metal İşçileri birliği - mİb

8
İşçi Bülteni Özel Sayı No:1294 * Nisan 2016 İşçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. 1886’dan beri işçi ve emekçilerin, patronlara ve onların sömürü düzenine karşı taleplerini haykırdığı, mücadele kararlılığını ortaya koyduğu gün olan 1 Mayıs'ta, bir kez daha iki dünya, emek dünyası ile sermaye dünyası karşı karşıya gelecek. 1Mayıs yaklaşırken Ortadoğu’de yine ölüm ve yıkım kol geziyor. Emperyalistler, siyonistler, bölgedeki suç ortağı devletler ile IŞİD, El Nusra gibi tetikçileri, Suriye başta olmak üzere bölge halklarına ölüm ya da köleliği dayatıyorlar. IŞİD gibi katil çetelere destek veren AKP iktidarı, bu savaşı ülkenin içine de taşıdı. Bunun sonucunda kent meydanları, iktidarın müflis politikalarıyla birer ölüm tarlasına dönüştürüldü. Sermaye adına ülkeyi yöneten AKP, komşu halklara karşı savaşa ortak olmakla kalmıyor, içeride de zulmün kamçısını sallayarak toplumu “biat etmiş köleler sürüsü” haline getirmek istiyor. Bunun için hak arama mücadelesi veren işçilere, emekçilere, gençlere, kadınlara, aydın/akademisyenlere, gazetecilere saldırıyor. Emekçilere düşman bu zihniyetin temsilcileri hem dini istismar ediyor hem rüşvet ve yolsuzlukla kasalarını, ayakkabı kutulularını dolarlarla tıka basa dolduruyorlar. Yıllardır “çözüm süreci” aldatmacasıyla Kürt işçi ve emekçileri oyalayan AKP, 7 Haziran seçimlerinde hezimete uğrayınca “barış masası”nı devirerek eşitlik ve özgürlük talep eden Kürt halkına savaş ilan etti. Patlayan bombaların tozu dumanı ortalığı kaplarken, sermaye iktidarı işçilerin elinde kalan son hak kırıntılarını da yok etmeye hazırlanıyor. Kıdem tazminatının gaspından, kölelik anlamına gelen kiralık işçi bürolarına kadar ekonomik ve sosyal yıkım paketleri yasalaştırılmak için mecliste sıra bekliyor. Patronlar, sendika ağaları, hükümet ve onun kolluk kuvvetleri, emekçilere karşı aynı safta birleşmişler. Metal işçilerinin ek zam talebi uğruna verdiği mücadele karşısında takındıkları düşmanca tutumla bunu birkez daha ispatladılar. Maruz kaldığımız savaş ve saldırganlık politikalarına, baskılara, anti demokratik uygulamalara, ekonomik ve sosyal yıkım paketlerine ancak işçilerin gelecekleri ve özgürlükleri uğruna girişeceği mücadele ile son verilebilir. Topyekün saldırıya karşı, ancak işçilerin topyekün mücadelesiyle karşı konulabilir. Dünyayı emeğimizle vareden bizler, geleceğimizi ellerimize almak ve tek tek fabrikalardan sanayi havzalarına yayılacak işçilerin birliğini inşa etmek zorundayız. Metal İşçileri Birliği, başta metal işçileri olmak üzere tüm işçi sınıfımızı hakları ve geleceği uğruna birleşmeye, geleceğimizi karartmaya çalışan patronlara ve onların tetikçisi AKP iktidarına karşı 1 Mayıs'ta alanlara çıkmaya, bu bahim gidişe dur demeye çağırıyor. Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın sınıf dayanışması! Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği! Metal İşçileri Birliği - MİB Birliğimizin gücüyle 1 Mayıs'a! METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ METAL İŞÇİLERİ BİRLİĞİ - MİB

Upload: metal-iscileri

Post on 28-Jul-2016

221 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Metal İşçileri Bülteni Nisan 2016 sayısı

TRANSCRIPT

Page 1: Metal İşçileri Birliği - MİB

İşçi

Bül

teni

Öze

l Sa

yı N

o:1

29

4 *

Nis

an 2

01

6

İşçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1

Mayıs yaklaşıyor. 1886’dan beri işçi ve emekçilerin,

patronlara ve onların sömürü düzenine karşı taleplerini

haykırdığı, mücadele kararlılığını ortaya koyduğu gün

olan 1 Mayıs'ta, bir kez daha iki dünya, emek dünyası ile

sermaye dünyası karşı karşıya gelecek.

1Mayıs yaklaşırken Ortadoğu’de yine ölüm ve yıkım

kol geziyor. Emperyalistler, siyonistler, bölgedeki suç

ortağı devletler ile IŞİD, El Nusra gibi tetikçileri, Suriye

başta olmak üzere bölge halklarına ölüm ya da köleliği

dayatıyorlar. IŞİD gibi katil çetelere destek veren AKP

iktidarı, bu savaşı ülkenin içine de taşıdı. Bunun

sonucunda kent meydanları, iktidarın müflis

politikalarıyla birer ölüm tarlasına dönüştürüldü.

Sermaye adına ülkeyi yöneten AKP, komşu halklara

karşı savaşa ortak olmakla kalmıyor, içeride de zulmün

kamçısını sallayarak toplumu “biat etmiş köleler sürüsü”

haline getirmek istiyor. Bunun için hak arama

mücadelesi veren işçilere, emekçilere, gençlere,

kadınlara, aydın/akademisyenlere, gazetecilere

saldırıyor. Emekçilere düşman bu zihniyetin temsilcileri

hem dini istismar ediyor hem rüşvet ve yolsuzlukla

kasalarını, ayakkabı kutulularını dolarlarla tıka basa

dolduruyorlar.

Yıllardır “çözüm süreci” aldatmacasıyla Kürt işçi ve

emekçileri oyalayan AKP, 7 Haziran seçimlerinde

hezimete uğrayınca “barış masası”nı devirerek eşitlik ve

özgürlük talep eden Kürt halkına savaş ilan etti.

Patlayan bombaların tozu dumanı ortalığı kaplarken,

sermaye iktidarı işçilerin elinde kalan son hak

kırıntılarını da yok etmeye hazırlanıyor. Kıdem

tazminatının gaspından, kölelik anlamına gelen kiralık

işçi bürolarına kadar ekonomik ve sosyal yıkım paketleri

yasalaştırılmak için mecliste sıra bekliyor.

Patronlar, sendika ağaları, hükümet ve onun kolluk

kuvvetleri, emekçilere karşı aynı safta birleşmişler. Metal

işçilerinin ek zam talebi uğruna verdiği mücadele

karşısında takındıkları düşmanca tutumla bunu birkez

daha ispatladılar.

Maruz kaldığımız savaş ve saldırganlık politikalarına,

baskılara, anti demokratik uygulamalara, ekonomik ve

sosyal yıkım paketlerine ancak işçilerin gelecekleri ve

özgürlükleri uğruna girişeceği mücadele ile son

verilebilir. Topyekün saldırıya karşı, ancak işçilerin

topyekün mücadelesiyle karşı konulabilir. Dünyayı

emeğimizle vareden bizler, geleceğimizi ellerimize almak

ve tek tek fabrikalardan sanayi havzalarına yayılacak

işçilerin birliğini inşa etmek zorundayız.

