamedyada “iflte kameralar›n faydas›” diye 盤l›klarat›lm›flt›. Ancak olay›n hiç de kameralarla de¤il,bombac›lardan birinin annesinin emniyete açt›¤›telefonla çözüldü¤ü, kamera görüntülerinin ise bununüzerinden kullan›labilir hale geldi¤i ortaya ç›kt›. Yanikameralar ne bombalar patlarken, ne de patlad›ktansonra pek bir ifle yaramad›.

‹stanbul’u kurtarmak(!) üzere yola ç›kanlar bundabaflar›l› olursa, bunu tüm Türkiye’de uygulamay›planl›yorlar. Bu arada; peki uyuflturucu sokak ortas›ndam› sat›l›yordu, kapkaçç›lar Taksim meydan›nda m›çal›fl›yorlard› ve bu biliniyorsa Taksim’in ortas›ndaellerinde otomatik silahlar› ile bir afla¤› bir yukar›yürüyüp etraf› taciz eden kolluk güçleri ne iflyap›yordu diye sormak kimsenin akl›na gelmiyor.Herkes biliyor ki, bunlar›n hepsi bizim için, bizbafl›m›z› kald›rmayal›m diye. 12 Eylül’den beri inceince ifllenen, “gölgesinden bile korkan toplumu”yaratmaya dönük çabalar. Büyük oranda psikolojikbask› amac› güdülüyor. Sürekli izleniyor hissiyaratmak esas amaç. Elbette olay hafife al›nmamal›.Ancak bu konuda medyan›n kopartt›¤› yaygarayakat›lman›n pek de anlam› yok. Ev ve cep telefonlar›n›nhiçbir kurala tabi olmadan dinlendi¤i, internetin takipedildi¤i, tüm toplumun fifllendi¤i bir dünyadayafl›yoruz. Tüm bunlara ra¤men sistem insanl›¤›topyekûn biat eden hale sokabilmifl de¤il.

Bizim gerçekleri görmemiz, gerçek h›rs›zlar›n,katillerin pefline düflmemiz için MOBESE’ye gerekyok. Biz katilleri, h›rs›zlar› her gün görüyoruz asl›nda.Eyüp Beyaz’›, 17’leri neredeyse canl› yay›ndakatledenleri, bankalar› hortumlay›p sefas›n› sürenleribiz her daim görüyoruz. Hatta bizim sistemimizonlar›nkinden daha geliflkin; dünyan›n öbür ucundakikatilleri, h›rs›zlar› bile yakal›yoruz. Ortado¤u’yu kanabulay›p buradaki petrolü gasp edenlerin vedestekçilerinin görüntüleri arflivlerimizde mevcut.Arflivimizin çok “zengin” oldu¤unu söyleyebiliriz.Öyle ki art›k ne odalara ne de yüreklere s›¤›yor. Nezaman onlara baksak öfkemiz bir kat daha art›yor.Aç›k davetimizdir; buyursunlar onlar da bizi çeksinler.Ne korkuyoruz, ne de kaç›yoruz! Çünkü onlar nezaman çektikleri bu görüntülere baksalar korkacaklar...

Ekim

Gençli¤i

17

AAddaannaa’’ddaa ttuuttuukkllaammaa tteerröörrüü......

Bask›lar bizi y›ld›ramaz!Dersim’de katledilen 17 MKP‘li devrimci ülke genelinde yap›laneylem ve etkinliklerle an›lm›fllard›. Adana’da da bir araya gelendevrimci kurumlar bir eylem takvimi ç›kartarak, önüne bu yi¤itdevrimcileri hak ettikleri gibi u¤urlama görevi koymufltu. Yap›lan planlama çerçevesinde birçok eylem ve etkinlikgerçeklefltirildi. Katliama iliflkin ortak bildiri ç›kart›larak iflçilere,emekçilere ve gençli¤e ulaflt›rma kararlaflt›r›ld›. Bildirilerimizdevletin tahammülsüzlü¤üyle karfl›land›. Bas›m s›ras›nda TMfiekipleri matbaay› birçok kez basarak tehditler savurdu. 28Haziran’da Meydan Mahallesi’nde da¤›t›lmas› planlanan bildiriyida¤›tmak için buluflan 9 arkadafl›m›z, tekme tokat gözalt›naal›narak TMfi’ye götürüldü. Arkadafllar›m›z ifade vermeyireddettikleri için 29 Haziran’da savc›l›¤a ç›kar›ld›lar. Savc› 9kifliyi tutuklama istemiyle mahkemeye sevketti. 2 yoldafl›m›z ve3 devrimci dostumuz, bas›n aç›klamalar›nda çekilen foto¤raf vevideo çekimleri delil gösterilerek, yasad›fl› örgütü övmek vepropagandas›n› yapmak iddias›yla tutuklan›p cezaevinegönderildi. Arkadafllar›m›z mahkemedeyken adliye önündeonlar› yaln›z b›rakmad›k. Arkadafllar›m›z adliyeden ç›karken“Bask›lar bizi y›ld›ramaz!” slogan›n› bir kez daha katliamc›lar›nyüzlerine hayk›rd›lar. D›flar›da bekleyenler olarak biz de onlaradestek verdik. “Bedel ödedik, bedel ödetece¤iz!”, “Faflizmekarfl› omuz omuza!” vb. sloganlar›m›zla biraz yürüdükten sonraeylemi sonland›r›p da¤›ld›k. Arkadafllar›m›z flu anda Adana F Tipi Cezaevi ve Kürkçüler ETipi Cezaevi’nde bulunuyorlar. Yafl› tutukland›¤› s›rada 18yafl›ndan küçük oldu¤u için ve 18 yafl›ndan küçük siyasilerinkonulacak yerinin olmamas› bahane edilerek, yoldafl›m›z Serdar‹pek yaklafl›k bir ay boyunca E Tipi cezaevi tecridinde tutuldu.fiimdi ise tek kiflilik bir odada tutulan yoldafl›m›z›n yak›nda FTipi Hücrelerine al›nmas› bekleniyor. Yoldafl›m›z üzerindesürekli bask› kurulmak isteniyor. Yaklafl›k bir ay boyuncahavaland›rmaya ç›kart›lmad›¤›n› ve gönderilen onlarcamektubun hiçbirinin ulaflmad›¤›n› ö¤rendik. Di¤er yoldafl›m›z vedostlar›m›z ise Adana F Tipi hücrelerinde bulunuyorlar. Cezaevigiriflinde a¤›r flekilde dövülen arkadafllar›m›z, Ekim Gençli¤iokurlar› Serdar ‹pek, Taner ‹mrek, Devrimci Demokrasi okuruCemal Do¤an, ‹flçi Köylü okuru Murat Özçelik, At›l›m okuruHüseyin Tiryaki’nin yaraland›¤› alabildi¤imiz bilgiler aras›nda. Bu bask›lar arkadafllar›m›z› ve bizleri y›ld›rmaya yetmedi veyetmeyecek. Bütün okurlar›m›z› ve yoldafllar›m›z› tutsakarkadafllar›m›zla dayan›flmaya ça¤›r›yoruz. Mektuplar›m›zla,kartlar›m›zla onlar› yaln›z b›rakmayal›m. Bundan önceki sald›larbizleri y›ld›ramad›, bundan sonra da bofla ç›kar›lacak.Mücadelemiz hiçbir engele tak›lmadan devam edecek ve bizkazanaca¤›z.

Adresler: Serdar ‹pek : Kürkçüler E Tipi Cezaevi Tecrit BölümüYüre¤ir/AdanaTaner ‹mrek, Cemal Do¤an, Murat Özçelik: Adana F Tipi Kapal›Cezaevi A3 Yüre¤ir/Adana Hüseyin Tiryaki: 1 nolu F Tipi Cezaevi A2 Kürkçüler/Adana

Adana Ekim Gençli¤i

Page 18: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

18

Son aylarda devrimcileri hedef alan sald›r›lar yo¤unlaflm›fldurumda. Newroz’la beraber ülkenin dört bir yan›nda yaflanansivil faflist sald›r›lar, devlet katliamlar› ile sürdürüldü.Devrimcilerin bedenlerini hedef alan bu sald›r›lar›n yan› s›ra,ülke genelinde ola¤anüstü hal ilan edildi¤i alg›s›n›nyarat›lmas›n›n ad›mlar› da h›zla at›ld›. ‹stanbul baflta olmaküzere birçok ilde ifllek caddelere, meydanlara tak›lankameralar, ç›kart›lan telefon dinleme yasas› ve burjuvabas›n›n teröre karfl› bafllatt›¤› kahramanca (!) savafl ile,kitlelerde bir savafl›n efli¤inde olma hissi uyand›r›lmayaçal›fl›l›yor.

Haberleflme hakk›na sald›r›

Dünyan›n dört bir yan›nda efl zamanl› ya da birbiriniizleyerek al›nan önlemler AB demokrasisini, ABD’ninözgürlükler ülkesi olma palavralar›n› gülünç hale getirdi. YeniTCK ve C‹K ile bafllayan “12 Eylül ‘80’de s›k›yönetim ad›alt›nda uygulad›klar›m›za nas›l yasal k›l›f yarat›r›z” çabalar›somut meyvelerini vermeye bafllad›. Bu çabalar›n somut birürünü de, haberleflmede devlet denetimine yasal k›l›f bulmakoldu.

Art›k polis, jandarma ve M‹T telefon konuflmalar›n›dinleyebilecek, SMS’leri ve e-mailleri okuyabilecek ve tümbunlarda önemli bulduklar›n› kaydedebilecek. ‹dari teflkilatiçerisinde bu konuya uygun bir kurumsallaflmaya gidilecek,uzman bir birim oluflturulacak. Bu birimin amac›, yasan›nç›kart›lma amac›n› özenle yerine getirmek, yani terörlemücadele etmek, önlem almak!

Bu biçimde ifade edildi¤inde yeni bir uygulama ile karfl›karfl›ya kal›nd›¤› fikri oluflabilir. Ancak aç›k ki, geçmifltenbugüne süregelen bir uygulaman›n somut bir yaz›l› metneba¤lanmas›, yaln›zca yap›lanlar›n daha ayan beyan yap›laca¤›anlam›na geliyor.

Uygulaman›n dikkat çekici noktas› ayr›ms›z bir biçimdeuygulanacak olmas›. Önleyici kolluk hizmeti olaraktan›mland›¤› ölçüde, uygulamada eflitlik prensibi gere¤ince (kiburjuvazi her daim oldu¤u gibi bu kez de salt ç›kar›na uygundüflen prensipleri uygulamaya sokuyor) Türkiye’de kullan›lantüm telefonlar dinlenebilecek. K›saca tüm vatandafllarpotansiyel birer suçluya dönüfltürülmüfl oluyor, devletherkesten flüpheleniyor.

Bu yeni düzenlemeyle beraber burjuva hukuku bir kezdaha, ne denli “esnek” ve ça¤a uyum sa¤layabilen bir niteli¤esahip oldu¤unu ispatlam›fl oldu. Burjuva hukukunda yasalaruygulamay› belirlemez, her dönem uygulamaya göre yasaoluflturulur. Bunun avantaj›, burjuva iktidar›n›n dönemselç›karlar›na uygun olarak yasal de¤iflikliklere gidebilmesi veböylelikle meflruluk zemininde yaflad›¤› t›kanmay› yasalzeminde çözebilmesidir. Yasalar karfl›s›nda insanlar›n boyune¤mesi gerekti¤i bilincinin temeli, cumhuriyet döneminin çoköncesinde at›lm›flt›r. Dinsel buyruklara uygun davranmaktannormatif kurallara boyun e¤meye evrilmifl bu süre zarf›nda

yarat›lan bilinç, “meflru de¤ilse bile yasal, bu yüzden itirazedemezsin” bilincidir. Adalet ve hakkaniyet kapitalist düzendeyine salt yasall›kla aç›klanabilir kavramlard›r. Yasal olan›nuygulanmas› adildir. Ötesinde adalete farkl› bir k›stas getirmeçabalar›n›n kapitalist düzene kataca¤› bir avantaj yoktur. Buyüzden burjuva hukuk aç›s›ndan anayasal olarak gizli olmas›öngörülmüfl haberleflme, kapitalist ç›karlar› riske atan biraraca dönüflüyorsa, gizlilik yerini derhal devlete aç›kl›¤ab›rakabilir. Zira kapitalist düzen aç›s›ndan kendi güvenli¤i vesüreklili¤inden daha önemli ikinci bir fley yoktur.

Al›nan bütün önlemler aç›k bir korkuyu d›fla vuruyor.Sermaye iktidar› iflçi ve emekçilere yönelik y›k›m sald›r›lar›n›yo¤unlaflt›rd›¤› ölçüde, bu sald›r›lara karfl› geliflebilecektepkilerin önünü flimdiden almak istiyor. Bugüne kadarkidemokrasi paketlerinin hep milyonlarca iflçi ve emekçiye açl›kve sefalet getiren yeni silahlar›n tafl›nmas›n›n arac› oldu¤ugörüldü. Terörle mücadele denilen fleyin, hep devlet terörünügizlemeye yarayan bir kamuflajdan ibaret oldu¤u ortaya ç›kt›.

Ancak art›k sermaye iktidar›n›n tüm maskeleri düflmüfldurumdad›r. ‹flçi ve emekçiler cephesinden devlet, ne birbeklentinin, ne bir umudun karfl›l›¤› olabilir. Onlar için devletdemek, açl›¤›n, yoksullu¤un, evsizli¤in, ölümcül hastal›klar›n,sömürünün kayna¤› demektir. Bugün bir çok iflyerinde iflçilerekmeklerine, yaflamlar›na sahip ç›kmak için direniyorlar.Bugün gecekondu mahallelerinde iflçi ve emekçiler devletinkolluk kuvvetleriyle çat›fl›yorlar. Sermaye iktidar›n›n korkusubofla de¤ildir. Sermaye iktidar›na karfl› mücadele eden cephegitgide geniflliyor, deneyim kazan›yor. Sermaye iktidar› isekendi haz›rlad›¤› sonunun kabuslar›n› görüyor!

““DDeemmookkrraassii”” mmaasskkeessii ssaayyddaammllaaflfltt››!!

Sermaye iktidar›n›n kula¤›bizde!

Page 19: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

19

Düzenin kolluk güçleri 21 Haziran günü, TunceliOvac›k ilçesinde katledilen 17 MKP gerillas›n›nkatledilmesinin protesto edildi¤i bas›n aç›klamas›n›bahane ederek eyleme kat›lan insanlar›n evlerine veTemel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’ne sabah›nalt›s›nda bask›n düzenlemifltir. Evlerden al›nan 13 kiflikeyfi bir biçimde iki gün boyunca TEM‘de gözalt›ndatutulmufltur. 27 Haziran günü mahkemeye ç›kar›lanarkadafllar›m›z as›ls›z gerekçelerle tutuklanm›flt›r.Böylece yeni TCK yasas› ilk meyvelerini vermifl,arkadafllar›m›z örgüt propagandas› yapt›kt›klar› vehalk› silahl› isyana teflvik ettikleri gerekçesiylecezaevine konulmufltur. Gözalt› terörü ilerleyengünlerde de devam etmifl ve tutuklananlar›n say›s›15’e ç›km›flt›r.

Yarg› terörünün as›l amac›n›n devrimcileri vedemokratlar› sindirmek ve ezmek, bununla birlikteemekçilerin tüm umutlar›n› yok etmek ve hakl› birmücadele yolunda ilerleyenleri karanl›¤a bo¤makoldu¤unu çok iyi biliyoruz. Bu nedenle gözalt›lar›noldu¤u ilk günden itibaren yapt›¤›m›z eylemlerlearkadafllar›m›z› sahiplendik, yerel ve ulusal bas›ndayeralan yalan yanl›fl haberleri teflhir ederek emekçileregerçekleri anlatt›k. Tüm demokratik kurumlar›,sendikalar› ve siyasi partileri yap›lan hukuksuzlu¤akarfl› dayan›flmaya ça¤›rmam›za ra¤men hiçbir yan›talamad›k. Yapt›¤›m›z ça¤r›lar türlü bahaneler gerekçegösterilerek yan›ts›z b›rak›ld›. Düzenin yasall›¤›nas›¤›nm›fl reformist partiler “birlikte yapaca¤›m›z bas›naç›klamas›nda bizim de gözalt›na al›nmayaca¤›m›z nemalum” diyerek bizden gözalt›na al›nmama garantisiistediler. Sendikalar ise destek vereceklerinisöyledikleri halde toplant›lara kat›lmad›lar.

Bizler ise, Ekim Gençli¤i ve HÖC olarak,tutuklamalar, bask› ve provakasyonlar› sokaktagö¤üsledik, emekçilere gerçekleri anlatt›k ve herkesebirlikte hareket etmenin gereklili¤ini vurgulad›k. Ailelerde çocuklar›na yönelik hukuksuzlu¤a karfl› anlaml› birtutum ald›lar.

Mahkemeye yap›lan itirazlar sonucundaarkadafllar›m›z 5 Temmuz akflam› serbest b›rak›ld›lar.Arkadafllar›m›z› ailelerle birlikte cezaevi önündekarfl›lad›k. Onlarla birlikte “bask›lar bizi y›ld›ramaz”slogan›n› hayk›rd›k.

Egemenler bilmelidirler ki, bu katliam, tutuklamalarve bask›lar bizleri çeliklefltirmekten baflka bir ifleyaramamaktad›r. Herfleye ra¤men yine buraday›z veolmaya devam edece¤iz. Tafl›d›¤›m›z umudu vegelece¤e olan inanc›m›z› mücadelemizlesomutlaflt›raca¤›z. Bu bilinç ve sorumlulukla gençli¤eumudu tafl›maya devam edece¤iz.

Samsun Ekim Gençli¤i

TTuuttuukkllaammaa tteerröörrüü bbooflflaa

çç››kkaarr››lldd››......

Mücadelemizsürecek!

BBEESS yyöönneettiicciilleerriinnee ssoorruuflflttuurrmmaa aaçç››lldd››......

Anadilde e¤itimhakt›r!

Kürt halk›na yönelik inkar ve imha politikalar›n›n bir parças›olarak sermaye devleti bu sefer de Büro Emekçileri Sendikas›’na(BES) sald›r›yor. Sendika tüzü¤ünde bulunan “Dil, ›rk, renk,cinsiyet, siyasi düflünce, felsefi inanç, din, mezhep ve meslek fark›gözetmeksizin bütün üyeleri aras›nda amaçlar› do¤rultusundabirlik ve dayan›flmay›, üyelerinin kültürlerini gelifltirmeyi, anadillerini kullanmay› amaçlar” ifadesi nedeniyle sendika merkezyöneticileri hakk›nda haz›rl›k soruflturmas› bafllat›ld›. Konuylailgili olarak bir bas›n aç›klamas› düzenleyen sendika yöneticileri“Anadilde e¤itim ve ö¤renim hakk› temel insan hakk›d›r“diyerek, siyasi bir kararla soruflturma bafllat›ld›¤›n› belirttiler.

2002 y›l›nda da tüzük de¤iflikli¤i istenen sendika, kurulufltüzü¤ünde yer alan “Sendika herkesin ana dilde konuflma vee¤itim hakk›n› savunur” ifadesini Mart 2002’de yap›lan genelkurulunda bugünkü haliyle de¤ifltirmiflti. Ard›ndan AnkaraCumhuriyet Baflsavc›l›¤›'nca soruflturma bafllat›lm›fl ve takipsizlikkarar› verilmiflti. 2002’de takipsizlik karar› veren ayn› savc›2005’de soruflturma açt›.

‹flçiler, emekçiler, ilerici ve devrimci güçler üzerindekibask›lar›n a¤›rlaflt›¤› yeni bir döneme girdi¤imiz flu günlerdesermaye devleti sald›r›n›n hiçbir aya¤›n› boflta b›rakmamaktad›r.Yeni yasal düzenlemelerle hak gasplar›na h›z vermekte, kollukgüçlerinin yetkilerini geniflleterek ilerici devrimci güçlerüzerindeki bask›lar› artt›rmaktad›r.

BES son y›l›n en diri sendikal örgütlülü¤ü olarak çoktan berihedef haline gelmifl durumdayd›. Özellikle k›fl aylar›ndayürüttü¤ü eylemlilik süreci ile KESK’in en dinamik sendikas›olarak öne ç›km›flt›.

Benzer sald›r›lar için bir örnek teflkil etmesi beklenen E¤itimSen’i kapatma davas› süreci sendikal bürokrasinin teslimiyetiylesonuçlan›nca KESK içindeki diri güçlerde bir tepki a盤aç›km›flt›. Bu durumun fark›nda olan KESK yönetimi tutumundançark ederek, yap›lan bas›n aç›klamas›nda “Bu bir özelefltiridir,E¤itim Sen sürecinde çok etkin olamad›k belki, ama BES ve di¤ersendikalar›m›z üzerinde bu tehditlere karfl› daha aktif ve etkin birmücadele verece¤iz. Demokratik kitle örgütleriyle ve KESKolarak, di¤er sendikalar›m›zla birlikte direngen-sürekli birmücadele yürütülmek zorunludur.” demek zorunda kald›.

Gerçeklefltirilmek istenen herhangi bir demokratik hakk›ngasp› de¤ildir, y›llard›r yürütülen inkar ve imha politikalar›n›n biruzant›s›d›r. Bast›r›lmak istenen bir ulusal kimliktir. Tüm busoruflturmalar ve kapatma davalar›, yarat›lmaya çal›fl›lan faflisthisteriden ba¤›ms›z de¤ildir.

Biz genç komünistler olarak mazlum Kürt halk›n›n hakl› vemeflru taleplerinin arkas›nda, direnen emekçilerin yan›nday›z.

Page 20: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

20

S›f›rlar topland›¤›nda yine s›f›r elde edilirmatematikte. Yani s›f›r toplamada etkisiz elemand›r.Ancak bu kez, s›f›rlar üst üste geldi¤inde öyle büyük biryekün ç›k›yor ki ortaya, üstünü kapatabilmek yahutgörmezden gelebilmek mümkün de¤il. Aç›k ki, e¤itimsisteminin temelinis›f›rlar oluflturuyor. Veçarp›kl›¤› da yuvarlakve içi bofl bir zeminedayanmas›ndan ilerigeliyor.

ÖSS ve OKSs›navlar›n›n ardardaaç›klanmas›ndansonra, burjuva bas›ndikkatleri özenlebirincilerin, ikincilerinokuduklar› özelokullara, gittikleridershanelere çekmeyeçal›flsa da, sonuçlar›nüstünü kapatmaktazorland›. Halihaz›rdagörmezdengelinemeyecek birtablo var ortada.ÖSS’den s›f›ralanlar›n say›s› geçensenenin iki kat›. OKSsonuçlar›na göre ise,her on ö¤renciden biris›f›r ald›.

ÖSS sonuçlar›n›n ortaya ç›kard›klar›

ÖSS’de geçen sene oldu¤u gibi bu sene de baflar›büyük oranda Anadolu liseleri ve fen liselerinintekelindeydi. S›nav sonras› televizyon ve gazeteleretafl›nan birinci, ikinci ve üçüncüler, baflar›l› olduklar›andan itibaren, art›k e¤itim sisteminin aklanmas›nda birermafla, dershanelerin ve özel okullar›n›n reklamlar›ndakullan›lan birer metaya dönüflmüfllerdi. Zaten y›llard›r

fark›nda olarak ya da ço¤u kez olmayarak bu rolehaz›rlanm›fl, beyinleri sistemli bir biçimde ifllenen birermalzemeye dönüflmüfllerdi. Ortaya ç›kan ürün s›navderecesi olunca, art›k onlar bedenleri ile de sisteminkanatlar› alt›na girdiler ve üzerlerine giydikleri dershane

t-shirtleri ilekafalar›ndaki okul armal›flapkalar›yla podyumdaacemice yürüyenmankenlere dönüfltüler.

Sonuç itibariyle buçocuklar›n baflar›s›ndaçarp›k e¤itim sistemi vebu sistemin temel yap›tafl› olan dershaneler veözel okullar d›fl›ndakazanan kimse yok. Ziraönümüzdeki sene yenibirinciler ç›kacak ve bugençler çoktanunutulmufl olacak.Üniversiteyibitirdiklerinde karfl›lar›naiflsizlik duvar› ç›kt›¤›zaman ÖSS derecelerionlar için bir ifl imkan›nadönüflmeyecek.

ÖSS ve OKSsonuçlar›n›n ilk ortayaç›kard›¤› gerçek bu iflte.Her sene oldu¤u gibi busene de baflar› e¤itimhayat› için en çok parasaçabilen kesimlere aitti.

E¤itimin niteli¤inin iller aras›ndaki eflitsizli¤i de ayn›s›n›fsal eflitsizli¤in bir uzant›s› olarak karfl›m›za ç›kt›.Do¤u illeri, Bat›’ya oranla tart›flmas›z baflar›s›zd›lar. Enbaflar›l› k›rk il içerisinde, Do¤u illeri aras›ndan yaln›z ikitanesinin ad› say›labiliyordu!

Hayata s›f›rdan bafllayanlar!

E¤itim süreci boyunca ö¤renciler onlarca s›navla karfl›karfl›ya kal›yorlar. Ancak her nas›lsa bir k›sm› s›navabafllang›ç noktas›n›n çok gerisinden bafllarken, di¤erleri

ÖÖSSSS vvee OOKKSS aaçç››kkllaanndd››!!

Burjuva e¤itim sistemi yineö¤rencilere s›f›r da¤›tt›!

Page 21: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

21

ad›mlarca önden koflmaya bafll›yorlar. Bir k›sm› hayatas›f›rdan bafll›yor, bir k›sm› ise hayata bafllad›klar›ndaileriki yaflamlar›n›n yolu büyük oranda çizilmifl oluyor.Sonra üstü örtülü yorumlar getiriliyor bu konuya iliflkin.Birileri yolda tökezleyip düfltükleri için aptal ilan ediliyor,di¤erleri ise y›llarca desteklenmenin güveniyle rahat vezorlanmadan yürüyerek üstün zekal› mertebesineyükseltiliyor.

‹flçi ve emekçi çocuklar› hangi flartlarda s›navahaz›rlan›r? Dershaneler rehberlik programlar›nda hemçal›fl›p hem okuyan ö¤rencilerin nas›l çal›flmas›gerekti¤ine dair bir program haz›rlanm›yor. Büyükdershanelerden birinde ÖSS’den bir ay önce ÖSS’yehaz›rl›k semineri veriliyor. Konu, “S›nav öncesibeslenmede dikkat edilecek hususlar”. Elma yiyin, sütiçin, protein al›n, çeflitli ama s›k beslenin, ya¤dan kaç›n›n,fluna dikkat edin, buna dikkat edin!.. Asgari ücretlegeçinmeye çal›flan bir ailenin s›nava haz›rlanan çocu¤unabeslenme listesi vermiyor bu büyük dershane! TayyipErdo¤an daha önce bu konuda veciz bir sözü vard›; “Simitve çayla geçirin tüm ö¤ünlerinizi.” Tayyip Erdo¤an’›nçocuklar› OKS ya da ÖSS’ye girmek zorunda kalmadanyurtd›fl›na ç›kt›lar tabii. Onlar›n özel perhizlere ihtiyac›olmad›.

“Sonra eksikliklerinizin üzerine gidin ve sak›n stresegirmeyin, hayat›n›z›n sonu de¤il bu s›navlar” diyetelkinler bafllar, s›nava iki hafta kala. En önemsiz derstendahi ders alan, en iyi dershaneye giden, oldukça iyi birortaokul ya da lisede okuyan ö¤renci, do¤all›¤›ndakendine güvenecektir ve bu telkini de yerine getirmeyibaflararak bir kez daha kendisinden çok fley bekleyenlerintakdirini kazanacakt›r. Zaten kazanamasa da ifli haz›rd›r,ya da özel bir üniversiteye kapa¤› atacakt›r, ya daailesinin onu ikinci üçüncü kez dershaneye gönderecekparas› vard›r. Ancak gelecek beklentilerini salt bu s›navaendekslemifl ve dershaneye ya hiç gitmemifl ya da tekrargidebilmesinin imkan› olmayan gençler nas›l uyacaklarsakin olma telkinlerine. Elbette korkacak, stresegirecekler. Daha kötüsü, baflar›s›zl›klar›n›n faturas›n›kendilerine kesecekler sonunda. Suçlamalar› gerekensistemin önünü kendi ald›klar› puan kapayacak ve hattabu gençler kendilerine zarar verecekler. Bu sene de ÖSSaç›kland›ktan sonra birkaç yerden intihar haberleriduyuldu. Gencecik insanlar e¤itimde f›rsat eflitsizli¤ininkurban› olmufllard›.

Milli E¤itim Bakan›’ndan dolays›z aç›klamalar

Çelik, bir gazetecinin, ''65 bin ö¤renci s›f›r puan ald›.Geçen y›l da s›f›r puan alanlar vard›. Bunun sebebibaflar›s›zl›k m›, baflka nedenleri var m›?'' sorusu üzerineflunlar› söyledi:

“Asl›nda bunlar›n puanlar› s›f›r falan de¤il. 3 yanl›flbir do¤ruyu götürünce kalan do¤rular da gidiyor. Diyelimki, bir ö¤renci 25 do¤ru yapsa 75 tane yanl›fl yapt›¤›nda

puan› s›f›rlan›r. Veya 80 soru çözen bir ö¤renci e¤er 20soru do¤ru çözerse, bunun 60 tanesi yanl›fl olunca 60yanl›fl 20 do¤ruyu s›f›rlar. Burada asl›nda ham puan› 0.5ile 0.5'in alt›na düflenler de¤erlendirmeye al›nm›yor.

“Bu 's›f›r' meselesinden dolay› geçen sene, özellikleyaz›l› bas›n organlar›nda mesele bana göre bir hayliabart›ld›. fiunun bilinmesinde fayda var: Dünyan›n engeliflmifl ülkeleri olan ABD ve ‹ngiltere'de liseyi bitirmeça¤›na gelmifl olan, fakat okuma yazmas› bile do¤rudürüst olmayan binlerce ö¤renci var. Bu tabii Türkiye'yemahsus olan bir fley de¤il. Gönül ister ki, bunlar›nhiçbirisi olmas›n. Geçen y›la göre asl›nda bir art›fl sözkonusu de¤il.”

‹flin garip yan›, Hüseyin Çelik geçen sene de benzercümlelerle s›f›rlar› aç›klamaya çal›flm›fl ve “Tamamenbarda¤›n bofl taraf›n› görerek, kendi kendimizi küçükgörmeye ve felaket tellall›¤› yapmaya, moral bozmayakesinlikle gerek yoktur.” demiflti.

Bu aç›klamalarla Çelik ortaokul mezunu her onö¤renciden birinin okuma yazma düzeyine bilegelememifl olmas›n› do¤al karfl›lamak gerekti¤ini, bununbir felaket olmad›¤›n› aç›kl›yor. Referans noktas›n› iseABD oluflturuyor. Zaten bütün bu aç›klamalarla Çelik“suç biz de de¤il, s›f›r alanlarda” demifl oluyor. “S›f›r alanbinlerce kifli var diye kendimizi küçük mü görece¤iz?”

