eg 87. sayı

60

Upload: ekim-gencligi

Post on 28-Mar-2016

234 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

Ekim Gençliği 87. sayı / Ekim 2005

TRANSCRIPT

Page 1: EG 87. sayı
Page 2: EG 87. sayı
Page 3: EG 87. sayı

ÇÇeetteelleerr vvee ttüüccccaarrllaarr ssaalldd››rr››yy›› tt››rrmmaanndd››rr››yyoorrllaarr......

GGeennççlliikk ttaarraafftt››rr!!

Ekim

Gençli¤i

3

2005-2006 dönemi gerilimlerle ve aç›k birtaraflaflmayla aç›ld›. Üniversiteleri tüccarlara ve çetelereb›rakmak istemeyenlerin iradesi bir yanda, bizzat çetelerve tüccarlar ile bunlar›n iflbirli¤i yeminleri di¤er yanda.Halklar›n kardeflli¤i için, bilimsel, demokratik veanadilde e¤itim için mücadele edenler bir yanda,linççiler, sald›rganlar, kafatasç›lar di¤er yanda. Emekçiçocuklar›n›n e¤itim hakk›n› savunanlar, emekçi çocuklar›bir yanda, üniversitenin kan›n› emmeye yeminli tüccarlar,sermaye temsilcileri di¤er yanda.

Üniversiteler yeni döneme derin bir kutuplaflma alan›ile girdiler. Bu kutuplaflman›n içerisinde henüz herkesdo¤ru saff› tutmufl olmasa da aç›k bir çat›flman›n ilkiflaretleri ortada. Gençlik hareketi, kendi cephesindeyeterli toparlanma ve birikim olmaks›z›n bu çat›flman›niçine çekiliyor. Biz bu savafl davetini kabul ediyoruz veileri güçleri de bu savafl içinde donatabilece¤imize,yenileyebilece¤imize, kazanabilece¤imize kuvvetleinan›yoruz.

Çeteler kürsüde, ö¤renciler d›flar›da!

‹lk olarak üniversite resmi aç›l›fllar› üzerinde dural›m,çünkü bu aç›l›fllarda çakal sürülerinin en aç›k tehditlerivard›. Aç›l›fllarda rektörler, ordu yetkilileri, bakanlar vesözde demokrat cumhurbaflkan›n›n kendisi bile, budönem boyunca üniversitenin alaca¤› flekli bildirdiler,ileri güçleri okullardan silme yönelimini ortaya koydular.

Bunu göstermek için birkaç örnek yeterli olacakt›r.Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Fikri Canoruç,

törende konuflmas›na “sevgili gençler” diye bafllad›.Ancak rektörün konuflmas› s›ras›nda, salonda tek birö¤renci bile yoktu. Salonda ö¤renci olmamas›n›n sebebiise, eylem yapacaklar› yönünde duyum alan üniversitegüvenlik görevlilerinin, salona girmek isteyen ö¤rencilerigeri çevirmesiydi. ‹flte üniversitenin bugünkü hali! ‹flteö¤rencisini bir tehdit, bir korku ve endifle kayna¤› sayangerici burjuva üniversitesinin geldi¤i yer! ‹flte ö¤renciyiancak dizginleyerek tutabilece¤ini sananlar›n, k›rbaçd›fl›nda e¤itim metodu bilmeyenlerin komedisi!

Rektörün korkusunun büyüklü¤ü konuflmas›n›nilerleyen bölümlerinde a盤a ç›k›yor: Korkunun nedeniartan “terör olaylar›”ym›fl. Burjuvan›n cüppeli büyücüsübüyük biraderinden ö¤rendi¤ini tekrarl›yor: teröryöntemini kullan ve ama bu teröre hedef olanlar›, yanikarfl›ndakileri terörist ilan et. Irak’tan Diyarbak›r’a ayn›

yöntem uluslararas› sermayenin ve onun teröristiktidarlar›n›n temel silah›. Farklar› ordular›n›n giysilerive renkleri olsa gerek, bir yanda boz renkli askerler, di¤eryanda siyah cüppeli büyücüler.

Üstüne örttü¤ü cüppenin sayg› uyand›r›c› görüntüsüde rektörlerin inand›r›c›l›k büyüsü. Uluda¤ ÜniversitesiRektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, konuflmas›nda,“Üzüntü ile ifade etmek isterim ki son zamanlardaülkemiz üzerinde oynanmaya çal›fl›lan oyunlar, tehlikeliboyutlara ulaflm›flt›r” diyor. Ulusal özgürük ve eflitlikisteyen Kürt halk›n› ve bir bütün olarak devrimci güçlerihedef gösterdikten sonra da ekliyor: “Unutulmamal›d›r kibilimin taraf› ve siyasi görüflü yoktur. Bilimsel yöntemlerve do¤rular vard›r.” Bu sözde bilimsel yöntem vedo¤rular, CIA’dan ödünç al›nm›fl halklar› birbirinek›rd›rma yöntemleri midir örne¤in? Sizin otarafs›zl›¤›n›z›n ne anlama geldi¤ini bizler, örne¤in faflistbeslemeleri sistemli biçimde koruyan tutumunuzdan daçok iyi biliyoruz say›n rektör!

Bu düzenbazlar›n gerçekte kime ne söylediklerini iyibiliyoruz. Fakat onlar da flu kadar›n› bilsinler kitehditlerine ald›r›p geri çekilecek de¤iliz. ODTÜ’de UralAkbulut bunu yaflad› ve gördü. Bildik bölücülük teranesiüzerinden konuflmaya bafllad›¤› anda, Kürt ve Türkö¤rencilerinin ortak yan›t› ile karfl›laflt›: “Üniversitelerbizimdir!”

ODTÜ’de onlar›n aç›l›fl töreninde ve öteki yerlerdekendi aç›l›fl etkinliklerimizle bizler sözümüzü aç›k ve netbiçimde söyledik: “Üniversiteleri tüccarlara, çetelereteslim etmeyece¤iz!”

Aç›l›fllardaki linç mant›¤› ve söylemleri yeni de¤il.Resmi giysileri içinde her defas›nda faflist güruhun elinesat›r› veren bu yüksek flahsiyetlerin yeni dönemde debunu sürdüreceklerini, bölücülük teranesi ile birlikte Kürtdüflmanl›¤›n› ve ilerici-devrimci güçlere yönelik imhaoperasyonlar›n› t›rmand›rmaya haz›rland›klar›n› bir kezdaha gördük. Bu sürecin di¤er yan› ise üniversitelerinsermayenin arka bahçesi haline getirilmesi, emekçiçocuklar›na e¤itim için meslek okullar› d›fl›nda birseçene¤in sunulmamas›d›r. Size ancak meslek kurslar›verebiliriz, ard›ndan iflsiz kalaca¤›n›z ya da köleliksözleflmeleri imzalayaca¤›n›z meslek kurslar› ve tabiibunlar› hak edecek flekilde davran›rsan›z!.. Böyecefleytan› bile k›skand›racak kadar piflkin pazarl›kç›tutumlar›yla ruhlar›m›z› sat›n almaya çal›fl›yorlar.

Page 4: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

4

Zorlu bir dönemin içinden geçerek 6 Kas›m’a ilerleyece¤iz!

‹lk göstergeler dedi¤imiz gibi tan›d›k. Sermayeninüniversiteye iliflkin hesaplar›n› y›llard›r biliyoruz.Rektörlerin, bu asal› ve cüppeli büyücülerin tarafgirlikleride bize yabanc› de¤il. Son olarak faflist partinin yak›nzamanda h›z kazanan hareketlili¤i ve av›n›n önce kan›n›emen bir s›rtlan gibi asli görevinin bafl›na koflmas› da biziflafl›rtan bir geliflme de¤il. Tüm bunlar›n biraraya geldi¤iyerde yeni bir sald›r› dönemine girece¤imizi söylemek debüyük bir keflif olmasa gerek. Ekim ay› Kürt düflmanl›¤›ile bilenmifl, Ramazan ay›n›n bilindik demagojileri ilesüslenmifl bir dizi sald›r›n›n yaflanaca¤› zaman dilimiolacakt›r. San›yoruz bu y›l›n en kapsaml› sald›r›lar› da budönemde gerçekleflecektir. Zira ö¤renci hareketinidönemin bafl›ndan y›ld›rmak ve teslim almak, toplamstrateji içinde tutarl› bir ad›m olacakt›r.

Yaz›k ki bu ad›m yaln›zca tutarl› de¤il, ayn› zamandagerçekçi de görünüyor onlar hesab›na. Gençli¤in güçlü vekapsaml› bir devrimci birliktelikten yoksun oldu¤u, ilerigüçlerin toparlanmakta ve harekete geçmekte güçlükyaflad›¤›, genifl y›¤›nlardan en fazla uzaklafl›ld›¤› birdönemden daha elveriflli koflullar yakalanabilir mi? Buaç›dan ö¤renci hareketinin ç›plak gözle görünen birgerçeklik olarak en hassas dönemi bu ilk aylar olacakt›r.Görünen manzaray› bozabilmek, süreci tersine çevirmekiçin bu hassasiyeti gözetmeliyiz. Sald›r›lar›püskürtebilmeli ve bu arada hareketi yeniden tahkimedecek bir birliktelik zemininin temel tafllar›n›döflemeliyiz.

Görevler çok yönlü ve a¤›r görünüyor. Fakatunutulmamas› gereken bir nokta var. Baflta da söyledik,her kutuplaflma süreci çift yönlüdür. Her kamp karfl›t›n›yarat›r ve her sald›r› karfl› sald›r›y› oluflturur. Gençli¤eyönelik sald›r›lar her seferinde devrimcilerin önderli¤indekarfl›lanabilir olmufltur. Bu kez de öyle olacakt›r. Yeter kigünün görevlerine uygun bir tutum al›ns›n.

Bugün için yak›c› devrimci tutum flu ilk dönemdegeliflecek sald›r› dalgas›n›n alt›nda ezilmemek ve bu aradahareketin yönünü kararl›l›kla korumakt›r. Sald›r›lar›npüskürtülmesi öncelikle moral üstünlü¤ü korumaktan vegenifl y›¤›nlar› mücadeleye katabilmekten geçer. Yani tekbafl›na sald›r› konusu olan nokta de¤il, bir bütün olarak

gençli¤in talep ve özlemleri ile giriflilecek karfl› sald›r›lar›baflar›yla yürütmek temel ve çözücü halkad›r.

Gençlik hareketinin önünde bir baflka öncelikli sorunolarak 6 Kas›m’a haz›rlanmak görevi duruyor. Bu görevesar›larak eylemli ve etkin bir çal›flma hatt› oluflturulabilir,6 Kas›m genifl ö¤renci y›¤›nlar›n›n öfkesi ileörgütlenebilirse, ilk sald›r› dalgas›n› da böylecepüskürtmüfl olaca¤›z. Bu süreçte ödedi¤imiz bedellerlede¤il, ald›¤›m›z sonuçlarla kazanaca¤›m›z› unutmayal›m.fiu ilk evrede amaca uygun sa¤l›kl› bir taraflaflmayaratabilirsek, böylece bütün dönem için de konumumuzugüçlendirmifl olaca¤›z. En öncelikli sald›r›y› gö¤üslemek,sonras›na yönelik olarak güven ve güç kazanmakdemektir.

6 Kas›m’›n önemi aç›k, zorluklar› da. Pratik güçlüklergeçmifl y›llardan daha belirgin. Bu güçlükleri aflmak içintuhaf ya da orijinal formüller gerekmiyor, kendine güvenve etkin çal›flma yeter bunun için. Yerellerde tatilöncesinde elde edilecek ilk sonuçlar› dönüfltürecek vegelece¤e tafl›yacak bir bak›fl ve irade gerekiyor. Buiradenin merkezinde ise çal›flmaya kat›lacak ileriunsurlar›n inisiyatifi gelifltirmek duruyor. Tüm bir çat›flmasüreci belki bunun üzerine kurulmuyor, ama bugüngençli¤in kilitlenmesi gereken mevzi buradad›r. Genifly›¤›nlar›n inisiyatifini ortaya ç›karma, bu iradeyegüvenerek yol alma.

Gençlik devrimci bir 6 Kas›m’› bu temeldeörgütleyecektir. Bu konuda sözümüzü söylemeye devamedece¤iz. Bir baflka kilit nokta da devrimci güçlerin buperspektifle birlikte hareket etmeleridir. Daha bafllang›çtakarar aç›klay›p birliktelik zeminine yüz çevirmek buradaaffedilmez bir sorumsuzluk olacakt›r. Biz ilk söyledi¤imiznoktaya ba¤l› kalarak her tür tart›flmaya aç›k oldu¤umuzubir kez daha vurgulayal›m ve tart›flmalardan bu biçimdeçekilmenin önderlik de¤il, sorumsuzluk ve sekterlikoldu¤unu bir kez daha hat›rlatal›m.

6 Kas›m’a iliflkin yaklafl›mlara ve geliflmeleresayfalar›m›zda yer veriyoruz. Burada sadece küçük birhat›rlatma yapmak istedik. Bizim için as›l nokta 6Kas›m’a ve sonras›na iliflkin bir irade ortayaç›karabilmektir. Bu iradenin temelinde genifl y›¤›nlar vebu perspektifi paylaflan devrimci, ilerici güçler yer alacak.

Gençlik kürsülerde savrulan tehditleri sokaklardagö¤üsleyecek, birli¤ini ve gücünü de eylem içindebulacakt›r.

Page 5: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

5

Önceki senelerde ortaya ç›kan zaaf ve eksikliklerinafl›lmas› için çaba harcanmas› gereken bir 6 Kas›m’›nöngünündeyiz. Bu sene 6 Kas›m zorlu bir döneme rastgeliyor. Bir dönemdir düzen cephesinden sürdürülenbütünlüklü sald›r›lar ve gençlik hareketinin içindebulundu¤u t›kan›kl›k 6 Kas›m sürecini, öncesi vesonras›yla geçmifl y›llara oranla iki kat önemlik›l›yor. Tam da bu yüzden bu sene 6 Kas›msüreci kurgulan›rken, tüm tart›flmalar›nmerkezine hareketin yaflad›¤› sorunlarkonulmal› ve 6 Kas›m eylemi önhaz›rl›k çal›flmalar› ve sonras›nab›rakt›klar› ile bir bütün olarak,gençlik hareketinin parçal›,daralm›fl ve örgütsüz tablosunuaflmaya dönük at›lm›fl bir ad›molarak ele al›nmal›d›r.

Ekim Gençli¤i’nin Eylülsay›s›nda 6 Kas›m eylemineiliflkin dikkat edilmesi gerekentemel noktalara vurguyapt›¤›m›z bir metinyay›nlam›flt›k. Siyasal gençlikgruplar› cephesinde 6 Kas›mtart›flmalar›n›n bafllad›¤› flugünlerde, maddelefltirerekifade etti¤imiz bu vurgunoktalar›n›n ayr›nt›land›r›lmas›aç›k bir ihtiyaç.

6 Kas›m’› bir süreçolarak

alg›lama gereklili¤i

Geçti¤imiz sene gerçekleflen 6Kas›m eylemleri bir süredir süregelenparçal› tabloyu aflamam›fl, siyasalgençlik gruplar›n›n dar grupçuyaklafl›mlar›n›n bir sonucu olarak, baflta‹stanbul, Ankara ve ‹zmir olmak üzere birk›s›m ilde ayr› ayr› 6 Kas›m eylemlerigerçeklefltirilmifltir. Bu tabloyu ortaya ç›kartantart›flmalar›n toplam›n› ise eylemin yeri ve biçimi gibibafll›klar oluflturmufltur.

6 Kas›m’›n alanlarda yarataca¤› politik etkinin ve gençlikhareketi cephesinden ortaya ç›kartabilece¤i imkanlar›n as›lbelirleyeni, eylemin ön çal›flma sürecine iliflkin tart›flmalar veeylemin gençlik hareketinin ihtiyaçlar› ile kurdu¤u iliflkidir.‹stanbul’da örgütlenen 5 Kas›m eylemi, ön haz›rl›k süreci veeylem biçimi aç›s›ndan anlaml› bir tarz ortaya koymakla

beraber, örülen kitle çal›flmas›n›n 6 Kas›m sonras›n›hedefleyen bir perspektifle ele al›nmam›fl olmas› sebebiyle,bu eylem sonuçlar›n› sonras›na tafl›yabilmek imkan›ndanyoksun kalm›flt›r.

6 Kas›m günü bir eylem günüdür, bu tart›flmagötürmez, ancak bu tarihi gün kendi anlam›n› tek bir

eylemde bulmay› çoktan aflm›flt›r. 6 Kas›mancak bir süreç olarak alg›lan›rsa gençlik

hareketinin yeni döneminin bafllang›c›ndaanlaml› bir yere oturtulabilir ve asgari

düzeyde de olsa gençlik hareketi içinimkana dönüflebilir.

6 Kas›m’› bir süreç olarakalg›lamak demek, baflka hiçbirtart›flmaya tak›lmaks›z›n, eyleminöncesini ve sonras›n› tart›flmak,planlamak ve eylemi güçlendirmekiçin ortaya konulan her çaban›nözünde gençlik hareketininyaflad›¤› t›kanmay› aflmay›hedefleyen bir çaba oldu¤unukavramak demektir. Yoksa butart›flmalardan ba¤›ms›zörgütlenen 6 Kas›m eylemlerihangi bileflenle ve hangi tarzlaörgütlenirse örgütlensin, 6Kas›m’› bir takvim olarakalg›laman›n ötesinde bir anlamtafl›may›p, sürecin yaratabilece¤iimkanlar› bafltan kaybetmekanlam›na gelecektir.

Bu çerçevede ele al›nd›¤›nda,geçti¤imiz senelerin 6 Kas›mlar’›n›

aflan bir 6 Kas›m eylemiörgütleyebilmenin temel koflulu, bu

sene eylemin yeri ve biçimi merkezlitart›flmalardan kaç›narak “nas›l bir ön

haz›rl›k süreci?” sorusuna yan›t aranmas›ve bu soru merkezinde tart›fl›lmas›d›r. Bir

kez daha yer veya eylem biçimleri gündemliayr›flmalar›n yaflanmas› gençlik hareketine

herhangi bir katk› sunmayaca¤› gibi, bugün düzencephesinden a¤›rlaflt›r›lan sald›r›lara karfl› mücadele

olanaklar›n› da zay›flatacakt›r. Bütün tart›flmalarda flu noktagözden kaç›r›lmamal›d›r: 6 Kas›m bir eylem günü olman›nötesinde bir gündemdir.

Bu soruna iliflkin ilk söylenmesi gereken; 6 Kas›mgündeminin, büyüklü¤üne, mücadele gelene¤inebak›lmaks›z›n tüm yerellerde çal›flmaya konu edilmesigerekti¤idir. Asgari düzeyin yakalanabildi¤i her yerelde 6

YYÖÖKK’’ee,, ttiiccaarriilleeflflmmeeyyee vvee ffaaflfliisstt ssaalldd››rrggaannll››¤¤aa kkaarrflfl››

üünniivveerrssiitteelleerriimmiizzii ssaavvuunnaall››mm!!

BBiirrlleeflfliikk,, kkiittlleesseell vvee ddeevvrriimmccii bbiirr66 KKaass››mm iiççiinn iilleerrii!!

6 Kasım

günü bir eylem

günüdür, bu

tartışma götürmez,

ancak bu tarihi gün

kendi anlamını tek bir

eylemde bulmayı çoktan

aşmıştır. 6 Kasım ancak bir

süreç olarak algılanırsa

gençlik hareketinin yeni

döneminin başlangıcında

anlamlı bir yere

oturtulabilir ve asgari

düzeyde de olsa

gençlik hareketi için

imkana

dönüşebilir.

Page 6: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

6

Kas›m’›n eylemli geçirilmesi hedeflenmeli, eylemgerçeklefltiremeyecek yereller ise çal›flmalar›n›n sonuçlar›n›kendilerine en yak›n yerde örgütlenen 6 Kas›m eyleminetafl›may› hedeflemelidir.

Yerellerde 6 Kas›m’›n bir gündem olarak ifllenmesi çokönemli bir yerde durmaktad›r. Yerellerin koflullar›na göredüzeyi de¤iflmekle beraber her yerelde 6 Kas›m’a iliflkin enaz›ndan bir etkinlik/eylem örgütlenebilmelidir. Bu bir yereldes›n›rl› say›da insanla gerçekleflen bir toplant› ya da bir panelolabilece¤i gibi, baflka bir yerelde güçlü bir flenlikdüzenlenmesi olabilir. Burada önemli olan 6 Kas›m’› heryerelde gündemlefltirebilmektir.

Kitle inisiyatifini a盤a ç›karan bir 6 Kas›m

Birleflik bir 6 Kas›m’› baflarman›n ve sonras›na anlaml›sonuçlar b›rakabilmenin en önemli koflulu ise kitleinisiyatiflerini ortaya ç›kartabilmektir. Bugün 6 Kas›m’a iliflkinolarak yürütülen tart›flmalarda hemen olumlanan bu bak›fl›nkendisi bir temenni olarak kalmayacaksa, geçmifl seneleriaflan bir çaba ile birleflik bir tarzla bu çal›flmalar derhalbafllat›lmal›d›r.

Kitle inisiyatifidenilince akla ilk gelenaç›k toplant›lar elbetteanlaml› bir araçt›r.Ancak kitle inisiyatifitek bafl›na al›nacakaç›k toplant›larla ortayaç›kart›labilecek bir fleyde¤ildir. Aç›k toplant›larancak yerelçal›flmalar›n önünekonulmufl asgari birplanlamay› ifadeedebilir. Yani “6 Kas›mçal›flmas› yürüten heryerelde aç›k kitletoplant›lar› örgütlensin”denilebilir. ‹mkan olanyerellerde butoplant›lar üzerindenesnek örgütlülükleryarat›labilmeli vetoplant›lara kat›lanö¤rencilerin karar almasürecine de kat›lmalar›sa¤lanarak, 6 Kas›mçal›flmalar›n›n öznesi olabilmeleri için çaba harcanmal›d›r.E¤er tart›flmam›z önceli ve sonral› bir 6 Kas›m süreciörmekse, 6 Kas›m öncesinde örülen kitle çal›flmas›n›nsonras›na b›rakacaklar› üzerinden planlamalar yapmam›ztart›flmas›z bir gerekliliktir. Kitlenin karar süreçlerinekat›labilece¤i esnek örgütlülüklerin yarat›lmas› 6 Kas›msonras›n› da belirleyecek bir hedef olarak ele al›nmal›d›r.Ancak bu yolla 6 Kas›m kuru bir ajitasyon-propagandafaaliyeti olmaktan ç›kacakt›r. 6 Kas›m’› kazanmay› ve yar›nlara6 Kas›m üzerinden sonuç b›rakmay› hedefliyorsak, izlenmesigereken yol budur.

Bugün siyasal gençlik gruplar›n›n bir k›sm› genifl ö¤rencikitlelerini kucaklamay› hedefleyen kapsaml› bir yerelçal›flmaya tümüyle de¤ilse bile büyük ölçüde ilgisizkalmaktad›r. Ancak yak›n geçmiflte gerçekleflen 13 Marteylemi türünden öncesiz ve sonras›z eylemlerin politik planda

bu durumu de¤ifltirebilme yetene¤ini ne ölçüde yaratt›¤›ortadad›r. Kitlelerin siyasal gençlik gruplar›nagüvensizliklerinin afl›labilmesi için öncelikle kitlelerle ba¤larkurulabilmesi gerekmektedir. Ancak güncel tablonun a盤aç›kard›¤› bu tart›flman›n hayata geçirilebilmesi için siyasalgençlik gruplar›n›n da gençlik kitlelerine güven duyabilmeleribir gerekliliktir. Kitlelerle ba¤ kurmadan, bu konuda asgari birçaba dahi harcamadan kitlelerin öncüsü oldu¤unu iddiaetmek, apolitizmin ve hareketin sorunlar›ndan uzakl›¤›n birgöstergesidir.

Özetle, bu sene 6 Kas›m eylemleri güçlü kitleçal›flmalar›na dayand›r›lmal›d›r. Kitle çal›flmas› zenginlefltirilipyayg›nlaflt›r›lmal›, böylece darl›ktan s›yr›labilmeli ve gençlikhareketinin ihtiyaçlar› do¤rultusunda kitlenin de 6 Kas›m’›nörgütlenmesine katk› sunabilece¤i bir tarz üzerinde ›sraredilmelidir. Yoksa kitle inisiyatifinden kopuk bir biçimdeörgütlenmifl bir 6 Kas›m eylemi sürecin bafltan kaybedilmesianlam›na gelecektir.

Güncel tart›flmalar ve öne ç›kan e¤ilimler

“Ö¤renci hareketi halen afl›r›politize olmufl son derece dar birkesimin d›fl›na ç›kamamaktad›r. Budarl›k ek bir tuza¤a dönüflmekte,k›sa dönemli s›n›rl› ve sistemsizçabalar›na ö¤renci kitlesindenumdu¤u ilgiyi ve deste¤i bulamayanafl›r› politize olmufl kesim, sorununçözümünü, gündemlerini oldu¤ukadar eylemlerini de kendi konumu,kimli¤i ve düzeyi üzerindensaptamakta ve uygulamaktabulmaktad›r. Bu ise sorunu çözmekyerine a¤›rlaflt›rmakta, genifl kitledenkopukluk kronikleflmekte, ö¤rencihareketinin afl›r› darl›¤› dedi¤imizsüreklileflmifl durum ortayaç›kmaktad›r. Öylesine ki, kendikitlesinden uzun süreli olarak budenli kopuk bulunan ve özelhareketlenme dönemleri hariçneredeyse yaln›zca ö¤rencigruplar›n›n kendi s›n›rl›taraftarlar›ndan ibaret kalan birharekete gençlik hareketi diyebilmekbile tart›flmal› hale gelmektedir.”

Geçti¤imiz sene gelenekselgruplar›n 6 Kas›m tart›flmas›na damgas›n› vurmufl olan dargrupçu yaklafl›m, görüldü¤ü kadar›yla bugün de güncelli¤inikorumaktad›r. 6 Kas›m tarihinin uzun bir tatil dönemi sonras›pazar gününe denk gelmesi ile daha da güçlenmifl olan bue¤ilim kendini bu sene merkezi bir K›z›lay eylemi olarak d›flavurmufl durumda.

Bu tart›flmaya girmeden önce birkaç vurgu yapmakgerekiyor. 6 Kas›m’›n yerellerde örgütlenerek yerel eylemlerekonu edilmesi gerekti¤i yönlü tart›flma hiçbir koflulda merkezibir eylemi tart›flmas›z reddetmek anlam›na gelmemektedir.Aksine güçlü yerel çal›flmalara ve eylemlere dayanan, buçal›flmalarla uygun bir içerik ve biçimle örgütlenen birleflik vekitlesel bir merkezi eylem güçlendirici bir etki yarat›r. Ancaksöz konusu merkezi eylem yerellerden tümüyle kopuk, kitleyiöznelefltirme kayg›s›ndan uzak, siyasal gençlik gruplar›nadaralm›fl bir eylem olacaksa, gençlik hareketinin güncel

Page 7: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

7

sorunlar›na çözücü bir ad›m olmak bir yana, en iyi ihtimallehareketin yerinde saymas›na sebep olacakt›r.

Merkezi K›z›lay eylemi tart›flmas›na gelince, bu tart›flmageçen sene Ankara ve ‹stanbul’da eylemi bölen, hareketinyüklü sorunlar› karfl›s›nda kendi iç motivasyonunu öneç›kartan, bu anlam› ile de dar grupçu bir tarz›n bugünküizdüflümüdür. Bu, kitlelerin mücadelesini kendi “öncüsavafl›”na ikame eden, devrim mücadelesini düzen iledevrimcilerin aras›ndaki mücadeleye indirgeyen bir anlay›flt›rki, kabul edilemez. Kitle hareketine öncü müdahale ile kitlelerad›na kendi örgütü ile mücadele iki ayr› fleydir. Bugününgençlik hareketinin ekmek ve su gibi ihtiyaç duydu¤u,hareketin ihtiyaçlar›n›n tan›mlay›p sorunlar›n› çözmeyeyönelen uzun vadeli bir bak›flt›r ve siyasal gençlik gruplar›n›nbir k›sm› bu ihtiyac› kavramaktan uzakt›r.

Bu tart›flmalarda merkezi eylem, gençlik kitlelerininyerellerde oluflturulan gücünün merkezi bir eylemdebuluflturulmas›nda de¤il, ama tek yanl› bir biçimde eyleminmilitanl›¤›n›n gençlik kitlelerinde yarataca¤› etkiylegerekçelendirilmektedir. Bunun bir yan› do¤ald›r, zira gençlikkitlelerinin yerellerde bir birikim yaratabilmesine dönük olan 6Kas›m’›n ön süreci tart›flmalar› “genel geçer” ve “zatenyap›lagelen” bulunmufl ve es geçilmifltir. Ancak ikinci k›sm›siyasal gençlik gruplar›n›n gençlik hareketinin bugün içindebulundu¤u sorunlar› kavrayamad›klar›n› ya da ad›n› koyduklar›sorunlara “güç gösterisi” ötesinde çözüm bulamad›klar›anlam›na gelir. Gençlik kitleleriyle ba¤lar›n› çoktan kaybetmiflve bu ba¤lar› kurabilecek iradeden yoksun bir siyasal anlay›flaç›s›ndan bu da do¤al karfl›lanabilir. Militanl›¤› ve devrimcili¤idevletle girilen fiziki çat›flmaya indirgeyen bu kolayc›yaklafl›m›n üretebildi¤i tek sonuç dar bir kesimde yaratt›¤›moral motivasyon olmaktad›r.

Geçen sene 6 Kas›m sürecinde yaflanan bölünmeye dairyaz›lanlar, bugüne dair güncel bir de¤erlendirmeyi deiçermektedir. Zira merkezi K›z›lay eylemi tart›flmas› ile geçensene Ankara’da yaflanan bölünmedeki K›z›laygerekçelendirmesi bir farkl›l›k tafl›mamaktad›r:

“Devrimci bir kitlesel ö¤renci hareketi yaratmak, dar birinsan grubuyla kendi içinde flaflaal› ama k›s›r ve etkisiz kalaneylemleri yineleyip durmaktan de¤il, fakat devrimci temeldegenifl kitlelerle buluflmak için sab›rl› ve soluklu bir çal›flmayürütmekten geçer. Bugünün ö¤renci hareketinin periflanl›¤›düflünüldü¤ünde, en zor devrimci görev ve en militan devrimcitutum tam da budur. Gerçek devrimcilik bu zorlu¤ungerekleriyle bo¤uflmaktan geçer, ötesi bofl laft›r. Küçük-burjuva kolayc›l›¤›n›n ve sorumsuzlu¤unun kendini gösterifllibir tak›m eylemlerin arkas›na gizleyerek devrimcilik taslamayayeltenmesine art›k bir son vermenin zaman› gelmifltir. Gençlikhareketindeki afl›r› darl›¤› giderebilmenin ve genifl kitlelerlebuluflmay› baflarabilmenin temel gereklerinden biri de bue¤ilimlerle ilkelere dayal› kesin bir mücadeledir.”

Kitlesel ve devrimci bir 6 Kas›m için!

Bugün yap›lmas› gereken 6 Kas›m eyleminin yerine vebiçimine iliflkin tart›flmalardan bir an önce ç›k›l›p, 6 Kas›mçal›flmalar›na bafllanmas›d›r. Bu çal›flmalar do¤rultusundayerellerde aç›k toplant›lar örgütlenmeli ve 6 Kas›m çal›flmalar›yerellerde çal›flman›n gündeminden yöntemine kadar heraç›dan toplant›ya kat›lan bileflenle beraber tart›fl›lmal› veörülmelidir. Örgütlü olmayan gençlik kitlelerinin de 6 Kas›msürecinin öznesi haline getirilebilmesi için harcanmas› gerekentüm çaba harcanmal›d›r.

6 Kas›m’› kitlesel k›lacak bu oldu¤u gibi, devrimci k›lacak

olan da budur. Zira hareketin örgütlü kesimlere darald›¤› yerdedevrimci tutum bu tabloyu de¤ifltirme çabas›nda aranmal›,buradan sorgulanmal›d›r. Geçen sene ‹stanbul’da örülen 6Kas›m çal›flmalar› gençlik hareketinin içerisinde bulundu¤us›n›rl› politik atmosfere hiç de mahkum olmad›¤›n› gözlerönüne sermifltir. Fakültelerde siyasal örgütlenmelerinortaklafla ördü¤ü çal›flmalar, ileri unsurlar› içerisine katan veonlar› da 6 Kas›m’› örgütleme sürecinin bir parças› halinegetiren çal›flma tarz›, yerellerde planlanan eylem, etkinlik veçal›flmalar eylem günü sonuçlar›n› üretmiflti. Geçen senenin

Page 8: EG 87. sayı

eksik kalan noktas›, yerellerde ortaya konulan çaban›n uzunsoluklu bir mücadelenin bafllang›ç noktas› olarakkavranamam›fl olmas›, bu çerçevede de ortaya konulançabalar›n 6 Kas›m sonras›na etkin ve kurumsal bir biçimdetafl›namamas›d›r. Geçen senenin deneyimi anlaml› ve önaç›c›d›r. Bu sene harcanmas› gereken çaba özel olarak bunoktada yo¤unlaflmal› ve yerellerde örülen çal›flmalara esnekkitle örgütlülüklerine dönüfltürülebilmesi hedefiyleyaklafl›lmal›d›r. Bu biçimiyle örülecek bir 6 Kas›m süreciningeçti¤imiz senelerden farkl› sonuçlar yarataca¤›n›, salt geçensenenin s›n›rl› çal›flmas›na bakarak bile söyleyebiliriz.

Gençlik üniversitelerini alanlardasavunacak!

2005 6 Kas›m eylemleri sermayenin üniversitelerdekiyeniden yap›land›rma program›na karfl› bir mücadele ça¤r›s›olacakt›r. E¤itimin ticarilefltirilmesi süreci h›z kazanm›flt›r.Ticarethaneye dönüfltürülen üniversiteler bilimsel e¤itimveren kurumlar olmaktan sermayenin ihtiyac›n› karfl›layan

özel alanlara do¤ru h›zla bir dönüflüm yaflamaktad›r. Art›ke¤itim bireysel bir yat›r›m olarak alg›lan›p, ö¤rencilerden debu görecekleri bireysel faydan›n karfl›l›¤›n› ödemeleriistenmektedir.

Yine bu sene üniversitelerin aç›lmas› ile beraber ortayaç›kan tablo üniversitelerin tam anlam›yla denetim alt›naal›nmas› için çaba harcand›¤›n› gözler önüne sermektedir.‹stanbul Üniversitesi’nden Y›ld›z Teknik’e, Dil -Tarih’e kadarbir dizi üniversiteye kameralar kurulmufl, girifl-ç›k›fllar özelgüvenliklerin kontrollerine aç›lm›flt›r. Üniversiteler adeta Ftiplerine dönüfltürülmek istenmektedir. Elbette bu sald›r›lar daüniversitelerin yeniden yap›land›r›lmas› sürecinin biruzant›s›d›r ve 6 Kas›m çal›flmalar› ve eylemleri içerisindegündem olarak önemli bir yer tutacakt›r. 12 Eylül karfl›-devriminin 25. y›l›nda YÖK’ün teflhiri, YÖK’le darbenin vedarbeyle sermayenin ba¤lant›s› kurularak yap›ld›¤›ndaanlam›n› bulacakt›r.

Bugün hem ülke genelinde, hem üniversiteler özelindesald›r›lar›n derinleflti¤i bir süreçten geçmekteyiz. Üniversitegençli¤in bu süreçte yapmas› gereken, bu sald›r›ya alanlardayan›t vermektir. E

kim

Gençli¤i

8

YYTTÜÜ’’ddee EEkkiimm GGeennççllii¤¤ii’’nnee yyöönneelliikk ppoolliiss iiddaarree ssaalldd››rr››ss››......

DDeevvrriimmccii ssiiyyaassaall ffaaaalliiyyeettiimmiizziihhiiççbbiirr ggüüçç eennggeelllleeyyeemmeezz!!

Geçti¤imiz y›l devrimci siyasal faaliyetin yasaklanmas›na karfl› mücadele ederek bizzat kazand›¤›m›zmevzilerimize bugün yine kapsaml› bir sald›r› düzenleniyor. Geçti¤imiz y›l afifl asman›n ve masa açman›nyasakland›¤› Davutpafla Kampüsü’nde tüm bunlar› devrimci siyasal çal›flmam›z› savunarak korumufl ve sonundaidareye geri ad›m att›rm›flt›k. Yeni dönemin hemen bafllang›c›nda Davutpafla Kampüsü’nde yine ayn› yasaklargündeme getiriliyor. Ve devrimci siyasal faaliyetimiz engellenmeye çal›fl›l›yor.

YTÜ Davutpafla Kampüsü’nde kampanya çal›flmalar›m›z için açt›¤›m›z Ekim Gençli¤i stand›na polis idareiflbirli¤inde bir sald›r› gerçeklefltirildi. Sabah erken saatlerde açt›¤›m›z standa ö¤le saatlerinde önce idareden birkifli gelerek stand› kapatmam›z› ve burada stand açman›n yasak oldu¤unu ifade etti. Biz ise böyle bir yasa¤›nbizim aç›m›zdan hiçbir anlam›n› olmad›¤›n› kendi üniversitemizde özgürce stand açabilece¤imizi ve siyasalçal›flma yapabilece¤imizi ifade ettik. Bunun üzerine masam›zdan uzaklaflan görevli bir süre sonra bölümsekreteri sivil polis ve ÖGB’lerden oluflan bir sürüyle beraber yeniden stand›m›za gelerek, stand›m›z›kapatmam›z› aksi takdirde bizi gözalt›na ald›raca¤›n› söyledi. Bu tehditler karfl›s›nda stand›m›z›kapatmayaca¤›m›z› ifade ettik ve ellerinden ne geliyorsa yapmalar›n› söyledik. Bunun üzerine sivil polisler veÖGB’ler üzerimize sald›rarak masay› da¤›tmaya bafllad›lar. Masan›n çevresinde ve ö¤retim görevlisi k›l›kl›polislerin önünde arbede yafland›. Bunun üzerine ajitasyon konuflmalar› yaparak polis idare sald›r›s›n› haz›rl›kö¤rencilerine teflhir ettik ve masam›z›n yan›ndan ayr›lmad›k. Dakikalarca yaflanan sald›r›n›n ard›ndan kararl›duruflumuz nedeniyle, ÖGB ve sivil polisler tehditler ve küfürler savurarak geri çekildiler.

Polis sald›r›s› sonras›nda kampanya faaliyetimize devam ederek haz›rl›k ö¤rencilerine sald›r›n›n teflhiriniyapt›k. Sald›r› sonras›nda arkadafllar›m›z›n bir k›sm› hafif flekilde yaraland›lar.

Y›llard›r devam eden bir mücadele gelene¤inin bugünkü temsilcileri olan bizleri böylesi sald›r›larlay›ld›raca¤›n› düflünenler yan›l›yorlar. Ne sivil veya resmi k›yafetli düzen kolluklar› ne de cüppelerinin ard›ndanarmalar› görünen ö¤retim görevlisi k›l›kl› sermaye uflaklar› devrimci siyasal faaliyetimizi engelleyebilir.Üniversitelerimizi çetelere ve tüccarlara teslim etmeme kararl›l›¤› ile mücadelemize y›lmadan devam ediyoruzve edece¤iz.

DDeevvrriimmccii ffaaaalliiyyeettiimmiizz eennggeelllleenneemmeezz!!ÜÜnniivveerrssiitteelleerr bbiizziimmddiirr,, bbiizziimmllee öözzggüürrlleeflfleecceekk!!

Ekim Gençli¤i/YTÜ

Page 9: EG 87. sayı

‹stanbul Üniversitesi’nde geçti¤imizy›l polis-idare iflbirli¤i ile yayg›n birsald›r› dalgas› hayata geçirilmiflti. Busald›r› dalgas›n›n kuflkusuz ‹stanbulÜniversitesindeki devrimci ilericikesimler aç›s›ndan flafl›rt›c› bir yan›bulunmamaktayd›. Zira ‹Ü onlarca y›ld›rsermayenin sald›rarak, bask› ve terörledevrimci siyasal faaliyet engellemeyeçal›flt›¤› bir üniversite olagelmifltir. Veyine aradan geçen y›llar tüm bu sald›r›larakarfl› devrimci siyasal faaliyetin aral›ks›zsürdürüldü¤üne tan›kl›k etmifltir.

Yeni bir dönem yine sald›r›lar

Yeni e¤itim döneminin henüz bafl›nda ‹stanbulÜniversitesi yine geçmifl y›llardakilere benzer bir sald›r›dalgas› ile karfl› karfl›ya bulunuyor. Üniversite aç›lmadanönce yaklafl›k 100 ö¤renciye çeflitli uzaklaflt›rma cezalar›verilmiflti. Okulun aç›lmas› ile beraber ve henüzkay›tlar›n› dahi yapt›rmam›fl üniversite ö¤rencilerininkarfl›s›na yine benzer bir soruflturma dalgas› ç›kart›ld›.Üniversitelerin çeflitli yerlerine devrimci ö¤rencilerin aç›kisimlerinin bulundu¤u soruflturma ka¤›tlar› as›lmakta vebu yolla üniversite ö¤rencilerinin devrimci siyasalçal›flmalardan ve devrimci ö¤rencilerden uzak durmalar›sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu aç›dan önümüzdeki y›l›n‹stanbul Üniversitesi aç›s›ndan geçmifl y›llar› aflan birsoruflturma terörü ile geçece¤inin sinyalleri henüz e¤itimdöneminin bafl›nda verilmifl oldu.

Dahas› yeni dönem yayg›n bir biçimde hayatageçirilen sald›r›lar soruflturma terörü ile s›n›rl› de¤il.Hatta soruflturma sald›r›s› daha yayg›n ve kapsaml› birsermaye sald›r›s›n›n yaln›zca bafllang›ç halkas›n›oluflturmaktad›r. Zira geçti¤imiz y›l ‹stanbulÜniversitesi’nde paral› e¤itim uygulamalar› sistematik birbiçimde hayata geçirmeye bafllanm›flt›. Bu paral›laflt›rmauygulamas›n›n en önemli halkas›n› ise yaz okullar›n›nparal›laflt›r›lmas› oluflturuyordu. ‹stanbul Üniversitesi’ninyeni rektörü Mesut Parlak misyonunu aç›klarken“üniversiteyi daha elit”bir hale sokaca¤›n› ve üniversitedehedefledi¤i bu dönüflümü gerçeklefltirmek için “siyaseti

bitirece¤ini” ifade etmiflti. Mesut Parlak bu “parlak”iddiay› ortaya atarken, geçmifl dönemde yap›lansald›r›lar›n bir tekrar›n› hayata geçirece¤ini yeni rektörolmas›n›n gaz›yla ifade ederken, öte taraftan isehedefledi¤i dönüflümleri ve bu dönüflümlerigerçeklefltirme yöntemini aç›k bir biçimde ortayakoymaktad›r: Önce muhalefeti ez, sonras›nda daüniversitenin ticarilefltirilmesinin önünü açacak ad›mlar›h›zl› bir biçimde at!..

Yeni bir bulufl yapm›fl bilim adam› edas›nda ortayakoydu¤u bu yöntemde yeni bir yan bulunmad›¤›n› rektörMesut Parlak’a hat›rlatmak gerekti¤ini düflünmekteyiz.Zira kapitalist sistemin çal›flma mekanizmas› tam darektörümüzün ifade etti¤i biçimde ifllemektedir. RektörMesut Parlak ise bunu yeni ö¤renmifl ve uygulayacakolman›n heyecan›n› ve mutlulu¤unu yafl›yor olabilir.Ancak bu mutlulu¤un ne kadar k›sa sürece¤ini, gelmiflgeçmifl di¤er sermaye ufla¤› rektörlerin yaflad›¤› hayalk›r›kl›¤›n›n bin kat›n› yaflad›¤› zaman görecektir. ‹stanbulÜniversitesi’ne benzer iddialarla onlarca uflak gelmifl vegitmifl, ancak üniversitedeki devrimci siyasal faaliyetaral›ks›z bir biçimde sürdürülebilmifltir.

Elbette üniversitemizin ticarilefltirilmesi yönlüad›mlar›n tüm h›z›yla at›ld›¤› bir dönemde geçmifly›llardaki bask›c› uygulamalar yeterli olmam›flt›r. Ve ifltetam da bu nedenle üniversitenin giriflleri turnikelerle veTepe Güvenlik birimleri ile korunur hale getirilmifl vekantinden yemekhaneye koridorlardan Hergele

Ekim

Gençli¤i

9

‹‹ssttaannbbuull ÜÜnniivveerrssiitteessii yyaassaakkllaarr,, ssoorruuflflttuurrmmaallaarr,, ttuurrnniikkeelleerr

vvee kkaammeerraallaarrllaa aaçç››lldd››!!

SSaalldd››rr››llaarraa kkaarrflfl›› bbiirrlleeflfliikkddeevvrriimmccii mmüüccaaddeelleeyyee!!