Metal İşçileri Birliği, başta metal işçileri olmak üzere

tüm işçi sınıfımızı hakları ve geleceği uğruna birleşmeye,

geleceğimizi karartmaya çalışan patronlara ve onların

tetikçisi AKP iktidarına karşı 1 Mayıs'ta alanlara çıkmaya,

bu bahim gidişe dur demeye çağırıyor.

Yaşasın 1 Mayıs!

Yaşasın sınıf dayanışması!

Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!

Metal İşçileri Birliği - MİB

Birliğimizin gücüyle 1 Mayıs'a!

METAL İŞÇİLERİBÜLTENİ

METAL İŞÇİLERİ BİRLİĞİ - MİB

Page 2: Metal İşçileri Birliği - MİB

Bir Çin filozofu olan Sun Tzu derki;

İnsanlar bir kez birleştiler mi, cesurlar

tek başlarına ilerleyemez, korkaklar

ise tek başlarına geri çekilemezler. Yüzyıllar

önce bir filozof, bu sözleri söylerken

insanoğlunun birleşince neler yapabileceğinin,

neleri kazanabileceğinin ve nelere karşı

çıkabileceğinin en özlü, en güzel tarifini yapmış.

Bugün fabrikalarımızda, atölyelerimizde

istediğimiz veya istemediğimiz her konunun,

her sorunun çözümü bu, BİRLİK.

Yaşadığımız sorunları saymaya, listelemeye

kalksak belki sayfalar yetmez. Bu sorunları

neden çözemiyoruz, neden haklarımızı

alamıyoruz diye tartışsak herkes topu bir birine

atar. Ama tüm arkadaşlarım, tüm işçiler şunu iyi

bilir ki, işçiler birleşirse üstesinden

gelemeyeceği zorluk, alamayacağı hak yoktur.

Dün nasıl bir araya geleceğimizi, nasıl birlik

kuracağımızı bilemiyorduk. Deneyimlerimiz ve

tecrübelerimiz zayıftı. Bugün ise artık fazlasıyla

deneyimli ve tecrübeliyiz. Patronlara, ihanetçi

sendikalara yani bizim hak ve çıkarlarımıza karşı

olan herkese ve her şeye karşı nasıl

birleşeceğimizi artık biliyoruz.

Her şeyden önce namı tüm Türkiye’ye

yayılan büyük bir birliğimiz var. MİB / Metal

İşçileri Birliği var. MİB sayesinde sözümüzü

söylemeyi, çağrı yapmayı, ortak hareket etmeyi,

birleşmeyi, eylem yapmayı, ihtar etmeyi ve hak

kazanmayı, bir araya gelmeyi öğrendik.

Patronların rüyalarına girdik, o pembe

hayallerini dikensiz gül bahçelerini yıktık. Önce

kendi fabrikalarımızda birliklerimizi kurmayı

öğrendik. Fabrika komiteleri, konseyleri,

kurulları kurduk. Taleplerimiz

için birleşmeyi öğrendik. Ortak

karar alıp ortak bir şekilde

uygulamayı öğrendik. Sonra

Fabrikalar arası birlikler kurduk.

Sorunlarımızın aynı olduğu

yerde mücadelenin de ortak

olması gerektiğini gördük.

Başka bir fabrikada işten atılan

işçilerin geri alınması için hep

beraber ayağa kalktık. Kimi

zaman kazandık kimi zaman da

birliğimiz zedelendiğinde,

aramıza nifak tohumları

ekildiğinde kaybettik. İhanetçi

sendikalardan ve

sendikacılardan hesap sormayı

öğrendik. Elimizde ki en büyük

gücün üretimden gelen

gücümüz olduğunu ve bu gücü

kullanmanın tek yolunun birlik

olduğunu öğrendik.

Ama şunu da öğrendik; bizim birliğimiz

karşısında patronlarında birlikleri var. Ve MESS

gibi TÜSİAD gibi bu birlikler bizim hala

kuramadığımız kadar güçlüler. Çünkü patronlar

ortak çıkarları için ne olursa olsun ortak

davranabilirken bizler hala bu bütünlüğü inşa

edebilmiş değiliz. Ve bugün karşımızda sadece

fabrikalarda yaşadığımız sorunlar ve saldırılar

yok. Kıdem tazminatının gaspı, esnek çalışma,

kiralık işçilik, iş cinayetleri, toplu tensikatlar ve

daha birçok saldırı ve hak gaspıyla karşı

karşıyayız.

İşte tam da bu yüzden önce fabrika

birliklerini, sonra da MİB’i büyütmek tüm metal

işçilerinin ortak çıkarına olacaktır. MİB

büyüdükçe işçiler güçlenecek, MİB büyüdükçe

taleplerimiz karşılık bulacak, MİB büyüdükçe

korkan çekinen arkadaşlarımız geride

kalmayacak, MİB büyüdükçe hain ve uzlaşmacı

sendikalar diledikleri gibi at koşturamayacak.

MİB büyüdükçe metal işçilerinin umudu da

büyüyecek ve sonunda mutlaka kazanacağız.

Sun Tzu’nun dediği gibi İnsanlar bir kez

birleştiler mi, cesurlar tek başlarına ilerleyemez,

korkaklar ise tek başlarına geri çekilemezler. Bu

birliği büyütmek tüm işçilerin ortak görevi ve

sorumluluğudur!

Ne yapmalı: BİRLİK

2 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

“Kadın işçi kardeşlerimi 1 Mayıs’taalanlarda olmaya çağırıyorum”

Emek-gücünü satarak ekmeğini

kazanan biz işçiler bir tarafta,

karşımızda ise emeğimizi sömüren

patronlar. Dünyada iki uzlaşmaz sınıf var;

işçiler ve patronlar. Her zaman bizlerin

emeğini son damlasına kadar sömürmek için

çabalayanlar ve buna karşı mücadele eden,

insanca çalışma ve yaşam koşulları isteyen

biz işçiler varız.

Günümüzde biz işçileri köleleştirmek ve

örgütlülüğümüzü dağıtmak için her türlü yol

deneniyor. En doğal anayasal hakkımız olan

sendikalaşmaya bile tahammül edemiyorlar.

Öte yandan örgütlü hareket etmemizin önüne geçebilmek için taşeronluk sistemi,

kiralık işçilik, esnek çalışma vb. yasa ve icraatlarla da saldırıyor sermaye düzeni.

Bu kölelik koşulları tüm işçilere dayatılırken, biz kadın işçiler bu cenderenin içinde

iki kat daha fazla ezilyoruz. Evde, işte, sokakta yaşamın her alanında emekçi kadının

eli, emeği var. Buna rağmen emekçi kadınlar haklardan mahrum bırakılıyor. Yarı

zamanlı çalışma ile esnek çalışma bizlere dayatılmakta, patronlar ucuz iş-gücü diye

emeğimizi acımasızca sömürüyorlar. Dini rant için kullanan AKP iktidarı döneminde

ise, emekçi kadınların sorunları daha da derinleşmiş, sömürüye ek olarak kadın

düşmanlığı ve kadın cinayetleri de had safhaya ulaşmıştır.