Tam bir ars›zl›k örne¤i aç›klamalar bunlar. E¤itimdekif›rsat eflitsizli¤inin, toplumsal yaflamdaki s›n›fsaleflitsizli¤in ürünü olan s›f›rlardan dolay› binlerceö¤renciyi aptall›kla suçlamak, onlar› horlamak, topyekünkapitalist sisteme ait olan bir suçu onlar›n üstüne atmak...S›f›r puan alanlar, Bat› illerinde kendileriylekarfl›laflt›r›lamayacak düzeyde imkan sahibi insanlarlas›nava giren iflçi ve emekçi çocuklar›d›r, e¤itim hayat›anadilde e¤itim göremedi¤i için bafltan sakatlanm›fl Kürtçocuklar›d›r. Bu durum aç›k ki, bu gençlerin baflka baz›gençlerden daha az zeki olmas›ndan de¤il, bu sistemin bugençleri ve çocuklar› gözden ç›kartm›fl olmas›ndand›r.

Page 22: EG 85. sayı

Sermaye s›n›f›n›n sald›r›lar›n›n en önemli ayaklar›ndanbirini özellefltirme oluflturuyor. Sald›r›lar›n yaln›zca bir aya¤›diyoruz, zira sosyal hak gasplar›, kölelik yasalar›n›ndayat›lmas›, düflük ücret politikas›, esnekli¤in toplusözleflmelere hakim k›l›nmas›, tafleronlaflt›rman›nyayg›nlaflt›r›lmas›, örgütlenme önündeki engellerin art›r›lmas›,kay›t d›fl› iflçi çal›flt›rma vb. iflçi-emekçi düflman› politikalarözellefltirme bafll›¤› d›fl›nda kalan sald›r›lar›n yaln›zca birk›sm›n› oluflturuyor. Ancak bugün güncel tabloyabakt›¤›m›zda, tüm bu sorunlar› kesen ve bunlarla efl zamanl›uygulanan, özellefltirme bafll›¤›d›r.

Özellefltirme sald›r›s› ilk olarak Özal döneminde gündemegelmiflti. Daha sonraki tüm hükümetler, söylemleri ne kadarfarkl›l›k tafl›rsa tafl›s›n, bu politikan›n uygulanmas› noktas›ndaortak bir ›srar ve çaba içerisinde oldular. Elbette buhükümetlerin özel tercihleri de¤il, daha iktidar koltu¤unaoturmalar›ndan çok önce belirlenmifl ve bu yolda att›klar› /atamad›klar› ad›mlar›n iktidarda kalma sürelerini belirleyece¤ibir zorunluluktu.

Bugün AKP hükümetinin bu politikay› bu denli pervas›zuygulamas›n›n ard›nda da ayn› kat› gerçek yatmaktad›r.Hükümetin kararl›l›k ve ›srar›n›n gerisinde sermaye s›n›f›n›nihtiyaçlar› yatmaktad›r. Güncel tabloya bakt›¤›m›zda bu ›srar›nbir ölçüde sonuç üretti¤i görülecektir. 2004 y›l› özellefltirmedeen yüksek gelirin sa¤land›¤› y›l oldu.

Önümüzdeki dönemin en önemli gündemi ve en yak›c›sorunu olaca¤›n›n belirtilerini bugünden yeterince ortayakoymufl olan özellefltirme sald›r›s›na karfl› durabilmek için busald›r›larla neyin hedeflendi¤ini anlayabilmek gerekiyor.

Özellefltirme nedir, neye hizmet eder?

Özellefltirme sözlük anlam›yla, K‹T’lerin, kamu hizmetiveren kurulufllar›n mülkiyet ve yönetimlerinin özel sektöredevri, kamu kesiminin ulusal ekonomi içindeki do¤rudanekonomik giriflimlerinin pay›n›n en aza indirilmesidir. Butan›mdan anlafl›lmas› gereken son fley, özellefltirmenin basitbir el de¤ifltirme oldu¤udur. Bu sözcük devletin ekonomidenelini aya¤›n› çekmesine, yani özel tüzel kiflilerle, devlet kamutüzel kiflisi aras›nda gerçeklefltirilmifl basit bir al›m sat›maktine de¤il, tüm sosyal haklar›n gasp edildi¤i ve kamusalhizmetlerin metalaflt›¤› bir düzene iflaret eder. Zira bupolitikan›n sonuçlar› basit bir mülkiyet devrinin sonuçlar›n›nçok ötesinde, baflta iflçi s›n›f› olmak üzere, bütün emekçi

kesimlerin yaflam›n› do¤rudan do¤ruya etkiler niteliktedir. Bu durumda özellefltirmeyi do¤ru tan›mlayabilmek için,

hukuksal k›l›f›n›n ve gerçeklefltirilme biçiminin ötesinde,do¤urdu¤u sonuçlara bakmal›y›z. Zira bugün bu kavram› budenli güncel k›lan, yeni özel hukuki statü de¤il, sald›r›n›nsonuçlar›n›n yaratt›¤› tahribat›n kendisidir. Bu durumda;özellefltirme, iflçi s›n›f›n›n içinde yaflad›¤› açl›k ve sefaletkoflullar›n› a¤›rlaflt›ran, büyük ço¤unlu¤unu iflsizli¤e,çal›flanlar› ise örgütsüzlü¤e mahkum eden bir politikad›r ve bupolitika, K‹T’lerin ve kamu hizmeti veren kurulufllar›n özelsektöre peflkefl çekilmesi yoluyla uygulan›r, dedi¤imizdeözellefltirme kavram›na verebilece¤imiz en kapsaml› tan›m›vermifl oluruz. Bu tan›m hem özellefltirmenin ne oldu¤unun,hem de neyi hedefledi¤inin özlü bir anlat›m›d›r.

Dünya kapitalizminin çeyrek yüzy›l› aflk›n bir sürediriçinde debelendi¤i ekonomik krizi aflma çabalar›, yoksulülkelerin emekçi halklar› baflta olmak üzere iflçi veemekçilerin daha fazla yoksullaflmas› sonucunu do¤urmufltur.Bu yüzden özellefltirme politikalar› baflat önemde olmaklaberaber, asl›nda iflçi ve emekçileri sefalet koflullar›ndayaflamaya iten sald›r› politikalar›n›n bir parças›yd›. Ancakgelinen yerde, neoliberal politikalar›n hayat bulabilmesiaç›s›ndan belirleyici bir önem kazanm›flt›r. K›sacaözellefltirme emperyalist kapitalist-sistemin krizini aflma veyeniden yap›lanma dinami¤i olarak, iflçi s›n›f›na ve emekçihalklara yönelen hem ekonomik, hem de siyasal ve ideolojikbir sald›r› politikas›d›r. Emperyalist-kapitalist sisteminömrünün uzamas›nda kilit bir noktada durmaktad›r.

Özellefltirme sald›r›s›ndan Do¤u Avrupa ülkelerindenABD’ye kadar bir dizi ülkenin iflçi ve emekçileri nasibinialm›flt›r. Örne¤in fiili’de Allende’nin devrildi¤i kanl› darbesonras› 1981 y›l›na dek, 351 K‹T özel sektöre devredilmifltir.Özellefltirilen bu K‹T’lerin büyük ço¤unlu¤u iflasla karfl›karfl›ya kalm›flt›r. Arjantin’de gerçekleflen özellefltirmelerinsonucunda yaln›zca iki y›lda 120 bin iflçi, iflsiz kalm›flt›r. Buörnekler hem özellefltirme sald›r›lar›n›n uluslararas› boyutunu,hem de bu politikalar›n uygulama buldu¤u her yerde, iflçis›n›f›n›n iflsizlik ve daha yo¤un bir sömürü ile karfl› karfl›yakald›¤›n› görmek aç›s›ndan önemlidir. Dünya kapitalizminintoplam gelece¤i aç›s›ndan önem arzeden bir politika tümdünya topraklar›nda mümkün olan en yayg›n biçimiyleuygulanmaktad›r. ‘89 çöküflüyle birlikte, Avrupa’n›n övünçkayna¤› sosyal devletin çözülmesi süreci beraberindeözellefltirmeleri ve sosyal hak gasplar›n› getirmifltir.

Ekim

Gençli¤i

22

ÖÖzzeelllleeflflttiirrmmee ssaalldd››rr››ss››nnaa kkaarrflfl›› mmüüccaaddeellee bbaayyrraa¤¤››nn›› yyüükksseelltteelliimm!!

S›n›fa karfl› s›n›f,düzene karfl› devrim,kapitalizme karfl› sosyalizm!

Page 23: EG 85. sayı

Özellefltirme sald›r›s›n›n yaratt›¤› tahribat

Özellefltirme sald›r›s›n›n k›sa vadedeki en önemlisonuçlar›ndan biri binlerce iflçinin iflsiz kalmas›d›r. Geçmifly›llar›n istatistikleri bu konuda bir aç›kl›k sa¤layacakyeterliliktedir. Ancak bugün özellefltirme giriflimlerinebafllanm›fl olan iflletmelere dikkat edilirse, geçmiflden çokdaha fazla say›da iflçinin iflsiz kalaca¤› aç›kt›r. Bu iflletmelerinbüyüklü¤ü, orada çal›flan iflçiler, aileleri ve dolayl› olarakgeçimlerini bu iflletmelerden sa¤layanlar düflünülürse, birmilyona yak›n insan›n açl›¤a ve sefalete itildi¤i görülecektir.

Öte yandan, özellefltirme sald›r›lar›n›n temelhedeflerinden biri, iflçi ve emekçilerin mücadele ve hak bilincideneyim ve birikimini ortadan kald›rmak, onlar› ad›m ad›mörgütsüzlü¤e mahkum etmektir. Özellikle sald›r›lar›nyo¤unlaflt›¤› büyük iflletmelerden bugüne tafl›nabilmifl olanmücadele deneyimi, örgütlü olma bilinci vs. nin ortadankald›r›lmas› sermaye s›n›f› aç›s›ndan her dönem temelönemdedir. Örgütsüz iflçi s›n›f› özellefltirme sald›r›lar›n›nhedefi oldu¤u kadar, sald›r›lar›n önü al›namad›¤›nda ortayaç›kacak en ç›plak sonuçlardan biri yine bu olacakt›r. Türkiyeözelinde ‘80’lerle birlikte sistemli bir biçimde temelleri at›lanbu politikalarla, iflçi emekçi kesimleri çok yönlü birbombard›mana tutulmufl ve sald›r›lar›n sonucunda iflsiz yahutçal›flan, ancak örgütsüz bir s›n›f yaratma çabas›nagiriflilmifltir.

Özellefltirme sald›r›s› üretim iflletmeleriyle s›n›rl› kalacakbir sald›r› de¤ildir. Aksine daha flimdiden e¤itim, sa¤l›k,belediye hizmetleri gibi bir dizi kamu hizmeti alan›özellefltirme program› çerçevesinde s›ras›n› bekliyor. Buhaliyle özellefltirme salt iflçi s›n›f›n› hedef alm›fl bir politikade¤il, tüm emekçilere yönelik kapsaml› bir sald›r›d›r. E¤itim,sa¤l›k gibi alanlarda at›lacak olan özellefltirme ad›mlar›ylatüm emekçi kesimlere karfl› bafllat›lm›fl bir savaflt›r.

Özellefltirme listesinin kapsam› çok genifl. Özellefltirmepolitikalar› sonucunda do¤rudan ya da dolayl› bir biçimdema¤dur olanlar›n say›s› da öyle. Nas›l ki özellefltirilen birsektörde bafllayan ›srarl› bir direnifl, di¤er sektörlerinözellefltirmeye karfl› yürüttü¤ü mücadeleyi tetikliyor, bumücadelelere yol gösterici nitelik tafl›yorsa, sermayeaç›s›ndan da benzer bir güç alma durumu söz konusudur.Sermaye s›n›f›, teslim ald›¤›, böldü¤ü, parçalay›p satt›¤› heralandan sonra, yoluna güçlenerek devam etmektedir. Bu

aç›dan, tek bir sektördeki özellefltirme, tüm Türkiye’deki iflçive emekçilerin ortak kayb›d›r ve yine tek bir noktadaodaklanan sald›r› özünde tüm iflçi ve emekçi kesimleri hedefalmaktad›r. Sald›r›n›n hedef kitlesi bu kadar genifl ve sermayes›n›f›n›n ad›mlar› bu denli kararl› oldu¤una göre, karfl›s›ndaoluflturulmas› hayati önem tafl›yan cephenin de ayn› ölçüdegenifl ve kararl› olmas› flartt›r.

Özellefltirme sald›r›lar›na karfl›s›n›f savafl›!

Özellefltirme sald›r›lar›n›n bütün dünyada bir mücadeledinami¤ini a盤a ç›kard›¤› biliniyor. Özellefltirme sald›r›lar›n›ngenifl ölçekte tepkiyle karfl›lanmas›n›n arkas›nda, kapitalizminen temel çeliflkisini, toplumsal üretim karfl›s›nda üretimaraçlar›n›n özel mülkiyeti çeliflkisini, dolays›z ve yal›n birbiçimde a盤a ç›karmas› yatmaktad›r.

Tam da bu yüzden özellefltirme sald›r›lar›na karfl›mücadele tek tek iflletmelerdeki iflçilerin öz savunmalar› ya dao alanlarda sahip olduklar› haklar›n savunulmas› ile s›n›rl› birkapsamda ele al›namaz. Bu alanda yürütülecek mücadeledetemel perspektif her koflulda özellefltirme sald›r›lar›n›nbeslendi¤i temel kaynak olan kapitalizme karfl›tl›k olmakzorundad›r.

AKP hükümeti gözünü Tüprafl, PETK‹M, Erdemir,Telekom, Seydiflehir Alüminyum, TEKEL, THY ve ZiraatBankas› gibi büyük iflletmelere dikmifl durumda. IMF’yesunulan son niyet mektubunda bunlar›n ço¤unun bir y›liçerisinde özellefltirilece¤i sözü verilmifl. Bu iflletmelerinTürkiye için ekonomik aç›dan tuttu¤u yer ortadad›r, ancakbunun da ötesinde, iflletmelerin büyüklü¤ü göz önüneal›nd›¤›nda, az›msanamayacak bir nüfusun geçim kayna¤›n›nbu iflletmeler oldu¤u görülecektir.

SEKA direniflinden sonra, Seydiflehir ve Erdemir’deyürütülen özellefltirme karfl›t› mücadeleler tafl›d›klar› bütünzaaflara karfl›n, iflçi s›n›f›n›n sermaye s›n›f›n›n önündensessiz sedas›z çekilmeyece¤ini ve aksine özellefltirmepolitikalar›n›n yürütüldü¤ü yola engeller dikece¤ini a盤aç›karm›flt›r. Bugün yap›lmas› gereken bu engellerin güçlü vekararl› bir biçimde örülebilmesidir. Bugünün en yak›c› ihtiyac›özellefltirmeye karfl› yürütülen mücadelelerin birleflik birtarzda yürütülebilmesidir.

A. Eylül

Ekim

Gençli¤i

23

Page 24: EG 85. sayı

Haziran ay›n›n ilk haftas›, Türkiye egemens›n›flar›n›n her cepheden temsilcileriyle ABD ziyaretinetan›k oldu. Önce TBMM Baflkan› Bülent Ar›nç veTÜS‹AD Baflkan› Ömer Sabanc› Amerika’ya u¤rad›.Ard›ndan D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, SavunmaBakan› Vecdi Gönül ve Genelkurmay ‹kinci Baflkan› ‹lkerBaflbu¤ da Amerika’ya giderek Tayyip Erdo¤an’›nyapaca¤› ziyaretin hemen öncesinde nab›z yoklam›floldular. Ve nihayet Tayyip Erdo¤an da 8 Haziran günüefendisinin huzuruna ç›km›fl oldu.

Benzer her görüflmeden önce oldu¤u gibi Bush-Erdo¤an görüflmesinden önce de düzen cephesi medyayoluyla Türkiye’nin ABD’den beklentilerini iflleyerekdaha bafl›ndan efendi-uflak iliflkisinin üzerini örtmeyeçal›flt›. Ancak görüldü ki, görüflme sonras›nda sermayeiktidar›n›n beklentileri de¤il, her zamanki gibi ABDemperyalizminin Türkiye’ye yönelik hesaplar› ve emirlerigörüflmenin genel içeri¤ini oluflturmufltu.

Görüflme sonras›nda yap›lan aç›klamalarda somutolarak öne ç›kan konular GOP (Geniflletilmifl Ortado¤u veKuzey Afrika Projesi), Türkiye’deki Amerikan karfl›tl›¤›,Suriye, PKK, K›br›s ve AB ile iliflkiler gibi konulard›.Bunlar›n içerisinde de Suriye ve Türkiye’deki Amerikankarfl›tl›¤› konular› di¤erlerine oranla daha çok vurguyap›lan konulard›.

Bunlar asl›nda GOP çerçevesinde ele al›nmas› gerekenkonulard›r. GOP’un uygulamaya geçiflindeki birincilengellerden biri olarak düflünülen Suriye konusundaTürkiye’nin almas› gereken tutum Amerika için büyükönem tafl›maktad›r. Bununla beraber sermaye s›n›f›n›nAmerikan emperyalizminin bilhassa GOP çerçevesindekiemirlerini uygulamas›n›n önüne geçme tehlikesibar›nd›ran Amerikan karfl›tl›¤› da bir an önceçözülmelidir.

Amerikan emperyalizminin büyük paylafl›m projesi: GOP

ABD’nin temel stratejisi GOP, ABD’nin dünyan›n tekhakim gücü olmas›n› sa¤lamak ve bunu her bak›mdanpekifltirmek iddias›yla oluflturulan PNAC’›n (YeniAmerikan Yüzy›l› Projesi) temel aya¤›n› oluflturmaktad›r.

Sovyetler Birli¤i ve Do¤u Bloku‘nun da¤›lmas›n›nard›ndan ABD, dünyan›n mutlak hakim gücü olmakhedefiyle harekete geçti. ABD küresel bazda yeni birrakip istemiyor, kendisine rakip olma potansiyelitafl›yanlar› etkisizlefltirmeyi amaçl›yordu.

ABD’nin Yeni Amerikan Yüzy›l›’n› inflayabafllayabilmesi için her yönüyle kontrolü ele geçirmesigereken yerlerin bafl›nda da GOP’un hedef s›n›rlar› içinegiren bölge ülkeleri gelmekteydi. Büyük petrolyataklar›n›n, zengin do¤al kaynaklar›n bulundu¤u buco¤rafya Arabistan, Irak, ‹ran, Suriye gibi Ortado¤uülkelerinden Kuzey Afrika’ya, oralardan da Hindistan veÇin’e kadar uzanan oldukça genifl bir alan› içermektedir.

Bölgenin di¤er emperyalistler için önemi ve GOP’un hedefleri

Zengin enerji kaynaklar›na sahip ve stratejik önemtafl›yan bu bölge her zaman emperyalistlerin ifltahlar›n›kabartm›flt›r. ABD’nin yan› s›ra AB emperyalistleri de buco¤rafyaya hakim olabilmek için çeflitli giriflimlerdebulunmufllard›r. “9 Kas›m 1995’te Barselona’da birarayagelen Avrupa Birli¤i ve Akdeniz havzas› ülkeleri (Cezayir,M›s›r, ‹srail, Ürdün, Lübnan, Fas, Suriye, Tunus, Türkiye,Filistin Otoritesi), siyasi, ekonomik, malî, sosyal, vekültürel boyutlarda Avrupa Akdeniz Ortakl›¤›n›

Ekim

Gençli¤i

24

GGGG OOOO PPPP tttt eeee zzzz gggg aaaa hhhh ›››› nnnn dddd aaaa uuuu flflflfl aaaa kkkk llll ›››› ¤¤¤¤ ›››› nnnnyyyy eeee nnnn iiii dddd öööö nnnn eeee mmmm iiii

Page 25: EG 85. sayı

bafllatt›lar. Sadece 1995-2000 y›llar› aras›nda, AB buprojeye 9 milyar euro ay›rd›.”

“Avrupa Komisyonu, 11 Mart 2003 tarihinde alm›floldu¤u bir kararla, Akdeniz’in güney ve do¤usundakiülkelerle yeni bir komfluluk politikas› bafllatm›flt›r. Buülkeler, siyasi, ekonomik ve kurumsal reformlar›n› eleal›p, mevzuatlar›n› AB müktesebat›yla bütünlefltirmeyebafllad›klar› takdirde, AB ile ekonomik entegrasyonolana¤› elde etmektedirler. Bu de¤iflimlerin bafllat›lmas›kayd›yla, Avrupa iç pazar›na kat›l›m hakk› eldeedilmekte, aflamal› olarak da, mallar, hizmetler,sermayeler ve kiflilere serbest dolafl›m hakk›tan›nmaktad›r. Baflkabir deyiflle, AB’ye üyeolmadan bir nevi ‘hariciekonomik üyelik’ sözkonusudur.”(BOP, Baz›Veriler, Baz› Bilgiler,Baz› Görüfller, KeremTopuz-‹stanbul KültürSanat Vakf›-KültürKomisyonu- GOPSempozyumu Notlar›).AB ayr›ca ‘95 y›l›ndakiCannes zirvesindeoluflturdu¤u MEDA adl›ekonomik programla daAkdeniz’in güney vedo¤usu diye tabir etti¤ibölge ülkelerindekihegemonyas›n›artt›rmak için somut ad›mlar atmay› sürdürmüfltür.

ABD aç›s›ndan ise GOP bölgesine hakimiyet dahafazla önem arz etmektedir. ABD, dünya üzerindekimutlak hakimiyeti için gelifltirdi¤i stratejinin temelinioluflturan GOP’ un kusursuzca uygulanabilmesi içinönüne bir tak›m temel görevler koymufltur. “GOP’ un üçtemel hedefi; Avrasya’da ABD hakimiyeti sa¤lamak,dünya enerji kaynaklar› üzerinde ABD hakimiyetisa¤lamak ve bölgedeki anti-Amerikanc› direniflleriezmektir.”(Ekim Gençli¤i, say›:72, ABD’nin DünyaEgemenli¤i Hayalleri)

ABD terör bahanesiyle, daha öncesinden belirledi¤ibir düflman yaratarak, kirli bir savafla koyulmufltur.“...Bugün ortaya ç›kan birçok kan›t, ABD’ninAfganistan’a karfl› bir müdahaleyi 11 Eylül sald›r›s›ndanönce planlad›¤›n› ortaya koymaktad›r. ABD’nin dünyahakimiyetini koruma ve güçlendirme stratejisindeAvrasya hakimiyetinin tuttu¤u yer göz önüne al›nd›¤›ndabu flafl›rt›c› da de¤ildir. ABD emperyalizminin ak›lhocalar› Avrasya hakimiyetinin ABD’nin dünyahakimiyetini korumak ve sürdürmek bak›m›ndan tafl›d›¤›belirleyici önemi y›llar öncesinden ortaya koymufllard›.‹ç Asya ve Kafkasya’n›n zengin petrol ve do¤al gazkaynaklar›n› denetim alt›na alman›n ekonomik vestratejik de¤eri, bu bölgeye apayr› bir önem

kazand›r›yordu. `90’l› y›llar› kaplayan çabalar›ndaanlaml› bir baflar› elde edememesi, dahas›, biremperyalist ve gerici devletler koalisyonu olan fiangay‹flbirli¤i Örgütü’nün bu bölgede ad›m ad›m flekillenmesive giderek güçlenen bir alternatif oda¤a dönüflmesi,ABD’yi bu en zay›f oldu¤u alandan en cüretli ve tehlikeliç›k›fl›n› yapmaya yöneltmifl görünmektedir.” (Ekim,say›:226, Kas›m 2001)

GOP bölgesi üzerinde genel bir hakimiyet kurmaiste¤inin gerisinde, bölgedeki do¤algaz ve petrolrezervlerinin pay› çok büyüktür. 2003 verilerine göredünyadaki petrol rezervlerinin yaklafl›k % 68.2’si,

do¤algaz›n ise yaklafl›k%42.1’i GOP bölgesiiçinde bulunmaktad›r.Böyle bir do¤alzenginlik ABDemperyalizminin dünyaölçüsündeki mutlakhakimiyeti içingereklidir.

Bunun içinOrtado¤u bir kangölüne çevrilmekte, buise bölgede ABDkarfl›tl›¤›n›büyütmektedir.

Ufla¤›n önünekonulan yeni

dönem ödevleri

Tüm bu geliflmeler ekseninde, geçti¤imiz günlerdeABD’nin huzuruna ç›kan sermaye düzeninin baflbakan›Tayyip Erdo¤an’›n önüne de öncelikli olarakTürkiye’deki Amerikan karfl›tl›¤› ve Suriye konular›konuldu. Peki bu konular›n ABD aç›s›ndan, GOP veTürkiye ele al›nd›¤›nda, bu kadar önemli olmas›n›nsebepleri nelerdir?

Çeflitli flekillerde d›fla vurulan, son dönem yap›lananketlerde % 80’leri aflt›¤› söylenen Türkiye’dekiAmerikan karfl›tl›¤› ABD yönetimini oldukça tedirginetmektedir. ABD ortaya att›¤› GOP çerçevesindemerkezin Türkiye olaca¤›n› ve dönüflümlerin de buradanbafllayaca¤›n› birçok kez aç›klam›flt›r. Böylece tümdünyaya, GOP çerçevesinde Amerikan emperyalizmininbölgede yürütece¤i kirli savafla Türkiye topraklar›n›n evsahipli¤i yapaca¤›n› ve Türk devletinin bu kirli savafltaaktif rol alaca¤›n› duyurmufltur. Ayr›ca Tayyip Erdo¤anda görüflme sonras› kendisine “Türkiye’nin GOP’asunaca¤› destek ne olacak?” fleklinde sorulan soruya“Kosova’da, Bosna’da, Somali’de, Afganistan’da neyapt›ysak, onu yapaca¤›z!” fleklinde bir cevap vererek,efendisinin verdi¤i emirleri harfiyen uygulayaca¤›n›flimdiden herkese duyurmufltur. Ayr›ca Bush ilegörüflmesinden bir gün önce Amerikan-Türk

Ekim

Gençli¤i

25

Page 26: EG 85. sayı

Konseyi’nin (ATC) 24. y›ll›k konferans›nda konuflanErdo¤an, ABD’ye deste¤in gerekçesini de, daha görüflmeöncesinde, ola¤anca piflkinli¤iyle flu flekilde aç›klam›flt›r:

“ABD'nin küresel ç›karlar›n› bugün daha da belirginbir vurguyla özgürlük ve demokratik de¤erlerin korunupyay›lmas› temelinde tan›mlad›¤›n› görmekteyiz. ABD,kal›c› uluslararas› güvenlik, istikrar ve ekonomik geliflmeortam›n›n sa¤lanabilmesi yolunda dikkatini özellikleGenifl Ortado¤u ve Avrasya bölgelerine yöneltmekte,buralardaki de¤iflim dinamiklerini desteklemegayretindedir. Uzun vadede ABD'nin bu stratejisininbaflar›l› olmas›, Türkiye'nin merkezinde yer ald›¤› bugenifl co¤rafyan›n bir bar›fl ve refah kufla¤›na dönüflmesianlam›na gelecek. Dolay›s›yla, Türkiye'nin, ABD'nin buvizyon ve stratejisini paylaflmas› ve desteklemesindendaha do¤al bir fley olamaz.”

Bu kirli planlar›n hayata geçirilmesinde Türkiye’yebiçilen rolün önünü kesme olas›l›¤› tafl›yan bir Amerikankarfl›tl›¤› dalgas›, ABD emperyalizmi taraf›ndan bir anönce afl›lmas› gereken sorunlar listesinin bafllar›nda yeralmaktad›r. Bu nedenle ABD, hangi yolla ve yöntemleolursa olsun, geliflen Amerikan karfl›tl›¤›n›n bir an önceezilip yok edilmesini emretmifltir. Ayr›ca Fransa veHollanda’da yap›lan AB Anayasas› referandumlar›ndanç›kan ret sonucundan sonra, sermaye düzeninin kitleleriuyutmak için kulland›¤› AB masallar›n› da ask›ya almakzorunda kalmas› gibi bir sonuç ortaya ç›km›flt›r. Bu daTürkiye burjuvazisinin kaderini ABD ile daha s›k› birbiçimde birlefltirmesi zorunlulu¤u ortaya ç›kartmaktad›r.

Bu nedenlerledir ki, sermaye devleti, bir süredir AB‘yeüyelik üzerinden yüzüne takmaya çal›flt›¤› demokrasimaskesini ç›kar›p atmakta, bask› ve terörüt›rmand›rmaktad›r. “Baz› düzen kalemleri bunun Türkiyeiçin daha hay›rl› bir yol oldu¤unu, böylece AB’yleuyumun biçimsel yüklerinden de kurtulma olana¤›do¤du¤unu daha flimdiden seslendirir oldular. Bask› veterörün yeniden dizginlerinden boflalmas›, faflist çetelerinsoka¤a sal›nmas›, Kürdistan’da kirli savafl›n vekatliamlar›n t›rmand›r›lmas›, Kürtçe flark› söylemenin bileyeniden ceza konusu haline gelmesi, fazlas›yla i¤retiduran AB makyaj›n›n son zamanlarda iyiden iyiyedökülmeye bafllamas› yeni duruma uyumun fiiligöstergeleri say›lmal›d›r. Amerika’ya daha çok mecburkalmak ve ba¤lanmak demek, ayn› zamanda içerde bask›ve terör rejimini dizginsizce uygulayabilme olana¤› dademektir. Türk burjuvazisi bunun böyle oldu¤unu biliyor,yeni duruma bu gözle bak›yor ve uygulamada da art›kgitgide daha çok buna göre davran›yor.”(Ekim, say›: 242,Haziran 2005)

K›sacas›, uflak efendisinden ald›¤› emirleriuygulayabilmek için tüm muhalif güçleri, özellikle dedevrimcileri ezmeye ve sindirmeye yönelik sald›r›lar›n›artt›racakt›r. Son dönem yeniden düzenlenen TCK, C‹K,CMK gibi yasalarla bunun altyap›s›n› haz›rlam›flt›r.

ABD ziyaretinde öne ç›kan konulardan bir di¤eri de,GOP’un hayata geçirilmesinde Amerika’ya engel teflkil

eden Suriye’ye olas› müdahale ve bu müdahalede Türkdevletinin oynayaca¤› roldü. Görüflme öncesi süreçte önceTayyip Erdo¤an’›n ard›ndan da Ahmet Necdet Sezer’inSuriye’ye giderek Beflar Esad’› ziyaret etmeleri ABD’yioldukça rahats›z etmiflti. Tayyip Erdo¤an, Suriye ilesorunun diplomatik yollardan çözülebilece¤inisöylüyordu. Ancak Bush taraf›ndan kula¤› çekildiktensonra Tayyip söylemlerini birden de¤ifltirdi ve Suriye’yeaba alt›ndan sopas›n› göstermeye bafllad›: “Türkiye hiçbirflekilde bask›c› rejimleri onaylamaz. Bu noktadaTürkiye'nin Suriye'den örnek alaca¤› herhangi bir fleybulunmamaktad›r, ancak Suriye'nin Türkiye'den örnekalaca¤› pek çok fley bulunmaktad›r. fiüphesiz bu sonzamanlara kadar görebildi¤imiz bir durum de¤ildi. fiayetSuriye teröristleri bar›nd›rmaya devam ederse dünyadayaln›z kalacakt›r.”