Page 10: EG 87. sayı

Meydan›’na kadar üniversitenin dört bir yan› kameralarlagözlenmeye bafllanm›flt›r.

Tepe Güvenlikle yap›lan anlaflma –ki patronu ‹hsanDo¤ramac›, YÖK’ün ilk baflkan› ve ‹lk özel üniversiteolan Bilkent Üniversitesi’nin kurucusudur-, dolays›z birbiçimde sermayeyle kurulan ba¤› göstermektedir. ZiraTepe güvenlik sadece bir güvenlik flirketi de¤ildir. ‹hsanDo¤ramac› tepe Holding’in çeflitli kurumlar› ile girdi¤iherhangi bir üniversiteyi bafl›ndan sonuna kadarsömürmekte, onu kendi flirketlerinin müflterisi halinegetirmeye çal›flmaktad›r. Bu aç›dan “Tepe” iflareti yenidönemde ‹Ü ö¤rencilerinin karfl›s›na, girifllerdeki ÖGBönlüklerinin ötesinde de ç›kacakt›r.

Girifllerde kullan›lan turnikeler de sermaye ile girileniliflkinin dolays›z sonuçlar›ndan birisidir. Zira buturnikelerin ihalesi çeflitli bankalarla yap›lmaktad›r.Turnikeleri kuran banka ise üniversitenin tek hakimihaline gelmektedir. ‹TÜ’ye turnikeyi ve kartl› geçifligetiren ‹fl Bankas› bugün ‹TÜ içerisindeki flubeleriyle‹TÜ’yü bir ahtapot gibi sarm›fl bulunmaktad›r. ‹TÜö¤rencileri yemekhane ücretlerinden transkript veö¤renci belgelerine kadar ‹TÜ’degerçeklefltirdikleri tüm ifllemlerde paralar›n› ancakbu banka arac›l›¤› ile kullanabilmektedirler. Bugünkurulan turnikeler arac›l›¤› ile ‹stanbulÜniversitesi’ni bekleyen de ayn›s›d›r.

Tüm bunlar ortaya konulan sald›r›n›n arkaplan›n› tan›mlamak aç›s›ndan oldukça önemli olannoktalard›r. Ancak sald›r› bu yönleri aflan birkapsama sahiptir. Oldukça masum görünenturnikeler, koridorlardan kantinlere kadar okulundört bir yan›ndaki kameralar üniversiteö¤rencilerine her an denetlendi¤ini düflündürmekiçin belki de en etkili araçlard›r. Okula hangisaatte girdin? Hangi saatte ç›kt›n? Kantindenç›karken ne yapt›n?... Elbette ki sermaye binlerce‹Ü ö¤rencisini bu biçimde gözetlemek derdindede¤ildir, bu olanakl› da de¤ildir. Ancak as›l amaç,üniversite ö¤rencilerini bu biçimde sürekliizlendi¤i psikolojisine sokmakt›r. Bu ise kurumsalbir bask› uygulamas› olmas›n›n yan›nda, ö¤rencigençli¤i üniversiteye yabanc›laflt›rmak gibidolays›z bir sonuç oluflturmaktad›r. Bu aç›danturnikelere ve kameralara karfl› yap›lacak olançal›flmada sürekli bir biçimde “Üniversitelerbizimdir!” fliar›n› hayk›rmal›y›z.

Sald›r›lar› güçlü ve birleflik birmücadele ile yan›tlayal›m!

Sald›r›lar›n bu ölçüde kapsaml› oldu¤u birdönemde öncelikli sorun üniversitedeki tüm ilericive devrimci güçlerin hedefli bir kitle çal›flmas› veörgütlenme prati¤i üzerinden ortak mücadelesidir.Bu baflar›labildi¤i koflullarda sorunun en önemlihalkas› aç›lm›fl ve sald›r›lar›n karfl›s›na güçlü bir

biçimde ç›k›lmas›n›n imkanlar› oluflmufl olacakt›r. Buaç›dan üniversitedeki tüm ilerici güçleri kapsayan birçal›flma h›zl› bir biçimde bafllat›lmal›d›r.

Önümüzde gençlik hareketi aç›s›ndan temel birgündem olan 6 Kas›m süreci bulunmaktad›r. ‹stanbulÜniversitesi’nde yaflan›lan tüm bu sorunlar etkin bir kitleçal›flmas› ve örgütlenme prati¤i ile 6 Kas›m eylemi ilebütünlüklü bir biçimde ele al›nmal›d›r. Bu baflar›labildi¤ikoflullarda 6 Kas›m eylemi öncesinde etkili bir kampanyaçal›flmas› örmenin imkanlar›na da sahip olmufl olaca¤›z.

Bu sald›r›lar aç›k ki e¤itim sisteminin yaflad›¤› çokyönlü dönüflümün üniversitemizdeki izdüflümleridir. Bunedenle de tüm çal›flma boyunca ticari e¤itim ve YÖKetkili bir teflhire konu edilmelidir.

Yeni dönemde sermaye üniversitemize çok yönlü birbiçimde sald›r›yor. Bize düflen ise bu sald›r› dalgas›n›kitle mücadelesini gelifltirerek yan›tlamak olmal›d›r.

Ekim Gençli¤i/‹stanbul ÜniversitesiEkim

Gençli¤i

10

YYaassaakkllaammaallaarraa bbooyyuunn ee¤¤mmeeyyeeccee¤¤iizz!!

‹‹ssttaannbbuull ÜÜnniivveerrssiitteessii aaçç››ll››flflflfleennllii¤¤iinnii ggeerrççeekklleeflflttiirreeccee¤¤iizz!!

Her y›l gerçeklefltirilen ‹stanbul Üniversitesi geleneksel aç›l›flflenli¤i hiçbir gerekçe gösterilmeden rektörlükçe yasakland›.Bunun üzerine tüm yasaklamalara ve bask›lara ra¤men aç›l›flflenli¤ini gerçeklefltirece¤imizi aç›klayan bir bas›n aç›klamas› ileflenlik çal›flmalar›na bafllam›fl bulunmaktay›z.

‹stanbul Üniversitesi ö¤rencileri olarak 6 Ekim Perflembegünü Edebiyat Fakültesi önünde bir bas›n aç›klamas›gerçeklefltirdik. “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleflecek!”,“Yasaklamalar, soruflturmalar, bask›lar bizi y›ld›rmaz!”, “Sermayedefol, üniversiteler bizimdir!” sloganlar›n›n at›ld›¤› aç›klamada flugörüflleri dile getirdik:

“Bugün üniversite aç›l›fl flenli¤ini hiçbir gerekçe göstermedenyasaklayan rektör Mesut Parlak rektörlü¤e bafllar bafllamaz temelhedefini ‘Üniversitede siyaseti bitirece¤im’ diyerek oldukça yal›nbir biçimde aç›klam›flt›. Bugün yasaklanan flenlikle beraberüniversitelerde birliktelik, dayan›flma ve kardefllik ad›na ne varsabunun bitirilmeye çal›fl›ld›¤› aç›kt›r. Üniversitenin yaflad›¤› köklüsorunlara tek bir çözüm üretme hedefi olmayan bir yönetimininyapaca¤› ifl de do¤al olarak üniversiteleri bir yasaklarcumhuriyetine dönüfltürmek, özgürlük ve gelecek ad›na söylenenher sözün karfl›s›na yine bu yasaklar› ç›kartmak olacakt›r.

“Bizler bugüne kadar y›lmadan sahip ç›kt›¤›m›züniversitelerimizi; sermayeye, uflaklar›na, faflist çetelereb›rakmak niyetinde de¤iliz. ‹flte bu yüzden her sene oldu¤u gibibu y›lda da ‹stanbul Üniversitesi aç›l›fl flenli¤ini tüm yasaklarakarfl› gerçeklefltirece¤iz. Üniversitelerin gerçek sahiplerinin bizleroldu¤unu bir kez daha hayk›raca¤›z.

“Üniversitesine ve gelece¤ine sahip ç›kan herkesi 12.geleneksel ‹Ü aç›l›fl flenli¤inde buluflmaya ve coflkumuzupaylaflmaya ça¤›r›yoruz!..”

Yeniden sloganlar at›larak bitirilen bas›n aç›klamas›nayaklafl›k 50 ö¤renci kat›ld›.

Ekim Gençli¤i/‹stanbul Üniversitesi

Page 11: EG 87. sayı

Merhaba ! Bin bir çileye katlan›p, yaflamdan kopart›p kendini

okul, dershane, özel dersler üçgeninde yaflad›n y›llarca.Hayat›n› belirleyen üç saatlik ÖSS’nin sonucunda art›kbir üniversitelisin. Üniversiteye dair ne de güzel hayallerkuruyorsundur. Biz bu hayalleri bir kenara koyman›tavsiye ediyoruz. Zaten sen bunu yapmasan da k›sazamanda bu düzende üniversite denen kurumun neoldu¤u ya da ne olmad›¤›n› yaflayarak ö¤reneceksin.

Bilginin metalaflt›r›ld›¤›, üniversitelerin ticarethaneyedönüfltürülmeye çal›fl›ld›¤› bir dönemden geçiyoruz.Sigara paras› kadar bir ücretle bafllayan har(a)çlar yüzmilyonlar› buldu. Yaz okulu paral›laflt›r›ld›, yemekhaneve yurt ücretleri her y›l katlanarak art›yor. Bitmedi dahas›da var: Bilimsellikten uzak ça¤d›fl›-ezberci e¤itim,uygulamal› derslerde yaflan›lan laboratuvarimkans›zl›klar›(!), ders çal›flman›n yasak oldu¤ukütüphaneler… Ve çan e¤risi denilen ders geçme sistemi.Hani y›llar y›l› en yak›n arkadafl›n›zla bileyar›flt›r›lm›flt›n›z ya, üniversitede ayn› maraton devametmekte, arkadafllar›n›z hala rakipleriniz, yaflamda yer

edinmek için hepsini devirmeniz ö¤retilir size.Fakülte kap›lar›nda, yemekhanelerde,

yurtlarda turnikeleri gördü¤ünde sana ö¤rencikimli¤i diye verilen kart›n seni barkodlad›¤›n›ve her an›n› denetledi¤ini farkedeceksin.

Bitti mi? Sabah akflam

gözetlemekameralar›, sivilpolisler, okulu iflgal

eden çevik kuvvetarabalar›,

ÖGB’ler… Sencekimi

kimden korur bunlar? Peki sen yaflam›n›n bu kadars›n›rland›r›lm›fl olmas›na veya seni para olarak görene¤itim sistemine ne kadar boyun e¤ebileceksin?

‘68’leri düflünelim. Denizler, Mahirler ve nicedevrimci önder geçmifltir bu s›ralardan. Sessizkalmaktansa de¤ifltirmeyi tercih etmifl ve yaym›fllard›rmücadele ruhunu. Dün karanl›¤› y›rt›p atmayaçal›flanlar›n sesi bugün hala kampüslerimizde, okulkoridorlar›nda yank›lanmaya devam etmekte. “Özerk-Demokratik Üniversite ‹stiyoruz!”, “Eflit, Paras›z,Bilimsel, Anadilde E¤itim!” taleplerimiz, eflit-özgür-s›n›fs›z bir dünya özlemi ile sosyalizm mücadelemizsürmektedir. ‹stanbul Üniversitesi denince akla ilk gelen“kavga” sözcü¤ü daha güzel bir dünyan›n kavgas›ndanbaflka bir fley de¤ildir. Soruflturmalar, tutuklamalar,bask›larla y›ld›rmak istedikleri bu mücadelenin takendisi.

Arkadafl, çok yak›nda bu bahsetti¤imiz sorunlar›niçinde bulacaks›n kendini. Önünde iki seçenek var, bukez befl de¤il. Ya bu düzenin bencillefltirdi¤i,yozlaflt›rd›¤›, yaln›zlaflmaya çal›flt›rd›¤› gençli¤in birparças› olacaks›n, ya da bunlara dur diyenlerin yan›ndayer al›p üniversitene, gelece¤ine, dünyaya sahipç›kacaks›n.

Ekim Gençli¤i olarak bu düzenin karanl›¤›n› y›rtmaya,kendi gelece¤ine sahip ç›kmaya ça¤›r›yoruz.

YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimleözgürleflecek !

Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm !

‹stanbul Üniversitesi Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

11

‹‹ssttaannbbuull ÜÜnniivveerrssiitteessii kkaayy››ttllaarr››nnddaa ddaa¤¤››tt››llaann bbiillddiirrii......

DDüüzzeenniinn kkaarraannll››¤¤››nn›› yy››rrtt,,ggeelleeccee¤¤iinnee ssaahhiipp çç››kk!!

Page 12: EG 87. sayı

Avc›lar’da aylar önce söylentileri dolaflan bir durumlayüzleflmeye bafll›yoruz flu günlerde. Geçen e¤itim dönemininbitmesine do¤ru yurt giriflleri ve yemekhanelere turnikelerkonulmufltu. Bu arada yeni ö¤renci kimliklerimiz deda¤›t›l›yordu. Turnikeler manyetik bir sistem içeren bu kartlar›okuyarak bize geçifl hakk› verecekti.

Bir yandan turnikelerin say›lar›n›n artaca¤› ve yenidönemde çal›flmaya bafllayaca¤› duyurulurken, di¤er yandanbununla yetinmeyen yönetim özel bir güvenlik flirketiyleanlaflarak ÖGB' leri kampüs girifllerine yerlefltirdi. Bir yurtgörevlisi bunun sebebini kendilerinin görevlerini yerinegetirememeleri ile aç›klamakta. ‹dare bunun güvenlik için flartoldu¤unu öne sürüyor. Özel güvenlikler ise turnikeler gelenekadar görevlerine devam edeceklerini söylemekteydiler.Buradan anlafl›lmaktad›r ki (girifller dahil olmak üzere fakültebinalar›na kadar) turnikeden nasibini almayan yerkalmayacakt›r.

Bugünlerde turnikeli geçifl sistemi en yak›c› haliyleyemekhanelerde kendini hissettirmektedir. ‹lk haftan›nbitimiyle jetonlu geçifl flans› ortadan kalkacakt›r. Herkeskimli¤ine kontör yüklemek zorundad›r ve en az 5 YTLyükleme yapmak zorunludur. Cebimizde bir ö¤ünlük yemekparas› oldu¤unda yemek yiyemeyece¤iz. Ayn› ö¤ünden ikincitaba¤› yemek istersek ya da bir arkadafl›m›z için kart› ikincidefa basarsak misafir ücreti yani 4 yemek ücreti düflmektedir.Görülmektedir ki yedi¤imiz yemek üzerinden bile eldeedecekleri karlar› düflünmektedirler. Fakat bu flafl›rt›c› de¤ildir,her fleyin paral›laflt›r›ld›¤›, emekçilerle birlikte sosyalhaklar›m›z› bir bir kaybetti¤imiz bir dönemdeyiz. Paran kadarsa¤l›k, paran kadar e¤itim uygulamalar› geniflleyerek yemekve bar›nma haklar›m›z›n yüksek mebla¤lara ulaflmas›yladevam etmektedir.

Yemekhanede jeton kullan›m›n›n kalkmas› ve okulgirifllerinin tümüyle turnikeli olmas› ile beraber sistem okulhayat›m›z›n kaç›n›lmaz bir parças› olacakt›r. Her gün kimlikokutmak, kaçta nerden girdin, nerden ç›kt›n bunun izlenmesi,fen-edebiyat fakültesine konuldu¤u gibi yak›nda kameralar›nda kampüsümüze girmesiyle her an gözetlenmek; bunlaryaflam›n normal ak›fl›ym›fl gibi bizlere kan›ksat›lmakistenmektedir.

Birço¤umuz içine do¤du¤umuz bu dünyadayaflad›klar›m›za, yaflan›lanlara olas› fleylermifl gibi bak›yoruz.Evet, kapitalist sistemde çarklar böyle dönüyor. “Acaba baflkatür bir yaflam biçimi olabilir mi?" diye düflünmüyoruz.Böyleyse böyledir diyoruz. Asl›nda koflullar›n gün geçtikçedaha da zorlaflmas› bizim susmam›zdand›r. Biz bu sorunlar›nçözülmesi için mücadele etmedi¤imiz için, düzeninegemenleri daha da pervas›zlaflmakta, kazan›lm›fl haklar›m›zbir bir elimizden al›nmaktad›r.

Üniversitelerin ticarethaneye dönüfltürüldü¤ü bir dönemdeçözümün bir parças› oldu¤umuzu, olmam›z gerekti¤ini art›kanlamaly›z. Bu sorunlar›n tam göbe¤inde bir sürü engel,güçlük ve aksakl›kla karfl›lafl›rken, gözlerimizi kapat›p bunlar›yok sayamay›z. Bu sorunlar› bir araya gelip bir güç olarakmücadele etti¤imizde çözebilece¤imizi görebilmeliyiz.

Bugün için üniversite gençli¤i yaflad›¤› sorunlara yeterince

yan›t veremiyorsa, kendi sorunlar›n›n nerdenkaynakland›¤›n›n fark›nda de¤ilse, fark›nda olan kesim dey›lg›nl›kla pasifize olmuflsa, burada bir fleylerin fark›nda olanilerici-devrimci güçlere düflen temel önemde görev, geniflgençlik y›¤›nlar›n› ayd›nlatmak ve harekete geçirmeyeçal›flmakt›r. Bunun için de, sorun budur çözüm budur, bizbunu yap›yoruz, bunun de¤iflmesi için siz de gelin gibi s›n›rl›bir çerçeveden ç›kmam›z gerekmektedir. Bu s›n›rl› ve tekyanl› çaba sonucunda etraf›m›za çekebilece¤imiz birkaç kifliyide¤il fakat genifl ö¤renci y›¤›nlar›n› düflünerek hareket etmekdurumunday›z. B›kmadan usanmadan çal›flmal›, ö¤rencikitlelerinin yaflananlar› bütün aç›kl›¤› ile görmelerini sa¤lamal›,buna karfl› ç›k›fl yolunun mücadeleden geçti¤ine onlar›inand›rmal› ve çözümün bir parças› olmalar›n› sa¤lamal›y›z.

Bu koflullarda flunu çok daha aç›k biçimde görebiliyoruz kiyaflanan tüm sorunlar genifl ö¤renci kitlelerinin kendi gerçeksorunlar›d›r. Bu nedenle de onlar›n mücadele dinamiklerinia盤a ç›kart›c› bir biçimde çaba harcamak durumunday›z. Buise öncelikle tüm duyarl› unsurlar› kapsayacak esnekörgütlenmelerin oluflturulmas› ile mümkündür. Bu esnek yerelörgütlülükler, bir fleyler yapmak isteyen ama kendilerini ifadeedecek bir alan bulamayan duyarl› insanlar›n hareket alan›olacakt›r.

Bugün bileflik bir mücadele ve çal›flmaya ihtiyaç oldu¤uaç›kt›r. Bu aç›dan ilerici-devrimci gençlik gruplar› gençlikhareketinin güncel ve de yak›c› ihtiyaçlar›n› önemsemeli,genifl kitleleri ve ileri unsurlar› sald›r›lara karfl› verilenmücadelenin öznesi haline getirecek bir çal›flma tarz› içerisinegirebilmelidirler. Bu baflar›labildi¤i, gençlik hareketinin ihtiyaçduydu¤u politik müdahale yap›labildi¤i koflullarda kameralarla,turnikelerle sald›ran sermaye s›n›f›na, onun üniversitedekiuzant›lar›na da gereken yan›t verilmifl olacakt›r.

ÜÜnniivveerrssiitteelleerr bbiizziimmddiirr,, bbiizziimmllee öözzggüürrlleeflfleecceekk!!

Ekim Gençli¤i/Avc›lar

Ekim

Gençli¤i

12

ÜÜnniivveerrssiitteelleerr bbiizziimmddiirr!!

TTuurrnniikkeelleerr kkaalldd››rr››llss››nn!!

Page 13: EG 87. sayı

Geçti¤imiz ö¤retim y›l›n›n sonunda okulumuzakameralar tak›lm›flt›. Bunun için okulun son haftas›n›nseçilmifl olmas› bir rastlant› de¤ildir. Tam da ö¤rencilerinfinal stresini yaflad›klar› dönemde, okula sadeces›navlar›n›n oldu¤u günler gelmeleri, uygulamay› daharahat gerçeklefltirmek için yerinde bir tercihtir.Ö¤rencilerin kabul edemeyece¤i bu uygulamay› bir oldubittiye getirerek, oluflacak tepkileri engellemek istemifltir.Bu ö¤retim y›l›yla birlikte ise ö¤rencileri kontrol alt›ndatutmaya yönelik ilk icraat gerçeklefltirildi. Okulageldi¤imizde kap›larda özel Tepe Güvenlik görevlilerinigördük.

Kameralar›n koyulmas› ve Tepe Güvenlik’ingerçeklefltirdi¤i kimlik kontrolünün gerekçesisoruldu¤unda cevap elbette “güvenlik” olacakt›r. Peki,ö¤rencilerin güvenli¤i kime karfl› sa¤lanmaktad›r? Herö¤retim y›l› bafl›nda duvarlardaki afiflleri y›rtan ÖGB’lerekarfl› m›? Halay çekmeyi bile soruflturma gerekçesi görenokul yönetimine karfl› m›? ‹zinsiz etkinlik düzenlenmesibahanesiyle okula çevik sokan rektöre karfl› m›? B›çaktafl›yan sivil faflistleri okuldan güvenli bir flekilde ç›karanidareye karfl› m›? Zaten koyulan kameralar›n yerleridüflünüldü¤ünde güvenlik gerekçesinin ne kadar komikoldu¤u anlafl›lmaktad›r. Yerlefltirilen kameralar birisiTonoz Cafe girifline, bir di¤eri Tonoz’un içini gören birnoktaya yerlefltirilmifltir. Devrimci, demokrat ö¤rencileringenelde Tonoz Cafe’de toplan›yor olmalar› kameralar›nyer seçiminin okul yönetimi taraf›ndan ne kadar yerindeverilmifl bir karar oldu¤unu göstermektedir.

Kameralar›n koyulmas›n›n ve kimlik kontrolü içinözel güvenlik flirketiyle anlafl›lmas›n›n as›l amac› bafltailerici, devrimci ö¤renciler olmak üzere tüm ö¤rencilerive muhalif düflünceleri bask› alt›na almakt›r. Kameralarher an gözetlenme korkusu yayarak ö¤renciyi pasifizeetmeye dönük bir uygulamad›r. Ö¤rencilerindüflüncelerini dile getirmelerinin engellenmesi, YÖKmant›¤›na uygun olarak hiç düflünmemelerihedeflenmektedir. Ö¤rencileri birbirlerine ve ortaksorunlar›na yabanc›laflt›rmay› hedefleyen bu politikan›narkas›nda okul yönetimiyle, hükümetiyle, ordusuyla,medyas›yla bütün sistem vard›r. Bunun arkas›nda 12

Eylül faflist darbesinin günümüze kadar gelen sindirmepolitikas› vard›r.

Geliflen muhalefeti, yükselen iflçi hareketinidizginlemek, ekonomideki liberal dönüflümüsa¤layabilmek, emperyalist kapitalist sistemlebütünleflmeyi h›zland›rabilmek için hayata geçirilen;yasalar›yla, kurumlar›yla, toplumsal atmosfere getirdi¤içürütücü etkisiyle faflist darbe, bugün okullar›m›zdaetkisini, apolitik, yozlaflm›fl bir gençlikle ve 12 Eylülkaranl›¤›ndan do¤mufl YÖK ile göstermektedir. 12Eylül’ün sokaklara, caddelere yerlefltirilen kameralarlatoplumu izleyerek, fabrikalara yerlefltirilen kameralarlaiflçileri denetim alt›na alarak, telefonlar› dinleyerek,bunun önünü yasalarla açarak, düflünce suçunu tekrargündeme getirerek yaratmak istedi¤i F tipi toplum,okulumuzda kendini dün soruflturma terörü olarakgösterirken bugün de kameralarla, kimlik kontrolüylegöstermektedir.

Okulumuza kameralar› yerlefltirenlerle terörlemücadele kanunu yenilenmek isteyenler, ortam› terörizeedenlerle kazan›lm›fl hak ve özgürlükleri ask›ya almakisteyenler ayn› kiflilerdir. Mant›k, 12 Eylül darbesinigerçeklefltiren mant›kt›r. Yarat›lmak istenen düflünmeyen,sorgulamayan, tepkisiz, yal›t›lm›fl toplumdur. Bu,istedikleri toplumun inflas›nda genç bireylerin direncinik›rmak için üniversiteler ilk ad›mlardan biridir.

Bugün üniversiteler yüksek duvarlarla çevreleniptoplumdan yal›t›lm›flsa, okulumuza ancak kimlikgöstererek girebileceksek, her yapt›¤›m›z birileritaraf›ndan izlenecek, her söyledi¤imiz birileri taraf›ndandinlenecek, denetlenecekse, ö¤renim gördü¤ümüz yerincezaevinden hiçbir fark› kalmayacaksa, art›küniversitelerimize sahip ç›kman›n vakti gelmifltir. Art›kköflemize çekildi¤imiz yerden ileriye do¤ru ad›m atman›nvakti gelmifltir. Art›k üniversiteleri kâr kap›s› görenlerekarfl› sesimizi yükseltmenin vakti gelmifltir. Art›k bizeverilenle ve her geçen daha az› reva görülenle yetinmeyiphakk›m›z olan› alman›n vakti gelmifltir. Bizlerüniversitelerimize sahip ç›k›yoruz!

YTÜ/Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

13

YYTTÜÜ’’ddee bbiirriilleerrii bbiizzlleerrii ggöözzeettlliiyyoorr!!YYTTÜÜ’’ddee bbiirriilleerrii bbiizzlleerrii ggöözzeettlliiyyoorr!!

BBaasskk››llaarraa kkaarrflfl››BBaasskk››llaarraa kkaarrflfl››üünniivveerrssiitteelleerriimmiizziiüünniivveerrssiitteelleerriimmiizzii

ssaavvuunnaaccaa¤¤››zz!!ssaavvuunnaaccaa¤¤››zz!!

Page 14: EG 87. sayı

Üniversitelerimizin sermayeye peflkefl çekildi¤i,özellefltirilmesi ve ticarilefltirilmesinin ad›mlar›n›n h›zl›bir biçimde at›ld›¤› bir dönemde, Ekim Gençli¤i olarak“Üniversitelerimizi çetelere ve tüccarlara teslimetmeyece¤iz” fliar› ile bir kampanya bafllatt›k. Zira busald›r› dalgas› ile kolkola giden faflist terör vesoruflturmalar gençlik hareketini sindirmek ve hedeflenendönüflümleri gerçeklefltirmek için sermaye devletininy›llard›r kulland›¤›, son dönemde de t›rmand›rd›¤›yöntemlerin bafl›nda geliyor.

Bu kampanya çerçevesinde 2 Ekim Pazar günüGalatasaray postanesi önünde bir bas›naç›klamas› gerçeklefltirdik. Eylem“Üniversitelerimizi çetelere vetüccarlara teslim etmeyece¤iz !” fliarl›pankart›m›z›n aç›lmas› ile bafllad›.Yap›lan bas›n aç›klamas›nda flunlarsöylendi:

“Üniversitelerin aç›l›fl› ile beraberEkim Gençli¤i olarak YÖK’e,soruflturmalara, ticari e¤itime ve faflistsald›rganl›¤a karfl›, bizler üniversiteleringerçek sahipleri olarak buradan tümkamuoyuna bir kez daha hayk›r›yoruz:

* Üniversitelerimizin sermayeninarka bahçesi haline gelmesine izinvermeyece¤iz.

* Üniversitelerimizin kap›lar›n›n iflçive emekçi çocuklar›na kapat›lmas›na,paral› birer iflletme haline gelmesine izinvermeyece¤iz.

* Anti bilimsel ve gerici e¤itimsistemini hiçbir koflulda ve hiçbirdönemde kabul etmeyecek ve buna karfl›

mücadele edece¤iz.* Üniversite gençli¤inin soruflturma sald›r›lar› ile

akademik bask› ile susturulmas›na izin vermeyece¤iz.* Sat›rlar› ile üniversite gençli¤ine sald›ran faflist

terör çetelerine üniversitelerimizin sahipsiz olmad›¤›n›göstermeye devam edece¤iz.

* Üniversite gençli¤inin her demokratik tepkisininkarfl›s›n›na ç›kan YÖK ve onun düzenini yok edene kadarmücadelemize y›lmadan devam edece¤iz.

* Üniversitemizi çetelere ve tüccarlara teslimetmeyece¤iz.”

“Üniversitelerdeki sermaye iflgaline, YÖK ve onunarkas›ndaki sermaye düzenine karfl› ç›kan, eflit, paras›z,bilimsel ve anadilde e¤itim ve özerk demokratik birüniversite özlemi olan herkesi mücadelemize destekolmaya ve omuz vermeye ça¤›r›yoruz” denildikten sonra“Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!”, “YÖK-polis-medya, bu abluka da¤›t›lacak!”, “Eflit, paras›z, bilimsel,anadilde e¤itim!”. “YÖK kalkacak, polis gidecek,üniversiteler bizimle özgürleflecek!” sloganlar› ile eylemson buldu.

‹stanbul Ekim Gençli¤

Ekim

Gençli¤i

14

‹‹ssttaannbbuull’’ddaa kkaammppaannyyaann››nn bbaass››nn aaçç››kkllaammaass››::

ÜÜnniivveerrssiitteelleerriimmiizzii ççeetteelleerree vveettüüccccaarrllaarraa tteesslliimm eettmmeeyyeeccee¤¤iizz!!

‹‹ssttaannbbuull kkaammppaannyyaaççaall››flflmmaallaarr››nnddaann......

Bas›n aç›klamam›z ile beraber bafllatt›¤›m›z kampanya çal›flmas›n›üniversitelerimizde etkin bir biçimde hayata geçirmeye çal›fl›yoruz. fiu anakadar ‹Ü Edebiyat Fakültesi, Fen Fakültesi, Merkez Kampüs ve Avc›larKampüsü ile YTÜ Davutpafla Kampüsü’nde ve Befliktafl Kampüsü’ndeyüzlerce ö¤renci ile birebir anket ve referandum yapt›k.

Yine tüm bu kampüslerde “Üniversiteleri çetelere ve tüccarlara teslimetmeyece¤iz! YÖK’e ticari e¤itime ve faflist sald›rganl›¤a karfl›üniversitelerimizi savunaca¤›z!” ve “Faflizme ve flovenizme karfl› Yaflas›nhalklar›n kardeflli¤i” fliarl› Ekim Gençli¤i kampanya afifllerinden yüzlercesiniyayg›n bir biçimde kulland›k. Kampanya bildirisinden binlercesiniüniversitelerimizde yayg›n bir biçimde da¤›tt›k.

Taksim Meydan›’nda önlüklerimizle yayg›n bir dergi sat›fl› ve bildirida¤›t›m› gerçeklefltirdik.

Üniversitelerimizde standlar açarak kampanya çal›flmam›z›n duyurusunuyapmaktay›z.

Kampanya çal›flmalar›m›z› yerellerde gerçeklefltirece¤imiz etkinliklerlesonland›rmay› hedeflemekteyiz.

‹stanbul Ekim Gençli¤i

Page 15: EG 87. sayı

‹‹zzmmiirr EEkkiimm GGeennççllii¤¤ii’’nnddeenn bbaass››nn aaçç››kkllaammaass››::

ÜÜnniivveerrssiitteelleerriimmiizzii ttiiccaarrii ee¤¤iittiimmee vvee ffaaflfliisstt ssaalldd››rr››llaarraa kkaarrflfl›› ssaavvuunnaaccaa¤¤››zz!!

Ekim Gençli¤i’nin merkezi olarak bafllatt›¤› kampanyaya biz de ‹zmir’den bir ses verdik. ‹zmir Ekim Gençli¤i olarak 1 EkimCumartesi günü “Üniversitelerimizi çetelere ve tüccarlara teslim etmeyece¤iz!” kampanyas› bünyesinde Bornova Metro önündebir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. 20 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda üniversitelerimizi faflist sald›r›lara ve ticari e¤itimekarfl› savunaca¤›m›z› ifade ettik ve gençli¤i mücadeleye ça¤›rd›k. “Üniversitelerimizi çetelere ve tüccarlara teslim etmeyelim!”pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde “Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Faflizme karfl› omuz omuza!”, “Sermayedefol, üniversiteler bizimdir!”, “Gençlik gelecek gelecek sosyalizim!” sloganlar› at›ld›.

‹zmir Ekim Gençli¤i olarak kampanya bünyesinde önümüze iki haftal›k bir program koyduk. Konuyla ilgili elimize geçenmerkezi materyallerin kullan›m›n›n yan› s›ra fakültelerin önlerine açaca¤›m›z tepki sand›klar›yla ö¤rencilerin düflüncelerinialaca¤›z. Ayd›nlatma çal›flmas›n›n bir parças› olarak anket çal›flmas› yapaca¤›z. ‹ki hafta sürdürece¤imiz bu çal›flmalar›nsonunda Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde bir dayan›flma etkinli¤i gerçeklefltirece¤iz. Etkinlik s›ras›nda yap›lananketlerin sonucu aç›klanacak ve tepki kutular›na at›lan yaz›lar etkinli¤e kat›lan ö¤rencilerle paylafl›lacak.

Bu kampanya ile faflist sald›r›lara ve ticari e¤itime karfl› birleflik bir mücadele hatt› örmenin önününü açmay› hedefliyoruz.Geçti¤imiz dönem yaflanan linç giriflimleri, faflist sald›r›lar, üniversite önlerinde solcu ö¤rencilerin b›çaklanmas› gibi olaylargöstermektedir ki, gençlik birleflik bir mücadeleye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktad›r.

Birleflik devrimci bir gençlik hareketi için ileri!

‹zmir Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

15

AAddaannaa’’ddaa kkaammppaannyyaa eeyylleemmii::

YYÖÖKK’’ee,, ttiiccaarrii ee¤¤iittiimmee,, ffaaflfliisstt ssaalldd››rrggaannll››¤¤aakkaarrflfl›› üünniivveerrssiitteelleerriimmiizzii ssaavvuunnaaccaa¤¤››zz!!

Üniversitelerin aç›lmas›yla beraber merkezi olarak yürüttü¤ümüz “Üniversitelerimizi çetelere ve tüccarlara teslimetmeyece¤iz!” fliarl› kampanyam›z›n çal›flmalar›na, Çukurova Üniversitesi Ekim Gençli¤i olarak 1 Ekim Cumartesi günü‹nönü Park›’nda yapt›¤›m›z bas›n aç›klamas› ile bafllad›k. Al›nteri ve Partizan’›n da destek verdi¤i bas›n aç›klamas›nda,“YÖK’e, ticari e¤itime, faflist sald›r›lara karfl› üniversitemizi savunaca¤›z/Ekim Gençli¤i” pankart› ile kampanyaafifllerimizden yapt›¤›m›z dövizlerimizi açt›k. Bas›n metninde flunlara de¤indik:

“Okullar›m›z›n iflletme, bizlerin müflteri, e¤itimin de al›n›p sat›labilen bir meta haline getirmek için u¤raflan YÖKdüzeninin temsilcileri bizlere paran varsa oku diyorlar. Üniversiteyi bitirdi¤imizde ise bizleri diplomal› iflsizlik, sözleflmelimemurluk bekliyor. Geçen y›l üniversitelerde yaflanan faflist sald›r›lar bu y›l da birçok üniversitede bizleri bask› alt›na alma,y›ld›rma ve sindirme araçlar›ndan birisi olacak. Sistem taraf›ndan estirilen floven histeri dalgas› toplumun bir çat›flmaortam›na sürüklenmek istendi¤ini gösteriyor. Toplumdaki muhalif kesimleri sindirmeye çal›flan sistem bu yöntemleözellefltirmelerini ve sald›r› yasalar›n› herhangi bir karfl› durufl olmadan uyguluyor. Bu sald›r›lar karfl›s›nda biz bugünekadar geri ad›m atmad›k, bundan sonra da atmayaca¤›z. Üniversitelerimizin ticarilefltirilmesine izin vermeyece¤iz.Üniversitelerimize yönelen faflist çeteler karfl›s›nda y›lmayaca¤›z ve üniversitelerimizi onlara b›rakmayaca¤›z. Tüccarlarave çetelere karfl› üniversitelerimizi savunaca¤›z.”

Eylemde s›k s›k “Eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim!”, “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!”, “Yaflas›n halklar›nkardeflli¤i!” sloganlar›n› hayk›rd›k.

Ekim Gençli¤i/Çukurova Üniversitesi

Page 16: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

16

MMeerrhhaabbaa,,üünniivveerrssiitteeyyeehhooflfl ggeellddiinn!!

Oldukça uzun ve yorucu bir dönemin ard›ndanüniversite ö¤rencisi olma ayr›cal›¤›na kavufltun. Testkitaplar›nda bir sorudan di¤erine geçerken hayal kurmanaizin verilmiflti ve sen k›sa metrajl› hayallerinde hepüniversite ö¤rencisi kimli¤inin hayalini kurdun. Günlercesüren test maratonu, zamanla yar›flmalar, dershaneleresaç›lan paralar, gerginlikler ve hayat›n› belirleyen bir üçsaatten sonra baflard›n! Buradas›n. Buraya gelebilmeninbedeli a¤›r oldu belki senin için; parayla ölçülemeyecekkadar, zaman kadar de¤erli bir fleyler kaybettin. Amabaflard›n. En yak›n arkadafl›nla yar›flt›r›ld›n ve senkazand›n...

Hofl geldin!Üniversiteye haz›rland›¤›n o çok uzun y›llar boyunca

yaflam›n karfl›na ç›kard›¤› her çeliflkiyi üniversiteyehavale etmek ö¤retildi sana. Üniversiteli olmak duygusal,sosyal, hatta kültürel tüm sorunlar›n› çözecekti. Her soruçözüflünde bir ad›m daha yaklaflt›¤›n ve seniözgürlefltirece¤ine inand›¤›n bir üniversite kap›s› oldu¤uinanc›yla dayand›n, dayand›n, dayand›n ve flimdiburadas›n…

Lise y›llar›na kadar seninle ilgili tüm kararlar› ailebüyüklerin vermiflti zaten. Lise 1’de dört seçenekaras›ndan alan seçtin, lise sonda her ÖSS denemesinde venihayet gerçek ÖSS’de 5 fl›ktan birini seçtin. ÖSSaç›kland›, puan›na göre asl›nda ismi ve binas› d›fl›ndabirbirinden çok da farkl› olmayan onlarca üniversitearas›ndan birini seçtin. Yaflam›ndaki üç büyük seçim dezincirleme olarak birbirine ba¤l› asl›nda. Ancak sana“tercih” olarak sunulanlar›n hiçbirinde sen içerikbelirlemedin. Yapt›¤›n salt ad›n› koymaktan ibaretti.“Türkçe matematik”, “kimya bölümü”, “bilgisayarmühendisli¤i”....

Bugün üniversitelisin ve üniversiteyi tan›mayabafllad›¤›n zaman, birkaç hafta içerisinde seni yeni veönemli bir tercih bekleyecek. Sen üniversiteye girmekiçin ter dökerken sana umut pazarlayanlar›n anlatt›klar›hikayelerle ö¤rencisi oldu¤un yerin hiçbir ilgisi yok.Kap›lar›nda kimlik kontrolleri olan, içinde kameralar›nseni gözetledi¤i, bilimsel e¤itimin art›k bir ihtiyaçolmaktan ç›kt›¤›, ticarethaneyi and›ran bir yer buras›. ‹fltetercih önüne dikiliyor:

“Ya buldu¤unla yetineceksin, ya da de¤ifltirmek içinmücadele edeceksin!”

Karfl›na ç›km›fl olan bu yeni tercihin senin için özel biryan› olmal›. Çünkü ilk defa yapt›¤›n bir tercih do¤rudanyaflam›n› belirleyecek. Öncesinde anlat›lan masallar› b›rakart›k bir kenara. ÖSS tercihi yaflam›n› belirlememiflti,ÖSS’yi kazanmak kimsenin hayat›n› de¤ifltirmiyor,diplomal› ya da diplomas›z, iflsizlik iflsizliktir. fiimdiyapaca¤›n tercih daha büyük: “Onurlu yaflamak ya dasistem karfl›s›nda çözülmek!” Seçenekler bundan ibaret…

Tekrar hofl geldin!fiimdi koridorda yürüyorsun, gözlerinde yaflam›nda

yeni bir dönemin bafllad›¤›na duyulan inanc›n yaratt›¤›coflkuyla… Etraf›na bak›yorsun. Duvarlara, insanlara,s›n›flar›n kap›lar›na… Dur ve sor kendine, sen de¤ifltinmi? E¤er de¤iflmedinse, yaflam›nda yeni bir dönemibafllatan ne? ‹nsan›n sürekli gidip gelece¤i mekande¤iflebilir, ancak kafas›n›n içi de¤iflmediyse de¤iflenduvar boyas› ve koridorun uzunlu¤undan ibarettir ço¤ukez.

Duvar›n ard›ndakini görmeye çal›flman gerekmiyor.‹nsanlar›n düflüncelerini okuman da. Duvara bir fley as›l›,görüyor musun? O as›l› olan fleyin önünde durup okumakya da geçip gitmek senin tercihin. Sonradanvazgeçebilece¤in, de¤ifltirebilece¤in bir tercih ama birsüre için yaflam›n› belirleyecek. Duvara as›l› olan fleyioku, sana sesleniyor:

“Merhaba,Üniversiteye hofl geldin!

fiimdi seni bizimle beraber gelece¤ine sahip ç›kmayaça¤›r›yoruz. ÖSS için tüketti¤in zaman› ve harcad›¤›neme¤i istiyoruz sadece. Hem bireysel bir amac›m›z yok.Bizler üniversiteleri özgürlefltirmek istiyoruz!”

Page 17: EG 87. sayı

Üniversitelerin kay›tlar›n›n bafllad›¤› günlerdeEmniyet Genel Müdürlü¤ü Terörle Mücadele ve HarekatDairesi de çal›flmalar›na bafllad›. Ülkenin çok çeflitliüniversitesinde binlerce broflür da¤›tarak, hemüniversiteye yeni bafllayan gençleri “terör örgütlerine”karfl› uyard›, hem de hakim polis alg›s›n›sempatiklefltirmeye çal›flt›.

Bu sene Emniyet taraf›ndan iki ayr› içerikte broflürda¤›t›ld›. Birincisi “yaln›zlaflma ve yabanc›laflma”bafll›kl› olup, gençlere “sosyal çevre aray›fl›ndan dolay›örgütlenmemelerini” ö¤ütlüyor, di¤erinde ise “nefretinde¤il, sevginin temsilcisi olun” diyerek, siyasal gençlikgruplar›n›n yürüttükleri faaliyetlerin kayna¤›n›nsevgisizlik oldu¤una dair dolayl› bir imada bulunuluyor.

Emniyet Müdürlü¤ü’nün çevik kuvvete bildirida¤›tt›racak kadar önemsedi¤i bu konu, düzenin gençli¤indinamizminden ve mücadele gelene¤inden duydu¤ukorkuyu aç›kça yans›t›yor.

Sorun üniversiteye yabanc› olmak de¤il, topluma yabanc›laflmak

‹lk broflürde özel olarak vurgulanan “yabanc›laflma veyaln›zl›k” yerinde yap›lm›fl, do¤ru bir tespit. Bugününgençli¤inin büyük ço¤unlu¤u gerçekten kendini yaln›zhissediyor. Bu yaln›zl›k kalabal›klar›n içinde, amfilerdeya da herhangi bir tür sosyal ortamda giderilebilen türdenbir yaln›zl›k de¤il.

Yaflam›n› birey olarak infla etmenin yaratt›¤› buyaln›zl›k hissi, üniversiteyi yeni kazanm›fl olmaktan veyakoskoca fakültede tek bir kifliyi tan›m›yor olmaktan

kaynaklanm›yor. Aksine güvensizlik ve üretimsizlik gibiiki ayr› bafll›ktan besleniyor.

Yaln›zl›k gençleri gittikçe paylaflmaktanuzaklaflt›r›yor. Paylaflmak karfl›l›kl› bir al›flverifltir. Bununolmad›¤› yerde zamanla yaln›zlaflan insan yabanc›lafl›yor.Yabanc›laflma kendini kay›ts›zl›k olarak d›fla vuruyor.Önce dünyaya, sonra yaflad›¤› ülkeye, zamanla ailesineve hatta do¤rudan kendi yaflant›s›n› ilgilendiren sorunlarabile yabanc›lafl›yor insan.

Liseden yeni gelen ve yaln›zl›k/yabanc›laflmasorunlar›n› ÖSS’ye haz›rl›k devresinde yo¤un bir biçimdeyaflam›fl olan bir genç için üniversite, Emniyet’in detespit etti¤i gibi, bunu aflmaya dönük bir imkan oluyor.Bu imkan› yaratan, üniversite yönetimi ve onlar›nyaratt›¤› sosyal-kültürel alanlar de¤il. Aksine broflürde“terörist” olarak lanetlenen gençlik gruplar›n›ninsanlardaki bu yaln›zlaflma ve yabanc›laflmay› k›rmayolunda harcad›¤› özel çaba oluyor.