Kocaeli’den bir kadın metal işçisi

Biz kadın işçiler fabrikada, evde, sokakta yaşamınher alanında bir dizi sorunla yüz yüze kalıyoruz.Fabrikada fazla çalıştırılıp, her işi yapmamıza karşın

emeğimizin karşılığı verilmiyor. Patronlar, her zaman bizler-den daha fazla özveri isterler, ama hak almak için sesimiziyükselttiğimizde ya kapı gösterilmekte ya da susturulmakiçin tehdit edilmekteyiz. Maalesef bu vahim sorunlarla tümkadın işçiler karşılaşıyor.

Ama bizler işçi sınıfı tarihine baktığımızda mücadeleninde yarısıyız. Çünkü çifte sömürüye tabi tutuluyoruz. Asalakpatronlar bizleri ucuz iş gücü olarak görüyor. Ama sömürüçifte olunca bizlerin öfke hesabı da çifte oluyor.

Ama artık hiç birşey eskisi gibi değil ve bu devran böyledönmeyecek. Çünkü bizler eski işçiler değiliz artık.

Önümüzde biz işçilerin baharı var. Bahar ayları mücadeledönemidir. Yani 1 Mayıs işçilerin ve patronların en keskinşekilde karşı karşıya geldiği gündür. Biz kadın işçilerin ‘Eşitişe eşit ücret’ talebini tok bir şekilde alanlarda haykırmazamanıdır. Erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte mücadeleyiilmek ilmek örmek için alanlarda olma zamanıdır.

1 Mayıs Türkiye ve Dünya işçi sınıfının birlik, mücadele vedayanışma günüdür. Bende bir kadın işçi olarak tüm işçileri,özel olarak da kadın işçi kardeşlerimi tek yürek tek yumrukolarak 1 Mayıs’ta alanlarda olmaya çağırıyorum.

Bir kadın metal işçisi

Tek yürek, tek yumruk olarak1 Mayıs’ta alanlara!

Page 3: Metal İşçileri Birliği - MİB

Renault işçisi geçtiğimiz haftaiçerisinde kapsamlı bir saldırıyauğradı. İşten atılan arkadaşlarını

savundu ancak başaramadı. Çünkü karşısındasadece fabrika yönetimi ve işbirlikçi Türk Metalyoktu. Renault işçisi karşısında bu işçidüşmanlarıyla organize hareket eden devletgücünü ve MESS’i buldu.

Özellikle devlet gücünün hükümet aracılığıylaRenault işçisinin karşısında sınırsızcakullanılmasına tanık olduk.

Her şeye rağmen Renault işçisi büyük mü-cadele verdi. Sonuna kadar direndi, işçi sınıfınıntarihine yazılacak türden bir direniş örneğisergiledi.

Elbette daha fazlasını da yapabilirdi fakatböylesine organize ve geniş bir işçi düşmanıkarşısında yapabileceklerinin çoğunu yaptı.

Bundan dolayı Renault işçisi kaybetmedi,aslında kazandı. Çünkü tarihte son sözü hep dire-nenler söylemiştir. Renault işçisi karşısındaki bugüç karşısında teslim olmamış sonuna kadardirenmiştir.

Büyük ve uzun vadeli bir mücadelede kısmiyenilgiler sonucu tayin etmez. Önemli olan buaşamada yenilmiş olmak değil nasıl yenildiğindir.Bunun için Renault işçisinin bu direnme gücü,

kararlılığı ve tüm gözüpekliği Renault’da yenidendengeleri değiştirecektir. Bunun için bu yenilgideğil, büyük zafere doğru atılmış bir adımdır.

(...)

Artık gerek Renault’da, gerek Tofaş’ta vegerekse diğer fabrikalarda yapılacak en önemli işbu yerlerde sürünen sendikacılığın üzerinde işçibirliğinin ve dayanışmasının kurulmasıdır.

MİB, bu fabrikaların işçilerine bu aşamadakesinlikle bu sendikalardan istifa etmemeleriçağrısında bulunmaktadır. Bu aşamada busendikalara üyelikler kağıt üzerinde kalacaktır,

ilişki biçimsel bir ilişki haline dönmelidir. İşçikendi birliğini yaratmalı, söz ve karar hakkını dabu birlikleri aracılığıyla kullanmalıdır.

Bu yolda gidilirse büyük zaferimizkaçınılmazdır.

Çürümüş ve yerlerde sürünen sendikacılığıngösterdiği yolda gidilirse bugüne kadar direniş vemücadelelerle elde ettiğimiz kazanımlarımızı dakaybedeceğiz.

Metal İşçileri Birliği

(09.03.2016)

METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 3

Renault işçisi yenildi mi?

Doğuş Vana İşçileri Süreçlerini Anlatıyor...

Hangi Sendikayı patron getirir = TM

Biz Doğuş Vana işçileriyiz. Ağır çalışmakoşullarına, düşük ücretlere, yönetiminkeyfi baskılarına karşı aylar önce

anayasal hakkımız olan sendika hakkını kullanmakiçin bir araya geldik. Yaklaşık 150 işçinin çalıştığıDoğuş Vana’ da aradığınız her sorunu, her türlübaskıyı bulabilirdiniz. Artık herkesin canına takeden bu sorunlar karşısında birçok arkadaşımızaynı yolu düşündü ve sendikalaşma yolunu seçti.Lakin kimimiz Türk Metal’i seçmiş, kimimiz Çelik-İşi, kimimiz Birleşik Metali kimimiz de TOMİS’iseçmiştik.

Ocak ayında yapılan zamların beklentilerimizinaltında kalmasından sonra bir gurup BM üyesiarkadaşımız “sendika” adını kullanarak kendiniattırdı. Burada çalışmanın kendilerine bir şeykazandıracağına inanmadı ve sendikal mücadeleyine yazık ki kendi kişisel çıkarları için kullandılar.Bunu yaparken de birçok mücadeleci, öncüarkadaşın ismini telaffuz ederek kendilerine arkatoplamak istediler. Başardılar da, patron buarkadaşları ciddiye aldı ve bu arkadaşların işineson verdi. Ama artık ortada birçok isimdolaşıyordu, patron içerde sendikal faaliyetolduğunu biliyordu. Bu arkadaşlar gerçektensendikayı fabrikaya sokmak için çaba harcayanbirçok arkadaşımızı tehlikeye sürüklemişlerdi.

Aradan birkaç hafta geçti ve patron yeni birsaldırı daha gerçekleştirdi. İki arkadaşımızın dahaişine son verdi. Ya arkadaşlarımızın sessiz sedasızatılmalarına göz yumacaktık ve sıranın bizegelmesini bekleyecektik ya da ne pahasına olursaolsun sesimizi çıkartacaktık. Biz ikincisini seçtik.Üretim alanında eyleme başladık. Toplanarak idarebölümüne sloganlarla yürüdük ve arkadaşlarımızıneden attıklarını sorduk.