AKP hükümeti nezdinde sermaye düzeninin Suriye ilegelifltirmeye çal›flt›rd›¤› dostane iliflkiler, esas olarak Kürthalk›na düflmanl›k konusunda ortak bir tutum almaihtiyac›ndan kaynaklan›yordu. Ancak görüflme sonras›ndaiyice azarlanan uflak tak›m› bu konuda hemen geri ad›matmak zorunda kald›. Hatta görüflmeden sonraki haftagerçeklefltirilen AB zirvesine kat›lmayan Tayyip Erdo¤an,Lübnan’da yap›lan ve a¤›rl›kl› olarak GOP’un tart›fl›ld›¤›zirveye kat›larak efendisinin uyar›lar›n› ne kadar ciddiyeald›¤›n› göstermifl oldu.

Tüm bu yaflanan geliflmeler bize flunu göstermektedirki, ABD sald›rganl›¤› engellenemedi¤i koflullarda, bölgehalklar›n› iflgaller, y›k›mlar ve ac›lar beklemektedir.Türkiye’deki egemenler de bu projenin “model ülke”siolma payesiyle övünüp durmakta, kitlelerin geribilinçlerini bu tür argümanlarla beslemektedirler.

Hala 12 Eylül faflist cuntas›n›n anayasas› ile yönetilen,Ceza Muhakemeleri, Ceza ‹nfaz Yasas› gibi birçok ça¤d›fl›gerici yasan›n yürürlükte oldu¤u, Kürt sorununun bir halk›imha ve inkar politikas›yla çözülmeye çal›fl›ld›¤› bir ülkeve düzen neye model, neye örnek olacakt›r? Bu ülkelere,F tipleri ve tecrit, gözalt›nda kay›p ve iflkenceler, paral›e¤itim ve sa¤l›k, kölelik yasalar›, güvencesiz-sendikas›z-sigortas›z çal›flma koflullar› m› model olacakt›r?

Tüm bu geliflmeler ile birlikte, 60 y›ll›k bir geçmifliolan ABD-Türkiye aras› efendi-uflak iliflkisinde yeni birdöneme girilmifltir. Bölge halklar›n› çok büyük tehlikelerbeklemektedir. Bu kirli savafl›n içine Türkiye halklar›n›nda çekilmesiyle, kardefl halklar›n birbirleriniemperyalistlerin ç›karlar› u¤runa bo¤azlamas›istenmektedir.

Elbette bunlar emperyalistlerin ve gericiiflbirlikçilerinin hesaplar›. Bölge çap›nda sa¤lam birperspektife dayanan ve genifl kitleleri kucaklayan anti-emperyalist bir direnifl örülebildi¤i takdirde ise, kaybedenonlar, kazanan biz olaca¤›z.

K. Tunç

Ekim

Gençli¤i

26

Page 27: EG 85. sayı

Türk ordusu Kürdistan’da son y›llar›n en büyük ve enkanl› operasyonunu sürdürüyor. Aylar önce bafllatt›¤› askerioperasyonlar› yayg›nlaflt›r›yor, katliamlar›n› art›r›yor.Operasyonlar›n bafllamas›ndan bu güne onlarca HPGgerillas› öldürüldü. Bunun yan›nda sivil insanlarda buoperasyonlardan nasibini al›yor. ‹nsanlar bask›lara, tehditlere,iflkencelere maruz kal›yor ve kimi yerlerde yarg›s›z infazlarlaöldürülüyor.

Operasyonlara korucular ve özel harekat timleri de yo¤unolarak kat›l›yorlar. Bu operasyonlar›n da öncekilerden fark›yok. Öldürülen gerillalar›n cesetlerine iflkence yap›l›yor.Kafalar, kollar kesiliyor, parmaklar k›r›l›yor. Dersim’in Mazgirtilçesinde yaflanan çat›flmada öldürülen HPG‘li fiahatDurmaz’›n gözlerinin oyulmas› ve bafl›n›n kesilmesi her fleyianlat›yor. Sa¤ olarak yakalanan gerillalar iflkencelerleöldürülüyor. Mardin’in Derik ilçesinde yaflanan çat›flmada sa¤olarak yakalanan Nusret Bali de özel timler taraf›ndanac›mas›zca katledildi. Bir baflka çat›flmada sa¤ yakalanan birgerillan›n kulaklar› kesildi, kafas› delinerek beyni ç›kar›ld›.Bütün bunlar› yapan faflist Türk ordusu sivil halka da kurfluns›kmaktan geri durmuyor. Van’›n Özalp ilçesinde çobanl›kyapan Çetin Kum, köyünün kenar›nda askerler taraf›ndanaç›lan atefl sonucu öldürüldü. Yap›lan otopsinin raporlar›nagöre Çetin Kum yak›ndan aç›lan atefl sonucu öldürülmüfl.Görgü tan›¤› 17 yafl›ndaki bir genç olay› engellemeyeçal›fl›rken, kafas›na dipçikle vurularak bay›lt›lm›fl.

Dersim’de MKP‘li devrimcilere düzenlenen katliam da yinefaflist devletin gerçek yüzünü gözler önüne seriyor.

Van’da gerilla cenazelerini sahiplenen binlerce insan›nüzerine atefl aç›lmas› ve Fahrettin ‹nanç isimli gencinöldürülmesi de devletin tahammülsüzlü¤ünü gösteriyor.

Katliamlar› alk›fllar›yla karfl›layan burjuva medya daüzerine düflen sorumlulu¤u hakk›yla yerine getirmeyeçal›fl›yor. Gerilla cenazelerinin belediyenin ambulans›nakonulmas›na karfl› ç›karak, “lefller nas›l belediye ambulans›nakonulabilir vb.” aç›klamalarla sald›r›lara kendi cephesinden

kat›l›yor.Bu operasyonlarla beraber Kürt halk›na yönelik bask›lar

da her geçen gün art›yor. Kanl› sicili Abdülkadir Aygan gibiitirafç›lar›n aç›klamalar›yla da art›k gizlenemeyen J‹TEM, köyköy dolaflarak kendine muhbirler bulmaya çal›fl›yor.Karakollara yeflil kart vb. ifllemler için gelen insanlartehditlerle muhbirli¤e zorlan›yor. ‹nsanlar yasad›fl› yollardanfiflleniyor. Yaflamlar›ndaki her fley, hangi partiye oy verdikleri,hangi okullarda okuduklar›, kimlerle konufltuklar› vb. kay›talt›na al›n›yor. Kimi yerlerde soka¤a ç›kma yasaklar›konuluyor. Köylere bask›n düzenlenip köylüler gözalt›naal›n›yor. Ormanl›k alanlar atefle veriliyor. Köy koruculu¤unuyayg›nlaflt›rmak için, 22 ilde görevde olan 57 bin 860 geçiciköy korucusunun sosyal güvenceye kavuflturulmas› için yasatasla¤› haz›rlan›yor.

Bitirilmek istenen Kürt halk›n›n mücadele iste¤idir!

Bütün bu katliamlar›n geçmifl y›llarda yaflananlardanhiçbir fark› yok. Geçmiflte de insanlar ac›mas›zcakatlediliyordu. fiimdi de ayn› uygulama devam ediyor. Busald›r›lar Kürt halk›n›n mücadele dinamiklerini bitirebilmekiçindir. Kürt halk›n›n devrimci bir önderli¤inin olmamas›nara¤men taleplerine sahip ç›k›yor olmas› sald›r›lar› tetikleyenen önemli nedendir. Kürt halk› her ne kadar PKK taraf›ndaniçi boflalt›lmaya çal›fl›lsa da, mücadele dinamizmini koruyor.Gerilla cenazelerini sahiplenmeleri ve kitlesel eylemlilikleredönüfltürmeleri bunun bir göstergesi. Bunun bilincinde olansistem “Kürt sorununu” ezerek çözmeye çal›fl›yor.Operasyonlarda uygulad›¤› vahfletin gerisinde bu var.

Bütün bu katliamlara, iflkencelere, bask›lara karfl› Kürthalk› özgürlü¤ü için, kendisine dayat›lan teslimiyet zincirinik›rarak mücadelesine devam edecek ve kazanacakt›r.

E. Eren Korkmaz

Ekim

Gençli¤i

27

DDDDeeeevvvvlllleeeetttt KKKKüüüürrrrddddiiiissssttttaaaannnn’’’’ddddaaaa kkkkaaaatttt llll iiiiaaaammmmllllaaaarrrraaaa ddddeeeevvvvaaaammmm eeeeddddiiiiyyyyoooorrrr !!!!

KKKK üüüü rrrr tttt hhhh aaaa llll kkkk ›››› öööö zzzz gggg üüüü rrrr llll üüüü ¤¤¤¤ üüüü iiii çççç iiii nnnnmmmm üüüü cccc aaaa dddd eeee llll eeee yyyy eeee !!!!

Page 28: EG 85. sayı

Bar›nmak, insan›n en temel ihtiyaçlar›ndan vehaklar›ndan biridir. T›pk› su gibi, ekmek gibi, hava gibi,uyku gibi en temel ihtiyaçlar›ndan biri. Bu ihtiyac›m›z›karfl›lad›¤›m›z yerlere de ev, yuva, konut, mesken, bar›nakgibi çeflitli isimler bulmak mümkün. Bu isimleri bulmakmümkün de, hanidir bar›nacak yerleri bulmak pekmümkün olmuyor. Hele hele bir de bafl›m›zda burjuvazigibi sömürgen bir s›n›f varsa. Bu hakk›m›z› da bir kârkap›s›na dönüfltürmek için türlü türlü lafazanl›klarla, süslüsüslü isimlerle, kendi bilimsellik tan›m›n›n s›n›rlar›içindeki yasalarla, sald›rmaya ve kasas›n› doldurmayaçal›fl›yor.

Son zamanlarda kent, imar, planlama,gecekondulaflma, çarp›k yap›laflma kelimeleri üzerindenbirçok oyun oynan›yor. Yeni yeni düzenlemeler yap›l›pyasalaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Ad› ister ‘Kentsel DönüflümProjesi’ olsun, ister ‘Kentsel Dönüflüm ve Geliflim KanunuTasar›s›’ olsun, isterse ‘Y›pranan Kent Dokular›n›nYenilenerek Korunmas› ve Yaflat›larak Kullan›lmas›Hakk›nda Kanun’ olsun, yap›lmak istenenler gün gibiortada.

‘Kentsel Dönüflüm’ gibi alengirli sözcük gruplar›,sizlerin de az çok k›y›s›ndan köflesinden, isteseniz deistemeseniz de bir fark›ndal›k içinde oldu¤unuz, hiçbirbilimsellik tafl›mayan, bir tak›m çevrelere rant sa¤lamakamaçl› yalanc›ktan ifadeler. Evet, gerçekten bir dönüflümoldu¤unu, daha do¤rusu olaca¤›n› yads›m›yoruz.Korunmas› gereken alanlar›n, ev gibi olmayanevlerimizin, park gibi olmayan parklar›m›z›n, yol gibi

olmayan yollar›m›z›n bir dönüflümü olacak, burjuvazininkasas›na do¤ru bir dönüflüm.

Yalan dolan›n bini bin para

Engels, “Büyük modern kentlerimizde iflçilerin veküçük-burjuvazinin bir k›sm›n›n s›k›nt›s›n› çekti¤i konutdarl›¤›, günümüzdeki kapitalist üretim biçimi sonucuortaya ç›kan say›s›z daha küçük, ikincil kötülüklerdenbiridir” demifltir. (Konut Sorunu, s.20 ) Bugün büyükkentlere -özelinde ‹stanbul’a- bakt›¤›m›zda, nüfusyo¤unlu¤unun çok oldu¤unu görüyoruz. Kent,sanayileflme ile birlikte artan göçlerle ve köyleri yak›l›py›k›lan insanlar›n geçmifllerini s›rtlay›p geldikleri bir umutkap›s› olmas› sebebiyle, beraberinde bir konut sorunununyaflanmas›na neden olmufltur. Sebep ne olursa olsun göçezorlanan emekçi y›¤›nlar, geldi¤i büyük flehirde bar›nmakzorundad›r. Eme¤ini satarak kazand›¤› üç kurufl paran›nbüyük bir k›sm›n› ev kiras›na vermesi mümkün de¤ildir.Sonuçta, bar›nma ihtiyac›n› karfl›lamak için kendiolanaklar› ile çözümler üretmeye çal›fl›r. Önce birakrabada kal›n›r, sonra flehrin k›y›s›nda köflesinde kalm›fl,itilip kak›lm›fl, bir günde yap›lm›fl tek göz odalardanoluflan bir sürü gecekondunun s›rt s›rta, omuz omuzadurdu¤u o varofllardan birinde tutunmaya çal›fl›l›r hayata.Kentin d›fl kesimlerinde, fabrikalara yak›n bofl arazilerinüzerine kurulur gecekondu mahalleleri. Ama sanayiiningünden güne geliflmesi daha genifl alanlara yay›lmazorunlulu¤u getirmifl, böylece k›y›da köflede kalan

Ekim

Gençli¤i

28

KKKK eeee nnnn tttt ssss eeee llll dddd öööö nnnn üüüü flflflfl üüüü mmmm dddd eeee ¤¤¤¤ iiii llllrrrr aaaa nnnn tttt ssss aaaa llll dddd öööö nnnn üüüü flflflfl üüüü mmmm !!!!

Page 29: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

29

gecekondu mahalleleri birden bire merkezi durumadüflmüfltür. Merkezileflen bu araziler de bir tak›mçevrelerin a¤›zlar›n› suland›rmaya bafllam›flt›r.

Bu varofllar kentin çevresine serpifltirmifllerdir vehepsi birbirinin ayn›d›r. Yollar ayn›d›r, durufllar› ayn›d›r,cepheleri ayn›d›r, kap›s›n›n önünde kofluflturan çocuklar›ayn›d›r, yüzlerdeki ifadeler ayn›d›r, ait olduklar› s›n›fayn›d›r. Y›¤›nlar, burjuvazinin akl›na hep seçimdönemlerinde gelir. Maskeler tak›l›r, sözler verilir, bildikvaatler edilir, burunlar uzad›kça uzar. Sonra seçimlerbiter, koltuklara yerleflilir, klimalar çal›flt›r›l›r, çaylarsöylenir, telefon konuflmalar› yap›l›r, toplant›lara girilir veç›k›l›r, yasalar haz›rlan›r, imzalar at›l›r, eller s›k›l›r...Sonra ifl makineleri yola ç›kar, kolluk kuvvetleri yolaç›kar, belgeler yola ç›kar, emirler yola ç›kar, toz yolaç›kar, gürültü yola ç›kar, eflyalar yola ç›kar, çocuklar yolaç›kar, insanlar baflka bir seçim dönemine do¤ru yolaç›kar. Ya da barikatlar kurulur, öfke s›rtlan›r, tafllar,sopalar ellere al›n›r, sloganlar at›l›r, kad›n-erkek, çoluk-çocuk, genç-yafll›, konu-komflu birlik olup evlerini, tekgöz odalar›n› korumaya çal›fl›rlar. Asl›nda “burjuvazihoflgörülüdür, insanlar› olduklar› gibi sever. Çünküonlar›n olabileceklerinden nefret etmektedir”.*

Ve y›¤›nlar› susturmak, onlar› o korkulas›, nefretedilesi hale sokmamak için burjuvazi kendialternatiflerini devreye sokar. fiimdilerde ‘kentseldönüflüm’ projesi ile evlerinden at›lacak olan iflçi veemekçi halk›n karfl›s›na ev sahibi olabilmelerinisa¤layacak (!) bir sistem ile ç›k›yor. ‘‹potekli konutkredisi sistemi’ abart›l› faiz oranlar› ile bir taksitlendirmesunuyor. Böylece iflçi büyük borçlar›n alt›na girerek biryönüyle hayat›n› ve eme¤ini sermayeye ipotek ediyor.Art›k iflyerindeki kötü muameleye, ücretlerindüflüklü¤üne, mesai ücretlerinin ödenmemesine, köleceçal›flma koflullar›na karfl› mücadele etmek bir yana,yak›n›p, bunlar› dillendirmek bile sak›ncal› hale geliyorve kar›ncalar ordusu y›llar› bulacak –ki taksitlerin sonaermesi uzun y›llar demek- bir sessizli¤e bo¤ulmakisteniyor. Peki, yeni kölelik yasalar› ile hiçbir iflgüvencesi olmayan, esnek çal›flma koflullar› alt›ndasürekli bir belirsizlik ve güvensizlik içinde olan iflçi veemekçiler böyle bir projeye ne kadar s›cakyaklaflabilirler? Asl›nda bu burjuvazi pek umurunda de¤il.Ne de olsa o kendi ad›na en iyi çözümleri sunuyor.

Bizler sermayenin bu önerilerine al›flk›n›z art›k.Sellerle birlikte y›k›mlar›n gündeme geldi¤i k›fl aylar›ndada Alibeyköy ve çevresinin kamulaflt›r›l›p istimlâkedilece¤i söylemleri uzun bir zaman gündemde kald›.Buralarda yaflayan insanlara da çözüm olarak baz› afetkonutlar› gösterilmiflti. Dere yata¤›n›n ›slah edilmesigerekti¤ini bahane edenlerin, insanlara sundu¤u öneriyine dere yata¤›nda yap›lm›fl, yap›lanmaya müsaitolmayan, yeflil alan olarak ayr›lm›fl, yüzde 45 e¤imli afetkonutlar› oldu ve böylece yeni felaketlere davetiyeç›kar›ld›.

K›fl›n insanlar›n vicdani tepkilerinden çekinip

ertelenen ve yaz›n daha süslü bir flekilde karfl›m›za ç›kany›k›m meselesi ayn› yak›c›l›¤› bar›nd›r›yor içerisinde.Yüzbinlerce gecekondunun y›k›m› var yeni planlamada.Birisi ç›k›p, seçim zaman› sevimli gözükmek için ‘ben dekaçak yap›da oturuyordum diyor’, bir yönüyle ben desizdenim, dertlerimiz ayn› demeye getiriyor. Amasand›klar aç›ld›ktan sonra, ‘kaçak yap›lar› ac›madany›k›n’ deyip gerçekten kimlerden oldu¤unu ve kimlerehizmet edece¤ini gösteriyor.

Düzenin ak›ld›fl› niteli¤ihiçbir soruna çözüm bulamaz

TMMOB fiehir Planc›lar› Odas›’n›n Haziran ‘05tarihli makalesinde flu aç›klamalar yap›lm›fl:

“... Özellikle yerel yönetimlerin sihirli bir de¤nek,kurtar›c› bir formül gibi sar›ld›klar›, ancak içinidolduramad›klar› “Y›pranan Kent Dokular›n›nYenilenerek Korunmas› ve Yaflat›larak Kullan›lmas›” ad›alt›na gizlenen “sözde kentsel dönüflüm” kavram›,planlamadan kopuk, sosyal ve ekonomik boyutlar›bulunmayan, rant bask›s› alt›nda yaln›zca parçac› fizikseldüzenlemeler tan›mlayan, kent parçalar›n› daha yüksekyap›larla yenileyerek tüm sorunlar› çözebilme yan›lg›s›oluflturan niteli¤iyle, bilimsel anlamda olmas› gerekenkentsel dönüflümün çok gerisinde.

“Di¤er taraftan tasar›n›n gerekçeleri içerisindevurgulanan, afet ve depreme karfl› önlem al›nmas›gereksinimi, tasar›n›n maddelerinde unutulmuflgörünüyor. ‹stanbul özelinden yola ç›kan tasar›,‹stanbul’un deprem aç›s›ndan görece daha az riskli tarihiyar›madas› için çözümü, noktasal koruma kurullar› vebütünden kopuk parçac› dönüflüm projeleri ile tariflerken,‹stanbul’un deprem ve afetler aç›s›ndan en yüksek risktafl›yan bölgeleri için gerçek ve kal›c› çözüm önerilerinigöz ard› ediyor. Bu çeliflki de, yasan›n amaç vegerekçelerinde ifade edilen bilimsel söylemlerden çoknoktasal ve parçac› çözümlerle en yo¤un speküle edilenalanlar›n rant güdüsüne yönelik olarak “yenilenmesi”amac›na yöneldi¤ini akla getiriyor.”

Sermaye, kent üzerinden politikalar üretip, yeni rantalanlar› peflinde kofluyor. Art›k kent tam anlam›ylaburjuvazinin oyunca¤› olmufl durumda. Bir çeflit yap-bozmisali menfaatleri u¤runa, her vakit yeniden yap›pbozmaktan çekinmiyor. Kapitalist sistem hayatlar›m›z›tekrar tekrar örseleyip sürekli sorunlar üretmeyeprogramlanm›fl. Yap›lmas› gereken ise, sömürününolmad›¤› herkes için adil ve yaflanas› bir dünya içinmücadele etmektir. Genelde yaflad›¤›m›z tüm sorunlar,özel olarak ise konut sorunu ancak sosyalizmdeçözülebilir.

N. Asya

* T. W. Adorno

Page 30: EG 85. sayı

33330000

Sermaye devletinin faflist terör vesald›rganl›¤› boyutlanarak devam ediyor.Katliamlar, gözalt› ve tutuklama terörü,Kürt halk›na dönük t›rmand›r›lan kirlisavafl... Baflbakan›n ABD ziyaretisonras›nda bafllayan ve Genelkurmaytaraf›ndan 19 Temmuz tarihli aç›klamaile yeni bir aflamaya t›rmand›r›lan faflistterör dalgas›, sermaye devletinin 80y›ld›r de¤iflmeyen katliamc› gelene¤i ve25 y›ld›r devam eden 12 Eylül rejiminibir kez daha gözler önüne sermeyeyetmifltir.

Gelifltirilen bu terör dalgas› vet›rmand›r›lan kirli savafl AB’ciliberallerin iyimserlik yaygaralar›n› yerlebir etmifl bulunuyor. Zira bu terör dalgas›hiç de sermaye devletinin yaln›z bafl›naplanlad›¤› ve Avrupa emperyalizminera¤men hayata geçirdi¤i bir sald›r› de¤il.Aksine sald›r›n›n merkezini ABD’ninyan›s›ra baflta ‹ngiltere olmak üzereemperyalist Avrupa devletlerioluflturmakta, bu ülkelerde “teröre” karfl›bafllat›lan polis devleti uygulamalar›,sermaye devletinin Kürt halk›na iflçi-emekçiler ve gençli¤e ve tabii ki ilerici,devrimci güçlere karfl› pervas›zcasald›r›s›n›n yolunu düzlemektedir.

Sermaye devleti krizlerle bo¤uflanyap›s› gere¤i devlet terörünü hiçbirzaman b›rakmam›flt›r. ‘60’dan bu yanaher 10 y›lda bir gerçeklefltirilen darbeler,‘90’lar›n ortas›nda Kürt halk›na dönükgerçeklefltirilen kirli savafl, süreklileflenfaflist katliamlar bu gerçe¤in aç›k birergörüntüsüdür sadece.

80 y›ll›k Cumhuriyet tarihifaflist bask› ve terör tarihidir!

80 y›ll›k Cumhuriyet tarihi faflizmintoplumsal ve siyasal kayna¤›n›tan›mlamak aç›s›ndan fazlas›ylaaç›klay›c›d›r. Cumhuriyetin ideolojikdayana¤› olan Kemalist ink›laplar›ncilas› kaz›nd›¤›nda ortayamilitarist/karfl›- devrimci bir fliddetüzerine kurulu devletçilik ile Türkflovenizmine dayal› milliyetçilik ç›kar.Türkiye faflizminin kökleri Kemalistburjuva ideolojisinde gizlidir. Ve bugünfloven milliyetçilik ve kat›ks›z emekdüflmanl›¤›na dayanan karfl›-devrimcifliddet, Kemalist burjuva rejimin dahakurulufl döneminde emekçi s›n›flara veonlar›n temsilcilerine yöneltti¤i karfl›-devrimci fliddetin gelinen çürümeaflamas›nda ald›¤› en uç biçimdir.

Sermaye devleti do¤ufl evresinden buyana s›n›f karakterinin ve güçsüzlü¤ününbir sonucu olarak alt s›n›flar›n her türlühareketlili¤ine ve inisiyatifine karfl› bask›ve zor ayg›tlar›n› etkin bir biçimdekullanarak sonuç almaya çabalam›flt›r.Kurtulufl Savafl› döneminde kitlelerdengelen inisiyatiflerin bast›r›lmas›, bafltaÇerkez Ethem olmak üzere denetim d›fl›güçlerin tasfiye edilmesi, henüzCumhuriyet’in ilk y›llar›nda MustafaSuphi ve 14 yoldafl›n›n Karadeniz’dekatledilmeleri, geliflen Kürt isyanlar›karfl›s›nda gerçeklefltirilen kitleselkatliamlar, iflçi ve emekçilerin hak alma

Burjuvazinin esaretDarbelere faflist

karakterinikazand›ran; kitleler

üzerinde sermayeninbekas› için zor,

bask› ve terörün heryolunu en fliddetli ve

yo¤un bir biçimdekullanmas›d›r.Devletin silahl›güçlerinin hangi

aflamada hareketegeçti¤inin de önemi

olmamaktad›r.Ülkelerin özgündurumlar›na göre

önce bir faflist partiiktidara gelip

ard›ndan da devletinsilahl› zor ayg›t›n›

iflçi ve emekçikitlelere yöneltebilir

ve tabii ki ço¤uzaman Türkiye’de

oldu¤u gibi tam terside do¤ald›r. Bu iki

yöntemde dehedeflenen ayn›d›r:Sermaye düzenini

ayakta tutmak,pekifltirmek ve

böylece de sermayes›n›f›n›n azami

sömürüsünügüvence alt›na

almak.

Page 31: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

31

mücadelelerinin karfl›s›nda kullan›lan faflist terör, sermayedevletinin daha sonra yetkinlefltirece¤i katliamc› gelene¤inilk örnekleridir sadece. Sermaye devleti henüzdo¤umunda kurdu¤u ‹stiklal Mahkemeleri’ni ve oradacisimleflen siyasal mant›¤› yetkinlefltirerek günümüzekadar tafl›m›flt›r. Zira bu mahkemeler sadece savaflsuçlular›n› idam etmemifl; örne¤in o dönem Adana-Erzurum ve Samsun telgrafç› grevlerine kat›lan iflçiler debu mahkemelerde yarg›lanm›fllard›r. ‹syanc› Kürtler yineayn› mahkemelerin karar›yla flehir meydanlar›ndaas›lm›flt›r. 1925’te ç›kart›lan Takrir-i Sükun yasas› hertürlü iflçi eylemini koflulsuz olarak yasaklam›flt›r.

Milyonlar› bu sefil politikalara mahkum edebilmekiçin burjuva cumhuriyeti gerici, faflist yasalar ve fliddetaraçlar›yla sürekli biçimde tahkim edilmifltir. Toplumsalmuhalefetin yükselifli, temel demokratik hak veözgürlüklerin geliflimi, askeri faflist darbelerleengellenmeye çal›fl›lm›flt›r. Burjuva cumhuriyeti fliddet veterörle tahkim edilmifl bir gerici faflist devletin varl›¤› vekanl› icraatlar› sayesinde 80 y›ld›r ayakta kalmay›baflarm›flt›r. Kuruluflundan bu yana, emekçilere, Kürthalk›na, gençli¤e karfl› hep bir savafl içinde olmufltur. Bugerici nitelik; siyasal istikrars›zl›k ve iktisadi krizleriçinde debelenen burjuva cumhuriyetinin en istikrarl›, enkararl› yan›n› oluflturmaktad›r.

Öte taraftan Kürt halk› inkar, asimilasyon politikas› veimha operasyonlar›yla cumhuriyetin 80 y›ll›k tablosununkanayan bir yaras› olmaya devam etmektedir. Kürt halk›daha ilk ad›mda, inflas›nda pay sahibi oldu¤ucumhuriyetin temelleri alt›na gömülmek istenmifl, ulusalhak ve özgürlükleri bir yana, varl›¤› bile inkar edilmifltir.Ölüm ve zulüm, inkar ve asimilasyon k›skac›ndaki emekçiKürt halk›, bu tabloya hakl› itiraz›n› onlarca isyanla dilegetirmifl ve getirmeye devam etmektedir.

Bu sürecin son elli y›ll›k kesitinde iki devrimciyükselifl dönemi ve üç askeri darbe yaflanm›flt›r. Yine buy›llar içinde yap›lan katliamlarda binlerce insan yaflam›n›

yitirmifltir. Ve bugün burjuva devleti düpedüz bir kontr-gerilla devleti haline gelmifltir.

12 Eylül: Sermayenin toplumsal dönüflümprojesi

Türkiye’de sistematik bir biçimde her 10 y›lda birgerçekleflen darbeler sermaye devletinin yönetememekrizinin aç›k bir göstergesidir. Gerçekleflen her darbe,sermaye devleti aç›s›ndan çözümü belki de çok uzunzaman alacak sorunlar›n sert ve fliddetli çözümünü ifadeetmektedir. Sermaye devleti toplumu bask› alt›na alarakhedefledi¤i dönüflümleri gerçeklefltirmek ve bu süreçiçerisinde geliflecek toplumsal muhalefeti bask› alt›ndatutmak istemektedir. Denilebilir ki bu darbelerin enfliddetlisi faflist 12 Eylül karfl›-devrimi olmufltur.

Türkiye’yi 12 Eylül’e götüren koflullara bak›ld›¤›ndakarfl›m›za derinleflen siyasal ve iktisadi kriz ve bu krizinsermaye taraf›ndan afl›lma çabas› ç›kmaktad›r. Mevcutkriz derinlefltikçe sermayenin eme¤e sald›r›s› artmakta,

t zincirinin temel bir halkas›:

EYLÜL

Page 32: EG 85. sayı

iflçi s›n›f› ve emekçi kitleler ise faturay› yüklenmemek için direnifliyükseltmektedirler. On binlerce iflçi greve ç›kmakta ve üretim bu sürezarf›nda durma noktas›na gelmektedir. ‹flçi s›n›f› salt grevlerle de¤il,sokak çat›flmalar› ve kitlesel eylemlerle de giderek siyasallaflan birmücadele içerisine girmifltir. Bunun en güçlü örneklerinden birisini 15-16Haziran oluflturmaktad›r. 12 Mart darbesi geliflen bu iflçi s›n›f›mücadelesini bask› alt›na almaya yetmemifl ve ‘70’li y›llar gerekdevrimci hareket ve gerekse s›n›f hareketi aç›s›ndan kitleselmücadelelerin sermaye düzenini s›k›flt›rmas›na tan›k olmufltur. ‹ktisadi-sosyal bunal›m ve devrimci siyasal mücadele karfl›s›nda s›k›flan iflbirlikçiburjuvazi h›zl›, sert ve fliddetli bir müdahaleye ihtiyaç duymufltur.‹flbirlikçi burjuvazi ad›na en h›zl› hareket kabiliyetine ve en sert müdahalegücüne sahip devlet kurumu olarak ordu harekete geçmifltir. Çözüm aç›kki Türkiye ve dünya tarihinin birçok kez gösterdi¤i gibi faflist darbedir. Vegerçekleflen; 12 Eylül karfl›-devrimidir.

