eg 86. sayı

68

Upload: ekim-gencligi

Post on 24-Mar-2016

232 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

Ekim Gençliği 86. sayı / Eylül 2005

TRANSCRIPT

Page 1: EG 86. sayı
Page 2: EG 86. sayı

‹‹ÇÇ‹‹NNDDEEKK‹‹LLEERR

Yeni bir eğitim döneminin

öngünlerindeyiz. İşçi ve emekçi

sınıflar için neredeyse bir lüks

tüketime dönüşmüş olan eğitim

alanı, geçtiğimiz senelerden

biriktirdiği sorunların derinleştiği

ve üzerine yenilerinin eklendiği bir

tabloya işaret ediyor. Bu tabloyu

değiştirebilmek adına mücadele

etmek artık kendimizle beraber

bizden sonraki kuşakların

geleceklerine sahip çıkmak

demektir ve açık ki bu ihtiyaç artık

kendini kaçınılmaz biçimde

dayatmaktadır.

Sermaye iktidarı tarafından bir

yandan sosyal hak gaspları geniş

emekçi kitlelerini açlık sınırlarında yaşamaya ve her türlü temel

haktan yoksunluğa iterken, diğer yandan sistemli biçimde

tırmandırdığı şoven histeri atmosferini, devletin açık katliamları

ile besleyerek işçi ve emekçileri bölmeyi ve saldırılarının karşısında

oluşabilecek bir sınıf dayanışmasının önüne geçmeyi

hedeflemektedir. Kürt halkı ve devrimci güçler dünya ölçeğinde

başlatılmış terör kampanyası kapsamında hedef tahtasına

oturtulmuş ve meşruluğunu kendi yarattığı paranoyaya yaslayan

sermaye iktidarının kışkırtmasıyla ülke genelinde bir etnik

çatışma atmosferi yaratılmaya çalışılmaktadır. Bugün halkların

kardeşliği şiarı ekseninde yürütülecek mücadele dün olduğundan

çok daha fazla taşımaktadır.

Bilindiği üzere Eylül ayı sermaye iktidarının katliamcı

geleneğinin zihinlerde bir kez daha canlılık kazandığı bir aydır. 12

Eylül’ün 25. ve Ulucanlar katliamının 6. yılında faşist sermaye

iktidarını bir kez daha lanetliyoruz. Kanlı katliamlarda yaşamını

yitiren tüm yiğit devrimcileri bir kez daha anıyor, Habip ve Ümit

yoldaşların uğruna tereddütsüz öldükleri bu davaya sahip

çıktığımızı ve çıkacağımızı bir kez daha haykırıyoruz. Bu vesileyle

12 Eylül’ün bedellerini en ağır biçimde yaşamış olan gençliği

mücadele saflarına çağırıyoruz.

Yeni sayımızda görüşmek dileğiyle...

Yayınımıza ilişkin eleştiri, öneri ve katkılarınızı bekliyoruz.

Ekim Gençli¤i’nden

S o s y a l i s t G e n ç l i k D e r g i s iSay›: 86 - Eylül 2005

Fiyat›: 1 YTL. (KDV dahil)Sahibi ve Sorumlu Y. ‹fll. Md.: Gülcan CEYRAN

EKSEN Bas›m Yay›n Ltd. fiti.

YYöönneettiimm AAddrreessii::Eksen Yay›nc›l›k Mollafleref Mah.

Turgut Özal Cd. (Millet Cd.) 50/10 Fatih/‹stanbulTel: 0 (212) 534 32 39 Fax: (0212) 635 69 93

EE--mmaaiill:: eekkiimm__ggeenncclliiggii@@yyaahhoooo..ccoomm

Atatürk Bul. Gevrek Sok. Karakafl ‹flhan›No:13/22, KKaarrttaall/‹STANBUL

Necatibey cd. Gözlükçü ‹flhan› No:26/24K›z›lay/AANNKKAARRAA TTel: 0 (312) 229 06 44

Cemal Gürsel Cd. Shell Karfl›s› Vak›f ‹flhan› Kat: 3 No: 306 AADDAANNAA Tel: 0 (322) 363 52 91

EEKKSSEENN YYaayy››nncc››ll››kk BBüürroollaarr››

Cumhuriyet mah. Tennur Sok. Cumhuriyet ‹flhan›Kat:3/5 Tel-Fax:0 (352) 232 66 71 KKAAYYSSEERR‹‹

Sönmez ‹fl Saray› Kat 3 No 220Heykel / BBuurrssaa

Tel: 0 (224) 220 84 92

Saadetdere Mah. F›r›n Sok. No: 37/25 (Depo dura¤›)Esenyurt/‹‹SSTTAANNBBUULL

853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27/710Konak/‹‹ZZMM‹‹RR Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23

BBaasskk››:: Özdemir Matbaac›l›kDDaa¤¤››tt››mm:: Yaysat

Ekim Gençli¤i

Özgürlük ve gelecek için

mücadeleye!................................................3-4

Devrimci bir 6 Kasım’ı birlikte

örgütleyelim!..................................................5

Yeni eğitim dönemi katlanarak artan

sorunlarla açılıyor........................................6

Paralı eğitime karşı mücadeleye!..............7

İstenilen üniversite ve öğrenci

modeli.........................................................8-9

Soruşturma terörü sürüyor......................10

ÖSS açıkta kaldı!.........................................11

Yeni TMY ile yasalaşan devlet

terörüdür!...............................................12-13

Onların bıraktığı yerden yürümek!....14-15

12 Eylül’ün mirası!................................16-17

“İncirlik Üssü kapatılsın!”.........................18

Linç girişimleri............................................19

“Aydınlar”, Diyarbakır, Gemlik... .......20-21

Liseli gençlik mücadelesinde yeni

dönem.....................................................22-23

Genç komünistlerin

deneyimlerinden... ................................24-25

Felaketin ve sefaletin

küreselleşmesi!............................................26

Barış üzerine bir deneme..........................27

“Canımı mı alacaksınız!”...........................28

Bir resim ve düşündürdükleri...................29

Anti-faşist mücadele ve gençlik

hareketi…...............................................30-33

Faşizme Karşı Gençlik Buluşması

başarıyla gerçekleştirildi!...................34-38

Katılımcı genç komünistlerden gençlik

kampı üzerine değerlendirmeler........39-46

Metsamor Nükleer Santrali.................47-48

Mamak 2. Kültür ve Sanat Festivali

başarıyla gerçekleştirildi..........................49

Yine biz kazandık!.................................52-53

Sözün bittiği yer!..................................54-55

Bu dünyadan Neruda geçti.......................56

Kanlı Şili darbesi hafızalardan

silinmeyecek!..........................................57-58

İktisat eğitimi üzerine...............................59

Gol makinesi ve para makinesi

diyalektiği..............................................60-61

Adalet Ağaoğlu aydın sıfatından istifa

etti!..........................................................62-63

Adana zindanından mektuplar...........64-65

Tekirdağ F Tipi’nde artan saldırılar........66

Page 3: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

3

Yeni e¤itim dönemi bafll›yor. Bu e¤itim dönemi degeçmifltekiler gibi sorunlarla ve gençli¤in yüklümücadele gündemleri ile aç›lmakta. Kay›tlar›n bafllad›¤›ve h›zland›¤› flu günlerde geçen y›llardaki gibi ba¤›fl,har(a)ç haberleri yay›nlanmamakta. Bu art›k paras›olmayanlara okul temizletmekten vazgeçildi¤i anlam›nagelmiyor, sadece bu iflin daha dikkatli yap›ld›¤›n›gösteriyor. Geçen y›l idarecilerin kula¤›ndan çekilmiflolmal› ki bu sene medyaya yans›yacak düzeyde malzemevermemeye özen gösteriyorlar. Yine de burjuva bas›n›nmanfletlerinde bile “paran kadar oku” türünden haberleryer al›yor. Kimi yerde bu devlet okullar› içinde aç›lanparal› s›n›flar›, kimi yerde ise özel okullar›n sunduklar›imkanlar› anlat›yor. Tüm bunlar› normal sayan bakanl›kise hala yapt›¤› s›navlar karfl›s›nda tüm ö¤rencilerin eflitoldu¤unu öne sürecek kadar pervas›z. ÖSS ve OKS’dens›f›r alm›fl yaklafl›k 100 bin ö¤rencinin surat›na hiçutanmadan söylenen bu cümlelerin do¤rulu¤u art›k kendibas›nlar› taraf›ndan bile tart›flmal› bir biçimde sunuluyor.Buna yan›t ise dershane sektörünün pastas›n› büyütenyeni s›navlar ve liselere giriflin, lise tercihlerinin tümüyles›nava ba¤lanmas› oluyor.

Üniversitelerde ise durum farkl› de¤il, hatta çok dahavahim. Zira üniversite gençli¤i için art›k bir aflamatamamlanm›flt›r. Milyarlar bir kez dershanelere yat›r›lm›fl,uykusuz geceler geçirilmifltir. Öyleyse birkaç y›l dahagüçlüklere katlan›lmal›d›r. Ama iflte bu hissiyat› yak›ndantan›yanlar o birkaç y›l›n güçlüklerini sürekliart›rmaktalar. Har(a)çlardaki art›flla o birkaç y›l›nsonunda yeni s›navlar› aflarak ve belki olmaya “hakkazan›labilecek” memur maafllar›ndaki art›flkarfl›laflt›r›l›rsa aradaki uçurum daha da rahat görülür.

En az befl y›l harcanarak ve bizim kaba hesab›m›zlasadece e¤itim masraflar› için 10 milyar gözdenç›kar›larak (bar›nma, beslenme vd. bunun içinde de¤il)bitirilen bir okul... Girilen yeni s›navlar, kuflkusuz yenidershane ve haz›rl›k süreçleri ve ard›ndan sözleflmelimemur olma hakk›... Buraya kadar baflar›l› olabilenler isekomik ücret art›fl› ve daha da komik bir toplu-görüflmesüreci ile karfl› karfl›ya kalacaklar. Son ümitleri vegelece¤e duyduklar› son güven k›r›nt›lar› da buradayitirilecek. Ayr›ca ücret bir yana art›k ifl güvencesine bilesahip de¤iller. Emperyalist metropollerdeki evsizlerinflehrin çöplerindeki bakterilerden üredi¤inidüflünmüyorsan›z, bu gelece¤e de haz›rl›kl› olmal›s›n›z.

Burjuva düzen art›k gençli¤e hiçbir fley vaat etmiyor.Ne e¤itim, ne gelecek, ne de tatmin edici yaflamolanaklar›. Tüm bunlar›n olmad›¤› yerde bize sunulan ikifley var: Yalan ve fliddet.

Yalan de¤irmenleri iflliyor, YÖKö¤ütüyor!

Geleceksizli¤e mahkum edilen gençli¤in karfl›s›naç›kar›lan iki yol var. Biri tepeden t›rna¤a bir hipnoz hali,yani uyuflma. Derslerin bitip tükenmez ezberindenkariyer günlerine, okuldaki bol içkili partilerden cilal›köfle dönme masallar›na kadar tümü bir ve ayn›merkezden üretilen bir yalanlar dizisi. Elbette buyalanlar› üretmek için kurulmufl özel bir merkezi de¤il,düzenin merkezi olarak burjuva ideolojiyikastetmekteyiz. Bize sunulan bu iflte, kapitalizmin özgürbireyi; kokuflmufl bir ceset, insanl›¤› ç›km›fl bir paçavra.

Bunu kabul etmedik diyelim, o zaman neyle

ÇÇÇÇüüüürrrrüüüüyyyyeeeennnn eeee¤¤¤¤iiii tttt iiiimmmm ssssiiiisssstttteeeemmmmiiiinnnneeee,,,, ffffaaaaflflflfliiiisssstttt bbbbaaaasssskkkk›››› vvvveeee tttteeeerrrröööörrrreeee

kkkkaaaarrrrflflflfl›››› .... .... ....

ÖÖÖÖzzzzggggüüüürrrr llllüüüükkkk vvvveeee ggggeeee lllleeeecccceeeekkkk iiii çççç iiiinnnnmmmmüüüüccccaaaaddddeeee lllleeeeyyyyeeee!!!!

Page 4: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

4

karfl›laflaca¤›z; baflar›s›z s›navlar, aç›lan soruflturmalar,cop, gözalt›, tutuklama, sivil faflist beslemelerin sat›rlar›...Çok yönlü bir fliddet kurgusu orada haz›r bekliyor.

Gençlik bir cendere içinde bunal›yor. Üstelik devrimve sosyalizm için mücadele edenler de¤il sadece busindirme mekanizmas› ile karfl› karfl›ya gelenler. Tam daaksine, devrimciler için bu mekanizma çoktan beri altedilmifl durumda. Düzenin as›l korkusu ve as›l hedefi, birbütün olarak emekçi s›n›flar›n gençli¤idir. Tümsald›r›lar›n hedefinde bu kesimi bast›rmak,kifliliksizlefltirmek, terörize etmek, düzen saf›ndataraflaflt›rmak vard›r. Yalan de¤irmenleri de YÖK postal›da bunun için devrede; gençlik aya¤a kalkmas›n, soka¤aç›kmas›n, haklar›n›n fark›na varmas›n diye...

Faflist sald›r› dalgas›na karfl› mücadele,öncelikle haklar›m›z› söküp alma

mücadelesidir!

Türkiye tarihinin gördü¤ü en yo¤un ve en kapsaml›bast›rma harekat› olan 12 Eylül’ün 25. y›l›nday›z. O tarihiyaflamam›fl olsak da biz genç kufla¤›n tüm ömrümüzle vegünlük yaflant›m›zdaki görünümleriyle yak›ndantan›d›¤›m›z 12 Eylül, içinden geçti¤imiz döneme deruhunu veriyor. Yukar›da en genel görünümünüözetledi¤imiz karanl›k tablonun en do¤al sonucukuflkusuz gençli¤in isyan›d›r. Bir kez bu ihtimal ortayaç›kt›ktan sonra ise en kaba terör ayg›t› devreye sokulur.Üstelik bu arac› gerektiren bir uluslararas› konjonktür veekonomi ile iç siyasetin istikrars›z yap›s› da var. Demekki son alt› ayd›r özellikle yo¤unlaflan faflist sald›r›lar›nt›rmand›r›lmas›, yeni güçlerle beslenmesi, düzencephesinden hala da bir ihtiyac› anlat›yor.

Trabzon’daki linç giriflimi Bozüyük, Siirt veDüzce’deki kudurmufllu¤un yan›nda neredeyse masumolarak nitelenecek. ‹nsanlar›n sokak ortas›nda öldürülmesi

ise devletin yetkili a¤›zlar›nca “halk›n içini dökmesi”olarak niteleniyor, medyada ise “halk›n sabr›n›n taflt›¤›”yorumlar› yap›l›yor. Fakat sormazlar m›; açl›k vesefaletten muzdarip iflçi ve emekçilerin sabr›n› tafl›rmakiçin kala kala devrimcilerin mücadelesi ile Kürt halk›n›nözlemleri mi kald› diye. Sormazlar m› flimdi sa¤da soldaÖcalan’a kin kusanlar›n befl y›l önceki hükümette seslerineden ç›kmad› diye? Aç›kt›r: ortada bir sab›r sorunude¤il, düzenin yaflad›¤› s›k›flma bulunuyor. Bunu biryandan ilerici güçlere yönelik aç›k bir terör ve di¤eryandan genifl kesimleri floven bir histeri dalgas› içindedüzene yedekleyerek aflmaya çal›fl›yorlar. Kap›daki krizinyönetilebilir hale gelmesinin yegane yolu bu olsa gerek.

Bize ise krizi derinlefltirmek, hak ve özgürlüklerimiziçin mücadeleyi yayg›nlaflt›r›p güçlendirmek ve faflist itsürüleriyle yarat›lmaya çal›fl›lan korku dalgas›n›püskürtmek düflüyor. Bu ise gençli¤in en geniflkesimlerini gelecek özlemleri do¤rultusunda hareketegeçirerek mümkün olabilir.

Sald›r›n›n as›l kayna¤› üç befl kendini bilmez faflistçeteci de¤ildir. Sald›r›n›n as›l kayna¤› ve dayana¤› bizzatburjuva düzenin kendisidir. Üstelik tek yöntem terörde¤il, fakat bununla el ele yürüyen bir yedeklemeçabas›d›r. Burada ›srarla kaç›n›lmas› gereken, kendimizedaralm›fl süreçlerin içinde bo¤ulmak tehlikesidir. Bugünen temel görev genifl gençlik kitlelerini düzen karfl›s›ndataraflaflt›rmak ve mücadeleye kazanmakt›r. Aksi en daranlam› ile bile kazan›m say›lamayacak derecedek›r›lmaya mahkum bir k›s›r düelloculuktur.

Elbette tüm varl›¤›m›z ve enerjimizle bu sald›r›lar›püskürtmeye kilitlenmeliyiz, ama kitle mücadelesininsürecin önünü açacak tek güç oldu¤unu unutmaks›z›n.Tabloya bir bak›n, emekçi s›n›flar›n gençli¤i mutlu olmakiçin, kapitalizmden umutlu olmak için tek bir nedenesahip midir? Öyleyse verilecek en tok yan›t bu alandaat›lacak somut ad›mlar, kaydedilecek mesafedir. Gerisisald›r›lara de¤il ama sald›rganlara verilecek günlükyan›tlard›r ve bu ayr›ca sürdürülmelidir.

***

Önümüzdeki dönem gençli¤i kapsaml› sald›r›lar vedüzen s›n›rlar›n›n tam bir ç›k›fls›zl›¤› bekliyor. Buna karfl›mücadele ise genifl kitlelerin deste¤ini, hatta yeterliilgisini hala kazanabilmifl de¤il. Ama nesnel olanaklargere¤ince de¤erlendirildi¤inde bunun o kadar da zorolmad›¤›n› söylemek bofl bir iyimserlik say›lmaz.

Tüm ilerici-devrimci gençlik güçleri bu hedefesar›lmal›d›rlar. Her ad›mda eylemli süreçlerinörgütlenmesi, kazan›lan kitle deste¤inin eylemlerle a盤aç›kar›lan etkili bir güce dönüfltürülmesi özellikleönemlidir. Kilit önemdeki di¤er halka ise, at›lacakad›mlar›n güvence alt›na al›nmas›n› sa¤layacak kitleselörgütlülükleri ve araçlar› yaratabilmektir.

Bizim ça¤r›m›z aç›kt›r: Birleflik ve örgütlü birdevrimci gençlik hareketi yaratmak için ileri!

Page 5: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

5

Okullar›n ardarda aç›ld›¤› flu günlerde zorlu birdöneme rastgelen 6 Kas›m’›n haz›rl›klar› da bafllad›. Hemdüzen cephesinden a¤›rlaflan sald›r›lar›n, hem de gençlikhareketinin parçal› tablosunun zorlaflt›rd›¤› ve iki katönemli k›ld›¤› 6 Kas›m eyleminin haz›rl›klar›n›sürdürürken, dikkat edilmesi gereken noktalar üzerinebaz› hat›rlatmalar yapmak istiyoruz. Bunlar›n tüm ilerigençlik kitlesine ve gençlik hareketinin politik öznelerinesunulmufl öneriler olarak dikkat ve ilgiyle karfl›lanaca¤›n›umuyoruz.

1- Büyüklü¤üne, mücadele gelene¤ine vs.bak›lmaks›z›n tüm yerellerde 6 Kas›m gündemiçal›flmaya konu edilmelidir.

2- Asgari bir düzeyin yakalanabildi¤i her yerelde 6Kas›m’›n eylemli geçirilmesi hedeflenmeli, bununmümkün olmad›¤› yerlerde önden bir koordinasyonlayak›n merkezlerde birleflilmelidir.

3- Sadece bir günlük eylem de¤il, en az›ndan birhaftal›k etkinlik ve eylem programlar› ç›kar›labilmeli,tüm çal›flma eylemli bir hat içinde örülebilmelidir.

4- Geçti¤imiz y›l bir dizi yerelde yaflanan bölünmelerve sonuçlar› da gözönünde bulundurularak, sürecinbirleflik bir tarzda örgütlenmesinde ›srar edilmelidir. Yer,biçim gibi tart›flmalar yap›lmamal›, tüm tart›flmalarpolitik bir eksen üzerine kurulabilmelidir. Bu çerçevededar grupçu tarzdan kaç›nmak gerekiyor.

5- Birleflik bir 6 Kas›m’› baflarman›n ve sonras›naanlaml› sonuçlar b›rakabilmenin yegane yolu kitleinisiyatifini ortaya ç›karabilmektir. 6 Kas›m konusundakitüm karar alma süreçleri kitlelere aç›k olmal›d›r. Bu birtemenni olarak kalmamal›, çal›flma ile desteklenen birilke olarak iflletilmelidir.

6- Kitlelerin inisiyatif alan›n› gelifltirecek bir eylemörgütlemek demek, sadece toplant›lar›n aç›k yap›lmas›anlam›na gelmiyor. Bununla birlikte 6 Kas›m eksenindebirimleflebilen aç›k, esnek örgütlenmeler yaratabilmek,bunlar› 6 Kas›m çal›flmalar›n›n öznesi haline getirmekgerekiyor. Bu yolla 6 Kas›m çal›flmas› kuru bir ajitasyon-propaganda faaliyetinin ötesine geçebilecektir.

7- Biz süreçiçerisinde her türe¤ilimi ve öneriyitart›flmaya a盤›z.Muhataplar›m›z›n daböyle bir tutuma sahipolmalar› gerekti¤inidüflünüyoruz. Ancakkitle inisiyatifiniengellemeye, kitlelerisürecin d›fl›ndab›rakmaya dönükçabalar› flimdidengerici tutumlar olarakmahkum ediyoruz.Bunun gerçekleflti¤iyerellerde samimi

güçlerle kitle örgütlenmelerini infla etmek ve bunlar› 6Kas›m’›n öznesi haline getirmek için u¤raflaca¤›z.

8- 6 Kas›m’›n ana ekseni YÖK ve YÖK düzenidir.Bunun getirdi¤i paral› e¤itim, gerici e¤itim, anadildee¤itim hakk›n›n gasp›, soruflturma, di¤er sald›r›lar sürecintemel gündemleridir. Bununla birlikte kitle içindebunlarla s›n›rland›r›lmayan bir çal›flma örgütlenmelidir.Kitleler 6 Kas›m üzerinden düzen ve devrimkutuplaflmas›nda taraf olmaya ça¤r›lmal›d›r. Emperyalistiflgal, faflist sald›r› süreçleri, Kürt halk›na ve ilerici,devrimci güçlere yönelik terör vb...

9- Bu kuflkusuz çok çeflitli çal›flma araçlar›n›n birarada kullan›m›n› ve zengin bir içeriklendirmeyigerektirir. De¤iflik araçlardan en verimli biçimdeyararlan›lmal›, her ad›mda ikna süreçleri iflletilmelidir.

10- 6 Kas›m, YÖK ve dolay›s›yla düzenle birhesaplaflmad›r. Çal›flmam›z›n ve eylemlerimizin temelidevrimci meflruiyetimiz ve militanl›¤›m›zd›r. Sürecinbütününde bu gözetilerek hareket edilmeli, geriplatformlarla bu de¤erin savunulmas› s›ras›nda girilecekçat›flmalardan kaç›n›lmamal›d›r.

11- Yürütülen kitle çal›flmas›n› 6 Kas›m sonras›n›hesaba katarak planlamal›, oluflturulan kitleplatformlar›n›n 6 Kas›m sonras›nda korunmas›, tüm buçal›flman›n yerel ve merkezi gündemler için birleflik veetkin bir tarzda sürdürülmesi için azami çabaharcanmal›d›r.

Bu y›l ö¤renci hareketinin verece¤i s›nav›n önemiyeterince aç›kt›r. Tüm ilerici, devrimci güçlerin bununfark›nda olduklar›n› ve buna uygun bir sorumlulukbilinciyle hareket edeceklerini düflünüyoruz. 6 Kas›my›l›n bafl›ndaki bir süreç olarak genelde ö¤rencihareketinin bir y›l›n› belirler. Dolay›s›yla 6 Kas›m’›gerekti¤i gibi de¤erlendirme sorumlulu¤u önümüzdeduruyor.

BBiirrlleeflfliikk,, ddeevvrriimmccii,, mmiilliittaann bbiirr ggeennççlliikk hhaarreekkeettii iiççiinniilleerrii!!

Ekim Gençli¤i

DDDDeeeevvvvrrrr iiiimmmmcccc iiii bbbb iiii rrrr 6666KKKKaaaassss ››››mmmm’’’’ ›››› bbbb iiii rrrr llll iiiikkkktttteeee

öööörrrrggggüüüütttt lllleeeeyyyyeeee llll iiiimmmm!!!!

Page 6: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

6

E¤itimin yeni dönemi bir dizi sorunlaberaber aç›l›yor. Toplumun tümkesimlerine yöneltilen sald›r›lar›n aç›ktanve azg›nca yürütüldü¤ü günümüzde,e¤itim de bu sald›r›lar içerisinde önemlibir yere oturuyor. Özellefltirmesald›r›lar›n›n ayyuka ç›kt›¤›, faflist histeridalgas›n›n körüklendi¤i, devrimcilereyönelik sald›r›lar›n süreklileflti¤i, yeniç›kart›lan TCK, CMK ve C‹K'le berabertoplumun muhalif kesimlerinin sindirilmeçabalar› ve bunlardan ba¤›ms›z elealamayaca¤›m›z “e¤itimde reform”sald›r›lar›, bütün bunlar tek merkezdenyönlendiriliyor.

“E¤itimde reform” ya da e¤itim sisteminin çöküflü

Geçen y›l ÖSS s›nav sonuçlar›yla a盤a ç›kan vee¤itim sisteminin çöküflünü simgeleyen s›f›r alanö¤renciler genifl yank› uyand›rm›fl ve tart›flmalara yolaçm›flt›. Milli E¤itim Bakan› “e¤itimde reform” yap›larakbütün bu sorunlar›n ortadan kalkaca¤›n›, herkese e¤itimolana¤›n›n sa¤lanaca¤›n› aç›klam›flt›. Bu kapsamda birdizi “yenilik” yap›ld›. Bunlar›n bafl›nda, liselerin dört y›laç›kmas›, Anadolu liselerinin say›lar›n›n art›r›lmas›,ÖSS'nin yine de¤ifltirilmesi, lise girifl s›nav›n›n zorunluhale getirilmesi, meslek liselerinin ek puan katsay›lar›n›n0,24'ten 0,08'e düflürülmesi, sözleflmeli ö¤retmenuygulamas›n›n yayg›nlaflt›r›lmas› vb. geliyor. Ancakbütün bunlar e¤itimde neyi de¤ifltirdi sorusuna bir yan›tbulunam›yor. Çünkü bu ve benzer bir dizi “yenilik”geçmiflte de yap›lm›flt›, sonuçlar ortada.

E¤itimde bu sene yaflananlar› geçen senelerlek›yaslayal›m. Bu sene ÖSS'den s›f›r alanlar›n say›s› geçensenenin yaklafl›k iki kat›na ulaflt› (57.163). OKS s›nav›n›nda bundan bir fark› yok. Bu s›navda da her on kifliden birtanesi s›f›r ald›. Bu sene de tercih yapan 890 bin 169kifliden 378 bin 730'u bir programa yerleflti (ÖSS'ye 1

milyon 613 bin 436 ö¤renci girmiflti). 1900 okul birincisitercihler sonras› bir yere yerleflemedi. Bunlar seneyeyaflanacaklar›n haberini veriyor.

Yeni dönemi kazanma sorumlulu¤u

Yeni dönemde geçen seneyi aflan sorunlarla karfl›karfl›ya kalaca¤›z. Bu y›l yine yüz milyonlarla ifadeedilen kay›t paralar› vermek, yüz milyonlarca liray› kitap,defter, forma vb. almak için harcamak zorunda kalaca¤›z.E¤itim Sen'in geçen y›l yapt›¤› araflt›rmaya göre ilkokulbeflinci s›n›fa giden bir ö¤rencinin 2 milyar olan bir y›ll›kmaliyetinin (bu rakam liseler söz konusu oldu¤unda birkaç kata kadar ç›k›yor) bu sene katlanarak artmas›,bütçeden e¤itime ayr›lan oran›n %1-2 civar›nda olmas›,ÖSS'yi kazanabilmek için milyarlar› dershanelereyat›racak olmam›z, faflist disiplin yönetmelikleriylee¤itimimizi sürdürmeye çal›flacak olmam›z vb., geçeny›llar› aflan sorunlarla karfl› karfl›ya gösteriyor.

E¤itimi meta gibi al›n›p sat›labilir bir nesne olarakgören bir sistemle yüzyüzeyiz. Yeni dönemi kazanmak,sald›r›lar› kendi cephemizden tok bir yan›tla karfl›lamakbugün en önemli ihtiyaç. Eflit, paras›z, bilimsel, anadilde,demokratik e¤itim mücadelesini kitleler içindegelifltirmeli ve ete-kemi¤e büründürmeliyiz.

YYeennii ee¤¤iittiimm ddöönneemmii kkaattllaannaarraakk aarrttaann ssoorruunnllaarrllaa aaçç››ll››yyoorr......

Herkese eflit, paras›z,bilimsel,

anadilde e¤itim!

Page 7: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

7

Yeni e¤itim dönemi bafll›yor. Bu e¤itim dönemi degeçti¤imiz e¤itim dönemlerinden esas olarakfarkl›laflmamakta, e¤itim sisteminin bir ticarethane mant›¤›ylaiflletilmesi ve e¤itime bir kâr ve rant kap›s› gözüyle bak›lmas›anlay›fl›, yeni e¤itim dönemine damgas›n› vurmaktad›r.

Üniversitelere neo-liberal sald›r› dalgas›n›n yöneldi¤i ilkdönemlerde çok cüzi miktarlarla bafllat›lan, 96’larda %400’lükzamlarla çok yüksek mebla¤lara ulaflan ve bir anda ö¤rencigençli¤in temel mücadele gündemi haline gelen ö¤rencihar(a)çlar›, art›k e¤itim sisteminin de¤iflmez soygunaraçlar›ndan biri haline gelmifl bulunuyor. Yak›n zamandaYÖK yasa tasar›s›nda yeralan har(a)çlar sorunu ciddi birmücadele gündemi haline gelmiflti; zira tasar› ö¤rencihar(a)çlar›n›n ö¤rencimaliyetinin yar›s› olarakbelirlenmesini öngörmekteydi.Tasar› flu an sermayeiktidar›n›n sald›r›cephaneli¤inde bekletilmekte,ancak har(a)çlara sürekliyap›lan zamlar h›z kesmedendevam etmekte, kimiüniversitelerde bu ücretlerastronomik boyutlara ulaflm›flbulunmaktad›r. Paran varsaoku zihniyeti, ticarethanehaline getirilmeye çal›fl›lanüniversitelerde egemen anlay›flolarak yerlefltirilmeyeçal›fl›l›rken, paras› yetmeyeninüniversite okuyamayaca¤› ilan edilmifl bulunmaktad›r. Har(a)çmiktarlar›n›n farkl›laflmas›, ülkenin çeflitli üniversitelerinin“kaliteleri”nin de art›k bu üniversitelerin har(a)ç miktarlar›ylabelirlendi¤inin aç›k bir ispat›.

Üniversitelerde yaflanan paral› e¤itim sald›r›s›n›n baflkabir boyutu ise, vak›f üniversiteleriyle iyiden iyiye k›z›flt›r›lan“üniversite e¤itimi piyasas›”d›r. Üniversitelere yöneliközellefltirme ve ticarilefltirme sald›r›lar›n›n bir aya¤› olarakkarfl›m›za ç›kan vak›f üniversiteleri-devlet üniversitelerirekabeti, art›k burjuva medyaya “paras› olan okuyor”manfletleri att›racak düzeye ulaflm›fl bulunuyor. Bir yandadurmaks›z›n art›r›lan devlet üniversiteleri har(a)çlar›n›nyan›s›ra, öte yanda da astronomik boyutlara ulaflm›fl vak›füniversiteleri ücretleri geliyor. Vak›f üniversiteleri emekçiçocuklar›n›n tamamen ilgi alan› d›fl›nda kalmaktad›r, çünküvak›f üniversitelerinin y›ll›k ortalama ücreti 10 milyar liradolaylar›nda seyrediyor. Ancak, bu mebla¤›n ödenememesi,devlet üniversitelerinin ticarilefltirilmesi sürecinin vak›füniversitelerinin astronomik ücretler belirlemede serbestli¤i iledesteklendi¤i gerçe¤ini karartmamal›d›r. Vak›f üniversiteleri,üniversitelerin e¤itim kurumlar› olmaktan ç›kar›larak birerticarethane haline getirilmesinde özellikle YÖK düzeninindestekledi¤i bir uygulama olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r.

Ö¤rencilerin bar›nma sorunlar› da bu süreçten pay›n›almaktad›r. T›pk› vak›f üniversiteleri örne¤inde oldu¤u gibi,

devlet yurtlar› özel olarak geri planda b›rak›larak ö¤rencievleri, özel yurtlar gibi alternatifler kuvvetlendiriliyor, böyleceö¤rencilerin en basit bar›nma ihtiyaçlar› dahi sermaye içinbirer kâr kap›s› haline getiriliyor. Milyarlar› bulan ücretlerlesunulan özel yurt ve misafirhaneler bir yanda, insancayaflama olanaklar›n›n k›s›tland›¤›, çok say›da ö¤rencinin birarada sa¤l›ks›z bir biçimde yaflamaya zorland›¤› “ucuz” yurtlaröte yanda. Bu ayr›m dahi, toplumda yaflanan ayr›flman›nboyutlar› hakk›nda bir fikir veriyor. Evlerde kalmay› terciheden ö¤renciler için de sorun çok farkl› de¤il. Özellikleokullar›n›n yak›n›na yerleflmek isteyen ö¤rencilerin ödemekzorunda kald›¤› yüksek kiralar, e¤er uzaktalarsa yaflad›klar›ulafl›m sorunlar›, ö¤rencilerin e¤itim dönemlerinde yaflad›klar›

sorunlar›n baflka bir boyutu.Üniversitelerde yaflanan soygun

kuflkusuz yukar›da sayd›klar›m›zlas›n›rl› de¤il. Üniversiteyemekhanelerinden yurtlara,kantinlere, yaz okulu ödemelerindenkimlik, transkript, vs. ücretlerine dekuzanan ve daha bir çok alan dasayabilece¤imiz çok genifl biryelpazede kapsaml› bir soygunyürütülmekte, üniversitelerneoliberal sald›r›lar›n anayasas›konumundaki GATS’a uygun birflekilde yeniden düzenlenerek birerticarethane haline getirilmektedir.Ço¤unlu¤u belki de gözümüzebatmayan, cüzi bir miktar olarak

görünen bu ücretler, bir zamanlar “sosyal devlet”in bir parças›olarak görülen paras›z e¤itim hakk›na aç›k bir sald›r›anlam›na gelmektedir. “Sosyal devlet” ad› alt›nda birkaç parçahak k›r›nt›s› vermifl görünen -ki bu hak k›r›nt›lar› dahiemekçilerin difle difl mücadelesiyle al›nm›flt›r- sermayedarlar,flimdi bu kazan›lm›fl haklar› misliyle geri alman›n derdindeler.GATS anlaflmas› ile h›zland›r›lan özellefltirme sald›r›lar›,sermayedarlar›n bu kazan›lm›fl haklar› geri almas›mücadelesinin çok önemli bir aya¤›. GATS, e¤itim alan›ndakiuygulamalar›n›, yukar›da birçok yönüyle vermeye çal›flt›¤›m›zsald›r› biçimleriyle, üniversitelerin birer ticarethaneyeçevrilmesi amac›yla gerçeklefltirilen düzenlemelerle hayatageçiriyor. Nitekim GATS e¤itimi bir kamu hizmeti olarak de¤il,bir pazar olarak tan›mlamakta, böylece e¤itimin bir kâr kap›s›haline gelmesi sa¤lanmaktad›r.

Bu sald›r›lar iflçi-emekçi çocuklar› için büyük bir y›k›m›ifade etmektedir. Her olana¤› kâr için kullanan, cebimizdekalan son kurufla göz diken sermaye sald›r›lar›n dozunu hergeçen gün art›r›rken, emekçilerin ve emekçi çocuklar›n›n busald›r›lara daha fazla sessiz kalmalar›, e¤itim hakk›m›z›ntamamen elimizden al›nmas›na yolaçacakt›r.

‹flte bu nedenle, bugün e¤itim hakk›m›z› savunmak içinmücadeleye at›lma günü. E¤itim hakk›m›za sahip ç›kmak için,paras› olana de¤il herkese paras›z e¤itim hakk›n›nsa¤lanmas› için mücadeleye!

Paral› e¤itime karfl›mücadeleye!

Page 8: EG 86. sayı

Sermaye iktidar› gençli¤e sald›r›yor. Soruflturmalarla,okuldan atmalarla, faflist sald›r›larla yükleniyor. Onlarcaüniversitede yüzlerce ö¤renciyi kapsayan bu sald›r›lar,ö¤renci gençli¤i ehlilefltirme politikalar›n›n birparças›d›r.

Bu uygulamalar›n yeni olmad›¤› aç›k. 12 Eylül faflistdarbesiyle üniversitegençli¤inin bafl›na dikilenYÖK, 12 Eylülpolitikalar›n›nüniversitelerdeki uygulamaarac› oldu. Tüm toplumusindirme ve susturmapolitikalar›yla sermayedüzeni, gelece¤inigüvenceye almayaçal›fl›rken, YÖK ile tüm bufaflist ve anti-demokratikuygulamalar› gençli¤euyarl›yordu. As›l amaç,toplumsal hareketinyükselmesiyle devrimeakan kitlelerin önünüalabilmek ve düzen içinekanalize edebilmekti.

12 Eylül karfl›devrimi,sonras›nda dauygulamalar›yla devametti. Bu uygulamalardevam etmeliydi ki, faflistsermaye iktidar› emperyalist-kapitalist dünya sistemi iletam olarak bütünleflebilsin, iflçi ve emekçilere karfl›sald›r› yasalar›, özellefltirmeler uygulanabilsin;üniversiteler sermayeye peflkefl çekilebilsin... Bu nedenleüniversitelerde yap›lmas› gereken, düflünen vesorgulayan insanlar ve toplum için üretilen bilim yerine;sorgulamayan, derslerinden ve arkadafllar›n› alt etmektenbaflka bir fley düflünmeyen insanlar yetifltirilmesidir.Zaten neo-liberal e¤itim politikalar›yla iflçi-emekçiçocuklar›na kap›lar› kapat›lm›flt›r. Üniversitelerdegerçeklefltirilen paral› e¤itim, özellefltirme,ticarethanelefltirme, teknokent gibi sald›r›lar› budo¤rultuda de¤erlendirmek gerekir. Bu sald›r›lar›gerçeklefltirilebilme gücü, sald›r›lara gö¤üs gerebilecekgüçleri pasifize etmek veya sindirmekle orant›l›d›r.

Bugün üniversitelere bakt›¤›m›zda gördü¤ümüz fley,sermaye ve onun yeniden üretilmesi için yap›lanlard›r.Bugün üniversiteler tam anlam›yla sermayeye peflkeflçekilmeye çal›fl›l›yor. Teknokentlerle üniversitelerin tümimkanlar› sermaye taraf›ndan kullan›l›rken, ö¤renciler veö¤retim üyeleri sermayenin kâr›n› art›rmak için

çal›flt›r›l›yor. Üniversiteler art›ktoplumu ileriye götürecekayd›nlar›, bilim adamlar›n›yetifltirmiyor, sermayeye ucuzkalifiye iflgücü ve burjuvaideolojisine koflulsuz ba¤l›bireyler yetifltiriyor. Elbette bu,sald›r› karfl›s›nda bir mücadelegörmedi¤inde tam olarakgerçekleflebiliyor.Üniversitelerde bunlar›nkarfl›s›na dikilenler ise sald›r›n›nhedefi oluyor.

Soruflturmalar kimehizmet ediyor?

‹Ü ve DTCF'deki faflistsald›r›lar›, ODTÜ'deki sony›llar›n en kapsaml› soruflturmasald›r›s›n› ve di¤er birçoküniversitedeki binbir türlüsald›r›y› sermaye iktidar› ve

onun politikalar›na bakarak de¤erlendirmek gerekir. Enufak bir k›v›lc›ma bile tahammül edemeyen sermayeiktidar›, nispeten geliflen hareketlenmeleri bu flekildebast›rmaya çal›fl›yor. Sald›r›lar› gerçeklefltirmeninönkoflulunun devrimci, ilerici gençleri sindirmekoldu¤unu biliyor. Böylece binlere göz da¤› vererekinsanlar› düzenin saflar›na çekmenin planlar›n› yap›yor.

Biraz daha özele inmek gerekirse, faflist sald›r›lar›noldu¤u okullarda geliflmekte olan ö¤renci hareketininhedeflendi¤ini görebiliriz. Platformlarla, derneklerle,ö¤renci topluluklar› ve flenlikleriyle toparlanan ö¤rencihareketinin karfl›s›na faflistler ç›kart›lmaktad›r. Faflistsald›r›lar› gündeme sokarak hem kendi politikalar›n›rahatl›kla gerçeklefltirmeyi planlamakta, hem deö¤rencileri y›ld›rmay› hedeflemektedir. Dahas› bütünbunlar›n ard›ndan aç›lan soruflturmalarla sald›r›y›

Ekim

Gençli¤i

8

YYeennii bbiirr ddöönneemmee bbaaflflllaarrkkeenn üünniivveerrssiitteelleerr

‹stenilen üniversite veö¤renci modeli

Page 9: EG 86. sayı

katmerlefltirmektedir. Ö¤renci gençli¤in yapmas› gereken,faflistlerden bir öç alma veya sokak kavgas› fleklindeyürütülecek bir çat›flmadan ziyade, ö¤renci kitlesinitoparlayabilecek, bu sald›r›lar›n temelini ortaya koyarakfaflist sald›r›lar› teflhir edecek ve bütün bunlar› di¤ergüncel politik sorunlarla birlefltirecek bir mücadeleörgütlemektir. Bu yap›lamad›¤› koflullarda bir daralmayaflanacak, meselenin bir sa¤-sol çat›flmas› eksenines›k›flmas› harekete zarar verecektir.

Son y›llar›n en kapsaml› soruflturma sald›r›s›ylakarfl›laflan ODTÜ'de de durum çok farkl› de¤ildir. Geçendönemin sonuna do¤ru hem üniversitenin orta yerindekibir s›n›f›n Emniyet Genel Müdürlü¤ü'ne kiralanmas›okulun parça parça kiralan›p sat›ld›¤›n› aç›ktan göstermifl,hem de okula üniformal› ve silahl› polislerin girmesiolaylara tuz biber ekmifltir. Bu kokuflmufl sömürüdüzeninin biricik koruyucular› ve bekçileri olarak görevyapan iflkenceci ve katil polislerin okula girmesi elbettebir dizi tepkiye yol açacakt› ve öyle de oldu.Gerçeklefltirilen eylemler, ODTÜ yerelinde ö¤rencihareketinin nispeten geliflti¤i bir ortamda bir s›çramanoktas›n› ifade etmekteydi. Ancak bütün bunlar› gören vef›rsat bilen emniyet, jandarma ve rektörlük üçlüsü aç›lansoruflturmalarla 2 ö¤renciyi okuldan att› ve 30'a yak›n

ö¤renciye 3 döneme kadar ç›kan cezalar verdi. Bugün ö¤renci hareketinin önünde bu soruflturmalara

karfl› mücadele etme sorumlulu¤u durmaktad›r. Okullar›naç›lmas›yla devam edecek olan mücadele kampüslerdeyükseltilmelidir. Ancak bunu yaparken dikkatliolunmal›d›r. Sadece ceza alanlarla s›n›rl› ve soruflturmaeksenli bir çal›flma sonuç vermeyecektir. Daha öncevurgulad›¤›m›z gibi, bu sald›r› tüm ö¤rencilere yönelikyap›lm›flt›r. Ceza alanlar›n kimler oldu¤u çok da önemlide¤ildir. “Cezalar› devrimciler ald›, sald›r› devrimcilereyöneliktir; o zaman biz mücadele etmeliyiz!” tarz› sekteryaklafl›mlar ö¤renci hareketini kendinden ibaret görmekve kendini kitlelerden yal›tmakt›r.

Kitleleri harekete geçirmek sorumlulu¤u öncelikle bizgenç komünistlerin omuzlar›ndad›r. Yeni döneminbafllamas›yla faflist sald›r›lar, paral› e¤itim, neo-liberale¤itim politikalar›, teknokentler ve soruflturmalarekseninde mücadele örülmelidir. Mücadeleye konuedilecek konular elbette her yerelin kendi özgünkoflullar›nda de¤erlendirilmelidir. Ancak kitle çal›flmas›n›ve her türlü imkan›n› “birleflik, devrimci, militan birgençlik hareketi” yaratma hedefimize uygun bir tarzdaflekillendirebilmeliyiz.

Ekim

Gençli¤i

9

‹Ü’de yüze yak›n ö¤renciye cezaverildi!

‹stanbul Üniversitesi’nde soruflturma terörü yaz döneminde de devam etti. Birinci dönemde Edebiyat Fakültesi’nepolisin sald›r›s› ile bafllayan ve okul içerisinden 40 ö¤rencinin gözalt›na al›nmas›yla sonuçlanan günün ard›ndan ertesigün sald›r›y› ve gözalt›lar› protesto etmek amac›yla gerçeklefltirilen bas›n aç›klamas›ndan 100’ün üzerinde ö¤rencidaha gözalt›na al›nm›flt›. Aral›k ay›nda gerçekleflen bu olaya ‹stanbul Üniversitesi A¤ustos ay›nda ceza ya¤d›rd›. 100’eyak›n ö¤rencinin bir ay uzaklaflt›rma almas›yla sonuçland›r›lan soruflturma, yaz sürecinde da¤›t›lan gerekçeleri farkl›cezalar›n içerisinde salt genifl bir bilefleni kapsad›¤› için dikkat çekiyor. Bu cezalar›n d›fl›nda farkl› gerekçelerle vefarkl› düzeylerde bir dizi ceza daha efl zamanl› uygulamaya sokuldu.

‹stanbul Üniversitesi’nde art›k gelenekselleflen soruflturma sald›r›lar›n› k›rabilmek aç›s›ndan önümüzdeki dönemçok daha ›srarl› ve güçlü bir politik faaliyet örebilmek gerekiyor. Zira üniversite yönetiminin bu soruflturmalarlahedefledi¤i ‹stanbul Üniversitesi’ndeki muhalefetin taban›n› daraltmakt›r. Ancak bu planlar bir kez daha boflaç›kart›lacakt›r.

SSoorruuflflttuurrmmaallaarr,, ttuuttuukkllaammaallaarr,, bbaasskk››llaarr bbiizzii yy››lldd››rraammaazz!!

Ekim Gençli¤i / ‹stanbul Üniversitesi

Page 10: EG 86. sayı

Okulunuzda yürüyorsunuz ve birden sesler,ba¤r›flmalar duymaya bafll›yorsunuz. Yaklaflt›kça art›yorsesler ve yavafl yavafl çözmeye bafll›yorsunuz meseleyi.Sesler, “Faflizme geçit vermeyece¤iz!”, “Faflizme karfl›omuz omuza!”, “Jandarma-polis defol, üniversitelerbizimdir!” vb. gibi sloganlar atan ö¤rencilerden geliyor.Ne yapars›n›z böyle bir durumda? Oral› bileolmayabilirsiniz. Biraz duyarl› iseniz iç geçirip, biraz izlerve yolunuza devam edersiniz, ya da at›lan sloganlara birses de siz verirsiniz. Yap›lmas› gerekenin bu oldu¤unudüflünürsünüz, çünkü faflistleri ve koruyucular› olan kollukkuvvetlerinin okulunuzda ellerini kollar›n› sallayarakdolaflmalar›n› istemiyorsunuzdur. Ve sonra, birilerininistemedi¤i türden bir insan oluverirsiniz. Onlar siziistemiyorsa, en k›sa zamanda -tatilde bile bofldurmayacaklar- sizi atabilmek ya da onlar aç›s›ndan dahaaz zararl›ysan›z uzaklaflt›rmak için onlarca sudan sebepbulup soruflturacaklard›r.

Üniversite gençli¤i geçen dönemi bir dizi faflist sald›r›ve ard›ndan sökün eden soruflturmalarla geçirdi. Gençlikhareketinde uzun zamand›r varolan parçal› durum faflistsald›r›lara ve soruflturmalara karfl› al›nan tutumda dakendini gösterdi. Bu da¤›n›k tablodan cesaret alan okulyönetimleri sald›r›lar›na h›z verdiler.

2004/2005 ö¤renim döneminde yüzlerce üniversiteö¤rencisi hakk›nda soruflturma aç›ld›.

* Kocaeli Üniversitesi’nde 6 May›s anmas›ndajandarman›n ö¤rencilere sald›rmas› sonucunda birjandarma eri yine bir jandarma kurflunuyla ölmüfl, onlarcaö¤renci yaralanm›flt›. Bu olay›n ard›ndan aç›lansoruflturmalarda rektörlük ö¤rencilerden yapt›klar›ndanpiflmanl›k duydu¤una dair ka¤›tlar imzalamalar›n›istemiflti. Kocaeli Üniversitesi’nde Ramazan ay›nda artanbask›lar, bir ö¤rencinin ülkücülerce kaç›r›l›psorgulanmas›yla doru¤a ç›kt›. Gerginli¤in ard›ndan ç›kanolaylardan sonra 35 ö¤renciye soruflturma aç›ld›.Ö¤renciler hem sald›r›ya u¤rad›lar, hem soruflturuldular.Üstelik sald›ranlar da savunmalarda tan›k olarak

dinlendiler. Rektörlük, ö¤rencileri y›ld›rmak için,piflmanl›k yasalar›na benzer rüflvetler teklif etti.

* Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde, üniversitedeyaflanan gerginliklere kar›flt›klar› iddias›yla 100 ö¤renciyesoruflturma aç›ld›. 100 ö¤rencinin ailesine, güvenlikgüçlerinden edindikleri bilgiler do¤rultusundafoto¤raflarla, mektuplar gönderildi.

Di¤er üniversitelerde ise soruflturma gerekçeleri sak›zçi¤nemekten dü¤üne gitmeye, ö¤retim üyesine destekvermekten okulda saz-gitar çalmaya kadar genifl biryelpazede...

* Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ö¤rencileri,az›nl›k tart›flmalar› s›ras›nda üniversitelerinin ö¤retimüyesi Prof. ‹brahim Kabo¤lu’na destek amaçl› bas›naç›klamas› yapt›klar› için kendilerini soruflturmak›skac›nda buldular. Marmara Üniversitesi Rektörlü¤ü,bas›n aç›klamas›na kat›ld›klar› için 9 ö¤renci hakk›ndasoruflturma bafllatt›.

* Y›ld›z Teknik Üniversitesi Rektörlü¤ü, kampüsiçinde saz çald›klar›, halay çektikleri ve Kürtçe türküsöyledikleri gerekçeleriyle 20 ö¤renci hakk›nda 60soruflturma açt›.

* Mersin Üniversitesi’nde YÖK’ü ve uygulamalar›n›protesto etmek amac›yla yapt›klar› eylem nedeniyle 19ö¤renciye soruflturma aç›ld›.

* Dokuz Eylül Üniversitesi’nde YÖK protestosunakat›ld›klar› gerekçesiyle 8 ö¤renciye soruflturma aç›ld›.

* Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde afiflyüzünden ö¤rencilerle bir ö¤retim üyesi aras›nda yaflanangerginlik nedeniyle 6 ö¤renci hakk›nda soruflturma aç›ld›.Soruflturma komisyonu üç ö¤renciye birer dönemuzaklaflt›rma cezas› verilmesini istedi.