Bizim gücümüzü, birliğimizi gören yönetimgösterdiğimiz tepkiden sonra “ sendika istiyorsanızbunu hep beraber konuşalım” diyerek, ikivardiyanın birleştiği 17:30 da toplantı yapmakzorunda kaldı. Bu toplantıda iyi niyet gösterilerisergileyen yönetim aba altından sopa gösterereksendika istiyorsanız oylarız, çoğunluk ne diyorsa oolur dedi ve seçim yaptırttı. Lakin bu seçim yöne-timin istediği gibi olmadı 52 hayır karşısında 79evet oyu ile sendika istiyoruz kararı çıktı. Bu seferyönetim teslim olmak zorunda kalırken yaptığımızeylem sonrasında bir öncü arkadaşımızın işinedaha son verdi.

İdarenin iyi niyet timsali sözcüsü Yeliz Hanımbizlere hangi sendikayı istiyorsanız getirinifadelerini kullanınca hepimiz umutlandık vearamızda bir toplantı örgütledik. Yaptığımız butoplantıda Birleşik Metal üyesi işçiarkadaşlarımızın ısrarlı tutumları sonucunda BMde karar kıldık ve BM yönetimini toplantımızaçağırdık. BM yönetiminden Ali Çeltek ve be-raberinde iki yönetici arkadaşımız dahatoplantımıza gelerek kendilerini ifade ettiler. Amatoplantı saatleri içinde öğrendik ki yönetim çoktanTM ile anlaşarak işçi arkadaşlarımızı TM ye üye ol-maya zorlamaya başlamıştı. Bu bilgiyi BM İzmirşube başkanı Ali Çeltek ile paylaştık. BM yönetimibize çoğunluğu yakalayıp yakalayamayacağımızısordu. Şöyle bir sorun vardı ki birçoğumuz başkabaşka sendikalara üye olmuştuk. Bunun üzerineBM yönetimi çoğunluğu sağlamadan bu fabrikadayapacak bir şey yok diyerek toplantıdan ayrıldı.

BM yönetiminin beklemediğimiz bu tutumun-dan ve yasal bir takım engellerden ötürü yeni birkarar vermek durumunda kaldık. Yaptığımıztartışmalar sonucunda ortaklaştığımız tek bir şey

vardı ki o da TM’yi istemiyor oluşumuzdu. Bununüzerine TOMİS’te karar kılarak patronu takımsözleşmesi yapmaya zorlama kararı aldık.

Araya giren hafta sonu tatili sırasında yine YelizHanım birçok arkadaşımızı arayarak istediğinizsendikayı seçebilirsiniz, hangisine gideceksiniz gibisorularla aramızda tartışma yarattı. Pazartesi günüdaha vardiya başlamadan TM yönetimi fabrikayaçağrılmış ve ikna turlarını yönetimle beraber at-maya başlamışlardı. Sonunda yönetim ağzındanbaklayı çıkartarak TM ile anlaştıklarını, başka birsendika istemediklerini söyleyerek arkadaşlarımızızorla PTT’lere götürerek e-devlet şifrelerini aldırıpTM ye kendi elleriyle üye yapmaya başladılar.Hangi Sendikayı patron getirir, tabi ki TM’yi. Bunubiliyorduk ama artık yapacak bir hamlemizkalmamıştı. Arkadaşlarımız gerek baskıdan, gerekTM’yi tanımadıklarından gerekse de bir sendikaolsun da ne olursa olsun anlayışından kaynaklı TMye üye oldular.

Page 4: Metal İşçileri Birliği - MİB

İşsizlikte artışsürüyor

TÜİK 2015 yılı işsizlik rakamlarını

açıklarken işsizlik oranlarındaki

artışlar dikkat çekti. 2014 yılına

göre geçtiğimiz yıl işsizlik oranı artmaya

devam ederek yüzde 10,3’e ulaştı.

Geçtiğimiz yıl toplamda 204 bin kişi daha

işsiz kaldı.

İşsizliğin kadın ve erkeklere göredağılımında ise geçtiğimiz yıl kadınlarındaha fazla işsiz kaldığı dikkat çekti.

4 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Asgari ücretin 1300 tl. olmasının ardından

Hyundai işçileri ek zam talebini dile getirmiş,

bunun üzerine fabrika yönetim, ‘Nisan’da

zam yapacağız’ açıklaması yapmıştı. Yönetimin, Mart

ayı sonunda %5.22 + 100 TL zam yapılacağı

açıklamasına öfkelenen işçiler, taleplerini karşılamayan

bu ‘sadaka zammı’na karşı harekete geçti.

Düşük ücrete, yoğun tempoda, kölece çalışmak

zorunda bırakılan Hyundai işçileri, 3 vardiya yemeğe

gitmeyerek tepkilerini ortaya koydu. Hyundai işçileri,

insanca yaşamaya imkan veren bir zam alana kadar

mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini ifade

ediyorlar.

Mercedes-Benz işçisi harekete geçti

NSK Armatür’de sendikaya tahammülsüzlük

Atilla Makinaişçileri saldırıya

rağmen sendikalaştı

Bilecik’te kurulu Bozüyük Organize Sanayi

Bölgesi’nde bulunan Midal Kablo işçileri

Birleşik Metal-İş’te örgütlendi. 25 Mart’ta

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetkinin

gelmesi üzerine saldırıya geçen patron, 30 Mart’ta

17 işçiyi işten attı.

Bununla yetinmeyen pervasız patron, sendika

üyesi diğer işçileri de tehdit etmeye başladı.

Sevkiyat bölümünde çalışan sendika üyesi 30

işçinin işten atılacağı ve bu bölümün taşeron

firmaya devredileceği söylentisini yayan patron, sendikal örgütlülüğü dağıtmaya çalışıyor.

Öte yandan Midal Kablo’nun zorba patronunun, işçilere, “Sendika istiyorsanız Türk Metal’e

üye olun” dediği de belirtildi.

4 Nisan günü ise ilçe kaymakamlığının talimatı ile kapı önünde direnen işçiler ve

sendikacılar kapı önünden göz altına alındı.

Mercedes-Benz İstanbul

Hoşdere Fabrikası’ndaki

işçiler, yıllık primlerinin

düşürülmesi nedeniyle harekete geçti.

Sendikaya yürüyerek primlerinin

düşürülmesini protesto eden işçiler,

mesailere kalmama eylemleri de

gerçekleştirdiler.

Mercedes’te her yıl 725 euro olarak

ödenen primler, bu yıl 400 euro’ya

düşürüldü. Fabrika yönetimi, 2015 yılında %

100 kâr ettiğini ilan etmesine rağmen

primlerin düşürülmesi, işçilerin tepkisini

büyüttü.

Patronu talepleri kabule zorlayacak

kararlı eylemler gerçekleştiremeyen

Mercedes işçileri, fabrikada birliği sağlayıp

metal fırtınanın yolundan gitmeği başarma

sorumluluğuyla karşı karşıyadır. Örgütlü

birliği sağlamayı başarmadıkları sürece,

Mercedes işçilerinin emek-sermaye

mücadelesinde kazanması mümkün değil.