1980’lerin bafl›ndan beri emperyalist dünya sistemiyle tamentegrasyonu hedefleyen iflbirlikçi tekelci büyük burjuvazi, ulaflt›¤›birikim düzeyi ve dünya konjonktürünün gerekleri yüzünden yap›salde¤iflim ihtiyac› içindeydi. Ancak bu de¤iflim ihtiyac›, çok büyükzorluklar› ve kapitalist ekonomide yeniden yap›lanma anlam›na gelenkapsaml› düzenlemeleri de beraberinde getirmekteydi. Bu dönüflümlerAvrupa ülkelerinde ‘70’lerle beraber geliflen neo-liberal politikalar›nülkeye tafl›nmas› ve bu politikalar do¤rultusunda ekonominin ve kamununreorganizasyonunu zorunlu k›lmaktayd›. Ne var ki ‘70’li y›llarda s›n›fmücadelesi ve devrimci harekette bafllayan yükselifl, burjuvazinin ileriyeyönelik planlar›n› uygulamas›n›n önünde ciddi bir engel oluflturuyordu.Sermaye s›n›f›n›n istedi¤i dönüflümler iflçi s›n›f›n›n ve devrimci hareketinmücadelesi nedeniyle kolay kolay gerçekleflemeyecekti. Bunun için iflçis›n›f› hareketinin tamamen geriletilmesi ve devrimci hareketinbast›r›lmas› gerekiyordu.

Tekelci sermaye o günkü ihtiyaçlar›n› karfl›lamak üzere, ‹MF veDünya Bankas› ile birlikte haz›rlad›¤› 24 Ocak 1980 kararlar›n› hayatageçirmeye haz›rlan›yordu. Ama bu kararlar› uygulayabilmek için, onunkoflullar›n› yaratmak, yani iflçi hareketini ve devrimci hareketi sindirmekgerekiyordu. ‹flte büyük burjuvazinin orduyu imdada ça¤›rmas› da tam buaflamada olmufltur. Sözkonusu kararlar ekonomideki liberal dönüflümügerçeklefltirmek için planlanm›flt›r. 24 Ocak Kararlar› olarak da bilinen"24 Ocak ‹stikrar Önlemleri", IMF'nin bir dizi ülkeye "ihracata dönüksanayileflme" ad› alt›nda dayatt›¤›, ABD'li burjuva iktisatç›lar›ndan M.Friedman'›n ad›yla an›lan "Friedman Modeli"nin Türkiye uyarlamas›ndanbaflka bir fley de¤ildir.

O zamanlar Devlet Planlama Teflkilat›'nda bürokrat olan Turgut Özal,borç bulmak için Amerika'ya gider. Dünya Bankas›'ndan Yap›sal UyumKredisi olarak 300 milyon dolar ister. Dünya Bankas›'n›n bafl›ndaki eski“Vietnam kasab›” Mc Namara, baz› taahhütler karfl›l›¤›nda krediyiverebileceklerini belirtir. Mc Namara'n›n istedi¤i, ekonominin tümdenetiminin Dünya Bankas›'na devredilmesidir. Türkiye hükümetiekonomik bir karar almadan önce bunu Dünya Bankas›'na haber verecekve onun onay›n› alacakt›r. Yap›lacak d›fl al›mlar, önceden DünyaBankas›'na bildirilecek, onun saptayaca¤› yat›r›m projeleri hükümetprogram›ndan ç›kar›lacakt›r. Programa yeni al›nacak yat›r›mlar daönceden Dünya Bankas›'na sorulacak ve baz› sanayi dallar›nda yat›r›myap›lmayacakt›r. Bu flartlar, o günlerde ekonomi bürokrat› olan Özaltaraf›ndan 7 fiubat 1980'de Mc Namara'ya yaz›lan bir mektupla kabuledilir.

Bu aç›dan 12 Eylül darbesi emperyalist kapitalist sistemle tam bir

EEEEkkkkiiiimmmm

GGGGeeeennnnççççlllliiii¤¤¤¤iiii

32

Page 33: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

33

bütünleflme ve ABD eksenli siyaset ve ekonomininkorkusuzca hayata geçirilmesi için bir zorunluluk olarakortaya ç›km›flt›r. Zira 12 Eylül darbesinden hemen sonraABD’li bir yetkili ile yap›lan telefon konuflmas› kay›tlar›darbenin planlama ve komuta merkezinin neresi oldu¤unuaç›k bir biçimde gözler önüne sermektedir:

-Paul seninkiler nihayet yapt›. (...Your boys have doneit)

-Kim benimkiler neden bahsediyorsun?-Senin generaller Türkiye’de darbe yapt›lar.-Ooo, öyle mi? Çok memnun olduk.(Darbe sonras› ABD’li yetkililer aras›nda gecen

konuflma. Paul Henze CIA Türkiye istasyon flefidir. Dahasonra kitaplaflt›rd›¤› an›lar›nda “12 Eylül ABD’nintercihiydi” demekteydi. Bkz. 12 Eylül:04:00, M. AliBirand, Karacan yay›nlar›, s.286.)

Burjuvazi bu durumdan oldukça memnundu. TurgutÖzal: “12 Eylül olmasayd› bu ekonomik program›nneticelerini alamazd›k”; Rahmi Koç: “Askeri yönetiminzaman›nda ve do¤ru kararlar almas›yla çok de¤erlizaman tasarrufu sa¤land›.”; ‹SO baflkan› ‹brahim Bodur:“12 Eylül’den sonraki yönetim 24 Ocak kararlar›n›nbaflar›s›n› iki kat art›rm›flt›r. ” demekteydi.

Darbelere faflist karakterini kazand›ran; kitlelerüzerinde sermayenin bekas› için zor, bask› ve terörün heryolunu en fliddetli ve yo¤un bir biçimde kullanmas›d›r.Devletin silahl› güçlerinin hangi aflamada hareketegeçti¤inin de önemi olmamaktad›r. Ülkelerin özgündurumlar›na göre önce bir faflist parti iktidara gelipard›ndan da devletin silahl› zor ayg›t›n› iflçi ve emekçikitlelere yöneltebilir ve tabii ki ço¤u zaman Türkiye’deoldu¤u gibi tam tersi de do¤ald›r. Bu iki yöntemde dehedeflenen ayn›d›r: Sermaye düzenini ayakta tutmak,pekifltirmek ve böylece de sermaye s›n›f›n›n azamisömürüsünü güvence alt›na almak.

Katliamlarla ve provokasyonlarla bir darbeninzeminini haz›rlamaya çal›flan burjuvazi aç›s›ndan art›kkoflullar “olgunlaflm›fl”t›. T‹SK, MESS, TÜS‹AD gibikapitalist s›n›f örgütleri bir an önce darbenin yap›lmas›n›istiyorlard›. Amaç, kapitalistler s›n›f›n›n kârlar›n›art›rmak için iflçilerin mücadelesini silah zoruyla bast›ranbir bask› rejimi kurmakt›. 1980’in 11 Eylül’ünde, yanidarbeye bir gün kala, T‹SK baflkan› Halit Narin üretiminas›l artt›racaklar›n›n formülünü aç›klam›flt›: “DGM’lerkurulmadan üretim artmaz”. Tüm iflveren örgütleri iflçis›n›f› üzerinde terör estirilmeden, iflçi s›n›f› bask› alt›naal›nmadan sermayenin isteklerinin yerine gelemeyece¤inihayk›r›yorlard›. Ayn› Halit Narin 12 Eylül’ün anlam›n›darbeden sonra iflçileri hedefleyen sözleriyle flöyleaç›kl›yordu: “fiimdiye kadar biz a¤lad›k onlar güldü.fiimdi s›ra onlarda”. Koç’a göre ise “12 Eylül devletinyeniden kurulmas› devri” idi.

Bu misyonun tümüyle bilincinde olarak 12 Eylülfaflist askeri darbesine komuta eden Kenan Evren’in ilksözleri de yeterince aç›klay›c›d›r: “Giriflilen harekat›namac›, ülke bütünlü¤ünü korumak, milli birlik ve

SSaayy››llaarrllaa 1122 EEyyllüüll

** 665500 bbiinn kkiiflflii ggöözzaalltt››nnaa aall››nndd››..* 1 milyon 683 bin kifli fifllendi.** AAçç››llaann 221100 bbiinn ddaavvaaddaa 223300 bbiinn kkiiflfliiyyaarrgg››llaanndd››..* S›k›yönetim Mahkemeleri’ndeyarg›lananlardan 71 bini 141., 142., 163.maddelerden yarg›land›lar.** 66 bbiinn kkiiflflii iiççiinn iiddaamm cceezzaass›› iisstteennddii..* 517 kifliye idam cezas› verildi. ** ‹‹ddaamm cceezzaass›› vveerriilleennlleerrddeenn 4499’’uu aass››lldd››..* ‹dam› istenen 259 kiflinin dosyas› meclisegönderildi.** 9988 bbiinn 440044 kkiiflflii öörrggüütt üüyyeessii oollmmaakkssuuççuunnddaann yyaarrgg››llaanndd››..* 388 bin kifliye pasaport verilmedi.** 3300 bbiinn kkiiflflii ssaakk››nnccaall›› oolldduu¤¤uu iiççiinn iiflfltteennaatt››lldd››..* 14 bin kifli vatandafll›ktan ç›kart›ld›.** 3300 bbiinn kkiiflflii ssiiyyaassii mmüülltteeccii oollaarraakkyyuurrttdd››flfl››nnddaa yyaaflflaammaayyaa bbaaflflllaadd››..* 171 kiflinin iflkenceden öldü¤ü belgelerlekan›tland›.** 1144 kkiiflflii cceezzaaeevviinnddeekkii uuyygguullaammaallaarraakkaarrflfl›› yyaapp››llaann aaççll››kk ggrreevvlleerriinnddee ööllddüü..* 937 film sak›ncal› bulunarak yasakland›.** 2233 bbiinn 666677 ddeerrnnee¤¤iinn ffaaaalliiyyeettiidduurrdduurruulldduu..* 3 bin 854 ö¤retmen, 120 üniversiteö¤retim görevlisi, 47 hakimin ifline sonverildi.** 77 bbiinn 223333 ddeevvlleett ggöörreevvlliissii bbööllggeelleerriinniinndd››flfl››nnaa ssüürrüüllddüü..* 400 gazetecinin cezaland›r›lmas› istendi.** GGaazzeetteecciilleerree iisstteenneenn hhaappiiss cceezzaass››ttooppllaamm›› 44 bbiinn yy››ll oolldduu..* 40 ton gazete ve dergi sak›ncal›bulunarak imha edildi.** 992277 yyaayy››nn yyaassaakkllaanndd››..* 299 kifli gözalt›nda ya da cezaevindekatledildi.

(‹HD Raporlar›’ndan al›nm›flt›r.)

Page 34: EG 85. sayı

beraberli¤i sa¤lamak, muhtemel bir iç savafl› önlemek,devlet otoritesini ve varl›¤›n› yeniden tesis etmek vedemokratik düzenin ifllemesine mani olan engelleriortadan kald›rmakt›r.”

12 Eylül sabah› Evren ve çetesinin ilk aç›klamalar›grevlerin yasaklanmas› olmufltur. Ve yine bu aç›klamalariçinde darbecilerin en çok korktuklar› genel grev ihtimaliise afla¤›l›k tehditlerle karfl›lanm›flt›r. ‹flçiler ayn› gününsabah›nda iflyerlerine gittiklerinde fabrikalar›n›nkap›lar›nda askeri birliklerle karfl›laflm›fllard›r. Darbeninilk icraat› ücretlerin düflürülmesi, fiyatlar›n yükseltilmesive iflçi k›y›m› olmufltur. Bunlar iflçi s›n›f›na karfl› ilkekonomik sald›r›lar olarak gerçeklefltirilmifltir. Buiktisadi sald›r›lar sendikalar›n kapat›lmas›, öncü iflçilerintutuklanmas›, evde, sokakta devrimci av›, infaz idam veiflkence gibi siyasi sald›r›larla atbafl› gidiyordu. Yüzlerceinsan devrimci oldu¤u veya öyle san›ld›¤› için öldürüldü,kitaplar yak›larak imha edildi ve iflçi s›n›f›n›n hak almamücadelesinin ve örgütlenmesinin önüne geçen yasaldüzenlemeler seri bir biçimde yap›ld›. 12 Eylülsonras›nda hapishaneler dolup taflmakla kalmad›, tümülke boydan boya hapishaneye çevrildi. Fabrikalargecekondular ve emekçi semtleri gece gündüz gözalt›ndatutuldu ve bu uygulamalar 12 Eylül sonras›nda sistematikbir biçimde devam ettirildi.

12 Eylül ile birlikte uygulanan devlet terörüdür.Kullan›lan silah, sermayenin silah›; teti¤i çeken elsermaye devletidir. Sermaye devleti, tüm toplumu bask›alt›na alacak ve terörize edecek bir devletorganizasyonunu ulusal ve uluslararas› deneyimler›fl›¤›nda tesis etmifltir.

Gerçekte bir askeri darbenin ilk sald›r›da döktü¤ükan, ortaya koydu¤u fliddet elbette çok önemlidir vesermaye s›n›f›ndan hesap sorulmak üzere tarihekaz›nm›flt›r. Ne var ki, darbenin s›n›f hareketine vedevrimci mücadeleye verdi¤i zarar bununla s›n›rl›de¤ildir. Mücadelenin kesintiye u¤ramas›, öncü iflçikufla¤› baflta olmak üzere toplumsal hareketin heralan›ndan ileri unsurlar›n tasfiye edilmesi, devrimciörgütlenmelerin polis kovuflturulmas› ileetkisizlefltirilmesi ve devrimci düflünce ve eylemlerintasfiye edilmesi, s›n›f örgütlülüklerinin ve legalmevzilerin yok edilmesi, s›n›f›n ve kitlelerinapolitiklefltirilmesi ve terörle sindirilmesi, karfl›-devrimcigerici ve floven rüzgar›n tüm ülkeyi kas›p kavurmas›, enönemlisi ise y›llar sürecek bir sinmifllik ruhuyarat›labilmesi, yeni kuflaklar›n bu atmosfer içindeflekillendirilerek apolitik ve yozlaflm›fl bir gençli¤inyarat›labilmesi... Bunlar aç›k ki karfl›-devrimci fliddeti neolursa olsun darbe an›n›n yapabilece¤i fleyler de¤illerdir.Bunun için t›pk› 12 Eylül’le beraber oldu¤u gibi sermayedevletinin darbe sonras›na dair güçlü kurumsallaflmalaryaratmas› ve önlemler almas› gerekiyordu.

Bu önlemlerden belki de en karakteristik olan ikitanesi özellikle önemlidir. Bunlardan ilki, ‘80 öncesiaç›lan ve iflçi s›n›f›n›n eylemleri sonucunda kapat›lmak

zorunda kalan DGM’lerin tekrar kurulmas›d›r. Ötekisiise, geliflen toplumsal mücadelenin önemli bir bilefleniolan ö¤renci gençli¤i y›ld›rmak ve bask› alt›na almak içinkurulan YÖK’tür. Bunlar›n ikisi de birer bask› ve fliddetkurumu olmakla beraber amaç bundan da öteyedir. Bukurumlar eliyle uygulanan bask› ve fliddetle as›lhedeflenen, neo-liberal dönüflümler için toplumun haz›rhale getirilmesidir ve sözkonusu kurumlar da bununarac›d›r. Bir di¤er önemli kurumsallaflma ise tabii kiordunun devlet içerisinde kazand›¤› konumdur.Parlamentonun da¤›t›lmas› ile beraber yasama yürütmeve yarg› MGK’n›n elinde toplanm›flt›. MGK o dönemkararnameler ç›kartarak ülke yönetimini ve devletmekanizmas›n› yeniden tahsis etmekteydi. 1 ay içerisindeç›kart›lan 283 kararnameden 52.’si 12 Eylül’le beraberkurumsallaflan devlet mekanizmas›n›n neyi hedefledi¤inietkili bir biçimde tan›mlam›flt›r: “S›k›yönetimKomutanl›klar›n›n kararlar›n›n tart›fl›lmas› vehaklar›nda kamu davas› aç›lm›fl tüzel ve gerçek kiflilerleilgili olarak kamuoyunu yan›lt›c› ve ilgilileri etkileyicisözlü-yaz›l› demeç ya da makale yay›m› yoluyla beyan veyorumda bulunmak da yasakt›r.”

Çürümüfl ve kokuflmufl burjuvacumhuriyeti

y›k›lmay› bekliyor!Sermaye devletinin 80 y›ld›r devam eden

hükümdarl›¤› kendi baflar›lar›n›n bir sonucu de¤ildir. Zirabu 80 y›ll›k tarih bask›n›n terörün zorun ve zorbal›¤›ntarihidir. Bu ise çürüme ve kokuflma d›fl›nda bir fley ifadeetmemekte, ç›kan kokular›n üstünü örtmek içinsald›rganlaflmaktad›r. Günümüz Türkiyesi’nde bu kontr-gerilla cumhuriyeti ayakta duruyorsa e¤er, bunu tam das›n›f hareketinin mevcut zaaflar›na borçludur. Türkiyeiflçi s›n›f› zaaflar›n› afl›p politik mücadele alan›naba¤›ms›z devrimci s›n›f kimli¤i ile ç›kmay› baflard›¤›nda,her yan› çürümüfl olan burjuva düzeni ve devletinin sonuda yaklaflm›fl demektir.

Bugün burjuva cumhuriyeti; emperyalizme köleceba¤l›, Ortado¤u’da ‹srail ile el ele ABD’nin maflas› vesald›r› üssü olan bir devlettir.

Bugün burjuva cumhuriyeti; Kürt halk›n›n hakl›ulusal taleplerini inkar ve asimilasyon temelindekurulmufl floven bir cumhuriyettir.

Bugün burjuva cumhuriyeti; iflçi s›n›f› ve emekçilerinhak alma mücadelelerini her türlü bask› ve zorlakarfl›lam›fl faflist bir cumhuriyettir.

Bugün burjuva cumhuriyeti; kitlesel katliamlaryarg›s›z infazlarla iflçi ve emekçilerin beyinlerinekaz›nm›fl bir kontr-gerilla cumhuriyetidir.

Bugün burjuva cumhuriyeti; bireycili¤in yozlaflman›nve her türlü çürümenin yafland›¤› kokuflmufl bircumhuriyettir.

Ve bu kokuflmufl burjuva cumhuriyeti er ya da geçy›k›lacak, yeni kurulan cumhuriyet sosyalist bir iflçi veemekçi iktidar› olacakt›r.

Ekim

Gençli¤i

34

Page 35: EG 85. sayı

12 Eylül’ün 25. y›ldönümü yaklafl›yor. 12 Eylülkarfl›-devriminde yaflanan y›k›mlar, ac›lar, ölümlerinhesab›n› sormak herkesten önce bugünün gençdevrimcilerinin, kendi gelece¤ini mücadelede görengençli¤in görevidir. Zira 12 Eylül’ün as›l faturas›n›ödeyen, 12 Eylül’ün flekillendirdi¤i bir Türkiye’yiyaflamak zorunda kalan gençliktir.

Darbenin dara¤açlar›nda, iflkencehanelerde, sokakinfazlar›nda katletti¤i devrimciler, en güzel, en verimliy›llar› zindanlara kapat›lan binlerce yi¤it insan,yak›nlar›n› yitirenler, 12 Eylül’ün önünü açt›¤› sosyalve ekonomik y›k›m sonucu sefalet koflullar›ndayaflamak zorunda kalan tüm ezilenler için sorulacak birhesab›m›z var! Ama sadece onlar için de¤il,do¤umumuzdan bafllayarak tüm hayat›m›za çöreklenenkaranl›ktan hesap soraca¤›z!

Apolitizasyonun ve dejenerasyonun kuflatt›¤›,gelece¤e umutsuzlukla bakmaya itilen gençli¤inödedi¤i faturan›n art›k sonu gelmek durumundad›r.Gerici e¤itim müfredatlar›n›n, YÖK’ün, neo-liberalizmin as›l kayna¤› ve dayana¤› olan 12 Eylülrejiminin karfl›s›na ç›kmaks›z›n, 12 Eylül’ü aflmaks›z›nözlemlerimizi gerçeklefltirmenin yolu bulunmuyor.Çünkü darbe ile yarat›lan bu karfl›-devrimci, gericiabluka da¤›t›lmad›kça ileriye do¤ru at›lacak her ad›mayn› bask›, terör, yok etme, kimliksizlefltirme veduyars›zlaflt›rma duvar› ile karfl›laflacakt›r. 12 Eylül’dekulland›¤› yöntemi süreklilefltiren sermaye iktidar› herzorland›¤› anda ayn› sald›rganl›¤› sürdürecektir.

Sadece 2005 y›l›n›n bilançosu bile bunun aç›k birkan›t›d›r. Süren sald›r›lar bu y›l içinde artt›, son aylardaise yepyeni bir boyut kazand›. Da¤lardan baflkentingöbe¤ine kadar her yerde devrimcilerin hunharcakatledildi¤i, hatta 12 yafl›nda çocuklar›n infaz›n›npervas›zl›kla gerçekleflti¤i, sivil faflist çeteleriniplerinin çözüldü¤ü ve her f›rsatta planl› biçimdegençli¤in ve ilerici güçlerin üzerine sal›nd›¤› birdönemden geçiyoruz. Son olarak ‹lker Baflbu¤

taraf›ndan yap›lan aç›klama ile bu terör dalgas› yenidönem politikas› olarak ilan edildi. Buna geçitvermemek için di¤er toplumsal kesimler gibi gençlikde elindeki tüm olanak ve güçlerle seferber olmal›,harekete geçmeli, zorlu bir kavga döneminehaz›rlanmal›d›r.

12 Eylül 1980 sabah› radyolardan gelen ses ile 19Temmuz 2005’te televizyonlardan duyulan ses ayn›gerçe¤i söylüyordu: Öldürerek, tutuklayarak, tafleronkatillere vurdurarak ve yalan makineleriyleaptallaflt›rarak teslim alaca¤›z! Öyleyse “Teslimolmayaca¤›z!” diyenlerin de seslerini birlefltirerekhayk›rma zaman›d›r.

Gençlik hareketinin bir dizi sorundan muzdaripoldu¤u bir dönemden geçiyoruz ve biliyoruz ki,sorunlar›m›z›n afl›lmas› pratik bir at›l›m yapabilmekten,bu ablukay› da¤›tmak için yüklenmekten geçiyor.Seslerimizi ve yumruklar›m›z› sermayenin faflistsald›rganl›¤›ndan hesap sormak için birlefltirelim.

12 Eylül’ün 25. y›ldönümü vesilesiyle bugündenbafllayarak tüm gençlik gruplar›, bu karanl›¤›nda¤›t›lmas› için ve devletin sistematik bask› ve terörsald›r›s›n› püskürtmek için birleflik bir mücadele hatt›örmelidir. Biz Ekim Gençli¤i olarak böylesi birçaban›n pratik örgütleyicisi olarak ilerici, devrimcigençlik gruplar› ile birlikte üzerimize düflensorumlulu¤u omuzlayaca¤›z. Tüm gençlik gruplar›n›bu güncel sorumlulu¤un gere¤ini yerine getirmeye vebiraraya gelmeye ça¤›r›yoruz.

Faflizmi yok etme kararl›l›¤›n›n s›nanaca¤› birsürece giriyoruz. Yeni sald›r› dalgas› ile uzlaflmayacak,onu ve feyz ald›¤› ‘80 karfl›-devrimini yenece¤iz!

FFaaflfliizzmmee kkaarrflfl›› oommuuzz oommuuzzaa!!KKuurrttuulluuflfl yyookk tteekk bbaaflfl››nnaa,, yyaa hheepp bbeerraabbeerr yyaa

hhiiççbbiirriimmiizz!!GGeennççlliikk ggeelleecceekk,, ggeelleecceekk ssoossyyaalliizzmm!!

Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

35

TTüümm iilleerriiccii,, ddeevvrriimmcciiggeennççlliikk ggüüççlleerriinnee ççaa¤¤rr››::

Faflist devlet terörüne karfl›birleflik devrimci mücadeleye!

Page 36: EG 85. sayı

AAAA KKKK PPPP ---- YYYY ÖÖÖÖ KKKK ssss aaaa vvvv aaaa flflflfl llll aaaa rrrr ››››

AKP hükümetinin ilk kuruldu¤u günden bu yanaTÜS‹AD patronlar›n›n ve asker partisinin terbiyeci sopas›olarak kulland›¤› YÖK ile hükümetin aras›ndaki çat›flmahiç dinmedi. Sermayenin ihtiyaçlar›n› tan›mlayan YÖKyasa tasar›s› bile çat›flmaya kurban edildi. Elbette yasasadece klikler gerilimi nedeniyle meclisten ç›kmad›,bununla birlikte YÖK eliyle fiilen uygulamaya sokuldu.YÖK hem sermayenin komutlar›n› uygulama flerefiniAKP’ye b›rakmak istemiyordu, yan›s›ra kadrolaflmae¤ilimi ve türban savunusu nedeniyle AKP’nin hareketalan› dar tutulmal›yd›.

As›l kayna¤› bu olan savafllar bugüne kadar 5 bölümhalinde sürdürüldü. YÖK’ün mali kayna¤›n› Hazine’ninkontrol etmesi meselesi d›fl›nda, bu savafllar›n tümündenYÖK yer yer y›pranarak da olsa galip ç›kt›. fiimdi iseyeni bölüm gösterime girmifl durumda. Bir ay› aflk›nzamand›r türban tart›flmas›n›n yeniden gündemegetirilmesi ile bafllat›lan yeni bölüm.

AKP, AB ve ABD ile iliflkilerde ve ekonomikyönetimde giderek bozguna u¤ramakta. Bu nedenlesöylemini radikallefltiriyor. O lümpen üslubu ileBaflbakan bir ay› aflk›n zamand›r türban serbestisinisa¤layacaklar› yönünde aç›klamalar yap›yor. 2002’den buyana en radikal söylemleri kullanmas›n›n elbette birbedeli var. Bu bedel, flu ara uflakl›k iliflkilerinde veekonomide istikrar gerekti¤i için e¤itim alan›ndaödetilecek do¤al olarak ve AKP’nin a¤z›na biber sürerek,ülkede kimin iktidar oldu¤u gösterilecek.

Katsay› çat›flmalar›

‹flte tam da Baflbakan’›n ve AKP’nin yeni üniversiteplanlar› yapmaya bafllad›¤›, bir dizi alanda (adalet vee¤itim) kadrolaflma imkanlar› yakalad›¤› ve en önemlisibirkaç YÖK üyesinin katsay› sorununda kendilerine arkaç›kt›¤› bir anda, YÖK katsay› alan›nda uzlaflman›nmümkün olmad›¤›n› gösteren bir de¤ifliklik yapt›.AOBP’ye daha fazla dokunmak mümkün olmad›¤› ve

böyle bir ad›m›n AKP’nin popülist propagandas›nayarayaca¤› düflüncesi ile meslek liselerinin ek puanlar›0.24’ten 0.08’e düflürüldü. Üstelik tam bir piflkinlikle,“Katsay› zaten fazlayd›. Biz ö¤rencileri mesleklerineyönlendirmeye çal›fl›yoruz.” denildi (Erdo¤an Teziç,Hukukçu YÖK Baflkan›).

AKP’li e¤itim bakan› bu geliflme karfl›s›nda ifli,Meclis’in aç›lmas›n›n ard›ndan hesaplaflaca¤›z demeyekadar vard›rd›. YÖK kanununda her ne pahas›na olursaolsun de¤iflikli¤e gidilece¤i söylendi ki, bunlar YÖKkanad›n›n kendi ordusunu toparlamas› için önemlif›rsatlar yaratt›.

Ama at›lan ad›m Kemalist yönetme tarz›n›n çokklasik bir biçimiydi. Birilerini terbiye etmek için bir kezdaha genifl kitleler ma¤dur ediliyordu. Buna karfl› baz›YÖK üyeleri bile itirazlar›n› yükselttiler ve karar 7’yekarfl› 9 oyla kabul edilebildi.

Fakat nedeni ne olursa olsun YÖK kay›kç› kavgas›ndabir kez daha yanl›fl yapt›, AKP’nin propagandas›n›güçlendirecek bir ad›m att›. Sadece AKP’nin de¤il,ö¤renci hareketinin de bir irade ortaya koyarsayararlanabilece¤i bir gedik daha aç›ld›. E¤itimin emekçiçocuklar›n›n koflullar› ile elit kesim aras›ndaayr›flt›r›lmas›, uçurumun derinlefltirilmesi burjuvazinine¤itim politikas›n›n temelini teflkil etmekle birlikte,bunun böyle bir politik gerilim içinde yap›lmas› YÖK’eve temsil etti¤i sermayenin ç›karlar›na orta vadede pekyaramayacak. Tabii ö¤renci hareketi bu gediklerdenyararlanabilirse.

ÖSYM’de mevzi savafllar›

Henüz gündemde olmasa da A¤ustos bafl›nda yenis›nav sistemi aç›klanacak. Pek muhtemeldir ki bu da yenibir mevzi savafl›na konu edilecek. ÖSYM’nin flu an içinyapt›¤› planlamada s›nav›n tek oturumda, tüm lisekonular›n› kapsayan 180 soruyla ve 3 saat olaca¤›yönünde. Burada belirleyici bir nokta varm›fl gibi

Ekim

Gençli¤i

36

Page 37: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

37

görünmüyor,ama bude¤ifliklikliselerin dörty›laç›kar›lmas›n›nard›ndanmevcut gerilimyükününpatlayaca¤› birnokta halinegelebilir.

Halihaz›rdaÖSS sonuçlar›da aç›klanm›flbulunuyor. 57bin 163 kiflinins›f›r (0) ald›¤›s›nav›n di¤ersonuçlar› bildi¤imizden pek farkl› de¤il. Yine en fazladershane bulunan il olan Ankara birinci, Hakkarisonuncu, yine dereceler özel okullardan ve dev dershanereklamlar› ile zafer pozlar› veriyorlar. Yine yüzbinlerceemekçi çocu¤unun umutlar› bu zafer taklar› alt›ndakurflunlanm›fl yat›yor.

Van meydan muharebesi

Tart›flmalar›n kilitlendi¤i ve hükümetin Meclisaç›l›fl›n› bekledi¤i bir anda, iki taraf da kuvvetlerinigözden uzak bir ovaya, Van’a çekerek burada bir meydanmuharebesine girifltiler. Rektör Yücel Aflk›n bir süredirgericili¤in kalesi olan bir yerde görev yapman›nzorluklar›ndan bahsediyordu. Sürekli burada kendisinekarfl› birilerinin kötü niyetli haz›rl›klar›n› gündemegetiriyordu. Sonras›nda YÖK’ün kahramanl›kmadalyas›yla onurland›rd›¤› ve “en büyük Kemalist” ilanetti¤i Aflk›n 3 y›ld›r gericilikle mücadele ediyordu! AmaRektör’ün evi bir gece bas›ld›, hakk›nda suç ifllemek içinteflekkül oluflturmak ve tarihi eser kaçakç›l›¤›ndansoruflturma bafllat›ld›. YÖK üyeleri Aflk›n’›n arkas›nda saftuttular. Çarp›c› oldu¤u için gelece¤in muhtemel YÖKBaflkan›, flimdinin ODTÜ Rektörü Ural Akbulut’unsözlerini aktaral›m:

“Bu eserleri bildi¤im kadar›yla kendisi sat›n ald› vekay›tlar›n› da yapt›rd›. Bir süre önce ODTÜ'yebaflvurarak, 'Benim çocu¤um yok. Bu eserler benimçocu¤um. Bunlar› ODTÜ Arkeoloji Müzesi'ne ba¤›fllamakistiyorum' dedi. Gerekli ifllemleri yaparak 15-20 gün öncebir uzman heyetini Van'a gönderdik. Bütün eserleri kaydaald›lar, film ve foto¤raflar› çekildi. Kay›ts›z eserbulundurma niyeti olan birisi bütün bunlar› nedenyaps›n? Ben, bu iflin alt›nda siyasi bir komplo seziyorum.Aflk›n, demokrat, Atatürkçü bir rektör. Y›ld›rmakistiyorlar.”