Emniyet’in broflüründe tümüyle do¤allaflt›r›lmayaçal›fl›lan “yaln›zl›k ve yabanc›laflma” gençlercephesinden çaba harcanarak üstesinden gelinmesigereken bir fley de¤il de, sanki ergenlik ça¤›n›n biruzant›s›, kendili¤inden afl›lacak bir süreç gibi anlat›l›yor.Oysa Emniyet için bu denli do¤al olan yaln›zl›k veyabanc›laflma ancak yaflam›n bireysel adac›klarabölündü¤ü toplumlarda do¤al kabul edilebilir ve yineaç›kt›r ki bu toplumlarda çaba harcanmad›kça yaln›z veyabanc› olma durumunun afl›labilme flans› yoktur. Kifliyaln›z ve yabanc› olma durumunu aflt›¤›nda ne olacakt›r?Daha do¤ru bir ifadeyle Emniyet neden bu konununüzerinde durmaktad›r? Yan›t aç›kt›r. Yaln›zl›k ve

Ekim

Gençli¤i

17

EEmmnniiyyeett MMüüddüürrllüü¤¤üü’’nnddeenn ggeennççllii¤¤ee hhiittaabbee......

GGeennççllii¤¤iinn ddeevvrriimmcciilleeflflmmeessiinnddeenndduuyyuullaann bbüüyyüükk kkoorrkkuu!!

Page 18: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

18

yabanc›laflmay› aflan her ad›m›n ç›kaca¤› yer fark›ndal›kolacakt›r.

Bu yüzden sorun genç bir insan›n üniversiteye yabanc›olmas› de¤ildir, aksine toplumsal sorunlara ve hatta kendisorunlar›na yabanc› olmas›d›r. Siyasal gençlik gruplar›insanlar›n sorunlara karfl› duyarl› olmalar›n› ve mücadeleetme bilinci gelifltirmesini sa¤lamaya çal›fl›rlar. Yoksa tektek insanlara psikoterapi yapan, insanlar› kendi sosyalçevresine alarak bafltan yaratan örgütlenmeler de¤ildir.Kifli duyarl›l›k efli¤i ve mücadele bilinci gelifltikçe de¤iflirve art›k yaflam›n›n merkezine kendi sorunlar›n›koymaktan uzaklaflt›¤› yerde, yaln›z ve yabanc› olma ruhhalinden uzaklafl›r.

Emniyet’in broflürü üniversiteye giren gençlerin birde¤iflim yaflayaca¤›n› biliyor, en az›ndan bu ölçüdebilimsel yaklaflabiliyor. ‹flte sözkonusu broflür ile buyaz›n›n ortak hedefi de bu noktada birlefliyor. Onlargençlerin kendi istedikleri biçimde de¤iflmesini istiyor;k›sacas› diledikleri kapitalist düzenle bütünleflmesinigüçlendirmifl bir nesil yaratmak. Bizse de¤iflimi,bireysellikten toplumsall›¤a dönüflmüfl bir bilinç ve bubilinçle paralel bir hareket etme yetene¤i olarakadland›r›yoruz. Bu yüzden onlar›n de¤iflim olaraktan›mlad›¤› yerinde saymak ve kapitalizmin her geçengün artan tahribat›na göz yummak, bizimki ise mücadeleiçinde de¤iflmek ve yaflam› de¤ifltirmek için mücadeleetmek.

Sorun sevmek de¤il, sevdi¤i için mücadele etmek!

‹kinci broflür daha pervas›z davranarak, üniversitelerdey›llard›r süren devrimci mücadeleyi, üniversiteö¤rencilerinin hakl› ve meflru talepleri için alanlar›doldurmas›n›, devrim ve sosyalizm özlemini“sevgisizlik” olarak ifade ediyor. Y›llard›r bedellerödeyen yüzlerce genç insan, sanki bu bedelleri ödememiflgibi.

Devrim mücadelesi dar alg›land›¤›nda bir gelecekmücadelesidir. Ancak toplumsal yaflamdaki toplamde¤iflim olmadan farkl›laflmas› imkans›z olan bir gelecekiçin mücadele etti¤inde kifli, ister istemez kendi d›fl›ndamilyonlar için de mücadele etmifl olur. Milyonlar›n dahaiyi bir yaflam yaflayabilmesi için mücadele eden ve bu

mücadele içerisinde onlarca bedel ödemeyi göze alanlara”sevgisiz” demekse herhalde ancak eli kanl› katillerinyapabilece¤i bir ifltir.

2000 y›l›nda silahlar›n› havaya kald›r›p “iflte buras›hain yuvas›” diye ‹stanbul Üniversitesi’ni iflaret edendüzenin kollu¤u mu sevgi dolu? Yoksa onlar de¤il miydieylemlerde “sald›r›n” emrinden sonra kendindengeçercesine cop savuran, onlar de¤il miydi yafll›-gençay›rmadan dövebilmeyi bir “hak” ve uygulanmas› gerekenbir “görev” olarak tan›mlayan!

‹kinci broflürün temel mant›¤› bu iflte. Yaz okullar›n›nparal›laflt›r›lmas›na karfl› ç›kan bir ö¤renci terörist venefret dolu kabul ediliyor. Ya da formasyon hakk›n›n gaspedilmesine karfl› dilekçeye imza atan terörist, dilekçetoplayan ele bafl› oluyor, ikisinin ortak özelli¤i ise nefretdolu olmalar› herhalde!

Bütün bu yaz›lanlar aç›k ki saçmal›klardan ibaret.Devrimci gençlerin nefret ettikleri iki fley var, çürümüfl vekokuflmufl düzen ve bu düzenin uflakl›¤›n› yapanlar. E¤eronlar›n gözünde devrimci gençleri nefret dolu k›lan, bugençlerin düzenden duyduklar› tiksintiyse, temsilcisiolunmas›n› söyledikleri sevgi, düzen sevgisi olur. ‹flte buimkans›z!

Zor olan sevmek de¤ildir. Bir a¤ac›, kuflu, do¤ay›,hatta bir insan› sevebilirsiniz. Ancak hem duydu¤unuzsevginin size yaflama sevinci vermesi hem de sevdi¤inizingözünde gerçekçi bir flekle bürünmesi aç›k ki bu sevgi

için ne kadar mücadeleetti¤inizle anlamlan›r.

Page 19: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

19

Bugünün Türkiye’sinde yüzyüze kal›nan her sorun,gündeme gelen her problem ve bunlarla beraber yaflanan hertürlü “ilerleme”, AB ile sürdürülen iliflkiler ve AB taraf›ndandayat›lan olmazsa olmaz “demokrasi, insan haklar› ve geliflmiflekonomik düzey” kriterleri ile beraber ele al›nmaktad›r. Bunungeçerlilik pay› elbette vard›r. Dünya ölçe¤indeki emperyalisthegemonya savafl›n›n ortas›nda kalm›fl, emperyalizme heryönüyle göbekten ba¤lanm›fl Türkiye gibi bir ülkede hiçbirsorun, iktisadi-sosyal veya ekonomik olsun, bu kölelikiliflkilerinden veya bunun tekelci kapitalizm/emperyalizmsistemi içerisinde tuttu¤u yerden ar›nd›r›lmaya çal›fl›larak eleal›namaz.

Ancak var olan süreç içerisinde AB üzerindenflekillendirilmeye çal›fl›lan ve sermaye düzeni ile sol ad›naburjuva liberal ve milliyetçi ak›mlar taraf›ndan dillendirilen hertür tart›flma, bizim söylediklerimizin aksine, emperyalist kölelikiliflkilerinin üzerini örterek iflçi ve emekçi kitlelerinindüflüncelerini buland›rmak, onlar› tekrar düzene s›k› s›k›yaba¤lamak amac›yla kullan›lmaktad›r. Yani sorunun s›n›fsal özüve gerçek karakteri atlanarak tart›flmalar oldukça dar bir politikalana çekilmek istenmektedir. 40 y›l› aflk›n bir süredir Avrupamaceras›n› sürdüren Türkiye’nin son birkaç y›ld›r içindebulundu¤u durumda bu sorunlar kendini daha yak›c› birflekilde hissettirmektedir.

17 Aral›k’tan 3 Ekim’e...

1 Ocak ‘96 tarihinde Gümrük Birli¤i Antlaflmas›’n›n Türkiyeile imzalan›p yürürlü¤e girmesinden sonra AB, ‘99 y›l›ndakiHelsinki Zirvesinde Türkiye’ye baz› flartlar çerçevesinde “adayüyelik” statüsü verdi. Türkiye o günden sonra “uyumpaketleri”yle u¤raflmaya bafllad›. Ardarda ç›kar›lan paketlersonras›nda, ‘04 y›l›n›n 17 Aral›k’›nda AB, yine belli koflullar›yerine getirmesi kofluluyla Türkiye’ye 3 Ekim ‘05’temüzakerelere bafllan›lmas› için gün verdi¤ini aç›klad›.

17 Aral›k’tan bugüne on aya yak›n bir süreç geçti. Busüreç içerisinde “uyum paketleri” bir bir aç›lmaya devam etti.

Süreci hem AB hem de Türkiye dahil di¤er aday ülkelerdeh›zland›ran geliflmelerin bafl›nda, May›s sonu ve Haziranbafl›nda Fransa ve Hollanda’da yap›lan AB Anayasas›referandumlar› gelmektedir. Neo-liberal politikalar› formüleeden bu anayasan›n reddedilmesi AB’yi belli oranlardas›k›nt›ya soksa da, bu herfleyin sonu anlam›na gelmemektedir.Bu süreçten sonra AB Anayasas› di¤er ülkelerde oylanmayadevam etmifltir. Ancak “hay›r”›n yol açt›¤› en önemli sonuç, 16-17 Haziran’da yap›lan Avrupa Konseyi Devlet ve HükümetBaflkanlar› görüflmesinde önceden gündem maddesi olarakkonulan geniflleme sürecinin gündem maddesi olmaktanç›kar›lmas›d›r. Görüflmede aday ülkeler ile gerçeklefltirilecekgenifllemeden evvel var olan statüko içinde AB içi sermayebütünleflmesinin önündeki engellerin kald›r›lmas› gereklili¤ivurgulanm›flt›r. Türkiye için dile getirilen “en az 2014 y›l› civar›tam üyelik” ise bu geliflmelerle paralellik göstermektedir.

Süreci h›zland›ran bir di¤er konu ise K›br›s üzerineyaflanan geliflmeler oldu. 17 Aral›k’ta Türkiye ek protokolüimzalayaca¤›n› taahhüt etmiflti. Ek protokol 29 Temmuz günüTürkiye taraf›ndan imzaland›. Bu imza ile içinde K›br›sCumhuriyeti’nin de bulundu¤u yeni üye ülkelerin sermayesinekap›s›n› ard›na kadar açan Türkiye, K›br›s Rum Kesimi’ni defiilen tan›m›fl olmaktad›r. Tabii kendince içeriden gelecek“K›br›s’› satt›n” tepkilerinin önüne geçmek için AKP hükümetiayn› anda Türkiye ad›na bir deklarasyon yay›nlay›p ekprotokolün imzalanmas›n›n K›br›s Cumhuriyeti’ni hiçbir flekildetan›ma anlam›na gelmeyece¤ini ifade etti. Ayr›ca Türkiye herne kadar Gümrük Birli¤i’nin mal ticaretini kapsad›¤›n›, amalimanlar›n kullan›lmas› gibi hizmetleri öngörmedi¤ini söylesede bu, komisyon taraf›ndan kabul görmemektedir. ‹kinci birmu¤lakl›k da bu konuda yaflanmaktad›r.

Bu geliflmelerin ard›ndan “K›br›s Karfl› Deklarasyonu”haz›rl›klar› bafllad› ve 21 Eylül günü toplanan AB DaimiTemsilciler Komitesi (COREPER) haz›rlanan K›br›s Karfl›Deklarasyonu’nu onaylad›. Taslakta K›br›s Cumhuriyeti’ninaç›kça tan›nmas› de¤il, mal ve hizmet ulafl›m›na imkansa¤layacak biçimde limanlar›n Rum gemilerine aç›lmas› ›srarlatalep edilmektedir. Önceleri müzakerelere bafllaman›n önkoflulu olarak ortaya konulan K›br›s Cumhuriyeti’ni tan›masüreci, müzakere süreci ile birlikte diplomatik tan›nmayakayd›r›lm›flt›r, aksi halde müzakerelerin ask›ya al›naca¤›söylenmektedir. Ayr›ca K›br›s sorununun çözümü Annan’a birat›fta bulunulmadan BM çat›s›nda çözülmelidir denilmektedir.AB için K›br›s Cumhuriyeti’nin tan›nmas›ndan çok daha önemlioldu¤unu vurgulad›¤›m›z di¤er bir talep ise, Türkiye’nin ilgilimüktesebat bafll›klar›n› müzakere ederken limanlar›n› K›br›sRum kesimi dahil tüm AB ülkelerine açmas›d›r. Aksi haldemüzakerelerin durdurulaca¤› bir kez daha karfl› deklarasyondavurgulanm›flt›r.

Tüm bunlar›n yan›nda K›br›s Cumhuriyeti de alm›fl oldu¤ututumla AB için as›l önemli olan›n sermayenin önündekiengellerin kalkmas› ve sermayenin bütünleflmesi oldu¤unugözler önüne sermifltir. Öncesinde Türkiye’nin K›br›s’› AB’ninbir üyesi olarak tan›mamas› halinde, K›br›s’›n Türkiye’nin tamüyelik müzakerelerini veto edece¤i aç›klanm›flt›. Ancakard›ndan tan›nma yönündeki ›srarlar yerini ek protokolünimzalanmas›na b›rakt›. Ekonomik bütünleflme önceliklioldu¤undan Türkiye taraf›ndan tan›nma yerine, ek protokolünimzalan›p uygulanmas› iste¤i daha a¤›r basmaktad›r.

K›br›s y›llard›r Türkiye-Yunanistan aras› k›s›r çekiflmeleresahne olmufltur. Bunun gerisinde emperyalistler aras›hegemonya mücadelesinin rolü oldukça büyüktür. ABemperyalistleri için K›br›s ne kadar önemli ise, ABDemperyalizmi için de öyledir. AB’nin K›br›s üzerindentasarlad›klar›n›n yan›nda ABD için de K›br›s Ortado¤u’ya veAkdeniz’e aç›labilece¤i bir üs konumundad›r. ABD, Türkiye veonun KKTC üzerindeki denetiminden yararlanarak K›br›s’›ntümünde konumunu uzun vadede güçlendirmek istemektedir.Geçen sene adada oylanan Annan Plan›’n›n gerisinde de

1177 AArraall››kk’’ttaann 33 EEkkiimm’’ee......

AABB vvee AAvvrruuppaa sseerrüüvveenniinniinnhhiiçç bbiittmmeeyyeenn ddöönneemmeeççlleerrii

Page 20: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

20

esas›nda ABD vard›. Türkiye’nin plana onay vermesiningerisinde ABD politikalar› do¤rultusunda hareket etme e¤ilimikadar, AB eksenli uluslararas› iliflkilerde K›br›s yükünden dekurtularak daha genifl hareket edebilme olana¤› bulmakistemesi yatmaktad›r.

Bir kez daha çok aç›k ve net bir biçimde gözler önüneserildi¤i gibi, K›br›s üzerinde yaflanan geliflmelerde iki taraf›nhalklar›n›n özgür iradesi de¤il, k›s›r emperyalist çekiflmeler vehesaplaflmalar belirleyici olmaktad›r.

Çerçeve belge ve 3 Ekim

3 Ekim ve öncesinde tart›flmalar›n dü¤üm noktas›n›“Müzakere Çerçeve Belgesi” oluflturmaktayd›. Buna göre AB,Türkiye’nin AB’ye üye ülkelerin OECD ve NATO gibiuluslararas› kurumlara üyeli¤ine engel olmamas›n› talepediyor. Ayr›ca belgede “yeni üyeleri hazmetme kapasitesine”de yer veriliyor ve Türkiye’nin ancak Avrupa Birli¤i kurumlar›yeniden yap›land›ktan sonra üye olabilece¤i belirtiliyor.Bunlar›n yan›nda müzakere çerçeve belgesinde Türkiye’nin ekprotokolden do¤an yükümlülüklerinin de mutlaka hayatageçirilmesi gerekti¤i ›srarla vurgulan›yor, bilhassa limanlarkonusunun alt› bir kez daha çiziliyor. AB, sermayeninönündeki engellerin bir an önce kald›r›lmas› gerekti¤ine herf›rsatta vurgu yap›yor.

Müzakerelerin ucunun aç›k oldu¤unu da her f›rsatta dilegetiren AB, belge ile bu sürecin sonunda TC vatandafllar›n›nserbest dolafl›m› ile tar›m politikalar›nda kal›c› k›s›tlamalargetirilebilece¤ini ifade ediyor. Bir baflka deyiflle Türkiye,Avrupa Birli¤i’ne tam üye oldu¤unda bile, TC vatandafllar›n›nturistik seyahatlerde dahi vize almadan Avrupa Birli¤i ülkeleriniziyaret etmeleri olanaks›z olacak. Bu da sermaye cephesinin

kitleleri uyutup içine sokmaya çal›flt›¤› Avruparüyas›n›n gerçekli¤ini görebilmek için en somutgöstergelerden birisidir.

Çerçeve belge 3 Ekim’de, üstte bahsedilen temelbafll›klarda öze iliflkin bir de¤ifliklik yaflanmadan kabuledilmifl oldu. 3 Ekim öncesinde Avusturya hükümetiçerçeve belgede Türkiye için “imtiyazl› ortakl›k”ifadesinin yer almas›nda ›srar ediyordu ki bu Türkiyeaç›s›ndan kabul edilmesi olanaks›z bir öneriydi. Zirasermaye devletinin ülkenin tüm birikimini koflulsuzcaAB sermayesine açmas›, bu süreç içerisinde tekelcisermayenin Avrupa sermayesi ile yeni düzeydebütünleflmesini de sa¤lamal›yd›. Üyelik aç›s›ndanböyle bir k›s›tlama, kitleleri AB umudu ile uyuflturmaimkanlar›n› da sermaye devletinin elinden henüzsürecin bafl›nda alm›fl olacakt›. Bu iki taraf›n da iflinegelmedi¤i için çerçeve belgeden ç›kar›lm›fl oldu.

3 Ekim’de bafllayacak süreç iflçi s›n›f› veemekçilerin ekonomik ve sosyal y›k›m›n› daha daderinlefltirecek. Sosyal hak gasplar› geniflleyerekdevam edecek. Çal›flma hayat›n›n genelinde esneklikhakim hale gelecek. Sosyal güvenlik sistemi tümüyleyokedilecek. E¤itim ve sa¤l›k hizmetleri bir bütünolarak paral› hale getirilecek, özellefltirme h›zlanarakdevam edecek...

Müzakere sürecinin demokratik haklar›, ulusal hakve özgürlükleri geniflletece¤i yaklafl›m› sadece burjuvaliberallerini kapsam›yor. Sosyal reformizmin politikplatformundan beslenen liberal sol çevreler de benzergörüflleri savunuyorlar. Ehven-i fler mant›¤›yla ABDkarfl›s›nda AB alternatifine sar›l›yorlar. AB’yi biruygarl›k projesi olarak tan›ml›yor, “eme¤in Avrupa’s›”argüman› ile meflrulaflt›r›yorlar. Ancak tüm bunlar

olurken, AB’li ya da AB’siz, demokrasinin s›n›rlar›n› gösterenyarg›s›z infazlar, devrimcilere yönelik katliamlar, kitleeylemlerine sald›r›lar da sürüyor.

Son dönemde ortaya ç›kan gerçekler, bir di¤er demokratiksorun olan Kürt sorununun AB eksenli çözümünün Kürt iflçi veemeçileri aç›s›ndan ne anlama geldi¤ini aç›k bir biçimdeortaya koymufltur. Kürt iflçi ve emekçilerine dayat›lan tümüylebir teslimiyettir. Karfl›l›¤›nda ise en temel demokratik haklaraç›s›ndan bile elle tutulur bir fley bulunmamaktad›r. ABdemokrasisinin 3 Ekim sonras›nda vaadetti¤i son 6 y›ld›rdevam eden bask›c› ve asimilasyoncu politikalar›ndevam›ndan ibarettir.

“Komünistler AB üyeli¤ine hay›r diyorlar; çünkü, iflçi s›n›f›aç›s›ndan gerçek kurtuluflun ve ba¤›ms›zl›¤›n ancakemperyalist-kapitalist iliflkiler sisteminin d›fl›na ç›karakmümkün oldu¤unu düflünüyorlar. Türkiye’nin devrimcigelece¤inin sosyalizmde oldu¤unu savunan komünistler, tümdikkatlerini ve çabalar›n› ‘Ba¤›ms›z-sosyalist Türkiye’ stratejikhedefi üzerinde topluyorlar.

Bu stratejik hedefe ba¤l› olarak güncel bazda komünistler;‘AB üzerine, onun demokrasi ve refah getirece¤ine dair

dayanaks›z hayallerin içyüzünü sergilemenin yan›s›ra,iflbirlikçi burjuvazinin Türkiye emekçilerini emperyalizminstratejileri do¤rultusunda bölge halklar›na karfl› maceraya vesavafla sürükleyen d›fl politikas›na karfl› da sistematik birmücadele yürütürler. Bu politikaya karfl› kitlelerin devrimcianti-emperyalist eylemini gelifltirmeye çal›fl›rlar.’” (EmperyalistStratejilerin K›skac›ndaki Türkiye, TK‹P Merkez Yay›n Organ›Ekim’in Aral›k ‘99 tarihli baflyaz›s›ndan...)

Page 21: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

21

“AB kap›s›nda” demokrasi ve insan haklar›n›n “geliflti¤i”söylenen Türkiye’de son birkaç ayda yaflanan geliflmelerinyönüne k›saca bakal›m.

May›s ay›nda Bo¤aziçi Üniversitesi’nde yap›lmas›planlanan “Ermeni Konferans›” Adalet Bakan›’n›nmüdahalesiyle ertelendi. E¤itim Sen hakk›nda kapatma davas›aç›ld›. Devlet operasyonlar›nda öldürülen PKK/HPG’ligerillalar›n Diyarbak›r ve Van’daki cenazelerine devlet sald›rd›ve cenazeye kat›lan halk›n üzerine kurflunlar s›k›ld›. MercanVadisi’nde 17 MKP’li devlet taraf›ndan vahflice katledildi.Ard›ndan olayla ilgili çeflitli yerellerde bas›n aç›klamas› yapankiflilerin evleri bas›larak gözalt› ve tutuklamalar gerçeklefltirildi.Adalet Bakanl›¤› önünde, elleri kelepçeli ve aya¤›ndanvurulmufl olmas›na ra¤men Eyüp Beyaz adl› devrimcikafas›na kurflun s›k›larak katledildi.

Tüm bu süreçte özellikle Genelkurmay taraf›ndan k›flk›rt›c›birçok aç›klama yap›ld› ve ard›ndan Genelkurmay taraf›ndanyetki art›r›m› talep edildi. “Terörle Mücadele Yasas›”nda (TMY)geniflletilmeye gidilmesine karar verildi. Baflta Tekirda¤ F Tipiolmak üzere cezaevlerine yönelik bask› ve sald›r›lar art›r›ld›,tecrit a¤›rlaflt›r›ld›. Hava limanlar›, Telekom, Tüprafl özelleflti...

AB’nin Türkiye’ye getirdi¤i ve getirece¤i demokrasi ancakbudur. Reformlar ile iflçi ve emekçilerin ellerindeki haklar dahada törpülenecek, sermayeye önemli ya¤ma alanlar›aç›lacakt›r. Sosyal güvenlik reformu, sa¤l›¤›n özelleflmesisermayenin ifltah›n› kabartan bir kâr alan›d›r.

AB demokrasisi nereye kadar?

Türkiye’ye nazaran Avrupa Birli¤i ülkelerinde burjuvademokrasisinin s›n›rlar›n›n daha genifl oldu¤u bir gerçekliktir.Ancak bunlar›n hiçbiri burjuvazi taraf›ndan iflçi ve emekçikitlelere lütfedilmemifltir. Tüm bu kazan›mlar zorlu s›n›fmücadeleleri ve ödenen bedeller karfl›l›¤›nda egemens›n›flardan sökülerek al›nm›flt›r. Ancak bunlar›n hiçbiri kal›c›de¤ildir. Burjuvazi buldu¤u ilk f›rsatta tüm haklar›törpüleyecek, olanakl›ysa tümden geri almaya çal›flacakt›r.Her zaman Türkiyeli iflçi ve emekçileri uyutmada kullan›lanAvrupa demokrasisinin de varaca¤› yer buras›d›r. Egemenburjuvazi kapitalist y›k›m politikalar›n› Avrupal› iflçi veemekçilere yönelik olarak da uygulamakta, kazan›lm›fl haklar›gasp etmektedir. Uluslararas› Hür SendikalarKonfederasyonu’nun (ICFTU) 2004 Ekim’inde haz›rlad›¤›AB’de çal›flma standartlar› ve sendikal politikalar› içerenraporu baz› gerçekleri ortaya koymaktad›r: Baz› çarp›c›bölümler flöyle:

“Birli¤e yeni kat›lan ülkelerin hemen tümünde örgütlenmeve grev hakk›n›n yo¤un biçimde engellendi¤i ortayakonulmufltur. Di¤er ülkelerde de gerekli yasal düzenlemelerinvar olmas›na karfl›l›k, uygulamada örgütlenme ve grevhakk›n›n kullan›m› konusunda ciddi engellemeler oldu¤u

belirlenmifltir. Tüm üye ülkelerde cinsiyet ayr›mc›l›¤› yap›ld›¤›,kad›nlar›n ücretlerinin ayn› ifli yapan erkeklerden yüzde 30dolay›nda daha düflük oldu¤u belirtilmektedir. Çocuklar›n çokküçük yafllardan itibaren, çöp toplay›c›l›¤›, ayakkab›boyac›l›¤›, sat›c›l›k, trafik ›fl›klar›nda cam y›kama, dilencilik vefahiflelik alanlar›nda yo¤un biçimde kullan›ld›klar› tespitedilmektedir. Ayr›ca, tekstil ve ayakkab›c›l›k gibi sanayikollar›nda da çocuk eme¤i kullan›lmaktad›r. Birçok Avrupaülkesinde mahkûmlar, özel flirketler için asgari ücretin çokalt›nda sigortas›z olarak çal›flmaya zorlanmaktad›r.” (AB’deÇal›flma Standartlar› ve Sosyal Haklar/‹ktisat Dergisi, Ekim2004)

‹flte girifl sürecinde ve girdi¤imizde bizidemokratiklefltirece¤i söylenen AB’nin demokrasisinden baz›kesitler...

AB iflçi ve emekçiler için ekonomik vesosyal y›k›m projesidir

AB, emperyalist bir sermaye ittifak› olarak yaln›zcaAvrupal› emperyalist tekellerin di¤er emperyalist güçlerkarfl›s›ndaki gerici iflbirli¤i de¤il; kapitalist iflleyifl çark›içerisinde iflçi s›n›f› ve emekçilere karfl› yürütülen sald›r›lar›nbir arac› durumundad›r.

Dünya ölçe¤inde kapitalist pazarlara daha fazla hakimolma, emperyalist hegemonyay› yay›p pekifltirme gibikonularda ço¤u zaman ayr›l›klara düflebilen emperyalistler,iflçi ve emekçilere karfl› uygulanacak y›k›m politikalar›sözkonusu oldu¤unda, bu çat›flmalar› bir yana b›rak›p tam biruzlaflmaya girmektedirler. Baflta IMF olmak üzere birçokemperyalist kuruluflun iflçi ve emekçiler üzerindeki y›k›mpolitikalar›n›n gerisinde, ço¤u zaman ç›kar ayr›l›klar›yaflamalar›na ra¤men, ABD ve AB vard›r. Bunun yan›ndaAvrupal› emperyalist tekeller, birlik zemininde iflçi ve emekçilerkarfl›s›nda tam bir uyum ve ortakl›k sa¤layabilmektedirler.

Yaflanan bu geliflmelerle birlikte komünistlerin almas›gereken devrimci s›n›f tutumunun önemi bir kat dahaartmaktad›r:

“Komünistler, AB’ye iliflkin olarak yarat›lan hayallerin ve buyoldaki giriflimlerin karfl›s›na ‘Tekellerin emperyalistAvrupas›’na hay›r!’ anti-emperyalist fliar›yla ve iflçi s›n›f›enternasyonalizmiyle ç›karlar. Türk burjuvazisinin emperyaliststratejilere ba¤lanm›fl sald›rgan ve yay›lmac› d›fl politikas›n›nkarfl›s›na, bölge halklar›n›n en s›k› devrimci birli¤i vedayan›flmas› politikas›yla ç›karlar. Bu do¤rultuda somutgiriflimler örgütlemeye ve iliflkiler gelifltirmeyeçal›fl›rlar.”(Emperyalist Stratejilerin K›skac›ndaki Türkiye/Ekim,Aral›k ‘99)

1177 AArraall››kk’’ttaann 33 EEkkiimm’’ee......

AABB ttiippii ddeemmookkrraassiinniinnss››nn››rrllaarr››

Page 22: EG 87. sayı

“Bir tabu daha y›k›ld›. Ermeni konferans› topland› vek›yamet kopmad›.” Bu cümle, 24 Eylül tarihindegerçeklefltirilen Ermeni Konferans›’na iliflkin burjuva medyayayans›yan bafll›klardan biri... ABD'de yay›mlanan Los AngelesTimes ise konferans haberini, “Türk akademisyenlerin Ermeniolaylar›yla ilgili resmi tarihe meydan okudu¤u 盤›r açan biretkinlik” olarak verdi. Ülke içinde ve uluslararas› bas›ndaErmeni Konferans›, akademik özerklik ve demokrasi içinat›lmas› gereken ve nihayet gerçeklefltirilen önemli bir ad›molarak sunuldu.

Dönüp tart›flman›n ç›kt›¤›, deyim yerindeyse birkonferansla f›rt›nan›n koptu¤u günlere bakal›m. Henüz dahaMay›s ay›nda (tart›flma aylard›r devam ediyordu) Bo¤aziçi,Bilgi ve Sabanc› üniversitelerinin ortak giriflimiyle yap›lmas›planlanan “‹mparatorlu¤un Çöküfl Döneminde Osmanl›Ermenileri” konferans›n›n büyük tart›flmalar sonras›ndaertelenmesi üzerine “özgürlükler”e iliflkin çeflitli polemiklergündeme gelmiflti. Özgürlü¤ün temsilcisi kesiliverenhükümetin AB’ye yaranmak ad›na Ermeni Konferans›’n›nyap›lmas›n› durduran mahkeme karar›n› “tepkiylekarfl›lamas›”n›n ard›ndan ise tart›flma daha genifl bir çevreyeyay›lm›fl ve bir “özgürlükçülük” kavgas›na dönüfltürülmüfltü.Öyle ki, devlet erkan›ndan hükümete “Konferans yap›ls›n, neolacak?” diyenler, devletin “Ermeni soyk›r›m› yap›lmam›flt›r”resmi tezini tekrar tekrar vurgulad›klar› halde, “demokrat, aç›kdüflünceli” ilan edilmiflti.

Tüm bu tart›flmalar eflli¤inde yap›lan ErmeniKonferans›’n›n yank›lar› hala sürüyor. Konferans›ndurdurulmas›na iliflkin mahkeme karar›na Ankara ÜniversitesiSenatosu’ndan flu tepki gelmiflti:

“Yarg› karar›na uyulmas› gere¤ini tart›flmamakla birlikte,konferans›n yürütmeyi durdurma karar›yla engellenmesini,ça¤dafl üniversitenin olmazsa olmaz ilkeleri olan bilimselözerklik ve düflünce özgürlü¤üyle ba¤daflt›rmak mümkünde¤il. Toplant› konusunun ele al›n›fl biçiminin taraf›m›zdanbenimsenmifl olup olmamas› olgusundan ba¤›ms›z olarak,sözkonusu yürütmeyi durdurma karar›n›n, bu ilkeleri aç›kçaihlal etti¤i ve üniversitelerimizin gelece¤i için tehlikeli bir örnek

oluflturdu¤u inanc›nday›z. An›lan yürütmeyidurdurma karar›yla Anayasa'n›n 130.maddesinde güvence alt›na al›nanüniversitelerin bilimsel özerkli¤ine müdahaleedilmifltir. Bilimsel özerklik, üniversitelerinsadece yasama ve yürütme organlar›n›n bilimözgürlü¤üne müdahale edememesinin birgüvencesi olmay›p, ayn› zamanda yarg›organlar›n›n bilim özgürlü¤üne müdahaleetmelerine engeldir.”

Elbette flimdi flu sorulmal›: “Bilimselözerklik” tamam da, konferans bilimsel mi, bilimd›fl› m›? Örne¤in, Malatya ÜniversitesiSenatosu konferans›n bilimd›fl› ve siyasioldu¤unu, dolay›s›yla müdahale edilebilece¤inisöyledi. Ancak bizim için as›l soru fludur: Hangiözerklik, hangi akademik özgürlük?

Birkaç hat›rlatma yapal›m. Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nin yeni akademik

y›l› aç›l›fl konuflmas›n› emekli general Hurflit Tolun yapt›! Bugün üniversitelerdeki ö¤retim görevlileri taraf›ndan

yay›mlanan bilimsel makaleler çeflitli hakemler taraf›ndanyeterince “akademik” bulunmad›¤› takdirde, buakademisyenlerin üniversitelerde ünvan almas› mümkünde¤il. Örne¤in siz bir tak›m insanlar›n hofluna gitmeyenyaz›lar yazd›n›z, makalenizde emperyalizm, barbarl›k,sosyalizm filan m› dediniz? Üzgünüz ama, her ne kadar bukavramlar›n bilimsel teorik temelleri olsa da, bu makalefazlas›yla “siyasi” ve “bilimd›fl›”d›r! Üzgünüz, ama profesörolamazs›n›z, hatta sizi mümkünse bu üniversitedeistemiyoruz. Tekrar soruyoruz: Hangi akademik özerklik?

Dahas› var. E¤itim emekçilerinin sendikas› kapat›lm›fl,birçok üniversitenin her yan›na kameralar yerlefltirilmifltir.YÖK’ü ve o zihniyeti yaratanlar, 12 Eylül'ün her tafl›n alt›ndavatan haini arayan tutumunu savunanlar, “özerk-demokratiküniversite” mücadelesi veren akademisyeni ve ö¤rencisinidurmadan bask› alt›nda tutan üniversitelerin rektörleriyüzsüzce demokrasi havarisi kesilmifltir. “Üniversite-sanayiiflbirli¤i” ad› alt›nda yap›lan projelerin piyasan›n ve dolay›s›ylakapitalizmin yarar›na ifllemesine karar verilmifl, bunun içinteknokentler aç›lm›fl, bilim yuvas› olmas› gerekenüniversitelerde silah ve bomba yap›m›nda kullan›lmak üzereprojeler gelifltirilmifltir.

Ve flimdi bu üniversitelerin bir Ermeni Konferans›tart›flmas› üzerinden demokratik olup olmad›¤›na kararverilmifltir.

Gelin üniversitelerimize bakal›m birlikte... YÖK’ünpostal›n› görelim oralarda... Okullara polisi, jandarmay›sokanlar› görelim. ‹fllerine gelmeyen bir panel, konferansyap›ld›¤›nda devletin ve onun üniversitelerde kurumlaflm›flhali olan rektörlü¤ü ve ideolojik davranmakla itham ederekideolojik davranan, do¤rudan veya dolayl› olarak ancak enönemlisi bilinçli olarak yasakç› tutum sergileyenleri görelim.Bilimin nas›l da sermayenin ve onun güvencesini sa¤lamayaçal›flanlar›n oyunca¤› haline getirildi¤ini görelim ve tekrarsoral›m:

Hangi özerklik, hangi akademik özgürlük?

Ekim

Gençli¤i

22

EErrmmeennii KKoonnffeerraannss›› vvee aakkaaddeemmiikk öözzeerrkklliikk ttaarr››flflmmaallaarr››......

HHaannggii aakkaaddeemmiikk öözzeerrkklliikk??

Page 23: EG 87. sayı

Cezaevleri hep devrimcilerin zorunlu ikametgahlar›olagelmifltir. Ama tutsakken bile özgürlü¤ü yaflayanlaraegemenler ac›mas›zca sald›rm›fl, onlar› teslim almayaçal›flm›flt›r. Peki neden teslim olmad›lar? Neden, özgürde¤ilken ne fark eder, ha F tipi, ha L tipi, ha ko¤ufl sistemidiye düflünmediler. Sorular›n cevab›n› özgürlük kavram›içinde aramak gerekiyor. Onlar dört duvar aras›nda daözgür yaflad›lar. Onlar için özgürlük bu düzenin d›fl›naç›kabilmek, bu düzene karfl› mücadele etmekti. Tahliyeedilmek üzereyken zincirini k›ran Habip yoldafl asl›ndaözgürlü¤ün bu düzene karfl› yap›lacak eylemlerdeoldu¤unu gösteriyordu. Kaçmak onun için bir kurtulufl de¤ilbir meydan okumayd›. Düzenin zincirleri alt›nda ha zindan,ha d›flar›s› ne fark eder?

‹çeride veya d›flar›da düzenin karfl›nda olabilmek, onakarfl› eylemin içinde olmak insan› özgürlefltirir. Düzeninbize biçti¤i s›n›rlar içinde yaflamak, onun yaratt›¤›“Matrix”e hapsolmak bizim as›l zindan›m›zd›r. Bunugönüllü olarak yap›l›yor olmas› gerçe¤i de¤ifltirmez, hattakendi eliyle köleleflen insanlar olarak ac›nas› bir hal al›r.“Tabular› y›k›yorum, hayata baflkald›r›yorum” tarz› tuhaf,nihilist hezeyanlara s›k›flan isyanlar ise düzen taraf›ndanarzu edilen s›n›rlara hapsedilerek, gençli¤in enerjisininsonucu olmayan bir aray›flta harcanmas› sa¤lan›yor.Özgürlük düzenin d›fl›na ç›kabilmektir, ona karfl›gelebilmektir.

Egemenlerin boyunduru¤u alt›nda özgürlük olmaz. 12Eylül’den bu yana sindirilen, bast›r›lan gençlik kendinesunulan yaflam plan›n›n d›fl›na ç›kamam›flt›r. Emekçi biraileden geliyorsan kaderin genç yaflta sömürü çarklar›n›niçine hapsedilmifltir. Durumu biraz daha iyi bir ailedengeliyorsan senden beklenenler vard›r, onlar› karfl›lamaksenin kaderindir. Zenginsen ne e¤itim diye bir kayg›nvard›r, ne de gelecek... Ailenin sana sa¤lad›¤› yaflamstandard› hak, sa¤layamad›klar› ise kaderdir. Bunlar›niçinde kendi küçük dünyan› yaratabilirsen iflte özgürsün!Ama unutma, düfllerini bile belirleyen senin s›n›fsalkökenin olacakt›r. ‹steyen istedi¤i kadar özgür oldu¤unuiddia etsin, bu düzenin s›n›rlar› içinde, burjuvazi d›fl›nda,kimseye özgürlük yoktur. Düflünün ki burjuvazi bileözgürlü¤ünü iflçi s›n›f›n› sömürdü¤ü sürece sürdürebilir. Oyüzden iflçi s›n›f› onun hem “velinimetidir” hem dekâbusudur. Yaflamak için bu parazit iliflkiye ihtiyaç duyar.Dünyay› yaratanlar›n özgür olmad›¤› bir düzene isyanetmek insanl›¤›n görevidir.

‹nsan›n eylemi, köleci toplumdan bu yana kendizincirlerini k›rmak üzerine kurulmufltur. ‹nsanl›¤›n tarihi

s›n›f savafl›mlar› tarihiysee¤er, onun eylemi ezen-ezilen denkleminin d›fl›ndadüflünülemez. ‹nsan, insanolabilmek için hep mücadeleetmelidir, savaflmal›d›r.

Spartaküs savaflmaya mahkûm edilmifl bir köleydi,gladyatördü. Ama o bunu reddetti, tarihin gördü¤ü enbüyük ordulardan birine, Roma ordusuna baflkald›rd›.O’nun yüzy›llar› deviren 盤l›¤›nda kaybetti¤i savafllaryoktur, özgürlü¤ün nefesi vard›r. Özgürlük tarih boyuncade¤iflik flekillere girmifltir. Ama bir gerçek de¤iflmemifltir:“Özgürlük, ezene karfl› yap›lan eylemin içindedir!”

Eylem hayat›n kendisidir. Eylem e¤itir ve ö¤retir, eylemyol gösterir. Bu nedenle her eylem bir okuldur. Ufkuburjuva demokrasinin dar s›n›rlar› içine hapsolmuflreformizmin eylemden kaçmas› bu yüzdendir. Kitleleregüvenmeyenlerin, onun enerjisine inanmayan dahado¤rusu o enerjiyi bulup ç›kartmaktan korkanlar›neylemden kaçmas›n› anlamak zor de¤il. D‹SK gibi 15-16Haziranlar’›, 16 Mart grevlerini yaratan bir örgütün 12 Eylülmitingine düzenin gerekçelerini öne sürerek kat›lmamas›onun düfltü¤ü durumu anlat›r. Eylemin içinde düzenlekarfl›laflan, onunla savaflan kitlelerin yaflayaca¤› bilinçs›çramas› reformizmin s›n›rlar›na s›¤mayaca¤›ndan herzaman onun barikat›yla karfl›laflacakt›r. Kimi zaman tuhafmerkezi eylemleri veya uzun zamand›r görmedi¤imizdostlar› görmek d›fl›nda hiçbir ifle yaramayan aflure günük›vam›ndaki eylemleri aç›klamak, buradan bak›ld›¤›ndaçok zor olmayacakt›r.

Kitleleri eylemin içinde e¤itmek, onlar› eylemli¤in birparças› haline getirmek içinden geçti¤imiz süreçtezorlaflt›¤› ölçüde çözümü “öncü ç›k›fllarda” aramak dabaflka bir e¤ilimdir. Öncülü¤ün önemini yads›mak mümkünde¤il, ancak bunu devrimcilik ad›na reformizmle örtüflenbir flekilde kitlelerin ataleti bahanesi üzerine infla edenlerreformizmden çok da uza¤a düflmeyeceklerdir. Devrimcihareket zaten olabildi¤ince kitlelerden kopmufl, kendi içinekapanm›fl durumda. Bugün kitlesinden kopmufl “öncüler”denizinde yüzdü¤ümüz bir gerçektir. “Bak bu ifl böyleyap›l›r, izle, ö¤ren ve peflime tak›l” demek eylemin öneminiyads›makt›r. Eylem bir okulsa, ne kadar çok ö¤rencisiolursa o kadar öncüsü olacakt›r. Daha önce yaz›lanlara 6Kas›m’›n öncesinde tekrar dönüp bak›lmal›d›r. Bugüngençli¤in ihtiyac› örgütlülüktür. ‹htiyaç birleflik bir gençlikhareketi yaratmakt›r.

Kapitalizm, parlak bir k⤛tla çok güzel paketlenmifl veinsanl›¤›n kuca¤›na b›rak›lm›fl bir bombad›r. Bu paketesoldan uzat›lan eller bugün daha da artm›flt›r. Bu tabloyude¤ifltirmek öncelikle devrimcilerin kitleleri eylemin içineçekmesiyle olacakt›r. ‹flte bu yüzden sokaklarda binlerceinsanla birlikte özgürlü¤ü aramak için eylem alanlar›na!

Ekim

Gençli¤i

23

EEyylleemm öözzggüürrlleeflflttiirriirr!!

Page 24: EG 87. sayı

OODDTTÜÜ’’ddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,, Yeni bir döneme bafllad›k. Zor bir döneme bafllad›k.Geçen dönem üniversitelerde, ö¤rencilere karfl› bafllat›lan

soruflturma sald›r›s› burada da bizleri hedef ald›. Geçendönem oldu¤u gibi yeni dönemde de bu sald›r›lar›mücadelenin atefliyle gö¤üsleyece¤iz.

Amfilerinde Sinan’›n, Taylan’›n, Yusuf’un seslerinin halayank›land›¤›, yurtlar›nda Denizlerin kald›¤› ODTÜ’de yak›landevrim atefli sönmeyecek ve bizler buray› Kommer’lere daretmeye devam edece¤iz.

HHaacceetttteeppee ÜÜnniivveerrssiitteessii BBeeyytteeppee

KKaammppüüssüü’’nnddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Yeni bir döneme yine soruflturma terörüyle, çal›flmaya

bafllayan turnikelerle, say›lar› artt›r›lan kameralarla, bar›nmasorunuyla, aç›lan paral› bölümlerimizle, Tepe Holding’ingüvenlik ihtiyac›n› karfl›layan yeni güvenlik birimlerimizle,yap›m› biten Teknokentimizle, Kürdistan’dan geldikleri içinyurtlara al›nmayan arkadafllar›m›zla merhaba dedik.

Sald›r›lara yan›t›m›z› kazand›¤›m›z yeni dinamiklerle, tokbir flekilde verece¤iz. Yeni dönemi biz kazanaca¤›z!.