* Yine Hacettepe Üniversitesi’nde Hikmet Sami Türk’üprotesto etmek suç say›ld› ve 18 ö¤renciye soruflturmaaç›ld›.

* Denizli Pamukkale Üniversitesi E¤itim FakültesiDekanl›¤›, yaflanan faflist sald›r›n›n ard›ndan 25 ö¤rencihakk›nda soruflturma bafllatt›.

Ekim

Gençli¤i

10

SSSSoooorrrruuuuflflflflttttuuuurrrrmmmmaaaa tttteeeerrrröööörrrrüüüü ssssüüüürrrrüüüüyyyyoooorrrr

Page 11: EG 86. sayı

* Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafyaFakültesi'nde de, yaflanan faflist sald›r›lar›n ard›ndan21 kifliye soruflturma aç›ld›.

* Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde isedevrimci bir ö¤renciye yönelik faflist sald›r›n›nard›ndan ö¤rencilerin olay› bir eylemle kamuoyunaduyurmalar› üzerine 30 ö¤renciye soruflturmaaç›lm›flt›. Soruflturmalar sonucunda 12 ö¤renci YüksekÖ¤retim Kurumu'ndan ç›karma, 1 ö¤renci 1 y›luzaklaflt›rma, 1 ö¤renci 1 ay uzaklaflt›rma, 6 ö¤renci 1hafta uzaklaflt›rma ve 6 ö¤renci de k›nama cezas› ald›.

* ‹stanbul Üniversitesi’nde yaflanan faflistsald›r›lardan sonra polisin okula sald›r›s›n›n ard›ndandüzenlenen bir koridor sohbetinde, orada “görevlerini”yapan sivil polislerin teflhir edilmesiyle bafllayansoruflturma sürecinin sonucunda 14 ö¤renci okuldanat›ld›. Soruflturma gerekçesi ise sivil polislere, pardonYÖK personeline hakaret idi.

* ODTÜ’de ise uzun bir zaman sonra soruflturmasald›r›s› tekrar gündemde. Okulda e¤itim alan çevikkuvvet fleflerini protesto etmek isteyen ö¤rencilerejandarma sald›rm›flt›. Ard›ndan rektörlük önündegerçeklefltirilen bas›n aç›klamas› ve devam›nda sürenbir dizi eylemlik sonras›nda rektörlük, 20’yi aflk›nö¤renciye toplam 40 soruflturma açt› . Soruflturmasonucu 2 ö¤renci at›l›rken di¤er ö¤renciler 1 hafta ile3 dönem aras›nda de¤iflen cezalar ald›.

Önümüzdeki dönem sivil-resmi faflist sald›r›lara vesoruflturma terörüne karfl› verilecek mücadele gençlikhareketi için önemlidir. Çürümüfl YÖK düzenininticarileflen e¤itim sistemi ve flirketleflenüniversitelerinde devrimci muhalefeti sindirmeyeyönelik sald›r›lar, her türlü sekter tutumdan uzakyayg›n bir kitle çal›flmas›yla karfl›land›¤› ölçüde bofladüflürülecektir.

Ekim

Gençli¤i

11

11990000 ookkuull bbiirriinncciissii üünniivveerrssiitteeyyee ggiirreemmeeddii......

ÖSS aç›kta kald›!ÖSS sonuçlar› aç›kland›. ‹statistik bilgilerde de¤ifliklik

yok. Ama üzerinde durulmas› gereken bir ayr›nt›y› belirtmekgerekiyor. 7 bin 304 okul birincisinin 5 bin 404'ü herhangibir programa yerleflirken, 1900 okul birincisi ö¤renci aç›ktakald›.

Okul birincisi olman›n okulun en iyisi olmak anlam›nageldi¤i gibi komik bir tan›mla durumu biraz daha açal›m.Bu, ÖSS sisteminin ne amaca hizmet etti¤ini aç›kçagösteriyor. ÖSS bir seçme s›nav› de¤il eleme s›nav›d›r.Sistemi daha çok ö¤renciyi elemeye uygun olarak durmadande¤ifltirilir. Y›llard›r bunu yaflayarak ö¤rendik. Bir y›lkatsay›lar de¤ifltirilir. Bir y›lsa sorular›n çerçevesi de¤ifltirilir.Çünkü s›nava her y›l kat›lan ö¤renci say›s› artarkenüniversite programlar›na girecek ö¤renci say›s› de¤iflmiyor.Günümüz koflullar›nda ÖSS’de baflar›l› olmak için onca çabaharcaman›z gerekirken (ders notlar›n›n yüksek olmas›,dershaneye gitmek) gene de aç›kta kal›nabiliyor. Art›kpuanlar da yeterli olmuyor, üzerine bir de yüzdelik dilimitutturma zorunlulu¤u ekleniyor. Her y›l s›nav sistemiyle ilgilide¤iflikliklere gidiliyor.

Bunun arkas›nda bir baflka gerçeklik var. Art›k toplamolarak e¤itim sistemi o kadar çürümüfl ve o kadarifllevsizleflmifl ki, bir y›l tüm s›navdan s›f›r alan binler ortayaç›karken, bir y›l okul birincisi binler aç›kta kal›yor. Yap›lan“reformlar” hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bu ufakfarkl›l›klar sadece gerçe¤in üstünü örtme çabalar›d›r vesonucu etkilememektedir. Art›k liseler 4 y›l oldu, s›navsisteminde köklü de¤iflikliklere gidildi. Peki flimdi neolacak? Önümüzdeki y›l ÖSS sonuçlar› aç›kland›¤›nda çokflafl›rmayaca¤›m›z aç›kt›r. Böyle bir beklenti umut etmeninötesine geçemez. Çünkü liseler 4 y›l oldu da ne de¤iflti diyebakt›¤›m›zda, bir y›l daha fazla okumaktan baflka bir fleygöremiyoruz. ÖSS de¤iflikliklerine bak›nca, bu sene aç›ktakalan, s›f›r alan ö¤renci haberlerini görece¤imiz kesin.Çünkü s›nav sistemindeki de¤iflikler sonras›nda s›nav›nkapsam› lise 1 konular›yla bafllay›p, tüm e¤itim döneminikapsayan bir geniflli¤e kavuflturuluyor. Burada bir gerçekdevreye giriyor. Sanki bugüne kadar sorun s›navsistemindeymifl gibi gösteriliyor. Ama s›nav öncesi e¤itimsürecinde bilimsel e¤itim uygulanmam›flken, verilen e¤itimindüzeyi yerlerde iken bu de¤ifliklik birkaç rakamsal de¤iflimisimgeler. Baflka da bir ifle yaramaz.

Y›llard›r ayn› oyunu seyrediyoruz. Karfl›m›zdakioyuncular de¤iflse de, replikleri de¤iflse de hep ayn› sonugörüyoruz. Bir Milli E¤itim Bakan› ç›k›p sorunu bulduklar›n›çözüm için reform haz›rl›klar›n›n bafllad›¤›n› söylüyor.Ondan sonraki de onun yapt›klar›n›n eksik kald›¤›n› ve yenireformlarla sorunu düzeltece¤ini anlat›yor. Bu hep böylesürüp gidiyor. Sonuç biz iflçi-emekçi çocuklar›n›n surat›naçarp›lan üniversite kap›lar› ve gelecek olarak gösterileniflçilik ya da iflsizlik yolu. “Sesimizi ç›kartmak için daha neyibekliyoruz?” diye sormam›z gerekiyor. Çünkü art›kbekleyecek bir fley kalmad›.

Page 12: EG 86. sayı

11 Eylül’ün ard›ndan tüm dünyada burjuvazi, sisteminbekas›n› tehdit edebilecek her türlü muhalefete karfl›“bizden olmayan teröristtir” diyerek savafl açt›. ABDöncülü¤ünde bafllat›lan bu savaflta, terörizmle mücadelead› alt›nda “teröre destek verenler ve övenler”e karfl› hertürlü insanl›k d›fl› uygulama mübah say›ld›. BafltaABD’de olmak üzere daha bir dizi ülkede bu insanl›k d›fl›uygulamalara yasal k›l›flar oluflturularak meflru bir zeminyarat›lmaya çal›fl›ld›.

“Demokrasinin befli¤i” diye an›lan ‹ngiltere’de dahi,geçti¤imiz aylarda yürürlü¤e giren ve yürürlü¤e girmesiplanlanan anti-demokratik yasalarla birlikte, polisdevletine do¤ru h›zl› ad›mlar at›lmakta. Bu yasalaragerekçe olarak, 7 Temmuz’da gerçeklefltirilen bombalamaeylemi gösterildi. Bunun için kolluk güçlerinin yetkileriart›r›ld›. Polise flüpheliyi bafl›ndan vurma yetkisiverilmesi, (ki flüpheli kifli, “s›cak havada kal›n kabangiyenler, içinden kablolar›n sarkt›¤› ya da ç›k›nt›l› s›rtçantas› tafl›yanlar, sinirliler ve afl›r› terleyenler, göztemas›ndan kaç›nanlar” olarak tan›mlan›yor)yabanc›lar›n s›n›rd›fl› edilmesi, ömür boyu hapis gibi hertürlü insanl›k d›fl› uygulama yasalaflt›r›ld›. Bir yandan buyasal düzenlemeler yap›l›rken, bir yandan da ›rkç›lar›nönü aç›l›yor. Özellikle bombalama eyleminin ard›ndanyabanc›lara karfl› körüklenen düflmanl›kla birlikte “beyazolmayanlar”a karfl› yap›lan sald›r›lar art›fl gösterdi.‹talya’da da benzer bir süreç yaflanmakta. ‹talyanhükümeti ‹ngiltere’deki bombalama eylemini gerekçegöstererek “terör”e karfl› yeni bir kararname yay›nlad›.Yeni yasa ile birlikte kolluk kuvvetlerine avukats›z sorguolana¤›, gözalt› süresinin 12 saatten 24 saate ç›kar›lmas›,aç›k kan›t olmaks›z›n ülke güvenli¤ini tehdit etti¤idüflünülen kiflinin s›n›r d›fl› edilmesi gibi bir dizi anti-demokratik uygulamaya yasal zemin kazand›r›ld›.

Türkiye iflçi ve emekçilerine sald›rmak için f›rsatkollayan sermaye s›n›f› da, emperyalizmin att›¤› buad›mlar›, ihtiyaç duydu¤u devlet terörünü bir ad›m ileriyetafl›mak için bir olana¤a dönüfltürdü. Temmuz ay›n›nbafl›nda generallerin direktifleriyle birlikte, AKPhükümeti taraf›ndan, AB ülkelerindeki “teröre karfl›önlemler” de örnek gösterilerek, 2004 y›l›nda üzerindeçal›fl›lmaya bafllanan Terörle Mücadele Yasas›’nda birtak›m de¤ifliklikler yap›lmas› gündeme getirildi.

Yeni yasa üzerine yap›lan tart›flmalarda “terör” tan›m›oldukça mu¤lak b›rak›l›yor. Slogan atmaktan propagandayapmaya kadar bir dizi fley örgüt üyeli¤i, dolay›s›ylaterör kapsam›na al›n›yor. Yasada yap›lmas› öngörülende¤ifliklikler flöyle:

“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt ad›na suçiflleyen kifli, ayr›ca örgüte üye olmak suçundancezaland›r›l›r. Örgüt içindeki hiyerarflik yap›ya dahilolmamakla birlikte, örgüte bilerek veya isteyerek yard›meden kifli örgüt üyesi olarak cezaland›r›l›r. Terörörgütünün meflru amaçlar için çal›flt›¤›, amaçlar›do¤rultusunda gerçeklefltirilen fiillerin hakl› oldu¤u veyaen az›ndan mazur karfl›lanmas› gerekti¤i yönünde kanaatoluflturmaya yönelik faaliyette bulunan kifli, örgütünüyesi olup olmad›¤›na bak›lmaks›z›n, 6 aydan 3 y›lakadar hapis cezas› ile cezaland›r›l›r. Afla¤›daki fiil vedavran›fllar da bu hükümlere göre cezaland›r›l›r:

Örgütün üyesi veya destekçisi oldu¤unu belli edecekflekilde, örgüte ait amblem ve iflaretlerin tafl›nmas› veyabu iflaret ve amblemlerin üzerinde bulundu¤u üniformay›and›r›r giysiler giyilmesi veya toplant› ve gösteriyürüyüfllerinde, kimliklerin gizlenmesi amac›yla yüzüntamamen veya k›smen kapat›lmas›.”

‹ngiltere’de 2000 y›l›nda ç›kar›lan “terör” kanunununbenzer 13. maddesi örnek gösterilerek savunulan bumaddede,“örgüte ait amblem ve iflaretlerin tafl›nmas›”ibaresi ister istemez akla, ‘93’te Batman’da PKKbayra¤›n›n renklerini tafl›d›¤› gerekçesiyle sar›, k›rm›z›,yeflil trafik lambalar›n›n yasaklanmas›n› getiriyor!

“Örgütün, amac›na yönelik afifl, pankart, döviz, resim,levha ve gereçlerin tafl›nmas› veya bu nitelikte slogansöylenmesi veya ses cihazlar› ile yay›nlanmas›...”

Genelkurmay dönem bafl›nda yapt›¤› aç›klama ileasl›nda bu maddenin sald›r› kapsam›n› tan›ml›yordu.Yasal tüm ajitasyon-propaganda araç ve yay›nlar›n›nyasaklanmas› anlam›na gelen bu maddeye örnek teflkiledebilecek ilk ad›m geçti¤imiz günlerde Almanya’daat›ld› ve Özgür Politika gazetesi ile Mezopotamya HaberAjans› kapat›ld›. Bu konuda mevcut Terörle MücadeleYasas›'n›n 6. maddesi ile RTÜK'ün 4. maddesinin detümüyle uygulanmas› ve yas,adaki yeni de¤iflikliklerlebirlikte yay›n kapatma ve yay,›n sorumlular›na cezaverilmesi kolaylaflacak.,

Asl›nda bu ayn› maddede burjuva medyaya da birgönderme var. “Kör, sa¤›r, dilsiz ol!”; yap›lan eylemleri,aç›klamalar› vs. yay›nlama. Bu konuda ilk uyar›y›Genelkurmay’›n yapmas›n›n ard›ndan benzer aç›klamalarAKP hükümetinden de ,geldi. Ve flimdi de son rötufllaryasa ile yap›lmaya çal›fl›l›yor.

“Örgüte üye kazand›rmaya yönelik faaliyettebulunulmas›.

Suçlar; dernek, vak›f, siyasi parti, iflçi ve meslekkurulufllar›na veya bunlar›n yan kurulufllar›na ait bina,

Ekim

Gençli¤i

12

Yeni TMY ile yasalaflandevlet terörüdür!

Page 13: EG 86. sayı

lokal, büro veya eklentilerinde veya ö¤retim kurumlar›ndaveya ö¤retim yurtlar›nda veya bunlar›n eklentilerindeyap›l›rsa bu f›kradaki cezalar›n iki kat› hükmolunur.”

Bu maddenin yasalaflt›¤› durumda, önümüzdekigünlerde madde gere¤ince bir çok yasal kurum vekuruluflun örgüt ba¤lant›s› oldu¤u gerekçesiylekapat›lmaya çal›fl›laca¤› aç›k. Yine ayn› maddede iflçi vemeslek kurulufllar›n›n, ö¤retim kurum ve yurtlar›n›n vs.özel olarak yer almas› sald›r›n›n as›l muhataplar›n› datan›mlar nitelikte. S›ralad›¤›m›z bu birkaç madde yasadayap›lmas› düflünülen de¤iflikliklerden sadece bir k›sm›.Yeni yasada,“terörle mücadele” için özel bir birimoluflturulmas›, kolluk güçlerinin yetkilerinin art›r›lmas›,s›n›rs›z telefon dinleme hakk›, gözalt›na al›nan kiflilerinyak›nlar›na yakaland›ktan bir süre sonra haber verilmesi,örgütlerin iç ve d›fl finansmanlar›n›n ortadan kald›r›lmas›gibi daha birçok madde gündemde.

Geniflletilmifl OHAL’i and›ran bu yasa de¤iflikli¤inekarfl› do¤abilecek muhalefete karfl› ise sermaye devleti ,t›pk› ABD, ‹ngiltere vb. oldu¤u gibi, “t›rmanan terörü”ortaya koyuyor. “T›rmanan terör”den kas›t da Kürthalk›n›n hakl› ve meflru direniflidir. Özellikle son alt›ayd›r, bayrak provokasyonuyla bafllayan süreçtetoplumsal bir gerilim ortam› yarat›lmaya çal›fl›lmakta,Kürt ve Türk halk› aras›nda kin ve düflmanl›k tohumlar›ekilerek Kürt halk›n›n hakl› ve meflru talepleri bo¤ulmayaçal›fl›lmaktad›r.

Yeni yasa de¤iflikli¤i teröre karfl› güvenlik önlemleriolarak lanse edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Güvenli¤i tehlikedeolan kimdir? Son dönem yo¤unlaflan özellefltirmesald›r›s›na, gecekondu y›k›mlar›na, bir bütün olarak

sosyal y›k›m sald›r›lar›na, ABD ile pekifltirilen uflakl›kiliflkilerine karfl› yükselebilecek iflçi-emekçi muhalefetiburjuvazi için potansiyel “terör” tehdididir. Sermayedevletinin, mevcut sosyal y›k›m sald›r›lar›ndanvazgeçmesi mümkün olmad›¤› oranda, iflçi ve emekçilerinöfkesini art›rmaya mahkumdur. Dolay›s›yla güvenli¤itehlikede olan sermayenin mevcut kurulu düzenidir veal›nan güvenlik tedbirleri de iflçi-emekçilerin gelece¤i içinde¤il, kendi düzeninin bekas› içindir. Burjuvaziyükselecek muhalefetin önünü alabilmek için kendi devletterörünü yaratmakta, bunu da yeni Terörle MücadeleYasas› ile yasal zemine kavuflturmaya çal›flmaktad›r.

Yasada ö¤retim kurulufl ve yurtlar›na özel olarak yerverilmekte ve suç olarak ifade edilen ifllemlerin buralardavuku bulmas› durumda cezai yapt›r›m›n iki kat art›r›laca¤›ifade edilmektedir. Kastedilen üniversite ve liselerdesüregelen politik mücadeledir. Asl›nda gençlik hareketiiçin bu yeni bir fley de¤ildir. Gençli¤in hakl› ve meflrumücadelesi hep hukuk terörü içinde bo¤ulmayaçal›fl›lm›flt›r. Yap›lan hemen hemen her yürüyüfle aç›landavalar, pankart asmaktan aç›lan örgüt üyeli¤i davalar› bukonuda verilebilecek örneklerden sadece birkaç›d›r.

Zorlu bir döneme girildi¤i aç›k. Burjuvazi tüm kirlisavafl ayg›tlar›yla, hukuk, medya gibi tüm olanaklar›ylasald›r›ya haz›rlan›yor. Bu sald›r›y› püskürtmenin, meflrutalep ve haklar›na sahip ç›kan tüm toplumu potansiyelsuçlu gören yeni Terörle Mücadele Yasas›’n›ifllevsizlefltirmenin yolu iflçi ve emekçilerin militanmücadelesinden geçiyor. Biz gençli¤e düflen görev iseKürt halk›n›n, iflçi ve emekçilerin hakl› ve meflrumücadelesini desteklemek ve özerk demokratik üniversite

Ekim

Gençli¤i

13

Page 14: EG 86. sayı

“fiunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizinbinlerce evlad›n›z var. Bunlardan daha nicelerikatledilecek, yaflamlar›n› yitirecek, ama yokolmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadelealanlar›nda yaflayacaklar.

Yap›lmas› gereken tek ve do¤ru fley, ac›m›z› öfkeyedönüfltürerek onlar›n b›rakt›¤› yerden yürümektir.”

17 yafl›nda bir gencin mektubu bu. 17 yafl›nda askericezaevininiflkencehanelerindengeçen, k›sac›k ömrünekoca bir kavgay›s›¤d›ran ve bu kavgau¤runa gözünük›rpmadan idama gidenErdal Eren’in mektubu.Erdal ailesine durumumetanetle anlat›yor, 40yafl›nda bir insan›nolgunlu¤uyla.

12 Eylül’ün gençli¤eetkileri üzerinekonuflulaca¤› zaman ilkakla gelen isimlerdendirErdal Eren, öyle deolmal›d›r. Bir DreyfusDavas› ile kan›ts›z,tan›ks›z, incelemeyap›lmadan, yafl›büyültülerek as›lan liselibir devrimcidir Erdal. Onun nezdinde yaflanan bu olay 12Eylül’ün gençli¤e yaklafl›m›n›n billurlaflm›fl ifadesidir.Katillerin “asmayal›m da besleyelim mi?” dedikleri“hainlerin” bafl›nda ayd›nl›k bir gelecek için mücadeleyiseçen gençler gelmektedir.

12 Eylül toplumun her kesiminde büyük bir altüstoluflu ifade ediyor. Pentagon’daki “bizim o¤lanlarbaflard›” müjdesini veren generalleri sevindiren bu“baflar›l›” operasyon, toplumun her alan›nda devrimmücadelesine, ilerici düflünceye, ayd›nl›¤a vurulankorkunç bir darbeydi. Bu a¤›r darbeyle kitlelery›ld›r›lmaya, y›llard›r engellenemeyen devrimci kabar›fldizginlenmeye çal›fl›ld›. Bugün Genelkurmay’›n yineifade etti¤i gibi hedefledikleri devrimi yaflatan umut,gelece¤e olan inançt›.

12 Eylül’ün getirdi¤i bu y›k›mdan gençlik pay›nadüfleni fazlas›yla ald›. Zira Denizler, Mahirler, ‹bolarkatledilirken, düzen bu hedefine ulaflamam›fl ve ‘70’li

y›llar boyunca genifl gençlik kesimleri dalga dalgamücadele saflar›na akm›fl, kavgay› büyütmüfltü. 12 Mart’›aflan bir kapsam ve etkiye sahip olan 12 Eylül müdahalesigençlik üstünde k›r›c› bir etki yaratt›. Yaflanan tamboyutlu bir terördü. Okullar›ndan at›lan binlerce ö¤renci,tutuklananlar, iflkencelere yat›r›lanlar, hapis cezalar›,idamlar ve sokak ortas› infazlar›… Ve tüm toplumayönelen bu y›k›m›n sonucu olarak yenilen s›n›f

hareketinin etkileri.

12 Eylül ile çal›nangelecek

12 Eylül as›l kal›c›etkisini ve hedeflenensonuçlar›n› sonras›ndayap›lanan yeni düzenlebirlikte verdi. Toplumundevrimci ve ilericidinamiklerinidinamitleyenler, sömürüyükatmerlefltirmek, kendikrizlerini emekçilere faturaetmek için yollar›n›düzlemifllerdi. 12 Eylül’ünen çok vurgulanan yan› olanbask› politikalar› asl›ndatam da bunu gerçeklefltirdi.Bu sebeple bask› politikas›

12 Eylül darbesinin çok s›n›rl› bir alan›n› anlat›r. Onunas›l etkisi o kanl› sopayla düzlenen yolda at›lan ad›mlarla,sermaye düzeninin krizini hafifleten neo-liberalpolitikalarla ortaya ç›kt›.

12 Eylül’ün bu etkisinden en a¤›r flekilde etkilenenkesimlerin bafl›nda da yine gençlik geldi. Çünkü ogelecekti ve gelece¤i çalanlar, onun yaflam koflullar›nasald›rmaktayd›lar. 24 Ocak kararlar›n›n özellefltirme,kazan›lm›fl sosyal haklar› gaspetme politikalar› milyonlar›iflsizli¤e, yoksullu¤a ve güvencesiz çal›flmaya itti. TurgutÖzal’›n “Türkiye’yi ucuz emek cenneti yapaca¤›m.”sözleriyle hedeflenen, milyonlarca iflçi ve emekçininhayat›n›n cehennemlefltirilmesiydi.

Gençlik aç›s›ndan 12 Eylül’ün en büyük miraslar›ndanbiri olan YÖK’ün icraatlar› da bu e¤ilimi göstermekteydi.Bir yanda üniversiteden at›lan ö¤renciler, ö¤retimgörevlileri, de¤iflen müfredatlar, da¤›t›lan ö¤renciörgütlülükleri bulunmaktayd›. Di¤er yandan bu y›llarda

Ekim

Gençli¤i

14

Onlar›n b›rakt›¤› yerdenyürümek!

Page 15: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

15

Türkiye ilk özel üniversitesi ile tan›flt›. Bununla birliktegençler har(a)çlarla, parça parça paral›laflan e¤itimletan›flt›lar. Örne¤in ilk YÖK baflkan› ‹hsan Do¤ramac›devlet deste¤i ile Bilkent’i kurmufltu. Bir yandan dakurdu¤u Tepe Holding ile Hacettepe baflta olmak üzereüniversiteleri tek kelimeyle soymaya bu dönemdebafllam›flt›. Bugün Tepe Holding bir tekel oldu, birçoküniversite bu ve benzeri tekellerin eline kald›, özelüniversiteler mantar gibi artt› ve devlet üniversitelerindeparal› e¤itim parça parça uygulamaya girdi.

12 Eylül’ün hedefledi¤i toplumda gençlik

Bu yeniden infla sürecini güvenceye alan da 12Eylül’ün yaratmay› hedefledi¤i toplumdu. Bunca fiziki yada iktisadi sald›r› gerçeklefltirilirken cevap veremeyenörgütsüz bir toplum olmal›yd› bu yeni toplum.Sendikalar, dernekler, siyasi partiler, tüm örgütlülüklerfeshedilmiflti. Bu süreçte 23 bin 667 derne¤in faaliyetineson verilmiflti. Gençli¤in mücadelesiyle fiili olarakkazand›¤› özörgütlülükleri da¤›t›lm›fl, herhangi bir fakültetemsilcili¤i dahi a¤›r sald›r›lara konu olmufltu. Gençlik busürecin etkilerini k›smen de olsa 12 Eylül’den 4 y›l sonraverdi¤i difle difl mücadeleyle kazanacakt›. 1984’te tekrark›p›rdanmaya bafllayan gençlik hareketi yasall›k s›n›rlar›içinde dernekleri kazanabilmifllerdi. 12 Eylül kendisorunlar›, talepleri ve özlemleri için bir araya gelemeyenörgütsüz bir gençlik kufla¤› yaratt›.

Hedeflenen toplum çil yavrular› gibi da¤›lm›fl kiflilerinoluflturdu¤u bir toplumdu. Bunun en temel güvencesi vesonucu toplumun kendine yabanc›laflmas› idi. Ayn›sopan›n alt›nda ezilip, ekmekleri ayn› el taraf›ndançal›n›rken görmeyen, iflitmeyen, duymayan bir toplumolmal›yd› bu. 12 Eylül düzeninin gençlik üzerindeki enbüyük etkisi ve di¤er icraatlar›n›n en a¤›r sonucu buolmufltu. Kimilerine göre kay›p kuflak, “X kufla¤›yd›”yeni yetiflen gençlik kufla¤›. Bunun bugüne kadar gelenevrilme süreciyle ne ifade etti¤ini çok net görebiliyoruz.‘68’de yaz›lan ve hala ç›kmayan devasa yaz› ile “DevrimStadyumu” yap›lan stadyumu bugün “Devrim Bar”açeviren bir gençlik kufla¤› bu. ‹stanbul Üniversitesiamfilerinde esrar partileri düzenleyen bir gençlik.

Birbirine güvenmeyen, paylaflamayan, bireyselkurtulufl yollar›na umudunu ba¤layan, düzenin yozkültürü içinde çürüyen bir gençlik yarat›lmaya çal›fl›ld›.Üniversitelerde birbirlerinden ders notlar›n› saklayan, iflilanlar›n› saklayan bir gençlikti hedeflenen. Özgürlü¤ügiydi¤i k›yafette, içki fliflelerinde arayan bir gençlik....Bunca y›l mücadele ile kazan›lm›fl haklar› teker tekerelinden al›n›rken kurtuluflu bireysel rekabette arayan,arkadafllar›n› kendine rakip gören bir gençlik... Ülkesinin,dünyan›n gündemleri ile yani kendi gelece¤i ileilgilenmeyen bir gençlik...

Gençlik gelecektir!

Bu tespitler bir umutsuzluk tablosunu do¤urmamal›.Mevcut nesnellik budur ve umut hala yaflamaktad›r, umuttam da bu tablonun içinde yaflamaktad›r. Gençli¤ingenelinde tüm toplumu mahkum eden bu örgütsüzlük,yaln›zlaflma, yabanc›laflma zay›flayan mücadelenin seyriile bugünlere gelmifltir. Ve yükselecek mücadelenin seyriile de de¤iflecektir. Konuyu bu nesnellikte almak ve flunuda not düflmek gerek. Yeni bir toplumun, güzel günlerinhayallerini kuran ‘68 kufla¤›, bu kavgada ölümsüzleflenDenizler, Mahirler, ‹bolar, yaln›zca kendi öznellikleri ilevar olmad›lar. Devrim ve sosyalizm fliarlar›n› kitleleretafl›yan, bu u¤urda emek harcayan, bedel ödeyen ‘70’leringençlik kuflaklar› bugünün gençlerinden üstün yarat›l›fltakifliler de¤illerdi. Evet yi¤ittiler, erdemliydiler,paylafl›mc›, kavgac›, hayat›n nesnesi de¤il öznesi idiler.Lakin onlar› çeliklefltiren mücadelenin solu¤u, paylafl›mc›k›lan birlikte üretmenin tarifsiz hazz›, umudu afl›layaniflçi ve emekçilerle birlikte büyüyen mücadeleleri idi.

12 Eylül toplumu ezdi, gençli¤i ezdi. Gençli¤inmücadelesini bast›rd›, örgütlülüklerini da¤›tt› onu bireyselyaln›zl›¤›n kör kuyular›na sald›. Ama 12 Eylül toplumunve gençli¤in çeliflkilerini çözemedi hatta daha daderinlefltirdi. Düzenin elde etti¤i kazan›m dönemsel vegeçicidir. Mücadelesi bast›r›lan gençlik bugün daha fazlaiflsizlik, daha fazla e¤itimsizlik ve geleceksizlikle karfl›karfl›yad›r. Tam da bu temel ve derinleflen çeliflkilergençli¤i yine mücadele saflar›nda birlefltirecek, iflçi veemekçilerle yollar›n› kesifltirecek, mücadelede seferberedecektir.

Yaz›m›za mektubuyla bafllad›¤›m›z Erdal,dara¤açlar›nda devrime ba¤l›l›¤› hayk›ran Deniz, Yusuf,Hüseyin, ODTÜ’yü Comer’e dar edenler, binlerle biraraya gelip birlikte tart›fl›p, birlikte üreten, paylaflan,dövüflen gençler yeniden do¤up gelecektir. Onlar bumücadelenin içinde do¤acak, bu mücadeleyibüyüteceklerdir.

Page 16: EG 86. sayı

Siyah pardesülü, siyah gözlüklüadamlar Taksim Meydan›’nda önlerinegelene kimlik soruyor, “yere yat›n”diye ba¤›rmalar›yla insanlar yerekapaklan›yor, canlar›n›n çektiklerikiflilerin üzerlerini ar›yor, hatta yereyat›r›p bir süre öyle bekletiyorlar.Duvara yaslanm›fl, yere yat›r›lm›fl,elleri havada onlarca insan vebafllar›nda bekleyen siyahl› adamlar.‹flte bu manzaralar Türkiye’nin en ac›deneylerinden birinde yafland›. 12Eylül’ün ertesinde Nokta dergisitaraf›ndan yap›lan uygulamada, dergiçal›flanlar› üzerlerine geçirdikleri giysilerle Taksimmeydan›nda terör estirdiler. ‹nsanlar dergi çal›flanlar›taraf›ndan de¤iflik biçimlerde afla¤›lan›rken kimse “sizkimsiniz?” deme cesaretini gösteremedi veya bunu akl›nadahi getiren olmad›. Kay›ts›z, flarts›z boyun e¤me vesinmifl ve yozlaflt›r›lm›fl bir toplum; iflte 12 Eylül’ün bizeb›rakt›¤› en önemli miras...

12 Eylül’ü di¤er benzerlerinden (fiili, Arjantin vs..)ay›ran temel özelliklerden biri fliddetin dozunundi¤erlerine nazaran düflük olmas›yd›. Tabii bundadarbenin, direniflle de¤il de teslimiyetle karfl›lanmas›n›nrolü büyüktü. Kolay darbeler yenilmesi, hareketlerinönder kadrolar›n›n çözülmesi, mahkemelerde verilen “BizAvrupa tipi demokrasi istiyorduk, zaten biz örgüt de¤ilyaz› iflleri kuruluyuz” gibi tuhaf ifadeler vb., toplumusavunmas›z bir flekilde düzenin kollar›na itmiflti. Özellikle‘80’li y›llara damgas›n› vuran arabesk kültürüumutsuzlu¤a itilmifl kitlelerin yeni yaflam biçiminin ad›oldu. Öyle ki darbenin etkileri ço¤u zaman bu arabeskkültür içinde yetiflen kuflaklarda arand›. Entellektüelçevrenin dönüp bakmaya bile tenezzül etmedi¤i arabeskkültür asl›nda kendi içine hapsolmufl yeni bir isyanbiçimiydi. Bu kendi içine sakl› isyan gittikçe umars›zl›¤ave bofl vermiflli¤e, yani rahat tüketilebilen pop kültüreb›rakt› yerini. Her fleyin tüketime yönelik oldu¤u fast-food bir yaflam tarz› hayat›m›z› sard›. Anl›k kahramanlar,sadece bir yaza damgas›n› vuran “sanatç›lar”, birbirinesevgi ba¤› ile de¤il “elektrik telleriyle” ba¤lanm›fl tuhafiliflkiler hayatlar›m›z› kuflatt›. Asalak bir s›n›f›n yozyaflam biçimi allan›p pullan›p önümüze sunuldu. Tümbunlar›n yaratt›¤› tahribat›n izleri toplumda flu an yaflananyozlaflmada ve apolitizasyonda rahatl›kla görülebilir.

Asl›nda 12 Eylül, Türkiye üzerinde hiçbir zamanmeflruiyetini sa¤layamad›. Kerameti fleffaf zarflarda vetürlü hilelerde gizli anayasa oylamas› d›fl›nda hiçbirzeminde darbe kendini aklamay› baflaramad›. Öyle kidarbenin ard›ndan yap›lan ilk seçimlerde “12 Eylül

felsefesini devam” ettirmeyi vaat eden MDP (MilliyetçiDemokrat Parti) 400 üyeli mecliste 71 sandalye alarakancak üçüncü parti olabilmiflti. Kenan Evren tümç›rp›nmalar›na ra¤men Pinochet gibi daimi bir koltukalmay› baflaramad›.

Darbenin izleri görüntüde silinmeye çal›fl›l›rken, as›lhedef olan sinmifl ve yozlaflm›fl bir toplum yaratmaprojesi h›zla hayata geçirildi. Medya eliyle ustaca ifllenenbeyinler, art›k yaln›zca egemen ideolojinin a¤z›ylakonuflmaya, onun iflaret etti¤i yerlere bakmaya bafllad›.Öyle ki peflinden milyonlar› sürükleyen Kürt hareketirahatl›kla terörist ilan edilebilmifl, Kürt ulusal mücadelesibo¤ularak dar bir s›n›ra hapsedilebilmifltir. BundaPKK’nin yanl›fllar› çok olabilir, ancak düzen elindeki tümideolojik araçlar› alabildi¤ine kullanabilmifl, kirli savafl›nen önemli ayaklar›ndan biri haline getirmeyibaflarabilmifltir. Televizyonlarda polisin YÖK eylemineyapt›¤› bilindik müdahalesiyle ilgili bir haberi düflünün.Polisin vahflice sald›r›s› üzerine çeflitli yorumlar yap›l›r -t›pk› en son 8 Mart eylemine yap›lan müdahale ile ilgiliyap›lanlar gibi- ve polis usturuplu bir biçimde k›nan›r. Bukitlelerde belli bir tepki de uyand›rabilir. Ancakdakikalarca dönen görüntülerde eflit, paras›z, demokratike¤itim istedi¤i için öldüresiye dövülen, yerlerdesürüklenen ö¤renciler insanlar›n kafas›na kaz›n›r. ‹stenenmesaj alttan alta da olsa verilmifltir; “her zamantependeyim!”. Yani 12 Eylül’ü sadece rakamlarda aramak,iflkencelerde, gözalt›larda, cezaevlerinde aramak yeterlide¤ildir. Sald›r› daha kapsaml› ve çok boyutludur. Bask›art›k kurumsallaflm›flt›r. Böylece sindirilen toplum kendiyolunu bulmaktan uzakt›r. Gelinen son nokta F tipleriolmufltur. ‹flkencenin kurumsallaflt›¤› yer olan F tipleriköfledeki tafl bir yap› de¤il, art›k bize dayat›lan bir yaflambiçimidir. Bunu burjuvazi için olanakl› k›lan ise 12Eylül’dür. Hayata geçirmeye çal›flt›¤› “F tipi” toplumprojesi bugüne kadar hep zindanlardan bafllatt›¤› ve birçok kez geri püskürtülen sald›r›lar›n geldi¤i son noktad›r.Zindanlarla bafllayan, sokaklar›m›za kamera tak›lmas›yla

Ekim

Gençli¤i

16

12 Eylül’üüüünnnn mmmmiiii rrrraaaassss ›››› !!!!

Page 17: EG 86. sayı

devam eden “F tipi” toplum projesi burjuvazinin kendisonuna giderken oynad›¤› son kart›d›r.

12 Eylül yönetiminin en kal›c› ve en y›k›c› ifli,ahlaks›zl›¤›, yolsuzlu¤u ve h›rs›zl›¤›kurumsallaflt›rmak oldu. Köfle dönmeyi erdem halinegetirenler bu yolda “anayasay› bir kez delmekle bir fleyolmaz” diyerek kendi yasalar›n›n bile hiçesay›labilece¤ini söyleyebilmifllerdi. Düzenin ideolojikbombard›man›, ekonomide yaflanan liberaldönüflümlerle desteklenmifltir. Ekonomidegerçeklefltirilen suni büyümeler flapkadan ç›kantavflanlar gibi zenginler ortaya ç›kmas›n› sa¤lam›fl,emekçiler ise bunun bedelini ödemek zorundab›rak›lm›flt›r. S›n›f atlama heyecan›n›n nas›lkörüklenece¤i 12 Eylül’ün hemen ertesinde yaflanan“banker” facias›yla asl›nda belli olmufltu. Sonu onbinlerce insan için hüsran olsa da s›n›f atlama düflleriiçin kal›c› bir iz b›rakm›flt›. Bu yeni döneme damgas›n›vuracak anlay›flt›: “Çal›flmadan köfle dönmek”! Bu,kitlelerde yozlaflman›n yan› s›ra genifl birapolitizasyona da yol açt›. Bireysel kurtulufl kayg›s› önplana ç›karken çözümü mücadele içinde aramak boflbir u¤rafl say›ld›. Onurlu bir yaflant› sürmek boflaharcanan hayatlar olarak nitelendirilip; devrimcilere ençok söylenen fley hepimizin kulaklar›n›n aflina oldu¤u“hayat›n kayar” diye bafllayan küstah nasihatler oldu.

Cuntan›n hedef tahtas›na ilk çakt›¤› kurumüniversitelerdi. “Anarflinin” yuvas› olarak gösterilenüniversiteler bugünkü “özgür k›z konseptini”yakalayana kadar sermaye devletinin özel ilgisinekonu oldu. Önce YÖK ile üniversitelerin üzerine birdeli gömle¤i geçirildi. Soruflturmalar ve faflist disiplinyönetmeli¤iyle her türlü muhalif düflünce ezildi.Gelinen nokta ise üniversitelerin sermayenin hizmetinesunulmas›n›n önündeki tüm engellerin temizlendi¤i“cennet bahçesi” olarak tan›mlanabilir. YÖK’ünyaratt›¤› ö¤renci tipinden uzun uzad›ya bahsetmeyegerek yok; k›saca, kendini düzenin kollar›na b›rakan,hayat›n› kendi isteklerine göre de¤il düzenintaleplerine göre flekillendiren ve bunun ad›na da “bireyolmak”, “özgür olmak” gibi s›fatlar yak›flt›rabilen birgençlik yarat›ld›¤› söylenebilir.

12 Eylül’ün üzerinden 25 y›l geçti. Kötü bir s›navveren sol, yedi¤i darbenin nedenlerini tahlil etmebaflar›s› gösteremedi. Bundan dolay›d›r ki, “öfkebirikiyor”, “gece elbet güne döner” vb. sözler ajitatifolman›n ötesine geçemiyor. Evet öfke birikiyor, amabu öfke faflizm taraf›ndan amac›ndan sapt›r›larakstatlarda tribün terörü, sokakta linç giriflimleri vb.olarak ortaya ç›k›yor.

Fakat art›k cuntan›n yaratt›¤› karanl›¤›parçalayabilecek güce sahibiz. Dünden farkl› olarakbugün elimizde daha önce olmayan bir fley, iflçis›n›f›n›n devrimci partisi var, onun devrimci program›var!..

Ekim

Gençli¤i

17

YÖK’e,ticari e¤itime

ve faflist sald›r›larakarfl›

üniversitemizisavunaca¤›z!

12 Eylül karfl›devriminin 25. y›l› vesilesiyle TaksimGalatasaray Postanesi önünde bir bas›n aç›klamas›gerçeklefltirdik. Ekim Gençli¤i olarak örgütledi¤imiz bas›naç›klamas›nda:

“Ancak 12 Eylül’ün as›l faturas› tek bafl›na o günyap›lan iflkence, katliam ve yasaklar de¤ildir.Karfl›devrimin as›l faturas›n› 1980 y›l›ndan bu yana bizgenç kuflaklar ödedik ve ödemeye devam ediyoruz.

Depolitizasyon ve her türden gerici ideoloji ile beynibuland›r›lmaya çal›fl›lan biz gençli¤iz!

YÖK’ün bask›c› üniversitelerinde okuyan, paral›e¤itim sald›r›s› ile karfl›laflan biz gençli¤iz!

25 y›ld›r gazete satt›¤›, afifl ast›¤› için sokak ortas›ndakurflunlanan, F tiplerinde tecrit edilen biz gençli¤iz!

Sokak eylemlerinde polis terörü ile karfl›laflan yine bizgençli¤iz!

Tüm edimleri soruflturmalarla engellenmeye çal›fl›lanbiz gençli¤iz!

12 Eylül’ün 25 y›ld›r hedefi biz gençli¤iz!Gençlik bugün bu tabloya isyan ediyor, özgürlük ve

gelecek için mücadeleyi seçiyor!12 Eylül’ün 25. y›l›nda üniversitelerimizi çetelere ve

tüccarlara teslim etmeyece¤imizi hayk›r›yoruz!YÖK’e, ticari e¤itime ve faflist sald›r›lara karfl›

üniversitemizi savunaca¤›z!” denildi. “Ayr›ca Darbeci generallere ise buradan iki resim

gönderiyoruz” denerek, bas›n aç›klamam›z› gençli¤inmücadele kararl›l›¤›n›n, özgürlük isteminin resmi olarakgönderip, ard›ndan Kenan Evren flahs›da darbecilereonlar›n katliamlar›n›n resmi gönderildi. Alk›fllarla sonbulan bas›n aç›klamas›nda “Gençlik gelecek, geleceksosyalizm!”, “Sermayesiz bir ülke, YÖK’süz üniversiteistiyoruz!” sloganlar› at›ld›.

‹stanbul Ekim Gençli¤i

Page 18: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

18

22 ilden yola ç›karak iflgale ve emperyalizme karfl› ‹ncirlikÜssü’nün kapat›lmas› talebi ile yaklafl›k 800 kiflinin kat›ld›¤› bireylem gerçeklefltirildi. Kitle ‹ncirlik Üssü’ne 400 metreyaklaflt›ktan sonra ortak pankart aç›larak yürüyüfle baflland›.Yolun bir taraf› trafi¤e tamamen kapat›ld›. Kolluk güçlerinin“trafi¤i aç›n” uyar›lar›na karfl› kararl› bir tutum sergileyen kitlegeri ad›m atmayarak yürüyüfle devam etti. ‹ncirlikBelediyesi’nin hemen girifline jandarma yo¤un bir y›¤›nakyapm›flt›. Ayn› zamanda ‹ncirlik’in çevresi de çevik kuvvettaraf›ndan korunuyordu. Jandarma barikat›n›n önünegelindi¤inde sloganlarla yürüyüflün anlam›n› ifade eden birkonuflma yap›ld›. ‹ncirlik Üssü’nün suç seceresi okundu. Bas›naç›klamas›nda flunlar söylendi:

“Bizler 22 ilden yola ç›kan emperyalistlerin iflgalcipolitikalar›na karfl› halklar›n onurlu direniflinin gücünü ve tümOrtado¤u ve dünyan›n ezilen, sömürülen halklar›n›n öfkesinikuflananlar yürüyüflümüzün 3. gününde ‹ncirlik’teyiz. ABD’ninve emperyalistlerin katliamc› sald›r› üslerinden birisi olan‹ncirlik önüne do¤ru il il büyüyen konvoyumuzla geldik.

Geldik! ‹l il yürüyerek geldik. Çünkü biz 50 y›ld›r ölümkusan Amerikan savafl silahlar›n›, Amerikan askerlerini,Amerikan üslerini istemiyoruz.

Geldik! Çünkü biz ‹ncirlik Üssü kapat›ls›n istiyoruz. Geldik! Hiroflima-Nagazaki’de, Afganistan’da, Filistin’de ve

Irak’ta dünyan›n pek çok yerinde katledilen binlerce insan›ndudaklar›ndan yükselen ‘Katil Amerika ülkemizden defol!’slogan›n› hayk›rmak için geldik.

Geldik! Çünkü biz emperyalistleri ülkemizdekonumland›ran, iflgale destek veren, yeni iflbirlikçi politikalarlafiakirpafla Havaliman›’n› NATO üssü haline getirenler ve‹ncirlik Üssü’nün kullan›m alan›n› geniflleterek emperyalistkatliamc›l›¤a yatakl›k edenlere karfl› bu halk›n da bir sözü vegücü var demek için geldik.

‹ncirlik Üssü tarihi boyunca Ortado¤u halklar›na ölümkusan planlar›n yap›ld›¤› bir askeri Amerikan üssüdür.

Kendi onurumuz ve gelece¤imiz için, dünyan›n sömürülenve ezilen halklar›na çektirilen ac›lar için, daha iyi ayd›nl›k veözgür yar›nlar için:

Katil Amerika ülkemizden defol! ‹ncirlik Üssü kapat›ls›n!”Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kat›l›mc›lar k›sa konuflmalar

yapt›lar. Yürüyüfl esnas›nda geçti¤imiz tüm illerde 30 ile 45dakikay› bulan fiili eylemler gerçeklefltirdik. Halk›n ilgi oda¤›olduk. ‹llerde merkezi yerlere do¤ru gerçeklefltirdi¤imiz uzunyürüyüfller eylemin etki alan›n› da geniflletmifl oldu. Ayn›zamanda devrimci dayan›flma ve eylem birlikteli¤inin olumlubir örne¤i oldu. Yürüyüfle Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonubileflenleri, Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platformu, Belediye ‹fl‹stanbul 2 No’lu fiube, Tuzla Deri-‹fl, BES ‹stanbul 1 No’lufiube, D‹SK Emekli-Sen ‹stanbul 2 No’lu fiube, Mersin, Adanave Antalya flubeleri, ÇEM-DER Genel Merkezi, ÇHD GenelMerkezi, Genel-‹fl 2 No’lu Bölge, Genel-‹fl 3, 7 ve Trakyafiubeleri, Genel-‹fl Adana Bölge Temsilcili¤i, D‹SK Limter-‹fl,SES Mersin fiube, ‹zmir Belediye ‹fl 4 No’lu fiube, Belediye-‹flAdana fiube, Hava-‹fl Adana fiubesi, Tüm Bel-Sen Adanafiubesi ve Maya kat›ld›. SODAP, ÇHD ‹stanbul fiubesi,

Emekli-Sen ‹stanbul 1, 3 ve 4 No’lu fiubeleri, Tekstil-Sen,Filistin Halk› ‹le Dayan›flma Derne¤i, KESK Antalya fiubelerPlatformu destek verdi. Gözlemci olarak ise ‹HD ‹stanbul veMersin flubeleri kat›ld›.

Ekim Gençli¤i

Trabzon: “Kahrolsun ABDemperyalizmi!”

“‹ncirlik Üssü kapat›ls›n!“ yürüyüflünün çal›flmas›Trabzon’da da yürütüldü. Çal›flmalar›m›z› imza kampanyas›ylabafllatt›k. ‹mza stand› için Meydan Park›’na baflvuruyap›lmas›na ra¤men meydan›n “6-10 Nisan’daki linçgiriflimlerinden kaynakl› yasakl›” oldu¤u söylenerek izinverilmedi. Biz de sahilde Kanuni Park›’nda açt›k. Stand›m›z20-26 A¤ustos tarihleri aras›nda aç›k kald›. Halktan olumlutepkiler ald›k. Ayr›ca imza stand›nda bülten da¤›t›m› dayap›ld›.

20 A¤ustos günü Meydan Park›’nda bir bas›n aç›klamas›gerçeklefltirdik. “‹ncirlik Üssü kapat›ls›n!” pankart›n›n aç›ld›¤›eyleme 20 kifli kat›ld›. Ayr›ca Uzun Sokak ve MaraflCaddesi’nde bildiri da¤›t›m› yap›ld›. 26 A¤ustos günü yap›lanbas›n aç›klamas› ile yürüyüfle destek verildi. Eylemde“Kahrolsun ABD emperyalizmi!”, “‹ncirlik Üssü kapat›ls›n!”sloganlar› at›ld›ktan sonra otobüsün kalkaca¤› yere kadar,Emperyal Caddesi boyunca önlüklerimizle, konuflmalar›m›zlabildirilerimizi da¤›tt›k.

Trabzon Ekim Gençli¤i

2222 iillddeenn yyoollaa çç››kkaann iiflflggaall kkaarrflfl››ttllaarr›› eemmppeerryyaalliizzmmee vvee kkiirrllii

ppoolliittiikkaallaarr››nnaa kkaarrflfl›› yyüürrüüddüü......

“‹ncirlik Üssü kapat›ls›n!”

Page 19: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

19

Türkiye kapitalizmini ay›rdeden temel bir özellik,gericilik e¤iliminin her dönem bask›n bir karakterdeolmas›d›r. Türk burjuva devriminin en ilerici göründü¤üdönemler dahi, ilericilere, komünistlere yönelik azg›nbask›, Kürtlere yönelik ulusal bask›, Anadolu’nunTürklefltirilmesi politikas› vb. bu gericilik e¤ilimininifadesidir.

Türkiye’de ilerici toplumsal uyan›fl› da önceleyen birgeçmifli olan Kürt ulusal hareketi, 1980’li y›llar›nortalar›nda bir kez daha yükseldi ve Türksömürgecili¤ini tehdit etmeye bafllad›. ‹flkenceyle,provokasyonla, zindanlarla, toplu katliamlarla, zorunlugöçlerle teslim al›namayan Kürt halk›, ‹mral› teslimiyetisonras›nda yaflanan süreçle denetim alt›na al›nm›flgörünüyordu. Ancak, AB’ye uyum sürecinde bir tak›mk›r›nt› haklarla tatmin edilmeye çal›fl›lan Kürt halk›,özellikle son dönemde sömürgeciler için yeniden ciddibir bafl a¤r›s› oldu.