Biz Aflk›n’›n, demokratl›k bir yana, kendi

ö¤rencilerine nas›l soruflturmalar açt›¤›n›, hatta birkaç ayönce flenlik nedeniyle onlarca ö¤rencinin tutuklanmalar›n›sa¤layacak biçimde okula polis soktu¤unu biliyoruz. Bunas›l bir demokratl›k ki, eski eserlere verilen de¤erinonda biri ö¤rencilere verilmiyor!

YÖK’ün resmi aç›klamas› muharebenin en önemliata¤›n› oluflturuyor: “Uygulama, son aylardayüksekö¤retim kurumlar›na ve yöneticilerine karfl›oluflturulmaya çal›fl›lan y›pratma ve küçük düflürmegayretlerinin dehflet verici bir ifadesi niteli¤indedir”.Herfley ayd›nlan›yor. Bir rektör, kaçak sanat eserleribulunduruyor, bunu belki de on y›ld›r yap›yor ve fakat birsabah bozulan ç›kar iliflkileri nedeniyle evi bas›l›yor,‘ba¤›ms›z yarg›’ ifle kar›fl›yor, rektörün sayg›nl›k timsaliçetesi de ifle kar›fl›yor ve nezarete bask›n verip üyesinikaç›r›yor.

Ama ifl burada da bitmiyor. YÖK’ün yapt›¤›aç›klaman›n ard›ndan savc› ç›k›p bas›n aç›klamas›yap›yor, sözde gizli yürüyen soruflturman›n ayr›nt›lar›n›iffla ediyor ve daha da ileri giderek YÖK’e yeni TCK’dayeralan dava süreçlerine kar›fl›lmamas› gere¤inidüzenleyen maddeden soruflturma aç›yor. Burjuvaziifllerini emekçilerden gizli yürütmek için yapt›¤› yasalar›,emekçilere karfl› biledi¤i silahlar› kendi savafllar›ndakullan›yor.

Van meydan muharebesi henüz noktalanmad›, sonunubirlikte görece¤iz.

Bu süren savafl›n ganimeti okullardaki hakimiyet veranttan al›nacak payd›r. Tüm bu savafl›n ganimeti köletüccarlar›na sat›lacak ve oradan oraya boynunda birzincirle sürüklenecek olan ö¤renci gençliktir. Ve yaz›k kiö¤renci gençlik genifl gövdesi ile savafl› d›flar›dan izliyor.Oysa, Özerk-demokratik bir üniversite için bu iki Ortaça¤ordusunun savafl›ndan yararlanma f›rsat› flimdi önündeduruyor. Bu kriz ö¤renci hareketinin güçlenme alan›naiflaret ediyor, yeter ki onu de¤erlendirebilecek bir iradeortaya ç›kar›labilsin.

Page 38: EG 85. sayı

Meslek liselerigerçe¤i

üzerineÖzellefltirmelere h›z verildi¤i, AB yolunda her türlü

flarlatanl›¤›n gerçeklefltirildi¤i flu dönemlerde liseligençlik birçok yak›c› sorunla karfl› karfl›ya. Kay›t paras›,aidat, spor, fotokopi vb. paras› gibi birçok fleyden kârsa¤lamaya çal›flan sermayenin e¤itimi ticari bir metaolarak görmesi, faflist disiplin yönetmelikleri, gençleriuyuflturan gerici, bireyci, ezbere dayal› e¤itim müfredat›bu sorunlar›n bafll›calar›.

fiimdi ise liseli gençlik yeni bir sorunla karfl› karfl›ya.ÖSS sistemi de¤ifliyor. 180 dakikada 240 soru. Zateny›llard›r 180 soruyu çözmek için birer robotadönüfltürülen gençleri daha da çok strese sokmakistercesine sorular› ço¤altm›fllar, geleceksizli¤imizi birazdaha garanti alt›na almak istemifller.

Bütün bu strese, ezbercili¤e katlanmamak ve birmeslek sahibi olabilmek için ö¤renciler meslek liselerinitercih ediyorlar. Fakat orada da sermayenin oyunlar›ndankurtulam›yorlar. Peki meslek liselerinde ne gibi sorunlarvar?

Toplumumuzda yer edinen yanl›fl düflüncelerden biride bu liseler hakk›ndad›r. Meslek liselerine gidenö¤renciler tembel ve baflar›s›zm›fl gibi alg›lan›yor. Oysabu düflüncenin hiçbir gerçekli¤i olmad›¤› gibi, buokullarda okuyan ö¤rencilerin toplum içerisinde küçükduruma düflmelerinin ötesinde bir ifle yarad›¤› da yok.

Devletin ticari amaçlar› buralarda da devam ediyor.Her liseden al›nd›¤› gibi, bu liselerden de aidat, spor vb.adlar alt›nda para toplan›yor. Ayr›ca ö¤rencilerin atölyederslerinde yapt›klar› eflyalar sat›larak da ayr› bir kâralan› oluflturuluyor.

Bütün bunlar bir yana, meslek liselerinde karfl›lafl›lanen büyük sorun staj sömürüsüdür. Meslek liselerindeokuyan arkadafllar›m›z son senelerinde stajyer olarakçal›flmak zorunda kal›yorlar. Burada amaçlananokuduklar› fleyleri uygulamalar› ve mesleklerini tamolarak ö¤renmeleri. Fakat hiçbir iflyerinde bu amacauyulmuyor. Staj gören ö¤renciler meslek ö¤renmekyerine çay tafl›yor, bulafl›k y›k›yor, fotokopi çektiriyor,

bakkala gidiyor vb. K›sacas› bir ortac› görevi görüyor.Bunlar yetmezmifl gibi bir de iflyerindeki herkestaraf›ndan küçük görülüyor, eziliyor, patronlardan azariflitiyor ve hatta notla tehdit ediliyor.

Okulu bitirmek için zorunlu olarak yap›lan bustajlarda verilmesi gereken ücret asgari ücretin üçte birive sigorta yap›lmas› zorunlu iken, neredeyse hiçbiriflyerinde bu kurallara uyulmuyor.

Fakat bütün bu sorunlar›n sorumlusu elbette tekbafl›na patronlar de¤il, ötesinde patronlar› koruyan,patronlar için iflleyen bu düzen. Çözüm ise düzeniy›kmak için yürütülecek örgütlü mücadeleye liselilercephesinden de katk›y› örebilmekte. Bu yüzden biz gençkomünistler olarak, bütün meslek liseli arkadafllar›m›z›mücadeleye ça¤›r›yoruz.

Çözüm devrimde, kurtulufl sosyalizmde!Çemberlitafl K›z Lisesi’nden Bir ‹LGP’li

Staj sömürüsüneson!

Meslek liseleri, liseye bafllayan ö¤rencileri al›p onlaramesleki bilgi vererek e¤iten ve iflçi olarak endüstrikurumlar›na yerlefltiren liselerdir. Meslek liselerininkurulufl amac› sanayi ve çeflitli iflkollar›ndaki teknik

Ekim

Gençli¤i

38

‹‹ssttaannbbuull LLiisseellii GGeennççlliikk PPllaattffoorrmmuu oollaarraakk yyaazz ççaall››flflmmaass›› kkaappssaamm››nnddaa

bbaaflflllaatttt››¤¤››mm››zz ttaarrtt››flflmmaallaarr››mm››zzaa ddeevvaamm eeddiiyyoorruuzz.. MMeesslleekk lliisseelleerrii üüzzeerriinnee

yyüürrüüttttüü¤¤üümmüüzz ttaarrtt››flflmmaa ssoonnuuccuu oorrttaayyaa çç››kkaann mmeettiinnlleerrii EEkkiimm GGeennççllii¤¤ii

ookkuurrllaarr››yyllaa ppaayyllaaflflmmaakk iissttiiyyoorruuzz......

Page 39: EG 85. sayı

bilgili iflçi ihtiyac›n› karfl›lamakt›r. Meslek liselerinde verilen e¤itim tamamen teknik

bilgiye dayal› meslek derslerinden oluflur. Ayr›ca atölyedersleri ö¤rendi¤imiz teorik bilgileri pratikteuygulamam›z içinverilen derslerdir.Endüstri meslekliselerinde kültürdersleri 10. s›n›ftanitibaren verilmez,tamamen meslekderslerine geçilir.Anadolu teknikmeslek liselerinde isekültür dersleri bütünlise ö¤renimi boyuncasürdürülür.

Meslek liselerindestaj yapmakzorunludur. Staj›nö¤rencilerin iflhayat›n› görmeleri vebilgilerinigelifltirebilmeleri içinönemli oldu¤usöylenir. Endüstrimeslek liselerinde staj9. s›n›f›n sonundanitibaren 2 gün okul, 3gün staj olmakflart›ylagerçeklefltirilir. Anadolu teknik liselerinde ise 10 ve 11.s›n›f›n yaz tatillerinde toplam 160 saat olmak flart›ylayap›l›r. Staj yapan ö¤rencilere asgari ücretin üçte birinivermek zorunludur. Anadolu teknik liselerinde iseö¤rencilere ücret ödemek flart de¤ildir. Ücretsiz olarakçal›flt›r›labilirler ve sigorta zorunlu olmas›na karfl›nyap›lmaz. Birçok ö¤renci sigortas›n› kendisi yapt›rarakkendini güvence alt›na alma ihtiyac› duyar.

Meslek liselerinde birçok sorun vard›r. Öncelikliolarak e¤itimin kalitesizli¤i göze çarpar. Bu liselerdee¤itim ö¤retmek için verilmez, “sadece görüp duysunlaryeterli” denilir. Anadolu teknik liselerinde ö¤rencilerinüniversiteyi kazanma flanslar› olmas›na karfl›n bunayönelik bir e¤itim yoktur, dersler hep bafltan savmad›r.Ö¤retmenlerin birço¤u gelip “biz sizi iflyerlerinehaz›rl›yoruz üniversiteye de¤il” diyerek idealleri olanbirçok arkadafl›m›z›n hayal k›r›kl›¤› yaflamas›na sebepolurlar. Mesleki bilgilere dayal› derslerle ö¤rencilerinkafas› doldurulur, konular›n büyük ço¤unlu¤ugereksizdir.

Stajda karfl›lafl›lan sorunlar ise hep benzerdir. Çaygetirilir, yerler süpürülür, bakkala gidilir, akflama kadarhep ayak iflleri yap›l›r. Ö¤renciler herhangi bir konudasoru sordu¤unda onlara yan›t verilmez. Yap›lan iflle ilgilihiçbir fley bilmezler, staj yerinde kullan›lan makine ve

teçhizat hakk›nda hiçbir fley ö¤renemeden stajtamamlan›r. Çünkü bu makiney› kullananlarkendilerinden baflkas›n›n ö¤renmesini istemezler.

Ö¤rencilere staj karfl›l›¤›nda ödenen ücret isesömürünün tamkarfl›l›¤›d›r.Ö¤rencilerin patronlarapeflkefl çekilmesidir. Busayede patronlar ucuziflgücündenyararlan›rlar.Ö¤rencilere bir sürügereksiz ifl yapt›r›l›r.Gelen parçalar tafl›t›l›r,makineler temizletilir.Buna karfl›n haklar›verilmez. Sendikayaüye olamazlar örne¤in.‹flyerinde ç›kan grevlerekat›lamazlar, yani grevk›r›c›, iflçileri y›ld›r›c›bir aracadönüfltürülürler.

Son olarak,iflyerinde staj yaparkenal›nan notlar do¤rudanatölye dersine yans›r. Vebu notlar patronlartaraf›ndan verilir.Ö¤renci bir iste¤inipatrona söylerse notla

tehdit edilir. Atölye dersi baraj ders oldu¤undan hiçkimse patrona sesini ç›karamaz, yoksa s›n›fta kalacakt›r.

Meslek liseli bir ‹LGP’li

E¤itim sistemiliseli gençli¤i

yutmayahaz›rlan›yor!

Her alanda oldu¤u gibi e¤itim alan›nda da Türkiyebüyük sorunlarla karfl› karfl›ya. E¤itimin ticari bir alanadönüfltürülmesi ve ö¤rencilere müflteri gözüylebak›lmas›, gerçeklerin her zaman çarp›t›lmas› e¤itimsorununun hiçbir zaman gündemden düflmemesine yol

Ekim

Gençli¤i

39

Page 40: EG 85. sayı

aç›yor. Liseli gençlik kurulan ticari çark içinde ezilmeyeçal›fl›l›yor.

Her lisede yaflanan sorunlar ayn›d›r. Tüm gericili¤i vebask›c›l›¤›yla gözler önündedir. Devletin vermesi gerekenen temel hizmetlerden birisi olan e¤itimin bu flekilde birmetaya dönüfltürülmesiyle kapitalist sömürü gerçe¤iortaya ç›kar.

Herfleyi keyfi bir biçimde ay›ran metafizik burada daiflbafl›ndad›r. Herfleyi birbirinden ay›rd›¤› gibi kuflkusuzliseler aras›nda da kal›n duvarlar ve ayr›m noktalar›yaratmay› baflarm›flt›r. Yap›lan haks›zl›klara boyun e¤engençlik, e¤itim sistemindeki bu çarp›kl›kla yokedilmeyeçal›fl›lmaktad›r.

Meslek liseleri bu sömürünün en sa¤lam aya¤›n›oluflturur. Gelece¤in kölelerini yetifltirmeyi amaçlam›fl birzihniyetin k›s›r döngüsü alt›nda ezilirler. Bask›ya ve hertürlü çirkin hakarete maruz kal›rlar. Düzen gelece¤inkuklalar›n› e¤itebilmek için küçük bedenlere her türlüsömürü ve iflkenceyi uygulamaktan geri durmaz.

Hepimizin bildi¤i gibi düflünmeyen, sorgulamayan,kal›plar›n d›fl›na ç›kmayan bir gençlik yaratmakistiyorlar. Gençli¤in benli¤inde oynanan bu çirkinoyunlar, deyim yerindeyse “aç›k e¤itim pazar›” ilesorunlu bir gençlik yaratmay› hedeflemektedir.

Düzen bu flekilde zafer 盤l›klar› atar. Gençlikkaranl›¤›n içinde yol almaya çabalar. Ama düzen vetemsilcileri paray› vicdan yapm›fllard›r.

Ad›na bak›ld›¤›nda gerçekten gelecekte belirlialanlarda çal›flmak isteyen profesyonel bir gençli¤inyetifltirilebilece¤i düflünülen meslek liseleri bask›n›n,sömürünün ve daya¤›n hat safhaya ulaflt›¤› bir iflkencekap›s›ndan öte de¤ildir. Yap›lan herfley sermayeninç›karlar› do¤rultusundad›r. Yaflanan tüm bu sorunlarkapitalizmin do¤al sonuçlar›ndan baflka bir fley de¤ildir.

Asl›nda geriye dönüp bakt›¤›m›zda “tarihin ticareti,

insanlara geçmifllerine karfl›l›k bir gelecek satmaktanibarettir” demifl Kundera. Çok da hakl› söylemifl. Bizlerdurmadan gelece¤imizi, eme¤imizi kapitalizmin kurban›yap›yor, ona sat›yoruz.

Kapitalist düzen bütün araçlar›yla genç beyinleriy›kamaya devam ediyor. Radyo, televizyon, gazete vb.araçlarla gençleri hedef tahtas› yap›yor. Televizyonlardabir dizi içi boflalt›lm›fl öyküyle gençli¤i sorunlar›ndanuzak tutmay› hedefliyor. Günümüz liseleriyle hiçbiralakas› olmayan, hayat› dalgaya alan, herfleyi olurunab›rakan, yarat›c›l›ktan uzak ve yapmac›kl›klarla dolu birhayat› sergiliyorlar. Baz› dizilerde ise düzen kendigerçekli¤ini vurguluyor, öte yandan da yap›lan fleyinyanl›fl oldu¤u mesaj›n› veriyor. Bu bir çeliflki de¤ilmidir? Burjuvazi ç›karlar›n› savunurken, emek gücününsömürüsü üzerine kurulmufl egemenli¤ini unutturmayaçal›fl›r. Kapitalist sömürü, gerçe¤i reddeder, çünkügerçe¤i kabul etmek kendi s›n›f ç›karlar›na ayk›r› olur.Bize de önümüze konulan bu sömürü kab›n›n fleklinialmak kal›r. Biz biliyoruz ki, sömüren s›n›f›n sömürüyüsürdürmek için yalanlara gereksinimi var, bizim isekurtulmak için gerçeklere...

Düzen amac›na ulaflmak için hiçbir fleyi esirgemez,yapmaya çal›flt›¤› koyu bir karamsarl›k ve mutsuzlukyuma¤›n› en mükemmel flekilde yuvarlamak ve bizleri buyuma¤›n birer parças› haline getirmektir. T›pk› karanl›kça¤larda oldu¤u gibi.

Düzen unutmamas› gereken bir fleyi unutuyor ama.“Çok bafll› çok a¤›zl›demir diflli canavargün gelecekkendi kendini yiyecek!”

Orhan Cemal Fersoy Lisesi’nden bir‹LGP’li

Ekim

Gençli¤i

40

Page 41: EG 85. sayı

- Dünyadaki yoksullar›n yar›s› Afrika'da yafl›yor. DBrakamlar›na göre, Orta Afrika ülkeleri, kifli bafl›na düflengelirin yeryüzünde en düflük oldu¤u bölge. Sahra Çölügüneyindeki Afrika'da nüfusun yar›s› günde 1 dolardan azparayla yafl›yor. Afrika'n›n on ayr› ülkesinde 130 milyon insanaçl›k tehlikesiyle karfl› karfl›ya. Bu say› Sahra güneyindekiAfrika'da her üç kifliden birine tekabül ediyor.

- Orta Afrika'n›n yollar›n›n sadece %12'si kullan›l›rdurumda. Nüfusun %20'si kesintisiz elektrik kullanam›yor.Temiz su kaynaklar› çok k›s›tl›. Bölgede görülen hastal›klar›n%80'i kirli sudan kaynaklan›yor.

- Günde 40-50 bin çocuk ölümü yaflan›yor. Çocukölümlerinin ço¤u s›tma gibi önlenebilir hastal›klara ba¤l› ve100 milyon dolarl›k bir bütçeyle bu hastal›klarla mücadeleedilebilir.

- Yüzy›l›n en ac›mas›z hastal›¤› olarak adland›r›lan AIDSvakalar›n›n 2/3'üne Afrika'da rastlan›yor. Güney Afrika'da her3 kifliden biri AIDS'ten ölüyor. BM, 2025 y›l›na dek Afrika'da80 milyon kiflinin AIDS'ten ölece¤ini aç›klad›. Afrika'da flu an25 milyondan fazla AIDS'li var. AIDS en çok kad›nlar› vuruyor,kad›nlar AIDS'li hastalar›n %70'ini oluflturuyor. Sahragüneyindeki Afrika'da bir kad›n›n gebelik ya da do¤ums›ras›nda ölme riski, zengin ülkelerdeki annelere göre 10 katdaha fazla.

Say›sal veriler olanca ç›plakl›¤›yla ça¤dafl barbarl›ktablosunu ortaya seriyor. Küreselleflme ile derinleflen servet-sefalet kutuplaflmas› gün geçtikçe büyüyor. Öyle ki, zenginülkelerde her inek bafl›na sa¤lanan tar›msal destek, Afrikaülkelerinde insan bafl›na yap›lan yard›mlardan daha fazla.

Bu eflitsizlik dünya çap›nda küreselleflme karfl›tl›¤›n›büyütüyor, kapitalizmin bütün inand›r›c›l›¤›n› yokediyor. Bunedenle emperyalist katil çetesi varolan öfkeyi düzen içikanallara ak›tarak zarars›z hale getirmeye çal›fl›yor. En sonG-8 Zirvesi öncesi düzenlenen Live 8 konseri bu amaçlaorganize edilmiflti. Dünya halklar›na, konserde yeralansanatç›lar›n kasetlerini alarak, onlara SMS göndererek, fakirinsanlara yard›m edebilecekleri mesaj›n› verdiler. Ac›ma,dayan›flma, yard›mlaflma gibi insani duygular› sömürerek,kapitalizme yönelecek öfkeyi dizginlemeye çal›flt›lar.

Live 8'den sonra G-8'de de tart›flmalar›n as›l a¤›rl›k alan›Afrika ve yoksul ülkelerin durumu oldu. Emperyalist devletlertam bir ikiyüzlülükle dünyadaki yoksullukla nas›l mücadeleedeceklerini tart›flt›lar! Afrika‘ya 50 milyar dolarl›k maddidestek, ticaret konusunda yeni bir anlaflma, fakir ülkelerinborçlar›n›n ertelenmesi, yayg›n olarak AIDS tedavisi ve yenibir bar›fl gücü kararlaflt›r›ld›.

G-8 Zirvesi'nin kapan›fl konuflmas›nda Blair taraf›ndan“Afrika'ya yap›lan en büyük yard›m” olarak kamuoyunasunulan yard›mlar›n hiçbiri, Afrika ülkelerinde açl›kla,yoksullukla, hastal›klarla, cahillikle ve savafllarla bo¤uflanhalklara gönderilmemifltir. Yard›mlar Afrika'n›n gerici-bask›c›ve iflbirlikçi rejimlerine yap›lmaktad›r. Y›llard›r halklar›naaçl›ktan baflka bir fley vermemifl bu rejimlerin de alacaklar›paralar› nas›l harcayacaklar› geçmifl pratiklerine bak›larak çok

net anlafl›labilir. Afrikal› yöneticiler bütçelerinin çok büyük birbölümünü silahlanmaya ay›rmaktad›r. Güney Afrika ‘99y›l›nda 6 milyar dolarl›k bir bütçeyi gelecek on y›l için askeriharcamalara ay›rm›flt›. Bu rakam o dönem için ülkedekiAIDS'li hastalar›n iki y›ll›k hastahane ve bak›m masraflar›n›karfl›layabiliyordu. Afrika'da 2000 y›l›nda ise 13.8 milyar dolarayr›l›rken, Cezayir, Burundi, Cibuti, Etiyopya, Fas ve Ruandada ulusal gelirlerinin %3-5'ini silahlanmaya ay›ran çat›flmal›bölgelerdi. Afrika, ateflli silahlarla ölümde %18'lik bir oranladünyada Latin Amerika'dan sonra ikinci s›rada yeral›yor.

G-8 ülkelerinin borçlar›n silinmesi için flart kofltuklar›,sözkonusu ülkelerin borçlar›n› ödeyebilmeleri için bir programhaz›rlanmas› da, emperyalist tekellerin istekleri do¤rultusundaayn› emperyalist metropollere dönece¤ini gösteriyor. ZiraABD ve Britanya dahil bir dizi ülkenin tekellerinin BMambargosuna ra¤men Afrika'ya silah satt›¤› ve bu silahlar›nKongo DC'de milyonlarca insan›n öldü¤ü çat›flmalardakullan›ld›¤› bizzat Uluslararas› Af Örgütü taraf›ndan aç›kland›.

Burjuva medyan›n ve kalemflörlerinin bütün allay›ppullamalar›na ra¤men onurlu düflün insanlar› ve ekonomistlerzirveden ç›kan kararlar›n sömürge politikalar›n›nkatmerlenerek devam› anlam›na geldi¤ini, borçlar›nödenebilmesi için ç›kart›lacak program›n özellefltirmeprogram› oldu¤unu ifade ettiler. Yap›lmaya çal›fl›lan fley birkez daha ülkelerin yeralt› ve yerüstü tüm zenginliklerininazg›nca sömürülmesidir. G-8 Zirvesi'nde mali yard›m ile ilgiliöne sürülen koflullar, Afrika ülkelerinin ‹MF ve DB'ninekonomik programlar›na ba¤›ml›l›¤›n devam›ndan baflka birfley de¤ildir.

Ekim

Gençli¤i

41

G-8 Zirvesi’nden ezilenhalklara yine kölelik ç›kt›

Page 42: EG 85. sayı

Avrupa Birli¤i müzakere sürecinin bafllamas›nabirkaç ay kala, bir süre öncesine kadar etraf› kas›pkavuran AB rüzgar›ndan eser kalmam›fl gibi görünüyor.Bir düfl olarak sunulan, her kap›y› açan, her sorunumuzuçözmeye muktedir sihirli AB de¤ne¤inin bir anda gözdendüflmesi ile gazetelere yeni ilanlar verilmeye bafllanmas›flart görünüyor: “AB umudumu kaybettim.Hükümsüzdür”!

Türkiye 3 Ekim’ de müzakerelere bafllayacak.Görünen o ki müzakereler en az 14-15 y›l sürecek vebunun iki ucu da aç›k olacak. Ancak müzakerelerinbafllamas›na k›sa süre kala Türkiye’de ne davullarçal›n›yor, ne de etraf› saran bir AB heyecan› var. AB’nindayatmalar›n›n yan›s›ra baflka bir sorun da AB’nin kendiiçinde yaflad›¤› çalkant›lar. Halen AB DönemBaflkanl›¤›’n› yürüten Luxemburg Baflbakan› Jean-Claude Juncker’›n bu ay bafl›nda söyledi¤i “AB art›kinsanlar›n rüyalar›n› süslemiyor!” sözleri, bu gerçe¤inbir ifadesi.

Fransa ve Hollanda’da referandumlarla AvrupaAnayasas›’n›n peflpefle reddedilmesi ve baflka ülkelerdede benzer e¤ilimlerin h›zla artmas›n›n ard›ndan, 324sayfal›k AB Anayasas›, “canlanaca¤›na m› gömülece¤inemi karar verilemeyen yar› ölü bir varl›k” gibi duruyororta yerde. Brüksel’ de yap›lan ve kimilerine göresorunlar›n afl›laca¤› umulan AB Zirvesi’ nin fiyaskoylasonuçlanmas› ve Dönem Baflkan› Juncker’ ›n “Olupbitenlere ac›kl› bir flekilde bak›yorum. Utan›yorum amasöylemeliyim: Maalesef AB derin bir krize girdi” sözleride, mevcut durumun bir özeti.

Peki AB art›k neden art›k umut kap›s› de¤il? Cevapbasit: Avrupa Birli¤i patronlar›n birli¤idir. Sermayeninç›karlar›n› savunmak üzere kurulan birlik nas›l olur daTürkiye gibi geri kalm›fl bir ülkenin umudu olabilir?Basit bir mant›k yürütme bile sorunun cevab›n› bulmakonusunda yeterlidir. Avrupa ülkelerinin baflka ülkelerisömürerek yaratt›¤› “demokrasi”nin bize faydas›olaca¤›n› beklemek tam bir ahmakl›kt›r. Ç›kart›lanyasalar›n s›ca¤›nda AB tart›flmalar› çeflitlenmifl vetoplumu heyecanland›rm›flt›. Türkiye’ de ›rkç›-milliyetçihareket ve dinsel gerici çevreler, hizmet ettikleri s›n›f›nç›karlar› gere¤i AB bayra¤›n› büyük keyifle tafl›d›lar.Ama rüzgar dönünce birden piyasaya ç›kan“vatanperver” tosunlar esip gürlemeye bafllad›lar. AB’ yeTürkiye’ nin giriflinin yukar›dan “demokratik reformlar”getirece¤ine inanan liberal reformistler ise hediyesiniaçan bir çocuk heyecan› ile paketlenmifl demokrasiyi

beklemeye bafllam›fllard›. Aç›lan her pakette heyecan›katlananlar bugün susmufl durumdalar. Baflbakan ise, biryandan “AB hedefimizden asla dönmeyiz” türündenaç›klamalar yaparken, öte yandan da “bakal›m 14-15 y›liçinde ortada AB diye bir fley kalacak m›?” diyebiliyor.

Uluslararas› sermayenin en genifl birliklerinden olanAB’nin kimin ç›karlar› için hareket edece¤ini söylemekgüç olmasa gerek. Art›k kendi halk›n› bile kand›ramayanAB, hala bizdeki solun ve sa¤›n liberal çevrelerin umuduolmay› sürdürebiliyor.

AB’nin demokrasinin kalesi oldu¤unu söyleyenlereve bundan nasiplenmemizi ö¤ütleyenlere bugünkü TCK,üniversitelerde yaflad›klar›m›z yeterli bir cevapolmayacakt›r. Zira ne 19 Aral›k katliam›, ne ondan sonracezaevlerinde yaflananlar, Kürdistan’da beklenende¤iflimlerin yaflanmamas›, Kürt halk›n›n üzerindekibask›lar›n kald›r›lmam›fl olmas› onlar›n kafalar›n›açmaya yetmiyor.

Bir kez daha söyleyelim; AB iflçilerin de¤ilpatronlar›n birli¤idir. AB, Avrupa Para Birli¤i içinuygulanan Maastricht kriterleridir, ‹nsan Haklar›Sözleflmesi ve ‹LO de¤ildir. Maastricht kriterleri de IMFve Dünya Bankas›’yla birlikte sermayenin dünyaçap›ndaki krizinden, faturay› insanl›¤›n büyük birkesimine ç›karma program›d›r.

S. Kurtulufl

Ekim

Gençli¤i

42

AB umudumu kaybettim...Hükümsüzdür!

Page 43: EG 85. sayı

17 Haziran’da Mercan Vadisi’nden gelen haberlerlesars›ld›k. Yerleri kolay doldurulamayacak 17 devrimciDersim’de katledildiler. Bu apaç›k bir katliamd› ve devlet yoketmeye yönelmiflti. ‹çlerinde Türkiye devrimci mücadelesinin30 y›l›na tan›kl›k etmifl, iflkencehanelerden, katliamlardanbafl› dik ç›km›fl önder devrimciler de vard›, genç yafllardaolan, fakat devrimci yi¤itlikte di¤erlerinden geri kalmayanlarda...

Devletin katliamc› yüzünü bir kez daha gösterdi¤i busald›r›ya yan›t gecikmedi. Devrimci hareket tam bir birliktelikiçinde tutum ald›, cenazelerden bafllayarak bir dizi ortakeylemle sald›r›ya yan›t verildi. Devrimciler, katliamlarlabitirilemeyeceklerini, sindirilemeyeceklerini bir kez dahagösterdiler. Ancak sermaye iktidar›n›n kanl› tarihinde ilkolmayan bu katliamla belirginleflen yeni bir sald›r› dalgas›sözkonusu. Samsun’da, Ankara’da, Adana’da gerçekleflengözalt› ve tutuklama terörü bunun kan›t›.