AAnnkkaarraa ÜÜnniivveerrssiitteessii CCeebbeeccii

KKaammppüüssüü’’nnddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Sermaye düzeni bugün üniversitelere dönük büyük bir

sald›r› sürdürüyor. Soruflturmalar›yla, iplerini çözdü¤üfaflistlerle, e¤itimin ticarilefltirilmesiyle, sözleflmeli personelsald›r›s›yla, bilimsel özgürlü¤e ket vurmas›yla ve daha niceyolla... Okullar›m›z›, fakültelerimizi zindanlara çevirerek,demirlerle, tel örgülerle kapatarak bizi düzen s›n›rlar›nahapsedebileceklerini, inançlar›m›za ve ideallerimize zincirvurabileceklerini san›yorlar. T›pk› Cebeci Kampüsü’ndeyapmaya çal›flt›klar› gibi. Okullar›m›zda cirit atan polisiyle,ÖGB’leriyle devrimci çal›flmay› engelleyebileceklerinisan›yorlar. K›sacas›, özgür ve eflit bir gelecek inanc›n›, devrimmücadelesini üniversitelerden silebileceklerini san›yorlar.

Ama unuttuklar› bir fley var: Cebeci Kampüsü sahipsizde¤il! Cebeci’nin her fakültesinde, her binas›nda, herkoridorunda Mahirler’in sesi, solu¤u yank›lan›yor, herkald›r›m›nda, ad›m›n›z› att›¤›n›z her yerde devrim vesosyalizm davas› hayat buluyor. Bu büyük gelene¤in temsilcisigenç komünistler olarak, büyük iddialar›m›zla, birleflik devrimcibir gençlik hareketi hedefimizle ve devrim davas›na sonsuzinanc›m›zla Cebeci Kampüsü’nü düzene karfl› bir devrimmevzisi olarak titizlikle koruyaca¤›m›z› buradan bir kez dahailan ediyoruz. Bizi demir parmakl›klar›n, tel örgülerin ve yoz

karanl›¤›n ard›na, YÖK düzenine, sözleflmeli ö¤retmenli¤e(köleli¤e) mahkum etmek isteyenlere inat, bir kez dahahayk›r›yoruz:

O duvar duvar›n›z, v›z gelir bize v›z!

‹‹ÜÜ FFeenn EEddeebbiiyyaatt FFaakküülltteessii’’nnddeenn

yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Türkiye devrimci gençlik hareketi aç›s›ndan çok özel bir

yeri olan ‹stanbul Üniversitesi’nde y›llard›r devrimin vesosyalizmin k›z›l bayra¤›n› dalgaland›rman›n onurunuyaflamaktay›z. Denizlerin, Mahirlerin, ‹brahimlerin mücadeleruhu ile mücadelemize y›lmadan devam ediyoruz. ‹stanbulÜniversitesi devletin sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›¤› bir dönemdengeçiyor. Üniversitede devrimci siyasal çal›flmay› bitirece¤inidüflünenler nas›l bir yan›lg› içerisinde olduklar›n› k›sa bir süresonra anlayacaklard›r.

Kazanan biz olaca¤›z! Kazanan devrim ve sosyalizmmücadelesi olacak!

‹‹ÜÜ AAvvcc››llaarr KKaammppüüssüü’’nnddeenn yyoollddaaflflççaa

sseellaammllaarr,,Düflünmek! Düflün! Düfl! Düflümüz!Düfllerimizi gerçe¤e dönüfltürmenin yolu düflünmek,

düflündürmek; mücadele etmek, mücadeleyi yükseltmektengeçiyor. Bu dönemde de sistemin yaflam›m›zdakiyans›malar›n› teflhir edip, üniversite gençli¤ini bilinçlendiripharekete geçirme çabas›nda olaca¤›z. Geçen dönemüniversitemizde paral›laflt›rman›n h›zland›r›ld›¤›,kampüsümüzün kap›lar›n›n flirketlerin kal›c› girifllerineaç›lmaya baflland›¤›, okuma koflullar›n›n zorlaflt›r›l›p iflçi-emekçi çocuklar›na üniversitelerin kapand›¤› bir dönemdi.Devrimci ilerici güçlerin üzerine sivil faflist çetelerin sal›nd›¤›böylesi bir dönemde kendi yaflad›klar› sorunlara gözlerinikapad›klar›nda sorunlar›n yok oldu¤unu düflünen gençlikkesimleri, bize üzerimize düflen daha çok görev oldu¤unugöstermektedir. Bu yeni dönem, okuldaki apolitik havan›nk›r›lmas› için mücadele etmeye devam edece¤iz.

YYTTÜÜ’’ddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Üniversitelerin sermayeye peflkefl çekildi¤i bir dönemde

bu sürecin en h›zl› ilerledi¤i üniversitelerden birisi de Y›ld›zTeknik Üniversitesi. Paral› e¤itim uygulamalar› ile kol kolagiden bask› ve yasaklamalarla YTÜ, sermayenin denetimindebir kurum haline getirilmeye, ö¤rencileri ise susturulmayaçal›fl›l›yor. Bizler y›llard›r hayk›rd›¤›m›z gibi buradan bir kezdaha hayk›r›yoruz: YTÜ sat›l›k de¤ildir!

Ekim

Gençli¤i

24

GGeennçç kkoommüünniissttlleerrddeenn yyeennii mmüüccaaddeellee ddöönneemmii mmeessaajjllaarr››......

ÜÜllkkeenniinn ddöörrtt bbiirr yyaann››nnddaa ddeevvrriimmiinnvvee ssoossyyaalliizzmmiinn ssoolluu¤¤uu oollaannllaarraa

sseellaamm oollssuunn!!

Page 25: EG 87. sayı

GGaazzii

ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn

yyoollddaaflflççaa

sseellaammllaarr,,Gazi Üniversitesi sivil

faflist terörünün enyo¤un yafland›¤›üniversitelerden biri.Buna ek olarakÖGB’siyle,soruflturmalar›yla,sivil polisiyle hukukterörünün de çokyo¤un olarakyafland›¤› bir yer.Ama Gazi,ülkenin enkalabal›küniversitesi vebüyük ölçüdeemekçiçocuklar›n›ndevam etti¤i birokul.Bölümlerininönemli birk›sm› mesleklisesi ç›k›fll›ö¤rencilerial›yor. Biz debu nedenleGazi’de yeni birmücadelebirikimiyaratmayakararl›y›z. Bizgenç komünistlerfaflist cendereyiparçalama iddiave kararl›l›¤›nasahibiz. Gazi’yifaflizme mezaredecek, bu faflistcendereyiparçalayacak, Gaziö¤rencilerinin sesiolaca¤›z.

MMeerrssiinn

ÜÜnniivveerrssiitteessii’’ddeenn

yyoollddaaflflççaa

sseellaammllaarr,,Bayra¤›m›z art›k Mersin’de de

dalgalan›yor! Evet, yeni dönemdeEkim Gençli¤i art›k Mersin’de de temsilediliyor.

Bu dönemde de her zaman oldu¤u gibi, hatta dahakapsaml› olarak faflist sald›r›larla, bask›lar ve sindirme

çabalar›yla karfl› karfl›ya kalaca¤›z. Çünkü yeni dönemdedi¤er dönemlerden farkl› olarak düzen gerçekten

kapitalizmin canavarl›¤›n› aç›kça ortaya koyuyor.Ö¤rencilerden ba¤›fl ad› alt›nda toplanan zorunlu

paralarla, har(a)çlarla üniversiteleri birticarethaneye çevirmektedirler.

Faflist sald›r›lara karfl› devaml› mücadeleiçinde olaca¤›m›z için kokuflmufl düzeninsindirme çal›flmalar› yo¤unluk kazanacakt›r.Ama flunu bilmeliler ki, bundan sonra EkimGençli¤i Mersin’de. Faflistsald›rganl›klar›yla bizi y›ld›ramayacaklar›n›hepimiz çok iyi biliyoruz ve bunaMersin’de geçit vermeyece¤iz.

AAnnkkaarraa ÜÜnniivveerrssiitteessii

FFeenn vvee MMüühheennddiisslliikk

FFaakküülltteessii’’nnddeenn

yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Fen ve Mühendislik

Fakültesi’nde yeni ö¤retim y›l› yinebir dizi sorunla birlikte bafllad›. Sporfaaliyeti masraflar› ad› alt›ndatoplanan zorunlu ba¤›fllar,har(a)çlar, bölüm kantinlerininolmay›fl›, yemekhane ücretlerineyap›lan zamlar, sivil polislerin elinikolunu sallayarak okuldadolaflmas›, soruflturma terörü vb...Ancak yeni bir dönem yeni birmücadele y›l› demektir, biz deönümüze bu mücadele y›l›nda busald›r›lara karfl› mücadeleyikoyuyoruz.

Geçti¤imiz y›l Fen veMühendislik Fakültesi Ö¤rencileri ilebirlikte bir dizi anlaml› faaliyetörgütledik, yeni mevziler kazand›k. Busene de ayn› iddia ve kararl›l›kla Fenve Mühendislik Fakültesi Ö¤rencileri ilebirlikte mücadelemizi bir ad›m dahaileriden sürdürece¤iz.

AAnnaaddoolluu

ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn

yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Çal›flmam›z›n yeni bafllad›¤› Anadolu

Üniversitesi gençlik hareketi için olabildi¤ineönemli alanlardan birisidir. Bu nedenle

üniversitemizde bafllatt›¤›m›z siyasal faaliyeti h›zl›bir biçimde güçlendirmek, birleflik ve devrimci bir

gençlik hareketi oluflturma iddiam›za AnadoluÜniversitesi’nden güçlü bir soluk katmak hedefindeyiz.

Bu hedeflerimiz yo¤un bir çal›flmay› zorunlu k›l›yor. Yenidönemde üniversitemizde devrimin ve sosyalizmin k›z›lbayra¤›n› dalgaland›racak olman›n mutlulu¤u ile tümyoldafllara tekrar merhaba.

Ekim

Gençli¤i

25

HHooflfl ggeellddiinn!!

KKeessiillmmiiflfl bbiirr kkooll ggiibbii

oommuuzz bbaaflfl››mm››zzddaayydd››

bbooflfllluu¤¤uunn......

HHooflfl ggeellddiinn!!

AAyyrr››ll››kk uuzzuunn ssüürrddüü..

ÖÖzzlleeddiikk..

GGöözzlleeddiikk......

HHooflfl ggeellddiinn!!

BBiizz bb››rraakktt››¤¤››nn ggiibbiiyyiizz..

UUssttaallaaflfltt››kk bbiirraazz ddaahhaa

ttaaflfl›› kk››rrmmaakkttaa,,

ddoossttuu ddüüflflmmaannddaann aayy››rrmmaakkttaa......

HHooflfl ggeellddiinn..

YYeerriinn hhaazz››rr..

HHooflfl ggeellddiinn..

DDiinnlleeyyiipp ddiiyyeecceekk ççookk..

FFaakkaatt uuzzuunn ssöözzee

vvaakkttiimmiizz yyookk..

YYÜÜRRÜÜYYEELL‹‹MM..........

N. Hikmet

Page 26: EG 87. sayı

YYüüzzüünnccüü YY››ll ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn

yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Yeni bir e¤itim ve ö¤retim döneminin bafl›nda, Van

Yüzüncü Y›l Üniversitesi’nden tüm yoldafllara merhaba;Son aylarda yo¤unlaflt›r›lan faflist sald›r›lar karfl›s›nda

gençlik bu sene daha fazla birlik ve beraberlik içerisindemücadele etmek zorunlulu¤u ile karfl› karfl›yad›r. Gençli¤insorunlar›n›n derinleflti¤i flu günlerde, genç komünistlere düflengörev mücadele bayra¤›n› daha da yukar›lara tafl›yabilmektir.

Bu sene elimizdeki imkanlar› elimizden geldi¤incekullanarak Yüzüncü Y›l Üniversitesi’ne Ekim Gençli¤içal›flmas›n› tafl›may› hedefleyece¤iz.

Yüre¤imizdeki mücadele atefli ile bir kez daha paylaflmakistiyoruz:

Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!

SSiivvaass CCuummhhuurriiyyeett ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn

yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Sivas Ekim Gençli¤i olarak yeni döneme güçlü bir

mücadele iste¤i ve coflkusuyla giriyoruz. Bir süredirbayra¤›m›z›n dalgaland›¤› Sivas’ta bu dönemde bu bayra¤›daha da yukar›lara tafl›may› hedefliyoruz.

Sivas ad› katliamlarla an›l›r. Do¤rudur, Sivas gericilerinyo¤un oldu¤u bir flehir ve burada çal›flman›n çeflitli güçlüklerivar. Ama Sivas ayn› zamanda Pir Sultanlar’›n flehridir. ‹flte bizyüzy›llard›r süren direnifl destan›n›n bu büyük meflalesinin›fl›¤›yla mücadelemizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki mücadeleedenler kazanacak. Biz kazanaca¤›z!

‹‹TTÜÜ’’ddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,‹stanbul Ekim Gençli¤i çal›flmas›na bir ses de ‹TÜ’den

vermekten büyük bir mutluluk duymaktay›z. Gençlikhareketinin bu ölçüde darald›¤› bir dönemde çal›flmam›z›n yenikampüslere ve alanlara tafl›n›yor olmas› mutluluk verici bir fley.

Birleflik kitlesel ve devrimci bir gençlik hareketi yaratmaiddiam›z› ‹TÜ’de de hayata geçirmek için canla bafllaçal›flaca¤›z.

‹‹ÜÜ ‹‹nnggiilliizzccee ‹‹kkttiissaatt FFaakküülltteessii’’nnddeenn

yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Üniversitemiz her dönem oldu¤u gibi bu dönem de

soruflturmalar ve hukuk terörü ile aç›ld›. Okulumuzun bir çokfakültesine konulan kameralar, turnikeler sistemin ‹Ü’dekidevrimci siyasal faaliyetten ne kadar korktu¤unu bir kez dahaortaya koymufl bulunuyor. Yeni dönemde gençlik hareketinefakültemizden güçlü bir ses vermek için canla bafllaçal›flmaktay›z. Üniversitemizi çetelere ve tüccarlara teslimetmeyece¤iz.

MMiimmaarr SSiinnaann’’ddaann yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,MSGSÜ’den ülkenin dört bir yan›ndaki yoldafllara kucak

dolusu selamlar. Gençlik hareketi içerisinde devrimin vesosyalizmin siyasal temsilcisi olman›n onurunu yaflayan bizleryeni dönemde hareketin yaflad›¤› sorunlar› aflmak için canlabaflla çal›flmal›y›z. Gençlik hareketine devrimci önderliksorumlulu¤unu yerine getirmek için görev bafl›na!

ZZoonngguullddaakk KKaarraa EEllmmaass

ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Zonguldak’ta devrim ve sosyalizm mücadelesine bir ses

olabilmenin mutlulu¤unu ve onurunu yaflamaktay›z. Gençlikhareketinin yaflad›¤› sorunlar ve en önemlisi de gençlikgüçlerinin apolitizmi, bugün üzerimize bir dizi sorumlulukyüklemekte. Devrimci önderlik iddiam›za paralel olarak vecanla baflla çal›flarak üzerimize düflen sorumluluklar›yerine getirece¤iz.

Yaflas›n devrim, yaflas›n sosyalizm!

SSaammssuunn 1199 MMaayy››ss

ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn

yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Samsun’da geçti¤imiz y›l

çal›flmam›z h›z kazanm›fl ve yeni birdüzeye varm›flt›. Art›kçal›flmam›z›n daha güçlümevzileri vard›. Devrimcihareketin yeminli düflman›düzen kollu¤u da bunu farkederek buradaki devrimcilerihedef alan bir sald›r› tertipledi.Samsun’da geçti¤imiz dönemyo¤un tutuklamalarla vebask›larla kapand›. Amagelece¤i ilmek ilmekdokuyanlar›n mücadelesibitmedi, bitirilemez de.

Bu döneme daha güçlü vecoflkulu giriyoruz. Dahaflimdiden bir dizi ad›m att›k vead›mlar›m›z› h›zland›rmaktay›z.Samsun’da yeni dönem devriminolacak. Böylece bir kez dahakan›tlayaca¤›z: Devirmeyen darbegüçlendirir!

ÇÇuukkuurroovvaa

ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn

yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Faflist kudurganl›¤›n

t›rmand›r›ld›¤›, her alandaiflçilere, emekçilere birçoksald›r› dayat›ld›¤› vegençli¤in gelecekumutlar›n›n birazdaha k›r›ld›¤› flugünlerde üniversiteleraç›ld›.Üniversitemizde geçensene, yaflanandarlaflma ve kitlelerdenkopukluk olgusuyla bu y›l yineyüz yüzeyiz. Bizler “birleflik,devrimci, militan bir ö¤rencihareketi” yaratmak içingençli¤in geneline seslenen,onlar› saran ve hareketin bir

Ekim

Gençli¤i

26

Page 27: EG 87. sayı

parças› haline getirebilmek sorumlulu¤u ve bilinciyle hareket edece¤iz ve üniversitemiz genelindeki mevcut örgütsüz tabloyuk›rmak için daha fazla çaba harcayaca¤›z. Çukurova Üniversitesi’nde geçen senelerde yükseltti¤imiz bayra¤› daha dayukar›lara tafl›yaca¤›z.

Birleflik devrimci bir gençlik hareketi için ileri!

TTrraakkyyaa ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Y›llard›r Trakya Üniversitesi’nde onlarca sald›r›y› gö¤üslemifl olan Ekim Gençli¤i’nin mücadelesi y›lmadan devam ediyor.

Devletin üniversitemizdeki siyasal mücadeleye bu ölçüde sald›rd›¤› bir dönemde üzerimize düflen görev busald›r›lar› gö¤üsleyecek hedefli ve sistemli bir çal›flmay› hayata geçirmek olmal›d›r. Bunu baflarabildi¤imiz

koflullarda bu güne kadar oldu¤u gibi bundan sonrada yenilen onlar olacakt›r. “Vard›k, var›z, var olaca¤›z!”

EEggee ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Devrimin ve sosyalizmin k›z›l bayra¤›n› tafl›d›¤›m›z Ege Üniversitesi’nden merhaba. Gelecek güzel

günler bizlerin eme¤i ve mücadelesi üzerinden yükseliyor. Bizler gelece¤in yap›c›lar› olarak tüm enerjimizleve güzel günlere olan inanc›m›zla mücadele etmekteyiz. Yeni dönemde gençlik hareketine devrimci

önderlik sorumlulu¤umuzun gereklilikleri yerine getirmek için inat ve kararl›l›kla çal›flaca¤›z.Okullar›m›z› çetelere ve tüccarlara terk etmeyece¤iz, gelece¤imizi sermayenin ellerineb›rakmayaca¤›z.

SSaakkaarryyaa ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Mücadele dolu bir döneme daha merhaba!Geçen dönemde yerelimizde bir çok üniversitede oldu¤u gibi faflist sald›r›lar

gerçekleflmiflti. Buna karfl›l›k devrimci güçler anti-faflist mücadeleyi yükseltmifl ve -gününflartlar›na göre- asgari düzeyde de olsa bir etki b›rakm›flt›.

Önümüzdeki bu dönem için hedefimiz gerek önemli gündemler, gerekse üniversitesorunlar› üzerinden sistemin çarp›kl›¤›na karfl› durmak ve mücadeleyi daha yüksek bir noktayatafl›makt›r.

Yeni dönemde kavgaya haz›rlanan tüm yoldafllara yürek dolusu selamlar...

KKaarraaddeenniizz TTeekknniikk ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Karadeniz’in h›rç›n sular›ndan kavgac› yüreklere merhaba...

Geçen dönem bütün üniversitelerde faflist sermaye devleti bizzat kendi elleriyle soka¤a sivil faflistlerisald›. Amac› devrimci gençli¤i sindirmek,genel gençlik kitlesini daha da apolitiklefltirmek ve üniversitelerinticaretlefltirilmesinde kendine dikensiz gül bahçesi sa¤lamakt›. Bu sald›r›lar› dün yapt›, bugün yap›yor, yar›n dayapacak. Bu sald›r›lardan en çok etkilenen illerden biri de Trabzon oldu. Gençlik Evi’nin aç›ld›¤› s›rada linçgiriflimlerinin meydana gelmesi çal›flmalar›m›z› olumsuz yönde etkiledi. Fakat bir buçuk ay sonra Gençlik Eviaç›l›fl etkinli¤i ve piknik düzenleyerek dönemi kapatt›k.

Yeni bir döneme bafllarken yeniden Gençlik Evi’ni bir etkinlikle açmay› hedefliyoruz. Ayr›ca Karadeniz’deMARTI Olmak bülteninin Ekim say›s›n› da ç›kard›k. Ve çal›flmalar›m›z› aktif bir flekilde yürütece¤iz. Ayr›caGençlik Evi müzik ve fliir gruplar› çal›flmalar›na kald›klar› yerden devam edecekler. Bu dönemde de gelece¤iilmek ilmek örüyor, gelece¤e sa¤lam ad›mlarla yürüyoruz…

GGaazziiaanntteepp ÜÜnniivveerrssiitteessii’’ddeenn yyoollddaaflflççaa sseellaammllaarr,,Sosyalizmin k›z›l bayra¤›n› Türkiye’nin dört bir yan›nda dalgaland›ran Ekim Gençli¤i’ne selam

olsun!Yeni bir dönemin bafl›nda oldu¤umuz flu günlerde sermaye her zamanki ars›z sald›r›lar›n›

artt›rarak sürdürüyor. ‹flçi ve emekçiler özellefltirmelerle, sosyal haklar›n günden günek›s›tlanmas›yla daha zor ve a¤›r yaflam koflullar›na maruz b›rak›l›yorlar. Estirilen flovenist histeri

dalgas› devletin Kürt halk›na yönelik kirli politikas›n›n da de¤iflmedi¤ini gösteriyor. Tüm toplumayönelik bu sald›r›lar›n ö¤rencilere dönük aya¤›n› ise paral› e¤itim, staj sömürüsü, ÖSS’de “çözüm”

ad›na yapt›¤› -asl›nda çözümsüzlü¤ün ifadesi olan- sözde de¤ifliklikler, dayatt›¤› yoz ve günden günedaha da çok kirlenen kültür, soruflturma-tutuklama-gözalt› terörü vb. oluflturuyor.

Ancak sermaye iktidar›n›n bu sald›r›lar› yan›ts›z kalmayacak, sermaye bundan önce oldu¤u gibibundan sonra da karfl›s›nda bizi bulacakt›r.

Bizler bulundu¤umuz her yerde ellerimizde tafl›d›¤›m›z iflçi s›n›f›n›n k›z›l bayra¤›n› enyükseklerde dalgaland›rmaya, kavgam›z› daha büyük bir inat ve kararl›l›kla sürdürmeye devam

edece¤iz!Yaflas›n devrim ve sosyalizm!

Ekim

Gençli¤i

27

Page 28: EG 87. sayı

Merhaba ben Vefa Poyraz Lisesi ö¤rencisiyim. Yeni birsözde e¤itim-ö¤retim y›l›na bafllad›k. Karfl› karfl›ya kald›¤›m›zmevcut sorunlar yetmezmifl gibi bir de ÖSS s›nav de¤iflikli¤iomuzlar›m›za yüklendi. Ama bu kadar karamsar olmamaklaz›m, umar›m bu sene mücadelemiz sayesinde bir fleylerde¤iflir.

Vefa Poyraz Lisesi / ‹LGP

Orhan Cemal Fersoy Lisesi’nden Merhaba;Yeni dönemde mücadelemize devam ediyoruz. Gelece¤in

umudu olarak haklar›m›z› birleflerek kazanaca¤›z. Bizler herfleye tek vücut olmakla bafllad›k. Do¤an güneflin bizi b›rakt›¤›yerde, zorluklar karfl›s›nda el ele, omuz omuza verdikmücadelemizi. Bizler biliyoruz ki; koca bir kaosun içinde yokedilmeye çal›fl›l›yoruz.Ve yollar›m›z karanl›k...

“Önümüzde yol yok, yol biz gittikçe arkam›zdan olufluyor.” fiimdi sorumluluklar›m›z daha büyük, gelece¤imizi

ellerimizle infla edece¤iz!“Bilgi ve dövüflkenlik bizi bekliyor...”

Orhan Cemal Fersoy Lisesi / ‹LGP

Bizler gelece¤e ve bugününe sahip ç›kan devrimci liselilerolarak sizlere yüre¤imizdeki devrim atefli ile “merhaba”diyoruz. Önümüzdeki sene mücadele alanlar›nda görüflmek

dile¤iyle...

General Ali R›za Ersin Lisesi / ‹LGP

Devletin iflçilere, emekçilere, ilerici ve devrimci güçlere veKürt ulusuna karfl› sald›r›lar›n› artt›rd›¤› yeni dönemde dey›lmadan eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim hakk›m›z içinmücadelemizi sürdürece¤iz. Sizleri tüm devrimciduygular›m›zla selaml›yoruz.

Ertu¤rul Gazi Lisesi / ‹LGP

1 May›s Mahallesi’nin devrimci gelene¤ini lisemizdesürdürmenin verdi¤i gururla sizleri selaml›yoruz. Yenidönemde geçen sene bafllatt›¤›m›z çal›flmay› güçlendirip,liseli gençlik mücadelesine daha güçlü bir katk› yapabilmekumuduyla...

Mustafa Kemal Lisesi / ‹LGP

Ç›k›n›mda güneflKoynumda bir hüzün Düfltüm yollara benElimde son bir gülSon olmas›n diyeDüfltüm yollara ben

Ekim

Gençli¤i

28

GGeelleeccee¤¤ii yyaarraattaaccaakk oollmmaann››nnccooflflkkuussuu iillee

‹‹LLGGPP’’ddeenn mmeerrhhaabbaa!!

Page 29: EG 87. sayı

Ekim

Gençli¤i

29

Bilirim her gecenin sabah›nda flafak söker Yürürüm umut dolu ufuklara Güneflin çocuklar› oturmufl bir türkü söyler Yeryüzü gökyüzü merhaba Merhaba yeni do¤an çocuklara Merhaba insan olanlara merhabaMerhaba sevdalara koflanlara Merhaba hala yürüyen dostlara

Merhaba!

Refhan Tümer Lisesi / ‹LGP

Merhaba arkadafllar,Okullar›n yine sorunlarla aç›ld›¤› bir dönemde bize düflen

görevleri elimizden geldi¤ince yerine getirmeliyiz. En öncelikligörevimiz bu sorunlara karfl› mücadele edebilmektir. Yenidönemde herkese yaflamlar›n›n her alan›nda baflar›lardiliyorum.

‹smet Aktar Lisesi / ‹LGP

Merhaba dostlar,Genç olman›n s›rt›m›za yükledi¤i sorumlulu¤un bilinciyle

güzel günleri yaratmak için bu sene de var gücümüzleçal›flaca¤›z. Önümüzdeki dönem ‹LGP çat›s› alt›ndamücadeleyi büyütmek için tüm liseli arkadafllar›m›z› yan›m›zabekliyoruz. Tek rengin siyah ve beyaz oldu¤una biziinand›rmaya çal›flanlara inat, biz bütün renkleri özgürb›rakaca¤›z. Mücadelenin verdi¤i coflkuyla bütün dostlar›m›z›selaml›yoruz!

Çemberlitafl Anadolu Lisesi / ‹LGP

Bu sene bizim okulumuz için yeni bir dönem bafll›yor.Çünkü okulumuzda ‹LGP ilk ad›mlar›n› atacak. Bizlerinan›yoruz ki, ad›mlar›m›z› kendimizden emin ve güçlüatarsak, okul arkadafllar›m›za yaflad›¤›m›z sorunlar›anlatabilirsek, belirli sonuçlar üretebilece¤iz. Art›k Eyüp Liseside liseli gençli¤in hakl› mücadelesi içerisinde bir yertutmaktad›r. Bunu gururla söylüyoruz!

Yaflas›n liselilerin örgütlü mücadelesi!

Eyüp Lisesi / ‹LGP

Sorunlar›m›z›n büyüdü¤ü flu günlerde biz liseli gençli¤edüflen görev sorunlar karfl›s›nda karamsarl›¤a kap›lmak de¤il,aksine sorunlara karfl› mücadeleyi büyütmektir. Bu bilinç vesorumlulukla hareket etmek yeni dönemde tüm ‹LGP’lidostlar›n ve liselilerin öncelikle kendi geleceklerine sahipç›kmalar› için zorunludur.

Bizler gelece¤imize sahip ç›k›yoruz. Ve bu sene de ‹LGPsaflar›nda yerimizi alaca¤›z.

‹ncirtepe Lisesi / ‹LGP

Biz Haziran ay›nda mücadelenin s›cakl›¤›yla dostlaraönümüzdeki y›l görüflürüz demifltik. fiimdi kavgam›zakald›¤›m›z yerden devam etmek için MERHABA diyoruz.Yaz›n sorunlar›m›z tatil dinlemedi. Artarak bizi karfl›lad›. Bizimde onlar› mücadeleyle karfl›lamam›z gerekiyor. Bu bilinçle tümkavga dostlar›n› selaml›yoruz. Kavga alanlar›nda görüflmeküzere...

Hatice Bayraktar Lisesi /‹LGP

Merhaba dostlar, biz size ilk defa merhaba diyoruz. Amamücadele etmenin bilinciyle ‹LGP saflar›nda yerimizi al›yoruz.

Biz mücadele için elimizden geleni yapaca¤›m›z›n sözüyleveda ediyoruz. Ama bu vedan›n çok k›sa sürmesi dile¤iyle...

‹MKB Lisesi / ‹LGP

Bültenimize daha önce de yaz›lar yazd›k ama yeni dönemmesaj› yazmak ayr› bir duygu. Sanki her fley yeniden bafll›yor.Mücadelemiz yaz›n s›cakl›¤›yla bizi karfl›l›yor gibi . Yenidöneme bu heyecanla bafll›yoruz. Mücadelemiz bize güçkatmaya devam ediyor. Bir sonraki say›da ve mücadeleninsürdü¤ü her alanda görüflmek üzere!

Süleyman Nazif Lisesi / ‹LGP

FF--ttiippii lliissee iisstteemmiiyyoorruuzz!!Bask›c› bir e¤itim sisteminden herkese merhaba. Okullar›n

aç›lmas› ile üzerimizdeki bask›lar artmaya bafllad›. Daha ilkgünden disiplin cezalar›ndan bahsediliyor. Duvarlar› yükseltipö¤rencilere suçlu gibi davran›yorlar. E¤itim ayn› e¤itim amaokul ayn› okul de¤il. Çünkü her an gözetlendi¤imiz, bask›alt›nda oldu¤umuz bir okul haline gelmifl. Milyarlarca paraverip kamera alm›fllar. Bofla giden bu paralar› ö¤rencilerine¤itimine harcasalard› daha iyi olmaz m›yd›? Kameralaroldu¤u için ö¤rencilerin rahat etme özgürlü¤ünü k›s›tl›yorlar.Ama flunu da unutmamak gerekir bu ö¤rencileri her zamangözetleyemezsiniz.

Okul tam bir ticarethaneye dönmüfl. Yüksek miktarda paraile emekçi ailelerin çocuklar›na kravat sat›yorlar. Okulmasraflar›n› bizlerden ç›kar›yorlar. ‹ki katl› kafeterya yap›lm›fl.

K›sacas› para kazanman›n yolunu çok iyi bulmufllar.Okullardaki bu bask›c› düzeni y›kmak için tüm liseliarkadafllar› birlikte mücadeleye ça¤›r›yorum.

Ertu¤rul Gazi Lisesi’nden Bir ‹LGP’li

ÇÇaall››flflaann öö¤¤rreennccii--ççaall››flflkkaann öö¤¤rreennccii!!Tüm mücadelelerimizle bir y›l› daha geride b›rak›p yaz

tatiline girmifltik. Tatilde birileri tatil köylerine, yazl›klar›nagiderken birileri de okul masraflar›n›n küçük bir bölümünü deolsa karfl›lamak için çal›flmak zorundalard›. Bizim de büyükk›sm›m›z çal›flmak zorunda kalan kesimlerin içindeydik.

18 yafl›ndan küçük olanlar›n çal›flt›r›lmas› yasak oldu¤uhalde küçük yaflta birçok iflçi al›yorlar. Çal›flanlar›n büyük birço¤unlu¤u da okul masraflar›n› karfl›lamak için tatilde fabrikave atölyelere baflvuruyorlar. Liselerin 4 y›la ç›kar›lmas›,ezbere dayal› e¤itim verilmesi, faflist disiplin yönetmeliklerigibi zorluklar›n yan› s›ra bir de iflyerlerindeki zorluklar yineö¤rencilerin omuzlar›na yükleniyor.

Çal›flan iflçilerin büyük bir ço¤unlu¤unun 8 saatten fazlaçal›flmalar›na ra¤men sigortas›z olmalar› büyük bir sorunken,ö¤renci iflçiler bu sorunlar›n yan› s›ra küçük olduklar›ndandolay› daha çok eziliyorlar. Yapt›klar› mesailerinin ücretlerinialam›yorlar. Di¤er iflçilerle ayn› flartlarda çal›flt›klar› halde birde düflük ücret al›yorlar. Tüm emeklerine ra¤men maafllar›n›zaman›nda alam›yorlar.

Bir tarafta çal›flan yorgun iflçi ö¤renciler, di¤er tarafta isetatile giden dinç, ezberlemeye haz›r ö¤renciler. ‹kisini de okulhayat› bekliyor. Yine büyük farkl›l›klarla...

Bir ‹LGP’li

(‹LPG bülteni Liselilerin Sesi’nin Eylülsay›s›ndan al›nm›flt›r...)

Page 30: EG 87. sayı

YYÖÖKK:: üünniivveerrssiittee

Yeni bir 6 Kas›m öncesinde tarihsel ve güncel anlam› ile YÖK’ü ifllemek vebu çerçevede ona karfl› verilen mücadelenin politik anlam›n› ortaya koymakyararl› olacakt›r.

Bu kurum, üniversitelerin yaflad›¤› dönüflümlerin nedenlerini kendi kuruluflmisyonunda ve sonras›ndaki tarihsel geliflim sürecinde tüm aç›kl›¤› ile ortayakoymufltur.

YÖK, henüz koflullar›n yeterince oluflmad›¤› bir dönemde, bugünkümisyonuna benzer bir misyonla 12 Mart karfl›-devrimi sonras›nda, 7 Temmuz1973’te kuruldu. Henüz Türkiye’nin özellefltirme politikalar›n› oluflturmad›¤› veneo-liberal iktisad› hayata geçirmedi¤i bir dönemde kurulan YÖK, içinden geçilendönemle yaflad›¤› uyumsuzluk nedeni ile yaklafl›k 2 y›l sonra bir üniversiteninAnayasa Mahkemesi’ne baflvurusu sonras›nda kapat›ld›. Bu ilk dönem YÖK ikitemel sorunla u¤raflmaktayd›; birincisi üniversitelerin özellefltirilmesi, öteki iseüniversiteler üzerinde hükümet denetimi. Bu iki hüküm de özellikle Amerika’danithal edilen üniversite anlay›fl›n›n bir uzant›s›yd›. Ve bu nedenle de yaflam süresioldukça k›sa oldu.

‹kinci ve bugüne kadar yaflam›n› sürdürebilen YÖK ise, bir baflka karfl›-devrimin; 12 Eylül askeri faflist darbesinin ard›ndan kuruldu. 2547 say›l›Yüksek Ö¤retim Kanunu 6 Kas›m 1981’de yürürlü¤e girdi. YÖK’ün bafl›na ParisÜniversitesi’nde ö¤retim görevlisi olan ‹hsan Do¤ramac› getirildi. YÖK’ün ilkkurulufl döneminde sistemli bir biçimde ortaya koydu¤u bask› politikalar›nedeniyle YÖK’ün kurulufl misyonunda devletçi bir yan oldu¤u düflüncesioluflmas› muhtemeldir. Zira yeni oluflturulan yüksek ö¤renim kanununda“devletin varl›¤›, niteli¤i ve ba¤›ms›zl›¤›, ülkenin ve milletin bölünmez bölünmezbütünlü¤ü” üzerine sayfalarca anlat›m yap›lmakta ve üniversite, ö¤rencisi,ö¤retim görevlisi ve e¤itim sistemi ile buna tâbi bir biçimde zaptu rapt alt›naal›nm›flt›r. Ancak burada devlet ve millet üzerine söylenenler üniversite üzerindeoluflturulan faflist bask› erkinin bir göstergesidir sadece. Zira YÖK ilkkuruluflundan bu yana üniversiteyi hizaya getirme misyonu ile beraber, neo-liberal iktisada uyumlu ve piyasa taraf›ndan belirlenen birüniversite sistemini ad›m ad›m hayata geçirmifltir. ‹.Do¤ramac› kat›ks›z bir neo-liberal ve serbest rekabetçianlay›fla sahipti. E¤itimi ve tüm hizmet alanlar›n› piyasasüreçlerine açmak gibi bir hedefe sahip olan neo-liberalizm, Do¤ramac›’n›n g›das›n› ald›¤› ideolojikyaklafl›md›.

30

YÖK’ün ilk kuruluş

döneminde sistemli bir

biçimde ortaya koyduğu

baskı politikaları

nedeniyle, YÖK’ün

kuruluş misyonunda

devletçi bir yan olduğu

düşüncesi oluşması

muhtemeldir. Zira yeni

oluşturulan yüksek

öğrenim kanununda

“devletin varlığı, niteliği

ve bağımsızlığı, ülkenin

ve milletin bölünmez

bölünmez bütünlüğü”

üzerine sayfalarca

anlatım yapılmakta ve

üniversite, öğrencisi,

öğretim görevlisi ve

eğitim sistemi ile buna

tâbi bir biçimde zaptu

rapt altına alınmıştır.

Ancak burada devlet ve

millet üzerine

söylenenler üniversite

üzerinde oluşturulan

faşist baskı erkinin bir

göstergesidir sadece.

Zira YÖK ilk

kuruluşundan bu yana

üniversiteyi hizaya

getirme misyonu ile

beraber, neo-liberal

iktisada uyumlu ve

piyasa tarafından

belirlenen bir üniversite

sistemini adım adım

hayata geçirmiştir.

Page 31: EG 87. sayı

Sermayenin koflulsuz hizmetinde bir kurum: YÖK

12 Eylül darbesinin ortaya ç›kard›¤› bir kurum olarak YÖKsermayenin ihtiyaçlar›n› karfl›lamak amac› ile kurulmufltur. Buaç›dan darbenin arkas›ndaki sermayenin yeni ve acilihtiyaçlar› üniversitelerde de YÖK eliyle hayata geçirilmeyeçal›fl›lm›flt›r.

12 Eylül’ün gerekçeleri sermaye sahipleri taraf›ndanolabildi¤ine yal›n bir biçimde anlat›l›rken, ortaya ç›kan bask›ve terörün ard›ndaki politik zemin de kendini tüm aç›kl›¤› ileifade etmekteydi. Burjuvazi bu durumdan oldukçamemnundu. Turgut Özal: “12 Eylül olmasayd› bu ekonomikprogram›n neticelerini alamazd›k”; Rahmi Koç: “Askeriyönetimin zaman›nda ve do¤ru kararlar almas›yla çok de¤erlizaman tasarrufu sa¤land›”; ‹SO baflkan› ‹brahim Bodur: “12Eylül’den sonraki yönetim 24 Ocak kararlar›n›n baflar›s›n› ikikat art›rm›flt›r” demekteydi.

12 Eylül’ü e¤er bir toplumsal dönüflüm projesi olaraktan›mlarsak, bunun üniversitelerdeki aya¤›n› da YÖKoluflturmaktayd›. Bu toplumsal dönüflüm projesinin bir yan›n›üniversitelerdeki toplumsal muhalefeti sindirmek ve bask›alt›na almak olufltururken, öteki yan›n› ise üniversitelerinülkenin yeni iktisadi dönüflümlerine ayak uydurmas›zorunlulu¤u oluflturmaktayd›. Bunun ilk ad›m› olarak yayg›nbir bask› ile üniversitelerdeki tüm muhalif düflüncenin

susturulmas› ve yeni politik yönelime uygun bir e¤itimsisteminin hayata geçirilmesi zorunlu idi. Bu aç›danYÖK dizginsiz bir faflist bask› ayg›t› olarak kurulmufltur.

YÖK, bu amac›n› gerçeklefltirebilmek için, gerekö¤retim üyeleri, gerekse ö¤renciler aras›nda tam bir

k›y›m gerçeklefltirdi.Genelkurmay’›n belirledi¤ibinlerce ö¤renciokullar›ndan at›ld›

ya da askeri cuntan›n iflkencehanelerinden geçirildi. Bir dahabenzer sorunlar yaflamamak için üniversiteler üzerindekibask› rejimini süreklilefltirildi. Disiplin yönetmelikleri ileö¤rencileri ve ö¤retim görevlilerini hiçbir gerekçegöstermeden ve büyük bir keyfiyetle cezaland›r›ld›.

“Amirine, maiyetindekilere, ifl arkadafllar›na, ö¤rencilerefiili tecavüzde bulunmak, siyasi ve ideolojik eylemlerdenarananlar› görev mahallinde saklamak” ö¤retim görevlileriaç›s›ndan “kamu görevinden uzaklaflt›rma cezas› verilecekuygulamalar”›n bafl›nda gelmekteydi. Oluflturulan disiplinyönetmeli¤i ö¤retim görevlilerinin siyasi faaliyette bulunmas›n›yasakl›yordu. Ancak bunun çok daha ötesinde, M‹T veemniyet raporlar› do¤rultusunda yüzlerce ö¤retim görevlisi“sak›ncal›” olduklar› gerekçesiyle üniversitelerden at›ld›.

Ö¤renciler için uygulanan disiplin yönetmeli¤i ise dahavahimdi. Son y›llarda traji-komik örneklerine s›k s›krastlad›¤›m›z soruflturma terörü, her türlü yoruma aç›k veüniversite yönetiminin herkese disiplin cezas› verebilmesinisa¤layabilecek esneklikte haz›rlanm›fl disiplinyönetmeliklerine dayanmakta. Örne¤in bu ülkeninüniversitelerinde “çimleri ezdikleri”, “çat›ya ç›kt›klar›”,“yasad›fl› müzik aletleri (!) tafl›d›klar›” (bu yarat›c› liste dahada uzat›labilir...) gerekçesiyle disiplin cezas› alan ö¤rencilere¤itim görüyorlar.

YÖK’ü ve uygulad›¤› a¤›r bask› koflullar›n›meflrulaflt›rabilmek için ‘80 öncesi devrimci yükselifl gerekçegösterildi. Bu gerekçelerin klasik bir örne¤ini buraya alman›nyararl› olaca¤›n› düflünüyoruz:

“‹ç ve d›fl kaynakl› siyasi örgütlerce planlanan, devletinülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlü¤ünü parçalama ve

rejimi y›kma hedefi güden bu ideolojik faaliyetler,üniversite gençli¤ini de kullanmak suretiyle yüksekö¤retim kurumlar›n› anarflinin yuvaland›¤› merkezlerhaline getirmeye çal›flm›flt›r. (...) Büyük boyutlara

ulaflan olaylar sonucu birkaç y›l içinde bu kurumlar,gençlerin huzur ve güven içinde milletimizin gelece¤i içinhaz›rlanacaklar› yerlerolmaktan ç›karak,sadece devletdüflmanlar›n›nifline

SSeerrmmaayyeenniinnlleerrddeekkii ttrruuvvaa aatt››

Ekim

Gençli¤i

31

Page 32: EG 87. sayı

yarayacak, can güvenli¤ini tehdit edici çat›flma yuvalar› halinedönüflmüfltür...” (Türkiye’de Yüksekö¤retim 1923-1998-MEByay›nlar›).

YÖK’ün bu bask› ve sindirme operasyonu asl›nda çok dahakapsaml› bir dönüflüm projesinin bafllang›ç aya¤›n› oluflturmaktayd›.Sermaye devleti, gençli¤i, denetimi d›fl›na ç›kt›¤› 60’lar›n ortas›ndanbugüne kadar temel bir tehlike olarak gördü ve onu sindirmek ve buyolla apolitize etmek için elinden gelen her yolu denedi. Zira sermayedevleti ve Türkiye kapitalizmi aç›s›ndan gençli¤in gelecek özlemineyan›t vermek gibi bir flans bulunmamaktayd›. Bu aç›dan YÖK’ünbask› politikalar› 12 Eylül’ün ürünü politikalar olman›n yan›nda,sermaye devletinin gençli¤e bak›fl›n›n do¤rudan sonuçlar›n› da ifadeetmektedir. Bu politika ise on y›llard›r temel özellikleri aç›s›ndanherhangi bir de¤iflikli¤e u¤ramadan bugüne kadar tafl›nm›flt›r.

Bu dönüflüm projesi üniversitelerin piyasaya ve do¤rudansermaye denetimine aç›lmas› projesinden baflka bir fley de¤ildir.Ancak iktisadi plandaki bu dönüflümün zorunlu k›ld›¤› insan profili deyine bu politikalar›n geliflim sürecinde ad›m ad›m yarat›lm›flt›r.Üniversiteler sermaye denetimine aç›l›rken, bireyci, köfle dönmeci,bencil, toplumdan kopuk gençlik ve ö¤retim elemanlar› ad›m ad›myarat›lm›flt›r. Bu kuflak bahsedilen iktisadi dönüflümlerin bir sonucu,ayn› zamanda da bu dönüflümlerin daha etkin yap›labilmesinin temeldinami¤idir.