Newroz eylemleri sonras›nda devletprovokasyonunun bu denli gözle görülür biçimdegündeme gelmesi, burjuva iktidar›n ulusal hareketinyükselmesi ihtimalinden duydu¤u korkunun ifadesidir.Bu sald›r›n›n niteli¤i, burjuva devletin mayas›ndakigericilik e¤ilimini ve provokatif tutumu aç›kça gözlerönüne sermifltir. Sald›r› bizzat burjuva gericili¤in entemel kurumu Genelkurmay taraf›ndan yönetilmektedir.Newroz sonras›nda bizzat Genelkurmay aç›klamalar›ylafitili atefllenen sald›r› dalgas›, insanl›k d›fl› uygulamalarlaKürt halk› ve ilerici–devrimci güçlere yönelmifl, iki halkbirbirine aç›kça düflman edilmek istenmifltir. Bu afla¤›l›ksald›r›lar›n bir aya¤› da linç giriflimleridir.

Newroz sonras›nda Trabzon’da bafllayan, Türkiye’ninçeflitli illerine yay›lan, U¤ur Kaymaz davas›nda yenidencanlanan, Seferihisar ve Ayval›k’ta yaflananlar›n ard›ndanyine Trabzon-Maçka’da yaflanan, gerilla cenazelerinde,en nihayet Gemlik yürüyüflü s›ras›nda ülke genelinde veözellikle Bozüyük’te gerçekleflen sald›r›larla Kürt veTürk halk› aras›na düflmanl›k tohumlar› ekilmeyeçal›fl›lmaktad›r. Linç giriflimleriyle, sözde halk›ntepkisine maruz kalan ilericiler, devrimciler, Kürt halk›flahs›nda toplumsal muhalefetin kendisi teslim al›nmaya,hareketsiz k›l›nmaya çal›fl›lmaktad›r.

Devletin her dönem kulland›¤› faflist çeteler busald›r›larda özel olarak kullan›lm›flt›r. Bu çeteler, burjuvamedyan›n özel çabas›yla “bölücülere tepki gösteren

vatandafllar” k›l›¤›na sokulmufllard›r. Son olarakBozüyük’te yaflananlar, faflist çetelerin tasmalar›n›niyiden iyiye çözüldü¤ünü, hatta yeni Mad›maklar’›hedeflediklerini gösteren bir sald›r› olmufltur. Sald›r›larsadece sivil faflistlerin de¤il, ordu ve polisin de etkin roloynad›¤› birer gösteri gibi yaflanm›fl, bu sözde “halk”tepkisinin örgütlenmesinde devletin bu zor ayg›tlar›n›nbelirgin rolü gizlenememifltir. Trabzon’dan Bozüyük’ekadar tüm sald›r›larda polis ve ordu güçleri ya ortayaç›kmayarak, ya da bizzat sald›r›y›yönlendirerek/k›flk›rtarak etkin bir rol oynam›fllard›r. Bu,devletin son derece planl› bir sald›r›s›yla karfl› karfl›yaoldu¤umuzu göstermektedir.

A¤z› salyal› faflist çetelerden Genelkurmayaç›klamalar›na, de¤ifltirilmesi düflünülen TerörleMücadele Yasas›’na dek toplam siyasal tablo, devrimcephesinin topyekün bir sald›r›yla karfl› karfl›ya oldu¤unugösteriyor. Bu sald›r› bugün özel olarak Kürtemekçilerini hedef almaktad›r. Linç sald›r›lar› Kürtulusal hareketinin ezilmesi politikas›nda özel olarak öneç›kar›lmaktad›r.

Türkiye burjuvazisinin tarihi bu konuda son derecelekelidir. Y›ldönümü vesilesiyle bir kez dahagündemleflen 6-7 Eylül olaylar› bunun bir baflkaörne¤idir. Bugün bizzat generallerinin a¤z›ndan bununnas›l “muhteflem” bir kontr-gerilla operasyonu oldu¤uitiraf edilmektedir. Bozüyük sald›r›s› ve di¤er linçgiriflimleridir de bundan çok farkl› de¤ildir.

Türkiye kapitalizmi çözümsüzlük içerisindedebelenmekte, Kürt sorununu yat›flt›racak k›r›nt›larverme gücü dahi gösterememekte, çareyiprovokasyonlarda ve düflmanlaflt›rma politikalar›ndabulmaktad›r. Kürt halk›n›n ulusal özgürlük ve eflitliközlemi sömürgecilik s›n›rlar›n› zorlad›¤› ölçüde,sald›r›lar daha da sertleflecek, daha kirli provokasyonlargündeme getirilecektir.

Kürt halk›n›n ulusal özgürlük ve eflitlik mücadelesineen etkin destek, tüm milliyetlerden iflçi ve emekçilerindevrimci s›n›f savafl›m› çerçevesinde sermaye iktidar›n›nkarfl›s›na ç›kmas›yla verilebilir. Sermaye iktidar›n›ninkarc› çözümüne karfl› iflçilerin birli¤i halklar›nkardeflli¤i çizgisinde yükseltilecek devrimci mücadele,halklar aras›na düflmanl›k tohumlar› ekme politikas›nakarfl› da en büyük panzehir olacakt›r.

LLiinnçç ggiirriiflfliimmlleerrii......

“Vatandafl tepkisi” mi, faflist provokasyon mu?

Page 20: EG 86. sayı

Son birkaç ay içinde yaflanan geliflmeler Kürt sorunutart›flmas›n› tekrar canland›rd›. PKK’nin yo¤unlaflt›rd›¤› silahl›eylemler, Genelkurmay taraf›ndan yap›lan tehditkaraç›klamalar ve bunu takip eden yetki artt›r›m› talepleri TMY’deiçerik geniflletme çabalar›, baz› “ayd›nlar›n” dile getirdiklerihassasiyetler ve Erdo¤an ile görüflmeleri, son olarak daErdo¤an taraf›ndan gerçeklefltirilen Diyarbak›r gezisi... Tabiitüm bu geliflmelerle beraber yeniden ‘90’lar›n serh›ldanlar›naevrilme e¤ilimi gösteren Kürt emekçi s›n›flar›ndaki yükselenhareketlenme. Sermaye düzeni bu süreçten önce, bilhassa‹mral› teslimiyetçili¤i vas›tas›yla Kürt emekçilerinin devrimcidinamizmini büyük oranda pasifize etmeyi baflard›¤›n› veböylece Kürt sorununu büyük ölçüde denetim alt›naalabildi¤ini düflünmekteydi. Ancak geliflen süreç, bizleresermaye düzeninin kendine güvenini bir hayli yitirdi¤ini, elinde‹mral› teslimiyetçili¤i gibi büyük bir imkan olmas›na ra¤meninisiyatifi yitirme pani¤i yaflayabildi¤ini ve hatta bu sorunaparalel olarak kendi içinde de zaman zaman çatlaklaroluflabildi¤ini gösterdi. ‹nisiyatif kayb›n› askeri alandan çok,aslolarak Kürt emekçilerinin kurulu düzende kabul edilebilirs›n›rlar içerisinde, yani “milli” politikalar çerçevesindetutulmas›nda yaflayan sermaye düzeni, meseleyi kendince bu“bilinç aç›kl›¤›nda” ele almaktad›r.

Gelinen nokta aç›kça sermaye iktidar›n›n bir ç›kmazasürüklendi¤ini göstermekle birlikte, hala heterojen bir yap›yasahip olan ancak büyük oranda alt s›n›flara dayanan Kürtulusal hareketini kültürel haklarla ve anayasal reformlarlaavutmak ve emperyalist-kapitalist sistemle bütünlefltirmekisteyen ‹mral› teslimiyetçili¤inin de vard›¤›-varaca¤›baflar›s›zl›¤a iflaret etmektedir.

Kendi içinde dört bir yana dallan›p budaklanan bu sorunuele al›rken öncelikle son dönem gündemi bir hayli meflguleden Erdo¤an-“ayd›nlar” görüflmesini ve Erdo¤an’›n hükümete

geldi¤inden bu yana gerçeklefltirdi¤i ilk Diyarbak›r gezisini,yaflanan geliflmeler ekseninde incelememiz gerekiyor.

‘Ayd›nlar’›n hassasiyetleri ve Erdo¤an’›n Diyarbak›r mesajlar›

16 Haziran 2005 tarihinde 151 ‘ayd›n’ bir araya gelerekhaz›rlad›klar› bildiriyi kamuoyuna sundular. Bildiride, “PKK’densilahl› eylemlerine derhal ve önkoflulsuz son vermesi”isteniyor, hükümete de daha liberal bir görüntü sergilemesiönerisi getiriliyordu. Bu bildirinin ard›ndan 10 A¤ustostarihinde ise bu kez “ayd›nlar” ad›na 10 temsilci Erdo¤an ilemeseleyi görüflmek için bir araya geldiler. Görüflmesonras›nda heyetin sözcüsü ‹st. Tabip Odas› Bflk. GencayGürsoy “PKK’ya sesleniyoruz. Silahl› eylemlere derhal veönkoflulsuz son verilmelidir.” dedi ve baflbakan›n kendileriylehemfikir oldu¤unu söyledi.

Kürt sorununu sadece ekonomik ve kültürel boyutlar› olanbir çözüme indirgemeye çal›flan, Kürt halk›n›n siyasalistemlerinden söz etmeyen, y›llarca süren ve art›k ‘milli’ birpolitika olmufl imha ve inkar politikas›n› teflhir etme kayg›s›gütmeyen, egemen ulusun her alanda zoraki bask›nl›¤›n›meflru gören, ancak demokrat, solcu hatta sosyalist geçinenbu “ayd›nlar”, AKP’yi de sorunun çözülmesinde adeta bir‘demokrasi havarisi’ olarak görmektedirler. Kurulu düzenins›n›rlar› içerisinde hareket etmenin d›fl›na ç›kmayan, düzenlekarfl› karfl›ya gelebilece¤ini anlad›¤› anda çark edip kuru bir‘demokrasi’den dem vuran, böylece etliye-sütlüye bulaflmadankolay›ndan ‘ayd›n’ olabilen ve bunun ‘forsundan’ yararlananlargörüflme sonras› görevlerini yerine getirmenin verdi¤i huzurlaolsa gerek hükümeti cilalamaktan geri durmad›lar.

Bu görüflmeden hemen iki gün sonra ise Erdo¤an’›nDiyarbak›r ziyareti gerçeklefltirildi. Burada asl›nda bir fley

Ekim

Gençli¤i

20

““““AAAAyyyydddd››››nnnnllllaaaarrrr”””” ,,,, DDDDiiiiyyyyaaaarrrrbbbbaaaakkkk››››rrrr ,,,, GGGGeeeemmmmllll iiiikkkk.... .... ....

KKKKüüüürrrr tttt hhhhaaaa llllkkkk›››› öööözzzzggggüüüürrrr llllüüüükkkk vvvveeee eeeeflflflfl iiii tttt llll iiiikkkk iiii sssstttt iiii yyyyoooorrrr !!!!

Page 21: EG 86. sayı

söylemeyip kuru demagoji yapan Erdo¤an, bilindik devletpolitikas›n› allay›p pullayarak sundu sadece: “Bu sorunun–Kürt sorununun- çözümü tek devlet, tek millet, tek bayrakçerçevesinde demokratikleflme ile mümkündür.” Bugeliflmeleri takiben yapt›¤› aç›klamayla PKK, Erdo¤an’›ngiriflimini olumlu buldu. DEHAP ile DTH de kimi yetersizliklerera¤men Erdo¤an’›n giriflimini olumlu ve de¤erlendirmeyeal›nmas› gereken bir giriflim olarak nitelendirdiler. Bununlaberaber PKK bir iyi niyet göstergesi olarak bir ayl›k silahb›rakma karar› ald›¤›n› aç›klad›.

Erdo¤an’›n Kürt sorunu konusundaki söylemlerindensonra, geçmiflte, yetmifl y›la yak›n bir inkar politikas›n›nard›ndan, Demirel taraf›ndan dile getirilen “Kürt realitesinitan›yoruz” sözleri ile Özal’›n federasyondan da sözedenyaklafl›mlar› geldi hemen herkesin akl›na. Daha üç ayöncesine kadar Kürt sorununu yok sayan, onu “sanal birsorun” olarak nitelendiren ve hatta laubali bir tav›rla “Sizdüflünmezseniz böyle bir sorun olmaz” diyebilen Erdo¤an,birden Kürt sorunu vard›r diye bir aç›klama yapma gere¤iduymufltur. Bunu tek bafl›na bir iyi niyet göstergesi olarakalg›lamak sorunu daha bafltan yanl›fl kavramak olacakt›r.Sa¤l›kl› ve do¤ru bir sonuca varabilmek için sorunu tümyanlar›yla irdeleyebilmek gerekmektedir. Zira komünistlerinkonuya iliflkin de¤erlendirmelerinde de belirtildi¤i gibi; “Kürtsorunu burada, bu tart›flman›n kayna¤› de¤il yaln›zcamalzemesi durumunda. Tart›flman›n kayna¤›nda, egemens›n›f bünyesindeki bölünme ve bunun ürünü iktidar çekiflmesivar.”(Sermaye Düzeninin Kürt Sorununda TarihiÇözümsüzlü¤ü, K›z›l Bayrak, 9 Eylül 2005 Say›: 34)

Bununla beraber sermaye düzeninin Kürt sorununu eleal›flta yaflad›¤› inisiyatif kayb›n›n ve buna paralel olarak hemsermaye iktidar›n›n hem de ‹mral› teslimiyetçili¤inin yaflad›¤›ç›kmaza sürükleniflin, bunun Genelkurmay’›n aç›klamalar›ylave Kürdistan’›n di¤er bölgelerindeki (Irak-‹ran-Suriye)

geliflmelerle ve emperyalist politikalarla iliflkisinin çok yönlü birbiçimde incelenmesi gerekmektedir.

Gemlik yürüyüflü ve faflist provokasyondalgas›

‹mral›’daki tecridi protesto etmek için Türkiye’nin heryan›ndan Gemlik’e yürümeyi hedefleyen Kürtler’e karfl›yap›lanlar düzenin gelinen yerdeki aczini sergilemesiaç›s›ndan ibret vericidir. ‹nkar ve imha üzerine kurulu devletpolitikas›, tatminsizli¤i süren Kürt halk›n›n mevcutmotivasyonlarla yapaca¤› ç›k›fllara karfl› geleneksel faflistyöntemlerini devreye sokmaktad›r. Bozüyük’te yaflanan vetümüyle devlet kontrolünde olan sald›r›, Siirt ve Düzce’deemekçilerin katledilmesi bunun göstergesidir.

Devlet hala tümüyle dizginlemeyi baflaramad›¤› Kürtemekçi kitleleri karfl›s›nda düflmanl›¤› ve kudurgan flovenizmikörüklüyor. Bunun arkas›nda inkar ve imha politikalar›n›n iflas›ve bundan do¤an acz vard›r. Soka¤a sal›nan gözü dönmüflgerici-faflist güruhun ipleri ise tümüyle devlete ba¤l›d›r.Öyleyse öne ç›kan düflman ilk elden faflist çeteler gibigörünse bile sorun buraya daralt›lmadan ele al›nmal› vemücadele sömürgeci sermaye devletine yöneltilmelidir.Beraberinde flovenizme karfl› her alanda etkin bir mücadelehedeflenmeli, Kürt halk›n›n hakl› ve meflru taleplerisahiplenilmeli ve savunulmal›d›r.

Gençlik, ezilen Kürt halk› ile beraberli¤ini güçlendirmeli,halklar›n kardeflli¤i ve özgürlük bayraklar›n› daha dayükseltmelidir.

K. Tunç

Ekim

Gençli¤i

21

Page 22: EG 86. sayı

Yeni bir ö¤renim dönemi bafll›yor. Liseli gençli¤in sermayeiktidar›n›n yo¤un sald›r›lar›yla karfl›laflt›¤› bir yaz döneminigeride b›rak›yoruz. Y›llard›r yerinde duran sorunlar, yazsürecinde “e¤itimde reform” ad› alt›nda yap›lan düzmecede¤iflikliklerle beraber kat be kat derinleflmifl, liseli gençli¤intüm sorunlar›n›n üst bafll›¤› durumundaki geleceksizlikmahkumiyeti, hiçbir gösteriflli cümleyle üstü örtülemeyecek birhal alm›flt›r.

Yine sonuçlar› yaz dönemi aç›klanan ÖSS ve OKSs›navlar› e¤itim sisteminin üzerinde durdu¤u temelin ne denliçürük oldu¤unu a盤a ç›karm›flt›r. Burjuva e¤itim sistemindenyükselen küf kokusu art›k yok say›lamayacak bir hal alm›flt›r,çürümenin geldi¤i düzeyin üstü düzen cephesinden dahiörtülememektedir.

Yaza damgas›n› vuran yasal düzenlemelerle liseler 4 y›laç›kart›lm›fl; ÖSS, ö¤rencileri dershaneye dünden daha fazlamuhtaç edecek bir biçimde bir kez daha de¤ifltirilmifl; mesleklisesi mezunlar›n›n katsay›lar› düflürülmüfltür. Budüzenlemelerle e¤itimde f›rsat eflitsizli¤i derinleflirken, biryandan da bu eflitsizli¤i gidermenin formülü bulunmufltur:Liselerin isimleri de¤ifltirilmifl ve sanki müfredat de¤iflmeden,nitelikli bir e¤itim kadrosu oluflturulmadan salt isimde¤ifliklikleriyle e¤itimde f›rsat eflitsizli¤i afl›labilecekmifl gibi, birsürü liseye Anadolu lisesi olma payesi da¤›t›lm›flt›r.

Görüldü¤ü gibi sorunlar derinleflmifl ve düne oranla dahayak›c› bir hal alm›flt›r. Tam da bu yüzden yeni bir ö¤renimdönemine bafllarken liseli genç komünistler, bu sorunlar›npolitik faaliyet aç›s›ndan yaratt›¤› imkanlar› görebilmeli,de¤erlendirebilmeli ve liseli gençli¤i gençlik hareketinin biröznesine dönüfltürecek müdahaleleri yapabilmenin yol veyöntemlerini gelifltirebilmeliler. Bu aç›dan liseli gençkomünistler, toplumsal muhalefetin ve ondan do¤rudanetkilenen liseli gençli¤in bugünkü tablosunu kavramal›, gelinensüreçte liseli gençli¤i mücadeleye kazanman›n bilinç aç›kl›¤›nasahip olmal› ve güncel sorumluluklar›n› tam da bu iki noktaüzerinden tan›mlamal›lar.

Geçen senenin tablosu ve liseli gençlik çal›flmam›z

Geçti¤imiz seneye göz att›¤›m›zda, gençlik hareketinintablosunun önceki senelere oranla büyük bir farkl›l›ktafl›mad›¤›n›, taban›ndaki daralma ve kitlelerden kopukluksorununun oldu¤u yerde durdu¤unu söyleyebiliriz. Y›llard›r birs›n›r›n ötesine geçemeyen toplumsal muhalefet ve saltüniversiteli gençli¤e daralm›fl gençlik hareketinin yaflad›¤›t›kan›kl›k göz önüne al›nd›¤›nda, liseli gençlik mücadelesinin buiki alandan beslenme ve güçlenme kanallar›n›n t›kanmas›n›nyan› s›ra, bu alanlardaki dura¤anl›ktan olumsuz etkilenmesi dekaç›n›lmaz oluyor. Liseli gençlik hareketi y›llard›r yaflad›¤›daralmay› aflmakta güçlük çekiyor. Yeri gelmiflken belirtmektefayda var; liseli gençlik hareketi d›fl etkenlerle kendi efli¤iniyükseltme flans›na sahip olmad›¤› gibi, bu alandayürütülegelmifl faaliyetlerin politik ve pratik yönelimleri de büyükoranda sorunu aflmak çabas›ndan öte kadro devflirmek

çabas›na kilitleniyor. Bu bak›fl bir iki siyasal gruba ait olmay›p,daha genel bir yönelimi ifade etti¤inden d›fl etkenlerleyükselme imkan› bulamayan liseli gençlik hareketinin kendi içdinamiklerini yaratabilmesinin de önü büyük oranda t›kanm›floluyor.

Geçen seneyi veri alarak konufltu¤umuzda, liseli gençlikmücadelesi üzerine önceki senelerden farkl› olaraksöyleyebilece¤imiz yeni bir fley yok. Bir iki yerelde anlaml›deneyimler yaflanmakla beraber, bu deneyimler de eylemselbirlikteliklerin ötesine geçemedi. (Örne¤in ‹stanbul 6 Kas›m’›naliseli gençli¤in ayr› bir pankartla kat›lmas›, yine ‹stanbul’unçeflitli liselerinde birkaç liseli gençlik örgütlenmesinin ortakbas›n aç›klamalar› örgütlemesi gibi) Bu deneyimler eylembirlikteliklerine s›k›flm›fl olmakla beraber birer ilk ad›molmalar›ndan dolay› bizce bir anlam ifade ettiklerini görebilmekgerekiyor.

Liseli genç komünistler cephesinden liseli gençlikmücadelesinin temel sorun alanlar› büyük oranda tespitedilebilmifl ve özellikle alan›n bir kadro devflirme alan› de¤il,aksine ›srarl› ve sürekli bir faaliyetle politiklefltirilmesi gerekentemel bir alan oldu¤u gerçe¤i bilince ç›kart›lm›flt›r. Ancak yinegeçti¤imiz seneyi veri ald›¤›m›zda, alana dönük politikaüretmek, bu politikay› alanda bir faaliyete dönüfltürmeknoktas›nda kimi yerellerimizde baflar›l› ad›mlar at›labildiyse de,henüz bunu genelleflmifl bir çal›flma tarz›na dönüfltürebilmiflde¤iliz. Yan› s›ra politikay› alana tafl›mada anlaml› örnekleresahip oldu¤umuz yerellerde de liseli gençlik çal›flmas›n›n yenive özgün zorlanma alanlar› ile karfl› karfl›ya kald›¤›m›z aç›k.

Ancak sonuçlar›ndan ve zaaf alanlar›ndan ba¤›ms›z,geçti¤imiz bir sene liseli gençlik çal›flmam›z aç›s›ndan anlaml›deneyimlerin biriktirildi¤i bir dönem olmufltur. Zira çal›flmaalan›na politik bir yöntem ve söylem bütünlü¤ü ile yaklaflmabilincine ulaflmak ve kimi yerellerde art›k bunu bir refleksedönüfltürebilmifl olmak küçümsenemeyecek bir ad›md›r.

Liseli gençlik çal›flmam›z›n bir y›l içerisinde edindi¤ideneyim bununla da s›n›rl› de¤ildir. Liseli gençlik çal›flmam›z›nörgütsel ayaklar›n›n görece oturdu¤u kimi yerellerimizde belirlibir periyoda oturtulabilmifl bültenler, her gündeme iliflkinç›kart›lan afifl ve bildiriler, çal›flmalar›n henüz bafllad›¤› illerdegüçlü ilk ad›mlar›n at›labilmifl olmas›, geçen seneden bugünekalan birikimlerin küçük bir k›sm›d›r.

Bu birikimler göz önüne al›nd›¤›nda, yeni dönem liseligençlik faaliyetimiz aç›s›ndan bir geliflmeye konuedilebilmelidir. Bu, bir temenni olman›n ötesinde, liseli gençkomünistlerin omuzlar›na binmifl a¤›r bir görevinhat›rlat›lmas›d›r da. Zira bugün gelinen yerde liseli gençli¤intafl›d›¤› mücadele dinamikleri art›k toplumsal muhalefetaç›s›ndan dün oldu¤undan daha önemlidir. Üniversitekap›s›ndan girebilen iflçi ve emekçi çocuklar›n›n say›s›n›n güngeçtikçe azald›¤› yerde, bizim iflçi ve emekçilerin çocuklar›naulaflabilece¤imiz en temel alanlar aç›k ki liselerdir.

Sald›r›lar›n düne oranla daha yak›c› sorunlar› beraberindegetirdi¤i ve liseli gençli¤in gün geçtikçe daha fazla umutsuzlukbatakl›¤›na itildi¤i göz önüne al›n›rsa, bugün halihaz›rda varolan liseli gençlik mücadelesinin kendi potansiyeliniyans›tmaktan oldukça uzak oldu¤unu söylemek durumunday›z.

Ekim

Gençli¤i

22

Liseli gençlik mücadelesindeyeni dönem

Page 23: EG 86. sayı

Liseli genç komünistler hem liseli gençlik çal›flmas›n›n tafl›d›¤›önem, hem de içinde bar›nd›rd›¤› imkanlardan dolay›, yenidönemi kazanmak sorumlulu¤u ile karfl› karfl›yad›r.

Yeni dönemde liseli gençlik mücadelesinin gündemleri

Son yasal düzenlemelerle beraber iyiden iyiye derinleflene¤itimde f›rsat eflitsizli¤i liseli gençli¤in önümüzdeki dönemdeen temel gündemi olmak durumundad›r. Liseler aras›ndakinitelik farkl›l›klar›, üniversite e¤itiminin ekonomik güce orant›l›olarak belirli bir kesime bahfledilmifl olmas›, f›rsat eflitsizli¤ininen temel bütünleyeni paral› e¤itim sald›r›s› liseli gençlikçal›flmas› ördü¤ümüz tüm yerellerde temel birer gündem olarakifllenmek zorundad›r. Zira kapitalist toplumun s›n›f çeliflkisininliseler düzlemindeki yans›mas› olan bu sorunlar, liseli gençlerinbu çeliflkiyi kavrayabilmelerinin de en temel arac› olacakt›r.

Yine burjuva e¤itim sisteminin kendisinin teflhiri de bunoktada büyük bir önem tafl›maktad›r. E¤itim müfredat›n›ngerici ve anti-bilimsel yanlar› döne döne çal›flmaya konuedilebilmeli ve yan› s›ra e¤itim sistemi yöntemsel planda daelefltirilebilmelidir. Liseli gençli¤in ilk bak›flta görülebilecek olanbu içsel gündemlerinin güçlü bir politik faaliyete konu edilmesi,beraberinde kapitalist sistemin teflhirinin yap›lmas› anlam›nada gelecektir.

Emperyalist iflgal, yoksulluk, y›k›m gibi d›flsal gündemlerinliseli gençlik içerisinde dolays›z bir etki ve ilgi yaratt›¤› geçmifldeneyimlerden bilinen bir gerçektir. Bu konular da öne ç›kt›¤›her dönemde çal›flma içerisinde bir yer tutabilmelidir. Ancak bugündemler hiçbir biçimde liseli gençli¤in içsel gündemlerininyerine ikame edilmemeli, bu noktada özellikle çok yönlü birpolitik faaliyetin örülebilmesi yetene¤i kazan›labilmelidir.

Bir baflka önemli noktan›n daha üzerinde durabilmekgerekiyor; liseli gençli¤i hedef alan sald›r›lar hiçbir dönemdesalt e¤itim alan›yla s›n›rl› kalmamaktad›r. Sermaye düzeniözellikle bu genç beyinleri biçimlendirip, kendi ç›kar›na uygunbir hale getirmeyi hedeflemektedir. Bu aç›dan liselerdeyürütece¤imiz faaliyet içerisinde devrimcili¤i yaflam içerisindefutbolculu¤a, kariyere, pop-starl›¤a karfl› güçlü bir alternatifolarak koyabilmek herhangi bir alanda oldu¤undan çok dahaönemlidir. Devrimcili¤in ne oldu¤unu, nas›l oldu¤unuanlatabilmek amac›yla çeflitli araçlar üretilmeli, etkinlikleryap›labilmelidir. Bu noktada lisede faaliyet yürüten her biryoldafl›m›z üzerinde büyük bir sorumluluk hissetmeli, zira iflliselilere devrimcili¤in ne oldu¤unu anlatmak oldu¤unda, bununen güçlü ve etkileyici yolu, do¤all›¤›nda bunu anlatmaçabas›ndaki yoldafl›n kendi kimli¤i ve yaflant›s›ylad›flavurduklar› olacakt›r.

Yukar›da k›sa bir biçimde özetlemeye çal›flt›¤›m›z gibi, yenidönemde liseli gençlik çal›flmam›z çok yönlü bir faaliyetiyürütmek zorunlulu¤u ile karfl› karfl›yad›r, bir yandan e¤itimdef›rsat eflitsizli¤ini güncel örnekleriyle bir politik faaliyete konuederken, di¤er yandan ülke ve dünya gündemlerini alanatafl›yabilmeli, ve en önemlisi, bunlar› gerçeklefltirirken devrimcitarz ve yöntemlerden ödün vermemelidir.

Çal›flmada kullan›labilecek araçlar›n üzerinde de k›sa birbiçimde durmak gerekiyor. Geçen senenin deneyimlerininortaya koydu¤u en temel veri, liseli gençlik çal›flmam›z› nicelplanda gelifltirmek istiyorsak, ulaflt›¤›m›z her bir liselininfaaliyetimize kat›labilecekleri alanlar› yaratmak sorumlulu¤u ilekarfl› karfl›ya oldu¤umuz. Bu aç›dan çeflitli düzeylerdebültenler, anket ve referandumlar liselerde s›k s›k ve yayg›n birbiçimde kullan›labilmelidir.

Öte yandan, bir alan› politiklefltirmenin en temelgerekliliklerinden biri, alan› sürekli olarak politik faaliyetle

bo¤mak oldu¤u kadar, alanda belirli mevziler kazanmakoldu¤undan, bu noktan›n üzerinde de özel olarakdurulabilmelidir. Liselerimizde idarenin kontrolünde olan yahuttamam›yla ba¤›ms›z ancak liselilerin bir araya gelmesinisa¤layan sosyal kültürel alanlar›n içerisine girip, etkinmüdahalelerde bulunabilmek zorunday›z. Bu bir lisedeedebiyat kolu olur, di¤erinde tiyatro kolu. Ancak böyleimkanlar›n oldu¤u yerellerimizde bu imkanlar›n üzerindenatlamamak, olmad›¤› yerellerde ise böylesi alternatifleryaratmaya çal›flmak çok önemlidir.

Son olarak önümüzdeki sene her bir yereldeki liseçal›flmam›z›n özel olarak üzerinde durmas› gereken birnoktaya de¤inerek bitirmek istiyoruz. Liseli gençlikçal›flmam›z›n geçen sene ortaya ç›kt›¤› kadar›yla en temel zaafalanlar›ndan biri meslek liselerine yönelmifl bir faaliyetihalihaz›rda örgütleyememifl olmas›d›r. Bu bir yan›yla eldekiimkanlarla iliflkilidir. Ancak eldeki s›n›rl› imkanlarla bu alanayönelmeye çal›flan alanlar›m›z›n da bir sonuç üretememiflolmas› bu zaaf›n kökeninde baflka bir kafa kar›fl›kl›¤› yatt›¤›naiflaret etmektedir. Öncelikle liseli genç komünistler meslekliseliler ile di¤er liseliler aras›ndaki ayr›m›n önemine dikkatetmelidirler. Birçok aç›dan sorunlar ayn› görülmekle beraber,meslek liselerinde okuyan ö¤renciler basit ifadesiyle liseli de¤il,genç iflçilerdir ve büyük ço¤unlu¤unun temel sorununu e¤itimsorunlar›ndan öte içinde bulunduklar› sömürü sistemioluflturmaktad›r. Bu aç›dan meslek liselerine yönelik faaliyetyürütmeyi hedefleyen, bu imkanlara ulaflm›fl yerellerimiz, genelliseli gençlik çal›flmam›z ile meslek lisesi çal›flmam›z› enaz›ndan belirlenen politikalar düzeyinde ayr›flt›rmakzorundad›rlar. Aksi halde ulafl›lacak kesim genel meslek liseligençli¤i de¤il, meslek liseliler içerisinde hala gelece¤iniüniversite kap›s›nda aramaya devam eden s›n›rl› bir kesimolacakt›r.

Bunun anlam› meslek liselilerin e¤itim sorunlar›n› politikfaaliyete konu etmemek de¤ildir. Ancak bu konuyu ifllerkendi¤er alan›n görmezden gelinmemesi, hatta çal›flman›ntemeline genç iflçi olarak meslek liselilerin yaflad›klar›sorunlar›n oturtulabilmesidir. Bu noktada çeflitli alanlar›m›zdaç›kart›lan genç iflçi bültenleri en az›ndan yöntemsel planda vesorunlar›n kavran›labilmesi aç›s›ndan önaç›c› olacakt›r.

Sonuç

Yeni döneme güçlü bir bafllang›ç yapmak, çal›flmalar›m›z›planl› ve hedefli bir forma sokmay› gerekli k›lmaktad›r.Bulundu¤umuz her yerelde o yerelin özgün sorunlar›n› veduyarl›l›klar›n› tespit etmeli, buradan hareketle çal›flmam›z›ntemel yönelimlerini, hedeflerini ve araçlar›n› belirlemeliyiz. Yenidöneme güçlü bir bafllang›ç için, flimdiden yürütece¤imizçal›flmalar›n içeri¤ini, araçlar›n› ve güçlerini somut bir planlamaile netlefltirmeliyiz.

Planl› çal›flma elbette sonuç al›c› ›srarl› bir çaba ilebirlefltirilmelidir. Toplumsal planda yaflanan ve sol hareketsaflar›nda da yayg›nlaflan olumsuz atmosferin saflar›m›zdazemin bulmas›na izin vermemeliyiz. Belirledi¤imiz hedeflereulaflmak için, yarat›c›, enerjik ve atak davranmal›y›z.

Bütün bunlar›n yan› s›ra faaliyetimizi yürütenyoldafllar›m›z›n yeni dönem sorumluluklar›na uygun bir biçimdekendilerini donatmalar›, böylesi bir moral güç ve inançla yenifaaliyet dönemine ad›m atmalar› gerekmektedir. Planl›, hedefli,›srarl› bir çal›flma, güçlü politikalar ve bu politikalar› alanatafl›yacak güçlü ve inançl› kadrolarla birlefltirildi¤inde, gençkomünistlerin yeni dönemi kazanmalar›n›n önünde hiçbir engelkalmayacakt›r.

Liseli Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

23

Page 24: EG 86. sayı

Uzun zamand›r düzenli olarak mahallede gazete sat›fl›yap›yoruz. Eskiden gazete satmak beni strese sokan bir iflti.Bu çekingenli¤im zamanla kayboldu, gazete satmak benimiçin çok do¤al bir ifl haline geldi. ‹lk gazete sat›fl›m dafazlas›yla olayl› geçmiflti. Tabii beni strese sokan yaln›z builk olumsuz deneyim de¤ildi. ‹flçi-emekçilerle olaniliflkilerimin zay›fl›¤›, onlar›n dilinden anlay›panlamayaca¤›m baflka bir sorundu. Ama as›l sorun çok farkl›bölgelerde farkl› zamanlarda düzensiz bir flekilde gazetesat›fllar›na kat›lmamd›. Bu benim bölgedeki iflçi-emekçilerleuzun soluklu ba¤ kurmam› engelleyen bir sorundu. Gazetesatma ifline biraz “görev icab›” yaklaflmama neden oldu.Oysa bu sorunu çok daha kolay çözebilir, mahalleçal›flmas›nda daha fazla yol katederek iflçi-emekçilerle olanba¤lar›m› güçlendirebilirdim. Bugüne kadar gençlikçal›flmas›nda yeralan bir genç komünist olarak, bir bölgedesürekli ve planl› bir çal›flmaya kat›lm›fl olsayd›m yaflad›¤›ms›k›nt›lar›n üstesinden daha kolay gelebilirdim.

Geçmiflin olumsuz deneyimlerine ra¤men bu iflte mesafealmay› baflarabildim. Bunda devrim ve sosyalizm bilincimingeliflmesi, devrimcili¤i içsellefltirmem ve farkl› çal›flmalarüzerinden yo¤un bir kitle çal›flmas› yapmam›n katk›lar›gözard› edilemez. Eskiden kitlelere gitme konusundas›k›nt›l› iken, flimdi kitle çal›flmas›n› devrimci yaflam›mdaönemli bir deneyim olarak özümsedi¤imi düflünüyorum.Yeni insanlarla tan›flmal›, onlara mücadeleyi, kavgay›anlatmal›y›m, mümkünse onlar› bu iflin bir parças› halinegetirmeliyim.

Bu deneyimler üzerinden en son gazete sat›fl›ndayaflad›klar›m› sizlerle paylaflmak istiyorum. Akflamsaatlerinde bir yoldaflla mahalleye do¤ru yola koyuluyoruz.Saflar›m›za yeni kat›lm›fl bir yoldaflla gazete sat›fl›n› birayd›r birlikte yap›yoruz. Edindi¤im deneyimleri hemyoldafla aktarma hem de pratik faaliyette mesafe kaydetmeksorumlulu¤uyla karfl› karfl›yay›m. Eskiden yaflad›¤›ms›k›nt›lar ve yan›mda deneyimli bir yoldafl›n olmas›n›n benirahatlatmas› akl›ma gelince gülümsüyorum. Daha öncetarama yapt›¤›m›z soka¤a gidiyoruz. Elimizde az gazete var,bu nedenle yeni bir tarama yapmak yerine gazetemizi dahaönce alan düzenli iliflkilere götürüyoruz. Birkaç hafta öncegazetemizi alan ama art›k almayaca¤›n› söyleyen emekçi birkad›ndan selam›m›z› esirgemiyoruz. Bugün için belkigazetemizi almaktan vazgeçmifl olabilir, ama bir gün bizimne yapmak istedi¤imizi anlay›p bize destek olaca¤›ndankuflku duymad›¤›m›z için rahat›z. Gazetemizi ö¤renci olançocuklar› okuyordu, okumaktan s›k›ld›lar m› diyekonufluyoruz yoldaflla.

Di¤er bir yere yöneliyoruz. Gazetemizi düzenli alan birev buras›. Bu kez kap› önünde birçok genç toplanm›fl.Burada fazla durmayaca¤›m›z› konuflmufltuk, ama bu kadarmahalleli genç toplanm›flken yar›m saat oturmadanayr›lm›yoruz. Her zamanki gibi tuzu kuru bir gençdurmadan konufluyor. Biz gene de konuflmalar›m›z› oradakigençlerin ilgisini çeken bir flekilde sürdürmeye çal›fl›yoruz.Ortam›n kalabal›k olmas› kiminle daha çok ilgilenece¤imizkonusunda bir s›k›nt› yaratsa da, yine buralara gelerek builiflkileri bulaca¤›m›z için rahat›z. Güncel geliflmeler,mahalledeki y›k›m söylentileri vb. bir dizi konuda tart›flmayapt›ktan sonra gazetemizi düzenli okurumuza veriyoruz.Ayn› zamanda oradaki gençlerden biri gazetemizi al›yor.Ayak üstü bu mahalleli genci tan›maya çal›fl›yoruz. Birebirkonuflma imkan›n› önden yakalayamam›za iç geçirip,yeniden karfl›laflmay› umarak bir baflka okurumuzayöneliyoruz. Havan›n güzelli¤inden olsa gerek herkessokakta. Okurumuz yan›nda tekstil iflçisi olduklar›n›ö¤rendi¤imiz iki kifliyle birlikte kald›r›mda oturuyor. Biz dehemen sohbete kat›l›yoruz. Bu okurumuz y›llard›r birflekilde mücadeleye kat›lm›fl, devrime ve sosyalizme olanba¤l›l›¤›n› koruyan biri. Yan›nda bulunan bir iflçi öncedenAKP’ye oy vermifl. AKP’nin iflçi-emekçilere yöneliksald›r›lar›na ra¤men AKP’yi yine de savunabiliyor. Konu 6.ay zamlar›na geliyor. Bu iflçi gene “zamm›m›z› ald›k”mealinde sözler ediyor. Okurumuz iflçi ise, “Önceden %25zam verirlerdi, flimdi verdikleri %10’a tav m› oluyorsun”diye tepki gösteriyor. Arada küçük bir çocuk gelip bizdengazete al›yor. Biraz flafl›r›yoruz. Gazete daha öncedenbahsetti¤imiz ö¤rencilere gidiyor. Bir okurumuzu genekazanman›n sevincini paylafl›yoruz. Ama bu okurumuzlado¤ru-düzgün konuflma f›rsat› bulamad›k henüz. Haftaya buokurumuza u¤ray›p bu aileyi yak›ndan tan›mal›y›z.

Buradan ayr›larak baflka bir iflçi okurumuza yöneliyoruz.Geçen hafta burada epeyce oturdu¤um›z için bu sefer yaln›zgazete b›rakmay› tercih ediyoruz. En son okurumuzau¤ray›p çaylar›n› içiyoruz. Bir belediye iflçisi olanokurumuz ve yak›nlar›yla canl› bir sohbete dal›yoruz. Evdemisafir olan tekstil iflçisi hala iflte. Sohbet daldan dalaatlayarak devam ediyor. Nihayet ayr›lma vakti geliyor. Birkez daha içimizin kavga s›cakl›¤›yla doldu¤unuhissediyoruz. Att›¤›m›z ad›mlar› daha da s›klaflt›rmal›y›z. Buyakalad›¤›m›z iliflkileri daha gelifltirmeli ve onlar›mücadeleye katman›n yollar›n› bulmal›y›z. Bunlar›yapaca¤›m›zdan kuflkumuz yok.

‹stanbul’dan genç bir komünist

Ekim

Gençli¤i

24

GGeennçç kkoommüünniissttlleerriinn ddeenneeyyiimmlleerriinnddeenn......

‹flçi ve emekçi kitlelerleba¤lar›m›z› güçlendiriyoruz

Page 25: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

25

Genç komünistler olarak yaz faaliyetimizi iflçi-emekçilerle kaynaflman›n bir vesilesi olarakde¤erlendirmeye devam ediyoruz. Son iki gündeyapt›¤›m›z çal›flmalarla ilgili gözlemlerimi sizlerlepaylaflmak istiyorum.

Genç ‹flçi Bülteni’nin son say›s› ç›kt› ve iki günübültenin da¤›t›m›na ay›rd›k. Genç komünistler olarak buda¤›t›mlara etkin biçimde kat›ld›k. Bültenimizi ilk olarakTopkap› iflçilerine ulaflt›rd›k. Sabah 6:30’dan 08:00’ekadar yüzlerce iflçiye bültenimizi verdik. Bu kadar erkensaatlerde da¤›t›m iflçilerin ilgisiyle karfl›lafl›yor. Ö¤lensaatlerinde gene Topkap› bölgesindeydik. Bu kezMatbaac›lar Sitesi iflçilerine ve çevre iflyerlerinden ö¤leyeme¤ine ç›kan iflçilere da¤›t›m yapt›k. Akflamsaatlerinde ise Kom ve Ayka fabrikalar›na da¤›t›maç›kt›k. Kom’da ajitasyon konuflmalar› eflli¤inde da¤›t›myapt›k. Buradaki iflçiler bültenimize daha fazla ilgigösteriyorlar.

Ayka’da fabrika güvenli¤i da¤›t›m yapmam›z›engellemeye çal›flt›. Bundan önce nas›l da¤›t›myapt›ysak bugün de yar›n da da¤›t›m yapaca¤›m›z›, bunuengellemeyeceklerini, istiyorsalar polisça¤›rabileceklerini söyleyerek kararl› bir tutumgösterdik. Bir k›sm›m›z da¤›t›m yaparken birimizingüvenlikle muhatap olmas› bültenlerimizin iflçilereulaflmas›n› sa¤lad›. Baz› iflçiler de güvenlikletart›flt›¤›m›z› görünce kendileri gelerek bültenimizdenald›lar.

Da¤›t›mlar bittikten sonra mahalleye geçip birokurumuzu ziyarete gittik. Do¤al öncü konumundaki buiflçiyle fabrikas›nda yaflanan sorunlar, geçmifldeneyimleri üzerine uzun bir sohbet yapt›k. Kurultayçal›flmalar›m›zdan bahsettik. Bu sohbet üzerindendostlu¤umuzu biraz daha pekifltirdikten sonra ayr›ld›k.

Ertesi gün bu kez sabah saatlerinde Do¤u SanayiSitesi giriflinde bültenimizin da¤›t›m›n› yapt›k. Uzunzamand›r buraya da¤›t›m yap›ld›¤›ndan iflçilerin birço¤uGenç ‹flçi Bülteni’ni tan›yor. ‹flçilerin baz›lar› bültenleilgili sorular soruyor. Bülten da¤›t›mlar›nda böyleduyarl› iflçilerle karfl›laflabiliyoruz. Bu karfl›laflmalar›dikkate alarak bu iflçilerle yeniden görüflmenin yollar›n›bulmal›y›z. Yoksa her ay da¤›t›m yap›p bununsonuçlar›n› alamayan k›s›r bir pratik faaliyet yürütmüfloluruz.

Ö¤le saatlerinde Güneflli taraf›na geçerek hem bülten

da¤›tt›k, hem de iflçilerle sohbet etmeye çal›flt›k. K›sa birzamanda iflçilerle yaflad›klar› sorunlar üzerine sohbetleryapt›k. Ço¤u iflçi sorunlardan sözediyor, ama birlikolmad›¤›ndan, kimseye güvenilmeyece¤indenyak›n›yorlar. Biz de herkesin sorunlar›n›n ayn› oldu¤unu,bunlara karfl› harekete geçilmesi gerekti¤ini söyledik. Bukonudaki baflar›l› örnekleri anlatt›k. Bir saat boyuncaiflçilerle yapt›¤›m›z tart›flmalar bizim için oldukçaö¤retici oldu.

Arada da¤›t›m yaparken bir önceki gün tart›flt›¤›m›zgüvenlik görevlisiyle karfl›laflt›k. Bu kez daha alttan al›pfabrikan›n ilerisinde da¤›t›m yapmam›z› istese de bizkendi iflimize bakt›k. Akflam bu kez Alt›ny›ld›z’a gittik.Burada biraz y›lg›n bir iflçi kitlesi kendini belli ediyor.Biz yine de kararl›l›¤›m›zdan bir fley kaybetmedenajitasyon konuflmalar› eflli¤inde iflçilere kurultay ça¤r›s›yap›yor, onlar› mücadeleye ça¤›r›yoruz.

Bugünkü da¤›t›m çal›flmas›n› bitirdikten sonra gazetesat›fl›na ç›kt›k. Geçen hafta sat›fl yapyapt›¤›m›z yeretekrar gittik. Bu sokakta oturanlar biraz daha geri bilincesahip olmalar›na ra¤men ›srarc› davran›yoruz.Mücadeleden baflka ç›kar yolun olmad›¤›n›npropadandas›n› yap›yoruz.

‹ki güne s›¤an bu yo¤un çal›flma genç komünistlerolarak iflçi-emekçilerle kaynaflmam›z› sa¤lad›, birer s›n›fdevrimcisi olma yolunda kendimize güven kazand›rd›,kitle çal›flmas›nda bir ad›m daha yol almam›z› sa¤lad›.Bu konuda bir hayli yol almam›z gerekti¤i ortada. Yan›s›ra bu konuda alaca¤›m›z mesafeyi örgütsel sonuçlardo¤uracak tarzda de¤erlendirmesini ö¤renmekzorunday›z.

Genç bir komünist

PPrraattiikk ffaaaalliiyyeett üüzzeerriinnee ggöözzlleemmlleerr......

S›n›f devrimcili¤i yolunda birad›m!

Page 26: EG 86. sayı

Katrina kas›rgas› sonras›nda ortaya ç›kan manzaraüzerinde ne kadar durulsa azd›r. Zira bu manzaradan kapitalistdünyan›n efendisinin, onun biricik süper gücünün içler ac›s›halini; dolay›s›yla emperyalist-kapitalist dünyan›n üzerindeyükseldi¤i de¤er ve kurumlar›n, insanl›k için anlam›n› vesonuçlar›n› en net biçimde görmek mümkün olmaktad›r. ‹fltebu nedenle olay, egemenler ve kâbesi ABD olanlar üzerindetam bir flok yaratm›fl, ortaya ç›kan enkaz›n alt›nda onlar dakalm›fllard›r.

Bugüne kadar benzer manzaralara s›kl›kla rastlan›lan ortaderecede geliflmifl kapitalist ülkeler ya da “ça¤›n” d›fl›na itilmiflülkelerde bu, ya yerel yöneticilerin basiretsizli¤ine ve açgözlülü¤üne ya da kapitalist geliflmemifllik durumunaba¤lanmaktayd›. Böylelikle benzer felaketlere u¤rayan bölgeve ülkelerle s›n›rl› sonuçlar› olan bu olaylar sonras›nda kuruludüzene toz kondurtulmamaktayd›. Oysa ABD’de yaflanan bufelaket, emperyalist-kapitalist düzenin tüm temel yap› tafllar›n›deflifre emekle kalmam›fl, emperyalist-kapitalist düzenin sonbüyük hamlesi olan küreselleflmenin kalan son cilalar›n› dasöküp atm›flt›r. Zira sözkonusu olan küreselleflmenin sembolüve tüm dünya halklar›na vaazedilen kapitalist geliflmeninhalklara sunaca¤› refah ve huzurun eflsiz örne¤idir!

ABD’nin New Orleans eyaletinin neredeyse haritadansilinmesiyle sonuçlanan bu büyük felaketin ortaya ç›kard›¤›manzara Türkiye’nin emekçi halk›n›n Marmara depremindebizzat yaflad›¤› durumla büyük benzerlikler tafl›maktad›r. Ayn›benzerlik yak›n zamanda tan›k oldu¤umuz dünyan›n birçokbölgesindeki felaketler için de geçerlidir. Ortaya ç›kan sonuç,tüm bu felaketlerin do¤a olaylar›n›n ortaya ç›kard›¤› do¤al biry›k›m olmad›¤›, tersine bizzat kurulu düzenin iflleyiflmekanizmalar›ndan köklendi¤i, onun taraf›ndan büyütüldü¤ügerçe¤idir.

ABD’deki, bu bak›mlardan deprem gibi önden kestirilmesigüç olan do¤al olaylar›ndan farkl› olarak, gelece¤i neredeyseaylar öncesinden bilinen bir do¤a olay› karfl›s›nda ortaya ç›kanbir sonuç olmas› nedeniyle kesinkes böyledir. Çünkü felaketinyafland›¤› kentin 500 bin kifliden oluflan nüfusunu aylaröncesinden gelece¤i bilinen kas›rgadan korumak için kenttenuzaklaflt›rarak güvenli bölgelere tafl›mak mümkün oldu¤u gibi,felaket sonras›nda da zaman›nda müdahale edilerek kurtarmafaaliyetleri etkili bir biçimde yap›labilse yine de bu düzeyde birsonuç ortaya ç›kmayabilirdi. Ancak kapitalist düzenin iflleyiflyasalar›, yap›s› ve s›n›f mant›¤› Türkiye’de nas›l bir sonuçyarat›yorsa, kapitalizmin en ileri örne¤i ABD’de de ayn› sonucuyaratmaktad›r. ‹flçiler, yoksullar ve ezilen bir ›rk›n mensubuolanlar kaderlerine terkedilmekte, toplumsal zenginli¤in ürünüteknik ve teknolojik imkanlardan yoksun b›rak›lmakta, tekkelimeyle k›r›lmaktad›rlar.