Esas sorumluluk, sınıf kardeşlerinin

tepkilerini birleştirip kararlı bir mücadele

hattı oluşturması gereken öncü Mercedes

işçilerinin omuzlarındadır. Bununla birlikte

sınıf kardeşleriyle sımsıkı kenetlenip

sömürü ve baskıya karşı mücadele etmek,

onurlu tüm Mercedes işçilerinin de

sorumluluğudur.

Hyundai işçilerisadaka zammına tepkili

İspanyol Roca Grubu’na ait, Eskişehir’de ku-rulu NSK Armatür fabrikası işçileri BirleşikMetal-İş Sendikası’nda örgütlendi. Örgütlü

işçiye tahammül etmeyen patron saldırıya geçti.

İki öncü işçiyi işten atarak sendikal örgütlülüğü

kırmaya çalışan patron, işçilerin kararlı tutumuylakarşılaştı. Anayasal haklarını kullanarak sendikalaş-tıklarını belirten işçiler, “haklarımızdan vazgeçme-yeceğiz, 2 Nisan günü fabrikanın önüne gideceğiz”dedi.

Kocaeli Arslanbey OSB'de

bulunan Atilla Makina işçileri

sendikalaştı. 428 işçinin çalıştığı

fabrikada patron, 22 Şubat’ta saldırıya

geçti. 10 işçinin işten atılmasına rağmen

Hak-İş’e bağlı Çelik-İş Sendikası’nda

örgütlenme çalışmalarını sürdüren işçiler,

fabrikada çoğunluğu sağlayarak

Bakanlıktan yetki almayı başardılar.

Fabrikalar zincirine sahip olan Sarten patronuişçileri sömürerek palazlanıyor. “Olağansömürü” ile yetinmeyen patron, baskı ve

tehditle işçilerin sırtından ek kazançlar da sağlıyor.Örneğin Sarten fabrikasında mesai paraları yatırılmıyor,resmi tatillerde mesai parası verilmiyor, istediklerizaman izne çıkarıp istedikleri zaman telefonla işe geldiyor, soyunma odalarının ve tuvaletlerin temizliğindenbile işçiler sorumlu, 10 dakikalık “çay molası”nda iseçay verilmiyor, hatta yasak. Kısacası tam kölelikkoşullarında çalıştırılıyoruz.

Durum bu kadar vahimken, kendi aramızda söylen-mekten öteye gidemiyoruz maalesef. İşçi sınıfına öyle-sine uzak bir düşünce yerleştirilmiş ki, sanki patron bizedeğil, biz ona muhtacız. Bunun farkında olan patronlaadamları, kölelik koşullarını daha da ağırlaştırmaktançekinmiyor.

Oysa biz üretmezsek onların lüks hayatı, sermayesiolmaz, çocukları kolejlerde, Avrupalarda okuyamazdı. Osefahata, emek-gücümüzü sömürerek uşalabiliyorlar.Ne kadar çok sömürü o kadar çok kar demek. Bu yüz-den bir temizlik işçisi bile almıyor o işi de bizeyaptırıyor, mesai parası vermiyor, Bbir çayı bile fazlagörüyor bize. Yani onu vermiyor, bunu vermiyor amabizden hep alıyor.

Patron, himaye ettiği müdür ve yardımcısıyla birkaçkişiler. Oysa biz yüzlerce işçiyiz. O halde birlik olalım,haklarımız için mücadele edelim, sömürü ve ücretlikölelik zincirlerini kıralım.

Sarten’den bir işçi

Sarten’de hakgaspları bitmiyor!

Midal Kablo’da sendikalaşmaya karşıişçi kıyımı ve işçilere gözaltı

Page 5: Metal İşçileri Birliği - MİB

Bugune kadar işçiye hiç bir şey vermeyen TMşimdi çatır çatır çek dağıtıyor. Tabi insanları safgörüyor. 150 tl işçi için büyük para diyordur.

Sen kendini akıllı zannediyon heralde ey sendika. Bizemekçiyiz biz helal kazanıp çolumuza çocumuza helalyediririz ve onu öģretiriz kendin gibi mi sanıyorsun bizi.O çekleri sen kendi yalakalarına dağıt alışkınlar haramyemeğe o çekler de kan var haram var. Bir çok çocuğungöz yaşı var insanın boğazına takılır. O çeke minnet edençalışmasın. O kadar paraya tamah edecek insan yoktur Reno’da bizi yıllar dır üç kuruş para yaçalıştırıp şimdi dalga geçiyorlar haramzadeler. Biz o çekleri istemiyoruz sadakamız olsun size!

METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 5

Metal Fırtınası sürecinde Türk

Metal’den istifa ederek hakları için

direnişe geçen Enpay işçileri,

patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve o

süreçte toplam 236 işçi işten atılmıştı. 236

işçinin ‘işe iade ve sendikal tazminat’ için

açtıkları dava Yargıtay'da sonuçlandı. Enpay

işçileri işe iade haklarını kazandılar.

Yargıtay 236 işçi için işe iadeye, tazminat ve

İŞKUR'dan para almalarına hükmetti. Sendikal

nedenle işten atılma konusunda ise Yargıtay 13

işçi için sendikal tazminat almaları konusunda

karar verirken, 223 işçi için ise sendikal nedenle

açılan davanın görülmesine karar verdi.

Hatırlanacağı üzere davaya bakan yerel

mahkeme, 236 işçinin sendikal nedenlerle işten

atıldığına karar vermiş ve işçilere sendikal

tazminat ödenmesine hükmetmişti...

Asgari ücret zammının ardından ek zam

talebiyle eylemlerin yapıldığı Renault’da

işten atılan 14 işçi, mahkemeye başvurarak

işe iade davası açtı.

Fabrika önünde direnişlerini sürdürürken, Bursa 5. İş

Mahkemesi’ne başvurarak işe iade davası açan işçiler,

adliye önünde basın açıklaması yaptı.

İşçiler adına açıklama yapan Ahmet Akbaş, işe geri

dönmek için sürdürdükleri meşru direnişe devam

ettiklerini ve hukuki zeminde de adımlarını attıklarını

belirterek şunları söyledi:

"Anayasal hakları olan, seçtikleri sendikada

örgütlenme hakları ellerinden alınan arkadaşların onur

mücadelesi başlamıştır. Hukuki yönden ilk adımı bugün

atmış bulunmaktayız. Bizler hakkımız olan işe geri

dönüş için fabrika önündeki meşru mücadelemize

devam edeceğiz. Bunu yaparken tabii ki sendikamızla

beraberiz. Yapmış olduğumuz eylem şüphesiz ki

başarıya ulaşacaktır. Haksızlıkların karşısında

başkaldırmak bir isyan değildir. Her şeyden önce insan

onurudur. Bizler onurumuz için mücadele ediyoruz.

Şimdiden kazandığımıza inanıyoruz. Fabrika önündeki

eylemlerimize devam edeceğiz."

Renault işçileri işeiade davası açtı

Enpay işçilerinin davası sonuçlandı

Arçelik-LG işçileri işe iadedavasını kazandı

Metal Fırtınası sürecinde

üretimi durdurarak hak arama

mücadelesini yükselten Arçelik LG

işçilerine polis saldırmış, fabrikada

direnen işçiler devletin zorbalığıyla

dışarı atılmıştı.