Türkiye, 1985 y›l›nda ‹hsan Do¤ramac› elinden ilk özelüniversitesi olan Bilkent Üniversitesi’ne kavuflmufl oldu. Bu ad›myaklafl›k 15 y›l içerisinde onlarca “vak›f” ad› alt›nda özel üniversiteninaç›lmas› ile sonuçlanan bir sürecin bafllang›ç ad›m›yd›. Zira ilkdönemde olabildi¤ine masumane bir gerekçe ile “kar amac›gütmeden toplum yarar›na kurulan” bu vak›f üniversitelerinin binlercedolarl›k ö¤renim ücretleri ile nas›l birer özel flirket olarak planland›¤›bugün tüm aç›kl›¤› ile ortada durmaktad›r. Özel üniversitelerinkurulmas› ve sonras›ndaki süreçte devlet deste¤i ileyayg›nlaflt›r›lmas› –özel üniversitelerin giderlerinin %55’i devlettaraf›ndan karfl›lanmakta, ilgili vak›flara vergi indirimleri, arsatahsilleri vb. sa¤lanmaktad›r- elbette e¤itim sisteminin yaflad›¤›dönüflümlerin temel bir halkas›n› oluflturmaktad›r. Ancak yaflan›landönüflüm veya daha do¤ru bir ifade ile neo-liberal iktisadidönüflümler yal›n anlam› ile birer özellefltirme süreci olaraktan›mlanmamal›d›rlar. Bugün üniversiteler aç›s›ndan yaflan›lan hiç dedevletin özel flirketler karfl›s›nda gerilemesi de¤il, aksine neo-liberaliktisad›n bir sonucu olarak her iki taraf aç›s›ndan sistematik bir iflbölümünün hayata geçirilmesidir. Bu aç›dan YÖK tüm geliflim süreciboyunca bu dönüflümlerin ideolojik ve siyasal altyap›s›n› oluflturmakiçin de yo¤un bir çaba içerisinde olmufltur.

YÖK ve neo-liberal e¤itim anlay›fl›

YÖK’ün bafl›na 1995’te Kemal Gürüz’ün getirilmesi bu neo-liberaldönüflüm sürecinin belirleyici yanlar›ndan birini oluflturmaktad›r.Kemal Gürüz’ün 1994 y›l›nda haz›rlad›¤› bir raporla (“Türkiye’deYüksek Ö¤retim, Bilim ve Teknoloji”) y›ld›z› parlad›. TÜS‹AD içinhaz›rlanan rapora ruhunu veren yaklafl›m yine neo-liberalizmdi:

“Yazarlara göre ça¤dafl üniversite ‘modern iflletmecilik teknikleriile yönetilen bir kurum’ (s.146) olarak düflünülmelidir ve ‘pazarekonomisine’, ‘arz ve talep koflullar›na’ uymak zorundad›r.Yetifltirilecek ö¤renci tipi aç›s›ndan ise ‘bilgi toplumu ve küreselleflmesürecinin gerektirdi¤i insan gücü profili’ gündemdedir (s.29).” (TanerTimur, Toplumsal Geliflme ve Üniversiteler, s.544).

Kemal Gürüz ve onun flahs›nda YÖK’ün öncelikli hedefi neo-liberal dönüflümün ideolojik ve siyasal altyap›s›n› oluflturmak ve buçerçeve de üniversitelerde hedeflenen dönüflümleri hayatageçirmekti. Bu ideolojik alt yap› befleri sermaye kavramlaflt›rmas› vebireysel fayda tezi üzerinden tan›mlanmaktayd›. E¤itim hizmetinintoplumsal alan›n d›fl›na ç›kart›larak bir iktisat kategorisi haline

EEEEkkkkiiiimmmm

GGGGeeeennnnççççlllliiii¤¤¤¤iiii

32

Page 33: EG 87. sayı

getirilmesinde bafllang›ç aflamas›n› hiç kuflkusuz beflerisermaye kavramlaflt›rmas› oluflturmufltur. ‹nsan sermayesikavram› T. W Schultz ve G. Becker gibi burjuva iktisatç›lartaraf›ndan yeniden ele al›narak neo-liberal düflünce sistemiiçindeki temel yerine oturtulmufltur. G. Becker Human Capitaladl› kitab›nda, insan sermayesine yap›lan en önemli yat›r›m›e¤itim olarak tan›mlam›flt›r. Yazar de¤erlendirmesinde çeflitliverileri gerekçe olarak göstererek, e¤itimli insanlar›nkapitalizm koflullar›nda nas›l daha yüksek gelir elde etti¤inivurgulam›flt›r. Bu kavramlaflt›rmada e¤itim, toplumsal yan›yok edilerek, bireyin gelecekte elde edece¤i kazançderekesine indirgenmektedir. E¤itime bireyin gelecektekikazanc›n› artt›ran bir de¤iflken olarak bak›ld›¤›nda ise, piyasaekonomisinin teknik terimleri içerisinde e¤itimi ve e¤itimsistemini tan›mlamak kaç›n›lmaz bir sonuç haline gelmektedir.

E¤itimde finansman sorununa çözüm arayan P.Psacharopoulos ise bir ad›m ileri giderek bu çözümü flöyletan›mlam›flt›r: “Yüksek e¤itimin özel faydas›n›n toplumsalfaydas›ndan daha fazla olmas› nedeniyle bu hizmettenyararlanan kifli gelecekte sahip olaca¤› yüksek kazanc›nkarfl›l›¤›n› ödemek zorundad›r.”

Tüm bu neo-liberal idolojik argümanlardan beslenen eskiYÖK baflkan› Kemal Gürüz, ‘94’te TÜS‹AD için haz›rlad›¤›raporda, “yar› kamusal” e¤itimi tan›mlamakta ve flöyle devametmektedir: “E¤itim yar› kamusal bir hizmet-mal oldu¤unagöre bu hizmetten yararlananlar hizmetin karfl›l›¤›n› ödemekzorundad›r… Yüksek ö¤retimin yaratt›¤› katma de¤erinönemli bir k›sm›n›n, bu e¤itimi gören kiflilere döndü¤ü art›ktart›flma götürmeyen konular haline gelmifltir. Ve bunedenden dolay› hiçbir ülke yüksek ö¤retimin en pahal›fleklini ücretsiz olarak her isteyene sunamayaca¤› giderekdaha iyi anlafl›lmaktad›r.”

Kendisi de neo-liberal bir iktisatç› olan G. Aktansermayeye uflakça ba¤›l›l›¤›n›n yaratt›¤› histeri içerisindesüreci flu flekilde özetlemektedir: “Her alanda oldu¤u gibie¤itimde de rekabetçi bir piyasa oluflturulmas› kaç›n›lmazd›r.E¤itimin art›k bir mal oldu¤u, piyasada al›n›p sat›labilecek birmal oldu¤u kabul edilmelidir.”

YÖK ve sermaye düzeninin ilgili kurumlar› neo-liberaldönüflümü üç temel bafll›k alt›nda hayata geçirmeyeçal›flmaktayd›:

Paral› e¤itim: Üniversitelerde yaflan›lan neo-liberal dönüflümün temel

ayaklar›ndan birisi e¤itim hizmetlerinin paral›laflt›r›lmas›d›r.Bu paral›laflt›rman›n bir yan›n› e¤itim harcamalar›n›nfinansman sorununun ö¤renciler taraf›ndan çözülmesiolufltururken öteki yan›n› ise her geçen gün say›lar› artanözel üniversiteler oluflturmaktad›r.

Giriflimci üniversite: Kemal Gürüz 1994’te Türkiye Bilimler Akademisi’ne

yapt›¤› bir sunuflta “hayalindeki üniversite”yi tan›ml›yor.“Giriflimci Üniversite” ad›n› verdi¤i bu modelde üniversite birsanayi kuruluflu gibi kavran›yor. Di¤er sermaye gruplar›ylaiflbirli¤i içinde olan giriflimci üniversitenin “serbest pazarekonomisinin arz ve talep koflullar›na uymak zorunda”oldu¤unu belirtiyor. K. Gürüz yine ‘94 tarihinde TÜS‹AD içinhaz›rlad›¤› bir raporunda da Türkiye’deki üniversiteleri baz›gruplara ay›r›yor. Bu gruplardan ilki az say›da “seçkin”üniversiteden olufluyor. Bu üniversitelerin temel ifllevilisansüstü e¤itim vermek ve üniversite-sanayi iflbirli¤ini üstdüzeyde gerçeklefltirmektir. Bu gruptakiler için üniversite-sermaye iflbirli¤i teknokentler arac›l›¤›yla bugünden bafllam›fl

durumda. ‹kinci gruptaki üniversitelerin temel ifllevi isesanayiye mühendis gibi nitelikli iflgücü sa¤lamak olacak.Üçüncü grupta de¤erlendirilen üniversiteler ise “kütlesele¤itim” yapan e¤itim kurumlar› olarak adland›r›l›yor. Tüm“taflra üniversiteleri” bu gruba dahildir. Bu üniversiteler iseyine sanayinin kalifiye iflgücü ihtiyac›n› meslek liseleri vemeslek yüksek okullar› ile birlikte sa¤layacak.

K. Gürüz’ün yapt›¤› bu grupland›rma YÖK’ün yüksekö¤retim stratejisi olarak ifadelendirilebilir. Bu arada belirtilmesigereken bir baflka önemli olgu ise, bu grupland›rma içerisindeyer alan her üniversitenin ticari birer kurulufl olarakde¤erlendiriliyor olmas›. Dolay›s›yla verilen bu ticari hizmetiçin kullan›c›lardan (ö¤rencilerden) bir fiyat talep ediliyor. Bufiyatland›rmada da bahsi geçen grupland›rma esas al›nacak.Do¤al olarak elit üniversitelerin fiyatlar› çok yüksekken, taflraüniversiteleri makul bir fiyat karfl›l›¤›nda hizmet sunacak.

Üniversite sermaye iflbirli¤i:Üniversite sermaye iflbirli¤ini gerçeklefltirme çabas› YÖK

ile beraber; TÜS‹AD ve TÜB‹TAK taraf›ndan üstlenilmifltir.TÜB‹TAK’›n ‘Türkiye Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤ininGelifltirilmesi Raporu’na göre; “E¤er, toplumun bilim veteknoloji yetene¤ini yükseltmek... bir toplumsal varoluflsorunu haline gelmiflse ve bu sorunun çözümü içinüniversitenin yetenek ve birikimine gereksinim duyulmuflsa,modern üniversite ve ça¤›m›z bilim adam›, toplumsalsorumlulu¤unun bir gere¤i olarak, elbette, bu isteme yan›tverecektir.” (1994).

TÜB‹TAK yukar›daki söylemiyle toplumun ç›karlar›n› biravuç kapitalistin ç›karlar›na eflitleyerek, buradan üniversiteyeyeni bir rol biçiyor. 1990’da TÜB‹TAK taraf›ndangerçeklefltirilen 1. Bilim-Teknoloji fiuras›’nda kapsaml›de¤erlendirmelere konu edilen üniversite-sermaye iflbirli¤ininfikri temelleri at›ld›: “Üniversitelerde gerçeklefltirilenaraflt›rmalar›n %90’›n› oluflturan ve lisansüstü e¤itimin birparças› olarak yap›lan çal›flmalar, salt akademik dereceamac›na ba¤l› olmaktan ç›kar›lmal› ve büyük ölçüde sanayiiflbirli¤inin ihtiyaçlar›na yöneltilmelidir.” (TÜB‹TAK 1. Bilim-Teknoloji fiuras›’ndan aktaran Metin Özu¤urlu/Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤i tart›flma metinleri, AÜSBF).

ÜS‹ teknoloji ve bilimin, bilimsel çal›flma ile teknolojikaraflt›rma ve gelifltirmenin efl anlaml› kullan›m›n›n bir sonucuolarak üniversitenin tüm “bilimsel” faaliyetinin sermayenindenetimine ve yönlendirmesine aç›lmas›n› ifade etmektedir.

Tümüyle sermayenin denetiminde ve güdümünde birkurum olarak YÖK, gençli¤in nefretini yapt›¤› icraatlarlabinlerce kez hak etmifltir. YÖK’ü tarihin çöplü¤üne götürecekolan mücadele, aç›k ki baflta üniversite ö¤rencileri olmaküzere üniversitelerin tüm asli bileflenlerinin ürünü olabilirancak. Bu çerçevede 6 Kas›m eylemlerini YÖK’e ve ticarie¤itime karfl› birleflik bir karfl› koyufla dönüfltürmesorumlulu¤unda oldu¤umuz bir dönemdeyiz. Bu kanl› ve kirlisermaye kurumundan, tarihin hesab›n› sormak vegelece¤imizi ellerinden söküp almak için mücadelealanlar›nda buluflal›m.

Kaynakça:1) E¤itim Ne için? Üniversite Nas›l? YÖK Nereye?,

Ütopya Yay›nlar›2) E¤itim ve kapitalizm/Fuat Ercan, ÖES Yay›nlar›3) Toplumsal de¤iflme ve üniversiteler/Taner Timur, ‹mge

Yay›nlar›4) Ekim Gençli¤i arflivi

Ekim

Gençli¤i

33

Page 34: EG 87. sayı

Özerk demokratik üniversite tart›flmalar› içerisindegeçti¤imiz y›llarda söylediklerimizi ve özellikle de “Bir Slogan

ve Ötesi: Özerk Demokratik Üniversite” metnini incelemekyerinde olacakt›r. Zira bu metinde ve geçmifl dönemtart›flmalar›m›z›n bütününde sorun özlü bir biçimde

üniversitelerin ifllevi ve demokrasi sorunun kapsam›üzerinden tan›mlanmaya çal›fl›lm›flt›r. Bu aç›dan “Bir Sloganve Ötesi: Özerk Demokratik Üniversite” metninin, sorununun

kapsam›n› ortaya koyan ilgili k›s›mlar›n› güncel bir tart›flmaolarak Ekim Gençli¤i okurlar›n›n karfl›s›na koymay› uygun

bulmaktay›z. Yaz›daki bir dizi önemli tart›flmay› ç›kartt›k ve baz› küçük

eklemeler yapt›k. Soruna dair tart›flmalar› incelemek isteyenokurlar›m›za ise ilgili metnin tamam›n› yeniden okumalar›n›

öneririz.

Ekim Gençli¤i

Gençlik hareketi y›llard›r alanlarda ve meydanlarda özerk-demokratik üniversite talebini dillendirmekte ve bu çerçevedede kendi üniversite özlemini ifade etmektedir. Ancak bu ortaktalep ve özlem, talebi gerekçelendiren siyasal öznelerinbütününün soruna ayn› biçimde bakt›¤› anlam›nagelmemektedir...

Bu talep birbirinden farkl› yönelimleri ve yöntemleri olsada benzer bir dünya özlemi kuran anlay›fllar›n ortak bir talebiolman›n çok daha ötesinde bir kulan›m a¤›na sahiptir. Bugünsistem içerisinde çeflitli tart›flmalarda rektörlerdencumhurbaflkan›na, hükümetten burjuva medyaya kadar busistemin temel yönetsel ve ideolojik ayg›tlar› çeflitli tart›flmalariçerisinde bu talebe baflvurmakta ve “böyle bir üniversiteyeihtiyaç oldu¤u”nu dillendirmektedirler. Buna bir örnek olarak,geçmifl dönem YÖK yasa tasar›s› tart›flmalar›nda sistemiçindeki taraflar›n bütünü özerk ve demokratik üniversiteyedair vurgular yapm›fl ve bu çerçevede de kendi yaklafl›mlar›n›gerekçelendirmeye çal›flm›fllard›r.

Bu nedenle bugün 6 Kas›m vesilesiyle bu talebi ve butalepte cisimlenmifl siyasal anlay›fl› tekrar irdelemek yerindeve yarakl› olacakt›r.

Üretim biçimleri, s›n›flar ve üniversiteler

Üniversitelere dair herhangi bir düzeyde bir tart›flmadahareket noktas› olarak al›nmas› gereken öncelikli yan,üniversitelerin toplumdaki s›n›flar ve mevcut sistemle kurdu¤uiliflki olmal›d›r. Bu çerçeve de özerk-demokratik üniversitetalebine dair tart›flmada üniversitelerin ifllevini aç›k birbiçimde tan›mlayarak tart›flmaya bafllayal›m.

Üniversite s›n›flar üstü bir kurum de¤ildir. Toplumsalsistemlerden, üretim biçimlerinden ya da s›n›flardan ba¤›ms›zele al›nabilecek, kendine ait ve durgun, statik bir tan›m›yoktur. Üniversite; mevcut üretim iliflkilerinin ve egemen

toplumsal s›n›f›n emrinde, onun belirli ihtiyaçlar›n› karfl›layanbir üstyap› kurumudur. Üniversite; biçim ve temel özellikleriaç›s›ndan henüz yeni oluflturuldu¤u feodal dönem ile art›kmodern bir kurum haline geldi¤i ve her anlamda geliflti¤i,dolay›s›yla da feodal dönemden farkl› birçok yeni ifllevkazand›¤› kapitalist dönemde oldu¤u gibi, kendinden öncekidönemlerden bütünüyle farkl› bir biçime, içeri¤e ve ifllevesahip olaca¤› sosyalizmde de bu tan›ma uygun bir kurumolacakt›r.

“‹lk üniversitelerin bundan yaklafl›k bin y›l önce bat›Avrupa’da kuruldu¤u genel bir kabul görmektedir. Bu ortaça¤üniversitesi kilisenin denetimi alt›nda, Katolik dogmalar›nyönlendiricili¤i alt›nda ‘katedral okullar›’ niteli¤inden öte biranlam” tafl›mamaktayd›. Ortaça¤’da, Bat›’da ve Do¤u’da farkl›zaman dilimlerinde ve oldukça farkl› biçimlerde ortaya ç›kanüniversite, varoldu¤u bütün bir feodal dönem boyunca dinindenetiminde ve hizmetinde, skolastik ve idealist biryaklafl›m›n tafl›y›c›s› oldu.

Dolay›s›yla, feodalizmin üniversiteleri bugünkü anlam› ilebilimden tamamen uzak kurumlar olarak yaflamlar›n›sürdürdüler. Bütün ilgilerin teolojinin (din bilimin) belirledi¤is›n›rlar içerisine hapsoldu¤u üniversite, bu s›n›rlar›zorlayanlar› ya¤l› ipe, atefle ve giyotine yollamakta tereddütetmedi. Bunu yaparken üniversitenin ç›karlar›n› savundu¤ufley soyut ‘tanr›’ de¤il, fakat son derece somut bir toplumsalgüç olarak feodal iktidar sahipleri idi.

Feodal iktidar›n etkisini ve gücünü yitirmeye bafllad›¤›,yaflanan zay›flaman›n temel nedeni olarak ortaya ç›kankapitalizmin art›k egemen iktisadi biçim olarak toplumlar›nyaflam›n› belirledi¤i bir tarihsel kesitte, üniversiteler de birgeçifl dönemi yaflad›lar. Bunu söylerken hiç de üniversiteninsiyasal iktidara egemen s›n›f›n ç›karlar›n›n savunucusuoldu¤u gerçe¤ini unutmufl de¤iliz. Ancak siyasal iktidar›n elde¤ifltirdi¤i dönemlerde, iktidar-üniversite iliflkisinin deyeniden tan›mland›¤›n› söylüyoruz. Dahas› iktidardaki bu elde¤iflimini haz›rlayan toplumsal ve iktisadi de¤iflim vedönüflümlerin, bu arada bir üst yap› kurumu olaraküniversiteyi de dolays›z olarak etkiledi¤ini belirtmek gerekiyor.

18. ve 19. yüzy›l Avrupas›’nda zaferini ilan edenkapitalizm, tüm toplumsal yaflam› büyük ve radikalde¤iflimlere u¤ratt›. Bu de¤iflimlerden pay›n› alan üniversiteart›k yeni bir s›n›f›n; burjuva s›n›f›n›n hizmetinde yaflam›nadevam edecekti. Elbette bu yeni s›n›f›n de¤iflen ihtiyaçlar›nauygun yeni bir biçim ve içerik kazanarak. Bütün bir kapitalistgeliflim döneminde üniversite oldukça farkl› ifllevlere sahipoldu. Ancak üniversite, temel ifllevi olan kapitalist toplumsaldüzenin yeniden üretilmesi ile her dönem burjuva s›n›f›n kritikbir ihtiyac›n› karfl›lad›. “Toplumsal düzenin yeniden üretilmesi”ile anlatmaya çal›flt›¤›m›z fley; öncelikle, iktidardaki s›n›f olanburjuvazinin iktidar›n› koruyabilmesi, süreklili¤inisa¤layabilmesi için gerekli koflullar›n devaml›l›¤›n›nsa¤lanmas›d›r. Bunun için tüm toplumsal ve iktisadi yaflam›n,

66 KKaass››mm aallaannllaarr››nnddaa hhaayykk››rr››llaaccaakk bbiirr ttaalleepp::

ÖÖzzeerrkk ddeemmookkrraattiikküünniivveerrssiittee!!

Ekim

Gençli¤i

34

Page 35: EG 87. sayı

düzenin ihtiyaçlar› do¤rultusunda, gerekiyorsa yenidenörgütlenmesi, de¤ilse eskisi gibi kalabilmesini sa¤layabilmesigerekir. Burada bir bütün olarak toplumsal ve iktisadiyaflamdan söz ediyoruz. Örne¤in ‘aile kurumundan’, örne¤infabrikadaki iliflkilerden, örne¤in ‘kültür’den ya da ‘sanat’tan,vb…

Üniversite, toplumsal ve iktisadi düzenin kendisiniyenileyebilmesini nas›l sa¤layabilir? Üniversiteye bu gücüveren onun toplum içerisinde sahip oldu¤u statüdür.Üniversite, toplumda güven duyulan bir kurum olagelmifltir.Üniversitelere dair yarat›lan “günlük maddi ç›karlar›n ötesindeinsanl›k için varolan kurum” havas› toplumlar içerisinde birkarfl›l›k bulmufltur. Toplumlar›n üniversiteye duyduklar› güvenonu, burjuvazinin ideolojik savafl›m›nda güçlü bir silah halinegetirir. Burjuvazi, siyasal iktidar›n sahibi olarak varl›¤›n›sürdürebilmek için, kendi ç›karlar›n› tüm toplumunç›karlar›ym›fl gibi göstermek zorundad›r. En az›ndan s›n›fiktidar›n› gölgelemek için kulland›¤› temel araç olan devletayg›t›n›n toplum aç›s›ndan meflrulu¤unu koruyabilmesi ve“s›n›flar üstü” görüntüsünü sürdürebilmesi, bu yan›lsamayaba¤l›d›r. ‹flte üniversite burada, bu alanda temelli bir ifllevesahiptir.

Bu temel ifllevinin yan›nda üniversite, kapitalist üretimbiçimine do¤rudan fayda sa¤lamaktad›r. Kapitalizm, üretimtekniklerinin giderek geliflmesine ba¤l› olarak sürekli birnitelikli iflgücü girdisine ihtiyaç duyar. Burjuva devriminintemel sloganlar›ndan biri olan “Herkes için e¤itim!” iflte buihtiyaca denk düfler. Feodal dönemde yaln›zca vars›ls›n›flar›n›n mensuplar› e¤itim görebiliyorken, kapitalizm tümtoplumsal kesimlerin e¤itmesine ihtiyaç duyar. Ancak bue¤itim onun ihtiyaçlar› do¤rultusunda olacakt›r. Üniversite deüretimin ihtiyaç duydu¤u nitelikli iflgücünü sa¤lamaklagörevlidir. Ancak üniversitenin yarataca¤› iflgücü arz›,kapitalistlerin taleplerinden her dönem fazla olmakdurumundad›r. Aksi durum burjuvazi için art›-de¤erden dahaaz pay anlam›na gelir ki, katlan›lacak bir durum de¤ildir bu.Bu nedenle üniversitelerin say›s› art›r›l›r. Bu durum ço¤uüniversite mezununu iflsiz b›rak›r, ancak sonuçta kapitalizmintemel gereklerinden biri olan “yedek iflgücü ordusu” yeninitelikli iflgücü bölükleri kazan›r.

Üretim araçlar›n›n giderek geliflmesinin ya da kapitalistrekabetin ortaya ç›kard›¤› görece yeni bir olgu olan Ar-Ge(Araflt›rma-Gelifltirme) faaliyetleri, üniversitenin yeni ifllevleriaras›nda tan›mlanmaktad›r. Riskli bir faaliyet olan Ar-Ge’nintüm toplum taraf›ndan finanse edilmesi burjuvazinin üretimmaliyetlerini azaltacakt›r. Bunun tek yolu Ar-Ge faaliyetleriniüniversite bünyesinde gerçeklefltirmektir. Nitekim neo-

liberalizmin e¤itim program›nda, üniversitenin sermayeninucuz laboratuar›na dönüfltürülmesi ilk s›ralarda yer al›r.

Neo-liberalizm; burjuvazinin de¤iflen ihtiyaçlar›na yan›tveren bu yeni anlay›fl, e¤itimi devlet taraf›ndan verilen birkamu hizmeti olmaktan ç›kard›. E¤itim alan› bir piyasayadönüfltürüldü. Üniversiteler de bu piyasan›n kârl› parçalar›haline geldi. Dolay›s›yla üniversiteler, burjuvazi için do¤rudankâr elde edilebilecek kurumlar haline getirildiler.

Toparlamak gerekirse; üniversite burjuva iktidar›n›nyukar›da bir k›sm› s›ralanan ihtiyaçlar›na yan›t olabilmek içinsürekli kendisini yeniden örgütler.

Üniversitenin kapitalist dünyadaki yaflam›nda, kapitalizmemuhalif seslere karfl› ne kadar sert olabildi¤ini özellikle“so¤uk savafl” döneminde gördük. En s›radan örnek belki deAmerika’daki ünlü “Cad› av›”, yani komünizm karfl›t› McCarthyci kampanya döneminden verilebilir. Amerikanüniversitelerindeki en küçük muhalif ses “komünizme karfl›mücadele” gerekçesi ile sorgulanm›fl, insanlar görevindenuzaklaflt›r›lm›fl ve hapse at›lm›flt›r. Tüm dünyada, hatta“demokrasinin befli¤i” Avrupa’da da baflta marksistler olmaküzere tüm kapitalizm muhaliflerinin üniversitelerdenuzaklaflt›r›ld›klar›n› buna eklemeliyiz. Bugün kapitalizme karfl›yürütülen ideolojik muhalefet neredeyse tamamen üniversited›fl›ndan yap›lmaktad›r.

Di¤er toplumsal sistemlerden tamamen farkl› olsa da halas›n›fl› bir toplumdan söz etti¤imiz ‘komünizmin alt evresi olansosyalizm’de de üniversite, yap›lan tan›ma uygun bir kurumolarak örgütlenecektir. Yani egemen toplumsal s›n›f›nç›karlar›n›n savunuculu¤unu yapacak, verili toplumsalsistemin kendisini yeniden üretmesine yard›mc› olacakt›r.Ancak art›k iktidar iflçi s›n›f›n›n elindedir. Burjuvazinin bir s›n›folarak ortadan kald›r›lmas› ve en az bunun kadar önemli olanonun toplumun yaln›zca üretim biçimine de¤il, fakat kültürüneve yaflam tarz›na sinmifl al›flkanl›klar› ile mücadele edilmesigerekmektedir. Hiç flüphesiz genel olarak e¤itim, özel olarakda üniversite bu mücadelede kritik bir önem tafl›yacakt›r.

Sosyalist üniversite, her türlü burjuva ideolojisi ilemücadele edecek, kapitalist ideolojinin toplumda arta kalanson tortular›n›n da temizlenmesine yard›mc› olacakt›r.Sosyalist üniversite, e¤itimi salt teorik bir süreç olmaktanç›karacak, onu üretim süreçleri ile birlefltirerek “politeknike¤itim”i gerçeklefltirecektir. Politeknik e¤itim; teorik e¤itiminyan› s›ra, üretim süreçleri ile içiçe geçmifl bir e¤itim sürecinitan›mlar. Politeknik e¤itim ayn› zamanda yeni bir kültüryaratmak amac›ndad›r. Bu kültür iflçi s›n›f›n›n sosyalist-enternasyonalist kültüründen baflkas› de¤ildir. Politeknike¤itim, ayn› zamanda bir sanat e¤itimidir. Sanat› küçük, elit

Ekim

Gençli¤i

35

Page 36: EG 87. sayı

bir az›nl›¤›n tekelinden ç›kararak, genifl emekçikesimlerin kat›l›m›na ve üretimine açar. Ancakunutulmamal› ki bu süreç oldukça uzun ve sanc›l›bir döneme iflaret eder.

Özerk-demokratik üniversiteslogan› üzerine

Buraya kadar söylediklerimiz “Özerk-demokratiküniversite!” slogan›n› do¤ru bir düzlemde elealabilmemiz için gerekliydi. Yapt›¤›m›z bu genelde¤erlendirme ›fl›¤›nda flimdi art›k üniversiteninözerkli¤i sorununa girebiliriz.

Kapitalizmin üniversiteleri biçimsel anlamdaözerk bir yap›ya sahip olabilirler. “Biçimselolarak”tan ne anlad›¤›m›z› ortaya koyal›m. Birkapitalist devlette kamu üniversiteleri devletindo¤rudan denetimi alt›ndad›r. Bu denetim, örne¤in Türkiye’deoldu¤u gibi YÖK gibi bir kurum arac›l›¤› ile ya da üniversiteleraras›nda koordinasyonu sa¤layan baflka herhangi bir kurumveya örgütlenme ile sa¤lanabilir. Farkl› ülkeler bu soruna,farkl› çözümler üretmifl olabilirler. Ancak devletin üniversitelerüzerindeki denetimi bir biçimde sa¤lan›r. Burjuvazininüniversiteyi denetleyebilmesi, dahas› kullanabilmesi için illadevlet taraf›ndan bu amaca uygun bir ayg›t yarat›lmas›gerekmez. Üniversite ile sanayi aras›ndaki iflbirli¤i ya daiflbölümü denetimin baflka bir biçimidir. Kald› ki üniversitelerinbafl›na getirilen rektörler de burjuvazinin “uflaklar s›n›f›”n›nüyelerinden baflkas› de¤ildirler. Böylelikle üniversite çeflitlibiçimlerde kapitalist sisteme ba¤lan›r.

‹flte biçimsel bir özerklik, üniversitenin kapitalist sistemlevarolan kaba ba¤lar›n› koparmak anlam›na gelir. Örne¤inüniversitenin bafl›nda bir bask› ve yönlendirme arac› olan birtak›m kurumlar -YÖK gibi- ortadan kald›r›l›r. Üniversiteninyönetiminden burjuva s›n›fa aç›kça hizmet edenleruzaklaflt›r›l›r. Üniversite mali aç›dan yaln›zca devletten ald›¤›kaynaklarla ayakta durur. Ancak üniversite mali kaynaklar›n›kullanabilmekte belli bir ba¤›ms›zl›¤a sahip olmal›d›r.Sermayenin üniversite üzerindeki do¤rudan mali denetiminisa¤layan yard›mlar ya da benzeri uygulamalar ortadankald›r›l›r.

Tüm bunlara ra¤men üniversite hala gerçek anlamda‘özerk’ de¤ildir. Ortada yaln›zca biçimsel bir özerklik vard›r.T›pk› burjuvazinin anayasal eflitlik anlay›fl› gibi bu özerklik deasl›nda görüntüdedir, yani gerçekte sahtedir. Üniversitenin,burjuva s›n›f›ndan ve onun temel bask› ayg›t› olan devlettentam özerkli¤i onun her alanda ve her anlamda kapitalizmdenar›nd›r›lmas›yla mümkün. Bizim “özerk üniversite”denanlad›¤›m›z budur. U¤runa mücadele edilmesi gereken talepbudur. Özerklik talebini biçimsel anlamda öne sürdü¤ümüzde,ciddi teorik ve politik yan›lg›lara sürüklenmek iflten bilede¤ildir.

Üniversitenin kapitalizmden tam özerkli¤i teorik olarakmümkünse de pratik olarak gerçeklefltirilemez oland›r.K›smen gerçeklefltirilse de asla süreklilik kazanamayacakt›r.Üniversitenin burjuvaziden tam özerkli¤i talebi, di¤erdemokratik talepler gibi kapitalizm koflullar›nda teorik olarakgerçekleflmesi mümkün, fakat pratik olarak bu neredeyseolanaks›zd›r. Bir ölçüde gerçekleflse bile bu ancak güdük vee¤reti bir biçimde, dahas› ancak geçici bir süre için olanakl›olabilecektir.

Bu nedenle de önemli olan, t›pk› di¤er demokratik taleplerde oldu¤u gibi, üniversitenin tam özerkli¤i u¤runa verilecekmücadeledir. Bu mücadelenin kendisi üniversiteli gençli¤e

siyasal iktidar›n karakterini ve devletin s›n›fsal niteli¤ini aç›kbir biçimde gösterecek, ö¤renci gençli¤in, iktidarmücadelesindeki iflçi s›n›f›n›n yan›nda yer almas›n›kolaylaflt›racakt›r.

Demokratik üniversite; ö¤rencilerin, ö¤retim görevlilerininve tüm üniversite çal›flanlar›n›n yönetimindeki üniversiteyianlat›r. Üniversite, bu üç bileflenin bir araya geldi¤i birorganizasyon taraf›ndan yönetilmelidir. Bugün ‘reform’ ad›alt›nda yap›lmaya çal›fl›lan de¤iflimler, görüntüyükurtarmaktan bile uzakt›r. Rektörlerin seçimle göreve gelmesiüniversiteyi daha demokratik yapmayacak, rektörün ö¤retimgörevlileri üzerinde daha s›k› bir denetim kurmas› sonucunudo¤uracakt›r. Ö¤renci Temsilcileri Konseyi ad› ile bir arayagetirilen ö¤renci örgütlenmeleri, bir, herhangi bir yetkiye sahipolmak bir yana, söz hakk›na bile sahip de¤ildirler, iki, buörgütlere temsilci olarak girmek türlü koflullar iles›n›rland›r›lm›fl, yani demokrat ö¤rencilerin buralara giripçal›flmalar› fiilen engellenmifltir.

Demokratik üniversite, üniversitenin tüm bileflenleri içintam bir örgütlenme özgürlü¤ü tan›mak zorundad›r. Buörgütlenme özgürlü¤ü yaln›zca akademik ve sendikal örgütleride¤il, politik örgütleri de kapsamal›d›r. Ayr›ca üniversitelerdepolitik çal›flma yürütmenin önündeki bütün engellerkald›r›lmal›d›r.

Demokratik üniversite talebi sosyalist bir düzende tamolarak uygulanmas› gereken temel önemde bir taleptir. Yaniüniversite, yukar›da söz etti¤imiz bileflenler taraf›ndanyönetilmeli, bir özerklikten bahsedilecekse bu özerklik buyönetim arac›l›¤› ile sa¤lanmal›d›r.

Sosyalizmde üretim ve zenginlik kamunun elinde vehizmetinde olaca¤›, böylece üniversitelerin mülkiyet tekelineelinde tutan bir avuç asalak yerine toplumun eziciço¤unlu¤unun ç›karlar›na hizmet etmesinin genel koflullar›yarat›laca¤› için, tarihte ilk kez olarak gerçekten demokratikbir kurum olabilecektir.

Üniversiteli gençlik hareketini içerisinde debelendi¤iç›kmazdan kurtarabilmek için öncelikle sa¤lam bir teorikkavray›fl, do¤ru politik platform ve do¤ru bir önderlik prati¤igereklidir. Do¤ru bir yönlendiricilik için ise aç›k ki, temelpolitikalar›m›zda tam bir netli¤e sahip olarak kazan›labilir.‹flte, ö¤renci hareketi için temel bir slogan olarak önesürülmesi gereken “Özerk-demokratik üniversite!” talebiniyukar›da s›ralad›¤›m›z politik-ideolojik çerçeve ilegerekçelendirmek zorunday›z. Bu politik-ideolojik çerçeve,ö¤renci hareketi içerisinde yanl›fl yönelimlere karfl› elimizdekigüçlü bir silah olarak ele al›nmal›d›r.

Ekim

Gençli¤i

36

Page 37: EG 87. sayı

Son aylar›n e¤itim gündemlerinebak›ld›¤›nda, s›nav sonuçlar› eksenindede¤ifliklikler konufluluyor. Bude¤iflikliklerin hiçbir anlam tafl›mad›¤›n›iyi biliyoruz. Birkaç y›ll›k döneme¤itimin geldi¤i noktay› ortaya koyuyor.Yap›lan onca “reform” çöpe gidiyor.Yap›lan de¤iflikler art›k günü bilekurtaram›yor.

Ancak “reformlar”› s›rf buifllevleriyle ele al›rsak büyük bir hatayadüfleriz. Çünkü yap›lan her de¤iflikliközüne uygun olarak bir sald›r› arac›nadönüflüyor. En basit örnek; ÖSSs›nav›yla ilgili her de¤ifliklik sonras›ndaüniversite hayallerimiz daha da azal›yor.Liselerin 4 y›la ç›kart›lmas›yla bizleri biry›l daha fazla sömürecekler. Di¤erde¤ifliklikler de incelendi¤inde benzerverilere ulafl›labilir. Yap›lan de¤iflikliklerhep yeni sald›r›lara hizmet etmektedir.Bu asl›nda e¤itim sisteminin içindebulundu¤u durumun d›flavurumudur.E¤itim sisteminin çöküflünü kan›tlayan bu veriler içindeayyuka ç›kan bir sorun ise tek bafl›na temel bir roloynamaktad›r. E¤itimde derinleflen f›rsat eflitsizli¤indensöz ediyoruz.

Gelinen noktada bu konudaki fark çok daha aç›lm›fldurumda. ÖSS sonras›nda yap›lan de¤iflikliklerleö¤rencilerin dershaneye gitmesi art›k bir zorunluluk.Tabii burada önemli bir koflul devreye giriyor: Para.Dershaneler bu durumu kendi lehlerine çevirmekte geçkalmad›lar. Dershaneler en ucuzu bile milyar› bulanfiyatlarla kârlar›na kâr kat›yor. Devletin düzenlemelerisayesinde “müflterileri” garanti olan “iflletmeler”durmadan fiyat yükseltiyor.

Bu durum ö¤renciler aras›nda s›n›fsal farkl›l›klar›ortaya seriyor: Paran varsa oku, yoksa iflçi ol! Zenginçocuklar›n›n hem dershane, hem de özel üniversite flans›varken, iflçi-emekçi çocuklar›n›n tercih flans› bilebulunmuyor. Birçok iflçi-emekçi çocu¤unun s›n›f atlamave gelecek olarak gördü¤ü üniversiteler art›k hiçolmad›¤› kadar uzak. Üniversite s›navlar›nda yar›flatlar›na dönüfltürülen ö¤renciler içinde art›k zenginçocuklar› metrelerce önden bafllayacak dersek yanl›flolmaz. Bu yar›fl›n sonucu art›k “bafltan belli olma”durumunu garantiledi. Bunun içindir ki, binlerce iflçi-emekçi çocu¤u s›nava bile girmekten vazgeçebiliyor.

Her geçen gün derinleflen bu eflitsizlik, düzenin

iflleyiflinin gere¤idir. Kapitalist sistem bu temel üzerindeçal›flm›yor mu? Paras› olana okuma hakk› da var, gelecekkurma da... Ama di¤er tarafta da düzenin iflleyifli içingereken emek gücüne dönüflecek olan binler duruyor.

Bir de e¤itimdeki f›rsat eflitsizli¤inin bölgesel alan›var. E¤itim ve ö¤retim dönemi bafllamas›na ra¤mendo¤uda aç›lmam›fl okullar var. Ö¤retmen eksikli¤i çekenokul say›s› da bat›dan daha çok ve hala birlefltirilmifldersliklerle karfl›laflabiliyorsunuz. ÖSS s›nav sonuçlar›aç›kland›¤›nda iller s›ralamas›nda sonunculu¤u paylaflaniller hep ayn›d›r. Hakkari, Van ve di¤er do¤u illeri.

Bunlara bir de k›sa bir haber ekleyelim. Boyal›bas›nda ç›kan bir habere göre; bir burjuva semtindekiilkö¤retim okulunun masraflar›n› veliler karfl›lamayabafllam›fl ve okulda bilgisayarl› e¤itime geçilmifl! Birbaflka haber ise flöyle: Okula kay›t paras› vermeyenvelilerin ö¤rencileri bir s›n›fta toplanm›fl. Bir tarafta iflçive emekçi çocuklar›, di¤er tarafta burjuva çocuklar›...

E¤itim sisteminde yaflanan hiçbir sorunu düzendenyal›t›k düflünemeyiz. F›rsat eflitsizli¤i bunun en yal›nifadesidir ve kapitalizmin ürünüdür. Sorun kapitalistsistem var oldu¤u sürece yaflayacak ve daha daderinleflerek devam edecektir. Biz bu geleceksizlik veeflitsizlik içinden kendi gelece¤imizi ç›kar›ncaya kadarböyle sürüp gidecektir. Kapitalist sistem y›k›lmad›¤›sürece yeni “reformlarla” yeni sald›r›larla yaflanacakt›r.Biz karfl›s›na ç›k›p dur deyinceye kadar!..

EE¤¤iittiimmddee ff››rrssaatt eeflfliittssiizzllii¤¤ii ddeerriinnlleeflfliiyyoorr......

EEflfliittssiizzlliikk kkaappiittaalliizzmmiinn öözzüünnddeeddiirr!!

Ekim

Gençli¤i

37

Page 38: EG 87. sayı

Türk burjuvazisi, cumhuriyetin kuruluflunun daha ilky›llar›ndan itibaren kendi ulusu d›fl›nda hiçbir ulusu veaz›nl›k milliyeti tan›mam›fl, inkar, imha ve asimilasyonpolitikas›n› ulusal soruna yaklafl›m›n›n merkezinekoymufltur. Yaln›zca Türk ulusunu resmen tan›m›fl, onundili ve kültürünü egemen k›lmaya çal›flm›flt›r. Kürtlerinulusal aç›dan kimliksizlefltirilmesi ve asimilasyonu içinseher türlü araç ve yöntemin kullan›lmas› meflrugörülmüfltür.

Türk burjuvazisi için e¤itim, her zaman, Kürdistan’dabu asimilasyon araç ve yöntemlerinden biri olarakkullan›lm›flt›r. Cumhuriyetin kurulmas› ile birlikte Türkburjuvazinin ilk icraatlar›ndan biri, ulusal e¤itimpolitikas›n›n oluflturulmas› ve bunun yasa ile güvencealt›na al›nmas› olmufltur. 22 Mart 1926’da ç›kart›lan 789say›l› Maarif Teflkilat›na dair yasa ile e¤itimin Türkçed›fl›nda hiçbir dille yap›lamayaca¤› yasalaflt›r›lm›flt›r. ‹lkelden anadilde e¤itimin yasaklanmas›n›n ard›ndan Kürtulusunun dili ve kültürünün bask› alt›na al›nmas› ve yokedilmesi için e¤itim plan›nda çok daha özel önlemleral›nmaya bafllanm›flt›r. “Vatandafl Türkçe konufl!”kampanyas›ndan beklenilen sonuçlar›n al›namamas› ilebirlikte, Dersim Kanunu’nda asimilasyon amaçl› bölgeyat›l› okullar› gündeme getirilmifl, ancak 1960’lara kadarbu proje hayat bulamam›flt›r.

27 May›s darbesiyle birlikte ise 1961’de ç›kar›lan 22no’lu yasa ile bölge yat›l› okullar› yasalaflt›r›l›r. Yasadabölge yat›l› okullar›n›n amac›, “...köy çocuklar›n› ileriö¤renim imkanlar›na haz›rlamak, Türk dil ve kültürünüyayma faaliyetine yard›mc› olmak” olarak tan›mlan›r. 12Eylül generalleri ise yasada de¤ifliklik yaparak befl y›ll›kbölge okullar›n› orta okulla birlefltirerek sekiz y›ll›k yat›l›ilkö¤retim bölge okullar› (Y‹BO) uygulamas›nageçilmesine ve bölge okullar› say›s›n›n art›r›lmas›na önayak olmufllard›r.

Y‹BO’lar›n kurulufl gerekçesi burjuvazi taraf›ndan,bölgede yerleflim yerlerinin da¤›n›kl›¤› nedeniyle heryerleflim yerine okul yapamama olarak aç›klansa da,bölge okullar› çok yönlü asimilasyonun temelamaçlar›ndan biri olarak düflünülmüfltür. Dil ve kültürbirli¤i, ulus olma bilincinin en temel unsurlar› vedayanaklar› aras›ndad›r. Sermaye devleti de bölgeyeyönelik uygulad›¤› e¤itim politikas› ile tam da Kürtleriçin bu dayanaklar› ortadan kald›rmaya, onlar› sistemlibiçimde asimile etmeyi, resmi ideoloji çerçevesinde Kürtgençlerinden iyi birer “Türk vatandafl›” yetifltirmeyihedeflemektedir.