New Orleans’ta telef olanlar›n hemen tamam›n› yoksullarve yoksul siyahlar oluflturmaktad›r. Kentin kaymak tabakas›günler öncesinden kenti terkederken onlar kaç›n›lmaz ve güngibi aç›k sona terkedilmifl; felaketten sonra da özel birayr›mc›l›¤a maruz b›rak›lm›fllard›r. Dahas›, Amerikan devletigüç ve olanaklar›n› yard›m bekleyen onbinlerce insan›kurtarmak için de¤il, yaflamak için ihtiyaçlar›n› y›k›kdükkanlardan ald›klar› g›dalarla karfl›layan halka karfl› özel

mülkiyeti korumak için kullanmaktad›r. ‹flte bu dört dörtlük bir kapitalizm gerçe¤idir. Dünyan›n her

köflesinde oldu¤u gibi emperyalist-kapitalist dünyan›nmerkezinde de tüm toplumsal zenginlik ve imkanlar bir avuçkodaman›n elinde toplan›rken ve bu az›nl›¤›n ç›karlar› içinkullan›l›rken, milyonlarca insan›n yaflam›na zerre kadar de¤erverilmemektedir. Emperyalist ABD’nin devasa kaynaklarladesteklenen ordusu dünyan›n hemen her köflesindekonufllan›p binlerce insan›n kan›n› dökerken ve bu aradaAfganistan’la bafllay›p Irak’la süren sözde insanl›¤a özgürlükve refah getirmek amaçl› k›r›m operasyonlar›n› sürdürürken,kendi topraklar›nda da y›k›m alt›nda inleyen insanlar›kurtarmak yerine özel mülkü korumak u¤runa kandökmektedir.

Bu manzara gelinen noktada, emperyalist-kapitalist dünyadüzeninin, insanl›¤› yüzyüze b›rakt›¤› büyük felaketinboyutlar›n› da sunmaktad›r. Üretici güçlerin geliflmifllikdüzeyinin ortaya ç›kard›¤› devasa zenginlik ve maddi olanaklarbir avuç kapitalistin tekelci egemenli¤i alt›nda bulunmaktad›r.Emperyalist küreselleflme dünyan›n her köflesinde toplumsaleflitsizlikleri büyütmüfl, servet-sefalet kutuplaflmas›n› korkunçboyutlara ulaflt›rm›flt›r. Sadece geri ve orta derecede geliflmiflkapitalist ülkelerde de¤il, bizzat emperyalist metropollerde dedurum budur.

‹flte son felaketin tescilledi¤i gerçeklerden biri de buolmufltur. ABD’de bugün milyonlarca insan iflsiz ya da düflükücretle geçici ifllerde çal›fl›yor, yüzbinlerce Amerikal› bafl›n›sokacak bir evden yoksun, 50 milyon insan›n sa¤l›k güvencesiyok, ekonomideki fliflkinli¤e karfl›n resmi istatistiklere göre 295milyonluk ülkede 37 milyon insan yoksulluk s›n›r›n›n alt›ndayafl›yor. ABD’deki bu durum AB ülkelerinde de fakl› de¤ildir.Emperyalist-kapitalist dünya düzeni, küreselleflme ad› alt›ndainsanl›¤a vaadettiklerinin aksine yoksullu¤u ve sefaletiküresellefltirmifl; dünya ölçe¤inde insanl›¤› felaketin efli¤inegetirmifltir.

‹nsanl›¤›n emperyalist-kapitalizm taraf›ndan efli¤inegetirildi¤i bu felaket tablosundan kurtulufl yolu da yine bizzatABD’de yaflanan felaket vesilesiyle çarp›c› biçimdegörülmüfltür. Bu yolu, ABD’nin kuflatmas› ve çok yönlüablukas›na ra¤men k›t olanaklarla direnen Kübagöstermektedir. Öyle ki tüm maddi zenginli¤ine ve teknikolanaklar›na karfl›n ABD’de Katrina kas›rgas› tam bir insanifelaketle sonuçlan›rken, bir y›l önce saatte 260 km. (Katrina230 km) h›zla Küba’dan geçen kas›rga karfl›s›nda Kübayönetimi 1.5 milyon insan› yüksek yerlere tahliye etmifl,kas›rga ile 20 bin ev yerle bir olurken, tek bir insan›n burnudahi kanamam›flt›. K›t kaynaklar›n› halk›n hizmetinesunmaktan çekinmeyen Küba ile emperyalist-kapitalistdünyan›n efendisi-sembolü ABD’nin bu karfl›laflt›r›lmas› dahi,kapitalist düzen karfl›s›nda sosyalizmin üstünlü¤ünü veinsanl›k için tek kurtulufl seçene¤i oldu¤unu anlatmayayetmektedir.

Sonuç olarak, emperyalist-kapitalist düzen felaketiküresellefltirirken, insanl›k aç›s›ndan sosyalizm küresel ölçekteyaflamsal bir ihtiyaç haline gelmifltir.

Ekim

Gençli¤i

26

Felaketin ve sefaletinküreselleflmesi!

Page 27: EG 86. sayı

Bar›fl üzerine hangi deneme savafltan ba¤›ms›zyaz›labilir? Bugünün dünyas›nda bar›fla dair kurulan cümlelerigerçekçi k›lacak olan nedir? 1 Eylül Dünya Bar›fl Günüinsanl›k için bar›fl temennileriyle kutland›. ‹nsanl›k için bar›fltemennilerine kat›l›yor, ancak içinde yaflad›¤›m›z düzeninbar›fl içerisinde yaflanan bir dünya yaratma ihtimaliolmad›¤›n› bir kez daha vurgulama gere¤i duyuyoruz.Gerçekçi bar›fl ancak sosyalizmle gelecek, iflte tam da buyüzden devrim için verilen her savafl, kal›c› bar›fl için verilmiflkabul edilmelidir.

Kör kuytuluklara saklanmak istiyorum. B›rak beni. Zifirikaranl›k saklamaya yetmiyor, üzerime yap›flm›fl toz toprak,kan›m› emen sivrisinekler... Zifiri karanl›k saklamaya yetmiyor.Kör bir kuytuluk bulmak istiyorum. Zaman›n durdu¤u ya dayang›ns›z akt›¤›...

Sonra küçük k›z kardeflim geldi yan›ma. Yal›n ayak amaayac›klar›n›n de¤di¤i yerin tehlikelerinden bihaber. Küçük k›zkardeflimin elinden tutmak istedim. Sevmek, okflamak... Amaflefkat evimizi terk edeli çok olmufltu. Biz evimizi terkedeli kaçgün olmufltu sahi? K›z kardeflim geldi yalnayak. Yere dizçöktü. Hangi tanr›ya yakarabilirdi ki, hangi duadan medetumabilirdi? Doymak bilmeyen bir aslan›n kafesinin önündes›raya girmifl yeni yemlerdik biz. Oltaya tak›l› yemi kimkurtarabilir güçlü bir dalgadan baflka? Oltan›n ucundankurtulan solucan ayn› kalabilir mi?

Yaflamlar›m›z ola¤an bir biçimde ak›p gidiyor. Seyircikalmay› tercih etmek midesizlik, aram›zdaki yafl fark›nabakmaks›z›n beraberce baflrolü paylafl›yoruz. Yaflamlar›m›zola¤an... Birkaç kuflakt›r böyle yafl›yoruz. Kap›lar›m›z› çalmakiçin el yerine kullan›lan silah kabzalar›, yolda yürürkenkafam›z› bir anda delebilecek kurflunlar›n sesleri, hiç olmad›tehditler, hiç olmad› hakaretler, tacizler, afla¤›lamalar...

Son yar›m yüzy›ld›r bu topraklarda yaflayan insanlar,bizler, mültecilerden daha a¤›r koflullar alt›nda yafl›yoruz. ‹flteyaflamlar›m›z› ola¤anlaflt›ran, bafl›m›za çöreklenmifl bu kankusan bulutun yar›m as›rd›r da¤›lmam›fl olmas›. Oysa biz deisterdik daha ola¤and›fl› bir yaflam›. Sabahlar› nefle içerisindekahvalt› sofralar›na oturulan, akflamlar› sokaklar›nda keyifliyürüyüfllerin yap›ld›¤› bir flehri isterdik biz de. Kollar›m›z›güçlendirenin sapan›m›z, tafl›m›z de¤il de, küçükkardeflimizin sal›nca¤›n› defalarca sallamak olmas›n› isterdik.

O kadar çok fley isterdik ki f›rsat›m›z olsa. Birkaç y›l dahaçocuk kalabilseydik hele... Çamurdan oyuncaklar›m›z yeterdibize, mal mülk istemezdik. Belki huzurlu bir ev, belki güvenlibir gelecek, belki katledilmek yerine eceliyle ölmeyibaflarabilmifl aile fertleri...

Topraklar bölüflüldü¤ünde insanlar› oturtacak yerbulam›yor büyükler. Her bir insan salt yaflamas› içingereksindiklerinden dolay› bir maliyete iflaret etti¤i içindirbelki. Belki paylafl›m› yapanlar›n elinde koza dönüfltükleriiçindir. Belki bu sömürü ve talan dünyas›nda hiçbir anlam veönem tafl›mad›klar› içindir.

Küçük k›z kardeflim do¤ruldu flimdi. Bacaklar› nas›l daçarp›k ve s›ska. Yüzü gözü kir pas içinde, bebek teni sinek›s›r›klar›ndan kabuk ba¤lam›fl. Ete¤inin belini bir yazmayla

s›k›laflt›rm›fl anam, yoksa düflecek. Ayac›klar› ç›plak, karasinek desenli lekeli bir bluz var üstünde, o yafltaki küçükk›zlara özgü fliflkin karn›n› gizleyemeyen. Saçlar› keçe gibi,saçlar› birbirine bulaflm›fl. Bir eli sürekli kafas›na gidiyor.Düflünüp tafl›n›r gibi, oysa küçük yeniklerin kafl›nt›s›n›gidermeye çal›fl›yor.

Sinek v›z›lt›lar›n›n, k›zkardeflimin burun çekifllerinin ve tektük ad›mlar›n ç›kard›¤› ritmik sese al›flm›flken flehrin karfl›k›y›s›ndan, yani befl ad›mda bir çöp kutular›na rastlanan,temiz giysili insanlar›n sokaklar›ndan, yani benim, k›zkardeflimin elinden tutup k›y›s›nda dolaflmaya bile cesaretedemedi¤im, geceleri ayd›nl›k olan sokaklardan fliddetli birgürültü yükseldi aniden. Do¤du¤um andan bu yana heryüksek sesten korkmay› ö¤rendim ben. Büyüdü¤ümü ilanetti¤im güne kadar, yani att›¤›m tafl›n panzere isabet etti¤igüne kadar her yüksek ses, ölüm 盤l›¤›ym›fl gibi gelirdi.Ölümle gürültü efl anlaml›yd›. Ölüm öncesi büyük bir gürültüve sonra gürültüden dolay› sa¤›rl›k. Ölüm bu iflte!

K›zkardeflimin kulaklar›n› t›kad›m gürültü bafllay›nca.Sar›ld›m. fiefkat geri gelmemiflti, bu salt ilkel bir korumadürtüsü, büyük olman›n yükledi¤i bir görevdi. Oysa gürültüyal›n, 盤l›ks›z ve mermi seslerinin ritmikli¤inden uzakt›.Gürültünün böylesi ölüm kokmuyordu, ama huzur dayaratm›yordu. Yaklafl›yordu sesler, yaklaflt›kça ritmik ayaksesleri seçilmeye bafllad›. Kap›m›z›n önünden asker giysisigiymeyen ama askerler gibi düzenli yürüyen, tak›m elbiseli,güzel elbiseli erkekler, kad›nlar yürüyordu. Arada hep bira¤›zdan ba¤›r›yorlard›: “Bar›fl istiyoruz!”

Anlafl›lmas›, özellikle küçük k›zkardeflim için o kadargüçtü ki. Eline kocaman bir tafl kapt›. Kofltu, kofltu, bar›flisteyen tuzu kurular ordusunun en önüne geçti. Kortej durdubir anda. Çünkü gazeteciler için üstü bafl› y›rt›k, pis bir küçükk›z›n bar›fl kortejinin bafl›n› çekifli iyi bir foto¤raf karesiydi.Kardeflim “Bar›fl istiyorum!” diye ba¤›rd›, tafl›n› havayakald›rarak. Sonra soka¤›m›zdaki di¤er çocuklar kofluflturmayabafllad›lar. Bar›fl istiyorlard› ve ellerinde bar›fl›n yeflerece¤idünyan›n temelini atacaklar› tafllar› tafl›yorlard›.

Derken gazeteciler h›zl› bir biçimde yolun iki yan›naçekildi. Kortejdeki tak›m elbiselilerde huzursuz k›p›rt›larbafllad›. Gazetecilerin önünü açt›¤› koldan kolluk kuvvetlerial›flt›¤›m›z gürültüyü ç›kartarak yaklaflmaya bafllam›fllard›.Bar›fl isteyen düzenli kortej arkas›n› dönüp h›zl› ad›mlarlauzaklaflt›. Soka¤›m›z›n küçük çocuklar› ise nefleyleba¤›r›yorlard›, istedikleri bar›fla karfl› aç›lm›fl savafltanhabersiz: “Bar›fl istiyoruz!” Sonra bir anda tan›d›¤›m›z gürültübafllad›. Kurflun ya¤muru, kurflun sesleri...Sonra küçük k›zkardeflim düfltü yere ve ard›ndan di¤erleri... Sonra 盤l›klaryükseldi.

Zifiri karanl›klar saklamaya yetmiyor. Kör kuytuluklaraçekilmek istiyorum. Küçük kardeflim bar›fl için yüzünü topra¤agömerken, bar›fl isteyen düzenli kortejin hiçbir izi kalmam›flt›soka¤›m›zda, birkaç flama düflürmüfllerdi yere, o kadar. Amaflamalar ancak bar›fl sonras›n›n süsü olabilirlerdi oysa, bar›fl›ne dualar, ne tanr›lar bahflediyor, bar›fl savaflmadando¤muyor!

A. Eylül

Ekim

Gençli¤i

27

Bar›fl üzerine bir deneme

Page 28: EG 86. sayı

Denizli’de o¤lunu liseye yazd›rmak isteyen DeryaYahfli bir inflaat iflçisiydi. Her iflçi baban›n yaflad›¤›s›k›nt›y› o da yaflad›. Kay›t paras› ödemek zorundayd›, vebu, yaz›n kazand›¤› ile bütün bir y›l› geçiren bir iflçi içinpek de kolay de¤ildi. Orada neler yafland›¤›n›bilemiyoruz, okul müdürü bir aç›klama yapm›fl de¤il.Bildi¤imiz Derya Yahfli’nin ücret almadan okulun çat›s›n›onarmay› kabul etti¤i. Kay›t paras› ödeyemedi¤i içinokulun tuvaletlerini temizleyen emekçi veliler halahat›r›m›zda. Demek ki Derya Yahfli bu ifli kay›t paras›yerine yapacakt›.

Pazartesi günü elinde kiremitlerle okula geldiKerem’in babas›, çat›ya ç›kt›. Okulun çat›s› henüzaktar›lmam›flt› ki bir gürültü koptu, Derya Yahfli çat›dandüflmüfltü, orada öldü. Bu cinayet ise kay›tlara kazasebebiyle ölüm olarak geçti.

‹flçi baba 41 yafl›ndayd›, bir o¤lu daha vard›. Kardefliö¤retmendi ve o da çocuklar›n›n okumas›n› kendisindenfarkl› bir iflte çal›flmalar›n› istiyordu. Belki kendisi içinbabas› bu fedakarl›¤› yapamam›fl ve onu okuldan alm›flt›.‹flçi baban›n tek iste¤i çocuklar›n› okutmakt›. Bununmaddi bir karfl›l›¤› olmad›¤›n› o da biliyordu belki, belkiumut etmekten öteye düflünmüyordu. Çocuklar›n›okutmak istiyordu ya, gayri “tafl çekerdi s›rt›nda”... Kay›tparas› yerine çal›flmak onun için utanç verici de¤ildi.Zaten bir iflçiydi ve iflini çocu¤unun da okudu¤u okul içinyapacakt›. Ders gören çocuklar ›slanmayacakt›, ya¤mursular› kitaplar›na damlamayacakt›. Bunda bir kötülük

yoktu. Ama kötülük burjuva düzeninkendisinde. Baflkalar›n›n bir ç›rp›da vehiç de çat› aktarmadan, tuvalettemizlemeden milyarlar› koydu¤umasan›n üzerine o can›n› koydu.

Cenazeye 2 bin kifli kat›ld›. DeryaYahfli’nin bafl›na gelenlerin kendibafllar›na da gelebilece¤ini bilen 2 biniflçi ve emekçi. Keremse art›k babas›n›nöldü¤ü okulda okumak istemiyor, kayd›baflka bir liseye al›nm›fl. Kerem okumakistiyor ama. Babas›n›n can› pahas›nayollad›¤› okullar› bitirmek istiyor. Pekiama okuyabilecek mi? Geliri olmayan vegeçinmesi gereken ailesi ile bafl baflakalan Kerem okuyabilecek mi?

Küçük bir çocukken babamla birlikteokula kay›t yapt›rmaya gidiflimizihat›rl›yorum. Anadolu Lisesi s›nav›n›kazanm›flt›m ve bu okuma hakk›anlam›na geliyordu. Fakat orayagitti¤imizde bize benzeyen kimseyi

görememifltik. Y›rt›k ve çamurlu ayakkab›lar›mlautanm›flt›m. Yaz vakti bizim mahalleden gelenlerde çamurolurdu sadece. Memurlar›n nemrut yüzleri, kay›t paras›,para... Kaç kap› gezdik, her kap›da anneleri ve babalar›ylabaflka bir dünyaya ait s›n›f arkadafllar›m. Her kap›da paravermeyi kabul etmeyen babam. Utanm›flt›m, çokutanm›flt›m fakirli¤imizden. Babama k›z›yordum. Amaflimdi biliyorum babam da utanm›flt›. Kaç kap›dan sonramüdürün odas›, kay›t paras›, para... Babam ceplerininastar›n› ç›kard› birden, “Yok param.” dedi ve sadece birotobüs bileti ç›kt› cebinden. Babam k›zd›, bo¤az›mda birfleyler dü¤ümlendi, babam›n da sesi titriyordu: “Can›m› m›alacaks›n›z?” dedi. Ellerinde olsa, para etse can›n› daal›rlarm›fl, flimdi biliyorum.

Okuldaki en yoksul ö¤renci olmak liseye kadarzoruma gidiyordu, ancak ondan sonra, devrimcilikletan›flt›ktan sonra bu sefer her fley berraklaflt› kafamda. ‹kiayr› dünya vard› ve benim babam›n almad›klar› bir can›kalm›flt›. ‹flte flimdi babama teflekkür ediyorum, iyi ki ogün para vermemifl diye, iyi ki o gün öyle utanm›fl›m vebugün devrimci olmam› sa¤lam›fl bu.

Kerem bunlar› unutmayacak ve bir gün inflaatta ya daokul s›ras›nda ya da baflka bir yerde kendisininkinebenzeyen öyküler oldu¤unu fark edecek. O öyküsahiplerinin ellerini birlefltirdiklerini ö¤renecek, elleriniuzatacak...

Y. Çeliker

Ekim

Gençli¤i

28

“Can›m› m› alacaks›n›z!”

Page 29: EG 86. sayı

Akflam oldu, dolafl›yoruz sokaklarda. Büyük birsessizlik var evlerde, caddelerde… Havada bir parçaesinti dahi yok. Öylesine s›cak ve duru…

Bir dükkan›n önünden geçiyoruz. ‹çeride bir resim.Duvara as›lm›fl bantlarla. Belki bugün, belki dün.Henüz eskimemifl. Ne gazetenin ka¤›d›, ne de band›nrengi solmam›fl henüz. Sanki bütün dükkana hakim buresim.

Büyük bir kargafla… Her yer toz duman. Birilerievlerden ç›k›yor gibi. Bütün halk soka¤a dökülmüfl. Önplanda bir adam, 45 yafllar›nda. Ellerini havaya açm›fl,dudaklar›nda büyük bir gülücük. Fakat gözleri endifleli.“Ne olacak?” diye düflünüyor sanki. “Bu gerçektenkurtulufl mu?” diyor yüzündeki çizgiler.

Bir fley daha var gözlerinde. Yan›ndaki çocu¤abak›yor ve düflünüyor gözleri. Kendini görüyorçocukta, geçmiflini görüyor. 38 y›l önce yaflad›¤›n›düflünüyor. Etraf›ndakilere anlam veremiyor. fiimdikiçocuk da, 38 y›l önceki çocuk da.

Bir sonraki resmin karesinde ellerini indirmifl.Düflünüyor herhalde. 5 yafl›ndaki hali gelmiflti akl›na.Hayat›n ne oldu¤unu anlayamam›flt› henüz. Ne isterseannesi-babas› yap›yordu. Parka gitmek istedi¤indebabas› götürürdü. Çikolata istedi¤inde annesi al›rd›.‹stedi¤i bir oyuncak için a¤lard› mesela. Onun içinhayat çok güzeldi. Sabahtan akflama kadar oyunoynard› arkadafllar›yla.

Sonra bir fley oldu. Kavrayamad›¤›, anlamveremedi¤i bir fley... Her neyse, onun yüzünden d›flar›ç›kamaz oldu¤unu fark etti. Art›k oyun oynayam›yordu,parka gidemiyordu. Annesi ona çikolata alam›yordu.A¤lasa dahi eski oyuncaklar› de¤iflmemiflti. Hiçsevmemiflti bu hayat›n›. Dünü özlüyordu.

Büyüdü çocuk ve geçmiflini anlad›. ‹srail’i anlad›,“Siyonist”i ö¤rendi, neden küçükken onun isteklerinigerçeklefltiremediklerini ö¤rendi. ‹srail, Filistin’i parçaparça kemirerek yok etmek istiyordu. Ö¤rendi¤i güns›rtlad› kini ve nefreti. Ö¤rendi¤i gün s›rtlad›mücadeleyi ve direnmeyi. ‹srail onlara kötü günlerigetirmiflti. Hastal›k, açl›k getirmiflti. Günde iki dolardanaz parayla yafl›yorlard›, yaflamaya çal›fl›yorlard›.

Daha da büyüdü çocuk. Büyüdükçe ö¤rendi,ö¤rendikçe geliflti ve savaflt›. Savaflt›kça anlad› hayat›nanlam›n›. Hayat özgürlük için yaflamakt›, özgürlük içinsavaflmakt›, özgürlük için yaflam›n› feda etmekti.

Ve aradan 38 y›l geçti. ‹srail Gazze’ yi boflaltmakarar› ald›. ‹flte adam ellerini havaya kald›rm›flt›,dudaklar›nda bir gülümseme vard›. Fakat gözleriendifleliydi ve düflünceliydi. ‹flgalciler çekiliyordu fakatneden? Kendi yararlar›na olmasayd› çekilmezlerdi ki.Zaten tamamen çekilmiyorlard›. Bölge s›n›rlar› ve giriflç›k›fllar ‹srail ordusunun elindeydi.

Bütün bunlar› düflündükten sonra adam belki deetraf›na bakacakt›. Baflka çocuklar görecekti, baflkaanneler, babalar, dedeler, nineler… Hepsinin yüzündebir gülücük, gözlerinde bir endifle görecekti. Evlerinduvarlar›na bakacakt› adam. Filistin’in özgürlü¤üu¤runa flehit düflen direniflçilerin resimlerini görecekti.Hepsinin yüzünde ayn› ifade olacakt›. “Biz direndik, sizde direnin.”

Belki üzülecekti adam flehit olamad›¤›na. Sonra budüflüncesinden dolay› k›zacakt› kendine. E¤er herkesflehit olsayd› kim anlatacakt› mücadelenin gereklili¤ini.Kim ö¤retecekti çocuklara hayat›n anlam›n›.

Bu düflüncelerle arkadafllar›n›n yan›na dönecektibelki de. Nedenlerini tart›flacaklard› olaylar›n. Sonrakarar verip miting için pankart haz›rlayacaklard›. “As›lzafer baflkenti Kudüs olan ba¤›ms›z Filistin devletikuruldu¤unda kazan›lacak!”

Bir resimdi bu. Dükkan sahibinin gazetede gördü¤ü,be¤enip duvar›na ast›¤› bir resim. Belki bunlaryaflanmam›flt›, belki daha fazlas› yaflanm›flt› o gün için.Fakat 38 y›l boyunca yaflanm›flt› bunlar. 38 y›l boyuncad›flar›da oynayamam›flt› çocuklar. 38 y›l boyuncaiflyerlerine korkarak gitmiflti insanlar. 38 y›l boyuncaal›flverifl yapamam›flt› insanlar. 38 y›l boyunca karanl›k,hastal›k, açl›k üzerlerinde hüküm sürmüfltü. 38 y›l sonraçekilmiflti ‹srail Gazze’den. O gün televizyonda birbaflka resim vard›. Bir çocuk a¤l›yordu evdenayr›ld›klar› için. Bir Yahudi’nin çocu¤u a¤l›yordu. Vemedya bunu gösteriyordu 38 y›l boyunca a¤layanFilistinli çocuklar› hiçe sayarak...

Bir resim ve anlatt›klar›yd› bunlar. Belki hiçbiriyaflanmam›flt›. Belki de daha fazlas› yaflanm›flt› o aniçin. Fakat Filistin halk› y›llar boyu yaflam›flt› karanl›¤›.Ve “As›l zafer baflkenti Kudüs olan ba¤›ms›z Filistindevleti kuruldu¤unda kazan›lacak!”t›.

T. Karanfil

Ekim

Gençli¤i

29

Bir resim vedüflündürdükleri...

Page 30: EG 86. sayı

Faflist sald›r›lar geçti¤imiz dönem boyunca gençlikhareketinin temel gündemlerinden birisi haline gelmiflti.Çevre üniversitelerde neredeyse periyodik hale gelensald›r›lar bir dizi metropol üniversitesinde deyayg›nlaflm›flt›. Bugün sermaye devletinin sald›r›lar›n›sistematik bir biçimde t›rmand›rd›¤› bir dönemde, faflistsald›r›lar›n üniversitelerde artaca¤›ndan veyayg›nlaflaca¤›ndan kuflku duyulmamal›d›r. Gençlikhareketinin karfl›s›na ony›llard›r sistematik bir biçimdeç›kar›lan planl› faflist sald›r›lar›n arka plan›n›anlayabilmek ve anti-faflist mücadelede do¤ru birperspektife sahip olabilmek için geçmifl döneminde¤erlendirme ve deneyimlerine yeniden bakmak anlaml›olacakt›r. Zira bugünün anti-faflist mücadelelerinin eksikve zay›f yanlar›n› tan›mlamak için devrimci gençlikhareketi tarihimiz zengin bir birikim ve deneyimsunmaktad›r.

Faflistlerin ipleri sermaye devletinin elinde!

Faflist sald›rganl›¤›n arka plan›n› anlayabilmek içinsivil faflist hareketin sermaye ile iliflkisini tan›mlamakyararl› olacakt›r. Bunu kavrayamayan hiçbir anti-faflistmücadelenin baflar› flans› bulunmamaktad›r.

Faflist hareketlerin ve sald›r›lar›n arka plan›nabak›ld›¤›nda, bu ba¤ dolays›z olarak karfl›m›za ç›kacakt›r.S›n›f ve kitle hareketinin geliflti¤i, öte taraftan da sermayedevletinin derin bir iktisadi ve siyasi bunal›m içerisinegirdi¤i dönemler, faflist devlet terörü ve sivil faflistsald›rganl›¤›n boyutland›¤› dönemlerdir. Ancak Türkiyeaç›s›ndan sorunun kökleri çok daha derinlerdedir.

“Cumhuriyetin ideolojik dayana¤› olan Kemalistink›laplar›n cilas› kaz›nd›¤›nda ortaya militarist/karfl›devrimci bir fliddet üzerine kurulu devletçilik ile Türkflovenizmine dayal› milliyetçilik ç›kar.” Ve bugün sivilfaflist sald›r›larda “… çizgileflen floven milliyetçilik vekat›ks›z emek düflmanl›¤›na dayanan karfl› devrimcifliddet, Kemalist burjuva rejimin daha kurulufl döneminde

emekçi s›n›flara ve onlar›n temsilcilerine yöneltti¤ikarfl›devrimci fliddetin bugünkü çürüme aflamas›ndaald›¤› en uç biçimdir.” (1)

Üniversitelerde karfl›m›za ç›kan sivil faflist hareketler,Türkiye’nin oluflum sürecinden devral›nan inkarc›,asimilasyoncu gelene¤in do¤rudan bir parças›d›r vedolays›z bir biçimde onun denetimindedir. Sivil faflisthareketin cisimleflti¤i MHP “… flovenist sald›rgan birretori¤in merkezi durumundad›r, politik güç ve etkisini deönemli ölçüde buradan devflirmeye çal›flmaktad›r. Fakatbu ideoloji ve politika ile e¤itip yetifltirdi¤i terör çeteleriya mafya çeteleri olarak dolays›z biçimde sermayegruplar›na ya da tetikçi gruplar olarak do¤rudan devletinkaranl›k odaklar›na ba¤l›d›rlar ve bu ba¤lar faflistpartinin kendi denetimini de aflan bir özelliktedir. MHPbu aç›dan burjuvazinin ve devletin ihtiyaçlar›na göreyararlanabildi¤i bir faflist militan/çeteci gruplarfideli¤idir.”

“Bu gerçekleri göz önünde bulundurmak, ‘Faflizmekarfl› omuz omuza!’ diye hayk›r›rken hedef olarak as›lnereye bak›lmas› gerekti¤ini gözden kaç›rmamakanlam›na gelir. Türkiye faflizminin kayna¤›n› ve uygulamaaraçlar›n› görmek için Türkiye’nin yak›n tarihi ç›plakgözle görülebilecek gerçekler sunmaktad›r bize. Bununiçin 12 Martlar’a ve 12 Eylüller’e ve özellikle de onlar›nhaz›rlan›fl süreçlerine bakmak bile kendi bafl›na yeterlidir.Emperyalizm, iflbirlikçi büyük sermaye ve onun devleti,bize faflizmin toplumsal dayana¤›n›, siyasal kayna¤›n› vetemel uygulama araçlar›n› vermektedir. Türkefl’in MHP’siher zaman bunun yaln›zca bir parças›, daha çok datetikçisi oldu; faflist ideolojiyi yayg›nlaflt›rmak ve daha daönemlisi ortam› terörize etmek do¤rultusunda etkin birbiçimde kullan›ld› ve bilindi¤i gibi günü geldi¤inde ayn›güçler taraf›ndan geri plana da itilebildi.”

“Dolay›s›yla bugün yeniden yayg›nlaflt›r›lacak gibigörünen sivil faflist sald›r›lar› ele al›rken, MHP neyapmak istiyor diye sormak yerine devletin karanl›k güçodaklar› geliflme potansiyeli tafl›yan gençlik hareketinehangi yeni tuzaklar› haz›rlamak peflinde diye sormak,

AAAAnnnntttt iiii ----ffffaaaaflflflfliiiisssstttt mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee vvvveeee ggggeeeennnnççççllll iiiikkkk hhhhaaaarrrreeeekkkkeeeetttt iiii…………

FFFFaaaaflflflfl iiii sssstttt lllleeeerrrr iiiinnnn iiiipppplllleeeerrrr iiii sssseeeerrrrmmmmaaaayyyyeeeeddddeeeevvvv lllleeeetttt iiiinnnniiiinnnn eeee llll iiiinnnnddddeeee !!!!

Ekim

Gençli¤i

30

Page 31: EG 86. sayı

olup biteni do¤ru de¤erlendirmek için temel önemde ilkkofluldur.” (2)

Sivil faflist hareketlere ve örgütlenmelere bu gözlebakmak; anti-faflist mücadelenin de temel halkas›n›oluflturmaktad›r.

Gençlik hareketi ve anti-faflistmücadele deneyimleri

Hem bir bütün olarak devrimci hareket tarihimiz, hemde daha özelde gençlik hareketi tarihi oldukça anlaml› biranti-faflist mücadele deneyimine sahiptir. Biz buradamümkün oldu¤unca gençlik hareketinin çeflitli tarihseldönemlerindeki faflist sald›r›lar› ve anti-faflist mücadeledeneyimlerini incelemeye çal›flaca¤›z.

Faflist sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› dönemler sisteminekonomik ve iktisadi krizle bo¤ufltu¤u dönemlerdirdemifltik. Bu kriz, devrimci kitle mücadelesi ilekarfl›land›¤› koflullarda, kitle hareketinin karfl›s›na faflizm,sivil ve resmi örgütleri ile ç›kart›lm›fl, her türlü zor veterör yöntemi kullan›larak hareket bast›r›lmayaçal›fl›lm›flt›r. Bu aç›dan devrimci gençlik hareketineyönelik sivil faflist sald›r›larla, hareketin düzen d›fl› birkimli¤e bürünmesi ve kitleselleflmesi aras›nda kopmaz birba¤ vard›r.

‘65-’71 dönemi içerisinde gençlik hareketi dar birdevrimci ö¤renci kitlesiyle s›n›rl› iken sald›r›lar gençlikönderlerini hedef almaktayd›. ‘68 döneminde hareketinkitlesel bir karakter kazanmas› ile beraber sald›r›lar yavaflyavafl ö¤renci kitlesinin bütününe yönelmeye bafllad›. 12Mart darbesi öncesinde ordunun “Türkiye’de sosyalgeliflme iktisadi geliflmeyi aflm›flt›r, bu yüzden sosyalgeliflmeye müdahale etmek ve onu dizginlemekgerekmektedir” sözleri bu faflist darbe ile hedeflenenin neoldu¤unu tüm aç›kl›¤› ile ortaya koymufltur. 12 Mart faflistdarbesi ile daha sistemli ve örgütlü bir hale gelen faflisthareket, ‘74 kitle hareketinin geliflimi ile beraber kanl›terör eylemlerini görülmemifl flekilde t›rmand›rd›. Devletdeste¤i ile birçok ö¤renci yurdu ve sonras›nda daüniversite faflistler taraf›ndan iflgal edildi. Genifl ö¤rencikitlelerinin kat›l›m› ile faflistler yurtlardan veüniversitelerden kovuldular.

Ancak bu faflist sald›r›lar›n arkas›n›n kesilmesianlam›na gelmiyordu, zira ortada sistemli, planl› vebilinçli bir faflist terör vard›. Bafllang›c›nda anlaml›eylemlerle geri püskürtülen faflist sald›r›lar›n ard›arkas›n›n kesilmemesi ve hareketi sürükleyenlerin faflistsald›r›lara karfl› “düello mant›¤›” ile örgütledikleri kitled›fl› mücadele yöntemleri, faflist sald›r›lar›n hedefineulaflmas›n› sa¤layan etkenlerin bafl›nda gelmekteydi.Genel kitleden kopmaya bafllayan ve gittikçe radikalyöntemlere baflvuran devrimci gençlik gruplar›n›n as›l veöncelikli hedefi flaflt› ve devrimci hareket faflist sald›r›larakilitlendi. Geleneksel devrimci demokrat ak›mlar›n faflistsald›r›larla sermaye egemenli¤i aras›ndaki ba¤a iliflkin

kavray›fl›ndaki s›n›rl›l›¤›n da bir sonucu olarak anti-faflistmücadele as›l hedefini yitirmeye bafllad›. Hedef “faflistlereetkili bir karfl› koyufl örgütlemekti”, onlar›n denetimindekibölgelerin ele geçirilmesiydi.

Gençlik hareketinin bir daha bu ölçüde kitlesel birkarakter kazanamad›¤› ‘80 sonras› dönemde de yukar›davurgulad›¤›m›z zaafiyet afl›lamad›.. ‘84 y›l›nda ö¤rencigençli¤in dernekler üzerinden yaflad›¤› ç›k›fl benzer birfaflist terör dalgas›n› gündeme getirdi. Gelenekseldevrimci hareket ‘80 öncesine dair ciddi muhasebeyapmadan, yine benzer mücadele yöntemlerini devreyesoktu. Dernekler üzerinden yaflanan ç›k›fl bir süre sonrasivil faflist sald›r›lara indirgenmifl oldu. Ve bu ilk dönemhareketlili¤i de k›sa bir süre sonra ‘80’lerin sonuna kadargeri çekilmifl oldu.

Daha yak›n bir döneme, ’96 dönemine geçebiliriz. Budönem gençlik hareketi harç zamlar› üzerinden görecekitlesel bir hareketlilik içerisine girdi. Bu hareketioluflturan temel etken neo-liberal e¤itim politikalar› vebunlar›n o dönem öne ç›kan sonucu olarak “harç” zamlar›ve üniversitelerin özellefltirilmesi sald›r›s›yd›. Budönemde faflist sald›r›lar bu kapsaml› ve planl›dönüflümlerin bafllang›c›nda ve henüz gençlik hareketizay›f bir noktadayken devreye sokuldu. Sonras›nda isehareketin kitleselleflmesine paralel olarak yayg›nlaflt›r›ld›.‘96 sürecinin sonlar›na do¤ru gençlik hareketi faflistsald›r›lara paralel olarak soruflturma-kovuflturma terörünemaruz kald›. Sivil faflist uzant›lar› ile kolkola bir devletterörü, neo-liberal sald›r›lar›n arkas›ndan gündemdeydi.

‹lk dönem faflist sald›r›lar› baflar› ile püskürten gençlikhareketinin gündemleri sonras›nda bu gündeme s›k›flmayabafllad›. Gençlik eylemlerindeki “Harçlar kald›r›ls›n!”,“E¤itimin özellefltirilmesine hay›r!” gibi sloganlar›n yerini“Çeteler mecliste, ö¤renciler hapiste!”, “Faflizme karfl›omuz omuza!” gibi sloganlar almaya bafllad›. Bu süreçtede geliflen gençlik hareketini örgütsel planda kucaklamabaflar›s› gösteremeyen devrimci gençlik örgütlenmelerigitgide ö¤renci gençli¤in temel sorunlar›ndan uzaklaflt›.‘97 dönemine gelindi¤inde ise kitle taban› oldukçadaralm›fl olan bir gençlik hareketi karfl›s›nda devletkaybetti¤i mevzileri tekrar kazanmak için faflistsald›r›lar›n› ard› arkas› kesilmeden devam ettirdi. Budönemde kitlesel birkaç anti-faflist eylem d›fl›ndaneredeyse tümüyle hareketsiz bir tablo söz konusuydu.

Anti-faflist mücadele ve devrimciperspektif

Faflizme karfl› mücadelenin can al›c› halkas› yürütülenmücadelenin içeri¤idir. Faflist sald›r›lar›n siyasal mant›¤›ve arka plan› bilince ç›kar›lmad›¤› koflullarda “faflistlericezaland›rmak” s›n›rlar›nda düellocu bir mant›kla ifadeedilen ve geçmifl dönem gençlik hareketinin olumsuzsonuçlar›n› yeterince yaflam›fl oldu¤u sorunlardabo¤ulmam›z kaç›n›lmaz olacakt›r. Faflizme karfl› mücadelepolitik bir sorundur ve t›pk› di¤er gündemlerde oldu¤u

Ekim

Gençli¤i

31

Page 32: EG 86. sayı

gibi bu mücadele aç›s›ndan da temel hedef gençlikhareketini politik ve örgütsel planda güçlendirmektir. Veyine t›pk› di¤er politik sorunlarda oldu¤u gibi bu sorunda sermayenin bütünlüklü sald›r›lar›n›n bir parças›n›oluflturmaktad›r.

Anti-faflist mücadelede öncelikli hedef faflistsald›r›lara karfl› kitlesel bir direnifl çizgisi gelifltirebilmekolmal›d›r. Burada özel olarak dikkat edilmesi gerekennokta faflist sald›r›lara karfl› savunma çizgisinehapsolmamak olmal›d›r. Faflist sald›r›lar kitleleriy›ld›rmak ve geri çekilmelerini sa¤lamak hedefiyleuygulanan bir zor yöntemiyse e¤er buna karfl› örülecekmücadelede hedefli bir direnifl oldukça önemlidir.“Faflistler flimdi sald›r›yorlar ama kitleler yar›n örgütlü birgüç olduklar› zaman onlar›n hakk›ndan gelecekler”türünden reformist-kendili¤indenci yavanl›klar, anti-faflistmücadelenin temel pratik sorumluluklar›na gözlerikapamak anlam›na gelmektedir. Bu bak›fl aç›s›n›ndevrimci bir perspektif içerisinde yeri olamaz. Anti-faflistmücadelede devrimci fliddet tümüyle meflrudur,politikan›n ve kitle hareketinin ihtiyaçlar›na göre etkilibir flekilde kullan›lmal›d›r. Bu birinci nokta. ‹kincisi isebu sürecin etkili bir kitle çal›flmas› ve kitle örgütlenmesiile birlefltirilmesi zorunlulu¤udur. Faflist sald›r›lar›nyayg›nlaflt›¤› koflullarda kitle çal›flmalar›n›n kilitlenmesiher dönem karfl›laflt›¤›m›z bir durumdur. Faflistleriüniversite içerisinde sopalarla beklemeyi ve görülenbirkaç faflistin cezaland›r›lmas›n› devrimci bir siyasalçal›flman›n merkezine koyma ahmakl›¤›nadüflmeyeceksek e¤er, karfl› sald›r›n›n örgütlenmesinin enönemli halkas›n› kitle çal›flmalar› oluflturmal›d›r. Buradapropaganda ve ajitasyon birincil noktay› olufltururken, buajitasyonun etkiledi¤i kesimleri çal›flman›n bir parças›haline getirme temel hedefi güdülmelidir.

Faflist sald›r›larda sürekli karfl›lafl›lan bir olgu ilerigençlik güçlerinde bir toparlanma yaratmas›d›r. Ancaközellikle yak›n dönemde bu toparlanmay› dahagüçlü bir politik mücadelenin zemini haline getirenve süreçten çeflitli düzeylerde örgütlenmelerle ç›kanbir çal›flma örne¤i ile karfl›laflm›fl de¤iliz. Bubaflar›lamad›¤› koflullarda, sürekli bahsedilen anti-faflist duyarl›l›klar ve bunlar›n yaratt›¤› imkanlarheba olmaya mahkumdur. Oysa etkili bir kitleçal›flmas› ve kitle örgütlenmesi hedefiyle bunubaflarabilmek hiç de zor de¤ildir. Faflist sald›r›lar›nço¤unlukla bir zorunluluk olarak ortaya ç›kard›¤›gençlik örgütlenmelerinin birleflik mücadelesi bununimkanlar›n› fazlas›yla oluflturmaktad›r.

Faflizme karfl› mücadelenin içeri¤i ise en önemlinoktalardan biridir. Anti-faflist mücadelede tepkimilitan bir flekilde örgütlenirken, kitlenin bilinciningelifltirilmesi hedeflenmelidir. Burada bilinçtenkastedilen, sorunun birkaç faflist terör çetesi sorunuolmad›¤›, bunun sermaye devletinin sald›r›lar›n›n birparças› oldu¤u bilincidir. Faflist sald›r›lar bu yönlübir bilincin geliflmesi için çok yönlü imkanlar

sunmaktad›r. Faflist çetelerin devletle olan iliflkisinin alenibir flekilde ortaya serilmesi (polis-idare-sivil faflist iliflkisi,Susurluk, çetelelerin devletle olan iliflkileri, M‹T-Yarg›tayiliflkisi, Çak›c›-devlet iliflkisi, Kürdistan’daki kontra terörçeteleri, vb.) ilk akla gelenlerdir. Bugün az çok duyarl›kesimlerin dahi görebildi¤i bu yal›n gerçe¤i elbettedevrimci gençlik gruplar› da bilmektedir. Ancak bunubilmekle buna uygun bir mücadele yöntemi ve hedefinesahip olmak iki ayr› fleydir ve devrimci gençlik gruplar›bu ikinci noktada tam bir perspektifsizlik sergilemektedir.Faflizmle mücadeleyi faflistlerle mücadeleye indirgeyenbu darl›¤›n sonucu, “militan ve radikal”, ancak kitledenve hatta üniversiteden uzak “düellolar” olmaktad›r.

“Faflizme karfl› mücadelenin sivil faflistlere karfl›mücadeleye indirgenmesi yürütülen mücadelenin dahabafltan kötürüm olmas›na neden olur. Zira iliflki s›¤ veçarp›k kurulmufltur. S›¤l›¤› faflizme karfl› mücadeleninsivil faflistlere karfl› mücadeleye indirgenmifl olmas›d›r.Çarp›kl›¤› ise, faflizmin sermaye devleti ve diktatörlü¤üile olan ba¤›n› karartm›fl olmas›d›r.”(3)

Yukar›da bahsetti¤imiz sorunun bir di¤er yans›mas›ise, faflist sald›r›lar›n gençlik hareketinin temelgündemlerini ve yönelimlerini sapt›r›c› etkisidir. E¤erfaflizmin bir siyasal mant›¤› vard›r diyorsak, bu siyasalmant›k hiç de “birkaç devrimci dövmek” olamaz. Bu olsaolsa bu sald›r›lar›n tetikçisi konumundaki birkaç faflistinhisterisi olabilir ancak. Faflist terörün arkas›ndakisermaye devleti ise hiçbir zaman böyle küçük hesaplariçerisinde olmam›flt›r. “‹lerici-devrimci gençlik hareketibugün emperyalist savafltan AB hayallerine,özellefltirmeden paral› e¤itime, üniversitelerinflirketlefltirilmesinden inceltilerek sürdürülmek istenenYÖK k›skac›na kadar bir dizi temel önemde toplumsal vesiyasal sorun üzerinden, yani toplumun öteki emekçi s›n›fve katmalar›n› da dolays›z olarak ilgilendiren vedolay›s›yla gençlik hareketini onlara yak›nlaflt›ran

Ekim

Gençli¤i

32

Page 33: EG 86. sayı

gündemler üzerinden güç kazanmaya ve kitleselleflmeyeçal›flmaktad›r.”(4) Sermaye devleti ise devrimci gençlikhareketinin bu asli hedefini baltalamak, gençlikhareketinin bu imkanlar› de¤erlendirmesini engellemekve onu savunma çizgisine hapsetmek hedefiyle faflistçetelerin sald›r›lar›n› t›rmand›rmaktad›r. Bu temel noktagözden kaç›r›ld›¤› koflullarda, faflist sald›r›lar ne kadarmilitan bir flekilde karfl›lanm›fl olursa olsun, hareketsavunma çizgisine hapsolmufl demektir.

fiimdi anti-faflist mücadelenin yaratt›¤› bir di¤erönemli imkana ve bunun yaratt›¤› ek sorumluluklarageçelim. Faflist sald›r›lar Kürt gençli¤i ile birlikte birmücadele zeminini oluflturmada anlaml› bir imkand›r.Sivil ve resmi faflist sald›rganl›¤›n toplumsal meflruiyetinisa¤lama çabas›nda sermaye devletinin elindeki en temelolanak, toplumu flovenist ve milliyetçi ideoloji ilezehirlemektir. Bu floven zehrin yöneldi¤i yer ise eflitlikve özgürlük mücadelesi veren Kürt halk›d›r. ‹flte buflovenist zehrin panzehiri, ezilen ulusun hakl› ve meflrumücadelesine sahip ç›kmak, eflitlik ve özgürlüktemelinde halklar›n kardeflli¤ini y›lmadan savunmakolacakt›r. Geliflen faflist sald›rganl›k ve Kürt halk›na karfl›t›rmand›r›lan kirli savafl bu sorunu güncel planda çokdaha önemli bir sorun olarak karfl›m›za ç›kartmaktad›r.

Sorunun bu yönü bize ek sorumluluklar yüklemekte,mücadeleyi daha bilinçli ve hedefli bir hale sokmay›zorunlu k›lmaktad›r. Faflizmle etkili bir mücadelezeminin oluflturulabilmesi için toplumdaki flovenistbilinçle kararl› ve sistematik bir mücadele zorunludur.Ancak bu sayede faflist örgütlenmelerin yaflam alan›daralt›labilir. Öte taraftan bu ayn› sorun Kürt gençli¤inibir taraftan devrimci siyasal çal›flman›n bir parças›, ötetaraftan ise devrimci propagandaya aç›k bir halegetirecektir. E¤er faflizmin siyasal mant›¤› güçlü ve etkilibir propagandaya konu edilebilirse, bu sürecin kendisiKürt gençli¤ini devrim ve sosyalizm mücadelesine

kazanmak aç›s›ndan önemli imkanlar tafl›maktad›r.Son olarak k›saca taflra üniversitelerinin anti-faflist

mücadelede tafl›d›¤› özgün yanlar› belirtelim. Taflraüniversitelerinin ‘80 sonras›nda bu ölçüdeyayg›nlaflmas›n›n en önemli nedenlerinden birisi debüyük kentlerde h›zl› bir politizasyon yaflayan emekçis›n›flara mensup gençlik kitlelerinin metropolüniversitelerine ak›fl›n› engellemekti. Ailesinden veyaflad›¤› geleneksel atmosferden ayr›lan ve büyükkentlerdeki toplumsal karfl›tl›klar› çok daha derindenhisseden emekçi gençli¤in böylelikle sola kay›fl›engellenmifl olacakt›. Zira taflra üniversiteleri gelenekselsa¤ kültüre daha aç›k alanlard›r. Bugün sermayenin buamac›nda bir baflar› sa¤lad›¤›n› söylemek yanl›flolmayacakt›r.

Çevre üniversiteleri bu siyasal hedeflerleyap›land›r›lm›fllard›r. Bunlar› sosyal alanlar›ndan mimariyap›lar›na, e¤itim müfredatlar›ndan gerici ö¤retimeleman› kadrolaflmas›na kadar tüm alanlarda görebilmekmümkündür. Tüm bunlar çevre üniversiteleri aç›s›ndansorunun kapsam›n›n faflist sald›r›lar›n çok ötesindeoldu¤unu göstermektedir. Ve çevre üniversitelerindesermaye devletine ve faflizme karfl› bütünlüklü birmücadele hatt› örülmesinin imkanlar› giderekartmaktad›r. Çevre üniversiteleri için temel olan hedeflive birleflik bir tarzda mücadelenin süreklilefltirilmesidir.Ancak bu sayede anti-faflist mücadele bu üniversitelerdebaflar›l› olacakt›r.

(1) Devrimci Gençlik Hareketi/Eksen Yay›nc›l›k,ikinci bask›

(2) ve (4) Gençlik hareketi ve komünist gençli¤ingörevleri/TK‹P Merkez Yay›n Organ› Ekim, say›:241,baflyaz›

(3) Faflizmle tart›flmay›n, onu yok edin!/ EkimGençli¤i, say›:1

Ekim

Gençli¤i

33

Page 34: EG 86. sayı

33334444

Ekim Gençli¤i’nin yeni dönemehaz›rl›k çal›flmalar›n› güçlendirmekamac›yla düzenledi¤i Faflizme Karfl›Gençlik Buluflmas› gerçekleflti. Kat›l›mbak›m›ndan hayli özgün bir deneyimelde etmemizi sa¤layan kamp›m›z,önemli bir sorunla karfl›lafl›lmadan,baflar›yla gerçekleflti ve önümüzdekidönem faaliyetimiz aç›s›ndan çok yönlübir kald›raç ifllevi gördü.

Bu sene, geçmifl y›llarda örgütlenenkamplardan oldukça farkl› birorganizasyona gidildi ve buorganizasyon kapsam›nda yap›lanplanlamalar tam bir baflar›yla hayatageçirildi. fiunu aç›k bir biçimdesöylemek gerekiyor; kamp›m›zsaflar›m›zdaki ideolojik ve politikdonan›m ihtiyac›, örgütsel deneyimlerinpaylafl›lmas›, yoldafll›k iliflkileri ilekolektif yaflam›n örgütlenmesikonusunda oluflturdu¤u pratikaç›kl›klarla tam bir baflar› kazanm›flt›r.Elbette bu baflar›n›n as›l ölçütüönümüzdeki dönemin planlanmas› vegençlik hareketi için ortaya konanpolitikalar›n devrimci önderlik bilinci veruhu ile hayata geçirilmesi olacakt›r.Yine de ayr›nt›lara geçmeden önce flukadar›n› söyleyelim: Bir kez daha cüretettik ve baflard›k!