Yap›lmaya çal›fl›lan aç›k; devrimci hareketi yok etmek,burjuva siyasetine soldan omuz verenleri ise devrimcilerdenayr›flt›rarak koruma alt›na almak. Nitekim yap›lan eylemlereistisnalar d›fl›nda reformist cenahtan kat›l›m olmay›fl›, buhareketlerin yay›nlar›nda bile olay›n alelade bir biçimde yeral›fl› hedeflenenin k›smen baflar›ld›¤›n› gösteriyor. Elbettebunda flafl›lacak bir fley yok. As›l önemli olan devrimcihareketin ald›¤› tutumdur. fiehitlerin an›s› önünde ortayaç›kan kenetlenmenin sürdürülmesi hayati bir önem tafl›yor.Baflbakan›n ABD’de sözünü etti¤i Amerikan karfl›tl›¤›n›nkayna¤› olarak gösterdi¤i marjinal-afl›r› sola yönelikmüdahaleye karfl› devrimci örgütlerin, devrim davas›na en

küçük katk›y› dahi sunabilecek güçlerin birlikte hareketedebilmeleri gerekiyor. Samsun’da tutuklama terörününard›ndan gençli¤in soka¤a ç›kmas› bu yüzden son dereceanlaml›d›r.

Ama süreci kaba bir biçimde eylemlerden ibaret görmeyan›lg›s›ndan da kaç›nmak gerek; önümüzdeki dönemkendimizi her yönden gelifltirmenin, örgütlenmenin, devrimcihareketin temel zaaflar›yla bo¤uflarak ileriye ç›kman›ndönemi olmal›d›r. Bizler her ad›mda yeni güçlereulaflabildi¤imiz, eylemlerde artabildi¤imiz, devrimci siyasalduruflumuzu güçlendirebildi¤imiz ölçüde sald›r›lara yan›tverebilece¤iz.

Yaz döneminin rehavet tablosunu buradan k›rabilmekgerekiyor. Kuflatman›n yar›labilmesinin yegane koflulu budur.Sorunlara tak›lmadan, her tür gerici bahane ve uzlaflmay›reddederek ilerlemek, yeni güçlerle buluflmak, eylemli birdirenifl hatt› örgütlemek... Elimizde y›¤›nla olumlu ve olumsuzdeneyim var. Art›k bunlar› pratik sürecin içindede¤erlendirmek gerekiyor.

Devrimci hareketin ve özel olarak komünistlerinomuzlar›nda a¤›r bir yük bulunmaktad›r. Düflenlerin yaratt›¤›de¤erleri korumak, ilerletmek ve sonuç al›c› bir biçimdeyüklenmek. Bu sald›r›lar›n devrimci hareket flahs›ndaemekçilere ve gençli¤e yönelik oldu¤unu hat›rdanç›karmayal›m ve tüm ileri güçleri kendi gelecekleri içinmücadeleye ça¤›ral›m. Meclisin tatile girmeden önce yapt›¤›mesai ile ç›kar›lan sald›r› yasalar›, h›zlanarak süren vegiderek daha fazla say›da emekçiyi hedef alan özellefltirmesald›r›lar› devrimcilerin katledilmesi ile yarat›lacak korku ve

sindirme operasyonlar› eflli¤inde gerçekleflmezemini bulacaklard›r. Oysa buna izin vermemekbizim elimizde; bu yüzden emekçilerin vegençli¤in mücadele hatt›na tafl›nacak her tu¤lan›nbugün özel bir de¤eri bulunuyor. Dolay›s›yla yazdöneminde birlikte hareket etmeyi, devrimciduruflu ve siyasal çal›flmay› güçlendirmeliyiz.

Bunu yapabilirsek, önümüzdeki döneme deçok daha haz›rl›kl› bir bafllang›ç yapma flans›nasahip olaca¤›z. Bir y›ld›r gündemimizde olanbirleflik gençlik hareketi tart›flmalar›n›n da kaderinibelirleyecek olan budur. Gerek gençlik hareketiningüçlerini gelifltirmek, gerekse de devrimcihareketin birlikte hareket etme kültürüne katk›dabulunmak, birleflik bir gençlik hareketininyarat›lmas› için nispeten uygun bir zeminsa¤lanmas› için özel bir önem tafl›yor. Devrimcilikirade, eylem ve kararl›l›kt›r. ‹flte bizi yenilmezk›lan gerçek budur.

17 yi¤it devrimcinin an›s› önünde bir kez dahae¤iliyoruz.

Y. Çeliker

Ekim

Gençli¤i

43

SSeerrmmaayyee iikkttiiddaarr›› ssaalldd››rr››llaarr››nn›› yyoo¤¤uunnllaaflfltt››rr››yyoorr!!

Dersim katliam› ve devrimcigörevler

Page 44: EG 85. sayı

KKaattlliiaammllaarr››nn hheessaabb››nn›› ssoorrmmaakk iiççiinn ss››nn››ff ssaavvaaflfl››nn››

yyüükksseelltteelliimm!!....

Her alanda ve her yerdedevrimci dayan›flmay›

yayg›nlaflt›ral›m! Ekim

Gençli¤i

44

‹flçiler, emekçiler, gençler! Faflist devlet Dersim’in Ovac›k ilçesi k›rsal›nda

gerçeklefltirdi¤i bir operasyonla Maoist KomünistParti/Halk›n Kurtulufl Ordusu (MKP/HKO) üyesi 17devrimciyi katletti. Canl› ele geçti¤i iddia edilen 3devrimcinin ak›beti ise hala bilinmiyor.

Kongre haz›rl›¤› için Ovac›k k›rsal›nda topland›¤›istihbarat›n› alan faflist devlet, aralar›nda üst düzeyyönetici kadrolar›n›n bulundu¤u MKP/HKOmilitanlar›na karfl› imha amaçl› bir operasyondüzenleyerek katliamc› gelene¤ine bir yenisini dahaeklemifltir. Dersim bir kez daha kana boyanm›fl, bir kezdaha bu ülkenin yi¤it devrimcileri alçakça katledilmifltir.

Katledilen 17 devrimcinin önemli bir k›sm›, özelliklede ‘95 y›l›ndan bu yana zindanlarda gittikçet›rmand›r›lan sald›r›lara karfl› gelifltirilen direnifllerde önsaflarda yerlerini ald›lar. Zindandan ç›kt›ktan sonra,kald›klar› yerden mücadeleye devam ettiler.Mücadelenin çeflitli alanlar›nda s›nanm›fl bu özverili vebafle¤mez devrimci militanlar›n katledilmesinden dolay›öfkemiz büyük, ac›m›z derindir.

Ama bu ülkeyi yang›n yerine çevirenler unutmas›nlarki, Türkiye bir devrim topra¤›d›r! Katledilen her birdevrimci, topra¤a düflen bir tohum gibi yeniden veyeniden boy verecektir. Kayb›m›z ne kadar büyük olursaolsun, onlar›n yeri mutlaka doldurulacak, bayrak aslayere düflmeyecektir. Katliamlar›n hesab› mutlakasorulacakt›r.

Kardefller! Sermaye iktidar›n›n tarihi, iflçi ve emekçilere, Kürt

halk›na karfl› iflledi¤i suçlar›n tarihidir. Bu devletin elikanl›, sicili kirlidir. Ne AB kriterleri, nedemokratikleflme yalanlar› bu kanl› sicilin üstünüörtemez.

‹flçi ve emekçilere kölece çal›fl›p sefalet içindeyaflamak d›fl›nda hiçbir flans tan›mayan çürümüfl bir

avuç asalak iktidarda kald›¤› sürece bu ülkedekatliamlar, bask›lar ve sefalet bitmez. Zira onlar,iktidarlar›n› korumak ve ç›karlar›n› büyütmek için herseferinde çareyi zulüm ve bask›y› art›rmakta; sosyaly›k›m, inkar ve imha politikas›na h›z vermekte; fliddetleve gerici-faflist yasalarla eli kanl› devletini tahkimetmekte ar›yorlar. Bu yüzden de döne döne teröre,fliddete ve her türden kirli savafl yönteminebaflvuruyorlar. Efendilerinin karfl›s›nda kul köle olanlar,iflçi ve emekçilere, devrimcilere düflmanl›kta, fliddetkullanmakta s›n›r tan›m›yorlar. “Bayrakprovokasyonlar›” tertipleyip Kürt halk›na vedevrimcilere karfl› linç giriflimlerini örgütlüyorlar.‹plerini sald›klar› faflist beslemelerinin ellerine sat›rlar›tutuflturup, akademik demokratik üniversite talebiylemücadele eden devrimci demokrat gençlerin üzerinesal›yorlar. E¤itim Sen’i kapat›yor, grevleri yasakl›yor,demokratik kitle gösterilerine azg›nca sald›r›yorlar.SEKA’da, Seydiflehir’de özellefltirme talan›n›durdurmak isteyen iflçiler, difliyle t›rna¤›yla kurdu¤u birçift göz kondusunu savunmak isteyen gecekondu halk›,cenazesini gömme hakk› bile elinden al›nan Kürtemekçiler, yetkililerle görüflmek ve ifl talebiniseslendirmek isteyen iflsizler, yani üreten bütün kesimlerdevlet teröründen paylar›na düfleni al›yorlar.

Ama tüm bunlar bofluna! Çünkü zulmün, sömürünün,ulusal bask›n›n ve emperyalizme kölece ba¤›ml›l›¤›noldu¤u yerde hiçbir güç, emekçilerin öfkesinidizginleyip isyan etmesine engel olamaz. Devrimcileritek tek ya da topluca da¤larda, iflkencehanelerde,sokaklarda ya da zindanlarda katledilebilirler, amadevrimci iradeye diz çöktüremezler! Can ve kan bedeliyarat›lan devrimci gelene¤i bitiremezler! Silahlanmayaharcad›klar› trilyonlar ve eli kanl› katliam çeteleri,çürümüfl düzenlerini eninde sonunda y›k›lmaktankurtaramaz.

Page 45: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

45

‹flçiler emekçiler, gençler! 17 devrimcinin katledildi¤i Ovac›k katliam›,

devrimcilerin görüldü¤ü yerde katledilmesi, diri dirihücrelere gömülmek istenmesi, sermaye iktidar›n›n iflçive emekçilere karfl› yürüttü¤ü amans›z ve kapsaml›savafl›n kanl› birer halkas›d›r. Onlara s›k›lm›fl olankurflunlar, iflçi ve emekçilere, tüm halka s›k›lm›flt›r.Onlara s›k›lm›fl kurflunlar ile milyonlarca iflçi veemekçiye, gençlere yönelen iflsizlefltirme,sendikas›zlaflt›rma, özellefltirme, yoksullaflt›rma ve sosyaly›k›m sald›r›lar› bir ve ayn› s›n›f›n, bir ve ayn› amaçlayürüttü¤ü savafl›n birer parças›d›r.

Hiçbir kiflisel ç›kar ve kayg› gütmesizin kendileriniiflçi ve emekçilerin, halklar›n kurtulufl mücadelesineadayan devrimciler, üzerlerine düflen tarihselsorumlulu¤u canlar› pahas›na yerine getirmektekararl›d›rlar. Bunu say›s›z kez ortaya koymuflbulunuyorlar. Onlar güçlerini, iflçi ve emekçilere karfl›duyduklar› tarihsel sorumluluktan, devrime ve sosyalizmdavas›na olan inançlar›ndan almaktad›rlar.

fiimdi bize düflen görev, devrimci dayan›flmasorumlulu¤u ve hesap sorma bilinciyle mücadeleyi dahada yükseltmek, bayra¤› daha da ileriye tafl›makt›r...Bedeller ödenerek yarat›lan devrimci geleneklere,de¤erlere ve devrim yolunda flehit düflen devrimcileresahip ç›kmak, gelece¤imize sahip ç›kmakt›r.

Gün, mücadeleye daha s›k› sar›lma ve saflar›s›klaflt›rma günüdür. Gün, hesap sorma günüdür!

Dersim’de flehit düflen MKP/HKO’nun yi¤it devrimcimilitan ve önderlerini sayg›yla an›yoruz. And olsun ki,dökülen kanlar yerde kalmayacak!

DDeerrssiimm--OOvvaacc››kk flfleehhiittlleerrii ööllüümmssüüzzddüürr!! BBeeddeell ööddeeddiikk bbeeddeell ööddeetteeccee¤¤iizz!! KKaahhrroollssuunn ffaaflfliisstt sseerrmmaayyee iikkttiiddaarr››!! YYaaflflaass››nn ddeevvrriimm vvee ssoossyyaalliizzmm!!

TK‹P ‹stanbul Örgütü22 Haziran 2005

17'lerölümsüzdür!

HHeerr MMiilllliiyyeetttteenn PPrroolleettaarryyaa vvee EEmmeekkççii HHaallkkllaarr››mm››zz!!fiehitlerimiz halka hizmet temelinde, halklar›m›z›n

kurtuluflu için devrime sar›lma bayra¤›d›rlar. DersimMerkez, Hozat, Mufl-Varto, ‹stanbul, Ankara, Antep,‹zmir'de onlar›n naafllar›n› ellerinizle yücelttiniz.Türkiye-Kuzey Kürdistan ve dünyada onbinlerce ezileninelinde yükselen bir k›z›l bayrak oldu 17'ler!...

Sahip ç›kt›¤›n›z kendi davan›zd›. Sar›ld›¤›n›z kendieseriniz olacak devrimdi. Halklar bir kez daha yaraland›.Bir kez daha vuruldu. Halklar bitmez, bunu gösterdiniz.Gösterdiniz ki bir kez de¤il proletarya ve halklar u¤runabinlerce kez ölmek onurdur. Bu onurla sizleri selaml›yor,seferber olmaya ça¤›r›yoruz.

SSiippeerr YYoollddaaflflllaarr››;; Halk›m›z›n örgütlü devrimci güçleri takdire flayan bir

siper yoldafll›¤› ruhuyla ölümsüz 17'ler flahs›ndapartimizle kenetlendiler. 17'ler flahs›nda halklar›m›z›nönder devrimci örgütlerinin birleflik devrimci eylembirli¤i fiili bir olgudur. Halklar›m›z›n yi¤it önderleriDeniz, Mahir, Mazlum Do¤an ve di¤erlerinin nesline,onlar›n K›z›ldere ve Nurhak'lardaki düflmana karfl›mücadeledeki devrimci dayan›flmac› ruhlar›na yak›flan dabudur. Kardefl partimiz TKP/ML ve di¤er siperyoldafllar›m›z DHKP-C, MLKP, T‹KB, TK‹P, PKK,HÖC, DEVR‹MC‹ YOL (AO), DEVR‹MC‹ KURTULUfive di¤er dostlar›m›z› selaml›yoruz. Düflmana karfl›mücadeleyi devrimci eylem birli¤i temelindeyükseltmeye, devam etmeye ça¤›r›yoruz.

(MKP'nin 23 Haziran 2005 tarihliaç›klamas›ndan...)

Page 46: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

46

Her toplumsal s›n›f, iktidar› ele geçirdi¤inde, kendidüzenini oluflturabilmek ve bu yeni düzenin süreklili¤inisa¤layabilmek için e¤itim kurumunu yeniden tan›mlar.Bir s›n›f iktidar›n›n, di¤er s›n›flar üzerindekihegamonyas›n› koruyabilmesi, yaln›zca örgütlü zorayg›t› vas›tas›yla olmaz. Bununla birlikte o, kendiç›karlar›n› di¤er toplumsal kesimlerin de ç›karlar›ym›flgibi gösterebilmek için e¤itim mekanizmas›n› kullanmakzorundad›r.

K›saca; genel olarak e¤itim ve tüm e¤itim kurumlar›mevcut toplumsal düzenin, kendisini yenidenüretebilmesine hizmet eder ya da etmek zorundad›r.

‹flçi s›n›f› da e¤itimi kendi siyasal iktidar›n›nhedefleri do¤rultusunda yeniden tan›mlayacakt›r. Ancakbu, e¤itim sorununun devrim sonras›na ait bir sorunoldu¤u anlam›na gelmemektedir. Aksine, bugün e¤itimkurumlar›n›n tümüyle burjuva s›n›f›n hizmetinde oldu¤udüflünüldü¤ünde, iflçi s›n›f›n›n kendi ba¤›ms›z çizgisinioluflturabilmesi için e¤itim flartt›r. Tabii, bahsetti¤imize¤itim, iflçi s›n›f›n›n kurulu kapitalist düzeniy›kabilmesi, siyasal iktidar› ele geçirebilmesi ve kendis›n›f ideolojisini kavrayabilmesi amac›na hizmetedecektir.

‹flçi s›n›f› hareketi ile sosyalizmin maddi örgütlübirli¤ini ifade eden komünist parti, e¤itim sorununudevrimci iktidar hedefi ekseninde de¤erlendirir. ‹flçis›n›f›n›n sosyalist ideoloji do¤rultusunda e¤itimi, onunburjuvaziye karfl› silahland›r›lmas› demektir.Burjuvazinin ideolojik sald›r› ayg›tlar›n›n gücü ve etkisidüflünüldü¤ünde, iflçi s›n›f›n›n ve komünistlerine¤itimden mahrum kalmalar›, onlar›n cephanesizsavaflan askerler durumuna düflmesi demektir.

Bu nedenle parti, iflçi s›n›f›n›n ve özelliklekomünistlerin e¤itilmesini yar›na ertelenemez bir görevolarak tan›mlar ve ona ola¤anüstü bir önem atfeder.

Devrimci s›n›f mücadelesinin ve sosyalist devriminöncüsü ve örgütleyicileri olarak komünistler, e¤itimsorununu çok yönlü bir biçim içerisinde alg›larlar.‹deolojik e¤itim, yani genel olarak teorik-düflünselbirikime dayal› e¤itim, bahsetti¤imiz e¤itim anlay›fl›n›nyaln›zca bir yönüdür. Benzer biçimde pratik içindeedinilen bilgiler, gerçeklefltirilen pratik ve örgütsele¤itim de yine e¤itimin bir baflka yönüdür. Bizim e¤itim

ÇÇookk yyöönnllüü bbiirr iiddeeoolloojjiikk--ppoolliittiikk ee¤¤iittiimm,, ssaa¤¤llaamm vvee vveerriimmllii

bbiirr ppoolliittiikk ççaall››flflmmaann››nn ggüüvveenncceessiiddiirr......

Devrimci e¤itim sorunuüzerine

Page 47: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

47

anlay›fl›m›z›n bir baflka temel yönü de mücadelenin atefliiçinde anlam›n› ve gerçek karfl›l›¤›n› bulacak olan politike¤itimdir.

Komünistler e¤itim sorununu bu üç ana bafll›k alt›ndaele al›rlar.

‹deolojik e¤itim

Marksist dünya görüflünün, onun temel ilkesel veteorik çerçevesinin kavranabilmesi, ideolojik e¤itimalan›ndaki temel hedeftir. Marksizm, s›n›rlar› çizilmifl vebitmifl bir dogma de¤il, dinamik bir dünya görüflüdür vebuna dayal› bir yönteme sahiptir. Bundan hareketledenebilir ki; Marksizm, bu yöntemi kavray›p sindirenlere,toplumsal yaflamda ortaya ç›kan basit ya da karmafl›k birdizi olguyu anlamland›rabilmeleri ve yerli yerineoturtabilmeleri, bundan da öteye onlara devrimci birmüdahalede bulunabilmeleri olana¤› sa¤layacakt›r.

‹deolojik e¤itim ayn› zamanda bir tarih bilincininoluflturulmas› sürecidir. Tarihsel materyalizm bu tarihbilincinin oluflturulmas›n› sa¤layacak temelyöntemimizdir.

Partimiz, onun önceli olan infla örgütü döneminde, bubasit ama temel yaklafl›m› k›lavuz edindi. Büyük birtasfiyeci ve inkarc› dalgan›n yafland›¤› bir dönemde,yeniden marksist-leninist klasiklere yönelerek bu gericidalgay› buradan ald›¤› düflünsel güçle gö¤üsledi.‹deolojik sorunlarda marksist-leninist klasiklere dönüfl veonlara ba¤l›l›k vurgusu, dezenformasyona u¤rat›lankomünist ideolojinin co¤rafyam›zda yeniden ete kemi¤ebüründürülmesini sa¤lamada önemli bir etken oldu. Buanlay›fl bugüne dek belki de partimizin en temelüstünlüklerinden biri olageldi.

Genel ideolojik sorunlarda ortaya konan bu yaklafl›mkomünist kadrolar›n yarat›lmas› için nas›l bir e¤itimsorusuna da bir yan›t oluflturuyordu. Bizim ideolojike¤itim anlay›fl›m›z geleneksel hareketten her zamantemelden farkl› oldu. ‹deolojik e¤itimi yaln›zca hareketintemel metinlerinden ve yay›nlar›ndan ibaret görenanlay›fl› her zaman mahkum ettik. Bizim alternatifimizmarksist klasiklerin k›lavuzlu¤unda gerçeklefltirilecek birideolojik e¤itim oldu.

Partimizin bizim için gerçek bir hazine olan programve çizgisini derinlemesine ve yarat›c› bir biçimdekavray›p sindirebilmek de ancak bu çerçevede olanakl›olabilir.

E¤itimde yöntem sorunu

‹deolojik e¤itim çal›flmalar›nda yöntem sorunu,çal›flman›n baflar›s› için üzerinde önemle durulmas›gereken bir konudur. Genellikle yap›ld›¤› gibi herhangibir yöntemi rasgele kullanmak istenen sonuçlar›vermemektedir. Özellikle çal›flmam›za henüz kat›lm›flbaz› genç yoldafllar›n okuma ve tart›flma konusundayaflad›klar› sorunlar düflünüldü¤ünde, yöntem sorunu

daha da kritik bir önem kazanmaktad›r. Gençlik çal›flmam›z içerisindeki örgütlerimiz ve

oluflturulan e¤itim gruplar› ideolojik birikim ve düzeyaç›s›ndan homojen bir yap› tafl›mamaktad›rlar. Elbette enideali; e¤itim çal›flmalar›nda, düzeyleri aç›s›ndanaralar›nda büyük farklar bulunmayan arkadafllar›m›z›nbirarada bulunmalar›d›r. Bu, çal›flmada verimi vemotivasyonu art›r›r. Ancak çal›flman›n durumu ve

ihtiyaçlar›, bu tarzda örgütlenmeye olanakvermemektedir.

Yöntem sorunu; konunun belirlenmesi, hangikitaplar›n hangi s›ra ile okunaca¤›, tart›flmalarda nas›l biryöntem izlenece¤i gibi sorunlar› kapsar. E¤itimçal›flmalar›, konunun belirlenmesi ile bafllar. Burada esasolan çal›flmam›z›n, birimlerimizin ve yoldafllar›m›z›nihtiyaçlar›d›r. Konu belirlenirken bu esas gözetilmelidir.Ayd›nca kayg›lardan hareketle kolektif ihtiyaçlar›m›z›nbütünüyle d›fl›nda baz› konular›n seçilmesi çal›flmam›zaherhangi bir fley kazand›rmayaca¤› gibi, düflünsel plandayoldafllar›m›za kataca¤› herhangi bir fley de yoktur.Kiflisel baz› ihtiyaçlar, kolektiflerin denetiminde vegözetiminde belirlenecek kaynaklar çerçevesindekarfl›lanabilir. Bahsetti¤imiz denetim ve gözetim,okunacak kaynaklar›n s›n›rlanmas› anlam›nagelmemektedir. Amaç zengin ve verimli kaynaklar›nkullan›labilmesidir.

Bugün, gençlik çal›flmam›z›n geldi¤i yerde, onu birad›m ileri götürebilmek için, e¤itim çal›flmalar›n› mevcut

Page 48: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

48

çal›flmam›z›n ideolojik ve pratik sorunlar› üzerindeyo¤unlaflt›rmak büyük önem tafl›maktad›r. Yay›n›m›zda busorunlar ekseninde yürüyen tart›flmalar yoldafllar›m›z›n,çal›flman›n sorunlar› konusunda kafalar›n›n aç›lmas› vetart›flmalara yap›c› bir biçimde kat›lmalar›n› sa¤lamayayöneliktir. Bu do¤rultuda, yaz boyunca yap›lacakideolojik e¤itim çal›flmalar›n›n temel yönelimlerindenbirini, tüm yönleriyle gençlik çal›flmam›z›n sorunlar›oluflturmal›d›r. Bu yap›labildi¤i ve kolektif birde¤erlendirmeye konu edilebildi¤i yerde önümüzdekidönem çal›flmalar›nda genç komünistler oldukça olumlusonuçlar elde edebileceklerdir.

Konunun belirlenmesinin ard›ndan yap›lmas› gerekendo¤ru kaynaklara ulaflmakt›r. Marksist-leninist klasikler,tart›fl›lacak konu ekseninde yeniden incelenmeli ve uygunmetinler okuma listesine eklenmelidir. Bunun yan›ndauluslararas› komünist hareketin ve ülkemiz devrimcihareketinin teorik ve pratik miras› gözden geçirilmeli,uygun materyaller mutlaka kullan›lmal›d›r. Son olarak,partinin metinleri belirlenen konu çerçevesindeincelenmeli ve gerekli metinler tart›flmaya dahiledilmelidir. Böylelikle e¤itim çal›flmas› konusu birçokyönüyle ve zengin bir biçimde incelenecektir.

Tart›flmalarda, tüm kaynaklar›n çal›flmaya kat›lanherkes taraf›ndan eksiksiz incelenebilmesi özel bir önemtafl›maktad›r. Aksi durumlarda kaynaklar› okumayanyoldafllar›n tart›flmaya kat›l›m› da oldukça s›n›rlanacakt›r.

Tart›flma, konu hakk›nda ortaya konulacak belli altbafll›klar çerçevesinde sorular ve yan›tlar biçimindesürdürülmelidir. Bir kiflinin anlat›c›, di¤erlerinin pasifdinleyici oldu¤u çal›flmalar verimli olmad›¤› gibi amacada uygun de¤ildir. Herkesin tart›flmalara kat›lmas›,yaln›zca soru de¤il, yan›t da üretmesi gerekir.Tart›flmalar›m›zda herkes anlat›c› olabilmelidir. Bir ya dabirden fazla kiflinin anlat›c› oldu¤u, seminer tarz›çal›flmalar da tercih edilebilir. Bunlar daha çok kapsam›s›n›rl› olan konularda tercih edilmelidir. Genifl birkapsama sahip konular böyle tart›fl›ld›¤›nda dinleyicilerinkafas›nda fazlaca bir fley b›rakmayabilirler. Fakat konus›n›rland›r›ld›¤›nda dinleyiciler için kat›l›m daha kolayolabilmekte ve sonuç olarak elde edilen birikim ak›ldakal›c› olabilmektedir. Böylesi, sunum tarz› çal›flmalardatüm kat›l›mc›lar›n konu hakk›nda önden baz› metinleriokumas› tart›flmay› zenginlefltirecektir.

Politik e¤itim

Komünistler iflçi s›n›f› ve di¤er ezilen toplumsalkesimlerin devrimci öncüsü, yol göstericisidirler.Kitlelerin eylem ve etkinliklerinde onlara k›lavuzluk eder,yön gösterirler. Ancak bu özellikler tanr› vergisi de¤ildir.Tüm bu önderlik yeteneklerini yaflam içerisinde,mücadele içerisinde kazanacaklard›r. Politik e¤itimkonusunda komünistlerin en önemli ö¤retmenlerimücadele içerisindeki kitlelerdir.

Mücadele içerisindeki kitleleri politikalar yönlendirir.

Bu politikalar ileri ya da geri, tutarl› ya da tutars›z,devrimci ya da liberal politikalar olabilirler. Ama öyle yada böyle, kitleleri yönlendiren politikad›r. Yapmam›zgereken, kitleleri komünist partimizin devrimcipolitikalar› ekseninde yönlendirmek, hareketegeçirebilmektir.

Toplumsal muhalefet dinamiklerinin durgun oldu¤ugünümüzde, ›srarla kitlelere gitmek gerekmektedir. Ancakkitlelere do¤ru bu gidifl, mutlaka bir politika eksenindegerçekleflmelidir. Onlar› flu ya da bu sorunlar› konusundaharekete geçirecek ve örgütleyecek politikalara sahipolmam›z gerekmektedir. Parti’nin ortaya koydu¤u politikperspektifler ve genel hat çerçevesinde çal›flmay›sürdürdü¤ümüz alanlarda özgün araçlarla özgünpolitikalar ortaya koymak, bizim sorumlulu¤umuzalt›ndad›r. Ö¤renim dönemi içerisinde okullar›m›zda,fabrikalarda ve semtlerde yürütece¤imiz çal›flmalarda aslapolitikas›z kalmamal›y›z. Bugün merkezi ve yerel plandapolitikalara sahip olabilmek, çal›flmam›z›n en önemliaya¤›d›r. Politikas›zl›k, bizi tümüyle sakatlayacak veönderlik iddiam›zla tamamen ters bir konumasürükleyecek bir sorundur. Geçti¤imiz dönem bu aç›danderslerle doludur. Önemli politik gündemlerde merkezi yada yerel planda politika üretebilme noktas›ndayaflanabilecek zaaflar, yeni ve ciddi güçlere sahipolmam›za karfl›n çal›flmam›z› etkisiz ya da verimsizb›rakabilmektedir.

Çal›flma yürüttü¤ümüz alanlarda politik refleksleresahip olabilmek ya da tüm birimlerimize bu refleksikazand›rabilmek, bugün en temel sorunlar›m›z aras›ndayer al›yor. Kitlelerin gündemini yak›ndan takipedebilmek, bu gündemlere müdahil olabilmek ve bununiçin de onlarla içiçe olmak durumunday›z.

Pratik ve örgütsel e¤itim

“Devrimci teori, devrimci pratik içindir” sözü, iflaretetti¤i yönelim aç›s›ndan çok büyük bir anlam ve önemtafl›maktad›r. Yukar›da da ifade etti¤imiz gibi, tümideolojik çal›flmalar›m›z, faaliyetimiz, kolektiflerimizin veyoldafllar›m›z›n ihtiyaçlar› do¤rultusunda organizeedilmelidir. Buradan elde edilen birikim çal›flmalar›m›z›do¤rudan güçlendirecek ve gelifltirecektir.

Çal›flma içerisinde bulunan birimlerimiz için pratike¤itim, özel bir ilgiden öte gündelik bir refleks halinialmal›d›r. Çal›flmaya henüz kat›lm›fl insanlar›n heraflamada gözetilmesi, bilgi ve pratik birikim aç›s›ndandaha deneyimli yoldafllar›n ve bizzat birimlerin buyoldafllar› gö zetmesi çal›flman›n süreklili¤i ve geliflimiiçin esast›r.

Pratik çal›flmada deneyim asla tek yönlüalg›lanmamal›d›r. Birçok çal›flma alan›nda birdenedinilecek pratik e¤itim kiflisel bir geliflim ve devrimcikimlik plan›nda bir olgunlu¤un yan›s›ra partinin vefaaliyetin ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›nda önemli bir roloynayacakt›r.