Polis zorbalığının ardından

saldırıya geçen Arçelik patronu

173 işçiyi işten atılmıştı. Geçtiğimiz

günlerde Gebze Adliyesi’nde

görülen davada Arçelik LG

işçilerinin işe iade taleplerinin

kabul edilmesinin yanı sıra, işten

atıldıktan sonra geçen 9 aylık

süreye ilişkin iade tazminatı ve

kıdem tazminatı almaya da hak

kazandılar.

Hyundai’de yaşanan yemeğe git-meme olayının perde arkasındageçmişten kaynaklanan sorunlar

ve sıkıntılar etkili olmuştur. Bilinmelidir ki; buolay o anda gelişen bir hareket değildir.Geçen yıl herkese avansı kadar prim ver-ilmesi olayı (bu da tam bir komedidir) bu işinbaşlangıç noktasıdır. Bizler yeni personellerher zam açıklanmasında eskilerle aynioranda zam almaktayız (kimsenin ekmeğindegözümüz kesinlikle yoktur).

Bizim isteğimiz ortalama 2000-2500 TLmaaş alan personelle 1500-1750 TL maaşalan personelin aldığı ücretin eşit olmasıdır.Bu zam oranında eski personel ortalama 150TL yeni personel ise 120 TL gibi komik zamalmıştır. Bu da işçiler arasındaki maas farkınıgünden güne arttırmaktadır. Yaşam şartlarıve standartları günden güne kötüye gitmek-tedir.

Yine yemeğe gidenler ve gitmeyenlerincelendiğinde hatlarda çalişan yeni işçiler

yemeğe gitmemiş rahat yerlerde çalışanişçiler ise yemeğe gitmiştir. Buradan bir dersçıkarılmasını ve gerekenin yapılacağını umuy-oruz.

Bizler tepkimizi verirken her şeyi gözealdığımızın bilinmesini isteriz. Bu tempo veçalışmayla bu sağlığımızın daha fazla iyiolacağını düşünmüyoruz. Bu günden sonrayapılacak zamlar herkese. Adil eşit olacakşekilde olmalıdır. Gerektiğinde gerekli yer-lere gerektiği gibi mesaj vermesini gayet iyibiliyoruz.

Hyundai’den bir işçi

Tofaş ve Ototrim işçileridavaları kazandı

Metal Fırtınası’nda işten

atılan işçiler davaları

kazanmaya devam

ediyor.

Sendikal tazminat ve işe iade

talebiyle açılan ve sonuçlanan

davalara en son Tofaş işçilerinin ve

Ototrim işçilerin davaları eklendi.

Tofaş ve Ototrim işçileri

kazandıkları davalarla birlikte

sendikal tazminatlarını ve işe

iadelerini kazandılar

Renault işçisi

diyor ki;

Çekleri istemiyoruz sadakamız olsun size!

Hyundai’de neler oldu neden oldu’?

Page 6: Metal İşçileri Birliği - MİB

6 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

İşçi sınıfına yönelik saldırılar hız kesmeden

devam ediyor. Her dönem farklı

saldırılarla ama aynı amaç için karşımıza

çıkılıyor. Şimdiler de kıdem tazminatının fona

devredilmesi ve kiralık işçilik saldırıları

gündemde. Her ne kadar altın tepside

sunulsada, biliniyor ki hiç biri işçilerin lehine

çıkartılan yasalar değildir.

Kiralık işçilik ile hem güvenceli iş hem de

kıdem tazminatı hakkı ortadan kaldırılmış

olacak. Söyledikleri gibi işsizlik azalmayacak,

tersinden artacaktır. Yani önceden İŞ-KUR

önünde ya da fabrika önlerindeki iş bulma

kuyruklarını, şimdi Özel İstihdam Bürolarının

önünde görmeye başlayacağız. Bu kuyruk

güvencesizliğe uzanan kuyruk olacak. Çünkü

hem kıdem hem de sosyal haklardan, sendikalı

olmak hakkından yaralanılamayacak.

Tüm bunlar patronlar için dikensiz gül

bahçeleri yaratmak için yapılıyor. Patronlar

yıllardır işçi sınıfına yönelik saldırılar

gerçekleştiriyor. Çünkü ne kadar örgütsüz ve

dağınık bir sınıf olursa onlar için o kadar

bulunmaz nimettir.

Peki onlara bu dikensiz gül bahçelerini

verecek miyiz? Elbette ki hayır! Çünkü bugün

bu saldırıların mahiyeti gelecek için oldukça

yıkıcı olacaktır. Bugün her ne kadar gündemden

düşürülmüş gibi görünse de şunu bilmek

gerekiyor ki, yıllardır dokunmaya cesaret

edemedikleri kıdem hakkımıza yönelen bu

saldırıya karşı tok şekilde cevap verilmelidir.

Örgütlülüklerimizi ne kadar sağlam kurarsak

sermayenin bu saldırılarına o kadar net yanıt

verilir. Ancak mücadeleyle bu haklarımızı

güvence altına alabiliriz. Unutulmamalıyız ki,

örgütlü işçiyi hiçbir güç yenemez!

Kiralık işçi olmayacağız!

Sermayeye karşı mücadelemizin önündekitemel engellerden biri, eski işçilerle yeni işçilerinücretleri arasındaki farkın yarattığı sorunlardır.Ücret farkı yaratan patronlar, bu sayede hemkarlarını arttırıyor hem işçilerin birliğini zedeliyor-lar. Bu sayede bizleri daha sağlıksız ve ağır çalışmakoşullarına mecbur bırakmaya muvaffak oluyorlar.Biz işçiler ise, patronun bu oyununa gelerekeski/yeni işçiler diye birbirimizi rakip görebiliy-oruz. Yeni işçiye “örgütlenmek gerekiyor, bir şeyleryapalım!” dediğimizde, cevap, “eski işçiler iyi ücretalıyor, burada örgütlenme olmaz” oluyor.

Eski işçi, biraz daha yüksek ücret alıyor diye,yeni işçinin gözünde “yalaka” diye damgalanıyor.Eski işçi için ise, düşük ücretle işe yeni giren bir işçiile aynı ücreti almak sorun olabiliyor. Eski işçi, aynıişi yapan yeni işçi arkadaşının kendi aldığı ücretihak etmediğini düşünüyor. Eski işçi, yeni işçiyi işgüvencesini tehlikeye sokan kişi olarak görebiliyor.Bu yapay arımdan dolayı eski işçiler kendiortamlarını yeni işçilere kapama gibi, akılalmaz tu-tumlar alabiliyor.

Patroların yarattığı bu yapay ayrım tuzağınadüşerek hepimiz kaybediyoruz. Oluşan ücretmakası, hem TİS’leri uygulanamaz hale getirmektehem işçileri birbirinin rakibi haline getirmektedir.