Yeni dönemin yak›c›ihtiyaçlar›n›

karfl›lamak için bir ad›m

Asl›na bak›l›rsa geçti¤imiz döneminsonunda yaz çal›flmas› için yap›lan

planlamalar içerisinde bu kamp›örgütlemek bulunmamaktayd›. Ancakyaz döneminde ortaya ç›kan toplumsalgeliflmeler okullar kapanmadan önceyapt›¤›m›z tespitlerin hakl›l›¤›n›n alt›n›çizdi. Tam da bu yüzden Faflizme Karfl›Gençlik Buluflmas› ad›yladüzenledi¤imiz kamp›m›z›gerekçelendirmek ve karfl›lamas›n›hedefledi¤imiz ihtiyaçlara vurguyapabilmek ad›na, sürecin ve süreçkarfl›s›nda gençlik hareketinintablosunun bir kez daha üzerindedurmam›z gerekiyor. Zira kamp›m›z›nhedefledi¤i salt dar örgütsel ihtiyaçlar›karfl›lamak de¤il aksine gençlikhareketinin toplam ihtiyaçlar› ad›naolumlu sonuçlar üretebilmekti.

Okullar›n kapanmas›n›n hemenöncesinde tüm toplumsal muhalefeteyönelik bir sald›r› dalgas›n›n varl›¤›ndanve bunun sivri ucunun tehdit etti¤i temelbir kesim olarak da gençli¤inmücadelesinin önemindenbahsediyorduk. Yaz döneminde devletinetkili ve yetkili a¤›zlar›ndan bu gerçekapaç›k dile getirilmifl, dahas› uygulamaplan›nda Nazi Almanyas›’n›, iflgalalt›ndaki Irak’› aratmayacak türdengörüntüler çizilmifltir. Faflist çeteler vemanipülasyon ayg›tlar› ile kol kolailerleyen bir devlet terörü döneminegirilmifltir. ‹flte bu gerçeklik bizi mevcutplanlamam›z› de¤ifltirerek göreli birgeniflli¤e sahip bir kamp›norganizasyonuna giriflmeye yönlendirdi.Belli sunumlar›n haz›rl›¤›n› d›fltab›rak›rsak, tüm kamp organizasyonu ikihafta gibi oldukça k›sa bir zamanda

FFaaflfliizzmmee KKaarrflfl›› GGeennççlliikk BBuulluuflflŞunu açık bir

biçimde söylemek

gerekiyor;

kampımız

saflarımızdaki

ideolojik ve politik

donanım ihtiyacı,

örgütsel

deneyimlerin

paylaşılması,

yoldaşlık ilişkileri

ile kolektif

yaşamın

örgütlenmesi

konusunda

oluşturduğu pratik

açıklıklarla tam bir

başarı kazanmıştır.

Elbette bu

başarının asıl

ölçütü önümüzdeki

dönemin

planlanması ve

gençlik hareketi

için ortaya konan

politikaların

devrimci önderlik

bilinci ve ruhu ile

hayata geçirilmesi

olacaktır. Yine de

ayrıntılara

geçmeden önce şu

kadarını

söyleyelim: Bir kez

daha cüret ettik ve

başardık!

Yeni dönembüyütm

Page 35: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

35

gerçeklefltirildi. Bu kadar k›sa bir zaman zarf›nda geniflsay›labilecek bir bileflenin kat›l›m›yla örgütlenen birkamp›n herhangi bir sorunla karfl›laflmadangerçeklefltirilebilmifl olmas› ulaflt›¤›m›z örgütsel düzeyigöstermesi aç›s›ndan önemli ve anlaml›d›r.

Gençli¤in karfl› karfl›ya oldu¤u tek sorun faflistsald›rganl›k de¤ildir. Aksine bu sorunu üreten sermayedüzeninin gençli¤in tüm di¤er sorunlar› çözmekte aciz veiktidars›z kalmas›d›r. Gençli¤in gelecek beklentisinikarfl›layamayan, paral› ve gerici e¤itimi dayatan, tümdemokratik haklar› k›s›tlayan sermaye diktatörlü¤ü di¤eretkenlerin de –uluslararas› iliflkiler ve emperyalistlerlegirilen süreçler, iç siyasetin t›kan›kl›klar›- itkisiyle azg›nbir faflist sald›r› dalgas›n› devreye sokmufltur. Görece diribir toplumsal muhalefet oda¤› olarak gençlik hareketinido¤rudan hedef alan bu sald›rganl›¤›n karfl›s›nda ne yaz›kki arzulanan düzeyde bir hareket yoktur. Hem nitel, hemde nicel planda gençlik hareketi bugün halen oldukçazay›f bir tabloya sahiptir.

Bir süredir gençlik hareketinin sorunlar›n› örgütsüzlük,darlaflma ve reformizmin etkisi olarak tespit ediyoruz.Bunlar› ortaya ç›karan ve sorunlar›n yeniden üretilmesinikoflullayan daha güncel ve somut zaaflar ise yeni döneminacil, yak›c› ve elbette afl›lmay› bekleyen görevleri olmay›sürdürüyor. Bunlar›n bafl›nda parçal› tablo gelmektedir.Bugün gençlik içinde birbirini besleyen üç kademeli birkopukluk tablosu ile yüzyüzeyiz. Zaman zamangerçekleflen zorunlu eylem birliklerine ra¤men önceliklepolitik gençlik gruplar› birbirinden kopuktur. Öte yandantüm bu gençlik gruplar›, bu gruplara halihaz›rda güvenduymayan ilerici gençlik taban›ndan kopuktur. Ve nihayetbu ikisi bir arada, genifl gençlik kitlelerinden kopuktur. Bukopukluklar giderilmeksizin ve özellikle genifl gençlikkitleleri ile arada varolan uçurum kapat›lmaks›z›n, yenidönemin a¤›r görevlerinin omuzlanamayaca¤› aç›kt›r. Butemel önemde gerçe¤i bir süredir özellikle vurguluyoruz.

Bunlara eklenen ve bunlardan beslenen ve yinehareketin olumsuzluklar›n› katmerleyen sorunlar ise dahaçok günlük çal›flma içinde ortaya ç›kmaktalar. ‹deolojik-

politik karmafla bunlar›n bafl›nda geliyor. Temelyönelimlerini yitirmifl, bir çok konuda gençli¤in önünesomut aç›l›mlar koymaktan aciz bir ilerici-devrimcigençlik gruplar› tablosu ile karfl› karfl›yay›z. Bu konudareformist gruplar bir bak›ma daha rahat bir zeminde. Ziraonlar, artan sald›r›lar karfl›s›nda çoktan beridir düzenle dilve eylem birli¤inin gereklerini üstü örtülü biçimlerdegerçeklefltirmekten ibaret bir politikan›n üzerineoturuyorlar art›k. Ancak devrimci güçler bir çok konudaya tutum alam›yorlar, ya da ald›klar› tutumlar›n gençlikkitlelerinin durumu ile bir ilgisi yok. Bir süredir özerk-demokratik üniversiteden anti-faflist mücadeleye,akademik ve politik talepler aras›ndaki farklardanözörgütlülüklere kadar bir çok konuda gençlik gruplar›n›nciddiye al›n›r bir söylemi bulunmuyor. Bunun kendisi bugruplar›n etkisini s›n›rlamakta ve onlar› önderlik bir yanaözne olmaktan bile uzaklaflt›rmaktad›r. Dolay›s›yla ortayatecrit olmufl ve çal›flmas› aslolarak propaganda faaliyetinedaralm›fl, üstelik bunda bile hayli etkisiz bir güçler y›¤›n›ç›kmaktad›r.

flflmmaass›› bbaaflflaarr››yyllaa ggeerrççeekklleeflflttiirriillddii!!

mde mücaddddeeee lllleeeeyyyy iiiiek için ilerrrr iiii !!!!

Page 36: EG 86. sayı

Gençlik hareketinin güncel tablosu ve bu tablo karfl›s›nda gençlikgruplar›n›n konumlan›fl› böylesi yak›c› bir sorun alan›na iflaret etti¤i birdönemde do¤al olarak kamp›m›z›n ilk hedefi, gençlik güçlerimiz içindegençlik hareketine ve sorunlar›na dair bir ideolojik-politik aç›kl›ksa¤lamak ve buna ek olarak teoriye ilgi uyand›rmakt›. Sunumlar,sunumlar üzerine yürütülen tart›flmalar ve yoldafllar›n her biriningösterdi¤i ilgiyi göz önüne ald›¤›m›zda, kamp›m›z›n bu hedefindeanlaml› bir baflar› elde etti¤ini söyleyebiliriz.

‹kinci bir nokta ise ilkinin de birikimi ile ortaya ç›kan marjinalleflme,kitlelerden kopukluk, kendine daralmad›r. Dedi¤imiz gibi gençlikgruplar›n›n yaflad›¤› s›k›nt›lar ile gençlik hareketinin verili tablosu içindesiyaset, çok zaman dar ve tek yanl› bir ajitasyon-propaganda faaliyetineindirgenebilmekte. Politik özgüvenin ve kitleleri harekete geçirmeiradesinin ortadan kalkt›¤› yerde ise gençlik gruplar› darl›¤a, k›s›rl›¤a veelbette olaylar› arkadan izleme çaresizli¤ine yeniden ve yeniden mahkumoluyorlar. Oysa güçlü politikalar, gerçekçi ve iflleve uygun araçlar ortayakondu¤unda bunun bir anda de¤ilse bile ad›m ad›m afl›lmas› hiç de zorde¤ildir. Kamp›m›z boyunca bu sorunu enine boyuna tart›flma imkan›bulduk. Sorunun kaynaklar›n›n ayr›nt›l› ve çok yönlü bir tahlili ilebirlikte özgün pratik deneyimler paylafl›lm›fl ve bu alandaki birikimkolektife maledilmifltir. Bu ise kamp›n politik-örgütsel e¤itim yönündenesas gelifltirici noktas›n› oluflturmaktad›r.

Yine gençlik hareketinin bir di¤er temel sorun alan› deneyimyetersizli¤idir. Halihaz›rda gençlik güçlerinin do¤al say›lmas› gerekendeneyimsizli¤inden bahsetmiyoruz, bu anlafl›l›r bir durum. Ama bir alandeneyiminden bahsediyoruz. Y›llarca farkl› mücadele süreçlerindeoluflmufl, kuflaktan kufla¤a devredilmifl ve her yeni ad›mda tazelenerekgelifltirilmifl bir deneyim bütünlü¤ü, yaz›k ki bugün gençlik hareketinineksikli¤ini hissetti¤i bir sorundur. Bunun nedenleri bir yana sonuçlar›hayli kayg› vericidir. Baflar›s›zl›¤› defalarca s›nanm›fl araçlar›n yenidengündeme getirilmesinden, pratik ifllerin organizasyonuna harcananfazladan enerjiye kadar karfl›laflt›¤›m›z bir dizi güçlük hemen her dönemçal›flman›n s›f›rdan bafllarm›flças›na deneyim eksikli¤i yaflamas›ndankaynaklanmakta.

Kamp›m›z gençlik çal›flmam›z›n en deneyimli unsurlar›yla en genç veyeni insanlar›m›z› bir araya getirerek bu sorunun çözümü için uygun birortam yaratm›flt›r. Sadece sunumlar yoluyla de¤il, fakat günlük yaflamiçerisinde de bir dizi tart›flma, sohbet, günlük yaflam›n örgütlenmesiesnas›nda ortaya konan ifllerle bu aktar›m pekifltirilmifltir.

Sunumlar: Çok yönlü ve bütünleyici bir e¤itim çal›flmas›

Öncelikle flunu belirtmemiz gerekiyor. Kamp›m›z›n örgütlenme süreciiki hafta gibi k›sa bir zaman dilimine s›k›flm›fl olmakla beraber, kampsürecinde yap›lan sunumlar, büyük oranda tüm bir yaz çal›flmas›n›neme¤ini ortaya koymufltur. Zira yaz çal›flmam›z›n sonucunda bubiçimiyle bir kamp›n örgütlenmesi plan›na sahip olmasak da, okullar›nkapanmas›yla beraber yay›n›m›zda da yer alan dönem de¤erlendirmemiziçerisinde e¤itim sorununa çubu¤u bükmüfl ve yaz çal›flmas› sürecinde buihtiyac›n karfl›lanmas›na dönük güçlü ve çözücü ad›mlar at›laca¤›n› dabelirtmifltik. Bu aç›dan kampta yap›lan sunumlar yaz çal›flmas› sürecindeyürütülen toplam bir e¤itim faaliyetinin özetini oluflturmufl vegüçlülü¤ünü de böylesi bir ön haz›rl›k sürecine dayanmas›ndan alm›flt›r.

Kamp›n örgütlenme sürecinde sunum bafll›klar›n› belirlerken gençlikçal›flmam›z›n öncelikli ihtiyaçlar›na uygun bir belirleme içerisine

EEEEkkkkiiiimmmm

GGGGeeeennnnççççlllliiii¤¤¤¤iiii

36

Page 37: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

37

girmeye çal›flt›k. Zira ideolojik-politik eksikliklerintamam›n› yo¤unlaflm›fl da olsa k›sa süreli bir e¤itimçal›flmas› ile aflamayaca¤›m›z›n bilincinde oldu¤umuzdan,temel amac›m›z belirli bafll›klara vurgu yaparak, özelolarak teorinin önemine dikkat çekebilmek ve pratikalanda yaflanan s›k›nt›lar›n afl›lmas› noktas›ndadeneyimlerle zenginlefltirilmifl tart›flmalar yaparak, yenidöneme girerken bir bilinç aç›kl›¤›na kavuflabilmekti.Öncelikli tercihimiz pratik ihtiyaçlar ve karfl›l›kl›deneyim aktar›m› oldu¤u için, sunumlar›n a¤›rl›kl› yan›n›da bu ihtiyaçlar› karfl›lama imkan›na sahip bafll›klaroluflturuyordu.

Kampta s›ras›yla flu bafll›klarda sunumlar yap›ld›: - Parti tarihi- Türkiye devriminin karakteri - Faflizm ve antifaflist mücadele perspektifi - Devrimci kimlik, devrimci yaflam- Örgüt sorunu - Kitle çal›flmas›n›n sorunlar›- Gençlik hareketinin sorunlar› - Yeni dönemde mücadele perspektifi Sunumlar özellikle tan›mlad›¤›m›z ihtiyaçlar

gözetildi¤inde oldukça baflar›l› geçti. Bu noktada sunumyapan yoldafllar›n önemli bir katk›s› oldu¤unu belirtmekgerekiyor. Zira sunumlara haz›rlanan yoldafllar›n büyükço¤unlu¤unun tercih ettikleri sunum yöntemi dikkateal›nd›¤›nda, sunumlarla karfl›lanmas› düflünülen ihtiyac›ndo¤ru kavrand›¤› görülmekteydi.

S›ralanan 8 sunum bafll›¤›n›n önemli say›da yoldaflçasunulmufl olmas› bafll› bafl›na bir e¤itim sürecininyafland›¤›n›n belirtisiydi. Ancak bunun da ötesinde her birsunumun canl› tart›flmalara ve genifl bir kat›l›ma konuolmas›, kampta hedeflenen e¤itim sürecinin baflar›ylagerçeklefltirilebildi¤inin bir göstergesi oldu. Özellikledevrimci kimlik ve devrimci yaflam, kitle çal›flmas›n›nsorunlar›, anti-faflist mücadele perspektifi sunumlar›ndayürütülen canl› tart›flmalar ve yo¤un deneyim aktar›m›,bu sunumlarla hedeflenenin büyük orandagerçekleflmesini sa¤lad›. Yöntemsel olarak busunumlardan farkl› olmakla beraber, Türkiye devrimininkarakteri bafll›kl› sunum, yoldafllar›n konuya olanhakimiyetleri ve güçlü bir planlamayla birleflince, tarihselanlat›ma bo¤ulma riskini en fazla tafl›yan sunum bafll›¤›olmas›na karfl›n, aksine oldukça ilgi çekici ve etkileyicibir tempoyla verimli bir biçimde sunuldu.

Sunumlar aç›s›ndan önemli olan di¤er bir nokta ise birçok yoldafl›m›z›n ilk kez bir sunum yap›yor olmalar› vehem de bunu az›msanamayacak bir kitle karfl›s›ndagerçeklefltirmek yükümlülü¤ü ile karfl› karfl›yaolmalar›yd›. Çeflitli zorlanmalar›n yafland›¤› anlarda,yoldafllar›m›z›n do¤all›¤›nda gelifltirdikleri kolektif çabaharcama bilinci a盤a ç›kt› ve dinleyici konumundakiyoldafllar, en az sunumu gerçeklefltiren yoldafllar kadarçaba harcayarak, yoldafllar›n›n heyecanlar›n› vezorlanmalar›n› aflmalar› için u¤raflt›lar.

Sunumlar aras›nda tart›flmalar›n daha dinç ve verimli

geçebilmesini sa¤layabilmek ad›na genifl serbest zamanlarplanlanm›flt›. Ancak sunumlar›n büyük k›sm›ndatart›flmalar›n canl›l›¤›, dinlenme zaman› olarakplanlad›¤›m›z serbest zamanlardan feragat etmemize yolaçt›. Bu bizim aç›m›zdan içeri¤in güçlülü¤üne iflaret edenverilerden biriydi.

Güçlü bir kolektif yaflam ve güçlü yoldafll›k iliflkileri

Farkl› yerellerden oldukça genç ve görece kalabal›kbir bileflenin bir araya gelifli hem yaflam›n örgütlenifliaç›s›ndan, hem de yoldafll›k iliflkilerinin güçlü temellerdekurulabilmesi aç›s›ndan olas› zorluk alanlar› olarakkarfl›m›zda duruyordu. Ancak kamp bafllad›¤› andanitibaren yoldafllar›n kolektif yaflama baflar›l› adaptasyonu,böylesi bir zorlanma olas›l›¤›n› ihtimal plan›nda dahibofla ç›karm›fl oldu.

Kampta hüküm süren devrimci yaflam, devrimcidisiplinin hayata geçirildi¤i bir zaman dilimi oldu. Ancaközenle üzerinde durulmas› gereken nokta, bu disiplininkaba ve mekanik bir planlaman›n ürünü de¤il, tersine,kendi do¤al kanallar›ndan akan ve tüm yoldafllar›n bir birortaya koyduklar› özveri, emek ve kolektif yaflambilinciyle yarat›lm›fl oldu¤u noktas›d›r. Yemektentemizli¤e, al›flveriflten nöbet tutulmas›na kadar her birayr›nt› planl› bir biçimde hayata geçirildi. Devrimciyaflama dair s›ralanan her bir bafll›k özel planlamalarakonu edilebilir, bu tercih edilebilirdi, ancak kampiçerisinde örülen yaflam bir dizi planlaman›n ayr›nt›l› birbiçimde yap›lmas›n› gereksiz k›ld›, tersine, tüm ifllerdo¤all›¤›nda ve tüm bileflene yay›lm›fl biçimdeçözülebildi. Özellikle her bir yoldafl›n örülen kolektifyaflama katk› sunma çabalar›, etkileyici ve devrimciyaflama dair inançlar› besleyici nitelikteydi.

Örülen devrimci yaflam›n do¤al bir sonuç olarakbesledi¤i yoldafll›k iliflkileri özel planda etkileyiciydi.Zira kamp süresince neredeyse hiçbir sorun yaflanmad›.Bunun bir nedeni devrimci yaflam›n ak›fl›ndaki düzenlilikve disiplinse, di¤er nedeni her bir yoldafl›n bu k›sa zamandiliminde kendini dönüfltürmek noktas›nda harcad›¤›yo¤un çabad›r.

Sunumlardan arta kalan zamanlara dair planlananetkinlikler belki de kamp sürecinin aksayan tek yan›yd›.Zira planlanm›fl olan etkinliklerden müzik dinletisi vetiyatro gösterimini d›flta b›rak›rsak, büyük bir k›sm›n›gerçeklefltirememifl olduk. Ancak özellikle vurgulamakistiyoruz, ki bu bizce kampta örülen yaflam›nolumlulu¤unun bir iflaretidir, bu alanda hiçbir bofllukyaflanmad›. Aksine zaman darl›¤›ndan yahut tekniksorunlardan kaynaklanan sebeplerle gerçeklefltirilemeyenher bir etkinli¤in yeri, yoldafllar›n yine tamam›n›kapsayan ve do¤all›¤›nda geliflmifl, planlanmam›flalternatif etkinliklere konu edildi. Bu aç›dan kamp›m›z›ntemel zay›fl›¤› olarak tan›mlayabilece¤imiz bu alan yinekolektif bir iradenin ürünü olarak afl›labilmifltir.

Page 38: EG 86. sayı

fiehit yoldafllar›m›z›n anmas›

Habip, Ümit ve Hatice yoldafllar flahs›nda tüm devrimflehitleri an›s›na kamp›n son gecesinde düzenledi¤imizetkinlik, kampa kat›lan tüm yoldafllar›m›z›n derindenetkilendi¤i ve devrim davas›na olan ba¤l›l›klar›n›n bir katdaha güçlendi¤ini hissettikleri bir an oldu¤unudüflünüyoruz.

Sinevizyon gösterimi, fliirler, türkü ve marfllardanoluflan s›n›rl› program›m›zda, partili olman›n önemi vebu konuda her bir yoldafl›m›z›n harcamas› gereken özelçaba üzerine bir konuflma yap›ld›. Kampa kat›lanyoldafllar›m›z›n büyük k›sm›n›n daha önceleri çok dahagüçlü örgütlenmifl anma etkinliklerine kat›lmalar›nakarfl›n, bu etkinlikte di¤erlerine oranla kendilerini dahafarkl› hissetmifl olduklar›n› düflünüyoruz. Zira kamp›nyaratm›fl oldu¤u devrimci atmosfer ve anmayla berabervurgulanan noktalar birleflti¤inde, her bir yoldafl, flehityoldafllar›m›z›n bayra¤›n› devralman›n sorumlulu¤u ilebir kez daha yüzleflmifl oldu. Bizce kamp›n örgütleniflamac› ve her bir yoldafl›n temsil etti¤i de¤erler, anmagecesi ile beraber bir kez daha bilince ç›kt›. Kamp›nkendi içindeki baflar›s› etkinli¤imizi de baflar›l› k›lm›fl veflehit yoldafllar›m›z vesilesiyle bir kez daha alt› çizilenler,her bir yoldafl›n devrim davas›na olan ba¤l›l›¤›n› vekatk›s›n› art›rabilme noktas›nda kendisini daha güçlühissetmesi sonucunu do¤urmufltur.

Yeni döneme daha güçlü ve haz›rl›kl› giriyoruz!

Kamp›m›z hedefledi¤imiz sonuçlar› büyük orandaortaya ç›karm›flt›r. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda kendi örgütselve politik birli¤imizin pekifltirilmesi, örgütlerimizinönderlik düzeyinin yükseltilmesi ve yeni dönemin yüklügörevleri karfl›s›nda gereken güçlenme ifllevini yerinegetirmifl bir kamptan söz ediyoruz. Özellikle yenidönemin artan ihtiyaçlar›na denk düflen, bu ihtiyaçlar

üzerinden gerekçelendirilmifl ve bunlara uygunflekillendirilmifl bir kamp› baflar›yla örgütleyerek,yeni döneme gerekli haz›rl›kla girmek için asgariad›mlar›m›z› atm›fl durumday›z.

Örgütledi¤imiz bu kampla beraber her bir yoldafl›m›z,yeni dönem faaliyetine ve bundan sonraki mücadeleyaflam›na, daha güçlü, daha kararl› bir ruh haliylekazan›lm›flt›r. Birbiriyle s›k› ba¤lar kurabilmifl, uyumlubir örgüt yaflam›na sahip olman›n yaratt›¤› güven,inan›yoruz ki politik faaliyetimizin bundan sonraki herdüzeyinde karfl›m›za mutlak bir avantaj olarak ç›kacakt›r.

Yo¤unlaflt›r›lm›fl bir biçimde yürütülmüfl olan onlarcatart›flma, sunulan bafll›klar her bir yoldafl›n ideolojik,politik ve örgütsel planda daha özgüvenli ad›mlaratmalar›n› sa¤layacak ve yeni dönemle beraber gençlikçal›flmam›z›n daha farkl› bir düzeyi kazanmas›n›n önemlibir kald›rac› olma misyonunu tafl›yacakt›r.

Kamp›m›zla beraber ortaya ç›km›fl olan örgütsel vepolitik geliflmifllik düzeyimiz yoldafllar›m›z›n her birininalanlar›na döndüklerinde daha büyük bir ›srarla politikfaaliyetlerini sürdürmelerini sa¤layacakt›r, zira kamp›m›zbugüne kadar harcad›¤›m›z çaban›n karfl›l›¤›n› göstermiflve bundan sonra harcanacak çaban›n bir güvencesinedönüflmüfltür.

Kamp›m›z örgütsel ve politik birli¤in yeniden inflas›olmufl ve tam da bu yüzden, yeni dönem aç›s›ndanoldukça anlaml› bir haz›rl›¤a iflaret etmektedir. Örgütselve politik donan›m›m›z›n güçlenmesinin yaratt›¤›ivmeyle de beraber, birer komünist olarakyoldafllar›m›z›n her birinin günlük yaflamlar›n› derindenetkileyecek bir deneyimi beraberce örgütleyebildi¤imizinanc›nday›z.

Elbette kamp›m›z›n as›l sonuçlar›n› yeni dönemleberaber görüp, tartabilece¤iz. Ancak biz inan›yoruz ki,kamp›m›z›n yaratt›¤› belirgin moral ve motivasyon,güçlendirdi¤i devrimci irade ve partili olma bilinciyle vepekifltirdi¤i donan›mla birleflti¤i ölçüde, yeni dönemikazanmam›z›n önünde bizden kaynaklanacak bir engelkalmam›fl demektir!

Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!

Ekim Gençli¤i

Ekim

Gençli¤i

38

Page 39: EG 86. sayı

Genç komünistler yenidöneme haz›r!

Ekim Gençli¤i’nin düzenledi¤i Faflizme Karfl› GençlikBuluflmas› bende ve bütün yoldafllarda güçlü bir ideolojik,politik ve örgütsel birikim b›rakarak baflar›yla gerçeklefltirildi.‹lk önce vurgulanmas› gereken nokta, kampa kat›lan bütünyoldafllar›n devrimci iç yaflam›n gerekliliklerini sorunsuz birbiçimde yerine getirmesiydi. Tabii burada organizasyonunbaflar›s›n› da unutmamak gerekiyor. Her fleyin öndenbaflar›yla planlanm›fl olmas› (uyku, kahvalt›, bulafl›k,dinlenmek vb.) ç›kabilecek sorunlar› en aza indirdi.

‹lk geldi¤imde üzerimde heyecanla birlikte bir tedirginlikvard›. Birlikte yaflaman›n zorluklar› ne gibi sonuçlar do¤ururtüründen düflünceler vard› kafamda. Ama bulafl›k y›kad›¤›n›z,yemek yapt›¤›n›z, ayn› odada kald›¤›n›z insanlar ayn› davau¤runa birlikte mücadele etti¤iniz yoldafllar›n›z olunca herfleyin ayr› bir güzelli¤i oluyor. Ço¤unu ilk defa gördü¤ümyoldafllar›mla hemen kaynaflmam bir kez daha “yoldafll›k”kavram›n›n anlam›n› derinden hissetmemi, yoldafll›kiliflkilerinin düzenin yaratt›¤› ç›karc› iliflkilerden ezici farkl›l›¤›n›görmemi sa¤lad›.

Bütün sunumlar yoldafllar›n haz›rl›k sürecinde harcad›klar›emekle ve anlat›mlar›ndaki sadelikle birleflince çok verimlioldu. Benim aç›mdan ise eksikliklerimi görme ve kendimigelifltirme olana¤› yaratt›. Özellikle faflizm ve gençlik hareketiüzerinden geçen tart›flmalar, aç›klay›c› tan›mlar vedeneyimlerle de birleflince, oldukça anlaml› oldu. Önemli olanbir di¤er nokta da tart›flmalar›n sunumlarla s›n›rl› kalmamas›ve verilen aralarda, bofl vakitlerde konular üzerinetart›flmalar›n sürdürülmesiydi.

Son gün, Habip, Ümit ve Hatice yoldafllar›m›z flahs›ndadevrim davas›nda flehit düflenler için yapt›¤›m›z anma bendebüyük bir iz b›rakt›. Söylenen türkülerde, marfllarda, yap›lankonuflmalarda içimizden nice Habipler, Ümitler, Haticelerç›karacak olman›n hakl› gururu ve coflkusu vard›. Partilikimli¤i kendisiyle içsellefltirmifl ve devrim mücadelesindeölümü yi¤itçe kucaklam›fl olan yoldafllar›m›z› bu davay›büyüterek ve gelece¤i kazanarak anaca¤›z.

Ve bence bu kamp sonras›nda söylenecek son söz fludur:“Genç komünistler yeni döneme haz›r!”

Yeni döneme daha güçlügirebilmek için!..

Bir dava u¤runa mücadele etmek ne güzel bir duygudur.Hele o dava, u¤runa ölünebilecek bir dava ise. Hele de bumücadelede bir de yoldafllar›n varsa bu daha farkl› birgüzelliktir. Yaln›z olmad›¤›n›, senin gibi düflünenlerin vesavaflanlar›n oldu¤unu bilirsin ve daha bir gayretle sar›l›rs›nmücadeleye.

Bir genç komünist olarak yak›n zamanda EkimGençli¤i’nin örgütledi¤i Faflizme Karfl› Gençlik Buluflmas›kamp›na kat›ld›m. Ekim Gençli¤i’ni düzenli takip edenlerbilirler. ‹ki senedir Ümit Alt›ntafl Gençlik Kamp›düzenleniyordu. Bu sene ise dönemsel ihtiyaçlardan kaynakl›3. Ümit Alt›ntafl Gençlik Kamp› yerine Faflizme Karfl› GençlikBuluflmas› gerçeklefltirildi. Bu kamp, daha öncede belirtti¤imgibi dönemsel ihtiyaçlardan kaynakl› gerçeklefltirildi.Mersin’de yaflanan bayrak krizinden sonra devletin bilinçlipolitikas› sayesinde ayyuka ç›kan flovenist histeri dalgas› vefaflist kudurganl›k, bu seneki kamp›n muhtevas›n›n bu flekilde

Ekim

Gençli¤i

39

KKaatt››ll››mmcc›› ggeennçç kkoommüünniissttlleerrddeenn ggeennççlliikk kkaammpp›› üüzzeerriinnee

ddee¤¤eerrlleennddiirrmmeelleerr......

Yeni mücadele döneminehaz›r›z!

Page 40: EG 86. sayı

de¤iflmesini gerekli k›lm›flt›r.Kampta dönemin ihtiyaçlar›na cevap verecek anlaml›

sunumlar verildi. Sunumlar karfl›l›kl› tart›flma fleklinde geçti¤iiçin tüm yoldafllar sunumlara aktif olarak kat›ld›. Karfl›l›kl›tart›flma fleklinde geçen sunumlar yoldafllar›n kafalar›ndakisoru iflaretlerini önemli ölçüde ortadan kald›rd›. Geçendönemin durgun ve parçal› tablosu üzerinde durularak yenidönemde bu durumun nas›l k›r›laca¤› yönünde yap›lantart›flmalar da çok ön aç›c› oldu. Bu tart›flmalar sonucundayeni döneme teorik, pratik ve politik aç›dan daha haz›rl›kl› vegüçlü girece¤imiz ortak kan›m›zd›.

Kamp tam anlam›yla kolektif yaflam›n sürdü¤ü bir ortamd›.Bütün yoldafllar›n günlük yaflamda yap›lmas› gereken iflleribelli komiteler oluflturarak ve bu komitelerde görev alarakkolektif bir flekilde yapmas›, kamp›m›za küçük çapl› bir komünhavas› kazand›rd›. Sunum saatlerinin ve serbest saatlerin çokiyi planlanmas›, birbirini ilk kez gören yoldafllar›n bilebirbirleriyle kaynaflmas›n› kolaylaflt›rd›.

Serbest saatlerde yoldafllar birbirleriyle sohbetler ettiler,oyunlar oynad›lar, türkü söylediler, belli etkinliklerde yer ald›larvb...

Kampta en anlaml› etkinlik ise Habip, Ümit ve Haticeyoldafllar›n anmalar›n›n yap›lmas›yd›. Anma tüm devrimflehitleri için yap›lan sayg› durufluyla bafllad› ve ard›ndanyap›lan dia gösterimi, hep bir a¤›zdan söylenen türkü, marflve fliirlerle devam etti. Son olarak bir yoldafl›m›z›n Habip,Ümit ve Hatice yoldafllar›n siyasi yaflam›n› ve onlar›n bizimiçin ne ifade etti¤ini k›saca anlatmas›yla son buldu.

Böyle bir ortam›n yarat›lmas› gerçekten çok zor bir ifl. Buortam›n böyle olmas›n›n ana nedeni, en ufak detay›n bileönden planlanmas› ve kampa kat›lan tüm yoldafllar›n buyönde gösterdikleri çaba ve özveridir.

Kamp tüm yoldafllar için gerçekten çok ön aç›c› oldu. Bu

kamp sayesinde yeni döneme daha güçlü ve haz›rl›kl› birbiçimde girece¤imizi büyük bir rahatl›kla söyleyebiliriz. Kampsonras›nda biz genç komünistlere düflen görev, yenidönemde çal›flmay› ve mücadeleyi daha da güçlendirmek veileriye tafl›mak olacakt›r.

U¤runda tereddütsüzölünecek davam›z bizi

birlefltiriyor!..Faflist sald›rganl›¤›n günden güne artt›¤› ve devlet

deste¤inde kudurgan boyutlar kazanaca¤› yeni bir e¤itim y›l›dönemine giriyoruz. Faflizme Karfl› Gençlik Buluflmas› ad›ylagerçeklefltirdi¤imiz kamp sayesinde, bu yeni dönemdeverece¤imiz kararl› mücadelenin ve yürütece¤imiz etkilidevrimci çal›flman›n bir ad›m› daha at›lm›fl oldu.

Kamp süresince sunumlar ve yap›lan tart›flmalar, deneyimaktar›mlar› tüm yoldafllar›m›z›n teorik-pratik birikimleriniartt›r›rken; kolektif ve disiplinli yaflam, yoldafll›k iliflkisininiçten, s›cak gerçekli¤i tam anlam›yla motivasyon sa¤lay›c›yd›.

Asl›nda ilk defa içinde bulunaca¤›m bu kampa geldi¤imdebaz› çekincelerim oldu. Çok say›da insan›n bir aradasorunsuz yaflayabilece¤ine ihtimal veremiyordum. Kolektifyaflam, birliktelik ve disiplin diyorduk. Her fley bir yanakendime güvenemiyordum. Ancak flunun fark›na varmamuzun sürmedi. Birbirimizi ilk defa görüyor, tan›m›yor olsak da,birbirimizden farkl› da olsak u¤runda tereddütsüz ölünecekdavam›z bizi birlefltiriyor, birbirimize yak›nlaflt›r›yordu.

‹nsanlar›n kendi evlerinde, aileleriyle ortakyaflayamad›klar›n› görüyoruz. Anne-baba kavgas› dinleyerek,kardefllerimizle anlaflamayarak, ço¤u zaman birbirimizekatlanamayarak sürdürmeye çal›fl›lan yaflamlar varken, bizlerburada günlerce yoldafll›k bilinci ve sevgisiyle paylafl›m›niçinde yaflad›k.

fiehit yoldafllar›m›z› and›¤›m›z gece hepimiz için ayr› biranlam tafl›yordu. Her bir yoldafl›m›z›n kararl›l›¤›n› ve inanc›n›gözlerinde, yumruklar›n› s›k›fllar›nda, söyledikleri türkülerde,marfllarda, okuduklar› fliirlerde gördüm.

Baflka bir dünya mümkün ve bu inanç ve ba¤l›l›klakazanamayaca¤›m›z hiçbir fley yok!..

Art›k kavgaya haz›r›z!Sermaye devleti son zamanlarda gelifltirmek istedi¤i

projelerle muhalif kesimlere karfl› faflist bir ezme, y›ld›rma vesindirme politikas› izliyor. ‹flçi ve emekçiler üzerindekurulmaya çal›fl›lan bu genel bask›n›n önemli bir alan›n› daüniversiteli gençlik oluflturuyor.

Özellikle geçti¤imiz dönemde ülkenin birçoküniversitesinde efl zamanl› faflist sald›r›lar gerçekleflmifl, bunaparalel olarak okul yönetimleri de sermaye devletiyle kopmazba¤lara sahip olduklar›n› soruflturma-uzaklaflt›rmapolitikas›yla göstermifllerdi.

Faflizmin bu denli hortlat›ld›¤› ve provokasyonlarlabeslendi¤i bir dönemde gençli¤in bu zorluklar›omuzlayabilmesi; yaflanan sürecin ideolojik, politik ve sosyalarka plan›n› görebilmesi ve sonuç olarak hakl› mücadelesinibu çerçevede yürütebilmesi için Faflizme Karfl› GençlikBuluflmas› yeni dönem için önemli bir haz›rl›k olmufltur.

Bu buluflma, biz üniversite gençli¤ine neler kazand›rd›?Baflta faflizmin s›n›fsal kayna¤›, anti-faflist mücadelenindevrimci anlam›, gençlik hareketinin geçirdi¤i evreler olmaküzere, devrimci kimlik, örgütlenme sorunlar›, kitle çal›flmas›

Ekim

Gençli¤i

40

Page 41: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

41

yöntemleri ve son olarak da yenidönemde mücadele için ideolojik vepratik çözümler üzerinde tart›fl›ld›,deneyimler aktar›ld›.

Kendi ad›ma, bu tart›flmalar sonucukafamda bugüne kadar sonuca varmam›flbirçok düflünce yerine oturdu. Teori veprati¤in ayr›lmaz bütünlü¤ününmücadeleye yans›mas› gerekti¤inianlad›m. Di¤er yandan kolektif yaflam›ninsan› tüm bencilli¤inden ve küçükburjuva zaaflar›ndan uzaklaflt›rd›¤›n›,onurlu bir yaflam için sorumluluk bilincive dostlu¤un ancak böyle mümkünolabilece¤ini gördüm.

Gün içinde tart›flmalar›m›z› dagerçeklefltirdik, yap›lmas› gereken iflleride görev da¤›l›m›yla bitirdik ve ayn›zamanda birlikte güzel vakit de geçirdik.Tüm bunlar yeni dönemdeki yo¤unçal›flmalar›m›z için bir moral kayna¤›oldu.

Art›k kavgaya haz›r›z!

Partileflmek!..Kampa dair kiflisel

de¤erlendirmelerim, süreçle ilgilidüflüncelerim; son gün yoldafllar›m›nyapt›klar› de¤erlendirmelerden pek farkl›olmayacak. O yüzden k›sa tutmay›ye¤liyorum.

Seminerlerin ve ara tart›flmalar›n son derece verimligeçti¤ini düflünüyorum. Kitabi bilgilerle s›n›rl› kalmayarak,pratik tecrübelerin ortaya konulmas›, paylafl›lmas› oldukçaanlaml›yd›. fiehit yoldafllar›m›z›n anmas› s›ras›ndayoldafllar›m›zdan birinin yapt›¤› ça¤r›ya (tümüyledevrimcileflmek, partileflmek) karfl›l›k olabilecek flekilde tümenerji ve eme¤imizi yaflam›m›za sunmam›z gerekti¤inidüflünüyorum.

Yoldafllar›mla olan iliflkilerime gelince... ‹lk iki gün güvenlikgerekçesiyle daha öncesinde birbirini tan›yanlar d›fl›ndakimsenin kimseyle yeterli diyalogda bulunmay›fl›, varolantutukluk beni fazlas›yla rahats›z etmiflti. Ama sonras›ndabirlikte duyuflun, düflünüflün, ayn› zeminde varolabilmeninsonuçlar›n› gördüm. Birbirimizi tan›yorduk asl›nda...Yoldaflt›k... Ad›m›z› bile bilmeden çok fley paylafl›yorolabildi¤imizi gördüm. ‹flte bu, Marksizm-Leninizm ideolojisininortak ürünü ve devrimci kimlik, kiflili¤in yans›mas›yd›.

Partinin ça¤r›s›na tok biryan›t...

Genç komünistler olarak düzenledi¤imiz Faflizme Karfl›Gençlik Buluflmas›, hem nicelik hem de nitelik olarakulaflt›¤›m›z düzeyin somut bir ifadesi olarak oldukça güçlü biretkinlik oldu. Gündelik yaflam›n örgütlenmesinden politik-pratik ihtiyaçlar›m›za hitap eden sunumlara, etkinliklerden ikiliiliflkilere kadar buluflmam›z›n toplam›na hep devrimci bir içyaflam bilincinin, kolektivizmin hakim oldu¤unu aç›kça ifadeedebilirim.

Buluflmam›z›n en önemli k›s›mlar›ndan birini ifade eden

sunumlar, seçilen bafll›klar, sunum yapan yoldafllar›n konuyahakimiyetleri, gerçekten çok canl› tart›flmalara sahne olufllar›anlam›nda oldukça baflar›l›yd›. San›yorum ki buluflman›n ennitelikli yanlar›ndan birini, yoldafllar›m›z›n bir çok yönüylefazlas›yla faydaland›klar›n› tahmin etti¤im sunumlar bafll›¤›oluflturmaktayd›.

Kuflkusuz böylesi bir buluflmada, yoldafllar›m›z›n e¤itimçal›flmalar›n›n temel bir boyutu teorik-politik e¤itim ise, ötekibir boyutu da örgütsel e¤itim, devrimci iç yaflama adaptasyonidi. Bu konuda özel olarak çok ciddi bir baflar› yakalad›¤›m›z›düflünüyorum; zira buluflmam›z›n tüm haz›rl›klar›, teknik iflleri,temizli¤i, yemek haz›rl›¤› ve daha say›labilecek bir çok görevi,tam bir kolektif ruh içerisinde, devrimci komünist kimli¤eyak›fl›r bir biçimde elbirli¤iyle gerçeklefltirildi. Bu, örgütselolarak yaratt›¤›m›z birtak›m de¤erlerin yoldafllar›m›z›ntoplam›na mal edilebilmesi anlam›nda önemli ilerlemelerkaydetti¤imizi gösteriyordu.

Son olarak vurgulayaca¤›m nokta, Habip, Ümit ve Haticeyoldafllar›n anmas› olacak. Anman›n en önemli yönü,yoldafllar›m›z›n birer insan olarak, birer devrimci olarak, birers›ra neferi olarak ve en nihayetinde birer parti kadrosu olarakyaflamlar›n›n örnek al›nmas› ça¤r›s› ve partinin bu yönlüça¤r›s›na genç komünistler cephesinden verilen tok yan›tt›.

Evet, biz genç komünistler, bu anma vesilesiyle bu ça¤r›yabu toklukta yan›t›m›z› bir kez daha ortaya koymufl ve partiningücünü misliyle art›raca¤›m›z sözünü vermifl bulunuyorduk;nitekim bence buluflmam›z›n temel ça¤r›s› da, yükselen faflistprovokasyonlara, soruflturma terörüne, devrime ve sosyalizmeyönelmifl her türden sald›r›ya karfl› inad›na ve inançla devrimbayra¤›n› yükseltmek, partili mücadeleyi bir ad›m öne tafl›makolarak somutlan›yordu. Bu yan›t› verebilmenin ve bu yan›t› fluk›sac›k buluflmam›z süresince her yönüyle hayata geçirmiflolman›n gücüyle bir kez daha hayk›r›yoruz:

Partiyi her alanda ve her aç›dan güçlendirmek için ileri!

Page 42: EG 86. sayı

Faflizme karfl› gençlikbuluflmas›n›n

kazan›mlar›ylaFaflizmin karfl›s›nda bir

ad›m daha!Düzenin sald›r›lar›n› çok boyutlu olarak yükseltti¤i bir

süreçten geçmekteyiz. Bu sald›r› süreci içinde bafllayacakolan yeni dönem ideolojik, politik ve örgütsel olarak ciddi birhaz›rl›¤› gerektiriyor. Genç komünistler olarak yaz boyuncabir çok farkl› araçla yürüttü¤ümüz çal›flmalarda bu haz›rl›¤›gerçeklefltirmeye, bu konudaki eksiklerimizi gidermeyeçal›flt›k. Bu y›l gerçeklefltirilen Faflizme Karfl› GençlikBuluflmas› bence bu konuda çok büyük kazan›mlara vesileoldu. Kendimce bu kazan›mlar› gerçeklefltirilen sunumlar›nbaflar›lar›, yaflanan kaynaflma ve ortak yaflam›n kazan›mlar›fleklinde sunmak istiyorum.

Gerçeklefltirilen sunumlar›n her fleyden önce belirlenmiflbafll›klar› çok baflar›l›yd›. Sunumlar, kat›lan genifl bileflimlebirlikte tam da bu dönemin acil gündemlerini oluflturan,herkesin ilk elden eksikli¤ini duydu¤u konular üzerinehaz›rlanm›flt›. Haz›rlanan yoldafllar›n da harcad›klar› emeklebirlikte sunumlar son derece baflar›l› geçti. Ço¤u zamankal›plaflm›fl sözlerle üzerinden geçti¤imiz, ideolojik veörgütsel konular ayr›nt›l› tart›flmalara konu oldu. Tart›flmalar›nard›ndan ideolojik olarak kafam›zda netleflen temel konu,program›m›z›n s›n›fsal ihtilalci kimli¤i ve küçük burjuvadevrimcili¤i ile aram›zdaki ayr›md›. Yine örgütsel olarak eksikkald›¤›m›z noktalar›, bunlar›n örgüt yaflant›s› için ne ifadeetti¤ini, kolektif tart›flman›n yard›m›yla bir kez daha bilinceç›karm›fl olduk. Yeni döneme haz›rlan›rken politikalar›m›z,bunlar›n kitlelere tafl›nmas› konusunda bir çok yereldenörneklerle beslenen tart›flmalar bizim için çok s›kyakalanamayacak önemli bir olanakt›.

Ortak bir gelecek kurgusunun bir araya getirdi¤i insanlar›nyaflad›¤› kardeflleflmenin ne demek oldu¤unu gördük. Kampboyunca sanki y›llard›r bir arada yaflayan, birbirimizi yak›ndantan›yan dostlar gibiydik. Bu kadar genifl bir bileflimle bu kadaryak›ndan kaynaflabilece¤imi, bu kadar mutlu bir haftageçirebilece¤imi hiç düflünmemifltim. Evet kalabal›kt›k, dahaönce hiç tan›flmam›flt›k, ama biz “kaynaflm›fl bir grup halinde,sarp ve zorlu bir yolda, birbirimizin ellerine s›k› s›k›ya sar›lm›flolarak ilerleyen ve özgürce benimsedi¤imiz bir kararla,düflmanla savaflmak amac›yla, mücadeleyi seçmifl”gençlerdik. Batakl›¤a karfl› yürüdü¤ümüz bu yoldu bizi budenli kaynaflt›ran. Ve ekme¤i uzat›rken, söz hakk› isterken,birimizi ça¤›r›rken kulland›¤›m›z o söz, kaynaflmam›z›n entemel ifadesi oldu: “Yoldafl”...

Birlikte düflünerek, tart›flarak, ifl bölümüyle ortakyaflaman›n hazz›n›, s›n›fs›z ve imtiyazs›z bir zümre içindeüretmenin zevkini yaflad›m. Baflka zaman en b›kt›r›c› gelecekifller birer zevke dönüflmüfl, gündelik yaflam›m›z›n do¤al birparças› haline gelmiflti. Çünkü o iflleri kendimiz için,toplulu¤umuzun tümü için gönüllüce ve birlikte yap›yorduk.

Son gece gerçeklefltirdi¤imiz anma kamp boyuncaüretilen devrimci kaynaflma ve atmosferin en yo¤un ifadesiolmufltu. Son derece hüzünlüydük. Çünkü aram›zdanyoldafllar›m›z›, en de¤erli, en net, en sade, en insanolanlar›m›z› alm›flt› burjuvazi; bunu bir kez daha hat›rlad›k.

Ama hüznümüzü bo¤an bir umut ve sevinç vard› içimizde.Yoldafllar›m›z›n devrettikleri bayrak bugün çok farkl› yerlerdengelmifl, çok farkl› kifliler olan onlarca geç komünistin elindedalgalanmaktayd›. Yeni Ekimler’in mücadelesi bir çok alandadalga dalga örülmekteydi ve elbette ki bu kavgan›n içindenyeni Habipler, yeni Ümitler, yeni Haticeler yetiflecekti.

Son gün yap›lan sunumlar ve tart›flmalar ›fl›¤›nda temeleksiklerimiz bir kez daha vurguland›, dönem politikam›z vekampanyam›z tart›fl›ld›. Art›k gerekli donan›m› sa¤lam›flt›k,s›rada yeni dönemi kazanma cüretiyle mücadeleye geçmek,prati¤in verileriyle kazan›mlar›m›z› zenginlefltirmek vard›.

Burada eme¤i geçen tüm yoldafllara, yani tüm kat›lanlarabir kez daha teflekkür ediyorum. Düflüncelerimide¤erlendirme konuflmalar›nda bir yoldafl›m›z›n, söyledi¤imizflark›ya hitaben, söyledikleri ile bitirmek istiyorum: Bekle bizi‹stanbul, bekle bizi Ankara, ‹zmir, Adana, Edirne, Samsun,Mersin…Yeni dönemi kazanmaya, k›z›l bayra¤›m›z› dalgadalga yükseltmeye, biz geliyoruz. Genç komünistler geliyor!..

Yaz dönemininkazan›mlar›yla yeni dönemi

kazanmaya!Geçmiflte gerçeklefltirilmifl kamplarla ilgili haberleri

yay›ndan takip etmifltim. Az çok kafamdacanland›rabiliyordum nas›l bir süreç olaca¤›n›. Yaz bafl›ndayoldafllar›n bu y›l kampa benim de kat›laca¤›m› ve oradayap›lacak sunumlardan birinin bir parças› olaca¤›m›söylemelerinden sonra garip bir heyecan sard› içimi... Birk›sm›n› merkezi eylemler d›fl›nda görmedi¤im, bir k›sm›n› isehiç tan›mad›¤›m bir sürü yoldafl›mla bir paylafl›m süreciniyaflayacakt›m çünkü.

Ayr›ca bir yoldaflla beraber haz›rlayaca¤›m›z sunum içinçal›flmaya yaklafl›k iki ay öncesinden bafllam›flt›k bile. Dahaönce yap›lan tart›flmalarda fark etti¤im eksiklerimitamamlama olana¤›na kavufltum. Di¤er sunumlarda yap›lantart›flmalar sonucunda ise bir çok konuda ne kadar eksikoldu¤umu gördüm.

Kamp sürecinde yemekten temizli¤e bütün pratik iflleriorada bulunan bütün yoldafllarla tam bir ifl bölümü içerisindegerçeklefltirdik. O alanda çürümüfl düzenin en ufak bir izi dahiyoktu. Gelecekte kuraca¤›m›z yeni dünyan›n küçücük de olsabir provas›n› yapt›k adeta.

Bir çok kiflinin yaz rehavetine kap›ld›¤› günlerde bizler,gerek semtlerde kitle çal›flmas›nda, gerek kamp öncesihaz›rl›k sürecinde devrimci teori ve pratikle yo¤rularak yenidöneme haz›rland›k.

Biz, Yeni Ekimler’in Partisi’nin aday neferleriyiz veönümüzde kazan›lmay› bekleyen yeni bir dönem var!

Ekim

Gençli¤i

42

Page 43: EG 86. sayı

Hepimizin kalbi asl›ndabir atacak!