Asimilasyon k›fllalar›

Y‹BO uygulamas›n›n en yayg›n görüldü¤ü yerlerAd›yaman, Bingöl, Bitlis, Tunceli, Malatya, Van, A¤r›,Diyarbak›r, Mardin, Siirt gibi Kürt illeridir. Bölgede enbüyük yat›r›m bu okullara yap›l›yor ve özel politikyönelimle birlikte di¤er okullara yat›r›m yap›lm›yor. 150binin üzerinde çocuk bu okullarda ö¤renim görüyor.Henüz alt› yafl›nda ailesinden kopar›lan çocuklar›n büyükbir k›sm›n›n anadili Kürtçe ve yine bu çocuklar›n büyükbir k›sm› Türkçe konuflmay› bilmiyor. Okulda Kürtçekonuflmak yasak oldu¤u gibi tatilde evlerine gidençocuklar›n evde Kürtçe konuflmas› da yasak. Haftaboyunca okul d›fl›na ç›kmak veya ziyaretçilerle görüflmekde yasak. Hafta sonunda ise aileleriyle t›pk› k›fllalardauyguland›¤› gibi ancak “nizamiye”de görüflebiliyorlar vebu görüflmelerde Kürtçe konuflmak da yasak. Çocuklar›ntemel ihtiyaçlar›n› sa¤layacak hizmetliler bu okullardayer alm›yor, sa¤l›k ekipleri dahi bile yok. Bunlar bir yanaokullarda temizlik çal›flanlar› dahi son derece s›n›rl›.Okul temizli¤ini küçük yafltaki bu çocuklar yap›yor. Buokullarda görev yapan ö¤retmenler mevcut politikyönelime uygun olarak seçiliyor. Okul içinde tam birk›flla disiplini uygulan›yor. Dayak, aç b›rakma gibisirklerdeki uygulamalar› an›msatan her türlü insanl›k d›fl›uygulama, bu okullarda e¤itim arac› olarak kullan›l›yor.

Anadilinden zorla kopar›lan bu çocuklar›n, dil vedüflünceleri aras›ndaki s›k› birli¤e vurulan ket dolay›s›ylazaten düflünsel ve kiflisel geliflimleri zaafa u¤ramakta,dolay›s›yla bu çocuklar psikolojik sorunlar dayaflayabilmektedir. Bir de üzerine bu insanl›k d›fl›uygulamalar eklendi¤inde ortaya çok daha vahimsonuçlar ç›kabilmektedir. Yap›lan araflt›rmalarda, buokullarda e¤itim gören çocuklar›n büyük bir k›sm›ndaalt›n› ›slatma, gece uyuyamama, kekemelik, kendinegüvenmeme, t›rnak yeme gibi psikomatik, travmatikbelirtiler gösterdikleri görülüyor. Çocuklar›n yaflad›¤›psikolojik sorunlar bir yana anadilinde e¤itim göremeyençocu¤un ö¤renmesi ve kavramas› güçleflmekte veyavafllamaktad›r.

Kaynak yetersizli¤inden flikayet eden burjuvaziherhangi bir okulu açmaktan çok daha fazla maliyete yolaçan bu okullara milyarlarca dolar harcayabilmektedir.'93 konsepti ile birlikte bu okullar›n yap›m›na h›zverilmifltir, ve önümüzdeki y›llarda da bu okullar›nyap›m›na daha fazla kaynak aktar›laca¤› aç›klanmaktad›r.

Peki Kürdistan’da e¤itimin genel tablosu nedir?

BBiirr aassiimmiillaassyyoonn aarraacc›› oollaarraakkKKüürrddiissttaann’’ddaa ee¤¤iittiimm

Ekim

Gençli¤i

38

Page 39: EG 87. sayı

Kürdistan’da e¤itimin somut olanaklar› çal›n›yor

E¤itim Sen’in 2005 y›l› bafl›nda e¤itim sisteminindurumu raporu, bu bölgedeki kara tabloyu gözler önüneseriyor. Ülke genelinde ortalama e¤itim süresi 6 y›l ikenKürdistan illerinde bu ortalama 3,5 y›l, yani ilkö¤retimdüzeyinde bile de¤il. Liseleflme oran›, yani ortaö¤retimibitiren çocu¤un liseye devam›, % 50 gibi oldukça düflükbir oran. K›z çocuklar› söz konusu olunca bu oran %28’lere kadar düflüyor. Mesele ö¤rencinin okula devametmek istemesinden çok, bölgede yeterli say›da liseninolmay›fl›. Bölgede ö¤retmen a盤› var; ülke genelindeö¤retmen bafl›na 37 ö¤renci düflerken Kürdistan’daö¤retmen bafl›na 70 ö¤renci düflüyor. E¤itim uzmanlar›nagöre ise ideal rakam 20. Bölgeye yeterli say›da ö¤retmenatanmad›¤› gibi, bölgeye atanan ö¤retmenlerin de özlükhaklar› tan›nmad›¤› ve ihtiyaçlar› karfl›lanmad›¤› içinmecburi hizmetini tamamlayan ö¤retmen bölgeyi terkediyor. Bir çok ilde ö¤retmenlerin lojman sorunu dahiçözülmüyor. Bu, bölgenin özgül yanlar› konusundadeneyimli ö¤retmen say›s›n› azaltt›¤› gibi, çocuklar›nadaptasyon sorununu art›r›yor ve baflar› oran›n› azalt›yor.Okullaflma oran› yüzde 7 ila 10 aras›nda, derslikleryetersiz, ihtiyac› karfl›layacak okul ve derslikler için 10katrilyona ihtiyaç var. Okullar› olmayan köylerdekiçocuklar tafl›mal› sisteme baflvurmak zorunda kal›yor.Tafl›mal› sistem ise tam bir rant kap›s› haline gelmifldurumda. Dahas› uygun olmayan araçlarla uzunmesafeler yap›l›yor.

Birlefltirilmifl s›n›f uygulamas› da bölgede çok yayg›n.2005 verilerine göre ülke genelinde 587 bin 379 ö¤rencibirlefltirilmifl s›n›flarda ders görüyor. Birlefltirilmifl s›n›fuygulamas›n›n en yo¤un görüldü¤ü yerler ise Kürdistanilleri. Bu s›n›flarda tek ö¤retmen eflli¤inde befl s›n›f birarada ders görebiliyor. Bu da çocuklar›n baflar› durumunuoldukça olumsuz etkiliyor. Okullar›n büyük bir k›sm›ndasu, tuvalet, kalorifer yok. Bir çok okulda yeterli say›damemur ve hizmetli yok, dolay›s›yla okullar›n temizlikgibi bir çok ihtiyac›n› ö¤renciler karfl›lamak zorundakal›yor.

Bu kara tablonun gerisinde yatan gerçeklik, “Haydik›zlar okula!”, “Çocuk eme¤ine hay›r!” vb.demagojilerine ra¤men, bizzat sermaye devletininuygulad›¤› ulusal e¤itim politikas›d›r. Kürdistan’da enbüyük sorunlardan birisi iflsizliktir ve yoksulluk içindekiveliler çocuklar›n›n e¤itim yükünü kald›ramamakta,çocuklar›n› okula gönderememektedir. Çocuklar›n büyükbir k›sm› ya mevsimlik ifllerde tarlada çal›flmak, ya daboyac›l›k, simitçilik gibi ifllerde çal›flmak zorundakalmaktad›r. Sermaye devleti ise paras›z e¤itimuygulamas› yerine “Haydi k›zlar okula!” demekleyetinmektedir. Yeni okullar açmak ya da mevcutokullar›n ihtiyaçlar›n› gidermek yerine, asimilasyonamac›na yönelik yeni Y‹BO’lar infla etmektedir. Velilerdo¤al olarak çocuklar›n› bu okullara göndermek

istememektedir, göndermek zorunda kalanlar iseyoksulluk dolay›s›yla çocuklar›n›n asgari ihtiyaçlar›n›dahi karfl›layamayanlard›r.

Gerici kayg›larla çocuklar›n› okula göndermekistemeyen ebeveynler de var kuflkusuz. Ancak sömürgecisermaye devleti “Haydi k›zlar okula!” demagojisiyaparken, sanki y›llard›r bu Kürdistan’daki egemenli¤inikoruyabilmek için feodal a¤alara, afliret reislerine vetarikat fleflerine dayanan, ortaça¤ art›¤› bu gerici güçlerive onlar›n temsil etti¤i gerici-feodal kültürü destekleyipyaflatan kendisi de¤ilmifl gibi davran›yor. Bizzat devletinbu bölgede tüm biçimleriyle gerici-feodal ideoloji vekültürün korunmas› için sarf etti¤i çaba ve bununsistemli biçimde besledi¤i geri ve gerici bilinç, yoksul vecahil ailelerde çocuklar›n›, elbette özellikle de k›zçocuklar›n› okula göndermeme tutumlar›na yolaç›yor.

ÖSS sonuçlar›nda baflar› durumuna göre ils›ralamalar›n›n son s›ralar›n› her sene a¤›rl›kl› olarakKürt illeri doldurur. Bu sonuç elbetteki tesadüfi de¤ildir.Sermaye devleti yaratt›¤› f›rsat eflitsizli¤i ile Kürtgençlerinin ÖSS’de baflar›s›z olmas›na neden olmakta,Kürt gençlerinin gittikleri yerlerde yaratabilece¤imücadele dinamiklerinden korktu¤u için onlar›n yerelyaflam alanlar›ndan daha ileri bir e¤itim için ç›kmaolanaklar›n› mümkün mertebe s›n›rlamaktad›r.

Hüseyin Çelik geçti¤imiz günlerde yapt›¤› aç›klamaile bu bölgede okul öncesi seferberli¤ini bafllatacaklar›n›müjdeledi(!). Burjuva medya da bu haberi yere gö¤es›¤d›ramayarak “e¤itimde atak” olarak lanse etti. Asl›ndaHüseyin Çelik’in okul öncesi ö¤retiminin en temelamac›n› Türkçe ö¤retmek olarak aç›klamas›, bütünniyetleri aç›kça ortaya koyuyor. Sermaye devletininulusal e¤itim politikas›n›n yegane hedefi iyi birer “Türkvatandafl›” yetifltirmektir. Dolay›s›yla liseleflme oran›n›nbu kadar düflük oldu¤u bir bölgede Y‹BO’lar›n ve okulöncesi okullar›n›n say›s›n›n art›r›lmas›na öncelikveriliyor.

Verilerin de ifade etti¤i gibi, bölgede e¤itim alan›ndayaflanan sorunlar›n temel kaynaklar›ndan biri e¤itimdef›rsat eflitsizli¤i, bunun bir parças› olarak paral› e¤itimdir.Bu nedenle paral› e¤itime ve e¤itimde f›rsat eflitsizli¤inekarfl› mücadele Kürdistan için çok daha yak›c› birönemdedir. Ancak sorunun Kürdistan’a özgü daha temellibir boyutu, e¤itimin bu bölgede bir asimilasyon arac›olarak kullan›lmas› ve bu politikan›n bir parças› olarakKürt çocuklar›n›n anadilde e¤itim hakk›ndan yoksunb›rak›lmas›d›r. Bu gerici floven resmi politikaya karfl› veacil demokratik istemler kapsam›nda; tüm dillere hakeflitli¤i sa¤lanmas›, zorunlu devlet dilinin ortadankald›r›lmas› ve herkese kendi ana dilinde e¤itim hakk›tan›nmas› talepleri için mücadeyi yükseltmekgerekmektedir. Bu mücadele gençlik cephesinde, millibask›ya, flovenizme ve gerici e¤itim sistemine karfl›mücadele kapsam›nda çok daha özel bir öneme veanlama sahiptir.

Ekim

Gençli¤i

39

Page 40: EG 87. sayı

Y›llar›m›z› verdi¤imiz e¤itim hayat›m›z›n belki ironikbir özetidir bu söz. Ailemiz büyük bir sevinçle elimizdentutup bizi y›llar önce 1. s›n›f›n küçük s›ralar›nab›rakm›flt›. ‹flte o günden bu yana üstüne oturdu¤umuzs›ralar, sandalyeler, karfl›m›za geçen ö¤retmenler,asistanlar, doçentler, profesörler de¤iflti, ama bir fleyde¤iflmedi: Anlat›lan hikayeler…

E¤itim genç bireylerin hayata haz›rlanmalar›n›sa¤layan, teknik ve sosyal iflbölümünün gerektirdi¤idonan›m› sa¤layabilmeleri için geçirdikleri süreçtir.Elbette bu süreç, içinde bulundu¤u toplumun ihtiyaçlar›ve dinamikleri ile birlikte flekillenmektir. Örne¤in ortaça¤Avrupa’s›nda üniversite kiliseye ba¤l›, ondan henüzayr›flmas›n› sa¤layamam›fl bir kurumdur. Burjuvadevrimlerinin gerçekleflti¤i, burjuva ulus devletinflekillendi¤i, feodal üretim iliflkileri ve üstyap›n›n tasfiyeedildi¤i dönemde bu ifllev h›zla de¤iflmifltir. E¤itim laik,toplumun daha genifl kesimlerini kapsayan, bilimsel veteknik ilerleme ihtiyac›n› karfl›layan bir niteli¤ebürünmüfltür.

Burjuvazinin iktidar› ald›¤› ve h›zla gericileflti¤idönemde toplumun birçok alan› gibi e¤itim de bude¤iflimden nasibini alm›flt›r. Burjuvazi için e¤itim ikitemel hedefe yönelmifltir. Bunlardan birisi mevcut kurulus›n›fl› toplumun ideolojik hegemonyas›n› gençbeyinlerde kurmak ve kendi ideolojik yeniden üretiminigerçeklefltirmek, di¤eri de gerekli olan teknik elemanihtiyac›n› karfl›lamak. E¤itimin bir aflamas› olanüniversite için de bu durum geçerlidir. Üniversite,burjuvazi için, toplum üzerindeki ideolojikhegemonyas›n› sürdürmesinde ve iktidar›n› toplumyaflam›n›n her düzeyinde devam ettirmesini sa¤layankurumlara kendi ölçütlerine göre nitelikli idareciler vs.yetifltirmesinde büyük bir öneme sahiptir.

‹lkokul hayat›m›z hayat bilgisi kitaplar›nda gazeteokuyan b›y›kl› baba ve ev ifllerini gören anne tasvirleriile bafllam›flt›. “Cumhuriyet halk›n kendi kendisiniyönetmesidir” tekerlemesiyle devam eden bu süreçsonras›ndaki tarih, din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri ileyeni boyutlar kazand›. Burada temel olan e¤itimin birideolojik hegemonya arac› olarak kullan›lmas›d›r. Bu,ilkokuldan üniversitelerde lisansüstü çal›flmalara,araflt›rmalara kadar kendini yans›t›yor. Üniversitedesosyal bölümler bir yandan bu ideolojik hegemonyay›güçlendirmeye çal›fl›rken, di¤er yandan üniversitede buhegemonyan›n denetim mekanizmalar› iflletilmektedir.Tarih kitaplar›ndaki yalan ve yanl›fllar dururken “sözde”Ermeni soyk›r›m›n› yalanlayan “bilimsel” makaleler bu

üretimin aç›k örneklerinden birisidir. Yüksek lisansö¤rencilerinin yazd›¤› tez sebebiyle okuldan at›lmas› veYÖK baflkan›n›n bu at›lmay› sahiplenmesi gibi durumlarda bu denetimin somut örnekleridir. Bilimsel e¤itiminönündeki en büyük engellerden birisi düzenin kendiideolojik hegemonyas› alt›nda gericileflen, onunpropagandas›n›n bir arac› haline gelen e¤itim anlay›fl›d›r.

Bu sorun üniversitenin özerkli¤i tart›flmas›n› da biryan›yla kesiyor. Üniversite, bilimsel üretimi hedefleyen,kendi ba¤›ms›z denetim ve yönetim ayg›tlar›na sahipolan bir yap›ya kavuflamad›¤› sürece bilimsel üretim ad›alt›nda ortaya ç›kanlar masa bafl›nda yaz›lm›fl hikayeleroluyor. Geçti¤imiz haftalarda Bo¤aziçi Üniversitesi’ndeyaflanan konferans sorunu da bunu anlat›yor.Faaliyetlerini mahkemelerin, MGK’ya ba¤l› YÖK’ünbelirledi¤i üniversite yeni bir fleyler söylemek konusundadahi eksik kalmaya mahkumdur. Nas›l ki Ortaça¤’dabilim adamlar› ve düflünürler kiliseye ba¤l› ve sözlerini‹ncil’in çizdi¤i s›n›rlar içerisinde belirlemeçabas›ndayd›ysalar, bugün karfl›m›zda MGK’n›n millisiyaset belgesinin çizdi¤i s›n›rlar içerisinde kalan birüniversite gerçe¤i vard›r.

Üniversitenin özerkli¤i bilimsel e¤itimin di¤er engeliile de bir sebep sonuç iliflkisine sahip. Üniversiteyiba¤layan zincirlerden birisi de sermayeninüniversitelerdeki do¤rudan denetimidir. Toplumsalüretimin ve üretici güçlerin bugünkü engeli olansermayenin üniversiteler üzerindeki tahakkümü, bilimselüretimin ve e¤itimin önünde bir engel olarakdurmaktad›r. Bu durum üniversite e¤itimini teknikeleman yetifltirme içeri¤ine mahkum ederken, bu tekniküretimi de tekellerin ihtiyaçlar› ile s›n›rlamaktad›r. Bilimve teknolojiyi pazarlanabilir yeni ürün, sistem, üretimyöntemleri ve toplumsal hizmetlere dönüfltürebilmebecerisi egemen k›l›nmaktad›r. Bu da bilimselaraflt›rmalara ayr›lan kaynaklar›n hemen tümününpazarlanabilir teknoloji üretimine yönelik projelereak›t›lmas›n› gündeme getirmektedir. Do¤al olarak piyasatalebi olmayan bilimsel üretim alanlar› kaynaktan yoksulb›rak›lmaktad›r. Bu durum, toplumsal yarar› zamaniçinde hissedilebilecek ama pazarlanabilirli¤i olmayan yada s›n›rl› olan araflt›rmalar›n yap›lamamas› veya bu türçal›flmalar›n önceliklerini yitirmesi sonucunu do¤uruyor.E¤itimsizlik, sa¤l›kl› yaflama hakk›n›n gelir düzeyi düflüktoplumsal katmanlar için bir hak olmaktan ç›kmayabafllamas›, tarihsel ve do¤al kültür zenginlikleri ile çevrey›k›m›, ulafl›m ve bar›nma sorunlar› vb.’nin çözümü içinüniversite kaynaklar›n›n seferber edilememesi bunun en

BBaannaa bbiirr mmaassaall aannllaattöö¤¤rreettmmeenniimm……

Ekim

Gençli¤i

40

Page 41: EG 87. sayı

tipik örneklerini oluflturur. Daha da önemlisi hangibilimsel araflt›rmalar›n daha öncelikli oldu¤una kararverme iradesi ekonomik ve siyasi güçlere devredilmiflolur.

Sermayenin egemenli¤i alt›ndaki üniversiteninö¤renciler, piyasaya teknik eleman yetifltirmepolitikas›n›n farkl› yönleri ile de ma¤dur olmaktad›r.Üniversite ö¤rencisini standardize eden bu alg›lay›flezberci e¤itim anlay›fl›n› do¤urmakta, e¤itimi ezberlenenbir dizi formüle s›k›flt›rmaktad›r. Üniversite ö¤renimigören ö¤renciler standardize edilen müfredat anlay›fl› iletek bir tornadan ç›kan ürünler olarak görülmektedir.Üniversitelerde ö¤rencilerin ve ö¤retim elemanlar›n›nfarkl›l›klar›n›n geliflimine izin veren, yarat›c› özelliklerinönplana ç›kmas›n› sa¤layan ve gelifltiren, mesleksele¤itimlerinin yan› s›ra ayd›n birer insan olmalar›naolanak tan›nmamaktad›r. Gerici, ezberci müfredat veö¤rencilerin kendilerini farkl› alanlarda gelifltirmelerinisa¤layacak olan faaliyetlerin (ö¤renci topluluklar› gibi)engellenmesi bu tutumun bir parças›d›r. Bu bak›fl›n do¤alsonucu her türlü özerk ö¤renci örgütlenmesini potansiyelsuç ortamlar› olarak görülmesi olmaktad›r. Bugün endemokratik oldu¤unu iddia eden üniversitelerde dahi bu

bak›fl hakimdir.Soruflturmalar,topluluk

odalar›n›n jandarma/polis taraf›ndan bas›lmas›, toplulukfaaliyetlerinin engellenmesi, topluluk barakalar›n›ny›k›lmak istenmesi bu bak›fl›n pratiklerinioluflturmaktad›r.

Düzen ayn› zamanda ö¤renciler içerisinde de kendiiflleyifl ilkelerini, felsefesini oturtmak istemektedir. Yinebu da bilimsel e¤itim ad› alt›nda yap›l›rken, bilimselbak›fltan yoksun, rekabetçi, bencil, piyasa koflullar›n›içsellefltirmifl bireyler ortaya ç›kmaktad›r. Çan e¤risibenzeri uygulamalarla ö¤rencilerin birbirleriyle amans›zbir yar›fla girmeleri koflullanmaktad›r. Üniversite öncesie¤itimin içeri¤i de buna temel oluflturmaktad›r. Bafltaiflletme, iktisat bölümleri olmak üzere mühendislik vefen-edebiyat fakültelerini kapsayan flekilde, ders ad›alt›nda, nas›l ifl görüflmelerine girilece¤i, patron veiflçilerle nas›l iliflkiye girilece¤i ö¤retilmektedir. Uç birörnek; maden mühendisli¤i bölümlerinde kimi hocalar›nö¤rencilerine nas›l grev k›r›laca¤›n› ö¤rettikleridir.

Gençlik gelecektir. Tarihsel miad›n› dolduran sermayedüzeni süreklili¤ini sa¤layabilmek için gençli¤ikazanmak zorundad›r. Ne var ki krizler içinde debelenensermaye düzeninin ç›k›fls›zl›¤›, gençli¤e bir gelecek vaadetmiyor. Düzen gençli¤i anlatt›¤› masallarla uyutmaya,bilincini flekillendirmeye, yozlaflt›rmaya çal›fl›yor.Gençlik mücadelesi ile bu karanl›¤› y›rtacak, bu uykudanuyanacak, bu masallara kanmayacakt›r.

TTeeppee GGüüvveennlliikkYY››lldd››zz’’ddaa!!

Bir siz eksiktiniz, siz de geldiniz, cennet okulumuz daha bir güzelleflti. Y›ld›zTeknik Üniversitesi’ne dönem sonunda sinsice yerlefltirilen kameralardan sonra“güvenlik” Tepe Güvenlik’e emanet edildi. YTÜ, memur kadrolu güvenlik eleman›çal›flt›ran ilk üniversite olmufltu. Kameralar› ve okulu çeviren “jiletli” telleriyle huzur

ortam› sunan üniversitemiz yeni güvenlik kadrosuyla sezona bomba gibi girdi.Parlak üniformalar›yla okul giriflinde kimlik kontrolü yapan Tepe Güvenlik elemanlar›yla ilk karfl›laflt›¤›mda flafl›rd›m. Çünkü

bugüne kadar hiç kimse bana kimli¤imi sormam›flt›. fiaflk›nl›k içinde üniversite içinde bu “bando tak›m›” gibi gezenlerin kimoldu¤unu ö¤renmeye çal›fl›rken, eski ÖGB’lerden biri bilgi açl›¤›m› giderdi. ‹lk söyledi¤i fley yenilerin de eskilerin haklar›nasahip oldu¤u oldu. Yani onlara sald›rman›n herhangi bir memura sald›rmakla ayn› anlama geldi¤ini anlatt›. ‹nce bir tehditsall›yordu. “‹stanbul Üniversitesi’nde de böyle” diyerek devam etti. Bu s›rada ö¤renciler bu tabloyu hiç yad›rgamam›fl birflekilde kimliklerini göstererek turnikelerden birer ikifler geçiyorlard›. Hani flu milyarlar ak›t›l›p üç senedir çal›flt›r›lamayanturnikelerden. Aziz Nesin’in gözlerini yaflartacak bir manzara gözümün önündeydi. Bir yanda kimlik tespiti için kurulanturnikeler ve onlar›n hemen önünde parlayan, yepyeni beyaz üniformalar›yla kimlik soran bir ekip.

Turnikelere karfl› fikirlerimi bir kenara koyup bu tuhafl›¤› izlemeye bafllad›m. Üniversite yönetimi insanlarla sanki dalgageçer gibi “sizin paralar›n›z› turnikelere yat›rd›k, sonrada onlar›n iflini yapmak için özel güvenlik kiralad›k” diyordu.Üniversitelerin kaynaklar›n›n nereye gitti¤ini anlatan bir sahne. Hani utanma da yok derler ya, tam da öyle. Ö¤rencilerinduyars›zl›¤›na art›k al›flsam bile, gözlerinin önündeki tabloyu görememeleri beni bir parça daha üzdü. Bu Aziz Nesin hikâyesibende ac› bir tebessüm oluflturmuflken, eski ÖGB’nin söyledikleri beni biraz daha flafl›rtt›. Eski güvenlikçiler memur olduklar›için baflka yerlere kayd›r›lm›flt›. Yani güvenlikteki bu özellefltirme bir tasarruf bile de¤il. Herhalde Tepe Savunma ve Güvenlik’inNATO Güvenlik Sertifikas›, Milli Savunma Bakanl›¤› Tesis Güvenlik Belgesi, ISO–9000 (2000 versiyonu) ve AQAP–110 KaliteBelgeleri’nin sahibi olmas› AB’ye uyum için tercih sebebi olmufltu. Moda tabiriyle okulumuz, e¤itimi ilgilendiren hiçbir alandaolmasa bile, güvenlik alan›nda “akredite” olmufltu.

YTÜ’de devrimciler yeni döneme ne kadar da¤›n›k giriyorlarsa, idare o derece planl› giriyor. Gelebilirler, emin olsunlaronlar› karfl›larken ellerimizde çiçek olmayacak. Bugüne kadar Y›ld›z’da devrimci faaliyeti durdurmaya güçleri yetmedi, bundansonra da yetmeyecek.

YTÜ’den bir Ekim Gençli¤i okuru

Ekim

Gençli¤i

41

Page 42: EG 87. sayı

“Ulusal sol” ve faflistlerin K›br›s, AB ve Kürt sorunukonusunda gösterdikleri benzer tepkiler geçti¤imiz dönemdeiki grup aras›nda ortakl›¤a kadar varm›flt›. Hatta o dönemgündemi yeterince meflgul etmifl olan iki grubun flörtüburjuvazinin “demokrat sesi” Radikal gazetesi sayfalar›ndatart›flmaya bile aç›lm›flt›.

“Ulusal sol” kavram› bu topraklarda y›llard›r yeniden veyeniden ortaya ç›kan bir illet gibidir. ‘60'l› y›llarda 27 May›sdarbesi ile kendine zemin bulan sol içindeki ulusalc› söylemher geçen gün biraz daha faflistleflerek bugüne kadar geldi.Kendilerine devletin resmi ideolojisini kalkan yapan ulusalc›lar,popülist söylemler kullanarak kendilerini varetmeyi baflard›lar.Ancak gelinen yer kendi “teorisyen”lerinin bile mezarda tersdönmesine yolaçacak bir noktaya varm›flt›r. Bildi¤imiz kontr-gerillaya özgü milliyetçili¤i dillendiren, en ›rkç›-floven teori vesöylemleri sol ad›na sahiplenen ulusalc›lar, özellikle sondönemde ezen ulus flovenizminin temsilcili¤inesoyunmufllard›r. Kürt halk›na sald›rmakta faflistlere rahmetokutan “milliyetçi sol”un devrimci hareketin tümünü dekendine düflman seçmesi, Alman Nasyonal SosyalistPartisi’nin (Naziler) Türkiye flubesi olma yolunda sa¤lamad›mlar att›¤›n› “müjdeler” niteliktedir.

Art›k karfl›m›zdakiler tam bir karfl›-devrimci çete görünümüsergilemektedir. Ucube düflüncelerini “Kemalizm”, “ulusalc›sosyalizm” vb. de¤iflik ambalajlara sokmalar›, burjuvazininüretti¤i resmi ideolojinin emperyalizme ba¤›ml› bir ülkeye özgüfaflizm ideolojisi oldu¤u gerçe¤inin üzerini örtememektedir.

“Türko¤lu Türklü¤ünü koru!”“Bugün PKK terörü ile mücadelede en önemli nokta budur.

PKK, Kürtleflmeden güç almaktad›r. Türkler Türklü¤ünükorursa PKK zay›f düflecektir. Bu ise askeri de¤il toplumsal birçözümü gerektirir. Türk, kendi sorununu kendisi çözecektir.

Bunun için ilk baflta yap›lmas› gerekenlerse flunlard›r. 1- Her Türk, al›flveriflini mutlaka Türkten yapmal›d›r. Kürde

aktar›lan para PKK'ya maddi destek demektir. Türk, bu maddideste¤i kesmezse, hem Türklerin mali gücü olmayacakt›r,hem de Kürdün alt›nda ezilecektir

2- Her Türk, Türkçe konuflmal›d›r. Bunu da ‹stanbul flivesiile konuflmal›d›r. Dil varsa millet vard›r. Ancak flehri istila edenKürtler kendi dillerini hakim k›lmaktad›r. Bunlarla temas içindeTürkler de flivelerini bozmakta, Türkçe konuflsa bile adetaKürt flivesiyle Türkçe konuflmaktad›r.

TV’lerdeki Kürt dizilerinin, Kürt müzi¤inin, her ad›m bafl›Kürtçe müzik çalan barlar›n, kasetçilerin, minibüslerin ortas›nadüflen Türk ister istemez lisan›n› yitirmektedir.

Buna direnmek için: Türk, Kürt dizisi izlemez, Kürtçe müzik dinlemez, Kürtçe

müzik çalan barlara gitmez, Kürtçe konuflulan minibüsebinmez, Kürtçe kaset satan dükkandan al›flverifl yapmaz.

3- Türk, ancak modern flehir hayat›nda kendini ifadeedebilir. Türk medeniyeti, köyden gelen etkilere kapat›lmal›d›r.Köy, her halükarda Kürtçülü¤ün yaflam alan›d›r. Y›llarca

‹stanbul'daSivasl›, Erzincanl›,Malatyal›, Tokatl› Alevi kitlenin yaratt›¤› köyortam›, Kürtçülü¤ü güçlendirmifltir. Türk’ü saza mahkum edenköylü kafas›, bugün flehirleri Kürt kültürüne teslim etmifltir.

4- Türkler, yemeklerine sahip ç›kmal›d›r. Türk'ün damaktad›, Kürt yemekleri ile yer de¤ifltirmektedir. Türk’ü kebaba,lahmacuna mahkum eden anlay›flla mücadele edilmelidir.Baflka kültürlerin yemeklerini yiyen kültürler asimile olur. Onedenle Türk, Türk mutfa¤›na sahip ç›kmal›, baflka fleyleryememelidir.

5- Her fleyden önce Türk üremelidir. Artan her bir Türkbebesi, bizi Ergenekon’dan ç›kartacak bir kurtar›c›d›r.”

Bu sat›rlar, daha önce pek çok kez devrimcilere sald›ran“Türksolu” adl› derginin son say›s›ndan al›nm›flt›r. ‹flte ulusalsolun vard›¤› son nokta budur. Tam bir kafatasç› zihniyetleAnadolu’nun, Alevili¤in tüm de¤erlerine faflizan bir flekildesald›r›yor, “Kürtlükle” iliflkilendirerek afla¤›lamaya çal›fl›yorlar.Faflistlerin dahi cüret edemeyecekleri bir üslupla Kürt halk›nakin kusuyorlar. Perinçek’in aç›kça M‹T eleman› oldu¤unu ilanetti¤i Gökçe F›rat’n bafl›n› çekti¤i bu derginin sayfalar›ndabuna benzer onlarca makale yeral›yor.

Türkiye'deki Kürt istilas›ndan bahseden dergi buna karfl›yap›lmas› gerekenleri de tek tek s›ral›yor. Onlara göre ortadabir Kürt sorunu yoktur, as›l sorun Türkler'in Kürtleflmesisorunudur. “Bizce de bir Kürt sorunu vard›r, o da TürklerinKürtleflmesi sorunudur. Cumhuriyet'in ilan›ndan bugüne, birdönem ivme kaybetse de, Türkler Kürtlefltirilmektedir”fleklindeki “korkutucu” iddialar›n› bir tak›m istatistiklerledestekleyerek Türkler'in ufkunu aç›yorlar. Sorunun kayna¤›olarak da Atatürk döneminde uygulan›p daha sonra terkedilen“Türklefltirme seçene¤inin” gözard› edilmesi olarak tespit

TTüürrkk SSoolluu:: ““BBiirr,, iikkii,, üüçç...... DDaahhaa ffaazzllaa BBoozzüüyyüükk!!””......

UUlluussaallcc›› ffaaflfliissttlleerriinn KKüürrttddüüflflmmaannll››¤¤››

Ekim

Gençli¤i

42

Page 43: EG 87. sayı

ediyorlar. Devam›nda ise bu politikan›n sugötürmez baflar›s› alk›fllan›yor: “Buamaçla iskan kanunu ç›kar. Belli ölçülerdesonuç al›n›r. Nitekim 1965 y›l›nagelindi¤inde toplam nüfus içinde Kürtçekonuflanlar›n oran› %6'ya kadargerilemifltir.”

Derginin di¤er sayfalar›nda yay›nlanan“Bir, iki, üç; daha fazla Bozüyük...” bafll›kl›yaz› ise tam bir gözü dönmüfllük örne¤i.Linç giriflimlerinden övgüyle sözedilirken,rakipleri MHP de unutulmuyor: “Oysaherkes biliyor ki, MHP türü ›rkç› hareket1950'den 1980'e kadar Türklere karfl›soka¤a sal›nm›fl ve antiemperyalistdevrimci Türk çocuklar›n› öldürmüfltür”.Öyle ya, MHP'nin o kanl› koltu¤unaoturmak için söylenmesi ve yap›lmas›gerekenler var.

Derginin her say›s›nda bu ve bunabenzer onlarca yaz› bulmak mümkün. Bufaflist-kafatasç› çetenin, birkaç y›l önce‹stanbul ve Y›ld›z Teknik üniversitelerindeyaflanan çat›flmalar›n ard›ndan zorunlu birflekilde geri çekilmek zorunda kalsa da,“formundan” hiçbir fley kaybetmedi¤ianlafl›l›yor.

Ülkemizde MHP ve “ulusal sol”un ayn›tabana oynamas›, burjuvazinin solgörünümlü kontra örgütlenmeleroluflturmas› art›k anlafl›lmaz bir olay de¤il.

Kontr-gerilla güdümlü bu sald›r›larkarfl›s›nda reformist sol ya sessiz kalmay›tercih ediyor ya da milliyetçi dalgan›npeflinden sürükleniyor. Yaflanan bayrakprovokasyonunun ard›ndan al›nantutumlar ortad›r. Burjuva devletinbayra¤›yla sorun yaflamad›¤›n› telafliçinde ilan eden Kopenhag “komünistleri”veya kurumlar›na vakit geçirmeden Türkbayra¤› asanlar, milliyetçi rüzgar ileoradan oraya sürükleniyorlar. Sol içineyerleflen ulusalc› e¤ilimin iflçi-emekçilerdeyarataca¤› tahribat aç›kt›r. Küreselkapitalizme karfl› ulusal sol söylemi,›rkç›l›¤a ve gericili¤e prim vermektedir.

“… Komünistler, bundan baflka,ülkeleri ve uluslar› ortadan kald›rmakistemekle suçlan›yorlar. ‹flçilerin vatan›yoktur. Onlar›n olmayan bir fleyi onlardanalamay›z... Her fley bir yana, baflta gelenmedeni ülkelerin birleflik eylemi,proletaryan›n kurtuluflunun ilk flartlar›ndanbiridir... ‹nsan›n insan taraf›ndansömürülmesine son verildi¤i oranda, birulusun baflka bir ulus taraf›ndansömürülmesine de son verilmifl olacakt›r.Ulusu oluflturan s›n›flar aras›ndakikarfl›tl›k ortadan kalkt›¤› oranda, birulusun di¤er bir ulusa duydu¤u husumetde ortadan kalkacakt›r.” (KomünistManifesto)

S. Kurtulufl

SSeerrmmaayyee iikkttiiddaarr›› ççöözzüümmssüüzzllüükk

bbaattaa¤¤››nnddaa......

KKüürrtt ggeennççllii¤¤iinniinnkkuurrttuulluuflfluu

mmüüccaaddeelleeddee!!Ony›llard›r Türk sömürgecili¤inin kanl› inkar ve imha politikalar›na maruz

kalan Kürt halk›, bu politikalara boyun e¤meyece¤ini, ulusal özgürlükmücadelesini sömürgecilerin kabusu haline getirmekten y›lmayaca¤›n› kan›tlad›.Sürekli inkar edilmeye, “kart-kurt diye ses ç›karan da¤ Türkleri” denerekafla¤›lanmaya, ulusal kimli¤i sebebiyle bask› görmeye, sürgünlere, zulümlere,katliamlara ve daha nice ac›lara karfl› ulusal kimli¤ini savundu.

2005 Newroz eylemleri ile sermaye iktidar›n›n Kürt halk›na yönelik inkar veimha sald›r›s›n›n yeni bir evresi bafllad›. Ülke genelinde yaflanan linç sald›r›lar›,askeri operasyonlar, gerilla cenazelerine sald›r›lar ve yaflanan ölümler, OHAL’iaratmayan uygulamalar gündemden düflmedi. Genelkurmay’›n bizzat yönetti¤ibu faflist histeri ve sald›r› dalgas›, son dönemde siyasal gündemin temelkonular›ndan biri oldu.

Ancak bu floven histeri Kürt halk›n›n ulusal özlemlerini bast›rmak bir yana,tersine, ulusal kimli¤ine daha s›k› sar›lmas›na, sömürgecili¤e karfl› daha büyükbir direnifl göstermesine yol açt›, binlerce Kürt emekçisinin kat›ld›¤› cenazeleryafland›. Askeri operasyonlar lanetlendi, cenazelere sald›ran kolluk güçleriylemilitan çat›flmalar yafland›, cenaze törenlerinde flehitler verildi. Kürt halk› bir kezdaha ulusal eflitlik ve özgürlük istemlerine sahip ç›kt›.

Faflist histeri ve Kürt gençli¤i

Bu süreçte Kürt gençli¤i özel bir rol oynad›. Ezilmiflli¤in, horlanman›n, inkaredilmenin yaratt›¤› tüm öfkeyi, gençli¤e özgü bir dinamizm ve enerjiyle ortayakoydu. Ulusal bask›ya karfl› öfkenin, inkar ve imha politikalar›yla yokedilemeyece¤ini, ayn› zamanda sömürgecilikle uzlaflma çizgisiyledizginlenemeyece¤ini ortaya koymufl oldu. Bu öfke, özellikle son Gemlikyürüyüflü s›ras›nda yaflanan faflist provokasyona karfl› Kürt illerinde gerçekleflentepki eylemlerinde daha net bir biçimde a盤a ç›kt›. Kürt gençli¤inin faflistsald›r›lara, linç histerisine karfl› duydu¤u hakl› öfke, Kürt halk›n›n y›llard›rbiriktirdi¤i tepkinin a盤a ç›kmas›ndan baflka bir fley de¤ildi.

Önümüzdeki dönem, üniversitelerde sald›r› süreçleri h›zlanacak. Sömürgecisermaye devleti, üniversitelere yönelik neo-liberal sald›r›y› faflist beslemeleriyle,polisiyle, askeriyle pekifltirmeye, üniversitelerde devrimcileri, ilericileri, Kürtgençlerini sindirmeye, ve y›ld›rmaya çal›flacak. Bunun çok önemli bir aya¤›olarak toplum nezdinde k›flk›rt›lan Kürt düflmanl›¤› da kullan›larak, üniversiteleresald›r›lacak. Bu sald›r›ya güçlü bir biçimde karfl› koyabilmek için, Kürt gençli¤ininhakl› öfkesinin do¤ru hedefe yönelmesi büyük bir önem tafl›yor.

Kuflkusuz Kürt gençli¤inin bu öfkesi bir kez daha dizginlenmeye, düzen içinkabul edilebilir s›n›rlara çekilmeye ya da yanl›fl hedeflere yönlendirilmeyeçal›fl›lacakt›r. Ancak Kürt gençli¤inin kurtuluflu mücadelededir!

Bugün sömürgeci egemenli¤e, faflist haydutlu¤a, linç histerisine, flovenistdalgaya karfl› Kürt gençli¤inin üniversitelerde de yükseltece¤i mücadele özelönem tafl›yor. Gerilla cenazelerinde, kitle gösterilerinde Kürt gençli¤inin ortayakoydu¤u tutumun üniversitelerde de yayg›nlaflt›r›labilmesi gerekiyor. Özellikleson süreçte yaflananlar bir kez daha göstermifltir ki, Kürt halk›n›n ve onun endinamik kesimi olarak Kürt gençli¤inin mücadeleden baflka ç›k›fl yolu yoktur.

Y. Kalan

Ekim

Gençli¤i

43

Page 44: EG 87. sayı

Galatasaray eylemi: “‹çerde d›flardahücreleri parçala!”

TUYAB’›n düzenledi¤i ilk eylem 22 Eylül günüTaksim Galatasaray Lisesi önünde yap›ld›. Yap›lan bas›naç›klamas›nda terörle mücadele yasas› öne ç›kar›ld›.“Terörle Mücadele Yasas›’na geçit vermeyece¤iz!” yaz›l›pankart›n yan›s›ra “Ulucanlar flehitleri ölümsüzdür!”,“Yaflas›n Ulucanlar direniflimiz!” yaz›l› dövizler ileUlucanlar flehitlerinin foto¤raflar› tafl›nd›. Bas›naç›klamas› 25 Eylül günü Ümit Alt›ntafl’›n mezar›bafl›nda yap›lacak Ulucanlar anmas›na ça¤r› ile sonbuldu. Eylemde “Bedelödedik, bedel ödetece¤iz!”,“‹çerde d›flarda hücreleriparçala!” solgan› at›ld›.

Ümit Alt›ntaflyoldafl›n mezar›bafl›nda anma...TUYAB’›n düzenledi¤i

ikinci eylem 25 Eylül günüÜmit Alt›ntafl’›n mezar›bafl›nda gerçeklefltirildi.Mezarl›k camisi önündetoplanan kitle kortejoluflturarak sloganlarlaÜmit Alt›ntafl’›n mezar›nado¤ru yürüyüfle geçti.Yaklafl›k 200 kifli Ümit yoldafl›n mezar› etraf›nda yerleflti.TUYAB imzal› “Ulucanlar flehitleri ölümsüzdür!” yaz›l›pankart›n yan›s›ra yine Ulucanlar flehitlerinin foto¤raflar›tafl›nd›.

Ulucanlar direnifli ekseninde bir konuflmayla bafllayanetkinlik, sayg› durufluyla devam etti. Bas›n metni veokunan fliirlerin ard›ndan Ümit’in kardefli katliam›lanetleyen ve hesap sormaya ça¤›ran etkileyici birkonuflma yapt›. Ard›ndan Ulucanlar direniflini yaflam›flolan Esmahan Ekinci bir konuflma yapt›. Direnifllebirlikte flehitlere iliflkin anlat›m oldukça etkileyiciydi.Hep birlikte marfllar söylenerek etkinlik bitirildi.

Coflkulu geçen anmada “Ulucanlar flehitleriölümsüzdür!”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür!”, “Yaflas›nUlucanlar direniflimiz!”, “Katil devlet hesap verecek!”,“Bedel ödedik bedel ödetece¤iz!”, “Analar›n öfkesikatilleri bo¤acak!”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma!”

sloganlar› at›ld›. Okmeydan› eylemi: “Ulucanlar flehitleri

ölümsüzdür!”TUYAB’›n son eylemi 26 Eylül akflam›

Okmeydan›’nda yap›lan meflaleli yürüyüfl oldu. K›rm›z›tiflört giyen 10 kifli meflalelerle önde yürüdü. Hemenard›ndan “Ulucanlar flehitleri ölümsüzdür!” yaz›l›pankart ve flehitlerin foto¤raflar› tafl›nd›. Yaklafl›k 70 kiflisloganlarla sa¤l›k oca¤›na kadar yürüdü. Sa¤l›k oca¤›önünde sayg› duruflundan sonra bas›n aç›klamas› okundu.Marfllarla süren etkinlik, sloganlarla bitirildi.