Bizler aynı fabrikaya farklı zamanlarda işebaşlayan işçileriz, ortak bir biçimde üretiyor, aynıekmeği bölüyor, aynı bardaktan su içiyor, hepimizdüşük ücretlere köleler gibi çalıştırılıyoruz.Sömürü ve köleliğe karşı mücadele etmek,haklarımızı kazanmak için örgütlenmek yerine“eski işçi/yeni işçi” gibi akıldışı bir ayrım tuzağınadüşüyor, adeta ayaklarımıza kurşunu kendimizsıkıyoruz.

Ne eski işçinin aldığı ücretin fazlalığı haksızlık,ne yeni işçi düşük ücrete müstehak. Emek-gücümüzün karşılığı olan ücret, insancayaşamımıza yeten ücrettir. İşçiler olarak bizler butür yapay ayrım tuzaklarına düşmeden “Eşit işeeşit ücret!” ve “ İnsanca yaşamaya yeten birücret!” için patronların saldırılarına karşı, işçisınıfının neferleri olarak omuz omuza mücadeleetmeliyiz.

B/S/H işçisi

Eski-yeni ayrımı ilebölünmeye son!

Metal işkolunda geçtiğimiz yıl 29

Ocak’ta Birleşik Metal-İş üyesi işçiler

tarafından başlatılan grev sürecinde

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’ndan (MESS)

ayrılan patronlar yeni sendika kurdu.

Patronların kurduğu yeni sendikanın adı ise

Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikası (EMİS).

EMİS’in kurucu üyeleri ise şöyle: ABB Elektrik

Sanayi Temsilcisi Sami Sevinç, AlstomGrid Enerji

Temsicisi Hakan Karadoğan, Schneider Enerji

Temsicisi Hüseyin Bora Tuncer, Schneider Elektrik

Sanayi Temsicisi Ayşe Özdemir Coşkun, Alstom

Yenilenebilir Enerji Temsilcisi İzzet Akdemir, Alstom

Termik Enerji Temsicisi Ferruh Basku, Himel Enerji

Malzemeleri Temsilcisi Özden Yavuz Çelik.

EMİS’in kurulmasıyla birlikte ülkedeki patron

sendikalarının sayısı 57’ye yükseldi.

Metal patronlarıyeni sendika kurdu

Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası

kurucusu olduğu için işten atılan işçiler

davalarını kazanıyor.

Ford Otosan’da çalıştığı sürede TOMİS kurucusu

olduğu için Ford Otosan yönetimi tarafından işten atılan

Murat Celep’in geçtiğimiz günlerde Kocaeli 6. İş

Mahkemesi'nde görülen işe iade davasını kazandı.

Mahkeme Murat’ın sendikal nedenle işten atıldığına

kanaat getirerek işe iadesine hükmetti. Kocaeli’de Ford

Otosan’dan, Magna Otomotiv’den ve Farba’dan işten

atılanların davaları Nisan ayının 2. haftası görülecek.

Fransa’da işsizliği azaltma yalanıile hazırlanan El Khomri çalışmayasası reformuna karşı öğrenci ve

işçi sendikaları 31 Mart günü 4. eyleminigerçekleştirdi.

Fransa genelinde 1milyon 200 binkişinin 260 noktada sokaklara çıktığıeylemlerde, Paris'te ise gün boyu aralıksızyağmura rağmen 160bin işçi, emekçi vegençlik sokaklardaydı.

Başta CGT sendikası olmak üzerekatılımcı sendikalar bir nevi kitlesel sefer-berlik ilan etmişti. Eylem alanına gidenmetrolarda büyük bir yoğunluk oluşurken,metro duraklarında kalabalık kitle karşılıklıher durakta yasa tasarısına karşı atılansloganlarla selamlaşıyordu. Aralıksızyağan yağmura rağmen başta toplanmaalanı olmak üzere yürüyüş güzergahındakortejlerden bu gerici yasaya öfkeli tepkileryükselse de asıl anlamlı sloganlar sistemeyönelikti.

Gençlik geleceğinden umutsuzolduğunu dile getiriyor, işçi ve emekçiler

ise ömür boyu yoksulluğa mahkum edildik-lerini belirtip başka bir dünyanın mümkünolduğunu vurguluyorlardı.

31 Mart eylemleri her ne kadar tasarınınortaya çıktığı günden beri Fransa genelin-deki 4. kitlesel eylem olsa da öğrencigençlik geleceği için hemen hemen hergün liselerde ve üniversitelerde blokajeylemleriyle seslerini duyurmaya devamediyor. Öğrenciler, yasa tasarısıtartışmasız geri çekilene kadar eylemdeolacaklarını belirtiyor şimdiden 5 ve 9Nisan yeni eylem takvimleri olarak belir-lendi.

İşten atılan TOMİS kurucuları davalarını kazanıyor

Fransa’da geleceksizliğe karşı 1 Milyondan fazla kişi alanlardaydı!

Page 7: Metal İşçileri Birliği - MİB

7METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

İşçi Bülteni Özel Sayı:1294* Fiyatı: 25 Kr * Nisan 2016 * Sahibi veS. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel, süreli, siyasi,ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Meşrutiyet Mh.Kodaman Sk. No:111 /15 Şişli İstanbul Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 *Baskı: Özdemir Mat. Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok No:

242 Topkapı / İstanbul Tel: (212) 577 54 92

Mail adresi:

[email protected]

İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür Evi

Yenikent Mah. Şehit Serkan Temeloğlu Sok. 25/A

(Eskule otopark girişi karşı sokağı) Esenyurt

tel: 0506 146 40 75

e-mail: [email protected]

İstanbul - Kartal Üç Fidan Gençlik Evi

Kordonboyu Mah. Hamam sok. Özdemir İşhanı

Kat:2 No:29 Kartal

tel:0551 411 99 14

İstanbul - Ümraniye İşçilerin Birliği Derneği

tel: 0 535 257 70 99

İstanbul - Sefaköy İşçilerin Birliği Derneği

Halkalı Cad. No: 113 Kat:4 Daire: 7

tel: 0212 690 71 53 - 0536 714 62 06

İstanbul - Gaziosmanpaşa - tel: 0535 915 32 45

Gebze İşçilerin Birliği Derneği

Hacı Halil Mah. Orhangazi Cad. Karalar işhanı

Kat3 Gencallar (Eski YKM) yanı

tel: 542 843 16 01

Ankara - Mamak İşçi Kültür Evi

Tuzluçayır Mah. 285 Sok. 21/C Mamak

tel: 0312 368 06 90

e-mail: [email protected]

İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi

Dere Cad. 8072 Sok. No: 48 Çiğli

Tel: 0537 496 18 45

Manisa İşçi Kültür Sanat Derneği:

1. Anafartalar Mh. G. Osman Paşa Cd. No: 35/4

Tel: 0.533 054 90 67 - 0534 721 13 27

Adana - Sanayi İşçileri Derneği

Kuru Köprü Mah. No 14 Sok. No: 15 Seyhan

Tel: 0.538.970 64 95

Bursa - İşçilerin Birliği Derneği

Başaran İşhanı, Kat:4 No: 14 - Heykel

Kayseri İşçilerin Birliği Derneği

Sahabiye Mh. Mersin Sk Sim İşhanı No: 403

Kat: 4 Kocasinan

Tel: 0352 222 00 07

Trakya

Kazimiye Mh Omurtak Cad Gür Pasajı no: 66

tel: 0534 976 45 81

İletişim adres vetelefonları...Ç

iğli Atatürk Organize Sanayi Bölge-si’nde bulunan Kastaş Kauçukfabrikasında sayı sistemi, kesintiler

gibi sömürüyü yoğunlaştıran uygulamalarınyanı sıra, kadın işçilere dönük cinsel kimliğiaşağılayarak onursuzlaştırma ve taciz gibibaskı koşullarına karşı örgütlenme çalışmasıyürüten iki kadın işçi işten atıldı. İştenatılmanın ardından kapı önünde direnişbaşladı!