Benim için bu kamp›n paha biçilmez fleyler yaflad›¤›m birtecrübe oldu¤unu söyleyebilirim. Kamp›n öncesinde kampboyunca birlikte olaca¤›m›z yoldafllardan ço¤unu daha öncehiç görmemifltim ve bu yüzden de biraz heyecanl›yd›m. Amayoldafllarla bulufltuktan ve bir süre vakit geçirdikten sonraherkes birbiriyle çok çabuk kaynaflt›. Sanki birbirimizi y›llard›rtan›yorduk. Ayn› dava u¤runa mücadele etmemiz sebebiylezaten daha önce de hep ayn› fleyleri yafl›yor, ayn› olaylarlailgili ayn› düflünceleri paylafl›yorduk. Kamp boyunca bunusomut bir flekilde görerek asl›nda genifl bir aile oldu¤umuzunfark›na daha iyi vard›k. fiunu çok iyi anlam›fl olduk kiyoldafllar›n birbirine karfl› duydu¤u sevgiyi ve gösterdikleriözveriyi bugünkü kokuflmufl düzen hiçbir flekilde bizeveremez.

Kamp boyunca bütün görevler kolektif bir flekildeplanland› ve herkesin gösterdi¤i yoldaflça özveri sayesindehiçbir aksama olmadan yerine getirildi. Sunumlar canl›tart›flmalarla zenginleflti¤inden san›r›m herkes için faydal›oldu.

Kamp sonunda yoldafllarla ayr›l›rken herkesinhüzünlendi¤ini görebiliyorduk. Ancak hepimiz biliyorduk ki,her birimiz gitti¤imiz çal›flma alanlar›m›zda ayn› dava u¤runamücadele edecek, yani hepimizin kalbi asl›nda bir atacak.

Kolektif yaflam kolektifkarar alma süreçleri...

Bu kampa ilk kat›l›fl›md›. Gelmeden önce yaflam›n nas›ldüzenlenece¤ini az çok tahmin ediyordum. Düflündü¤üm gibide oldu. Herkesin katk› sundu¤u, iflin ucundan tuttu¤u,yapt›klar›n› görevlendirildi¤i için de¤il isteyerek yapt›¤› birhafta geçirdik. Yemek yapmas›n› bilmeyenler malzemelerinhaz›rlanmas›nda yard›mc› oldu, bulafl›k y›kamayanlar “bendaha önce y›kamad›m” diye kendileri teklifte bulundu, nöbetiçin birçok gönüllünün aras›ndan seçim yap›ld›, kendinesöylenilmedi¤i halde eline bezi alan sofray› temizledi... Herfley programl›yd›, fakat her fley do¤al›nda gerçeklefliyordu.Sunumlar›n uzamas›ndan kaynakl› program aksamalar›ndanas›l devam edilece¤i, neyin kaçta yap›laca¤› karar› al›n›rkenbu kararlarda herkesin pay› vard›. Kamp komitesinin öneminiyads›m›yorum fakat bütün kararlar›n üç befl kifli taraf›ndanal›n›p, kampa di¤er kat›lanlar›n bunlar›n uygulay›c›s› olmas›kolektif olarak yaflama iddias›n›n önündeki ilk engel olurdu.Bugün flunlar nöbet tutacak, flunlar yemek yapacak, flunlartemizlik yapacak diye önceden belirlenen bir sistem yoktu.Genel bir çerçeve kamp komitesi taraf›ndan çizilip, geriyekalan ayr›nt›lar›n farkl› inisiyatiflere b›rak›lmas› yaflam›nkolektif yafland›¤› gibi kararlar›n da kolektif al›nd›¤›n›gösteriyordu.

Serbest zamanlar›n süresinin uzun olmas› insanlar›ndaha rahat kaynaflmas›na vesile oldu. Ben kampa ilkkez kat›ld›¤›m için bilmiyorum, ama daha önceki y›llardasunumlar üç bölüm halinde düzenlendi¤i için budurum hem serbest zamanlar›n yeterli olmamas›n›,hem de dikkat kayb›n› do¤uruyormufl. Bu kamp›ne¤itim kamp› oldu¤u gerçe¤ini unutmadan farkl›illerdeki yoldafllar›n beraber vakit geçirmesi,

birbirlerini tan›mas›, paylafl›mlar›n› artt›rmas›, deneyimlerini,birikimlerini birbirlerine aktarmas› aç›s›ndan serbestzamanlar›n süresinin iyi ayarlanmas› önemliydi ve bu da iyiayarlanm›flt›. Yaln›z sunumlar s›ras›nda ilk günlerde hep ayn›kifliler nöbet tutuyordu. Bu benim çok dikkatimi çekmiflti üstüste 3 günde ayn› kiflinin nöbet tutmas› üç sunumu dakaç›rmas› demekti ki bu da kampa nöbet tutmaya gelmiflizlenimi uyand›r›yordu. Kampa gelen bileflenin homojenolmad›¤›n› biliyorum. Baz›lar›m›z di¤erlerimize göre konularaçok daha hakim. Nöbet tutanlar›n da bu kifliler oldu¤ununfark›nday›m. Fakat tart›flmalar›n götürdü¤ü yerler,tart›flmalar›n açt›¤› konulardan da eminim bir fleylerö¤renilebilirdi.

Ben kampa geldi¤imde parti tarihi ile ilgili sadece bir kitapokumufltum: Partileflme Süreci 1. Buna ra¤men sunuma iyihaz›rlan›lmam›fl gibi geldi. Yani anlat›lanlar kitab›n bir kereokunmas› ile rahatl›kla an›msanacak fleylerdi. Birçok nokta,üstünde durulmadan geçildi. ‹kinci gün sunumlar›nda anlatanyoldafllar, dinleyenlerin dikkatini çok iyi toplad›lar. Sunumteknikleri gayet baflar›l›yd›. Sunum s›ras›nda sorular sorarakbasitçe üstünden atlanabilecek bir konunun tart›fl›lmas›n›sa¤lad›lar. Bu flekilde yap›lmasayd› dinleyenlerin katk›sunmad›¤› bir seminer olacakt›. Yani tart›flma ortam›yaratmay› gayet iyi baflard›lar. Mesela di¤er anlay›fllar›nneden demokratik devrimde ›srar ettiklerini sunumdaifllenmeyecek olmas›na ra¤men tart›flmalar sonucundakonuflmufl olduk.

Faflizm ile ilgili sunumun programa eklenmesi çok isabetlibir karard›. Benim kafamda faflizm çok basitçe kaba bir›rkç›l›ktan öte geçmiyordu. Üstünde daha öncedüflünmedi¤im bir konuydu. Bu konuyla ilgili metinlerin,yaz›lar›n az olmas›na ra¤men yoldafllar›n haz›rl›klar› iyiydi.Sonuçta kendi yorumlar›n› bize sunuyorlard›. Kafamda dafaflizmin ne oldu¤una ve ne olmad›¤›na dair önden bir fikirolufltu. Yaln›z sunum tekni¤i aç›s›ndan ilk etapta yanl›fl bir yolizlediler. Bence istedikleri noktaya gelemediler. Konuyu sonbölümde toparlad›lar.

Dördüncü gün sunumlar›nda herkesin konuflabilece¤i,kendi deneyimlerini aktarabilece¤i tart›flma ortam› yarat›ld›.Bu tarzda konular genelde üzerinde konuflulmayankonulard›r. Ben bu sunumlardan sonra neleri yapmad›¤›m yada nas›l yapmam gerekti¤i, devrimci olma iddias›ndaki birininnas›l yaflamas› gerekti¤i konusunda kafamda bir çerçeveçizdim. Bana olanakl› sand›¤›m ya da yaflamad›¤›m için

Ekim

Gençli¤i

43

Page 44: EG 86. sayı

tecrübe etmedi¤im konularda tart›flmalara kat›lanlar›ndeneyimleriyle fikir edinebildim.

Beflinci gün sunumlar›n›n ilk bölümü zor geçti. Kitleörgütünün tan›mlanmas›ndan do¤an sorun sonucundatart›flman›n iki kifli aras›nda geçmesi ve sunum yapanlar›nkontrolü kaybetmesi ile dinleyenler konudan koptular. Fakatdaha sonraki k›s›mda zaman yetersizli¤inden dolay› da yal›nbir flekilde konular dinleyenlere aktar›ld›. Di¤er grubunsundu¤u kitle çal›flmas›n›n nas›l yap›lmas› gerekti¤i konusu,benim hiç bir zaman öncelik vermedi¤im bir konuydu. Önce,benim için önemli di¤er konular› halledip sonra dönüpbununla ilgili tart›fl›r›m diye düflündü¤üm birkonuydu. Ama flimdi görüyorum ki bu konularüzerinde aç›k bir tavra sahip olmadan yapt›¤›mprati¤in baflar›ya ulaflmas› hiç de kolay de¤il.Bu yüzden bu tarz konular›n programaeklenmifl olmas› çok yerinde bir karar.

Son gün geçmifl döneminde¤erlendirilmesi ve gelecek dönemdeneler yap›lmas› gerekti¤iydi. Önümüzdeprati¤in yo¤un geçece¤i bir dönem var.Genç komünistler olarak önümüzeçeflitli hedefler koyduk; bunlar›baflarmas› güç ama ›srarl› birçal›flmayla mümkün. Bu son günde¤erlendirmesiyle kafamda döneminçal›flmalar›na dönük bir hat çizilmifloldu.

Özcesi kamp bütünüyle verimli geçti.Sunumlar faydal› oldu ve kolektif yaflam›ngetirdi¤i zorluklar bir sorun yaflanmadanafl›ld›.

Paylafl›m›n enanlaml›s›:

Yoldafll›k!..Bu y›l gerçeklefltirilen

Faflizme Karfl› GençlikBuluflmas›’na kat›ld›m. Sivil faflistsald›r›lar›n bu denli yo¤unlaflt›r›ld›¤›ve t›rmand›r›ld›¤› bir dönemde oldukçaanlaml› ve önemli bir yeri vard› kamp›n.‹lk kez böylesi anlaml› bir organizasyonakat›lmamdan dolay› baflta baz›kayg›lar›m vard›. Fakat gitti¤im zamanbunun çok yersiz oldu¤unu anlad›m. Yaflam koflullar›n›n zorolmas›, kalabal›k olmam›za karfl›n bütün yoldafllar›n sorumluve bilinçli davranmas› sayesinde ciddi hiçbir sorunlakarfl›laflmad›k. Yemek yap›m›ndan uyku saatine, sunumsaatlerinden etkinlik saatlerine kadar her fley oldukça iyiplanlanm›flt›. Sunumlar her gün biraz daha verimli ve ak›c›geçti. Ben de sunumlar s›ras›nda eksikliklerimi daha somutbir flekilde gördüm. Biz orada yaflam›n en kolektifini, engüzelini, en s›ca¤›n› yaflad›k. Birço¤umuz yeni tan›flmam›zara¤men herkesin birbiriyle olan iliflkisi sanki y›llara dayan›yorgibiydi. “Yoldafl” kelimesi tam da orada karfl›l›¤›n› buldu.

Kamp›n son gecesi Habip, Ümit ve Hatice yoldafllar›nanmas›n› gerçeklefltirdik. Sayg› duruflunun ard›ndan biryoldafl onlar›n devrimci yaflamlar› hakk›nda bir sunum yapt›.Ard›ndan Ekim’i ve partimizi anlatan bir dia gösterisi yap›ld›.Daha sonra flehit yoldafllar›m›z›n sevdi¤i birkaç türkü veHabip, Ümit türküsü okundu. Ve bu gecede anlam›n› bulan

birkaç fliir okundu. Anma s›ras›nda tüm yoldafllar›ngözlerinden devrimci bir hüzün okunuyordu. Fakat ayn› hüznüöfkeye ve s›n›f kinine dönüfltürüp savaflman›n sözleri deokunuyordu. Son gün yeni dönem üzerinden yap›lan birsunum ve komünistlerin görevleri hakk›nda bir konuflmavard›.

Dolu dolu yaflanan ve paylafl›lan bir haftan›n ard›ndanayr›l›k vakti gelmiflti. Herkes üzgün ama bir o kadar da canl›ve mutlu görünüyordu. S›k›ca sar›l›p vedalaflt›ktan sonra yolaç›kt›k. Ben bütün yoldafllar›ma teflekkür ediyorum. Böylesi bir

yaflamda bulundu¤um için çokmutluyum.

Partinindevrimcikültürünüyaflad›m

Türkiye devrimcihareketinin kültürelgerili¤ini ve bürokratikyap›s›n› aflan, asker ve

komutan iflleyiflinin yerinegerçek demokratik

merkeziyetçilik iflleyifli, dare¤itim çal›flmas› yerine herkesin birsunumcu gibi tart›flmalara yo¤unkat›l›m sa¤lamas› ve nihayetsa¤lam bir yoldafll›k iliflkisindendolay› kamp bana birçok fley katt›.

Ben de bu arada kendimdevarolan eksikliklerimi

gördüm ve süreç içindekendimi daha çokgelifltirmem gerekti¤inianlad›m.

Kamp›n bafl›ndansonuna kadar yap›lanbirçok iflte herkesin isteklibir flekilde çal›flmas›,

bana komün yaflam›n›nanlam›n› somut olarak

gösterdi. Yaflam içerisindeolunmas› gerekti¤i gibi

yaflad›k, birçok yoldafl› oradailk defa görmeme ra¤men sanki y›llarca berabermifliz gibikampta birçok fley paylaflt›k. Ç›kar iliflkisi yoktu aram›zda,iliflkilerimiz tertemizdi, kapitalizmin verdi¤i yoz kültürü atm›flt›küzerimizden, bireysel, bencil beyinler yoktu kampta.

Sunumlardaki tart›flmalar daha çok ö¤retti bize neyin neoldu¤unu. Ayr›ca sunumlara haz›rlan›fllar da besledi e¤itimi.Söylenen türkülerle, oynanan tiyatroyla daha s›cak bir iliflkiyakalad›k aram›zda. Bir komünist nas›l olmal› tart›flmas› bilenas›l bir kültür ald›¤›m›z› gösteriyor diye düflünüyorum.

Kamp›n son akflam›nda Habip, Ümit, Hatice yoldafllar içinyap›lan anma ve onlar›n yaflam› komünist mücadeleye dahas›k› sar›lmam›z ve flehit yoldafllar gibi olup onlar›n b›rakt›¤›yerden k›z›l bayra¤› al›p göndere çekmemiz gerekti¤ini banadaha iyi kavratt›.

Kamp, bana yarat›lan bu kültür ve ideolojiyle devrimeöncü olacak gücü gösterdi, yani Partimizi.

Gençlik gelecek gelecek sosyalizm!

Ekim

Gençli¤i

44

Page 45: EG 86. sayı

Kavgaya sevdal›yüreklerin umudunu

gördümKavga s›cakl›¤›nda geçen bir haftay› anlatmam› istediler.

Böyle dolu dolu geçen bir haftay› nas›l anlatabilirim diye çokkafa yordum. Bu buluflma bir düzeyi simgeliyordu. Gelinennoktada ne kadar farkl› bir yerde durdu¤umuzu gösteriyordu.Yap›lan her sunum önümüzdeki y›l yürütülecek çal›flma içinönemli sorular› yan›tl›yordu.

Buluflman›n e¤itim aya¤› d›fl›ndaki k›s›mlar›n›n da çok iyigeçti¤ini rahatl›kla söyleyebilirim. Nerede bir grup toplansadeneyimler ›fl›¤›nda bir fleyler tart›fl›l›yordu. Buluflman›ne¤itim aya¤› bize yak›fl›r bir güçlülükte geçmiflti. Buönümüzdeki y›l kendini pratik içerisinde ortaya ç›kacakt›r.

Devrimci kimlik tart›flmas›nda “neden devrimci oldunuz?”sorusuna verilen yan›tlar benim için çok de¤erliydi. Oradakiher yürekte umut, zafere dair umut vard›. Sorular›nyan›tlar›nda bunu gördüm. Oradaki her yürekte sevda vard›,kavgaya sevdal›yd› onlar. Gözlerinde bunu gördüm. Bir haftaiçinde öyle samimi bir ortam yarat›labilmesini ben bunaba¤l›yorum. Bir hafta boyunca e¤itim çal›flmalar›n›n d›fl›ndakihayatta bu kadar rahat olabilmenin baflka bir aç›klamas›olamaz. Yap›lan görev da¤›l›mlar›nda tam bir istek vegönüllük vard›. Belki evde yapmad›klar› iflleri yapt›lar (benimgibi ilk kez yemek yapt›lar belki). Böylesine kalabal›k birortamda kolektif hayat›n baflar›yla hayata geçirilebilmesi çokanlaml›yd›. Bu orada yarat›lan havan›n verdi¤i bir güçtü.Yap›lan etkinlikler s›ras›nda ilk kez tan›flt›¤›m›z dostlar›m›zlaçok zevkli saatler geçirdik. Aram›zdaki ba¤ daha ilk gündenbizi yak›nlaflt›rd›.

Bu buluflmada ben kendimi s›nama imkan›n› buldum. Vegördüm ki kavga bizi dönüfltürüyor. Bir haftan›n nas›l geçti¤inianlamad›m bile. Ve Türkiye’nin birbirinden uzak yerlerindeböyle yoldafllar›m oldu¤unu bilmek, onlarla ayn› kavgay›verdi¤imi bilmek bana güç veriyor. Bu gücün di¤eryoldafllarda da oldu¤unu biliyorum. Kavgaya sevdal›yüreklerin umudunu gördüm. Oraya anlam katan da buydu.

Yap›lan anmada birçok yoldafl›m›z hüzünlü bir havayagirdi. Ben ilk defa bir anmada baflka bir aç›dan bak›yordum.Anma s›ras›nda kendi hissettiklerimi de¤il fakat yoldafllar›nhissettiklerini görmeye çal›flt›m. Çok güzel bir duyguydu.‹nsan›n içini, inanc›n›, ba¤l›l›¤›n› ve kinini bileyen bir duygukapl›yordu. S›rf bu bile yoldafllara olan sevgimi art›rmayayeterlidir. Bu duyguyu asla unutmayaca¤›m. Ben bubuluflmadan böyle bir ders alarak ayr›ld›m. Umar›m bir dahaböyle güzel anlar yaflayabilece¤im f›rsatlar›m olur.

Kamp›n en anlaml› an›Birer birer vedalafl›yoruz. Ard›m›zda kalanlar var. Otobüse

biniyoruz. Birço¤umuz ayn› yere gidiyoruz. Burada daayr›l›yoruz birer birer. Bireysel dünyan›n içine do¤ru ad›mad›m ilerliyoruz. Oysa toplumsal yasam›n prototipiydikamp›m›z. Bundan öncesini herkes anlat›r, ben sonras› içinflunu diyece¤im ki orada yaratt›¤›m›z kültürü yaflam›m›n heralan›na tafl›yaca¤›m. fiu aç›k ki kendimizden ve yaflamalan›m›zdan bafllamal›y›z dönüfltürmeye.

Kamp›n en anlaml› an›n› paylaflmak istiyorum: Kamptanayr›lmam›za yaklafl›k bir saat var ve son konuflmalar›m›z›

yap›yoruz. "Kampa örgütsüz olarak gelmifltim ve yoldafl›n›zolarak ayr›l›yorum" denmesi üzerine gözlerim doluyor vegururlu bir gülümsemeyle yoldafllarla birbirimize bak›yoruz.Bu bir haftan›n nas›l verimli geçti¤inin bir göstergesiydi.

Ben de örgütlü yaflamda yeniyim, ama bafl›ndan berido¤ru yerde olman›n güvenini tafl›yorum içimde. Ve bugüveni baflkalar›na vermifl olman›n mutlulu¤uyla yürüyorumya¤murlu sokaklar›nda bu kalabal›k flehrin...

Savafl› kazand›¤›m›z ankiyaflam

Kampta bircok yoldaflla biraraya gelme f›rsat› yakalad›k.Farkl› illerden olsak da davam›z u¤runa beraber mücadeleetti¤imiz insanlar› tan›mak, onlarla yoldafll›k iliflkileri kurmakçok güzeldi. Yoldafllar› tan›y›nca inanc›m›n daha dakuvvetlendi¤ini hissettim, çünkü gerçekten güzel olan veherfleyi hak eden biziz ve biz kazanaca¤›z.

Kampta sunulan sunumlara cok iyi haz›rlan›lm›flt› vetart›flmalar çok verimli geçti, bunun sonucunda daeksiklerimizi görme f›rsat› yakalad›k. Ayr›ca yeni dönem içinmücadele konusunda yeni ufuklara vard›k. Ama kamp›n enönemli faydas› kolektif yaflam bilincimizin geliflmesiydi.

Kavga dostlar›m, yoldafllar›m; bir haftal›k olsa da kollektifyaflam bize kavgam›z için umut verdi, çünkü savafl›kazand›¤›m›z anki yaflam bununla k›yaslanamayacak kadargüzel olacak...

Su damlas›ndan bir ›rmakyaratmay› bilenler için

okyanusa ulaflmak hiç dezor de¤ildir!

Y›llard›r toplumsal ve devrimci muhalefeti zay›flatmak vesindirmek amaçl› sermaye devleti taraf›ndan bu topraklarda,kimi zaman bizzat kendi eliyle, kimi zaman da faflist kontraçeteleri eliyle katliamlar gerçeklefltirildi. Bunu yeri geldi askerifaflist darbeler ve cezaevleri katliamlar› üzerinden, yeri geldiÇorum’da, Marafl’ta, Sivas’ta, sivil faflist beslemeleriüzerinden gerçeklefltirdi. Bu faflist bask› politikalar›n›n birdi¤er aya¤› da y›llarca gençlik üzerinden gerçekleflti.Toplumsal olaylara gösterdi¤i refleksler nedeniyle gençlikapolitiklefltirilme sald›r›s›yla her dönem karfl› karfl›ya kald›. Bupolitikalar›n kal›c› çözümler üretemedi¤i koflullarda ise sivilfaflistler devreye sokuldu. Bu uygulamalar bilhassaüniversitelerde yo¤un bir flekilde uygulanmaktad›r. Geçti¤imizdönem üniversitelerde yo¤unlaflan faflist sald›r›lar vesoruflturma terörü bunun en aç›k göstergesi olmufltur.

Bu dönem de sermaye devletinin neo-liberal e¤itimpolitikalar›n› kazas›z belas›z hayata geçirebilmesi içinsald›r›lar›n› daha da yo¤unlaflt›raca¤› aç›kt›r. ‹flte tam daböyle bir sürece haz›rl›k amac›yla genç komünistlertaraf›ndan Faflizme Karfl› Gençlik Buluflmas› ad› alt›nda birkamp gerçeklefltirildi. Kamp boyunca ideolojik-politik bire¤itim süreci gerçeklefltirildi. Kampta e¤itim sürecinin yan›s›ra disiplinli bir kamp yaflam› ve yoldafll›k iliflkileri kendinigösterdi. Yap›lan sunumlarda yoldafllar›n haz›rl›k aflamas›ndaharcad›klar› emek ve bunu kusursuz bir flekilde aktarmaçabalar› gerçekten de taktire de¤erdi. Sunumlarda ço¤u

Ekim

Gençli¤i

45

Page 46: EG 86. sayı

zaman yaflanan s›cak ve kimi zaman canl› sohbetlersunumlara ayr› bir hava katt›. Disiplin ve güvenliknoktas›ndaki kolektif çaba kamp›n sorunsuz, komünistkimli¤e yak›fl›r bir flekilde gerçekleflmesine vesile oldu.Serbest saatlerde yoldafllar›n birbirleri ile kurduklar› samimive s›cak sohbetler ve sportif faaliyetlerdeki cana yak›nl›koldukça anlaml›yd›. ‹deolojik-politik e¤itim ve s›cak yoldafll›kiliflkilerinin yo¤unlu¤u alt›nda gerçekleflen kamp, son geceHabip, Ümit ve Hatice yoldafllar›n komünist kimliklerineyak›fl›r bir anmayla noktaland›. Belki de bir daha uzun süregöremeyece¤imiz yoldafllardan ayr›lman›n buruklu¤u ilegeldi¤imiz yerelliklere geri döndük.

Önümüzdeki döneme ideolojik-politik donan›mla giriyoruz.Önümüzde duran, teoriyi prati¤e dönüfltürme görevinin takendisidir. Genç komünistler olarak kolektif bir çaba ile kendiyerelliklerimizde sermayenin faflist bask› ve politikalar›nakarfl› canla baflla çal›flmal› ve bu politikalar› geripüskürtmeliyiz. Bu gençlik hareketinin önder-sürükleyici gücüolman›n yegane koflullar›ndan biridir. Unutmayal›m ki bir sudamlas›ndan bir ›rmak yaratmay› bilenler için okyanusaulaflmak hiç de zor de¤ildir.

‹ddia, cüretve baflarman›n

verdi¤i güç!Sermayenin her alanda

yo¤unlaflm›fl sald›r›lar›n›niçerisinden geçiyoruz. Bir yandakörüklenen faflizm, di¤er yandaözellefltirmeler, neo liberal e¤itimpro¤ramlar› ve bunlar› bütünleyenTCK, TMY, C‹K gibi yasalarlatoplumsal muhalefeti ezmeçabalar›. Genç komünistler böylesibir dönemde üzerlerine düflensorumlulu¤un bilinciyle hareketederek örgütledikleri Faflizme Karfl› Gençlik Buluflmas›’n›baflar›yla gerçeklefltirdiler. Varolan sald›r›lar›n bir ad›m dahaileri ç›karak geri püskürtülece¤i ve gelecek döneme dahagüçlü ve iddial› haz›rlanabilmek için önümüze koydu¤umuzve kendimizi her alanda gelifltirece¤imiz bu buluflman›nsonunda bütün yoldafllar›nda son gün de¤erlendirmelerindeözü itibariyle ifade ettikleri gibi “kazanan biz olaca¤›z,kazanan devrim davas› olacak!”

Evet bunu her zamankinden daha güçlü söyleyebiliyoruz.Çünkü onlarca yoldafl›n yan yana geçirdi¤i bir hafta banabunu olabildi¤ince tok ve yal›n olarak söyletiyor. Birbirinihayat›n›n hiçbir döneminde görmemifl insanlar, onlar› yanyana getiren koca bir tarihin –bilimsel sosyalizmin- gücüylebirbirlerine sar›ld›lar. Çünkü biz birbirimizi asl›nda Parisbarikatlar›ndan, 17 Ekim’inden, Lenin’in mezar› bafl›ndantan›yorduk. Biz birbirimizi Nurhak’tan, K›z›ldere’den,Diyarbak›r Zindanlar’›ndan tan›yorduk. Biz birbirimiziUlucanlar’dan, 19 Aral›k’tan tan›yorduk. Birbirimizigördü¤ümüzde gözlerimizdeki parlakl›¤›n sebebi de asl›ndabirbirimizi tan›may›p da doslu¤umuzun bu kadar uzunolmas›nda yat›yordu.

Di¤er de¤erlendirmelerde kampta yaflad›¤›m›z günler,sunumlar, kollektif yaflam vb. konular ayr›nt›lar›ylade¤erlendirilecektir. Ama ben burada farkl› bir gözle

bakabilmek ve bunun üzerinden birfleyler söylemek istiyorum.Kamp her alanda güçlü geçti, teorik, pratik aç›dan gençkomünistler üzerine düflen misyonu fazlas›yla yerine getirdi.

Ama peki bunu sa¤layan fley neydi? Orada bir çok gençve yeni yoldafl vard›. Hatta Ekim Gençli¤i saflar›na oradakat›lan ve “ilk geldi¤imde hepinize arkadafl diyordum, amagiderken sizlere yoldafl diyerek ayr›lmak istiyorum”cümlesinde ifadesini bulan baflar›n›n ard›ndaki neydi? Ya daflehit yoldafllar›m›z› anarken bizleri bu kadar duyguland›ran,voleybol oynarken h›rsland›ran, gecenin so¤u¤unda türküsöylerken içimizi ›s›tan fley? Sunumlar s›ras›nda birbirimizleba¤›ra ça¤›ra tart›flt›ran, sonra ayn› fleyleri söylemeninmutlulu¤unu yaflatan, üzerimize espiri yap›ld›¤›nda bizlerik›zd›rmayan ya da saatlerce yaflamdan, insanlardan belki deçiçeklerden, kufllardan bu kadar ba¤l› ve coflkulu sözettirenfley? Gecenin so¤u¤unda nöbet tutturan ve bunu birpaylafl›m ortam›na çevirten, ya da o kadar bulafl›¤› y›karkenbizleri e¤lenceli k›lan? Ayr›l›rken gözlerimizin dolu doluolmas›n› sa¤layan ama yan›nda coflku ve inanc›m›z›kaybettirmeyen? Peki bizi oraya toplayan fley neydi?

Cevab› m›? Cevab› asl›ndahepimizde gizli. Cevab› yüre¤imizde vebeynimizde. Ve kimsenin zararverememesi için orada gizli tutaca¤›z.“fiimdi gizli gizli buluflup, gizli gizliayr›l›yoruz ya” evet bu böylegitmeyecek, “kimsenin k›ramayaca¤›kenetlenen kollar›n zincirini”büyüttü¤ümüzde hepimiz, hepimize,hepimizin bildi¤i s›rr› söylemifl olaca¤›z.

fiimdi mi? fiimdi hepimizi ço¤altmazaman›...

Yaflas›n devrim,yaflas›n sosyalizm!

“Hoflçakal›n dostlar›m benim,hoflçakal›n dostlar›m”

Tek tek sar›l›yorum yoldafllaravedalafl›rken, gözlerim doluyor ama

hüzün de¤il, ac› de¤il, bir daha görüflmemek üzere ayr›lmakde¤il!

“Sizi can›mda, can›m›n içinde, kavgam› kafamdagötürüyorum!”

Her “hoflça kal” deyiflimde yüre¤imin içinde bir yerlerdeayn› flark›n›n sözleri dökülüyor. Bundan sonraki mücadeleyaflant›m içerisinde belirleyici bir yer tutaca¤›na inand›¤›m bubir hafta boyunca her an kendimizi adad›¤›m›z kavgan›ngüzelli¤i karfl›s›nda etkilenmekten kendimi alamad›m. Baflkahangi kavga, neferleri aras›nda böylesi bir paylafl›m› üretir,baflka hangi kavgada kalem k›l›çtan keskin, söz sükuttanüstündür? Baflka hangi kavgada insan ürettikçe güzelleflir?

Bir hafta boyunca ben gelece¤i kurma iddias›n› tafl›yanonlarca yürekle tan›flt›m. Bu yüreklerin yollar›n› kesifltireninanç, coflku ve umuttu. Bu yürekleri sevilesi k›lan gözlerinetaflm›fl dolays›z sevgi ve mücadele azmiydi. ‹nsan kavgayaflam›n›n türlü dönemeçlerinde yeniden ve yenidenörgütlenir. Bu geliflmenin, yenilenmenin de bir arac›d›r. ‹fltebu bir hafta benim aç›mdan bir örgütlenme süreciydi. Bugünkendimi hiç olmad›¤› kadar güçlü ve hiç olmad›¤› kadartekillikten uzak hissediyorum. Çünkü yüre¤i benimle çarpan,benimle bir çarp›flan bir inanç ordusunu can›m›n içindetafl›yorum.

Ekim

Gençli¤i

46

Page 47: EG 86. sayı

Metsamor Nükleer Santrali dünyan›n en eskireaktörlerinden birisine sahip olup, ayr›ca birinciderecede deprem bölgesinde bulunmaktad›r.

Ermenistan’›n baflkenti Erivan’›n 40 km güneybat›s›nda, 1986 y›l›nda, yaklafl›k 40 bin kiflinin ölümüne,binlerce kiflinin sakat kalmas›na neden olan ÇernobilNükleer Santrali kazas›ndan önce kimse böyle bir fleyinolabilece¤ine ihtimal vermemiflti. Sadece Ukrayna de¤il,Türkiye de dahil tüm bölge bu kazan›n etkilerine maruzkalm›flt›r. Bugün dahi bu etkiler varl›¤›n› sürdürmektedir.Çernobil Nükleer Santrali ile benzer teknolojiye sahipolan ve I¤d›r’a sadece 16 km uzakl›kta bulunanMetsamor Nükleer Santrali için de bugün ayn› tart›flmalaryaflanmaktad›r.

Eski teknoloji olmas› sebebiyle bugün dünyada art›kkullan›m›ndan vazgeçilen bu teknoloji, MetsamorNükleer Santrali’nde bugün halen kullan›l›yor. Ve Rihterölçe¤ine göre en fazla 8 fliddetindeki depremlere göreinfla edilen santralin bulundu¤u bölge 9 fliddetindedepremlere aç›k durumda.

Çernobil kazas›

Çernobil’de yaflananlar eski teknoloji ürünüsantrallerin nelere yol açabilece¤ini ac› bir flekildegöstermifltir. Çernobil Nükleer Santrali’nde 1986 y›l›ndameydana gelen kaza neticesinde insan ve çevre sa¤l›¤›naverilen korkunç boyuttaki zararlar›, Ukrayna ÇevreBakan› Dr. Yuri fierbak flu rakamlarla özetlemifltir. Bukaza neticesinde; 38 kifli hemen ölmüfl, 6 bin kifli kazay›takip eden aylarda yaflam›n› yitirmifl, ilerleyen y›llardaetkilenen insanlar›n say›s› 40 bine ulaflm›flt›r, Binlerceinsan sakat kalm›fl ve baflta kanser olmak üzere çeflitlihastal›klara yakalanm›flt›r. Kazadan baflta Ukrayna,Moldova, Beyaz Rusya ve Rusya Federasyonu olmak

üzere, Türkiye ve Kuzey Avrupa’da milyonlarca insan vehayvan etkilenmifl, toprak kirlenmifltir. Felaketinekonomik maliyeti ise yaklafl›k 352 milyar dolar olarakbelirtilmifltir.

Deprem bölgesinde nükleer santral

Santralin kurulmas›ndan bu yana 5 büyük, 150’denfazla da küçük kaza yaflanm›flt›r.

7 Aral›k ‘88 y›l›nda yaflanan depremin ard›ndanbüyük zarar gören santral bu halde 3 ay daha çal›flt›r›lm›flve bölgede yaflayan insanlar›n yapm›fl oldu¤u yo¤ungösteriler üzerine Ocak 1989’da kapat›lm›flt›r. Yeni birdepremi kald›ramayacak durumda olmas›na ra¤mensantralin ikinci bloku 1995 y›l›nda yeniden devreyesokulmufltur. Santralin birinci blo¤unun kapat›lmas›ndansonra içindeki uranyumun korumas›z oldu¤u bu santraliniçerisinde b›rak›lmas› hususu da bölge için ayr› birtehlike kayna¤›d›r.

Santralin bulundu¤u Garni bölgesi ErmenistanDeprem Araflt›rmalar› Merkezi verilerine göre 5.5 ve 7.5fliddetindeki depremlerin her an yaflanabilece¤i birbölgedir. Ermenistan yetkilileri santralin daha büyükfliddetteki depremlere dayan›kl› oldu¤unu bildirseler de,eski teknoloji ürünü olan ve ‘88 depreminde büyük zarargören, yaklafl›k 6 y›l kapal› kald›ktan sonra yenidenkullan›ma aç›lan bu santralin ne büyüklükte bir depremedayan›kl› oldu¤unu kimse bilmemektedir.

Metsamor Rusya’ya devrediliyor

‘90’l› y›llarda yaflanan enerji krizi nedeniyle santraliaçmaya karar veren Ermenistan hükümeti, Mart ‘94’deRusya ile, santralin çal›flt›r›lmas› için gerekli olan teknik

Ekim

Gençli¤i

47

KKKKaaaarrrrssss ssss ››››nnnn›››› rrrr ››››nnnnddddaaaakkkkiiii ÇÇÇÇeeeerrrrnnnnoooobbbbiiii llll ::::

MMMMeeeettttssssaaaammmmoooorrrrNNNNüüüükkkklllleeeeeeeerrrrSSSSaaaannnntttt rrrraaaa llll iiii

Page 48: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

48

destek, mali destek ve yak›t al›m› ile ilgili hükümleriçeren bir anlaflma imzalam›flt›r. Fakat Ermenistan’›nödeme güçlü¤ü çekmesi, santralin k›sa süreler içinkapanmas›na neden olmufltur. Ermenistan, Rusya’danald›¤› uranyumun paras›n› ödeyemedi¤i için, yaklafl›k 40milyon dolar civar›ndaki borcuna karfl›l›k fiubat 2003y›l›nda Metsamor hisselerinin mali yönetimini Rus UES(Russian Unified Electric Systems) flirketine devretmifltir.Santralde kullan›lan nükleer yak›t Rusya'dan havayoluyla Ermenistan’a getirilmektedir. Dünyada benzerigörülmeyen bu tehlikeli uygulama ile Uranyum tafl›yanuçaklar Erivan’daki sivil havaalanlar›na inmektedir.

Nükleer santrallerin önemi

Nükleer endüstrinin sözcüleri taraf›ndan her f›rsattanükleer silahlarla nükleer santrallerin hiçbir ba¤lant›s›olmad›¤› vurgulan›r. Oysa nükleer enerji santralleri,nükleer silah çal›flmalar›n›n bir sonucudur. 1942 y›l›nda,Roosevelt’in himayesinde, bir grup bilim adam›, asker,sanayici ve siyasetçi ortak bir projeye imza atm›fllard›r:Manhattan Projesi. Bu proje, 1945 y›l›nda Hiroflima veNagazaki’ye atom bombas› at›lmas›yla sonuçlanm›flt›r.

Nükleer santralleri oluflturan parçalar› üreten flirketlerayn› zamanda nükleer silah üreten flirketlerdir. En büyüknükleer santral flirketleri olan General Electric veWestinghouse Amerikan savunma sanayisine silahsa¤layan flirketler aras›nda ön s›ralarda gelmektedirler.

Nükleer santral ve nükleer silahlar aras›ndakiba¤lant›y› sa¤layan ise plütonyum maddesidir. Nükleersantrallerdeki ifllemin sonucu olarak üretilen plütonyum,nükleer silah yap›m›nda kullan›l›r. 1000 Megavatl›kenerji üreten bir nükleer santral, her y›l ortalama 250kilogram plütonyum üretir. Bu miktar, 20’nin üzerindenükleer silah›n üretilmesi için yeterlidir. Nükleersantrallerden üretilen plütonyum fazlas› vezenginlefltirilmifl uranyum, dünyada nükleer silahlar›nüretilmesi ve yay›lmas›yla do¤rudan ilgilidir. Nükleerenerjinin “bar›flç› kullan›m›”na sahip her ülke, “askerikullan›m” olanaklar›n› üretebilecek kapasiteye desahiptir.

Ermenistan hükümeti Metsamor Nükleer Santrali’nisadece elektrik üretimi için kullanmamakta, ayn›zamanda nükleer silah teknolojileri konusunda da ciddiçal›flmalar yapmaktad›r. ‘95’de dönemin baflbakan› olanGrant Bagratyan’›n santralin aç›l›fl›nda yapt›¤›aç›klamada “Nükleer güç Ermenistan’› bölgedeki di¤erülkelerden daha üstün k›l›yor” fleklinde konuflmas›,Ermenistan’›n sadece nükleer enerji ile ilgilenmedi¤inigöstermektedir.

Hiroflima ve Nagazaki’ye at›lan nükleer bombadanetkilenen insanlar üzerinde yap›lan araflt›rmalara göre,radyasyona maruz kalanlar›n gizli hastal›k evrelerigeçirdikleri ve bunun sonuçlar›n›n 5-30 y›l sonra ortayaç›kt›¤› tespit edilmifltir. Nitekim, Çernobil facias›n›nDo¤u Karadeniz halk› üzerindeki etkileri 18 y›l sonra

görülmeye bafllam›flt›r. I¤d›r ve civar bölgelerde yaflayanhalk›n y›llarca Metsamor Nükleer Santrali’nden yaflanans›z›nt›lar sebebiyle nas›l bir etkiye maruz kald›¤›n› isekimse bilmemektedir. Bölgede yap›lm›fl incelemeleregöre s›n›r bölgelerinde bitki örtüsünde meydana gelenkurumalar›n, hayvanlarda artan sakat do¤umlar›n,insanlarda kanser, sakat do¤um ve ölü do¤um ile çocukölümlerinde meydana gelen art›fllar›n Metsamor NükleerSantrali sebebiyle ortaya ç›kt›¤› apaç›k ortadad›r.

Birçok bilim adam›na göre nükleer santrallerdenradyasyon s›zmas› kaç›n›lmazd›r. Bo¤aziçi ÜniversitesiNükleer Mühendislik Anabilim Dal› Baflkan› Prof. Dr.Vural Alt›n flunlar› söylemektedir: “Reaktörleri so¤utansuya radyasyon kar›flmas› mümkündür. So¤utma suyureaktör içinde dönüp durdukça radyasyon biriktirir.Bunun, d›flar› s›zmamas› gerekir. Halbuki her sanayitesiste kaza olas›l›¤› vard›r. Nükleer reaktörlerin de ufaktefek kaza sonucu radyasyon s›zd›rmas›, çevre sa¤l›ksorunlar›na neden olmas› kaç›n›lmazd›r. Nitekim bununbir çok örne¤i mevcuttur. En geliflmifl ülkelerdekiler dedahil olmak üzere yüzlerce santralde bugüne kadar s›z›nt›olmufltur. Radyoaktif at›klar sorunu bizlere, gelecekkuflaklara karfl› sorumluluk yükleyen ciddi bir sorun.Oysa bu konu adeta hiç tart›fl›lm›yor.”

Olas› bir nükleer sal›n›m› söz konusu oldu¤undaal›nmas› önerilen önlemler ise, TAEK baflkan yard›mc›s›Erdener Birol’un söyledi¤i gibi: “Camlar›, pencerelerinaylonla s›zd›rmaz flekilde kapatmal›. Yerelyöneticilerden gelen uyar›lar dinlenmeli.”! Öyle ya, birzamanlar bir hükümetin sa¤l›k bakan› da kimyasal silahtehlikesine karfl› “Olas› bir tehlikede elinizi sabunlay›kay›n, bir fley olmaz” dememifl miydi! Sözkonusu olannükleer s›z›nt› oldu¤unda, s›zd›rmaz naylonlar›n veyöneticilerin uyar›lar›n›n ne kadar faydal› olaca¤›Çernobil kazas›nda görülmüfltü. Yetkililer radyasyonluçaylar› gösterip “bak›n ben içiyorum” diyerek, tam birsorumsuzluk örne¤i sergilemiflti!

Sonuç

Birleflmifl Milletler Uluslararas› Atom EnerjisiAjans›na göre, Metsamor dünyan›n en tehlikelisantralidir. ‹nsan sa¤l›¤› hiçe say›larak 1. derece deprembölgesine kurulmufl ve en eski teknoloji kullan›larak inflaedilmifltir.

Türkiye Ukrayna’dan yüzlerce kilometre uzakl›kta yeralmas›na ra¤men Çernobil kazas›ndan önemli ölçüdeetkilenmifltir. fiimdi söz konusu olan nükleer santral iseTürkiye s›n›r›ndan sadece 16 kilometre uzakl›ktad›r.Santralde herhangi bir kaza veya s›z›nt› olmas›durumunda, baflta I¤d›r ili olmak üzere Türkiye’nin do¤uve güneydo¤u bölgesi nükleer bulutlar›n etkisi alt›ndakalacakt›r. Metsamor Nükleer Santrali, Gürcistan,Azerbaycan, ‹ran ve Türkiye’nin de aralar›nda bulundu¤utüm bölge ülkelerini tehdit etmektedir.

E. Ekim

Page 49: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

49

5-7 A¤ustos tarihinde Mamak ‹flçi Kültür Evleri taraf›ndanMamak’ta ikincisi gerçeklefltirilen kültür sanat festivali,komünistlerin kültür sanat mücadelesinin düzeyinden devrimcikitle çal›flmas›n›n yayg›nl›¤› ve niteli¤ine, ba¤›ms›z iradimüdahalesinin yetkinli¤ine dek genifl bir alanda inisiyatifli,politik-pratik planda yönlendirici bir aflamaya ulaflt›¤›n›nsomut bir ifadesi oldu. 3 gün boyunca devrimci bir politikatmosferin hakim oldu¤u festivale toplam 10 bini aflk›n iflçi,emekçi ve genç kat›ld›.

Yaz bafl›nda ‹flçi Kültür Evleri’nin merkezi olarak“Yoksullu¤a mahkum, yozlaflmaya teslim olmayaca¤›z!”fliar›yla bafllatt›¤› kampanya Ankara’daki festivallesonuçlanm›fl oldu. Genç komünistlerin yaz çal›flmas›n›n da birbölümünü oluflturan kampanya süreci, böylece uzun biraradan sonra Ankara’da gerçeklefltirilmifl en kitlesel devrimcietkinlikle sonland›r›ld›.

Komünistler için yaz çal›flmas›, devrimci çal›flman›n temelbir boyutu olarak y›llard›r ele al›nmaktad›r. Yaz dönemikomünistler için özel bir çal›flma dönemini, kitlelerle farkl›düzeyde bir birleflme dönemini, bir baflka boyutuyla gençkomünistler için de farkl› bir e¤itim sürecini ifade etmektedir.Bu anlamda Mamak’ta uzun bir dönem sürdürülen yazdönemi faaliyeti ve bu politik–pratik faaliyetin billurlaflt›¤› biretkinlik olarak festival etkinli¤i, komünistlerin yaz dönemifaaliyetlerinin düzeyine ve niteli¤ine dair fikir vermektedir.

Gençlik faaliyetimiz ad›na da bir baflar›

Burada etkinli¤in üç günü boyunca yaflananlar› anlatmay›tercih etmeyece¤iz, daha çok genç komünistlerin özel olarakbir inisiyatif alan›na da sahip olduklar› haz›rl›k faaliyetindenedindi¤imiz deneyimlere de¤inece¤iz.

Öncelikle, semtte gençlik güçlerinin inisiyatifindesürdürülen çal›flma alanlar›ndan elde edilen deneyimler sözkonusudur. Düzenli gazete da¤›t›mlar›, festival materyallerininkitlelere tafl›nmas›, gençlik güçlerimizin çal›flmalar›n›n birbölümünü olufltururken, alanda inisiyatif alan›na uygun olarakliseli ve üniversiteli iliflkilere ulaflmak, kazan›lm›fl iliflkileriçal›flma alan›nda aktiflefltirmek ise, gençlik çal›flmam›z›n birbaflka temel boyutunu oluflturdu. Bu alanda yaflad›¤›m›zolumlu olumsuz deneyimler, yeni dönem gençlik çal›flmam›zaç›s›ndan da önemli bir birikim sa¤lad›. ‹liflkilerimizi hareketegeçirebilmekte, yeni iliflkiler kurmakta yer yer zorlanmalaryaflansa da, çal›flman›n düzeni, sistemi ve emekçilerin,gençlerin somut hedef olarak festivale tafl›nmas›nda ciddibaflar›lar sa¤land›.

Semtte al›nan inisiyatifin bir boyutu iliflkilerimizle çal›flmaalanlar› üzerinden birleflmek ve bütünleflmek ise, bir yan› dayoldafllar›m›z›n komünist kitle çal›flmas›n›n baflka bir alan›ndainisiyatif sahibi olabilmeleri, bu yeteneklerinin gelifltirilebilmesi,

bir yan›yladaemekçilerledaha güçlüba¤lar›nkurulabilmesialan›ndagençlikgüçlerinine¤itimi idi.Bu alandada önemli birbirikimyaratt›¤›m›z›ve yenidönemegençli¤inkitleçal›flmas›nda önemli deneyimlerle girdi¤ine inan›yoruz.Nitekim birçok yoldafl›m›z emekçilerle yüzyüze gelmesürecini, kimi zaman olumsuz, kimi zaman da umut verici birdeneyim olarak yaflad›; birço¤u için bu çal›flma emekçilerisomut bir hedefe yöneltmek anlam›nda bir ilk olmas›nara¤men oldukça baflar›l› oldu. Bu baflar›y›, festival önsürecinde gençlik güçlerinin katt›¤› eme¤in niteli¤inden vefestivalde görülebilen sonuçtan ç›karmak mümkün.

Festival günleri de gençli¤in inisiyatifinin özel bir roloynad›¤› bir dönemdi. Kad›n komisyonlar›ndan kültür sanatçal›flmalar›na, güvenlikten gazete, dergi, bülten da¤›t›mlar›na,emekçilerle festival alan›nda birebir kurulan iliflkilere kadarbirçok boyutuyla festivalde gençlik güçlerimizin oynad›¤› rolde kayda de¤er bir birikimi, büyük bir organizasyonundüzenlenmesi anlam›nda ortaya konulan kuvvetli bir iradeyiyans›tmas› anlam›nda önemlidir.

Toplam üzerinden bak›ld›¤›nda, genç komünistler“Yoksullu¤a mahkum, yozlaflmaya teslim olmayaca¤›z!”kampanyas› ve festival sürecinden baflar›yla ve deneyim dolubir zenginlikle ç›km›fl bulunuyorlar. Gerek örgütsel gerekpolitik olarak bir ilerlemenin, kendini aflman›n ve bir anlamdayeniden örgütlenmenin ifadesi olarak yaz çal›flmam›z›n ifadeetti¤i sonuçlar dizisi, gençlik çal›flmam›z›n niteli¤i anlam›ndagerçek bir ileri ç›k›fl› temsil etmektedir. Kampanya ve festivalsüreçlerinin ard›ndan gençlik çal›flmam›z›n önündeki somutgüncel görev, yaz çal›flmam›z süresince edinilen bu birikimin,yeni dönemde birleflik bir gençlik hareketinin yarat›lmas› içinihtiyaç duydu¤umuz kitle çal›flmas› ve örgütçülük konular›ndayetkinlik ve politik yönlendiricilik alan›nda verimli bir flekildekullan›lmas› olacakt›r.

Ankara Ekim Gençli¤i

MMaammaakk 22.. KKüüllttüürr vvee SSaannaatt FFeessttiivvaallii

bbaaflflaarr››yyllaa ggeerrççeekklleeflflttiirriillddii......

Yeni bir gelenek,yeni bir kültür!

Page 50: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

50

Yaratmaya çal›flt›¤›m›z devrimci kültür ve sanat›n ürünü üçgünlük festivalimizin s›cakl›¤›yla merhaba.

Hayat› hergün yaflanmaz hale getirenler, daha çokçal›flt›r›p daha az ücret verenler bizleri makinalara zincirliköleler haline getiriyorlar. Her geçen saat daha dayoksullafl›yoruz. Ne zaman bir fleyleri farketmeye bafllasakhayat›m›za baflka yollarla s›z›yorlar; uyuflturucu maddesatarak, fuhuflu yayg›nlaflt›rarak, medyas›yla evlerimizegirerek... Gün geçtikçe daha da yozlafl›yoruz. Ama bizbiliyoruz ki, ellerimizde yükselir istedi¤imiz dünya. Aylard›r ‹flçiKültür Evleri olarak yürüttü¤ümüz ‘Yoksullu¤a mahkum,yozlaflmaya teslim olmayaca¤›z!' kampanyam›z Mamak'tanyükselen sesle daha bir güçlendi.

Yemekte, sahnede, standlarda, fliirde, tiyatroda, müzikte,sohbette birlikte üretmenin ve paylaflman›n kültürünü yaratt›k.Yaflanan aksakl›klarda dost ellerin buluflmas›, üzüntülüanlarda kardefl dillerin konuflmas›, umutsuzlu¤un umuda yerinib›rakmas›yd› etkinli¤imiz. Bayraklar›m›zla ve sistemi teflhireden sloganlar›m›zla, coflkuyla yürürken mahalle halk›n›ncamlardan ve balkonlardan destek olmas›, sesimizinyans›mas›yd› festivalimiz. Oyunlar›m›zda dünyan›ngerçeklerini izlerken, konuflmalarda yaflad›¤›m›z veyaflayaca¤›m›z sömürü ve sald›r›lar› dinlerken pür dikkatolmalar› insanlar›n, emekçilerin gerçekleri kavrama çabas›yd›flenli¤imiz. Türküleri ve marfllar› hepbir a¤›zdan söylememiz,halaylarda omuz omuza olmam›z kardeflleflmenin eseriydi. fiiirtad›nda dinlerken fieyh Bedrettin'den Mercan flehitlerine kadartarihimizi ve karelerde Denizler'i, Mahirler'i, ‹bolar'›, Habipler'i,Ümitler'i, Haticeler'i ve 17'leri ayakta ve yumruklar› havadaizlemeleri, devrimcilere duydu¤u sayg› ve sahiplenmeleriydi.