Page 49: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

49

Örne¤in bir üniversiteli yoldafl›m›z, kendi yaflam alan›olan üniversitenin d›fl›na ç›kabilmeli, fabrikalarda vesemtlerde emekçi s›n›flarla pratik çal›flmada yüzyüzegelebilmeli, bu alanlarda da deneyim sahibi olabilmelidir.Aksi halde tek yönlü bir geliflim, yer yer kifliyi bo¤abilir,politik ya da düflünsel planda bir darl›¤›n ya dabozulman›n içine sokabilir.

Farkl› çal›flma alanlar› birçok durumda, kifliler içinnefes alabilme olanaklar›n›n yarat›labildi¤i yerlerolabilmektedir. Ancak bu vurgu, asla esas çal›flmaalanlar›na yönelik bir ilgisizlik ya da iki farkl› fleyi birbiriyerine ikame etme anlay›fl›na dönüflmemelidir. Önemliolan, as›l çal›flma alan›nda derinleflebilmek ve böyleliklemesafe alabilmektir. Bu olmadan bahsetti¤imiz türden biryönelim, esas çal›flma alan›na ilgisizlik ve kolayc›l›kyaratabilir. Böylesi bir sorunu yaflamamak için yap›lacakplanlamalar üzerine iyice düflünmek gerekmektedir.

Yaz dönemi çal›flmam›z, bahsetti¤imiz farkl› çal›flmaalanlar› içerisinde pratik deneyimler edinebilmekaç›s›ndan büyük kolayl›klar sa¤lamaktad›r. Çal›flman›nplanlanmas› esnas›nda hem yoldafllar›m›z, hem dekolektiflerimiz yukar›da ifade etti¤imiz esaslar›gözönünde bulundurmal›d›rlar.

Örgütsel e¤itim, teorik bir yan tafl›makla beraber, aslenpratik çal›flma s›ras›nda edinilecek bilgiler veal›flkanl›klard›r. Devrimci bir organ yaflam›n›noturtulabilmesi, düzenli toplant›lar, sorumluluklar›n

eksiksiz yerine getirilmesi, elefltiri-özelefltiri, devrimci biriç yaflam›n sa¤lanabilmesi, kolektif bir irade ile sorunlar›nüstesinden gelmek vb... Örgütsel bir e¤itim tüm bunlar›kapsamaktad›r. Örgütsel e¤itimden bahsedebilmek içinherfleyden önce oturmufl bir organ yaflam›n›n var olmas›gerekir. Böylesi bir organ yaflam›na dahil olan yeniunsurlar kolayl›kla zaaflar›n› ve sorunlar›n› yenebilir,çal›flt›klar› organla bütünleflebilirler.

Kolektif ve bireysel e¤itim çal›flmalar›n›yo¤unlaflt›rmal›y›z

Yeni bir yaz döneminde, yine e¤itim çal›flmalar›n›n h›zkazanaca¤› bir sürece giriyoruz. Ancak bu yaz› e¤itimçal›flmalar› aç›s›ndan di¤erlerinden farkl› k›lacak ad›mlar›atmam›z gerekiyor. Genç komünistlerin iddialar›na uygunbir pratik ortaya koyabilmelerinin yegane yolu budur.Kolektif ve bireysel e¤itim çal›flmalar› derhal ve büyükbir h›zla örgütlenmeli, yukar›da ortaya konan esaslardo¤rultusunda çok yönlü bir e¤itim program›ç›kar›lmal›d›r.

Bu y›lki yaz çal›flmam›z›n temel bir unsuru olane¤itim çal›flmalar›, en az pratik çal›flma kadar ilgiyi haketmektedir.

Ekim Gençli¤i(Say›: 62, Temmuz 2003)

Page 50: EG 85. sayı

Latin Amerika toplumsal-s›n›fsal mücadeleler tarihiiçerisinde s›kça gündeme gelmifl bir bölgedir. Anti-emperyalistdirenifllerden faflist cuntalara, sosyal patlamalardan darbegiriflimlerine uzanan genifl bir yelpazede olaylar sürmekte,k›ta devaml› dünya gündeminde kalmay› baflarmaktad›r. Sonzamanlarda ise bu co¤rafya içersinde bir ülke, Venezüella,eski bir albay ve kimilerinin “commandante”si Hugo Chavezile birlikte ad›ndan s›kça söz ettirmektedir.Venezüella’dayaflananlar›n ne oldu¤unu anlamak ve gelecekteyaflanabilecekler aç›s›ndan sa¤l›kl› tespitlerde bulunabilmekiçin Venezüella’n›n mücadele geçmifline ve çok yak›nzamanda Chavez ile birlikte yaflananlara biraz olsunde¤inmek gerekmektedir.

Venezüella, ulusal gelirinin çok büyük bir oran›n› (yaklafl›k%80) petrol gelirlerinin oluflturdu¤u 24 milyon nüfusa sahip birülke (Dünyan›n en büyük 4. petrol üreticisidurumunda).1810’lu y›llarda ‹spanyol sömürgecili¤indenkurtulan Venezüella, Simon Bolivar önderli¤inde “Ba¤›ms›zBirleflik Latin Amerika” kurma mücadelesinin bir aya¤› olarak1819’da kurulan Gran Kolombiya-Büyük Kolombiya ülkesineEkvador ve Kolombiya ile birlikte dahil oldu. Ancak birlikSimon Bolivar’›n da yaflam›n› yitirdi¤i y›la denk gelen 1830y›l›nda da¤›ld› ve üç ülke birbirinden ayr›ld›lar. Bu süredengünümüze gelene kadar Venezüella halk› hep el de¤ifltirenzorba-gerici yönetimlerle kötü bir flekilde yönetildi.

Venezüella için en önemli olaylardan biri de 20.yüzy›l›n ilkçeyre¤inde petrolün bulunmas›yd›. O ana dek emperyalistlerindikkatini bu aç›dan çekmeyi pek baflaramayan Venezüella,petrolün bulunmas›yla birlikte emperyalist tekellerin ak›n›nau¤ramaya bafllad›. Tabi tüm bu geliflmeler ülkedeki kapitalistgeliflim sürecini oldukça h›zland›rarak bununla berabergünümüze dek uzanan s›n›f çeliflkilerinin de kendinigöstermesine zemin haz›rlam›fl oldu.

Bilhassa 1970’li y›llarda petrol gelirlerinden büyükkazançlar sa¤lanmas›na ra¤men, elde edilen bu gelir salttekelci burjuvazi içinde paylafl›ld›. ‹flçi s›n›f›, emekçiler veyoksul köylülerin y›ll›k gelir düzeyinde hiçbir art›fl olmad›.Aksine gelir da¤›l›m›ndaki büyük dengesizlik al›p bafl›n›yürümekteydi.1975’te %35’lerde olan yoksulluk oran›n›n 1995y›l›na gelindi¤inde % 70’lere f›rlamas› da bunun somut birörne¤i olmufltur. 1980’li y›llarla beraber ise Venezüella, di¤er

Latin Amerika ülkeleri ve Türkiye’nin de içine dahil oldu¤uIMF’nin “stand-bayd›¤›” ülkeler kervan›na kat›lm›flt›.1980’lerinsonunda baflkanl›¤a seçilen Carlos Perez, harfiyen uygulad›¤›IMF programlar›yla iflçi ve emekçilerin s›rt›ndaki yükü daha daa¤›rlaflt›rmay› baflar›yordu. Tüm bu yaflananlar ile birliktehuzursuzluk gittikçe art›yor ve yaflanan bunal›m kendiniayaklanmalar ile birlikte gösteriyordu. ‹flte böyle bir dönemdeChavez baflar›s›z da olsa darbe giriflimiyle gündeme gelmeyibaflarm›flt›.

Chavez, çevresine toplad›¤› yandafllar›yla birlikte ad›n›Simon Bolivar’dan alan “Bolivarc› Devrimci Hareket 200”hareketini 1980’lerin bafl›nda örgütlemeye bafllam›flt›. ‹ktidar›ele geçirmek için 1992 y›l›nda hükümete karfl› gerçeklefltirdi¤idarbe giriflimi baflar›s›z oldu ve tutukland›. Ard›ndan iki y›lsonra ise, aynen flimdi de oldu¤u gibi, iflçi ve emekçilerindeste¤i ve hükümete bask›lar› sonucu af edildi ve serbestb›rak›ld›. Darbe giriflimiyle iktidar› ele geçiremeyen Chavez,iktidara giden yolu parlementerizmde aramaya bafllad›. Bununiçin Bolivarc› devrimci Hareket 200’ü tekrardan toparlamak veseçimlere gidebilmek amac›yla Beflinci Cumhuriyet Partisi’nikurdu. Sistemin ç›kmazlar› içinde bo¤ulan iflçiler, emekçiler veyoksul köylüler kendilerini bire bir iktidara tafl›yacak devrimcibir s›n›f partsinden yoksundular ve bu koflullar alt›ndasistemin icazet s›n›rlar›n› aflamasa da her türlü reformist“önderli¤in” peflinden gitmeye oldukça yatk›nd›lar. Çünküy›llard›r a¤›r sömürü koflullar› alt›nda eziliyor, sömürülüyorlard›ve her fleye ra¤men kapitalizmin onlara verebilece¤i burjuva-demokratik haklardan bile hiçbirini tam anlam›yla edinmiflde¤illerdi.

Chavez, 1998 y›l›nda, içine sol yelpazeden birçok kesimide katarak kurdu¤u (solcu sendikalar ve baz› reformistlerina¤›rl›¤›n› oluflturdu¤u) ittifakla beraber seçimlere girdi ve%56’l›k bir oy oran› ile 6 y›l önce darbe ile geçmeyi planlad›¤›ama baflar›s›z oldu¤u iktidara nihayet eriflmifl oldu. Ard›ndanKurucu Meclis’in toplanmas›n› teklif ederek 1999’da Anayasade¤iflikli¤ine gitti. Burjuva-demokratik s›n›rlar içinde oldukçademokratik içerikli bir anayasa olan bu anayasa referandumsonucu %71 gibi yüksek bir oranla kabul gördü. Anayasa ileVenezüella art›k “Venezüella Bolivar Cumhuriyeti” idi.

Chavez uygulamalar›na 2001 y›l›nda ç›kard›¤› “ToprakYasas›” ile devam etti. Buna göre 5000 hektardan büyük

Ekim

Gençli¤i

50

VVeenneezzüüeellllaa’’nn››nn vvaarraaccaa¤¤›› yyeerr nneerreessii??

Düzen içi reformlarda s›k›fl›pkalmak m›,

yoksa devrimci iflçi s›n›f›iktidar› m›?

Page 51: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

51

topraklara el konulacakt›. Ayr›ca devlet topraklar›n›n ve büyüktoprak sahiplerinin topraklar›n›n, topra¤› olmayan köylüyeda¤›t›lmas› yönünde ad›mlar içeriyordu. Bu yasa büyük topraka¤alar›n›n büyük tepkisini çekti, ancak bunlar›n can› pekyanmad›. Zira yasa yaln›zca 5000 hektar gibi büyük bir alansonras›n› ilgilendiriyordu ve bu büyüklü¤e kadar olantopraklara dokunulmam›flt›. Ayr›ca da¤›t›lan topraklar›n büyükbir k›sm› devlet topraklar›yd›. Benzer uygulamalar Venezüellatarihinde daha önce de denenmiflti ancak bu s›n›rlarda dahiolsa baflar› gösterememiflti.

Chavez iktidardaki reform uygulamalar›na e¤itim ve sa¤l›kalan›nda da devam etti. Bir çok okulsuz bölgeye okul yapt›rd›,e¤itimi paras›zlaflt›rmaya yönelik ad›mlar att›. Sa¤l›k alan›ndaoldukça ileri düzeyde olan Küba ile ikili antlaflmalar yapt› veücretsiz biçimde daha önce sa¤l›k hizmeti alamayan yerleresa¤l›k hizmeti ulaflt›rd›.

Chavez yeni anayasayla birlikte petrol ve do¤algaz›nhammede sektöründe özellefltirmeyi yasaklad›. AncakVenezüella’da ifllenmifl petrol halen devlet tekelinde de¤il veShell, Exxon gibi uluslararas› petrol tekelleriyle antlaflmalar

sürmekte. Ayr›ca iktidara geldi¤i zamanülkenin d›fl borcunu ödeyerek IMF ileiliflkileri tamamen koparmad›. Böylece ulusalburjuvazi ile kurdu¤u hassas dengelerikorumaya devam etti.

ABD ile iliflkiler

Chavez’in tüm bu burjuva-demokratikdönüflümleri ve sosyal reformalar›Amerika’y› oldukça rahats›z etmekte, A.B.DVenezüella’n›n –kapitalizmin d›fl›na ç›kmaiddias› olmamas›na ra¤men- att›¤› buad›mlar› “kayg›yla” izlemektedir. Bolivarc›hareketin bu uygulamalar› Anti-amerikanc›hareketlere ise büyük moral vermektedir.Venezüella Chavez ile birlikte A.B.D ilediplomatik iliflkilerini fiili olarak adeta ask›yaalm›fl durumda. A.B.D’ye Irak savafl›s›ras›nda hava sahas›n› kapayanVenezüella en son geçti¤imiz günlerde, biraskeri üs ile bir petrol rafinerisininfoto¤raflar›n› çeken Amerikal› bir subay ilebaz› gazetecilerin bir süre gözalt›na ald›.Chavez Amerikal› subaylardan ülkeyiterketmelerini istedi ve art›k iki ülke aras›ndaortak askeri tatbikat yap›lmayaca¤›n›kaydetti. ABD'de e¤itim gören 95Venezuellal› subay›n da geri ça¤›r›laca¤›belirtildi.

Venezüella ayr›ca, ABD taraf›ndansürekli dile getirilen ve dayat›lmak istenenFTAA’ya (Latin Amerika Serbest TicaretAntlaflmas›) da karfl› ç›k›yor. ABD, FTAA ilebelirli k›s›tlamalarla karfl›laflt›¤› LatinAmerika’da var olan piyasa koflullar›n›tamamen tekellerin lehine yenidendüzenlemek istiyor. NAFTA’y› and›ran FTAABrezilya devlet baflkan› Lula’dan destekgörüyor. (Geçti¤imiz günlerde emekçilertaraf›ndan koltu¤undan edilen Ekvador’uneski devlet baflkan› Gutierrez de FTAA’y›destekliyordu.) ‹thal etti¤i petrolün %15‘iniVenezüella’dan sa¤lamas› da, kötüye gideniliflkiler içersinde ABD’nin “kayg›s›n›”

artt›rmaya yetiyor.Daha önce 11 Nisan 2002 tarihinde ABD-CIA teflvikiyle

yap›lan darbe sonucu Hugo Chavez iktidardan al›nm›flt›.Ancak iflçi ve emkçilerin büyük deste¤iyle iki gün sonra tekrardevlet baflkanl›¤›na geri dönmüfltü. (Ne var ki olay sonras›ndadarbecileri yarg›lamak ve tezgah›n arkas›ndaki ülkelerikovmak konusunda pek ›srarc› oldu¤u söylenemez.).

Ard›ndan ABD ve iflbirlikçi burjuvazi taraf›ndan 2004 y›l›A¤ustos ay›nda referanduma zorlanan Chavez, buradan da%58 oran›nda destek alarak zaferle ç›kt› ve iktidar›n›sa¤lamlaflt›rd›. Ve böylece ABD’ye karfl› olan tavr›n› daha netve daha sert bir biçimde ortaya koymaya bafllad›.

ABD ise son olarak geçti¤imiz günlerde (Askeri iliflkilerinask›ya al›nmas›yla birlikte) d›fliflleri bakan› Rice ile birlikte bir“Latin Amerika turnesi” bafllatt›. Amac› Venezüella’y› tecritalt›na alabilmek, FTAA konusunda görüflmeler yapmak ve birzamanlar “arka bahçesi “ olarak nitelendirilen ama flimdiKolombiya ve fiili d›fl›nda neredeyse hiçbir birebir destekçisikalmayan Latin Amerika üzerindeki hegemonyas›n› yeniden

Page 52: EG 85. sayı

kurmak için giriflimlerde bulunmakt›. Ancak bu gezinin ABDiçin pek de verimli geçti¤i söylenemez.

Buradan sonras› ne olacak!

Tüm bu geliflmelere ra¤men Venezüella’da karmafl›kl›klarve çeliflkiler hala devam etmektedir. Hala iflsizli¤in yüksekboyutlarda oldu¤u ülkede, asgari ücret 160 dolar civar›ndad›r(2004 y›l› sonuna göre). Ayr›ca iflçiler-emekçiler güçlü vesa¤lam zemine oturan bir örgütlülükten yoksundurlar. Enbüyük çeliflkilerden birini de Chavez kendi içersindeyaflamaktad›r. ‹ktidara ilk geldi¤inde kapitalizmle sosyalizmaras›nda “üçüncü bir yol “ olabilece¤ini savunan Chavez,flimdilerde bunun mümkün olmad›¤›n› ve Bolivarc› Devriminsosyalizme yol almas› gerekti¤ini s›kça dile getirmekdir. Ancakbunun do¤rulu¤u ve seçilen yolun ikirciklili¤i uzun uzad›yatart›fl›lmas› ve tahlil edilmesi gerek bir konudur.

Chavez üçüncü yol fikrinden vazgeçti¤ini söylemesinera¤men baflkan› oldu¤u burjuva devlet yap›s› askeri, polisi vetüm di¤er ayg›tlar›yla iflleyifline devam etmektedir. Burjuvadevlet ayg›t›na son verilip, kapitalist üretim iliflkilerinin d›fl›naç›k›lmaz ise ülke flimdiye dek yap›lan reformlar›n da gerisinedüflme riskiyle karfl› karfl›yad›r (Geçmiflte fiili’de vePortekiz’de oldu¤u gibi).

‹flçi s›n›f› iktidar› d›fl›nda tüm iktidar biçimleri, tekelcikapitalizm/emperyalizm taraf›ndan çok kolay olmasa da,eninde sonunda yenilmeye mahkumdurlar.

Yer yer Chavez’in ve Chavez’in reformlar›n› putlaflt›r›p buburjuva-demokratik s›n›rlar› kendilerine amaçlaflt›ranlar›n vesorunu salt anti-Amerikanc›l›k ve anti-emperyalizmeindirgeyenlerin, emperyalizme karfl› savaflta kapitalizme karfl›savafl›n da ba¤›ms›z tutulamayaca¤›n› ve gelece¤inisosyalizme dönmeyen hareketlenmelerin en fazla burjuva-demokratik s›n›rlar içerisinde debelenip duraca¤›n›, hattabunun çok da gerilerine düflebilece¤ini kavrayamama ya dakavramak istememe gibi bir durumlar› söz konusu.

Ayr›ca bu geliflmelerden sonra Kautskyist dar kafal›lara veçözümü parlementerizme indirgeyen reformist çevrelere de bir

hayli laf kalabal›¤› yapma imkan› do¤du. Ancak Marks, Engelsve Lenin’in döne döne kez tekrarlad›¤› gibi, kapitalist üretim veegemenlik iliflkilerine karfl› cepheden s›n›f savafl›m› veproletarya devriminin zaferi olmaks›z›n hiç bir temel toplumsalsorun kal›c› biçimde çözülemez. Sistemin s›n›rlar› içindekazan›lan tüm hak ve özgürlükler i¤reti ve geçici olmayamahkumdurlar.

Chavez söylemleri ve yapt›klar›yla az çok anti-emperyalistve anti-Amerikanc›d›r. Ancak anti -kapitalist oldu¤usöylenemez. Kendisi Venezüella’da süregelen kapitalistdüzenin devlet baflkan›d›r. Ve çeliflki de burada bafllamaktad›r.Emperyalist sistemin d›fl›na tamamen ç›kabilmek içinkapitalizmin tüm ayg›tlar›yla beraber tasfiye edilmesigerekmektedir. Bu da ancak iflçi s›n›f› ve emekçilerin sistemekarfl› zafere ulaflt›racaklar› toplumsal devrimle olanakl› olabilir.Chavez iflçi s›n›f› ve emekçiler muazzam deste¤inin yan› s›raordu ve baz› burjuva kesimlerin de deste¤ini almaktad›r(Bilhassa ulusal-orta burjuvazinin). Bunun için de taraflararas›nda sürekli bir denge koruma politikas› izlemektedir.Ancak düflman olan s›n›flar hiçbir zaman uzlaflamayacaklar›için Chavez de bu dengeleri sürekli ayakta tutamaz.

‹flçi ve emekçiler son sözü söyleyecek olanlard›r.Yaflananlarla beraber iflçi ve emekçilerin kitlesel karfl›koyufllar›n›n emperyalizmi aciz b›rak›p onu bir flekilde altedebilece¤ini bir kez daha gördük. Emperyalistleri buradaürküten ve tedirgin eden bireysel olarak Chavez ve flahs› de¤il,ona kitlesel destek verip onu ayakta tutan iflçi s›n›f› veemekçilerdir. Tekelci kapitalizme/emperyalizme karfl› verilenher türlü ilerici nitelikli savafl›m mutlaka taraf›m›zdandesteklenmelidir. Ancak al›nacak tav›rlar konusunda mutlakaher zaman titiz davran›lmal› ve kesin olarak ilkelerin yolgöstericili¤inde hareket edilmelidir. Venezüella aç›s›ndan isesorun sadece Chavez’in desteklenip desteklenmemesineindirgenmemelidir. As›l sorun, iflçi s›n›f› ve emekçilerin burjuvamülkiyet ve iktidar iliflkilerini silip süpürecek bir toplumsaldevrimle kendi iktidarlar›n› kurabilmeleri sorunudur.

K. Tunç

EEEEkkkkiiiimmmm

Gençli¤i

52

Page 53: EG 85. sayı

Ölümleri güzellemek zordur. Tan›mak gerekmez,bilmek yeterlidir bazen üzülmek için. Tan›mad›¤›n insan›bilmenin tek yolu; nas›l yaflad›¤› ve ne söyledi¤idir, uzunya da k›sa tüketti¤i günler boyunca ne üretti¤idir. Sonrakiminin pay›na unutulmak düfler, yani birkaç yak›n akrabave arkadafl›n belleklerinin ötesinde hat›rlanmamak, y›llarsonra ise hiç yaflamam›fl olmak, kiminin ard›ndan isemethiyeler düzülür. Yaflamla kurdu¤u iliflkiyi olumlayan,yaflad›¤› zaman diliminde ölüm tarihinin ötesinde bir izb›rakm›fl oldu¤unu kabullenen, bu kabullenmeyle d›flavurulmufl metinlerdir bunlar. Art›k atmayan nabz›nsahibine haketti¤ini veremez bazen bu metinler, bazenhaketti¤inden fazlas›n› bahfleder. Zaten art›k nab›zdurmufltur ve unutulmamay› as›l sa¤layacak olansonradan üçüncü flah›slar›n kalemlerinden ç›kanlar de¤il,yaflarken ortaya konulanlard›r. Dinsel ve ruhani anlamlaryüklenmemifl olan ölümsüzlük iflte bu yüzden yaflarkenbafllar.

‘80 ve ‘90’l› y›llarda kültürel ve sanatsal anlamdakötünün iyisi aran›rd›. Toplumun tüm kesimlerini hedefalan apolitizasyon sald›r›lar›, edebiyattan sinemaya,yay›nc›l›ktan müzi¤e, tüm alanlar›n içini boflalt›yordu.Ard› arkas› kesilmeyen bir pop müzik furyas› bafllam›flt›ve oluflan sektör içerisinde belirlenen kal›plar›n d›fl›ndaolanlar›n yaflama flans› neredeyse yoktu. ‘90’lar›n bafllar›tepkilerini müzikle birlefltirmifl gençlerin tek konserlik,tek kasetlik ya da uzun soluklu ama bir flekilde birarayagelerek alternatif üretme çabalar›na sahne oldu.Bulutsuzluk Özlemi, Mavi Sakal, Pentagram gibi bir sürürock müzik yapan grup, gençlik kesimlerince benimsendive genifl bir etki alan› yaratt›.

Bunlar›n herbiri politik kayg›larla biraraya gelmiflgruplar de¤ildi. Hatta birço¤u böylesi kayg›lar› neredeysehiç tafl›m›yordu, ancak müzik alan›nda bir farkl›laflmaya,aray›fla iflaret ediyordu. ‘90’lar›n ortalar›na gelindi¤indeise, daha özgün çabalar›n ürünü olan alternatifler ortayaç›kt›. Kumdan Kaleler ç›kard›¤› tek albümle haf›zalarakaz›nd›. Kumdan Kalelerle ayn› günlerde albüm ç›kartanbaflka bir grup da Zu¤afli Berepe idi. Sahneyeç›kt›klar›nda durdurak bilmeyen horonlara bafllayan, uzunsaçl› gençlerden oluflan bir gruptu bu. Baflka bir dildesöylüyorlard› flark›lar›n›, bu topraklarda konuflulan baflka

bir dille. Tulumla rock yapan bu grup, sonralar›Türkiye’de “laz-rock”›n kurucusu ilan edilecekti.

“Biz hiçbir yerdeyiz!”

Politik duruflunu; ilk sahne almaya bafllad›¤›ndatercihleriyle, isimleri duyulduktan sonra söyledikleriyleifade eden bu grup, y›llarca “Yaflas›n halklar›nkardeflli¤i!” sloganlar›yla biten türkülerin söylendi¤ihemen hemen her konserde sahne ald›. Üç lazca albümç›kard›ktan sonra Zu¤afli Berepe da¤›ld›. K›sa süre sonragrubun solisti Kaz›m Koyuncu yoluna tek bafl›na devametti.

"Toprak sahipleri, çokuluslu flirketler ve iflbirlikçiyerlileri, çete sahipleri ve yalakalar›, bafl ve bakanlar›,milletlerin bekçileri ve sürülerinin oldu¤u yerde yerkavgas› vermedik. Hiçbir yerdeydik."

Zu¤afli Berepe’nin '‹gsaz' (Gidiyor) albümünün içindeböyle yaz›yordu. Halbuki onlar›n bir kavgas› vard›, kendikulvarlar›nda, s›n›rlar› olsa da. Çünkü hep o yerlerdegöründüler sevdiklerine.

Artvin ve Bergama’da siyanürle alt›n aramalar›nakarfl›, Akkuyu’daki nükleer, Gökova’daki termik, F›rt›naVadisi’ndeki hidrolik santrallere karfl›, Samsun-Sarp SahilYolu Projesi’ne karfl›, sonra Irak iflgaline, NATO’ya karfl›verilen konserlerde, yap›lan mitinglerde, hatta kimizaman üniversitelerde düzenlenen alternatif flenliklerde...Taraf olma bilincinin yans›mas›yd› bu tercihler ve hiçbirzaman küçümsenmedi.

Bir seferinde röportaj›nda flöyle demiflti Kaz›m

Ekim

Gençli¤i

53

PPeeflflttaammaall,, bboorrddoo mmaavvii vvee bbiirr ggiittaarr,, hheeppbbiirr aa¤¤››zzddaann ssööyylleenneenn

KKaarraaddeenniizz ttüürrkküülleerrii......

Kaz›m Koyuncu’nunard›ndan

Page 54: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

54

Koyuncu: “... Bir müzisyenim, ondan sonra birKaradenizli’yim, ama hepsinin ötesinde bir devrimciyim.Ve gerçekten do¤ru bildi¤im bir fleyi ortaya koymaktançekinmem.”

Kaz›m Koyuncu da cinayete kurban gitti!

Kaz›m Koyuncu geçti¤imiz günlerde kansere yenikdüfltü. Birçok Karadenizli gibi o da cinayete kurban gitti.Çernobil’de yaflanan nükleer felaket oldu¤unda 13 yafl›ndabir çocuk olan Kaz›m Koyuncu genifl bir alan› etkisi alt›naalan radyasyondan nasibini alm›flt›. O zamanlarTürkiye’nin genifl bir kesimini etkileme ihtimali olan buduruma karfl› devlet büyükleri çay içerek yan›t vermiflti.Kay›ts›zl›¤›n en aç›k örne¤ini sergileyen devlet erbab›kameralar karfl›s›nda tebas›na “bak›n ben de çay içiyorum,bofl yere endiflelenmeyin” demiflti. O tarihten sonraKaradeniz’in k›y› fleridindeki flehirlerimizde yüzlerceinsan›m›z kansere yakaland›, kanserden hayat›n› kaybetti.Kesin bir say› verilemiyor, çünkü devlet yetkilileri bu aç›ktehlike karfl›s›nda b›rak›n sa¤l›k merkezleri, tetkiküniteleri oluflturmay›, istatistik araflt›rma yapmaya bilegerek duymam›flt›.

Kaz›m Koyuncu 27 Haziran’da Harbiye Aç›k HavaTiyatrosu’nda konser verecekti ancak bu mümkün olmad›.Ayn› sahnede 26 Haziran günü tabutu ç›kt› dinleyenlerininkarfl›s›na. Karadeniz’e maledilmifl mizah anlay›fl›n›n biruzant›s› olsa gerek.

Üzerinde söylenecek çok söz var bu ölümün,söylenecek çok türkü var. Görünen o ki, bir süre dahaKaz›m Koyuncu’nun ölümüne üzülenler, onun türküleriyled›flavuracak ac›lar›n›. Önümüzdeki günlerde Türkiye’dekurulmas› planlanan ve meclisin gündemleri aras›ndaçoktan yer bulmufl olan nükleer enerji santrallerine dahacanl› bir biçimde karfl› koymak gerekti¤inde, daha çoktart›flmak gerekti¤inde Kaz›m Koyuncu bu tart›flmalardabir yer tutacak elbette. Sonra bu topraklarda yaflayanhalklar›n müzi¤ini yapanlar›n, yine bu topraklar›nözgürlük mücadelesine destek olmas› gerekti¤itart›fl›ld›¤›nda, Kaz›m Koyuncu bu tart›flmalarda da bir yertutacak. Kaz›m Koyuncu, yaflad›¤› k›sa yaflamda,yapt›klar›yla ve söyledikleriyle hat›rlanmaya devamedecek.

“Kufllar ötüyor, tabiat canlanm›fl, sinekler, kelebekler.Hatta salyangoz bile yeflil yaprakl› sebzelerin alt›nda aflkyap›yor. Çiçekler açt›, türlü türlü yefliller. Bulutlugökyüzü. Arada günefl parl›yor, “merhaba” diyor.Karadeniz buras›. Arada komflular›n sesleri. Arada köpekhavlamalar›. Tarlada çal›flan kad›nlar...”

Ve Karadeniz’in kufllar›, salyangozlar›, çiçekleri vetarlada çal›flan kad›nlar ve yaln›zl›¤›n paylafl›ld›¤›komflular...