Komünistlerin Ulucanlaretkinli¤i: Devrim davas›

yenilmezdir!25 Eylül günü Ümit

Alt›ntafl’›n mezar› bafl›ndayap›lan anman›n ard›ndan s›n›fdevrimcileri ayr› bir anmaetkinli¤i düzenlediler. SahnedeHatice Yürekli, Ümit Alt›ntaflve Habip Gül k›z›l bayraklarlayerlerini alm›fllard›. Salonun biryan›nda Habip ve Ümityoldafl›n resimlerinin oldu¤u“Devrimci tutsaklar teslimal›namaz!” yaz›l› pankart vard›.Di¤er yan›nda ise “Yabarbarl›k, ya sosyalizm!” yaz›l›

pankart. Ulucanlar flehitlerinin foto¤raflar›n›n bulundu¤upanoda ise “Yeni Ekimler için Parti saflar›na!” yaz›l›afifller yeral›yordu.

Etkinlik k›sa bir konuflma ve sayg› durufluyla bafllad›.Ard›ndan sinevizyon gösterimi yap›ld›. Sinevizyon,zindanlara yönelik sald›r›lar›n nedeni, Ulucanlar katliam›ve direnifli ve ON’lar› konu al›yordu. Habip ve Ümityoldafllar do¤al olarak ayr›ca öne ç›k›yordu.

Sinevizyon gösteriminin ard›ndan konuflma yapanyoldafl, üç yoldafl›n yaflam›ndan k›sa ama özlü bir kesitsundu. “Onlar partinin özü ve özetidir” çerçevesindegerçekleflen konuflmas›nda devrimci kimlikleri, partiliyaflamlar› anlat›ld›. Liseli bir dostumuzun sundu¤u müzikdinletisinden sonra, yoldafllar ve mücadeleleri hakk›ndakonuflmalar›n yap›ld›¤› serbest kürsü düzenlendi.Konuflmalar›n ortak paydas› yoldafllar›m›z›n ölmedi¤i,mücadelemizde yaflad›¤›, onlar› aflmak gerekti¤i yönünde

‹‹ssttaannbbuull’’ddaa UUlluuccaannllaarr aannmmaallaarr››......

““YYaaflflaass››nn UUlluuccaannllaarrddiirreenniiflfliimmiizz!!””

Ekim

Gençli¤i

44

Page 45: EG 87. sayı

oldu. Etkinlik, sahneye ç›kan müzikgrubunun seslendirdi¤i marfllar›n ard›ndankitlenin hep bir a¤›zdan “Avusturya ‹flçiMarfl›” ve “Enternasyonal”i söylemesiyleson buldu.

Etkinli¤e yaklafl›k 120 kifli kat›ld›.

BDSP’nin Ulucanlar eylemi:“Ulucanlar flehitleri kavgam›zda

yafl›yor!”Ulucanlar direniflinin y›ldönümü olan

26 Eylül günü ise BDSP TaksimGalatasaray Lisesi önünde bir bas›naç›klamas› yapt›. Saat 13:00’teGalatasaray postanesi önünde alk›fl vesloganlarla bafllayan eylemde“Devrimciler ölmez, devrim davas›yenilmezdir! Ulucanlar flehitlerikavgam›zda yafl›yor!/BDSP” yaz›l›pankart aç›ld›. fiehitlerin foto¤raflar› vek›z›l bayraklar›n tafl›nd›¤› eylemde “Bedelödedik, bedel ödetece¤iz!”, “Ulucanlarflehitleri ölümsüzdür!”, “Katil devlethesap verecek!”, “Zindanlar y›k›ls›ntutsaklara özgürlük!”, “‹çerde d›flardahücreleri parçala!” ve tek tek flehitlerinisimleri okunduktan sonra, “Yafl›yor!Devrim flehitleri ölümsüzdür!” sloganlar›at›ld›.

Bas›n metninin okunmas›n›n ard›ndaneylem sloganlarla sona erdi.

‹stanbul Ekim Gençli¤i

Ulucanlar katliam›n›n 6. y›ldönümünde BDSP, DHP, ESP, HÖC,Kald›raç, ÖMP ve Partizan olarak Habip Gül’ün mezar› bafl›nda ortakbir anma etkinli¤i düzenlendi. Ulucanlar katliam›n›n her y›ldönümündetekrarlanan görüntüler bir kez daha Helvac› sokaklar›nda yafland›.Bütün girifller yine tutulmufltu. Yoldan geçen her araç ve kifli arand›.

Mezarl›¤›n giriflinde mahkeme taraf›ndan arama karar› ç›kar›ld›¤›n›söyleyen ve karar› gösteren kolluk kuvvetleri, yasad›fl› sloganlarat›lmas›na ve “Ulucanlar katliam›n›n hesab›n› soraca¤›z!” pankart›naizin vermeyeceklerini ifade ettiler. Fakat net bir tav›r sergilenmesiüzerine geri ad›m att›lar.

Mezarl›¤a giden yol giriflinde kortej oluflturduk ve ortakpankart›m›z› açt›k. Sloganlarla ve Ulucanlar flehitlerinin foto¤raflar›ylayürüyüfle geçtik. Habip yoldafl›n ailesi ve akrabalar›n›n kat›l›m›yla

yaklafl›k 80 kifli bir kez daha Ulucanlar katliam›ndaflehit düflen ON’lar› Habip Gül’ün mezar› bafl›ndaanacak olman›n coflkusuyla yürüyerek mezar bafl›nageldi. Burada yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan ortakmetin okundu.

Habip yoldafl›n yaflam›n› anlatan yaz››nokunmas›n›n ard›ndan, fliir ve marfllarla anma etkinli¤ibitirildi.

Yürüyüfl ve anma boyunca “Katil devlet hesapverecek!”, “Habip Gül ölümsüzdür!”, “Devrim flehitleriölümsüzdür!”, “Ulucanlar katliam›n›n hesab›n›soraca¤›z!”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma!”, “Analar›nöfkesi katilleri bo¤acak!” sloganlar› s›kl›kla at›ld›.Ulucanlar’da katledilen ON’lar›n isimleri okunarak,“Yafl›yor!” diye hayk›r›ld›.

Ulucanlar katliam›n›n y›ldönümlerinde Helvac›kasabas›nda al›nan askeri önlemlerle insanlara korkusal›nmaya ve Habip Gül ismi unutturulmaya çal›fl›l›yor.Fakat tüm bu önlemler Habip Gül isminin belleklerekaz›nmas›n› engelleyemeyecek. 25 Eylül’de HabipGül’ün mezar› bafl›nda biraraya gelenler bunu bir kezdaha kan›tlad›lar.

‹zmir Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

45

‹‹zzmmiirr’’ddee OONN’’llaarr›› HHaabbiipp GGüüll’’üünn

mmeezzaarr›› bbaaflfl››nnddaa aanndd››kk......

““UUlluuccaannllaarrkkaattlliiaamm››nn››nn

hheessaabb››nn››ssoorraaccaa¤¤››zz!!””

Page 46: EG 87. sayı

Habip ve Ümit yoldafllar üzerinden bir yazı yazmak,benim gibi onlarla hiçbir zaman yüzyüze gelmemifl bir insaniçin tuhaf görülebilir. Ancak bir devrimcinin yaflamında, partilimücadeleye atılan bir insanın yaflamında onların nasıl bir yertuttu¤u bence oldukça önemli.

Kendimi daha yeni yeni örgütlü olarak ifade ederken,Habip Gül imzalı yazıları gazete üzerinden ilgiyle okudu¤umuhatırlıyorum. Hatta direniflte olan iflçilere gönderdi¤i birmektubu o kadar be¤enmifltim ki, anneme de okutmufltum.Liselerde ciddi bir kitle çalıflması örmek gerekiyordu ve liselibir ö¤renci olarak bu çalıflma o dönem benim deomuzlarımdaydı. Bu konuda oldukça birikimsiz olmamnedeniyle yoldafllardan kaynak istedi¤imi ve yoldaflların banaEEKK‹‹MM’de yayınlanan “Kitle Çalıflması Üzerine Notlar 1-2”yigetirdi¤ini hatırlıyorum. Bu yazıları okudu¤umda bir bilinçaçıklı¤ına ulaflmıfltım ve artık daha güçlü bir flekilde prati¤eatılabilecektim. Tabii o zaman bu yazıların Ümit yoldafltarafından yazılmıfl oldu¤unu bilmiyordum.

Liseli çalıflması içerisinde bir fleyler yapmaya bafllamıfl,hemen ardından yaz dönemine girmifltik. Mahallelere vefabrikalara yönelik yo¤un bir çalıflma içersindeydik. Bu yazdönemi teorik ve pratik olarak büyük bir ilerleme yaflamıfltım.Bir yandan yo¤un bir flekilde kitap okuyor, bir yandan dada¤ıtıma, gazete satıfllarına çıkıyordum. Bir gün cezaevleriüzerine bir yoldaflla konuflurken, bana cezaevinde Ümit diyebir yoldaflımız oldu¤unu ve büyük bir teorik birikimi oldu¤unuanlatmıfl, ben de cezaevini ziyaret etmek istemifltim. Ama bukonuflmanın hemen ardından Ulucanlar’da gergin günlerbafllamıfl, görüfller yasaklanmıfltı.

Okullar daha yeni açılmıfltı ki 26 Eylül sabahı operasyonhaberi geldi. Hemen o gün liseden arkadafllarla beraber ö¤learasında Güven Park’ta yapılan basın açıklamasına gittik.Henüz kaç kiflinin flehit düfltü¤ü kesin bilinmiyordu. ‹simler denet de¤ildi. Ama net olan isimler arasında benim için tanıdıkbir isim kırmızı bir dövizin üzerinde duruyordu: Habip Gül.Basın açıklamasında içime dolan büyük kinle haykırmıfltımsloganları... Henüz Ümit Altıntafl’ın o bahsedilen Ümit yoldafloldu¤unu bilmiyordum. Açıklama bitince tekrar okula dönüpderse girdik. O gün eve gitti¤imde tüm gün televizyonunbaflında haberleri izledim. Sürekli de¤iflen bilgiler akflamado¤ru netleflmeye bafllamıfltı. 10 flehit verilmiflti.

Ertesi gün bir yoldafl okula burjuva gazeteleri getirmiflti.Liseden yoldafllar ve arkadafllarla okulun arkasındaki çimenlikalanda gazetelere bakmaya baflladık. Gazeteler pislikakıtıyordu. Çıkan isyandan, tutsaklarda olan kalaflinkoftan,ölen ve yaralanan askerlerden bahsediyordu. Hürriyetgazetesi “‹syanın hemen öncesinde teröristlerin çektirdiklerifoto¤raf” diye ön sayfadan bir resim vermiflti. Aylar önceoynanan bir tiyatroda çekildi¤i anlaflılan foto¤rafta ellerindesopalarla tutsaklarımız pankart tutuyordu. Onların bakıflıyla

teröristler vardı, ama biz o foto¤rafta direnen yoldafllarımızıve siper yoldafllarımızı görmüfl olmanın sevincini yaflıyorduk.Foto¤rafta “Hangisidir bizim yoldafllar acaba” diye konufluyor,dönüp dönüp pankartta yazılı olan partimizin adınabakıyorduk.

Aynı gün Adli Tıp önünde flehitlerimizi almak içinbekleyece¤imiz haberi geldi, dersleri bırakıp hemen AdliTıp’ın önüne gittik. Saatlerce orada bekleyerek sloganlarımızıhaykırdık

Cenazeler için bazı yoldafllar ‹zmir’e, bazıları ise‹stanbul’a gidecekti. Bizim liseden bir yoldafl ‹zmir’egidiyordu, ama ben katılamıyordum. Akflam cenazeleritelevizyondan izlerken ‹stanbul’daki görüntüler karflısındakendimi tutamamıfl, babamın yanında “Bizimkilere ne biçimsaldırıyorlar!” diye ba¤ırmıfltım. Babam “Sizinkiler kim?” diyesorunca, biraz utangaç “Kızıl Bayrakçılar” demifltim. Ertesigün ‹zmir’den gelen yoldafl Habip’in cenazesine katılmıfl

HHaabbiipp vvee ÜÜmmiitt yyoollddaaflflllaarr......

““OOnnllaarr››nn yyeettiiflflttiirrddii¤¤ii bbiirr kkuuflflaakkppaarrttiinniinn kk››zz››ll bbaayyrraa¤¤››nn›› ddeevvrriimmeettaaflfl››mmaayyaa hhaazz››rrllaann››yyoorr””

Ekim

Gençli¤i

46

Page 47: EG 87. sayı

olmanın haklı gururu ile bize yaflananlarıanlatıyordu. Burjuva medya cenazelerüzerinden de pislik saçmaya devamediyordu. Hele Star gazetesi cenazeresimlerini yanlarına asparagas konuflmabaloncukları ekleyerek vermiflti.

Saldırının ertesinde yoldaflların kimli¤iniö¤renince olaylara daha bir farklıyaklaflmaya, Ulucanlar saldırısının gerçekniteli¤ini gazetemizde yazılar çıktıkçakavramaya baflladık. fiehit yoldafllarımızınyazılarının yayınlanmaya bafllaması, onlarınbirikimini anlamamız açısından çok önemlioldu. ‹çlerinde o kadar önemli yazılar vardıki, özellikle Habip yoldaflın devrimci vepartili kimlik üzerinden yazdıkları bizim içindöne döne bakılan kaynaklardı. Teorikgıdamızı onların yazıları üzerinden alıyor,onlara dair anlatılanları örnek alıyorduk. Odönemde bir yoldaflla beraber devrimcikimlik üzerinden bir yazı yazmamız gerekti.Ekim Gençli¤i’nde çıkan bu yazıda Habipyoldafltan o kadar alıntı yapmıfltık ki,yazının yarısını o yazmıfl gibi olmufltu.Birkaç yıl sonra tekrar o yazıya baktı¤ımda,ilk yazdı¤ımız yazı olarak çok iyi bir iflyapmıflız diyebiliyorum. Ama bunun yarısınıhiç görmedi¤imiz Habip yoldafla borçluyduk.Daha sonra da Habip ve Ümit yoldafllarınyazdıkları tüm yazılarımda önümü açacaktı.

Liseyi bitirmeme birkaç ay kala düflmanbeni okula giderken kaçırdı ve benim içinzorlu bir sınav baflladı. Düflman ajanlık teklifediyor, aldı¤ı yanıt karflısında da azgıncasaldırıyordu. Kaba dayak faslının en fliddetlihale geldi¤i anda polisin biri “Dayaktanadamın ölmedi¤ini Ulucanlar’da gördüm. Okadar sopaladık adamları öldüremedik”demiflti. Beni korkutmak için söylemiflti busözleri. O anda gözümün önüne Habipyoldaflın katliam sonrası görüntüleri geldi.Onun hayatını, iflkencede yaptıklarını,iflkencede polisin biriyle dalga geçiflinihatırladım daha sonra. O gün Habip yoldaflbenim yanımda benimle birlikteiflkencecilere direniyor, bana moralveriyordu. Ve o sınavdan zaferle çıkan benolmufltum, düflman kaybetmiflti.

Daha yazacak çok fley olabilir. Geriyedönüp baktı¤ımda, benimle aynı dönemdepartili mücadeleye atılan yoldaflları Habip veÜmit yoldafllar e¤itmifl, onları “savaflankadrolar ve düflünen militanlar” halinegetirmifltir. Onların ölmedi¤i, gençyoldafllarla beraber yeniden ve yenidendo¤acakları iflte bugün somutlaflmıfltır. BirerHabip ve Ümit olmak hem zor hem debugün gelinen yerde kolaydır. Çünkü artıkonların yetifltirdi¤i bir kuflak partinin kızılbayra¤ını devrime taflımaya hazırlanıyor.

YYaaflflaassıınn ddeevvrriimm vvee ssoossyyaalliizzmm!! DDeevvrriimm flfleehhiittlleerrii ööllüümmssüüzzddüürr!!

Genç bir komünist

AAddaannaa’’ddaa ppoolliiss tteerröörrüü ddeevvaamm eeddiiyyoorr......

GGöözzaalltt››llaarr,,ttuuttuukkllaammaallaarr,, bbaasskk››llaarr

bbiizzii yy››lldd››rraammaazz!!Son dönemde ülke genelinde yaflanan sald›r›lar Adana’da da tüm

h›z›yla sürüyor. Dersim’de katledilen 17 MKP’li devrimciyi anmak,devletin katliamlar›n› ve katliamc› yüzünü teflhir etmek için yap›laneylem ve etkinliklerden sonra aç›k bir sald›r›ya dönüflen bu süreç, ilkgözalt›na al›n›p tutuklanan 5 kifliden sonra gerçeklefltirilen genifl biroperasyonlar zinciriyle devam etti. Birçok kiflinin evi polis taraf›ndanbas›ld›, insanlar sokaklardan toplanarak gözalt›na al›nd›. Buoperasyonlardan sonra 10 kifli tutukland›. Bu say›, katliam› protestoeylemlerine kat›ld›klar› için tutuklananlarla 15’e ç›kt› ve birço¤u aran›rduruma düfltü. Daha sonra tekrar birkaç kiflinin evi bas›ld›, otobüstegözalt›na al›nan bir devrimci tutukland›.

Polisin d›flar›daki insanlara yönelik bask›s› devam ediyor. En son 3Ekim günü ilk tutuklanan 5 kiflinin mahkemesi tahliyeyle sonuçland›. Üçay keyfi bir flekilde F tipi cezaevinde tutsak edilen yoldafllar›m›z vedevrimci dostlar›m›z›n tahliyelerini sloganlarla karfl›lamam›z› bahaneeden sermayenin kolluk güçleri, Adliye ç›k›fl› ailelerin de içindebulundu¤u kitleye azg›nca sald›rarak 21 kifliyi gözalt›na ald›.Yoldafllar›m›z› hedef göstererek bafllayan sald›r›, kitlenin sloganlarlakarfl›l›k vermesi üzerine tüm kitleye yöneldi ve aralar›nda ailelerin debulundu¤u 21 kifli tekme tokat, yerlerde sürüklenerek, biber gazlar›eflli¤inde otobüslere bindirildi. Otobüslerde de sözlü ve fiili sald›r›lardevam etti. Birçok kifli ald›klar› darbelerden ve biber gazlar›n›n etkisiylebay›lacak duruma geldi. TMfi’ye götürülüp iki gün tutulduktan sonra 5Ekim günü ö¤leden sonra Savc›l›¤a ç›kar›lan yoldafllar›m›z vedostlar›m›z›n bir k›sm› serbest b›rak›ld›. 7 kifli tutuklama istemiylemahkemeye sevkedildi. Onlar da tutuksuz yarg›lanmak üzere serbestb›rak›ld›. Gözalt›na al›nanlar›n tamam›na MKP üyesi olmak vepropagandas›n› yapmaktan dava aç›ld›.

4 Ekim günü akflam üzeri al›nanlar halen gözalt›ndayken TMfiekipleri adres tespitini bahane ederek, Savc›l›k izniyle fiakirpafla ‹flçiKültür Evi’ni bast›lar. Yaflanan k›sa süreli tart›flmadan sonra sadeceprotokol olarak b›rak›lan K›z›l Bayrak gazetesinin birkaç say›s›n›ntoplatmas› olup olmad›¤›n› sorarak gittiler. Ayn› gece akflam,cezaevinden bir gün önce tahliye olan yoldafl›m›z Taner ‹mrek, TMfiekipleri taraf›ndan takip edildi. Resmi polislerin kimlik sormabahanesiyle durdurdu¤u ‹mrek, “bu iflleri b›rak, gençli¤ine yaz›k olur”sözleriyle tehdit edildi. Halen insanlar›n üzerindeki bask›lar devamediyor.

Adana’da yaflanan son süreç sermaye devletinin devrimcilere vedevrimci faaliyete tahammülsüzlü¤ünü bir kez daha ortaya sermifltir. ABhayalleriyle kitlelerin gözünü boymaya çal›flan sermaye devleti, sondönemde hem Türkiye genelinde hem de Adana’da uygulad›¤› bask› veterörle, bizlere AB’nin de, sermaye devletinin de tüm kirli yüzünügöstermektedir. Ancak, devletin her türden bask› ve fliddeti bugünekadar bizleri y›ld›ramad›, bundan sonra da y›ld›ramayacak.Mücadelemiz devrim ve sosyalizm davas› kazanana dek sürecek.

Ekim Gençli¤i/Adana

Ekim

Gençli¤i

47

Page 48: EG 87. sayı

‹flgal ve direnifl

Emperyalist güçlerin Irak iflgali iki buçuk y›l›n› doldurdu. Birtarafta katliamlar sürerken di¤er tarafta iflgale karfl› direnifl hergeçen gün gelifliyor. ‹flgal güçlerinin insanl›k d›fl›uygulamalar›na karfl› Irak halk› onuruna ve ülkesine sahipç›k›yor. Her gün birçok ABD noktas› bombalan›yor, emperyalistgüçlerin askerleri öldürülüyor. Bunun karfl›s›nda daha daazg›nlaflan emperyalistler katliamlar›n› daha pervas›zyap›yorlar.

Emperyalist güçler bugüne kadar Irak’ta birçok ac›mas›zkatliama imza att›lar. Irak’ta tafl üstünde tafl b›rakmayarakdirenifli bitirmeye çal›flt›lar. Devflirme Irakl›lar’dan oluflturduklar›polislerle kendi kay›plar›n› azaltmaya ve Irakl›lar› birbirinek›rd›rmaya çal›flt›lar. Ama bütün bunlar direnifli bitirmek yerinedaha da körükledi. Irak’ta bugüne kadar 100 binden fazla Irakl›öldürüldü. Sürekli evler boflalt›l›yor, ya¤malan›yor ve her tarafbombalan›yor. Güya özgürlük getirecekleri Irak’ta, su, elektrikyok ve kanalizasyonlar çal›flm›yor. 150 bin iflgal askeridireniflin verdi¤i korkuyla hareket eden herfleye atefl ediyor.Felluce’yi kimyasal silahlarla harabeye çeviren iflgalciler en sonTelafer’i de ayn› silahlarla vurarak birçok insan öldürdüler,halka evlerini boflaltmalar› için tehditler savurdular. Bunlar›nyan›s›ra ya¤malama operasyonlar›n› da sürdürüyorlar. Irak’› biryandan y›k›yorlar, bir yandan ihaleler açarak inflaat flirketlerininkasalar›n› dolduruyorlar. Petrol yataklar› ya¤malanmaya devamediliyor. Irak Savunma Bakanl›¤›’n›n kasas›nda bulunan 1milyar dolar kay›p...

Bunlar›n karfl›s›nda Irak halk›n›n hakl› direnifliyle karfl›laflaniflgalciler iyice köfleye s›k›fl›yorlar. Felluce y›k›m›ndan sonradireniflin zay›flad›¤›n› söylemifllerdi, ama o günden bugünedirenifl tüm gücüyle devam ediyor. ‹flgal askerlerine venoktalar›na yönelik her gün onlarca sald›r› düzenleniyor, birçokiflgal askeri öldürülmeye devam ediliyor. En son Irak’tadevflirme polisler taraf›ndan gözalt›na al›nan ‹ngiliz askerlerinikurtarmak için gelen tanklar fiii Basra halk› taraf›ndan çembereal›narak yak›ld›. fiiiler’in Ba¤dat’taki kukla hükümettebulunmalar›na ra¤men böyle bir eylem yapmalar› veayaklanmalar› ikinci bir direnifl cephesinin aç›laca¤›na iflaretediyor. Bütün bunlar da direniflin kolay kolay bitirilemeyece¤ini,Irak halk›n›n iflgale duydu¤u öfkeyi gösteriyor.

Köfleye s›k›flan ABD ç›k›fl yolu ar›yor

Emperyalistler Irak’ta tam bir bata¤a saplanm›fldurumdalar. Bu bataktan kurtulabilmek için yeni yollardenemeye çal›fl›yorlar, fakat baflaram›yorlar. Irakl›lar’dan polisekipleri kurmaya çal›flmalar›, bir kukla hükümet ve anayasaoluflturarak sözde özgürlük görüntüsü yaratma çabalar› buihtiyac›n ürünü. Emperyalistlerin sözcülerinin yapt›¤›aç›klamalarda bu gerçeklik daha net anlafl›labiliyor. Kuklahükümetin sözcüsü Muvaffak El Rubai, direniflçilerin Irakpolisinin içlerine kadar girdi¤ini, kimin polis kimin direniflçioldu¤unun bilinmedi¤ini itiraf ederek “vaziyet içinden ç›k›lmazbir hal al›yor” diyor.

Emperyalistler en son Irak’taki fiii ve Sünni halk› birbirinedüflürerek kendisine bir ç›k›fl yolu bulmaya çal›fl›yor. Arapk›yafeti giymifl iki ‹ngiliz SAS komandosunun bir kontrolnoktas›nda durmay› reddetmesi ve gözalt›na al›nd›ktan sonra

üzerlerinden bol miktarda silah ve patlay›c› ç›kmas›, halklar›birbirine düflürme çabalar›n›n somut kan›t› olmufltu. Öyle ki,iflgal güçleri hemen harekete geçerek bu iki ‹ngiliz’i kurtarmakiçin operasyon düzenlemek zorunda kald›lar. Bu geliflmelers›ras›nda bir intihar eylemcisinin bomba yüklü bir minibüsüBa¤dat’›n Kaz›miye Mahallesinde yol kenar›nda ifl bulmak içinbekleyen fiiilerin üzerine sürerek patlatmas› ve 114 kifliyiöldürüp 156 kifliyi yaralamas› da, direnifli zay›flat›p bölmek içinbirçok yol deneyen emperyalistlerin politikalar›na hizmet ediyor.Irak’ta bir iç savafl yaratarak bunu bir kaos ortam›nadönüfltürmek, bu yolla daha rahat hareket ederek emperyalistemellerine ulaflmak için ABD bu kirli yolu da deneyecektir.

Bu geliflmeler karfl›s›nda Irakl› direniflçiler gereken yan›t›vermede gecikmediler ve birleflik bir direnifl örülmesigerekti¤ini ön plana ç›kard›lar. Verilen tepkiler fiii ve Sünnitaraflar›n oynanan oyunlar›n fazlas›yla fark›nda olduklar›n›gösteriyor. ‹flgal Karfl›t› Birleflik Irak Halk› (UIP) adl› örgütsivilleri hedef alan bu sald›r›lar›n ard›nda CIA’n›n oldu¤unubelirtti. Örgütün lideri Yusuf Hamdan, ABD direnifli lekelemekiçin CIA arac›l›¤›yla sivillere sald›r›yor aç›klamas›n› yapt›. SünniArap Din Adamlar› Birli¤i ad›na fieyh Mahmud El Sümeydisivillere yönelik sald›r›lar› elefltirdiklerini ve bu sald›r›larkarfl›s›nda tüm Irak halk›n› mücadeleye ça¤›rd›klar›n› bildirerek“Irak’taki tüm siyasi, etnik ve dini gruplar bu tür sald›r›lara karfl›mücadele etmelidir. Kimsenin bizi savunmay› bahane ederekhalk›m›za zarar vermeye hakk› yoktur.” dedi. fiii Arap liderlerde mezhep çat›flmas› yarat›lmak istendi¤ine dikkat çekerekiflgalciler taraf›ndan Araplar aras›nda çat›flmaya zeminhaz›rland›¤›n› söylediler. Bütün bu aç›klamalar, Irak’ta yaflanangeliflmelerin sorumlusunun emperyalist iflgal oldu¤u yönündebirlefliyor.

Bu aç›klamalarla emperyalistlerin yaratmaya çal›flt›¤› içsavafl ve kaos ortam›na anlaml› ve tok bir yan›t verilmifl oldu.

Direnifl kazanacak!

Bugün Irak’ta direniflin bafl›n› daha çok dinsel gericiörgütlenmeler çekiyor. fiiiler ise henüz birkaç istisna d›fl›ndadireniflte önemli bir yer tutmuyorlar. Bunun bir nedeni kuklahükümet içerisinde fiii temsilcilerin de bulunmas›. Geçti¤imizy›l kimi anlaml› ç›k›fllar yapmalar›na karfl›n (Kerbela ve AliTürbesi’nin savunmas›) bu gerçeklik bugün hala devam ediyor.‹flgal bafl›nda Irak’l› komünistlerin bölündü¤ünü, büyük birbölümünün ABD’nin yan›nda saf tuttu¤unu biliyoruz. Geriyekalan küçük bir bölüm ise o dönem birleflen direnifl güçlerininiçerisinde yer alm›fllard›. Bugün hala ‹flgal Karfl›t› Birleflik IrakHalk› (UIP)’n›n içerisinde bulunuyor ve direnifle kat›l›yorlar.Yeterli bilgiye sahip olmamakla birlikte, ilerici güçler, direniflidinci platformun etkisinden kurtarmak noktas›nda anlaml›ad›mlar atabilmifl de¤iller. Fakat bu durum, direnifle gericilerinönderlik etmesi, iflgal karfl›t› mücadeleye destekvermeyece¤imiz anlam›na gelmiyor.

Sonuç olarak, emperyalist iflgal karfl›s›nda direnifl yay›larakdevam ediyor. Emperyalistlerin Irak’ta sapland›¤› batak hergeçen gün derinlefliyor. Son geliflmeler fiii Araplar›n dadirenifle aktif olarak kat›labileceklerini gösteriyor. Bu iseemperyalistlerin kabusu olacakt›r. Irak halklar›, birlikteörecekleri daha güçlü bir direniflle, emperyalistleritopraklar›ndan kovmas›n› bilecektir.

EEmmppeerryyaalliissttlleerr mmeezzhheepp ççaatt››flflmmaass››nn›› kköörrüükkllüüyyoorr!!

IIrraakk’’ttaa bbiirrlleeflfliikk ddiirreenniiflfl kkaazzaannaaccaakk!!

Ekim

Gençli¤i

48

Page 49: EG 87. sayı

Genç komünistlerin yaz çal›flmas›n› iflçi ve emekçilerlekaynaflman›n bir vesilesi olarak de¤erlendirme konusundaasgari bir baflar›n›n yakaland›¤›n› düflünüyorum. Örne¤in,Genç ‹flçi Bülteni da¤›t›mlar›, düzenli gazete sat›fllar›,bölgemizde bulunan kurumun çal›flmalar› vb. faaliyetler s›n›fdevrimcisi olma yolunda bana çok fley kazand›rd›. Heyecanve motivasyonumu art›rd›. Kurultay çal›flmalar› ise buheyecan ve motivasyonu daha da yükseltti.

Yo¤un süren pratik faaliyetler s›n›fla daha yo¤unkaynaflman›n dolays›z bir arac› oldu. Düzenli ve programl› birflekilde pratik çal›flmalar›n bir parças› olabilmek, disiplinli,hedefli ve ›srarc› bir çal›flman›n nas›l olmas› gerekti¤iyönünde e¤itici oldu. Ancak tek bafl›na pratik geliflimin bellis›n›rl›l›klar› oluyor. Özellikle e¤itim derken, bunun örgütsel-politik-teorik parçalar›n›n birbirini tamamlamas› gerekiyor.

Bölge çal›flmas›na kat›lan bir genç komünist olaraközellikle iflin örgütsel ve politik ayaklar› üzerinde durmakistiyorum. Süregelen çal›flmalarda özellikle bu iki aya¤›neksik b›rak›labildi¤ini düflünüyorum. Bu e¤itim daha çokçal›flmaya kat›lan yoldafllar›n kendi gözlemlerine ve kifliseldeneyimlerine b›rak›lm›fl durumda. Oysa ki gençlik içindengelece¤in s›n›f devrimcilerini ç›kartma hedefini tafl›yan birperspektife sahipsek, bu e¤itimin kiflisel tecrübelerles›n›rland›r›lmas› kabul edilemez. ‹flin pratik aya¤›n›n özellikledevam eden kurultay çal›flmas›nda a¤›rl›k kazand›¤› sugötürmez. Ama bu süreci çok yönlü bir e¤itim olarakkazanman›n önünde herhangi bir engel oldu¤unudüflünmüyorum. Nas›l ki pratik planlamalar üzerinde oturuluphedefler konuyorsa, aksayan yönler telafi edilmeyeçal›fl›l›yorsa, genç komünistler olarak yüz a¤art›c› bir pratiksergilenebiliyorsa, di¤er gündemler de tart›flma konusuedilebilmeli, bu konuda genç komünistlere kendilerineörgütsel ve politik anlamda deneyim kazand›racak görevlerverilebilmelidir.

Kurultay çal›flmalar›nda elbette çeperimizdeki güçleriçal›flmaya katmak, sürecin bir parças› haline getirmeyeçal›flmak temel bir hedefimiz. Gençlik güçlerini bu sürecin birparças› haline getirmek hedeflerimizi flafl›rtmaz. Örne¤inpratikte yaflad›¤›m bir sorun var. Gazete sat›fllar› üzerindenyakalad›¤›m›z iki ileri iflçi iliflkisi var. Bu iliflkilerle hem sosyalhem de politik bir etkileflim halindeyiz. ‘Peki bundan sonranas›l davranmam›z gerekiyor?’, ‘Bu iliflkileri kurultayçal›flmas›n›n bir parças› haline nas›l getirebiliriz?’, ‘Acabakurultay çal›flmas›na katma d›fl›nda ayn› zamanda builiflkilerle bir e¤itim çal›flmas› yapmak yararl› olamaz m›?’ gibibirçok soru. Buraya dönük kolektif olarak yap›lacakmüdahaleler, hem bu iliflkilerimizi gelifltirecek hem de builiflkilere müdahaleler üzerinden s›n›f çal›flmas›nda nas›lderinleflme yakalanabilece¤i konusunda biz gençkomünistlere önemli deneyimler kazand›racakt›r.

Yak›n zamanda kurultaya haz›rl›k aç›s›ndan yap›lm›fl

pikni¤i de bu aç›dan tart›flabiliriz. Piknik üzerinden gençkomünistler de organizasyonun dolays›z bir bilefleni olarakdüflünülebilirdi. Bir organizasyona kat›lma üzerindensorumluluklar alma, hem farkl› bir pratik e¤itime, hem de birörgütsel e¤itime hizmet edebilirdi. Bu ileriki süreçte s›n›fçal›flmas›na dahil etmeyi düflündü¤ümüz yoldafllar› kurultayhaz›rl›k komitesinin alt bileflenleri veya do¤rudan bir bilefleniolarak katmay› planlamak biçiminde de geniflletilebilir.

Sorunun kökeninde genç komünistlerin s›n›f çal›flmas›nakat›l›m›n› yaln›z yaz döneminden ibaretmifl gibi görme bak›fl›olabilir. Gençlik güçlerini uzun vadeli düflünüp buna görebölgelere konumland›rmaktan ziyade anl›k çözümlerçerçevesinde hareket edilmesi sorunun di¤er bir parças›. Bubir yandan s›n›f çal›flmas› içinde faaliyet yürüten yoldafllar›ngençli¤e pratik ifllerde yard›mc› rolünü yak›flt›rmas›na vebundan kaynakl› da bizlerin gelfliminin tek yönlü olabilmesineneden oluyor. Gençlik ve s›n›f çal›flmas›n› nas›l birlefltirilece¤ikonusunda yeterli aç›kl›¤a sahip olmamaktan kaynakl›bugüne kadar bahsedilen olumsuzluklar yaflanabiliyordu.Ama özellikle kurultay çal›flmas›n›n sa¤lad›¤› yeni aç›kl›klarüzerinden bakt›¤›m›zda, yeni bir çal›flma tarz›na sahipolmam›z gerekiyor. Geliflme ve kendini aflma iddias› tafl›yangençlik güçleriyle s›n›f çal›flmas›n›n ihtiyaçlar› gözetilerekdaha organik ba¤lar gelifltirilmeli, gençlik içinden s›n›fdevrimcisi kazanmak yar›na veya zaman›n ak›fl›nab›rak›lmamal›d›r.

‹stanbul’dan genç bir komünist

Ekim

Gençli¤i

49

SS››nn››ff ççaall››flflmmaass››nnaaggeennççlliikk ggüüççlleerriinniinn

eettkkiinn kkaatt››ll››mm›› ssoorruunnuu

Page 50: EG 87. sayı

Kurultay çal›flmalar› çerçevesinde s›n›fla do¤rudanba¤ kurmak, yaflad›klar› sorunlar› tespit etmek,tepkilerini ö¤renmek, kurultaya ça¤r› yapmak amac›ylaanketler yap›l›yor. Hedefli fabrika ve sanayi sitelerindeçal›flan iflçilerle yapt›¤›m›z anketlerle ilgili gözlemlerimipaylaflmak istiyorum.

Anketleri ö¤le tatiline ç›km›fl iflçilerle yap›yoruz.‹flçilerin ço¤u fabrika çevrelerindeki büfelerde veyasanayi sitelerinin içlerinde, hem yorgunluklar›n› atmakhem kendi aralar›nda sohbet etmek için gruplar halindeoturuyorlar. A¤›r çal›flma koflullar›ndan kaynakl› kendiyaflad›klar› sorunlar› iflleyen araçlara daha ilgiliolabiliyorlar. Anket çal›flmas› bafllad›¤›ndan beri 40'tanfazla iflçiyle anket yapt›m. Ustabafl› gibi ayr›cal›kl›birkaç› d›fl›nda iflçiler bizi s›cak bir ilgiyle karfl›lad›.

Anket gençlik çal›flmas›nda yayg›n kulland›¤›m›zaraçlardan biri oldu¤u için insanlara ulaflma konusundafazla s›k›nt› yaflamayaca¤›m› biliyordum. Yine de uzunzamand›r do¤rudan s›n›f çal›flmas›n›n içindeolmay›fl›mdan kaynakl› az da olsa tedirgindim. ‹flçilerintepkilerini bu aç›dan merak ediyordum. Ama anketçal›flmas›na kat›l›nca rahat iletiflim kurabildim. Bundadaha önceleri yaz çal›flmas› kapsam›nda de¤iflik fabrikave atölyelerde bir iflçi olarak çal›flman›n oldukçafaydas›n› gördüm. ‹flçilerin ço¤u ö¤renci oldu¤umuç›kartabiliyordu. Ama onlar›n dünyas›n› az çok bilmemve birilerinin herhangi bir ç›kar gözetmeksizin kendisorunlar›na dair bir fleyler yap›yor olmas› iflçilerinfazlas›yla ilgisini çekmiflti.

‹lk anket çal›flmas›na birkaç yoldaflla birlikte ç›kt›k.‹lk pratik deneyim her zaman art› bir heyecan oluyor.Ama yan›nda insan›n yoldafllar› olunca biraz daha rahatoluyor. ‹lk olmas›na ra¤men bir saat içinde birçok iflçiylesohbet edebildik. Güvensizlik tüm iflçileri oldu¤u gibi buiflçileri de kesiyor. Gelece¤e güvensizlik, yan›bafl›ndakiiflçi arkadafl›na güvensizlik vb. Bu zincir böyle sürüpgidiyor. Anket yapt›klar›m›z›n ço¤u genç iflçi. Bunedenle mücadele deneyimi neredeyse yok denecekkadar az. Bundan dolay› iflçilerin kendilerine ve s›n›f›naduyduklar› güvensizlik anlafl›labiliyor.

Bu güvensizlik tablosuna ra¤men iflçiler vakitay›rarak bizimle tart›flt›lar, sohbet ettiler. A¤›r çal›flmakoflullar›, yo¤un sömürü mücadelenin geliflmesi içinuygun zemini de yarat›yor.

Baflka bir gün anket çal›flmas›na yaln›z gittim. Bubiraz beni tedirgin etse de büfede iflçilerin gelmesinibeklerken çay›m› yudumlad›m. Birkaç iflçi gelinceçay›m› bir kenara koyup ifle koyuldum. ‹lkin kurultayduyurusunu yapan bildirileri da¤›tt›m, sonra bir iflçiyeyöneldim. Bu iflçiyle anket yaparken büfe doldu. ‹flçiyleyapt›¤›m›z sohbete do¤all›¤›nda etraftaki tüm iflçiler dekat›ld›. Büfede daha önce sendikal ihanet yaflam›fl iflçilerde bulunuyordu. Bu iflçilerin daha tepkili olduklar›n›gözlemledim. S›n›f›n ç›karlar›n› savunuyor gözükensendika a¤alar› taraf›ndan sat›lmak onlar› fazlas›ylak›zd›rm›flt›. Bir yandan da daha fazla bir güvensizlikyaratm›flt›. Çünkü onlar›n bilinçleri flu an sendikals›n›rlar› aflam›yordu. Aç›ktan sat›l›nca mücadeleye olaninançlar›n› da yitirmifl gözüküyorlard›. Bu iflçilerle tabanörgütlülü¤ü üzerinden bir tart›flma yapmaya çal›flt›m.‹flçilerin kendi kaderlerini ellerine almad›kça buihanetleri sürekli yaflayacaklar›n› anlatt›m. Tabii ki yar›msaat içinde y›llar›n yaratm›fl oldu¤u bu olumsuzlu¤ude¤ifltirmenin zor oldu¤unu biliyordum. Ancak herfleyera¤men bu iflçiler do¤ru bir politika üzerindenmücadeleye çekilebilirler, en az›ndan yan›bafl›ndakiiflçiye güven duyup harekete geçmeyi baflarm›fl iflçiler.S›n›f›n içinde böyle bir kufla¤› tan›mak anketin di¤er biryarar›.

Di¤er bir anket çal›flmas›na ise bir yoldaflla birlikteç›kt›k. Metal sektöründe çal›flan genç üç iflçiyle yapt›k.Bir genç iflçinin kendili¤inden bilinci bizi bir parçaflafl›rtt›. “Devlete karfl› isyan etmeli” diyordu bu gençiflçi. Nedenini sordu¤umuzda, asgari ücretin devlettaraf›ndan belirlendi¤ini söylüyordu. Asgari ücret

AAnnkkeett ççaall››flflmmaass››nnddaann ggöözzlleemmlleerr......

‹‹flflççiilleerr ssoorruunnllaarr››nn›› iiflfllleeyyeennaarraaççllaarraa iillggiilliilleerr

Ekim

Gençli¤i

50

Page 51: EG 87. sayı

üzerinden -ki bu iflçinin kendisi de asgariücretle çal›fl›yor- bir tart›flma yapt›k buiflçiyle. Mesainin bafllamas›yla sohbetimizibitirmek zorunda kald›k.

Baflka bir anket çal›flmas›n› bir sanayisitesinde yapt›k. Cuma günü olmas›ndankaynakl› ortal›kta fazla iflçi yoktu. Siteiçinde biraz dolaflt›ktan sonra büfede çayiçen üç iflçiyi görüp hemen onlara yöneldik.Derdimizi anlat›nca iflçiler hemen çay›smarlay›p bizi aralar›na dahil ettiler.‹çlerinden bir tekstil iflçisinin yaflad›klar›,düzene karfl› kinimizin daha fazlabilenmesine neden oldu. Daha öncesigortas›z çal›flan bu iflçi hasta olan küçükçocu¤unu paras›zl›ktan dolay› doktoragötürememifl. A¤›r hasta çocu¤unu kendikaderine terketmek zorunda kalm›fl. Çocukancak üç gün sonra kendine gelebilmifl dedüzenin bir kurban› olmaktan son andakurtulmufl. Yaflad›klar›ndan dolay› bu iflçiçok tepkiliydi. Rahatl›kla telefonunu verdi,bizi evine davet etti.

Çal›flt›klar› sektör nedeniyle di¤eriflçilere oranla daha iyi bir ücret alan buiflçilerin en büyük sorunu sigortas›zçal›flmakt›. Ancak onlar bunun flimdilikfark›nda de¤ildi. Sohbeti bu sorunüzerinden derinlefltirmeye çal›flt›k. ‹lkinsigortal› olmamay› çok sorun etmezgözüken iflçi sohbetin sonunda bir tak›mfleylerin ayr›m›na vard›. 16 yafl›ndaki gençbir iflçinin tepkisi ise bizi sevindirdi, “servissorunumuz da var” diyordu bu genç iflçi.Yapt›¤›m›z bu konuflmalar üzerindeniflçilerde kendi sorunlar›na dönük bir ilgiyaratmak anlaml› yd› bizim aç›m›zdan.Ayr›l›rken iflçiler her cuma ayn› yerdeolduklar›n› ve bizi beklediklerini belirttiler.

K›sa bir zamana s›¤an bu deneyimlerbenim aç›mdan çok ö¤retici oldu. Amaanket çal›flmas›nda dikkat edilmesi gerekenbirkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum.Mümkün oldu¤unca anket yapt›¤›m›ziflçilerin telefonlar›n› almaya, iflyerleriniö¤renmeye çal›flmal›, daha sonra buiflçilerle ba¤lar›m›z› sürdürebilmeliyiz.Anket yaparken son derece rahat olmal›,kendimizi meflru görmeliyiz. Anketçal›flmas› her ne kadar iflçilerle birebir iliflkikurman›n arac› olsa da, bir kurultayçal›flmam›z oldu¤unu, bunun da güçlü birça¤r›s›n›n yap›lmas› gerekti¤iniunutmamal›y›z.

‹stanbul’dan genç bir komünist

CCooccaa CCoollaa iiflflççiilleerriinnee ddeesstteekk......

““YYaaflflaass››nn CCooccaaCCoollaa

ddiirreenniiflfliimmiizz!!””Coca Cola direnifline destek vermek için biraraya gelen BDSP,

Al›nteri, DHP, DH, EHP, HKP, HKM, Kald›raç ve TKP 10 Eylülgünü Taksim Tramvay dura¤›nda saat 13:00’te bir bas›n aç›klamas›yapt›lar. “Direnifl 115. gününde... Emperyalizmin simgesi CocaCola’y› içme!” ve “Yaflas›n Coca Cola direniflimiz! ‹flten at›laniflçiler geri al›ns›n!” fliarl›, Nakliyat-‹fl imzal› iki ayr› pankart aç›ld›.