Üç gün boyunca 10 bin emekçi dost, Mamak'tabiraradayd›k. K›z›l Bayrak ve Mamak Türküsü sat›fllar›s›ras›nda birço¤uyla tan›flma, sohbet etme f›rsat› buldum. Birfleylerin de¤iflebilece¤ini farketmifl genç arkadafllar,yaflad›klar› zor süreçlere ra¤men inanc›n› kaybetmemiflemekçilerle gerçeklefltirilen sohbetler umuduma umut katt›.Yan› s›ra y›lm›fl insanlarla da konuflma f›rsat› buldum. Bu zordönemdeki inanc›m›z burada anlam kazan›yor bence.Geçmiflin kay›p olmad›¤›n› b›kmadan anlatmak,bilinçlendirmek, dönüfltürmek ve birlikte mücadele etmebilincini kazand›rmak gerekiyor insanlara.

Üç gün boyunca flunu gözlemledim; sistemin kültüründenar›n›p, düflledi¤imiz yar›nlar›n kültürüyle yaflam›m›z›flekillendirmeliyiz. Ve bu kültürün bilinciyle insanlar›dönüfltürmeliyiz. Sanat çal›flmalar›nda, ac›l› müziklerin, sadecegüldüren oyunlar›n, umutsuzlu¤a düflüren dizelerin yerine heme¤lendiren hem düflündüren hem de yar›nlar›n güzelliklerindenbahseden eserlerimizle varolmal›y›z. Kültür-sanatçal›flmalar›n›n da politik çal›flmalar›m›z›n parças› oldu¤unuunutmamal›y›z. Bize hayat› bölümlere ay›r›p, parça parçasunarak aralar›ndaki ba¤lar› koparanlara inat her birparçam›zla bir vücut oldu¤umuzu göstermeliyiz.

Ekim Gençli¤i okuru/Sefaköy

KKoolleekkttiiff eemmeekkllee 1100 bbiinn iiflflççii--

eemmeekkççiiyyee uullaaflfltt››kk......

Yozlaflmayateslim

olmayaca¤›z!Bu y›l ‘Yoksullu¤a makum, yozlaflmaya teslim

olmayaca¤›z!' fliar›yla ikincisi düzenlenen Mamak KültürSanat Festivali'ne 10 bini aflk›n Mamakl› kat›ld›.

Düzenin dayatt›¤› yoz kültüre karfl› s›n›f›n devrimcikültür ve sanat›n› örgütlemek, baflka bir dünyan›n mümkünoldu¤unu göstermek amac›yla Mamak Kültür-SanatFestivali gerçeklefltirildi. Festival süresi boyunca tekniksorunlardan kaynakl› birkaç aksama d›fl›nda etkinlikbaflar›yla gerçekleflti.

Sabah kahvalt›s›ndan akflam saatlerine kadar herfleydisiplin içinde yap›ld›. Kahvalt›n›n hemen ard›ndan birönceki günün de¤erlendirmesi ve bir sonraki gün neleryap›laca¤›n›n planlanmas› anlaml›yd›. Ayn› zamanda heryoldafl›n ald›¤› görevi elinden geldi¤i kadar yerinegetirmeye çal›flmas› yaflanabilecek aksakl›klar› engelledi.Ankara'daki yoldafllar›n festival öncesi oluflturdu¤ukomiteler d›flar›dan gelenlerin de kat›lmas›yla disiplinli veverimli çal›flmalar yürüttü.

Politik olarak alana müdahale ve etkinli¤in içeri¤i gözdoldurucu ve nitelikliydi. Üç gün boyunca gerçeklefltirilenetkinlikler (panel, sinevizyon gösterimi, konuflmalar, tiyatrooyunlar› ve müzik dinletileri) Mamakl›lar taraf›ndan ilgiyleizlendi ve dinlendi. Halaylar çekildi, marfllar söylendi.Festivale kat›lanlar›n coflkusu bizim de moral vemotivasyonumuzu artt›rd›. Bu moralle her yoldafl çal›flmayadaha heyecanla sar›ld›.

Festival alan›nda gerçeklefltirilen Mamak Türküsü, K›z›lBayrak, Ekim Gençli¤i sat›fllar› Mamakl›lar taraf›ndanilgiyle karfl›lan›rken, yay›nlar›m›z›n tan›t›lmas› bak›m›ndanoldukça anlaml›yd›. Emekçilerle kurulan iliflkiler ve olumlutepkiler, festivalin son iki gününde gerçeklefltirilen sloganl›yürüyüfller, bu yürüyüfller s›ras›nda insanlar›n camlaraç›k›p alk›flla destek vermeleri, arabayla yan›m›zdangeçenlerin korna çalarak bizleri ilgiyle izlemeleri, festivalalan›nda at›lan sloganlara efllik edilmesi, gerçeklefltirilenfestivalin oradaki insanlar üzerinde politik bir etkib›rakt›¤›n›n göstergesiydi.

Bir tak›m eksiklere ve aksakl›klara ra¤men festivalkolektif eme¤in, ›srarl› ve disiplinli çal›flman›n sonucundaneler yap›labilece¤ini fazlas›yla göstermifl oldu.Burjuvazinin yoz ve çürümüfl kültürüne karfl›l›k alternatifkültür-sanat›n yarat›lmas›nda önemli bir ad›m atm›fl olduk.‹flçi-emekçileri, ezilen halklar› hayat›n her an›nda tecritalt›na almaya, tek tiplefltirmeye, k›sacas› bizleri kendiçöplü¤ünde ö¤ütüp yoketmeye çal›flan düzenin yozkültürüne karfl› devrim cephesinden verilmifl tok bir yan›toldu.

Edirne’den bir Ekim Gençli¤i okuru

Ellerimizdeyükselir

istedi¤imiz dünya!

Page 51: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

51

“Bugün art›k sosyalizmin baflar›s›zl›¤›de¤il, fakat bütün sorunlar›n ve her türlütoplumsal melanetin kayna¤› olarak bizzatkapitalizmin kendisi tart›fl›l›yor. Art›k çokkimse kapitalizmin insanl›k için nas›l büyükbir toplumsal bela ve barbarl›klar düzenioldu¤unu; bask› ve sömürüye, küçük biraz›nl›¤›n ak›l almaz ayr›cal›klar›na ve büyükbir ço¤unlu¤un dehflet verici yoksunluklar›nadayand›¤›n›; savafl, militarizm, halklar aras›çat›flma ve düflmanl›klar üretti¤ini; insan›kirletti¤ini, yaln›zlaflt›rd›¤›n›, insan olmaktanç›kard›¤›n›; insandan öteye azami kar u¤runaçevreyi, do¤ay› ve tarihi miras› da hoyratçatahrip etti¤ini görüyor, düflünüyor, sorguluyorve giderek daha yüksek sesle tart›fl›yor. Bu türbir tart›flma, sistemin bu türden birsorgulanmas›, beraberinde kaç›n›lmaz olarakkapitalizme alternatif aray›fllar›n› dagetirecektir, bundan kuflku duyulmamal›d›r...”

“Kapitalizmin yüzy›llar› bulan bir tarihivar; ama ona karfl› sosyalizmden baflka bir alternatif üretemedi bugüne dek insanl›k ve buhiç de bir rastlant› de¤il. Kapitalizmin tek gerçek alternatifi sosyalizmdir. Tarihin verilerive teorinin gerçekleri ›fl›¤›nda bak›ld›¤›nda, ortada baflka bir alternatif yok. “Baflka birdünya” olacaksa e¤er bu sosyalist bir dünyadan baflkas› olmayacak, olamayacak... Bunund›fl›nda bir ç›k›fl yolu, bir çözüm flekli, olanakl› “bir baflka dünya” yok. 20. yüzy›l tarihi,kapitalizmin alternatifinin yaln›zca sosyalizm oldu¤unu, yüzmilyonlarca insan› kapsayantarihsel pratiklerle somut olarak gösterdi...”

E K S E N YAY I N C I L I K

Yay›nlar›m›zdan...

Page 52: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

52

Sivil polis arac›nday›m. Ankara DAL’agötürülüyorum. Yar›m saat önceki sahneleri hat›rl›yorum.Sokakta yürüyüflümü, sivil polis arac›n›n beni almayaçal›flmas›n›, bo¤uflmam›z›, araca atamay›fllar›n›,sloganlar›, kofluflturmalar›... Akl›mdan ç›kmayan bir anvar. Hemen öncesinde bir yoldafltan ayr›l›fl an›m›z.Yakalanma ihtimalini bilerek yapt›¤›m›z konuflmalar›,gülümseyiflini, kucaklaflmam›z› flu an bile yafl›yorgibiyim. ‹lk iflkenceden geçiriliflimi ve ilk direniflimihat›rl›yorum. Gözalt›ndan ç›kt›ktan sonra bir yoldafl›nbeni özlemle kucaklay›fl›n›... Ona flöyle demifltim: “Bukucaklaflma için o kadar iflkence görmeye raz›y›m.” Busefer de direnece¤im konusunda en ufak bir tereddütünkalmad›¤› an bu oldu. Gene direnecektim. Her zaman kigibi!..

DAL’da önce bir-iki saatli¤ine hücrede bekletildiktensonra yukar› ç›kar›ld›m. Kaba bir-iki yumruk, tekme.Sonra ayakta bekletmeye bafll›yorlar. Yan odalardanpolisin ba¤›rmalar› geliyor. Yoldafllara iflkence yapmayabafllad›klar›n›, beni de almadan önce bir sürebeklettiklerini düflünüyorum. Bir süre sonra ayaktabekletilmenin kendisinin bir iflkence oldu¤unuö¤reniyorum. Söyleniyorlar, “bakal›m ne kadar ayaktakalabileceksin?” Bir an oturmak ve ayakta kalmakseçeneklerini düflünüyorum. Fark›nda olmadan da olsabeklemeye bafllad›¤›m ölçüde, ayakta kalmaya devamediyorum.

Tüm süre boyunca bu tür tercihlerimde de¤iflmeyentek fley vard›. Direnecektim! ‹lk gece bir-iki kere so¤uk suve so¤uk hava ak›m› önünde ayakta bekletmek d›fl›ndasistematik bir iflkence görmüyorum. Daha öncekideneyimlerimden, özellikle yakalanman›n ilk günüyüklenebilecekleri kadar yüklenmeyi tercih ettiklerinibiliyorum. So¤uk su, elektrik, düz-ters ask› ile silahlar›n›tüketmifl oluyorlar.

Asl›nda söz konusu silahlar›n bütün özelli¤i, yaratt›¤›fiziki ac› de¤il, bu ac› yard›m›yla bir korku ve panik,normal flartlarda asla ikna olunamayacak fikirlerikabullendirebilecek bir alg›lay›fl ortam› yaratmak. Bu“baflar›”y› umduklar› bir yerde bile, bunun geçicioldu¤unu düflman bilir. Bir sürü genç ve deneyimsizdevrimcinin iflkencede zay›f davranabildi¤ini, amayeniden aya¤a kalkarak sonras›nda direndi¤ini bilir.‹flkence, kullan›lmas›ndan çok kullan›labilirli¤ihissettirildi¤i ölçüde, ayn› etkiyi yarat›r. ‹flkenceninçözülme yaratan etkisi, verdi¤i fiziksel ac›da de¤il,sonsuza dek sürecekmifl duygusu verebilmesindendir yada verebildi¤i kadard›r.

S›n›f düflman›m ilk günden silahlar›n› tüketmekistemiyor olmal›yd›. Zira fiziki iflkenceyi nas›lkarfl›lad›¤›m› onlar da geçmifl deneyimlerinden iyibiliyorlard›. Pek ciddiye al›nmad›¤›n› bilseler de, “buras›DAL, buras› baflka yere benzemez” avuntular›, “dahaönce direnmifl olman senin önemsenmemendendir” diyekendi kendilerini telkin edici konuflmalar›n›n mant›¤›burada. Sanki iflkenceleri as›l etkisi verilen ac› ya dazamana ba¤l›ym›fl gibi. “Herkesin bir s›n›r› vard›r”diyorlard›, “sonra çözülür”. Söylediklerinin ilk k›sm›do¤ruydu, her devrimcinin iflkenceye dayanmas›n›n birs›n›r› vard›: Ölüm s›n›r›. Bir ac› kafan›z› kar›flt›rmayade¤il de bilemeye yar›yorsa, sizin karfl›n›zda küçülür,küçülür ve ac› biyolojik s›n›r› geçip sizi öldürürken,kazanan siz, yaflam ve devrim olur.

Asl›nda bu d›flar›da da böyle de¤il mi? Devletin terörüasl›nda kafas›na cop yiyenden çok onu d›flardan izleyenietkiler. Kafas›na cop yiyen korkabilir, ama art›k copyemenin belirsiz bir taraf› kalmamas› yüzünden, kiflidayanma gücü gösterebilir ve korkuyu y›kabilir. Herdüzeyde fliddet, sadece daha büyük ve yaflanmam›fl fliddetve ac›lar›n habercisi olabildi¤i, insanda bunlaradirenebilece¤i konusunda bir belirsizlik yaratabildi¤iölçüde bir ifllev tafl›r. Bu yüzden burjuvazinin en büyükterör ayg›t› sermaye bas›n›d›r. Polis ve ordu gibi faflistkurumlaflmalar üzerinden uygulanan terör, gazete vetelevizyonlardan abart›l› vahflet görüntüleriyleyayg›nlaflt›r›l›r. Terör budur zaten: Vur, izlet, korkut vesindir! Vurulanlar ne kadar çok olursa, faflizm için tehditde o kadar büyür. Kitleler tamamen yok edilemeyece¤ine;sermaye emek gücünü sömürdü¤ü iflçiler olmadanvarolamayaca¤›na göre, terörün yayg›nlaflmas› kendiniifllevsizlefltirme riskini de büyütür.

‹lk gün sistematik iflkencenin “hafif” kalmas› üzerinedaha önce iflkence üzerine okuduklar›m› hat›rlad›m. Ozaman hiç iflkence görmemifl biri olarak, ba¤›rmamatutumunu düflünüyor ve insan denetiminin bu kadar iyiolup olmayaca¤›n› merak ediyordum. Bu yüzden dayak yada ask› bana bilinir-anlafl›l›r ac›lar olarak görünüyordu.Bunlara karfl› ba¤›rmamak kolayd›. Ya elektrik, bunukafamda bir türlü canland›ram›yordum. Sonra ilkelektrikle karfl›laflmam› hat›rl›yorum. ‹nsanlar›n nas›lba¤›rd›klar›na flafl›rm›flt›m!

‹flkenceci tak›m› ilk günü silahlar›n› tüketmeyerekgeçirdi. Bende soru iflaretleri yaratma umutlar›n› bunaba¤lam›fllard›. ‹kinci günün sabah›nda taktikleri daha aç›kgörülebiliyor. Silahlar›n› kullanmayarak k›skançl›klakoruyacaklar, kullanma tehditleriyle korkutmaya

OOnnllaarr PPaarrttii’’yyee ççaarrpptt››llaarr vvee kkaayybbeettttiilleerr......

Yine biz kazand›k!Ümit Alt›ntafl

Page 53: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

53

çal›flacaklar, dahas› zamanlar›n› böyle bofl bir beklentiylegeçirmemek için, ideolojik-psikolojik bir savaflyürütecekler.

Onlarca yüz, onlarca fikir, onlarca üslup. “‹llegalyapmay›n, legal yap›n; EMEP-ÖDP gibi yap›n; eflitlikistiyorsan›z insanlara para yard›m› yap›n; devletin, polisiniçinde çal›fl›p kazan›n; sosyalizm öldü, milliyetçilik dahaiyi”... Bunlar için ipe sapa gelmez konuflmalardemiyorum. Bunlar ciddi fleylerdi. Onlar› ciddiyetsiz k›lanburjuvazinin ideolojik cephaneli¤inin s›n›rl›l›¤› vekapitalizmin geleceksizli¤inin ilan›yd›. Tüm insanl›¤›kurtarma hayallerini tüketen bir sistemin bekçilerini,ismini bile bilmedi¤imiz insanlar için ölme fedakarl›¤›yerine bize dilenciye para vermekten ibaret bir burjuvahümanizmini öneriyorlard›. Bunun etkili olmas› zatenbeklenemezdi. Öyleyse nereden güç, nereden cesaretbuluyorlard› ve dahas› ne umuyorlard›, bu ideolojik-psikolojik vaazlardan? Terör, iflkence, ölüm tehdidi, kifliyibu ideolojik-psikolojik alana çekme ifllevi tafl›yordu. Pekio alana çektiklerini nas›l kazanmay› ve yenmeyiumabilirlerdi?

Bu cesareti bulabildikleri tek yer olabilirdi: Devrimcihareketin zay›fl›¤›. Burada zay›fl›ktan kast›m, kitleleriharekete geçirip geçirmeme sorunu de¤il. Kastedilenideolojik zay›fl›kt›r. Polisin yeni dönem mektepli tak›m›üniversite okuyor, “üç dil biliyor” (flaflk›n Adli T›pdoktoru bunu bir geliflme ve modernleflme say›yordu, kikuflkusuz bu do¤ruydu, yeni polisler moderndi, modernbir barbarl›¤›n savunucular› ve uygulay›c›lar›yd›lar) veikna-manüplasyon (yönlendirme)-demagoji üzerine özele¤itimlerini ABD’de bizzat C‹A’dan al›yorlard›. Buak›llar› onlara a¤ababalar› veriyordu.

Düflman›n bu çabas›n› ne abartmak gerekiyor, ne deönemsememek. Sadece yerli yerine koymak gerekiyor.Abartmak gerekmiyor, kapitalizmin tüm ideolojilerinin(din, milliyetçilik, liberalizm, cumhuriyetçilik...)kapasitesi ve s›n›rlar› bellidir. E¤er kapitalizm bugünündünyas›nda insanl›¤a hiçbir fley vaad edemiyorsa vekitleler “yaflas›n kapitalizm” diye sokaklaradökülemiyorsa, geçmifl ça¤lar›n gerici fikirlerine sar›larakya da kitle talepleri demagojik tarzda çarp›t›larak ayaktakal›nabiliyorsa, bu asl›nda kapitalizmin ne kadar zay›foldu¤unu gösteren bir tablodur. Dahas› bu ideolojiler,ancak kitlelere yönelik sistematik bir terör flartlar›nda güçbulabiliyor. En müreffeh kapitalist ülke bile terördenvazgeçmeye ve salt ideolojik mücadele ile sosyalizminkarfl›s›na ç›kmaya cesaret edemiyor. Dolay›s›yla onlar›nsistematik papazl›klar›, ideolojik, psikolojik vaazlar,ancak cellatl›kla ve sistematik iflkenceyle varolabilir. Neburjuvazi ça¤dafllaflmakta, ne de faflizm insanlaflmaktad›r.Kitlelerin harekete geçti¤i bir yerde, bütün papaz-vaaztablosunun kendisi zaten paramparça olacakt›r.

Ne hayaller yaymal›, ne düflman› abartmal›y›z.Devrimciler düflman› stratejik olarak küçümser, taktikolarak önemserler. T›pk› hiçbir baflar›l› polisoperasyonunun sosyalizmi engellemeye yetmeyece¤inin

bilinmesinden do¤an küçümsemeyle, günlük planda hertakip flüphesinin titizlikle de¤erlendirilmesinde oldu¤ugibi. Polis papaz-vaaz sistemati¤ini özel bir yo¤unluklakullanmay› neden istiyor? Birincisi, sermaye devletinindemokratikleflme görüntüsü için bir ihtiyaç. ‹kincisi, buyolla çözdü¤ü insanlar›n bir daha aya¤a kalkamayacakkadar kötürümlefltirilmesi mümkün. Üçüncüsü ve enönemlisi, bu yöntem sonuç al›yor!

Kitlelerin hareketli olmad›¤› bir evrede, “bir avuç”devrimcinin afifl, bildiri, toplant›, yürüyüfl benzeriçabalarla “dev” gibi bürokratik-militarist bir ayg›t›y›kmas› fikrine inanc›n› koruyabilmesi, onu bilimseltemelleriyle ideolojik bir kavray›fla dönüfltürebilmesiyles›k› s›k›ya ba¤lant›l›d›r. Devrimci hareket ise tam da bunoktada zay›ft›r. Polisin “birkaç kifliyle yap›lan basit ifller”demagojisinin tutabilmesi, dahas› önemli say›da insan›çözebilmesi, bu zay›fl›k üzerine yükselmektedir.

Düflman›n ikinci gün sonras› uygulad›¤› papaz-vaaza¤›rl›kl› ideolojik-psikolojik takti¤in bizde sonuç vermesineredeyse imkans›zd›. Zira biz, kapitalizmin bilimsel vemilitan bir suçlamas› üzerine yükselen bir savaflprogram›n› k›z›l bir bayrak olarak göndere, tüm iflçi veemekçilerin gözü önünde daha henüz çekmifltik. Birprogram bilinciyle donanm›fl, kapitalizmin onulmazçeliflkilerinin 151 y›l önceki ilan› olan KomünistManifesto’yu bugüne tafl›m›flt›k. Güncel ve “yeni”kapitalizmin y›k›lmazl›¤› tezini yere çalm›flt›k. Polisinkapitalizmin yararlar› ve y›k›lmazl›¤›, devletin güçlülü¤üüzerine söyledi¤i her fikir, program›m›za, onun bilimseltemellerine, teorik bölümüne çarpt› ve paramparça oldu.Sorguda bir yan›yla s›nanan bizim tam da programbilincimizdi. Program›m›z bu s›namadan sapasa¤lam ç›kt›.

Bizi çözemezlerdi, zira biz “gözbebe¤imiz” olanpartiyi kazanarak böylece asl›nda “tereddütsüz ölme”gücünü kazanm›flt›k. Onlar partiyi bitirdiklerini vebitireceklerini söylediler, “herkesi yakalam›fllard› ya dayakalayacaklard›.” Partinin y›k›lmazl›¤›n›n, yeni dönemdevrimcili¤inin süreklili¤inin güvenceye al›nmas›n›npolitik anlam›n› anlamam›fllard› onlar, anlayamazlar da.Bizi çözmeleri olanaks›zd›, çünkü biz kendini tekrar edende¤il aflan, sistemi y›kmaya sadece cüret eden de¤il, ayn›zamanda bunun güçlerini de a盤a ç›kartan bir ad›m›n,partinin üzerinde yükseliyorduk. “3-5 kifli olmak” üzerinedemagojileri bize sadece gülünç geldi.

Onlar partiye çarpt›lar ve kaybettiler. Biz kazand›k!Son gün DAL’dan ayr›l›rken hissettiklerimi

belirtmeliyim. S›radan bir s›nav› baflar›yla vermifltik, herne yapsalar da baflar›yla verecektik. Benim için yeni olantek bir fley vard›. “Partiyle kazanaca¤›z!” slogan›n›niflkencede direnifl alan›nda da bir karfl›l›¤› oldu¤u...

PPaarrttiiyyii kkaazzaanndd››kk!! PPaarrttiiyyllee kkaazzaannaaccaa¤¤››zz!!YYaaflflaass››nn TTüürrkkiiyyee KKoommüünniisstt ‹‹flflççii PPaarrttiissii!!

(Bu metin TK‹P Merkez Yay›n Organ› Ekim’in Mart‘99 tarihli 202. say›s›nda, A. Deniz imzas›ylayay›nlanm›flt›r...)

Page 54: EG 86. sayı

“Türkiye kapitalizminin yap›sal ve dönemsel krizlerisürekli a¤›r faturalar üretiyor ve bu faturalar›n iflçis›n›f›na ve emekçi kitlelere ödettirilmesi gerekiyor. Bununengelsizce baflar›labilmesi için bir kez daha ‘iç istikrar’ ,yani iflçi s›n›f› ile emekçi kitlelerin dizginlenmesi,sindirilmesi, hareketsiz k›l›nmas› gerekiyor. Toplumsalmuhalefetin tam olarak teslim al›nmas›, daha türlüoyunlarla düzene yedeklenmesi gerekiyor. Bunun içinaldat›c› ve sapt›r›c› propagandalardan sahtekutuplaflmalara, ideolojik-kültürel araçlardan ç›plakteröre her yol kullan›lmaktad›r. Fakat bu sonuncusunungitgide daha belirleyici bir araç ve yöntem olarak öneç›kt›¤›n›, devlet ayg›t›n›n yasal ve fiziki olarak süreklitahkim edilmesinden de görmek mümkün. Bugün bütçeninen büyük bölümü bask› ve terör ayg›t›n›n, ordu ve polisdonan›m›n güçlendirilmesi için kullan›l›yor.”

“D›flta militarizm, sald›rganl›k ve savafl, içerdesüreklileflmifl sistematik bask› ve terör, emperyalizmin veiflbirlikçi burjuvazinin bu dönemsel ihtiyaçlar›n›n zorunluk›ld›¤› bir politikad›r. ‹flçi s›n›f› ve emekçilerindizginlenmesi ve sindirilmesi, ‘iç istikrar›n’ korunmas›,izlenen iç ve d›fl politikan›n zorunlu kofluludur.Halihaz›rda çok güçsüz ve kitleler üzerinde etkisiz olandevrimci ak›mlar›n hedef oldu¤u fliddetli bask› ve iflkence,ac›mas›z terör ve katliamlar olgusu da bununla s›k›s›k›ya ba¤lant›l›d›r.”

(TK‹P Merkez Yay›n Organ› Ekim’in Ekim ‘99 tarihli 209. say›s›n›n baflyaz›s›ndan....)

Mesela, katliam desem, vahflet desem ya da faflizm,devlet, fliddet, bask›, terör, katiller ordusu demeyeçal›flsam... Her kavram içinde karfl›t›n› da bar›nd›r›r yaben direnifl, cesaret, devrimci, insan, insan gibi insan,mücadele, yi¤itlik, onur diye devam etsem... Ama sözünbitti¤i yerde ne bafllar ki! Peki gerçekleri ve umuduhayat›n hangi kuytusuna saklayabilirsiniz? Kuytular›ayd›nlatacak yüreklerin, isimlerin, ayd›nl›k, onurlubedenlerin oldu¤unu bilmiyorsan›z, bilin ki aptals›n›zd›r,bilmezlikten geliyorsan›z korkak...12 Eylül ile aydafl birzamanda güzel memleketimin topraklar›nda, güzelinsanlara karfl› sistemli bir katliam gerçeklefltirildi.10devrimci tutsak bombalarla, sopalarla, silahlarla,iflkencelerle hiçlefltirilmeye, teslim al›nmaya, boyune¤dirilmeye çal›fl›ld›. 26 Eylül 1999 UlucanlarCezaevi’nde fliddeti içsellefltirmifl, yar›nlar›m›z› bask› veterör üstünden kurmaya çal›flan faflistler güruhu kendimisyonlar›na yak›flan bir kallefllikle tarihe geçti.

12 Eylül’ün izinde, onun yolunda bir tarih

‘80’ler de ‹MF’nin birçok ülkeye dayatm›fl oldu¤uekonomik ve siyasal kararlar›n Türkiye burjuvazisitaraf›ndan bir an önce uygulamaya sokulmas›gerekiyordu. Uflaklar s›n›f› sahiplerine ba¤l›l›klar›n›kan›tlamak yolunda, 12 Eylül 1980’de orduya sar›larakiflçi-emekçileri ve toplumsal muhalefeti susturmak içinasker botlar›yla ezmeye çal›flt›lar bafl›m›z›. Ya bizdensinya da hiçsin, ya vatan sa¤ olsunlar› pelesenk edersindiline ya da lal olursun, ya çemberin içinde çok olursunya da beyaz› hiçbir zaman sana ait olmayan bir hücredetek olursun, ya, ya da...

12 Eylül askeri darbesi salt o günkü hareketlili¤ibast›rmak amac›nda de¤ildi elbet. Devam›nda birkorkutma politikas›n› ve gözda¤›n› da içeriyordu.12 Eylülile birlikte bu politikan›n bafllang›c› yap›ld›. ‹ç istikrar›nkorunmas› için, egemenlerin huzurunun bozulmamas›için, d›flar›daki efendileri hayal k›r›kl›¤›na u¤ratmamakiçin bask› ve terör politikalar› ifllemeye bafllad›. Odönemin baflbakan› Ecevit, “hapishanelere hakimolamayan d›flar›ya hakim olamaz” sözüyle niyetinifütursuzca ortaya koyabiliyordu.

Faflist devlet 12 Eylül ile birlikte cezaevlerindekidevrimci tutsaklar› kimliksizlefltirmek, sahip olduklar›de¤erleri yok etmek yolundaki sürecin ilk ad›mlar›n›atm›flt›. 26 Eylül ‘99 tarihi de bu kirli oyunun bir uzant›s›,bir baflka evresiydi. Ankara Ulucanlar Cezaevi’ndekalmakta olan devrimci tutsaklar bir yatakta 3 kifli kal›yorolman›n sa¤l›kl› olmad›¤›n› dillendirip ko¤ufl talebindebulundu. Ama talepleri karfl›l›k görmedi. Bunun üzerinetutsaklar fiili olarak bofl bir ko¤ufla geçtiler. Amakatliamda kararl› faflist devlet “hapishanede tünelkaz›yorlar” bahanesiyle 26 Eylül sabah›nda cezaevineoperasyon düzenledi. Yap›lan bu kanl› sald›r›da, içlerindePartimiz’in özü ve özeti sayd›¤›m›z Habip ve Tunayoldafllar›n da oldu¤u on devrimci, onurlu, yi¤it insantüm iflkencelere, kurflunlara, bombalara direnerek teslimolmaktansa sonsuzlaflmay› ye¤lediler.

F tiplerini meflrulaflt›rman›n ilk ad›m›: Ulucanlar katliam›

Egemen s›n›f fliddeti bilinçli bir tercih olarak kullan›r,kullanmakla yetinmeyip y›¤›nlara da sistematik olarakempoze eder. Bu tercihi kimi zaman fiziksel kimi zaman

Ekim

Gençli¤i

54

UUlluuccaannllaarr flfleehhiittlleerriinniinn aann››llaarr›› öönnüünnddee ssaayygg››yyllaa ee¤¤iilliiyyoorruuzz......

Sözün bitti¤i yer!

Page 55: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

55

da psikolojik olarak yapmaktad›r. Bir yan›yla fiziksel vepsikolojik fliddet aras›nda diyalektik bir iliflki vard›r.Ulucanlar katliam› da, devrimci tutsaklar flahs›ndaegemen s›n›f›n fiziksel fliddeti psikolojik fliddetedönüfltürmede sinsice, düflünen ve sorgulayan insanlarayönelik olarak ise tüm ç›plakl›¤› ile att›¤› bir ad›md›r. ‹lkolarak ‘90’l› y›llarda hayata geçirilmeye çal›fl›lan amabüyük direnifllerle karfl›lanan F tipi cezaevleri, fliddetidört duvar aras›nda s›k›flt›rmaya ve ola¤anlaflt›rmayaçal›flmaktad›r. Böylece, ancak toplum içinde varolaninsan yaln›zlaflt›r›larak, sahip oldu¤u de¤erlerden ve bude¤erlere sahip ç›kan insanlardan uzaklaflt›r›larak, tecridemahkum edilerek insani kimli¤inin yok edilmesisa¤lanacakt›r. Di¤er taraftan, d›flar›da her türlü silah› ile–ekonomik, kültürel, ahlaki vb. – bir ahtapot gibi sar›p

sarmalayan ve hayatlar›m›z›örseleyen sistem, içerde de buoyunu bozmaya çal›flanlar›kendine benzetmeyeçal›flacakt›r. F tipi cezaevleritecrittir, kötü muameledir,insani tüm iliflkilerin köredilmesidir, yaln›zl›kt›r, yoketmeye yeltenmektir, enisonuinsanl›k d›fl›d›r. Bu insanl›kd›fl› uygulama, insanl›k d›fl› biroperasyonla, UlucanlarCezaevi’nde kanlameflrulaflt›r›lmaya çal›fl›ld›.Ama içlerinde iki yi¤ityoldafl›m›z›n da bulundu¤u ondevrimci tutsak büyük birdireniflle karfl›lad› katillerordusunu. Bizler de katliam›nötesinde, Ulucanlar’a budirenen ve teslim olmayanyönüyle bakmal›y›z.

On’lar on yeni ustas›devrime uzanan yolun‹nançla döfledikleri tafllarmihenk tafllar› olacakkavgam›z›n Ve yüre¤imizdeki umutS›n›rs›z topraklara yol olanayak izleriyle ço¤alacakonlar›n Yoldafllar›m›z...Adlar›;Habip, Ümit...Habip ve Ümit yoldafl

Ulucanlar’da katledildi. Onlarpartinin düflünen ve savaflan ikiönder yoldafl› idi. Paraya vegüce tapanlar›n dünyas›nda,onlar›n örnek devrimciyaflamlar› ve kimlikleri tüm

ayd›nl›¤› ile duruyor karfl›m›zda. Yoldafllar›m›z fliddetinkarfl›s›nda dimdik durabilmifller, bilerek ve isteyerekbedenlerini atefle atabilmifllerdi, hayat bir masal olsa KafDa¤›’n›n arkas›ndaki birer Anka Kuflu olurlard›.Küllerinden tekrar tekrar ayn› öfke ve inançla, ayn› umutve özlemle, ayn› devrimci ve insan kimli¤iyle yenidendo¤abilen... Her yerini çatlaklar basan, kötü kalplibüyücülerin tütsüledi¤i bu dünyada yeryüzü gerçek aflk›nyüzü oluncaya dek sürecek bir kavga var. ‹ki önderyoldafl›m›z›n tuttuklar› k›z›l bayra¤› biz genç yoldafllar›olarak tafl›yaca¤›z. Sözün bitti¤i yerde Habip ve Ümityoldafl›n, Onlar’›n ayd›nl›k yüzleri, direngen bedenleri,boyun e¤meyen kimlikleri var art›k.

N. Asya

Page 56: EG 86. sayı

fiilili flair Pablo Neruda, toplumsal ve siyasal fliirleriyleLatin Amerika’n›n fliirsel sesi oldu. Neftali Ricardo ReyesBasoalto ad›yla 12 Temmuz 1904’de Güney fiili’de do¤du.Babas› lokomotifçi, do¤umundan hemen sonra ölen annesiise ö¤retmendi. Neruda henüz 15 yafl›ndayken yerel birgazetede görev ald›. Çekoslovakyal› flair Jan Neruda’yaolan hayranl›¤›ndan dolay› Pablo Neruda takma ad›n› ald›.20 yafl›nda ilk fliirleriyle bir yar›flmaya kat›ld›. Daha sonragazeteci olarak çal›flmaya bafllad›.

Neruda’n›n ilk fliir derlemesi 1923’de ç›kt›. Bir y›lsonra yay›nlanan Yirmi Aflk fiiiri ve Umutsuz Bir fiark›Latin Amerika’n›n en çok sat›fl yapan fliir kitab› oldu.Neruda 6 y›l boyunca Güneydo¤u Asya’da konsoloslukyapt›. Bu bölgedeki toplumsal sorunlar yüzünden ömrünü“en çok ac› veren dönemi” olarak nitelendirdi¤i bu süreçteYeryüzünde Konaklama adl› iki ciltlik yap›t›n› verdi.

Neruda, kat› m›sra ve fliir biçimlerine yer vermeyip,her fliiri kendine özgü bir ritimle yazm›flt›. 1934’de‹spanya’ya giden Neruda, burada sembolizm, sürrealizm vefütürizmin etkisinde kalan 1927 Nesli adl› fliir toplulu¤unakat›ld›.

fiair, fiili Konsoloslu¤u görevi için Arjantin’debulundu¤u dönemlerde devrimci flair Federico GarciaLorca’y› tan›d› ve ondan etkilendi. “fiiirimi de¤ifltiren bu‹spanya ‹ç Savafl›, benim için bir flairin ölümü ile bafllar.”der Pablo Neruda ve Lorca için flu dizeleri yazar.

“Lorca’da ‹spanya’n›n bir ça¤›n› yaflamak mümkündü.Halkç› geliflme ça¤›n›.

Gelip geçmifl o ‹spanya’y› ayd›nlatan biri.”Neruda , 1949’da fiili Komünist Partisi’ne girerek

senatör oldu. Baflkan Gonzalez Videla’y› elefltirmesiüzerine hükümet taraf›ndan devlet düflmanl›¤›yla suçland›ve tutuklama emriyle arand›. Arjantin’e kaçmay› baflard›.Daha sonra Sovyetler Birli¤i’nde ve Çin’de yaflam›n›sürdürdü.

fiiirlerinde, Latin Amerika’y› tarihiyle, do¤as›yla vepolitik–sosyal durumuyla ele alarak yans›tmaya çal›flt›.

1969 y›l›nda Komünist Parti taraf›ndan baflkan aday›gösterilen Neruda, Salvador Allende’nin ulusal cephesinekat›lmak üzere 1970’te adayl›¤›n› geri ald›. Arkas›ndanAllende taraf›ndan Fransa’ya Büyükelçi olarak atand›. Biry›l sonra Neruda’ya Nobel Edebiyat Ödülü verildi.

Kansere yakalanan Neruda, Allende’ye karfl›düzenlenen askeri darbeden birkaç gün sonra, 24 Eylül1973’de, 69 yafl›nda hayata gözlerini kapad›. An›lar›Yaflad›¤›m› ‹tiraf Ediyorum ad› alt›nda ölümünden sonrayay›nland›.

T. Serj

EEEEkkkkiiiimmmm

Gençli¤i

56

Bu dünyadan NNNNeeeerrrruuuuddddaaaageçti

O¤ullar› ölen analara türkü

Ben de sizler gibiyim, analar.

Benim kalbim de yas dolu, ölüm dolu.

Gülüşlerinizi öldüren kanla,

Serpilip gelişmiş;

Bir orman gibidir kalbim.

Günlerin kahredici yalnızlığı,

Uyanışın sisli öfkeleri

Girmiştir içine.

Susamış sırtlanları,

Bitip tükenmez üremeleriyle

Afrika’dan gürleyen hayvan sesini;

Öfkeyi, iniltileri, hoş görmeleri ,

Bırakın, bir yana bırakın.

Ölümün ve tasanın

Çemberinden geçmiş analar,

Doğan ulu günün ortasına bakın;

Bu topraktan güler ölüleriniz.

Kalkık yumrukları titrer,

Buğdayın üstünde,

Bilesiniz.

Neruda

Page 57: EG 86. sayı

“Size son kez hitap ediyorum. Uçaklar Magallanesradyosunun vericilerini bombalad›. Bu tarihsel geçiflan›nda, halk›ma sadakatimi hayat›mla ödeyece¤im. Amayüzbinlerce fiilili’nin bilincine düflen tohum er-geçyeflerecek. Bu ülkenin gelece¤ini kuracak gençleresesleniyorum: fiili’de faflizmin geçmifli uzun. Tüm teröristsuikastlar, havaya uçurulan köprüler, y›k›landemiryollar›, patlat›lan petrol kuyular› onlar›n eseriydi.”

“Vatan›n emekçileri, ben fiili’ye ve gelece¤einan›yorum. Baflka adamlar, baflka insanlar ihanetinbast›rd›¤› bu ac› karanl›¤› ayd›nlatacaklar. Er-geç özgürinsan›n geçece¤i kap›lar› açacak ve daha adil bir toplumkuracaklar. Yaflas›n fiili! Yaflas›n halk! Yaflas›nemekçiler!Bunlar benim son sözlerim ve fedakarl›¤›mbofluna de¤il, sat›lm›fll›¤a, korkakl›¤a ve ihanete bir ahlakdersi olaca¤›na eminim.”

Bu 盤l›k 1973 y›l›nda fiili’de yaflanan bir kanl› birvahfletin ard›ndan dönemin baflkan› Salvador Allende’nin盤l›¤›yd›. 11 Eylül 1973’te dünya bugün yabanc›olmad›¤› kanl› katliamlardan birine daha tan›kl›k etmiflti.ABD emperyalizmi seçimlerle ve halk deste¤iyle iktidaragelen Unidad Popular (Halk›n Birli¤i) hükümetinidevirmek ve kendi iflbirlikçi faflist rejimini kurabilmekiçin pervas›zca kan ak›tm›fl ve yüzbinlerce insan›nölümünün ve iflkencelerde katlediliflinin imzac›s›olmufltur.

1960’l› y›llarda iflsizlik, açl›k ve sefaletin hükümsürdü¤ü, ABD’nin arka bahçesi olarak bilinen LatinAmerika ülkelerinden birisidir fiili. Sahip oldu¤u zenginbak›r ve maden yataklar› Amerikan tekelleri taraf›ndaniflletilmekte ve emperyalizmin iflbirlikçisi bir avuçkapitalistin zenginliklerine zenginlik katmaktad›r. Biryanda çocuk ölümleri, salg›n hastal›klar ve açl›k, di¤eryanda kan emicilerin kâr paylar›, flirketleri, kölecebask›lar›...

1970’de fiili’de d›fl borçlar 4 milyar ABD dolar›n›buluyordu. fiilili iflçi ve emekçiler giderek a¤›rlaflan buyaflam koflullar›na karfl› dünyay› sarsan devrimci dalgan›nda etkisi ile baflkald›rmaya bafllad›lar. Toplumsalmuhalefet giderek büyüyordu.

fiehrin bu ufak k›y›s›nda Befl bin kifliyizKimbilir kaç kiflidirBütün flehirlerde ve bütün ülkedeTohum eken ve fabrika iflleten Yaln›z burada on bin el…Bu baflkald›r›fl ayn› y›l seçimlerde Unidad Popular’›n,

halk›n iradesi ve emekçilerin sesi olarak bafla gelmesinisa¤lad› ve baflkanl›¤a Salvador Allende geçti. UP’nin ilkhedefi ABD ya¤mas›na son vermekti. Bir y›l gibi k›sa birsürede reformlar sonuçlar›n› üretmeye bafllad›. Fabrikalardevletlefltirilmifl, büyük toprak a¤alar›n›n topraklar› sat›n

Ekim

Gençli¤i

57

AABBDD’’nniinn kkaannll›› kkaattlliiaammllaarr››nnddaann bbiirrii......

KKKKaaaannnnllll ›››› fifififiiiii llll iiii ddddaaaarrrrbbbbeeeessss iiii hhhhaaaaffff ›››› zzzzaaaa llllaaaarrrrddddaaaannnn

ssss iiii llll iiiinnnnmmmmeeeeyyyyeeeecccceeeekkkk!!!!

Page 58: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

58

al›narak köylülere da¤›t›lmas› yönünde ad›mlar at›lm›flt›.Maden yataklar› ulusallaflt›r›larak ücretler art›r›ld›, paras›zsa¤l›k ve paras›z konut için gerekli reformlar yap›ld›.Ekonomide büyüme görülüyordu, iflsizlik azalm›flt›.

ABD bu uygulama ve geliflmelere seyirci kalamazd›.Emperyalist tekeller (ITT, Pepsi Cola, Chase ManhattenBank...) huzursuzlanmaya bafllam›flt›. “Arka bahçe”kontrolden ç›k›yordu, dur denmeliydi.

‹lk olarak ABD ambargosu konuldu. Ard›ndan ülkeiçerisine sokulan ajanlar ve kontr-gerilla çeteleritaraf›ndan kar›fl›kl›k yarat›lamaya çal›fl›l›yordu. Faflistpartiler sokaklarda terör estirmeye bafllam›flt›. 1972’denitibaren fiilili iflçi ve emekçiler hükümeti desteklemek içinsokaklar› doldurdu. 800 bin kifli Santiago’dayd›. ‹ki s›n›f›nhesaplaflmas› bafllam›flt›.

Kanl› bir oyun daha sahneleniyor!

Ve 11 Eylül 1973’te ABD kanl› katliamlar›na biryenisini daha eklemiflti. Demokrasi flarlatanl›¤›n›n ve“terörist” karfl›tl›¤›n›n sahibi ABD maskesini bir kez dahadüflürmüfltü. Baflrolde C‹A vard› ve ABD emperyalizmitüm vahfletini sergilemekten çekinmiyordu. Komitelerkurarak darbecilerin sald›r›lar›n› gö¤üslemek isteyen fiililiemekçiler geç kalm›fllard›. Faflist darbeciler GeneralAgusto Pinochet yönetiminde iktidara geçtiler. Bu,yüzbinlerce insan›n k›y›m›, katledilifli ve iflkencedengeçirilifli demekti. Latin Amerika, tarihinin en kanl›, envahfli askeri darbesine tan›kl›k ediyordu. Zindana veiflkencehaneye çevrilen Santiago stadyumu kanl› darbenin

simgesiydi art›k. Otuzbinin üzerinde ilerici, devrimci,sosyalist katledildi. Kontr-gerilla örgütlenmeleri askeriharekatlarla infaza devam ediyordu. 150 bin kifli toplamakamplar›na gönderildi. fiili halk›n›n iradesi ezilmifl vefaflist Pinochet rejimi fiili’ye dayat›lm›flt›.

Faflist cunta ülke içindeki muhalefeti kanla bast›rd› veAllende hükümetinin uygulamalar›n› ortadan kald›rmaklaifle bafllad›. Ülke topraklar›nda yaflayan etnik kimliklerüzerinde asimilasyon ve bask› politikalar› bafllat›ld›. ‹flçive emekçilerin ekonomik ve demokratik haklar› ellerindenal›nd›. Emperyalistlerle, ABD tekelleriyle pazarl›klaraoturularak, emperyalist sömürüye tüm kap›lar aç›ld›. 1980y›l›nda kendisini “milli flef” ilan eden Pinochet iktidar›n›1988’de halk oylamas›na sunaca¤›n› aç›klad›. 1988’deoylamadan yenik ç›kt›.

Allende hükümetinin ABD’nin ilk sald›r›lar›ndanitibaren pasif hareket etmesi, fliddete ve silahlanmayakarfl› ç›kmas› askeri darbenin iflini kolaylaflt›rm›fl oldu.Taban insiyatiflilikleri bir süre sonra sokaklara dökülerekkarfl› koyufl sergilese de art›k çok geçti.

fiilili iflçi ve emekçiler sessizli¤i bozmayolunda

ilk ad›mlar›n› at›yorlar!

11 Eylül 1973 fiili darbesi fiilili iflçi ve emekçiler içina¤›r bir yenilgiydi. Bu yenilgi bugün önemli bir deneyimolarak karfl›m›zda duruyor. Ve bugün fiilili iflçilersessizli¤i hayk›rarak bozmak yolundalar. Y›llar sonrageçti¤imiz ay zay›f da olsa fiili’de genel grev

gerçeklefltirildi. Pinochet darbesiyle bir halk›n

sesi bast›r›ld›, ilerici devrimcidinamikler kanla bo¤uldu, birtoplumun özgürlü¤üne kelepçevuruldu. Y›llarca postallarlaezilen fiilili emekçiler, 1990’danitibaren “demokrasi” maskesialt›nda sivil ABD uflaklar›taraf›ndan sömürülmeye devamettiler. Ve bugün s›n›rl› da olsaduydu¤umuz sesler bo¤az›s›k›lan bir halk›n ilmi¤inikopartma çabalar›d›r. S›n›rl› olsaduydu¤umuz 1973’tekelepçelenen ellerin isyan›d›r.fiili iflçi ve emekçileremperyalizmin tüm iktisadi,sosyal ve kültürel kuflatmalar›nakarfl› bir gün aya¤a kalkacak vebu kez yenilginin de¤il zaferintürkülerini yazacakt›r.

Venceremos venceremosK›ral›m zincirlerimiziVenceremos venceremosZulme ve yoksullu¤a paydos!

Page 59: EG 86. sayı

Engels daha 1859’da, Marx’›n Ekonomi Politi¤inElefltirisine Katk› adl› kitab›n›n girifl bölümüne de konulan biryaz›s›nda, flunu vurguluyordu: “Böyle bir yap›tta, iktisad›nbirbirinden tecrit edilmifl bölümlerinin elefltirisi, tart›flmakonusu olan flu ya da bu iktisadi sorunun ayr› olarakincelenmesi sözkonusu olamaz. Yap›t, tersine, iktisat bilimininbütün çaprafl›kl›¤›yla sistematik sentezine varmay›, burjuvaüretimin ve de¤iflimin yasalar›n›n tutarl› bir incelemesini amaçedinmektedir. Burjuva iktisatç›lar›, bu yasalar›n yorumcusu vesavunucusundan baflka bir fley olmad›klar›na göre, buinceleme, ayn› zamanda, bütün iktisadi yaz›n›n da birelefltirisidir.”

Daha o y›llarda iktisat biliminin bölümlerinin birbirinden vetoplumdan tecrit edilmesine vurgu yap›l›rken, bugün bundanhiç rahats›zl›k duymayan ve hatta bununla yaflamay› ö¤renmiflburjuva iktisatç›lar› var. O günlerde klasik politik iktisatgündemdeyken, flimdi bizler onun farkl› bir sürümü olan neo-klasik iktisatla yüzyüzeyiz.

‹ktisat ö¤rencileri bir sosyal bilim olan iktisat› günümüzdeneo-liberal çerçevede okumaktalar. Neo-klasik çerçevedekiiktisad› iyi bildikleri ölçüde iyi ‘iktisatç›’ olmaya adaylar.Alternatif iktisat ak›mlar›na tamamen kapal›, neo-liberalizmegöbekten ba¤l› bu iktisat e¤itimi, dünyaya farkl› gözlerlebakmay› denemifl, kabullenmeyi de¤il sorgulamay› seçmiflö¤renciler için mutlak de¤ildir, dolay›s›yla farkl› iktisat ak›mlar›incelenmelidir.

Neo-klasik iktisat e¤itimi

Bu sorgulamay› yapmak amac›yla Fransa’daki iktisatö¤rencileri 2000 y›l›nda bir bildiri yay›nlam›fllar ve önemlisonuçlara varm›fllard›. Buna göre, protesto edilen bafll›canoktalar; neo-klasik olmayan teorilerin müfredat d›fl›ndatutulmas›, iktisat e¤itimiyle iktisadi gerçeklerin örtüflmemesi,matemati¤in bir araç olarak de¤il bir amaç olarak kullan›lmas›ve elefltirel düflünceyi d›fllayan ya da yasaklayan e¤itimmetodlar›. K›sacas›, iktisat ö¤retiminin ço¤ulculuktan yoksunoldu¤u vurgusu yap›l›yor.

‹flaret edilen noktalar önemli. Burjuva iktisad›n›ngüdüklü¤ünü anlamak için bugüne flöyle bir bakal›m.Günümüz burjuva iktisatç›lar› yapt›klar› ekonometriktahminlerden hareketle genel ekonomi ba¤lam›nda sonuçlaravarmaya çal›flmaktad›r. Ancak, bunun öncesinde yap›lanvarsay›mlar sorgulanmamakta ve örne¤in, iktisad›n bir alt dal›olan ekonometri, hava durumu tahmini yapar gibikullan›lmaktad›r. Herhangi bir iktisatç› ekonometrik tahminyapmak ad›na bir maç sonucunun hane halk› tüketimini nas›letkileyece¤ini gösteren modellemeler yapabilmektedir. Bir maçsonucu ekonomiyi flu veya bu flekilde etkilemifl olabilir, fakatbu çal›flman›n toplum ad›na bir fley ifade etmedi¤i aç›kt›r. Buanlamda örnekler ço¤alt›labilir. Fakat sorun, kimi durumlardamatemati¤in amaçs›z kullan›ld›¤›d›r.