Onlar Kaz›m Koyuncu’yu dinliyor...A. Eylül

“Coca Cola iflçisi

yaln›z de¤ildir!”‹fl ç›k›fl saatinde yoldafllarla bulufluyoruz. DirenifltekiCoca Cola iflçilerine mütevazi bir ziyarette bulunaca¤›z.‹nsanca bir yaflam ve çal›flma koflullar› için örgütlenipsendikal› olmufl Coca Cola iflçileri. Patron bu nedenleiflçileri kap› önüne koymufl. O da biliyor ki örgütlü birs›n›fa istedi¤ini yapt›r›p onu köle olarak kullanamaz. Direnifl çad›r›na as›lan pankart, dövizler ve en önemlisidostluk dolu s›cak gülüfllerle karfl›l›yor bizi direneniflçiler. K›sa zamanda kaynafl›yoruz. S›n›f olman›n fark›navarmaya bafllam›fl iflçilerin ço¤u. “Eskiden böyle birlikyoktu aram›zda. Birbirimize güvenmezdik. Ama birlikolmay› baflard›k.” diye konufluyor bir iflçi. Sözü hemenbir baflkas› al›yor. “Patron bizi kap› önüne koymaklatehdit ederdi. ‹flsizlik tehdidiyle olmayacak fleylerekatland›k. Art›k o günler geride kald›.” Y›llar›nsuskunlu¤unun ac›s›n› ç›karmaya çal›fl›rcas›na konufluyorher biri. En çok da ‹MF temsilcisi kad›n›n konuflmas›natak›l›yor sohbet; “Türkiye’de asgari ücret çok yüksek.Bunun düflürülmesi gerekiyor.” diyordu. Direniflin aksayan yönleri de var kuflkusuz. Bunlar›nbafl›nda mal sevkiyat›n›n hala yap›l›yor olmas› geliyor.Onlar da bunun fark›nda. Di¤er bir iflçi kararl›konufluyor; “‹kisinden sonra buna da izin vermeyece¤iz.‹stedikleri kadar polis y›¤s›nlar.”Ziyaretimizi erken bitiriyoruz; tekrar ve daha kalabal›kbir flekilde gelme sözü vererek. Dayan›flman›n önemininiyice fark›na varm›fl iflçiler coflkulu alk›fllarla ve ‘CocaCola iflçisi yaln›z de¤ildir!’ slogan›yla u¤urluyorlar bizi.Biz de onlar› ‘Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›!’ slogan›ylaselaml›yoruz.

‹stanbul’dan genç bir komünist

Page 55: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

55

‹lya Ehrenburg ‹kinci Dünya Savafl› öncesini ParisDüflerken’de romanlaflt›rm›flt›. Frans›z burjuvazisininutanç verici teslimiyeti ve bu teslimiyete haz›rlan›rkenneler yaflad›¤›n› anlatm›flt›. ‹lya Ehrenburg savafls›ras›nda yaflananlar› da baflka bir romana, F›rt›na’yab›rakt›. Savafl öncesi y›llardan bafllayan ve büyükoranda savafl y›llar›n› kapsayan roman, bu dönemintablosunu, küçük ayr›nt›lardan, s›radan insanlar›nhayatlar›ndan yola ç›karak baflar›yla çizmifl. Sovyethalklar›n›n faflizm karfl›s›nda oluflturdu¤u birli¤e,s›radan insanlar›n yi¤itli¤ine ve Avrupa’daiflgalcisinden direniflçisine kadar çeflitli s›n›flardan veçevrelerden insanlara ve yaflad›klar›na romanboyunca rastlamak mümkün.

F›rt›na, Nazilerin kan ve gözyafl› üzerine inflaetmeye bafllad›¤› yeni Avrupa’da yer kapmak hevesindekiburjuvaziye ra¤men f›rt›na karfl›s›nda direnen ve savaflankahramanlardan ad›n› al›yor. Faflistler Avrupa içlerine do¤rurahat bir flekilde ilerlerken, iflgal alt›ndaki ülkelerin iflbirlikçisermaye s›n›flar› devrimcileri ezerek onlar›n yolunu düzlerken,Almanlar›n durdurulmaz san›lan ilerleyifli Stalingrad önlerindekesilmiflti. ‹flte savafl›n tüm dehfleti ve devrimcilerin savafl›nsonucunu belirleyen direniflleri ‹lya Ehrenburg taraf›ndanbaflar›yla romanlaflt›r›lm›fl. Ayn› dönemde Fransa’da veSSCB’de yaflananlar etkileyici ve sürükleyici bir flekildeyans›t›lm›fl. Kapitalist Fransa’da burjuvazi iflgal flartlar›nahemen uyum sa¤lay›p Almanlarla yaflaman›n bir yolunu bulupbu iflten rant sa¤larken, Sovyet emekçileri tarihe geçen birdireniflin alt›na imzalar›n› kanla at›yorlar. Kitapta bu iki farkl›dünyadan verilen kesitler, herkesin kendine yak›flan bir tavr›savafl boyunca nas›l sergiledi¤ini çarp›c› bir flekilde ortayakoyuyor.

Alman savafl makinesi kimi zaman tek bir kurflun bileatmadan Avrupa içlerine do¤ru ilerlerken, hiçbir gücün Almanilerleyiflini durdurmaya yetmeyece¤i, yap›lmas› gerekeninboyun e¤mek oldu¤u düflünülüyordu. Öyle ki iflgalbafllamadan Fransa’da komünistler, devrimciler ve ilericibilinen tüm insanlar birer ikifler tutuklan›yor, kalanlar dayeralt›na çekilmek zorunda b›rak›l›yordu. Frans›z burjuvazisidaha bafltan ülkeyi faflistlere haz›rlayarak kesin gördü¤ü iflgalidaha rahat geçirmeye haz›rlan›yordu. ‹flgalin bafllamas›ylaberaber baz› kapitalistler ifli daha da ileriye götürerek, dahaönceden dostlar›, ortaklar› veya komflular› olan YahudileriAlmanlara sunmaya bafllam›fllard›. Devrimlerin flehri Paris’inII. Dünya Savafl›’nda yaflad›klar›na tan›kl›k etme imkan› verenroman, bu zor konuyu, farkl› kifliler üzerinden baflar›l› bir

flekilde anlatmay› baflarm›fl.Alman ordusu Fransa‘da rahat bir hayat sürerken tam

anlam›yla zafer sarhofllu¤u yafl›yordu. Ancak Almanlar’›n bugüzel günleri çok uzun sürmedi; Fransa’da yeni yeni oluflmayabafllayan Partizan birlikleri ve Almanlar›n Sovyetler Birli¤i‘nesald›rmas›, san›lan›n aksine savafl›n bitmedi¤ini, daha yenibafllad›¤›n› gösteriyordu. Herkes Almanlar karfl›s›ndaSovyetler’in tutunamayaca¤›n› öngörürken, aya¤a kalkanSovyet halklar› bin bir güçlükle infla ettikleri ülkelerini korumakiçin direnifle geçiyorlard›. Kad›nl› erkekli birlikler k›fl geldi¤indeAlmanlar› durdurmay› baflarm›fllard›.

Hikaye boyunca olaylar› gözlerinden izledi¤imizkahramanlar birer ikifler sahneden çekiliyordu. Yazar kitab›nkahramanlar›ndan olan Sergey’in a¤z›ndan direnifli flöyletan›ml›yordu: “Kimsenin kahraman olmad›¤› bir savafl!”Sovyet halk› faflizme karfl› ördü¤ü barikat›n harc›n› kanlakar›yordu.

‹ngilizler’den destek alan Frans›z milliyetçileri ABD’nin ve‹ngiltere’nin onlar› gelip kurtarmas›n› bekliyorlard›. Anti-faflistdireniflte yard›m etmemeleri komünistleri zor duruma soksa daonlar kahramanca çarp›fl›yorlard›. Gerilla mücadelesi Sovyetdireniflinden ald›¤› moralle her geçen gün güçleniyordu.Filmlere konu olan “Normandiya Ç›karmas›” ise ancakAlmanlar›n Stalingrad önlerindeki yenilgisininkesinleflmesinden sonra bafllam›flt›.

Birço¤umuz büyük oranda bildi¤i bu süreç, Ehrenburgtaraf›ndan bir tarihçi titizli¤iyle ele al›n›p baflar›ylaromanlaflt›r›lm›fl. Nazilere karfl› verilen bu mücadele yazartaraf›ndan s›n›flar aras›ndaki karfl›tl›klar ve egemen s›n›ftayaratt›¤› çözülmeler ›fl›¤›nda anlat›lm›fl.

YTÜ’den bir Ekim Gençli¤i okuru

BBiirr rroommaann......

F›rt›na’n›n ortas›ndakis›radan insanlar›nhikayesi

Page 56: EG 85. sayı

1950’de bafllay›p üç y›l süren Kore Savafl›süresince ABD’de, senatör Mc Carthy önderli¤indesolculara karfl› adeta bir cad› av› bafllat›ld›.

Daha 1947’de ç›kar›lan yasalara göre devrimcilerinsendikalarda görev almalar› engellendi, iflçilerin grev

hakk›na k›s›tlamalar getirildi ve

memurlar›ngrev hakk›yasakland›.Halk›n savaflasessiz kalmas›n›sa¤lamak içingözda¤› veriliyordu vedevlet güvenli¤ini tehditettikleri gerekçesiylebirçok insan tutuklanmayabafllanm›flt›.

ABD’nin cad› av›n›nk›z›flt›¤› bu dönemlerde FBI, 17Temmuz 1950’de önce JuliasRosenberg’i “Rus ajan›” olmaksuçlamas›yla tutuklar. Ard›ndan 11A¤ustos’ta da Ethel Rosenberg detutuklan›r.

Önlerine düzmece bir dava veuydurmaca deliller konulur. Mahkeme 6Mart 1951’de bafllar ve mahkemeye sunulandeliller komik olmaktan öteye gidemez.Rosenbergler ise mahkemenin ilk günündesöyledikleri “biz suçsuzuz” sözünden dönmezler,devletin tüm yalanlar›na karfl› direnirler. Yap›lan en

büyük suçlama ve Rus casusu olduklar›na kararverdirilmeye çal›fl›lan iddia ise, ellerinde bir bombatasla¤›n› bulundurduklar›d›r. Nagazaki’ye at›lan atombombas›n›n mühendisi Philip Morrison,Rosenbergler’in ölümünden 13 y›l sonra, bombatasla¤› denilen fleyin bir karikatür oldu¤unuaç›klayacakt›r. Ölümlerinin ard›ndan tüm suçlamalar›nas›ls›z ve kurmaca oldu¤u ortaya ç›kacakt›r.

Tüm dünyada insanlar›n “Rosenberglerölmemeli!” diye alanlar› doldurmas› ve gelen

tepkiler üzerine devlet, Ethel Rosenberg’e,kendisinin hayat›n›n ba¤›fllanaca¤›n› ama

kocas›n›n idam edilece¤ini söyler. EthelRosenberg buna flu cevab› verir: “Ey yoldan

ç›km›fl para yiyiciler, ey sat›lm›fllar, ey budünyam›z› kirleten i¤renç, kötü insanlar,

iflte size yan›t: Sizin lanetlenmifllütfunuza bafl›m e¤ik yaflamaktansa

kocamla birlikte ölmeyi ye¤lerim.”Çiftin idam›ndan önce çekilen

foto¤rafta, aralar›nda bir telörgü vard›r sadece. Devletin

pazarl›k giriflimleri sonuçsuzkal›rken, suçlamalar›

kabullenmeleri halindeölüm cezalar›n›n

kald›r›laca¤› teklifiniise her seferinde

geri çevirip, flunusöylerler:

“Yar›fl›n sonunereye

varacaksavars›n,

ister

Ekim

Gençli¤i

56

Rosenberglerunutulmayacak!

ANIBir çift güvercin havalansa

Yanık yanık koksa karanfilDe¤il bu anılacak fley de¤il

Apansız geliyor aklıma

Neredeyse gün do¤acaktıHerkes gibi kalkacaktınız

Belki daha uykunuz da vardıGeceniz geliyor aklıma

Sevdi¤im çiçek adları gibiSevdi¤im sokak adları gibi

Bütün sevdiklerimin adları gibi Adınız geliyor aklıma

Rahat döfleklerin utanması bundan Öpüflürken bu dalgınlık bundan

Tel örgünün deli¤inde buluflan Parmaklarınız geliyor aklıma

Nice aflklar arkadafllıklar gördüm Kahramanlıklar okudum tarihte

Ça¤ımıza yakıflan vakur, sade Davranıflınız geliyor aklıma

Bir çift güvercin havalansa Yanık yanık koksa karanfil

De¤il unutulur fley de¤il Çaresiz geliyor aklıma.

Melih Cevdet ANDAY

Page 57: EG 85. sayı

koflucu say›lal›m ister kaç›c›, dürüst kifliler d›fl›nda hiçbir fley say›lmam›za izin verdi¤imiz görülmeyecektir.Dürüstlü¤ümüzden ödün verdi¤imiz asla söylenemeyecektir. ”

Ve 18 Haziran 1953’te, infazlar›n›n giderek yaklaflt›¤› anlarda bile Rosenbergler’e boyun e¤dirilmeye u¤rafl›l›r.Suçlar›n›(!) kabullenmeleri halinde hatt›n öbür ucunda Washington’un oldu¤u, telefon ile idam›ndurdurulabilece¤i ve evde kendilerini bekleyen 6 yafl›ndaki Robert ile 10 yafl›ndaki Michael’e kavuflabileceklerisöylenir. Bu son teklife de verilen cevap flu olur: “Peki ya, suçsuzlu¤umuza inanan onca insan, onlar da bizimçocuklar›m›z de¤il mi? Satar m›y›z hiç onlar›!”

18 Haziran ayn› zamanda çiftin evlilik y›ldönümleridir. Bu durum üzerine Ethel Rosenberg flu sözleri sarf eder:“Evlenme y›ldönümümüzde idam edilmek gibi büyük bir ac›mas›zl›¤› yapabileceklerini akl›m alm›yor. Çünkü benne de olsa, insan gibi görünen, insan gibi konuflan, ama asl›nda sadist birer fleytandan baflka bir fley olmayankiflilerin varl›¤›na inanamayacak kadar iyi yürekli biriyim...” Ve idamlar›n› bir gün sonraya erteletmeyi baflar›rlar.

Rosenbergler’in onurlu yaflamlar› 19 Haziran’da elektrikli sandalyede son nefeslerini vermeleri ile son bulur.Ak›llarda kalan ise dürüstlüklerinden asla ödün vermeyen çiftin son ana kadar sürdürdükleri tavizsizlik veinand›klar›na ba¤l›l›klar› olur.

Ekim

Gençli¤i

57

1980’de devrimci yükselifli ezmeyi baflaran faflist 12 Eylül yönetimi bu politikas›n› cezaevlerinde devrimcitutsaklara da uygulayarak egemenli¤ini perçinlemeyi amaçl›yordu. Tutsaklar› kifliliksizlefltirmek, onlar›n bilinçleriniteslim almak isteyen devletin sald›r›lar› onlar›n soylu direnifliyle püskürtüldü. (1982 ve 1984).Fakat devlet “ülkenin üzerinde dalgalanan bayra¤›n hakimiyetinin cezaevlerinin içinde sa¤lanamad›¤›n›”söyleyerek, sald›r›dan vazgeçmeyece¤ini vurguluyordu.Dönemin Adalet Bakan› Mehmet A¤ar’›n marifeti ile ç›kar›lan ve daha sonra fievket Kazan taraf›ndan da ‘canpahas›na’ savunulan 6 May›s genelgesi ile, 1991’de gündeme gelen ve insanl›k d›fl› uygulamalar ve tek kiflilikhücreler ile kamuoyunun yo¤un tepkisiyle karfl›lafl›nca y›k›laca¤›na dair söz verilen Eskiflehir Tabutlu¤u aç›lm›flt›.Daha sonra, 1996 1 May›s›’nda gözalt›na al›nan kifliler Metris Cezaevi’ne, oradan da Eskiflehir’e gönderilmiflti. Eskiflehir tabutlu¤unu kapatt›rmak ve F tipi projesinden devleti vazgeçirmek için devrimci tutsaklar ölüme yatt›lar.Ölüme yatmak, sermayenin sömürü yasalar›na ve zulme karfl› isyand›r. Sermayenin mücadeleyi engellemeye yöneliktüm yasa ve uygulamalar›na karfl› bir meydan okumad›r. Art›k talepler net, bilinçler aç›kt›r. "Direnifl devrime,teslimiyet düzene ç›kar."Dönemin Refahyol hükümeti direnifle gösterilen destek karfl›s›nda flaflk›n ve çaresiz kalm›flt›. “Bunlar kantindenmallar› stoklam›fllar, yiyip içiyorlar.” diyerek direnifli k›rmaya çal›flan fievket Kazan’›n surat›na ilk tokad› TKP-MLtutsa¤› Aygün U¤ur att› (21 Temmuz). ‹lerleyen günlerde DHKP/C tutsa¤› Altan Berdan Kerimgiller (23 Temmuz),yine DHKP/C tutsa¤› ‹lginç Özkeskin (24 Temmuz) , MLKP tutsa¤› Hüseyin Demircio¤lu (25 Temmuz), TKP-MLtutsa¤› Ali Ayata ve DHKP/C savaflç›s› Müjdat Yanat ölümü kahramanca gö¤üslediler. 26 Temmuz‘da, Ayçe ‹dilErkmen ölüm orucu eyleminde flehit düflen ilk kad›n oldu. Ayn› saatlerde T‹KB'li Tahsin Y›lmaz da Sa¤malc›lar'daflehit düflüyordu. Ölüm haberleri gelmeye devam ediyordu. Yemliha Kaya, Sa¤malc›lar hapishanesinde flehit düfltü(27 Temmuz). Ard›ndan T‹KB'li Hicabi Küçük ve Osman Akgün’ün de flehit düfltükleri haberleri geldi. Düflman art›k bir tercih noktas›na getirilmiflti. Düflman 69. gün ö¤leden sonra Sa¤malc›lar hapishanesine bir heyetgöndererek direniflin gücü karfl›s›nda geri ad›m att› Yap›lan görüflmelerde çaresiz kalan düflman ölüm orucudireniflinin taleplerini kabul etti. 69. gün TKP-ML savaflç›s› Hayati Can hastaneye kald›r›l›rken yolda flehit düfltü. Ölüm Orucu eylemi 12 flehit,onlarca gazi vererek devrim tarihine geçti.Tutsaklar›n ‘96 zaferinden sonra devlet bu sefer Ulucanlar katliam›yla hücre sald›r›s›n› gündeme getirdi. Çünkü,toplumsal muhalefetin susturulmas›, kitlelere gözda¤› verilmesi ancak devrimci tutsaklar›n teslim al›nmas›ylasa¤lanabilirdi. Ve hücre sald›r›s› ancak 19 Aral›k katliam›yla hayata geçirilebildi. Fakat cezaevlerinde devrimcidirenifl ruhu yokedilemedi, devrimci tutsaklar teslim al›namad›.

E. Ekim

‘96 ÖO Direnifli: Devrimci irade kazand›!

Page 58: EG 85. sayı

Ekim

Gençli¤i

58

S›n›fa karfl› s›n›f!

Günümüzde bakt›¤›m›zda dünyan›n her yerindeeflitsizlikler, haks›zl›klar, savafllar ve adaletsizlikkarfl›m›za ç›k›yor. Dünya adeta ikiye bölünmüfldurumda ve bu bölünmüfllü¤ün kayna¤› ne co¤rafis›n›rlar ne de fiziksel koflullar.

Dünya s›n›fsal olarak ikiye ayr›lm›fl durumda. Bir tarafta dünyay› yaflan›l›r k›lan, tüm de¤erleri

yaratan, elleriyle t›rnaklar›yla üreten; buna karfl›l›kbu kendi yaratt›¤› de¤erlerden ve kaynaklardansadece yaflam›n› sürdürmeye yetecek kadar kazanan,bazen onu dahi kazanamayan milyonlarcas›, di¤ertarafta ise rahatl›k içinde yaflay›p elini s›cak sudanso¤uk suya sokmayan; bu yaflay›fl›n› da milyonlarcaemekçinin üretti¤i de¤erlere el koyarak sa¤layanbirkaç asalak.

Biz e¤er bir tarafta çocu¤unu okula gönderecekparay› bulamad›¤› için çaresizlikten kendini yakanbabalar görüyorsak, bunun sebebi di¤er taraftakilerinçocuklar›n› milyarlarca liral›k okullarda okutmas›d›r.Ve e¤er binlerce genç okulu bitirdikten sonra iflsizlerordusuna kat›l›yorsa, bu, sefalet koflullar›nda iflçiçal›flt›ran asalaklar çocuklar›na rahat bir hayatsürdürebilsin diyedir.

fiehrin lüks semtlerindeki villalar ve köflkler,varofllarda gecekondular› y›k›lma tehlikesiyle karfl›karfl›ya yaflayan milyonlarca emekçinin düzgünkonutlarda insanca koflullarda yaflama hakk› gaspedilerek yap›lm›flt›r.

Dünyan›n pek çok bölgesinde binlerce kiflininölmesine neden olan, milyonlarcas›n›n hayat›n› altüsteden emperyalist savafllar, emperyalist tekellerin dahafazla büyümeleri ve daha fazla sömürmeleri içinyaflan›r.

Bütün bu sayd›klar›m›z bize flunu gösteriyor:insanl›k asl›nda iki ayr› dünyadan olufluyor ve bu ikidünyan›n ç›karlar› hiçbir flekilde birbiriyleuyuflmuyor aksine az›nl›kta olan taraf›n varl›¤› veiktidar›, ancak di¤er taraf› sömürmesiyle mümkünolabiliyor.

Düzene karfl› devrim!

Sayd›¤›m›z tüm çeliflkilerin ve sorunlar›n ve dahasayamad›¤›m›z nicelerinin kayna¤› içinde yaflamaktaoldu¤umuz emperyalist kapitalist sistemdir. Bunlarbu sistemin do¤as›nda vard›r.

Bu öyle bir sistemdir ki zenginler bu konumlar›n›korumak için daha da zenginleflmeli, bunun için dedaha fazla sömürmeli; buna karfl›l›k emekçilere düflende daha fazla yoksulluk, sefalet ve açl›k olmal›d›r.Bu, kapitalizmin do¤as›nda vard›r ve içten içekapitalizmin kendi sonunu haz›rlar.

Biz e¤er yaflad›¤›m›z sorunlara karfl› mücadeleyisadece bir tak›m k›smi reformlarla s›n›rl› tutarsakhiçbir kal›c› kazan›m elde edemeyiz. Çünküdedi¤imiz gibi bu kapitalizmin do¤as›ndad›r: sermayes›n›f› baz› haklar vermek zorunda kal›rsa, onlar›aynen geri almak zorundad›r. Sadece belli reformtalepleriyle s›n›rl› bir mücadele, tersinden,emekçilerde biriken öfkeyi düzen kanallar›nayönelterek bunu sermaye için tehlikesiz bir halegetirir ve sistemin yaflam süresini uzat›r.

Yaflad›¤›m›z sorunlar emperyalist kapitalistsistemin yap›sal sorunlar›d›r ve bu sistem varoldu¤usürece de varolacakt›r.

Kapitalizme karfl› sosyalizm!

Kapitalizm emekçiler için sömürü, yoksulluk,açl›k, sefalet; halklar için savafl ve düflmanl›kdemektir. ‹nsanl›¤›n kurtuluflu olan s›n›fs›z, s›n›rs›zve sömürüsüz bir toplum düzenine, komünizme gidenyol ancak toplumsal devrimle, buna götürecek olandevrimci s›n›f mücadelesiyle, kapitalizmin karfl›s›nasosyalizmi somut olarak koyabilmekle mümkündür.

Bizim u¤runa savaflt›¤›m›z dünyada s›n›flaryoktur. Yani üretilen de¤erler herkes taraf›ndan vetüm insanl›k için üretilir. ‹nsanlar aras›nda ç›karçat›flmalar› yoktur, çünkü asl›nda tüm insanl›¤›nç›karlar› ortakt›r. Halklar kardeflçe yaflarlar çünküart›k onlar› kendi ç›karlar› için birbirine karfl›k›flk›rtacak uluslararas› emperyalist tekeller yoktur.

Böyle bir dünya için mücadele etmeye de¤er! Mücadele etmenin mutlaka bedelleri olacakt›r.

Ancak bu sistem içinde yaflayarak zaten bedelödüyoruz. Pek çok haktan mahrum b›rak›lmak,yoksulluk içinde yozlaflmaya mahkum edilmek zatenödenebilecek bedellerin en büyü¤üdür.

Yapmam›z gereken üzerimizdeki sömürücenderesini parçalayarak bize egemenler taraf›ndançizilen s›n›rlar›n d›fl›na ç›k›p “düzene karfl› devrim!”fliar›n› yükseltmektir.

A. Genç

Neden devrimci olmal›y›z?

Page 59: EG 85. sayı

SSSSaaaakkkk llll aaaammmmbbbbaaaaççççooooyyyynnnnaaaadddd ››››nnnn ›››› zzzz mmmm›››› ssss iiii zzzz ddddeeee????EEEEbbbbeeee aaaa rrrrkkkkaaaassss ›››› nnnn ››››ddddöööönnnnddddüüüü¤¤¤¤üüüünnnnddddeeee kkkkaaaaçççç ›››› ppppssssaaaakkkk llll aaaannnnaaaaccccaaaakkkk bbbb iiii rrrr yyyyeeee rrrraaaa rrrr aaaammmmaaaannnn ››››nnnn tttt aaaa tttt llll ›››› tttt eeee llll aaaaflflflfl ›››› ....SSSSoooonnnnrrrr aaaa ssssaaaakkkk llll aaaannnn ›››› llll aaaannnn ooookkkküüüüççççüüüükkkk ddddeeee llll iiii kkkk tttt eeeennnn eeeebbbbeeeeyyyy iiiiggggöööözzzz llll eeeemmmmeeeekkkk ,,,, kkkkaaaa llll ppppççççaaaa rrrrpppp ››››nnnn tttt ›››› llll aaaa rrrr ›››› nnnn ››››nnnn bbbbüüüüyyyyüüüü tttt eeeennnnrrrr iiii ttttmmmmiiii ....

SSSSaaaakkkk llll aaaammmmbbbbaaaaçççç ooooyyyynnnnaaaadddd ››››nnnn ›››› zzzzmmmm›››› hhhh iiii çççç???? YYYYaaaa eeeebbbbeeeeyyyy iiiibbbbeeeekkkk llll eeeemmmmeeeekkkk tttt eeeennnn uuuussssaaaannnn ››››pppp““““kkkkuuuurrrr tttt ”””” dddd iiiiyyyyeeee bbbbaaaa¤¤¤¤ ›››› rrrrmmmmaaaassss ››››iiii çççç iiii nnnn zzzzoooorrrr llll aaaadddd ››››nnnn ›››› zzzz mmmm›››› ????BBBBuuuunnnnuuuunnnn ççççooooccccuuuukkkkççççaaaa zzzzaaaa ffff eeee rrrrdddduuuuyyyygggguuuussssuuuuyyyy llll aaaa çççç ›››› kkkkmmmmaaaakkkkkkkküüüüççççüüüükkkk ddddeeee llll iiii kkkk tttt eeeennnn ,,,,ssssaaaakkkk llll aaaannnn ›››› llll aaaaccccaaaakkkk eeeennnn eeeemmmmiiiinnnnyyyyeeee rrrr iiii bbbbuuuu llllmmmmaaaannnn ››››nnnnoooommmmuuuuzzzz llll aaaa rrrrddddaaaakkkk iiiikkkkaaaabbbbaaaa rrrr ›››› flflflfl ›››› yyyy llll aaaa .... HHHHiiii ççççkkkkaaaannnndddd ›››› rrrrdddd ››››nnnn ›››› zzzz mmmm››››aaaa rrrrkkkkaaaaddddaaaaflflflfl llll aaaa rrrr ›››› nnnn ›››› zzzz ›››› ???? EEEEvvvv llll eeee rrrr eeeegggg iiiidddd iiii pppp eeeebbbbeeeennnn iiiinnnn

ddddaaaakkkk iiiikkkkaaaa llll aaaa rrrr ccccaaaa aaaa rrrr aaaammmmaaaassss ›››› nnnn ›››› ppppeeeennnncccceeee rrrr eeeeddddeeeennnn çççç ››››kkkkaaaa rrrrdddd ››››¤¤¤¤ ››››nnnn ›››› zzzz kkkküüüüççççüüüükkkk ggggöööözzzz llll eeee rrrr iiii nnnn iiii zzzz llll eeeeiiii zzzz llll eeeedddd iiiinnnn iiii zzzz mmmmiiii ???? GGGGüüüüllllddddüüüünnnnüüüüzzzz mmmmüüüü????

AAAAmmmmaaaa bbbbaaaazzzz ›››› llll aaaa rrrr ›››› iiii çççç iiiinnnn bbbbuuuu tttt aaaa tttt llll ›››› bbbb iiii rrrr aaaannnn ›››› oooo llllmmmmuuuuyyyyoooorrrr.... KKKKüüüüççççüüüükkkk JJJJuuuuaaaannnn eeeevvvv llll eeee rrrr iiii nnnn iiiinnnnöööönnnnüüüünnnnddddeeee ggggöööözzzz llll eeee rrrr iiii nnnn iiii yyyyuuuummmmdddduuuu ,,,, ssssaaaayyyydddd ›››› vvvveeee aaaa rrrrkkkkaaaassss ›››› nnnn ›››› ddddöööönnnnddddüüüü ,,,, aaaa rrrraaaadddd ›››› vvvveeee bbbbuuuu llll aaaammmmaaaadddd ›››› ....AAAArrrrkkkkaaaaddddaaaaflflflfl llll aaaa rrrr ›››› kkkkaaaannnndddd ›››› rrrr ›››› pppp oooonnnnuuuu gggg iiii ttttmmmmiiii flflflfl llll eeee rrrrdddd iiii ,,,, nnnneeee rrrr eeeeyyyyeeee???? JJJJuuuuaaaannnn kkkküüüüsssseeeemmmmeeeedddd iiii oooonnnn llll aaaa rrrr aaaa ,,,,aaaa rrrr tttt ›››› kkkk hhhh iiii çççç aaaa rrrrkkkkaaaaddddaaaaflflflfl ›››› kkkkaaaa llllmmmmaaaammmm›››› flflflfl tttt ›››› ....

BBBBaaaarrrr cccceeee llll oooonnnnaaaa ’’’’ddddaaaa 4444 OOOOccccaaaakkkk 1111999933338888 ssssaaaabbbbaaaahhhh ›››› 222288880000 ççççooooccccuuuukkkk ssssaaaakkkk llll aaaammmmbbbbaaaaçççç ooooyyyynnnnaaaa rrrrkkkkeeeennnnkkkkaaaannnndddd ›››› rrrrdddd ›››› llll aaaa rrrr eeeebbbbeeeeyyyy iiii vvvveeee yyyyeeee rrrr llll eeee rrrr iiii nnnnddddeeeennnn bbbb iiii rrrr ddddaaaahhhhaaaa hhhh iiii çççç çççç ››››kkkkmmmmaaaadddd ›››› llll aaaa rrrr.... SSSSaaaaddddeeeecccceeee ooooyyyyuuuunnnnooooyyyynnnnuuuuyyyyoooorrrr llll aaaa rrrrdddd ›››› .... FFFFrrrraaaannnnccccooooccccuuuu ffff aaaaflflflfl iiii ssss tttt llll eeee rrrr kkkkeeeennnn tttt iiii bbbboooommmmbbbbaaaa llll ›››› yyyyoooorrrrdddduuuu ,,,, ooooyyyyuuuunnnn bbbb iiii tttt tttt iiii ....

Ekim

Gençli¤i

59

SSSS aaaa kkkk llll aaaa mmmm bbbb aaaa çççç

Page 60: EG 85. sayı