80 kiflinin kat›ld›¤› eylemde s›k s›k “Coca Cola’ya sendikagirecek, baflka yolu yok!”, “Yaflas›n iflçilerin birli¤i!”, “KahrolsunABD emperyalizmi!”, “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek!”,“Yaflas›n Coca Cola direniflimiz!” sloganlar› at›ld›.

Yap›lan aç›klamada, “Bizler de afla¤›daki imzas› bulunankurumlar olarak Coca Cola iflçilerinin bu hakl› ve onurlumücadelelerini destekliyoruz. Coca Cola’y› boykot kampanyas›n›da destekledi¤imizi, içinde Kolombiyal› sendikac›lar›n, Filistinli,Irakl› çocuklar›n kan›, babas› iflten at›lan çocuklar›n gözyafl›bulanan Coca Cola’y› içmeyece¤imizi ve içirmeyece¤imiziduyuruyoruz” denildi.

‹stanbul Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

51

Page 52: EG 87. sayı

Genç komünistler olarak yürüttü¤ümüz yaz çal›flmas›çerçevesinde bir küçük sanayi sitesinde ifle girdim. ‹flegirdi¤im günlerde ve öncesinde kafamda birçok soru iflaretivard›. Daha önce çal›flmam›fl olmak, küçük-burjuva bir aileyap›s› içinde büyümüfl olmak, s›n›fa yabanc› olmak gibitereddütlerim vard›. K›sa sürede ifl buldum. Buras› yaklafl›k30 kiflinin çal›flt›¤›, metal sektöründe bir atölyeydi.

‹fle bafllad›¤›m›n ikinci günü atölyenin en a¤›rbölümlerinden birine verildim. Çal›flma flartlar› a¤›r gelse de,iflten ç›kmamam›n gereklili¤i bilinciyle kendimi zorlad›m. Biryandan da birlikte çal›flt›¤›m iflçileri tan›maya ve iliflkikurmaya çal›fl›yordum. Fakat yeni iflçi olmamdan kaynakl›selamlaflman›n ötesine gidememifltik. ‹lk bafllarda bunu fazlazorlamad›m. Çünkü burada bir buçuk ay çal›flacakt›m. Amaüzerine düflündükçe yapt›¤›m hatay› gördüm. Biz gençkomünistler olarak her f›rsatta s›n›fla olan ba¤lar›güçlendirmeli, s›n›f kimli¤ini kazanmak için kendimizizorlamal›yd›k. Daha sonralar› yafl›tlar›mla samimi bir ortamyakalayabildim. Fakat iflyerindeki bir dizi problem (patronunkâr h›rs›yla yürüttü¤ü sald›r›lar) iflçileri y›ld›rmakta ve iflçilerumutlar›n› baflka iflyerlerinde aramaktayd›lar. Benim arkadaflçevrem de h›zla yeni ifl bulabilmek için iflten ç›k›yordu.

Bu arada iflyerinin ihtiyac›ndan kaynakl› olarak beni yenibir bölüme verdiler. Bu bölümün büyük bir avantaj› vard›. Bubölümün iflçileri atölyenin tüm çal›flanlar›yla konuflabilmef›rsat›na sahipti. Bu benim için dönüm noktas› oldu. Art›k iliflkikurabilme flans›m vard›. K›sa sürede yafllar› de¤iflen genifl biriliflki a¤› kurabilmifltim. Do¤al olarak iflçilerin her sohbetindeyer bulan konulardan biri de iflyerinin sorunlar› oluyordu. Busohbetlerde birkaç›yla iliflkiyi ilerletip sorunlara karfl› neleryapabilece¤imizi tart›flmaya bafllad›m. ‹flçiler genel olarakneler yap›labilece¤ini bilmelerine ra¤men aralar›ndakigüvensizli¤e tak›l›yorlard›. Sohbetlerimizi derinlefltirip bugüvensizli¤in önüne nas›l geçebilece¤imizi tart›flmayabafllad›k. Bunu da ikna yöntemiyle aflmaya çal›flt›k. Art›kiflçiler aras›nda eylemin tarihi tart›fl›l›r olmufltu. Fakat buiflyerinde böyle bir giriflimin sonuç alabilmesi için daha fazlaiflçinin deste¤i gerekti¤i, as›l önemli olan›n kat›lan iflçilerde birkararl›l›k yarat›lmas› oldu¤u vurguland›. Bunun üzerine eylemiileri bir tarihe b›rakt›k.

Bu arada iflyeri d›fl›nda toplant›larla zenginlefltirilen birdizi haz›rl›k çal›flmas›na girifltik. ‹flyerinde yeni birileriniaram›za katabilmek için güvenilir iflçilerle ikili görüflmeleryapmaya bafllam›flt›k. Bu süreç içerisinde iflyerinin sorunlar›karfl›s›nda iflten ç›kanlar›n say›s› art›yor, ifle yeni iflçileral›n›yordu. Patron ifle ald›¤› iflçileri dikkatle inceliyordu.Ço¤unlukla Karadeniz bölgesinden ve dine ba¤l› iflçilerseçiliyordu.

Yaflad›¤›m›z kay›plara ra¤men (iflten ç›kan destekçi iflçiarkadafllar) biz sab›rla yolumuzda yürüyorduk. Benimmesaiye kalmad›¤›m bir gün iflçiler patronatahammülsüzlüklerini a盤a vurmufllar, o gün iflten ç›kacakolanlara pazartesi eylem bafllat›laca¤›n› söyleyerek iflten

ç›kmalar›n› engellenmifllerdi. Bu olaycuma akflam›yaflanm›flt›. Cumartesi günü bizim yoldafllar›m›za ulafl›ppazartesi için eylem karar› ald›klar›n› iletmifllerdi. Bu bizimiçin anlaml› bir ad›md›. Harekete geçmeden önce bize haberveriyorlard›.

Pazartesi sabah› iflyerine ilk gelenler aras›ndayd›m.Ustabafl›lar içeride çal›flmaya bafllam›fllard› bile. Bu aradayavafl yavafl ekip tamamlan›yordu. ‹fl elbiselerini giyip kap›önünde beklemeye bafllad›k. Saat sekiz oldu¤unda iflbafl›yapmam›z için ustabafl› geldi. ‹flçiler cevap bile vermiyordu.Eylem o an bafllam›flt›. 12 kifli art›k karar›m›z› vermifl, yolaç›km›flt›k. Sorunlar›m›za karfl› iflbafl› yapmad›¤›m›z›söyleyince ustabafl› ifle geri gitti. K›sa bir süre sonra gerigeldi ve yapt›¤›m›z›n yanl›fll›¤› üzerine konuflup, “tutanaktuttum, siz bilirsiniz, hiç iyi olmayacak” gibi tehditlerley›ld›rmay› denedi. Herhangi bir tepki alamay›nca geri çekildi.Kap›n›n önünde beklerken neler olabilece¤ini konufluyorduk.Ç›kar›lma durumunda bir dizi temel hakk›m›z› ›srarla talepetmeye karar vermifltik. Biz tart›fl›rken flirketin orta¤› da olanmüdür geldi. ‹lk önce “niye kap›da oturdu¤umuzu” sorupgeçti. Bizi flafl›rtm›flt›. En az›ndan birkaç kelime konuflmas›n›bekliyorduk. Sonradan anlad›k ki planl› hareket ediyormufl.Bizi görüflmek için depoya ça¤›rd›. Patron ve müdürler bizleriböyle davranarak etki alt›na alabileceklerini san›yorlard›.Yap›lan bu görüflme s›ras›nda müdürü k›zd›rd›k. Çünküdurmadan “iflyeri s›k›nt›da” palavras›n› tekrarlayanlara“yat›r›m niye yap›l›yor?” diye sorunca savunabilecek birsavlar› kalm›yordu. Müdür en sonunda “Yat›r›m yap›pyapmayaca¤›m› size mi soraca¤›m”, “Kap›da bekleyinbakal›m, ne de¤iflecek” yan›t›n› verdi. Bu yan›t bize güç katt›,çünkü eylemdeki iflçilerin kararl›l›¤›n› flimdi bir de s›n›f kiniylebesliyordu. ‹flçiler, elinde Marlboro sigaras› ve arabas›ylagelip giden müdürün s›k›nt› kavram›n› çözmeye çal›fl›yordu.Sigara zamlar›yla içtikleri sigara durmadan düflen, ad›duyulmam›fl kaçak sigaralar almak zorunda kalan iflçilermüdürün s›k›nt›s›n› anlam›yordu.

Patron her zamankinden daha geç bir saatte geldi,arabas›n› önümüze park etti. Tek bir kelime bile söylemedi.Anlafl›lan haberi vard›. Biz beklemeye devam ederken içeridebir dizi hareketlilik göze çarp›yordu. Patron müdürleriyle vebaflka bir atölye çal›flt›ran ye¤eni ile görüflme ihtiyac›duymufltu. Bir süre sonra bizi de görüflmeye ça¤›rd›.Patronun odas›nda art›k herfleyi belirleyecek s›nav bafllad›.Patron da müdürün dediklerini tekrarl›yordu. fiirketin s›k›nt›daolmas›na yaslanarak bizim hakk›m›z› alabilece¤imiz inanc›n›k›rmaya çal›flt›. Biz iddialar›m›z› sundukça o da durmadanmazeret buldu. Müdürden bir ders ç›kart›lm›flt›. Karfl›m›zdamelek rolünü oynayan patron vard›. Tart›flma esnas›ndado¤al olarak bir kifli konuflmaya bafllad›. Patron karfl›s›ndatek konuflman›n zorlu¤undan kaynakl› ben de aradatart›flmalara girmeye bafllad›m. Fakat di¤er sözcü arkadafl›nalttan almas› patronun elini güçlendirdi. Benim di¤er sözcüarkadaflla ters kutuplarda kalmam patronun ifline geliyordu.

BBiirr mmüüccaaddeellee ddeenneeyyiimmii......

DDeenneeyyiimmlleerriimmiizzddeennöö¤¤rreenniiyyoorruuzz!!

Ekim

Gençli¤i

52

Page 53: EG 87. sayı

Bir süre daha tart›flt›ktan sonra patron ba¤›ra ça¤›ra beni ifltenatt›¤›n› söyledi. Böylece içerde daha farkl› bir tart›flmaaçabilece¤ini biliyordu. Benim ç›k›fl ifllemlerim bitmeküzereyken görüflme bitirildi. Sonuçta patrondan sadeceücretlerin belirlenen tarihte ödenmesine iliflkin söz al›nm›flt›.Ama daha de¤erli olan, benim de ifle dönmem kabul ettirilmiflti.Aç›kça geri ad›m atmaya zorlanm›flt›. Çünkü iflçiler“arkadafl›m›z ifle dönmezse biz de çal›flmay›z” demiflti. Bubüyük bir baflar›yd›. Hepimizde ortak ifl yapman›n gururu vard›.

Eylemimizin ikinci günü patron h›zla sald›r›lar› bafllatt›.Eyleme kat›lan iflçi arkadafllardan birine bu birliktelikteolmazsa sigortas›n›n yap›laca¤› söylendi. Tüm bask› araçlar›devreye sokuldu. ‹flçilere tutanak tutularak, çok düflük birsay›n›n üstündeki firenin sorumlulu¤u verildi. Böylece patrontehdit malzemelerini güçlendiriyordu. Yere düflen parçalartart›ya götürülerek burada ikinci tehditle karfl›land›k. Bir dahakisefer flirket mal›na zarar vermekten dava aç›laca¤› ikaz›ylayolland›k. Her geçen gün bask› art›r›ld›. ‹zinler iptal edilip y›lsonuna b›rak›ld› vb.

Yarat›lan terör ve bask› ortam›nda cuma akflam› türlübahanelerle iflten ç›kart›ld›m. Akflam mesai bitimine ise,iflçilerin sözcülü¤ünü yapan arkadafl›m›za flef olmas› veispiyonculuk yapmas› dayat›ld›. Bunu üzerine arkadafl›m›zistifa etti. As›l önemli geliflme ise, içerideki tüm iflçilerinsigortas›n›n yap›lmaya bafllanmas› oldu. Aç›kl›kla söyleyebilirizki, sigortalar›n yap›lmas› eylemimizin ürünü olmufltu.

Bu deneyimden ç›kart›lacak bir dizi sonuç var. E¤er bueylemlilik do¤ru alg›lanmazsa hatal› ve yanl›fl bulunulabilir.Elbette bir eylemin baflar›s›n› güvencelemenin en temel yoluiflyerinde taban örgütlülü¤üne dayanabilmektir. Ancak bueylemlili¤in nesnel koflullar› bizi bir tercihe itti. Ya bu eylemiyapacakt›k, ya da iflçilerin hep yapt›¤› gibi tek tek ifltenç›kmalar›n› izleyecektik. ‹flçiler bir bilinç aç›kl›¤›na kavufltuktansonra eylemi yapmak flartt›. Biz önce bu eylemlili¤in temelisa¤lamlaflt›r›lmad›¤› için zamana yaymay› iflçi arkadafllar›m›zakabul ettirmifltik. Fakat iflçilerin dayanacak gücünün kalmamas›üzerine bu eylem gündeme geldi. Eylemden önceki cuma ifltenç›kmaya karar verenler durdurularak, eyleme kat›lmaya iknaedilmifller ve hafta sonu da bizle görüflerek karar› iletmifllerdi.Yani bizim alt›n› ördü¤ümüz süreç h›zla iflçilerin elindebüyümüfltü. Sorunlara karfl› mücadele etme iste¤i kabuklar›k›rmay› baflarm›flt›.

Eylem s›ras›nda kararl›l›¤›n k›r›lmamas› olumlu bir yand›.Fakat patronla yap›lan görüflmede geri durulmas› eylemingücünü k›rd›. Bunun da bir dizi aç›klamas› var elbette. S›rfsözcüye ba¤lanabilecek bir neden de¤il bu. En temel nedeniiflçilerin s›n›f bilincinin zay›fl›¤›d›r. ‹flçiler patronu “abi” gibigördükleri sürece (özellikle küçük atölyelerde) bunlaryaflanacakt›r. Hak arama bilinci tam oturmad›¤› için sadecevaatlerle masadan kalk›ld›. Çünkü iflçiler hala patronun sözünegüvenebiliyordu. Onu ç›karlar› için karfl› safta duran bir s›n›f›nparças› gibi de¤il, onlar› ifle alarak iyilik yapan bir “abi” olarakgörüyorlard›. Patron da bu gerçekli¤i farketti¤i için hemenertesi gün bask› ve ödülü devreye soktu. Böylece hemdenetimi art›yor, hem de verilen ödüllerle (sigortalar›nbafllat›lmas›, yemek molas›n›n 45 dakikaya ç›kar›lmas›)iflçilerin gözündeki “abi” imaj›n› tazeliyordu.

Sonuç olarak, bu eylem bizim için önemli bir pratik oldu,tabanda yarat›lacak sa¤lam örgütlülüklerin önemini bir kezdaha ortaya koydu. Ayn› zamanda iflçilerin biriken öfkesinindo¤urdu¤u fiili eylem süreçlerine müdahale etme gereklili¤inigösterdi. Deneyimlerimize yaslanarak ad›mlar›m›z›büyütece¤iz.

‹stanbul’dan bir genç komünist

EEEEkkkkiiiimmmm

GGGGeeeennnnççççlllliiii¤¤¤¤iiii

53

Page 54: EG 87. sayı

Susmak, yeri geldi¤inde bilinçli bir seçimdir.Anlat›lanlar senin bilmediklerin ise susmay› tercihedersin, ö¤renmenin sab›rs›zl›¤› içinde. Susmak,gerekti¤inde bir eylemdir. Oturup bir üniversiteninkap›s›na, siyah bantlarla yap›flt›r›lmas›d›r dudaklar›nhaks›zl›klar karfl›s›nda. Susmak, kimi zaman bir oyundur.En çocuk halinle bafllars›n oyununa 1, 2, 3 t›p diye.Susmak, belki de en büyük erdemdir. Baflucundad›rdüflman, teslim ald›¤›n› san›r insanl›¤›n›, ve sen onurunuinanc›nla yo¤urup ser verirsin de s›r vermezsiniflkenceciye...

Sonra susmak, korkakl›kt›r ço¤u zaman. fiahidisindirtüm çirkinliklerin de, hanidir yürek, bir et parças›ndanöteye gidememifltir senin için. Sonra tekrar susmak,onaylamakt›r fliddeti ve zulmü. Bafl ucunda insanlarölüme gider de sen kelimeleri hal›n›n alt›nasüpürüverirsin umars›zca. Ve son olarak susmak, insanolamamakt›r hiçbir zaman. Tarih yan› bafl›ndan, gözününiçine baka baka geçer de, tutup hesap sormay›yak›flt›ramazs›n kendine, türüne.

Zorla gelen susu

Bugün 12 Eylül üzerine ne kadar konuflsak da, bütüncümleleri, kelimeleri tüketmifl oldu¤umuzu düflünsek de,mutlaka her noktan›n ard›ndan kusmak isteyece¤imiz birparagraf daha olacakt›r. Çünkü biliyoruz ki, 12 Eylülkarfl›-devrimi bu topraklarda sadece fiziksel bir fliddetyaflatmad›. Serpifltirdi¤i korku tohumlar›yla, ç›kar›lanyasalarla, devam›ndaki yoz kültürü ve ahlak›yla sinik ves›¤ bir toplum yaratt›. Sonras›nda yeni kuflaklar büyükbir depolitizasyon içine sürüklenerek, k›sa yoldan zenginolma hesaplar› ve pembe kariyer planlar› içinde hayat›nk›y›s›na yerlefltirildiler. Dünyay› anlamland›rma vede¤ifltirme çabalar› ‘bofl ifller bunlar’ lak›rd›lar› ilekirletilmeye çal›fl›ld›. Özgürlük, birilerinin sana sunmufloldu¤u kurtlanm›fl hayatlar içinden istedi¤ini seçmeiradesi olarak kald›. ‘Bana dokunmayan y›lan bin y›lyaflas›n’ ve ‘önce can, sonra yine can ve her zaman can’zihniyetinde, ben merkezci bir hayat felsefesi temelinde,ç›karc› ve anlams›z insanlar sürüsü etraf› sarmayabafllad›.

12 Eylül bu topraklarda düflünsel olarak bir çöküntüyaratarak, sisteme ba¤›ml›, baflka ç›kar yolu olmad›¤›nainanan, mutsuzlu¤unun fark›nda olmayan bir gençlikyaratt›. Geçmifle dönüp 12 Eylül’ün sebeplerinidüflündü¤ümüz zaman, bu duruma gelmenin pek deflafl›rt›c› olmad›¤›n› görürüz. E¤er insanlar daha güzel birhayat özlemlerini yüksek sesle dillendirmeye bafllad›ysa,bununla da yetinmeyip bunun için u¤raflmay› seçtiyse

(dönem içinde artan iflçi grevleri ve direniflleri,örgütlenen kitlesel eylemler, geliflen muhalif durufl) veegemen s›n›f›n yan› bafl›nda da sahiplerininuygulanmas›n› sab›rs›zl›kla bekledi¤i yeni ekonomik vesiyasal kararlar var ise, önce fiziksel, sonra da psikolojikfliddet tek ç›kar yol olur. Ve tarih bir kez daha ABD’ninapoletli çocuklar›n› sahneye ç›kar›r.

Gerçekleflen faflist darbe ile insanlar iflkencedengeçirildi, birçok kifli gözalt›na al›nd›, binlerce insan içinidam cezas› istendi, sendikalar kapat›ld›, derneklerinfaaliyetleri durduruldu, gazeteler, dergiler, kitaplar yokedildi, filmler yasakland›. 12 Eylül, Türkiyetopraklar›nda sosyal, siyaset, kültür, e¤itim ve hukukalan›nda de¤iflimler yaparak, insanl›k ad›na birçok fleyisilip süpürdü. Egemen s›n›f kendi kültürel ve düflünselde¤erlerini toplumun büyük bir ço¤unlu¤una dayatmay›öncelikli görev olarak benimsedi. Sahip oldu¤u ve biryönüyle fark etmemenin imkans›z oldu¤u silahlar›ylatopluma yönelik sistemli bir uyuflturma politikas›nagidildi. ‹nsanlar, savunmas›z kald›¤› bu yeni kültürel veahlaki bombard›man alt›nda herfleyi bir ç›rp›da tüketen,zevk ve e¤lence düflkünü, pasif, bencil, ç›karc› ety›¤›nlar›ndan öteye gidememeye bafllad›. Toplumunayd›n(!) insanlar› da bu yeni hayat modeline ayakuydurmaya direnç göstermedi. Art›k ayd›n, entelektüel yada sanatç› kimlik de oynanan oyunda kendine bir koltukseçip, hayat›n bulan›k suda ak›p gidifline seyirci kald›.

Oysa ki tarih sanat›yla ve ürettikleriyle ötekilerinyan›nda ve omuz omuza duran örnekler ile doludur.Pinochet taraf›ndan tutuklanan, gitar çalmaya ve flark›söylemeye devam etti¤i için elleri kesilip, iflkence ileöldürülen fiili’li müzisyen Victor Jara, Frankocu faflistlertaraf›ndan, düflüncelerinden ve duruflundan ötürütutuklan›p kurfluna dizilen ‹spanya’l› flair Federico GarciaLorca, ‹spanya iç savafl›n› bütün ç›plakl›¤› ile anlatt›¤›Guernica tablosuyla Picasso, “güzel günler, güneflligünler” görmek istedi¤i için, fliirlerinde daha iyi birdünya özlemini anlatt›¤› için, memleket hasreti içindeölen Naz›m Hikmet, Duvar, Sürü, Yol, Umut vb.filmleriyle devrimci bir sanatç› olan Y›lmaz Güneytarihin ayd›nl›¤›nda duruyorlar. Ama flimdilerde kültür vesanat içi hava dolu gösteriflli bir balon sadece. Meselayazar olmak istiyorsan, insani de¤erleri ayaklar alt›naalman, birkaç süslü cümle kullanman, neredeyse her aybir kitap ç›karman, kitab›na gösteriflli bir isim koyman,ideolojilerin art›k öldü¤ünü savunman gerekiyor. fiark›söylemek için, yüzüne bak›l›r olman, kargadan hallice birsese sahip olman, az buçuk cümle kurabilmen yeterli.E¤er sinemadaysa gözün, insanlar› 1-2 saat oyalayacakbir konu bulman, içerisine bolca cinsellik serpifltirmen,

SSaannaatt ssuussmmaammaakktt››rr!!

Ekim

Gençli¤i

54

Page 55: EG 87. sayı

popüler isimlere öncelik tan›mand›r tüm yapacaklar›n. ‹flin en önemli k›sm› ise reklam›n iyi yap›lmas›d›r.

Art›k egemen s›n›f›n en büyük silahlar›ndan biri olaniletiflim teknolojisindedir s›ra. Büyük reklam panolar›,tam sayfa gazete ilanlar›, gösteriflli galalar, her ondakikada bir yay›nlanan klipler, sabah programlar›, beflçaylar›, ana haber bülteni aralar›...

Bu topraklarda kültür ve sanat egemen s›n›f›nideolojisini ve sistemin de¤iflmezli¤ini insanlar›niçsellefltirmesi için kullan›l›yor. ‹nsanlar her taraftanörselenmifl, kabu¤una çekilmifl, iyiden iyiye yaln›zlaflm›flbir haldeler. Birileri sürekli olarak biz fark›na varmadanoram›zla, buram›zla oynay›p can›m›z› ac›t›yor. Oysa biran bile olsa içine girece¤imiz bir fark›ndal›k halidi¤erlerinin uykular›n› kaç›rmaya yeter de artar bile.Çünkü bilirler ki ac›n›n fark›na var›rsan bununnedenlerini sorgulamaya bafllars›n. Her sorgulamadevam›nda bir silkelenmeyi ve de¤iflimi de getirir. Öncekendimizi de¤ifltirmekle bafllayal›m ifle ve beraberindedünyay› de¤ifltirmeye çal›flal›m.

Ve durup tekrar bir düflünelim. Kültür ve sanat nedir?Sanat susmamakt›r, fark›nda olmakt›r, isyan etmektir,de¤iflimi istemektir, de¤ifltirmeye u¤raflmakt›r,sömürülenin yan›nda olmakt›r, eni sonu insan olmakt›rve insanl›k için üretmektir.

N. Asya

Geçen sene Aral›k ay›nda ç›kan Metal F›rt›na isimli kitappopülerli¤ini, geçti¤imiz günlerde Metal F›rt›na 2 ad›yla kitab›nikincisinin de ç›kmas›yla sürdürmeye devam ediyor. ‹lk kitab›nyay›mlanmas›ndan bu yana binlerce satm›fl olmas› ve halen sat›yorolmas›, kitab›n ikincisinin de ç›kaca¤›n›n habercisiydi zaten. BurakTurna’n›n tek bafl›na ç›kard›¤› kitab› 3. Dünya Savafl› da seriyiüçlemifl oldu.

Kitap ABD-Türkiye savafl› kurgusu. “ABD Türkiye’yi vurdu…Bombard›man sürüyor… K›skaç daral›yor…” gibi reklamc› mant›k ürünüsözler kitaba dönüp bir bakt›r›yor. Ad›üzerinde kitap bir kurgu. Türkiye uflakl›¤›n› yapt›¤›, bir dedi¤ini iki etmedi¤i Amerika ile savafla giriyormufl. ABDsald›r›nca Genelkurmay aç›klamas›nda “fiehit edilen evlatlar›m›za karfl› duydu¤umuz sorumluluk ad›nasavaflaca¤›z” diyormufl. Ve Türk ordusu da kahramanca savafl›yormufl. ‹lkö¤retim çocuklar›na anlat›lan basitlikteve Kurtulufl Savafl› esinlenmesiyle; Sevr, Çanakkale geçilmez, Türkleri Anadolu’dan ç›karmak istiyorlar, Türkulusunun ba¤›ms›zl›¤›, kahramanca savaflan ordumuz... Komik bir kurgu iflte.

‹flin bir baflka komik yan›, okulda, otobüste gençlerin kitab› “ben politik bir kitap okuyorum” havas›ndaellerinde tafl›yor olmalar›. Reklam sayesinde kitap tüketim toplumuna hizmetini veriyor, en çok okunan, en çoksat›lan, liste bafl› kitap oluyor.

Ötesi de flu ki; geçti¤imiz ö¤retim y›l› ‹stanbul Üniversitesi’nin bir bölümünde Türk Dili dersi final s›nav›ndaö¤rencilerin bu kitaptan sorumlu tutulmufl olmalar›. Hangi amaca hizmet? S›nav› geçebilmek için bu kitab›okumak zorunda olmak niye? Kitap okumak s›k›c› gelmesin, okuma al›flkanl›¤› edinin, hem son günlerde popülerbir kitap gibi bofl gerekçelerle ö¤rencilerin eline bu kitap tutuflturuldu.

Neresinden tutsan›z elinizde kalan bir kitap... Düzenin aynas› çürümüfl e¤itim sistemi ve apolitize edilmeyeçal›fl›lan gençlik...Üçünün yolu böyle kesiflmifl oldu.

T. Serj

BBuu nneeyyiinnff››rrtt››nnaass››bbööyyllee??

Ekim

Gençli¤i

55

Page 56: EG 87. sayı

Alevi dernek ve kurulufllar›n›n, cemevlerinin resmi ibadetyerleri olarak kabul edilmesi, bütçeden pay ayr›lmas›, zorunludin derslerinin kald›r›lmas› vb. taleplerle açt›¤› tart›flmalarhalen s›cakl›¤›n› koruyor. Geçti¤imiz aylarda Alevi örgütleri bukonuda çeflitli giriflimlerde bulunmufltu. Zorunlu din derslerininkald›r›lmas› talebi üzerine din dersinde Alevilik inanc›n›n daifllenebilece¤i yönlü tart›flmalar AKP hükümeti ve di¤erkurumlar taraf›ndan yap›lm›flt›.

Zorunlu din dersi genç beyinleri çürütme sald›r›s›d›r

Zorunlu din dersleri 12 Eylül faflist darbesinden sonragündeme geldi. ‹mam hatip liseleri yayg›nlaflt›r›ld› vemüfredatlar› de¤ifltirildi.

Sermaye devleti gençli¤in devrimci enerjisini tüketmek,kendine yedekleyebilmek ve beyinini çürütmek için bafllad›¤›bu sald›r› dalgas›yla belli sonuçlar ald›.

Sermaye devleti sömürü sisteminin devam›n› sa¤lamakiçin gençli¤i teslim almaya çal›fl›yor. Bunun için özel bir çabaharc›yor. Sosyal bilimler statüsüne giren tarih ve co¤rafyadersleri millilefltirildi. Milli güvenlik dersi ad› alt›nda ordu veAtatürkçülük anlat›lmaya baflland›. Ders kitaplar›nda evrimteorisi sözde çürütülerek, yarad›l›fl teorisi anlat›lmayabaflland›.

Gençli¤in beynini çürütme do¤rultusunda din derslerininzorunlu hale getirilmesi daha özel bir önem tafl›yor. Tanr›inanc› yayg›nlaflt›r›l›yor, açl›k, yoksulluk vb. s›n›fsal gerçeklerkadere ba¤lan›yor. Böylece bu sorunlara karfl› mücadeleninönü de t›kanm›fl oluyor. Otoriteye karfl› itaat yerlefltiriliyor.

Bugün Türkiye’de laiklikten, laik e¤itim anlay›fl›ndasözetmek mümkün de¤il. Her f›rsatta “laik” olmakla övünensermaye devleti yalan söylüyor. Resmi dini olan, imam hatipliselerini Milli E¤itim Bakanl›¤›’na ba¤layan, zorunlu din dersiuygulamas› koyan bir devletin laik oldu¤unu söylemekolanakl› de¤ildir.

Alevi kurulufllar›n›n boykot ça¤r›s›

Alevi örgütleri uzun bir süredir din derslerinin kald›r›lmas›üzerinden bir kampanya yürütüyorlar. Avrupa Alevi BirlikleriKonfederasyonu (AABK) zorunlu din derslerine karfl› birmilyon imza toplad›. Toplumun de¤iflik kesimlerinde konuüzerine çeflitli yorumlar yap›l›yor. Kimisi din dersi seçmeliolsun diyor, kimisi tamamen kald›r›lmas› gereklili¤i üzerindeduruyor, kimisi de müfredata Alevilik inanc›n›n daal›nabilece¤ini söylüyor. Son olarak Avrupa Alevi BirlikleriKonfederasyonu Baflkan› Turgut Öker zorunlu din dersleriboykot edilmeli diyerek tart›flmay› tekrar canland›rd›. Buarada Cem Vakf›’n›n cemevlerinin Aleviler’in resmi ibadetyerleri olarak kabul edilmesi için verdikleri dava dilekçesinezorunlu din dersleriyle ilgili aç›klamalar da ekledi.

Ancak tart›flman›n ve taleplerin hangi temeldeyürütüldü¤ü önem tafl›yor. Bugün “Din dersleri kald›r›ls›n!”

talebini biz de savunuyor ve mücadelesini yürütüyoruz. Buyan›yla “Zorunlu din dersleri boykot edilsin!” talebi bizim deyükseltebilece¤imiz bir talep. Ancak bu talebin nas›lgerekçelendirildi¤i çok önemli. Alevi kurulufllar› “din derslerikald›r›lmal›d›r, boykot edilmelidir” derken bunu gerici birbak›flla, Alevilik inanc›n›n da resmi olarak kabul edilmesisöylemiyle yap›yorlar. Bu tart›flmalara gerici bir zeminde karfl›ç›k›yor, sistemin anti-bilimsel ve anti-demokratik uygulamas›n›kendi cephelerinden desteklemifl oluyorlar.

‹flçi s›n›f›n›n iktidar›nda din ve dinsel gericilikle mücadele

Gerçek laiklik sosyalizmle gelecektir. ‹flçi s›n›f›n›ndevrimci partisinin program›nda dine karfl› mücadele fluflekilde ele al›nm›flt›r:

“Dini her yurttafl›n özel sorunu kabul eden TK‹P, dinselönyarg›lara karfl› mücadeleyi genifl kitlelerin devrimci kültüreldönüflümü ve özgürleflmesinin zorunlu bir gere¤i olarak eleal›r. Bu mücadelede büyük bir kararl›l›k, fakat ayn› zamandasab›r ve dikkat gösterir. Bask› ve sömürüye dayal› eskidüzenin kal›nt›lar›n›n tasfiyesi ile kitleler aras›nda kök salm›fldinsel önyarg›lar›n kökünün kaz›nmas› aras›ndaki kopmazba¤› görerek ve gözeterek hareket eder.” (TK‹P Program›, C.Toplumsal sorunlar alan›nda)

ZZoorruunnlluu ddiinn ddeerrsslleerrii kkaalldd››rr››llss››nn......

LLaaiikk vvee bbiilliimmsseell ee¤¤iittiimm!!

Ekim

Gençli¤i

56

Page 57: EG 87. sayı

Bir pazar günüydü. Bütün haftan›n yorgunlu¤unu atmakderdindeydi Cemal. Bütün hafta çal›flm›flt› ve eline ald›¤›haftal›¤› harcama derdindeydi. Önceleri ‘bu para neye yeter’diye düflünürken art›k bunu da düflünmeyi b›rakm›flt›. Yetti¤ikadar diyordu. ‹flinden olma korkusu onu bu hale getirmiflti.Patrona karfl› hakk›n› arayanlar›n kovuldu¤unu da,dövüldü¤ünü de görmüfltü, ama o ses ç›karmam›flt›. Kaçy›ll›k arkadafllar›, a¤abeyleri iflten at›l›rken hep o ezikli¤iyaflam›flt›. Hele ki Yusuf iflten at›l›nca. Kaç y›l yedikleriiçtikleri ayr› gitmemiflti, ama flimdi bile mahallede onugörmemek için yolunu de¤ifltirdi¤i olurdu. Baz› pazarlar›,t›pk› bugün oldu¤u gibi, izin alabildi¤inde dahi Yusuf’un gitti¤iyerlere gitmez olmufltu.

Köfle bafl›ndaki kahveye gidiyordu art›k. Okey oynayacakarkadafllar› da vard› orada. Ö¤lene kadar uyuklaman›nard›ndan yine kahvenin yolunu tutmufltu. Kahveye girdi¤indeinsanlar futboldan konufluyordu. Türkiye-Yunanistan maç›yd›mevzu. Bir yandan ‹ddaa kuponlar› dolduruluyor, “düflman”›nnas›l yenilece¤i tart›fl›l›yordu. Yafll› dedelerden birisi“Kurtulufl Savafl›’nda nas›l dize getirdikse öyle dize getiririzelbet” diye nutuk at›yordu. Ard›ndan bafllayan konuflmalar flumillet flöyledir, böyledir diye diye laf “Türk’ün Türk’ten baflkadostu yoktur” a kadar geliyordu. Bir yandan aç›k olantelevizyon magazin haberlerinden, kliplerden bahsediyordu.Arada bir 5 dakikal›k haberler yay›nlan›yor, o ara herkessusup dinliyordu önemli bir fley söylenecekmiflçesine. Asl›ndamagazin devam ediyordu. Her olayda magazinsel bir yanvard›r ne de olsa. Her haberde herkesin Türklere düflmanoldu¤u söyleniyordu. Ancak bu kimsenin garibine gitmiyordu.Cemal’in bile...

Oysa ki eski iflçi arkadafllar›yla, genellikle Yusuf’la haftasonlar›n› birlikte geçirirlerdi. Kahveye gitmez de¤illerdi, amabütün gün orada oturmaz, bir yerler gider sohbet eder,tart›fl›rlard›. O pek kat›lamazd›, ama hofluna giderdi. “Hayat›bofluna yaflam›yorum” derdi kendince. Fabrika ç›k›fl›ndada¤›t›lan bildirileri al›rlar, onun üzerine tart›fl›rlard›. Cemal“b›rak›n bunlar›, iflinizden olursunuz, patron okudu¤unuzugörmesin” derdi, ama yazanlara ve Yusuf’a hak verirdi. AmaYusuf kovulduktan sonra o da almaz olmufltu. Fabrikada yeniarkadafllar bulmufl ve onlara uymufltu.

Ne yazd›¤›n› çok merak etmesine ra¤men o bildiri da¤›tanda düflmand›r art›k ona. Çünkü iflinden olma tehlikesi vard›rona göre, bildiriyi okuyunca. O da elindekiyle yetinmeyibilmektedir. Art›k hayata ve gelece¤e karfl› beklentisi k›rm›z›12’linin gelmesidir. Çünkü okeye dolanmaktad›r ve kaybetmeküzeredir. Yusuf, patron ve ald›¤› haftal›k bile umurundade¤ildir.

O k›rm›z› 12’liyi beklerken kap› bir h›zla aç›l›r ve iki adamgirer. Yüzleri yabanc›d›r ama sanki herkesi tan›yormuflças›nakonuflurlar ortal›¤a. “Kardefller!” der aralar›ndan biri. “Sizburada otururken düflmanlar›m›z bofl durmuyor. Bize, bizTürklere karfl› insanlar›n beyinlerini y›k›yorlar. 3-5 kendinibilmez bizim onurumuza flerefimize sayg›s›zl›k ediyor”demesi üzerine kahvede bir u¤ultu kopar. “Vay hainler!”, “giditeröristler!”,“ulan z›nd›klar” demeye bafllarlar. “Ülkemizibölmeye çal›fl›yor bu Kürtler”, “nas›l askerlerimiz y›lard›r flehitediliyorsa bugün de, hatta flu anda meydanda o kanlar›m›zla

renk verdi¤imiz bayra¤›m›z› yak›yorlar!!!” demesi üzerine“olamaz, yapamazlar” sesleri yükselmeye bafllar. “fiudinsizlere, flu vatan hainlerine günlerini göstermeyecekmiyiz?” sorusu ile herkes aya¤a kalkar. Hayat› zaten›skalad›¤›n› düflünen Cemal, yerden çekmifl oldu¤u k›rm›z›12’ye bile bakmadan ›stakas›n› kapt›¤› gibi meydan›n yolunututar. “O bir Türk’tür ve Türk’ün Türk’ten baflka dostu yoktur.”Akl›na hiçbir fley gelmez olmufltur. Gözü dönmüfltür. fiimdiyekadar kimseyle al›p veremedi¤i olmam›flt›r. Kendi halindeyaflar. Sessiz sakindir. Ancak flimdi koflar ad›m meydanagitmektedir, elinde ›stakas› ile. “Ya Allah, Bismillah, Allahuekber” sloganlar›yla inlemektedir meydan. O da kat›l›r. Dahaönce hiç atmamas›na ra¤men g›rtla¤›n› y›rtarcas›na ba¤›r›r.‹nsanlar birbirlerine “neredeler, nerdeler” diye sormaktad›r. Ensonunda bir hareketlenme olur ve Cemal kalabal›¤› y›rtaraken öne geçer. Art›k düflman›na yaklaflm›flt›r. ‹ki polisinortas›ndaki düflman›n›n kafas›na, kahveden beri elindes›ms›k› tuttu¤u ›stakay› indirme zaman› gelmifltir.Arkas›ndad›r düflman›n›n ve ilk darbeyi indirir, arkas›ndanikinciyi. Polis aradan çekilir. Zaten korumak gibi bir derdiyoktur. “Eline sa¤l›k” sesleri yükselir. Daha bir zevklevurmaya bafllar. Düflman› art›k yerdedir. Yere düflerkenyüzünü görür düflman›n›n ve dehflete kap›l›r. Kanlararas›ndaki yüz sanki tan›d›kt›r. Kendi yüzünden daha tan›d›k.Yere düflen iflçi arkadafl› Yusuf’tur. Terörist diye dövdü¤ü onaflimdiye kadar en yak›n, en s›cak davranan, kaç y›l yedikleri,içtikleri ayr› gitmeyen Yusuf’tur. Ne yapt›¤›na inanamaz.Akl›na pek çok soru gelir.

Neden buraday›m? Nas›l buraya geldim? Yusuf neden benim düflman›m? Amac›m ne benim?Ben kimim?Peki Yusuf benim düflman›m m›?Sadece son soruya cevap verebilir

-Hay›r! Hay›r! Hay›r!!!

R. U. Kurflun

BBeenn kkiimmiimm ????

Ekim

Gençli¤i

57

Page 58: EG 87. sayı

Sal› günkü gazetede Y›ld›z Teknik Üniversitesi’ninyeni akademik y›l aç›l›fl konuflmas›n› emekli generalHurflit Tolon’un yapt›¤›n› okudum. Yani insan hakikatenne diyece¤ini flafl›r›yor. Kendisini solda sayanAtatürkçülerin bir k›sm›, ama bu kesimin sözcüsükonumunda bulunan bir k›sm› pusulay› öylesine flafl›rd›ki kimlerin de¤irmenine su tafl›d›¤›n›n fark›nda bilede¤il.

Celal fiengör’ün, uluslararas› alanda yüz ak›m›z olanbu sayg›n bilimcimizin, ülkemizin en iyi üç üniversitesiolarak kara, hava ve deniz harp okullar›n› gösterdi¤inidaha evvel yazm›flt›m. Bu üç kurum araflt›rmalar›yla vehocalar›n›n kalitesiyle teknik konularda Türkiye’dekiüniversitelerden ileride olabilir. Ama b›rak›n en iyisiolmay›, bunlar üniversite bile say›lamazlar.

Teknik düzey önemli de¤il

Üniversite kavram›n›n esprisi tüm düflüncelerinözgürce tart›fl›ld›¤› yer olmas›d›r. Askeri bir kurum s›rfbu nedenle üniversite kavram›na ters düfler, teknik düzeyiçok yüksek olsa bile.

Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nin yapt›¤› da tüyü dikmekoluyor. Bu üniversitenin say›n rektörü kendisini Atatürkmilliyetçisi say›yor olabilir, flu s›ralar Atatürkmilliyetçili¤inin özellikle vurgulanmas› gerekti¤inidüflünüyor olabilir. Ama buradan hareketle emekligeneral Hurflit Tolon’u yeni akademik y›l›n aç›l›flkonuflmas›n› yapmaya ça¤›rmakla “Hayatta en hakikimürflit ilimdir, fendir”, “Benim manevi miras›m ilim veak›ld›r”, “Ö¤retmenler, cumhuriyet sizden akl› hür,vicdan› hür nesiller yetifltirmenizi ister” diyen bir adam›nfelsefesine ters düfltü¤ünü fark ediyor mu acaba?

Bizim memlekette ilim denildi¤inde, Bat›l›laflmadenildi¤inde bunu Bat›’n›n teknolojisini almak olarakanlayan zihniyet hâkimdir. Öyle ki birbirine en ters fikirak›mlar›n›n önde gelen temsilcileri bile bu noktadabirleflirler. Necmettin Erbakan’la Celal fiengör ve Y›ld›zTeknik’in rektörü ilim denildi¤inde fen bilimlerinianl›yorlar. Çünkü fikir özgürlü¤ü ve bunun ilimle iliflkisionlar› pek ilgilendirmiyor. Bu ülkemizde gelene¤i olanbir ak›m. K›saca Bat›’dan fenni almak, ama kendikültürümüzü korumak diye ifade edilir. Buradakikültürümüzü korumak laf› uygulamada hepözgürleflmeye ve demokratikleflmeye karfl› olmakanlam›na geldi.

“Sözde ayd›n”

Hurflit Tolon kendisi gibi düflünmeyen ayd›nlara“sözde ayd›n” diyor. Sözde ayd›n dediklerinin ço¤u buülkenin üniversitelerinin hocalar›. Böyle biriniüniversitenin aç›l›fl konuflmas›n› yapmaya davet etmek nebüyük bir çeliflkidir?

Yaflanmakta olan dönemde özgürleflme vedemokratikleflmenin, özgürleflme ve demokratikleflmeyibaltalamak, hatta yok etmek isteyenlerin ifline yarad›¤›naya da ülkenin maddi kalk›nmas›n› engelledi¤ine inan›yorolabilirsiniz. Bu ba¤lamda orduyu uzun vade itibar›ylaözgürlük ve demokrasinin garantisi olarak dagörebilirsiniz. Bu baflka, kendisi gibi düflünmeyenesayg›s› olmayan› üniversitenin aç›l›fl konuflmas›n›yapmaya ça¤›rmak baflka. Aradaki ince ama çok kritikfark› kaç›rd›¤›n›z an neye hizmet etti¤inizi göremezolursunuz.

Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nin say›n hocalar› HurflitTolon’un aç›l›fl konuflmas› yapmas›na ses ç›karmad›¤›nagöre rektör onlar› temsil ediyor demektir. Bu da iflinbaflka yönü.

Prof. Dr. Ahmet ÇakmakMarmara Üniversitesi ö¤retim üyesi

Radikal, 28 Eylül 2005

ÜÜnniivveerrssiittee,, bbiilliiiimmmmsssseeee llll llll iiiikkkkvvee aasskkeerrlleerr

Ekim

Gençli¤i

58

Page 59: EG 87. sayı
Page 60: EG 87. sayı