‹ktisad›n geneline bakt›¤›m›zda gördü¤ümüz analizkarmaflas› içinde aslolan ise “k›s›tl› kaynaklar ve sonsuzistekler” varsay›m› alt›nda flirket ve hane halk› aras›ndaki birkap›flma ve pay kapma yar›fl›d›r. Bu yar›fl içinde her iki tarafda kendi ç›kar› do¤rultusunda hareket etmek istemekte,burjuva iktisat bilimi de bir flekilde bunun orta yolunu bulmaya

çal›flmaktad›r. Dahas›, flirket kârlar›n› azamilefltirmek gibi bir“ulvi” ç›kara hizmet eden burjuva iktisatç›lar, bu anlamdakapitalizme hizmet alan›nda ihtisas yapmaktad›rlar.

Neo-klasik düflüncenin egemen oldu¤u iktisat e¤itiminialm›fl olan ve bunu savunan iktisatç›lar, sosyal sorunlar›çözümlemek için dünya gerçeklerini dikkate almamakta,dünyay› kendi teorilerine uydurmaya çal›flmaktad›rlar. Buyüzden yap›lan tahminler gerçeklerle ba¤daflmamakta,yaklaflan ekonomik krizler vb. önceden görülememektedir.

Dahas›, günümüz iktisat ö¤retimi di¤er sosyal bilimlerdenayr› tutulmakta ve ö¤renciler psikoloji, sosyoloji, felsefe gibidisiplinlerden uzaklaflt›r›larak sosyal yaflam› ve dünyay›anlamaya itilmektedirler. Bu, bilimin beslendi¤i ayaklar›kesmek gibidir. Bunun bir sonucu olarak, gelir da¤›l›m›adaletsizli¤i, iflsizlik gibi sorunlar neo-klasik e¤itimi savunanlartaraf›ndan irdelenmemektedir. Daha çok kifli bafl›na düflenmilli gelir, büyüme gibi veriler kullan›larak bir ekonominin iyiyegidip gitmedi¤ine “karar verilmekte”, ama örne¤in çift hanelirakamlar› bulan iflsizlik oranlar›n›n ne ifade etti¤i üzerineyeterince yaz›l›p çizilmemektedir.

Çok uzatmadan özetleyelim; bugün iktisat e¤itimi, temelolarak Marx’›n “mazur göstericiler” diye and›¤› iktisatç› tipiniyetifltirmek üzere programlanm›flt›r. Bu haliyle bir iktisatç›n›ngörevi; araflt›rma ya da toplumsal fayda de¤il, varolan vekendi sistemati¤i ile iflleyen kapitalist iliflkilerigerekçelendirmek, kapitalistlerin istemlerine kan›t üretmekolarak belirleniyor.

Toplumsal sorumluluk ve alternatifiktisat

Bilimin as›l amac› toplumun ç›karlar›na hizmet etmektir.Toplumdan ve di¤er sosyal derslerden kopuk bir iktisat, buamaca hizmet etmekten uzakt›r. ‹flsizlik, gelir da¤›l›m›adaletsizli¤i, sosyo-ekonomik uçurum vb. neo-klasik iktisate¤itiminin d›fl›na itildi¤i ve bu ö¤retim genel varsay›mlar›ylabirlikte tümden sorgulanmad›¤› ölçüde anlams›zd›r.

Güncel hayattan kopuk ve yukar›da özetlenen flekliyleverilen neo-klasik burjuva iktisad› biz ö¤rencilerin taleplerinekarfl›l›k vermemektedir. Burjuvazinin hizmetinde bir iktisad› veböylesi iktisatç›lar› reddediyor, e¤itim sisteminin ve iktisatmüfredat›n›n gözden geçirilmesini istiyoruz. Günümüzüniversitelerinde okutulan iktisat ak›m› sorgulanmal› vealternatiflerinin önü aç›lmal›d›r.

Y. Kara

Ekim

Gençli¤i

59

‹ktisat e¤itimmmmiiii üüüüzzzzeeeerrrr iiiinnnneeee

Page 60: EG 86. sayı

Hayat a¤ac›n›n paradan beslendi¤i bir dünyasisteminde, kapitalizm koflullar›nda yafl›yoruz. ‹nsanl›¤›nihtiyaçlar›n›n hiçe say›ld›¤›, her fleye kâr ve metamant›¤›yla bak›ld›¤› bir düzende spora da baflka türlübak›lmas›n› beklemek safdillik olur. Kafam›z›çevirdi¤imiz her yerde sporla, özellikle de futbolla içiçegeçmifl bir ç›kar iliflkileri a¤›yla karfl›lafl›yoruz. Futbolüzerinden kendi sömürü düzenlerini devam ettiren, hattayaratanlar bulunmaktad›r. Bu nas›l bir ifltir ki gol at›l›ncapara kazan›lmaktad›r.

Nereden nereye…

Türkiye’de futbol endüstrisi, Türkiye’nin görece dahageç kapitalistleflme sürecine girmesinden dolay› azgeliflmifltir. Futbol endüstrisi, Türkiye’nin d›fla ba¤›ml›,yar› sömürge ekonomisinin bir yans›mas› olarakoluflmaya bafllad›. Futbolun ülkemizdeki tarihine k›sacabakt›¤›m›zda, toprak (baharlar› çamurlu, k›fllar› buzlu)sahalarda, çay›rda çimende oynanan, kâr, para ve ç›kariliflkilerinin olmad›¤›, sadece zevk almak ve iyiolundu¤u ölçüde kazanmak üzerine kurulu bir oyungörüyoruz. Ancak 2. Paylafl›m Savafl›’n›n ard›ndan,dünya ekonomik sistemiyle birleflme çerçevesindeTürkiye’de kapitalizmin h›zla geliflmesiyle bugün futbol,evimizde yatak odam›za, ekonomimizde de borsalarakadar girdi. Bat› dünyas›yla bütünleflme ve uygarlaflmaad› alt›nda katedildi bu mesafe.

Önceleri sadece ülke içinde bir ulusal ligin

kurulmas›yla bafllayan futbol endüstrisi infla süreci,bugün turnuvalar, reklâmlar ve kupalarla, en tam birdünya futbol endüstrisi sisteminin Türkiye aya¤›n›noluflturulmas›na kadar vard›. Bunun d›fl›nda durmak,küreselleflen dünya sermayesinden kopuk olmakanlam›na gelmekteydi. Ayr›ca bu pastadan büyük pay›almak için giriflilen rekabet yeflil sahalar› çoktan aflm›fldurumdayd›.

Bu büyük endüstrinin de¤iflik yollarla kendi kendiniüretmesi, daha do¤rusu tüketilmesi sa¤lanmaya çal›fl›ld›.Bunda da baflar›l› olundu¤u aflikârd›r. Bir tüketimtoplumunun yarat›lmas› ve bunun da üretimi de¤il detüketimi yücelterek yap›lmas›, futbolun metalaflmas›n›nsonucu, hatta gere¤idir.

Yeflil sahalarda bir oyun olarak üretilen futbol, kendiendüstrisinde karfl›l›¤›n› bir sermaye birikimi olarakgösteriyordu. fiimdi bu sermaye birikimini ve sermayeak›fl›n›n boyutlar›n› inceleyelim.

Yat›r›m ve kâr

Bir futbol tak›m›n›n yapt›¤› harcamalar (“yat›r›mlar”desek daha do¤ru olur), daha fazla kâr› hedefler. Yapt›¤›yat›r›m›n karfl›l›¤›n› insanlar üzerinden ç›karmaktad›r.Tak›m ad›na tak›m›n kendi ma¤azalar›nda sat›lanürünler, maç biletleri ve stadyum gelirleri bunlardanbirkaç›d›r. Ancak insanlar›n dünyas›na bu kadar girmiflolan futbolu herkesin stada giderek izleme flans›n›bulam›yor. ‹flte tam bu noktada televizyonlarda

Gol makinesi ve paramakinesi diyalekti¤i

Ekim

Gençli¤i

60

Page 61: EG 86. sayı

yay›nlanmas› hakk›n›n sat›lmas› karfl›m›zaç›k›yor. Geçen sene bu hakk›n fiyat› Avrupa’da200–300 milyon dolar civar›ndayken, Türkiye’de465 milyon dolara kadar ulaflm›flt›r. Tabii ki bufiyat kendini, flifreli kanal, reklâmlar, sponsorlarve sabahlara kadar süren futbol tart›flmalar›yla(kavgalar›yla) kendini yeniden üretmekte vetüketilmeyi beklemektedir. Bu endüstride birfutbolcu yüzmilyon dolarlar edebilmektedir.

Stadyumlar›n birer al›flverifl merkezineçevrilmesi, magazin programlar›nda futbolcular›nboy göstermesi, mafyan›n futbol tak›mlar›ylailiflkiler kurmas›, bahisler ile Spor Toto ve ‹ddiaadl› oyunlar›n hem internetten, hem yasal hem deyasad›fl› kurumlarla, özellikle de devlet eliyleoynat›lmas›, insanlar›n hatta 12–13 yafl›ndakiçocuklar›n ceplerindeki beflyüzbinlerin dahiçal›nmas›, futbolculara birer gol makinesi, golatt›klar› sürece de birer para makinesi olarakbak›lmas›, vb.... Tüm bunlar milyonlar›n futbolad› verilen bir fanusun içinde yaflat›ld›¤›n›n ve buyaflam üzerinden ne kadar büyük kârlar eldeedildi¤inin göstergeleridir.

‹MKB endeksli futbol

Ayr›ca tüm dünyada -dolay›s›yla Türkiye’dede- futbol tak›mlar›n›n ço¤u flirketleflme yolunuseçmifltir. Bu futbol endüstrisi, tüm dünyada 300milyar dolar›n üzerinde bir endüstridir vekapitalist bir sistem oldu¤u sürece kaç›n›lmazd›r.Bu kaç›n›lmazl›k tak›mlar›n borsaya girmesindevücut bulmaktad›r. Futbol tak›mlar›n›n birer flirketolarak iflletilmesi ve tak›mlara ekonomik anlamdabir dünya standard›n›n getirilmesi bu endüstrininbüyümesi ve kendini korumas› içindir. Tak›mlar›nhisseleri borsalarda sat›lmakta, tak›m›n durumunagöre yükselip alçalmakta ve bunun üzerinden birsermaye dolafl›m› olmaktad›r. Maç›n› kazanantak›m›n hisseleri yükselmekte, gol parayaçevrilmektedir.

Sonuç

Tüm bu söylediklerimiz futbol özelindesistemin, emperyalist-kapitalist barbarl›ksisteminin gerçekleridir. Bu gerçekler kendi içindemuazzam çeliflkiler yaratmaktad›r. Bu çeliflkileringözler önüne ç›kmas› insanlar›n yaflad›klar›dünyadan ç›kar›p gerçekleri görmesinisa¤layacakt›r. Düzenin ipleri bizim ellerimizdedir,hepimizin ayn› anda ipi çekti¤imiz gün, rahatçagolümüzü atabilece¤iz. Kimse onu parayaçevirmeye çal›flmayacak.

R. U. Kurflun

Hac›bektaflfienlikleri’nde düzen

gericili¤i

Ekim

Gençli¤i

61

Hac›bektafl fienlikleri bu y›l 16-21 A¤ustos tarihleri aras›ndagerçeklefltirildi. Hac›bektafl Belediye Baflkan›’n›n özel çabas›ylageçen y›l devreye giren gericilefltirme faaliyetleri bu y›l daetkisini fazlas›yla hissettirdi. Devlet terörünün yo¤un olarakhissedildi¤i günlerde Munzur Festivali’nin ertelenmesindenhemen sonra, Hac›bektafl Belediye Baflkan› yapt›¤› aç›klamayla,flenlik süresince ‘devrimci çal›flmaya izin verilmeyece¤ini’duyurdu.

Alevi-Bektafli federasyonlar›na ça¤r› yap›lmadan haz›rlananflenlik program›nda kimler yoktu ki: Ulusal Birlik CephesiAyd›nlar›’ndan tutun da DSP-ANAP gibi sa¤ parti liderlerine,hatta eli kanl› katil Mehmet A¤ar’a kadar bir dizi düzeniflbirlikçisi orada a¤›rland›.

fienliklere kat›lan emekçiler ise tam bir bilinç tahribat›yaflad›. Bir tarafta faflist Mehmet A¤ar, di¤er tarafta ise oraya‘konuk’ olarak ça¤r›lan Mehmet A¤ar. fienlik alan›na kurulanstandlarda ise sat›lan dinsel objeler, paral› hale getirilmifl hemenher türlü hizmet ile flenlikler tam bir inanç turizminedönüflmüfltü.

Devrimci siyasetlerin estirilen gerici havan›n olancaa¤›rl›¤›na ra¤men bir alternatif örgütleyememeleri, bölgedevarolan, kendini muhalif hisseden kiflilerin bile alandan uzakkalmalar›na yol açt›. Devrimci müdahalenin eksikli¤i bir kezdaha hissedildi. Gelecek y›llarda düzenin hayata geçirmeyeçal›flt›¤› politikalara karfl› durmak önümüzde bir görev olarakduruyor.

Ankara Ekim Gençli¤i

Page 62: EG 86. sayı

Türkiye’de floven histerinin tetiklendi¤i songünlerde, mu¤lak kafalarda öncesinde bir parçasilik olan ayr›m çizgileri kal›nlafl›yor, saflarnetlefliyor. Toplumsal yaflam›n her alan›nda birtaraflaflma, bir tutum alma mecburiyeti kendinikaç›n›lmaz bir biçimde dayat›yor. Elbetteayd›nlar cephesinde de kendini yo¤un birbiçimde hissettiren bu “taraf ol” bas›nc›, bir kezdaha ayd›n olanla olmayan› bütün aç›kl›¤›ylagözler önüne seriyor. Zira y›llar y›l› etliyesütlüye kar›flmadan yahut liberal demokrat birdünya görüflünün popülist savunuculu¤una soyunmuflayd›n bozmalar›, art›k düzenin kendilerine bahfletti¤i buayd›n s›fat›n›n önüne, “burjuva” s›fat›n› eklememizezemin yaratarak Türkiye’nin çeliflkili toplumsal yap›s›içerisinde aç›k bir biçimde düzen koruyuculu¤umisyonuna uygun ad›mlar at›yorlar.

Bu denli a¤›r bir elefltiriyi rahat bir biçimde cümleyedökerken maalesef hiç bir “acaba?” tafl›m›yoruz. Ziradevlet terörünün aç›k bir biçimde artt›¤› ve sermayeiktidar›n›n tüm propaganda ayg›tlar›n›n etnikmilliyetçili¤i afl›lad›¤› flu günlerde, kendisini ayd›n olaraknitelendiren 151 zat-› muhteremin sonuçlar›n› ve neyehizmet etti¤ini düflünmeksizin, devletin terörpolitikalar›n›n ekme¤ine ya¤ süren bir ça¤r›n›n alt›naimza atmalar› küçük bir “keflke yapmasalard›” ilegeçifltirilebilecek bir olgu de¤ildir. Aksine ayd›n s›fat›n›nkifliye yükledi¤i sorumlulu¤un asgari ölçütlerini ve busözcü¤ün iyi yaz›p çizmekten, güzel söz söylemektenöte, düflünmek, sorgulamak, cesurca söylemek, yanl›flatutum almak anlam›na geldi¤ini vurgulaman›n zaman›n›ngeldi¤inin göstergesidir. “Ayd›nlar ça¤r›s›” ad›ylabafllat›lan duygu sömürüsü kampanyas›, ayn› zamandaTürkiye’nin e¤itimli kesimlerinin bafl› çekerek yaratmayaçal›flt›klar› tarafs›z hümanizm ve budalaca insan sevgisibafll›klar›n›n da tart›fl›lmas›na bir zemindir özünde.Ancak bundan daha öncelikli olan “nas›l ayd›nolunmaz?”, “kime ayd›n denmez?” sorular›n› asgari biraç›kl›k yaratabilecek bir biçimde yan›tlayabilmektir.

Bu yan›t uzun paragraflar ve soyut anlat›mlarlaverilebilecekken, bu 151 ayd›ndan biri olan AdaletA¤ao¤lu’nun “ayd›nlar ça¤r›s›” metnini imzalad›ktan

sonra att›¤› di¤er bir imza, soru üzerine uzun cümlelerkurmay› gereksizlefltirdi. Bu yüzden salt AdaletA¤ao¤lu’nu anlatmak en az›ndan bugün aç›s›ndan yeterlibir bilinç aç›kl›¤› yaratacakt›r.

Adalet A¤ao¤lu’nun ‹HD’den istifas› üzerine birkaç söz

“…kamuoyunun ‹HD’nin insan haklar›na tek yanl›,etnik gruplar a¤›rl›kl› olarak sahip ç›kt›¤› inanc›n›nde¤iflmedi¤i izlenimi edindim. Demek ki, etnikmilliyetçilik k›flk›rt›lar›n›n, örnekse PKK terörününyeniden iç bar›fl› tehlikeye att›¤› bir zamanda dahi, ‹HDbu cesareti önleyecek yeterli gayreti gösterememiflbulunmakta. Kamuoyunda ülke bar›fl› için olumlu birfikir yaratamam›fl ‹HD’deki üyeli¤imin sürmesini, tarihinflu zaman›nda art›k ’mazur göremiyor’ istifam›nkabulünü diliyorum…”

Adalet A¤ao¤lu Türkiye’nin baflar›l› kad›nyazarlar›ndan biri olarak edebiyat alan›nda belli bir yertutmufltur. Ancak ‹HD’den istifa edifliyle beraber,yazarl›k niteliklerinden de feragat etmifl gibi görünüyor,zira istifa mektubunun dili, ortalama bir yazar›nsergileyebilece¤i dil hakimiyetinden, üslup ve biçimdenoldukça uzak. Bu meselenin baflka bir yan›.

Elbette üzerinde durulmas› gereken nokta, istifamektubunun içeri¤i ve bu içeri¤i belirledi¤i aç›kça ortadaolan sürecin kendisi. Genelkurmay tehdit dolu biraç›klama yap›yor, etnik grup vurgusu yapan, Kürt sorunukonusunda devlet terörünü meflrulaflt›rmay› hedefleyenbir aç›klama… Bu aç›klamalar›n öncesinde toplumsal

Adalet A¤aaaaoooo¤¤¤¤ lllluuuuayd›n s›fatttt ››››nnnnddddaaaannnnistifa etti!

EEEEkkkkiiiimmmm

Gençli¤i

62

Page 63: EG 86. sayı

linç olarak isimlendirilen ama bir yan›yla duyarl›l›kolarak gösterilip üstü yar› örtülü biçimde alk›fllanansald›r›lar periyodik olarak sürüyor. Sonras›nda ise art›kdevlet cad› av›na bafll›yor. Bütün bunlar sürerken, biryandan sermaye iktidar›n›n propaganda ayg›tlar›,yaflananlar› do¤allaflt›r›p, toplum gözündemeflrulaflt›r›rken, di¤er yandan demokratik kitle örgütleri,insan haklar› savunucular› yahut ortalama ilerici veduyarl› kesimler hedef gösteriliyor. Ulusal sol sermayeiktidar›yla kol kola giriyor, kenetleniyor. Ve bir kez daha“bölücü Kürtler” senaryosu tek bir kelimeside¤ifltirilmeksizin sahneye konuluyor.

Sermaye iktidar›n›n uzun vadeli hedeflerine ulaflmakiçin bir kez daha güncelledi¤i ve yo¤unlaflt›rd›¤› imha veinkar politikalar› tüm aç›kl›¤› ile sürerken, AdaletA¤ao¤lu ç›k›yor ve “‹HD PKK savunuculu¤u yap›yor,ben de bu yüzden istifa ediyorum” diyor.

Adalet A¤ao¤lu’na bu cümleyi kurduran kendinivaretti¤i kaypak zemin oldu¤u kadar, Genelkurmay’›ntehditleri sonras› liberal demokratlar›n bile pani¤ekap›lmas›na yol açan tablo. Aksi halde bugüne kadarKürt sorununa iliflkin taraf olmak ad›na hiçbir olumlugiriflimin imzac›s› olmam›fl Adalet A¤ao¤lu, ne diyekendi görüflü ile sermaye iktidar›n›n görüflü aras›ndakiparalelli¤e böylesine aç›k bir vurgu yapmay› istemiflolsun?

Ortalama bir ayd›n›n devlet eliyle yarat›lm›fl terörizebir atmosferde yapmas› gereken Kürt sorunununvarl›¤›na iflaret etmekken, en az›ndan devletin Kürtulusuna yönelik inkarc› ve bask›c› politikalar›n›elefltirmekken, Adalet A¤ao¤lu’nun tercihi inkarc›l›¤›nbir parças› olmaktan öteye gitmiyor.

Asl›nda cümleyi böyle kurunca Adalet A¤ao¤lu’nunatt›¤› ad›m› masum de¤erlendirmifl oluyoruz. AksineAdalet A¤ao¤lu zamanlamas› ile kendi kimli¤ininacizli¤ini, ba¤›ml›l›¤›n›, kaypakl›¤›n› ortaya koymuflken,istifa mektubunu kamuoyuna deklare tarz› ve sonras›ndayapt›¤› aç›klamalarla son süreçte sermaye iktidar›n›nliberal soldan alabilece¤i en aç›k deste¤i veren isimolmufltur. Bu noktalar›n üzerinde uzun uzad›ya durmakgerekmiyor, bilindi¤i gibi, Adalet A¤ao¤lu’nun istifamektubu, Hürriyet gazetesinde yay›nlanm›flt›r.A¤ao¤lu’nun, Kürt halk›na dönük sald›r›n›nbayraktarl›¤›n› yapan ve bu sald›r›larda en baflat rollerioynayan Ertu¤rul Özkök, Hasan Cemal gibilerininyerald›¤› böyle bir gazeteyi kendisine kürsü seçerek,‹HD’nin hedef gösterilmesinde önemli bir rol oynamas›ibret vericidir.

Sonras›nda yapt›¤› aç›klamalar ise daha da ibretvericidir. A¤ao¤lu ‹HD’ye tepkili, çünkü ‹HD a¤›rl›kl›olarak Kürt kökenli insanlar›n u¤rad›¤› insan haklar›ihlalleri ile ilgileniyor. Peki Adalet A¤ao¤lu böylesi birkurumun kurucu üyesi olman›n bas›nc›n› üzerinde bir aniçin hissedip, araflt›rma gere¤i duymam›fl m›? Acaba ‹HDneden böyle yap›yor? Türkiye’de insan haklar›ihlallerinin a¤›rl›kl› olarak Kürt kökenli insanlar› hedef

almas›ndan dolay› olabilir mi? Özellikle CumartesiAnneleri ile ilgili aç›klamalar› var ki, bunlar ortalama birayd›n›n içinde bulundu¤u cehaleti gözler önüne serenibret verici aç›klamalar. Adalet A¤ao¤lu CumartesiAnneleri’ni de etnik bir hareket olarak alg›lam›fl vesoruyor, “niye flehit annelerini aralar›na almad›lar?” diye.Konuya biraz ilgi gösterseydi, Cumartesi Anneleri’ningözalt›nda, iflkencede vs. kaybedilmifl insanlar›n annelerioldu¤unu görecekti. Ayr›ca bu araflt›rmay› yapsayd›,Cumartesi Anneleri’nin büyük ço¤unlu¤unun Kürtolmas›n›n ard›nda, kay›plar›n büyük ço¤unlu¤unun daKürt kökenli oldu¤u gerçe¤inin yatt›¤›n› görecekti. Belkio zaman kafas›nda “niye bu kadar çok Kürt kökenli insankaybedilmifl?” sorusu oluflur ve ‹HD’nin insan haklar›savunuculu¤unun neden a¤›rl›kl› olarak bir ulusunhaklar›n› savunmak gibi göründü¤ünü anlar, devlet eliyle‹HD’ye ve benzeri demokratik kitle örgütlerine karfl›yükseltilen savafl nidalar›n›n ard›nda, Kürt ulusunun enufak bir hakk›n›n dahi savunulmas›na karfl› gösterilenalerjik tepkilerin yatt›¤›n› kavrard›. Ancak bütün bunlarihtimallerden ibaret. Zira Adalet A¤ao¤lu bu efli¤inüstünden çoktan atlam›flt›r. Onlarca romana s›¤d›rd›¤›geçmiflini, bozuk bir Türkçeyle yaz›lm›fl birkaçparagrafl›k bir mektupla silip atm›fl, tafl›maya yeltendi¤iayd›n s›fat›na bizim yükledi¤imiz anlama ihanet etmifltir.

Ayd›n olmak deha olmay› gerektirmiyor, birazduyarl›, sorgulay›c› ve cesur olmak yeterli. Ancakbunlar›n hiçbiri olunam›yorsa, köfleye çekilmeyi tercihetmeli insan. Ya da o s›fat›n yaratt›¤› nüfuzu kullanmakyerine aç›k bir tutum alarak Hürriyet, Milliyet vb.gazetelerden birinde köfle yazarl›¤›na soyunmal›.

Ayr›m çizgileri kal›nlafl›yor art›k. Düzenin karfl›s›ndatok bir biçimde duramayanlar, görülüyor ki düzeninyan›na düflmeye mecbur kal›yorlar.

Ekim

Gençli¤i

63

Page 64: EG 86. sayı

“Ç›kt›¤›mda girdi¤imdendaha iyi olmal›y›m”

Merhaba yoldafllar; Nas›ls›n›z? Sa¤olun ben çok iyiyim. Geçen Cuma

günü Volkan, Deniz ve ben üçlülere geçtik. Günlükprogram›m›z› ayarlad›k. Program›m›z› rahatl›kla hayatageçiriyoruz. Henüz bundan önceki mektubuma cevapalamad›¤›m için sadece ola¤an fleylerden bahsedece¤im.Burada günümüzün büyük bir bölümünü okumaklageçiriyoruz. Kütüphanede ifle yarar birkaç kitapbulabildik. En son dün gece Dara¤ac›ndan Notlar bitti.Bugün de Do¤u Avrupa Devrimleri isimli bir kitababafllad›m. Biraz garip bir kitap, ama yine de böylekitaplar› da okumak laz›m. Tabii ki siz banaokuyabilece¤im yeni kitaplar gönderene kadar. Gerçiflunun fluras›nda ilk mahkemeye 28 gün kald›, amaç›kt›¤›mda girdi¤imden daha iyi olmal›y›m. Burada dünyaklasiklerinin büyük bir bölümünü bitirdim. Örne¤in;Dostoyevski, Balzac, Hemingway, Gogol...

Yaz›y› temize çekmeyece¤im için üzgünüm ama, herzaman akl›mdan geçen ilk fleyin gerçek duygularoldu¤unu düflünürüm. Size okurken biraz s›k›nt› verecekama sizden bana henüz s›k›nt› verecek bir yaz›gelmedi¤ini düflünürsek bir fley de¤il. Hepinizi sayg› vesevgilerimle kucaklar›m, yine hat›rlat›r›m; yar›n bizimolacak, ayn› bugünün oldu¤u gibi.

5 A¤ustos 2005Serdar ‹pek (1 Nolu F Tipi Cezaevi Kürkçüler/ Adana)

“Ç›k›nca rolümü gerialaca¤›m”

Merhaba yoldafllar;Öncelikle hepinize özlemimi belirtmek istiyorum. E

Tipinde yaflad›¤›m 2 ayl›k tecritten sonra 6 gün önce FTipine geldim. Burada da tek kiflilik tecritteyim amasabahlar› ayn› avluyu kulland›¤›m iki dostum var. Evetburada Volkan ve Deniz’le beraberiz. Onlar›n da hepinizeselamlar› var. E Tipi’nde üç gün Yi¤it’le beraber kald›k.Onun da çok selam› vard› sizlere. Onu da merak etmeyin,durumu iyi. Ben de bu tarafa geçmeden önce varolan birtak›m ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya çal›flt›m.

fiimdiye kadar yazmad›m, çünkü adres yoktu. Sizdende hiç mektup alamad›m. Ama art›k yazars›n›z diyedüflünüyorum. Bir de biliyorsunuz, tutuklanmadan öncekendime bir program ç›kartm›flt›m. Ona göre kitap vehaftal›k gazeteleri gönderirseniz sevinirim. Ankara’dakifestivale kat›l›m›n kitlesel oldu¤unu duydum. Bu aradabenim oynad›¤›m iflçi rolünü oynayan proletere söyleyin,ç›k›nca rolümü geri alaca¤›m. Bizi merak etmeyin, çokiyiyiz.

Bu arada 18 yafl›na 23. 07. 2005 tarihinde E TipiKapal› Cezaevinde girmifl biri olarak flunu söylemekistiyorum, tutuklama haberimizde yazan ( KB’de)“çal›flan›” kelimesi kadar hiçbir fleye bu kadar sevinipgururlanmam›flt›m. Burada mektubumu sonland›rmakistiyorum. Unutmay›n yoldafllar; bu arkadafl›n›z sizleriçok seviyor ve ç›k›nca da sevmeye devam edecek.

Hoflçakal›n, sevgilerle...Serdar ‹pek 22 A¤ustos 2005

Ekim

Gençli¤i

64

Adana zindan›ndanmektuplar...

17 MKP flehidini anmak için gerçeklefltirilen eylem ve etkinlikler bahane edilerek tutuklanan yoldafllar›m›z›nyollad›¤› mektuplar› sizlere sunuyoruz. fiu anda devrimci dostlar›m›z ve üç yoldafl›m›zla beraber tutuklananlar›n say›s›15. Kad›nlar ve 18 yafl›ndan küçük olan yoldafl›m›z Yi¤it Demirel E Tipi Kapal› Cezaevi’nde, di¤er yoldafllar›m›z vedostlar›m›z F Tipi hücrelerinde tutsaklar.

Yoldafllar›m›za ve dostlar›m›za yollayaca¤›m›z mektup ve kartlarla onlarla dayan›flma içerisinde oldu¤umuzugöstermeli ve onlara sahip ç›kmal›y›z. Bunun bir devrimci sorumluluk oldu¤unu düflünüyor, yoldafllar›m›z›n bunungereklerini yerine getirece¤ine inan›yoruz.

Adana Ekim Gençli¤i

Adresler: Serdar ‹pek, Taner ‹rmek, Cemal Do¤an, Mahir Yasin Yavuz, Murat Özçelik, Deniz Do¤angünefl, Volkan Sa¤alt›c›,

Murat Seleno¤lu, Hüseyin Tiryaki 1 Nolu F tipi Cezaevi Kürkçüler/AdanaYi¤it Demirel, Eylem Güden, Çi¤dem Miço¤ullar›, fiirvan Çelik, Çi¤dem Ünsel ise E tipi kapal› cezaevi

Kürkçüler/Adana adresinde bulunuyorlar.

Page 65: EG 86. sayı

Adana’da tutuklama terörüAdana’da tutuklama terörü devam ediyor. Son olarak tutuklananlar içinde bulunan 17 yafl›ndaki okurumuz Yi¤it

Demirel’in kayg› verici durumu sürüyor. Yi¤it günlük sistematik iflkence ve kötü muamele ile karfl› karfl›ya.Say›mlarda fliddete u¤rayan Yi¤it’in mektuplar›n›n elimize geçmesi de engelleniyor. Burada Adana’daki yoldafllar›m›zve tüm devrimci tutsaklar için Eduardo Galeano’nun bir öyküsüne yer veriyoruz. Bir kez daha yoldafllara yazman›nönemini okurlar›m›za hat›rlatmak istiyoruz...

“Buras› bizim için birokul...”

Merhaba; Nas›ls›n. ‹yi olman› umut ediyorum. Öncelikle hemen

belirtmeliyim, mektubunu cuma günü ö¤le saatlerindeald›k. Bunun için sa¤olas›n. Gerçekten bizi çok mutlu etti.Elbette sadece teflekkür etmek için yazmad›m bumektubu, söyleyecek birkaç fleyim var.

Buras› bizim için bir okul gibi. Çünkü daha flimdidenister istemez birçok fley ö¤rendik, ö¤renecek birçok fleydaha oldu¤unu düflünüyorum. Zaten hayat›n kendisini birokul olarak alg›lamal›y›z. Evet kavga içerisindeoldu¤umuz sürece, hayat bizi her alana sürükleyebilir.Bulundu¤umuz alan›n ö¤retilerinden ders ç›karabilirseke¤er, o alan›n olumsuzluklar›na karfl› alternatif üretebilirizdiye düflünüyorum.

Hakl›s›n, teorinin ikinci plana itildi¤i, politiktart›flmalar›n neredeyse hiç yap›lmad›¤› bir süreçtengeçiyoruz. Sana kat›l›yorum, (benim de ders almamgereken çok fley var) fakat bizim burada öncelikle

yay›nlara ihtiyac›m›z var. Tabii ki kitaplar da çok önemli.Bak senden bir iste¤im var. 2 kitap sen seç (ben birkaçkitap ismi yazm›flt›m ilk mektubumda, onlar da olabilir.)bir de roman yerine Ulusal Sorun ve Devrim’i (e¤er sorunolmazsa gönder) ama ailem ile gönder. 3 kitaptan fazlagönderme.

“Mücadelenin bir parças› oldu¤umuz oranda hayatbizi her alana sürükleyebilir. Önemli olan hayat›n heralan›nda misyonumuzun bizlere yükledi¤i sorumlulu¤uyerine getirmeye çal›flmakt›r.” Hakl›s›n, ben bununfark›na vard›m ve misyonumun bana yükledi¤isorumlulu¤u, burada eksiksiz yerine getirebilmek içinelimden geleni yap›yorum.

Di¤er arkadafllara mektup yazmalar› konusundabask›lar›n›n devam edece¤ine inan›yorum. Bir de C...,kad›n sorunu üzerinden anlatt›¤›n o an›y› bize de anlatt›.Çok güldük ve biraz da düflündük.

Görüflmek üzere, kendine iyi bak.18 Temmuz 2005Taner ‹mrek(1 No’lu F tipi Cezaevi Kürkçüler/ Adana)

Ekim

Gençli¤i

65

‹nsan sesine övgüElleri ba¤lan›p kelepçelenmiflti, gene de parmaklar› dans edip uçuyor, sözcükler çiziyordu. Bafllar›nda

torbalar vard›, ama tutsaklar arkaya e¤ilince torban›n alt›ndan yeri biraz görebiliyorlard›, birazc›k. Konuflmakyasaklanm›flt›, ama onlar elleriyle konufluyorlard›. Pinio Ungerfeld bana, hapiste, ö¤retmensiz ö¤rendi¤iparmak alfabesini ö¤retti.

“Baz›lar›m›z›n yaz›s› kötüydü,” dedi bana. “Baz›lar›m›zsa usta hattatlard›k sanki.”Uruguay’daki diktatörlük herkesin tek bafl›na kalmas›n› istiyordu, herkesin hiç kimse olmas›n›. Hapishane

ve k›fllalarda, ülkenin her köflesinde, iletiflim suçtu.Kimi tutsaklar tabut boyu hücrelerde, tek bafllar›na, kap› tang›rt›lar›ndan ve koridordaki ayak seslerinden

baflka bir fley duymadan, on y›l› aflk›n zaman geçirmifllerdi. Böyle hükümler giymifl olan Fernandez Huidobroile Maurice Rosencof, duvara vurarak birbirleriyle konuflabildikleri için ayakta kalabilmifllerdi. Bu yoldandüflleriyle an›lar›n› anlatm›fllard› birbirlerine; sevip b›rakt›klar› kad›nlar› anlatm›fl, tart›flm›fl, kucaklaflm›fl,kavga etmifllerdi. ‹nançlar›n›, güzellik anlay›fllar›n›, kuflku ve suçluluklar›n›, yan›t› olmayan sorular›paylaflm›fllard›.

Yürekten geliyorsa, konuflmak gereksinmesinden kaynaklan›yorsa, insan sesini kimse susturamaz. A¤›zbulamazsa eller ve gözlerle, gözeneklerle, ne bulurlarsa onunla konuflur. Çünkü her birimizin ötekinesöyleyecek birfleylerimiz vard›r, baflkalar›nca kutlanmas› ya da ba¤›fllanmas› gereken birfleyler.

Eduardo Galeano

Page 66: EG 86. sayı

Ekim

Gençli¤i

66

Yeni TCK, CMK ve C‹K’in yürürlü¤e girdi¤i 1Haziran tarihinden itibaren devrimci tutsaklar üzerindekibask›lar art›yor. D›flar›da iflçi ve emekçiler üzerinde sosyaly›k›m sald›r›lar›yla, içeride ise devrimci tutsaklara yönelikyeni uygulamalar›yla sermaye devleti kendini yenidöneme haz›rl›yor.

Bu sald›r›lar›n en yo¤unu Tekirda¤ F Tipi’ndeyaflan›yor. Yeni yasalar› protesto etmek için üç günlükaçl›k grevi eylemi yapan tutsaklara disiplin cezalar› ya¤d›.Ayr›ca son üç ay içerisinde sald›r›lar yo¤unlaflarak devametti.

“** 1 Haziran 2005 tarihinde a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbethapse mahkum olan Hasan fiahingöz ve Ali Baba Ar› anibir bask›na u¤rayarak, yeni Ceza ‹nfaz Kanunu’nun 25.Maddesi’ne dayan›larak, derdest edilip a¤›zlar›kapat›larak karga tulumba hücrelere kapat›ld›lar. Di¤ertüm tutuklu ve hükümlülerden tamam›yla tecrit edilerek,baflta havaland›rma, ziyaret vb. olmak üzere birçokhaklar› gasp edildi.

** Ölüm Orucu eylemini sürdürürken yeni kanunlar›protesto etmek amac›yla feda eylemi yapan FarukKad›o¤lu ile ayn› hücrede kalan Ahmet Güzel’e 3 Haziran05 tarihinde “Faruk Kad›o¤lu’nun kendisini yakmas›nagöz yummak” ve “Kurumda intihal yaratmak”tan 20 günhücre cezas› verildi.

** Yer de¤ifltirme talebi olmad›¤› halde, kendi iradesid›fl›nda yerinin de¤ifltirilmesine karfl› ç›kan MenderesLeyla’n›n yeri zorla de¤ifltirdi. Götürüldü¤ü yerde plastikmasa ve camlar› k›rd›¤› iddias›yla 10 günlük hücre cezas›verildi.

** Bu geliflmeleri protesto için slogan at›p kap› dövmeeylemi yapan tutsaklar hakk›nda soruflturma aç›ld›.Soruflturma sonucunda 1 ay haberleflme/mektup yasa¤›cezas› verildi.

** Avukat görüflünden sonra üzerinin aranmas›na karfl›ç›kt›¤› ve slogan att›¤› için Ercan Göko¤lu’na 10.6.2005tarihinde 2 ay süreyle mektup, faks, telgraf al›p vermektenmen cezas› verildi.

** Arama s›ras›nda hücrelerinde as›l› bulunan Naz›mHikmet ve Mahir Çayan’›n posterlerinin al›nmakistenmesine karfl› ç›kan Kaan Kurtulufl, M. Çapardafla veB. Kemal Y›ld›r›m’a 20.6.2005 tarihinde 1 ay ziyaretyasa¤› cezas› verildi.

** Arama s›ras›nda slogan at›p kap› dövdü¤ü için

26.6.2005 tarihinde Ahmet Güzel’e 2 ay haberleflmeyasa¤› cezas› verildi.” (Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi’ndebulunan devrimci tutsak Hasan fiahingöz’ün mektubundanal›nm›flt›r.)

Bunlarla kalmayan sald›r›lar 30 Temmuz günügerçeklefltirilen operasyonla perçinlenmifltir. Sabah6.00’da onlarca asker, gardiyan ve polis taraf›ndan yap›lanbask›nla 30’a yak›n tutsak Bolu ve Tekirda¤ 2 No’lu FTipi’ne sürgün edildiler. Bask›n s›ras›nda yo¤un gazkullan›m›ndan ve ald›¤› darbelerden ötürü yaralanantutsaklar olmufl ve sürgün edildikleri yerlerde ise ilkgünler hiçbir ihtiyaçlar› karfl›lanmam›flt›r. Cezaeviyönetimi bu sald›r›lara sessiz kalmayan, slogan at›p kap›döven di¤er tutsaklara aç›lan soruflturmalar sonucu cezaya¤d›rmay› ihmal etmemifltir.

A¤ustos ortas›na kadar onlarca sald›r› gerçeklefltirencezaevi yönetimi geçti¤imiz günlerde son derece gülünçbir karara imzas›n› att›. “Tutuklu ve hükümlülerinkald›klar› odalarda fazla kitap bulundurulmas› halindeyaflam alanlar›n›n daralaca¤›...” gerekçesiyle tutsaklaratalep ettikleri kitaplar› vermedi.

Bütün bu sald›r›lar›n gösterdi¤i tek bir gerçek var.Sermaye devleti topyekün bir sald›r›ya bafllam›flt›r. Gerekiflçi emekçiler, gerek ö¤renci gençlik ve Kürt halk›,gerekse devrimci tutsaklar üzerinde yo¤unlaflan bubask›lar, keskinleflen s›n›f çeliflkilerinin yans›malar›ndanbaflka bir fley de¤ildir. Daha da düflürülmeye çal›fl›lansefalet ücretleri, ‹MF’yle imzalanan yeni stand-byanlaflmas›, sivil faflistlerin ö¤renci gençlik üzerinesal›nmas›, son günlerde Kürt halk›na karfl› t›rmand›r›lanfloven histeri... Bütün bu yaflananlar kapsaml› sald›r›lar›nbirer halkas›.

Sermayenin bu kapsaml› sald›r›lar› sorunsuzcagerçeklefltirebilmesinin yegane yolu devrimcilerin vetoplumsal muhalefetin direncinin k›r›lmas›, bunlarüzerindeki bask›n›n artt›r›lmas›d›r. Sermaye devletininyapt›¤› da budur.

K›sacas› devrimci tutsaklar üzerindeki bu bask›yaflad›¤›m›z onca sorundan ayr› düflünülemez. Devrimcitutsaklar bugüne kadar üzerlerine düfleni yapt›lar veyapmaya devam ediyorlar. As›l sorumluluk d›flar›dabulunan ilerici, devrimci güçlerin omuzlar›ndad›r.

S. Ozan

Tekirda¤ F Tipi’ndeartan sald›r›lar

Page 67: EG 86. sayı

GGGGüüüünnnn aaaağğğğaaaarrrraaaallll ıııı bbbbiiiirrrraaaazzzz oooollllmmmmuuuuşşşş.... NNNNeeee yyyyaaaappppıııı llll ıııırrrr bbbbuuuu ssssaaaaaaaatttttttteeee????

İİİİşşşşeeee ggggiiiittttmmmmeeee ssssaaaaaaaattttiiii .... SSSSööööyyyylllleeeennnneeeerrrreeeekkkk yyyyaaaappppıııı llllaaaannnn kkkkaaaahhhhvvvvaaaallllttttıııı ,,,, aaaarrrraaaannnnıııı llllaaaannnn vvvveeee hhhheeeepppp eeeennnn uuuuyyyygggguuuunnnnssssuuuuzzzz

yyyyeeeerrrrddddeeee bbbbuuuulllluuuunnnnaaaannnn ççççoooorrrraaaappppllllaaaarrrr,,,, yyyyeeeettttiiiişşşşmmmmeeee tttteeeellllaaaaşşşşıııı ....

YYYYaaaaşşşşllll ıııı bbbbiiiirrrr aaaaddddaaaammmm,,,, bbbbaaaahhhhççççeeeessssiiiinnnniiii ssssuuuullllaaaarrrr,,,, ggggüüüünnnnüüüünnnn hhhheeeennnnüüüüzzzz sssseeeerrrriiiinnnn ssssaaaaaaaattttlllleeeerrrriiii ,,,, ddddooooğğğğaaaannnnıııınnnn

yyyyeeeeşşşşiiii llll iiiinnnnddddeeeennnn yyyyaaaayyyyıııı llllaaaannnn hhhhuuuuzzzzuuuurrrr ....

OOOOkkkkuuuulllluuuu kkkkıııırrrraaaannnn ççççooooccccuuuukkkkllllaaaarrrr sssseeeevvvvggggiiii llll iiii lllleeeerrrriiiiyyyylllleeee bbbbuuuulllluuuuşşşşuuuurrrrllllaaaarrrr,,,, hhhheeeennnnüüüüzzzz ssssiiiinnnneeeemmmmaaaallllaaaarrrr aaaaççççıııı llllmmmmaaaammmmıııışşşş,,,,

ssssaaaahhhhiiii llllddddeeee iiii llllkkkk kkkkeeeezzzz eeeelllleeeelllleeee ttttuuuuttttuuuuşşşşaaaannnnllllaaaarrrr,,,, iiiikkkkiiii llll iiiisssseeeellll iiii hhhheeeeyyyyeeeeccccaaaannnn vvvveeee mmmmuuuuttttlllluuuulllluuuukkkk....

GGGGeeeeçççç yyyyaaaattttıııı llllmmmmıııışşşş bbbbiiiirrrr ggggeeeecccceeeennnniiiinnnn aaaarrrrddddıııınnnnddddaaaannnn uuuuyyyykkkkuuuunnnnuuuunnnn eeeennnn ttttaaaattttllll ıııı ssssaaaaaaaattttlllleeeerrrriiii .... YYYYoooorrrrgggguuuunnnnlllluuuukkkk

aaaattttıııı llllmmmmıııışşşşttttıııırrrr,,,, kkkkeeeeyyyyiiiiffffllll iiii bbbbiiiirrrr ddddiiiinnnnggggiiiinnnnllll iiiikkkk....

GGGGeeeecccceeee bbbbeeeekkkkççççiiiissssiiii eeeevvvveeee ddddöööönnnnüüüüyyyyoooorrrr,,,, öööözzzzlllleeeemmmm....

BBBBaaaallll ııııkkkkççççıııı aaaağğğğllllaaaarrrrıııı kkkkoooonnnnttttrrrroooollll eeeeddddiiiiyyyyoooorrrr,,,, hhhhıııırrrrssss ....

ÇÇÇÇooooccccuuuukkkk ooookkkkuuuullllaaaa ddddooooğğğğrrrruuuu yyyyoooollllaaaa ççççııııkkkkııııyyyyoooorrrr,,,, bbbbııııkkkkkkkkıııınnnnllll ııııkkkk,,,, aaaammmmaaaa mmmmeeeerrrraaaakkkk ddddaaaa…………

AAAAnnnnnnnneeee kkkkaaaappppııııyyyyıııı kkkkaaaappppaaaattttııııyyyyoooorrrr,,,, kkkkaaaayyyyggggıııı ....

ÜÜÜÜmmmmiiiitttt .... .... .... AAAAşşşşkkkk.... .... .... KKKKiiiinnnn hhhhaaaattttttttaaaa.... .... ....

SSSSaaaaaaaatttt 8888::::11115555,,,, ssssaaaabbbbaaaahhhh.... .... .... SSSSeeeekkkkiiiizzzziiii ççççeeeeyyyyrrrreeeekkkk ggggeeeeççççiiiiyyyyoooorrrr .... .... .... 6666 AAAAğğğğuuuussssttttoooossss 1111999944445555.... .... .... HHHHiiiirrrrooooşşşşiiiimmmmaaaa.... .... ....

BBBBuuuu ssssaaaaaaaatttttttteeee ööööllllüüüünnnneeeebbbbiiii llll iiiirrrr,,,, bbbbiiiirrrr kkkkeeeennnntttt,,,, kkkkıııırrrrkkkk bbbbiiiinnnn iiiinnnnssssaaaannnnııııyyyyllllaaaa,,,, oooo kkkkeeeennnnttttiiii vvvveeee ttttüüüümmmm yyyyaaaaşşşşaaaannnnttttıııı llllaaaarrrrıııı

ççççeeeekkkkiiiipppp aaaallllaaaannnn ööööllllüüüümmmm....

HHHHiiiirrrrooooşşşşiiiimmmmaaaa’’’’ddddaaaa bbbbiiiirrrr kkkkoooollll ssssaaaaaaaattttiiii dddduuuurrrruuuuyyyyoooorrrr .... FFFFaaaakkkkaaaatttt zzzzaaaammmmaaaannnn bbbbuuuu;;;; HHHHiiiirrrrooooşşşşiiiimmmmaaaa’’’’yyyyıııı tttteeeerrrrkkkk eeeettttsssseeee

ddddeeee iiii lllleeeerrrrllll iiiiyyyyoooorrrr .... BBBBaaaaşşşşkkkkaaaannnn TTTTrrrruuuummmmaaaannnn’’’’ ıııınnnn ssssaaaaaaaattttiiii sssseeeekkkkiiiizzzz bbbbuuuuççççuuuukkkk....

AAAAmmmmaaaa BBBBaaaaşşşşkkkkaaaannnn TTTTrrrruuuummmmaaaannnn’’’’ ıııınnnn kkkkoooollll ssssaaaaaaaattttiiii ddddooookkkkuuuuzzzzaaaa yyyyiiiirrrrmmmmiiii vvvvaaaarrrr .... AAAAuuuugggguuuussssttttaaaa ZZZZıııırrrrhhhhllll ııııssssıııı iiii lllleeee

PPPPoooossssttttddddaaaammmm KKKKoooonnnnffffeeeerrrraaaannnnssssıııı .... ““““SSSSaaaayyyyıııınnnn BBBBaaaaşşşşkkkkaaaannnn,,,, bbbboooommmmbbbbaaaa aaaattttıııı llllddddıııı bbbbaaaaşşşşaaaarrrrıııı öööönnnncccceeeekkkkiiii ddddeeeennnneeeeyyyylllleeeerrrrddddeeeennnn

vvvveeee öööönnnnggggöööörrrrüüüülllleeeennnnlllleeeerrrrddddeeeennnn ddddeeee bbbbüüüüyyyyüüüükkkk oooolllldddduuuu....”””” vvvveeee BBBBaaaaşşşşkkkkaaaannnn kkkkaaaaddddeeeehhhhlllleeeerrrreeee şşşşaaaammmmppppaaaannnnyyyyaaaa kkkkooooyyyydddduuuu…………

EEEEnnnnoooollllaaaa GGGGaaaayyyy’’’’ iiii

kkkkuuuuttttllllaaaaddddıııı ,,,,

kkkkaaaayyyyııııttttllllaaaarrrraaaa ggggeeeeççççttttiiii ....

ÜÜÜÜçççç ggggüüüünnnn ssssoooonnnnrrrraaaa

ddddüüüünnnnyyyyaaaannnnıııınnnn ttttüüüümmmm

ssssaaaaaaaattttlllleeeerrrriiii oooonnnnbbbbiiiirrrriiii

iiiikkkkiiii ggggeeeeççççeeeerrrrkkkkeeeennnn,,,,

aaaarrrrttttııııkkkk NNNNaaaaggggaaaazzzzaaaakkkkiiii ’’’’yyyyiiii

bbbbeeeellllggggeeeelllleeeeyyyyeeeebbbbiiii lllleeeecccceeeekkkk

ssssaaaaaaaattttlllleeeerrrr aaaarrrrttttııııkkkk

kkkküüüüssssmmmmüüüüşşşşttttüüüü

HHHHiiiirrrrooooşşşşiiiimmmmaaaa’’’’ddddaaaa.... .... ....

Ekim

Gençli¤i

SSSSaaaaaaaatttt 8888::::11115555,,,, ssssaaaabbbbaaaahhhh…………

SSSSeeeekkkkiiiizzzziiii ççççeeeeyyyyrrrreeeekkkk ggggeeeeççççiiiiyyyyoooorrrr.... .... ....

6 7

Page 68: EG 86. sayı