“Kastaş Fabrika Komitesi” imzalı bildiri-lerin fabrikada dağıtılmasının ardından işçiler üzerindeki baskı artırıldı. Sözde meslekhastalıklarını önlemek için başlatılan spor zamanında işçileri onursuzlaştıran söylemlerdebulunuldu. Bu onursuzlaştırmaya karşı çıkan kadın işçiler, fabrika içinde arkadaşlarınaseslendiler. Formen ve müdürün hakaretleri ve fiziki saldırısı karşısında ise işçilerarkadaşlarını savundular.

İşten atılan kadın işçiler Sonay Tezcan ve Kardelen Yoğunğan fabrika önünde direnişegeçtiler. Halada fabrika önünde direnişteler.

İzmir Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’ndeDİSK’e bağlı Cam Keramik-İş’teörgütlenme çalışması yürütürken bir

arkadaşlarının işten atılmasına tepkigösteren işçiler dün üretimi durdurmuş,polis saldırısı tehditlerine karşın geceyarısına kadar fabrikada sürdürdükleridirenişi kapı önüne taşımışlardı.

Dost Cam işçileri bugün de fabrikaönünde direnişlerine devam ediyorlar.

İşten atılan arkadaşlarının geri alınmasıve sendikal örgütlenme haklarına sahip çıkan işçiler, “Sendika hakkımız söke söke alırız”diyerek kazanana kadar direnişlerini sürdüreceklerini belirtiyorlar.

De-Ka Madencilik’teişçiler üretimi durdurdu

Kastaş Kauçuk’ta direniş!

Dost Cam işçileri üretim durdurdu!

İzmir’in Aliağaİlçesi’nde bu-lunan gemi

söküm bölgesindegeçtiğimiz günlerdeiş cinayeti yaşandı.

Ege Çelik Sanayiadlı firmada gemi sökümü yapıldığı sırada,sarı bakır kabloları toplamakla görevliErcan isimli işçi, kesimcilerin kestiğiparçaların altında kalarak yaşamını yitirdi.

Yaşanan iş cinayetinin ardından bölgedeçalışan tüm işçiler iş bıraktı.

Aliağa’da iş cinayetinekarşı iş bıraktılar

Ağır çalışma koşullarına, kitlesel işcinayetlerine ve buna rağmenücretlerinin ödenmemesine karşı

öfkeleri büyüyen maden işçileri, sınıflarmücadelesinde yeni mevziler açıyorlar.

Son olarak, Zonguldak’ın Kilimli İlçe-si’nde bulunan De-Ka Madencilik’te işçiler,2016 yılının başından bu yana ücretlerinialamadıkları için üretimi durdurdu.

Ücretlerin ödenmemesine tepki göster-erek sabah saatlerinde üretimi durduranmadenciler, notere giderek maden patro-nuna ihtar çektiler.

İşçiyi patronlara satan Türk-İş Martayı açlık sınırını açıkla. Buna göreaçlık sınırı asgari ücretin üzerinde ve

1407 TL.

"TÜRK-İŞ Araştırmasının Mart 2016 ayısonucuna göre, dört kişilik bir aileninsağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesiiçin yapması gereken gıda harcaması tutarı(açlık sınırı) bin 400 lira 8 kuruş oldu. Birönceki ay açlık sınırı bin 407 lira 42 kuruşseviyesinde bulunuyordu. 4 bin 584 lira 44kuruş olan yoksulluk sınırı da 4 bin 560 lira54 kuruş oldu"

Mart ayı açlık sınırı 1407 TL

Page 8: Metal İşçileri Birliği - MİB

Dünya'daki tüm ezilenlerinkardeşçe biraraya geldiği günhangisi diye sorulsa, verilecek engüzel cevap biz işçilerin 1 Mayıs'ıdır.

1 Mayıs 1886 yılında Amerika İşçiSendikaları Konfederasyonuöncülüğünde işçiler, uzun çalışmasaatlerine karşı, 8 saatlik iş günütalebiyle greve gider. Yarım milyonayakın işçinin katıldığı grevde, 40 binişçi Şikago sokaklarını doldurur.Grevler aralıksız sürerken, bu du-rumdan rahatsız olan patronlarçeteler aracılığıyla provakasyonlaryaratır, katliama zemin hazırlarlar.

Eyleme devam işçilere 3 Mayısgünü saldıran polis 2 işçiyi katleder.Ölümleri prostesto etmek üzere 4Mayıs günü Haymarketmeydanında toplanan işçiler, mitin-glerini sorunsuz bir şekildesürdürürken, nereden geldiği belliolmayan bir bombanın patlamasısonucu ortalık karışır, polis işçilerinüzerine ateş açar. Açılan ateşsonucu birçok işçi hayatını kaybed-erken, 5 işçi önderi tutklanır vehakklarında idam cezası verilir. Dörtişçi önderi Albert Persons, AugustSpies, Adolph Fischer ve GeorgeEngel 11 Kasım 1887’de idam edilir.Louis Ling adlı işçi önderi ise

hücresinde “ölü” bulunur.

1889`da toplanan 2. Enternasy-onal, Fransız bir işçi temsilcisininönerisiyle 1 Mayıs’ın tüm dünyada“Birlik, Mücadele ve DayanışmaGünü ” olarak kutlanmasına kararverir.

Türkiye’de ilk 1 Mayıs 1911yılında tütün, liman işçileritarafından kutlanırken, kitlesel ilkkutlama ise 50 yıl süren yasaktansonra 1 Mayıs 1976'da TaksimMeydanı'nda yapıldı. 1977 yılındaTaksim Meydanı'nda toplanan 500bin işçi ve emekçinin üzerine kontr-gerilla tetikçileri tarafından ateşaçıldı ve 34 emekçi katledildi.

Sonraki 1 Mayıslarda da çoksayıda işçi katledilmesine rağmenmilyonlarca işçi, emekçinin katıldığı1 Mayıslar, her türlü karalamaya,yasaklamaya, saldırıya rağmenTürkiye işçi sınıfının bilincinde vehafızasında önemli bir yer tutmayadevam ediyor.

İnsanın insan tarafındansömürüsü ortadan kaldırılanaeşitlik, özgürlük ve kardeşlikdünyası olan sosyalizm kurulunakadar işçi sınıfı, 1 Mayıslarda alan-lara çıkıp sermayenin egemenliğinekarşı mücadeleye devam edecektir.

Şanlı 1 Mayıs'ın tarihi!